Kubbealtı Gençlerinden MERHABA

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kubbealtı Gençlerinden MERHABA"

Transkript

1 Kubbealtı Gençlerinden MERHABA Kubbealtı Akademi Mecmuası'nın ücretsiz ekidir Yayına Hazırlayanlar: Buğra ŞAMLI Sâmiha ULUANT Kapak Tasarım: Havva Tûba ATİLLA Basım: ÖZAL Matbaası Dağıtım: Ertuğrul MAYUK Yazışma Adresi : Kubbealtı Akademisi Kültür ve San at Vakfı Köprülü Mehmed Paşa Medresesi Peykhâne Sokağı No:3 Çemberlitaş İSTANBUL Tel: Faks: merhaba@kubbealti.org.tr Merhaba Yaz 2010 / 1

2 İÇİNDEKİLER KUBBEALTI GENÇLERİNDEN MERHABA DÜŞMAN TAMAM BAŞKA BİR ÂLEM Buğra ŞAMLI TOKYO DA SAKURA ZAMANI Doç. Dr. Güleda ENGİN MÎMÂRÎ HASBİHALLER 1 Çelik BAHAROĞLU FİLMCİNİN SEÇTİKLERİ Kübra YETİŞ ŞAMLI BİTMEYEN BEKLEYİŞ Kübra YETİŞ ŞAMLI AYRILIĞIN 10. YILI CİNUÇEN TANRIKORUR Yüce GÜMÜŞ YAĞMURDA Semanur ALTUĞ FAYDA O NUN OLMADIĞI YER YOK Kİ! Gülnar MIZRAK GELECEKSİN Orhan DURSUN SÖZÜN ARKASI Nazlı SARI BİLMECE-BULMACA Şeref Naci ENGİN KISA KISA Murat OKTAY / Merhaba Yaz 2010

3 KUBBEALTI GENÇLERİNDEN MERHABA Değerli Merhaba Okurları, Dergimizin 52.sayısı yayın kurulunda bir nöbet devri ve dergi içeriğinde beğeneceğinizi umduğumuz bazı yeniliklerle birlikte sizlere ulaşıyor. Birçok sayıda, hem yazılarıyla hem de yayın kurulundaki özverili çalışmalarıyla dergide imzaları bulunmuş Dr. Nevnihal BAYAR ve Kübra YETİŞ ŞAMLI ya hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bu sayıdan itibaren dergimizde mîmarî ve Türk mûsıkîsi ile ilgili iki yeni köşe bulacaksınız. Bilindiği üzere Türk kültür ve sanatına hizmet eden Kubbealtı Vakfı gençlerinin bu başlıktaki yazılarını beğeneceğinizi umuyoruz. Bir diğer yenilik de dilediğinizde bizlerle irtibata geçebilmeniz için kullandığımız e-posta adresimizde. Bundan sonra her türlü görüş ve önerilerinizi adresine yollayabilirsiniz. Bilhassa paylaşmak istediğiniz veya bir kenarda saklı kalmış yazılarınızı bekliyoruz. Dergimizin müstakil dağıtıldığı günlerde kapağında yazan Sizindir, alabilirsiniz. yerine amatör bir ruhla diyoruz ki Sizindir, yazabilirsiniz. Bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle Yayın Kurulu Merhaba Yaz 2010 / 3

4 4 / Merhaba Yaz 2010

5 DÜŞMAN TAMAM Bir defasında Sâmiha Anne, Mesnevî-i Şerif te geçen meşhur Yahudi kralının hikâyesini nakletmişlerdi: Yahudi kralı endişe içindedir, memleketinde Hıristiyanlar artmakta, pek çok Yahudi, dinini terk ederek yeni dinin salikleri arasına girmektedir. Alınan tedbirler, tatbik edilen işkenceler bunu önleyememektedir. Kralın senelerdir hizmetinde bulunan bir has veziri vardır. Has vezir de Hıristiyanların artması karşısında dehşet içerisindedir; kralı ile baş başa vererek çâreler aramaktadır. Nihâyet bir sabah vezir, krala gelerek, dehşetengiz planını ona anlatır. Vezirin krala teklifi şudur: Kralım, sen beni gûya ki gizli Hıristiyan olarak yakalattır, zindana attır, işkencelere tâbi tuttur. Bunca sene meğer koynumda yılan beslemişim diye hayıflan ve beni işkenceyle ölüme mahkûm et. Evvelâ bir gözümü kör ettir, sonra bir kolumu kırdırt, ardından da idam sehpasında tam boynuma ip geçirilip de asılacakken bir ulak gönder; haindir amma onunla bunca senedir bir hukukumuz oldu, bunca sene bana hizmet etti. Onu bağışlıyorum, ancak gözümün görmeyeceği bir ülkeye götürün deyip beni Hıristiyanların çoğunlukta olduğu Şam a sürdürüver. Gerisini ben hallederim der. Bu plan aynen tatbik edilir. Neticede Şam a sürülen vezirin etrafında bütün Hıristiyanlar toplanır; zîrâ vezir hem okumuş âlim bir kişi hem de Yahudi kralın işkencesine katlanmış ve îmanını terk etmemiş kuvvetli bir Hıristiyandır! Böylece Hıristiyanların gözünde aziz mertebesine çıkarılan vezir, onları 12 kabileye ayırarak ömrünün sonuna kadar insanlara Hıristiyanlığın kaidelerini anlatır, tâlim eder. Nihâyet yaşlandığını ve ölümünün yaklaştığını hissettiğinde, farklı zamanlarda olmak üzere, kabile reislerini teker teker yanına çağırarak her birinin eline, vasiyetimdir, benden sonra bu mucibince hareket edile diyerek birer tomar kağıt verir. Vakta ki vezir ölür, büyük bir merâsimle gözyaşları arasında defnedilir. Yas günleri geçip de duygular durulunca, 12 kabile reisi bir araya gelerek vasiyetnâmeyi açarlar. Bir de ne görsünler? Aziz diye yere göğe sığdıramadıkları vezir, her kabile reisini kendine halîfe olarak tâyin etmemiş mi? Reislerin her biri, benimki gerçek vâsiyetnâmedir, sizinki uydurmadır, diyerek birbirlerine girerler. Reislerin arkasından Merhaba Yaz 2010 / 5

6 kabileler de birbirine girerek dövüşürler, kırarlar, kırılırlar. Ortada Hıristiyan kalmaz. Has vezir ölür ama kralına verdiği sözü de böylece yerine getirir. Sâmiha Anne bu Mesnevî hikâyesini anlattıktan sonra şöyle buyurdular: Düşman tamam. Bizim elimize 12 tomarı verdi. O vaziyetteyiz! 1 1 Kubbealtı Yayınları tarafından neşredilecek olan, Fevzi Samuk un Edep Kapısı kitabından alınmıştır. 6 / Merhaba Yaz 2010

7 BAŞKA BİR ÂLEM Buğra ŞAMLI Keşifler çağının, Avrupa da gelişen denizciliğe paralel olarak pusulanın kullanılmasıyla başladığı kabul edilir. Elbette insanoğlu için her zaman ufukta görülen adayı, çölün ardındaki vahayı, dağın arkasındaki toprakları bilmek, oralara gitmek bir arzu, önlenemez bir heyecan kaynağı olmuştur. Ancak 15. yüzyıldan itibaren Avrupa limanlarından tamah ve hırs rüzgârlarıyla yelken açan gemiler, yeni ticaret yolları ve kıtalar bulup, değerli maden ve hammaddeyle dolu olarak Avrupa ya zenginlik taşırken bu hakikate tarih sayfalarında ayrıca bir kayıt düşmek şarttır. Nitekim sanayi çağıyla birlikte iyice zenginleşip dünyaya sömürgeci bir hükümranlık damgası vurmakla övünen Avrupa devletleri, özellikle 19.yüzyılda karada henüz ayak basmadıkları topraklara coğrafî keşif bahanesiyle erişmek için devlet destekli büyük ölçekli fonlara sahip coğrafya cemiyetleri vasıtasıyla yayılmacı politikalarını sürdürmüşlerdir. Bilhassa Afrika kıtasının içlerine yapılan keşif gezileri, hem misyoner faaliyetlerinin hem de köle ve değerli maden ticaretinin sistemli ön adımlarıdır. Öyle ki daha önce beyaz adam tarafından gidilmemiş yerlere başkalarından önce varmak tam bir üstünlük mücadelesine dönüşmüştür. Böyle bir anlayışın ulaştığı son merhale olarak güney kutup noktasına ilk ulaşan olmak için girdiği yarışta hayatını kaybeden İngiliz Robert Falcon Scott ve ekibi, bir zamanların Marco Polo, İbn-i Batuta veya Evliya Çelebi gibi seyyahlarından çok başka karakter ve motivasyona sahiptirler. Artık günümüzde dünyada ayak basılmayan veya haritası çıkarılmayan bir kara parçası kalmamış olsa da yeryüzünün %70 inden fazlasını kaplayan ve uzaydan bakınca dünyanın mavi gezegen diye adlandırılmasının sebebi olan okyanuslar ve denizler insanoğlu için hâlâ bir muamma. Üstelik söz konusu bilinmeyen bölgenin ne denli devâsa olduğunu anlamak için yüzölçümünün yaklaşık 361 milyon km 2 olduğunu ifâde etmek bile yetmez. Okyanusların ortalama 3730 metre derinlikleriyle, yaklaşık milyar km 3 olan hacmi 1 göz önüne alınırsa işin boyutu anlaşılabilir. Hâl böyleyken insan her gece seyrettiği uzayı merak ettiği için teleskopu îcat etmekle tatmin olmayıp, sonsuz karanlıklara ve başka gezegenlere uydular yollar, hatta kendisi fezâya çıkar da kıyılarına vuran dalgaların neleri gizlediğine tecessüs göstermez mi? Elbette gösterir. Hele o 1 "The World Ocean." The Columbia Encyclopedia. CD-ROM. 2007, 6. baskı. New York, Columbia University Press. Merhaba Yaz 2010 / 7

8 ummandan kendisine gıda, gerdanına süs çıkarır da bu gizli hazinede saklı nice başka harikaların olduğunu nasıl olur da düşünmez? İşte kimi mâsum kimi değil bu gibi iştiyaklar ile Âdemoğlu nasıl ki kuş misâli uçmaya özenip de bunu kâh kanat takıp kâh kanatlı dev makineler yaparak başarmışsa, denizlerin altında balık misâli kalabilmek için de yine tekniği ve maddeyi kendine râm etme gayretinde olmuştur. Tüm icatların önceleri mahdut ve profesyonel bir zümre tarafından kullanılması tabiîdir. Ancak zamanla hem icadın detaylarında mükemmelleşme hem de üretim maliyetlerinin düşmesi sayesinde söz konusu ürünlerin kullanımı yaygınlaşır. Böyle bir tekâmül, insanın su altında rahatça kalabilmesi için geliştirilmiş ekipman için de özellikle 2. Dünya Savaşı ndan sonra görülmüştür. Artan imkânlar merak ve ilgiyle birleşince de su altının uçsuz bucaksız dünyasını küçük bir maskenin camları ardından da olsa seyretmek, geniş halk kitleleri için mümkün kılınmıştır. Dahası, insanın o dünyanın mâhluklarını bizzat müşahede edebilmesi, deniz canlılarının bilinmesi ve deniz ve okyanusbilimin gelişmesi için büyük adımlar demekti. Ancak biz konunun ilmî araştırmalar kısmını bu yazının dışında bırakıp, amatörlerin âhenk, huzur ve sükûnet deryalarına misafir olmasından bahsetmek istiyoruz. Bizim kuşağa su altı dünyasını tanıtan, Jacques-Yves Cousteau nun, nâm-ı diğer Kaptan Cousteau nun belgeselleridir dense yeridir. Tâ tek kanallı siyah beyaz televizyonların olduğu günlere uzanan bu tanışıklık, sessiz, gizemli ve bilinmeyenlerle dolu bir başka âlemi evlerimize taşırken sayısı hiç de az olmayan o günlerin meraklı çocukları ekran başında ayrı bir heyecanı tatmıştır. Su altı severler, basınçlı bir hava tüpündeki havayı su altındaki derinlikle değişen basınca uygun şekilde dengeleyerek, kullananın rahatça nefes almasını mümkün kılan regülatörü 1943 yılında, birlikte îcat eden Kaptan Cousteau ve Fransız asıllı bir Kanadalı olan mühendis Emile Gagnan a da müteşekkirdir. Bu aygıt sayesinde balıklardaki mükemmel solungaç sisteminden mahrum olan insanın sınırlı bir süre de olsa su altında bir makineye muhtaç olmaksızın kalabilmesi mümkün olmuştur. Dalış süreleri bir saatten çok daha az da olsa, bu kısıtlı sürede yaşanan tecrübe ve duygular, sevdalılarını su altı dünyasına müptelâ etmeye yetmektedir. Aletli dalış olarak da adlandırılan amatör su altı dalgıçlığı, kesinlikle vücutta salgılanan adrenalin miktarında patlamaya sebep olan aşırı uçlardaki sporlarla karıştırılmamalıdır. Aksine, bir dalıcının dalmadan evvelki ruh hâlinin sâkin ve kendine hâkim olması gereklidir. Zira ortada uçurumların kenarından geçerken tehlikeli akrobatik hareketler yapmayı veya neredeyse uçakların eriştikleri hızlarla virajlara girmeyi 8 / Merhaba Yaz 2010

9 gerektirecek bir durum yoktur. Bilâkis, su altındaki hareketler, biraz da yerçekiminden kurtulmuş olmanın sağladığı imkânla, gayet yavaş ve temkinlidir. Üstelik, acele etmek için ne sebep olabilir? Dalıcının su altında geçireceği zaman, ineceği derinlik, izleyeceği rota daha dalıcı teknedeyken belirlenmişken, hangi deniz biraz daha acele gezmekle bitirilebilir ki? Zaten spor bir disiplin gerektirir, her spor dalının kuralları vardır. Bu kurallar ya rekabet, ya oyun zevki, ya da güvenlik göz önüne alınarak konmuştur. Aletli dalış, zevkli olmasına rağmen bir oyun olmadığı ve karşıda bir rakip bulunmadığı için mevcut kuralların dalıcıların güvenliği için konduğunu ve her durumda bu kuralları bilip onlara riayet etmek gerektiğini kabul etmek îcap eder. Yeri gelmişken, aletli dalışı ürkütücü bulanlar için başta gelen derinlik fobisine değinmek isteriz. Bu tip sportif dalışlarda inilebilecek âzamî derinlik 30 metredir. Kimilerinin Sanki çok az! dediğini duyar gibiyiz. Ancak şehir içinde, saatte 50 km hızla giden bir arabanın içindeki yolcunun üzerindeki kinetik enerjiyle neler olabileceğini yazmaya başlasak, bu da bizi yeteri kadar rahatsız edebilirdi. Bu kadar ince hesaba lüzum yok, istatistiklere göre en güvenli ulaşım yöntemi olan uçmanın da kimilerini ne kadar tedirgin ettiği mâlum. Bunu dikkate alınca, asıl olanın her şeyi kitabına, kuralına göre ve ehil ellerle yapmak gerektiği noktasında herkes hemfikir olacaktır. Bu bahiste değinmeden geçemeyeceğimiz husus, beylik bir laf olmasına rağmen doğruluğu şüphe götürmeyen eğitim şart düsturudur. Sayıları artan dalış merkezleri içinde sportif dalış brövelerini sürümden kazanmak mantığıyla ve hızlandırılmış eğitimlerle, adeta cömertçe dağıtanlar olduğunu üzülerek görmekteyiz. Hele tatil yörelerinde bir-iki haftalık deniz tatiline gelen ve fırsatını bulmuşken bröveyi de alayım mantığıyla hareket eden talep sahiplerine kısacık bir eğitimle istediklerini arz edenler, bu işin ciddiyet ve güvenlik unsurlarını hiçe sayabilmektedir. Bir zamanlar, motorlu taşıt ehliyetine sahip olanların sayısında Avrupa Birliği standartlarını yakalamak için imtihanları kolaylaştıran sakat zihniyetin benzeri bu anlayış, keyifli, güvenli ve zevkli bir sporu hak etmediği bir töhmet altına sokmaktadır. Modern olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertin, günün birinde okullararası bir spor müsabakasının ardından verilen bir nutukta duyduğu Citius, Altius, Fortius" (Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü) vecizesinden etkilenince bunu rekor kırmaya cüret edenler için olimpiyatların düsturu olarak îlan etmiş. Zira sporda sınırları zorlamak, bir öncekinden daha iyi bir derece yapmak veya rakibini alt etmek esastır. Spor olsun diye yapılan sporlarda dahi ya yakılan kalori, ya atılan tur, ya da koşu bandında geçen dakikaların hesabı tutularak rakamlar geliştirilmeye çalışılır. Oysa sportif dalışlarda bunlardan hiçbiri mevzubahis değildir. Bu yüzden ne daha derine inmek, ne Merhaba Yaz 2010 / 9

10 daha fazla dipte kalmak hedeflenir. Tek gâye keyif almaktır. İster balıkların süzülerek yüzüşlerinden, ister denizlerin derinliklerinde gizlenmiş akla sığmaz renk cümbüşünden, ister yerçekiminden kurtulmuş olmanın hissettirdiği hafiflik ve ferahlıktan olsun dalış ekibi ortak bir keyfi paylaşmaktadır. Laktik asidin kaslarda birikmesinin verdiği acı veya başkasını alt etmekten duyulan gurur yoktur burada. Kendini mühim sanan nefsin, hiç bilmediği bir âlemde nasıl da bir âhenk ve düzen olduğuna şâhit olmakla duyduğu hayranlık vardır ancak. Gece yatağına yatmadan evvel yeryüzündeki tüm yaratılmışlardan daha aşağı olduğunu düşünerek nefsini terbiye etmekten gâfil olan birinin, üzerindeki onlarca kiloluk ekipman sayesinde edindiği geçici imtiyazların bile, deniz dibinde kumların rengiyle kamufle olmuş küçücük bir deniz mâhlukunun yapabildikleri karşısında ne kadar basit kaldığını görüp aczini hatırlaması vardır. Buralara hiç gelmemiş ve bir kayanın içinde saklanan balığı veya kayaya tutunmuş kıpkırmızı bir mercanı hiç görmemiş olsaydı da hayat zincirinin birer halkasını teşkil eden bu varlıklar bile bir maksada hizmet etmekteyken kendisine ne büyük bir mesuliyet yüklendiğini tefekkür etmesi vardır. Kimi zaman ise bunlardan çok daha basit bir duygu sarar dalıcıyı: Devasa bir deniz kaplumbağasının suda ne kadar da zerâfetle yüzdüğünü kendi gözleriyle gördüğünde, hatta onunla yüzdüğünde, bir zamanlar yakından bakmaması sık sık tembih edilen o televizyondaki belgesellerde gördüğü dalgıçlardan biri olmuş gibidir. Çocukça da olsa bu hissin, günlerin telaşlarıyla yıpranan zihni tedavi edici vasfı yabana atılmamalıdır. İnsanoğlunun bildiği, bilmediğine kıyasla her zaman okyanusta bir damla nispetince. Hele bildiğiyle nasıl amel ettiğine bakacak olursak, faydalı ilmin iyice asgarîde kaldığına hükmetmek yanlış olmayacaktır. Böylesi bir ilim de cilt cilt kitaplardan ziyâde, insanın asıl okuması gereken kendi kitabında mevcut olduğuna göre, su altına dâir ilk intibâ oranın başka bir âlem olduğu yönünde olsa da, değil mi ki insan orada kendini bulur, ruhunda muhkem nice âlemden bir âlemin daha sayfasını o saat çevirmiş de okumakta değil midir? 10 / Merhaba Yaz 2010

11 TOKYO DA SAKURA ZAMANI!... Güleda ENGİN Çocukluğumdan beri görmek istediğim Tokyo ya bu sene Nisan ayında, tam da sakura zamanı, gitmek nasip oldu. Sakura, meyve vermeyen kiraz ağaçlarının çiçeklerine verilen ad. Neredeyse hemen her sokakta kiraz ağaçları, mart ayının sonlarından nisanın ortalarına kadar Tokyo yu adeta bir gelin gibi süsleyerek pembe-beyaz bir renge sokuyor. Yüzyıllardır mart-nisan ayları bir kutlama, bayram havasında geçiyormuş Japonya da. Herhalde, Japon kültüründe çok önemli bir yere sahip olan bu kiraz ağaçları için, Japonya nın resmî olmayan millî ağacı desek yeridir. Bu mevsim için üretilen özel tatlılar, şekerlemeler ile âdeta bayram havasında geçiyor sakura zamanı. Bu sene, sakuraların hepsinin açtığı hafta yağmursuz, ılık bir haftaydı. Dolayısıyla, pek çok kişi parklarda, bahçelerde kiraz ağaçlarının altında piknikler yaptı. Akşam saatlerinde ise sokaklardaki ağaçların altında partiler verdi. Ama bana çok ilginç gelen, neredeyse herkesin, ellerinde dikkat çekici büyüklükteki fotoğraf makineleriyle dakikalarca bu ağaçların resimlerini çekmeleriydi. Orada bulunduğum hafta tanıştığım bir Japon, Tokyo çok büyük ve farklı kültürleri barındırdığından böyle büyük bir şehrin insanları ancak sakura zamanında bir araya gelebiliyor. demişti. Kiraz ağaçlarının caddenin her iki yanını metrelerce süslediği o kadar çok yer var ki. Özellikle trenle yaptığım seyahatlerde bu ağaçlar sırasınca ilerlerken hayretimi gizleyemedim. Çok ilginç olan bir başka nokta ise ilk çiçeklerine başka (kaika), hepsinin açtığı zamana ise başkaı bir ad (mankai) verilmesi. Bu ağaçları seyretmek bile farklı bir kelime (hanami) ile ifade ediliyor. Sakuralar dökülmeye başlayınca ise şehir daha farklı bir görüntüye bürünüyor. Bu sefer de yere düşen çiçekler hafif bir rüzgârla dahi kar yağıyormuşcasına sağa sola savrularak hoş bir görüntü oluşturuyor. Dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan Tokyo için anlatılacak özelliklerden sadece bir tanesi sakuralar tabii. Şehrin her bir semti, kültürüyle, hayat şekliyle kendi içinde bir şehir adeta. Ben bu yazımda ışıltılı, renkli Tokyo dan, gezme fırsatı bulduğum tarihî bir şehir olan Kamakura dan ve nüfus bakımından ikinci büyük şehri olan Yokahama dan bahsetmekten ziyade beni etkileyen üç farklı noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlar; şehir içi ulaşım, çöp toplama sistemi ve umumi tuvaletler 35 milyonluk bir şehirde trafik sıkışıklığı olmadan ulaşımın sağlanması büyük bir Merhaba Yaz 2010 / 11

12 başarı. Şehir içi ulaşım sadece tren ve metro ile sağlanıyor desem çok da yanlış olmaz sanırım. Zîra otobüsler sayıca yok denecek kadar az. Tren ve metro sisteminin ne kadar yaygın olduğunu şuradan anlamak mümkün: Bir kişi ulaşmak istediği noktaya tren istasyonundan en fazla 15 dakika yürüyerek ulaşabiliyor. Dolayısıyla, dünyanın en büyük şehir içi demiryolu ağı Tokyo da bulunuyor. Aslında, demiryolu ağı demek çok da doğru değil, demiryolu ağları demek daha doğru. Çünkü altısı büyük olmak üzere 30 farklı özel şirkete ait demiryolu ağı var şehirde. Bu şirketlere ait toplam 121 hat bulunmakta. Japonlar tarafından etkin bir şekilde kullanılabilen bu ağlar benim gibi hiç Japoncası olmayan biri için imkânsız hale dönüşebiliyor. Çünkü demiryolu ağına sahip bu şirketlerin her biri kendi haritalarını oluşturduklarından iş içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor. Maalesef 3G li olmayan telefonum da Japonya da çalışmayınca internetten yoksun bir hayat ile mücadele etmek zorunda kaldım. Yaşlı teyzeler de (80 inin üstünde olanları kastediyorum) dâhil olmak üzere herkes, telefonlarındaki sınırsız internet sayesinde gitmek istedikleri yer için gerekli hat listesini fiyata, süreye ya da hat sayısına bağlı olarak kolayca elde edebiliyorlar. Bu noktada internet kafe kullanmak aklına gelmedi mi diye içinden geçirenler olabilir. Haliyle herkesin cep telefonunda sınırsız internet olunca Japonya da internet kafe diye bir olgu gelişmemiş. Serde çevrecilik olunca beni etkileyen ikinci konu, daha evvel bahsettiğim gibi çöp toplama sistemi oldu. Çöpler bizde olduğu gibi hepsi bir arada değil, ayrık toplanıyor. Ayrık toplama deyince akla tenekelerin, camların, plastiklerin ve kâğıtların organik dediğimiz yiyecek artıklarından ayrı toplandığı bir sistem geliyor. Japonya da ise akla bu gelmiyor! Japonya da ayrık toplama sistemi son derece gelişmiş. Mesela elinizdeki plastik şişenin muhteviyatına ve boyutuna göre de ayrım yapmanız gerekiyor. İçinde bal, yağ gibi yıkanması zor olan maddeler bulunan şişeler ayrı, yıkanabilir şişeler yıkandıktan sonra ayrı, hatta bunların kapakları da ayrı toplanıyor. Tabii küçük, orta ve büyük şişeler de ayrı toplanıyor. Bu bahsettiğim sadece plastik şişelerdi. İşin içine diğerleri de girince çöp ayırma ev içinde yapılması gereken başlı başına bir iş haline geliyor. Elektronik eşyalar uzunluk ölçülerine, tekstil ürünleri ağırlıklarına ve cinslerine göre ayrı toplanıyor. Bu kadar değişik ürünün ayrı toplanması için de tabii belediyeler o kadar çeşit değişik renkte ve ebatta çöp torbası dağıtıyor. Üstelik, dağıtılan çöp torbalarının üzerlerinde evinizin adresi yazılı. Dolayısıyla, yanlış bir ayrım yaparsanız bir hafta önce çöp konteynerine bıraktığınız çöp torbasını kapınızın önünde küçük bir uyarı notuyla bulabilirsiniz. Üç kereden fazla hata yapanlar para cezasına çarptırılıyormuş. Yolunuz oralara düşerse dikkat! Son olarak da umumi tuvaletlerinden bahsetmek istiyorum. Son derece temiz 12 / Merhaba Yaz 2010

13 olan umumi tuvaletlerin bazı özellikleri var. Bizimkine benzer fakat tasarımları daha iyi olan alaturka tuvaletlerin yanında, yanlarında bulunan panel üzerinde bastığınız düğmelerle türlü işler yapabildiğiniz alafranga tuvaletler var. Panelde bulunan düğmelerle tuvalet kapağını dokunmadan açıp kapatabilir, oturağı istediğiniz sıcaklığa getirebilir, istediğiniz sıcaklıktaki suyla ellerinizi kullanmadan istenilen açıyla taharetlenebilir ve hatta kurulanabilirsiniz. Tuvalet çıkışında da tahmin edebileceğiniz gibi hiçbir yere dokunmadan ellerinizi yıkayıp kurulayabiliyor ve hatta çıkışlarda sunulan dezenfektan ile mikroplardan tam manasıyla arınıyorsunuz. Kalabalık, zengin, târihî ve fakat modern Tokyo; gezilmesi, görülmesi gereken ilginç bir şehir vesselam. Merhaba Yaz 2010 / 13

14 MÎMÂRÎ HASBİHÂLLER 1 Çelik BAHAROĞLU celikbaharoglu@hotmail.com Türk îman ve kültür prensipleri her dönemde halkın gündelik hayatını, çalışmasını, yaşayışını hulâsa ferdin doğumdan ölüme hayatının her devresini şekillendirmiş, güzelleştirmiş, Hz. Peygamber in ahlâkı ile yoğurmaya gayret etmiştir. Yunus un Yaratılmışı severiz, Yaradan dan ötürü deyişini umde edinen Türk insanı temas ettiği her canlıya, insana ve topluluğa saygı ve şefkatle yaklaşmıştır. Kezâ, idâresi altında olmasına rağmen, kendi milliyetinden ve dininden olmayan insanlara davranışı ile Osmanlı Devleti dönemi, bu ulvî anlayışın misâlleri ile doludur. Sadece devlet idâresi tarafından değil, her seviyedeki Türk insanının düstûr edindiği bu hikmeti, Muhterem Tekin Uğurel Beyefendi 1998 yılında Kubbealtı Gençleri nin dâveti ile Kütahya yı anlatması istenmesi neticesinde kaleme aldığı Bizim Mahalle isimli hâtırâtında çocukluğundaki Rum komşularından bahsederek şöyle anlatıyor: Öyle iç içe ve o derece saygılı idik ki; Rum ailelerden birine oturmaya gidileceği zaman biz çocuklara sıkı sıkıya tembihte bulunan büyüklerimiz: - Sakın ha, gâvur gibi; Rum, yâhut Yunanlı gibi kelimeleri kullanmayın! diye, uyarırlardı. Din, ırk ve milliyet ayrımı ifâde eden en küçük îmâdan bile bucak bucak kaçılırdı. Üstelik, bu kabil îkazları yapanlar, çoğu kimsenin câhil yerine koyduğu, dünkü analarımız ninelerimizdi. Bizim dinî günlerimizde, meselâ kandillerde yapılan ve dağıtılan her adak hiç atlanmaksızın Rum komşulara da verilirdi. Buna karşılık, onlar da kendi dinî günlerinde ne yaparlarsa bize de getirirler ve o şey her ne ise: Allah kabul etsin! denilerek alınırdı. Böyle şeyleri, biz çocuklar her nedense burun kıvırıp yemesek bile, büyüklerimiz: Allâh ın nîmeti.. diyerek, yerlerdi. İnsan davranışlarını düzenleyen bu hikmetli prensipler sâyesinde Türk ün idâreciliği ile bu topraklar ve çevresinde yüzyıllar boyu cihâna parmak ısırtan barış, dirlik, düzen hâkim olmuştur. Türk şehirlerinin ve mimârî mîrâsının öğeleri olan târihî yapılar ve yerleşmeler belge niteliği taşıyan görgü tanıkları olarak karşımıza çıkmaktadır. İstanbul Beyoğlu nda İstiklâl Caddesi üzerinde Galatasaray dan Tünel e doğru ilerlerken 14 / Merhaba Yaz 2010

15 sol kolda kalan Saint Antoine Katolik Kilisesi, bu yapılardan birisidir. İstiklal Caddesi ne cephesi olan ve kiliseye akar sağlanması amacıyla inşâ edilen altı katlı apartman blokları, avlusu, kilise binâsı ve manastırı ile küçük bir yerleşke oluşturan yapının temel atma töreni 1906 da yapılmış, inşaat 1912 de tamamlanmıştır. İstanbul doğumlu olan İtalyan mîmar Giulio Mongeri tarafından neogotik üslûp içinde Lombardia Gotiği denilen tarzda tasarlanan kilise, İstanbul un ilk betonarme yapılarından birisidir 1. Kilise binası eğimli bir arâzide, doğu batı doğrultusunda konumlanmıştır ve aksiyel simetrik Lâtin haçı planlıdır. Yapının ana taşıyıcıları deste sütun tarzındaki altışar ayaktır. Bu ayaklar birbirine sivri kemerlerin oluşturduğu çapraz kaburgalı tonozlar ile bağlanır ve iri yaprak motifleri ile bezenmiş başlıklar ile sonlanır. Binânın ön cephesi sıvasızdır ve şahbaz markalı makine yapımı dolu tuğlalar ile kaplanmıştır 2. Plastırlar ile sınırlanan giriş cephesi orta nefin biraz daha öne çıkması ile üç bölümlü olarak tasarlanmıştır. Bu aksiyel simetrik düzenlemede üzerlerinde Meryem Ana ve Aziz Antuan ın resmedildiği, birisi ortada olan ve ana girişi oluşturan üç giriş kapısı bulunur. Bu kapıların üzerinde büyük gül pencereler yer alır. Geniş saçak silmesi altındaki mâvi renkte çiniler ve plastırlar üzerindeki dört yüksek baldaken ile sonlanır. Hıristiyan inanışı gereğince Hz Îsâ nın çektiği acıları ve sıkıntıyı mümkün mertebe az ışık ve çeşitli tasvîrler kullanarak oluşturulan kasvetli iç dekorasyon ile ziyâretçilere yaşatmayı hedefleyen mîmârî üslûp, kilise iç mekânını pek çok vitray, heykel ve kabartmalarla süslemiştir. Kilise içinde altarın üzerinde asılı olan ahşap oyma çarmıhtaki Îsâ heykeli ve Aziz Antuan ın ahşap üzerine altın varaklı heykeli İtalyan heykeltıraş Luici Bresciani tarafından yapılmıştır 3. Apsiste mermer mihrâbın üzerinde üçlü kabartmalar bulunur. Ortadaki kabartmada başında hâle bulunan koyun Hz Îsâ yı temsil etmektedir. Sol nef üzerinde ahşap gotik bir muhâfaza içinde Hz Îsâ nın elleri çivili bir heykeli bulunur. Ayrıca her iki yan nef boyunca sıralanmış ayaklar üzerinde Hz Îsâ nın çarmıha gerilişini konu alan ve Haç Yolu olarak adlandırılan bir dizi kabartma asılıdır 4. Döşeme kaplamalarında üç farklı tip karo mozaik kullanılmıştır. Orta nef ve yan nefleri ayıran ayakların arasında yanlarında ince bordürler bulunan ve üzerlerinde haç motifleri resmedilmiş mozaikler bulunmaktadır. 1 İstanbul Ansiklopedisi, Saint Antoine maddesi. 2 Girardelli, P.; Can, C. (1997), Beyoğlu nda Bir Latin Anıtı, Yapı Dergisi, 183: a.g.e. 4 Saint Antoine Kilisesi resmî internet sitesi, Merhaba Yaz 2010 / 15

16 Günümüzde İstanbul un en popüler ve en fazla cemâati olan Hıristiyan mâbedi Saint Antoine Kilisesi dir. Kilise cemâati genel olarak Polonyalılar ve İtalyanlardan oluşmaktadır. Fakat gerek konumu, gerek mîmarlık ve sanat târihi içindeki önemli yeri sebebiyle sâdece kendi cemâati değil, pek çok din ve milletten insanın ziyâret ettiği bir mekân olma özelliği taşır. Özellikle Müslüman Türk ziyâretçileri fazladır. Başrâhip Peder Anton Bulai ile Temmuz 2005 te kilisenin tâdilâtına dâir yapılan görüşmede râhip, kilise iç dekorasyonunu oluşturan ve yüksek seviyede sanat ve târihî kıymeti hâiz bazı kaplamaların değiştirilmesini istediğini nakletmişti. Bu durum özellikle döşemelerin mevcut haç motifli târihî karo mozaik kaplamasının kaldırılarak başka bir kaplama ile yenilenmesi noktasını temel almaktaydı. Kilise yönetimini bu talebe götüren durumun ise özellikle kiliseyi ziyâret eden Müslüman Türklerin, Hıristiyanlarca kutsal sayılan bu haç motifinin yerde bulunmasından ve üzerine basmaktan rahatsız olmaları yönündeki yoğun şikâyetleri netîcesinde ortaya çıkmış olduğu ifâde edildi. Müslüman Türk kültüründeki sadece kendi mukaddesâtı için değil, tüm milletlerin kutsal saydığı husûsiyetlere hürmetin bir başka nişânesi olan bu irfan, Sâmiha Annemiz in Hâtıralarla Başbaşa kitabındaki Biz ve Onlar isimli yazısında şöyle anlatılmıştır: Londra daydım. Bir İngiliz mîmar dostumun, teklîfi de aşan ısrarlarına hayır demek istemediğim için, nişanlısı ve bir Türk doktor ile akşamın oldukça geç saatinde dört kişi West Minister kilisesine gittik. ( ) Esâsen, İngiliz dostum kiliseyi dolaşır ve dışarı çıkarken fark edilmesi çok güç bir noktayı sualleştirerek karşıma getirdi: - Neden kilise içinde gezerken hep yere bakıyor ve bâzı noktaları atlayarak geçiyordunuz? Sonra dışarı çıkarken eşiğe de basmadınız, dedi. Kilisenin zemîninde, aşağıdaki katta yatmakta olan kimselerin isimleri yazılı idi. Cesetlerin, tam bu isimlerin altında gömülü olduğunu biliyordum. - Bizim için saygıda, ölü ile diri fark etmez. İşte bu yüzden de mübâreklediğiniz kimselerin üstlerine basmamak husûsunda îtinâ gösteriyordum, dedim. 16 / Merhaba Yaz 2010

17 FİLMCİNİN SEÇTİKLERİ Kübra YETİŞ ŞAMLI Casino Yönetmen: Martin Scorsese Senaryo: Nicholas Pileggi, Martin Scorsese Oyuncular: Robert De Niro, Joe Pesci, Sharon Stone, James Woods Notu: Yıl 1973, yer Las Vegas. Efsanenin başlangıcındayız. Kumarhanelerin henüz büyük mafya patronlarının elinde olduğu; her türlü kanunsuzluğun kol gezdiği; Vegas ın hemen dışındaki çöle sık sık birilerinin gömüldüğü yıllar. Kara paralarını Vegas kumarhanelerinde aklamak isteyen mafya patronları yalnız sermaye sağlamakla kalmıyor, kumarhane yönetimini de ellerinde tutuyorlar. Patronların isteğiyle Tangiers isimli kumarhanenin başına getirilen Sam Rothstein isimli kahramanımız, çocukluğundan beri içinde olduğu kumar ve bahis işlerindeki yeteneğinin ve ondan da önemlisi işi ciddiye almak şeklinde özetlenebilecek tarzının sağladığı avantajla Tangiers i Vegas ın en gözde ve en çok iş yapan kumarhanesi hâline getirmiştir. Para, statü, saygınlık, kısacası hayalini kurduğu her şey elinin altındadır. İşler yolunda giderken patronların paralarını korumak için Sam in aklının yanına kas gücü niyetine ekledikleri Nicky Santoro nun Vegas a gelişi ve mafyanın kanlı yöntemlerini de beraberinde getirerek şehrin altını üstüne getirmesi Sam in ve kumarhanenin tadını kaçıracak; Sam in Vegas ın en güvenilmez, en belalı ve en çok para harcayan kadınına aşık olup onunla evlenmesi de işleri büsbütün rayından çıkaracaktır. Konusunu bu şekilde özetleyebileceğimiz film, suç filmleri içinde kendine has bir yere ve üne sahip. İnanılmaz derecede canlı renkleri, hareketli kamera tekniği ile çekilen ve kesme olmaksızın devam eden uzun planları (para dolu çantanın elden ele geçtiği ve kameranın onu takip ettiği sahneye dikkat!), yavaş çekimleri, başka ellerde sıradan ve sıkıcı olabilecekken Scorsese nin ustalığıyla son derece keyifli bir anlatım metoduna dönüşen ve seyirciyi yabancılaştırmayan, bilakis hikayenin içine daha çok çeken, hikayeyi daha inandırıcı kılan dış ses tekniği ile Casino, ustanın gerçek anlamda döktürdüğü bir film. Üstelik yönetmen, filmin baş karakterlerinden ikisini anlatıcı olarak kullanıp bazı olayların anlatımında her ikisinin de birbirinden farklı yorumlarına yer vererek, bu klişe yönteme de yeni bir soluk katmayı, adeta imzasını atmayı başarıyor. Merhaba Yaz 2010 / 17

18 Biçimin bu göz alıcılığı, kusursuzluğu her türlü övgüyü hak ediyor etmesine; ama konunun önüne geçmemesini, amaca dönüşmemesini, tam tersine hikâyenin anlatımı için bir araç olmakta devam etmesini sağlamak apayrı bir hüner olsa gerek. Filmin bu derece sevilmesinde kuşkusuz anlattığı öyküden ziyade anlatış biçiminin rolü var. Böyle diyerek konuyu bir kalemde harcamış olmak istemem. Zira mafya, suç, renkli hayatlar, entrika, aşk, kumar, yükseliş öyküsü, kısacası sinemada seyretmenin cazip geldiği ne kadar mevzu varsa bu filmde bulmak mümkün. Üstelik filmin gerçek bir hayat hikayesine dayanmasının verdiği sahicilik hissi ve ayrıntı zenginliği de cabası. Ama şunu unutmamak lazım ki ne kadar cazip olursa olsun bir hikâyeyi rezil etmek de vezir etmek de yönetmenin elinde. Gelelim mucizevi oyuncu kadrosuna Robert De Niro için söyleyecek fazla bir şey yok. Metot oyuncularının şahı bu filmde de bizi şaşırtmıyor. Ekrana baktığınızda gördüğünüz kişi De Niro değil Rothstein. Bilmem başka söze gerek var mı? Zaten insan Robert De Niro nun performansını övmekten hicap etmeli. De Niro nun yakın arkadaşı olan ve onunla bilikte oynadığı filmlerde pek bir döktüren Joe Pesci, hani Santoro karakterini radyo tiyatrosunda dinleseniz gözünüzde canlandıracağınız Nicky Santoro bence. Genel olarak dışadönük ve abartılı üslubuyla sevdiğimiz Pesci, Santoro karakterinin de buna elverişli olmasından mıdır nedir, Jack Nicholson ı aratmayan bir performans sergilemiş. Filmin esas bombası ise Sharon Stone. Ne Casino dan önce, ne Casino dan sonra bir daha bu kadar oynarken göremediğimiz, hani tabiri caizse oynamak yerine duran ve bu esnada bir şeyler söyleyen Stone dan böyle bir perfomans almak ancak Scorsese çapında bir ustanın harcıdır herhalde Sıkı Dostlar Orijinal ismi:goodfellas Yönetmen: Martin Scorsese Senaryo: Nicholas Pileggi, Martin Scorsese Oyuncular: Robert De Niro, Joe Pesci, Ray Liotta, Lorraine Bracco Notu: Sıkı Dostlar kimilerine göre en iyi mafya filmidir. Bu mertebeyi sadece Godfather a layık gören benim gibi mafya filmi severler için bile, en iyi demeye dil varmasa da, en iyilerden biridir. Scorsese nin, mafyayı romantikleştiren, estetikleştiren ve yücelten Coppola tarzına taban tabana zıt bir şekilde konuyu ele alışı; patronlara değil küçükler ligine odaklanması; filmin sonunda sıkı dostların birbirine hayatlarını emanet 18 / Merhaba Yaz 2010

19 edemeyecek, sırtını dönemeyecek noktaya gelmesi gibi unsurların etkisiyle Sıkı Dostlar ın en gerçekçi mafya filmi olduğu tartışılmaz. Bu filmde, mahallesindeki gansgterlere özenen, onlar gibi olmak isteyen bir çocuğun önce bu rüyasının gerçek olması, paraya ve onunla satın alınabilecek olan her şeye kavuşması; sonra işlerin sarpa sarması, batağa saplandıkça gözden düşmesi ve hayatının tepe taklak oluşu çerçevesinde mafyanın küçükler ligini mercek altına alan Scorsese, suç dünyasının alt katmanında yaşananları, ilişkileri, küçük suçları, işlerin nasıl kolayca çığırından çıkıverdiğini; karısıyla, çocuğuyla, annesiyle konuşurken sakin ve normal görünen bu insanların nasıl kolayca vahşetin ve şiddetin etkisinde canavara dönüşebildiğini anlatıyor. Sıkı Dostlar dan sonra çekilen ve efsane mafya filmlerinden bir diğeri olan Donnie Brasco da da (bizde Köstebek adı ile gösterilen otuz sekiz(?!) filmin ilki idi sanırım) Mike Newell aynı yöntemi takip ediyor, mafya içinde bir türlü yükselemeyen, başarısız Lefty (Al Pacino) karakterini ve onun çevresindekileri merkeze alarak kamerasını mafyanın alt kademesindeki suçlulara doğrultuyordu. Ancak gerçek bir hayat hikayesine dayanan filmde temel mesele mafyaya sızan FBI ajanı Donnie Brasco ve onun (Kurtlar Vadisi ne de ilham veren) karakter dönüşümü idi. Dolayısıyla Sıkı Dostlar mafyanın bu en alt katmanını derinlemesine tahlil ederken, Donie Brasco nun panoramik şehir turu mertebesinde kaldığını söylemek mümkün. Scorsese mafyanın hiç de parlak olmayan, hatta düpedüz sefil ve acınası yönlerini tüm gerçekçiliğiyle ele alırken, insanlara cazip gelen para ve güç gibi getirilerinin de cilasını kaldırmayı ihmal etmiyor. Filmin acele etmeyen ve kahramanın hayatının bir dönemine diğerine nazaran ağırlık vermeden ilerleyen kurgusu dış ses anlatımıyla birleşince seyircide kahramanın hayatına baştan sona tanıklık ediyormuş hissi uyanıyor. Bu his ise filmin gerçekçiliğini pekiştiriyor. Gelelim oyunculara. Robert De Niro ve Joe Pesci ikilisine tekrar değinmeye gerek var mı, bilmem. İnsan Joe Pesci sürekli çılgın ve acımasız gangster rolü oynasın, karşısında da daima Robert De Niro olsun istiyor. İşin aslı Joe Pesci yi coşturan ne arkadaşı, ne de rolü, illa ki yönetmeni. Tıpkı Ray Liotta da olduğu gibi. Bazen manik, bazen depresif, bazense düpedüz donuk Henry Hill yorumu ile unutulmaz bir performansa imza atan Ray Liotta, maalesef Sıkı Dostlar ile yaptığı çıkışın devamını getirememiştir. Gerek Joe Pesci nin gerekse Ray Liotta nın en iyi performanslarını Scorsese filmlerinde vermiş olmaları; Scorsese filmlerinde döktürmeleri tesadüf olmasa gerek Merhaba Yaz 2010 / 19

20 BİTMEYEN BEKLEYİŞ Kübra YETİŞ ŞAMLI Yıldızlar sönük, Gülüşler buruk, Kadehler kırık bu gece. Sarı bir yağmur yağıyor üstüme. Zerrece ümidim yok ki! Beklediğim gemi Bitmeyen bir bekleyişe demirli. Bulutlar yaslı, Gözler nemli, Şarkılar dertli bu gece. Bir fenerde tutuşmuş yanıyor sabrım. Zerrece ışığı yok ki! Beklediğim gemi, Bitmeyen bir bekleyişe demirli. Ne olacaksa olsa Fırtınada batsa, Kayalara çarpsa, Yeter ki yola çıksa Zerrece hükmüm yok ki! Beklediğim gemi, Bitmeyen bir bekleyişe demirli. 20 / Merhaba Yaz 2010

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Aşağıda verilen isimleri örnekteki gibi tamamlayınız. Örnek: Ayakkabı--------uç : Ayakkabının ucu İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Kalem sap Çanta renk Araba boya Masa kenar Deniz mavi Rüzgar şiddet

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ İSMEK İN USTALARI ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ 10-17 MART 2014 / Dolmabahçe Sanat Galerisi Başkan dan eserlerin hiçbiri zahmetsiz,

Detaylı

BuranoVenedik denince akla ilk

BuranoVenedik denince akla ilk Rengarenk Bir Ada BuranoVenedik denince akla ilk gelen aslında kanallar, gondollar ve maske festivali oluyor. Pek bilinmese de Venedik kendi içinde eşsiz bir görselliğe sahip Burano Adası nı da kapsıyor.

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

SINIRSIZ ZİYARETLER. Nermin Er in ev atölyesi

SINIRSIZ ZİYARETLER. Nermin Er in ev atölyesi 34 SINIRSIZ ZİYARETLER Nermin Er in ev atölyesi 35 Nazlı Pektaş Fotoğraf: Elif Kahveci Sanatçı atölyesinde vakit geçirmek türlü hissi davet eder. Bir yandan sanatçının yaratma evreninin içine girip heyecanlanırsınız,

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... Hatta Tarsuslular. Dünyanın öbür ucundan gelen Japonlar,Koreliler,Almanlar

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir. Hiçbir müzisyen, bülbülün ötüşünden daha güzel bir şarkı söyleyemez. Bütün bu güzel şeyleri Allah yapar ve yaratır. Allah ın güzel isimlerinden biri de HAMÎD dir. HAMÎD, övülmeye, hamd edilmeye, şükür

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Haziran 17, 2016-1:22:00 Başbakan Yıldırım, "Terör örgütünün telkinlerine gençlerimiz asla ve asla itibar etmesinler. Onlar bizim

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran

Detaylı

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ Thekla, genç ve güzel bir kadın... Hem de bakire... Aynı Meryem gibi.. Halk bu yüzden, Thekla nın yaşadığı yeraltı kilisesine, Meryemlik demiş. Thekla nın yaşadığı, sonunda

Detaylı

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü Selman DEVECİOĞLU Gönül Gözü SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ENGELLİLER BİRİMİ YAYINLARI Yayın No: 4 Editör Prof. Dr. Recep Toparlı Baskı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Matbaası Kapak ve İç Düzen Sivas Cumhuriyet

Detaylı

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI ESKİŞEHİR ODUNPAZARI MESERRET İNEL İLKOKULU ODUNPAZARI HALK EĞİTİM MERKEZİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ KOROSU DESTEĞİYLE GURURLA SUNAR TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI KORO ŞEFİ Tülây TÜRKMEN SANAT DANIŞMANI Hüseyin

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU Minti Monti Çocuklar için eğlenceli poster dergi Ücretsizdir Sonbahar 2012 Sayı:7 ISNN: 2146-281X Tilki Tilki Baksana Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1 by Mehmet- omeruslu06 1 3. Bayrağımızdaki hangi renk daha fazladır? 1. Sınıfımızdaki arkadaşlarımızın her siyah A. B. kırmızı birinin farklı güçlü yanları var. Mesela, Elif. Çizdiği resimleri Ahmet beyaz

Detaylı

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti: Türk Ocakları Genel Merkezi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Efendi BARUTCU, Türk Ocakları nın 100 üncü kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, Sönmeyen Ocak Türk Ocakları ve Türkiye nin Geleceği konulu

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM DEKO TASARIM Senem ÖZTÜRK / senem.ozturk@alem.com.tr Biliyorum ki dekoratör sözcüğü bugün pek de popüler değil, hatta modası geçmiş bir ifade fakat yine de kendimi dekoratör olarak tanımlamak bana daha

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BÜLTENİMİZDE NELER VAR? ETKİNLİKLERİMİZ SİNEMA GÜNÜMÜZ TİYATRO ETKİNLİĞİMİZ OKUMA-YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARIMIZ BRANŞ DERSLERİMİZ AİLE KATILIMI ETKİNLİKLERİMİZ ARALIK AYI

Detaylı

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer 17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

İSMEK İN USTALARI SANATIMIZ YAŞAMIMIZ İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI SANATIMIZ YAŞAMIMIZ İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ İSMEK İN USTALARI İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ İSMEK MİNYATÜR SANATÇILARI SERGİSİ 24-30 Mayıs 2014 / Dolmabahçe Sanat Galerisi Başkan dan Değerli Sanatseverler, İnsan olarak iyiye, güzele, maddi

Detaylı

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman: Hafta Sonu Ev Çalışması BALON Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını izleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl

Detaylı

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına. Z NESLİ VE TORUNUM EZGİ! Değerli Okur! Bu köşe yazısı; Ülkemizde nüfusun üçte birini oluşturan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar(ımız) la ilgili neler yapıyoruz? Çocuklarımız bu zorlu yaşam yolculuklarında

Detaylı

Menümüzü incelediniz mi?

Menümüzü incelediniz mi? by elemeği Menümüzü incelediniz mi? Yılmaz Usta nın hikayesini duydunuz mu? Niçin Nevale? Yılmaz Usta nın hikayesi Bir insan pasta ustası olmaya nasıl karar verir? Yani 1972 yılında Kastamonu da doğduğunuzu

Detaylı

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ SELANİK AYASOFYA CAMİSİ BAKİ SARI SAKAL SELANİK AYASOFYA CAMİSİ Aya Sofya (Azize Sofya) tapınağı Selanik in merkezinde, Ayasofya ve Ermou sokaklarının kesiştiği noktadadır. Kutsal İsa ya, Tanrının gerçek

Detaylı

Denize En Çok Mavi Yakışır

Denize En Çok Mavi Yakışır Denize En Çok Mavi Yakışır Belediyesi tarafından bu Bodrum Deniz Dibi Temizlik çalışmalarla bu yıl için İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından Yılın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi ödülünü de alan yakışır

Detaylı

İtalya nın Üç Büyüğü: Roma, Floransa, Venedik.

İtalya nın Üç Büyüğü: Roma, Floransa, Venedik. Şebnem GÜZELOĞLU 21302293 TURK 102-25 İtalya nın Üç Büyüğü: Roma, Floransa, Venedik. Dünya üzerindeki insanların hepsine Yapmayı en çok istediğin şey nedir? diye sorsak, muhtemelen çoğundan alacağımız

Detaylı

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir.

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE Portal Adres AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE : www.gorelesol.com İçeriği : Gündem Tarih : 06.10.2014 : http://www.gorelesol.com/haber/haber_detay.asp?haberid=19336 1/3 AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE 2/3 AHMET ÖNERBAY

Detaylı

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır. Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat

Detaylı

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri Müdürlüğümüz bünyesinde faaliyet gösteren AKM Klasik Türk Sanat Müziği Korosunun Şef Mitat

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

Sosyal Ajan. Melek mi Şeytan mı? ÖYKÜ. Marka Uzmanı GİZEM. Kokusunda Davet var ÖZKAN

Sosyal Ajan. Melek mi Şeytan mı? ÖYKÜ. Marka Uzmanı GİZEM. Kokusunda Davet var ÖZKAN Sosyal Ajan Marka Uzmanı GİZEM Melek mi Şeytan mı? ÖYKÜ Kokusunda Davet var ÖZKAN Y eni yepyeni bir dergiyle karşınızdayız. Sosyal medyada tanımanız gereken, takip etmeniz gereken kişileri mercek altına

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut

TEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut Havada bulut Sen bunu unut 8 TEK TEK TEKERLEME Öğrendiğim ilk tekerlemeyi hatırlamıyorum ama; çocukluğuma dönüp, baktığımda onlarca tekerleme arasından ikisinin öne çıktığını çok net görüyorum. Bir tanesi,

Detaylı

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

Belmin Dumlu SAVAŞKAN, Belmin Dumlu SAVAŞKAN, 1973 yılında İstanbul da doğdu. Ortaöğrenimini Özel Fransız Lisesi Notre Dame Sion de tamamlamasının ardından, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

BASKETBOLCU AHMET İLKÖĞRETİM 1. SINIF. Gülşen DEMİR Porsuk İlkokulu /Odunpazarı /ESKİŞEHİR

BASKETBOLCU AHMET İLKÖĞRETİM 1. SINIF. Gülşen DEMİR Porsuk İlkokulu /Odunpazarı /ESKİŞEHİR BASKETBOLCU AHMET Ahmet ile babası televizyonda spor haberlerini izliyorlardı. Ahmet, babasına : - Spor ne demek, babacığım? diye sordu. Babası: - Spor, tek başımıza veya birden fazla kişi ile yaptığımız

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. 1. Bölüm Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. Bütün bu insanın kafasını şişiren karmaşa, çok ama çok masum bir günde başladı. O gün çok şirin, çok masumdu. O gün öyle muhteşem, öyle harika ve öyle

Detaylı

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi Savaşın başından bu yana yedinci hac dönemi yaklaşırken hac ibadetini yerine getirmeyi çok isteyen, farklı şehirlerde yaşayan üç Suriyelinin hikayesi.

Detaylı

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

Nereden başlasam, nasıl anlatsam... Bu yaz Bodrum'suz geçmez! Turgutreis Lagina Bodrum Boutique Hotel'de bir gece çift kişilik konaklama, açık büfe kahvaltı ve akşam yemeği 240 TL yerine 119 TL! (15 Haziran - 27 Ağustos arasında geçerlidir.)

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

yu severek izlerdik mesela. İzlerdik diyorum çünkü ben maalesef o güzellikleri uzaktan sevenlerdenim.

yu severek izlerdik mesela. İzlerdik diyorum çünkü ben maalesef o güzellikleri uzaktan sevenlerdenim. Sayısız belgesel vardır mavi dünyanın mucizesini anlatan. Efsane kaptan Jacques-Yves Cousteau yu severek izlerdik mesela. İzlerdik diyorum çünkü ben maalesef o güzellikleri uzaktan sevenlerdenim. Şimdi

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olduktan (1972) sonra bir süre aynı bölümde kütüphane memurluğu yaptı (1974-1978). 1976 da Türk

Detaylı

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen SEVGİ BAŞMAN: 1986 da Tokat ta doğdu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdi ve ardından İngiltere ye yerleşip üç yıl öğretmenlik yaptı. 2012 yılında Keele Üniversitesi

Detaylı

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi.

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Necdet Yaşar Müzik Yaşamı Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi. Müziğe bağlama çalarak başladı. Mesut Cemil'in tambur çalışını dinledikten sonra, 20 yaşında tanbura

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

7.2 Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler

7.2 Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler 1. Adı Soyadı : HALE TORUN 2. Doğum Tarihi : 07.07.1972 3. Ünvanı : Öğretim Görevlisi 4. Öğrenim Durumu : Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tarih Marmara Üniversitesi 1994 Y.Lisans Radyo Televizyon ve

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı 2. görev 1. görevde Beyoğlu na ulaştınız. Şimdi anıtımızın olduğu yer, yani Taksim Meydanı nın bilgilerinde sıra. Aşağıda Taksim Meydanı ile ilgili bilgiler yer almakta, grup arkadaşlarınız ile bilgileri

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Ocak 05, 2017-4:11:00 Başbakan Binali Yıldırım, Keçiören Belediyesi önünde düzenlenen metro açılış töreninde yaptığı konuşmada, nüfusu

Detaylı

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon)

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon) (ev dekorasyon) bir yeşilçam ikonu Türk insanının hayatına girdiği 60 lı yıllardan bu yana zarafeti ve paylaşmaktan çekinmediği bilgi birikimiyle rol modeli olmuş Filiz Akın ın İstanbul a bir tepeden bakan

Detaylı

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri Sohbetler *Kendimi tanıyorum (İlgi ve yeteneklerim, hoşlandıklarım, hoşlanmadıklarım) *Arkadaşlarımı tanıyorum *Okulumu tanıyorum

Detaylı

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ŞİİRLER 10 Kasım geldi işte Üzgünüz biz milletçe Atatürk! ü anarız O bizim kalbimizde 10 Kasım geldi işte Koşarız Anıtkabir e Atatürk ü anarız

Detaylı

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! ALEM-İ İŞ, NE İŞ? Alem-i İştir kişinin lafa bakılmaz! diyoruz ve iş hayatında yaşadıklarımız konusunda bize, size, herkese esprili

Detaylı

(Etkinliklerin tarih ve saatlerinde değişiklik olduğunda ya da yeni bir etkinlik planlandığında

(Etkinliklerin tarih ve saatlerinde değişiklik olduğunda ya da yeni bir etkinlik planlandığında VEFÂTININ 20. YILINDA SÂMİHA AYVERDİ ETKİNLİKLERİ (Etkinliklerin tarih ve saatlerinde değişiklik olduğunda ya da yeni bir etkinlik planlandığında 1 / 10 liste güncellenmektedir. Son güncelleme: 21 Mart

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR ANNEM ANNEM Annem annem canım annem, Gönlüm senle kalbim senle Canım annem gülüm annem Dünyam sensin benim bir tanem.. Biliyorum elbet bir gün gelecek Bir başka bebekte bana annem diyecek Bende hep iyi

Detaylı

Fatma Atasever.

Fatma Atasever. Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,

Detaylı

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Türkisch Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Veliler için Bilgiler Januar 2008 / Türkisch 2 / 6 Zürih Kantonu İlköğretim Okulu Hedefler ve Hedefe Yönelik Görüşler Zürih kantonunda devlet ilköğretim okulu

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı Resimleyen: Ferit Avcı Süleyman Bulut ŞİPŞAK BİLMECELER 2 ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Bilmece DEYİM VE ATASÖZLERİ 2. basım Süleyman Bulut ŞİPŞAK BİLMECELER 2 DEYİM VE ATASÖZLERİ Resimleyen: Ferit Avcı www.cancocuk.com

Detaylı