PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 1"

Transkript

1 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

2 2 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

3 4 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

4 İÇİNDEKİLER Birol GÜVEN kader Ve biz radyatörlü evlerimizde yalnızlaştık Şafak SEZER Adam olmak ancak mezara girincedir YÜZ YÜZE Şafak Sezer 12 KİŞİSEL Dönüşü Olmayan Yolculuk / GÖÇ 16 Bipolar Duygulanım Bozukluğu 20 YÜZ YÜZE Birol Güven 26 Panik Atak 30 Hayal Gücü Ve Fantazinin Önemi 34 YÜZ YÜZE Biofeedback 38 İnsan Bağımlılığı 42 GÜNDEM Şiddet 48 EKSİ 18 Eyvah Karne 62 Ergenler 64 Genç Kızların Beslenme Dosyası 68 Psikolojik Nedenlere Bağlı Cilt Hastalıkları 70 Bir Şehir Vitrini ULUDAĞ 74 İLİŞKİLER Evlenme Ve Boşanma Paradoksu 82 Dedikodu 86 YÜZ YÜZE 9 Soruda Zeynep Yılmaz 96 CİNSELLİK Cinsel İsteksizlik 98 Cinsel Sapkınlık Mazoşizm 102 Vajinismus 106 GÜZELLİK Temellere Dönmek 118 Güzelliğin Sırrı Beslenme 120 Gurmeacademy 123 Renklerin Psikolojisi 124 KÜLTÜR-SANAT 140 PSYCHO ASTROLOJİ 144 YORUM BİZDEN Editör 08 Refleksoloji 46 YÜZ YÜZE Alp Kırşan 50 Cossy By Aqua 52 YÜZLEŞME Necmi Yapıcı 58 YÜZ YÜZE Pedofili 110 İNSAN DOSTLARI Hayvan Dostlukları 114 Neredesin Aşk 94 Okuyucuların Cevapları 130 Hayat Bana Güzel PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

5 YORUM BİZDEN EDİTÖR Özür diliyorum Onunla orada tanışmıştın hani. Bir kaç arkadaşına sormuştun senden yana çıkıp, diyaloglarınız bozulmasın diye onaylamışlardı. Onaylamayanları da kıskançlıkla suçlayıp birilerini de arkana almış ve evlenmiştin kişilikleriniz hiç uymamasına rağmen, ben müdahale edemedim. Uyumsuzluğu bir kenara bırakıp anlaşabilirdin birkaç teknik hamleyle. Mutluluk elindeydi oysa. Ben yine yoktum, formülleri veremedim. Küçücük müdahalelerle dünyanın en mutlu çifti olacaktınız belki de. Hadi geçtim tüm bunları, çocuklar oldu. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği öbüründe özgüven problemi. Benim yüzümden bir avuç ilaç kullandılar. Sana, ne zaman ilaca gerek var, ne zaman gerek yok söyleyemedim. Davranışlara ve ruha benim yüzümden kimyasal zehir vermek zorunda kaldın. Ego ve ergen dönemi zor geçti biliyorum. Kim bilir ki ne kadar zorlandığını benden başka uykusuz gecelerinde büyütebilmek için onları. Yine yoktum. Zaman zaman depresyona girdin panik ataklar atlattın. Nasıl kolaydı oysa işin içinden çıkmak. Müracaat yanlış kapı; acil servis-kardiyoloji, kalbinin korku ve kaygılarıyla atmasına karşın. Kim bilir yine neredeydim. Strese girdin üzüldün, yanlış limanlara yelken açtın, hatalar yaptın yuvan yıkılıyordu. Bir grup seni destekleyen çapkınlık, Canım ne olacak? diyen yalaka arkadaşların yüzünden. Duygularını nerede nasıl kullanman gerektiğinin eğitimini veremedim. Benim yüzümden aleksitimi yaşadın. Mistik Dekorlu kafelerde Beni aradın Duygusal açlığını fark edemeyip çareyi yemekte buldun, kilo aldın. Özgüvenin yerlerde süründü ve ben yine bunları çözmeye gelemedim. Çünkü yoktum. Benim yüzümden mahalle aralarındaki mistik dekorlu kafelere gidip fal baktırdın biliyorum. Beni arıyordun oralarda, beni sorar gibi bakıyordun inan biliyorum ama gerçekten çok özür dilerim. Ben yine orda değildim. TV ve gazetelerin burç fallarında tanımaya çalışırken kendini, çözüm yollarını astroloji ve ehliyetsiz kişisel gelişim platformlarında arar oldun sorunlarını. Ne yazık ki ben yine orada yoktum müracaatını göremedim, görememişim. Bütün bu suçları üzerime alıyor, senin için kendimi parça parça sayfalara bölerek suçumu kabul ediyor, sonsuz kere özür diliyorum... Ve yine söz veriyorum kendimi affettirmek bütün problemlerine çözüm olabilmek için geliyorum ve geldim. Lütfen artık rahat ol korkma ve bana güven. Hadi git al artık ve arkana güvenle yaslanıp bir nefeste oku beni. Anlaştık mı affolmak ümidiyle... Ney anlamadım, nasıl... Ben kim miyim? Üstat uzmanları kaliteli akademisyenleri profesyonel kadrosuyla her ay ve her an emrindeki psikoloğun PSYCHOACADEMY im... Esat B. Z. BAŞARAN 8 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

6 GENEL YAYIN YÖNETMENİ Zeynep Çağlar KURTARAN YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ (SORUMLU) Fatih ÖCAL KONULAR EDİTÖRLERİ Hüseyin ARSLAN Elif GENÇ PSİKOLOGLARIMIZ Gaye HALEFOĞLU Didem DOĞANTEKİN KATKIDA BULUNANLAR Prof.Ümit Ukşal, Klinik Psikolog Yrd. Doç.Dr. Sanat Terapisti, Psikodramatist Gülnur Bayezıd Işıker, Uzman Psikiyatrist Dr.Ayhan Erakay, Psikiyatrist Doç. Dr. Burhanettin Kaya, Psikiyatrist Dr.Sibel Mercan, Veteriner Hekim A.Kutlu Dayıoğlu, Beslenme ve Diyet uzmanı Beste Günday, Beslenme ve Diyet Uzmanı. Andaç Yeşilyurt, Klinik Psikolog İlknur Yılmaz, Psikolog Burcu Atatür Yüksel, Uzman Klinik Psikolog/Yönetici Koçu Ayşegül Kalem Ertal, Uzman psikolog Naz Midillili, Uzman Psikolog Derya Özçelik, Psikolog ve ile Danışmanı Pınar Ersöz, Klinik psikolog İzzet Güllü, Klinik Psikolog Tuğçe Peker Darcan, Psikolog İlknur Peder, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı/Cinsel terapist Op.Dr.Gökçen Erdoğan, Karikatürist Serdar Günbilen, Av.Halil Tulay, Güzellik uzmanı Neşe Arıç İMTİYAZ SAHİBİ VE YÖNETİM KURULU BAŞKANI Analiz Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri Ticaret LTD. ŞTİ. adına; Niyazi Kürşat SAYGIN TÜZEL KİŞİ TEMSİLCİSİ Esat B. Z. BAŞARAN GENEL MÜDÜR VE YAYIN DİREKTÖRÜ Halil TABUR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI Ömer Ferhat YALÇIN GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ Simge ŞEN YAYIN TÜRÜ Yaygın - Süreli / Aylık Yayın BASIM TARİHİ OCAK 2012 GÖRSEL SANAT YÖNETMENİ Gökhan SÖNMEZ FOTOĞRAFÇILAR Can İPEK, Nafi ŞEN BİLGİ İŞLEM MÜDÜRÜ Kenan ÇALIŞKAN REKLAM GRUP BAŞKANI Naz SOYTÜRK REKLAM GENEL MÜDÜRÜ Bihter TÜRKMEN REKLAM KOORDİNATÖRÜ Gökçen SÖNMEZ ABONE VE OKUR HİZMETLERİ Hazal DOĞAN DİĞER BÖLGELER Ankara / Pınar DORSAN Antalya / Elif KAŞARCI Gaziantep / İzdem CAN Pasifik / Emre AKIN Amerika / Şüheda D. SCHANE Rusya / Ali PERİŞAN Kıbrıs / Olguhan ÖRMECİ Almanya / Hatice KIZILKAYA Finlandiya / Halil TAŞ YÖNETİM YERİ İSTANBUL / Etiler Nispetiye Mah. Aytar Cad. Dilek Apt. No:28 Daire:9 Kat:3 tel: ANKARA / Çankaya Azize Mah. Hoşdere Cad. Hava Sok. No:30/2 tel: İZMİR / Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi 1477 Sokak No:13/6 tel: faks: BASIM YERİ Star Medya Yayıncılık A.Ş. Basın Ekspres Yolu Kavak Sokak No:3 / Bahçelievler - İSTANBUL tel: DAĞITIM Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Akpınar Mah. Hasan Basri Cad. No:4 / Samandıra - İSTANBUL tel: Psychoacademy Magazine de yayınlanan bütün yazı, haber, fotoğraf, illüstrasyon ve diğer konuların her türlü telif hakkı Analiz Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri Ticaret LDT.ŞTİ ye aittir. İzin alınmaksızın kullanılamaz. Ege Bölge Dağıtıcısı: Toksem Sağlık Medikal / PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

7 YÜZ YÜZE ŞAFAK SEZER Adam olmak ancak mezara girincedir Hepimizin evine çoğu zaman asık suratlardaki tebessüm olarak konuk ettiğimiz yetenekli bir oyuncu. Tebessüm hayat denen maratonda en çok ihtiyaç duyduğumuz nefes gibi değil mi? Bu süreçte yüzümüzü güldüren bizi sıkıntılarımız ve stresten bir nebze olsun uzaklaştıran bu insanlar ne kadar değerli? Bir solukta izlediğimiz bu programlar, diziler, sinemalar gerçekten çok sıkı bir çalışma ve emek barındırıyor arka planda. Oyuncular kendi sıkıntılarını bir kenara bırakıp evinize tebessüm olarak misafir olabilmek için çok ciddi bir çalışma ve efor sarf ediyorlar. Şafak Sezer le böyle bir çalışma temposunun ortasında keyifli bir röportaj yaptık. Aslan Kıral setine misafir olduk ve sabaha kadar süren bir çekim maratonunu ortasında bulduk kendimizi. Enerjinin gece boyunca hiç bitmediği, milyonların karşısına çıkartılacak bir eserin sorumluluğunu yüklenen çok değerli oyuncular ve kamera arkası ekip Şafak Sezer ve tüm ekibe buradan tekrar teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bize gülmeyi hediye eden Şafak Sezer nasıl bir insan, bu günlere gelene kadar nasıl bir süreçten geçti, biz kendisini araştırdığımızda hiç de kolay bir süreçten geçmediğini gördük ve siz değerli okuyucularımız için hazırladığımız sorulara çok samimi cevaplar aldık. İşte gudurgan çocuk, ekranların komedi starı Şafak Sezer in bilinmeyenleri Nasıl bir çocuktunuz? Gudurgan bir çocuktum. Annem bana gudurgan diyordu çünkü sürekli şımaran her gittiği yerde patates kızartması ve Texas, Tommiks isteyen bir çocukluğum oldu. Bazı insanların çocukluğunda seçeceği meslek bellidir. Sizin de öyle miydi? Hayır öyle değildi, kesinlikle değildi. Hiç düşünmediğim bir meslekti oyunculuk. Eczacılığı çok istiyordum. Eczacı olacaktım ama şartlar öyle gelişmedi. Uzun soluklu bir hayat mücadelem oldu meslek konusunda. İsterdim kendi mesleğimi kendim seçeyim ama böyle bir gün tiyatrocu ağabeylerle top oynarken, babam da Bizim oğlan çok iyi taklit yapar dedi. Giriş; o giriş işte! İlk tiyatro heyecanınızı hatırlıyor musunuz? Evet; ilk tiyatro maceram Haldun Taner in Eşeğin gölgesi adlı oyununda eşeği oynayarak başladı. Hatta Bir eşek rolü var onu oyna dediler bende Gelirim ağabey dedim. Arkasından Top oynayacak mıyız dedim. Onlar dedi ki Yavrum biz seni sanatçı yapacağız, sen hala toptasın. Ben öyle bir giriş başlattım. Sahneye ilk adım atışım böyle oldu. O sahnedeki Şafak Sezer le şimdiki arasında ne farklar var? Yani eskiden eşektik şimdi adam olduk diyelim. Öyle bir durumumuz var ki adamlığımız da tartışılır olduk mu olmadık mı? Adam olmak ancak mezara girincedir. Bize göre çünkü tiyatro, televizyon sinema bu işler biraz akıl sağlığını zorlayan işlerdir! Onu hatırlatayım; ne yaptığınızı bilemezsiniz, bir anda eşek olup, bir anda anka kuşu oluyorsunuz; işte acayip bir durum. Komedi dışında başka hangi rolleri oynamak istersiniz? Şimdilik öyle bir şey yok. Aslında meslekten bahsederken ailem birçok şey olmamı istiyordu doktor olmamı istiyordu, asker olmamı istiyordu ki ben oynayarak hepsini olduğuma inanıyorum. Bir doktoru hatta hemşireyi dahi oynadım. Her mesleği yaptığıma inanıyorum. İner misin? Çıkar mısın? deyince ne hissediyorsunuz? Ne hatırlıyorsunuz? Star televizyonu geliyor aklıma. İlk kazandığım şeydir yarışmada. Askerdim o zaman komutanım demişti git lan bir televizyon alda gel diye maceram öyle başladı. Gittim askeri elbiselerimi çıkarıp sivillerimi giymiştim. Orada öyle girdim askerken katıldım. Birinci oldum. Benim için büyük heyecan verici tabi. Uzun süre tiyatroculuktan sonra sinema ve televizyon kararının sebebi nedir? Amatör ve profesyonel tiyatrolarda çok oynadım. Televizyon kararı açıkçası yarışmayla başladı, öylede devam etti. Filimler reklamlar kanallar insanlar sizi görmeyi çok seviyor. Neden? Seviyorlar. Kendilerinden biri olarak görüyorlar günümüzde artık mizahın tükendiğine inanıyorum mizahçı adamlara biraz daha değer veriyorlar. Şans bir kaderdir Şans bana yaklaşacak çok şey demişsiniz. Şanslı mısınız? Hayır değilim herhangi bir şey için de uğraşmıyorum. Kader diyorum ben şans da bir kaderdir sonuçta. Mesleğiniz gereği insanları güldürdünüz mutlu ediyorsunuz insanlar repliklerinizi skeçlerinizi günlük hayatlarında kullanıyorlar. Neler hissediyorsunuz? Eee, o dili başka yerde görmek tabii ki hoşumuza gidiyor. Yani sen kendin kapalı bir yerde konuşurken. Sonra bakıyorsun bu iş sokağa yayılmış, o beni mutlu ediyor. Komedyen olan bir oyuncu sanki hep gülmeli diye şartlandırıyoruz bizler(izleyici). Bunu sağlamak güç. Bu konuyla ilgili hiç destek(psikolojik) aldınız mı? Hepimizin içinde biraz arızalık olduğu için destek alınmalı tabii ki. Sakinlik bizim için en büyük destektir. Sizi kim/kimler güldürüyor? Ben herkese gülüyorum, bana keyif veren her şeyi seviyorum. İyi bir televizyon izleyicisiyim bu arada. 12 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

8 Televizyonlar da ya da sahnelerde çok görünenler için yüzü eskiyor derler. Sizce doğru mu? Böyle bir çekingeniz oluyor mu? Açıkçası böyle bir şey yok, hani biz bu işi meslek olarak yaptığımız için. Bir sinema, bir dizi, bir reklamın insanı yok edeceğine inanmıyorum. Ben şuna inanıyorum; kaliteli ve başarılı olduğunuz zaman her yerde ayrı bir seyirciniz var. Her şeyin, her rolün, her oyunun tadı başka. Bizim asıl alanımız sinemadır. Televizyon ve reklam yaşamaya mücadele verdiğimiz yer. Onlarda da başarılı olduğumuza inandırdı halkımız. Sizde bir yarışma programı ile ivme kazananlardansınız. Şu anki yarışmalardaki yetenekli insanlar hakkında neler düşünüyorsunuz? Türkiye yeni yetenekleri nasıl karşılıyor? O tür yarışma programları var tabii ki. Çıkan başarılı arkadaşlar da var ama her şey zamanla. Öyle sadece yarışmayla olmuyor. Zamana eğitime ve alt yapıya ihtiyaç var. Pişmek lazım biraz İner misin? Çıkar mısın? Yarışması nın televizyon önünde çok büyük faydası vardır ama kökenim tiyatrodan geldiği için hani yarışmaya geldiğimde zaten alt yapım hazırdı. Arkadaşlarında öyle yarışmasını isterim bende. Mesleğim beni korkutmuyor Sizce mesleğiniz nankör mü? Öyleyse bu sizi korkutuyor mu? Mesleğimize nankör diyen çok, beni hiç korkutmuyor. Asla korkmadım, mesleğimden korksam zaten yapmam bu mesleği. Nankörlüğü şudur; bir gün kameralar size dönmez, dönmedi mi de pişman olursunuz. Zaten o kameraların dünyasında ben yokum. Çokta sevdiğim şeyler değil onlar gece hayatı ve benzeri durumlar. Şener Şen sizin için çok önemli biri. Ustayı diğerlerinden ayıran ne? Şener Ağabey önümüzdeki en büyük örnek bu işi yıllardır yapıp ta eline yüzüne bulaştırmayan büyük aktörlerden biridir diye biliyorum. Okan Bayülgen in de sizde ayrı bir yeri var? Anlatır mısınız? Biz yarışma programındayken Okan Bayülgen i televizyonda izliyorduk. Sonra Okan la tanıştık. Okan bizi programına aldı daha sonra her şey daha güzel oldu, daha güzel gelişti. Aslında kapımızı açan Okan Ağabey dir. Her şeyi ona borçluyum diyebilirim. Tiyatro, televizyon, sinema hangisinden vazgeçemezsiniz? Hepsinin ayrı zevki vardır ama vazgeç dersen hiçbir tanesinden de vazgeçemem. Kaybetmekten korkar mısınız? Ne zaman kazandık ki? Asabi bir adam olduğunuzu kabul ediyorsunuz? Şafak Sezer nelere sinirlenir? Her şeye. Komiklik sinirden geliyor Asabi bir adam nasıl komik oluyor? Komiklik o zaten sinirden geliyor, insanı en güzel sinir güldürür. Bu asabiyeti bir uzman desteği ile yenmeyi düşündünüz mü? Bir sürü uzmanım var etrafımda Oya Abla da uzmanım. Eşim de uzmanım yanımdaki Tarık ta uzmanım. Herkes uzmanım benim. Alemin Kralı nda sürekli kayınvalide ile atışan bir adam Arslan. Gerçekte böyle bir şey olmasına izin verir miydiniz? Aile yapısına çok düşkün bir evladım ben gerek kayınvalidemle gerek annemle ilişkimin maneviyatı çok yüksektir. Bende ailenin öyle bir şeyin olmasına izin vermezdim açıkçası ama böyle bir kayınvalidem olmasını da istemezdim. Arslan dan kızları da şikâyetçi (en küçüğü hariç!). Arslan baskıcı kıskanç bir baba mı? Evet, şartlar neyi gerektiriyorsa o şekilde davranıyoruz Aslan olarak. Arslan ın kızlarına yaptığı baskıyı, Şafak Sezer de kızlarına yapar mı? Biz Sudem le çok iyi arkadaşız onu söyeyeyim. Büyük kızımla çok iyi arkadaşız, küçüğü ile anlaşamıyoruz. Çorbamız eksik olmuyor Eşinizin ailesi evlenmenize izin vermemiş? Nasıl aştınız o sancılı zamanı? Bir iki mizah bir iki fıkra ile birkaç tane de baba ve kayınvalide takliti Eskiden tiyatrocuya kız vermek gerçekten kolay değildi. Hiçbir aile kızını vermek istemezdi. Bu anlamda zor bir zamandan geldik aslında kolaya konmadık diyebilirim. Şimdi şimdi meslek rahatlamaya başladı aileler çocuklarını gönderebiliyorlar. Bizim çocuğumuzda oyuncu olsun eskiden erkek topçu, kız da ses sanatçısı olurdu. Onlar biraz aşıldı. Artık tiyatro ve sinemaya önem var. Tabii artık bu meslekte de kazanç iyi. Eskiden nasıl geçineceksiniz durumu vardı. Çok şükür şimdi çorbamız eksik olmuyor evimizde. Gençlere ilişkiler ya da evlilik hakkında neler önerebilirsiniz? İyi bir zaman zarfı içerisinde birbirlerini tanımalarını isterim acele etmemelerini çünkü otuz yıl yanınızda başka birisiyle uyanıyorsunuz ona göre. Düzgün bir aile hayatı başarıyı tetikliyor mu? Kesinlikle her zaman düzgün bir hayat isteyeceksiniz. Zaten düzgün olmayan hiçbir insan hiçbir meslekte başarılı olamaz. Eşlerine yalan söyleyen ticarette ve işte de arkadaşlarına yalan söyler. Nasıl bir eş ve babasınız? Aslında bunu Esra Hanım daha güzel cevaplar. Bana sorarsanız iyi bir baba der, maneviyatı yüksek der, eli açık der. Bende çocuklarıma karşı iyi bir baba olduğuma inanıyorum. Öyle diyorlar sokakta. Bizi evde Sudem güldürüyor. Evde güldüren/neşeli olan siz mi? Karınız mı? Evde en büyük kızım Sudem güldürür bizi ya da Irmak güldürür, biz onları seyrederiz. Irmak ın son modası televizyonda gördüğü herkesi bize geldi diyor. Bak bu bize geldi bu bize geldi bu bize geldi diye. Çocuklarınızla ilgili hiç destek aldınız mı ya da almayı düşündünüz mü? Tabii ki gerekli durumlarda isteriz onların da en önemli danışmanları, öğretmenleri, gerekli gördüklerinde bize hemen söylüyorlar ve o konu hakkında aile meclisini topluyoruz hemen evde. Evde iktidar kimdir? Benimdir herhalde başka bir şeyin olma şansı yok. Evde komik bir baba/eş mi var? Yok. Eve yorgun argın gittiğimiz için. Peki siz kızlarınızın tiyatro ve sanat camiasından birileriyle evlenmesine izin verir misiniz? Benim kızlarım gönlü neyi isterse onu yapabilir. Zaten büyük kızım Sudem oyuncu olmak istiyor, küçüğü pek yanaşmıyor ama.. Dostlarınız iş çevrenizden midir(çoğunluğu)? Tabii ki sanat camiasından çok arkadaşım var. Fırsat buldukça görüşüyorum ama ben ev kuşu olduğum için çok da fırsat bulamıyorum. Hz. Yuşa Yeni projeler var mı? Yeni yıl da neler yapacaksınız? Yeni projeler var. Yeni yıla girişte Yuşa hazretlerinde her yıl dua olur. Ben orada dua ederek girmeyi çok seviyorum. Lades diye bir sinema filmimiz var. Senaryo ve hikayesi bana ait. Yönetmeni Murat Aslan çok sevdiğim eski bir arkadaşım çekecek. Süreç filminin yapımcılığını yaptı. Başrollerde Metin Akpınar ve benim oynayacağımız bir kara mizah sineması. İnşallah seyircilerde çok beğenecekler ki arkasından Kutsal Damacana da beraber çalıştığımız Ahmet Yılmaz ın yazacağı bir senaryo var. Onu bekliyoruz. 5 kelime de Şafak Sezer sözlüğü -Psikoloji: Psikoloji benim için DENGE dir. -Aile: Gönlümün goncaları. -Gülmek: Sana yakışıyor. -Aşk: Tesadüfleri sever. -Sinema: Sinema sinema paradiso diyorum. 14 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

9 Dönüşü olmayan yolculuk Nereye göçersen kendini götürürsün İçindeki kor ateşi zor söndürürsün Yaşananları unutarak öldürürsün Göç dönüşü olmayan yolculuktur demiş şair. Enteresandır, şehirleşme mevcut yerleşim yerlerinin hep batı yönüne doğru olur. Göçler de aynı şekilde doğudan batıya doğru bir eğilim gösterir. Bazı istisnaları olsa da göçler köylerden şehirlere, şehirlerden metropollere şeklinde genel bir seyir izler. Göç bir sosyal hadisedir ve hiç bir sosyal olay durup dururken gerçekleşmez. Bir yerden başka yere, genellikle de halihazırda yaşanılan yerden/yurttan yaşanılmak istenilen yere/yurda insan transferi diyebileceğimiz göç olgusu da aynı şekilde durduk yere gerçekleşmez. Bu olguyu hazırlayan insan ve çevre, iç ve dış kaynaklı bazı şartlar söz konusudur. KİŞİSEL İZZET GÜLLÜ Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. 15 yıldır Malatya Devlet Hastanesinde klinik psikolog olarak görev yapıyor. Çalıştığı klinikte takriben yirmi bin saatin üzerinde bireysel vaka görüşmesi gerçekleştirerek yoğun bir klinik birikime / deneyime sahip oldu. /// Hiç düşündünüz mü? Neden şehirleşme veya göçler doğudan batıya doğru olur? Uzmanlar tarafından Sosyal bir hadise ya da Eşyanın tabiatına aykırı hareket olarak nitelendirilen göçü ve nedenlerini tüm ayrıntılarıyla bu yazımızda bulacaksınız. İşte Türk insanının olağan saydığı göç, göçle gelen sıkıntılar ve çözüm yolları... /// Eşyanın tabiatına aykırı hareket Eşyanın tabiatı gereği insanoğlu doğduğu, özellikle de ilk çocukluk yıllarını geçirdiği, bazı sosyal ilişki ağları kurduğu, eş, dost ve akraba dayanışması içinde bulunduğu doğal yaşam yerini kolay kolay terk etmek istemez. İnsan ruhu bu yönde bir doğal eğilime sahiptir. İşte insan bu doğal eğilime rağmen göç eder. Bunun için ise çok daha önemli nedenleri olmalıdır. Psikolojik olarak daha güvenli, daha sıcak, daha uygun olan bu doğal psikososyal koşulları kişiler daha çok zorlayıcı ekonomik sorunlar nedeniyle veya bazı zorunluluklar dolayısı ile terk ederler. Göç olgusu ve farklı dinamikler Dünyanın her bölgesinde söz konusu olabilen göçün zulüm ve baskı, salgın hastalıklar, kıtlık, kuraklık gibi kendine has dinamikleri (değişken nedenleri) olabilmekle beraber ülkemizdeki göç yaşantısının daha çok ekonomik nedenli, iş bulma, hayatı kazanma gibi daha çok maddi sorunlar nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir. Büyük ölçüde ekonomik nedenlerle gerçekleşen göç hareketi ekonomik olarak daha gelişmiş illerimize yönelmiş, kısa sürede bu bölgelerimizdeki nüfusun artmasına, buna bağlı olarak da insan ve sosyal odaklı bir dizi sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Yalnızlık ve güven yitimi Yukarıda değinildiği üzere doğal ve alışılmış, uyum düzenekleri kurulmuş yaşam yerlerinin terk edilmesi, kendisi gibi sorunlarının da büyük olduğu yeni yerleşim yerlerine gelinmesi demek olan göç yaşantısı sonucu kişilerin iç dünyalarında kısa süre içinde baskın hale gelen, bir çok duyguyu ve davranışı belirleyebilecek bir potansiyel kazanan duygu yalnızlık ve bunun beslediği güven yitimidir. Kişiler yeni geldikleri yaşam yerinde kendilerini onca kalabalığa rağmen yalnız ve güvensiz hissederler. Trafiğin daha hızlı akması, binaların daha yüksek ve görkemli olması, insanların birbirine son derece yabancı bir biçimde sağa sola koşuşturması bu duygu ateşinin alevlerini kısa sürede yangına çevirir. Bu duygu müstakil bir sonuç olarak kalmaz, kişilerin kendilerine olan güvenlerinde değişken oranlarda yitime de yol açar. Gerek içine düşülen yalnızlık hissi gerekse özgüven kaybı bu kişilerin davranışlarını daha çok kaçınma ve yaklaşma olmak üzere iki yönde belirler. 16 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

10 Gelenekçi yan - modern yan çatışması Yaklaşma ve kaçınma döngüsü Bu iki temel duygunun anlatılan nedenlerle daha baskın bir hale gelerek ön plana geçmesiyle bazı davranışları belirlemeye başlar. Bu davranışlar daha çok Yaklaşma ve kaçınma şeklinde görülür. Kişiler az çok tanıdıkları, yakından veya uzaktan hemşeri ya da akraba oldukları kişilere gereğinden fazla güvenme ihtiyacı içine girerler. Bu duygusal ihtiyaç davranışları gereğinden fazla güvenme anlamına gelebilecek bazı riskli ve suistimale açık davranışlarına yöneltir. Böylece ortaya, Güvendik hata ettik, dost kazığı, sırtını dönmeyeceksin tabirleriyle dile getirilen yığınla hayal kırıklığı çıkabilir. Yine sözü edilen duygular hiç tanışık olunmayan kişilerden aşırı tedirgin bir biçimde uzak durma, genellikle de kabuğa çekilme davranışlarına neden olabilir. Bu aşırı güvensizlik ve kabuğa çekilme davranışları bazı fırsatların kaçırılmasına, yeni gelinen yerden kısa sürede soğumaya, eskiye özlem duymaya, hatta zaman zaman duygu durum sorunlarına, özellikle de aile içi problemlere yol açabilir. Hemşerilik bağları ve kapalı devre ilişkiler Kişiler aynı sosyal ve kültürel geçmiş havuzunda yıkandıkları için belli davranış kalıplarını az çok yordayabildikleri, dolayısı ile hiç tanımadıkları kişilere göre daha güvenilir buldukları hemşerileriyle yakın bağlar kurmak için arayışlara girişebilirler. Şu bakkal da sizin oralı, iki sokak ötede sizin oralı bir manav var türü bilgilerin yönlendirmesiyle kısa sürede bu kişilerle irtibata geçebilirler. İrtibata geçilen bu kişilerden haliyle daha fazla hemşeriye ulaşılır. Özelikle erkekler hemşerilik bağı içinde bulundukları kişilerle görünüş itibariyle yeni ancak özünde eski gelenekçi öğelerle örülü bir ilişki ağı içine girerler. Böylece her ne kadar yaşam yeri değişmiş olsa da yaşanılanlar büyük ölçüde aynı kalmaya, eski adet ve gelenekler aynı hızla yaşatılmaya devam eder. Bu süreç kendi içinde kümeleşmelere, bir çok alt kültür gruplarının oluşmasına yol açar. Bu sonuç, diğer kültür kümelerine karşı ön yargıların ve bazı olumlu yahut olumsuz duyguların oluşmasına da neden olur. Yeni yaşam yerinde eski geleneksel öğelerin olanca hızıyla hüküm sürdüğü bu ailelerde yetişen çocuklar büyük bir kültürel şok ve adaptasyon sorunu yaşayabilirler. Bazı konularda geleneksel davranışlar, bazı konularda çevredekilere benzer davranışlar sergileyebilirler. Bu gelensel tipli ve gelenek dışı davranış değişkenliği iç dünyalarında bir dizi çatışma ve buhranlara kapı arayabilir. Sözgelimi modern görünmek istedikleri halde başlarını kapatabilirler. Makyaj kullanma, şık giyinme ihtiyacı duydukları halde evinden haftada en fazla bir kere dışarıya çıkmak zorunda kalabilirler. En azından bazı konulardaki hızlı kültürel dönüşüm aile içi baskıların aniden artmasına, geleneklerin kaybolmaya başlaması riskinin tetiklediği bir katı baskıya yol açabilir. Yetişkinler yeni yerde eskiyle uyumlu yaşayabilmeyi büyük ölçüde başarabilirler. Lakin aile ortamında ebeveynlerle çocuklar arasında Kuşak çatışması dediğimiz sorunların daha fazla yaşanması söz konusu olabilir. Aileler çocuklarına, bozucu etkinin daha az bulunduğu geçmiş dönemlerde etkili olabilmiş çocuk yetiştirme formülleriyle yaklaşabilirler. Bu eski usül yeniyi görmüş kuşağın bünyesi tarafından kısa sürede reddedilebilir. Bu sürecin sonunda aileler büyük bir çaresizliğin içine düşebilir. Bu ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan aile içi sorunlar/çatışmalar göç etmiş ailelerin çocuklarını sokaktaki suç şebekelerine daha açık ve eğilimli bir hale getirebilir. Peki çözüm ne olabilir? Bu aslında doğal bir süreçtir, bir biçimde yaşanacaktır. Ancak bu süreç bazı uygulamalarla daha da hızlandırılabilir. Böylece pek çok ailenin bu çalkantılı geçiş sürecini daha kolay aşması, daha az bedelle atlatabilmesi sağlanabilir. Bunun için her mahalleye rutin bir biçimde psikolojik eğitim programlarının uygulandığı, bunun düzenli bir müfredat halinde sürdürüldüğü bazı danışmanlık merkezleri açılabilir. Okuma yazma seferberliğine benzer biçimde her mahallede Uyum seferberliği adı altında psikoloji içerikli eğitim programları açılabilir. Bu konularda bilgi, öngörü ve farkındalık kazandırabilecek kitapçık ve dökümanlar hazırlanabilir, bunlar göç etmiş gelmiş ailere ücretsiz olarak dağıtılabilir. Sosyal hizmet uzmanlarının ve psikologların bu aileleri sık sık ziyaret etmesi, sorunları sıcağı sıcağına ve yerinde görmesi, ailere yerinde bireysel ve ailevi danışmanlık hizmeti sunması sağlanabilir. Böylece bu ailelere yalnız olmadıkları, devletlerinin her türlü yolla sahip çıktığı duygusu verilebilir. Bu duygu güvensizlik ve özgüven yitimine de panzehir olabilir. 18 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

11 KİŞİSEL SİBEL MERCAN Bipolar Duygulanım Bozukluğu ya da Manik Depresif Psikoz ///19. yüzyılda Alman doktor Emil Kraepelin tarafından tanımlanmıştır. Hastalık iki uçlu duygu durum bozukluğu, iki uçlu mizaç bozukluğu, bipolar duygulanım bozukluğu, bipolar bozukluk, psikoz manik depresif-pmd, mani olarakta bilinir Psikiyatrist, Psikoterapist Neden bipolar olarak adlandırılır? Bilinen formuyla bipolar bozukluk hastanın duygulanımı mani dönemlerinde neşe, depresyon dönemlerinde ise umutsuzluk ve çökkünlükle karakterizedir. Yıl içinde mevsimle de bağlantılı olarak ataklar ortaya çıkar. Bu atakların arasında ise kişi normal hayatına döner. Bazı hastalarda belirtiler çok belirgin gözden kaçmayacak kadar şiddetli iken diğer bazı hastalarda belirli belirsiz duygusal dalgalanmalarla gider ve bu hastalar sıklıkla gözden kaçar. Bazı hastalar neşe ve durgunluk dönemlerini ayrı ataklar halinde yaşar. Bazılarında ise neşeli ve üzgün dönemler ya da sıkıntı ve taşkınlık durumları bir aradadır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ni 1991 de tamamladı. Aynı yıl yine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri bölümünde ihtisasa basladı.1996 yılında uzman oldu yılları arasında Amerika da bulundu. Toplumda ne sıklıkta görülür? Toplumda görülme sıklığının yüzde 1 2 olduğu söylenmektedir. Ancak bipolar bozukluğun hafif belirtilerle seyreden, takıntılar ya da panik atak gibi mani döneminde farklı belirtiler gösteren (tip 2, siklotimi ve atipik formlar) hastalarda dahil edildiğinde toplumdaki sıklığının yüzde 5 8 dolayında olduğu söylenebilir. Bu akademik çalışmaların gösterdiği yüzde 1-2 nin oldukça üzerinde bir rakamdır. Kadınlar ve erkeklerde eşit oranlarda görülür. Hastalık genelde 20 li yaşlarda başlar. Ancak başlangıcın bu yaşlarda olması şart değildir. Küçük çocuklardan yaşını geçmiş yetişkinlere kadar değişik yaş gruplarında görülme olasılığı vardır. Hastalık nasıl ortaya çıkar? Hastalığın başlangıcı ve seyri hastaya göre çok değişiklik gösterir. Eğer hastalık depresyon ile başlarsa tanı koymak güçtür. Birçok hasta depresyonla başvurarak antidepresan ilaç kullanımına başlar. İlaçların kısa süreli ya da uzun süre kullanımı ile hastalığın mani ya da hipomani belirtileri ortaya çıkar. Eğer neşe ve taşkınlık belirtileri belirgin ise kolayca bipolar tanısı alır ama hastada neşe yerine sıkıntı ya da kaygı belirtileri ortaya çıkmışsa hastalık sıklıkla fark edilmez, yanlış tanı alarak yanlış tedavi uygulanır. Bunun sonucunda hastalık daha karmaşık bir hal alır. Hastalığın ortaya çıkışı sıklıkla kişinin meslek ve eş seçimi dönemine rastlar ve kısa sürede tanı konulup önlem alınmazsa kişinin hayatında önemli sekeller bırakır. Hastalığın başlangıç belirtisi genelde nedir? Hastalık genelde uykusuzlukla başlar. Sık gördüğümüz örneklerden biri üniversiteye hazırlık, evlilik, doğum gibi stresli yaşam olaylarının olduğu dönemlerde genetik olarak bipolar hastalığa yatkınlığı olan kişilerin stresle ve hormonal dalgalanma ile tetiklenen ataklarının ortaya çıkmasıdır. /// Örnekler ne olabilir? Hayali bir hastalar üzerinde süreci şöyle anlatabiliriz: Mehmet üniversite sınavına hazırlanıyordu. Sınavla ilgili yoğun kaygıları vardı. Gece uykuları, iştahı bozulmuştu. Dikkatini toplayamıyor, okuduğunu anlayamıyordu. Nedensiz yere hüzünleniyor ve ağlamaya başlıyordu. En ufak bir şeye sinirleniyor, birisi iyi bir şey bile söylese yanlış anlıyordu. Kız arkadaşı ile görüşmek istemiyor eskiden zevkle yaptığı halı saha maçları ya da arkadaşları ile yaptığı sohbetler canını sıkıyordu. İnternete girmek istemiyor girse de zevk almıyordu. Son zamanlarda ölümü sık düşünmeye başlamıştı. Zaten mutsuzdu, yaşamın ne anlamı vardı. Bazen acaba evdeki ilaçların hepsini içsem, bitse her şey, uyur bir daha uyanmam gibi hayaller kuruyordu. Annesine uykusuzluğundan bahsettiğinde annesi eczaneye gidip bir uyku ilacı alıp gelmişti. İlacı aldıktan sonra 1 2 gün içinde aşırı bir sıkıntı hissetmeye başladı, uykusu iyice gitmişti ama kendisini aşırı enerjik hissetmeye başlamıştı. Eve sığamıyordu. Kendisini çatlayacak kadar sıkıntılı hissediyordu. Öfkesini kontrol edemiyor sokakta yan bakana bağırmaya başlıyordu. Arkadaşları ile buluşuyor, ama onuncu dakikada yerinde duramıyor, koşup oradan çıkmak istiyordu. Hiç bir şeyi umursamaz olmuştu. Cebindeki tüm parayı ihtiyacı var diye dilenciye vermiş ve cebinde eve dönecek para bulamamıştı. Düşünceleri çok hızlanmıştı, takip edemiyordu. Konudan konuya atlıyor, belli bir konuda odaklanamıyordu. Ani bir kararla ilaçları aldı ve intihara kalkıştı. Aile durumu fark edip acile getirdiğinde psikiyatrik değerlendirmede hastanın bipolar bozukluk olduğuna karar verildi. İkinci örnek İkinci bir örnek Ayşe Hanım, evli, ev hanımı, iki çocuğuyla ve kocasıyla yaşıyor. Genelde uyumlu olmakla beraber mevsim dönümlerinde ilkbahar ya da sonbahar aylarında uykuları bozuluyor. 2 3 gün uykusuzlukla beraber davranışları da değişiyor. Kendini çok iyi hissediyor. Her zamankine göre daha güzel olduğunu düşünüyor, daha renkli giyinmeye, daha fazla makyaj yapmaya başlıyor. Çarşıya çıktığında çok rahat para harcıyor, bazen ihtiyacı olmasa da gözüne takılan şeyleri alıyor, kredi kartlarını sonuna kadar kullanıyor, cebindeki tüm parayı harcıyor. Erkekler daha çok dikkatini çekmeye başlıyor. Cinsel isteği ve talepleri çok artıyor. Bazen kocası bundan yakınıyor. Kocasını çok sevmesine rağmen bu dönemde diğer erkeklerle de flört edebiliyor. Böyle bir dönemde bir keresinde yolda hiç tanımadığı bir adamın arabasına binmiş, adamın adını bile sormadan onunla beraber olmuş. Bu dönem geçip eski haline döndüğünde bu yaptığını hatırlayıp aşırı suçluluk duyuyor. Çok fazla konuşuyor ve etrafındakiler bundan rahatsız oluyor. >> 20 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

12 >> Dikkati çok dağınık, düşünceleri çok hızlanmış. Bazen etrafındakilerden rahatsız oluyor. Kendisini çekemediklerini, kıskandıklarını, onlardan üstün olduğunu fark ettiklerini belirtiyor. Hasta kendisinin rahatsızlığını kabul etmiyor, bunun bir rahatsızlık olduğunu düşünmüyor. Babaannesi ve halasında da çeşitli psikiyatrik sorunlar olmuş. Ne olduğunu bilmiyor. Atakları ilk defa ilk doğumunu takiben başlamış ve her mevsim dönümünde tekrarlıyor ve birkaç içinde kendiliğinden geçiyor. Kendisi bu neşeli ve mutlu dönemlerini seviyor ve değişmek istemiyor. Bu nedenle doktora başvurmuyor. Kredi kartları nedeniyle eve haciz geldiğinde kocası durumu fark ediyor ve psikiyatrik yardım istiyor. Diğer bir hayali örnek; Ahmet Bey orta yaşlı bir iş adamı, üçüncü karısı ile evliliğini sürdürüyor ve diğer evliliklerinden birer tane olmak üzere dört çocuğu var, meslek hayatı çok dalgalı. Bazen büyük riskler alıyor, fazla düşünmeden aldığı ani büyük riskler bazen başına iş açıyor. Özellikle mevsim dönümlerinde kendisini farklı hissediyor. Hep iki farklı Ahmet olduğunu söylüyor. Mutsuz ve umutsuz olan Ahmet Bey, durgun, üzgün, kendini değersiz hissediyor ve yaşamdan zevk almıyor. Özellikle kış aylarında böyle hissediyor. Neşeli Ahmet Bey ise çok enerjik, kendine çok güveniyor, çapkın, çok para harcıyor, aşırı alkol alıyor, kural tanımıyor, hızlı araba kullanıyor, çok borçlanıyor, çok yardımsever, çok konuşuyor ve şakacı yapmayı seviyor. Bu dönemler genelde uykusuzlukla geliyor, yazın son ayları başlayıp kışa kadar devam ediyor. Kışın gelen durgunluğun ardından baharın gelişi ile tekrar başlıyor. Yakın arkadaşları ile sürekli ilişki sürdüremiyor. Bu iki Ahmet e katlanamıyor hiç kimse. Bu nedenle iki evliliğini sürdürememiş, iş hayatında da büyük sıkıntıları olmuş. Bir seferinde kendisine ait bir daireyi çok düşük bir fiyata tanımadığı bir adama devretmiş. Çok düşünmeden yaptığı iş anlaşmaları nedeniyle işyerine senetler çekler geliyor. Ailesi bunu kontrol edemiyor ve borçları ödemekten aileden kalma mallarının çoğunu yitirmişler. Alkollü araç kullanmaktan ve aşırı hızdan trafikte yakalanmış ve polis tarafından muayene için gönderilmiş. Bu örnekleri artırmak mümkündür. Hastalık her hastada aynı şekilde mi görülür? Hastalığın belirtileri, süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Bazı hastalarda mani bazılarında ise depresyon daha baskındır. Bazen de mani ve depresyon eşit oranda görülür. Ataklar birkaç günden birkaç aya kadar değişir. Özellikle tedavi edilmediğinde uzun sürer. Hastalar yaşamları boyunca ortalama 10 atak geçirirler ancak bundan az veya fazla sayıda atak olabilir. Atak sayısı arttıkça ataklar arasındaki süre kısalır. Bir yıl içinde dört veya daha fazla sayıda atak olduğunda hızlı döngülü mani olarak adlandırılır. Hastalık neden ortaya çıkar? Bu hastalığın nedeni de tam olarak bilinememektedir. Diğer psikiyatrik hastalıklarda olduğu gibi biyopsikososyal olduğu düşünülür. Yani genetik yapı, kişinin ruhsal gelişimi ve çevresel stres kaynakları hastalığın ortaya çıkışında rol oynar. Psikiyatrik hastalıklar içinde genetik geçişi en belirgin olan hastalıklardandır. Hastaların yüzde 50 sinin anne veya babasında aynı hastalık olduğu tespit edilmiştir. Bu hastaların kan bağı olan birinci derece akrabalarında bipolar hastalık ya da depresyon görülme oranı normal topluma göre daha sıktır. Akrabalık derecesi azaldıkça risk azalmaktadır. Örneğin hastanın kuzeninin aynı hastalığa yakalanma riski kardeşine göre daha düşüktür. Fiziksel muayene sırasında, yapılan manyetik rezonans ya da bilgisayarlı beyin tomografisi görüntüleri ve EEG bulguları genelde normal sınırlardadır. Doğum sonrası hastalığın aktive olması hormonal değişikliklerin de rolü olduğunu düşündürmektedir. Bipolar bozukluk tek başına ortaya çıkabileceği gibi başka bedensel hastalıklar ya da ilaç kullanımı sonucu da gelişebilir. Kafa travması, epilepsi hastalığı, multiple skleroz gibi hastalıklarda ya da uzun süre kortizon kullanımı bipolar hastalığın ortaya çıkışını tetikleyebilir. Hastalığın belirtileri nelerdir? Bipolar hastalığın mani ya da hipomani döneminde aşağıdaki belirtilerden birkaçının bulunması yeterlidir: Konuşmada aşırı artma, konuşmanın bölünememesi, hızlı konuşma Enerji artışı, kolay yorulmama, az uyuma Cinsel istek ve aktivitede artma Aşırı para harcama Riskli davranışlar içine girme, (kumar, aşırı alkol, hızlı araba kullanma gibi) Aşırı neşelenme veya aşırı sinirlilik Kendine aşırı güven, kendini büyük ve önemli biri olarak görme Dikkatin çabuk dağılması, odaklanamama Muhakeme yeteneğinde bozulma, düşüncede hızlanma Hastalığı kabul etmeme Bu belirtilerin tek başına bulunması bir anlam ifade etmez tanı koyabilmek için birkaçının bir arada olması ve bir süredir devam ediyor olması gerekir. Mani atağı uykusuzlukla başlar. Kişi kendini aşırı iyi hisseder, dikkati çok artmıştır, kendine çok güvenmektedir ve sosyal ilişkileri kolayca kurar hale gelmiştir, çevredeki insanlara sataşma, laf atma sıktır. Başkalarının konuşmalarına katılır çevredekileri bu nedenle rahatsız eder. Duygulanımda kişinin kendisini iyi hissetmesinin yanında ani duygu değişmeleri ve dengesizlik sıktır. Hasta gülerken aniden ağlamaya veya bağırmaya başlayabilir. Davranışlar kontrolsüzdür. Toplum kurallarını hiçe sayar. Karşı cinse sakıntılık edebilir, trafik kurallarını hiçe sayabilir. Aşırı para harcama, aşırı makyaj yapma, göze çarpan giysilerle dolaşma olabilir. Hasta ödeyemeyeceği borçlar altına girebilir, kredi kartlarını sonuna kadar kullanabilir. Yine kontrolsüz şekilde kumar oynayabilir. Gayrimenkullerini yok pahasına satmaya veya başkalarına bağışlamaya kalkabilir. Bazı hastalar kendilerini kontrol edebilmek için alkole yönelir. Bazen kişi gerçek hayatla ilgisini koparıp hayal dünyasında yaşamaya başlayabilir. Bu durumda şizofreniden ayrımı güçtür. Bazı bedensel hastalıklar ve ilaç kullanımlarında da benzer tablolar ortaya çıkabilir bunların ayrımı gerekir. Hastalar genelde hastalıklarının farkında değildir ve bu nedenle doktora gelmek istemezler. Bu belirtilerin daha hafif ya da az sayıda olması durumunda hipomaniden söz edilir. Daha az göze batar ve tanısı daha geç konur. Hastalar genelde durumlarından memnun oldukları için tedavi olmayı reddederler. Az uyuyup kendilerini çok enerjik hissettiklerinden, yaratıcı ve özgüveni artmış olduğundan bunun bir hastalık olabileceğini kabul etmezler. Ancak hastalık kontrolden çıktığında kişiye zarar vermeye başladığında yardım isteği ile gelirler. 22 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

13 Bipolar hastalık nasıl tedavi edilir? Bipolar hastalıkta görülen depresyon belirtileri nelerdir? Bipolar hastalarda görülen depresyon belirtileri diğer depresyon ile aynıdır. Aradaki tek fark bu hastalarda depresyon ataklarından başka mani ataklarının da görülmesidir. Bipolar hastalıkta ataklar ne kadar sürer? Bipolar hastalıkta ataklar tedavi edilmediği takdirde genelde üç ay içinde kendiliğinden düzelir. Tedavi ile hastaların çoğu birkaç ay içinde normal hayatlarına dönerler. Bununla birlikte hastalığın tekrarlama şansı yüksektir. Ataklar arası iyilik dönemlerinin süresini kestirmek zordur. Birkaç ataktan sonra genelde aradaki süre kısalır. Ortalama beş ataktan sonra ataklar arası süre sabitleşir ve genelde 6 9 aydır. Hastalığın seyrinin nasıl olacağını önceden belirlemek zordur. Hastalık çok geniş bir yelpazede kendini gösterir. Hayatı boyunca tek atak geçiren hastalar yanında gün içinde maniden depresyona dönen hızlı döngülü hastalara da rastlanır. Bazı hastalar depresyona girmeksizin sadece mani atağı geçirir (yüzde 10-20). Geriye kalanlarda mani atağı depresyonla birliktedir. Hastalık erken yaşta başlamışsa ya da ailede bipolar öyküsü varsa hastalığın tekrarlama olasılığı fazladır. Bipolar hastalığın tedavisi psikiyatrik hastalıklar içinde ayrı bir öneme sahiptir. Koruyucu tedavinin uygulandığı tek hastalıktır. Tedavi iki aşamalıdır. Birincisi var olan atağa yönelik depresyon ya da mani tedavisi, ikincisi ise atakların tekrarlamasını önlemeye yönelik koruyucu tedavidir. Koruyucu tedavinin önemi büyüktür. Her bir atak hastanın hayatından 6 9 ay çaldığından koruyucu tedavi ile atakların önlenmesi hastanın hayatında önemli değişikliklere yol açar. Örneğin ataklar nedeniyle okula devamsızlık nedeni ile okul başarısında düşme, aile içi sorunlar nedeni ile eşlerin arasının açılması veya boşanmalar, işini kaybetme, büyük borçlar altına girme görülebilmektedir. Hastalar yılda bir veya daha fazla sayıda atak geçiriyorsa koruma tedavisi gereklidir. Koruyucu tedavide Lityum tuzu ya da epilepside kullanılan antiepileptik ilaçlardan yararlanılır. Bu ilaçların önemli özelliği belli kan seviyelerinde etkili olmalarıdır. Belli değerlerin altında olduğunda ilaçların koruyucu etkisi olmamakta, bu değerlerin üzerine çıkıldığında yan etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle bu ilaçların düzenli olarak kullanılması ve belli aralıklarla kan kontrollerinin yapılması şarttır. Bu hastalıktan dolayı ölüm depresyon ve buna bağlı intihar nedeniyledir. Koruyucu tedaviye devam ederek, bu risk azaltılabilir. İlaç tedavisine ilave olarak psikoterapi önemlidir. Düzenli ilaç kullanarak ve doktor kontrolünde kalarak hayatını normal şekilde sürdüren çok sayıda hasta vardır. Bu hastalıktan şüphe edildiğinde doktora başvurmak ve tedavi altına alınmak yaşam kalitesini artırmak ve olası riskleri önlemek açısından hayati önem taşımaktadır. 24 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

14 YÜZ YÜZE BİROL GÜVEN Ve biz radyatörlü evlerimizde yalnızlaştık Eskiden insanlar birbirlerinin psikoloğuydular ama şimdi hepimiz yalnızız, ama konforluyuz. Şimdi işte psikologlar daha çok lazım Birol Güven Türkiye nin en başarılı yapımcılarından. Aynı zamanda senarist ve yönetmenlerinin başında. Çocuklar Duyasın adlı dizi ile adını sıkça duyduğumuz Birol Güven hakkında merak ettiğiniz her şey burada klişe satırını yazmayacağız. Güven in cümleleri bile hayatımızı şekillendirmeye yetebilir; 1 Benim için de yazılmış bir senaryo var onu oynuyorum, Araştırarak sonuca varıyorum, Hayatta hep bir maske ile çıkıyoruz gibi Belki de buraya naklettiklerimizi, aşağıda yazdıklarımız toparlayacaklar diye düşünüyoruz Her şeyi o çocukluğuma borçluyum -Zorlu bir çocukluk dönemi geçirdiğinizi biliyoruz. Bu dönemleri atlatıp başarıyı yakalama sürecinizi sıkı çalışma ve deneyimler olduğunu söyleyebilir miyiz? Aslında çok muhteşem ve güzel bir çocukluk dönemi geçirdim. 80 ler dizisinde işleyeceğimiz gibi bir mahalle duygusu içerisinde, sokaklarda büyüdüm. Bir şansım daha olsa yine aynı çocukluğu yaşardım. Hava kararana kadar sokaklarda top oynayan bir çocuktum. Çok özel bir çocukluğum oldu gerçekten. Belki de her şeyi o çocukluğuma borçluyum. Şans Çalışma - Kader üçlüsü için ne düşünürsünüz? Herkes için yazılmış bir senaryo olduğunu düşünüyorum. Bu senaryo içerisinde tesadüfler var, belki biz tesadüf ismini veriyoruz hayatın akışı içinde. Ama ben onu bir senaryonun uygulanışı olarak görüyorum. Benim için de yazılmış bir senaryo var onu oynuyorum. Türk usulü spot - Gani Müjde ile tanıştınız ve kendinizi senaryo yazarlığında buldunuz. Nasıl gelişti olaylar biraz anlatır mısınız? Küçük küçük yazılar yazıyordum, bir vesileyle Yavuz Turgul ile tanıştım. Kendisi çok meşgul olduğu için, Seni Gani (Müjde) ile tanıştırayım dedi. Daha sonra bir dostluğumuz başladı ve yazmaya başladık birlikte. -Ayrılsak da Beraberiz, Papatyam, Çocuklar Duymasın gibi çok başarılı projeler sonucunda MinT kuruldu ve devamında yeni projeler. MinT DEN bahseder misiniz biraz? Made in Turkey cümleciğinin kısaltılmış hali MinT. Biz bu işlere başladığımız zaman format yapılıyordu. Yani dışarıdan senaryolar alınıp Türk versiyonu yapılıyordu. Acaba bunu kendimiz özgün olarak yapabilir miyiz diye hareket ettik. Yani Türk usulü spot yapabilir miyiz diye yola çıktık ve oldu gerçekten. Bugün belki bu ismi koymazdım ama o günün şartlarında koyulmuş duygusal bir isimdir, anısı var dolayısıyla artık markamız oldu. Riski bilerek almadım - Risk başarının anahtarıdır derler. Hayatınızda hatırladığınız en büyük risk neydi? Risk ve başarı kardeştir. Ben genelde riskli işler yapıp da başarılı olmuş birisi değilim. Ama başka bir açıdan bakıldığında yaptığım işleri şöyle değerlendiriyorum. Başardım çünkü başaramayacağımı bilmiyordum yılında Çocuklar Duymasın ı, toplam 21 günde yaptık. Bugün mesela aynı süreç bir yıla çıktı. Biz de, seksenler dizisi için bir yıldır çalışıyoruz yılında, 21 günde bir dizinin yapılamayacağını bilmiyordum ve bilmediğim için de yaptım. Bugün biliyorum ve yapmıyorum. O günün şartlarında 21 günde dizi yapmak çok riskliydi. Ben o riski aldım, ama bilerek almadım -Çocuklar Duymasın ve diğer projeleriniz de her daim bir psikoloji anlatımı var. Bu konuları(psikolojik) çevrenizi ve aileleri gözlemleyerek mi yapıyorsunuz? Aslında yazdıklarımın bilimsel bir temeli yok. Ama bana amatör psikolog ve sosyolog diyorlar. İnsan ilişkilerine dayalı kalabalık bir ailede, mahallede, sokaklarda büyüdüğüm için insan odaklı bir yaşantım oldu. Hep insanlarla iç içe yaşadım zamanla bu bir meraka dönüştü ve şu anda herhangi bir konuyu yazarken biraz araştırma da yapıyorum. Tabi ki derinlemesine bir araştırma yapmıyorum. Çünkü televizyonda bir karşılığı yok. Daha yüzeysel çabuk anlaşılabilen araştırmalardan faydalanıyorum. -Psikoloji ile ilgili kitaplardan faydalandınız mı? Psikoloji ile ilk tanışmam ODTÜ yayınlarının Psikolojiye Giriş kitabı ile oldu. O kitabı birkaç kez okudum. Onun dışında beni etkileyen bir yazar da Jülide Sevim dir. Senaryo yazarken bir sorun atıyorum ortaya ve onun çözümlerini araştırarak sonuca varıyorum. -Çocuklar Duymasın da Meltem sayesinde insanlar psikoloğa ısındılar diyebilir miyiz? Bizim eskiden mahallemizde bir sobamız vardı. Onun etrafında oturup sohbet ederdik. Fakat modern yaşam bizi kalorifer ile tanıştırdı; ve biz radyatörlü evlerimizde yalnızlaştık. Eskiden psikologa ihtiyacımız yoktu, şimdi var. Psikoloğa ihtiyacımız olmayan yılları şimdi seksenlerde anlatıyoruz. Çocuklar Duymasın da ise, psikoloğa ihtiyacı olan insanların kurgulamasını izleyebilirsiniz. Eskiden insanlar birbirlerinin psikoloğuydular ama şimdi hepimiz yalnızız, ama konforluyuz. Şimdi işte psikologlar daha çok lazım. 26 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

15 Gerçeğin ta kendisi mutfak -Meltem ve Halukla birlikte aile bireylerinin yaşamına mutfak kavramını kattınız. Senaryoyu yazarken bu kadar etkili olabileceğini düşündünüz mü? Yok hayır. Bunu yazmamızın nedeni; bir çocuk faşizmi yaşıyoruz. Yani çocukların odak olduğu bir aile, çocuğun dediği oluyor aslında. Tatile giderken çocuklar mutlu olsun diye gidiliyor. Tabi modern kentli ailelerden bahsediyorum. Değerli bebekler bunlar. Proje bebek diyebiliriz. Her şey onlara göre tasarlanıyor, Nihai hedef Aman onlar mutlu olsun. Dolayısıyla zaman zaman bir mutluluk oyunu oynamak gerekiyor. Karşılarındaki Aman onların psikolojisine bir zarar gelmesin. Bu anlamda salon bir tiyatro sahnesi ise mutfak kulis, yani orada hazırlanıp sahneye çıkıyorlar sahnede bir rol yapıyorlar ama gerçeğin ta kendisi mutfak. -Haluk karakteri tam Türk aile yapısına uygun bir model. Bu karakteri oluştururken nereden esinlendiniz? Ortalama her Türk erkeğinde biraz Halukluk var. Yüzde yüz Haluk yok tabi ki. O benim uydurduğum bir karakter ama ben dahil hepimiz biraz Halukuz. Meltemde yok aslında, tam ideal bir kadın, modern bir insan. İkisinin arasında Türk insanı ile modern hayat arasındaki mücadeleyi izleyebilirsiniz. -Çocuklar neden duymasın? Çocuklar hayatın yükünü kaldıramayabilirler. Çocuklar duysun tabi ama ne zaman duysun? Geçenlerde şöyle bir tespitim oldu; annemin bir ameliyatı söz konusuydu, stent takılacak ve kararlar vermemiz gerekiyor. Ama o süreci annemden saklıyoruz. Yıllarca biz üzülmeyelim diye, o bizden bir şeyler sakladı. Şimdi o yaşlandı ve biz artık ondan bir şeyler saklamaya başladık. Hayatın ilginç bir yanı bu olsa gerek. Önce çocuklardan bir şeyler saklanıyor ki doğru veya yanlış olması benimle ilgili değil sonuçta eğitici değilim. Ben toplumda gördüğümü resmediyorum. Daha sonra çocuk büyüyor ki bence çocuğun gerçekten büyüdüğü yaş, yavaş yavaş anne babasından bir şeyler saklamaya başladığı yaştır. Ve çocuk anne babası ile ilgili kararları onlardan saklıyor. İşte gerçek büyüme budur hayatın zorlukları artık sizin üzerinizdedir. Sanırım bu bir süreç onlar sorunları bize yaşatmıyor sonrada borcumuzu ödüyoruz ve biz de onlara yaşatmamaya çalışıyoruz. Gurmelik palavra bir meslek -Birçok psikolojik vakanın köküne inildikçe aileden gelen sorunlar çıkıyor ortaya. Belki de zamanında her şey çocukların yanında söylendiği için olabilir mi? Tabi bu benim alanım değil ama bir gözlemimden bahsetmek istiyorum. İnsanın beğendiği yemek annesinin yemeğidir ve gittiğimiz lokantalarda aslında farkında olmadan annemizin yemeğine yakın olup olmadığını test ederiz. Bu iyidir bu kötüdür diyemeyiz ki. Yemeğe bu çok kültürel, alışkanlıklara göre değişebilecek bir konu o yüzden gurmeliği palavra bir meslek olarak görürüm. Benim için dünyada tek bir kriter var, bir yemek benim çocukluğumda yediğim yemeğe benziyorsa ben ona güzel diyorum. Bu açıdan bile bakıldığında her şey çocuklukta şekilleniyor. Bunu dışında benim alanım olmadığı için yanlış bir şeyde söylemek istemem. -Türk aile yapısını bu günümüz şartlarına göre nasıl yorumluyorsunuz? Bu yorumu seksenler dizisinde ortaya koyacağız diyebilirim. Seksenlerde şöyle bir çalışma yapıyoruz. Eskiden hiçbir şeyimiz yoktu ama daha mutluyduk. Şimdi her şeyimiz var ama mutlu değiliz. Ben bunun bir realite olduğunu düşünüyorum ve bunu yansıtmaya çalışacağız. Bu benim tespitimdir neden böyle olduğu da psikologların, sosyologların sorunudur. Ben nedenini bilemem gördüğümü yazıyorum. İnsanlar şu anda daha yalnız, daha konforlu bir yaşamı var ama daha mutlu değiliz. Böyle konuşmak bir yaşlılık belirtisi de olabilir itiraz etmem, Ama şu anda benim hissiyatım ve gözlemim bu. Doktorluk yapıyoruz -Televizyonun insanlar da özellikle de çocuklar da ciddi bir psikolojik etken olduğu gerçek. Yapımlarınız da buna ne kadar dikkat ediyorsunuz? Tabi ki dikkat etmeye çalışıyoruz. Ben televizyoncularında bir Hipokrat yemini olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü televizyon toplum üzerinde çok etkili ve bence doktorluk yapıyoruz ve televizyoncu ve yapımcılar bir doktorluk yaptıklarının farkında değiller çünkü bu mesleğin etik kuralları yazılmadı. Biz yaptığımız işlerle bu kuralları yazmaya başladık belki de ileride yaptıklarımız ve söylediklerimizi toparlayacaklar diye düşünüyorum. -Siz de aileniz ve çocuklarınız için uzman desteğine başvurdunuz mu? Çocuklar için birkaç kere gittik Yankı Yazgan hocaya gittik. Kendisi aynı zamanda dostumuz olduğu için bize yol gösterip yardımcı oluyor. Tabi bu konuda ne yazık ki disiplinli değiliz düzenli gitmedik başımız sıkıştığında Yankı hocayı ararız ama. Herkes seksenler yolundan geçmiş -Evet çok merak edilen Seksenler! Fikir nereden geldi? 1964 doğumluyum ve o döneme karşı böyle artan bir özlem duyuyorum. Oturduğumuzda böyle o şarkıları dinliyoruz, eski oturduğum mahalle ortamını evimi özlüyorum sobayı özlüyorum. Ve baktım; bu çok yaygın. Şu anda Türkiye nin kanaat önderleri her kesimde; hakimi, siyasetçisi, tüketicisi reklamcısı, akademisyeni, işçisi; herkes seksenler yolundan geçmiş. Şu an canlı bu yani tarih değil aslında seksenler konusunda herkes uzman. Bir dönem dizisi yapmıyoruz aslında. Herkesin yaşadığı bir dönemi ekrana getiriyoruz. Çok ilgi göreceğini düşünüyoruz. Bir anne çocuğuyla izlerken; Bak benim saçım böyleydi, biz bu oyunları oynuyorduk diyebilecek. Benim de çocuğumla paylaşabileceğim sadece seksenler var. Arkadaşlık Gel evi boyayalım dediğinde gelecek arkadaştır -Anlatmak istediğiniz şey tam olarak nedir? Seksenler yokluk yıllarıydı; ama daha mutluyduk. Çünkü dayanışma içindeydik, bu kadar yalnız değildik seksenlerde. -Sizce seksenleri görmeyenlerin verecekleri tepki nasıl olacak? Keşke diyecekler mi mesela? Seksenlerle ilk kez karşılaşanlarda olabileceğini sanmıyorum. Ama o dönemi yaşamış kişilerde oluşacağını düşünüyorum. Ama geçmişteki güzel alışkanlıkları günümüze taşımak istiyorum. Mesela internet bağımlısı bir çocuğu sokakta oynamaya alıştıracağız. Böyle bir faydası olabilir. Online arkadaşlıklara karşı son kale diyebiliriz seksenler için. Şimdi insanların internette yüzlerce arkadaşı var ama gel abi ev taşıyacağız desen hiçbiri gelmez. Arkadaşlık gel evi boyayalım dediğinde gelecek arkadaştır mesela. Onlar sanal arkadaşlıklar. -Zor bir alt yapı çalışması gerekiyor. Hazırlık aşamasında neler yaptınız? Kimlerden yardım aldınız? Ben dahil tüm ekip seksenler uzmanıyız. O dönemi yaşadık biz. Araştırmalarda süprizle karşılaşmadık sadece hatırlatıyor bize. -Seksenler bu günden bakıldığında bir ülkenin değişim sürecine denk geldiği için çok sancılı geçti. Seksenleri hiç yaşamayanlar dedelerini ve babalarını anlayabilecekler mi? İnşallah. Tabi ki amacımız bu. Türkiye seksenlerde çok büyük travmalar yaşadı çok büyük bir değişim yaşadı. Ve bu yüzden kendimizi çok şanslı görüyorum. Bu kadar büyük bir dönüşümü bir daha başka bir nesil yaşamayabilir. Öyle bir ortada kaldık ki sobayı da gördük, cep telefonlarını da gördük. Mesela geçenlerde kelime türetme oynarken, hastane pastane postane dedik. Peki postahane ne? Nasıl anlatırsın dokuz yaşında bir çocuğa? Mektup, adres yazıyorsun, bir binaya götürüyorsun, oradan kamyonla başka bir şehre gidiyor. Bunu doğumlu çocuklara anlatamıyorsunuz. Bu değişimi biz yaşadık. Biz mektup yazıyorduk, şimdi mail atıyoruz. Onlar sadece mail atıyorlar. Bu anlamda bir arşiv değeri de olacaktır. İnşallah çocuklar seyreder ve onları yakalayabiliriz. Burada gördüğü her şeyi anlatabileceği bir uzmanı var çocuğun evde. Anne, bu ne? diye sorduğunda Postacı diyebilecek o dönemi görmüş birileri var. Çocukların bilmediklerini de onlara anlatmış olacağız aslında. Saçmalaya bilirim de -Sosyal medya twitter da çok etkinsiniz, insanlar sizi merak ediyor sizce neden? Hayatta hep bir maske ile çıkıyoruz insanların karşısına ama twitter çok samimi bir yer. Orada direkt siz oluyorsunuz. Maskesiz oluyorsunuz. Kötüye gidiş var tabi. Mesela ben bir şey yazıyorum yorum geliyor; Hiç komik değil diye. Demek ki benden komik bir şey bekliyor. Bense orada gönlümce bir şey yazmak istiyorum. Komik olmak zorunda değil ki. Saçmalaya bilirim de ben. Ama orada da sizi bir kalıba oturtmaya çalışıyorlar. Bu konuda endişeliyim, ama onun dışında tüm bu yaptıklarım içinde en ben olduğum yer twitter. Çocuklarım beni tanımak istiyorlarsa bu twitleri okusunlar. -Yeni yıl için dilek ve beklentileriniz nelerdir? Yeni yıl için şöyle bir dileğim var. Son günlerde insanlar hep savaş kelimesini kullanmaya başladılar. Biz hiç savaş görmedik ve inşallah da görmeyiz. Çocuklarımız da görmesinler. Bir de bunla ilgili bir önerim var; kim savaştan bahsetmek istiyorsa bu konulara girmeden önce yarım saatini ayırsın. Ve Er Rayn ı Kurtarmak filminin ilk yarım saatini izlesin. Sonra savaşalım, Savaşta gereklidir desin. 28 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

16 Panik atağa ne/neler yol açar? KİŞİSEL İLKNUR YILMAZ Panik atak nedir? Nasıl baş edilir? /// Çağın hastalığı olarak nitelendirilen rahatsızlıklardan biri de panik atak. Panik atak yaşayan kişilerin büyük bir çoğunluğu, ilk panik atak deneyimlerinde kalp krizi geçirdiklerini sanır ve soluğu bir hastanede alır. Yapılan tetkikler sonucu, eğer kalpleriyle ilgili bir sorun bulunmazsa, doktorun bunun psikolojik kökenli bir bozukluk olabileceğini belirtmesi ile doğru teşhis konabilir. /// Klinik Psikolog Boğaziçi Üniversitesi nin Psikoloji ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık olmak üzere (çift anadal programı), iki bölümünden onur derecesiyle mezun olan İlknur Yılmaz, klinik psikoloji yüksek lisans eğitimini yine Boğaziçi Üniversitesi nde tamamladı. Herkesin zaman zaman yaşayabileceği, yavaş biçimde gelişen normal kaygı duygusunun tersine, panik atak bir kaç dakika içinde, bedensel ve düşünsel belirtilerle bir arada kendisini gösterir. Bu yönüyle de, yaşayan kişiler için oldukça korkutucu bir deneyimdir. Panik atak yaşamış kişilere Nasıl bir şey bu yaşadığınız? diye sorulduğunda, bu deneyimlerini oldukça korkutucu sıfatlarla anlatırlar. Panik atağın en sık görülen bedensel belirtilerinin arasında kalp atışlarında aşırı hızlanma, nefes almada güçlük, ellerde titreme ve uyuşma, terleme, ağızda kuruluk, mide bulantısı, bağırsak faaliyetlerinde bir artış ve baş dönmesi sayılabilir. Bedendeki bu belirtilere paralel olarak düşünceler de kaygı içeriklidir: Kalp krizi geçiriyorum!, Birazdan öleceğim, Birazdan aklımı kaçıracağım şeklindeki iç diyaloglar panik atak yaşayan bireylerde sıklıkla görülür. Panik atak yaşayan kişilerin büyük bir çoğunluğu, ilk panik atak deneyimlerinde kalp krizi geçirdiklerini sanır ve soluğu bir hastanede alır. Yapılan tetkikler sonucu, eğer kalpleriyle ilgili bir sorun bulunmazsa, doktorun bunun psikolojik kökenli bir bozukluk olabileceğini belirtmesi ile doğru teşhis konabilir. Panik atağın temelinde genellikle bir stres faktörü vardır. Stres, evlilik, iş değişimi gibi yaşantınızdaki olumlu değişimlerden kaynaklanabildiği gibi, sevdiğiniz birini kaybetmeniz, işinize son verilmesi gibi yaşam deneyimlerine bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Bunların yanı sıra, ani biçimde değil de bir süreç içinde büyüyüp, gelişen ve devam eden stres ve duygusal yüklenmeler de panik atak nedeni olabilir. Panik atak, taşıyamadığınız, size bir bakıma ağır gelen duygularınızın, bedeniniz aracılığıyla dışa vurumu olarak da nitelendirilebilir. Panik atakla baş etme yolları Nefes egzersizleriyle rahatlayın Birçoğumuz gündelik yaşamımızda göğsümüzden nefes alıp veririz. Oysaki hem zihnimize hem de vücudumuza en yararlı olan nefes diyaframımızdan yani karın boşluğumuzdan aldığımız nefestir. En azından her gün zamanımızın bir bölümünü doğru nefes alıp vermeye ayırarak, kaygı ve stresimizi azaltabilir, konsantrasyonumuzu artırabilir, hafızamızı güçlendirebilir, daha rahat uyuyabiliriz. Panik atak nöbetinde ya kesik kesik ya da göğüsten, çok derin olmayan nefesler alınır. Böylelikle, vücuttaki oksijen ve karbondioksit miktarında dengesizlik meydana gelir ve bu durum da bulanık görme, ellerde, ayaklarda uyuşukluk gibi belirtilere neden olur. Gördüğünüz gibi, panik ataktan kaynaklandığını düşündüğünüz belirtiler aslında doğru nefes almamanızdan kaynaklanıyor olabilir! Panik atak esnasında doğru ve derin nefes alıp vermeniz ile beraber birçok belirtinin de önüne geçebilirsiniz. Rahatlama egzersizlerinin, diyafram nefesi, meditatif nefes, aşamalı kas rahatlatma egzersizi, görselleme gibi çeşitli türleri hakkında bilgi edinerek ve uygulamaya başlayarak, bedensel ve düşünsel olarak rahat ve sakin bir konuma geçebilirsiniz. Bu şekilde, panik atak üzerindeki kontrol duygunuz oldukça güçlenir. 30 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

17 Düşüncelerinizi kontrol etmeyi öğrenin Panik atakla baş etmenin en önemli yollarından biri de, panik atağa yönelik yapıcı, gerçekçi ve telkin edici düşünceler geliştirmektir. Panik atak nöbetinden korkmak sadece onu davet etmeye yarar! Bunun yerine, genel bakış açınızı Panik atak yaşayabilirim ama korkmuyorum, çünkü nasıl kontrol edeceğimi biliyorum şeklinde belirlerseniz, her şey daha kolaylaşır. Şu an, büyük bir olasılıkla Kalbim hızla atıyorken, nefes alamazken, terlerken, bu yapıcı ve yardımcı düşünceleri nasıl zihnimden geçirebilirim?! sorusunu soruyor olmalısınız! Bu noktada, şöyle bir zihin-beden bağlantısı olduğunu hatırlamakta yarar var: Vücudunuzdaki belirtilere odaklanmanız, onlara mercek tutup, onları büyütmeniz anlamına gelir ve bu durum kaygı düzeyinizin artmasından başka bir işe yaramadığı gibi, kaygınız arttıkça da salgıladığınız stres hormonları, ilk etapta hissettiğiniz belirtilerin daha da kötüleşmesine neden olur. Bu kısır döngüyü kırmak için, bedensel belirtileri algılama şeklinizi değiştirmeli, sizi daha çok paniğe sürükleyecek düşünceler yerine, Gerçekçi ve pozitif düşünceler koymalısınız. Panik atak yaşayacağınızı hissettiğinizde, Bu yaşadığım bir panik atak Bunu daha önce de yaşadım ve baş ettim Birazdan geçecek Bu bir kalp krizi değil, bana daha kötü bir şey olmayacak Şimdi rahatlamak için derin nefesler alacağım ve sakinleşeceğim gibi, gerçekçi, yapıcı ve yararlı düşünceleri zihninizde tekrarlayarak, panik atağı kontrol etmekte ustalaşabilirsiniz. Önemli olan nokta, bu baş etme biçimini yaşadığınız her panik atakta sergileyerek pekiştirmenizdir. Bu şekilde, bir süre sonra panik atakla otomatik olarak sağlıklı ve etkili baş edebilirsiniz. Panik atakla baş etme ipuçlarından bir başkası ise kendinize en yakın arkadaşınızmış gibi davranmanızdır. En iyi arkadaşınız panik atak yaşasa ona neler söylerdiniz? Tabii ki, onun korkularını, kaygılarını alevlendirmek yerine, onu rahatlatmaya çalışırdınız, öyle değil mi? Panik yaşamaya başladığınızda, kendi kendinize, yakın arkadaşınızla konuşuyormuş gibi sakinleştirici, teskin edici bir biçimde konuşmanız oldukça etkili olabilir. Panik atağın yaşamınıza hükmetmesine izin vermeyin Panik ataklar sırasında yaşanılan korku bazen yaşamın çeşitli boyutlarına yansıyabilir. Örneğin, bazı kişiler, dışarıya çıkmaktan, kalabalık, büyük yerlere, mesela alışveriş merkezlerine gitmekten kaçınır, kendisini evde güvende hisseder. Bu duruma agorafobi denir. Panik atak geçirme korkusuyla bazı mekânlardan, bazı durumlardan kaçınmak faydalı bir yöntem değildir, zira bu şekilde, söz konusu durumların panik atağa yol açtığına ilişkin fikrinizi daha da güçlendirmiş olursunuz. Unutmayın ki, engellediğiniz ve uzak durduğunuz her şey panik atakla bağınızı daha da sağlamlaştırır. Bu nedenle, panik atağın yaşamınızda söz sahibi olup, sizi yönlendirmesine izin vermek yerine, normal yaşamınıza devam ederek, siz ona hükmedin! 32 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

18 Hayal gücü ve fantezinin önemi Bilinçli algılama Düşünce süreci ile düşleme süreci arasındaki en önemli ayrılık ise birinin dışarıdan gelen bilinçli algılamaların etkisi altında oluştuğu halde, düşlemenin bu dış algılamalara tümüyle kapalı olarak yalnızca içerden gelen uyaranlara, yani bellekte depolanmış olan tasarımlara bakarak ve onları tıpkı dışarıdan gelen uyaranlar gibi algılayarak çalışmasıdır denilebilir. Zihin içinde sakladığını kendine doğru bakarak göremez, bunu görüp kavrayabilmesi için malzemenin dışa alınıp incelenmesi gerekir. İşte bu ruhsal aygıtta saklanmış olan malzemenin yeniden dışa çıkartılması bütünüyle bir yaratış işlemidir, işte bu esnada düşünceden farklı olarak gerçeklik denetimi ön planda değildir (Freud, 1923). Einstein a çocuklarda zekâyı nasıl geliştirebiliriz? diye sorduklarında Masal okusunlar daha çok, daha çok masal, masallar ve fanteziler hayal gücünü besler ve hayal gücü bütün zihinsel ve psikolojik oluşumu destekler demiştir. Gözlerimizi kapatıp hayal gücünden yoksun bir dünyada yaşadığımızı düşünürsek günümüzde sahip olduğumuz her şeyin birilerinin hayal gücünün sonucunda ortaya çıktığını görürüz. Hayal gücü nedir? Zihinde bir görüntüyü daha önce gerçekte hiç olmadığı şekilde oluşturmaktır. Yaratıcı bir yetenek olup zihinde görüntüleri yaşama, yaratma ve yapılandırma kapasitesidir. Fantezileri, içsel düşünceleri ve ön görme yeteneğini kapsar. Fantezi insanoğluna erken yaşlarda verilmiş bir hediyedir. Çizerek, yazarak veya oynayarak hayal gücümüzü geliştirebiliriz. Halk hikâyeleri, masallar, efsaneler hayal gücünü geliştiren temel unsurlardır. Kültürel bilinçdışına ait temel unsurları içinde taşırlar. Atalarımızdan bize aktarılan benliğimize cesaret verici unsurlar taşırlar. Örneğin bütün kültürlerdeki kahraman masallarının evrensel bir örgüsü vardır. Daima bir kahramanın yoksul da olsa harikulade doğumuna, insanüstü gücünün daha en başından belli oluşuna, önemli konuma ya da güce hızla ulaşmasına, kötüye karşı başarıyla dövüşmesine, kibir denilen günaha kapılmasına, ölmesine neden olan ihanet sonucu düşmesine ya da kendini kahramanca feda edişine ilişkin öyküler işitilir ( Henderson J.L. Akt. Babaoğlu, 2009). KİŞİSEL YRD. DOÇ. DR. GÜLNUR BAYEZİD IŞIKER Klinik Psikolog Sanat Terapisti, Psikodramatist Düş yani uyku düşüne, herkesin düzenli olarak karşılaştığı bir yaşam görüngüsü olarak çaresiz bir zihinsel eylem olarak bir tür katlanılmakta, düşünce ise zihinsel işlevin doruğu olarak insanın en büyük gurur nedeni sayılmaktadır. Bunlara karşılık düşleme yani hayal kurma aklı başında insanların yapmaması, olabildiğince kaçınılması gereken, eksiklik ve doyumsuzluklardan kaynak aldığı düşünülen zihinsel bir eylem olarak oldukça hor görülmektedir (Pohlen-Witmann, 1980; Akt: Babaoğlu,1998). Oysa bu işlev insanoğlunun davranış ve çevreye uyumu için zihinsel aygıtın en önemli işlevidir. Onsuz hiçbir tasarım mekansal uyum ve planlama yapılamaz. Babaannenin evinde kaç oda vardı? gibi sorular karşısında yapılması gereken işlem düşleme işlemidir. Sollanmış bir aracı geçtikten sonra yeniden gidiş yoluna yani sollanan aracın önüne ne zaman geçeceğimizi başımızı çevirip bakmaksızın geçmemizi sağlayan da düşleme yetimizdir (Babaoğlu,1987). 34 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

19 Çocuklarla izleme Çocuklarımıza TV, internet ve video oyunlarıyla verilmek istenilenleri onlarla birlikte izlemeli, eleştirmeli ve süzgeçten geçirmeliyiz. Ailemize ve değerlerimize uygun olmalıdırlar, özellikle küçükken gerçekle fantezinin farkını anlatmamız gerekebilir. Yoksa uçan adamı taklit edebilirler. Fantezi ve hayal gücü çocuklarda farklı yaşlarda, farklı rol oynar. Üç- altı yaşlarında hayal gücü çiçeklenir, oyunların temelini oluşturur. Çocukların bu fantezilerin desteklenmesi ve onlarla oynanması gerekir. Bu yaştaki çocuklar için her şey gerçektir. Örneğin masaya başlarını çarptıklarında, ona vurduğu için bir canlı gibi onu dövmek isterler. Bir çocuk için tahta at gerçek at gibidir, onun sopa olduğunu söylemek yerine hayal gücüne eşlik etmek kendi yaratıcılığına inancını arttırır. Yedi- dokuz yaşlarında çocuklar daha gerçekçi ve somut düşünen bir hal alırlar, neyin gerçek olup olmadığını sorgularlar, örneğin Noel babanın gerçek mi olduğunu sorguladıklarında ne diyeceğimizi şaşırırız, aslında gerçeğin farkındadırlar. Fantezi ve hayal gücünü destekleyen oyunlar çocukların zekâsının ve yaratıcı yeteneklerinin temelini oluşturur. Çocuklar fanteziyi bir amacı görselleştirmek veya bazı şeyleri farklı amaçla kullanabilmek için geliştirirler, aynı zamanda merak duygusunun da temelini bu oluşturur.. Hayal gücünü kullanma yetenekleri hoşlandıkları film ve kitaplarla oluşturdukları gerçekliği durdurmalarını ve kendilerini yaratıcı hissetmelerini olanaklı kılar. Hayal güçlerini sözel becerileriyle, dansla ve kendi yazdıkları farklı senaryoları oynayarak geliştirebilirler yaşlarında fantezi günlük yaşamda daha az rol oynar. İyi seçilmiş kitap ve filmler hala fantezilerini doldururken sanat etkinlikleriyle veya yazma yetenekleriyle kendi yaratıcı yeteneklerini geliştirirler. Çocukların hayali arkadaşlar yaratmaları anne babalarını endişelendirse de onların sosyal ve duygusal sorunlarıyla başa çıkmalarında sağlıklı bir yoldur. Korku ve sıkıntı anları için yarattıkları bu arkadaşları, korku ve sıkıntıları geçtiğinde ortadan kaybolur. Bellekten gelen uyaranların yeniden düzenlenmesi Fantezi bellekten gelen uyaranların yeniden düzenlenmesidir. Bazı kişilere göre fantezi hayal gücünün diğer elemanlarına göre aşağılanmaktadır. Bazı kişiler de hayal gücünden tamamen farklı bir şey, gerçeklikten kopma olarak zararlı bulmaktadır. Doğrusu bunu kullanmanın derecesi vardır ve gerçeklikten kopmadan kullanılması gerektiğidir. Gerçekte fantezisiz yaşayamayız, yeni karşılaştığımız şeylerle başa çıkamayız. Bir kişinin fantezilerini anlamaya çalışırken, onun kişisel alanına göre, ona özgü ve hayaline göre olanı keşfetmiş oluruz. Bellek fantezi kurarken tamamen kişiye özgü unsurları kullanır. Her kişi aynı şeyi farklı farklı algılayabileceği için farklı anımsayabilir. Her algı kişiye özgü farklı yorumları içinde taşır. Örneğin çocukluğunuzdaki bir olay için annenizi suçlayabilirsiniz. Annenize sorduğunuzda hiç de öyle olmadığını söyleyebilir. Size göre ile annenize göre farklıdır. Hangisi gerçektir. Her ikisi de kendi bakış açılarına göre haklıdırlar. Asıl olan gerçek değil algılanılan gerçektir. Onun için çocuklarınıza gerçek bu demek yerine ona göre durumu nasıl algıladıklarını sormanız gerekir. Böylece kendi gerçeğinizi aşılamış olmak yerine çocuğunuzu anlamış olursunuz. Ona da herkesin farklı algılayabileceğini, saygı göstermeyi öğretmiş olursunuz. Gerçekte hepimiz dünyaya verdiğimiz anlamı yaşarız. Bazı kişiler dünyayı herkesten farklı algıladıklarını söylerler. Bu kişiler sanatçılar ve mistiklerdir. Aslında bu farklı algılama gereksinimi hepimizde bir ölçüde vardır. Hepimiz evrende yegâne olduğumuzu hissetmek isteriz. Yaptığımız ve hoşlandığımız sanat eserleri ve hayal gücümüz tamamen kendimize ait olan kişisel ipuçlarını içinde taşır. Fantezilerimizle geçmişi, bu günü ve geleceğimizi bağlantılarız. Oscar Wild a göre akıl, büyük rüyalara sahip olmaktır, böylece onları kaybetmeyiz. Zor zamanlarımızda hayal gücümüz dayanma gücü ve rahatlama sağlar. Aynı zamanda olasılıkları düşünmemizi, plan ve organizasyonlar yapmamızı da sağlar. Artistik ve yaratıcı ifadenin arkasındaki güçtür, içimizdeki bir ekranda yansıyan korku ve isteklerimizdir. Hayal gücünü sınamak Terapide hayal gücümüzü sınamak iki nedenle önemlidir. İlki tıpkı rüyalarda olduğu gibi bilinçdışımızla ve unuttuğumuz geçmişimizle bağlantı kurmamızı sağlar. İç dünyamız bilinçli olmayan bir şekilde hayatımızı etkileyen benliğimize zarar veren unsurlar taşır. Bu bilinçdışı fantezileri bilince çıkardığımızda daha doğru kararlar verebiliriz. Bütün bu amaçları gerçekleştirmede en etkili yöntemlerden birisi psikodrama birisi de sanat terapisidir. Psikodrama kişilerin yaşamlarındaki anahtar konuları oyunlaştırarak söyleyemedikleri duygularını dışarı çıkarmalarına ve alternatif çözümler bulmalarına yardımcı olan bir psikoterapi yöntemidir. Bu yaklaşım içten geldiği gibi yapılan eylemin yaratıcılığı ve içgörüyü açığa çıkaracağı prensibine dayanır. Psikodramanın bütün sanat dallarını birleştirmede sınırsız potansiyeli vardır (Moreno J.J. 2001). Bunların dışında kişinin gözününün önüne terapi esnasında hayaller getirmesiyle gerçekleşen doğrudan fanteziyi kullanan bir yöntem de Babaoğlunun ülkemizde tanıttığı imgesel görüntü yaşantısıdır (1998). Sanat aracılığıyla farkındalığın arttırılması çalışmasında terapist sanat materyallerini sunar ve danışanları içlerinden ne gelirse yapmak üzere cesaretlendirir. Birçok sanat materyali kullanılabilir. Yaratıcı çalışma tamamlandığında terapist danışanı çalışmasını anlatması için cesaretlendirir. Yaptıklarının anlamını ve önemini şu gibi sorularla araştırır: Eğer resimle çalışılmışsa; çizimindeki kişi sana ne der? Bu çizdiklerinin içinde ne, nasıl seni etkiledi? İçteki gerilimin dışarıya sanat eseri olmayan sanatsal çalışma ile alınması hem terapiste hem de danışana sorunun daha iyi ifade edilmesi için olanak sağlar. Problem yapılan benzetmelerle üzerinde konuşulurken daha iyi anlaşılır. Sanat kendi sorununa dışarıdan bakması için ve sorununun çözümü için farklı seçenekler bulmasını sağlar. Sanat terapisti yapılan eseri yorumlamaz. O, kendi istediği kadar kendini ifade etmekte özgürdür. Her sonraki seans kişinin biraz daha fazla kendini ifadesini kolaylaştırır. Özellikle ifade sorunu olan gençler ve çocuklarda çok daha fazla diğer terapilere kıyasla yararlı olmaktadır. Sanat terapisi Sanat terapisi terapi süreciyle yaratıcı sürecin bir araya getirilmesidir. Eğitimli bir terapistin varlığında sanat icra edilirse tedavi edici etki artar. Sanat aracılığıyla yaşantılar, korku, hoşlanma ve çatışmalar somutlaşır. Bu yeni farkındalıklar yaratarak yeni var olma yollarının araştırılmasına yol açar. Uygulamalar heykel, resim, müzik, dans ve şiirle yapılabilir. Her sanat uygulanışı itibarıyla insandaki istenilir nitelikleri uyarır. Örneğin yaratıcılık, ilgi, şefkat, sabır, konsantrasyon, esneklik ve ekip çalışması. Sanat terapileri özellikle kendiliğindenliği harekete geçirecek şekilde kullanıldığında, iç görü ve iyileşmeye doğru giden birçok yol oluşturur. Gerçek bir ortamda, yaratıcı ifadeye izin veren yapılandırılmış etkinliklerle, duyguların sembolik ifadesini gerçekleştirmek bir tür duygusal boşalım sağlatır ve bireyin kendi bilinç öncesi ile daha çok bağlantı kurmasına izin verir. Bu bağlantının yol göstericiliği ile daha olumlu bir benlik bütünleşmesi ve benlik kabulü süreci gerçekleşir ( Blatner, 2004 ). Terapi güçlükleri değerlendirmeyi mümkün kılar ve yeni güçlüklerle başa çıkma tarzları geliştirir. Hayata kendimize özgü yeni bir bakış açısı sağlar. Hayal ettiğimiz sürece varız Dışa vurulmayan duyguların, kendiliğinden oluşan fantezilere bağlandığı yönünde bilgiler vardır (Frank,1914). Normal hayal kurmalar istemli olarak yönetilebilir ve kesilebilirler. 36 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

20 YÜZ YÜZE ETKİN PERFORMANS RÖPORTAJ ZEYNEP Ç. KURTARAN / SİMGE ŞEN Yaşam kalitenizi biofeedback le artırın /// 2011 in son günleri Kış ve İzmir soğuk. İlk sayıda anlatmaya başladığımız biofeedback neurofeedback tekniği yüzünden, derginin telefonları susmak bilmedi. Demek ki okuyan anlamış; yaşamın olmazsa olmazı nefes. Tekrar tekrar okuduk. Ancak uygulamaları yakından görmek istedik. İzmir de Etkin Performans yetkilisi Salih Yetkin nin kapısını çaldık. Teknikler, sistemler oldukça enteresan. Ama Salih Yetkin, kulağımıza çok tanıdık olmayan biofeedback neurofeedback tekniğinden daha da enteresan. Haftanın son günü; Cuma. Yetkin, kaliteli espirileriyle önce bizi güldürdürmeyi başardı(onlar ekibimizde saklı). İzmir li olduğundan mıdır yoksa kabloların içinde olduğundan mı bilinmez, o kadar sıcak ağırladı ki bizi. Ev sıcaklığı kıvamında, uzun bir sohbete daldık. Kahvelerimizi yudumlarken biz sorduk, Salih Yetkin cevapladı /// Biofeedback tekniği günlük yaşamda aldığınız nefesi ve yaşam kalitenizi artırmayı başarıyor. Stresten kurtarıyor, kalbinizi yormanızı engelliyor, vücut kimyasını dengeliyor. Kısacası bu teknik size iyi geliyor Otonom sinir sistemi nedir? İnsanın kalp atışı, terlemesi, ateşinin yükselmesi, nefes alış verişini kontrol eden sinir sistemine otonom sinir sistemi denir. Vücut kendini tehdit altında hissettiğinde bu anlattığımız otonom sinir sistemi istenilen şekilde çalışmaz. Kalp atış ritminiz hızlanır, nefes alışınız değişir,terlersiniz gibi bir takım sorunlar yaşarsınız. Bunların tamamı sizde ileri de panik atak, depresyon ve günlük hayatınızda da strese yol açar. Stresten kurtulmak için de biofeedback yöntemi devreye giriyor. İlk önce nefesinizi daha sonrada kalp atış ritminizi düzenliyor olmanız gerekiyor. Normal nefes tekniklerinden farkı da bu. Mesela Uzakdoğu da yapılan nefes teknikleri ile ilgili bir yere gittiğinizde, işin bir de metafizik durumu var orada. Biofeedback yönteminde böyle bir şey yok. Yani biz sadece bilimsel ve fiziki olarak size nefes almayı öğretiyoruz. Ama onlarda olmayan bir şey daha var. Biz kalp korelasyonu ile birlikte nefes almanızı sağlıyoruz. Bu bir egzersiz Ne demek bu? Kalp korelasyonu ile beraber nefes almak; göğüs kafesiniz de bir hacim vardır. Kalbiniz ve ciğerleriniz var. Yani hayati organlarınız var. Siz heyecanlandığınız da, kaygı durumunda, stres durumunda, vücut kendini tehdit altın da hissediyor. Kalbiniz vücudunuza daha fazla kan pompalamak için daha hızlı çalışmaya başlıyor ve büyüyor. Aynı şekil de nefes alışınız da hızlanmış oluyor. Ciğerleriniz de büyüyor. Ve böylece bu düzensizlik sırasında göğüs kafesinizde bir daralma meydana geliyor. Bu da az önce söylediğim bir takım problemlere yol açıyor. Günlük hayatımızda da hem sağlıksız yaşamanıza en önemlisi de stres olmanıza neden oluyor. Biz ne yapıyoruz? Belirli periyodlar halinde 15 dakika biofeedback uyguluyoruz. Size fiziksel ve yaş özelliklerinize göre bir program hazırlıyoruz. Diyafram bölgenize takılan bir elektronik kemer sayesinde, size nasıl nefes almanız gerektiği gösteriliyor. Doğru nefes almayı öğrendikten sonra diyaframdan bizim BVP dediğimiz ayrı bir sensörümüz var. Bu da parmağa takılıyor. Türkçe karşılığı çok fazla olmasa da; kan basıncını ve kalp atış ritmini gösteren bir modül diyebiliriz. Bunu da uygulama esnasında ekrana yansıtıyoruz. Diyaframdan nefes almayı öğreniyorsunuz. Daha sonra sizden kalp atış ritminize göre diyaframdan nefes almanızı istiyoruz. Bu şekilde nefes almayı öğretiyoruz. Bilinçli olarak öğrenmiş olduğunuz tekniği, otonom sinir sisteminiz de öğrenmiş oluyor. Bu bir egzersiz. Bu bize ne sağlıyor? Sayı olarak bir dakika da almış olduğunuz nefes miktarının az ama, nefes biriminin fazla olmasını sağlıyor. Mesela bir dakikada 20 nefes alıyorsunuz günlük hayatınızda diyelim, bu da 100 birim nefese denk gelsin. Halbuki biofeedback ile, bir dakikada 10 nefes alıp, 200 birim nefes almaya başlıyorsunuz. Nasıl oluyor bu? Nefesinizi doğru kullanmış oluyorsunuz. Aldığınız kadarını vermek, verdiğinizi kadar almak şeklin de gidiyor. Birim arttıkça sıklıkta azalmış oluyor. Böylelikle organlarınızı da doğru kullanmış oluyorsunuz. Her yere doğru miktarda kan ve oksijen göndermiş oluyorsunuz ve böylece stresten uzaklaşmış oluyorsunuz. Böylelikle kalp de yorulmamış oluyor o zaman değil mi? Evet, kalp yorulmuyor. Zaten istatistiklere göre Türkiye de çok yüksek oranda nefes bozuklukları nedeni ile kalp hastalıkları ortaya çıkıyor. Bu aslında birazda o işe yarıyor. Yurt dışında bunu kardiyoloji alanında kullanıyorlar. Mesela damar sertliği, damar genişlemesi, damar yaşı, tespiti gibi alanda da kullanılıyor. Siz bu amaçla kullanıyor musunuz? Biz kullanmıyoruz. Biz burada daha çok stres ve öğrenciler geldiği için sınav kaygısı için kullanıyoruz. Normal günlük hayatımızdaki kaygı heyecan gibi durumları ortadan kaldırmak için kullanıyoruz. Bir yandan da insanın ileriki hayatına da faydaları oluyor.şöyle ki; karşılaşabileceğiniz panik atak, depresyon, yaygın anksiyete gibi. Önceden tedbir almış oluyoruz. Kaç yaşında uygulamaya başlanır? Biofeedback için diyaframın ve birtakım şeylerin oturmuş olması gerekiyor. Biz burada yaşından büyükleri alıyoruz. Çünkü biraz bilinçli olması gerekiyor. Çok kolay seanslar. Çünkü ben size şimdi desem ki nefesinizi tutun, hızlı nefes alın, daha yavaş nefes alın v.s gibi; bunu çok kolay yapabilirsiniz. Biofeedback ile ilgili evde de yapabileceğiniz egzersizler de veriyoruz zaten. Onları da yaptıkça buradaki programı desteklemiş oluyorsunuz ve seanslar böyle ilerliyor. 15 dakikada 15 seans Kaç seans olması lazım mesela? Kişiye göre mi değişiyor? Kişiye göre değişmiyor. Çünkü bunlar çok kolay seanslar. Genelde 15 dakikada 15 seans olarak bitiyor. Maximum yaş olarak bir sınırı yok. Yetişkinlerde aslında herkesin yapması gereken bir uygulama biofeedback. Daha sağlıklı yaşamak için. Mesela benim şahsi fikrim; kadınlar kilo vermek için kullanabilirler. Çünkü biliyoruz ki yağ yakımı için oksijen gereklidir. Oksijen alımını arttırırsanız yağ yakımını artırmış olursunuz. Tabi tek başına biofeedback bir işe yaramaz, sadece destekleyici olabilir. Spor yapılması lazım, beslenmeye dikkat edilmesi lazım, ama biofeedback hem zayıflamak için hem daha sağlıklı olmak için hem stresten uzaklaşmak için çok mantıklı iyi bir yöntemdir. Orana vurursak, cinsiyet ayrımı yaparsak; kadınlar mı yoksa erkekler mi daha çok görülüyor? Hayır. Bu sağlıklı yaşamak isteyen her kişi için yapılması gereken bir uygulama. Kadın-erkek ayrımı yok. O sizin yaşam tarzınızla genetik özelliklerinize bağlı olarak değişir. Ama Türkiye de kardiyolojik problemler yoğun olduğu için biofeedback herkesin mutlaka öğrenmesi gereken bir yöntemdir. Aileler nasıl yaklaşıyor? Buraya genelde aileler çocukları ile ilgili geliyor. Mesela sınav stresi, sınav kaygısı, heyecan gibi durumlar için. İlginçtir, buraya gelen ailelerin yüzde 90 ı biofeedback seanslarına kendileri de dahil oluyor. Kekemelik için de faydalı olabiliyor mu? Çünkü genelde çocuklar da heyecan arttıkça kekemelik artıyor. Otonom sinir sistemini kontrol edebiliyorsa kekemelik için de bir çözüm olabilir mi? Evet, tabi ki etki sağlıyor. Ama kekemeliğin çözümü budur demek yanlış olur. Çünkü kekemelik biraz farklı bir olay. Nefes,her şeyde olduğu gibi kekemelikte de çok önemlidir.bu yüzden kekemeliğe mutlaka yardımcı olur.mesela yurt dışında spikerler, yüzücüler, dalgıçlar, yöneticiler, siyaset adamları biofeedback kullanıyor. Çünkü konuşurken akıcı konuşmak, nerede duracağını bilmek, nerede vurgu yapacağını bilmek için. Bilirsiniz spikerlerin yaptığı teknikler var. Biofeedback onlar için çok önemli. Avrupa Uzay Ajans ında astronot seçmelerine ve astronot eğitimlerine ilk önce biofeedback ile başlanıyor. Pilot eğitimlerinde de böyle. Oksijeni kullanmak, kötü durumlar ile karşılaşıldığında kendini kontrol etmek için kullanılan bilimsel ve kolay öğrenilebilir bir yöntem. Otonom sinir sistemine düzenli çalışma alışkanlığı kazandırmak. Bunun dışında şöyle bir şey var daha var. Siz otonom sinir sisteminize düzenli çalışmasını öğrettiniz. Bu bir kazanım. Siz biofeedback uygulaması aldınız. Ama şu demek değildir ki; bundan sonra hiç heyecanlanmayacaksınız, hiç stres olmayacaksınız, kalbiniz daha hızlı atmayacak anlamına da gelmiyor. Tabi ki koştuğunuzda ya da herhangi bir durumla karşılaştığınızda kaygınız, stresiniz, heyecanınız olacaktır. Ama biofeedbacki bilen bir kişi bilmeyen bir kişiye göre daha çabuk bu problemin üstesinden gelip kendini kontrol edecektir. Yani biofeedback fiziksel durumlar dışında psikolojik durumlarda da nefes alıp vermeyi daha düzgün hale getirecek değil mi? Evet, tabi ki böyle olur. 15 seans oldu diyelim ki, aradan üç sene geçtiğinde unutuluyor mu? Bu unutulan bir şey değil. Şöyle düşünün; biofeedback eğitimi olan bir kişi olarak bir sınava girdiniz ve heyecanlandınız.ancak sizin otonom sinir sisteminize bir eğitim var artık. Beş dakikada bu heyacanı ve stresi kontrol edebileceğinizi biliyor durumdasınız. Yaşanılan her hangi bir durumda otonom sinir sisteminizi daha erken süre de istenilen şekle döndürme şansına sahipsiniz. Düşünün üç buçuk saatlik bir sınavda stresi on kez yaşadınız. Normal bir insan beş dakikada geri döndü, fakat siz iki dakikada geri döndünüz. Her birinden üç dakika kazandınız. Bunu on ile çarpın, zaten otuz dakika bir avantaj elde ettiniz. Artı şöyle bir şey var; siz diğer insanlara göre, o soru ile karşılaştığınızda daha az heyecanlanırsınız. Amaç stresi ortadan kaldırmak, sakin olmayı öğrenmek. Hani deriz ya; 1 den 10 a kadar say diye. Bunu önceden vücuda öğretmiş olacaksınız. Peki, seanslar ne aralıkta oluyor? Ne kadar sık o kadar faydalı. 38 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK 2012 PSYCHOACADEMY MAGAZINE OCAK

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU ADI- SOYADI T.C. KİMLİK NUMARASI DOSYA NUMARASI İLK GÖRÜŞME TARİHİ Çocukla İlgili Genel Bilgiler Hukuki statüsü Suça Sürüklenen Mağdur Tanık Korunmaya

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! ALEM-İ İŞ, NE İŞ? Alem-i İştir kişinin lafa bakılmaz! diyoruz ve iş hayatında yaşadıklarımız konusunda bize, size, herkese esprili

Detaylı

Carousel'de Alışveriş AYBIKE TURAN. 54 Carousel Instyle

Carousel'de Alışveriş AYBIKE TURAN. 54 Carousel Instyle AYBIKE TURAN 54 Carousel Instyle ADINI KALBIME YAZDIM, YÜKSEK SOSYETE, ÇALSIN SAZLAR, İKINCI ŞANS GIBI ÖNEMLI PROJELERDE YER ALAN AYBIKE TURAN ILE KEYIFLI BIR RÖPORTAJ GERÇEKLEŞTIRDIK. OYUNCULUK SERÜVENINDEN

Detaylı

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI Bilgisayar ve internet kullanımı teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, artık hayatın önemli gereçleri haline gelmiştir. Bilgiye kolay, hızlı, ucuz ve güvenli

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına 23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına Bodrum da 3 yıl önce kaptanlığa başlayan Gül Yavuz, 23 yıl yazılım sektöründe çalıştıktan sonra nasıl yat kaptanı olduğunu ve denizlerde kadın kaptan olmanın

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

ONYOMANİ Onyomani; alışveriş bağımlılığı ya da takıntılı alışveriş davranışı olarak adlandırılabilen

ONYOMANİ Onyomani; alışveriş bağımlılığı ya da takıntılı alışveriş davranışı olarak adlandırılabilen Kenan ŞENLİK -Psikolojik Danışman Onyomani; alışveriş bağımlılığı ya da takıntılı alışveriş davranışı olarak adlandırılabilen ve Çoğunlukla, depresyon, kaygı bozuklukları ya da bastırılmış öfke-saldırganlık

Detaylı

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ:

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ: DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ: Bu anket durumunuz hakkında bilgi edinmede bize yardımcı olacaktır. Bu anket sorununuza uygun yaklaşımda yardımcı olacaktır. Cevaplarınız gizli tutulacaktır. Lütfen

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Serbest Yazma Konuları Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Biletinize piyango çıksaydı ne(ler) yapardınız? Favoriniz olan film nedir ya da favoriniz olan film karakteri kimdir? Neden? Hayalimdeki ev. Kendini

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU KİŞİSEL BİLGİLER Adınız: Soyadınız: Doğum Tarihi: Doğum Yeri: Adres: (Ev) (İş) Telefon:(Ev): (İş) (Cep) E-mail: Eğitim Durumunuz: Mesleğiniz: KİLO

Detaylı

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp Kayıp, yaşam döngüsünün her evresinde yaşanır. bağımsızlık kaybı ilişki kaybı, sağlık kaybı, iş kaybı, ekonomik kayıp, evcil hayvan kaybı, organ

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak. Bu ayki rehberlik bülteni konumuz Kardeş Kıskançlığı hakkındadır. Sizlere çocuğunuza bu süreçte nasıl yardımcı olabileceğiniz ile ilgili önerilerimiz olacaktır. KARDEŞ KISKANÇLIĞI Neler olduğunu hiç anlamıyorum!

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU OKUL KORKUSU Her yıl milyonlarca çocuk okula başlayıp, neşeyle devam ederken

Detaylı

Zorbalık Türleri Nelerdir?

Zorbalık Türleri Nelerdir? Zorbalık Türleri Nelerdir? Fiziksel İlişkisel Sözel Siber Siber Zorbalık elektronik iletişim araçları yoluyla tehdit etmek ve kötü sözler içeren mesajlar göndermek internet ortamında dedikodu yapmak ya

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa

Detaylı

3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim.

3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim. ROSENBERG BENLİK SAYGISI ÖLÇEĞİ Aşağıdaki cümleleri okuyarak sizin için uygun olan şıkkı işaretleyiniz 1. Kendimi en az diğer insanlar kadar değerli buluyorum. 2. Bazı olumlu özelliklerim olduğunu düşünüyorum.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. TÜRKÇE 12-13: OKUMA - ANLAMA - YAZMA OKUMA - ANLAMA 1: Rezervasyon Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. Duşlu olması şart. Otel görevlisi: Tek kişilik odamız kalmadı

Detaylı

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

TABURCUYUZ, YA SONRASI? TABURCUYUZ, YA SONRASI? Uzm. Hemş. Emel DİLEK Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları ABD Annem, 67 yaşında, Emekli öğretmen, HT hastası, 2002 yılında geçirmiş olduğu beyin ameliyatı sonrası

Detaylı

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU. Korunmaya muhtaç Cinsiyeti

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU. Korunmaya muhtaç Cinsiyeti DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU ADI- SOYADI T.C. KİMLİK NUMARASI DOSYA NUMARASI İLK GÖRÜŞME TARİHİ Çocukla İlgili Genel Bilgiler Hukuki statüsü Suça Sürüklenen Mağdur Tanık Korunmaya

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011. 134 ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy. 2366 görüşme

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011. 134 ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy. 2366 görüşme ARAŞTIRMANIN KAPSAMI Saha Tarihi: 9-10 Nisan 2011 35 il 134 ilçe 200 mahalle/ köy 2366 görüşme ARAġTIRMANIN KAPSAMI Türkiye nüfus 73,7 milyon 15-30 YaĢ nüfus 17,3 milyon Araştırma saha uygulama Araştırma

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86 içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 Tarihsel Bakış Açısı 3 Erken Tarih 3 Yirminci ve Yirmi Birinci Yüzyıllar 3 Ergenliğe İlişkin Kalıpyargılar 6 Ergenliğe Pozitif Bir Bakış Açısı 7 Amerika Birleşik Devletleri

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır.

Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. Nedir? Bağımlılık Bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. Ne Zararı Var? Teknolojinin insan hayatına sağladığı

Detaylı

TÜRK FİLİMLERİ HAFTASI EMEK ÖDÜLLERİ İLE SONA ERDİ

TÜRK FİLİMLERİ HAFTASI EMEK ÖDÜLLERİ İLE SONA ERDİ TÜRK FİLİMLERİ HAFTASI EMEK ÖDÜLLERİ İLE SONA ERDİ 6. Bodrum Türk Filmleri Haftası, sinema sektörüne emek vermiş usta isimler için düzenlenen ödül töreniyle devam etti. Bodrumda, bu yıl 6 ncısı düzenlenen

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu Sağlık Hizmetlerinin Özellikleri Ergenin yaşına, gelişim düzeyine uygun Bireysel, kültürel ve sosyoekonomik farklılıklara

Detaylı

ilkokul Yeşilcan la Zararsız Teknoloji

ilkokul Yeşilcan la Zararsız Teknoloji ilkokul Yeşilcan la Zararsız Teknoloji Sunum İçeriği Bağımlılık Nedir? Teknoloji Bağımlılığı... Teknoloji Derken? Nasıl Bağımlı Olunur? Teknoloji Testi Teknolojiden Yararlanmak Ama Bağımlı Olmamak İçin...

Detaylı

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ VG&O 0-3 A.A. Vermulst, G. Kroes, R.E. De Meyer & J.W. Veerman AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ 0 İLA 3 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARINA YÖNELİKTİR GENCIN ADI: TEDAVI ŞEKLI: DOLDURMA TARIHI:

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir. Evlilik öncesi cinsel ilişki, bir mesele olarak, pek çok insan açısından spesifik bir önem taşımamaktadır. Ancak, konuyla ilgili bana gelen sorular, psikolojik danışma seanslarında karşılaştığım hikâyeler,

Detaylı

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR?

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR? KEKEMELİK NEDİR? Bireyin yaşına ve lehçesine uygun gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması durumudur.

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

Kampın iyi bir. Kendimi İspatlamak İstiyorum

Kampın iyi bir. Kendimi İspatlamak İstiyorum 11 TEMMUZ 2013 Kendimi İspatlamak İstiyorum Kampın iyi bir şekilde devam ettiğini söyleyen Muhammed şunları söyledi: Başarılı olmak için elimden geleni yapıyorum. Geçen sezon başı benim için iyi geçmişti.

Detaylı

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Nilser Utku 2 BASIM Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Resimleyen: Yasemin Ezberci

Detaylı

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doç. Dr. Fatih Öncü Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikolojik taciz Bedensel Ruhsal Bedensel ve ruhsal Çalışma hayatında mobbing veya psikolojik

Detaylı

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık yaşlılığın doğal bir sonucu değildir.. Demansın en sık nedeni ALZHEİMER HASTALIĞI DIR. Yaşla gelen unutkanlık ALZHEİMER HASTALIĞI nın habercisi olabilir!!! ALZHEİMER

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları 1. Ay : İşte geldim, buradayım! 3. Ay : Harika bir oyuncağım var: Ellerim! 6. Ay : Ben bir enerji küpüyüm! 9. Ay : Güvenlik önlemlerini artırdınız mı? Emekliyorum! 12. Ay : Yürüyorum! Bağımsızım, Mutluyum,

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

BENİM OKUDUĞUM YILLARDAKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ YLE ŞİMDİKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ ARASINDA BÜYÜK FARK VAR

BENİM OKUDUĞUM YILLARDAKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ YLE ŞİMDİKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ ARASINDA BÜYÜK FARK VAR 2003 yılında Bilgisayar Mühendisliği Bölümümüzden mezun olan ve halen TAİ`de görev yapan Edip Berker ile bir söyleşi gerçekleştirdik. BENİM OKUDUĞUM YILLARDAKİ ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ YLE ŞİMDİKİ ÇANKAYA

Detaylı

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu na göre 2008 yılı sonu itibariyle evlatt edindirilen

Detaylı

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN

Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler. Osman SEZGİN Ruhsal Bozukluklar ile İlgili Sık Görülen Yanlış İnançlar ve Gerçekler Osman SEZGİN 1 0 Psikiyatrik hastalıklar kalp, şeker gibi gerçek tıbbi hastalık değildir! Ruh hastalığı olanlar olsa olsa deli dirler.

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

ÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ

ÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2013-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülten Sayı:2 ÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ Hızla gelişen dünyada teknolojik ürünler hayatımızın büyük bir kısmını kapsamakta. İş ortamında

Detaylı

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: - Deli, deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz? Deli şöyle bir durup düşünmüş: 1 / 10 - Bizim

Detaylı

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav? Uzm Psk. Nuray ÖZBEN AVŞAR ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav? Çocuklar hızla büyüyor, çocukluk dönemini bitirip ilk erişkinlik olan ergenlik dönemine adımlarını atıyorlar. Ergenlik çağında fiziksel

Detaylı

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri. - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri. - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ - Basın Toplantısı Haber Küpürleri - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel 13.01.2015 Salı Adana İşi nde acayip soygun Bir Acayip Soygun Adana İşi adlı uzun metraj filmin çekimleri

Detaylı

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir. SOSYAL FOBİ Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme yada küçük düşme korkusunun yaşanmasıdır. Ve kişi bu korkunun

Detaylı

CEBİNİZ BIRAKIN DİYOR SMS TÜRKİYE PHASE ONE COMMUNITY-BASED QUESTIONNAIRE: SURVEY TURKISH VERSION

CEBİNİZ BIRAKIN DİYOR SMS TÜRKİYE PHASE ONE COMMUNITY-BASED QUESTIONNAIRE: SURVEY TURKISH VERSION CEBİNİZ BIRAKIN DİYOR SMS TÜRKİYE PHASE ONE COMMUNITY-BASED QUESTIONNAIRE: SURVEY TURKISH VERSION Ankara da Yetişkinlerde Sigara İçme Davranışının İncelenmesi Lütfen her soruda sizin için doğru olan yanıtı

Detaylı

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz. Hitit Üniversitesi Aktif Yaşam Kulübü olarak,engelli kardeşlerimize farklı eğlenceler düzenledik. Farkındalık programları yaptık, 2 yılda 5 okula kitap yardımında bulunduk. Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize

Detaylı

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır Ruhsal Travma Değerlendirme Formu APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır A. SOSYODEMOGRAFİK BİLGİLER 1. Adı Soyadı:... 2. Protokol No:... 3. Başvuru Tarihi:...

Detaylı

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi? Alkollü İçecek: 18.12.2011 Gün içinde ürünü ne zaman satın aldı/tüketti/kullandı? -Akşam yemeğinden sonra saat 20:00 civarında. Ürünü kendisi mi satın aldı, başkası mı? Kim? -Kendim satın almadım. Kız

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

D Kendiniz hakkındaki düşünceleriniz değişkenlik gösterir mi, yoksa her zaman aynı mıdır?

D Kendiniz hakkındaki düşünceleriniz değişkenlik gösterir mi, yoksa her zaman aynı mıdır? Adı Soyadı: ROSENBERG BENLİK SAYGISI ÖLÇEĞİ D 1 MADDE 1 1. Kendimi en az diğer insanlar kadar değerli buluyorum. 2. Bazı olumlu özelliklerim olduğunu düşünüyorum. 3. Genelde kendimi başarısız bir kişi

Detaylı

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın Irmak Tank Tank 1 Vedat Yazıcı TURK 101-40 21302283 AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA Yalnız, huzurlu bir akşamda; şiire susadığınızda huzurunuzu zorlayacak bir derleme Üstü Kalsın. Mutsuz etmeye

Detaylı

Üç nesil Anneler Günü

Üç nesil Anneler Günü Üç nesil Anneler Günü Mayıs 10, 2015-11:45:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hotar, siyasete başladığında 1,5 yaşında olan ve adeta "parti içinde büyüyen" 15 yaşındaki kızı Ayşe ve her zaman kendisine

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı ve faydalı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz.

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa

Detaylı

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri KADINLAR ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri 14 Haziran 2005, Salı A company of Pazarlama yönetimini geliştirmek için ilerleyebileceğimiz alanlar Hedef kitleyi geleneksel

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU!

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU! Risk Faktörleri BİRECİK RAM Tedavi İçin Psikolojik sorunları olan ya da herhangi bir madde bağımlılığı bulunan ebeveynin çocukları daha büyük risk altındadırlar. Madde kullanan ve tedavi olmak isteyen,

Detaylı

ÇOCUK SECURITAS GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş. (TÜRKİYE) YAYINIDIR.

ÇOCUK SECURITAS GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş. (TÜRKİYE) YAYINIDIR. ÇOCUK SECURITAS GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş. (TÜRKİYE) YAYINIDIR. YIL: 2016 I SAYI: 12 SY.1 R3 (01.01.2011) Hafta sonu tatilini evde geçiren Pır Pır ve Zır Zır bir süreliğine evde yalnız kalırlar. Pır Pır,

Detaylı

SEDA ÜREN KURUMSAL

SEDA ÜREN KURUMSAL SEDA ÜREN 2 0 1 9 KURUMSAL ORGANIZASYON SEDA ÜREN KURUMSAL Kurumsal çalışmalar şüphesiz deneyim ve kalite ister... Yılların deneyimi, her daim güncellenen repertuvarı ve nefes kesen sahne performansıyla

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ

DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ DİKKAT KONTROLLERİ SİSTEMLERİ Pek çok çocuk dikkat kontrolleriyle ilgili sorunlar yaşamasına rağmen, her bir çocuk bu konuda zayıf ve güçlü yanlarının oluşturduğu birbirinden farklı değişik modellere sahip

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK Prof. Dr. Sirel Karakaş Neurometrika Medikal Tıp Teknololojileri Ltd. Şti Nöropsikoloji ve Psikofizyoloji Derneği Başkanı Uslarası Kıbrıs Üniversitesi

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? İlk kitabı KAPAN AĞZI Eylül'de raflarda yer alacak olan, üniversite öğrencisi Muhammed Şimşek büyük hedefleri olan bir yazar!' Söyle söylüyor hedefini: : "Ben yazacağım kitapların çok beğenileceğine ve

Detaylı

1. Bir süre için hayatınızdaki iyi şeylerin artık olmadığını varsayın.

1. Bir süre için hayatınızdaki iyi şeylerin artık olmadığını varsayın. MUTLULUĞU ARTTIRMAK İÇIN BILIMIN KANITLADIĞI ON BASIT FAALIYET Bilimsel çalışmaların sonuçlarına kulak verdiğimizde mutluluğunuzu arttırmak için yol gösterebilirler. Aşağıdaki faaliyetleri 10 gün düzenli

Detaylı

Oyunculuk herkesin harcı değil!

Oyunculuk herkesin harcı değil! On5yirmi5.com Oyunculuk herkesin harcı değil! Levent Sülün ile oyunculuk, seslendirme ve son projeleri üzerine konuştuk Yayın Tarihi : 26 Temmuz 2013 Cuma (oluşturma : 12/18/2015) Zuhal Erkek'in röportajı

Detaylı