Yeni Bir Kavga Yýlýna Huzur Ýçinde

Transkript

1 Yeni Bir Kavga Yýlýna Huzur Ýçinde Yeni bir yaþam için, taze tohumlar ekilirken ortak dünyamýzýn umut tarlalarýna, özgür parti topraklarýndan bir ses yükseliyordu: Hewalê hêja, Þervanên azadî û sosyalîzmê, xebatkarê jîyanekî bi rûmet, rê hevalên meyê jin û mêr, xort û cîwan, hûn bi xêr hatin. Hûn bi xweþî hatin! Hewalê hêja, Ýro em gelek bextevarin. Em ji dil dilgeþin. Em gelek þa ne! Ji ber kû, em bi hev ra ne. Ji ber kû, doza me, xelaskirina Kurdistan û Tîrkiyê'ye. Doza me rizgarkirinê mirovahîyê bindestane. Tiþteki çi xweþe rêhevaltiyê we. Dozekî çiqas mezine, doza azadî û sosyalîzmê. Rê ye kî, çiqas bi rûmete rê ya me, ne wisa? Devamý Sayfa 39 da Karkerê Hemû Welatan û Gelê Bîndest Yêkbin!.. DENGÊ KURDÎSTAN Kewçêr-Sermawez- Berfanbar/Ekim-Kasým-Aralýk 2005 Hejmar/ Sayý:14 Biha/Fiyatý: 1 YTL MLKP Kürdistan Örgütü Yayýn Organý SERNÝVÎS DENGÊ WELAT MLKP I. Kürdistan Konferansý: Þemdinli ve Yüksekova'da bir magma Partimiz Ýçin Tarihi Bir Dönemeç gibi devrim ateþleri aktý, Cudi'den Kontrgerilla devletinin JÝTEM'cilerden Berçelan'a doðru. Oradan Türkiye'ye oluþan bir ekibinin Þemdinli'de kirli uzandý. En önce Ankara'nýn eylemlerinden birini yaparken suçüstü bürokratik köhne sistemi tutuþtu. yakalandýðý, buna karþý görkemli Sonra sömürgeci ordunun serhildanlarýn gerçekleþtiði günlerde, karargahlarý. Apar topar açýklamalar, Türkiye ve Kuzey Kürdistanlý "onlar iyi çocuktur" savunmalarý, komünistler açýsýndan tarihi öneme sahip halkýn paçavraya çevirdiði kefaletler. bir adýmýn müjdesi paylaþýlýyordu tüm Ardýndan göstermelik tutuklamalar, halklarýmýzla. MLKP I. Kürdistan "sonuna kadar gideceðiz" yalanlarý. Konferansý baþarýyla toplanmýþ, özgür Þemdinli gerçeðin aynasý oldu kýsa Kürdistan için, sosyalist yurtseverlerin sürede. Susurluk'ta kamyona çarpan girdikleri doðru rotada yeni bir kavþaða kontrgerilla, Þemdinli'de halk daha ulaþýlmýþtý. Kürdistan'da ulusal ve barikatýna tosladý. Suçüstü yakalanan toplumsal kurtuluþ mücadelesinin öncüsü sömürgeci devlet, telaþ içinde, devrim ve önderi olmakla görevli MLKP yangýnýnýn büyümesini engellemeye Kürdistan Örgütü açýsýndan tarihi bir çalýþtý. Gören gözler tanýdý alevleri. adým atýlmýþtý. Parti tarihi bakýmýndan bir Harlandý o büyük güne duyulan özlem ilk olan Kürdistan Konferansý, ateþleri. Sözler verildi devrime dair. çalýþmalarýmýzýn en önemli Çünkü devrimden baþka yolu yok Sayfa 2 de halkýn. Baþyazý:1.Kürdistan Konferansý...2 Þemdinli Aynasý Evlerimiz...l3 Sevgi, Aile ve Ýliþkiler...17 Çýtayý Yükseltmek Dengê Jin- Dengê Jîn...25 Mektuplar...29 Neden ve Nasýl Okuyoruz?...31 Mutluluða Dair...33 Huzur Ýçinde...40

2 SERNÝVÎS MLKP I. Kürdistan Konferansý: Partimiz Ýçin Tarihi Bir Dönemeç Kürdistani ürünlerinden biri ve yine çalýþmalara yeni bir güç ve dinamizm katacak, yeni ufuklar açacak bir büyük okuldu. Kuþkusuz ki, bu hamlenin Kürdistan halký açýsýndan da "tarihi" bir deðer haline gelip gelmeyeceði konferans kararlarýnýn uygulanmasýnda, iradesinin yaþam sýnavýndan geçmesinde ve önümüzdeki süreçteki geliþmelere yapýlacak müdahalelere baðlý olarak, bütün bu eylemin halkýmýzla buluþmasýnda somutlaþacaktýr. MLKP I. Kürdistan Konferansý'nýn bütün ruhu, bunun gerçekleþmesi isteði üzerine kuruludur. Konferans, partiye, parti çizgisine duyulan güvenin yaný sýra, halka güveni ve devrimin zaferine olan inancý vurgulamýþtýr. Konferansýn her aþamasýna damgasýný vuran, kitlelere güven ve halkýmýzýn baðrýndaki mücadele dinamiklerinin canlýlýðý gerçeði bir kez daha ortaya çýkmýþ, yurtsever Þemdinli, Yüksekova ve Hakkâri halkýnýn görkemli serhildaný bu tartýþmalarýn adeta tescil edilmesi anlamýna gelmiþtir. MLKP I. Kürdistan Konferansý, ulusal özgürlük mücadelesine öncü tarzda katýlmak, ona önderlik için, canbedeli, feda ruhlu etkin mücadele yürütmek iddiasýnýn, temenniden çok, eylem haline gelmesi için atýlmýþ somut bir adým, net bir irade beyanýdýr. Konferans Duyuru ve Çaðrýsý'ndan da anlaþýlacaðý gibi, somut sorunlara somut yanýtlar verme, bunu kendini merkeze koyarak gerçekleþtirme iradesi Konferans'ýn baþlýca yönlendirici bilinci olmuþtur. Ayaklarý yere basan, gerçek sorunlarla yüzleþmeyi amaçlayan bir eylem olarak gündeme gelen Konferans, Partimiz ve Kürdistan Örgütü'müz açýsýndan, yeni bir sürecin baþladýðýnýn da ifadesidir. Þimdi sözden çok eylemin konuþacaðý bir zaman dilimindeyiz. MLKP Kürdistan Örgütü, belli bir süredir, kendini bu bilince göre düzenlemiþ, kuvvetlerini ve eylemini bu perspektifle siperlere doðru yönlendirmiþ olduðundan, Konferans bu bakýmdan bir sýçrama iradesi ve yönelimini anlatmaktadýr. 3. Kongreden I. Konferansa I. Kürdistan Konferansý, MLKP 3. Kongresi'nin direktiflerinden biridir. Konferans, Kürdistan Örgütü'nün Kongreden günümüze kadar olan çalýþmalarýný deðerlendirmiþ, geliþmelerin yönüne dair önemli kararlar almýþtýr. 3. Kongre Kuzey Kürdistan devriminin yenilgisi ve ulusal devrimci öncüsünün irade kýrýlmasý yolundan, ideolojik teslimiyet ve politik reformcu bir stratejide karar kýlmasý gerçekliðinden hareketle, partimizin Kürdistan'daki görev ve konumlanmasýnýn da farklýlaþtýðýný tespit etmiþ, buna baðlý olarak Kürdistan seksiyonunu da yeniden örgütlemiþ, ülkemize dönük somut politikalar belirleyerek bunlarý uygulama yönelimine daha aktif girme iradesini beyan Belê, rê ya me rê ye kî bir rûmete. Ji ber kû, ev rê, rêya gelê me yê bindestane. Ew rê, rêya azadîya Kurdistan'ê ye Ew rê rêya MLKP'ye. Hewalno, Rastîya kû nayê guherandin, gotina dawî wê kesên berxwe bidin bêjin. Egîden tekoþîna azadî û sosyalîzmê gotina dawî yê bejin. Rêyekî din jî tune ye. Emê bi xwîn û bi xudanê jîyane kî nû bînên li ser welatê xwe. Emê Kurdistan'a kî azad û sosyalîst wê ava bikin! Ew soza meye, me wî sozê daye þehîdan ra! Emê care kî din bi bêjin bi hew ra: Emê bi serkevin! Bu bizim sözümüzdür. Biz bu sözü þehitlere verdik! Hep birlikte haykýrýyoruz: Biz kazanacaðýz! diye biten bu sözler, MLKP I. Kürdistan Konferansý'nýn açýlýþ konuþmasýndan yükseliyordu. Þehitlere söz vermek, onlarýn denetleyen, sevgi dolu bakýþlarý altýnda olmak, ayný zamanda bir erdem ve onur mücadelesi olan sosyalizmin güç kaynaklarýndan biridir. Yaþayanlar ve yaþayacak olanlar için, tereddütsüzce yaþamýndan vazgeçmek, ancak böyle bir savaþýn militanlarý için anlaþýlabilir. Ve ancak böyle bir yaþamýn savaþçýlarý ölümsüzleþebilir. Aylardan Kasým ve ölümsüzleþenlerimiz kavga andlarýyla bir kez daha anýldýlar. Onlardan öðrenmek, onlarýn kavgalarýný büyütmek, onlarýn ideallerini yaþatmak olduðuna göre, kendi tarihleri bakýmýndan bir ilki daha gerçekleþtirerek, I. Kürdistan Konferansý'ný toplayan komünistler, þehitlerine layýk bir adým atmýþ oldular. Yeni bir yýla doðru giderken, omuzlarda aðýrlaþan görevler ve artan sorumluluklar, bilinçleri bileyen özgürlük düþleri ve þehitlere verilen devrim sözleriyle, huzur içinde yürüyor komünistler. Yaptýklarý, yapmalarý gerekenlerin gerisindeyken gerginlik olaðandýr. Yeni kavgalara hazýrlanmak, yenilgilerden, zaferlere ulaþmak, sancýlý bir süreçtir ve her komünist bunu iliklerine kadar hisseder. Bu sancý da iyilik, saðlýk belirtisidir. Duyumsamak gerekir. Huzur ise, gönül rahatlýðýdýr. Doðru yolda olmanýn, doðru bir eylemin savaþçýsý olmanýn rahatlýðýdýr sözünü ettiðimiz. Sözlerinin insaný olmak, umutlarýnýn arkasýndan yürümek, devrim ve sosyalizmin zaferinden baþka amacý olmamak ve gerekirse yolunda ölmek kararlýlýðýna sahip olmak bunun için gereklidir ve böyle bir huzur hali iyiye iþarettir. Onurlu yaþam mücadelesinin mutlu neferi olmak anlamýnda huzur iyi bir duygu halidir. Huzur içinde yatýn yoldaþlar. Huzur içinde kavganýzý büyütüyor yoldaþlarýnýz. Gergin, sancýlý, zorlu ama huzurlu. Ne mutlu ki, ayný saftayýz ve ne mutlu ki, özgür ve onurlu bir yaþam için yeni bir kavga yýlýna girerken, denetleyen gözlerinizin içine, huzur ve rahatlýkla bakabiliyoruz! 2 39

3 Düþündüðü gibi ucuza kapatamayacaðýný görür. Kýzýlderili köylü Amerikalýnýn istediði yüklü miktardaki sepeti yapmasý için birçok þeyden -tarlasýný ekip, biçmekten, sebze yetiþtirmekten, evinin iþleri ile uðraþmaktan- vazgeçmesi gerektiðini anlatmaktadýr. Bu ise onun sonunu getirecektir. Amerikalý bu sipariþleri yaptýðý zaman yüklü miktarda parasý olacaðýný, hayatýnýn deðiþeceðini, bu küçük tarlaya ihtiyaç duymayacaðýný söylese de ikna edemez. "Sizin bilmediðiniz bir þey daha var senyör" der." Bu canastitas'larý kendi istediðim gibi, kendi türkümü katarak ve içimde ruhumun küçük parçalarýný da örerek yapmalýyým. Eðer sizin istediðiniz kadar yaparsam, ruhumu ve türkülerimi katamam her birine. Hepsi birbirine benzer ve yavaþ yavaþ yýkýlýr yüreðim. Sepetlerimin her biri ayrý bir türkü olmalýdýr, sabah uyandýðýmda kelebekler gelip üzerlerine konduðunda dinlediðim türküler Kelebekler sepetlerimi ve onlarýn güzel renklerini severler, bunun için gelip konarlar üzerlerine ve ben onlara bakarken yeni canastitas'lar düþünürüm." Üzgünüm der ve oturur iþinin baþýna. "Ýþte böylece Amerikan çöplükleri, Meksikalý bir Kýzýlderili'nin ruhunun düþleri, yüreðinin hýçkýrýklarý ve sessiz þiirleriyle ördüðü bu küçük sepetlerin rengârenk, boþ yýrtýlmýþ buruþturulmuþ bu küçük canastitas'larýn mezarlýðý olmaktan kurtuldu" diye bitirir öyküyü yazar. Diðer baþkaca öyküler içinde dinin-tanrý kavramýnýn sömürgecilerin elinde nasýl bir sömürü aracý haline getirildiði iþlenir. "Peten Kýzýlderilileri, Kortez'in adamlarýný beslediler-hiçbir hediye ya da karþýlýk beklemeden- hastalarý ve yaralýlarý tedavi ettiler ve yol için, Kortez'e, haftalarca yetecek yiyecek verdiler. Konuklarýna daha da hoþ görünmek için Kýzýlderililer vaftiz edilmeyi kabul ettiler ve böylece hepsi iyi Hýristiyanlar oldu." "Ýyi ve gerçek Katolikler olarak Roma'daki üstlerine boyun eðmek zorunda olduklarýný bildirdiler" Gene bir baþka öykü de Kýzýlderili halkýnýn o mistik anlayýþlarý içinde bir tanrý olgusu olmasýna raðmen, Hýristiyanlýðý kabul ettirmek isteyen pederi þu sözlerle reddediyor. Niçin insanlar, bir sevgi ve iyilik tanrýsýnýn onlara karþýlýksýz olarak sýrf sevdiði için verebileceði þeyleri böyle dolambaçlý bir yoldan hak edecekler? Eðer o söylediðin tanrý olsaydý, insanlardan kendisine inanmalarýný, dua etmelerini ve tapmalarýný istemezlerdi bile. Annem sahip olduðu her þeyi yalnýzca beni sevdiði için, kendisine inanmamý ya da dua etmemi istemeden bana verdi Yani annemin sevgisi senin tanrýnýnkinden çok daha sonsuz, kendisi çok daha büyük. Ve o sadece bir insandýr."... Sürükleyici, akýcý bir dille yazýlan öyküler 1800'lerin Amerika'sýndan esinlenilmiþtir. Buna raðmen birçok ayrýntýda bizler bakýmýndan yabancýsý olmadýðýmýz duygu ortaklýðý, yaþanmýþlýklar bulunabilir. Son söz olarak kitabýn bütününde, ezilmiþ Meksikalýlar, zengin toprak avcýsý Amerika'lý lar, sömürgeciler ve sömürülenlerin iliþkilerinin yanýnda; karþýlýksýz, çýkarsýz dostluklara dair izler bulunabilir. Ýyi okumalar! 38 etmiþti. Eylül 1994'teki MLKP Birlik Kongresi, Kürdistan Devriminin "stratejik denge" aþamasýnda bulunduðunu saptamýþ ve stratejisinde, Kürdistan'dan baþlamýþ bulunan antiemperyalist demokratik devrimimizin zaferi için Türkiye'de ikinci devrimci cephenin kurulmasýný temel almýþtý. Merkezinde bu anlayýþýn durduðu çizginin gerçekleþmesi için parti, Kürdistan'daki faaliyetini, gerici iç savaþlarý önlemek ve sömürgeciliðin gerici iç savaþlar temelindeki manevra imkânlarýný halklarýn kardeþliði ve birleþik mücadelesi yoluyla ortadan kaldýrmak amacýna göre düzenlemiþti. Bu nedenle çalýþmalarýný esasen Türk-Kürt, Sünni-Alevi gibi toplumsal karþýtlýklara sahip "þeritte" yoðunlaþtýrmýþtý. Kürdistan devriminin yenilgisi ve ulusal devrimci öncüsünün küçük burjuva ulusal reformist bir program ve strateji benimsemesi koþullarýnda, 2002 Nisan'ýnda toplanan 3. Kongre ise öncellerinden baþlayarak, Kürt ulusunun kendi devletini kurma hakkýný teorik-programatik olarak kayýtsýz koþulsuz savunmuþ; fakat sorunun somut kavranýþýnda ve pratiðinde ulusal çeliþkinin devrimci çözümünü gündemleþtiren bir yönelime giriþememiþ; bu konudaki düþünsel açýklýðý ve pratik yönelimi ancak Birlik Kongresi'yle elde etmiþ olan Partimizin, artýk Kürdistan'da salt toplumsal kurtuluþun deðil, ayný zamanda, ulusal özgürlüðün de öncülük ve önderliðini omuzlamak göreviyle yüz yüze olduðunu ortaya koymuþtu. Bu her þeyden önce, politik faaliyetin tüm Kuzey Kürdistan'a yayýlmasý, Türkiye ve Kuzey Kürdistan birleþik devrimi için, Batý'da ikinci devrimci cephenin örgütlenmesi hattýndan, her iki ülkede de devrimi örgütleme hattýna geçiþ perspektifiydi. Bu perspektife uygun olarak, Parti, yönünü Kürdistan içlerine döndü. Bu, ayný zamanda, daha fazla Kürdistanileþme, daha fazla sorunun gerçek sahibi haline gelmek demekti. Eylemli Varlýk, Tutarlý Siyaset Zemini Geride kalan dönemde, Kürdistan faaliyetimizin ana halkasý, politik çalýþmanýn içeriðinin 3. Kongre perspektifleriyle uyumlu hale getirilmesi, politik canlanmanýn saðlanmasý ve politik çalýþma alanlarýnýn geniþletilmesiydi. Partimizi Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin bir dinamiði, iddialý bir gücü, giderek de öncüsü ve önderi haline getirmenin temel koþulu buydu. Örgütsel perspektifler, tercihler, araç ve biçimler bunu mutlaka gözetmeliydi. Türkiye'de yürütülen çalýþmalarý bire bir yineleyerek ya da taklit ederek Kürdistanileþme iddialarýmýzý gerçekleþtiremezdik. Ulusal sorun, bunun ilkesel ve güncel gerekleri politik mücadelemizde, her günkü ajitasyonumuzda ve yayýnlarýmýzda ete kemiðe bürünmek zorundaydý. Diðer þeyler bir yana, ulusal uyanýþa ve Kürdistan devrimine önderlik etmiþ, hala (hem de dört parçada) milyonlarca Kürdü politik yaþama çeken ve seferber edebilen, þimdinin küçük burjuva ulusal reformist PKK'siyle ideolojik mücadelenin geniþ yýðýnlar nezdinde bir anlam ve deðer kazanmasý da pratik-politik eleþtiriyle sýký sýkýya baðlýydý. Eylemi olmayanýn 3

4 sözünün de kýymeti yoktur çünkü. Bu bilinçle davranan MLKP Kürdistan Örgütü, gücü ve enerjisi oranýnda, eylemli bir duruþ sergilemeye, yüksek bir kararlýlýk ve çabayla ulusal özgürlük ve sosyalizm bayraðýný yükseltmeye çalýþtý. Kuþkusuz kolay ve sorunsuz olmadý bu süreç. Devrimci kendiliðindencilikten miras siyaset tarzýnýn alýþkanlýklarý, sömürgeciliðin engelleme saldýrýlarý, dýþýmýzdaki çevrelerin ideolojik, siyasal ve pratik kuþatmalarý ve örgütsel bakýmdan yaþanan sancýlý ve sýkýntýlý bazý süreçlere raðmen, 3. Kongre'nin özetlediðimiz iradesi Kürdistan'daki parti çalýþmasýnda egemen kýlýndý, bu bilinç ve inançla, Kürdistan Konferansý'na gelindi. Güçlü Bir Gelecek Ýnþa Etmek Geride kalan sürecin verilerine bakýldýðýnda Kürdistan faaliyetimizde 3. Kongre hattýnýn döþendiði rahatlýkla söylenebilir. Ne var ki, Partimiz Kürdistanileþme yöneliminde belirli bir düzeye ulaþmakla birlikte, kat edeceði yolun uzun ve zorlu olduðunun da bilincindedir. Çalýþmalara, alan açma giriþimlerine ve merkezden çevreye doðru yayýlma yönelimlerine baðlý olarak, Parti ismi, bilinen þerit (Malatya, Antep, Dersim, Sivas vb.) dýþýnda, Hakkari'den Batman'a, Van'dan Amed'e kadar, giderek daha fazla duyulmaya, sosyalist yurtseverler daha çok tanýnmaya baþladý. Ergani, Silvan, Bismil, Gevaþ, Baþkale, Suruç, Halfeti, Siverek, Lice, Dicle, Yüksekova, Þemdinli vb. ilçelerde yaþayan halkýmýz da artýk partimizi ve onun kendisine temas eden araçlarýný tanýmaya baþladýlar. Henüz sýnýrlý ve "tanýma" düzeyinde olan bu iliþkinin "inanma" ve "katýlma" düzeyine gelip gelmeyeceði, çalýþmalarýmýzdaki ýsrara, sürekliliðe ve eyleme baðlý olacaktýr. Mücadelenin gerektirdiði her biçim ve aracý kullanmadan, bu uðurda bedel ödemeden ve bunu gözetmeden kuvvet olunamayacaðý gerçeðini bilen sosyalist yurtseverler bu konuda tam bir kararlýlýk içerisindedir. Ki, bu, ayný zamanda I. Kürdistan Konferansý'nýn iradesi ve bütün tartýþma sürecine damgasýný vuran bilinçtir. Duyuru ve Çaðrý'da da belirtildiði gibi, Konferans "Kuzey parçasýndan baþlayarak, Kürdistan'daki politik durumu, ulusal ve toplumsal gerçekleri; baþta PKK olmak üzere farklý nitelikteki ulusal partilerin, gruplarýn duruþlarýný ve günümüzdeki misyonlarýný; Kürdistan Örgütümüzün 3. Kongre'den günümüze, Kuzey Kürdistan'da yürüttüðü faaliyetleri ve gelecekteki görevlerini tartýþtý." Bu tartýþmalarýn ýþýðýnda, Kuzey Kürdistan'da yoðunlaþan, ancak diðer parçalara da ilgisiz kalmayan bir yönelim içerisinde olunacaðýný ilan etti. Doðu, Güney ve Güney Batý parçalarýndaki halkýmýzýn ve elbette ki deðiþik ülkelerdeki politik sürgünlerin ve göçmenlerin, sorun ve ihtiyaçlarýna çok daha yüksek bir duyarlýlýk içerisinde olunmasý gerektiðine dikkat çekti. Bunun söz düzeyinde kalmamasý, çeþitli biçimlerde eylemlere dönüþmesi kuþkusuz ki yönelime uygun politik tarzýn geliþtirilmesi, bunu engelleyen ne varsa ondan kopuþulmasýyla saðlanacaktýr.. OKUDUKLARIMIZI PAYLAÞALIMP Sömürgecilik her yerde! Kitabýn arka kapaðýnda yazar B.Traven þu sözlerle tanýmlanýyor. Gençliðini bir Alman anarþisti, orta yaþlarýný vatansýz bir maceracý, Kitabýn Adý: Gece Ziyaretçisi Türü: Öykü Yazarý: B. Traven Oda yayýnlarý 205 Sayfa Son yýllarýný da Orta Amerikanýn yoksul insanlarýnýn büyük dostu olarak geçirdi. Kitap on kýsa öyküden oluþuyor. Adýný da öykülerin ilkinden alýyor. Yazarýn akýcý, sürükleyici olduðu kadar yalýn bir dili olduðunu, çeviride de orijinaline baðlý kalýnmaya çalýþýldýðýný söylemek gerekir. Bir dizi tanýmlamayý bahsi geçen halklarýn, günlük yaþamlarýnda kullanýldýðý gibi kitapta görmek mümkün. Kitap günümüzdeki adý ile Orta Amerikanýn, Latin Amerikanýn gerçek sahibi olan Kýzýlderili halkýnýn yaþamlarýndan kimi kesitler sunuyor. Ýspanyollarýn, Amerikalýlarýn bu topraklarý iþgali ile birlikte sömürgeleþtirilme sürecini öykü özgünlüðünde anlatýyor. Mitolojiden kimi anlatýmlarla, öyküye zenginlik kattýðý gibi bugün ve dün arasýnda geçiþleri iyi vererek anlatýmý zenginleþtiren bir yöntemle iþlemiþ. Sömürgeci devletlerin, "uygarlýk, medeniyet taþýyoruz" yalanlarý ile istila ettikleri bu topraklara geliþ amaçlarýnýn hiç de böyle masum olmadýðýný öyle yalýn ifade ediyor ki. Bilmez olur muyum hiç! O büyük petrolcüler, maden ya da meyve þirketleri, þiþ göbekli bankacýlar Hepsi nasýlda yýrtýnýyorlar bütün Latin Amerika'yý ellerine geçirmek için Bir baþka öyküde ise sömürgecilerin kendi çýkarlarý için halklarýn emeklerini sömürmekle kalmayýp, onun duygularýný, hislerini, yansýttýðý, kültürlerini nasýl yok saydýðýný ise þöyle anlatýyor: Bay E.L.Winthrop tatilini geçirmek üzere Meksika Cumhuriyetine gelir. Rotary ve Lions gibi kulüp adý altýndaki sermaye kuruluþlarýnýn henüz tanýmadýðý bu topraklarý "onurlu" görevinin bilincindeki bir kulüp üyesi ve Amerikan yurttaþý olarak bu açýðý kapatmayý kendine görev edinir. Tatil için geldiði bu "sefil" topraklarý "karlý üretken yerler haline" dönüþtürmeyi tasarlamaktadýr. "Kaldýrým, musluk suyu ve (mumun dýþýnda) yapay aydýnlanmayý tanýmayan, medeniyetin olanaklarýndan bihaber" bir köydür burasý. "Medeniyetin olanaklarýndan" yoksun bu köyü dolaþýrken, palmiye aðaçlarýndan yapýlan jacolita denen evinin önünde oturan köylüyü görür. Kýzýlderili köyün dört bir tarafýndan topladýðý bitki lifleri ile çeþit çeþit ve asla birbirinin eþi olmayan sepetleri yapmaktadýr. "Basit köylünün" yaptýðý sepetler "sanat þaheseri" düzeyindedir. Bunlarý kaçýrmak istemeyen "kurnaz" ve ayný zamanda "akýllý" Amerikalý oldukça karlý biçimde satýn alýr bunlarý. Medeniyetler ve uygarlýklar ülkesi Amerika'da pazarlamaya giriþir. Oldukça kar edeceði bir alýcý bulmuþtur. Ve bu karlý alýþveriþ için geriye Meksika'ya döner, Kýzýlderili köylüyü bulur.

5 kanýmca her an yaþamalý bu heyecaný. Yoðunluðundan bir þey yitirmeden.yaðmur baþlýyor. Sokaktaki insanlarda telaþla daðýlýyorlar evlerine doðru. Fakat fazla uzun sürmüyor. Yaðmurun kesilmesiyle beraber müthiþ bir toprak kokusu yayýlýyor etrafa. Bu kokuyu derin nefeslerle içimize çekiyoruz. Ciðerlerimiz temiz hava ile bayram ediyor adeta. Adýmlarýmýzý hýzlandýrýyoruz. Gideceðimiz yere zamanýnda yetiþmeliyiz, aksi takdirde bu durum bize dezavantaj yaratabilir. Bir süre yürüdükten sonra nihayet iþimizi yapacaðýmýz yere ulaþýyoruz. Çevreyi kontrol ettikten sonra bir bir varoþlarýn duvarlarýna iþliyoruz kýzýl çaðrýlarýmýzý. Arada bir yanýmdaki yoldaþlardan birine takýlmadan edemiyorum. Daha önceki pratiðimizdeki inat ettiði þeye atýfta bulunarak " senin trafoya gidelim mi?" diyorum. Daha evvelki bir pratiðimizde trafo bulunduðumuz noktaya uzak olmasýna raðmen bizimkinin inadý tutmuþ "muhakkak o trafoya yapacaðým" diye tutturmuþ, baþka bir þey dememiþti. En sonunda trafoyu da donatmýþtýk ama bize epey zaman kaybettirmiþti. Daha önce küçük bir macera yaþadýðýmýz noktaya yaklaþýnca yoldaþý uyarýyorum. "bizimkiler yine orada olabilir, kontrol edelim" diyorum. Çünkü daha önce kontrol etmemiþtik. Ýçinden iki kiþi çýkýnca silahlarýmýzý çekip, kimlik bilgilerini alýp uyardýktan sonra hýzla alandan ayrýlmak zorunda kalmýþtýk. Yapacaðýmýz yere emin adýmlarla ve usulca yaklaþýyoruz. Neyse ki þimdi boþ. Kimsecikler görünmüyor. Etraf sessiz. Çarçabuk iþimizi bitiriyoruz. Noktayý donattýktan sonra hýzla semtin sokaklarýna dalýyoruz. Bir fabrikanýn çevresinde uygun bir yer kollarken, karþý evlerden birinde saatin geç olmasýna raðmen bir ateþ yükseldiðini fark ediyorum. Yoldaþý tekrar uyarýyorum "karþýda mangal yapýyorlar galiba, bizi görebilirler" diyorum. Eve doðru yaklaþýyoruz. Evden çok aðýr bir koku yayýlýyor. Ateþin yandýðý yere doðru yaklaþtýkça yanýk plastiðin kokusu da artýyor. Karþýmdaki manzarayý görünce düþtüðüm gafleti anlýyorum. Kendime çok kýzýyorum. Çünkü evden yükselenin mangal ateþi olmadýðýný görüyorum. Yoksul varoþun emekçi sakinleri kablo biçimindeki bakýrlarý yakýp kim bilir belki de sabah yemeði için para çýkarma telaþýnda. Ateþin baþýndaki minnacýk çocuklar umutla bekliyorlar. Bakýrdan çýkan alevler çocuklarýn gözlerini aydýnlatýrken, evin emekçisinin hummalý çalýþmasý sürüyordu. Bense ekmek parasýný dahi kýlý kýrk yarýp çýkaran bu yoksul insanlarýn mangal yaptýklarýný sandýðým için utanýyorum. Faþist diktatörlüðe bin kez lanet okuyorum. Öfkeden gözlerim doluyor. Bu ruh haliyle devam ediyoruz semtte, bakýr yakan emekçinin çýðlýklarýný resmetmeye. Gözleri bakýrýn ateþiyle aydýnlanan çocuðun umudunu iþlemeye. Þimdi daha da coþkuyla nakþediyorum þiarlarý. Boþ yer kalmamacasýna, kýzýla boyuyoruz semti. Ýþimizi bitirdikten sonra karanlýðýn içinde yol alýrken beynimde düþünceler dolaþýyor. Bu çýðlýklarla çökeceðiz faþizmin gýrtlaðýna. Bu çocuðun umuduyla saracaðýz tüm alanlarý. Bu ateþle aydýnlatacaðýz dünyayý. Ve mutlaka bir gün bütün çocuklar mangal ateþinin baþýnda sabýrsýzca bekleyecekler ateþte piþmekte olan yemeði.. A. HAYDAR ALBAYRAK Özgür Kürdistan Ýçin MLKP I. Kürdistan Konferansý'nýn gündemindeki konularýn baþýnda, ülkemizdeki ulusal ve toplumsal kurtuluþ mücadelelerinin nasýl ve hangi biçimlerde ele alýnacaðý, bunlarýn nasýl birleþtirileceði sorunlarý geliyordu. Kürt iþçi ve emekçilerinin ulusal ve toplumsal kurtuluþ mücadelesindeki rolü ve görevleri Konferansýn tartýþma baþlýklarý arasýnda yer aldý. Konferans, "Kürdistan iþçi sýnýfýnýn, köylülüðünün, emekçilerinin ulusal özgürlük ve sosyal kurtuluþ hakkýnýn vazgeçilmez"liðini vurgularken, "Ulusal özgürlük hakký ve ulusal demokratik taleplere en yüksek ilgiyi göstermeyen, bu sorunlarda en önde mücadele etmeyen bir iþçi sýnýfýnýn, Kürdistan'da halkýmýzýn kurtuluþunun öncüsü haline gelemeyeceðini ve sosyalizme yürüyemeyeceðini" bir kez daha teyit etti. Sosyalist yurtseverlere, iþçi ve emekçi topluluklara bu bilinci taþýma görevini verdi. Keza Konferans, "Kürdistan iþçi sýnýfýnýn, Türkiye iþçi sýnýfýyla tek bir partide birliðinin ve ayný biçimde baþta bölgemiz olmak üzere, tüm dünyada iþçilerin ve halklarýn enternasyonalist birliði görevinin tarihsel ve siyasal öneminin" de altýný özenle çizdi. "Türkiyelileþme" söyleminin, daha çok egemenlerle "uzlaþma"yý, "ulusalcýlýk" söyleminin de, giderek daha çok Barzani- Talabani mandacýlýðýný anlattýðý bir dönemde, MLKP I. Kürdistan Konferansý, "Ulusal ve toplumsal esaretin kaynaðý olan, Türk burjuvazisinin mevcut faþist ve sömürgeci rejiminin yýkýlýp, halklar için eþitlik, gönüllü birlik ve ayrýlýk hakký nitelikleriyle belirlenen bir Ýþçi-Emekçi Sovyet Cumhuriyetler Birliði kurulmasý için, Kürdistan iþçi sýnýfý ve köylülüðünün, Türkiye proletaryasý ve emekçilerinin, Süryani, Laz, Gürcü, Çerkes, Abhaz, Arap, Ermeni, Rum, Çingene ulusal topluluklarýndan ezilen halkýmýzýn, kaderlerini sýmsýký birleþtirmesi zorunluluðunu yeniden vurgula"dý. Enternasyonal devrimci mücadele bayraðýný yükseltmenin zorunluluðuna dikkat çekti. Özgür Kürdistan'ýn böylesi bir mücadeleyle elde edilebileceðine olan inancýný yineledi. Bu, emperyalist küreselleþme koþullarýnda, enternasyonal mücadelenin önemine yapýlan bir vurgu ve ayný zamanda dünya halklarýna duyulan güvenin bir göstergesi olarak kaydedilmelidir. Ulusal ve Demokratik Talepler Ýçin Mücadele Konferans, ulusal özgürlük ve sosyalizm için devrimci çizginin gerçekleþeceði zemini, Kürdistan'a ait mücadele ve koþullara baðlý olarak ele almak gerektiðini vurgularken, bunun güncel plandaki eylemsel karþýlýðýna dikkat çekti. "Bugün, sömürgeciliðin militarist güçlerine, yönetici bürokrasisine, iktisadi ve politik kurumlarýna karþý, onlarý Kuzey Kürdistan'da barýnamaz hale getirmeye ve söküp atmaya yönelik, askeri savaþým ve kitle þiddeti baþta olmak üzere, her türlü mücadelenin, ulusal varlýðý inkâr edilen ve sömürgeci boyunduruk altýnda tutulan halkýmýzýn ulusal ve toplumsal hakký ve görevi olduðunu; Halkýmýzýn ulusal varlýðý, anadilini kullanma özgürlüðü, ulusal kimliðiyle politik 36

6 örgütlenme hakký, olaðanüstü hal makinesinin daðýtýlmasý, koruculuðun laðvedilmesi, sürgünlerin köye geri dönüþü ile tüm zararlarýnýn tazmini, Kürdistan'a askeri saldýrýlarýn durdurulmasý, toplu mezar yerlerinin açýklanmasý, gözaltýnda kayýplardan, faili meçhul cinayetlerden, kelle ve kulak avcýlýðýndan sorumlu faþist katillerin ve þeflerinin tutuklanýp yargýlanmasý, baþta PKK önderi Abdullah Öcalan olmak üzere, Kürt savaþ esirlerinin koþulsuz serbest býrakýlmasý gibi ulusal demokratik talepleri savunduðunu ve desteklediðini" ilan eden Konferans, bu talepler için mücadelenin sosyalist yurtsever politikanýn da bir gereði olduðunu vurguladý. Mücadeleye Destek, Uzlaþmaya Hayýr! Giderek daha fazla Kürdistani bir kuvvet haline gelmek için, Kürdistan gençliði, kadýnlarý ve emekçileri arasýnda güç olmak, onlarýn mücadele ve umutlarýný kendinde sembolleþtirmek gerektiðinin bilincine dikkat çeken Konferans, ülkemizdeki ulusal güçlere iliþkin de önemli tespitlerde bulundu. Sömürgecilik, emperyalizm, sosyalþovenizm ve iç gericiliðin saldýrý odaðýnda bulunan PKK'nin "Türk burjuvazisinin ulusal inkâr politikasýna ve ýrkçý faþist cenderesine karþý, ulusal demokratik haklar temelinde yürüttüðü mücadeleyi meþru ve haklý gördüðünü, tüm gücüyle ulusal demokratik taleplerin yanýnda olduðunu" vurgulayan Konferans, "Kürdistan'da sömürgeci boyunduruðun kýrýlmasý ve halkýmýzýn kaderini özgürce tayini hedeflerinden vazgeçilmesinde, emperyalizm ve Türk burjuvazisiyle uzlaþma eðilimlerinde ifadesini bulan küçük burjuva reformist strateji, çizgi, görüþ ve pratikleri mahkûm ettiðini" de ilan etti. Ulusal demokratik hareket saflarýnda AB'li emperyalistlerin sömürgeciliðe açýk desteðini ve onun halklarýn düþmaný emperyalist karakterini gözlerden saklayan, "Kürt sorununa AB Çözümü" hayali yayan görüþlere dikkat çeken Konferans, bu konuda gerçeðin halkýmýza inat ve ýsrarla anlatýlmasý ve ideolojik mücadele görevlerini vurguladý. Keza Konferans, sömürgeci ve emperyalist saldýrýnýn merkezindeki HPG'nin ulusal demokratik mücadeledeki yerini de tartýþtý; "Ulusal varlýðý inkâr edilen, ülkesi faþist sömürgecilik altýnda tutulan halkýmýzýn silahlý direniþ ve savaþým hakkýnýn meþru, ahlaki ve kaçýnýlmaz olduðunu; bu anlamda, bugün, HPG'nin daðýtýlmasý yönündeki her türlü çabanýn inkâra ve faþist sömürgeciliðe hizmet eden gerici bir karakter taþýdýðýný; HPG'nin Haziran 2004'te tek taraflý ateþkese son verip ulusal demokratik taleplerle aktif savunmaya geçiþinin haklý, yerinde ve ileriye doðru bir adým olduðunun" altýný çizdi. Konferans, kýsmen ülkemizde ama daha çok da Avrupa'da etkinlik göstermeye çalýþan inkârcý, teslimiyetçi reformist güçlerin durumlarýný da tartýþtý: "Keskin burjuva ulusalcý söylemlerine karþýn, gerçekte sömürgeciliðe ve inkâra karþý hiçbir ciddi pratiði aklýndan geçirmeyen, tüm yeteneklerini, halkýmýzý, ABD ve AB emperyalistlerinin boyunduruðu altýna girmeye yöneltmek için kullanan, Hak- Par, PSK, PWD vb. partilerin, bilcümle internet gevezelerinin ve emperyalizmin Devrimin yaðmurunda yýkanmak, eylemin ateþinde arýnmak! Arýnma, özgürleþme, devrimcileþme bir süreç meselesidir kuþkusuz. Sadece sömürgeci, feodal, burjuva iliþkilere sýrtýmýzý döndüðümüz an bu izlerden kopmuþ sayýlmayýz. Ýçinden çýktýðýmýz toplumun bir dizi izleri bizimle beraber var olmaya devam eder. Bu noktada bunlarý görmek ve üzerine gitmek, savaþmaktýr aslolan. Devrimciliðin sürekli yenilenmeyi gerektirdiði hatýrýmýzda, bilincimizde olmalýdýr her daim. Kendisiyle kavgasý olmayanýn dünya ile de kavgasý olmaz denir. Ýç savaþýmýmýzda bize güç veren, parti ve gelecek umutlarýmýz ile kurulan baðdýr. Parti ile aramýzda duvarlar oluþturmaz; gururun, kibirin gölgesinde korunmaya çalýþmazsak partinin deðiþtirici, dönüþtürücü gücü bu savaþýmýmýzý baþarýya götürecektir. Belirleyici olan þeylerden biri devrimciliði bir tutkuya dönüþtürmek ve istemektir. Gelecekten yana düþleri hep mavi ile boyamaktýr. Paylaþabilmektir, acýyý da, sevinçleri de, hüznü de. Merdiveni yýldýzlara dayamak, yýldýz toplamak ve paylaþabilmektir önce omuz baþýmýzdakiler, sonra tüm insanlýkla birlikte. Mutluluk bir çiçeðin dalýnda, bir kelebeðin kanadýndaki renk cümbüþünde, ortak söylenen bir türküde, baþarýlan bir eylemde, bir çocuðun gözlerinde, aksaçlý anamýzýn sevgi dolu sözlerinde, omzumuza dokunulan sevgi dolu ellerin sýcaklýðýndadýr. Yeter ki mutlu olmayý, kolektif düþlerin, kýr çiçeklerinin güzelliðini paylaþmayý bilelim. "BAKIR" ALEVÝ VE UMUTLU GÖZLER! Kýþýn, tüyleri ürperten, diþleri gýcýrdatan soðuðu kýrýlmýþ. Bahardan çalýnma bir gecedeyiz. Gece kýþtan sonraki baharý müjdeliyor. Kara bulutlar telaþla gökyüzünde yoðunlaþýyor. Az önce tüm çekiciliðiyle asýlý duran ay þimdi görünmüyor. Derken þimþekler çakmaya baþlýyor. Kentin sessizliði bir anda þimþek sesleriyle bozuluyor. Gökyüzü ve kentin sokaklarý aydýnlanýyor. Koynumuzda umudun renkleri, belimizde "soðuk demirlerimizle" yol alýyoruz menzilimize doðru. Yürüyüþ boyunca kâh politik konularý tartýþýyoruz, kâh "yanýk" sesimizle türküler, marþlar söyleyerek ilerliyoruz. Her pratikten önce olduðu gibi heyecan yine hissettiriyor kendini. Ve genellikle ilk birkaç yazýlama veya afiþ vs. yapýncaya kadar yoðun olarak sürüyor. Bir yoldaþýn heyecana iliþkin söylediklerini anýmsýyorum. "Eðer heyecanlanmýyorsak sorun var" demiþti. Evet, isterse kiþi yýllardan bu yana bu iþi yapýyor olsun, heyecan duymalý muhakkak yaptýðý iþten. Yaptýðý iþte ne kadar profesyonelleþmiþ olsa da, mutlaka amatör ruhu barýndýrmalýdýr içinde. Ayný zamanda yeni bir þeyler yapmanýn heyecanýný da, coþkusunu da yaþamalýdýr. Akýp giderken gece, yeniyi iþlerken kentin varoþlarýna, muþtularken en taze umutlarý, faþist cellâtlara bilediði kinle çarpmalý yüreði devrim savaþçýsýnýn. Ve 6 35 MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...

7 Yabancýlaþan toplum ve bireyler Kapitalizm alt yapý ve üst yapý kurumlarýný kendi egemenliðinin devamýný saðlayacak þekilde oluþturur. Ýnsanýn insana, insanýn doðaya yabancýlaþmasýna neden olan kapitalizm toplumsal iliþkilerde dayanýþma yerine rekabet, kolektif düþünüþ yerine benmerkezcilik, kolektif yaþam yerine yalnýzlaþmayý da getirir. Toplumsal bilinç buna göre þekillendirilir. Bireyci, tüketici, kendine yabancý, düþünmeyen, sorgulamayan bireyler ve kurduklarý çýkarcý, bireysel, faydacý, samimiyetten uzak, riyakâr iliþkiler yumaðý doðal olarak geliþir. Böyle biçimlenen birey var olan çarkýn sürekliliðini saðlayacaktýr. Bu noktada söylemek gerekir ki sosyalist toplumun da kendine göre insaný þekillendirmesi, toplumsal iliþkiler aðýný yaratmasý gerekmektedir. Açýklýk ve dürüstlük Bu noktada sosyalizm ve düþlerini gerçek kýlmaya çalýþan bizlerin ise gelecek toplumun ilk küçük adýmlarýný parti ortamýnda yaþatarak baþlamamýz bir zorunluluktur. Kapitalist iliþkilerin alternatifi sosyalist iliþkilerin ise saðlam zemin üzerinde kurulu olmasý gerekmektedir. Buradan söylenmesi gerekir ki, açýklýk ve dürüstlük partili bireyin parti ile iliþkisinde olmazsa olmazlarýndan sayýlan kavramlardandýr. Partili bireyi farklý kýlan genel toplumun vasat kiþilerinden ayýran bir olgudur da denebilir. Peki, tam da bu noktada sormak gerekir kendimize: parti ile olan iliþkilerimizde, yoldaþlýk atmosferinde buna uygun iliþkiler kurabiliyor muyuz? Kuramýyorsak aksayan yanlarý nerelerde baþlýyor? Sahicilik duygusunu yok eden bu düzenin ve deðiþtirmek istediðimiz bu toplumsal iliþkilerin, ne kadar dýþýndayýz ya da ne kadarýný birlikte getiriyoruz? Bu sorularýmýz yüzleþme, dahasý arýnma eylemimizde yardýmcý olacaktýr. "Yalan söylemek deðil, yalan söylemiyormuþ gibi yapmaktýr en büyük ikiyüzlülüðümüz" demiþti sevgili Iþýk bir yazýsýnda. Ýþte bu noktada açýklýk önem kazanýyor. Eðer mutlu deðilsek mutluymuþ gibi davranýyorsak, sürekli yaþananlardan memnuniyetsizlik duyuyor ama bir türlü bunu tartýþmýyor, paylaþmýyorsak, yaptýðýmýz görevler bizi çeþitli nedenler ile tatmin etmiyor ama buna raðmen dile getirmiyorsak, parti iliþkilerimizi aleniyet (açýklýk) duygusu ile nasýl açýklayabiliriz ki? Parti ile yaþadýklarýmýz ve paylaþtýklarýmýz ne kadar gerçeði yansýtýyor? Öncelikle ayna tutabilmeliyiz ruhumuza, parti ile iliþkilerimize. Aynaya bakmak cesaret gerektirir. Devrimciliðe karar verdiðimize göre bu cesareti kuþanmalýyýz ve iç eylemi baþlatmalýyýz. Eylemin ateþinde arýnmak sadece politik faaliyet için geçerli deðildir. Kendimizle olan savaþýmý da kapsar. Olmasý gerektiði gibi, ya da olmasý istendiði gibi deðil, önce olaný dýþarý vurmalýyýz ki gerçekten hayatýn ihtiyacý olan bizi yaratabilelim. 34 kollarýnda yaþayan güruhlarýn, halkýmýzýn ulusal özgürlük mücadelesinin ve toplumsal kurtuluþ özleminin önündeki burjuva ulusalcý barikatlar olduðunu, böylesi güçlerin oluþturduðu anti-pkk bloklarýn hiçbir ilerici özelliðinin bulunmadýðýný" ilan etti. Yeni dönemde, AB ve ABD emperyalizmi ve sömürgecilikle iliþkilenip, onlardan medet uman, onlarýn saldýrý politikalarýnýn sonuçlarýna dayanarak, yaratýlmýþ bulunan deðerlerin üzerine oturma hayalindeki bu güçlerin gerçekliðini bir kez daha kamuoyuna yansýttý. Halkýmýzýn özgürlüðü için bir taþ bile atmayan bu güçlerin yaratmaya çalýþtýklarý yanýlsamalara karþý etkin ideolojik ve siyasal mücadeleler yürütmenin ve politik duruþ sergilemenin önemini vurguladý. Özellikle Güney Kürdistan'daki geliþmeleri kendileri için bir sýçrama zemini olarak gören ve tam bir aymazlýkla Kuzey'deki ulusal-demokratik mücadeleyi karalayan, Barzani-Talabani hayranlýðý yapan bu kesimler, halkýmýza da bunu salýk verirken, Konferans, bu konuya dair, sosyalist yurtsever bakýþý bir kez daha ilan etti: "Güney Kürdistan'da, kaderini, federal Irak'ýn içinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi biçiminde tayin eden halkýmýzýn eyleminin ulusal meþruiyet açýsýndan tartýþýlamayacaðýný; ulusal devlet kurma yönündeki eðilimlerin veya pratiklerin ikinci Ýsrail gibi kavramlarla nitelenmesinin sömürgeci ve þovenist bir perspektiften kaynaklandýðýný; Buna karþýn, Güney'deki tercihin sýnýfsal ve toplumsal içeriði itibariyle ise tümüyle yanlýþ olduðunu; ABD emperyalizmiyle iþbirlikçilik ve Irak'ýn iþgalini destek temelinde geliþtirildiðini, bunun tüm parçalardaki ve ülke dýþýndaki halkýmýzýn ulusal onurunu yaraladýðýný, halkýmýzýn bölge halklarýyla kardeþçe birliði ve birleþik mücadele imkânlarýna aðýr zararlar verdiðini; dünya halklarýnýn günümüzdeki en saldýrgan düþmaný ABD emperyalizmini bölgede güçlendirdiðini; bu nedenle de Barzani-Talabani ulusalcýlýðýnýn desteklenemeyeceðini; Güney Kürdistan halkýmýzýn, tarihi geleneklerinde mevcut bulunan ulusal özgürlük ruhu ve eylemini esas almasý gerektiðini; Arap halkýyla, Türkmen ve diðer ulusal topluluklarla eþit ve kardeþçe birliði geliþtirilmesi görevini" vurguladý, yanýlsamalý bakýþlarla arasýna kesin ve net bir sýnýr çizdi. Dîsa Dîsa Serhildan! Konferans, proletarya ve halklarýmýza yaptýðý duyuru ve çaðrýsýndaki kararlarýn yaný sýra, Parti faaliyetinin eleþtirel deðerlendirmesi, geliþme dinamikleri, devrimin zaferi için yürünecek yolun ihtiyaçlarý, kurum(sal)laþma sorunlarý, kesimsel çalýþmalar, kadrolaþma, Kürdistanileþme ve sosyalist yurtseverlik gibi pek çok konuyu da tartýþma gündemine taþýdý. Barýþ politikasýndan, AB meselesine, ABD'nin bölgedeki yönelimlerinden, diðer parçalardaki geliþmelere, halkýmýzýn güncel sorunlarýndan, devrimimizin stratejik ihtiyaçlarýna kadar bir dizi konu Konferans gündeminde yer aldý. Tüm bu meselelere dair deðerlendirme 7

8 ve kararlar Kürdistan'daki parti çalýþmamýzýn geliþimi için güçlü birer dayanak olacaktýr. Konferans, 1999 sonrasýnda yaþanan geliþmelerin ve ülkemizdeki sonuçlarýnýn yol açtýðý tahribatlara, sömürgeciliðin ve emperyalizmin bütün kuþatmasýna raðmen, halkýmýzýn onurlu özgürlük yürüyüþünde ýsrar ettiðinin altýný çizerken, koþullarýn düne göre daha fazla özgürlük ve devrim lehine olduðunu sevinç ve coþkuyla tespit etti. Savaþ ve zafer iradesini biledi. "Dîsa Dîsa Serhildan, MLKP Kurdistan!" þiarýnýn giderek daha kesin bir gerçeklik halini almasý için, parti savaþçýlarýna tam bir seferberlik hali içinde olmak görevini verdi. Konferans, MLKP Kürdistan Örgütü'nün, "ortaya konulan perspektif ve hedefler doðrultusunda bugüne kadar yürüttüðü mücadeleyi daha yüksek azim ve kararlýlýkla sürdüreceðini; bir devrimci durumun hüküm sürdüðü ülkemizde, savaþýmýn ihtiyaçlarýna uygun bir düzey elde etmek için güç ve yeteneklerini tam bir adanmýþlýk ve feda ruhuyla seferber edeceðini; faþist sömürgeciliðe ve inkara karþý halkýmýzýn devrimci ve ulusal demokratik taleplerini savunan güçlerle eylem ve güç birliði içinde olacaðýný; ulusal özgürlük savaþýmý sürecinde büyük acýlar ve aðýr bedeller pahasýna kan ve canla yaratýlmýþ deðerlere saygý ve baðlýlýkla hareket edeceðini bir kez daha ilan eder"ken, sosyalist yurtseverlerin yürüyeceði yolu da berrak bir þekilde gösterdi. Bu mücadelede yurtsever halkýmýzýn görevlerine de dikkat çeken Konferans, halkýmýza daha fazla serhildan çaðrýsý yaptý. Konferans, son olarak "kent ve kýr iþçilerinin, topraksýz köylülüðün, yoksulluk ve sefalet içindeki kýr ve kent emekçilerinin özgür ve insani bir yaþama kavuþmasý için", "Kürdistan iþçi sýnýfýný, yoksul köylülüðünü, emekçi kadýnlarý, gençliðimizi ve tüm halkýmýzý ulusal özgürlük ve toplumsal kurtuluþ bayraðýný yükseltmeye", "iþgal birlikleri, karakollar, vergi daireleri ve hapishanelerde somutlanan siyasi ilhakla; yer altý ve yer üstü zenginliklerimizi yaðmalayan, ekonomik ilhak kurumlarýyla; inkar kültürü ve asimilasyon merkezleriyle faþist sömürgeciliðin ülkemizden kovulmasý" için birleþik ve kararlý bir savaþýmý büyütmeye, onlarý "bu uðurda mücadele yürüten MLKP ve Kürdistan Seksiyonu, MLKP Kürdistan Örgütüne kulak vermeye, onu güçlendirmeye ve saflarýnda sýmsýký kenetlenmeye çaðýr"dý. Konferans, Kürdistan için, özgürlüðe ve onurlu bir yaþama ulaþmanýn tek yolunun devrim olduðunu, bunun da, sömürgeciliði yenmekten geçtiðinin altýný özenle çizdi. Yürünecek yol belli. Yüksek bir feda ruhu, güçlü bir kazanma arzusu ve yoksul kentlerimizden mor daðlarýmýza deðin ülkemizin her yanýna ulusal özgürlük ve sosyalizm bayraðýnýn dalgalanma umuduyla geleceðe yürüyeceðiz. Görevlerimiz aðýr, iþimiz çok, yolumuz zorlu, ancak inanýyoruz ki, biz kazancaðýz. Çünkü biz geleceðiz! Çünkü gelecek devrim! Mutluluða Dair! " Mutluluðun resmini yapabilir misin Abidin" diyordu Nazým usta þiirinde. Peki, siz mutluluðun resmini yapabilir misiniz? Býraktým resim yapmayý mutluluðu tarif edebilir misiniz? Mutluluk nedir sizce? Siz mutlu musunuz? Yaþadýðýmýz -býrakýn dünyayý- toplum içinde herkesin mutluluk anlayýþý elbette birbirinden farklý. Mutlu olmaktan bahsediyorum açlýðýn, sefaletin koynunda milyonlarca insan yaþam savaþý verirken hem de. Emperyalist, sömürgeci savaþlarda milyonlarca insan ölürken, binlerce çocuk hayatýný kaybedip, binlerce kadýn tecavüz saldýrýsýna uðrarken... Savaþlarda yitirdiklerimiz kadar "doðal felaket" diye kandýrmaya çalýþtýklarý, kapitalist emperyalizmin insan merkezli bakmamasý nedeniyle tam bir yýkýma dönüþen depremler, tsunamiler, tayfunlar, fýrtýnalarda yitirdiðimiz binlerce insan gerçekliðine raðmen... Neredeyse rengimizden dolayý sokaklarda linç edilirken hem de mutluluðu yakalamaktan bahsediyorum. Ýsyanýn mekânlarýndan gelen her ölüm haberi ile isimsiz kahramanlarýn arasýna yenilerinin eklendiði günümüzde. Bahsettiðimiz mutluluk gerçeklere gözünü kapatýp saðlanacak olan mutluluk deðil. Üç maymunu oynamak ya da sahte gülücüklerle takýnýlan mutluluk maskesi hiç deðil. Acýlarýn ortasýnda yüreðimiz kavrulurken, mutlu olmak ve mutluluðu paylaþabilmek. Mutlu olmak gelecek düþlerin büyüklüðü ile baþarýlabilir. Bir yaný ile mutluluk sistematik ideolojik düþünme ile saðlanabilir de denebilir kanýmca. Devrimci öncelikle durumu anlayan, irdeleyen ve bir adým ileri giderek deðiþtiren deðil midir. Öyle ise yaþadýklarýmýzýn toplumsal, sýnýfsal, ulusal baðlamda nedenselliklerini birbiri ile baðlantýlarýný ortaya koyup yorumlayabiliyor muyuz? "Evet"se devam edelim. Eðer tüm yaþadýklarýmýzýn birbiri ile baðýný koyabiliyor isek çözümünü de buradan geliþtirebiliriz. Hiç bir þey sonsuz olmadýðýna göre acýlarýn, yaþanýlan yürek sýzýlarýmýzýn da sonsuz olmadýðýný söyleyebiliriz öyle ise. Bu düþünüþ ise mutluluk çiçeðine ulaþmasýný saðlar kiþinin. Var olan egemen yapýya öfkesi olan bireyler, gelecekten yana düþlerini birleþtirdikçe çoðalan, büyüyen umutlarla birlikte yüreklerin ortak týnýsýnda buluþur. Bu týnýlarýn ortaklýðý bizi yoldaþ kýlar. Bireysel çýkar, karþýlýk beklenmeden yaþanan\ paylaþýlan bu iliþkiler bizi mutlu kýlmayý saðlayan bir baþka etmendir. Ve elbette türkü tadýnda söylenmiþ güven yüklü þiirlerdir ellerimizi kenetleyen MEKTUPLAR...MEKTUPLAR...

9 ayný olsaydý bilime gerek kalmazdý" (Marks) Bilinçli ve Amaçlý Okumak Öncelikle okuma bir amaca hizmet etmeli, bir somut ihtiyacýn ürünü olmalýdýr. Yani planlý olmak zorundadýr. " devrimin ihtiyacý nedir, partinin ihtiyacý nedir, benim öncelikli ihtiyacým nedir?" temel sorularý bize okuma konusunda ne kadar yön çiziyor? Teorik yetkinleþme adýna geliþigüzel okumak bize bir þey kazandýrmaz bu nedenle seçici olmak zorundayýz. Sözgelimi önümüze ulusal soruna dair bir okuma planý çýkardýk eðer bu planýmýzda M-L teorinin ulusal sorun perspektifi yer almýyorsa bu topal bir plandýr. Ya da Kürdistan'da faaliyet yürüten komünistler olarak Kürdistan'ýn tarihini incelemeden falanca coðrafyadaki ulusal sorunu incelemek isabetli deðildir. Yeri gelmiþken bir noktanýn altýný çizmek istiyoruz, doðru dürüst bir tek Marksist klasik okunmadýðý halde piyasada revaçta olan Anti-Marksist yayýnlara zaman ve para ayrýldýðý bile oluyor. Buradan üretkenlik adýna hiç bir þey çýkmaz. Okuma iþinin bir diðer yöntem boyutu okumanýn sistematik ve sürekli olmasýyla ilgilidir. Nihayetinde teori dediðimiz þey de sürekli devinim halinde olan pratiðin soyutlanmasýdýr, "eylem kýlavuzudur", onun içeriði süreklidir. Bu yazý mevcut zaafýmýza iþaret eden ne ilkyazýdýr nede sonuncu olacaktýr. Bir sorun var, evet bunu istisnasýz hepimiz kabul ediyoruz. Sorunun adýný da koyuyoruz, ama pratikte deðiþen bir þey yoksa bu sorunu gerçekte kendimiz için sorunlaþtýrmadýðýmýzý söyleyebilir miyiz? Bu sorunda "statüko"sunu parçalayamayan devrimcilik aslýnda iddiasýzlýðý ifade eder. Ayný zamanda bir tutarsýzlýktýr. Ancak eylemle aþýlabilecek bir sorundur bu tartýþtýðýmýz. Okuma eylemini, devrimci faaliyeti ilerletmek için olmazsa olmaz kabul edenler, kendilerini doðal olarak buna göre örgütlemeyi de baþarabilirler. Zaman, mekan, kaynak, olanak ve paylaþmak bu süreçte birbirini tamamlayan sözcükler olarak anlamlandýrýlýrken, irade ve emeðin rolünü bir an bile akýldan çýkartmamak gerekir. Okumaya, bilgiye ihtiyaç duymayanlar ancak hayatla iliþkisi kalmamýþ olanlardýr. Ýhtiyaç duyan herkes, onun gereklerini ve koþullarýný üretir. Ne de olsa ihtiyaç üretimin anasýdýr. Ýhtiyaç artýrýcý tedbir ve iliþkiler geliþtirmek bir de bu nedenle önemli ve gereklidir. Her bir yoldaþ bu çerçevede yeniden kendini gözden geçirmeli, bu noktadaki geriliði ve sýnýrlarý devrimci irade ile parçalamalýdýr. Marksist teorinin kýlavuzluðunda bugünü kazanýp, yarýný aydýnlatmaya! 32 Þemdinli Aynasýndan Yansýyanlar Yaygýn kullanýmýyla söyleyecek olursak, "Þemdinli Olaylarý" patlak verdiðinde birçok çevre þaþkýnlýk içinde durumu anlamaya çalýþýyordu. Duruma anlamaya dönük kimi sorularý saymazsak eðer, sol çevrelerin birçoðu ilk günlerde meseleye adeta bir seyirci havasýnda bakýyorlardý. Partimiz, Þemdinli'de kontrgerillanýn suçüstü yakalandýðý 9 Kasým'daki geliþmeleri analiz edip, 10 Kasým'da bir açýklamayla duruma müdahale etti. MLKP Merkez Komitesi imzasýyla 10 Kasým'da yapýlan bu açýklamada; Þemdinli'de yakalananlar teþhir ediliyor, onlarýn nitelikleri, yurtsever Þemdinli halkýnýn eyleminin anlamý, komünist ve devrimci güçlerin görevleri açýk bir dille ortaya konuluyordu; "Ýþkenceleri, faili meçhul cinayetleri, gözaltýnda kayýplarý, tecavüzleri, kitle katliamlarýný, köy yakmalarý, kelle ve kulak avcýlýðýný ve faþist provokasyonlarý meslek edinmiþ kontrgerilla örgütlenmesi, devletin gerçek yüzüdür. Susurluk ve Þemdinli'de açýða çýkanlar faþist kontrgerillanýn küçük birer parçasýdýr. Yiðit Þemdinli emekçileri, iki þehit ve onlarca yaralý pahasýna çetenin birkaç elemanýný yakalamakla kalmadý, bu halk düþmanlarýnýn tutuklanmalarý ve faþist suç aygýtýnýn üzerindeki devlet perdesinin kaldýrýlmasý için serhildana giriþti. Þemdinli serhildaný, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ýn tüm iþçi ve emekçilerinin özgürlük haykýrýþýdýr. Þemdinli serhildaný, ezilenlerin öfke ve özlemlerinin bayraðýdýr. Þemdinli serhildaný, sermayeye, faþizme ve sömürgeciliðe karþý mücadele çaðrýsýdýr" satýrlarý bu devrimci analizin somut karþýlýðý oluyordu. Partimiz adýna yapýlan açýklamada, hem Þemdinli serhildaný selamlanýyor, hem de, somut talepler belirlenerek; "Þemdinli serhildaný ateþini tüm Türkiye ve Kuzey Kürdistan'a yayýn. Susurluk ve Þemdinli'de açýða çýkan faþist kontrgerilla perdesini yýrtmak için harekete geçin. Ezilenlerin, Paris'te emperyalist karanlýðý yýrtan öfkesini, varoþlardan, iþçi havzalarýndan selamlayýn. Her akþam saat 8'de meþaleli sokak yürüyüþleri gerçekleþtirerek taleplerinizi ortaya koyun. Gün, kontrgerillanýn perdesini yýrtma günüdür. Gün, elini halklarýmýzýn kanýna bulamýþ tüm iþkenceci faþist katillerden hesap sorma günüdür" deniliyordu. Görev, talepler ve hareket tarzý açýk bir þekilde dillendiriliyordu. Özellikle akþam 8'de meþaleli eylemler çaðrýsý somut bir biçime de iþaret ediyordu. Daha sonraki bütün geliþmeler, partimizin çaðrýlarýnýn ve yol göstericiliðinin "tuttuðunu" gösterdi. Partimiz tarafýndan dillendirilen talepler ve eylem biçimleri, diðer güçlerce de benimsendi ve giderek genelleþti. Her gece diðer devrimci-yurtsever güçlerin katýlýmýyla birçok kentte gösteriler yapýldý, Þemdinli ateþi, diðer bölgelere de taþýnmaya çalýþýldý. Çalýþmalarýmýzýn olduðu bütün illerde ve alanlarda bu konuya dair çeþitli eylem ve etkinlikler yapýldý. Hakkâri Vali'sinin, Þemdinli ve Yüksekova kaymakamlarýnýn görev yerlerinin deðiþtirilmesi, halkýn yakalayýp teslim ettiði ama ayný gün serbest býrakýlan JÝTEM 9

10 subayý iki katilin yeniden tutuklanmasý, Meclis Araþtýrma Komisyonu'nun kurulmasý ve peþ peþe bölgeye yapýlan ziyaretlerden sonra, hareketin "ateþi" biraz düþürüldü. Liberal çevrelerin, ulusal reformist bölüklerin "saðduyu" çaðrýlarýnýn da etkisiyle, bir bekleme havasý oluþturulmaya çalýþýldý. Böylece Þemdinli'nin üzeri örtülmek istendi. Hali hazýrda bu istek devam ediyor. Adalet Bakaný, siyasi parti temsilcileri ve hükümet yetkililerinin "Olay yargýya intikal etmiþtir" yalaný ve baþbakan Erdoðan'ýn "Þemdinli halkýnýn tanýklýðý kabul edilemez" pervasýzlýðýyla devam eden örtme çabalarýna raðmen, 10 Aralýk'ta Þemdinli'de yapýlmak istenen buluþmada da görüldüðü gibi, yurtsever halkýmýz, devrimci çevreler ve demokratik kamuoyu, Þemdinli'yi unutturmayacaklarýný bir kez daha ilan ettiler. Suçüstü yakalanan faþist sömürgeciliðin bütün engellemelerine raðmen, Þemdinli-Yüksekova hattýnda hesap sorma isteði ve iradesi yükseltildi. Türkiye cephesinde Parti güçlerimizin ýsrarlarý sonucunda bazý illerde eylem ve etkinlikler bir þekilde devam ediyor. Kuþkusuz ilk günlerdeki kadar yoðun deðil bu eylemler. Ülkemizde ise Þemdinli serhildaný büyük bir coþku yaratsa da, sürekli bir kitle eyleminin konusu yapýlamadý. Bizim bakýmýmýzdan özellikle, Malatya, Antep, Dersim gibi alanlarda istediðimiz düzeyi tutturamadýk. Çeþitli biçimlerdeki ýsrar ve zorlamalarýmýza raðmen, belirli bir aþamadan sonra, sokaða çýkmak isteyen güçler, neredeyse kalmadý. Kendi güçlerimizin yönelimleri ise sýnýrlý kaldý. Ne var ki, çok uygun bir olanak olan Þemdinli'deki suçüstü eylemi, yurtsever güçlerce yeterince deðerlendirilemedi. Birçok kentte hareketler birkaç etkinlikle sýnýrlý kaldý. Kürt baþkenti Amed, böylesi bir olanaðý hakkýyla deðerlendiremediði gibi, rolünü oynayýp, suçüstü yakalanan sömürgecilikten hesap sormanýn merkezi de olamadý. An'ý Yakalamak, Hýz ve Ýrade Þemdinli serhildaný sosyalist yurtseverlere kendi pozisyonlarýný bir kez daha gözden geçirme-sýnama olanaðý sundu. Muazzam bir dalga halinde sömürgeciliðin üzerine yönelen Þemdinli-Yüksekova serhildanýn enerjisi ile bizim gerçekliðimiz arasýndaki eþitsiz iliþki ve olanak yetmezliði bir kez daha önümüze çýktý. Böylesi anlarda yüksek bir feda ruhu, tam bir kararlýlýk ve adanmýþ devrimcilikle ortaya çýkmak, hiçbir olanaksýzlýða, yetmezliðe takýlmadan, hareketle doðrudan iliþkilenmek baþlýca eylem tarzýmýz olmak zorundaydý. Peki, bu ne kadar oldu? Sosyalist yurtseverler olarak, Þemdinli serhildanýný bir ayna gibi, kendimize bir bakmak için deðerlendirebiliriz. Þemdinli serhildaný, yýllardýr bölgede terör estiren kontrgerilla devletinin suçüstü yakalanmasýydý. Biz de yürütegeldiðimiz bütün propaganda faaliyetinde, sömürgeciliðin bu niteliðini halkýmýza anlatýyor, hesap sormak için sokaklara çýkmalarý gerektiðini söylüyorduk. Ýþte, Þemdinli'de þehitler pahasýna, kontrgerilla devletine suçüstü yapýlmýþ, katiller yakalanmýþtý. Böyle bir durumda, doðal olan, olayý öðrenir öðrenmez, hemen sokaklara çýkmak, halkýmýzý hesap sormaya çaðýrmak deðil midir? Doðru olan, þimdiye kadar bizi bulunduðumuz noktadan ileriye taþýyan tam da bu tarzdýr. Kuþkusuz bu durumlarda bir yandan öncü hareketlerle sürece baðýmsýz güçlerle müdahale edilirken, diðer taraftan çeþitli 10 MEKTUPLAR...MEKTUPLAR... NEDEN VE NASIL OKUYORUZ? Sokak eylemleri, ziyaretler, basýn açýklamalarý, konferanslar, þenlikler, imza kampanyalarý, merkezi ve yerel kampanyalar. Yoðun ve iç içe geçmiþ kesintisiz bir politik ve örgütsel faaliyet sürdürüyoruz. Hedefler belirliyoruz, planlar oluþturup yürüyoruz. Bazen hedefi ýskalýyoruz, bazen tutturuyoruz. Kayýplar veriyoruz ama söküp alýyoruz da. Düþüyoruz, kanýyoruz, kalkýyoruz, tekrar yürüyoruz. Bazen kaplumbaða adýmlarýyla, bazen þimþek hýzýyla; ama yürüyoruz. Nereye? Elbette ki geleceði kazanmaya, ezilen insanlýða ait geleceði koparýp almaya. Fakat eðer belirli bir zaman kesitinden, somut bir tarihsel uðraktan bahsedeceksek, bu devrimdir ve nihayetinde her devrimin temel sorunu iktidar sorunudur. Yani her günkü kesintisiz politikörgütsel faaliyetimiz, devrimin zamana serpiþtirilmiþ hazýrlayýcýlarýdýr. Bizler ne kadar bunun bilincindeyiz? Mesele bu soruda düðümleniyor. Çünkü bu bilince sahip olmak, günlük "rutin" faaliyetimize devrimi kodlamayý ve bu faaliyeti kelimenin gerçek anlamýyla devrimci bir olgunluk ve yetkinlikle üretmeyi de beraberinde getirir. Devrimci yaþamýn tüm alanlarý için geçerli bir denklemdir bu. Tersine bir ifade kullanýrsak; politik, örgütsel ve ideolojik görevlerimizi bu perspektifle ele almadýðýmýz takdirde alacaðýmýz sonuçlarýn sýð olmasý kaçýnýlmazlaþýr. Kimi sonuçlarý birebir denetleme þansýmýz varken çoðu kez bu þansa sahip olmayýz. Bunun en tipik örneði, okuma araþtýrma faaliyeti ile iliþkilenme düzeyimiz ve biçimimizdir. Genellikle hep ertelenen ve "boþ zaman" iþi olarak görülendir okumak. Ve özellikle okumak söz konusu olduðunda Brecht'in de dediði gibi "daha sonra demek hiçbir zaman demektir". Çok açýk ki okuma-araþtýrma faaliyetinin yakýcý önemini bilince çýkaramýyoruz. Dolayýsýyla asýl savaþmamýz gereken okumaya olan ilgimizin zayýflýðýdýr. Bu zayýflýk ise düþünsel üretimde de bir zayýflamayý ve gerilemeyi beraberinde getiriyor. Oysa yaþamýn kendisi de canlý süreçlerin, hareket(ler)in toplamý deðil midir? Tüm süreci, hareketi, yaþamý ve dolayýsýyla devrimci faaliyeti ve sorunlarýný anlamlandýrmak, aydýnlatýp çözebilmek ancak bilgi ile olur. Eylem kuvveti öngörür, kuvvet ise bilgiyi. Gerçekler devrimcidir ama gerçekler dolaysýz da deðildir, ne doðada ne toplumda. Hele hele insanal yabancýlaþmanýn en üst boyutta yaþandýðý kapitalist toplumda bu dolayým daha fazladýr. Gerçeklere ve gerçeðin bilgisine ulaþmak çaba gerektirir. Bunun baþlýca aracý ise bilimdir, zira "biçim ile öz 31