Toraks Cerrahisinde Anestezi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Toraks Cerrahisinde Anestezi"

Transkript

1 Metin Alkan, Mustafa Arslan, Yusuf Ünal Toraks cerrahisinde anestezi yöntemi ve cerrahi teknikler ilk uygulanışından günümüze kadar önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Yirminci yüzyılın başlarında tüberküloz operasyonları baskın şekilde uygulanırken günümüzde torasik maligniteler başta olmak üzere göğüs travmaları, özofagus hastalıkları, mediastinal hastalıklar, akciğer apsesi ve bronşiektazi operasyonları sıklıkla uygulanmaktadır. Ayrıca bronkoskopi, mediastinoskopi gibi tanısal işlemler ve tek akciğer ventilasyonu uygulaması tekniklerinin gelişmesine paralel olarak giderek artan oranda torakoskopik işlemler uygulanır hale gelmiştir.[] A-Preoperatif Değerlendirme Preoperatif pulmoner değerlendirme torasik cerrahi için aday olan hastaların seçiminde ve tedavisinde gerekli bir basamaktır. Torakal cerrahi uygulanacak hastalar diğer tüm majör cerrahilerde olduğu gibi rutin preoperatif değerlendirmelere ek olarak akciğer hastalığının şiddeti ve kardiyovasküler sistem açısından ayrıntılı muayenesi yapılmalıdır. Hastaların yapılacak akciğer rezeksiyonunu tolere edip etmeyeceğinin tespiti sağlanmalıdır Epidural analjezik kullanımı dahil olmak üzere anestezideki, cerrahi tekniklerdeki ve perioperatif bakımdaki ilerlemelere karşın, postoperatif pulmoner komplikasyonlar torasik cerrahide morbidite ve mortalitenin önde gelen nedeni olmaya devam etmektedir. [1,2] Atelektazi, pnömoni ve respiratuvar yetmezlik gibi majör respiratuvar komplikasyonlar hastaların %15 ila %20 sinde meydana gelmekte ve %3 ile %4 lük mortalite oranının çoğundan sorumlu tutulmaktadır. [3]Pulmoner komplikasyon gelişimiyle birlikte daha yüksek postoperatif mortalite oranları görülebilmektedir. Benzer şekilde, özofajektomi geçiren hastaların %15 ila %40 ında postoperatif pulmoner komplikasyonlar meydana gelmektedir. Özofajektomi uygulanan hastalardaki bu yüksek riskin nedenleri çok faktörlüdür; iki ayrı vücut boşluğuna cerrahi olarak girilmesi, bronşiyal innervasyonun ve lenfatik dolaşımın bozulması, diyafram disfonksiyonu, rekürren laringeal sinir yaralanması nedeniyle hava yolunun yetersiz şekilde ko- 561

2 57 2 runması ve yutma koordinasyon bozukluğunu içermektedir. [4-6] Postoperatif problemlerin önlenmesine yönelik stratejiler morbidite ve mortalitede azalma, hastanede kalış süresinde kısalma ve kaynak kullanımında iyileşme sağlama potansiyeline sahiptir. Anestezi uzmanları planlanan torasik cerrahi ile ilişkili riskleri açık şekilde anlamalı ve hastayı cerrahi açıdan en uygun hale getirmelidir. Tek akciğer ventilasyonu gaz alışverişinde anlamlı ölçüde düzensizliğe neden olmaktadır ve artmış intrapulmoner şant nedeniyle hipoksemi gelişebilmektedir. Postoperatif pulmoner disfonksiyonun video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) prosedürlerinin ardından, torakotomiden sonra olana kıyasla daha düşük sıklıkla meydana geldiği görülmektedir. Torakotomi yoluyla lobektomi uygulanan hastalarla VATS ile lobektomi uygulanan hastalar arasında yürütülen randomize olmayan bir karşılaştırmada, postoperatif PaO2, O2 satürasyonu, pik akış hızları, 1. saniyedeki zorlu ekspiratuvar hacim (FEV1) ve zorlu vital kapasitenin (FVC) hem 7. hem de 14. postoperatif günde VATS prosedürü uygulanmış olan hastalarda daha iyi olduğu görülmüştür. [7] Anestezi yönetimi ve monitörizasyondaki yakın zamanlı ilerlemeler, gelişmiş akciğer izolasyonu teknikleri ve gelişmiş yoğun bakım yönetimi daha önce inoperabl kabul edilen hastaların sayısınıda arttırmıştır. Ek olarak, daha büyük akciğer fonksiyonu bozuklukları bulunan hastaların ameliyat edilme sıklığı geçmişe kıyasla daha yüksek olma eğilimindedir ve dolayısıyla intraoperatif gaz alışverişi anormalliklerinin insidansının daha yüksek olması beklenebilir. Anestezi uzmanları akciğer kanseri hastalarında potansiyel olarak küratif bir ameliyatın reddedilmesi ya da ertelenmesi riskini de göz önünde bulundurmalıdır. Bu nedenle, risk altındaki hastaların tespit edilebilmesini sağlayan preoperatif testler son derece faydalıdır. Akciğer kanseri vakalarının giderek artış göstermesi nedeniyle nonkardiyak torasik cerrahinin büyük bir kısmı bu kitlelerin cerrahi olarak çıkarılması için yapılmaktadır. Bu nedenle preoperatif değerlendirmede akciğer kanseri vakalarına özel vurgu yapmak gerekmektedir.akciğer kanseri Amerika Birleşik Devletleri nde ikinci en yaygın görülen malignite tipi olduğu ve kansere bağlı tüm ölümlerin %28 ini oluşturduğu bildirilmiştir. [8] Öyküsünde yoğun sigara içiciliği, son zamanlarda kilo kaybı ve şehir ortamında yaşama mevcuttur. Ayrıca bazı mesleklerde (kimya sanayisinde ve uranyum madenlerinde çalışanlar) risk dahada yüksektir. Tüm yaş gruplarında görülmekle beraber 30 yaşın altındaki kişilerde nadir, 6. ve 7. dekatlarda sık görülmektedir. Hastaların az bir oranında tümör asemptomatiktir ve bu hastalarda rutin göğüs röntgeni ile tespit sağlanabilmektedir. Büyük bir çoğunluğunda ise bronkopulmoner (öksürük, balgam, göğüs ağrısı, dispne, vizing), ekstrapulmoner intratorasik (plevra efüzyonu, superior vena kava sendromu, perikardit, brakiyal pleksus ve rekürren laringeal sinir tutulumu gibi), ekstratorasik metastatik (beyin, iskelet, karaciğer, adrenal ve gastrointestinal sistem tutulumu gibi) ve ekstratorasik nonmetastatik (tümör tarafından endokrin benzeri maddelerin salınması ve paraneoplastik sendromlar) semptomlar görülebilmektedir. Dispne akciğer kanseri vakalarında sıklıkla görülebilmektedir ve kronik hastalarda solunum rezervinin ciddi ve hızlı şekilde etkilenmesinden dolayı ortaya çıkması yaygındır. Ayrıca akciğer kanseri vakalarında vizing(%10) havayolu obstrüksiyonundan kaynaklı tek tarafa lokalize olarak görülebilmektedir. Öykü ve Fizik Muayene Dikkatli bir öykü ile hastada ateş, öksürük, göğüs ağrısı, dispne, aşırı balgam üretimi varlığı mevcut durum hakkında klinisiyenlere yol gösterebilir. [1] Sigara gibi sosyal alışkanlıklar postoperatif pulmoner komplikasyon riskini artırabilir. Fizik muayene-

3 de solunum paterni ve solunum seslerinin tipi, siyanoz olup olmadığının tespiti sağlanmalıdır. Havayollarında sekresyon birikimi ve ödem varlığında raller ve havayolu obstrüksiyonu varlığında vizing duyulabilir. Dispne günlük aktiviteleri yapabilme ve merdiven tırmanma ile derecelendirilebilir. Üç ya da daha fazla kat merdiven çıkabilen bir hastada risk daha az, iki kat bile çıkamayan bir hastada ise risk daha fazladır. Ciddi eksersiz dispnesi ventilatuvar rezervin anlamlı ölçüde azalmasını ve 1. saniyedeki zorlu ekspiryum volümünün (FEV1) ml nin altına düştüğünü gösterir ve bu durumda postoperatif ventilatuvar destek ihityacı olabilmektedir. Hastada öksürük olup olmadığı sorgulanmalı varsa süresi, kıvamı, rengi değerlendirilmelidir. Birlikte hemoptizi varlığı solunum yollarını tutan bir tümörün varlığını gösterebilir ve bu durumda endobronşial entübasyonun sıkıntılı olabileceği unutulmamalıdır. Yaş Tüm dünyada ortalama yaşam süresinin artmasıyla birlikte giderek daha yüksek sayıda geriyatrik hastada, spesifik olarak torasik cerrahi olmak üzere cerrahi prosedürler gerçekleştirilmektedir. Seksenli yaşlardaki akciğer kanserli hastalarda yaşam sınırlayıcı faktörün yaş değil kanser olduğu ortaya konmuştur9. Bu nedenle, cerrahi tedavi, tedavi edilmemiş ya da konservatif olarak tedavi edilmiş hastalıkta tahmini sağkalımın uzatılmasında en iyi avantajı sunmaktadır. Bu hastaların ilerleyen yaşı ve ilişkili komorbiditeleri ışığında, hastaların tedavisinde kişiye özel bir yaklaşım kullanılması gerekmektedir. Yaşın artmasıyla beraber postoperatif pulmoner komplikasyon oranı da artmaktadır. Özellikle pnömonektomi ile beraber yüksek mortalite riskleri belirlenmiştir. Bu temelde yaş tek başına bir risk faktörü olsada pulmoner rezeksiyon geçirecek hastalarda tek başına cerrahi tedavi için engel oluşturmamalıdır. Obezite Obezite postoperatif pulmoner komplikasyon gelişimi için olasılıkla bir risk faktörüdür. Obeziteyle ilişkili olarak anlamlı fizyolojik değişiklikler meydana gelmektedir. Obez hastalarda total akciğer kapasitesinde, fonksiyonel rezidüel kapasitede ve vital kapasitede azalmalar ortaya çıkmaktadır. Ek olarak, elastik yük, göğüs duvarı direnci ve üst hava yolu direnci nedeniyle solunuma ilişkin iş yükünde artış meydana gelmektedir. Hipoksemi, alveolar-arteriyel oksijen gradyanında artış ve ventilasyonperfüzyon uyumsuzluğu da meydana gelmektedir. Bununla beraber artmış vücut kitle indeksi (BMI) ile torakal cerrahi sonrasında artmış pulmoner komplikasyon oranı arasında herhangi bir bağlantıolmadığıda belirlenmiştir. [10] Kardiyovasküler Hastalıklar Torakal cerrahi geçirecek hastalarda önemli bir durumda pulmoner vasküler alanda oluşan azalmadan dolayı pulmoner vasküler rezistansın artacak olmasıdır. Pulmoner dolaşım düşük basınçlı ve yüksek komplianslı bir sistem olduğundan normalde az kanlanan damarların kan akımındaki artış ile bu değişikliği tolere edebilir ve pulmoner arter basıncında bir artış oluşmasını engeller. Kronik obstrüktif pulmoner hastalıklarda (KOAH) ise pulmoner kapiller yataktaki mevcut distansiyon, kan akımında oluşacak bir artışın tolere edilmesini önleyebilir (azalmış komplians). Bu durum pulmoner hipertansiyon ile sonuçlanır. Pulmoner vasküler rezistans artışı anestezi yönetiminde çok önemlidir. Pulmoner vasküler yapının preoperatif durumuna ek olarak, intraoperatif cerrahi ve anestezi uygulaması sırasında asidoz, sepsis, hipoksi ve po- 58 3

4 59 4 zitif ekspiryum sonu basınç (PEEP) uygulaması gibi durumlar pulmoner vasküler rezistansı arttırabilir ve sağ ventrikül yetersizliğine neden olabilir. Göğüs cerrahisi geçirecek tüm hastalarda daha önce kardiyak cerrahi geçirip geçirmediği, geçirilmiş miyokard infarktüsü, koroner arter hastalığı öyküsü ve hipertansiyon, aritmi ve kalp yetmezliği için herhangi bir tedavialıp almadığı sorgulanmalıdır. Kardiyovasküler risk faktörleri için önerilen Amerikan Kalp Derneği (AHA) yayınladığı kılavuzlardanonkardiyak cerrahi geçirecek hastaların perioperatif kardiyovasküler değerlendirme için belirlediği yaklaşımlar göz önüne alınmalıdır. [11] Öyküsünde koroner arter hastalığı semptomları bulunmayan ve EKG bulguları normal olan torakotomi geçirecek hastalara rutin olarak ileri kardiyak değerlendirmelere ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak son 6 ay içinde ve özelliklede son 3 ay içinde içinde miyokardiyal infarktüs geçiren hastalarda operasyon riskinin yüksek olduğu belirtilmektedir. Ağır hastaları içeren geniş rezeksiyon gerektiren durumlarda koroner arter cerrahisi ilk önce yapılmalı, pulmoner rezeksiyon hasta kilo ve kas kütlesi kazanana kadar, genellikle 4 ile 6 hafta ertelenmelidir. Disritmiler pulmoner rezeksiyon geçiren hastalarda yaygın bir komplikasyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Holter monitörizasyonu yapılan hastalarda postoperatif ilk hafta içinde %30-50 oranında görüldüğü belirtilmiştir.[12] Bu disritmilerin büyük çoğunluğundan (%60-70) atrial fibrilasyon sorumlu tutulmaktadır ve özelliklede pnömonektomi geçiren hastalar yüksek risk grubunda olduğu belirtilmiştir. Digoksin de dahil olmak üzere pekçok antiaritmik ajan tedavide denenmesine rağmen digoksinin oluşan bu atrial aritmileri önleyemediği gösterilmiştir. Diğer antiaritmik ajanlar (β-blokerler, verapamil, amiodaron) post torakotomi aritmilerini azalttıkları belirlenmiştir. Günümüzde diltiazem post torakotomi aritmileri proflaksisinde kulllanılan en faydalı ilaç olduğu belirtilmektedir. [13] Preoperatif Laboratuvar Testleri Diğer tüm operasyonlarda olduğu gibi preoperatif rutin laboratuvar testlerinin bazıları akciğer veya bronşial kitle değerlendirilmesinde de kullanılabilmektedir. Tam kan sayımında polisitemi arteriyel hemoglobin satürasyon azalmasını ve lökositoz aktif pulmoner enfeksiyon varlığını gösterebilir. Balgam sitolojisi neoplazmaların teşhisinde, karaciğer enzimleri, kan üre ve kreatinin ve idrar analizi metastazların varlığını tespit etmekte yardımcı olabilmektedir. Bilgisayarlı tomografi akciğer kanseri varlığı ve evrelemesinde kullanılan en hassas yöntemlerden birisidir. Göğüs röntgeni tanıda ve akciğer hastalıklarının günlük değerlendirmesinde en çok kullanılan laboratuvar testidir. Tümör göğüs röntgeninde ilk tespit edildiğinde doğal öyküsünü büyük oranda tamamlamıştır. Tümör tespit edilen hastalarda parankimal kitle varlığına ek olarak tümörle tıkanmış bronş distalinde atelektazi, enfeksiyon, kavitasyon ve tümörün intratorasik ekstrapulmoner bölgelere yayılımından kaynaklanan değişiklikler görülebilmektedir. Önemli röntgen bulgularının varlığında anesteziyi ilgilendiren entübasyon ve ventilasyonda zorluğa neden olabilen trakeal sapma veya obtsrüksiyon, plevral efüzyon varlığında azalmış vital kapasite ve azalmış fonksiyonel rezidüel kapasite (FRC), mediastinal kitle varlığında superior vena kava sendromu, pulmoner arter kompresyonu görülebilmektedir. KOAH hastalarında kan gazı analizinde sık görülen bir bulgu hipoventilasyona bağlı olarak gelişen CO2 retansiyonudur. Kronik bronşitli hastalar siyanotik, hiperkarbik ve hipoksemiktirler. Bu tür hastalarda yüksek PaCO2 düzeyleri serebrospinal sıvıdaki bikarbonat düzeyinin artmasına, medüller kemoreseptörlerin daha yüksek CO2 dü-

5 zeylerine alışmasına ve CO2 e duyarlılığın azalmasına neden olur. Dolayısıyla bu tip hastalarda hipoksik dürtünün azalmasına bağlı olarak yüksek oksijen konsantrasyonları kullanılması hipoventilasyona neden olabilir. Pulmoner rezeksiyon geçirecek hastalarda %90 nın altındaki arteriyel oksijen satürasyonları artmış postoperatif komplikasyon riski ile sonuçlanmaktadır. KOAH mevcudiyetinde EKG de sağ atriyal ve ventriküler hipertrofi ya da yüklenmesi bulguları görülebilir. Bu belirtiler; akciğer hiperinflasyonuna bağlı olarak düşük voltajlı QRS kompleksleri, prekordiyal derivasyonlarda r dalgasında progresyonunda kötüleşme şeklinde oluşabilmektedir. Sağ atriyal hipertrofi varlığında genişlemiş bir p dalgası (p pulmonale), sağ ventrikül hipertrofisinde ise ise V1 de R/S oranının 1 in üzerinde (R dalgası amplitüdünün S dalgasınınkinden büyük olması gibi) görülebilmektedir. Spirometri Spirometri yaklaşık 50 yıldır akciğer rezeksiyonundan sonra oluşabilecek komplikasyon riskinin öngörülmesi için kullanılmaktadır ve akciğer rezeksiyonuna yönelik hastaların değerlendirilmesinde hala başlıca dayanak noktası olarak kabul edilmektedir. [1] Üç büyük seride yer alan 2000 den fazla hastadan elde edilen veriler preoperatif FEV1 lobektomiden önce 1.5 L den, pnömonektomiden önce ise 2 L den yüksek olduğu takdirde beklenen mortalite oranının %5 ten düşük olduğunu göstermiştir. [14-16] Boushy ark. [15] 2 L den düşük bir FEV1 değerinin ve %50 den düşük bir FEV1/FVC oranının akciğer kanseri için pulmoner rezeksiyon uygulanan 60 yaş üzeri hastalarda kötü prognoz gösteren bulgular olduğunu saptamışlardır. Lockwood FEV1 in 1.2 L den ya da FVC nin %35 inden düşük olmasının akciğer rezeksiyonu açısından yüksek bir riske işaret ettiğini göstermiştir.[17] Miller ve ark. [18] akciğer rezeksiyonu uygulanan 500 hastada komplikasyonları araştırmışlar ve postoperatif komplikasyonlarla preoperatif spirometrik indeksler ve gerçekleştirilen ameliyat tipi arasındaki korelasyonları değerlendirmişlerdir. Bu çalışmaların sonuçlarına göre, pnömonektomi için 2 L den yüksek bir FEV1 değeri, lobektomi için 1 L den yüksek bir FEV1 değeri ve segmentektomi ya da kama rezeksiyonu için 0.6 L den büyük bir FEV1 değeri mevcut olması gerektiği tavsiye edilmiştir. Stephan ve ark.[19] tarafından 236 hasta üzerinde yürütülen bir retrospektif çalışma postoperatif pulmoner komplikasyonlara ilişkin insidansın FEV1 değerleri 2 L nin altında olan hastalarda %40, FEV1 değeri 2 L nin üzerinde olan hastalarda ise %19 olduğu gösterilmiştir. Başka araştırmacılar marjinal FEV1 değerlerine sahip hastalarda pulmoner rezeksiyon gerçekleştirmişlerdir. Linden ve ark.[20] kanser nedeniyle akciğer rezeksiyonu uygulanmış olan 100 hasta üzerinde gerçekleştirdikleri bir çalışmada, tahmini değerin %35 inden düşük bir preoperatif FEV1 değerine ve tahmini değerin %26 sı düzeyinde bir ortalama preoperatif FEV1 değerine sahip hastalarda pulmoner rezeksiyona ilişkin morbiditeyi ve mortaliteyi değerlendirmişlerdir. Düşük preoperatif FEV1 değerlerine sahip hastalarda pulmoner rezeksiyonun düşük bir mortalite ve düşük bir ventilatöre bağımlılık insidansıyla uygulanabileceği, ancak özellikle preoperatif FEV1 değeri tahmini değerin %20 sine eşit ya da daha düşük olan hastalarda olmak üzere, uzamış bir hastanede yatış süresi ve yüksek bir uzun süreli hava sızıntısı insidansının beklenmesi gerektiği sonucuna varmışlardır. 60 5

6 Postoperatif Tahmini Değerlere İlişkin Eşikler 2001 yılında, İngiliz Toraks Derneği ve İngiltere Kardiyotorasik Cerrahi Derneği akciğer kanseri hastalarının ameliyat için seçilmesine yönelik kılavuzlar yayınlamıştır. [21] (Tablo 1). Ayrıca, 2003 yılında Amerikan Göğüs Hastalıkları Uzmanları Birliği (ACCP) akciğer kanseri hastaları konusunda kanıta dayalı bir tanı ve tedavi kılavuzu yayınlamıştır ve bu kılavuzda preoperatif fizyolojik değerlendirmenin kullanımı hakkında tavsiyeler yer almaktadır. [22](Tablo 2). Operabiliteye ilişkin alt sınır olarak tahmini değerin %34 ü ile %45 i şeklinde bir postoperatif FEV1 değeri aralığı tavsiye edilmektedir. Markos ve ark.[23] tarafından gerçekleştirilen büyük bir çalışmada %40 şeklinde bir FEV1 değeri tavsiye edilmiştir. Benzer şekilde, %40 şeklinde bir karbon monoksit diffüzyon kapasitesi (DLCO) değeri tavsiye edilmektedir. Pierce ve ark. [24] tarafından gerçekleştirilen çalışma hem FEV1 hem de DLCO nun bağımsız prognostik faktörler olduğu şeklindeki sonucu desteklemektedir. Tablo 1. Pulmoner rezeksiyon uygulanan hastalara ilişkin risk değerlendirmesi 1. İnterstisyel akciğer hastalığı varlığı yönünde kanıt ya da nefes darlığı kaynaklı beklenmeyen bir rahatsızlık mevcut olmadığı takdirde, postbronkodilatör FEV1 değerinin 1.5 L nin üzerinde olması durumunda lobektomi için ve postbronkodilatör FEV1 değerinin 2.0 L nin üzerinde olması durumunda pnömonektomi için başka herhangi bir ilave solunum fonksiyon testi gerçekleştirilmesi gerekli değildir. 2. FEV1 temelinde açık şekilde operabl olmayan tüm hastalarda şu değerlendirmeler gerçekleştirilmelidir: (1) DLCO hesaplaması, (2) istirahat halinde havadaki oksijen satürasyonunun ölçümü ve (3) pnömonektomi düşünülmesi durumunda bir kantitatif izotop perfüzyon taraması. 3. Pnömonektomi için akciğer taraması ya da lobektomi için bir anatomik eşitlik kullanılarak ve çıkarılacak segmentlerin ventile olduğu ya da bu segmentlerde obstrüksiyon bulunduğu göz önünde bulundurularak, tahmini yüzde şeklinde ifade edilen tahmini postoperatif FEV1 ve tahmini yüzde şeklinde ifade edilen tahmini postoperatif DLCO hesaplanmalıdır. 4. Tahmini postoperatif FEV1 değerinin tahmini değerin %40 ından düşük olması ve tahmini postoperatif DLCO değerinin tahmini değerin %40 ının altında olması yüksek risk olarak kabul edilmektedir ve bu durumda egzersiz testi gerçekleştirilmelidir. 5. İki mekik yürüme testindeki en iyi mesafenin 25 mekikten (250 m) az olması ya da test sırasında %4 SaO2 den fazla desatürasyon görülmesi ameliyat için yüksek risk olarak kabul edilmektedir. Diğer hastalar bir formal kardiyopulmoner egzersiz testi için sevk edilmelidir. VO2 max değerinin 15 ml/kg/dakikanın altında olması hastaların ameliyat açısından yüksek bir risk altında olduğunu gösterir. Çalışmaların sonucunda 2 L den ya da tahmini değerin %60 ından yüksek FEV1 değerleri ve tahmini değeri %60 ından yüksek DLCO değerleri elde edilmesi durumunda hastaların komplikasyonlar açısından düşük riske sahip olduğunu ve bu hastalarda ilave test uygulanmaksızın pnömonektomi dahil pulmoner rezeksiyon gerçekleştirilebileceğini göstermektedir. Preoperatif FEV1 ve DLCO ya ilişkin kabul edilebilir eşik değerleri değişkendir ve %60 ile %80 arasında değişmektedir. Tablo 2. Akciğer rezeksiyonu uygulanan hastalara yönelik preoperatif fizyolojik değerlendirme (ACCP tarafından yayınlanmış olan kanıta dayalı kılavuzlar) 1. Rezeksiyon düşünülen hastalarda spirometri gerçekleştirilmelidir; FEV1 tahmini değerin %80 inden ya da 2 L den yüksek olduğu takdirde hastalar ilave değerlendirme gerçekleştirilmeksizin pnömonektomi uygulanması açısından uygundur; FEV1 değeri 1.5 L nin üzerinde olduğu takdirde hastalar ilave değerlendirme gerçekleştirilmeksizin lobektomi uygulanması açısından uygundur. 2. Röntgen filmlerinde interstisyal akciğer hastalığı kanıtı bulunan ya da efor dispnesine sahip olan hastalarda FEV1 yeterli olabilmesine karşın DLCO da ölçülmelidir. 3. FEV1 ya da DLCO tahmini değerin %80 inden düşük olduğu takdirde, ilave testler temelinde postoperatif akciğer fonksiyonu konusunda tahmin yürütülmelidir 4. Yüzde ppo FEV1 değeri tahmini değerin %40 ından ya da yüzde ppo DLCO değeri tahmini değerin %40 ından düşük olan hastalarda preoperatif olarak egzersiz testi gerçekleştirilmesi endikedir. 61 6

7 Yüksek riskli hastalarda postoperatif akciğer fonksiyonlarını belirlemede bazı ek testler de yapılmaktadır. Kantitatif ventilasyon perfüzyon sintigrafisi postoperatif akciğer fonksiyonlarını tahmin için kullanılmaktadır: Pnömonektomi için; Tahmin edilen postoperatif FEV1= preoperatif FEV1 x kalan akciğerin perfüzyon yüzdesi Lobektomi için; Tahmin edilen postoperatif FEV1= preoperatif FEV1 x (rezeksiyon sonrası kalan segment sayısı / her iki akciğerdeki toplam segment sayısı Tahmin edilen postoperatif FEV1 beklenenin %40 ından fazla ise hastalara güvenli bir şekilde rezeksiyon cerrahisi yapılabileceği öngörülmektedir. Preoperatif Hazırlık Faaliyetleri Preoperatif değerlendirmede önceden mevcut olan her türlü pulmoner hastalığın optimum yönetimine yönelik preoperatif hazırlık faaliyetlerini içermelidir. Bu hazırlık önlemleri sigaranın bırakılması, sekresyonların azaltılmasını ve atılmasını, havayolu dilatasyonu ile postoperatif bakımı kolaylaştıracak gerekli eğitimlerin sağlanmasına ve arttırılmasına yönelik olmalıdır. Sigaranın Bırakılması Sigara kullanımı vasküler, kardiyak ve obstrüktif pulmoner hastalık riskini arttırmaktadır. Ek olarak, sigara kullanımı kardiyovasküler olaylar, enfeksiyonlar ve yara komplikasyonları dahil olmak üzere, non-pulmoner postoperatif morbidite açısından da bir risk faktörüdür. Sigara kullanımı uzun doku hipoksemisi periyotlarına yol açmakta ve ameliyat sonrasında yara iyileşmesinde yetersizliğe ve artmış enfeksiyon riskine de neden olmaktadır. Sigaranın bırakılmasını takiben birkaç haftalık zaman diliminde mukosiliyer transport ve küçük havayolları fonksiyonlarında gelişme ile havayolu sekresyonlarında azalma meydana gelmektedir. Sigaranın saat gibi kısa bir süre kesilmesi bile karboksihemoglobin seviyelerinde anlamlı azalma, oksihemoglobin dissosiasyon eğrisinde sağa kayma ve nikotine bağlı taşikardide azalma meydana geldiği gösterilmiştir. Sekresyonların Azaltılması ve Atılması Sekresyonların viskozitesinin azaltılması ve atılmasını kolaylaştırmak toraks cerrahisine alınacak hastalar için büyük önem arzetmektedir. Bu amaç için en çok uygulanan yöntem hastalarda yeterli hidrasyonun sağlanmasıdır. Beraberinde pulmoner enfeksiyon mevcutsa kültür sonucuna göre uygun geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine başlanmalıdır. Sekresyonların çıkarılması için postural drenaj, öksürük egzersizleri, göğüs perküsyonu yöntemlerinin kombinasyonları sıklıkla kullanılmaktadır. Bronkodilatasyon Sağlanması Artmış havayolu duyarlılığı olan ve bu nedenle bronkodilatasyon ihtiyacı olan; sigara içicileri, atopik ve havayolu allerjisi semptomları olan kişiler, KOAH ve astımlı hastaları içermektedir. Havayolu obstrüksiyonu bulgusu gösteren hastalarda bronkodilatasyon tüm hastalarda sağlanmalıdır. Bu amaçla sempatomimetik ilaçlar, fosfodiesteraz inhibitörleri ve steroidler sıklıkla kullanılmaktadır. 62 7

8 63 8 Eğitim ve Postoperatif Bakımı Geliştirmeye Yönelik Tedbirler Derin nefes alma egzersizleri ve insentif spirometri kullanımı gibi göğüs genişletme manevralarını preoperatif dönemde eğitiminin sağlanması, postoperatif oluşabilecek problemleri azaltmada büyük öneme sahiptir. B-İntraoperatif Dönem Toraks Cerrahi Anestezisi Sırasındaki Fizyolojik Özellikler Toraks cerrahisi sırasında bazı fizyolojik değişikliklerin bilinmesi önemlidir. Bunlar; hastanın yan yatırılması (lateral dekubit pozisyon (LDP)), toraksın açılması (açık pnömotoraks) ve birçok vakada tek akciğer ventilasyonu ihtiyacının olması gibi durumlardan oluşur. Lateral Dekubit Pozisyonu Toraks boşluğu içinde yer alan anatomik oluşumlara yönelik pek çok operasyonda LDP cerraha daha iyi bir görüş sağlar. Ancak bu pozisyonun kendisi akciğerlerdeki ventilasyon/perfüzyon ilişkisin de değişikliklere neden olur,anestezi indüksiyonu, mekanik ventilasyon, kas paralizisi, toraksın açılması ve cerrahi retraksiyon gibi ek faktörlerin etkisi ile bu bozukluk daha da artar. [25,26] Uyanık, Kapalı Göğüs ve LDP Yer çekimi kan akımı dağılımının ana belirleyicisidir bu nedenle hasta supin pozisyondan LDP a geçerse, kan akımıda altta kalan akciğere doğru yönlenir. Normalde dik ve supin pozisyonda sağ akciğer pulmoner arter kan akımının%55 ini alır. Ancak sağ akciğer üstte olacak şekilde (nondependan) pozisyonda olduğunda ise kan akımının %45 ini alır %10 kan akımı altta kalan akciğere yönlenmiş olur. Sol akciğer non dependan pozisyonda ise kan akımının %35 ini alırken dik ve supin pozisyonda ise pulmoner arter kan akımının %45 ini alır. LDP unda alt akciğerde perfüzyon artışının belirleyicisi yerçekimidir, ventilasyon değişikliğinin nedeni; abdomendeki yapıların diyafragmaya basısı nedeniyle diyafragma alt bölümünün kubbesinin diyaframın üst tarafına göre daha fazla kraniayale doğru itilmesidir, bunun neticesinde spontan solunum sırasında diyafragmanın alt bölümü daha etkin kasılır. Böylece altta kalan akciğer üstteki akciğerden daha fazla ventile ve perfüze olur ve spontan solunum esnasında ventilasyon/perfüzyon uyumu korunur. [25,26] Genel Anestezi Altında, Kapalı Göğüs ve LDP Genel anestezi indüksiyonu sonrasında LDP pozisyonuna alınan hastalarda da perfüzyon altta kalan akciğerde artmıştır. Ancak ventilasyonda değişiklik olur bunun nedenlerini sıralayacak olursak 1. Öncelikle hasta hangi pozisyonda olursa olsun genel anestezi indüksiyonu, FRC de azalmaya neden olur ve her iki akciğer volüm kaybını paylaşır. LDP u ile nondependan üstteki akciğerin FRC volümü 1400 ml dependan alttaki akciğerin FRC volümü yaklaşık 900 ml dir yani alttaki akciğerde FRC kaybı daha fazla olur ve bunun oranı ise 1400/900 yaklaşık1.5 dur. 2. LDP da nondependan akciğer ile dependan akciğer arasındaki kompliyans ise sırası ile 30 ve 23 cmh2o dur. Yani üstteki akciğer aynı hava yolu basıncı ile daha fazla ventile olur. 3. Ventilasyonu bozan üçüncü neden; mediastenin alt akciğere yaslanması ve fiziksel

9 olarak alt akciğerin genişlemesine mani olmasıdır. 4. Dördüncü olarak ise diyafragmaya sefalad baskı yapan karın içi organları alt akciğerin genişlemesini engeller, alt akciğerin FRC sini orantısız bir şekilde düşürür. Hastanın LDP unu devam ettirmek için yastık konulması dependan hemitoraksın hareketlerini dahada kısıtlar. [25,26] Bütün bunların neticesinde paralizili veya paralizi olmadan LDP u; göğüsü kapalı ve anestezi altındaki hastalarda; üstteki akciğer daha fazla ventile olurken, alttaki akciğer daha fazla perfüze olur ve ventilasyon/perfüzyon (V/Q) bozukluğuna neden olur. Her iki akciğere PEEP uygulanması alt akciğere daha fazla ventilasyon sağlar. [25] Açık Pnömotoraks, LDP Anestezi altında LDP da ve kapalı göğsü olan ile açık pnömotorakslı hasta da dependan ve nondependan akciğer bölgeleri arasında kan akımı yönünden pek değişiklik beklenmez. Negatif plevral basınç akciğerlerin normalde ekspanse durumda olmasını sağlar. Toraksın bir tarafı açıldığıda, akciğerlerin büzüşmesini engelleyen negatif plevral basınç kaybolur ve o taraftaki akciğerin esnekliği onun kollabe olmasına neden olur. Bu alt akciğerde negatif plevral basınç üst akciğerin atmosfere açılması ile akciğerler arasındaki basınç farkı mediastenin aşağı doğruyer değiştirmesine neden olur. Lateral pozisyonda spontan ventilasyon sırasında, inspirasyon yani diyafram hareketi ile plevral basıncın açık pnömotoraks tarafına etkisi olmayacaktır, dependan tarafta ise daha da negatif olmasına neden olacaktır. Bu da mediastenin inspirasyon sırasında aşağı, ekspirasyon sırasında ise yukarı doğru yer değiştirmesine neden olur. Mediastenin yer değiştirmesinin temel etkisi, alttaki akciğere hava giriş çıkışının daha da azalmasıdır. [25] Lateral pozisyonda açık pnömotorakslı bir hastada spontan ventilasyon, paradoksik solunumla ve mediastenin yer değiştirmesi ile sonuçlanır. Bu iki fenomen giderek artan hipoksemi ve hiperkapniye neden olur. Fakat genel anestezi sırasında uygulanan pozitif basınçlı ventilasyon ile bu etkiler önlenir. Paradoks Solunum Plevral kavite atmosferik basınca açıldığı zaman spontan solunum sırasında altta kalan ve üstte kalan akciğer arasında yer değiştiren hava akımına neden olur (pandül hareketi-paradoksik solunum). İnspirasyon sırasında pnömotoraks artar ve hava, karina aracılığı ile üstteki akciğerden alttaki akciğere geçer. Ekspirasyon sırasında ise tersi olur ve hava, dependan akciğerden üstteki akciğere gider (şekil 1). [25] Şekil 1. Lateral dekübit pozisyonda spontan solunum yapan hastada paradoks solunum 64 9

10 65 10 Monitorizasyon Toraks cerrahi uygulanan hastaların izlemleri hastalara göre bireysellik arz eder. Hastaların farklı derecede kardiyopulmoner hastalığa sahip olmalarının yanısıra, uygulanan cerrahinin kendisinin de operasyon sırasında respiratuvar ve kardiyovasküler fonksiyonlarda bozulmalara yol açabilmesi monitorizasyonu bireyselliştirmenin ana nedenidir. Bu nedenle de basamaklı izlem sistemi uygulanması önerilmektedir. [26] Bu basamaklı sistemde 1. Basamakta; özel intraoperatif koşulları bulunmayan genç sağlıklı hastaları içerir. Toraks cerrahisine yönelik parametrelerin izlemi yeterlidir. Hastaya verilen oksijen miktarı, puls oksimetri ile bunun doku düzeyindeki yansıması hasta izleminin ilk adımını oluşturur. Bununla beraber EtCO2 izlemi apne, dakika ventilasyon ve gaz değişimi teşhisine olanak verir. Basınç volüm eğrilerinin eğimi havayolu rezistansı ile ilişkili olduğundan EtCO2 havayolu mekaniğinin sürekli izlemi içinde faydalıdır. Kardiyovasküler fonksiyonlar için EKG ve kan basıncı monitorizasyonu yapılmalıdır. Kas gevşeticiler klinik gözlem yada periferal sinir stimülatörü ile değerlendirilir. Vücut sıcaklığı izlenmesi gereken bir diğer bir parametredir. 2. Basamak; nisbeten sağlıklı hastalarda bazı istenmeyen intraoperatif koşulların veya önemli kardiyopulmoner hastalık öyküsü varlığında intraoperatif sorun beklenmeyen hastalar bu grubu oluşturur. Birinci kategorideki monitorizasyona ek olarak tidal volüm ve dakika ventilasyonu, kan gazı analizi, aldığı ve çıkardığı takibi, santral venöz basınç ölçümü, direk kan basıncı ölçümü yapılmalıdır. Puls oksimetre ve EtCO2 yetersiz kaldığı durumlarda arteryel kan gazı örnekleri alınabilir. Arteryel kateterizasyonun yapılmadığı durumlarda el dorsalinden yada boyun veninden alınan venöz kan örnekleri arteryel kan örneğine yakın PCO2değerleri verir (genellikle 4-8 mmhg). Ayrıca venöz kan gazında yeterli yükseklikde oksijen basıncı (>40 mmhg po2 ve SO2 %75) büyük olasılıkla arteryel hipoksemi bulunmadığının göstergesidir. 3. Basamak; riskli intraoperatif koşullar yaşayacak(lobektomi, pnömonektomi), daha önceden önemli kardiyopulmoner hastalığa (kor pulmonale) sahip hastalar için tasarlanmıştır. Bu hastalar için invaziv arteryel girişim ya da mikst venöz oksijen, kan gazı ölçümleri ile yakın doku oksijenasyonu takip edilmelidir. İlk iki kategoriye ek olarak EKG segment analizi içerecek şekilde monitorize edilmelidir. Pulmoner hipertansiyon ve/veya kor pulmonale ve koroner arter hastalığı mevcutsa, özellikle perioperatif sıvı değişimleri veya kan kaybı bekleniyorsa santral venöz kateter yerine pulmoner arter kateteri düşünülmelidir. [26] Hipoksik Pulmoner Vazokonstriksiyon (HPV) Hipoksik akciğer alanlarında kan akımını azaltan, mekanizması tam olarak bilinmeyen kompanzatuvar bir mekanizmadır. HPV oluşumu için asıl etmen düşük alvelol oksijen basıncıdır. Hipoksinin kendisi yada salınımına neden olduğu vazoaktif maddeler pulmoner arter düz kaslarında kontraksiyona neden olur. Akciğerin %30-70 i hipoksik ise oksijenasyona katkısı en fazladır ve kanı yönlendirebileceği normal akciğer alanları olduğunda etkilidir. [27] HPV ve üstteki akciğerde cerrahi olarak bası oluşması sonucu ventile olmayan akciğere kan akımı yani şant azalır ve hipoksiyi önler. Hipoksik pulmoner vazokonstriksiyonu inhibe eden ve sağdan sola şantı artıran faktörler[25,27] 1. Çok yüksek veya çok düşük pulmoner arter basınçları 2. Hipokapni 3. Yüksek veya çok düşük miks venöz PO2

11 4. Nitrogliserin, nitroprussit gibi vazodilatörler, β-adrenerjik agonistler ve kalsiyum kanal blokerleri 5. Pulmoner enfeksiyonlar 6. İnhalasyon anestezikleri (1 MAK ) 7. Hipotermi 8. Yaşlılık Ventile olan akciğere kan akımını azaltan faktörler de aynı oranda zararlıdır; kollabe olan akciğere olan kan akımını indirekt olarak arttırarak HPV un etkisini azaltrlar. Bu faktörler[25] 1. Yüksek PEEP, hiperventilasyon veya yüksek peak inspiratuar basınçlar nedeni ile ventile olan akciğerde oluşan yüksek havayolu ortalama basınçları; 2. Ventile olan akciğerde düşük FiO2 nedeni ile oluşan HPV ; 3. Hipoksik damarlara göre normoksik damarlarda daha etkili olan vazokonstriktörler; 4. Ekspirasyon zamanların yetersiz olmasına bağlı oluşan intrinsik PEEP Tek Akciğer Ventilasyonu Tek akciğer ventilasyonu (TAV) sadece bir akciğerin ventile edilmesi ile kanın oksijenizasyonu ile CO2eliminasyonununyapılmasıdır. Ameliyat edilen taraftaki akciğerin kollabe olması cerrahın işini kolaylaştırır fakat anestezi uygulamasını zorlaştırır. Kollabe olan akciğer perfüze olmaya devam ederken ventile olmaması nedeni ile hastada sağdan sola intrapulmoner şant gelişir (%20-30). Kollabe olan üstteki akciğerden gelen oksijensiz kan ile ventilasyonu devam eden dependan akciğerden gelen oksijenize kanın karışması PA-a(alveolar-arteryal) O2 gradientini arttırır ve hipoksemi ile sonuçlanır. Ventile olmayan akciğere kan akımının azalması istenen bir durumdur. Bunlar; pasif mekanik (yer çekimi) ve aktif vazokonstriktör mekanizmadır (hipoksik pulmoner vazokonstriksiyon). Bu mekanizmalar ile şant artışı ve PaO2 de düşme önlenir. [27] Altta kalan ventile olan akciğerde volümün azalması ise istenmeyen bir durumdur. Tablo 3. Tek Akciğer Ventilasyonu Endikasyonları KESİN ENDİKASYONLAR 1. Sağlıklı akciğerin kontaminasyonunu önlemek için diğer akciğerin izolasyonu Enfeksiyon (apse, enfekte kist) Masif hemoraji 2. Ventilasyonun tek bir akciğere yönlenmesinin kontrolü Bronkoplevral fistül Bronkoplevral kütanöz fistül Unilateral kist veya bül Majör bronşiyal yırtılma veya travma Trakeobronşial ağacın bozulması Unilateral akciğer hastalığına bağlı yaşamı tehdit edici hipoksi 3. Unilateral akciğer lavajı 4. Video-asiste torakoskopik cerrahi (VATS) RÖLATİF ENDİKASYONLAR 1. Cerrahi görüş yüksek öncelikli: Torasik aort anevrizması Pnömonektomi Üst lobektomi 2. Cerrahi görüş düşük öncelikli: Özofagus cerrahisi Orta ve alt lobektomi Genel anestezi altında torakoskopi 66 11

12 67 12 Genel anestezi, mediasten basısı, abdominal organların diyafragmaya kraniyale doğru basısı, suboptimal pozisyon, absorbsiyon atelektazisi, sekresyonlar, uzun süreli LDP nedeniyle alt akciğerde sıvı transüdasyonu gibi faktörler bu duruma neden olabilir. [27] Tek Akciğer Ventilasyonu Endikasyonları Cerrahlar, akciğeri retraktörler ve manüplasyonun travmatik etkisinden korumak üzere kollabe bir akciğer üzerinde çalışmayı tercih ederler. Bu tercih, akciğer anatomisinin görülmesini, anatomik yapıların ve fissürlerin birbirinden ayırt edilmesini kolaylaştırır. Bu girişimler teknik olarak güç girişimlerdir ve optimal cerrahi görüş ve nispeten hareketsiz bir cerrahi alanın sağlanması özellikle istenir. [28] Tek Akciğer Ventilasyon Teknikleri Bu amaçla çeşitli teknikler uygulanabilir. 1. Çift lümenli endotrakeal tüp (ÇLT) 2. Bronşiyal blokerle birlikte tek lümenli endotrakeal tüp 3. Tek lümenli endobronşiyal tüp Çift Lümenli Endotrakeal Tüpler Çift lümenli endotrakeal tüpler, akciğerlerin birbirinden ayrılması ve TAV için en sık kullanılan malzemedir. Pek çok tipi olmakla beraber genellikle çizimleri aynı olup iki tüpün birleştirilmesinden ibarettir. Bir lümeni ana bronşa ulaşacak kadar uzun iken, ikinci lümeni ise distal trakeada sonlanır. Akciğerlerin ayrılması iki kafın da şişirilmesi ile sağlanır. Proksimal kaf trakeada, distal kaf ise bronş içinde şişer. Sağa giren tüplerde sağ üst lobun ventilasyonunu sağlamak üzere ekstra bir yarık vardır bu sağ üst lobun bronşunun ağzına oturur. [28] Çift lümenli endotrakeal tüpler: 1. Robert-Shaw 2. Carlens 3. White 4. Bryce-smith Olarak dizayn edilmiş farklı tipleri vardır. En sık kullanlan çift lümenli tüpler Robert- Shaw tipidir.her iki tarafın bronşiyal anatomisindeki fark nedeni ile tüpler sağ veya sol bronş için özel olarak tasarlanmıştır. Robert-Shaw tüpü İlk geliştirilen çift lümenli tüp Carlens tüpüdür. Ardından Robert-Shaw, toraks cerrahisinde kullanılmak üzere Carlens tüpünün çengelini kaldırmıştır (Şekil 2). Bu tüp hem sağ hem de sol akciğer entübasyonu için geliştirilmiştir. Karinal çengelinin olmaması, yerleştirilmesini kolaylaştırır. D şekilli, iki geniş lümeninin olması, aspirasyon kateterinin geçişini kolaylaştırır, gaz akımına rezistansı azaltır, sabit eğimli yapısı yerleştirilmesini kolaylaştırır ve kıvrılma yapma olasılığını azaltır. Hem sağ hem de sol ana bronş için 35, 37, 39 ve 41F büyüklükte geliştirilmiştir(sırasıyla iç çaplar 5.0, 5.5, 6.0 ve 6.5 tir). Genellikle erkekler için 39F tüp kullanılırken, bayanlar için 37F tüp kullanılır. [26] Çocuklarda ise 35F tüp yaş grubuna kadar kullanılabilmektedir. En küçük sol ÇLT 32, 28, ve 26F tüpler olup 12, 10, 8 yaşındaki çocuklara kullanılabilmektedir. [27]

13 En küçük sağ tüp ise 32F boyutundadır. Daha küçük çocuklarda akciğer seperasyonu için bronşial blokerler ve ana bronş entübasyonu kullanılabilir. Tek kullanımlık bu tüplerin avantajı yerleştirme ve pozisyonlandırma kolaylığı, fiberoptik bronkoskop (FOB) i sırasında mavi renkli endobronşiyal kafın görülmesi, radyoopak çizgilerinin bulunması, şeffaf yapısı nedeniyle gaz giriş çıkışının ve nemin görülmesine olanak sağlamasıdır. Sağa giren tipi, sağ üst lob bronşunun oklüzyonunu azaltacak şekilde geliştirilmiştir. Tüpün aynı zamanda yoğun bakımda uzun süreli ventilasyona izin verecek şekilde yüksek volümlü düşük basınçlı kafları vardır. Bu tüpler günümüzde akciğerlerin ayrılması ve TAV için en sık tercih edilen tüplerdir.[28] Şekil 2. Sol Robert-Shaw PVC Endotrakeal Tüp Çift lümenli tüp yön seçimi Toraks cerrahisinde ÇLT seçiminde birçok kaynakta opere edilmeyen akciğer bronşunun rutin entübasyonu önerilir. [29] Bunun yanı sıra opere edilecek akciğerin entübe edilmesi de kullanılan bir yöntemdir. Ancak bu durumda cerrahi boyunca entübe akciğerin istemli olarak kollabe edilmesi ve cerrahın manipülasyonları ile tüp pozisyonunda bozulma belirginleşebilir ve karşı akciğerin ventilasyonu da uygun şekilde sağlanamayabilir. Özelikle sağ ÇLT kullanılan hastalarda bronşiyal kaf sağ üst lob orifisini obstrükte edecektir ve sağ akciğer üst lob kollapsına neden olabilecektir. [30,31] Erişkinde trakea cm uzunluğundadır. Krikoid kıkırdak seviyesinde (C6 vertebra) başlar ve sternomanibrium ekleminde bifurkasyon (T5 vertebra) yapar. Sol bronş trakeadan 45 açı ile uzaklaşırken, daha geniş olan sağ bronş 25 açı ile uzaklaşır. Sağ üst lob bronşunun ağzı yaklaşık olarak karinadan cm uzakta iken sol üst lob ağzı karinanın 5 cm distalindedir.sağ bronşun sol bronşa göre kısa olması, sağ ÇLT uygulanmasında üst lob obstrüksiyonu olasılığını artırmaktadır. Popülasyonun %3 ünde sağ üst lob bronşu karinadan orijin alır. Bu nedenlerle sağ ÇLT uygulaması bazı hastalarda güvenli olmamaktadır. [25] Sağ ÇLT ün mutlak endike olduğu durumlar, sol ana bronşta tıkayıcı lezyon bulunması veya proksimal sol ana bronşun cerrahi rezeksiyonu olarak kabul edilmektedir. Bu durumlarda sağ ÇLT uygulamasından önce direkt grafi veya bilgisayarlı tomografi (BT) ile değerlendirilerek sağ üst lob bronşunun erken çıkışı saptanmalıdır. [29] Birçok potansiyel problem öngörülmesine rağmen, sol cerrahi uygulamalarında sol ÇLT uygulamasında tek problem, cerrahi manipülasyona bağlı olarak tüpün yer değiştirmesi gibi görülmektedir. Bu durum fark edildiğinde tüpün bronşta ilerletilmesiyle kolaylıkla düzeltilebilmektedir. Brodsky ve ark ları[29] 1170 olguluk ÇLT deneyimlerinde %98 olguda sol tüp başarı ile kullanılmış ve 99 olguda ardışık her iki akciğer ventilasyonu uygulanmıştır.kliniğimizde ÇLT kullanımlarını derlediğimiz bir ya

14 zımızda, 200 hastadan 182 sine (%91) sol ÇLT uygulandı. Bunların 95 i sol torakotomi, 87 si ise sağ torakotomi vakasıydı. Sağ ÇLT ise 18 (%9) hastada sol torakotomi vakasında uygulandı. [32] Çift lümenli tüp ebat seçimi Uygun ebatta ÇLT seçimi komplikasyonları önlemede önemli yer tutmaktadır. Küçük ebatlı tüplerin kullanımı daha derine doğru ilerlemesine olanak sağlar ve bu da üst lobun girişini kapayarak ventilasyonun önlenmesine ve ciddi komplikasyonlara yol açar. Geniş lümenli tüp kullanımı ile gaz akımına karşı azalmış direnç ve TAV da daha düşük intrinsik PEEP oluşmakla birlikte, çok geniş lümenli olması ise havayoluna zarar verecektir. Çift lümenli tüp ebat seçiminde iki faktör önemlidir. Eğer hastanın sol bronşiyal lümeninin çapı biliniyorsa, ÇLT nin bronşiyal çapı bundan biraz daha küçük seçilmelidir. Sol bronşiyal lümenin çapı erişkinlerde trakea genişliği ile orantılıdır. Otopsi raporlarına göre bu oran erkeklerde trakeanın %69 u, kadınlarda %68 i ve BT ölçümlerinde ise erkeklerde %77 si, kadınlarda %75 i olarak biraz daha yüksek tespit edilmiştir. Bronşiyal lümenin çapı direkt grafi ile veya BT ile belirlenebilir (Tablo 4). Bu işlem yapılamıyorsa, trakea çapı ile oranına bakılarak yaklaşık genişliği tahmin edilebilir. Multiplane BT ise daha kesin sonuç verir ancak yeniden çekim yapma zorunluluğu ve havayolu genişliği değerlendirilmesi için radyolog gerekliliği dezavantaj oluşturur. [29,33,34] Tablo 4. Direkt grafide klavikula hizasında belirlenen trakeal çapa göre ÇLT seçimi[35] Tüp Ebat 35F 37F 39F 41F Trakeal Çap <15 mm mm mm >18 mm Trakea ve bronşlarda dilatasyonla sonuçlanan KOAH dan farklı olarak, obez hastalarda görülen restriktif akciğer hastalığında dilatasyon izlenmeyebileceği hatta obez hastalarda sıklıkla trakeanın dar olabileceği bu nedenle de trakeobronşiyal anatomi ve havayolu çapını belirlemede bu hastalarda da direkt grafi veya BT ile önceden değerlendirilmesi uygun olacaktır. [36] ÇLT ebat seçiminde klasik boy ve cinsiyete göre önerilen skalalar(tablo 5). [26] Tablo 5. ÇLT seçimi için standart skala[26,37] Hasta Boyu Erkek Kadın >170 cm 41F 39F <170 cm 39F 37F <160 cm 37F 35F Trakeal Entübasyon Laringoskop bleydinin eğimi ÇLT nin geçmesi için geniş bir alan oluşturur. Normal anatomisi olmayan hastalarda özel laringoskop bleydleri (fiberoptik laringoskop) trakeal entübasyonu kolaylaştırır. Her ne kadar bu laringoskoplar işlemi kolaylaştırsa da zor entübasyon ve postoperatif mekanik ventilasyon gerekliliği öngörülen olgularda ÇLT yerine bronşiyal blokörler tercih edilmektedir

15 Pozisyon Verme Tüpün körlemesine yerleştirilmesi sırasında bronşial yerleşimin ve tüpün yeterli derinlikte olup olmadığının değerlendirilmesi için farklı teknikler tanımlanmıştır. Tüpün yerleşimi için aşağıdaki faktörlerin göz önüne alınması faydalı olacaktır. 1. ÇLT yerleştirmek güçtür bu nedele tüpteki kaflar kontrol edilmelidir, tüpün içine ve dışına kayganlaştırıcı sürülmeli, ve yerleştirmeden önce tüpe stile takılı olmalıdır. 2. Direk laringoskopi için Makintosh -3 bleyd kullanılması orofarinkste tüpün manüplasyonu için geniş alan sağladığından tercih edilmeli ve tüp glottisi geçtiğinde hemen stile tüpten çıkarılmalıdır. 3. Uygun yöne doğru tüp 90 derece döndürülmeli, yeterli derinliğe ilerletilmeli, sonra trakeal balon şişirilerek her iki akciğerde solunum sesi eşit miktarda duyulmalı 4. Takiben, şeffaf renkli trakeal lümen klemplenmeli ve endobronşial kaf yavaşça hava kaçağı olmayana kadar şişirilmeli (aşırı şişirmekten kaçınılmalı), tek tarflı akciğer sesi duyulmalı 5. Trakeal kelmp kaldırıldığında, her iki akciğerde solunum sesi yeniden eşitlenmeli 6. Son olarak her lümen tek tek klemplenerek göğüs hareketleri kontrol edilmeli Sol ÇLT iki akciğer ventile Sol ÇLT Sağ akciğer kollabe Sol ÇLT sol akciğer kollabe Çift lümenli tüplerin derinliğinin uygun olması önemlidir. Çok derinde olması sadece bir lob bronşuna yerleşmesini ya da trakeal açıklığın karinaya dayanması veya pozisyon sırasıda bronşial kısmın trakeaya geri kaçması gibi olumsuzluklara neden olabilir. Eğer elde FOB varsa uygun derinliğin doğrulanması faydalıdır FOB yoksa bunun

16 la ilgili bazı kör teknikler tanımlanmıştır. Bunlardan birisi Russel[38] yöntemi olup trekeal entübasyon yapıldıktan sonra bronşial balon şişirilir ve yavaş olarak akciğer dinlenerek ilerletilir. Bu arada bronşial balon karina hizasında bir ana bronşa girer, eğer dinleme ile istenen bronşa yönlenmiş ise bronşial balon indirilip tüp 1-1,5 cm daha ilerletilir. Bahk[39] tekniğinde ise ÇLT körlemesine ilerletilir bronşial balon şişirilir. Dinlemekle uygun bronşa girip girmediği teyit edilir. Yerleşim doğru ise bronşial balon şişirilir ve pilot balona elle sabit basınç uygulanarak geri çekilir, tüp bronştan trakeaya geri çekildiği anda pilot balon basınç düşmesi hissedilir sonra yeniden bronşial balon indirilip tüp 1-1,5 cm daha ilerletilir. Birden fazla deneme ile yönlendirilemeyen olgularda eğer FOB mevcut ise FOB yardımı ile yoksa sol tüp baş sağa doğru çevrilerek sol bronşa ilerletilmeye çalışılır. Eğer resteril tüp kullanılıyorsa baş pozisyonuna rağmen yerleşmeyen olgularda tüp stilesi ile pozisyon verilerek işlem denenebilir

17 Pozisyon Verilmesi ÇLT uygulaması sırasında dinleme ve klinik bulguların kullanıldığı kör tekniklerin kullanılmasının yanı sıra FOB kullanılarak direkt görerek de yapılabilmektedir. Entübasyondan sonra hasta henüz supin pozisyonda iken bronşiyal ve trakeal kafların şişirildiği hava volümleri rutin olarak kaydedilmelidir. Çeşitli kaynaklarda hastaya pozisyon verilmesi sırasında tüpün yer değiştirebileceği ve bronş hasarı ortaya çıkarabileceği düşünülerek bronşial kafın söndürülerek pozisyon verilmesi önerilmektedir. Bu nedenle pozisyon verildikten sonra bronş balonu aynı miktar hava ile şişirildiğinde kaçak olması tüpün yer değiştirdiğini düşündürmelidir. Lateral pozisyon verildiğinde ÇLT hareketinin yönü hemen daima bronşun dışına doğrudur. Pilot balonun basıncında aynı miktar havaya rağmen herhangi bir azalma, bronşiyal kafın bronşun dışında olduğunu gösterir. Pozisyon Doğrulama ÇLT yerini doğrulamada dinleme bulguları ve FOB haricinde, kapnograf, spirometre, direkt grafi ve floroskopi, kullanılabilen yöntemlerdir ancak bu yöntemlerin kullanımı hala tartışmalı ve kişisel tercihlere bağlıdır. ÇLT pozisyonun belirlenmesinde genellikle önerilen yöntemler olmakla birlikte, en yaygın olarak bronkoskopi kullanılmaktadır. [29] Tüp pozisyonun doğrulanması pozisyon verilmeden önce her iki lümen de sırasıyla klemplenerek dinleme yöntemi ve selektif her bir akciğerin hava yolu basıncı ölçülerek yapılır. Hastaya pozisyon verilmesinden sonra akciğerler tekrar dinlenerek tüp yeri doğrulanır ve her iki lümen de sırasıyla klemplenerek tidal volüm değiştirilmeden hava yolu basınçları ölçülür. Hava yolu basıncındaki ölçüm değerleri aynı volüm ve frekans da uygulandığında yaklaşık %50 oranında hava yolu basıncı artış olduğu gözlenmektedir. Hava yolu basıncı takibinin tüpün yer değiştirme belirtisi olabileceği, akım-volüm ve basınç-volüm eğrilerinin sürekli takip edilmesinin hava yolu problemlerini fark etme ve tanı koymada yardımcı olabileceği bildirilmiştir. [40] Her iki akciğerin tepe inspiratuar basınçları (PİP) arasında beklenmeyen bir fark tespit edildiğinde, tüp pozisyonu yeniden gözden geçirilmelidir. Eğer trakeal lümen klemplendiğinde entübe edilen bronşda tepe inspiratuar basınç belirgin olarak yükseliyorsa, tüpün fazla derinde olduğunu düşündürmelidir. Sağ üst lob orifisinde parsiyel bir tıkanıklık oluştuğunda da aynı durum gözlenebilir ve yalnızca alt lob ventile olur. Basıncın aynı değere ulaşması amaçlanarak tüp 0.5 cm lik ölçülerle geri çekilmelidir. Eğer bronşiyal lümen klemplendiğinde basıncın yüksek olduğu gözleniyorsa, muhtemelen bronşiyal kafın proksimali trakeadadır ve diğer akciğerin ventilasyonunu engellemektedir. Bu durumda tüp 0.5 cm lik ölçülerle basınç eşitlenene kadar ileri itilmelidir. FOB, ÇLT ün yerinin doğrulanmasında ve yeniden pozisyon verilmesinde oldukça yararlıdır. Pek çok anestezist ÇLT nin pozisyonunu doğrulamada FOB kullanımını savunmasına karşın, birçok yazar FOB un rutin kullanımına karşıdır. Hastaların büyük bir kısmı için FOB un rutin kullanımı gerekli değildir. Ancak, mutlak akciğer izolasyonu gerektiren (akciğer yıkama vb) işlemlerde veya akciğer dinleme bulguları yöntemi efektif değilse, ÇLT pozisyonunun doğrulanması için FOB ile doğrulama kesinlikle gereklidir. Brodsky ve ark [29] bir çalışmada 1170 olgudan 54 olguya FOB ihtiyacı duymuşlar. FOB kullanımında kan ve sekresyonlar görüş alanımızı bozabileceğinden ÇLT pozisyonu doğrulamada zorluk çıkarabilir ve hatta imkansız hale getirebilir. Ortalama büyüklükte bir tüpte FOB kullanımı gerekli değilken, özellikle çocuklarda kullanılan çok 72 17

18 küçük tüplerde (26F-32F) FOB kullanımı tavsiye edilmektedir.29çift lümenli tüp pozisyonu hasta önce supin pozisyonda iken ve tekrar lateral pozisyona çevrildikten sonra doğrulanmalıdır. FOB, ÇLT ün yerini doğrulamada yaygın olarak kullanılmaktadır. Oysa ki asıl önemli olan, anestezistin trakeobronşiyal anatomiye hakim olması ve klinik bulguları kullanarak ÇLT ü nasıl yerleştireceğini bilmesidir. Tüp malpozisyonu kriterleri Campos ve ark[41] ları tarafından tanımlanmış ve aşağıda tablo halinde verilmiştir. Tablo 6. Malpozisyon Kriterleri [41] Malpozisyon Kriterleri Bronşiyal kafın karinaya doğru dışarı çıkması (bronşiyal kafın %50 sinden fazlası) Bronşiyal kaf sınırının ana bronş girişinde görülmemesi. Bu durum sekonder bronşta tıkanıklığa yol açabilir Bronşiyal blokör veya ÇLT nin karşı bronşa yerleştirilmesi Sağ bronş entübasyonu planlanan vakada blokörün sağ üst lob orifisinin distaline yerleşmesi Trakeobronşiyal anatominin ayrımının yapılamadığı durumlar Tüp Derinliği ÇLT nin uç kısmındaki bronşiyal kafı vokal kordları geçtikten sonra, tüpün stilesi çıkarılır ve tüp bronşiyal lümene yönlendirilerek ilerletilir. Hastanın boyu indüksiyondan önce mutlaka not edilmelidir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda tüpün hava yolundaki derinliği hastanın boy uzunluğu dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Yaygın olarak kullanılan ÇLT nin dirençle karşılaşılıncaya kadar ilerletilmesi, özellikle boyu kısa olan hastalarda travmaya neden olabileceği gibi, sol ÇLT nin yanlışlıkla sağa yerleştiği durumlarda disseksiyona da yol açabileceği belirtilmiştir. Birçok yayında da önerildiği gibi170 cm boy uzunluğundaki kadın ve erkekte 29 cm diş hizası ve her 10 cm lik değişiklikte ± 1cm ortalama tüp derinliği olarak önerilmektedir. [26,29] ÇLT derinlik (cm)= (0.1).boy (cm) Formülü ile de yaklaşık yerleşim derinliği hesaplanabilir. İdeal pozisyon mu yoksa yeterli pozisyon mu? Toraks cerrahisi sırasında akciğer izolasyonunda ÇLT nin ideal mi yoksa yeterli pozisyonda mı olmasına ilişkin fikir birliği yoktur. Ancak çoğu araştırmacı ÇLT için yeterli pozisyonda olmasını hedeflemektedirler. Bunun için de kriter olarak; ÇLT nin uygun bronşda olması, selektif akciğer kollapsı ve akciğerin efektif ve güvenli izolasyonunun sağlanması ve oksijenizasyondaki azalmanın TAV boyunca ÇLT malpozisyonundan kaynaklanmaması sayılabilir. [42] Postoperatif Yaklaşım Postoperatif dönemde entübe takip edilmesi planlanan hastalarda mümkünse bloker kullanılan endotrakeal tüpler (ETT) öncelikle tercih edilebilir. ÇLT kullanıldıysa ve operasyon başında entübasyonunda zorluk olmadıysa pozisyon düzeltildikten sonra normal ETT ile değiştirilmesi önerilir. Postoperatif ventilasyonda gerekirse ÇLT de kullanılabilir. Bazı çalışmalarda ÇLT nin ETT ile değiştirilmesinin bir avantajı bulunmadığı, mekanik ventilasyon boyunca akım rezistansın her iki tüpte de aynı olduğu gösterilmiştir. Torakotomi operasyonlarında postoperatif mekanik ventilasyon ihtiyacı %1 den daha az oranda görülür

19 ÇLT Komplikasyonlar Havayolu travması ÇLT nin yaygın bir komplikasyonudur. Postoperatif ses kısıklığı, vokal kord hasarı ve boğaz ağrısı genel anestezinin yaygın komplikasyonlarından olmakla birlikte bronşiyal blokörle karşılaştırıldığında ÇLT kullanımında daha yüksek oranda görülmektedir. En ciddi travma trakeobronşiyal rüptürdür ve sıklıkla kaflardan birinin fazla şişirilmesine bağlı olarak gelişir. Bu nedenle bronşiyal balonun 3 ml den daha fazla şişirilmemesi gerektiği eğer daha fazla volüm gerekli ise bir boy büyük tüp ile değiştirilmesi önerilmektedir. [29] Eğer nitröz oksit kullanılıyorsa her iki kaf periyodik olarak indirilmeli ve aşırı yüksek basınçtan kaçınılmalıdır. Düşük kaf volümlerinde de trakeobronşiyal rüptür bildirilen yayında nitröz oksit kullanıldığı bildirilmiştir. Hasta pozisyonu değiştirilmeden önce kafın indirilmesinin gerekli olmadığı, çünkü ÇLT nin havayolu travmasını yerleştirme sırasında direkt olarak yaptığını ve bronşiyal kaf indirilmeden hasta çevrildiğinde bronşiyal rüptür olduğuna dair herhangi bir örnek gösterilmediğini söyleyen bazı yazarlar bulunmakla birlikte, Roth[43] ise bunun tersi bir görüş olarak hastanın lateral pozisyona getirildiğinde bronşiyal kafın proksimal yönde 1-2 cm hareket edebileceğini ve bunun da bronş mukozasına hasar verebileceğini belirtmiştir. Bu nedenle de bu potansiyel hasar riskinden kaçınmak için hastaya pozisyon verilmesi sırasında bronşiyal kafın indirilmesi gerektiğini savunmuştur. Bronşiyal Blokerli Tek Lümenli Endotrakeal Tüpler Bronşiyal blokerler selektif olarak bronşu bloke etmek için tek lümenli endotrakeal tüplerin yanından veya içinden geçirilen ilerletilebilen aletlerdir. Retrakte olabilen bronşiyal bloker için ayrı bir kanal içeren tek lümenli endotrakeal tüpler mevcuttur (Univent tp; Vitaid; Lewiston, NY). Bronşiyal bloker fleksibl bronkoskopla direkt görüntülenerek ilerletilmeli, pozisyon verilmeli ve yerleştirilmelidir. Fleksibl bronkoskop devamlı ventilasyona olanak sağlayan ve kendiliğinden açılıp kapanan diyafram ile adaptörden geçirilir. Bronşiyal blokerler Akciğerin separasyonu, farklı şekilde dizayn edilmiş bir bronşiyal bloker ile sağlanabilir. Blokerin ucundaki balonun şişirilmesi ile o akciğerin ventilasyonu bloke edilir. Blokerin lümeni de blokerin distalinde kalan alanın aspire edilmesine olanak sağlar ancak blokerin lümeni çok küçük olduğundan kan yada koyu sekresyonlar nedeniyle kolayca tıkanabilir. Bu durumda opere olan akciğerdeki havanın boşalması da güçleşir. Eğer cerrahi şartları olumsuz etkileyecek kadar opere akciğerde hava volümü var ise endotrakeal tüp anestezi devresinden dekonnekte edildikten sonra blokerin balonunun tamamen söndürülmesi ve cerrahın akciğerdeki havayı manuel olarak boşalttıktan sonra blokerin balonunun tekrar şişirilerek blokaj yapılması bir yöntem olarak kullanılabilir. Klinik duruma bağlı olarak kateter lümeninde oksijen insüfle edilmesi de mümkündür. Daha sonra klasik bir endotrakeal tüp trakeya yerleştirilir. Oniki yaşından küçük çocuklarda da kullanışlı bir teknik olabilir. Bununla birlikte blokerin balonu yüksek bir distansiyon basıncı gerektirdiğinden bronşun içinden geri kaçarak trakeaya gelebilir, ventilasyonu güçleştirebilir. Bu yer değişimi, hastaya cerrahi pozisyon verilirken ya da cerrahi manüplasyon ile de gerçekleşebilir. Bu durum kan, enfekte materyal veya sıvının sağlam akciğere girmesini önlemek için uygulanmış TAV olgularında yaşam tehdit edici olabilir. [28] 74 19

20 Arteryel embolektomi (Fogarty) kateteri Normal endotrakeal tüple (içinde veya yanında) birlikte bronşiyal bloker olarak ilerletilebilen kateter (3 ml) (Fogarty) kullanlır; kateter içindeki kılavuz yerleştirilmesini kolaylaştırabilir. Bu teknik giderek yaygınlaşmaktadır. Bu aynı zamanda aspirasyona veya izole edilmiş olan akciğerin ventilasyonuna da izin vermez ve kateter kolaylıkla yerinden kayabilir. Fakat bronşiyal blokerler çocuklarda TAV için ve erişkin hastalarda endobronşiyal kanamayı tamponlamak için yararlı olabilir. (Şekil 3). Çok küçük çocuklarda ve bronşial blokerin mevcut olmadığı durmlarda alternatif yöntem olarak düşünülebilir. [28] Univent tüp Şekil 3. Univent tüp, tek lümenli bir tüp kullanılarak akciğer izolasyonu sağlar Univent (Fuji Systems Corp., Tokyo, Japonya), tek lümenli bir endotrakeal tüp ve tüpün duvarında bir kanal içinde hareket edebilen bir endobronşiyal blokerdir (Şekil 3). Trakeanın entübe edilmesinden sonra, bloker manüple edilerek bir bronkoskop yardımı ile istenen ana bronşa ilerletilir.avantajları: tek lümenli bir tüptür, ÇLT ye kıyasla dış çapı daha dardır, postoperatif ventilatuvar destek gerekecek olgularda işlem sonunda tüp değişikliği gerektirmez. Bu, özellikle intübasyonun güç olduğu olgularda, torasik aortik anevrizma cerrahisi veya vertebral kolonda nöroşirürjik girişimler gibi cerrahinin uzun sürdüğü ve fazla sıvı replasmanı yapılan işlemlerde ve havayolu anatomisinin bozuk olduğu olgularda bir avantaj oluşturabilir.blokerin lümeninden akciğeri aspire etmek veya hipoksemi olgularında sürekli pozitif havayolu basıncı (CPAP) uygulamak mümkün olur ancak lümeni dardır.tüp değiştirilmesinin (tek lümenliden çift lümenliye geçiş, mediastinoskopiden sonra torakotomi vb.) güç olacağı olgular veya bilateral akciğer transplantasyonunda ideal bir seçenek olabilir. [28] Dezavantajları ise, doğru pozisyon verilmesi ve pozisyonunun korunması kolay değildir. Dış çapının nispeten büyük olması, cerrahi manüplasyon sırasında blokerin yerinden çıkabilmesi, akciğer izolasyonunun her olguda mümkün olmamasıdır. Bronşiyal blokerin yumuşak yapısı ana bronş içine ilerletilmesi de bazan güç olabilir. Bu durum özellikle sol ana bronş için söz konusudur. Geniş dış çapı bazan kord vokallerin arasından geçirilmesini de zorlaştırabilir.blokörün lümeninin darlığı nedeniyle aspirasyon zorluğu ve deflasyonun tam olması için gereken süre uzundur. Arndt endobronşiyal bloker Bir anestezist olan, Dr. Arndt tarafından icat edilmiştir.zor entübasyonlar için ideal

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA İZOLASYON TEKNİKLERİ

TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA İZOLASYON TEKNİKLERİ TEK AKCİĞER VENTİLASYONUNDA İZOLASYON TEKNİKLERİ DR.TÜRKAN KUDSİOĞLU SİYAMİ ERSEK GÖĞÜS KALP DAMAR CERRAHİSİ MERKEZİ EAH İSTANBUL TAV; Ventilasyonun yalnızca bir akciğere yönlendirilmesi Kesin Endikasyon;

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna Ameliyatın Riski Ameliyatın Riski Major akciğer ameliyatı yapılacak hastalarda risk birden fazla faktöre bağlıdır. Ameliyatın Riski

Detaylı

MEKANİK VENTİLASYON - 2

MEKANİK VENTİLASYON - 2 MEKANİK VENTİLASYON - 2 DR. M. ŞÜKRÜ PAKSU ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ Endotrakeal entübasyon endikasyonları Tüp seçimi Başlangıç ayarları Mod seçimi Özele durumlarda mekanik

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

Pnömonektomi ve Modifikasyonları Akif Turna

Pnömonektomi ve Modifikasyonları Akif Turna Pnömonektomi ve Modifikasyonları Akif Turna 18 Ocak 12 Çarşamba Pnömonektomi Pnömonektomi Her ne kadar yapılma oranı giderek oranı azalıyor olsa da her zaman yapılmaya devam edilecek bir işlemdir. 18 Ocak

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Entübasyon sonrası trakeal rüptür: 5 olgu Gönül Sağıroğlu*, Tamer Sağıroğlu**, Burhan Meydan*, Çağatay Tezel*

Entübasyon sonrası trakeal rüptür: 5 olgu Gönül Sağıroğlu*, Tamer Sağıroğlu**, Burhan Meydan*, Çağatay Tezel* Entübasyon sonrası trakeal rüptür: 5 olgu Gönül Sağıroğlu*, Tamer Sağıroğlu**, Burhan Meydan*, Çağatay Tezel* * SB Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi-İstanbul

Detaylı

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal ileri evre akciğer kanserli olgularda cerrahi tedavi, akciğer rezeksiyonu ile birlikte invaze olduğu organ ve dokuların rezeksiyonunu

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİNDE TEMEL KAVRAMLAR ÖĞRENİM HEDEFLERİ SFT parametrelerini tanımlayabilmeli, SFT ölçümünün doğru yapılıp yapılmadığını açıklayabilmeli, SFT sonuçlarını yorumlayarak olası tanıyı

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları. Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları. Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Temel Solunum Fonksiyon Testi Uygulamaları Dr. Şermin BÖREKÇİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Solunum fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılan testler nelerdir? Solunum

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Doç Dr Tunçalp Demir

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ. Doç Dr Tunçalp Demir SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ Doç Dr Tunçalp Demir SFT-SINIFLANDIRMA A-)Spirometrik inceleme 1. Basit spirometri 2. Akım-volüm halkası a)maksimal volenter ventilasyon (MVV) b)reversibilite c)bronş provokasyonu

Detaylı

Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları

Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları Prof. Dr. Murat Duman Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Acil Bilim Dalı Dr.E.Ulaş Saz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı

Oksijen tedavisi. Prof Dr Mert ŞENTÜRK. İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı Oksijen tedavisi Prof Dr Mert ŞENTÜRK İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilimdalı OKSİJEN TEDAVİSİ Kime uygulanmalı? Endikasyonlar? Kaç litre? Ne şekilde? Kime uygulanmalı? Gereksinimi

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

ANESTEZİ. Dr. Süleyman GANİDAĞLI. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji A.D.

ANESTEZİ. Dr. Süleyman GANİDAĞLI. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji A.D. TORAKS CERRAHİSİ İÇİN ANESTEZİ Dr. Süleyman GANİDAĞLI Tıp Fakültesi Anesteziyoloji A.D. TORASIK ANESTEZİ Fizyolojik Özellikler Hastanın yan yatırılması Lateral dekubit Toraksın açılması Açık pnömotoraks

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 PREOPERATİF BAKIM ve Hazırlık 2 Genel olarak, planlanmış ameliyat için hazırlık üç aşamada uygulanır: Hastanın

Detaylı

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi)

PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Solunum yetmezliği Mustafa Bey (66y) Ayşe Hanım (34 y) ph= 7.24 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 89 mmhg FiO 2 =.33 (Venturi) ph= 7.42 PaO 2 = 66 mmhg PaCO 2 = 31 mmhg FiO 2 =.70 (Venturi) Ayşe Hanım Sekreter,

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum sistemi kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini oluşturabilecek şekilde özelleşmiş bir sistemdir. Solunum sistemindeki

Detaylı

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Giriş ve Amaç

Detaylı

Solunum Fonksiyon Testleri. Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları

Solunum Fonksiyon Testleri. Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Fonksiyon Testleri Prof Dr Mustafa Erelel İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Fonksiyon Laboratuvarı Göğüs Hastalıklarının En Gürültülü Yeri İyi ventile edilmiş Nem %2080 Isı 1430

Detaylı

Hazırlayan Kontrol Eden Onaylayan

Hazırlayan Kontrol Eden Onaylayan KODU: SYB.PR.76 YAYIN TA: 10.10.2017 REVİZYON TA:-- REVİZYON NO:00 Sayfa 1 / 5 1. AMAÇ: Yoğun Bakım da hastaların güvenli bir şekilde kabul edilmesinden, Yoğun Bakım da hastanın çıkışına kadar olan sürede

Detaylı

Solunum: Solunum sistemi" Eritrositler" Dolaşım sistemi"

Solunum: Solunum sistemi Eritrositler Dolaşım sistemi Solunum Fizyolojisi Solunum: O 2 'nin taşınarak hücrelere ulaştırılması, üretilen CO 2 'in uzaklaştırılması." Bu işlevin gerçekleştirilebilmesi için üç sistem koordinasyon içinde çalışır:" " Solunum sistemi"

Detaylı

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Mekanik Ventilasyon Takibi Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Amaç Bu sunumda; Mekanik ventilasyon (MV) uygulaması sırasında takip edilmesi gereken parametreleri ve ortaya çıkması muhtemel

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU Dr. Gökhan Kırbaş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi TORAKS DERNEĞİ UYKU BOZUKLUKLARI ÇALIŞMA GRUBU MERKEZİ KURSLAR

Detaylı

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması Dr. Ahmet U. Demir Solunum fizyolojisi Bronş Ağacı Bronş sistemi İleti havayolları: trakea (1) bronşlar (2-7) non respiratuar bronşioller (8-19) Gaz değişimi: respiratuar

Detaylı

HASTA-VENTİLATÖR UYUMSUZLUĞU

HASTA-VENTİLATÖR UYUMSUZLUĞU HASTA-VENTİLATÖR UYUMSUZLUĞU Prof. Dr. Arzu Topeli İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları YBÜ TTD Kongresi 2008 GÜNÜMÜZÜN MODERN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ Solunum terapisti ventilatöre, hemşire

Detaylı

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Doç.Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi Doç.Dr. Akif Turna Küçük Hücre-Dışı

Detaylı

Temel SFT Yorumlama. Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

Temel SFT Yorumlama. Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD Temel SFT Yorumlama Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD SPİROMETRİ ENDİKASYONLARI A. Semptom, bulgu veya anormal laboratuar sonuçları varlığında akciğer hastalığı tanısını doğrulamak

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Künt Toraks Travmaları Ülkemizde künt toraks travmaları trafik kazalarına ve yüksekten düşmelere bağlı daha sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Travmaya

Detaylı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı PULMONER HİPERTANSİYONUN YBÜ de TEDAVİSİ Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı YBÜ-pulmoner hipertansiyon PULMONER VENÖZ HİPERTANSİYON

Detaylı

Hipoksik Pulmoner Vazokonstriksiyon YOKTUR klinikte çok da önemi

Hipoksik Pulmoner Vazokonstriksiyon YOKTUR klinikte çok da önemi Hipoksik Pulmoner Vazokonstriksiyon YOKTUR klinikte çok da önemi Mert Şentürk İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çıkar ilişkim yoktur Plan Hipokseminin nedenleri (torasik anestezide / genelde)

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu KPR esnasında oksijenizasyon Arrest olmuş dolaşım için hem ventilasyon hem de gaz değişimi gerekli olup bu sırada perfüzyon sağlayan bir ritim oluşturulmaya çalışılır Dolayısıyla

Detaylı

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ DOÇ. DR. ARİF DURAN ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Bronkoskopi nedir? Solunum yollarının endoskopik olarak incelenmesi Bronkoskop çeşitleri

Detaylı

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam Olgu Sunumu Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Özkan Saydam 26 yaş erkek hasta Şikayet: Nefes darlığı, kanlı balgam Fizik Muayene: Stridor, inspiratuar ronküs

Detaylı

KOAH lı Hastada Preoperatif Değerlendirme. Dr. Baykal Tülek Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı

KOAH lı Hastada Preoperatif Değerlendirme. Dr. Baykal Tülek Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı KOAH lı Hastada Preoperatif Değerlendirme Dr. Baykal Tülek Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı KOAH ve Akciğer Kanseri Önde gelen mortalite ve morbidite nedenleri Benzer

Detaylı

Endotrakeal Entübasyon

Endotrakeal Entübasyon Endotrakeal Entübasyon Hazırlayan Doç. Dr. Erkan GÖKSU Yönetiminin amacı Primer amaçlar: bütünlüğünü korumak Oksijenizasyonu sağlamak Ventilasyonu sağlamak Aspirasyonu engellemek Sekonder Resüsitasyon

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan PhD Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 11. yıllık kongresi Antalya 2008 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

Endobronşiyal Brakiterapi

Endobronşiyal Brakiterapi Endobronşiyal Brakiterapi Doç. Dr. Tuncay Göksel Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Brakiterapi Braki: Kısa mesafe (Yunanca) Radyoaktif kaynakların doğrudan tümör içine veya

Detaylı

VENTİLATÖR KULLANIMI. Doç.Dr.Nurdan URAŞ. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

VENTİLATÖR KULLANIMI. Doç.Dr.Nurdan URAŞ. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği VENTİLATÖR KULLANIMI Doç.Dr.Nurdan URAŞ Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği Mekanik Ventilasyonun Amaçları Yeterli gaz değişimini sağlamak Akciğer hasarı riskini

Detaylı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI UZMANLIK EĞİTİM (İHTİSAS) DERSLERİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM

Detaylı

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Doç. Dr. Tuncay Göksel Ege Ü.T.F. Göğüs Hast. A.D. SONUÇ Konuşması Yöntemi Toraks Derneği Akciğer ve Plevra Maligniteleri Rehberi 2006 + Kurs Konuşmaları Prognozu

Detaylı

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİ. Dr. Levent Cem MUTLU Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD

SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİ. Dr. Levent Cem MUTLU Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ DEĞERLENDİRMESİ Dr. Levent Cem MUTLU Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Spirometri üç temel ölçümü sağlar: FVC ( Zorlu vital kapasite) FEV1 (bir saniyedeki

Detaylı

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı. aturna@istanbul.edu.tr

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı. aturna@istanbul.edu.tr Pnömotoraks Akif Turna! Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı aturna@istanbul.edu.tr! Sunum Sırası Pnömotoraksın tanımı ve sınıflandırılması Tedavi (Konservatif ve Cerrahi tedavi) Bilateral

Detaylı

VENTİLATÖR GRAFİKLERİ NASIL YORUMLANIR?

VENTİLATÖR GRAFİKLERİ NASIL YORUMLANIR? VENTİLATÖR GRAFİKLERİ NASIL YORUMLANIR? Doç. Dr. N. Defne Altıntaş Ankara Üniversitesi İç Hastalıkları AD, Yoğun Bakım BD Mart 2017 defne98hac@yahoo.com Ventilatör Grafikleri Dalga form grafikleri: Basınç

Detaylı

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul.

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul. Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu 26-27 Şubat 2010, İstanbul Weaning MV desteğinin kademeli olarak azaltılıp, hastanın ventilasyonu üstlenmesi sürecidir. Weaning MV süresinin % 40 ı Nozokomiyal

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 Trakea Rüptürü Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 1 Klinik Öykü Ş.Ş., 75 yaş, erkek, Asenden Aort Anevrizması

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği. Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Konjestif Kalp Yetmezliğinde Solunum Desteği Uzm. Dr. Nil ÖZYÜNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Solunum yetmezliği ile başvuran dekompanse kalp yetmezliği hastası 76 yaşında,

Detaylı

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ RESİRKÜLASYON NEDİR? Diyaliz esnasında, diyaliz olmuş kanın periferik kapiller dolaşıma ulaşmadan arter iğnesinden geçen

Detaylı

MEKANİK VENTİLATÖRLERDE BASINÇ-VOLUM EĞRİSİ

MEKANİK VENTİLATÖRLERDE BASINÇ-VOLUM EĞRİSİ MEKANİK VENTİLATÖRLERDE BASINÇ-VOLUM EĞRİSİ İnspiratuvar direnci arttıran durumlar: Entübasyon tüpünün bükülmesi Hastanın tüpü ısırması Ekspiratuvar direnci arttıran durumlar: Sekresyonlar Bronkospazm

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ 19/11/2015 SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI

SOLUNUM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ 19/11/2015 SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI SOLUNUM SİSTEMİ MEKANİZMASI VE FİZYOLOJİSİ FİZYOLOJİSİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Canlılığın sürdürülebilmesi için vücuda oksijen alınması gerekir. Solunumla alınan oksijen, kullanılarak metabolizma sonucunda karbondioksit açığa

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı KOAH Zararlı gaz ve partiküllere karşı havayolları ve akciğerin artmış kronik inflamatuar yanıtı ile ilişkili ve genellikle ilerleyici özellikteki kalıcı hava akımı

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 9. yıllık kongresi Antalya 2006 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Dr.Levent Alpay Süreyyapaşa Egitim vearaştırma Hastanesi Mart

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

Dr. Aydın Şanlı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi A.D izmir

Dr. Aydın Şanlı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi A.D izmir Dr. Aydın Şanlı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahi A.D izmir Akciğer tümörleri içinde nöroendokrin tümörler histokimyasal ve immünolojik paternleri benzer özellikte olup, klinik davranışları

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI DÖNEM-V DERS PROGRAMI TEORİK DERSLER: 1- Toraksın cerrahi anatomisi (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 2- Göğüs cerrahisinde invaziv tanı yöntemleri (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 3- VATS (Video yardımlı torakoskopik

Detaylı

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zor entübasyon Birçok başarısız entübasyon denemesi olarak tanımlanabilir. (ASA)

Detaylı

ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu. Prof. Dr. Yalım Dikmen

ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu. Prof. Dr. Yalım Dikmen ARDS Akut Sıkıntıılı Solunum Sendromu Prof. Dr. Yalım Dikmen ARDS nin Önceki İsimleri Şok akciğeri Islak akciğer Da Nang akciğeri Pompa akciğeri Hyalen membran hastalığı Artmış permeabilite akciğer ödemi

Detaylı

Kor Pulmonale hipertrofi dilatasyonu

Kor Pulmonale hipertrofi dilatasyonu KOR PULMONALE Kor Pulmonale Kronik Kor Pulmonale ; Akciğer, göğüs duvarı veya solunum merkezi patolojileri sonucunda oluşan sağ ventrikül hipertrofi ve/veya dilatasyonudur. Kronik akciğer hastalıkları

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 1. YIL ilk yarıyıl (güz dönemi) BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 09.00-09.50 SHMY101 ANES-101 ANES-101

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Sibel KÜÇÜK Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Solunum Sistemi Hastalıklarında Evde Bakımın Amacı Progresyonu önlemek,

Detaylı

Pediatrik Havayolu Yönetimi

Pediatrik Havayolu Yönetimi Plan Giriş Pediatrik Havayolu Yönetimi Anatomik farklılıklar Anormal pediatrik havayolu Pediatrik havayolunun değerlendirilmesi Havayolu ekipmanları Akdeniz Üni. Tıp Fak. Acil Tıp A.B.D. Dr. Murat BERBEROĞLU

Detaylı

Öğrenim Hedefleri; Havayolu tıkanıklığının nedenleri ve ne şekilde havayolunun açılabileceğini. Havayolunu açma manevralarını

Öğrenim Hedefleri; Havayolu tıkanıklığının nedenleri ve ne şekilde havayolunun açılabileceğini. Havayolunu açma manevralarını Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Havayolu Tıkanıklığı Havayolu Tıkanıklığının Tanınması Havayolu Açma Yöntemleri İleri Havayolu Sağlama Yöntemleri Laringeal Maske (LM) Kombitüp Trakeal Entübasyon anlatılacaktır.

Detaylı

Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar. Rıfat Özacar İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar. Rıfat Özacar İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar Rıfat Özacar İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Rezeksiyonlarında Pulmoner Komplikasyonlar Postpnömonektomi akciğer

Detaylı

PULS-OKSİMETRİ. Dr. Necmiye HADİMİOĞLU. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

PULS-OKSİMETRİ. Dr. Necmiye HADİMİOĞLU. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı PULS-OKSİMETRİ Dr. Necmiye HADİMİOĞLU Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Puls oksimetre, Pulsatil atımı olan arterlerdeki farklı hemoglobinlerin ışık emilimlerini

Detaylı

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması Bölüm 11 Astım ve Cerrahi İşlemler Astım ve Cerrahi İşlemler Dr. Gözde KÖYCÜ ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Astım hastalarının hava yollarındaki aşırı hassasiyet, hava akım kısıtlanması ve aşırı mukus salgılanması

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? Prof.Dr. Batuhan Özay İstanbul MedicineHospital, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kapak hastalıkları hastalığın başvuru anındaki ciddiyeti ve hasta profiline

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1 YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1 BAŞVURU ÖZELLİKLERİ 28 yaşındaki gebe suyunun gelmesi nedeniyle acil servise başvurdu. İlk gebelik, gebelik takipleri yok Gebelik yaşı 39 hafta Amniyon

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kan Gazı Nedir? Kanın a s i t ve b a z d u r u m u n u b e l i r l e m e a m a c ı y l a kan gazı değerlerinin belirlenmesi gerekir. Ortaya çıkan

Detaylı

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Kardiyovasküler olaylar tüm dünyada en önemli ölüm nedenidir. İnsan ömrünün uzaması kardiyak sorunu olan

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

Postüral Drenaj Uygulama

Postüral Drenaj Uygulama Postüral Drenaj Uygulama AMAÇ Akciğerlerdeki sekresyonun yer çekimi yardımıyla drenajının gerçekleştirilmesidir. TEMEL İLKELER Spontan solunumda veya ventilatöre bağlı hastada akciğerlerin tüm bronş ve

Detaylı

Kritik hasta KRİTİK HASTA TAKİP PARAMETRELERİ. Kritik hasta takip parametreleri. Kritik hasta takip parametreleri. Kritik hasta takip parametreleri

Kritik hasta KRİTİK HASTA TAKİP PARAMETRELERİ. Kritik hasta takip parametreleri. Kritik hasta takip parametreleri. Kritik hasta takip parametreleri Kritik hasta KRİTİK HASTA TAKİP PARAMETRELERİ Acilin sık karşılaşılan hasta grubudur. Hastane yatak problemleri, acil hekimini bir süre bu hastaları takip zorunda bırakır. DOÇ.DR. ABDÜLKADİR GÜNDÜZ KTÜ

Detaylı

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Primer spontan pnömotoraks

Detaylı

www.travma.org TORAKS TRAVMALARI Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği Travma ve Resüsitasyon Kursu (TRK)

www.travma.org TORAKS TRAVMALARI Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği Travma ve Resüsitasyon Kursu (TRK) TORAKS TRAVMALARI Amaçlar İlk muayene sırasında yaşamı kesin tehdit edici yaralanmaların saptanması ve tedavisi İkincil muayene sırasında gözlenen ve potansiyel olarak yaşamı tehdit edici yaralanmaların

Detaylı

Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi

Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Pediatrik İleri Yaşam Desteğine Giriş Çocuklarda Kardiyopulmoner Arrestin Engellenmesi; Damar Yolu Erişimi Sıvılar ve ilaçlar Defibrilatörler Öğrenim Hedefleri; Pediatrik

Detaylı

AKCİĞER GRAFİLERİ. Dr. Özlem BİLİR RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP A.D.

AKCİĞER GRAFİLERİ. Dr. Özlem BİLİR RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP A.D. AKCİĞER GRAFİLERİ Dr. Özlem BİLİR RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ ACİL TIP A.D. HEDEFLERİMİZ!!! Radyolojik anatomi, Değerlendirme, Pozisyonlar, Teknik, Lezyonlar ve radyografik örnekleri Akciğer Grafisi;

Detaylı

KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİNDE TANI VE EPİDEMİYOLOJİ. İNT. DR. BURCU TURAN Nisan 2014

KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİNDE TANI VE EPİDEMİYOLOJİ. İNT. DR. BURCU TURAN Nisan 2014 KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİNDE TANI VE EPİDEMİYOLOJİ İNT. DR. BURCU TURAN Nisan 2014 EPİDEMİYOLOJİ Akciğer kanseri, günümüzde, kadınlarda ve erkeklerde en sık görülen ve en fazla ölüme yol açan

Detaylı

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI ÖĞRENME HEDEFLERI PA AC grafisi çekim tekniği Teknik değerlendirme Radyolojik anatomi Radyolojik

Detaylı