P O R F İ R İ A L A R DERS NOTLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "P O R F İ R İ A L A R DERS NOTLARI"

Transkript

1 P O R F İ R İ A L A R DERS NOTLARI Doç.Dr.Gökmen KALKAN 2006 yılına kadar

2 Porfirialarla ilgili ders notları Gut Hastalığı ile ilgili notlarla beraber bir derslik zamana göre süzgeçten geçirilerek öğrencilere anlatılmaktadır.

3 Porfiriyalar: Porfiriler hem biyosentez pathway inde spesifik enzimlerin kalıtsal ve akiz bozukluklarıdır. Porfirinler methen (=C ) köprüsü ile dört pirol halkasının bazik yapısını taşıyan pigmentlerdir. insanda ençok görülen metalloporfirin HEM dir. Hem hemoglobin, miyoglobin, sitokromlar, katalaz ve triptofan pirolaz için prostetik gruptur. Porfirinler metal iyonlarını, özellikle Fe +2 ve Fe +3 şeklindeki demiri kolayca bağlayan bileşiklerdir. Hem biyosentezinin yapıldığı başlıca yerler karaciğer, kemik iliğinde eritrosit üreten hücrelerdir. Porfirinin üretimi globin ve diğer apoproteinlerle birleşecek miktarın üzerine çıktığında hem birikir ve hemine okside olur. Bu son ürünün (hemin) inhibisyonu ALA sentaz ın da sentezini azaltır. Porfirialar hem sentezindeki bozuklukların neden olduğu, porfirin ve porfirin prekürsörlerinin birikimi ve fazla miktarda atılımı ile sonuçlanan kalıtsal veya bazen akiz hastalıklardır. Porfiriyalar enzimlerin eksikliğinin kırmızı kan hücrelerinde veya karaciğerde olmasına göre eritropoetik ve hepatik olarak ayrılmaktadır. Eritropoetik porfiriyalar, kongenital eritropoetik porfiriya ve Protoporfiriya tarzında ikiye ayrılmaktadır. Hepatik porfiriyalar ise Intermittant A- kut Porfiriya, Herediter Koproporfiriya, Variegate Porfiriya, Porfobilinojen Sentaz Yetersizliği, Porfiriya Kutanea Tarda tarzında beş e ayrılmaktadır. Ateşli hastalıkların seyrinde, karaciğer hastalıklarında, ikter seyrinde, sirozlarda, Kan hastalıklarında (sekonder anemiler, pernisiyöz anemi ve lösemilerde), Avitaminozlarda (Pellegra), Toksik durumlarda (kurşun, bakır ve sulfonal, piramidon, fosfor zehirlenmeleri, trional, sedormid, vs) Sekonder veya Semptomatik Porfiriyalar görülebilmektedir. Akıl hastalıklarında da Sekonder Porfiriya görülebilmektedir. İskoçya da de 1 kişide Porfiriyanın bazı formları görülmektedir. Güney Afrika da beyaz popülasyonda 1000 de bir Variegate Porfiri görülebileceği üzerinde duruluyor. Türkiye de de Porfiriye rastlanıldığı bildirilmektedir. Porfiriya hipoksiler (siyanoz), methemoglobinemi ile seyredebilmektedir. Eritropoetik porfiriyada hemolitik anemi görülebilmektedir. Hepatik porfiriyada karın ağrıları yanında nöropsikiyatrik sorunlar, diyare, kabızlık ortaya çıkabilmektedir. Hepatik Porfiride ışık altında bekletilen idrar rengi kırmızıya ve siyaha dönüşür. Not: Derlemeler. Bana ait görüş yok. Devamı arkadadır. Doç.Dr.Gökmen Kalkan la ilgili ders notları:

4 Porfirin deriyi ışığa karşı hassas kılar. Fotosansitizasyon olayında lizozimin önemi üzerinde durulmaktadır. Fotosansitizasyonda O 2 den elde edilen superoksit radikallerinin etkisi üzerinde durulmaktadır. Tedavi: Porfiriyalarda fotosansitivite azaltan drog olarak karotenoidlerden yararlanılır. Hepatik Porfiriyalarda hematin ve glukoz infüzyonundan yararlanılabilir. Glukoz perfüzyonunun porfirin teşekkülünü azaltabileceği bildiriliyor. Tekrarlayan flebotomi ve hepatik demirin uzaklaştırılışı da hepatik porfirilerde düşünülmesi gerekebilir. Renal Yetersizlik, hipertansiyon, Diabet görüldüğü takdirde bu konularla da ilgilenilebilir. Porfiriya Kutanea Tardada AMP ve ACTH dan istifade edilebileceği de Prof.N.Bağrıaçık Hocanın bir çalışmasında geçmektedir.

5 SEKONDER VE SEMPTOMATİK(3) PORFİRİYALAR Bazı nedenlere bağlı olarak kanda ve idrarda geçici olarak porfirinlerin arttığı durumlardır(3). Bunlar sırası ile şunlardır: 1- Ateşli hastalıkların seyrinde artan Koproporfirin III, 2- Karaciğer hastalıklarında, ikterlerin seyrinde, sirozlarda artan üroporfirin, 3- Kan hastalıkları, sekonder anemiler, pernisiyöz anemi ve lösemilerde görülenler 4- Avitaminozlarda (Pellegrada) görülen porfirinler, 5- Toksik porfiriyalar, kurşun, bakır ve bazı ilaçların kullanılmasında (sulfonal, piramidon, fosfor zehirlenmeleri, trional sedormid), 6- Akıl hastalıklarında görülen porfiriyalar

6 Robert J.Desnick The Porphyrias 14 th edition Harrison s Principles of Internal Medicine Fauci-Braunwald-Isselbacher-Wilson-Martin-Kasper-Hauser-Longo: McGraw Hill 1998 Page: Porfiriler hem biyosentez pathway inde spesifik enzimlerin kalıtsal ve akiz bozukluklarıdır. Porfirin prekürsör ve porfirinlerin overprodüksüyonu ve akümülasyonuna dayanarak porfiriler hepatik veya eritropoetik olarak sınıflandırılabilir. Eritropoetik porfiride deride fotosensitivite görülürken, hepatik porfiria da major manifestasyonlar abdominal ağrı, nöropati, mental bozukluk gibi nörolojik manifestasyonlardır. Hepatik porfiriadaki nörolojik tutulmanın nedeni az biliniyor. Güneş ışınlarına deri sensitivitesinin uzun dalga ultraviyole ışınları ile meydana geldiği deride aşırı artan porfirinlere eksitasyon nedeni ile hücrede harabiyet, skarlaşma ve deformasyon meydana gelebileceği üzerinde durulmaktadır. Steroid hormonları, ilaçlar ve nutrisyon porfirin prekürsörleri, porfirin prodüksüyonuna etki eder; böylece bazı porfirinlerin şiddeti artar veya presipite olur. Aktuel olarak porfirialar ekojenik bozukluklar olup çevresel, fizyolojik ve genetik faktörler hastalığı meydana getirmede interaksiyon gösterirler Prof.Dr.Enver Dolar Porfiryalar: Klinik Karaciğer Hastalıkları: Nobel-Güneş, 2002, Sayfa: Bir görüşe göre Porfiriyaya yol açan şey HEM in, yani HEM-PROTEİN bileşiklerinin azalması sonuçta oksijen kullanımı gibi temel işlevlerin aksayarak mitokondrium ve hücre membranının hasarlanmasıdır; diğer bir görüşe göre de hastalığın nedeni Porfirin prekürsörleri ve porfirinlerin aşırı yığılımıdır ve daha çok kabul görmektedir. Eğer ALA sentetazın güçlü indüksüyonu söz konusu ise artmış porfirin prekürsörleri farmakolojik bir ajan gibi rol oynayarak (ALA ile GABA arasındaki yapısal benzerlik dikkat çekicidir) nöropatiyle karakterli akut bir tablo ortaya çıkar. Ama eğer ALA sentetazın indüksüyonu zayıfsa artmış porfirinler, ultraviyole indüklendiğinde moleküler oksijenle tepkimeye girip lizozomları hasara uğratırlar, açığa çıkan yıkıcı enzimler fotosensitivite ile karakterli kronik bir klinik tabloya neden olurlar.

7 Prof.Dr.Osman Saka Porfirin Metabolizması Bozuklukları: Fizyopatoloji Birinci cilt 1962 İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Sayfa: Porphyrinin seyri esnasında sık görülen Cyanose hali, büyük bir ihtimalle methemoglobinemie nin bir alameti addolunur (Sayfa: 141). Kanda porfirin seviyesinin pek fazla yükselmesi neticesinde katalase faaliyetinin inhibe edildiği ve dolayısı ile methemoglobinin teşekkül ettiği kabul ediliyor. Porphyriada dış solunum mekanizmasında kaydedilen arızadan maada, bilhassa hücre solunumunda da mühim bozukluklar olduğu anlaşılıyor. Mesela Warburg teneffüs fermenti Cytochrome, Katalase ve Oxidase faaliyetinde ve dokuların hemine de bazı arıza ve zararların meydana gelmesi varittir (Sayfa: 141) Prof.Dr.Özkan Sandalcı Porfirialar Endokrinoloji, Metabolizma ve Beslenme Hastalıkları: Geriatri İlavesi İle İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Nobel Tıp Kitapevleri Prof.Dr.Ergin Sencer 2001 Sayfa: Üroporfirin, koproporfirin ve protoporfirin artışı ile birlikte olan Porfirialarda fotosensitivite vardır. Porfirinler O 2 bulunan ortamda 400 nm (nanometre) dalga boylu ışınlara maruz kalınca Singlet oksijen olarak adlandırılan, yüklenmiş ve Stabl olmayan formda oksijenin açığa çıkmasını sağlarlar. Bu madde dokular için zararlıdır. Deri dokusu ışığa en fazla maruz kaldığından en duyarlı kesim olmaktadır (S:455).

8 K.E.L McColl S.Dover E.Fitzsimons M.R.Moore Porphyrine Metabolism and The Porphyrias: Concise Oxford Textbook of Medicine J.G.G.Ledingham (Professor) David A.Warrell (Professor). Oxford University Press, Page: Klinik olarak Porfiriyalar; AKUT (Akut İntermittant Porfiriya, Variegate Porfiriya, Herediter Koproporfiriya) ve NONAKUT (Porfiriya Kutanea Tarda, Eritropoetik Protoporfiriya, Kongenital Porfiriya) olarak sınıflandırılmaktadır. - Porfiriyalar Porfirin Hem Biyosentez Biyokimyasal Yan Yolunu tutan kalıtsal hastalıklardır. - İskoçya da de 1 kişide Porfiriya nın bazı formları görülebilir. - Güney Afrika da beyaz popülasyonda 1000 de 1 nisbetinde Variegate Porfiriya görülebileceği üzerinde duruluyor. - Porfiriyada psikiyatrik manifestasyonlar arasında ajitasyon, mani, depresyon, hallusinasyon ve şizofreniye benzer davranışlar görülebilir. Psikiyatrik davranışlar nöbetler arasında görülmektedir. - HEM preparasyonları (HEMATİN) plazmada HAEMOPEXİN ve albümine bağlanır ve karaciğer tarafından uptake gerçekleşir. Burada Delta amino levulinik asid synthase ve daha sonra porfirin prekürsörleri ve porfirin overprodüksüyonu azalır (enzim blokajına bağlı olarak). Tedavide ağrı kontrolü, taşikardi ve hipertansiyon kontrolü, konvülsiyonlarla, nöropati ile mücadele edilir. - Porfiriyaların Longterm Komplikasyonları: Az oranda kronik hipertansiyon, az o- randa renal yetersizlik Prof.Dr.Nazif Bağrıaçık Porfiriler Temel Tedavi (Tedavi Ağırlıklı Klinik), Sayfa: Porfirinlerin biyosentezi çok hassas bir düzenleme ile hemoproteinlerin oluşumuna doğru yönelir. Çok küçük bir miktar serbest haldedir. Bu sentezde hücre içi membran sisteminin çalışması, Delta aminolevulinik asid sintetaz enziminin sınırlayıcı etkisi, HEM in bu enzim üzerine retrograd baskılayıcı etkisi, ATP nin hücre içi kesafeti, Parsiyel O 2 basıncı ve hücrelerin oksidoredüksüyon durumları gibi çeşitli faktörler rol sahibidir. Porfiriya Kutanea Tarda da AMP ve ACTH ile geçici yararlar sağlanmış.

9 Pamela C.Champe Richard A.Harvey Aminoasitlerin özgün ürünlere dönüşümü: Biyokimya, 2 inci baskı, Çeviri editörleri: Prof.Dr.Asuman Tokullugil Uz.Dr.Melahat Dirican Uz.Dr.Engin Ulukaya Nobel Tıp Kitabevleri Sayfa: PORFİRİN ler metal iyonlarını, özellikle Fe +2 ve Fe +3 şeklindeki demiri kolayca bağlayan bileşiklerdir. İnsanda ençok görülen metalloporfirin HEM dir. Hem, hemoglobin, miyoglobin, sitokromlar, katalaz ve triptofan pirolaz için prostetik gruptur. Hemoglobinin bir bileşeni olan porfirinin yapım ve yıkımı, vücuttaki azot dengesinin sürdürülmesi açısından çok önemlidir. Hem biyosentezinin yapıldığı başlıca yerler karaciğer ve hemoglobin sentezinin aktif olduğu kemik iliğindeki eritrosit üreten hücrelerdir. Porfirin oluşumundaki başlangıç ve son üç aşama mitokondride, ara aşamalar sitozolde gerçekleşir. Porfirinlerin prekürsörleri aminoasitlerdir. Porfirinin üretimi globin ve diğer apoproteinlerle birleşecek miktarın üzerine çıktığında hem birikir ve hemine okside olur. Bu son ürünün (HEMİN) inhibisyonu ALA sentaz in da sentezini azaltır. Porfirialar hem sentezindeki bozuklukların neden olduğu, porfirin veya porfirin prekürsörlerinin birikimi ve fazla miktarda atılımı ile sonuçlanan kalıtsal (veya bazan kazanılmış) hastalıklardır. Porfirialar enzim eksikliğinin kırmızı kan hücrelerinde veya karaciğerde olmasına göre eritropoetik veya hepatik olarak ayrılır. Akut intermittant porfiri gibi ALA ve porfobilinogen birikimine neden olan porfirialar, karın ağrısı ve nöropsikiyatrik bozukluklara neden olurlar. Semptomlar genellikle barbitürat gibi ilaçların kullanılması ile P 450 mikrozomal ilaç oksidasyon sisteminin sentezindeki artışa bağlı olarak kamçılanır. Tetrapirol ara ürünlerinin birikimine yol açan enzim defekti olan bireylerde fotosensitivite (görülen ışığa maruz kalındığında

10 ciltte kaşıntı ve yanıklar görülmesi) görülür. Bu semptomların O 2 den elde edilen superoksit radikallerinin oluşumu ile porfirin aracılıklı olarak ilgili olduğu düşünülmektedir. Bu reaktif oksijen türleri hücre membranını hasarlayarak lizozomlardan tahrip edici enzimlerin salınımına yol açar. Hücresel bileşenlerin tahribi de fotosensitiviteye neden olur. Porfiriaların sık görülen bulgusu hem sentezindeki azalıştır. Normalde HEM, ALA sentezini baskı altında tutar, bu son ürünün eksikliği ALA Sentaz sentezinde artışa neden olur. Bu durumda da genetik bloktan önceki ara ürünlerin sentezinde artışa neden olur.

11 - Kongenital porfiriada idrar rengi ihtiva ettiği porfirin miktarına tabii olarak pembeden kırmızı, hatta siyaha kadar değişir. Asid reaksiyonlu idrarın rengi durmakla koyulaşır (Titiz,İ: Oktay,S, Aktan,H: Hematüri. İç Hastalıkları (Semptomatoloji ve Tedavi). Üçüncü bası. Yazanlar. Prof.Dr.İrfan Titiz, Prof.Dr.Sabih Oktay, Prof.Dr.Hamdi Aktan. 1974, II.cilt, Ankara, Sayfa: ). - Porfirinüride idrar porto şarabı kırmızısı rengine çalar. idrar rengi bazan pembe veya kırmızı olabilir. İdrardaki porfirin (porfobilinojen) spektroskopla anlaşılabilir. Erlich aldehit reaktifi ile kırmızı renk oluşur (ürobilinojen gibi). (Abaoğlu,C, Aleksanyan,V: Semptomdan Teşhise, 8 inci baskı, 1980, Sayfa: 1333). - Eritropoetik porfiriada (özellikle Kongenital Eritropoetik Porfiriada hemolitik anemi, splenomegali vardır) hemolitik anemilere rastlanabilmektedir. Hepatik porfiriada karaciğerde, porfirin prekürsörlerinin aşırı sentezi söz konusudur. Hepatik porfiriada karın ağrıları yanında, nöropsikiyatrik sorunlar, diyare ve kabızlık ortaya çıkabilmektedir. Işık altında bekletilen idrar rengi kırmızıya veya siyaha dönüşür (Abaoğlu,C, Aleksanyan,V: Semptomdan Teşhise, 8 inci baskı, 1980, Sayfa: ). - Porfirinler her protoplazmada bulunurlar. Enerji depolanmasında ve kullanımında rolleri vardır. Protoplazmadaki enzimler yardımı ile aminolevulinik asit, porfobilinojene, porfirinojene ve porfirine dönüşür. Normalde dışkı ile günde 300 mcg porfirin atılır. İdrarla günde 1000 mcg dan az porfobilinojen, 2500 mcg dan az üroporfirin atılır (Abaoğlu,C, Aleksanyan,V: Semptomdan Teşhise, 8 inci baskı, 1980, Sayfa: ).

12 Prof.Dr.Ahmet Noyan Hücre Fizyolojisi Yaşamda ve Hekimlikte Fizyoloji Onuncu baskı, 1998, Ankara, Meteksan A.Ş. Sayfa: Porfirin deriyi ışığa karşı hassas kılar (Fotosansitizasyon). İan Mgnus,M.R, Young ve Antony Allison deriyi ışığa karşı hassas kılan maddelerin lizozomlarda konsantre olduğunu gördüler. Bu maddeye karşı lizozom membranının fotooksidasyon sonucu, zedelendiğini tespit etmişlerdir. Fotosansitizasyon olayında lizozomun önemi üzerinde duruluyor (Sayfa: 92) Prof.Dr.Ahmet Noyan Kan Fizyolojisi Yaşamda ve Hekimlikte Fizyoloji Onuncu baskı, 1998, Ankara, Meteksan A.Ş. Sayfa: 659 Doğuştan ya da kazanılmış porfirin metabolizmasındaki kusurlar Porfiria adı verilen bir grup hastalıkların nedenidir (Porfirinemi ve Porfirinüri). Porfirinler delta aminolevulinik asid yoluyla glisin ve süksinattan orijin alırlar ve bu sentez olayı mitokondride olur. Hem teşekkülünün son evresinde porfirine demir ilave edilir. globin sentezi ribozomlarda olur (Sayfa: 678).

13 PORFİRİYA LAR Porfiriyalar hem biyosentezindeki genetik ve edinsel bozukluklardır(1). Porfirinler METHEN (=CH ) köprüsü ile dört pirol halkasının bazik yapısını taşıyan pigmentlerdir (Resim 1). Her porfirinin bir çok sayıda izomeri bulunmaktadır(2). Tepede bulunan 1 ve 8 nolu hidrojen atomlarının porfirinle değişmesi sonucu değişik porfirinler ortaya çıkar(3). Porfirinojenler, METHAN (- CH 2 ) köprüsüne bağlı dört pirol halkasının bazik bir strüktürü ile karakterli renksiz bir oluşumlardır(2). Porfirin pigmentleri klorofil, hemoglobin, katalaz, bazı sitokrom ve peroksidaz enzimleri içinde bitkiler ve hayvanlar aleminde geniş bir şekilde dağılmıştır(2). Protoporfirin IX un demirli kompleksi hem, triptofan oksigenaz gibi hemoproteinler için prostetik grup olarak fonksiyon gösterir(1). Porfirinüri deyimi idrarda porfirinin fazla atılmasına denilmektedir(2). Koproporfirinin fazla miktarda itrahına Koproporfirinüri denilmektedir(2). Porfiri deyimi bir grup hastalığı içerisine alır ve herbiri mutad dışı karakteristik görünümlüdür(2). Bunlarda porfirinlerden bir veya fazlasının, porfirinojenler ve veya porfirin prekürsörlerinin (Delta amino levulinik asid ve porfobilinogen) idrar ve veya feçesle fazla itrahı vardır(2).

14 Bütün formlarında teşhis unsuru porfirin ve onun ön maddeleri olan ÜRO- PORFİRİN ve KORPOPORFİRİNİN tesbiti ile olmaktadır(3). Bu kalıtsal bozukluk hemoglobin sentez bozukluğu şeklinde olup, klinik o- larak sinir sistemi, karaciğer ve cilt belirtileri ile kendini gösterir(3). Nörolojik sendrom, karakteristik olarak barbitürat gibi ilaçlarla presipite o- lur ve abdominal ağrı, periferik nöropati ve mental bozukluklarla sonuçlanır(1). Nöropsikiyatrik semptomlar ALA ve porfobilinogen (PBG) gibi prekürsörlerin fazla üretildiği porfiriyalarda görülür. Nörolojik lezyonların patogenezinin açık olmadığı bildiriliyor(1). Deri fotosansitivitesinin artmış porfirin akümülasyonu ile ilgili olabileceği bildirilmektedir(1). 400 nm dalga boyunda ultraviyole ışınları ile radyasyonda tetra-pirol nukleusunun iki bağlı konjuge strüktürünün porfirinlere neden olduğu bildiriliyor. Üst dermis ve alt dermisde moleküllerle reaksiyon gösteren unstabl yüksek reaktif okside edici ajanlar durumuna gelmek kaydı ile(1). Dominant geçişli insan porfiriyaları, değişik anlamlı özellik gösterirler(1). Latent özellikli bu hastalık peryodlar tarzında veya devamlılık arzederek manifestasyon gösterir ve ilaçlar, hormonlar veya karaciğer hastalıkları gibi faktörlerle presipite olur(1).

15 PORFİRİANIN TARİHÇESİ - Konjenital porfiri ilk kez 1911 de Günther tarafından tarif edilmiştir. - Porfirin kimya bilgisinin çoğu Hans Fischer ve bunun Münih teki okulundan gelmektedir de bu yazar Kongenital porfirili meşhur hastanın (Petry) idrarından ÜRO- PORFİRİN ve KOPROPORFİRİNİ kristal şeklinde izole ettiler, hemi tarif ettiler ve isimlendirdiler. - Shemin ve Granick ve bunların grubu, Newyork ta porfirin biyosentezine ait önemli yayınlar yapmışlardı. - Porfirinin tipleri ve görünümlerini açıklayan yayınlar İsveç te Waldenström, İngiltere de Remington, Güney Afrika da Barnes ve Dean, Birleşik Amerika da Watson, Schwartz ve Schmid den gelmiştir. Cartwright,G.E

16 1 PORFİRİYA LARIN SINIFLAMASI A. ERİTROPOETİK PORFİRİYALAR 1- Konjenital eritropetik porfiriya 2- Protoporfiriya B. HEPATİK PORFİRİYALAR 1- İntermittent akut porfiriya 2- Herediter koproporfiriya 3- Variegate (ayrı renkli) porfiriya 4- Porfobilinojen sentaz yetersizliği 5- Porfiriya kutanea tarda

17 2 HEPATİK ALA SENTAZI KAMÇILAYAN FAKTÖRLER - Steroidler, - Lipid solubl ilaçların fazlalığı - Sitokrom P450 hemoproteinler - Mikrozomal ilaç metabolizmasındaki terminal oksidazlar - Sübstrat olan kemikaller

18 3 KONJENİTAL ERİTROPOETİK PORFİRİYA - Hemolitik anemi - İz bırakan şiddetli deri lezyonu - Kronik fotosansitivite bulgularına yol açan seyrek, resessif geçişli defekt sonucunda oluşan bir hastalıktır. Günther hastalığı, Konjenital fotosansitivite porfiriya, eritropoetik porfiriya eş anlamlı diğer isimlerdir. 4 KONJENİTAL ERİTROPOETİK PORFİRİYADA eritroid dokuda - PBG DEAMİNAZ aktivitesinde kompansatuar artış, Üroporfirinojen III kosentazın primer genetik yetersizliği, enzim abnormalitesinin nedenleri olduğu üzerinde durulmaktadır.

19 5 KONJENİTAL ERİTROPOETİK PORFİRİYADA - Üroporfirin I - Koproporfirinojen I - Koproporfirin I dokularda birikebilir ve feçes ve idrarla fazla miktarda atılırlar. Üroporfirinojen I, Koproporfirinojene değişebilmektedir.

20 6 KONJENİTAL ERİTROPOETİK PORFİRİYANIN KLİNİK PREZANTASYON VE PATOGENEZİ - Fetal gelişim sırasında porfirin akümüle olur. - Doğumda veya doğumdan kısa süre sonra kırmızı veya pembe idrarın ekskresyonu söz konusudur. - Deri sansitivitesi, intermittent hemoliz ve splenomegali daha geç manifestasyon gösterebilir. - Kemik ve dişler kırmızı renk değişikliği gösterirler. - Hipertrikoz sıktır. - Çocukluk çağında ölüm olabilir. Uzun süreli sürvi ile birlikte daha fazla parmaklar, burun ve kulakların etkilendiği mutilasyon ve şiddetli skar görülür. - 7,6,5,3 karboksil gruplu porfirinler ve koproporfirin, Üroporfirin I in yüksek konsantrasyonda bulunduğu bildirilmektedir. - ALA ve PBG ekskresyonunun normal olduğu bildirilmektedir. - Feçeste fazla miktarda koproporfirin I in bulunduğu bildiriliyor. - Normoblastlar, retikülositler ve eritrositler yüksek miktarda Üroporfirin I ve az miktarda koproporfirinojen ihtiva ederler. - Normoblastlar ve retikülositler kuvvetli kırmızı fluorescent gösterirler. - ALA ve PBG ekskresyonu normal sınırlarda ise nörolojik bozuklukların görülmediği bildiriliyor.

21 7 KONJENİTAL ERİTROPOETİK PORFİRİA NIN TEDAVİSİ - Derinin travma ve güneş ışınına maruz bırakılmasının engellenmesi - Oral karotenoidlerle fotosansitivitenin azaltılması, Bazı vakalarda splenektomi ile muvakkat olarak hemolitik anemi, porfirin ekskresyonu ve fotosansitivitenin düzeltilmesi, - Hemoliz bakımından paket eritrosit transfüzyonu ve HEMATİN transfüzyonu söz konusudur.

22 8 PROTOPORFİRİYA FERROKATALAZ YETERSİZLİĞİ neticesinde oluşan, eritrosit protoporfirinin in yüksek konsantrasyonu ile birlikte seyreden orta derecede deri sansitivitesi gösteren bir hastalıktır. Protoporfirin aynı zamanda karaciğerde akümüle olur. Protoporfiriya eritropoetik porfiriyaların ikincisidir.

23 9 PROTOPORFİRİYANIN GENETİK İNSİDANS ve PATOGENEZİ - Değişken geçiş özelliği göstermektedir. - Otozomal dominant geçişlidir. - Prevalansın porfiriya kutanea tarda ya benzediği bildiriliyor. - Ferrokatalaz ın (mitokondrial enzimin) aktivitesinin kemik iliğinde, periferik kanda, karaciğer ve kültür deri fibroblastlarında yetersizliği söz konusudur. - Ferrokatalaz aktivitesi yetersizliğinde normoblastlarda, retikülositlerde ve genç eritrositlerde çok fazla miktarda protoporfirin akümülasyonu olmaktadır. - Yaşla beraber eritrositlerden plazmaya protoporfirin sızıntısı olur. - Fotosansitivite deri ve plazmadaki protoporfirin ile yönlendirilir ve görünebilir ışıkta ortaya çıkar ( nm). - Deri fotosansitivitesi iklimlere bağlı variabilite gösterir. - Bu defektin birçok taşıyıcıları klinik ve şimik olarak asemptomatik kalabilirler ve teşhis enzimatik araştırma ile mümkün olur.

24 10 PROTOPORFİRİYA NIN KLİNİK PREZENTASYONU ve DİYAGNOZU - Çocukluk yaşlarında orta derecede fotosansitivite ile görülmektedir. - Uzun süre güneşe maruz kalmada ağrılı yanma, iğneli sansasyon, kaşıntı, eritem ve ödemli bir tablo görülmektedir. - Lezyonlar skarsız olarak saatler, aylar ve günlerce kalır. - Nöropsikiyatrik ataklar görülmez. - Protoporfiriya genellikle selim bir hastalıktır. - Kan, safra yolları, karaciğer anormallikleri ile birlikte bulunabilir. - Kolelitiyaz insidansı artar ve safra taşları porfirin ihtiva ederler. Protoporfirin siroza zemin hazırlayabilir. - Orta derecede anemi söz konusudur. - Protoporfiriyada eritrositlerde yüksek konsantrasyonda protoporfirin saptanması ile teşhis konur. - Fluoresan mikroskobu ile kırmızı fluoresan eritrosit görünümü ile karşılaşılır. - Feçes ve plazmada protoporfirinler yükselebilmektedir. - Üriner porfirinler, ALA ve PBG umumiyetle normal seyretmektedir.

25 11 PROTOPORFİRİYA NIN TEDAVİSİ - Tipik güneş koruyucuları genellikle etkili değillerdir. - Oral olarak verilen beta karotenler güneş ışınına toleransı iyileştirmektedirler. - Serum beta karoten seviyesi mikro mol/l ( mikrogram/dl) arasında idame ettirilmelidir. - Karotenoid tedavinin etkililiği serbest radikal çöpçüsü gibi etki göstermesi ve tek oksijenin giderilmesi (söndürülmesi, bastırılması) özelliğidir.

26 12 İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA HEREDİTER KOPROPORFİRİYA VARİEGATE PORFİRİYA üç ayrı tip HEPATİK PORFİRİYADIR. - Hepsi otozomal dominant geçişlidir. - Nörolojik disfonksiyonların akut atakları ilaçlar, hormonlar veya diğer ajanlarla presipite olabilir. - Akut ataklar sırasında hepsinde PBG ve ALA nın üriner ekskresyonunda artma görülür. - Fakat idrarda ve feçeste porfirinlerin patterni farklılık gösterir.

27 13 İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA - Tekrarlayan nörolojik ve psikiyatrik disfonksiyon atakları ile karakterizedir. Fotosansitivite görülmez. - Primer defekt, porfobilinojen deaminazda dır. İAP: Akut intermittent porfiriya: Pyrolo-porphyrias: eş anlamlıdırlar.

28 14 İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA NIN GENETİK İNSİDENS ve PATOGENEZİ - Değişik geçişlerle otozomal geçiş göstermektedir. - Abnormal genin geçiş sıklığı 1/10000 ve 1/ olarak hesaplanmıştır. Muayyen bölgelerde insidans artabilir. - PBG yi üroporfirinojene değiştiren enzim, PORFOBİLİNOJEN DEAMİNAZ ın parsiyel (%50) yetersizliğinin defekte sebep konusu olduğu üzerinde durulmaktadır. - Abnormal gendeki moleküler defekt henüz tarif edilememiştir. İmmuno-reaktif enzimin az miktarlarında ve yokluğunda mutasyonun sıklıkla görülebileceği üzerinde durulmaktadır. - Enzimin parsiyel yetersizliği karaciğerde ilaçlar ve diğer faktörlerle ALA sentaz artmış aktivitesine yol açar ve sonuçta ALA ve PBG nin artmış formasyonu ve üriner ekskresyonunun artmışlığına sebep olur. - Porfirin akümülasyonu görülmez, böylece deri fotosansitivitesi ortaya çıkmaz. - İAP li hastaların amniyotik hücrelerinde, lemfositlerde kültür deri fibroblastlarda, eritrositlerde, karaciğerde düşmüş porfobilinojen deaminaz aktivitesi saptanmıştır. - Enzim yetersizliği ilave edinsel faktörler dışında ve genetik defektli vakaların 1/3 veya azındakilerin dışında akut porfiriyanın klinikte manifestasyonunda zaruri olarak meydana gelmez. - Genetik defekt ile nörolojik lezyonlar arasındaki ilişki bilinmemektedir.

29 15-A İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA NIN KLİNİK PREZENTASYON ve DİYAGNOZU - Püberteden evvel semptomlar sık görülür. - Abdominal ağrı söz konusudur. Lokalize veya bel ve sırta yayılan orta veya şiddetli derecede kolik tarzında ağrı. Ağrı otonom nöropati orijinli olup bozulmuş gastroentestinal motilite ile oluşmaktadır. - Ateş ve lökositoz birlikte bulunmaktadır. - Şiddetli kusma ve persistan konstipasyon sıktır. - Hasta idrarı kırmızı veya portekiz şarabı görünümündedir. - Nörolojik manifestasyonlar ve mental bozukluk değişkendir. - Periferik sinirler, otonom sinir sistemi, beyin, kraniyal sinirler ve serebral fonksiyon etkilenebilmektedir. - Sinüsal taşikardi, postural hipotansiyon, labil hipertansiyon, üriner retansiyon ve fazla terleme sıktır. - Hipertansiyon ve taşikardi katekolaminlerin artmış ekskresyonu ile korrelasyon göstermektedir. - Periferik nöropati predominant olarak motordur. Fakat duysal komponent ortaya çıkabilir. - Derin tendon refleksleri bozulmuş veya noksandır. - Ekstremitelerde nörotik ağrılar, hipoestezi ve parestezi bölgeleri, bacak ve kalça düşüklüğü tipiktir. - Kraniyal sinir etkilemesi optik sinir atrofisine, oftalmopleji ve disfaji ye yol açabilir. Çok şiddetli santral sinir sistemi etkilemesinde deliryum, koma ve nöbet görülebilir.

30 İAP nın klinik prezantasyon ve diyagnozu na devam: 15-B - Emosyonel kararsızlık, dezoryantasyon görülebilir. - Sodyumun gastro-entestinal kaybı söz konusudur. - ADH nın uygunsuz salınımı söz konusudur. - ALA nın toksik etkisi ile ilişkili olarak sodyum kaybettiren nefropati: - Hipomagnesemi tetaniye yol açabilir. - Akut ataklar günlerden aylara değişen sıklık ve şiddetten sonra sonlanabilir. - Biyokimyasal ve klinik manifestasyonlar uygun dozlarda barbitüratlar, antikonvülsanlar, östrojenler, kontraseptifler, alkol ile presipite olabilmektedir. - Bütün bu ilaçlar sitokrom P450 sisteminin kromoproteinleri ile oksidlenmektedir. - Bazı kadınlarda, eksaserbasyon menstrüel siklüs ile ilişkili olabilir. - Latent porfiriya gebelikte gecikme ve doğumu takiben manifest hale gelebilir. - Uzun süreli azalmış kalori alımı ve infeksiyonlar atakları provoke edebilmektedir.

31 16-A İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA NIN LABORATUAR BULGULARI - Akut ataklar sırasında PBG ve ALA nın idrarda aşırı ekskresyonu karakteristiktir. - Bu arada İAP, HCP ve VP dan ayrılmaz. - PBG ve ALA nın idrardaki değerleri semptomların şiddeti ile korrelasyon göstermez. - Watson-Schwartz ve Hoesch testleri nöropsikiyatrik disfonksiyonların episodları sırasında daima pozitiftir. - Latent vakalarda her iki test negatif olabilir. - Akut atak sonrasında üriner PBG ekskresyonu normale dönen vakalarda her iki test negatif sonuç verebilir. Bu gibi durumlarda üriner ALA ve PBG ekskresyonu kromatografik metodlarla tayin edilir. - ALA ve PBG nin normal ekskresyonu Latent intermittent akut porfiriyada eritrosit, lemfosit ve kültür deri fibroblastlarda porfobilinojen deaminaz aktivitesinin ölçülmesi ile diyagnoz mümkündür denilmektedir. - Taze idrarda renksizlik söz konusudur ve az miktarda üro veya koproporfirin ihtiva eder. Durdukça PBG spontan olarak üroporfirin ve porfobiline polimerize olduğu i- çin koyulaşabilir. - Feçes porfirin konsantrasyonunun umumiyetle normal olduğu bildirilmektedir. - Konvansiyonel karaciğer fonksiyon testleri normaldir. - Akut ataklar sırasında metabolik bozukluk olarak LDL seviyesi artışı ile birlikte hiperkolesterolemi bildirilmektedir.

32 16-B İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA NIN LABORATUAR BULGULARI - Kırmızı kan hücrelerinde orta derecede azalma söz konusudur. - Kan volümünde orta derecede azalma söz konusudur. - Transit normokromik normositik anemi bulunabilir. - Akut ataklar sırasında serum tiroksin seviyesinde artış bulunabileceği bildiriliyor. - Bozulmuş GLİKOZ TOLERANSININ akut ataklarda söz konusu olabileceği bildiriliyor. - Karaciğerde testosteron 5-alfa redüksiyon formunun defektif olduğu bildiriliyor. Bu abnormalitelerin genetik defektle ilişkisi bilinmektedir.

33 17-A İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA NIN TEDAVİSİ - Akut atağın tedavisi İAP, HCP ve VP de idantir. - Bazı akut ataklar karbonhidratın fazla verilmesi ile (500 g/d), glikoz etkisi ile etkisiz hale gelebilir. - Bu tedavinin etkenliği hakkında her hangi bir araştırma yapılmamış. Glikozun 20 g/h oranında İV verilmesinin uygun olacağı görüşü bulunmaktadır. - Glikoz perfüzyonu ile nöropsikiyatrik semptomlar ilerleme gösterirse İV HEMA- TİN infüzyonu (üç veya altı gün için her 12 saatte dakika 4 mg/kg) denenmelidir. - Hematin, liyofilize toz olarak ABD de kullanışlıdır. - Solüsyon infüzyondan evvel hazırlanmaktadır. - Hematin tedavisinin komplikasyonları seyrektir. - İnfüzyon tarafında tromboflebit, koagülopati ve hemoliz bildirilmiştir (Trombositopeni, protrombin zamanının uzaması, abnormal parsiyel tromboplastin zamanı ve fibrinogenemi ile manifeste olur). - Bu komplikasyonların unstabl hem solüsyonunun degradasyon ürünleri ile oluşabileceğine inanılmaktadır. Taze hazırlanmış hematin ile komplikasyonların azalacağına inanılmaktadır. - Hematin ve glikozun birlikte hayvanlarda hepatik ALA sentazın indüksiyonunu kontrol altına alabilecekleri bildirilmektedir. Her iki drogun birlikte 48 saat içerisinde iyileşme yapabileceklerine inanılmaktadır.

34 17 B İNTERMİTTENT AKUT PORFİRİYA NIN TEDAVİSİ - Hiponatremi, hipomagnezemi, azotemi den korunmak gayesi ile ölçülü sıvı ve elektrolit uygulanması, - Taşikardi ve hipertansiyon beta adrenerjik blokaj yapan ilaçlarla tedavi edilmelidir. İAP, HCP ve VP li hastalarda emniyetli veya muhtemel emniyetli olarak değerlendirilen ilaçlar şunlardır: - Analjezikler (asetaminofen, aspirin, iboprufen, morfin, morfinle ilişkili opioidler meperidin, kodein) - Antibiyotikler (penisilinler, sefalosporinler, methenamide, aminoglycosidler) - Psikoaktif ilaçlar (fenotiazinler-klorpromazin, lityum, nortriptilin) - Antihistaminikler (Difenhidramin) - Antihipertansifler (Atenolol, propranolol, reserpine, thiazidler) - Diğerleri (Atropin, cyclopropane, diethylether, neostigmine, propanidid, procaine, succinylcholine, nitrous oxide, glikokortikoidler, oxazepam, chlordiazepoxide, insulin, heparin) - Ekseriyetle tam düzelme görülür. Tam düzelme için aylar, hatta yıllara gereksinme olabilir. - Akut ataklara yol açması muhtemel ilaçlardan, steroidlerden, fazla alkolden ve ağır açlıktan ve diğer zararlı faktörlerden kaçınmakta yarar vardır. - Bazı hepatik porfiriyalı hanımlarda mensesle gelmesi muhtemel akut ataklar, intranazal veya subkutan Luteinizan hormon releasing hormon uygulanması ile (Leuprolide) önlenebilir.

35 18 HEREDİTER KOPROPORFİRİYA NIN TARİF ve GENETİĞİ - Tarif: Herediter koproporfiriya, İAP ve VP ile idantik, nöropsikiyatrik disfonksiyon atakları ile karakterize bir HEPATİK PORFİRİYA dır. - Bazan fotosansitivite görülür. Genetik: Primer genetik defekt, COPROPORPHYRİNOGEN OXİDASE ın parsiyel yetersizliğidir. - Hastalık otozomal dominant olarak geçmektedir.

36 19 HEREDİTER KOPROPORFİRİYA NIN PATOGENEZ ve KLİNİK TABLOSU HCP (Herediter koproporfiriya), Koproporfirin III ün fazla miktarının ekskresyonu ile karakterizedir. - Akut atak sırasında, PBG ve ALA nın ekskresyonu artmaktadır (Pozitif Watson Schwartz veya Hoesch testi) - Remisyon sırasında PBG ve ALA nın ekskresyonu normale döner. - Akut ataklar VP ve İAP den ayrılma özelliği göstermez. - Bazı faktörlerle presipite olurlar. - Hastaların yaklaşık 1/3 ünde hastalık sırasında deri fotosansitivitesi görülür. - Hastalığın yerleşmesi ihtilatlı karaciğer hastalığı ile birlikte sık olaraktır. - Coproporphyrinogen oxidase ın yetersizliği karaciğer ve diğer dokularda gösterilebilir. - Tedavisi IAP için tarif edilen tedavi ile idantiktir.

37 20 VARİEGATE PORFİRİYA NIN TARİF, GENETİK, İNSİDENS ve PATOGENEZİ Tarif: VP, derinin mekanik travma ve güneş ışınına sansitivitesi ile psikiyatrik disfonksiyonların akut atakları ile karakterize bir hastalıktır. - HEM biyosentezindeki primer enzimatik lezyon, Protoporphyrinogen Oxidase ın parsiyel yetersizliğidir. - VP otozomal dominant özellikli bir geçiş göstermektedir. - Güney Afrika nın beyaz popülasyonunda bu hastalığın umumiyetle sık görüldüğü bildirilmektedir (1/400). - Başka yerlerde hastalık daha az sıklıktadır. - Defekt safra içerisinde protoporfirinin fazla miktardaki ekskresyonuna sebep olur. - Fekal koproporfirin ekskresyonunda az artış, fekal protoporfirin ekskresyonunda fazla artış söz konusudur. - Defekt ayrıca ALA ve PBG nin artmış üriner ekskresyonuna ve koproporfirinin artmış üriner ekskresyonuna akut atak sırasında sebep olur.

38 21-A VARİEGATE PORPHYRİA NIN KLİNİK PREZENTASYON ve DİYAGNOZU - Hastalık halinde VP ikinci veya üçüncü dekadda ortaya çıkar. - Fotokutaneus lezyonlar, nöropsikiyatrik semptomlar, akut abdominal ağrı atakları içermektedir. - Superfisiyal erozyonlar, küçük mekanik travmalar sonrası kabarma formasyonu gibi deri etkilemeleri bulunmaktadır. - Lezyonlar sık olarak depigmante ve pigmante skarlar tarzındadır. - Yüz ve elin hiperpigmantasyonu sıktır ve kadınlarda sık olarak hirsutismus bulunur. - Deri lezyonları Porfiriya kutanea tardakilerden ayrılık göstermeyebilir. - Nöropsikiyatrik disfonksiyonların akut atakları İAP ve HCP den tefrik edilemez ve bazı faktörlerle presipite olur. - VP nin karakteristik kemikal bulgusu proto ve koproporfirinin fazla miktarının devamlı ekskresyonudur. - Asemptomatik hastalarda ALA, PBG ve porfirinin üriner ekskresyonu normal veya orta derecede artış gösterir. Yalnız deri semptomu olanlarda ALA, PBG nin üriner ekskresyonu normaldir veya orta derecede artar. - Akut ataklar sırasında ALA ve PBG nin üriner ekskresyonu artar (Pozitif Watson Schwartz ve Hoesch testleri).

39 21-B VARİEGATE PORFİRİYA NIN KLİNİK PREZENTASYON ve DİYAGNOZUNA DEVAM Akut ataklar sırasında üriner koproporfirin ve üroporfirin ekskresyonunda artma bulunmaktadır. Eritrosit porfirinleri normaldir (Protoporfiriyadan tefrike izin verir). VARİEGATE PORFİRİYA NIN TEDAVİSİ - Glikoz ve hematin infüzyonları ile mümkündür. - Tedavisi İAP ve HCP ye benzemektedir. - Güneş ışınına maruzu engelleyecek giysi ve davranışlar şarttır. - Prognoz İAP li hastalardan daha iyidir veya İAP li hastalara benzemektedir.

40 22 PORFİRİYA KUTANEA TARDA Derinin güneş gören yerlerinde kronik lezyonlarla karakterize ve porfirinlerin üriner ekskresyonlarının ayrı pattern leri ile seyreden bir hastalıktır. Hastalık hepatik üroporfirinojen dekarboksilazın bir genetik veya edinsel yetersizliğinden oluşur. Nörolojik manifestasyonlar noksandır. Porphyria cutanea tarda (PCT), semptomatik kutaneus hepatik porfiria, semptomatik porfiria eş anlamlı ayrı isimlerdir.

41 23-A PORFİRİYA KUTANEA TARDA NIN GENETİK, İNSİDANS VE PATOGENEZİ Porfiriya kutanea tarda nın dört ayrı tipi bulunmaktadır. 1- Familyal porfiriya kutanea tarda: Otozomal dominant geçiş gösterdiği bildiriliyor. Üroporfirinojen dekarboksilaz karaciğer, eritrosit ve dokularda %50 dolaylarında azalma gösterir. 2- Sporadik porfiriya kutanea tarda: Alkol ve oral kontseptif steroid kullanılımı ile birliktedir. Üroporfirinodekarboksilazın karaciğere restriksiyonu parsiyel yetersizlik göstermektedir (Üroporfirinojen dekarboksilazın parsiyel yetersizliği karaciğere bağlıdır). 3- Hepato-eritropoetik porphyria (HEP): Porfiriya kutanea tarda nın seyrek homozigot formu olarak ortaya çıkabilir. Üroporfirinojen dekarboksilazda normalin %10 a kadar azalma söz konusudur ve şiddetli birçok klinik manifestasyonlar bebeklikle birlikte başlar. 4- Toksik Porfiriya kutanea tarda: Polihalogenleşmiş hidrokarbonlar dikkate değer derecede, heksaklorobenzen e maruz bırakılmış vakalarda görülür ve aynı zamanda, hepatik üroporfirinojen dekarboksilaz azalır.

42 23-B PORFİRİYA KUTANEA TARDA NIN GENETİK, İNSİDENS VE PATOGENEZİNE DEVAM - Hastalığın insidensi tayin edilememiştir. - Sporadik porfiriya kutanea tarda nın insan porfiriya sı tipi en sık olarak tarif edilmiştir. - Sporadik Porfiriya kutanea tarda da hepatik üroporfirinojen dekarboksilaz azlığı genetik veya edinsel sonuç mu? Bilinmiyor. - Üroporfirinojenin koproporfirinojene konversiyonunu katalize eden üroporfirinojen dekarboksilazda yetersizlik, hepatik hem sentezinin bozukluğuna sebebiyet verir. - Umumiyetle alkolik karaciğer hastalığı ve uzun süreli östrojen verilmesi durumunda, demir yükleme gibi faktörlerle birlikte deri fotosansitivitesi söz konusudur. - Demir yüklemesi ve hormonlarla ortaya çıkan latent Porfiriya kutanea tarda mekanizması bilinmiyor. - İAP, HCP ve VP ye kontrast olarak PCT de enzim defekti hepatik hem sentezinin regülasyonunda bozuklukla sonuçlanmaz. ALA sentaz aktivitesi açık vakalarda dahi normal veya hafif yükselmiştir.

43 24-A PORFİRİYA KUTANEA TARDA NIN KLİNİK PREZENTASYON ve DİYAGNOZU - Fotosansitivite yalnız major manifestasyondur. - Deri lezyonları, VP deki deri lezyonlarından ayrılmaz. - Deri semptomları 40 ile 60 yaş arasındaki erkeklerde daha sık olarak umumiyetle sinsi başlar. - İleri derecede artmış fekal pigmantasyon söz konusudur. - Travmaya bağlı olarak frajilite artışı, eritem ve vaskuler, ülserasyonların varlığı söz konusudur. - Sklero-ödem değişiklikleri, alında, yanak bölgesinde, ön kolda kıllanma sıktır. - alkole bağlı karaciğer hastalığı sıktır ve daima sabit bulgu hepatik siderosistir. - Spontan remisyon görülebilir. - Östrojenler, kontraseptif haplar, diğer hepatotoksik ajanlar hastalığı presipite edebilirler. - PCT de DİABETES MELLİTUS RİSKİ fazladır. - PCT ile birlikte sistemik lupus eritematosus ve diğer otoimmun sendromlar bildirilmiştir. - Üroporfirinojenin idrarla ekskresyonu artmıştır. - Koproporfirinin idrarla ekskresyonu biraz artmıştır. - İdrar pembe veya kahverenktedir. - ALA ve PBG nin idrarla ekskresyonu umumiyetle normaldir (Negatif Watson- Schwartz veya Hoesch testleri). - İdrarda ÜROPORFİRİN MAJOR porfirindir.

44 24-B PORFİRİYA KUTANEA TARDA NIN KLİNİK PREZENTASYON ve DİYAGNOZUNA DEVAM - İntermediyer porfirinler (hususiyetle hepta-karboksilik porfirinler) aynı zamanda bulunur. - ALA ve PBG gibi porfirin prekürsörlerinde artış noksanlığı ve psikiyatrik (nöropsikiyatrik) atakların hikayesinin noksanlığı teşhiste önemlidir. - Karaciğerin selim primer veya malin primer tümörleri ile birlikte Porfiriya kutanea tarda görülebilir. - Kronik renal yetersizlikli hastalarda hemodializde, psödoporfiriya düşündürebilecek porfirin ekskresyonları söz konusudur. - PCT ye benzeyen Toksik edinsel porfiriya kaza olarak polihalogenleşmiş hidrokarbonlara maruz kalan vakalarda görülebilir. Heksaklorobenzen buna örnek gösterilmiştir.

45 25 PORFİRİYA KUTANEA TARDA NIN TEDAVİSİ - Alkol, östrojenler, halogenli hidrokarbonlar men edilir. - Tekrarlanan flebotomi ve hepatik demirin uzaklaştırılması uzun süreli remisyona yol açar. - Altı aydan dokuz aya kadar 400 ml kanın veya ekivalen miktarda eritrositin, hemoglobin ve plazma protein miktarının ölçülmesi ile haftalık veya daha az süreli alınması söz konusudur. - Flebotomiye uygun olmayan hastalar için Chloroquin in ufak dozlarının (haftada iki defa mg) karaciğerden üroporfirinlerin uzaklaşmasına neden olduğu bildirilmektedir. - Karaciğerden üroporfirinlerin uzaklaşması ile remisyon olabileceğine inanılmaktadır. - Chloroquin in hepato-toksik risk taşıdığı bildiriliyor. - Demir uzaklaştırıcı diğer bir alternatif DESFOREXAMİNE nin şelatör etki gösterebileceği üzerinde duruluyor. - PCT nin deri lezyonlarını korumada oral karotenoidler ve topikal güneş koruyucuları effektif değillerdir.

δ-aminolevulinik ASİT

δ-aminolevulinik ASİT δ-aminolevulinik ASİT Diğer adı ve kısaltmalar: Delta aminolevulinik asit, δ-ala, DALA, ALA. Kullanım amacı: Porfiria olasılığını değerlendirmek, çeşitli pofiria türleri arasında ayırıcı tanı yapmak ve

Detaylı

Porfirialar. Prof.Dr. Umit TÜRKOĞLU

Porfirialar. Prof.Dr. Umit TÜRKOĞLU Porfirialar Prof.Dr. Umit TÜRKOĞLU 1 Porfirinler, halkalı yapı içeren renkli maddelerdir. Porfirinler 4 pirol halkasının 4 meten köprüsü ile bir araya gelmesi ile oluşan halkalı yapılardır. 2 Halka sistemindeki

Detaylı

ÜNİTE 7. Porfirinler. Amaçlar. İçindekiler. Öneriler

ÜNİTE 7. Porfirinler. Amaçlar. İçindekiler. Öneriler ÜNİTE 7 Porfirinler Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Porfirin, porfin ve pirol halkası tanımlamalarını, Porfirinlerin özelliklerini, Hemoglobinin yapısını ve özelliklerini, Hemoglobinin yıkılışını

Detaylı

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 GİRİŞ Demir ilaçları anemi tedavisinde (özellikle gebelerde ve çocuklarda) En sık 6 yaş altı çocuklarda

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI Kronik böbrek hastalığı-tanım Glomerül filtrasyon hızında (GFH=GFR) azalma olsun veya olmasın, böbrekte

Detaylı

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ 2009-2010,Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun Dersin amacı Eritrositlerin yapısal özellikleri Fonksiyonları Eritrosit yapımı ve gerekli maddeler Demir metabolizması Hemoliz Eritrosit

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Arter Kan Gazı Değerlendirmesi Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Asit-Baz Dengesine Farklı Yaklaşımlar Seifter JL: N Engl

Detaylı

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım Dr. Sıtkı Sarper SAĞLAM DR.SITKI SARPER SAĞLAM - KEAH ACİL TIP KLİNİK SUNUMU 04.10.2011 1 Netter in Yeri: DR.SITKI SARPER SAĞLAM - KEAH ACİL TIP KLİNİK SUNUMU

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD

Amino Asit Metabolizması Bozuklukları. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya ABD Amino Asit Metabolizması Bozuklukları Genelde hepsi kalıtsal ve otozomal resesifir

Detaylı

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl Karaciğer ve safra yolu hastalıklar klarında laboratuvar bulguları Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 5.Yarıyıl 2006-2007 2007 eğitim e yılıy Karaciğer ve safra yolu hastalıklarında

Detaylı

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0

Detaylı

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14 HEREDİTER SFEROSİTOZ İNT.DR.DİDAR ŞENOCAK Giriş Herediter sferositoz (HS), hücre zarı proteinlerinin kalıtsal hasarı nedeniyle, eritrositlerin morfolojik olarak bikonkav ve santral solukluğu olan disk

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

İçİnDEkİLER Bölüm 1 İÇKİLER 1

İçİnDEkİLER Bölüm 1 İÇKİLER 1 İÇİNDEKİLER Bölüm 1 İÇKİLER...1 Rakı...2 Kımız...3 Rakının İmali...4 Çilingir Sofrası...5 Rakı Nasıl İçilir?...5 Meze...6 Şarap...13 Kırmızı Şaraplar...16 Beyaz Şaraplar...17 Şarapların Servisi...22 Bira...25

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ « ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ « Sunum planı Epidemiyoloji Farmakokinetik Klinik özellikler Tanı Tedavi Sonuç Epidemiyoloji

Detaylı

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN Klinikte Analjeziklerin Kullanımı Dr.Emine Nur TOZAN Analjezikler Hastaya uygulanacak ilk ağrı kontrol yöntemi analjeziklerin verilmesidir. İdeal bir analjezik Oral yoldan kullanıldığında etkili olabilmeli

Detaylı

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri

TESTOSTERON (TOTAL) Klinik Laboratuvar Testleri TESTOSTERON (TOTAL) Kullanım amacı: Erkeklerde ve kadınlarda farklı kullanım amaçları vardır. Erkeklerde en çok, libido kaybı, erektil fonksiyon bozukluğu, jinekomasti, osteoporoz ve infertilite gibi belirti

Detaylı

BİLİRUBİN METABOLİZMASI. Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

BİLİRUBİN METABOLİZMASI. Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD BİLİRUBİN METABOLİZMASI Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Dersin amaçı Bilirubin oluşumunu ve atılımını öğrenmek İndirek ve direk bilirubinin özelliklerini öğrenmek Arttığı ve

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar TRANSFERRİN Transferin kanda demiri taşıyan bir proteindir. Her bir trasferrin molekülü iki tane demir taşır. Transferrin testi tek başına bir hastalığı göstermez. Beraberinde serum demiri, ferritin, demir

Detaylı

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI Prof. Dr. Orhan Turan KAYNAKÇA: 1.Stephen J. McPhee, Gary D.Hammer eds. Pathophysiology of Disease. 6th ed. Mc Graw Hill; 2010. 2.Damjanov I. Pathophisiology. 1st ed. Saunders

Detaylı

Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ

Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten 216 217 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Yağ Asitleri Uzun karbon zincirine sahip

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

Akut Dahili Karın Ağrısı Nedenleri

Akut Dahili Karın Ağrısı Nedenleri Akut Dahili Karın Ağrısı Nedenleri Doç. Dr. Gülbüz SEZGİN Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç hastalıkları ABD VIII. istanbul Dahiliye Klinikleri Buluşması 2-4 Kasım 2018 www.idk2018.org Anamnez Eşlik

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.

Detaylı

Travma Hastalarında Beslenme

Travma Hastalarında Beslenme Doç. Dr. Onur POLAT Travma Hastalarında Beslenme Normal ve sağlıklı organizma travma veya strese maruz kaldığında kendisini korumaya yönelik bazı fizyolojik mekanizmaları harekete geçirir. Genel amaç organ

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN

Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN LİTYUM LİTYUM İNTOKSİKASYONU Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN Arş.Gör.Dr. Ahmet UZUNDURUKAN Giriş Farmakokinetik Patofizyoloji İntoksikasyon Tedavi Takip-Taburculuk GİRİŞ Lityum, bipolar bozukluk akut manide

Detaylı

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar Dr. Ahmet Çelik Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı 1. Kahramanmaraş Biyokimya Günleri 7-9 Kasım 2013 Kahramanmaraş Başlıklar Tarihçe,Tanım

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları [Çocuklarda Akılcı İlaç Kullanımı] Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları Ayşın Bakkaloğlu Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Ünitesi İlaç Metabolizması Esas organ

Detaylı

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLULARI DIABETES MELLITUS Diabetes mellitus, direkt olarak insülin direnci, yetersiz insülin salımı veya aşırı glukagon salımı

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NIZORAL 400 mg Ovül 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her bir ovül etkin madde olarak 400 mg ketokonazol içerir. Yardımcı maddeler: Bütil hidroksianizol

Detaylı

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. SİROZ Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. İlerleyici ilerleyici karaciğer hastalıkları sonuçta siroz ile sonuçlanan progresif fibrozise neden olur. Safra kanalikülü

Detaylı

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur.

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur. Enerji Dönüşümleri Enerji Enerji; bir maddeyi taşıma veya değiştirme kapasitesi anlamına gelir. Enerji : Enerji bir formdan diğerine dönüştürülebilir. Kimyasal enerji ;moleküllerinin kimyasal bağlarının

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz 1. ÜRÜN ADI ÜRÜN BİLGİSİ CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz 2. BİLEŞİM Etkin madde: Her 5 ml de; Amoksisilin Klavulanik asit 250.00 mg 62.5 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR

Detaylı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı %20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı kaşıntılar (kc, bb, troid) Pemfigoid gestasyones Gebeliğin

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Sunu Planı Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi ve fizyolojisi Etiyoloji Klinik Tanı Tedavi Tanım ve Epidemiyoloji

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

PÜRİN VE PİRİMİDİN METABOLİZMASI

PÜRİN VE PİRİMİDİN METABOLİZMASI PÜRİN VE PİRİMİDİN METABOLİZMASI Nükleotidlerin vücuda alınımı Nükleotidler, nükleik asitlerin yapı taşları olarak besinlerde bulunur. Hücre içeren besinlerle alınan nükleik asitler, mide enzimlerinden

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1 VÜCUTTA ASİT-BAZ DENGESİ BOZUKLUKLARI ASİDOZ Kan ph ının ALKALOZ Kan ph ının ASİDOZLAR: Vücut ekstrasellüler sıvılarında H + artmasından ya da bazların azalmasından ileri gelir. Vücut normal ph ının (7.35-7.45)

Detaylı

Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri.

Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri. Asid-baz dengesi ph Başlıca organizma sıvılarının ve salgılarının ortalama ph değerleri. Organizma sıvıları, salgıları Ortalama ph Kan 7.4 Süt 6.7 Safra 7.8 İdrar 6.0 Pankreas özsuyu 8.0 Bağırsak özsuyu

Detaylı

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI DEDBT01944 Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg Mümkün olduğunca normal bir yaşam www.lilly-pharma.de www.lilly-diabetes.de

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III 1: DİYABET...1 Diabetes insipedius...2 Diabetes mellitus...2 Diyabetin Etkileri...3 Belirtiler...4 Nedenler...4 Tedavi...4 Bitkilerin Rolü...5 Tıbbi Faydaları...6 2: KARACİĞER

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Nihal Özkayar 2,Bayram İnan 1, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2, Nisbet Yılmaz 1 1 Ankara Numune

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

Diyabet nedir? Ensülin nedir?

Diyabet nedir? Ensülin nedir? Was ist Diabetes? Was ist Insulin? (Türkisch) Diyabet nedir? Ensülin nedir? Diyabet melitusun temelleri Diyabet melitus Diyabet, kronik bir özümleme bozukluğudur. Diyabetli olmak demek, ya vücudunuzun

Detaylı

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI 4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI DERS 1: HEMOLİTİK ANEMİLER Bir otoimmun hemolitik aneminin tanısı için aşağıda yazılan bulgulardan hangisi spesifiktir? a. Retikülosit artışı b. Normokrom normositer aneminin

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. Uygulama şekli: Az miktarda su ile seyreltilerek ya da seyreltilmeden yutulmaksızın gargara yapılır.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. Uygulama şekli: Az miktarda su ile seyreltilerek ya da seyreltilmeden yutulmaksızın gargara yapılır. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI: DİCLORAL gargara 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her 1 ml 0,74 mg diklofenak (serbest asit şeklinde) içerir. Yardımcı madde(ler): Yardımcı

Detaylı

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten

Detaylı

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar Hepatik reaksiyonlar Çoğu ilaç kolestatik ya da hepatoselüler karaciğer değişikliklerine neden olur. Paraaminosalisilik asit, sülfonamidler, fenotiazinler karaciğerin

Detaylı

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ Düşük sıcaklık stresi iki kısımda incelenir. Üşüme Stresi Donma stresi Düşük sıcaklık bitkilerde nekrozis, solma, doku yıkımı, esmerleşme, büyüme azalışı ve çimlenme düşüşü gibi etkiler

Detaylı

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; TALASEMİ Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; Talasemi kırmızı kan hücrelerinin üretimini bozan genetik hastalıklardır. Ülkemizde çok sık görülmektedir. Hastaların kırmızı

Detaylı

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZİS S VE TRANSFÜZYON TEDAVİSİ DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZ MEKANİZMALARI Damar Cevabı Trombosit aktivitesi Pıhtılaşma mekanizması Fibrinolitik sistem Damar cevabı Kanama

Detaylı

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin

Detaylı

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM KOMPLEMAN SİSTEM GENLERİNDE MUTASYON VARLIĞI GENOTİP FENOTİP İLİŞKİSİ VE TEDAVİ Ş. Hacıkara, A. Berdeli, S. Mir HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM (HÜS) Hemolitik anemi (mikroanjiopatik

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

İDRAR DANSİTESİ. Normal idrar dansitesi arasında kabul edilir. İdrar dansitesini arttıran bazı olaylar:

İDRAR DANSİTESİ. Normal idrar dansitesi arasında kabul edilir. İdrar dansitesini arttıran bazı olaylar: İDRAR DANSİTESİ Normal idrar dansitesi 1003-1030 arasında kabul edilir. İdrar dansitesini arttıran bazı olaylar: İdrarın soğutulması İdrarda protein atılımı İdrarda radyolojik kontras maddelerin atılması

Detaylı

BİYOLOJİK AJANLARIN DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİMLERİ. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

BİYOLOJİK AJANLARIN DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİMLERİ. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı BİYOLOJİK AJANLARIN DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİMLERİ Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı İki ilaç etkileşime girdiği zaman ne tür ürünle karşımıza gelebilirler? Pozitif etkileşim

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

İLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

İLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İLAÇ ETKİNLİĞİ DİYETLE NASIL DÜZENLENİR? Doç. Dr. Aslı AKYOL MUTLU Hacettepe Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İDEAL FARMAKOLOJİK TEDAVİ * Etkilerin spesifik olması * Aynı düzeyde öngörülebilir

Detaylı