ÝLK MEZAR KASAPLAR'DA BULUNMUÞTU

Transkript

1 ÝLK MEZAR KASAPLAR'DA BULUNMUÞTU On binler, Hakikatleri Araþtýrma ve Adalet Komisyonu kurulmasý için Türkiye nin dört bir yanýndan Siirt e gelen on binlerce kiþi, ilk toplu mezarlarýn ortaya çýktýðý Kasaplar Deresi ne (Newala Qesaba) yürüdü. Türkiye kamuoyu mezar gerçeðiyle ilk kez 1989 da Kasaplar Deresi ndeki toplu mezarýn ortaya çýkmasýyla tanýþtý. Siirt teki bu askeri çöplük alanýnda en az 73 kiþinin olduðuna dair isimler tespit edildi ancak kayýp aileleri bu rakamýn daha yüksek olduðunu belirtiyor. Toplu mezarlarýn usulüne uygun açýlarak sorumlularýn yargýlanmasý ve "Hakikatleri Araþtýrma ve Adalet Komisyonu"nun kurulmasý için Türkiye'nin dört bir yanýndan Siirt'e gelen on binlerce kiþi, ilk toplu mezarlarýn ortaya çýktýðý... 2 DE 8 DE Babasý Zeki Tekiner in Katledildiðinde 4Yaþýnda olan ve ailece bölgeden çýkartýlarak zorunlu ikametgaha tutulan Hilmi Bülent Tekiner yýllar sonra Nevþehir e gelebilmenin nedenleri ve Nevþehir Cumhuriyet Halk Partisi aday adaylýðýný konuþtuk. Hilmi Bülent Tekiner yaþadýðý travmayý duygulanarak anlattý. O yýllarda CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Ali Nihat Doðan ile birlikte Babasýnýn cenaze töreni esnasýndaki fotoðraflarýný inceleyerek o faþist saldýrý ve sonrasýný Nihat Doðan ýn anýlarý ile yaþadýk. Gençlik dönemi ve tüm yaþantýsýnýn siyasi mücadele içerisinde geçtiðini anlatan CHP sinin Ankara gençlik örgütü içerisinde baþlayan mücadelesinin partinin çeþitli örgütlenmeleri içerisinde geliþerek sürdüðünü anlattý. Naci Özçelik, Halkýmýzý bilgilendirmek adýna bu soruyu soruyorum, Milletvekili seçildiðinizde ne yapmak istiyorsunuz, projelerinizi anlatýr mýsýnýz? Hilmi Bülent Tekiner, Ben yaptýðým her konuþmada bunu söylüyorum, neden ben adayým ve aday olduktan sonra seçileceðimde ne yapacaðýmý anlatýyorum. Neden adayým; Benim özellikle adaylýðýmýn dayandýðý bazý temeller var, birincisi Nevþehirli olmam ve on yýl civarýnda Ankara da siyaset yapmýþ bir insaným. Çocukluðumdan beri idealim buydu, ben dokuz on yaþlarýndayken Nevþehir de siyaset yapmayý düþünmüþtüm ama biliyorsunuz 1980 de cenazede askeri konvoy eþliðinde Nevþehir dýþýna çýkartýldýk. O zaman dört yaþýndaydým, Nevþehir e dönmemiz kolay deðildi. Zaman aldý. Ben bu süre içerisinde partide çalýþmalarýma devam ettim. Çankaya da gençlik kollarý baþkanlýðý, yönetim kurulu üyeliði yaptým, genel merkezde gençlik kollarý genel sekreteri oldum, siyaseti Ankara da sürdürdüm. Ama içimde hep Nevþehir isteði vardý yýlýnda gelmeyi çok düþündüm ama genel merkezle iliþkilerimizden dolayý bu mümkün olmadý. O noktada onlara böyle bir þey teklif edemezdim, ben her zaman büyüklerimden, babamdan, babamýn arkadaþlarýndan duyduðum önseçim diye bir hayalim vardý. Ben bir yere gideceksem seçimle gitmeliyim, biz bu seçim döneminde de bunu bekledik ama maalesef çok geç açýklandý. Bana hep sordular neden geciktiniz ben bundan geciktim. Ben 3 ay önce adayým deyipte ön seçim çýkmasaydý, merkez atamasý çýksaydý ne diyecektim kusura bakmayýn yanlýþ anlaþýldý, geri dönemezdim. Bu yüzden de adaylýðýmý açýklayamadým. Ancak genel merkezden önseçim açýklandý ben de ön seçime girmeye karar verdim. Devamý 6 DA 4 DE 2 DE 7 DE 3 DE Ýnsan bulunduðu yerden baþka bir yere, her zaman aklýndan geçirdiði hedeflere giderken en çok hangi bilgiye gereksinim duyar? Somut ve bilimsel bilginin yaptýðý katkýnýn sonuçlarýný hemen görmeye baþlayabilir. Gelgelelim, somut bilginin býraktýðý iz geçicidir, iþe yaradýkça görülür, yoksa unutulur. Peki ýssýz adaya giderken hangi beþ kitabýn yanýnýzda olmasýný istersiniz? Fizik ya da matematik kitaplarý da alýr mýsýnýz yanýnýza? Ben Karamazov Kardeþler, Yitik Zamanýn Ýzinde, Yüzyýllýk Yalnýzlýk, Sait Faik in Bütün Eserleri ni, bir de Çaðdaþ Türk Þiiri Antolojisi ni alýrdým. Oku oku bitmez. Kundera, Hayat kýsa, okumak uzundur derken, zaman içinde hiç eskimeyen edebiyat kitaplarýný anlatýyordu elbette. Fizikçi, matematikçi ya da biyolog, bir ömür boyunca bir... 5 DE "Cemevi, Alevi Bektaþiliðinde yoktur. 1990'lardan sonra dini evangelizm (sömürgeci misyonerlik) ve protestanlýk olarak deðiþtirmek amacý ile yürütülen olumsuz geliþmelerdir. Aleviler ve Bektaþiler buna itibar etmemiþlerdir. 7 DE

2 Her çaðda görülmüþtür bu; günümüzde de vardýr: aþýrmacýlýk tan söz ediyorum. Aþýrma ya eskiler, intihal derlermiþ. Bu kavram, özellikle yazýn dünyasý için geçerlidir. Bilim alanýnda da bu yüzden, yargý yoluna gidildiðine, yakýndan çok tanýk olmuþuzdur. Adam, tezini yazarken/doktorasýný hazýrlarken, bir baþkasýnýn yapýtýndan aldýðý alýntýlarý, kendi ürünüymüþ gibi piyasaya sürer. Böylesi bir tutum, duyarlý insanlarýn tanýmýyla tam bir yüz karasýdýr. Esinlenmek/etkilenmek ayrý, aþýrmacýlýk ayrý kavramlardýr. Kiþi, okuduklarýnýn etkisinde kalabilir; büyük ustalara öykünebilir; yazdýklarýnda/ürettiklerinde usta bildiklerinin izi görülebilir; ama doðrudan doðruya birinin ürününü toplayýp kendi bahçesininmiþ gibi sunmaya kalkýþýrsa; yani ürününü aldýðý bahçenin yerini göstermez, bahçývanýnýn adýný vermezse; üstelik bunu ben yetiþtirdim der gibi ürüne sahip çýkarsa; iþte bunun adýna yazarlýk deðil, aþýrmacýlýk denir. Böyleleri, yazýn dünyasý nýn hýrsýzlarý olarak tanýmlanýr ancak. Þimdi düþünün siz: güncel konularý ele alýp bir yazý yazýyorsunuz. Bu yazý, dört ayrý yerleþkede, ayný günde yayýmlanýyor; üç gün sonra yazýnýzýn bir baþka sitede kimi yerleri deðiþtirilerek, bir baþka baþlýk altýnda, bir baþka yazar imzasýyla karþýnýza çýkýyor. Yazdýðýnýz yazýnýn okuru oluyorsunuz bu kez. Böyle bir olayý yaþadým ben. Sitenin birinde karþýma çýkan bir yazýya þöyle bir baktým. Yazýnýn gövdesi tümden benim; baþý/ayaðý bir baþkasýnýn. Ýnanýn baðrýma eðri bir hançer saplanmýþ gibi oldum. O yazýmýn sonuna eklediðim Neyzen Tevfik in dörtlüðünde geçen bir tutumla ben de kalkýp bu yanlýþlýðýn giderilmesi için adý geçen yazara, site yöneticilerine, usulünce baþvuruda bulundum. Bu yazýyý yazýncaya dek ne yazardan, ne de site yönetiminden bir ses çýktý. Hatta bu yazýyý geciktirdim bile. Yazým, bir paylaþým biçiminde yayýmlansaydý kuþku yok ki onur duyardým; böylesi bir yazýyý da yazmazdým. Ama durum, böyle geliþmedi; böyle geliþmeyince de bu yazýyý yazmasaydým, kendime kötülük etmiþ olurdum. Ben çok zor yazan, kolay okunan biriyim. Nasýl yazdýðýmý ben bilirim. Nasýl okunduðumu da okurlarýmdan öðreniyorum. Yazdýklarým, her yazarýnki gibi bir emek ürünü dür. Yok öyle þey; ben yazayým, sen altýna imzaný at. Anýsý önünde saygýyla eðildiðim büyük þair Enver GÖKÇE nin o duru, o yalýn, o vurucu dizeleri geliyor dilimin ucuna: Hangi/ Kitap/ Yazýyor/ Kardaþ/ Ben/ Çalýþam/ Eller/ Ala (*) Bu sözcük/dizeler, Enver GÖKÇE nin, Gözüm Baþým Üstüne adlý þiirinde geçer. Yazarlar, düþüncelerini perçinlemek için yazýlarýný elbet de örtüþen örneklerle besleyeceklerdir; bu, onlarýn en doðal hakkýdýr; ancak bir yazar, alýntýya sahiplenme yolunu deðil de, alýntýladýðý metnin sahibini ve yerini belirtme yolunu seçerse, yazýn ahlakýna uymuþ olur. Ben yine edindiðim eðitim sonucu, yazýmýn deðiþikliðe uðratýlarak yayýmlandýðý sitenin adýný ve yazarýný burada açýklamayacaðým. Ancak, baþlýðýný benim koyduðum yazýmla, deðiþik bir baþlýkla yayýmlanan yazýmýn baþlýðýný vermekle yetineceðim sadece. Benim yazým, 18 Mart 2011 tarihinde ÝSTÝRAHATGÂH baþlýðý altýnda Buyukkadi, Nurhakdaði, Facebook Siteleri nde ayný gün; Alevi Haber Ajansý nda da üç gün sonra yayýmlanmýþtýr. Deðiþtirilen yazým ise, MÝLLETVEKÝLÝ KUYRUKLARI baþlýðý altýnda 21 Mart 2011 tarihinde yayýmlanmýþtýr. Sanýrým bu kýsa bilgi, sitelerde gezinen o yazar hanýmefendinin gözünden kaçmaz. Yazýk; çok yazýk (*) Enver GÖKÇE, YAÞAMI, BÜTÜN ÞÝÝRLERÝ, AYKO YAYINLARI ÝLK MEZAR KASAPLAR'DA BULUNMUÞTU On binler, Hakikatleri Araþtýrma ve Adalet Komisyonu kurulmasý için Türkiye nin dört bir yanýndan Siirt e gelen on binlerce kiþi, ilk toplu mezarlarýn ortaya çýktýðý Kasaplar Deresi ne (Newala Qesaba) yürüdü. Türkiye kamuoyu mezar gerçeðiyle ilk kez 1989 da Kasaplar Deresi ndeki toplu mezarýn ortaya çýkmasýyla tanýþtý. Siirt teki bu askeri çöplük alanýnda en az 73 kiþinin olduðuna dair isimler tespit edildi ancak kayýp aileleri bu rakamýn daha yüksek olduðunu belirtiyor. Toplu mezarlarýn usulüne uygun açýlarak sorumlularýn yargýlanmasý ve "Hakikatleri Araþtýrma ve Adalet Komisyonu"nun kurulmasý için Türkiye'nin dört bir yanýndan Siirt'e gelen on binlerce kiþi, ilk toplu mezarlarýn ortaya çýktýðý Kasaplar Deresi ne (Newala Qesaba) doðru yürüdü. Sabah saatlerinden itibaren Türkiye'nin dört bir yanýndan araçlarla Siirt'e gelen on binlerce kiþi, Þelale Düðün Salonu önünde buluþarak, buradan toplu mezarlarýn bulunduðu Kasaplar Deresi ne doðru yürüyüþe geçti. Cansýz bedeninin Kasaplar Deresi nde olduðu iddia edilen PKK kurucularýndan Mahsum Korkmaz'ýn dev boyutta posterlerini açan kitle, Siirt merkeze bir buçuk kilometre mesafede bulunan Kasaplar Deresi ne yürüdü. Egit kod adlý Korkmaz'ýn ölüm yýldönümüne denk getirilen ve MEYA-DER öncülüðünde "Toplu mezarlar insanlýk suçudur. Toplumsal barýþ ve hakikatleri açýða çýkarmak için Newala Qesaba'ya yürüyoruz" sloganý ile düzenlenen yürüyüþte, "Egit" þarkýsý çalýndý. DÖKH, YAKAY-DER, Barýþ Anneleri Ýnisiyatifi, TUHADDER, TUHADFED, Göç-Der, ÝHD, KESK ve DÝSK yöneticileri, aydýn ve yazarlar yer aldý. Yürüyüþte, "Newala Qesaba'nýn Egitlerini selamlýyoruz", "Ýnsanlýk suçlarýnýn tarihe not düþürülmesi için Newala Qesaba'daki toplu mezarlar açýlsýn" pankartlarý açýldý. Gazetemiz baskýya girdiðinde Yüzlerce polisin de yoðun önlem aldýðý yürüyüþ devam ediyor 88 TOPLU MEZARDA 1298 KÝÞÝ ÝHD Diyarbakýr Þubesi nin Þubat ayýnda yayýnladýðý bir rapora göre bugüne kadar 88 toplu mezarda bin 298 kiþinin olduðu tespit edildi. Raporda ayrýca bugüne kadar açýlan 26 toplu mezardan 171 kiþinin kemiklerine ulaþýldýðý aktarýldý. KASAPLAR DERESÝ 1989 DA BULUNDU Türkiye kamuoyu mezar gerçeðiyle 1989 da Kasaplar Deresi ndeki toplu mezarýn ortaya çýkmasýyla tanýþtý. Siirt teki bu askeri çöplük alanýnda en az 73 kiþinin olduðuna dair isimler tespit edildi ancak kayýp aileleri ve insan haklarý organizasyonlarýna göre 200 ü aþkýn kiþi bu alana atýldý. 28 Mart 1986 da öldürülen Mahsun Korkmaz ýn cenazesinin de Kasaplar Deresi nde olduðu sanýlýyor. Bu toplu mezar 20 yýlý aþkýn bir süredir açýlmayý bekliyor. Bir toplu mezar da Uludere de Kirli savaþ suçlarýnýn kanýtý olan toplu mezarlara bir yenisi eklendi deki bir çatýþma sýrasýnda çoðu yaralý olarak ele geçirildikten sonra infaz edildiði öne sürülen 12 PKK linin cesedinin toplu olarak Uludere ilçesindeki Wargê Sîpo yaylasýnda gömüldüðü iddia ediliyor. Uludere ye baðlý Hilal köyünün Wargê Sîpo yaylarýndaki bulunan Girê Kewa alanýnda 14 Temmuz 1991 günü çýkan askerle ve korucularýn katýldýðý bir çatýþma sýrasýnda PKK liler kuþatmaya alýndý. ANF ye bilgi veren görgü tanýklarýndan Tahir Sidar, 18 kiþilik PKK li grubun binlerce asker ve korucu tarafýndan kuþatma alýndýktan sonra, bu çatýþmada ancak 6 PKK linin yaralý olarak kurtulabildiðini söyledi. Geri kalan 12 PKK linin çoðunun ise yaralý olarak esir alýndýktan sonra infaz edildiðini belirtti. Olayda yaþamýný yitiren 12 PKK liyi de tanýdýðýný ve onlar üzerine þiir yazdýðýný anlatan Sidar, Onlar aklýmdan hiç çýkmayacaklar diyerek tanýklýðýný þöyle aktardý: Binlerce askerin katýldýðý operasyonda, tepeyi kuþattýlar. Gerilla birliði zoma yakýn olduðu için, halka zarar gelmesin diye fazla savaþmadý. Askerler ise her türlü tekniði de kullanarak üzerilerine gitti. Gerillalar çatýþmak zorunda kaldýlar. Askerlerin de ölü ve yaralýlarý oldu. Burada 12 gerilla yaþamýný yitirdi. YARALILARA ÝÞKENCE Asker ve korucularýn cenazelere iþkence yaptýðýný söyleyen Sidar, devamla þöyle konuþtu; Mýzgin ile Erdal birlikte yürüyorlar. Mýzgin yaralandýðýnda, Erdal onu kaldýrýyor, ondan sonra Erdal da ayaðýndan yaralanýyor. Her ikisi de yürüyemiyor. Her ikisi de son mermilerine kadar savaþtýktan sonra yaralý ele geçiyorlar. Sonra infaz ediliyorlar. Köylülerden aldýðýmýz bilgilere göre, cenazelerle oynanmýþ ve hakaret edilmiþ. Erdal ve Mýzgin e, itirafçý olmalarý için, iþkence yapýlmýþ. Ama onlar bunu kabul etmeyince her ikisini de kurþuna dizmiþler. Vücutlarýnýn hemen hemen her tarafýnda kurþun yarasý varmýþ. Sidar, askerlerin gerilla cenazelerini üst üste attýktan sonra üstlerini taþ ve odunlarla kapattýðýný söyledi. BirGün Ýlk defa bu büyüklükte bir yürüyüþe tanýklýk eden Siirt merkezdeki Kurtalan Caddesi'nden geçen kortejin en önünde ise DTK Eþ Baþkanlarý Ahmet Türk ve Aysel Tuðluk ile BDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ, belediye baþkanlarý, BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Hasip Kaplan, Pervin Buldan, Osman Özçelik, DYG,

3 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ 12 Haziran 2011 Milletvekili seçimleri için Nevþehir de önseçim yoluyla milletvekilleri adaylarýný belirleyecek olan Cumhuriyet Halk Partisi aday adaylarý, 3 Nisan 2011 Pazar günü yapýlacak ön seçim için ilçemize ziyarette bulunarak partililerle ve seçmenlerle görüþtüler. Hacýbektaþ ta 3 Nisan 2011 Pazar günü Atatürk Ýlköðretim Okulunda yapýlacak olan önseçimde Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olarak Ýlçe Seçim Kurulu ve CHP Ýlçe binasýnda CHP Üye listesindeki partililer, CHP Milletvekili Nevþehir aday adaylarýndan en az 2 (iki) en fazla 3 (üç) adaya oy kullanmak suretiyle partilerinin Nevþehir Milletvekili adaylarýný belirleyecekler. Sulucakarahöyük gazetesi olarak 12 Haziran 2011 Milletvekili seçimleri için, halkýmýzý bilgilendirme görevimiz gereði Cumhuriyet Halk Partisi aday adaylarý ile yaptýðýmýz söyleþileri yayýmlýyoruz. Nevþehir CHP Milletvekili Aday Adayý Bülent Yumuþ röportajý Naci Özçelik, yýllarý arasýnda Nevþehir CHP il baþkanlýðý yapmaktaydýnýz, bu dönem milletvekilliði için aday adayý baþvurusunu yaptýnýz, sizi milletvekili olmaya yönlendiren düþünceleriniz nelerdir? Nevþehir de CHP den milletvekili çýkmamasý mý sizi bu yola yönlendirdi? Bülent Yumuþ, Ýl baþkanlýðýna baþladýðým süreçte deðil, ben baþtan itibaren CHP liyim. CHP nin Nevþehir merkezden baþlayarak ve bazý ilçelerde hiçbir problem yok, Nevþehir de iyi temsil edilmediði kanaatiyle CHP il baþkanlýðýna talip oldum ve gerçekleþti. Takip edilen süreçte 2 dönemdir AKP hükümeti var ve iki dönemdir 3 milletvekili var. Bu üç milletvekilinin yeterince halký temsil etmediði, halkýn sorunlarý ile ilgilenmediði, bir anlamda Nevþehir de adam kayýrmacýlýk ve partizanlýk var. Bunu nereden gözlemliyoruz? Ben 3000 tane müvekkili olan avukatým, çok karþýlaþtýðým hadiselerden birisi þu: Erciyes Týp Fakültesini herkes iyi biliyor, yoðun bakýmda yeri yok, hastayý teslim ediyorlar Nevþehir e almýyorlar, Konya ya sevk ediyorlar, bundan dolayý insanlar anasýnýn, babasýnýn, bacýsýnýn hayatýný kaybediyorlar. Nevþehirlinin herhangi bir problemi olduðunda iki dönem O, Rýdvan Köybaþý denilen adamýn adamý olacak, AKP li olmanýz bile yetmiyor. Nevþehirlinin ciddi anlamda kendine sahip çýkabilecek bir adama ihtiyacý var. Ben iþçi çocuðuyum, babam TEDAÞ tan emekliydi. Halkýn içinde büyüdüm, ben insanlarý adam gibi temsil etmek istiyorum. Adam gibi temsil ederken sadece partiyi deðil, Nevþehir de CHP nin, bu dönem seçilirsem ikinci dönem iki milletvekili daha seçilebilmesi için çalýþmaya azimliyim. Kafamdaki bütün proje bu. Peki, bu dönem ne yaptýk; Aþaðý yukarý % 80 itibariyle köyleri gezdik, hangi köyde ne durum var belirledik, problem nedir, Kültür ve Tabiat Varlýklarýný korumayla ilgili problemler var, yine depolamayla ilgili problemler var, mesela Çardak köyünde ne problem var, patates üretimindeki ve elektrik borçlarý var, briket fabrikalarýna insanlar sabah gelip akþam ona kadar çalýþýyorlar esir gibi, bunlarý yerinde gözlemledim. Düþünün adam suyun içinde sabah saat sekizde iþe baþlýyor, akþam saat 10 da iþi býrakýyor. Yine patates üreten 10 kiþi kalmýþ. Derinkuyu da patatesle ilgili ciddi bir hastalýk var, sýrf halka prim ödememek için tarlalarý halka açtýlar, bu durum devam ettiði sürece orada ciddi anlamda tarým yapýlamaz hale gelecek. Elektrik borçlarý da dediðim gibi Derinkuyu da herkesin traktörü hacizlik. Bunlarý mecliste anlatan kimse yok. Bireysel anlamda anlatan olmadýðý gibi sahip çýkanda yok. Tek tek bunu çýkarttýk. Bu dönem Rýdvan Köybaþý mecliste bir tek konuþmasý yok. Mahmut Dede, genel kurulda 3 kez konuþma yapmýþ birinde diyor ki Nevþehir halkýnýn tuvaletleri yok, kentsel dönüþümle tuvaletli konutlara taþýyacaðýz hakarete bak. Ýkinci konuþmasýnda 900 lü hatlara þirketinden telefon açýlmýþ ta bunun yanlýþlýðýndan bahsetmiþ, üçüncü konuþmasýnda bu biblolar var ya onlarla ilgili bir konuþma yapmýþ. Nevþehir ve ilçelerine yönelik sorunlar? Nevþehir Mecliste temsil edilmiyor. Milletvekilleri görevini yapmýyor. Bu belgeli. Meclis genel kurul tutanaklarýný arkadaþlarým vasýtasýyla tarattým. Nevþehir le ilgili bir tek çalýþma yapýlmamýþ. Naci Özçelik, Ben Nevþehir li bir siyasetçi olaraktan Nevþehirin bütün sorunlarýný biliyorum, þu anda Mecliste olan Milletvekilleri sorunlarý dile getirmekte yetersiz kaldýlar, ben halkýmýzýn sözcüsü olmak istiyorum diyorsunuz. Bülent Yumuþ, Evet, halkýmýzýn parlamentoda ulaþabildiði bir kiþi olacak. Naci Özçelik, CHP Ýl, ilçe örgütleri yönetimlerinin kendi içerisinde gruplaþmalar var mý ve CHP nin Nevþehir de ki baþarýsýzlýðýný nasýl deðerlendiriyorsunuz? Bülent Yumuþ, CHP nin daðýnýklýðýnýn temel nedeni baþarýsýzlýk, Milletvekili ve Belediye baþkaný seçememek, sorunu ortaya þöyle koyalým; Birinci sorun aday gösterilenler, ikincisi aday gösterilmeyenler. Temel sorun aday belirlemekten kaynaklanýyor. Genel merkezin ciddi araþtýrma yapmamasý, yapmayýnca örgüt il ve ilçe baþkanlarýnýn adaylarý merkezle direk muhatap etmesi o insaný zan altýnda býrakmasý, bizim kusurumuzun bir tanesi buydu. Bunu sorabilirsiniz, hayatýmýn hiçbir döneminde kimsenin adamý olmadým, ben gördüðümü yaparým, yanlýþ yaparmýyým yaparým. Aday tespiti nasýl yapýlýyor bunu da açýklayým açýða kavuþsun; Bir takým çalýþmalardan sonra Ýl yönetimi 15 kiþi, partiye gittim 10 dakika içerisinde bütün kurul üyelerine haber salarak çoðunluk hangi tarafý seçti onu belirledik, hiç kimseyi yönlendirmedim, Hacýbektaþ la ilgili herkes ayrý ayrý bilgi sahibiydi ve oy birliðiyle tercih yapýldý. Buradaki asýl sýkýntý genel merkezin. Ben bir rapor düzenledim, bütün adaylarýn eksisini, artýsýný ha ben eksi dediðim yanlýþ gözlemlemiþ olabilirim, dedik ki Ahmet in þu özellikleri var seçimi kazanma þansý var ama Ahmet in þu olumsuz özellikleri var. Tamamýyla yazdým, hiçbir adayla ilgili olumlu görüþüm yok ya da olumsuz görüþüm yok. Dedik ki Bayram Ayvazoðlu, arkadaþýmýz þimdi tam tersini düþünüyor, raporun tamamýný okuduðunu söylüyor ama partiye emek faktörü göz önüne alýnacaksa Bayram Ayvazoðlu haktýr. Mesela Ali Kaim þöyle þöyle deniyor yok. Bizim görüþümüz þu. Anlatabiliyor muyum hiç kimsenin tarafýný tutmadýk. Naci Özçelik, Geçmiþe yönelik diðer adaylara yönelik sizlerin de eleþtirileriniz var, Merkezi yönetimin dayatmalarýnýn gelmesi, baþarýsýzlýklar vs. Milletvekili aday adaylarýnýn kendilerini tanýtmasý gelip ilçemizde görüþmelerde bulunduðunuz gibi. Halktan olumlu bir öneri geldi, dediler ki biz CHP adaylarýný bu dönem önemsiyoruz, olumsuzluklara raðmen, bölgemizde hiç olmazsa bir milletvekiliðini alalým istiyoruz, bunun için bütün CHP li aday adaylarý en son il baþkaný olarak getirseniz, bir yerde toplantý yapýlsa onlar da söz alýp konuþma yapsalar biz burada seçilebilecek adaylarý belirlesek, oylar boþa daðýlmasýn gitmesin gibi bir öneri ve kaygýlarý var. Adaylar bir hizmet yarýþý için karþýmýza geliyorlar, bu konu ile ilgili ne gibi bir açýklamada bulunursunuz? Diðer bir sorum milletvekili olduðunuzda Nevþehir ve ilçeleri için ne projeleriniz var? Bülent Yumuþ, Örgütteki insanlarýn taraf olmasý doðru, ilçe baþkanýn da taraf olmasý doðru olmaz, arkadaþlar buna dikkat ediyorlar. Milletvekili olursam öncelikli projem; Milletvekilini vatandaþ Ankara da aramayacak. Ýrtibat bürosu kurulacak, irtibat bürosunun içinde parti bayraðý asýlý olmayacak, parti binasýnýn dýþýnda bir yerde olacak, Milletvekili ile görüþmek için 4 saat gidecek, 4 saat gelecek bir saatte meclisin kapýsýnda bekleyecek 9 saat gitti bir günü. Orada bir eleman Milletvekili ile internetten görüntülü görüþecek. Ýþi Nevþehir de. Ankara da gezmeyecek. Onun bir maliyeti var, ciddi anlamda yorgunluðu var, ilk etaptaki kafamdaki proje teknolojiyi kullanmak. Daha sonra bunu ilçelere yaymak. Ýkinci önemli projem de þu; 15 günde bir mesela Hacýbektaþ ýn köylerini gezmek, yerinde görüþülecek. Milletvekilini uzaktan görüpte þöyle böyle demeyecek. Milletvekilini yanýnda görünce o adam da kendi gibi birisi olduðunu görecek. Ama dediðim irtibat bürosu çok ciddi bir proje. Onun hazýrlýðý yapýlacak. Ýçte parti bayraðý olmayacak niye? Diðer partililer gelmek istemeyecek. Baþka bir partili CHP nin binasýna gitmeyi gururuna yediremeyebilir veya görürler diye gelmez. Zor bir iþ deðil, günde 2 saat bilgisayarýn karþýsýnda oturunca bu iþi çözersin. Yine kafamdaki projelerden birisi þu; Danýþman milletvekilinin çantasýný taþýmamalý, danýþmanýn milletvekilinin yanýnda iþi ne? Geçsin otursun. O irtibat bürosunda haftanýn 2-3 günü geçsin danýþman otursun. Orada halkýn sorununu halletsin. Benim yanýmda danýþmanýn iþi ne, danýþacak olursam telefonda danýþýrým. Bunlarýn tek tek hazýrlýðý yapýldý. Nerde nasýl olacak, nerede bürosu olacak, bunu yaptýktan sonra eðer ilçelere yayabilirsek çok iyi olacak. 13 yýldýr Avukatlýk yapýyorum, çok iyi maddi birikimim yok, diðer adaylarýn da yok. Ben hayatta hakkým olmayan bir parayla bir iþim olmadý. Milletvekili olduðumda sadece milletvekilliðinden gelirim var. Naci Özçelik, Halkýmýz için yararlý ve iyi olmasý dileðiyle, baþarýlar diliyorum. Bülent Yumuþ, Çok teþekkür ediyorum. Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir Belediyesi Hüseyin Avni Ýncekara Fen Lisesi Yurt binasýndan sonra,güneþ enerjisinden yararlanarak elektrik üretimi yapan ikinci devlet kurumu oldu.nevþehir Belediyesi Strateji Geliþtirme Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanan proje kapsamýnda Belediye hizmet binasýnýn çatýsýna konulan 6 metrekarelik alanda ayda 150 kwh saat elektrik enerjisi üretilmesi planlanýyor. Güneþ enerjisinin etkin ve verimli bir þekilde kullanýlarak elektrik enerjisi elde edilmesi amacýna yönelik olarak Nevþehir Belediyesi Strateji Geliþtirme Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanan projede test çalýþmalarýna baþlanýldý. ÇEVRE AÇISINDAN DA YARARLI 1.1 kw kurulu güce sahip güneþ panelleri vasýtasýyla yaklaþýk 10 günlük süreçte 48.1 kwh saat enerjinin üretildiði Nevþehir Belediyesi hizmet binasýnda, güneþ enerjisinden yararlanýlmak suretiyle enerji üretildiðinden dolayý,1 aylýk süreçte ortalama 150 kg. daha az karbondioksit gazýnýn atmosfere salýnýmý da saðlanmýþ olacak.

4 Aleviler son yýllarda yaþadýðý gibi bir dönemi Türkiye de hiçbir zaman görmemiþti. Ülkemizin egemenleri, adýný açýkça yazalým; AKP Hükümeti ve ortaðý Gülen Cemaati Alevilerin üzerine yakýn tarihte hiç görülmediði kadar pervasýzca geliyorlar. Sol gösterip sað vuruyorlar. Dost görünüp düþmanca saldýrýyorlar. Özetle çok acýmasýz hareket ediyorlar. Aleviler bunlarýn döneminde olduðuna benzer bir zulmü pek görmediler desek yalan söylemiþ olmayýz. Bu ikili iktidarýn vukuatý çok büyük Tekrara düþmek pahasýna söylersek geçen yýl 12 Eylül de yapýlan anayasa referandumu kampanyasý boyunca Baþbakan Tayyip Erdoðan kasten, bilerek ve isteyerek Alevileri hedef tahtasýna oturttu. Yüksek Yargýda Alevi kadrolaþmasý olduðunu ima ederek, Türkiye de dedelerden talimat alma dönemi bitecek dedi. Hýzýný alamayarak, Orta Anadolulu ve milliyetçi-muhafazakâr seçmen tabanýnýn oyunu alabilmek için yargý erkine Alevilerin hâkim olduðunu, Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý döneminde okuduðu bir þiirden dolayý kendisini mahkûm eden hâkimin Alevi olduðu yalanýna sýðýnmaktan bile çekinmedi. Anlaþýlacaðý üzere Erdoðan açýkça Alevi düþmanlýðý yaptý, halký birbirine düþman kamplara ayýracak bir kampanya yürüttü. Referandum sonrasý da Alevilere yönelik saldýrýlar, tacizler, fiþlemeler bitmek bilmiyor. Medyaya her gün bir yenisi yansýyor. Ya yansýmayanlar? Örneðin 13 üniversite hastanesinde yürütülen bir anket çalýþmasýnda, ne alakasý varsa hastalara Alevi misiniz Sünni misiniz? diye sorulmuþ. Kanser tanýsý konulduktan sonra inancýnýzda bir deðiþiklik oldu mu sorusu yöneltilmiþ. Kýsaca bilimsel bir çalýþma yapýyoruz bahanesiyle de Aleviler fiþlenmiþ. Alevilere karþý yapýlan hak ihlalleri bunlarla da sýnýrlý deðil. En çok Alevilerin sorunlarýný çözüyoruz denilen bir dönemde, Alevi açýlýmlarýnýn, 7 Alevi Çalýþtayý nýn yapýldýðý bir Türkiye de adeta Alevilerle dalga geçiliyor. Bu nasýl Alevileri ciddiye almak ve sorunlarýný çözmekse, en hassas olunan Sivas Madýmak Katliamý davasýnda bile skandal üstüne skandal yaþanýyor. Madýmak Oteli'nde 2 Temmuz 1993'te ateþe verilerek 37 kiþinin öldürülmesiyle ilgili davada, yedi sanýk arasýnda yer alan ve tutuksuz yargýlanan Yýlmaz Bað'ýn katliamdan 14 gün sonra evlendiði ve 2006'da da öldüðüne dair nüfus kayýt bilgileri mahkemeye ancak 2011 yýlýnda ulaþabiliyor. Ayný davadan sanýk olarak aranan eski Refah Partili (RP) Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak'ýn Fransa'dan iadesi bir türlü saðlanamýyor. Kýsa bir süre önce de aranan ama bulunamayan sanýklardan Ýhsan Çakmak'ýn 2007'de Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi'nde çalýþtýðý, Amasya'da asker olarak görev yaptýðý ve 2000 yýlýnda ise ehliyet aldýðý ortaya çýkmýþtý. Asýl skandallar ise 7 Alevi Çalýþtayý ve sonrasýnda yaþanýyor. Alenen Alevilerle alay ediliyor Aleviler zorunlu din derslerinin kaldýrýlmasýný istiyor. Onlar okullara ikinci bir din dersi getirme hazýrlýklarý yapýyor. Hem de uygulamalý! Yargýtay, Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi (AÝHM) ve pek çok mahkeme zorunlu din dersleri insan haklarý ihlalidir ve dolayýsýyla kaldýrýlmalý diyor. Onlar, Aleviliði de müfredata katmak için yangýndan mal kaçýrýr gibi devþirme Alevilerden oluþan bir gizli komisyon kuruyor ve yeni din dersi kitaplarý hazýrlatýyorlar. **** Aleviler, cemevleri resmen ibadethane olarak tanýnsýn diyor. Hükümet, tanýmama ýsrarý yetmezmiþ gibi, cemevlerine yeni bir icatla inanç ve erkân merkezi, Alevi dedelerine de inanç önderi sýfatlarýný takarak hileli yollara baþvuruyor. Böylelikle cemevlerinin camilerle eþ ve eþit statüye gelmesi engellenirken, dedelere maaþ baðlayaraktan hem Alevilerin gözü boyanmýþ oluyor hem de Aleviliði devlete baðlama hedefleniyor. Ayrýca bu yolla Aleviliðin kimyasýyla, dokusuyla, genleriyle ve iç iþleyiþiyle oynanmýþ oluyor. Bakalým buradan ne gibi bir ucube çýkacak? Aleviler, Alevi yerleþim yerlerine cami yapýlmasýn talebinde bulunuyor. Hükümet, kaymakamlýklar ve Diyanet Alevi köylerine gizli gizli cami yaptýrma kampanyalarý yürütüyor. Çanakkale nin cami bulunmayan bir Alevi köyündeki cami inþasý Hýristiyan köyünü Ýslam a döndürmüþ gibi büyük bir sevinçle selamlanýyor. Oysa bunlar samimi olsa, derhal Alevi köylerindeki imamlarý merkeze alýr ve camilerin cemevine çevrilmesine izin verir. Bu hükümet döneminde özellikle son 3 4 yýldýr hem Alevilere þirin görünmek isteniyor hem de her alanda Alevi varlýðýna tahammül azalýyor. Yüksek bürokraside neredeyse tek Alevi býrakýlmadý. Alevi vali, kaymakam, genel müdür bir yana okullardaki Alevi hizmetliler bile görevden alýndý. Bazý belediyelerde önceki dönemden kalan Alevi memurlar en olmayacak görevler verilerek, yýldýrýlmaya ve istifaya zorlanýyor. Örnekler saymakla bitmez. Tabiri caizse, nasýl yükseklere çýktýkça hava azalýyorsa, Alevilere de devletin yüksek makamlarýnda yer yok. Alevilere buralarda nefes almak haram hale getirildi. Bunlar abartý da deðil. Hatta Alevilerin yaþadýðý bazý sýkýntýlar yazýyla tarif edilemez boyutlara ulaþtý. **** Ýktidarýn diðer ayaðý Gülen Cemaati de boþ durmuyor. Kendilerine baðlý baþta Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV olmak üzere yazýlý ve görsel yayýn organlarý, Aleviler hakkýnda her türlü asparagasý (yalan haber), iftirayý ve dezenformasyonu üretmekte sakýnca görmüyorlar. Cemaat özellikle yüksek yargý baþta olmak üzere çeþitli devlet kademelerindeki Alevi kökenlilerin isim listelerini yayýnlýyor. Bunlara olmadýk ithamlarla saldýrýlýyor. Evet, tekraren belirtelim ki, Aleviler Türkiye de en sýkýntýlý dönemlerini yaþýyorlar. Her yerde sýkýþtýrýlýyorlar. Sünnileþmeye zorlanýyorlar. Alevi çalýþanlar önce Cuma namazýna, sonra da vakit namazlarýna gitmeye yer yer teþvik, daha çokta mecbur ediliyorlar. Ramazanda ise oruç tutmamak özellikle Anadolu kent ve kasabalarýnda büyük suç teþkil ediyor. Dindar bir Sünni gibi yaþamayan herkes dýþlanýyor; iþinde yükselmek istiyorsa, aðzýyla kuþta tutsa hal ve gidiþatý bu þablona uymuyorsa vay canýna! Neticede Türkiye, hýzlý adýmlarla þeriat yönetimine götürülüyor. Ýslamcýlaþan günlük hayatta ve kamusal alanlarda nefes almak adeta imkânsýz hale geliyor. Kimler için? Tabii ki diðer kesimler de var bu kasvetli havadan rahatsýz olan ama asýl maðdur ve kurban olarak genelde Aleviler öne çýkýyor. Çünkü Alevilerin toplumda teþhisi kolay oluyor. Deyim yerindeyse, ak koyun sürüsü içinde kara koyunlar gibiler Ancak hiçbir zulüm ilelebet payidar olmaz ve olamayacak! Unutulmasýn ki, Alevilere yapýlan bu akýl almaz baskýlar, yýldýrmalar, psikolojik harekât, devletten ve iþ hayatýndan tasfiye operasyonlarý, asimilasyon çabalarý Aleviler arasýnda büyük bir öfke birikmesine yol açýyor. Özellikle genç Aleviler gidiþattan ve hükümetin icraatýndan son derece rahatsýzlar. Zira gençlerin önleri kapanmýþ, gelecek perspektifleri karartýlmýþ ve yaþam alanlarý ablukaya alýnmýþ durumdadýr. Gençler kendilerini boðulacak gibi hissediyorlar. Alevi gençleri, Ýncitsen de incitme felsefesinin kendi kimliklerini yok etmek için istismar edildiðini görüyorlar ve içlerinde bu gidiþata karþý durmadan öfke oluþuyor. Tamam, Aleviler uysaldýr, barýþçýdýr, þiddete karþýdýr; bugüne kadar kimsenin burnunu dahi kanatmamýþlardýr, Hz. Ali nin zülfikarýný bile tahta kýlýç haline sokmuþlardýr ama böyle giderse gençler bu denklemi bozacaða benziyorlar... **** O nedenle ey aðalar, beyler sizlere sesleniyorum ve vurmayýn Alevilere çaðrýsýnda bulunuyorum. Beni ister duyun ister duymayýn ama Alevilerin üstüne fazla gelirseniz, her ne kadar çok hümanistte olsalar yine de bu tavrý bir kenara býrakabilirler. Ýsa Peygamber misali bir yüzüne tokatla vurana diðer yüzünü artýk göstermeyebilirler. Eyüp peygamber sabrýný taþýmaktan her an vazgeçebilirler. Tarihte bunun örnekleri çok fazla. O nedenle egemenler kendilerine ve kurduklarý düzenlerine çok güvenmesinler Aleviler içinden aradan çok uzun zaman geçse de gene Pir Sultan Abdal gibi birileri çýkýp, Yürü Bre Hýzýr Paþa/Senin de çarkýn kýrýlýr/güvendiðin padiþahýn/o da bir gün devrilir diye meydan okuyabilir. Ya da Dadaloðlu benzeri biri, etrafýna diðer bazý baðrý yanýklarý da toplayarak, Ferman padiþahýnsa daðlar bizimdir narasýyla daðlarý mekân tutar ve sizlere karþý burada ikinci bir cephe daha açabilir! Hatýrýnýzdan hiç çýkarmayýn ki, burasý aþkýn ve isyanýn mekâný Anadolu dur. Bu topraklar her þeye kadirdir. Bugün olmaz denilen þeyler, bir bakarsýnýz davetsiz misafir gibi kapýnýzý aniden çalabilir O yüzden daha fazla vurmayýn Alevi ye, gitmeyin üzerlerine bu þekilde diyoruz ya Býçak bir kemiðe dayanýrsa, tutamazsýnýz Alevileri! Kâh Büyük Selçuklular karþýsýnda Hasan Sabbah olup zamanýn baþveziri Nizamülmülk e hiç beklemediði bir anda ve yerde suikast yapar; kâh Anadolu Selçuklularý karþýsýnda Baba Ýshak ve Baba Ýlyas olarak baþý çekip isyan bayraðýný açabilirler. Aynen 1415 lerdeki gibi Þeyh Bedrettin, Torlak Kemal, Börklüce Mustafa donunda yeniden hayat bulup, yârin yanaðýndan gayri her þeyde ortaklýk sloganýyla meydanlara dökülerek eþitlikçi, kardeþçe ve hakça bir düzen için baþ kaldýrabilirler. Þimdi sizler kendinizi çok güçlü, rakipsiz ve zirvede hissediyorsunuz. Bunda haklý olabilirsiniz. Ayný Kanuni Sultan Süleyman dönemi gibi Ancak her zirve ayný zamanda düþüþün de baþlangýcýdýr. Malum Osmanlý nýn en ihtiþamlý yükselme döneminde topraklarý ellerinden alýnan, aðýr vergiler altýnda ezilen baþta Aleviler olmak üzere zamanýn ezilenleri Hacýbektaþ Tekkesi 2. Postniþini Kalender Çelebi liderliðinde ayaklanma baþlatmýþtý. Nasýl ki, daha sonra bu kitleler yenilgiden sonra bile Bozoklu Celal adýnda birisi öncülük ettiði için Celali Ýsyanlarý adý verilen kalkýþmalarýný on yýllarca devam ettirdilerse, bir grup Alevi de sabýrtaþý çatlarsa bugün yeni metotlarla benzer mücadeleyi neden seçmesin? Sizler Alevileri böyle sýkýþtýrmaya, hayat damarlarýný kesmeye devam ederseniz, hiçbir çýkýþ yolu býrakmazsanýz korkun Alevilerden korkabildiðiniz kadar Zira Aleviler bu ülkede askere gidiyor, vergi veriyor ve diðer vatandaþlýk görevlerini eksiksiz yerine getiriyor ama siz onlarý eþ ve eþit yurttaþ olarak görmüyorsunuz bir türlü. Pasta üretilirken herkesten daha çok katký yapýyorlar ama paylaþýlýrken masada yoklar Kendi taraftarlarýnýza, açýkça yazalým Türk-Müslüman ve Sünni olana yapýlan en ufak haksýzlýðýn peþini býrakmazken, bu haksýzlýðý yapanýn anasýndan emdiði sütü burnundan getirirken, Madýmak ta Alevileri yakan katilleri koruyup kolluyorsunuz. Sizinki can da Alevi nin ki patlýcan mý? Kýsaca demokrasiyse de özgürlükse de bunu sadece kendiniz için istiyorsunuz. Hep bana Rabbena diyorsunuz. Kendinize Müslümansýnýz yalnýzca. Ülkenin bütün külfetine katlanýyor Aleviler ama nimetlerin neredeyse tümünü hep sizler ve yandaþlarýnýz kapýyor. Vakit geç olmadan varýn farkýna Alevilerin çok büyük rahatsýzlýk ve tedirginlik içinde olduðunun. Anlayýn artýk gittiðiniz yolun yanlýþlýðýný! Yoksa Keser döner sap döner; bir gün gelir hesap döner! Ýþte o zaman artýk bu selin, bu dalganýn, bu büyük kalkýþmanýn önünde Alevi kanaat önderleri dâhil kimse duramaz! Birileri canýndan bezerse, Yetti gayri deyip Mýsýr da, Libya da, Yemen de olduðu gibi sokaða çýkabilir! Alevilerin yüzde yüze yakýný þiddetin, silahýn ve her türlü zorun çözüm olmadýðýný; bu yolun en baþta kendi toplumlarýna zarar getireceðini bildikleri halde olabilir bütün bunlar Aman dikkat diyoruz. Uyarmasý bizden, tedbir bugün burnundan kýl aldýrmayan müstekbir (büyüklük taslayan) ilgililerden Butzbach, 4 Mart 2011 Bu Makale Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu nun (AABK) Aylýk Yayýn Organý Alevilerin Sesi Dergisi nin 147. Sayýsýnda Yayýnlanmýþtýr

5 Ýnsan bulunduðu yerden baþka bir yere, her zaman aklýndan geçirdiði hedeflere giderken en çok hangi bilgiye gereksinim duyar? Somut ve bilimsel bilginin yaptýðý katkýnýn sonuçlarýný hemen görmeye baþlayabilir. Gelgelelim, somut bilginin býraktýðý iz geçicidir, iþe yaradýkça görülür, yoksa unutulur. Peki ýssýz adaya giderken hangi beþ kitabýn yanýnýzda olmasýný istersiniz? Fizik ya da matematik kitaplarý da alýr mýsýnýz yanýnýza? Ben Karamazov Kardeþler, Yitik Zamanýn Ýzinde, Yüzyýllýk Yalnýzlýk, Sait Faik in Bütün Eserleri ni, bir de Çaðdaþ Türk Þiiri Antolojisi ni alýrdým. Oku oku bitmez. Kundera, Hayat kýsa, okumak uzundur derken, zaman içinde hiç eskimeyen edebiyat kitaplarýný anlatýyordu elbette. Fizikçi, matematikçi ya da biyolog, bir ömür boyunca bir noktaya odaklanan o olaðanüstü insanlarýn seçimleri baþka olabilir, ama benim gördüðüm, insanlarýn neredeyse tamamýna yakýný yanýnda önce edebiyat kitaplarýný bulundurmayý düþünüyor. Çünkü ne ýssýz adada hayallerden yoksun yaþayabilir insan, ne de buradaki gerçek hayatta. Bir gelecek umudu için zorunludur hayaller ve insan hayallerini ancak edebiyatýn yarattýðý büyülü dünyalar içinde çoðaltabilir. Üstelik somut, görünür karþýlýklarý olmayan bir þeyden söz ediyoruz. Elle tutulur bir sonucu olmayan edebiyat, gene de sayýsýz insanýn binlerce yýldan beri vazgeçmediði bir bilinmeyen. Çünkü soyutlanabilir ve asýl olarak da ancak soyutlamalarla derin yapýsýna girilebilir. Görünmez. Ancak düþüncelerinizle dokunabilirsiniz ona. Pekâlâ kendi anlamlarýnýzý verebilirsiniz. Öteki bütün alanlardan ayrýmý da burada. Sürekli zenginleþtirilmeye yatkýn doðasýný her ânýnda taþýdýðý bu gizgilgüç oluþturuyor. Edebiyat kalýplara sýðmaz Edebiyatýn ele avuca sýðmamasý, yani yalnýzca sizin tuttuðunuz biçimi almamasý, ona yaklaþma yollarýný da deðiþtirir. Doðrularý sýnadýðýnýz, yanlýþlarý ayýrt etmeye yarayacak bir pusula ya da nesne deðildir edebiyat metni. Kendinden baþkasýný ölçmez. Tersini akademik yetkelere býrakalým. Sözgelimi bir edebiyat tarihçisinin güven verici olmasý elbette aranýr. Oysa yaratýcý yazarýn, gerçek hayatý göründüðünden ve çoðu kez okurun gördüðünden baþka bir biçimde anlatmasý, tedirgin edicidir. Alýþýk deðiliz belki, hazýrlýklý da pek olmayýz. Sartre, hayatýn üstündeki örtüleri kaldýrmak diyor buna. Örtünün altýndan çýkanlar, bazen görülmek istenmeyenler, edebiyatýn dýþýndaki yazý dünyasýnýn nabza gören þerbet veren tutumunun gözen kaçýrdýklarý, bakýp göremediklerimiz... bunlar da oturduðumuz koltuðu deðiþtirmemize neden olabilir. Demek edebiyat, ilkgençlik zamanlarýnda kendi kiþiliðini arayan genç insanlarýn düþünme biçimini özgürleþtiren etkenler arasýndadýr. Ayný dönemin genci, edebiyatýn bu doðasýný keþfetmekte pekâlâ güçlük çekebilir. Günlük hayatýn toplumsal deðerlerinin onu sürekli ortalamaya çektiði, verili davranýþ biçimlerine zorladýðý nasýl anlatýlabilir, kolay deðil. Gelgelelim, okul eðitimi içindeki edebiyat da toplumsal hayatýn çektiði ortalama çizgiyi daha aþaðý düþürür. Tek cümleyle: edebiyat öðretimi, yaklaþýmý ve ders kitaplarýyla, kýrk yýldan beri çok kötü. Çok kötü diyorum, çünkü bundan daha anlamlý ve eleþtirel bir sözü hak etmiyor. Kýrk yýl boyunca edebiyatýn yaþadýðý deðiþimi çok geriden bile izlemeyen bir edebiyat öðretiminin, öðrenci gençlerin zihinlerine sýzabileceði, onlarýn nitelikli edebiyatla saðlam iliþkiler kurmasýný saðlayabileceði düþünülebilir mi? Milan Kundera, Hayat kýsa, okuma uzundur, derken, kýsa ömrümüze sýðdýramayacaðýmýz nitelikte bir edebiyat dünyasý içinde yaþadýðýmýzý ve o nitelikli yapýtlarýn yüzlerce, binlerce yýl boyunca yaþadýðýný anlatýyordu. Bu kapsamda düþünmeyi bir yana býrakýp yalnýzca birlikte yaþayan kuþaklarý yan yana getirelim, sözgelimi anabalarla gençleri, öðretmenlerle öðrencileri eskilerin yenileri, yetiþkinlerin gençleri anlamasý bile olanaksýz görünüyor. Demek ki edebiyat öðretiminde kuþak farký, sonunda genç öðrencilerle iletiþim kanallarýnýn týkanmasýna yol açabilir. Bu durumda yeni olanýn açtýðý yol, suyun akýþ yönünü de belirler mi? Sanýrým öyle. Rus yazarlarý nasýl Gogol ün paltosundan çýktýysa, Kafka da kendinden önceki modernistlerden ve Einstein ýn görecelilik ve belirsizlik kuramýndan; Márquez, Latin Amerika nýn kesik damarlarýndan ve Kafka dan; gerçekliðin sýnýrlarýný zorlayan pek çok genç yazar da Márquez den çýkmýþtýr. Bizim edebiyat ders kitaplarýný hazýrlayan sözde yazarlar, edebiyatýn kendini sürekli yenileyen bu doðasýnn nedense farkýnda deðildir. Aslýnda her koþulda öncelikle klasiklerin okunmasýný bir zorunluluk gibi görmek, karþýsýndakini anlayamamak gibidir. Okul kitaplarýnýn gençler üstünde yarattýðý gerilimin yanýnda, edebiyat dersindeki baþarýnýn da sonunda sýnavla ölçülmesi; okuma ödevi olarak verilen romanlarýn sýnav sorularý arasýna alýnmasý; öðrencinin anlama ve yorumlama yetilerini ölçmek yerine, somut bilginin öne çýkarýlmasý, edebiyat derslerinin anlamýnýn büsütün kaybolmasýna neden oluyor elbette. Yaratýcýlýðýn karþýlýklý alýþveriþ içinde zenginleþtirilmesi yerine, ahlaki öðütler ve arayýþlarla geçiyor edebiyat dersleri. Edebiyat öðretiminde yanlýþlar Lisede ya da ilköðretimde seçilen kitaplarýn günümüz yazarlarýndan deðil de öncelikle eskilerden, Cumhuriyet dönemi edebiyatýnýn baþlangýç dönemlerinden seçilmesi de sýkýntý yaratýyor bana kalýrsa. Öðrenci, günümüzün yeni kuþaklarýndan bir yazarýn dünyasýný mý kendine daha yakýn görür, yoksa Yakup Kadri ya da Halide Edip Adývar ýn romanlarýný mý? Kendi konuþtuðu dile, yaþam kültürüne, sorunlarýna yakýn bir dünyanýn içinden çýkan yazarlarla mý daha kolay iliþki kurar, yoksa yüz yýl önceki yazarlarla mý? Edebiyat zaman içinde deðiþirken ders kitaplarýnýn da sürekli yenilenmesini gerektirir elbette. Deðil mi ki dün adý anýlmayan kimi yazarlar, bugün edebiyatýmýzýn vazgeçilmez deðerlerine dönüþmüþtür, o zaman ders kitaplarýndaki seçimlerin de deðiþmesi gerekebilir. Doðrusu, akademik ya da bilimsel kitaplarý hazýrlamaya benzemez edebiyat ders kitabý hazýrlamak. Doðrularla yanlýþlarý ayýrt eden, doðrularýn öðretilmesini amaçlayan; dolayýsýyla yalnýzca iþlevleriyle önemli olan derslerin yanýnda, doðrusu ve yanlýþý olmayan, yalnýzca yaratýcý düþüncenin, bu arada hayallerin ve imgelemin içinden geçerek yeniden yaratýlan; dolayýsýyla ister yetiþkin olsun, ister öðrenci, onlarýn anlama ve yorumlama ediminden baþkasýný gereksinmeyen, bu olmadan da aslýnda anlaþýlamayan edebiyat, apayrý bir ders anlayýþý ve biçimi gerektirir. Üniversitelerde bile hocalar anlatacaklarý dersi tahtaya yazýyor ya da elektronik bir aygýtla bir zemine yansýtýyor, oradan baþlýyor anlatmaya. Anlaþýlmasý beklenen ders böyle mi anlatýlýr? Doðru olan, hocanýn önce kendisinin çalýþmasý, konuya egemen olmasý, sonra da ne anlýyorsa, onu anlatmasýdýr. Öyle ki, karþýsýndaki öðrenciden de doðrularla yanlýþlarý deðil, ne anladýðýný anlatmasý, metin üstünde çalýþýyorsa, kiþisel yorumlarýný aktarmasý beklenmeli. Yazýnsal metinleri okuma biçiminde, sýnýrsýz bir yorum alaný bulunmaz, sonunda, o metnin alaný içindesiniz, ama liselerde öðrencilerin yaptýðý yorumlarýn sýnýrlarý pekâlâ daha geniþ tutulabilir. Yaratýcý düþüncenin oluþma ve dýþavurulma biçimine sadýk kalýndýkça, sýnýrlar da geniþler. Ders kitaplarý buna uygun mu, diye sormak bile saçma elbette. Kýrk yýldan beri yapýlan her deðiþiklik, aslýnda eskiyi yineliyor. Lise edebiyat kitaplarýnda, Türk edebiyatýnýn Ýslam uygarlýðý ve Osmanlý edebiyatý içinden çýkýp günümüze getirilmesi demek ki büsbütün olanaksýzdýr. Çünkü edebiyat ders kitaplarý da baþtan belirlenmiþ ideolojik sýnýrlar içinde yazýlýyor. Dahasý, yazýlý söz üstüne kurulduðu için, ideolojinin edebiyat ders kitaplarýndaki yerinin öteki derslere göre daha da önemli olduðu sanýlýyor. Demek ki edebiyat ders kitabý hazýrlayacaklar iki koþula baðlý kalmak zorunda: Biri, yüksek bir edebiyat beðenisi; öbürü de, edebiyata ve öðrenciye karþý sorumluluk. Devlete karþý sorumluluk deðil yani çünkü ders kitabý yazarlarý kendilerinin resmi siyasete ve devlete karþý sorumlu olduðunu sanýyor. notoskitap.blogspot.com

6 Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ Atýlgan Sert, Biz kendimize bir kale yapabilirsek, ben bu kaleler neresi diye düþündüm, ýrmak bucaðýnda 4 tane ilçe var, bu tarafta toplam seçmen var, öbür tarafta da seçmen var, havza tarafýnda CHP nin alt tabaný var. Biz birinci sýradan aday olabilirsek, ama bu þu demek deðildir ki de olsak ben çalýþmalarý býrakmam. Gülþehir den rahatlýkla i geçeceðime inanýyorum aslýnda hedefimiz var seçmenimiz var. 28 köy 5 kasaba. Gülþehir in avantajý þu CHP den hiç milletvekili adayý görmemiþ. Uzun zamandýr da milletvekili adayý yok. Bizim çýkmamýzla beraber insanlar harekete geçti. AKP zaten zayýf planda, MHP de ayný þekilde. Bizim çýkmamýz gerekiyordu bu da hareket kazandýrdý. Köylerdeki insanlar daha önce AKP ye MHP ye oy vermiþler bir hayrýný görememiþler, biz oylarý toplayýverdik. Ýnsanlarý biz çaðýrmadýk kendileri geldi partimize kendileri kaydoluyor. Nevþehir de CHP den Milletvekili çýkmamasý neye zarar veriyor biliyormusunuz? Þimdi bizim belediye seçimlerinde aday bulamadýðýmýz yerler oluyor. Veya seçime girdiklerinde belediye baþkanlýklarýný kaybediyorlar. AKP ne yapýyor, seçim zamaný 2 tane milletvekili geliyor ben þu adayýn arkasýndayým, istediðinizi iþe alacaðým, kefilim diyor çekiyor gidiyor. Bizim bir milletvekilimiz olursa belediye baþkaný adayýmýzýn yanýna düþer bir boy göstermesi bile yeterlidir. Bunlar ciddi þeyler ben bunlarý görebiliyorum. Naci Özçelik,Oy kullanacak vatandaþlarýmýzý bilgilendirmek amacýyla düþüncelerinizi Sulucakarahöyük gazetemizde yayýnlayalým, insanlar deðerlendirsinler. Þimdiden baþarýlar diliyorum. Atýlgan Sert, Benim þahsi düþüncem isim ile ön plana çýkmak deðil. Yani bizim isimlerimiz A,B, C olabilir önemli deðil. Partinin tüzel kiþiliðini ortaya çýkarýrsak, partiyi ön plana çýkarýrsak çok daha rahat ederiz, çok daha etkili oluruz. Benim gidip kendimi anlatmam yanlýþ, CHP yi ön plana çýkartmamýz gerekiyor. Demek istediðim þu; Aday olan kiþinin CHP nin sloganýný iyi bilmesi lazým, seçim beyannamesini iyi anlatmasý gerekiyor. Adayýn kiþiliði tabi etken. Gülþehir de esnaflarý gezdiðiniz zaman diyorlar ki; Birinci sýraya gelirsen tamam, o senin iþin, birinci sýradan gel oy bizden diyorlar. DYP nin ilçe baþkaný Emin bey bu sezon CHP desteklenmelidir dedi. Ýlçe teþkilatýný fesih etti. Avanos la Hacýbektaþ birbirine çok benziyor. Ýki taraf birbirine kýz alýp vermiþ, ben Deliler liyim genel kültürleri birbirleri ile benzeþiyor. Düðün kültürü, cenaze kültürü birbirine çok benziyor. Þu havza, üç tane ilçe Avanos, Hacýbektaþ ve Gülþehir bence birbirini tetikleyecek. Gördüðüm kadarýyla öyle de bir hava esiyor. CHP eskiden bir adayý getirip buluyorlardý, atama yapýyorlardý ikinci üçüncü sýra adayýna adam arýyorduk. Nevþehir aslýnda bir patlama istiyor, ben gözümü açtýðýmdan beri partili oldum, teþkilatta 8 yýl ilçe baþkanlýðý yaptým, genel seçimlerde mesela aday geliyor çalýþýyor gidiyor, taleplerde bulunuyordu onlar çekip gittikleri zaman ilçe baþkaný olarak ben kalýyordum. Söyledikleri taahhütleri ben kendi imkânlarýmla yapmak zorunda kalýyordum, bir tane milletvekilimiz olsa onlarýn taahhütleri yerine gelir dedim. Ben ilçe baþkaný olarak çok sýkýntýlar çektim, milletvekilimiz olsaydý, ne güzel giderdik durumumuzu anlatýrdýk. Kim olursa olsun önemli deðil, bir tane milletvekilimiz olsun. Ülke artýk o haldeki bizim kendi aramýzda çatýþacak lüksümüz yok artýk. Adý A olur, B olur hiçte önemli deðil benim gözümde. Bizim yaþýmýz genç, ben ilçeye geldiðim zaman çalýþmazlýk edemem ki, 36 yaþýndayým daha ileride beklentilerim olacak. Çalýþmaya devam etmek zorundayým. CHP ye geçmiþ 2007 seçiminde oy verilmiþ, þu anda biz sekiz aday, diyorum ya, iþte ismimiz sembol, biz o oy vermiþ insanlarý temsil ediyoruz, dolaysýyla bunun sorumluluðu içerisinde davranmamýz gerekir. Birbirimizi rencide etmeyecek, kýrmayacak davranýþlar sergilememiz gerekir. Her aday CHP yi ön planda tutarsa yanlýþ yapmaz. Ama kendisini ön plana çýkartýrsa o yanlýþ, partiye zarar verir. Aday adaylarýnýn dikkat etmesi gerekiyor. Bir kere ben ön seçime girip rüþtümü ispatlamak istiyorum, Partiye kayýtlý üyelerin tüm desteðini almak istiyorum, bu adam genel baþkanýn gösterdiði aday deðil, partilinin kendi içinden çýkarttýðý aday dedirtmek istiyorum, sýralama önemli deðil. Çalýþacaðým, burada parti kazanacak, ben deðil. Demokrasiyi savunuyoruz parti içi demokrasiden yanayýz, geçmiþteki seçimleri sizler daha iyi bilirsiniz, benim yaþým itibariyle belki yaþamadým ama seçilen milletvekilleri genel merkez atamasýyla seçildiler, kayýtlý üyelerle ön seçim her zaman saðlýklýdýr kiþinin iradesi oraya yansýyor. Bu þekilde aday çalýþýr ve güç kazanýr. Çoðu köydeki arkadaþlarýmýz, partililerimiz maalesef oy kullanacaklarý gün hanýmlarýyla dahi konuþmuyorlar, nereye oy vereceðiz, ne yapalým diye. Akþam eve geldiklerinde konuþuyorlar, sen nereye oy verdin diye. Önseçimin avantajý ne: Yýllardýr partiden uzak kalmýþ bir vatandaþýmýz milletvekili adayýný ben tercih edeyim diyor, hangisini destekliyorsa tercih ediyor, evine gittiði zaman da hanýmý nerden geliyorsun dediðinde oy vermeye gittim diyor, en azýndan hanýmýnýn yüzüne konuþabiliyor, adayýn kim söylemiþ oluyor. Nevþehir de bizim 3500 civarýnda kayýtlý üyemiz varda 3000 kayýtlýyý baz alalým. Kayýtlý üyemizin karýsý, iki de çocuðu var 4, anne-babasý 6, iki tane de kardeþi varsa 8 yaklaþýk çekirdek aile 10 kiþiden mütevellit, 3000 kayýtlý üyemiz var çarpý on seçmen yapar, senin sað partiden oy istemene, þirin gözükmene gerek yok. Amca, hala, teyze, dünürü saymýyorum. Ha bunu ne tetikler ön seçim tetikler, bunlarý bildiðim için ben ön seçim isterim. CHP deki kayýtlý üyeler sýfýrlanýp tekrar seçilsin gönüllüler iþ baþýna gelsin daha iyi olur. Ýlçe baþkanlýklarýna baktýðýmýzda baþkan emmisini dayýsýný yazdýrmýþ yýllarca baþkan deðiþmemiþ. Bu þekilde olursa adayda çoðalýr, tabanda çoðalýr bence en güzel yapýlanma budur. Üç ay üye olacak üç aydan sonra ilçe baþkanlýðý seçilecek. Altý ay sonra il baþkanlýðý seçilecek. O zaman ilçe baþkanlýðýna daha istekli, daha kültürlü insanlar da aday olabilir. Þimdi olamýyor, cesaret edemiyor. Naci Özçelik, Seçim çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyorum. Yolunuz açýk olsun. Atýlgan Sert, Teþekkür ederim. Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ Bu noktada da bana Nevþehir den baský geldi Senin artýk burada bulunman lazým, bu topraklara olan borcunu da ödemelisin, babana olan borcunu. Daha doðrusu. Aile olarak biz bir bedel ödediðimizi düþünüyoruz, babama olan borcumu ödemek için bunu zaten yapmam lazýmdý. Temel noktalardan birincisi bu. Ýkincisi;73-77 seçimlerinde CHP nin seçimlerde Türkiye de aldýðý oyu biliyoruz, Türkiye deki yükseliþi, solun yükseliþini biliyoruz. Bu yükseliþin içinde Nevþehir var mýydý? Vardý. Nevþehir den Milletvekili var mýydý? Vardý. Ýl-Ýlçe örgütleri iyi çalýþýyor muydu? Çalýþýyordu. Ýyi çalýþmasýnýn nedenleri vardý. Bugün býrakalým Nevþehir i Türkiye de Ýl-Ýlçe örgütleri iyi çalýþýyor mu? Çalýþamýyor, neden çalýþamýyor bunun da nedenleri var. Ben bunun da içinden geldiðim için bunu iyi biliyorum. Geçmiþte anlatýlanlardan dolayý. Onlarýn neden iyi olduðunu biliyorum. Bunlarý sentezleyip buradaki hatalarý görebiliyorum. Nevþehir in yýllarca milletvekili çýkaramamasý bana hep bu acýyý yaþattý. Milletvekili çýkaramamasýnýn nedeni CHP nin kendi içerisindeki sýkýntýlarý. Hiçbir þekilde halkýn oy vermemesi deðil. Çünkü son dönemlere baktýðýmýz zaman ufak tefek oylarla kaybettik, bunu toparlamak lazým, bu da nasýl toparlanabilir? Dediðim gibi sadece Nevþehir de deðil Türkiye genelindeki parti içindeki sevgisizliði aþarak. Bu parti içinde kimse kimseyi sevmiyor. Herkes birbirinin kuyusunu kazýyor. Dedikodu kültürü egemen olmuþ, bunu çözmek lazým. Bunu çözecek olan kiþinin de ben kendim olduðunu düþünüyorum. Birleþtirici niteliðimin olduðunu düþünüyorum. Babamýn verdiði, babamdan aldýðým soy adla ve kendi kiþisel birikimimle, kendi karakterimle ben bu birleþtiriciliðe oynayabileceðimi düþünüyorum. Ýnsanlarý birleþtirebileceðimi düþünüyorum. Bu noktada da ben Nevþehir den milletvekili aday adayý olmak istedim. Bana Ankara dan ol dediler, hayýr benim Nevþehir e borcum var, oradan olacaðým dedim. Benim milletvekili aday adayý olmamdaki durumum bu. Gelelim ben milletvekili olursam, parti üyelerimiz beni birinci sýraya yerleþtirirlerse milletvekili olduðum zamanki amacýmda þu: Ben klasik bir milletvekili olmak istemiyorum. Benim ideallerim var, ideallerim þöyle; CHP genel baþkaný olmak istiyorum. Ben Baþbakan olmak istiyorum, ben Bakan olmak istiyorum, ben yukarýlarý istiyorum, parti meclisi üyesi, MYK sýnda olmak istiyorum, parti yöneticisi olmak istiyorum. Partinin politikalarýný belirleyen insan olmak istiyorum. Bu yüzden diyelim ki birinci sýraya geldim, halkýmýzýn da o teveccühü gösterme nedeni meclise taþýmak, klasik bir milletvekili olmayacaðým diyorum ya sadece ve sadece Nevþehir in sorunlarý ile ilgilenmek istemiyorum, bence bir milletvekili sadece ve sadece þehrinin sorunlarý ile ilgilenmemeli, Türkiye nin çok büyük sorunlarý var. Genel olarak bunlara da deðinmek istiyorum. Bir CHP iktidarýnda Bakan olmak istiyorum, kendimde o gücü de görüyorum. Ayrýca babamdan gelen bir özelliðimiz var, Biz Toplumsal Bellek Platformu ndayýz ailecek, Toplumsal Bellek Platformu 28 ailenin oluþturduðu bir platformudur. Uður Mumcu ailesi, Bahriye Üçok ailesi, Ahmet Taner Kýþlalý ailesi, Hrant Dink ailesi, bu güne kadar gelen faili meçhul tablosu aydýnlarýmýzýn ailelerinin oluþturduðu bir platform. Biz bu güne kadar da dört defa meclise önerge götürdük, AKP lilerle, CHP lilerle, DTP lilerle görüþtük, MHP liler bize randevu vermedi ama hepsinden þunu bekledik, bizi çok samimi karþýlayan AKP liler Tabi ki araþtýrma komisyonu kuracaðýz diyen AKP liler dört defa bizim önergemizi meclis genel kurulunda reddettiler. Bu ülkede faili meçhul cinayetler çözülmedikçe Türkiye de hiçbir þey çözülmez. Babamýn katilleri bulunursa Hrant Dink in katilide bulunur. Uður Mumcu nunkiler de bulunur. Bunlarýn hepsi birbirine baðlantýlýdýr, baðlantýsýz deðildir çünkü. Böyle bir amacým var bu noktada. Tabi ki geriye kalýyor Nevþehirlilerin sorunlarý. Kendimi halka yakýn görmüþ bir insanýmdýr, ben Zeki Tekiner in oðluyum, herhalde ben bunu genlerinden aldým, nasýl oldu bilmiyorum, yýllardýr hep halkýn içinde büyüdüm, onlar gibi düþünmeyi biliyorum, onlar gibi davranmayý biliyorum, yýllarca bu durumda kaldým. Ona göre de çok daha iyi iletiþimde olacaðýmý düþünüyorum. Israrla þunu söylüyorum, ben klasik bir milletvekili adayý deðilim. Benim olayým sadece iþ takipçiliði deðil. Anadolu daki birçok milletvekili hala iþ takipçiliði yapýyor. Ben bu ülkeyi yönetmeye adayým. Naci Özçelik, Kapadokya bölgesinde bir demiryolu olmamasý konusunda neler söyleyeceksiniz? Hilmi Bülent Tekiner, Ýþin iki boyutu var, birincisi halk talep ediyor, ikincisi çevrecilikle ilgili bir boyutu var. Üçüncüsü Demir aðlarla ördük ana yurdu dört baþtan yani bizim olayýmýz þu Onlar Petrol ofisi, karayollarý, arabalar. Buna karþý bizim de onuncu yýl marþýmýzdan mý hoþlanmýyorlar bilemiyorum, öyle bir þeyi aldýlar ki bundan önceki demiryollarýna hiçbir þekilde yatýrým yapýlmadý zaten. Yaklaþýk 88 sene olmuþ, yýl 2011, 1900 larýn baþýnda Avrupa, Amerika bunu çoktan çözmüþ, metrosuyla, demiryollarý aðlarýyla. Biz hala karayollarý peþindeyiz! ve þu kadar duble yol yaptýk diye hala çýkýp alanlarda övünebiliyoruz. Ýcraat olarak duble yolu gösterebiliyoruz. Onun yerine demir aðlarla yurdun dört bir yanýný donatsana. Bunun çok boyutlu yararý var, 1- alternatif doðal enerjilerden yararlanýlabilir, petrole bu kadar baðýmlý kalmayacaðýz, 2- çevrecilik boyutu var, havayý bu kadar kirletmeyeceðiz, 3- daha hýzlý, daha ekonomik bir ulaþým saðlayacaðýz, 4- Can güvenliðiniz olacak. Yararlarý say say bitmez. Naci Özçelik, Nevþehir il merkezi olarak CHP nin kaç üyesi var? Hilmi Bülent Tekiner, 2700, ama oy kullanacak sayý Son altý ayda biraz üye yapýlmýþ. Ben neden aday olmalýyým anlatdýk, CHP nin Nevþehir den bir milletvekili çýkarmasýnýn solun bütünleþmesinden geçeceðini düþünüyorum. Toplayýn sol oylarý çýkýyor zaten. Ekstra bir þeye gerek yok. Yýllardýr denenen saðdan oy almaktý. Ben sosyal demokratým, sol politikalarýný anlat, ÖDP lilerle görüþ, partililerle görüþ, ben bunlarý yapabileceðimi düþünüyorum. Böyle düþünen bir insaným. Ben solcu görüþe sahip bir insaným, diðerleri deðil mi? Ben kendi namýma söylüyorum, Naci Özçelik, Çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyorum. Hilmi Bülent Tekiner, Cumartesi günü tekrar Hacýbektaþ tayým. Teþekkür ederim. Sulucakarahöyük gazetesinin yerelde ki varlýðý çok önemli ve yararlý çalýþmalarýnýzda baþarýlar dilerim. Naci Özçelik, Býrakmýþ olduðunuz tanýtým broþürünüzü de söyleþinin sonunda yayýnlayacaðýz bilginiz olsun. Nevþehir CHP Milletvekili Aday Adayý Hilmi Bülent Tekiner 3 Nisan 1976 doðumlu Hilmi Bülent Tekiner, Haziran 1980 tarihinden beri Ankara da yaþamaktadýr. Ankara Anadolu Lisesi ni bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi Ý.Ý.B.F.Ýktisat Bölümü nden mezun oldu. 30 Nisan 1999 tarihinde CHP ye üye oldu yýllarý arasýnda Ankara Çankaya Gençlik Kolu Baþkanlýðý ve Yönetim Kurulu Üyeliði görevlerinde bulundu yýllarý arasýnda CHP Genel Merkezi nde Gençlik Kollarý Genel Sekreterliði görevini yürüttü. Faili meçhul cinayetler sonucu öldürülen aydýnlarýmýzýn aileleri tarafýndan 2009 yýlýnda kurulan Toplumsal Bellek Platformu nun üyesidir yýlýnda kurduðu firmasýnda yazýlým ve web tasarýmý üzerine çalýþmalarýný sürdürmektedir. Orta derecede Almanca ve Ýngilizce bilmektedir. NEVÞEHÝR DE TEKRAR CHP chp@bulenttekiner.com

7 On dokuz yýllýk memurum, on dört yýldýr çalýþtýðým bakanlýðýn ayný biriminde görev yapýyorum. Burasý döner sermayeli bir kuruluþ. Fazla mesai ve kar payý gibi ek geliri var yýlýnda, çalýþanlar hariç tüm yöneticiler deðiþtirildi. Ben de o tarihten beri iþsizim; yanlýþ anlamayýn iþten atýlmadým fakat bu sürede hemen hemen hiç iþ verilmedi. Bankamatik memur um diyebilirim. Bizde iþ daðýlýmý genellikle haftada bir ya þube müdürü ya da daire baþkaný tarafýndan yapýlýr. Döner sermaye payý almasam da maaþýmdan kesinti olmadýðý için ilk günlerde görev verilmemesini sorun etmedim. Fakat benim yapmam gereken iþi baþka birimlerden görevlendirmeyle getirilen kiþilere yaptýrýlmasý gücüme gitmeye baþladý. Ýþe yaramaz biriymiþ muamelesi görüyorum. Bu durumun, uzun süredir arkadaþlar arasýndaki saygýnlýðýma zarar verdiðini fark ediyorum. Baþbakanlýk tarafýndan yayýmlanan Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi genelgesine dayanarak ne yapabilirim. Bu, mobbing (bezdiri) genelgesinin, psikolojik tacize uðrayan çalýþanlar tarafýndan mahkemelere sunabilecekleri delil niteliði taþýdýðýndan söz ettiðim geçen haftaki yazým üzerine gönderilmiþ bir okur mektubu. Okurumuz, baþka bir kanýta gerek kalmadan kadrosuna ait iþin görevlendirilmiþ birine yaptýrýlmasýný dava konusu yapabilir. Hatta kendisini iþlevsiz kýlan kurum amirleri hakkýnda suç duyurusunda bile bulunabilir. Görevlendirme, kamuda, bir iþi yapacak personelin bulunmamasý durumunda o iþ için aranan ölçütleri taþýmak koþuluyla ayný kurumdan bir baþkasýnýn yetkilendirilmesidir. Ýþyeri için belirlenmiþ sayýda kadrolu personelin bulunduðu yerde görevlendirme yapýlamaz. Aksi halde görevlendirmeyi yapan suç iþlemiþ olur. Baypas, özellikle kamuda, genellikle mevzuata aykýrý iþlemler için baþvurulan ve çok rastlanan bir uygulama. Görevlendirme mevzuatýna aykýrý olduðu gibi asli personelde olumsuz psikolojik sonuçlara neden olur. Benzer uygulamaya tabi herkes idari yargý organlarýna dava açabilir. *** Eðitimde teknoloji kullanýmý ve öðretmenin rolü Cumartesi günü, Ankara Özel Bilkent Ýlköðretim Okulunun düzenlediði 5. Bahar Sempozyumunda üç önemli konuþma dinledim. Konuþmacýlardan biri, daha çok gazete yazarý ve siyaset yorumcusu olarak bilinen Haluk Þahin di. Ýletiþim teknolojisinin öðretmene alternatif koþulduðu günümüzde, Etkili Eðitim Uygulamalarý gibi güncelliðini yitirmeyen bir konu baþlýðý için en uygun konuþmacý her halde iletiþim hocasý Haluk Þahin olurdu. Haluk Þahin, bilgi teknolojisi araçlarýnýn eðitimde kullanýmýnýn yaygýnlaþmasýnýn, öðretmenin rolünü ve önemini azaltmayacaðýný söyledi. Þahin, teknolojik ürünlerin bilgi aktarýmýndaki etkinliðini kabul etmek gerektiðini belirttiði konuþmasýnda, öðrencilere tutum ve davranýþ kazandýrmanýn ancak öðretmenle mümkün olabileceðinin altýný çizdi. Haluk Þahin in bu tespiti kuþkusuz deðerler eðitimi diye tanýmlanan tutum ve davranýþ kazandýrmayý eðitim sürecinin bir parçasý olarak gören anlayýþ için geçerli. Doðal olarak politik içerikli bir konuþma yapan CHP Grup Baþkanvekili Muharrem Ýnce ise politikaya yatkýn üç meslekten (öðretmen, imam, avukat) biri olan öðretmenlerin siyaset sahnesinden silinmek üzere olduðunu söyledi. Ýnce, imam kökenli milletvekillerinin diðer mesleklerin önüne geçtiðini de belirtti. Prof. Dr. Betül Ulukol dan çocuk istismarýnýn dünyada ve Türkiye de geldiði boyutu göz önüne sere bir konuþma dinledik. Prof. Ulukol, çocuk istismarýnýn baðýmlýlýk yapan toplumsal bir hastalýk olduðunun altýný çizdi. Verdiði rakamlar da bu tanýmlamayý doðrular nitelikteydi: Dünya Saðlýk Örgütü verilerine göre dünyada çocuklarýn yüzde 33 ü fiziksel ve cinsel istismara uðruyormuþ. Ankara da yaþayan bir milyon 585 bin çocuðun 195 bini fiziksel, 150 bini cinsel istismara maruz kaldýðý bilgisi ürperticiydi. Türkiye verisini bu en sosyal kentimize ait rakamlardan çýkartabiliriz. *** Darphane genel müdürü bile AKP liyse varýn kadrolaþmanýn hesabýný siz yapýn Milletvekili adaylýðý için istifa edenlere bakýn; liste bize, AKP nin kamu kuruluþlarýnda nasýl kadrolaþtýðýný gösteriyor. Hadi müsteþarlarý saymayalým; hemen hemen belli baþlý tüm genel müdürlükler boþalmýþ durumda. Hepsi de AKP den aday adayý. Diðer partilerden birkaç isim gözüme iliþti onlar da müþavir, merkez valisi, hesap uzmaný gibi depoya alýnmýþ masasý olmayan, bürokrat sayýlmayacak unvanlardan. Tek parti döneminde bile böyle bir partizanlýk olduðunu sanmýyorum. Dili, dini, milliyeti, kültürü, siyaseti ayrý insanlarýn ortak olarak kullandýðý paranýn imalatçýsý Darphane Genel Müdürü bile ben AKP liyim diyorsa varýn gerisini siz düþünün. Ýstifa eden bürokratlarýn büyük bir kýsmý seçilebilir sýralardan aday gösterilmeyecek. Bunu kendileri de biliyor. Görevi sýrasýndaki partizan davranýþlarýna ek olarak bizzat seçim katýlarak sadakatlerini göstermek istiyorlar. Tekrar görevlerine döneceklerinden eminler, hatta partileri için yaptýklarý fedakârlýðýn karþýlýðý olarak ödüllendirilmeyi bile bekleyenler olacak. Þanslý olan milletvekili olacak olan müsteþar ve müsteþar yardýmcýlarýnýn koltuðuna oturacak. *** Polisi atlattým, kitabým matbaaya ulaþtý Þaka deðil, polis el koymadan üçüncü kitabýmý (Türkiye nin Eðitim Gündemi) yayýncýma ilettim, o da matbaaya kadar ulaþtýrmýþ. Eðitim yazýlarýndan oluþan kitapta yolsuzlu, usulsüzlük, kayýrmacýlýk, kadrolaþma, cemaat, tarikat, ticaret ve fethullah sözcükleri bolca geçiyor. Tabi hepsi de AKP dönemine ait olay ve uygulamalarýn anlatýldýðý bölümlerde. Eðitimin AKP si kitabým çýktýðýnda ünlü bir köþe yazarý Ýddialarýn çok aðýr, dava açabilirler. demiþti. Keþke demiþtim ben de; iddialarýmý kanýtlamaktan zevk alacaðýmý belirtmiþtim. Bana bu zevki yaþatamadýlar. AKP liler o zamanlar mazlum rolüne uygun olarak gözünün üstünde kaþýn var diyeni mahkemeye veriyorlardý. Artýk iþi adliye koridorlarýna kadar uzatmadan polisle çözüyorlar. Bundan dolayý kitaplarýmýzýn akýbeti hakkýnda kaygýlanmakta haksýz sayýlmayýz. Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ "Cemevi, Alevi Bektaþiliðinde yoktur. 1990'lardan sonra dini evangelizm (sömürgeci misyonerlik) ve protestanlýk olarak deðiþtirmek amacý ile yürütülen olumsuz geliþmelerdir. Aleviler ve Bektaþiler buna itibar etmemiþlerdir. Özet olarak Alevilik bir din deðildir. Cemevi de bir ibadethane deðildir, toplantýnýn adýdýr. (Ankara Cumhuriyet Savcýsý Ali Özdemir) Baþakþehir'de bulunan Veli Baba Cemevi'ne yapýlan taþlý saldýrýya iliþkin soruþturma tamamlandý. Ýstanbul Cumhuriyet Savcýsý Mustafa Çavuþoðlu tarafýndan hazýrlanan 37 sayfalýk iddianamede tutuklu sanýklarýn ''ibadethaneye zarar vermek'', ''terör örgütü propagandasý yapmak'', ''mala zarar vermek'', ''tehlikeli madde bulundurmak'', ''genel güvenliði kasten tehlikeye sokmak'' ve ''kamu kuruluþuna zarar vermek'' suçlarýndan 7,5 ile 36,5 yýl arasýnda deðiþen çeþitli hapis cezalarýna çarptýrýlmalarý istendi. Yukarýda yer alan haberler geçtiðimiz hafta basýnda yer aldý. Haberler, her ne kadar birbirinden baðýmsýz gibi gözükse de bir noktada kesiþiyor. Ýlk haber, Çankaya Cemevi Yaptýrma Derneði ile ilgili yýlýnda kurulan dernek hakkýnda, tüzüðünde Cemevi ibadethanedir maddesi bulunduðu için Ankara Valiliði tarafýndan kapatma davasý açýldý. Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi nde görülen davada, Cumhuriyet Savcýsý Ali Özdemir mütalaasýný sundu ve Cemevi ibadethane deðildir dedi. Ýkinci haber ise 26 Aralýk 2010 tarihinde EVRENSEL Baþakþehir de bulunan Veli Baba Cemevi'ne yapýlan saldýrý ile ilgili. Bu saldýrýnýn iddianamesini hazýrlayan Ýstanbul Cumhuriyet Savcýsý Mustafa Çavuþoðlu ise Cemevi ne yapýlan saldýrý için ibadethaneye zarar vermek dedi. Ýki farklý dava ve iki farklý iddia. Bu ülkenin savcýlarýnýn, nasýl da iþlerine geldikleri zaman Cemevlerini ibadethane olarak kabul edebileceklerine bir örnek. Aleviler, Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi için yýllardýr mücadelelerini sürdürüyorlar. Buna karþý iktidarlar, Alevileri yok sayýyor. Bunun en son örneklerinden birini PSAKD Sultanbeyli Cemevi nin elektrik baþvurusuna aldýðý cevap oluþturuyor. PSAKD Sultanbeyli Cemevi, ibadethanelere uygulanan elektrik tarifesinden faydalanmak için (Anadolu yakasý Elektrik Daðýtým Anonim Þirketi) Ayedaþ a baþvuruyor. Ayedaþ, Cemevi nin ibadethane olup olmadýðýný Müftülüðe soruyor ve Müftülüðün verdiði cevap ise Alevilerin ibadet yerlerinin cami olduðu yönünde. Bu örnekler bize, bu ülkede inanç özgürlüðünün olmadýðýný en açýk þekilde ortaya koyuyor. AKP, Alevi Açýlýmý þovlarýný devam ettire dursun, Alevilerin talepleri yok sayýlmaya devam ediyor. Bizler taleplerimizi kazanmanýn yolunun örgütlenmekten ve mücadele etmekten geçtiðini biliyoruz. Cemevlerinin ibadethane olmasý için de, diðer bütün taleplerimiz için de mücadele etmeye devam edeceðiz. ALEVÝYÝZ HAKLIYIZ KAZANACAÐIZ! DEVRÝMCÝ ALEVÝ KOMÝTESÝ

8 YOLUMUZ ÇAYAN LARIN YOLUDUR Karþýyaka Mezarlýðý 1 No lu kapý önünde toplanan Devrimci Gençler Mahir Çayan ýn mezarýna yürüdüler. Devrimci Gençler, Kýzýldere de katledilen on devrimci þahsýnda devrim ve mücadelede yaþamýný yitirenler anýsýna yapýlan bir dakikalýk saygý duruþunun ardýndan þiirler ve marþlarla yoldaþlarýný selamladýlar. Karanfillerle donatýlan Mahir Çayan ýn mezarý baþýnda okunan Devrim andý ile genç yoldaþlarý Mahir Çayan ýn mücadelesiyle kurduklarý baðý ifade ettiler. Devrimci Gençler adýna konuþan Levent Hekim, Mahirleri anmak, oligarþinin kirli oyunlarýna karþý On larýn kavgasýný yükseltmek en büyük görevimizdir. Türkiye devrimci hareketinin Marksist-Leninist devrimci bir önderi olan Mahir Çayan, mücadelemizde yaþýyor. Yaþamaya da devam edecek dedi. Devrimci Gençler yürüyüþ sýrasýnda Kurtuluþa kadar savaþ pankartý arkasýnda Devrimci yolumuz Çayan larýn yoludur, Devrim þehitleri ölümsüzdür, Çayanlardan Özenç e savaþýyor Dev- Genç, Deniz, Ýbo, Çayan savaþa devam sloganlarýný attý. Anma programýnýn ardýndan Hüdai Arýkan, Sinan Kazým Özüdoðru ve Ulaþ Bardakçý nýn mezarýný da ziyaret eden Devrimci Gençler burada yaptýklarý anma ve saygý duruþunun ardýndan anma programýný sonlandýrdý. Ýkinci anmayý ise, 78 liler Giriþimi, AKA-DER, Alýnteri, BDP, Dev-Genç Birliði, DHF, EHP, ESP, Kaldýraç, Kurtuluþ Yolunda Dev-Genç, Mustafa Suphi Kültür Merkezi, ÖGD, Partizan, SP, SDP, Sosyalist Gelecek, TÖP, ODAK, Devrimci Yolda Özgürlük, EMEP, ÖDP, Halkevleri, 68 liler Birlik ve Dayanýþma Vakfý, Devrimci 78 liler Federasyonu gerçekleþtirdi. BÝRLÝÐÝMÝZ ÝÇÝN YOL GÖSTERÝYORLAR Karþýyaka Mezarlýðý 2 nolu kapý önünde toplanan örgütler de Onlar yaþýyor mücadele sürüyor ana pankartý ile Katil devlet hesap verecek, Devrimci yolumuz Çayanlarýn yoludur, Ýbrahim, Mahir, Deniz sürüyor sürecek mücadelemiz sloganlarý ile mezar baþýna yürüdüler. Mahir Çayan þahsýnda devrim mücadelesinde yaþamýný yitirenler için yapýlan saygý duruþunun ardýndan ortak açýklamayý Devrimci 78 liler Giriþimi üyesi Hüseyin Gevher okudu. Kýzýldere de topraða düþen On larýn teslimiyete karþý direniþ, davaya baðlýlýk, devrimci birlik ve dayanýþmanýn önder bayraðý olduðunu söyleyen Gevher, On larýn izinde yolumuz devrim yolunda düþenlerin yoludur dedi. Gevher konuþmasýný, Kýzýldere de On larýn canlarýný ortaya koyarak sergiledikleri birlik ve dayanýþma, bizlerin eþitlik ve özgürlük esasýnda halklarýmýzýn kardeþleþmesi, kurtuluþ mücadelesinde ortaklaþmamýz, birliðimiz için yol gösteriyor, ýþýk tutuyor sözleriyle sonlandýrdý. "Kýzýldere Direniþi ON urumuzdur" Kýzýldere de katledilen On lar Ýstanbul'da da anýldý. Katliamýn 39'uncu yýlýnda Beyoðlu Taksim Tramvay duraðýnda 30 Mart ta direniþin ve dayanýþmanýn onurlu tarihine birlikte sahip çýkýyoruz diyenler bir araya gelerek Galatasaray Meydaný na yürüdü. Galatasaray Meydaný nda toplanan devrimciler Kýzýldere de katledilenler anýsýna saygý duruþunda bulundu. Ardýndan basýn açýklamasý okundu. Basýn açýklamasýný okuyan Halkevleri Genel Baþkaný Ýlknur Birol, Kýzýldere nin devrimciler için her zaman onurlu bir mücadele tarihinin en kritik eþiklerinden birisi olduðunu belirtti. Birol, Kýzýldere nin nice mücadelelere ýþýk nice türkülere konu olan bir direniþ örneði olduðunu kaydetti. On larýn Kýzýldere katliamýna kadar giden sürecini anlatan Birol, On larýn Türkiye toplumuna baþ eðmez bir devrimcilik kültürünün yerleþmesini saðlayarak, bugüne dek yaþayan direniþin sembolleri olduklarýnýn altýný çizdi. Bu nedenle bu tarihe sahip çýktýklarýný anlatan Birol "Mahir in fotoðrafýný evine asanlarýn, kitabýný okuyanlarýn ve On larý ananlarýn devletin çeþitli baskýlarýyla karþýlaþtýðý bugünlerde Kýzýldere nin anlamý daha da önem kazanmaktadýr. Kýzýldere bu baskýlara teslim olmamaktýr dedi. Ýlknur Birol, basýn açýklamasýnýn sonunda, 30 Mart Kýzýldere katliamýnýn 39. yýl dönümünde On larýn þahsýnda direniþin ve dayanýþmanýn tarihine sahip çýkarak, faþizme boyun eðmeyeceðimizi emperyalizme ve siyonizme karþý direneceðimizi, bu insanlýk düþmaný kapitalist düzeni tarihin çöplüðüne göndermek için özgürlük, adalet, eþitlik ve kardeþlik yolunda mücadele etmeye devam edeceðimizi bir kez daha ilan ediyoruz dedi. Anma, Pýnar Sað ve Ýlkay Akkaya nýn söyledikleri Kýzýldere türküsüyle ve seneye daha kitlesel, ülkenin dört bir yanýna yayýlmýþ bir anmada buluþma temennisiyle sonlandýrýldý. Anmada ÖDP Genel Baþkaný Alper Taþ, TKP Genel Baþkaný Erkan Baþ, SDP, BDP, 78 liler Giriþimi Baþkaný Celalettin Can, Sýrrý Süreyya Önder, yazar Burhan Sönmez ile çok sayýda devrimci kurum temsilcisi ve devrimci, sosyalist aydýnlar da yer aldý. BirGün