Murat Özkan AÇIK KALP CERRAHİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Murat Özkan AÇIK KALP CERRAHİSİ"

Transkript

1 AÇIK KALP CERRAHİSİ KALP CERRAHİSİNİN TARİHİ Kalp cerrahisindeki gelişim özellikle son 50 yılda hız kazanmıştır. KALP YARALANMALARI: Dr Ludwig Rehn in ilk başarılı kalp operasyonunu gerçekleştirdiği kabul edilmektedir yılında kesici alet ile kalbinden yaralanan bir askeri, sol torakotomi yolu ile ameliyat etmiş, sağ ventriküldeki 1,5 cm lik kesiyi üç dikişle onarmıştır. Böylece kalp yaralarının iyileştirilemeyeceği yargısı sona ermiştir. Bu girişim, Paget, Billroth gibi, dönemin bazı önde gelen cerrahları tarafından eleştirilse de, takip eden 10 sene içinde Rehn, % 60 mortalite ile 124 vakaya müdahale etmiştir. Kalp cerrahisindeki bunu takip eden önemli tarih II. Dünya Savaşıdır. Amerikan Ordusunda cerrah olan Dwight Harken perikard ve kalp boşlukları dahil olmak üzere mediastenden 134 kurşun çıkarmış, sıfır ölüm oranı bildirmiştir. O günkü şartlar göz önüne alındığında başarı açıktır. PULMONER EMBOLEKTOMİ: Pulmoner embolektomi girişiminde bulunan ilk cerrah Frederic Trendelenburg dur, klasik makalesini 1908 de yayınlamıştır. Trendelenburg un öğrencisi olan Kirshner 1924 de ilk başarılı pulmoner embolektomiyi bildirmiştir de John Gibbon tüm dünyada 142 Trendelenburg ameliyatının gerçekleştirildiğini, bunların 9 unun sağ kaldığını bildirmiştir. Bu sonuçlar onu pulmoner embolektominin güvenle yapılabileceği bir oksijenatör pompası geliştirmek konusunda cesaretlendirmiştir yılında ilk kez Sharp kardiyopulmoner bypass ile başarılı pulmoner embolektomiyi gerçekleştirmiştir. PERİKARD CERRAHİSİ: Morgagni 1761 de kalbe kan dönüşünün kısıtlandığı 7 konstriktif perikardit vakası yayınlamıştır. Perikardiyal rezeksiyon, birbirlerinden bağımsız olarak Rehn ve Sauerbruch tarafından öne sürülmüştür. Rehn in bildirisinden sonra günümüze kadar konstriktif perikarditin cerrahi tedavisinde sınırlı yenilik gündeme gelmiştir. Bugün bazı operasyonlar kardiyopulmoner bypass altında gerçekleştirilmetktedir. SAĞ KALP KATETERİZASYONU: Warner Frossmann, Kleinishche Wochenschrift de kendi brakial venini kateterize etmiş, kateteri sağ atriuma ilerletmiş ve bunu radyolojik olarak tespit etmiştir. Bu deneyimini 1929 da yayınlamıştır. Bu metodun metabolik çalışmalarda ve kardiyak fizyolojide kullanılabileceğini savunmuştur. Bundan bir sene sonra Fick metodu ile kardiyak output hesaplanması mümkün olmuştur. Bu metodla ilgili gelişmeler 1940 da Cournand ın çalışmalarında yer almıştır. 1

2 KARDİYOPULMONER BYPASS DÖNEMİ ÖNCESİ KALP KAPAĞI CERRAHİSİ: Stenotik bir kapağı açmaya yönelik ilk girişim 1912 de Theodore Tuffier tarafından gerçekleştirilmiştir. Tuffier asendan aorta duvarını dışarıdan parmak yardımı ile stenotik aort kapağına ilerletmiş ve stenotik kapağı genişletmeyi başarmıştır larda Russel Brock bir enstruman vasıtası ile kalsifik aort kapaklarını dilate etmeyi denemiş ancak kötü sonuçlar nedeniyle bundan vazgeçmiştir. Eliott Cutler, 1923 de ilk kez valvulatom adını verdiği özel bir bıçak yardımıyla 12 yaşında bir kız hastaya mitral valvulotomi uygulamıştır. Bunu takip eden girişimlerinde başarısız olunca işleme son vermiştir de Suttar parmağını kullanarak başarı ile mitral valvulotomi gerçekleştirmiş ancak başka hasta bulamaması nedeniyle bu girişime devam etmemiştir. İlk başarılı pulmoner valvulotomi 1947 de Thomas Holmes Sellers tarafından Fallot tetralojisi olan bir çocuk üzerinde gerçekleştirilmiştir. Sellers bu işlemde bir tenotomi bıçağı kullanmıştır. Russel Brock aynı zamanlarda Sellers a benzer tekniklerle pulmoner valvulotomiler gerçekleştirmiştir lerin başında Charles Hufnagel ve JM Campbell birbirlerinden ayrı olarak köpeklerin inen aortlarına yapay kapaklar yerleştirmişlerdir. Hufnagel in toplu-kafesli kapağı ile yaptığı 23 vakalık seri 1954 de yayınlanmıştır. Kombine mitral ve triküspid komissurotomi 1953 de Brofman tarafından gerçekleştirilmiştir. C Walton Lillehei 1956 da kardiyopulmoner bypass kullanarak ilk açık mitral komissurotomiyi gerçekleştirmiştir. KARDİYOPULMONER BYPASS DÖNEMİ ÖNCESİ KONJENİTAL KALP CERRAHİSİ: Konjenital kalp cerrahisi 1937 de John Streider ın bir duktusu başarı ile bağlamasıyla başlamıştır. Ancak hasta enfeksiyon nedeni ile 4 gün sonra kaybedilmiştir de Robert Gross, aynı işlemi başarı ile gerçekleştirmiştir. Bundan sonra müdahale edilen konjenital hastalık aort koarktasyonu olmuştur. Clarence Crafoord ilk kez 1944 de, İsveç te başarı ile koarktasyon rezeksiyonu yapmıştır. Gross ise aynı işlemi 1945 de Boston da gerçekleştirmiştir. Yine 1945 de Gross vasküler ring nedeni ile gelişen trakeal kompresyonu serbestleştirmiştir. Blalock-Taussig operasyonu da 1945 de bildirilmiştir. Sol subklavian arterin sol pulmoner arter ile uç-yan anastomozu gerçekleştirilmiştir. Carlon ilk kez 1951 de kavopulmoner anastomozu ortaya atmış, Glenn ise ilk kez 1958 de başarı ile gerçekleştirmiş ve bu operasyonun Glenn şantı adını almasını sağlamıştır. KARİYOPULMONER BYPASS IN GELİŞMESİ: Kalp-akciğer makinesinin gelişimi, kalp içindeki anomalilerin onarılmasını mümkün kılmıştır. Kalbi bypass etmek için dolaşım fizyolojisinin anlaşılması gerekir: kanın pıhtılaşmasının önlenmesi, kanın hareket etmesi için bir pompa ve son olarak ventilasyonun temin edilmesi. Geçen yüzyılda fizyologlar izole organların perfüzyonu ile ilgilenmişler ve bu amaçla kanın oksijenlenmesini sağlayacak bir 2

3 yönteme ihtiyaç duymuşlardır. Von Frey ve Gruber 1885 de dönen bir silindir içine yerleştirilen ince bir film üzerinden akmasıyla gaz alışverişinin temin edildiği bir kan pompası tarif etmişlerdir de Jacobi kanı, kesip çıkarılmış ve mekanik olarak havalandırılan bir hayvan akciğerinden geçirmiştir da Rusya da SS Brunkhonenko ve S Tchetchuline hayvan akciğeri ve iki pompa kullanarak bir makine geliştirmişler, bu makineyi ilk olarak organ perfüzyonunda daha sonra ise tüm hayvanı perfüze etmek için kullanmışlardır. Kalpakciğer makinesinin temel gereksinimlerinden birisi antikoagülasyondur. Heparin 1915 de bir tıp öğrencisi olan Jay McLean tarafından bulunmuştur. Sonuçlar 1916 da bildirilmiş, 1920 deki hayvan deneyleri heparinin etkili bir antikoagülan olduğunu göstermiştir. John Gibbon, kalp-akciğer makinesinin gelişimine belki de herkesden daha çok katkıda bulunan kişidir. İlk düşünce 1931 de masif pulmoner embolili bir hastanın başında ortaya çıkmıştır. Kanın toplar damardan alınıp oksijenlenebileceği bir cihazda toplanması ve daha sonra bir pompa vasıtasıyla tekrar atar damardan dolaşıma katılması fikri kalp-akciğer makinesinin temeli olarak düşünülmüştür. Gibbon ın çalışmaları bunu takip eden 20 sene boyunca Massachusetts General Hospital da devam etmiştir. Gibbon 1937 de ilk kez yaşamın suni bir kalp ve akciğer ile devam ettirilebildiğini bildirmiştir. Gibbon ın çalışmaları II. Dünya Savaşı ile kesintiye uğramıştır. Bu sürede Clarence Crafoord İsveç te, J Jongbloed Hollanda da, Clarence Dennis Minessota da, Mario Dogliotti İtalya da kalp-akciğer makinesi üzerine çalışmalarına devam ettiler. Clarence Dennis ilk kez 1951 de kalp-akciğer makinesini klinikte kullandı. Çok büyük kalbi olan atrial septal defekti olan 6 yaşındaki bir kız hasta başarı ile kalp-akciğer makinesine bağlandı, ameliyat zorla gerçekleştirildi ancak hasta kan kaybı ve cerrahi olarak yaratılan triküspid stenozu nedeniyle kaybedildi. Bu deneyimde kalpakciğer makinesinin iyi çalıştığı görüldü de Mario Digliotti kalp-akciğer makinesini büyük bir mediasten tümörü rezeksiyonu sırasında kullandı. Parsiyel bypass (1 L/dak) ile tümör başarı ile çıkarıldı. Digliotti makinesini hiçbir zaman insanlarda açık kalp ameliyatları için kullanmadı. Forrest Dodrill ise mekanik pompasını 1952 de sol bypass için kullanmış ve 50 dakika süre ile sol ventrikülü devre dışı bırakıp mitral kapak cerrahisi uygulamıştır. Bu ilk başarılı sol kalp bypassdır. Daha sonra Dodrill makineyi 16 yaşında pulmoner stenozlu bir çocukta kullanmış ve ilk başarılı sağ kalp bypassı gerçekleştirmiştir. Hipotermi kalbi durdurup açmak için diğer bir yöntem olmuştur de Bigelow 20 köpeği 20 ºC ye soğutup 15 dakika süresince dolaşımlarını durdurmuştur. Bunların 11 ine aynı zamanda kardiyotomi uygulanmıştır. Isıtıldıktan sonra sadece 6 hayvan hayatta kalabilmiştir de FJ Lewis ve M Taufic 26 köpeğin hipotermi tekniği ile yarattıkları atrial septal defektlerini kapattıklarını bildirmişlerdir. Bu yazıda aynı zamanda ASD si aynı 3

4 teknikle kapatılan 5 yaşında bir kız çocuğu da bildirilmektedir. Lewis-Toufic in vakası yüzey soğutma ve direkt görüş altında başarı ile kapatılan ilk atrial septal defekttir. Bundan kısa bir süre sonra Swan benzer teknik ile ameliyat ettiği 13 hastayı bildirmiştir. Kalp-akciğer makinesinin klinik kullanımının yaygınlaşması ile hipoterminin intrakardiyak cerrahideki yeri kısa süreli olmuştur. Ancak kardiyopulmoner bypassın 1 yaş altındaki çocuklarda kötü sonuçlar vermesi nedeniyle hipotermi 1960 larda tekrar kalp cerrahisine dahil olmuştur de Japonya dan Hikasa infantlarda hipotermi kullandığını, tekrar ısınma için de kalpakciğer makinesi kullandığını bildirmiştir. Bu sırada diğer gruplar da soğuma ve ısınma için kalp-akciğer makinesi kullanarak hipotermik sirkulatuar arest tekniği ile başarılı sonuçlar bildirmiş ve bu teknik arkus aorta anevrizmalarının rezeksiyonu için de kullanılmaya başlanmıştır. II. Dünya Savaşından sonra John Gibbon araştırmalarına geri dönmüş ve IBM işbirliği ile ilk makinesine benzer bir kalp-akciğer makinesi yapmıştır. Gibbon ın köpeklerdeki erken mortalitesi başlangıçta % 80 ken sonraları iyileşmiştir. İlk hastası 15 yaşında, ASD si olan bir kız olmuştur. Operasyonda ASD bulunamamış hasta kaybedilmiş, otopside geniş bir PDA tespit edilmiştir. İkinci hasta yine ASD si olan 18 yaşında bir kızdır. Defekt Mayıs 1953 de başarı ile kapatılmıştır. Bundan sonraki iki hasta kaybedilince Gibbon çalışmalara ara vermiştir. Bu sırada C Walton Lillehei University of Minnesota da kontrollü kros-sirkülasyon adını verdiği bir teknik üzerinde çalışmaktaydı. Bu teknikte bir köpeğin dolaşımı geçici bir süre için diğer bir köpeğin dolaşımı ile desteklenmekteydi. Bu tekniğe, sağlıklı bir insanın tehlikeye atılması konusunda yoğun bir eleştiri gelse de o zamanki kalp-akciğer makinelerinde alınan kötü sonuçlar bu yönde ilerlemeyi cesaretlendirmiş ve ilk olarak Mart 1954 de ventriküler septal defekti olan 10 aylık bir çocuk ameliyat edilmiş ancak postoperatif 10. günde akciğer enfeksiyonu nedeniyle kaybedilmiştir. Otopside VSD nin kapalı olduğu görülmüştür de Lillehei ventriküler septal defekt, Fallot tetralojisi, atrioventriküler kanal defektleri dahil 32 hasta yayınlamıştır. Temmuz 1955 de kros-sirkülasyon sistemine DeWall ve Lillehei tarafından geliştirilen bir bubble oksijenatör ilave edilmiştir. Krossirkülasyon tekniği bu tarihten itibaren artık kullanılmamıştır. Bu sırada Mayo Clinic de Mart 1955 de JW Kirklin açık kalp programını başlattı. Gibbon-IBM makinesi üzerine geliştirdikleri bir kalp-akciğer makinesi kullanmışlardır. Bu teknikle üst üste başarılı sonuçlar elde etmiştir. O tarihte Kirklin ve Lillehei dünyada kalpakciğer makinesi kullanarak açık kalp ameliyatı gerçekleştiren cerrahlar olarak hem rakip hem de iyi dost olmuşlardır yılının sonunda artık pek çok grup açık kalp programlarını 4

5 başlatmışlardı. Günümüzde kalp-akciğer makinesi kullanılarak yılda 500 binin üzerinde açık kalp ameliyatı gerçekleştirilmektedir. EKSTRAKORPOREAL YAŞAM DESTEĞİ: Ekstrakorporeal yaşam desteği kardiyopulmoner bypassın bir şeklidir. İlk önceleri sadece 6 saat ile sınırlı olan kardiyopulmoner bypass 1960 larda membran oksijenatörlerin geliştirilmesi ile daha uzun süreler destek sağlamaya başladı. Donald Hill 1972 de göğüs travması geçiren bir hastada 75 saat süre ile ektrakorporeal membran oksijenasyon (ECMO) denedi. Femoral ven ve arteri kanüle edilen hasta başarı ile makineden ayrıldı. Bundan sonra yapılan randomize çalışmalarda ECMO ile mekanik ventilasyon arasında başarı farkı olmadığı görülünce birçok merkezde erişkin hastalar için ECMO uygulaması terkedildi. Neonatal solunum yetmezliğinde ise ECMO nun etkisi kesin olarak gösterildi ve 8000 den fazla yenidoğan % 80 başarı ile tedavi edildi. KARDİYOPULMONER BYPASS DÖNEMİNDE KONJENİTAL KALP CERRAHİSİNİN GELİŞİMİ: Kalp-akciğer makinesi gelişimi ile hem Lillehei grubu hem de Kirklin grubu, sık karşılaşılan konjenital kalp hastalıklarının onarımında büyük ilerlemeler kaydetmişlerdir. Ancak kalp-akciğer makinesinin yol açtığı morbidite nedeniyle de açık kalp cerrahisine paralel olarak palyatif girişimler de (Blalock-Taussig şant, Potts ve Waterston modifikasyonları, Blalock-Hanlon septektomi, Glenn şant) ilerlemiştir. Kardiyopulmoner bypassın güvenilirliği arttıkça daha komplike kalp hastalıkları daha küçük hastalarda onarılmaya başlanmıştır. KARDİYOPULMONER BYPASS DÖNEMİNDE KAPAK CERRAHİSİ: Kalp kapağı tamirleri ve replasmanları kardiyopulmoner bypassın yaygın kullanımı ile büyük ilerleme kaydetmiştir. Dwight Harken ilk kez 1960 da aort kapak replasmanını gerçekleştirmiş, ve toplu-kafesli bir kapak kullanmıştır. Starr ve Edwards ise mitrak kapağı kendi geliştirdikleri bir toplu-kafesli protez ile değiştirmiştir. Bundan sonra 1967 ye kadar 2000 civarında Starr-Edwards kapağı takılmış ve diğer mekanik protezlerin mukayese edileceği bir standart haline gelmiştir. Aortik homogreft klinikte ilk kez Toronto da Heimbecker tarafından kullanılmış ancak sağkalım kısa olmuştur. Donald Ross ilk başarılı aortik homogreft replasmanını bildirmiştir. Pulmoner otogreftin aorta replasmanı tekniği de ilk kez Ross tarafından 1967 de ortaya atılmıştır de Duran ve Gunning domuz aort kapağı ile hazırlanan zenogreftler ile gündeme gelmiş ancak bunların erken dejenerasyonu ve kalsifikasyonu sonucu yaygın kilinik kullanım alanı bulamamışlardır. Carpentier ise bu kapakları gluteraldehid ile fikse ederek yeniden gündeme getirmiştir. KORONER ARTER CERRAHİSİ: 1910 da Alexis Carrel ilk kez inen aort ile sol koroner arter arasında bir indirekt anastomoz fikri ile girişimde bulunmuş ancak hareketli kalpte, 5

6 anastomozun çok kısa sürede bitirilmesi gerektiğinden teknik olarak çok zor olduğunu bildirmiştir. O tarihten sonra 1930 a kadar bu alanda pek girişim olmamıştır. Cloude Beck hayvan kalplerinin indirekt revaskülarizasyonu fikrini ortaya atmıştır. İskemik myokarda kollateral damar sağlanması için perikard, perikardiyal yağ dokusu, pektoral adale, omentum gibi dokular kullanmıştır. Postmortem incelemelerde kollateral damarların geliştiği görülmüştür. Daha sonra tekniği insanlar üzerinde uygulamıştır. Arthur Vineberg ise 1946 da internal mamarian arteri myokard içindeki bir tünele gömme tekniğini geliştirmiştir larda Birleşik Devletler ve Kanada da birçok merkezde bu girişim uygulanmıştır. Bu sıralarda diğer cerrahlar koroner arteriyel endarterektomi ile ilgilenmekteydi. İlk bildiri 1958 de iskemik kalp hastalığının tedavisi için koroner endarterektomi gerçekleştiren Longmire dan geldi ancak yüksek mortalite nedeniyle koroner endarterektomi uygulanım alanı bulamadı de selektif koroner arteriografinin ilk kez Cleveland Clinic de Sones ve Shirley tarafından geliştirilmesinden sonra direkt revaskülarizasyon üzerine çalışmalar yoğunlaştı. W Dudley Johnson 1962 ile 1967 yılları arasında birkaç nadir vaka bildirmiş ancak bunlar koroner arter cerrahisinin gelişimine pek katkıda bulunmamıştır de 42 yaşında koroner endarterektomi yapılan bir hastaya zorunluluktan dolayı safen ven ile bypass yapılmış ve Johnson ın yaptığı bu anastomoz ilk başarılı koroner bypass sayılır de Vladimir Demikhov köpeklerde internal mamarian arter ile sol koroner arter anastomozu üzerinde çalışmış, 1967 de bir başka Rus cerrah VI Kolessov angina pektorisin tedavisinde mamarian arter koroner arter anastomozlarını bildirmiştir. Bu ameliyatlar sol torakotomi yolu ile ekstrakorporeal dolaşım ve sineanjiografi olmaksızın gerçekleştirilmiştir. Bunu takip eden sene Green, Bailey ve Hirose ayrı ayrı mamarian arter koroner arter anastomozlarını bildirdiler. Bailey ve Hirose anastomozları çarpan kalpte tamamlarken Green kardiyopulmoner bypass yöntemiyle kalbin durdurulup kandan arındıktan sonra anastomozların yapılmasını savunmuştur. Cleveland Clinic den Rene Favalaro koroner bypasslarda safen veni kullanmış ve bu seriyi 1968 de yayınlamıştır. Favalaro, Kolessov, Green, Bailey ve Hirose nin önemli katkılarının yanında bugün bildiğimiz anlamda koroner arter cerrahisinin resmi başlangıcı 1969 da W Dudley Johnson ın bildirdiği seri ile olmuştur. Denton Cooley iskemik kalp hastalıklarının cerrahi tedavisine iki önemli katkıda bulunmuştur de kardiyopulmoner bypass ile myokard enfarktüsü sonrası gelişen interventriküler septum rüptürü tamiri gerçekleştirmiş ve sol ventrikül anevrizması rezeksiyonu yapmıştır. 6

7 KALP, KALP-AKCİĞER VE AKCİĞER TRANSPLANTASYONU: Alexis Carrel ve Charles Guthrie 1905 de University of Chicago da kalp ve akciğer transplantasyonlarını bildirmişlerdir. Köpek üzerinde yapılan bu girişim, antikoagülan kullanılmadığı için iki saat içinde kalp boşluklarında gelişen trombüs ile sonlanmıştır. Vladimir Demikov 1950 de kalp transplantasyonu için 20 den fazla teknik tarif etmiştir. Hatta kalp-akciğer makinesinin gelişiminden önce ortotopik kalp nakli gerçekleştirmiştir da Richard Lower ve Norman Shumway kalp transplantasyonu için bugün de kullanılan tekniği tarif etmişlerdir. İnsana kalp nakli denemesi University of Mississippi den Hardy tarafından gelmiştir. Ancak o zamanlarda insan donör olmadığından bir şempanze kalbi kullanılmış ve bu dolaşımı desteklemekte yetersiz kalmıştır. İnsandan insana ilk kalp nakli Aralık 1967 de Güney Afrika da Capetown da gerçekleştirilmiştir. Cerrahi takımın liderliğini Christiaan Barnard üstlenmiştir. Barnard ın hastası postoperatif onsekizinci günde kaybedilmiştir. Ölüm nedeni immünsupresyona bağlı gelişen pnömoni olarak görülmüştür. Barnard ın ikinci hastası ilk hastasının ölümünden 12 gün sonra ameliyat edilmiş ve sağ kaldığı birkaç ay süresince geniş ilgi görmüştür. İlk kalp naklini takip eden sene içerisinde değişik merkezlerde 99 kalp transplantasyonu gerçekleştirilmiş ancak yüksek rejeksiyona bağlı ölümler nedeniyle çoğu merkezde bırakılmıştır. Daha iyi immünsupresif ilaçların keşfi için harcanan çaba sonucunda kalp transplantasyonunda bugünkü noktaya gelinmiştir de Stanford University de Reitz in siklosporin A yı kullanmasıyla kalp-akciğer nakilleri tekrar hız kazanmıştır. Siklosporinin kullanılması sonucunda rejeksiyon ve infeksiyon insidansında azalma kaydedilemediyse de kalp transplantasyonunun bu iki önemli komplikasyonu daha az şiddetli ortaya çıkmıştır. İlk akciğer transplantsayonu 1964 de University of Mississippi de Hardy tarafından gerçekleştirilmiştir. Ancak akciğer transplantasyonunda büyük başarı Joel Cooper ın Toronto grubuna aittir. EKSTRAKORPOREAL PERFÜZYON Ekstrakorporeal perfüzyon açık kalp cerrahisini, geçici dolaşım ve solunum desteğini ve uzun süreli yaşam desteğini mümkün kılan bir teknolojidir. Bu sistemler kanın sirkülasyonunu ve uygulamaya göre ventilasyon, soğuma ve ısınmasını temin eder. Tüm ekstrakorporeal perfüzyon sistemleri geçici uygulamalar için tasarlanmıştır. Uygulama gereği kan perfüzyon hattındaki çeşitli materyallerle temas halindedir. Bu temas kan proteinlerini ve bağışıklık sisteminin hücrelerini aktive eder. Bu aktivasyon ekstrakorporeal perfüzyon teknolojisinin istenmeyen morbiditesi ile sonuçlanır. 7

8 EKSTRAKORPOREAL PERFÜZYON SİSTEMLERİNİN PARÇALARI: Sistemin temel parçaları bir veya daha fazla venöz kanül, bir venöz rezervuar, bir oksijenatör / ısı değiştirici, bir pompa, bir arteriyel hat filtresi ve bir arteriyel kanüldür. Sistem tümüyle bio-uyumlu materyalden yapılır: toksik, immunojenik, allerjik ve mutajenik olmayan ve aynı zamanda fabrikasyona imkan sağlayan malzeme. Bu amaçla polikarbonat, polivinilklorür, Teflon, polietilen, paslanmaz çelik, titanyum, silikon ve poliuretan kullanılır. Kanın aktığı hat türbülansa ve hız değişikliklerine yol açmayacak şekilde ve prime hacmini asgaride tutacak şekilde tasarlanır. Temel sistem, yardımcı sistemler eklemek, kan örnekleri almak ve ilaç ve perfüzat ilave etmek için giriş-çıkış yolları içermelidir. Kardiyotomi emme sistemi, kardiyopleji tatbik sistemi temel sisteme ilave edilen yardımcı sistemlerdir. Bu açık mühendislik perfüzyonistin sistemi her an gözle izlemesini ve gerektiğinde müdahalede bulunabilmesini sağlar. Aynı zamanda da kanın geniş sentetik yüzeylerle temasına, birçok hava giriş noktasına ve kontaminasyon riskine neden olur. Venöz Kanüller: Bir veya daha fazla venöz kanülle dezoksijene kan yerçekimi sayesinde sisteme alınır. Venöz kanül sayısı carrahi prosedürün tipine ve cerrahın tercihine göre belirlenir. Tek kanül kullanılacaksa sağ atrial apendajdan sağ atriuma yerleştirilir. İki kanül kullanılacaksa kanüller sağ atriumdan süperior ve inferior vena kavalara yerleştirilir. Eğer sol süperior vena kava koroner sinüse drene oluyorsa üçüncü bir kanül sağ atriumdan koroner sinüse yerleştirilir. Tek kavoatrial kanül (two-stage cannula) aort kapağı, sol ventrikül çıkım yolu, asendan aorta ve koroner arter bypass girişimlerinde kullanılır. Turnike ile sıkılmış iki venöz kanül sağ atrium ve sağ ventrikül içinde işlem yapılacaksa kullanılır. Bazı özel ameliyatlarda kavaların doğrudan kanülasyonu gerekebilir. Venöz kanüller femoral, iliak veya jugüler ven yoluyla da yerleştirilebilir. Bazı reoperasyonlarda, acil durumlarda, uzun süreli dolaşım desteğine ihtiyaç duyulan durumlarda ve torakoskopik kalp ameliyatlarında periferal venöz kanülasyon gerekli olur. Perfüzyon sırasında santral venöz basınç 5-15 mmhg arasında tutulmalıdır aksi taktirde negatif basınç ince duvarlı venlerin kanüle yapışıp akıma engel olmasına neden olur. Venöz sistemin hava alması dolaşımın durmasına neden olur. Çoğu ekstrakorporeal perfüzyon sistemlerinde venöz rezervuar sistemik ven seviyesinin cm aşağısına yerleştirilir. Venöz Rezervuar: Venöz rezervuar 3-5 L kapasiteli, yumuşak polivinil ya da sert hard-shell haznelerdir. Çıkış açıklığı tabanında yer alır, böylece düşük hacimde yüksek akım hızları elde edilebilir.yeni sistemlerde oksijenatör ile birlikte tasarlanır. Oksijenatör: İki tip oksijenatör vardır: membran, bubble (kabarcık). Membran oksijenatörde mikroporlu polipropilen bir membran kanı ve gazı birbirinden ayırır. Oksijen plazma içinde 8

9 zor difüze olduğu için kanın çok geniş bir alana yayılması gerekir (2-5.4 m 2 ). Karbondioksit ise kolaylıkla geçer. İnce kan tabakası ve geniş membran yüzeyi kan akımına belli bir direnç oluşturur bu nedenle pompa, sistemde oksijenatörün öncesine yerleştirilir. Isı değiştiriciler oksijenatörlerin içinde tasarlanmışlardır. Şu an kullanılan sistemler tek kullanımlıktır. Kanın membran yüzeyine en geniş şekilde temas etmesini sağlayacak üç tasarım vardır. Bunların içinde en sık kullanılan hollow fiber oksijenatörlerdir. İçi boş mikroporlu polipropilen liflerin ( µm çapında) uçları bir manifold ile birleştirilir. Oksijen bu liflerin içinde, kan ise liflerin dışında hareket ederek birbirleriyle temas eder. Ya da bunun tam tersi olabilir. Kan fiberlerin dışında hareket ederken daha fazla türbülans geliştiği için bu yolla daha iyi bir oksijenasyon sağlanır. Mikroporlu membranlar düz tabakalar halinde de kullanılabilir. Spiral coil oksijenatörler ise solunum ya da dolaşım desteği amacıyla uzun süreli perfüzyonlarda kullanılır. Bubble oksijenatörlerde kan içinden binlerce küçük oksijen kabarcıkları geçecek bir odacıkta toplanır. Oksijenin difüzyonu ağır olduğundan etkili bir gaz değişimi için binlerce kabarcık ile gaz alış verişinin yapıldığı yüzey artırılır. Hem bubble hem de membran oksijenatörler kan proteinlerini aktive edip mikroembolilerin oluşmasına neden olur. Bubble oksijenatörler membran oksijenatörlerden daha ucuzdur ancak kan travması devamlıdır. Her kabarcık yeni bir yabancı cisim olarak algılanır. Membran oksijenatörlerde ise yüzey sabittir. Kan ile temas ettiğinde kısa bir sürede plazma proteinleri ile kaplanır. Bu kan proteinlerinin aktivasyonunu azaltır. Membran oksijenatörlerde kan hasarının çoğu ilk birkaç dakika içinde olur. Isı Değiştirici: Isı değiştiriciler kardiyopulmoner bypass sırasında vücut ısısının kontrolü için önemlidir. Vücut ısısı metabolizmayı kontrol eder ve kardiyopulmoner bypass sırasında bazı nedenlerden dolayı manipule edilir. Nazofaringeal, rektal ve mesane ısısı sürekli monitorize edilir. Isı değiştiricinin içinde su 2-42 ºC arasında dolaşır. 42 ºC üzerindeki sıcaklıklarda proteinler denatüre olur. Soğuma ısınmadan daha hızlı olabilir. Soğuma sırasında 30 ile 37 ºC arasında nazofaringeal ısı 0,7-1.5 ºC/dak düşürülür. Isınma sırasında sıcaklık 0,2-0,5 ºC/dak yükseltilir. Dalton ve Boyle yasalarına göre gazlar soğuk plazmada daha fazla çözünürler. Bu nedenle çok soğuk kanın perfüze edilmesi mikrokabarcıkların oluşmasına neden olur. Hızlı soğuma en tehlikelisidir. Hızlı ısınma sırasında mikrokabarcıklar görülebilir ancak soğuk vücuda girince bu kabarcıklar kaybolur. Güvenlik nedeniyle hasta ve perfüzat arasındaki fark ºC den fazla olmamalıdır. Pompalar: Kanı hareket ettirmek için kullanılan pompalar 3 çeşittir: santrifugal, impeller ve roler. Valfli pompalar asist cihazlarında tercih edilir, kardiyopulmoner bypassda kullanılmaz. Roler pompalar içlerine yerleştirilen polivinil, silikon ya da latex tüplerin silindirik rolerler 9

10 tarafından bir yönde sıkıştırılmasıyla çalışır. Bu pompalar güvenilir ve kullanması kolaydır. Pompanın debisi, rolerlerin rotasyon hızı ve içine yerleştirilen tüp setin çapı ile orantılıdır. Roler pompalar düşük amplitüdlü sinüzoidal bir basınç trasesi ortaya çıkarırlar. Santrifugal ve impeller pompalar hızla dönen konsentrik koniler ya da bıçaklar yardımıyla çalışırlar. Santrifugal pompa güvenilirdir, tek kullanımlıktır, çalışması kolaydır; ancak bu pompalarda debi çıkan hattaki basınçla orantılıdır. Bu nedenle elektromanyetik akımölçerlerle devamlı izlenmelidir. Santrifugal ve impeller pompalar devamlı nonpulsatil bir akım sağlar. Filtreler: Kan filtreleri sistemdeki partikülleri ve gaz embolilerini yakalamak için kullanılır. Nylon ya da polyesterden yapılan bu filtreler µm porlar içerir. Yüzey alanı cm 2 kadardır. 7 L/dak gibi yüksek debilerde 30 mmhg kadar basınç gradienti yaratabilirler. Çoğu filtre 200 ml kadar prime perfuzata ihtiyaç duyar. Filtre tarafından yakalanan hava vent ile sistemden çıkarılır. Tüp sette, eğer filtrenin değiştirilmesini gerektirecek bir durum ortaya çıkarsa filtreyi bypass edecek bir hat bulunmalıdır. Arteriyel Kanül: Arteriyel kanül genellikle asendan aortaya, sağ brakiosefalik trunkusun hemen proksimaline yerleştirilir. Ancak arteriyel sistemde yeterli büyüklükte herhangi bir yere konması mümkündür. Alternatif kanülasyon sahaları femoral, iliak, aksiller arterler, desendan torasik ya da abdominal aort olabilir. Femoral arter kanülasyonu aort diseksiyonlarında, reoperasyonlarda, kardiyopulmoner bypassın mediasten açılmadan önce sağlanması gereken durumlarda, acil durumlarda hızlı kanülasyon arzulandığında tercih edilir. Torakoskopik, port-access ve robotik cerrahi teknolojisinde küçük cilt insizyonlarıyla periferik arterlerin (ve venlerin) perkütan kanülasyonu mümkündür. Kanüldeki basınç farkı akım ile doğru, iç çapı ile ters orantılıdır. Dar kanüllerle uygulanan yüksek kan akımı aşırı basınç farkları (>100 mmhg), türbülans, kavitasyon yaratır. Bu kan elemanları ve sistemin bağlantıları için zararlıdır. Bu basınç farkının azaltmak için kullanılan kanüllerin sadece uçlarının çapları azaltılır. Kardiyotomi Emme Sistemi: Ameliyat sahasındaki kanın perfüzyon sistemine geri dönmesini sağlar. Aspiratör sisteminin emdiği kan ile perfüzyondaki dolaşan kanın vasfı aynı değildir. Ameliyat sahasından aspire edilen kan açık yara ile temas etmiş ve proteinleri aktive olmuş kandır. Bu kan aspire edilmediği taktirde şüphesiz postoperatif kanama miktarında önemli azalma sağlamak mümkündür. Ancak bu kanı sisteme geri göndermemek de önemli kan kaybına yol açmaktadır. Sol Ventrikül Vent Sistemi: Kasılmayan, gevşemiş bir kalbin dekompresyonu ventriküler distansiyonu önler. Ventriküler distansiyon kontraktiliteyi ve subendokardiyal kan akımını düşürür, pulmoner venöz basınçtaki artışa bağlı akciğer hasarı gelişmesine neden olur. Sol 10

11 ventrikül çeşitli tekniklerle dekomprese edilebilir. Sağ süperior pulmoner ven ile sol atriumun birleştiği yer, sol atrial apandaj, aortun arkasındaki sol atriumun tavanı, sol ventrikül apeksi ya da pulmoner arter kanülasyon sahası olarak seçilebilir. Kardiyopleji: Kalp ameliyatları sırasında myokardı korumak için çeşitli metodlar kullanılır. Bunlar cerrahinin tipine göre ve cerrahın tercihine göre değişir. En sık kullanılan metod soğuk, potasyum ile zenginleştirilmiş kan ya da kristaloid kardiyoplejidir. Aort köküne antegrad, koroner sinüsden retrograd ya da kombine şekilde uygulanabilir. Aort kökünün açılacağı ameliyatlarda selektif olarak sağ ve sol koroner arterlere verilebilir. Bazı merkezlerde koroner revaskülarizasyon için devamlı, ılık, potasyumdan zengin kan kardiyoplejisi uygulanmaktadır. Kardiyopleji uygulanırken sıcaklık, basınç ve akım hızı monitorize edilir. Perfüzyonist: Kalp-akciğer makinesinin kurulması ve sorunsuz çalıştırılması için iyi eğitimli, uyanık perfüzyonistlere ihtiyaç vardır. Cerrahın direkt kontrolü altında perfüzyonu yönetir. KARDİYOPULMONER BYPASS: Kalp-akciğer makinesi operasyondan 60 dakika önce hazırlanır. Sistemler yerleştirilir, bağlantılar sağlanır. Sistem kristaloid solüsyonlar ile prime edilir ve birkaç dakika boyunca çalıştırılarak hava kabarcıkları ve emboliler sistemden temizlenir. Prime: Erişkinler için sisteme yaklaşık iki litre prime solüsyon konmalıdır. Genellikle dengeli tuz solüsyonları konur. Pahalı olmasından dolayı plazma ya da albumin solüsyonları nadiren tercih edilir. Erişkin hasta anemik olmadıkça prime olarak kan ilave edilmez. Kardiyopulmoner bypass başladığında hastanın hematokriti % 20 ile 25 arasında tutulur. Bazı cerrahlar daha düşük ısılarda daha düşük hematokrit değerlerini kabul ederler. Hematokritin düşürülmesinin bazı avantajları vardır. Ameliyat için daha az kana ihtiyaç duyulur, kan ile bulaşan enfeksiyonlardan korunulmuş olur. Sistemde daha az kan olduğu için kan hücreleri ve proteinleri daha az zarar görmüş olur. Daha az plazma hemoglobini açığa çıkar. Hemodilüsyon idrar miktarını artırır, sodyum, potasyum ve kreatinin atılımını artırır. Kan viskozitesi azaldığından akım dinamikleri iyileşir, tıkalı damarlardan kapillerlerden akım artar. Ancak hemodilüsyon intravasküler ozmotik basıncı azaltır ve intersitisyel ödeme neden olur. Antikoagülasyon: Heparin kardiyopulmoner bypass için şarttır ancak ideal antikoagülan değildir. İlaç direkt ve indirekt olarak operatif ve postoperatif kan kaybını artırır. Kardiyopulmoner bypass ve cerrahi yara kuvvetli trombotik uyarıdır ve perfüzyon sistemi içinde pıhtılaşma önlenmelidir. Heparin antikoagülan etkisini antithrombin ile birlikte gösterir. Standart heparin preparatları farklı antikoagülan etki gösterir. Bu etki plazma antithrombin seviyesi ile ilişkilidir. Plazma antithrombin düzeyi düşük olan hastalarda heparin rezistansı gelişir. Böyle hastalara kardiyopulmoner bypass başlamadan önce taze donmuş plazma 11

12 replasmanı yapıp kan antithrombin düzeylerini yükseltmek gerekir. Toplumun yaklaşık % 0,2-0,4 ünde konjenital AT eksikliği bulunur. Yenidoğanlarda konsantrasyon erişkinlerin yarısı kadardır. Heparin trombositlerin sensitivitesini artırır ve kanama zamanını bir miktar uzatır. Heparin nötrofil aktivasyonunu artırır, özellikle protamin ile kompleks oluşturduğunda kompleman sistemini aktive eder. Heparin-induced trombositopeni hastaların yaklaşık % 2-3 ünde gelişir. Kardiyopulmoner bypass sırasında trombüs oluşmasına mani olmak için heparinin etkisinin devamlı monitorize edilmesi gerekir. Heparin ya da thrombin konsantrasyonlarının direkt tayini mümkün değildir. Bu nedenle indirekt yöntem olan aktive pıhtılaşma zamanı (activated clotting time) ACT ölçülür. ACT kardiyopulmoner bypass öncesi 400 saniyenin üzerine çıkarılmalıdır. ACT her 30 dakikada bir kontrol edilmeli eksik ise heparin ilave edilmeli, bazı durumlarda taze donmuş plazma ile antithrombin replasmanı yapılmalıdır. Protamine: Kardiyopulmoner bypass sonlandırılıp venöz kanüller çıkarıldıktan sonra heparin etkisi protamin ile nötralize edilir (her 100 ünite heparin için 1 mg protamin). Pozitif yüklü protamin molekülleri negatif yüklü heparin moleküllerine bağlanır ve inaktif hale getirir. Hastaların yaklaşık yarısında geçici hipotansiyon görülür. Kompleman aktivasyonu sonucu gelişen bu durum geçicidir ve kalsiyuma iyi cevap verir. Bazı nadir durumlarda protamin özellikle balık allerjisi olan hastalarda anafilaktik reaksiyonlara yol açabilir. Protamin aşırı dozda zayıf antikoagülan etkiye sahiptir. Akım ve Basınç: Normotermik şartlarda oksijen tüketimi ml/dak.m 2 dır. 37 ºC da 2,2 L/dak. m 2 akım metabolik ihtiyaçların karşılanması için yeterlidir. Hipotermi metabolik ihtiyaçları azaltır ve 2,2 L den daha düşük akım hızlarına imkan verir. Normotermik kardiyopulmoner bypass sırasında ortalama kan basınca mmhg tutulur. Orta derecede hipotermi ile 35 mmhg ortalama basınç güvenlidir. Kardiyopulmoner bypass sırasında kan basıncı akım hızı, intravasküler volüm ve vazodilatör ve vazokonstriktör infüzyonu ile sağlanır. Sıcaklık: Vücut ısısndaki her 10 ºC lik düşüş oksijen tüketiminde % 50 lik azalma ile sonuçlanır. Orta derecede hipoterminin avantajları ve dezavantajları vardır. Hipotermi ile kardiyopulmoner bypass sırasında asidoz yaratmadan düşük akım hızlarıyla çalışmak mümkündür. Kalp-akciğer makinesinde herhangi bir problem ortaya çıktığında bunun giderilip dolaşımın tekrar sağlanması için dolaşımın durdurulacağı güvenli bir zaman dilimi sağlar. Tekrar ısınmak için gerekli olan süre ve hipoterminin kan elemanları ve heparin üzerine etkisi dezavantajlarıdır. 12

13 Derin Hipotermi ve Sirkulatuar Arest: Derin hipotermi nazofaringeal ısının 20 ºC ın altına düştüğü bir klinik terimdir. Derin hipotermi ve düşük akım (0,5 L/dak.m 2 ) ya da sirkulatuar arest, beyin kan akımının geçici bir süre için durdurulacağı durumlarda uygulanır (arkus aorta anevrizmaları, pulmoner tromboendarterektomi, bazı konjenital kalp hastalıkları). Sirkulatuar arest süresinin 20 dakikadan daha uzun süreceği düşünülüyorsa soğutucu battaniye, kafa etrafına buz kalıpları tatbik edilir. Soğuma sırasında soğuk kanın sıcak vücuda girmesiyle oluşabilecek mikrokabarcıkları önlemek için hasta ile perfüzat ısısı arasında ºC fark bulunmalıdır. Çocuklar erişkinlerden çok daha çabuk soğur ve ısınırlar. Erişkinlerde beyin sıcaklığının yeteri kadar düşürülebilmesi için en az 30 dakika süre ile soğuma önerilmektedir. Ekstrakorporeal perfüzyon olmadan sadece yüzey soğutma ile hipotermi 30 ºC altında oluşan ventriküler fibrilasyon tehlikesi nedeniyle terkedilmiştir. Soğuma kan viskositesini artırır ancak hemodilüsyon azaltır. Soğuma oksijen-hemoglobin satürasyon eğrisini sola kaydırır bunun sonucunda düşük ısılarda oksijenin hemoglobinden ayrılması güçleşir. Düşük ısılarda meydana gelen hiperglisemi beyin için yıkıcıdır ve postoperatif beyin iskemisinin en önemli nedenidir. Sıcaklık asit-baz dengesini de etkiler. ph ve CO 2 ayarlanması derin hipotermide önemlidir. Sıklıkla kullanılan iki protokol ph-stat ve alpha-stat tır. 20 ºC nin altında güvenli sirkulatuar arest süresi tam olarak bilinmemektedir. Beyin iskemik hasara, emboliye ve çok da açıklanamayan nedenlerden dolayı 12 ºC altında sıcaklıklarda bazen soğuk hasarına maruz kalır. Deneysel çalışmalar 18 ºC de 90 dakikalık sirkulatuar arestin yüksek nörolojik hasarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Ancak düşük sıcaklıklarda beyin dolaşımı durdurulmasa dahi serebral metabolizmada ve oksijen tüketiminde anormallikler oratya çıktığı bilinmektedir. Dolaşım nazofaringeal sıcaklık 18 ºC nin altına inene kadar durdurulmaz, daha uzun süreli arestler için ºC ye kadar düşülmesi gerekir. Bu sıcaklıklarda 2 saate kadar sirkulatuar arest nörolojik problemler olmadan gerçekleştirilebilir. 13

Ekstrakorporeal Dolaşım. Dr.Celal YAVUZ D.Ü. Kalp Damar Cerrahisi A.D

Ekstrakorporeal Dolaşım. Dr.Celal YAVUZ D.Ü. Kalp Damar Cerrahisi A.D Ekstrakorporeal Dolaşım Dr.Celal YAVUZ D.Ü. Kalp Damar Cerrahisi A.D EKSTRAKORPOREAL PERFÜZYON Ekstrakorporeal perfüzyon açık kalp cerrahisini, geçici dolaşım ve solunum desteğini ve uzun süreli yaşam

Detaylı

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK ECMO TAKİP Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perfüzyonist Birol AK ECMO NEDİR Kardiyak yetmezliği olan hastalarda gereken desteğin sağlanmasında konvansiyonel tedavi yöntemlerinin

Detaylı

UZMANLAR İÇİN AKTİVİTE KARNESİ KİŞİSEL BİLGİLER Ünvanı, adı ve soyadı Doğum yeri ve tarihi Medeni durumu Bildiği yabancı dil / diller ve derecesi Yazışma adresi ŀ Telefon Elektronik posta adresi EĞİTİMİ

Detaylı

GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS

GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS Gamze SARKILAR, *Cüneyt NARİN, Elmas KARTAL, *Erdal EGE Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD *Selçuk Üniversitesi

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI UZMANLIK EĞİTİM (İHTİSAS) DERSLERİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM

Detaylı

ÖĞRETĠM YILI KALP DAMAR CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI SEMĠNER PROGRAMI

ÖĞRETĠM YILI KALP DAMAR CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI SEMĠNER PROGRAMI 2011-2012 ÖĞRETĠM YILI KALP DAMAR CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI SEMĠNER PROGRAMI Tarih Saat Yer KonuĢmacı Konu BaĢlığı 07.09.2011 08:00-14.09.2011 08:00-21.09.2011 08:00-28.09.2011 08:00-05.10.2011 08:00-12.10.2011

Detaylı

ECMO (Extracorporeal Membrane Oxygenation )

ECMO (Extracorporeal Membrane Oxygenation ) ECMO (Extracorporeal Membrane Oxygenation ) Uzm. D r. R a m a z a n K Ö Y L Ü K o n y a E ğ i t i m v e A r a ş t ı r m a H a s t a n e s i A c i l T ı p K l i n i ğ i B a ş a s i s t a n ı Extra corporeal

Detaylı

DÖNEM IV DERS PROGRAMI

DÖNEM IV DERS PROGRAMI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ A.D. BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ KLİNİĞİ 2013-2014 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

KORONER BY PASS CERRAHİSİNDE AMELİYATHANE HEMŞİRELİĞİ

KORONER BY PASS CERRAHİSİNDE AMELİYATHANE HEMŞİRELİĞİ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ AMELİYATHANE HEMŞİRELİĞİ SEMPOZYUMU KORONER BY PASS CERRAHİSİNDE AMELİYATHANE HEMŞİRELİĞİ M.EBRU TANGİ 2014 KDC majör cerrahi girişimleri kapsayan bir branştır.

Detaylı

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ RESİRKÜLASYON NEDİR? Diyaliz esnasında, diyaliz olmuş kanın periferik kapiller dolaşıma ulaşmadan arter iğnesinden geçen

Detaylı

KADAVRADAN ORGAN ALINMASI. Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi

KADAVRADAN ORGAN ALINMASI. Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi KADAVRADAN ORGAN ALINMASI Özlem ERGİNBAŞ Ameliyathane Hemşiresi KADAVRADAN ORGAN ALINMASI Beyin ölümü kararı verilmiş donörlerden (vericilerden) usulüne uygun olarak başka kişiye nakledilmek üzere organların

Detaylı

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur EBSTEİN ANOMALİSİ Uzm. Dr. İhsan Alur 1866 da W. Ebstein tarafından tanımlandı. 1964 te Lillehei tarafından ilk başarılı valvuloplasti ameliyatı yapıldı. Triküspit kapağın septal ve posterior lifletlerinin

Detaylı

2.Valvüler kalp hastalıklarına cerrahi yaklaşım: Aort,Mitral, Trikuspit (2 saat)(yrd.doç.dr.şenol Gülmen)

2.Valvüler kalp hastalıklarına cerrahi yaklaşım: Aort,Mitral, Trikuspit (2 saat)(yrd.doç.dr.şenol Gülmen) Kalp Damar Cerrahi Dönem 4 2012-2013 Öğretim Yılı Teorik Dersler 12.11.2012-16.11.2012 Staj Grubu(4) 1.Kardiyopulmoner Baypas, İntraaortik Balon Pompası, Yapay Kalp (1 saat) Yrd.Doç.Dr.Şenol 2.Valvüler

Detaylı

KVC ANESTEZİSİ NİÇİN DİĞER ANESTEZİLERDEN FARKLIDIR?

KVC ANESTEZİSİ NİÇİN DİĞER ANESTEZİLERDEN FARKLIDIR? KVC ANESTEZİSİ NİÇİN DİĞER ANESTEZİLERDEN FARKLIDIR? Dr. Elif Şenses Prof.Dr.Alpaslan Apan Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD. KVC ANESTEZİSİ FARKLIDIR Çünkü; Kardiak

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Kalp Cerrahisi

Dünyada ve Türkiye de Kalp Cerrahisi Dünyada ve Türkiye de Kalp Cerrahisi Prof. Dr Aydın Aytaç İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü, Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı, Haseki - İstanbul Modern kalp cerrahisi, 1938 yılında Gross un başarılı

Detaylı

Anestezi ve Termoregülasyon

Anestezi ve Termoregülasyon Anestezi ve Termoregülasyon Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Termoregülasyon Nedir? Isının düzenlenmesi, korunması, ideal aralığa getirilmesi amacıyla vücudun meydana getirdiği

Detaylı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK-TANIM Ø Kardiyojenik şok (KŞ), kardiyak yetersizliğe bağlı uç-organ hipoperfüzyonudur. Ø KŞ taki hemodinamik

Detaylı

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi Tarihçe Tarihsel olarak ilk extrakorporeal dolaşım ve kardiyopulmoner bypas(kbp)larda prime volumu

Detaylı

Perioperatif Sağ Ventrikül Yetersizliği. Emre Çamcı İstanbul Tıp Anesteziyoloji AD.

Perioperatif Sağ Ventrikül Yetersizliği. Emre Çamcı İstanbul Tıp Anesteziyoloji AD. Perioperatif Sağ Ventrikül Yetersizliği Emre Çamcı İstanbul Tıp Anesteziyoloji AD. Tanım Sıklık ve önem Fizyopatoloji Klinik tablolar Önlem ve Tedavi Kalp yetersizliği: Yapısal veya fonksiyonel bozukluk

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

Dolaşım Sistemi Dicle Aras

Dolaşım Sistemi Dicle Aras Dolaşım Sistemi Dicle Aras Kalbin temel anatomisi, dolaşım sistemleri, kalbin uyarlaması, kardiyak döngü, debi, kalp atım hacmi ve hızı 3.9.2015 1 Kalbin Temel Anatomisi Kalp sağ ve sol olmak üzere ikiye

Detaylı

FALLOT TERALOJİSİ. Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL

FALLOT TERALOJİSİ. Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL FALLOT TERALOJİSİ Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL Siyanotik konjenital kalp hastalıkları içinde en yaygın olanıdır. Konjenital kalp hastalıklarının %7.3 ünü oluşturur. Etyolojide kesin bir neden bilinmemekle

Detaylı

PERFÜZYON KAZALARINDA

PERFÜZYON KAZALARINDA PERFÜZYON KAZALARINDA ANESTEZİSTİN YERİ Dr Aslı DÖNMEZ TYİH Anesteziyoloji Kliniği Sunum Planı Kaza tanımı Literatür bilgisi Perfüzyon acilleri Arteriyel kanülün yanlış yerleştirilmesi Aort diseksiyonu

Detaylı

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Dokuların oksijen ve besin ihtiyacını karşılayan, kanın vücutta dolaşmasını temin eden, kalp ve kan damarlarının meydana getirdiği sisteme dolaşım

Detaylı

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zehirlenmelerde vücuda alınan toksinin uzaklaştırılmasında birçok

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Asendan AORT ANEVRİZMASI Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri Beril Özdemir 1, İlkay Erdoğan 2, Nazmi Mutlu Karakaş 1, Murat Özkan 3, Mustafa Agah Tekindal 4, Kahraman Yakut

Detaylı

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Kardiak Arrest 200 000-375 000 kardiak arrest/yıl (ABD) %20 spontan dolaşım sağlanıyor

Detaylı

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Ayşegül Özgök, Ümit Karadeniz, Dilek Öztürk, Dilan Akyurt, Hija Yazıcıoğlu GİRİŞ Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen

Detaylı

ÇOCUK KALP VE DAMAR CERRAHİSİ

ÇOCUK KALP VE DAMAR CERRAHİSİ Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK), uzmanlık eğitiminde kullanılmak üzere çekirdek müfredat ve standartları belirlemek için Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi (TUKMOS) çerçevesinde

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Kardiyovasküler olaylar tüm dünyada en önemli ölüm nedenidir. İnsan ömrünün uzaması kardiyak sorunu olan

Detaylı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 Trakea Rüptürü Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 1 Klinik Öykü Ş.Ş., 75 yaş, erkek, Asenden Aort Anevrizması

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

BMT209 TIBBİ CİHAZ TEKNOLOJİSİ II Ders Notları Öğr. Gör. Alper TONGAL

BMT209 TIBBİ CİHAZ TEKNOLOJİSİ II Ders Notları Öğr. Gör. Alper TONGAL BMT209 TIBBİ CİHAZ TEKNOLOJİSİ II Ders Notları Öğr. Gör. Alper TONGAL DERS içerik Hemodiyaliz Cerrahi aspiratörler Hastabaşı monitörleri Solunum-destek cihazları Anestezi sistemleri Koroner ve yoğun bakım

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

Koroner Arter Bypass BR.HLİ.90

Koroner Arter Bypass BR.HLİ.90 Arter Bypass BR.HLİ.90 arter bypass ameliyatı, en sık yapılan kalp ameliyatı tipidir. Kalbi besleyen damarlar olan koroner arterler zaman içinde çeşitli risk faktörleri ile etkilenerek daralabilir ya da

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

KORONER ARTER BAYPAS GREFTLEME OPERASYONLARINDA PULSATİL VE NON-PULSATİL AKIMIN SİSTEMATİK ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

KORONER ARTER BAYPAS GREFTLEME OPERASYONLARINDA PULSATİL VE NON-PULSATİL AKIMIN SİSTEMATİK ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI KORONER ARTER BAYPAS GREFTLEME OPERASYONLARINDA PULSATİL VE NON-PULSATİL AKIMIN SİSTEMATİK ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Detaylı

Anestezide Sıvı Tedavisi, Hesaplamalar ve Temel İlkeler

Anestezide Sıvı Tedavisi, Hesaplamalar ve Temel İlkeler Anestezide Sıvı Tedavisi, Hesaplamalar ve Temel İlkeler Anestezi yönetiminde hemodinamik anlamda stabilizasyonun en iyi şekilde sağlanmasının yolu, doğru sıvı tedavisinin uygulanmasından geçer. Hangi aşamada

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

PULMONER BANDİNG OPERASYONUNUN ERKEN VE ORTA DÖNEM SONUÇLARI, NİHAİ OPERASYON AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

PULMONER BANDİNG OPERASYONUNUN ERKEN VE ORTA DÖNEM SONUÇLARI, NİHAİ OPERASYON AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ PULMONER BANDİNG OPERASYONUNUN ERKEN VE ORTA DÖNEM SONUÇLARI, NİHAİ OPERASYON AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Ersin Erek, Yusuf K. Yalçınbaş, Yasemin Mamur, Kazım Öztarhan*, Ayşe Çolakoğlu, Ayşe Sarıoğlu,

Detaylı

Periferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek.

Periferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek. Dönem IV Kalp Damar Cerrahisi Stajı Konu: Periferik Arter Hastalıkları Amaç: Bu dersin sonunda dönem IV öğrencileri Periferik Arter Hastalıklarının neler olduğunu öğrenecekler. Periferik arter hastalıklığı

Detaylı

ECMO. (Extracorporeal membrane oxygenation) PROTOKOLÜ ACIBADEM KALP MERKEZİ

ECMO. (Extracorporeal membrane oxygenation) PROTOKOLÜ ACIBADEM KALP MERKEZİ ECMO (Extracorporeal membrane oxygenation) PROTOKOLÜ ACIBADEM KALP MERKEZİ Hazırlayanlar: Dr. Ersin Erek, Dr. Yusuf K. Yalçınbaş, Dr. Yasemin Mamur, Prof Dr. Ayşe Sarıoğlu, Doç Dr. Arda Saygılı, Dr. Ayşe

Detaylı

hasta eritrosit hacmi (ml) + makine eritrosit hacmi (ml) Hct p.m = hasta kan hacmi (ml) + makine kan hacmi (ml)

hasta eritrosit hacmi (ml) + makine eritrosit hacmi (ml) Hct p.m = hasta kan hacmi (ml) + makine kan hacmi (ml) PERFUZAT_ Pompa-oksijenatör sistemini prime etmek için kullanılır. Dengeli elektrolit çözeltileridir. Normale yakın ph sı vardır. İyonik içeriği plazmaya benzer. Prime solüsyonuna glukoz ve laktat ilave

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi? Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi? Onur IŞIK 1, Cengiz SAHUTOĞLU 2, Zeliha Korkmaz DİŞLİ 3, İsmail AYTAÇ 1, Olcay Murat Dişli 4, Ali KUTSAL

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Siyanotik Konjenital Kalp Hastalıkları FALLOT TETRALOJİSİ

Siyanotik Konjenital Kalp Hastalıkları FALLOT TETRALOJİSİ Siyanotik Konjenital Kalp Hastalıkları 1 FALLOT TETRALOJİSİ Etiene-louis Arthur Fallot tarafından 1888 tarihinde tarif edilen bu konjenital kalp hastalığı dört ana patolojiden oluşmaktadır. 1- VSD 2- Pulmoner

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

.. HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ VENTRİKÜLER SEPTAL DEFEKT İN TRANSKATETER YÖNTEMLE KAPATILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

.. HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ VENTRİKÜLER SEPTAL DEFEKT İN TRANSKATETER YÖNTEMLE KAPATILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ .. HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ VENTRİKÜLER SEPTAL DEFEKT İN TRANSKATETER YÖNTEMLE KAPATILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANIN Adı Soyadı:..... Protokol Numarası:..... Doğum

Detaylı

FETAL EKOKARDİYOGRAFİ PROF.DR. A.RUHİ ÖZYÜREK

FETAL EKOKARDİYOGRAFİ PROF.DR. A.RUHİ ÖZYÜREK FETAL EKOKARDİYOGRAFİ PROF.DR. A.RUHİ ÖZYÜREK EÜTF Pediatrik KARDİYOLOJİ BD 2016 KONJENİTAL KALP HASTALIKLARI Toplumda görülme oranı 1000 Canlı doğumda 8-12, Yaklaşık %1 Fetal EKOKARDİOGRAFİ endikasyonları

Detaylı

FALLOT TETRALOJİSİ (TOF)

FALLOT TETRALOJİSİ (TOF) FALLOT TETRALOJİSİ (TOF) Siyanotik konjenital kalp hastalıkları içinde en yaygın olanıdır. Konjenital kalp hastalıklarının %7.3 ünü oluşturur. Etyolojide kesin bir neden bilinmemekle birlikte gebeliğin

Detaylı

Kan Transfüzyonu. Emre Çamcı. Anesteziyoloji AD

Kan Transfüzyonu. Emre Çamcı. Anesteziyoloji AD Kan Transfüzyonu Emre Çamcı Anesteziyoloji AD Kan Dokusu Neden Var? TRANSPORT Doku ve organlara OKSİJEN Plazmada eriyik kimyasallar ISI Damar dokusu bozulduğunda pıhtılaşma kabiliyeti Diğer.. Kan Transfüzyonu

Detaylı

Aort Anevrizmaları. Dr. Nevzat Erdil

Aort Anevrizmaları. Dr. Nevzat Erdil Aort Anevrizmaları Dr. Nevzat Erdil Asendan aort anevrizması (%45) Arcus aorta anevrizması (%10) Desendan aort anevrizması (%55) Torakoabdominal aort anevrizması (%10) Asendan aort anevrizması Tanım:

Detaylı

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ Prof. Dr. Berna KENDİRLİ Genel olarak havalandırma, yapı içerisindeki kullanılmış havanın doğal veya yapay olarak yapı dışındaki temiz havayla yer değiştirmesidir. Sera içinde ortam sıcaklığının aşırı

Detaylı

TIBBİ TERMİNOLOJİ 2. KARDİYOVASKÜLER SİSTEM Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN PERİHAN Ş. TEKİN 1

TIBBİ TERMİNOLOJİ 2. KARDİYOVASKÜLER SİSTEM Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN PERİHAN Ş. TEKİN 1 TIBBİ TERMİNOLOJİ 2 KARDİYOVASKÜLER SİSTEM Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞENEL TEKİN PERİHAN Ş. TEKİN 1 1. ANATOMİK TERİMLER 1. KALP VE KAN DOLAŞIMI Kalp, orta mediastinumda akciğerlerin ortasında, diyafragma

Detaylı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI Selim TURHANOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yanık tipleri Volüm Replasmanı Hesaplanması Uygulanması Takibi

Detaylı

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Akut böbrek hasarının (ABH) önlenmesi: hangi sıvıyı tercih edelim? Doç.Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı ABH nın önlenmesi neden önemli >2 kreatinin tayini yapılmış, 9210 yoğun

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 22.07.2014 Hemodiyaliz Makinesini Hazırlama Talimatı yerine 01 Diyaliz Ünitesi Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Talimatı na atıfta bulunuldu. Hazırlayan:

Detaylı

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI Dr. Sadık Açıkel Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

DOLAŞIM SİSTEMİ VASKÜLER SİSTEM PROF.DR.MİTAT KOZ

DOLAŞIM SİSTEMİ VASKÜLER SİSTEM PROF.DR.MİTAT KOZ DOLAŞIM SİSTEMİ VASKÜLER SİSTEM PROF.DR.MİTAT KOZ Dolaşım sisteminin görevleri Besinleri dokulara taşımak, Artık maddeleri dokulardan uzaklaştırmak, Hormonları ve diğer kimyasalları vücudun bir bölümünden

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ Dr. Emre ÇAMCI Amaç ve Hedefler Kan grupları Kan transfüzyon endikasyonları Kan ve kan ürünlerinin hazırlanması ve saklanması Komponent tedavisi Transfüzyon komplikasyonları Masif

Detaylı

Kan Kaybı Sonrası Volüm Replasmanı

Kan Kaybı Sonrası Volüm Replasmanı Kan Kaybı Sonrası Volüm Replasmanı Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Volüm replasmanı solüsyonu endikasyonları Hipovolemi ve

Detaylı

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? Prof.Dr. Batuhan Özay İstanbul MedicineHospital, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kapak hastalıkları hastalığın başvuru anındaki ciddiyeti ve hasta profiline

Detaylı

Ekstrakorporeal Yaşam Desteği

Ekstrakorporeal Yaşam Desteği Ekstrakorporeal Yaşam Desteği ECMO/ECLS İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi Doç Dr. Ersin Erek TKDCD Okulu Eskişehir 27-29 Eylül 2013 ExtraCorporeal Membrane

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

30.12.2014. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar. Yenidoğanın Beslenmesi

30.12.2014. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar. Yenidoğanın Beslenmesi 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ı 15.Hafta ( 22-26 / 12 / 2014 ) 1.) 2.)Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar 3.) 4.) Slayt No: 24 4 Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar Doğum Sonu Dönemde

Detaylı

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK 1) Holter monitörizasyon - Hastaların kalp ritimlerinin 24 saat boyunca gözlemlenmesidir. - Kardiyak aritmik olayların ve semptomların görüntülenmesiyle esas

Detaylı

SİYANOZ. Doğal ışıkta en iyi görülür Siyanozun en iyi görüldüğü yerler; Tırnak dipleri Dudaklar Dil Müköz membranlar Konjuktiva

SİYANOZ. Doğal ışıkta en iyi görülür Siyanozun en iyi görüldüğü yerler; Tırnak dipleri Dudaklar Dil Müköz membranlar Konjuktiva SİYANOZ Siyanoz deri ve Müköz membranların mavi-mor renk değişikliği göstermesidir Siyanoz bir hastalık değildir!! Siyanoz bir fizik bulgudur Siyanoza yol açan birçok neden vardır SİYANOZ Doğal ışıkta

Detaylı

Şok hastasına yaklaşım, kan ve sıvı resüsitasyonu. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Şok hastasına yaklaşım, kan ve sıvı resüsitasyonu. Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Şok hastasına yaklaşım, kan ve sıvı resüsitasyonu Dr. Murat ORAK Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Şok; kan dolaşımı ve doku perfüzyonunun azalması sonucu, Oksijen ve diğer hayati

Detaylı

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,

Detaylı

TRİKUSPİT KAPAK CERRAHİSİ. Doç.Dr.Aşkın Ender TOPAL

TRİKUSPİT KAPAK CERRAHİSİ. Doç.Dr.Aşkın Ender TOPAL TRİKUSPİT KAPAK CERRAHİSİ Doç.Dr.Aşkın Ender TOPAL Kazanılmış triküspit kapak hastalığı organik veya fonksiyoneldir. Organik hastalık hemen hemen tamamen romatizmal hastalık veya endokarditin sonucudur.

Detaylı

KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI

KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI Prof. Dr. Mehmet Sönmez KTÜ Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Trabzon TRANSFÜZYON=TRANSPLANTASYON KAN TRANSFÜZYON REAKSİYONLARI Sıklığı: % 5-10 % 10 % 1

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı PULMONER HİPERTANSİYONUN YBÜ de TEDAVİSİ Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı YBÜ-pulmoner hipertansiyon PULMONER VENÖZ HİPERTANSİYON

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI 11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI DOLAŞIM SİSTEMİ İki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere kalpler dört odacıktır. Temiz kan ve kirli kan birbirine karışmaz. Vücuda temiz

Detaylı

Perfüzyon Teknikleri Programı Ders İçeriği

Perfüzyon Teknikleri Programı Ders İçeriği Perfüzyon Teknikleri Programı Ders İçeriği DERSİN ADI DERSİN KATEGORİSİ SÜRE Perfüzyon I Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Perfüzyon Teknikleri Programı 1. Yarıyıl ZORUNLU DERS MESLEK DERSİ SEÇMELİ DERS Anatomi

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

TANI??? KARDİYOPULMONER BYPASS FELAKETLERİ ANİ AORT DİSEKSİYONU. Olgu 1. ANİ ASENDAN AORT DİSEKSİYONU (DeBakey tip 1)

TANI??? KARDİYOPULMONER BYPASS FELAKETLERİ ANİ AORT DİSEKSİYONU. Olgu 1. ANİ ASENDAN AORT DİSEKSİYONU (DeBakey tip 1) KARDİYOPULMONER BYPASS FELAKETLERİ Probleme Dayalı Olgu Sunumları-1 ANİ AORT DİSEKSİYONU Pelin KARAASLAN İstanbul Medipol Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD Olgu 1 70 yaşında kadın hasta AVR

Detaylı

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MM G Ü Z D Ö N E M İ

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MM G Ü Z D Ö N E M İ T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MM- 4 5 8 G Ü N E Ş E N E R J İ S İ 2017-2 0 1 8 G Ü Z D Ö N E M İ Güneş kollektörü kullanarak tüketim veya ısıtma amaçlı sıcak

Detaylı

MEKANİK VENTİLASYON - 2

MEKANİK VENTİLASYON - 2 MEKANİK VENTİLASYON - 2 DR. M. ŞÜKRÜ PAKSU ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ Endotrakeal entübasyon endikasyonları Tüp seçimi Başlangıç ayarları Mod seçimi Özele durumlarda mekanik

Detaylı

Kardiyopulmoner Bypass ve Optimal Koşulları

Kardiyopulmoner Bypass ve Optimal Koşulları BÖLÜM Kardiyopulmoner Bypass ve Optimal Koşulları 8 Dr. Koray AK Kardiyopulmoner bypass (KPB) yaklaşık olarak 70 yıldır kullanılan ve birçok kalp operasyonlarının güvenle yapılabilmesine olarak sağlayan

Detaylı

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR Prof. Dr. A. Necati GÖKMEN DEÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji

Detaylı

Hemodinamik Monitorizasyon

Hemodinamik Monitorizasyon Hemodinamik Monitorizasyon Prof. Dr. Muhammet GÜVEN Erciyes Ünivresitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Yoğun Bakım Bilim Dalı Amaç Fizyolojik parametrelerin izlenmesi Tedavilere kılavuzluk Organ disfonksiyonunun

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

Kardivasküler Sistem

Kardivasküler Sistem Kardivasküler Sistem Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir Metabolizma sonucu oluşan artık maddeler ve CO 2 nin dokulardan uzaklaştırılmasında

Detaylı

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Resusitasyon, solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahalelerdir. Kardiyopulmoner Resusitasyon (CPR) KARDİYAK

Detaylı

Transkateter ASD Kapatılması Komplikasyonlara Yaklaşım. Prof. Dr. Alpay Çeliker Acıbadem Maslak Hastanesi

Transkateter ASD Kapatılması Komplikasyonlara Yaklaşım. Prof. Dr. Alpay Çeliker Acıbadem Maslak Hastanesi Transkateter ASD Kapatılması Komplikasyonlara Yaklaşım Prof. Dr. Alpay Çeliker Acıbadem Maslak Hastanesi Transkateter ASD Kapatılması: Komplikasyonlar İşlem Sırasında Ritm sorunları Cihaz migrasyonu veya

Detaylı

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2 Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Kalbin Çalışması ve İşlevleri Kalbin Anatomisi Kalbin Anatomisi Kalp Kapakları (Sağ) (Sol) Kalbin

Detaylı