ise Altınordu mücadelesini sebep gösterdi. Ancak sebep Altınordu değil. Ayhan Akman ın istifası daha önceye dayanıyor.

Transkript

1 SAYFA 1 Karşıyaka dan beklenmedik bir şekilde istifa eden Akman ın istifası daha önceye dayanıyor AKMAN DAHA ÖNCE İSTİFA ETTİ AvkırAN dan Şeboy a destek! Güzelbahçe eski Belediye Başkanı Avkıran, AK Parti İzmir Milletvekili adayı Cemil Şeboy u desteklediğini açıkladı. Eski CHP li yeni DSP li Avkıran, Her zaman yanındayım dedi AK Parti İzmir Milletvekili adayı mimar Cemil Şeboy, Yarımada bölgesine yaptığı ziyarette büyük ilgi gördü. Şeboy a en büyük sürprizi ise Güzelbahçe eski Belediye Başkanı Ertan Avkıran yaptı. CHP çatısı altında Belediye Başkanlığı yapan Ertan Avkıran aynı dönemlerde başkanlık yaptığı Şeboy a tam destek verdi. Avkıran ın ofisinde buluşan ikili geçmişte yaşadıkları hatıraları keyifle andı. Avkıran, Şeboy la dostluğum çok eskiye dayanır. Kendisi her zaman gurur duyduğum biri olmuştur. Milletvekilliği yolunda her zaman yanındayım, destekçisiyim sonsuz başarılar diliyorum diye konuştu. devamı 14 te ASıL SEBEP ALTıNOrdU MÜSABAkASı değil Sıkıntılı günler geçiren Karşıyaka ya bir darbe de eski Teknik Direktörü Ayhan Akman dan geldi. Karşıyaka nın Altınordu karşısında ortaya koymuş olduğu olumsuz tablonun mimarı olan Akman istifa etti. İstifasında ise Altınordu mücadelesini sebep gösterdi. Ancak sebep Altınordu değil. Ayhan Akman ın istifası daha önceye dayanıyor. Sondakika Gazetesi, Ayhan Akman ın istifasını haftalar önce yazmıştı AkMAN İSTİFASıNı İLk OLArAk SONdAkİkA YA AÇıkLAMıŞTı Karşıyaka ya gelişinden sadece 2 hafta sonra ilk röportajını Sondakika ya veren Ayhan Akman, istifa sinyallerini vermişti. Gazetemize verdiği röportajda, Karşıyaka Kulübünde sorunların olduğunu ifade eden Akman; önümüzdeki haftalarda kendisinin de olmayabileceğini söylemişti. karşıyaka NıN YENİ TEkNİk PATrONU kim OLACAk? Yönetim Kurulu liglerin bitmesine kısa bir süre kala art arda yaşadığı teknik direktör sorunlarını atlatmaya çalışırken bir yandan da yeni teknik direktörün kim olacağını belirleme çalışmaları yapıyor. Teknik direktör olarak en güçlü aday ise Cemal Gürsel Menteşe olarak ifade ediliyor. 15 te ÖZEL ÖZEL HABER HABER İzmir'i dünyanın incisi yapacağız! İzmir adayı Bakan Eroğlu, İzmir'i 501 proje ile Türkiye'nin değil, dünyanın incisi yapacağız" diye konuştu. devamı 8 de Paket değil çözüm lazım 23 Nisan da miniklere bedava İzmir Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı nı, Gündoğdu Meydanı nda ve Doğal Yaşam Parkı nda düzenleyeceği üç günlük şenlikle kutlayacak. Ayrıca Nisan arasında İzmir Doğal Yaşam Parkı nı ziyaret eden çocuklardan giriş ücreti alınmayacak. 16 da Mikrobu öldürmek için oyuncakları derin dondurucuya koyun! Milimetrenin binde 3 ya da 5'i büyüklüğündeki ev tozu akarına, Türkiye'deki nüfusun 10'da 1'inin allerjisi olduğu bildirildi. EÜ Başhekim Yardımcısı Allerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Gülbahar: "Ev tozu akarından korunmak için çamaşırlar 65 derecede yıkanabilir ya da derin dondurucuda bekletilebilir. Özellikle de çocukların peluş oyuncakları" dedi. 16'da Turistlere sakin yemek Turizm Haftası içerisinde İzmir'in Seferihisar ilçesinde, en lezzetli zeytinyağlılar, hamur işleri ve tatlılar yarıştı. Etkinliğe katılan Vali Mustafa Toprak, Ne kadar yatak kapasitesini arttırırsak arttıralım, buraya gelecek müşterilerin daha uzun kalmasını, sürdürülebilir turizmin gelişmesine katkı verecek yeme içme kültürü ve albenisi olan mekanlarımızla birlikte sağlayabiliriz. Bunun da Seferihisar da yapıldığını görmek bizi ayrıca mutlu ediyor. dedi. 16 da Sabit İnce yazdı ANASAN 2. ULUSLArArASI ŞAİrLEr... devamı 8 de Mustafa Arslan yazdı Prof. Dr. MAUrİCE BUCAİLLE 9 da Sedat Kaya yazdı İSrAf...! devamı 10 da Sanayici, hükümetin açıkladığı ekonomik paketlerin sürdürülebilir olmamasından şikayetçi. Açıklanan paketlerin ekonomiye çare olmadığını belirten Kemalpaşa Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Öztaş, hükümetin neredeyse her ay ekonomik paket açıkladığına dikkat çekti. Başkan Öztaş, Paketlerin uygulamada ne yazık ki sürdürülebilirlikleri yok ve ülke ekonomisinin kırılgan yapısına bir türlü çare olamıyor. dedi. Başkan Öztaş, her geçen yıl büyüme rakamlarının düştüğünü ve Türkiye nin gelişmekte olan ülkeler grubundan hızla uzaklaştığını söyledi. devamı 16 da Hayvan katliamına HADiSLi önlem! rüyen ünde yü r ve z ü y r e Y ayvanla bütün h ıyla uçan bür kanatla lar da ancak ş u mtün k i birer ü sizin gib(enâm Suresi mettir... Ayet 38) Sure 6, Aliağa Sokak Hayvanlarını Koruyanlar Derneği, sokak ve barınak hayvanlarına dikkat çekmek amacıyla İslam'da hayvanlara merhamet ve sevgi içeren Ayet ve Hadisi Şerifler in yer aldığı broşürleri cami önlerinde dağıtmaya başladı SU İÇERKEN ONLARI HATIRLAYIN KÖTÜ SÖZ BİLE BÜYÜK GÜNAH ASKOD, bastırdığı cep defterlerinin dağıtımını Aliağa Müftülüğün nün belirlediği camilerde yine Aliağa Müftülüğü vasıtası ile gerçekleştirdi. Cep defterlerinin dağıtımı, Aliağa daki camilerle ile birlikte eş zamanlı olarak Karşıyaka Kemal Paşa Camiinde de dağıtıldı. ASKOD un konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: Hayvanlar da bu dünyada var olma ve yaşama hakkına sahiptir. Bu konuda gerek Kuran ı Kerim ve gerekse Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) tarafından geçerli hükümler getirilmiştir. Hayvanlar da Yüce Allah ın yarattığı canlılardır. Hepsinin bir var oluş sebebi vardır. Onlara kötü muamelede bulunmak, taşlamak, dövmek, işkence etmek, bağlayıp güneş ve yağmur altında, soğukta bırakmak günahtır. İlahi uyarılara kulak verilmeli Denizli Belediyesi nden 2 hizmetkarlı dev açılış! Pamukkale Belediyesi, eğitime verdiği yüzde yüz desteği Ressam İbrahim Çallı Ortaokulu ndaki uygulamalarıyla bir kez daha gösterdi. Belediyenin yenilediği okulun konferans salonu, Kutlu Doğum Haftası etkinliğiyle hizmete girdi Büyükşehir Belediye Başkanı Zolan, Denizli nin büyükşehir olmasıyla birlikte hizmetkar sayısının 2 ye çıktığını kaydederek, "Pamukkale Belediye Başkanımız Hüseyin Gürlesin le birlikte 2 farklı koldan sizlere hizmet ediyoruz. Biz, alt yapı gibi yatırımları ilçemize kazandırıyoruz. Pamukkale Belediyemiz ise üst yapı ve okullardaki çeşitli desteklerle sizlerin ihtiyaçlarını karşılıyor dedi. devamı 10 da Açıklamada, Dini acıdan irdelendiğinde sokaklarda hayatlarını sürdürmeye çalışan kedi ve köpek gibi insanların en iyi dört ayaklı dostları, sıcakların başlamasıyla birlikte, yaşam için olmazsa olmaz faktörlerin başında gelen suya hasretler. Merhamet sahiplerinin yaşam alanlarında kıyı köşelere bıraktıkları su kapları yetersiz kalmaktadır. Susadıklarını dile getiremeyen hayvanları çaresizliğe terk etmemek adına tüm duyarlı halkımızı sokakların uygun yerlerine bir kap temiz su koyup her gün sularını tazelemelerini rica ediyoruz. Ayrıca pencere kenarlarına ve balkonlara yerleştirilecek minik su kapları kuşların da serinlemelerine vesile olacaktır. Keza barınaklarda tutulan köpeklerin yaşam standartlarının iyileştirilmesi şarttır. dendi. devamı 14 te Aslan dan genç işsizlik uyarısı Ege-Koop Genel Başkanı Aslan, İşsizlik Fonu nun yürürlüğe girdiği günden bu yana 83 milyar 377 milyon lira toplandığını belirterek, Bunun sadece 8 milyar 802 milyon lirası işsizlere ödenebilmiştir. Geriye kalan 75 milyar liranın nerede, nasıl, hangi amaçlarla kullanıldığı meçhul dedi. Ekonomideki durgunluğun işsizliği artırdığını da söyleyen Aslan, özellikle genç işsizliğe dikkat çekti. devamı 16 da

2 SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Rüstem Paşa'nın medresesinde geleneksel el sanatlarını yaşatıyorlar Rüstem Paşa El Sanatları Merkezi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Lüleci,"Geleneksel sanatlardan tezhip, e- bru, çini, Kütahya'nın yöresel kıyafetleri, el nakışı, el gergefi ve keçe üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Bunları halen günümüzde yaşatmaya gayret ediyoruz" dedi. Kütahya'da, Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı ve damadı Rüstem Paşa tarafından 1550 yılında inşa ettirilen medresede, tezhip, ebru, çini, yöresel giysi, el nakışı ve gergefi gibi geleneksel Türk el sanatları yaşatılarak gelecek nesillere aktarılmaya çalışılıyor. Balıklı Mahallesi'ndeki Rüstem Paşa El Sanatları Merkezi'nin Dernek Başkan Yardımcısı Sevil Lüleci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yapının Kanuni döneminden kaldığını söyledi. Binanın, yıllar geçtikçe tahrip olduğu için sadece temel duvarlarının kaldığını ancak 2006 yılında aslına uygun restorasyon çalışmalarıyla yeniden gün yüzüne çıkarıldığını belirten Lüleci, şöyle konuştu: "Medrese, restorasyondan sonra el sanatları icra edilmesi kaydıyla Kütahyalı bayanlara tahsis edildi yılından bugüne medresede faaliyet göstermekteyiz. Özellikle geleneksel el sanatları üzerine çalışıyoruz. Sanatçıların birçoğu bayan ancak aramızda beyler de bulunmaktadır. Geleneksel sanatlardan tezhip, e- bru, çini, Kütahya'nın yöresel kıyafetleri, el nakışı, el gergefi ve keçe üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Bunları halen günümüzde yaşatmaya gayret ediyoruz. Ayrıca yine geleneklerimizden olan doğum ve sünnet yatakları gibi çalışmaları da burada yapmaktayız. Merkezimizde 10 hücre atölyesi bulunuyor. Her atölyede sanatçılar bireysel olarak çalışıyor. Sanatçılarımız, sipariş üzerine iş alarak da çalışıyor. Arkadaşları-mız, ekonomiye katkı adına, ev hanımlarına da işler yaptırmaktalar. Burada yaptığımız işlerin dantellerini, oyalarını, pul ve boncuk işlemelerin hemen hepsini ev hanımlarına yaptırıyoruz. Bu vesileyle de her atölye için en az 6-7 ev hanımı, evinde çalışmakta." Lüleci, evlerde parça başı çalışan kadınlara iş verilmesi bakımından istihdama da katkı bulunduklarını vurguladı. (AA) "Kültürümüze sahip çıkmalıyız" Geleneksel giysi tasarımıyla uğraşan Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğrencisi Gülsüm Palas da işini çok sevdiğini anlattı. K- endinden iki yıl önce ablası Rukiye Çağlar'ın bu tasarım işine başladığını dile getiren Palas, "4 yıldır buradayım. Geleneksel sanatlarımızdan olan gergef üzerine el nakışı yapıyorum. Onun yanı sıra ebru dersi veriyorum. Süslemeyi, işlemeyi ve parıltıyı sevdiğim için böyle bir sanata merak sardım. Benim yaşımdaki kişilerin de bu tür sanatlara ve kültürümüze sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum" ifadesini kullandı. Kütahya Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Bayram Yıldız ise kentte faaliyet gösteren bazı ressamların eserlerinin bu merkezde sergilendiği bilgisini verdi. "Başoda" olarak bilinen bölümde faaliyet gösterdiklerini kaydeden Yıldız, "Burada eğitim faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz, kurslar veriyoruz. 565 yıl önce yapılan bir binada çalışmak çok farklı. Amacımız, sanatsal bakış açısını yaygınlaştırmak ve sanatsal kalkınmayı sağlamaktır" diye konuştu. ÇANAKKALE'DE DESTAN YAZAN jandarmaların şehitliği yenilendi Binlerce toplu iğneden Zeki Müren tablosu yaptı Muğla'nın Bodrum ilçesinde, toplu iğneyle eserler üreten sanatçı Tuncay Yurtsever, kullandığı 43 bin toplu iğneyle Zeki Müren'in tablosu yaptı Bodrum'da yaşayan sanatçı Tuncay Yurtsever, 43 bin toplu iğneyle Zeki Müren tablosu yaptı. Gümbet Mahallesi'ndeki bir sanat galerisinde, 45 sanatçının katılımıyla karma resim sergi açılışı gerçekleştirildi. Sergiye, toplu iğneyle resim yapmasıyla tanınan sanatçı Tuncay Yurtsever de Zeki Müren tablosuyla katıldı. Yurtsever, tabloyu hiç çizmeden 43 bin toplu iğne kullanarak yaptığını anlattı. Tabloyu sadece Zeki Müren'in bir fotoğrafına bakarak tamamladığını belirten Yurtsever, "Eseri yaparken Bodrum Zeki Müren Müzesi'ne bağışlamaya karar verdim. Tabloyu bir süre sergiledikten sonra Müze Müdürü Emel Özkan'a teslim edeceğim" diye konuştu. Yurtsever, tablonun Zeki Müren Müzesi'ndeki demirbaşlar arasına girmesinden mutlu olduğunu dile getirdi. Serginin açılışına katılan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Emel Özkan da yaptığı konuşmada, eseri Zeki Müren Müzesi'nin en güzel köşesinde sergileyeceklerini söyledi. Özkan, yaklaşık üç ayda tamamlanan tabloyu müzeye kazandıran Yurtsever'e teşekkür etti. Sergiyi ziyaret eden sanatseverler, tablo önüne bol bol fotoğraf çektirdi. Sergi, 26 Nisan'a kadar açık kalacak. (AA) İngiliz General Oglander'in ifadesiyle "koskoca tümenin karaya çıkış harekatını sadece 4 makineli tüfekle durduran Türk jandarmalar"ın mezarları bulunan Kireçtepe'deki şehitlikte, Bursa Büyükşehir Belediyesince yürütülen restorasyon tamamlandı. Savaş sürerken askerlerin top mermilerinden yaptığı anıtı restore edilen, 50 bin mevsimlik çiçek dikilen, yetmişer kilogramlık bin 100 travertenden yürüyüş yolu inşa edilen şehitlik, 25 Nisan'da tekrar ziyarete açılacak Şehitlik, 50 bin mevsimlik çiçekle renklendirildi ve askerlerin o dönem top mermilerinden yaptığı anıt restore edildi. 6-8 Ağustos 1915'te Gelibolu ve Bursa Jandarma Taburlarının kahramanca çarpışan üç bölüğü, iki tugay gücüne ulaşan İngiliz kuvvetlerini Karakol Dağı ve Kireçtepe'de durdurup Anafartalar Grubu'nun kuzey yanını koruduğu" ifadesine kitabesinde yer verilen şehitlik, 6 ayda yeniden düzenlendi. Şehitlikte, Enver Paşa'nın, "Anafartalar'a düşman çıktı. 10 bin tüfeklisine karşılık 800 er mevcutlu Bursa ve Gelibolu Jandarma Taburları düşmanı durdurdular. Gerçi bu tabur eridi fakat vatanın kalpağı emindir" sözü yer alıyor. "Destan yazan" jandarma askerleri BAYRAKLI BELEDİYESİ konservatuar kuruyor Bayraklı Belediyesi bünyesinde bir konservatuar kurmak üzere çalışma başlattı. Konservatuar, Türk Sanat ve Halk Müziği nden batı müziğine, piyanodan tiyatroya kadar geniş bir yelpazede kursları içinde barındıracak. Bayraklı Belediyesi Konservatuarı Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Halk Oyunları, batı müziği, piyano, şan, bando şefliği, tiyatro, resim, el sanatları, güzel sanatlar liseleri ve Devlet Konservatuarı sınavlarına hazırlık kursları, çocuk ve gençlik korosu gibi kursları içinde barındıracak. Böylece tüm sanat akımları tek bir çatı altında toplanmış olacak. Öte yandan milli bayram kutlamalar ve törenler konservatuar bünyesinde kurulan birimler tarafından organize edilecek. İlçemizi ve ülkemizi gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında konservatuarımız bünyesinde kuracağımız sanat dalları ile tanıtacağız diyen Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Vatandaşlarımız da da kurulacak bu konservatuar çatısı altında kültürden müziğe resimden halk oyunlarına kadar sanatın birçok dalıyla yakından ilgilenebilecekler. Her yaştan yetenekli vatandaşlarımızı bundan böyle tek çatı altında göreceğiz. (AA) Yıl: 4 İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Yavuz ATALAY İstihbarat Şefi Ekrem YELMAZ Sayfa Editörü Hikmet DAĞTEKİN Nihal ÖZKEN Dağıtım: Bahri ÖZTÜRK GÜLTEKİN PAZARLAMA GÜREL DAĞITIM tarafından yapılan boş top mermileri ve kovanlarından inşa edilen anıtın da bulunduğu şehitlik, 50 bin mevsimlik çiçekle renklendirildi, bin 500 çalı grubu bitki ile 45 fıstık çamı dikildi. Yürüyüş yolu, Afyonkarahisar'dan getirilen ve her biri 70 kilogram olan bin 100 travertenden, duvarları ise Antalya'dan getirilen taşlardan inşa edilen şehitliğe, Miralay Mustafa Kemal'in birliği ziyaretin sırasında çekilmiş fotoğrafı da konuldu. Açılış törenine Bursalılar 100 otobüsle gelecek Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, görevini layıkıyla yerine getirerek destan yazan, savaşın anlık müdahale ile seyrini değiştiren Bursa Seyyar Jandarma Taburu'nun gösterdiği kahramanlığın unutulamayacağını söyledi. Belediye olarak şehitlerin anısına, o dönemde henüz muharebeler devam ederken askerler tarafından yapılan şehitliği restore ettiklerini anlatan Altepe, 25 Nisan'daki açılış törenine Bursalıların katılımı için 100 otobüs tahsis ettiklerini bildirdi. Altepe, törene katılacak kişilere, Bursalı şehitlerin isimlerine hazırlanan, içinde künyesi, kitabı, anahtarlığı ve şehitlik toprağı bulunan anı kutusundan 4 bin 500 adet dağıtacaklarını kaydetti. (AA). Sayı: İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: sondakika11@gmail.com Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Şubat Nisan Salı Perşembe Şehit madenci annesi: Sanıklar vicdanlarını paraya değişmişler Manisa nın Akhisar ilçesinde görülen Soma maden faciası davasında, tutuksuz sanıkların savunmaları devam ediyor. Davayı takip eden maden şehidi Kader Yıldırım'ın annesi Elmas Kaya, sanıkların vicdanlarını, nefslerini paraya değiştiklerini söyledi. 200 bölümlük bir senaryo yazıldığını dile getiren Kaya, "Bunlar, Allah'ın adını bile paraya değişmişler. Gerçekten bir deniz olsaydım, efkarım kıyıya vururdu ama deniz değilim ki içime akıyor kanlarım." diyerek tepkisini dile getirdi Oğlunun isminin Keder olduğunu dile getiren acılı anne Elmas Kaya, "Nüfus'ta, 'Keder olmaz.' demişler, ismini Kader yazmışlar. Ben oğluma hamileyken çok aç durdum. Ben çocuklarımı çok zorluklarla büyüttüm. Ben tam oğlumla yaşayacaktım, zaten ben oğlumla duruyordum. Çok bir şey istemedim ki ben hayattan; ne mala taptım ne mülke. Benim tek mutluluğum, iki çocuğumla rahatça oturmaktı. Ben 20 lirayla mutlu olan bir insandım ve benim çocuğum da öyleydi." dedi. 'BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN KANIYLA ÇOCUKLARINI BÜYÜTÜYORLAR' Sanıkların ifadelerini dinleyince mahvolduğunu belirten Elmas Kaya, "Senaryo yazmışlar, 200 bölümlük senaryo. Okuyan imzalamış, okuyan imzalamış. Herkes görevini yapıp geçiyor. İçerisi bir maden değilmiş, bizim çocuklarımız cennette çalışmışlar ve cennete göndermişler. Başka bir şey yok. Bizim çocuklarımızın kanıyla bunlar çocuk büyütüyor ya, Allah'ım onların büyüttüğü çocuklar da onları keser de, kudurur da en büyük ceza onlara bu olur. Bu devletin, bu hükümetin verdiği adalet bizi hiç tatmin etmez." şeklinde konuştu. Taş ocakları davasına dağcılar da müdahil olacak İzmir in Menderes ilçesine bağlı Karakuyu köyü yakınlarında kurulması planlanan taş ocaklarına karşı yöre halkının açtığı davaya, Zirve Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü destek verdi Genel merkezi İzmir de bulunan kulüp, köyün 600 metre yakınına kurulması planlanan taş ocaklarına karşı açılan davaya müdahil olarak katılacaklarını açıkladı. Karakuyu'yu ziyaret ederek köylülerden ve muhtardan süreç hakkında bilgi alan Zirve Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü üyesi yaklaşık 200 kişi, taş ocaklarının kurulacağı bölgeye yürüyüş düzenledi. Dava sürecine dahil olacaklarını ifade eden Kulüp Başkanı Orhan Kozan, köyün sadece 600 metre uzaklığına maden sahası kurulmasına anlam veremediklerini söyleyerek, Fıstık çamlarıyla, zeytin ağaçlarıyla kaplı bu güzel ve verimli arazinin göz göre göre yok edilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bizler her hafta sonu doğaya çıkan insanlarız. Doğanın tüm güzelliklerinden ve nimetlerinden bizler de faydalanıyoruz. Bu yüzden Zirve Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü olarak, Karakuyu köyü halkının yanında yer alıyoruz. Bu sadece sözde kalmayacak ve davaya biz de müdahil olacağız. Avukat arkadaşlarımızla görüştük, en kısa sürede davadaki yerimizi alacağızb diye konuştu. Türkiye nin en önemli gücü olan tarım arazilerinin son yıllarda hızla yok edildiğini söyleyen Kozan, Türkiye nin neresinde olursa olsun, yöre halkının desteklediği bütün haklı çevre mücadelelerinin içerisinde olcağız. Gerekirse biz de kulüp olarak davalara müdahil olacağız. şeklinde konuştu. Zirve Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü nün, sürecin başından bu yana destek olduğunu belirten Karakuyu Muhtarı Mustafa Coşgun da, Bu taş ocakları açılırsa bizim hayatımız biter. Hem geçim kaynağımız olan zeytinlikler ve fıstık çamlarını hem de sağlığımızı kaybedeceğiz. Mahkeme devam ediyor. dedi. (CİHAN) '3 YAŞINDAKİ TORUNUM, 'BABAM KUŞ OLMUŞ' DİYE KUŞ ARIYOR' Anne Kaya, şöyle devam etti: "Bu görünmeyen kalpteki yarayı dinleyemediklerine göre iki tane benim yetim çocuğum var. Babalarını göremiyorlar. Bana telefonda soruyorlar, 'Babam orada var mı babaanne?' diye soruyorlar. 'Benim babam kuş olmuş.' diye benim 3 yaşındaki kız torunum kuş arıyor, babasını görmek için. Benim yaşamam için bir oğlum vardı. Ben nasıl yaşayayım şimdi? İçeridekileri dinledikçe içim şişiyor. Gerçekten bir deniz olsaydım, efkarım kıyıya vururdu gerçekten ama deniz değilim ki içime akıyor kanlarım. O arkada yazıların da en başındakine inanıyorum, gerisi bize ait değil. Adalet devletin temeliymiş. Hayır, tek adaletine inanıyorum, gerisine asla i- nanmıyorum. O şu anda bize ait değil. Gerçekten değil. Bizim adaletimiz yukarıdaki Allah. Bizi ancak o savunabilir. Haklıyı, haksızı ancak o ayırt eder. Bunlar vicdanını, nefsini paraya değişmişler. Allah'ın adını bile bunlar paraya değişmişler." (CİHAN) YAKMAK için AĞAÇ toplarken otobüsün ALTINDA KALDILAR Beykoz da, belediyenin kestiği ağaçları yakmak için toplayan 2 kadın kontrolden çıkan halk otobüsünün altında kaldı. Kadınlardan biri hayatını kaybetti, diğeri ise ağır yaralandı. Otobüs şoförünün Seyir halindeyken bayıldım dediği belirtildi. Kaza, saat sıralarında Örnekköy Mahallesi Tepe Tarla Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre belediye, cadde üzerindeki ağaçları budadı. Hanife Güneysu ve Şengül Gürsu Anayasa Mahkemesi ne 38 bin 67 bireysel başvuru yapıldı Anayasa Mahkemesi (AYM) bireysel başvuru istatistiklerini yayımladı. İstatistiklere göre AYM ye 38 bin 67 bireysel başvuru yapıldı. Bu başvurulardan 19 bin 529 u karara bağlandı. AYM ye 34 bin 482 adil yargılanma başvurusu yapılırken bu başvurulardan 559 için ihlal kararı verildi. AYM, 23 Eylül 2012 ile 10 Nisan 2015 arası bireysel başvuru istatistiklerini yayımladı. Buna göre AYM ye 2012 de bin 342 bireysel başvuruda bulunuldu te 9 bin 897, 2014 te 20 bin 578, 2015 in ilk dört ayında ise 6 bin 250 bireysel başvuru yapıldı. Buna göre AYM ye 38 bin 67 bireysel başvuru geldi. AYM 38 bin 67 başvurudan ise 19 bin 529 unu karara bağlarken 18 bin 538 dosya ise da yakmak için budanan dalları toplamaya başladı. Bu sırada, caddede seyreden 34 BZU 97 plakalı halk otobüsü kontrolden çıkarak kadınların üzerine geldi. 2 kadını altına alan otobüs bir ağaca çarparak durabildi. Kazayı gören vatandaşlar itfaiye, sağlık ve polis ekiplerine ihbarda bulundu. Söz konusu adrese çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi yönlendirildi. İtfaiye, yaptığı çalışmalar sonrası Hanife Güneysu nun cansız bedenine ulaştı. Şengül Gürsu ise henüz karara bağlanmadı. AYM ya yapılan başvurulardan 24 bin 842 si avukat aracılığıyla, 12 bin 729 u bizzat, 309 kanuni temsilci ve 187 vasi aracılığı ile yapıldı. AYM ye yapılan 38 bin 67 başvurudan 30 bin 149 u mahkemeler aracılığıyla, 7 bin 819 u bizzat AYM ye, 99 u ise yurt dışı temsilcilikleri aracılığı ile gerçekleştirildi. AYM ye yapılan başvurulardan 13 bin 180 i temyiz istemiyle, 9 bin 515 i karar düzeltme, 8 bin 756 sı itiraz, 40 i ise tavzih istemi ile yapıldı. AYM ye kanun yolları tüketilmeden yapılan başvuru sayısı ise 6 bin 576. ADİL YARGILANMA 34 BİN 482 İhlal edildiği iddia edilen haklara yaralı olarak otobüsün altından çıkarıldı. Ağır yaralı olan Gürsu hastaneye sevk edildi. Görgü tanıkları, otobüs şoförünün Seyir halindeyken bayıldım dediğini aktardı. Ayrıca, şoförün kaza sonrası olay y- erinden ayrıldığı belirtildi. Polis, görgü tanıklarının ifadelerini alarak kaza mahallinde geniş çaplı incelemelerde bulundu. Bu arada, bazı vatandaşların gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı. (CİHAN) Direksiyon başında kalp krizi geçiren halk otobüsü sürücüsü kurtarılamadı Kocaeli'nin İzmit ilçesinde halk otobüsü sürücüsü Sait Öztürk (61), direksiyon başında kalp krizi geçirdi. Kriz sebebiyle kaza yapan Öztürk, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. O- lay, D-100 kara yolu Turgut Özal Köprüsü altında meydana geldi. Eşme, Uzuntarla ve İzmit arası yolcu taşımacılığı yapan 41 UM 923 plakalı halk otobüsü şoförü Sait Öztürk, Vilayet Durağı'nda yolcu indirdikten sonra duraktan çıktığı sırada kalp krizi geçirdi. Öztürk, bu esnada önünde seyreden Durmuş Bülent Çakır idaresindeki 41 göre yapılan başvurular ise: Adil yargılanma 34 bin 482, suç ve cezaların kanuniliği bin 250, seçme ve seçilme hakkın ihlali 471, kişi hürriyeti ve güvenliği 2 bin 788, kanun önünde eşitlik 8 bin 66, temel hak ve hürriyetlerin korunması 4 bin 435, insan haklarına saygılı devlet 4 bin 279, özel hayatın gizliliği ve korunması bin 928, mülkiyet hakkı 9 bin 820, yaşam hakkı 2 bin 184, toplantı hak ve hürriyeti bin 565, düşünce din ve vicdan hürriyeti 462, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti bin 83, işkence ve eziyet yasağı 507, diğer haklar 2 bin İHLAL KARAR VERİLDİ Karara bağlanan başvurular ise NF 328 plakalı otomobile arkadan çarptı. Kazada, otomobil içerisinde bulunan 4 yaşındaki Asya Nermin Çakır hafif şekilde yaralandı. Kazayı görenlerin haber vermesi ile olay yerine kısa sürede 112 ekipleri geldi. Kazada yaralanan küçük çocuğa ve fenalaşan Öztürk'e müdahale edildi. Sağlık ekipleri bir an kalbi duran Öztürk'e olay yerinde kalp masajı yaptı. Ardından, Seka Devlet Hastanesi'ne kaldırılan otobüs şoförü Öztürk, burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. (CİHAN) şöyle: Kabul edilmezlik 10 bin 249, kayıt kapama 58, ihlal 559, birleştirme 3 bin 177, kabul edilebilirlik 60, idari ret 5 bin 313, feragat nedeni ile düşme ADİL YARGILANMA HAKKI İHLAL EDİLDİ İhlal kararların dağılımı ise şöyle: Adil yargılanma 393, kişi hürriyeti ve güvenliği hakları 40, işkence ve kötü muamele yasağı 3, yaşam hakkı 7, ayrımcılık yasağı 1, sendika hakkı 23, din ve vicdan özgürlüğü 1, suç ve cezalara ilişkin esaslar 4, maddi manevi varlığın bütünlüğü hakkı 2, mülkiyet hakkı 10, özel hayatın gizliliği 2, ifade özgürlüğü 8, seçme ve seçilme hakkı 6. (CİHAN)

4 Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, yılda 2 milyon kilovatsaat elektrik üretilmesi planlanan TÜBİTAK destekli "Zeytin Atıklarından Elektrik Enerjisi Üretme" projesi kapsamında tesis kurulumunun tamamlanarak test çalışmalarına başlandığını bildirdi Asa, yaptığı yazılı açıklamada, yaklaşık iki yıl önce birliğin Ar-Ge projesi olarak başlayan "Zeytin Atıklarından Elektrik Enerjisi Üretme" projesinde sona gelindiğini açıkladı. Arıtma ve enerji üretim tesisinin, Marmarabirlik Entegre Tesisleri'nde, 2,5 dönüm alan üzerine yaklaşık 3 milyon liraya kurulduğunu belirten Asa, "Geçtiğimiz günlerde güç sisteminin tamamı çalıştırılarak deneme testlerine başlandı. Tesisin resmi açılışını ise eylül ayında gerçekleştirmeyi planlıyoruz" açıklamasında bulundu.asa, dünyanın her yerinde zeytinin kara suyunu arıtmanın maliyetli ve zor bir iş olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:"marmarabirlik'te zeytin atıkları ve kara suyun bertarafı için yılda 500 bin lira bedel ödenmekteydi. Mevcut durumda yıllık 1 milyon liraya ulaşan bir enerji tüketimi söz konusu. Proje kapsamında kurulan tesis, yılda 4 bin ton zeytin atığından 2 milyon kilovatsaat elektrik enerjisi üretme kapasitesine sahip olacak. Tesis, sağlayacağı kazanımlarla 3 yılda kendini amorti edecek. Geçtiğimiz günlerde güç sisteminin tamamı çalıştırılarak, deneme testlerine başlandı. Proje şu ana kadar hiçbir sıkıntı olmadan hayata geçirildi." - Dünya markaları inceleyecek Projenin birbirini besleyen bir yapılanmaya sahip olduğunu anlatan Asa, tesiste ilk olarak zeytin salamura suyu, kara su ve işletmenin atık sularının arıtılacağını vurguladı. Atık sulardan elde edilen katı atık, zeytin atıkları ve diğer tüm organik atıklardan oluşan biyokütlenin enerji sistemine verileceğini dile getiren Asa, "Burada gazlaştırma sistemiyle üretilen syngaz, organik rankin çevrim türbinini döndürerek elektrik enerjisine dönüştürecek. Atıkların gazlaştırılması sırasında açığa çıkan ısı da yine atık suların arıtılmasında kullanılacak. Proje yüzde 87 verimlilikle çalışacak şekilde ve sıfır atık prensibi düşünülerek planlandı. Dünyada bir ilk olacak proje için şimdiden uluslararası markaların temsilcileri tarafımıza inceleme talebinde bulunmaya başladılar" ifadelerini kullandı. Asa, tesisten elde edilecek elektriğin satışı için UEDAŞ'a yapılan başvuruların kabul edildiğini, Ankara TEDAŞ'ta konuyla ilgili izin sürecinin devam ettiğini bildirdi. Elde edilecek elektriğin yerli üretimle gerçekleştirilmesi nedeniyle ek teşvik de alınacağının altını çizen Asa, yıllık 2 milyon kilovat elektrik satışından sağlanacak gelirin 300 bin dolara tekabül edeceğini kaydetti. - "Amacımız, daha güçlü Marmarabirlik" Asa, Marmarabirlik'in yenilenebilir enerji çalışmaları kapsamında güneş enerjisiyle elektrik üretiminin de yer aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kooperatiflerimizin sürekli kar etmesini sağlayacak yatırımlarla daha güçlü ortak, daha güçlü kooperatif ve daha güçlü Marmarabirlik için çalışıyoruz. Bu kapsamda güneş enerjisi tesislerimizle ilgili gerekli başvurular yapılarak, UEDAŞ'tan ön izinler alınmış olup, geçtiğimiz günlerde TEDAŞ'tan yatırım izni de onaylanmıştır. Güneş enerjisi tesislerimiz, Marmarabirlik Entegre Tesisleri'nde ve birliğimize bağlı 8 kooperatifte, ilk etapta çatı alanlarında olmak üzere toplam 20 megavatlık üretim kapasitesine sahip olacak şekilde planlanmıştır. Bu proje için 30 milyon dolar civarında bir yatırım bedeli ön görmekteyiz." (AA)

5 1Şubat 21 Nisan Salı Perşembe Gemi inşasında marka haline gelen, ancak küresel kriz döneminde kan kaybeden tersanecilik sektörü eski günlerini arıyor. Türk gemi inşa sanayinin rekabet gücünü artırmayı a- maçlayan Ekonomi Bakanlığı, bu kapsamda şubat ayında 13 gemi yapım projesini yatırım teşviki kapsamına aldı. Bakanlık, yatırım teşvik belgesi uygulaması kapsamında gemi inşa sanayinde geliştirilen projelere çeşitli destekler vermeyi kararlaştırdı. Destekler için yapılan başvuruları değerlendiren bakanlık şubat ayında 13 projeyi yatırım teşviklerinden yararlandırmaya karar verdi. Söz konusu projeler, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, sigorta primi işveren hissesi desteği gibi teşviklerden yararlandırılacak. Buna göre, desteklenecek yatırımlar arasında kimyasal tanker, balık işleme fabrika gemisi, feribot, buz kıran çapa elleçleme ve platform destek gemisi, açık deniz gemisi, asfalt taşıma tankeri gibi d- eniz araçları bulunuyor. Sabit yatırım tutarı 531 milyon 585 bin 776 lirayı bulan gemi inşa projeleri için 189 milyon 763 bin 821 dolarlık makina ve teçhizat ithalatı yapılması planlanıyor. Projelerin inşa sürecinde bin 744 kişinin istihdam edilmesi öngörülüyor. Desteklerden yararlanacak en yüksek yatırım tutarına sahip projeyi Tersan Tersanecilik Sanayi ve Ticaret AŞ gerçekleştirecek. İnşa edilecek destek gemisinin boyu 89,1 metreyi, genişliği 22 metreyi, derinliği ise 9 metreyi buluyor. Geminin yatırım tutarı 85 milyon lira olarak öngörülüyor. Geminin yapımı için 26 milyon 50 bin 742 dolarlık makine ve teçhizat ithalatı planlanıyor. İnşa sürecinde 250 kişilik personelin görev yapması bekleniyor. Tersan Tersanecilik, ayrıca 3 projesiyle daha yatırım teşviklerinden yararlanmaya hak kazandı. Türk gemi inşa sanayinin desteklenmesi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının da önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Bakanlığın yıllarını kapsayan stratejik planına göre, küresel kriz nedeniyle üretim ve ihracat seviyesinde önemli düşüş gerçekleşen Türk gemi inşa sanayinin rekabet gücünün bulunduğu alanlarda, Ar-Ge çalışmalarıyla gemi tasarımı ve üretiminde dünya piyasalarından alınan payın artırılması yönündeki politikalara ağırlık verilecek.türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği verilerine göre, gemi inşa sanayi, önem verildiği bütün ülkelerde ihracatla birlikte döviz girdisi sağlayan, yabancı sermayeyi davet eden, beraberinde yan sanayi sağlayan ve geliştiren, teknoloji transferini cezbeden, ülke savunmasına kattığı yeni gemilerle gelen değerle stratejik önem taşıyan, bakım-onarım hizmetleriyle deniz ticaret filosunu destekleyen, istihdama ciddi katkı sağlayan bir sektör olarak dikkati çekiyor. Birliğin, rekabet koşullarının eşitlenmesi ve gemi siparişinde yatırımcıların finansmana erişim sorununun ortadan kaldırılması amacıyla bulunduğu öneriler şöyle sıralanıyor: - İhracat primi sistemi getirilerek "gemi", yani "ürün odaklı" teşvik sağlanmalı - AB nin sektöre destek müktesebatına tam uyum sağlanalı ve uygulanmalı - Yaşı 25 in üzerinde olan koster filosu ve diğer gemi cinslerinin yenilenmesi için kaynak yaratılmalı (AA) Saxo Bank Forex Strateji Müdürü John Hardy, parasal genişlemenin sonunda başarısız olacağını savunarak, "Çünkü bir ekonomiyi canlandırmak için varlık satın almak yetmez. Bence helikopter parası, parasal genişlemeden çok daha iyi bir çözüm" dedi Bilecik'in Osmaneli ilçesinde bazı meyve üreticileri, don olaylarına karşı kurdukları rüzgar pervanesiyle mücadele ediyor Osmaneli Ziraat Odası Başkanı Ertuğrul Ünver, yaptığı açıklamada, çiftçilerin teknolojik aletlerle ürünlerinin donmasına karşı önlem almaya çalıştığını söyledi. Rüzgar pervanesiyle ürünlerin donmaktan yüzde 90 korunabildiğini belirten Ünver, sözlerine şöyle devam etti: "Bu sistemin maliyeti yüksek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hibe desteği vermesini temenni ediyoruz. Çiftçimiz, buradan elde edeceği gelirle bir yıl geçimini sağlayacak ve borçlarını ödeyecek. Ürünlerini koruyabilirlerse tüketici de o kadar ucuz maliyetle bol miktarda meyve ve sebze yiyebilir. Çiftçimiz, hem geçimini sağlamak hem de tüketiciye ucuz maliyette ürün satmak için her türlü gayreti gösteriyor. Marmara'nın sebze ve meyve ihtiyacının hatta ihracatının büyük bölümünü ilçemiz karşılıyor. Onun için bölgemiz, sebze ve meyve yönünden Türkiye tarımı için önemli." Ünver, ürünlerin zemindeki havanın soğuması nedeniyle donduğunu kaydederek, sistemin dizel motora bağlı 7,5 metre çapındaki pervanenin hareket ettirilerek sirkülasyon oluşturması ve üstteki sıcak havanın yer değiştirmesi prensibiyle çalıştığı bilgisini verdi. Çerkeşli köyünde yaklaşık 30 yıldır çiftçilikle uğraşan, bahçesine rüzgar pervanesi kuran Şadi Güven de her yıl don olayıyla karşılaştıklarını, ürünlerinin büyük bölümünün zarar gördüğünü i- fade etti. - "15 yıl verim alamadım" Donla mücadele için birçok yol denediğini ancak başarılı olamadığını aktaran Güven, "15 yıldır bu mevsimlerde dondan dolayı üründen istediğim verimi alamıyorum. Bir yıl boyunca verdiğim emekler hep boşa gidiyor" dedi. Güven, pervane sisteminin maliyetinin bin lira olduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti: "Don alarm sistemi, hava sıcaklığı sıfırın altına düştüğü zaman cep telefonuma sinyal veriyor. Hemen bahçeye gelerek sistemi çalıştırıyorum. Kurduğumuz sistemin maliyeti yüksek, bunu kaldıracak fazla gücümüz yok ama mecburen borçlanıp kurduk. Devletimizden bize destek sağlamasını istiyoruz. Şu ana kadar meyve çiçeklerinde zarar yok. Bu sezon inşallah istediğim verimi elde edeceğim. Ürünleri dondan koruyarak bir nevi tüketicinin de daha düşük maliyetle tüketmesine vesile oluyoruz. Ürün az olursa tüketici de yüksek maliyetle meyve tüketir." (AA)

6 17 21 Nisan ubat Per Salıembe Başbakan Davutoğlu,"Psikolojik ön yargıyı kırmak önemliydi. Kırdık. Varsa hala psikolojik ön yargı size söz veriyorum hepsini çatır çatır kıracağız. Kimse bu ülkede herhangi bir vatandaşa tepeden, dışarıdan bakamayacak. Kimse sahip olduğu kültür veya sosyal kesim itibarıyla tahkir edilemeyecek"dedi Başbakan Ahmet Davutoğlu, Roman sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldiği toplantıda, "Psikolojik ön yargıyı kırmak önemliydi. Kırdık. Varsa hala psikolojik ön yargı size söz veriyorum hepsini çatır çatır kıracağız. Kimse bu ülkede herhangi bir vatandaşa tepeden, dışarıdan bakamayacak. Kimse sahip olduğu kültür veya sosyal kesim itibarıyla tahkir edilemeyecek" dedi.roman STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle, Dolmabahçe Ofisi'nde düzenlenen kahvaltı toplantıda bir araya gelen Davutoğlu, sabah, 28 Şubat'ta vefat eden edebiyat üstadı Yaşar Kemal'in eşi Ayşe Semiha Baban'ı ziyaret ettiğini söyledi.davutoğlu, Baban ile bir sohbet ettikten sonra, Yaşar Kemal'in kitaplarını incelerken masanın üstünde Kemal'in "İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar" sözünü gördüğünü belirtti.yaşar Kemal'i bir kez daha rahmetle andıklarını dile getiren Davutoğlu, Roman STK temsilcilerine "Sarisinen şukar manuşah', nasılsınız güzel insanlar" diye seslendi. Davutoğlu katılımcılara, "Bu topraklara renk, coşku, en önemlisi de bu topraklara, bu aziz ülkeye muhabbet taşıyan güzel insanlar, bütün ülkem adına sizleri saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Eğer sizler olmamış olsaydınız bu ülkenin en güzel renklerinden biri eksik olurdu. Biz bu renkleri korumak için bu ülkede, bu ülkenin kültürüne hayat veren, can veren bütün bu renkleri korumak için bu siyaset yoluna çıktık" şeklinde hitap etti.davutoğlu, birkaç ay önce Roman vatandaşlarla tertip edilen görüşmenin yurtdışı bazı acil programlar sebebiyle ertelendiğini anımsatarak, bugünkü buluşmadan çok memnun olduğunu kaydetti. Davutoğlu, kahvaltı programında yapılan sohbeti unutmayacağını belirterek, "Kibariye Hanımın güzel özlü sözleri, Rahmi Beyin yüreğinden gelerek ve göz yaşıyla i- fade ettiği hususlar, diğer arkadaşlarımızın gündeme getirdiği bütün güzel konular hep benim zihnimde bu görevi ifa ederken yerini muhafaza edecek" dedi.davutoğlu, Roman vatandaşların sözlerinin yüreklerinden çıkmayacağını vurguladı.yaşar Kemal'in sözleriyle Romanlara s- eslenmek istediğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:"romanlar yürüyen yürektir. Yürekleriyle gönülleriyle konuşurlar. Onun için birçok toplantıya şahit oldum. Birçok toplantıda bu salonda ve başka salonda bir araya geldim ama kendilerini bu kadar iyi ifade edebilen, bu kadar gönülden konuştukları için de muhataplarını etkileyebilen bir topluluğa çok az rastladım. Biz sizinle gurur duyuyoruz. Acılar yaşadığınızı bu topraklarda ve bizim de terk etmek zorunda kaldığımız Balkanlar'da, Avrupa'da birçok yerde Roman kardeşlerimizin büyük acılar yaşadığını biliyoruz. Bu acılar yok sayılmıştı. Bu acıları konuşmak bile neredeyse ayıp sayılmıştı. Biraz önce dile getirilen hususlar 12 sene, 13 sene, 15 sene önce konuşulamazdı. Türkiye'de zannedilir ki sadece şu veya bu kesime ayrımcılık yapılmıştır. Hayır. Maalesef tek parti zihniyetinden bu yana bu ülkede hepimiz değişik gerekçelerle ayrımcılığa muhatap olduk. Bir yüz karasıydı ve biz kaldırdık o yüz karasını. 14 Haziran 1930 tarihli 2510 sayılı İskan Kanunu'nu. O İskan Kanunu'nda 4. madde vardı ki işte biraz önce zikretti Rahmi Bey, şu anda baktığımızda bütünüyle utanç duyulacak bir maddeydi. Roman vatandaşımız adı verilerek sanki potansiyel suçlu gibi yansıtılıyordu. "Davutoğlu, 2009 yılında Roman vatandaşlar için başlatılan çalıştaylarda, daha sonra ele aldıkları tüm faaliyetlerde aslında önce sorunların açıkça konuşulmasını sağladıklarına dikkati çekerek, "Sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde ki size nasıl muhabbetle bağlı olduğunu bilirsiniz, siz de ona bağlısınız muhabbetle ben de onu biliyorum, onun yürüttüğü faaliyetler ve değerli Bakanımız Faruk Beyin de ele aldığı konularla tek tek sorunlarınıza inmeye başladık" diye konuştu.başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"psikolojik ön yargıyı kırmak önemliydi. Kırdık. Varsa hala psikolojik ön yargı size söz veriyorum hepsini çatır çatır kıracağız. Kimse bu ülkede herhangi bir vatandaşa tepeden, dışarıdan bakamayacak. Kimse sahip olduğu kültür veya sosyal kesim itibarıyla tahkir edilemeyecek. Birkaç gün önce aday tanıtım programımızda Yeni Türkiye Sözleşmesi'ni okudum. Bizzat kaleme aldığım bir sözleşme. Onun bir maddesi var ki özellikle sizleri de düşünerek kaleme aldığımız bir madde. Orada şunu dedik. İnsan onurunu zedeleyen hiçbir politika, uygulama meşru görülemez ve gösterilemez. İnsan onuruyla taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse, hiçbir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez. İnancı, rengi, cinsiyeti, dili, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz, herhangi bir şekilde nefret söylemine muhatap kılınamaz. Bu bizim için yeni düsturdur. Önce psikolojik ön yargıları yıktık sonra da bu ilkeler ışığında bütün yasalardaki ayrımcılıklara bir son verdik ve bu yüz kızartıcı 1934 tarihli tek parti yönetimine dayanan İskan Kanunu'nu değiştirdik. Biz Roman kardeşlerimize sahip çıktıktan sonra birçok parti sahip çıkmaya başladı. Roman kardeşlerimizden bahsetmeye, toplantılar yapmaya veya aday göstermeye başladı. Sayın Kılıçdaroğlu'na s- esleniyorum sizin huzurunuzda. Önce CHP'nin tek parti döneminde çıkan 14 Haziran 1934 tarihli İskan Kanunu dolayısıyla Romanlardan CHP adına özür dilesin."başbakan Ahmet Davutoğlu, "Başı açık, başı örtülü, Roman ve diğer bütün kesimler, Türk, Kürt, Sünni, Alevi hepimiz kardeşiz. Hepimiz asli unsuruz. Eğer böyle bir ayrımcılık olursa, size söz veriyorum, ayrımcılığa veya herhangi bir yanlış muameleye muhatap olursanız takip etmek üzere Başbakanlıkta bir mekanizma kuracağım ve sizinle istişare ederek bir Roman kardeşimizi kendime danışman olarak alacağım" dedi.davutoğlu, Roman STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle, Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde bir araya geldiği toplantıda, Dersim dosyasını açıp Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Alevi vatandaşlarından devlet adına özür dilediğinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çıkıp bir şey söyleyemediği anımsattı.insan onurunun kendileri için çok önemli olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:"tunceli'ye, Dersim'e gittiğimde de aynı sözleri söyledim. Bize oy verip vermemek önemli değil. Bizim için tek mesele var, vatandaşlarımızın insan onuru. İnsan, bizatihi insan olduğu için onurludur, eşrefi mahlukattır. Biz ona baktığımızda, hele sizler gibi muhabet dolu gözlere baktığımızda onda sadece ve sadece onuru görürüz. Hiçbir ayrımcılığa izin vermeyiz. Çağrıda bulunuyorum. Komisyonda da karşı çıktıkları bu konu. Mesele bir adayı, iki adayı bir toplum kesiminden göstermek değil, listelere onları koymak değil, onların gönlünü kazanmak, önce onların gönlüne girmek. Mesele, adayların listelere girmesi değil, mesele Romanların gönlüne girebilmek. Biz Romanların gönlüne girdik." Davutoğlu, İzmir'- den milletvekili adayı olan Cemal Bekle'yi Meclis'e hep birlikte sunacaklarını ifade ederek, şöyle devam etti:"işte bu sebeple çok güzel ifade etti Cemal Bey, 'Romanlar çok fazla bir şey istemedi, sadece dahil olmak istedi' ve ne güzel söyledi diğer arkadaşlar. Dahil olmak istediler. Askerliği onurla yapan ve askerliği yapmamış gence kız vermeyen Romanlar, bu topraklarda nasıl ikinci vatandaş muamelesi görür? Kan vermek gerektiğinde canını, kanını ortaya koyanlara, ikinci sınıf muamele yapılmasına biz müsaade eder miyiz? Etmedik, etmeyeceğiz." ir sebeple daha Romanlara özellikle teşekkür ettiğini vurgulayan Davutoğlu, "O da ne biliyor musunuz? Balkanları ben adım adım, köy köy bilirim. Sizler sadece bu toprakların kültürlerine büyük renk katmadınız. Dışarıda bıraktığımız ecdat yadigarı topraklara da bugün Balkanlar'da Roman kardeşlerimiz sahip çıkıyor. Camilere, mescitlere, türbelere..." ifadelerini kullandı.davutoğlu, Makedonya'nın İştip şehrine gittiğini hatırlatarak, ziyarette gördüklerini şöyle anlattı: "Göçler dolayısıyla çok az nüfus kalmıştı. Tek camisine sahip çıkan Roman vatandaşlarımızdı, Roman kardeşlerimizdi. Caminin tamiratını yaptık. Dışişleri Başdanışmanı olarak gittiğimde camiyi gördüm, tamirat için gerekli girişimde bulunduk TİKA üzerinden. Dışişleri Bakanı o- larak gittiğimde baktım ki cami cemaati hep Roman kardeşlerimizden oluşuyor. Hepsini bağrıma bastım. Sizin adınıza bağrıma bastım."davutoğlu, konuşması sırasında bir vatandaşın, Romanların "asli unsur" olduğunu belirtmesi üzerine, şunları dile getirdi:"aynen, asli unsur tabirini de bu sözleşmeye özellikle koyduk ve şunu söyledik, bakın ne güzel dediniz 'asli unsur' diyerek. Hiçbir ayrım yapmadan, yüz yıl önce Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşının acıları üzerinde onurlu bir istiklal savaşı vererek Cumhuriyetimizi kuran nesillerin tohumları olarak bizler bu onurlu savaş sonunda özgürleştirilen vatanımızın asli unsurlarıyız. Hiçbir ayrım olmadan, hepiniz asli unsurusunuz."davutoğlu, 2009 yılından itibaren yapılan çalıştaylar ile birçok adım atıldığını belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2010 yılında başbakan olduğu dönemde ilk kez bir Roman buluşması yaptığını aktardı. Daha sonra 2012'de Roman vatandaşlar ile ilgili politikaların koordinasyonunun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına verildiğini kaydeden Davutoğlu, Türkiye Roman Hakları Forumu'nun 2012 yılında bir toplantı gerçekleştirdiğini hatırlattı.davutoğlu, 2013'te de Akdeniz Sosyal Hizmet Merkezi bünyesinde Romanlarla ilgili bir etüt merkezi açtıklarını kaydederek, Roman katılımı için kamu sektörü ve sivil toplum işbirliği çalıştayını tertiplediklerini söyledi."roman Çocuklar ve Eğitim" adlı bir çalıştay daha yaptıklarını dile getiren Davutoğlu, en önemlisi de Roman vatandaşların dilini ve kültürünü yaşatmak amacıyla Trakya Üniversitesi'nde Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsü'nü kurduklarını belirtti.davutoğlu, Balkanlardan Roman vatandaşların yaptığı katkılar için yeni bir çalıştay gerçekleştirdiklerini ifade ederek, Türkiye içinde ve dışındaki Romanların kardeşliğini pekiştirecek faaliyetlere adım attıklarını vurguladı. (AA) Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,''Ceberrut devletten, kerim devlete doğru Türkiye de değişim sağlandı. Ancak işimiz bitti diye rahata düşmek yok çok iş yaptık ama yolun yarısındayız. Türkiye 150 yıldır büyük bir mücadele veriyor'' şeklinde konuştu

7 17 21 Nisan ubat Per Salıembe Gaziantep'te konuşan Maliye Bakanı Şimşek,"Çözüm süreci, Türkiye için önemli ama sadece Türkiye için değil, Ortadoğu hatta Çin'e, Balkanlar'a, kuzeydeki komşulara kadar... Niye, biliyor musunuz? Çünkü ilk defa Türkiye karmaşık, etnik sorunu daha çok demokrasiyle çözmeye çalışıyor. "şeklinde konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan,"İnşallah bu sistem yeni projelerle sürekli genişledikçe ulaşım İstanbullular için bir eziyet değil keyif haline gelecek. Şehrin her köşesine dağılan bu dev ulaşım ağı, İstanbul'un cazibesi ve marka değerini de artıracaktır.istanbul'u sadece siyasi ve ticari bir rant kapısı o- larak görenlerin yol açtıkları rezaletleri, her gün görüyoruz, duyuyoruz."dedi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da metro sistemi yeni projelerle genişledikçe ulaşımın İstanbullular için eziyet değil keyif haline geleceğini belirterek, "Şehrin her köşesine dağılan bu dev ulaşım ağı, İstanbul'un cazibesi ve marka değerini de artıracaktır" dedi. Erdoğan, Levent-Rumeli Hisaru stu Metro Hattı ac ılıs to reninde yaptığı konuşmada, İstanbul metro sistemine eklenen hattın hayırlı olmasını temenni ederken, Levent- Nispetiye-Etiler ve Boğaziçi istasyonlarından oluşan 3 bin 104 metre uzunluğundaki hattın İstanbul'a kazandırılmasını sağlayan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve projede emeği geçenleri tebrik etti. Açılan her yeni metro hattıyla İstanbul'u toplu taşımada dünyanın en uzun raylı sistemlerinden birine sahip kent yapma hedefine adım adım yaklaştıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:"şehrin en doğu u- cundan en batısına kadar, en kuzeyinden en güneyine kadar her yerine uzanan raylı sistem hatlarına, sürekli yenilerini ekliyoruz. Marmaray'la bu sistemi denizin altından da birbirine bağlamış, entegre hale getirmiştik. Tabii burada bizim bir aşkımız, bir sevdamız vardı. Neydi o? Biz diyorduk ki, Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü. Bize yakışan nedir? Biz de denizin altından bunu başarır mıyız? 'Başarırız' dedik, kimsenin başaramadığını biz başardık. Şu anda Marmaray, hamdolsun gayet başarılı şekilde çalışıyor. 'Yetmez' dedik, Avrasya tünelinin adımını attık. Avrasya tüneliyle de çift katlı lastikli sistem önümüzdeki yıl açılacak. Az önce değerli Başbakanımızın i- fade ettiği, iki köprü arasından şimdi de 3 katlı tünelin projesi açıklandı. İnşallah onun da temeli yakın zamanda atılacaktır. Değerli kardeşlerim! Bu bir ufuk meselesidir, bu bir aşk meselesidir. Aşkınız varsa dağları delersiniz a- ma aşkınız yoksa bunların hiçbirini yapamazsınız." Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün de yapımına hızla devam edildiğini, bu köprünün de 4 gidiş, 4 geliş olacağını ve ortasından raylı sistem geçeceğini bildiren Erdoğan, "Bundan bile rahatsız oldu? Kim? Muhalefet. Ya bir de bu ülkede dikili taşınız olsun. Bir dikili taşınız olsun. Çünkü bunlar bu ülkede yapmaya değil yıkmaya geldiler" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un şu anda 144 kilometreyi aşkın bir raylı sisteme sahip olduğunu, yapımı süren ve hazırlık aşamasındaki projelerle 2019 yılında bu rakamı 430 kilometreye ulaştırmayı hedeflediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul gibi dünyanın en büyük metropollerinden birinin ulaşım sorunun ancak bu şekilde çözüme ulaşacağını gayet iyi biliyoruz. Bu yolda epeyce bir mesafe kat ettik. Sadece şu anda hizmete girmiş olan raylı sistemler dahi ulaşım bakımından İstanbul'a çok büyük bir nefes aldırdı. Toplu taşıma ilgi duymak zorundayız. Yoksa altımızda bir araba, aynı evde bir ikinci araba... Bunlarla sadece refah düzeyinizin yüksek olduğunu bilirsiniz ama İstanbul'daki ulaşım sıkıntısını aşamazsınız, aşamayız. İnşallah bu sistem yeni projelerle sürekli genişledikçe ulaşım İstanbullular için bir eziyet değil keyif haline gelecek. Şehrin her köşesine dağılan bu dev ulaşım ağı, İstanbul'un cazibesi ve marka değerini de artıracaktır. Ülkemizin ticarette, bilimde, kültürde, sanatta, sporda ve diğer pek çok alanda adeta lokomotifi olan İstanbul güçlendikçe, Türkiye de hedeflerine doğru çok daha kararlı bir şekilde devam edecektir." Levent-Hisarüstü Metro hattını, bu önemli misyonun toplu taşıma alanında en son devreye giren sistemi olarak gördüklerini vurgulayan Erdoğan, emeği geçenleri tebrik ederek, "Değerli kardeşlerim, her zaman ifade ettiğim gibi, İstanbul Türkiye'dir aynı zamanda İstanbul Avrupa'dır, Asya'dır. İstanbul coğrafi bakımdan kilit konumda olmasının yanı sıra tüm medeniyetlerin de buluşma noktasıdır. Böyle bir şehre hizmet etmek, sadece bilgiyle, projeyle olmaz. Bu şehre ancak tüm kalbinizi, tüm benliğinizi ona adarsanız hizmet edebilirsiniz. İstanbul'u sadece siyasi ve ticari bir rant kapısı olarak görenlerin yol açtıkları rezaletleri, her gün görüyoruz, duyuyoruz. Bu şehre kalp gözüyle değil rant gözüyle bakanların akıbeti elbette bu olacaktır" diye konuştu. Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in "Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;/onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/içimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;/ O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim./istanbul benim canım;/vatanım da vatanım.../istanbul,/istanbul..." dizelerini okuyarak, şunları kaydetti: "Evet, biz İstanbul'a böyle bir nazarla bakıyoruz. İstanbul bizim canımız. İstanbul başka. Türkiye'den başka vatanı olmayan bizler için bu şehir zamanı ve mekanı aşıp gelen bir sevgilidir. İstanbul'a bu gözle bakmayan, onu sadece kirletir, sadece sömürür. Nitekim geçmişte uzun süre bu şehri kirlettiler. Kaçak yapılarla kirlettiler, çöp dağlarıyla kirlettiler, güzelim Haliç'i ihmal ederek kirlettiler, hava kirliliğiyle rezil ettiler. Maskeler dağıttılar. Tarihini, kültürünü, kimliğini, tabiatını tahrip ederek kirlettiler. Kardeşlerim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızda attığımız adımlarla bir değişim, bir dönüşüm yaşadık ve yaşattık ve bu günlere geldik. Biz arkadaşlarımızla birlikte tüm siyasi hayatımız boyunca işte buna karşı mücadele verdik. Başbakanlığımız döneminde, İstanbul başta olmak üzere, tüm Türkiye'de bu adımları kararlı bir şekilde attık. İnsanın gönlündeki tahribattan başlayarak şehirlerin fiziki hasarlarını onarmanın gayreti içinde olduk. Kardeşlerim, şimdi de Cumhurbaşkanı olarak aynı kararlılıkla bu yola devam ediyoruz. Kalbimdeki İstanbul sevgisi, İstanbul aşkı her geçen yıl daha da güçlendi, daha da güçleniyor. Aynı hislerle İstanbul'a bakıyorum. Bu can bu tende olduğu müddetçe, benim İstanbul sevgim bitmez, İstanbul aşkım küllenmez." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tek başına iktidar olmayı hayal dahi edemeyenlerin 'koalisyon' denen çürük ipe sarılmaları, onları kurtarmaz. Tam tersine daha büyük hayal kırıklığına uğratır. Koalisyon bir proje değil, bir kabustur. Proje işte ortada; yeni Türkiye'nin inşası için yeni anayasa ve başkanlık sistemi. Proje budur" dedi. Levent- Rumeli Hisaru stu Metro Hattı ac ılıs to reninde konuşan Erdoğan, İstanbul'u, 2023 hedeflerine ulaştırma konusunda verdikleri mücadelede en büyük desteği buradaki hemşehrilerinden gördüklerini belirterek, "Allah bize İstanbul'a layık olmayı, nice hizmetler yapabilmeyi nasip etsin. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın" diye konuştu. Erdoğan, 2023 hedeflerine doğru yürüyen Türkiye'nin, yeni bir yol ayırımına geldiğini vurgulayarak, geçen 12 yılda güçlü tek parti iktidarıyla sağlanan güven ve istikrar ortamının Türkiye'yi buraya kadar getirdiğini, bu sürede üç kat büyüyen ülkenin gerçek bir başarı hikayesi olarak tarihteki yerini aldığını kaydetti. Ancak artık ülkenin geldiği yerde yeni araçlara, imkanlara, yani yeni bir yönetim sistemine ihtiyacı olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:"bakınız Türkiye'ye, çok partili sisteme geçtiğimiz yetmiş yıla yaklaşan dönemin tam 40 yılını koalisyonlarla geçirdi. Bugün Türkiye'de yapılmış olan ne varsa, hemen tamamı kalan 30 yıllık tek parti iktidarları dönemin ürünü. Geçmişte bu milletin 70 yılını, 40 yılını çalanlar şimdi aynı düzenin devam etmesini istiyorlar. Seçimlerde, projesi koalisyon olan bir muhalefet partimiz var veya muhalefet partileri var. Şimdi ne diyorlar, bakın burası çok manidar, 'Biz koalisyon kurmaya hazırız' diyorlar. Daha baştan neticeyi görüyorlar. Biz koalisyon dönemlerinin Türkiye'ye hep kaybettirdiğini söylüyoruz. Onlar çıkmış, 'Seçimden sonra yeterli çoğunluğu bulursak koalisyon kuracağız' diyorlar. Bu ifade 'Türkiye'ye kaybettirmeye talibiz' demektir. Yani, 'İstikrar ve güven istemiyoruz' demektir. Halbuki biz, artık güçlü tek parti hükümetleri bile 'Türkiye'ye yetmiyor, bu gömlek bu cüsseye dar gelir' diyoruz. Yeni Türkiye'yi inşa edebilmek için, yeni anayasa ve onunla birlikte başkanlık sistemine ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Türkiye'nin geleceği için, ihtiyaç duyduğu proje koalisyon değil işte o budur." Erdoğan, koalisyon ihtimaline bel bağlayanların, ülkenin ve milletin değil sadece kendi istikballerini düşünenler olduğunu aktararak, "Bizim milletimiz koalisyonların ne olduğunu çok iyi bilir. Koalisyon demek, kriz demektir. Koalisyon demek, enflasyon demektir, işsizlik, fakirlik ve iflas demektir" dedi. Bunların geçmişini gördüklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Koalisyon demek; bir avuç seçkinin, bir avuç zenginin, bir avuç bürokratın milletin sırtına kene gibi yapışması demektir. Koalisyon demek; IMF'nin kaplarında birkaç yüz milyon dolar için para dilenmek demektir. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Nisan Şubat Salı Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com ANASAN 2. ULUSLAR ARASI ŞAİRLER ŞÖLENİ 20 NİSAN PAZARTESİ GÜNÜ BAŞLIYOR Anasan Anadolu sanatçı, şair, yazar, ozan ve bilim adamları birliği Genel başkanı Sabit ince bu yıl ikincisini düzenleyecekleri şairler şöleninin Pazartesi kayseri Hunat hatun kültür merkezinde ilk startının verileceğini, 22 nisan 2015 Çarşamba akşamı saat de Kayseri yoğunburç Kültürevinde halka açık olarak devam edeceğini belirtti. Yurtdışı ve yurtiçinden çok sayıda şair ve yazarın katılacağı şölenin daha sonra dünyaca ünlü Nevşehir Kozaklı kaplıcalarında sürdürüleceğini söyleyen Başkan İnce, geleneksel hale getirdikleri bu şölenlere bu yıl Kültür bakanlığının maddi destek verdiğini, şair ve yazarların iyi intibalarla şölenden ayrılmaları için ellerinden geleni yapacaklarını da sözlerine ekledi. KATILIMCILAR Sabit İnce Anasan Genel başkanı, şair, yazar, araştırmacı Mustafa Ceylan Şair yazar, araştırmacı Antalya M.Rağıp Karcı, şair, yazar, eleştirmen Ankara Mehmet Ali Kalkan şair Eskişehir Gülnare Sadık, şair, yazar, gazeteci Azerbaycan Dr. Arif Albayrak şair, yazar, Bilim adamı Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti Hüseyin Türkmen, şair, yazar, Romancı kayseri Mustafa Bozkurt, şair, yazar, Romancı Kayseri Nazende Demirel, şair, Eleştirmen Nevşehir Aşık Haddadi İbrahim Budak şair, halk aşığı Kayseri Erdal Oğuz şair, kayseri Salih Zeki Çelebi şair kayseri Faruk Gökbulut, şair, yazar, araştırmacı İstanbul Mehmet Güven şair, yazar İzmir Ali Sabri Eyüp, şair Erbil Kuzey Irak İsmail hakkı Bağdat şair, İstanbul Osman baymak Kosova Ozan derviş şair Nevşehir Tuncay Köksal Halk müziği sanatçı Kırşehir Ahmet karaca şair Yozgat Yrd. Doç. Dr. Küçükgül: Vasıflı bilim insanları kurumlardan tasfiye ediliyor Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, "Elektriğin neden kesildiğini bilemeyenler, yarın nükleer reaktördeki bir kazayı nasıl anlayıp bize izah edebilecekler." diyerek kurumlarda vasıflı bilim insanlarının gereksiz yere tasfiye edildiğini söyledi. Küçkügül, yerlerine ise ehil olmayan ve gerçek olmayan rapor sonuçlarını birilerinin istediği gibi açıklayanların getirildiğini söyledi. Bilimsel araştırma, radyoaktif atıklar, GDO ve birçok konuda gerçek sonuçları açıklayan bilim insanlarının gerekçesiz olarak kurumlarından tasfiye edilmesini eleştiren Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, yerlerine atananların, kimisinin koltuk, kimisinin para, kimisinin danışmanlık, kimisinin de hak etmediği ünvanı alma sevdasıyla gerçek olmayan ancak iradenin istediği sonuçlar açıkladıklarına dikkat çekti. Hangisi nükleer uzmanı? Küçükgül, "Uzmanlık alanına girmeyenlerin bu konuda konuşmaları yanlış, ahlaklı bir davranış değildir bilmediğin konuda konuşmak... Radyoaktif ölçümlerde resmi verilerle insanlar kandırılıyor. Bir ölçüm yapılabilmesi için akreditasyonunuz olmalı. Ben bir bilim insanı olarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'na (TÜBİTAK) güvenmiyorum. Türkiye ye GDO lu pirinç geliyor. Buna dair raporu verenler görevden alınıyor, yerine başkaları geliyor ve tersi rapor veriyor. Devlet kurumlarında çalışanlar da bilim insanı. Bilimi yapan insandır. İnsanın da zaafları vardır. Kimisi koltuk, kimisi para, kimi danışmanlık, kimi hak etmediği ünvanı alma sevdası vardır. Ben haksız yere unvan almayı reddedenlerden birisiyim. Devletin açıkladığı ölçüm rakamlarına güvenmiyorum. Hükümet ve bazı kurumların başında bulunanlar, insan sağlığı çevre ve geleceğimiz için değil, ekonomik çıkar ve diğer çıkarlar doğrultusunda karar veriyorlar. Bazısı bunu bilinçli yapıyor bazısı da bilinçsizliğinden dolayı yapıyor. TEAK nin başında bulunanlar, Yönetim Kurulu Üyelerinden hangisi nükleer uzmanı? TÜBİTAK ın başına hayvan hastanesi müdürü atarsanız, ondan sonra da üç gün sonra rapor yazacak kimse bulamazsınız." dedi. (CİHAN) Hatalı sollama yapma ölürsün MHP ile CHP'ye oy verirsen sürünürsün! Eroğlu: "İzmir için 466 proje ile geldik. Bunlar bizim taahhüdümüz. AK Parti sözünün eri bir partidir. Daha önce de Binali beyin 35 büyük projesi vardı. Onu toplayınca 501 yapıyor. Allah nasip ederse İzmir'i 501 proje ile Türkiye'nin değil, dünyanın incisi yapacağız" diye konuştu. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, dün İzmir'de yaptıkları aday toplantısıyla kentte hayata geçirilecek 466 yeni projeyi kamuoyuna sunduklarını hatırlatarak, "Daha önce de Binali beyin İzmir için 35 projesi vardı. Onu da toplayınca 501 projemiz var. Allah nasip ederse İzmir'i 501 proje ile Türkiye'nin değil, dünyanın incisi yapacağız" dedi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ve bazı milletvekili adayları ile partisinin Konak İlçe Başkanlığını ziyaret eden Eroğlu, davul ve zurna eşliğinde karşılandığı parti girişinde, partililerle halay çekti. Eroğlu, burada yaptığı konuşmada, İzmir'e kavga için değil gönül kazanmaya geldiklerini vurgulayarak, "Türkiye'de daha önce insanlar kendi kimliklerini söyleyemiyordu, Manisa'da konuşan Başbakan Yardımcısı Arınç, "Muhalefet koalisyon kurmak istiyor. Eski günlere dönmek istiyor. Hayır, Türkiye koalisyondan çok çekti. Türkiye'yi mahvettiler, fakirleştirdiler, terörü bela ettiler. 'Tek başına iş başına' dedik, 13 senede çok büyük hizmetler verdik" dedi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, muhalefetin 7 Haziran'- daki genel seçim sonucunda iktidar olmayı değil, koalisyon kurmayı hedeflediğini dile getirerek, "Türkiye koalisyondan çok çekti. Türkiye'yi mahvettiler, bitirdiler, fakirleştirdiler, yoksullaştırdılar, terörü bela ettiler. Ne yaptıysak tek başımıza iktidarda yaptık. 'Tek başına iş başına' dedik 13 senede memlekete büyük hizmetler ettik" dedi. AK Parti'nin, TBMM 25. dönem Manisa milletvekili adayları, Manisa Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Milletvekili adaylarının tek tek kürsüye çıkarak partililere hitaben konuşma yaptığı toplantıda, AK Parti Tüzüğü gereği 3 dönem üst üste milletvekilliği yaptığı için bu dönemde aday olmayacak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın hayatını konu alan kısa filmin gösterimi yapıldı. Film gösteriminin ardından sahneye çıkarak katılımcıları selamlayan Arınç, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla karşılandı. Arınç, yaptığı konuşmada, yeni seçim dönemiyle büyük bir sevinç yaşadıklarını ifade ederek, Manisa'nın da bu sevinci ve çekiniyordu. Türkiye'de artık insanlar birbirleriyle kucaklaşıyor, insanların arasında bir fark olmadığı görüldü. Bunu Türkiye'ye kazandıran, kardeşliği, birlik ve beraberliği tesis eden AK Parti'dir. Bizim maksadımız hizmet etmektir, kubbede hoş seda bırakmaktır. Niyet halis, akıbet hayırdır inşallah" diye konuştu. İzmir'in geçmişte içme suyu sıkıntısını çektiğine işaret eden Eroğlu, Manisa'daki Gördes Barajı'nın temelinin atılmasının ardından kısa bir sürede bitirildiğini, yaklaşık 106 kilometre uzunluğundaki geniş çaplı boru hattı ile İzmir'e içme suyu sağlandığını söyledi. Deniz ve doğa turizmi çok önemli "İzmir i çiçek gibi yapacağız" diyen Eroğlu, "İzmir için 466 proje ile geldik. Bunlar bizim taahhüdümüz. AK Parti sözünün eri bir partidir. heyecanı her zaman gösteren bir il olduğunu söyledi. Davalarına bugüne kadar maddi, manevi her kademede destek verenlere ve özellikle tüm Manisalılara çok teşekkür ettiğini belirten Arınç, kendisinden önce kürsüye çıkan 9 milletvekili adayının konuşmalarına bakıldığında ne kadar güzel insanlara sahip olduklarını bir kez daha gördüğünü dile getirdi. Arınç, Manisa'da 60 milletvekili aday adaylığı başvurusu almalarına karşın mecburiyet gereği olarak bunlardan 9'unun değerlendirilebildiğine işaret ederek, tüm aday adaylarından ilk sıra yer alıyor gibi çalışmalarını istedi. Aktif siyasete veda Kendisinin ve Hüseyin Tanrıverdi'nin partilerindeki "3 dönem" kuralı gereği bu seçimde aday olarak yer alamayacağını hatırlatan Arınç, şöyle konuştu: "Siyasette bir noktaya geldik. Hamdolsun ki, çok mutluyuz, Allah bize 13 senede 9 büyük zafer gösterdi. 13 yıldır iktidarda olan bir partinin mensuplarıyız. Türk siyasi hayatında bunun bir örneği yok. Allah, bunu AK Parti'ye nasip etti. Biz de onun hem kurucusu hem de 3 dönem milletvekilliğini yapan arkadaşlarınız olarak sayın Tanrıverdi ile bu dönem aktif siyasette olmayacağız. Geriye baktığımızda, yaptığımız işleri gördükçe iftihar duyacağız. Hayırlı işlere vesile olabilmişsek ve siz de bundan memnun olmuşsanız ve 'Allah razı olsun' demişseniz; Manisa olarak, geçmişteki ihmaller hamdolsun giderilmiş ve çok büyük hizmetler gelmişse biz ondan dolayı, vazifesini yapmış, başarmış olmanın huzuru içinde olacağız." İzmir'i dünyanın incisi yapacağız! Daha önce de Binali beyin 35 büyük projesi vardı. Onu toplayınca 501 yapıyor. Allah nasip ederse İzmir'i 501 proje ile Türkiye'nin değil, dünyanın incisi yapacağız" ifadesini kullandı. Eroğlu, 7 Haziran'daki seçimlerin önemli bir "milat" olacağını savunarak, "Bu seçim, Türkiye'yi bölmek isteyenlerle şaha kaldırmak isteyenlerin mücadelesidir. Hep birlikte gayret edeceğiz ve bu emellere ulaşmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakacağız" dedi. Orman ve Su İşleri Bakanlığının İzmir'de 2019 yılına kadar 466 projeyi hayata geçireceğini kaydeden Eroğlu, şöyle konuştu: "Bunlar yatırım programlarına konuldu. Barajlar, göletler, sulama tesisleri, dere ıslahları gibi projeler. İzmir için büyük düşünüyoruz İzmir'in kalkınmaya ve gelişmeye ihtiyacı var. İzmir'de deniz turizmini, doğa turizmini şaha kaldıracağız. Ormanları kalkınmada lokomotif olarak kullanacağız. Ormanlardaki delice ağaçları aşılayıp vatandaşlara eşit şekilde kurayla dağıtacağız. Bunun gibi projelerle İzmir'i şaha kaldıracağız." (AA) "Gelip geçici siyaset yapmadım" Yaklaşık 40 yılı aşkın süredir siyasette olan biri olarak hiçbir zaman gelip geçici siyasetin içinde bulunmadığını, buna da tüm Manisalıların şahit olduğunu belirten Arınç, 1970'li yıllarda başladığı siyasi hayatında Manisa'ya hizmetler gelmesinde katkı sunduğunu ve kentin değişimine tanıklık ettiğini ifade etti. Siyasete ilk başladığı yıllarda Demirci'nin köylerine otomobillerle gitme imkanı olmadığını, büyük kayaları aşa aşa ancak ciplerle köylere ulaşılabildiğini, yine Manisa'nın merkez köyleri de dahil pek çok köyde içme suyunun bulunmadığını anlatan Arınç, şunları kaydetti: "Geleneksel dört tarım ürünümüzün gelirlerinden Manisalı geçinmeye çalışırdı, sonra sanayi geldi, sonra üründe çeşitlilik oldu, sonra ekonominin can damarları yollarımızı yaptık, sulama imkanları oldu. Göletler, barajlar... Hamdolsun şimdi 70'li yıllarda gittiğim o ilçelerimizin pek çoğuna artık 'bal dök yala' kabilinden pırıl pırıl yollardan gidebiliyoruz. Çok şükür bütün köylerin yollarını hallettik, köyler yaşanacak hale geldi. Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi KÖY- DES projesinde Manisa çok başarılı oldu." "Beceriksiz, başarısız hükümetler iş başındaydı" Arınç, AK Parti iktidarına kadar Manisa'ya yeterli hizmet gelmediğini, muhalefet partisi milletvekili olarak iktidarın da kendilerine imkan sağlamadığını dile getirerek şöyle devam etti: "Vakıflara para istersin, Yüksel Yalova 'kusura bakma, bütçem yok para vermem' der. Başka şey istersin, baraj istersin, yol istersin... Bütçeler delik deşik. Maaş ödemesine yetmiyor. Beceriksiz, başarısız hükümetler... Dışarıdan borç alıyor, dışarıya olan borcumuzun faizini ödemek için. Bereketsiz paralar. Faizler yüzde 60'ları bulmuş. Çiftçiden alınan faiz yüzde 56, esnafın aldığı kredinin faizi yüzde 60'lara yakın. Yine enflasyonun, yüzde 30-35'lerde gezdiği Türkiye'de faizler bu miktardaydı. Günde 3 defa fiyat değişiyordu. Bir yere girdiniz, 'bunun fiyatı ne?' Muğla Valisi Amir Çiçek, Kelebekler Vadisi markasının dünya turizmine tanıtılması gerektiğini söyledi. Çiçek, 39. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Fethiye Kaymakamı Ekrem Çalık, İl Emniyet Müdürü Hakan Çetinkaya, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Halil Çelik, İlçe Jandarma Komutanı Faruk Akıncı, İl Kültür ve Turizm Müdürü Veli Çelik, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Uğur Şeren ile daire amirleri, Kelebekler Vadisi'nde incelemelerde bulundu. Vadideki 950 metrelik yürüyüş parkurunu gezen Çiçek, İl Kültür ve Turizm Müdürü Çelik'ten bilgi aldı. Vali Çiçek, gazetecilere yaptığı açıklamada, Fethiye'nin turizm açısından bölgenin önemli destinasyonlarından biri olduğunu söyledi. Doğası, tarihi, deniz ve güneşiyle insanları kendisine hayran bırakan bölgede sürdürülebilir 'Öğleden sonra gel, henüz fiyatı belli değil'. Öğleden sonra geldiğinde, 'akşam üstü gel, daha fiyat belli değil'. Günde 3 defa fiyat değişirdi. Esnaf ne kadar büyük sıkıntı içindeydi. Sattığının yerine yenisini koyamazdı. Felaket bir ekonomini içindeydik. Biz de milletvekilliği yapıyorduk. Üç partili, dört partili koalisyonlardan millet hiç hayır görmemişti. Her biri, birbirinin kuyusunu kazıyordu. Her biri kırmızı plakalı bakanlık aracına binmek için bakanlık sayısını artırıyordu. Bizden önce üç partili koalisyon vardı, bakanlık sayısı 38 di. Biz 365 milletvekiliyle geldik, bakanlık sayısını 24 e indirdik ama iş yaptık, ter döktük, dua ettik çalıştık ve gayret ettik." "Manisa memleketim, gidecek başka yerim yok" "Muhalefetin hedefi, yeniden koalisyon dönemi" Başbakan Yardımcısı Arınç, yeni bir seçim dönemine girildiğine ve bu seçimlerde muhalefetin hedefinin ancak koalisyon kurmak olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: "Muhalefet koalisyon kurmak istiyor, eski günlere dönmek istiyor. Hayır Türkiye koalisyondan çok çekti. Türkiye'yi mahvettiler, bitirdiler, fakirleştirdiler, yoksullaştırdılar, terörü bela ettiler. Ne yaptıysak tek başımıza iktidarda yaptık. 'Tek başına iş başına' dedik, 13 senede memlekete çok büyük hizmetler ettik. HDP yüzde 10'u, MHP yüzde 15'i aşmanın gayretinde. Kılıçdaroğlu ilk defa yüzde 35 gibi bir laf söyledi. 'Ondan fazlasını istemem' diyor. Bunun gerçek manası şudur; bunlar koalisyon istiyor. Eski DSP- MHP-ANAP koalisyonları, eski üç, dört, beş partili koalisyonlar gibi ortadaki varlığı bölüşmek, paylaşmak istiyor. Onların derdi 78 milyon vatandaşımız değil. Onların derdi kendi aralarındaki çıkardan ceplerine daha çok pay koyabilmek. Koalisyon değil, tek başına iktidar. O kadar iddialıyım ki, hangi parti olacaksa tek başına iktidar olmalı. Var mı babayiğit içinizde. HDP 'ben tek başıma iktidar olacağım' diyebiliyor musun, MHP diyebiliyor musun, CHP diyebiliyor musun? Sen kıytırık oy oranlarıyla ancak muhalefette koalisyon partisi olursun. Allah'a şükür 13 yıldan beri benim genel başkanlarım 'birinci parti olmazsam siyaseti bırakırım' diyor. Hanginiz söyleyebildiniz bunu. Hangisinin cesareti var. Kapağı atmışsınız bir yerde genel başkanlığa, dünya yıkılsa umurunuzda değil. Kendinizi alkışlatmaktan başka yaptığınız bir iş yok. Millet yolunda fedakarlığı, feragati AK Parti gösteriyor. Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığında yeni ve güçlü iktidarımız için yolumuz, bahtımız açık olsun." (AA) Arınç, Manisalı olduğunu ve aktif siyasete ara vermesiyle hemşehrilerinin yanına döneceğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Memleketim burasıdır. Çok şükür, son dönemde siyaset gereği, Bursa'dan aday gösterildim. 'Manisa'da başarılı oldu, Bursa'da başarılı oldu'. Şimdi Bursa'dan aktif siyasete veda ediyorum. Geleceğim yer Manisa'dır. Babam burada, annem burada, evladım burada, amcam burada... Yaşayanlarıyla, toprağın altında olanlarıyla hepsi Manisa'da. Gidecek başka yerim yok. Memleketim burası. İnsanımızı seviyorum. İlçelerimizi, köylerimizi, kasabalarımızı seviyorum. Manisa'nın güzel insanlarıyla birlikte olursam, hayatımın en mutlu anlarını yaşayacağım." Kelebekler Vadisi dünya markası olmalı turizm için çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Çiçek, bu destinasyonun içinde yer alan Kelebekler Vadisi'nin de kelebekleri, doğası ve bitki türleriyle farklı bir şekilde turizme hizmet ettiğini ifade etti. Marka haline geldi Çiçek, konunun uzmanlarıyla Kelebekler Vadisi'ni gezdiklerini, buranın turizme daha iyi hizmet etmesi noktasında tespitler yaptıklarını anlattı. Kelebekler Vadisi'nin, sürdürülebilir turizmle daha farklı bir destinasyonunun ortaya çıkarabileceğini kaydeden Çiçek, şöyle konuştu: "Doğa güzelliğinin korunmasının yanında, insanların buraya güvenli şekilde aileleriyle gelebileceği, toplu turların gerçekleştirilebileceği bir planlama yapılmalı. Öncelikle burada imar planını düzenleyerek çalışma yapacağız. O zaman daha güzel olacağını düşünüyorum. Şu anda orayı çalıştıran kooperatif, konunun üzerinde duruyor. Herhangi bir olumsuzluk yaşanmıyor. Buraya gelen herkes kendisini güvende hissedecek." Çiçek, yürüyüşten keyif aldığını, Kelebekler Vadisi'nin özellikle şelale ve bitki türleriyle görülmesi gereken yerlerin başında geldiğini vurguladı. Vadiyi içinde barındırdığı kelebek türleri, bitki çeşitliliğiyle turizm açısından üzerinde çalışılması gereken bir destinasyon olarak gördüklerine değinen Çiçek, "Kelebekler Vadisi, kendisine bir marka yapmış. Bu markayı hem ülkemize hem de dünya turizmine tanıtmamız gerekiyor" dedi. Çiçek, birçok insanın kelebekleri ve doğasını görmek için geldiği bölgede, özellikle yeni evlenen çiftlerin balayı yapmasını istediklerini sözlerine ekledi. (AA) Ören yerlerine restorasyon müjdesi Muğla Valisi Amir Çiçek, Fethiye ilçesinde ulaşımın teknelerle sağlandığı Gemiler Ören Yeri'nde restorasyon çalışması planladıklarını bildirdi. 39. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında bazı kurum müdürleriyle, geçmişi MS 5. yüzyıla dayanan Gemiler Ören Yeri'nde incelemelerde bulunan Çiçek, Fethiye Müze Müdürü Emirhan Hakkı Süel'den bilgi aldı. Çiçek, gazetecilere, Gemiler Ören Yeri'nin hem doğa hem de tarihi açıdan önemli olduğunu söyledi. Ören yerinin, korunan eserleri görmek isteyenler için doğa içinde güzel yürüyüş yolu olduğunu ifade eden Çiçek, küçük ve büyük kiliseleri birbirine bağlayan tünellere dikkati çekti. Çiçek, yılda yaklaşık 20 bin kişinin ziyaret ettiği Gemiler Ören Yeri'nde bakanlık rehberlerinin eserler ve geçmişi hakkında bilgilendirme yaptığını anımsattı. Ören yerinde, kültür turizmine daha çok hizmet etmesi için restorasyon çalışması yapılması gerektiğini kaydeden Çiçek, şöyle konuştu: "Burada restorasyon yapılması gerektiğini gördük. Koruma planı yapıldıktan sonra bu ören yerimizde restorasyon çalışması gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu yapıldığı takdirde geçen yıl yaklaşık 20 bin kişinin ziyaret ettiği ören yerimizde ziyaretçi sayısı, 40 bin kişiye ulaşabilir. Bu da bu bölge için iyi bir turizm destinasyonu olur." Gemiler Ören Yeri Gemiler Ören Yeri, Bizans dönemine ait eserlerle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. "Aya Nikola Adası" olarak da bilinen ören yeri, 11 bazilika, çok sayıda şapel, ev, depo, mezar ve sarnıçların bulunması nedeniyle Bizans döneminin önemli dini merkezleri arasında gösteriliyor. Ören yerinin üst kısmında ağırlıklı dini yapılar bulunuyor. Turistler, ören yerindeki eserleri doğal yürüyüş yoluyla rahatlıkla gezme fırsatı buluyor. Ören yerinin tepe noktasından ise Gemiler koyu ve deniz manzarası izlenebiliyor. (AA) Turizm aşkı engel tanımadı Geçirdiği trafik kazasının ardından felç olan Bodrumlu turizmci ve bankacı Suat Türkmen, geleneksel Bodrum evleri ve Bodrum guletlerinin maketlerini yaparak, turizme katkı sağlıyor. Bodrum'da, bir bankada 7 yıl çalıştıktan sonra istifa edip turizm sektöründe çalışmaya başlayan 3 çocuk babası Suat Türkmen'in hayatı, 1997 yılında geçirdiği trafik kazasıyla değişti. Türkmen, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde yolun karşısına geçmeye çalıştığı sırada bir otomobilin çarpması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Türkmen'in tedavisine daha sonra İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde devam edildi. Yaklaşık 7 yıl süren tedavisine rağmen bacağında kısmi felç oluşan Türkmen, bu sırada hastanede el sanatlarıyla ilgilenmeye başladı. Suat Türkmen, bu süreçte eşinden de ayrıldı. Tekerlekli sandalyeye bağlı kalan Türkmen, Kale Caddesi'nde Bodrum Belediyesinin tahsis ettiği alanda ev ve tekne maketi satarak turizm sektöründe çalışmaya devam ediyor. Türkmen, karton ve metalden yaptığı geleneksel Bodrum evlerinin maketlerini taş ve kumlarla süslüyor. Suat Türkmen, AA muhabirine, kazadan sonra yürüme engeline rağmen turizm sektöründen kopmadığını söyledi. Bodrum'un sembolü olan maket evleri ve guletleri üretirken tamamen geri dönüşüm malzemesi kullandığına işaret eden Türkmen, "Tekneleri de ufak demir parçalarıyla yapıyorum. Malzemeler tamamen geri dönüşümlerden oluşuyor. Deniz kenarından topladığım taş ve kumlarla da takviyeler yapıyorum. Bu ürünlerin fiyatı ise 5 ila 25 lira arasında değişiyor" diye konuştu. Türkmen, ürünlere yabancı turistlerin de ilgi gösterdiğini anlatarak, Avrupa'dan özellikle Avustralya'dan gelen turistlere bol miktarda satış yaptığını ve bu şekilde Bodrum turizmine katkıda bulunduğunu belirtti. İngiliz vatandaşı Kim Gould Eryürek de "El yapımı olan bir ürün çok daha iyi. Fabrika yapımı materyallerden çok daha kıymetli. Evime Bodrum'u temsil eden bu maketlerden aldım" diye konuştu. (AA) DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN musarslan1960@hotmail.com PROF. DR. MAURİCE BUCAİLLE Prof. Dr. Maurice Bucaille, Paris te tıp fakültesi genel cerrahi bölüm başkanlığı yapıyordu. Dünya çapında bir hekimdi. Tevrat ı okumuş kafasında bir hayli sorular meydana gelmiş ve ve bunlara cevap bulamadığından boşluklar oluşmuştu. İncilleri okumuş, cevap bulamadığı sorular daha da artmıştı. Fakat Kur an-ı Kerim i okuma ihtiyacı hissetmemişti. Çünkü Kur an-ı Kerim i Hazreti Muhammed (sav) in yazdığı bir kitap, İslam ı da Hazreti Muhammed (sav) in kurduğu Muhammedilik diye bir din olarak duymuş ve incelemeye gerek görmemişti. Ta Suudi Arabistan kralı Faysal muayene olmak için kendisine gelinceye kadar. O kral Faysal ı tedaviye çalışırken kendisinin hastalıklarının tedavi olacağını nereden bilecekti ki? Tedavi sırasında sohbette ediyorlardı. Konuşmalar gelip Faysal ın inancına dayanınca kral kendisine Kur an-ı Kerim in Hazreti Allah (cc) ın kelam, Hazreti Muhammed (sav) in son Peygamber, İslam ın da Allah ın dini olduğunu söylemişti. Bucaille duyduğu ifadeler karşısında şok olmuş gibiydi. Kur an-ı Kerim i incelemek istemiş fakat tercümeler orijinali gibi olmaz. Bizimkiler önyargıyla ayetlere farklı manalar vermiş olabilirler. Fransızca tercümeler beni yanıltabilir diye düşündüğünden Arapça öğrenmeye karar verir. Kısa sürede ileri seviyede Kur an-ı Kerim in dilini öğrenmeye muvaffak olur. Öğrendiği Arapçayla Kelam-ı İlahi yi orijinal ifadelerinden inceler. Esas şok şimdi başlamıştır. Kendisi dünya çapında bir hekim olduğu için kralların bile kendisine tedavi olmak için geldiği bu zat. Hayretler içerisinde kalır. İlmin bu asırda bulduğu hakikatleri Kur an-ı Kerim 14 asır önce haber vermiş ve haber verdikleri bu asırda ancak öğreni Hz. Muhammed (s.a.v.) 87 lebilmiştir. Bir insanın o gün bunları bilmesinin mümkün olmadığına kanaat getirip İslam la şereflenir. Araştırmalarına Tevrat, İnciller Kur an-ı Kerim be Bilim isimli bir kitapta yayınlar. Kısa sürede bu kitap yedi dile çevrilir. Türkçeye de Prof. Dr. Suat Yıldırım tercüme eder. Diyanet İşleri başkanlığı da Mehmet Ali Sönmez e bu kitabın ikinci bir tercümesini yaptırır. İşte bir tıp profesörü Kur an-ı Kerim i önyargısız olarak okuyunca derdine derman bulmuştur. Bu zatın aynı zamanda Fransız deniz araştırmacısı Kaptan Custo ile de tanışıklığı vardır. Custo bir gün araştırmaları sırasında Cebel-i Tarık boğazında tatlı ve tuzlu suların birbirlerine karışmadıklarını görür. Sebebini merak eder fakat tatminkar bir cevap bulamaz. Çeşitli inançlara mensup kişilere sorar. Sorduğu kişilerin cevapları sadra şifa değildir. En son Maurice Bucaille ye sorar. O da kendisine bunun Kur an-ı Kerim de anlatıldığını belirterek Rahman suresindeki O iki denizi salıverdi, birbirine kavuşurlar. Fakat aralarında bir engel bulunduğundan, birbirinin sınırını aşmazlar (Rahman ) ayetlerini okur. Kaptan Custo da hayretler içerisinde kalır ve aradığı cevabı bulmuş olur. Kanadalı, kendi sahasında uzman bir çocuk doktoru olan Toronto Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Profesörü Keith Moore, bugünkü teknik imkânlarla ancak keşfedilebilen, çocuğun anne karnında geçirdiği safahâtı Kur ân âyetlerinden dinleyince kelime-i şahadet O na teslimiyetini ifade eder. Yine bir Japon fizyoloji âlimi, kendi sahası ile ilgili Kur ân âyetlerini görünce zor telaffuz ettiği hâlde der ve İslâm a girmede tereddüt göstermez.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> Son günlerin en çok konuşulan ve konuşulması ve hatta sert bir şekilde tartışılması gereken konuların başında, İSRAF gelmelidir... İsrafı da en güzel özetleyen açıklama ise, Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç'tan geldi... İsrafı yıllarca en çok yapan Müslüman olarak bizleriz... İslam dinimizin de üzerinde çok önemle durduğu hassas konuların başında israf geliyor... İhtiyacımız olan kadarı ile geçinmeyi başarabilsek, şuan ve her zaman israf olayını konuş- Sedat KAYA 10 DENİZLİ HABERLERİ önüne seriyor... Özellikle açık büfe ortamlarındaki yemek yenilen yerlerde, aç gözlülük yaparak sanki hiç doymayacakmışız gibi alınan yemeklerin ardından, sonrasında mazdık ve yazmazdık... ise tabaklardan zevk için bir kaşık İsrafın en çok yaşanıldığı yeralıp, tabakları dolu dolu çöp koler ise devlet kurumlarında vaları ile buluşturmak için sıraya olduğunu, devletin en tepesindeki girmeye çalışıyor olmamız ne isimlerden birisinin söylemesi, iskadar doğru veya ne kadar yanlış raf olayının ne kadar içler acısı ve olduğunu, israf konusunda hassas vahim bir olay olduğunu gözler İSRAF...! olan ülkeler daha iyi biliyor... Peki israfı önleyecek neler yapıyoruz... Reklamlar veriyoruz israf etmeyelim, ekmeğimize sahip çıkalım diye ve sadece reklamlarda kalıyor... Ekmeğimize de sahip çıkamıyoruz, yemeğimize de sahip çıkamıyoruz... Çöplere bırakılan ekmeklerin toplamını bir hesaplamış olsak, yüzlerce aileyi doyuracak olduğu hesaplanıyor... ÇANAKKALE SAVAŞI'NIN 100. YILDÖNÜMÜNDE MUHTEŞEM KONSER D enizli Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Savaşı'nın 100. yıl dönümü nedeniyle "Çanakkale Zaferi'ne Özel Türk Sanat Müziği Konseri" düzenledi. Denizli Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, Kültür ve Sosyal İşleri Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı, gaziler, Çanakkale Savaşı'nda şehit olan Denizlililerin yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Konser öncesi Kongre ve Kültür Merkezi Fuaye Salonu'nda "Çanakkale Savaşı'nın 100. Yıldönümü" sergisi açıldı. Daha sonra Denizli Büyükşehir Belediye Konservatuar sanatçılarının sahne aldığı konsere geçildi. Şef Selim Öztaş'ın yönettiği Türk Sanat Müziği Konseri iki bölümden oluştu. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, burada yaptığı konuş- Peki sadece israfı yemekte ve içmekte mi yapıyoruz... Tabi ki hayır... İsraf boşa gidecek her şeyin adıdır... Çeşmelerden boşuna akan suların, açık bırakılan elektrik lambalarının ve tüm boşa giden harcamalarının sonucu israf olması içimizi de acıtıyor, maneviyatımızı da, cebimizi de acıtıyor... Ülke olarak veya vatandaş olarak israf konusunda maalesef eğitim düzeyimiz en alt dere- Birlikte şarkı söylediler Başkan Zolan, "Çanakkale Savaşı'nın 100. yılında ecdadımızı, atamızı, kanını ve canını bu vatana veren çok değerli büyüklerimizi andık. Bu anlamlı gecede şehitlerimizin torunları ve yakınları burada sahne aldılar. Geçmişlerini dedelerini andılar. Emeği geçen tüm sanatçılarımıza, Şef Selim Öztaş'a ve bizi yalnız bırakmayan sizlere çok teşekkür ediyorum" dedi. Konuşmanın ardından bir asır önce Çanakkale Savaşı'nda şehit olan Denizlililerin torunları sahneye davet edildi. Başkan Zolan, şehit torunları ve konservatuar sanatçıları birlikte "Köprüler yaptırdım gelip geçmeye (Karam)" isimli şarkıyı söylediler. İzleyicilerde ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak sanatçılara eşlik ettiler. HABER MERKEZİ cede... İsraf konusunda Müslümanların tüm dünyaya örnek olması gerekirken, Müslüman olmayanların bu konuda örnek gösterilmesi de içimizi acıtıyor... Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere bu konu üzerinde, sadece günlük geçiştirici çözümler bulmak yerine, akılda daha kalıcı çözümler bulması gerekiyor... İsrafa artık bir çözüm bulalım... Evlilik Okulu'nda 22. dönem başladı Denizli Büyükşehir Belediyesi nin, Türkiye ye örnek olan "Ailemi Seviyorum Projesi" kapsamında yer alan Evlilik Okulu'nda 22. dönem başladı. Mutlu aile yaşantısının sağlam temeller üzerine atılmasına katkı sağlamayı hedefleyen Denizli Büyükşehir Belediyesi, Türkiye'ye örnek olan "Ailemi Seviyorum Projesi" kapsamında yer alan Evlilik Okulu'nda 22. dönem eğitimlerine başladı. Kent Konseyi Binasında düzenlenen eğitimin ilk dersine, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, Psikolog Gülay Korkut ve kursiyerler katıldı. Kent Konseyi Başkanı Ali Değirmenci, çiftlerin evlilik hayatına hazırlanmasını amaçlayan projeye ilginin her geçen gün arttığını ifade ederek, katılımcıları tebrik etti. Ailenin toplumun temeli olduğuna dikkati çeken Değirmenci, "Sağlıklı nesillerin yetişmesi için en önemli şart sağlıklı bir aile ve ev ortamını sağlayabilmektir. Gün içerisinde; çalışma ortamının, trafiğin ve modern şehir hayatının getirdiği stresler yaşıyoruz ama insan evine gittiğinde huzur bulmak ister. Bunun için mada, Çanakkale Savaşı'nın 100. yılında güzel bir konser ile şehitleri yad ettiklerini belirtti. de insan karşısındaki kişiyi güler yüzlü görmek ister. Lütfen eşlerinizden güler yüzü ve tebessümü esirgemeyin. Bunu yaptığınız sürece hayatta hep bir adım önde olursunuz" dedi. Kursiyerlere Evlilik Oku- lu kitabı dağıtıldı Değirmenci, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Karşınızdakinin bir birey olduğunu hiç unutmayacaksınız. Evlilik hiç bir zaman tek taraflı olmaz. Olursa zaten bu sağlıklı bir evlilik olmaz. Monologu değil diyalogu sağlamak lazım. Her şeyin iyi olması sizin elinizde. Hayatta herkes biriciktir. Dolayısıyla özellikle eşiniz olmak üzere karşınızdakinin biricik olduğunu unutmayın. Bence bunu bir hayat felsefesi haline getirmek lazım." Toplumun ailelerden çok şey beklediğine dikkati çeken Değirmenci, "Ben Büyükşehir Belediyemizin düzenlemiş olduğu Evlilik Okulu'na geldiğiniz için hepinizi tebrik ediyorum. Her şey gönlünüzce olsun" dedi. Konuşmanın ardından kursiyerlere "Evlilik Okulu" kitabı dağıtıldı. Daha sonra ilk ders başladı. HABER MERKEZİ Denizli Devlet Hastanesinde HEMATOLOJİ AÇILDI Başkan Gürlesin den eğitime yüzde yüz destek Pamukkale Belediye, eğitime verdiği yüzde yüz desteği Ressam İbrahim Çallı Ortaokulu ndaki uygulamalarıyla bir kez daha gösterdi. Belediyenin yenilediği okulun konferans salonu, Kutlu Doğum Haftası etkinliğiyle hizmete girdi. Etkinliğe Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, Pamukkale Kaymakamı Veysel Beyru ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Reşat Erdoğan ile çok sayıda protokol üyesi ile öğrenci velileri katıldı. Okul Müdürü Hasan Kenez in ev sahipliğindeki etkinliklerde ilk olarak protokol konuşmaları yer aldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Zolan, Denizli nin büyükşehir olmasıyla birlikte hizmetkar sayısının 2 ye çıktığını kaydederek, şöyle dedi: Büyükşehir olmayı bu yüzden istedik. Önceden bir hizmetkar vardı. Büyükşehir olunmasıyla birlikte 2 hizmetkarınız oldu. Bizler Pamukkale Belediye Başkanımız Hüseyin Gürlesin le birlikte 2 farklı koldan sizlere hizmet ediyoruz. Biz, alt yapı gibi yatırımları ilçemize kazandırıyoruz. Pamukkale Belediyemiz ise üst yapı ve okullardaki çeşitli desteklerle sizlerin ihtiyaçlarını karşılıyor. Seçim öncesi söylemiştim, burada bir kez daha söylüyoruz. Bizler sizlere hizmet etmek için varız. Okulumuzun hazırladığı ta- nıtım slaydında da görüldü. Okulun eski hali ile Pamukkale Belediyemizin elinin değmesiyle ortaya çıkan yeni halini, hepimiz gördük. Ben sizlerin huzurunda Pamukkale Belediye Başkanımız Hüseyin Gürlesin e bu desteklerinden dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Kutlu doğum haftanızı da kutluyor, saygılarımı sunuyorum dedi. Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin de, alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizi anmak üzere bu etkinliği düzenlenmesiyle 2 güzelliğin bir arada yaşandığını kaydederek, İnanıyorum ki bu etkinlikler, toplumumuzda, Peygamberimizin yüce kişiliğinin, örnek hayatının ve aydınlatıcı rehberliğinin doğru bir şekilde anlaşılmasına, onun öncülüğünü yaptığı ve hepimize tavsiye ettiği huzur ve sevgi ikliminin oluşmasına çok anlamlı katkılarda bulunacaktır. 2. bir güzellik ise okulumuzun konferans salonunu restore ettirip açılışını da birlikte yapmak oldu. Buna ek olarak okulumuzun boya ihtiyacı ve çeşitli eksikliklerinin giderilmesini de sağladık. Pamukkale Belediyesi olarak tüm okullarımızı dolaşıyoruz. Öğretmen ve okul idaremizle toplantı yaparak ihtiyaçları belirliyoruz. Bu doğrultuda eğitime desteğimizi sürdürüyoruz. Daha önce okulumuza gelip toplantı yapmıştık. Bugün de eksikliklerin giderilerek yeni yüzüyle konferans salonunu açılışını yaptık. Okulumuza, öğrencilerimize ve hepimize hayırlı olsun dedi. Pamukkale Kaymakamı Veysel Beyru da, eğitim başta olmak üzere hizmetin her alanında Pamukkale Belediyesi yle işbirliği halinde olduklarını ifade ederek eğitime verdiği desteklerden dolayı Başkan Gürlesin e teşekkür etti. HABER MERKEZİ Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ne bağlı Denizli Devlet Hastanesi nin klinik ağına yeni bir yan dal daha eklendi. Uz. Dr. Gülsüm Akgün Çağlıyan yetişkin Hematoloji alanına atanarak göreve başladı. Erişkin hastalardaki demir eksikliği, b12 eksikliği ve diğer nedenlere bağlı kansızlık, kanama ve pıhtılaşma bozuklukları, kan hücrelerindeki düşüklük ve yükseklik durumları, talesemi, anemi gibi genetik hastalıklar ile kan ve lef bezi kanserleri ile ilgilenen Hematoloji Bölümü Denizli Devlet Hastanesi nde açıldı. Bölümde günlük poliklinik hizmeti verilirken yatan hasta ve ayaktan günlük kemoterapi ünitesi ve talesemi merkezindeki hastaların bakım hizmetleri yapılacak. Yine damardan demir tedavileri, kan transfüzyonu ve kemik iliği aspirasyonu ile biyopsi işlemleri de Hematoloji Bölümünde uygulanabilecek. D emir Eksikliği Diğer Hastalıkların Belirtisi Olabilir Denizli Devlet Hastanesi Hematoloji Bölümü ne atanan Hematoloji Uz. Dr. Gülsüm Akgün Çağlıyan Hematoloji Bölümü nün ilgilendiği demir eksikliğinin dünyada ve ülkemizde en sık görülen kansızlık nedenlerin- den biri olduğunu söyleyerek: Demir eksikliğine bağlı kansızlık dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30 unu etkilemektedir. Vücuttaki demir dengesi diyetle alınan demir ile kaybedilen demir arasında sağlanır. Bu dengede en önemli rolü demir emilimi oynar. Besinlerdeki demir miktarı seçilen besine ve toplam günlük kalo- ri alımına bağlıdır. Kırmızı et ile alınan demirin emilimi çok daha kolaydır. Normal beslenme alışkanlıkları olan erişkin erkekler ve adet görmeyen kadınlar normal demir dengesini sürdürmekte zorlanmazlar. Adet gören kadınlar, gebeler, çocuk emzirenler, büyümekte olan ergenler demir depolarının azalması riski ile karşı karşıyadır ve yeterli demir dengesi için takviyeye ihtiyaç duyabilirler. Gebelik ve emzirme döneminde her zaman demir takviyesi gereklidir dedi. Demir eksikliğine bağlı nedenlerin saptanması gerektiğini söyleyen Uz. Dr. Gülsüm Akgün Çağlıyan demir eksikliğinin nedeninin diyetle başlayan alım eksikliğine, çok çay içmeye, az et ve kuru bakliyat tüketimine ya da fark edilmeyen kronik kan kayıplarına bağlı olabileceğini açıklayarak demir eksikliğinin belirtilerini şu şekilde sıraladı: Belirtileri halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık çarpıntı, karın ağrısı, zihinsel aktivitede azalma, dikkat azlığı, okul başarısında düşüklük, enfeksiyonlara yatkınlık olarak sıralayabiliriz. Demir eksikliği olan hastalarda tedavi kansızlığın ağırlığına, kansızlığın nedenine ve hastaların demir ilaçlarını tolere edebilmelerine bağlıdır. Tüm hastalarda periferik yayma mutlaka incelenmeli ve ayırıcı tanı yapılmalıdır. Demir eksikliği olan erkek hastalarda ve adet görmeyen bayan hastalarda kronik kan kayıpları açısından mutlaka ileri tetkik yapılmalıdır. Demir eksikliğine bağlı kansızlık bu hasta grubunda önemli hastalıkların ilk belirtisi olabilmektedir dedi. HABER MERKEZİ

10 17 Şubat 2013 Perşembe

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe 50 YIL SONRASININ planlarını yapıyoruz AK Parti Denizli milletvekili adayları tanıtım toplantısında konuşan Bakan Zeybekci: "Yarını bile göremeyenler, bol kepçeden savururken, AK Parti 2023'ün planlarını yapıyor; yetmedi, AK Parti 2053'ün, 2071'in planlarını yapıyor" dedi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, CHP'nin seçim beyannamesine ilişkin, "yarını bile göremeyenlerin, bol kepçeden savururken, AK Parti'nin 2023'ün, 2053'ün, 2071'in planlarını yaptığını" söyledi. Zeybekci, EGS Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Denizli milletvekili adaylarının tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, vatandaşların ve İslam aleminin, Kutlu Doğum Haftası ve Regaip Kandili'ni tebrik etti. Kutlu Doğum Haftası'nın ve mübarek gecenin yaşandığı güzel günlerin, İslam topraklarını bir beyaz örtü gibi örtmesini dileyen Zeybekçi, İslam coğrafyasında akan kanın durmasını, göz yaşlarının dinmesini temenni etti. Zeybekci, Türkiye'nin 2002 yılında iş başına gelen AK Parti iktidarıyla çok başka bir noktaya geldiğini ve İslam'ın sancaktarlığını yapan bir ülke olarak, tüm kardeş coğrafyaların işaret aldığı, ölçü aldığı bir ülke olduğunu, yakın zamanda bütün sıkıntıların da bunun için yaşandığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Türkiye, 2013'ün 14 Mayıs günü IMF'nin bütün borçlarını ödedi ve IMF'ye dedi ki, 'haydi işine kardeşim, bir daha görüşmeyelim, haydi güle güle. Bak şu kartvizitimi de cebine koy, para lazım olursa gel'. Türkiye şimdi artık IMF'ye borç veren ülkeler noktasında. Artık Türkiye IMF'nin icra direktörleri masasında, yani yönetenler masasında oturuyor artık. Nereden nereye geldik 'de benim ülkemde faizler gecelik yüzde 7 bindi. Kim ödüyor, bu millet ödüyor 'de Türkiye'nin ekonomisini IMF şefleri yönetiyordu. Baktı gördü olmuyor, Dünya Bankası'ndan ekonomi bakanı gönderdi. Şimdi duyduk ki, CHP, Dünya Bankasının memuru olan o ekonomi bakanına demiş ki, 'bize lazım olacaksın, lazım olduğunda gelir misin' diye sormuş. Alıştılar ya... Bu millet, inşallah o günleri bir daha görmeyecek. Bu millet bir daha birileri tarafından yönetilmeyecek. Bu milletin bankalarına el konulmayacak." "Milletin emanetini namus bilenler var artık" AK Parti iktidara gelmeden önceki koalisyon hükümetinin Halk Bankası'nı ve Ziraat Bankası'nı kapatma, Vakıflar "Silah zoruyla oy alıyorlar" AK Parti'nin bu hizmet bayrağını bırakma ihtimali olmadığını görenlerin, "çamur atma" yoluna gittiklerini, bunun son örneğinin de Ağrı'daki terörist saldırıda yaşandığını anlatan Zeybekci, şunları kaydetti: "Çözüm süreci, kardeşlik... AK Parti vücudunu koydu bu projenin altına. Recep Tayyip Erdoğan siyasi hayatını koydu bu projenin altına, yeter ki kardeş kanı akmasın, yeter ki artık Bankası'nı da satma sözü verdiğini belirten Zeybekci, şöyle devam etti: "Bugün yeni yeni anlıyoruz neden acaba Halk Bankası'nı ve Ziraat Bankası'nı kapatmak istediler diye. Bu millet 2002'de ilk defa 'one minute (bir dakika)' dedi. 'Söz de, karar da milletin' dedi. Milletin evlatları, hizmetkarları göreve geldi. 'Muhtar bile olamaz' dedikleri baş hizmetkarımız Recep Tayyip Erdoğan, 2003 Mart ayında seçildikten sonra, 'Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın kapatılmayacağını, Vakıflar Bankası'nın da satılmayacağını' söyledi. Her birinin yıllık 20 milyar görev zararı olduğu söylenen Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın her biri 20 milyar hazineye gelir aktaran bankalar haline geldi çünkü milletin emanetini namus bilenler vardı artık, milletin e- manetini peşkeş çekenler değil." anaların gözyaşı dinsin diye, artık bu ülkede bu topraklarda hiç kimse yas tutmasın diye. Hamdolsun bir noktaya doğru gidiyor ve birilerinin ödü kopuyor. Çünkü hayatları bu. Hayatları terör üzerine. O- nun için Ağrı'da saldırarak, bizim askerimize şu mesajı vermeye çalıyor, 'hala elimde silah var haa' diyor. Çünkü Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da o kırda, kırsalda, o dağda, o mezralarda silah dayayarak oy alıyorlar insanlardan. O- nun ortadan kalkacağını gördükleri için panikle silah gösteriyorlar. Bunları yapmaya devam edecekler. Ankara'da genel merkezlerine silahlı saldırıda bululundu, şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Çünkü bu da bir oyundur. Bu, asıl proje sahiplerinin de oyunudur. Bu da onları kullananların oyunudur. Bu oyunlara gelmeyeceğiz, bunlara hazırlıklı olun." Yeni Türkiye yolunda, yeni bir dönem" Zeybekci, 7 Haziran seçimiyle yeni Türkiye yolunda yeni bir çağın, yeni bir dönemin başlayacağını ifade ederek, "Bırakın namerde, merde bile muhtaç olmayacak bir Türkiye başlıyor artık" dedi. AK Parti olarak bugüne kadar gösterdikleri başarının, yeni dönemde yapacaklarının teminatı olduğunu ancak bu geçişte tehlikelerin de bulunduğunun unutulmaması gerektiğini dile getiren Zeybekci, şunları söyledi: "Bizim yarimiz güzel, Türkiyemiz, dünyanın en güzeli. Dünyanın orta y- erinde, bütün güzelliklerin ortasında. Sizin Türkiyeniz o kadar güzel oldu mu, sizin milletiniz o kadar güzel oldu mu, tabii ki başınız derde girer. Biz o derde razıyız. Biz o derde varız, biz o derde can fedayız. Biz bu yola, beyaz gömleğimizi giyerek çıktık. Birileri gibi şapkasını bırakıp kaçmak için çıkmadık, koyup gitmedik. Biz, bu ülkeyi sokakta bulmadık. Biz, bu milleti bir yerlerden devşirmedik. Bu millet, büyük millettir, mübarek millettir. Bu millet bin yıldan beri İslam'ın sancaktarlığını yapmaktadır." (AA) Manisa Büyükşehir Genel Sekreteri Demirci de incelemelerde bulundu EM N YAPAR MAN SA Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş, Demirci de Manisa Büyükşehir Belediyesi nin hizmet birimlerinde incelemelerde bulundu. Hizmet birimlerini tek tek ziyaret eden Genel Sekreter Memiş, yürütülen hizmetlerin hangi aşamada olduğu konusunda Demirci Koordinatörü Kazım Aysan - dan bilgiler aldı. Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş, Büyükşehir Belediyesi nin Demirci de hizmet verdiği birimlerde incelemelerde bulundu. Memiş e incelemeleri esnasında Genel Sekreter Yardımcısı Aytaç Yalçınkaya, MASK Genel Müdür Yardımcısı Erdal Nohutçu, Etüd ve Projeler Dairesi Başkanı Müge Türkeli Kuğu, Sağlık şleri Dairesi Başkanı Serpil Aykurt, Fen şleri Daire Başkanlığı Etüt Proje Keşif ve Kontrol Şube Müdürü Burak Aslay ile Demirci Koordinatörü Kazım Aysan eşlik etti. Genel Sekreter Memiş, ilk olarak Büyükşehir Belediyesi Demirci Hizmet binasında incelemeler yaptı. Demirci Koordinatörü Kazım Aysan dan yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Genel Sekreter Memiş, ardından Büyükşehir Belediyesi tfaiye Daire Başkanlığı Demirci tfaiye Amirliği ni ziyaret etti. tfaiye Amiri Kenan Akkaya dan bilgiler alan Genel Sekreter Memiş, itfaiye personeli ile sohbet etme fırsatı da buldu. Personelin sorunlarını dinledi Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş, tfaiye Amirliği nin ardından Demirci ve çevre ilçelere hizmet veren Büyükşehir Belediyesi Demirci Şantiyesi ne geçti. Şantiye personeliyle sohbet ederek sorunlarını dinleyen Memiş, Koordinatör Aysan dan da yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Genel Sekreteri Halil Memiş, birim ziyaretlerini Büyükşehir Belediyesi Demirci otobüs terminali ile noktaladı. POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Nisan Şubat Salı Perşembe Kirpik dibi iltihabı yaşam kalitesini Stres deyip geçmeyin olumsuz etkiliyor Hastalıktan korunmak için düzenli göz muayenesinden geçilmesinin önemli olduğunu ifade eden Oğuzhan, Özellikle yağlı cilde sahip kişilerde kirpik diplerinde gözyaşının üretilmesini sağlayan bezlerin ağızlarının tıkanması kaynaklı göz kapağında şişlikler oluşabiliyor" uyarısında bulundu Kirpik dibi iltihabı, özellikle antidepresan ve kortizonlu ilaç kullanan hastaların göz sağlığını tehdit ediyor. Avrupagöz Merkezi göz hastalıkları uzmanlarından Op. Dr. Hasan Oğuzhan, düzenli göz muayenesi ve hijyenin bu hastalıktan korunmanın temel formülü olduğuna dikkat çekti. Op. Dr. Hasan Oğuzhan, antidepresan ve kortizon türü ilaç kullanan hastaların, kirpik dibi iltihabı riski altında olduğuna dikkat çekti. Hastalıktan korunmak için düzenli göz muayenesinden geçilmesinin önemli olduğunu ifade eden Oğuzhan, Özellikle yağlı cilde sahip kişilerde kirpik diplerinde gözyaşının üretilmesini sağlayan bezlerin ağızlarının tıkanması kaynaklı göz kapağında şişlikler oluşabiliyor. Düzenli kontroller ile hastalığa erken müdahale edilerek oluşabilecek kirpik dibi iltihabının önüne geçilebiliyor. dedi. Normal şartlarda gözkapağının normal yapısının zararsız bazı bakterilerin yaşamasına olanak sağlayabildiğini belirten Op. Dr. Hasan Oğuzhan, Bağışıklık sisteminin zayıflaması, kirpik dibindeki yağ hücrelerinin aşırı yağ salgılaması, sigara dumanı, bir takım i- laçlar, kimyasal maddeler, viral etkenler, antidepresan ve kortizon gibi bir takım alerjik maddeler, bu zararsız bakterilerin çoğalmasına ve kirpik dibi iltihabının gelişmesine neden olabiliyor. diye konuştu. HASTALAR TEDAVİ EDİLMEZSE KİRPİKLERİ- Nİ KAYBEDEBİLİYOR Kirpik dibi iltihabının daha çok ergenlik döneminde başladığına ve uzun yıllar devam edebileceğine değinen Op. Dr. Hasan Oğuzhan, şunları söyledi; Bu durum hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Blefarit kronik bir problemdir. Tedavi edilmediğinde kirpiklerin içe dönmesine, kirpiklerde beyazlama, konjonktivit, korneada kuru noktalar, arpacık ve şalazyon denen sert yağ kistleri oluşabilir. Kirpik dibi iltihabının göz kapaklarında kızarıklık ve şişlik, kirpik diplerinde kabuklanmaya neden olduğunu belirten Oğuzhan, Bu kabuklar kalınlaştıkça oluşan çapaklar s- abahları göz kapaklarının birbirine yapışmasına neden olur. Tedavi edilmediği takdirde bu durum daha da kötüye gider ve gözün diğer bölümlerine de yayılarak daha ciddi sorunlara neden olur. Tedaviye başlanmazsa yayılan enfeksiyon kaynaklı kirpiklerin dökülebilir. şeklinde konuştu. KİRPİK DİBİ HASTAL- IĞINDAN KORUNMANIN FORMÜLÜ: DÜZENLİ MUAYENE VE HİJYEN Düzenli göz muayenesi ve hijyenin bu hastalıktan korunmanın temel formülü olduğunu belirten Op. Dr. Hasan Oğuzhan, "Dikkatli ve özenli davranılmadığı takdirde hafif vakaları bile tedavi etmek son derece güçleşebilir ve tedaviden sonra şikâyetler tekrar baş gösterebilir. Bu nedenle hastaların kişisel hijyen ve kirpik diplerinin temizliğine özen göstermeleri çok önemlidir. Aynı zamanda gözlerimizle sık sık temas halinde olan ellerimizin de temizliğine dikkat etmeliyiz. Her gece yatmadan önce bir pamuk yardımıyla kirpik diplerimizi bebek şampuanı ile temizlemeliyiz. Böylece gün boyu gözlerimize yapışan toz ve kirpiklerimizde kalan makyaj kalıntılarından kurtulmuş oluruz." dedi. (CİHAN) Obezite, reflü, hipertansiyon, damar sertliği, migren, şeker hastalığı, kanser ve daha birçok hastalığın asıl sebebinin stres olduğunu belirten Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder; stresin neden olduğu bedensel ve ruhsal hastalıkların gün geçtikçe arttığına dikkat çekti. Stresten kaçınılması gerektiğini önemle vurgulayan Ejder, sağlıklı yaşam için bunun şart olduğunu belirtti. Dr. Obengül Ejder, öğrencilerin gelecekteki mesleki hayatlarını etkileyen TEOG, LGS, YGS, KPSS, ALES, YDS gibi ucu bucağı olmayan sınavların stresiyle hastalıkların tetiklendiğini söyledi. Dr. Ejder, "Sağlık çalışanları başta olmak üzere eğitim, emniyet, hukuk, belediye, basın, kamu ve özel sektörde çalışanı hemen hemen herkes iş ve gelecek kaygısı ile stres içinde. Toplum, gergin ve bütün karmaşayla nasıl baş edebileceğini bilemiyor. Doğal olarak da stresin neden olduğu bedensel ve ruhsal hastalıklar günden güne artıyor." dedi. Stresin, bağışıklık sisteminin yanı sıra vücudun tüm sistemlerini olumsuz etkilediğini ifade eden Dr. Obengül Ejder, "Organizma stres etkeniyle tekrarlı, y- oğun ve uzun süre karşı karşıya kalırsa adapte olamıyor ve tükenme dönemi başlıyor. Bu dönemde bir takım sinir ve endokrin (iç salgı bezleri) sistem hormonları devreye girerek, başta adrenalin olmak üzere kortizon salınımının artmasına, dengelerin bozulmasına neden oluyor. Bağışıklık isteminin yanı sıra vücudun tüm sistemlerini olumsuz etkiliyor." şeklinde konuştu. (CİHAN) Alerjik nezle astım oranını 4 kat artırıyor Aşırı tuz tüketimi, kalp hastalıklarını tetikliyor SAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akdemir: "Maalesef ülkemizde normalin 3 katı daha fazla tuz kullanılıyor. Bu da kalp ve damar hastalıklarını tetikliyor. Alınacak küçük önlemlerle kalp ve damar rahatsızlıkları önlenebilir. Sağlıklı ve doğal besinlerle beslenin, şekeri ve tuzu azaltın"dedi. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Akdemir, Türkiye'de normalin 3 katı daha fazla tuz tüketildiğini belirterek, bunun da kalp ve damar hastalıklarını tetiklediğini söyledi. Akdemir, Dünya Kalp Sağlığı Haftası dolayısıyla gazetecilere yaptığı açıklamada, kalp hastalıklarının dünyada birincil ölüm nedeni olduğunu belirtti. Son yıllarda tıbbi tanı yöntemlerinde büyük ilerleme olduğunu, birçok kalp hastalığının ortaya çıkmadan tespit edilebildiğini vurgulayan Akdemir, "Özellikle ileri yaş grubundaki kişilerde kalp hastalığı riski daha yüksek. Kalp ve damar rahatsızlıkları, ileri yaşlardaki kişilerde daha fazla görülüyor ve daha ölümcül olabiliyor" ifadesini kullandı. Prof. Dr. Akdemir, bu yaş grubundaki kişilerde koruyucu ve önleyici tedbirlere daha fazla önem verilmesi gerektiğini aktararak, bireylerin şikayet olmadan bile rutin kalp kontrolü yaptırmalarında fayda gördüklerini dile getirdi. Pek çok etkenin kalp hastalıklarına yol açabileceğini ifade eden Akdemir, aşırı kilo, stres, yorgunluk, sigara içimi, diyabet, ailesel faktörler ve şeker hastalığının risk faktörleri arasında yer aldığını söyledi. "Yüksek tuz kullanımından kaçının" Akdemir, beslenmenin kalp rahatsızlıklarının ortaya çıkmasında önemli rol oynadığını vurgulayarak, şu tavsiyelerde bulundu: "Sağlıklı kalp için sağlıklı beslenme şart. Özellikle tuz ve şekerden kaçınılması gerekiyor. Yüksek tuz kullanımı, en temel yanlışlardan birisi. Maalesef ülkemizde normalin 3 katı daha fazla tuz kullanılıyor. Bu da kalp ve damar hastalıklarını tetikliyor. Alınacak küçük önlemlerle kalp ve damar rahatsızlıkları önlenebilir. Sağlıklı ve doğal besinlerle beslenin, şekeri ve tuzu azaltın. Fazla kilolardan kurtulun. Kilo vermek kadar sağlıklı bir kiloyu korumak da önemli. Sık sık kilo alıp vermek, kalp sağlığına zararlı. Aşırıya kaçmadan hafif ya da orta düzeyde, yaşa uygun egzersiz kalbimizi güçlendirir. Sigara kesinlikle içmeyin ve içilen ortamlardan uzak durun. Hayatınızdan stresi çıkarın. Aile hikayenizde diyabet ve yüksek tansiyon varsa 30 yaşından itibaren kardiyologa muayene olun." (AA) Medical Park Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. İpek Özkan Akman, son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde hem alerjik nezle hem de astım sıklığında artış gözlendiğini bildirdi. Akman, yaptığı yazılı açıklamada, halk arasında "saman nezlesi" olarak da bilinen alerjik nezlenin, burun akıntısı ve tıkanıklığıyla kendini gösterdiğini, özellikle bahar aylarında görülme sıklığının arttığını vurguladı. Alerjik nezlenin soğuk algınlığıyla karıştırılan bir sorun olduğunu aktaran Akman, "Hayvan tüyleri, duman, toz ve polen gibi alerjenler, alerjik nezleye neden olabiliyor. Bu durum, çocuklarda astımı da tetikliyor. Önlem alınmadığında ise çocuk yaşlarda görülen alerjik nezle, tüm yaşam boyunca birlikte yaşamayı gerektiren bir hastalık haline gelebiliyor" değerlendirmesinde bulundu. Akman, alerjik nezlenin en sık görülen alerjik problemler arasında Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Yaşam ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Baran, "Küçücük bir kan damlasıyla kanserin tanısını ve teşhisini yapabilecek konuma geldik." dedi. Prof. Dr. Baran, AGÜ nün de katkıları ile Deneysel Hematoloji Derneği tarafından Kayseri de Hilton Oteli nde yapılan ve üç gün süren, 2. Uluslararası Katılımlı Deneysel Hematoloji Kongresi nde konferans verdi. 'Omiks Çağında Moleküler Hematoloji' konulu konferansında, kanserin çok hızlı tanısına dönük bir proje üzerinde çalıştıklarını belirten Baran, iki türlü hematoloji olduğunu ve kendisinin kötü huylu yani yer aldığına dikkati çekti. Alerjinin, vücudun bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye yanıt vermesiyle oluştuğunu, burun mukozasının polen, ev tozu gibi antijenlerle karşılaştıktan sonra iltihaplandığını ifade eden Akman, şunları kaydetti: "Hapşırma, gözlerde, burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı, akıntısı ve baş ağrısı hastalığın belirtileri arasındadır. Bazı hastalarda işitme problemleri, boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve öksürük de görülebilir. Alerji yakınmaları kimilerinde bütün bir yıl boyunca sürerken, kanserle ilgili olan hematoloji üzerine çalıştığını kaydetti. Baran, kanserin insan ölümlerinde kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada Medical Park Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Akman: "Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde hem alerjik nezle hem de astım sıklığında bir artış gözlenmektedir" dedi kimilerinde ise belli mevsimlerde artış gösterir. Mevsimsel alerjik nezle ya da bahar nezlesi olan kişilerin yakınmaları özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkar. Prof. Dr. İpek Özkan Akman, yıl boyu alerjik nezle yakınması olanlarda ev tozu akarı, küf mantarları ve hayvan tüylerinin en sık rastlanılan alerjenler olduğunu belirtti.hava kirliliğinin de alerji yakınmalarını arttırdığını aktaran Akman, şöyle devam etti: "Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde hem alerjik nezle hem de astım sıklığında bir artış gözlenmektedir. Genel olarak alerjik nezlesi olan hastaların astım geliştirme risklerinin 4 kat arttığı kabul ediliyor. Alerjik nezlenin tedavisinde, alerjenle karşılaşmanın önlenmesi, ilaç ve aşı tedavisi uygulamaları kullanılıyor. Alerji ilaçları, kullanıldığı sürece şikayetler üzerinde etkili olur. İlaç tedavisi kesildiğinde, alerji belirtileri kısa sürede tekrarlar." Akman, aşı tedavisinin de alerji yakınmaları üzerinde uzun süre etkili olan, hatta sona erdirildikten sonra bile etkinliğini devam ettiren bir tedavi yöntemi olduğunu vurguladı. "Bu tedaviye cevap vermeyen kişilerin kulak burun boğaz uzmanınca detaylı muayene edilmesi gerekiyor. Çocuklarda geniz eti, erişkin hastalarda kıkırdak eğriliği, burun polipleri, sinüzit olup olmadığının araştırılması önemli." (AA) Kan damlasından kanserin teşhisini yapabiliyoruz geldiğini ifade etti. Kanserin bu hızda devam etmesi halinde, önümüzdeki yıl içinde ölümlerden sorumlu birinci hastalık olacağını belirten Baran, küçücük bir kan damlasıyla kanserin tanısını ve teşhisini yapabilecek konuma geldiklerini söyledi. Baran şu bilgileri verdi: "Yaşam süresi boyunca bir insanın kansere yakalanma riski erkeklerde 1 milyonda 443 bin iken kadınlarda 1 milyonda 378 bin. Bundan 10 sene önce kanser insan ölümlerinden sorumlu 4. hastalık iken, şu anda sadece yüzde 3,8 lik bir farkla kalp ve damar hastalıklarından sonra geliyor. Kanser dolayısıyla ölümler yüzde 22.8 lerdeyken kalp damar hastalıkları dolayısıyla ölümler yüzde 26 larda." Konferansın ardından katkılarından dolayı Baran a plaket verildi. (CİHAN)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 21 1ubat Nisan Perşembe Salı ASKOD'tan hayvanlara CEP DEFTERLİ KORUMA! Sındır: Milli Eğitimin Millisi düşmüştür! CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Kamil Okyay Sındır, seçim bölgesinde sürdürdüğü çalışmalarına Tire de devam etti. Köy Enstitüleri nin Kuruluşunun 75. Yılı Etkinlikleri ve Paneli ne katılan Sındır, Köy Enstitüleri mezunları ile birlikte Ziraat Marşı nı okudu. Kültür Merkezi nde düzenlenen panelde Tirelilere hitap eden Sındır, Köy Enstitülerinin Türk devriminin en önemli yapıtaşlarından olduğunu söyledi. Sındır, Köy Enstitüleri; Cumhuriyet in, aydınlanma devriminin eğitimdeki en önemli atılımıdır. Günümüze bile örnek teşkil eden bu kurumların en temel ilkeleri; birliktelik, katılım, üretim, yetki ve sorumluluktu. İş içerisinde iş aracılığı ile iş öğretiliyordu. Türkiye nin bugün de Köy Enstitüleri gibi özgün eğitim kurumlarına ihtiyacı var dedi. Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümlerinde burukluk yaşadığını söyleyen Sındır, 17 Nisan Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümü. Köy Enstitüleri nin bugün kuruluşunu kutluyoruz. A- ma kapatıldığı için üzgünüz çünkü karşı devrimin bugün Türkiye yi getirdiği durum ortada. Atatürk şöyle demişti: Devrimin ateşli hamleleri sönmeye başlayınca sinmiş olanlar harekete geçerler. Köy Enstitülerini Büyük Önder Mustafa Kemal in eğitim alanındaki devrimlerinin doruk noktası olarak ifade edebiliriz. Cumhuriyet alanında da en özgün en çok ses getiren aydınlanma ve üretim uygulamasıdır dedi. VARLIK VE GELECEK KAYGISI Türkiye nin kendine özgü geliştirdiği eğitim kurumu olan Köy Enstitülerinin varlık ve gelecek kaygısı ile kurulduğunu belirten Sındır; eğitim bir ülkenin, bir toplumun varlığının ve geleceğinin en temel kurumlarından birisidir. Köy Enstitüleri bu gerçeği esas alarak genç Türkiye Cumhuriyeti nin hür ve bağımsız olarak ilelebet varlığını sürdürebilmesini ilkesinde kurulmuştur. Anadolu nun her şeyi kader kabul ederek geri bırakılmasına, çağın gerisinde kalan düzeyine son veren aydınlanma hareketidir Köy Enstitüleri. Binlerce genç kızın ve erkeğin doğup büyüdükleri köylere öğretmen olarak atanmalarının önünün açan bir çağdaş adımdır Köy Enstitüleri dedi. ANADOLU NUN KARA YAZGISI DEĞİŞTİ Köy Enstitüleri ile birlikte Anadolu nun kara yazgısının değiştiğini söyleyen Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: Toprağın bereketlendiği, insanların üretim yaptığı bir büyük adımdır Köy Enstitüleri. Köy Enstitülerinde sadece öğretmen yetiştirilmemiştir. Ziraatçı, veteriner, sanatçı, sağlıkçı, edebiyatçı, yazar her konuda uzman olan bir öğretmen yetiştirilmiştir Köy Enstitülerinde. Oysa bir de bugüne bakalım. Çoğunluğu genç olan milyonlarca nüfusa sahip bir ülkemiz var. Ancak eğitim politikalarımız çağın gerisinde. Bulan, icat eden, üreten bir anlayışta değiliz. Ezberleyen, tekrarlayan bir anlayışla hiçbir ilerleme ve gelişme yapamıyoruz. Bugün başında milli kavramı olan Milli Eğitim Bakanlığı geldiğimiz noktada maalesef milli özelliğini yitirmiştir. Yürütülen eğitim politikalarında bilimsel, kültürel değerlerimiz göz ardı edilmektedir. Ezbere dayalı bir eğitim sistemi ile ülkemizin ileriye taşınması mümkün değildir. Üretimden uzak, araştırma ve sorgulamadan uzak bir anlayışla günü geçiştiren hiçbir gelişmeye olanak tanımayan bir eğitim modeli üzerinden geleceğimizi heba ediyoruz. Bugün Köy Enstitülerini anımsadıkça bu acı durumu daha derinden görebiliyorum. Ama sizleri temin ederim CHP iktidarında dar kalıplara sıkışan, çağın gerisindeki eğitim anlayışına son vereceğiz. (HABER MERKEZİ) Aliağa Sokak Hayvanlarını Koruyanlar Derneği, sokak ve barınak hayvanlarına dikkat çekmek, toplumu bilinçlendirmek amacıyla İslam'da hayvanlara merhamet, sevgi içeren Ayetler in ve Hadisi Şerifler in yer alığı cep defterleri bastırdı ASKOD, bastırdığı cep defterlerinin dağıtımını Aliağa Müftülüğün nün belirlediği camilerde yine Aliağa Müftülüğü vasıtası ile gerçekleştirdi. Cep defterlerinin dağıtımı, Aliağa daki camilerle ile birlikte eş zamanlı olarak Karşıyaka Kemal Paşa Camiinde de dağıtıldı. ASKOD un konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: Hayvanlar da bu dünyada var olma ve yaşama hakkına sahiptir. Bu konuda gerek Kuran ı K- erim ve gerekse Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) tarafından geçerli hükümler getirilmiştir. Hayvanlar da Yüce Allah ın yarattığı canlılardır. Hepsinin bir var oluş sebebi vardır. Onlara kötü muamelede bulunmak, taşlamak, dövmek, işkence etmek, bağlayıp güneş ve yağmur altında, soğukta bırakmak günahtır. AYET VE HADİS ÖRNEKLERİ Yeryüzünde yürüyen bütün hayvanlar ve kanatlarıyla uçan bütün kuşlar da ancak sizin gibi birer ümmettir... (Enâm Suresi ; Sure 6, Ayet 38) İnsan merkezli dünyamızda, çevreyi paylaştığımız hayvanların yaşam hakkını, giderek artan bir öfke, şiddet, vahşet krizi ile göz ardı ettiğimizi üzülerek gözlemliyor ve INSAN olmanın faziletlerinden olan merhamet, sevgi, hoşgörüden uzaklaşan bir toplum olmaya gidişin akıbetini endişeyle takip ediyoruz. Sevginin ve merhametin esas olduğu, Kur'an'da Rahman suresinde Arzın tüm canlılar için hazırlandığı göz ardı edilmektedir. İnsan egemen bir toplumda, diğer canlıların sorumluluğu da insanoğluna düşmektedir. Hayvanlara yönelik şiddete bilfiil katılanlar kadar bu fiillere duyarsız kalan ve tepki vermeyen insanlar da aynı o- randa suçludur. Yıllardan beri toplumun dikkatini çocuklarımıza çekmeye çalışıyoruz. Israrla bugün hayvana zulmedenlerin yarın potansiyel birer suçlu olarak aramıza karışacağını söylüyor, ebeveynler ve öğretmenlerimize sesleniyoruz. Olay, kedileri, köpekleri katletmekten de öte aslında büyük bir toplumsal uyumsuzluğun ve ruhsal bozukluğun göstergesidir. Yapılan araştırmalara göre hayvana eziyet yapan kişi ya ailesinde eziyet görmekte, ya da ailesine eziyet yapmaktadır. Yine araştırmalara göre hayvanlara yapılan eziyetin kaynağı her eziyet ve vahşette olduğu gibi güç ve kontrol isteğidir. ASKOD: MERHAMETİ VE SEVGİYİ HAYVANLARLA DA PAYLAŞMALIYIZ Merhameti ve sevgiyi hayvanlarla da paylaşmalıyız. Barınaklarda ve sokaklardaki hayvanlar hayatlarını ancak insanların ilgisi, merhameti ve sevgisiyle sürdürebilir. Canlıların en zayıf halkası olan hayvanlarımızın korunması insanlık görevi olduğu kadar yaşam hakkının tartışılmazlığı çerçevesinde de değerlendirilmelidir zira nefes alma hakkının önceliği olamaz. Tüm canlılar doğar, acı çeker, ölürler. Nasıl ki sevdiklerimiz acı çektiklerinde, öldüklerinde, haksızlığa, şiddete maruz kaldıklarında, INSAN olarak tepki veriyorsak, aynı duyguya hayvanlar için de kalbimizde yer vermeliyiz. İnsanlığın faziletlerinin başında sevgi, merhamet ve hoşgörü gelmektedir. Emek ise bu isimleri tamamlayan bir kelimedir. Sevgi emektir ve saygı duyulmalıdır. Dünyamızda yaşayan tüm canlıları, insanlar dâhil asimile yoluna gidersek başta insanlık erdemleri arasında olan merhamet olgusundan uzaklaşmış oluruz. Diğer yandan dini acıdan olay irdelendiğinde ise biz insanlar gibi Yaradan tarafından yasam hakkı tanınan, canları, kanları, acıları, sevinçleri özetle RUHLARI olan hayvanları inkâr etmiş oluruz. Sokaklarda hayatlarını sürdürmeye çalışan kedi ve köpek gibi insanların en iyi dört ayaklı dostları, sıcakların başlamasıyla birlikte, yaşam için olmazsa olmaz faktörlerin başında gelen suya hasretler. Merhamet sahiplerinin yaşam alanlarında kıyı köşelere bıraktıkları su kapları yetersiz kalmaktadır. Susadıklarını dile getiremeyen hayvanları çaresizliğe terk etmemek adına tüm duyarlı halkımızı sokakların uygun yerlerine bir kap temiz su koyup her gün sularını tazelemelerini rica ediyoruz. Ayrıca pencere kenarlarına ve balkonlara yerleştirilecek minik su kapları kuşların da serinlemelerine vesile olacaktır. Keza barınaklarda tutulan köpeklerin yaşam standartlarının iyileştirilmesi şarttır. (HABER MERKEZİ) ŞEBOY A SÜRPRİZ DESTEK AK Parti İzmir Milletvekili adayı mimar Cemil Şeboy Yarımada bölgesine yaptığı ziyarette büyük ilgi gördü. Şeboy a en büyük sürprizi ise Güzelbahçe eski Belediye Başkanı Ertan Avkıran yaptı. Son olarak DSP den belediye başkan adayı olan Avkıran, Cemil Şeboy a tam destek verdiğini açıkladı. Belediye Başkanlığı yaptığı uzun yıllar boyunca hem Bucalıların hem İzmirlilerin büyük sevgisini kazanan Cemil Şeboy ilk günkü heyecanıyla yeniden seçim sahasına indi. Ak Parti nin 1.Bölge Milletvekili adayı Şeboy, çalışmalarına AK Parti Balçova İlçe Başkanlığı nı ziyaret ederek başladı. Partililer ve vatandaşlar Şeboyu Efsane Başkan Meclis e İzmir daha ileriye sloganlarıyla karşıladılar. AK Parti milletvekili adayı Gürbüz Akbulut'unda eşlik ettiği ilçe ziyaretlerinde Şeboy, partililer ve vatandaşların sorunlarını dinledi, notlar aldı. Bir vatandaşın Cemil bey İzmir imizin vekili değil ağabeyi ol cümlesini mutlulukla karşılayan Şeboy 15 yıl belediye başkanlığı yaptığım dönemde de aranızdaydım, vekil olduktan da sonra bu değişmeyecek dedi. Bir günde dört ilçe ve iki köy ziyareti yapan AK Parti adayları, İzmirlilerin AK Parti Teşkilatlarına bildirdikleri sorunları rapor halinde Ankara ya taşıyacaklarını ifade ettiler. Mordoğan ın Eğlen Hoca ve Kösedere köylerinde ise vatandaşlar Şeboy u yöresel yemeklerle karşıladılar. Köy kahvelerinde içilen çaylar eşliğinde sorunlar dile getirildi, çözüm önerileri sunuldu. AK Parti Adayı Şeboy, tüm vatandaşları tek tek dinlerken Mordoğanlılar, Şeboy un Milletvekili olduktan sonra da kendileriyle ilgileneceklerinden kuşku duymadıklarını söyledi. GÜZELBAHÇE ESKİ BELEDİYE BAŞKANI NDAN ŞEBOY A TAM DESTEK Cemil Şeboy un Güzelbahçe ziyaretinde ise önemli bir sürpriz yaşandı. bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. İki atlı kızak. Bir işteki engelleri yenme kararı. 2. Tütsüsü nazara iyi geldiğine inanılan kokulu bir çeşit bitki. Çok eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. 3. Bir iskambil oyunu. Odunculukla geçimini sağlayan kimse. 4. Güzel sanat. Kâğıt para. 5. Norveç, İskoçya ve Kuzey Amerika kıyılarında buzulların oluşturdukları dik yamaçlı körfez. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün kısaltması. 6. Karışık renkli. Cennet ve cehennem arasında bir yer. 7. Faziletli. 8. Bir yüzey ölçüsü birimi. Her şeyi çok çabuk unutan kimse. 9. Bir meyve. Lahza. 10. İçten bağlılık. Galyumun simgesi. 11. Üzüm yetişen yer. Ağırbaşlılık. 12. Söylev. Hitit. 13. Bayram. Takunya. 14. Futbolda savunucu. Bırakıt. 15. İri gövdeli bir papağan türü. Soyundan gelinen kimse. 16. Futbolda serbest vuruş. Bir nota. 17. Eski dilde belediye. Kadife, çuha ve yün gibi kumaşların yüzeyinde bulunan ince tüy. 18. Söylenti. Bir nota. 19. Baston. Yurdumuzun güneyinde bir dağ sırası. 20. Bir alay işareti. Kesin. Yukarıdan aşağıya: İlçeye uzun yıllar CHP çatısı altında Belediye Başkanlığı yapan Ertan Avkıran aynı dönemlerde başkanlık yaptığı Şeboy a tam destek verdi. Avkıran ın ofisinde buluşan ikili geçmişte yaşadıkları hatırları keyifle andı. hatırladı. Avkıran Cemil Şeboy la dostluğum çok eskiye dayanır. Kendisi her zaman gurur duyduğum biri olmuştur. Milletvekilliği yolunda her zaman yanındayım, destekçisiyim sonsuz başarılar diliyorum diye konuştu. Şeboy, Yarımada ziyaretinin sonunda Karaburun İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliğine katıldı. (HABER MERKEZİ) Dünkü bulmacanın cevapları 1. Bir hayvan. Dingil. Bağışlama. Endüstri, sanayi. 2. Türk soylu bir halk. Anıt. Kurutulmuş ringa balığı. 3. Rutubet. Uçurum. İlgeç. Bir otomobilin arkasına takılan, hem taşıt hem konut olarak kullanılan üstü kapalı araç. 4. Oto kaldırıcı. Sabit. İkiyüzlülük. 5. Bir renk. Sıçanotu. Basınca çöken toprak. Tibet öküzü. 6. İçilecek şey. Sözleşme. Cennet. 7. Cereyan. Bir şeyin yere bakan yanı. Uzaklık anlatır. Uzak. Şenlik kemeri. 8. Bir romanın gazete ya da dergide gün gün, hafta hafta yayımlanması. İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça. Sodyumun simgesi. 9. Bir işi yapma, yerine getirme. Bir haber ajansının kısaltması. Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir tür kuş. Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli. 10. Elektrik akımı etkisiyle sesi uzakta bulunan alıcıya ulaştıran araç. Ön gün. Güneydoğu Anadolu bölgesinde yetiştirilen bir koyun ırkı.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Şubat Nisan Perşembe Salı AKMAN DAHA ÖNCE İSTİFA ETTİ ÖZEL HABER Karşıyaka dan beklenmedik bir şekilde istifa eden Akman ın istifası daha önceye dayanıyor Sıkıntılı günler geçiren Karşıyaka ya bir darbe de eski Teknik Direktörü Ayhan Akman dan geldi. Karşıyaka nın Altınordu karşısında ortaya koymuş olduğu olumsuz tablonun mimarı olan Akman istifa etti. İstifasında ise Altınordu mücadelesini sebep gösterdi. Ancak sebep Altınordu değil. Ayhan Akman ın istifası daha önceye dayanıyor. AKMAN İSTİFASINI İLK OLA- RAK SONDAKİKA YA AÇIKLA- MIŞTI Karşıyaka ya gelişinden sadece 2 hafta sonra ilk röportajını Sondakika ya veren Ayhan Akman, istifa sinyallerini vermişti. Gazetemize verdiği röportajda, Karşıyaka Kulübünde sorunların olduğunu ifade eden Akman; önümüzdeki haftalarda kendisinin de olmayabileceğini söylemişti. KARŞIYAKA NIN YENİ TEKNİK PATRONU KİM OLACAK? Yönetim Kurulu liglerin bitmesine kısa bir süre kala art arda yaşadığı teknik direktör sorunlarını atlatmaya çalışırken bir yandan da yeni teknik direktörün kim olacağını belirleme çalışmaları yapıyor. Teknik direktör olarak en güçlü aday ise Cemal Gürsel Menteşe olarak ifade ediliyor. İŞTE AKMAN IN GAZETEMİZE YAPTIĞI AÇIKLAMALAR: Mersin Büyükşehir Belediyesi'nde KALAYCIOĞLU DÖNEMİ Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi ekibinde, başantrenörlük görevine Zafer Kalaycıoğlu getirildi. Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi (TKBL) ekiplerinden Mersin Büyükşehir Belediyesi'nde Olcay Orak'tan boşalan başantrenörlük görevine Zafer Kalaycıoğlu getirildi. Kulüpten yapılan yazılı açıklamaya göre, Kalaycıoğlu ile 1 yıllık sözleşme imzalandı. Asbaşkan Hikmet Avşar, imza töreninde yaptığı konuşmada, Kalaycıoğlu'nun Türk kadın basketboluna yıllarca emek verdiğini, bu süreçte birçok başarılar elde ettiğini belirtti. Kalaycıoğlu gibi tecrübeli bir antrenörle çalışmaktan mutluluk duyacaklarını aktaran Avşar, "Kendisine yönetim olarak çok güveniyoruz ve hep birlikte başarılı bir sezon geçireceğimize inanıyoruz. Kalaycıoğlu'na yeni sezonda başarılar dileriz" ifadelerini kulandı. Kalaycıoğlu ise yeniden Mersin Büyükşehir Belediyesi ile çalışacak olmaktan büyük mutluluk duyduğunu aktardı. İyi bir ekip kurmak için çalışmalara başladıklarını kaydeden Kalaycıoğlu, hedefler doğrultusunda transferleri gerçekleştireceklerini sözlerine ekledi. MANİSASPOR KAYIPLARDA PTT 1. Lig'de son 5 haftada sadece Orduspor'u mağlup eden Manisaspor'da 4 futbolcu cezaları nedeniyle Samsunspor maçında forma giyemeyecek. PTT 1. Lig'de Osmanlıspor'a 2-0 yenilen Manisaspor'da cezalı duruma düşen 4 futbolcu Samsunspor maçında forma giyemeyecek. Manisa'da konuk ettiği Osmanlıspor'a 2 penaltı golüyle rakibine 2-0 mağlup olan Manisaspor, 28. haftayı 26 puanla düşme hattındaki Bucaspor'un 2 puan önünde tamamladı. Son 5 haftada Orduspor maçı hariç 4 maçını kaybeden Manisaspor, 26 Nisan Pazar günü deplasmanda Samsunspor'la karşılaşacak. Ege temsilcisi daha sonra Adana Demirspor, Bucaspor (D), Altınordu, Denizlispor (D) ve Giresunspor'la mücadele edecek. Manisaspor'da dün kırmızı kartla cezalandırılan Çağdaş Atan ve Ali Fırat Okur'un yanı sıra sarı kart görerek cezalı duruma düşen Berk Neziroğulları ve Hakan Barış bu haftaki Samsunspor maçında forma giyemeyecek. (AA) Sondakika Gazetesi, Ayhan Akman ın istifasını haftalar önce yazmıştı BURADAKİ SIKINTILARI Bİ- LİYO- RUM Tanımadığınız bir kadroya geldiniz ve çok az bir zamana sahipsiniz. Zannedersem, bir teknik direktörün karşı karşıya kalabileceği en zor durumlardan biri bu Bu saatten sonra da, teknik taktikten daha ziyade, motivasyon ağırlıklı bir çalışma yapacaksınız diye düşünüyorum Söylediklerin doğru şeyler. Hakikaten, belirli bir yerden sonra işi teknik ve taktik boyutu aşılıyor. Artık oyuncunun mücadelesi, bakış açısı ve kulübü sahiplenmesi önemli oluyor. Oyuncunun size inanması da bunun bir parçası. Sizin oyunculara inanmanız da bunun bir parçası. Ben buradaki oyuncuları tanıyorum. Buradaki sıkıntıları biliyorum. Oyuncuların neleri başarıp neleri başaramayacağını da biliyorum. ELİMİZDEKİ KADRO GENİŞ- LİĞİ YETERLİ DEĞİL Kadro genişliği yeterli mi? Elimizdeki kadroyu incelediğimizde çok da geniş bir kadroya sahip olmadığımızı görüyoruz. Elimizde cezalı oyuncu var. Rıdvan cezalı Yenal sakat. Bunlar önemli oyuncular ve bunlar olmayışı sıkıntı Ancak futbolda mazeret yok. 1AY SONRA OLMAYABİLİ- RİM Karşıyaka ya geldiniz. Futbolcularla ilk karşılaşmanız nasıl oldu? Neler konuştunuz? Giden hocalarıyla samimi olan ve onunla gönül bağı kurmuş oyuncular vardır burada, üzülürler Bu çok da doğal bişeydir. Ben futbolculara da aynı şeyi söyledim. Profesyoneliz. Ben şu an varım belki 1 ay sonra yokum. MDF LAM : 2 KALEM alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a)adresi : CUMHURİYET BULVARI ALSANCAK KONAK/İZMİR b)telefon ve faks numarası : c)elektronik Posta Adresi : ç)ihale dokümanının görülebileceği : internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a)niteliği, türü ve miktarı b)teslim yeri c)teslim tarihleri 3-İhalenin a)yapılacağı yer MDF LAM : 2 KALEM İDARİ VE MALİ İŞLER DAİRE BAŞKANLIĞI YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ : MDF LAM ALIMI : 2 KALEM 1-MDF LAM 183X366 18MM 1.KALİTE NAPOLYON KİRAZ RENK : 300 TABAKA 2-MDF LAM 183X366 18MM 1. KALİTE AKÇA AĞAÇ RENK : 300 TABAKA Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. : Teknik Atölyeler Şube Müdürlüğü Tınaztepe -Buca -İZMİR : 20 Haziran 2015 ve 20 Eylül 2015 tarihlerinde 2(iki) parti halinde peyderpey alım yapılacaktır. : Dokuz Üniversitesi Rektörlüğü İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı İhale Odası Cumhuriyet Bulvarı No:144 Alsancak İZMİR b)tarihi ve saati : :00 4.İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1.İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz. 4.2.Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 4.3.Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Standarda ilişkin belgeler: İstekliler, Mdf Lam için üretici firmanın TSE EN Standartına sahip olduklarına dair belgenin aslı veya noter onaylı suretini sunmak zorundadır. 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6.İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7.İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1.İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Satınalma Şube Müdürlüğü Alsancak İZMİR adresinden satın alınabilir. 7.2.İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8.Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Dokuz Üniversitesi Rektörlüğü İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Satınalma Şube Müdürlüğü Cumhuriyet Bulvarı No:144 Alsancak İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9.İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10.İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11.Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (Altmış) takvim günüdür. 12.Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar: de Sondakika: 21/4 Basın: 64634

15 SAYFA 16 Boyu 3 mikron, Türkiye'deki hastası 7,5 milyon Milimetrenin binde 3 ya da 5'i büyüklüğündeki ev tozu akarı allerjisine her 10 kişiden 1'inde rastlandığı, Türkiye'deki tahmini hasta sayısının ise yaklaşık 7 milyon 500 bin olduğu bildirildi Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı Allerji ve İmmünoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Gülbahar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "mite" olarak da bilinen örümcekgillerden ev tozu akarının 3-5 mikron boyunda, 8 bacaklı, kör canlılar olduğunu, kepek ve deri gibi atıklarla beslendiğini belirtti. Rutubetin olduğu yerde ev tozu akarının MHP adayı Koç: Milletvekilliği sistemini değiştireceğiz MHP İzmir adayı Murat Koç, milletvekilliği sistemini değiştireceklerini belirterek, Ankara ya parmak kaldırmaya değil, İzmirimiz'i ayağa kaldırmaya gidiyoruz. dedi. Koç, Tire ilçesine bağlı Büyükkemerdere Köyü Muhtarlığı tarafından Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenlenen hayır yemeğine katıldı. Köy Muhtarı Süleyman Aksu'nun düzenlediği büyük hayır yemeğine, Tire nin 21 köyünden davetliler ve çevre ilçelerden vatandaşlarla yaklaşık 5 bin kişi geldi. Koç, Muhtar Aksu ya Kur'ân ı Kerîm, Türk bayrağı ve çiçek hediye etti. MHP Tire İlçe Başkanı Atakan Duran ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte yemeğe katılan bütün vatandaşlarla görüşen Murat Koç, yemek hazırlayan köylü kadınlara da yardım etti. Köy meydanında tezgah açan satıcılardan alışveriş yaparak sohbet eden MHP adayı Koç, Tire de yaşayanların neler beklediğini, sıkıntılarını ve çözüm önerilerini bildiklerini söyledi. Koç, İlçe başkanım, burada benim temsilcim olacak. Ankara da yapılması gereken ne varsa söylemeniz yeterli, çünkü artık Ankara da bir kardeşiniz, bir ağabeyiniz olacak. Şimdiki milletvekilliği sistemini değiştireceğiz. Ankara ya parmak kaldırmaya değil, İzmirimiz'i ayağa kaldırmaya gidiyoruz. Ben buraya oyunuzu değil, gönlünüzü almaya geldim. Beni bir kardeşiniz, ağabeyiniz olarak görmeniz bana yeter. diye konuştu. (HABER MERKEZİ) da bulunduğunu kaydeden Prof. Gülbahar, evde beslenen hayvanların ev tozu akarını da artırdığını söyledi. En sık rastlanan allerji türüne "ev tozu akarının" neden olduğunu anlatan Gülbahar, derece arasındaki sıcaklık ve yüzde 55 nem oranına sahip ortamların bu canlılar için "ideal" sayıldığına dikkati çekti. Evlerde akarların sıfırlanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Okan Gülbahar, alınacak tedbirlerle sayısının azaltılabileceğini, böylelikle allerjisi bulunanların yaşam standardının yükseltilebileceğini ifade etti. Ev tozu akarı allerjisinden korunmanın en basit yolunun basit ev ve sade eşyalar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülbahar, şu önerilerde bulundu: "Evde kalın perdeler olmasın, halılardan da kaçınmalı. Çarşaflar en az haftada 1 kez değiştirilmeli. Ev tozu akarından korunmak için çamaşırlar 65 derecede yıkanabilir ya da derin dondurucuda bekletilebilir. Özellikle de çocukların peluş oyuncakları. Dondurduğunuz zaman akarlar yaşamıyor. Çocuklar açısından alınacak tedbirler önemli çünkü çocuklarda bu allerji türüne çok sık rastlanıyor." İzmir Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı nı, Gündoğdu Meydanı nda ve Doğal Yaşam Parkı nda düzenleyeceği üç günlük şenlikle kutlayacak. Ayrıca Nisan 2015 arasında İzmir Doğal Yaşam Parkı nı ziyaret eden çocuklardan giriş ücreti alınmayacak. 23 Nisan Perşembe ve 24 Nisan Cuma günleri Gündoğdu Meydanı nda yapılacak şenlik, saat de başlayacak. Meydana özel oyun parkurları ve Keloğlan Masalları Köyü kurulacak. Gerçek boyutlarda olacak oyun köyünde, hem çocuklar hem de e- beveynleri keyifli vakit geçirecek. Keloğlan Masalları televizyon serisinin sevimli kahramanlarının yer alacağı köyde ayrıca Bilgecan Dede nin evi ve Kara Vezir in şatosu da bulunacak. Bilgecan Dede ve Tilkican Dede, skeçleriyle çocukları masal âleminde yolculuğa çıkaracak. Keloğlan Masalları Köyü ve etkinliklerinin saatleri 12.00, ve olacak. 23 Nisan Perşembe saat te, İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Korusu bir konser verecek. Saat de başlayacak Keloğlan Masalları Müzikali, şarkıları ve danslarıyla çocuklar olduğu kadar büyükler içinde de görkemli bir gösteriye dönüşecek. Şenlikte animasyon gösterileri ve yüz boyama etkinliğinin yanısıra çocuklara patlamış mısır, parmak şeker ve macun ikram edilecek. Şenliğe, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da katılacak Nisan arasında ise İzmir Doğal Yaşam Parkı nı ziyaret eden 15 yaşına kadar çocuklardan giriş ücreti alınmayacak. Büyükşehir Belediyesi nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği "Renklerle Doğal Yaşam Parkı" konulu resim yarışmasında dereceye girenlere ödülleri, 25 Nisan Cumartesi günü, yine Doğal Yaşam Parkı nda düzenlenecek şenlikle verilecek. Törenin yanısıra yüz boyama, lunapark oyunları, top havuzu, şişme oyun parkı, animasyonlar, hulahop zinciri, kırkayak, dev jenga, dev twister, oturarak balon patlatma, limbo dans yarışması ve merdiven golf oyunlarıyla çocuklar şenlik Yenmesi daha da tehlikeli Aynı üniversitenin bir başka allerji ve immünoloji Uzmanı Prof. Dr. Nihal Mete Gökmen de yaptıkları araştırmalar sonucu her 10 kişiden en az 1'inde bu allerji türüne rastlandığını belirlediklerini, Türkiye'deki hasta sayısının 7 milyon 500'e ulaştığını tahmin ettiklerini açıkladı. Gökmen, hastaların çoğunlukla doktora gitmediği için tanı almadığını, ev tozu akarına allerjisi olduğunu da bilmediğini söyledi. Allerjinin en önemli belirtilerinin burun akıntısı, hapşırık, kulak kaşıntısı olduğunu, hastaların özellikle sabahları bu belirtileri yaşayabileceğini anlatan Gökmen, şu bilgileri verdi: "Yıkamakla akarlar geçmiyor çünkü nemi seviyorlar. Hatta çamaşırlar ılık suyla yıkandığında artıyorlar. Nemli alanlar daha riskli. Hastaların evin en güneşli yerlerinde bulunmasını istiyoruz. Bazı deterjan tarzındaki ilaçlar ev tozu akarını öldürebiliyor. Uzun süre çuvallarda kalan un, bulgur, kuru fasulye tüketiminde de gıda allerjisi şeklinde kendini gösterebiliyor. Yenmesi durumunda daha tehlikeli olabiliyor. Nefes darlığı ya da allerjik şok yaşatabiliyor." Gökmen, ev tozu akarlarının astıma neden olabilecek kadar tehlike arz ettiğini, bu canlılara allerjisi bulunanların uzman bir doktor tavsiyesiyle immünoterapi o- larak bilinen aşı tedavisinden faydalanabileceğini de sözlerine ekledi. (AA) havasında bir gün yaşayacak. Yarışmada sergilenmeye layık görülen 50 resim de gün boyunca Doğal Yaşam Parkı nı ziyaret edenlerin beğenisine sunulacak. (CİHAN) Başkan Aslan'dan işsizlik fonu uyarısı Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, İşsizlik Fonu - nun yürürlüğe girdiği günden bu yana 83 milyar 377 milyon lira toplandığını belirterek, Bunun sadece 8 milyar 802 milyon lirası işsizlere ö- denebilmiştir. Geriye kalan 75 milyar liranın nerede, nasıl, hangi amaçlarla kullanıldığı meçhul dedi İzmir Büyükşehir den çocuklara 23 Nisan hediyesi Mart 2002 den 28 Şubat 2015 e kadar son 13 yılda işsizlik maaşı almak için başvuranların toplam sayısının 5 Milyon 451 bin olduğunu bunlardan ancak 3 milyon 842 binine maaş ödendiğini belirten Aslan, bu süre içinde fonda 83 milyarı aşkın para toplanmasına karşın işsizlere sadece 8 milyar liralık ödeme yapıldığına işaret etti. Mart ayı itibariyle 3 milyon 145 bin işsizden sadece 323 bininin işsizlik maaşı alabildiğini kaydeden Aslan, Bu kadar az kişinin fondan yararlanabilmesinin nedenlerinden biri fonda biriken paranın başka alanlarda kullanılması, diğer neden de işsizlik maaşından yararlanma koşullarının ağır olmasıdır. Bu iki temel nedenden dolayı işsizlerin ancak % 10 u işsizlik parası alabiliyor. Bu oran Belçika da % 71, Fransa da da % 46 dır. Almanya da ise işsizlik maaşı alanların o- ranı toplam işsizlerin % 40 ını bulmaktadır dedi. İKİ YILDA MAAŞ BAĞLANAN KADAR BİR AYDA BAŞVURU OLUYOR Geçtiğimiz Şubat ayında yani bir ayda işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için 81 bini aşkın kişinin İŞKUR a başvurduğunu ama son iki yılda sadece 88 bin kişiye ödeme yapıldığını dile getiren Aslan, İŞKUR iki yılda 88 bin kişiye maaş hakkı verirken sadece bir ayda o kadar insan başvuruda bulunuyor. Maaş için ya işsiz kalınan tarihten önce son 120 gün kesintisiz çalışılmış olması ya da işsiz kalınan tarihten önceki son üç yılda toplam 600 gün çalışılması veya bu süre kadar sigortaya prim ödenmesi gerekiyor. İşsizliğin kartopu gibi büyüdüğü ülkemizde bu koşullar ağırdır, hafifletilmesi gerekir i- fadelerini kullandı. Aslan, ekonomideki durgunluğun da işsizliği artırdığını söyledi. Özellikle genç işsizlerde durumun endişe verici olduğuna vurgu yapan Aslan, sözlerini şöyle tamamladı: TÜİK e resmi işsiz sayısı 3 milyon 145 bin. Bunlardan 1 milyon 307 bin kişinin son iki aydır iş aradığı, bir yıldır iş bulamayanların sayısın 420 bin olduğu ve 2 milyon 418 bin kişinin de çalışmaya hazır olduğu halde i- fade ediliyor. Özellikle genç işsizlerin oranı % 20 yi aşmış durumda. Her 5 gençten birinin işsiz olması üzerinde dikkatle durulması gereken ciddi bir problemdir. Genç işsizler hem toplumsal dokunun zedelenmesine, hem de sosyal huzursuzluk ve demokrasi açısından potansiyel tehdittir. Ülkeyi yönetenler, önceliği işsizlik probleminin çözümüne vermelidirler. (HABER MERKEZİ) Seferihisar'da 'EN SAKiN' yemekler yarıştı Turizm Haftası içerisinde İzmir'in Seferihisar ilçesinde, en lezzetli zeytinyağlılar, hamur işleri ve tatlılar yarıştı. Vali Mustafa Toprak ın da katıldığı etkinlikte, en güzel mahalli yemekler ödüllendirildi. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından, Nisan 2015 arasındaki 39. Turizm Haftası dolayısıyla Sığacık Kaleiçi nde mahalli yemek yarışması düzenlendi. Fastfood a karşı slowfood hareketine destek uygulamalarıyla dikkat çeken, Türkiye nin ilk sakin şehri (cittaslow) Seferihisar da belediye, DEÜ Fevziye Hepkon Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu ve İzmir Aşçılar Derneği ortaklığıyla düzenlenen yarışmaya 45 yemek katıldı. VALİ TOPRAK: TURİZM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE YEME İÇME KÜLTÜRÜ KATKI VERECEK Vali Toprak, programda yaptığı konuşmada, Turizmde büyük hedeflerimiz var. Seferihisar marinası, denizi, Teos uyla, kalesiyle çok değerli. Seferihisar da yeni bir turizm alanı Kaleiçi nde doğuyor. Turizmin çeşitliliği ve sürdürülebilirliğini arttırmamız gerekiyor. Hem turist sayısını hem de elde edeceğimiz geliri arttırmayı birlikte planlamalıyız. Ne kadar yatak kapasitesini arttırırsak arttıralım, buraya g- elecek müşterilerin daha uzun kalmasını, sürdürülebilir turizmin gelişmesine katkı verecek yeme içme kültürü ve albenisi olan mekanlarımızla birlikte sağlayabiliriz. Bunun da Seferihisar da yapıldığını görmek bizi ayrıca mutlu ediyor. dedi. (CİHAN) Ekonomik paketler reel sektöre çare OLMUYOR Sanayici, hükümetin açıkladığı ekonomik paketlerin sürdürülebilir olmamasından şikayetçi. Açıklanan paketlerin ekonomiye çare olmadığını belirten Kemalpaşa Sanayici ve İş Adamları Derneği (KESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Aytekin Öztaş, hükümetin neredeyse her ay ekonomik paket açıkladığına dikkat çekerek, Ancak bu paketlerin uygulamada ne yazık ki sürdürülebilirlikleri yok ve ülke ekonomisinin kırılgan yapısına bir türlü çare olamıyor. dedi. Bölgedeki sanayiciler ve çeşitli sektör temsilcileriyle biraraya gelen KESİAD Başkanı Öztaş, ekonomi gündemini değerlendirdi. Açıklanan ekonomik paketlerin teoride çok iyi planlanmış ve amaca hizmet edecek çalışmalarmış gibi göründüğünü ifade eden Öztaş, ancak reel sektörde ekonomiye faydası olmadığını ileri sürdü. Öztaş, her geçen yıl büyüme rakamlarının düştüğünü ve Türkiye nin gelişmekte olan ülkeler grubundan uzaklaştığını söyledi. ÜÇ AYDA BORCUMUZ YÜZDE 16 ARTTI Geçen yılın büyümenin yüzde 2,9 olduğunu, kişi başı milli gelirinse 10 bin dolara takıldığını hatırlatan Öztaş, şunları kaydetti: 31 Aralık 2014 ile 15 Nisan 2015 arasında dövizdeki değişim yüzde 16 oldu, yani cebimizdeki para yüzde 16 eksildi ve böylelikle TL cinsinden üç ayda borcunuz aynı oranda arttı. Bu şartlarda ne yatırım yapabiliriz ne de istihdam sağlamaya çalışabiliriz. Türkiye de yıllardır ekonomi, birinci gündem maddesi olamadı. Sıcak paraya dayalı günlük politikalar sonucu bağışıklık sistemimiz çökme noktasında, güven endeksleri son derece olumsuz verileri işaret ediyor. Köklü ekonomik çözümlerden hala çok uzağız. (CİHAN)