3 Nazım Payam Göçmen kuş. 7 A. Vahap Akbaş Çürük elma. 8 İsmail Kemal Durhan Kın kanatlı kırk kıraat. 9 Mahmut Bahar İsimsiz şehre şiirler 2

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "3 Nazım Payam Göçmen kuş. 7 A. Vahap Akbaş Çürük elma. 8 İsmail Kemal Durhan Kın kanatlı kırk kıraat. 9 Mahmut Bahar İsimsiz şehre şiirler 2"

Transkript

1 ÜÇ AYLIK KÜLTÜR ve SANAT DERGİSİ Yıl : 15/ SAYI61 İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ERİŞ Genel Yayın Yönetmeni NAZIM PAYAM Yazı İşleri KEMAL BATMAZ Tashih MAHMUT BAHAR Röportaj TANER NAMLI Dizgi-Tasarım-Kapak-Web AYDIN KARABULUT Hukuk Danışmanı Av. Şuay ALPAY Dağıtım İzzetpaşa Vakfı Danışma Kurulu Yavuz Bülent BAKİLER Prof. Dr. Ahmet BURAN Doç. Dr. Vefa TAŞDELEN Doç. Dr. Levent BAYRAKTAR Doç. Dr. Tarık ÖZCAN Yrd. Doç Dr. Metin Kayahan ÖZGÜL Dr. M.NACİ ONUR Uzm.Necati KANTER Ömer KAZAZOĞLU A. Faruk GÜLER Abone ve Reklam Yurt İçi: MUSTAFA YAVUZ Posta Çeki Hesap No: Yönetim Yeri İZZETPAŞA CAD. İZZETPAŞA VAKFI EK BİNA NO:16/4 ELAZIĞ Tel. 0 (424) (114) Belgegeçer (faks) : 0 (424) Baskı TDV Yayın Matbaacılık ve Tic. İşletmesi Tel Yenimahalle / ANKARA Abone Şartları (Yıllık): Yurt İçi: 25 TL Yurt Dışı: 40 Avro Yıllık Kurum Abone: 70 TL Gönderilen yazılar basılsın basılmasın iade edilmez. Yayın Kurulu dergiye girecek yazılarda gerekli gördüğü değişiklikleri yapar. Yayımlanan yazıların fikrî sorumluluğu yazarlarına aittir. Bizim Külliye adı anılmaksızın alıntı yapılamaz. e-posta ( ) bizimkulliye@gmail.com ISSN: Nazım Payam Göçmen kuş 7 A. Vahap Akbaş Çürük elma 8 İsmail Kemal Durhan Kın kanatlı kırk kıraat 9 Mahmut Bahar İsimsiz şehre şiirler 2 10 Yakup Deliömeroğlu röp. A. Faruk Güler 15 M. Kayahan Özgül Sorulara seyahat 18 Vefa Taşdelen Zigana'dan geçmek 20 D. Mehmet Doğan Uzaktaki yakın: Kaşgar! 24 İmdat Avşar Dağlar arasında bir kasaba: Lahiç 28 Hüseyin Özbay Üsküp içre Üsküp 32 Yahya Akengin Yollar ve izler 34 Muhsin İlyas Subaşı Ayşe tatili tamamlayamadı! 41 Mehmet Aycı Eşkiya gazeli 42 Ömer Kazazoğlu Tedirgin yolcu 43 Serdar Arslan Yokmuş gibi ellerin 44 Nurettin Durman Gülüm 45 M. Milât Özçelik Macar ovasında bir korsan 46 Ömer Küçükmehmetoğlu Altayların gizemli dünyasına seyahat 49 Suphi Saatçi 'Gel çek bu ayrılığı Gör nece üreg dağlar' 54 Mehmet Kurtoğlu Seyahatname veya gezi notları üstüne 56 Necati Kanter Mukaddes topraklara yolculuk 61 Salih Uçak Yunus'un şiirlerinde yol metaforu 64 Levent Bayraktar Medeniyet ve Ahlâk 72 Seval Koçoğlu On yedi 74 Nazım Payam Kusurlu sevmeler 75 Cengiz Aytmatov röp. T. Nasirdinov 81 Mehmet Nuri Yardım röp. Sevin Özek 85 Mehmet Miyasoğlu Zügüdar, Babil'den Tac Mahal'e yolculuk 90 İlhami Bulut Akşam kuşatması 91 Şerif Fatih Akkağıt külliye sanat odası 93 Yavuz Gürler Türksav ödülleri 95 Nuray Memiş Buğulu cam 96 kitap vitrin

2 Muhterem Okurlar, Bu yaz daha bir sıcak ve faal geçti. Ramazandı, bayramdı, ilden ile hısım akraba, eş dost ziyaretiydi derken, cumhurbaşkanlığı seçimi geldi kapıya dayandı. Bizlerde üstü örtülemeyecek farklı bir telaş, bir heyecan daha var: Dosya konunuz gezi. Dergimizin kalem erbabına Türk Dünyası Seyahatleri yazdırma çabasındayız. Kimine ulaşamıyoruz, kimi zamandan yakınıyor, kimileri ise konuya yatkın olmadığını söylüyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi gelecek metinlerin amacımıza uygun olup olmaması endişe ve merakı! Artık bize gönderilecek olan günlük mü, mektup mu, rapor mu? Yoksa bir şehri veya ülkeyi ansiklopedik tarzda tanıtan nesnel ve detaylar manzumesi mi? Elbette gezi yazılarında esas, görüleni içselleştirerek anlatmak Ancak içselleştirmeye sezgi, bilgi, tecrübe, yerel ve ulusal kaynaklar ve yeni yeni sorular da dâhil olmalı. Ya üslup? Valizinizde üslup yoksa geziye gidişiniz döküntülü demektir. Üslup kaygısı, merak, heyecan, hazırlık Hevesle yola çıktık. Size ulaşabildik mi, bilmem? Gelecek sayımızın dosya konusu yazarlarımızın takdirine kalmış. Yeniden buluşmak ümit ve dileğiyle Allah a emanet olunuz. Bizim Külliye 2

3 Göçmen Kuş NAZIM PAYAM Kuşkusuz dilin içerdiği kültürdür. Türklük dille gerçekleşir. İçselleştirilen bir başka dilin yerli entelektüellerce bu boyutta alkışlanacağını elbette algılayamazdık. Sanırım Ruslar, gücünü silahtan alan sistemle işgal ettikleri o yerleri edebiyatla fethetmişler. Benzeştirme serüveninde ilk göze çarpan bu. Ka r d e ş Kalemler den tanıdığım Ömer Küçükmehmetoğlu Bizim Külliye dergisine Kırgız edebiyatından birkaç çevri gönderdi. Yayımladık. Ardından Kırgız Edebiyatı Özel Sayı talebinde bulundu, Olur dedik. Üç ayda bir yayımlanan dergimizin 53. sayısını Kırgız edebiyatına ayırdık. Böylece uzaktaki kardeşlerimize bir selam daha gönderecek ve 2007 yılının 34. sayısında okurlarımızla buluşturduğumuz Cengiz Aytmatov a Vefa dosyamızı tamamlamış olacaktık. Çalışmamızın editörlüğünü Kırgızistan- Türkiye Dostluk ve Kültür Derneği yapacaktı. Gelecek yazıları heyecanla bekliyorduk. Kırgızca nın hazine sarayı Manas Destanı nın iç odalarında dolaşacağımızı, okurlarımıza çağdaş Kırgız edebiyatçılarını tanıtacağımızı, Cengiz Aytmatov la ilgili yeni bulgulara ulaşacağımızı sanıyorduk. Birçok konuda hevesimiz kursağımızda kaldı. Gönderilen metinlerde Manas a hiç değinilmemiş, çağdaş Kırgız edebiyatçıları işaret edilmemişti. Cengiz Aytmatov a dair gönderilen ise yalnızca Mamasalı Apışev den 3

4 Cengiz Aytmatov, Mar Bayciyev: İki Dilli Çalışma Ufku makalesi idi. O sayımızda, Türkiye de bulunan Kırgızistanlı genç akademisyenler de merakımızı giderecek, karşılıklı muhabbet artırımında bulunacak bir gayrette olmadılar. Çokları bilimsel verilerine bir puan duvarı bulmuşçasına akademik çalışmalarını tercih etmiş, abanmışlardı üstümüze. Ayıklamak zorundaydık. Dergimizde göz dolduran Salican Cigitov un Çağdaş Kırgız Edebiyatına Dair metnini ise Prof. Dr. Orhan Söylemez in arşivinden edinmiştik. Mamasalı Apışev, makalesinde şu kanaati taşıyordu: Cengiz Aytmatov ve Mar Bayciyev in Kırgız halkını ve onların ruhi zenginliğini çeşitli halklara mensup okurların bilincine yerleştirmesinde temel espri eserlerini Rusça yazmış olmalarıdır. Salican Cigitov un metni de Mamasalı Apışev in makalesinin âdeta bir devamı ve tamamlayanı idi. Şimdi, Kemal Göz ün çevrisiyle on buçuk punto ve sekiz sayfa tutarındaki o metnin ara başlıklarına bakalım. Kırgız edebiyatı, Orta Asya da yaşayan küçük bir halkın edebiyatı, Kırgız edebiyatı, XX. yüzyıla kadar sosyal ve tarihî gelişimden uzakta kalan halkın edebiyatı, Kırgız edebiyatı, dünyadaki en genç edebiyatlardan biri, Kırgız edebiyatı, ancak XX. yüzyılın başlarında kâğıt üzerine yazılmaya başlayan, yetmiş yıl içerisinde birtakım gelişmeler gösterse de hâlâ tam olarak oturmamış, günümüzdeki dünya bilgi ve dünya medeniyetlerinin kazanmış olduğu bilgi birikiminin milyonda birini belki yeni yeni anlamaya başlayan yazı dili vasıtasıyla ortaya konulan edebiyat, Kırgız edebiyatı, devlet desteği ile ortaya çıkan, devletin verdiği maddi yardımlarla gelişim sürecini devam ettiren fakat diğer taraftan yine devletin politikalarının propagandasını yapmakla mükellef, kesintisiz olarak resmî otoritenin kontrolünde olan bir edebiyat, Kırgız edebiyatı, genel olarak herhangi bir entelektüel temeli olmayan, yazarlık meziyetleri açısından yetersiz ve dünya standartlarının altında eğitim almış yazarlar tarafından ortaya konulan edebiyat. Kırgız edebiyatı, içerik ve tür olarak Batı edebiyatında işlenerek oraya çıkan ve başka halkların edebiyatlarına da geçen edebî türlerde verilen eserlerle ortaya çıkan ve bu türlerin belli ölçülerde yerleştiği edebiyat. Dosya konumuz farklı bir mecraya gidiyordu. Şaşkındık. Gerçi Kırgız, Kazak, Başkurt, Tatar ve Sibirya Türkleri okuryazarlarının Bu (Rus) edebiyatı okumak, yorumlamak gibi seçkin bir alışkanlıkları var olduğunu okumuştuk. Ama önümüze konulan ne Rusçanın kelime, terkip ve teknik zenginliğinden faydalanmak ne de dillerinin yanına bir dil daha koymaktı. Anlatılanlar, Kırgız entelektüellerinin anadillerini yadsıyarak Rus diline teslimiyet derecesini ve o yükseklikten aldıkları hazzı gösteriyordu. Kuşkusuz dilin içerdiği kültürdür. Türklük dille gerçekleşir. İçselleştirilen bir başka dilin yerli entelektüellerce bu boyutta alkışlanacağını elbette algılayamazdık. Sanırım Ruslar, gücünü silahtan alan sistemle işgal ettikleri o yerleri edebiyatla fethetmişler. Benzeştirme serüveninde ilk göze çarpan bu. Özel dosyamız sürecinde, Manas 4

5 Üniversitesi nde görev yapmış bazı öğretim üyesi hocalarımızla görüşmüştük. Bizleri yivleyen sorulara cevap onlardan akmıştı. Duyduklarımız; Kırgızistan da birinci sınıf vatandaşların yine Ruslar olduğu, Kırgız bürokratları, zenginleri çocuklarını Moskova da Rus kolejlerinde okuttuğu ve o evlerde Rusça konuşulduğuydu. Duyduklarımız arasında üzüntümüzü körükleyen ise Sovyet döneminde Kırgız ediplerin millî kültüre dair kullandıkları sembolleri halkın anlamak ve açıklamakta hâlâ yetersiz kalışı idi. Nitekim Cengiz Aytmatov un 80. doğum yıldönümü için uluslararası bir tören düzenlenecektir. Yıl 2008, törene üç ay kala Cengiz Aytmatov vefat eder. Fakat etkinlikler programlandığı gibi gerçekleştirilir. Avrasya Yazarlar Birliği adına hikâyecimiz İmdat Avşar da davetliler arasındadır. Avşar söylemişti: Dünyanın pek çok ülkesinden gelen aydınlar, kendi dilleriyle Cengiz Aytmatov u konuştular. Ancak bu konuşmalar Kırgızlara Rusçaya çevrilerek aktarıldı. Sonrası malum, alkışlar, alkışlar Sonuçta Salican Cigitov da şunu söylüyordu bize: Kırgızların yazılı edebiyatı SSCB döneminde başlamıştır. Kırgızların büyük dilimi, Rusçanın hizmetinden memnundur. Millî sembolümüz hâline gelen Cengiz Aytmatov un iki dilli bir yazar olduğunu ve eserlerinin üçte ikisini Rusça yazdığını unutmayınız. Kasım Tınıstanov Kırgızistan-Türkiye Dostluk ve Kültür Derneği sekreterliğini yürüten Mirlanbek Nurmatov ve Ömer Küçükmehmetoğlu daha sonra e-posta yoluyla gönderdikleri iletide, özel dosyamızı bütünüyle Kırgız ı Kırgız yapan Kasım Tınıstanov un hayatı ve çalışmalarına ayırmamızı arzuladıklarını belirtiyorlardı. Kardeş değil miyiz? Tamam, dedik. Ama merak, tende bir kene! Yine sorular! Yine sorular! Kasım Tınıstanov kimdir? Kırgız ı Kırgız yapanlardan biri, unvanını kim verdi ona? Ne yazar çizer, neyi savunur? Direnci hangi kaynaktandır? Kırgız halkı neden onu muhabbet şelalesinin kayalarına kondurmuş? Ondan bugüne kalan ne? Keşke bu dosya hazırlığına başlamadan evvel onun bir risalesini okusaydık. Keşke üç beş günlüğüne de olsa evvelinden Kırgızistan ı gezip görebilseydik. Orada gökten yağana avuç açsaydık, yerden fışkırana el sürseydik. Pencere denizliğine konulan saksılara, kapı önüne bırakılan terliklere baksaydık. Selam verseydik, selam alsaydık. Onlar da bizim gibi asfalta katran mı kullanırlar? Ortak yanlarımızı, özlemlerimizi, hayat takvimini dolduranı birlikte dillendirseydik. İlk başvurumuz Prof. Dr. Ahmet Buran ın Kurşunlanan Türkoloji isimli eseri oldu. Daha sonra kaynakları çoğaltıyoruz. Ve öğrendiklerimiz: Kasım ın babası Tınıstan kısa boylu, sağlam vücutlu esmer bir adammış. Annesi Arpabek çok güzel emçilik yaparak bitkilerle hastaları iyileştirebilen bir kadınmış. 10 Eylül 1901 de Isık Göl ilçesine bağlı Çırpıktı köyünde doğmuş. Üç kardeş imişler Kasım Tınıstanov, edebiyat çalışmalarına 1919 yılının sonlarında başlar. Bu tarih onun Sovyet Sosyalist Türkistan Cumhuriyeti nin merkezi olan Taşkent teki Kazak-Kırgız Halk Pedagoji Enstitüsü nde okuduğu yıllara denk gelir. Kırgızlara göre O, Kırgız yazılı edebiyatının temellerini atanlardan biridir. Kırgız alfabesi, Kırgız Dili Ders Kitabı, Kırgız Dili Grameri, Kırgız Dili Morfolojisi, Kırgız Dilinin Sözdizimi onun elinden çıkmıştır. Kaynaklar Kasım Tınıstanov un Kırgızca dan derlediği kelimelerin 60 bine ulaştığını belirtir. Kırgız Dili Ders Kitabı na onlarca Kırgız atasözü yerleştirir. Sosyo-Ekonomik Terimler ve Terimler Sözlüğü ona aittir. Sözlü kültürün berrak ve muazzam kaynağı Manas Destanı nı araştırır, inceler. Manas ı Rusçaya çevirme çalışmasına katılır. Kırgızları 1925 yılında Arap alfabesinden Latin alfabesine, 1937 yılında Latin alfabesinden Kiril alfabesine geçmeye davet eden yine Kasım Tınıstanov dur. İlk sistematik eğitim bolşeviklerce o yıllar kurulmuştur. Sosyalizm propagandasına daha elverişli olacağından okullarda eğitimin işlevsel dili Rusçadır. Kasım Tınıstanov un Kırgızistan daki Yeni Alfabe İçin Mücadelenin 10. Yılı adlı bildirisi, Kiril alfabesine geçilmesi hakkındadır. 5

6 O bildirinin son paragrafı, birlikte okuyalım: SSCB deki milletlere Rus dilinin kültürel etkisi büyük ve bu tarihî zorunluluktan ortaya çıkmıştır. Evvelen, Rus işçileri Rusya da kapitalizmin ortadan kalkmasında öncülük etti ve bundan sonra da sosyalizmin kurulmasında öncülük edecektir. İkinci olarak, sosyalizmin toplum tarafından benimsenmesi için sosyo-ekonomik, bilimsel ve teknolojik bilgilerin diğer milletlerde yerleşmesi Rusça sayesinde mümkündür. Soruna bu cihetten baktığımız zaman gramerin, terminolojinin, imlanın ve dil kuruluşunun meseleleri daha kolay çözülecektir. Kasım Tınıstanov un akıbeti? Karar verme yetkisini elinde tutanlar kendi bildiklerini uygulayacaklardır. Velhasıl netice değişmez. Kasım Tınıstanov, Stalin in emriyle 1937 de tutuklanır de içlerinde Cengiz Aytmatov un babası Törekul Aytmatov un da bulunduğu 137 kişiyle birlikte Bişkek yakınlarındaki Contaş ta kurşuna dizilir. Sebep? Sayayım: Bir, 1933 yılında Bişkek Opera Bale Tiyatrosu nda Akademi Geceleri dâhilinde sahnelenen piyesinde burjuvazi yanlısı eskiyi özlemesi (oysa piyes Yaşasın Devrim çığlıklarıyla bitmiştir); İki, Aalı Tokombayev in Lenin hakkında yazdığı manzumeyi, tanıtım yazısında ham bulması; Üç, dil bilimci, dram yazarı, hikâyeci, gazeteci Kasım Tınıstanov un şairliği de var tabii. Aşağıya aldığım şiirin çözümünde Kırgızlara verdiği mesajın ortaya çıkması. Ayazla ıslık çalarak, Geldi ihtiyar kış Baharda bizde öten Sıcak yerlere gitti göçmen kuş Ne zaman gider ihtiyar kış Ne zaman çiçeklenip sevinir Sıcak yerlere giden yaşlı kuş Ne zaman gelip öterler Bu şiirde ihtiyar kış tan kasıt, bolşevikler imiş Ne zaman gelir göçmen kuş mısrasında ise onun akları çağırma temennisi varmış Kasım Tınıstanov un kurşuna dizilmesinde belirtilmeyen asıl sebeplerden biri de şuydu: Rus yöneticiler başından beri SSCB bağlı Türk cumhuriyetleri bilim adamı ve sanatçılarıyla niyet okuma toplantıları yapıyor, onların her faaliyet ve teklifini yer, saat, gün olarak kayda alıyor, test ediyorlardı. O, bu testlerde başarısızdı. Mesela, Kırgızların Kiril alfabesine geçilmesi talebini 10 Mayıs 1937 de yapmıştır. Oysa evvelinde (29 Haziran 1925 te) Arap alfabesinin lağvedilmesiyle Latin alfabesini teklif etmişti. On yıllık gecikme SSCB için halk düşmanlığıydı ve bu, Kasım Tınıstanov un infaz edilmesini gerektirirdi. Tarih, 28 Mayıs Türkiye Yazarlar Birliği yönetim kurulu ve bir grup sanatçıyla Kırgızistan dayız. (Merak ve heyecandan olacak gideceğimiz günün gecesi ve uçuş süresince uyuyamamıştım.) İkinci günümüzdü galiba, Bişkek in güneydoğusunda, 25 kilometre ötedeki Contaş ta, Ata-Beyt i ve Cengiz Aytmatov un mezarını ziyaret edeceğiz. Rıdvan Canım ın öğrencisi, Rıdvan Bey i ve beni özel otomobiline davet etti. Yola koyulduk. Bir süre sonra yanlış yöne saptığımız kanısındaydık. Küçücük bir köye varınca durduk. Genç arkadaşımız, yol kenarında oynayan çocuklara gideceğimiz yerin adresini Rusça sordu. Tekrar yola koyulduğumuzda Rıdvan Bey, soru diline sitemini belirtiyordu. Kırgızistan da üçüncü yılını doldurmakta olan genç arkadaşımız; Hocam, burada en doğru cevap bu dille alınır. dedi. Maalesef halk, yaşadıklarıyla olsun, eserleri ve dilleriyle olsun hâlâ Moskova da sınavdan geçirileceğini sanıyordu. Ama Contaş, ama Isık Göl, köyler, Tanrı Dağları ve otağ bize çok yakındı. Orada tanığı olduğumuz bir şey daha vardı: Manasçılar 6

7 ÇÜRÜK ELMA Küflü bir papaz Çürük bir elmayı dinliyor Anlat anlat bitmiyor Öyle çoktur günahı elmanın Papaz: iflah olmaz Kirli kelimeler koleksiyoncusu Gün görmemiş itiraflar asılı Karanlık galerisinde Diş yarası değil umurunda elmanın Söylemektir aslında çürüten onu Ve farkında olmasa da / dinledikçe Ağır ağır çürüyor kalbi papazın da Bir de ben: elmalara kıyamayan Zarı yufka diş, vurgun yemiş düş Acılar büyütüyorum geceler boyu Çürük kocaman bir ağzın içinde A. VAHAP AKBAŞ 7

8 KIN KANATLI KIRK KIRAAT Böcek kanından yalnızlık yazılıyor Üfürdüm kenara kopan kın kanatlarını Kın derken yalın ve sade kılıçsız Kara gözlü çocuk öldürüyor böcekleri Lambanın seyir âleminden yazarlardır onlar Düşer masanın üstüne hep sırt üstü Alaaddin den devşirme lamba sürt üstü Kedilik bir kedilerdeymiş azizim Böceklere bakarak söylendi. İnisiasyonunu tamamlamış cümleler gibi Kaleminden papatya kara gözlü çocuk Vurdum yine kara gözlü çocuk Kalemin kurşununu miğfer delen yaptım Böcekleri alnının tam ortasından Kurşuna dom dom! makamı gibi Vurdum! kara gözlü çocuk Vurdum.. Ölü gibi kezekullar kara gözlü çocuk Kuytu başında gezgin Belki Fransız a Türk kahvesi Ya da bir türke fransız öpücüğü Kara gözlü çocuğun çoğusu Çoğunun derdi ya hep kara gözlü çocuk Arada ikilemeler de yapardı hayatından Faraza şırıl şırıl Faraza sevmek ölmek gibi Merakına yenik düştü Müstemleke zamanlarını ufukta gördü Kara gözleriyle kara gözlü çocuk Öncesinde oniki yaş vardı Faraza su gibi tuz Faraza 365 ten oniki yaklaşır otuz İSMAİL KEMAL DURHAN 8

9 isimsiz şehre şiirler -2- zaman ve kehribar duvarı bölüşen üç beş ihtiyar naftalin kokulu hatıralar diz dizedir eski bir kâğıt üstünde parmaklarım kalemle sevişir mürekkep o mürekkep değildir dış mahallinde çipil gözlü oğlanlar saçı yapağı tutmuş kızlar cıvatası kağşamış tahterevallide tekerlemelerin adı değişir şehir çok kenarlı şehir çok yüzlü hendesedir gülü o gül değildir nergisine atıf yapılmaz toprağı, suyu bulandırır kimyası bozulmuş rafında etim kanım tersine akan nehir beni hayalin ovasından beni rüyanın aynasından geçir nasıl gerekiyorsa öyle çarpsın yere hüzün ki his coğrafyamızın pehlivanı hüzün ki hislerin en cinidir eksilmesin diye ekmeğimizin tuzu gurbet kendine ayarlamış bizi gidişinin ayak sesi bu yüzdendir kollarımızı yârdan yoluşumuz bu yüzden aklımızı yolacağımız gün de gelir dün sabah erkenden kalktım ağaç kovuklarına taş diplerine baktım sokakları kestim caddeleri biçtim yokluğun bir karayılan vuslatın tuzunda panzehir sen gidince boşaldı bu şehir ne söz kalır geride ne şiir MAHMUT BAHAR demiştim ya hevesi içimdedir dön / şehre yedi yoldan girilir dön / sensizlik çöl gibidir 9

10 YAKUP DELİÖMEROĞLU ile Türk Cumhuriyetleri ve Avrasya Yazarlar Birliği üzerine Millî ve manevi değerlerin yeniden inşası, toplumun mayasında bulunan ve zaman içinde unutturulan Türk-İslam terkibinin ihyası bu ilişkilerle çok daha sağlıklı yürüyebilecek bir süreç. Türkiye, kardeşlerine bu konuda destek olmasa, eski Sovyet coğrafyasındaki manevi boşluğu gören başka aktörler bunu doldurmaya çalışıyorlar. A. FARUK GÜLER Yakup Deliömeroğlu 1966 yılında Çankırı doğdu. Ankara Üniversitesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde doktorasını tamamladı. Yüzüncü Yıl Üniversitesine öğretim üyesi olarak atandı (1994). Türk Cumhuriyetleri ile Ekonomik İlişkilerden sorumlu Başbakan Başmüşavirliği'nde Danışman olarak görev yaptı ( ). Türk- Kazak Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde Kültür Müdürlüğü görevlerinde bulundu ( ). Türkiye'ye döndükten sonra Tarım ve Köyişleri Bakarlığı emrine atandı, bakan müşaviri oldu ( ) yılından itibaren Gazi Üniversitesi öğretim üyesidir yılları arasında Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanlığını yürüttü yılında arkadaşları ile birlikte bütün Türk dünyasından yazar ve şairlerini bünyesinde toplayan Avrasya Yazarlar Birliğini kurdu ve Genel Başkanı oldu. Günümüzde Türk dünyasının tek ortak edebiyat dergisi olan Kardeş Kalemler ve Dil Araştırmaları Dergilerinin Birlik adına sahibidir. Eserleri: Tatarlar ve Tataristan (1997), Türk Dünyası Üzerine Görüşler ve Politikalar (1998), Türkistan Yesevi'nin Şehri- Yesi'ye Dair (2003). Bulunduğunuz konum ve yaptığınız çalışmalar münasebetiyle Türk coğrafyası üzerinde çok gezen insanlardan birisiniz. Sovyetler Birliği nin yıkılışından sonra Orta Asya daki Türk cumhuriyetleriyle başlayan yakınlaşma bugün ne durumdadır? Türk dünyası ile irtibatımızın bir değerlendirmesini yapabilir misiniz? Öncelikle şunu ifade edeyim ki, Türk cumhuriyetleri arasındaki ilişkiler her geçen gün daha çeşitlenen, derinleşen ve sağlamlaşan bir seyir izliyor. Sovyetler Birliği dağılma süreci dünya tarihinde benzeri olmayan bir hâdisedir ve belki de benzer bir olay gelecekte de hiç yer almayacak. Sovyetlerin dağılması ile bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetleri çok zor dönem geçirdiler. Bağımsızlığın ilk yılarında birbirlerine benzer ekonomik ve sosyal yapıları vardı. Bu benzerlikler Türk cumhuriyetlerini topluca değerlendirmeye imkân veriyordu. Bugün çeyrek asra yaklaşan bağımsızlık döneminden sonra her Türk cumhuriyeti ayrı bir tecrübe geliştirdi, ekonomileri farklılaştı, siyasi yapıları değişti, sosyal süreçler her birinde değişik yönlere doğru yöneldi. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dönemde, bağımsızlığın ilk yıllarında olduğu gibi birbirine çok yakın ülkeler yok. Bu sebeple artık Türkiye her ülke ile ilişkilerini ayrı ayrı değerlendirmek 10

11 zorunda. Bugünün Azerbaycan ı 20 yıl öncesinden çok farklı bir hâle geldi. Bunu Bakü ye gidenler, yalnızca şehrin siluetindeki değişiklerden hemen fark edebilirler. Kazakistan dünyanın en genç ve belki en güzel başkentine sahiptir. Kazakistan 20 yıl öncesinin ülkesi değil. Kırgızistan bu 20 yılda diğer cumhuriyetlere göre daha zor bir süreç yaşadı. Türkmenistan, Birleşmiş Milletlerce kabul edilen tarafsızlık statüsü ile bambaşka bir özelliğe sahip. Özbekistan ise bağımsızlık döneminde kendine has özellikler kazandı. İşte kısaca izaha çalıştığım bu yeni yapılanmalar nedeniyle Türk cumhuriyetlerini topluca değerlendirmek yerine ayrı ayrı ele almanın daha doğru sayılabileceği döneme girdik. Son yıllarda özellikle Türk Konseyinin kurulmasından sonra Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan ile Türkiye ilişkileri gönlümüzdeki olması gereken noktaya doğru hızla ilerliyor. Konseyin kurucusu bu ülkeler üst düzey bürokratlar, parlamenterler, bakanlar ve devlet başkanları seviyelerinde bir araya geliyor ve ilişkilerin güçlendirilmesi için yapılabilecekleri değerlendiriyorlar. Ayrıca BM, Avrupa Konseyi ve bütün uluslararası platformlarda ortak hareket etmek tavrı da son derece önemli sayılmalıdır. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda Türk cumhuriyetleri arasındaki toplantılarda yalnızca toplantıya katılan devletlerle ilgili kararlar alınırken son yıllarda devleti olmayan Irak Türkmenleri, Uygurlar gibi Türk toplulukları ile ilgili de açıklamaların yapılması Türk devletlerinin Türk dünyası anlayışlarındaki gelişme olarak değerlendirilmelidir. Türkmenistan bağımsızlık statüsü nedeniyle bu süreci içinde olmadan yakından takip ederken Özbekistan ın da yakın gelecekte bu tavrı benimseyeceğini ümit etmekteyim. Türk dünyası ile kopan bağlarımız sonrasında bugün geriye dönüp baktığımızda Türk kimliği ne derece tahribat görmüştür? Bu kimliğin yerli yerine oturabilmesi için neler yapılabilir? Bu soru ekseninde, kimlik inşasında edebiyatın ve kültürün işlevi nedir? Türk cumhuriyetleri 70 yılı aşkın bir süre Türk adının âdeta yasak olduğu bir dönem geçirdi. Buna rağmen Sovyetlerin dağıldığının açıklanmasının üzerinden daha altı ay bile geçmeden Türk cumhuriyetleri TÜRKSOY gibi bir teşkilatı kurma başarısı gösterdiler. Bu noktanın üzerinde dikkatle durmalıyız. Sovyet rejimin seçme elemanları - ki, Sovyetler dağıldığında Türk cumhuriyetlerinin dairesinde bulunan siyasetçiler ve bürokratlar her biri Komünist Partinin denenmiş, bin bir sınavdan geçmiş elemanlarıydı- Sovyet baskısından kurtulur kurtulmaz yönünü Türklüğe doğru çevirdi. Elbette Türklük anlayışlarının gelişmesi, yıllarca tahrip edilmek, unutturulmak, utandırılmak için özel gayret sarf edilen millî ve manevi değerlerin yeniden toplumun yapısına sinmesi, insanların ve idarecilerin karar ve davranışlarında etkili olacak seviyeye gelmesi zaman alacak bir husustur. Sorunuzda da değindiğiniz gibi Türk cumhuriyetleri ile Türkiye nin edebî ve kültürel ilişkileri işte tam bu noktada çok önemli hâle geliyor. Millî ve manevi değerlerin yeniden inşası, toplumun mayasında bulunan ve zaman içinde unutturulan Türk-İslam terkibinin ihyası bu ilişkilerle çok daha sağlıklı yürüyebilecek bir süreç. Türkiye, kardeşlerine bu konuda destek olmasa, eski Sovyet coğrafyasındaki manevi boşluğu gören başka aktörler bunu doldurmaya çalışıyorlar. Nitekim bu aktörlerin etkili olabildikleri bazı bölgeler ve gruplarda ne kadar rahatsız edici sonuçlar çıktığını hep birlikte gözlemekteyiz. Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı, Kardeş Kalemler in sahibi olarak kardeş edebiyatlardan bizleri haberdar ediyorsunuz, okumamızı sağlıyorsunuz. Nelerin yapılması gerektiğine inanıyorsunuz, eksiklerimiz nelerdir? Bildiğiniz gibi Avrasya Yazarlar Birliği 26 Nisan 2006 tarihinde kurulmuş ve kuruluşundan itibaren faaliyetlerine başlamıştır. Avrasya Yazarlar Birliği; son yıllarda dünyada yaşanan teknolojik ve kültürel gelişmeleri göz önünde tutarak, kültür ve edebiyatın insanlar arasında yakınlaşma ve dostluk duygularının oluşmasına ve gelişmesine yapacağı katkıları dikkate alarak, tarihî, kültürel ve sosyal bağlarla birbiri ile ilişkileri olan ülkeler, topluluklar ve kişiler arasında kültürel ilişkileri artırmak, evrensel barışa ve kültürel gelişmelere katkıda bulunmak; insanlığın en köklü dillerinden birisi olan Türkçenin bütün lehçe ve şivelerinde konuşan halkların yazarlarının birbirlerinin eserlerini tanımalarını sağlamak, Türkçe edebiyatın bütün dünyada daha iyi tanınmasına çalışmak, yazarlık fa- 11

12 aliyetini meslek edinmiş kişileri bir araya getirmek, mesleki dayanışma ve yardımlaşmayı uluslararası düzeyde sağlamak, yazarların sanat ve kültür hayatında etkin bir şekilde yer alabilmeleri için çalışmak gibi gayelere hizmet etmek için çalışmaktadır. Bu amaçlara ulaşmak için sürdürdüğümüz faaliyetleri kısaca şöyle özetlemek mümkündür: Yayın Faaliyetleri Avrasya Yazarlar Birliği süreli yayınlar ve kitap yayınları olmak üzere iki tür yayıncılık faaliyetinde bulunmaktadır. Süreli Yayınlar Kardeş Kalemler Dergisi Edebiyat Dergisi olarak yayınlanmakta olan Kardeş Kalemler dergisi, Türk Dünyası, İslam ülkeleri ve Osmanlı hinterlandından şair ve yazarların eserlerini yayınlamaktadır. Kardeş Kalemler dergisi, aylık olarak yayınlanmakta, 96 sayfa çıkmaktadır. Ocak 2007 tarihinde ilk sayısı çıkan dergi bugüne kadar düzenli olarak yayınlanmıştır. yılı Ocak ayında 85. sayısı çıkmıştır tirajla yayınlanan dergi, yurt dışına da gönderilmektedir. Ülkemizde ve dünyada kendi alanında ilk ve tek dergi olan Kardeş Kalemler bu süre içerisinde bahsedilen coğrafyada yer alan 39 ülkeden şair ve yazarların eserlerini ülkemizde yayınlamıştır. Derginin bu faaliyeti bu ülkelerde büyük yankı uyandırmış, pek çok kez sözlü ve yazılı basında haber olarak ülkemizin tanıtımına ve ülkeler arasındaki dostluk ve kardeşlik duygularının gelişmesine katkı sağlamıştır. Bu ülkelerde Kardeş Kalemler dergisine ilginin bir örneği olarak Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerde o ülkelerin üniversitelerarası kurulları tarafından uluslararası dergi olarak tanınmış ve dergide yayınlanan makaleler akademik yükselmelerde kıymetli hâle gelmiştir. Özellikle Özbekistan da, 5 yıldan bu yana Özbek Üniversitelerarası Kurulu tarafından tanınan Türkiye den tek dergi Kardeş Kalemler dir. Böylelikle Kardeş Kalemler, edebiyat ve dil alanında bu ülkelerle bilimsel işbirliğine de katkı sağlamaktadır. Kardeş Kalemler dergisinin örnek sayıları ve bugüne kadar yazı yayınladığı ülkeler (Avrasya Yazarlar Birliği Haritası) proje ekinde sunulmuştur. Derginin diğer sayıları adresinden görülebilir. Dil Araştırmaları Dergisi Uluslararası dil araştırmaları dergisi, hakemli dergi olarak 2007 yılından itibaren altı aylık periyotla yayınlanmaktadır yılı sonunda 13. sayısı yayınlanan Dil Araştırmaları Dergisi, bugüne kadar düzenli olarak yayınlanmıştır. Ülkemizde yalnızca bilimsel dil araştırması yayınlayan tek dergi olan Dil Araştırmaları, merkezi ABD de bulunan uluslararası bilimsel yayın indeksi EBSCO, arastırmax ve asos uluslararası ve ulusal bilimsel yayın tarama merkezleri tarafından da taranmaktadır adet tirajla yayınlanan dergi, elektronik ortamda da okuyucusuna ulaşmaktadır. Proje ekinde örneği sunulan Dil Araştırmaları Dergisi ile ilgili detaylı bilgi sitesinden alınabilir. Kitap Yayınları Avrasya Yazarlar Birliği bünyesinde oluşturduğu Bengü Yayınları aracılığı ile yayıncılık faaliyetini sürdürmektedir yılında çalışmalarına başlayan Bengü Yayınları, diğer faaliyetlerimizde olduğu gibi edebiyatın toplumların birbirlerini tanıma, dostluk ve kardeşlik duygularını geliştirmedeki etkin rolünü dikkate alarak yayın politikasını oluşturmuştur. Bugüne kadar Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya, Tataristan, Başkurtistan, Suriye, Makedonya, Kosova, Yunanistan, Moldovya, Kırım ve KKTC başta olmak üzere bu ülkelerin önde gelen edebiyatçılarının eserlerini ülkemizde yayınlamıştır. Bengü Yayınlarının yayın kataloğunda 77 eser yer almaktadır. Proje ekinde örnekleri sunulan Bengü Yayınları hakkında daha fazla bilgi adresinden sağlanabilir. Ulusal Faaliyetler Metin ve Senaryo Yazarlığı Atölyesi Avrasya Yazarlar Birliği bünyesinde kurulan Avrasya Edebiyat Akademisi olarak yürütülen Metin ve Senaryo Yazarlığı Atölyesi çalışmaları 2008 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürmektedir. Edebiyatın değişik alanlarına ilgisi olan insanların şiir, hikâye, deneme ve senaryo yazarlığı alanında kendilerini geliştirebildikleri atölye çalışmaları, ülkemizde yazarlık eğitimi alanında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Dünyada yaygın olarak örnekleri bulunan yazarlık eğitiminin Türkiye deki en başarılı örneği AYB 12

13 Her geçen gün mekanikleştiği, insanların toplum içinde birbirinden uzaklaştığı, tarihte Lut kavmi gibi toplumların helakine neden olan illetlerin yüksek insani değerlermişcesine normalleşip yaygınlaştığı, insanın birbirini boğazlamasının teşbih ifadesi olmaktan çıkıp gerçeğe döndüğü bir dünyada; gerçek insani değerlerin yaşaması ve yaşatılması bakımından da Türk dünyasının yakınlaşması, bir araya gelmesi bir mecburiyettir. bünyesinde sürdürülen faaliyet olmuştur. Türkiye de yazarlık eğitimi veren programlar arasında katılımcılarını eser sahibi yapan ilk ve tek program AYB Edebiyat Akademisi Metin ve Senaryo Yazarlığı Atölyesidir. Bu yıl 6. Dönem çalışmalarını yürüten atölye 14 yeni yazarı müstakil kitapları ile edebiyat dünyamıza kazandırmıştır. 65 genç yazarın şiir, hikâye ve denemelerinden oluşan eserlerinin de yayınlanmasını sağlamıştır. Metin ve Senaryo Yazarlığı Atölyesi faaliyetleri adresinden ayrıntılı olarak incelenebilir. Edebiyat Toplantıları ve Anma Günleri Avrasya Yazarlar Birliği her hafta düzenli olarak bilim, kültür ve edebiyat adamlarını buluşturan sohbet toplantıları düzenlemektedir. Toplantılar genellikle Altındağ Belediyesi Kabakçı Konağı Kültür Evinde gerçekleştirilmektedir ve bu güne kadar 250 nin üzerinde sohbet toplantıları düzenlenmiştir. Şair ve yazarları, doğum veya ölüm yıl dönümlerinde anma toplantıları düzenlenmektedir. Uluslararası Faaliyetler Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi 2008 yılından itibaren düzenli olarak gerçekleştirilen edebiyat dergileri kongresine, ülkelerde yayınlanan önde gelen dergilerin genel yayın yönetmenleri katılmaktadır. Bugüne kadar 18 ülkeden 68 edebiyat dergisi kongreye katılmıştır. Edebiyat dergileri arasında bilgi ve tecrübe alışverişi ve birbirlerinin edebiyatlarından karşılıklı çevriler yayınlayarak ülkeler arasında edebî ilişkilerin artırılmasına katkı sağlanmaktadır. Kongrelerden sonra Türk edebiyatının kongre üyesi dergiler aracılığı ile o ülkelerde yayınlanması oranı 4 kat artmıştır. Türk Lehçeleri Arası Çeviri Sempozyumu ve Atölyesi Bugüne kadar iki kez gerçekleştirilen faaliyette, çeviri kalitesinin artırılması ve çevirmenlerin bilgi ve tecrübe alışverişi sağlanmaktadır. Özellikle Türk edebiyatından yapılan çevirilerin nicelik ve niteliğinin artırılmasına katkı sağlanmaktadır. Uluslararası Kaşgarlı Mahmut Hikâye Yarışması İlki 2008 Kaşgarlı Mahmut Yılında yapılan yarışma Türkiye merkezli olarak yapılan ilk ve tek uluslararası edebiyat yarışmasıdır. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın Türkçe yazabilen ve Türk dilinin tüm lehçelerinde yazabilen yazarların katılabildiği uluslararası yarışma, Türk dilinin de tek uluslararası yarışmasıdır. Türk dili ile yapılan edebiyatı özendirmek, bu alanda çalışanları teşvik etmek ve ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen yarışmanın ilki Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, ikincisi ise Başbakanlık Tanıtma Fonunun destekleri ile gerçekleştirilmiştir. III. Kaşgarlı Mahmut Hikâye Yarışması düzenlenmesi için hazırlanan için bu projenin diğer 13

14 kısımlarında faaliyetle ilgili daha geniş bilgi verilecektir. Hacı Bektaş Veli Uluslararası Şiir Yarışması Hacı Bektaş Veli Yılı münasebetiyle Azerbaycan, İran, Irak, Türkiye ve Balkan ülkelerini içine alan bir ozanlar yarışması düzenlenmiştir. Faaliyet Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından desteklenmiştir. Cengiz Dağcı Sempozyumu Türk edebiyatının büyük romancısı Cengiz Dağcı nın vefatının 1. yıl dönümü münasebetiyle Ukrayna-Kırım Özerk Cumhuriyetinde düzenlenmiştir. Evliya Çelebinin İzinde Gezi Yazıları Projesi Evliya Çelebi Yılı nda Seyahatname de anlatılan Osmanlı coğrafyasının, yaşayan yazarlar tarafından gezilerek gezi yazıları tarzında yeniden kaleme alınmasını hedefleyen proje ile 14 kitap hazırlanmıştır. Bosna-Hersek, Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Romanya, Bolu, Erzurum, Kayseri, Trabzon, Ankara, Azerbaycan, Suriye, Kudüs, Urfa, Medine gibi bölgeler yeni yazarlar tarafından Evliya Çelebi nin anlattıkları ile karşılaştırılarak yazılmıştır. Evliya Çelebi nin Dünyası Harita Sergisi Evliya Çelebi nin dünyasını anlatan özel hazırlanmış ve 29 parçadan oluşan harita sergisi Türkiye de tüm ilerimizde, bazı büyük ilçelerimizde ve yurt dışında bazı merkezlerde açılmıştır. Arapların Gözüyle Türkler-Türklerin Gözüyle Araplar Sempozyumu Arap Yazarlar Birliği ile Urfa da Arapların Gözüyle Türkler ve Suriye nin Lazkiye şehrinde Türklerin Gözüyle Araplar Sempozyumu yapılmıştır. Edebiyat, sinema, ders kitapları vb. alanlarda iki kardeş halkın birbirleri ile ilgili algı, önyargı ve kanaatleri sunulan bildirilerle ele alınmaya çalışılmıştır. Bengü Telif Ajansı Faaliyetleri Avrasya Yazarlar Birliği bünyesinde faaliyet gösteren Bengü Telif Ajansı, ülkemizde telif alanında faaliyet gösteren 8 kuruluştan biri olan Bengü Telif Ajansımız, Türkiye den ve Türk dünyasından 95 yazarın teliflerinin uluslararası tanıtım hakkını alarak 2008 Frankfurt, 2009 Moskova, 2010 Frankfurt, Bosna, Tahran, 2011 Frankfurt, 2012 Bosna, 2013 Bosna, Londra, Moskova, Bakü ve Pekin Kitap Fuarlarına katılmış ve ülkemizi temsil etmiştir. Ajansımız, çevirmenleri ve yayıncıları ile Türk Edebiyatı Sempozyumuna katılmıştır. Türkiye, Telif Ajansları Platformunun kurucu üyesidir. Türk dünyasının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Türk dünyasının bir araya gelmesi bizler için bir zaruret. Zaruret ifadesini özellikle kullanıyorum. Yeni nesiller buna içsel zorunluluk diyorlar. Zaruret çünkü tarihimiz, kültürel değerlerimiz bizi bir araya gelmeye doğru yönlendiriyor. Kültürel olarak aslında biz Türk dünyasını tanıdıkça kendi kültürümüzü daha yakından tanımış oluyoruz. İçinde yaşadığımız dünyada ekonomik ve siyasi şartlar da bizlerin bir araya gelmesini zaruri kılıyor. Son yıllarda dünyanın yaşadığı ve hâlen de devam eden ekonomik krizleri Türkiye nin nispeten rahat atlatmasının ardında Türk cumhuriyetleri ile olan ekonomik ilişkilerin payını küçük görmemek gerekir. Yalnızca bir kalemde Azerbaycan ın İzmir de yaptığı petrokimya yatırımı için Türkiye ye giren sermaye 25 milyar dolar tutuyor. Yine bu ekonomik kriz ortamında Azerbaycan en parlak gelişme sürecini yaşıyor. Kazakistan ve Kırgızistan ın ekonomik yapılarının ayakta durmasında da bu ilişkilerin önemli bir yeri var. Yapımına karar verilen Trans Avrupa Gaz Nakil Projesi tamamlandığında projenin tüm tarafları büyük bir ekonomik avantaj elde edecekler. Azerbaycan başta olmak üzere Türkmenistan ve Kazakistan ve elbette Türkiye çok önemli bir ekonomik ve stratejik avantaj elde edecek. Her geçen gün mekanikleştiği, insanların toplum içinde birbirinden uzaklaştığı, tarihte Lut kavmi gibi toplumların helakine neden olan illetlerin yüksek insani değerlermişcesine normalleşip yaygınlaştığı, insanın birbirini boğazlamasının teşbih ifadesi olmaktan çıkıp gerçeğe döndüğü bir dünyada; gerçek insani değerlerin yaşaması ve yaşatılması bakımından da Türk dünyasının yakınlaşması, bir araya gelmesi bir mecburiyettir. İnsanlığın bu son dönem rahatsızlıklarının şifası bizim kültürel kotlarımızda saklı diye düşünüyorum. Bu kültürün olabildiğince güçlü bir şekilde yaşaması ve yaşatılması için Türk dünyası bir araya gelmelidir. 14

15 Sorulara seyahat M. KAYAHAN ÖZGÜL Herkes, mekânı kendi idrakinin sınırları dâhilinde algılar ve intibaları çerçevesinde aktarır. Aynı yoldan yüz kişi geçip yüzü de çevresine farklı dikkatlerle bakabilir; hafızasına farklı ayrıntıları kaydedip gördüklerini farklı biçimlerde ifade edebilir. Nelerin seyahat kapsamına girdiğini iyi tespit edersek, hangi metinlerin seyahat edebiyatına dâhil edilebileceği hususu da açıklık kazanacak. Bu konuda birikmiş birkaç sorum var ki, bazısının cevabını ben de bilmiyorum; bazısı ise ehliyetli okurun tasdikine muhtaç... Gerçi, 1992 de Pur une littérature voyageuse manifestosu neşredildiğinden beri, écrivain-voyageur ün (seyyah-yazar) naturası hakkındaki sorularımın büyük kısmı cevabını buldu; lâkin hangi yolculukların bu yazarlık alanına dâhil olduğu hakkındaki soru ve şüphelerim devam ediyor. Sanki en temel sorum cevaplanabilirse, diğerleri de kendiliğinden çözülüverecek gibi... Sorum şu: Bir metnin seyahat literatürüne dâhil edilebilmesi için, mutlaka seyyah-yazarın isteğiyle yapılan bir seyahati mi anlatması gerek? Şayet bu soruya müspet cevap verilebilirse, o zaman mecburiyetten veya cebren çıkılan yolculukların metinlerini de seyahat edebiyatına katmamız mümkün olacak. Böylece göç, sürgün, iltica gibi sebeplerle yerini yurdunu terk etmek zorunda kalanların hâtıratları da kısmen seyahat edebiyatının şemsiyesi altına girecek. Aklımdan geçenleri sıralamaya çalışayım: Önce göç (trek)... Bana öyle geliyor ki, trek iki kolda seyahat metinleri oluşturdu ve oluşturuyor. Bunlardan ilki, henüz trek literature adını almayı başaramadı; fakat bizdeki Rumeli göçleri, Kafkas göçleri, mübadele göçleri gibi mecburi yolculuklar hatırlanınca, böyle bir başlık altında, hiç de azımsanamayacak sayıda metinle karşılaşacağımızı tahmin ediyorum. Göçmen (emigré) edebiyatının hiç değilse küçük bir kısmının seyahat metinleri kapsamına alınması mümkün görünüyor. Diğeri ise, mutlu zamanların trekking metinleri... Birkaç saatten birkaç güne kadar uzayan sürelerde, tabiat içinde yapılan yürüyüşlerin notları, seyahat edebiyatına katılmayı başardı. Gerçi gurbetçilerin (expatriate) hicret edebiyatı, henüz bir kategori oluşturacak kadar gelişmedi; fakat eğitim seviyesi yükseldikçe, bu tür seyahatlerin de kaleme alınacağını umutla bekliyorum. Diğer taraftan, şehir içinde veya şehir dışına ev göçleri, yazlığa göçler de bu gruba dâhil edilebilir mi, bilmiyorum. Sözün gelişi, havalar mutedil bir hâl almağa başladı mı, yalılara, koru içindeki köşklere, bağ evlerine taşınmak İstanbul un yerleşik âdetlerindendi. Sultan bile, sahilhânelerinden birinde kalmak istediğinde, saltanat kayığına atla- 15

16 yıp taşınıverir; buna da göç-i hümâyun denirdi. Bilhassa Mısırlı Türk ailelerinin sıcak Kahire den kaçmak için İstanbul u sayfiye olarak kullanmaya başlamalarından sonra bu âdetin hız kazandığı fark ediliyor. Hâlivakti yerinde olmayanların bile, modaya ayak uydurabilmek için bin zahmetle para tedarik edip yalı kiraladıklarını, Mehmed Raûf un Eylûlünü okuyanlar da fark etmişlerdir. Acaba diyorum, bu göçlerin hâtıraları da seyahat başlığı altına alınabilir mi? Küçük ev taşımalarından koca hâtıratlar çıkması beklenemez; fakat, Ahmed Rasim, Hüseyin Rahmi gibi şehir hayatını anlatmaktan hazzeden ediplerin, baharda üç beş parça eşyayı bir kayığa doldurup yazlığa göçü anlatan hoş yazıları bu gruba sokulabilir mi? Kapsam biraz genişletilerek, seferberlik, mecburi iskân, köylerin yerini değiştirme gibi sebeplerle yapılan göçlerin anlatıları da buraya dâhil edilebilir mi? [1] Aynı şekilde sürgün, firar ve diaspora yolculuklarından artakalan metinlerin de seyahat edebiyatına dâhil edilip edilmeyeceği açıklığa kavuşturulmalı. Büyük kısmı siyasi sebeplerle yollara dökülmüş insanların hâtıratlarının da kısmen seyahat edebiyatının çerçevesine girdiği düşünülebilir. Bunları iki grupta toplamak mümkün; yurt içi ve yurt dışı seyahatleri... Yurt içinde yeri değiştirilmek suretiyle sürgün edilenler tarihte geriye doğru gidildikçe ciddi bir malzeme birikimini haber veriyor. Yurtlarını gönüllü olarak terk eden siyasi kaçakların ve mültecilerin kaleme aldıkları ise, ayrı bir başlık... Gönülsüzce terkidiyar edenler, devlet eliyle vatandaşlıktan çıkarılan haymatloslar, persona non grata ilan edildiği için sınır dışı edilenler bu kapsama dâhil olmalı... Latincedeki exsul (kovulmuş adam), bugün exile (sürgün) kelimesinde yaşıyor. Sözün gelişi, mülteci hâtıratları seyahat edebiyatına girer mi? İngiltere den sürülenler genellikle İtalya ya gittik- 1. Fransızcadan aldığımız banlieu kelimesinin eski anlamı oldukça farklıdır ve zorakȋ iskânla bağlantılıdır. Kelime, ban (sürgün) ve lieu (fersah) şeklinde iki parçalıdır. Eskiden, şehirde oturması istenmeyenler, bir fersah uzaklıktaki sürgün alanında yaşamaya zorlanırdı. Bostancıbaşının, Ȃsitâne ye girmesini uygun bulmadığı kişileri Topkapı surlarının dışında ikamet ettirişi gibi... Şimdilerde, her sabah yaşadığı banliyöden çıkıp şehirdeki işine gidenler, aslında ply dan fazlasını yapmaktadır. Onlarınki günlük hicretler... leri için, Shelley 1818 de Thou paradise of exiles, Italy! (Sen, kovulmuşların cenneti, İtalya!) diye yazıyordu [2] ; bizde de Cezâir-i Bahr-i Sefîd adaları öyledir. Tarihe şöyle bir bakınca Ovidius, Virgilius, Dante, Petrarch, Madame de Stäel, Mickiewicz, Shelley, Keats, Byron, Baudelaire, Hugo, Heine, Wilde, Henry James, Conrad, D Annunzio, Yeats, Tristan Tzara, T. S. Eliot, Ezra Pound, James Joyce, Hemnigway, Henry Miller, D. H. Lawrence, Zweig, Brecht, Breton, Huxley, Thomas Mann, Nabokov, Beckett, Kundera, Soljenitsin, Ionesco, Calvino, Selman Rüşdî gibi yüzlerce edip başka başka sebeplerle yabancı bir ülkede yaşamak zorunda kaldılar [3]. Bunların yazdıkları arasında, mecburi yolculuklarına dair olanlar seyahat edebiyatına dâhil edilebilir mi? Bizde Niyâzî-i Mısrî den Keçeci-zâde İzzet Molla ya, Yeni Osmanlılardan Jön Türklere, Malta sürgünlerinden 150 liklere, Balkan ve I. Cihan Harbi nde esir düşüp Yunanistan dan Hindistan a kadar kocaman bir coğrafyaya dağılmış kamplarda yaşamak zorunda kalan askerlere varıncaya kadar pek çok sürgün, esir, mahpus, kalebent, firari, mülteci aydının kaleme aldıkları eserler bu gruba da sokulamaz mı? Cevabını bilmediğim bir başka sorum da hangi metinleri seyahat edebiyatına dâhil edeceğimiz hususunda... James Clifford, travelling theory yi kurduğundan beri, antropolojiden başlayarak pek çok alanda kullanıldı; ama edebiyatta pek işletilemedi. Sebebi ortada... Her seyahat metni edebiyata dâhil olamıyor. Kristin Kreer in, seminer çalışması olan Interaction between the Novel and Travelling de (Norderstedt, 2008), romanın seyahat edebiyatına ve seyahatlerin romana etkisini nasıl tartıştığını okuduktan sonra, sorum daha da netleşti. Acaba, seyahat metinleri gerçek yolculuk notlarından çıkarılırken, seyahat edebiyatı çalışma masasından hiç kıpırdamadan yazılmış metinlerden doğuyor olabilir mi? Mademki, kurgunun 2. Julian and Maddalo, Posthumous Poems, London, 1824, p Susan Rubin Suleiman ın editörlüğünde hazırlanan Exile and Creativity (Durham, 1998), bu konuda çok zihin açıcı olabilir. 16

17 olmadığı yerde sanattan ve edebî değerden söz etmek zorlaşıyor ve belli şartlara bağlanıyor, o hâlde tamamen kurguya dayalı yolculukların seyahat edebiyatına kesinkes dâhil edilmesi gerekmez mi? Hem, edebiyat denen sanat, anlatılanların gerçek olup olmadığıyla niçin ilgilensin ki?... Madalyonun arka yüzüne bakalım. Oradaki durumu anlatabilmem için, Nedim Gürsel i iyi bir örnek sayıyorum. Gürsel, Bir Avuç Dünya yı (İst., 2003) yayımlarken, baş tarafına da Halil Gökhan la seyahat edebiyatı hakkında ettikleri sohbeti eklemiş. Orada Gürsel diyor ki, Seyahatname türünü yolculuk edebiyatından ayırmak gerekiyor. Bu edebiyatın başlıca özelliği bir yazar tarafından ve genellikle roman ve öykü sınırları içinde gerçekleştirilmesidir. Yani yolculuk notları ya da izlenimleri bu türün tanımlanmasında yeterli değil. Yazar bu iddiasını, kendi yolculuk edebiyatı ürünlerinden bir kısmını Son Tramvay adlı hikâye kitabında, gezi izlenimlerinin bir kısmını ise Seyir Defteri nde yayımladığını söyleyerek savunurken, seyahatnameyi edebî bir tür saymadığını; ancak roman, hikâye gibi kendisine edebî gelen bir formda yazılırsa, edebiliğine ikna olabileceğini gösteriyor. Fransa da öğrencilerine yıllarca edebiyat okutmuş bir hoca nın edebilik i formlara bağlı bir nitelik zannetmesi ve edebilik in hangi formda, ne yazıldığı ile değil, düşünülenin nasıl ifade edildiği ile ilgili bir tek temel kritere dayandığını fark etmeyişi garip... Kendisine Şükûfe Nihâl in Domaniç Dağlarının Yolcusu ndan ve Nahid Sırrı nın kitaplarından başlayan uzun bir okuma listesi çıkarmamı saygısızlık olarak algılamasından korkarım. Evet, Vittorio de Sica nın Gerçek olanda sanat yoktur cümlesi çok yerinde; lâkin seyahatnamelere, bire bir gerçek mekânlar hakkındaki gerçek tespitlerin metinleri olarak bakılır ve yaratmaya, edebî ifadelere kapalı olduğu düşünülürse, büyük hata edilir. Herkes, mekânı kendi idrakinin sınırları dâhilinde algılar ve intibaları çerçevesinde aktarır. Aynı yoldan yüz kişi geçip yüzü de çevresine farklı dikkatlerle bakabilir; hafızasına farklı ayrıntıları kaydedip gördüklerini farklı biçimlerde ifade edebilir. Aksi hâlde, aynı yerleri anlatan pek çok seyahatnameden birini okumak, hepsini okumuş olmaya bedel sayılırdı. Kaldı ki, eskilere doğru gidildiğinde, seyyah-yazarın gördüğü, yaşadığı gerçekleri yeteri kadar ilginç ve okunmaya değer bulmadığı hâllerde, olağanüstü unsurlarla süslediğinden de yukarıda bahsettim. Bu da edebî yaratışın en kuvvetli işareti değil midir? Marco Polo nun Doğu ya seyahat edip etmediği hâlâ tartışılırken yahut Evliyâ Çelebi nin mübalağalı ve bazen tarihî gerçekleri dahi altüst eden olağanüstü anlatım gücü ortadayken, seyahatnamelerin cümlesini elinin tersiyle edebiyat dışına itelemek o kadar da kolay değil. Amerikalı seyyah Burton Holmes ın 1903 te icat ettiği travelogue (seyahat hakkında konuşma) kelimesini işime geldiği gibi kullanırsam, belki de edebî olan seyahat hâtıraları değildir de seyahat hakkında konuşup yazmaktır. Mesela, 1690 dan beri yazılan interplanetary (gezegenlerarası) seyahat metinleri hangi başlık altına alınacak? Kepler in Sombiumundan ve Voltaire in bizde de pek rağbet bulup defalarca tercüme edilmiş olan Micromegasından itibaren başlayan fantastik uzay seyahatleri; Verne in Dünya etrafında, denizin ve arzın altında yolculukları, Ay a gidişi roman kılığına sokulmuş hâliyle birer seyahatname değil midir? Ya Xavier de Maistre i ne yapacağız? 1790 da, kırk iki gün süren oda hapsi cezasına çarptırıldığında, seyahat yazarlığı geleneğinin parodisi için yazdığı Voyage autour de ma chambre (1794; Türkçeye Odamda Seyahat adıyla tercüme edildi) romanında, küçücük bir odadan çıkmadan seyahat etmeyi başarması nasıl değerlendirilecek? Dante nin İlâhî Komedyası öte âlemde de yaşansa özünde bir seyahat mesnevisi değil midir? Sorum, başka soruları doğuruyor. Belki de hepsinin çok basit bir cevabı vardır; Gürsel gibi, seyahat metinlerinden sadece kreatif olanları edebiyata dâhil etmek... İyi de yaşanmış olanları nereye yerleştireceğiz? Hâtırat, günlük, mektup, biyografi nerede duruyorsa oraya, Araf a... Ya onların arasında edebî bir değer ve güzellik taşımakta olanlar varsa?... Ne bileyim, belki onları da edebiyat cennetiyle Araf arasında kalan bir başka Araf a yerleştiririz; adını da Yarı Edebî (semi-literary) Eserler Araf ı koyarız. Pekâlâ, fakat, ya?... Sorularım yeniden ardı ardına dizilmeye başlıyor. İyisi mi seyahat hakkındaki seyahatimi, bir menzile ulaşamadan, az gidip uz gidemeden, burada sonlandırayım. 17

18 Zigana'dan geçmek VEFA TAŞDELEN Dereler yeşil bir damar gibi dolanır dağların arasından, hayatı çoğalta çoğalta akar ve uçurumlarda, sırtlarda, bayırlarda bir yaşama sanatına dönüşür ve birden ateşleniverir bir gelecek, bir umut karşısında. Hayat enerjisi dağlara tepelere çarpa çarpa çoğaltır kendisini. Çoğaltır da, dağlara vadilere sığmaz olur. Geçit, bir kapıdır, köprüdür. Geçit kimi zaman, dağların, ormanların arasından geçer, kimi zaman boğaz olur, kanal olur denizleri, okyanusları birbirine bağlar. Sadece fiziksel dünyada değil, insanın iç dünyasında da geçitler vardır: Birinci geçit, ikinci geçit, üçüncü geçit Her ne kadar fark etmesek de geçitlerden geçerek ilerleriz ömrün hedefine doğru. Şairin, şunca yılda geçtim yarım metreyi demesi gibi, kimi zaman kendi içindeki geçitlerde takılıp kalır insan yıllarca, belki bir ömür boyu. Kimi zaman insan kolay kolay aşamaz kendisini, kendinden kendine geçemez. Kimi zaman çok kolay başarabilir bunu. Ah, evet insan, yaşadığı sürece ne geçitler görür, ne geçitlerden geçer, ne geçitlere takılır, ne geçitlerde elenir: içindeki ve dışındaki geçitlerde. Geçitler vardır; dünyaları dünyalara, kıtaları kıtalara, ülkeleri ülkelere, bölgeleri bölgelere, illeri illere, ilçeleri ilçelere, köyleri köylere, evleri evlere, insanları insanlara, gönülleri gönüllere bağlayan. Bazıları zorlu ve meşakkatli; kimisinin adı sanı bilinmez kimisi zorluğu kadar meşhur. Oradan geçmeden bir adım ileri gitmek, ötelere ulaşmak, yeni ufuklar, yeni vadiler keşfetmek mümkün değildir. Geçit demek, çoğu kez zor bir deneyim demektir; kimi zaman maceralı, kimi zaman tehlikeli, kimi zaman hasreti çoğaltan, kimi zaman umudu kıran bir yolculuk demektir. Büyük öykülerin, büyük heyecanların, büyük sevinçlerin ve acıların mekânı olan geçitler vardır. Geçit kimi zaman geçit vermez, kimi zaman yolu çoğaltır, kimi zaman yutar. İşte bunlardan biri: Van ile Bahçesaray arasındaki zorlu Karabet Geçidi. Eylül de kar bir düştü mü, uzun süre gitmez. Ama bir de bahar oldu mu, kar kütleleri şırıl şırıl eriyip yeşeren toprağa karışmaya başladı mı, akan sular dereleri, çayları coşturdu mu, koyun sürüleri karlı dağların arasında yeşeren düzlüklere yayıldı mı, güneş gülümseyen yüzüyle insanın ruhunu şımartmaya başladı mı, rengârenk giysileriyle kızlar, gelinler su kenarlarına indi mi, işte o zaman hayat da çoğalır insanın içinde; geçit de gönülleri gönüllere bağlayan bir yol olur. Ve işte o zaman, Karabet in zirve noktasından, sanki 18

19 dünyanın çatısındaymışsınız gibi, seyredersiniz sayısız dağların kubbelerinden sonsuzluğu esinleyerek gözünüzün görebildiği kadar uzayıp giden dünyayı... İşte Zigana da bu geçitlerden birisidir. Doğu Anadolu yu Karadeniz e, hatta iç ve Batı Anadolu ya bağlayan halkalardan birisidir o. Kastamonu dan, İstanbul dan, Ankara dan, Kayseri den, Malatya dan, Sivas tan, Elazığ dan, Van dan, Ağrı dan, Erzurum dan, Bayburt tan, Gümüşhane den gelerek geçersiniz, Zigana dan; Sinop tan Ordu dan, Giresun dan, Trabzon dan, Rize den, Artvin den gelerek geçersiniz. Ne çok öyküleriniz olur, ne çok öyküler dinlersiniz, ne çok öyküler seversiniz, ne çok öykülere hüzünlenirsiniz, ne çok öykülerle büyülenirsiniz ve ne çok öyküler birikir içinizde. Kalın bir kitabın solgun sayfaları arasından eski yaşantıların size doğru dörtnala gelen süvarilerini görünce, karanlık ve soğuk bir gecede, harlı bir ateşin başında tütününüzü sarar gibi, üşüyen ellerinize hohlar gibi, fenerin ışığında terli yük katırlarının güçlü soluklarından çıkan sıcak buharı hisseder gibi olursunuz Öyküler, kimisi sevimli kimisi neşeli, kimisi hüzünlü öyküler. Doğudan gelip kendisini Zigana nın başında Hamsiköy ün mis kokulu lokantalarına, sıcak çay ocaklarına atabilen yolcuların kendilerini şanslı saydıkları günlerden kalma öyküler. Bir dağı, dipten en başa kadar, onlarca kez çize çize süslemek, oyalamak, işlemek; bu, büyük bir cesaret işi olduğu kadar, büyük bir dikkat ve sabır işidir de. Öyle bir dikkat ki, her an bir uçurumla sınanabilirsiniz, uçurum her an size göz kırpabilir. Ruhun ve bedenin miracı gibi, ta en dipten, taşın toprağın içinden, en başa; bir delikanlının başındaki düş gibi dağların başlarını süsleyen sisli yaylalara doğru, huruç eden bir arzunun, bir umudun, bir acının kanatlarına tutunursunuz. Yuvarlandıkları uçurumdan, ani bir uçuşla, ruhları sislere, beyaz bulutlara karışan gençler, yeni evliler, nişanlılar, askerler, yatılı okul öğrencileri; evet, bunların öyküleri, alıp götürür eski acılara sizi. Kürtün den geçip Zigana nın dağlarına doğru tırmanmaya başladığınızda, yavaş yavaş Karadeniz in kokusunu almaya, ritmini hissetmeye de başlarsınız. Büyük tırmanıştan sonra büyük sürprize hazırlıklı olmanız gerekir. Tünelin ucuna geldiğinizde, ormanın derinliklerinden, yaylaların tepelerinden sızıp gelen çeşmenin suyundan bir yudum içmek, yüzünüze sürmek istersiniz. İşte o zaman, bir de geriye dönüp bakın. Muhtemelen gördüğünüz geniş ufuk ve yaz aylarında bile olsa çok ötelerden size gülümseyen kış manzaraları, çam ormanlarından gelen esinti, alışık olmadığınız duygular yaşatır size. Tünelden geçerken, her şeyin farklılaştığını, dönüştüğünü sezer gibi olursunuz. Başka bir dünya, başka bir coğrafya, başka bir hayat, başka bir türkü. Yeşilin her türlüsüne çarpıp çarpıp çoğalan güneş ışınlarının bile farklı parladığına şahit olursunuz. Başka bir ruh, başka bir enerji. Birden başkalaşır her şey. Hava başkalaşır, su, toprak başkalaşır. Işık birdenbire, güneş birdenbire başkalaşır. İnsan başkalaşır, ev başkalaşır, bağ bahçe başkalaşır. Yaşama duygusunun derin bir melankoli içinde derelerden taşıp sırtlara, yamaçlara, tepelere, ufuklara, ötelere, daha ötelere, çok ötelere doğru taştığını görürüsünüz. Dereler yeşil bir damar gibi dolanır dağların arasından, hayatı çoğalta çoğalta akar ve uçurumlarda, sırtlarda, bayırlarda bir yaşama sanatına dönüşür ve birden ateşleniverir bir gelecek, bir umut karşısında. Hayat enerjisi dağlara tepelere çarpa çarpa çoğaltır kendisini. Çoğaltır da, dağlara vadilere sığmaz olur. Çoğaltır da başka topraklarda, başka iklimlerde kendisine uygun bir zemin arar. Melankoli, burada insanın dağların arasına sığamamasıdır, kendi içine sığamamasındandır, kendi bedenine sığamamasıdır; hayallerin kanatlarına tutunmasıdır, giderek tüm hayatı ve varlığı kucaklamak isteyişidir. Ne zaman Zigana dan geçsem, şöyle bir sesin yankısını hisseder gibi olurum: Nice geçitler gördüm ben; nice geçitlerden geçtim, nice geçitlere takıldım, nice geçitlerde denendim, nice geçitlerde elendim: Ilgaz Geçidi, Kurubaş Geçidi, Kusgunkıran Geçidi, Kop Geçidi, Mazıkıran Geçidi, Ziyaret Geçidi, Sertavul geçidi, Saç Dağı Geçidi, Gazik Geçidi. Ve Hayber Geçidi gibi büyük, ille de kendi içimdeki geçitlerde. Ama ne gam! Zira orada doğar insan, orada olgunlaşır, orada kendisini ve hayatı tanır, oradan seyredebilir dünyayı. Bu yankıyı dinlerken şu gelir aklıma: Ama Zigana dan geçmek başka Bir dünyadan batıp bir başka dünyada doğmak gibidir o! 19

20 Uzaktaki yakın: Kaşgar! D. MEHMET DOĞAN Divanü-Lügati t-türk ün keşfedildiği an Türk toplulukları için bir milattır. O tarihten beri İstanbul da Millet-Ali Emiri Kütüphanesi nde muhafaza edilen Divanü-Lügati t-türk nüshası bütün Türk topluluklarını gölgesi altına alan bir ulu ağaç hükmündedir. 19. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı sarayı ilk defa çok uzaklardan gelen bir elçilik heyeti ile muhatap oldu. Kaşgar Emiri Yakup Bey, Osmanlıların Sultanı ve Müslümanların Halifesinden devletinin tanınmasını istiyordu. Bâb-ı Âli bu konuyu ciddiyetle ele aldı. Talep uzak, pek uzak bir coğrafyadan geliyordu. Aynı zamanda teknik ve askerî yardım da isteniyordu. Sultan Abdülaziz, Yakup Bey in talebine olumlu cevap verdi, beş kişilik askerî heyet ve muhtelif askerî malzeme o uzak Türk ülkesine doğru yola çıkarıldı. Yakup Bey, bunun üzerine, hutbelerde Sultan Abdülaziz in ismini okuttu ve kestirdiği altın ve gümüş paralara Abdülaziz Han ibaresini kazıttı. Yıl 1872 idi... Yakup Bey, Ruslarla ve İngilizlerle de anlaşmalar imzaladı. Bu durum Çin i rahatsız etti. Batısında ortaya çıkan bu oluşumu ortadan kaldırmak için harekete geçti. Fakat onlar sonucu ulaşmadan, Yakup Bey, Hotan Hâkimi Niyaz Hekim in tertibi ile zehirlettirildi... Doğu Türkistan daki devlet varlığı 1877 de böylece ortadan kaldırıldı... Doğu Türkistan üzerinde Rus-Çin çekişmesi Çin in lehine halledildi. O zamandan beri Çin, Doğu Türkistan üzerinde ağır baskılar uyguluyor. Doğu Türkistan dan Uygur ülkesinden bize, baskı, zulüm ve katliam haberler ulaşıyor. İşte bu uzaktaki yakın ülkeye bir gün gidebilmek, ilk Müslüman Türk devletinin ortaya çıktığı medeniyet havzasını görmek, Türkçenin ilk sözlükçüsü Kaşgarlı Mahmud un kabrini ziyaret etmek hayallerimizi süslüyordu. Bir gün, hayli sıcak bir yaz günü... Aziz dostum Mehmet Sılay aradı... Bosna da, Ayvaz Dede Şenlikleri nde idi... Urumçi ye, Uygur ülkesine bir seyahat fırsatı zuhur etmişti. Hemen tası tarağı toplayıp İstanbul havalimanında buluşmamız gerekiyordu. Kendisi Bosna dan yola çıkıyordu, ben de İzmir den Ankara ya hareket ettim. Gerekli malzemeyi alıp İstanbul a ulaşacaktım yılı, temmuz başları... Güney Çin Havayolları ile uzun bir yolculuktan sonra Urumçi Havalimanı na ulaştık. Türk dünyasının eskiden Sovyet kontrolü altındaki neredeyse bütün medeniyet merkezleri görmüş birisi olarak, bu seyahati çok önemsiyordum. Türk Kimliğinin Coğrafyaları [1] kitabımın noksan kalan bir cüzü 1. D. Mehmet Doğan: Türkistan Türkiye-Türk kimliğinin coğrafyaları. Yazar Yayınları, Ankara 2010, 20

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

AGRT DEN TARİHİMİ ÖĞRENİYOR, TABİATI SEVİYORUM SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ

AGRT DEN TARİHİMİ ÖĞRENİYOR, TABİATI SEVİYORUM SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ AGRT DEN TARİHİMİ ÖĞRENİYOR, TABİATI SEVİYORUM SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ İlim Kültür Tarih Araştırmaları Merkezi (İKTAV) Belgesel Yayıncılık, Devr- i Alem Belgesel Programı ve Avrasya Gazete Radyo Televizyon

Detaylı

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ NİN ARDINDAN Pınar FEDAKÂR* Dünyadaki siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmelerin çok hızla

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ Temmuz 2012 Buluşması- Cumhuriyet Caddesi AMAÇ: Yüzbinleri aşan mezun sayısı olan Atatürk Üniversitesi Bahar Şenlikleri kapsamında

Detaylı

TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ

TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ Kaşgar dan Endülüs e TÜRK - İSLAM ŞEHİRLERİ Uluslararası Şiir ve Nesir Yarışması ŞEHİR VE EDEBİYAT ÖDÜLLÜ www.tdmmb.org.tr YARIŞMAYI AÇAN KURULUŞLAR Türk Dünyası

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar? İSTANBUL TOKAT PAZARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BAŞKANI CENGİZ ÇEVİK DERNEK OLARAK DAĞITTIĞIMIZ KİŞİSEL GELİŞİM DERGİLERİ ÖĞRENCİLERİMİZDE İNANILMAZ GELİŞMELERE SEBEP OLMUŞ 2014 YILINDA 10.000 KİŞİSEL GELİŞİM

Detaylı

TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ

TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ TÜRK DÜNYASI MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ Kaşgar dan Endülüs e TÜRK - İSLAM ŞEHİRLERİ Uluslararası Şiir ve Nesir Yarışması ŞEHİR VE EDEBİYAT ÖDÜLLÜ www.tdmmb.org.tr Kaşgar dan Endülüs e TÜRK - İSLAM

Detaylı

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI Sayın Âli Meclis Başkanı, Sayın Bakan, Sayın Oda Başkanları, Değerli İş Adamları,

Detaylı

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır? 1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır? 1. A. Şehirde yaşıyanlar bazı kurallara uymak zorunda. 2. B. Suriye, Türkiye nin güney komşusudur. 3. C. Kırlarda benbeyaz papatyalar vardı.

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN EĞİTİM GEÇMİŞİ 1. Hukuk Lisansı (2000) Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. Kamu Hukuku Yüksek Lisansı (2006) Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sosyal

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. : 05422401118 :gungorelda@hotmail.com

ÖZGEÇMİŞ. : 05422401118 :gungorelda@hotmail.com 1. Adı Soyadı :Ahmet Güngör ÖZGEÇMİŞ Adres Telefon E-posta : Gedikkaya Mah., Naci Bey Cad., Atakent Sitesi, B-Blok, No:82/14 Giresun : 05422401118 :gungorelda@hotmail.com 2. Doğum Tarihi :05.06.1967 3.

Detaylı

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda

Detaylı

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ DÜNYANIN HER YERİNDEYİZ!

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ DÜNYANIN HER YERİNDEYİZ! YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ DÜNYANIN HER YERİNDEYİZ! 2009 yılında faaliyetlerine başlayan Yunus Emre Enstitüsünün bugün itibariyle dünyanın birçok yerinde kültür merkezleri bulunuyor. Afganistan - Kabil Almanya

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ. Doç.Dr. Yunus KOÇ

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ. Doç.Dr. Yunus KOÇ HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ Doç.Dr. Yunus KOÇ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI ÖĞRETİM ÜYESİ SAYILARI/İSTATİSTİKLER Görevlendirme: 1 profesör (yabancı

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

''Hepimiz Atatürk'üz''

''Hepimiz Atatürk'üz'' ''Hepimiz Atatürk'üz'' Mustafa Kemal Atatürk tüm yurtta anıldığı gibi Beşiktaş'ta da törenlerle anıldı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal Atatürk'ün 74. ölüm yıldönümünü anma gününde özel bir mesaj

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

Türk dünyası, bilişim alanında ortak terimler kullanmalı

Türk dünyası, bilişim alanında ortak terimler kullanmalı TBD Türk Dünyası Ortak Bilişim Terimleri Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Belgin Tezcan Aksu: Türk dünyası, bilişim alanında ortak terimler kullanmalı TBD Türk Dünyası Ortak Bilişim Terimleri Çalışma Grubu,

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

TÜRKİYE DEKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUYAN TÜRK ASILLI ÖĞRENCİLERİN OKUMA ALIŞKANLIKLARINA YÖNELİK ANKET ÇALIŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE DEKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUYAN TÜRK ASILLI ÖĞRENCİLERİN OKUMA ALIŞKANLIKLARINA YÖNELİK ANKET ÇALIŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME TÜRKİYE DEKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUYAN TÜRK ASILLI ÖĞRENCİLERİN OKUMA ALIŞKANLIKLARINA YÖNELİK ANKET ÇALIŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Türkana HÜSEYNOVA Bu anket; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan,

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ Eğitim: Ph. D., Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Ankara Üniversitesi, 2005 M. Sc., Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ankara Üniversitesi, 1998 B. S, Kamu Yönetimi, Hacettepe Üniversitesi,

Detaylı

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ UKBA e Bülten UKBA - ULUSLARARASI KARDEŞLİK BARIŞ VE AHLÂK DERNEĞİ YAYIN ORGANI EYLÜL - ARALIK 2012 SAYI / 1 TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ ŞEMSEDDİN BEKTAŞOĞLU İLE HİNDİSTAN DAYIZ

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı Ay Yine Gecikti Ferhat Şahnacı 4 TEŞEKKÜRLER Şiirlerimi okuyarak değerli görüşlerini okuyucuyla paylaşan Sayın Ataol Behramoğlu na, şiirlerimi yönettiği sanat ve edebiyat dergilerinde yayınlayan Sayın

Detaylı

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Mart 2009 Kendi Yaşam Öykünüzü Yazın Diyelim ki edebiyatla uğraşmak, yazı yazmak, bir yazar olmak istiyorsunuz. Bu

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

TÜRK TURİSTİN İLGİSİNİ ÇEKEN OSMANLI MİRASINA SAHİBİZ

TÜRK TURİSTİN İLGİSİNİ ÇEKEN OSMANLI MİRASINA SAHİBİZ İ Bu yılki fuarda iyi bir tanıtım gerçekleştiren Kosovalılar, ülkelerine daha fazla turist gelmesiyle ekonomilerinin daha da gelişeceğine vurgu yaptılar. Sona eren Travel Turkey İzmir fuarının bu yılki

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU

ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU 18 EKiM 2014 Uluslararası Çocuk Buluşması, İHH İnsani Yardım Vakfı nın dünyanın farklı coğrafyalarında gerçekleştirdiği yetim çalışmalarını Türkiye halkına anlatmak

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti: Türk Ocakları Genel Merkezi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Efendi BARUTCU, Türk Ocakları nın 100 üncü kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, Sönmeyen Ocak Türk Ocakları ve Türkiye nin Geleceği konulu

Detaylı

iyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın

Detaylı

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği Yunanistan ın Kos Belediye Başkanı George Kritsis, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon u ziyaret ederek Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

Detaylı

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı Evrak Ana. Üni. Tarih Evrak ve Sayısı: Tarih 14/06/2016-E.5655 ve Sayısı: 15/06/2016-E.37386 T. C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı *BD8107914312* Sayı :76144028-821.99-

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA Sayı : 10476336-100-E.531 29/01/2019 Konu : Ders İçerikleri-Çağdaş Türk Lehçerleri ve Edebiyatları Bölümü İLGİLİ MAKAMA Bu belge 5070 Elektronik İmza Kanununa uygun olarak imzalanmış olup, Fakültemiz Çağdaş

Detaylı

Mustafa ARGUNŞAH-Hülya Hülya ARGUNŞAH (2007), Gagauz Yazıları, Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları, 296 s., Kayseri

Mustafa ARGUNŞAH-Hülya Hülya ARGUNŞAH (2007), Gagauz Yazıları, Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları, 296 s., Kayseri Mustafa ARGUNŞAH-Hülya Hülya ARGUNŞAH (2007), Gagauz Yazıları, Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları, 296 s., Kayseri Veysel ŞAHĐN 1 Vatan ne Türkiyâ dır Türklere ne Türkistan Vatan büyük ve müebbet bir

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

15 bin para ödüllü edebiyat ödülleri yarışması

15 bin para ödüllü edebiyat ödülleri yarışması 15 bin para ödüllü edebiyat ödülleri yarışması Sarıçam Belediyesi Portakal Çiçeği Edebiyat Ödülleri Yarışması düzenliyor. Adana ilini merkez alan konuları içeren ve 15 yaş üstü herkesin katılımına açık

Detaylı

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ. Tel: 04543101000 GENEL BİLGİLER. Lisans Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Arapça Öğretmenliği, 1990

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ. Tel: 04543101000 GENEL BİLGİLER. Lisans Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Arapça Öğretmenliği, 1990 FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ E-mail: gungorelda@hotmail.com RESİM ADI SOYADI Yrd. Doç. Dr. Ahmet Güngör Tel: 04543101000 Dahili: 1585 Kişisel web sayfası linki:gungorname.com GENEL BİLGİLER Doğum Yeri Alaca/

Detaylı

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir. A.SÖZCÜKTE ANLAM GERÇEK (TEMEL) ANLAM Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

T.C. KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ İLE KARAMAN BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZENLENEN YUNUS EMRE VE TASAVVUF KONULU HİKAYE YARIŞMASI ŞARTNAMESİ

T.C. KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ İLE KARAMAN BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZENLENEN YUNUS EMRE VE TASAVVUF KONULU HİKAYE YARIŞMASI ŞARTNAMESİ T.C. KARAMANOĞLU MEHMETBEY ÜNİVERSİTESİ İLE KARAMAN BELEDİYESİ TARAFINDAN DÜZENLENEN YUNUS EMRE VE TASAVVUF KONULU HİKAYE YARIŞMASI ŞARTNAMESİ YARIŞMANIN AMACI Madde-1 Türkçeyi korumak, zenginleştirmek

Detaylı

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... Hatta Tarsuslular. Dünyanın öbür ucundan gelen Japonlar,Koreliler,Almanlar

Detaylı

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları Songül Taş Ankara 2018 Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları Songül Taş Tüm Hakları Saklıdır. 2018. Bu kitabın basım, yayın, satış hakları Anı Yayıncılık Eğitim ve Danışmanlık

Detaylı

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES (1899-1986) ARJANTİNLİ ŞAİR, DENEME VE KISA ÖYKÜ YAZARIDIR. 20. YÜZYILIN EN ETKİLİ

Detaylı

ISSN 2146-9164 Yayın Türü: Yerel ve Süreli. Yayın Danışmanları Oya İşeri - Hüseyin Emiroğlu. Görsel Yönetmen Sedat Gever. Grafik Arz Tanıtım

ISSN 2146-9164 Yayın Türü: Yerel ve Süreli. Yayın Danışmanları Oya İşeri - Hüseyin Emiroğlu. Görsel Yönetmen Sedat Gever. Grafik Arz Tanıtım ISSN 2146-9164 Yayın Türü: Yerel ve Süreli Abonelik: Yıllık 60 TL Posta Çeki: 666874 Banka: Denizbank IBAN TR550013400000191012400002 İş Bankası IBAN TR070006400000110950784959 Dekont karabatakdergisi@gmail.com

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...5 GİRİŞ...9 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...38 3 2. BÖLÜM ÖNCÜLER Necip Fazıl Kısakürek ve

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, İnsan yetiştirmek başka hiç bir canlıyı yetiştirmeye benzemez.

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM

TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM Türk Dünyası, Türk milletine mensup bireylerin yaşamlarını sürdürdüğü ve kültürlerini yaşattığı coğrafi mekânın tümünü ifade eder. Bu coğrafi mekân içerisinde Türkiye, Malkar Özerk,

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfinle kurul Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Ders No : 0310460203 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

Çeşm-i Cihan Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi

Çeşm-i Cihan Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi Bartın ve Yöresi Tarih-Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Çeşm-i Cihan Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi ISSN: 2149 5866 Cilt: 2 Sayı: 2 Kış 2015 BARTIN Çeşm-i Cihan: Tarih

Detaylı

Samsun daki Pontusçu Faaliyetler

Samsun daki Pontusçu Faaliyetler Samsun daki Pontusçu Faaliyetler Yunan İstihbaratına çalışan ve kendisini Pontusçu olarak niteleyen Theodoros Pavlidis in Samsun bağlantıları akıllarda şüphe uyandırırken Samsun da Pontusçu faaliyetleri

Detaylı

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK EBEDİYETE İNTİKALİNİN 78. YIL DÖNÜMÜNDE TÖRENLERLE ANILDI

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK EBEDİYETE İNTİKALİNİN 78. YIL DÖNÜMÜNDE TÖRENLERLE ANILDI GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK EBEDİYETE İNTİKALİNİN 78. YIL DÖNÜMÜNDE TÖRENLERLE ANILDI Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK, ebediyete intikalinin 78.nci yıl dönümünde, İskenderun Teknik Üniversitesi

Detaylı

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden 2 Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden mezun oldu. Farklı kurumlarda çalıştıktan sonra 2 arkadaşı

Detaylı

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel

Detaylı

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ Adı ve Soyadı : Cengiz ALYILMAZ : Prof. Dr. Bölüm/ Anabilim Dalı : Türkçe Eğitimi Bölümü Doğum Tarihi : 11.4.1966 Doğum Yeri : Kars Çalışma Konusu : Eski Türk Dili, Türkçe Eğitimi,

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi tarih bölümünden mezun oldu.(1992) Kırıkkale

Detaylı

Kamyonet Duraklarımız. Fabrika Taşımacılığı

Kamyonet Duraklarımız. Fabrika Taşımacılığı 1 9 7 0 ' d e n b u y a n a NAKLİYE YÜK BORSASI D Ü N Y A ' N I N T A Ş I Y I C I G Ü C Ü! Türkiye'nin 81 ilinden 935 ilçesine yurtiçi 70.000 araç ve 8.500 temsilcilik, yurtdışı binlerce anlaşmalı şoför

Detaylı

MATBAACILIK OYUNCAĞI

MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:

Detaylı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin

Detaylı

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye deki üniversite imkanlarının zorluğu ve kontenjan sıkıntısı öğrencileri değişik arayışlara itiyor. Her yıl 50 binin üzerinde

Detaylı

HAYAT BENİM BİLDİĞİM KADAR MI?

HAYAT BENİM BİLDİĞİM KADAR MI? SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi, Kat 3, 34664 Bağlarbaşı, Üsküdar, İstanbul Tel.: (0216) 474 23 43 Sertifika No. 12603 O ve C Düşündü: Hayat Benim Bildiğim

Detaylı

Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar

Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar Sempozyum ve Uygulama Atölyesi Türk Lehçeleri Arasındaki Aktarma Çalışmalarının Bugünkü Durumu ve Karşılaşılan Sorunlar Maltepe Üniversitesi - İstanbul 31 Mart 05 Nisan 2009 2 Sempozyum; 13 Şubat 2009

Detaylı

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958)

YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958) Yahya Kemal Beyatlı 2 Aralık 1884 tarihinde bugün Makedonya sınırları içerisinde bulunan Üsküp te dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Agâh tır. Şehsuvar Paşa torunlarından olduğu

Detaylı

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ (Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ Hazırlayan Adı Soyadı Danışman Unvan Adı Soyadı Niğde Ay, Yıl

Detaylı

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti

Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti Hatıraların Masumiyeti SİNOPSİS Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk, 2012 de İstanbul da, 2008 yılında yayınladığı Masumiyet Müzesi romanı ile aynı adı taşıyan bir müze açar. Müzenin içindeki eşyalar, romana konu olan ve

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

İstanbul Üniversitesi. İstanbul Üniversitesi. Marmara Üniversitesi. Yrd. Doç. Yeni Türk Dili Bartın Üniversitesi 2011

İstanbul Üniversitesi. İstanbul Üniversitesi. Marmara Üniversitesi. Yrd. Doç. Yeni Türk Dili Bartın Üniversitesi 2011 1. Adı Soyadı: NEVNİHAL BAYAR 2. Doğum Tarihi: 27. 02. 1970 3. Unvanı: Yrd. Doç. 4. Öğrenim Durumu: Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı İstanbul Üniversitesi 1991 Y. Lisans

Detaylı

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Elveda Rumeli Merhaba Rumeli İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Hamdi Fırat BÜYÜK* Balkan Savaşları nın 100. yılı anısına Kitap Yayınevi tarafından yayınlanan Elveda Rumeli Merhaba

Detaylı

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum. Page 1 of 6 Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Recep Zıpkınkurt, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası nın değerli üyeleri ve temsilcileri, Bilgi birikimi ve üslubunu,

Detaylı

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Merkez Müdürünün Mesajı Orta Doğu ve Kafkasya Uygulama ve Araştırma Merkezi bağlı bulunduğu İstanbul Aydın Üniversitesi ve içinde bulunduğu ülke olan Türkiye Cumhuriyeti ile Orta Doğu ve Kafkasya ülkeleri

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI. 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4.

Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI. 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4. Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : 10.07.1956 3. Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İletişim Fakültesi İstanbul

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, Geçtiğimiz hafta sonunda 2-6.sınıflardaki öğrencilerimizin

Detaylı

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. Sorular her ay panolara asılacak ve hafta sonuna kadar panolarda kalacak. Öğrenciler çizgisiz A5 kâğıdına önce

Detaylı

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ Mustafa Köz KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Mustafa Köz Mustafa Köz KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ Resimleyen: Yasemin Ezberci Yayın Koordinatörü:

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014 KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014 İNCE GÜÇ VE KAMU DİPLOMASİSİ ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI TÜRKİYE NİN ULUSLARARASI ÖĞRENCİ PROGRAMLARI

Detaylı