MUSTAFA KUTLU NUN BU BÖYLEDİR VE YILDIZ RAMAZANOĞLU NUN MEHTAP ADLI HİKÂYELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME * ÖZET

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MUSTAFA KUTLU NUN BU BÖYLEDİR VE YILDIZ RAMAZANOĞLU NUN MEHTAP ADLI HİKÂYELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME * ÖZET"

Transkript

1 - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p , ANKARA-TURKEY MUSTAFA KUTLU NUN BU BÖYLEDİR VE YILDIZ RAMAZANOĞLU NUN MEHTAP ADLI HİKÂYELERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME * Adem ARSLAN ** ÖZET Mustafa Kutlu nun hikâyeye bakış açısı, ona göre hikâyenin ne anlama geldiği ve yazarlığının dönemleri hakkında kısa bilgiler verilmiştir. Sonrasında Çağdaş Türk edebiyatı hikâyecilerimizden olan Mustafa Kutlu nun Bu Böyledir adlı hikâyesi ile son dönem kadın hikâye yazarlarımızdan Yıldız Ramazanoğlu nun Derin Siyah adlı kitabının içinde bulunan Mehtap Turu adlı hikâyesi mukayese edilmiştir. Eserler, olay örgüsü ve yapı, zaman, mekân, anlatıcı, bakış açısı, şahıs kadrosu, dil, üslup gibi materyal unsurlar açısından karşılaştırılmıştır. Bunun yanında bilinç akımı tekniği, geriye dönüş tekniği, leitmotiv tekniği, metinlerarasılık gibi modern anlatım yöntemleriyle de teknik unsurlar bakımından benzer ve farklı olan tarafları üzerinde ayrıntılı bir şekilde mukayese yapılmıştır. Hikâyelerde günlük, herkesin karşılaşabileceği sıradan olayların zaman bakımından birkaç saat gibi kısa bir sürede geçmesi, çok az sayıda açık veya kapalı mekânın kullanılması, seçilen şahıs kadrosunun günlük hayatta karşılaşılacak türden normal insanlar olması, dilin sade ama çağrışım özelliğinin kullanılması, genel olarak kahraman yani ben anlatıcının kullanılması gibi Mehtap Turu adlı hikâyenin Bu Böyledir den etkilenmiş olabileceği noktalar ve bunların benzer yönleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Her iki eserde metaforik olarak ele alınan unsurlardan bahsedilmiştir. Bu Böyledir adlı hikâyedeki Lunapark ve Mehtap Turu adlı hikâyedeki gemi eğlencesinin ahiret hayatına karşı dünya hayatını temsil ettiği görülmüştür. Bunun gibi eserlerdeki bazı kelime, sembol ve yaşanılan mekânların taşıdığı tasavvufi anlamlar ve bunların okuyucu açısından neleri çağrıştırabileceği ifade edilmiştir. Anahtar Kelime: Hikâye, lunapark, gemi, metafor, dünya hayatı worldly life. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** Polis Akademisi, Türk Dili ve Edebiyatı Okutmanı, El-mek: arslanadem1907@hotmail.com

2 124 Adem ARSLAN A REVIEW OF MUSTAFA KUTLU S NARRATIVE BU BÖYLEDİR AND YILDIZ RAMAZANOĞLU S NARRATIVE MEHTAP ABSTRACT Short information about Mustafa Kutlu s point of view of narrative, periods of his authorship and and what the narrative means for him was provided. Subsequently, Mustafa Kutlu, one of the narrative writers of the Modern Turkish literature, his narrative Bu Böyledir and Yıldız Ramazanoğlu s Mehtap Turu contained in her book Derin Siyah, one of the late period woman narrative writers, was compared. The works were compared in detail in terms of material elements such as plot and structure, time, place, narrator, point of view, characters, language and style. In addition to this, comparions and contrasts were made with regard to technical elements with modern narration methods like the techniques of stream of consciousness, flashback, leitmotif and intertextuality. The points that the narrative Mehtap Turu might have been affected by the Bu Böyledir such as the fact that daily and ordinary events that everybody may come across take place within a very short period of time, the use of a very little few numbers of open and closed places, the selected characters are those that can easily be encountered during the daily life, use of simple but connotative feature of language, usually the use of first character narration and similar aspects of these were tried to be identified. Metaphorically discussed elements in both works were mentioned. It was observed that the funfair in the Bu Böyledir and ship entertainment in the Mehtap Turu represent the worldly life with respect to afterdeath life. The sufistic meanings carried by some words, symbols and places and what these connotate fort he readers were stated. Key Words: Narrative, funfair, ship, metaphor, life of the world. Giriş Mustafa Kutlu, Çağdaş Türk edebiyatı hikâyecileri arasında yer alır. Kutlu ya göre hikâye; kültür, gelenek ve görenek, tarihî bilinç bakımından kendimiz olmak meselesidir. 1 Onun hikâyelerinde şark edebiyatından etkiler açıkça kendini belli eder. Kendisi bu durumu bir mülakatında şöyle dile getirir: Şark ta sanat iki şeyin peşindedir: Hikmet ve ahenk. 2 Kutlu, hikâyelerinde işte tam bunların peşindedir. Ona göre hikâye dar sahada çalım atmak gibidir. 3 Ayrıca Kutlu, hikâyelerini yazarken Kur an-ı Kerim, hadis, mesnevi, kıssa gibi İslami kaynaklardan beslenmeyi de ihmal etmez. Ancak şark kaynaklı bu etkilenmeyi Kutlu, okuyucusuna modern bir şekil ve dille aktarmaktadır. Yani hikâye, modern olmakla beraber fikir ve biçim olarak gelenekseli çağrıştırır. Kutlu nun kaleme almış olduğu Bu Böyledir adlı hikâyesi bahsi geçen tüm özellikleri bünyesinde barındırmakla beraber aynı zamanda onun hikâyeciliğinin bir özeti mahiyetindedir. Örneklendirilmesi gerekirse Kutlu, hikâyelerinde genellikle Anadolu ya ve 1 Kutlu, Mustafa, Mustafa Kutlu İle Konuşma, Aylık Dergi, 1984, S Kutlu, M. Kutlu ile Konuşma (Ahmet Özalp), Yeni Devir, 25 Nisan Aykut, Kemal- Özcan Nusret, Mustafa Kutlu Kitabı, Nehir Yayınları, 1. Bs. 2001, s. 20.

3 Mustafa Kutlu nun Bu Böyledir ve Yıldız Ramazanoğlu nun Mehtap 125 Anadolu insanına yer verir. Bu Böyledir deki kahramanlar da hayatın içinde okuyucuyla beraber yaşayan, okuyucuya yabancı olmayan Anadolu dan alınan karakterlerdir. Seçilen kahramanlar, çevrede her an görülebilen, genellikle ekonomik olarak orta halli ve fakir kimselerdir. Hikâyelerde genel olarak bu tür insanların hayatları konu edilmekle beraber hemen her kesime de yer verildiği görülür. Örneğin Bu Böyledir de hâfız, felsefe hocası, manifaturacı ve kâtibe yer verilmiştir. Türkiye de yaşanan toplumsal değişme, şehirleşme ve göç teması, Kutlu nun hikâyelerinin bir diğer genel özelliğidir. Bu durum Bu Böyledir adlı hikâyede de kendini gösterir. Kutlu, şehirleşen bir toplumun hayatıyla okuyucu arasında bir köprü vazifesi görür. Bu sayede eserlerinde yaşanılan hayatı bozmadan, doğal bir şekilde gözler önüne sermeye gayret ettiği görülür. Mustafa Kutlu nun gerek çağdaşlarını gerekse de kendinden sonra gelen hikâyecileri, bahsi geçen özellikleriyle etkilediği görülebilir. Yıldız Ramazanoğlu, Kutlu nun hikâyelerinden etkilenen hikâyecilerimizden biridir. Ramazanoğlu, eserlerini oluştururken Kutlu nun da kendine rehber ve örnek olarak aldığı Müslüman Türk toplumunun ortak belleğini ve geleneğini kullanır. Ramazanoğlu nun eserlerinde Kutlu nun eserlerinde olduğu gibi gerçek ve yaşanılan hayattan kesitler görülür. Bireysel temaların yanında gündelik hayattaki zorluklara, şehirleşmenin ve kalabalığın meydana getirdiği sıkıntılara değinilir. Ramazanoğlu nun, bu sıkıntıları anlatmasındaki amaç, onlarla okuyucuyu yüzleştirme gayreti olarak gösterilebilir. Bu çerçevede eserlerini kaleme alan Ramazanoğlu nun Mehtap Turu adlı hikâyesinin de içinde bulunduğu 2007 de ilk baskısı yapılan hikâye kitabı Derin Siyah tır. 4 Bu eserin Mustafa Kutlu nun ilk baskısı 1987 de yapılmış olan altıncı hikâye kitabı Bu Böyledir 5 adlı eser ile ortak yönleri olduğu da söylenebilir. Bu Böyledir adlı hikâye kitabı kendi içinde sekiz bölüme ayrılır. Bu bölümler ayrı ayrı başlıklarla hikâyede yer alır: Bu Böyledir, Bahtımın Yıldızı, Süleyman ın Seçimi, Red Cephesi, Manifatura, Kahkaha Çiçeği, Su Sesi, Son. Ancak bunların tamamı, tema ve yapı bakımından tek bir hikâyenin parçaları konumundadır. Ramazanoğlu nun Derin Siyahında ise Mehtap Turu adlı hikâye dâhil tüm hikâyeler birbirinden bağımsız halde bulunurlar. Olay Örgüsü ve Yapı Kutlu nun hikâyeleri gerçek hayatın bir parçasıdır. Olağanüstü üstü sayılabilecek, okuyucu şaşırtacak büyük olaylara yer verilmez. Onun hikâyelerinde hayatta rastlanılan, yaşanılan durumlarla karşılaşılır. Ancak Kutlu, bunları sanatın sağladığı imkânlarla edebîleştirir ve amacı doğrultusunda onu, yeniden biçimlendirir. Bu durum, Bu Böyledir adlı eserde de görülür. Kendi içerisinde sekiz bölümden oluşan Bu Böyledir adlı eser, ismini birinci bölümdeki hikâyeden alır. Bu hikâyede lunaparkın renkli ve hareketli tasviri yapılır. Buradaki insanların ve bunların amaçlarından bahsedilir. Bu kısımda Süleyman, karısı Zinnure ve küçük kızları ile birlikte lunaparktadır. Süleyman, poligonda atış yapar ve tavşanı vurmaya çalışır. Tavşanı vurduğunda talihinin döneceğini düşünür. İkinci bölüm Bahtımın Yıldızı nda Süleyman ın gençlik, okul ve evlenme dönemleri hakkında bilgiler verilir. Zengin bir adam olan Rauf Bey in oğluyla evlenme hayalleri kuran Zinnure nin hikâyesi, kendi ağzından anlatılır. Süleyman ın Seçimi adlı bölümde Süleyman kendisini sınıfta bırakan felsefe hocası Şinasi ile Lunaparkta karşılaşır. Bu esnada geriye dönüşle felsefe dersi ile macerasını, nasıl memur olduğunu, Hafız Yaşar la karşılaşmasını okuyucuya aktarır. Red Cephesi nde şehirleşme sonucunda yolların yapımı, elektriğin gelişi ve hayatın değişmesine karşı Yorgancı Hafız Yaşar ın tek kişilik direnişi anlatılır. Hikâyenin Manifatura adlı beşinci bölümünde, bilinç akışı yönteminin çok başarılı bir şekilde uyguladığı görülür. Burada Süleyman ın dayısı Rafet i, dolayısıyla da günümüz modern insanı anlatılır. Bunların ibadet esnasındaki yoğunlaşamamasına ve huşu eksikliğine değinilir. Kahkaha Çiçeği adlı başlık, Süleyman ın felsefe hocası olan Şinasi nin eşinden ayrılması sonucunda bir otel odasında yaşamını devam ettirmek zorunda 4 Yıldız Ramazanoğlu, Derin Siyah, 1. bs., Timaş Yayınları, İstanbul, Kutlu, Bu Böyledir, Dergâh Yayınları, 10. Bs., (Esas alınan baskı.)

4 126 Adem ARSLAN kalması gibi bilgileri içerir. Su Sesi nde evlenememiş genç bir kız olan, zabıt kâtibi Sabahat in gözünden hayat anlatılır. Son adlı hikâye birinci hikâyenin devamı niteliğindedir. Süleyman ve ailesinin lunaparktan çıkmaya çabalaması ve çıkamama macerası burada tüm yönleriyle anlatılır. Ramazanoğlu, Mehtap Turu adlı hikâyesinde iki kadının evlerinin balkonunda yemek yemeleri, sonrasında gemi turuna katılmaları ve gemideki birkaç saatlik maceraları gibi sıradan kabul edilebilecek, olağandışı olmayan bir olaya yer verir. Anlatıcı Anlatıcı; gören, duyan, konuşan, tanıtan ve hikâyeyi anlatan kişidir. Kutlu, Bu Böyledir adlı hikâyesinde karma(çoğulcu) anlatıcı kullanmıştır. Yazar, hikâyenin birçok yerinde kahramanların kendi başından geçenleri kendilerinin anlatmasını uygun görür. Bu yüzden eserin altı bölümünde beş farklı kahraman Ben anlatıcı tarzıyla kendi başlarından geçenleri seslendirirler. Diğer iki bölümde ise hâkim bakış açısına sahip yazarla yani O anlatıcıyla karşılaşılır. Bu Böyledir ve Süleyman ın Seçimi adlı hikâyelerde Süleyman, Bahtımın Yıldızı nda Zinnure, Red Cephesi nde Hafız Yaşar, Manifatura da Rafet Dayı, Kahkaha Çiçeği nde Şinasi diğer bölümlerde ise yazar anlatıcı konumdadır. Kutlu, kahramanlarını konuşturduğu bölümlerde Ben anlatıcı, diğer bölümlerde ise O anlatıcıyı eserine hâkim kılar. Ramazanoğlu da Mehtap Turu adlı hikâyesinde, Kahraman yani Ben anlatıcıyı kullanmayı tercih eder. Kahraman, başından geçenleri kendi istediği gibi anlatır. Ben anlatıcıda yazar, O anlatıcıda olduğu kadar her şeye hâkim değildir. Yazar, sadece kahramanın bilmesi gerektiği kadar bilir, onun kelime haznesi kadar konuşabilir, kültürü kadar kültürlüdür. Bu yönüyle her iki eserde de ben anlatıcının ağırlıkta olması okuyucu, eser ilişkisi, gerçek hayatla uyum açısından önem arz eder ve okuyucu ile kahraman arasında oluşacak yakınlığı pekiştirir. Zaman Kutlu nun hikâyelerinde, geçmiş veya gelecek zamandan kesitler sunulsa da şimdiki zaman ihmal edilmez ve yaşanılan zamanla bağlantılar kurulur. Kutlu böyle yaparak içerisinde bulunulan anın değerinin anlaşılmasına çalışır. Kutlu, bir mülakatında şunları söyler: Benim hikâyelerim hep şimdiyi anlatır. İki de bir hem geçmişe hem geleceğe bakarken asıl olarak şimdinin şiddetini, şimdinin insanlara yüklediklerini dile getirir. 6 Onun hikâyeleri hatıralardan ve hayallerden müteşekkil şimdidir. Bu Böyledir adlı hikâye yaz mevsiminde gerçekleşir ve yaşanılan -şimdikizamanı anlatır. Zaman itibariyle kesin bir saat verilemez. Ancak hikâyenin başında lunaparkın geceyi aydınlatan ışıkları görünür. Hikâyenin bitişinde ise saatler gece on biri gösterir. Bunlar göz önüne alındığında hikâye, akşam başlar ve birkaç saat sonra gece biter, denilebilir. Zaman olarak hikâyede kronolojik bir seyir takip edilir. Eserde şimdiki zaman anlatır fakat gerektiğinde geri dönüş ve ileri sıçrayışlarla hikâye içerik bakımından desteklenir. Eserde zamanla alakalı en dikkat çekici şey, lunaparkta zamanın geçtiği hissedilmesine rağmen saatin on birde sabit kalmasıdır. Ramazanoğlu nun Mehtap Turu adlı hikâyesi, zaman itibariyle Bu Böyledir adlı hikâye ile eşdeğer özellikler gösterir. Anlatılan hikâye, yaz mevsiminde ve geceye yakın bir vakitte gerçekleşir. Mehtap Turu adlı hikâyede de olay üç dört saat gibi kısıtlı bir süre içerisinde verilir. Hikâyedeki olaylar anlatılırken aynı şekilde geriye dönüşlerle konu ve şahıslar desteklense de kronolojik sıraya dikkat edildiği görülür ve hikâyede kullanılan kelimeler ona göre seçilir: on ikiye beş kala 7, gecenin ikisi 8, sabahın üçü 9 gibi. 6 Kutlu, Mustafa, Mustafa Kutlu İle Konuşma, Aylık Dergi, 1984, S Ramazanoğlu, Age, s Age, s Age, s. 17.

5 Mustafa Kutlu nun Bu Böyledir ve Yıldız Ramazanoğlu nun Mehtap 127 Mekân Her anlatının gerçek veya hayali bir mekâna ihtiyacı vardır. Genel olarak anlatılan olayların sahnesi durumunda olan mekân, Kutlu da beraber yaşanılan toplumun maddi ve manevi değerlerini içinde barındıran bir yerdir. Okuyucunun yabancı olmadığı, bildiği, toplumun büyük bir kesiminin aşina olduğu yerleri tercih eder. Buralarda okuyucu da yaşamıştır veya hâlen yaşamaktadır. Yazar, gerçek hayatta karşılaştığı mekânları, hiçbir şekilde bozmadan, aynen resmetmeye çalışmaktadır. Genel itibariyle hikâye ve romanlarda anlatılan mekânlar ve mekânların yapılan betimlemeleri, orada oturan kişilerin ruh hâlinin ve sosyal kimliğinin öğrenilmesinde yardımcı olur. Kutlu nun eserlerinde bu durum ile sık sık karşılaşılır. Bu Böyledir de genel olarak tabiatın veya çevrenin ayrıntılı betimlemelerine fazla yer verilmemiştir. Buna karşın Çok katlı binalar, mağazalar, tıkış tıkış arabalar 10 gibi cümleler, şehirleşmenin onun ruhunda meydana getirdiği sıkıntıyı vermesi açısında örnek olarak gösterilebilir. Hikâyede az sayıda mekân vardır ve bunların özel olarak seçildiği ve her birine birer işlev yüklenmiş olduğu söylenebilir. Bunlar, bünyesinde okuyucuya iletilmek üzere mesaj barındırırlar. Hikâyedeki mekânlardan biri fiziken açık ve geniş bir yer olan lunaparktır. Mekân, görsellik bakımından lunaparkın anlatımı, orada bulunan çeşitli eşyaların renkleri ve genel hareketliliğiyle dikkat çekicidir. Mekânlardan sembolik olan lunaparkın verilmesiyle dünya hayatına, Cami nin verilmesiyle de karşı değer olarak ahiret hayatına işaret edilir. Bu durum Ramazanoğlu nun hikâyesi, Mehtap Turu nda da görülebilir. Burada gemi, şekil ve rengârenk görüntüsüyle lunaparkı anımsatır. Bu Böyledir de lunaparkın üstlendiği dünya hayatı metaforunu, Mehtap Turu nda gemi ve gemi eğlencesi temsil eder. Ayrıca Kutlu nun Bu Böyledir adlı hikâyesinde olduğu gibi Ramazanoğlu nun Mehtap Turu hikâyesinde de uzun uzun mekân betimlemelerine yer verilmez. Olayların meydana geldiği mekânlar az sayıdadır. Örneğin Mehtap Turu ndaki olayların evin balkonunda ve gemide cereyan ettiği görülür. Şahıs Kadrosu Bu Böyledir deki sekiz hikâyenin tamamında yer alan şahıs kadrosu birbirleriyle bağlantılıdır. Süleyman ve ailesinin yanı sıra eserde yer verilen ana şahıslara ait müstakil bölümler mevcuttur. Bu şahıslar, ana kahraman olan Süleyman ın hâl ve geçmiş zaman dilimlerinde onun hayatından geçen kişilerden müteşekkildir. Eserlerinin genelinde şimdiki zamanı anlatan Kutlu, Bu Böyledir de yapıcı geriye dönüş tekniği ile Süleyman ın hayatında iz bırakan ve hâli hazırda hayatta bulunmayan kahramanlar hakkında okuyucunun kafasında oluşan soruların cevabını verir. Bu şahıs kadrosunu oluşturan figürlerin kimisi ana kahraman, kimisi dekoratif konumdadır. Kutlunun Bu Böyledir de gerek ana kahramanı gerekse figüratif kahramanları tanıtırken farklı teknikler uyguladığı görülür. Bazen açıklama yöntemi ile şahıs hakkındaki bilgileri bizzat kendisi verir bazen de dramatik yöntemi kullanır ve şahıs; davranış, düşünce ve duygularıyla kendi kendini ortaya koyar. Özellikle modern roman ve hikâyede sık sık uygulanan iç monolog ve bilinç akımı teknikleri Kutlu nun hikâyelerinde kahramanın kendi kendisini tanıtmasına imkân sağlaması bakımından önem arz eder. Kutlu nun bu konuda kullandığı bir başka yol ise şahsın, hikâyenin diğer kahramanlarınca okuyucuya tanıtılmasıdır. Örneğin, hikâyenin başkahramanı, olan Süleyman hakkındaki ilk bilgiler, onun eşi tarafından verilir: Süleyman tuğla ocaklarında çalışıyordu. Yüzü gözü güneşten kavrulmuştu. Zayıftı. Kafası üç numara kazınmıştı. Sipsivri bir oğlandı. 11 Eserde bulunan sekiz hikâyenin tamamı orta yaşlarda düz bir tip olan Süleyman ın çevresinde gelişiyor. Süleyman hafızlığa devam ediyor, annesi ve kardeşlerine bakmak için tuğla fabrikasında çalışıyor. İki yıldır kaldığı felsefe dersinden geçiyor. Evleniyor. Bütün bunlar özetleme tekniği ile Süleyman ın ağzından verilir: Felsefeden geçip diplomaya kavuştum. Diplomayı alınca bankaya 10 Kutlu, Bu Böyledir, s Age, s. 23.

6 128 Adem ARSLAN girdim. Bankaya girince maaşa geçtim. Maaşa geçince, Zinnure nin anası sevindi durdu. Bana bir çift yün çorap ördü. 12 Mustafa Kutlu, Şahısların karakter, mizaç, sosyal durum ve zihniyetleri ile ilgili en küçük ayrıntıyı kaçırmaz. Gerçeklik duygusu kadar bütünlük duygusuna da sahiptir. Hikâyesinde şahısların dışları kadar içlerine, sosyal durumları kadar ferdî özelliklerine de gereken yeri vermiştir. 13 Süleyman, almış olduğu hafızlık eğitimine uygun bir şekilde davranmaz. Cami ve Lunapark dolayısıyla dünya ve ahiret arasında kalan gençlerin tereddüdünü, iç çatışmasını yaşar. Faiz müessesi olan bir bankada çalışır. Bunun sebebini de hayat şartlarına bağlar. Ayrıca Süleyman ın, zihinde akan ve mantıksal bir silsilesi olmayan düşüncelerini bilinç akımı tekniği ile verirken ruhi yapısını da ortaya koyduğu görülür: Burası hayat mektebi. Sağ Salih Sulama Projesi nde görev alsam. Güneş hep böyle tepede, maviliklerin ortasında. Karakavuk bir yüzüm var. 14 Bunların yanında Süleyman ın bir başka dersten değil felsefeden kalması, felsefe dersine metaforik manada bir işlev yüklemektedir. Felsefe dersi, hikâyede hayat okulu manasını üstlenir. Bu okulda sınıfta kalanlar hayatı ve dünyayı tam kavrayamamış Süleymanlardır. Bu böyledir. Eserin ikinci öyküsü Bahtımın Yıldızı, Süleyman ın karısı Zinnure nin hikâyesidir. Zinnure nin kendi ağzından hikâyesi anlatılır. Bahtımın Yıldızı adlı hikâyede her ikisi de henüz bekârdır. Süleyman ın komşusu olan Zinnure, Rauf Bey in konağına temizliğe gider. Konağın deniz mektebinde okuyan oğluna yanıktır ama sonrasında dengi olan Süleyman ile evlenirler. Kutlu, bu hikâyede Zinnure yi iç monologlarıyla okuyucuya tanıtır. Red Cephesi adlı bölüm, Hafız Yaşar üzerine kuruludur. İlk sayfalarında O anlatıcı ile başlayan bu hikâyede ilerleyen sayfalarda Hafız Yaşar ın anlatımı görülür. Dolayısıyla Hafız Yaşar, bu bölümde daha yakından tanıtılır. Hafız Yaşar, hem yorgancıdır hem de camide müezzindir. İşi dolayısıyla kamburlaşmış, bu yüzden de adı Kambur Hafız a çıkmıştır. Kasabada olup biten değişime karşı direnen tek kişilik bir Red Cephesi dir. Hafız Yaşar, değişmeden yaşar. Değişmemesi, dindarlığından taviz vermemesine bağlanır. Hikâyenin anlatıldığı zaman hayatta değildir. Geri dönüş tekniği ile tanıtılmaktadır. Şinasi, Süleyman ı felsefe dersinden bırakan öğretmenidir. Şinasi, öğretmen olmasına ve Süleyman dan daha iyi felsefe bilmesine, metaforik manasıyla lunaparkın, dünyanın işleyişini bilmesine rağmen Süleyman gibi düzenli bir hayata sahip olamamıştır. Karısı tarafından terk edilmiş olan, otel odalarında kalan, sürekli alkol alan bir tiptir. Kutlu, hikâyesinde Şinasi öğretmeni, kötü değil ama karşı kutup olarak göstermeye çalışır. Kutlu nun genel olarak eserlerinde iyi ve kötü insan ayrımıyla karşılaşılmaz. Kötü olabileceği düşünülen insanlar bile yaptıkları hatalarını kendilerine itiraf edip pişmanlık içinde doğru olana ulaşmaya çalışırlar. Süleyman, hikâyenin bütününde merkezi oluşturur. Merkezin sağına, olumlu tip olan Hafız Yaşar konursa ona karşı kutup olarak Rafet Efendi ve Şinasi konabilir. Kadın kahramanlar cephesine bakıldığında gözü yükseklerde olan Zinnure; kitap okuyan, aydın kadın tipi Nahide ve terbiyeli ancak yeteri kadar güzel olmadığı için evlenememiş Sabahat görülür. Kutlu nun Bu Böyledir adlı hikâyesinde yer alan tüm şahıs kadrosu, üstün özellikleri olmayan normal hayatta karşılaşılacak insanlardır hatta kendisidir denilebilir. Kutlu bu konu hakkında şunları söyler: Süleyman (Hani felsefeden hep sınıfta kalan çocuk), Süheyla aynı sokakta oturuyorlar. Ben de onların bir komşusu bir sırdaşıyım. 15 Bu sıradan insanlar, Ramazanoğlu nun hikâyesi, Mehtap Turu nda da okuyucunun karşısına çıkar. Bu yönüyle Ramazanoğlu nun gerek şahıs seçiminde gerekse de onların tanıtımında kullandığı tekniklerle Kutlu nun izinden gittiği söylenebilir. Ramazanoğlu, Mehtap Turu nda ana kahramanın ismini 12 Age, s Mehmet Kaplan, Hikâye Tahlilleri, İstanbul, 1979, s Kutlu, Age, s Aykut, Kemal- Özcan Nusret, Röportaj (Fatma Barbarosoğlu), Age, s. 24.

7 Mustafa Kutlu nun Bu Böyledir ve Yıldız Ramazanoğlu nun Mehtap 129 vermez. Onun çevresindeki insanları onun bakış açısıyla tanıtır. Ana kahraman, sevmediği ve kötü olduğunu düşündüğü şahıslar hakkında yorum yaparken okuyucunun aklında kötü sayılabilecek bir izlenim bırakmaya çalışır. Gemide animatör ve şarkıcılık yapan kişinin üzerindeki parlak elbiseyi tasvir ederken bu durum açıkça görülebilir: Kirden yağ gibi parıldayan kot giymiş oğlanın sinirli hareketleri bir gemi dolusu insanı sindirmeye yetiyordu. 16 Ramazanoğlu, bu cümleyle okuyucunun bakış açısını etkilemek istemiştir. Dil ve Üslup Kutlu nun, hikâyelerinde genel olarak Tasavvufî dil üzerinde çalışmakta olduğu görülebilir. 17 Bu dil, doğal olarak mecazlarla sembollerle ve metaforlarla doludur. Kutlu nun bu yönü, Bu Böyledir de sembolik, bol çağrışımlı ve mecaz yönüyle dikkat çeker ve yazarın az sözle çok şeyler anlatmak istediği görülebilir. Kendisi bu konuda şunları söyler: Sözü mümkün olduğu kadar yoğunlaştırmak, aza indirmek taraftarıyım. 18 Eserleri, şiir tadında, lirik bir hava içerisindedir. Bu durum onun şairliğinden kaynaklanıyor. 19 Onun hikâyeleri tüm bu yönlerine rağmen muğlak ve kapalı değil tam aksine sade, samimi ve açıktır. O, eserlerini günümüz insanının rahat bir şekilde anlaması için onlara güncel bir dille seslenen hikâyeler yazar. Halk tarafından konuşulan ve anlaşılan dili kullanır. Az da olsa yöresel ifadelere ayran ezmek (s. 25), sökün etmek (s. 56) gibi yer verir. Ayrıca halk arasında sıkça kullanılan argoya kaçan ifadeleri kullanmaktan da çekinmediği görülür: lan (s. 13), ulan (s. 53, 67), teres (s. 47), karı aklı (s. 50), karı milleti (s. 48), kart karı (s. 50), basmış kalayı (s. 68). 20 Kutlu nun Bu Böyledir adlı hikâyesinde ayrıca türkülere, şiirlere ve Kuran-ı Kerim deki ayetlerden aynen alınmış veya esinlenmiş cümlelere yer verildiği görülür. Kahramanlarını da kendi şivelerine göre konuşturur. Onlar, kendi yaşadıkları yerden kendilerine has kelimelerle konuşabilirler. Dil konusunda Kutlu dan farklı düşünen Ramazanoğlu, hikâyelerinde zengin kelime haznesiyle beraber herkesin anlayabileceği açık bir dil kullanmayı tercih eder. Bunu yaparken dilin yöresel kullanımlarına ve argo ifade eden kelimeleri kullanmamaya dikkat eder. Modern Türk edebiyatının hikâyecilerinden olan Kutlu nun en önemli özelliklerinden biri de eserlerinde modern hikâye tekniklerinin birçoğuna yer vermesidir. Bunlardan bazılarına çok açık şekilde örnekler mevcuttur. En fazla kullandıklarının başında ise bilinç akımı, iç monolog, diyalog, metinler arasılık, geriye dönüş, ileri atış, özetleme gibi teknikler gelir. Kutlu, Bu Böyledir adlı hikâyesinde yukarıdaki teknikleri kullanır bunun yanında az da olsa leitmotiv tekniğine de Bu böyledir. 21 ve Benim kronolojimi biliyor musun? 22 cümleleriyle yer verir. Ayrıca Süleyman ın felsefeden kaldığını hikâyenin birçok yerinde ifade etmesi de bu teknik kapsamında değerlendirilebilir. Bu leitmotivler hikâyenin izleğinin, ana fikrinin belirlenmesinde okuyucuya yardımcı olur. Hikâyeci, bu tekniği kullanarak bir olayı veya vermek istediği bir mesajı okuyucunun belleğine kazımak ister. Red Cephesi adlı hikâyede kasabanın bulunduğu ovayı bir bıçak gibi kesen geniş yolun açılması, ağaçların devrilmesi gibi olaylar şiirsel bir dille ifade edilir. Hikâyedeki Buldozerlerin dişleri toprağa saplandığı zaman Motor gürültülerinin yavru kuşları yuvalarından ürküttüğü zaman Bulutların kirlendiği zaman 23 cümleleriyle metinler arasılıkla Kur an-ı Kerim deki Tekvir suresine çağrışım yaptığı görülür. Manifaturacı adlı hikâyede geri dönüş tekniği kullanılarak Süleyman ın dayısı olan Rafet Bey in hikâyesi anlatılır. Rafet Bey, 16 Ramazanoğlu, Age, s M. Kutlu ile Konuşma Aylık Dergi, 1984, S Aykut, Kemal- Özcan Nusret, Age, s Age, Orhan Okay ın Kutlu Hakkında Sorulara Cevapları (Nusret Özcan), s Kutlu, Bu Böyledir. 21 Age, s. 7, 12, 18, Age, s. 7, 8, Age, s. 16.

8 130 Adem ARSLAN dünyaya ait hesaplar, planlar içindeyken ansızın kalp krizi geçirir ve ölür. Rafet Bey, ikindi namazını kıldığı esnada alacağı, satacağı malı, vereceği zekâtı ve dünya işlerini düşünür. Namazda bunları düşündüğü için yine namaz esnasında kendine kızar. Bu durumun selam verip namazı bitirene kadar devam ettiği görülür. Kutlu, bu örnekte bilinç akımı tekniğini çok iyi kullanmıştır. Ramazanoğlu nun Mehtap Turu nun içinde bulunduğu Derin Siyah adlı hikâye kitabında açık bir dil, zengin bir kelime haznesiyle karşılaşılır. Bu kelime haznesinde yöresel kelimelere ve argo ifade edebilecek kelimelere yer vermez. Yazar, herhangi bir durumu anlatmak için karşılıklı konuşma, diyalog yöntemini değil de kitaptaki şahısların kendi kendine yorum yapmalarını tercih eder. Bu durum kahramanların kendi iç dünyalarını yansıtmaları amacıyla yapılmıştır. Lunapark 24 Lunapark, hikâyede Türlü eğlence ve oyun kuruluşları bulunan alan 25 manasında kullanılmamaktadır. Metaforik bir manası vardır. Bu kelimeyle insanı çeken, baştan çıkaran, cezbeden dünya nimetleri ile modern dünya hayatı temsil edilir. Kutlu, bu lunaparkla ilgili görüşlerini bir röportajda ifade etmiştir: Bu Böyledir, hikâyesinde asıl mazmun bir lunaparktır ve bu yer, dünyaya tekabül eder. 26 Lunaparktaki insanların ortak özelliği, şans oyunlarında sıralarını bekleyen, kısa yoldan zengin olmak isteyen şuursuz kalabalıklardır. O kadar şuursuzlardır ki hepsi çok iyi bildiklerini zannedip çıkışı dahi aramazlar. Hâlbuki çıkışı, bilmediklerinden haberleri bile yoktur. Kendilerini tamamen lunapark metaforuyla dünyanın cazibesine, şans oyunlarına ve nehir gibi akan kalabalıklara kaptırmışlardır. Burada okuyucuya Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. 27 ayetindeki mesaj çağrıştırılır. Kitabın Bu Böyledir başlıklı ilk ve Son başlıklı son hikâyesinde Süleyman Koç ve ailesi, herkesin lunaparka gidiyor olması sonucu üzerlerinde hissettikleri toplumsal baskı ve lunaparkın kendine çeken renkli, canlı, hareketli duruşu sonucunda kendilerini lunaparkta bulurlar. Belli bir miktar gezdikten sonra çıkışı aramak isterler. Ancak lunaparktaki birçok insanın çıkıştan habersiz heyecanla bir oyundan başka bir oyuna geçtiğini ve şans oyunlarında kazanmak için ihtirasla hareket ettiklerini görürler. Çıkmak isteyen, çıkışı merak edenler bile bir çıkış ararken bu oyunlardan kendilerini alamazlar ve dünyaya kapıldıkları için ahiret istikametini bulamazlar. Bu insanların tek amaçları vardır, o da ilk hikâyede dört yerde tekrar edilir: Bir kere de ben vursam cümlesiyle dünyada kazanmak. Burada kazanmak ve yarışma arzusu, metaforik bir manada dünyada memnun olunmayan hayattan başka bir hayata kapı aralamak, hayata yeniden başlamak manalarını ihtiva eder. Süleyman da eşinin zoruyla bir oyuna dâhil olur ve bir fırın kazanır. Süleyman, fırını, hikâye boyunca iki eli ile tutarak taşımak zorunda kalır. Buradaki fırınla kendine sıkıca bağlanılan dünya hayatı ve nimetleri kast edilir. Lunaparktan çıkış bir manada gerçeğe ulaşmayı ifade eder. Lunaparktaki çıkışı unutmuş şuursuz kalabalıklar, hakikati unutmuş ve ondan uzak kalmış insanları çağrıştırır. Kutlu nun eserinde lunapark metaforu ile anlattığı modern hayatın çıkışsız lığı, kaotik yapısı ve kendisini bu hayata teslim eyleyen insan için kaybolmuşluğun kaçınılmazlığı da kitabın başlığı olarak seçilmiş bu ifade ile vurgulanmıştır: Bu Böyledir 28 Bu Böyledir de tasavvufi motiflere sıkça yer verilir. Hikâyeye başlamadan kitabın kapağında eski yazı ile üç defa yazılmış Hiç ibaresi tasavvuf kültürünü okuyucuya hatırlatır. Esere bu açıdan bakıldığında dünyanın ve içinde yaşayan insanların ve yaşanılan hayatın bir hiç 24 Age. 25 Türkçe Sözlük, TDK, 9. Bs., Ankara, İlyas Dirin, M. Kutlu ile Konuşma, Hece, S , s. 107, Kur ân-ı Kerim, Muhammed Suresi, 36. ayet, Enam Suresi, 32. ayet. 28 M. Fatih Andı, Metinler arası İlişkiler Açısından Mustafa Kutlu nun Bu Böyledir Adlı İsimli Eseri, Hikâyenin Bugünü Bugünün Hikâyesi 80 Sonrası Türk Hikâyesi Sempozyum, s. 73.

9 Mustafa Kutlu nun Bu Böyledir ve Yıldız Ramazanoğlu nun Mehtap 131 olduğu görülür. Yazar, lunapark kalabalığında Süleyman ve ailesini tarif ederken Süleyman, o sıra bir insan denizinin ortasında bir nokta gibi göründüklerini dehşetle fark etti. 29 cümlesini kullanması dikkat çekicidir. Lunaparktan çıkabiliriz, çıkacağız buradan 30 ifadesi gerçek manada bir ümidi içermekle beraber sembolik bir manada da ölümü ifade eder. Lunapark dünya hayatı ise çıkış da ölüm olmalıdır. Tam manasıyla mutasavvıf bir bakış açısıdır. Dünyanın kendisi olarak bir gerçekliği ve değeri olmadığı şeklinde özetlenebilir. Asıl olan dünya değil ahirettir, madde değil manadır. Gemi Eğlencesi 31 Ramazanoğlu nun Derin Siyah ındaki Gemi, abartılmış bir şekilde süslü, rengârenk ve cazibedardır. Ne kadar süslü ve güzel olsa da çürümeye yüz tutmuş olduğu da belirtilir. Kutlu nun hikâyesindeki Lunapark gibi Ramazanoğlu nun hikâyesindeki Gemi de metaforik bir şekilde kullanılmıştır, dünyayı ve dünya hayatını temsil eder. Bu metaforlarla dünya hayatının cazibe ve rengine kananların kendilerini ucu bucağı görünmeyen karanlık bir denizde kaybedecekleri anlatılır. Gemi eğlencesi, geminin rotasını kaybetmesi ve kaybolması ile son bulur. Bu durumda geminin nereye gittiği, kaptanın ne yaptığını kimse bilmemektedir. Yolcular neler olduğunu soramayacak kadar kendilerinden geçmişlerdir. Mehtap Turu adlı hikâyede gemidekilerin kayboldukları anlaşılınca gemideki yolcuların ve Bu Böyledir hikâyesinde çıkışı kaybeden Süleyman ve ailesinin durumu hemen hemen aynıdır. Bu Böyledir de Süleyman çıkışı bildiğini söyleyen birkaç kişiye nereden çıkacaklarını sorar ancak bilgiler muhteliftir ve sonuca götürmemiştir. Mehtap Turu ndakiler de aynı durumdadır yolu bildiğini söyleyenler vardır ancak hepsinin tecrübesinin ve tarifinin birbirinden farklı olduğu görülür. Sonuç Hikâye, lunaparkta başlar ve orada biter. Bu arada geri dönüş ve ileri sıçrayışlarla öğrendiklerimize göre kahramanlar genellikle hedeflerine, istediklerine ulaşamamış, dünyada tam tatmin olamamış, felsefeden başarısız olmuş ve bildikleri bilgiler sayesinde dünya ve ahiret arasında kalmış mütereddit insanlardır. Bu böyledir ifadesi kesinlik bildirmekle beraber aynı davranışları sergileyeceklerin aynı sonla karşılaşacağı manasını vermektedir. Bahsedilen ifade Kuran-ı Kerim de çok yerde geçer ve hikâye, bu ifadenin üzerine bina edilir. 32 Anlatıcı, okuyucunun işte Bu böyledir. diyebileceği bir gerçekliği, ortak bir düzlemi, bir okuma paktını, temel bir cevheri yakalamaya çalışıyor. 33 Hikâye kıssadan hisse geleneği etrafında kendini tamamlar. Okuyucu, yazarın hikâyede bir kasabadaki sekiz on kişinin hayatını anlattığını düşünürken kendisini hikâyenin içinde bulur. Bu böyledir. derken bu durumdan okuyucunun kendine göre bir hisse çıkarmasını ümit eder. KAYNAKÇA ANDI, Fatih, Metinler arası İlişkiler Açısından Mustafa Kutlu nun Bu Böyledir Adlı İsimli Eseri, Hikâyenin Bugünü Bugünün Hikâyesi 80 Sonrası Türk Hikâyesi Sempozyumu, ARMAĞAN, Mustafa, Mustafa Kutlu dan Sihirli Zamanın Ocağı: Şehirler, Kitap Haber, (Aralık 2003-Ocak 2004), s Kutlu, Age, s Age, s Ramazanoğlu, Age. 32 Kur ân-ı Kerim, Meryem Suresi, 8-9, 21. ayetler, Sâd Suresi, 55. âyet. 33 M. Hilmi Uçan, Batı da ve Bizde Roman, Öykü, Anlatı Teknikleri ve Bir Mustafa Kutlu Öyküsü: Bu Böyledir, Hece, S. 40, Nisan 2000, s

10 132 Adem ARSLAN AYTAÇ, Gürsel, Bu Böyledir: Mustafa Kutlu nun Yeni Öyküleri Üzerine, Sanat Olayı, S. 65, Ekim 1987, s AYKUT Kemal- ÖZCAN Nusret, Mustafa Kutlu Kitabı, Nehir Yayınları, 1. Basım, KAPLAN, Sefa, Bu Böyledir, İlim ve Sanat, S. 15, Eylül- Ekim 1987, s KUTLU, Mustafa, Bu Böyledir, Dergâh Yayınları, 10. Basım, KUTLU, Mustafa (1999). M. Kutlu ile Öykücüğü Üzerine (İlyas Dirin), Hece, S RAMAZANOĞLU, Yıldız, Derin Siyah, 1. Baskı, Timaş Yayınları, İstanbul, SU, Hüseyin, Hayatın Füsun ve Şiirinin Öyküleri, Hece, S , Eylül- Ekim 1999, s SÜMER, Mehmet, Bu Böyledir de İnsan Tipleri, Türk Edebiyatı, S. 181, Kasım 1988, s TÖKEL, Dursun Ali (2004) Tufandan Önce Mustafa Kutlu, Kitap Haber, (Aralık 2003-Ocak 2004), s UÇAN, Hilmi, Batıda ve Bizde Roman, Öykü, Anlatı Teknikleri ve Bir Mustafa Kutlu Öyküsü: Bu Böyledir, Hece, S. 40, Nisan 2000, s, YILDIRIM, Ercan, Mustafa Kutlu Hikâyesinde (Değişen) Anlatım Özellikleri, Kitap Haber, (Aralık 2003-Ocak 2004), s

Orhan Kemal in Fabrika ve Toprak İşçilerini Konu Alan Bereketli Topraklar Üzerinde, Vukuat Var ve Hanımın Çiftliği Romanlarında Yapı, Tema ve Anlatım

Orhan Kemal in Fabrika ve Toprak İşçilerini Konu Alan Bereketli Topraklar Üzerinde, Vukuat Var ve Hanımın Çiftliği Romanlarında Yapı, Tema ve Anlatım Orhan Kemal in Fabrika ve Toprak İşçilerini Konu Alan Bereketli Topraklar Üzerinde, Vukuat Var ve Hanımın Çiftliği Romanlarında Yapı, Tema ve Anlatım Emine Özerinç Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma

Detaylı

ROMANDA ZAMAN VE MEKAN KAVRAMLARI

ROMANDA ZAMAN VE MEKAN KAVRAMLARI ROMANDA ZAMAN VE MEKAN KAVRAMLARI Yard. Doç. Dr.Mehmet NARLI* ÖZET Bu çalışmada, roman incelemelerinde kullanılan zaman ve mekan kavramları tartışılmaktadır. Olay, anlatma, yazma ve okuma zamanlarının

Detaylı

ÇANAKKALE MUHAREBELERİNİ KONU EDİNEN ROMANLARÜZERİNE On The Fictions Concerning The Battles of Çanakkale

ÇANAKKALE MUHAREBELERİNİ KONU EDİNEN ROMANLARÜZERİNE On The Fictions Concerning The Battles of Çanakkale ÇANAKKALE MUHAREBELERİNİ KONU EDİNEN ROMANLARÜZERİNE On The Fictions Concerning The Battles of Çanakkale BAU SBD 17(1) 81 Celal MAT Maltepe Askeri Lisesi, Üstteğmen ÖZ Taşımış olduğu büyük öneme rağmen

Detaylı

MEHMET KAPLAN IN DİL ÜZERİNE GÖRÜŞLERİ Mehmet Kaplan s Ideas On Language Dilek ERENOĞLU *

MEHMET KAPLAN IN DİL ÜZERİNE GÖRÜŞLERİ Mehmet Kaplan s Ideas On Language Dilek ERENOĞLU * A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 36 Erzurum 2008-65- MEHMET KAPLAN IN DİL ÜZERİNE GÖRÜŞLERİ Mehmet Kaplan s Ideas On Language Dilek ERENOĞLU * ÖZET Dil dünyasında emek harcayanlar kullandıkları

Detaylı

Tezin Kabul Ediliş Tarihi: Izı 01: i.9..9.!:1. imzası \ 11 () 9:..~~ ~(L-' ~ASr. \: ra "' ~

Tezin Kabul Ediliş Tarihi: Izı 01: i.9..9.!:1. imzası \ 11 () 9:..~~ ~(L-' ~ASr. \: ra ' ~ T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FATMA BARBAROSOĞLU NUN HİKÂYE KİŞİLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME Hazırlayan Esen Yıldız Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Yeni Türk Edebiyatı Bilim

Detaylı

TARİHE TANIKLIK EDEN ROMAN: DRİNA DA SON GÜN

TARİHE TANIKLIK EDEN ROMAN: DRİNA DA SON GÜN TARİHE TANIKLIK EDEN ROMAN: DRİNA DA SON GÜN Mustafa AYDEMİR 1 Özet Türk romanının değişmez mekânı olan İstanbul dan sonra, Milli Mücadele ve akabinde Cumhuriyetle birlikte başlayan değişim, Anadolu yu

Detaylı

SİNEMA YA DA İLAHİ AŞK: İSLAMİ SİNEMADA TASAVVUFİ YOLCULUKLAR

SİNEMA YA DA İLAHİ AŞK: İSLAMİ SİNEMADA TASAVVUFİ YOLCULUKLAR SİNEMA YA DA İLAHİ AŞK: İSLAMİ SİNEMADA TASAVVUFİ YOLCULUKLAR Hilmi Maktav Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Öz 1990 lar başındaki parlak döneminin ardından ivme kaybeden İslami Sinema, 2000 li yıllarda

Detaylı

Yüksek Lisans Tezi SÜRGÜN YOLUNDA BİR YENİLEŞME SERÜVENİ: MİHNET-KEŞAN DERYA TÜZİN

Yüksek Lisans Tezi SÜRGÜN YOLUNDA BİR YENİLEŞME SERÜVENİ: MİHNET-KEŞAN DERYA TÜZİN Yüksek Lisans Tezi SÜRGÜN YOLUNDA BİR YENİLEŞME SERÜVENİ: MİHNET-KEŞAN DERYA TÜZİN TÜRK EDEBİYATI BÖLÜMÜ Bilkent Üniversitesi, Ankara Temmuz 2008 Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü

Detaylı

Tarih Öğretmeni Eğitiminde Tarihsel Romanların Kullanımı: Bir Eylem Araştırması

Tarih Öğretmeni Eğitiminde Tarihsel Romanların Kullanımı: Bir Eylem Araştırması Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 12,Sayı 4, Aralık 2011, Sayfa 277-301 Tarih Öğretmeni Eğitiminde Tarihsel Romanların Kullanımı: Bir Eylem Araştırması İbrahim Hakkı

Detaylı

ORHAN PAMUK UN POSTMODERN BİR LABİRENTTE YAZIYI ARAYAN KAHRAMANLARI ORHAN PAMUK S HEROES LOOKING FOR WRITING IN A POSTMODERN LABYRINTH

ORHAN PAMUK UN POSTMODERN BİR LABİRENTTE YAZIYI ARAYAN KAHRAMANLARI ORHAN PAMUK S HEROES LOOKING FOR WRITING IN A POSTMODERN LABYRINTH - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/3 Summer 2011, p.1811-1822 TURKEY ORHAN PAMUK UN POSTMODERN BİR LABİRENTTE YAZIYI ARAYAN KAHRAMANLARI

Detaylı

KENT KÜLTÜRÜNDE DELİLER VE DELİLERLE İLGİLİ ANLATILAR: GİRESUN ÖRNEĞİ

KENT KÜLTÜRÜNDE DELİLER VE DELİLERLE İLGİLİ ANLATILAR: GİRESUN ÖRNEĞİ KENT KÜLTÜRÜNDE DELİLER VE DELİLERLE İLGİLİ ANLATILAR: GİRESUN ÖRNEĞİ The Insane People and Their Narrations in Urban Culture: Example of Giresun Mustafa AÇA* ÖZ Köy monografilerinden başlamak üzere, kırsal

Detaylı

NAZAN BEKİROĞLU NUN NAR AĞACI ROMANINDA EVDE OLMAK / OLMAMAK * ÖZET

NAZAN BEKİROĞLU NUN NAR AĞACI ROMANINDA EVDE OLMAK / OLMAMAK * ÖZET - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 927-936, ANKARA-TURKEY NAZAN BEKİROĞLU NUN NAR AĞACI ROMANINDA EVDE OLMAK / OLMAMAK * Ferhat KORKMAZ ** ÖZET

Detaylı

Türk Sinemasının En İyi Aşk Filmi Selvi Boylum Al Yazmalım Filminde Yakın Çekimin Gücü

Türk Sinemasının En İyi Aşk Filmi Selvi Boylum Al Yazmalım Filminde Yakın Çekimin Gücü Türk Sinemasının En İyi Aşk Filmi Selvi Boylum Al Yazmalım Filminde Yakın Çekimin Gücü Prof.Dr. H. Hale KÜNÜÇEN * Özet: Cengiz Aytmatov un ünlü eseri Kızıl Cooluk Calcalım ın Türk Sinemasına aynı adla

Detaylı

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ TÜRK HALK EDEBİYATINA GİRİŞ - II DERS NOTLARI 1. Sınıf - 2. Dönem İsa SARI www.isa-sari.com MİT Mit, kutsal bir öyküyü; en eski zamanda, başlangıçtaki masallara özgü zamanda

Detaylı

Sunum - Tartışma ve Tartışma Türleri - Panel. 5. Aşağıdakilerden hangisi panelle ilgili değildir?

Sunum - Tartışma ve Tartışma Türleri - Panel. 5. Aşağıdakilerden hangisi panelle ilgili değildir? DİL ANLATIM Sunum - Tartışma ve Tartışma Türleri - Panel 10. SINIF GENEL 01 1. Aşağıdakilerden hangisi sunumda dikkat edilmesi gereken özelliklerden biri değildir? A) Slaytlar ile anlatımın eş zamanlı

Detaylı

TÜRKÇE. 2) MECAZ (DEĞİŞMECE) ANLAM Sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak kazanmış olduğu yeni anlama mecaz anlam denir.

TÜRKÇE. 2) MECAZ (DEĞİŞMECE) ANLAM Sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak kazanmış olduğu yeni anlama mecaz anlam denir. TÜRKÇE Anlam Bakımından Sözcükler...1 Sözcüklerde Anlam İlişkileri.3 Cümlede Anlam.6 Ses Bilgisi...9 Paragraf Bilgisi...13 Sözcüklerin Yapı Özellikleri..17 Yazım Kuralları..22 Noktalama İşaretleri...25

Detaylı

*** s.338. 2 Sebahattin Eyüpoğlu, Sanat Üzerine Denemeler ve Eleştiriler, Cem Yayınevi, İstanbul 1981,

*** s.338. 2 Sebahattin Eyüpoğlu, Sanat Üzerine Denemeler ve Eleştiriler, Cem Yayınevi, İstanbul 1981, KENDİ GÖK KUBBEMİZ DE ESKİ ŞİİRİN RÜZGÂRLARI Abdullah ŞENGÜL * ÖZET Yahya Kemal, Divan edebiyatı kaynağından geniş bir şekilde yararlanmıştır. Onu Eski şiirin temsilcisi olarak göstermek doğru değildir.

Detaylı

Yaşar Kemal in Dağın Öte Yüzü (Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu) Üçlemesinde Yapı, Tema ve Anlatım Özellikleri

Yaşar Kemal in Dağın Öte Yüzü (Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu) Üçlemesinde Yapı, Tema ve Anlatım Özellikleri Yaşar Kemal in Dağın Öte Yüzü (Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu) Üçlemesinde Yapı, Tema ve Anlatım Özellikleri Burak Yardım Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü ne Türk Dili ve Edebiyatı

Detaylı

MODERN ŞİİRDE HALK EDEBİYATININ ETKİSİNE BİR ÖRNEK: SÜREYYA BERFE-GÜN OLA

MODERN ŞİİRDE HALK EDEBİYATININ ETKİSİNE BİR ÖRNEK: SÜREYYA BERFE-GÜN OLA 1547 MODERN ŞİİRDE HALK EDEBİYATININ ETKİSİNE BİR ÖRNEK: SÜREYYA BERFE-GÜN OLA * TAŞTAN, Zeki TÜRKİYE/ТУРЦИЯ ÖZET Türk şiiri, Tanzimat tan sonra üç kaynaktan beslenir: Batı edebiyatı, halk edebiyatı ve

Detaylı

CUMHURİYETİN ONUNCU YIL DÖNÜMÜ ANISINA YAPILAN EDEBÎ YAYINLAR Selçuk ÇIKLA *

CUMHURİYETİN ONUNCU YIL DÖNÜMÜ ANISINA YAPILAN EDEBÎ YAYINLAR Selçuk ÇIKLA * CUMHURİYETİN ONUNCU YIL DÖNÜMÜ ANISINA YAPILAN EDEBÎ YAYINLAR Selçuk ÇIKLA * Literary Publications in the Rememberance of the Tenth Anniversary of Turkish Republic. Abstract In Türkiye, art and artists

Detaylı

BİR FELSEFÎ METAFOR YOLDA OLMAK *

BİR FELSEFÎ METAFOR YOLDA OLMAK * BİR FELSEFÎ METAFOR YOLDA OLMAK * İbrahim Hakkı AYDIN ** ÖZET Felsefe tarihinde, felsefenin ne olduğunu anlatmak için çeşitli yöntemlere baş vurulmuştur. Bu yöntemlerden biri de metafor yöntemidir. Nitekim,

Detaylı

TÜRKÇE EĞİTİMİNDE KELİME HAZİNESİNİN ÖNEMİ. Prof. Dr. Murat ÖZBAY. Arş. Gör. Deniz MELANLIOĞLU

TÜRKÇE EĞİTİMİNDE KELİME HAZİNESİNİN ÖNEMİ. Prof. Dr. Murat ÖZBAY. Arş. Gör. Deniz MELANLIOĞLU TÜRKÇE EĞİTİMİNDE KELİME HAZİNESİNİN ÖNEMİ Prof. Dr. Murat ÖZBAY Arş. Gör. Deniz MELANLIOĞLU Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü ÖZET Bireyler arası iletişimde kelimeler, önemli

Detaylı

ÜLKER KÖKSAL IN SACİDE VE HENRİK IBSEN İN NORA ADLI TİYATRO ESERLERİNDE KADININ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ

ÜLKER KÖKSAL IN SACİDE VE HENRİK IBSEN İN NORA ADLI TİYATRO ESERLERİNDE KADININ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 53, ERZURUM 2015, 75-91 ÜLKER KÖKSAL IN SACİDE VE HENRİK IBSEN İN NORA ADLI TİYATRO ESERLERİNDE KADININ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ Özet Türk ve dünya

Detaylı

Terör-Din Eğitimi İlişkisi: Taş Atan Çocukların Dînî Alt Yapıları Ve Dine Bakış Açıları

Terör-Din Eğitimi İlişkisi: Taş Atan Çocukların Dînî Alt Yapıları Ve Dine Bakış Açıları SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi SDU Faculty of Arts and Sciences Sosyal Bilimler Dergisi Journal of Social Sciences Nisan 2013, Sayı:28, ss..17-41 April 2013, No:28, pp. 17-41 Terör-Din Eğitimi İlişkisi: Taş

Detaylı

İKTİDAR OLMA SÜRECİNDE ERKEKLERİN ERKEKLİKLE İMTİHANI

İKTİDAR OLMA SÜRECİNDE ERKEKLERİN ERKEKLİKLE İMTİHANI İKTİDAR OLMA SÜRECİNDE ERKEKLERİN ERKEKLİKLE İMTİHANI Men s Masculinity Put to Test in the Struggle for Power Doç. Dr. Şahinde YAVUZ* ÖZ Toplumsal cinsiyet çalışmaları içinde, kadın çalışmaları ağırlıklı

Detaylı

AKADEMİK PERSONEL VE LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (ALES) (İlkbahar Dönemi) 12 MAYIS 2013 PAZAR

AKADEMİK PERSONEL VE LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (ALES) (İlkbahar Dönemi) 12 MAYIS 2013 PAZAR T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi AKADEMİK PERSONEL VE LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (ALES) (İlkbahar Dönemi) 12 MAYIS 2013 PAZAR Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin

Detaylı

Türk Romanında Yönetici Profili ve Köprü Romanında Yer Alan Vali Örneklemesi

Türk Romanında Yönetici Profili ve Köprü Romanında Yer Alan Vali Örneklemesi Türk Romanında Yönetici Profili ve Köprü Romanında Yer Alan Vali Örneklemesi Yrd. Doç. Dr. M. Fetih Yanardağ (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi) TÜRK ROMANINDA BÜROKRAT Türk romanlarında, özellikle

Detaylı

GEÇMİŞLE HESAPLAŞMAYA BİR ÖRNEK: 12 MART ROMANLARI

GEÇMİŞLE HESAPLAŞMAYA BİR ÖRNEK: 12 MART ROMANLARI GEÇMİŞLE HESAPLAŞMAYA BİR ÖRNEK: 12 MART ROMANLARI Öğr. Grv. Çiğdem Sever Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yazarların görmediği şey olmamış demektir. 1 Yazın akımları, bu akımların yaygın olduğu dönemler

Detaylı

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü LATİFE TEKİN İN YAPITLARINDA BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK. Canan Öktemgil Turgut

Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü LATİFE TEKİN İN YAPITLARINDA BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK. Canan Öktemgil Turgut Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü LATİFE TEKİN İN YAPITLARINDA BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK Canan Öktemgil Turgut Türk Edebiyatı Disiplininde Master Derecesi Kazanma Yükümlüklerinin Bir Parçasıdır

Detaylı