Walter Benjamin in Kavramlarıyla Kültür Endüstrisi: Aura, Öykü Anlatıcısı ve Flâneur

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Walter Benjamin in Kavramlarıyla Kültür Endüstrisi: Aura, Öykü Anlatıcısı ve Flâneur"

Transkript

1 Walter Benjamin in Kavramlarıyla Kültür Endüstrisi: Aura, Öykü Anlatıcısı ve Flâneur Culture Industry with the Concepts of Walter Benjamin: Aura, Storyteller and Flâneur Bilgen Aydın SEVM Özet Yirminci yüzyılın önde gelen düünürlerinden biri olan Walter Benjamin in (1995) düünceleri, teknik gelimelerin insanın dünyayı algılama biçimini farklılatırdıı; yani 1900 lü yılların ilk çeyreinde kitle kültürünün hızla serpildii bir döneme karılık gelmektedir. Benjamin e (1995) göre, kültür endüstrisi balamında, malın düzeyine indirgenen insanın rüya ortamına (fantazmagori) girmesi kolaylaacak, elence ba tacı edilecek; ancak özgürlemenin karısına engeller çıkacaktır. Gerek metanın gerekse elence ortamının öne çıkmasıyla sanatçı da flâneur (aylak adam) nitelii kazanacaktır. Bu balamda, Benjamin in temel kavramları olarak kabul edilen aura (hâle), öykü anlatıcılıı ve flâneur (aylak adam) kavramlarından yararlanmak kaçınılmaz görünmektedir. Anahtar Kelimeler: kültür endüstrisi, rüya ortamı (fantazmagori), aura (hâle), öykü anlatıcılıı, flâneur (aylak adam) Abstract The thoughts of Walter Benjamin one of the leading philosopher of the twentieth century correspond a period (the first quarter of 1900 s) in which the technical developments changed the shape of people s perception and mass culture grew rapidly. According to the Benjamin, within the context of the culture industry, being in the state of dream (phantasmagoria) would be easier for the people who is reduced to the merchandise, entertainment would be welcomed, but many difficulties would be appeared against becoming free. With the appearance of the merchandise and entertainment ambience the artist would achieve the quality of flaneur. According to this context, benefiting from aura, storyteller, flaneur, which are assumed to be the basic concepts of Benjamin, seems to be very unavoidable. Key Words: culture industry, phantasmagoria, aura, storyteller, flaneur Giri Walter Benjamin, yirminci yüzyılın önde gelen düünür, kültür tarihçisi ve eletirmenlerinden biri olarak yalnızca on dokuzuncu yüzyıla deil, yirmi birinci yüzyılın doasına da ıık tutacak kavramlar ortaya atmıtır. Frankfurt Okulu düünürlerinden Theodor Adorno ve Max Horkheimer ile yakın ilikiler kurmasına karın daha baımsız bir duru sergileyen Benjamin, aura 1 (hâle), öykü anlatıcılıı 2 ve flâneur 3 (aylak adam) kavramsallatırmalarıyla bir tür kitle kültürü eletirisi sunmutur. Adorno (2006), Aydınlanmanın Diyalektii adlı yapıtta ilk kez kullanılan kültür endüstrisi 4 kavramının douundan söz ederken ilk önce kültür endüstrisi yerine kitle kültürü kavramını kullandıklarını belirtmektedir. Adorno, sözü edilen kullanımın popüler sanatın çada biçimi olarak algılanması olasılıına karı kültür endüstrisi ile kitle kültürü arasında bir ayrıma gittiklerini ifade etmektedir. Kültür endüstrisi, eski olanla tanıdık olanı yeni bir nitelikte birletirirken tüketicileri kendisine uydurmaktadır. Böylelikle, yüksek ve düük sanat ürünleri her ikisinin de aleyhine bir araya getirilmektedir. Martin Jay (2005: ), Frankfurt Okulu na göre, kitle kültürü nün demokratik bir kültür olmadıını ve popüler kültür kavramının da ideolojik biçimde kullanılmakta olduunu öne sürmektedir. Dr., Ege Üniversitesi Türk Dünyası Aratırmaları Enstitüsü Öretim Elemanı, bilgena@bilkent.edu.tr 1 Geleneksel sanat yapıtının biricikliini, bir anlık oluunu ifade eden atmosfer (Demiralp, 1999:159). 2 Aızdan aza aktarılan deneyimden beslenen, kendine özgü bir üslûp yaratan sözlü kültür elemanı (Benjamin, 1995:78). 3 Kökeni gazeteci kimlii olan, gözlemlerini kitlelerle paylaıp düünce üreten, kapitalist tarafından yönlendirilen ve malın konumunu paylaan bir entelektüel (Benjamin, 1990; Demiralp, 1999). 4 Yaamın ticarilemesine kout biçimde haz almayı kültürel mallara ve avutucu elenceye hapseden, kültürel malların standartlatırılması ve daıtım tekniklerinin akılcılatırılması süreçlerine dayanan, aynı olanlar arasından seçim yapma özgürlüü olarak tanımlanan ideoloji (Kejanlıolu, 2005).

2 510 Kültür endüstrisi, gerçek bir kültür yerine kendiliinden olmayan eylemi ve kalıplamı bir kültür üretmektedir. Kitle toplumunda geçmite olduu gibi birbirinden farklı yüksek kültür ve alt kesimlerin kültürü de kalmamıtır. Klasik sanatın en olumsuz örnekleri bile Herbert Marcuse tarafından tek boyutlu sanat olarak adlandırılan kitle kültürü sanatının içinde yok olmutur. Popüler kültür ve kitle kültürü eletirileri ile birlikte yürüyen kültür endüstrisi tartımaları balamında metalama, eyleme ve fetileme kavramları öne çıkmaktadır. Bu balamda, Benjamin, Adorno ve Marcuse gibi düünürlerin kitle kültürüne eletirel bakıına, yirmi birinci yüzyılda kültür endüstrisinin ana sektörlerinden biri olarak yerini alan televizyonun konumu irdelenirken de gereksinim vardır. Dolayısıyla, modern insanı edilginletiren rüya ortamlarını, özgürleim sorunu çerçevesinde irdeleyen Benjamin in aura, öykü anlatıcılıı ve flâneur odaındaki kavramsallatırmaları yol gösterici olacaktır. 1. Kitlesel Üretim Çaında Sanatın Doası: Aura Kitlesel üretimle birlikte sanatın ve sanatçının doasındaki deiimi irdeleyen Walter Benjamin in ana kavramları arasında aura (hâle) önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle Demiralp (1999), Benjamin i, kutsal olanla baını koparmamı sıra dıı bir kiilik olarak nitelendirmektedir. Sanayileme, sanayilemenin getirdii teknik olanaklar ve kültürün kitlesellemesi gibi deiimler odaında bir kitle kültürü eletirisi sunan Benjamin in, kutsallıın çöküünü aura dan yola çıkarak irdelemesi dikkate deer bir çözümlemedir. Nitekim, Louis Dollot un (1991:57) ifadesiyle Benjamin, Zamanın, Marcel Proust un hayran kaldıı ve kültür üzerinde edilen gevezelikleri ironik bir dille anlattıı düün salonlarında yitmediinin farkındadır. Sözü edilen farkındalık, Benjamin in aura çerçevesindeki görülerinin kitle iletiim araçları balamında yeniden irdelenmesini gerektirmektedir. Benjamin e göre, modern dönemi betimleyen özellikler arasında yaamın eyleme si bata gelmektedir ve bu çerçevede diyalektik düünce egemendir. (1) Modern dönemin betimleyici özellii metaların kitlesel üretimi ve insan ilikilerinin eysellemi oluudur; (2) buna teknolojik deiim neden olmaktadır; (3) bunun sonucu ise, gelenein ve gelenee dayanan yaama tarzının yıkılıp yok olmasıdır; (4) imgeler (imajlar) metalamılar, algılamalarımızın nesneleri olmular, fantazyalarımızın materyalize olmu biçimlerine dönümülerdir. Yani, yaamdeneyimlerimiz algılama ve fantazya düzeyinde de transforme olmulardır; (5) imgeler ve nesneler, algılamalarımızın nesnelerine, fantazyalarımızın materyalize olmu biçimine dönüüp metalamı bulundukları için günümüzde çok önem kazanmılardır; (6) günümüz yaamının gerçekliinin anlaılmasında, bu nedenle, fantazyaların ve imgelerin tarih ve kültür açısından doru bir biçimde açıklanması büyük önem taımaktadır (Aktaran: Oskay, 1981a:4). Sanat yapıtlarının üretim ve daıtımına ilikin teknolojik süreçlerin deiimine ve yaamın eylemesine kout olarak sanat yapıtının özü ve doası da deimitir. Jay in (2005: ) vurguladıı gibi, on dokuzuncu yüzyılda Charles Baudelaire gibi birçok sanat adamı, teknik ilerlemeyle ortaya çıkan deiimin sanatı olumsuz yönde etkileyeceini düünmütür. Bu noktada Benjamin, ünlü kavramlarından biri olan aura yı ortaya atmıtır. Aura, özgün sanat ürününü çevreleyen kendine özgü bir aydınlık ya da parıltı anlamını taımaktadır. Sanat ürünlerine özgünlüünü burada ve imdi duygusu vermektedir. Dolayısıyla, bir insan ya da nesneden çıkarak onu saran tinsel örtü olarak tanımlanabilecek olan aura, doada vardır ve herhangi bir uzaklıın kendine özgü bir görüntü oluturmasıyla biçimlenmektedir. Bu eriilemezlik, sanat ürünlerinin aura sının temel özelliidir. Bir sanat ürününün biriciklii de onun gelenein dokusu içinde konumlanıından ayrılması olanaksız özellii ile ilintilidir. Benjamin e (2000) göre, aura lı sanat yapıtının imdilii, buradalıı ve biriciklii, özü itibariyle gerçeklik kavramını oluturmaktadır. Sanat yapıtının teknik yolla yeniden üretimiyle yapıtın imdi, burada ve biricik olma nitelii yok olacaktır. Bu durum, yalnızca sanat yapıtı için deil; bir filmde izleyicinin önünden geçen manzara için de geçerlidir. Sonuçta bu olay, bir sanatın nesnesinde var olan, duyarlı bir çekirdei, yani sanat yapıtının gerçekliini zedelemektedir. Televizyondaki görüntülerin gerçekliini bu balamda tekrar düünmek gerekir. Benjamin in sözünü ettii anlamda aura nın yitirildii gözlemlenmekle birlikte kitle iletiim araçlarında özellikle canlı yayınlar aracılııyla yapay da olsa bir aura nın yaratılmaya çalııldıı söylenebilir.

3 511 Benjamin in, sanat yapıtının yeniden üretilebildii çada gücünü yitirdiini öne sürdüü özel atmosfer, gelenekten kopuu imlemektedir. Sanattan daha geni anlamlara gönderme yapan bu kopu bir tür bunalım yaratmaktadır. Yeniden-üretim teknii, yeniden-üretilmi olanı gelenein alanından koparıp almaktadır. Bu yeniden-üretilmii çoaltarak, onun bir defaya özgü varlıının yerine, yine onun bu kez kitlesel varlıını geçirmektedir. Ve yeniden üretilmi olanın, alımlayıcıya bulunduu konumda seslenmesine izin vermekle, üretilmi olanı güncelletirmektedir. Bu iki süreç, gelenek yoluyla aktarılmı olanın dev bir sarsıntı geçirmesine yol açmaktadır. Bu gelenek sarsıntısı, u andaki bunalımın öteki yüzünü ve insanlıın yenileniini dile getirmektedir (Benjamin, 2000:55). Benjamin in (2000) bakı açısıyla sanat yapıtının biriciklik özellii ile gelenein balamı içerisindeki yerleiklii arasında özdelik vardır. En eski sanat yapıtları, önce büyüsel, sonra da dinsel nitelik taıyan kutsal törenlerin hizmetinde kullanılmak üzere tasarlanmıtır. Buradaki en önemli nokta, sanat yapıtının özel atmosferi ile törensel ilevi arasındaki baın bütünüyle kopmamasıdır. Dolayısıyla, gerçek olarak nitelenen sanat yapıtının biriciklik niteliinin temeli kutsal törenlerdir. Sanat yapıtının yeniden üretilmesiyle kutsallıktan söz etmek güçlemitir. Gerçeklik ölçütünün zayıflaması ile sanatın toplumsal ilevi kökten bir dönüüm geçirmitir. Benjamin in gözüyle yeniden üretilebilirlik özellii, malı çeitli yöntemlerle sergilemeyi dev boyutlara taımıtır. Benjamin, söz konusu sergilemenin boyutları için fotoraf ve filmi örnek vermektedir. Özgürce düünebilme yetisi bu araçlar balamında anlamını yitirirken sürekli olarak izleyiciyi çeken teknikler aranmaktadır. Sinema yıldızlarının sanatsal edimi izleyiciye bir aygıt aracılııyla sunulurken bir tür optik testten geçirilmektedir. Film kareleri, izleyici ile yıldızların özdelemesini salayacak biçimde kurgulanmaktadır. Aynı zamanda, bir aygıt için pek çok öe ile oynanmakta; dekor, ııklandırma gibi etkenlerle oyun kurgulanabilir parçalara ayrılmaktadır. Bu anlamda, yirmi birinci yüzyılda sinema ve televizyon gibi görsel yönü ön planda olan kitle iletiim araçlarında kurgu, dekor, ııklandırma gibi pek çok öenin, geçmiteki kutsal törenlerin yerini almı olduu düünülebilir. Benjamin e (2000:67) göre, bir sinema yıldızı, kameranın önünde dururken yargıya varacak son makamın izler kitle olduunun farkındadır. Sanatçı, yalnız çalıma gücüyle deil, teni, saçları, yürei ve tüm benliiyle kendini bu pazara adamaktadır. Sinema alanındaki sermaye tarafından desteklenen yıldız, kiilii ancak mal karakteri içerisinde varlıını sürdürebildii sürece büyüsünü korumaktadır. Bu sistemde, yoldan rastgele geçen birinin figüranlıa yükselme ansı vardır. Ünsal Oskay ın (1981b) ifade ettii gibi, sanayi toplumuna geçile birlikte parçalara ayrılmı ve tekrarlanabilirlie dayanan mekanik bir süreç balamıtır. Sanat eserlerinin tekniin yardımıyla çoaltılıı, kitlenin sanatla ilikisini deitirmitir. Sanatın toplumsal önemi azaldıkça izler kitlenin eletirel tutumu ile tat almaya yönelik tutumu arasında bir ayrılık domutur. Kitleler, kendilerini oyalayacak eylerin arayıı içine girmilerdir. Oyalanma ile younlama arasında bir karıtlık vardır. Sanat yapıtı karısında dikkatini younlatıran insan o yapıtın içine girmekte; oyalanan kitle ise sanat yapıtını kendi içine indirerek izleyicilerin dikkatini daıtmaktadır. Kent yaamında insanın duyusal yanı da deimektedir. Toplumsal deiimlerin hızı ve geleneksel ilikilerdeki yakınlıktan yoksunlukla sanatçının yaama kendi adına anlam vermesi güçlemektedir. Benjamin e (2000:94-95) göre, aura sız ürüne olan talep, insanın yapay olarak büyülenmi ortama çekilmesiyle yaratılmaktadır. Mal ve onu çevreleyen elence atmosferi ba tacı edilerek bir tür fetileme den söz edilmektedir. Bu anlamda, dünya fuarları mal denen fetiin hac yerleridir. Fuarlarda sergileme yoluyla insanların bilinçaltı dürtüleri harekete geçirilmektedir. Elence endüstrisi, insanı malın eritii düzeye getirerek oyalamaktadır. Bu ekilde insanın rüya ortamına girmesi kolaylamakta ve insan, yabancılamanın tadını çıkartarak kendisini bu dünyanın yönlendirmesine bırakmaktadır. Elence endüstrisi içinde moda, insanı yönlendiren önemli bir güç kisvesine bürünmektedir. Mal denen fetie hangi kurallarla tapınılacaını gösteren modanın can damarı ise cinsel çekiciliin boyunduruundaki fetiizmdir. Benjamin e (1987:95-96) göre, moda yaratıcıları, toplum içinde dolaarak toplumun panoramasından toplu bir izlenim edinmektedirler. Olay yaratan kitapları, ilk sergileri izleyen moda yaratıcılarının esin kaynaı güncelliktir. Modanın özü de deiiklik duygusu, güzellik duyumu, süslenme merakı ve öykünme içgüdüsüyle biçimlenmektedir. Modanın özünün kavranmasındaki asıl öe, toplumsal nedenlerin doru saptanmasıdır.

4 512 Öte yandan Benjamin (Aktaran: Oskay, 1981b:13), metanın kendi deiim deerini yaratmak ve kapitalist pazar içinde var olabilmek için uygun yollar aradıını öne sürmektedir. Meta, bu yolları ararken modaya uygun bir dolaım içindedir. Kitle toplumunda edebiyatçılar ve gazeteciler de modaya uyan deerlerle satıa sunulmaktadırlar. Meta tüketiminin kamçılandıı ve metanın feti durumuna getirildii süreçte moda, soyluların konaklarından çıkıp bulvarlara yayılmıtır. Ne var ki her geçen gün daha çok üretilen, dolaım hızı artan ve giderek evrenselleen metanın ömrü moda ile daha da kısalmaktadır. Piyasanın asıl yaratıcısı olan müterilerin younlaması, Benjamin e (2000:150) göre, alıcı bakımından malların çekiciliini artıran bir ilev görmektedir. Malın çekici yanları çounlukla pazardan kaynaklanmaktadır; bu kutsallık özellikle iirsel üslûpla yaratılmaktadır. Benjamin in sözünü ettii iirsel üslûp, yirmi birinci yüzyılda reklamlardan haber bültenlerine kadar pek çok alanda yaratılmaya çalıılmaktadır. Dolayısıyla, Benjamin in aura sız dünya olarak nitelendirdii dünyada kutsal olan deerlerin yerinin iirsellikle doldurulmaya çalııldıı da söylenebilir. Sözü edilen aura oldukça yapaydır; ama geçmiteki aura dan izler de taımaktadır. Baudelaire ile Marks arasındaki yakınlıkları fark eden ilk kii olarak Benjamin i gören Berman ın (1994) bakı açısı, söz konusu yargı ile örtümektedir. Ona göre, burjuvazi, daha önce saygı gösterilen her türlü etkinliin üzerindeki aura yı çekip almıtır. Bu süreçte, doktor, hukukçu, rahip, air ve bilim adamı ücretli içilere dönümütür. Hem Baudelaire hem de Marks için modern yaama özgü en önemli deneyimlerden biri kutsallıın yok ediliidir. Marks ın kuramı, bu deneyimi tarihsel bir balam içine yerletirmektedir. Baudelaire in iiri ise bunun içeriden nasıl duyumsandıını göstermektedir. On dokuzuncu yüzyılla yirminci yüzyıl arasındaki en büyük farklardan biri Baudelaire ve Marks ın yüzyılında söküp atılan aura nın yerine yepyeni aura lardan oluan bir a yaratılmı olmasıdır. Marshall Berman a (1994) göre, Marks, kapitalizmin herkes için böyle bir deneyim tarzını ortadan kaldırma eiliminde olduunu savunmaktadır. Kutsal olan her ey dünyevilemekte; kutsallık yitirilmektedir. Marks, bunun korkutucu yönlerinin farkındadır. Modern insanları durduracak bir ey kalmamıtır. Marks, Kapital in ilk cildindeki meta fetiizmi analiziyle piyasa toplumunda özneler arası ilikileri, eyler arasındaki salt fiziksel ilikiler olarak örten gizemi aralamaya çalımıtır. Burjuvazi, her alanda olduu gibi kültürel alanda da üretim araçlarını kontrol etmektedir. Modern profesyoneller, entelektüeller ve sanatçılar da ancak i bulabildikleri sürece yaamlarını sürdürebilmektedirler. Dier ticari mallar gibi birer meta olan bu kiiler, rekabetin ini çıkılarına ve piyasanın dalgalanmalarına balıdırlar. Burjuva toplumunun baskısı, sermayeyi artırmayan kiilere para verilmesini engellemektedir. Bu nedenle profesyoneller, sermayesi olan birinin denetiminde, onların paralarıyla piyasadaki eylemlerini gerçekletirerek kendilerini ve emeklerini parça parça satmak zorunda kalmaktadırlar. Söz konusu durum, profesyonellerin, kendilerini en kârlı biçimlerde sunabilmeleri için çaba harcamalarını gerektirmektedir. Kendilerini parça parça satarlarken yalnızca fiziksel enerjilerini deil, zihinlerini, duyarlıklarını, en derin duygularını ve hayal güçlerini de satmaktadırlar. Yaptıkları i tamamlandıında ise tüm içiler gibi kendi emeklerinden koparılmı olurlar. Ne var ki yapılanların modern insanlara ulaabilmesi için pazarlama ve daıtım da çok önemlidir. Pazara balı olan ve aura sını yitirdii öne sürülen oklarla örülü yaam deneyiminde insanı büyüleyen bir yön yine de vardır. O da Nurdan Gürbilek in (1995:37) vurgusuyla ilk bakıta deil, son bakıta ak tır. Kültür endüstrisi içindeki her ey çok çabuk tükendii için nesnelerin geleneklerinin yok edildii aura sız çada sevilen nesneye son kez bakılmaktadır. Bu balamda, Benjamin in (Aktaran: Oskay:1981a) edindii temel sorun özgürleimdir. Özgürleimin salanması için meta fetiizminin ve gelenein yıkımının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ne var ki Benjamin in bakı açısına göre, geçmile ilgilenip onu örenmekten de zor olan, geçmii örenmenin niteliidir. Geçmite deerli görülen pek çok nitelik yitirilmektedir. Bunlardan biri deneyim, bellek ve hatıra kavramları ile birlikte deerlendirilen öykü anlatıcılıı dır. 2. Öykü Anlatıcılıı, Deneyim, Bellek ve Hatıra Benjamin in, aura sını yitirdiini öne sürdüü modern yaamda en az aura kadar önem taıyan kavramlarından biri öykü anlatıcılıı dır. Bu kavramı, Benjamin in deneyim, bellek ve hatıra sözcüklerine yükledii anlamlarla birlikte deerlendirmek gerekir. Sözü edilen kavramların deiimi, insanın dünyaya bakı açısındaki deiimle birlikte gerçeklemekte ve kitle iletiim araçlarında geleneksel anlamda öykü anlatıcısından izler taıyan televizyon kiilikleri yaratılmaktadır.

5 513 Benjamin (1995), insanın özgürlemesinin araçlarından biri olan öykü anlatıcısı nın ve öykü dinleyicisi nin modern yaamda hiçbir hükmü kalmadıını öne sürmektedir. Öykü anlatıcılıı nın yaamdan giderek uzaklamasına kout olarak insanların deneyimlerini paylama yeteneklerinin ellerinden alındıını belirten Benjamin, deneyimin giderek gözden düüüne dikkat çekmektedir. Aızdan aza aktarılan deneyim, öykü anlatıcılarının beslendii kaynaktır. Öyküleri yazıya geçirenler arasında en büyük olanlar, adı sanı bilinmeyen öykücülerin anlattıklarına balı kalanlardır. ki tür anlatıcıdan söz edilebilir: lki, halkın gözünde uzaklardan gelen, ikincisi ise yörenin gelenekleri hakkında bilgi sahibi olan öykü anlatıcılarıdır. Sözü edilen öykü anlatıcıları, eski çalarda resmedilecek olursa bunlardan biri yerleik çiftçi, dieri ise ticaretle uraan denizcidir. lk gerçek öykü anlatıcısından da bir masal anlatıcısı olarak söz edilir. Masal, insanolunun, mitlerin yarattıı kâbustan kurtulmak için yaptıı ilk denemeleri anlatmaktadır. Eski mitolojik çalar geride kaldıkça insanın ansının nasıl arttıını; korkunun ne olduunu örenmek için yola çıkan adamın ahsında, bizi korkutan eylerin gerçek yüzünü kavrayabileceimizi; bilginin ahsında, mitosun ortaya koyduu soruların Sfenks paradoksunda olduu gibi aslında çok basit olduunu; masalda çocuun yardımına koan hayvanların ahsında, doanın yalnızca mitosun hizmetinde olmayıp, daha çok insanla aynı safta olmayı tercih ettiini gösterir. Masalın eski çalarda insanoluna ve bugün hâlâ çocuklara verdii ders u: En dorusu, mitoloji dünyasının güçlerini kurnazlıkla ve neeyle karılamaktır. [ ] Masalın sahip olduu bu özgürletirici büyü, doayı mitolojik biçimde ie karıtırmaktansa, onun özgürlemi insanla olan suç ortaklıına iaret eder (Benjamin, 1995:94). Benjamin e (1995) göre, öykü anlatıcılıı nın gerilemesiyle sonuçlanan sürecin ilk belirtisi romanın douudur. Romanı, geleneksel öyküden ayıran özellik kitaba baımlı oluudur. Roman, ne sözlü edebiyattan gelmekte ne de ona dönmektedir. Öykü anlatıcısı, anlatısını deneyimden çekip almakta; kendi deneyiminden ya da ona aktarılanlardan yola çıkararak kendisini dinleyenlerin deneyimini yaratmaktadır. Romancı ise kendini böylesi bir süreçten soyutlamıtır. Roman, tek baına kalmı bireyin ürünüdür. Benjamin (1995), öykü anlatıcılıı nın geriledii, deneyim in deerini yitirdii süreçte tüm örgütlenmenin bilgi çerçevesinde gerçekletiini öne sürmektedir. Bu balamda, Villemessant ın bilginin doasına ilikin olarak öne sürdüü formülden yararlanmaktadır. Quartier Latin de bir çatıda çıkan yangın, Madrid teki devrimden daha önemlidir. Bu da çarpıcı bir biçimde gösteriyor ki, artık uzaklardan gelen bilgi deil, bizi en yakında olup bitene ulatıran enformasyon kabul görüyor. Bir zamanlar uzakların bilgisi ister yabancı ülkelerle ilgili mekânsal bir bilgi, ister gelenee dair zamansal bir bilgi olsun doruluu denetlenemese de onu geçerli kılan bir yetkiye sahipti. Oysa enformasyon, anında dorulanabilir olma iddiasını taır. Enformasyonun önkoulu, kendinde ve kendi için anlaılabilir görünmesidir. Gerçi çou zaman, eski yüzyılların bilgisinden daha kesin deildir. Ama geçmi bilgisinin mucizevî olandan beslenme eilimine karı, enformasyon makul görünmek zorundadır. Bu yüzden hikâye anlatıcılıının ruhuna ters düer. Eer hikâye anlatıcılıına giderek daha az rastlıyorsak, bunda enformasyon aının belirleyici bir rolü vardır (Benjamin, 1995:82). Benjamin in (1995) vurgusuyla her gün dünyada yaanan çeitli olaylardan haberdar olunmaktadır; ama dikkate deer öyküler yoktur. Bunun gerekçesi, tüm olayların artık hazır bir açıklamayla aktarılmasıdır. Modern yaamda olup bitenler, öykü anlatıcılıı nın deil, bilgi nin iine yaramaktadır. Bilgi, yalnızca yeni olduu anda deer taımaktadır. Öykü ise gücünü koruyarak yıllar sonra bile harekete geçirilebilmektedir. Yalnızca önemli görülen bilgilerin dikkat çekecek biçimde öykületirilerek pazarlandıı modern yaamda öykü gücünü yitirmekte ve özgün üslûpların yaratılması olanaksızlamaktadır. Benjamin (1995), bu özgün üslûba karılık gelecek biçimde bakir anlatım ifadesini kullanmaktadır. Bir öyküyü bellee ait kılmak için gerekli olan en önemli unsur bakir anlatımdır. Bunun yanı sıra dinleyici, öyküyü dinlerken kendini ne kadar unutursa dinledikleri belleinde o kadar yer eder. Kii, kendini anlatının akıına öyle bir kaptırır ki kendini o öyküyü yeniden anlatırken buluverir. Öykü anlatma yeteneine beiklik eden a da bu ekilde örülmektedir. Ne var ki, sözü edilen a aynı hızla da sökülmektedir. Modern insan, artık kısaltılamayacak eyler için çaba harcamamaktadır. Kendini gelenekten kopartan modern kısa öykünün douu bunun kanıtıdır. Modern kısa öykünün douu, Benjamin in sözünü ettii biçimde geleneksel anlamda öykü anlatıcılıı nın gerileyiinin bir baka göstergesi olarak kabul edildiinde, bu gerilemenin farklı toplumlarda farklı biçimlerde yansıyabilecei gerçeini de göz önünde bulundurma gerei ortaya

6 514 çıkmaktadır. Benjamin in, daha çok sanayilemeye balayan Batı toplumları için betimledii bu sürecin Türkiye de daha geç dönemlerde yaandıı bir gerçektir. Nitekim, sözü edilen toplumsal gerçekliin Türk edebiyatındaki yansımaları daha farklı bir düzlemde gerçeklemitir. Modern olarak nitelenen kısa öykü yazarları, geleneksel öykü anlatıcısının özelliklerini taıyan kiiler olmulardır. Kısa öyküleri ile tanınan Ömer Seyfettin, Memduh evket Esendal ve Fahri Celâlettin Göktulga gibi yazarlar, sözlü kültürden yararlanmılardır. Bu anlamda, meddah gelenei ve ortaoyununa ait öeler, kısa öykü denen edebi bir tür içinde izleyiciyi kendine çekmeyi baarmıtır. Dolayısıyla, öykü anlatıcılıı gerilese bile edebiyatın yanı sıra sinema ve televizyon gibi kitle iletiim araçlarında sözlü kültürün izleri sürülebilir. nsanların öykü dinleme gereksiniminin sona erdiini söylemek güçtür. Benjamin e (1995) göre öykü, bir ey iletmenin en eski biçimlerinden biridir. Öykü, olup biteni deneyim olarak dinleyicilere aktarmak üzere anlatıcının yaamına gömmektedir. Bir çömlekçinin parmak izleri nasıl çömlee yapııp kalırsa öykücü de anlatıda öyle iz bırakmaktadır. Ne var ki ne yirminci yüzyıl ne de yirmi birinci yüzyılın doası, Benjamin in çömlee yapıan parmak izleri örneinde olduu derecede iz bırakacak üretimlerle biçimlenmemektedir. Bu, bilginin hızla üretildii, ilendii ve yayıldıı süreçte kalıcılaan edimler yaratmak yönünde hiçbir çaba olmadıı anlamında düünülmemelidir. Benjamin in daha önce vurgulanan ifadesi tersine çevrilecek olursa ancak kısaltılabilir eylerin uramaya deer görüldüü modern yaam, geçmiin önemli kavramlarını tarihin derinliklerine gömmeye hazırdır. Hatıra da bu kavramlardan biridir. Benjamin, dinleyicinin öykü anlatıcısıyla kurduu iliki balamında hatıra kavramına da farklı bir anlam yüklemektedir. Benjamin e (1995) göre, hatıra bir olayı kuaktan kuaa aktaran gelenek zinciridir. Tüm öykülerin sonunda oluturacaı aı hatıra örmektedir. Ne var ki, roman türünde gelenek zinciri anlamında hatıradan söz edilemez. Destansı bellek de yitirilmitir. Gürbilek (1986:89-90), Benjamin in sözünü ettii destansı bellek yitiminin, Bakhtin in dile getirdii anlamda karnavalların ve enliklerin içeriini de boalttıını öne sürmektedir. Gülmeyi yıkıcı içeriinden kopartan kapitalizm, söz konusu enlikleri unutuun, kayıtsızlıın ve kabulleniin bir parçası olmaya zorlamaktadır. Benjamin, geçmiin yıkıntıları arasında silinip gitme tehlikesiyle yüz yüze olan bellei aramaktadır. Bir halkaya büyüleyiciliini veren bellektir. enlii bir elence endüstrisi olmaktan çıkaracak olan da söz konusu bellektir. Sözü edilen bellein tam olarak canlandırılması ise olanaksız görülmektedir. Benjamin in bellek kavramına daha çok toplumsal özellikler atfettii görülmektedir. Özellikle gazetenin araçsal doasından yola çıkan Benjamin e (2000:122) göre, kısa haberin az bir yere gereksinimi vardır. Gazetenin en çekici yönlerinden biri, bu kısa haberlerden domaktadır. Sürekli yenilenmeye gereksinimi olan kısa haberin en sevilen kaynakları arasında kentteki dedikodular, tiyatrodaki entrikalar ve bilinmeye deer eyler vardır. Bunun yanı sıra tefrika türünün belirleyici özelliklerinden biri, yani ucuz çekicilik, kısa haberin baat özelliidir. Yirmi birinci yüzyılda kitle iletiim araçlarının taıdıı magazin içerii, Benjamin in sözünü ettii dönemin bakı açısı ile örtüür niteliktedir. Bilinmeye deer eyler arasında yer alan dedikodular, skandallar, sansasyonel olaylar ve dramlarla biçimlenen bir söylemden söz edilmektedir. Gürbilek (2001), geçmiin bir tür alıntıdan ibaret kılınıına dikkat çekmektedir. Bu yüzyılın yazı ve düünce tarzını belirleyen üslûbun ayırt edici özellii, fiilsiz balıkların yanı sıra fiillere yordu (imdiki zamanın hikâyesi) ve mıtı (geçmi zamanın hikâyesi) ekleriyle birlikte yer verilmesidir. Herhangi bir olayın imdiki zamanın hikâyesi ( yordu) ile anlatılması, anlatanın o olay hakkında bilinebilecek her eyi bildii ve tanıdıı iddiasını taımaktadır. Oysa etkinliklerin ve yaantıların deil, adlandırmanın önemli olduu bir anlatım tarzında söz her zaman öyküyü alıntıdan ibaret kılmakta; kurgusallıa bir tür gerçeklik ve yaanmılık kazandırmaktadır. Yaanmılık, bir imgeye, görüntüler evrenine dönümektedir. Bunun yanı sıra, geçmite yaananları bugünün imgelem ve gereksinimleri dorultusunda tanımlamak konusunda oldukça baarılıdır. Bu anlamda, yaratılan imgeler çerçevesinde geçmiin bir alıntıya dönümesi ve popüler imgelerle sabitlenmesi söz konusu olmaktadır. Sözün evetledii, aslında kendi kurduudur. Nitekim, kitle iletiim araçlarında haberin nesnel bir olay olarak deil, öznenin baından geçmi kiisel bir öykü, bir yaam öyküsü olarak aktarıldıına tanık olunmaktadır. Gürbilek in (2001) söylediklerinden yola çıkılarak haberin magazinletirilmi doasının bu öyküleme teknii ile yaratıldıı söylenebilir. Hatta söz konusu üslûp, Gürbilek in ifade ettii gibi, haberin odaına yerletirilebilecek gerçek kiiler bulunmadıında hayali kiilerin baından geçmi gibi

7 515 kurgulamayı da beraberinde getirmitir. Cümle kurulularından sözcük oyunlarına, edebi göndermelerden kurguya kadar edebiyatı taklit eden bir üslûp vardır. Haberlerdeki trajik öykü, portre ve aile dramları, edebiyata öykünen söylemin bir ürünü olarak sergilenmektedir. Dolayısıyla, haberle öykü, gerçekle kurgu, gazetecilikle edebiyat, nesnellikle öznellik arasındaki belirsizleme, kutsallıını yitirdii öne sürülen çada kamusal alanla özel alan arasındaki belirsizlemenin bir göstergesi olarak biçimlenmektedir. Söz konusu alan, televizyon kiiliklerinin piyasada birer flâneur (aylak adam) olarak dolamasının anlamını belirlemektedir. 3. Kitle Toplumunda Ürünün Dolaımı: Flâneur Benjamin, bayapıtı olarak kabul edilen Pasajlar da, Rolf Tiedemann ın (2000) da vurguladıı gibi, en erken endüstri ürünleri, maazalar ve reklamların karakteri üzerinde durmaktadır. Pasajlar, serbest dolaımı temel alan kitle toplumunun yücelttii bir deer olarak moda olgusu, bu olgunun biçimlendirdii aura sız sanat yapıtı ile kendini modern toplumun boucu ortamında ancak flâneur lük, yani aylaklıkla özgür kılabilen kiiye ilikindir. Bu anlamda, Pasajlar daki aura (hâle), flâneur (aylak adam) ve moda kavramlarının kitle toplumunda meta nın dolaımı ve flâneur ün yürüyüü balamında tartıılması gerekmektedir. Benjamin in Baudelaire odaında dile getirdikleri, onun flâneur kavramına bakıını ortaya koyması açısından oldukça önemlidir. Benjamin in temel kavramlarından biri olan flâneur ün Fransızcadaki anlamı avare gezinen 5 dir. Aynı zamanda, yaya olarak dolaırken çevre izlenimleriyle düünce üreten kii anlamını taımaktadır. Benjamin (1990), Paris in ilk kez Baudelaire de lirik iire konu olduunu belirtmektedir. Caddeler, sokak lambaları, maazalar gibi modern ehre ait kavramlar, Baudelaire ile birlikte iire girmitir. Bu kentteki kalabalık, onun iirine model oluturmamı; ancak gizli bir figür olarak etkisini duyumsatmıtır. Paris, burada bir kent deildir; alegorik bir bireyin yabancılamı bakılarını taımaktadır. Flâneur, sanat piyasasının içinde domakta ve derebeyi kökenli sanat koruyucusu için deil, burjuvazinin anonim kitlesi için çalımaktadır. Aydın denen kimse de flâneur ün kiiliinde piyasaya çıkmaktadır. Piyasaya çıkıının gerçek amacı kendine alıcı bulabilmek olan flâneur ün ekonomik konumundaki kararsızlıına kout olarak politik kararı da oldukça belirsizdir. Benjamin e (1990) göre, flâneur tipini yaratan Paris tir ve Paris türlü yaamlarla dolu bir peyzaja dönütürülmütür. Bu kent, flâneur ün önünde bir peyzaj olarak açılmakta ve onu oda gibi içine almaktadır. Bir yanda her eyin ve herkesin kendine baktıını duyumsayan bir kii, dier yanda bulunması tümüyle olanaksız bir kiilik saklıdır. Bu, flâneur olarak gezinmenin yarattıı bir çelikidir. Flâneur ün gezdii caddeler, kitlenin konutudur. Kitle, her zaman tedirgin ve devinim içindedir. Flâneur, kitlenin tüketime çarıldıı piyasanın gözlemcisidir. Bu anlamda flâneur, kapitalistin, tüketicinin imparatorluuna göndermi olduu bir keif yolu olarak tanımlanmaktadır. Benjamin e (1990) göre, kitleden ayrı düünülemeyecek olan flâneur ün toplumsal temeli gazeteciliktir. Gazeteci, kendini satıa sunmak amacıyla flâneur olarak piyasaya çıkmaktadır. Flâneur ün toplumsal boyutu bununla da sınırlı kalmaz. Marks ın dile getirdii gibi, her malın deeri, kullanım deeriyle maddeleen nicelii ve üretimi için toplumsal bakımdan gerekli olan çalıma süresince ortaya çıkmaktadır. Gazeteci de flâneur olarak bunu bilmiyormu gibi davranmayı yelemektedir. Gazeteci, bulvarda geçirdii bo zamanları da çalıma zamanına katarak çalımasının deerini artırmaktadır. Öyle ki bu deer, herkesin gözünde fantastik bir nitelie bürünmektedir. Aura sız yaamda konumlandırılan flâneur ün, her fırsatta kitleye sıınan, daha çok piyasada gözlemler yapan ve gazetecilik toplumsal temeline sahip bir kii olarak deerlendirilmesi oldukça ilginçtir. Flâneur ü, on dokuzuncu yüzyılın Paris inden yirmi birinci yüzyıla taıyan asıl özellikler de bunlardır. Bu özellikler dolayısıyla flâneur, dolaım hâlindeki ürünün özelliini paylamaktadır. Benjamin e (1990) göre, kalabalıın karıt bir görünümü olan flâneur, kökünden kopmu bir bireyi simgelemektedir. Onun yeri yalnızca kalabalıın içidir. Kendini, geldii sınıfın içerisinde deil, kalabalıın içinde evindeymi gibi duyumsamaktadır. Flâneur ün dolatıı son yer olarak büyük maazalar, dülerin maddeletii yerlerdir. Bireyin sanatı olarak balayan flâneur lük, orada kitleler için bir zorunluluk noktasına varmıtır. 5 Pasajlar adlı yapıtın çevirisini yapan Ahmet CEMAL in notu.

8 516 Flâneur kavramını anlamlı kılan mekânlardan biri, Benjamin için Paris teki pasajlardır. Dolayısıyla Benjamin e (2000:131) göre, pasajlar yapılmasaydı flâneur gibi dolamanın bir anlamı olmazdı. Endüstriyel lüksün yeni sayılabilecek bir buluu olarak pasajlar, bina kitlelerinin arasından geçen, üstü camla örtülü, mermer kaplı geçitlerdir. Iıı yukarıdan alan bu geçitlerin iki yanı ık dükkânlarla bezenmitir. Bu pasaj, balı baına bir dünyadır. Flâneur ün evi de bu dünyadır. Sonuç Walter Benjamin in kültür endüstrisi odaında dile getirdikleri, gösteri çaı, imgeler evreni, öhret kültürü gibi adlarla nitelendirilen yaamın özündeki deiimlere de ıık tutacak niteliktedir. Kitle toplumunda sanatın ve sanatçının doasında meydana gelen deiimler ile kitle kültürünün düük düzeyine odaklanan eletirel bakı, bilginin hızla üretilip yayıldıı ve tüketildii yirmi birinci yüzyılda da ba tacı edilen deerlerle insanları yüzletirmektedir. Tüketim ideolojisi ile biçimlenen gösteri çaında insanın dünyayı algılama biçimi deimi; geçmiin aura sı, yani hâlesi ve öykü anlatıcılıı gibi gelenekleri artık çok gerilerde kalmı olsa da sözü edilen aura nın kitle iletiim araçlarında baka ekillerde yaratılmaya çalııldıı, öykü anlatıcılıı ndan vazgeçilemedii ve flâneur (aylak adam) kimliinin de yaam olanaı bulduu söylenebilir. Tüketime insanî bir boyut kazandırılmaya çalııldıı bu süreçte artık imgeler baroldedir ve aura yapay yollarla yaratılacaktır. nsanlar da söz konusu yapaylıın yarattıı kültürü piyasanın kurallarına uyarak ve özgürlüklerini yitirerek tüketeceklerdir. KAYNAKÇA ADORNO, Theodor (2006). Kültür Endüstrisini Yeniden Düünürken. (çev.: Bülent O. Doan), BENJAMN, Walter (1990). Benjamin, Baudelaire ve Pasajlar. (çev.: Ahmet Cemal), Argos 28: (1995). Hikâye Anlatıcısı. (çev.: Nurdan Gürbilek ve Sabir Yücesoy), Son Bakıta Ak. (hzl. Nurdan Gürbilek), (çev.: Ahmet Doukan vd.), stanbul: Metis Yayınları. (1987). Moda Üzerine. (çev.: Ahmet Cemal), Gergedan 1: (2000). Pasajlar, (çev.: Ahmet Cemal), stanbul: Yapı Kredi Yayınları. BERMAN, Marshall (1994). Katı Olan Her ey Buharlaıyor, (çev: Ümit Altu ve Bülent Peker), stanbul: letiim Yayınları. DEMRALP, Ouz (1999). Tanrı Bakılı Çocuk. stanbul: Yapı Kredi Yayınları. DOLLOT, Louis (1991). Kitle Kültürü ve Bireysel Kültür, (çev.: Özlem Nudralı), stanbul: letiim Yayınları. GÜRBLEK, Nurdan (1986). Bir Unutuun Öyküsü. Akıntıya Karı Tartıma Dizisi 2. (1995). Sunu, Son Bakıta Ak,( hzl.: Nurdan Gürbilek), stanbul: Metis Yayınları. (2001). Vitrinde Yaamak: 1980 lerin Kültürel klimi. stanbul: Metis Yayınları. JAY, Martin (2005). Diyalektik mgelem, (çev.: Ünsal Oskay), stanbul: Belge Yayınları. KEJANLIOLU, Beybin. Frankfurt Okulu nun Eletirel Bir Uraı: letiim ve Medya, Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları. OSKAY, Ünsal (1981a). Benjamin de Tarih, Kültür ve Fantazya Anlayıı, Oluum 43: (1981b). Sanatın Modern Döneme Giriinde Charles Baudelaire ve Direnimci Modernizmi (II), Oluum 50: TIEDEMANN, Rolf (2000). Pasajlar Yapıtına Giri, Pasajlar, (çev.: Ahmet Cemal), stanbul: Yapı Kredi Yayınları.

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA

Detaylı

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 1 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 2 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi

Detaylı

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ YAPI Madde 1. Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Kulübü, kısa adıyla K.Ü.S.B., Koç Üniversitesi örenci kulüpleri tüzüüne balı ve Koç Üniversitesi örencilerinin

Detaylı

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler BOSAD Boya Sanayicileri Dernei Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler TÜRK BOYA SEKTÖRÜ Dünya ekonomisindeki gelimeyle paralel olarak dünya boya üretimi bugün 29,4 milyon ton civarında gerçeklemektedir ve

Detaylı

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM Dr. Ayhan HELVACI *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik

Detaylı

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 02.01.2005 KATILIMCI YEREL YÖNETM ANLAYIINDA E-BELEDYECLN YER VE ÖNEM H.Burçin HENDEN Özet 21. yüzyılın yönetim felsefesi Verimlilik,

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER * MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER * Prof. Dr. lknur OKATAN *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu Bildirisi SDÜ, 7-10 Nisan 2004, Isparta Sunu Sayın Bakan

Detaylı

GRAFK TASARIM ÜRÜNLERNDE ANLAMIN KURGULANII OLARAK NESNENN DÖNÜTÜRÜLMES

GRAFK TASARIM ÜRÜNLERNDE ANLAMIN KURGULANII OLARAK NESNENN DÖNÜTÜRÜLMES GRAFK TASARIM ÜRÜNLERNDE ANLAMIN KURGULANII OLARAK NESNENN DÖNÜTÜRÜLMES Özgür AKTA Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Eitim - Öretim ve Sınav Yönetmeliinin Resim Bölümü çin Öngördüü

Detaylı

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE

Detaylı

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul TÜRK SANAYCLER VE ADAMLARI DERNE TÜSAD YÖNETM KURULU BAKANI ARZUHAN DOAN YALÇINDA IN BAHÇEEHR ÜNVERSTES GLOBAL LDERLK FORUMU AÇILI KONUMASI 11 Mayıs 2007 Bahçeehir Üniversitesi, stanbul Deerli katılımcılar,

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

1.Kameranın Toplumsal Tarihi. 2.Film ve Video Kameraları. 3.Video Sinyalinin Yapılandırılması. 4.Objektif. 5.Kamera Kulanım Özellikleri. 6.

1.Kameranın Toplumsal Tarihi. 2.Film ve Video Kameraları. 3.Video Sinyalinin Yapılandırılması. 4.Objektif. 5.Kamera Kulanım Özellikleri. 6. 1.Kameranın Toplumsal Tarihi 2.Film ve Video Kameraları 3.Video Sinyalinin Yapılandırılması 4.Objektif 5.Kamera Kulanım Özellikleri 6.Aydınlatma 1 7.Ses 8.Kurgu 0888 228 22 22 WWW.22KASİMYAYİNLARİ.COM

Detaylı

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE Sayfa No: 1 A- 1-RAPORUN DÖNEM : Faaliyet raporu, BOYASAN A. nin MART/2010 yılı faaliyetlerini kapsar. 2-ORTAKLIIN ÜNVANI : BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET A.. 3-DÖNEM ÇNDE YÖNETM VE DENETM KURULUNDA GÖREV

Detaylı

BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU

BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU 14 Aralık 1960 tarihli ktisadi birlii ve Gelime Tekilat Anlamasının, özellikle 1b), 1 c), 3 a) ve 5 b) maddeleri uyarınca; 23 Eylül

Detaylı

2. Reklamlarda leti im ve Mesaj

2. Reklamlarda leti im ve Mesaj Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 34 Volume: 7 Issue: 34 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 TÜRK TELEVZYONLARINDAK GIDA REKLAMLARINDA

Detaylı

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Giri Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Taner Kavasolu Devlet Planlama Tekilatı Kalkınma Planlarımızda, ülke corafyasında ve kesimler arasında dengeli bir gelime salanması hedefi, ülke ekonomisi için

Detaylı

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu ette tüketim endeksi, ekonomideki tüketim eilimlerini kartla yapılan tüketimi baz alarak incelemektedir. Bu nedenle, endeks

Detaylı

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI Amaç Brisa, hissedarlarıyla effaf ve yakın bir iletiim içinde olmayı ilke edinmitir. Bu kapsamda Brisa yönetimi stratejik planları uygulayıp,

Detaylı

Üretim irketleri daıtım irketleri ile itirak ilikisine girebilirler fakat kontrol oluturamazlar (Md. 3.c.1)

Üretim irketleri daıtım irketleri ile itirak ilikisine girebilirler fakat kontrol oluturamazlar (Md. 3.c.1) Elektrik Sektörünün Yeniden Yapılanması Sürecinde Daıtım Faaliyetlerinde Dikey Ayrıtırma zak Atiyas, Sabancı Üniversitesi 1 18 Nisan 2006 Üretim, iletim, daıtım ve perakende satı faaliyetlerinin birbirinden

Detaylı

GYLEBLR SANAT BALAMINDA GELENEKSELDEN GÜNCELE SHIBORI TEKN UYGULAMALARI

GYLEBLR SANAT BALAMINDA GELENEKSELDEN GÜNCELE SHIBORI TEKN UYGULAMALARI T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNVERSTES GÜZEL SANATLAR FAKÜLTES TEKSTL BÖLÜMÜ TEKSTL ANASANAT DALI LSANS TEZ GYLEBLR SANAT BALAMINDA GELENEKSELDEN GÜNCELE SHIBORI TEKN UYGULAMALARI Gül Menet KIRMIZI Danıman Yard. Doç.

Detaylı

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI Türk ve dünya edebiyatında ortaya konan eserler, amaçları ve içerikleri açısından farklı özellikler taşırlar. Bu eserler genel olarak üç ana başlıkta toplanır. Ancak son dönemde bu sınıflandırmaların sınırları

Detaylı

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır. TÜLN OTBÇER Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır. Ankara Hacettepe Üniversitesi Mayıs, 2004 ! - " $ - "%%&%$ - "%' $ - "(%' $ - "( ) (* $+,( $ - ") (',( $ - "- %./$ 0 1*&/1(2, %("%. 3/1(4""3%(/1-( /32 $$

Detaylı

FORDİZM: Kitlesel Üretim Kitlesel Tüketim Gerektirir.

FORDİZM: Kitlesel Üretim Kitlesel Tüketim Gerektirir. PROFAŞİST EYLEM Dünya düzeninde büyük değişiklikler yaratan I.Dünya Savaşı dönem eşiği; kültürel arkaplanda bahçeşehir anlayışına doğru ilerlerken dönemin önemli eşiklerinden biri Fordizm akımıdır. Kamu

Detaylı

MIKHAIL BAKHTIN : EDEBYATIN GEREKÇELENDRLMES *

MIKHAIL BAKHTIN : EDEBYATIN GEREKÇELENDRLMES * MIKHAIL BAKHTIN : EDEBYATIN GEREKÇELENDRLMES * ngilizce den Çeviren Yrd. Doç. Dr.. Murat ÇAKMAKÇI** * Mikhail Mikhailoviç Bakhtin, XX. yüzyılın en etkili edebiyat eletirmenlerinden birisidir. Fakat, genellikle

Detaylı

TURİZM PAZARLAMASI REKLAM

TURİZM PAZARLAMASI REKLAM TURİZM PAZARLAMASI Turizm Pazarlamasında Tutundurma REKLAM Reklâm; belirli bir ücret karşılığında ve ücretin kimin tarafından ödendiği bilinecek biçimde; bir turizm işletmesinin ve turizm bölgesinin ürünlerinin

Detaylı

HALK ANLATILARINDA HAYAT HKÂYES UNSURU Context Of Life Story In Folk Narratives Dr. Süheyla SARITA *

HALK ANLATILARINDA HAYAT HKÂYES UNSURU Context Of Life Story In Folk Narratives Dr. Süheyla SARITA * HALK ANLATILARINDA HAYAT HKÂYES UNSURU Context Of Life Story In Folk Narratives Dr. Süheyla SARITA * Halk biliminin en önemli bölümünü, sözlü gelenekte üretilen halk anlatıları oluturmaktadır. Halk anlatıları

Detaylı

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi INTOSAI KAMU KESMÇ KONTROL STANDARTLARI REHBER Özet Çeviri Baran Özeren Sayıtay Uzman Denetiçisi 2 Haziran 2004 Çevirenin Notu Denetim meslei ile ilgili kamu ve özel sektör organizasyonları, son yirmi

Detaylı

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan: BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI MADDE 1 01/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüe

Detaylı

e.t.t.e tüketim endeksi

e.t.t.e tüketim endeksi Kartlı alıverie dayalı e.t.t.e tüketim endeksi.sayı Ercan Türkan (ercan.turkan@tcmb.gov.tr) 22 Ocak 09 Özet Aralık 08 itibariyle tüketim endeksi, nominal olarak yıllık bazda yüzde 3,3 oranında artı göstermitir.

Detaylı

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * Ara.Gör.Ilgım KILIÇ *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu

Detaylı

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Download von www.bteu.de / Avrupali Türk Isadamlari Birligi Hannover / TAM Vakfi Yayinlari!" #"# Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Bu

Detaylı

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra;

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra; BORYAD / Aralık 2009 1. 2009, finansal anlamda fırtınalı bir yıldı. Kısaca iecam ın 2009 yılını deerlendirebilir misiniz? Öncelikli konularınız neler oldu, kârlılık hedefleriniz de büyük amalar görüldü

Detaylı

1. Multimedya Sistemleri

1. Multimedya Sistemleri Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 34 Volume: 7 Issue: 34 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 BREYN POPÜLER MULTMEDYA BALANTILARINDA,

Detaylı

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI Belediyelerin görevlerini etkin ve verimli bir ekilde yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duydukları optimal (ihtiyaçtan ne fazla ne de az) kadronun nicelik ve

Detaylı

GELENEKSEL GIDA VE DİĞER TEMEL KAVRAMLAR

GELENEKSEL GIDA VE DİĞER TEMEL KAVRAMLAR GELENEKSEL GIDA VE DİĞER TEMEL KAVRAMLAR 2016 Geleneksel gıdalar, her kültürde olduğu gibi Türkiye de de coğrafya, iklim, tarımsal üretim imkanları ve hepsinin üzerinde de «geleneksel yaşam tarzının» etkisi

Detaylı

03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) 03.01. EMS Yönteminde Dilüsyon Kavramı

03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) 03.01. EMS Yönteminde Dilüsyon Kavramı 03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) En muhtemel sayı yöntemi, tüp dilüsyon yönteminin gelitirilmi eklidir. Bu yöntemde, materyalden FTS ile standart 1 : 9 oranında dilüsyon yapılır. Dilüsyonlardan

Detaylı

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

! # $%! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$%!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+##,#(#-./(01###.#/23 ",#' -(+ 4 5( ( 6)#6(-'(+#)75(#89,9(:

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI AMERKA BRLEK DEVLETLER SAYITAYI Yazan: Dawid M. WALKER Çeviren: Müslüm PARLAK Amerika Birleik Devletleri Sayıtayı, Birleik Devlet yönetiminin yasama bölümü içerisinde yer alan baımsız bir kurumdur. Genellikle

Detaylı

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

! # $%! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$%!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+##,#(#-./(01###.#/23 ",#' -(+ 4 5( ( 6)#6(-'(+#)75(#89,9(:

Detaylı

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir Türkiye de Bölgesel Kalkınmanın Aracı Olarak Kalkınma Ajansları: zmir Kalkınma Ajansı Örnei Ergüder Can zmir Kalkınma Ajansı Giri: Türkiye de dier ülkeler gibi bölgelerarası hatta bölgeler içinde kalkınma

Detaylı

BYS. T.C. Ulatırma Bakanlıı Biliim Belge Yönetim Sistemi Çözümü

BYS. T.C. Ulatırma Bakanlıı Biliim Belge Yönetim Sistemi Çözümü BYS T.C. Ulatırma Bakanlıı Biliim Belge Yönetim Sistemi Çözümü Sunu Planı E-Ulatırma Projesinin Amacı, Konusu biliimbys nin Projedeki Yeri biliimbys nin Kapsamı biliimbys Nasıl Çalııyor? Saladıı Yararlar

Detaylı

KONTROL SSTEMLER LABORATUARI

KONTROL SSTEMLER LABORATUARI YILDIZ TEKNK ÜNVERSTES ELEKTRK-ELEKTRONK FAKÜLTES KONTROL ve OTOMASYON MÜHENDSL BÖLÜMÜ KONTROL SSTEMLER LABORATUARI Doç.Dr. Haluk GÖRGÜN Ar.Gör. brahim ALIKAN Ar.Gör. Yavuz EREN STANBUL - 2010-1 - DiGiAC

Detaylı

RUSYA-UKRAYNA ENERJ KRZ STRATEJK BR DEERLENDRME

RUSYA-UKRAYNA ENERJ KRZ STRATEJK BR DEERLENDRME RUSYA-UKRAYNA ENERJ KRZ STRATEJK BR DEERLENDRME I. RUSYA NIN YEN STRATEJS OCAK 2005 1- Rusya, ekonomik, siyasi ve askeri açıdan yeniden güçlenmek ve öncelikle bölgesinde nüfus sahibi olabilmek stratejisinde

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 1 2 2 2 3 2 4 2 1 2 2 2 3 2 4 2 KONU ADI KAZANIMLAR 1. İletişim sürecini oluşturan ögeleri ve iletişimde dilin işlevini belirler. 2. Dil ve kültür arasındaki ilişkiyi 1.

Detaylı

r i = a i + b i r m + i

r i = a i + b i r m + i Endeks Modelleri William Sharpe tarafından gelitirilen tekli endeks modeli ve onu takip eden çoklu endeks modelleri, portföyün beklenen getirisi ve riskinin hesaplanması için gereken veri sayısını ciddi

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

POPÜLER KÜLTÜR VE MÜZK ÜZERNE ABOUT POPULAR CULTURE AND MUSIC Deniz AYDAR

POPÜLER KÜLTÜR VE MÜZK ÜZERNE ABOUT POPULAR CULTURE AND MUSIC Deniz AYDAR Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7 Issue: 33 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 POPÜLER KÜLTÜR VE MÜZK ÜZERNE ABOUT

Detaylı

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

! # $%! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$%!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+##,#(#-./(01###.#/23 ",#' -(+ 4 5( ( 6 )# 6(- '(+ #)7 5( #

Detaylı

KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER

KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER Prof. Dr. Güngör EVREN Ara. Gör. K. Selçuk ÖÜT.T.Ü. naat Fakültesi Ulatırma Anabilim Dalı Ayazaa / STANBUL 1. GR Kentlerin, büyümeleri ölçüsünde

Detaylı

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk TEKSTL BANKASI A.. Amaç ve Kapsam Tekstil Bankası A.. (Tekstilbank) bilgilendirme politikası; Bankacılık Kanunu ve bu kanuna ilikin düzenlemeler, Sermaye Piyasası Mevzuatı, Türk Ticaret Kanunu, stanbul

Detaylı

KURUMSAL T BAR YÖNET M PROF. DR. HALUK GÜRGEN

KURUMSAL T BAR YÖNET M PROF. DR. HALUK GÜRGEN KURUMSAL T BAR YÖNET M PROF. DR. HALUK GÜRGEN KURUMSAL T BAR tibar alglamalardan oluur. Kurumsal itibar, bir kuruma yönelik her türlü alglamann bütünüdür. Kurumsal itibar; sosyal ortaklarn kurulula ilgili

Detaylı

! " #$! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

!  #$! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+ ##,#(#-.,/0 12#)34 5( 6 7###0# 5 89 ",#' -(+ : ;(

Detaylı

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKS* THE ASSOCIATION BETWEEN GENERAL TARGETS AND GOALS/ACQUISITIONS IN TURKISH LANGUAGE PROGRAM Erhan DURUKAN**

Detaylı

Romanda Mekân Kavramı Concept of Place in Novel

Romanda Mekân Kavramı Concept of Place in Novel Romanda Mekân Kavramı Concept of Place in Novel Mehmet Bakır ENGÜL * Özet Roman, modern zamanların bir anlatı türü olarak hayatı bir bütün halinde kuatma iddiasında olan bir edebi türdür. nsanın sahip

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7 Issue: 33 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 TÜRK HALK RNDE SOSYAL HAYAT BALAMINDA

Detaylı

KÜRESEL YÜZYILDA YEN SOSYAL HAREKETLER VE TOPLUMSAL KATILIMIN TEVK EDC ARACI OLARAK YAZILI BASIN

KÜRESEL YÜZYILDA YEN SOSYAL HAREKETLER VE TOPLUMSAL KATILIMIN TEVK EDC ARACI OLARAK YAZILI BASIN Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 KÜRESEL YÜZYILDA

Detaylı

KÜRESELLEEN DÜNYADA YETKN ETM

KÜRESELLEEN DÜNYADA YETKN ETM !"#$#%$#%&$#' #$$ KÜRESELLEEN DÜNYADA YETKN ETM Doç. Dr. Rıfat Miser Ankara Üniversitesi Eitim Bilimleri Fakültesi Öretim Üyesi ÖZET Günümüzde küreselleme kavramından çok sık söz edilmektedir. Bunun nedeni,

Detaylı

! " #$! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

!  #$! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+ ##,#(#-.,/0 12#)34 5( 6 7###0# 5 89 ",#' -(+ : ;(

Detaylı

Çin Konferansı Panel Bölümü Notları

Çin Konferansı Panel Bölümü Notları Çin Konferansı Panel Bölümü Notları Çin Konferansı kapsamında düzenlenen Çin ve Türkiye: Yatırımda ve Dı Ticarette Sorunlar, Fırsatlar, birlikleri konulu Panel, Çin ile ilikileri olan irketlerin temsilcilerini

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER. HALKLA İLİŞKİLER ve SPONSORLUK. Yrd.Doç.Dr. Özgür GÜLDÜ

HALKLA İLİŞKİLER. HALKLA İLİŞKİLER ve SPONSORLUK. Yrd.Doç.Dr. Özgür GÜLDÜ HALKLA İLİŞKİLER HALKLA İLİŞKİLER ve SPONSORLUK Günümüzün bilgi ve iletişim çağında, ulusal ve uluslar arası rekabet ortamında rakipler arasında ön plana çıkmak, farkındalık yaratmak, hedef kitlelerle

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1 2

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği Sinema ve Televizyon da Etik Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği Etik ve Ahlâk Ayrımı Etik gelenek anlamına gelir ve törebilim olarak da adlandırılır. Bir başka deyişle etik, Bireylerin doğru davranış

Detaylı

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye hakkında hazırlanan lerleme Raporu, Türkiye ile müzakerelerin balaması yönünde olumlu bir

Detaylı

ÖRGÜTLERDE GÖREN ETM ÜZERNE BR ALAN ARATIRMASI

ÖRGÜTLERDE GÖREN ETM ÜZERNE BR ALAN ARATIRMASI ÖRGÜTLERDE GÖREN ETM ÜZERNE BR ALAN ARATIRMASI Edip ÖRÜCÜ (*) Sedat YUMUAK (**) Özet: Bu aratırmanın amacı kamu kurulularında verilen hizmet içi eitimin çalıanlar üzerindeki etkilerinin hangi faktörlere

Detaylı

B LG ÇA INDA SOSYAL SORUMLULUK ODAKLI GAZETEC L K: YURTTA GAZETEC L

B LG ÇA INDA SOSYAL SORUMLULUK ODAKLI GAZETEC L K: YURTTA GAZETEC L Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 BLG ÇAINDA SOSYAL

Detaylı

Son vergi düzenlemeleri ile ortaya çıkan fiyat indirimleri tüketiciye yansıtıldı mı?

Son vergi düzenlemeleri ile ortaya çıkan fiyat indirimleri tüketiciye yansıtıldı mı? Son vergi düzenlemeleri ile ortaya çıkan fiyat indirimleri tüketiciye yansıtıldı mı? Ercan Türkan (ercan.turkan@tcmb.gov.tr) Mayıs 2009 Özet ç talebin canlandırılabilmesi amacıyla Mart ayında bir dizi

Detaylı

MÜZK ÖRETMEN ADAYLARININ PC ORTAMI ÇN YAZILMI OLAN MÜZK PROGRAMLARI VE YAZILIMLARINI KULLANMALARININ GEREKLL

MÜZK ÖRETMEN ADAYLARININ PC ORTAMI ÇN YAZILMI OLAN MÜZK PROGRAMLARI VE YAZILIMLARINI KULLANMALARININ GEREKLL MÜZK ÖRETMEN ADAYLARININ PC ORTAMI ÇN YAZILMI OLAN MÜZK PROGRAMLARI VE YAZILIMLARINI KULLANMALARININ GEREKLL 1. GR Ör. Gör. Adil Levent YÜKSEL *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni

Detaylı

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

! # $%! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$%!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+##,#(#-./(01###.#/23 ",#' -(+ 4 5( ( 6)#6(-'(+#)75(#89,9(:

Detaylı

!" # $%!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

! # $%! ## #!  $ $ # $ %%%! &' % ()! &' !"#$%!" #$ %!" ### $$ %%%!&' ()!&' $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "( * ""+"'", -. ' /0"""-". 123!+"&, '* 4 5 ' ' 6 ("6',& '*"(75 '"8

Detaylı

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU Sayfa No: 1 A) Giri 1.Raporun Dönemi: Bu rapor, Delta Menkul Deerler A.. kuruluunun 1 Ocak 2009 31 Mart 2009 çalıma dönemini kapsamaktadır. 2. Ortaklıın Unvanı: Delta Menkul Deerler A.. irket in Merkezi

Detaylı

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 1 Sayı: 2 Aralık 2010

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 1 Sayı: 2 Aralık 2010 ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 1 Sayı: 2 Aralık 2010 KAVRAM HARTALARI LE NOT TUTMANIN LKÖRETM ÖRENCLERNN DNLEDN ANLAMA

Detaylı

- 92 - *Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Eitim Fakültesi, Yabancı Diller Eitimi Bölümü Öretim Üyesi.

- 92 - *Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Eitim Fakültesi, Yabancı Diller Eitimi Bölümü Öretim Üyesi. Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 34 Volume: 7 Issue: 34 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 GÜLTEN DAYIOLU NUN TUNA DAN UÇAN KU

Detaylı

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

ÜNVERSTELERN GÖREVLER ÜNVERSTELERN GÖREVLER VE YENDEN YAPILANMA Günümüz Türkiye sini gelecee taıyanlar i adamlarıdır. Ancak, i hayatının gayretleri Türkiye yi belli bir sınıra kadar ilerletebilir. Eer Türkiye, kaybettii bilimin

Detaylı

DELTA MENKUL DEERLER A..

DELTA MENKUL DEERLER A.. sayfa No: 1 A) Giri 1.Raporun Dönemi: Bu rapor, Delta Menkul Deerler A.. kuruluunun 1 Ocak 2008 31 Mart 2008 çalıma dönemini kapsamaktadır. 2. Ortaklıın Unvanı: Delta Menkul Deerler A.. 3. Dönem çinde

Detaylı

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014 BİLİMKURGU: BAŞKA BİR VAROLUŞ MÜMKÜN Bilimkurgu bir bakışa göre Samosata lı Lukianos tan (M.S. 2. Yüzyıl) bu yana, başka bir bakışa göre ise 1926 yılında yayımcı Hugo Gernsbeack in scientifiction kelimesini

Detaylı

- 115 - Oh deyim ömrümde ilk defa Tüy gibi olayım sevincimden Ölüm düüncesi benden ırak Hep güzel eyler geçsin içimden

- 115 - Oh deyim ömrümde ilk defa Tüy gibi olayım sevincimden Ölüm düüncesi benden ırak Hep güzel eyler geçsin içimden Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 5 Sayı: 20 Volume: 5 Issue: 20 Kı 2012 Winter 2012 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 CAHT SITKI TARANCI

Detaylı

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER ETK LKELER Türkiye Bankalar Birlii tarafından hazırlanan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu nun 15 Haziran 2006 tarih ve 1904 sayılı kararlı ile yayımlanan Bankacılık Etik lkeleri Bankamız tarafından

Detaylı

T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Gazetecilik Anabilim Dalı

T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Gazetecilik Anabilim Dalı T.C. EGE ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ Gazetecilik Anabilim Dalı YENLETM TEKNOLOJLER BALAMINDA HABER ÜRETM SÜREC VE HABERN YAPISI: DOAN VE DOU GRUBU ÖRNE DOKTORA TEZ Murad KARADUMAN DANIMAN: Doç. Dr.

Detaylı

! " #$!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

!  #$! ## #!  $ $ # $ %%%! &' % ()! &' !"#$!" #$ %!" ### $$ %%%!&' ()!&' $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "( * ""+"'", - +./ 01"(23 4 ' 5 6"""/" 4 78 9!+"&, '* : ; ' < ("

Detaylı

YEN GELMELER IIINDA YÜKSEK ÖRETMDE YAPISAL DÖNÜÜMLER STRUCTURAL TRANSITIONS IN HIGHER EDUCATION UNDER THE LIGHT OF RECENT DEVELOPMENTS

YEN GELMELER IIINDA YÜKSEK ÖRETMDE YAPISAL DÖNÜÜMLER STRUCTURAL TRANSITIONS IN HIGHER EDUCATION UNDER THE LIGHT OF RECENT DEVELOPMENTS ! "#$#%$#%&$#' #$$ YEN GELMELER IIINDA YÜKSEK ÖRETMDE YAPISAL DÖNÜÜMLER STRUCTURAL TRANSITIONS IN HIGHER EDUCATION UNDER THE LIGHT OF RECENT DEVELOPMENTS smail GÜVEN Ankara Üniversitesi, Eitim Bilimleri

Detaylı

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 : HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 : Temel Bilgiler Hazırlayan : Prof. Dr. Rıza FİLİZOK Bir anlatıyı (récit ), hikâyeyi yazan kişidir. YAZAR = Yazar, yaşayan yahut yaşamış olan gerçek bir şahıstır! Yazarın hitap ettiği

Detaylı

Masalları Uyutmak. Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK

Masalları Uyutmak. Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK Masalları Uyutmak Muhsine Helimolu Yavuz: Esil ile Yesil, Türk Masalları I, Cumhuriyet Kitapları, stanbul 2006, ikinci basım 2007, 118 s. Resimleyen: Musa Kart. Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK Çocuk yazınında

Detaylı

GAZALTI ÖZLÜ TELLER LE MAG ORBTAL KAYNAI

GAZALTI ÖZLÜ TELLER LE MAG ORBTAL KAYNAI GAZALTI ÖZLÜ TELLER LE MAG ORBTAL KAYNAI En yüksek kalitede ekonomik birletirme kaynaı 1. Giri Orbit kaynaı kelimesi,latince Orbit yani yörünge (mesela bir uydunun yerküresi çevresindeki yörüngesi) kelimesinden

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

Ergin AYAN (2009). Willermus Tyrensis in Haçlı Kronii (1143-1163), Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 160 s, ISBN 978-975-8951-33-8.

Ergin AYAN (2009). Willermus Tyrensis in Haçlı Kronii (1143-1163), Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 160 s, ISBN 978-975-8951-33-8. Ergin AYAN (2009). Willermus Tyrensis in Haçlı Kronii (1143-1163), Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 160 s, ISBN 978-975-8951-33-8. Abdullah GÜNEYSU Avrupa Hıristiyanlarının, kendilerince kutsal kabul

Detaylı

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES Bu aratırma 005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU. MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA IV. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER timurosmangezer@plato.edu.

T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU. MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA IV. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER timurosmangezer@plato.edu. T.C. PLATO MESLEK YÜKSEKOKULU MEDYA VE İLETİŞİM PROGRAMI YENİ MEDYA IV. HAFTA Öğr. Gör. TİMUR OSMAN GEZER timurosmangezer@plato.edu.tr İÇERİK Yeni Medyanın Özellikleri YENİ MEDYANIN ÖZELLİKLERİ Etkileşim

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Tüketim eilimleri analizine taıt alımının dahil edilme gerekçesi

Tüketim eilimleri analizine taıt alımının dahil edilme gerekçesi Sayı:48 Sayı:48 "!# $&%"')("( www.ette.gen.tr Tüketim eilimleri analizine taıt alımının dahil edilme gerekçesi ette tüketim endeksi, ekonomideki tüketim eilimlerini, kartla yapılan tüketimi baz alarak

Detaylı

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU KURUMSAL YÖNETM LKELERNE UYUM BEYANI Kordsa Global Endüstriyel plik ve Kord Bezi Sanayi ve Ticaret A.. (bundan böyle Kordsa Global veya irket diye anılacaktır) 01

Detaylı

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK 3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 04 22 OCAK TÜRKÇE ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme amacını belirler. 3. Dinleme amacına uygun yöntem belirler.

Detaylı

EKONOM!K KATMA DE"ER (EVA) YAKLA#IMI. Doç.Dr.Cemal ÇAKICI Marmara Üniversitesi,!!BF.!"letme Bölümü Ö#retim Üyesi cemal@marmara.edu.

EKONOM!K KATMA DEER (EVA) YAKLA#IMI. Doç.Dr.Cemal ÇAKICI Marmara Üniversitesi,!!BF.!letme Bölümü Ö#retim Üyesi cemal@marmara.edu. EKONOM!K KATMA DE"ER (EVA) YAKLA#IMI Doç.Dr.Cemal ÇAKICI Marmara Üniversitesi,!!BF.!"letme Bölümü Ö#retim Üyesi cemal@marmara.edu.tr!stanbul 2008 Yayın No : 2015!"letme-Ekonomi Dizisi : 273 1. Bası Agustos

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 12 Summer 2010

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 12 Summer 2010 Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 12 Summer 2010 VATANDALIK BLNC ÜZERNE: Ege Üniversitesi, letiim Fakültesi Örencilerinin Bilgi, Vatandalık

Detaylı

PAZARLAMA İLETİŞİMİ (PZL304U)

PAZARLAMA İLETİŞİMİ (PZL304U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. PAZARLAMA İLETİŞİMİ (PZL304U) 1 KISA

Detaylı

Pazarlama İletişimi-3

Pazarlama İletişimi-3 Pazarlama İletişimi-3 Reklamın Makro Ekonomik Rolü Ad=Market Power Ad=Information Sentezci görüş Reklam Türleri Doğrudan harekete geçirici Dolaylı olarak etkili Birincil talep yaratan reklamlar Seçici

Detaylı

SRKÜLER NO: POZ - 2006 / 42 ST, 08. 08. 2006 YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

SRKÜLER NO: POZ - 2006 / 42 ST, 08. 08. 2006 YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE SRKÜLER NO: POZ - 2006 / 42 ST, 08. 08. 2006 çindekiler: Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu nda örtülü sermaye YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE Bilindii üzere, 21.06.2006 tarihli Resmi Gazete de

Detaylı