FIRSATÇI YAKLAŞIMLAR GÖLGESİNDE SURİYELİ SIĞINMACILAR KRİZİ VE AB-TÜRKİYE ORTAK EYLEM PLANI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "FIRSATÇI YAKLAŞIMLAR GÖLGESİNDE SURİYELİ SIĞINMACILAR KRİZİ VE AB-TÜRKİYE ORTAK EYLEM PLANI"

Transkript

1 FIRSATÇI YAKLAŞIMLAR GÖLGESİNDE SURİYELİ SIĞINMACILAR KRİZİ VE AB-TÜRKİYE ORTAK EYLEM PLANI GİRİŞ Suriyeli sığınmacılar konusunda oldukça gecikmeli bir şekilde Türkiye ile işbirliği arayışı içine giren Avrupa Birliği nin (AB) kendi kuruluş felsefesiyle açıkça çelişir şekilde sorunun insani boyutundan çok güvenlik politikalarını önceleyen bir yaklaşım sergilemesi kriz AB tarafından bir fırsat olarak mı değerlendiriliyor? sorusunu akla getirmektedir. Aynı soruyu işbirliğinin diğer tarafı Türkiye için sormamıza neden olacak durumlar da söz konusudur. AB nin baştan itibaren Türkiye Lübnan ve Ürdün gibi komşu ülkelerin baş etmek zorunda kaldığı Suriyeli sığınmacı krizi ile ciddi anlamada ilgilenmeye başlaması Suriye ye komşu ülkelerde bir süre kalan sığınmacıların çeşitli nedenlerle bulundukları ülkeden ayrılarak Avrupa ülkelerine yönelmesi ile olmuştur. Bu yönelişin nedenleri arasında içinde

2 bulundukları şartlardan duydukları memnuniyetsizlik yanında özellikle Türkiye'nin 1951 Cenevre sözleşmesine koymuş olduğu coğrafi çekince nedeniyle Suriyeli sığınmacılara mülteci statüsü vermiyor olması da öne çıkmaktadır. Komşu ülkelerde uzun süredir barınan, ancak yeterli eğitim, istihdam ve sağlık hizmetlerine ulaşamayan Suriyeli sığınmacıların büyük bir bölümü rotasını Avrupa ya çevirmiş durumdadır. Akdeniz sahilleri, kitleler halinde göç etmeye çalışan mültecilerin trajedilerine sahne olurken Avrupalı devletler de ilk defa Suriye iç savaşının etkilerini doğrudan tecrübe etmeye başlamıştır. 1 Bu çalışma AB nin Türkiye ile işbirliği adına ortaya koyduğu Ortak Eylem Planı çerçevesinde Suriyeli sığınmacı krizini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Öncelikle Suriyeli sığınmacıların uluslararası hukuk ve ulusal hukuk karşısında durumları ve AB nin göç ve iltica politikaları hakkında genel bir değerlendirme yaptıktan sonra öngörülen işbirliği irdelenmeye çalışılacaktır. SURİYELİ SIĞINMACILARIN ULUSLARARASI HUKUK KARŞISINDAKİ DURUMU Günümüzde uluslararası hukuk, koruma talep eden veya korunma ihtiyacı içinde bulunan herkesi mülteci veya sığınmacı olarak değerlendirmemektedir. Vatandaşı bulunduğu ülke tarafından korunamadığı/korunmadığı için haricen korunma ihtiyacı içinde bulunan insanların tamamını ifade edebilmek için uluslararası koruma diye bir şemsiye kavram geliştirilmiştir. Bu durum 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi nin çizmiş olduğu koruma çerçevesinin güncel ihtiyaçları karşılamada yeterli olmamasının bir sonucudur. Sözleşmenin mülteci statüsü verilebilecek kişileri beş zulüm nedeni ile sınırlı tutması, bunlardan farklı nedenlerle korunmaya muhtaç duruma düşen insanlar için alternatif koruma yöntemleri geliştirilmesine neden olmuştur. Ayrıca sözleşmede sayılan nedenlere bağlı olsa bile sağlıklı bir inceleme ve karar alma sürecinin işletilmesi mümkün olmayan toplu sığınma durumları için de yine sözleşme dışında koruma yöntemleri geliştirilmiştir. Ana çerçevesi Cenevre Sözleşmesi ve AB yasal araçları tarafından çizilen bu uluslararası koruma kavramı temelde dört ana başlık altında ele alınabilir. Bunlardan birincisi mülteci(refugee) kavramıdır ve kısaca ifade etmek gerekirse Cenevre Sözleşmesinde belirtilen beş zulüm nedeninden ötürü ülkesi dışında koruma arayan kişileri ifade etmek için kullanılır. Mültecilik hukuki bir statüyü ifade eder ve bu statüyü veren

3 ülke tarafından statü sahibine asgari çerçevesi Cenevre Sözleşmesinde belirtilen hak ve imkanların sağlanması sonucunu doğurur. İkinci kavram olarak ele alabileceğimiz sığınmacı(asylum seeker) kavramı aslında bir önceki mülteci kavramıyla iç içe geçmiş bir kavramdır. Mültecilik statüsü başvuru sahibine belli bir inceleme süresi sonunda verilmektedir. Uluslararası literatürde genel kabul gören anlayışa göre sığınmacı tabiri iltica başvurusunda bulunmuş, ancak hakkında mülteci statüsü verilip verilemeyeceğine dair henüz karar verilmemiş kişileri ifade etmek için kullanılmaktadır. Sığınmacı bir anlamda de facto mülteci olarak kabul edilmektedir. 2 Ne var ki günümüzde çoğunlukla medya organlarında, bazen de bilimsel çalışmalarda gerek mülteci kavramı gerekse sığınmacı kavramı ülkesi dışında koruma arayan herkes için birbirinin yerine sıklıkla kullanılmaktadır. Uluslararası koruma kavramı altında ele alınabilecek bir başka kavram ikincil koruma (subsidiary protection) kavramıdır. Bu kavram kendisine mülteci statüsü verilemeyen ancak Cenevre Sözleşmesinin geri gönderme yasağı kapsamında zulüm görme riski nedeniyle ülkesine geri gönderilemeyen kişiler için sağlanacak uluslararası korumayı ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu koruma genelde mülteci statüsü verilenlere sağlanana nazaran daha düşük profilli bir koruma olmaktadır. Dördüncü kavram ise Cenevre Sözleşmesinde sayılan nedenlere bağlı olsun ya da olmasın kitlesel olarak gerçekleşen korunma talepleri karşısında geliştirilen geçici koruma(temporary protection) kavramıdır. Özellikle 1990lı yıllarda Balkanlarda yaşanan karışıklıklar nedeniyle ortaya çıkan kitlesel göç hareketleri karşısında AB tarafından geliştirilen bu koruma biçimi de mülteci statüsüne nazaran daha düşük profilli bir koruma biçimi olup mümkün olan en kısa sürede koruma sağlanan kimselerin menşe ülkesine dönüşünü öngörmektedir. Bu kavramların haricinde Ülkesinde Yerinden Edilmiş insanlar(idp); Yerinde Mülteci; gibi özel durumlara yönelik kavramlar da kullanılmaktadır. Suriyelilerin durumu uluslararası hukuk açısından özellikle komşu ülkeler özelinde kendilerine geçici koruma sağlanacaklar kategorisinde ele alınmaktadır. Normalde geçici koruma durumunda misafir eden ülkeler koruma sağladıkları insanlarla ilgili olarak ileride mülteci statüsü verilmesi ile neticelenecek bir süreç işletmemektedir. Yani bireysel olarak iltica başvurusu kabul etmemektedir. Ancak geçici koruma sağlanmış insanlar üçüncü bir ülkeye gitmek üzere iltica başvurusunda bulunabilmektedir. Geçici koruma sağlayan ülkeden

4 kaçarak illegal yollardan üçüncü bir ülkeye ulaşan Suriyeliler ise ulaştıkları ülkenin durumuna göre farklı uygulamalarla karşılaşabilmektedir. Örneğin Avustralya kaçak yollardan topraklarına ulaşan Suriyelilere kesinlikle mülteci statüsü vermezken Türkiye de veya Ürdün de bulunan kamplardan bireysel iltica başvuruları almakta ve her sene belli sayıda başvuru sahibine mülteci statüsü vermektedir. 3 AB ülkelerinden Almanya ise daha önceden mülteci statüsünde birincil koruma sağladığı Suriyeli sığınmacılara Anadolu Ajansının haberine göre artık ikincil koruma sağlamaktadır. 4 SURİYELİ SIĞINMACILARIN ULUSAL HUKUK AÇISINDAN DURUMU Türkiye nin 2013 yılında çıkarmış olduğu Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) yukarıda izah edilen kavramları temel alan bir yaklaşım sergilemektedir. Aslında Kanun AB üyelik sürecinin hız kazandığı 2003 lü yıllarda başlayan uyum çalışmalarının gecikmeli bir sonucu olarak ortaya çıktığı için ağırlıklı olarak AB yasal araçlarından esinlenmiştir. Ancak Türkiye'nin 1951 Cenevre Sözleşmesine koymuş olduğu coğrafi çekinceyi en azından AB üyeliğine kadar koruma konusundaki kararlılığının bir sonucu olarak kanunda Türkiye'ye özgü kavramlar da yer almıştır. Örneğin kanun Avrupa dışından gelen ve sözleşmeye konulan coğrafi çekince nedeniyle Türkiye nin mülteci statüsü veremeyeceği sığınmacıların Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) aracılığı ile üçüncü bir ülkeye yerleştirilmek üzere Türkiye de kalabileceğini öngörmekte ve bu durumda olanları şartlı mülteci şeklinde yeni bir kavramla ifade etmektedir. Aslında şartlı mültecilik de bir statüdür ve İçişleri Bakanlığı bu durumda olanların başvurularını BMMYK ile paralel bir şekilde ayrıca incelemektedir. İnceleme sonucunda Bakanlıkça şartlı mülteci statüsü verilenler için eğer BMMYK tarafından da mülteci şartlarını taşıdığına kanaat getirilmiş ise üçüncü ülkelere yerleştirilme işlemleri başlamaktadır. Türkiye'de 1951 Cenevre Sözleşmesi kapsamındaki iltica süreci kabaca bu şekilde işlemektedir. Türkiye'nin sözleşme kapsamında mülteci statüsü verdiği Avrupa kökenli sığınmacı sayısı şartlı mülteci statüsü bekleyenler veya verilenlerle kıyaslandığında kayda değer düzeyde değildir. Suriyeliler ise kitlesel sığınma kapsamında geçici korumaya tabi tutulmaktadır. Türkiye Suriyeli sığınmacıları ısrarla sözleşme kapsamı dışında tutmaktadır. Bu nedenle Suriyeli sığınmacılar için şartlı mülteci statüsü de işletilmemektedir. BMMYK ise geçici koruma

5 kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar için iltica başvurusu almamakta ve inceleme yapmamaktadır. Geçici korumanın tamamen Türkiye Cumhuriyetinin sorumluluğunda olduğunu belirterek geçici koruma altındaki Suriyeliler için hukuki bir sorumluluk üstlenmemekte sadece destek mahiyetinde bazı katkılarda bulunmaktadır. 5 Bu durumun BMMYK ni Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacılar açısından devre dışında tuttuğu için BMMYK kanalıyla ulaşacak uluslararası desteği de engellediği yorumları yapılmaktadır. Nitekim Ürdün 1951 Cenevre Sözleşmesine taraf olmamakla birlikte Suriyeli sığınmacıları mülteci olarak kabul etmekte ve BMMYK ile imzalanan mutabakat zaptı çerçevesinde koruma sağlamaktadır. Bu durum BMMYK nin Ürdün de Türkiye'ye nazaran daha fazla yük altına girmesine imkân sağlamaktadır. Örneğin BMMYK 2015 yılı için Ürdün deki faaliyetleri için Milyon dolar ayırmıştır yılından itibaren yoğun şekilde Suriye kaynaklı kitlesel sığınma hareketlerine maruz kalan Türkiye, durumu ilk başlarda 1994 tarihli iltica yönetmeliği ve genelgelerle idare etmeye çalışmıştır yılında kanunun çıkarılmasıyla geçici korumaya yasal zemin kazandırılmakla birlikte kanunda geçici kurumanın tanımı ötesinde bir ayrıntı bulunmamaktadır. Alandaki hukuki boşluk 2014 Mayıs ayında nihayet çıkarılan Geçici Koruma Yönetmeliği ile doldurulmaya çalışılmış ise de yönetmelik 2 milyondan fazla Suriyeli sığınmacı barındıran Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap vermekte yetersiz kalacağı yönünde eleştirilere muhatap olmaktadır. Yönetmelik geçici koruma statüsü sahibi sığınmacıların başka statüler için bireysel başvuru yapmasına izin vermemekle birlikte geçici koruma statüsü sonlandırılırken Bakanlar Kuruluna, ülkesine geri gönderme, toplu olarak şartlarına uygun başka bir statüye aktarma, uluslararası koruma için bireysel başvuruda bulunma ve YUKK kapsamında belirlenecek koşullarda Türkiye'de kalmalarına izin verme gibi alternatiflerden birine karar verme konusunda takdir yetkisi tanınmaktadır. Geçici koruma statüsü ikamet izni yerine geçmemektedir. Bununla birlikte kendisine geçici koruma sağlanan Suriyeliler bu korumadan vazgeçerek Kanunun aradığı genel şartları taşıyor olmak kaydı ile yabancılara mahsus genel ikamet izni de talep edebilmektedir. Yönetmeliğe getirilen en önemli eleştiri yönetmeliğin geçici koruma kapsamında yararlanılacak hizmetler, gönüllü geriye dönüş ve üçüncü ülkeye yerleştirme konularında düzenlemeler bulunmasına karşın uzun yıllar Türkiye'de kalması mukadder görülen Suriyeli sığınmacıların entegrasyonu konusunda yeterli düzenleme içermiyor olmasıdır. 7 Aslında

6 yerel entegrasyon sorunu sadece geçici koruma altındaki Suriyeliler için değil şartlı mülteci statüsünde Türkiye'de bulunanlar için de Türk iltica sisteminin önemli açmazlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'de gerek geçici koruma altında gerekse şartlı mülteci statüsünde veya şartlı mültecilik başvurusu incelenme durumunda olan ve eninde sonunda ya ülkesine geri döneceği ya da üçüncü bir ülkeye gideceği varsayılan sığınmacıların bu geçici durumlarının kalıcı bir çözüme kavuşturulması öngörülmemektedir. İşte bu geçicilik durumu entegrasyonun önünde en önemli engellerden biri olarak durmaktadır. Ne var ki Afganistan uyruklu sığınmacılar örneğinde olduğu gibi üçüncü ülkeye yerleşme süreci bazen çok uzun sürebilmektedir. Ayrıca Suriyelilere uygulanan geçici korumanın ne kadar süreceğini kestirmek de bu günden mümkün görünmemektedir. Şu anda tam anlamıyla idrak ediliyor olmaktan uzak görünen bu durum Türkiye için yakın ve orta vadede ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik alanlarında önemli sorunlar doğurma riski taşımaktadır. AFAD verilerine göre 2 Kasım 2015 itibariyle barınma merkezlerinde Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. 8 Göç idaresi Genel Müdürlüğü verilerinden ise 1 Ekim 2015 tarihi itibariyle barınma merkezleri dışında sığınmacı olduğunu anlıyoruz. 9 Türkiye barınma merkezlerinde bulunan sığınmacıların her türlü temel ihtiyacını karşılamaktadır. Barınma merkezleri dışında bulunanlardan kayıt yaptırmış olanların genel sağlık sigortası kapsamında ise tedavi ve ilaç giderleri karşılanmaktadır. Ancak barınma merkezleri dışında önemli miktarda Suriyeli sığınmacının kayıt yaptırmadığı da biliniyor. Göç İdaresi nin paylaştığı rakamların kayıt yaptırmış olanları gösterdiği anlaşılmaktadır. Türkiye'de kayıt dışı bulunanların sayısı hakkında ise sağlıklı bir tahminde bulunma imkanına sahip olmamakla birlikte şu anda Türkiye'nin toplamda 2.5 milyon civarında bir Suriyeli sığınmacı nüfusu ile baş etmek zorunda olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye 2013 yılında çıkardığı YUKK ile sığınma alanında gerek hukuki altyapı gerekse kurumsal ve fiziki altyapı konusunda yeniden yapılanmaya gitmiştir. Kanun 2014 Nisan ayında tüm maddeleri ile yürürlüğe girmiş ancak alt düzenlemeler halen tamamlanamamıştır. Önceden Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen hizmetler aşamalı olarak Göç İdaresi ne devredilmiştir. Merkez teşkilatında 2014 yılında tamamlanan devir işlemleri taşra teşkilatında 2015 yılı Mayıs ayında ancak tamamlanabilmiştir. 10 Hukuki, kurumsal ve fiziki altyapıda köklü değişikliklerin Türkiye'nin 2,5 milyon civarında Suriyeli sığınmacı ile baş etmek zorunda kaldığı bir döneme denk gelmesi şanssız bir zamanlama olmuştur. Sığınmacı

7 konusunun üniformalı ve silahlı bir teşkilattan alınarak sivil bir teşkilata devredilmesi AB uyum sürecinin bir gereği olarak karşımıza çıkmış ve oldukça gecikmeli olarak hayata geçirilmiştir. Uzun vadede olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilecek bu dönüşümün içinde bulunduğumuz yoğun sığınmacı trafiğine denk gelmesinin kısa vadede sığınmacılara yönelik hizmetlerde aksamalara ve güvenlik açığına neden olması kaçınılmazdır. İl Emniyet Müdürlükleri Yabancılar Şube görevlileri sığınmacılara yönelik hizmetler konusunda AB uyum sürecinde ciddi eğitimlerden geçirilmiş ve belli bir tecrübe düzeyine ulaşmıştı. Ayrıca yabancılar şubeleri ile emniyetin istihbarat, TEM, KOM ve Asayiş şubeleri arasında hem önleyici güvenlik hem de suç sonrası soruşturmaya dönük çalışmalarda gerek teknik altyapı anlamında, gerekse insan kaynakları anlamında aynı çatı altında bulunmanın sağladığı kuvvetli bir işbirliği ortamı vardı. Bu işbirliği sayesinde özellikle iç güvenlik anlamında devlet sığınmacılar üzerinde tatminkâr bir kontrol sağlanabiliyordu. Göç İdaresi personeli her ne kadar devir öncesinde birtakım eğitimlerden geçirilmiş, yabancılar şubelerinde bir anlamda staj eğitimine tabi tutulmuş olsa da gerek sayı ve tecrübe itibariyle gerekse de kurum farklılığı nedeniyle Göç İdaresi birimleri ve emniyet birimleri arasında önceki düzeyde bir işbirliği ve sığınmacılar üzerinde de önceki düzeyde bir kontrol sağlanması en azından yakın vadede pek mümkün görünmemektedir. AVRUPA NIN ULUSLARARASI KORUMA KARNESİ Avrupa ülkeleri, özellikle Fransa ve Almanya 2. Dünya Savaşının bitiminden 1973 yılına kadar geçen sürede savaşın yıkımlarının etkisinden kurtulup hızlı ekonomik kalkınma için ihtiyaç duyulan işgücü ihtiyacını göçmen işçilerle karşılama düşüncesiyle uyguladığı açık kapı politikasından 1973 ekonomik krizinden sonra vazgeçerek Avrupa yı göçmenler için gittikçe daha zor erişilir hale getirmişlerdir. Sıkılaştırılan vize rejimleriyle bir Avrupa Kalesi oluşturulmaya başlanmıştır. Ancak yükselen Avrupa Kalesi sadece çalışmak için gelen göçmen işçilerin değil, ülkelerinde maruz kaldıkları zulüm nedeniyle Avrupa ülkelerine sığınmak isteyen sığınmacıların da önünde ciddi engel oluşturmuştur. Yasal yollardan Avrupa'da işçi olma imkânı kalmayan göçmenlerin, sığınma hakkını istismar ederek Avrupa ya ulaşmaya çalışması ise bir taraftan Avrupa nın göç ve sığınma politikalarını sıkılaştırmasına neden olurken diğer taraftan yasadışı göç ve insan ticaretinde artışı tetiklemiştir.

8 AB ülkeleri sığınma konusunu uzun süre kendi egemenlik alanları içinde tutmuş, Birlik alanına aktarma konusunda direnç göstermiştir. Uzun süre hükümetler arası işbirliği düzeyinde kalan iltica alanı 2000 li yıllardan itibaren Birlik yasal araçları ile düzenlenmeye başlansa da çıkarılan yönerge ve tüzükler genelde üye devletlerin tabi olacağı asgari standartları belirlemiş, bu standartların ötesinde politika belirleme konusunda üye devletleri serbest bırakmıştır. BMMYK ile insan hakları ve iltica alanında faaliyet gösteren diğer sivil toplum örgütleri ile akademik çevrelerin baskısı ile 2010 yılından itibaren iltica alanındaki düzenlemelerinde asgari standart yaklaşımından vazgeçse de AB nin iltica alanına yaklaşımı özgürlük ve güvenlik dengesi içinde özgürlük tarafı ağır basan bir yapıya hiçbir zaman ulaşamamıştır. Özellikle Merkez Avrupa ülkeleri tarafından belirlenen AB göç ve iltica politikası, göçü öncelikle birlik sınırları dışında kontrol etmek, ikinci aşamada ise merkez ülkeleri dışında kontrol etmek olarak özetlenebilir. Birliğin bu yaklaşımının bugün hala değiştiğini söylemek zor. Bu yaklaşımın bir yansıması olarak Birlik, Frontex ve Eurosur mekanizmalarıyla kuvvetli bir dış sınır kontrolü oluşturmuş ve özellikle AB sınırında bulunan ülkelerle imzaladığı geri kabul anlaşmaları ile göç ve ilticayı yükünü belli oranda Birlik sınırları dışında kontrol etmeyi başarmıştır. Birliğin bu konuda geri kabul anlaşmalarını oldukça başarılı bir şekilde kullandığını belirtmek gerekir. Sınırı olmayan ülkelerle de imzalanmakla birlikte ağırlıklı olarak Birlik sınırında bulunan ülkelerle de imzalanan geri kabul anlaşmalarında Birliğin bazen AB üyelik sürecini, bazen vize işlemlerinde kolaylığı, bazen de her ikisini birden etkin bir şekilde koz olarak kullandığını söylemek yanlış olmaz. Geri kabul anlaşmaları aslında temelleri 1992 tarihli Londra İlke Kararları ile atılan ve sonradan çıkarılan Birlik yasal araçları ile geliştirilen güvenli üçüncü ülke kavramının bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel hatlarıyla iltica başvurusunda bulunabileceği üçüncü bir ülkeden geçerek AB ülkelerine ulaştığı tespit edilen yabancıların gerekli uluslararası koruma, söz konusu üçüncü ülkede sağlanmak üzere o ülkeye geri gönderilmesine imkan sağlayan anlaşmalardır ve temel şartı söz konusu ülkenin güvenli üçüncü ülke olmasıdır. Bir ülkenin güvenli üçüncü ülke olarak nitelendirilebilmesi için ise AB yasal araçlarında bir dizi kriter yer almaktadır. Bu kriterler içinde 1951 Cenevre sözleşmesi kapsamında koruma sağlanıyor olması ve yine aynı sözleşmenin geri gönderme yasağının etkin olarak uygulanıyor olması en somut kriterler olarak karşımıza çıkmaktadır. 11 Açıklamalı [gg1]:

9 BMMYK tarafından yayınlanan 2014 Global Trends verilerine göre 2014 yılsonu itibariyle dünya genelinde yaklaşık 60 milyon insan zorla yerinden edilmiş durumdadır ve bunların dörtte birini (yaklaşık 15 milyonunu) BMMYK ilgi alanı içinde bulunan mülteci/sığınmacılar oluşturmaktadır. Barındırdığı sığınmacı nüfusuyla Türkiye, Lübnan ve Pakistan ilk üç sırayı almakta ve barındırdıkları mülteci/sığınmacı sayısı toplam sayının %30 na tekabül etmektedir. Toplam mülteci/sığınmacı sayısının yaklaşık % 60 ını barındıran ilk 10 ülke içinde hiçbir gelişmiş batı ülkesi ve AB ülkesi bulunmamaktadır vatandaş başına düşen mülteci/sığınmacı sayısına bakıldığında ise Ürdün 232 kişi ile birinci sırada iken Türkiye 21 kişi ile yedinci sırada yer almaktadır. Gelişmiş batılı ülkelerden sadece İsveç in 15 kişi ile dokuzuncu sırada yer aldığı görülmektedir. 12 BMMYK nın, içinde birçok AB ülkesinin de yer aldığı 44 gelişmiş ülkedeki mülteci istatistiklerinin yer aldığı Asylum Trends 2014 raporuna bakıldığında ise 28 AB ülkesine 2014 yılında yapılan toplam iltica başvurusu sayısı 570,800 olarak gerçekleşmiştir. AB ülkeleri içinde 2014 yılında en fazla başvuru alan ülke ise ile Almanya olmuştur. Görüldüğü gibi dünya mülteci/sığınmacı yükünün büyük kısmını gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler çekmektedir. 13 AB ülkelerinin de içinde yer aldığı gelişmiş ülkelerin üstlendiği sığınmacı/mülteci yükü ise çok sembolik düzeylerde seyretmektedir. Büyük çoğunluğu gelişmiş ülkelerin bir şekilde müdahil olduğu karışıklıklar nedeniyle ortaya çıkan iltica pastasında çok ciddi bir kapasite-paylaşım orantısızlığı gözlenmektedir. Bu tablo AB açısından göçü Birlik dışında tutma stratejisinin önemli ölçüde başarılı(!) olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte sığınma/iltica yükünün gelişmekte olan ülkelerde yoğunlaşmasını sadece gelişmiş ülkelerin göç politikaları ile izah etmek de mümkün değildir. Coğrafi açıdan sorunlu bölgelere yakınlık da belirleyici bir faktördür. Birlik her ne kadar göçü dışarıda tutma konusunda belli bir başarıya ulaşsa da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerle mukayese edilecek düzeyde olmamakla birlikte AB ülkelerinin kendi ölçütleri bazında önemli miktarda sığınmacı birlik topraklarına ulaşmaktadır. Birlik içindeki sığınmacı yükü ise AB nin genel politikalarını belirleyen merkez ülkelerin ön ayak olduğu birtakım mekanizmalar aracılığı ile ağırlıklı olarak sınırdaki üye ülkelerinin üzerine yıkılmaktadır. Schengen Sözleşmesi ile başlayıp, sonra Dublin Sözleşmesi ile devam eden ve en nihayetinde Dublin Tüzüğü ile Birlik mevzuatına dahil edilen bu mekanizmalar aslında AB üyesi bütün ülkelerin uluslararası standartlarda koruma sağlayabileceği öngörüsüne dayandırılıyor gibi gösterilse de başını Almanya nın çektiği merkez ülkelerinin iltica yükünü

10 sınırdaki üye ülkelerde kontrol etme gayretinin bir yansımasıdır. Dublin Sistemi de diyebileceğimiz sistemin özü, Birlik ülkelerinden birinde yapılan iltica başvurusunun hangi üye ülke tarafından incelenip sonuçlandırılacağının tespitine yönelik bir dizi prosedürden oluşmaktadır. İstisnaları olmakla birlikte Dublin Tüzüğü başvuruları inceleme yükünü birlik topraklarına ilk girilen ülke üzerinde bırakmaktadır. Sığınmacıların neredeyse tamamı uçakla merkez ülkelere ulaşmak için gerekli yasal dokümanlara sahip olmadıklarından kara ve deniz yoluyla birlik toraklarına sınır ülkelerinden giriş yapmaktadır. Başka ülkede başvuru yapmış olsa da ilk giriş ülkesi kendi topraklarından geçenleri kabul etmek zorundadır. Dublin Tüzüğü Merkez ülkelerine külfet paylaşımı yükümlülüğü getirse de uygulamada bu sınır ülkelerini rahatlatacak düzeylere ulaşmamaktadır. 14 Belli bir süre fazla sorun yaşanmadan uygulanan Dublin Sistemi, Yunanistan örneğinde görüldüğü üzere bazı sınır ülkelerinin kapasitesinin çok üstünde bir sığınmacı/mülteci yükü ile baş etmek zorunda kalarak iltica sistemlerinin çökmesi ile tıkanma noktasına gelmiştir lu yıllardan itibaren Dublin Sözleşmesine istinaden Yunanistan'a geri gönderilen sığınmacıların başvurusu üzerine AİHM, sığınmacıların kendilerine insani

11 şartlarda yaşama imkânı sunamayan ülkelere geri gönderilmesini AİHS ne aykırı bulan kararlar almaya başlamıştır. Dublin sisteminde, Suriyeli sığınmacılar krizi ile karşılaşmadan daha önce başlayan bu tıkanıklık Suriyeli sığınmacılar krizi ile birlikte AB İltica sisteminin en önemli meydan okumalarından biri haline gelmiştir. İkinci dünya savaşından sonra yaşanan en büyük göç dalgalarından biri olarak kabul edilen Suriyeli sığınmacılar krizinin Avrupa sınırlarına dayanması birliğin zaten sallantıda olan Dublin Tüzüğü merkezli iltica sisteminde revizyonu kaçınılmaz kılmıştır. Ne var ki AB son girişimlerine baktığımızda her zaman olduğu gibi sorunun insani boyutuna gereken hassasiyetin gösterildiğini söylemek zordur. Birlik, AB Komisyonu tarafından 9 Eylülde yapılan bir dizi öneriyi masaya yatırarak adeta iflas eden Dublin sisteminde yapacağı revizyona kadar önümüzdeki iki yıl içinde uygulanmak üzere bir geçici yer değiştirme mekanizmasını 22 Eylül 2015 de karara bağlamıştır. Karar, Dublin sözleşmesi gereği Yunanistan ve İtalya da bulunan 120 bin sığınmacının AB ülkeleri arasında kota sistemiyle bölüştürülmesini öngörmektedir. Komisyon önergesinde yer alan ortak bir güvenli menşe ülke listesi oluşturulması, sığınmacı akımını azaltmak amacıyla menşe ülkelere daha fazla maddi yardım ve Dublin sisteminin kapsamlı bir reforma tabi tutulması gibi önerilerin ise orta vadede hayata geçirileceği anlaşılmaktadır. 15 Halen AB topraklarında bulunan sığınmacılarla ilgili geçici yer değiştirme mekanizmasını hayata geçiren AB, göç akınını durdurmak, en azından yavaşlatmak için Balkan ülkeleri ve Türkiye ile yoğun bir işbirliği arayışına girmiştir. Sorunun kaynağındaki problemlerin çözümü konusunda sorumluluk üstlenme yerine göç dalgasını bir şekilde birlik toprakları dışında tutmayı hedeflediği anlaşılan bu arayışların muhatap ülkeler açısından ciddi riskler barındırdığını söylemek yanlış olmaz. 26 Ekim tarihinde AB liderleri ile Balkan ülkelerinin liderleri arasında gerçekleştirilen zirve toplantısında Balkan ülkeleri üzerinde AB topraklarına ulaşan göç akınını azaltmak amacıyla 17 maddelik bir plan üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Plan çerçevesinde batı balkanlar göç güzergahı üzerinde bulunan ülkeler ve Yunanistan da toplamda 100 bin kişilik karşılama merkezleri kurulması öngörülmektedir. Bu çerçevede ilk etapta Yunanistan da yıl sonuna kadar 30 bin kapasiteye ulaşılması öngörülmüştür. Planda öngörülen konulardan biri de Frontex in Bulgaristan-Türkiye, Yunanistan-Makedonya ve Yunanistan-Arnavutluk sınırlarında operasyonlar gerçekleştirmesidir. 16

12 AB-TÜRKİYE ORTAK EYLEM PLANI AB nin sığınmacı krizi konusunda Türkiye ile işbirliği konusuna ayrı bir önem atfettiği anlaşılmaktadır. Almanya Başbakanı Merkel, 18 Ekim de Türkiye'ye yaptığı ziyaret öncesinde parlamentoda yaptığı konuşmada Türkiye olmadan mülteci akınını ne düzene koyabiliriz ne de önleyebiliriz sözleri ile bu işbirliğinin bir anlamda mecburiyetine vurgu yapmıştır. 17 AB nin bu konuda Türkiye ye yüklediği misyonun önemini anlamak için sadece iki gelişmeye bakmak yeterlidir. Bunlardan birincisi basına sızan haberlerden Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konusunda AB nin duyduğu kaygıların ciddi şekilde dile getirildiği anlaşılan AB ilerleme raporunun yayınlanmasının rutin uygulamanın aksine Türkiye deki parlamento seçimlerinden sonraya bırakılmasıdır. Bir diğer gelişme ise Merkel in seçim öncesinde batı basınında da hiç etik bulunmayan Türkiye ziyaretidir. Her iki gelişme de mülteci pazarlığında Türkiye ye verilmiş siyasi bir rüşvet olarak algılanmıştır. 18 AB nin ve Merkel in raporun ertelenmesi ve ziyaret konusunda yoğun tepkileri göze alması, Türkiye'ye dayatılacak misyon açısından pek hayra alamet görünmemektedir. AB Türkiye den bu konuda tam olarak ne istemekte ve karşılığında Türkiye'ye ne vaat etmektedir? AB liderleri Suriye li sığınmacılar krizinde Türkiye den taleplerini ve vaatlerini 15 Ekim 2015 tarihinde yaptıkları toplantıda, daha önceden AB Komisyonu tarafından hazırlanan ve 5 Ekimde Brüksel e yaptığı ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan a da sunulduğu anlaşılan AB-Türkiye Ortak Eylem Planı nı kabul ederek ortaya koymuştur. 19 Plan ile AB, Türkiye ile yük paylaşımı çerçevesinde bir işbirliğine gitmek istemektedir. Plan iki ana talep üzerine oturmaktadır. Türkiye nin, Suriye li göçmenleri Türkiye de kalmaya ikna etmesi ve AB ülkelerine yasadışı yollardan girmek isteyenleri daha sıkı kontrollerle engellemesi şeklinde özetlenebilecek bu talepler karşılığında külfet paylaşımı adı altında Türkiye ye maddi yardım önerilmektedir. 20 AB komisyonu tarafından hazırlanan ve 5 Ekimde Cumhurbaşkanı Erdoğan a da sunulan ilk taslak metinde için 1 milyar avroluk bir yardımdan söz edilse de AB Konseyinin 15 Ekim de yaptığı toplantıda kabul edilen gözden geçirilmiş taslak metinde miktar yer almamaktadır. 21 Bununla birlikte batı medyasında 3 milyar Avro tutarında bir destekten söz edilmektedir. 22 Yine basına sızan bilgilerde heyetler arasındaki görüşmelerin devam ettiği ve Türkiye nin beş somut taleple masaya oturduğu iddia edilmektedir. Bunlar, yıllık 3 milyar Avro destek, AB üyelik müzakerelerinde halen kapalı Açıklamalı [gg2]:

13 bulunan beş başlığın açılması, Türkiye'nin AB liderler zirvesine davet edilmesi, Türk vatandaşlarına vize serbestisi ve Türkiye nin AB ülkeleri tarafından güvenli menşe ülke olarak tanınması dillendirilmektedir. 23 Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu nun 16 Ekim tarihinde yapmış olduğu basın toplantısından anladığımız kadarıyla henüz bir taslak olan eylem planı ve içeriği üzerinde bir uzlaşma yok ve görüşmeler sürüyor. Maddi katkı konusunda AB nin 500 milyon Avro önerdiğini ancak Türk tarafının talebi doğrultusunda Yıllık 3 milyon Euro gibi bir miktar üzerinde aşağı yukarı anlaşmaya varıldığı ve AB nin bu parayı üyelik süreci için ayrılmış ve Türkiye'ye zaten aktarılması gereken fonlardan karşılama kurnazlığının Türk tarafınca kabul edilmediğini anlıyoruz. Paranın hangi fonlardan karşılanacağı ve kullanımının detayına ilişkin konuların da netleşmediği görülüyor. Bakanın açıklamasında GSMH si 800 Milyar Dolar olan Türkiye'nin şu ana kadar Suriye li sığınmacılar için harcadığı 8 milyar dolar karşısında 18 trilyon Dolar GSMH ya sahip AB nin sağlayacağı 3 milyar Avro nun çok önemli bir miktar olmadığına da vurgu yapılıyor. 24 Türkiye'nin sığınmacılara bu zamana kadar yaptığı harcama konusunda ise ortalıkta dolaşan rakamlar kafa karışıklığına neden oluyor. Taslak Eylem Planında Türkiye'nin Suriye li Sığınmacılara 7 Milyar Avrodan fazla para harcadığı 25 ifade edilmekle birlikte bu bilgi harcanan toplam paranın miktarı konusunda ilgili kurumlardan elde edilen verilerle örtüşmüyor. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar 7,5-8 milyar dolarlık bir harcamadan bahsetse de Hürriyet gazetesinden Uğur Gürses in haberine göre miktar konusunda ortada bir muğlaklık var. AFAD ın resmi internet sitesinde 7.6 milyar Dolar harcama ve 418 milyon Dolar uluslararası yardım şeklinde bir bilgi var ancak, Gürses yıllara göre harcama dökümü istediğinde AFAD ın kendisini Maliye bakanlığına yönlendirdiğini, Maliye Bakanlığının verdiği bilgilere göre ise bütçeden harcanan miktarın 1.8 milyar dolara tekabül ettiğini belirtiyor ve Dış yardım da eklendiğinde ortaya 5.7 milyar dolarlık bir fark çıktığına ve bu muğlaklığın giderilmesi gerektiğine işaret ediyor. Harcama miktarı konusundaki bu muğlaklık ister istemez Türkiye pazarlıklarda maliyeti yüksek mi gösteriyor sorusunu akla getiriyor. 26 Eylem planına bütüncül bir perspektiften baktığımızda samimi bir külfet paylaşımından ve mülteci krizinin insani açıdan ele alınarak kalıcı çözüm arayışından bahsetmek maalesef zor görünüyor. Plan metninde sığınmacıların insani ihtiyaçlarının tespiti ve giderilmesine yönelik olarak uluslararası organizasyonların desteğinde tedbirler

14 alınmasından bahseden klasik ifadeler yer almakla birlikte planın göçü Türkiye'de durdurma niyeti daha belirgin bir vurguya sahip. Bu haliyle Ege ve Akdeniz de yaşanan ölümler, kapanan sınırlar, askıya alınan Schengen le birlikte AB-Türkiye eylem planı da Avrupa nın insan hakları merkezli küresel aktörlüğünü yıpratacak faktörlerden biri olmaya aday gibi duruyor. 27 Ancak diğer diğer faktörlerden farklı olarak planın uygulanmasından doğacak olumsuzlukların faturasının öncelikle Türkiye'ye kesileceği anlaşılıyor. Özetle külfet paylaşımından çok külfet kaydırma ve Türkiye yi tamponlaştırmayı hedefleyen plan, bu haliyle hayata geçtiği takdirde Türkiye'nin 3 Milyar Avro ile telafi etmesi mümkün olmayan bir ek yük altına gireceğini kestirmek hiç de zor değil. Aslında AB nin Türkiye yi tamponlaştırma süreci 2013 yılında imzalanan geri kabul anlaşmasıyla başlamıştır. Türkiye'nin sığınma konusunda bir tampon bölge olmamak için 1951 Cenevre Sözleşmesine koymuş olduğu coğrafi çekinceyi tüm baskılara rağmen kaldırmamaya ve AB ne tam üyeliğe kadar elinde bir koz olarak tutmaya yönelik politikası geri kabul anlaşmasının imzalanması ile fiili olarak anlamsızlaşmıştır. Kabul kanununun 28 Haziran 2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmasıyla yürürlüğe giren anlaşma aslında tarafların uluslararası sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülüklerinin korunacağını kabul ederek bir anlamda Türkiye'nin Cenevre sözleşmesine koyduğu coğrafi çekinceye atıf yapmaktadır. Ancak anlaşmanın 3 yıllık geçiş süresi sonunda Türkiye üzerinden AB topraklarına ulaştığı anlaşılan 3. ülke vatandaşlarının ve vatansızların geri kabulünü de kapsıyor olması Türkiye nin 1951 Cenevre Sözleşmesine koymuş olduğu çekincenin fiili olarak by-pass edilmesi anlamına gelmektedir. Bu süre sonunda üye devletler, topraklarına Türkiye den ulaşan 3. ülke vatandaşlarını ve vatansızları iltica başvurusunda bulunmuş olsa bile hızlandırılmış sürece tabi tutarak başvurularını olumsuz neticelendirmek ve Türkiye'ye geri gönderme hakkına sahip olacaktır. Halbuki bu anlaşma imzalanmamış olsa idi başvurular olumsuz neticelense bile çekince nedeniyle Türkiye'ye geri gönderemeyeceklerdi. Geri gönderme yasağı nedeniyle menşe ülkeye de gönderemeyecekleri için en azından ikincil koruma veya geçici koruma ile ülkelerinde kalmalarına izin vermek zorunda olacaklardı. Türk vatandaşları için vize muafiyetine ilişkin yol haritasında, muafiyetin şartlarından biri geri kabul anlaşmasından doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi olduğundan, Türkiye vize muafiyetini elde edebilmek için kanunda belirtilen üç yıllık süreyi öne çekme baskısı hissedecektir. Kaldı ki Türkiye

15 üçüncü ülke vatandaşlarını kabule başlasa bile vize muafiyetini başlatma konusunda AB nin kesin bir taahhüt altına girmemiş olması ciddi bir risktir. Öte yandan AB nin Türkiye ile geri kabul anlaşması imzalaması kendi mevzuatı ve kriterleri ile de çelişmektedir. Normalde bir ülke ile geri kabul anlaşması imzalanabilmesi için o ülkenin güvenli üçüncü ülke olması, güvenli üçüncü ülke olabilmesi için ise 1951 Cenevre sözleşmesine çekince koymamış olması gerekir. 28 Ne var ki hayati önceliği göçü dışarda kontrol altına almak olan AB nin kendi iç güvenliğini ilgilendiren benzer konularda rahatlıkla prensiplerden taviz vermesi sıklıkla yaşanan bir durumdur. Örneğin demokrasi ve insan haklarını vazgeçilmez değerler olarak ihraç etmeye çalışan AB, darbe rejimlerine açık tavır almamakta, hatta rahatlıkla siyasi ve ekonomik işbirliğine girebilmektedir. İmzalamış olduğu geri kabul anlaşmasıyla öteden beri AB ye tam üyeliğe endekslediği coğrafi çekince kozunu bir anlamda zayıflatan Türkiye, Ortak Eylem Planı üzerinde mevcut haliyle bir anlaşmaya vardığı takdirde üç yıllık süreyi beklemeden, üyelik ve vize muafiyeti garantisi de alamadan 3. Ülke vatandaşlarını geri kabul etmek durumunda kalabilir. Nitekim planda Türkiye'nin imzalanan geri kabul anlaşması çerçevesinde uluslararası korumaya muhtaç bulunmayan düzensiz göçmen durumundaki üçüncü ülke vatandaşlarının geri kabulü konusunda işbirliği ve prosedürleri hızlandırması istenmektedir. 29 Bu şu anlama gelmektedir: Birlik üyesi ülkeler Türkiye den geçerek topraklarına ulaşan ve iltica başvurusunda bulunan Suriye li ve Irak lı sığınmacıları hızlandırılmış prosedüre tabi tutarak bir iki hafta içinde başvurularını olumsuz olarak karara bağlayacak ve Suriye deki durum düzelmediği sürece ülkelerine de gönderemeyeceği için Türkiye'ye geri gönderecektir. Türkiye de bu sığınmacıları ikincil koruma veya geçici koruma şemsiyesi altında ülkede barındırmak zorunda kalacaktır. Bu durumda Cenevre sözleşmesine koymuş olduğumuz coğrafi çekincenin fiiliyatta bir anlamı kalmayacaktır. Türkiye'nin bu konuda geri dönüşü olmayan bir yükümlülük altına girmeden iyi düşünmesi lazımdır. Her şeye rağmen mevcut geri kabul anlaşmasının 24. Maddesi taraflara fesih hakkı vermektedir. Türkiye'nin altına girdiği yük ekonomik kapasitesini haddinden fazla zorlayacak bir yüktür ve bunun karşılığında sınırlı bir maddi katkıdan söz edilmektedir. Türkiye'nin talep ettiği diğer hususların ise bu külfete endekslenmesi anlamsızdır. Örneğin vize muafiyeti 1964 Ankara anlaşması ve 1973 Katma Protokol ile Türk vatandaşlarına tanınmış kazanılmış bir haktır. AB ni bu yükümlülüğünü yerine getirme karşısında Türkiye nin ilave yükümlülükler

16 altına girmesi anlaşır değildir. Her ne kadar AB Adalet Divanının bu anlaşmalardan doğan hakların tüm vatandaşları kapsamadığını, nitelikleri uygun olan Türk işadamlarını, akademisyenleri, ticaret, nakliyat, inşaat vd. sektörlerdeki görevlileri kapsadığına dair kararları bulunsa da 30 Türkiye'nin üyelik ve vize muafiyeti konularında net garantilere ulaşmadan uzun vadede AB nin sırtından atacağı sığınmacıların sorumluluğunu üstlenmesinin anlaşılır bir tarafı yoktur. Gerçi AB, sınır ülkelerini tamponlaştırma stratejisini Birliğe üyelik sürecinde hemen hemen bütün ülkelere uygulamıştır. Ancak belli bir süre bu külfete katlanan aday ülkeler sonunda üyeliğe ulaştıkları için, Birliğin karar alma süreçlerine dahil olmak suretiyle Birliğin kendi menfaatleri aleyhine karar almasını engelleyebilmektedirler. Bu imkana ulaşma ihtimali olmaksızın Türkiye'nin böyle bir pozisyona razı olması beklenmemelidir. 31 AB zirve toplantılarına çağrılma da zaten aday ülkelere uygulanması gereken bir prosedür olduğu halde uygulanmaması AB nin ayıbıdır. AB liderlerinin Türk liderlerle artık aynı karede yer almak istememesi ise Türk liderlerince değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Yine masadaki konulardan bir diğeri olan AB üyelik sürecinde kapalı bulunan bazı fasılların açılması gerekli şartları sağlandığı takdirde normalde işlemesi gereken bir süreçtir. Türkiye'nin güvenli menşe ülke olarak kabulü ise Türk vatandaşlarının AB ülkelerine iltica etmesini zorlaştıracak Türkiye yi mülteci üreten bir ülke görüntüsünden kurtaracak yine belli kriterlere uymayı gerektiren bir statüdür. Tüm bu taleplerin başka hiçbir kriterin gereğini yerine getirmeksizin sadece sığınmacıları Türkiye'de tutma karşılığında verilmesi her iki taraf için de etik açıdan sorunlu bir durumdur. Kıbrıs Rum kesiminin Almanya ile aynı düzeyde veto hakkına sahip olduğu bir yapı içine belli ülkeler tarafından verilen taahhütlerin ise ne ölçüde hayata geçirilebileceği tartışmalıdır. Ayrıca sığınma konusunda tamponlaşmanın Yunanistan örneğinde olduğu gibi birliğe üye ülkeleri bile ne hale soktuğu ortada iken, Türkiye'nin taleplerinin tamamı karşılansa bile bu Türkiye için karlı bir işbirliği olmayacaktır. Net rakam bilinmemekle birlikte tahminlere göre 2,5 milyon civarında Suriye liyi topraklarında barındıran ve bunun sadece % 10 unu kamplarda sözüm ona kontrol altında tutabilen ve kayıt altındaki sığınmacılara sağladığı imkanlara rağmen sığınmacıların bir kısmını kayıt altına henüz alamamış olan Türkiye, AB topraklarına Türkiye üzerinden giden sığınmacıları geri kabul etmeye başladığı ve yeni gelenleri de Türkiye'de tutmayı üstlendiği

17 zaman mevcut tablonun katlanarak ağırlaşacağı açıktır. Sığınmacı krizinin Türkiye'ye ekonomik maliyeti elbette yüksektir, ama şimdilik pek dillendirilmeyen sosyal ve kültürel maliyetinin daha ağır olacağına ilişkin kuvvetli işaretler görülmektedir. Suriye den gelen herkesin gerçekten uluslararası korumaya muhtaç olup olmadığına yönelik sağlıklı bir inceleme yapmak, bu sayı karşısında mümkün değildir. Gelenler arasında radikal unsurlarla ya da istihbarat örgütleri ile irtibatlı bulunanlar açısından durumun kontrol altında olmadığı da ortada. Çok yakın zamanda sınır aşan terör eylemlerinde yüzlerce vatandaşın hayatını kaybettiği ülkemizde bu denli yoğun ve kontrolsüz sığınmacı trafiğinin çok ciddi bir güvenlik açığı oluşturacağını da akıldan çıkarmamak gerekir. Göç idaresi ile diğer kurum ve kuruluşlar ve özellikle de güvenlik güçleri arasında Göç idaresinin yabancılarla ilgili işlemleri yeni devralmış olmasından kaynaklanan koordinasyon ve işbirliği eksikliği bu kontrolsüzlüğün en önemli nedenlerinden biri gibi görünüyor. Son dönemde Emniyet teşkilatının kritik birimlerinde yaşanan kurumsal hafıza kaybı da zafiyeti artıran bir başka faktör. Ayrıca Göç idaresinin sığınmacılarla ilgili süreçlerin tamamına hakim olmaması, örneğin çadır kent ve konteyner kentlerin idaresinin AFAD da olması da işbirliği ve koordinasyonu güçleştiren ayrı bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Geri kabul anlaşmasını imzalamakla zaten ciddi bir risk almış olan siyasi otoritenin Türkiye'ye kabul ettirilmeye çalışılan ortak eylem planının Türkiye ye orta ve uzun vadede getireceği sıkıntılardan haberdar olmaması mümkün değildir. Ancak iç ve dış politikada

18 yaşanan sıkışmışlığın hafifletilmesinde sığınmacı krizini ve AB nin Türkiye ye bir anlamda muhtaç hale gelmesini bir fırsat olarak değerlendirmenin cazibesine direnme konusunda zorlanılacağı hissedilmektedir. Seçim öncesi gerçekleşen Merkel ziyareti ve eleştiri dozu ağır olduğu anlaşılan ilerleme raporunun yayınının ertelenmesinin seçimlere giderken iktidar partisini rahatlattığı muhakkaktır. Seçim sonuçlarına gösterilen refleksler açısından ABD 32 ve AB arasındaki ton farkını ve AB liderlerinin kutlama mesajları içine sığınmacı krizinde işbirliği vurgusunu sıkıştırmasını 33 ise Türkiye yi ortak eylem planı konusunda AB lehine yumuşatmaya yönelik taktik hamleler olarak okumak gerekiyor. KRİZİN İKİNCİ PLANDA KALAN İNSANİ BOYUTU Krizin Akdeniz de yaşanan ölümlerle öne çıkan insani boyutunun AB üzerinde uluslararası kamuoyu nezdinde psikolojik bir baskı oluşturduğu muhakkak. Ancak birliğin kriz karşısında geliştirdiği reflekslere baktığımızda insani boyutun belirleyici etkisinin çok güçlü olduğunu söylememiz zor görünüyor. İkinci dünya savaşından sonra en büyük insan hareketiyle karşı karşıya kalan Avrupa nın, bu krizin iç bünyesinde zaten var olan bir dizi krizi daha da derinleştirmesinden endişe ederek, her zamanki Avrupa kalesini güçlendirici refleksler geliştirdiğini görüyoruz. Türkiye'de ve balkan ülkelerinde oluşturulacak kamplara destek olmak suretiyle sığınmacı akınını AB topraklarına ulaşmadan kontrol altına tutmayı hedefleyen bu refleksler, sığınmacılara insani düzeyde koruma sağlayacak perspektiften yoksun bulunmaktadır. Çok daha az sayılarda mülteciye ev sahipliği yapan Yunanistan ın birlik üyesi olmasına ve diğer birlik üyesi ülkeler tarafından desteklenmesine rağmen mültecilere insani şartlarda koruma sağlayamadığı birçok AİHM kararı ile ortaya konmuşken, daha düşük ekonomik kapasiteye sahip ülkelerde çok daha yüksek sayıda sığınmacıya sınırlı AB desteği ile insani şartlarda koruma sağlanabileceğini ummak fazla iyimser bir beklenti olacaktır. Türkiye nin sığınmacılara şu anda sağlamış olduğu koruma hem uluslararası kuruluşların hem de batılı devletlerin takdirini kazanan yüksek standartlı bir korumadır ve Türkiye nin bu konuda uluslararası kamuoyu nezdinde ciddi bir kredisi olduğu söylenebilir. Ne var ki bunun sürdürülebilir bir durum olmadığı ortada. Ayrıca daha insani bir korumadan, çok daha sert ve sıkı bir sığınmacı rejimi öngören ortak eylem planı hayata

19 geçirildiğinde, Türkiye sığınmacıların AB ye gitmesini engellemek amacıyla sınır kontrollerini ve kamplardaki disiplini ağırlaştırmak durumunda kalacaktır. Hem koruma standartlarını insani düzeyde tutmak hem de her şeye rağmen gitmek isteyen insanları bir anlamda zorla tutmaya çalışmak, çok kolay dengelenecek durumlar değildir. Bu durumda ortaya çıkabilecek olumsuzlukların faturası uluslararası kamuoyu tarafından Türkiye'ye kesilecek ve Türkiye mevcut pozitif imajını hızla yitirecektir. Neticede AB hem sığınmacı yükünden, çok fazla külfet altına girmeden önemli ölçüde kurtulmuş olacak, hem de şimşekleri üzerine çekmemiş olacaktır. AB, sığınmacıları Türkiye'de yığma yerine Suriye deki soruna bir an önce kaynağında çözüm bulma adına Suriye krizinin çözümünde daha etkin rol alması gerekirken kaçak güreşmektedir. Türkiye'nin yükünü artırıcı tedbirlerin tam tersine, zaten yeterince ağır olan yükünün hafifletilmesi ve sığınmacı yükünün paylaşılması konusunda, kapasitesiyle ve milli geliriyle doğru orantılı bir sorumluluk üstlenmelidir. Ne var ki yaşanan gelişmeler bunun

20 tam tersine AB nin Türkiye'nin yardımı ile sığınmacıların AB sınırlarına erişimini büyük ölçüde kontrol altına aldıktan sonra Türkiye deki kamplardan seçerek sembolik sayılarda sığınmacı alacağına işaret etmektedir. 34 Yapılacak seçimin gerçekten uluslararası korumaya muhtaç olanları tespit etmeye yönelik bir seçimden ziyade, seçimi yapan ülkenin ihtiyaçlarına yönelik kalifiye insan gücünü tespite yönelik bir seçim olacağını tahmin etmek hiç de zor değildir. Türkiye ye bir anlamda amele pazarı muamelesi yapmak anlamına gelen bu durumun evrensel insan hakları standardına aykırılığı ortadadır. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME 1) AB ülkelerinin de içinde yer aldığı gelişmiş batı ülkeleri dünyanın değişik coğrafyalarında meydana gelen insan hareketlerinde, kapasiteleri ile doğru orantılı bir sorumluluk üstlenmemekte, uluslararası korumaya muhtaç insanların yükü ağırlıklı olarak kriz bölgelerine yakın, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin üzerine bırakılmaktadır. 2) Suriyeli sığınmacı krizinin Avrupa sınırlarına dayanması ile harekete geçmek zorunda kalan AB, alışıldığı üzere soruna insani boyutlu kalıcı çözümler üretmek yerine, krizi Birliğin mevcut krizlerine çözüm üretme konusunda bir fırsata dönüştürerek Avrupa ya yönelen düzensiz göçü Birlik dışında ve ağırlıklı olarak Türkiye'de kontrol altına alma refleksiyle hareket etmektedir. 3) Geri kabul anlaşmasıyla AB ne önemli bir taviz veren Türkiye, sığınmacı krizinde işbirliğine yönelik AB-Türkiye Ortak Eylem Planını mevcut haliyle kabul ettiği takdirde AB ye yönelmiş ve yönelecek düzensiz göç için kalıcı şekilde bir tampon ülke olma riski ile karşı karşıyadır. 4) Türkiye'nin AB ye tam üye olmaksızın üçüncü ülke vatandaşlarını ve vatansızları geri kabule başlaması durumu, Cenevre Sözleşmesine koyduğu ve uzun zamandır kaldırılmasını tam üyeliğe endekslediği coğrafi çekinceyi fiilen anlamsız hale getirecektir. 5) Eylem planının ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan barındırdığı riskler ve belirsizlikler yanında, Türkiye'nin iç ve dış güvenliği konusunda meydana getirdiği açık, her geçen gün daha hissedilir hale gelen Suriye li sığınmacılar krizini derinleştirecektir. Eylem planında öngörülen yükümlülüklerin üstlenilmesiyle güvenlik riskleri daha da ağırlaşacaktır.

21 6) Sürdürülebilirliği şüpheli olsa da halen en azından kamplarda sığınmacılara sunulan koruma ile uluslararası toplumun ve sığınmacıların takdirlerini toplayan Türkiye'nin sığınmacılara daha iyi bir koruma sunmayan planda öngörülen yükümlülükleri üstlenmekle, imajı hızla yıpranacak ve özellikle Avrupa ya geçişin engellenmesine yönelik operasyonların neden olacağı tüm olumsuzluklar Türkiye'ye fatura edilecektir. 7) Ülkemizde yabancılarla ilgili işlemlerin Emniyet Teşkilatından Göç İdaresine devrinin Cumhuriyet tarihinin en yoğun sığınmacı trafiğine denk gelmesi, Türkiye açısından bir talihsizlik olmuştur. Bu talihsizliğin etkilerinin minimize edilebilmesi için hukuki, fiziki ve beşeri altyapı eksiklikleri süratle giderilerek, Göç idaresinin tüm süreçlerden tam yetkili ve sorumlu hale getirilmesi ve ilgili kurumlarla işbirliği ve koordinasyonunun çok hızlı bir şekilde geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle istihbarat ve güvenlik birimlerinin ihtiyaç duyacakları her türlü veri, gizlilik kurallarına riayet etmek kaydı ile erişimlerine açık olmalıdır. YARARLANILAN KAYNAKLAR 1 Mustafa Kutay, Avrupa nın Sığınmacı Sınavı Kriz İçinde Kriz, Analist Ekim 2015, Sayı 56, s Mehmet Özcan, AB Sığınma Hukuku, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu, Ankara, 2005, s.22,23 3 Altay Atlı, 2015, Avustralya ve Uluslararası Mülteci Rejimini Yeniden Düşünmek, Analist Ekim 2015, Sayı 56, s Anadolu Ajansı, Almanya'dan Suriyeli sığınmacılara 'ikincil koruma Erişim: BMMYK, Türkiye'deki Suriyeli Mülteciler Hakkında Sık Sorulan Sorular, Erişim: UNHCR, 2015 UNHCR country operations profile Jordan Erişim: Bülent Çiçekli, Suriyeli Mülteciler ve Geçici Koruma Analist Ekim 2015, Sayı 56 s AFAD, Barınma Merkezlerinde Son Durum, Erişim: Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Geçici Koruma Kapsamında Koruma Altına Alınan Suriye Vatandaşlarına Ait Genel Bilgiler Erişim:

22 10 Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, İl Göç İdaresi Müdürlükleri Çalışmaya Başladı Erişim: The European Parliament And Of The Council, Directıve 2013/32/EU, Common Procedures For Granting And Withdrawing İnternational Protection, Official Journal Of The European Union, UNHCR, Global Trends Forced Displacement in 2014, 18 june UNHCR, Asylum Trends 2014Levels and Trends in Industrialized Countries, 26 March The European Parliament And Of The Council, (2013), Regulation (EU) No 604/2013, criteria and mechanisms for determining the Member State responsible for examining an application for international protection lodged in one of the Member States by a third-country national or a stateless person, Official Journal of the European Union, Ceren Mutuş Toprakseven, AB Göç Politikasında Yeni Geçici Düzenleme, Analist Kasım 2015, Sayı 57, s Erişim: Elif Özmenek Çarmıklı, AB-Türkiye Ortak Eylem Planı Öncesi ve Sonrası, Analist Kasım 2015, Sayı 57, s wooing-turkey-president-recep-erdogan, Erişim: European Commission, Draft Action Plan: Stepping up EU-Turkey cooperation on support of refugees and migration management in view of the situation in Syria and Iraq, Brussels, 6 October Mustafa Kutlay ve Öznur Akcalı, Mülteci Krizi ve Türkiye-AB İlişkilerinde Eksen Kayması Riski, USAK Analiz:29, Ekim 2015, images upload/files/book%201e.pdf, Erişim: Erişim: Erişim: Erişim: Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Sayın Feridun Sinirlioğlu nun Basını Bilgilendirme Toplantısı toplantisi_-16-ekim-2015_-ankara.tr.mfa, Erişim: Erişim: Uğur Gürses, 2015, Suriyeli sığınmacıların maliyeti muğlâk, 27 Elif Özmenek Çarmıklı, AB-Türkiye Ortak Eylem Planı Öncesi ve Sonrası, Analist Kasım 2015, Sayı 57, s The European Parliament And Of The Council, Directıve 2013/32/EU, Common Procedures For Granting And Withdrawing İnternational Protection, Official Journal Of The European Union,

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz, Ana Kademe, Kadın Kolları,

Detaylı

TÜRKİYE AB GERİ KABUL ANLAŞMASI AHMET ÇELİK

TÜRKİYE AB GERİ KABUL ANLAŞMASI AHMET ÇELİK 1. GİRİŞ Geri kabul anlaşmaları, genel olarak, bir ülkede veya sınırları belirlenmiş bir grup ülkede yasadışı olarak bulunan kişilerin anlaşma yapılmış kaynak ülkeye veya en son transit geçiş yaptıkları

Detaylı

İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI

İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI 1 GİRİŞ TÜRKİYE DE ULUSLARARASI KORUMA MEVZUATI GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENEL İLKELER-TANIMLAR Göç İdaresi Genel Müdürlüğü,

Detaylı

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: 14.11.2013, Sayısı: 28821

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: 14.11.2013, Sayısı: 28821 GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete Tarihi: 14.11.2013, Sayısı: 28821 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1)

Detaylı

Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri:

Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri: Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri: Yasal Statünün Belirlenmesine İlişkin Sorunlar Prof. Dr. Bülent ÇİÇEKLİ HSYK Sunum Planı 1) Terminoloji 2) Disiplin Olarak 3) Göç ve İltica Hukukunun Kaynakları

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

YABANCILAR ve ULUSLARARASI KORUMA KANUNU. Yayım tarihi: 11 Nisan 2013 Yürürlük tarihi: 11 Nisan 2014

YABANCILAR ve ULUSLARARASI KORUMA KANUNU. Yayım tarihi: 11 Nisan 2013 Yürürlük tarihi: 11 Nisan 2014 YABANCILAR ve ULUSLARARASI KORUMA KANUNU Yayım tarihi: 11 Nisan 2013 Yürürlük tarihi: 11 Nisan 2014 Diğer Mevzuat - Değiştirilen Hükümler 1950 tarihli 5682 sayılı Pasaport Kanun 2/7/1964 tarihli 492 sayılı

Detaylı

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER Merve Nur Bulut, Kübra Sezgin www.improkul.impr.org.tr facebook.com/improkul @improkul improkul@gmail.com SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER 2011

Detaylı

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Üçüncü Birleşmiş Milletler Konut ve Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Konferansı Habitat III 17-20 Ekim 2016, Kito Sayfa1

Detaylı

KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ. Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA

KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ. Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA 20.05.2016 GİRİŞ İnsanlar neden ülkelerini terk ederler? Savaş Doğal afet Ekonomik nedenler Can güvenliği ULUSLAR ARASI MEVZUAT Devlet Koruması:

Detaylı

STRATEJİK VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE DE GÖÇ. Göç Veren Ülkeden Göç Alan Ülkeye Fırsat ve Risklerin Dönüşümü

STRATEJİK VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE DE GÖÇ. Göç Veren Ülkeden Göç Alan Ülkeye Fırsat ve Risklerin Dönüşümü STRATEJİK VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE DE GÖÇ Göç Veren Ülkeden Göç Alan Ülkeye Fırsat ve Risklerin Dönüşümü ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel - İstanbul ) 2. Dünya Savaşı sonunda harap olmuş

Detaylı

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller Ayşegül Yeşildağlar 16.09.2010 Ankara, Turkey Türkiye den AB ne Göç 1961 den itibaren göçün değişen doğası 60 lar : Batı Avrupa da niteliksiz işgücü ihtiyacı

Detaylı

Geçici Koruma Kimlik Kartına Sahip Olanlar

Geçici Koruma Kimlik Kartına Sahip Olanlar Kimlerin Çalışma İzni İçin Başvurmasına Gerek Yoktur? Türkiye, 1951 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşmesine koyduğu coğrafi kısıtlılık sebebiyle, Avrupa Konseyi üye ülkeleri dışından gelen sığınmacılar

Detaylı

Suriyeli Mülteciler: Türkiye nin Müstakbel Vatandaşları

Suriyeli Mülteciler: Türkiye nin Müstakbel Vatandaşları Suriyeli Mülteciler: Türkiye nin Müstakbel Vatandaşları Derya Kap* Suriye de dördüncü yılına giren iç savaş, dünyanın en büyük insani ve güvenlik krizlerinden birini oluşturuyor. 29 Nisan 2011 tarihinde

Detaylı

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır: İLTİCA HAKKI NEDİR? 27 Ekim 1946 tarihli Fransız Ana yasasının önsözü uyarınca özgürlük uğruna yaptığı hareket sebebiyle zulme uğrayan her kişi Cumhuriyet in sınırlarında iltica hakkına başvurabilir. 13

Detaylı

içindekiler KISALTMALAR... XV GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm GENEL OLARAK YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

içindekiler KISALTMALAR... XV GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm GENEL OLARAK YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU ÖNSÖZ içindekiler KISALTMALAR... XV GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm GENEL OLARAK YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU III I. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu nun Hazırlık Süreci... 5 A. Göç ve İltica

Detaylı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti. ARAŞTIRMA RAPORU ÖZEL ARAŞTIRMA--AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE KRONOLOJİSİ 20/06/2005 1959 1963 1964 1966 1968 1970 1971 1972 1973 31 Temmuz: Türkiye, AET ye ortaklık için başvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi,

Detaylı

TÜRKİYE DE YENİ GÖÇ YÖNETİMİ VE ULUSLARARASI KORUMADA TEMEL PRENSİPLER SELÇUK ŞATANA İL GÖÇ UZMANI UYUM VE İLETİŞİM ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI

TÜRKİYE DE YENİ GÖÇ YÖNETİMİ VE ULUSLARARASI KORUMADA TEMEL PRENSİPLER SELÇUK ŞATANA İL GÖÇ UZMANI UYUM VE İLETİŞİM ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI TÜRKİYE DE YENİ GÖÇ YÖNETİMİ VE ULUSLARARASI KORUMADA TEMEL PRENSİPLER SELÇUK ŞATANA İL GÖÇ UZMANI UYUM VE İLETİŞİM ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI GÖÇ VE TÜRKİYE Türkiye bulunduğu coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle,

Detaylı

İL GÖÇ İDARESI MÜDÜRLÜĞÜMÜZ TEŞKILAT ŞEMASI AŞAĞIDAKI ŞEKILDEDIR;

İL GÖÇ İDARESI MÜDÜRLÜĞÜMÜZ TEŞKILAT ŞEMASI AŞAĞIDAKI ŞEKILDEDIR; İL GÖÇ İDARESI MÜDÜRLÜĞÜMÜZ TEŞKILAT ŞEMASI AŞAĞIDAKI ŞEKILDEDIR; İl Göç İdaresi Müdürü Araştırma İstatistik ve Projeler Grup Başkanlığı Uluslararası Koruma Grup Başkanlığı Yabancılar Grup Başkanlığı Yönetim

Detaylı

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Özlen Kavalalı Müsteşar Yardımcısı V. 50 yıldan fazla bir geçmişe sahip Türkiye-AB ilişkileri günümüzde her iki tarafın da yararına olan

Detaylı

KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ. Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA T.C. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ. Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA T.C. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü KİTLESEL GÖÇLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ Uzm. Dr. Muzaffer AKKOCA T.C. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 17.04.2015 GİRİŞ İnsanlar neden ülkelerini terk ederler? Savaş Doğal afet Ekonomik

Detaylı

FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA

FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA Öncelik 10.1. 2002 AB düzenleyici çerçevesi için anahtar başlangıç koşullarının kabul edilmesinin ve uygulanmasının tamamlanması 1 Mevzuat uyum takvimi Tablo 10.1.1 1 2002/20/AT

Detaylı

Geçici Koruma Uluslararası Standartlar. BMMYK Kasım 2014

Geçici Koruma Uluslararası Standartlar. BMMYK Kasım 2014 Geçici Koruma Uluslararası Standartlar BMMYK Kasım 2014 Amaç ve Kapsam Amaç: Geçici koruma ve kitlesel akın kavramları ile geçici koruma ile ilgili uluslararası standartları anlamak Sunumda yer verilecek

Detaylı

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Uzmanlığı Tezi

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Uzmanlığı Tezi T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Uzmanlığı Tezi AVRUPA BİRLİĞİ MÜKTESEBATINDA VE ULUSLARARASI HUKUKÎ METİNLERDE MÜLTECİLERİN ÇALIŞMA

Detaylı

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR AB Göç politikalarında uyum ve koordinasyon için: Amsterdam Anlaşması 2.10.1997 Tampere Zirvesi 15-16.10.1999 GÖÇ VEGÖÇMEN POLİTİKALARININ

Detaylı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı. TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ HAFTA 2 Roma Antlaşması Avrupa Ekonomik Topluluğu AET nin kurulması I. AŞAMA AET de Gümrük Birliğine ulaşma İngiltere, Danimarka, İrlanda nın AET ye İspanya ve Portekiz in AET ye

Detaylı

18- EĞİTİM, ÖĞRETİM VE GENÇLİK

18- EĞİTİM, ÖĞRETİM VE GENÇLİK 18- EĞİTİM, ÖĞRETİM VE GENÇLİK Göçmen İşçi Çocuklarının Eğitimine İlişkin Yönetmelik, 14 Kasım 2002 tarih ve 24936 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik kapsamında yapılan

Detaylı

ULUSAL VE ULUSLARARASI ALANDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA DUYULAN İHTİYAÇ

ULUSAL VE ULUSLARARASI ALANDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA DUYULAN İHTİYAÇ ULUSAL VE ULUSLARARASI ALANDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA DUYULAN İHTİYAÇ Günümüzde gerek devlet kurumları gerekse özel kuruluşlar, her gün binlerce kişiye ilişkin çeşitli bilgilere ulaşabilmektedir.

Detaylı

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

Göç ve Tüberküloz. Haluk C.Çalışır Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi

Göç ve Tüberküloz. Haluk C.Çalışır Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Göç ve Tüberküloz Haluk C.Çalışır Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Plan Göç / sığınma boyut Tanımlar Göçmen sağlığı genel Tüberküloz Türkiye/Suriye/Irak Sonuç Dünya genelinde tahmini göçmen sayısı:

Detaylı

Güz Dönemi AB Hukuku Yüksek Lisans Programı AB Özgürlük, Güvenlik ve Adalet Alanı Semineri. Seminer Konuları ve Zamanlama

Güz Dönemi AB Hukuku Yüksek Lisans Programı AB Özgürlük, Güvenlik ve Adalet Alanı Semineri. Seminer Konuları ve Zamanlama 2016-2017 Güz Dönemi AB Hukuku Yüksek Lisans Programı AB Özgürlük, Güvenlik ve Adalet Alanı Semineri Seminer Konuları ve Zamanlama ÖNNOT Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Birliği ve

Detaylı

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI İKTİSADİ KALKINMA VAKFI Melih ÖZSÖZ Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü İktisadi Kalkınma Vakfı AKIŞ AB-TÜRKİYE MÜLTECİ UZLAŞISI YENİ NESİL İLERLEME RAPORLARI 2015 YILI TÜRKİYE İLERLEME RAPORU

Detaylı

TÜRKİYE DE FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ KÜLTÜRÜ VE GELİŞİMİ

TÜRKİYE DE FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ KÜLTÜRÜ VE GELİŞİMİ TÜRKİYE DE FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ KÜLTÜRÜ VE GELİŞİMİ Ceren Pala Okat Fikri Haklar Yöneticiliği "Fikri Haklar Yönetimi" Paneli TÜSİAD Genel Sekreterliği Konferans Salonu 14 Haziran 2012 Akış Fikri Haklar

Detaylı

İltica Kararına İtiraz Usulleri

İltica Kararına İtiraz Usulleri ULUSAL EYLEM PLANININ UYGULAMASINDAN SORUMLU BAKANLIK, KURUM VE KURULUŞLAR ULUSAL EYLEM PLANI FAALİYET VE TAVSİYELERİ Kapasitenin arttırılması maksadıyla, göç ile iltica alanında bir ıhtisas biriminin

Detaylı

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer)

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer) 25 Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (Resmî Gazete ile yayımı:

Detaylı

Türkiye'nin TESPİT Tamamlandı Eksik 1

Türkiye'nin TESPİT Tamamlandı Eksik 1 Türkiye'nin 1 2 3 4 5 6 7 1 GÖÇ YÖNETİMİ 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 Başta AB Üye Devletleriyle olanlar olmak üzere, ülkenin bütün sınırları boyunca sınır kontrollerinin ve

Detaylı

Bosna Kurbanlarına Yardım - Bosna ve Kosova dan Gelen Mültecilere Destek

Bosna Kurbanlarına Yardım - Bosna ve Kosova dan Gelen Mültecilere Destek Soydaş Uyum Eğitimi Bulgaristan dan göç eden soydaşlarımızın Türkiye de yerleşme, yaşama ve çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla 9 aylık bir sürede 4 ilde 33 seminer düzenlenmiş, 7.000 e yakın kişiye

Detaylı

FASIL 29 GÜMRÜK BİRLİĞİ

FASIL 29 GÜMRÜK BİRLİĞİ FASIL 29 GÜMRÜK BİRLİĞİ Öncelik 29.1 Özellikle gümrük kontrolleri ve vergi denetimi kuralları olmak üzere, serbest bölgeler mevzuatının AB müktesebatı ile uyumlu hale getirilmesi 1 Mevzuat uyum takvimi

Detaylı

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi. KKTC Mülteci Hukuku Programı VOLKAN GÖRENDAĞ Mülteci Hakları Koordinatörü multeci@amnesty.org.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi. KKTC Mülteci Hukuku Programı VOLKAN GÖRENDAĞ Mülteci Hakları Koordinatörü multeci@amnesty.org. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi KKTC Mülteci Hukuku Programı VOLKAN GÖRENDAĞ Mülteci Hakları Koordinatörü multeci@amnesty.org.tr TÜRKİYE İLTİCA MEVZUATI Anayasa 90. Madde ile Uluslararası Sözleşmeler

Detaylı

18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve 2006-9982 no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı.

18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve 2006-9982 no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı. YETİM RAPORU 18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve 2006-9982 no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı. Bakanlar Kurulu nun 6 Şubat 2007 tarihli

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

14.30-16.00: II. OTURUM GÖÇ KONULARINDA KAMU GÜVENİ İNŞA EDİLMESİ OTURUMU GENEL KONUŞMA NOTU

14.30-16.00: II. OTURUM GÖÇ KONULARINDA KAMU GÜVENİ İNŞA EDİLMESİ OTURUMU GENEL KONUŞMA NOTU 14.30-16.00: II. OTURUM GÖÇ KONULARINDA KAMU GÜVENİ İNŞA EDİLMESİ OTURUMU GENEL KONUŞMA NOTU 1 SAYIN BAKANLAR, KIYMETLİ TEMSİLCİLER; ÖNCELİKLE BURADA BULUNMAKTAN DUYDUĞUM MEMNUNİYETİ İFADE ETMEK İSTİYORUM.

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

Türkiye ve Avrupa Birliği

Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkisi Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun

Detaylı

Dünya Mültecileri Hakkında Anahtar İstatistikler

Dünya Mültecileri Hakkında Anahtar İstatistikler Dünya Mültecileri Hakkında Anahtar İstatistikler Avrupa ve ABD'ye göç eden mülteciler nüfusu nasıl etkiledi? Avrupalıların, AB politikalarına bakışı nasıl? ABD halkının mültecilere bakışı nasıl? 29.06.2016

Detaylı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Avrupa Komisyonu SCHUMANN Roma Antlaşması Brüksel Almanya - Avrupa Parlamentosu Đktisadi Kalkınma Vakfı Adalet ve Özgürlükler AB - AVRO Politikaları AB Konseyi Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Üye Devlet

Detaylı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - İtalya İlişkileri: Fırsatlar ve Güçlükler ( 2014 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

ÜLKEMİZE SIĞINAN YABANCILARIN SAĞLIK HAKLARI PANELİ

ÜLKEMİZE SIĞINAN YABANCILARIN SAĞLIK HAKLARI PANELİ ÜLKEMİZE SIĞINAN YABANCILARIN SAĞLIK HAKLARI PANELİ SIĞINMACI ÇOCUK HAKLARI Neslihan ÇAPAR İl Müdür Yardımcısı ARALIK- 2015 SIĞINMACI Vatandaşı oldukları ülkeden başka bir ülkeye mülteci statüsü almaya

Detaylı

ÖZGENUR YİĞİT ULUSLARARASI HUKUK, AVRUPA HUKUKU VE TÜRK HUKUKUNDA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN ETKİLİ BAŞVURU HAKKI

ÖZGENUR YİĞİT ULUSLARARASI HUKUK, AVRUPA HUKUKU VE TÜRK HUKUKUNDA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN ETKİLİ BAŞVURU HAKKI ÖZGENUR YİĞİT ULUSLARARASI HUKUK, AVRUPA HUKUKU VE TÜRK HUKUKUNDA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN ETKİLİ BAŞVURU HAKKI İÇİNDEKİLER ÖZET... V ABSTR ACT...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR... XVII

Detaylı

Vizesiz Avrupa. İdris Kardaş KSP Genel Koordinatorü

Vizesiz Avrupa. İdris Kardaş KSP Genel Koordinatorü İdris Kardaş KSP Genel Koordinatorü Vizesiz Avrupa AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ın baş müzakereci olarak göreve başladığı 2009 dan beri yoğun emek sarfettiği vize sorununda önemli bir aşama

Detaylı

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012 DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012 1 1. Giriş Bölgesel kalkınma veya bölgesel gelişmeler son yıllarda hepimizin üstünde tartıştığı bir

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014 İTİRAZ USULLERİ BMMYK Kasım 2014 İtiraz Usülleri Etkili çare Son karara kadar ülkede kalma hakkı Sınırdışı edilmeme İdari ve yargısal itiraz hakkı İdari süreçler: İlk aşamada dosyayı inceleyen kişiden

Detaylı

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ÇERÇEVE SUNU Gülçiçek ÖZKORKMAZ Başkanlık Baş Danışmanı Mukim Özel Temsilciler Direktörü ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI ve TÜRKİYE ÜZERİNE

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME 151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 7 Haziran 1978 Kanun Tarih ve Sayısı: 25 Kasım 1992

Detaylı

İstatistikler ve Kanıta Dayalı Karar Verme Semineri

İstatistikler ve Kanıta Dayalı Karar Verme Semineri T.C. MALİYE BAKANLIĞI Muhasebat Genel Müdürlüğü İstatistikler ve Kanıta Dayalı Karar Verme Semineri Toplantısına İlişkin Rapor Toplantının Yeri ve Tarihi: Belçika/Brüksel (3/4 Mayıs 2012) Toplantıya Genel

Detaylı

EK-3.9 İDARİ İSLER VE KOORDİNASYON DAİRE BAŞKANLIĞI

EK-3.9 İDARİ İSLER VE KOORDİNASYON DAİRE BAŞKANLIĞI EK-3.9 İDARİ İSLER VE KOORDİNASYON DAİRE BAŞKANLIĞI İdari İşler ve Koordinasyon Daire Başkanı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü; Genel Müdür Yardımcılığı (Bağlı) İŞİN KISA TANIMI: Tarımsal

Detaylı

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR Öncelik 23.1 Yargının verimliliği, etkinliği ve işlevselliğinin arttırılması 1 Mevzuat Uyum Takvimi Tablo 23.1.1 No Yürürlükteki AB mevzuatı Taslak Türk mevzuatı Kapsam Sorumlu

Detaylı

Türkiye de Uluslararası Koruma Arayan Kişiler için EĞİTİM HAKKI SORULAR & YANITLAR

Türkiye de Uluslararası Koruma Arayan Kişiler için EĞİTİM HAKKI SORULAR & YANITLAR Türkiye de Uluslararası Koruma Arayan Kişiler için EĞİTİM HAKKI SORULAR & YANITLAR Ağustos 2017 Türkiye ye sığındım. Kendim ya da çocuklarım için Türkiye deki eğitim imkânlarından yararlanabilir miyim?

Detaylı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20 EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20 Bu sayıda; Dünya Bankası Küresel Ekonomik Beklentiler Raporundaki tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir. i Dünya Bankasından

Detaylı

Sirküler Rapor / NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

Sirküler Rapor / NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI Sirküler Rapor 13.10.2014/188-1 34 NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI ÖZET : Kurumlar Vergisi Kanunu Sirkülerinde ; Vakıflara Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınabilmesi için

Detaylı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı Aralık 05, 2014-3:06:00 Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlik konusunun Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) görüşüldüğünü ve olumlu kanaatlerin ifade edildiğini söyledi. Başbakan

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Görevleri (663 sayılı KHK ya istinaden) MADDE 14- (1) Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır: a) Sağlık

Detaylı

5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması. Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum,

5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması. Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum, 5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum, Beşinci yılını dolduran Suriye Krizi, küresel bir meseledir doğudan batıya; güneyden kuzeye hepimizi

Detaylı

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK? BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK? BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK? BAĞIMSIZ DENETİM YÖNETMELİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME GİRİŞ Ayşenur ALTINAY 1 Bir ülkenin gelişmesi ve büyümesi, o ülkede yaşayanların oluşturduğu örgütlerin başarısına bağlıdır. Örgütlerin

Detaylı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU Kasım 29, 2006-12:00:00 BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK

Detaylı

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ 1.Giriş Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı Kamu idarelerinin mali yönetimini düzenleyen 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Türk kamu yönetiminde son dönemde yaygınlaşarak artan uzmanlaşmaya dayalı personel yaklaşımının, Bakanlık düzeyindeki ilk

Detaylı

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ GIDA GÜVENLİĞİ GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ Dünyada 800 Milyon İnsan Kronik Yetersiz Beslenme, 1.2 Milyar İnsan Açlık Korkusu Yaşamakta, 2 Milyar İnsan Sağlıklı, Yeterli ve Güvenli Gıda Bulma Konusunda

Detaylı

GÖÇÜN GETİRDİĞİ SORUNLAR VE GÖÇ SONRASI TÜRKİYE

GÖÇÜN GETİRDİĞİ SORUNLAR VE GÖÇ SONRASI TÜRKİYE GÖÇÜN GETİRDİĞİ SORUNLAR VE GÖÇ SONRASI TÜRKİYE Vicdan KÖKSALDI MOTOR Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, HATAY Göçmen- Mülteci- Sığınmacı- İltica

Detaylı

Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Örnekliğinde Göçmen Bilgilendirmesinde Yerel Yönetimlerin Rolü

Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Örnekliğinde Göçmen Bilgilendirmesinde Yerel Yönetimlerin Rolü Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Örnekliğinde Göçmen Bilgilendirmesinde Yerel Yönetimlerin Rolü Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Nedir? Keçiören Belediyesi, Keçiören Kaymakamlığı, Sosyal

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006 187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006 ILO Kabul Tarihi: 15 Haziran 2006 Yürürlüğe Giriş Tarihi: 20 Şubat 2009 Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansı, Uluslararası

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi AESK ve Türkiye REX Dış İlişkiler Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi (KİK) 16 Kasım 1995 te AESK, Ankara Anlaşmasında bulunan: Ortaklık Konseyi; Avrupa Parlamentosu,

Detaylı

D.B. / Türkiye (33526/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI. Aşağıdaki metin kararın resmi olmayan özetidir. Özet

D.B. / Türkiye (33526/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI. Aşağıdaki metin kararın resmi olmayan özetidir. Özet D.B. / Türkiye (33526/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI Aşağıdaki metin kararın resmi olmayan özetidir. Özet Başvuru sahibi İran İşçi-Komünist Partisi ile İran daki İran Eşitlik ve Özgürlük İçin

Detaylı

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Sayı : 19108261-121.02-82273 12/09/2014 Konu : Yabancılara Kimlik Numarası Verilmesi ve Adres Kayıtlarının Tutulması Yabancılara kimlik

Detaylı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu v TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ÖNSÖZ Yirmi birinci yüzyılı bilgi teknolojisi çağı olarak adlandırmak ne kadar yerindeyse insan hakları çağı olarak adlandırmak da o kadar doğru olacaktır. İnsan

Detaylı

SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI

SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI 1. Amaç: Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Politikasının (Politika) amacı SAF GYO A.Ş nin ( Şirket ) faaliyet gösterdiği sektörde

Detaylı

3. HAFTA-Grup Çalışması

3. HAFTA-Grup Çalışması KAMU MALİYESİNDE KARAR ALMA VE PERFORMANS YÖNETİMİ PROJESİ PERFORMANS YÖNETİMİ VE PERFORMANS ESASLI BÜTÇELEME 3. HAFTA-Grup Çalışması ANKARA 27 Ocak 2011 PERFORMANS ANLAŞMASI DPT den sorumlu bakan ile

Detaylı

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

FASIL 5 KAMU ALIMLARI FASIL 5 KAMU ALIMLARI Öncelik 5.1 Kamu alımları konusunda tutarlı bir politika oluşturulması ve bu politikanın uygulanmasının izlenmesi görevinin bir kuruma verilmesi 1 Mevzuat uyum takvimi Tablo 5.1.1

Detaylı

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5952 Kabul Tarihi : 17/2/2010 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 4/3/2010 Sayı : 27511 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Tanımlar

Detaylı

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT Prof. Dr. NURAY EKŞİ İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT Kanunlar İhtilâfı Ülkelerarası Evlat Edinme

Detaylı

AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet

AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet Türkiye yarım yüzyılı aşkın bir süredir Avrupa Birliği üyeliğine aday bir ülke. Ne var ki, son on yılda kat edilen büyük gelişmelere

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 113 Şubat 2015 İKV DEĞERLENDİRME NOTU TÜM AB VATANDAŞLARI İÇİN VİZESİZ TÜRKİYE Deniz SERVANTIE İKV Uzman Yardımcısı Deniz SERVANTIE 27 Ekim 2014 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr TÜM AB VATANDAŞLARI

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

SHT MED. Dr. Kadir EREN Hava Sağlık Birim Sorumlusu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü

SHT MED. Dr. Kadir EREN Hava Sağlık Birim Sorumlusu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü SHT MED Dr. Kadir EREN Hava Sağlık Birim Sorumlusu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Türk Sivil Havacılığında KURAL KOYMA DENETLEME YAPTIRIM UYGULAMA görevini yürütmektedir.

Detaylı

İç Kontrol ve Risk Yönetimi Sisteminiz Stratejik Yönetim ve Planlama Sürecinize Katkı Sağlayabilir

İç Kontrol ve Risk Yönetimi Sisteminiz Stratejik Yönetim ve Planlama Sürecinize Katkı Sağlayabilir İç Kontrol ve Risk Yönetimi Sisteminiz Stratejik Yönetim ve Planlama Sürecinize Katkı Sağlayabilir Kurumlarımızda kullanılmakta olan önemli yönetim araçlarımız bulunmakta; İç Kontrol, Risk Yönetimi, Stratejik

Detaylı

İÇİNDEKİLER. İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ...v. ÖNSÖZ...vi. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN

İÇİNDEKİLER. İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ...v. ÖNSÖZ...vi. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ...v ÖNSÖZ...vi Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun... 3 İkinci Bölüm VASİYETNAMENİN

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

Resmî Gazete YÖNETMELİK

Resmî Gazete YÖNETMELİK 27 Ağustos 2014 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29101 YÖNETMELİK Kalkınma Bakanlığından: KALKINMA AJANSLARI YATIRIM DESTEK OFİSLERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

SURİYELİ KADIN ve KIZ ÇOCUKLARI İÇİN GÜVENLİ ALANLAR PROJESİ Merkezlerimize ve etkinliklerimize ilişkin bazı fotoğraflar

SURİYELİ KADIN ve KIZ ÇOCUKLARI İÇİN GÜVENLİ ALANLAR PROJESİ Merkezlerimize ve etkinliklerimize ilişkin bazı fotoğraflar SURİYELİ KADIN ve KIZ ÇOCUKLARI İÇİN GÜVENLİ ALANLAR PROJESİ Merkezlerimize ve etkinliklerimize ilişkin bazı fotoğraflar 1 2 3 4 5 PROJE KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTIRILEN ETKINLIKLER ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLER PANELİ

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

FASIL 3 İŞ KURMA HAKKI VE HİZMET SUNUMU SERBESTİSİ

FASIL 3 İŞ KURMA HAKKI VE HİZMET SUNUMU SERBESTİSİ FASIL 3 İŞ KURMA HAKKI VE HİZMET SUNUMU SERBESTİSİ Öncelik 3.1 Bu fasıl kapsamındaki müktesebata uyum sağlanabilmesi için, kurumsal kapasite ve mevzuat uyumu açısından gerekli tüm adımlarla ilgili takvimi

Detaylı

BİRİNCİ DEĞERLENDİRME RAPORU ANALİZİ

BİRİNCİ DEĞERLENDİRME RAPORU ANALİZİ TÜRKİYE İLE VİZE SERBESTLİĞİNE İLİŞKİN YOL HARİTASI BİRİNCİ DEĞERLENDİRME RAPORU ANALİZİ Melih Özsöz, İKV Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü Avrupa Komisyonu, Türkiye ile vize serbestliğine

Detaylı