ISBN :
|
|
- Gözde Çalış
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1
2 ISBN : Baskı Tasarım : İmak Ofset Basım Yayın Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Atatürk Cd. Göl Sk. No:1 Yenibosna, Bahçelievler / İSTANBUL Tel: Sertifika No : : Prestij Grafik, Reklamcılık Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Nurullah KARADEMİR, Saliha KAHRAMAN, Elif TAK Atatürk Cd. Göl Sk. No:1 Yenibosna, Bahçelievler / İSTANBUL Tel: Kapak Resmi : Ayşe Denizli Baskı Tarihi : Ekim 2013 Bu kitabın yayın hakları Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi ne ve hazırlayanlara aittir. İzinsiz, kısmen veya tamamen çoğaltılıp yayınlanamaz.
3 ÖNSÖZ Evren atomlardan değil, hikâyelerden meydana gelmiştir. diyen M. Rukeyser, bu sözüyle hikâyenin müthiş gücüne dikkat çeker. Hikâyelerimiz hayatlarımızdır. Hüzünlerimiz, acılarımız, küçük sevinçlerimiz ve heyecanlarımız gizlidir içlerinde. Bizi biz yapar öykülerimiz, hayatı öğretir. Hastalıkların da hikâyesi vardır. Daha çok anlayış, daha çok ilgi, daha çok özen görmek isteyen hassas ve kırılgan insanlar vardır bu öykülerde. Hastalık hikâyeleri çok şey öğretir bizlere. Bu gerçeğin bilincinde olan Doktor Latham Hastalarımız bizlere kitaplarımızdan daha çok şey öğretir. diyerek tıp bilimine farklı bir bakış açısı getirmeye çalışmış ve hastalık hikâyelerinin tıp eğitimini tamamlayıcı bir unsur olduğunu ifade etmiştir. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığı ile üniversitenin Kültür-Sanat ve Edebiyat Kulübü öğrencilerinin birlikte düzenlediği Hastalık Hikâyem adlı ödüllü yarışma, hem sağlık çalışanlarını hem de hikâyelerini paylaşmak isteyenleri bir araya getirdi. Yarışmaya 61 ilden 2 ay içerisinde gönderilen 438 hikâye ön jüri üyeleri Yrd. Doç. Dr. Cemil Gülseren, Uzm. Dr. Atilla Özcan, Öğr. Gör. Salim Durukoğlu, Öğr. Gör. Hümeyra Yuva ve Kevser Akın tarafından değerlendirilerek jüri üyelerine sunuldu. Prof. Dr. Mukaddes Eşrefoğlu, Prof. Dr. Mahmut Kaplan, Prof. Dr. Hasan Kavruk, Prof. Dr. Nil Sarı, Prof. Dr. Cengiz Yakıncı, Yrd. Doç. Mehmet Emin Ağar ve Yrd. Doç. Mahmut Gürgan ın bulunduğu jüri, hikâyelerin son değerlendirmelerini yaparak dereceleri belirledi. Birinciliği Bir Dilek Tut hikâyesiyle Dr. Halil Buluç, ikinciliği Vâde ve de Vedâ hikâyesiyle Kaya Uluata, üçüncülüğü Atrial Septal Defekt hikâyesiyle İlkiftar Ezberci alırken; Jüri Özel Ödülünü Son Eylül Akşamı hikâyesiyle Tamer Kütükçü aldı. III
4 Yeşilay Özel ödüllerinin de verildiği yarışmada Oğuzhan Durgan Madde Bağımlılığı Ruhun AIDS Olmasıdır, Önder Kurt Bir Nevi İntihar ve Prof. Dr. Göknur Aktay Ödünç Morfin adlı hikâyeleriyle ödüle layık görüldüler. Yarışmada derece alanlara ödülleri 14 Mart 2013 tarihinde Bezmiâlem Vakıf Üniversitesinde düzenlenen Tıp Bayramı etkinliğinde takdim edildi. Elbette ki bu projede asıl amaç insanları yarıştırmak değildi. Hastalıkları hikâye yoluyla anlatma fikrini bir yarışma yoluyla insanlara duyurmak, bu sayede daha güzel hikâyelerin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Yarışmaya gönderilen hikâyelerin 87 adedini Hastalık Hikâyem I ve Hastalık Hikâyem II olmak üzere iki kitap halinde sizlerle buluşturuyoruz. Yarışmaya, hikâyenin sıcaklığına kucak açan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Akça ya, Mütevelli Heyeti Üyelerine, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Ahmet Belce ye, Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Dik e ve yarışmaya hikâyeleriyle katkı veren tüm katılımcılara, emeklerini esirgemeyerek hikâyeleri değerlendiren ön jüri ve jüri üyelerine, emeği geçen üniversite çalışanlarına sağlık eğitimine verdikleri katkılardan dolayı teşekkürlerimizi sunuyor, yarışmamızın başladığı günden bugüne proje için bizlerden desteklerini esirgemeyen Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Tüzgen e şükranlarımızı iletiyoruz. Elbette başlanılan bir işi sonuçlandırmak yapılan işi taçlandırır. Yarışmanın sonucunu görmek şüphesiz ki bizleri mutlu ediyor ancak hastalık hikâyelerini konu alan yarışmaların bir sona bağlanmadan, kısa sürede tüketilen bir fikir olmadan, giderek yaygınlaşmasını ümit ediyoruz. Tıp eğitimine katkı sunduğunu düşündüğümüz bu hikâyelerin eğitim dışında hasta, hasta yakını ve sağlık çalışanlarının ilişkilerini istenilen düzeye getireceğine, daha da geliştireceğine de inanmaktayız. Hep birlikte daha iyiye, daha güzele ulaşmak dileğiyle Prof. Dr. Cengiz Yakıncı Prof. Dr. Hasan Kavruk IV
5 SUNUŞ Doktor olmak daha ilk adımı olan kayıt gününden sonra hastaları dinlemektir. Onlarla yaşamaktır. Onları anlamaya çalışmaktır. Anlamanın yollarından en etkilisi ise; onun haliyle hâllenmektir. Nasraddin Molla nın vecizesiyle Damdan düşeni anlamak için damdan düşen olmaktır. Bazen hastalar hekimin kendisine vakit ayırmadığından, kendilerini ifade edemediklerinden bahseder. Bazen de hekimler vakit verilse de hastaların kendilerini ifade edemediklerinden yakınırlar. Biz bu eserde fırsat verilirse hastalara kendilerini, yaşadıklarını nasıl edebi ve etkili anlatabildiklerini, hislerini aktarırken bizi nasıl hislendirebildiklerini gördük. Okurken zaman zaman gözyaşlarınızı tutmakta zorlanacağınız bu hikâyelerin her biri bir roman veya tiyatro eseri olabilecek niteliktedir. Hepimiz ya hastayız ya hasta yakını ya da tedavi ediciler. Bu hikâyelerden hepimizin öğreneceği çok şey var. Oku, Şayet Sana Bir Hisli Yürek Lazımsa Oku, Zira Onu Yazdım İki Söz Yazdımsa M. Akif Şiir tadında hikâyelerle her zamankinden daha çok hisli yüreğe ihtiyacımız olan çağımızda size de bir şeyler sunabilirsek bahtiyar olacağız. Prof. Dr. Saffet Tüzgen Rektör V
6
7 Kusursuz Teslimiyet... Bir hastalık hikâyesi paylaşmak istiyorum sizlerle Başına benim kelimesini bir türlü ekleyemediğim bir hikâye yalnızca... Şaşkınlığı, çaresizliği, tevekkülü böylesine yakından tanımadığım, tanıtamayacağım bir hikâye Uzun cümleler kurmayacağım, sitemler dinlemeyeceksiniz. İnsanın kendisini anlatması güçtür. Bir başkasından bekleriz hep bizi dile getirmesini... Yaşanan bir hastalıksa anlatması daha da zordur. Cümlelere sığmazmış meğer gücünü yitirmiş parmakların dile getirdikleri... Hasta olduğumu ilk öğrendiğim günü anımsıyorum... Çok güvendiğim, aynı zamanda dostum olan doktorumun yanılmış olduğuydu ilk düşündüğüm. Hayır, hasta ben olamazdım, o yanılmış olmalıydı. Şimdi anlıyorum ki pek çok kanser hastasının hikâyesi bu duygu ile başlıyormuş. Ansızın çıkıp gelen bir haber kolay kolay kabul edilemiyormuş Ve siz kabul etmek istemedikçe sonu gelmeyen kontrollerle devam ediyor yaşadıklarınız. Bir kez daha, bir kez daha diyerek her seferinde bir umudu tazeleyip sonucu değişmeyen tahliller yaptırıyorsunuz. Ve her seferinde bir kez daha sukutu hayale uğrasanız da güçlü durabilmeyi başarıyorsunuz. Tabii ki soruyor insan, neden ben? Nerede hata yapmış olabilirim? Önce kendimde arıyorum suçu Sonra çevreme bakıyorum; benden önce yıkılıp gidenleri izlemenin güçlüğü çöküyor omuzlarıma. Eşim, evlatlarım, sevdiklerim VII
8 Kendimi yorduğumu, stresli bir hayat yaşadığımı söylüyor herkes. Bense zaten derin bir sorgudayım. Yaşadıklarım, belki de hiç yaşayamayacaklarım dahi sorguya çekiyor beni. Kendim değil, beni de sevdiklerim yordu en çok. Güçlü durmayı öğrettikleriniz yıkılınca, size daha da dik durmak yakışıyor. Hesaplar değişiyor Yaradan ile pazarlık zamanı başlıyor sonra. Bu hastalıktan kurtulursam Rabbim, iyi bir kul olacağım, iyi bir eş, iyi bir evlat, iyi bir kardeş İyi olabileceğim ne varsa hayatımda Huzurun kollarında buldum kendimi her dua edişimde. Hastalığın kendi bir çaresizlik de olsa ne fark eder? Şifasını yayıyor gönlünüzdeki çarenin sahibi. Sonra ne kadar gecikmiş olduğunuzun hesabı başlıyor. Kendinize usulca soruyorsunuz ne kadar ömrünüzün kaldığını. İşte bir doktorun hastalık hikâyesi şimdi başlıyor Reçete yazamıyorsunuz kendinize. Hastanıza nasihatlerde bulunduğunuz zamanlardaki gibi soğukkanlı çıkmıyor sesiniz. Şimdi daha iyi anlıyorsunuz hastalarınızı. Yaşamadan öğrenilemeyen duygular geçmiş karşınıza kitaplardan öte olduklarını fısıldıyorlar arsızca. Tetkikler ve araştırmalar sarıyor etrafınızı. Sizin için yapılabilecek ne varsa yapılıyor. Muayeneler, konsültasyonlar, tedavi planları İnanın bu yapılan her şey sizi daha da yoruyor. Tetkiklere girmek ve sonuçları beklemek yeni bir sabaha yalnızca yeni yorgunluklar ekleyerek uyanmak demek. Kendinizi düşünmeye vakit bulamıyorsunuz, sevdikleriniz ayrılmıyor çünkü gözünüzün önünden. Evlatsınız, ama şimdi babalık yapmanız gereken anneniz babanız geliyor aklınıza. Ya çocuklarınız Henüz upuzun yıllar var önlerinde size ihtiyaç duydukları. Tüm bunlarla didişirken yüreğiniz, teselli cümleleri yetişiyor imdadınıza. Çünkü seviyorsunuz, inanıyorsunuz. Yolculuğun VIII
9 ondan başlayıp, dönüşün yine ona olduğunu çok şükür ki biliyorsunuz. Ondan başka hiçbir kapı yok ki çaldığınızda sükûnet denizini kucaklayasınız. Dua teknesine sımsıkı tutunmuşken siz, dalgalar çığ gibi büyüdüğünde de, emin olun, kıyıya varıyorsunuz. Ama neticede siz bir doktorsunuz. Hasta olmak en çok size yakışmıyor. Her gün hastalara söylediğiniz uzan, üstünü çıkar komutları bu kez size söyleniyor. Bir yanlışlık olmalı diyorsunuz. -Bu hemşire hanımlar da mı burada kalacaklar? -Biz alışkınız hocam diyorlar naifçe. - Siz alışkınsınız da ben alışık değilim burada yatmaya, diyemiyorsunuz. Yetmiyor gücünüz, kalkmıyor kolunuz, yetişmiyor yüreğiniz... Sonuçlar taşınıyor şimdi başka başka doktorlara. Hayatta hiçbir şeyden kaçılmıyor. Yaşayacaklarımızı biz asla planlayamıyoruz. Ne kadar düz, ne kadar yalın gelirdi bana bu cümleler. İşte aynen böyledir yaşanılan. Ya güçlü olmayı öğretir size ya da sorgulara sığınmayı. Ben güçlü olmayı seçtim hastalığımda Şimdi daha iyi anlamayı öğrendim hastalarımı. Ameliyat kararı kesinleşiyor önce. Sonra nerede ameliyat olacağınız tartışılıyor. Asil ve asıl dostlarınız yalnız bırakmıyor sizi asla. Maddi boyutunu göğüsleyip istediğiniz yerde tedavi ettirmeyi öneriyorlar. O anda maddi durumu iyi olmayan hastaların çaresizliği düğümlüyor boğazımı. Ve çok şükür Rabbim diyorum kendi kendime Onlar yüreklendirirken sizi, doktor da nasıl hasta olurmuş diyenlerin sözleri boğuyor öte yandan. Tüm sevdikleriniz, hatta belki artık sizi sevmediklerini düşündükleriniz çıkıp geliyor yanınıza. Tabii ki dualar peşi sıra. Hasta olmanın güzel bir yanını buluyorsunuz. Kalbinizde hiç bir küslük asılı kalmıyor. IX
10 Ve ameliyat günü geliyor. Önce köşe bucak kaçan gözlerle buluşuyor gözleriniz. Sizin kaçırma şansınız yok gözlerinizi artık, çünkü biliyorsunuz belki, bu sizin onlarla buluşmak için son şansınız. Ameliyata girmeden önce doktorlarımdan bir şey rica ettiğimi hatırlıyorum. Hayatımın her aşamasında mahremiyet duygusuna çok önem vermiş biri olarak bana bu konuda yardımcı olmalarını istedim. Prostat ameliyatı için belki de ne denli çaresiz bir istek olduğunu hiç düşünmeden. Çok emin ellerde olduğumu biliyordum yalnızca. Ameliyat odasının o buz gibi masasında ilerlerken Allah ın takdirinden başka bir şey almamıştım yanıma. Her şeyimi ona emanet ederek El Mukadder La Yugayyer ilahi kuralına boyun eğmiştim 50 yıldır. Bu takdirle sığındığım liman sakinleştirmişti beni ameliyat masasında Ve gözlerimi açtığımda yaşayıp yaşamadığımdan emin değildim. Adeta bir kuş gibi hafiflemiştim. Dünyanın ne kadar boş olduğunu ve bir gün mutlaka çıkacağım son yolculuğumun da bu kadar kolay başlamasını ve uyanacağım ebedi dünyaya böyle bir kuş gibi hafiflemiş olarak adım atabilmeyi arzu ettim yalnızca Otuz sekiz yıllık meslek hayatımda dinlediğim pek çok hastalık hikâyesini yeniden dinlemeye hazırım şimdi. Yüreğe ağır gelen bir hikâyeyi yaşamışım bir kere, bundan gayrı yalnızca dost olmak düşer sevdiklerimle Prof. Dr. Saffet TÜZGEN X
11 İÇİNDEKİLER Refakatçi Seher Keçe Türker... 1 Arsız Arkadaşım Tuba Karadağ... 7 Kolu Kopan Kahraman İşçi Dr. Çetin Duygu Kader Dr. Özgü Suna Celiloğlu Kemik Toprağına Kalsiyum Ağacı Dikiver Mine Ergen Çer Azrail Kaç Kere Geldi Sayamadım Dr. Behice Han Almiş Izdırap Mine Taşdemir Hastalığın Rengi Sevim Doruk Kumdan Kaleler Hümeyra İrem Çetinel Unutma Beni Nazlı Saluk Hayatın Faturası Çene Eklemine Kesilsin Çiçek Kıral Gizlemek ve Özlemek Duygu Biricik XI
12 Ben ve Büyük İskender Mehmet Aslancan Enkaz Emir Levent Kaçar Çocuğuma Dokunamazsınız Dursaliye Şahan Yeniden Doğuş: Şizofreni Mine Yaldız Beyaz Giyinen Kadın Mehmet İkbal Şahin Aliye Dr. Jale Akgöl Size Dünyanın Servetini Versem Bana Onun Sağlığını Verebilir misiniz? Sengül Bagçi Epilepsi ve Ben Fatih Güler Deva nın Vuslat ı Aynur Doğan Bu da Geçer Ya Hu Ayşenur Kaya Asla Vazgeçmem Havva Nur Doğan XII
13 Bir Avuç İğde Mehtap Tetik Korkma Ben Yokum Ömer Faruk Özçelep On Yıllık Kar Burak Çavuş Unutmamak İçin Değil, Unutmak İçin Yazmalıyım! Sevil Yücel Hep Dilimin Ucundadır Hayat Muhammet Bingöl Gitmeli Fatih Yıldız Yüreğine El Değen Dedem Mustafa Ege Çalışkan Down Sendromu Gülay Kocakaplan Davetsiz Misafir Mine Özsoy Ekmek Yoksa Pasta da Yok Abdullah Fatih Sofuoğlu Haydi, Şizofrencilik Oynayalım Mavi Tuğba Ateş Doğuştan Deli Bahadır Karaman XIII
14 Suskun Mahal Sena Özşimşir Gamzedeyim Deva Bulmam Anıl Can Uğuz Seni Görmek İstemiyorum Nurgül Karakurt Bir Pencere Aç Hayata! Dr. Halime Ermiştekin Kaplumbağa Kız Murathan Çarboğa Keşkelerle Dolu Çocukluğum Gamze Kılıç Şaşılık Zeynep Yiğit Ben Ölmedim Elif Pınar Ertekin Unutulmayan Hande Kuşuluoğlu Bay Mc Ardle Abdurahim Ayar Panik Radar Yeşim Birinci Karnımda Atan Kalp Özlem Demirbaş XIV
15
16
17 Refakatçi REFAKATÇİ Seher Keçe Türker Yaşamla ölüm arası İnce bir hudut Ne geçilir ne durulur Bir bilmece kıvır kıvır Karmakarışık. Gerçekle hayalin karıştığı beyaz badanalı bir oda Saat 05.30, günün ilk ışıkları etrafa yayıldı. Yumuşak bir ses: - Günaydın, nasılız bakalım bu sabah? diyerek hasta odasına girdi. Günaydın Hemşire Hanım, iyiyim. - Tansiyonumuzu ölçelim, hııı. - Çok iyi, şimdi termometreyi veriniz, bakalım ateşimiz kaçmış, ver bakalım kolunu, o güzel damarlarından da kan alalım. Sonra ciddileşerek hasta sahibine döndü. Kanı, acile götürün, bir de tüp alın, öğlen kanı ölçümü için gerekli. Birazdan tok bir ses duyuldu. Kahvaltıı. Kahvaltı geldii. Bir parça beyaz peynir, dört beş zeytin tanesi, akşamdan kalma ekmek ve su bardağı dolusu rengi bozuk çay. Daha sonra kocaman paspas- 1
18 Hastalık Hikâyem II lar yuvarlanarak ortalıkta dolaşmaya başladı. Pislikleri topladı mı dağıttı mı bunu anlamak için bir bilene sormak gerekir! Çamaşır suyunun kokusu her yana dağılırken kolonya şişeleri sözleşmişler gibi harekete geçti. Ne pis koktu aman! diyen kolonyayı süründü, sağa sola serperken salondaki hava, daha da berbatlaştı, gözler yaşardı, genizler yandı. Saat Doçentler, hemşire ve öğrencilerle hastaları dolaşmaya çıktılar. Her birinin başına kara bir dosya bıraktılar. Aralarında kendi dillerince konuştular, yorum yaptılar. Kimse dediklerini anlamadı, maksatları hastaları değil, kara dosyaları ziyaretti. Etraflarında refakatçiler yokmuş gibi davrandılar, gözlerinin içine, ağızlarının kıpırtısına odaklanmış hastaları görmezden geldiler, aralarında konuştular, konuştular ve gittiler. Refakatçi, kanı acil kan merkezine götürdü. İki saat sonra gelip sonucu almasını istediler. Uzun koridorları geçti, merdivenleri bir solukta indi, bir solukta çıktı. Hastasını, profesör gelinceye kadar hazırlaması gerekti. Hastanın yatağını düzeltti, kahvaltı tepsisini kaldırdı, karanlık bakan yarı açık çelik dolabı, yürüyen masayı sabunlu sularla sildi. Çiçeklerin suyunu değiştirdi, sararmış yapraklarını temizleyerek odaya sabun kokulu sıcak bir hava vermeye çalıştı. Gülümsedi, günler boyu gülümsedi, hayatından memnun görünerek hastasına moral verdi. Arzularını, beklentilerini dondurdu, elbet iyi günler gelecek ve o günler uzak değildir diye düşündü. Refakatçi iyimser olmalı, polyannacılık oynamalı, yüreği kan ağlasa da gülümsemeli... Buzlar nasıl olsa bir gün çözülür, hiçbir şey sonsuza kadar süremez. Saat Hastabakıcılardan biri odaların kapısında çığırtkanlık yaptı: -Refakatçiler dışarı Hoca geliyor... Lütfen hastaları yalnız bırakın. 2
19 Refakatçi Bütün refakatçiler emir gereği dışarı çıktı. Hastasına, Ben dışarı çıkıyorum, kapının önündeyim, merak etme. gibi sözler demeyi de ihmal etmediler. Artık saat olana kadar hasta odalarına girilemez. Dışarıda terlikli, uzun entarili kadınlarla, saçı sakalı karışmış erkekler buluştu. Ellerinde sigara, gözlerinde hüzün, umutsuzluk, uykuya karışmış bir yüzle dolaşırlarken Haydi çay içmeye inelim. dedi birisi. Öteki, Ben gidemeyeceğim! derken yorgun ve umutsuzdu. Bir başkası; Çarşıya gidelim mi? diye sordu. Gidelim ama ya arar sorarlarsa benim hasta bu gece iyi değildi. İlaç filan lazım olur. Ben en iyisi gelmeyeyim. Siz gidin, zahmet olmazsa bana da gazete alır mısınız? dedi. Bir başkası, Sabaha kadar uyumadım. Hastamın sancısı vardı. Hemşire Hanım bakmadı mı? Baktı, baktı ama ne yapsın! Doktorun dediklerinden dışarı çıkamadı ki. Doğru, öyle, öyle... Yapacak bir şey yok. Doktorlar, hemşireler odalara girdiler, çıktılar, sonu gelmeyen çalışma vardı. Hastalara bakıldı, gerekli her şey belli bir düzen içinde yapıldı. Onlar, yorulmadı ve usanmadı, bu işe baş koymuşlardı. Ne ilaç saatleri karıştı ne kara dosyaları, hep dimdik, enerji dolu, yumuşak, usul usuldular. Refakatçiler, dışarıda yatılı okulda çarşı iznine çıkan öğrenciler gibiydiler. Kısa zamanda çok iş başarmak istediler. Kiminin zamanı yetmedi, kiminin içinden bir şey yapmak gelmedi. Çoğu, zamanı boş geçirerek tüketti. Bazıları, gece volta attığı koridorları, gündüz de ölçmek ister gibi elleri cebinde, kamburu çıkmış halde duvarlar boyu gitti geldi. Kim bilir aklından neler geçirdi? Dertli mi, hınçlı mı, önceleri hiç sevinmiş miydi? Bakışları da duygularını ele vermedi. Birbirlerini tanımayan insanlar adlarını bile sormadan dertleştiler. Doktorlar, hemşireler de onları yok saydılar, hatta hizmetliler bile umursamadı. Hastanede hasta hizmetinin tamamı omuzlarına yüklendiği hâlde onları kimse ta- 3
20 Hastalık Hikâyem II nımadı. Nasıl uyur, dinlenir mi, sağlıklı mı, üşür mü korkar mı? Sormadılar, herhalde kısa süre içinde refakatçileri de hasta yatağında görmek istiyorlardı. Onlar kimliksizdi, biri giderken öteki gelir başka bir hastanın yanına, oda numaraları onların adlarıdır; 570, Adsızlar grubu öyle güzel anlaştılar ki sanki akraba oldular. Onlar hasta değiller ama adsız dertlilerdi. Bazen hastalar mı, adsız dertliler mi daha iyi durumda diyesi oldular. Hasta bakımı ve hizmeti ile ilgili bilgileri kısa sürede öğrendiler. Bu hastalık hastaneye bir kere gelip ameliyat olmakla iyileşmiyordu. Geçmiş olsun! dileği de çoğu zaman amansız dert karşısında gereksiz lakırdı olarak kalıyordu. Kimi çarşıya, kimi kahve içmeye gitti dışarı atıldıklarında. Kimileri de merdiven başında bekledi. İçeri girmeyi bekledi, telefon etme sırasında bekledi. Hasta için değil de kendisi için birinin gelmesini bekledi. Sen nasılsın? diyecek. Bir isteğin var mı? diye soracak ya da Gel, sana hava aldırayım, biraz dışarı çıkalım. diyecek birini bekledi. Bazen böyle birinin geldiği de oldu. O zaman saatler daha hızlı çalıştı, sanki akrep at oldu, tadına doyulamayan zaman aktı gitti. Bazen de beklenmeyenler, ağzından çıkanları duymayanlar geldi. Bu durumda zaman uzadı da uzadı, yelkovan akrepleşti, odanın havası bozuldu. Artık gidin, yeter artık! diye bağırmak istedi refakatçi. Bağıramadı, âdeta kendi içinde boğuldu. Gülümsedi, boğazına bir şeyler düğümlendi, ağlamak istedi. Hayır, olmaz, refakatçisin, kendine gel! dedi. Gülmek istedi, gülemedi. İçini sıkan, bilemediği, anlayamadığı bir şeyler vardı, gülümsedi. Hastanede içlerine akıttıkları gözyaşları içinde boğulan insanları gördü. Keşke bunlar sevinç gözyaşları olsaydı. Öyle olsalardı zaten içlerine akmazdı. Burada kalırken başka hayat yoktu sanki. Her şey o taş duvarların arasında sıkıştı, gece güne karıştı; sevinç, hüzne boyandı. Karanlık saatler refakatçilerindir. 4
21 Refekatçi Dertler, gece depreşir derler. Hastaların iniltilerini dinlerken ve elinden bir şey gelmeden beklerken geceler suçluymuş gibi Kapkara, canavar geceler, beyazlayın! diye bağırmak istedi. Uzun, karanlık koridorlardan rüzgâr gibi geçerken ölümün soğuk nefesini ensesinde hissetti ama geçti, refakatçi olmak, ayrıcalıktır. Ölüm meleği bile bile dokunmadı, rüzgâr kanat oldu, iyilik perisi koluna girdi, kuş gibi uçurdu. Uzun, soğuk, karanlık koridorları işte böyle geçti. Günün ilk ışıkları odaya süzülürken geceyi düşündü. O, ben miydim? diye hayret etti kendisine. Gece, sağlığından endişe ettiği komşu odadaki hastayı görmeye gittiğinde yerinin boş olduğunu gördü, kimseye sormadı. İçinden bir şeylerin koptuğunu ve terminalde gitme sırasını bekleyen misafirin, yola çıkışının derin sessizliğini bütün benliğinde hissederken çaresizliğin gerçek anlamı ile ilk defa yüzleşti. Akşama doğru başka hasta, yatağı doldurdu. Hastanenin en hüzünlü bu bölümünde bazı geceler, bütün hastalar iyi gibi olurlar, uyurlar, konuşurlar, inlemezler. İşte refakatçilerin sohbet geceleri, bildikleri, duydukları ne kadar koca karı ilacı, ne kadar dua varsa birbirlerine öğretirler. Kamboçya çayı mayası verirler birbirlerine Gülüşlerine hüzün dolsa da fıkra anlatırlar. Nihayet günlerce süren kan tahlilleri, serumlar, endoskopi, karaciğer fonksiyonları ölçümü, akciğer röntgeni, şeker düşürme çalışmaları bitti. Ameliyat hazırlığı başladı. Hastanın hem dış hem de iç organlarının temizliği yapıldı. Bütün hastalar bu günü beklerdi. Ameliyat olunca ilahi bir kudretin acılarına son vereceğini umarlar. İşte, son an, biri geldi; iri yarı, bıyıklı. Haydi gidiyoruz. diyerek hastayı tekerlekli yatağı ile aldı götürdü. Tekerlekler dönerken yağları eridi, ayaklarının bağı çözüldü, üşüdü, terledi. Yeni bekleyişi başladı. Saatler geçmek bilmedi, kocaman, demir parmaklı kapının önünde; sarı beniz, donuk bakışlarla ayrı dünyadan biri gibi bekledi. İyi haber bekledi, neyi beklediğini 5
22 Hastalık Hikâyem II bilmeden bekledi. Ameliyat da bitti, patoloji raporu da geldi, sonuç yine beklemek, hem de belirsizlikle birlikte beklemekti. Ne zaman gecenin pembe kanatlarıyla uçuşan pembe kelebekleri gelecek, sihirli dokunuşlarıyla her şeyi eskisi gibi yapacaklar, diye bekledi. Taburcu ettiler, yine refakatçi oldu; yine taburcu ettiler, yine refakatçi, yine taburcu ettiler... Beklemeler bitmedi, her yerde beklemek beraberlerindeydi. Bir an ölüm meleği geldi misafirliğe. Bunu kimse fark etmedi. Durum anlaşıldığında kanatlı beyaz atlara binip birlikte uçtular. O andan itibaren bekleyecek bir şey kalmadı. Artık gönlünce ağladı refakatçi ve bundan utanmadı. Sonra, sonrası yok, hepsi bu. Hadi gülümse, gülümse bakalım refakatçi Haydarpaşa Hastanesi 6
23 Arsız Arkadaşım ARSIZ ARKADAŞIM Tuba Karadağ Çayımı yudumlarken bir taraftan da onun gelmesini bekliyorum. İçimde bir heyecan, rahatsızca kıpırdanıyorum. Uzun zaman olmuştu dışarı çıkmayalı. Oturduğum yeri, girişten uzak, cam kenarına yakın seçmiş olmama rağmen, gelip geçen insanların ayak sesleri huzursuzluk veriyor. Buluşmak için bir alışveriş merkezini seçmekle ne kadar hata yaptığımı düşünüyorum. Yine geç kalmıştık. İstiklal Marşı okunmuş, öğrenciler, çift sıra hâlinde merdivenleri çıkmaya başlamışlardı bile. Otobüsten inip koşar adımlarla okulun avlusuna doğru yol alıyorduk. Bu arada, yağmur inatla artarak özellikle de benimle çarpışıyor, koşmama mani olmaya çalışıyordu. Koca bir otobüs dolusu öğrenci bahçeyi adımlamış, okula girmek üzerelerken ben hâlâ avluda bir iki adımdan fazla atamamıştım. Hayır, nerede arkadaşlarım, bu arkamdaki köpek de neden havlıyor? Kalbim yerinden fırlayacak gibi. Ah bu köpek! Havladığı için ayaklarım birbirine dolanıyor. Dermanım tükendi. Yok, yok yağmur da benimle uğraşıyor; geride ben kaldıktan sonra hızını daha bir arttırdı. Hep o miskin çocuğun yüzünden; geç çıkmasaydı evden, onu beklemek zorunda kalmayacaktık. Koşuyorum, koşuyorum, hâlâ bahçenin yarısına gelemedim. Ah! Diz kapaklarım ve avuç içlerim çamura bulandı. Kulaklarımda bir ses yankılandı. Hemen arkasından da bir el uzandı, tutunup kalkıyorum Ceren e. 7
24 Hastalık Hikâyem II Küçük aynama son bir kez bakıyorum. Ne de olsa iyi görünmek istiyorum uzun yıllardır karşılaşmadığım arkadaşıma. Gözlerim ne kadar da soğuk, kayıtsız ve donuktu yansımasında. Evet, yüzümdeki morluklar büyük oranda açılmış, sarıya dönmüştü. Fark edilemeyecek kadar azalmıştı şişlikler. İşte, bu da dikiş izlerim; ne ilk ne de sonuncusu olacaktı. Bütün izler silindi gözlerimin önünden. Aynada bir küçük kız sureti belirdi. Kırptım gözlerimi. Kapa, aç, kapa, aç Yok, hâlâ bana bakıyor. O küçük yüzün rengi solmuş, dudakları kurumuş, sık sık öksürüyor. Yalnız gözlerinden bir parıltı yansıyor. Girişte göründü arkadaşım. Koşarak bulunduğum masaya doğru geldi. Sımsıkı sardı kollarıyla beni. Avuçları avuçlarımda, dakikalarca konuşacaktı gözlerimiz, sonra da sözlerimiz. Tamam, dur, anlatıyorum işte. Bıkacaksın beni dinlemekten. Evet, Ceren ciğim önceden bildiğin gibi bizi ilk defa derin uykumuzdan uyandırıp görmemizi sağlayan, Kapadokya gezimizdi. Tarihi kalıntılara ne kadar düşkün olduğumu bilirsin. Bütün yapıyı ayrıntılı olarak dolaşmak istiyordum. Bende o zamana kadar baş gösteren küçük aksaklıklar, bu engebeli alanda saklanamaz oldu. Oradaki merdivenlerden desteksiz çıkamıyor, mağaralarda çömelemiyordum. Zaten koşmakta zorlandığımı biliyordum, yürüyüşümün biraz farklı göründüğünü de ailem biliyordu. Tabii, sonrasında hemen doktora başvurmuştuk; süregelen bu hareket kısıtlılığının zayıflık ve iştahsızlıkla alakası olamayacağını nihayet anlayabildik. Hacettepe Hastanesinde kas biyopsim yapılırken buldum kendimi. Koridorda bekleyen annem, babam ve kardeşimden de kan örnekleri alınmıştı. Bacağımdan alınan küçük bir parça ve ailemden alınan kan örnekleri, incelenmek üzere İngiltere ye gönderildi. Benim için artık tüm sıkıntılar bitmişti. Yedinci sını- 8
25 Arsız Arkadaşım fa geçmiştim, yaz tatilime geri dönebilirdim şimdi. Mutlaka çok şeyin idrakinde değildim, ailem ise sancılı bir dönemin içerisindeydi. Sonuçlar ortadaydı. Genetik bir kas hastalığına sahiptim. Annem taşıyıcıydı. Akraba evliliği kaynaklıydı. Ailenin diğer bireylerinde herhangi bir sorun çıkmamıştı. Bir de avantajım vardı ki hastalığım yavaş seyredecekti. Hastalığın tedavisi henüz bulunamamıştı. Bundan sonrası, benim için hiçbir şey ifade etmiyordu; henüz yoktu! Bekleyecektim. Konuşmasının devamını şöyle sürdürmüştü Doktor: Yürüyüşü bozulacak, zamanla yatağa bağımlı hâle gelecek. Solunum sıkıntısı yaşayarak yirmili yaşlarda yaşamı son bulacak. Bu bilgiler, ailemi yıkmış, benim içinse bilgi kirliği yaratmıştı. Evet canım, her şey anlamını yitirmişti. Eve dönüp kaldığımız yerden devam edecektik yaşama. Buradan itibaren bana düşen ağır yükümlülükler vardı. Her üç ayda bir Hacettepe Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezine gidiyor, rutin kontrollerimizi yaptırıyor, yeni egzersizler öğreniyor, bunları evde annemin yardımıyla uyguluyordum. Hem okulumu hem de egzersiz programımı düzenli bir şekilde, bir arada yürütebilmem zor olsa da başka çarem olmadığını görebiliyordum. Hayır, aksine bu durum, hırs yapmama neden oldu. Beni yaşama bağlayan düşünce tarzımı, hastalığımı kavramaya başladığım ilk günlerde benimsemiştim. Mademki hastalığımın hızı egzersizlerle yavaşlayacak, henüz tedavisi bulunmayan hastalık sürecinde zaman kazandıracaktı, o zaman bol egzersiz, yürüyüş, gece ayaklarıma taktığım cihazlarım, yazları havuz Yapılacaklar listesi belliydi. Görüyorsun ya, bu henüz kelimesine ne kadar takmıştım. Bol hırçınlık ve duygu patlamaları da bana eşlik etmeye devam ediyordu. 9
26 Hastalık Hikâyem II Kahvemden bir yudum alayım ki devam edebileyim. Sonraki günlerde de hep Neden? diye sorarken bulacaktım kendimi. Zorlu bir yedi yılı geride bıraktığımız bu dönemlerde, beni ya da bizi bekleyen yeni bir sürpriz varmış! Aynı aksilikler, kardeşimde de belirmeye başlamıştı. Görmezden gelip kaçmayı seçiyorduk. Sağlam bir de dayanağımız vardı; kardeşime yapılan kan tahlilleri! Hem, bütün gün benimle aynı evde yaşayıp etkilenmemesi ne mümkündü? Ruhundaki yıkımı tahmin etmek zor olmamalı. Kan tahlillerinin sonuçları da bize katılarak görmezden gelme oyununa dâhil olmuştu. Buna rağmen bir an geldi, ne kaçacak köşe ne de bir damla umut Aynı teşhis, kardeşime de konuldu. Bu sefer, hastalığın neler getireceğinin en somut hâlini bilerek sürdürecektik yaşamımızı. Bana da aileme de yeni görevler düşüyordu. Tek vücut, belki de tek yürek olmuştuk. Kardeşim, hastalığının ilk yıllarını daha karamsar bir ruh hâliyle geçiriyordu. Bende, kendi geleceğini görerek başlıyordu her yeni güne. Kötü bir soru bu! Alışmak kelimesinden hoşlanmıyorum. Bilmiyorum ki sen yorumla, alışmış mıyız yeni hayatımıza Ceren ciğim? Daha olağan hâle gelmişti evimizin havası. Fırtına dinmiş görünüyordu ama yüreklerdeki kuvveti daha çok sürecekti. Senelerce yüreklerde büyüyen acılar, bir gün dile gelmeye başladı. Sohbetlerimiz oluyordu uzayan akşam vakitlerinde. Aralarda da gelecek kavramı geçiyordu belli belirsiz, ağzımızdan çıkmaktan korkarcasına. Kitaplarda aradık sorularımızın yanıtlarını, sohbetlerde dillendirdik belki de en yüce yakarışları. Bulduğumuzu sandığımız yanıtlar, basitleştirdi yaşamımızın her anını. 10
27 Arsız Arkadaşım Hastalığımla birlikteliğimin on iki yılını geride bırakmıştım. Gün içerisinde uyguladığım egzersizlerim, beni daha çok yoruyordu. Zamanla azaltıp kısmen veda etmek zorunda kaldım. Ani düşmelerim hem artmış hem de tehlikeli boyuta gelmişti. Sen hep güzel bakıp öyle de görüyorsun yaşamı. Şimdi de gözünden kaçıyor, yüzümde kalan dikiş izlerim. Sık ve sert düşüşlerimle her geçen gün cesaretim azalsa da alnımdaki yazının yenisini yazmaya çalışıyorum fütursuzca. Bunca yaşanılanların arasından başını çıkaran ince bir sızı yokluyordu sık sık bedenimi. Yarım kalan eğitimimi tamamlamanın sırası şimdi gelmişti. Dışarıdan bitirdim üniversiteyi çok büyük bir hevesle. Evdeki tüm düzenlemelere rağmen, yaşam alanımın ne kadar kısıtlı ve zorlu olduğunu bildiğim hâlde, iş yaşamımın olabilirliğini sorgularken buluyordum kendimi sürekli. Uyguladığım özel bir şey yok aslında. Maalesef ilaç tedavim de yok. Hafif ama besleyici gıdalara yer vererek biraz sonra göreceğin gibi dışarıda destekle, evde ise kısa mesafelerde desteksiz yürüyebiliyorum. Evet canım, hâlâ değişmedim. Kendimi seviyorum, azmimi daha çok seviyorum. Hayır, bundan habersizim. Son yıllarımda doktorumu hiç görmedim. Ama henüz somut bir gelişmenin olmadığını biliyorum. Bundan sonra Güzel bir soru; sonra mı, hiç düşünmemiştim de! Bugüne bakıyorum, yarına, geleceğe Doktorlara sorarsanız, bizim için olmasa da başkaları için bir gün mutlaka Bense nedense hep bekleyenlerdenim. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Masadan tutunup bin bir güçlükle belimi doğrulttum. Ayak parmaklarımın ucunda, arkadaşımın kolunda adımlamaya çalışırken son bir kez 11
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıO sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç
O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek
DetaylıGeç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin
Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz
DetaylıNURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.
Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci
DetaylıHafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK
Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını
DetaylıBilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.
Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz
DetaylıTABURCUYUZ, YA SONRASI?
TABURCUYUZ, YA SONRASI? Uzm. Hemş. Emel DİLEK Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları ABD Annem, 67 yaşında, Emekli öğretmen, HT hastası, 2002 yılında geçirmiş olduğu beyin ameliyatı sonrası
DetaylıI. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS
I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara
DetaylıSIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.
SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru
DetaylıGülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!
Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
Detaylıyeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde
otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur
DetaylıKızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri
1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya
DetaylıKÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU
KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,
DetaylıDENEYLERLE BÜYÜYORUZ
BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler
DetaylıBir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap
Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.
DetaylıYüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü
On5yirmi5.com Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü İki kol ve iki bacak nakli yaptığı Sevket Çavdır hayatını kaybedince suçlanan Doç. Dr. Nasır, o günü anlattı. Yayın Tarihi : 29 Mart 2012 Perşembe (oluşturma
DetaylıMelih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
Detaylı.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN
.com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt
DetaylıGiovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.
OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav
DetaylıGüzel Bir Bahar ve İstanbul
Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.
DetaylıM. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller
yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi
Detaylıİşte sağ kolu, sol kola diken cerrah Dr. Bülent Özçelik
Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi... Tam da doğru yere kurulmuş... Her taraf fabrika, her taraf atölye, her taraf işyeri... El cerrahisinde müthiş gelişmiş bir hastane... Çünkü iş kazalarının çok olduğu bir
DetaylıBARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe
BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca
DetaylıHayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim
on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
DetaylıABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.
SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç
DetaylıDersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.
Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan
DetaylıISBN : 978-605-65564-3-2
ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ
DetaylıANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI
ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM
DetaylıPirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan
1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında
DetaylıΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ
ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:
DetaylıANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ
ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal
DetaylıEvimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım
Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa
DetaylıBirinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.
Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli
DetaylıKOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)
KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...
DetaylıAFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ
SINAVA 5 KALA ADAYLARA ÖNERİLER SINAVA HAZIRLIK STRATEJİLERİ SEMİNERLERİ GEREĞİ HAZIRLANMIŞTIR Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan hayır gelmez. BİR BALIKÇI OLSAYSINIZ İNANIN O PAZAR SİZİN İÇİN
Detaylı5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ
5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü
Detaylı23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına
23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına Bodrum da 3 yıl önce kaptanlığa başlayan Gül Yavuz, 23 yıl yazılım sektöründe çalıştıktan sonra nasıl yat kaptanı olduğunu ve denizlerde kadın kaptan olmanın
DetaylıTÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir?
ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok TÜRKÇE PAMUK DEDE Pamuk dede hiç durmadan çalışıyordu. Çünkü o çalışmayı çok seviyordu. Her
DetaylıANLATIM BOZUKLUKLARI
ANLATIM BOZUKLUKLARI 1. Dün beklenmedik bir sürprizle karşılaştık. Gereksiz Sözcük Kullanımı 2. Yoğun sis sayesinde kaza yapmışlar. Sözcüğü Yanlış Anlamda Kullanma 3. Trafik kazasında yaralananlara başınız
DetaylıKURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.
--KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan
DetaylıEZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK
Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış. - Sen neden hala buradasın. Bu saatte
Detaylıde hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu
İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda
DetaylıAdı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?
ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa
DetaylıSevda Üzerine Mektup
1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.
DetaylıALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?
ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.
DetaylıTEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce
ÖDEV- 3 ADI SOYADI:.. HAYAT BİLGİSİ Tırnaklar, el ve ayak parmaklarının ucunda bulunur. Tırnaklar sürekli uzar. Uzayan tırnakların arasına kir ve mikroplar girer. Bu yüzden belli aralıklarla tırnaklar
DetaylıÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü
ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden
DetaylıEdwina Howard. Çeviri Elif Dinçer
Edwina Howard Çeviri Elif Dinçer 4 Bölüm Bir Herkes aynı şeyi söyler: Jeremy türünün tek örneğidir. Herkes böyle söyler işte. Şey, öğretmenimiz Bay Buttsworth dışında herkes. Ona göre Jeremy başına bela
DetaylıÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR
ANNEM ANNEM Annem annem canım annem, Gönlüm senle kalbim senle Canım annem gülüm annem Dünyam sensin benim bir tanem.. Biliyorum elbet bir gün gelecek Bir başka bebekte bana annem diyecek Bende hep iyi
DetaylıYukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?
1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini
DetaylıBoylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile...
Ilkyar da yar kim, ilk'i kim gonul kim, gonullu kim ayirt etmek cok zor birbirinin icine gecmis sevgi yumaklari; ama su var ki, bu sevgi ilmeklerini kiymetli kilan emek... Boylesine bir emek hic bir maddi
DetaylıESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an
Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim
DetaylıMERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!
MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı ve faydalı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz.
DetaylıEskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,
Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için
Detaylıhttp://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf
ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar
DetaylıTV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR
Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
DetaylıHAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?
1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz
Detaylı2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni
2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI Hazırlayan İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 1 Saçları hangisi tarar? o A) Bıçak o B) Tarak o C) Eldiven o D) Makas 2 Hangisi okul eşyası değil?
DetaylıBaşarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.
Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Sizi tanıyabilirmiyiz? 1953 Söke doğumluyum. Evli, 2
DetaylıOnceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...
23 Nisan gecti hala kendimizi toparlayamadik; bir sure daha ruyalarimizi susleyecekler... Ama her zaman onlarin en guzel basarilarla buraya gelmelerini heyecanla bekleyecegiz... Onceki izlenimdeki sevgi
DetaylıHAYTAP İmdat Turu Ekibi ANKARA Yenimahalle 'Toplama Merkezi'nde... Son Güncelleme Çarşamba, 25 Eylül 2013 19:37
HAYTAP Akdeniz Ege İmdat Turu Ekibi olarak, turumuz da biz de bitmiş tükenmiş durumda olduğumuz halde, sokaklarından yüzlerce hayvanın yok olduğu, bakım evinin bir felaket olduğu bilgilerini kulak ardı
DetaylıHASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ
HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ 9 Şubat Pazar günü gerçekleştirilen seçimler ile Bodrum Şöförler ve Otomobilciler Esnaf Odası başkanı seçilen Hasan Kablı, Aytekin Çanakcı dan
DetaylıBir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$
ilk yar'larımızın değerli dostları, çoktandır ekteki yazıyı tutuyordum, yeni gönüllülerimizin kaçırmaması gereken bir yazı... Sevgili İbrahim'i daha önceki yazılarından tanıyanlar ekteki coşkuyu çok güzel
DetaylıYenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı
Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi
DetaylıSöyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.
BULUŞMA Deniz kenarında bir lokantadayız. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. İnternetten birkaç fotoğraf. Hepsi bu. Seni buraya çağırmakla iyi mi ettim? Galiba bundan hiçbir zaman emin olamayacağım. Karşımda
DetaylıTURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI
TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa
DetaylıA1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:
A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.
Detaylıyuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam
VARLIKLARIN ÖZELLİKLERİNİ BELİRTEN KELİMELER yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam şu otobüs birkaç portakal Yuvarlak masa : Yuvarlak sözcüğü varlığın biçimini bildiriyor. Yeşil erik : Yeşil sözcüğü
DetaylıBeykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber
Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler
Detaylızaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,
Detaylı"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."
Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir
DetaylıRamazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıÖZEL NİLÜFER ANAOKULU
ÖZEL NİLÜFER ANAOKULU KUZUCUKLAR SINIFI MART AYI BÜLTENİ ŞEYMA ŞENGÜL BEYZA KAYAN TEKERLEMELER Bir kedi varmış 5 e kadar sayarmış 1 2 3 4 5 ANNE KARNIM ACIKTI Anne karnım acıktı Baktım dolap açıktı Löp
DetaylıHerkese Bangkok tan merhabalar,
Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak
DetaylıA1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:
A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.
DetaylıYALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem
YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için
Detaylı20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;
Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular
Detaylıtimasokul.com / bilgi@timasokul.com
OKUMAYI SEViYORUM DiZiSi zç Yayın Yönetmeni Savaş Özdemir Hazırlayan Reşhat Yıldız Kapak Tasarım M. Aslıhan Özçelik Grafik Tasarım M. Aslıhan Özçelik Esra Bayar Resimler shutterstock.com Sevengül Sönmez
DetaylıBir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.
PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye
DetaylıAİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ
VG&O 0-3 A.A. Vermulst, G. Kroes, R.E. De Meyer & J.W. Veerman AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ 0 İLA 3 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARINA YÖNELİKTİR GENCIN ADI: TEDAVI ŞEKLI: DOLDURMA TARIHI:
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 163 FEDAKÂRLIK VE DUYARLILIK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 09 1 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın
DetaylıAnne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış
Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman
DetaylıGünler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin
Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.
DetaylıAnneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?
Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil
DetaylıOKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ
OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi
DetaylıHEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.
HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. Sorular her ay panolara asılacak ve hafta sonuna kadar panolarda kalacak. Öğrenciler çizgisiz A5 kâğıdına önce
DetaylıDerleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen
Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan
DetaylıGünaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk
- Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...
DetaylıHikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.
Sitti Cemili ve Meryem im Ben çocukken pek çok Arapça hikâye dinledim anneannemden. Sitti Cemili den anneanne diye bahsetmek de tuhafmış. Arapça da onun adı Sitti yani benim ninem. Söylemeden geçemeyeceğim,
DetaylıBenimle Evlenir misin?
Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede
DetaylıBAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ
BAHARA MERHABA Toprağın ve suyun güneşle buluştuğu, doğanın canlandığı, aydınlık ve sıcak günlere kavuştuğumuz güzel bahar aylarına merhaba dedik. Baharın verdiği canlılık ve heyecanla eğitim- öğretim
Detaylı14)Aşağıdakilerden hangisi ilkyardımın temel uygulamaları arasında yer almaz? A) Koruma. B) Bildirme. C) Kurtarma. D) İyileştirme.
ÇALIŞMA SORULARI 1) Aşağıdakilerden hangisi ilkyardımın tanımıdır? A) Acil tedavi ünitelerinde yapılan ilk tedavidir. B) Hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesi amacıyla, olay yerinde tıbbı araç
Detaylı2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi
Penguenler Güney Kutup Bölgesi'nde yaşayan penguenler çok soğuk ve dondurucu olan kutuplarda rahatlıkla yaşayabilirler. Bunu sağlayan, penguenlerin derisinin altında bulunan kalın yağ tabakasıdır. Bu tabaka,
DetaylıÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.
ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene
DetaylıDuygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.
Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.
Detaylıama yüreğe dokunanlar
Hiçbir hatıra tekrar yaşanamaz, ama yüreğe dokunanlar O gün tam 8 yıl öncesine gittim. Çekingen ve meraklı tavırlarla otobüsten inen abilere ve ablalara bakıyordum. Bizim için gelmişlerdi sadece bizim
Detaylı6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi
6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi Kahramanmaraş ın Ekinözü İlçesine bağlı Alişar Köyünde 54 Yaşındaki Mehmet Göyün 6 Çocuğu ile birlikte tek göz kerpiç odanın içinde verdiği yaşam Mücadelesi yürekleri
Detaylı