ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER"

Transkript

1 ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN

2 ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER Silikat simanlar Akrilik rezinler Cam iyonomer simanlar Hibrit materyaller Kompozit rezinler

3 SİLİKAT SİMANLAR 1871 de geliştirildiler. Toz: alüminyum silika camı Likit: fosforik asit-su-tamponlayıcı Asitli camlar bir jel matrisle birarada yapışırlar. Devamlı ağızda fluorür salarlar Eskiden çürük aktivitesi yüksek bireylerin ön dişlerine uygulanırlardı.

4 SİLİKAT SİMANLAR Çok asidik olduğundan pulpaya zarar verir Translüsentliği yoktur, estetik değildir Mekanik özellikleri zayıftır, kolay erirler Kırılgandır ve ancak konvansiyonel kavitelere uygulanabilir

5 AKRİLİK REZİNLER 1940 larda geliştirildiler Pasta-pasta sistemlerdir Doldurucusuzdur (fillersiz) Silikata göre daha dayanıklı Ağızda daha az erirler Renkleri daha stabildir Stres gelmeyen yerlerde daha başarılı olurlar

6 AKRİLİK REZİNLER Aşınırlar Boyutsal kararsızlıkları vardır Polimerize olurken çok büzülürler ve dolgu kenarlarında aralıklar olur Dişten x10 daha fazla termal iletkendir Artık sadece geçici kron yapımında ve kron/köprü fasetlerinde kullanılırlar

7 KOMPOZİT REZİNLER 1962 de geliştirildiler Silika ile desteklenmiş polimerik restoratif materyallerdir Temelde devamlı bir rezin matris içine inorganik fillerlerin konmasıyla oluşurlar

8 KOMPOZİT REZİNLERİN YAPISI Organik faz (Continuous phase) İnorganik faz (Dispersed phase) Ara faz (Silane coupling agent) Diğer bileşenler

9 KOMPOZİT REZİNLER İnorganik fillerler materyalin fiziksel özelliklerini arttırırlar, ışığı geçirirler ve mine gibi saydamlık sağlarlar Organik matris fillerleri birarada tutar ve karışımı modele edilebilir yapar Modern kompozitlerde inorg. fillerler silanlarla kaplanarak organik matrise katılırlar

10 1. Organik Polimer Matris Faz Bis-GMA (bisphenol A glysidyl methacrylate) UDMA (urethan dimethacrylate ) TEGDMA (triethylene glycol dimethacrylate)

11 1. Organik Polimer Matris Faz Her iki uçlarında reaktif karbon çift bağlar vardır ve polimerizasyonun devamı sağlanır BisGMA çok yoğun olduğundan içine dilüent eklenmelidir (TEDGMA)

12 Kompozitlerin temel yapısı olan Bis GMA CH 2 CH 3 C C O O OH C O CH 2 H CH 2 Bisphenol A CH 3 OH C CH 3 O CH CH2 2 H CH 2 O C O CH 3 C CH 2 CH 2 CH 3 C C O O OH C O CH 2 H CH 2 Bisphenol A CH 3 OH C O CH CH2 2 CH 3 H CH 2 O C O CH 3 C CH 2 Glycidylmethacrylate Glycidylmethacrylate MONOMER (BisGMA)

13 Kompozitlerde özelliklerini geliştirmek için kullanılan diğer polimerler

14 Kompozitlerde galvanik şoklar yaşanmaz Kompozitin bileşimindeki organik yapı yalıtkan görevi görür

15 2. İnorganik Fillerler Kuartz Borosilikat camı Lityum aluminyum silikat Stronsiyum (radyoopasite) Baryum (radyoopasite) Kolloidal silika Yitriyum camı (radyoopasite) Baryum aluminyum silika

16 2. İnorganik Fillerler Kompozite ne kadar çok katılırlarsa mekanik ve fiziksel özellikler de o kadar artar Fazla katılınca akışkanlık azalır ve parlatma zorlaşır

17 2. İnorganik Fillerler İlk kompozitlerde 20-30µ geniş partiküller vardı makrofil 8-10µ luk daha küçük fillerliler midifil (geleneksel) µ partikül içerenler mikrofil µ ve 2-5 µ partiküller beraber karışınca hibrit

18 3. Ara Faz (coupling agent) İnorganik yapılarla organik yapıların üç boyutlu bağlanmasını sağlayan silanlar dır.

19 3. Ara Faz (coupling agent) Silanlardır (organik silisyum bileşiği) Rezinin fiziksel ve mekaniksel özelliklerini geliştirir Rezin-partikül arayüzü boyunca suyun geçişini önler, hidrofilik dengeyi sağlar Rezinin çözünürlüğünü ve su emilimini azaltır.

20 Silanlar üç boyutlu inorganik-organik ko-polimerlerdir Polimerize olabilen farklı organik gruplara katılabilirler * Metil metilakril ünitelerine organik yapılar ile inorganik yapıların katılmasını sağlarlar. * Organik grupların polimerizasyon derecesini belirlerler.

21 4. Kompozitin diğer bileşenleri 1. İnisyatör / akseleratör Reaksiyon başlatıcılar Polimerizasyonu başlatırlar

22 4. İnisyatörler - Akseleratör Kompozitler 3 türlü sertleşirler: Kimyasal: peroksit inisyatör ve amine akseleratör 2 pasta halindedirler. Serbest radikaller karbon çift bağları etkiler ve polimerizasyon başlar. Işıkla: kamforokinon ve alifatik amine gibi ışığa duyarlı fotoinisyatörler içerir. Kimyasal + ışıkla: polimerizasyon ışıkla başlar ve kendi kendine devam eder

23 4. Pigmentler 2. Organik ve inorganik boyalar maddeler (pigmentler) İnorganik oksitlerdir ve renk verirler. Sarıdan griye 5 rengi vardır ve çok az oranda katılırlar.

24 Organik ve inorganik boyalarla renklendirilip, flüoresans özellik ve bukalemun etkisi kazandırılabilir

25 KOMPOZİT REZİNLERİN SINIFLANDIRILMASI Partiküllerin büyüklüğü, şekli ve miktarı kompozit rezinlerin fiziksel özelliklerini belirler. Partikül miktarı arttıkça, organik matris oranı düşer, ısısal genleşme katsayısı, polimerizasyon büzülmesi, su emilimi azalır ve dayanıklılık artar.

26 Kompozit rezinler İnorganik doldurucu partiküllerin büyüklüğüne Partiküllerin ağırlık veya hacim olarak yüzdesine Polimer matrise ekleniş biçimlerine Polimerizasyon yöntemlerine Viskozitelerine göre sınıflandırılabilirler

27 İnorganik doldurucu boyutuna göre kompozit rezinler Makrofil (10-100µm) Minifil (0.1-1µm) Mikrofil ( µm) Hibrit (0.04-1µm)

28 Kompozitteki partiküller (ağırlıkça %85 inorganik yapı)

29 SINIFLANDIRMA Makrofil kompozit rezinler (1-15 µm) Sıkıştırmaya ve aşınmaya dirençli. Posterior için uygun ama cila olmaz ve opaktır. Mikrofil kompozit rezinler (0.1-1 µm) Sıkıştırmaya ve aşınmaya dirençsiz. Dişe benzer cila yapılabilir ve anterior bölge için uygundur Hibrit kompozit rezinler (0.1-5 µm) Her iki grubun da olumlu özelliklerini almış. Cilalanabilir ve posteriorda kullanılabilir. Akışkan kompozit rezinler Nanohibrit kompozit rezinler

30 Hibrit kompozitler Nanokompozit Mikrohibrit kompozitler

31

32 A. MAKROFİL KOMPOZİTLER İnorganik doldurucular kuartz partiküllerdir Organik matris daha fazla aşınır Parlatılamazlar ve kolay renklenirler Aşınmaya direnci düşük olduğundan posterior dişlerde kullanımı sakıncalıdır

33 C. MİNİFİL KOMPOZİTLER İnorganik doldurucular baryum ve stronsiyum gibi ağır metalleri içeren cam ile yoğunlaştırılmış partiküllerdir Aşınmaya dirençleri artmıştır Yüzey daha düzgündür Kompozite radyoopasite kazandırılmıştır

34 D. MİKROFİL KOMPOZİTLER İnorganik doldurucular kolloidal silika partiküllerdir Doldurucu partiküller organik matrisle hemen hemen aynı seviyede aşınır Yüzey daha düzgündür Akışkandır ve kuvvet gelen yerde dayanıksızdır

35 E. HİBRİT KOMPOZİTLER Farklı büyüklükteki doldurucu partiküllerin karışımını içerir Fiziksel ve mekanik özellikleri makro ve minifil kompozitlere benzer Yüzey düzgünlüğü mikrofil kompozitlere benzer Stres gelen bölgelerde daha rahat kullanılırlar

36 POLİMERİZASYON YÖNTEMLERİNE GÖRE SINIFLANDIRMA Kimyasal olarak (self-cured) benzoil peroksit ile Işık ile (light-cured) kamforokinon ile Hem kimyasal hem ışık ile (dual-cured) benzoil peroksit + kamforokinon

37 Foto-polimerizasyon Polimerizasyonu başlatan görünür mavi ışık, ortalama nm dalga boyundadır. Işık kaynağının oluşturduğu ışık fiber optik aracılığı ile yansıtılır. Karbon çift bağları birbirileri ile zincirleme reaksiyona girer.

38 Foto-polimerizasyon Sertleşmenin %75 i ilk 10 dk da tamamlanır ama 24 saat sürer. Karbon-karbon bağlarının %10 u reaksiyona girmeden kitlenin içinde artık monomer şeklinde kalabilir.

39 Polimerik yapının içinde değişik boyutta polimerler bulunmalıdır. Fakat artık monomer kalmamalıdır

40 Kompozit yapılar mesleğimizde devrim yarattılar Reaksiyona girmeye hazır tek monomer mer

41 Katalistlerin yardımıyla mer ler bağlanmaya başlar

42 Polimerizasyonun başlamasıyla monomerler süratle reaksiyona girerler

43 Tüm monomerlerin polimere dönuşmesi: ışık yoğunluğuna, uygulama süresine ve uzaklığa bağlıdır.

44 Polimerizasyon polymerisation: double bonds single bonds

45 Geleneksel kompozitlerdeki polimerizasyon büzülmesi

46 Reaksiyon süratle gider

47 Reaksiyon süratle gider

48 Polimerizasyon sonunda küçük merler birleşirken büzülme meydana gelir.

49 Işıkla sertleşen tüm estetik restoratif materyaller az veya çok büzülür. Bu oran %1-3 arasındadır ve kavite duvarlarında 130kg/cm 2 lik bir gerilme yaratabilir.

50 POLIMERIZASYON Başlangıçta materyal jel fazına geçer, monomer bağlantıları başlar ama kompozit hala yumuşaktır. Jelden final polimerizasyona kadar maddede polimerizasyon stresleri oluşur ve büzülmeler başlar Büzülme madde miktarına ve filler/rezin oranına bağlıdır. Düşük filler/rezin oranlı materyaller daha fazla büzülür

51 Voltajda %6 azalma ışık şiddetini %25 azaltabilir. Cihazların dalga boyları periyodik olarak kontrol edilmelidir. Koyu renkli kompozitler daha uzun süre ışığa maruz kalmalıdır. Polimerize olacak kompozit miktarı mm yi geçmemeli ve tabanca kompozite 1 mm ye kadar yaklaştırılmalıdır.

52 İnorganik yapıların katkısı Stronsiyum, baryum, çinko ve yitriyum radyoopasite sağlar. Silika partikülleri, karışımın mekanik özelliklerini güçlendirir, ışığı geçirir ve yayar. İnorganik yapı kompozitin iskeletini oluşturur

53 İnorganik partiküllerin silanlanarak eklenmesi kompoziti olumlu etkiler: Daha az su çekmesini sağlar Organik yapıya daha iyi bağlanabilir Büzülmeyi kontrol eder Opaklık verir

54 IŞIK İLE POLİMERİZE OLAN KOMPOZİTLERİN AVANTAJLARI Çalışma zamanı rahat kontrol edilir Karıştırma işlemi olmadığından porözite azdır Çeşitli renkleri vardır Polimerizasyon, form verildikten sonra başlatıldığı için, bitirme işlemleri azdır Visközdürler ve farklı renkler birarada kullanılabilir Hızlı, kontrollü, derin ve güvenilir bir polimerizasyon sağlanabilir Tam polimerizasyon olduğundan, renkleri stabildir Kaviteye küçük parçalar halinde yerleştirilebilirler

55 KOMPOZİTLERİN VİSKOZİTELERİNE GÖRE SINIFLANDIRMASI Kondanse olabilen kompozitler (Packable resin composites) Akışkan kompozitler (Flowable resin composites)

56 KONDANSE OLABİLEN KOMPOZİTLER 1998 de piyasaya sürüldüler Yeni karıştırılmış amalgama benzer yoğunluğu ve manipülasyonu vardır Yüksek doldurucu partikül ağırlıkları ve dağılımları vardır Çiğneme kuvvetlerinin geldiği bölgelerde kullanılmak üzere geliştirilmişlerdir Tek kütle halinde (3-4mm) ve basınçla kaviteye ve matrise doğru uygulanabilirler

57 AKIŞKAN KOMPOZİTLER 1998 de piyasaya sürüldüler Düşük viskoziteli hibrit rezinlerdir Doldurucu partikül miktarları ve ağırlıkları azdır Aşınmaya dirençleri azdır Dentin duyarlılığının giderilmesinde, amalgamkompozit-kronlardaki kenar kırıklarının onarımında, servikal abfraksiyonlarda, mine defektlerinde ve mikrokavitelerde kullanılabilirler

58 TABAKALAMA (LAYERING TECHNIQUE)

59 Tabakalama tekniginin dezavantajı Bosluk olusma riski..

60 AKISKAN KOMPOZITLI UYGULAMALAR

61 FARKLI ÖZELLİKTEKİ KOMPOZİT REZİNLER Ormoserler İyon salabilen kompozitler Nanofil kompozitler

62 ORMOSERLER 1998 de restoratif dişhekimliğine sunuldular Organik olarak modifiye edilmiş seramiklerdir Yeni inorganik-organik kopolimer içermesi sebebiyle mekanik özellikleri farklıdır Aşınma dirençlerinin geleneksel kompozitlerden çok daha fazla olduğu savunulmaktadır Admira, Definite

63 İYON SALABİLEN KOMPOZİTLER 1998 de restoratif dişhekimliğine sunuldular Restorasyonun altındaki bölgenin ph değerinin değişmesine bağlı olarak florür, hidroksil ve kalsiyum iyonları salarlar Plak birikimine bağlı ph düşmesi sonucu iyon salınımı artar ve marjinal bölgelerde bakterilerin üremesini inhibe ederler Demineralizasyon azalacağı için restorasyon kenarında sekonder çürük oluşumunun önleneceği umulmaktadır. Ariston PHc.

64 ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN

65 NANOFİL KOMPOZİTLER Çok geniş yüzey alanı! Tane boyu Yüzey 3 µm 0,5 m 2 /g 0,7 µm 12 m 2 /g 50 nm 75 m 2 /g 20 nm 150 m 2 /g VEYA : 1 nm = YAKLAŞIK 10 ATOM Grandio, Filtek Supreme, Ceram-X, Tetric Evo Ceram...

66 NANO TEKNOLOJİ Nano partikül - üretimi Geleneksel dolgular öğütme/tane boyu Gelişmiş teknoloji en düşük değer: 0,5 µm Birbirlerini çekerek topaklanır, daha az alan kaplarlar.

67 Nano partiküllerin toplanma özelliğinden dolayı kolay uygulanır

68 Nano partiküllerin toplanma özelliğinden dolayı katların uygulanması kolaydır

69 Nano teknoloji Aradaki boşluklar daha azdır. Daha fazla inorganik yapı daha az polimerik bağlantı oluşturur Tetric Ceram Grandio

70 Nano teknoloji Nano tanecik - özellikleri Şeffaftır, kolaylıkla cilalanır

71 KOMPOZİT REZİNLERİN Pasta-pasta sistemler UYGULANMASI Her pastadan eşit miktarda çıkarılır, 30sn çabucak karıştırılır. Metal spatül kullanılmaz dk çalışma süresi ve 3-5 dk sertleşme süresi vardır. Plastik spatülle kaviteye biraz fazlaca konur ve matrisle 2 dk sıkıştırılır. Tek pasta sistemler Işıkla polimerize olurlar. 2 mm lik tabakalar halinde uygulanmalı ve tüpler hemen kapatılmalı.

72 KOMPOZİT REZİNLERİN UYGULANMASI Pulpanın korunması (cam iyonomer simanlar, kalsiyum hidroksit patları, dentin bonding ajanları) Kavite izolasyonu (pamuk rulolar, tükürük emiciler, yapışkan patchler, retraksiyon ipleri, rubberdam, matris ve kamalar) Matris-kama seçimi ve uygulanması (poliester veya metal matris bantlar, selluloid kronlar, servikal matrisler, tahta/şeffaf kamalar)

73 1. Pulpanın korunması Diş vitalitesi için çok önemlidir Ağız sıvılarının diş-dolgu arasına girmesini önler, dentinde oluşan stresleri dağıtır ve mekanik destek sağlar Kompozitlerin polimerizasyonunu bozacak öjenol içerikli kaide maddeleri veya kopal vernikler kullanılmamalı Cam iyonomer siman, kalsiyum hidroksitli patlar ve adeziv sistemler idealdir

74 1. Pulpanın korunması Asitle pürüzlendirme, kaide maddesinden 3-5 dk sonra yapılmalıdır ki erimesin/çatlamasın Kalsiyum hidroksitli patlar derin kavitelerde daha sık kullanılır Cam iyonomer simanlar geniş posterior kavitelerde dentini desteklemek ve daha az kompozit kullanımı için uygulanırlar Günümüz adeziv sistemleri liner görevi görmekte ve kaideye gereksinimi çok azaltmaktadır

75 2. Kavite İzolasyonu Kaviteyi tükürük, gingival sıvı ve kanamalardan korumak için nemin kontrol edilmesi izolasyondur Kuru ve temiz bir alan; rahat görüş, kolay ve doğru uygulama, hekim korunması sağlar Nem kontrolünde pamuk tamponlar, tükürük emiciler, yapışkan patch ler, retraksiyon ipleri ve rubber dam (lastik örtü) kullanılmaktadır

76 3. Matris Seçimi Diş hekimliğinde tüm gereksinimleri tam karşılayacak bir matris türü henüz geliştirilememiştir Matrisler kompoziti kaviteye yerleştirmede, sınırları belirlemede ve izolasyonda kullanılır Kamalarla birlikte anatomik konturların ve temas alanlarının oluşturulması kolaylaşır Kompozit rezinlerle uygun kontak oluşturmak amalgama göre çok daha zordur

77 3. Matris Seçimi Aproksimal yüzeyi de içine alan kavitelerde matris yerleştirdikten sonra gingival embrazürü oluşturmak için tahta kamalar kullanılır Kamalar kenar taşkınlıklarını önler ve matrisi sabitleştirir Işıkla sertleşen kompozitlerde şeffaf polietilen kama ve matris bantları kullanılabilir Kamaların merkezinde bulunan ışık yansıtıcı bantlar indirekt polimerizasyona yardım eder

78 Tofflemire Matris

79 ÖN BÖLGE KOMPOZİT REZİN UYGULAMALARI

80

81 Kompozitlere cila uygulanması Komşu mine yüzeyi kadar pürüzsüz bir yüzey elde etmek için Destek dokularla uyumlu bir restorasyon yapmak için Mandibula hareketleri ile uyumlu bir oklüzal morfoloji oluşturmak için Dolgu kenarlarında uygun bir kenar uyumu yaratmak için cilalama yapılır

82

83

84

85 Uygulama Alanları Çiğnemede çok deforme olan kole bölgeleri elastiklik modülü olan materyallerle restore edilmeli Estetik kaygı ön planda ise, partikül boyutu az ve ara mesafesi dar olan mikrofil veya nanofil kompozitler kullanılmalı Dayanıklılığın ön planda olduğu arka bölge restorasyonlarında hibrit kompozitler kullanılmalı

86

87

88

89

90

91

92