NAZAL POLİPOZİS TANILI HASTALARDA ENDONAZAL ANATOMİK VARYASYONLARIN GÖRÜLME SIKLIĞININ TESPİTİ ve TOPLUM İLE KARŞILAŞTIRILMASI (UZMANLIK TEZİ)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "NAZAL POLİPOZİS TANILI HASTALARDA ENDONAZAL ANATOMİK VARYASYONLARIN GÖRÜLME SIKLIĞININ TESPİTİ ve TOPLUM İLE KARŞILAŞTIRILMASI (UZMANLIK TEZİ)"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ I. KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. FATİH BORA NAZAL POLİPOZİS TANILI HASTALARDA ENDONAZAL ANATOMİK VARYASYONLARIN GÖRÜLME SIKLIĞININ TESPİTİ ve TOPLUM İLE KARŞILAŞTIRILMASI (UZMANLIK TEZİ) Dr. Kemal DEMİR İstanbul

2 ÖNSÖZ Asistanlığım süresince bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım, olumlu yönlendirmeleriyle bugüne gelmemde büyük emek sahibi olan kliniğimizin değerli şefi hocamız Sayın Doç. Dr. Fatih BORA'ya, Beceri ve bilgi birikimimde her zaman değerli desteklerim gördüğüm, tecrübeleriyle eğitimime büyük katkıları olan kliniğimizin değerli şef yardımcısı hocamız Sayın Op.Dr. Mehmet Fazıl YAZICI ya, II. KBB Klinik Şefimiz ve hastanemiz başhekimi Sayın Op. Dr. Özgür YİĞİT e, Bilgi ve deneyimlerini bize aktararak yetişmemizi sağlayan, kliniğimizin değerli uzmanları, büyüklerim Sayın Op. Dr. Özden US, Sayın Op. Dr. Zeki YÜCEL, Sayın Op. Dr. Erdal OLTULU, Sayın Op. Dr. Serdar CEYLAN, Sayın Op. Dr. Gökhan GÜVENER'e, ayrıca II. KBB Kliniği uzmanları Sayın Op. Dr. Emin KARAMAN ve sayın Op. Dr. Ümit TAŞKIN a, Rotasyonlarım sırasında değerli bilgilerinden yararlandığım Genel Cerrahi Klinik Şefi Sayın Doç. Dr. Vahit TUNALI 'ya, Göz Hastalıkları Klinik Şefi Sayın Doç. Dr. Kadir ELTUTAR'a, Nöroloji Klinik Şefi Sayın Doç. Dr. Orhan YAĞIZ'a, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinik Şefi Sayın Dr. Fikret KUTLU ya, Bu tezin oluşumu ve hazırlanmasında değerli yardımlarını esirgemeyen Radyolog Dr İrfan ÇELEBİ ye Yaşamımın en önemli dönemlerinden birini paylaştığım, her aşamada değerli desteklerini gördüğüm değerli kıdemlilerim ve sevgili asistan arkadaşlarıma, Asistanlığım süresince birlikte çalıştığım değerli Odyoloji teknisyeni arkadaşlarım, servisimizin ve ameliyathanemizin değerli hemşire ve personellerine, Sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunarım. Dr.Kemal DEMİR,

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...5 GENEL BİLGİLER PARANAZAL SİNÜS EMBRİYOLOJİSİ ve ANATOMİSİ Paranazal Sinüsler Maksiller Sinüsler Etmoid Sinüsler Frontal Sinüsler Sfenoid Sinüs Lateral Nazal Duvardaki Anatomik Oluşumlar Frontal Reses Ostiomeatal Kompleks Hiatus Semilunaris Unsinat Proses ve Etmoidal İnfundibulum Etmoidal Bulla Sinüs Lateralis (Retrobullar Reses) ve Ground (Bazal) Lamella Nazal Fontaneller Orta Meatus Orta Meatus Seviyesinde En Sık Rastlanan Lateral Nazal Duvar Anatomik Varyasyonları Konka Bülloza Paradoks Orta Konka Agger Nazi Hücresi Medialize Unsinat Proses Lateralize Unsinat Proses Pnömatize Unsinat Proses Hiperpnömatize Bulla Etmoidalis Haller Hücresi BURUN HiSTOLOJiSi BURUN FiZYOLOJiSi Mukosilier Transport Sistemi Ostiomeatal Kompleksin Önemi PARANAZAL SİNÜSLERİN RADYOLOJİK İNCELEMESİ Bilgisayarlı Tomografi (BT) Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) NAZAL POLiPOZiS HAKKINDA GENEL BiLGiLER, TARiHÇE ve TANIM Epidemiyoloji Etyopatogenez BernoulliFenomeni Polisakkarit molekül Değişiklikleri Mukozal Temas Teorisi Enfeksiyon Alerji Asetilsalisilik Asit (ASA) İntoleransı Astım Genetik Etkiler Histopatoloji Ödematöz Eozinofilik (Alerjik) Polipler Kronik Enflamatuvar Polipler Serömüsinöz Atipili Polipler Stromal Atipili Polipler Nazal Polipte Hücreler ve Kimyasal Mediyatörler Tedavi. 39 GEREÇ ve YÖNTEM.. 40 BULGULAR...44 TARTIŞMA KARŞILAŞTIRMALAR İSTATİSTİKSEL ANALİZ..52 SONUÇ ÖZET KAYNAKLAR..56 3

4 TABLO LİSTESİ Tablo 1 : Mukosilier transportu bozan faktörler Tablo 2 : Çeşitli hastalıklarda nazal poliplerin görülme sıklığı. 32 Tablo 3: Nazal polipli hastaların klinik özellikleri. 32 Tablo 4 : Nazal poliplerin sınıflaması.33 Tablo 5 : Nazal polip oluşumundaki etyolojik faktörler. 34 Tablo 6 : Nazal polipozis tedavisinin amaçları.. 39 Tablo 7 : ideal medikal tedavinin amaçları 40 Tablo 8: Çeşitli kortikosteroidlerin antienflamatuvar güçleri ve mutat günlük dozları. 41 Tablo 9 : Polip boyutlarının, alt konkanın baz alındığı klasifikasyon 43 Tablo 10 : Hastaların Cinse Göre Dağılımı Tablo 11: Anatomik varyasyonların dağılımı 44 Tablo Konka Bülloza Alt Grupları. 45 RESİM ve ŞEKİL LİSTESİ Resim 1: Frontal ve maksiler Sinüslerin Gelişimleri...8 Resim 2: Sfenoid Sinüs Gelişimi.. 8 Resim 3: Etmoid Çatı ve Kribriform Plate Arasındaki İlişki....9 Resim 4: Frontal Reses Konumu.11 Resim 5: Frontal Resesin Burun İçine Açılış Yeri.11 Resim 6: İnfundibulum Aksiyel Kesiti..13 Resim 7: Etmoid Bulla ve Unsinat Proses..13 Resim 8 Ostiomeatal Kompleks.14 Resim 9: Lateral Nazal Duvar 14 Resim 10: Lateral Nazal Duvar (Konkalar Rezeke Halde)...14 Resim 11: Metakronize Silier Aktivite (Elektron Mikroskobu Görünümü)..21 Resim 12: Metakronize Silier Aktivite (Şematik Gösterim)..21 Resim 13: Mukus Transportu.22 Resim 14, 15, 16, 17 : Anatomik Oluşumların Tomografik İmajları.27 Resim 18, 19, 20 : Anatomik Oluşumların Tomografik İmajları...28 Resim 21, 22, 23 : Anatomik Oluşumların Tomografik İmajları..29 Resim 24: Mısır Hyeroglifleri Resim 25: Nazal Polipektomi İçin Hipokrat ın Kullandığı Teknik 31 Resim 26: Orta Konkayla Lateral Nazal Duvar Arasındaki Temas 35 Resim 27: Bilateral Haller Hücresi. 45 Resim 28: Bilateral Hiperpnömatize Etmoid Bulla Resim 29: Bilateral Agger Nazi..46 Resim 30: Bilateral Vertikal Konka Bülloza.. 47 Resim 31: Bilateral Gerçek Konka Bülloza 47 Resim 32: Bilateral Pnömatize Unsinat,Bilateral Paradoks Konka,Sağ Maksiller Sinüzit

5 GİRİŞ Nazal polipler, nazal mukozanın kronik enflamatuvar reaksiyonları neticesinde ödematöz hipertrofi ile oluşan, nazal kaviteye ve paranazal sinüslere sarkan kitlelerdir. Nazal polipler, insanlık tarihinin bilinmezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Tip l allerji, aspirin veya diğer nonsteroid antienflamatuvar ilaçlara (NSAİİ) karşı intolerans, astım, kistik fibrozis gibi birçok hastalıkla görülebilmekte ve altta yatan hastalığın durumuna göre histolojik farklılık göstermektedir. Nazal polipler birçok hastalığın ortak patolojik bulgusudur. Nazal polip, eski yunancadaki "polypous", çok ayaklı (poly: çok, pous:ayak) kelimesinden türemiştir. Hipokrat (M.Ö ) nazal poliplerin ateş, su, toprak ve hava arasındaki dengesizlik sonucu olduğunu bildirmiştir 'lerin başında bir neoplazm olarak kabul edilen nazal polipler, 1854 yılında Paget tarafından büyük kısmı benign tümörler olarak tanımlanmıştır yılında Woakes nazal poliplerin tümör olmadığını, enflamatuvar lezyonlar olduğunu ileri sürmüştür yılında Voltani nazal poliplerin astma ile birlikte görülebildiğini, 1922 yılında da Widal ve arkadaşları astma, aspirin intoleransı ve nazal poliplerin birlikte sık görüldüğünü bildirmiştir 1. Günümüzde halen nazal poliplerin nedeni tam olarak anlaşılamamış, histopatolojik çalışmalar birbirinden çok farklı karakterde polip tipleri olduğunu ortaya koymuştur. Yakın zamanlara kadar tedavide ön planda olan cerrahi yöntemler tek başına istenilen sonucu verememiştir. Nazal polipozisin etyolojisi henüz tam olarak açıklanamamıştır. Ancak yapılan yoğun immunohistokimyasal çalışmalar sonucu; poliplerin, eozinofiller başta olmak üzere nötrofiller ve mast hücrelerinden oluşan tipik bir kronik enflamatuvar yapı gösterdiği ortaya çıkmıştır. Kronik enflamatuvar bir hastalığın tedavisinde medikal önlemlerin ön planda tutulması ise tartışmasız kabul edilecek bir gerçektir. Nazal polipozis medikal tedavisinde ilk başvurulacak ilaç grubu, antienflamatuvar ilaçlardır. Öncelikli olarak düşünülmesi gereken ve nazal polipozis tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olan tek ilaç grubu steroidlerdir. Nazal polipozis tedavisinde kullanılan diğer ilaçlar antihistaminikler, antilökotrienler ve son yıllarda antienflamatuvar etkileri nedeniyle nazal polipozis tedavisinde kullanılmaya başlanan makrolidler ile de oldukça iyi sonuçlar alınmaktadır. Nazal polipozisin günümüzde kabul edilen tedavisi medikal önlemler ile cerrahi yöntemlerin, her olguda ayrı ayrı değerlendirmek kaydıyla, kombine edilmesidir. Anatomi biliminde tüm vücutta olduğu gibi nazal kavitede de varyasyonların olduğu bilinmekte, tek başına bulunup, asemptomatik kalarak kişinin yaşam konforunu etkilemediğinde patolojik kabul edilmeyen ve bu nedenle de çoğunlukla insidentel olarak tespit edilen bu yapıların sinonazal hastalıkların etyolojisinde yer alıp almadığı ise halen araştırılmaktadır. Bu varyasyonlar direkt endoskopik görüntüleme ile ortaya konulamamaktadır. Burada hastalığın derecesini ve anatomik varyasyonları ortaya koymada mükemmel görüntüleme sağlayan yüksek rezolüsyonlu paranazal sinüs Bilgisayarlı Tomografinin (BT) nin önemi gittikçe artmakta ve röntgen grafîlerinin bu varyasyonları göstermede yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır (6-8). Özellikle koronal plandaki BT anatomik varyasyonları ve mukozal anormallikleri iyi bir şekilde ortaya koymaktadır(8). 5

6 Bizim çalışmamızda polikliniğimize burun tıkanıklığı şikayetiyle başvuran, anamnezinde sistemik hastalık olmayan ve sürekli ilaç kullanımı gerektiren bir tanı almamış, yapılan KBB ve baş boyun muayenesinde nazal polipozis tespit edilip başka bir patolojinin görülmediği; nazal kavite ile sinüzal yapıların durumunu ortaya koymak ve poliplerin orijin, lokalizasyon ve yayılımını belirlemek amacıyla bilgisayarlı paranazal sinüs tomografisi çekilmiş olgularımızdan, poliplerin lokalizasyonu bozulmadan yapılan punch biyopsilerin sonucunda enflamatuvar nitelikte olduğu kesinleşenler incelemeye dahil edilmiş, sitopatolojik incelemede malign neoplazi olduğu belirlenenler; İnverted Papillom ya da diğer destrüktif veya invazif davranış gösterebilecek hastalıkların tespit edildiği olgular ve standardizasyonu sağlamak amacıyla sinüslere yönelik geçirilmiş operasyon veya maksillofasial travma anemnezi olan olgular ise inceleme dışında bırakılmıştır. Bu çalışmadaki amacımız, a) Nazal polipozis tanısı almış hastalara diagnostik amaçla çekilen bilgisayarlı tomografilerden (BT) faydalanarak bu hastalarda sinonazal strüktürde tespit ettiğimiz anatomik varyasyonları ayrıntılı olarak değerlendirmek, b) Bu varyasyonları sınıflayarak her biri için ayrı ayrı rastlama sıklığı değerlerini tespit etmek, c) Polipozisli olgulardaki varyasyon sıklık değerlerini, belirtilen varyasyonların literatürde bildirilmiş rastlantısal toplum değerleriyle karşılaştırmaktır. 6

7 GENEL BİLGİLER 2.1.PARANAZAL SİNÜSLERİN EMBRİYOLOJİSİ VE ANATOMİSİ Paranazal Sinüsler Paranazal sinüslerin anatomisi vücudun diğer bölgelerinin anatomileri gibi daima aynı olmayıp kişilere ve yaşa göre değişkenlik gösterir. Burnun her iki tarafında 4 ayrı paranazal sinüs vardır. Bunlar frontal, ön ve arka etmoid, maksiller ve sfenoid sinüslerdir. Bu sistemin görevinin ne olduğu tartışmalıdır. Baş bölgesinin total ağırlığını azalttığı ve mukoza yüzeyinin genişlemesini sağladığı düşünülmektedir Maksiller Sinüsler İntrauterin hayatın 17. gününde orta meatustan dışa doğru olan gelişimiyle ortaya çıkar. Doğumda maksiller sinüsün hacmi 6-8 cm3 dür. Bu sinüslerin içi sıvı ile dolu olduğundan konvansiyonel radyolojik inceleme ile değerlendirilmeleri zordur. Sinüs gelişimi bifaziktir, ilk gelişimi 3. yaşta, ikinci ve esas gelişimi kalıcı dişlerin çıkışıyla ilişkili olarak 7-18 yaşları arasında tamamlanır. Erişkinlerde sinüs büyüklüğü 34x33x23 mm, hacmi ise ml dir. Sinüsün dış kenarı bir yaşında iken medial orbita duvarının altında yer alır. Dört yaşında infraorbital kanalın lateraline geçer, dokuz yaşında maksiller kemiğe ulaşır, inferior uzanımı, dokuz yaşında sert damak seviyesindedir. Maksiller sinüsün gelişimi kalıcı dişler çıktıktan sonra maksiller alveolusun pnömatizasyonu ile tamamlanır ve maksiller sinüsün tabanı nazal kavite tabanının 4-5 mm kadar altma iner. Ancak % 35 olguda aynı seviyede veya daha yukarıda yerleşimlidir.15 Maksiller sinüs biçim olarak üç duvarlı piramide benzer. Bu piramidin tabanı nazal kavitenin lateral duvarı tarafindan oluşturulurken, apeksi ise zigomatik proçese doğru yönlenmiştir. Ön duvarı oldukça incedir. Maksiller sinüs medialde nazal kavite, lateralde ise zigoma ile komşudur. Ön duvarı kanin fossa ile ilişkilidir. Posterior duvar sinüsü infratemporal ve pterigomaksiller fossanın içeriğinden ayırır. Maksiller sinüs altta oral kavite ile komşudur. Alt duvar dişlerle ilişkili olup, erişkinlerde l. molar diş kökü ile her zaman, 2. premolar diş ile bazen bağlantılı olabilir. Maksiller sinüs üstte ise orbita ile komşudur. Maksiller sinüs ostiumu medial duvarın posterior superior parçasında bulunur ve etmoid infündibulum aracılığıyla orta meatusa açılır. Maksiller sinüs ostiumu infündibulumun posterior parçasına drene olur. Bu doğal ostiuma ilaveten % arasında aksesuar ostium olabilir. Çoğu sinir ve kan damarı sinüse ostium ya da nazoantral duvarın membranöz parçası yoluyla girerler. 7

8 Sinüsün çatısı veya üst duvarı tabana göre iki kat geniştir ve orta kısmında bu kemik duvarın içinde uzanan bir oluktan infraorbital sinir geçer3. Resim 2 : Sfenoid sinüs gelişimi (14) Resim l : Frontal ve maksiller sinüslerin gelişimleri(19) Etmoid Sinüsler Etmoid hücreler fötal hayatın 3. yada 4. ayında orta ve üst meatus bölgelerinde lateral nazal duvarın invaginasyonu olarak ortaya çıkarlar. Doğumda etmoid sinüsler mevcuttur ve içleri sıvı ile doludur.16 Etmoid hücrelerin yer aldığı etmoid kemik anatomik olarak 4 parçadan oluşur: Perpendiküler plak, horizontal lamina ve iki lateral labirent. Etmoid hücreler, labirent parçasında yer alırlar. Labirentin dış yan yüzü lamina papiraseayı oluşturur, iç yan yüzünde üst ve orta nazal konka, unsinat proses bulunur. Bazen üst konkanın üzerinde konka nazalis suprema diye dördüncü bir konka olabilir 17. Etmoid sinüsün çatışı ön kafa çukurunun tavanını oluşturan frontal kemiğin fovea etmoidale denilen kısmı tarafından meydana getirilir.13 Krista galli, orta hatta ve falks serebriye yapışarak, 2 frontal lobu birbirinden ayırır ve koronal BT lerde etmoid sinüsler için önemli bir kılavuz noktasıdır. Çünkü sfenoid sinüs görüntüye girmeden önceki pencerede krista galli sonlanmaktadır. Kribriform plate, birçok delikten oluşan ve adeta elek gibi bir yapıya sahiptir. Bu deliklerden geçen olfaktor sinir lifleri orta ve üst konkanın hem lateral hem de medial yüzlerinden aşağıya doğru inerler. Kribriform plate, lateralde etmoid sinüs tabanı ile birleşmek üzere yükselir ve lateral lamellayı oluşturur. Etmoid çatı orbitaya, yani laterale doğru gittikçe kalınlaşmaktadır. Bu nedenle etmoid çatının laterali, medialine göre yaklaşık 10 kat daha kalındır1,39. Duramater, kafa kaidesine gevşek olarak bağlanmıştır, ancak olfaktor fossada, özellikle anterior etmoidal arter ve dalları etrafinda dura hem incedir, hem de kemiğe sıkı bir şekilde yapışmıştır. 8

9 Her türlü endonazal cerrahide anterior etmoidal arter ve çevresindeki yapılar en az direnç gösteren yapılardır. Etmoid çatı ile kribriform plate arasındaki ilişki 3 şekilde olabilir ( Keros smıflandırması) (resim 3) 20 Resim 3 : Etmoid çatı ve kribriform plate arasındaki ilişki Tip l : % 12 oranında görülür. Kribriform plate ve etmoid çatı eşit seviyededir.. Tip 2 : Etmoid çatı, kribriform plate üzerindedir ve % 70 oranında görülür. Tip 3 : % 18 oranında görülen en riskli şekildir. Krista galli etmoid çatının Altındadır20. Etmoid hücrelerin medial sınırını orta konkanın üst yapışma yeri oluşturur. Lateral sınır ise lakrimal kemik ve lamina papirasea tarafindan oluşturulur18. : :. Etmoid hücreler bu çizilen sınırların dışında da gelişmiş olabilirler. Bazı hava hücreleri etmoid kemik tarafindan tamamı ile örtülmez, bunlara ekstramural hücreler denir. Lamina papirasea arka etmoidal hücreleri örter ki buna intramural hücreler denir18. Genel olarak etmoid sinüsler ön, orta ve arka grup olarak üçe ayrılır. Ancak genel olarak bir çok otör tarafindan ön ve orta gurubun ikisine birden ön etmoid hücreler adı verilir. Ön hücreler sayıca çok, ancak hacim olarak daha küçüktürler. Ön ve orta grup genellikle 2-8 adet, arka grup İse 1-8 adet hücre içerir. Ortalama sayıları her bir tarafta 3 ile 15 arasında değişmektedir. Ön etmoid hücreler daha çok etmoid infundibuluma, orta etmoid hücreler bulla etmoidalisin üzerine, arka etmoid hücreler ise üst meatusa drene olurlar. Ön etmoid hücreler 3 hücre grubu içerirler; frontal hücre,infündibuler hücre ve bullar hücre. En öndeki intramural etmoid hücre, frontal sinüse anterosuperior uzanan frontal reses hücresidir. Frontal sinüs bu hücreden çıkar. Bunlar lakrimal kemik ve maksiller kemiğin frontal proçesini pnömatize ederler. Arka etmoid hücre arka etmoid ve orta konkanın posteriorunu kapsar. Sfenoid sinüs bazen etmoidal hücre tarafından çevrilebilir ve buna 'onodi' hücresi denir21. :

10 Ön ve arka grubu ayıran çizgi antero-superior yönde etmoidal blok boyunca uzanan ve aynı zamanda orta konkanm yapışma yerine destek görevi gören "bazal lamella' ya da 'ground lamella' dır. Ön hücreler bu lamelin önünde ve aşağısında, arka hücreler ise bu lamelin arkasında ve yukarısında yer alır. Doğumda 3 ya da 4 etmoidal hücre vardır. Yenidoğandan itibaren etmoid hücreler yaş ile büyümelerine karşın, unsinat, infundibulum, hiatus semilunaris ve bulla etmoidalis gibi yapılar ise doğumda gelişmiş olduklarından ostiomeatal kompleks yapısında sonradan fazla değişiklik olmamaktadır yaşına gelindiğinde ön grup etmoidler ve arka grup etmoidler ortalama 20x22x10 mm'lik yetişkin boyutlarına gelmiş olurlar. Ortalama volüm ml'dir Frontal Sinüsler Frontal sinüslerin oluşumu fetal hayatın 3-4. ayında başlar, havalanması yaklaşık iki yaş civarında saptanır, son şeklini pubertenin geç dönemlerinde kazanır. Bir etmoid hücrenin ekstramural genişlemesinden veya frontal reses bölgesinde oluşacak invaginasyon ile şekillenir. Tek veya çift taraflı aplazi görülebilir (%3-15). Asimetrik gelişim sık rastlanan bir özelliktir. Genellikle bir septum ile ikiye ayrılır. Sağ ve sol taraf arasında anatomik bir ilişki yoktur, her birinin drenajı ayrıdır. Frontal sinüsün drenaj sisteminin şekli embriyolojik gelişimine bağlıdır 22,23 Erişkin frontal sinüsün ortalama boyutları ; 28 mm yükseklik, 24 mm genişlik ve 20 mm derinliktedir. Frontal sinüsün burun içine açılış yeri % oranında frontal reses veya daha ender olarak ön etmoid hücrelerdir 3. Frontal reses, ayrı bir kemik yapı olmayıp ön etmoid hücreler arasında yer alan ve frontal sinüse ostium ile bağlanan bir boşluktur (Resim 4, 5). Frontal resesin medial sınırının orta konkanın ön lateral yüzü, lateral sınırını lamina papirasea'nın anterior superior kısmı ve ön sınırını agger nazi hücresi oluşturur. Agger nazi hücresinin üzerinde frontal sinüs içine doğru uzanan infraorbital etmoid hücreler olabilir. Frontal sinüs ostiumu genellikle frontal resesin anterosuperior uzantısında bulunur ve frontal resesin burun içine açılımı da unsinat prosesin pozisyonuna göre orta meaya veya direkt olarak etmoid infündibuluma olmaktadır20.

11 Resim 4 Frontal reses,ön etmoid hücreler arasında yer alan ve frontal sinüse ostium ile bağlanan bir boşluktur20 Resim 5 :Frontal resesin burun içine açılış yeri Sfenoid Sinüs İntrauterin 4. ayda nazal kapsülün arka kısmında sfenoid kemik içine doğru girinti oluşmasıyla başlar 24. Doğumda sfenoid kemik havalanması olmayıp 3 yaşından itibaren büyümeye başlar ve erişkin boyutlara adolesan dönemde ulaşır. Ortalama sfenoid sinüs boyutları ; 20 mm yükseklik, 23 mm derinlik, 17 mm genişliğindedir. Hacmi 0,1-30 ml arasındadır25. Sinüs genişledikçe genişleme miktarı ile paralel olarak karotid arter ve optik sinir lateral duvar üzerinde kabarıklık meydana getirir. Optik sinir sinüs üst duvarı lateralinde arkaya ve mediale doğru seyreder. Bunun altında a.karotis'in kabarıklığı görülür. A.karotis üzerinde % 22 oranında defekt bulunduğu bildirilmiştir. Defektler birkaç milimetreden a.karotis üzerinde hiç kemik bulunmamasına kadar farklı boyutlarda olabilir. Sfenoid sinüs sfenoetmoid resese drene olur. Ostium yaklaşık olarak 2-3 mm çapında olup, sinüs tabanından mm yukarıda, nazal septumun 4-5 mm lateralinde yerleşir. Sfenoid sinüsün ostiumunun yeri tabandan mm yukarıda olduğu için sinüs içi drenaj, mukosilier aktivite ile olmaktadır. Orta konka arka ucu pnömatize olursa sfenoid ostiumun görülmesini engelleyebilir. Ostium burun tabanından 30 derece yukarıda aranmalıdır. Üç tip sfenoid sinüs havalanması görülmektedir. Konkal tipte havalanan kısım çok az ve sella tursika önünde olup aralannda kalın kemik mevcuttur. Presellar tipte sellanın sinüs içinde hiçbir kabarıklığı yoktur. Postsellar tipte ise beyin sapı ile sinüs arasındaki kemik oldukça incedir. Konkal tip havalanma % 5, presellar tip havalanma % 23, postsellar tip havalanma ise % 67 oranında görüldüğü bildirilmiştir14.

12 Lateral Nazal Duvardaki Anatomik Oluşumlar Burun lateral duvarı anatomik olarak kompleks bir yapıdır. Nazal kavitenin yan duvarları önde nazal kemik, maksillanın frontal proçesi ve lakrimal kemiği içerir. Lakrimal kemik posteriorunda yan duvarı etmoid labirent, maksilla ve inferior konka oluşturur. En arka bölümü ise palatin kemiğin perpendiküler lameli ve sfenoid kemiğin medial pterygoid tabakası oluşturur. Nazal kavite içinde yan duvarlardan uzanan konkalar, geçişi meatuslara veya hava kanallarına böler. Üst ve orta konka etmoid kemiğin parçalarıdır. Alt nazal konka ise ayrı bir kemiktir 21. Alt, orta ve üst konkalar ile bu konkalar arasında yer alan meatuslara sırasıyla alt, orta ve üst meatus denir. Bazı olgularda supreme konka ve meatus varlığı gösterilmiştir26. Alt meaya, nazolakrimal kanal ile lakrimal kese, orta meaya ön grup paranazal sinüsler (frontal, maksiller, ön etmoid), üst meaya ( resessus sfenoetmoidalis ) arka grup paranazal sinüsler ( arka etmoid, sfenoid) drene olur13,10,27. Supreme meatusun varlığında ise sfenoid sinüs ostiumu buraya drene olur Frontal Reses Frontal sinüsler orta mea ile frontonazal kanal denen bir pasajla bağlanırlar. Bu bağlantı tam bir kanal değildir, sinüsle orta meatus arasında bir ara kanaldır. Frontal reses denen yer aslında anterior etmoid kompleksin bir parçası ve frontal sinüsle anatomik olarak yakın ilişkili bir bölümdür. Frontal sinüsler doğumda gelişmemiştir ve 2. yılda frontal sinüs frontal reses hücrelerinden büyümeye başlar. Frontal sinüs ostiumu frontal resesin anterosuperior bölümünde yer alır21. Frontal resesin medial sınırı orta konka ve onun önündeki yapışma yeridir. Arka sınır üstte kafa tabanı tarafından oluşturulurken, ön sınır ise agger nazi tarafından oluşturulur. Frontal infündibulum frontal sinüsün alt tarafinda frontal sinüs ostiumuna doğru olan huni biçiminde bir daralmadır ve frontal sinüsün içindeki bir oluşumdur. Sagittal kesitte frontal reses içe doğru ters-yüz edilmiş bir huni biçimindedir. Frontal reses frontal infündibulum ile birlikte ele alındığında, bir kum saati biçimindedir ve en dar kısmı frontal sinüs doğal ostiumunun olduğu yerdir. Burada infündibulumun görevi ostiuma doğru yumuşak bir geçiş yapmak ve ani bir daralma yaratmamaktır 5. Frontal sinüs frontal resesdeki frontal sinüs ostiumuna boşalır.

13 Unsinat prosesin pozisyonuna bağlı olarak frontal reses doğrudan orta meatusa yani unsinat prosesin medialiyle orta konka arasından açılır.bazen de direkt olarak etmoid infündibuluma açılır 2,3,4,7,12,29 fl4} Resim 6 - infündibulum aksiyel kesit 14 1 : hiatus semilunaris 2 :Etmoid infündibulum up : Unsinat proses, ip : Lamina papirasea eb : Etmoid bulla, ok : Orta konka s ; Septum Is : Lateral sinüs Resim 7 : (a-b) Orta konka, medial bazal lamella boyunca yukarı doğru kaldırılırsa etmoid bulla ve unsinat proses göze çarpar20

14 Resim 8 : Ostiomeatal kompleks Orta konka yukarı kaldırılmış (kadavra)1 1- Üst konka 2- Orta konka 3- Alt konka 4- Etmoid bulla 5- Unsinat proses 6- hiatus semilunaris 7- Agger nazi ssph: Sfenoid sinüs fp :Arka nazal fontanel sf :Frontal sinüs Resim9:Lateral nazal duvar Orta konka askıya alınmış ve unsinat proses Eksize edilmiş (kadavra)1 2- Orta konka 4Etmoid bulla 7-Agger nazi 8- Frontal reses 9- Lateral sinüs a,b,c: infündibulumda küçük resesler of :Frontal sinüs ostiumu fp :Arka nazal fontanel om :Maksiller sinüs ostiumu Resiml0:lateral nazal duvar (konkalar rezeke)1 l- Arka fontanelde geniş aksesuar ostium 2-Arka etmoid hücreler 3-Üst meatus 4- Supreme meatus 5- Rezeke orta konka 6- Rezeke üst konka 7Supreme konka X,',an: Agger nazi "İrf: Frontal reses hs : Hiatus semilunaris be: Bulla etmoidalis pu: Unsinat proses

15 Ostiomeatal Kompleks Ostiomeatal kompleksin obstrüksiyonunun etmoid, frontal ve maksiller sinüzite neden olacağı fikri FESS7 in temelini oluşturur. Ostiomeatal Kompleks; Medialde orta konka Lateralde lamina papirasea Arka ve üstte orta konkanın bazal laminası Önde unsinat proses Üstte fovea etmoidalis tarafından çevrilen bölge olarak tanımlanır. Ostiomeatal kompleksin ön ve alt kısmı açıktır 30,31,32. Ostiomeatal kompleks çeşitli otörlerce orta meatus - anterior etmoid kompleksi diye de adlandırılmıştır. Frontal, etmoidal ve maksiller sinüs drenajının kesiştiği orta ve alt konka arasındaki alandır. Ostiomeatal kompleksin bir çok alanlarında iki mukozal tabakanın her biri diğeri ile temas etmektedir. Böylece mukosilier klirensin lokal olarak bozulması ihtimali artmaktadır. Sekresyonlar bu alanda birikmekte, ostium kapalı olmasa bile enfeksiyon için potansiyel bir risk oluşturmaktadır21, Hiatus Semilunaris Unsinat prosesin arka kenarı serbesttir, keskin kenarlıdır ve herhangi bir kemik yapıyla eklem yapmaz. Bulla etmoidalisin ön ve alt yüzleri ile komşudur. Hiatus, unsinat prosesle bulla etmoidalis arasında 1-2 mm genişlikte iki boyutlu bir yarık şeklindedir 35. Bu nedenle hiatus semilunaris, etmoidal infundibuluma erişilen bir kapı gibidir Unsinat Proses ve Etmoidal İnfündibulum Lateral nazal duvarda orta konka rezeke edildiğinde hemen göze çarpan yapılardan birisi unsinat proses diğeri etmoid bulladır, unsinat proses önden arkaya yukarıdan aşağıya doğru sagittal planda olta iğnesi gibi uzanan ince bir kemik yapıdır. Büyüklüğü oldukça değişkendir. Yüksekliği 1-4 mm ve uzunluğu mm dir. Arka üst kenarı içbükeyliği boyunca etmoidal bullanın ön yüzüne paraleldir ve aralarında 1-2 mm genişliğindeki hiatus semilunarisi oluşturur. Arka kısmı palatin kemiğin lamina perpendikülarisine yapışırken, aşağıda ise alt konkanın karşısına gelen çıkıntısına yapışır. Yukarı çıkan öndeki dışbükey kenarı ise lakrimal kemiğe kadar uzanır ve lateral nazal kemik duvara yapışıktır. Unsinat prosesin ön üst kenarı orta konka yapışma yerinin arkasında kalır ve endoskopide görülmez. Bu üst kısım kafa tabanına kadar uzanabilir yada laterale dönerek kısmen yada tamamen lamina papirasea'ya yapışabilir. Bazen mediale dönerek orta konkaya da yapışmaktadır. Nazal lateral duvarda, unsinat prosesle alt konka arasında sadece mukoperiost ile kaplı membranöz bölgeler vardır.

16 Fontanel olarak adlandırılan bu bölgeleri, alt konkanın etmoidal prosesi ön ve arka olmak üzere ikiye ayırır. Maksiller sinüs doğal ostiumu genellikle arka fontanelin ön kısmına açılır. Aksesuar ostiumlar da çoğu kez arka fontanelde gözükmektedirler14. Etmoidal infundibulum, nazal lateral duvarda ön etmoid bölgedeki üç boyutlu yarık şeklinde bir açıklıktır. Medial duvarının tamamını unsinat proses yapar. Lateral duvarın büyük kısmını lamina papirasea yaparken, bu duvarın üst kısmını maksillanın frontal prosesi ve nadiren ön üst kısmını lakrimal kemik yapar. Unsinat prosesin ön kenarı lateral duvara yapıştığında etmoidal infundibulumun ani bir açıyla önde sonlandığı yeri oluşturmaktadır. Endoskopide unsinatın öndeki bu yapışma yeri ince bir sulkus tarzında görülebilir. Bu yüzden infundibulum lümeni aksiyel tomografilerde V şeklindedir. Etmoidal bullanın ön duvarı ile unsinat prosesin serbest arka kenarı arasında iki boyutlu hiatus semilunaris oluşur. Bu hiatustan öne ve yukarıya doğru geçilerek etmoidal infundibuluma geçilebilir. Bu nedenle hiatus semilunaris,etmoidal infundibuluma erişilen bir kapı gibidir. Etmoidal infündibulumun en aşağı ve arkada lateral duvarını arka fontaneli örten mukoperiosteum yapmaktadır. Arka duvarını ise bullanın ön yüzü yapar ve buradan hiatus semilunaris boyunca infundibulum orta meatusa açılır. Endoskopide orta meatusta görülen bir ostium daima aksesuar ostiumdur çünkü maksiller sinüs doğal ostiumu infündibulumun derininde yerleşmiştir ve unsinat proses onun görülmesini engeller Etmoidal Bulla, Sinüs Lateralis (Retrobullar Reses ve Ground (Bazal) Lamella Lateral duvardaki orta meatus üzerinde ön etmoidal hücrelerin yaptığı yuvarlak şişkinlik etmoidal bulla olarak adlandırılmakta olup lateral sınır medial orbital duvarın bir parçası durumundadır. Bu hücreler etmoidal infundibulum veya orta meatus içinde bullanın medial duvarının üstüne açılmaktadır. Etmoidal bulla ve unsinat prosesin medialinde orta konka vardır. Önde agger nazinin medial duvarı ve unsinat prosesin superoanterior kenarı orta konkaya bitişiktir. Yukarıda etmoid kemik çatısı ve kribriform plate arasındaki kavşak noktası kribriform plate yapışma noktasıdır. Orta konka arkaya doğru uzanırken yapışma yerinden saparak anteroposterior yerine laterale kavislenir, frontal plana göre orta konkanın yapışma yerinin lateralinde sonlanarak bazal veya ground lamella olarak adlandırılır 33,36. Posterior etmoidal hücreler bazal lamella ve sfenoidal sinüs arasındadır. Bazal lamella anatomik olarak anterior ve orta etmoidal hücreleri posterior etmoidal hücrelerden ayırır. Bazal lamella enfeksiyonunun arkaya doğru yayılımını yavaşlatır. Genellikle bazal lamella ve etmoidal bulla arasında bulunan hava sahası bulladan yukarıya doğru uzanabilir. Bu sinüs lateralis olarak adlandırılır. Sinüs lateralis diğer anterior etmoidal hücrelerden farklı olarak hava hücresi olmayıp bir yarıktır. Frontal reses yada direkt ve bağımsız olarak orta meatusa açılır. Sinüs lateralis etmoidal bullanın yukarısına uzanabilir33.37.

17 Nazal Fontaneller İnfundibulumdaki kemik defektler, medial ve lateral yüzde submukozal yüzler karşılıklı gelecek şekilde iki taraflı, kalın mukoperikondrium tabakası ile kaplı iseler bu yapıya fontanel denir. Bu membranöz yapının maksiller sinüs doğal ostiumu önünde kalan kısmına anterior, arkasında kalan kısmına da posterior fontanel denir. Maksiller sinüs doğal ostiumu etmoid infundibulumun orta ile arka kısmı arasında ve tabanında yer alır35. Doğal ostium etmoid infundibulumun alt yüzüne boşalan ters huni biçiminde bir oluşumdur. Unsinat proses kaldırılırsa ostium genellikle orta konkanın alt serbest kenarının tam karşısında görülebilir 13. Fontaneller popülasyonun % inde perforedirler. Bu durum maksiller sinüsün aksesuar ostiumlarını teşkil eder(19). Bu aksesuar ostiumlar kulak zarı perforasyonlarına benzetilmiştir. Bunların ostiometal obstrüksiyona sekonder olarak, membramn rüptüre olması ile oluştuğu ileri sürülmüştür Orta Meatus Orta meatus frontal sinüs, anterior etmoid hücreler ve maksiller sinüsün drenaj yeri olduğundan anahtar bölge olarak kabul edilmektedir. Orta konkanın altında önden arkaya doğru unsinat proses, hiatus semilunaris ve etmoidal bulla mevcuttur. Unsinat proses olta iğnesi şeklindedir ve etmoidal bulla ile arasındaki açıklık hiatus semilunaris olarak bilinir, unsinat proses ve etmoidal bulla arasındaki oluğa etmoidal infündibulum denir. Hiatus semilunaris iki boyutlu bir yarık şeklidedir. Etmoidal bulla ile orta konka arasında üst ve lateralde bir girinti mevcuttur. Buna sinüs lateralis (retrobullar reses ) denir7' Orta Meatus Seviyesinde En Sık Rastlanan Lateral Nazal Duvar Anatomik Varyasyonları Konka Bülloza Normalde içinde hava içermeyen orta konkanın pnömatize olmasıdır. Orta konka, en sık olarak frontal reses, anterior etmoid hücreler ve posterior etmoid hücrelerden pnömatize olmaktadır 3,15. Konka bülloza prevelansı literatürde farklı oranlarda bildirilmektedir. Bu durum, bülloz konka tanımındaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır 5,50. Bazı araştırmacılar konkanın hem vertikal lameller parçasının hem de inferior bülböz parçasının pnömatizasyonu halinde gerçek konka büllozadan bahsederler (resim 29). Bu durumda konka bülloza prevelansı % 4 ile % 15.7 arasında bildirilmektedir 8. Bazı araştırmacılar ise içinde hava dansitesi gördükleri tüm konkalan bülloz olarak ele almaktadırlar. Bu durumda konka bülloza

18 prevelansı % 53' e kadar çıkmaktadır 8. Konka büllozanın ostiomeatal birimi tıkayarak ya da kendisinin enfekte olmasını takiben enfeksiyonun buradan yayılmak suretiyle kronik sinüzite yol açabileceği söylenmektedir 3'5' Paradoksal Orta Konka Paradoksal orta konka, orta konkanın medial yerine laterale doğru konveksite göstermesidir (resim 24). Büyük hacimdeki bir paradoksal orta konka orta meatus obstruksiyonunun sebeplerinden biri olarak görülmüştür. Daha ileri durumlarda orta konka lateral duvar içinde bir şişlik oluşturarak buradaki bütün zayıf yapılara kompresyon yapar. Paradoksal orta konkanın, unsinat proses gibi diğer varyasyonlarla bir arada olduğunda rekürren infundibüler hastalığa ya da yalnızca baş ağrısına neden olabileceği söylenmektedir Agger Nazi Hücresi Frontal sinüs altında bulunan, yukarıda frontal resesle alt ve lateralde lakrimal kese ile yakın ilişkili olan anteriosuperior etmoid hücreler değişik oranda pnömatize olabilirler. Genellikle bilateral olan bir varyasyondur ve farklı derecelerde pnömatize olabilir. Frontal resesden pnömatize olur ve drenajı yine bu alana olur. Agger nazi hücrelerinin kabartısı nazolakrimal kanala yapılacak endoskopik müdahaleler için de önemli bir rehber noktasıdır. Nazolakrimal kanal, burun lateral duvarında agger nazi hücreleriyle aynı seviyede veya 1-2 mm önünde seyreder ve alt meaya açılır. Değişik araştırmalarda oldukça sık rastlanan bu hücrelerin varlığından çok geniş olarak pnömatize olmaları varyasyon olarak kabul edilmektedir 34. örneğin Bolger'in 8 çalışmasında agger nazi hücrelerinin oranı %98.5'tir Medialize unsinat Proses: Unsinat prosesde varyasyonlar sık görülür. Unsinat prosesin arka serbest kenarı orta konka ile temas edecek ve orta meanın girişini hemen hemen tıkayacak şekilde mediale eğilebilir. Bu medial eğilme unsinat prosesin bir kısmını veya tamamını kapsayabilir. Hatta bir şapkanın kenarı gibi öne doğru kıvrılarak orta meadan dışarı çıkabilir ve ikinci bir orta konka gibi görülebilir. Bu durum Kauffmann tarafından 'double orta konka' olarak isimlendirilmiştir. Bu durum paradoksal orta konka ile veya pnömatize orta konka ile birlikte bulunduğunda, özellikle orta meanın ön kısmında mukozaların temas etmesi için uygun ortam oluştururl,5, Lateralize Unsinat Proses : Unsinat proses aşın derecede laterale kıvrılarak hiatus semilunaris ve etmoid infundibulumu daraltarak ön etmoid hücrelerin drenaj ve ventilasyonunu engelleyebilir 1'40.

19 Pnömatize Unsinat Proses (şekil 21 ) Oluşum mekanizması kesin olarak bilinmemektedir. Agger nazi hücrelerinin unsinat prosesin ön-üstüne doğru genişlemesi ile olduğu ileri sürülmüştür. Zinreich ve arkadaşları, unsinat prosesin pnömatizasyonunu BT ile göstermişlerdir. Bu durumda bu alanda ek bir daralmaya neden olur ve sinüs ventilasyonunu bozabilir48. Unsinat proses travma nedeniyle kırılabilir ve yer değiştirebilir, intra nazal antrostomi veya Caldwell-Luc operasyonu sırasında cerrah alt meaya pencere açma işlemini kolaylaştırmak için alt konkayı mediale doğru çekerek kırabilir. Eğer alt konkanın fraktür noktası unsinat prosesin alt konkaya bağlanma yerinin lateralinde bulunuyorsa alt konka mediale doğru hareket ettirildiğinde, unsinat proses laterale doğru yer değiştirecektir. Bu durumda infundibulum kapanabilir ve maksiller sinüs drenajı engellenebilir Hiperpnömatize Bulla Etmoidalis Bulla etmoidalisin pnömatizasyonu kişiler arasmda farklılık gösterir. Hiperpnömatize bulla etmoidalisin öne doğru genişleyerek unsinat proses posterior serbest kenarıyla sıkı temas kurmakta, hiatus semilunarisi kısmen de olsa kapatmaktadır. Bazı vakalarda bulla etmoidalis bütün orta meatusu bir balon gibi doldurmakta ve bunun ciddi semptomlara sebep olabileceği söylenmektedir. Hangi bulla etmoidalislerin hiperpnömatize sayılacağına dair literatürde objektif bir kriter olmadığından prevelansı kesin olarak bilinmemektedir Haller Hücresi Haller hücresi, ön etmoid hücrelerden, maksiller sinüs ostiumunun yukarısında, orbita tabanına doğru gelişmiş olanıdır 1. Orbita tabanından gelişerek maksiller sinüs doğal ostiumunu yukardan ve mfündibulumu arkadan daraltabilecek Haller hücresi, maksiller sinüzit gelişmesinde önemli rol oynayabilir, enfekte bir Haller hücresi maksiller sinüs doğal ostiumunu hemen kapayarak maksiller sinüzite yol açabilir 1. Haller hücreleri infundibulum lateralinde kaldığından nazal endoskopide görülemezler, bununla beraber etmoidal bulla düzeyinin altında nazal lateral duvarda kabarma ve hiatus semilunarisin arka kısminin daralmış olması gibi infundibulum patolojisine bağlı değişiklikler Haller hücresinin varlığını akla getirebilir. Maksiller sinoskopi sırasında ise Haller hücreleri doğrudan görülebilir. Ama haller hücreleri ile ilgili kesin tanı sadece BT ile konur BURUN HİSTOLOJİSİ Nazal kavite histolojik olarak; vestibül, atrium, olfaktör bölge ve respiratör bölge olmak üzere dört farklı bölgede değerlendirilir. Vestibül hariç bütün burun boşluğu ve paranazal sinüsler, üstü mukus ile kaplı mukoza ile Örtülüdür. Mukoza tabakası fiziksel ve immünolojik yönden koruyucu bir engel oluşturduğu gibi, giren havanın ısıtılmasında da büyük rol oynar. Mukozayı oluşturan en önemli tabaka psödostratifiye kolumnar siliyalı epiteldir.

20 Vestibül, nazal kavitenin ilk 1-2 cm'lik bölümünü oluşturur. Keratinize çok katlı yassı epitelle örtülüdür. Kıl folikülleri, ter ve yağ bezleri içerir. Atrium, vestibül ile orta konka anterior kenan arasında kalan bölgedir. Vestibülün çok katlı yassı epiteli burada transizyonel epitele dönüşür. Olfaktör bölge, her bir nazal kavitenin üst arka kısmında süperior konkanın üst bölümü ile septum tavanına yerleşmiş, l cm'lik bir bölgede olfaktör epitel bulunur. Siliasız psödostratifiye kolumnar epiteli, bipolar olfaktör sinir hücrelerim ve destek hücrelerim içerir. Olfaktör epitellamina propria üzerine yerleşmiştir, submukozası bulunmaz. Solunan havanın yaklaşık %15'i buradan geçer17. Respiratör bölge ise olfaktör bölge ile atrium arasında uzanır. 100 ile 200 cm2 arasında bir yüzey kaplar. Respiratör mukoza psödostratifiye silialı kolumnar epitel ile döşelidir. Dört tip hücre bulunur: silialı kübik hücreler, siliasız kübik hücreler, goblet hücreleri ve bazal hücrelerdir. Epitel içindeki goblet hücreleri ve submukozal serömüköz bezler, epiteli örten mukus tabakasını yaparlar.nazal mukus tabakası mikrometre kalınlığındadır ve silialar tarafından 6 mm/dakika hızla devamlı hareket halindedir BURUN FİZYOLOJİSİ Burun her biri fonksiyonel birim olarak etki gösteren, koronal düzlemde ikiye ayrılan bir çift yapı olarak kabul edilebilir 18. Burun solunum sisteminin başlangıcı olduğu gibi, koku duyusunun perifer organıdır. Solunum normalde burun yolu ile olur. Buruna giren hava nemlendirilerek, ısıtılarak ve filtre edilerek alt solunum yollarına iletilir. Koku duyusunun perifer organı nazal kavitenin üst kısmında yer alan olfaktör bölgedir. Bu bölgede gelişen bir patoloji, burun hava akımım aksatmadan koku duyusunu azaltabilir 19. Burnun fonksiyonları şu şekilde sıralanabilir20 : 1-Hava yolu sağlamak 2-Koku almayı sağlamak 3-Mukosilier fonksiyon 4-Solunum havasmın nemlendirilmesi ve Isıtılması 5-Konuşma fonksiyonuna yardımcı olmak Burun içinden geçen havanın basıncı mm-su, akım hızı da ml/dakika civarındadır, inspirasyon sırasında burun içi basıncı düştüğü için paranazal sinüsler içindeki hava buruna doğru yönelir. Ekspiriumda ise bunun tersi olur. Burun total hava yolu rezistansının yaklaşık yarısından sorumludur. Bu rezistansta vestibulüm, nazal valv ve nazal kavite içi yapılar rol oynar. Burnun en dar yeri nazal valv bölgesidir. Nazal valv üst lateral kartilajın kaudal ucu ile septum arasındaki açıdır. Hava akımı ve nazal rezistans mukozal değişikliklerden etkilenir. Bu değişikliler özellikle burnun psödoerektil dokusunun venlerince yapılan vasküler hareketlerle başanlır. Nazal kavitenin her iki tarafı konjesyon ve dekonjesyon evreleriyle karekterize nazal siklüs gösterirler. Bu siklüs popülasyonun % 80'inde mevcuttur. Bir tarafta konjesyon mevcut iken diğer tarafta dekonjesyon gözlenir. Bir süre sonra ise tersi olur. Dekonjesyon olan taraf hava yolu görevini daha fazla üstlenir. Nazal siklüsta konjesyon ve dekonjesyon evreleri 30 dakika ile 3 saat arasında değişir. Burnun önemli görevlerinden biri de koku almayı sağlamaktır. Nazal kavite mukozasının 1/3 kısmı bu fonksiyon ile görevlidir. Olfaktör mukoza denilen bu kısımda, olfaktör hücreler, mikrovillus hücreler, destek hücreleri ve bazal hücre olmak üzere dört tür hücre bulunur. Bunlardan olfaktör hücreler koku duyusunu almakla görevlidirler. Bu hücrelerin aksonları nervus olfaktoriusu oluşturarak koku duyusunun koku merkezlerine taşınmasını sağlarlar.

21 Mukosilier Transport Sistemi Respiratuar nazal kavite mukozası ve paranazal sinüsleri örten mukozayı yalancı çok katlı silialı silendirik hücreler oluşturur. Respiratuar silia, mukus, hapsolmuş inhale partikül ve bakterilerin transpotunda aşırı derecede etkindir. Silialar, senkronize(transvers) ve metakronize (longitudinal) olmak üzere İki fazda aktif olarak hareket eden oluşumlardır. Silia hareketi birbirini izleyen uyumlu dalgalar halinde yayılır 21,22 (Resim 11,12). Resim 11,12 : Metakronize silier aktivite, elektron mikroskobu (resim 11), ve şematik olarak (resim 12) gösterilmesi. Resim 11 Resim 12 Respiratuar epitel üzerinde bulunan mukus tabakası, yabancı cisim ve mikroorganizmaların tutulup etkisiz hale getirildiği ilk bariyeri oluşturur. Silialar yalnızca sıvı ortam içerisinde canlılık gösterirler. Bu nedenle solunum yolundaki yüzeyel sıvı tabakası çok önem taşır ve mukosilier transport sisteminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Mukus, iki tabakadan oluşan heterojen bir sıvıdır. Dışta hava ile temas eden ve epitel içindeki goblet hücrelerinden salgılandığı kabul edilen jel tabakası yer alır. Jel tabakası koyu, yapışkan ve hareket eden bir tabakadır. Bu tabakanın altında submukozal bezler tarafından salgılanan ince, akıcı ve su kıvamındaki sol tabakası yer alır. Silier hareketin aktif olması mukusun genellikle yukarıda yerleşmiş ostiuma doğru hareketini mümkün kılar. Mukus çıkıntıların, girintilerin küçük mukozal defektlerin ve lezyonların üzerinden veya çevresinden doğal ostiuma doğru taşınır (resim 10). Burun içindeki mukus örtüsü her dakikada, sinüsler içindeki mukus örtüsü ise her dakikada bir yenilenmektedir 24. Sekresyonun taşınma yolu gelişigüzel ya da rastlantısal değildir. Her sinüs için olasılıkla genetik olarak düzenlenmiş bir boşalma yolu vardır. Maksiller sinüste, sekresyon transportu sinüs tabanmdan başlar.. Mukus sinüs medial duvarı boyunca taşmarak doğal ostiuma doğru yönlendirilir ve etmoid infündibuluma drene olur (resim 11). Daha sonra alt konkanın medial duvarı üzerinden nazofarinkse ulaşır 25. Frontal sinüsteki mukus transportu ise biraz farklılık gösterir. Aktif olarak içeriye mukus transportu olan tek sinüstür. Mukus medial duvar boyunca yukarıya, üst duvarda laterale yönlenir. Daha sonra da lateral ön ve arka duvarlar üzerinden ostiuma doğru iner ve resesus frontalis aracılığı ile etmoid infundibuluma açılır (Resim 12). Frontal sinüsten

22 kaynaklanan sekresyonlar, maksiller sinüsten drene olan sekresyonlar ile birleşir ve nazofarinkse taşınırlar. Frontal reses aym zamanda lateral sinüs, agger nazi, konka bülloza, ve öndeki etmoid hücrelerin sekresyonlarını da toplamaktadır. Ön etmoid hücrelerin ostiumları tabanda ise, sekresyon doğrudan ostiuma doğrudur. Ostium tavana yakınsa akım spiral yaparak yönelir. Bütün ön etmoid hücreler bazal lamelin önünde alta yakın açılırlar. Arka etmoid hücreler ise bazal lamelin arkasında ve üstünde sfenoetmoidal resese boşalmaktadır. Resim : Mukus girinti ve çıkıntıların üzerinden aktif olarak taşınır. Resim 13 Mukus burun içinden iki yolla taşınır. Birinci yol, maksiller ve ön etmoid hücrelerden gelen sekresyonların taşındığı yoldur. Bu sinüslerden gelen mukus, prosesus unsinatus boyunca alt konka üst yüzüne gelir. Buradan tuba östaki orifisinin ön ve altından aşağı doğru geçer ve nazofarinkse dökülür. Aktif transport, nazofarinksteki silialı skuamöz epitelin sınırına kadar devam eder. Bu noktadan sonra sekresyonlar, yerçekimi etkisiyle ve yutkunma mekanizmasına yardımcı olurlar7. İkinci yol, arka etmoid hücreler ve sfenoid sinüsten gelen sekresyonların taşındığı yoldur. Bu iki sinüsten gelen sekresyonlar resesus sfenoetmoidaliste birleşir ve daha sonra tuba östaki orifisinin arka üst duvan üstünden transport edilerek nazofarinkse drene olur. Sinüslerin ventilasyonu ve drenajı, normal fonksyonlarını sürdürebilmeleri için gereklidir. Maksiller ve frontal sinüslerin ventilasyonu ve drenajı, serbest orta meatusa erişmeden önce çok dar ve komplike yarıklardan oluşan anahtar sahaya bağlıdır. Zaten var olan bualanları tıkayan, maksiller ya da frontal sinüs ostiumunda parsiyel obstrüksyon oluşturan enfeksiyon, alerji, travma, tümör ve anatomik varyasyonlar; yalnızca burun tıkanıklığı, baş ağrısı veye postnazal akıntı gibi problemlere neden olmakla kalmaz aynı zamanda rekürren akut veya kronik rinosinüzite neden olurlar. Bu anahtar alanlarda oluşan mukozal temas noktaları poliplerin orijin bölgesidir26.

23 Tablo 1'de mukosilier transportu bozan faktörler sıralanmıştır. Tablo 1 : Mukosilier transportu bozan faktörler. Çevresel Fizyolojik Kuruma, sigara dumanı, sülfürdioksit, sıcaklık Hipoksi, hiperkarbi, hipo-hipertonik solüsyonlar, ph, kistik fibrozis, primer silier diskinezi, dehidratasyon Farmakolojik Flunizolid, fenilefrin, epinefrin, lidokain, atropin, antihistaminikler, bakteriyel-viral enfeksiyonlar, allerjik rinit, bronşiyal astma Mekanik Anotomik tıkanıklar, travma, yabancı cisimler, polipler Ostiomeatal Kompleksin Önemi Enflamatuvar sinüs hastalığının gelişiminde anterior etmoidal hücreler ve orta meatal alan önemli role sahiptir. Olguların çoğunda anterior etmoidal alan ve orta meatal bölgeden yayılan enfeksiyonun maksiller ve frontal sinüsleri sekonder olarak etkilediği Messerklinger tarafından gösterilmiştir. Bu olgularda etmoidal hastalık eradike edildiğinde ve mukosilier klirens ve ventilasyon normale döndüğü zaman, frontal ve maksiller sinüslerdeki ciddi mukozal hastalıklar genellikle gerilemektedir. Endoskopik sinüs cerrahisi konsepti; Hilding, Proctor ve Messerklinger tarafmdan sinüs mukozasının korunması ve drenajın öneminin saptanması üzerine, paranazal sinüslerdeki hava akımı ve mukosilier klirens üzerindeki çalışmalarıyla geliştirilmiştir. Kronik stimulasyon ile respiratuar epitelyum metaplazisi sıktır. Bu sıklıkla son derece viskoz mukus yapımının artışı ile birlikte goblet hücrelerinin çoğalmasıyla sonuçlanır. Kronik sinüzitli olgularda aynı zamanda çeşitli evrelerde skuamöz hücre metaplazisi bulunmuştur. Bu değişim mukus transportunu engellemektedir 7'33' 'de Kennedy, 1986'da Stammberger ve 1987 'de Zinreich müşterek olarak şunları ileri sürmüşlerdir; a. Paranazal sinüs enfeksiyonları genellikle burundaki orta meatustan başlar ve frontal reses yoluyla yayılır. Anterior etmoid ve infundibulumdan, frontal sinüs ve maksiller antruma yayılmaktadır. Anatomik varyasyonların orta meatusta stenoz ve obstrüksiyon oluşturmaları sebebiyle enfeksiyona zemin hazırlamaktadır. b. Endoskopik cerrahi ile hastalığın başlıca sebebi sayılan ostiomeatal kompleks obstrüksiyonun bertaraf edilmesi ve daha büyük sinüslerdeki sekonder enfeksiyonun gerilemesi amaçlanmaktadır. Stammberger 1990'da hastalıklı etmoid kompartmanlara yapılan genellikle çok sınırlı operasyonla stenotik yarıkların genişletilmesi sonucu frontal ve maksiller

24 sinüslerdeki hastalığın düzeldiğini bildirmiştir. c. Bu hastalar için preoperatif teşhiste, lateral nazal duvar endoskopisi ile koronal BT birlikte kullanılmalıdır yılında Messerklinger frontal sinüs drenajı ile ilgili çalışmasında, enfeksiyonun başlangıcında potansiyel olarak mukosilier aktivitenin frontal resesten sinüs kavitesine doğru olduğunu teşhis etti. Keza 1978'de aynı otör orta meatustan maksiller antrum içine doğru benzer bir retrograd akım olduğunu göstermiştir. Bu temel araştıma üzerine Messerklinger sinüs enfeksiyonları tedavisinde endoskopik cerrahiyi tasarladı. Onun metodu 1985'de Kennedy tarafmdan fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahi (FESS) olarak tarif edildi33. Rinologlar tarafından şimdi, anterior etmoid hücrelerdeki sinüs enfeksiyonuna önem verilmekte olup sinüs hastalıklannın çoğunun rinojenik olduğu ve ostiometal kompleksten sekonder olarak yayılım gösterdiği kabul edilmektedir. Nazal mukozadaki minör patolojik değişiklikler sonucu ostiomeatal kompleks yoluyla komşu dokulardaki mukosilier klirens ve paranazal sinüslerin havalanması zarar görmektedir. FESS cerrahisinin prensip olarak temeli, sinüs mukozasının normale döndürülerek yeterli drenajın sağlanabilmesidir. FESS, sinüs hastalıklarının patogenezinde ostiomeatal kompleksin anahtar bölge olduğu inanışına dayanmaktadır. Ostiomeatal kompleks etrafinda mukozadaki minör patolojik değişiklikler maksiller,etmoid ve frontal sinüslerin mukosilier klirens veya ventilasyonuna engel olmaktadır PARANAZAL SİNÜSLERİN RADYOLOJİK İNCELEMESİ Önceki yıllarda, sinüzit tanı ve tedavisinde maksiller ve frontal sinüsler gibi büyük sinüsler dikkate alındığı için, standart sinüs grafîleri ile bu sinüsler hakkında bilgi edinmek yeterli olmaktaydı 47. Ancak, günümüzde ön etmoid hücrelerin ve ostiomeatal kompleksin öneminin ortaya konulmasından sonra tedavide olduğu gibi, tanı yöntemlerinde de değişiklikler olmuştur. Standart sinüs grafilerinden olan, oksipito-dental pozisyondaki ( Waters ) grafide, maksiller, frontal ve sfenoid sinüslerin durumu hakkında bilgi edinmek mümkündür. Fakat ince kemik septaların süperpozisyonu nedeniyle, etmoid sinüsler iyi değerlendirilememektedir. Standart grafiler içinde, oksipito-frontal pozisyonda çekilen grafiler, etmoid sinüsler ve frontal sinüsün doğal boyuttan için kısmen görüntü vermekte, lateral grafi ise frontal sinüslerin derinliği hakkında bilgi vermektedir Bilgisayarlı Tomografi (BT)

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. A. OKAN GÜRSEL

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. A. OKAN GÜRSEL T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: DOÇ. DR. A. OKAN GÜRSEL ENDOSKOPİK SİNÜS CERRAHİSİ UYGULANAN NAZAL POLİPOZİSLİ HASTALARDA POSTOPERATİF

Detaylı

T. C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTÜTÜSÜ AĞIZ, DİŞ VE ÇENE RADYOLOJİSİ ANABİLİM DALI

T. C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTÜTÜSÜ AĞIZ, DİŞ VE ÇENE RADYOLOJİSİ ANABİLİM DALI T. C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTÜTÜSÜ AĞIZ, DİŞ VE ÇENE RADYOLOJİSİ ANABİLİM DALI BİLATERAL MAKSİLLER SİNÜS HACMİNİN ÇEVRE ANATOMİK YAPILAR, GÖMÜLÜ DİŞLER VE DİŞ EKSİKLİĞİ İLE

Detaylı

Sinonazal Anatomik Varyasyonların Paranazal Sinüs Enfeksiyonlarına Etkisi*

Sinonazal Anatomik Varyasyonların Paranazal Sinüs Enfeksiyonlarına Etkisi* Kocatepe Tıp Dergisi The Medical Journal of Kocatepe 5: 43-47 Ocak 2004 Afyon Kocatepe Üniversitesi Sinonazal Anatomik Varyasyonların Paranazal Sinüs Enfeksiyonlarına Etkisi* Effects of Sinonasal Anatomical

Detaylı

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ Dr. Fulya YAYLACIOĞLU TUNCAY Doç. Dr. Onur KONUK GÜTF GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İÇERİK NAZOLAKRİMAL SİSTEM -ANATOMİSİ -EMBRİYOLOJİSİ

Detaylı

Paranazal Sinüs Anatomik Varyasyonlarının Bilgisayarlı Tomografi ile Analizi

Paranazal Sinüs Anatomik Varyasyonlarının Bilgisayarlı Tomografi ile Analizi doi: 10.5505/abantmedj.2014.84803 Abant MedicalJournal Orijinal Makale / OriginalArticle Volume Cilt 3 Issue Sayı 2 Year Yıl 2014 Paranazal Sinüs Anatomik Varyasyonlarının Bilgisayarlı Tomografi ile Analizi

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Genel Bilgiler Çoğu intrakranyal lezyon kolayca ayırt edilebilen BT bulguları ortaya koyar. Temel bir yaklaşım olarak BT yorumlama simetriye odaklı olarak sol ve sağ yarıların karşılaştırılmasına

Detaylı

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların

Detaylı

Nazal kavite ve osteomeatal kompleks anatomik varyasyonları. Anatomic variations of nasal cavity and osteomeatal complex

Nazal kavite ve osteomeatal kompleks anatomik varyasyonları. Anatomic variations of nasal cavity and osteomeatal complex Nazal kavite ve osteomeatal kompleks anatomik varyasyonları Anatomic variations of nasal cavity and osteomeatal complex Muhammed Akif Sümbüllü, DDS, PhD, a Oğuzhan Altun, DDS, PhD, b Doğan Durna, DDS,

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

Sinonazal Varyasyonların BT Analizi ve Sinüzit İle İlişkisi

Sinonazal Varyasyonların BT Analizi ve Sinüzit İle İlişkisi Sinonazal Varyasyonların BT Analizi ve Sinüzit İle İlişkisi Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Tomographic Analysis of Sinonasal Variations and Relationship with Sinusitis Yüksel KAPLAN *, Suphi MÜDERRİS**,

Detaylı

MİGRENLİ HASTALARDA PARANASAL ANATOMİK SİNONASAL VARYASYONLARIN NORMAL POPULASYONLA KARŞILAŞTIRILMASI

MİGRENLİ HASTALARDA PARANASAL ANATOMİK SİNONASAL VARYASYONLARIN NORMAL POPULASYONLA KARŞILAŞTIRILMASI T.C SAĞLIK BAKANLIĞI TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: Doç.Dr. Mehmet Külekçi MİGRENLİ HASTALARDA PARANASAL ANATOMİK SİNONASAL VARYASYONLARIN NORMAL POPULASYONLA

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

KANITLARIN KATEGORİSİ

KANITLARIN KATEGORİSİ EPOS 2007 AMAÇLAR VE HEDEFLER Rinosinüzit, topluma büyük bir mali yük oluşturan, önemli ve gittikçe artan bir sağlık sorunudur. Bu el kitabı, rinosinüzitin tanısı ve tedavisi hakkında kanıta dayalı öneriler

Detaylı

Sinonazal bölge anatomik varyasyonları ve sinüs hastalıkları ile olan ilişkisi

Sinonazal bölge anatomik varyasyonları ve sinüs hastalıkları ile olan ilişkisi doi:10.5222/terh.2017.236 Araştırma Sinonazal bölge anatomik varyasyonları ve sinüs hastalıkları ile olan ilişkisi Anatomical variations of the sinonasal region and its relationship with sinus diseases

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Genel Bilgiler Çoğu intrakranyal lezyon kolayca ayırt edilebilen BT bulguları ortaya koyar. Temel bir yaklaşım olarak BT yorumlama simetriye odaklı olarak sol ve sağ yarıların karşılaştırılmasına

Detaylı

Cinsiyetler arasındaki sinonazal varyasyon sıklığının paranazal sinüs tomografisi ile değerlendirilmesi

Cinsiyetler arasındaki sinonazal varyasyon sıklığının paranazal sinüs tomografisi ile değerlendirilmesi Medeniyet Medical Journal 3(1):26-34, 15 doi:1.5222/mmj.15.26 KLİNİK ARAŞTIRMA/CLINICAL INVESTIGATIONS ISSN 2149-42 Radiology Cinsiyetler arasındaki sinonazal varyasyon sıklığının paranazal sinüs tomografisi

Detaylı

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.

Detaylı

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri BAŞ-BOYUN RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 ( ID: 30)/İnfantil Subglottik Hemanjioma: Tedavi Öncesi Ve Sonrası Bilgisayarlı Tomografi Bulguları 3 ( ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster

Detaylı

Nazal Polipler Editör / Prof. Dr. Fikret leri 23 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+142 Sayfa 54 Resim, 9 fiekil, 1 Tablo ISBN 978-975-8882-23-6

Nazal Polipler Editör / Prof. Dr. Fikret leri 23 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+142 Sayfa 54 Resim, 9 fiekil, 1 Tablo ISBN 978-975-8882-23-6 Deomed Medikal Yay nc l k Nazal Polipler Editör / Prof. Dr. Fikret leri 23 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+142 Sayfa 54 Resim, 9 fiekil, 1 Tablo ISBN 978-975-8882-23-6 Türk Kulak Burun Bo az ve Bafl

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

Paranazal Sinüsler ve Nazal Kavitenin Anatomik Varyasyonlar : Bilgiyasarl Tomografi Çal flmas. Özet

Paranazal Sinüsler ve Nazal Kavitenin Anatomik Varyasyonlar : Bilgiyasarl Tomografi Çal flmas. Özet TKBBV 2005 Accepted / Kabul tarihi: May s / May 13, 2004 Türk Otolarengoloji Turkish Archives of Otolaryngology Arflivi ARAfiTIRMALAR / RESEARCH ARTICLES Paranazal Sinüsler ve Nazal Kavitenin Anatomik

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr. Şeniz Şengül GENEL ÇOCUK POLİKLİNİĞİ OLGU SUNUMU Int.Dr.Şeniz Şengül

Detaylı

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun boşluğu iki delikle dışarı açılır. Diğer taraftan

Detaylı

ERİŞKİNLERDEKİ ADENOİD HİPERTROFİSİ VARLIĞININ KRONİK RİNOSİNÜZİT İLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI

ERİŞKİNLERDEKİ ADENOİD HİPERTROFİSİ VARLIĞININ KRONİK RİNOSİNÜZİT İLE İLİŞKİSİNİN ARAŞTIRILMASI T.C. TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: DOÇ. DR. MEHMET KÜLEKÇİ ERİŞKİNLERDEKİ ADENOİD HİPERTROFİSİ VARLIĞININ KRONİK RİNOSİNÜZİT İLE İLİŞKİSİNİN

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

T AD. Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi sonuçlarımız ARAŞTIRMA. Mehmet Fatih Garça 1, Öner Çelik 2, Erdoğan Gültekin 3, Mehmet Külekçi 4

T AD. Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi sonuçlarımız ARAŞTIRMA. Mehmet Fatih Garça 1, Öner Çelik 2, Erdoğan Gültekin 3, Mehmet Külekçi 4 Tıp Araştırmaları Dergisi: 00 : () :9-9 T AD ARAŞTIRMA Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi sonuçlarımız Mehmet Fatih Garça, Öner Çelik, Erdoğan Gültekin, Mehmet Külekçi 4 Van İpekyolu Devlet Hastanesi,

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi) Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ KBB 21 KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ Dr. Mustafa KAZKAYASI / 1 Dr. Nuray Bayar MULUK / 2 Dr. Rahmi KILIÇ / 3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS KBB 7001 MAKALE VE SEMİNER SAATİ K.B.B. A.D. de tıpta

Detaylı

Dev konka bülloza piyoseli

Dev konka bülloza piyoseli Olgu sunumu-case report Dev konka bülloza piyoseli http://dx.doi.org/10.7197/1305-0028.2331 Giant concha bullosa pyocele Cüneyt Kucur, Onur Erdoğan*, Sermin Tok, Bekir Şanal, Mustafa Özkan, Nadir Yıldırım

Detaylı

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR NÖRORADYOLOJİ NÖRORADYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ ve GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR Dr. Faysal EKİCİ İNCELEME YÖNTEMLERİ DİREKT GRAFİLER BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ MANYETİK

Detaylı

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik görüntüleme ve teknikleri, implant ekibi ve hasta için çok amaçlı tedavi planının uygulanması ve geliştirilmesine yardımcı olur. 1. Aşama Görüntüleme Aşamaları

Detaylı

Dr. Murat DAŞ Çanakkale Onsekiz Mart Ünivetsitesi Acil Tıp AD.

Dr. Murat DAŞ Çanakkale Onsekiz Mart Ünivetsitesi Acil Tıp AD. Dr. Murat DAŞ Çanakkale Onsekiz Mart Ünivetsitesi Acil Tıp AD. Giriş-Amaç Travma 40 yaş altındaki populasyonda ölüm sebepleri arasında üst sıralardadır. Genel vücut travması olan hastalarda, kranial yaralanma

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8

Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8 Deomed Medikal Yay nc l k Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8 Türk Kulak Burun Bo az ve

Detaylı

KRONİK RİNOSİNÜZİT HASTALARINDAKİ NAZAL POLİPLERDE MYELOPEROKSİDAZ AKTİVİTESİ UZMANLIK TEZİ DR. A.BURÇİN SARISOY

KRONİK RİNOSİNÜZİT HASTALARINDAKİ NAZAL POLİPLERDE MYELOPEROKSİDAZ AKTİVİTESİ UZMANLIK TEZİ DR. A.BURÇİN SARISOY T.C. Sağlık Bakanlığı Dr Lütfi Kırdar Kartal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi II. Kulak Burun Boğaz Kliniği Klinik Şefi: Dr.Arif ŞANLI KRONİK RİNOSİNÜZİT HASTALARINDAKİ NAZAL POLİPLERDE MYELOPEROKSİDAZ AKTİVİTESİ

Detaylı

Kranium ve kranial garfiler

Kranium ve kranial garfiler Kranium ve kranial garfiler Prof.Dr.Nail Bulakbaşı Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Planlar 1 Planlar Baş döndürülür Omuzlar hafif dönük İnterorbital çizgi bukiye dik, medial sagital plan

Detaylı

ANTRAL EKTOPİK DİŞ ECTOPIC TOOTH IN MAXILLARY SINUS ANTRUM Rinoloji

ANTRAL EKTOPİK DİŞ ECTOPIC TOOTH IN MAXILLARY SINUS ANTRUM Rinoloji ANTRAL EKTOPİK DİŞ ECTOPIC TOOTH IN MAXILLARY SINUS ANTRUM Rinoloji Başvuru: 07.11.2015 Kabul: 18.12.2015 Yayın: 18.12.2015 Özlem Çelebi Erdivanlı1, Kadir Çağdaş Kazıkdaş2, Zerrin Özergin Coşkun1, Abdulkadir

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

BURUN (NASUS) Prof. Dr. Mürvet Tuncel. Burun solunum ve koku organıdır. Kemik ve kıkırdaktan yapılmış olup üzeri kas ve deri ile örtülüdür.

BURUN (NASUS) Prof. Dr. Mürvet Tuncel. Burun solunum ve koku organıdır. Kemik ve kıkırdaktan yapılmış olup üzeri kas ve deri ile örtülüdür. BURUN (NASUS) Prof. Dr. Mürvet Tuncel Burun solunum ve koku organıdır. Kemik ve kıkırdaktan yapılmış olup üzeri kas ve deri ile örtülüdür. Yapısı iki kısımda incelenir: - Nasus externus (dış burun) - Cavitas

Detaylı

Unilateral konka büllozanin alt konka üzerine etkisi: CT değerlendirmesi

Unilateral konka büllozanin alt konka üzerine etkisi: CT değerlendirmesi TKBB & BBCD 2011 doi: 10.5152/tao.2011.07 RESEARCH ARTICLE / ARAfiTIRMA Unilateral konka büllozanin alt konka üzerine etkisi: CT değerlendirmesi T. Apuhan, F. Aksoy, Y. S. Yıldırım, B. Veyseller, O. Özturan

Detaylı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı Doğal seyir & Prognoz Tedavi edilmezse uzun dönemde ekstremite

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

Örtü Epiteli Tipleri:

Örtü Epiteli Tipleri: Tek Katlı: Tek Katlı Yassı Epitel Tek Katlı Kübik Epitel Tek Katlı Prizmatik Örtü Epiteli Tipleri: Basit Kinosilyalı Çizgili Kenarlı Yalancı Çok Katlı( Psödostratifiye) Prizmatik Epitel Çok Katlı: Çok

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR Akciğer kanseri olmak her şeyin sonu değildir. Bu hastalığı yenmek için mutlaka azimli, inançlı ve sabırlı olmanız

Detaylı

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda; 3. SINIF VE Bu sınıfta öğrencilere, yaşamın evreleri içinde ve organ sistemleri temelinde hastalık oluşumunun genel özellikleri, nedenleri, temel mekanizmaları, patolojik bulguları, laboratuvar ve görüntüleme

Detaylı

Endoskopik sinüs cerrahisinde anatomik varyasyonlar n önemi

Endoskopik sinüs cerrahisinde anatomik varyasyonlar n önemi ARAfiTIRMA / RESEARCH ARTICLE Endoskopik sinüs cerrahisinde anatomik varyasyonlar n önemi TKBBV 2008 Gelifl tarihi / Received: May s / May 5, 2005 Düzelti sonras kabul tarihi / Accepted after revision:

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ MEKANİK DUYULAR İnsanlarda dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi bir çok duyu bulunmaktadır. Bu duyulara mekanik duyular denir. Mekanik duyuların alınmasını sağlayan farklı

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

ARCHIVES OF PEDIATRICS

ARCHIVES OF PEDIATRICS VOLUME 2 NUMBER 1 SEPTEMBER 2017 ARCHIVES OF PEDIATRICS ARAŞTIRMA YAZISI / RESEARCH ARTICLE Çocuklarda Sinonazal Bölge Anatomik Varyasyonları ve Rinosinüzitler ile İlişkisi Sinonasal Area Anatomic Variations

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Tıkanma Sarılığı Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Normal serum bilirubin düzeyi 0.5-1.3 mg/dl olup, 2.5 mg/dl'yi geçerse bilirubinin dokuları boyamasıyla klinik olarak sarılık ortaya çıkar. Sarılığa yol

Detaylı

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD İntrapulmoner hava yolları (Segmenta bronchopulmonalia) Bronchus principalis (primer) Bronchus lobaris (sekundar) Bronchus segmentalis (tersiyer)

Detaylı

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜSLERİN ANATOMİK VARYASYONLARININ DENTAL VOLUMETRİK TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜSLERİN ANATOMİK VARYASYONLARININ DENTAL VOLUMETRİK TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜSLERİN ANATOMİK VARYASYONLARININ DENTAL VOLUMETRİK TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ Dt. Numan DEDEOĞLU Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı Tez Danışmanı Prof. Dr. Osman

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI KBB-001: KBB Ab.D. KBB nin temelleri Teorik Dersleri KBB-002: KBB Ab.D. Seminer, Makale ve Olgu tartışması saati KBB-003: KBB Ab.D. KBB

Detaylı

Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8

Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8 Deomed Medikal Yay nc l k Rinosinüzitler Editör / Prof. Dr. Atilla Tekat 30 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, X+182 Sayfa 163 Resim, 9 fiekil, 16 Tablo ISBN 978-975-8882-29-8 Türk Kulak Burun Bo az ve

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi

NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hedefler ve sunum akışı Mukozal yüzey anatomisi Temel patolojileri Varyasyonlar / tuzaklar Radyolojik

Detaylı

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR Dr. İpek Türktaş Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Çocuklarda: %8.6-15.4 Erişkinde: %20 AKINTI KAŞINTI Allerjik Selam Allerjik Rinit Bulguları AKSIRMA ATAKLARI

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA Dr. Oktay Arda 2 Kalın Barsak Mukoza Villi yoktur Kıvrımlar yoktur Distal bölümde (Rectal) vardır 3 Kalın BarsakGuddelri Uzundur Çok sayıda: Goblet Hücresi Absorbsiyon Hücresi Silindirik Kısa, düzensiz

Detaylı

YAŞ VE SİGARA İÇİMİNİN NAZAL MUKOSİLİER KLİRENS HIZINA ETKİSİNİN RİNOSİNTİGRAFİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. (Uzmanlık Tezi) Dr.

YAŞ VE SİGARA İÇİMİNİN NAZAL MUKOSİLİER KLİRENS HIZINA ETKİSİNİN RİNOSİNTİGRAFİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. (Uzmanlık Tezi) Dr. T.C. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi BB liniği Şef: Doç. Dr. Mehmet ÜLEÇİ YAŞ VE SİGARA İÇİMİNİN NAZAL MUOSİLİER LİRENS HIZINA ETİSİNİN RİNOSİNTİGRAFİ OLARA DEĞERLENDİRİLMESİ (Uzmanlık Tezi) Dr. Musa

Detaylı

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5 Sorular Soru 1 T1 ve T2 ağırlıklı spin eko sekanslarda hiperintens görülen hematom kavitesinin evresini belirtiniz? a) Akut dönem b) Hiperakut dönem c) Subakut erken dönem d)

Detaylı

cularis sinistra, valva mitralis) sistol sırasında kapatır. Ostium aortae; aorta nın sol ventrikülden çıktığı yerde bulunan açıklıktır.

cularis sinistra, valva mitralis) sistol sırasında kapatır. Ostium aortae; aorta nın sol ventrikülden çıktığı yerde bulunan açıklıktır. Kalp; toraks (göğüs) boşluğunda orta mediastinumda, akciğerler arasında lokalize, çizgili kas yapısında ancak istemsiz olarak çalışan bir organdır. Genel olarak kişinin yumruğu kadardır. Kalbin 1/3 ü orta

Detaylı

Prof. Dr. Gökhan AKSOY

Prof. Dr. Gökhan AKSOY Prof. Dr. Gökhan AKSOY * Çiğneme, Beslenme * Yutkunma, * Estetik, * Konuşma, * Psikolojik Kriterler * Sosyolojik Kriterler Mandibüler: alt çene kemiğine ait, alt çene kemiğiyle ilgili Örnek: * mandibüler

Detaylı

Paranazal Sinüslerde Anatomik Varyasyonların Sıklığı ve Enflamatuar Sinüs Hastalıklarına Etkisi

Paranazal Sinüslerde Anatomik Varyasyonların Sıklığı ve Enflamatuar Sinüs Hastalıklarına Etkisi Araştırma Maklesi Paranazal Sinüslerde Anatomik Varyasyonların Sıklığı ve Enflamatuar Sinüs Hastalıklarına Etkisi Clinical Importance and Frequency of Anatomic Variations on Inflammatory Sinus Diseases

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

TORAKS RADYOLOJİSİ. Prof Dr Nurhayat YILDIRIM

TORAKS RADYOLOJİSİ. Prof Dr Nurhayat YILDIRIM TORAKS RADYOLOJİSİ Prof Dr Nurhayat YILDIRIM PA AKCİĞER GRAFİSİNDE TEKNİK ÖZELLİKLER Film ayakta çekilmelidir. Göğüs ön duvarı film kasetine değmelidir. Işık kaynağı kişinin arkasında olmalıdır. Işık kaynağı

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Çocuklarda Paranazal Sinüsler ve Nazal Kavitenin Anatomik Varyasyon ve Tehlikeli Bölgelerinin Radyolojik Görüntülenmesi

Çocuklarda Paranazal Sinüsler ve Nazal Kavitenin Anatomik Varyasyon ve Tehlikeli Bölgelerinin Radyolojik Görüntülenmesi İKSST Derg 2018;10(1):3642 doi:10.5222/iksst.2018.035 Klinik Araştırma larda Paranazal Sinüsler ve Nazal Kavitenin Anatomik Varyasyon ve Tehlikeli Bölgelerinin Radyolojik Görüntülenmesi Imaging of the

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire ÜST SOLUNUM YOLU Farenjit :Farenks mukozasının iltihabi bir hastalığıdır. Akut ve kronik olarak seyreder. Larenjit :Üst solunum yolunun bir parçası

Detaylı

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın KOLOREKTAL POLİPLER Prof. Dr. Mustafa Taşkın -Polip,mukozal örtülerden lümene doğru gelişen oluşumlara verilen genel isimdir. -Makroskopik ve radyolojik görünümü tanımlar. -Sindirim sisteminde en çok kolonda

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Yüksek Lisans Tıp Doktoru

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Yüksek Lisans Tıp Doktoru 1. Adı Soyadı : Ahmet Hamdi Kepekçi ÖZGEÇMİŞ İletişim Bilgileri Adres Telefon Mail : Haznedar Mahallesi Ergene Sokağı No:52 (Bağcılar Caddesi Üzeri) 34160 Güngören / İSTANBUL : (212)-644-2200 : dr.kepekci@gmail.com

Detaylı

NASUS. Prof. Dr. S. Ayda DEMİRANT

NASUS. Prof. Dr. S. Ayda DEMİRANT NASUS Prof. Dr. S. Ayda DEMİRANT Nasus-Burun Solunum ve koku alma organı Kemik ve kıkırdaklardan yapılmış, kas ve deri ile örtülü Havanın ısıtılması, nemlendirilmesi, süzülmesi Kokunun alınması Sesin amplifikasyonu

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

KRONİK İNFLAMATUAR PARANAZAL SİNÜS HASTALIKLARINDA OSTİOMEATAL KOMPLEKS ANATOMİK VARYASYONLARI VE EVRELENDİRMEYE OLAN ETKİLERİ

KRONİK İNFLAMATUAR PARANAZAL SİNÜS HASTALIKLARINDA OSTİOMEATAL KOMPLEKS ANATOMİK VARYASYONLARI VE EVRELENDİRMEYE OLAN ETKİLERİ KLİNİK ÇALIŞMA KRONİK İNFLAMATUAR PARANAZAL SİNÜS HASTALIKLARINDA OSTİOMEATAL KOMPLEKS ANATOMİK VARYASYONLARI VE EVRELENDİRMEYE OLAN ETKİLERİ Dr. Kürşat CEYLAN, Dr. Hatice EMİR, Dr. Zeynep KIZILKAYA KAPTAN,

Detaylı

Kafa Kaidesi ve Kubbesinin Prenatal ve Postnatal büyüme - gelişimi. Prof. Dr. M. Okan Akçam

Kafa Kaidesi ve Kubbesinin Prenatal ve Postnatal büyüme - gelişimi. Prof. Dr. M. Okan Akçam Kafa Kaidesi ve Kubbesinin Prenatal ve Postnatal büyüme - gelişimi Prof. Dr. M. Okan Akçam Kondrokranium nedir? kıkırdak halindeki embriyonik kafatası kafa kemikleri sınırlarının henüz belli omadığı, kemiklerin

Detaylı

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI BAŞ VE BOYUN DAMARLARI DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 BAŞ VE BOYUN ARTERLERİ A. Carotis externa Boyun, yüz ve saçlı derideki yapıların arteriel beslenmesini sağlar. Ayrıca dil ve maxilla yı da kanlandırır.

Detaylı

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ 1 Bu ana eksenler şunlardır: Sagittal eksen, Vertical eksen, Transvers eksen. 2 Sagittal Eksen Anatomik durumda bulunan bir vücut düşünüldüğünde, önden arkaya doğru uzanan

Detaylı

Konka Bülloza Sıklığının Araştırılması

Konka Bülloza Sıklığının Araştırılması Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Konka Bülloza Sıklığının Araştırılması An Investigation on the Frequency of Concha Bullosa *Mehmet İlkay KOŞAR, *Mehmet ÇİMEN, **Suphi MÜDERRİS, ***Türkan TEKEŞ ÖZET

Detaylı

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler ORBİTA ORBİTA ANATOMİSİ Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.sık rastlanan orbita hastalıkları, tanı ve tedavi yöntemlerinden kısaca bahsedecek

Detaylı

Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler

Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler Öğr.Gör.Dr. Nurullah YÜCEL Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Temel Anatomi ve Fizyoloji Dersi SBF 122 Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ BİRİNCİL KEMİK KANSERİ KONDROSARKOM (KS) PROF. DR. LEVENT ERALP Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı İÇİNDEKİLER Kondrosarkom Nedir? KS dan kimler etkilenir? Bulgular nelerdir? KS tipleri nelerdir? Risk faktörleri

Detaylı

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM S.B.Ü İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ Dr. Feyzullah ERSÖZ ADRENAL BEZLERİN ANATOMİK ÖZELLİĞİ Retroperitoneal yerleşimlidirler Sağ ve

Detaylı