Martı. Düşler ve Yansımalar. b o s p h o r u s c h r o n i c l e The quarterly Robert College Newspaper

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Martı. Düşler ve Yansımalar. b o s p h o r u s c h r o n i c l e The quarterly Robert College Newspaper"

Transkript

1 b o s p h o r u s c h r o n i c l e The quarterly Robert College Newspaper A supplement of the Bosphorus Chronicle January 2013 issue. / Bosphorus Chronicle ın Ocak 2013 ekidir. Martı Düşler ve Yansımalar 1

2 Yayın Adı Bosphorus Chronicle ın Martı Eki İmtiyaz Sahibi ve Uyruğu Özel Amerikan Robert Lisesi Güler Kamer - T.C. Ecegül Bayram Tülay Çalışkan Rojin İdil Erdoğdu Pınarnaz Eren Ecenur Etiler Emre Manavoğlu Sorumlu Öğretmen Özgül Akgül Editör Z. Elçin Metin Tasarım ve Sayfa Düzeni Pınarnaz Eren Z. Elçin Metin Yazarlar Kapak Fotoğrafı Aslı Töre Yönetim Yeri Özel Amerikan Robert Lisesi Kuruçeşme Caddesi No:87 Arnavutköy/İSTANBUL Tel: (0212) Yayının Türü Yerel, Süreli Yayının Dili Türkçe Ofset Hazırlık ve Basım Yeri Birmat Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti Yıl Mah. Matbaacılar Sitesi 1. Cad. No:131 Bağcılar/İSTANBUL Tel: (0212) Basım Yılı Ocak 2013 Z. Elçin Metin Şerna Viyan Petekkaya Deniz Şahintürk Çağla Ceren Türkoğlu Oğuz Yıldız

3 Aşkı Arayan Hayat Yolcuları Tülay Çalışkan Pınarnaz Eren düş Alperen Elibol Benim Rüyam Ayşenaz Toptaş Hoyrat Batuhan Sicimoğlu Ulak Laçin Edis, Alperen Elibol, Utku Dilaver, Kardelen Özden, Şafak Erener Çok mu Geç Son Bir Dua İçin? Emre Manavoğlu Vazo Burcu Küçükoğlu Editörden İçindekiler Tarihle Yaşamak Berfin Torun Söylenti Burcu Küçüoğlu ya da Şerna Viyan Petekkaya Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım! Z. Elçin Metin Kırmak, Kırılmak, Kırılmaktan Doğmak Şerna Viyan Petekkaya Yağmur Kaçağı Tülay Çalışkan * Pınarnaz Eren Düş idik, Düşledik ve Düştük Rojin İdil Erdoğdu Hayal Sonuç İlişkisi Rojin İdil Erdoğdu Rüya Görmeyen Çocuk Ç. Ceren Türkoğlu Bulamıyorum Kendimi... Emre Manavoğlu * Deniz Şahintürk Düler Oğuz Yıldız * Deniz Şahintürk Düşerken Derin Eğrikavuk Dün Gibiydi Her Şey Egecan Durmuş Çaresizliğim Fatmanur Yokuş Maskelerin Ardında Kaybolup Giden Kalabalık Göksu Kalaycı Tek Kişilik Koltuk Aysel Kapsız Bizim Olan Şu Dünya Mert Uşşaklı Gidiyorum Yunus Emre Erdölen O An Cemal Yağcıoğlu Mavisini Derinliğin Sıla İnel Baba ymışım Gibi Deniz Özcan İki çocuğun bu hali o kadar sevimli ve güzeldi ki, buz parçaları neşe ile dans etmeye başladılar ve böylece Kay a bir çift yeni patenle birlikte hürriyeti ve dünyayı verecek olan Edebiyat kelimesini kendiliklerinden yazdılar. Karlar Kraliçesi, Andersen Robert Kolej le tanıştıktan sadece bir hafta sonra Martı yla arkadaş olmuştum. Bu sıfat bana hep hayali geldi ve bu sene bana mutlulukla birlikte çok şey verdi. Yaprakları tutkusundan dökülen bir sonbahar boyunca Martı mızı her şeyiyle benimsemem, kabul etmem, sevmem, çok sevmem ve sonra daha çok sevmem gerekti. Defalarca rüyalarımda kelimelere gömülmüş bir şekilde Martı sütunları düzenledim. Gözlerimi kapadığımda nereden geldiğini bilmediğim cümlelerle doldum, susmuyorlardı. -bunu istediğimden değil- Kurabiye yaparken bile onu düşünür hale gelmiştim. Kendimi Martı ya hediye ettim. O da bana aynı tutkuyu paylaştığım, yazmadan duramayan arkadaşlar ve çok özel bir öğretmen verdi. Ben yerine biz demeyi, hislerimle okumayı, paylaşmayı ve kendi sesime güvenmeyi öğretti. Biliyorum, kalp atışlarımız çok dağınık ve hepimizin kendi dünyası var. Yine de çok birlikteyiz ve istersek anlaşılabiliriz diye düşünürken buz parçalarımız neşeyle dans etmeye başladı. Hanımeli kokusunu sevdiğimi bildiğim gibi biliyorum bunu. Buz parçalarımız neşeyle dans ederken dünya hayaller ve harflerle doldu. Aslında tüm ihtiyacımız olan buydu. Elçin

4 Aşkı Arayan Hayat Yolcuları İstanbul uçağı yarım saat gecikmeli kalkacaktır. anonsundan sonra insanların yüzlerindeki bıkkın ifadeyi inceleyerek kendine oturacak bir yer buldu Sevim. Kaldığı yerden kitabını okumaya devam edecekti; ama nerede kaldığını bile unutmuştu. Tatilde kitap okumak hep yalan oluyor. dedi kendi kendine. Bunu daha önce de tecrübe etmiş olmasına rağmen tatile çıkarken yanına birkaç kitap almaktan vazgeçemiyordu. Kaldığı sayfada bir cümleye takıldı gözü: Onunla aynı trene binen, tren sancılı bir ses çıkararak kalkarken trene el sallayan, bir önceki trenden inip bavulunu sürükleyerek istasyondan ayrılmakta olan ve hatta trende yanında oturan kişinin hayatının aşkı olmadığını nereden bilecekti? Okuduğunun etkisinde kalmış olacak ki merakla etrafına bakındı. Tanıdık bir yüz bulmak umuduyla kalabalığı tarar gibi bakıyordu insanların yüzlerine. Hangisi hayatımın aşkı olabilir? diye soruyordu kendine. Sonra bu düşüncenin çok saçma olduğuna karar verdi ve yaptığından utanmış gibi indirdi kafasını. Bu gergin kalabalıktan biri en yakın arkadaşı da olabilirdi, ruh ikizi de, hayatının aşkı da Hayatının aşkı İstanbul da havaalanında bekliyor olabilirdi, bavulunu tam banttan çekecekken hemen yanındaki bavula uzanan el, hayatının aşkına ait olabilirdi, hayatının aşkı elinde isim kartıyla birini bekleyen takım elbiseli adam da olabilirdi, onu eve bırakan taksi şoförü de Belki hayatının aşkı daha dün ölmüştü, belki hayatının aşkını bulduğunu sanıp evlenmişti. Belki 1 Tülay Çalışkan hayatının aşkı, diğer yarım kürede, adını hiç duymadığı bir adada yaşıyordu; belki de tanıdığı biriydi ama şimdiye kadar onun farkına varamamıştı. Sevim, kitaptaki bir cümleye neden bu kadar takıldığını anlayamıyordu. Bu kadar mı muhtacım hayatımın aşkını bulmaya? diye sorup güldü kendi kendine. O sırada Sevim in gülüşünü gören Hakan, onun ne kadar güzel bir kadın olduğunu geçirdi aklından. Sevim e doğru yürüdü ve yandaki boş koltuğa oturdu. Sevim, tanıdığı erkekleri bir bir aklından geçirip hayatının aşkı olup olmayacaklarını sorgulamakla meşgul olduğu için yanına oturan adamı fark etmedi bile. Hakan, kendini Sevim e fark ettirmek için öksürerek boğazını temizledi. Ne kadar klişe bir hareketti! Hakan ın diğer yanında oturan temizlik hastası Naciye, adamın hasta olduğunu sanıp kendisine de virüs bulaştıracak diye tedirgin oldu, suratını buruşturup hızla kalktı oturduğu yerden. Hakan ın Naciye yi fark edecek hâli yoktu, bir anda dikkatini çeken güzel kadınla, Sevim le, sohbet etmek için fırsat kolluyordu. Naciye hızla Hakan dan uzaklaşmaya çalışırken Murat a çarptı. Naciye nin çantası yere düşünce mikropları %99 a kadar öldüren antibakteriyel el temizleme jeli de yere düştü. Sinirden küplere binen Naciye, Murat a çemkirmeye hazırlanırken ilk görüşte aşk sandığı o saçma duygu yüzünden bundan vazgeçti. Tıpkı filmlerdeki gibi çantasını almaya eğilirken Murat ın da eğileceğini ve göz göze gelip tanışacaklarını düşünüyordu ki Murat, Önüne

5 baksana kardeşim! diye bağırarak çekip gitti. Bu arada, tanıdığı erkekleri gözden geçirirken üniversite arkadaşı Can ın iyi bir aday olabileceğinde karar kılan Sevim, ona mesaj atmaya karar verdi. Can cım nasılsın ya, görüşemedik uzun zamandır. Tatildeydim, İstanbul a dönüyorum, yarın akşam müsaitsen buluşup eski günleri yâd edelim. yazdı, okudu, bir daha okudu, beğenmedi, sildi. Daha etkili bir mesaj atmak için telefona odaklanmış, deli gibi düşünüyordu. O sırada boğazını temizlemekten fenalık geçirecek olan Hakan, Sevim in sevgilisiyle mesajlaşıyor olabileceği ihtimalini geçirdi aklından. Naciye yaşadığı şoku üzerinden atamıyordu, el temizleme jelini bile almadan tuvalete koşup ağlamaya başladı. Sevim, inatla mesaj yazıp yazıp siliyordu; Hakan, en sonunda Merhaba hanımefendi! Saatiniz kaç acaba? gibi saçma bir soru sorunca havaalanında olduğu aklına geldi. Karşıda koskocaman saat var beyefendi, görmüyor musunuz? deyip son yazdığı mesajı Can a yolladı. Sevim le tanışmak için tüm umutlarını kaybeden Hakan, şansına lanet ederek oturduğu yerden kalktı ve oradan uzaklaştı. Sevim, Hakan ın gittiğini fark etmemişti bile, Can ın gerçekten hayatının aşkı olup olamayacağını tartıyordu kafasında. Ne yazık ki Can, üniversitede Sevim diye bir arkadaşı olduğunu bile unutmuş, tüm bunlar olurken İtalya da kızlarla gününü gün ediyordu; telefonuna bakmadı bile. İstanbul uçağına binme zamanı gelmişti, yolcular uçağa alındıktan sonra Sevim son bir umutla telefonuna baktı. Can dan mesaj gelmediğini görünce üzülerek telefonunu kapadı. Kitapta gördüğü o cümle hayatını değiştirebilirdi Sevim in; ama o, kısa bir süre hayatının aşkı üzerine felsefe yapsa da hemen Can üzerinde yoğunlaşmış, hayatın ona getirdiği fırsatlara kendini kapamıştı. Saçma sapan bir hikâyeye inanırsan olacağı buydu. diye kendini suçlayan Sevim in hemen önünde Hakan oturuyordu oysa. Yükseklik korkusu olduğu için koltuğuna iyice gömülen Hakan; Sevim in, hemen arkasında oturduğunu görmemişti. Düşünmesi güzel olan; ama hiç de gerçekçi olmayan bu saçma hayalden vazgeçmeye karar veren Sevim, bulutları izlemeye koyuldu. Hayatının aşkını kaçırdığına hayıflanan Naciye, aslında hayatının aşkının hasta sandığı Hakan olduğunu bilmiyordu. Murat ın Naciye ye bağırmasının sebebi ise nişanlısından ayrılmasıydı; ama Murat ın üzülmesine gerek yoktu; çünkü hemen yanında oturan sarışın bayan, Murat ın gerçek aşkı olacaktı, tabii eğer tanışsalardı. Sevim in hayatının aşkı ise gerçekten İstanbul da havaalanında bekliyordu. Elinde bir isim kartı vardı, üzerinde Sevim yazıyordu; fakat o Sevim, başka Sevim di. Sevim, uçağı yarım saat gecikmeli kalkacağı için o adamı asla göremeyecekti. Kitapta okuduğu o cümle gerçekten hayatını değiştirebilirdi; ama Sevim, bunu da hiçbir zaman bilemeyecekti. 2

6 Ellerini kaldırır mısın? Havaya, avuçların açık, ellerindeki garip çizgiler tam da bana doğru bakacak şekilde... O çizgilerde kim bilir neler saklı? Geleceğin mi, geçmişin mi, şu anın mı? Sen ellerine bakınca ne görüyorsun peki? Yorgunluğunu mu, kayıplarını mı, başarılarını mı? Kış gelince oluşan çatlaklardan, kendine iyi bakmayı bu yaşa kadar öğrenemediğin için, ince ince sızan kan bana sadece yaptığın hataları hatırlatıyor. Yazın denizde buruş buruş olan parmak uçlarının, bana ne kadar da insan olduğunu ve aslında hatalar yapmak için yaratıldığını söylemesi gibi. Seni affetmekten kendimi alamıyorum aslında. Sadece çok insansın. Seni mükemmel yapan da bu. Banyodan çıktığında yaşlanmış, kurumuş ellerin gibi saatlerce suyun içinde kalarak susayacak kadar yalınsın. Karmaşık bir dilde yorulacak kadar takısız Beğenilmemeyi göze alamayacak kadar güçsüz, yeryüzünde yaratılmış en üstün varlık olduğuna inanacak kadar kibirli Şimdi yukarı kaldırdığın ellerine bak, kararlı kararlı bana bakmak yerine. İnandın mı söylediklerime? Sen de görmedin mi kalbini ellerinin üzerinde? Ben de senin kadar insanım. Şimdi de yukarı kaldırdığın ellerine bakarken bana yaklaş. Sakın bakışlarını indirip yüzümle buluşma. Korkma. Önünde, seni sendeletebilecek kendinden başka hiçbir şey yok! Bulutlara olanları görebiliyor musun? Kaç farklı şekle girebiliyor pamuktan bir gövde. Orada beyazlardan bir kalp var sanki. Şurada da bir kılıç Kalbi tam da sırtından bıçaklıyor gibi. Aslında bir şekilde Pınarnaz Eren kalbin bir parçası... Belki de kalbe giden bir damar O damarı takip edebilirsen kalbi garip bir ekrana, damarları da kablolara dönüştürebilirsin. Kalbin üzerinde beliren şekiller, kabarcıklar mı, kabartmalar mı, kabarıklıklar mı? Peki ya, üst üste sürülmüş boyalar? Ressam beğenmemiş çizdiğini, yeniden başlamaya da cesareti yok, üst üste akıttıkça akıtmış boyaları. Kabarmış tuval, tıpkı ressamın kalbi gibi. Belki de ressam ilk çizdiğini saklamaya çalıştı her kat boyada. Bir an deli cesaretiyle çiziverdi, silmeyi kendine yediremedi, bir şeyler tuvali yok etmesine engel oldu ve o da gizledi. Kat kat maskeyle, boyayla Kabloların diğer ucunda ise bir artı işareti... Çarmıha gerilmiş gibi tedirgin ama teslim olmuş. Kollarını açmış geleceklere, kabullenmiş olacakları ama o da gizli gizli hayattan bir şeyler kaçırıyor. Kablolar ondan alıyor her ne varsa hayattan kaçırılması gereken ve o kalbe kilitliyor, ya da tuvale, her kat boyada, her bir nabızda. Korkma. İlerlemeni engelleyen benim. Karşında dikilen benim. Seni, düşmenin köşesinden sarkarken tutan benim ellerim. Bulutlardan bakışlarını alabilirsen bana bakmayı dene. Gözlerini yavaş yavaş indir. Her bir santim düşüşte kirpiklerinin kıpırdanışını seviyorum. Hayatın tozunu alıp sana her şeyi daha parlak göstermeye çalışıyorlar. Şaşırdığında gözlerini kocaman açışını seviyorum. Yüzümde yüzünü görüşünü seviyorum. Bana yansımanı seviyorum. Suretinin gözlerime, gözlerimin düşlerime, düşlerimin bulutlara yansımasını sevdiğim gibi. 3

7 düş münzevi boşlukların dilsiz adamıydım ben Alperen Elibol yargının dile batan acılığından ufkun oyunlarından uzaklaşmış sessiz siyah beyaz bir godard filmiydi benim hayatım gökkuşağının görülmeyen renklerinden giysilerim gecenin en karanlığından saçlarım vardı benim işte ki ben hicazkâr çığlıklar içine doğmuş fakat makamıma uyamamışken selden kaçan düşünceler gibiydim kurtulabilsin diye boğulanlardan 4

8 Benim Rüyam Geceleri iple çekerim hep. Asla durmayan, önüne kattığını götüren bu deli yaşamdan kendimi soyutlamak için tek vaktimin, gök karanlıkken olduğunu düşünürüm. Gerçek, madde, para, iş, mevkii, bunların hepsi bir hakaretten farksız aslında o ikinci kapıyı açtıktan sonra. Bunu ben yaptım. Düşünmeye bir dakika bile ayırmadığım nice güzelliklere, gözlerim kapalıyken tanıklık ettim. İş ve ev arasında geçen, beni günden güne eritip tüketen hayatım, her gece imkânsız bir şekilde aydınlanıyor; sabah, gözümü ertesi güne açacağım korkusuyla yaşıyorum bu mucizeleri. Sanki beynimin bunca yıldır günlük hayatın ıvır zıvırında boğulmuş, tozlanmış o yığınını bir kenara atıp bulunmayı bekleyen bir parçası, bambaşka bir derinlik hissi, sonunda ortaya çıkıyor. Ben, artık eski ben değilim! Bunu başkaları bilmek zorunda değil, kimsenin fark etmesine gerek yok. Ben farkındayım. Ben görüyorum. Ben hissediyorum. Her gece yeniden doğan, zihnimin kıvrımlarında titreşen, akan, her yeri dolduran bir benlik... Tek yapmam gereken; o eski çarşaflara dayadığım kafamın içinde fokurdayan hayalin, gözlerim kapanırken gerçek olması. Benim rüyam. 5 Ayşenaz Toptaş Şerna Viyan Petekkaya

9 Hoyrat Batuhan Sicimoğlu Dilimi damağımı kuruttu Bu hoyrat mevsim Söndü hevesim Durdu nefesim Ben artık Ben bile Değilim 6

10 Ulak Laçin Edis Alperen Elibol Utku Dilaver Kardelen Özden Şafak Erener Ulak: Efendimiz Nice diledim ki gözlerim de size sözlerim gibi lal olmasın Nice diledim ki göreyim yansımamı hem o uçsuz bucaksız deniz gözlerinizde, hem de cennetten bir sahne, saray pencerenizde Lakin beyhude Yıllar yılı değmedi gözlerime gözleriniz Haykırmak istedim defalarca, orada, yanınızda olduğumu Sesim ancak yağmurumsu bir fısıltı olabildi boğazımın ta derinlerinde Ne aylar devirdim penceremde, ne yıldızlar söktüm gökten Bir kere bakışlarınıza ok gibi saplanabilmek uğruna Ne korlar çiğnedim, ne odlar tuttu yüreğim Hiçbiri size getirmedi, ne kelimeleri, ne nağmeleri Bir hiçsin sen dedim çoğu zaman kendime Sevgisini, bağlılığını ifade edemeyecek kadar âciz bir hiç Kimi zaman da tebessüm ettiğinizi gördüm uzaktan, başka kimselere Size yeniden doğdum her gördüğümde Sizi mutlu görmek ayrı acıttı yüreğimi Ben kendi ıssızlığımda kasılıp kavrulurken Ama sevda değil mi ruhun kelebeklerini amansızca savuran O sevdadır ki gülerken aslında ağlatır beni Yaşlar zehir olur da akar oluk oluk Lakin size bahşedilmiş her saniye mutluluk, Tesellisi olur en derin yaraların Bir umut kıvılcımı yükselir ki kâbusumdan Aydınlatır önümü O melek yüzünüzü görmem sadece, hissederim Derim ki varsın güneş gülsün, bize kalsın ağlaması Yoksa dinmez ki mahkûm gönlümün hüzünle dansı Bahtsız olur cefalısı, ölümcül olur cefası Mühürlü bir dil yaramaz aşkın kaderine Gözler asla yetinmez uzaktan değmekle sevgiliye Geceler çöker de aydınlanmaz maşuğun yüzü Kapanmaz kirpiklerindeki yaşlardan gözü Yalnızlık vurmaz ki aşkın vurduğu kadar Felek acımaz ki biz boynu bükük kölelere Şanstan yanadır hem mutluluk hem sevda Lal doğmuşum bu âleme, bahtım olsa ne yazar Bir seher vaktiydi çağrıldım huzurunuza Sanki bir farklı bakıyordunuz bana, şefkâtle, merhametle Dokunsam ağlayacaktınız içten içe, lakin kimse duymayacaktı Gözyaşlarınız bir sır gibi kalbinize saklanacaktı 7

11 Usulca yaklaştım size, eğildim, sonra kaldırdım başımı İlk kez en derinlerine baktım gözlerinizin, buruk bir sevinç bekliyordu beni orada Kendimi gördüm gözlerinizde, kocaman olmuştu göz bebekleriniz Büyük bir kaybın hüsranıyla büyümüştü sanki Ve işte o an anladım, kaybetmiştik hünkârımızı Lakin bu bizim kaybımızdan çok sizin kaybınızdı Ona öyle bağlıydınız ki, çoktan hasretine yenik düşmüştünüz Bu sefer buzdan duvarlar da vardı gözlerinizde Konuşmaya başladınız, kulağıma fısıldadınız buyruklarınızı Artık yaşamın anlamı benim için Elime tutuşturduğunuz mektuptu Benden daha büyük, sevdamdan daha büyük İnanıyordunuz bana, lal olmama güvenmiştiniz Bilmiyordunuz ki lal olmasam da sizi ele vermezdim, veremezdim O denli kıymetlimdiniz Çıkmadan son bir kez baktım size omzum üzerinden Hafifçe tebessüm ettiniz bana Bütün cihan benim oldu, bizim oldu, lakin Sanki o an içimde bir şeyler koptu, iliklerimde hissettim yaklaşan ölümü Tek tesellim ise beni karşılayan beklenmedik bir sevinçti İlk kez kendi yüzümü gördüğümü hayal edebilmiştim sizin pencerenizden Sadrazam: Bu oba bir kuyu, bu ordu bir cehennem ordusu, bu derimin altında yanan ateş Yüreğim bir ceylan yüreği gibi ürkek atıyor, sanki durmak istiyor Kaçmak şu anın gerçekliğinden, uğursuzluğundan Suçum yok, lakin yüzüme vurdu vuracak korkunun aksi Ele verecek en günahsız emellerimi Gelecekler, benim için gelecekler Tepecekler yollarını ölümcül kinleriyle Korkun onlardan, yakar yıkarlar önlerine geleni Ne olursa olsun bedeli, boş bırakın yeri göğü Kaçın! Saklanın! Canımı almaya gelecekler! Kıldan ince, kılıçtan keskin köprünün üzerinde yürüyorum Çevremde kaderimin, ölümümün zebanileri Ah Yeniçeriler! O an için doğmuşlardır sanki Payitahtın acısını yokluğuna çevirmek için Halkını sefil etmek, devletini güçsüz kılmak için Nefret için, hınç için, intikam için, ölüm için! Hünkârım, bir başıma bıraktınız beni bu tekinsiz diyarlarda Kim bilir neredesiniz şimdi? Duyar mısınız çaresizliğimi? Bütün bir cihanın yükü benim omuzlarıma bindi birden Âlemlerin en korkunç sırrıyla yaşıyorum artık Elime kanı bulaşıyor zavallı kullarınızın, devletin dirayeti uğrunda 8

12 Bembeyaz kalbim karardı bile büyük günahlardan Sizin kaybınızı dahi yaşayamadım gönlümce, yasınızı tutamadım Zira bir demir kadar sert, bir ölü kadar soğuk olmalıyım İçimi kemirse de yokluğunuz, insanüstülüğünüzü azaltan ölüm Bütün gözlerden bir günah gibi saklanmalı, ki kâbuslar, zulüm Uzak dursun halkın penceresinden, yoksulluk, acı, hatta ölüm Baş edilemez onlarla, ruhları gece gibi karanlık Korkularla, en derin yaralarla beslenen dipsiz bir kuyu kinleri İntikam ise tek dilekleri Tek yolu var bu hazin sonu önlemenin, obadan çıkma vakti Kimse anlamamalı, saraya vardığımızda siz ve ben Oğlunuza uçurmalıyım lal bir güvercini, ancak korkuyorum Diğer oğlunuza da ulaşmalı haberiniz, kim gelecek olursa Tahtımız, kaderimiz ona emanettir Geliyorlar, benim için geliyorlar Duyuyor musunuz amansız ayak seslerini Geçtikleri yerde can yakıyor, yuva yıkıyorlar Yakındalar, bu artık sizin de son şansınız Kaçın! Saklanın! Canımı almaya geliyorlar! Obadan geçtik hünkârım, zafer yolunda ilerliyoruz Öldüğünüzü sadece birkaç kişi biliyor, kaderleri belli Ama sınavımız daha yeni başlıyor Saraya vardık, ulaklar salındı Lal bir ulak gidiyor Kaftan Doğumlu için, bizi ele veremez Benim kaderim, belki de devletin kaderi ona bağlı şimdi Elindeki mektuba, görünmez kancalar ve iplerle Şu noktada bize tek kalan beklemek, ala bir işkence Amansız bir tehlike obada doğmaya başlar, köpürürken Zira gözlerinde ışıyordu en yakın kâbuslarım Gülseler dudaklarında hançerler ölümü haber eder Ölseler kinleri, kibirleri dirilir mezarlarından da Düşerler peşime, mahkûmum cehennemlerine Gözümün önüne geliyor, içten içe bilerek ölüme yolladığım Lal, kadersiz ulak, işte bir günah daha boynuma Lakin dualarım onunla, o ıssız cihan yollarında Ölüm ya da yaşam fermanımı yazan o mektubunda Üç gün geçmeden ölüm haberi geldi lal ulağın Ekber Evlat ise mektubunu almış, yollardaydı Kaftan Doğumlu henüz öğrenememişti kaderini Ben de öğrenememiştim, lakin kaderim çok yakınımdaydı Ellerinde meşalelerle bana gelen yeniçerilerdi son bakışım... 9

13 Çok mu Geç Son Bir Dua için? Yaşlı adam taşın üzerine oturmuş, denizi seyrediyordu Dua etmek için çok mu geç? Ağzımı açtığımda söyleyecek söz bulmak için çok mu geç kaldım? Şu baktığım denizin mavisi çok mu eskidi, yoksa sadece benim gözlerim midir eskiyen? Treni yakalamak için çok koştum, çok yoruldum ben. Özür dileyemediğim dostlarımın arkasından şimdi koşmaya başlasam yetişir miyim ki onlara? Kırdığım her kalp için dua etmeye kalksam yeter mi ki ömrüm? Her gün önünden geçtiğim mezarlığın taşlarını ben mi çift görüyorum, yoksa gerçekten artıyorlar mı günler geçtikçe? Geç kaldıkça yavaşlıyorum, yavaşladıkça zaman daha bir hızlı... Yetişemiyorum. Oturup kaçan gemileri izlediğim taş kadar soğudu hava. Küçük bir çocukken boyu- Emre Manavoğlu ma göre çizik attığım duvar yıkılalı çok oldu. Gençken gözüne baktığım bir dilenci vardı. Sizce de çok geç olur mu şimdi gidip versem bütün paramı? Mukaddes Hocam bana bir kez daha küçük adam dese... Fazla mı büyüdüm? Annemin bana aldığı kahverengi pantolon küçülmüş müdür acaba? Eskiden gözlerine gülerek baktığım insanlar, açabiliyorlar mı artık gözlerini? Boşuna akıttığım gözyaşlarım kurudu mu, merak ediyorum. Çarpıp çıktığım kapılara geri dönüp baksam hâlâ oradalar mıdır? Peki ya ardındakiler, tekrar görebilir miyim onları? Kendi ellerimle erittiğim kar tanesi tekrar konamaz mı avucuma? Ya üstüne basıp kırdığım yaprak, neden eski yerinde değil? Sarılsam sevdiklerime son bir kez daha, çok mu geç? Söyleyin ey dostlar, çok mu geç son bir dua için? Vazo Tam düşecekken tuttular vazoyu. Kırılmamıştı belki ama Tatmıştı artık uçurumu. Denedi, olmadı. Bir daha da masada eskisi gibi durmadı. Burcu Küçükoğlu 10

14 Tarih ile Yaşamak Tarih kelimesinin iki basit cümle ile özetlenebilmesine, insanların ise ona sadece anlaması ve ezberlemesi zor bir metin gibi bakmasına hiçbir zaman anlam veremedim. Tarih, sadece eski uygarlıkların kültür ve medeniyetlerini açıklayıp bize bilgi vermekle yetinemezdi! Tarih benim için hayal gücümün beni taşıdığı ve götürebileceği en son sınırlardan biriydi. Bir yapbozun parçaları gibi zaman ile dağılmış imparatorlukları birleştirmekti, parçaları bulamadığımda ise kendi hikâyelerimi yaratmak ve onların içinde büyük bir sevinç ile kaybolmak demekti. Tarih, farklı gerçekler ve duygular demekti. Kimi zaman bir çocuğun sıcak gülümsemesi kadar yumuşak ve umut verici, kimi zaman gözlerden aralıksız düşen gözyaşları kadar acımasız ve yalnızdı tarih. Her şekle, her gerçeğe bürünebilirdi. Her haliyle bizi nefes alırken, otururken, konuşurken, hayata tutunmaya çalışırken bulabilirdi çünkü bizim gerçekliğimizi oluşturan ve bizi bir bütün haline getiren tarihti. Bizleri karşı karşıya getiren, hatta kan dökülmesine, acıya, sefalete neden olan da çoğu zaman tarihin ta kendisiydi. Her geçen dakika, alınan nefes dahi, tarihin kollarında yok olmaktaydı. Unutulmak, çoğu zaman da hatırlanmak amacıyla, büyük bir keşfedilme duygusu ile yaptıklarımız, zamanın döngüsüne karışmaya devam etmekteydi. Bu gerçekliği tam anlamıyla hissettiğim o günü ise hiç unutamam. Hattuşaş... Nereye gittiğimi bilmeden eğimli ve taşlı yolu takip etmeye başlamıştım. En yukarılara doğru geldiğimde ise büyük bir hayranlıkla manzarayı izliyordum. O anda dahi düşündüğüm tek bir şey vardı: Benim şu an hayranlıkla izlediğim bu manzarayı, hayatları ve yaşama koşulları açıklanmaya çalışılan Hititler de izlemişti. Belki de tıpkı 11 Berfin Torun benim gibi büyük bir hayranlık ve sevinç hissetmişlerdi. Belki de onlar da kendilerinden yıllar önce olanları düşünüyorlardı. Sanki bu döngü hep böyle devam ediyordu. Aslında birçok insan aynı anda tarihe tanıklık ediyordu. Geçen yıllar sadece, tarihin figüranlarını alıyor fakat onu canlı bir şekilde bırakıyordu. Farklı figüranlar ise, farklı inançları ve kişilikleriyle, tarihe yeni bir şekil veriyordu. Bu şekilde de devam eden döngü farklı anlamlar buluyor ve hâlâ farklı şekillerde yorumlanarak benim gibi keşfetmeyi seven insanlara durmadan yeni fırsatlar sunmaya devam ediyordu. Bu döngü aynı zamanda bizlere bazı gerçekleri de tüm acımasızlığıyla göstermeyi sürdürüyordu. Tarihi değiştirmek ve döngüsünü farklı yerlere çekmek isteyenler, bir bakıma, olanları ellerinde tutmaya, kendilerinden önce olanları bir köşeye not etmeye çalışıyordu. Onlar farkı yaratanlar olmak istiyordu. İşte, bu anda Victor Hugo nun şu unutulmaz sözleri kulaklarımda çınlıyordu: Tarih ile efsanenin amacı birdir: Geçici insanlara ebedi insanı anlatmak. Fakat tarih, zorlamalarla ve baskılarla yanlış yerlere çekilmeye devam edildiği sürece, o mükemmel, kusursuz insanın tanımı da pek ortaya çıkacak gibi durmuyor. İşte, hâlâ, dünya dönmeye devam ediyor. Tarih ise döngüsünü bozmadan, insanları kendine çekmeye... Yapbozun parçaları ise büyük bir heyecanla tamamlanmayı bekliyor ama hâlâ içim rahat bir şekilde önüme bakmaya devam ediyorum; her şey bir sona yaklaşsa dahi, o yapbozun hâlâ keşfedilecek yerleri olduğunu ve hiçbir zaman tamamlanamayacağını biliyorum.

15 Söylenti Burcu Küçükoğlu Gün doğdu, battı gün. Güneş söylentiler duydu sadece; İnanamadı. ya da bir rüzgâr olsam essem denizlerde dalga olsam, okşasam kumları çakılları çeke çeke içime dönsem denizlere bir kitap olsam dolaşsam elden ele yapraklarımı bir çift kanat yapıp ulaştırsam göğe yıldız olsam karanlık gecede yalnız ama diğerleriyle birlikte Şerna Viyan Petekkaya kuş olsam uçsam gözlerimi kapasam hiçbir şey düşünmeden uçsam sadece uçsam bir yol olsam bitmesem sonsuza dek sürüp gitsem bazen kıvrıla kıvrıla bazen düz ama hep hüzünsüz su olsam duru ve serin akıp gitsem hiç durmasam bir nefes olsam can bulsam girdiğim her bedende ya da hiç olmasam. 12

16 Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım! * Z. Elçin Metin Uçamasak da gezegenimiz güzel ve hepimiz aynı noktaya çekiliyoruz. Bunu komik buluyorum. Kıpırdayan milyonlarca yapraklı bir papatya gibi görünebilirdik uzaktan. Seviyor Sevmiyor u her zaman çok acımasız bulmuşumdur. Benim dayım gıdıklanmaz, neden gıdıklanmadığını sorunca da Ben gıdıklarımı aldırdım. der. Ama ben hep katıla katıla gülsün isterim. İşte bu yüzden, gıdık aldırmanın yasaklanması için yasa başvurusunda bulunacağım. Ben büyüyünce Kadınlar artık solmuş çiçek kokmasın kampanyası başlatacağım. Tükenmişliğin ve çirkin kelimesinin her hücresini özenle havaya uçuracağım. Ben bir ağaç severim ve büyüyünce bir ağaç sevici olacağım. Dünyayı dolaşıp yalnız ağaçlara sarılacağım. Yalnız olmayanlara da. Sadece, yalnızlara daha sıkı... Sonra kabuklarını okşayacağım, öpeceğim, iyileşecekler. Hücre birliğine katılacağım. Sürekli bir heyecanla yorulmuş yapraklara su yetiştiririz. Söz veriyorum, her ağaca ayrı bir hayat ayıracağım. Büyüyünce bir kelime bulucu olup insanların dillerinin ucundaki sözcükleri tutup bir bir çıkaracağım. Söylenmeyen bütün iyi şeyleri söyleyeceğim, herkes şımarsın! Bir gün mutlaka gergin melankolimden kurtulup mutluluk dağıtıcı olarak işe başlayacağım. Düşünce arayışına katılacağım. Mutsuz düşünceleri kovalarken arkalarından bütün hıncımla terliklerimi fırlatacağım. Geri gelemeyecekler. Bulduğum her mutlu düşünce için birden insanların karşısına çıkacağım. Başta korksalar da gülümseyeceklerini umuyorum. Tabii gülümseyecekler! Söyleyeceğim ki: Yağmurun seninle ilgilendiğini şimdiye kadar fark etmediğine inanamıyorum. Kaç yıldır, dudağına düşeceğim, diye olasılık hesaplamaktan başı dönüyor. Çiçek aldığın dükkândaki turuncu saçlı çocuk, uykulu halini gökyüzünün pembeliğine benzetiyor. Bugün güneş mutlu uyanmış diye bağıracağım. Ay da her zamanki gibi çok heyecanlıymış sahneye çıkmadan önce; ama bugün ayrı bir kırmızılığı olacakmış. Ben büyüyünce dünyanın her köşesini kelimelerle donatacağım. Sevgi şeklinde kâğıtlarda Cemal Süreya dan pembe şiirler dağıtacağım. Gülümseyecekler; insanlığımızı ve şiiri kutlayacağız. Sonra kalbi, düşünceyi, çocukluğu derken, her şeyi kutlamaya başladığımızda gökten hiç solmayan sarı çiçekler yağacak. Ben büyüyünce karşı kıtadaki ışıklara karışacağım. Bir noktacık olacağım, ama renkli, belki titrek. Büyüyünce hepimiz birer noktacık olacağız. Ya da hiçbir şey. *Didem Madak ın bir şiirinin başlığı kullanılmıştır. 13

17 Düşler ve Yansımalar 1414 Ayberk Aksu

18 Kırmak, Kırılmak, Kırılmaktan Doğmak Her yer ayna. Koşuyorum. DİKKAT! Çarpacaktım neredeyse. Koşuyorum. Sağ. Hayır hayır, sola dönmeliyim. Yine son anda kurtuluyorum aynayla kucaklaşmaktan. Ne kadar zormuş aynaların arasında yolunu bulmak! Bir an duruyorum. Durup düşünüyorum. Ne kadar süredir koşuyorum acaba? Sağ ayak başparmağımdan diz kapaklarıma doğru ilerleyen sızı sorumu yanıtlar nitelikte: uzun süredir. Hatta o kadar uzun süredir ki niye koştuğumu, ne aradığımı unutmuşum. Düşünüyorum. Ne düşündüğümü düşünüyorum. Cevap yok. İç dünyamın küskünü oynaması sinirimi bozuyor. Konuş! diyorum, N olur ağzını aç da bir şey söyle! Ses yok. Öyleyse ben de koşarım yine. Hem bu sefer daha hızlı Aaaaaaa! İç dünyam Çığlık Duruyorum. N oldu, söyle! Neden korktun? Bu sefer yanıt veriyor: YANSIMA. Yansıma mı? Bu sözcük bir şeyler hatırlatıyor bana. Evet, doğru: Aynalardan kaçıyorum, yansımalardan Kaçtığım şeyin ne olduğunu hatırlayınca birden etrafımın sarıldığını fark ediyorum. Bu sefer ben çığlık atıyorum. Her yer yansıma. Gerçeğe giden yolu nasıl bulacağım? Hayal kırıklığı. Kırıklık. Kırık ayna. Aynaları kırmalıyım! Hangisinden başlamalı? Başlangıç önemlidir. Şimdi daha dikkatli inceliyorum aynaları. Ayna Aynalara ne oldu? Tüm aynalar aynı şeyi yansıtmaz mı? Hayır, bunlar öyle değil. Işık farklı oyunlar oynuyor her birinde. FARKLI YANSIMALAR Nasıl olur?! Tekrar bakıyorum: Hepsinde ben Hepsi aynı AYNI ama FARKLI. Hayır, farklı; tamamen farklı! Başım dönüyor. Kıramıyorum. Aynı. Nereden başlamalı? Farklı. Nereden başlamalı? Aynı. Ağlıyorum. Aynı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Aynı. Yansımalar üstüme üstüme geliyor. Farklı. YETEEERR! Bağırıyorum. Susma n olur, bari sen bir şey söyle! Sessiz. O da bilmiyor. Belli, korkmuş. Çaresiz, düşünüyorum. Gözlerim kapalı. Açtığım anda boğulacakmışım gibi Korkuyorum. Gözlerimi açmadan emekliyorum yavaş yavaş. Olmuyor. Her seferinde çarpıyorum. Gözlerimi açmalı. Kirpiklerim hiç bu kadar ağır olmamıştı. YANSIMALAR. Hangisi gerçek? Gerçek olan var mı? Her şeyi unutarak bakmayı deniyorum. Korkmadan Evet, aynadaki görüntü BENim. Daha dikkatli bakıyorum. Büyümüş gözlerimden kin damlıyor. Ürkütücü. Başımı sağa çeviriyorum: Yine ben. Bu sefer gözlerim daha farklı. Hem de çok daha farklı. Dudaklarım da kıvrılmış sanki hafif bir gülümsemeyle. Gözlerimde heyecan var, umut var. Arkama dönüyorum. Bu surat neden bu kadar üzgün? Gözlerim sabit bir noktaya dikilmiş, kırpılmıyor. Yanaklarım. Yanaklarımın üzerinde kurumuş gözyaşlarının biriktirdiği tuz var. Yukarı bakıyorum bu sefer. Yüzüm o kadar ifadesiz ki birden üşüyorum. Çok fazla bakamadan gözlerimi kapıyorum. Düşünüyorum. Kafam karışık. Gözlerim kapalı; fakat her yerde görmeye devam ediyorum yüzlerimi. Hepsi BENim. Bu yüzler bana ait. Benim farklı yansımalarım. Sonra fark Şerna Viyan Petekkaya

19 ediyorum ki ben uzun zamandır bunlardan hiçbiri değilim. En son ne zaman sinirlendiğimi hatırlamıyorum. Gülümsediğim de pek olmadı yakın zamanda. Hayır, bir dakika! Bu yüzlerden birini diğerlerinden çok daha iyi tanıyorum. Evet evet, onu tanıdığıma o kadar eminim ki! Başımı yukarı kaldırıp gözlerimi açıyorum. İşte bu, uzun süredir böyleyim ben! Aynaların içine düştüğüm şu birkaç saati saymazsak -Acaba gerçekten birkaç saat mi oldu? Saatim de yok. Belki de çok daha kısa veya çok daha uzun bir süredir. Bilmiyorum. Zaman. Zaman dediğimiz ne ki? Küçük, pilli bir cihaza bağlı bir şey neden bu kadar önemli?! Bir dakika neden altmış saniye? Ben olsam tam seksen iki parçaya bölerdim dakikayı. Bir saat ise on yedi dakika olurdu. Olmayan bir şeyi parçalara ayırmak mümkün mü ki?- ifadesizim ben uzun zamandır. Öyleyse buldum. Aradığım gerçeği buldum. Boşa dememiş Descartes Düşünüyorum, öyleyse varım. diye. Ben de düşündüm, gerçek BEN i buldum, gerçekten var oldum, yani varım. Demek ki yukarı yolu seçmeliyim. Ancak o zaman bu yansımalar dünyasından kurtulabilir, gerçekliğimle buluşabilirim. Ama nasıl tırmanacağım? Çok yüksek. Üstelik her yer ayna. Aynadan başka hiçbir şey yok burada. Yukarıya ulaşmam imkânsız. Descartes yanılmış. Düşündüm; fakat hâlâ yansımalardan kurtulamayan bir hiç olmaktan öteye geçemedim. Oysaki gerçeği bulduğuma çok inanmıştım. Yanılmışım. YANSIMALARIN ALDATMACASIna kanmışım. ÇIKMAZ SOKAK HİSSİ. Ağlıyorum. Bir kez daha. Öfkem gözyaşlarıma baskın çıkıyor bu sefer. Bağırmaya başlıyorum. Çığlık atmaya Çığlıklarımla titriyor tüm aynalar. Onlar titredikçe ben daha yüksek sesle çığlık atıyorum. Birden aynadaki yansımalar karışıyor, iç içe geçiyor. Bir mutluluk duyuyorum. Aynı zamanda öfkeliyim. Biraz da üzgün Kahkahalarla karışık bir şekilde çığlık atıyorum bu sefer. Bir yandan da ağlıyorum. Aynalar daha çok ve daha güçlü titriyor, duygularım karıştıkça farklı yansımalar kenetleniyor, tek bir görüntü oluşmaya başlıyor. Yeni oluşmaya başlayan görüntüde ifadesiz yüzüm hariç tüm yüzlerimi görebiliyorum. Kahkahalarım güçleniyor, aynı zamanda içimi tarifsiz bir korku sarıyor. Gerçek olduğunu sandığım yüzüm artık görünmez olduğuna göre ömrümün geri kalanını bu yansımalar dünyasında mı geçireceğim? Beni tutsak etmiş olan tüm aynalar sağlamken bir tek gerçekliğim mi kırıldı? KIRILMAK. Titreşen aynalar büyük bir gürültüyle kırılıveriyor bir anda. GERÇEK DÜNYAdayım. Gülüyorum. Ağlıyorum. Gülüyorum. Bağırıyorum. Çığlıklar, gözyaşları ve kahkahalar Hissediyorum, duygularım var, öyleyse varım! Varsam düşünüyorum, düşünüyorsam duygularım var, sevinebiliyor, üzülebiliyor, öfkelenebiliyorsam varım, varım çünkü duygularım var! 1616

20 Yağmur Kaçağı elimden tut yoksa düşeceğim Tülay Çalışkan yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni Attilâ İlhan Bir yağmur damlasında yansımamı gördüm. Kırılan bir aynada kendimi görmek gibi: paramparça, yarım yamalak... Yanağımdan süzülenlerin hangileri yağmur, hangileri gözyaşı, bilmiyorum. Sadece olacakları izliyorum bir film gibi şimdi. Yapacak bir şeyim, filmi durduracak gücüm yok. Gözlerim filme kilitli; durmadan süzülen gözyaşlarım yüzünden bulanık görüyorum. Görmeme gerek yok, kalbimde filmi hissedebiliyorum. Kalbim bir kırılıp bir tamir oluyor, yağmur yağıp güneş açıyor, bana kalan ise sadece gökkuşağı kırıntıları. Tüm renkler olmadığı için elimde olanları birleştirince beyaz olmuyor hayatım, gri kalıyor. Siyah olmadığına şükredip sevmeye ve hayatımı izlemeye devam ediyorum. Ama fazla iyimserim ben, sen sevmezsin oysa iyimser olmamı; gerçekleri kabul etmeyip korkaklıktan iyimserliğe, düşlere, renklere sarıldığımı düşünürsün. O renklerden sadece gri kaldı şimdi. Gökyüzü gibi, yağmur damlaları gibi, soluk güneş ışığı gibi, kalbim gibi, umutlarım gibi, senin gibi... Gri... Ne iyimser ne kötümserim şimdi. Gerçeklerle yüzleşmeye hazırım, korkunç sahnelerde ellerimle gözlerimi örtmeyi bıraktım, izliyorum ve gördüklerim hâlâ beni korkutuyor, kalbim dirense de ben anlıyorum. Senin yapmamı istediğini yapıyorum, her zaman yaptığım gibi ve anlıyorum işte! Yağmur daha da hızlanıyor, kulaklarım uğulduyor, gözlerim yaşlardan hiçbir şey göremiyor, kalbim hıçkırıyor ama ben anlıyorum. Sen lanet ederek yürürken yağmurda, su birikintilerini tek

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki... Bir şairin seyir defteri Prof. Dr. Göksel Altınışık Gelinciğin Yalnızlığı Bir ömrü damıtsak ne kalır geriye? Benimkinden, en azından şu ana dek yaşanan kadarından, sözcükler kalıyor. Bir mucize bu benim

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz Refik Durbaş BEZ BEBEKLE KUKLASI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Şiir Resimleyen: Burcu Yılmaz 2. basım Refik Durbaş BEZ BEBEKLE KUKLASI Resimleyen: Burcu Yılmaz Yayın Koordinatörü: İpek Şoran Editör: Ebru Akkaş

Detaylı

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 2.1.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı;

Hiçbir şey olmamış gibi çekip giden, kalpleri hunharca katlederek bırakanların bu hayatta mutlu olacağına inanmıyordum. Zamanla bu inanç alev aldı; Hisler körelir. Köreldikçe naçiz vücutta dans etmeye kalkışan ruhun etrafı kötülüğün demirden dikenleriyle çevrelenir. Her bir diken yastır ve mutluluğun katline en vefasız şekilde, acımasızca mührünü

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.5.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Çok Mikroskobik Bir Hikâye Çok Mikroskobik Bir Hikâye ÜMMÜŞ PÖRTLEK İlköğretim Okulu nda sıradan bir ders günüydü. Eğer Hademe Kazım, yine bir gölgelikte uyuklamıyorsa, birazdan zil çalmalıydı. Öğretmenimiz, gürültü yapmadan toplanabileceğimiz

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın

AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA. Kalsın. Mutsuz etmeye çalışmayacak sizi aslında, sadece gerçekleri göreceksiniz Cemal Süreya nın Irmak Tank Tank 1 Vedat Yazıcı TURK 101-40 21302283 AŞKI, YALNIZLIĞI VE ÖLÜMÜYLE CEMAL SÜREYA Yalnız, huzurlu bir akşamda; şiire susadığınızda huzurunuzu zorlayacak bir derleme Üstü Kalsın. Mutsuz etmeye

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU)

OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU) OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU) Samuel Beckett (1981) Türkçesi: Semih Fırıncıoğlu Ohio Doğaçlaması (Ohio Impromptu) ilk kez 9 Mart 1981 de, Ohio State Üniversitesi nin işbirliğiyle, Drake Union, Stadium

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir

Detaylı

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha. BULUŞMA Deniz kenarında bir lokantadayız. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. İnternetten birkaç fotoğraf. Hepsi bu. Seni buraya çağırmakla iyi mi ettim? Galiba bundan hiçbir zaman emin olamayacağım. Karşımda

Detaylı

Hayata dair küçük notlar

Hayata dair küçük notlar Hayata dair küçük notlar İlk önce sen merhaba- de. Olanaklarının altında yaşa. Sık sık -teşekkür ederim- de. Bir müzik aleti çalmayı öğren. Herhangi bir konuda öğretmenlik yap, herhangi bir konuda öğrenci

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Gemiyle bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? O zaman geminin üzerindeki çiçeklerden 2 tanesini yeşile, bir tanesini pembe renge boyamalısın. Geminin pencereleri açık mavi

Detaylı

TEOG 1. Dönem Türkçe Denemesi (3) 1

TEOG 1. Dönem Türkçe Denemesi (3) 1 TEOG Dönem Türkçe Denemesi (3) 1 2. Çağa meydan okuyan, bu meydan okuma içinde kendi hayatını kuran, kendini çalışmaya adadıkça büyüyen, çoğalan gönül adamlarını, büyük dimağları, ufuk insanlarını anlamak

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir.

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden, Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince

Detaylı

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 26.04.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat

Detaylı

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

İntikam. Ölüm Allah ın Emri İntikam Bilir misin sen her gece Kendinle oturup konuşmayı Geceden uyanmamaya ant içip Gün ışığıyla yeniden doğmayı Bilir misin sen her güne hayata küskün başlamayı Anti sosyal kişilik olup da Şişelerin

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Detaylı

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi ŞEBNEM İŞİGÜZEL 1973 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi nde antropoloji okudu. İlk kitabı Hanene Ay Doğacak 1993 yılında yayımlandı. Aynı yıl Yunus Nadi Öykü Ödülü

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri

Detaylı

Sabuhi Rahimov. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Sabuhi Rahimov. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 21.1.2008 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.11.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ -Okul nedir? Okulumuzu tanıyoruz.okulumuzun bölümlerini tanıyoruz. -Okulda kimler çalışır ve ne iş yaparlar öğreniyoruz.

Detaylı

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TARİH: / /2017 1. Öncelikle adınız nedir? Adınızın anlamı nedir? 2. Annenizden doğma, babanızdan olma, sizden başka evde yaşayan biri var mı? Varsa sizden büyük mü küçük mü?

Detaylı

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 23.10.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk

Detaylı

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Mart 2009 Kendi Yaşam Öykünüzü Yazın Diyelim ki edebiyatla uğraşmak, yazı yazmak, bir yazar olmak istiyorsunuz. Bu

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır Berk Yaman Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR Evveel zaman içinde yaşayan iki âşık varmış. Kara sevdaları

Detaylı

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır. .com Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır. ilkok 2/... Sınıfı Türkçe Dersi Değerlendirme Sınavı Adı-Soyadı:... Yaşayabilmek için oksijene ihtiyaç vardır. Oksijen sayesinde karadaki

Detaylı

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.7.2009 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Cümlede Anlam TEST 38

Cümlede Anlam TEST 38 SABEDİN TÜRKER İÖO 5.SINIF TÜRKÇE Cümlede Anlam TEST 38 1) Çocukların öğütten çok, iyi bir. ihtiyaçları vardır. Tümcesinde boş bırakılan yere aşağıdaki sözcüklerden hangisi getirilebilir? A. ilgiye sevgiye

Detaylı

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır. 1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır. Cümlesinde altı çizili kelimenin zıt anlamlısı hangi cümlede vardır? 1. A. Bugün çok çalıştım. 2. B. Akşamları az yemek yemeliyiz. 3.

Detaylı

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı. OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:

Detaylı

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan Karganın Rengi Siyah! Siyah mı? Evet Emre, siyah. Kara değil mi? Ha kara, ha siyah Cenk, bence kara ile siyah arasında fark var. Arkadaşım Cenk le hâlâ aynı şeyi, kargaların rengini tartışıyoruz. Galiba

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

Numan İstanbul. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Numan İstanbul. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 26.11.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ Merhaba arkadaşlar, adım Öykü ilköğretim 2. sınıf öğrecisiyim. Gün içinde düşüncelerimi, duygularımı, hissettiklerimi yazdığım bir günlük defterim var. Günlük defterime bugün not aldığım,

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18

Detaylı

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Sevgi Masalı Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim

Detaylı