Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece

Ebat: px

Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece"

Mehmed Avcı
8 yıl önce
İzleme sayısı:

1 INDUSTRIAL POLLUTION Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece Problem: Sorun North: Kuzey Endüstriyel kirlilik yalnızca Avrupa ve Kuzey Amerika nın sorunu değildir but it is also an extremely serious problem in some developing countries. Also: de/da Extremely: Aşırı Serious: Önemli, ciddi Some: Bazı Developing: Gelişen bunların yanı sıra gelişmekte olan bazı ülkeler için de ciddi bir sorundur. Economic growth is a very important goal for these countries. Economic: İktisadi, ekonomik Growth: Büyüme Important: Önemli Goal: Amaç Country: Ülke Bu ülkeler için ekonomik büyüme çok önemli bir hedeftir. They want to develop new industries, so they put few controls on industries which cause pollution in order to attract large international companies. Develop: Geliş(tir)mek Put: Koymak Control: Denetim Few: Az, seyrek Cause: Neden olmak In order to: amacıyla Attract: Çekmek Large: Büyük, geniş International: Uluslar arası Company: Şirket Onlar yeni sanayiler geliştirmek istemektedirler, bu sebeple, büyük uluslararası şirketleri çekebilmek için, kirliliğe neden olan sanayi kollarına yönelik denetimlerini seyrekleştirirler. 1

Also: de/da Extremely: Aşırı Serious: Önemli, ciddi Some: Bazı Developing: Gelişen bunların yanı sıra gelişmekte olan bazı ülkeler için de ciddi bir sorundur.

2 Catanduva, an industrial town of 85,000 people in Brazil, is an example of the relationship between industrial development and pollution. Town: Kasaba People: İnsan Brazil: Brezilya Example: Örnek Relationship: İlişki Between: Arasında Brezilya da insanın yaşadığı endüstriyel bir kasaba olan Katanduva, endüstriyel gelişme ile kirlilik arasındaki ilişkiye bir örnektir. In 1954, Catanduva had no industry. Today it has more than twenty large factories, which produce many pollutants. Have: Sahip olmak Today: Bugün, günümüzde More: Daha fazla Twenty: Yirmi Factory: Fabrika Produce: Üretmek Many: Birçok Pollutant: Kirlilik yaratan şeyler Katanduva da 1954 de sanayi yoktu. Bugün ise kirliliğe neden olan birçok şey üreten yirmiden fazla büyük fabrikaları vardır. The people of the town are exposed to a large number of poisonous substances in their environment. Expose: Maruz kalmak, etkilenmek Poisonous: Zehirli Substance: Madde Environment: Çevre Kasabanın insanları yaşadıkları çevrede büyük oranda zehirli maddelere maruz kalmaktadırlar. In other words, these people have no protection against these harmful, toxic subtances. In other words: Diğer bir deyişle Protection: Koru(n)ma Against: -e karşı Harmful: Zararlı Toxic: Zehirli Diğer bir deyişle, bu insanlar bu zararlı, zehirli maddelere karşı korunmasızdırlar. The results of this exposure can be clearly seen. Result: Sonuç Clearly: Açıkça Seen: Görülmek Bu etkinin sonuçları açıkça görülebilir. 2

000 insanın yaşadığı endüstriyel bir kasaba olan Katanduva, endüstriyel gelişme ile kirlilik arasındaki ilişkiye bir örnektir. In 1954, Catanduva had no industry.

3 Birth defects are extremely common, and medical science is still not able to correct many of these defects. Birth: Doğum Defect: Kusur, bozukluk Common: Sık görülen, ortak Medical: Medikal, tıbbi Science: Bilim Still: Hala Correct: Düzeltmek Doğum bozuklukları aşırı sıklıkla görülmektedir ve hala tıbbi bilimler bu bozuklukların birçoğunu düzeltememektedirler. For example, one out of every 200 babies suffers from anencephaly, a very unusual type of brain damage. For example: Örneğin Suffer: Acı çekmek, yakınmak Unsual: Sık görülmeyen, nadir görülen Type: Tür Brain damage: Beyin hasarı Örneğin, her 200 bebekten biri nadir görülen bir beyin hastalığı olan anensepaliden muzdariptir. Usually only one out of every 5000 babies is born with this condition. Usually: Genellikle To be born: Doğmak Condition: Şart, koşul, durum Genellikle her 5000 bebekten biri bu durumla doğmaktadır. Other serious health problems are caused by the pollution. Other: Diğer, öteki Health: Sağlık Cause: Neden olmak Diğer ciddi sağlık problemleri de kirliliğin sonucudur. Among children and adults, asthma and other lung problems are twelve times more common in Catanduva than in other places. Among: Arasında Adult: Yetişkin Asthma: Astım Lung: Akciğer Twelve: 12 Times: Kere Common: Yaygın Place: Yer Çocuklar ve yetişkinler arasında astım ve diğer akciğer problemleri Katanduva da diğer yerlere göre 12 kat daha yaygındır. 3

bilimler bu bozuklukların birçoğunu düzeltememektedirler. For example, one out of every 200 babies suffers from anencephaly, a very unusual type of brain damage.

4 It is true that Brazil, like many other countries, has laws against pollution, True: Doğru Like: gibi Law: Yasa, kanun Birçok ülkede olduğu gibi, Brezilya da da kirliliğe karşı yasalar bulunduğu doğrudur. but the government does not enforce these laws strictly enough. Government: Hükümet, devlet, yönetim Enforce: Uygulamak, zorlamak Strictly: Katı biçimde Enough: Yeterli Fakat hükümet/devlet bu kanunları yeterince sert biçimde uygulamamaktadır. It is cheaper for companies to ignore the laws and pay the fines (money that is paid as punishment) than to buy the expensive equipment that will reduce the pollution. Cheaper: Daha ucuz Ignore: Reddetmek, karşı çıkmak, ihlal etmek Pay: Ödemek Fine: Ceza ödemesi Punishment: Ceza Buy: Satın almak Expensive: Pahalı Equipment: Ekipman, cihaz, araç Reduce: Azaltmak Şirketler için yasaları ihlal etmek ve para cezası (ceza olarak ödenen para) ödemek, kirliliği azaltacak pahalı ekipmanları almaktan daha az masraflıdır. It is clear, therefore, that economic growth is more important to the government than the health of the workers. Clear: açık Therefore: Bundan dolayı Growth: Büyüme, gelişme Workers: Çalışanlar Açıktır ki, bundan dolayı, devlet için ekonominin büyümesi çalışanların sağlığından daha önemlidir. 4

Government: Hükümet, devlet, yönetim Enforce: Uygulamak, zorlamak Strictly: Katı biçimde Enough: Yeterli Fakat hükümet/devlet bu kanunları yeterince sert biçimde uygulamamaktadır.

5 However, the responsibility does not completely lie with the Brazilian government. However: Buna rağmen Responsibility: Sorumluluk Completely: Tamamen Lie with: dan kaynaklanan Buna rağmen, sorumluluk tamamen Brezilya hükümetinden kaynaklanmamaktadır. The example of Catanduva shows that international companies are not acting in a responsible way either. Show: Göstermek Act: Davranmak, davranışta bulunmak Responsible: Sorumlu Way: Biçim Either: de/da Katanduva örneği göstermektedir ki uluslar arası şirketler de sorumlu biçimde davranmamaktadırlar. Large companies from France, Italy and the U.S. own a number of the factories in the town. Own: Sahip olmak Fransa, İtalya ve A.B.D. den büyük şirketler kasabadaki fabrikaların bir kısmının sahibidirler. They are doing things in Brazil that they cannot do at home Do: Yapmak Thing: Şey At home: Evde Onlar kendi ülkelerinde yapamadıklarını Brezilya da yapmaktadırlar because if they do, their governments severely punish them and put them out of business. Because: Çünkü Severely: Şiddetli, ağır Punish: Cezalandırmak Put out of: Çıkarmak, atmak Business: İş piyasası Çünkü eğer yaparlarsa, hükümetleri/devletleri onları ağır biçimde cezalandırır ve işten men eder. 5

The example of Catanduva shows that international companies are not acting in a responsible way either.

Benzer belgeler

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

Argumentative Essay Nasıl Yazılır? Hüseyin Demirtaş Dersimiz: o Argumentative Essay o Format o Thesis o Örnek yazı Military service Outline Many countries have a professional army yet there is compulsory