bes_koseli_ucgen - 31/12/13-20:21

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "bes_koseli_ucgen - 31/12/13-20:21"

Transkript

1 BEŞ KÖŞELİ ÜÇGEN Kaan, duş yapıp traş olduktan sonra yatağın ayak ucuna oturdu. Yüzünün ağırlığı iki avucunda, belden yukarısı öne bükülmüş, dirsekleri dizlerine dayanmıştı. Kendinde değildi. Bu işe giriştiğinden beri, hiç alışık olmadığı türden duygular bedenini ele geçirmişti. Rodin'in ünlü heykelinin farklı bir yorumunu andıran görüntüsünü bozmak istemez gibi duruyordu. Bir dış gözlemciyi balmumu bir heykel olup olmadığı konusunda şüpheye düşürebilecek kadar uzun bir süre hareketsiz kalmaya devam etti. Uzuvlarının tümü bir sonra yapacağı harekete direniyor gibiydi. Bütün sabah bu şekilde duramayacağı da bir başka gerçekti. Önce sağ eli kurtuldu, dizinin iç kısmından aşağı doğru düştü. Başını hafifçe doğrultup çenesini sol avucunun içine dayadı. Bir süre de bu yeni kompozisyonda boş bir ifadeyle karşı duvarı seyretti. İkinci pozisyon ilki kadar uzun sürmedi. Yerinden kalkmaksızın, iki avucunu yatağa bastırıp bedeninin üst kısmını yukarı iterken kalçasını da sağa doğru kaydırarak yatağın ayak ucundan baş ucuna kadar ağır ağır ilerledi. Baş ucuna ulaştığında, yanındaki komodinin alt çekmecesini çekti ve kitaplarının altına gizlenmiş kayıt cihazını çıkartıp yatağın üzerine koydu. Kulaklıklarını taktı ve aletin üzerindeki çalma düğmesine bastı. Son üç gündür evdeki telefonla yapılan tüm konuşmaları kaydediyordu. Lale eski Lale değildi, geceleri sırtını dönüp uyuyordu, sanki aralarına buzdan bir duvar örülmüştü. Şüphelenmeye 1

2 başlamıştı. Bir tek Murat geldiğinde yüzü gülüyordu. Murat, Kaan'ın en yakın arkadaşıydı ve karısından yeni ayrılmıştı. Bu zor günlerde yalnız kalması doğru değildi. Murat'ı haftada en az bir kez arayıp yemeğe çağırıyordu. O gelince ortam, bir sihirli değnek değmişçesine, eski günlerine dönüyordu. İlk iki gün şüphe uyandırıcı bir konuşmaya rastlamamıştı. Lale'ye cep telefonlarıyla yapılan tüm konuşmaların kaydedildiğini söylemişti ve önemli konuşmalarını ev telefonundan yapmasını önermişti. "Alo?" Bu Murat'tı. "İyi misin?" Bu da Lale. "Nasıl iyi olayım, günlerdir aramıyorsun. Seni çok özledim." "Haklısın. Ben de özledim ama cep telefonuyla yapılan konuşmalar kaydediliyormuş, bu yüzden seni evden aramak istedim. Evden arayınca da Kaan'ın olmadığı bir zamana denk getirmek kolay olmuyor." "Kim söyledi bunu?" "Kaan." "Tüm konuşmaların on yıl süreyle kayıt altında tutulduğu doğru ama bu dinlendiği anlamına gelmiyor. Eğer bir soruşturma, bir adli vaka söz konusuysa mahkeme kararıyla kayıtlar dinlenebiliyor. Hem aynı şey ev telefonları için de geçerli." "Neyse boşver, şimdi konuşuyoruz ya. Anlat bakalım, görüşemediğimiz son üç günde neler yaptın." "Geçen akşam Nathan kardeşlerin 'Beş Köşeli Üçgen' 2

3 filmine gittim ve bayıldım. Yer yer bizim durumumuzu çağrıştıran sahneler vardı. Seninle birlikte elini tutarak seyredebilmeyi çok isterdim." "Ben de çok isterdim ama biliyorsun gündüzleri işteyim akşam da Kaan'ı bırakıp çıkamam, en azından şimdilik. Ama bu filmin adı da ne kadar saçmaymış!" "Neden?" "Üçgen, adı üstünde, üç köşeli olur. Beş köşeli bir üçgen olamaz, ona beşgen demek gerekirdi." "Lale'ciğim, sanat bu, Kartezyen bir mantıkla açıklanamaz. Üçgen, üçlü bir ilişkiyi betimliyor ve bu üç kişi dışında ilişkiyi etkileyen iki kişi daha var. Yani bir üçgen ilişki ve toplam beş kişi, bu yüzden beş köşeli üçgen. Şimdi daha anlaşılır oldu mu?" "Yine de çok anlamsız, ha ha ha! Kiminle gittin?" "Kiminle gideceğim, yalnızdım tabii." "Seni birileri kapacak diye çok korkuyorum. Kokuyu almış bir sürü kız vardır peşinde." "Milyonlarcası bile bir Lale etmez. Ben seni seviyorum, hem de çok! Tekrar ne zaman birarada olacağız? Kokunu, saçlarını, tenini, gözlerinin gözlerime bakışını özledim. Ne zaman bitecek bu çile?" "Ben seni özlemedim mi sanıyorsun? Ben de çok özledim ama... Engellerimiz var biliyorsun. Bir çırpıda kesip atamam." "Peki n'olucak, n'apıcaz? Hep böyle devam edemeyiz herhalde(?)" "Uygun bir zamanda ayrılmak istediğimi söylerim." "Uygun bir zaman nedir? Daha ne kadar beklemeliyiz? Sevişiyor musunuz?" 3

4 "Hayır, hiç. Zaten o yüzden de şüphelenecek diye korkuyorum. Daha ne kadar gün sırtımı dönüp yatabilirim bilmiyorum." "Doğru söyle." "Doğru söylüyorum." "Tekrar ne zaman görüşürüz?" "Bilmiyorum, uygun bir zaman ayarlayabilirsem ararım. Bu aralar Kaan'ın seyahati de yok, keşke gitse bir yerlere." "Akşam yemeğine uyku ilacı katsan, sonra da kaçıp gelsen bana. Sabah o uyanmadan geri dönüp yatağa girersin." "Saçmalama, yapamam öyle şeyler." "Şaka yapıyorum. Kaan çok sevdiğim bir arkadaşım. Doğrusunu istersen suçluluk hissetmiyor değilim." "Ben de çok suçluluk hissediyorum yaaa. Üüffff, nasıl çıkacağız bu işin içinden?" "Neyse şimdilik aceleye getirmeyelim. Zaman içinde bir çözüm bulunur. Bakarsın o seni bırakır." "Bu pek mümkün değil, beni hep çok sevdi. İşin en zor yanı da bu ya." "N'olur telefonlara çok ara verme, sesini duymak, biraz sohbet etmek teselli oluyor." "Bu telefonda konuştuğumuz kadarını Kaan'la bir haftada konuşmuyoruz." "Belki de evli olmak böyle birşey. Bir süre sonra biz de mi böyle oacağız?" "Kim bilir! Ufff, niye aşık oldum sana, çok canım yanıyor. N'olacak bu hâlimiz?" "Benim de canım yanıyor, seni çok seviyorum." "Dışardan sesler geliyor, hadi çok öpüyorum." "Ben de çok öpüyorum. Lütfen ara!" Telefon kapandı. 4

5 İçi yandı. Kalp şakrası alev almıştı sanki. Gelecek, şimdiki zaman, hatta tüm geçmiş kara bir örtüye bürünmüştü. Pompei'nin kara külleri ağzını, burnunu, gözlerini kapatmıştı. Midesindeki kasılma göğsündeki yanma hissiyle birleşti. Ağlamak istiyordu ama onu bile beceremedi. Karısıyla en iyi arkadaşı ona ihanet ediyorlardı. En yakın arkadaşı ve karısı... Karısı ve en yakın arkadaşı... Dünyanın sonu bundan kötü olabilir miydi? Daha kötü ne olabilirdi? Kime güvenebilirdi bundan sonra? Oturmakta olduğu yatağın kenarında hareketsiz durdu bir süre ve karşıdaki duvarı seyretti boş boş. Düşünemiyordu bile, kafası tümüyle durmuştu. Tüm enerjisinin ayaklarından akıp gittiğini hissetti, oturmak bile zor geliyordu. Kendini sırtüstü yatağa bıraktı. Bu kez tavanı seyretmeye başladı. Sonra dönüp karısının yastığına baktı. Hâlâ inanamıyordu, böyle bir şey mümkün müydü? Bunu hakedecek ne yapmıştı? Sorumlu olabilir miydi? Muhtemelen bir şeyleri yanlış yapmıştı ama bunların ne olduğundan habersizdi. Gerçekten sorumlu hissetmeli miydi? Bu tür dramalar romanlarda, filmlerde, gazetelerin ikinci sayfalarında olabilirdi ama kendi hayatının tam orta yerinde... İnanamıyordu, inanamıyordu, inanamıyordu... Kâbus görüyor olmalıydı. Birlikte yapılan onca seyahat, biriktirilmiş onca anı... Yıllardır üzerinde çalışılan akrilik tablonun üzerine bir kova siyah boya boca edilmişti sanki. Temizlemek mümkün görünmüyordu. Ağlamaya başladı, önce sessizce sonra hıçkıra hıçkıra. Bir süre sonra kalkıp sakinleştirici bir ilaç aldı, 5

6 ofisine telefon edip grip olduğunu ve birkaç gün işe gelemeyeceğini söyledi ve tekrar yatağa uzandı. Akşam 17:00 gibi uyandı. Rüyasında John Lennon'la karşılıklı yemek yiyip sohbet ettiğini görmüştü, ne konuştuklarını çok iyi hatırlamıyordu. Rüya yorumundan pek anlamazdı ama kendisini Lennon gibi mazlum hissetmesi mi onları biraraya getirmişti acaba diye düşünmeden edemedi. Kısmen uykunun, kısmen sakinleştirici ilacın etkisiyle biraz daha iyi hissediyordu. Uçurumun en kenarından bir adım uzaklaşmış gibiydi. Bu nispi dinginlik hâli düşünüp plan yapması için uygun bir ortam oluşturuyordu. O da öyle yaptı: Bir süre düşündü. Kararlı bir şekilde doğrulup komodinin alt çekmecesinin en altından üstü kumaşla örtülü tabancasını çıkarttı ve yatağın üzerine koydu. Üzerindeki kumaşı sıyırıp tabancayı namlu ucundan kumaşla tutarak önce kabzasını sonra da tamamını bir gözlüğün camını temizlercesine silip parlattı. Sonra tekrar kumaşa sarmalayıp komodinin çekmecesini açtı ve bu kez en üste koydu. Ardından salona geçti ve sırasıyla iki yakın arkadaşı Ömer ile Sinan'ı aradı. Her ikisiyle de yarım saate yakın konuştu. Saat 18:30'a geliyordu. Eli bir kez daha telefona uzandı. "Murat merhaba..." "Merhaba Kaan, nasılsın? "Çok iyiyim sağol. Akşam yemeğe gelsene." "Abi çok sık oluyor, mahcup oluyorum..." 6

7 "Hiç olur mu, çok ayıp! Zor günler geçiriyorsun, seni yalnız bırakmak olmaz. Mutlaka bekliyoruz." "Çok teşekkürler Kaan'cığım, geliyorum o zaman." 19:00'da Lale anahtarıyla kapıyı açıp eve girdi. Kaan yerinden kalkıp Lale'yi iki yanağından öptü. "Hoşgeldin. Akşam Murat'ı yemeğe çağırdım, haberin olsun." dedi. "Yine mi?" "Ne var bunda? Çocuk yalnız. Hem birlikte olunca daha keyifli oluyor, öyle değil mi?" "Tamam peki nasıl istersen. Zaten olan olmuş, şimdi açıp gelme diyecek hâlimiz yok ya. Bana sorsan daha iyi olmaz mıydı?" "Kusura bakma, böyle düşüneceğini hiç tahmin etmemiştim. Bundan sonra mutlaka sorarım." "Neyse dert etme." Yarım saat sonra Murat kapıyı çaldı. Kaan kapıyı açıp arkadaşını salona buyur etti. "Yemeğe biraz sonra otururuz. Köfte ve makarna var. Gel sana bir içki vereyim. Ne alırsın?" "Bilmem, siz ne içiyorsunuz? Lale yok mu?" "İçeride, üstünü değiştiriyordu, şimdi gelir. Bak işte geldi." Lale, Murat'ı öpüp oturduğu kanepenin diğer köşesine geçti. Kaan karşılarındaki berjer koltuğa oturdu. "Lale, sen ne içiyorsun? Murat karar vermek için bizi bekliyor da..." "Kırmızı şarap. Herkese uyar mı?" "Harika, o zaman ben bir kırmızı açıyorum." Kaan şarap servisini yapıp yatak odasına geçti ve 7

8 komodin çekmecesinden üstü bezle örtülü tabancayı çıkartıp beziyle birlikte ceketinin cebine koydu. Ceketin sağ tarafı biraz aşağı sarktı. Sağ eliyle yukarı doğru çekip olabildiğince düzeltti. Sonra salona yürüyüp tekrar berjer koltuğuna oturdu. "Eee Murat, nasıl geçiyor günlerin? Sinemaya falan gidiyor musun? Biz hep evde pinekliyoruz, iyi bir film görmeyeli çok zaman oldu." "Evet geçen gün iyi bir filme gittim: 'Beş Köşeli Üçgen'. Ben çok beğendim, mutlaka görün." Lale'nin Murat'a attığı bakış görülmeye değerdi! "İsminden anladığım kadarıyla üçgen bir ilişki anlatılıyor galiba... ve de konuya karışmış beş kişi mi var?" "Kaan müthişsin valla, tastamam bu!" "İlginçmiş. Lale ne dersin önümüzdeki günlerde gider miyiz?" "Olabilir" dedi Lale, pek ilgilenmiyormuş gibi durarak. Birinci öncelikli işmiş gibi tutkulu bir şekilde sağ elinin baş parmağıyla sol elinin tırnak etlerini itiştiriyordu ve Kaan'ın yüzüne bakmamaya özen gösteriyordu. Kaan'ın içi acıyordu ama iki âşığa göre yegâne avantajı bildiğini bilmemeleriydi ve şimdilik bu avantajının "keyfini" çıkarmaya çalışıyordu. "Murat, bundan bir yıl sonra kendini nerede görüyorsun, örneğin kiminlesin? Bir hayal et bakalım. Aslında yalnız Murat değil, sırayla Lale ve ben de söyleyelim." "Hoppala, nereden bileyim? Bir gün sonra ne olacağını bile bilmiyorum ben" dedi Murat hafif isyan eder gibi yaparak. "Yahu bu bağlayıcı bir şey değil, sohbet ediyoruz 8

9 işte, yalnızca hayal etmeni istedim, olacağı değil, olmasını arzu ettiğini." "Bilmem, hayatımda yeni bir insan olabilir belki..." "Tarif et, nasıl birini düşünüyorsun?" Lale dönüp Murat'a baktı. Ne diyeceğini o da merak ediyor gibiydi. Murat işi şakaya vurup sıyrılmayı denedi: "Şişman, yusyuvarlak, kısa boylu, beline kadar saçları olan, pembe yanaklı, yuvarlak yüzlü, patlak gözlü, çok iyi yemek yapan biriyle beraberim ve çok mutluyum" dedi gülerek. Kaan gülmedi, "Anlaşılan gerçek hayallerini paylaşmak istemiyorsun" dedi ve Lale'ye döndü: "Ya sen Lale?" "Kaan nereden çıkartıyorsun bu gelecek hayallerini! Sıradan bir yaşantımız var, şu anda hiçbir şey hayal etmek istemiyorum" dedi yine tırnak etleriyle oynayarak. Kaan önce cevap vermedi, sonra uzaklara bakarak, sakin, bilgece bir tonla: "George Harrison, bir parçasında Lewis Carroll'dan alıntı yaparak şöyle diyor: 'Nereye gideceğini bilmiyorsan her yol seni oraya çıkarır' ya da İngilizcesiyle: 'If you don't know where you're going any road will take you there'" dedi. Murat'la Lale şaşırmış bir ifadeyle birbirlerine baktılar. Verecek bir cevap bulamamış gibiydiler. Aslında yorum yapmanın gerekliliği konusunda kararsız kalmışlardı. Onların gözünde Kaan farklı bir galaksiye aitmiş gibi duruyordu bu akşam. Adını koyamadıkları bir gariplik vardı. Onbeş-yirmi saniyelik bir sessizlikten sonra Kaan cebinden üzeri bezle kaplı tabancayı çıkartıp 9

10 aralarında duran alçak ve dikdörtgen masanın üzerine koydu. Sonra üzerindeki bezi bir mücevherci titizliğiyle yana doğru sıyırıp hilkat garibesi siyah tabancayı "gün ışığına" çıkardı. Lale önce bir çığlık attı, ardından "Bu ne Kaan, delirdin mi sen(?)" diye bağırdı. Murat sakin durmaya özen gösteriyordu: "Abi gerçekten nereden çıktı bu?" diye sordu. "Daha önce hiç tabancam olmamıştı, bir tane almak istedim, hem çok iyi bir savunma aracı, öyle değil mi?" "Kaan sen gerçekten kafayı üşüttün!" diye söylenmeye devam etti Lale. Kaan, Lale'yi duymamazlıktan gelerek Murat'a döndü: "Tut bir elinde, ağırlığını, duygusunu hisset" dedi. Murat önce tereddüt etti ama sonra eğilip tabancayı aldı, tarttı, nişan alır gibi yaptı sonra tekrar bezin üzerine koydu. Kaan Lale'ye döndü: "Sen de bir bak" dedi. Lale: "Tam bir zır delisin" dedi ama o da uzanıp tabancayı aldı, bir sağa bir sola çevirdi ve tekrar yerine koydu. "Eeee, n'oldu şimdi?" diye sordu Kaan'a. "Hiçbir şey, yalnızca yeni oyuncağımı yakınlarımla paylaşmak istedim" diye cevap verdi Kaan ve tabancayı kundaklar gibi sarıp sarmalayıp odasına geri götürdü. Sonrasında çok az konuşuldu. Başlangıçta gayretli görünen Kaan yerini son derece düşünceli bir insana bırakmıştı. Masada "suyu uzatır mısın, tuzu verir misin" türü gereksinim cümleleri dışında bir şey konuşulmadı ve yemek sonrasında Murat yorgunluğunu bahane ederek erkenden müsaade istedi. 10

11 ******************* Kaan, yetenek ile üstün zekayı aynı bedende barındıran sayılı varlıklardan biriydi. Yeteneği belli bir konuya odaklanmamıştı, elini attığı her işin altından büyük bir hünerle kalkıyordu. Okul yıllarında, yüzme, atletizm, futbol, basketbol gibi sporlarda hep en iyiler arasındaydı. Çok iyi resim ve heykel yapabildiği gibi, piyano, gitar ve flütü de ustalıkla çalabiliyordu. Matematik, fizik, edebiyat, felsefe ve yabancı diller... tümü mükemmeldi. Buna karşılık "harika çocuk" kimliğiyle çelişki oluşturacak şekilde birinci olmaktan, öne çıkmaktan, göze batmaktan hoşlanmıyordu. Takım arkadaşının ve kendisinin birer gol attığı maçta kaleciyle karşı karşıyayken kasıtlı olarak topun dibine vurup dışarı atmıştı. Arkadaşından bir fazla gol atmak istemiyordu. Tam puan alabileceği birçok sınavda bazı soruları boş bırakır veya yalnış cevaplardı. Sıradanlıktan çok uzakta olmasına rağmen sıradanlığı hedeflerdi ki aslında bu tür bir hedef bile sıradan olmaktan çok uzaktı. Sıradan sayılabilecek tek yönü fiziğiydi: Yakışıklı değildi ama çirkin de sayılmazdı; kare bir yüzü, koyu kumral saçları, kahverengi gözleri, 175 cm boyu vardı. Elmacık kemikleri çıkık, bakışları yumuşaktı. Dikkatli bakıldığında gözlerindeki parıltıyı kaçırmak mümkün değildi. Zeka fazlalığını bir yere kadar gizleyebiliyordu, gözler ele verirdi. Gösterişsiz giyinirdi, yalnızca renk uyumu ve temizliği önemserdi. Markalardan uzak dururdu. Saplantılı bir şekilde popülerlikten, şöhretten, 11

12 beğenilmekten kaçmasının arkasında özgürlüğünü kaybetme korkusu vardı. Göz önünde olan insanları tiyatro sahnesindeki sanatçılara benzetiyordu ve hayatlarını diledikleri gibi yaşayamayacaklarını düşünüyordu. Lale, iri mavi gözleri, Hollandalı köylü kızları andırır şekilde iki omuzuna düşen örgülü koyu kumral saçlarıyla okulun en güzel kızlarından biriydi. Erkek öğrenciler Lale'nin dikkatini çekebilmek için birbirleriyle adı konmamış bir yarış içindeydiler. Lale karşı cinsin ilgisinden hoşlanmıyor değildi ama hafif bir görüntü vermemeye de özen gösteriyordu. Sınıfta komik bir olay yaşandığında Kaan'ın gözleri dönüp Lale'nin gözlerini arardı. Göz göze gelip karşılıklı gülüşmekten, o anı sadece onunla paylaştığını hissetmekten büyük haz duyardı. Kaan'ın kızlar konusundaki özgüveni yerlerde sürünüyordu. Aynada, sabah akşam, tekrar tekrar yüzünü görmek moralini bozuyordu. Saçlarını öne, arkaya, yana taramış, sakal, bıyık, favori uzatmayı denemiş ama sonuç değişmemişti. Zaman zaman yansımasına dik dik bakıp "Kim beğenir ki seni(?)" diye düşünürdü ama bu tür kendine acıma hâllerinin iyi sonuçları olmayacağını bilecek kadar iyi bir aklı olduğu için de bu aşağılama söylemini sık sık tekrarlamamaya çalışırdı. Annesinin "benim yakışıklı oğlum" nakaratı da ona hiçbir zaman inandırıcı gelmemişti. Reddedilmenin onur kırıcı olduğunu düşünüyordu. Herhangi bir kıza dönük girişimlerinin reddedileceğinden de emindi. Aslında herhangi bir kız yoktu, yalnızca Lale vardı. İyi arkadaştılar. 12

13 Ödevlerine yardımcı olur, Lale'nin anlamakta zorlandığı matematik problemlerini büyük bir sabırla ona anlatmaya çalışırdı. Zaman zaman bir kitaptan aynı metni birlikte okurken Lale'nin kafası o derece yakınına gelirdi ki, saçları Kaan'ın yüzüne değerdi. O anları hiçbir şeye değişmezdi. Eşsiz kokusunu içine çekerdi. Kafasını birazcık çevirse dudakları yanağına değecekti. Ne kadar istemişti bunu gerçekleştirebilmeyi ama Lale'yi tümüyle kaybetme korkusu ona hep engel olmuştu. Lale lisede Ahmet isminde bir çocukla çıkmaya başlayınca Kaan ondan uzaklaştı. Daha sonra farklı üniversitelere gittiler, farklı insanlarla tanışıp farklı deneyimler yaşadılar ve temasları tümüyle kesildi, ta ki bir gün Lale, Facebook üzerinden Kaan'a arkadaşlık teklifi yollayana kadar. Yazışmaları buluşmalar, buluşmaları birlikte gecelemeler izledi ve bir yıl sonra evlendiler. ********************* Ertesi sabah Lale'yle birlikte kalkıp sessizce kahvaltı ettiler. Kaan işe gidecekmiş gibi giyindi. Şirketinin çalışma saatlerinden ötürü Lale, Kaan'dan yarım saat önce çıkardı evden. Onu yolcu eder etmez iş kıyafetlerini çıkarıp jean pantolon ve beyaz gömlek giydi. Gömleğinin beyaz olması gerekiyordu. Bir gün önce işini arayıp grip olduğunu ve birkaç gün gelemeyeceğini söylemişti. Tekrar arayıp hatırlatmaya gerek duymadı. Gerekirse onlar kendisini ararlardı. Bugün Lale yarım gün 13

14 çalışıyordu ve tahminen 13:30'da evde olacaktı. Fazla oyalanmaması gerekiyordu. Dizüstü bilgisayarının başına oturup yazmaya başladı. Uzun bir metin değildi ama yazıp yazıp siliyor, düşünüp tekrar yazıyordu. Yaklaşık bir saat çalıştı ama sonradan bir kez daha okuyup düzeltmesi gerekecekti. Ardından mutfağa girdi. Dolaptan domates salçasını çıkarıp dolu kavanozun yarısını büyükçe bir bira bardağına boşalttı. Sonra bardağa biraz su ekledi ve kaşıkla karıştırdı. Salça istediği inceliğe gelince salona götürdü ve berjer koltuğun yanındaki sehpanın üzerine bıraktı. Yatak odasına geçti, komodin çekmecesinden beze sarılı tabancasını beziyle birlikte aldı ve salona götürüp sulandırılmış salçanın yanına koydu. Bir tükenmez kalem ile beyaz gömleğinin kalp bölgesine küçük bir işaret koydu ve sonra gömleği çıkardı. Yapmayı planladığı küçük mermi deliğini önce makasla kesmeye niyetlenmişti ama son anda bu fikrinden vazgeçti. Sigarayla yapılacak delik çok daha doğal duracaktı ama bunun için bir sigara bulması gerekiyordu. Evlerinde sigara içilmiyordu ama ikram maksatlı bir paket bulundurduklarını hatırlıyordu. Kimbilir neredeydi. Hızlı hızlı, salon ile mutfaktaki çekmeceleri ve dolap kapaklarını açıp baktı ve dördüncü denemesinde aradığını buldu. Neyse ki hemen yanında bir de plastik çakmak duruyordu. Sigarayı yakarken dumanı içine çekmek zorunda kalınca sarsıla sarsıla öksürmeye başladı. Yapay kriz fazla uzun sürmedi. Sigaranın ateşini gömleğinin üzerinde kalemle işaretlediği noktaya değdirip tuttu. Birkaç saniyede kenarları siyah doğal bir delik şekillendi. Delik sigara içinden 14

15 geçecek kadar büyüdüğünde işlem tamamlanmış oldu. Sigaranın çapı tabanca mermisi çapına oldukça yakındı üstelik. Gömleği tekrar üzerine giydi ve yanmakta olan sigarayı mutfaktaki evyenin musluğunda söndürüp çöpe attı. Salona döndüğünde elini salça bardağına doğru uzatırken bir sonraki işlemi mutfakta yapmanın daha doğru olacağına karar verdi. Salçanın yanlış yerlere sıçramaması gerekiyordu. Mutfağa gidince sulu salçayı bir çorba kaşığıyla gömleğinde açmış olduğu deliğin üzerine ve çevresine yedirmeye başladı. Birkaç kaşık döktükten sonra banyoya geçip aynaya baktı. Hiç fena değildi, görüntüsü kendisini bile ürkütmüştü. Daha fazla abartmaya gerek yoktu. Salçanın kalanını tekrar salona taşıdı, "öldükten" sonraki duruş pozisyonuna bağlı olarak bir miktar da koltuğa dökmesi gerekebilirdi. Sıra tabancaya gelmişti. Ateşlemek istemesinin tek nedeni salona yanmış barut kokusunun yayılmasını sağlamaktı. Duyuların tümüne hitap etmeli ve inandırıcılık tam olmalıydı. Emniyetini açtı ve tabancayı berjer koltuğa doğru nişanlayıp tetiğe bastı. Sağır edici bir patlama oldu. Kulakları acıdı. Bu derecesini beklemiyordu, sarsıldı. İki kolu aşağı düştü, kafası yana eğildi ve bir süre bu pozda ayakta kaldı. Patlama öncesindeki kararlı Kaan yerini dalgın, moralsiz ve isteksiz bir Kaan'a bırakmıştı. Ama ne olursa olsun vazgeçmemeliydi, hele bu kadar yol almışken. Başladığı işi sonuna kadar götürecekti. Prova için berjer koltuğa oturmadan önce bilgisayar sehpasını koltuğun sağına doğru yanaştırdı, adımlayarak koltuktan yaklaşık iki buçuk metre uzaklaştı ve tabancayı o noktada yere bıraktı. Sıra koltuktaki 15

16 nihai pozuna gelmişti. Sağ elini işaret parmağı bilgisayarı gösterecek şekilde onu taşıyan sehpaya destekleterek uzattı, başını koltuğun sağ çıkıntısına dayadı, ağzını yarım açıp gözlerini kapadı, sağ bacağı hafif kıvırıp sol bacağını sağ bacağından ayrık pozisyonda dümdüz uzattı. Poz inandırıcı olması gerektiği kadar olabildiğince konforlu da olmalıydı çünkü onu bir hayli uzun bir süre koruması gerekecekti. Keşke birisi gelip fotoğrafını çekebilseydi diye düşünüyordu ki tam o sırada kapı çaldı. Bu saatte ziyaretçi beklemiyordu. Kapıyı açmak bütün planlarını alt üst edebilirdi, salçalı beyaz gömleğiyle gözükmesi tam bir skandal olurdu. Ses çıkartmadan oturdu ama ziyaretçisi kararlıydı ve kapıyı yumruklamaya başlamıştı. Ardından annesinin "Kaan aç kapıyı" diye bağırışını duydu. Annesi üst katlarında oturuyordu. "Neyse, bu kötünün iyisi" diye düşündü, annesini ikna edip yolcu edebilirdi, zaten bu yumruklamanın bir an önce durması gerekiyordu. Yerinden kalkıp kapıyı açtı. Annesi Kaan'ı görür görmez sendeledi. Kaan ani bir refleksle beline sarılıp yere düşmesine engel oldu. Sonra iki yanağına hafifçe vurup "Anne uyan ben iyiyim" diye seslendi. Neyse ki annesinin baygınlık hâli fazla uzun sürmedi. Kendine gelince Kaan'a uzun uzun baktı ve ağlamaklı bir sesle "Oğlucuğum n'oldu, kim vurdu seni?" diye sordu. "Anne kimse vurmadı, bu bir oyun, tiyatro gibi bir şey, onun provasını yapıyordum." "İş saatinde bu ne tiyatrosu oğlum, bana doğruyu söyle. Hem o tabanca sesi neydi? Beni kandıramazsın." 16

17 "Peki anne, tamam, anlatacağım ama hikâyenin tamamını duyunca çıkıp beni rahat bırakacağına söz ver." "Ne olduğunu anlamadan söz möz veremem. Hadi anlat çabuk nedir bu saçmalık." Kaan teslim oldu, annesinin vazgeçmeyeceğini biliyordu. Önce Lale'yle Murat'ın telefon konuşmalarından bahsetti. Sıra planına gelmişti. Hem anlatırsa annesi senaryodaki bazı açıkları görüp düzeltmesine yardımcı olabilirdi. Her işte bir hayır vardı. Berjer koltuğuna oturdu ve başladı anlatmaya: "Lale 13:30'da anahtarla kapıyı açıp eve girince beni bu pozda bulacak" diyip biraz önce prova ettiği pozisyonu aldı. "Muhtemelen önce bir çığlık atacak ama birkaç saniye içinde kendine gelince bilgisayarı işaret eden parmağımı farkedecek. Bilgisayarın ekranına bakınca da işte bu koskoca 'ALTTAKİ LALE'YE VEDA İSİMLİ DOSYAYI AÇ" notunu görecek ve açıp okumaya başlayacak. Sen gelmeseydin bu yazıyı bir kez daha okuyup düzeltecektim ama artık vaktim kalmadı. Şimdi açıp sana okuyorum: 'Murat'la aranızdakileri biliyorum. Telefon konuşmanızın kaydını ilgili makamlara postaladım. Yerde gördüğün tabancada yalnızca senin ve Kaan'ın parmak izleri var. Tabancayı bezle tutup kendime olabildiğince uzaktan ateş edeceğim. Kalbime nişan alacağım için ölümüm çok hızlı olmayacak ve tabancayı iki metre ileriye, bezi ise başka bir tarafa fırlatabileceğim (en azından böyle umuyorum). Telefon kaydınız ve tabancanın üzerindeki parmak izleriniz aleyhinize yeterli 17

18 delil olacaktır. Aslında ölüm sebebim gerçekten de sizsiniz. Senin tek kurtuluş yolun suçu Murat'a atmak. Acil bir durum var diyerek onu eve çağır ve polise ihbar et. Bu senin için yapabileceğim son iyilik. Elveda, Kaan P.S: Bu not sen okuduktan iki dakika sonra kendini imha edecek.' "Yazının sonu çok iyi olmamış, Murat'ı eve çağırma ve ihbar konularını biraz daha açmam gerekiyordu. O şimdi beceremez. Bu arada yazıyı gerçekten imha etmesi için bilgisayarı birazdan programlayacağım. Neyse devam edeyim: Bir gün önce Sinan'la Ömer'i arayıp durumu anlattım ve onlardan bir ricada bulundum. İkisi de üniversiteden arkadaşlarım, Lale'yle tanışmıyorlar. Polis kıyafetine girip evin dışında bekleyecekler. Lale'nin eve girdiğini görünce kapıya yaklaşıp, hatta kulaklarını dayayıp dinlemeye başlayacaklar. Lale'nin telefonda konuştuğunu duyduktan beş dakika sonra da kapıyı çalacaklar. Tabanca sesi duyulduğunu, ihbar aldıklarını ve içeri girip arama yapacaklarını söyleyecekler. İçeri girince de olanları görüp Lale'yi cinayet zanlısı olarak tutuklamak zorunda olduklarını söyleyecekler. Lale tabii ki itiraz edecek, eve biraz önce geldiğini, bütün sabah işte olduğunu ve tahmin ediyorum Murat'ı aradığını, onu beklemeleri gerektiğini, acele karar vermemelerini, vs. gibi şeyler söyleyecek. Eğer daha sonra Murat gelirse suçu onun üzerine atmaya çalışacak ve 18

19 'polislerin' önünde tartışacaklar. Bu aşamada ben yerimden doğrulacağım ve her şeyin bir kurgu olduğu anlaşılacak. Hepsi bu." "Ah benim deli oğlum! Onları birbirine düşürüp öç almak istiyorsun öyle mi?" "Evet tamamen öyle." "Peki diyelim ki her şey düşündüğün gibi gerçekleşti, ki çok şüpheliyim bundan çünkü planında aksaması muhtemel çok..." "Neresi aksayabilir, sen bana onları söyle." "O kadar zaman hareketsiz durabilecek misin? Bilgisayarı gösteren kolun uyuşmayacak mı? Nefes alıp verdiğin fark edilmeyecek mi? Bir tarafın kaşınmayacak mı? Acaba senin düşündüğün gibi Lale suçu Murat'a atmaya çalışacak mı? Lale panik içinde senin parmağınla bilgisayarı işaret ettiğini anlayabilecek mi? Ya yazıyı okumadan Murat'ı ararsa?... Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Senin öfken ve intikam alma dürtün aklını başından almış. Benim zeki oğlum gibi düşünmüyorsun. Varsayalım ki herşey istediğin gibi gitti, Lale'yle Murat ayrıldı ve Lale senden özür diledi. Sen kabul edecek misin? Evliliğinizi eskisi gibi yürütebilecek misiniz?" "Mümkün değil, ayrılacağımız kesin." "Peki o zaman bu uğraş niye? Onları ayırıp ne geçecek eline? Madem ki kararın kesin, ayrılacaksın, sen artık önüne bak, bembeyaz yeni bir sayfa aç. İntikam duygusu insanı acılaştırır ve en çok o duyguyu taşıyana zarar verir, vermiş bile. Bırak ne yaparlarsa yapsınlar, artık onlar senin hayatının bir parçası değil. Hatırlasana ne yapmıştı George Harrison." 19

20 "Ne yapmıştı?" "Oğlum sen anlatmıştın bana: En yakın arkadaşı olan gitarist Eric Clapton karısını elinden almış ve o daha sonra onların düğününe gitmiş." "Anne çok etkilendim, sen nasıl hatırlıyorsun bu hikâyeyi(?)" "Neyse beni bir kenara bırakalım, sen, toprağı bol olsun, George Harrison gibi olmaya bak." "Anne o farklı bir kültür." "Olay yalnızca kültür değil, hayat felsefesi. Kültür farklı ama duygular aynı, Harrison acı çekmemiş midir sence? " "Çekmiştir ama..." O sırada kapı çaldı. "Anne sen baksana ben bu kılıkta gözükmeyeyim." Annesi kalkıp kapıyı açtı. "Oğlum iki polis geldi, seni soruyorlar." "Anne söyle gitsinler, erken geldiler." "Oğlum galiba bu polisler senin arkadaşların değil." Kaan kapıya gidince gerçek iki polisle karşılaştı. "Beyfendi, komşularınızdan ihbar var, silah sesi duyulmuş, hakkınızda işlem yapmamız gerekiyor. Ne oldu size, yaralandınız mı?" "Hayır, hayır, buyurun içeri, anlatayım." Polisler yemek masasının başına oturdular. "Bakın bu tabanca kuru sıkı, buyurun inceleyin." Polisler tabancaya ve şarjörüne bakınca durumu anladılar. Kaan senaryosunu özetlemek zorunda kaldı. Annesi polislere çay demledi. Hikâyeyi dinleyince polisler de Lale ve Murat'a karşı bilendiler, mazlumun yanında yer almak geleneğimizdi bilindiği gibi. Uzun boylu olan: 20

21 "Abi biz de sana yardımcı olalım, şunları bir güzel korkutalım en azından" dedi. Annesi: "Lütfen yapmayın, ben tam vazgeçiriyordum." dedi. Tekrar kapı çaldı ve yine annesi kapıya gitti. "Oğlum, iki polis daha geldi ama sanırım bunlar arkadaşların." Gelenlerden bir tanesi içeri doğru seslendi: "Abi erken geldiğimizi biliyoruz ama kıyafetleri göstermek istemiştik." "İçeri gelin, konunun uzmanları burada, onlar görsünler" diye seslendi Kaan. İçeride gerçek polislerle karşılaşmak hem şaşırttı, hem de korkuttu Sinan'la Ömer'i. Çekine çekine girdiler salona. Gerçek polisler gülmeye başladı. Kısa boylu olan: "Yahu nereden buldunuz bu kıyafetleri, şu yakalara baksana, 1950'lerden mi bunlar?" diye sordu gülerek. "Kıyafet balosu için giysi satan bir dükkandan bulduk, yalnızca bu ikisi vardı. Bilemedik yeterince inandırıcı olmuş mu, bir danışalım dedik." "Biz inanmadık ama belki bir inanan çıkar" dedi uzun boylu polis. "Artık pek bir önemi kalmadı, gelin oturun bir çay için." dedi annesi. Ve aralarında sohbete başladılar. Biraz sonra kapının anahtarla açıldığını duydular. Bir anda hepsi sustu. Lale içeri girip manzarayı görünce önce bir çığlık attı ve: "Kaan n'oluyor burada? Gömleğinin hâli nedir? Bu polisler, annen n'apıyor? Deliriyorum herhalde. Bir kabus mu bu? 21

22 Konuşsana, söylesene Kaan!" diye avaz avaz bağırdı. Kaan bir iki adım atıp sehpanın yanına gitti ve içinde salça olan bardağı alıp Lale'nin başından aşağı boşalttı. Lale'nin kafasından, giysilerinin üzerinden yerlere salçalar akıyordu. Gördüklerinin şokunu atlatamamışken başından aşağı dökülen salçayla donmuş kalmıştı salonun ortasında. Polisler ve Kaan'ın annesi kahkahalarla gülmeye başladılar. Kaan önce biraz tebessüm etti, sonra kararlı bir şekilde sokak kapısından dışarı çıktı. Salçalı gömleğine, insanların bakışlarına, soğuğa aldırmadan yürüyordu sokakta. Kuş gibi hafiflemişti. Hiçbir zaman bu kadar özgür hissetmemişti kendini. "Bilge annem benim" diye düşündü ve George Harrison'un parçasını mırıldanmaya başladı yüzünde hafif bir tebessümle: "If you don't know where you're going any road will take you there..." (Nereye gideceğini bilmiyorsan her yol seni oraya çıkarır). 22

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

Kızlarla tanışmak isteyen bir erkeğin bilmesi gereken çok önemli bir kural var:

Kızlarla tanışmak isteyen bir erkeğin bilmesi gereken çok önemli bir kural var: 1 2 Kızlarla tanışmak isteyen bir erkeğin bilmesi gereken çok önemli bir kural var: Kadınlar hayatlarını güzelleştirecek, beraber eğlenebileceği, güzel sohbetler edebileceği, bakışlarıyla kalp yakan, hayat

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

a) Gerinme: Sırtüstü yatar pozisyonda, eller yana açık, bacaklar düz iken bacakları aşağıya, kolları yanlara doğru iyice uzatmaya çalışın.

a) Gerinme: Sırtüstü yatar pozisyonda, eller yana açık, bacaklar düz iken bacakları aşağıya, kolları yanlara doğru iyice uzatmaya çalışın. BEL EGZERSİZLERİ 1) GERME HAREKETLERİ: a) Gerinme: Sırtüstü yatar pozisyonda, eller yana açık, bacaklar düz iken bacakları aşağıya, kolları yanlara doğru iyice uzatmaya çalışın. Aynı pozisyonda, kollan

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 LİMONLU KEK Şule: Mutlu günler. Ahmet: Mutlu günler. Şule: Bugün nasılsın? Ahmet: Çok mutluyum. Şule: Bu harika bir haber. Eeee söyle bakalım, bugün hangi yemeği yapalım? Ahmet: Dur biraz düşüneyim Şule:

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 Şule: Lezzetli tariflerle herkese merhaba. Ahmet: Herkese merhaba. Şule: Ahmet bugün hangi yemeği yapalım? Ahmet: Bence kahvaltılık bir şeyler yapalım. Şule: Çok iyi düşündün. Peki, ne yapalım? Biraz

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Sizi tanıyabilirmiyiz? 1953 Söke doğumluyum. Evli, 2

Detaylı

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY Dan Gutman Resimleyen Jim Paillot Emma ya Öğle Yemeği Balık Pizza Browni Süt 6 7 8 İçindekiler 1. Ben Bir Dahiydim!... 11 2. Bayan Cooney Şahane Biri... 18 3. Büyük Kararım...

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest oyun

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. NTİK SNDLYE 8 Genç adam, antika ile uğraşıyordu ve bu yüzden ülkenin en uzak yerlerini geziyor, beğendiği antika malları

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FRE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ 8 Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! Kendini Tanıma Testi Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! İnsanlar sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere sahip olabilir. Gerçekten nasıl algılandığınızı siz de bilmek istemez misiniz? Bu teste

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse Gösterdim Gördü anlamına gelmez Söyledim Duydu anlamına gelmez Duydu Doğru anladı anlamına gelmez Anladı Hak verdi anlamına gelmez Hak verdi İnandı anlamına gelmez İnandı Uyguladı anlamına gelmez Uyguladı

Detaylı

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TARİH: / /2017 1. Öncelikle adınız nedir? Adınızın anlamı nedir? 2. Annenizden doğma, babanızdan olma, sizden başka evde yaşayan biri var mı? Varsa sizden büyük mü küçük mü?

Detaylı

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır. İÇ - AĞAÇ EV SALONU - GÜNDÜZ Salon kapısının altından içeri bir mektup süzülür. mektubu almak için koşar. zarfı çevirir, üstünde yazmaktadır. Oo, posta gelmiş! Hey,, bu sana! mektubu omzunun üstünden fırlatır.

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: - Deli, deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz? Deli şöyle bir durup düşünmüş: 1 / 10 - Bizim

Detaylı

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

KEREM ASLAN Her Şey Dahil KEREM ASLAN Her Şey Dahil KEREM ASLAN 1987 de Ankara da doğdu. TED Ankara Koleji ve Yahya Kemal Beyatlı Lisesi ni bitirdi, Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü nden mezun oldu. Eğitimine devam etmek için

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz. Sesinizi

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Bir ayakkabıyım ben, küçük kırmızı ve oldukça şirin. Gülmeyin gerçekten şirinim, inanmazsanız resmime bakın. Dün usta parmaklar son şeklimi verdi bana. Her şeyimle mükemmel olduğumu da konuştu ustalar

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü Henry Winker İllüstrasyonlar: Scott Garrett Çeviri: Bengü Ayfer 4 GİRİŞ Bu sendeki kitaplar Dyslexie adındaki yazı fontu kullanılarak tasarlandı. Kendi de bir disleksik

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri)

I. BÖLÜM. Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri) I. BÖLÜM Sayı, insan nefsinde birliğin tekrarından kaynaklanan manevi hayaldir. İhvan-ı Safa (Saflık Kardeşleri) Marifet, bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en masum,

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

D d L l U u. E e M m. F f N n V v

D d L l U u. E e M m. F f N n V v Boşlukları dolduralım. A a I ı R r B C -b c --- J K -- j k S -- T s -- t D d L l U u E e M m --- F f N n V v G g O o Y y ----Z z H h P p TANIŞMA/SELAMLAŞMA TANIŞMA Ta ışalı Seçeli ve yerleştireli. Fra

Detaylı

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

SINAV ÖNCESİ SON UYARILAR...

SINAV ÖNCESİ SON UYARILAR... SINAV ÖNCESİ SON UYARILAR... Gereksiz yere kaygılanmayın! Kendinizi rahat hissederseniz sınavda panik yaşamazsınız. Sınav için daima olumlu düşünün. Sınavı ölüm kalım savaşına dönüştürmeyin. Sınav sadece

Detaylı

Aşağıdaki 5 cümlenin hepsine evet demiyorsanız, bu pdf dosyasını incelemek için gereken 3 dakikayı ayırmasanız da olur

Aşağıdaki 5 cümlenin hepsine evet demiyorsanız, bu pdf dosyasını incelemek için gereken 3 dakikayı ayırmasanız da olur Bizden söylemesi Aşağıdaki 5 cümlenin hepsine evet demiyorsanız, bu pdf dosyasını incelemek için gereken 3 dakikayı ayırmasanız da olur. 8-18 yaşları arasında bir çocuğum var.. Bu yaz en az 2 hafta İzmir,

Detaylı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Egzersiz 1 Yer Egzersizleri Yere sırtüstü uzanın. Dizlerinizi ayak tabanlarınız yere tam basacak şekilde bitişik olarak bükün. Kalçanızı mümkün

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 POĞAÇA Ahmet: Merhaba güzel günler, merhaba Şule. Şule: Herkese merhaba. Ahmet: Merhaba Şule! Şule: Herkese merhaba. Ahmet: Ya ben sana Merhaba Şule. diyorum, sen niye Ahmet demiyorsun? Şule: Merhaba

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan Karganın Rengi Siyah! Siyah mı? Evet Emre, siyah. Kara değil mi? Ha kara, ha siyah Cenk, bence kara ile siyah arasında fark var. Arkadaşım Cenk le hâlâ aynı şeyi, kargaların rengini tartışıyoruz. Galiba

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi ŞEBNEM İŞİGÜZEL 1973 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi nde antropoloji okudu. İlk kitabı Hanene Ay Doğacak 1993 yılında yayımlandı. Aynı yıl Yunus Nadi Öykü Ödülü

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi? Alkollü İçecek: 18.12.2011 Gün içinde ürünü ne zaman satın aldı/tüketti/kullandı? -Akşam yemeğinden sonra saat 20:00 civarında. Ürünü kendisi mi satın aldı, başkası mı? Kim? -Kendim satın almadım. Kız

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Son Matine Senaryo : Ali CEYLAN 0535 369 71 72

Son Matine Senaryo : Ali CEYLAN 0535 369 71 72 Son Matine Senaryo : Ali CEYLAN 0535 369 71 72 SAHNE 1 SİNEMA MÜDÜRİYETİ / İÇ / GÜN Sinema müdürü Yılmaz bey herzaman ki gibi gözlükler gözükde, gazatesini okumaktadır.biraz sonra telefon çalar. Telefon

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

Adama arkadan yavaş geçişlerle yaklaşılır. Yakın plan adamın saçlarıyla kısmen örtülmüş yüzü görülür.

Adama arkadan yavaş geçişlerle yaklaşılır. Yakın plan adamın saçlarıyla kısmen örtülmüş yüzü görülür. Zamanın Sonu Senaryo: Kenan İlker KAMALIOĞLU Hikâye: Kenan İlker KAMALIOĞLU Yazım Tarihi: 2007 Elektronik Posta Adresi: kenanilker@hotmail.com Sahne 1 DIŞ, GÜN Rüzgârlı bir akşamüstü, kimselerin olmadığı

Detaylı

Sihirli Çaydanlık Resimleyen: Reha Barış

Sihirli Çaydanlık Resimleyen: Reha Barış Sihirli Çaydanlık Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2. B A S I M Her çocuk yaşama, yaşamını devam ettirme ve gelişme hakkına sahiptir! Her çocuk yaşama, yaşamını devam ettirme ve gelişme hakkına

Detaylı

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum. PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ ΔΠΣΑ (7) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ ΔΠΣΑ (7) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: B ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

Bu ses bu vücuttan nasıl çıkıyor, anlamıyorum, borazan

Bu ses bu vücuttan nasıl çıkıyor, anlamıyorum, borazan Doyumsuz Çocuklar Babam televizyon başında saatlerini geçirmekten keyif mi alıyor, yoksa acı mı çekiyor anlayabilmiş değilim. Ne zaman bir şey seyredecek olsa mutlaka yüzünü buruşturur, kızar, söylenir.

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Çok Mikroskobik Bir Hikâye Çok Mikroskobik Bir Hikâye ÜMMÜŞ PÖRTLEK İlköğretim Okulu nda sıradan bir ders günüydü. Eğer Hademe Kazım, yine bir gölgelikte uyuklamıyorsa, birazdan zil çalmalıydı. Öğretmenimiz, gürültü yapmadan toplanabileceğimiz

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: PASAPORT NO: NOT OKUMA 1 HASTANEDE Doktor: Merhaba..(1) nedir? Meral Hanım: Meral Yılmaz. Doktor: Şikâyetiniz nedir? Meral Hanım: Kendimi hiç iyi..(2). Çok hâlsizim. Boğazım ağrıyor

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Aşşk Kahve ve Laduree

Aşşk Kahve ve Laduree Aşşk Kahve ve Laduree Daha önce adını çok duyduğum; ama bir türlü gidemediğim Aşşk Kahve ye nihayet gitmeyi kafaya koydum. Hafta sonları sahil yolu çok kalabalık olduğundan eşimi ikna edip o yola sokamıyordum.

Detaylı