İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM"

Transkript

1 T.C MARMARA ÜNÝVERSÝTESÝ SOSYAL BÝLÝMLER ENSTÝTÜSÜ ÝLAHÝYAT ANABÝLÝM DAL TASAVVUF BÝLÝM DAL TABÝBZÂDE MEHMED ÞÜKRÎ EFENDÝ VE SÝLSÝLENÂME-Ý SÛFÝYYE ÝSÝMLÝ ESERÝ Yüksek Lisans Tezi Muhiddin USTA Danýþman: PROF. DR. MAHMUD EROL KLÇ Ýstanbul, 2006

2 MUHÝDDÝN USTA TABÝBZÂDE MEHMED ÞÜKRÎ EFENDÝ VE SÝLSÝLENÂME-Ý SÛFÝYYE ÝSÝMLÝ ESERÝ ÝLAHÝYAT ANABÝLÝM DAL TASAVVUF BÝLÝM DAL ÝSTANBUL, 2006

3 T.C MARMARA ÜNÝVERSÝTESÝ SOSYAL BÝLÝMLER ENSTÝTÜSÜ ÝLAHÝYAT ANABÝLÝM DAL TASAVVUF BÝLÝM DAL TABÝBZÂDE MEHMED ÞÜKRÎ EFENDÝ VE SÝLSÝLENÂME-Ý SÛFÝYYE ÝSÝMLÝ ESERÝ Yüksek Lisans Tezi Muhiddin USTA Ýstanbul, 2006

4 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... 1 KSALTMALAR... 6 GİRİŞ... 7 BİRİNCİ BÖLÜM A. SİLSİLE VE SİLSİLENÂME KELİMESİNİN ANLAM VE ORTAYA ÇKŞ B. TASAVVUF SİLSİLELERİ C. SİLSİLE KAVRAM İLE DOĞRUDAN İLGİLİ BAZ ÖNEMLİ TASAVVUFÎ KAVRAMLAR Seyr u Sülûk Şeyh-Mürid İlim Kavramı Zâhir ve Bâtın İlmi Bey at- İntisab Zikir Telkini D. TARİHSEL VERİLER AÇSNDAN TASAVVUF SİLSİLELERİ E. TEŞEKKÜL DEVRİNDEN SONRA ORTAYA KONAN TARÎKAT SİLSİLELERİNİN TAHLİLİ F. MAHİYET VE ŞEKİL İTİBARİ İLE SİLSİLENÂMELER Mahiyetine Göre Silsilenâme Çeşitleri a. Menâkıb Tarzında Olan Silsilenâmeler b. Hal Tercümesi Halinde Kaleme Alınan Silsilenâmeler c. Bir Tarîkatı Konu Edinen Silsilenâmeler d. Bir Şeyhi Konu Edinen Silsilenâmeler... 53

5 e. Belli Bir Bölge ve Tarih İle Sınırlı Olan Silsilenâmeler...54 f. Belli Bir Tarih ve Bölge Sınırı Olmaksızın Tüm Tarîkat ve Şeyhlere Ait Tarîkat Silsilelerini Veren Silsilenâmeler...54 g. Silsilenâme İsmini Taşımadığı Halde Şeyhlerin Silsilelerini Konu Edinen Menâkıb, Hal Tercümesi ve Tabakât Kitaplar Şekil İtibari İle Silsilenâmeler...57 a. Kitap ve Risâle Şeklinde Olan Silsilenâmeler...57 b. Oklar ve Çizgiler İle Birbirine Bağlı Silsilenâmeler...58 c. Daireli ve Madalyonlu Silsilenâmeler...58 d. Madalyonlu ve Minyatürlü Silsilenâmeler...59 e. Cetvel Şeklindeki Silsilenâmeler...60 G. DİĞER ALANLARDA OLUŞTURULAN SİLSİLELER VE SİLSİLENÂMELER İslâmî İlimlerde Kullanılan Silsileler...61 a. Hadis te Silsile:...61 b. Fıkıh ta Silsile...62 c. Kelam İlminde Silsile...63 d. Kıraat Alanında Silsile Sanatta Silsile...64 a. Hat Sanatında Silsile...65 b. Musikî Alanında Silsileler Meslek Silsileleri...67 İKİNCİ BÖLÜM A. TABÎBZÂDE MEHMED ŞÜKRÎ EFENDİ VE SİLSİLENÂME-İ ALİYYE-İ SÛFİYYE İSİMLİ ESERİ Mehmed Şükrî Efendi nin Hayatı Eserleri

6 a. Mecmû a-i Tekâyâ b. Silsilenâme-i Sûfiyye Silsilenâme-i Aliyye-i Sûfiyye İsimli Eserin Transkripsiyonunda Takip Edilen Yöntem ÜÇÜNCÜ BÖLÜM A. SİLSİLENÂME-İ SÛFİYYE İSİMLİ ESERİN METNİ B. MECMÛ A-İ TEKÂYÂ İSİMLİ ESERİN EKİNDE BULUNAN AYN MÜELLİFE AİT KONUMUZLA İLGİLİ BELGELER C. ESERİN TAHLİLİ İsimleri Eserin Fihristinde zikredilmediği halde Eserde konu edinilen tarîkatlar a. Ana Tarîkatlar aa) Muhammediyye Tarîkatı ab) Bekriyye Tarîkatı ac) Ömeriyye Tarîkatı ad) Osmâniyye Tarîkatı af) Aleviyye Tarîkatı b. Diğer Tarîkatlar ba) Kümeyliyye Tarîkatı bb) Edhemiyye Tarîkatı bc) Çiştiyye Tarîkatı bd) Melâmiyye-i Kassâriyye Tarîkatı be) Harrâziyye Tarîkatı bf) Ukayliyye Tarîkatı bg) Şa râniyye Tarîkatı bh) Medyeniyye Tarîkatı bı) Sühreverdiyye Tarîkatı

7 bj) Kübreviyye Tarîkatı bk) Nurbahşiyye Tarîkatı ve Emir Sultan bl) Meymûniyye Tarîkatı Eserin Fihristinde Zikredilen Tarîkatlar ve Şubeleri a. Kâdiriyye Tarîkatı ve Abdükadir Geylânî aa) Muhammediyye Kolu ab) Eşrefiyye Kolu ac) Rûmiyye Kolu ad) Müştâkiyye Kolu af) Enveriyye Kolu ag) Hâlisiyye Kolu b. Kâdiriyye-i Ukayliyye Tarîkatı c. Ekberiyye Tarîkatı d. Samâdiyye Tarîkatı e. Halvetiyye Tarîkatı f. Rifâiyye Tarîkatı ve Seyyid Ahmed er-rifâî g. Sa diyye Tarîkatı ve Sa deddin el-cibâvî eş-şeybânî h. Bayramiyye Tarîkatı ve Hacı Bayram Velî ı. Himmetiyye Tarîkatı ve Himmet Efendi j. Celvetiyye Tarîkatı ve Azîz Mahmud Hüdâyî k. Desûkiyye Tarîkatı ve Abdülazîz ed-desûkî l. Bektaşiyye Tarîkatı ve Hacı Bektâş Velî m. Zeyniyye Tarîkatı ve Zeyneddin el-hâfî n. Şâziliyye Tarîkatı ve Şerif Ebû l-hasan Ali eş-şâzilî o.bedeviyye Tarîkatı ve Seyyid Ahmed el-bedevî p. Mevleviyye Tarîkatı ve Mevlânâ Celâleddin er-rûmî

8 r. Nakşibendiyye Tarîkatı ve Bahâeddin en-nakşibend SONUÇ KAYNAKÇA EKLER

9 KSALTMALAR Age : adı geçen eser Agm : a.mlf. : adı geçen makale aynı müellif a.s : aleyhi s-selam sav : sallallâhu aleyhi ve sellem bkz. : bakınız DİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi Hz. : Hazreti İA : İslâm Ansiklopedisi, Milli Eğitim Bakanlığı Ktp. : Kütüphanesi Nr. : numara Nşr : neşreden ö. : ölüm tarihi s. : sayfa sy : sayı thk. : tahkik eden çev. : tercüme eden vr. : varak vd : ve diğerleri 6

10 GİRİŞ İmanın özü Allah a (c.c) olan sevgidir. Allah a olan sevgi belli bir marifeti gerekli kılar. Tasavvuf, kişinin hangi vâsıtalar ile yaratıcısını tanıyacağını ve kendini tanımlarken ne gibi kıstaslara başvuracağını sistemli bir şekilde ortaya koyan bir düşünce sistemidir. Tasavvuf; hikmetin ışığında gönül aydınlığına ulaştıran ulvî bir arınma yolculuğunun adıdır. Tasavvuf; ruhlarımızın zikirle yıkanıp, sabır ve azimle dokunup ulvî hakikatlere kanat çırpmasıdır. Tasavvuf; Kalpler ancak Allah ı anmak ile huzura erer bilinciyle huzura ve sukûta eren kalplerde Yunus un değişiyle Kendini bilmek Cüneyd-i Bağdâdî nin değişiyle Allah ın seni sende öldürmesi ve kendisinde diriltmesidir. İbn-i Arabî dualarında hep Ey Rabbim, beni senin sonsuz vahdet deryana daldır diye yakarır. Ahsenü Takvîm üzere yaratılan insanoğlunu Esfelu s- Sâfilîn derecesine düşüren nefsânî ve şehevî istekleri törpüleyen bir edeb ve rahmet disiplini olan tasavvuf, insanın varlığı üzerine kâim olduğu yüce fıtratını koruyarak İbni Arabî nin duasında belirttiği rahmet ve vahdet deryasına ulaşmayı hedeflemektedir. Hiç şüphe yok ki tasavvuf, özünü Kur ân ve Sünnet ten alarak İslâmiyet in derûnî boyutunu teşkil etmektedir. Bir arınma ve züht öğretisi olan tasavvuf, peygamberimiz (sav) efendimizin inanç çağrısında ifade bulmuş, yaşanan bir gerçekliğe dönüşmüş ve insanlığın gönlünü ve ruhunu dolduran nurânî ve manevî bir menba olarak kabul görmüştür. İbn-i Haldun, tasavvuf düşüncesinin teşekkülü hakkında şöyle söylemektedir; İslâm tasavvufu, ilk kuşaklarda özel bir isme sahip olamayacak kadar çok yaygın ve genel idi. Fakat dünya perestliğin artması ve insanların bu hayata daha fazla bağlanmalarıyla, Müslümanlar arasında kendilerini Allah a ibadet etmeye adayanlar, toplumun diğer kesimi tarafından sûfiler olarak adlandırılmışlardır. 1 İbn-i Haldun un da belirttiği gibi daha sonraki yüzyıllarda tasavvuf tarîkatlar şeklinde somut bir altyapıya bürünerek kurumsallaşmış, toplumsal bir gerçeklik ve bir 1 İbn Haldun, Ebu Zeyd Veliyyüddin Abdurrahman b. Muhammed, Şifaü's-sâil li-tehzîbi'l-mesâil, thk. Muhammed b. Tavit Tanci, İstanbul : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1958, s

11 eğitim kurumu haline gelmiştir. Mutasavvıflar, peygamberimiz (sav) efendimizin şer î ve manevî tavsiye ve davranışlarını kendilerine temel edinerek marifetullah gibi ulvî bir gaye için tarîkat olarak isimlendirilen birer manevî güzergâh meydana getirmişlerdir. Tarîkatların kurucuları ilim, edep ve züht ile yoğruldukları bir terbiyeden geçerek kendi tarîkatlarını oluşturmuşlar ve nübüvvet nuruna açılan hayat damarlarıyla besledikleri bu maneviyat ve öğretilerini topluma tebliğ etmişlerdir. Her biri irfan ocağı olan bu kurumlar toplumdan geniş rağbet görmüş ve dünya telaşı içindeki insanoğlunun hakikate ulaşmak için başvurdukları bir çeşit eğitim barınaklarına dönüşmüşlerdir. Birçok topluluk İslâmiyet ile tarîkatlar vâsıtasıyla tanışarak, tasavvuf hamuruyla yoğrulup yeniden şekillenmişlerdir. Şüphesiz toplumumuzda da tarîkatlar hem tarihte hem de günümüzde derin bir etkiye sahiptir. Osmanlıda ve öncesinde İslâmlaştırma hareketlerinde dervişler hep ön planda yer almışlar, Horasan dan Balkanlar a, Anadolu dan Afrika ya uzanarak önce gönülleri fethetmişlerdir. Bugün de İslâm kültürü ve Müslüman dünyasında aynı nüfuzu koruyan tarîkatlar çokça gündeme gelen bir konudur. Yapmış olduğumuz bu çalışma, Hadis ilmi ile başlayan ve tasavvuf ilmi dahil diğer tüm İslâmî ilimlerde ve Müslümanlar arasında neşet eden kültür, sanat, fen ve meslek dallarında ortaya konan ve tüm ilimlerin Hz. Peygamber vâsıtası ile Allah a olan nisbetini gösteren silsile kavramını ele almaktadır. Silsile bir ilmin sıhhatini ve geçerli bir yolla aktarımını mümkün kılan, sahteciliğin ve yalancılığın önüne set çeken, ehil olmayan kimselerin iddialarını çürüten bir dayanak ve aynı zamanda o ilmin ve sanat dalının büyük bir mirası barındırdığının işareti olarak kabul edilmiştir. Tasavvufî anlamda silsile ile kasdedilen bir mürşidi önce tarîkatinin pîrine oradan da Hz. Peygamber e (sav) ulaştıran kişiler zinciri dir. Sûfîlerin sahip olduğu manevî ilim ve onlara has ahlak öğretileri ve terbiye metodları manevî bir silsile ile akıp gelmiştir. Tanınmış mutasavvıflardan Karabaş Velî nin halifelerinden Hasan Ünsî Efendi silsile hakkında şu tesbiti belirtmektedir: sûfiye verilen feyz-i rabbânî ve zevk-i sübhânî tâ 8

12 Hazret-i Fahr-i Kâinâttan (sav) bu âna dek pâken pâke nefes ile gelmiştir. Müstehak olanlara ifâza olunur. 2 Tarîkat kültüründe manevî bir zincir ile mânen Hz. Peygamber e bağlanmayan şahsın irşâda ehliyeti kabul edilmez. Bu ehliyeti sahip olabilmek için kesintisiz bir halka ile Hz. Peygambere ulaşmak gerekir. 3 İşlevi itibari ile büyük halk kitlelerine tesir eden tasavvuf ehlini, kontrol ve belli bir düzen içerisine çeken tasavvuf silsileleri önceleri sözlü olarak aktarıla gelmiş, daha sonra icâzetnâmelere ve müstakil eserlere dercedilmiştir. XV yy. dan itibaren tasavvuf silsilelerinin teşekkülü hakkında yeni görüşler öne sürülmüş ve müstakil silsilenâmeler kaleme alınmıştır. Nesir, manzûm, çizgi, cedvel ve madalyon gibi farklı şekillerde kaleme alınan silsilenâmeler bulunmaktadır. İncelemesinde bulunduğumuz ve transkripsiyonunu verdiğimiz Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi tarafından tertîb edilen Silsilenâme-i Sûfiyye isimli eser tasavvuf kültürü ve tarîkatların oluşumu açısından önemli şahsiyetleri ve son dönem Osmanlı meşâyihinin tarîkatlara olan nisbetlerini derli toplu olarak verilmesi açısından önem arzetmektedir. 2 3 Hâs İbrahim, Kelâm-ı Azîz, MÜİF Ktp, tasnif dışı yazma, s Kerim Kara, Karabaş Velî: Hayatı, Fikirleri, Risâleleri, İstanbul: İnsan yayınları 2003,,

13 BİRİNCİ BÖLÜM A. SİLSİLE VE SİLSİLENÂME KELİMESİNİN ANLAM VE ORTAYA ÇKŞ Arapça, müteaddî bir fiil olan ve bir şeyi diğer bir şeye bağlamak ve iliştirmek, zincir yapmak, birbirine ulamak, bir soyun şeceresini yapmak, su şelâle hâlinde dökülmek anlamına gelen selsele fiilinin ismi olan ve zincir, bağ, uzayıp ve dolaşıp uzayan şeyler, soy sop, sülâle; bir zürriyet ve neslin tevâlisini gösteren şecere anlamına gelen silsile kelimesi ile 4 ; Farsça mektup, kitap, bir hüküm ve vesika ifade eden evrak, bir şeyden haber veren vesika anlamına gelen nâme 5 kelimelerinin Farsça terkibinden oluşan silsilenâme kelimesi bir neslin, tarîkat yahut birliğin şeceresini gösteren yazılı vesikalar anlamına gelmektedir. Tasavvuf kültüründe ise silsilenâme tarîkatlarda şeyhten şeyhe ulaşarak tarîkat pirine, ondan da yine şeyhten şeyhe, tâ Hz. Peygamber (s.a.v) e kadar dayandığına inanılan bey at zincirini gösteren kitap, liste ve cetvellere verilen genel bir isimdir. 6 Silsilenâmeler şecere, tomar ve ensâb olarak da isimlendirilmektedir. 7 İslâm kültüründe silsile ilk defa hadis ilminde bir terim olarak kullanılmış ve hadisi rivayet eden kişilerin, kesintisiz Hz. Peygamber e kadar çıkarılması silsile veya M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul: M.E.B. Basımevi, 1983, s. 226; Hüseyin Kazım Kadri, TDK Türk Lügatı, İstanbul 1943,, 104; Hasan Said, el- Hâdî, Lübnan 1991, 1411,, 371; İsmail b. Hammad el-cevherî, es-sıhâh, thk. Ahmed Abdülgafur el-attâr, Lübnan 1990, V,1731; Muhammed Murtazâ ez-zebîdî, Tâcu l-arûs, Mısır, V, 377; Firûzâbâdî, Kamûsu l-muhîd, Çev. Osman b. Süleyman, İstanbul 1272,, 248; İbn Manzûr, Lisânü'l-Arab, Beyrut 1955,, 182; Dr. Hasan Enverî, Ferhengi Bezreng-i Sahn, Tahran 1381,, 1911; Silsile kelimesi Kur ân-ı Kerîm de Hâkka 69/32 de tekil, İnsan, 76/4 ve Gâfir (Mü min) 40/71 de çoğul olarak zincir anlamında üç farklı yerde geçmektedir. Bkz. Mu cemu l-mufehres. Çev. Mahmud Çanga, İstanbul 2005, s Hasan Amîd, Ferhengi Fârisî-i Amîd, Tahran 1374,,1453; Dr. Hasan Enverî, s Silsilenâme, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergah Yay., 1998, V, 17.; Abdülbâkî Gölpınarlı, Mevlânâ dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul 1983, s. 199; Dr. Rafk al-ajam, Encyclopedia of Sufi Terminology, Lübnan 1999, 483; Dr. Javad Nurbakhsh, Sufi Symbolism, London 1993, V, 141; Abdülmün im Hıfnî, el-mevsû atu s-sûfiyye, Kahire: Mektebetu Metbûlî, 2003, s M. Zeki Pakalın, s

14 sened adını almıştır. 8 Sened; bir hadisi birbirinden rivayet ederek daha sonraki nesillere ulaştıran râvilerin alış sırasına göre ve tarih unsuru göz önünde bulundurularak zikredilmesidir. 9 Sahabe nesli sonrasında İslâm toplumunda fitnelerin ortaya çıkması, iç savaşların olması, çeşitli siyasi fırkaların oluşması ve bunların taraftarlarının hadis uydurmaya başlaması İslâm alimlerini haber kaynaklarını araştırmaya, râvilerin kimlik ve kişiliklerini soruşturmaya, tenkit usulünü geliştirmeye sevk etmiş, bir yöntem olarak senedin bir diğer ifade ile silsilenin kullanılması bir zorunluluk haline gelmiştir. İslâm alimleri dinin temelini oluşturan naklî ilimlerin tamamen, diğer ilimlerin de çoğunlukla silsileye dayanıyor olması sebebi ile silsilenin vazgeçilmezliği üzerinde görüş birliğine varmışlar, başta hadis olmak üzere tüm ilimlerde silsileyi ilmin ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmişlerdir. İlk dönem alimleri silsileyi ilmin sünnetlerinden saymışlar, meşhur alimlerin de içinde bulunduğu bir topluluk silsilenin müekked sünnet, hatta farz-ı kifâye olduğunu belirtmişlerdir. Haydi, bundan önce indirilmiş bir kitap yahut bir bilgi kalıntısı getirin. 10 ayetindeki bilgi kalıntısından maksadın silsile (isnâd) olduğunu, Bu Kur an sana ve kavmine bir öğüttür. 11 ayetinin silsileye delalet ettiğini söylemişlerdir. Ümmetimin son döneminde bir takım insanlar çıkacak, size sizin ve babalarınızın duymadığı hadisler nakledecekler, onlardan sakının. 12 gibi hadisler de isnâda delil sayılmıştır. Bana, benden olmayan bir şey atfeden cehennemdeki yerine hazırlansın. 13 hadisinde belirtildiği üzere Hz. Peygamber e atfedilen her şeyin sıhhat ve doğruluğunun araştırılması dinî bir zorunluluk halini almıştır. İbn-i Sîrîn, silsilenin dinden olduğunu söylemiş ve dinin kimden alındığına dikkat edilmesini istemiştir 14. Süfyân es-sevrî ye göre silsile (isnâd/sened) müminin silahıdır; silahı olmayan düşmanla savaşamaz. Abdullah b. Mübârek isnâdın din olduğunu, isnâd olmazsa Talat Koçyiğit, Hadis Tarihi, Ankara: AÜİF Yayınları 1988, s Raşit Küçük, İsnâd, DİA, XX, 154. Ahkâf 46/ 4. Zuhruf 43/ 44. Müslim, Mukaddime; 4. Buhâri, Enbiya 50; Tirmizi, İlm 13, (2671). Müslim, Mukaddime, 5. 11

15 herkesin dilediğini söyleyebileceğini, isnâdı sormanın yalan söylemeye engel olacağını ifade etmiştir. Tüm bu sebeplerden ötürü başta hadis ilmi olmak üzere, siyer ve magâzî ilmi, tefsir, fıkıh, kelam, tasavvuf ve diğer dini ilimler eserlerinde silsileye yer vermişlerdir. Bunun yanında din ilimleri için alet vazifesi gören edebiyat, tarih, lügat, nahiv, şiir vb.. ilimlerle hikmetli sözlerin, atasözlerinin naklinde, Müslümanlar arasında neşet eden tıp ve benzeri ilimlerde, zanaatkarların mesleklerini sergilediği ve aktardığı işleme, terzilik gibi iş kollarında ve esnaf birliklerinde, sanatkarlarının hünerlerini gösterdikleri ve öğrettikleri hat, musikî, hitabet ve benzeri alanlarda da silsile kullanılmıştır. İlk müfessirler arasında sayılan Abdürrezzâk es-san ânî, Abd bin Humeyd, İshak b. Râhûye, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, İbn-i Ebû Hâtim gibi alimlerin tefsirleri tamamen silsileye (senede) dayanmaktadır. Tâberî nin Câmi u l-beyân ı bunun en güzel örneğidir. Ebû Ubeyd Kâsım b. Sellâm ın Kitâbü l-kırâ ât i, İbn-i Ebû Dâvûd un Kitâbü l-mesâhif i, Ebû Bekir ibnü l-enbârî nin Kitâbü İzâhi l vakf ve l-ibtidâ sı da hadis dışındaki İslâm ilimleri sahasında ortaya konan ve silsileye dayalı eserlerdendir. Meşhur tabip Ebû Bekir er-râzî el-hâvî isimli eserinde bazı sözleri senedleri ile birlikte nakletmiştir. Silsile hemen bütün ilimlerde kullanılmıştır. Asırlar boyunca yazılan kitapların hemen hemen tamamının baş tarafında o eserin hangi isnâd silsilesiyle, hangi yolla ve nereden alındığını gösteren bir liste yer almış, böylece bir eserin güvenilir bir tarîkle gelip gelmediğini anlama imkanı sağlanmıştır. Silsile yani sened ilminin Müslümanlar tarafından icat edilip geliştirildiği görüşü tarih boyunca pek çok âlim ve modern araştırmacılar tarafından önemle vurgulanmıştır. Ebû Hâtim er-râzî ve İbn-i Hazm gibi âlimler, Hz. Peygamber in sünnetini ve ondan nakledilen ilimlerin korunması için güvenilir râvilerin kesintisiz bir zincir, sened ve silsile ile nakledilmesinin Allah ın sadece Müslümanlara verdiği bir nimeti olduğunu, diğer milletlerde böyle bir rivayet şeklinin bulunmadığını belirtirler Raşid Küçük, s

16 B. TASAVVUF SİLSİLELERİ H.. asrın ortalarına doğru İslâmî ilimlerin oluşmaya başlaması ve bunların aralarında usul yöntem ve konu farklılıklarının belirgin hale gelmesi, hadis, fıkıh, siyer ve magâzî, akâid ve diğer İslâm ilimleri ve alet ilimleri ile uğraşan kişiler yanında âbid, zâhid, nâsik ve bekkâ gibi isimlerle anılan ilk dönem sûfileri de Hz. Peygamber den intikal eden ve kendi sahalarına müteallik bulunan marifet ve ahlak öğretilerinin peygambere nisbetini gösteren silsileler ortaya koymuşlardır. Tarîkat silsilelerinden asırlarca önce ortaya çıkan hadis ilmindeki isnâd geleneğinin, tasavvuf ehli arasındaki silsile anlayışına etkisi açıktır. Ancak, tarîkatlardaki silsile, manevî bereketin şeyhten şeyhe aktarılması yönüyle, sadece rivayet edilen hadis metninin aktarılmasına dayalı hadis isnâdından ayrılmaktadır. Şeklî bir benzerliğe rağmen Silsile ile isnâdın arasında, muhtevâ ve fonksiyon açısından birbirinden farklı oldukları unutulmamalıdır. 16 Şeriat, tarîkat ve hakikat ilimlerinde kemale ulaşmış ve bu noktada nefislerin hastalıkları ve tedavilerini bilmede en son noktaya gelen, tâliplere rehberlik eden ve onları irşâd etme ehliyetine ve liyakâtine hâiz rehber ve delil olan kimse manasına gelen mürşid bir diğer ismi ile şeyh, 17 iradesi olmayan, iradesinden soyutlanan, iradesini kullanmayan, kendisine göğün kapıları açılan ve bu isimle Hakk a vâsıl olanlar arasına katılıp Hakk a vâsıl olan kimse anlamında kullanılan müride yani bir diğer ismi ile tâlibe 18 seyr u sülûk olarak bilinen manevî bir terbiye ve ahlak öğretimi süreci neticesinde sırr-ı ilâhî olarak da isimlendirilen marifetullahı aktarmakta yani telkîn etmektedir. Bu telkinler ile kurulan manevî bağ sonucu mürit kâîm, nâib, vekîl ve halîfe olarak isimlendirilmekte ve neticede şeyhinin vefâtı ardından, şeyhinin makamına oturmakta ve müritleri kendisine aktarılan usul ve yöntemler ile Hakk a vâsıl etmektedir Mustafa Aşkar, Tasavvuf Tarihi Litaratürü, Kültür Bakanlığı Ankara 2001, s Dr. Ahmed Yıldırım, Tasavvufun Temel Öğretilerinin Hadislerdeki Dayanakları, Ankara: T. Diyanet Vakfı Yay., 2000, s Ahmed Yıldırım, s

17 El ele bağlı el Hakk a bağlıdır. 19 sözü ile ifade edildiği üzere tasavvufta şeyhin veya el alınan kişinin bağlı olduğu şeyhlerin vâsıtası ile Hz. Peygamber e, O nun vâsıtasıyla da Yüce Allah a ulaşılmaktadır. Tasavvufî bilgi yani marifetullah yüce Allah ile başlamakta, melekler ve Hz. Peygamber vâsıtası ile şeyhten şeyhe ve en son şeyhe kadar silsile yolu ile aktarılmakta ve neticede son şeyhe intisap, bey at eden bir başka ifade ile el alan, yahut ders alan müride intikal etmektedir. Azîz Mahmud Hüdâyî (ö. 1038/1623), tevhidden istifâde için bunun mutlaka kesiksiz bir silsileye sahip bir mürşid-i kâmil tarafından telkin edilmesi gerektiğini belirtir. 20 Silsile kavramını açıklayan bazı mutasavvıflar, silsilenin nikâh-ı manevî olduğunu, nasıl nikah ile insanların nesli meşru bir şekilde devam ediyorsa, manevî nikah tabir ettikleri silsile ile de tarîkat geleneğinin devam ettiğini söylerler. 21 İsmail Hakkı Bursevî Kitâbü s-silsileti l-celvetiyye isimli eserinde bu konuda şu görüşleri beyan etmektedir: Allah, hikmetinin gereği olarak sûret âleminde de kâinâtın silsilesini birbirine bağlamıştır. Nitekim Âdem (a.s) ı yaratmış ve ondan peygamberlerini, velîlerini ve düşmanlarını meydana getirmiştir. İzdivâc yoluyla asırlarca nesilleri devam etmiş ve cismâniyyetlerini ondan almışlardır. Kezâ Muhammed (sav) in rûhunu yaratmış, onu küllî ve cüz î ruhların babası kılmıştır. Rûh-i Muhammedî nin feyzini kabûl edecek son kişiye kadar manevî izdivâc da devam edecektir. Kâinâtın tertîbi maslahat ve hikmeti içinde taşır, onun için nikâh, diğer hayır ve nâfilelerden efdaldir. Çünkü nikâhda yaratmanın (icâd) sırrı vardır. Yani yaratmayla (icâd) kâinât müteselsil olduğu gibi nikâhla da zürriyet meydana gelir ve silsile devâm eder. Manevî nikah manevî silsiledir. Böylelikle kıyamete dek hâneler tevhîdden boş kalmaz. Manevî silsile olmasa alem ruhsuz olup hayvan gibi kalır. Bununla birlikte Usta, İrşad yolu, İstanbul: Ustaoğlu Kitabevi, 2002, s Azîz Mahmud Hüdâyî, Hulâsatu -Ahbâr, vr. 160a.; Kâmil Yılmaz, Azîz Mahmud Hüdâyî, Hayatı, Tarîkatı, Eserleri, İstanbul: Erkam Yayınları s İsmail Hakkı Bursevî, Silsilenâme-i Celvetî, İstanbul: Haydarpaşa Hastanesi Matbaası, 1291, s. 5-7; Trimingham, The Sufî Orders in İslam, s ; Mustafa Aşkar, s

18 Tarîkat nikahından doğan çocuklara evlâd-ı mânevî denir ki tarîkat silsilesi bunlarla devam eder. Manevî silsile, peygamberlere verese zuhûr etmesidir ki onların mirasları ilm-i billahtır. Vârislere hulefâ denir ki çocuklar babaları yerine kâim oldukları gibi mânevî çocuklar da enbiyâ makamına kâim olur. Nefes-i hakîkat, vârisden vârise ve velîden velîye olmakla birlikte bu konuda esas olan nebîdir. Bu sebeple halef olanlar doğrudan nebîlerden ahz-i nefes etmiş gibi olur. Sırr-ı ilâhî birdir. Fakat sûreti muhtelif aynalarda zuhûr etmiştir. Mürşid ve mürebbîlerin çokluğundan vahdet sırrının müteaddit olması lazım gelmez. Bu yüzden bütün nebîler ve velîler hakîkatte bir cihet üzerinedir. Önce ve sonra geldikleri ise itibârî olup her zamanın halkını irşâda dairdir. Evliyanın mânevî silsilesi var, fakat sûrî silsilesi yoktur. Manevî silsile, nefes-i rahmânînin birinden diğerine taalluk etmesi, ulaşmasıdır. Kıyamete dek bu nefes kesilmez. Çünkü insan-ı kâmil âlemin rûhudur. Rûh bedenden ayrılınca beden nasıl fenâ bulursa insan-ı kâmil olmayınca da âlemin sûreti fenâ bulur. Evliyânın sûrî silsilesi olmaması, velâyet ve kutbiyyetin evlâda değil, istîdâdı olana intikal etmesi sebebiyledir. Çünkü bu mertebe sûretle kâim olmaz, mânâ ile kâim olur. Silsilede nazar nesebe değil, hal ve kemâledir. Eğer sulbünden gelen evlâdından o mânânın verâsetine istîdâd varsa o da vâris olabilir. Tarîkatte nikâhı sahîh ve silsilede nesebi muttasıl olmayan kimse, veliyy-i örfî olamaz. Kendisi helâk olduğu gibi kendisine intisâb edenler de tarîkaten veled-i zinâ ve fücûr dur. Hakîkat makâmına değil belki ma rifet derecesine bile erişemez ve maârifi maârif-i şeytâniye olur. Bir sâhib-i nefesten ahz-i tarîkat etmeyen sâlikin zâhirde bin tane halîfesi de olsa ondan mânevî silsile gelmez. İsmail Hakkı, kendi zamânındaki şeyhlerin ve müntesiplerinin çoğunun bu durumda olduğunu söyler. Üveysî meşreb olanlar Hakk dan vâsıtasız olarak ahzettiklerinden kimsenin rûhânî ve cismânî sohbetine muhtaç değillerdir. Ancak böyleleri nâdirden nâdirdir. Gâlib olan silsile ile irtibât ve vâsıtalarla ahzdir. İsmail Hakkı, eserinde silsileyi Allâh Teâlâ ile başlatır. Çünkü, kâinatın mebdei ve mevcûdâtın menşei O dur. Daha sonra silsileyi İsrafil, Mikâil, Cebrâil isimli büyük 15

19 meleklerle devâm ettirir ve Hz. Peygamber den kendisine kadar olan tarîkat silsilesini verir. 22 Aynı görüşler birçok mutasavvıf tarafından da benimsenmiştir. Nakşibendiyye nin Hâlidiyye kolu silsilesini nakleden müellif Hüseyin Hamdi, Tarîkatta râbıta-i nisbetî ve silsile-i tarîkati olmayan kimse nesebi meçhul şahıs mesabesindedir denilmiştir ve râbıta-i silsilenin faydası şudur ki eğer bir sâlik meşâyıh silsilesini anarsa silsilede bulunan zâtların manevî feyizlerini celbetmiş ve onlarla manevî bir yakınlık tesis etmiş olur (silsile-i tahrîk etmiş olup her birinin feyz u mededlerinin istid â ve isticlâba ta arruz edip onlar ile aşinalık peyda etmiş olur.) 23 der. Tarîkat silsileleri üzerine kapsamlı ve hacimli bir telifi bulunan Seyyid Muhammed Usta, bu konuya şu izahatı getirir; Nesl-i manevî olan evliyalar birbiriyle bağlantı halindedirler. Müritler de kendi mürebbileri olan şeyhlere teslimiyetleri ölçüsünde bu manevî nesil ile bağ kurmaktadır. Ehlullah olarak isimlendirilen tarîkat önderleri kelime-i tevhidin ve ilâhî ahlakın (evsâf-ı rabbâniye) halka aşılanmasında bir vesile ve vâsıtadır. Bu bakımdan Allah ın emrettiği vasıflara kavuşmak için evliyaların peşinden gitme mecburiyeti vardır. Nikah bağının kopmasıyla birlikte nasıl ki insan ırkı bozuluyor ve neticede yok olmaya mahkum bir hale düşüyorsa manevî tenessülün (manevî silsilenin) kopmasıyla da ilâhî ahlak ilkeleri (evsâf-ı ilâhî) insanlar arasından çekiliyor ve kulluk yerine hayvanî bir hayat hakim oluyor. 24 Manevî bir zincir (silsile) ile Hz. Peygamber e bağlı olmayan kişinin, ehlullah topluluğu olarak nitelenen tasavvuf önderleri arasında irşâda ehliyeti kabul edilmeyeceği ve müritlerin yetişmesi ve gelişmesinin mümkün olmayacağını belirten Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî (ö.1311/1893) şunları söyler: (Tarîkata) İntisab, Ali Namlı, İsmail Hakkı Bursevî: Hayatı, Eserleri ve Tarîkat Anlayışı, İstanbul: İnsan Yayınları Hamdî, Hasbihâlu s-sâlik fî Akvâmi l-mesâlik, İstanbul: Tabhâne-i Âmire, 1847/1263, s Usta, Arşiv Belgeleri şığında Anadolu da Kadirilik, Ustaoğlu Kitabevi, İstanbul 2003, s. 38,1 (Kısmen tasarrufla). 16

20 silsilesi Hz. Peygamber e ulaşan ve tarîkat kurucusuna dayanan bir isnatla mûcaz bir şeyhin telkini ile olur. Bu tür bir telkin olmadan zikrin hiç bir faidesi olmaz. 25 Tasavvuf silsilelerinin niteliklerinin anlaşılması, öncelikle tasavvufî bilgilenme ve ahlak öğretilerinin ortaya konulması ve bu sahada marifet ve ahlak öğretilerine (tahalluk) ait çeşitli kavramların açıklanması ile mümkün olmaktadır. Zira ilmî bir kavramı o ilmin metodolojisi ve kavramları ile izah etmek gerekir. Sûfî şecereleri ve silsileleri her hikmetin ve ilmin kaynağı olan Allah (c.c) ile başlamaktadır. Tasavvuf silsilelerinin baş tarafına lâilaheillallâh yazılmaktadır. Allah tan başka ilâh yoktur. O akıl, vehim ve hayalin tasavvur ettiği her şeyden mutlak olarak münezzehtir. Hakiki manada Allah tan başka irade sahibi, kâdir ve fâil yoktur ve ondan başka müşahede edilen bir şey de yoktur. Vahdet-i vücûdu benimseyen mutasavvıfların ifadesi ile Hakîkatte Allah tan başka mevcût yoktur. 26 Tevhidi ruhî bir yaşantı ve manevî bir tecrübe olarak müşahede eden sûfîlerin belirttiğine göre kişinin durumuna ve bulunduğu makama göre tevhidi anlama şuhûdî, kusûdî ve vücûdî olarak tasnif edilmektedir. Avâmın, havâssın ve havâssu l-hâvâssın tevhid anlayışı farklı olmaktadır. İlham, sezgi ve duygu yolu ile tevhidi idrak eden sûfilere göre Hakk ı Hak tan başka bir kimse bilemez, O nun gibi hiçbir şey yoktur. Hiçbir şey O nun hakikatini ifade edemez. Çünkü her şeyde bir eksiklik vardır. Eksiklikler o kemâli nasıl idrak edebilir? 27 Tevhîd-i kusûdî: Fenâ fi l-kusûd yani kasd ve iradenin tevhididir. Sadece Allah ı kast ve irade etmek, daha doğrusu Allah ın kast ve irade ettiği şeyi kast etmektir. Bu tevhidde kul ile Rabbin iradeleri birleşir, ikisi de aynı şeyi ister ve diler. Kul kendi iradesinde fânî, Rabbi nin iradesiyle bâkîdir Gümüşhânevî, Câmiu l-usûl, s ; Aşkar, s Ahmed Yıldırım, s. 68. Ahmed Yıldırım, s

21 Tevhîd-i şuhûdî: Fenâ fi ş-şuhûd yani vecde gelen ve kendinden geçen sâlikin sadece Hakk ı görmesi ve mâsivâyı görmemesidir. Bu kullar istiğrak halinde olduklarında mâsivâyı ve çokluğu görmezler. Ama kendilerine geldiklerinde mâsivânın varlığını kabul ederler. İlk sûfilerin tevhidi budur. Buna vicdânî ve zevkî tevhid de denir. İmâm-ı Rabbânî de eserlerinde vahdet-i vücût anlayışını tenkid etmekte ve vahdet-i şuhûdu dile getirmektedir. 28 Tevhîd-i vücûdî: Fenâ fi l-vücûd yani sadece Allah vardır, diğer şeyler onun zuhuru, tecellisi ve taayyünüdür. Onun dışında bir varlık yoktur. Mutlak vücûd (vücûd-ı mahz), mutlak hakîkat ve mevcûd özünde hakikatinde birdir. Vücûd-ı mahz Allah tır. Alemdeki her şey yani mevcûdât ise bu vücûdun değişik mertebelerdeki tezâhürleri ve taayyünleridir. Suyun rengi kabın rengidir, vücûdda ancak Allah vardır. Hakîkî fâil ve Hakk Allah tır. Muhyiddin ibn-i Arabî ile özdeşleştirilen ve tarih içerisinde mutasavvıfların birçokları tarafından benimsenmiş olan bu tevhid anlayışı âlemin meydana gelişi hakkında da bizleri aydınlatmaktadır. Buna göre vücûdun iki vechesi vardır. Bir veche mutlak bilinemez, tavsif edilemez, sır mertebesi yani ahadiyet vechesidir. Diğer veche ise rab, hâlık ve ma bûd olarak âlemle münasebette olduğu rubûbiyet veya vâhidiyyet vechesidir. Bunlar ancak merâtib bakımından izah sadedinde ayrı mütalaa edilmektedir. Ahadiyet vechesinde ne kesret ne tezat ne de herhangi bir taayyün vardır. Bu cihetten o sırf nur, sırf iyi ve gayblar gaybıdır. Vâhidiyet vechesinde ise Allah yaratıcı sıfatı ile her şeyin yaratılmasının fâili olduğundan çokluk ve farklılık ortaya çıkmaktadır. Fakat burada kesret Hakk ın zâtı nisbetiyle olmayıp, sıfatları vâsıtası ile olmaktadır. 29 Bir kutsî hadiste Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır; Ben gizli bir hazine idim, bilinmeye muhabbet ettim; bilineyim diye mahlûkâtı yarattım. 30 kendi halinde müstagrak halde bulunan Hakk bilinmeyi arzulayınca bu arzu (aşk) yaratılışın ilk esası olmuştur. Bu hadis ile ilâhî aşkın kaynağı belirtilmiş, ilâhî aşk ise tüm varlık âleminin İmâm-ı Rabbânî, Ahmed b. Abdülahad b. Zeynelabidin Serhendî. Mektubat -. İstanbul trsz., 282 ; Ahmed Yıldırım, s. 70. M. Erol Kılıç, Muhyiddin İbnü l-arabî, DİA, XX, 493. Ahmed Yıldırım, s

22 yaratılmasına sâik olmuştur. Mutlak vücudun letâfetten kesâfete doğru olan tenezzülü yani değişik mertebelerdeki taayyünü, zuhuru olan varlık aleminin yani izâfî vücûdun bir gerçekliği yoktur. Buna göre âlem mevhumdur. Biz de hayalimizde âlemin kendi başına bir gerçek yani Hakk tan ayrı bir varlık olduğunu zannederiz. Halbuki durum böyle değildir. Hakk tan gayri dediğimiz her şey bir hayaldir ve bütün varlık âlemi hayal içinde hayal olmaktadır. 31 Ezelî bir irade ve sonsuz bir kudrete sahip olan Allah, kendisine bir dost, seveceği bir varlık yaratmayı murat etmiş, kendi nurundan habibinin nurunu yaratmıştır. Allah ın ezelî iradesinin kudret sıfatı üzerine tecellisi (taalluku) ile ibrâz olan (yaratılan) bu nur, zaman ve zeminin bulunmadığı, göklerin, yerin, varlıkların henüz yaratılmadığı (zuhura gelmediği) bir dönemde Allah a kullukta bulunmuştur. Allah bu nuru sevmiş ve bütün mahlukatı ondan yaratmıştır. 32 Bir kutsî hadiste hakîkat-i muhammediyye olarak da isimlendirilen bu nur kasdedilerek Seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım 33 buyrulmaktadır. Diğer bir ifade ile ahadiyet mertebesinde istiğrak halinde olan Hakk Teâlâ, Vâhidiyet mertebesinde isim ve sıfatları ile taayyün, tecelli etmiş, böylelikle nûr-u muhammediyye zuhûra gelmiştir. 34 Allah (c.c) ın bütün mevcûdâtın suretlerini bu nura öğretmiş olması cihetinden insan-ı kâmil olarak da isimlendirilen bu nur, vücûdda ilk zâhir olan şeydir. Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber Allah ın ilk yarattığı şey benim nurumdu.r 35 buyurmuştur. Hakîkat-i Muhammediye nin bir adı da akl-ı evvel dir. Bir hadiste ifade edildiği üzere insan-ı kâmil Hakk ın suretinde yaratılmıştır. Allah onun mertebesini meleklere tavsif etmiş ve onu kendisine halîfe kılmıştır. Yer ve gökteki her şeyi onun emrine vermiştir. Hakk ın âlemdeki hükmü insan-ı kâmil ile zâhir olmuştur. Nûr-i Muhammediyye Allah ın mazharıdır, tecelligâhıdır. Bununla birlikte Nûr-ı Muhammediyye bütün enbiyaların nübüvvetlerini, evliyaların himmetlerini ve alimlerin ilimlerini aldıkları yegâne İbnü l-arabî, Füsûsu l-hikem, s Usta, Tasavvuf, tarîkatlar ve silsileleri,, 91. İbn Hibbân, El-İhsân, XV, Usta, İrşad Yolu, s Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 127; Hâkim, Müstedrek,,

23 kaynaktır. Nûr-i Muhammediyye nin zâhiri ve bâtını vardır. Onun bâtınına velâyet-i mutlaka, zâhirine nübüvveti mutlaka denir. Nitekim bir hadiste Adem henüz su ile çamur arasında iken ben peygamberdim. 36 buyrulmuştur. Nübüvvet ve velayet hakîkati muhammediyye den neşet etmektedir. Bu nurun taayyünü ile de alemdeki eşyanın hakikatleri demek olan ilmî suretler yani ayân-ı sâbiteler zuhûra gelmiştir. Bu mertebede ilm-i ilâhî de sabitlik kazanmış mümkinlerin hakikatleri vardır. Bu mertebeden sonra alemi kesâfete doğru gerçekleşen taayyün ile âlem-i melekût, âlem-i rûh, âlem-i emr gibi isimlerle ifade edilen, henüz gözle görülemeyen basit-mücerret kevnî eşyalar zuhura gelir. Bir sonraki taayyünde ise maddi alemle bâtın alemin ortasında yer alan alem-i misâl ve yine bir taayyün ile kevn ve fesâd âlemi olarak isimlendirilen, görülen kesîf âlem (âlem-i şehâdet) zâhir olmaktadır. Zuhur mertebelerinin en sonuncusu ise ahadiyet mertebesi dışında tüm mertebelerin hakikatlerini kendinde toplayan mertebe-i insan bulunmaktadır. 37 Tasavvuf ehli tarafından silsileler silsile-i maneviye ve silsile-i süvariye olmak üzere öncelikle ikiye ayrılmaktadır. Silsile-i manevî olarak nitelenen tasavvuf ehlinin silsilesi ile akıp gelen ilim, bi-zâtihî bakî olan Hakk Teâlâ dan feyezân etmektedir (Hayyun ani l-hayy). Bu sebeple erbâb-ı hakâyıkın bir dersi yüz bin ders gibi bereketli olmakta ve onların ilmi her türlü fesat ve ilelden muhafaza altında bulunmaktadır. Ancak zâhir ilminin peşinden koşan alimlerin (ulemây-ı rusûh) silsileleri hakîkatin etrafını kaplayan bir kabuk gibi olup (ilm-i suverî), ilmi kendileri gibi bir beşerden (meyten ani l-meyyit) tahsil etmişlerdir. Bu itibarla derslerinde bereket kıtlığı olmakta ve silsileleri bozuk düşünce ve fikirlerden (avârız-ı fâside) den hâlî olmamaktadır. 38 Tasavvuf ehlinin manevî silsile ile Hakk ın zâtından akıp geldiğini söyledikleri ve ilm-i manevî, ilm-i bâtın ve ilm-i ledün gibi isimlerle zikrettikleri manevî tecrübeler yani velâyet, nübüvvet ile aynı yerden yani nûr-u muhammediyye den ışımaktadır. Bu konuda Hâkim et-tirmîzî Nübüvvet vahiy olarak Allah tan ayrılan kelâmdır. Allah ın Aclûnî, Keşfu l-hafâ,, 129. M. Erol Kılıç, Muhyiddin İbnü l-arabî DİA, XX, 443. İsmail Hakkı Bursevî, s

24 ruhu nübüvvetle beraberdir. Nübüvveti reddeden aynı zamanda Allah ın kelamını reddetmiş olacağından küfre girer. Velâyet ise, Allah ın kelamını, başka bir yolla bir kimseye tevdi etmesidir. Velâyet de Allah tan gelir. Velâyet Allah sevgisinden dolayı velînin kalbine doğan bir makam olduğundan bunu inkar eden küfre girmez diyerek aynı kaynaktan ışıyan nübüvvet ve velâyetin farkını ortaya koymuştur. 39 Allah ın ilgi, himaye, yardım ve sevgisine mazhar olan, Allah ın yakınlığını elde eden ermiş kimse olarak tanımlanan velilik şu iki manada da kullanılmaktadır; 1.) Allah a karşı kulluğunda herhangi bir eksiklik düşünülmeyen kimse 2.) Allah ın himaye ve muhafazasını Allah ın deruhte ettiği kişi. 40 İlk dönem tasavvuf eserlerinden itibaren velilik ve velâyet kavramları ayrıca ele alınıp işlenmiştir. Bu konuda müstakil eserler de kaleme alınmıştır. 41 Velilik hakkında yapılan tanımlardaki ortak nokta, velinin Her türlü arzusuna sırt çevirmiş, her yönüyle Allah a teveccüh etmiş biri olmasıdır. Bu konuda birkaç misal verebiliriz. İbrahim bin Edhem (ö. 166/782) adamın birine Allah dostu bir velî olmayı arzu eder misin? diye sordu. Adam: Evet deyince İbrahim, O halde dünya ve âhiretle ilgili hiçbir şeye rağbet etme, kendini sadece Allah a vakfet, sana teveccüh etmesi ve nimetine gark etmesi için yüzünü ona tevcih et dedi. 42 Ma rûf el-kerhî (ö. 201/816) Velilerin alameti nedir? şeklindeki bir soruya: Üçtür; düşünceleri Allah içindir; meşguliyetleri O nun iledir; kaçışları ve ilticaları O nadır şeklinde cevap vermiştir. 43 Yahya b. Mu âz (ö. 258/871) şöyle söyler: Şu üç haslet velilerin sıfatlarındandır: Her şeyde Allah a güvenmek, O nun sayesinde her şeyden istiğna etmek ve her şeyde O na dönmektir 44. Tasavvuf ehline göre, tasavvuf yolunun aslı ve esası velâyettir. Silsileler veliler ile idâme olmuştur. Hucvîrî (ö. 470/1077) şöyle söyler: Malum olsun ki, tümü ile mârifet Hakim et-tirmizî, Hatmu l-evliyâ ve İlmu l-evliyâ, s Kuşeyrî, Risâle, s. 426; Hucvirî; s. 327; Serrâc, el-luma, s. 47; Kaşânî, stılâhâtu s-sûfiyye, s.78; M. Zeki Pakalın,, 589; Ahmed Yıldırım, s Bkz. Hakim et-tirmizî, age.; İbn-i Ebî d-dünyâ, el-evliya; vd. Kuşeyrî, s Sülemî, Tabakâtu s-sûfiyye, s. 90; Ebû Nuaym, V, 367. Sülemî,

25 ve tasavvuf yolunun esası ve aslı, velâyet ve velâyetin kabul edilmesi temeline dayanır. Zira bütün şeyhler velâyetin hükmünün ispat ve kabul edilmesi üzerinde ittifak etmişlerdir. Fakat her biri değişik bir ifade ile bu hususu açıklamıştır. 45 Velilik üzerine söz söyleyen mutasavvıflar velâyeti nübüvvetin bâtını olduğunu belirttikten sonra, onu velâyet-i âmme ve velâyet-i hâssa olmak üzere iki kısma ayırmışlardır. Veliyyü l-hâs olan kimse beşerî irâde ve nefsî sıfatlarıyla Allah ta fânî olup onun üzerinde zât-ı bârî nin isim ve sıfatlarının tecellileri zuhur eder. O ilâhî cezbe ile mahbûblar sınıfına girer ve kutbiyyet makamına getirilir. 46 Bir hadîs-i şerifte şöyle buyrulmuştur: Rasûlullah ın buyurduğuna göre, Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Her kim benim velî kullarımdan birisine düşmanlık ederse, ben ona harp açarım, kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşmamıştır. Kulum bana devamlı nafile ibadetleri ile yaklaşır, bunun sonucunda ben onu severim. Bir kere onu sevdim mi, ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Eğer benden bir şey isterse onu verir, bana sığınırsa muhakkak onu himaye ederim. 47 Velâyet-i âmme ise şerîatın farz ve vâcip derecesindeki emirlerini edâ etmek için çabalama ve gayret gösterme halidir ki bu her mükellef mümin için zarurî bir görevdir. Bu açıdan bütün müminler velâyet-i âmmeye dahildirler. Velîler sayıları ve sıfatlarına göre çeşitli kısımlara ayrılmaktadırlar. Tasavvuf ehli, bu konuda değişik taksim ve farklı yaklaşımlara sahiptir. Ancak tasavvuf silsilelerinin teşkili açısından önemli bir kavram olan ve kimi silsile eserlerinde kendilerine çeşitli tarîkatlar izafe edilen ricâlu l-gayb kavramını burada açıklamak gerekmektedir Hucvirî; s Ebü'l-Berekat Nûreddin Abdurrahman b. Ahmed b. Muhammed Câmi, Nefehâtü'l-üns min Hadarati'l-kuds; Çev. Lamiî Çelebi, Marifet Yayınları: İstanbul 1980, s. 67; Avni Konuk, Fusûs Şerhi,, 222; H. Kâmil Yılmaz, Tasavvuf ve Tarîkatlar, s. 212; Eşrefoğlu Rumî bu ayrıma velâyeti hassu l-hâs diye bir kısmı daha ilave eder, bkz. Müzekkin Nüfus, s Buhârî, Rikâk, 38 (V,190); Müsned-i İmâm Ahmed, V, 256; İbn-i Mâce, Fiten, 16 (,1321). 22

26 Tasavvufî düşüncenin en önemli özelliklerinden biri de ricâlu l-gayb anlayışıdır. Bu kavram tasavvuftaki Allah dostluğunun gizliliğine dikkat çekmektedir. 48 Ricâlu lgayb lügatte bilinmeyen kişiler demek olup, tasavvufî bir ıstılah olarak da insanlar arasında gözlerden gâib olanlara, mümin sâlih cinlere ve bilgilerini ve rızıklarını gâibden elde eden bir grup insana verilen isimdir. 49 Bu anlayış İbn-i Arabî sonrası tasavvufî düşüncede gelişmiştir. Çeşitli isimlerle anılan bu manevî teşkilât sûfîlere göre velîlerin bir nevi hükümeti gibidir. Mânevi dünyanın idarecilerinin mânevi olması gerekir. Kral ve sultanlar dünyayı idare ederken sûfîler de kendi anlayışlarına uygun olarak kurdukları dünyanın idaresini de kendi cinslerinden olan kişilere devretmişlerdir. 50 Bu teşkilâtın başında gavs, kutub, gavs-ı a zam, kutbu 1-aktab diye isimlerle anılan bir veli bulunur. 51 Bu nazariyeye göre dünya, bütünlüğünü görünmeyen ve çeşitli mertebelerde bulunan velîlerin varlığına borçludur. Bu mertebeler merdivenin birbiri ardından gelen basamaklarını yani varisler i (yahut bedel, çoğulu abdal, evtâd, amâid) oluşturmakta en son basamakta ise çevresinde bütün kâinatın döndüğü kutub bulunmaktadır. Eğer bu ruhanî yapı olmasa idi, kâinat paramparça olurdu. 52 Gizli sırlara ve hakikatlere muttali olan bu veliler zümresi, vârid olan hadisler ışığında çeşitli tabakalara ayrılmışlardır. Hucvîrî ye (ö.470/1077) göre dört bin kişilik bir veliler topluluğu vardır. Bunlar mektûmdur, yani gizlidir. Hiçbir kimse onları tanımaz, hallerindeki güzelliği de bilmez. (...) Bu hususa dair haber ve hadisler nakledilmiştir Ahmed Yıldırım, s. 152; H. Kâmil Yılmaz, Tasavvuf ve Tarîkatlar, s İbn-i Arabî, Futûhât,, 1; Erol Güngör, İslâm Tasavvufunun Meseleleri, s Mustafa Kara, İbn Teymiyye ye göre İbn Arabî, Asistanlık tezi, Bursa 1980, s. 56; Benzer düşünceler için bkz. Erol Güngör, s , 199; Süleyman Uludağ, Abdal, DİA,, 59. Ahmed Yıldırım, s Fazlu r-rahman, İslam, Çev. Mehmed Dağ, Mehmed Aydın, İstanbul 1981, s Abdallar, yeryüzünün en ücra köşelerine çekilmişler ve insanların gözünden gizlenmişlerdir. Sebebi şudur: Onlar bu zamanın âlimlerine bakıp onlarla görüşmeye güç yetiremez ve onların sözlerini dinlemeye sabredemezler. Çünkü onlar, abdallar yanında, Allah Teâlâ yı bilmeyen kimselerdir. Ebû 23

27 Hatîb el-bağdadî (ö.463/1071) Târîhu Bağdâd isimli eserinde ricâlu l-gaybı aşağıdan yukarıya nukabâ, nücebâ, abdal, ahyâr, umed (veya umud) ve gavs şeklinde gösterir. 54 İbn-i Arabî bunları nücebâ, nukabâ, abdal, evtâd, imameyn (eimme) ve kutub (aktâb) olarak sıralamış, 55 Âmülî ise bu hiyerarşinin alt tarafına bir de ümenâ yı 56 koymuştur. 57 Ulu ve Yüce Allah ın dergahında bulunan ve ehl-i hal ve akd komutan velîlere gelince: Bunların sayısı üç yüzdür. Bunlara ahyâr ismi verilir. 58 Diğer kırk tanesine abdal adı verilir. Sayıları yedi olan velîler topluluğuna ebrâr denilmiştir. Dört tanesine ise evtâd ismi verilmiştir. Diğer üç tanesine de nukabâ denilir. Bir tanesine de kutb ve gavs adı verilmiştir. Bütün bunlar yekdiğerini tanırlar. Yapılacak işler hususunda bazıları diğer bazılarının iznine muhtaç olurlar. Nakledilen haberler bu hususu ifade etmektedir. Bunların sıhhati üzerinde Ehl-i sünnet in icmaı vardır. 59 Başta Abdal ve benzeri tüm bu tasavvufî kavramlar tasavvuf silsilelerinin Hz.Peygamber e ve onun manevî vekili kabul edilen kutba olan ittisalini göstermektedir. Tasavvuf silsilelerini oluşturan şeyhlerin yanında manevî bir merâtib ve Tâlib el-mekkî,, 175; Ricâlu l-gaybın özellikleri ve vasıflan ile ilgili bkz. Ebû Tâlib el-mekkî,, 95; Muhammed b. Ahmed es-semerkandî, Zikru l-abdâl fî Hâzihi l-ümmeti ve Zikru Âdetihim vemâ Sıfâtuhum, Süleymaniye Ktp.Şehid Ali Paşa, nr. 360, vr. 34a-52a; Gümüşhânevî, Câmiu lusûl, s Hakîm Tirmizî Hz. Peygamber in (s.a) vefatından sonra ümmetinden kırk kişi O nun yerine geçer. Yer onlarla ayakta durur der. (Bkz. Hakîm Tirmizî, s ; Nevâdiru l-usûl,, 340). Hatib, Târîhu Bağdâd,, Burada Kettânî nin şöyle dediği nakledilmektedir: Nukabâ üçyüz, nucebâ yetmiş, budelâ kırk, ahyâr yedi, umed dört kişi ve gavs bir kişidir. Nukabâ Mağrib de, nucebâ Mısır da, abdal Şam da, ahyâr yeryüzünde dolaşmakta umed yerin (kuzey, güney, doğu, batı) dört yanında, gavs ise Mekke dedir. Halkın ihtiyacı ortaya çıktığında önce nukabâ, sonra nucebâ, sonra abdal, sonra ahyâr, sonra umed Allah a niyazda bulunur. Daha sonra dualarına icabet edilir. Aksi halde gavs Allah a niyazda bulunur ve duasına icabet edilinceye kadar istemeye devam eder. Ayrıca bkz. İbn Asâkir, Târîhu Medîneti Dımaşk,, 300; İbn-i Manzûr,, 116. İbn Arabî, Futûhât,, 41. Haydar el-âmulî, Kitabu Nassı n-nusûs, s (Hatmu l-evliyâ ekinde, s ). Süleyman Uludağ, Abdal, DİA,. 59. Ahyârın sayısı ve görevleri çeşitli kaynaklara göre farklılıklar gösterir. Bu konuyla ilgili nakledilen hadislerde ahyârın sayısının yedi veya üçyüz olduğu rivayet edilmiştir. Bu hadislere göre ahyâr rak tadır. Her devirde mutlak mevcud olan ahyâr yeryüzünde durmadan seyahat eder. Tahsin Yazıcı, Ahyâr, DİA,, 194. Hucvîrî, s Hucvîrî icmanın nerede olduğunu ve delilini belirtmemektedir. 24

28 sened oluşturan ricâlu l-gayb kavramı peygambere oradan da Allah a ulaşan bu silsilelerin manevî yönünü göstermektedir. Özellikle üveysî tarîkatların bey at ve irşâdı şeyhten şeyhe olmayıp başta Hızır, İlyas, Hz. İsa nın veya Hz. Peygamberin ruhaniyetleri yahut daha önceden vefat etmiş Allahdostlarının manevî terbiyesi ve ricâlu l-gaybın manevî irşâdı ile gerçekleştiği belirtilmektedir. 60 C. SİLSİLE KAVRAM İLE DOĞRUDAN İLGİLİ BAZ ÖNEMLİ TASAVVUFÎ KAVRAMLAR 1. Seyr u Sülûk Seyr lügatte gezmek, sülûk yola koyulmak ve yolu yürümek mânalarına gelir. stılahta farklı anlamlara gelmekle birlikte seyr, sefer ve sülük eş anlamlı kelimelerdir. 61 Seyr tasavvufî anlamda Cehilden ilme, kötü huylardan güzel huylara, kendi varlığından geçerek Hakk ın varlığına doğru harekettir. 62 Sülûk ise Hakk a ermek için bir rehberin öncülüğünde ve denetiminde çıkılan manevî ve ruhî yolculuk ve ahlâkî eğitimdir 63. Seyr u sülûk, bir tâlibin, bir şeyhin idaresinde tarîkata girmesiyle başlayan ve layık olduğu takdirde en yüksek manevî dereceye kavuşması ile son bulan ve Allah a giden yolda manevî ilerlemesini tavsif için sûfîler tarafından kullanılmış bir tabirdir. Sülük, kesin karar ile girişilmiş ve düzenli şekilde takip edilmiş bir araştırmayı ihtiva eder. 64 Bu araştırmayı takip eden sâlik kendini ona hasretmeli ve Allah a kavuşmaktan Usta, Tasavvuf, tarîkatlar ve silsileleri, V, 388. Ragıb el-isfehânî, Müfredat, s. 349: M. Ali Aynî, s ; Ahmed Abdurrahîm, es-sulûk inde l- Hakîm et-tirmizî, s. 23; R. A. Nicholson, Sülük, İA, X, 231; M. Zeki Pakalın,, 287. M. Ali Aynî, İslam Tasavvuf Tarihi, İstanbul 1985, s.105; Mahir İz, Tasavvuf, s Necmuddin Kübrâ (ö.618, 1221) seyri şöyle tarif eder: Bir hükümden diğer bir hükme, bir halden diğer bir hale geçmek demektir ki, manevî bir geçiş, mânevi bir seyahattir. Sâlikin ilk günden son ana kadar yaptığı işi bu seyr kelimesinin içindedir. Necmuddin Kübrâ, Tasavvufî Hayat, s. 42. Seyr u sülûk tabirleriyle ilgili daha geniş bilgi ve incelemeler için bkz. Ankaravî, Minhâcu l- Fukarâ, s. 51; Abdülmun im Hıfnî, Mu cemu Mustalahati s-sûfiyye, Beyrut 1987, s. 133; Hasan eş-şerkâvî, Mu cemu Elfâzı s-sûfiyye, Kahire 1992, s. 171; M. Ali Aynî, s. 105; Süleyman Uludağ, Tasavvuf stılahları ve Terimleri Sözlüğü, s R. A. Nicholson, Sülûk, İA, X, ; İbn Kayyım sayılan bu vâsıtalarla ve ancak şu kapı ve yoldan girilerek varılan gayeye götüren yolculuğa seyr u sülük demektedir. İbn Kayyım, Medâric,,

29 önce zikir, tevekkül, fakirlik, muhabbet, ma rifet vb. menzil ve makamların her birinde kâmil bir hale gelmelidir. Bir başka ifadeyle seyr u sülûk, sâlikin yani tasavvufa ve tarîkata giren kimsenin Allah a vâsıl olabilmek amacıyla geçirdiği eğitime ve manevî makamların tamamlanabilmesi için geçireceği safhalara verilen isimdir. İnsanın sülûkünde ilk nokta ezel yani misak, nihayeti ise Allah tır 65. Seyr u sülûkün gayesi sâlikin kişisel arzu ve isteklerini yok edip tam anlamıyla kendisini ilâhî iradenin hâkimiyeti altına sokması, bu suretle diğer insanlara rehberlik yapmasına imkân veren kâmil insan mertebesine yükselmesidir. Bir müridin seyr u sülûkünü tamamlaması bu ehliyeti kazanması anlamına gelir 66. İbrahim Kuşadavî (ö. 1262/ 1845), Sulûktan murad, irfan ve Allah rızâsı derken İmâm-ı Rabbânî (ö. 1034/1625) seyr u sülûkün gayesini Nefs-i emmârenin tezkiyesi ve temizlenmesi olarak açıklar. Sühreverdî Mutasavvıf seyr u sülûk halinde Allah a gidenlerin makamındadır. Kalbiyle devamlı Allah Teâlâ yı zikir ve murâkabe halinde olup, lezzeti; Allah ın kendisine nazar ettiğini görmesidir der. İmâm-ı Kuşeyrî (ö.465/1073) Vuslat makamına kavuşuncaya kadar mücahedeye devam edilmelidir. Bunun için gerekirse halktan uzaklaşmalıdır. diye söyler. 67 Öncelikle sâlik çirkin sıfat ve hallerden arınmak ve manevî bir nur olarak da tanımlanan manevî bir silsile ile Allah tan Hz. Peygambere ondan da manevî merâtib içerisinde mürşide gelen feyiz ve bereketten istifade edebilmek için şeyhin elini tutar, ona bey at eder. Kalbini şeyhinin kalbine bağlar. Böylelikle şeyh ile mürid arasında manevî bir bağ kurulur. 68 Mürid gayret, mücâhade ve hakkın ilhamı ile öncelikle şeyhin iç alemine girer yani kendini mürşidi ile birlikte onda kayıp olmuş olarak görür ki bunun ilk şartı şeyhe tam teslim olmaktır. Nitekim şeyhine teslimiyeti tam olmayan bir sâlik ne kadar mücâhade ve zikre devam ederse etsin, Allahdostlarının manevî feyiz ve Y. Nuri Öztürk, Kur an-ı Kerîm ve Sünnete göre Tasavvuf, s. 115; H. Kâmil Yılmaz, s Süleyman Uludağ, Tasavvuf stılahları ve Terimleri Sözlüğü, s Kuşeyrî, s Sühreverdî, s İmam-ı Rabbânî,, 49 (Mektup no: 35); Sülemî, Tasavvufun Ana İlkeleri Sülemî nin Risaleleri, s. 71; Y. Nuri Öztürk, Kuşadalı İbrahim Halveti, s. 214, (Mektup no: 92). Usta, İrşad Yolu, s

30 ilim kapıları olan ilham ve beşâret gibi manevî hallerden istifade edemez. Mürid şeyhine teslim olarak onun kapısından geçer sonra şeyhiyle birlikte tarîkat ehlince manevî bir yönetici olan pîre (kutba) gider. Allahdostlarının cümlesi bir manevî binayı teşkil eder ki bu binanın kapısı şeyhtir. Kapıdan geçerek haneye ulaşan mürit pîrinde fânî olur ve daha sonra Rasûlüllah ta fânî olur. Pirin vekâletini şeyh temsil eder, dolayısıyla şeyh müridi pirine teslim edecektir. Pir de müridi Allahrasulüne teslim edecek, Allahrasulü de onu Allah ın nuruna teslim edecektir. 69 Böylelikle sâlikin bâtını nurlanır ve melekût âlemini müşahede eder. Hatırlanacağı üzere tasavvuf düşüncesinde genellikle üçlü bir âlem tasnifi görülmektedir. Bunlar Akıl ve duyu ile bilinen maddî âlem, bu yolla bilinmeyen mânevî âlem ve ikisi arasında köprü vazifesi gören berzah âlemi dir. Bu alemlerde kendi aralarında çeşitlenmekte ve farklı isimlerle de anılabilmektedir. 70 İbn-i Arabî âlem-i misâl ve berzah alemi olarak anılan ve eşyanın gerçek bilgisinin bulunduğu bir âlemden bahseder. Veliler uykuda misâl (berzah) alemiyle bağlantı kurarlar. Bazı veliler uyanık iken de bu alemle olan bağlantılarını devam ettirirler ve hakikat bilgisini buradan edinirler. 71 Böylelikle sâlik, mürşid olur ve manevî silsileye kaydolunur. 2. Şeyh-Mürid Şeyh, lügatte İhtiyar, yüzünde yaşlılık alameti beliren kimse, pîr, bey, önder, kabile başkanı mânalarına gelmektedir. 72 Tasavvufî manada Şeriat, tarîkat ve hakikat ilimlerinde kemale ulaşmış ve bu noktada nefislerin hastalıkları ve tedavilerini bilmede en son noktaya gelen, taliplere rehberlik eden ve onları irşâd etme ehliyetine ve Usta, s. 149; Ankaravî, s. 32. Davud el-kayserî, seyr u sülûk için bir şeyh, şeyhten istifade için de teslimiyet ve gayret gerekir, der. Bkz. Davud el-kayserî, Risale fi ilmi t-tasavvuf, AÜİFD,,ZXX, Ankara 1988, (Mehmet Bayraktar ın tahkikiyle), s. 205; M. Ali Aynî, s. 109; Ahmed Zerrûk, Kavâidu t-tasavvuf, s. 40; Süleyman Ateş, İslam Tasavvufu, s İbn Arabi, şeyhsiz sülûkün nasıl olması gerektiğiyle ilgili olarak Hilyetu l-abdâl adlı eserini yazmıştır. Bkz. İbn Arabî, Hilyetu l-abdâl, s (Sittü resâil mine t-turâsi l-arabî el-islâmî içinde, Haz.Abdullatîf Muhammed el-abd). Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnâme,, 12; Ahmed Yıldırım, s. 95. İbn-i Arabî, Fusûsu l-hikem, 1, 47. Râğıb el-isfehânî, s. 396; Süleyman Uludağ, s. 455; M. Zeki Pakalın,,

31 liyakâtine sahip olan rehber ve delil olan kimseye şeyh denmektedir 73. Şeyh olan kimse peygamberin vekilliğini yürütmektedir. 74 Mürid, lügatte İrade eden, dileyen arzulayan anlamlarına gelmektedir. 75 Tasavvuf ıstılahında ise, İradesini Hakk ın ve şeyhinin irâdesine teslim etmiş kimse anlamında kullanılmaktadır 76. Şeyh güzel vasıflarla donanmış, dünya ve makam sevgisinden arınmış, halvet, riyazet ve mücâhade ile nefsini tezkiye etmiş, namaz oruç ve zikir gibi nafile ibadetlerle de kemale ulaşmış bununla birlikte tâliblerin seyr u sülûkunu gerçekleştirmek için halk arasına girmiş bir önder olarak Kur an ve Sünnet i iyi bilmeli ve Hz. Peygamberin ahlakıyla ahlaklanmış bir kimse olmalıdır. Şeyhlik makamındaki zat, Hz. Peygambere uzanan bir silsileye sahip bulunmalıdır ki bu, şeyhin Hz. Peygamber ile olan manevî irtibatı açısından önemlidir. Şeyh, dergâhta medresedeki müderrisin vazifesini yüklenen kişidir. Okumak için bir öğreticiye ihtiyaç hissedildiği gibi, terbiye için de bir şeyhe ihtiyaç duyulmuştur. Şeyh, kendisine intisap eden sâliklere istidat ve kabiliyetlerine göre manevî olgunluğa eriştirmek üzere rehberlik ve önderlik eder, onların kalblerine şeriat bilgisini ve Allah sevgisini yerleştirmeye çalışır. Şeyhin yaptığı iş amelî ve tatbikidir. O, hak yolda sülûk eden müritlere bu yoldaki zararlı, korkulu ve tehlikeli hususları tanıttıktan sonra, vakt, Kaşanî, s. 172; Hıfnî, s. 143; M. Zeki Pakalın,, Sühreverdî, s. 118; Ankaravî, Şeyh kâim-i makam-ı Rasûldür der, Ankaravî, s.39 vd. Âsım, Kamus Terc.,,613. stılahatu İbn Arabî, s ; Hıfnî, s. 242; Hasan eş-şerkâvî, s. 262-,63. Ebû Ali Rûzbâri ye mürid kimdir? diye soruldu. O da: Mürid nefsi için Allah ın irade ettiğinden başka bir şey irade etmeyendir dedi. Sülemî, s Mürid kimdir? sorusuna cevap için bkz. Ahmed Abdurrahîm, s Hakîm Tirmizî ye (ö.285, 892) göre müridin mürid ismini alması şu üç şeyden dolayıdır: 1 - Mürid, Allah ı nefsi için ister. Böyle olunca Allah a karşı arzu, korku ve rıza muamele içerisinde olur. 2- Müridin nefsi Allah a aittir. Bu durumda Allah ın kazasına vefa ile birlikte rıza gösterir 3- Mürid sadece Allah ı ister. Bunun alameti hiç bir karşılık, arzu ve alaka olmaksızın Allah ile muamelede bulunur. Hakîm Tirmizî, Ma rifetu l-esrâr, s. 40 (Nakleden Ahmed Abdurrahîm, es- Sulûk inde l-hakîm et-tirmizî, s ). 28

32 menzil, hal ve makamlar konusunda müridi bilgi sahibi yapmak suretiyle onu irşâd eder ve faydalı ve zararlı olan şeyleri ona gösterir. 77 Bazı tasavvuf silsilelerini derceden eserlerde belirtildiği üzere manevî ilim kimi zaman sohbet, kimi zaman hizmet, irşâd, teberrük, telkin ve diğer bazı şekillerle ceryân etmektedir. Bu usuller göz önüne alındığında manevî terbiye ve eğitim ile uğraşan aşağıda belirtilen niteliklerde ve sayıda şeyh vardır: Şeyh-i tâlim: Öğreten, hoca, tasavvufî konularda bilgi verip çevresindekileri aydınlatan sûfîdir. Şeyh-i sohbet: Herkesin sohbetine katıldığı, sözlerini dinlediği, hal ve hareketlerini örnek aldığı sûfîdir. Şeyh-i tâlim bilgi verir, şeyh-i sohbet hem bilgi verir, hem de haliyle çevresindekileri etkiler, onlara örnek olur. Şeyh-i irade: Tarîkatta en yüksek olan, iradesi ilahi irade içinde mezc olmuş ve yanında veya ilhamı altında müridin cesed ve ruh halinde kabul olunduğu kimsedir. Şeyh-i iktida: Kendine uyulması, söz ve fiilleri taklid edilmesi gereken kimsedir. Şeyh-i teberrük: Bereketinden nasip almak için mübtedi müridin ziyaret ettiği kimsedir. Şeyh-i intisab: Mübtedî müridin sayesinde tarîkata kabul olunduğu, kendisine hadim olduğu ve maddî vazifesi için kendisinden emir aldığı zattır. Şeyh-i telkin: Her müride okuyacağı virdi tevzî eden manevî öğreticidir, Şeyh-i terbiye: Mübtedîlerin terbiyesi ile vazifelendirilen şeyhtir. 77 Şeyh ve müridin tanım ve nitelikleri için bkz. Ankaravî, s. 32; M. Ali Aynî, İslam Tasavvuf Tarihi, s. 91; Mahir İz, s. 162; Selçuk Eraydın, Tasavvuf ve Tarîkatlar, s Bkz. H. Kâmil Yılmaz, Tasavvuf ve Tarîkatlar, s Necmuddin Kubrâ, Tasavvufî Hayat, s. 87. Y. Nuri Öztürk, Kur an ve Sünnete Göre Tasavvuf, s Ömer Dağıstânî, Fetvalar, s

33 Şeyh-i tarîkat, şeyh-i terbiye, şeyh-i irşâd, şeyh-i taslîk: Mürid ve müntesiplerini, bir annenin bebeğini terbiye etmesi ve yetiştirmesi gibi terbiye edip yetiştiren şeyhtir. Onların hem ruhanî ve hem dünyevî rehberidir. Tarîkat şeyhleri böyledir. 78 Bunun yanında şeyhlik konusunda salih sâliklerin durumu dört kısımda incelenebilir: Mücerred sâlik (cezbesiz sülûk eden). Mücerred meczûb (sadece cezbe halinde olan ve kalan). Sâlik-i meczûb (önce sülûke başlayıp, peşinden cezbeye ulaşan). Meczûb-i sâlik (bidayette cezbe hâlinde olup, ardından sülûke başlayan) 79 Tasavvuf eğitimi velî (şeyh) merkezlidir. Bu itibarla tasavvufa giren kişinin bir şeyhe bağlılığı esastır. Tasavvufta şeyhsiz tek başına yol almak uygun karşılanmaz, hatta bunun mümkün olmadığı kabul edilir. Şeyh, tasavvuf yoluna giren kişinin, bu yolda en emin şekilde ilerleyebilmesi için kılavuz durumundadır. Nitekim Bâyezıd-i Bistamî (ö.261 /875), Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır diyerek rehbersiz bir yola girmenin tehlikesini vurgularken, Ebû Ali Dakkak, Yetiştireni ve dikeni olmadan kendi kendine ve hudâî-nabit olarak biten bir ağaç yaprak açar, fakat meyve vermez. Nefes nefese ve tedrici bir şekilde tarîkatın kurallarını öğretecek bir üstada sahip olmayanın durumu da böyledir. Bu durumda olan mürid heva ve hevesine tapar, başka bir kurtuluş yolu bulamaz 80 ifadeleriyle, yol gösterişsiz bir mistik tecrübenin tehlikelerini haber vermektedir. 81 Sühreverdî (ö.632/1234) şeyhin tasavvuf eğitimindeki konumunu şu sözleri ile ortaya koymaktadır: Hz. Peygamber için Cebrail (a.s) nasıl vahy emini ise, şeyh de müridleri için ilham eminidir. Cebrail in vahiyde ihaneti olmadığı gibi, Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s 455; A. Cour, Şeyh, İA, X, ;. Şeyhin ve müridin vazifeleri ve rivâyet edecekleri adab ile ilgili olarak bkz. Serrac, ; Kuşeyrî, s ; Sühreverdî, s ; Ahmed Yıldırım, s Geniş bilgi için bkz. Sühreverdî, s. 122; Ahmed Yıldırım, s Kuşeyrî, s. 592; Sühreverdî, s Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi Açısından Şeyh-Mürid İlişkileri, Hareket, Mart 1980, s

34 şeyhinde ilham da ihaneti olmaz. Rasûlullah nasıl heva ve hevesiyle konuşmaz ise, zâhiren ve bâtınen O na ve O nun sünnetine bağlı olan şeyh de heva ve hevesiyle konuşmaz 82. Kuşeyrî ye (ö.465/1073) göre mürid şu düşünce içerisinde olmalıdır: Dünya ve ahirette kadr ü kıymetim veya yeryüzünde benden daha aşağı biri var diye bir müridin hatırından bir fikir geçerse, o müridin irade ve müridlik yolunda attığı hiçbir adım sıhhatli olmaz. Çünkü mürid için vacip olan nefsinin değerini tahsil için değil, Rabbini tanımak için çalışmaktır 83. Şeyhini her şeyde ve herkesten çok sevmek müridliğin şartlarındandır. Mürid artık kendi için değil, şeyhi için yaşar. Şeyhte fâni olmak Allah ta fâni olmanın mukaddimesidir. Müridin seyr u sulûkta ilerleyebilmesi için kalben bile olsa şeyhine itiraz etmemesi şarttır 84. Hucvirî ye (ö.470/1077) göre tasavvuf yolunun şeyhleri gönül doktorudur. Şayet doktor hastanın derdini bilmiyorsa, yapacağı tedavi onu mahveder. Zira onun tedavi edileceğini, hastanın bakımını, hastanın tehlikeli olan yerlerini bilmemektedir. Bundan dolayı hastaya vereceği yiyecekleri ve içecekleri hastanın derdine muhalif olacak şekilde tatbik eder. Hz. Peygamber in Kavmi içindeki şeyh, ümmeti içindeki peygamber gibidir demesinin sebebi budur. Peygamberler nasıl davetlerinde basîretle ve halkın kendi seviyesine göre hareket etmişlerse, şeyhin de böyle hareket etmesi gerekir 85. İbn-i Haldun (ö.808/1405) sûfîlerden şu sözü nakletmektedir: Mürid şeyhin huzurunda yıkayıcının önünde yatan ölü gibi olması lazımdır. 86 Tasavvuf eğitiminde Sühreverdî, s Kuşeyri, s Kuşeyri, s. 594, Hucvîrî, s. 136; Ahmed Yıldırım, s İbn Haldun, Tasavvufun Mahiyeti, haz. Süleyman Uludağ, İstanbul 1984, s ; Ankaravî (ö.1042, 1623) ise bu konuda Mürid kendi irade ve ihtiyarını terkedip, yıkayıcının önündeki ölü misali itirazsız şeyhine teslim olmalıdır. der. Bkz. Ankaravî, s. 35. Bu konudaki değerlendirmeler için bkz. Sühreverdî, s

35 büyük bir saygınlığa ve otoriteye sahip olan şeyh, müridlerinin bütün özelliklerini ve kabiliyetlerini göz önünde bulundurarak, herkese ayrı ayrı yol gösterir. Müridin mizacındaki sertliği yavaş yavaş izale etmeye çalışır. Müridin teslimiyeti tam ise çabuk yol alır, olgunlaşır ve safây-ı kalbe (kalb safasına) ulaşır. Şeyh-mürid münasebeti, baba evlat ilişkisi sıcaklığındadır. Çünkü peygamberler, ümmetlerine baba mesabesinde olduğu gibi peygamberlerin varisleri konumundaki şeyhler de müridlerine karşı baba durumundadırlar. Bu yolun terbiye sistemi sîret-i nebeviyye ile ahenklidir. Gaye o örneğe benzemektir. 87 Müridin kendi başına istiklâli ise ve manevî silsileye kaydı; artık Cenâb-ı Hakk tan manevî ilim ve ilham alıp anlama kapısının kendisine açılmasıyla başlar. Mürid, ihtiyaç ve mühim işleri Allah Teâlâ ya arz edebilme ve O nun tarif ve tenbihatlerine göre çözüp, ilâhî muradı anlama rütbesine ulaştığı zaman, artık mürşidinden ayrılma vakti gelmiştir. Mürşidinden ayrılma vakti gelmeden kendiliğinden ayrılırsa; önüne, dünyaya dönme, hevâsına tâbi olma gibi, vaktinden evvel sütten kesilen çocuğun mâruz kalacağı sıkıntı ve engellere benzer manialar çıkar ve onu zarara sokar. 3. İlim Kavramı Zâhir ve Bâtın İlmi Tasavvuf ehli, ilk sûfîlerden itibaren zâhir ve bâtın olmak üzere iki bilgi türünün bulunduğunu belirtmişlerdir. 88 Sülemî (ö.412/1021) bu iki bilgi türü hakkında şu açıklamada bulunur: Okuma ve öğrenme ile kazanılan aklî ve naklî ilimlerdir ki bunlara zâhirî ilimler denir. Hadis, kelâm ve fıkıh gibi ilimler bu ilim içerisinde kabul edilir. Riyâzet ve takva sonucu Allah ın kuluna ihsan edeceği vehbî ilim ki buna bâtınî ilim denir. Tasavvufa da bâtın ismini verirler. Allah size nimetleri zâhir ve bâtın olarak ihsan etti 89 âyeti ve benzeri ayetler gösteriyor ki ilmin zâhiri ve bâtını vardır. Bâtınî ilim, zâhirî ilmi kabul edip ona sarılmaktan meydana gelir Mahir İz, s. 162; H. Kâmil Yılmaz, s Serrâc, s. 43; Sülemî bu konuda el-fark beyne ilmi ş-şeri a ve l-hakika adında bir risale yazmıştır. Bkz. Ahmed Yıldırım, s Lokman 31, 20. Sülemî, Hakâik, no: 261, varak: 218a (Nakleden Süleyman Ateş, İslam Tasavvufu, s. 551); Ayrıca bkz. Süleyman Uludağ, Bâtın İlmi, DİA, V,

36 Sühreverdî (ö.632/1234) sûfîlerin ilimlerinin kaynağı hakkında şöyle söyler: İlimlerin ilk kaynak ve dağılma noktası, Rasûlullah dır. İlim ve hidâyet, Allah tan ilk olarak O na geldi. O, zâhiren ve bâtınen bu ilimlerle doldu ve doydu. Bu ilimlerin zâhirinden din ortaya çıktı 91. Serrâc (ö. 378/988) bu konuda şunları söyler: Kur ân ın, hadisin ve İslâm ın zâhir ve bâtını vardır. Geniş anlamıyla şeriat bu ikisini ihtiva eder. Nitekim sûfîlere göre Lokman sûresinin 20. âyetinde buna işaret edilmektedir. Cibril hadisinde söz konusu edilen İslâm zâhir, iman bâtındır: İhsan ise zâhir ve bâtın hakikatlerinin birliğidir 92. Abdurrahman Câmî (ö.898/1492) bu konuda şu açıklamayı getirir: Nebiler iki nevi miras bırakmışlaradır: İlm-i zâhir, ilm-i bâtın. Sahabenin, Hâceg-i âlem in (s.a), sözünden ve fiilinden aldıkları faydalı ilme zâhir ilmi denir. Tabiîn ve selef imamlar bu ilmi okumuşlar, halka talim etmişler ve onunla amel etmişlerdir. Bu, kitap, sünnet, tefsir, ahbâr, a sâr, fıkıh ve bunlara tâbi olan şeylerle alâkalı bir ilimdir. İlm-i bâtın: Cebrail in aracılığı olmaksızın gaybu l-gaybda, makam-ı ev ednâda Li ma allahi vaktun haletinde Hâceg-i âlem in (s.a) ruh-i şerifine feyz yoluyla verilmiştir 93. Sûfilerce İslâmiyet in ilk dönenlerinde sadece işaret yoluyla bahsedilen bu manevî ilim hakkında ilk söz söyleyen kimse Hasan-ı Basrî (ö.110/728), daha sonra da Zü n- Nûn el-mısrî (ö.245/859) olarak gösterilir. el-mısrî keşfi, bu bilgi kaynaklarına ilk defa ekleyen kişi olarak bilinir. Fakat o bu ilmi sadece kendisine inananlara anlatmaktaydı. Cüneyd-i Bağdadî (ö.297/909) ise bu ilmi mahzenlerde ve kapalı kapılar ardında öğretiyordu. Tasavvuf tarihinde bâtın ilminden kürsülerde açıkça bahseden ilk sûfînin Şiblî (ö.334/945) olduğu söylenir. Bununla beraber bâtın ilmi geniş ölçüde her zaman gizli öğretilmiş, bu anlayış tarîkatlarda da devam ettirilmiştir Sühreverdî, s. 74. Serrâc, s. 22. Ayrıca bkz. Ebû Tâlib el-mekkî, İlmu l-kulûb, s. 54. Lamii Çelebi, s Süleyman Uludağ, Bâtın İlmi, DİA, V. 188; Ahmed Yıldırım, s

37 Tasavvuf silsileleri bu manevî ilimlerin aktarılış sırasını göstermektedir. Nitekim Allah (c.c) ın tecellisi ve taayyünü ile peygamberimize intikal eden marifet ve mahbubiyet nuru, onun telkini ile sahabelere intikal etmiştir. Sûfiler kendilerine ait ilmin sahabeler aracılığı ile intikal ettiğini belirtirler. Nitekim bu konuda sahabeden rivayet edilen sözler bulunmaktadır. Meselâ Ebû Hureyre nin Rasûlullah tan (s.a) iki kap dolusu ilim aldım. Bunlardan birini size naklettim. Diğerini nakletseydim şu boğazımı keserdiniz buyurması, 95 Hz. Ali nin göğsüne vurarak Burada çok ilim vardır... ifadesi ve Rasûlullah (s.a) benden başka hiç kimseye öğretmediği ilmin yetmiş babını sadece bana öğretmiştir sözü, 96 İbn-i Abbas ın Talak sûresinin 12. ayetinin tefsirinde Bu ayeti tefsir etsem beni recm eder ve bu kafirdir dersiniz diye söylemesi, sahabeden Hz. Hârise ye atfedilen Dünyadan el etek çekince Allah kalbimi nurlandırdı da daha önce bana gizli olan hususlar gözle görülür hale geldi şeklindeki rivayet 97, Hz. Ömer hakkında, Hakk ın kuluna veya âriflere mülk ve şehâdet alemindeki varlıklardan hitap etmesi makamında yani muhaddesûn dan olduğuna dair rivayet edilen hadis 98, ve yine Hz. Ömer in Medine de hutbedeyken Nihavend de ki ordusunun kumandanı Sariye b. Zuneym e (ö.30/650) seslenmesi ve Sariye nin bunu duyması 99, Hz. Ebû Bekir in Harice adlı hanımın karnındaki bebeğin kız olduğu kalbime ilham olundu şeklindeki ifadesi 100 ve benzer rivâyetler bâtın ilmine işaret etmektedir. Sûfîlerin belirttikleri bu manevî ilmin anlaşılması için bu ilimle ilgili bazı kavramların bilinmesi gerekmektedir. Nitekim Allah (c.c) bu ilmin edinilebilmesi için çeşitli manevî kapılar (yöntemler) salık vermiştir. 101 Evliyalara ilham gelir. İlham nefislerini tezkiye ve kalplerini tahliye etmiş veli kulların gönüllerine gelen istidlal dışı Buhârî, İlim, 42 (, 38). Serrâc, s. 38, 456; Ebû Nuaym,, 68. Abdullah İbn Mübarek, Kitâbu z-zühd, s. 106 (h. no: 314); Abdurrezzâk, el-musannef, X, 129 (h. no: 20114); Taberânî, el-mu cemu l-kebîr,, (h. no: 3367); Beyhakî, Şuabu l-îmân, V, (h. no: ). Buhâri, Ashabi n-nebî, 6 (V, 200); Müslim, Fedâilu s-sahâbe, 23 (V, 1964); Tirmizî, Menâkıb, 18 (V, 581, h. no: 3693); Musned, V, 55. Serrâc, s. 173, 396. Hakim Tirmizî, s ; Serrâc, s. 173, 396. Serrâc, s ; Kelâbâzî, s. 16. Usta, s

38 bilgidir. 102 Veliler gönül gözüyle levh-i mahfuzu seyretmektedirler. Mübeşşerât, uyku aleminde bazı hadiselerin tebliğ edilmesidir. Nitekim sahabeden Zeyd ibn-i Haris uyku aleminde cenneti ve cehennemi seyrettiğini peygamberimeze haber vermiştir. 103 Allah (c.c) ın açık bıraktığı bir diğer manevî kapı da ferâsettir. Ferâset Allah (c.c) ın kalbe verdiği ilham ile yakîni keşfetme ve gaybı görmedir. 104 Hz. peygamber Mü minin ferâsetinden sakının çünkü o baktığında Allah ın nuru ile bakar 105 buyurmuştur. Manevî ilimlerle alakalı olan diğer kavramlar ise şöyledir; ilm-i ledün, mükâşefe, müşâhade, muhâdese, rüya, tecellî, yakîn, vârid, marifet, hâtır (havâtır), feth, basîret ve keşif Bey at- İntisab Sözlük anlamı itibari ile satmak, satın almak, el vermek, alış-veriş yapmak, karşılıklı anlaşmaya varmak, itaat etmek 107 mânalarına gelen bey at tasavvufî anlamda, mürid adayının, şeyhine sâdık ve bağlı kalacağına, kendisine tam anlamıyla teslim olacağına, haramlardan kaçıp, helâl ve hayırlara sarılacağına, günahlardan tevbeye ve bir daha yapmayacağına dair Allah a ve Resûlüne ve o yolun şeyhine söz vermesidir. Türkçe de el almak, bîat etmek, teslim olmak, intisab etmek tabirleri bey at ile eş anlamda kullanılmaktadır. 108 Tasavvufta müridlerin tarîkata girerken şeyhlere verdikleri söze ahid de denilmektedir. Bu ahidde, Allah a ve Resûlüne verilen ahde bağlı kalmanın lüzumu üzerinde durulur. Zira, müridi yüksek derecelere ulaştıracak olan bu bağlılıktır. Mürid Kur an da ilham kelimesi bir yerde geçmektedir (Şems 91, 8). Bunun yanında ilham vahiy kelimesinin te vîli olarak da kullanılmaktadır..hz. Musa nın annesine, Hz. Meryem e ve Havârilere ilham gelmiştir. Bkz. Usta, s Taberânî, el-mu cemu l-kebîr,, (h. no: 3367); Beyhakî, Şuabu l-imân, V, (h. no: ). Kâşânî, s. 294; Ankaravî, s. 216; Hasan Şarkâvî, s ; D.B. Macdonald Firâset,, İA, V, 640; Süleyman Uludağ, s Tirmizi, Tefsir 16; Buhârî, Tarihu l-kebîr 4, 354. Ahmed Yıldırım, s Bkz. İbnu Manzûr, V, Bkz. M Ali Aynî, s. 93; Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s ; Ziyâuddin Dağıstânî, Tasavvuf ve Tarîkatlarla İlgili Fetvalar, s. 28; Osman Türer, Biat, DİA,V,

39 şeyhe verdiği ahde sıkıntılı ve rahatlık zamanlarında aynı derecede sadakatle bağlı kalıp ahdi bozmaz, bey atta sebat gösterir. Müride merasimle giydirilen hırka, onun verdiği ahde vefa göstereceğinin sembolü olarak kabul edilir. Şeyhe verilen ahid, müridin ona karşı samimi ve dürüst davranacağını, hiçbir emir ve tavsiyesine muhalefet etmeyeceğini ve hiçbir sırrını şeyhinden saklamayacağını taahhüt etmesi mânasına gelir. 109 Tasavvuf ehli bey at ve intisabın Kur an ve sünnetteki delillerine işaret etmişlerdir. Nitekim Hz. Peygamber İslâm a girmek isteyen kişilerden, hicret ve cihad gibi önemli faaliyetlere karar verirken sahâbîlerden, iyi ve temiz hayat yaşamak isteyenlerden bey at almıştır. Bu bey atlar tarîkatlarda şeyh ile mürid adayları arasında akdedilen bey at için de örnek teşkil etmiştir. 110 Tasavvuf ehli tarafından manevî terbiyenin başlaması ve kemale ermede bey atın önemi sıklıkla vurgulanmıştır. Nitekim sûfiler arasında yaygın olarak kullanılan El ele bağlı el Hakk a bağlıdır sözü şeyhe yapılan bey atın aslında peygambere, peygambere yapılan bey atın da aslında Allah a yapılmış olduğunu belirtmektedir. 111 Sühreverdî (ö.632/1234) bu konuda şunları söylemektedir: Sâdık ve samimi olan mürid, şeyhinin irade ve yönetimine girerse, onun edebiyle edeblenir. Lambanın kandilinden ışık aldığı gibi, şeyhin bâtınından müridin bâtınına bir hal geçer. Şeyhin güzel ve etkili tavrı ve davranışı müride yansır. Şeyhin kelâmı müridin gönlüne telkin edilir. Tesirli sözler onun iç dünyasına emanet edilen en güzel bir hal olur. Şeyhte bulunan bu manevî hal, müridin onunla sohbeti ve sözlerini dinlemesiyle kendisine geçer. Bu hal ancak nefsini mürşide bağlamış kendi nefsinin irâdesinden sıyrılmış ve nefsinin ihtiyarını terk suretiyle mürşidinde fâni olmuş bir müridle kâmil mürşidi arasında gerçekleşir. Bu arada ruhî bir bağlılık ve fıtrî bir temizlik sebebiyle ikisi arasında manevî beraberlik ve irtibat olur. Sonra mürid, mürşidiyle iradesini terk etme durumundan, Allah Teâlâ nın irade ve emirleri karşısında kendi ihtiyarını terk etme durumuna yükselir. Mürşidinden alıp anladığı gibi, Allah Teâlâ dan da anlamaya başlar. Bütün bu hayırların temeli, Süleyman Uludağ, Ahid, DİA,, 534; Ahmed Yıldırım, s Osman Türer, Biat, DİA, V Usta, s

40 sohbet ve müridin mürşidine sımsıkı sarılmasıdır. Hırka ve intisab da bunun başlangıcıdır, 112 Sûfilerin bir kısmı hırka giyme ile intisab arasında bağ kurmuşlardır. Sühreverdî (ö.632/1234) bu bağlantıyı Hırka giydirmede ve intisabda mürşidin eli Rasûlullah ın (s.a) eli yerine geçer. Müridin mürşide teslimiyeti de Allah ve Resûlü için bir teslim olmadır 113 şeklinde ifade eder. Kaşânî (ö.730/1330) ise, sûfîlerin hırka giymeyi, bey at sünnetini ihya etme olarak vasıflandırdıklarını belirtir ve hırka giymeyi şöyle tanımlar: Hırka: Müridin, önünde tevbe edip emri altına girdiği şeyhin eliyle giydiği elbisedir. 114 Bunun birkaç amaca yönelik olduğu belirtilmektedir. En önemlisi, hırka giymek suretiyle, şeyh ile mürid arasında bir iletişim, sürekli bir kalb sevgisi doğar. Bu sevgi, müride erenler makamına erme yolunda, huy ve ahvalinde her bakımdan şeyhe uymayı hatırlatır. Çünkü şeyh, kendisinin gerçek babasıdır. 115 Bir mürşid elinde hırka giymenin ve intisab edip manevî terbiyesine girmenin sırrı şudur: Niyetinde samimi olan sâdık tâlib, mürşidinin mânevi sohbet ve terbiyesine girip nefsini ona teslim ettiği ve babasının yanında yetişen küçük çocuk gibi şeyhin yanında bulunduğu zaman şeyhi, Cenâb-ı Hakk a karşı sadakati ve güzel istikameti sayesinde elde ettiği mânevi ilimle onu yetiştirir, terbiye eder ve manevî silsileye kaydeder. Zirâ şeyhe, derin ve keskin basîretinden dolayı müridlerin bâtınlarına vakıf olma ve tasarruf etme yetkisi verilmiştir. 116 Şeyhlerin müridlerine giydirdikleri hırka iki çeşittir: 1.) İrade veya tasavvuf hırkası (iradeyi mürşide teslim edip gerçek mürid olma). 2.) Teberrük (bereketlenme) hırkası Sühreverdî, s. 127 Sühreverdî, s Bkz. Hıfnî, s ; Kasım Kufralı, Hırka, İA, V, l, 449. Kaşânî, s ; Süleyman Ateş, İslam Tasavvufu, s Ömer Dağıstanî, s

41 Şeyhlerin müridlerine giydirmek istedikleri asıl hırka müridlik hırkasıdır. Müridlik hırkasını hakiki müridler, teberrük hırkasını da onlara benzemeye çalışanlar giyer. 117 Bu hırka çeşitleri yanında hırka-ı tevbe (günahlarına tevbe eden ve nefislerini ıslaha azmeden tâliblere giydirilir) ve hırka-i velayet de vardır. 118 Müridin gözünde, mürşidinin kendisine giydirdiği hırka; şeyhin ilâhî inâyeti müjdeleyen ve cennet kokuları taşıyan bir gömlek mesâbesindedir. Hz. Yûsuf un gömleği Hz. Yakub un nasıl âmâ gözlerini açmışsa, şeyhin giydirdiği hırka da müridde aynı tesirleri yapar. Basîret gözünün açılmasına sebep olur. Şeyhin eliyle hırka giymenin faydası; onun bütün tasarruflarında, müridin bâtınında doğacak şüpheleri ortadan kaldırır ve şeyhlere karşı itirazdan sakındırır. Çünkü şeyhe yapılan itiraz, müridler için, öldürücü zehir gibidir. Şeyhine bâtınen itiraz edip de kurtuluşa eren yok denecek kadar azdır Zikir Telkini Lügatte bir şeyi unutmayıp hatırda tutmak, bir şeyi anmak ve yad etmek anlamlarına gelen zikir Kur an da müştaklarıyla birlikte yetmiş surede iki yüz elli altı yerde geçmektedir. 120 Tasavvufî anlamda zikir Allah ı anmak ve ondan gafil olmamaktır. 121 Sûfilerin gayesi Hakk a vâsıl olabilmektir. Bunun için öncelikle ruhlar olgunlaşmalıdır. Hakk a vâsıl olabilmek için kat edilmesi gereken makamlar şöyle zikredilmiştir: Zikir çekerek cezbe hali hasıl olur, cezbeden sonra aşk, aşktan sonra marifetullah zuhur eder. 122 Tarîkatların silsileleri incelendiğinde tüm silsilelerin Hz. peygamber in sahabelere zikir telkin etmesi ile başladığı görülmektedir. Zira zikir telkininden maksat, intisab Sühreverdî, s Ayrıca bkz. Ankaravî, s. 36. Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimler Sözlüğü, s Ahmed Yıldırım, s Râgıb, el-isfahânî, s. 259; Süleyman Uludağ, Zikir, İA, X, 561; Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 539; Kâşânî, s. 277; Mahir İz, s Kelâbâzî, s Usta, İrşad Yolu, s

42 edilen şeyhten Rasûlullah a kadar olan ruhlarla müridin manevî irtibat kurmasıdır ki tarîkat silsilelerinden maksatta budur. 123 Hz. Peygamber in özellikle dört halîfe ile yapmış olduğu belirtilen zikir telkinleri daha sonraki yüzyıllarda teşekkül eden tarîkat silsilelerine bir mesnet teşkil etmiştir. Belirtildiğine göre Hz.Peygamber şu dört şekilde zikir telkininde bulunmuştur: Hafî zikir telkini: Hz. Peygamber Mekke den Medine ye hicret ederken Sevr mağarasında saklandıklarında Hz. Ebû Bekir ile aralarında şöyle bir olayın cereyan ettiği belirtilir. Rivayete göre, Hz. Ebû Bekir in mağara önüne gelen düşmandan korkması üzerine, Hz. Peygamber, Gayb aleminin askerleri bizimledir ve bizi gözlemektedirler buyurur. Hz. Ebû Bekir, Ben de onları görebilseydim diye niyazda bulunurlar. Hz.Peygamber de: Onların görülmesi zikre devamla olur der. Hz. Ebû Bekir, Ey Allah ın Resûlü! Ben Allah ı zikirden uzak değilim der. Hz. Peygamber, Doğru söylüyorsun yâ Ebû Bekir... ama, bu ancak zikir telkini ile olur diyerek ahfâ (gizlilikle, gizlice) ile hafî zikri kendisine verip öğretir ki, bu tarz zikir, Nakşibendiyye azîzlerinin, Hacegân ve Azîzân taifesinin zikirleridir. Rasûlullah ın (sav) bu zikri telkin edişi şöyle nakledilir: İki cihan güneşi, zikr-i hafiyi Hz. Ebû Bekir e telkin ederken, Hz. Ebû Bekir diz üstü ve Hz. Peygamber de oylukları üzerine oturmuştu. Mübarek gözlerini yumarak, Hz. Ebû Bekir in kulağına üç kere kelime-i tevhidi ilka etti. 124 Ruhanî tarîkatlar, Sıddıkiyye Tarîkatı ve özellikle Nakşibendiyye Tarîkatı hafî zikri benimsemişlerdir. Bunların silsileleri genellikle Hz. Ebû Bekir (r.a) vâsıtası ile Hz. Peygamber e ulaşır. 125 Nefes tutularak ve vurgu ile yapılan zikir telkini: Belirtildiğine göre Hz. Ömer in müslüman olduğunu açıkladığı sırada Hz. Peygamber O na zikir telkininde bulunmuştur. Hz. Ömer mensup olduğu düşman safları içinden Hz. Peygamber e kasd etmek niyetiyle Hazretin kapısına geldi. İçeri girdiğinde, Hz. Peygamber iki elini Yakup Çiçek, Harirîzâde Hayatı, Fikirleri, Eserleri, s. 80. M. Cemaleddin el-hulvî, Lemezât-ı Hulviye, s ; M. Ali Aynî, s. 65; Sarı Abdullah, Semerâtü l-fuâd, s. 137; Sâdık Vicdânî, Tomar-ı Turûk-i Aliyye, s. 6; Usta, Tasavvuf, Tarîkatlar ve Silsileleri,, 228. H. Kâmil Yılmaz, Anahatlarıyla Tasavvuf, s

43 kaldırarak güler yüzle Gel yâ Ömer diye konuştu. Bu sıcak hitabın tesiriyle, İslâmın nuru Hz. Ömer in gönlünü ve içini aydınlattı. O esnada İslâm a girmeyi rica etmesi üzerine, Hz. Peygamber kendilerine bizzat kelime-i tevhidi söylettiler. Gitme zamanı geldiğinde, Hz. Peygamber, Birlikte gitsek nasıl olur? diye onun gönlünü almak istediğinde, Hz. Ömer kılıcına davranarak Gidelim demesi üzerine, Olur, fakat senin kılıcınla gitmek gerekmez, zira, Gayb askerleri bizimledir. Kendini yalnız sanma, kuvveti Hak tan iste, kılıcına dayanma diye buyurdu. Hz. Ömer, Ey Allah ın elçisi, bize de gayb askerlerini görmek nasip olur mu? dediğinde Allah ın zikrine devam etmekle olur diyerek, kelime-i tevhidi şu şekilde cehrî olarak Hz. Ömer e telkin buyurdu. Lâilâhe illallâh zikrindeki Lâ çekerek ve nefesi tutarak (medd ve habs ) ile ilahe nefesi tutup uzunca okuyarak, illâ vurgu ile Allâh medd ve vurgu ile okunmalıdır. Kübreviyye tarîkatı ve silsileleri Hz. Ömer e dayanan kimi tarîkat mensupları otururlarken ve ayakta iken zikirlerini bu şekilde icrâ ederler. 126 Kalbî zikir telkini: Bu zikir telkinine mesnet teşkil eden rivayete göre Hz. Peygamber Ümmü Seleme nin evinde otururken, Hz. Osman ın oraya davet edilmesi üzerine, davete uyarak geldiğinde, huzûru nebevîden ayrılınca kendilerinde bazı kemalâtın kaybolduğundan şikâyet ettiler. Hz. Peygamber Hz. Osman ı yanlarına davet edip, mübarek kulaklarına bazı sözler söylediler. O anda rengi değişti. Hz. Peygamber in işareti üzerine karşıya geçip oturdular. Bâtının tahliyesi ile emir olunarak, karşılıklı yüz yüze sessizce oturup, harfsiz ve sözsüz, kalbî bir ifade tarzı ile kelime-i tevhidi Hz. Osman a tâlim ettiler. Belirtildiğine göre Nurbaşiyye Tarîkatı ve silsileleri Hz. Osman a müntehi olan kimi tarîkatlar bu şekilde zikirlerini icra etmektedirler. Cehrî zikir telkini: Bu zikir telkini hakkında bir birine yakın birçok rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetlerden biri şu şekildedir: Hz. Ali bir gün Hz. Peygamber e gelip, Yâ Rasûlallah bana öyle şeyler öğret ki, Allah a ulaşmakta kolaylık sağlasın ve bu yolu takip edenler izzet sahibi Rabbin affına ulaşabilsinler diye niyazda bulundu. 126 M. Cemaleddin el-hulvî, s ; M. Ali Aynî, s ; Sâdık Vicdânî, s. 6; Ahmet Yıldırım, s. 332; Seyyid Ahmed er-rıfâî, Burhânu l-müeyyed, Çev. H. Kamil Yılmaz, s

44 Zikre devam ediniz cevabını alınca; Hz. Ali, Ey Allah ın Nebîsi! Ben zikrullahtan bir an hâlî değilim dediğinde; Doğru yâ Ali! Fakat, bana Cibrîl-i Emîn in Allah tan getirip, öğrettiği tarzda sana telkin edeyim, usûl ve edebiyle zikir eyle dediler. O gün cuma idi. Hz. Ali Hz. Peygamber in önünde diz çöktü, diz dize ve yüz yüze oturdular. Hz. Peygamber gözlerini yumup, üç kere sağdan nefiy ve soldan ispat ederek, yüksek sesle telkin buyurdular. 127 Nefsanî / cehrî olarak isimlendirilen tarîkatlara ve özellikle Kâdiriyye Tarîkatı ve silsilesine bu zikir telkini mesnet teşkil etmektedir. Hulefâ-i Râşidîn ve diğer bazı sahâbiler için zikir telkini hususunda anlatılan rivâyetler hadis ve târih kitaplarında bulunmadığı gibi, tasavvuf klasiklerinde de bulunmamaktadır. Tarîkat silsilelerinin mesnedini teşkil eden bu rivâyetler XV. Asırda kaleme alınan kimi eserlerde bahsedilmeye başlanmış ve daha sonraki yüz yıllarda telif edilen tasavvuf eserlerinde aynen nakledile gelmiştir. İlmî bir meseleyi o ilme ait metodoloji ve terimler çerçevesinde ele almamız gerekmektedir. Tasavvuf ilmi zâhir ve bâtın ayrımı üzerine kurulmuştur. Bâtın ilmi kendine has yöntemlerle aktarılmaktadır. Bazı sûfîlerin Hz. Peygamberden manen hadis nakletmesi, manevî bir ilme ve telkine naîl olduklarını belirtmeleri silsile konusunun ve buna mesnet teşkil eden bazı zikir telkini rivâyetlerinin bu çerçevede anlam kazanacağına işaret etmektedir. Tasavvuf epistemolojisi açısından bu rivâyetler doğru ve muteber kabul edilmektedir. Tasavvuf ehli keşf, ilham ve manevî sırlara mazhar olduklarından bu gibi rivâyetlerin manen doğru kabul edilmesi gerektiğini belirtmektedirler. D. TARİHSEL VERİLER AÇSNDAN TASAVVUF SİLSİLELERİ Tarîkat silsileleri incelendiğinde silsilelerin tarihsel iki süreçten geçtiği görülmektedir. Bu süreci farklılaştıran temel unsur silsilelerin yazıya geçirilmesidir. Tasavvuf târihinde bilinen ilk silsile, sûfî ve aynı zamanda muhaddis olan Ebû 127 M. Cemaleddin el-hulvî, s ; M. Ali Aynî, s ; Sâdık Vicdânî, s. 7; Ahmet Yıldırım, s. 332; Usta,, 228: s. 60; Seyyid Ahmed er-rıfâî,

45 Muhammed Ca fer el-huldî yi (ö. 348/959) e aittir. 128 İbnü n-nedîm (ö. 385/995) Muhammed bin İshak tan rivâyetle Ca fer el-huldî nin silsilesini şu şekilde vermektedir: Câfer el-huldî (ö. 348/959), Cüneyd-i Bağdâdî (ö. 298/910), Seriyy-i Sakatî (ö. 257/870), Ma rûf-i Kerhî (ö. 201/816), Ferkad Sabahî (ö. 131/748), Hasan-ı Basrî (ö. 110/728), Enes bin Mâlik (ö. 93/711-2), Hz. Peygamber (sav). 129 İlk dönem mutasavvıf müelliflerden İmâm Kuşeyrî de (ö. 465/1072), hocalarını sened düzeni içinde vermektedir. Buna göre Kuşeyrî nin hocası ve şeyhi Ebû Ali Dekkâk ın (ö. 405/1014) silsilesi şu şekildedir. Ebû Ali Dekkâk (ö. 405/1014), ebû l-kâsım Nasrâbâdî (ö. 372/982), Ebû Bekir Şiblî (ö. 334/945), Cüneyd-i Bağdâdî (ö. 298/910), Seriyy-i Sakatî (ö. 257/870), Ma rûfi Kerhî (ö. 201/816), Davud-ı Tâî (ö. 165/781) ve tabiûn nesli. 130 İlk dönemlerde yazılan eserlerde Hz. Ali ye ya da Hz. Ebû Bekir e ulaşan bir silsile görülmemektedir. Bu tür silsileler, önceleri muhtemelen şifahî yolla aktarılmış, bilâhare tarîkatların oluşmaya başladığı X. yüzyıldan sonra yazıya geçirilmiştir. 131 Diğer İslâmî ilimlerde liyâkati temin ve sahtekârlığı önlemek için diploma vazifesi gören icazetnâmeler bulunduğu gibi, tarîkatlarda da sahte şeyhleri önlemek amacıyla icâzetnâme yazma usûlü kullanılmış olmalıdır. Bu icazetnamelerde, onu veren zâtın şeyhlerinin silsilesini yazmak bir gelenek olmuş ve böylece o şahsın köklü bir Ebû Muhammed Ca fer bin Muhammed el-huldî (ö. 348, 959) Bağdatlıdır. Burada doğup büyümüş, Cüneyd el-bağdâdî nin sohbetlerine katılmıştır. Ebû l-hüseyin en-nûrî nin arkadaşlarındandır. Sülemî nin ifadesine göre asrında tasavvuf konusunda otorite idi. Vefâtı ardından Seriyy es- Sakatî nin yanına defnedildi. Kitâbu l-fevâid ve z-zühd ve r-râkâik isimli bir eseri vardır. Hayatı için bkz: Sülemî, Tabakâtu s-sûfiyye, s. 534; ez-zehebî, Siyer-i A lâmu n-nübelâ, XV, 558; Ebû Nuaym İsfahânî, Hilyetu l-evliyâ, X, 38; Fuâd Sezgin, GAS,, 661; H. Kamil Yılmaz, Tasavvufî Hadis Şerhleri ve Konevî nin Kırk Hadis Şerhi, MUİFVY, İstanbul 1990, s. 24. İbn-i Nedim, el-fihrist, Beyrut: Daru l-marife 1978., s Kuşeyrî, er-risâle, Tah. Maruf Zerîk-Ali Abdülhamid Baltacı, Beyrut 1413, 1993, s. 297; Trimingham, The Sufi Orders in İslam, s Mustafa Aşkar, s

46 tasavvufî geleneğin mirasçısı olduğu vurgulanmak istenmiştir. 132 İcâzetnâme bir ilimde yeterlilik için gerekli izin ve onayı ifade etmektedir. 133 Tarîkatları Tasavvuf düşüncesinin kurumsallaşarak sistematik bir şekilde toplumla ilişkiye girmesi olarak tanımladığımızda 134 insanın sosyal ilişkilerinde kendisini tanıtan bir hüviyet görevini yerine getiren ve kişinin elde etmiş olduğu bilgilerin ve ehliyetin sağlamlığını bildiren yazılı icâzetnâmelerin tarihsel gerekliliği açığa çıkmaktadır. 135 İlk zamanlarda sözlü ve sembollere bağlı olarak verilen tasavvufî bilgi ve ahlakının aktarımı izni, köklü tarîkatların kurulmaya başlandığı X. asırdan itibaren yazılı olarak verilmeye başlanmıştır. Tarîkata sülûk icazeti ve hilâfetnâme olarak da isimlendirilen bu tarîkat icazetnâmelerinde diğer İslâmî ilimlerde ve müslümanlar arasında neşet eden diğer ilimlerde ve sanat dallarında da olduğu üzere silsileler kaydedilmekteydi. Tarîkat silsilelerine eklemlenen kişilere icâzetnâme tertip edilmekle birlikte zaman içerisinde gelişen tarîkat ritüelleri doğrultusunda taç ve hırka da giydirilmekte idi. Tarîkat icâzetnâmelerinin zikir telkini icazeti ve hırka giydirme icazeti çeşitleri vardır. Çağdaş araştırmacı M. Kâmil eş-şeybî, silsilelerin tasavvuf düşüncesinin zayıflamasıyla birlikte insanların ve müridlerin ilgisini çekmek üzere ortaya atıldığını ve Şia nın tasavvuf silsilelerinin tertibinde etkili olduğunu, kimi mutasavvıfların Şia nın görüşünü benimsediğini bunun da açıkça silsilelerde görüldüğünü ileri sürer ve tarîkat silsilelerinin İmam Cafer es-sâdık vâsıtası ile Hz. Ali ye ulaştırılmasına dikkati çeker. 136 Ancak ilk tasavvuf kaynaklarına baktığımızda ve ilk mutasavvıfların hayatlarını incelediğimizde bu görüşün tutarsız olduğunu görürüz. Öncelikle silsile geleneğinin, Şeybî nin iddia ettiği gibi tasavvufun zayıfladığı dönemlerde değil, bilakis Necdet Tosun, Bahâeddin Nakşbend, Hayatı, Görüşleri, Tarîkatı, İstanbul: İnsan Yayınları 2003, s. 33. Cemil Akpınar, İcâzet, DİA, XX, s Usta, s. 13. Hüseyin Atay, Fatih-Süleymaniye Medreseleri Ders Proğramları ve İcâzetnâmeler, Vakıflar Dergisi, sy. X, VGMY 1981, s Mustafa Kamil eş-şeybî, es-sıla Beyne t-tasavvuf ve t-teşeyyu, Beyrut 1982, c., s.467; Abdülbâkî Gölpınarlı da benzer görüşleri dillendirmektedir. Gölpınarlı, s

47 güçlü olduğu ilk dönemlerde ortaya çıktığı bilinmektedir. 137 Mutasavvıfların görüşünde ehl-i beyt e muhabbetin ötesinde bir Şiî doktrinin bulunduğundan bahsedemeyiz. Nitekim yaygın ve köklü tarîkatların birçoğu Sünnî bölgelerde teşekkül etmiştir. 138 Tasavvuf tarihi boyunca diğer bazı silsileler de olmakla beraber, tarîkat geleneğinde iki esaslı silsile kabul edile gelmiştir. Bunların biri Hz. Ebû Bekir e diğeri Hz. Ali ye nisbet olunur. Hz. Ali ye dayanan silsilelere Alevî Silsile, Hz. Ebû Bekir e dayanan silsilelere Bekrî Silsile denilmektedir. İçinde Hz. Peygamberin sülâlesinden (ehl-i beyt ten) kişiler bulanan silsilelere silsiletü z-zeheb ismi verilmektedir. 139 Silsiletu z-zeheb tabiri ilk defa hem alevî ve hem de bekrî silsileye sahip bulunan nakşîbendiyye tarîkatı nda kullanılmıştır. 140 Hz. Ali ye ulaşan silsilelerin ilk yazılı örneklerinden birisi, Kübreviyye tarîkatının kurucusu Necmeddîn Kübrâ nın (ö. 618/1221), müritlerine vermiş olduğu icâzetnâmelerdir. 141 Şeyh Kübrâ, vermiş olduğu icâzetnâmelerde şeyhlerini sırasıyla yazıp silsileyi Hasan-ı Basrî ve Hz. Ali kanalıyla Hz. Peygamber e ulaştırmıştır. 142 Yine Mustafa Aşkar, s Tarîkatların kurulduğu ve etkide bulundukları bölgeler için bkz. Usta, Tasavvuf, Tarîkatlar ve Silsileleri, -V. Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Ankara: Rehber Yayıncılık 1997,s. 645; M. Zeki Pakalın, silsiletü z-zeheb i Oniki imamı tasdik etmek, candan sevmek yerine kullanılır bir tabir olarak açıklamaktadır. Bkz. Pakalın, Tarih Deyimleri ve Terimleri, s Literatürde Silsiletü z-zeheb tabirine ilk defa Muhammed Pârsâ (ö.822, 1419) nın Risâle-i Kudsiyye isimli eserinde rastlıyoruz. Muhammed Pârsâ, Nakşbendiyye nin Hâcegân silsilesini ele aldığı başlıkta bu hususta şunları söyler: Ehl-i Beyt imamlarının silsilesi zâhirî ve batinî ilimlerde ümmetin ululanndandır. Bu yüzden bu silsilenin yüceliğini beyân ve şanına ta zim için Silsiletü z- Zeheb (Altın Silsile) denmiştir. (Bkz. Muhammed Pârsâ, Risâle-i Kudsiyye (Muhammed Bahâeddin Hazretlerinin Sohbetleri), Çev. Necdet Tosun, İstanbul: Erkam Yayınevi 1418, 1998, s. 27; Mustafa Aşkar, s Necmeddîn-i Kübrâ nın / yıllan arasında öğrencilerine verdiği beş ayrı icazetin nüshaları Süleymaniye Kütüphanesi ndeki bir mecmua içerisindedir (Şehid Ali Paşa, nr. 2800, 5-8, 11. vr. 21a-25a, 29b-30b). Aynı mecmuada (vr. 25a-28b) Mecdüddin el-bağdâdî tarafından verilen iki tarîkat icazeti daha vardır. Bkz. Cemil Akpınar, İcâzet, DİA, XX, s İcâzetnâme nin metni için bkz. Muhammed Takî Dânişpijûh, Hırka-i Hezâr Mîhî, Collected Papers on slamic Philosophy and Mysticism (ed. M. Mohaghegh- H. Landolt), Tahran 1971, s (Nakleden Necdet Tosun, s. 69.) 44

48 h. V. asır sûfîlerinden İbnü l-münevver, Ebû Sa îd-i Ebû l-hayr ın (ö. 440/1049) silsilesini Hz. Ali kanalıyla Hz. Peygamber e kadar çıkarmıştır. 143 Herhangi bir tarîkatın silsilesi ele alındığında, iki bölümden oluştuğu görülmektedir. Bunlardan birinci kısım, tarîkatın esas kurucusu sayılan ve tarîkatın genellikle adını aldığı zattan, Hz. Peygamber e kadar olan isnâdı teşkil eder. Tarîkatın kurucusundan silsilenin en yukarısındaki halîfe ve Hz. Peygambere kadar olan kısma, silsile-i vird denilmektedir. Bu kısımdaki şahısların hayatları tarih verileri açısından incelendiğinde, bunların bazılarının birbirleriyle buluşmuş ve görüşmüş olmaları mümkün görünmemektedir. Mesela, hemen her tarîkatın silsilesinde yer alan Hz. Ali nin, 40/661 yılında, kendinden sonra gelen Hasan el-basrî nin 110/728 yılında vefat ettiği göz önüne alınırsa, ikisinin görüşmüş olmalarının tarihî yönden mümkün olmadığı görülmektedir. 144 Mutasavvıflar bu durumu üveysîlik ile, yani bir şeyhin, kendisinden önce yaşamış başka bir şeyhin ruhaniyetinden feyiz alarak, manen görüşme yolu ile yetişebileceği şeklinde izah etmeye çalışmışlardır. 145 Ancak, meselenin sübjektif yönü ağır bastığı için konuyu ilmî olarak tesbit etmek güçtür. 146 Tarîkat silsilelerinin ikinci kısmı ise, tarîkatın kurucusundan sonra isnatta yer alan şahısları kapsamaktadır. Tarih konusu bu kısım için problem teşkil etmemektedir. Zira, tarîkatın kurulmasından sonra, şeyh, halîfeler yetiştirmekte ve tarîkat canlı bir şekilde devam etmektedir. Bu sebeple de silsilenin tarîkatın kurucusu sayılan şeyhten sonrası, İbnu l-münevver Meyhenî, Esrâru t-tevhîd fî makâmâti ş-şeyh Ebî Sa îd, Nşr. Zebîhullah Safâ, Tahran 1332 hş., s. 27 (Nakleden Necdet Tosun, s. 33.) Tarîkat silsilelerinin konu edinen eserlerin birçoğunda Hasan Basrî nin Hz. Ali nin sohbetlerine katılarak ondan el aldığı belirtilmekte ve silsileler bu şekilde tertip edilmektedir. Ancak muteber kaynaklar, 21/642 senesinde dünyaya gelen Hasan Basrî ile Hz. Ali arasında özel bir yakınlığın olmadığına işaret etmişlerdir. İbnü l-cevzî (ö. 597, 1201), silsilelerin başlangıcının tamamen uydurma olduğunu söylemiş (bkz. Telbîsü İblîs, Beyrut 1989 s. 171), buna karşı Suyûtî (ö. 911, 1505) İthâfu l-fırka bi-ref i l-hırka (Üsküdar, Hacı Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa blm., nr. 161, vr. 244b-247a) adlı eserini yazarak Hasan Basrî nin Hz. Ali ile görüştüğünü ve ondan hadis rivâyet ettiğini, dolayısıyla kendisinden tasavvufî eğitim almış olmasının mümkün olduğunu ispat etmeye çalışmıştır. Bkz. Necdet Tosun, s. 69. Ahmed Yaşar Ocak, Veysel Karanî ve Üveysîlik, İstanbul: Dergâh Yayınları 1982, s. 103; A.S.. Husseini, Uvvays al-qaranî and The Uvvaysî Sûfis, The Moslem World, Newyork 1967, sy. 57, s Mustafa Aşkar, s

49 birinciye göre daha sıhhatli ve tespiti mümkün gözükmektedir. Silsilenin bu bölümüne yani mevcut şeyhle tarîkatın kurucusuna kadar olan kısma silsile-i bereke ismi verilmektedir. 147 E. TEŞEKKÜL DEVRİNDEN SONRA ORTAYA KONAN TARÎKAT SİLSİLELERİNİN TAHLİLİ M. X-X yüzyıl, tarîkatların teşekkül dönemidir. Bu dönemden önce şifahî yolla devam ettirilen tasavvuf silsileleri, bu dönemden sonra tarîkatların teşekkül etmesi, tekke ve zâviyelerin yaygınlaşması, tasavvuf düşüncesinin toplumla sosyal ilişkiye girerek maddi unsurlar oluşturması ve bunların kötüye kullanımının engellenmesi ve benzeri sebepler ile verilen tarîkat icâzetnâmelerinin içine dercedilmiştir. XV-XV yüzyıla gelindiğinde tarîkat silsileleri daha bir önem kazanmış, silsilelerin tertibi ve başlangıcı hakkında yeni görüşler ortaya konulmuştur. Çeşitli ensâb, tabakât ve tasavvuf kitapları içerisine yazılan tarîkat silsileleri XV ve XX yüzyılda tomar, cedvel ve müstakil silsilenâmeler halinde toparlanmıştır. Tarîkatların İslâm dünyasında hemen her beldede tekke ve zâviyeler açacak kadar yaygınlaşması ve büyük halk kitlelerine ulaşması, bu kurumun belli bir sistem ve düzen içerisine çekilmesini ve sahteciliği önlemek için kontrol altına alınmasını gerekli kılmıştır. Tarîkat silsilelerinin gelişimi bu sistem ve kontrol ile paralellik arz etmektedir. Nitekim silsile geleneği tarih içerisinde bu sistem ve kontrolün unsurlarından belki de en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Tarîkat silsilelerinin tarihi gelişimini, Bekrî silsile ve Alevî silsile olarak isimlendirilen iki önemli tarîkat silsilesini inceleyerek ortaya koymaya çalışacağız. Hz. Ebû Bekir e dayanan hafî zikri benimseyen Bekrî silsileyi ortaya koyan ilk kişi Nakşibendiyye Tarîkatı nın ulularından Abdülhâlik Gucdüvânî olarak kabul edilmektedir. Ona nisbet edilen Makâmât-ı Yûsuf-i Hemedânî isimli eserde şeyhi Yûsuf Hemedânî nin dilinden şu sözler nakledilmiştir; Bu zikir telkini, önce Hz. Ebû Bekir in (ö. 13/634) gönlüne olmuştur. Ondan Selmân-ı Fârsî ye (ö. 36/656) ulaşmış, 147 Trimingham, s

50 ondan Ca fer-i Sâdık a (ö. 148/765), ondan Bâyezîd Bistâmî ye (ö. 234/848), ondan Ebû l-hasan Harakânî ye (ö. 425/1033), ondan büyük şeyh Ebû Ali Fârmedî ye (ö. 477/1084) ve ondan da bana ulaşmıştır 148. M. XV asra gelindiğinde Nakşibendiyye Tarîkatı nın kurucusu Muhammed Bahâeddin Nakşibend in sohbetinde bulunmuş olan Salâh b. Mübarek Buhârî Enîsü ttâlibîn ve uddetü s-sâlikîn isimli eserinde Bekrî silsileye yeni bir düzenleme getirmiştir. Salah Buhârî, Ebû Yezid el-bistâmî nin Ca fer-i Sâdık ı, Harakânî nin de Bistâmî yi dünya hayatında görmediğini ve bunların Üveysî metotla birbirinden feyz alıp terbiye gördüğünü ifâde ettikten sonra Ca fer-i Sâdık ile Selmân-ı Fârsî arasına Kasım b. Muhammed b. Ebî Bekir Sıddîk ı (ö. 108/726) yerleştirerek Bekrî silsileyi yeniden tertip etmiştir. 149 Bahâeddîn Nakşbend in halîfelerinden Hâce Muhammed Pârsâ nın (ö. 822/1420) Risâle-i Kudsiyye isimli eserinde Salah Buhârî nin silsile tertibini aynen tekrar edilmişir. 150 Yine Bahâeddîn Nakşîbend in mürîdlerinden olan Ya kûb Çerhî, kaleme aldığı Risâle-i Ünsiyye isimli eserinde Muhammed Pârsâ nın silsile tertibini tekrar etmiş ancak Ebû l-kâsım Kürregânî yi (ö. 450/1058), önceki şekliyle talî bir yol olmaktan çıkarıp Ebû Ali Fârmedî ile Ebû l-hasan Harakânî arasına yerleştirerek küçük bir değişiklik yapmıştır 151. Çerhî nin bu tercihi, daha sonra yazılan Silsiletü l-ârifin ve tezkiretü s-sıddıkîn ile Reşahât-ı Aynü l-hayât gibi mühim eserlerde de kabul görmüştür 152. Bekrî silsilenin tertibi yanında bu silsilenin nasıl başladığı konusunda bu silsileye mensup zâtlar tarafından çeşitli açıklamalar ortaya konulmuştur. Erken dönem Bekrî Abdülhâlik Gucdüvânî, Risâle-i Sâhibiyye (Makâmât-ı Yûsuf-i Hemedânî), nşr. Sa îd Nefîsî, Ferheng-i Îrân, zemîn,, (1332 hş. 1953), s. 81; Bundan yaklaşık bir asır sonra, kaleme alınan Meslekü l-ârifîn isimle eserde bu silsile aynen tekrarlanmıştır. Bkz. Muhammed bin Ahmed bin Es ad Buhârî, Meslekü l-ârifîn, İstanbul Üniversitesi, Ktp., FY, nr. 185, vr. 6a-6b, (Nakleden Necdet Tosun, s. 34.) Salâh bin Mübârek Buhârî, Enîsu t-tâlibîn ve uddetu s-sâlikîn, thk. Halil İbrahim Sarıoğlu,, Tahran 1371 hş. 1992, s , (Nakleden Necdet Tosun, s. 34.) Muhammed Pârsâ, el-kudsiyye, s Yâ kub Çerhî, Risâle-i Ünsiyye, thk. Muhammed Nezîr Rânchâ, İslamabad 1983, s (Nakleden Necdet Tosun, s. 34.) Muhammed Kâdî, Silsiletü l-ârifîn, vr. 41b-42a(Nakleden Necdet Tosun, s. 34.) Safî, Reşahât,,

51 silsileye müntesip müelliflerden Muhammed bin Ahmed bin Es ad Buhârî Meslekü lârifîn isimli eserinde Bekrî silsilenin ortaya çıkışı hakkında şu bilgileri verir: Hz. Ebû Bekir, İslâm yolunda dinar infak edip hiç parası ve giyeceği kalmayınca, bir kilime sarılarak Hz. Peygamber in yanına gelmiş, Hz. Peygamber: Aile ve çocuklarına ne bıraktın diye sorduğunda Ebû Bekir: Allah ve Resûlünü cevabını vermiştir. Bu esnada Cebrail hırka giymiş olarak gelip Hz. Peygamber e bir hırka getirmiş, Peygamber de kilim giymiş olan Ebû Bekir e muvafakat için bu hırkayı giymiştir. Vefatı yaklaşınca Hz. Peygamber bu hırkayı Hz. Ali ye vermiş, bilâhare bu hırka Hz. Ali den sırasıyla Ca fer-i Sâdık, Bâyezîd-i Bistâmî, Ebû l-hasan Harakânî ve Yûsuf Hemedânî ye intikal etmiştir 153. Adı geçen eserde, Hz. Peygamber e nisbet edilen: Allah Teâlâ benim kalbime (ilim ve irfandan) ne dökmüşse, ben de onu Ebû Bekir in kalbine döktüm şeklindeki söz de nakledilmektedir 154. Bu rivayetler, Bekrî silsilenin başlangıcını izah etme çabalarının ilkidir. 155 Ebû l-kâsım Muhammed b. Mes ûd el-buhârî, er-risâletü l-bahâiyye adlı eserinde Ebû Hüreyre nin: Hz. Peygamber den iki kap (ilim) aldım. Birisini size anlattım, yaydım. Diğerine gelince, onu anlatsaydım şu boyun kesilirdi 156 şeklindeki sözünü nakletmiş ve Hz. Peygamber in, ashabdan bazılarına özel ve irfânî bilgiler verdiğini, bu bilgilerin seviyesi müsait insanlar ve sûfîler arasında nesiller boyu aktarılarak bu güne ulaştığını söylemek suretiyle silsilenin başlangıcını izah sadedinde yeni bir üslup benimsemiştir. 157 Bekrî silsileye mensup Nakşibendî şeyhlerinden olan Hâcegî Ahmed Kâsânî (ö. 949/1542) bazı risalelerinde, Hz. Peygamber e nisbet edilen: Allah Teâlâ benim Muhammed bin Ahmed bin Es ad Buhârî, Meslekü l-ârifîn, İstanbul Üniversitesi, Ktp., FY, nr. 185, vr. 6a-6b, 103b-104b. Muhammed Buhârî, vr. 61a; Aliyyü l-kârî, bu hadisin mevzû olduğunu söylemiştir. Bkz. elesrâru l-merfû a fî l-ahbâri l-mevzû a, Beyrut 1986, s Necdet Tosun, s. 34. Buhârî, İlim, 49. Ebû l-kâsım Muhammed bin Mes ûd el-buhârî, er-risâletü l-bahîyye, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1110, vr. 22b; Necdet Tosun, s

52 kalbime ne dökmüş ise, ben de onu Ebû Bekir in kalbine döktüm şeklindeki sözü tekrarlayarak silsilenin başlangıcını izah çabalarına katılmıştır 158. M. XV yüzyılın sonlarına gelindiğinde Bekrî silsilenin ortaya çıkışı ile ilgili olarak Muhammed b. Hüseyin Kazvînî tarafından yeni bir rivayet ortaya konulmuştur. Muhammed Kazvînî 978/1570 senesinde Dımaşk ta kaleme aldığı Silsilenâme-i Hâcegân-ı Nakşbend isimli eserinde, Hz. Peygamber in Medine ye hicret ederken Sevr mağarasında Hz. Ebû Bekir e diz üstü ve gözleri kapalı olarak kalbî zikri üç defa telkin ettiğini ve Nakşibendîler in esas aldığı Bekrî silsilenin bu şekilde doğduğunu belirtmiştir. 159 Bu rivâyet daha sonraki zamanlarda birçok müellif tarafından tekrarlanmış ve günümüze kadar gelen Bekrî silsile geleneğine bir mesned teşkil etmiştir. 160 Bekrî silsilenin tertibinde devrin şartlarının ve tarîkatın niteliğinin etkisini de vurgulamak gereklidir. Nitekim Sünnî-Şiî tartışmalarının sıcak olduğu hicrî altıncı asır ve sonrasında bazı tarîkatların Hz. Ali ye ulaşan silsileler beyân etmeleri, Mâverâünnehr sünnîlerini Alevîlik kokmayan bir tarîkat ve silsile tesisine itmiş olmalıdır. 161 Nitekim Hâce Muhammed Pârsâ nın (ö. 822/1420) Ebû Bekir in velilik ve ilm-i bâtında evliyanın en üstünü olduğunu söylemesi Şiiliğe karşı bir anti tepkinin Ahmed Kâsânî, Risâle fî beyâni silsileti n-nakşîbendiyye, İstanbul Ünv. Ktp., FY, nr. 649, vr. 153b-154a; a. Mlf., Mi râcü l-âşıkîn, İstanbul Ünv. Ktp., FY, nr. 649, vr. 214b; Bkz. Necdet Tosun, 36. Muhammed bin Hüseyin Kazvînî, Sisilenâme-i Hâcegân-ı Nakşîbend, Süleymaniye Ktp., Laleli, nr. 1381, vr. 3a; Mağara hâdisesi hadis, târih ve tasavvuf klasiklerinde bulunmamaktadır. Bekrî silsileyi esas alan ve ilk dönemde kaleme alınan temel Nakşî kaynaklarında da böyle bir rivayet yoktur. Tarihi verilerden ortaya çıkan bu mağara rivayetinin ilk kez XV. asırda Kazvînî tarafından ortaya konulduğudur. Böyle bir rivayetin ortaya konulmasında tarîkatı, Bekrî silsilenin Şiî imam ve önderlerden uzak tutma kaygısı öne çıkmaktadır. Bkz. Necdet Tosun, Sarı Abdullah, Semerâtü l-fuad, s. 137; M. Cemaleddin el-hulvî, Lemezât-ı Hulviye, s ; Müstakîmzâde Süleyman Sa deddin, Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî Tercümesi (Mütercimin Mukaddimesi), İstanbul 1277/1860,, 9; M. Ali Aynî, s. 65; Sâdık Vicdânî, s. 6; Muhammed Zâhid Kevserî, İrgâmu l-merîd, İstanbul 1328/1910, s ; Dina Le Gall, The Ottoman Nagshbandiyya in the Pre-Mujaddidî Phase, A Study in slamic Religious Culture and ts Transmission, Princeton University 1992 (Yayınlanmamış Doktora Tezi) s ; Usta, Tasavvuf, Tarîkatlar ve Silsileleri, 228. Kasım Kufralı, Nakşibendîliğin Kuruluş ve Yayılışı, İstanbul Ünv. Türkiyat Araştırama Merkezi Ktp., nr. 337, s (Yayınlanmamış Doktora Tezi); Hamid Algar, A Brief History of the Nagshbandî Order, Nagshbandis, nşr. M. Gaborieau, A. Popovic, T. Zarcone, İstanbul 1990, s

53 emaresi olarak görülebilir. 162 Bunlar yanında Bekrî silsileye mensup şeyhlerin nitelikleri ile Bekrî silsileyi oluşturan tarihî şahsiyetlerin kişilikleri arasında belli bir ilişki vardır. Hz. Ebû Bekir in sahv hali, ondaki fütüvvet ve melâmet neşe si, ibâdetlerinde hafîliği tercih etmiş olması, bu hasletleri tarîkatlarının temel prensibi olarak kabul eden Nakşibendî Tarîkatı mensuplarınca onun tarîkatın piri olarak kabul edilmesine yol açmış olabilir. Ve yine fütüvvet anlayışının piri olarak nitelenen Cafer es-sâdık ın silsileye eklenmesi, Üveysî sûfîler olarak bilinen ve Cübbemde Allah tan başkası yok gibi şatahatları bulunan Ebû Yezid el-bistâmî nin ve Sûfî mahluk değildir ve benzer şatahatlarda bulunan Ebû l-hasan Harakânî nin 163 silsileye eklenmesi vecd ve sekr meşrebinin de inkar edilmediğine delâlet etmektedir. 164 Alevî silsileler incelendiğinde bunların teşekkülü konusunda şunları söyleyebiliriz. Bugünkü anlamda teşekkül eden ilk tarîkat, Alevî silsilesi ile asr-ı saâdete bağlı bulunan Abdülkâdir Geylânî (ö. 561/1166) tarafından tesis edilen Kâdiriyye Tarîkatı dır. 165 Bu tarîkat ikisi Cafer es-sâdık vâsıtasıyla olmak üzere beş farklı Alevî silsileye sahiptir. 166 Kaynaklarda belirtilen Kâdiriyye silsilesi şu şekildedir: 1. Abdülkâdir Geylânî (ö. 561/1166) 2. el-kâdî Ebû Sa d el-mübârek el-muharrimî (ö. 513/1119) 3. Ebû l-hasan Alî el-hekkârî (406 veya /1015 veya ) 4. Ebû l-ferec (Ebû 1-Feth) Abdurrahmân et-tarsûsî (ö. 447/1055) 5. Ebû 1-Fazl Abdülvâhid b. Abdilazîz et-temîmî (ö. 425/1033). 6. İzzeddîn Abdülazîz b. Haris et-temîmî (önceki şahsın babası) (ö.?) 7. Şeyh Ebû Bekr eş-şiblî ( / )84 8. Cüneyd el-bagdâdî (ö. 297/909) 9. Serî es-sekatî ( veya 253 veya 257/ veya 867 veya 870) 10. Ma rûf el-kerhî (ö. 200 veya 201 veya 204/815 veya 816 veya 819) Muhammed Pârsâ, el-kudsiyye, s Sufîlere ait şatâhatlar için bkz. Abdurrahman Bedevî, Şatahâtu s-sûfiyye, Kuveyt Necdet Tosun, s H. Kamil Yılmaz, s Usta, Tasavvuf, Tarîkatlar ve Silsileleri,,

54 11. Dâvûd et-tâî (ö. 162 veya 165/778 veya 781) 12. Habîb el-acemî (ö. 119/737) 13. Hasan el-basrî ( veya 110/ veya 728) 14. Ali b. Ebî Tâlib (kv) (ö. 40/661) 15. Hz. Peygamber (sav ) (ö. 10/632) Abdülkâdir Geylânî nin tarîkat silsilesi Ma rûf el-kerhî den sonra Hz. Alî (kv) nin torunları vâsıtasıyla şu şekilde de devam etmektedir: 1. Ebû l-hasan el-imâm Alî er-rızâ (148 veya 151 veya /765 veya 768 veya ) 2. Ebû l-hasan el-imâm Mûsâ el-kâzım ( / ) 3. Ebû Abdülâh el-imâm Ca fer es-sâdık (80 veya /669 veya ) 4. Ebû Ca fer el-imâm Muhammed el-bâkır (57-114/ ) 5. Ebû Muhammed el-imâm Zeynelabidîn Ali (ö. 95/713) 6. Ebû Abdullâh el-imâm Hüseyin (3-49/ ) 7. Ali b. Ebî Tâlib (k.v.) (ö. 40/662) 8. Hz. Peygamber (s.a.v.) (ö. 10/632) 167 Abdülkadir Geylânî nin silsilesini konu edinen eserlerde İzzeddîn Abdülazîz b. Haris et-temîmî silsileye dahil edilmemiştir. 168 Ancak İbnü l-mülakkin kendisinin hırka giydiği şeyhleri ve silsilelerini açıklarken Kadirîlik silsilesinde Et-Temîmî nin, babası Şeyh İzzeddîn den, onun da Şeyh Şiblî den hırka giydiğini belirtir. 169 İbn-i Hacer el-askalânî (ö. 852/1448) ve Murtazâ ez-zebîdî (ö. 1205/1790) de İbnü l-mülakkin in görüşlerini aynen tekrarlar. 170 Bu ilave ile birlikte silsilenin eksiklikleri tamamlanmakta Dilâver Gürer, Abdülkadir Geylânî, Hayatı, Eserleri, Görüşleri, İstanbul 1999, s Ebû l-ferec el-vâsıtî, Tiryâku l-muhibbîn, s. 55; et-tâdifî, Kalâidü l-cevâhir, s. 5; Dilâver Gürer, s.15, 66. İbnu l-mulakkin, Tabakâtü l-evliyâ, thk. Nûreddin Şerîbe, Mısır 1986, s. 485, 500. Muhammed Murtazâ ez-zebîdî, Risâle fî lübsi l-hırka ve telkîni z-zikr, Kahire: Dâru l-kutubi l- Mısriyye, nr.:

55 ve Abdülazîz et-temîmî ile Şiblî arasındaki 98 yıllık uzun zaman diliminin önüne geçilmiş olmaktadır. 171 Tarîkat silsilelerinin tarîkat kurucularına kadar olan bölümü kimi zaman tenkide tabi tutulmakla birlikte, tasavvuf ilmi açısından silsilelerin dizimi bir problem teşkil etmemiştir. Tarîkat kurucularından sonra teşekkül eden silsilelerde genel olarak tarihsel bir kesinti görülmemektedir. F. MAHİYET VE ŞEKİL İTİBARİ İLE SİLSİLENÂMELER 1. Mahiyetine Göre Silsilenâme Çeşitleri Tarîkat silsilenâmeleri incelediğinde ele alınan konunun kapsam bakımından farklılık arz ettiği görülmektedir. Silsilenâmeler ele aldıkları konunun niteliği, kapsamı ve ele alış metodu açısından çeşitli tasniflere tabi tutulmaktadır. 172 Ele aldıkları konunun kapsamına göre silsilenâmeler şu şekilde tasnif edilmektedir: a. Menâkıb Tarzında Olan Silsilenâmeler Genel olarak silsilenâmelerin menâkıb tarzında kaleme alındığını görmekteyiz. Bu tür silsilenâmelerde tarîkat şecereleri bir cedvel şeklinde yazılı olmayıp, silsilede bulunan her zâtın sırasıyla hayatları ve menkıbeleri anlatılmaktadır. Menâkıb kitapları incelendiğinde aslında bunların birçoğunun tarîkatların yahut belli bir tarîkatın şeceresinde bulunan kişilerin hayatlarını konu edindiğini görmekteyiz. Hocazâde Ahmed Hilmi Efendi nin (ö. 1332/1914) kaleme aldığı Hadîkatu l-evliyâ böyle bir eserdir. 173 b. Hal Tercümesi Halinde Kaleme Alınan Silsilenâmeler Bir velinin yahut şeyhin hayatı kaleme alınırken buna ait tarîkat silsileleri de kaydedilmiştir. Örneğin Ali bin Hasan el-vâsıtî (ö. 733/1332) tarafından kaleme alınan Dilâver Gürer, s. 66. Silsilenâme, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, İstanbul 1998, V, 17. Hocazâde Ahmed Hilmi, Hadîkatu l-evliyâ, -V, İstanbul (Bu eser Veliler Bahçesi ismi ile latinize edilerek 1979 da istanbul da yayınlanmıştır. M. Hartman tarafından da Almancaya çevrilmiştir. Bkz. Türk Ansiklopedisi, Ahmed Hilmi Bey,, 259). Şeyhlerin hayatlarını konu edinen önemli menâkıbnâmeler ve hal tercümesi eserler için bkz. Mustafa Aşkar, s

56 Hulâsatü l-iksîr isimli eserde Rıfâiyye Tarîkatının kurucusu Seyyid Ahmed Rifâî nin (ö. 578/1182) hayatı ile birlikte ona ulaşan tarîkat silsileleri de kapsamlı olarak incelenmiş ve dercedilmiştir. 174 Müstakil olarak yazılan bu tür silsilenâmelerin yanında mutasavvıfları ele alan ensâb ve elkâb kitaplarında da tarîkat silsileleri bulunmaktadır. Müstakimzâde Süleyman Sa deddin Efendi (ö. 1202/1788) tarafından kaleme alınan Mecelletü n-nisâb ı bu türe örnek gösterebiliriz. 175 c. Bir Tarîkatı Konu Edinen Silsilenâmeler Menâkıb yahut hal tercümesi şeklinde kaleme alınan fakat sadece bir tarîkatı kapsayan silsilenâmeler bulunmaktadır. Muhammed bin Hüseyin Kazvinî tarafından kaleme alınan Silsile-i Hâcegân-ı Nakşibendiyye isimli eser sadece Nakşibendiyye Tarîkatı ve onun bir alt kolu hakkında bilgi vermektedir. 176 Hakkıyye Tarîkatı nın müessisi olan İsmail Hakkı Bursevî (ö. 1137/1725) nin kaleme aldığı ve oldukça tanınan Silsilenâme-i Celvetiyye isimli eseri 177 ve Silsile-i tarîkat-ı Sünbüliye isimli eser 178 bir tarîkat için yazılan silsilenâmelere verebileceğimiz örneklerdendir. d. Bir Şeyhi Konu Edinen Silsilenâmeler Bir şeyhe ulaşan tarîkat silsilelerini inceleyen ve genelde hal tercümesi şeklinde kaleme alınan eserler bu türün kapsamında değerlendirilmektedir. Kuzey Afrika tarîkatlarından olan Senûsîlik e ait kırk ayrı silsileyi barındıran ve aynı zamanda tarîkat kurucusu tarafından telif edilen es-selsebîlu l-maîn isimli eser 179 ve Sünbüliyye Ali bin Hasan el-vâsıtî, Hulâsatu l-iksîr fî Nesebi r-rifâiyyi l-kebîr, Çev. Hayri Kaplan (Ankara 2001)., Mısır Süleyman Sa deddin, Mecelletü n-nisâb fi n-neseb ve l-künâ ve l-elkâb, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi Böl., nr. 628 (Eserin Kültür Bakanlığı tarafından tıpkıbasımı yapılmıştır. KB yayınları Ankara 2000.) Muhammed bin Hüseyin Kazvinî, Silsile-i Hâcegân-ı Nakşbendiyye, Çev. Mustafa bin Hayreddin, Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa Böl., nr İsmail Hakkı Bursevî, Silsilenâme-i Celvetiyye, Haydar Paşa Hastanesi Matbaası, İstanbul Yusuf Sinan, Silsile-i tarîkat-ı Sünbüliye, Süleymaniye Ktp. Halet Ef. Böl., nr. 264, 2. Muhammed bin Ali es-senûsî, es-selsebîlu l-maîn fi t-tarâikı l-erbaîn, (el-mesâilü l-aşar Zeylinde), Libya

57 Tarîkatı piri Sünbül Sinan ın hayatını ve silsilesini inceleyen Silsiletu n-nûr isimli eser 180 bu türe verebileceğimiz örneklerdendir. e. Belli Bir Bölge ve Tarih İle Sınırlı Olan Silsilenâmeler Bu tür silsilenâmelerde belli bir bölgede yaşamış şeyhlerin menkıbeleri ve bunların tarîkat silsileleri konu edinilmektedir. Genel olarak bu tür eserlerde bölge yahut belli bir tarih sınırı gözetilmiştir.. Ahmed devrine kadar Anadolu ve Rumeli deki tarîkat şeyhlerinin silsilelerini kaleme alan Belgradlı Münîrî nin Silsiletü l-mukarrebîn ve Menâkıbu l-müttekîn isimli eseri 181 bu tür silsilenâmelere verebileceğimiz örneklerdendir. Bu grup içerisinde sayabileceğimiz bir başka silsilenâme çeşidi de belli bir tekkenin veya belli bir bölgedeki tekkelerin şeyhlerinin isimlerini kronolojik olarak veren kitaplardır. Genellikle silsile-i meşâyih adını alan bu kitapçıklar, şeyhin adını, şeyhliğinin başlama ve bitiş tarihini veya şeyhlik müddetini vermektedir. Bu türün en meşhurlarından biri İstanbul tekkelerinin şeyhlerini veren, Silsile-i meşâyih veya Mecmû a-i Tekâyâ adıyla bilinen Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi nin kitapçığıdır. 182 f. Belli Bir Tarih ve Bölge Sınırı Olmaksızın Tüm Tarîkat ve Şeyhlere Ait Tarîkat Silsilelerini Veren Silsilenâmeler Bu tür eserler, Tarîkat silsileleri açısından oldukça önemli kaynaklar olarak değerlendirilmektedir. Tarîkat silsileleri açısından bir ansiklopedi hüviyetinde bulunan bu tür eserler belli başlı tüm tarîkatların ve bu tarîkatlardan ayrılan kolların silsilelerini ihtivâ etmektedir. Genel olarak menâkıb ve hal tercümesi şeklinde kaleme alınan bu tür eserlerin cedvel yahut tomar şeklinde düzenlenmiş çeşitleri de bulunmaktadır. Tasavvuf silsilelerini ihtivâ eden bilinen en kapsamlı eser Meclisi-i Meşâyıh reisi ve Tophane deki Kadîrîhâne nin 16. postnişîni Ahmed Muhyiddin Efendi nin ( Mehmed Kayyımzâde, Silsiletu n-nûr, Süleymaniye Ktp. Lala İsmail Böl., nr Belgradlı Münîrî, Silsiletü l-mukarrebîn ve menâkıbu l-müttekîn, Süleymaniye Ktp. Şehid Ali Paşa Böl., nr Tabîbzâde Mehmed Şükrî bin İsmâil, Mecmû a-i Tekâyâ, İstanbul Atatürk Kitaplığı, Belediye Yazmaları Böl., K. 75, nşr. M. Serhan Tayşi, Klaus Kreiser, Berlin

58 1909) 183 hazırlamış olduğu Kebîr tarîk-i sûfiyye silsilenâmesi isimli eseridir. 184 Konumuzla ilgili olan ve aynı müellif tarafından kaleme alınan Tomar-ı Tekâyâ isimli eserde ise İstanbul tekkeleri ile bazı diğer şehirlerde bulanan önemli tekkelerde postnîşîn olmuş zevât hakkında önemli bilgiler verilmekte ve bunların listesi çıkarılmaktadır. 185 Bu eserler yanında Harîrîzâde Mehmed Kemâleddin bin Abdurrahman er-rıfâî nin kaleme aldığı Tıbyânu Vesâili l-hakâyık 186 yaklaşık 194 tarîkat ve bunlardan ayrılan tarîkat kollarını 187, Hüseyin Vassaf ın V ciltlik ansiklopedik Sefîne-i Evliyâ isimli eseri otuzdan fazla tarîkat ve bunların kolları ile bu birçok şeyhin hal tercümesini 188, Sâdık Vicdânî tarafından kalem alınan Tomar-ı Turuk-ı Âliyyeden: Melâmiyye, Kâdiriyye, Halvetiyye isimli eser 189 bu tarîkatlara ve bu tarîkatların kollarına ait önemli bilgiler vermektedir. Bu türe verebileceğimiz diğer önemli eserler ise şunlardır, Mir tu l-makâsıd 190, Mir âtu t-turûk 191, Esmâr-ı Esrâr 192, kdu l-cevheri s-semîn ve İthâfu l-asfiyâ On yıl boyunca Meclis-i Meşâyıh ın reisliğinde bulunan Ahmed Muhyiddin Efendi nin zamanında pâdişâhın hafiye teşkilâtı içerisinde de önemli bir yere sahip olduğu rivâyet edilmiştir. Mâ hasal-ı ömrüm, Fütüvvetnâme-i tarîkat, Şükûfenâme gibi eserleri bulunan müellifimiz, dönemin siyasi şartları gereği Rodos a sürgün edilmiş, 1909 yılında burada vefat etmiştir. Cenâzesi bilâhare İstanbul a getirtilerek tekkesi bahçesine defnedilmiştir. (Hüseyin Vassaf,, 88). M. Erol Kılıç ın belirttiğine göre Müellifimiz, Meclis-i Meşâyih reisliği döneminde bütün tarîkatların şecerelerini istetmiş ve gerektiğinde devlet erkini kullanarak edindiği meşâyıh zümresine dahil tüm zâtlar ve bunların halifeleri hakkında oldukça mufassal ve kapsamlı bilgileri ve silsilelerini bir araya toplamak sureti ile büyük bir defter meydana getirmiştir. Eser Necdet İşli Bey de bulunmaktadır. (Bkz. M. Erol Kılıç, Yedi Tepeli Şehrin Tekkeleri ve Muhyiddin Efendi nin Tomar-ı Tekâyâ sı. Gündelik Hayatın Renkleri, İstanbul Armağanı (). Haz. Mustafa Armağan. İBB. Kültür İşleri Daire Bşk. Yayınları İstanbul s ) M. Erol Kılıç, agm., s Harîrîzâde Mehmed Kemâleddin el-harîrî el-halebî, Tibyânu Vesâili l-hakâyık fî Beyâni Selâsili t-terâyık (.Cilt), Süleymaniye Kütüphanesi, İbrahim Ef. Böl., nr Dr. Selçuk Eraydın, Tasavvuf ve Tarîkatlar, İFAV, İstanbul 2001, s Eserin tanıtımı için bkz. Yakup Çiçek, Harîrîzâde Mehmed Kemâleddin Hayatı, Eserleri ve Tibyânu Vesâili l-hakâyık fî Beyâni Selâsili t-tarâik- Muhtevası, Kaynakları, (Yayınlanmamış öğretim Üyeliği Tezi) İstanbul 1982; Mustafa Aşkar, s Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyây-ı Ebrâr Şerhi Esmâr-ı Esrâr, (V Cilt), Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar Böl., nr Sâdık Vicdânî, Tomar-ı Turuk-ı Aliyyeden: Melâmiyye, İstanbul ; A. Mlf. Tomar-ı Turuk-ı Aliyyeden: Kâdiriyye, İstanbul ; A. Mlf. Tomar-ı Turuk-ı Aliyyeden: Halvetiyye, İstanbul Ahmed Rif at bin İsmail, Mir âtu l-makâsıd fî Def i l-mefâsıd, İstanbul

59 g. Silsilenâme İsmini Taşımadığı Halde Şeyhlerin Silsilelerini Konu Edinen Menâkıb, Hal Tercümesi ve Tabakât Kitaplar Müstakil olarak kaleme alınan tarîkat silsilenâmeleri yanında tarîkat silsilelerinin tespiti açısından menâkıb ve tabakât kitaplarının oldukça önemli bir yeri vardır. Bir tarîkat silsilesinin tespiti ve tetkiki açısından öncelikle ansiklopedik mahiyette bulunan tarîkat mecmualarına, ardından müstakil tarîkat silsilenâmelerine, bunun akabinde de şeyhlerin menâkıb ve hal tercümelerini konu edinen eserlere ve tarîkat şeyhlerinin de konu edinildiği tabakât kitaplarına müracaat edilmelidir. Tasavvuf şeyhlerinin ve bunların silsilelerinin konu edinildiği belli başlı menâkıb, hal tercümesi ve tabakât kitapları şunlardır: Ravdu r-reyâhîn, Tabakâtü l-havâs, Nefehâtü l-üns, Reşehât-ı Aynü l-hayât, Tabakâtü l-kübrâ, Tabakâtü l-evliyâ, Kitâb-ı Hâce Cihan, el-kevâkibü d-dürriyye, Lemezât-ı Hulviyye, Semerâtü l-fuâd, Sefîne-i Mevleviyân, Bahru l-velâye, Tuhfe-i Nailî, Sünenü Meşâyıhi l-halvetiyye, Şive-i Tarîkat-ı Gülşeniyye, el-behcetü s-seniyye, Tuhfetü l-uşşâkiyye, Hediyyetü s-sâlikîn, Menâkıbu Ma rûf el-kerhî, Cevâhiru l-ebrâr, Behcetü l-esrâr, Tenşîtu l-hâtır, Menâkıb-ı Ahmed Rifâî, Menâkıbnâme-i Şeyh Evhadüddin Kirmânî, el-menâkıbu l-kudsiyye, ed-dürrü s-semîn fî Menâkıbi ş-şeyh Muhyiddin, el-burhanü l-ezher tî Menâkıbı ş-şeyhi l-ekber, Menâkıb-ı Hacı Bektaş-ı Velî, Velâyetnâme-i Koyun Baba, Letâifü l-minen, Risâle-i Sipehsâlâr, Menâkıbü l- Ârifîn, Menâkıb-ı Hacı Bayram-ı Velî, Menâkıb-ı Melâmiyye-i Bayrâmiyye, Menâkıb-ı Melâmiyye-i Şuttâriyye-i Bayrâmiyye, Menâkıb-ı Şeyh Alâeddin Ali Semerkandî, es- Senûsi l-kebîr, Velâyetnâme-i Otman Baba, Menâkıb-ı Şerîf ve Tarîkatnâme-i Pîrân, Menâkıb-ı Beşiktaşî Müderris Yahya Efendi, Menâkıb-ı Şeyh Mahmud el-üsküdârî, Menâkıb-ı Şeyh Şa bân-ı Velî, Tuhfetü l-asrî fî Menâkıbi l-mısrî, eş-şeceratü d- Dürriyye fî Menâkıbi s-sâdâti l-hâmidiyye, Menâkıb-ı Şeyh Vefa, Güldeste-i Riyâz-ı İrfan, Gülzâr-ı Sulehâ, Gülzâr-ı İrfan, Osmanlı Müellifleri, Sefînetü s-sâfî, Süllemü l Bandırmalızâde Ahmed Münib Ef., Mir âtu t-turûk, Dersaadet Mehmed Samî es-sünbülî, Esmâr-ı Esrâr, İstanbul Muhammed Murtazâ ez-zebîdî, kdü l-cevheri s-semîn ve Turûki l-ilbâs ve t-telkîn, M. Tanci Fotokopi Nüshası, İSAM; A. Mlf. İthâfu l-asfiyâ bi Ref i Selâsili l-evliyâ, M. Tanci Fotokopi Nüshası, İSAM. 56

60 Vusûl, Hediyyetü l-ihvân, Melâmîlik ve Melâmîler, Mecmûa-i Tekâyâ, Rehber-i Tekâyâ, Yâdigâr-ı Şemsî, el-ensâb, el-lübâb fî Tehzîbi l-ensâb, Lübbü l-elbâb fî Tahrîri l- Ensâb, Câmiu Kerâmâti l-evliyâ ve Şakâyık-ı Nu mâniyye ve zeylleri. 194 Bu eserler yanında tekkelerin kayıtları ve yer yer burada postnişîn olan kimselerin listesinin verildiği eserler de tarîkat silsilelerinin tespitine önemli birer kaynak teşkil etmektedir. Önemli bazı tekke mecmuları şunlardır. Bandırmalızâde Ahmed Münib Üsküdârî nin Mecmû a-i Tekâyâ sı, Erzurumlu Yeşilzâde Mehmed Sâlih Efendi nin Rehber-i Tekâyâ sı, Hânkâhnâme, İstanbul Tekkeleri nüfus vukû atı defteri, çeşitli tarihlerde Harameyn Hazinesi nden tekkeler için gönderilen muharremiyele meblağlarının kayıtları, zevâyâ ve tekâyâ defteri, Dersa âdet tekâya ve zevâyâ ta âmiyye defteri an 1308 ilâ 1311, Âsitâne-i Aliyye ve Bilâd-ı Selâse de kâin el-ân mevcûd ve muhterik olmuş tekyelerin isim ve şöhretleri ve mukabele-i şerîfe günleri beyân olunur (evrâk), Dârü s-sultanatü l-aliyye de Zâviyenişîn olan meşâyih-i zevi l-ihtirâm dâ îlerinin defteri ve hayrâtı 195, Zâkir Şükrî Efendi nin İstanbul Hânkâhları Meşâyihi, Meclis-i Meşâyih in tuttuğu listeler ve Osmanlı sarayı tarafından davet edilen meşâyihin listeleri vd Şekil İtibari İle Silsilenâmeler Mevcut silsilenâmeler incelendiğinde kapsamları, nitelikleri ve ele aldıkları konular yanında tüm bunların yazıya aktarımında da çeşitli yöntemler izlemişlerdir. Bu yazım yöntemlerini yani şeklî açından silsilenâmeleri aşağıdaki gibi tasnif etmekteyiz. a. Kitap ve Risâle Şeklinde Olan Silsilenâmeler Silsilenâmeler genelde kitap ve risâle şeklinde kaleme alınmıştır. Bu tür eserlerde genel olarak tarîkat silsilesinin yazımında hadis senedi yazım usulü benimsenmiştir. Tarîkatın bir şeyhten diğer şeyhe intikal ettiğini gösteren çeşitli tabirler kullanılmıştır Tüm bu eserlerin tanıtımları ve yerleri için bkz. Mustafa Aşkar, Tasavvuf Tarihi Literatürü, Ankara: KB. Yayınları Buraya kadar zikredilen eserler transkripe edilerek yayınlanmıştır. (Bkz. Ahmed Nezih Galitekin, Osmanlı Kaynaklarına Göre İstanbul İstanbul: İşaret yayınları 2003.) Bu eserler ve tekke mecmû aları hakkında bilgi için bkz. M. Erol Kılıç, agm. 57

61 Bunlar sahibe sohbet etti, lebise l-hırka tarîkat hırkasını giydi, telekkâ tarîkat ilmini edindi, ahaze tarîkatı aldı ve benzeri lafızlardır. Silsilenin tariki değiştiği zaman araya bir Ha harfi konularak bu durum ifade edilmiş ve silsileler Hz. Peygamber e kadar ulaştırılmıştır Genelde nesir halde bulunan silsileler kimi zaman nazım şeklinde de ifade edilmiştir. Rıfâiyye, Kâdiriyye, Bedeviyye ve Desûkiyye tarîkatlarının silsilelerini nazım olarak barındıran Abdülkadir b. Muhammed et-taberî nin ve Kitâbu Keşfu n-nikâb an Ensâbi l-erba ati l-aktâb isimli eser bu şekilde kaleme alınmıştır. 197 b. Oklar ve Çizgiler İle Birbirine Bağlı Silsilenâmeler Bu tür silsilenâmelerde tarîkat şeyhleri oklar ve çizgiler ile birbirine bağlanarak Hz. Peygamber e kadar ulaştırılmıştır. Genellikle silsile-i meşâyih ismini taşıya kitapçık ve rulo şeklinde tertip edilen bu eserlerde şeyhin adı, nisbesi, doğum ve ölüm yeri ve tarihleri, şeyhliğinin başlama ve bitiş tarihleri veya şeyhlik müddeti de kaydedilmektedir. 198 Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendinin kaleme aldığı ve incelemesinde bulunduğumuz Silsilenâme-i Aliyye-i Meşâyıh-ı Sûfiyye isimli eser bu şekilde tertip edilmiş tarîkat silsilenâmelerindendir c. Daireli ve Madalyonlu Silsilenâmeler Bu tür eserler, sadece tarîkat silsilelerine has olmamakla birlikte özellikle Osmanlı Devletinin son dönemlerinde teksir edilerek yaygınlık kazanan bir silsilenâme çeşididir. Madalyon yahut daire şeklindeki bir kutucuğa tarîkat silsilesinde bulunan şeyhlerin isim, nisbet, doğum ve ölüm tarihleri yazılarak bir çizgi ile silsiledeki alt ve üst tarafta bulunan kişilere bağlanmaktadır. Rulo yani tomar şeklinde olan bu tür silsilenâmeler Abdülkadir b. Muhammed et-taberî, Kitâbu Keşfu n-nikâb an Ensâbi l-erba ati l-aktâb, Matbatu l-hayriyye Bu şekilde tertip edilen silsilenâmelere şu eserleri de örnek gösterebilir; Silsile-i Nakşîbediyye, Ankara Etnografya Müzesi, nr. 9667; Şecere-i Tayyibe a.y, nr. 1349; Silsile-i Kâdiriyye, a.y, nr

62 arasında tüm tarîkatları ele alanları olduğu gibi 199 müstakil olarak belli bir tarîkatın silsilesini konu edinenleri de vardır 200. d. Madalyonlu ve Minyatürlü Silsilenâmeler Bu tür silsilenâmelerde tarîkat silsilelerinden ziyâde peygamberler, Hz. Peygamber ve ailesi, dört halîfe, Emevî, Abbasî, Selçuklu, Fars ve Türk imparator ve padişahlarının nesilleri, Hz. Adem den başlamak sureti ile kavimlerin ataları ve bunların nesilleri konu edinilmektedir. Özellikle tertibi XV. asır sonu ile XV. asırda zirve noktasına ulaşan bu tür silsilenâmeler, İslâm tezhib ve hat sanatları açısından da oldukça önemli bir yer işgal etmektedir. Çizilen daire ve madalyon içine kaydedilecek kişinin minyatürü gerçekçi bir şekilde resmedilmiştir. Çizilen portrelerin yanında bazı biyografik bilgiler; çam, selvi, mühür, dünya küresi, armut, bayrak, bayrak-kılıç, mezar taşı vb. şekilde verilmiştir. Bu tür silsilenâmelerin halka dönük olanları da vardır. Bunlarda minyatür yerine, madalyon içinde, gravür tekniği ile yapılmış portreler bulunmaktadır. 201 Minyatürlü silsilenâmelerde fevkalade bir estetik anlayış bulunmaktadır. Çizilen portreler incelendiğinde buradaki realite ve resimdeki ustalık kolayca görülmektedir. Hz. Hûd uçuşan atkısı ve rüzgârdan eğilen selvinin uç kısmı ile tasvir edilmiştir. Hz. Yakup un çektiği ıztırab yüz hatlarından belli olmaktadır. Hz. Muhammed, genelde bir taht üzerine oturtulmuş yüzü nikâb ile örtülü ve oldukça bol elbiseler giymiş olarak tasvir edilmektedir. Hz. Peygamber in madalyonunun yanında güneş ve solunda ay bunların etrafında da dört halîfe bulunmaktadır. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, İmâm-ı A zâm Ebû Hanîfe, Ebâ Müslim, İmâm Şâfiî gibi İslâm tarihindeki birçok dinî önderin Bkz. Silsilenâme-i Meşâyih, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, nr. y Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Hacagân fi adab ubudiyati l-a yan, nr. H. 324; a.y., Silsilâtu s-sâdâtü n-nakşibediyye, nr. A. 3556; Kutbeddin Sünbülî, Belge nr. 1300:116; Sünbüliyye Tarîkatının Tomarı için Bkz. Dr. Nazif Velikahyaoğlu, Sümbüliyye Tarîkatı ve Kocamustafapaşa Külliyesi, İstanbul Sadi Bayram, Madalyonlu Silsilenâmeler, Milli Külütür Dergisi, Mart c., s. 3; a.m., Musavvir Hüseyin Tarafından Minyatürleri Yapıan ve Halen Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi nde Muhafaza Edilen Silsilenâme, Vakıflar Dergisi, Ankara 1981, s. 13; A. Mlf., Silsilenâmeler ve İrlanda-Dublin Chester eatty Library de Bulunan 1598 Tarihli Zübdetü t-tevârih, Vakfılar Dergisi, Ankara 1994, s

63 yanında Cengiz Han, Timur ve Tatar Beyleri, Emevî ve Abbasî halîfeleri, Osmanlı sultanlarının tasvirleri bu tür silsilenâmelerde sıklıkla kullanılmıştır. 202 Bu silsilenâmelerin ebatları katlanarak muhafaza edilen büyükçe bir sayfadan, ve daha fazla sayfalara kadar çıkmaktadır. e. Cetvel Şeklindeki Silsilenâmeler Bu tür eserler kitap ve cedvel şeklinde tanımlanan ve daha çok şecere diye bilinen ve Meşhurların, hükümdarların, hanedanların babadan oğula nesil ve neseplerinin gelişmesini zincir gibi birbirine bağlı olarak gösteren silsilenâmelerdir. Türklerde, Perslerde, câhiliyye dönemi Arap kabilelerinde, diğer tüm milletlerde ve özellikle doğu toplumlarında soylu bir aileden gelmek toplumsal bir üstünlük ve ayrıcalık kabul edildiğinden kişilerin soyunu bilmesi, özellikle yönetici kesimin nesebinin ortaya konulması ayrı bir önem taşıyordu. 203 Bu itibarla nesep bilginleri oldukça saygı ve itibar görürlerdi. İslâm öncesi toplumlarda çok yaygın ve önemli görülen soy sop bilgisi İslâmiyet in kuralları dahilinde tekrar biçimlenmiş, soy sop üstünlük olmaktan çıkarılmış, aile bağları ve akrabalıklar miras, velâyet, cezâ hukuku ve diğer alanlarda toplumsal fayda açısından tekrar düzenlenmiştir. Şekli açıdan bu tür silsilenâmeler şecere yani ağaç örneğinden yola çıkmıştır. Subhatu l-ahbâr veya Zübdetü t-tevârîh diye de adlandırılan bu tür, bir ağaç ve ağacın dalları şeklinde düşünülmekte, öyle çizilmekte ve genellikle Hz. Adem den başlatılmakta, peygamberler, Hz. Peygamber, dört halîfe verildikten sonra hangi aile ve hanedan için düzenlenmişse onlara geçilmektedir Bkz. Topkapı Sarayı Müzesi H no lu silsilenâme; Ankara Etnografya Müzesi nde bulunan 8457 no lu silsilenâme;vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi Demirbaş nr lu silsilenâme; Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver, meşhur tarihçi Hammer in, İstabul dan Avusturya ya dönüşünde 150 kadar silsilenâme yi götürmüş olduğunu belirtir. Bz. Sadi Bayram, Madalyonlu Silsilenâmeler, s. 73. Bu tür bir silsilenâme için bkz. Ebu l-gazî Bahadır Han, Şecere-i Terâkime: (Türklerin soy kütüğü), Haz. Zuhal Kargı Ölmez, Ankara: Simurg Silsilenâme, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, İstanbul 1998, V, 17; Sadi Bayram, s

64 Tüm bu silsilenâme çeşitleri yanında Amcazade Hüseyin Paşa İnşaat Sanat Eserleri Müzesi nde taşa kazınmış bir taş silsile de bulunmaktadır. 205 G. DİĞER ALANLARDA OLUŞTURULAN SİLSİLELER VE SİLSİLENÂMELER İslâm medeniyetini oluşturan, İslâmî ilimler ve müslümanlar arasında neşet eden fen ve sanat ilimlerinde müslümanlar tarafından icat edilip geliştirilen silsile yani sened ilminin tarih boyunca kullanıla geldiği görülmektedir. 1. İslâmî İlimlerde Kullanılan Silsileler a. Hadis te Silsile: İslâm kültüründe ilk defa hadis ilminin bir terimi olarak kullanılan silsile/sened terimi hadisi birbirinden rivâyet ederek daha sonraki nesillere ulaştıran râviler zincirini ifade etmektedir. Asr-ı saâdet döneminde Hz. Peygamber in sağ olması ve insanların ilmi bizâtihi peygamberden edinmesi ve güven unsurunun tam olarak sağlanması nedeniyle peygamber sözünün naklinde herhangi bir senede ihtiyaç duyulmamıştır. Ancak sahabe nesli akabinde genişleyen İslâm coğrafyasında fitnelerin ortaya çıkması, savaşların olması ve çeşitli siyasî fırkaların oluşması ve bunların taraftarlarının hadis uydurmaya başlaması İslâm alimlerini kendilerine ulaşan bir haberin kaynaklarını araştırmak sureti ile doğruluğunu tespite sevk etmiştir. 206 H. -. Asırda hadislerin tedvininin bitirilerek câmi, sünen ve benzeri önemli hadis kaynaklarının telif edilmesi, cerh ve ta dîl ilmine ait kıymetli eserlerin kaleme alınması ile birlikte hadis eserlerini okutma ve rivâyet etme icâzetleri tertip edilmiştir. Her ne kadar hadis rivâyeti H. V ve V yüzyıla kadar devam etmiş ise de dârulhadislerin ve medreselerin teşekkül etmesi ile birlikte klasik olarak bilinen hadisi râviden almak ve bir senet üzere nakletme geleneği yerini tamamen medrese diplomalarına ve kitap rivâyetlerine terk etmiştir. Günümüze kadar ulaşan hadis silsileleri incelendiğinde bunların çeşitli hadis kitaplarının (Buhârî Şerîf İcâzeti, Müslim-i Şerîf İcâzeti vd.) Sadi Bayram, s. 69. Raşit Küçük, İsnad, DİA, XX,

65 nakline ve o eseri okutma izinlerine ait olduğunu görmekteyiz. Bu tür silsileler büyük hadis alimlerinden geçerek Hz. Peygamber e kadar ulaştırılmaktadır. 207 Hadis silsilelerini incelediğimizde bazı silsileler hakkında sened-i a lâ terimi geçmektedir ki bu terim Hz. Peygamber ile en son icâzet veren kişi arasındaki râvî zincirinin kısalığını ifade etmektedir. Günümüze ulaşan hadis senedlerinde ortalama kişi bulunurken, A lâ sened olarak belirtilen silsilelerde kişi bulunmaktadır. Hadis eserlerinin nakline ait silsilelerin bazılarında tarihsel açıdan bir uyumsuzluk ve isimlerin eksik ve yanlış yazılması en sık karşılaşılan problemlerdendir. 208 b. Fıkıh ta Silsile İlk zamanlarda müslümanlar arasında bulunan fakih ve alimler yetiştirdikleri ilim talebelerine sözlü olarak icâzet veriyorlardır. Mezhep imamı âlimlerin de fetva verme iznini böyle elde ettiği bilinmektedir. Fıkıh öğretiminin zamanla medreselerde sistemleşmesi üzerine müslümanların ihtiyaç duyduğu yargı mensubu kişilerin yeterliliğini belgeleyen iftâ ve tedris icâzetnâmeleri tertip edildi ve bu belgelere müderrisler ilim tahsil ettikleri kişilerin isimlerini ekleyerek kendi sahaları ilmi bir silsile ile Hz. Peygamber e ulaştırdılar. Fıkıh silsilelerini iki alanda görmekteyiz. Bunlardan ilki cumhuriyet dönemi ile ortadan kalkan ve resmiyetini yitiren icâzetnâmelerdedir. Mezun olunulan okul yahut eğitimine katınılan hoca tarafından verilen diploma hüviyetindeki icâzetnâmelere bu ilmin Hz. Peygamber e olan nisbetini gösteren silsileler kaydedilmekteydi. Bu silsileler İmâm-ı Azam, İmâm-ı Şâfi î vd. büyük fakihler kanalından geçerek Hz. Peygamber e ulaşmaktadır. Fıkıh silsilelerine rastladığımız diğer bir alanda fıkhî eserlerin nakline dair verilen icâzetnâmelerdir. Fakihler tarafından telif edilmiş eserler, belli bir üslup üzere öğrenciye talim edilmekte ve müellif yahut müderris tarafından yeterli görülmesi halinde talebeye icâzetler verilmekteydi. Genelde fıkhî eserlerin arka sahîfelerine kaydedilen bu icâzetnâmelerde Hadis ve Hadis eserlerine ait icâzetnâmeler ve şartları için bkz. Cemil Akpınar, İcâzet, DİA, XX, 393. Günümüze kadar ulaşan hadis eserlerine ait silsilelerinin değerlendirilmesine dair bkz. Hüseyin Atay, s

66 fıkıh ilminin silsilesi de kaydedilmekteydi. Günümüze ulaşan fıkıh silsilenâmeleri incelendiğinde silsilede ortalama olarak kişi bulunmaktadır. 209 c. Kelam İlminde Silsile İslâm ın saf inanç ve akidesini mantık ilminin prensipleri doğrultusunda ortaya koyan kelam ilmi, İslâm topraklarının genişlemesine paralel olarak, farklı kültür ve inanç sahibi toplulukların İslâm ın potasına taşıdıkları inanç ve düşüncelerin tesiri ve müslümanlar arasında baş gösteren siyasî ihtilafların neticesi olarak ortaya çıkan fırkaların etkisine bir tepki olarak H.-V yüzyılda meydana gelmiş ve müslümanların inanç coğrafyasındaki boşluğu doldurmuştur. Sünnî Kelam İlminin kurucusu olarak Ebû Hasan Eş arî (ö. 324/935) ve Ebû Mansur Maturîdî kabul edilmiştir. Sünnî kelamcıların senedleri ve ilim silsileleri incelendiğinde bunların Eş ârî ve bazen de onun hocası Ebû Ali Cubbâî de son bulduğu görülmektedir. Genelde Türkler ve Osmanlılar İstanbul ve Anadolu alimleri Hanefî ve Maturîdî mezhebinde bulundukları halde kelam ilmine ait senedleri Maturîdî ve Ebû Hanîfe ye değil de Eş ârîye ulaşmaktadır. Sünnî Kelamının kurucularından biri kabul edilmiş olmasına rağmen Ebû Mansur Maturîdî, kurmuş olduğu mezhebin mensubu mütekellimlerin senedlerinde bile sadece fıkıh ilmi senedinde görülmektedir. Maturîdî nin kelam ilmi silsilesinde tamamen ihmal edilmesi,herhalde bir takım metodik ve pisiko sosyal sebeplere dayanıyor olmalıdır. 210 Kelam ilmi senedleri incelendiğinde İmam Eş ârî den günümüze yaklaşık kişinin silsilede yer aldığı görülmektedir. Bununla birlikte kelam ilmine ait eserleri okutma ve bundan ders yapma üzerine verilen icâzetnâmeler ve bunun neticesi olarak ortaya çıkan silsileler de bulunmaktadır. d. Kıraat Alanında Silsile Kur ân ilimleri arasında vahiylerin telaffuz özellikleri, Arap dili lehçeleriyle biçimlenen ve Hz. Peygamber in icra ve onayı ile vücut bulan farklı kıraatlerin Hüseyin Atay, s Hüseyin Atay, s

67 bulunduğu bilinmektedir. Kur ân lafızlarının usulüne uygun bir üslûpla okunması İslâm dininin emirleri arasında bulunduğundan 211 Hz. Peygamber in işareti ile ehliyetleri sabit olan sahabeler vâsıtası ile 212 Kur ân ın okuma özellikleri sonraki nesillere intikal etmiştir. Kıraat eğitiminde hadis ilminde olduğu üzere salt anlam ve lafız yeterliliği kabul edilmeyerek, edâ (seslendirme, tilâvet) boyutu da dikkate alınmış, bu cihetin bir üstat (fem-i muhsin) ağzından elde edilmesi gerekli görülmüştür. H.. yüzyılın sonlarına gelindiğinde kıraat silsileleri yazılı metinler haline getirilmiş ve bunlar verilen yazılı icâzetnâmelere kaydedilmiştir. Kıraat ilminin usul ve kaidelerini yazıya döken İbnü l Cezerî, Kur ân kıraatinde Hz. Peygamber ile kendi arasında on dört râvinin bulunduğunu belirtmektedir. 213 Günümüzde düzenlenen kıraat icâzetnâmeleri incelendiğinde buradaki kıraat silsilelerinin İbnü l-cezerî den başlayarak on dört, on beş râvi vâsıtası ile günümüze intikal ettiği görülmektedir Sanatta Silsile Müslümanlar arasında neşet eden hüsn-i hat, tezhip, mûsiki gibi beceri ve sanatlar meşk ismi verilen belli bir disipline riayet edilerek öğretilmekte idi. Arapça bir kelime olan meşk, klasik Türk-İslâm sanatlarında bir hocanın talebeye, taklit ederek öğrenmesi için verdiği ders ve örnekler, alıştırmalar ve birlikte çalışma anlamında kullanılmaktadır. 215 Klasik usul ve kaidelere bağlı kalınarak usta-çırak ilişkisi içinde yürütülen İslâm sanatları özellikle Osmanlı döneminde sarayın destek ve himayesi ile gelişmiş ve ekol sahibi sanatkarlar yetişmiştir. Gelişen bu ekoller doğrultusunda İslâm sanatlarında zaman içerisinde talebeden üstada ve hangi ekole mensup ise o sanatkâra kadar uzanan belli bir silsile ortaya çıkmıştır Kur'ân ın tertil üzere okunması üzerine bkz. el-müzzemmil 73, 4. Hz. Peygamber Kur'ân ın dört kişiden öğrenilmesini istemiştir. Bunlar Abdullah b. Mes ûd, Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe, Muâz b. Cebel ve Übey b. Kâ b tır. (Buhârî, Fezâ ilü l-kurân, 8); Hz. Peygamber Ebû Musâ el-eş ârî yi güzel okuyuşu sebebi ile övmüştür (Buhârî, Fezâ ilü l-kur ân, 30; İbn Mâce, İkâmet, 176). Mehmet Ali Sarı, Kıraat, DİA, XX, s. 400; MÜİF Ktp., H. Ali Üsküdarlı, nr. 64. Muhiddin Serin, Meşk, DİA, XXX, 372; M. Uğur Derman, Türk yazı san atında icâzetnâmeler ve taklid yazılar, V. Türk Tarih Kongresi Bildirileri,, 717, Ankara

68 a. Hat Sanatında Silsile Özellikle hat sanatında sanat yeteneğinin kısa zamanda disiplin altına alınması ve gelişmesinin, geleneksel usulde yetişmiş bir hat üstadının meşk usulü eğitimiyle yakından ilgili olduğu belirtilmiştir. Hat sanatı ile uğraşanlar arasında Hz. Ali ye şöyle bir söz izâfe edilmektedir: Güzel yazı bizzat hocanın öğretişinde (meşk) gizlidir; olgunlaşması çok yazmakla, devamı da İslâm dinini yaşamakla olur. Hat öğretiminde kendi kendine yetişme usulü, hataya açık ve verimsiz olarak kabul edilmiş ve uzun bir zamana yayılacağından benimsenmemiştir. Bu sebepten yazı öğrenimine başlayan hattat namzedi, evvelâ tek, sonra iki harfin bitişik olarak yazılmasını öğrenir. Bu müfredât kısmı bittikten sonra, kompozisyon çalışmalarını ilerletmek için kasîde, güzel söz, nihayet âyet, hadis gibi, kelimelerden mürekkep satırları yazmaya başlar, bu mürekkebât kısmını da muvaffakiyetle bitirirse, yani hocası, talebesinin bu mesleğe başaracağına inanırsa, ona yazacağı yazılara ismini koymak salahiyetini bir vesika ile verir. İcâzetnâme, izinnâme ve ketebe kıt ası olarak isimlendirilen bu yazı diplomasını almak maksadı ile, talebe bir başka yazıyı taklîden yazar, yani karşısına aldığı bir yazıyı, hafızasına aynen geçirip nakşeder ve hünerli elleri ile fotoğraf kudretiyle bir aynını yazar. Öyle ki yazılar üst üste konulsa, farkı görülemez. Özellikle Osmanlılarda en çok revaç bulan sülüs, nesih ve ta lîk 216 nev inde yazılan bu taklid yazısının alt tarafında bırakılan mahsus yere, üstadı tarafından Arapça olarak bu kıtayı yazan talebeye iznini belirtir bir kayıt konurdu. Üç dört yıl düzenli biçimde çalışan bir talebe meşklerini tamamlayarak icâzet almaya hak kazanırdı. Bir üstattan yazınını usul ve kaidelerini meşk edip icâzet almak me zun olmak, yani hat sanatını icra ve imza atma yetkisine hak kazanmaktır. Bunu belirtmek üzere hattatların verdiği izin belgesine icâzetnâme denirdi. Hattat şecereleri ve silsileleri de bu icâzetnâmeye kaydedilirdi. Bunun yanında müstakil eser ve 216 Hat sanatında bu üç çeşit yazı türü haricinde kalan diğer hat türlerine ait icâzetnâmelere dolayısı ile onların silsilelerine rastlanılmamaktadır. Bkz. M. Uğur Derman, s

69 varaklarda da yahut bir yazma eserin zahriyesinde veyahut birkaç sayfasında hattat silsileleri yazılıdır. 217 Kimin kimden hat sanatını öğrendiğini sıralamalarıyla ortaya koyan hat silsilelerine hattat silsilenâmesi denilmektedir. Hattat silsileleri incelendiğinde bunun Osmanlı hat sanatının üstadı kabul edilen Şeyh Hamdullah tan geçerek harflerin fizikî estetiğini, nisbetlerini, inceliklerini açıklayan Kasîde-i Râiyye isimli eseri ile hattatlara rehber olan Ebû Hasen Ali bin Hilâli el-bağdadî ibnü l-bevvâb a ondan da Hasan-ı Basrî ve Hz. Ali ye ve Hz. Osman a ulaştırıldığı görülmektedir. 218 Bazı silsileler Hafız Osman ve Yakut el-musta sî ye ulaştırılmış bir kısmı da talik hattının esaslarını tespit eden Mîr Ali et-tebrizî de son bulmuştur. Hat silsilelerinde birçok hatalar, noksanlar ve birbiriyle uyuşmazlıklara da rastlanılmaktadır. 219 Ahkâm-ı sitte hattatları olarak bilinen ve hat sanatında kendine has uslüb geliştiren, mektep oluşturan ve hat silsilelerinin bağlı bulunduğu diğer kişileri şu şekilde sıralayabiliriz: Ahmed Karahisârî, Hafız Osman, İsmail Zühdü, Mustafa Râkım, Mahmud Celâleddin, Kazasker Mustafa İzzet ve Mehmed Şevki Efendi. 220 b. Musikî Alanında Silsileler Klasik dönem sanat eğitimin temelini oluşturan meşk usulünü kullanan bir diğer sanat dalı da Türk mûsikisidir. Bu usulün en büyük faydası talebenin bir eseri, bir çalgıyı, herhangi bir mûsiki tekniğini ve icrasını hocasının tarz ve üslûbuyla öğrenerek tavır denilen o ekolü devam ettirmesi olmuştur. Mûsiki alanında silsileden kastedilen bir mûsiki tarz ve üslûbunun yani tavrın temsilcilerinin ortaya konulmasıdır. Örneklemek gerekirse klasik tambur tavrının temsilcilerinden ve. Selim e tambur öğreten Tanbûrî İzak ın tavrı ve üslubu öğrencisi Kuyumcu Oskiyam Efendi, ve ondan sonra Kozyatağı Rifâî Tekyesi şeyhi Halim Efendi ve onun öğrencisi Mehmet Suphi Müstakimzâde Sa deddin Efendi, Silsiletu l-hattâtîn, Süleymaniye Ktp. Esa ad Efendi, nr Yazı tarihimizde hattat imza ve şecereleri, M. Uğur Derman, V. Türk Tarih Kongresi Bildirileri,, 717, Ankara 1970, s M. Uğur Derman, s M. Uğur Derman, Hattat, DİA, XV s

70 Ezgi tarafından XV. yüzyıldan günümüze kadar nesilden nesile aktarılarak gelmiştir. 221 Eser geçme tabirinin de kullanıldığı meşkte öncelikle mûsiki eserleri hoca tarafından seslendirilir, daha sonra talebeye usulüyle birlikte bölüm bölüm veya bütünüyle defalarca tekrar edilerek ezberletilirdi. Burada eserin herhangi bir notadan öğrenilmesi söz konusu olmadığından hafızanın çok önemli rolü bulunuyordu. Mûsikişinaslar meşke kabul edecekleri talebelerde mûsiki kabiliyeti yanında ses güzelliği, iyi bir mûsiki kulağıyla ritim duygusu da ararlardı. Bu sistem kesin tarihi bilinmemekle birlikte XV yüzyılda Osmanlı sarayının özel odalarında başlamış olup XX. yüzyılın ilk çeyreğine Türk mûsikisi öğretimi tamamen bu sisteme dayalı olarak devam etmiş, daha sonraları ise batı etkisiyle kurulan konservatuar eğitimine geçilmiştir Meslek Silsileleri Tarih boyunca insanlar ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çeşitli meslek dallarına yönelmişler ve sosyal ilişkinin düzenli şekilde yürüyebilmesi için içtimaî birliktelikler, müesseseler ve kurumlar ortaya çıkarmışlardır. Tarihimize baktığımızda İslâm ın ilk döneminden itibaren toplumsal hayatı düzenleyen teşekküller ortaya konmuştur. Fütüvvet anlayışı olarak bilinen ve Kur ân a ve Hz. Peygamber in sünnetine dayandırılan prensipler dinî-içtimâî bir teşkilat olarak bilinen esnaf birlikleri şeklinde İslâm ın yayılmasına paralel olarak X yüzyıldan itibaren Suriye, rak, İran, Türkistan, Semerkant, Endülüs, Kuzey Afrika ve Mısır bölgelerine yayılmıştır. Abbasi Halîfesi Nâsır-Lidînillah zamanında bozulan devlet otoritesini yeniden kurulmasında fütüvvet birliklerinin bir güç olacağını düşünmüş ve bu teşekkülleri siyasî otoriteye bağlamıştır. Bu dönemde fütüvvetnâme ismi verilen ve bu birliklerin ilke ve kaidelerini tanzim ederek bunları müslüman hükümdarlara göndermiş ve siyasî birlikteliğin sağlanmasına Yılmaz Öztuna eserinde Talebelik hocalık münasebeti bilinen bestekarlardan eskiden günümüze doğru bir manevî şecere düzenlemek mümkündür der ve çeşitli eserlerden faydalanarak oluşturduğu mûsiki silsilelerini zikreder. Bkz. Yılmaz Öztuna, Meşk Silsilesi, Büyük Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, Kütür Bakanlığı Yay., Ankara 1990,, 47. Nuri Özcan, Meşk-Musikî DİA, XXX s

71 çalışmıştır. Bu gayretlerin neticesi olarak Sadreddin Konevî nin babası Mecdüddin İshak, yanına İbnü l-arabî, Evhadüddin Kirmânî ve Şeyh Nasîrüddin Mahmud el-hûyî gibi devrin önde gelen mutasavvıflarını alarak Anadolu ya gelmiştir. Şeyh Nasîrüddin Mahmud el-hûyî Anadolu da birçok tekke açarak tarih boyunca devam edecek olan Anadolu esnaf teşkilatını yani Ahî localarının temelini atmıştır. Ahî teşkilatı Osmanlı nın kuruluşunda da önemli vazifeler icra etmiştir. 223 Ahî silsileleri incelendiğinde bu silsilelerin Ahî Evran olarak bilinen ve Anadolu ya ahiliği getiren Şeyh Nâsîruddin Mahmud el-hûyî e dayandığı görülmektedir. Şeyh Mahmud el-hûyî Hz. Peygamberin amcası Abbas ın neslindendir ve silsilesi on altı vâsıta ile Hz. Ali nin kızı Rukiye ye ulaşmaktadır. Ahîlerin inancına göre Ahî Evran a manen on yedi peygamberin işlediği sanatta icâzet verilmiştir. Bir menkıbeye göre Ahî Evran, Hz. Muhammed in amcası Abbas ın oğlu Mahmud dur. Bedir harbinde bulunmuş ve gösterdiği yararlılıktan ötürü kendisine Hz. Peygamber Sultan Ahî Evrân ismini vermiştir ve daha sonra Hz. Ali nin kızı Rukiye ile Evlenmiştir. Ahî şecerelerini inceleyen bazı kaynaklar menkıbelerden yola çıkarak iki Ahî Evran ın bulunduğunu bunlardan birinin Mahmud el-hûyî olduğunu diğerinin ise Hz. Peygamber in amcası oğlu Mahmud olduğunu söylerler. 224 Ahîlik usta-çırak ilişkisi yanında ahlak konulu sohbetlere de dayanmaktadır. Ahîler, sanatkâra iş yerinde çalışarak yamak, çırak, kalfa, usta hiyerarşisi içinde mesleklerinin inceliklerini bilen kalifiye personel yetiştirirler iken, akşamları toplandıkları tekke ve zâviyelerinde sohbet şeklinde ahlâk ve felsefe eğitimi de yaparlardır. 225 Ahîler dürüstlüğe ve yardımlaşmaya çok önem verirler, iyi kalifiye personel yetiştirirler ve hile yapanı kendi aralarında cezalandırırlar, sağlam ve kaliteli mal imal eden ve satan esnafı korurlardı. Böylece en iyi şekilde hizmet ve malın topluma Ziya Kazıcı, Ahîlik, DİA,, 540. Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahîlik, Ankara Üniv. İlahiyat Fak. Yay., Ankara Üniv. Basımevi, Ankara 1974 s. 3. Sadi Bayram, Ahîlik ve Bir Ahî Şeceresi, TTK, Belleten, Ankara 1994, LV, s

72 ulaşmasını temin ederlerdi. Bunun yanında ahîler örf-âdet, gelene-görenek, din ve ahlak eğitimi üzerinde çok dururlar spora ehemmiyet verirlerdi. Özellikler cirit, güreş, kılıçkalkan oyunlarının yaşatılmasına katkıda bulunmuşlardır Sadi Bayram, s

73 İKİNCİ BÖLÜM A. TABÎBZÂDE MEHMED ŞÜKRÎ EFENDİ VE SİLSİLENÂME-İ ALİYYE-İ SÛFİYYE İSİMLİ ESERİ 1. Mehmed Şükrî Efendi nin Hayatı Mehmed Şükrî Efendi nin hayatı hakkın kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlayamadık. Ancak müellifin kendi yazdığı eserlere koyduğu ketebe kayıtlarında bazı mücmel bilgiler bulunmaktadır. İstanbul Kitaplığı K. 75 kayıt numarası ile bulunan ve Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi ye ait belgeler arasında kurşun kalemle yazılmış İstanbul Hânkâhları Meşâyihi isimli on sahifelik çizgili bir defterin başında Bu eseri yazan Kocamustafapaşa civârında sâkin Şükrî Efendi kaydı bulunmaktadır. 227 Silsilenâme-i Meşâyih isimli eserinin karton kapağının iç yüzünde mavi kurşun kalemle yazılmış toplayan: Mehmed Şükrî ibn-i İsmail 1292 de kaydı vardır. İncelemesinde bulunduğumuz Silsilenâme-i Sûfiyye isimli eserin baş tarafında Tabîbzâde Derviş Mehmed Şükrî ibn-i İsmail tarafından 22 Zilkâde 1334 Çarşamba günü /20 Eylül 1916 Hüdâyî Efendi Hânkâhı yakınındaki kütüphanelerine vakf edilmiştir kaydı bulunmaktadır. 228 Arapça yazdığı diğer bir kayıtta da eserin Mâliye katiplerinden es-seyyid Mehmed Şükrî 28 Ra / Mayıs 1874 tarafından yazıldığı ve Silsilenâme-i Sûfiyye ismi verildiği belirtilmektedir. 229 Kayıtlarda derç edilen bilgiler ışığında müellifimiz Tabibzâde Derviş Mehmed Şükî ibn-i İsmail Efendi nin Kocamustafapaşa da oturduğu 15 Mayıs 1874 tarihinde Maliye katiplerinden biri olduğu, 20 Eylül 1916 yılında da sağ bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Bir de müellifin mecmû a-i tekâyâ isimli eserini neşreden Klaus Ekler, nr. 56. Tabîbzâde Mehmed Şükrî Ef., vr. 2a. Tabîbzâde Mehmed Şükrî Ef., vr. 41a. 70

74 Kreiser in kaynak göstermeden verdiği bilgiye göre, Karagümrük Cerrâhî Tekkesinin son şeyhlerinden İbrahim Fahreddin Erenler e (ö. 1966) zâkirlik ettiğidir Eserleri a. Mecmû a-i Tekâyâ Bu eser Taksim Atatürk Kitaplığı Belediye Yazmaları Bölümü K. 75 te numarası ile kayıtlı bulunmaktadır. Bu yazma eser âdi karton ciltli, 22*11,6 cm. boyunda 54 yapraktır. Yapraklarda satır sayısı değişiktir. Kağıtlar muhtelif kalitede, kimisi ince kimisi kalın ve genellikle filigranlı Avrupa kağıdındandır. Başlıklar, kimi tarihler, tekke şeyhlerinin sıra numaraları, zaman zaman yapılan bazı ilâveler kırmızı mürekkeple, diğerleri de siyah mürekkeple rık a hat ile yazılmıştır. Sonradan yazmaya değişik hat ve mürekkeple bazı yerlerde de kurşun kalemle ilâveler yapılmıştır. Bazı tekke şeyhlerinin ölüm, ref, nakil tarihlerinin üzerleri çizilmiş yada yenileri yazılmıştır. Yazmada İstanbul un çeşitli semtlerinde bulan 159 tekke ve bu tekkelerin şeyhlerinin adları, genellikle doğum, ölüm, ref ve nakil tarihleri, yer yer bazı tekkelerin kurucularının adları ile tekkelerin kuruluş tarihleri bulunmaktadır. Konya ve Bursa dakilerle birlikte eserde zikredilen tekke sayısı toplam 166 ya ulaşmaktadır. Eserin her hangi bir yerinde ne düzenleyenin adı ne de yazmaya verdiği bir isim vardır. Yazmanın büyük bir kısmı tek kalemden çıkmıştır. Yazmanın karton kapağının iç yüzünde mavi kurşun kalemle yazılmış toplayan: Mehmed Şükrî ibn-i İsmail 1292 de. Yazma 107 sahife, yüz yedi sahifede yüz altmış iki tekke yazılıdır kaydı vardır. Bu eser, Şinasi Akbatu tarafından İstanbul tekkeleri silsile-i meşâyihi adı altında yayına hazırlanıp İslâm Medeniyeti, V/4 Ağustos 1980, s ;. V/1 Ocak 1981 s ;. V/2 Haziran 1981 s dergisinde üç yazı dizisi şeklinde neşredilmiştir. Ayrıca bu eserin fotokopi nüshası transkribe edilerek Klaus Kreiser tarafından düzenlenerek bir önsöz ve dizin ile birlikte Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi, Die İstanbuler Derwisch-Konvente und ihre Scheiche (Mecmû a-i Tekâyâ) 230 Klaus Kreiser, s. V. 71

75 (Freiburg im Breisgau 1980) adı altında yayınlanmıştır. Bu eserin orijinal metni ve transkribi daha önce bazı ilave ve değiştirmelere uğrayan fotokopi nüshalardan yapılan yayınlar da incelenerek Turgut Kut ve İskender Pala tarafından İstanbul Hankahları Meşâyihi (Harvard Üniv. Yakındoğu Dilleri ve Medeniyetleri Böl. 1995) adı altında tekrar neşredilmiştir. Ayrıca yazmanın bulunduğu bir zarf içinde çeşitli boylarda kağıtlara yazılmış 77 adet belge vardır. Bunların adedi 9 haziran 1981 de Salih Zeki Çağatay imzalı biri tarafından tespit edilmiştir. Bu kıymetli belgeler bir takım tekkelerin, şeyhlerinin adları, tarîkat silsileleri, çeşitli dua ve zikir örneklerini ihtiva etmektedir. Aynı zamanda K. 75 deki yazının aynısıdır. Bu eklerden konumuz ile bütünlük arz eden, tarîkat silsilelerini ihtiva eden bölümleri ve Edirne de bulunan bazı tekke ve meşâyihin isimlerini tezimiz içerinde inceledik. (Bkz. K. 75 Ekler) b. Silsilenâme-i Sûfiyye Bu eser, Üsküdar Selim Ağa Kütüphanesi, Azîz Mahmud Hüdâyî bölümü 1098 numarası ile kayıtlı bulunmaktadır. Eser âdi karton ciltli, 22*11,6 cm. boyunda 41 varaktır. Kağıtlar filigranlı Avrupa kağıdındandır. Başlıklar, tarihler, genelde tarîkat kurucuların isimleri, şeyhlere dair notlar, silsileyi birbirine bağlayan çizgiler ve zaman zaman yapılmış bazı ilaveler kırmızı mürekkeple, diğerleri de siyah mürekkeple rık a hat ile yazılmıştır. Bazı şeyhlerin ölüm, ref, nakil tarihlerinin üzerleri çizilmiş yada yenileri yazılmıştır. Eserin dağınık bir tasnifi vardır. Müellif tarîkat silsilelerini kitap formatında tertip etmemiş, kaleme aldığı ve çizelgeler halinde tertip ettiği tarîkat silsilelerini varaklar halinde bir araya getirerek bir formada toplamıştır. Bu açıdan incelediğimiz eserde tertip farklılığı ve düzen bozukluğu göze çarpmaktadır. vr. 29b- 30a de silsilesini verdiği Şâziliyye nin bir kısım silsilesini, baş tarafta vr. 3b de de vermiş, ve yine halvetî silsilesini vr. 15b-20b ve diğer bazı yerlerde ayrı ayrı vermiş, vr. 12b de zikredilen Şemsiyye Tarîkatı silsilesinin devamı vr.22a ya kaydedilmiştir. 21a da kaydedilen Muhammed Kemâleddin el-harîrî nin silsilesin baş tarafı 11b de bulunmaktadır. Bununla birlikte kimi zaman isimlerin tekrarına da gidilmiştir. Nitekim isim çizelgelerini bu şekilde vermek bazı açılardan zorluk barındırmaktadır. Bir şeyhin birden fazla yere intisabı olabileceğinden aynı zatı birçok kere farklı yere yazmak 72

76 gerekebilmektedir. Eserin baş tarafına sonradan bir fihrist ilave edilmiştir. Bu fihriste yirmi tarîkatın ismi geçmesine karşın Bedeviyye Tarîkatı eserin muhtevasında yer almamıştır. Eser, on dokuz tarîkatın ve ana şubenin ve bunlardan ayrılan kolların silsilelerini ihtiva etmektedir. Silsileler zikredilirken silsilede bulunan zatların doğum, vefat, meşihata nakil ve azil tarihleri ile tekkeleri gibi o zata ait bazı kısa bilgeler yer yer ilave edilmiştir. Müellif hattı olan bu eserde iki ketebe kaydı bulunmaktadır. İlkinde Tabibzâde Derviş Mehmed Şükrî ibn-i İsmail tarafından 22 Zilkâde 1334 Çarşamba günü /20 Eylül 1916 Hüdâyî Efendi Hânkâhı yakınındaki kütüphanelerine vakf edilmiştir. Arapça olan diğer kayıtta ise eserin Mâliye katiplerinde es-seyyid Mehmed Şükrî 28 Ra / Mayıs 1874 tarafından yazıldığı ve Silsilenâme-i Sûfiyye ismi verildiği kaydı bulunmaktadır. Eser incelendiğinde yapılan atıflardan ve tutulan bazı notlardan anlaşıldığı üzere müellifimiz eserin telifinde Kuşeyrî nin Risâle sinden, Yafîî nin Tabakât ından, Şa rânî nin Tabakâtu l-kübrâ sından, Hulvî nin Lemezât ından, Atâyî nin Zeyl-i Şakâyık ından, Molla Câmiî nin Nefehât ından, Sâkıb Dede nin Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân ından, Mehmed Kemâleddin el-harîrî nin Tibyân ından ve diğer tabakat ve silsile eserlerinden yararlanmış ve bunun yanında tuttuğu çeşitli tekkelerin postnişîn kayıtlarından ve dönemin meşâyihinin verdiği bilgilerden istifade etmiştir. Müellifin kaleme aldığı iki eserin muhtevaları incelendiğinde yazar önce Silsilenâme-i Sûfiyyye yi bir yıl sonra da İstanbul Hânkâhları Meşâyihi adlı eserini derlemiştir. Ancak daha sonraki zamanlarda her iki eserinde bazı kısımlarına eklemeler ve düzeltmeler yapılmıştır. 3. Silsilenâme-i Aliyye-i Sûfiyye İsimli Eserin Transkripsiyonunda Takip Edilen Yöntem İncelemesinde bulunduğumuz eserde birçok farklı coğrafyadan kişi bulunduğundan isim, künye ve nisbelerin doğru olarak okunabilmesi bizim için önem arzetmiştir. Bu maksatla öncelikle bu alanda kaleme alınmış olan Mu cemu l-büldân, el-ensâb ve el-a lâm gibi genel eserlerden, konu ile ilgili haritalardan ve akedemik araştırmalardan faydalanılmıştır. Kimi zaman müellifin sehven yazdığı noktalar düzeltilerek latinize edilmiştir. Metnin transkripsiyonunda Türkiye Diyanet 73

77 Vakfı nın yayınladığı İslâm Ansiklopedisi ne bağlı kalınmıştır. Arapça mensubiyet ekleri -iyye şeklinde gösterilmiştir. Arapça ve Farsça kelimeler olduğu gibi korunmuştur. Telaffuzda incelik ve kalınlık bakımından mesel çıkaran durumlarda hem inceltme hem de uzatma işareti olan (^) ile yetinilmiştir. Tarîkat yahut şube kurucular siyah punto ile gösterilmiştir. Hicri Tarih Kısaltma Anahtarı M. : Muharrem S. : Safer Ra. : Rebîülevvel R. : Rebîülâhir Ca. : Cemâziyelevvel C. : Cemâziyelâhir B. : Receb Ş. : Şa bân N. : Ramazan Za. : Zilkade Z. : Zilhicce 74

78 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM A. SİLSİLENÂME-İ SÛFİYYE İSİMLİ ESERİN METNİ

79 vr. 1a Ýþbu kitâb-ý müstetâb Silsilenâme-i Aliyye-i Meþâyýh-ý Sûfiyye yi bu þehr-i dilârây-ý Üsküdâr-ý feyz medârda kâin ve vâki Kutbü l-ârifîn ve Gavsül-Vâsýlîn ve Gavvâs-ý Bahru Hakayýk-ý Hazret-i Rabbü l-âlemîn Cenâb-ý Hazret-i Pîr eþ-þeyh es-seyyid Azîz Mahmûd Hüdâyî kaddesallâhu sýrrahu l-âlî efendimiz hazretlerinin hankâh-ý feyz-i penâh-i âlîleri kurbünde vâki kütüphânelerine taleben li-rizâillâhi teâlâ bu abd-i za îf ve müznib-i hakîrî ve zelîlî vakf u teslîm etmiþtir. Tabîbzâde Derviþ Mehmed Þükrî ibn-i Ýsmâîl seterallâhu uyûbehumâ ve gafera zünûbehümâ ve li-vâlideyhi (âmîn) sene fî 22 Zâ. Yevm-i Çahârþanba [ 20 Eylül 1916 ]

80 vr. 2a Manzûm Budur on iki tarîk-i sûfiyân ey müstefyiz Müstefîz ol anlarýn þöhretlerinden ol azîz Nakþibendî Kadirî ve Þâzilî vü Mevlevî (1) (2) (3) (4) Gülþenî Sa dî Rifâî Halvetî vü Bedevî (5) (6) (7) (8) (9) Celvetî Bektâþî Bayrâmî sayýlsun bi t-temâm (10) (11) (12) Sýrlarýndan eyle istimdâd vü nezri iltizâm Ba zýlar der ki sayýlmaz Bedevî ve Þâzilî Edhemî Veysî bedeldir lîk asahtýr evveli

81 vr. 2b-3a Ed-Dâ î ilallâh Ebû l-kasým Muhammed bin Abdillah salllâhu aleyhi ve sellem Ýlyas Aleyhisselâm Huzeyfetu l-yemânî Osman Zi n-nûreyn Hýzýr Aleyhisselâm Ebû Bekir es-sýddîk Raziyallâhu anhu Ömer el-fâruk Raziyallâhu anhu Ýmâm-ý Hüseyin Raziyallâhu anhu Hayru t-tâbi în Veyse l-karanî ibn-i Âmir der Sýffîn 37 Ebû Ýmrân Musa ibn-i Yezid er-râ î der Þâm 130 Ebû Ali Þakîk bin Ýbrahim el-belhî 174 Hâtim bin Yûsuf ibn-i Unvânu l-esam el-belhî 237 Ebû Bekir el-varâk Muhammed bin Ömer el-hakîm et-tirmizî Ebû l-kasým Ýshak ibn-i Muhammed el-hakîm es-semerkandî 341 Muhammed bin Fazl el-belhî 319 Ebû Abdullah Muhammed bin Ali el-hakîm et-tirmizî Ebû Türab Asker ibn-i el-husayn en-nahþebî Arz-ý Tevekkül 245 Mübarek el-belhî 300 Þah Þuca Kirmânî Ebû Amr Esdahrî Ebû Osman Saîd ibn-i Ýsmâîl el-hîrî en-niþâbûrî 298 Yûsuf ibn-i Hasan Râzî Ca fer Haddâd Esdahrî Ebû l-hasan Ali bin Sehl Ýsfehânî 302 Ýmâm Ali el-murtazâ Kerramallâhu vechehu Hasan Basrî ibn-i Yesâr Raziyallâhu anhu 110 Abdülvâhid bin Zeyd el-basrî Fudayl ibn-i Ýyâz 187 Sultân Ebû Ýshak Ýbrahim bin Edhem ibn-i Süleyman ibn-i Mansûr el-belhî 166 Ahmed Hadraveyh el-belhî 240 Ebû Bekir Muhammed bin Hâmid ibn-i Ýsmâîl ibn-i Hâlid et-tirmizî 260 Ebû Muzaffer Tirmizî Þâh Sincân Rükneddin Muhammed Oðlu Hâce Ahmed Çiþtî 577 Ebû Ali Hasan ibn-i Ali el-cürcânî Oðlu Hâce Kutbeddin Mevdüd Çiþtî 527 Emîr Hüsrev Dehlevî 725 Hâce Þerîf Zendî Çiþtî Hâce Osman Harunî Çiþtî Hâce Muî nüddin Hasan Sençerî Çiþtî Hâce Kutbeddin Bahtiyar Kâkî Þeyh Ferîdüddin Þekergencî Þeyh Nizâmeddin Dehlevî Evliyâ Hâlid Matlubî Huzistânî Emîr Hüsrev Dehlevî 725 Ebû Nasr Hübeyratu l-basrî el-münîrî 220 Ulüvv ed-dineverî Ýshak Alâeddin ed-dineverî Hoca Ebû Ahmed Abdâl Çiþtî 355 Oðlu Hâce Muhammed Çiþtî 411 Hâce Yûsuf bin Muhammed ibn-i Sem ân Çiþtî 459 Þeyh Abdülmehdî ez-zâvelî Ýlyas Tatarî Ali Edhem eþ-þehîr Âþýk Paþa Ýbnuhû Elvân Paþa Haydar Paþa Ýslâmbulî Ýmâm-ý Hasan Raziyallâhu anhu Ebû Nasr Kümeyl bin Ziyâd 83 Ebû Yûsuf Ya kûb ibn-i Abdullah eþ-þâmî en-nevevî Ebû Süleyman Abdurrahman Darânî Reyhânetu l-kulûb 215 Ahmed ibn-i Ebî l-hevvârî 230 Ebû Abdullah ed-dýmaþkî Ali er-remlî Þeyh Ebû Saîd ibn-i Ali er-remlî Þeyh Ali el-arabî Ömer el- Îdî Muhammed Kalânisî Ebû Yûsuf el-an ânî Seleme es-sürûcî Ukayl es-sürûcî Musâ ez-zâvelî Karaca Ahmed el-hüseynî Ýbnuhû Seyyid Muhammed Ýbnuhû Seyyid Azîzüddin Ýbnuhû Seyyid Ýsmâîl Ýbnuhû Seyyid Musa Ýbnuhû Seyyid Ýbrahim Ebû Abdullah Besrî Ebû l-abbas Ahmed ibn-i Muhammed ed-dîneverî 299 Ebû Abdullah Ahmed ibn-i Yahya el-cellâ Ebû Sâlih Hamdun-i Kassâr Ebû Abdullah Muhammed ibn-i Münâzil Niþâbûrî

82 Þeyh Yûsuf el-mezenî Ömer el-balkinî Veleduhu Sâlih Celâl es-suyûtî Yûsuf el-ermiyûnî Ali ez-zeyyâdî Þeyh Muhammed el-bâbilî Lâilahe illallâh Muhammed Rasülullah Ali Velîyyullah Hasan-ý Basrî 110 Habîb el-acemî 150 Dâvut et-tâî 183 Ma ruf-i Kerhî 204 Seriyy es-sakatî 253 Cüneyd-i Baðdâdî 297 Ebû Bekir Ca fer bin Yûnus eþ-þiblî Baðdâdî 333 Abdurrahman el-medenî Abdüsselâm bin Meþiþ Ebû l-hasan Ali eþ-þâzilî el-maðribî 656 Ebû l-abbas Ahmed bin Ömer 686 Tâceddin Ahmed bin Atâullah el-ýskenderî el-maðribî el-malikî Þeyh Yâsin ed-dýmaþkî Hüccâm-ý Esved 488 Sâhibu el-hizbi l-hafaz Ebû Zekeriyyâ Muhyiddin eþ-þeyh Yahya en-nevevî ibn-i eþ-þeyh Þerâfeddin Rahalet Yahya fî B. 676 Ýbni l-habbâz el-bedrü l-kabânî Burhaneddin Þeref Makdisî Abdülvahhab Þa râvî 973 Ali Þinnâvî el-kudûsî Veleduhû Ahmed Muhammed Satîha ibn-i Ebî l-gays Ali Nûreddin ibn-i eþ-þeyh Cemâl el-ensârî vr. 3b Þeyh Ahmed en-nahlî el-mekkî ibn-i Ali eþ-þâfi î eþ-þâzilî en-nakþibendî 1127 Hâce Muhammed Emîn et-tokadî ibn-i Hasan en-nakþibendî 1158 Ebû l-mevâhib Sa deddin Süleyman Müstakîmzâde ibn-i Muhammed en-nakþibendî 1202 Ebû l-muhtâr Ýbrahim Tâhir el-kadirî el-eþrefî ibn-i Mustafa es-sünbülî Halil bin Ýbrahim Dîdârî bin el-hâc Halil ibn-i Ýbrahim Muhyiddin es-sünbülî [Silsilenin devamý için bkz. 29b-30a]

83 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 5b] vr. 4a Silsile-i Tarîka-i Kadiriyye-i Ýbn-i Ukayle kaddesallâhu esrârahumu l-âliyye Ýbnuhû eþ-þeyh Hüsâmeddin el-hamavî Pîr-i Sânî Hazret-i eþ-þeyh es-seyyid Abdullah ibn-i Eþref ibn-i Muhammed el-mýsrî el-ýznikî kuddise sýrruhu 874 Damadý Þeyh Abdürrahim et-týrsî 926 eþ-þeyh Muslihuddin Bilecikî 958 Kerîmezâde-i Ýbn-i Eþref eþ-þeyh Hamdullah ibn-i Þeyh Abdürrahim et-týrsî 1012 Ýbnuhû eþ-þeyh Ali Sýrrý 1046 eþ-þeyh Ali Vâhidî Çerkeþî 1178 eþ-þeyh el-hâc Ali bin Abdillah Serficevî eþ-þeyh Abdurrahman Sirozî eþ-þeyh el-hâc Ýbrahim Nevrakobî eþ-þeyh Halîl Nevrakobî eþ-þeyh Sâlih Nevrakobî Küçükpiyâle Þeyhi eþ-þeyh Mehmed Emîn Efendi (Vâhidîzâde) 1215 eþ-þeyh Mehmed Þemseddin Efendi 1127 Kartal Baba Þeyhi eþ-þeyh Ömer Bahrî Berber Þeyh Mehmed Hâkî Ayaspaþa da Þeyh Ali Hulûsî 1300 Havuç Þeyh Mehmed Keþfî Efendi 1267 (Postniþîn-i Dergâh-ý Haydar Dede) Hasköylü eþ-þeyh Hoca Ýsmâîl Zühdî Efendi 1272 Sarmaþýk Þeyhi Abdülkadir Efendi 1277 Ýbnuhû eþ-þeyh Þemseddin Muhammed ibnuhû eþ-þeyh Hüsâmeddin Serþîkî Ýbnuhû eþ-þeyh Þihâbeddin Ahmed Ýbnuhû eþ-þeyh Lütfullah 1104 Ýbnuhû eþ-þeyh Ali Eþref Sânî 1109 Ýbnuhû eþ-þeyh Ahmed Ýzzeddin Efendi 1153 (Tophane de Kadirîhâne de metfûndur.) eþ-þeyh el-hâc Þerif Mehmed (Zâviyedâr-ý Kadirîhâne) 1201 Hindiyu l-asýl olup dörtyüz sene muammer olduðunu Muhammed bin Ukayle kdu l-cevâhir nâm kitabýnda tahrîr idüb bu silsile hakkýnda A lâ sened yüced fî hâze z-zamân demiþtir. eþ-þeyh Mustafa Gavsî Efendi 1170 Akarcalý eþ-þeyh Mustafa Kerîmî Efendi eþ-þeyh Mustafa Âhî Resmî Efendi 1208 Postniþîn-i Dergâh-ý Kabakulak Birâder-i eþ-þeyh Süleyman Sâfî Efendi 1252 (postniþîn olduðu Kabakulak tekyesinde metfûndur.) eþ-þeyh es-seyyid Muhyiddin Abdülkadir el-cîlî kuddise sýrruhu l-â lî ve nefea nallâhu bi-füyûzâtihî 561 eþ-þeyh Allâh Dâd eþ-þeyh Garîbullah eþ-þeyh es-seyyid Abdülfettah eþ-þeyh Muhammed Kasým eþ-þeyh Muhammed Sâdýk eþ-þeyh Hüseyin ibni Abdürrahim el-mekkî eþ-þeyh Muhammed bin Ahmed el-ukayle el-mekkî kuddise sýrruhû 1147 Enfîzâde eþ-þeyh Muhammed Rýzâ Efendi ibn-i Þeyh Ýbrahim Vehbî 1163 (Zâviyedâr-ý Hekîmzâde Ali Paþa) Limnili eþ-þeyh Hasan Efendi 1193 (Davutpaþa da Erdek Baba Zâviyesinde metfûndur.) eþ-þeyh Ali Yemenî Efendi eþ-þeyh Ahmed Sâfî Efendi 1213 (Esir Þeyh Ahmed demekle Ma ruf Kasýmpaþa da Ciðerim Dede Türbesi nde metfûndur.) Bostanîzâde eþ-þeyh Ahmed Saîd Efendi 1260 eþ-þeyh Ýsmâîl Aþkî Efendi Yâ Hû 1265 (Kasýmpaþa da Kasým Çavuþ Zâviyesinde metfûndur.) Türbedâr-ý Hazret-i Sünbül eþ-þeyh Hamdullah Efendi fî 13 Þ eþ-þeyh es-seyyid Mehmed Emîn Sýrrî Efendi Fevt 16 M Kadirîhâne Þeyhi Þeyh Ali Rýza Efendi 1264 Tahta Minâre Ýmâmý eþ-þeyh Mehmed Sâlih Efendi 27 N Tiryakî Þeyh Mehmed Saîd Aþkî Efendi 1271 Þeyh Ali Hilmi Efendi Damad Þeyh Ýbrahim Maþukî Efendi 1271 Þeyh Ahmed Fâiz Hulusî 1281 eþ-þeyh Abdülkadir Efendi 1223 Enfîzâde Þeyh Mehmed Nasreddin Efendi 1272 (Zâviyedâr-ý Hekim Ali Paþa) Þeyh Mehmed Sýdký Efendi 1237 Þeyh Hâfýz Hoca Þâkir Efendi Türâbî Þeyhi eþ-þeyh Halîl Efendi fî 29 Zâ Küçükpiyale Þeyhi eþ-þeyh Halîl Sabri Efendi Fevt 1299 Emîn Câmii Ýmâmý eþ-þeyh Sâlih Efendi Camcý Þeyh Halîl Efendi Niþancýpaþa Þeyhi Abdülhalîm Efendi 1320 Ýbnuhû eþ-þeyh es-seyyid Abdürrezzâk eþ-þeyh es-seyyid Abdullah el-hüseynî eþ-þeyh es-seyyid Ýbrahim el-hüseynî eþ-þeyh es-seyyid Ca fer el-hüseynî eþ-þeyh es-seyyid Ali el-hüseynî eþ-þeyh es-seyyid Ebû s-suûd eþ-þa rânî eþ-þeyh es-seyyid Abdüþþekûr Dâim el-huzûr eþ-þeyh es-seyyid Sa dulllah ibn-i Seyyid Gulâm eþ-þeyh Abdurrahman el-küzberî 1185 Veledehû Þeyh Muhammed Veledehû Þeyh Abdurrahman eþ-þeyh Muhammed Enîs ed-dýmaþkî eþ-þeyh Muhammed Kemaleddin el-harîrî Fevt fî 3 Zâ Terzî eþ-þeyh Ýsmâîl Hakký Efendi 1254 (Müþarun ileyh Yanfek demekle meþhur, Kasýmpaþa da Karanlýk Çeþme civarýnda kâin zâviyesi piþkâhýnda metfûndur.) Büyükpiyâle Þeyhi Attar eþ-þeyh Hasan Sabrî Efendi 1275 Küçük Piyâle Þeyhi eþ-þeyh el-hâc Mustafa Sabrî Efendi 1292 Kasýmpaþa Câmii Ýmâmý eþ-þeyh el-hâc Mustafa Zihnî Efendi 1290 eþ-þeyh Mehmed Ârif Efendi Kabakulak Þeyhi eþ-þeyh Mustafa Sabrî Efendi eþ-þeyh Ýbrahim Hakký Efendi eþ-þeyh Mehmed Muhyiddin Efendi ibn-i Þeyh Þemseddin 1279 Mehmed Sadreddin Efendi (der Karye-i Yakacýk) 1300 [Silsilenin devamý için bkz. Belge 37]

84 vr. 4b-5a Silsile-i Tarîkat-ý Ukayliyye Hazreti Rasulü Ekrem sallâhu aleyhi vesellem Hazret-i Ömeru l-fâruk Ebû Saîd el-hudrî es-sahâbî eþ-þeyh Ebû Bekir el-gusânî eþ-þeyh Ya kûb el-gusânî eþ-þeyh Yûsuf el-gusânî e-þeyh Ammar es-sa dî eþ-þeyh Ali bin Uleyyim 474 eþ-þeyh Þemseddin el-kudsî eþ-þeyh Ebî Saîd el-harrâz 279 eþ-þeyh Hüsân Ýlyâsî eþ-þeyh Hayyâ bin Kaysî el-harrânî 581 eþ-þeyh Müslime Þeyh Ukayl el-münbecî ibn-i Þihâbiddin Ahmed el-betâyihî ibn-i Zeyniddin Ömer ibn-i Abdillah ibn-i Zeyniddin Ömer ibn-i Sâlim bin Zeyniddin Ömer bin Seyyidinâ Abdillah es-sahâbî bin Seyyidinâ Hazret-i Ömer el-fûruk raziyallâhu anhum Bu silsilede sehv-i kesîr var. Tarihlerden ma lûm. Ýbnuhû eþ-þeyh Þihâbeddin Ahmed Ýbnuhû eþ-þeyh Zeyneddin Süveydân Ýbnuhû eþ-þeyh Zeyneddin Abdürrezzâk Ýbnuhû eþ-þeyh Þemseddin Muhammed Ýbnuhû eþ-þeyh Burhâneddin Ýbnuhû eþ-þeyh Abdurrahman Ýbnuhû eþ-þeyh Sâlih el-ukayl el-münbecî es-sagîr Ýbnuhû eþ-þeyh Yûsuf Ýbnuhû eþ-þeyh Þihâbeddin Ahmed Ýbn-i Ehûhu eþ-þeyh Yûsuf Ýbn-i Ammihî eþ-þeyh Zeyneddin Abdürrezzak Ýbnuhû eþ-þeyh Ahmed Ýbn-i Ýbnuhû eþ-þeyh Burhâneddin Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Ehûhu eþ-þeyh Abdürrezzak Ehûhû eþ-þeyh Muharrem Ýbn-i Ehûhû eþ-þeyh Osman Ýbn-i Ehûhu eþ-þeyh Yûsuf Ýbn-i Ammihî eþ-þeyh Es ad Ýbn-i Ammihî eþ-þeyh Muhammed Ýbn-i Ammihî eþ-þeyh Abdurrahman Ýbn-i Ammihî eþ-þeyh Yahya Ýbn-i Ammihî eþ-þeyh Ebû l-fazl Osman Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Ýbnuhû eþ-þeyh Ahmed Ýbnuhû eþ-þeyh Abdurrahman Ýbnuhû eþ-þeyh Ahmed Ýbn-i Ammihî eþ-þeyh Abdülkadir el-ukaylî

85 vr. 5b Silsile-i Tarîka-i Kadiriyye Hazret-i Mürþid-i Ümem sallallâhu a leyhi ve a lâ usûlihî ve füru ihî ve sellem Halîfe-i Habîbullah el-mülekkab bi-evvâh Ýmâm Ebû Bekir es-sýddîk 12 Cabir Maðribî ibn-i Hayyân Hüseyin Ýhlâsî Selmân-ý Fârisî 36 Kasým bin Muhammed bin Ebî Bekir 108 (cedd-i mâdýri-i Hazret-i Ca fer) Mecmeu s-selâsil Ýmâm-ý Ca fer es-sâdýk 148 Ýmâm Ahmed ibn-i Hanbel 241 Ebû l-vâhid Ahmed ibn-i Ebî r-recâ 242 Ýmâm Þafiî 204 Fethi Musulî Ebû Saîd 273 Ebû Abdullah el-basrî el- Hadrî Ebûl-Fazl Muhammed bin Hasan el-hatlî ed-dýmaþkî Ebûl-Hasan Ali bin Osman el-gaznevî el-cellâyî (Sâhibu kitâb-ý Keþfu l- Mahcûb ) takrîben 465 (350) Ýmâm-ý Musa Kâzým Ýmâm Ali Rýzâ 203 (Þeyhin Hafiyye Silsilesi) Ebû Haþim es-sûfî 155 Fudayl bin Ýyâz 187 Biþr-i Hâfî 227 Ebû Muhammed Muhyiddin Abdülkadir el-cîlânî Kuddise Sýrruh Kemâl-i Aþk 561 (Ahaza et-tarîkate evvelen min Hammâd bin Müslim ed-debbâs ve sâniyen Ebî Saîd ve lebise el-hýrkate) Ýbnuhû Ebû l-mevâhib Ahmed el-hâþimî Safiyüddin Ahmed bin Muhammed el-kudsî el-medenî Ýbrahim bin Hüseyin el-kürdî el-kurânî el-medenî 1102 eþ-þeyh Ahmed en-nahlî el-mekkî (Hâtimetü l-muhaddisîn) 1120 eþ-þeyh Muhammed Emîn et-tokadî el-ýslâmbulî 1158 Süfyân-ý Sevrî Ebû Ali Bûteker Halil el-baðdâdî eþ-þeyh Sübhân Huzeyfetu l-yemânî el-kaysî 36 Ýmâm-ý Hüseyin 61 Ýmâm-ý Zeynelabidin 64 Ýmâm-ý Muhammed Bâkýr 117 Ebû Saîd Hasan bin Yesâr el-basrî 110 Habîb el-acemî ibn-i Muhammed el-horasânî 150 Ýbn-i Nusayr Ebû Süleyman Davud et-tâî el-baðdâdî 184 Ebû Mahfûz Ma rûf el-kerhî ibn-i Fîrûz Makdisî 204 Ebû l-hasan Seriyy es-sakatî ibn-i Müflî 253 Tâvusu l-ulemâ Kutbu l-mezâhib Seyyidu t-tâife Cüneyd Baðdâdî ibn-i Muhammed bin Cüneyd Es adü l-ýnsân 297 Ebû Bekir Ca fer bin Yûnus Þeyh Þiblî Baðdâdî 333 Ebû l-fazl Abdülvâhid bin Abdülazîz et-temîmî Ebû l-ferec Muhammed bin Abdillah et-tarsusî Ebû l-hasan Þeyh Ali bin Muhammed bin Yûsuf el-kýrþî el-hükârî Ebû Saîd el-mübârek ibn-i Ali el-mahzûmî eþ-þeyh Cemâleddin Ebû Muhammed Yûnus ibn-i Yahyah Ebî l-abbas el-hâþimî 599 Þeyhu l-ekber Muhyiddin ibn-i el-arabî 638 Ebû l-hasan Ali bin Ömer bin Ebî Bekir ed-dânî el-mesnedu l-ömerî Þerefeddin Ebû Ýsmâîl bin Ýbrahim bin Abdissamed el-hâþimî ez-zâhidî Þerefeddin Ebû l-feth Muhammed bin Zeyneddin Ebû Bekir bin el-hüseyin el-marâgî el-osmânî Halîfe-i Rasûlüllah Cenâb-ý Esedullah Ýmâm-ý Ali bin Ebî Tâlib 40 Ýmâm Muhammed Þeybânî 189 Velîyullah Zeyneddin Zekeriyyâ bin Muhammed el-fakîh Abdülvahhâb eþ-þa rânî es-sûfî Nûreddin Ali ibn-i Abdülkuddûs Hayru t-tâbi în Üveys bin Âmir Kuranî der Sýffîn 37 Ebû Ömer ibn-i Musa ibn-i Yezid er-râ î der Þam 130 Ebû Musa el-gaysûnî Muhammed bin Hanîfe bin Ali Murtazâ 81 Ýmâm-ý Hasan fî 5 Zâ. 50 Hasan Müsennâ Abdullah el-mahzî Musa el-çûnî Abdullah el-veres Musa Davut Muhammed Mûris Yahya ez-zâhid Abdullah es-sum î Musa Cengi Dost Ebû Sâlih Ahmed bin Âsým el-antakî Muhammed ibn-i Ebî l-vedûd Ahmed bin Ebî l-vedûd Ebû Ali Ahmed bin Ýbrahim el-mensûcî Hazret-i Cüneyd el-baðdâdî Ca fer-i Huldî Ebû Abdullah Ulvan bin Zeyd ed-dineverî Ebû l-kâsým Abdülvâhid ibn-i Ahmed Hamza bin Muhammed bin Abdillah el-hüseynî Þeyhu l-ýslâm Ebû Ýsmâîl Abdullah el-ensârî Abdülevvel bin Ýsa bin Þuayb [Silsilenin devamý için bkz. vr. 4a, 6a ]

86 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 5b] Abdülkadir el-geylânî Muhiyiddin Ebû Muhammed el-cîlî el-hanbelî eþ-þâfi î el-hasanî el-hüseynî 561 vr. 6a Seyyid Müslim Sumâdî el-mesâkin Davut (Kerimezâde-i Hazret-i Þeyh) Seyyid Ýsa es-sumâdî Muhammed es-sumâdî Seyyid Ýsa es-sumâdî Ahmed es-sumâdî Þerefeddin Ýsa es-sumâdî Ali es-sumâdî Halîl es-sumâdî Muhammed Be âc es-sumâdî Davud es-sumâdî Ahmed es-sumâdî Seyyid Ýbrâhim es-sumâdî 1054 Seyyid Abdürrezzâk es-sumâdî Muhammed Sumâdî ed-dýmaþkî Sinan Burûsî Oðlu Þemseddin Muhammed Oðlu Hüsameddin Þerþîkî Oðlu Þihâbeddin Ahmed Oðlu Seyyid Alâeddin Hüseyin el-hamavî Abdullah ibn-i Eþref er-rumî el-ýznikî 874 Muslihuddin Bilecikî Þeyh Hamdullah Kerimezâde-i Ýbn-i Eþref ibn-i Abdurrahim Týrsî 1012 Sin 120 Muhammed bin Halîl Burûsî 1025 Mesnevîhân-ý Cân-ý Âlem Üsküdârî Kabr-i pür nûr oldu Cân-ý AlEmîn 1017 Ta. Oðlu Muhyiddin 1146 Oðlu Hüsameddin Oðlu Þerefeddin 1146 Oðlu Avnullah 1155 Ýbnuhû Habîb Efendi 1238 Seyyid Davut Þeyh Halîl ibn-i el-hâc Hasan Üsküdârî Oðlu Ali Eþref Sânî1109 Oðlu Abdullah 1147 Oðlu Abdülkadir Sýrrî 1176 Vaiz-i Câmi-i Ayasofya-i Kebîr Þeyh el-hacc es-seyyid Muhammed Emîn Sýrrî Efendi Ýbn-i Þeyh Abdülkerim Kerameddin Enfî fî C (Þeyh-i Zâviyedar-ý Muhammed Nazmî) Þeyh Seyyid Abdüsselâm Damadý Abdurrahim et-týrsî 926 Seyyid Yahya eþ-þâmî Beyþehrî 1040 Veleduhû Seyyid Þerefeddin Câniþîn Ýbnuhû eþ-þeyh es-seyyid Abdülkerim Keremeddin Keþfî Efendi 1227 Ömer es-sühreverdî Ali bin Heytî 564 Muhammed bin Kaid el-avânî Ebû Abdullah es-sûm'î Ýbnuhû Abdülvahhâb Seyfeddin Abdülganî ibn-i Nakta Ebû'l-Hasan Ali Ebû Muhammed Yûnus el-kassâr el-fazlu'l-hâþimî 599 Oðlu Þeyh Ali Sýrrý 1046 Oðlu Lütfullah 1104 Ýbnuhû Sâlih Efendi Ýbnuhû Þeyh Hamdi-i Sânî 1069 Ýbnuhû Ahmed 1106 Ýbnuhû Abdullah 1143 Þeyh Musa S Þeyh Fahreddin ibn-i Þerefeddin 1176 Þeyh Seyyid Muhammed Rýza Ebû's-Suûd Þiblî Ebû Medyen Þuayb el-maðribî 590 Þeyh-i Ekber Muhyiddin el-arabî Mâte Kutbu Hümâm 628 Þeyh Muhammed Efendi 1060 Þeyh Receb ibn-i Mahmûd 1068 Þeyh Ahmed bin Ali bin Ahmed Þeyh Muhammed bin Abdülkadir Muhammed bin Ali Heytemî eþ-þeyh Ýbrahim ez-zâhid el-harrânî Abdüddâim Esmer ibn-i Þeyh Sa îd (?) eþ-þeyh Muhammed Enver bin Ahmed eþ-þeyh Kemal eþ-þeyh Abdüllatîf el-ahdarî Mustafa bin Muhammed bin Abdülbâkî eþ-þeyh Ahmed Râþid bin Muhammed Fýndýkzâde 1244 Ebû Osman Ali Hayâlî Abdülkadir Safadî Ýbnuhû eþ-þeyh Seyyid Abdullah 1104 eþ-þeyh Seyyid Muhyiddin eþ-þeyh Seyyid Avnullah Oðlu Þeyh Ahmed Ýzzeddin Burûsî 1153 Derviþ Muhammed Ebû Saîd Kaylevî 557 Þeyh Muhammed Basrî Ebû Ömer Sayrafî Kudayb Elbân el-musulî Ebû Muhammed el-mardinî Haddad Ali el-yemenî bin Abdurrahman Ebû Ya kûb el-kûfî Oðlu Þeyh Abdülkadir Necîb el-burûsî 20 Z Sad. Ahmed Þeyh Ziyâeddin ibn-i Þeyh Fahreddin 1198 Veledehû Þeyh Muhammed Fahreddin 1227 Yahya bin Osman Muhammed ibn-i Kasým es-sýddîkî Receb ibn-i Velî Ramazan bin Murtazâ Ýbnuhû Tâceddin Hâfýz Cemâlu l-râk Ebû Bekir Abdürrezzâk Ýbnuhû Kadî l-kuzât Ýmâdüddin Ebû Sâlih Nasr 633 Ýbnuhû Þihâbeddin Ahmed Ýbnuhû Þerefeddin Yahya Ýbnuhû Þemseddin Muhammed Ýbnuhû Alâeddin Ali Ýbnuhû Bedreddin Hasan Ýbnuhû Þihâbeddin Ebû l-abbas Ahmed Ýbnuhû Zeyneddin Abdülbâsid Ýbn-i Ahîhi Þerefeddin Ebû l-mekârim Kasým Ýbnuhû Þemseddin Muhammed Ýbn-i Ahîhi Zeynü l-eþrâf Afîfeddin el-hüseyn Ahmed bin Süleyman Burhaneddin Ýbrahim bin Ali Ahmed bin Mustafa Ahmed bin Süleyman er-rûmî Ýsmâîl er-rûmî ibn-i Ali et-tûsî 1053 Ahmed bin el-hâc Ramazân Ahmed bin Ýsmâîl er-rûmî Oðlu Abdülvahhâb Ýbnuhû Þihâbeddin Ahmed Hüseynî Ahîhî Þemseddin Ebû l-vefâ Ýbn-i Ahîhi Cemâleddin Abdullah Ahîhi Þihâbeddin Ahmed Ýbn-i Ammihî Seyyid Celâleddin Ýbn-i Ahîhi Seyyid Þerefeddin Ýbnuhû Ýbrahim Hamavî Ýbn-i Ammihî Ali bin Yahya Ýbnuhû eþ-þeyh Yâsîn Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Hasan Ahîhî eþ-þeyh Ömer Ýbnuhû eþ-þeyh Ali Ahîhi Muhammed el-ezherî Ýbnuhû Mhammed Necib Þeyh Muhammed Hulvî el-halebî Abdüllatîf en-neccâr Kemaleddin el-harîrî [Ta. Üftâde Efendi den telemmüz idüb ve Þerefzâde Hamdi Efendi den mücâz Ýslâmbul da Âþýk Paþa kurbünde Mimar Sinân Zâviyesi ne þeyh olup ba de Süleymaniye de Mesnevîhân ve Hâfýz Paþa Câmii nde müfessir iken bin on yedi tarihinde Fevt Üsküdâr da bir bahçede metfûndur.] [Silsilenin devamý için bkz. Belge 8b]

87 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 6a] vr. 6b Þeyh Ýsmâîl er-rûmî ibn-i Ali et-tûsî 1053 Zihni Efendi Þeyh Ali Karadaðî Edirnevî Þeyh Osman Vardarî Karadaðî Edirnevî 1073 Þeyh Mustafa Ali Mardinî Karasu da Oðlu Þeyh Mustafa el-hâc Hüseyin Bulakâbâdî Ahmed Burûsî Usturumca 1051 Oðlu Þeyh Ali Kubbe Þeyhi Süleyman Efendi 1115 Kefevîzâde Ahmed Borlevî Þeyh Ali Vardarî Ahmed Kisvedâr 1087 Etmekçizâde Ahmed Borlevî Þerîf Halil-i Evvel Canîþînî Ýbn-i Mahmûd 1064 Oðlu Seyyid Muhammed Câniþînî 1099 Oðlu Þerîf Abdurrahman Sânî Câniþînî Damad-ý Ümmî Sinanzâde eþ-þeyh Hasan Efendi 1123 Oðlu Þeyh Halil Câniþînî 1145 Þeyh Ali Damad-ý Þeyh Ali el-vâhidî 1174 Seyyid Muhammed Efendi Câniþîn Dýmaþk ta Câniþîn Þeyh Ahmed Þeyh Muhammed Edirnevî Kasabzâde (Edirne Þeyhi Koca Þeyh demekle ma rûf) 1130 Türbedâr Mahmûd Eyübî 1142 Þeyh Ali el-vahidî 1178 Þeyh Ali bin Ahmed ibn-i Arab Halil Edirnevî 1165 Canbazzâde Osman (hattât-ý ta lîk) Þah Kadýnzâde Þeyh Abdurrahman Edirnevî 1163 Þeyh Ýsmâîl Kudsî Seyyid Ömer Külâb Þeyh Muhammed Sýrrý-i Remlî 1142 Oðlu Seyyid Abdülfettah 1157 Damadý Seyyid Muhammed 1179 Þeyh Halil Sabri 1170 Kaldýrým Þeyhi Abdullah Ledünnî 1208 Þeyh el-hâc Muhammed bin Þeyh Süleyman 1176 Hilmîzâde el-hâc Muhammed Efendi el-edirnevî 1153 Baðdâdî Mahmûd Halef 1179 Þeyh Süleyman Þatýrzâde Þeyh Mustafa 1188 Tatar Molla Karakollukçu Þeyh Mustafa 1189 Câniþîni Þeyh Ali Þeyh Osman Eyübî Kazasker Ebû Bekirzâde Osman Efendi 1183 Karganî Þeyh Süleyman Efendi der Topçular Hayâlî Þeyh Ali Eyübî Seyyid Süleyman Borlevî Banazlý Süleyman Çakmak Þeyh Muhammed 1148 Karîler Þeyhi Seyyid Hasan Eyübî 1166 Buzdangeçen Baðdâdî Þeyh Muhammed (Sütlüce de Uyûnî þeyhi) 1204 A mâ Þeyh Süleyman Hamdi el-eyübî 1253 Þeyh Hüseyin Aþýk el-eyübî 1266 Zâkir Þeyh Abdülazîz Aþkî 1298 Ahmed Evâlî Hâfýz Usta 1196 Þeyh Þaban Berber Ahmed Yenikapý da Feyzullah Borlevî 1155 Oðlu Abdülkadir Efendi 1159 Oðlu Þeyh Muhammed Sâdýk 1177 Þeyh Süleyman Efendi 1187 Baðlamzâde Þeyh Ahmed (Zâviyedâr-ý Kadirîhâne der Edirne) 1200

88 Cenâb-ý Ebû Turâb Ali el-murtazâ Kerrâr Ebû l-hüseyn Haydar ibn-i Ebî Tâlib kerramallâhu vecheh Enes bin Mâlik raziyallâhu anh Ammar bin Musa el-bermekî Ebû Bekir er-râci î Ebû Abdullah Muhammed bin Ali bin Yahya el-varâk Ebû Bekir Muhammed bin Fazl Abdullah Ebî Nasr Serahsî Ebû Bekir Muhammed ibn-i Ali Þâmî Ebû Bekir el-fazl bin Muhammed el-katib el-herevî Mübârek bin Ahmed bin Ahmed bin Muhammed Mukirrî en-nisâbûrî Oðlu Ebû l-fazl Abdullah bin Ahmed bin Abdülkahir et-tûsî el-hatîb Ebû l-hasan Ali ibn-i Ebî l-feth el-kubâdî et-tayyib Ebû l-abbas Hýzýr ibn-i Âmil aleyhi s-selâm Ebû l-hasan Ali bin Abdullah bin Câmi Þeyh-i Ekber Muhyiddin ibn-i Arabî Muhammed Ali Ni met 560 fî leyle-i isneyn N. 17 Rihlet 638 fî Ra. 22 Þeyh Sadreddin Muhammed ibn-i Ýshak Konevî 672 Cenâb-ý Ali murtazâ Kerrama llahu Vecheh Þeyh-i Ekber in Hýrka Silsileleri Hazret-i Ömer el-fâruk raziyallâhu anhu Üveys Kuranî Musa bin Yezid Râ î Ýbrahim bin Edhem Þakik-i Belhî Hâtem-i Esam Ebû Turab Nahþebî Ebû Amr Esdahrî Ca fer-i Huldî Þeyh-i Kebir Abdullah ibn-i Hafîf Ebû Ali Hüseyin Ekârî ibn-i Muhammed Firûzâbâdî Ebû Ýshak ibn-i Þehriyâr el-mürþidu l-kazerûnî Ebû l-feth ibn-i Þeyhu þ-þuyûh Ebû l-hasan Eli bin Muhammed Basrî Ebû l-feth Mahmûd ibn-i Ahmed el-hamavî Ebû Abdullah Muhammed ibn-i Kasým ibn-i Abdurrahman ibn-i Abdülkerim Takiyyüddin Abdurrahman bin Ali ibn-i Meymûn et-tuzrî Þeyh Abdülkadir Cîlî Cemâleddin Yûnus ibn-i Yahya ibn-i Ebî l-abbas el-hâþimî el-kassâr eþ-þeyh Ebû Muhammed Muhyiddin Abdülkadir Geylânî kuddise sýrruhû s-sâmî 561 Oðlu Taceddin Hâfýz Cemâlu l-râk Ebû Bekir Abdürrezzâk Seyyid Þerefeddin Kýtâl Seyyid Abdülvahhâb Seyyid Bahâeddin Seyyid Ukayl Seyyid Þemseddin Sahrâyî Seyyid Gedâ-i Rahman ibn-i Ebî l-hasan Seyyid Þemseddin Ârif Seyyid Gedâ-i Rahman Sânî Fudayl Kemal Þeyh Ýskender Afîfeddin Hüseyn Zeynü l-eþrâf Süleyman Oðlu Ahmed Burhaneddin Ýbrahim bin Ali Ahmed bin Mustafa Þeyh Ýsmâîl Rûmî ibn-i Ali Tûsî 1053 Cemâleddin Ebû Muhammed Yûnus ibn-i Yahya el-abbas el-hâþimî Muhyiddin bin Arabî 638 Ahmed bin Ýbrahim el-vâsýtî Necmeddin el-ýsfehânî 721 Raziyüddin Ýbrahim el-mekkî Seyyidu t-tâife Ebû Abdullah el-yâfi î 756 Câmiu l-hizb Seyyid Nimetullah ibn-i Abdillah bin Muhammed bin Abdillah el-mekkî 827/1046 Veledi Emcedleri Seyyid Âmir Þeyh Ahmed Nahlî Mekkî eþ-þâzilî 1130 Þeyh Muhammed Emîn Tokadî 1158 Þeyh Süleyman Müstakîmzâde 1202 Þeyh Ahmed el-fârukî 1034 Oðlu Þeyh Muhammed Ma sûm 1098 Þeyh Murad Kadirî en-nakþibendî 1132 Þeyh Ali Kebîr 1147 Þeyh Ahmed Yekdest Mekkî 1120 Tokadî Ebû l-emâne Þeyh Muhamed Emîn Efendi 1158 Ebû l-mevâhib Müstakîmzâde Süleyman Sa deddin Efendi 1202 Tatar Ahmed Efendi 1156 (Þeyh Muhidyiddin Arabî kuddise sýrruhu hýrka þeyhi Cemâleddin Yûnus tan sordu ki Cibrîl, Hüdây-ý Teâlâ dan ne ahz eylemiþtir? Buyurdu ki ben dahi Abdülkadir Cîlî den sordum ki ol ondan ne ahz eyledi? Buyurdular ki Ahaza anhu l-ilme ve l-edeb ) vr. 7a

89 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 24b] vr. 7b 3 Abdülbâkî Ýskilipî 997 (Arapgir den Kastamonî Þa bân Efendi Asitânesi nde þeyh bulunan Mustafa Efendi den hilâfetle Menmiþ kazasýna irsal ve Kalafet karyesinde ikamet ba de sene 1080 tarihinde Üsküdâr a gelip Atîke Valide Zâviyesi ne sene 1085 þeyh olup esnây-ý vaazda nâ-sezâ kelimât zuhûruyla Limni ye nefîy sene 1096 da hâc ve avdetinde Kal a-i Nahl de 2 S. Cuma 1097 fevt oldu. Tarîkatnâme, Menferu Füsûs ve Ta birnâme ve Þerh-i Akaid vesâir âsârý vardýr.) Muhammed Reþâdî Mahmud Çelebi Çekmecevî Mustafa Kastamonevî Mustafa Ýbretî Çekmecevî Muhammed Efendi Hasan Azâkî A raç Þeyh Hasan Ünsî el-ýslâmbûlî Vilâdet 1055 Rihlet 1136 el-hâc Ýbrahim Pir Osman Dede Ahmed el-gerîdî Ahmed Saatî Abdullah el-kefevî Es ad el-kýrýmî Mustafa Halîfe Ahmed el-üsküdârî Tatar Selim Efendi Receb Efendi Ali el-erzincanî Mustafa Kumlavî Abdullah el-sirozî Oðlu Hasan Adnî Mýsrî 1120 Silsile-i Tarîka-i Halvetiyye-i Þa bâniyye Hacý Dede Hüseyin Kastamonî Þeyh Hayreddin Tokadî 935 Sultan Þa bân Kastamonî Heft-i lâhût Cuma Za. 976 Atâyî 977 Mahmûd bin Nakkaþ bin Kemaleddin bin Mes ûd (Sâhibu Risâle-i Tâciyye ) Atâyî 977 Kýzýlzâde Muhyiddin Kastamonî Molla Nâbî Abdi Efendi Kastamonî Muzaffer Dede Bilal Dede Çölmekçi Musa Dede Ahmed Nebî Dede Süleyman Hurdacý Selânikî Oðlu Hüseyin 1126 Oðlu Mustafa Ma nevî Üsküdârî 1114 Timarhânecizâde Hâfýz Muhammed Garib Câniþîn 1155 Þeyh Ýbrahim el-hâmî el-ýslâmbulî 8 Þ Þeyh Hasan Efendi el-kefevî Þeyh Mustafa Fânî Beþiktaþî 1122 Veleduhû Þeyh Muhammed Fahrettin Beþiktaþî 1164 Þeyh Yahya Eendi 5 Muhammed Muhyiddin Edval Kastamonî Þeyh Ömer el-fuâdî Kastamonî 1046 Þeyh Ýsmâîl Alemî Çorumî Þamda 1057 Ýbnuhû Mustafa Muslihuddin 1071 el-hâc Ali Edval Karabaþ 2 S. Cuma 1097 Þeyh Ömer Kürevî Þeyh Hüseyin Sun î Þeyh Ali Beþiktaþî Davud Bolevî Hoca Muhammed Muhammed Beyþehrî Burûsevî Þiblî Üsküdârî el-hâc Yûsuf Akçaþârî Abdullah Akçaþârî Çelebi Halîfe Þeyh Muhammed Cemâlî 899 Kaimmakam Þeyh Muslihuddin Sinan Bolevî Þeyh Osman Kastamonevî 977 Ýbtidâ Süleymaniye de vaiz olan Þeyh Muharrem Efendi âh vâiz 983 Hasan Mahvî-i Kastamonî Eyüp Halîfe Þeyh Þucâ bin Abdullah Kastamonî (Hünkar Þeyhi) 996 Üveys Dede Boyabâdî Muhammed Kastamonî Mehdî Halîfe Sultan Murad-ý Sâlis 1003 Ahmed Saatî Kastamonî Sâtî Dede 4 Hayreddin Kastamonî Mustafa Bolevî 1119 Sun ullah Efendi Mudurnî 9 Abdurrahman Zîlî 1084 Þeyh Þaban Efendi Eyübî 1082 Ekincek Þeyhi Ýbrahim Hâfýz Ýbrahim Amasî 1124 Nurîzâde Muhammed Ahmed Nevrekobî Ömer Arifî Kastamonî Üsküdârî 1102 Mahmûd Bosnevî Boðazî 1141 Ahmed Akkirmanî Ahmed Bosnavî el-hâc Ýsmâîl Bolevî Receb Kadî-i Burûsî Ýbrahim Bandýrmavî Muhammed Tosyavî el-hâc Hasan Simâvî 1209 Halil Rukû î Kengýrî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 8a]

90 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 7b] Karabaþ Velî vr. 8a Mustafa Yeniþehrî Mahmûd Hatîb Koçavî 1102 Muhammed Salâtî Burûsî 1099 Muhammed Mahfî Karahisarî Osman Burûsî 1133 el-hâc Abdullah Seydiþehrî Muhammed Ledünnî Kerestecizâde Ýslâmbulî 1120 Seyyid Ahmed Ankaravî 1121 Ahmed Meddah Sandukî 1125 Ömer Þuhûdî Karacahisarî Muhammed Âmidî Süleymanî Dimetoka da Ahmed Edirnevî Sâlih Dede Mýsrî Oðlu Sa deddin Hüseyin Zerbafkudüsî Ebû l-fütûh ve l-es âd Ýbnuhû Kemaleddin Muhammed Bekrî Vilâdet 1143 Sene-i Rihlet 1193 Ömer el-yafî 1246 Ýbnuhû Muhammed Zührî Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed en-nasr el-yâfî Seccadeniþîni el-hâc Mustafa Doðanî Mýsrî Edirnevî 1129 es-seyyid Mustafa Anbarî Mýsrî Þemseddin Muhammed el-mýsrî Abdülhak el-mýsrî Þeyh Ebû l-mekârim Abdüllatîf ibn-i Hüsâmeddin el-halebî 22 C sülesâ Þeyh Seyyid Mustafa ibn-i Kemaleddin el-bekrî eþ-þâmî Vefât 1162 Vilâedet 1099 Damadý Þeyh Ebû s-su ûd Muhammed el-udsî el-eyübî 18 S Tâhir el-kudsî Þeyh Mahmûd el-kürdî 1195 Þeyh Muhammed Sem an el-medenî Viladet 1130 Vefât Zâ Mirhan Sýddîk eþ-þeyh Hasan el-katamonevî eþ-þeyh Muhammed es-simavî eþ-þeyh el-hâc Hasan es-simavî 1209 eþ-þeyh Mustafa Zekâi el-üsküdârî 1227 Ýbnuhû eþ-þeyh Hasan Azîz 1202 Ýbnuhû eþ-þeyh Mustafa Zekî 1274 eþ-þeyh Sâlih Lütfü es-selânikî Þeyh Þemseddin Muhammed el-hýfnî el-mýsrî Vefât 1181 Vilâdet 1101 eþ-þeyh Muhammed Nasûhî Üsküdârî 1130 eþ-þeyh Abdullah er-rüsdî el-mudurnî eþ-þeyh Ali Alaeddin Nasûhîzâde 1165 Þeyh Sâlih Efendi el-mudurnevî Þeyh Ýbrahim Keþfî Efendi1205 Þeyh-i Zâviye-i Atpazarî eþ-þeyh Abdullah el-kastamonî 1181 Þeyh-i Kâmil Ümmî-i A lem Çoban Ali Edirnevî 1133 Muhammed Selanikî 1115 Muahammed Beykozî Süleyman Beykozî Abdülbaki Mutabî Þeyh Mustafa Mutabî eþ-þeyh Ahmed el-mýsrî 1241 Hasan el-mudurnevî Þeyh Ahmed Kastamonî Postniþîn-i Sultân Þa bân 1153 Þeyh Muhammed bin Ahmed Kastamonevî Postniþîn 1162 Mustafa Niksarî Ali Kalecikî Muhammed el-kýrýmî Halîl Karabürcekî Þeyh Muhammed Akçasuyî Davud Bolevî Nûrîzâde Sa dullah ibn-i Muhammed Ahmed el-kastamonevî Musa Tosyavî Hüseyin Kastamonevî Ebû l-feyz Muhammed el-murtazâ el-yemenî ez-zebidî sümme l-mýsrî el-hüseynî el-hanefî 1205 Ahmed Lütfullah el-bursevî el-pervezevî 1248 Ýbrahim bin Ýsmâîl Manastýrî 1276 Hilafat fî 11 S Ahîhî el-hâc Muhammed el-harîrî eþ-þeyh Þerefeddin el-edirnevî 1329 Þeyh Abdurrahman el-harîrî 27 Zâ es-seyyid Bekir es-sem ân el-halebî el-edirnevî 1295 eþ-þeyh Ýsmâîl Rüþdî el-edirnevî 1304 Muhammed Sabrî el-edirnevî Þeyh Veys Hakirî es-sûfî el-kýzanlýkî Sâhibu Divân Þeyh Mahmûd el-kürdî 1195 Ýbrahim ed-dýrgazânî el-halebî Þeyh Ahmed ed-derdirî Raziyallâhu anh 1201 Muhammed Mahmûd ed-dâmûnî 1230 Mustafa en-nahlevî 1245 Muhammed Hâþim Efendi et-tâcî 1265 Þeyh Muhammed Enis Efendi el-hýmsî eþ-þâmî Muhammed el-harîrî Þeyh Muhammed el-kufrâvî Abdullah eþ-þerkavî 1227 Ahmed et-termaninî el-halebî S Ebû l-ýkbâl Mahmûd er-râfi î et-trablusî Þeyh Ahmed Trabzonî Þeyh Muhammed Münir es-semânûdî Þeyh Abdülalîm es-þuhûdî Þeyh Mustafa el-münâdî 1264 Þeyh Hacý Ahmed el-yanyavî 1266 Þeyh Ahmed es-sâvî 1241 Ýsmâîl Kâmil Kebirî 1309 Muhammed Ebû n-necâ Ali et-tûhî Ýbrahim eþ-þemârikî Þeyh Muhammed Nûru l-arabî el-mýsrî el-üsküpî fî Ca Damadý Þeyh Abdurrahim Fedâyî Üsküpî Pirizrenî 1302 Muhammed Cisr Ehlullah Ebû l-ahvâl Þeyh Fethullah el-mýsrî Ebû l-ýclâl Hüseyin ed-dücânî el-müftî 1272 eþ-þeyh Ahmed Sâfî el-ýslâmbulî Gurre Zâ Abdülkerim er-rûhî fî Zâ der Bursa eþ-þeyh Ahmed Hayrullah Abdülkadir Ebû Rebbâh ed-dücânî 1294 eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Kemaleddin el-harîrî Fevt fî 3 Zâ Abdülvahhab ez-zerrîn Muhammed Bilal el-halebî el-vefâî Muhammed Edîb el-halebî Ýbnuhû [Silsilenin devamý için bkz. vr. 8b]

91 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 8a] Karabaþ Þeyh el-hâc Ali Atvâl Üsküdârî Vilâdet Rihlet 1097 vr. 8b Þeyh Hüseyin el-kastamonevî Þeyh Þaban Teymurcivî Þabanzâde Seyyid Abdülkerim Teymurcivî Þeyh Muhammed es-simavî Ali Hoþçayerlî Süleyman Akyazulî Fevt Nâhiye-i Karâra (Der Zâviye-i Nasûhî) Küçük Muhammed Dede Cennetköylî Simavî Þeyh Ýbrahim Keþfî Atpazarî 1205 Muhammed Akçasu dan Halîfe-i evvel Hamza Simavî Þeyh Ahmed el-hâc Hasan Simavî 1209 Hâfýz Mustafa ibn-i Ahmed Kastamonî Þeyh Atâ Efendi Nevrekobî Rumî Þeyh Süleyman Sýrrî Nevrekobî 1327 (vefatý rûmî) Þeyh Sâlih el-mudurnevî Abdullah el-arab Ýslâm Mirahorî Ýslâmbulî Muhammed Vahdetî Rasul Ýstânbûlî Osman Antakî Nalcý Þeyh Muhammed Cennetköylî Þeyh Abdullah ibn-i Eþref Seyyid Muhammed ibn-i Þeyh Muhammed Simavî Veleduhû Þeyh Muhammed Fazlullah 1218 ÞeyhMuhammed Rüþdü Üsküdârî 1232 Muhammed Çorumî Þeyh Nûreddin Alizâde Mustafa Eðinceklî el-hâc Abdullah Eðinceklî Mustafa bin Þaban Nallýhânî el-hâc Þeyh Sâlih Salâhadin el-mudurnevî 7 Za Muhammed Üsküpî 1134 Þeyh Muhammed Tulû î 1170 Süleyman Küdûsî Arif Eðrigözî Mustafa Simavî Sunullah ibn-i Þeyh Ahmed Hüseyin Manisavî Hüseyin Þumnuvî Mahmûd Gümülcünevî Ali Vehbî Çerkeþî Þeyh Muhammed Nasûhî Üsküdârî 1130 Osman el-mudurnevî Câniþîn Þeyh Halil Efendi 1274 Yedikuleli Þeyh Ali Efendi 1263 Þeyh Muhammed Efendi Ýslâmbulî 1258 Za feranborlû Þeyh Muhammed Emîn Þükrü Efendi 1285 Þeyh Ahmed Rýfat Bolevî Þeyh Ýbrahim Nevrekobî 1314 Hilmi Bey 1296 (Bolu da Aktaþ Nahiyesi nde metfûndur.) el-hâc Þeyh Necîb Efendi el-ýslâmbulî 22 Ca Þeyh el-hâc Mustafa Efendi Anadoluhisarî Þeyh Abdullah Rüsdü el-mudurnevî 1147 Nasûhîzâde Þeyh Ali Alâeddin 1165 Abdullah bin Muhammed Kastamonî 15 Câ Zeyrek Tekyesi Þeyhi Semerci Þeyh Ýbrahim Efendi Geredevî 1247 Bolevî Þeyh Seyyid Ahmed Efendi Geredevî Þeyh Halil Efendi Çerkeþî Þaban Nallýhânî 1120 Ahmed Halîfe Kýz Ahmed Efendi Ýstânbûlî 1160 Ahmed bin Muhammed Hasan el-mudurnevî Mustafa el-mudurnevî Diyarbekrî Þeyh Mustafa Sâfî Efendi 1263 Þeyh Abdullah Sâ atî Geredevî 1268 Þeyh Halil Rahmî el-mudurnevî 1284 Þeyh Melek Efendi Þeyh el-hâc Muhammed Zevravî Þeyh el-hâc Ali Efendi Yenipazarî (Beþikçizâde Tekyesi nde metfûndur.) 1234 Þeyh Veliyüddin Hilmî Efendi 1271 Kâtib Muhammed Azîz el-ýslâmbulî 1279 Þeyh Ahmed Nâzikî Efendi 19 C Canbaziye Ýmâmý Hattat Mustafa Sýdký Efendi 1289 Sofular Þeyhi Þeyh Ömer Fuâdî 1274 Kabadayý Þeyh Ýbrahim Bolevî 1314 Þeyh Mustafa el-kastamonî 1200 Nasûhîzâde Þeyh Þemseddin Efendi ibn-i Þeyh Fazlullah 1249 Þeyh Halil Fahreddin Efendi (Zâviyedâr-ý Niþancýpaþa) 1257 Þeyh Muhammed Rýzâeddin Efendi el-üsküdârî 1272 Þeyh Hüseyin Efendi el-üsküdârî 1270 Þeyh el-hâc Halil Geredevî 1259 Þeyh el-hâc Mustafa el-çerkeþî 1239 eþ-þeyh Ýzzet Efendi 1292 Keçeci eþ-þeyh Ali Efendi 1274 Kuþadalý Þeyh el-hâc Ýbrahim Efendi 1263 Þeyh Ali Fethi Efendi 1275 Hammâmî eþ-þeyh Muhammed Tevfîk Bosnavî 1273 Þeyh Ýbrahim Efendi Kaimmakam 1304 Þeyhzâde Þeyh Nasrullah Efendi 1313 [Silsilenin devamý için bkz.belge 13b]

92 vr. 9a Silsile-i Tarîka-i Rifâiyye Seyyidu t-tâifeti s-sûfîyye Ebû l-kasým Cenâbý Cüneyd-i Baðdâdî Harrâz Es adü l-ýnsan 297 Þeyh Ebû Bekir Þiblî Baðdâdî Ca fer bin Yûnus Nefsun Sa îd 223 Þeyh Ali Acemî Þeyh Ali Rûzbârî Þeyh Ebû Ali Gulâm ibn-i Türkân Þeyh Ebû l-fazl Ahmed ibn-i Kâmýh Vâsýtî Þeyh Ali Kârî el-vâsýtî Þeyh Ebû l-hasan Ahmed ibn-i Ali er-rifâî el-betâyihî ibn-i el-yemânî Vilâdet 464 sin 115 Cennâtu Adn 578 Sadreddin Ali Ahmed Ýzzeddin es-sayyâd Ahîhî Mühezzibu d-devle ve d-dîn Abdurrahim bin Osman 6 N. 604 Ýbrahim el-a zeb Þemseddin Kutbeddin Cemâleddin es-süleymî Sýrâceddin el-misbâh Nureddin Habîbullah el-haddîsî Ahmed er-râvî Abdullah er-râvî Muhammed Mehdî er-revvâsî Muhammed Ebû l-hüdâ es-sayyâdî Fevt fî 5 S Þeyh Muhammed el-mâlikî el-mýsrî el-ezherî bin Þeyh Abdülganî (þeyhu s-seccâdeti l-beyyûmiyye bi-mýsr) Hemþirezâdesi Ebû l-hasan Seyfeddin Ali ibn-i Osman ibn-i er-rifâî Hemþirezâdesi Muhammed Müeyyed ed-devle Muhyiddin Ýbrahim el-a zeb ibn-i Ali er-rifâî 10 Zâ. 613 Þemseddin Abdurrahim bin Muhammed B. 619 Birâderi Kutbeddin Ebû l-hasan Ali 14 Câ. 630 Necmeddin Ahmed bin Ali er-rifâî 14 Þ. 641 Þemseddin Ahmed Musta cel ibn-i Muhammed Taceddin Muhammed ibn-i Ahmed Þemseddin Ahmed es-sagîr Ýzzeddin Rifâî Ali bin Muhammed bin Ahmed er-rifâ î Ýbrahim bin Hasan Muhammed bin Ahmed Sûfî Þemseddin Abdurrahman ibn-i Muhammed el-hanefî 844 Molla Fenârî Muhammed Kemaleddin el-harîrî Fevt fî 3 Zâ Ýbn Ýzzedin el-fârûkî an Validihî an er-rifâî Zeyneddin el-merâgî Þemseddin el-cezerî Kemaleddin Ýmâmu l-kâmiliyye Celâleddin es-suyûtî 911 Abdülvahhâb eþ-þa rânî 973 Ýbn-i Ammihî Abdurraman el-harîrî 26 Za Burhâneddin Ebû l-hasan Ali el-harîrî 645 Veleduhû Yahya Veleduhû Muhyiddin el-hamavî Veleduhû Davut Veleduhû Saîd Veleduhû Hamîs Veleduhû Hasan Veleduhû Muhammed Veleduhû Ali Veleduhû Ýbrahim Veleduhû Ebû Bekir Veleduhû Rislân Veleduhû Ýbrahim Veleduhû Abdüddâim Veleduhû Mahfûz Veleduhû Abdülbâsid Veleduhû Ahmed Elvâh Ahîhî Musa Ýbn-i Ahîhî Muhammed bin Ahmed Veleduhû Ebû Bekir Veleduhû Muhammed Veleduhû Hasan Veleduhû Ömer 1280 Veleduhû Ahmed el-harîrî S. 1305

93 Silsile-i Tarîkat-i Aliyye-i Sa diyye vr. 9b Hazret-i Mürþid-i Âlem sallallâhu aleyhi ve alâ usûlihî ve füru ihî ve sellem Cenâb-ý Ebû Türâb Ali el-mürtazâ el-kerrâr Haydar ibn-i Ebî Tâlib kerramallâhu vecheh 40 Ebû Saîd el-hasan bin el-hasan el-basrî Habîb el-acemî ibn-i Muhammed el-horasânî Ýbn-i Nasîr Ebû Süleyman Davut et-tâî el-baðdâdî 184 Ebû Mahfûz Ma rûf bin Fîrûz el-kerhî el-baðdâdî Makdisî 204 Ebû l-hasan Seriyyüddin Sakatî ibn-i Müflî 253 Seyyidu t-tâifeti s-sûfiyye Ebû l-hâþim Cenâbý-ý Cüneyd-i Baðdâdî Harrâz kaddesallâhu ruhahu Es adü l-ýnsân 297 Ahmed ibn-i Muhammed ibn-i Kasým ibn-i Mansûr Þemseddin Þeyh Ebû Ali Rûzbârî el-kürsî 321 Ebû Ali Kâtib Mýsrî 352 Ebû Osman Maðribî 373 Ebû l-kasýmahmed Kürkânî tahminen 450 Ebû Bekir Nessâc Muhammed Tûsî Ali bin Abdullah 474 eþ-þeyh Ýbrahim Ebû l-beka 531 eþ-þeyh Ebû l-berekât Baðdâdî Ali el-kâtib 582 eþ-þeyh Ebû Saîd Endülûsî el-maðribî 589 eþ-þeyh Ebû Medyen Maðribî 590 Abdülazîz ibn-i Ebî Bekir el-kýrþî el-mehdevî Ebû Ya kûb Yûsuf ibn-i Yahlef el-kûfî Ebû Muhammed Abdullah el-mevredî Ebû Musa es-sidrânî Abdülvahhâb Hindî Ahmed ibn-i Mahlûf el-kirvânî eþ-þâmî Ebû l-abbas Ahmed ibn-i Muhammed el-ýlyasî el-kalânisî et-tunusî Seyyid Ali ibn-i Meymun el-endelüsî el-maðribî Ülvân el-hamavî Ali Kazerûnî Ebû Medyen Maðribî Þekâsi l-velî es-sâlih Hamîdüddin el-cenânî Ebû l-fütûh Abdulah es-sa îdî Ebû Abdullah Kemâleddin Mahmûd el-kûfî Ebû s-salâh Sâlih ibn-i Abdullah el-berberî el-ýmâm Abdullah bin Es ad el-yâfi î 771 es-seyyid Ni metullah Velî Mâhânî 827 es-seyyid Halîlullah Kirmânî 827 eþ-þeyh Yûnus eþ-þeybânî 620 Ýbnuhû Abdullah Mezîd Þeybânî 645 Ýbnuhû Yûnus 683 Oðlu eþ-þeyh Sa deddin el-cibâvî eþ-þeybânî 700 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 10a]

94 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 9b] Þeyh Osman Kastamonî Þeyh Muhyiddin Þeyh Bedreddin Þeyh Yûnus Ýbnuhû eþ-þeyh Hasan Cibâvî eþ-þâmî 923 Ýbnuhû Bedreddin Ýbnuhû Ebû Bekir Oðlu Abdülbâkî Oðlu Yûsuf Sa deddin Sânî Oðlu eþ-þeyh Ýbrahim Ebû l-vefâ eþ-þeyh Ali Nûreddin el-cerrâhî Ýbnuhû eþ-þeyh el-hâc Ali Hulûsî (Karabýçak el-cerrâhî an Evlâdât-ý Etyemez) 1197 Þeyh Ýbrahim Sabri el-halebî fî 11 M Zincirî Þeyh Ali Burûsî eþ-þeyh Süleyman ibn-i Ýbrahim el-halebî el-ýslâmbulî eþ-þeyh Hüseyin Lebib (el-kadî Anadolu) 1181 Þeyh Süleyman Âcizî el-pirizrînî Þeyh Harabâtî Çavuþ Þeyh Ýbrahim Aþçý Muhammed Baba Halîl Ma sûm 1223 Seyyid Abdurrahman el-halebî 1169 Zâviyedâr-ý Lâgýrî Þeyh Süleyman Sýdký Kýrýmî 1191 (Zâviyedâr-ý Lâgýrî) Þeyh el-hâc Mustafa Ýzzî el-edirnevî eþ-þehîr Muhsýrîzâde 1239 (Hilâfeti Þeyh Mustafa Haydar dandýr.) Ýbnuhû Þeyh Süleyman Sýdký Efendi 1253 Gözoðlu Seyyid Þeyh Hüseyin Eyübî Zâviyedâr-ý Lâgýrî 1151 el-hâc Þeyh Ahmed Hulûsî Efendi 1236 Zâviyedâr-ý Lâgýrî Hilâfeti Þeyh Mustafa Haydar dandýr Muhammed Ziyâd Kademu l-kevneyn 1205 eþ-þeyh Ahmed Râþidî Fýndýkzâde Hilâfet 1197 Fevt 1244 Þeyh Muhammed Reþîd ibn-i Feyzullah el-uþþâkî eþ-þehîr bi-küçük Efendi Hilâfet 1224 Fevt 1274 Seyyid Muharrem ibn-i Seyyid Ýsmâîl el-kadî el-aksarayî el-ýslâmbulî Pirî Abdi Baba en-neccâr Abbdullah Hilâfet Câ eþ-þeyh Ýsmâîl Sýdký ibn-i Muhammed Baðdâdî 1246 (Þeyh-i Zâviye-i Etyemez) eþ-þeyh el-hâc Mustafa Vehbî Efendi 1274 Þeyh-i Zâviye-i Etyemez Þeyh Muhammed Sýrrý el-vahdetî 1296 Ahmed Sâfî Efendi eþ-þeyh Sa deddin el-cibâvî ibn-i Yûnus eþ-þeybânî 700 Muhammed Ziyâde Kademu l-kevneyn 1205 eþ-þeyh Ahmed Râþidî Fýndýkzâde Hilâfet 1197 Fevt 1244 Uncuzâde Muhammed Emîn 1207 Þeyh Seyyid Seyfeddin el-üsküdârî Þeyh Ali eþ-þâmî Zâkirbaþý Mustafa Selâmî 1191 Þeyh Mustafa Haydar 1206 Þeyh Yûsuf Þâmî Koðacý Þeyh el-hâc Muhammed Emîn Efendi 1251 Ýbnuhû Þeyh Galib Efendi 1279 Ýbnuhû Muhammed Ali Þemseddin Ahîhî Ali el-ekhul Ýbnuhû Muhammed Þemseddin Þâmî Ýbnuhû eþ-þeyh Ali el-ecred Ýbnuhû Þemseddin Ýbnuhû eþ-þeyh Ýbrahim el-kebîr Ebû l-vefâ Ýbnuhû eþ-þeyh Ebû Bekir Þâmî el-kebîr Ýbnuhû eþ-þeyh Sa deddin es-sânî el- Îd Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed el-cibâvî Sahîh Þeyh el-hâc Ahmed Hayri Efendi 1255 Ýmâm-ý Çakýraða Þeyh Eyüb Hulûsî 1287 Ýbnuhû Þeyh Muhammed Es ad 1120 Seyyid Fahreddin Hatibu Nahlebend Þeyh Hasan (Hâce-i Meketeb-i Nahlebend) Þeyh Abdullah Reîsu l-müneccimîn S Ýbnuhû Þeyh Muhammed Gâlib 1198 Oðlu Seyyid Muhammed Nureddin 1217 Oðlu Es ad Saîd Seyyid Ebû Bekir bin Osman Hilâfet 19 S Þeyh Mustafa Celâleddin Þeyh Muhammed Sýdký Efendi el-mülkab bi-ejder 1244 Oðlu Bedreddin Ýslâmbulî 1171 Oðlu Muhammed Sâdýk Þeyh Hanîf 1207 Oðlu Ýbrahim 1197 Oðlu Sa deddin Oðlu Muhyiddin Þeyh es-seyyid Abdüsselâm 1165 Þeyh Muhammed el-halebî Ýbnuhû Þeyh Ebû Bekir el-halebî Ýbnuhû Þeyh Abdülkadir es-sa dî eþ-þeyh Abdurrahman el-harîrî 1284 Þeyh Muhammed bin Osman el-cellâ 1255 Þeyh Muhammed ibn-i Yâsîn el-mübeyyýz el-cellâ 2 Þ Þeyh Halîl eþ-þâmî el-hâc Þeyh Ali Ankaravî fî M Edirne Þeyh Seyyid Muhammed Kemâleddin el-harîrî fî 3 Zâ Þeyh Edhem Sabri imam-ý Çakýraða 1243 Sýrâceddin Þeyh Hasan 1253 Þeyh el-hâc Muhammed Efendi 1258 vr. 10a Oðlu Þeyh Ebû Bekir Oðlu Þeyh Muhammed Oðlu Þeyh Hasan Oðluþ Þeyh Muhammed Oðlu Þeyh Hasan Oðlu Þeyh Hüseyin Oðlu Þeyh Muhammed Sa deddin 986 Oðlu Þeyh Ýbrahim 1008 Oðlu Ali Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed 1020 Ahîhî Sa deddin 1036 Ýbnuhû Musa 1048 Ahîhî Mustafa 1079 Ýbnuhû Ýsmâîl Ahîhî Burhâneddin Ýbrahim 1135 Ýbnuhû Mustafa Ýbnuhû Sa deddin Ahîhî Abdülkadir Ahîhî Muhammed Sa dî Ýbnuhû Þeyh Es ad Þeyh Ali Bedrânî el-beyrûti Þeyh Muhammed Cemâlî Uçîzâde Karahisarî EvliyâzâdeÞeyh Ýsmâîl Hakký Kütahyavî 1282 Þeyh Yûnus Hakký fî 5 C Hâfýz Þeyh Mustafa Vehbî 1274 Þeyh Sâlih Efendi 1244 Oðlu Þeyh Ýbrahim Necâtî Efendi Þehrî 1204 Þeyh Seyyid Muhammed Emîn Efendi (Zâviyedâr-ý Balçýk) Þeyh Süleyman Sýdký bin-i Þeyh Ahmed Hulûsî fî 17 Sad Eyüp te Ca ferpaþa Þeyhi Þeyh el-hâc Sâlih Sýrrý Efedi 1285 Þeyh el-hâc Ýbrahim Atâullah Kerimezâde-i Hasýrîzâde 1288

95 Seyyid Ali Þirâzî Abdüssamed Semerkandî Mahmûd Tûsî Seyyid Ýbrahim ed-desûkî 676 Hâris Muhâsibî 245 vr. 10b Molla Fenârî Muhammed bin Haza Þeyhu l-ýslâm Þemseddin cennetu l-firdevs 834 Silsile-i Tarîka-i Bayrâmiyye Mürþidü En âm aleyhi s-salâtu ve s-selâm ve alâ usûlihî ve fürû ihî salâten dâimen Halîfe-i Habîbullah Cenâb-ý Hazret-i Evvâh Selmân-ý Farisî Kasým bin Muhammed ibn-i es-sýddîk raziyallâhu teâlâ anhum Þeyh Evhadî Ýsfahânî 738 Þeyh Mahmûd Fakîh el-mýsrî 642 Muhammed bin Melikþâh Neccâþiyul-Ceyþî 660 Rûheddin Kirmânî 656 Þihâbeddin Yahya Maktûl bi-haleb 587 Þemseddin Muhammed Tebrizî 645 Ebû l-uþþâk Evhâdüddin Hâmid-i Kirmânî Sadreddin Yemenî Seyyid Kasým Envâr Tebrîzî 827 Hâce Ebû l-mefâhir Fahreddin Evhadu l-beyhakî en-nîsâbûrî Velî Hemedânî Pîr-i Hikmet-i Þirvânî Seyyid Ahi Yûsuf Gîlânî Osman Þirvânî Musa el-ankaravî 833 Þucâ Kirmânî Muzaffer Lârendî Ýmâm-ý Azam Ýmâm-ý Hüseyin 61 Ýmâm-ý Zeynelabidin 64 Ýmâm-ý Muhammed Bâkýr 117 Mecmeu s-selâsil Ýmâm-ý Ca fer-i Sâdýk raziyallâhu anhu 148 Ýmâm-ý Musa Kâzým 188 Ýmâm-ý Ali Rýzâ 203 Seyyidu t-tâifeti l-aliyye Ebû l-hâþim Cüneyd Baðdâdî Harrâz Es ad-i Ýnsan 297 Mümþâd-ý Dineverî Ebû Ali Ahmed Ebû l-fevâris Miftâhu l-mezâhib 299 Esved-i Ahmed Dineverî Ebû Abdullah ibn-i Atâ Abdülhâlýk Þeyh Muhammed es-sühreverdî el-bekrî eþ-þehîr bi-amaviyye 400 Oðlu Vahyuddin el-kadî (Vecîhuddin bi-kalemi þ-þa rânî) Þeyh Ömer el-bekrî (Dinever dedir.) 487 Ebû n-necîb Ziyâeddin Abdülkahir el-bekrî es-sühreverdî ibn-i Sa d bin Hasan bin Âsým 563 Ebû Reþîd Kutbeddin Ebû Bekir bin Ahmed bin Muhammed el-ebherî es-semerkandî 623 Rükneddin Sincânî Ebû l-hasan Þeyh Ali bin Haydar 658 Þihâbeddin Muhammed Tebrîzî ibn-i Mahmûd el-atîkî 702 Ebû l-hasan Cemâleddin Seyyid Muhammed et-tebrîzî Baklâncârî 755 Tâceddin Ebû l-feyz Ýmâmu l-halvetiyye Ýbrahim Zâhid-i Gîlânî 771 Ebû l-feth Safiyyuddin Ýshak bin Cibrîl Erdebîlî 735 Oðlu Musa Sadreddin Erdebîlî 790 Oðlu Ali Erdebilî 802 Oðlu Ýbrahim Erdebîlî 832 Hamid-i Aksarâyî ibn-i Musa Þeyh Hamîdüddin Kayserî tâcu l-ârifîn Müctehid-i Bayrâmiyye eþ-þeyh el-hâc Bayrâm Velî Ankaravî irtihâlu insân 832 Habîb-i Acemî 150 el-balkînî Rûzbihân-ý Kebîr Mýsrî 620 Halîfe-i Rasûlüllah Cenâb-ý Esedullah 40 Ýmâm-ý Hasan ibn-i Ali raziyallâhu anhu 50 Kümeyl ibn-i Ziyâd Hasan-ý Basrî 110 Davud-u Tâî 184 Ma rûf-i Kerhî 204 Seriyy-i Sakatî 253 Ýmâm-ý Ebû Mansûr Mâturîdî 333 Ebû Ýmrân Musa Ebû Haþim Sûfî 161 Birâderzâdesi Þihâbeddin Ömer Sühreverdî (Sâhibu Avârif ) 656 Necîbeddin Ali bin Büzgaþ eþ-þirâzî 678 Nûreddin Abdüssamed Nazîrî Necmeddin Mahmûd Ýsfehânî Hüsâmeddin Hasan Þimþîrî Cemâleddin Yûsuf Kûrânî Nûreddin Abdurrahman Mýsrî Zeyneddin el-hâfî 838 Hüseyin Sâdât-ý Herâtî 729 Muhammed Yemenî Adenî 659 Seyyid Þerîf Burhâneddin Kesîre Gîlânî 780 Ebû l-kasým Muhammed Muhyiddin ed-devsî el-gîlânî 762 Ebû Muhammed Seyyid Ali ibn-i Seyyid Cemâleddin en-nâtýkî el-horasânî 760 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 11a-b, 14b, 21a]

96 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 10b] vr. 11a Yazýcýzâde Ahmed Bîcân Lütfullah Balýkesirî Sinan Þeyhi-i Germiyânî Salahaddin Bolevî Ýzzeddin Yûsuf Aksarayî Baba Nehhâs Ankaravî Kýzýl Bedreddin Damadý Eþrefzâde Abdullah Rûmî 878 Ýnce Bedreddin Baba Yûsuf Seferhisarî Eyüp te 917 Oðlu Seyyid Kasým Kayserî Muhyiddin Mirahorî Süleyman Bayrâmî Muslihuddin Tirevî Ömer ibn-i Nasîruddin Eyübî 1024 Muhammed Sânî Aydýnî el-hâc Bayrâm Endelusî Ömer Aydýnî Muhyiddin Ýsa Akhisarî Oðlu ilyas ibn-i Ýsa Saruhânî 967 Hasan Dede Bayýndýrî Baba Ahmed Germiyanî Kasým Malatî Nûrî Rûþenî Ömer Manisavî Muhammed Rûmî Muslihuddin Germiyanî Abdi Halîfe Tirevî el-hâc Bayrâm-ý Velî el-ankaravî 853 Ak Þemseddin Muhammed bin Hamza miftâhu t-tevhîd 863 Abdullah Ýskenderî Oðlu Nasreddin 974 Ýbrahim Tennûrî ibn-i Seyyid Hüseyin Sarrâf es-sivasî el-kayserî 887 Muhyiddin Muhammed Yavsî el-ýmâdî Ýskilibî Muslihuddin Sirozî Muhyiddin Muhammed ibn-i Bahâeddin 952 Abdullah Akþehirî 972 Mahmûd Ýshakî 973 Muhammed Hamdullah ibn-i Akþemseddin 909 Oðlu Zeynî Çelebi Lütfullah Kayserî Muslihuddin Sirozî 926 Ramazan Edirnevî Þeyh Abdülgaffar Mudurnevî 034 Burhaneddin Ebû Bekir Loristânî Ebû Bekir Tûsî Muhyiddin Ýznikî (Ýmâm-ý Câmii Selim Han) Oðlu Þeyhu l-ýslâm Ebû s-su ûd 982 Damadý Hacý Halîfe 2 Abdurrahim el-müeyyidî 944 Muslihuddin Cerrahzâde ibn-i Alâeddin Edirnevî 983 Zâhidîzâde Abdurrahman Hâtifî Edirnevî der Kayserî Sâhibu Muhammediyye Yazýcýzâde Muhammed Efendi 855 Hýzýr Efendi 900 Akbýyýk Þeyh Abdullah (der kurb-i Medrese-i Sarrâfiyye) kâþifu esrâr 862 Oðlu Sa dullah 897 Ýskilibî Muslihuddin Attârzâde Fazlullah ibn-i Akþemseddin 950 Þeyh Muhammed ibn-i Acýçorba Mýsrîzâde Abdurrahim Karahisarî Nureddin Halîfe Pîr Ahmed Karahisarî Hamza Þâmî Hasan Dede Halid Nûri Muhammed Yetim Abdüsselâm Cibrîl-i Kürdî Beðli Muhyiddin Sultan Kastamonî [Silsilenin devamý için bkz. Belge 6]

97 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 10b] Seyyid Ca fer Muhammed Rûmî Ýbrahim ibn-i Timurhan ibn-i Hamza er-rûmî 1026 Pir Ahmed Eyübî 1000 Ýbrahim Þehîd Yaktý Ýbrahim i Aþkullah Ah! 925 Hüsâmeddin Kâmil 964 Oðlu Þeyh Ýsmâîl Ma þûkî fakat mâte þehîden 935 oldu Ýsmâîl kurbân-ý tarîk 935 Bulak Muhammed Efendi (Sultan Muhammed Câmii nde Vâiz idi.) 999 Bâlî Vizevî 1010 Paþmakçý Seyyid Ali Dede (Kasýmpaþa da) el-hâc Bayrâm-ý Velî Seyyid Dede Ömer Sikkînî Burûsî Göynükî Sah Bünyamin Ayaþî Sah. Pir Ali Aksarayî Sah. Ahmed Sârbân Hayrabolî 952 Þeyh Ali Alâeddin Kaygusuz Vizevî Þeyh Gazanfer Acemî Vizevî 974 Þeyh Seyyid Osman Hâþimî (Atýcýlar Meydaný kurbünde bir zâviye ve bir mescit bina idüb mihrâbýnda metfûndur. Sivasî Küçük Emîrpaþa da) 1003 Damadý Þeyh Seyyid Ahmed Hamdi Sirozî 1057 Þeyh Seyyid Ca fer ibn-i Hâþim 1075 Veleduhû Þeyh Þerîf Ýbrahim 1099 Hemþîrezâdesi Þeyh Seyyid Gazanfer Sânî 1112 Süleyman Bolevî Oðlu Ýbrahim Hüsam Ankaravî 964 Hasan Kabâdoz Burûsevî 1010 Muhyiþâh Bosnavî Edirnevî Ali Týrnavî Ya kûb Helvâyî 997 (Bozdoðan kurbünde zâviyesinde metfûndur.) Hafîd-i Pîr Ali Hasan Çelebi Ýslâmbulî Seyyid Ca fer Üsküpî Cakýrcýzâde Altýparmak Muhammed bin Muhammed Üsküpî Mýsrî 1033 Hamza Bâlî Þehîd 967 vr. 11b Hayyad Ali Ýdris-i Muhtefî 1024 Þârihu Mesnevî Sarý Abdullah Efendi Reîsu l-küttâb 1071 Kerîmezâdeleri La lî Þeyh Muhammed Efendi 1119 Oðlu Abdülbâkî Efendi 1159 Muhammed bin Alaeddin el-bâbilî Hüseyin el-kazzâz Lâmekânî Ýslâmbulî 1024 Abdürraûf el-münâvî 23 S Nureddin Ali el-echûrî B Ýsa el-maðribî el-caðferî es-sa âlebî 1080 Ahmed bin Muhammed en-nahlî el-mekkî M Muhammed bin Ahmed Ukayle el-mekkî eþ-þeyh Mustafa el-bekrî el-halvetî 1162 Þemseddin Muhammed el-hanefî 1181 eþ-þeyh Mahmûd el-kürdî 1095 eþ-þeyh Abdullah eþ-þarkavî 1227 eþ-þeyh Muhammed Ebû n-necâ eþ-þeyh Ali et-tûhî eþ-þeyh ibrahim eþ-þemârikî es-seyyid Muhammed Nûru l-arabî es-seyyid eþ-þeyh Muhammed Kemâleddin el-harîrî Bosnevî Abdullah Efendi 1053 Ýbrahim Belgradî 1025 Habîb Zâhid Belgradî 1047 Receb Attâr Belgradî Oðlanlar Þeyhi Þeyh Ýbrahim Aksarayî 1065 Þeyh Muhammed Efendi 1085 Þeyhu l-ýslâm Ebû l-meyâmin Mustafa Efendi 1015 Týflî Efendi 1070 Hacý Geyvân Kubâbî 1036 Þehid Lebnî Beþir Aða 1072 es-seyyid Muhammed Hâþim Efendi 1088 Ceyþîzâde Abdurrahim Rahmi Bey 1044 Etbâ î Ali Efendi 1178 Reîsu l-küttâb Dilaver Aðazâde Ömer Vahîd Efendi 1172 Paþmakçýzâde Þeyhu l-ýslâm Seyyid Ali Efendi 1124 Ali en-necîb 1128 Emîr Halil Aða 1134 Gedâyî Ali Efendi 1090

98 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 20b] Silsile-i Tarîka-i Halvetiyye-i Nûreddiniyye vr. 12a Ýbrahim Câbîlerlî Dimatoka da Hasan Edirnevî Seyyid Abdülazîz 1109 Þeyh Ümmî Ahmed Efendi el-üsküdârî 1138 Þeyh Ali Efendi 1175 Damadý Þeyh Murtazâ Efendi 1149 Þeyh Ahmed Bendirî Karsî Oðlu Þeyh Mustafa Bendir istilasýnda þehit oldu. Þeyh Mustafa Efendi es-sinopî 1166 (Zâviyedâr-ý Yýldýzdede) Þeyh Muhammed Dede (Câniþîn) 1190 Veleduhû Þeyh Muhyiddin (Seccâdeniþîn-i Aydýnoðlu) fevt 1174 Halîfesi Kaimmakamý Muhammed Rüþdî Üsküdârî Fevt 1203 Tesbihçizâde Þeyh Mustafa Efendi 1239 Þeyh Yahya Þerafeddin Efendi 1263 Damadý Hamzazâde Þeyh Muhammed Haþim Efendi 1250 Þeyh Ahmed Efendi Evrenos Dede Türbedarý 1243 Þeyh Muhammed Âtýf el-eyübî 1252 Þeyh Yekçeþm Hüseyin Yanbolî Þeyh Sâlih el-edirnevî Hafîd-i Þeyh Ýbrahim Sirkeci Tekyesi Þeyhi Þeyh Seyyid Ahmed Efendi 1225 Ordu Þeyhi zâde Þeyh Ahmed Nûreddin 1245 Deðirmenî Hüseyin Þeyh Hüseyin Sirozî 1129 Þeyh Ýbrahim el-moravî Seyyid Mustafa Edirnevî ve An Nûreddin Sünbülî Ýkici Þeyh Muhammed 3 Hüsameddin Efendi 1169 eþ-þeyh el-hâc Abdurrahman Hilmi Efendi Þeyh Seyyid Mustafa Ahkam Efendi 1232 eþ-þeyh Muhammed Ârif Dede Efendi ibn-i eþ-þeyh Abdüþþekûr Efendi 20 N eþ-þeyh Abdülazîz Zihni Efendi ibn-i Zeynelabidin Efendi 24 N Þeyh Seyyid Mustafa Efendi 1287 Þeyh Ali Rýza Efendi Gurre R Camcýlar Ýmâmý Uzun Þeyh Hâfýz Muhammed Efendi 1259 eþ-þeyh Hâfýz es-seyyid Ýsmâîl Efendi 1261 eþ-þeyh Muhammed el-moravî 16 Ra eþ-þeyh Muhammed Emîn el-kadý Rumeli 8 S A mâ Þeyh Muhammed Emîn Efendi 1239 Ýbnuhû Þeyh Seyyid Abdüllatîf Fazlî 5 C Þeyhu l-halvetiyye Seyyid Yahya eþ-þirvânî 868 eþ-þeyhu l-kâmili l-mükemmel Pîr Muhammed Erzincanî 889 eþ-þeyh es-seyyid Ýbrahim Tâceddin el-kayserî 890 Þeyh Alaeddin el-uþþâkî 890 Yiðitbaþý Þeyh Ahmed Þemseddin 900 eþ-þeyh el-hâc Ýzzeddin Kirmânî 923 Þeyh Kasým Lârendî 941 Þeyh Muhammed Muhyiddin el-karahisarî 994 Þeyh Ramazan el-karahisarî 1025 Mestçizâde Ali el-lârendî 1030 Ýbnuhû Þeyh Ýbrahim Necib 1036 Þeyh Ali ed-debbâð er-rûmî 1045 Þeyh Fâzýl Ali er-rûmî Levfçevî 1095 Þeyh Ali Köstendîlî el-üsküdârî 1142 eþ-þeyh Nûreddin el-cerrâhî el-ýslâmbûlî Þeyh Hüseyin Hamdi Efendi el-helvâyî 11 Zâ Ýbnuhû eþ-þeyh Yahya Gâlib Efendi fî 8 S Þeyh Mustafa Efendi el-halvâî fî 16 Reeb 1207 Þeyh Yûnus Efendi Musulî 1151 Çelebi Þeyh Muhammed Efendi 1182 eþ-þeyh Süleyman Veliyüddin Þeyh Ahmed Efendi 1165 Futacý Þeyh Seyyid Halîl Efendi 1275 Þeyh Hilmi Efendi 1283 Þeyh Hâfýz Muhammed Ýzzet Efendi 1275 Þeyh Ahmed Yesarî Efendi (Hâfýz-ý Kütüphane-i Fatih) 18 S (Þeyh-i Zâviye-i Ordu Þeyhi) Ordu Þeyhi eþ-þeyh Hâfýz Mustafa Efendi 1208 Þeyh Hâfýz Muhammed Þâkir Efendi fî 29 M Þeyh Seyyid Halîl Efendi 1283 Baba Cihangir es-semerkandî eþ-þeyh Ahmed es-sâfî Ýbnuhû Seyyid Ali es-semerkandî Ýmâm Süleyman Dede Burûsa 1018 eþ-þeyh es-seyyid Ahmed Raûfî el-üsküdârî fî 27 N Lavaþçý Paþa el-hâc Muhammed Efendi 1201 Þeyh Mustafa Efendi Tekfurdaðî 1185 eþ-þeyh Yahya Moravî eþ-þeyh Ýsmâîl Efendi Yeniköy de 1185 Saçlý Þeyh Mustafa Efendi 1173 Sertarîkzâde eþ-þeyh Muhammed Tekneci eþ-þeyh Halîl Efendi 1189 Sertarîk eþ-þeyh Muhammed Sa deddin Efendi 1179 Muhammed Sâdýk el-ýslâmbulî Veleduhû Þeyh Mustafa Þükrî Þeyh Seyyid Muhammed Rumî Efendi el-üsküdârî 1266 Emîn Efendi fî S Sertarîk eþ-þeyh Halîl Efendi 1194 Hisar da Karabaþ Þeyhi Ýbnuhû Þeyh Muhammed Emîn Efendi 1236 Þeyh Ahmed Niyazî Beykoz da 1219 Yumurtacý Þeyh Muhammed Efendi 1183 el-hâc Ýbrahim el-eyübî Sertarîk Þeyh Ömer Efendi 1198 eþ-þeyh Abdülazîz Efendi Hilâfet eþ-þeyh Halîl Nizâmeddin Efendi 1189 eþ-þeyh Mustafa Makarnacý fî 9 C eþ-þeyh Muhammed Sâdýk Efendi 1176 (Durmuþ Dede Tekyesi þeyhi) Ýbnuhû Þeyh Muhammed Sâdýk Efendi 1219 (Durmuþ þeyhi ) eþ-þeyh Selim Dede 1237 (Hisar da Karabaþ Tekyesi þeyhi) Baba Rasûl Semerkandî Oðlu Þeyh Abdülhalim 1026 Ýbnuhû eþ-þeyh Abdullah Efendi el-hâc eþ-þeyh Muhammed Þâkir Efendi 11 eþ-þeyh Mustafa Bedreddin el-müderrisî el-köstendîlî 1229 el-hâc eþ-þeyh Ali Rîzâ Efendi es-selanikî tarih-i hilâfet 1226 Fevt Z Harîrîzâde eþ-þeyh Muhammed Kemâleddin el-ýslâmbulî Þeyh Muhammed Hilal el-halebî el-vefâî Þeyh Hâfýz Muhamemd Efendi Beykoz da 1208 Raûfîzâde eþ-þeyh es-seyyid Abdurrahim Nesib Efendi 1227 Ýbrâilî Þeyh Yahya Efendi Beykoz da 1247 Ýbnuhû Þeyh Ahmed Necmeddin 1264 Þeyh Ahmed Efendi Sütlüce de 1205 Ýbnuhû eþ-þeyh Abdüþþekûr Þeyh Abdülbâkî el-moravî Þeyh Ahmed Necib el-moravî 1236 Zerdecizâde Þeyh Hüseyin Efendi 1201 Sertarîk Þeyh Muhammed Sâlih Efendi 1240 eþ-þeyh Süleyman Emîr Efendi 1197 (Durmuþ þeyhi ) Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Saîd Efendi 1236 (Durmuþ þeyhi) Ýbnuhû Þeyh Muhammed Ârif Efendi 1216 (Durmuþ þeyhi) [Silsilenin devamý için bkz. Belge 21-4b]

99 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 20b] Türbedâr Þems Mükâþif A mâ Muhammed Efendi (Þeyhinin hafîdi Ömer Mýsrî damadý olmaðla Mýsýr a ol münasebetle gitti.) der Mýsýr 1044 Erdebilîzâde Þeyh Ahmed Efendi Vâiz-i Ayasofya-i Kebîr 1080 Muhammed bin Abdülmecid Þirvânî Muhyiddin Efendi (el-mülekkab bi-muhyi l-kemalât) 1010 Veliyyüddin bin Abdülmecid Þirvânî 1004 Oðlu Pîr Muhammed Efendi 1008 Abdülhay Kayserî Birâderzâdesi eþ-þeyhu l-kâmil Ebû l-mekârim Evhâdüddin Abdülahad en-nurî ibn-i Muslihuddin Mustafa Safâyî ibn-i Ýsmâîl ibn-i Ebî l-berekât (Vâiz-i Ayasofya ) Vilâdet 1003 Vefât 1061 Muhammed Alîmî Midillîlî 1040 Hasan Manisavî 1078 Þeyh el-hâc Sâdýk Efendi 1070 Mustafa Midillîlî 1050 Karabaþ Osman Bosnevî 1085 Þeyh Kutub Ahmed Efendi 1075 Ömer Malkaravî 1050 Kürkçübaþý Musa Aða 1096 Hamzazâde Muhammed Boðazhisarî 1057 Vânî Emîr Seyyid Muhammed 1055 Ali Mühtedî 1100 Muhammed Konevî 1059 Oðlu Þeyh Abdurrahman Refîay Þehit Vâiz 1132 Oðlu Þeyh Abdülmecid 1143 Kebîr Ýmâme Ýbrahim 1124 Acýçeþmeli Muhammed Efendi Þîrgunî Ali Efendi 1126 Receb ibn-i Ýbrahim bin Ebî l-berekât ez-zîlî eþ-þeyh Muhammed Nazmî el-ýslâmbulî 1112 Seyyid Ahmed Vahdî Mimar Þeyhi 1114 Aynîzâde Büyük Oðlu Mustafa 1138 Þeyh Seyyid Yahya eþ-þirvânî kuddise sýrrýhu s-sâmî Ebû l-füyuzât Ziyâeddin Seyyid Yûsuf Mahdûm ibn-i Ali Þivânî Tecellâ Tecellâ 886 Muhammed Rukiyye-i Þirvânî 902 Þâh Kubâd Þirvânî 950 Þeyh Abdülmecid ibn-i Veliyyüddin Þirvânî 972 Muharrem in Birâderi eþ-þeyh Ebû s-senâ Þemseddin Ahmed bin Ebî l-berekât Muhammed ibn-i Ârif Hasan ez-zîlî es-sivâsî kaddesallâhu teâlâ sýrrahû Vilâdet 926 Vefât 1006 eþ-þeyh Ebû l-hayr Mecdüddin Abdülmecid eþ-þeyhî ibn-i Ebû l-leys eþ-þeyh Muharrem es-sivasî el-ýslâmbulî kuddise sýrruh (Vâiz-i Sultanahmed ) Vilâdet 971 Rihlet 1049 Yûsuf Aðazâde Mustafa Aða 1070 Silsile-i Tarîkat-i Halvetiyye-i Þemsiyye Muhammed Mekkî 1054 Ahmed Budinî 1065 Abdurrahman Kudüsî 1080 Vâiz Süleyman 1090 Ârif Ýslâmbulî 1050 Ahîhu Þeyh Abdüssamed 1067 Cârullah Kýrýmî 1058 Zekeriyyâ Kefevî Kubûrîzâde Mustafa 1068 Ýmâm Muhammed 1080 Muhammed Sadrî Baðdâdî 1119 Savak Þeyhi Ýmâm Muhammed 1114 Damadý Þeyh Muhammed Cemâlin Selefî 1155 Oðlu Abdurrahim Münib 1127 Hüseyin Efendi Esîrîzâde 1105 Muhammed Aða Þeyhi Oðlu Yahya 1153 Simkeþzâde Þeyh Feyzî Hasan 1102 Oðlu Þeyh Muhammed Þeyhî 1145 Karabaþ Þeyh Mahmûd der Hafsa 1088 Bülbülcüzâde eþ-þeyh Abdülkerim Fethi Efendi 1106 Alâeddin Abdal Rûmî Sinâneddin Halvetî Alâeddin Halvetî Ebû l-leys Þeyh Muharrem Efendi Þârihu Þerhu l-câmî 1000 Oðlu Nûrîzâde Mustafa Efendi 1102 Karabaþ el-hâc Osman Tokadî 1080 Hammâmîzâde Þeyh Muhammed Efendi 1105 Oðlu Þeyh Abdülbâkî Efendi Vaiz-i Sultanahmed Vilâdet 1023 Rihlet 1122 Arabacýzâde Þeyh Mustafa Efendi 1145 Dýraman Þeyhi Nefiyanbarî Osman Efendi 1095 Þeyh Hamza Efendi el-bolevî 1111 Oðlu Þeyh Abullah Efendi 1125 Kasýmpaþa da Doðramacý Þeyhi Ahmed Efendi 1108 Oðlu Abdurrahim 1132 Kürekçizâde Þeyh Muhammed 1078 Müzellefzâde Muhammed Efendi Yahya Üsküdârî 1113 Câniþîn Damadý Þeyh Mustafa Efendi 1161 Þeyh Abdullah Sabûrî Sertarîk 1122 Þeyh Abdurrahman Turhalî Þeyh Mustafa Turhalî Þeyh Abdülmecîd Turhalî Hâcý Evhâd Þeyhi Seyyid Hüseyin Efendi 1105 Þemszâde Müeyyed Efendi 1075 Ali el-merzifonî Hasan Ankaravî 1070 Muhammed Þâmî Hasan Lofçavî Kadýzâde Muhammed Sivasî 1060 Karganîzâde Süleyman Aða 1080 Hüsam Mýsrî Þemszâde Ömer Mýsrî 1061 Ýbrahim Zilevî Adalý Muhammed Efendi 1070 Murat Efendi Hasanr Sakýzî vr. 12b/22a Karabaþ Þeyh Mahmûd Erbilî Oðlu Halîl Sivasî Oðlu Ömer Sivasî Oðlu Þeyh Müeyyed Sânî Oðlu Þeyh Ömer Efendi Oðlu eþ-þeyh el-hâc es-seyyid Ahmed Sûzî es-sivâsî Vilâdet 1179 Vefât 1246 Þeyh Ali Lütfü Elbistanî Þeyh Abdurrahman Elbistanî Damadý Seyyid Muhammed Efendi 1145 Ýnabet Koruklu Þeyhi Seyyid Muhammed Efendi 14 N Rasulzâde Þeyh Abdülhalim Efendi 1154 (Zâviyedâr-ý Mirahor) Uzun Þeyh Mahmûdzâde Þeyh Mustafa Efendi 22 Ca (Zâviyedâr-ý Mirahor) eþ-þeyh Halîl Rüþdî Elbistânî Þeyh Yasin Elbistânî Birâder-i Sûzî Þeyh Muhammed Behlül Sivâsî 1254 Oðlu Þeyh Ýbrahim Tâib Sivâsî 1285 Müftüzâde Þeyh Mustafa Kudüsî ez-zîlevî 1303 Þeyh el-hâc Muhammed Kasým Daðýstânî fî 15 Câ.1328 Veleduhû Þeyh Yûsuf Ziyâeddin Efendi Þeyh Muhammed Sýrrî Sirozî (Zâviyedâr-ý Midillî) 1152 Seyyid Abdülkerim Evhadî Hafîd-i Hüseyin Efendi 1183 Þeyh el-hâc Muhammed Dramavî 1146 Hamzazâde Þeyh Muhammed Zeynelabidin Efendi 1150 Veleduhû Þeyh Muhammed Sâdýk Efendi 1206 Veleduhû Abdülganî Efendi 1237 Yolgeçen Þeyhizâde Þeyh Ýbrahim Efendi 1171 Vâiz-i Câmi-i Çorlulu Ali Paþa eþ-þeyh Zâkir Ahmed Vefkî Efendi 1161 eþ-þeyh Ýsa el-hamavî Efendi Vilâdet 1047 Rihlet 1127 Arnavud Kasým Efendi 1176 Yahyazâde Þeyh Muhammed Emîn Eyübî 1169 Caniþîn ve Damadý Þeyh Hâfýz Muhammed Emîn 1184 Oðlu Þeyh Muhammed Sâlih Sahvî-i Sânî 1187 Oðlu Þeyh Muhammed Sâlih Sahvî 1173 Hendekli Halîl Seyyid Abdülazîz Þeyh Abdülhalim Efendi ibn-i Þeyh Sýrrî Midilli de 1196 Yahyazâde Þeyh Sa deddin 15 Þ Þeyh Ebû Bekir Zâviyedâr-ý Kilise 15 M Þeyh Ahmed Makriköy 1197 Balçýk Þeyhi Abdullah Efendizâde Þeyh Abdülganî 6 Câ Mirahor Þeyhi Rasul Efendi 11 Yolgeçen Þeyhi Osman Efendi Balçýk Þeyhi Þeyh Abdullah 1156 Karabaþ Þeyhi Hüseyin Efendi 1129 Oðlu Þeyh Muhammed Efendi 1131 Oðlu Þeyhh Hüseyin Efendi 1188 Cismilatîf Þeyh Ýsmâîl Efendi fî Sad Ceffâf Þeyhi Þeyh Muhamed Hulvî 1154 Altýncýzâde Þeyh Ahmed Efendi

100 [Silsilelerin baþ tarafý için bkz. vr. 18b, 29b, 30a ] vr. 13a Hazret-i Fahr-i Âlem sallallâhu aleyhi ve sellem el-ýmâm Ali bin Ebî Tâlib raziyallâhu anhu 40 el-ýmâm Hüseyin ibn-i Ali 61 el-ýmâm Zeynelabidin ibn-i Hüseyin 64 el-ýmâm Muhammed Bâkýr ibn-i Zeynelabidin 117 el-ýmâm Ca fer es-sâdýk bin Bâkýr 148 el-ýmâm Musa el-kâzým bin Ca fer 183 el-ýmâm Ali er-rîzâ bin el-kâzým 203 el-ýmâm Muhammed et-takî bin er-rîzâ 220 Ýbnuhû Ali el- Alâ (Pederi yanýnda metfûndur.) 230 Ýbnuhû Ca fer er-zekî (Taif te metfûndur.) 232 Ýbnuhû Musa el-kasým (Pederi yanýnda metfûndur.) 239 Ýbnuhû Abdülhâlýk (kezâ Tâif te) Ýbnuhû Muhammed Kasým el-mekkî (Baki de metfûndur.) 262 Ýbnuhû Ebî t-tayyib el-kuteyb el-melânî 292 (Muhaddisîn ve müfessirînnden olup çok te lifi vardýr ve ilm-i þerif içün verdikleri ulemâ icazelerinde ekseri bu zâta müntehîdir ve çok zâtýn þerâfet þecereleri bu zâta müntehîdir.) Ýbnuhû Muhammed el-mekkî (Baki de metfûndur) 300 Ýbnuhû Ali Ebû l-hâlik (Baki de ceddi civarýnda metfûndur.) 342 Ýbnuhû Zeynelabidin el-mekkî (Medine-i Münevvere de metfûndur.) 402 Ýbnuhû Ebû s-sahâ el-medenî 462 (Medine de imam olup kýrk sene kâmilen huzur-u nebevî de hadîs-i þerif okutmuþtur ve Medine de metfûndur.) Ýbnuhû Muhammed el-medenî 482 Ýbnuhû es-seyyid Ebû r-rýzâ Hafnâvî 512 Ýbnuhû es-seyyid Abdülazîz el-mekkî 562 (Sultânu l-muhaddisîn olup Baki de metfudur) Þeyh Muattal el-mýsrî 613 (Mýsýr da Nahle de metfûndur) Silsile-i Tarîk-i Desûkiyye Ýbnuhû Abdullah el-alâ (Baðdat ta metfûndur.) 241 Abdüsselâm bin Meþiþ (Mekke de metfûndur.) Ebû l-hasan eþ-þâzilî Ýbnuhû Es ad el-kasým (Baðdat ta ceddi civarýnda metfûndur.) 243 Ýbnuhû Ebû l-hasan el-râkî (rak ta metfûndur.) 293 Ýbnuhû Yûsuf el-mekkî 428 (Þam da metfûndur ve bazýlar Ebû l-hâlýk evlâdýndan olup Zeynelabidin in birâderidir) Nûreddin et-tûsî Necmeddin el-kübrâ Ebû n-necîb es-sühreverdî Þihâbeddin Ömer es-sühreverdî Necîbeddin Ali ibn-i Büzgaþ eþ-þirâzî Nûreddin Abdüssammed en-nazrî el-ýsfehânî Bedreddin eþ-þimþirî Necmeddin Mahmûd el-ýsfehânî Ýbnuhû eþ-þeyhu l-azîm es-sâlih el-velîyy es-seyyid Ýbrahim ed-desûkî 676 (Ýskenderiye de Desuk ta metfûndur. Kitâbu l-hakayýk nâm tasnifi vardýr.) Muhammed bin Musa Ahîhî Ebû l-mekârim Celâleddin Muhammed el-kýrþî Muhammed ed-deyrûtî Muhammed el-gazâlî Muhammed el-maðribî eþ-þâzilî Abdurrahman Celâleddin es-suyûtî 911 Celâleddin el-kürkî Ýbrahim el-kürkî Hayyreddin el-kürkî Ýbnuhû Abdüsselâm el-kürkî Ýbnuhû Munammed el-kürkî (ve hüve Halîfetu makam-ý es-seyyid ed-desûkî) Muhammed bin eþ-þeyh Mansûr en-nevevî eþ-þâfiî Þârihu l-hizb Hasan bin Ali bin Ali Þemme

101 vr. 13b Silsile-i Tarîka-i Aliyye-i Celvetiyye Hazret-i Mürþidu Âlem sallallâhu aleyhi ve alâ usûlihî ve fürûi hî ve sellem Halîfe-i Rasûlüllah Hazret-i Esedullah 40 Hasan-ý Basrî 110 Habîb-i Acemî 150 Dâvud-u Tâî 184 Ma rûf-i Kerhî 204 Seriyy-i Sakatî 253 Seyyidu s-sûfiyye Ebû l-kasým Cenâb-ý Cüneyd-i Baðdâdî Harrâz es adü l-insân 297 Ahmed Mümþâd-ý Dineverî Ebû Ali Ebû l-fevâris miftâhu z-zeheb 299 Esved Þeyh Ahmed Dineverî Ebû Abdullah ibn-i Atâ Abdülhâlik 367 Þeyh Muhammed es-sühreverdî el-bekrî 400 Oðlu Vahyüddin el-kadî (Vecîhuddin bi-kalemi eþ-þa rânî) 452 Þeyh Ömer Bekrî (Dinever dedir.) 487 Þeyh Ebû n-necîb Ziyâeddin Abdülkahir el-bekrî es-sühreverdî Baðdat ta 562 (lehû Adâbü l-mürîdîn ) Kutbeddin Ebû Bekir Ebherî 623 Rükneddin Sincânî Ebû l-hasan Þeyh Ali bin Haydar Þeyh Þihâbeddin Muhammed et-tebrizî ibn-i Mahmûd el-atîkî 702 Þeyh Cemâleddin Seyyid Muhammed Tebrizî 760 Ýmâmu l-halvetiyye el-cüneydiyye Tâceddin Ebû s-safve Þeyh Ýbrahim Zâhid ibn-i Rûþen Emîr Gîlânî 771 Safiyyuddin Ýshak bin Cibrîl Erdebilî Ebû l-feth 735 Oðlu Sadreddin Erdebilî 790 Oðlu Ali Erdebilî 802 Oðlu Ýbrahim Erdebilî 832 Hamid-i Aksarâyî Musa Þeyh Hamîdüddin Kayserî tâcu l-ârifîn 810 Ýmâm-ý Ca fer-i Sâdýk raziyallâhu anhu Ebâ Yezid Bistâmî Ýbrahim Hindî Musa el-bistâmî Ebû l-hasan el-cürcânî Ahmed Horasânî Süleyman Ýsfehânî Süleyman Buhârî ishak Hârezmî Sa deddin Baðdâdî Mahmûd Kerhî Osman Rumî Mahmûd Basrî Hasan Esterâbâdî Süleyman Ýskenderânî Ýbrahim el-basrî Þâdî er-rûmî Hâmid-i Aksarâyî Hacý Bayrâm Velî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 14a]

102 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 13b] Üsküdârî Devatîzâde Mustafa Efendi 1062 Fidancý Muhammed Efendi Devâtîzâde Muhammed Tâlib ibn-i Mustafa 1090 Ali Kefevî Karamanîzâde Ahmed Efendi Câniþîni Seyyid Mes ûd Efendi Hüdâyîzâde 1067 Mahmûd Gafûrî 1078 Muhammed Gelibolî Musa Þükurî Ýstânbûlî 1089 Dede Çelebi Muhammed Efendi 1132 Hüseyin Mýsrî Ömer ibn-i Ýsa Ýslâmbulî 1125 Manisavî Mustafa Efendi 1139 Abdülbaki Edirnevî Muhammed Derûnî Usturumcavî 1148 Þârihu Mülteka Muhammed Vahdetî Pertevî Ahmed Efendi 1182 Erzincanî Þeyh Mustafa 1033 el-hâc Bayrâm bin Abdullah Muharrem irtihâl-i insan 833 Þeyh Akþemseddin Muhammed bin Hamza tâcu t-tevhîd 5 C. 863 Muk ad Hýzýr Dede Burûsî Takrîben 912 Hazret-i Þeyh Muhammed Üftade el-kazzâz Burûsî 988 Hüdâyî Azîzu l-ârifîn Mahmûd Efendi Üsküdârî Ola makam-ý mahmûd ol müþidin mekaný 1038 Muk ad Ahmed Efendi Câniþîn Cennet-i a lâya vâsýl oldu rûh-u pâk-ý dîn 1049 Zâkirzâde Abdullah Þeyh Ali Selâmî 1104 Bîçâre ibn-i Þâban 1068 Atpazârî Seyyid Osman Fazlî Maðosa 1102 Hakký Ýsmâîl Burûsî 1137 Câniþîni Hikmetî Muhammed Efendi 1165 Zakir Þaban Dede 1061 Osman Efendi 1061 Eyüp Burûsî 1030 Yahya Efendi 1077 Muhammed Fanâyî ehl-i cennet C Oðlu Muhammed Efendi 1109 Osman Efendi Oðlu Sýrrý Ali Hýzýr Dede Oðlu Muhammed 994 Alâeddin Burûsî Muabbir Velî Dede Habîb Ýznikmîdî Ali Foçavî Muhammed Üsküdârî Muhammed Halîfe Ketânî Ýslâmbulî Üftadezâde Ýbrahim bin Mustafa 14 N Mürsel Efendi Oðlu Mustafa 1134 Oðlu Hayreddin 1172 Oðlu Seyyid Mustafa 1216 Ýzzîzâde Abdüllatîf Burûsî 1247 Yûsuf Edirnevî 1153 Ýsmâîl Atpazarî 1052 Oðlu Ahmed Efendi 1105 vr. 14a Oðlu Mustafa 19 C Saçlý Ýbrahim Edirnevî 1070 Oðlu Abdülhay Kýla Abdülhay sana Hakk rahmeti 1117 Muhammed Efendi Muhammed Hulusî Usturumcavî Abdurrahman Burûsî Süleyman Zâtî 1175 Hüseyin Dede Veliyüddin (Vâiz-i Þehzâde) 1067 Abdürrahim Burûsî Aksarayî 1054 Abdurrahman Efendi 1054 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 14b]

103 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 14a] Veliyüddin el-filipevî Seyyid Ebû s-suûdzâde Müftü Ömer Efendi Akarca da Ýmâm Ahmed Efendi Akarca da 1158 (Oðlu Kadirîdir) Þeyh Cennet Muhammed Efendi 1075 Oðlu Seyyid Mahmûd Nazif Þerif Mustafa Oðlu Seyyid Muhammed Osman Keþfî Niksarî Mücahid Veliyüddin Akarca da 1109 Þeyh Hamid Ahadî Oðlu Bandýrmalý Seyyid Yûsuf Nizameddin Oðlu Seyyid Haþim Mustafa Viladet 1130 Fevt 6 N Muhammed Kâmil el-kâtib 1185 Seyyid Halîl Ýmâm (Vâiz-i Sultan Selim) 1182 Dersiâmzâde Vâiz-i Fatih Þeyh Abdülbakî C Oðlu Abdüssamed (Ýmâm-ý Karanohut) Zâkir Þaban Dede 1061 Seyyid Kemaleddin 1067 Þeyh Cennet Muhammed Fenâyî ibn-i Ýshak mahsusî türbededir Oðlu Acýbadem Þeyhi Ömer Efendi Vâiz Zâkirzâde Abdülvahhab 1123 Dede Çelebi Muhammed Saburî 1130 Oðlu Seyyid Ýsmâîl Efendi 1145 Devâtîzâde Þeyh Muhammed Tâlib 1090 Bandýrmalý Seyyid Yûsuf ibn-i Hamid bin Emrullah Vilâdet 1088 Rihlet 1164 Hazret-i Þeyh Hüdâyî Azîz Mahmûd bin Fazlullah bin Mahmûd1028 Müctehid-i Tarîka-i Celvetiyye Abdürrahim Efendi Aksarayî 1054 Münîrî Ýbrahim ibn-i Ýskender 1050 Gafurî Mahmûd Efendi 1078 Dizdarzâde Muk ad Ahmed Efendi 1049 Þeyh Veliyüddin Tophanevî 1108 Þükurî Þeyh Musa 1089 Fidancý Þeyh Muhammed Efendi Emîr Hâce Abdülkadir Üsküdârî 1151 Odabaþý Þeyhi Mustafa Fenayî 1115 Þehzâde Þeyhi Veliyüddin 1061 Oðlu Abdülkarim (Sâhibu z-zeyl) Erzincânî Þeyh Mustafa 1123 Larendî Eyüp Efendi Burûsi 1020 Þeyh Ýsmâîl Efendi (Vâiz-i Ayasofya-i Kebîr) 1052 Damadý Hamid Efendi Divitçi Þeyh Mustafa 1070 Selâmî Ali Efendi S Þârihu Mesnevî Sarý Abdullah Efendi 1071 Þeyh Yahya 1077 Hasan Efendi Edirne de Oðlu Muhammed Efendi 1057 Oðlu Þeyh Ahmed Amîdi 1106 Þeperden Abdülvahhab 1130 Oðlu Pîr Muhammed Hüdayîzâde Üftadezâde Þeyh Ýbrahim ibn-i Mustafa 1089 Oðlu Þeyh Muhammed 1109 Meczûb Hatib Abdurrahman Dede Tire de Mürseller Þeyhi Þeyh Muhammed Ýznikî Þeyh Hýzýr Edirne de Miskinler de Atik Alipaþa Þeyhi Zâkirzâde Þeyh Abdullah Bîçare 1068 Oðlu Atpazarî Þeyh Seyyid Osman Fazlî-i Ýlahî ibn-i Seyyid Fethulah eþ-þumnî Ruh-u hâk-ý pâki için okuyalým Fâtiha 1102 Þeyh Seyyid Osman Efendi 1140 Saçlý Ýbrahim Sýdký el-edirnevî 1070 Oðlu Abdülhay Efendi 1117 Yûsuf Efendi Edirnevî 1153 Oðlu Hüdâyîzâde Seyyid Mes ûd 1067 (Cennet ten sonra ikinci þeyhtir.) Oðlu Ca fer Efendi 1108 vr. 14b Ýsazâde Ömer Efendi 1125 Abdülbaki Edirne de Fenayî Þeyhi Muhammed Efendi 1261 Dülgerzâde-i Beþiktaþî Mustafa Rîzâ Efendi 1159 Oðlu Ebû Bekir Muhammed Sýddýk Efendi Hüdayî e nakil 1198 fevt 1208 (Ba de Beþiktaþ ta Neccarzâde Dergâhý na nakil) Cânîþinî eþ-þeyh el-hâc Muhammed Gâlib Efendi 1247 Veleduhû eþ-þeyh es-seyyid Abdurrahîm Selâmet 1266 Þeyh Abdullah iznikmîdî Veled-i Evsadý Seyyid Mahmûd Nazif Þ Veled-i Kebîri Acýbadem Þeyhi Ömer Efendi Veled-i Sagîr ve Câniþinî Þeyh Mustafa Hâþim el-üsküdârî Vilâdet 1130 Vefât 19 B Þeyh Muhammed Þâkir Efendi el-üsküdârî 1279 Oðlu Þeyh Abdurrahim Nesîb 1258 Ýbnuhû Þeyh Muhammed Rûþen Efendi 1309 Oðlu Þeyh Ya kûb Afvî (Zâviyedar-ý Hüdayî) 1149 Þeyh Hüseyin Üsküdârî (Vâiz-i Osmâniye) Þeyh Muhammed Râþid el-üsküdârî 1250 Þeyh Veliyüddin Dolaybevî Oðlu Þeyh Þihabeddin Muhammed 1233 Kasýmpaþalý Þeyh Ahmed Efendi 1246 Pertevî Ahmed Efendi 1182 Oðlu Selâmî Þeyhi Ahmed Efendi fî Ra Oðlu Þeyh Mustafa 1188 (Asitanede pederi yerine þeyh olup) Þeyh Süleyman Devatî el-üsküdârî Beyazýdzâde Þeyh Muhammed Dede Karadaðî 1233 Þeyh Seyyid Mustafa Burgazî Ali Senâyî Efendi el-edirnevî Þehlâ Ahmed Paþa (Sadr-ý Esbak) 1165 Þeyh Fenayî Ali Efendi 1158 Þeyh Abdullah Rýfký Efendi 1184 Mahdûmu Þeyh Muhammed Nazîf Efendi Muk ad Þeyh Muhammed Dede Niksarî Postniþîn-i Zâviye-i Hüdayî 1159 Vâiz-i Süleymaniye Þeyh Ýsmâîl Karýnabâdî (el-ma rûf bi- Âþkî Emîr ) 1197 Þeyh Mustafa Efendi Ýlyas Yazýcýzâde Fî 12 R 1207 Duþenbe Þeyh Mustafa Mudânî 1130 Oðlu Seyyid Abdurrahim 1165 Oðlu Mustafa Fanî (Muabbir Þeyhi Selatîn Vâizi) Oðlu Þeyh Muhammed Rûþen Mudanî (Ba de Sührâb dan dahî ahz eyledi Sultan Ahmed meþihatinden Hüdâyî Asitanesinde seccedeneþîn olup on sene mervinde nefiy) ve Refi 7 B fevt Sebt 1209 Oðlu Þeyh Hüseyin Þâhî Keþanî 1192 Oðlu Þemseddin Keþanî 1200 Þeyh Vahdetî Osman Þârihu Mülteka 1135 Damadý Seyyid Osman (Türbedâr-ý Ebü l-feth Kadirî) Damadý Kul Câmii Þeyhi Seyyid Osman Bekir Þeyh Ýsmâîl Hakký Burûsî 1137 Oðlu Þeyh Muhammed Bahâeddin Efendi 1138 Þeyh Abdurrahman Burûsî Hikmetî Þeyh Muhammed Burûsî Hankâh-ý Hikmetî Mevlâ kusuru adn ola 1165 Seyyid Celâleddin Ýçilî Hüseyin Efendi Aydos ta 1177 Þeyh Süleyman Zâtî Keþanî Kýldý imam hayatýn tekmil 1175 Þeyh Ahmed Fahreddin Efendi Kasýmpaþa da 1214 Sun ullah Efendi Burûsî 1095 Þeyh Abdurrahim Burûsî 1125 Oðlu Müderris Seyyid Mahmûd Efendi 1120 eþ-þeyh es-seyyid Ebû Bekir Efendi

104 vr. 15a Tertîb-i Meþâyih-i Seccâdeniþîn-i Âsitâne-i Hazret-i Hüdâyî-yi Üsküdârî Hazret-i Hüdâyî Þeyh Mahmûd Seferhisarî 1038 Halîfesi Dizdarzâde Ahmed Balýkesirî Muk ad (müstakil türbede) 1049 Seyyid Mes ûd ibn-i Hüdâyî (pederi yanýnda) 1067 Cennet Muhammed Fenâyî ibn-i Ýshak (mahsus türbede) 1075 Gafurî Mahmûd Efendi (Gelibolî Ahmed Efendi nin yanýnda) 1078 Divitçizâde Þeyh Muhammed Tâlib ibn-i Mustafa (Pederi Câmii Þeyh Câmii türbesinde) B Selâmî Ali Menteþevî (Müftü-i Ýstanköy) Þeyh Halil Bafralî (Mýsýr a nefy ve fevt) Erzincânî Þeyh Mustafa (Refî ve sýlasýna varup yine geldik de Muhammed Paþa þeyhi oldu. Þeyh Câmii kapýsý saðýnda metfûndur.) Tekrar Selâmî Ali Efendi ye Bâ-Hattý Hümayun tevcîh olundu. Kýsýklý da, fevt S.1104 Abdülhay ibn-i Saçlý Ýbrahim Efendi Edirnevî fevt 1117 (Muhammed Bey türbesinde) Tekrar Erzincânî Mustafa fevt 1123 (Divitçizâde Câmii mihrabý önünde) Dede Çelebi Þeyh Muhammed Sabûrî ibn-i Þeyh Mustafa ibn-i Þeyh Mustafa ibni- Eyüp Dede fevt 1130 (Filipevî Gafuri Efendi yanýnda) Þeyh Yûsuf Edirnevî fevt 1153 (türbesi Âsitâne mukabilinde) Seyyid Osman Efendi fevt N (Bilecik tendir. Abdülhay yanýnda) Þeyh Muhammed Efendi Niksarî Fevt 1159 Damadý Afvî Þeyh Ya kûb Efendi ibn-i Fenâyî Mustafa Efendi fevt 1149 (Karacaahmed de) Oðlu Þeyh Mustafa el-burûsî fevt 1188 (Türbesi Âsitâne hâricindedir.) Mudanyalýzâde Þeyh Muhammed Rûþen ibn-i Abdürrahim ibn-i Mustafa (On sene þeyh olup refî ve Mudanya ya nefy) fî N Dülgerzâde Þeyh Muhammed Sýddýkî (Tevcîh ve bir sene tamamýnda yine sâhib-i evveline ibka olundu.) Tekrar Þeyh Muhammed Rûþen Efendi fevt 1209 (Tekrar-ý meþihat 1199) Þeyh Seyyid Muhammed Þihâbeddin Efendi ibn-i Rûþen 1232 Oðlu Þeyh Seyyid Abdurrahman Nesîb Efendi fevt 1258 Oðlu Þeyh Muhammed Rûþen Tevfikî Efendi 1309 (Þeyh Muhammed Rûþen Tevfikî Efendi pederi Seyyid Efendi nin irtihalinde makam-ý meþîhate bi t-ta yîn ile bir sene müddet câniþîn-i makam-ý irþâd olarak Âsitâne-i Hazret-i Hüdâyî de irþad ile memur iken irtihâl-i dâr-ý baka etmiþtir.) Birâderi Muhammed Þihâbeddin Efendi fevt fî 29 Ca (Telli kubbe altýnda metfûndur.) Merhum Þeyh Muhammed Rûþen Tevfikî Efendi nin Hafîdi eþ-þeyh el-hâc Muhammed Gülþen Efendi fevt-i eþ-þeyh Gülþen tarih-i vefâtý 1341 (Hazret-i Hüdâyî türbesi ayak ucunda Þeyh Mustafa Efendi lahdi yanýnda metfûndur.)

105 Ebû Ubeyde bin el-cerrâh 18 Berkâm-ý þehâdet-i Ýslâm Zübeyr bin Avvâm 36 Hazret-i Osman Zi n-nureyn raziyallâhu anhu Hazret-i Hüzeyfetu l-yemânî raziyallâhu anhu Ýmâm-ý Hüseyin bin Ali raziyallâhu anhumâ 61 Ýmâm-ý Zeynelabidin 64 Ýmâm-ý Muhammed Bâkýr 117 Mecmau s-selâsîl Ýmâm-ý Ca fer-i Sâdýk 148 Ýmâm-ý Musa Kâzým 183 Ýmâm-ý Ali Rýzâ 203 imâm-ý Muhammed Cevâd 220 Ýmâm-ý Ali Hâdî 254 Ýmâm-ý Hasan Askerî 260 Ýmâm-ý Muhammed Mehdî 266 Ýmâm Muhammed bin Ýdris eþ-þâfiî 204 Ýmâm Ahmed ibn-i Hanbel 241 Ebû l-vâhid ibn-i Ebî r-recâ 232 Feth-i Mûsulî ibn-i Saîd 273 Ebû Abdullah el-hadremî el-basrî Ebû l-fazl Muhammed bin Hasan el-hatlî ed-dýmaþkî Ebû l-hasan Ali bin Osman el-gaznevî (Sâhibu el-keþfu l-mahcûb ) Ýbrahim bin Þabân el-kirmanþâhî 337 Ebû Yezid el-mergazî el-kirmânî Mübeþþir-i dîl-i agâh Talha bin Abdullah 37 ed-dâ î ilallâh Ebû l-kasým Hazret-i Muhammed bin Abdullah aleyhi salavâtu llâhi ve selâmuhû Ýlyas Nebî aleyhi s-selâm Ýmâm-ý Hasan bin Ali raziyallâhu anhumâ Muhammed bin Ebî Bekir Kasým bin Muhammed bin es-sýddîk Tâvus Yemânî Ýmâm Mâlik bin Enes Baki 179 Muhammed ibn-i el-hanîfe ibn-i Ali el-mürtezâ 81 Abdüsselâm min ashâbi s-suffe Habîb Davut Ma rûf Zü n-nûn Ebû l-feyz Ýbrahim Mýsrî 245 Ebû Muhammed Sehl bin Abdullah Tüsterî 283 Ebû Abdullah Ahmed Sâlimî ibni- Sâlim Basrî Ýbnuhû Ebû Ýsa Ebû l-hasan Muhammed Salim Basrî Ebû Tâlib Muhammed Mekkî ibn-i Ali bin Atiyye el-hârisî 386 Hýzýr Nebî aleyhi s-selâm Cenâb-ý Ebû Turâb Ali el-murtazâ el-kerrâr Haydar ibn-i Ebî Tâlib kerramallâhu vecheh 40 Süfyân-ý Sevrî Fudayl bin Ýyâz 187 Hafiyye Ebâ Yezid Bistâmî Ýmâmunâ Hazret-i Ebî Hanîfe 150 Ýmâm Ebû Yûsuf Fudayl bin Ýyâz Biþr-i Hâfî ibn-i Abdurrahman Ebû Nasr Baðdâdî 227 Ebû Ali Bûteker Muhammed Vâsi Selâmetyâb-ý Sa d bin Ebî Kubdekî Vakkas Saîd bin Zeyd 51 Baki 56 Hazret-i Ebû Bekir es-sýddîk Abdullah ibn-i Ebî Kuhâfe Osman raziyallâhu anhumâ 12 Câbir Ensârî Ebû Abdullah Muhammed Habeþe Ýsrâfil Maðribî Hazret-i Ömer el-faruk raziyallâhu anhu Hýrka Þeyh Ebû Saîd el-hasan bin Ebî l-hasan Yesâr el-basrî 110 Selmân-ý Fârisî 36 Þeybân-ý Râî Ebû Nasr Kümeyl bin Ziyâd 94 Rabiatu l-adeviyye Ebû l-hüseyin Zerrîn Herevî 225 eþ-þeyh Ahmed bin Ebî l-hevvâr Ahmed bin Âsým et-tâî Hâris Muhâsibî (Davut bundan dahi ahz etmiþtir.) Hayru t-tâbi în Üveys Kuranî ibn-i Âmir Der Sýffîn 37 Ebû Ýmrân Musa bin Yezid er-râî Der Þâm 130 Ebû Yûsuf el-kasûnî Ýnâbet Abdülvâhid bin Yezîd el-basrî Mansûr Müslimî Ebû Leys Saîd Ebû Abdullah el-maðribî 279 Ýbrahim Havvâsî Râzî 291 Ebû l-hasan Ali eþ-þirvânî el-kebîr ed-dimyâtî Ebû l-hasan Ali eþ-þirvânî es-saðîr Hazret-i Ebî Ya kûb Üsbûî Hazret-i Ebî Ya kûb ed-dehricûdî Abdullah el-mekkî Abdurrahman bin Avf Ebû Ubeyd raziyallâhu anhu Mevlâ Ümmî Seleme Ya lem bin Ebî Rebîa Ebû l-hamrâ Bilal ibn-i el-hâris Ebû t-temîm Abâd raziyallâhu anhu Ali Mekkî Remlî kuddise sýrruhu Müslim Havlânî Ebû Süleyman Abdurrahman Darânî 2155 Reyhânetu þ-þâm Ahmed ibn-i Ebî l-hevvârî 223 Yûsuf el-kadî Ali Remlî Ebû Saîd Cerâs el-harrâz 279 Muhammed Alây Mansûr Ali Dýmaþkî Ali el-feres Müslim Þurûhî vr. 15b Þeyh Ukayl el-münbecî Baba Ýlyas Horasânî Oðlu Muhlis Baba 699 Þeyh Ubeyd 7 Oðlu Âþýk Paþa 733 Oðlu Elvân Paþa Oðlu Þeyh Yahya Oðlu Derviþ Ahmed (Lehû Târîhu Âl-i Osmân ) 885 Hâmid Esved Baðdâdî 300 Ebû l-hasan ed-derrâc el-baðdâdî 320 Ebî Ya kûb et-taberî Ebî l-kasým bin Ramazân Ebî Abbas bin Üveys Dâvut bin Muhammed Muhammed el-mâlikî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 16a]

106 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 15b] vr. 16a Þeyhu þ-þuyûh Ebû Saîd el-hasan bin Ebî l-hasan Yesâr el-basrî raziyallâhu anhu Hazret-i Mâlik bin Dînâr Þâmî 130 Râbiatu l- Adevî el-basrî Muâzetu l- Adevî Ukayratu l-âbide Halîmetu t-dýmaþkî Râbiatu þ-þâmî Bedreddin Abdullah el-magazinî el-baðdâdî 200 Þeyh Muhammed bin Sirîn Reîsu l-muabbirîn 116 Ebû Hâzim Seleme el-mekkî Þâm da 128 Ukbetu l-gulâm Basra da 150 Muhammed bin Vâsi Buhârî Ebû Ali Fudayl bin Ýyâz ibn-i Mesut ibn-i Biþr et-temîmî el-horasânî el-baðdâdî (Ca fer-i Sâdýk a dahi mensuptur) 187 Ebû Nasr Biþr el-hâfî bin Abdurrahman el-baðdâdî 227 Ebû l-feyz Zü n-nûn Sevbân bin Ýbrahim el-mýsrî 245 Ebû Ya kûb Yûsuf bin Hüseyin er-râzî 303 Hâris bin Esed el-muhâsibî 247 Ebû l-abbas Ahmed ibn-i Mesruk et-tusî 299 Ebû Sâbit er-râzî Ebû Bekir Tâhir bin Abdullah el-ebherî 330 Muhammed bin Hasan el-cevherî Velîd bin Abdullah Sekâ 330 Ebû l-abbas Ahmed ed-dineverî en-nisabûrî Ebû Muharrez Þirâzî Bilal Havvâsî Makdisî 343 Tahir Makdisî Ebû Ali el-baðdâdî es-sûfî Þeyh Habîb Acemî ibn-i Muhammed el-horasanî Âyîne-i Cemâl 150 Akdes 165 Zeyneddin 162 Ebû Süleyman Davut (Ebû Sâlim Sýrâceddin) et-tâî ibn-i Nasîr el-baðdâdî Hanefî âyîne-i hak 184 Abdullah el-kudsî el-baðdâdî 150 Habîb er-râ î el-baðdâdî 131 Ýmâm Muhammed Þeybânî 189 Ahmed Âsým el-antakî 223 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 16b]

107 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 16a] vr. 16b Ýbrahim bin Ýsa el-ýsfehânî Abbas en-niþabûrî Ebû Ýshak Ýbrahim Sayyâdî el-baðdâdî Muhammed bin Süvâr et-tüsterî Ebû Bekir es-sefîd Ebû Hamza Muhammed el-baðdâdî Ebû l-hasan Hayru n-nesâc Muhammed ibn-i Ýsmâîl el-baðdâdî 322 Enver 257 Ekmel Ýnsan 253 Seriyyüddin Sakatî Ebû l-hasan ibn-i Müflî Baðdâdî Ekmel Ýnsan 253 Ebû l-hasan Semnûh el-muhib ibn-i Hamza Abdurrahim bin Abdülmelik eþ-þâmî Ahmed bin Ýbrahim el-mebsûtî Ebû Ali Hasan el-mebsûtî el-mûsulî 275 Muhammed bin Ýbrahim el-baðdâdî 289 Ebû l-abbas Ahmed ibn-i Muhammed Mesrûk et-tûsî 299 Ebû l-esrâr Alamüddin Ahmed bin Ýbrahim Mesbûhî Baðdâdî 280 Ahmed bin Ebî l-hevvârî ve sahibe ed-dârimî Ebû Hamza Muhammed bin Ýbrahim Baðdâdî 289 Hayru n-nesâc Ebû l-hasan Muhammed ibn-i Ýsmâîl Ebû Mahfûz Ma rûf bin Fîrûz el-kerhî el-baðdâdî 204 Hasan el-fellâs an Münâvî Ebû Saîd Ýbrahim bin Ýsa (Ahmed bin Ýsa) Harrâz Ahmed bin el-a râbî el-ademî 341 Ebû Abdullah Abâdânî Ebû Hamdun Muhammed bin Abdullah Mukirrî-i Mekkî Ebû l-hasan Ali el-müzîn el-kebîr el-mýsrî Ebû Bekir Hevvârî Ebû Bekir Hevvârî el-betâyihî Muhammed Þenbekî Baðdâdî Tâcu l-ârifîn Ebû l-vefâ el-baðdâdî Seyyid Muhammed bin Seyyid Ahmed Arîzî 505 Seyyid Matar ibn-i Seyyid Sâlim Baðdâdî (Kardeþi oðludur iþaretle câniþîn oldu Diyarbakýr da metfûndur.) Ömer bin Osman el-mekkî 391 Ebû l-hüseyin ibn-i Bennân Ebû l-edyân Ali el-basrî Ebû Bekir Sekâf Ebû Ca fer Saydalânî Ebû l-hüseyin Ahmed bin Muhammed en-nûrî ibn-i el-bagavî Ebû l-verd Ahmed el-râkî Ebû Ya kûb el-hâþimî Ebû l-hasan Ali es-sâni Dineverî 331 Ebû Bekir Ahmed bin Sa dân el-râkî 324 Ebû Bekir Ahmed Zekâf 300 Ebû l-hüseyin Ahmed bin Sa d el-mâlikî Ebû Bekir Ahmed Tarsûsî 304 Ýsrafil Maðribî Zünnûn-i Mýsrî 245 Sehl bin Abdullah et-tüsterî 283 Ebû Abdullah Ahmed Sâlimî Basrî 320 Ebû l-hasan Muhammed bin Ahmed ibn-i Sâlim Basrî Ebû Tâlib Mekkî Muhammed bin Ali ibn-i Atiyye 286 Osman ibn-i Mürîde Mevâhib ibn-i Abdülvahâb Mansûr el-betâyihî es-seyyid Ahmed er-rifâî ibn-i Uhtehû kaddesallâhu sýrrahu Azzâz el-betâyihî ibn-i Müstevda Þeyh Mâcid Kürdî 561 Ebû l-abbas Seyyid Âlim Baðdâdî Çâkir Kürdî 592 Adî bin Müsâfir el-hükârî el-mûsulî 558 Abdurrahman Tafsuncî Ebû l-hasan ibn-i Cevzî Þeyh Askerî Þevlî Baðdâdî Ahmed el-baklî Ali bin Heytî 564 Ebû l-hasan Ali ibn-i Ýdris Ya kûbî Ebû Osman Sa îd ibn-i Selâm el-maðribî 373 Ebû l-hüseyin ed-dimyatî el-karâfî el-mýsrî 380 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 17a]

108 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 16b] vr. 17a Ebû Muhammed Ruveym bin Ahmed el-baðdâdî 330 Sâbit el-habbâz el-baðdâdî Selemetu s-selâm 297 Sabûr 298 Seyyidu t-tâifeti l-aliyye Tâvusu l-ulemâ Kutbu l-mezâhib Þeyh Cüneyd el-baðdâdî ibn-i Muhammed bin Cüneyd 298 Kuþeyrî 297 Yâfi î Ebû Bekir Tamistânî Ebû l-hüseyin Ali bin Ýbrahim el-basrî Ebû Zur â Ahmed ibn-i Muhammed er-râzî Ebû Abdullah Mâlikî Ebû Bekir Ýsfehânî Ebû l-hüseyin el-hasrî el-baðdâdî 371 Ebû l-fazl Muhammed bin Hasan Hatlî Ali bin Osman el-celâ el-gaznevî (Sâhibu Keþfu l-mahcûb ) Ebû Bekir Muhammed Kurâ Niþaburî 370 Ebû l-hasan Bendâr ibn-i el-hüseyin Þirâzî 353 Ebû Muhammed Ahmed Züccâc Ebû Muhammed Ca fer Hudâ ibn-i Abdullah eþ-þirâzî Ebû l-kasým Muhammed bin Mahmûd Nasrabâdî Niþaburî Ebû Abdurrahman Muhammed Sülemî en-nisâburî (Sâhibu el-hakayýk ) 412 Ebû Ali ed-dekkak Hüseyin en-nisâburî 405 Ebû l-kasým Abdülkerim el-kuþeyrî (Sâhibu r-risâle) 465 Ebû l-kasým Faris ibn-i Ali Baðdâdî 342 Ebû Bekir Gülâbâdî Buhârî (Sâhibu et-taarruf ) 364 Ýsmâîl Müþtemlî ibn-i Muhammed Baðdâdî Ebû Bekir Ca fer bin Yûnus Yadlef bin Hücdem Þeyh Þiblî Baðdâdî nefsun sa îd 333 Muhammed Zücâc 248 Ebû Bekir bin Abdullah Nesâc Ahmed Gazâlî Ebû Ali Ahmed ibn-i Muhammed Rudbârî 321 Ebû Abdullah Ahmed Rudbârî Ebû l-kasým Ca fer er-râzî 378 Ebû Seleme Bâverdî Ebû l-kasým bin Ahmed el-mukirrî en-nisabûrî 378 Ömer bin Osman el-mekkî es-sûfî Ýnâbet 297 Ebû Bekir Muhammed bin Musa el-vâsýtî el-ferganî 326 Ebû l-abbas Kasým es-seyyâd el-mervezî 342 Ebû Ali Muhammed Þebevî el-mervezî Abdülvâhid ibn-i Ali el-yesârî 375 Hüseyin bin Mansûr el-hallâc el-baðdâdî 309 Abdülmelik el-baðdâdî Þerif Hamza-i Ukaylî el-baðdâdî Ebû Mansûr Muhammed Ensârî 430 Ârif Ayâr Mansûr Belhî Muhammed bin Ýbrahim Ca fer bin Muhammed Huldî Baðdâdî 348 Ca fer bin Muhammed bin Fazl Baðdâdî Tâvusu'l-Harameyn Ebû'l-Hayr Ýkbâl el-habeþ Ebû Bekir Ahmed Zukak Kebîr Mýsrî Ebû Bekir Ahmed Zukak Sagîr Baðdâdî Ebû Bekir Muhammed Mýsrî Ebû Muhammed Ahmed bin Muhammed Cerîrî Muhammed bin Abdullah et-taberî Ebû'l-Abbas el-kassâb Muhammed bin Ahmed er-rumlî Ebû l-hasan Harakânî (fî rivâye) Ebû l-kasým Kürkânî Ebû Ali Zerker Remlî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 17b]

109 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 17a] Ebû l-kasým Cüneyd-i Baðdâdî Kavârîrî ve Züccâc vr. 17b Ebû Bekir Þiblî Ebû Muhammed Abdullah bin Yûsuf el-cüveynî Oðlu Ýmâmu l-haremeyn Abdülmelik 478 Ýmâm Gazâlî Muhammed bin Muhammed 505 Kadý Ebû Bekir el-mu âfirî Nureddin Ebû l-hasan Ýmâm Ya zî Ebû Medyen Maðribî Þuaybin Hüseyin Abdullah es-sâlih ibn-i Ali Maðribî Muhammed bin Ali Fakîh Abdurrahman Muk ad bin Muhammed el-hadremî Maðribî Ebû Ya kûb Nehrcûrî 330 Ebû Muhammed Ruveym ibn-i Yezid ibn-i Ruveym Ebû Tâlib Hazrec Ebû l-abbas Ahmed ibn-i Þüreyh Þâfi î el-asfar 305 Ebû l-hüseyin Ahmed bin Saîd Mâlikî Bennân bin Muhammed el-cemâl el-vâsýtî 316 Ebû Bekir el-kütâbî Muhammed ibn-i Ali bin Ca fer Baðdâdî 322 Ebû Bekir Kisâî Dineverî Zeyyâd el-kebîr Hemedânî Ebû Bekir Luhammed bin Ali ibn-i Hüseyin Gadûfî 345 Ebû Ýshak Ýbrahim bin Sâbit Ýsfehânî 369 Ebû l-hasan el-müzîn Ali ibn-i Muhammed Baðdâdî 313 Ebû Abdullah Ali Baküvî Ebû Muhammed Mürte iþ Abdullah ibn-i Muhammed Nisâburî 328 Tâvusu l-fükarâ Ebû Nasr es-serrâc bin Abdullah et-tûsî 348 Ebû l-fazl Muhammed bin el-hasan es-serahsî 406 Ebû Saîd Fazlullah ibn-i Ebî l-hayr el-meyhenî Hýrka an Abdurrahman es-sülemî 440 Oðlu Hâce Ebû Tâhir 480 Ceddu Molla Câmî, Þeyhu l-ýslâm Mevlânâ Ahmed Nâmýkî el-câmî 536 Zâhîruddin Ýsa bin Ahmed el-câmî 600 Kutbeddin Ebû l-feth Muhammed bin Þemseddin el-câmî Ebû l-fazl Mahmûd bin Evhâd ibn-i Ebî l-kasým el-câmî Oðlu Kutbeddin Yahya 750 Ebû l-kasým Ca fer Râzî 38 Ebû Ali Rûdbârî Mýsrî Ahmed bin Muhammed Ebû Ali Kâtib Hüseyin bin Ahmed Mýsrî Ebû Osman Maðribî Selâm bin Saîd el-kayrevânî el-mukirrî el-maðribî 373 Ebû l-kasým Kürkânî Abdullah bin Ali bin Abdullah Kirmânî 460 (Ebû l-hasan Harkânî den dahî ahzi vardýr.) Ebû Bekir Nessâc ibn-i Abdullah Muhammed et-tûsî 474 Ahmed Gazâlî 520 Ebû l-fazl Baðdâdî Ebû l-berekât Ebû s-su ûd Endelûsî Ebû Medyen Maðribî Ebû l-fütûh Sa dî Kemâleddin Kûfî Sâlih Berberî Ebû Abdullah Ahmed Râdendî 369 Ebû Seleme Bâverdî Ebû l-kasým ibn-i Ahmed Mýsrî Nisâburî Ebû Ali Hasan Müþtevlî Mýsrî 357 Mansûr ibn-i Halef Mekkî Ebû Ali Farmadî 477 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 18a]

110 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 17b] vr. 18a Mus ab bin Ahmed Esved el-kalânisî Ebû Ahmed Ebû l-abbas el-baðdâdî Þâfi î Asgar 305 Hâce Yahya bin Ammâr Þeybânî 408 Kadý Ebû Amr el-bistâmî 409 Ebû l-hasan el-biþrî es-secrî Ebû Nasr Kabânî 340 Hazret-i Cüneyd-i Baðdâdî Hazret-i Þeyh Mümþâd Dîneverî Ebû Ali Ahmed Ebû l-fevâris Miftâhu l-mezâhib Ebû Abdullah Muhammed ibn-i Hafîf Þirâzî 331 Ebû Ali Hüseyin el-âkarî el-fârisî Þirâzî 353 Ebû Ýshak Ýbrahim ibn-i Gerec Þehriyâr el-kazerûnî 426 Ebû l-kasým Mahmûd bin Ahmed el-hatîb 460 Ahmed bin Abdülkerim Þirâzî Sirâceddin Mahmûd ibn-i el-halîfe eþ-þirâzî Ebû Muhammed Rûzbihân-ý Baklî eþ-þirâzî el-karâfî 606 Ebû Ýshak Ýbrahim ibn-i Þehriyâr Kazerûnî 426 Ebû Âmir Hüseyin Mekkî Rükneddin Ebû'l-Hazîc Muhammed bin Hafîf Þirâzî Nîsâburî Ebû Abdullah Celâleddin 331 Þeyh Ebû Ali Hüseyin ibn-i Muhammed el-âkar Fîrûzâbâdî el-kebîr Þeyh Ahmed Esved Dîneverî Ebû Abdullah ibn-i Atâ Abdülhâlik Firdevs 350 Tâiru Evci Ýlliyyîn 400, 367 Muhammed Bekrî Kudsî 380 Ali ibn-i Hüseyin Kirmânî Tecellâ Hayât-ý Ebediyye 441 Þeyh Ebû l-hüseyin Muhammed bin Abdullah es-sühreverdî eþ-þehîr bi-amuyye 441 (Zarîyifu l-kavm Vecîh in pederi Ebû n-necîb in ceddi) Hâce Ali ibn-i Hasan Kirmânî Ýbnuhû Abdullah ibn-i Muhammed el-bekrî (Ebû n-necîb in pederi ve Kadî Vecîh in birâderidir.) Ahmed Kûfânî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 18b]

111 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 18a] 503 Sýyânet Ýbn-i Amaviyye Þeyh Vahyuddin el-kadî Ömer el-bekrî (Vecîh bi-kalemi þ-þa rânî, Vasî rivâyet, Ýbn-i Ahî ed-dineverî) Þevk-i dil 440 vr. 18b Mâcid Þirâzî 590 Osman Hurâd Halebî 569 Rûzbihân-ý Sagîr Kazerûnî Mýsrî (Damâd-ý Necmeddin Kübrâ) Þeyh Ömer Bekrî Dineverî Ebû Muhammed Beytullah Ebû n-necîb Ziyâeddin Abdülkahir el-bekrî es-sühreverdî (Lehû Âdâbu l-mürîdîn ) Baðdat ta 563 Birâderzâdesi Ömer bin Muhammed Ebû Hafs el-bekrî es-sühreverdî (Sâhibu el-avârifu l-ma ârif ) vulide 539 vefât 632 Baðdat ta Bahâeddin Ebû Muhammed Zekeriyyâ el-kýrþî el-esdî el-multânî 7 S. 666 sin 100 Veleduhû Sadreddin Ebû l-meganim Muhammed 23 R. 684 Veleduhû Rükneddin Ebû l-feth Feyzullah 9 Ca. 725 sin 88 Ahûhû Ebû Nasr Ýmâdeddin Ýsmâîl þehâdet 7 Ca. 729 sin 49 Fazlulah Muhammed bin Eyüb ( Fetevây-ý Sûfiyye sâhibi) Bahâeddin Zekeriyyâ Multânî Emîr Hüseynî Hüseyin bin Sâlim 717 (ve lehû Zâdu l-müsâfirîn ve Nüzhetu l-ervâh ve Kenzu r-ramûz ) Mahmûd Þebüsterî Sa deddin (Sâhibu Gülþen-i Râz ve Saâdetnâme ve Risâle-i Hakka l-yakîn ) Damadý Fahreddin râkî 709 Fahreddin Ömer el-cezerî Fahreddin el-çârpardî Necmeddin Ebû l-beka el-hattât Ýmâm Sâbit bin Mâdân en-nefîsî Oðlu Kebîruddin Multânî Emîr Muînuddin Pervâne Rûmî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 19a]

112 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 18b] vr. 19a Ebû Reþîd Kutbeddin Ebû Bekir bin Ahmed bin Muhammed el-ebherî es-semerkandî Mekîn-i Cennet Þeyh Mahmûd Fakih el-mýsrî 643 Burûceddin Kirmânî Tebriz de 656 Ebû l-berekât Kâþifî Nureddin Mahmûd Fakih Feyûmî Mýsýr da 642 Muhammed bin Mübarekþâh Mantýkî Necâþî el-habeþî 660 Makam-ý Vahdet 599 Rükneddin Sincânî Ebû l-hasan Þeyh Ali bin Haydar Baðdat ta en-necâþî 628 Þeyh Þemseddin Aslüddin Þirâzî Muhammed Tebrizî Hüdâ Dâd bin Muhammed Abdullah Beyânî bin Ali bin Melek Dâd 645 (Müþrid-i Mevlânâ dýr.) Kasým Sercânî Kývâmuddin Muhammed Bistâmî Alâeddin Ali Bistâmî Abdullah bin Halil el-esedâbâdî Fahreddin er-rûmî Ebû l-berekât el-mudurnî Ýbnuhû Muhammed Ebû l-hüseyin (Sâhibu er-risâle ) Þihâbedin Yahya bin Hasan Maktûl Hafîd-i Þihâb 589 Þeyh Sadreddin Ali Yemenî Seyyid Kasým el-envâr Tebrizî 822 Hâce Ebû l-mefâhir Fahreddin Evhad ibn-i Es ad el-beyhakî en-niþâbûrî Ebû l-uþþâk Evhadüddin Kirmânî Hâmid bin Muhammed bin Ahmed Þeyh Evhadî Ýsfehânî 738 Þeyh Þihâbeddin Tebrîzî Muhammed bin Mahmûd el-atîkî (Tatar elinde maktûl 702) Zînetu l-amel 628 Ebû Abdullah Sa deddin Hâfýz Þeyh Ýbrahim Hemedânî 709 (Þeyh-i Ekber kurbünde) Ebû l-hamîde Celâleddin Muhammed Yemenî Adenî 659 Hüseyin Sâdât-ý Herâtî 729 ( Nüzhetu l-ervâh sâhibi) [Silsilenin devamý için bkz. vr. 19b]

113 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 19a] vr. 19b Raziyuddin Ebû Muhammed Seyyid Ali ibn-i Seyyid Cemâleddin en-nâtýkî el-horasânî 720 Ebû Kesîr Burhâneddin Muhammed Þeyh Cemâleddin Tebrîzî Ebû l-hasan Baklancârî el-ezherî el-eyserî Þirâzî Gîlân da 759 Lemezât 760 Ebû l-kasým Muhammed Muhyiddin ed-devsî el-gîlânî 762 (Cüneyd den sonra siyah isti mâli terk olunmuþ idi tekrar bunlardan þâyi oldu. Eysar kurbünde metfûndur.) Safiyüddin ishak ibn-i Cibrîl ibn-i Ebû Bekir el-kürdî es-sincânî el-erdebîlî Ebû l-feth Hýzýr Zârî Ebû Hikmet Pîr Hikmet Muhammed bin Ali Muhyiddin Þirvânî Gence de 736 Ýmâmu l-halvetiyyeti l-cüneydiyye Tâceddin Ebû s-safve Þeyh Ýbrahim Zâhid ibn-i Rûþen Emîr Gîlânî ibn-i Bâbil ibn-i Þeyh Bîdâr el-kürdî es-sincânî Tekmîl-i Nefs 690 (Yedi ataya dek þeyh oðlu þeyhtir. Esmâyý yedi edenler bunlardýr.) Þeyh Ebû Muallim Þeyh Abdurrahman Erzincânî Tabduk Emre Âþýk Yûnus Emre (Sahîh) 842 Sa âdet-i Ukbâ 717 Þeyh Âhî Muhammed Þirvânî Kerîmeddin Ebû l-feyz Hârezmî Herat 780 Seyyid Ahi Yûsuf Halvetî Gîlânî (Niðde dedir.) 708 Osman Þirâzî Velî Hamedânî Pir Halime-i Þirvânî Ebû s-sirâcî Þeyh Muhammed Karsî Nureddin Herevî 803 (Sâhibu Minhâcu l-müzkirîn ) Þeyh Seyfeddin Halvetî Þeyh Muhammed Halvetî eþ-þeyh Pehlivân Mahmûd Yekpâr Osman Þirvânî el-mýsrî Karafe de 830 Kutbeddin Muhammed Tebrizî Ýznik te 818 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 20a]

114 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 19b] vr. 20a Ebû Yezid Abdullah Celâleddin Nurânî 12 Zâ. 862 Kýbletu l-vâsýlîn 750 Sýrâceddin Þeyh Pîr Ömer Halvetî Ebû Abdullah ibn-i Ekmeleddin Lâhçânî Tebriz de 800 (Ýbtidâ Halvetî tesmiye olunup ve terkli tac icad eden bunlardýr.) Seyfeddin Halvetî Herevî 812 Nefehât-ý Câmî de 763 Zahîruddin Ebû l-ferec Ali Halvetî 801 Þeyh Muhammed Halvetî Pehlivan Mahmûd Alâeddin Balýkesirî Oðlu Þeyh Muhammed Hüsâmeddin Burûsî Abdurrahim ibn-i Muhyiddin Þeyh Ahi Mirim eþ-þirvânî Gülâbâdî ez-evlâd-ý Âhî Evrân Girbeste-i Ali-i Ebû Tâlib el-herevî Kýrþehrî yâ Herât 812 Mürþidu l-kâmilîn 766 Þeyh Tevekkül Halvetî Sinopî 827 Ebû Tâlib Mekkî Halvetî Kýrþehrî 824 Amr Rabbânî Halvetî (Þirvan da metfûndur.) 848 Þeyh Câmî Mahmûd bin Mevdûd Ahmed Ýzzeddin eþ-þirvânî Ebû l-hasan Türkmânî der Maraga 828 Vahdet-i Sarfa 793 Ebû Ali Ömer Halvetî Sýrâceddin Þirvânî (Serhatlan da) 831 Baba Rasul Rûmî (Niðde dedir.) 841 Ýbrahim Kubâdî Mýsrî 850 (ez-nesl-i Ýmâm-ý A zam) [Silsilenin devamý için bkz. vr. 20b]

115 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 20a] vr. 20b Reîsu Ehli l-azîmet 833 Þeyh Sadreddin Pîr Ömer el-hiyâvî Mevlânâ el-hâc Muhammed Þirvânî (Þiraz da) 860 Ýbrahim Hibetullah Þirvânî Þivâsî 867 (Tarîk-i Hâc da Tebûk ta) Seyyid Bahâeddin Þirvânî Pirzâde Ebû l-uþþâk Takiyyüddin Muhammed Halvetî ibn-i Ýzzeddin 855 Þeyh Alâeddin Rûmî 867 (Dede Ömer Rûþenî nin büyük birâderidir. Güzelhisar da Rûþenî Karyesi nde tevellüd ba de Þirvân a hicret ve Karaman da zâviyelerinde defîn-i terebet olundu.) Seyyid Ahmed Sünnetî Kastamonî Pîr Þükrullah ibn-i Kasým Ensârî Erzincânî 878 (Þirvan da Seyyid Yahya nýn türbesi hâricinde metfûndur.) Divâne Þeyh Þuca Ýstânbûlî Sinan Halîfe Gelibolî Bâlî Sehm Baba Rasul Halvetî 840 Pîr Ömer Erzincânî Alâeddin Ali Arabî 901 Þeyh Sinân 975 Beyâzýd-ý Rûmî Pir Ali ibn-i Nasûh 952 Þeyh Abdullah Divâne Þuca 956 Ýmâmzâde Müftü Abdülkerim Tirevî eþ-þeyh Mürþidu l-âlem es-seyyid Yahya eþ-þirvânî ibn-i Bahâeddin el-bakülî Mücellâ rabbuhî teâlâ lehû 869 Alâeddin Halvetî Molla Ali Tokadî 867 Molla Mesut Acemî Edirnevî Þeyh Süleyman Rûmî Sofular Tekyesi Þeyhi Ekmelüddin 5 M. 985 Hamza Halîfe Sinan Rûmî Ýmâmzâde Hâfýz Abülkerim el-kirmâstî 964 (Müftü Þeyh) Habîb Karamânî el-ömerî el-amasyavî 902 Pîrî Paþa Tekyesi ne þeyh olan Cemâleddin Ýshak Karamânî der Sütlüce 923 Þeyh Yûnus Dede 981 Tornacýbaþý Yetim Baba Ali Efendi der Sütlüce 960 Hayreddin Hýzýr Îcâdî 976 Abdülkerim Tirevî Muhammed Aydýnî Tirevî (Þârihu Vird-i Seyyid Yahya ) Pîr Muhammed Paþa es-sýddîkî 940 Karahisarî Þemseddin Ahmed Efendi der Sütlüce 963 Abdurrahman ibn-i Ýbrahim Ezelîzâde 974 (Konya da, sâhibu Bahri l-ulûm) Viþne Þeyh Muhammed 992 Pir Ýlyas Amâsî 817 (Amasya da Ya kûb Paþa Câmii nde metfûndur.) Pir Zekeriyyâ Halvetî el-amâsî (Amasya da Serrâcîn civarýndadýr.) Abdurrahman Hâmî ibn-i Hüsameddin (Pir Ýlyas Amâsî nin kýzý oðludur Amasya da Ya kûb Paþa Câmii nde metfûndur. Babalarý Hüsameddin Gümüþ nâm kasabadan olmaðla Gümüþlüoðlu dimekle meþhur idi.) Abdülvahhâb Tirevî 975 (Abdülkerim in birâderidir.) Ebû l-berekât Muhammed Zîlî Yayabaþýzâde Hýzýr Efendi 1005 Hasan Bosnevî Gürdevsî 1030 Emîr Ahmed Efendi Þems Efendi Hýzýr Efendi Haydar Ebû Sa dullah Tirevî 974 Abdullah Halvetî Taceddin ibn-i Âþýkpaþa Seydî Halîfe el-amâsî Davut Mudurnî el-hâc Hýzýr Malâtî Hamza Malâtî Hasan Malâtî Mustafa Malâtî HüsâmeddinMalâtî Muhammed Malâtî el-hâc Hýzýr el-amâsî Molla Efendi Bezcizâde Konevî 1020 Muslihuddin Amâsî (Hacý Evhâdüddin Tekyesi ne ibtidâ bunlar þeyh olmuþ Hulvî) Halîfe ve Câniþînî Cârullahzâde Mustafa Beyânî Rusçukî1006 (Defîn fî zâviye) Hasan Halîfe Gelibolî Oðlu Þeyh Muhammed 1010 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 21a]

116 Birâderi Bayrâm Aða [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 10b, 20b] vr. 21a Silsile-i Tarîkat-i Aliyye-i Bayrâmiyye-i Himmetiyye Birâderi Bayrâm Aða eþ-þeyh el-hâc Himmet Efendi el-bolevî el-üsküdârî Vilâdet 1000 Rihlet 1090 Veleduhû l-kebîr eþ-þeyh es-seyyid Abdullah Efendi Vilâdet 1050 Rihlet 1122 Veleduhû l-kebîr eþ-þeyh es-seyyid Abdussamed Efendi 1150 Nizâmîzâde Þeyh Seyyid Ýsmâîl Efendi Fakîh Þeyh Ahmed Efendi Þeyh Re fetî Efendi Çalâkzâde Þeyh Mustafa ez-zâkir 1171 Birâderi Þeyh Seyyid Abdüþþekûr Efendi 1180 Ýmâmu l-halvetiyyeti l-cüneydiyye Tâceddin Ebû s-safve Þeyh Ýbrahim Zâhid ibn-i Rûþen Emîr Gîlânî (Ýbtidâ Esmâyý yedi iden bunladýr.) 771 Þeyh Âhî Muhammed Þirvânî Kerîmuddin Ebû l-feyz Hârezmî Herat rahimehumullah 780 Sýrâceddin Þeyh Ömer Halvetî Ebû Abdullah ibn-i Ekmelüddin Lâhcânî Tebriz de 800 Þeyh Âhî Mirem eþ-þirvânî Gülâbâdî ez-evlâd-ý Âhî Evrân Girbeste-i Ali Kýrþehrî yâ Herât 812 Þeyh Hacý Mahmûd bin Mevdûd bin Ahmed Ýzzeddin eþ-þirvânî Ebû l-muhsin Türkmânî 828 Þeyh Sadeddin Halvetî-i Hiyâvî Þirâzî 860 eþ-þeyh Mürþidu l-âlem es-seyyid Yahya eþ-þirvânî ibn-i Bahâeddin el-bâkülî mücellâ rabbuhî lehû teâlâ 869 Alâeddin Lârendî Rûmî 867 Birâderi Þeyh Muhammed Emîn Efendi 1176 Damadý Þeyh Abdulhalîm Efendi 1173 Veleduhû Þeyh Seyyid Muhammed Habîb Efendi 1184 Birâderi Þeyh Seyyid Abdülgafûr Efendi Bayrampaþa Türbedarý Þeyh Hâfýz Muhammed Efendi 1228 Veleduhû Þeyh Ali Efendi Hamza-i Rûmî Hüsâmeddin Rûmî Kemâleddin Rûmî Pîrî Halîfe-i Karamânî Nûrullah Halvetî Molla Çelebi Ömer Rûþenî ibn-i Nûrullah Bezcîzâde Muhyiddin Muhammed Üsküdârî 1020 Hasan Hüsâmeddin Bezzâz Ýslâmbulî 1026 eþ-þeyh el-hâc Himmet Efendi el-üsküdârî ibn-i el-hâc Ali Merdân 1095 Oðlu Þeyh Abdullah Efendi 1122 Oðlu Þeyh Abdüssamet Efendi 1150 Oðlu Þeyh Nûreddin Efendi 1180 Bayazýd-ý Rûmî Edirnevî Pîr Ali Tekfurdaðî Þeyh Pîr Ali Sinopî 990 Mes ûd Rûmî Edirnevî Þeyh Süleyman Ekmel Ýslâmbulî 916 Þeyh ibn-i Ekmel 985 Bedreddin Lârendî Bedreddin Sânî Ýslâm Halîfe el-hâc Bayrâm Velî Ak Þemseddin Abdurrahman Þâmî Nebîresi Çelebi Þeyh Muhammed el-hâc Ahmed Efendi Bolevî el-hâc Ahmed Efendi Abdurrahman Karamanî Mevlevî Abdülkadir Abdurahim ibn-i Fazlullâh Veleduhû Seyyid Muhammed Nurullah Efendi 1180 Veleduhû Þeyh Seyyid Muhammed Bahâeddin Efendi 1220 Þeyh es-seyyid Ahmed Cezbi Efendi 1245 Veleduhû Þeyh Seyyid Muhammed Muhyiddin Efendi 1215 Þeyh Süleyman Þeyh Seyyid Muhammed Muhyiddin Efendi Kerîmezâde Þeyh Abdüssamed 1223 [Silsilenin devamý için bkz. Belge 7b]

117 vr. 21b Silsile-i Tarîka-i Bektâþiyye Mürþidu Âlem sallallâhu teâlâ aleyhi ve alâ usûlihî ve fürûihî ve sellem teslimen kesîran kesîra Halîfe-i Habîbullâh Cenâb-ý Hazret-i Evvâh Selmân-ý Fârisî Kasým bin Muhammed bin es-sýddîk Hacým Kovacýk Sultan Sarý Saltuk Ýsmâîl Kýzýl Velî Seyyid Cemâl Sultan Hazret-i Tayfur Ebî Yezid Bistâmî 216 Ebû l-hasan Ali el-harkânî 425 Ebû Ali Fârmedî Fazl bin Muhammed bin Ali Tûsî 477 Hâce Yûsuf Hemedânî 535 Hâce Ahmed Yesevî 590 Sarý Saltuk Emân Sultan Abdal Musa Kaygusuz Abdal Ýskender Baba Osman Baba Mecmau s-selâsil Ýmâm Ca fer-i Sâdýk Rizvânu llahi aleyhim ecma în 148 Þeyh Lokman Horasânî eþ-þeyh el-hâc Bektâþ Velî el-horasânî en-niþabûrî Seyyid Muhammed bin Seyyid Ýbrahim 669 Bektaþiyye 728 Hýzýr Bâlî Dede Mürsel Bâlî Çelebi Yûsuf Bâlî Çelebi Rasul Bâlî Balým Sultan Vefât 922 Ýskender Çelebi Emîr Kasým Çelebi Kalender Çelebi Zeynelabidin Çelebi Ýmâm-ý Hüseyin Ýmâm-ý Zeynelabidin Ýmâm-ý Muhammed Bâkýr Veleduhû Ýmâm Musa Kâzým raziyallâhu anhu 183 Veleduhû Ýmâm-ý Ali Rîzâ 203 Ýmâm Muhammed bin Muhammed Gazâlî 505 Hakim Ata Oðlu Hubbî Hoca Uzun Hasan Ata Mevlanâ Bedreddin Muhammed Ramazan Baba Çelebi Burûsî 1011 Anabacý Sultan Gelibolî 1030 Süleyman Ata Sa îd Ata Mansûr Ata ibn-i Baba Arslan Oðlu Abdülmelik Ata Oðlu Tâc Ata Zengî Ata Seyyid Ahmed Ata Ýsmâîl Ata Oðlu Ýshak Ata Mevlanâ Sadreddin Ahmed Eymen Baba Türkistânî Þeyh Ali Maverâunnehrî 974 Þeyh Kemal el-îkânî Þeyh Ali el-abâdî Buhârî Þemseddin Erdökendî Mevlanâ Abdal Þeyh Þâþî Halîfe-i Rasûlüllah ve vassâ Habîbulluh 40 Ýmâm Hasan-ý Basrî 110 Habîb-i Acemî Basra da 150 Davud-u Tâî Hanefî Ebû Sâlim 184 Sýrâceddin Baðdat ta Ma rûf-i Kerhî Makdisî 204 Seriyüddin Sakatî Ebû l-hasan ibn-i Müflî 253 Veleduhû Ýbrahim raziyallâhu anhu Necmeddin el-mekkî Emîr Kasým Yemenî Ali eþ-þerîf el-hüseynî Ýbrahim eþ-þerîf el-hüseynî Muhammed en-nah î Þeyh Mîr Haydar Þirvânî 830 Þeyh Pîr Ali Mecnûn el-baðdâdî Þeyh Baba Kasým Zülfikâr Mâzenderânî Þeyh Seyyid Nizâmeddin ibn-i Þihâbeddin el-hüseynî el-baðdâdî el-ýslâmbulî Muharrem 957 Þeyh Muslihuddin Keþfî Þeyh Mevdûd Maverâunnehrî Hâdim-i Þeyh el-buhârî Cemâleddin el-buhârî Murtaza Çelebi Edirne de Sazlýdere de 1016 (Bin onda edây-ý Hâc eyleyup Edirne Sazlýdere sinde zâviye ve mescid binâ eyleyup bin on altýda fevt lemezât)

118 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 20b] Ali Burûkî Abdurrahman ibni- Ece Bey Kütahyavî Timurtaþ Mýsrî Hasan Çerkeþî Çâniþîn 955 Muammed Hânûtî Mýsrî el-hâc Þeyh Erzurumî 1011 Þeyh Keremüddin Muhammed Ýbn-i Ahmed eþ-þehîr ibn-i Zeyyât el-mýsrî 986 Ali bin Ganîm Makdisî el-hanefî el-ensârî 18 M Abdullah ibn-i Muhammed el-halvetî 1001 Ahîhî Muhammed Türk 1007 Mahmûd Aynî Ebû'l-Kasým Çelebî 970 Ferhât Mekkî (Muallâ'da metfûndur.) 972 Muhammed Ýlhamî-i Ýslâmbulî Dýramanî 980 Kurtzâde Vâlihî Edirnevî 994 Muhammed Üryânî Rusçukî 999 Þeyh Muhammed Sýrrî el-edirnevî 1075 Þeyh La lî Fenâyî el-edirnevî 1112 Mahmûd Hamdi Efendi 1112 eþ-þeyh Hasan Sezâyî el-edirnevî Câbî Dede1151 Damadý Þeyh Hâfýz Mustafa Efendi 12 Ra (Tophâne de Gülþenihâne de metfûndur.) Þeyh Muhammed Sa îd Efendi 1217 (Bâni-i zâviye-i Baþçý) Þeyh Mustafa Rýfat Efendi 1256 (Þeyh-i Zâviye-i Baþçý) Pîþkadem Mustafapaþa Þeyh Muhammed Þerefeddin Efendi 1270 eþ-þeyh es-seyyid Hüseyin Hüsnî Fahrî Efendi 1270 Silsile-i Tarîka-i Halvetiyye-i Gülþeniyye Þeyh Seyyid Yahya eþ-þirvânî el-halvetî Dede Ömer Rûþenî el-bekrî 892 Pir Ýbrahim Gülþenî kuddise sýrruhû es-sinnî ibn-i Muhammed ibn-i Hacý Ýbrahim ibn-i Þeyh Þihâbeddin ibn-i Aydoðmuþ'tur. mâte kutbü'z-zamân Ýbrahim 940 Hulvî 964 (Oðuz Ata neslindendir. Vâlideleri þerîfedir.) Hasan Edirnevî Þâmî 976 Yûsuf Sîneçâk 953 Ebû's-Safâ Þemseddin Seyyid Ahmed Hayâlî ibn-i Gülþenî Gaib 977 (Valideleri yanýnda) Seyyid Ali Safvetî ibn-i Ahmed Hayâlî fî 6 N Mecnûn Muhammed Ali Dede Baðdâdî 1006 Muhyiddin Edirnevî 1014 Fazlullah mâte kutbü'l-ârifîn 994 Seyyid Nesîmî Hasan Zarîfî Sin 102 Kayâlarda 977 Zarîfî'nin derîga gitti ruhu Seyyid Sâdýk Ali 961 (Diyarbekir'de Kavm Kapýsý kurbündedir. Sarý Saltuk evladýndandýr.) Þeyh Hasan Âmidî 1019 (Zâviyesinde metfûndur.) Birâdereþ Necîbeddin Seyyid Hasan ibn-i Ahmed Hayâlî 1024 Damadý Seyyid Muhammed Hasan Gavsî Kýrýmî 1022 (Medine-i Münevvere de) Seyyid Muhammed Kutub el-edirnevî Ýbnuhû Seyyid Ali 1106 Gürcî Þeyh Ali Efendi 1187 (Bâni-i zâviye-i Molla Aþkî) Damadý Þeyh Hâfýz Mustafa Efendi 1206 Gürcîzâde Þeyh Hasan Efendi 1226 (Þeyh-i zâviye-i Molla Aþkî) Þeyh Ali Rýzâ Efendi 1262 (þeyh-i zâviye-i Molla Aþkî) Þeyh Osman Nûrî Efendi 1302 Þeyh el-hâc Muhammed Rüþdî Efendi 1292 Þeyh Ali el-aclûnî 973 Nahîfî Halîfe ( Gülþenirâz Sâhibi) Efendi Dede Ömer Arþî (Antalya da Kasým Efendi Zâviyesi nde) Abdullah Geylânî 1018 Oðlu ve Kaimmakamlarý Seyyid Þeyh Ýbrahim ibn-i Þeyh Hasan 1046 Peyk Ahmed Dede Remzî 11 Muhammed Mahvî Hayrabolevî Ýbnuhû Muhammed Sâdýk Çelebi Damadý Müsellem Ahmed Efendi 1166 Oðlu Seyid Ebû l-vefâ Zâ Tatar Hasan Efendi 1180 Çubukçuzâde Þeyh Ahmed Efendi 1272 (Þeyh-i zâviye-i Molla Aþkî) Veleduhû Þeyh Mustafa Âþýk Ýsmâîl Efendi (Vâiz-i Süleymaniye) fî 19 N Þâh Kubât Þirvânî 950 (Sultan Halîl Akrabasýndandýr. Sinnî yüze karîbdir.) Hasan Ayntâbî Mýsrî Þahin Mýsrî 955, 925, 960 (Umerây-ý Çerâkisedendir.) Zâviydâr-ý Þah Melek Aþýk Musa ibn-i Muhammed Edirnevî 975 (Zâviyeleri kurbünde) Abdülkerim Edirnevî Mustafa Lâyihi-i Sirozî Câniþî 992 Muhammed Sýrrî Seyyid Kutub Seyyid Ali 1106 Ýbrahim 1100 Muhammed La'lî 1112 Etmekçizâde Muhyiddin Muhammed Edirnevî Damadý Hayalî 1013 (Atâyî der ki; Safvetî'den inâbet ve iki damadý olup fevt 1014 Yûsuf Mezheb Mýsrî 995 (Eski Mýsýr da Ýmâm-ý Erbaîn Hazret-i Þeyh Hasan Sezâî-i el-moravî Zâviyesinde metfûndur.) el-edirnevî 1151 Hayrabolulî Çukadâr Fâzýl Dede Muhammed Dede Karasu da Receb Dede Ali Efendi Keþfî Hüseyin Þeyh Muhammed Mahvî Hayrabolulî Damadý Þeyh Hâfýz Mustafa el-ýslâmbulî 1180 Mahmûd Efendi Muhammed Kýrýmî Ahmed Efendi-i Bogazhisarî Þeyh Süleyman Efendi Odabaþý vr. 22b Yazýcý Hüseyin Efendi Yûsuf Dede Þeyh Seyyid Osman el-edirnevî Seyyid Muhammed Filipevî Þeyh Ahmed Müsellem el-edirnevî 1166 Þeyh Mahmûd Hulvî Ýslâmbulî Der Kurb-i Þehremînî 1064 (1028 tarihinde hâc avdetinde hilâfetle bekkâm olunmuþtur.) Süleyman Ýslâmbulî Oðlu Seyyid Sâlih Hamdi Kutub Velî Dedezâde Muhammed Ýbrahim Edirnevî 1100 [Silsilenin devamý için bkz. Belge 22]

119 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 20b] Þeyh Seyyid Ahmed Semerkandî 2 Müctehidu t-tarîka eþ-þeyh Hüsâmeddin Hasan Uþþâkî ibn-i Hacý Teberrük Hasan Konevî Abdurrahman Germiyanî Mustafa Sirozî Osman Tebrizî Seyyid Memiçân-ý Saruhanî Ömer Karîbî Sinânî Gelibolî 5 el-hâc velî Muhyiddin Ahmed Câhidî Bogazhisarî 1070 Oðlu Lütfullah Sâlih Boðazî Âlim Sinân Uþþâkî 6 Mahmûd Selanikî Hasan Dimatokavî Kasým Ýslâmbulî Hasan Saruhanî Tâceddin Muhammed Karamanî Belgýradî Þeyh Mustafa Emrullah Bosnevî Abdurrahman Aksarayî Budinî Mustafa Peçevî Filipe de 1110 Hüsâmeddin ibn-i Mustafa Bosnevî Kasýmpaþa da 1150 Mustafa Bosnevî Kasýmpaþa da 1092 Mustafa Keresteci Nuh Gelibolî Muhammed Dýramalý Keþanî 7 Gümülcineli Halil Efendi 8 Abdülkerim Efendi ibn-i Muhammed Gümülcineli 9 Osman Sýdký Debbaðhâneli Edirnevî Muhammed Hamdi Baðdâdî Edirnevî Þeyh Seyyid Muhammed Cemâlî Edirnevî Ýslâmbulî Hâmid el-edirnevî 1128 Silsile-i Tarîka-i Halvetiyye-i Mýsriyye ve Uþþâkiyye Þeyh Seyyid Yahya eþ-þirvânî el-halvetî Þeyh Pîr Muhammed Bahâeddin Erzincânî 879 Seyyid Hamza Abdurrahman Saruhanî Receb Kastamonî Ömer el-mazharî el-lâzikî Muhammed Zuhûrî el-lâzikî Hacý Muhyiddin es-siyahî el-lâzikî Þeyh Esedullah Velî el-lâzikî Seyyid Hacý Musa el-lâzikî Abdullah el-kulavî eþ-þeyh es-seyyid Mustafa Nuzûlî el-kulavî el-lâzikî 1157 Veleduhû Þeyh Muhammed Sükütî 1171 Muhammed bin Subuhî-i Burûsî (Vâiz- Câmii Muhammed Han) 1032 Muhammed Keþânî Þuhûdî Efendi Altâc Muslihuddin Muhammed Þükrü 1132 Ahmed Hüsamî 1168 Þeyh Mahmûd Bedreddin Eyübî Ýslâmbulî 1197 (Keçeciler kurbünde binâkerdesi olan zâviyesinde metfûndur.) Þeyh Muhammed Edîb Efendi 1220 Þeyh Zuhûrî-i Burûsî 1172 Ýmâm Mustafa Efendi Sinan Efendi Hallâc Ahmed Dede 1154 Þeyh Ýsmâîl Hikmetî 1187 Oðlu Þeyh Muhammed Nizâmeddin 1199 eþ-þeyh el-hâc Ýzzeddin Ali el-karamanî es-saruhanî 932 eþ-þeyh Ümmî Sinan Efendi Muslihudin Kütahî 1072 Mahmûd Hamdi Domaniçî Mustafa Tavþanî Ýsmâîl Kütahî Hasan Subhî Germiyanî Oðlu Þeyh Ali 1125 Yoðurtçular Þeyhi Hattat Mustafa Efendi Muhammed Sukûtî el-mudurnevî 1103 Ayn-i Ekber Muhammed Efendi Burûsî Nâzým-ý Þemâil Bursa da 1124 Sin 78 Mevkufât Halîfesi Kargî Zarîf Þeyh Muhammed 135 Câniþîn Þeyh Mahmûd der Limnî 1146 Kasým Virdî Eyübî 1135 Ali Nazmî Çelebi 1128 Receb Karahisarî Mahmûd Uþþâkî Yazýcý Þeyh Muhammed Safvetî el-edirnevî Kasýmpaþa da 1192 Saka Þeyh Hüseyin Hamdi el-manisavî sümme el-edirnevî 1214 Þeyh Seyyid Muhammed Sýdkî el-edirnevî 1273 Ýbnuhû Þeyh Muhammed Saîd Efendi 1274 Þeyh Ahmed Eroðlu Elmalýlý Þeyh Sinan Ümmî 1068 Þeyh Muhammed Niyâzî Mýsrî Malâtî 1105 Tâceddin Ýbrahim Kayserî Kapaklu Alâeddin Uþþâkî 890 Yiðitbaþý Þeyh Ahmed Þemseddin 910 Þeyh Tâlib Ümmî 9 Þeyh Abdülvahhâb Armaðan Ramazan Elmalî Na lçacý Þeyh Halil Üsküdârî 1048 Þeyh Ýplikçi Ebû Bekir Efendi 1082 Ahmed Konevî Mahmûd Meyyit Üsküdârî 1112 Konevî Þeyh Muhammed Muhammed Uþþâkî 1078 Muhammed Sahfî Burûsî 1156 Veleduhû Ali el-velî 1180 Seyyid Ahmed Nimetî Burûsevî 1203 Muhammed Emîn en-nûrî Burûsevî 1229 Muhammed Emîn Zâik Burûsevî 1269 Veleduhû Muhammed Necâtî 1292 Þeyh Ahmed Gazzî Burûsî 1150 Enarlý Þeyhi Burûsî Þeyh Sadrî Efendi 1195 Veleduhû Bedreddin Burûsevî 1216 Gazzîzâde Abdüllatîf 1247 Oðlu Þeyh Mustafa Nesib 1202 Hafîdi Þeyh Mustafa 1121 (Sâhibu Te lîfâtin Kesîra) Þeyh Abdullah Salâhî 1197 (Fatih kurbünde Tâhir Aða Tekke sinde metfûndur.) Vilâdet 1130 Dabbaðcýlar Yazýcýsý Þeyh Sâdýk Efendi 1242 vr. 23a [Silsilenin devamý için bkz. Belge 16a-b, Belge 24, Belge 38a]

120 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 23a] Ali Uþþâkî Ali Germiyanî Ahmed Germiyanî Hüseyin Saruhanî Davut Uþþakî Bekir Germiyanî Süleyman Halvetî Alâeddin Rûmî (Caðalzâde kurbünde Hoca Kasým Mescidi nde âsûdedir.) Osman Rûmî (Þeyhi kurbünde) Þeyh Haydar Arapgirî Þeyh Muhammed Darendî Þaban Haravî Çarhacý Þeyh Ahmed Efendi 1080 (Zâviyedâr-ý Akbýyýk) Sakýzlý Ýlyas Efendi 1118 Ahmed Halîfe Gelibolî Þeyh Muhammed Efendi (Zâviyedâr-ý Câmi-i Hoca Kasým) Þeyhu l-kurrâ Yûsuf Efendizâde Ebû l-mehâsin Abdullah Hilmi Efendi 1167 Þeyh Osman Zâviyedâr-ý Akbýyýk el-hâc Muhammed Ýslâmbulî 1140 Kadî Muhammed Efendi 11 Tabîb Derviþ Abbas Vesîm Efendi 1173 Süleyman Germiyanî Yûnus Germiyanî Musa el-germiyanî Muhammed Uþþâkî Velî Efendi Akkirmanî Uþþâkîzâde 1049 Þeyh Ramazan Muhammed Manisavî Ahmed Manisavî Hazret-i Þeyh Pîr Bahâeddin Muhammed Erzincânî Tâceddin Seyyid Ýbrahim Kayserî Feyz 889 (Ýbrahim Tennûrî akrabasýndan seyyid sahîhu n-neseptir.) Kabaklý Alâeddin Uþþâkî 890 Yiðitbaþý Þeyh Ahmed Þemseddin Manisavî Marmaravî 910 eþ-þeyh el-hâc Ýzzeddin Saruhânî Karamânî 922 Þeyh Kara Sinan Þeyh Þaban Þeyh Alâeddin Þeyh Hamza Muslihuddin Oðlu Muhammed Celâleddin 1077 Çizmeci Þeyh Muhammed 1159 Noktacý Kasým Ýnegölî 947 Muhyiddin Karahisarî Ramazan Efendi Karahisarî 1025 Damadý Hacý Murad Efendi Kýrýmî Abdi Dede el-ýslâmbulî Hüseyin Fennî el-ýslâmbulî 1085 Ali Nakþî Akkirmanî 1065 Abdülazîz Kýrýmî Abdülmecid Kýrýmî Seyyid Muhtar Kýrýmî Muhammed Alâî Der Kasýmpaþa 1089 Veleduhû Ýbrahim Halîfe Ýslâmbulî 1130 Rüstem Halîfe Þeyh Nasûh Þeyh Bâlî Saruhânî Oðlu Þeyh Muhammed 1077 Veleduhû Þeyh Ýbrahim el-burûsî 1122 Baba Haydar Þeyhi Abdî Dede Mustafa Efendi Ebû Bekir el-esved el-burûsî ez-zâkir 1077 Boyacýzâde Abdüllatîf 1118 Üçbaþ Ýmâmý Muhammed Efendi 1104 Abdülfettah Efendi 1155 Afyonî Þeyh Muhammed Efendi Zâviyedâr-ý Akbýyýk 1189 Þeyh Veliyüddin Efendi Zâviyedâr-ý Çalâkzâde 1202 Oðlu Abdüsselâm 1168 Câniþîn Þeyh Mustafa Efendi 1220 Þerbetdâr Muhammed Efendi 1052 Yûsuf Fânî Burûsî 1052 Hasan Cihangirî 1074 Çamlýcalý Muhammed Efendi 1075 Ýdris Efendi 1099 vr. 23b Oðlu Muhammed Dede 950 Tâceddin Ýbrahim Paþa da 970 Muabbir Þeyh Ýbrahim 1054 Muhammed Kisvet Kasýmpaþa da 1062 Attâr el-hâc Ahmed Kasýmpaþa da 1097 Halil Þâhidî Mustafa Efendi A mâ Ali Efendi Abdullah Efendi el-ýslâmbulî Ahmed Çâlâk ez-zâkir el-ýslâmbulî 1123 Ali Mestçi el-edirnevî 1030 Veleduhûu Ýbrahim Necib el-edirnevî 1167 Muhammed el-buhurî el-edirnevî 1095 Ýbrahim Efendi el-edirnevî Pir Muhammed Efendi el-edirnevî 1106 Ahmed Çelebî Mustafa es-sofyavî Ali es-sofyavî el-ýslâmbulî 1173 Saçlý Hüseyin el-üsküdârî 1182 Acý Musluklu Hasan Vasletî 1182 Hancýzâde Ali Üsküdârî 1192 Kabasakal Ýbrahim Efendi 1203 Þeyh Ýdris el-üsküdârî 1203 Kara Ali el-üsküdârî 1202 Yeðenpaþa Þeyhi Enfî Ýbrahim Vehbî 1122 Enfîzâde Þeyh Muhammed Rýza Efendi (Zâviyedâr-ý Hekimzâde Ali Paþa) 1163 Cihangirî Damadý Fethullah Efendi 1113 Þeyh Mustafa Kelamî Efendi 1151 [Silsilenin devamý için bkz. Belge 1]

121 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 23a] vr. 24a Þeyh Abdülazîz Efendi el-ýslâmbulî 1002 Þeyh Muhammed el-kazzâz el-ýslâmbulî 1050 Süleyman Germiyânî Davut Manisavî Muhyiddin Ahmed Germiyanî Bâlî Efendi Muhammed Efendi Fahreddin Ebû Bekir Uþþâkî Musa Saruhânî Þeyh Nasûhî el-eyübî 1007 Þeyh Þuca ibn-i Abdülhannân el-eyübî Hasan Köseç Üsküpî Þeyh Veliyülmükâþif el-üsküpî Þeyh Hasan Hayyât el-üsküpî (eþ-þehîr Bukaðlý Baba) Þeyh Derviþ el-ýskenderî Þeyh Musa el-prizrînî Þeyh Muhammed Kulak el-üsküpî Damâdý Ömer el-üsküpî Ali bin Kulak el-üsküpî Þeyh Muhammed eþ-þehîr (Çölgi Dede el-üsküpî) Þeyh Muhammed el-ýskenderî Þeyh Muhammed Pâþû el-üsküpî Ýmâm Seyyid Mahmûd Efendi Hasan Rûmî Panaluka dan Ýbrahim Pazgavî Rûmî Sýrâceddin Þeyh Muhammed Rîzâ Efendi ibn-i Þeyh Hasan Yekdest 1213 Ali Ýzmirî Hasan Halîfe Ýzmirî Osman Þukûfî el-eyübî 1151 Câniþîn Þeyh Ahmed 1192 Câniþîn Þeyh Nûreddin Silsile-i Tarîka-i Halvetiyye-i Sinâniyye Hazret-i Þeyh Pîr Muhammed Erzincânî Tâceddin Seyyid Ýbrahim Kâmil Kayserî Alâeddin Uþþâkî Yiðitbaþý Þeyh Ahmed Marmaravî eþ-þeyh el-hâc Ýzzeddin Karamânî 922 eþ-þeyh Ümmî Sinan Ýbrahim Ýslâmbulî 976 Mîr Ali Alemdâr et-tekfurdaðî 998 Alâeddin Ali Üsküpî Habîb Efendi Tekfurdaðî 1046 Ubbâde-i Tekfurdaðî N Mustafa Muslihuddin Nutkî Muslî Efendi Tekfurdaðî 1099 Muhammed Sirozî es-seyyid Abdülkerim el-manisavî 1100 Kibrit Hacý Ahmed Selânikî Þeyh Ahmed Zührî Selanikî 1157 Câniþîn Þeyh Ali Selânikî 1174 Oðlu Þeyh Abdurrahman Ali stýlahî el-edirnevî Mustafa el-edirnevî 1156 Þeyh Halil el-ýslâmbulî (Zâviyedâr-ý Hakîkîzâde) 1168 Þeyh Ömer bin Mahmûd el-prizrînî Abdülkadir Belgýrâdî 1126 Hasan el-prizrînî Mahmûd bin Hasan el-pirizrînî 1196 Þeyh Abdullah Cankurtaran Gelibolî 1145 (Ýbtidâ Süleymaniye kurbünde Cankurtaran Câmiî nde tevhîd eylemekle Cankurtaran ile þöhret buldu.) Muhammed Dede 1167 Yekdest Þeyh Hasan Eyübî fî R Divitçi Þeyh Emîn Efendi Ýsmâîl Aða Gelibolî 1156 Süleyman Efendi Selanikî 1122 Ýbrahim Yekdest Eyübî 1132 Tavîl Mahmûd Efendi 1121 Muhammed Müstakîm el-eyübî 1121 Þeyh Muhammed Fenâyî 1140 Süleyman Mehdî el-edirnevî Hâfýz Abdüllatîf Sütçüzâde 1100 Kýzý Âbide Bacý 1047 Kýzý Fâtýma Bacý 1090 Oðlu Þeyh Hüseyin Efendi 1147 Oðlu Þeyh Mustafa Efendi 1180 Oðlu Þeyh Hasan Efendi 21 Ca Cemâlîzâde Þeyh Seyyid Muhammed Cemâlî Efendi 1233 Þeyh Ömer Efendi et-tavþanî Þeyh Ýsmâîl Sirozî Þeyh Ya kûb en-nevrakobî 1254 Þeyh Abdülkadir Selanikî (Þeyh-i Zâviye-i Zührî) 1258 Þeyh Hüseyin Toyranî el-ýslâmbulî 1279 (Þeyh-i Dergâh-ý Ramazan Efendi) Þeyh Sâlih Lütfî Selânikî bin Abdülkadir (Þeyh-i Zâviye-i Zührî) Cilvelek Þeyh Muhammed (der Tekye-i Doðramacý) eþ-þeyh Ali Baba 1176 Damadý Feyzullah Üsküdârî 1196 Çýkrýkçýzâde Þeyh Nakþî Mustafa Kandiyevî Þehît fî 4 N Seyyid Nizamzâde Þeyh Seyyid Seyfullah Kasým el-hüseynî 1010 Hakîkîzâde Þeyh Osman Efendi 1027 Çukadar Muhammed Efendi 1060 Ümmî Sinanzâde Þeyh Hasan Efendi 1088 Mimar Þeyhi Habîbî Ýsmâîl Dede 1090 Veliyüddin Eyübî 1148 Þeyh Hüseyin Sa dî Lâgýrî Þeyhi 1151 Ýmâmzâde Sâlih et-tavîl 1135 Muhammed ez-zâkir Külâhîzâde 1116 Evliyâ Sâlih Dede 1124 Debbâð Yûnuszâde Mustafa Burûsî 1085 Mustafa Kasýmpaþalî Þeyh Ýsmâîl Mekhul Burûsî 1113 Tablýzâde Ali Aklî Burûsî 1117 Þeyh el-hâc Muhammed Emîn Sýrrî Efendi 1205 Þeyh Muhammed Emîn Efendi 1261 (Þeyh-i Kadirîhâne der Tophâne) Þeyh Muhammed Râþid Efendi 1269 (Þeyh-i Hangâh-ý Ümmî Sinân der Eyüb) Ahmed es-sâfî Ýbnuhû Abdülkadir Muhammed Kemâleddin el-harîrî 1299 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 24b]

122 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 23a] Þeyh Fethullah Kastamonî 868 (Molla Câmî Hazretleri nden tahsil-i ulûm ve Erzincan da fetvâ ile me mur iken ferað ve inâbet ve pîþ kademlik hizmetinde olup þeyhin vefatlarýnda seccâde-i irþâda oturmuþlardýr.) Ayntâbî Hacý Halîfe Câniþîndir. Þeyh Pîr Muhammed Halvetî Erzincanî (Câmi-i Erzincan da) Pir Ahmed Erzincanî 870 Hamîdüddin ibn-i Mahmûd ibn-i Muhammed Cemâleddin Aksarayî Karamanî Ebû l-füyûzât Þeyh Muhammed Cemâlî Halvetî (el-meþhûr bi-çelebi Halîfe) kad mâte þâh-ý evliyâ 899 Þeyh Ýsmâîl Kemal Ümmî Karamanî 880 Beyazýt Halîfe vr. 24b Kasým Ýslâmbulî ibn-i Muhammed Cemâlî Edirne 915 (der Baba Nakkaþ Edirne Kadîsý olmuþ) Þeyh Bâlî Efendi Sofyavî 960 Uzuncalî Nûreddinzâde Þeyh Muslihuddin Mustafa Efendi 981 Tatar ÝbrahimEfendi 999 Ebû Bekir Filipevî Ali Harîmî Bosnavî Setküvâr da 1026 Tatar Ýsa Efendi (Küçük Ayasofya da) Þeyh Abdullah Akþehirî 972 Babasý Oðlu Þeyh Emrullah Muhammed Aða Þeyhi Sinan Efendi 1032 Þeyh Muhammed Toyrânî Nefâyisî Þeyh Hasan Efendi (Sarrâc Doðan Mezâristaný nda) 1020 Muhammed Kýrýmî Ýslâmbulî Þeyh-i Pak 1018 Sinân Edirnevî 1039 Turhalalý Þeyh Ali Kemal (vâiz-i Ayasofya-i Kebîr seccâdeniþîn-i Pîrî Paþa tekyesinde) fevt 1012 Sâhibu l-evveliyât Ali Dede ibni- el-hâc Mustafa (Setküvâr da) Muslihuddin Budînî 1040 Musâfî Halîfe Muslihuddin ibn-i Ali Ferhatpaþa Þeyhi Mahmûd Efendi 975 Sarhoþ Bâlî Ýslâmbulî 980 Muslihuddin Hasan Kaimî 1091 (Sâhibu Divân ) Rüstem Budînî Pirî Baba Peþtevî Budînî Þeyh Ýbrahim Efendi 1042 (Cerrahpaþa vâizi ve Pirî Paþa þeyhi) Ebû s-suûd Hendekî 1072 Yevmi Cuma da vâiz-i Süleymaniye olup Pirî Paþa Zâviyesi nde þeyhu l-irþâd iken fevt olan Þeyh Derviþ Efendi 1030 Mu teber Þeyh Ramazân Ýslâmbulî 952 Evliyâzâde Þeyh Mustafa Sirozî (Aksaray kurbünde Kýzýl Musluk zâviyedârý vâiz-i Ayasofya-i Kebîr) Rýdvân 1057 Ýskender Dede Karabaþ Tekyesi nde Þeyh Ramazan Efendi Þeyh-i Hak 1018 Oðlu Ýshak Efendi Bayram Sofyavî Bâlî A mâ Vidînî 972 Muhammed Toyranî 1010 Kurt Þeyh Muhammed Efendi (Zâviyedâr-ý Muhammed Paþa der Tatar Pazarý) 996 Seyyid Abdülkerim Ýþtibî 1015 (Muhammed Paþa Tekyesi nde) Büyük Kadîzâde Þeyh Muhammed Efendi 1041 (Vâiz-i Ayasofya) Þeyh Abdülmümin Bosnavî Dramanî 1004 Damadý Tefsirî eþ-þeyh Hâfýz Ömer Fânî 1034 (Vâiz-i Ayasofya-i Kebîr) Abdullah Manisavî Üveys Karamanî Þâmî 920 Þemseddin Ahmed Þâmî Dâvut Hemîd-i Hindî Þâmî Ya kûb Antebî Ahmed Rûmî Þâh Velî ibni Kaya Ayntâbî Ahmed Assâlî (Sâhibu Virdi l-vesâil ) Seyyid Muhammed el-abbâs Sâlihî eþ-þâmî el-hanbelî Ebî Muhammed Ýsa ibn-i Kenân es-sâlihî el-hanbelî Hasan bin Mercan en-nefâ î el-beddâh Ahmed bin Ali et-trablusî ed-dýmaþkî el-münînî Þeyh Seyyid Hasan Efendi Gelibolulî 1234 Þeyh Muhammed Ârif Efendi Mahmûd Râcil Rûmî Davut Halîfe Fethullah Þâmî 969 Abdülkerim Þâmî Muhammed Þâmî 1000 Ali Dimitrofçavî 1005 Mukatil Yemenî Alâeddin Halvetî Reîsî Muhammed Dede Kasýmpaþa da fî N eþ-þeyh Ahmed el-berzî eþ-þeyh Bâkîr en-na âl Muhammed Þâmî 1000 Þeyh Ahmed en-nahlî el-muhaddis el-mekkî 1120 eþ-þeyh Muhammed Emîn Tokadî 1158 Þeyh Yûsuf Sinâneddin Erdebilî ibn-i Hýzýr 951 Þeyh Aynî Dede Bosnavî 972 Pîr Müslihuddin Serâyî Dimitrofçavî 982 Þeyh Kutub Ýbrahim el-kýrýmî 1001 Þeyh Ebû Bekir Velî el-kýrýmî Þeyh Ahmed el-kýrýmî Þeyh Afîfeddin Efendi ibni- Þeyh Ýbrahim el-kýrýmî Þeyh Abdülazîz el-kýrýmî ibn-i Þeyh Ahmed Efendi Þeyh Hâmid Efendi el-kýrýmî Þeyh Seyyid Muhammed Fakrî el-kýrýmî (der Tekfurdaðî sahibe maa Hazret-i Sezâyî) Þâmîzâde Þeyh Seyyid Ahmed el-kýrýmî 1187 Þeyh Seyyid Hâmid el-kýrýmî ibn-i Þeyh Abdullah en-nakîb 1215 (Sâkin-i Tekfurdaðî sümme Âsitâne) Þeyh Seyyid Pîr Muhammed Çelebi Efendi ibn-i Þeyh Fakrî Efendi Þeyh Seyyid Hasan Efendi Tekfurdaðî ibn-i Þeyh Hâmid Sânî el-kýrýmî Þeyh Muhammed Þerîf Tekfurdaði der Medine Þeyh Muhammed Emîn Tekfurdaðî 1304 Salâhüddin Ýznikî Muhyiddin Muhammed Ýþtib de Alâeddin Uþþâkî Þeyh Süleyman Alâeddin Ayntâbî Hayreddin Tokadî 935 Ali Noktavî Þâmî 969 Þeyh Velî Dede Tamiþvarî 994 Mustafa Tamiþvarî 1029 Hüseyin Dede Dimitrofçavî Þeyh Ahmed Ârif Efendi ez-mevâlî 1237 Þeyh Ali Efendi Tekfurdaðî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 23a]

123 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 24b] vr. 25a Maksûd Tokadî Sirozî 970 Damad Câniþîn Müctehidü t-târîka Hazret-i eþ-þeyh Sünbül Sinâneddin Yûsuf bin Ali bin Kaya Bey cânýna Sünbül Sinan ýn fatiha 936 Üstâdu Aþk 936 Feyz-i Ýlâhî 936 Þecere-i Tevhîd 936 Alâeddin Kefevî 970 (Seccâdeniþîndir. Þeyh Muhammed Efendi Beþir in ammisidir. Hîn-i vefâtýnda Beþîr i davet ve sînelerini sýðayup Emânet-i ilâhî verdik dedikleri gibi cezbe ile daðlara düþüp ba de sahve geldik de Akkaya nâm mevzide mescit ve zâviye binâ ve onda temekkün iderler ve seccâdede Ahmed Meczûb kendiler neþr-i ulûm ile meþgul olmuþlar bin yirmi sekiz senesinde Ýslâmbul a geldikleri Hulvî Lemezât ýnda tasrîhkerdedir.) Yekçeþm Ahmed Eyübî (Þeyh-i Draman) 978 Köseç Muhyiddin 990 Kütâhî Ahmed Efendi 979 Gömleksiz Muhammed Efendi 951 Sinân Erdebilîzâde Muhammed 974 Nurullah Kastamonî Virdci Muhammed Dede Damadý Seyyid Muslihuddin Kütahî 984 Seyyid Muhammed Ýslâmbulî Seyyid Mehdî Kasýmpaþa da 993 Oðlu Seyyid Ahmed Uþþâkî Mütercim-i Kamûs Câniþîn 962 Þeyh Ahmed Çavdarlý Kütahya da 979 Oðlu Þeyh Ca fer Hafîdi Beþir bin Ca fer bin Ahmed 1030 el-mevlâ fî Asr-i Sultan Süleyman Ramazan Vizevî 979 (el-ma rûf bi-behþî Vâiz Þâir Cevadlý da kendi binâ eylediði hankâhta metfûndur.) Cemâleddin Akþehîrî 943 (Pîþkademlik Oðlu hizmetinde imiþ) Muhammed Duhânîzâde Muhammed Efendi Ebû t-takî Þeyh Muslihuddin Merkez Musa bin Mustafa bin Kýlýç Bey ibn-i Haydar Germiyânî Hâric-i Sûr da Lâzkýye den Sarý Mahmûdlî Merkez in dâiresin Nûr ide Allah 959 Sin 90 Tarâvet-i Sünbüli n-naîm 959 Abdî Efendi Ýslâmbulî (Merkez Þeyhi ) Sin Oðlu Mustafa Efendi 1008 Þemsî Tavîl Aydýnî 975 Mustafa Esved Üsküdârî 975 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 25b]

124 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 25a] vr. 25b Þeyh Ya kûb Efendi Germiyanî 979 (Þeyhlû dendir. Âsitâne de) Þeyh Muhammed Þuhûdî Babaeski de 1021 Oðlu Þeyhu l-harem Yûsuf Sinâneddin Ali Dede Mahmûd Dede Eyübî 1018 Ca fer Dede Amîkî Muhammed Efendi Veliyüddin Sirozî Þeyh Ali Þeyh Osman Hasan Halîfe Þeyh Necmeddin Hasan Yemenî el-ecehisarî ibn-i Muhammed bin Bahadýr 1019 (Yemen de) Ýbrahim Medenî 1010 (Kubbe-i Abbas civarýnda metfûn) Devezâde Muhammed Ezherî1073 Þeyh Hasan Amasî (Amasya Makabirinde) Kaimmakamý Þeyh Muhammed der Amasya Ýbrahim Kastamonî der Medine 1010 Kavala Þeyhi Þeyh Abdi Yûnus Amasî (Niþancý Tekyesi nde Þeyh) Süleyman Efendizâde Þeyh Ahmed Mücâz (Odabaþý Câmii nde müfessir, kendi hânesinde leyâli-i mübâreke de muvâfýkihvân ile yüz rek at nâfile namaz kýlýp icrây-ý tarîka-i s ünbüliyye iderler iken þeyhi fevtinde Þeyh Abdullah Efendi erbaîne koyup sýrr-ý emâniye nâil ve ta bîr-i rü yâya vâsýl olmuþlar.) Þeyh Mahmûd Hulvî 1064 Seyyid Bostan Efendi der Eyüp 1040 Muhammed Edhemî Bakîzâde Evhadî Muhammed Efendi Þeyh Velî Saruhanî (Merkez Zâviyesi kapýsýnda) 1023 Þeyh Adlullah Hasan Adlî ibn-i Muhammed bin Ali Ebî t-tevekkül Ýþtibî 1026 Âsitâne de, muktedây-ý uþþâk 1026 hâdim-i fukarâ 1026 Süleymanzâde Ahmed Ýslâmbulî eþ-þeyh Keþfî Ca fer Efendi 1053 (Fýndýklý da) Recep Efendi 1055 Þeyh Fazlullah Efendi 1065 A mâ Hüseyin Efendi 1118 Derviþ Mustafa Efendi 1140 Þeyh Muhammed Efendi Abdülhâlýk el-antakî 1039 Safiyüddin Çelebi (Yemenî Hasan Efendi nin veledi kebîreleri olup, pederi vefâtýnda Adlî Efendi den hilâfet ve hîn-i ihzârýnda da vet ve bakiyye-i mâ lezime-i irþâda gûþ hûþlarýna üfürüp kalplerine temkîr verirler hamdle gûyân Çelebi Efendi ye tahliye-i bâtýn müyesser oldu buyurdular.) [Silsilenin devamý için bkz. vr. 26a]

125 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 25b] vr. 26a Köstendîlî Muhammed Dede Mustafa Efendi Galatalý Karamanî Musa Efendi Âsitâne de metfûndur Kumlalý Halil Efendi Seyyid Ca fer Kastamonî Þeyh Osman Beyþehrî Þeyh Ahmed Merkezî Yemenî Hasan Efendi Kayný eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Eyübî ibn-i es-seyyid Zeynelabidin (Medîne-i Münevvere de) 1039 Mustafa Üsküpî Muslihuddin Ahmed bin Ýbrahim Þah Sultan da Þeyh Abdullah Ýþtîbî Þeyh Ali Gümülcinevî Yahya Dede Prizrînî Þeyh Ali Debbâð Þeyh Ali Çekmecelî Þâh Sultan Þeyhi Miftahîzâde Þeyh Adîmî Ahmed Efendi 1072 Oðlu Ýsmâîl Efendi 5 Þ Oðlu Þeyh Muhammed Nizâmî fî 28 Zâ Oðlu Abdülkadir Oðlu Türbedar Mustafa Þeyh Yahya Efendi Eyübî 1109 Hemþirezâdesi Seyyid Kerâmeddin ibn-i Yemenî (Âsitâne de þeyh olub 1051 fevt-i Halîfe) Musa el-evhadî el-ýslâmbulî 1066 Þeyh Ca fer Bolevî Tatar Sânî Pîr Ýbrahim Efendi Oðlu Seyyid Muhammed Vahyî 1130 Oðlu Seyyid Feyzullah 1143 Bâlýkçýyen Derviþ Muhammed Düðmeci Süleyman Aða 1167 Seyyid Muhammed Nurî Efendi ibn-i Seyyid Ahmed Merkezî 1160 Ýbrahim Hakký Efendi Cihangirî 1207 el-hâc Muhammed Zâhid Efendi 1238 Benderli Ahmed Aða Molla Mustafa Hâfýz Seyyid Ömer Kalaycý Osman Aða fî 25 S Kutucu Derviþ Hasan Câniþîn Þeyh Numân 1227 eþ-þeyh es-seyyid Alâeddin ibn-i Hasan Efendi (eþ-þehîr bi-yemenî, Âsitâne de Adlî Efendi yanýnda) 1091 Reîsî Seyyid Hasan Nûrî ibn-i Seyyid Muhammed Efendi (Þeyh-i Balat) 1100 (Vâiz-i Câmi-i Þehzâde Kethüdây-ý Deli Hüseyin Paþa) Nakþî Kâmil Seyyid Ýbrahim Efendi Ýbn-i Muhammed Aða S Cennette de ey Nakþî gel hû diyelim yâ Hû 1114 Koruklu Þeyh Muhammed Fahrî Efendi 1148 Damadý Câniþîn eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Efendi (Hafîd-i Osman Fazlî Atpazârî) fî 16 N Manisavî Kenzî Hasan Efendi 1127 Camcý Þeyh Muhammed Hekim Dervîþ Muhammed Duhânî Mustafa Aða Ârif Aða Kutucu Muhammed Dede vazzâde Mustafa Hurdakâr Derviþ Mustafa fî 8 Z Pîþkadem es-seyyid Muhammed ibn-i Alâeddin 1136 Sipahî Muhammed Dede S Þeyh Muhammed La lî Fenâî Edirnevî 1112 Þeyh Hasan Sezâî 1151 Þeyh Ali el-gürcî 1187 Hâfýz Mustafa Damad 1206 Þeyh Hasan Hasenî ibn-i Gürcî 1226 Þeyh Ali Rýza Efendi 1262 Þeyh Mustafa Hilmî 1282 Þeyh Þerefeddin el-edirnevî fî Râ Hâfýz Ýsmâîl Rüþdî el-edirnevî Muhammed Kemâleddin el-harîrî hâk-i pây-ý âþýkan-ý sâdýkan Câmi Fakîr Halil ibn-i Ýbrahim ibn-i Muhyiddin eþ-þâmî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 26b]

126 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 26a] vr. 26b Tâcu l-ârifîn Eþrefu l-vâsýlîn Azîz Pîr-i Rûþen-i Zâmîr eþ-þeyh es-seyyid Nûreddin ibn-i es-seyyid Alâeddin 1160 (Âsitâne de türbe-i mahsûsasýnda) el-hâc Muhamed Kubûrî fî 5 Ca Meydancý Muhammed Dede Müezzin Baþý Kandilci Baba Haremeyn Mukata asý Baþ Halîfesi es-seyyid Abdülhalim Efendi Ýmâret Þeyhizâde Þeyh Nebî Efendi 1189 (Þeyh-i Zâviye-i Fýndýklý) Muhammed Halîfe fî l-kudüs Seyyid Muhammed Halîfe Mudanî Hâfýz Ýsmâîl Halîfe Cihangirî Nazif Sufî Halîfe Ýslâmbulî Merkezzâde Seyyid Molla Zâkirî Halîfe Emîn Tophanevî Seyyid Mustafa Halîfe 1222 Hakkâk Mustafa Halîfe Mimar Þeyhi Hattât Seyyid Ýsmâîl Saîd Ceffâfzâde Þeyh Ýsmâîl Trablusî Kâtib Sýdkî Halil Efendi Hüseyin Halîfe Cihangirî Efendi 1194 Ýmâret Þeyhi el-hâc Ahmed Dede 1186 Hatîbzâde Muhammed Halîfe Süleyman Halîfe Mirahorî Saka Mustafa Halîfe Ýbrahim Edhem Halîfe Þeyh Hâfýz Ýsmâîl Efendi 1234 (Þeyh-i Zâviye-i Fýndýklý) Þeyh Yûnus Hilmi Efendi 27 B (Þeyh-i Zâviye-i Fýndýklý) Mimar Þeyhi el-hâc Mustafa Sûfî Efendi 19 S Üsküdâr da Saçlý Hüseyin Efendi Hankâhý Þeyhi Muhammed Nazîf Efendi fî 3 N Merkez Þeyhi Muhammed Nûreddin Efendi Fevt 22 Þ Sivasî Þeyhi Muhammed Þükrullah Efendi 25 R Mirahor Þeyhi Hâfýz Nazif Efendi 17 S Na lebend Þeyh Muhammed Efendi Sofyavî 1173 Na lebend Þeyh Mustafa Efendi Sofyavî 1198 Ýbrahim Halîfe fî l-kudüs Emîn Halîfe Mi marî 1170 Nahlebendli Hattat Ömer Efendi leyle-i Mevlîd Ömer Efendiye Yâ Rab cây-ý oda lâhût 1171 Þeyh Abdullatîf el-eyübî eþ-þehîd Sirkeci Þeyhi Abdülhay Efendi fî 24 Ra Seyyid Nizâm Þeyhi Ali Farkî Efendi 11 C el-hâc Ârif Dede 1289 Beþikçizâde Þeyhi Sa deddin Efendi 20 N Budâkzâde Muhammed Nûri Oðlu es-seyyid Þihâbeddin Çelebi 1154 Seyyid Muhammed Nûrullah 1197 (Þeyh Zâviye-i Merkez) Veleduhû Seyyid Ahmed Mes ûd Efendi 1230 (Zâviyedâr-ý Hazret-i Merkez) Meydancý Yorganî Dede Þeyh Seyyid Muhammed Uyûnî Efendi Der Sütlüce 1166 eþ-þeyh es-seyyid Yûsuf Kutbeddin ibn-i Nûreddin el-ýslâmbulî kaddesallâhu ervâhahüm fî Zâ ve metta nallâhu esrârahum Arþ oldu cây-ý Kutbeddin kutbu l-vâsýlîn 1170 Ammizâdesi eþ-þeyh es-seyyid Alâeddin Sânî ibn-i Þeyh Muhammed ibn-i Alâeddin fevt 16 S (Açýkta pederi yanýndadýr.) Veleduhû Seyyid Mustafa Efendi Câniþîn 1201 Þeyh Muhammed Râzî 1268 (Zâviyedâr-ý Kocamustafapaþa) Veleduhû Þeyh Muhammed Rýzâeddin Câniþîn 5 Ra Pîþkadem Þeyh Mustafa Þükrü fî 28 Z Yeþilkiremitli Ýmâmý Ýbrahim Efendi Fevt 1187 Pîþkadem Hâfýz Mustafa Fevzî 1282 (Zâviyedâr-ý Ramazan Efendi) Muhammed Emîn Dâ î Efendi 1276 Oðlu Pîþkadem es-seyyid Abdülkerim Çelebi 1156 Na tî Hatib Ömer Dede fî 7 Þ Þeyh Seyyid Mustafa Râzî (Zâviyedâr-ý Balat) 1198 Þevkî Mustafa Efendi ibn-i el-hâc Halil Efendi (Ýmâm-ý Kurânî) 1154 Türbedâd ve Pîþkadem Muhammed Dede 1183 Pîþkadem Seyyid Muhammed Terzî Dede Þâh Sultan Þeyhi Zâkirbaþý Buhûrîzâde Abdülkerim Dede fî Z Pîþkadem Abdi Dede fî 5 S Meydancý Tâbânî Dede Ýsmâîl Pîþkadem Þehlâ Mýsrî Þeyh Seyyid Alâeddin Sânî (Postniþîn-i Kocamustafapaþa) fî 16 S Suyolcuzâde eþ-þeyh Abdullah Efendi Muhammed Ârif Dede (Türbedâr-ý Hazret-i Merkez) 1216 Seyyid Ömer Dede 1203 el-hâc Zâkirbaþý Muhammed Nurî Dede 1279 Çayýr Þeyhi Muhammed Emîn Efendi 1269 Þeyh Muhammed Hâþim Yanyavî 1302 Pîþkadem Küçük Hâfýz Hasan Efendi fî 17 N Þeyh Yahya Efendi (Zâviyedâr-ý Pazargân) 1275 Zâkirbaþý Muhammed Nûrî Efendi fevt fî 3 Rebîu l-evvel 1301 Veleduhû Þeyh Muhammed Kutbeddin Câniþîn 1332 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 27a, Belge 34a-b]

127 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 26b] vr. 27a el-hâc eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Hâþim ibn-i Feyzullah bin Seyyid Muhammed Vahyî ibn-i seyyid Hasan Nûrî ibn-i Muhammed Eyübî 1199 (Balat a nakil olunmuþtur.) Türbedâr Nûreddin Dede 17 M Ýbnuhû Þeyh Seyyid Abdülhalýk Efendi (Pîþkadem-i Kocamustafpaþa) 1227 Þikârîzâde Hacý Ahmed Dede Serzâkirân 16 M (Þeyh-i Zâviye-i el-hâc Evhadüddin) Ýbnuhû Seyyid Muhammed Vahyi 1181 Seyyid Muhammed (Pîþkadem-i Sâbýk) 1220 eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Hâþim Sânî ibn-i eþ-þeyh es-seyyid Hâþim-i Evvel ibn-i Feyzullah ibn-i Seyyid Muhammed Vahyi fî 6 S Þeyh Safvetîzâde Seyyid Hâfýz Hamdullah Pîþkadem Ýbrahim Edhem Dede Türbedâr-ý Sünbül Fî 13 N el-hâc Seyyid Muhammed Cemâlî Kenzîzâde Muhammed Emîn Manisavî 1244 Þeyh Seyyid Muhammed Emîn (Zâviyedâr-ý Draman el-meþhûr Panâyýrî ) 1238 Ýbnuhû Seyyid Þeyh Muhammed Hâþim Efendi Gurre Þ Ahmed Dede Yanyavî (el-meþhûr bi-þeyh Sohte) Hacý Ahmed Yorganî eþ-þeyh el-hâc Muhammed Emîn Efendi (el-ma rûf bi-yýldýz Hoca Zâviyedâr-ý Kocamustafapaþa) 20 C Mücellid Þeyh Ýbrahim Efendi (Zâviyedâr-ý Bayrampaþa) 1271 Þeyh Ârif Dede 1246 A mâ Zâkir Seyyid Abdi Dede 1246 Pîþkadem Abdülhalim 1253 Þeyh Hâfýz Hüseyin Velî pîþkadem 1268 Muvakkýt Ömer Dede 1238 eþ-þeyh el-hâc Muhammed Sufî Efendi Þeyh-i Hankâh-ý Hacý Evhad fî 7 B. 1272

128 [Silsilenin baþ t arafý için bkz. vr. 18b] Silsile-i Emîr Sultân vr. 27b Ebû n-necîb Ziyâuddin Abdülkahir el-bekrî ibn-i Sa d bin Hasan bin Âsým es-sühreverdî 563 Seyfeddin Ammar bin Yesâr Bedlîsî Kürdî 650 Bâharzî Buhârî 658 Ebû l-cenâb Necmeddin Kübrâ Ahmed bin Ömer el-hayûfî Þehid 618 Mecdüddin Þeref ibn-i el-müeyyed el-baðdâdî (Sâhibu Tuhfetu l-bürde ) 616 Ferîdüddin Muhammed bin Ýbrahim el-attâr Niþaburî Baðdâdî (Sâhibu Pend Râh-i Fakr ) 586 Sultânu l-ulemâ Bahâeddin Veled Muhammed bin Hüseyin bin Ahmed el-hatibî el-belhî 623 Seyyid Burhâneddin Muhakkýk Tirmizî 637 Salâhaddin Zerkûb Konevî 657 Sa dedin Muhammed Hamavî 655 Oðlu Ýbrahim Sufî Fâzýl 722 Aynu z-zamân Cemâleddin Gîlânî Ýsmâîl Selîsî Muhammed Þerîf Maðribî 709 Ebû Muhammed Abdullah Ýberhistânî Tusî Âhî Ali Kutluk Þâh Tusî Bahâeddin Hâfýz ibn-i Dehr Fahreddin Mýsrî 820 Bedreddin Mahmûd Emîrî 864 Lütfullah Karamanî 884 Davut Burûsî 900 Abdurrahman 930 Oðlu Þeyh Ýbrahim 944 Oðlu Þeyh Lütfullah Sânî 972 Oðlu Þeyh Mustafa 997 Oðlu Þeyh Ali 1020 Damadý Azîzzâde Þeyh Muhammed 1059 Oðlu Þeyh Mustafa 1059 Oðlu Þeyh Ýbrahim 1087 Oðlu Sâlih 1124 Âhî Ali Hasrî Raziyüddin Ali Mayanî Raziyüddin Ali Lala el-gaznevî 642 Cemâleddin Ahmed Cürfânî 669 Nûreddin Abdurrahman Serkî Ýsferâinî Baðdâdî 717 Ebû l-mekârim Rükneddin Alâuddevle Ahmed bin Muhammed bin Ahmed el-beyâbânikî Semnânî 736 Þah Ali Ferahî Bedreddin Baba Mahmûd Mezdekânî Tusî Muhammed Þâh Ferâhî Alâeddin Ali el-cevâd Bahâeddin Ömer Ferâhî el-hemedânî Þemseddin Hâce Ebû Ýshak Hatlânî Muhammed Esed Baba Mahmûd Tusî Muhammed ibn-i Yahya ibn-i Ali Cîlânî Lâhcî Fahreddin Nuristânî Ebû l-kasým Seyyid Muhammed Nurbahþ Hatlânî Halîlullah Baklânî Seyyid Ali Nurbahþî Þerefeddin Ahmed ibn-i Müeyyed el-kürdî Ali bin Sa d Kürdistânî Hurdagî Antakî Semerkandî Seyyidu s-sadât Ýsa bin Ali Semerkandî Hayreddin Lârendî Alâeddin Balýkesirî Der Bursa Oðlu Muhammed Bursa da Hüsâmeddin el-hâc Halilzâde Burûsî Mirâtu l-kâinât Sâhibi 1042 Kadýzâde Ýsa Dede Ýbrahim Paþa Ýmâmý Ýbrahim Efendi 999 Köseç Ömerzâde Hasan Efendi Burûsî 1016 eþ-þeyh Emîr Sultan Seyyid Muhammed bin Ubbâd Buhârî der Burûsa intikal-i Emîr 833 (Merhum Hazret-i Emîr pederi Seyyid Ubbâd dan ahz-ý tarîkat ve sonra Seyyid Ali Nurbahþî den hilâfet almýþtýr yahut Muhammed Nurbahþ tan veya Halîfesi Sultan Ali Emîr el-benâtî den veya kendi pederi Seyyid Ubbâd dan veya Nakþibend in Þeyhi Emîr Külâl in oðlu Seyyid Muhammed den ahz eyledi.) el-hâc Halîfe Yeniþehrî Muslihuddin Kýrýmî vaz Kirmastî Hüsameddin Kirmastî Hamza Dede Burûsî 1010 Þeyh Ýsa el-emîrî Þeyh Ahmed Keþfî Efendi Þeyh Hasan Nefâyisî 1015 Sahîbu Mevlîd Þeyh Süleyman Efendi ibn-i vaz Paþa Râhatu l-ervâh 856 (Tarihinde Bursa da fevt ve medfeni meþhurdur.) Ebû l-berekât Takiyyüddin Ali ed-dostî Semnânî Yahya Tuzlavî Seyyid Abdülmuttalib ibn-i Seyyid Murtazâ Oðlu Seyyid Ali Kardeþi Þeyh Seyyid Ahmed Emîr Þemseddin Velî (Kendi mescidinden metfûndur.) Yûsuf Sinan Sýddýkî Aydýnî Oðlu Þeyh Ahmed Oðlu Þeyh Süleyman Þeyh Mustafa Müdâmî (Sâhibu Menâkýb ) Þeyh Baba Kemal Cündî Mevlânâ Þeyh Ahmed bin Þemseddin Þeyh Muhammed Bahâeddin Kübrâ Mevlânâ Þeyh Muhammed Kürdî Danýþmend ibn-i Þihâbeddin Mevlanâ Ebû l-fütûh Bahâeddin Þeyh Ebû l-vefâ el-harezmî 835 Kasým Erzincanî Seyyid Abdurrahman Erzincanî Sarýkadî Muhammed Dede ibn-i Ýlyas Hacý Hatîb Þeyh Mahmûd Muhtar Ayntâbî (Üsküdâr da þehîd-i Hedem namazýný Sivâsî Efendi kýldý.) Lemezât 1019 (Hacý Þeyh Mahmûd Hulvînin Hýrka Þeyhidir.) Geyikli Baba el-burûsî Süleyman Hoca Kutb-u Ýznikîzâde Muhammed Müftü Hoca Kasým (el-bânî bî-câmii Emîr Sultan) Zeyneddin Hoca Þeyh Sinan Alaþehir de Þeyh Cârî Yûsuf (Edremit te) Ýlyas Bey Geyboza da 5 Z. 850 Sarýkadîzâde Mustafa Dede Alemdaðý Kurbünde Müþtâku Ýlâhî 887 Reîsu l-hattâtîn Þeyh Hamdullah 926 Hasan Hoca 845 Þeyh Mahmûd Bedreddin Lütfullah Evvel Karamanî 892 Lütfîzâde Abdurrahman Oðlu Þeyh Ahmed Birâderi Þeyh Ýbrahim 944 Oðlu Lütfullah Sânî 972 Þeyh Muzaffer Mustafa 986 Oðlu Þeyh Ali 1020 Damadý Þeyh Azîzzâde Muhammed bin Osman 1059 Birâderi Þeyh Ýbrahim 1078 Manyasî Ýsa Dede Emîrî el-hâc Mustafa Dede Burûsî Ece Sultan Burûsî Zâkir Baba Ali Þeyh ibn-i Timur

129 vr. 28a Seyyidu t-tâifeti l-aliyye Ebû l-hâþim Cenâb-ý Þeyh Cüneyd-i Baðdâdî Es adü l-ýnsân 297 Ebû Tâlib Mekkî Ebû l-ma âlî Hüccetü l-ýslâm Ýmâm el-gazâlî Ebû Yahya ibn-i el-arabî Ebû l-hasan Ali bin Harâzim el-fasî eþ-þeyh Ebû Medyen Þuayb et-tilmisânî eþ-þeyh Abdülvahhâb el-hindî Ebî Abdullah el-mevrevî Ebî Ya kûb Yûsuf bin Yahlif el-kûfî el-kîsî Ebî Musa ed-dervânî Ahmed bin Muhammed el-bilâsî en-nûsî eþ-þeyh Ebû l-abbas Ahmed bin Mahlûf el-kayrevânî eþ-þâmî eþ-þeyh Muhammed bin Ahmed el-kabâsî et-tûnusî en-nakrâvî eþ-þeyh Zeyn el-halebî Sufîzâde eþ-þeyh Abdurrahman ibn-i Seydî 919 eþ-þeyh Ali el-kîzvânî 952 Ahmed bin Muhammed er-râzî 1018 Muhammed el- Alemî 1028 Ali el-harânî el-tabarsî eþ-þeyh es-seyyid Ali bin Meymûn el-maðribî el-hüseynî el-mâlikî 917 eþ-þeyh Þemseddin Muhammed bin râk Þeyh Ahmed ed-dücânî Ýbnuhû Þeyh Yûnus ed-dücânî eþ-þeyh Ulvân el-hamavî 922 Ýbnuhû Ebû l-vefâ eþ-þeyh Muhammed Tâceddin 937 eþ-þeyh Muhammed eþ-þeyh Ahmed bin Ömer el-hammâmî 1017 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 9b]

130 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 18b] vr. 28b-29a Sa deddin Kazganî Bedreddin Muhammed Hûsî Ýzzeddin Mahmûd Kâþî Kemâleddin Ýmâm Kaþânî Abdürrezzâk Davut-u Kayserî Ýbrahim Desûkî 676 Þihâbeddin Ebû l-abbas Ahmed bin Yahya el-hamavî der Kudüs 828 Hasan Þüþterî Ahmed Zâhid eþ-þeyh Medyen Veledu Uhtihî Muhammed Muhammed Ebâ l-hamâîl Servî Muhammed Þenâvî Silsile-i Tarîka-i Zeyniyye Þihâbeddin Ömer ibn-i Muhammed Ebû Hafs el-bekrî es-sühreverdî (Sâhibu Âvârif, Baðdat ta) vilâdet 539 fevt 632 Muhammed Ömer Vâsýtî Zekeriyyâ el-ensârî Ýmâm Þa rânî Abdülvahhâb ibn-i Ahmed bin Ali 973 Oðlu Abdurrahman Mýsrî 1011 Oðlu Abdülmuhsin Oðlu Abdurrahim 1048 Oðlu Ebû s-suûd 1082 Oðlu Halil Mýsrî Oðlu Muhammed el-müderris 1106 Necîbuddin Ali bin Büzgaþ Þirâzî 678 Nûreddin Abdussamed bin Ali Nazîrî el-ýsfahânî (Zahîr den dahi ahzý vardýr.) Necmüddin Mahmûd Ýsfahânî Tûsî Hüsameddin Hasan Fakîh Acemî Þimþîrî Cemâleddin Yûsuf bin Abdullah el-acemî el-kurânî 768 Þeyh Nûreddin Abdurrahman eþ-þerîsî el-mýsrî Þeyh Muhammed Þeyh Þihâbeddin Sivâsî (Sâhibu Tefsîri l-uyûn 880 Abdülmu tî el-maðribî Derviþ Ahmed Semerkandî Þeyh Zeyneddin Hâfî Ebû Bekir Muhammed bin Muhammed Horasânî vilâdet 15 Ra. 757 hayâtu hayât 2 N. 838 Þeymseddin Eygî Þeyh Muhammed Yemenî Türkî Eþ ârýnda Rûmî Ýhtiyar Eylemiþ Abdurrahman ibn-i Emîr Azîz Merzifonî 845 Safiyyüddin ibn-i Mansûr Abdüllatîf bin Abdurrahman bin Ahmed bin Ali Ganim el-makdisî el-ensârî der Bursa Viladet 20 B. 786 Vefât 5 Ra. 856 Seyyid Ahmed Efendi (ez-evlâd-ý Âþýk Paþa) 885 Seyyid Vilâyet ibn-i Seyyid Ahmed 929 Nuh ibn-i Muhammed Amasî 977 Abdülkerim ibn-i Muhammed Amasî 976 Tâceddin Ýbrahim bin Yahþî Fakih el-karamânî 872 Süleyman Halîfe Hacý Halîfe Abdullah Kastamonî 894 Abdünnebi Halîfe 940 Oðlu Muhammed Þeyh Lütfullah Muhyiddin Esved 925 Nasûhî Tusî Burûsî 923 Muslihuddin Muallimzâde Burûsî 930 (min nesl-i Ýbrahim ibn-i Edhem Tosya da) Emîr Ali Zeynî Burûsî 930 Muhammed Zeynî Burûsî Oðlu Ahmed Efendi Sadrý-ý Anadolî (Bursa ya nakil ve kezâ Câmii civarýnda defîn) Turhan Dede 1027 Þeyh Muhammed ibn-i Hocazâde Mustafa Burûsî Þucâeddin Ýlyas Niyâzî 914 Muhyiddin Muhammed Bolevî Çelebi (Þeyhi yanýnda) 899 Seyyid Burhaneddin Hamîdî 970 Þeyh Velî el-hamidî 1026 Abdüllatîf Mahrûk (Zâviyedâr-ý Vefâ) 1009 Þeyh Mustafa Selâmî Ýslâmbulî 993 (der Zâviye-i Yavsî) Pîrî Halîfe-i Hamîdî Sinâneddin Karaçalî 890 Ayâsî Burûsî Muslihuddin Ýmâm Burûsî Zeyneddin Kamûnî Ýsfahânî Þeyh Sa dî Þerefeddin Þirâzî 690 Nizâmeddin Mahmûd Fakîh Kirmânî Ýmâdeddin Ali ibn-i Sadreddin Fakîh Kirmânî Hâce Ebû Saîd Rûheddin Hýzýr el-kirmânî Ýmâmüddin Muhammed bin Celâl Fakîh Kirmanî Zahîruddin Abdurrahman ibn-i Necîbüddin Þirâzî 716 Kutbeddin Muhammed Büzgaþ Þirâzî Oðlu Azîzüddin Yahya ibn-i Muhammed Oðlu Kutbeddin Muhammed Þemseddin Muhammed Attâr Mýsrî Þemseddin Muhammed Bekrî Sýddîkî Ebû s-saâdet Muhammed ibn-i Ebi l-abbas el-mýsrî el-kennânî el-behlulî el-kadirî Þeyh Vefâ Muslihuddin Mustafa ibn-i Ahmed Konevî 896 Câniþîn Ali Dede (Yanýnda metfûndur.) 917 Müftü Cemâlî Zenbîlî Ali Efendi 932 Seyyid Abdülmuttalib ibn-i Seyyid Murtazâ Burûsî Hýzýr Beyzâde Hoca Sinân Paþa Rüstem Halîfe Burûsî 917 (Köyünde, Nakkaþ Ali Mescidi nde) Kemâleddin Zeynî Burûsî 1076 Oðlu Abdülazîz ibn-i Safiyyüddin 996 Abdülganî Burûsî Abdülvâhid el-vâhidî Burûsî Abdurrahman Kuþcu Abdî ibn-i Yûsuf 954 Safiyüddin Mustafa el-bekrî el-burûsî 919 Ali bin Sinan Rûmî 970 Oðlu Muhammed Burûsî 929 Abdullah ibn-i Þeyh Muhammed Burûsî 1006 Oðlu Muhammed 1018 Zeynî Muhammed Kadî 1040

131 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 17a, 30a] vr. 29b Sultan Ya kûb Maðribî Ahmed Bahâeddin Garrâk ibn-i Ebî Bekir Necmeddin ibn-i Abdillah ibn-i Muhammed Ýsfahânî 721 Ýmâm Þerefeddin Ebû Abdullah Muhammed bin Saîd bin Hammâd el-bûsîrî eþ-þâfiî vulide sene 608 vefât sene Ebû l-hasan Ali Hâþimî Ebû s-salâh Muhammed bin Ahmed bin Hasan eþ-þâzilî Ebû Ýshak es-sâlihî Þeyhu l-ýslâm Zekeriyyâ el-ensârî 927 Necmüddin el-gaydî Sâlim es-senhûrî 1025 Þeyh Muhammed el-bâbilî 1077 Þeyh Ahmed Nahlî el-mekkî 1127 Hâce Muhammed Emîn Tokadî 1158 Ebû l-mevâhib Sa deddin Süleyman Müstakîmzâde en-nakþibendî 1202 Ebû l-muhtâr Ýbrahim Tâhir el-kadirî el-eþrefî Celâleddin Ýmâm Suyûtî Abdurrahman ibn-i Ebî Bekir Fâzýl 911 Ebû l-mevâhib Seyyid Muhammed Tûnusî el-maðribî el-mýsrî 914 Ýbrahim el-kayravânî el-maðribî et-taberî Abdülkadir ibn-i Hüseyin ibn-i Ali ibn-i Mugayzel eþ-þâfiî (Sâhibu Kevâkibu Zâhira ) Silsile-i Tarîka-i Þâziliyye Ebû l-kasým Cüneyd-i Baðdâdî Kavârîrî ve Züccâc Es adü l-ýnsân 297 Ebû Bekir Ca fer bin Yûnus Þeyh Þiblî Baðdâdî Nefsun Saîd 333 Abdurrahman Medenî Müsâid Kâmilî Abdüsselâm ibn-i Meþîþ Maðribî Ebû l-hasan Ali eþ-þâzilî el-maðribî ibn-i Abdullah ibn-i Abdülcebbâr 656 Ebû l-abbâs Ahmed bin Ömer el-mürsî Ýskenderânî Yâkut-u Arþî el-habeþî iskenderânî 732 Þihâbeddin ibn-i Mulîk Ebû l-abbas Ahmed el-mýsrî Þemseddin Muhammed el-hanefî el-mýsrî (lehû menâkýb ismuhû es-siyeru s-safî fî Menâkýbý l-hanefî li-ahmed el-mevkýu l-cibâlî ) Nâsýruddin bin el-mulîk el-mýsrî Þemseddin Seyyid Muhammed el-hanefî el-mýsrî 847 Ebû l-abbâs es-serîsî el-mýsrî Seyyid Muhammed Maðribî Mýsrî 911 Ýbn-i Daîn Ebû l-hasan Ali ibn-i Ömer (Sâhibu Kahve ) 828 Þemseddin ibn-i Lebbân eþ-þâfiî el-mýsrî eþ-þeyh Ahmed Hüdâverdî en-nakþibendî el-ýslâmbulî 1225 Þeyh Muhammed Eþref en-nakþibendî el-eyübî 1257 Þeyh Seyyid Osman Nakþibendî 1276 Þeyh Yâsîn el-maðribî el-hüccâm el-esved 688 Þeyh Muhyiddin Ebû Zekeriyyâ Yahya ibn-i Þeyh Þerefeddin en-nevevî 676 Ebû l-abbâs Ahmed Karâfî Seyyid Ahmed Gýnves el-bedevî er-râ î Ebû l-fazl Hindî 784 Ebû Yezîd Abdurrahman ez-zecrâcî 792 Ebû Osman Sa îd el-hertenânî el-hentenânî 831 Seyyid Muhammed Þerîf Edmegânî 833 Muhammed bin Süleyman Cezûlî 875 Seyyid Abdülazîz et-týbâ Seyyid Abdülkerim el-fellâh Seyyid Abdurrahman Meczûb Muhammed Þarkî Ebû l-kasým es-sekânî Muhammed Mostarî Abdullah el-gazvânî Seyyid Muhammed Tâlib Seyyid Hasan el-misbâhî Seyyid Ali bin Muhammed el-ebherî Þeyh Abdullah eþ-þerîf el-alemî Veleduhû Þeyh Muhammed el-alemî Þeyh es-sübhân Þeyh Ahmed el-cevherî el-halidî el-mýsrî Þeyh Seyyid Hüseyin el-kudsî 1196 Þeyh el-hâc Ahmed Þem î 1242 Þeyh el-hâc Hüseyin Þem î 1248 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 13a, 30a]

132 Hazret-i Ali ibn-i Ebî Tâlib raziyallâhu anhu Ebû Muhammed Hasan Ebî Muhammed Câbir Kutbu l-gazvânî Þeyh Saîd Ebû l-kasým Ahmed el-mervânî Ebû Ýshak Ýbrahim el-basrî Zeyneddin Mahmûd Kazvînî Þemseddin Tâceddin Muhammed Nûreddin Ali Fahreddin el-kutub Takiyyüddin el-fakr Abdurrahman el-hüseynî el-medenî ez-zeyyât el-attâr Abdüsselâm ibn-i Meþiþ Maðribî Ebû l-hasan Ali eþ-þâzilî ibn-i Abdullah Ebû l-abbas Ahmed ibn-i Ömer el-mürsî Tâceddin Ahmed ibn-i Atâullah el-ýskenderânî Ebû l-hasan Ali el-vâkî Ebû l-abbas Ahmed ibn-i Ukbetu l-hadramî Ebû l-abbas Ahmed Zerrûk el-fâsî Ebû l-kasým el-gazî el-seçilmâsî Ebû Abdullah Muhammed bin Hüseyin ed-der î Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed eþ-þeyh Ahmed ibn-i Veliyüddin Muhammed Abdülhâlýk el-vefâî ibn-i Ebî Abdullah Muhammed ibn-i Ahmed ibn-i Muhammed ibn-i Hasan ibn-i Nâsýruddin ibn-i Ömer ed-der î Ýbn-i Ahîhî Muhammed en-nakîb Ebû Hâdî ibn-i Abdülfettâh ibn-i Yûsuf Ebû l-mekârim 7 Câ sülesâ ibn-i Ammihî en-nakîb Ahmed Ebû l-ýmdâd Culûs 6 Zâ Ýbn-i Ammihî Þeyhu s-seccâde Eþ-Þeyh Muhammed Ebû l-envâr Culûs 9 hamîs 1182 (Sâhibu el-kasîde ) Ebû z-ziyâ Seyyid Hüseyin ibn-i Vecîhuddin Abdurrahman eþ-þâfiî el-münzelâvî el-hatîb Sened-i Hýrka Hazret-i Haydar-ý Kerrâr Murtazâ kerramallâhu vecheh Ýmâm-ý Hüseyin Zeynelabidin Muhammed Bâkýr Ca fer-i Sâdýk Musa Kâzým Ali Rîzâ Ma rûf-i Kerhî Seriyyüddin Sakatî Cüneyd-i Baðdâdî Ebû Ya kûb Nehrcûrî Ebû Saîd Maðribî eþ-þeyh eþ-þâþî Ebû Medyen Tilmisânî Ýmâm-ý Hasan Ebû Muhammed Câbir Kutub Gazvânî Þeyh Saîd Ebû l-kasým Ahmed el-mervânî Ebû Ýshak Ýbrahim el-basrî Zeyneddin Mahmûd Kazvînî Þemseddin Muhammed Tâceddin Muhammed Nûreddin Ebû l-hasan Ali Fahreddin Takiyyüddin eþ-þerîf Ebû Muhammed Abdurrahman el-hüseynî el-medenî e-zeyyât el-attâr Ýbn-i Meþiþ Abdüsselâm Maðribî Ebû l-hasan Ali eþ-þâzilî ibn-i Abdillah 656 Ebû l-abbas Ahmed bin Ömer el-mürsî Tâceddin Ahmed bin Atâullah el-ýskenderî el-mâlikî Ebû l-hasan Ali el-vâfî Ebû l-abbas Ahmed bin Ukbetu l-hadramî Ebû l-abbas Ahmed Zerrûk el-fâsî Ebû l-kasým el-gazî es-seçilmâsî Ebû Abdullah Muhammed bin Hüseyin ed-der î Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed eþ-þeyh Ahmed ibn-i Veliyyüddin Muhammed Abdülhâlýk el-vefâî ibn-i Ebî Abdullah Muhammed bin Ahmed ibn-i Muhammed ibn-i Hüseyin bin Nâsýrüddin ibn-i Ömer ed-der î Ebû l-fazl Muhammed Vefâ vulide 702 Vefât 765 Þihâbeddin Ahmed Ebû l-fazl Abdurrahman eþ-þehîd Ebû l-merâhim Muhammed ibn-i Ahîhî Fevt Câ. 867 Ebû l-fazl Muhammed Meczûb 24 Câ.888 Ýbnuhû Ebû l-mekârim Ýbrahim vulide 870 fevt 908 Ahîhî Ebû l-fazl Muhammed leyle-i mevlid 942 Yûsuf bin Abdürrezzâk S Ýbn-i Ammihî Abdülvahhâb Ebû t-tahsîs vilâdet fî Zâ Ýbnuhû Ebû l-ýrþâd Yûsuf culûs 1098 Ahûhû Abdülhâlýk Ebû l-hayr culûs 13 M Ýbn-i Ahîhî Muhammed bin Yûsuf Ebû l-ýþrâk culûs 1161 vr. 30a Ýbnuhû Ebû l-hasan vulide 756 culus 779 Ahûhû Ebû l-abbas Þihâbeddin Ahmed vulide 756 garîkan 814 Ebû l-feth Muhammed 852 Ahûhû Muhyiddin Yahya Ebû l-müsâvât vulide 798 culûs 852 fevt 857 Ýbn-i Ahîhî Muhammed el-merâhim Veleduhû Ýbrahim Ebû l-mekârim vulide 920 culûs 942 fevt 968 Veleduhû Ebû l-fazl Muhammed 1008 Ýbn-i Ahîhî Ebû l-ýkrâ Abdülfettâh vilâdet 1003 fevt C Ýbn-i Ahîhî Yahya Ebû l-latîf culûs 1054 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 29b]

133 vr. 30b Mümþâd-ý Dineverî Ebû Ali Ahmed Ebû l-fevâris Miftâhu z-zeheb Esved-i Ahmed Dineverî Ebû Abdullah ibn-i Atâ Abdülhâlýk Muhammed es-sühreverdî el-bekrî eþ-þehîr bi-ameviyye Oðlu Þeyh Vahyüddin el-kadî ( Vecîhuddin bi-kalemi Þa rânî) Ömer Bekrî Dinever dedir. Ebû n-necîb Ziyâeddin Abdülkahir el-bekrî es-sühreverdî Ebû Reþîd Kutbeddin Ebû Bekir bin Ahmed bin Muhammed el-ebherî es-semerkandî 622 Rükneddin Sincânî Þeyh Ebû l-hasan Ali ibn-i Haydar 628 Þeyh Þemseddin Muhammed Tebrîzî ibn-i Ali ibn-i Melek Hüdâdâd Silsile-i Tarîka-i Mevleviyye Mürþidu Âlem sallâllâhu aleyhi ve alâ usûlihî ve fürûihî ve sellem Halîfe-i Rasûlüllâh Hazret-i Ali kerramallâhu vecheh 40 Hasan Basrî 110 Habîb-i Acemî 150 Dâvud-ý Tâî 184 Ma rûf-i Kerhî 254 Seriyy-i Sakatî 253 Seyyidu t-tâifeti s-sûfiyy Ebû l-kasým Cenâb-ý Þeyh Cüneyd-i Baðdâdî Es adü l-ýnsân 297 Silsile-i Neseb Ser Halîfe-i Evliyâ Cenâb-ý Sýddîk-ý Ekber Abdurrahman 2 Hammâd 3 Madhar 4 Museyyeb 5 Sâbit 6 Mevdûd 7 Mahmûd 8 Ahmed 9 Hüseyin Hatîbî 10 Muhammed Tayyibî Sultânu l-ulemâ eþ-þeyh Bahâeddin Muhammed Veled Râ. 618 Ebû Bekir Ca fer bin Yûnus Þeyh Þiblî Baðdâdî Ebû l-fazl Abdülvâhid bin Abdülazîz et-temîmî Ebû l-ferec Muhammed Tarsûsî Ebû l-hasan Þeyh Ali bin Yûsuf Kýrþî el-hükârî Ebû Saîd el-mübârek ibn-i Ali el-mahzûmî Ebû Sâlih Þeyh Muhyiddin Sultân Abdülkadir el-cîlî 561 Ebû Medyen Þeyh Þuayb Maðribî 590 Þeyh Muhyiddin ibn-i Arabî Muhammed bin Ali Hâtimî Ni met 560 Rýhlet 638 Þeyh Sadreddin Muhammed ibn-i Ýshak Konevî 673 Hazret-i Mevlânâ Celâleddin Muhammed el-belhî er-rûmî 672 vulide der Belh 6 Ra. 604 aþk-ý samed 604 ibret 672 Sultân Veled Bahâeddin Ahmed kurbiyet 712 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 31a]

134 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 30b] vr. 31a Çelebi Hüsâmeddin Hasan ibn-i Muhammed ibn-i Âhî Türk Müsâfir-i Kabr 683 Emîr Vâcid 742 Hazret-i MevlanâCelâleddin Rûmî Muhammed bin Muhammed el-belhî Ýbret 672 Sultan Veled Muhammed Bahâeddin Çelebî ibn-i Hazret-i Mevlanâ kurbiyyet 712 Ulu Ârif Feridun Çelebi ibn-i Sultan Veled 730 Þemseddin Emîr Âbid Çelebi ibn-i Sultan Veled 739 Emîr Vâhid Çelebi ibn-i Sultan Veled 746 Bahâeddin Emîr Âlim Ekber Çelebi ibn-i Ulu Ârif 751 Muzafferüddin Emîr Âdil Ekber Çelebi ibn-i Ulu Ârif770 Emîr Âlim Sânî Çelebi ibn-i Âbid 791 Emîr Ârif Sânî Çelebi ibn-i Âdil Ekber 824 Emîr Âdil Sânî Çelebi ibn-i Âlim Sânî 865 Þeyh Salâhuddin Feridun Zerkûb Konevî 657 Emîr Âlim Bahâeddin Ýbnuhû Emîr Âbid Çelebi Ýbnuhû Cemâleddin Çelebi Ýbnuhû Emîr Muhammed Çelebi Bahâeddin Çelebi Muzafferüddin Çelebi Câniþîn Fenâyî Dede 925 Âdil Çelebi ibn-i Ârif 760 Cemâleddin Çelebi Þeyh Abdülkadir Efendi el-aksarayî Ahmed Fânî Dede Efendi (Zâviye-i Lâzkiyye) 898 Sultan Divânî Semâ î Muhammed Dede Efendi Karahisarî 936 Fidânî Muhammed Mustafa Dede Efendi 985 Hýzýr Mümþâh Çelebi Efendi ibn-i Sultan Divânî 978 Muhyiddin Dede Efendi Aþçýbaþý Galata Velî Dede 926 Halep te Seyyid Ýbrahim Þâhidî 957 Þeyh Ebû Bekir Vefâî 991 Câniþînî Ahmed Karî 1005 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 31b, 32b]

135 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 31a] vr. 31b Emîr Cemâleddin Çelebi ibn-i Âdil Sânî 915 Hüsrev Çelebi ibn-i Kadî Muhammed Paþa 969 Bostân Dede Efendi 1010 Yenikapý Þeyhi Ýbtidâ Kemâlî Ahmed Dede 1010 Yenikapý Þeyhi Doðanî Ahmed Dede 1040 Galata Þeyhi Þârihu Mesnevî-i Þerîf Rusûhî Ýsmâîl Dede el-ankaravî 1041 Bâni-i Mevlevîhâne-i Gelibolu Aðazâde Muhammed Hakîkî Dede 1062 Edirne Þeyh Neþâtî Ahmed Dede Edirnevî 1085 Urfa Þeyhi Seyyid Muhammed Dede Edirnevî 1095 Kütahya da Erguniye Þeyhi Mustafa Sâkýb Dede 1148 Yenikapý Þeyhi Seyyid Ebû Bekir Dede 1189 Aþçýbaþý Þerîf Ahmed Dede 1228 Pederi yerine Veleduhû Seyyid Ali Nutku Dede 1219 Câniþîn Ahîhî Seyyid Nâsýr Abdülbâkî Dede 1236 Muhammed Ferh Çelebi ibn-i Hüsrev Bostân-ý Evvel Çelebi ibn-i Ferh 1040 Ebû Bekir Çelebi ibn-i Ferh Efendi 1048 Subûhî Ahmed Dede 1057 (Yenikapý Þeyhi) Hacý Ahmed Dede 1078 (Yenikapý Þeyhi, Medine de) Enîsî Receb Dede Edirnelî 1146 Süleyman Nahîfî 1151 Karî Ahmed Dede 1090 Yenikapý Þeyhi Sýrrî Abdi Dede 1041 (Bâni-i Mevlevîhâne-i Kasýmpaþa) Abdî Dedezâde Seyyid Halil Efendi 1088 Kasýmpaþa Þeyhi Muhammed Dede Efendi 1130 Bostân Dede Efendi Galata Þeyhi Gavsî Ahmed Dede Efendi ez-nesl-i Ahmed Bîcân 1109 Galata Þeyhi Damadý Nâbî Osman Dede Efendi 1142 Beþiktaþî Yûsuf Efendi 1080 Hüseyin Çelebi 1071 Abdülhalîm Çelebi 1090 Antakî Mustafa Dede Adem Dede Efendi Galata Þeyhi 1063 Ýbrahim Zincirkýran Arzî Muhammed Dede 1075 Galata Þeyhi Dânýþ Ali Dede 1095 Siyâhî Mustafa Dede 1122 Veleduhû Muhammed Ârif Dede 1138 Bursa Þeyhi Cunûnî Ahmed Dede Lârendî Kýldý Cunûnî Dede teslîm-i rûh 1030 Sâlih Dede Burûsî Bursa Þeyhi 1073 Yenikapý Þeyhi Nâcî Ahmed Dede 1123 Ebû Bekir Çelebi ibn-i Ferh (Yenikapý da) 1048 Muhammed Ârif Sâlis Çelebi 1059 Pîr Hüseyin Çelebi 1071 Abdülhalîm ibn-i Abdurrahman ibn-i Ebû Bekir 1090 el-hâc Bostan-ý Sânî Çelebi ibn-i Abdülhalîm Çelebi 1117 Veleduhû Ahmed Hâlisî Dede 1191 Galata Þeyhi Oðlu Abdülbâkî Dede 1164 Küçük Muhammed Dede (Yenikapý Þeyhi) 1159 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 32a]

136 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 31b] vr. 32a Muhammed Sadreddin Çelebi ibn-i Bostân-ý Sânî 1124 el-hâc Muhammed Ârif Çelebi ibn-i Abdülhalîm 1159 el-hâc Ebû Bekir Garîbî Çelebi ibn-i Ârif 1199 el-hâc Seyyid Muhammed Çelebi ibn-i Ýsmâîl 1230 Seyyid Muhammed Saîd Çelebi ibn-i Muhamed Çelebi vilâdet Oðlu Seyyid Mahmûd Sadreddin Çelebi Efendi fevt 1298

137 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 30b] Þah Melek Kerime Bânû Çelebi Salâhuddin (Mesnevîhân-ý Âsitâne) Emîr Âbid Çelebi 742 Emîr Âlim Küçük 798 Emîr Âmil Küçük (Fâtih bundan arkaya pûþ oldu.) Cemâleddin sin Alâeddin Çelebi (Zâviyedâr-ý Sadr) Abdülcemîl (Zâviyedâr-ý Mýsýr) Abdülcelîl (Birâderi yerine þeyh oldu.) Ayþe Zevce-i Abdülhalim Kerime (Zevce-i Muhammed Aða) Bahâ Veled Çelebi Ârif Sâlis (Meþihat birkaç gün sonra refi ) 1059 Hâce Fâtýma (Osmanpaþazâde Mahmûd Bey in zevcesi) Hatice Hüseyin Çelebi Havvâ Zevce-i Sâkýb Ali Þâkir Muhammed Muhlisî 1124 Râbia Mahmûd Hâmid Fâtýma Sâlih Ayþe Zâhid Halime Âbid Hýzýr Þâh Sultân Veled Ahmed Dede Efendi Ulu Ârif Feridun Ârife Þeref Hâtun Emîr Þâh Muzafferüddin Ahmed Paþa Lütfullah Emîr Zâhid Küçük Zâviyedâr-ý Þems fâte el-emîr Zâhid 811 Kerime Bânû Cemâleddin (Birâderi yerine þeyh oldu.) Kerime Abdüssamed Çelebi Kerime Celâleddin (Ýbtidâ Murâdiye Edirne Þeyhi) Muhammed Sâdýk Abdülkerim Abdülkerim Saîd Çelebi Halil Çelebi (Hafîd-i Zâviyedâr-ý Þems) Güneþ Hatun (Zevce-i Çatalbaþ Paþa) Kâmile (Zevce-i Mustafa Aða) Muhammed Halil Ali Fâtýma Ebû Bekir Hatice Hýzýr Paþa Âbide Bânû Kadî Paþa Hüsrev Çelebi 969 Ferh Çelebi 1000 Ebû Bekir Çelebi Efendi (Yenikapý da misâfir) rihlet 1048 Abdurrahman Çelebi 1074 Abdülhalim Çelebi 1090 Muhammed Ârif Çelebi 1159 Ebû Bekir Çelebi 1199 Abdurrahman Çelebi 1195 Emîr Vâcid Hüsâmeddin Bözürk Cihân Mülk Bânû Hüsâmeddin Tâhir þuarâ dan Mutahhara Bânû Zevce-i Süleyman Þâh Germiyânî Hýzýr Paþa Hazret-i Sultân Abâpûþ Bâlî Velî 890 Sultan Dîvânî Semâî Muhammed Dede 936 Kerîme Bânû Muhammed Çelebi Rahîme Bânû Kerîme Bânû Güneþ Hâtun Seher Kadýn Muhammed Çelebi Þah Çelebi Hasan Çelebi Kerime Derviþ Çelebi (Galata þeyhi oldu 1082 Hüseyin Efendi 1071 fevtinde âsitâne talebiyle âsitâneye gelip lâkin Abdülhalim Çelebi galîb gelmekle bunlar terk-i diyâr ve Ýstânbûl da karâr eyleyip Kalekapýsý na þeyh olup Kamançe senesi Orduy-u Hümâyun la Tatarpazarý nda fevt 1083) Âmine Sâliha Kerime Râbia Ahmed Hâlisî ibn-i Sâkýb (Pederi yerine þeyh oldu.) 1192 Ýkisi dahî Edirne dedir. Hüseyin Kerime Kerime Nûreddin Çelebi Emîr Âdil Ekber Vâcid Çelebi vr. 32b Ahmed Selçuk Bedreddin (Zâviyedâr-ý Þems) Abdüllatîf Çelebi (Evvel-i Þeyh-i Bâzergân) Burhâneddin Ýlyas Çelebi 779 Þâh Melek 898 Zeyneddin Çelebi Alâeddin Çelebi Esrin Sultan Tâhir Çelebi Kerime Bânû Müeyyed Çelebi Ergûn Celâleddin Kütahya da Fevt 775 Burhâneddin Çelebi Hâne hînu l-irtihâl 798 Pîr Hüseyin Çelebi 1071 Bostân-ý Evvel Çelebi 1040 Bostân Sânî Çelebi ref nefy ve ibka 1116 müddet-i izâle yevm 40 rihlet 1117 Sadreddin Çelebi defa -i evvel yevm 22 defa -i sâniyesi 1124 Muhammed Ârif 1193 Muhammed Þâh Destînâ Hâtun Celâleddin Hasan Lârende Þeyhi Hasan Çelebi Nakþî Ali Dede Þeyh-i Manisa Ýbnuhû Muhammed Lütfî 1150 Kerime Bânû Bayrâm Çelebi Abdülahad Bayrâm Sânî Seyyid Ýsmâîl Seyyid Muhammed Çelebi (Âsitâne de halen þeyhtir.) fî 7 Þ [Silsilenin devamý için bkz. vr. 33a]

138 vr. 33a Cümle-i Çelebiyân Sefîne-i Sâkýb Derdî Zünnân Bâlî Divânî Ebû Bekir Vefâî Celâleddin Ergun Burhâneddin Ýlyas Zeyneddin Alâeddin Muzaffer Müeyyed Ya kûb Çelebi Þah Çelebi Sinan Pîrî Þâh Efendi Kadî Paþa Hýzýr Bey Emîr Âlim Küçük Emîr Ârif Küçük Emîr Ârif Cemâleddin Hüsrev Ferh Bostan Ebû Bekir Çelebi Ârif Küçük Hüseyin Pîr Derviþ Çelebi Abdülhalîm Bostân-ý Sânî Sadreddin Seyyid Muhammed Ârif Emîr Zâhid Küçük Nureddin Salâhuddin Bedreddin Vâcid Alâeddin Hüsâmeddin Tâhir Abdüssamed Abdüllatîf Abdülkerim Celâleddin Cemâleddin Abdülcelîl Abdülcemîl Muhammed Zircir Þeken Lütfullah Ali Nakþî Abdülahad Halil Hasan Hüseyin Hýzýr Þâh Þâh Muhammed Muhammed Küçük Destînâ Hâtun Güneþ Hâtun Kâmile Hâtun Fâtýma Hâtun (Bunun Birâderzâdesi Havvâ bint-i Hüseyin Sâkýb Dede nin zevcesi olup ondan olan kýzlarý ve oðullarý mezkurlardýr ki biri câniþînî idi sene 1192 de fevt oldu.) Beþiktaþ Mevlevî Þeyhleri Binây-ý Zâviye 1030 Aðazâde Muhammed Dede 1063 Hasan Dede 1071 Pendârî Nâcî Ahmed Dede Ref 1074 Yûsuf Dede1080 Muhammed Muhsin Dede 1136 Oðlu Ahmed Dede 1177 Kerîmezâdesi Muhammed Sâdýk Dede 1178 Tokat Þeyhi Abdülahad Dede 1180 Trablus Þeyhi Ahmed Dede 1184 Oðlu Hattât Yûsuf Dede 1232 Damadý Mahmûd Dede 1234 Ermenek Þeyhizâde Muhammed Kadri Dede1267 Þeyh Mahmûd Dedezâde Þeyh Muhammed Saîd Dede Efendi 1270 Þeyh Hasan Nazîf Dede 1278 Oðlu Þeyh Hüseyin Fahreddin Dede 1329/8 Üsküdâr Mevlevî Þeyhleri Halil Numân Dede 1213 Muhammed Hüsâmeddin Dede 1216 Hacý Ali Dede 1217 Ýsmâîl Hulûsî Dede 1219 Hacý Muhammed Emîn Dede 1227 Rûhîzâde Abdullah Necîb Dede 1252 Birâderi Ahmed Ârif Dede 1290 Muhammed Zekî Dede 1299 Ârifzâde Muhammed Hasîb Dede 1304 Ahmed Ârif Dede Yenikapý Mevlevî Þeyhleri Binây-ý Zâviye 1006 Kemâl Ahmed Dede 1010 Doðânî Ahmed Dede 1040 Subûhî Ahmed Dede 1057 Hacý Ahmed Dede 1078 Karî Ahmed Dede 1090 Nâcî Ahmed Ded 1123 Yûsuf Nesîb Dede1126 Peçevîzâde Ahmed Ârifî Dede1137 Mesnevîhân Muhammed Dede 1145 Musa Safî Dede1157 Küçük Ahmed Dede1159 Seyyid Ebû Bekir Dede 1190 Oðlu Nutkî Ali Dede1219 Birâderi Nâsýr Abdülbâkî Dede 1226 Oðlu Hüseyin Hüsnü Dede1245 Ammileri Abdurrahim Dede1247 Ahmed Remzi Dede 1267 Osman Salâhuddin Dede ibn-i Abdülbâkî Dede 1304 Muhammed Celâleddin Dede ibn-i Osman Salâhuddin 1326 Muhammed Abdülbâkî Dede ibn-i Celâleddin Dede 1353 Galata Mevlevî Þeyhleri Binây-ý Zâviye Sene 897 Sultân Divânî Semâ î Muhammed Dede Fevt 936 Safâyî Dede 940 Mesnevîhân Muhammed Dede Abdi Dede Þârihu Mesnevî Ýsmâîl Dede 1041 Hüseyin Adem Dede 1063 Muhammed Arzî Dede 1075 Derviþ Çelebi Pendârî Nâcî Ahmed Dede Gavsî Ahmed Dede 1109 Damadý Nâyî Osman Dede 1142 Oðlu Abdülbâkî Dede 1164 Musazâde Muhammed Þemseddin Dede 1174 Birâderi Ýsa Dede 1185 Selim Dede Damadý Þeyh Musa 1191 Oðlu Muhammed Sâdýk Dede 1192 Seyyid Abdülkadir Dede el-halebî 1195 Aþçýbaþý Hüseyin Dede 1197 Bakkalzâde Ali Dede Ref 1201 Bâni-i Mevlevîhâne-i Üsküdâr Halil Numan Dede Abdullah Dede Galib Dede 1213 Ruhî Dede1225 Trablus Þâmî Mahmûd Dede1234 Kudretullah Dede1287 Oðlu Atâullah Efendi

139 vr. 33b Sâkýb Dede Efendi nin Sefîne-i Nefîse sinde Olan Hulefâ Rihlet-i Sâkýb Dede 1148 Ahmed Kari, Vefâyî nin hulefâ-i câniþînî ve yanýnda metfûndur. fevt 1041 sene 1005 Ebû Bekir Vefâyî, Halep te ma rûf Þeyh Bekir budur ki zâviyesinde vüzerâ metfûndur. Divânî merhumdan ahz-ý tarîkat ve bekkâm-ý hilâfet olmuþtur. Rihlet 991 Muhammed Fedâyî, Burdur nâm beldedendir. Hazret-i Divânî den ahz-ý tarîkat ve beldesine hilâfet ve onda fevt 985 Velî Dede, Divânî den ahz-ý tarîkat ve mâset-i ferûþ iken intisâb eyledi. Galata da aþçýbaþý olmuþtur. Cezâyir de metfûndur. Fevt 936 Ýmâm Muhammed Dede Halîfe Câniþîn Yûsuf Sîneçâk, Kudüs þeyhi iken gelip Sütlüce de fevt 953 Seyyid Ýbrahim Þâhidî ibn-i Hüdâyî, Divânî den hilâfet ve pederi yerine me muriyet ve ziyâret içün gelub Karahisar da þeyhi yanýnda metfûndur. 957 Sâlih Hüdâyî, Manisa dan Ulu Ârif ten ahz ve beldesine hilâfet onda fevt 885 Rusûhî Ýsmâîl Dede, Þârihu Mesnevî Bostân-ý Evvel den Galata ya hilâfet ve onda fevt 1041 Aðazâde Muhammed Dede, Gelibolu dandýr. Bostân-ý Evvel den ahz-ý hilâfet ve beldesinde zâviye binâ eyledi. Beþiktaþ þeyhi olup ba de terk eyleyip beldesinde ikamet onda fevt 1063 Kartal Dede, Bostân-ý Evvel den hilâfetle Þâm þeyhi oldu. Ondadýr. Abdullah Dede, Bostân-ý Evvel den ahz-ý hilâfet ve Galata da þeyh olup ba de Kasýmpaþa da zâviye binâ eyledi. Onda Fevt 1041 Abdülkerim Dede, Lârende dendir. Etmekçizâde Bostân-ý Evvel den hilâfet Selânik te müceddiden zâviye binâ eyledi. Fevt 1080 takrîben 1000 Adem Hüseyin Dede, Antakya dandýr. Zincirþeken den hilâfet ve hâcc takrîbî Mýsýr da fevt 1063 Ramazan Dede, Bekir Çelebi den ahz-ý tarîkat ve beldesi olan Kayseri de Bayrampaþa ona zâviye binâ eyledi. Teberrüdâr Muhammed Dede, Bostân-ý Evvel den ahz-ý tarîkat ve beldesi sparta da þeyh olup onda fevt. Kemâl Ahmed Dede, Akþehir dendir. Hüsrev Çelebi Efendi den hilâfet ve Yenikapý Zâviyesi ne ibtidâ þeyh olup onda fevt 1010 Arzî Muhammed Dede, Ýbtidâ Þeyh Sivâsî den ba de Âdem Dede den hilâfetle Galata da câniþîn oldu. Fevt 1075 Subûhî Ahmed Dede, Þehrî dir. Beþiktâþî Kasým dan ba de Baba Âhîzâde nâm Meczûb dan sonra Bostân-ý Evvel den hilâfetle Yenikapý da kýyâm ve fevt 1057 Doðanî Ahmed Dede, Aksaray dan idi. Bostân-ý Evvelden hilâfet ve Yenikapý da þeyh oldu. Onda metfûndur [Silsilenin devamý için bkz. vr. 34a]

140 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 33b] vr. 34a Seyyid Halil Dede, pederi Kasýmpaþa þeyhi Abdî Dede den ahz ve câniþîn ve onda metfûndur Ýlmî Ali Dede, Baðdâdî den, Kartal dan ahz-ý tarîkat ve yerine Þâm da halîfe oldu. Ramazan Dede Niksârî, Bostân-ý Evvel den ahz-ý tarîkat ve Tokat ta ibtidâ zâviye binâ eyledi. Neþâtî Ahmed Dede, Aðazâde den ahz-ý tarîkat ve beldesi Edirne de Murâdiye þeyhi olup onda fevt Hacý Ahmed Dede, Þehrî dir. Subûhî den hilâfet ve Yenikapý þeyhi iken fevt der Hâc Sâlih Dede, Cunûnî nin Hâherzâdesidir. Larendîdir. Bursa da þeyh oldu. Fevt Atîk Dede, Hatîbzâde Eyübî dir. Cunûnî den ahz-ý tarîkat ve Bosna da þeyh oldu. Karî Ahmed Dede, Hâcý Ahmed Dede den ahz eyledi. Kastamonîdir. Þeyhi fevtinden Ýsmâîl Merkezî bir gün meshîle fevt oldukda câniþîn oldu Ramazan Dede, Manisa da Þeyhzâdedir. Ali Paþazâde Ýlyas Bey ona Siroz da zâviye binâ eyledi. Abdülkerim den hilâfetle onda þeyh iken fevt. Tevekkülî Dede, Bosnavî dir. Atîk indir ve çâniþîndir. Davut Dede, Antakî dir. Pederi Süleyman Dede den tahsîl-i ulûm ve Zincirkýrân dan ahz-ý hilâfet ve Mýsýr þeyhi oldu. Hüseyin Dede, Bosnavî dir. Atîk ten ahz ve Üsküp te ibtidâ Þeyh, zâviye bunlara binâ oldu. Fevt olup yerine oðlu Mustafa Dede þeyh oldu. Hamza Dede, Enez den Köstçüzâde dir. Ýslâm a gelip Aðazâde den hilâfetle bekkâm oldu (galibâ câniþîn). Fevtinde oðlu Mustafa câniþîn. Vecdî Dede, Tevekkülî den hilâfet ve Beyþehir de tekye binâ olundu. Seyyid Muhammed Dede, Edirnelidir. Neþâtî den ahz eyledi. Urfa þeyhi oldu. Þeyhi yerine nakil olundu. Onda fevt Adnî Recep Dede, Sirozî dir. Ramazan Dede den hilâfet ve yerine þeyh olup sonra Belgrâd a nakil ve onda fevt ve yerine Sa îd Dede Belgrâd þeyhi oldu Ruyây-ý Sultânî Ta birîyle yasað iznine sebep bunlardýr. [Silsilenin devamý için bkz. vr. 34b]

141 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 34a] vr. 34b Gavsî Ahmed Dede, Þehrî dir. Þeyh Yavsî neslinden ve Muhammediye Sâhibi neslindendir. Sâlih Burûsî dir ve Seyyid Halil Dede den ahz eyledi. Galata þeyhi iken ve onda metfûndur fevt Osman Dede ibn-i Hasan Filipevî, Bekir Çelebî den ahz-ý târîkat eyledi. Edirne de þeyh iken fevt Ebû Bekir Dede, Kemalzâde Doðânî den ahz-ý tarîkat ve Baðdat þeyhi iken. Hindî Muhammed Dede, Bengâle dendir. Hüseyin Çelebi Efendi den ahz-ý tarîkat ve Yenikapý þeyhi olup fevt Nâcî Ahmed Dede, Bursalýdýr. Sâlih Dede den ahz-ý tarîkat Yenikapý þeyhi iken fevt Hasan Dede Üsküdârî, Mekke kadîsý olduktan sonra âsitâneye vardýkta terk ve Hüseyin Çelebi den ahz ve mukaddimen iki kere Mýsýr Kadîsý oldu. Mýsýr Mevlevîhânesi ne þeyh oldu onda fevt. Hasan pederi ismidir ki Biber Birâderi dimekle arîftir. Kendi ismi Muhammed ve mahlasý Þefâyî dir. Fevt 1082 sin 68. Marmaravî Ahmed Dede, Hüseyin Çelebi den ahz ve Nasîrâ nýn yerine Baðdât þeyhi oldu. Ârifî Ahmed Dede Peçevîzâde, pederi Gülþenî Þeyh Mustafa dýr yerine þeyh iken Hâfýzî Dede den mevlevî olup yine zâviyesinde ayin ederken me mûran Ýstânbûl a gelip sâkin olduk da Nesîb Dede yerine Yenikapý þeyhi olup onda fevt Hâfýzî Muhammed Dede, Musulî dir. Hüseyin Çelebi den ahz ve Peçevî þeyhi oldu. Ýbrahim Dede ibn-i Hâfýz Muhammed, Kütâhî dir. Bekir Çelebi ve Adem Dede ba de Hüseyin Çelebi Efendi den ahz ve beldesinde þeyh olup fevt. Fakrî Ahmed Dede, Kilisî dir. Karî Ahmed Dede den ahz ve Haleb þeyhi olmuþ idi. Celâl Ali Dede, Âsitânedendir. Hüseyin Pîr den ahz ve Trablus þeyhi iken fevt Oðlu Þeyh Musa dýr 1157 Müneccim Ahmed Dede, mesâhib-i Selânîkî dir. Seyyid Halil Efendi den ahz ve hizmet-i Hümâyûn üzere iken hal Muhammed Hânî den bir sene mukaddem hâcca âzim ve onda mücâveret üzere iken Kabe de mevlevîhâne tevcîh olunup onda fevt Ýsa Dede Nasîrâ Dede, Hemedânî dir. Menâkýb-ý Sevâkýb Sâhibi Abdülvahhâb Hemedânî hâherzâdelerindendir ve Cunûnî Dede den ahz-ý tarîkatla Baðdât þeyhi olup onda fevt Kerîme-i Zevce-i Selim Dede Musa Muhammed Þâtýr Muhammed Dede, Hüseyin Efendi den ahz-ý tarîkat ve Halep te þeyh iken fevt. Yûsuf Dede, Eyübî dir. Enderûn dan hurûç ve Âsitâne ye varýp hizmet ve meþîhatle gelip Beþiktaþ þeyhi oldu. Yûsuf Dede, Hasan Dede nin hâherzâdesi ve Halîfesidir ve câniþîndir ki fevtî Hasan Dede, Ankaravî dir. Bayrâmî iken Þârih Ýsmâîl Efendî nin akrabasýndan olmaðla mevlevî olup Hüseyin Çelebi den ahz ve Ankara þeyhi oldu. Mustafa Dede, Beyþehrî dir. Bekir Çelebi den ahz ba de Kemalzâde ye hizmet ve yerine Baðdat þeyhi oldu fevtinde oðlu Ebû Bekir Dede câniþîn oldu. Târîh: Müsellemdir hilâfet Mustafâ dan sonra Bû Bekre 1095 Osman Dede Burunsuz, Ayaþî dir. Ankara þeyhi Hasan Dede den ahz ve sparta da þeyh, cezbe-i unsuriye ile terk ve Edirne de vefâtýna Nâbî tarih demiþtir. Burunsuz bulmadý bûy-ý vefâ dehre veda etti 1082 Hasan Dede, Eyübî dir Yûsuf Dede nin hâherzâdesidir. Ondan ahz-ý tarîkat ve rihletinde Beþiktaþ ta câniþîn oldu. Fevt 1071 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 35a]

142 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 34b] vr. 35a Mustafa Dede, Zinhane dendir. Ramazan Dede den ahz ve yerine Siroz þeyhi aldu. Kalender Mahmûd Dede, Tokadî dir. Aðazâde den ba de Bekir Çelebi Efendi den ahz ve Bosna sonra Filipe þeyhi oldu. Yenikapý da Müsâferetle sâkin onda fevt ve defin. Mustafa Dede, Ýlbasan dandýr. Adem Dede den ahz ve Üsküp þeyhi oldu. Rihlet eyledik de yerine Hasan Dede ba de Murad Dede þeyh oldular ki Halîfeleridir. Yahya Dede, Baðdâdî dir. Nasîrâ dan hilâfet ve yerine Baðdâd þeyhi oldu tarihinde Baðdât ta binâ olunan Ýbrahim Paþa Câmii ne ve... Dânýþ Ali Dede, Þehrî dir. Adem Dede den ahz ve Lefkoþe ba de Kudüs þeyhi olmuþtur. Onda fevt Haydar Dede, Bosnavîdir. Atîk ten hilâfetle azâd olup Kayseriye ye ba de Ruha ya / Urfa ya þeyh oldu. Hattât Muhammed Dede, Ulûfecizâde Kütâhî dir. Ýbrahim Dede den ahz ve damadý ve Kütahya da câniþîn oldu. Süleyman Dede, Mostarî dir. Atîk ten ve Seyyid Halil den dahî ahz-ý tarîkat ve Ruhâ ba de Beþiktaþ þeyhi oldu. Muhammed Dede ibn-i Sâlih Dede Burûsî, pederinden ahz ve yerine posniþîn oldu ba de oðlu Sâlih ba de ikinci oðlu Muhammed câniþîn oldu. Arap Halil Dede, Musulî dir. Canpolatpaþa hocasýdýr. Hâfýzî den ahz ve yerine Peçevî þeyhi oldu. Siyâhî Mustafa Dede, Vâlidesi Habeþiye dir. Karasî dir. Dâniþ ten terbiye ve Bekir Çelebi den hilâfetle Lefkoþe ba de Mýsýr þeyhi olup ba de zamân yine Lefkoþe þeyhi iken rihlet 1122 ve oðlu Muhammed Ârif Dede yerine iclâs Rahmetullah Dede, Sirozî dir. Adnî den ahz ve þeyhi Belgýrâd a naklinde Siroz þeyhi ba de Üsküp ve sonra Gelibolu þeyhi oldu. Oðlu Âsitâne ye mechûr arzuhâl ile Ýrsâl ve câniþin buyrulmak ricâ eylemiþ, az vakitte vufûtu haberi vürûd ve oðluna tevcîh ricâsýna arz verildi. Enîsî Recep Dede Edirnevî, Neþâtî ve Karî Ahmed Dedeler den hizmet-i tarîkat ve Edirne þeyhi olup, onda fevt Þeyhî Muhammed Dede ibn-i Ali Memiþ Efendi, Hasan ve Yûsuf Dedeler akrabâsýndan Eyübî dir. Yûsuf Dede den ahz ve câniþîn-i Beþiktaþ oldu. Fevt Oðlu Seyyid Ahmed câniþîn fevt Seyyid Muhammed Dede ibn-i Seyyid Halil ibn-i Abdi Dede, Müneccim Ahmed Dede den ahz ve pederi yerine Kasýmpaþa þeyhi oldu. Fevt Seyyid Yûsuf Nesib Dede ibn-i eþ-þeyh Ömer el-konevî, Siyâhî ve Müneccim den ahz-ý tarîkat ve Yenikapý þeyhi olup fevt 1126 ve mukaddimen Ankara ve Þâm ve Mýsýr þeyhi dahî oldu. [Silsilenin devamý için bkz. vr. 35b]

143 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 35a] vr. 35b Kadri Dede, Prizren dendir. Adnî den ahz ve Bostân dan hilâfetle Gelibolu þeyhi olup Mahmûd Beyzâde Hüdâverdî Paþa Ýpke de Mevlevîhâne binâ ve onu nakil ettirdi. Onda rihlet ve Paþa dahi on beþ gün mervinde þehit oldu. Abdülbâkî Dede, Balýkçýzâde Üsküpî dir. Vecdî den ahz-ý tarîkat eyledi. Hasan Tâlibî Dede Ýþtibî, Kadîzâde Vecdî Dede den ve kazâya sâlik ba de Gavsî den tecdîd-i inâbet ve külah giydi. Bostân-ý Sânî den Selânik þeyhi ba de Mýsýr a nakil ve onda Siroz a nakil oldu. Vâsýl olduk da kýrkýncý günü rihlet Osman Nâyî Dede, Þehrî dir. Gavsî den ahz ve damadý ve câniþînî ve Galata da fevt 1142 Vehbî Osman Dede göçtü ola sýrrý bâkî Mahmûd Mostârî, Atîk ten âzâde-i herd u serâ ve Mustafa Dede yerine Vidin e þeyh olup, Kadrî fevtinde Ýpke e nakil olundu. (Sâkýp Dede Sefîne de bu miktar hulefâyý bir cilt eylemiþtir.) Sefîne-i Nefîse nin Cild-i Sâlisî Hâvî Olduðu Meþâhir-i Fukarâ Bunlardýr: Ahmed Eflâkî, Ârifî ibn-i Âhî Nâtûr Konevî ve Tilmîzî, peder-i Tebrîzî ve Mecid Cündî Çelebi Ârife mensuptur. Onlardan kýrk gün sonra Mecid in yanýna defin olundu. Menâkýb-ý Mecdî tezyîl eylemiþtir. Mecdüddin Sipahsâlar, Devlet-i Selçukiye de pederi Vecdî gibi sipahsâlar olup Sultânu l-ulemâ Hazret-i Mevlevî ve Hüsâm Çelebi ve Sultan Veled hizmetinde iken rihlet eyledi. sâhib-i menâkýb alanlara pîþrev ve pîþkademdir. Türbe-i Hazret-i Mevlevî de metfûndur. Mahmûd Dede Konevî, Manzûr-ý Abdülkerim Mesnevîhân ibn-i eþ-þeyh Sinâneddin olmuþtur. Konya da medfen-i muayyeni vardýr. Tercüme-i Menâkýb-ý Sevâkýb eylemiþtir. Abdülvahhâb Hemedânî ibn-i eþ-þeyh Celâleddin Nakþibendî, menâkýbý telhis eyledi. Medine de rihletî vakt-i Mücâveretededir. Abdülkerim ibn-i Sinâneddin, Cemâl Çelebi den ahz-ý tarîkat eyledi. Mesnevîhân olmuþtur. Medine de Baki dedir. Sinâneddin Dede, Þeyh Sinân Akþehirî ahfâdýndandýr. Çelebi Emîr Âdil Küçük ten ahz-ý tarîkat ve Konya da letfundur. Ali Horasânî, Hazret-i Divânî ile seyâhat eyledi. Konya dadýr. Abdüllatîf, Abdülkerim in birâderidir. Hüsâmeddin Sânî dimekle Arîftir. Oðlu Abdurraûf Þems te mesnevîhân ve diðer oðlu Abdülgafûr türbedâr-ý Hazret-i Mevlevî oldular. Kendileri Çelebi Cemâleddin den mukaddemce rihlet eyledi. Konya dadýr. [Silsilenin devamý için bkz. vr. 36a]

144 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 35b] vr. 36a Osman Dede Konevî, türbedâr-ý Hazret-i Hünkâr ve ol havâlîde metfûndur. Hüsâm Konevî, Abdülcemîl Çelebi den istifâze ve Divânî dâiresinde metfûndur. Ahmed Ânî Dede Üsküdârî, ve lehû Rubâ î Canân-ý gören olsa eðer sad cânî Ân nazâraya eylerdi görmelik âný Gerçe tasvîrine yekpâre verir hâmesi rûh Neyler eyâ gelicek nevbet âný mânî Lâlî Tâcirzâde Güzelhisârî, Ali Horasânî rehnümâsý olup evvel a kde kîrây-ý zebânî var iken Horasânî fevt, kudsiyesiyle muntalik ve mantýk olmuþtur ki bu rubâ î dahi onlarýndýr. Güzelhisar da defin. Rubâ î Lâlî kulunu eyledi ol lü lü-ü lâlâ Feyz-i nefes-i himmet ile tûti-i gûyâ Mirât-ý kerâmettir onun mâh vücûdu Yokluklar ile olsa nola ol þehe lâlâ Hýzýr Elmalî, Rûhâniyet-i Velî Dede den Ýstifâza eyledi. Sakýz da metfûndur Ýbrahim Þirâzî, hattât-ý ta lîk Midilli de ve lehû Rafaza el-rafazî farza ve hubbu l-cemâati es-sünnetun ve farku l-eimmeti bid atün Lâ yüferraku beyne ahadi m-minhum Ve nahnu bihim muktedûn ve ani t-t-teþeyyi i ve teþnî i müntehûn Mahmûd Karahisarî, ahfâd-ý Divânî dendir. Küçük Muhammed Efendi ye intisâb eyledi. Enâlî Mahmûd deyû ma rûftur. Muhammed Lenk Konevî, onda metfûndur. Ýmâm Muhammed, Kütâhya da Lala Paþa Câmii Ýmâmý ve Þeyh Ýbrahim den ahz-ý tarîkat ve onda metfûndur. Hüsam, Ýmâm ýn emmizâdesidir. Buk a-i Erguniye de Þeyh Ýbrahim den müste îddir. Ondan bir hafta akdem fevt ve ikisi Makam-ý Hýzýr nâm mahaldedir. Muhammed Kâtibî Diyarbekrî, Þeyh Ýbrahim den ahz eyledi. Ýmâm ve Hüsâm ýn yanýndadýr. Mustafa Harabâtî, Zaðra dandýr. Edirne hankâhýndadýr. Ali Gülhanî Erihavî, Konya dadýr Ali Lâmekân, Gülhanî nin hýrka ve külahýna vâris olmuþtur. Alâiyye Muhammed Zincirkýran dan ahz-ý tarîkat eyledi. Dâire-i Þems tedir. Muhammed Kaynar Dede, Hafsavî idi ve Çelebi Bostân dan ahz-ý tarîkat ve Edirne de metfûndur. Abdülhafîz Hullî, Baðdat tadýr. Ta bîr i vardýr. Muhammed Gülhanî, Amasî dir. Ali Gülhanî den ahz eyledi Konya dadýr. Muhammed Þehlâ, Ankaravî Rusûhî den ahz ve Arzî yanýnda Rusûhî kurbünde metfûndur. Âhîzâde, Çelebi Ferh ten ahz ve Konya dadýr. Ali Sinekçi Meczûb Konevî, Gülhanî nin yanýnda metfûndur. Muhammed Gerdecîzâde Konevî, Dâirey-i Þemsiye dir. [Silsilenin devamý için bkz. vr. 36b]

145 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 36a] vr. 36b Ganem, Rusûhî dendir. Bu Rubâ î onundur: Nýðm-ý enîs ganemdir bu deþt-i vahþette Hucûm gerek ecilden Þehâ zaðm-ý ganeme Ganîmet dû cihândýr dem u kademle anâ Fedây-ý cân u Ser etmek senin gibi Damme. Esedî, Edirne dendir. Kaynar Dede dendir. Aslana kefene týmar eylemekle þöhret buldu. Mukabelesinde þumâ gösterdiði sebepten bazý Zevâyâ da sûret-i arslan tasvirî onun eseridir. Biri dahi Galata dadýr. Seyyid Abdülahad, Ayntâbî dir. Haremeyn de ikamet ve Konya ya hicret eyledi. Üsküp e me mûr oldu. Onda metfûndur. Ýskender, Pîriþne den, Çelebi Hüseyin Efendi den ahz ve Abdülahalim Çelebi zamanýnda fevt ve Konya dadýr. Mustafa Sirozî, Þeyh Ramazan dan ahz ile ba de l-fevt Vidîne de ikamet ve vefât eyledi. Bülbül Mustafa Ýslâmbulî, Hacý Ahmed Dede dendir. Hankâh-ý Þâhidî vaký a-i vâniye de ona tevcîh olundu. GelûmSüleyman, Larendî dir. Hadîs semâ ýnda idi. Mazlum, abd-i âzâdkerdedir. Türbedâr-ý Hazret-i Hünkârdýr. Onda metfûndur. Muhammed Nâyî Burûsî, Aðazâdedir. Hasan Zihnî Ýslâmbulî, Ýsfahân da Sâib ile ve Baðdat ta Nasîrâ ve Abdülhafîz ile sohbet Divân Sâibî onlar getirdi. Kasým, Bor dandýr. Konya da münzevî ve metfûn. Osman Sineçâk, Ýlbasan dan idi. Abdülkerim Dede dendir. Aðazâde ve Rusûhî den dahî ahz eyledi Sadrazam Kara Mustafa Paþa nýn Birâderidir. Bir kere buðday ve bir senede un ve üçüncu yýl nân-ý azîz ile imlâ ve bahþ-ý fukarâ dördüncü yýl kendi defin olundu. Kalekapýsýn dadýr. Yûsuf Baðbân, Ba de l- tk Rusûhî den ahz ve doksan râdde sinnî tecâvüz ve onda metfûndur. Galata da. Ahmed Kazganî, Göynük tendir. Evlâd-ý Sûfiyye-i Bayrâmiyye dendir. Bostân Sânî den ahz eyledi. Onun vefâtýndan vakt-i kalîlde onlara Pîrvâ oldu. Yûnus Sâmî Musulî, Gavsî den idi. Yedi adet evladý olmuþtur. Hazret-i Yûnus aleyhisselâm yanýnda metfûndur Kalender Divâne, Malkara dandýr. Dafânî nin þebîke-i irâdeti oldu. Ýsmi Hüseyin dir. Ali Þâtýr, Hamavî dir. Mîr sâhiblerin birinin þâtýrý iken intisâb. Ýsmâîl Heftgânî Konevî, Bostân-ý Sânî den ahz ve onun fevtinden mukaddemce fevt oldu. Ahmed Hâfî Trabzonî, Pîr Çelebi Hüseyin den ahz ve seyâhatde fevt oldu. Ahmed Meczûb, Hass-ý Mansûr dan olup Çelebi Lütfullah tan ahz eyledi. Nablus ta metfûndur. Muhammed Koyun Ýslâmbulî, Hacý Ahmed Dede den ahz ve ma an hâcc ve þeyhin rihletinden sonra bi d-defeât dahî hâcc eyledi. Yenikapý dadýr. Tersâne de Gözler Ardý nda diðer Koyun Dede kurbünde câniþîn oldu. Lâkin onun gibi... Mustafa, Garîb Baba dandýr. Çelebi Hüseyin Pîr den Muhammed Buhûrî Silverî den idi. Abdi Dede den ve onda metfûndur. Osman Esîrî Bosnavî, Tevekkülî den ahz-ý tarîkat fevt-i veþten sonra Rodos ta Dâire-i Murat Reis merhumda iken fevt olup muratlarý hâsýl olmamaðla teþeemmüm ve Sakýz a býrakýp bir þeye ta rîz eylememek mahzâ bunlarýn koylarý Ýdi. Onda Hýzýr Dede Zâviyesi nde Muhyi Paþazâde ikramýyla sâkin ve fevt kabîl-i istîlâ 1106 Recep Konevî, Çelebi Abdülhalim hizmetinde hattât-ý ta lîk Konya dadýr. Ahmed Fasîh Dede, Þehr-i Ýslâmbul dandýr. Gavsî den ahz-ý tarîkat ve onda hücreniþîn iken fevt 111 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 37a]

146 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 36b] vr. 37a Ýbrahim Dûrûdî, Kalkandelen dendir. Çelebi Abdülhalim ve Çelebi Lütfullah tan ahz Buk a-i Durûd de Ýskender yerine buk adâr oldu. Finike dedir. Üveysî Dede, Ýslâmbulî dir. Arzî den ahz-ý tarîkat eyledi. Pederî Üveysî idi. Kendi hattât-ý ta lîk idi. Mekke de fevt. Vehbî, Edirne den idi. Neþâtî den ve Bostân-ý Sânî den dahî ahz ve Ýskenderiye de fevt. Fennî, Þehrîdir. Adem ve Arzî ba de Seyyid Halil Rehâvî den ahz-ý külli-i tarîkat, Ahmed Dede gibi nedîm olup ba de Konya da Bostân-ý Sânî den ahz-ý sohbet sonra Galata da fevt ve defin. Murat, Ýlbasan dan idi. Garîb Mustafa dan ahz-ý Külâh ve Bostân-ý Sânî den kekmîl ve Kütahya da metfûn. Sucu Muhammed, Silistre dendir. Edirne de Seyyid Muhmmed Dede den ahz eyledi. Azîz Sirozî Vidîne de fevt. Abdülbâkî Kütâhî, Þeyh Kemal ahfâdýndandýr. Abdülhalim Çelebi den ahz ve onda metfûndur. Muhammed Evliyâ, Zaðferânborlîsî ndan Karî Dede hizmetinde Bâb-ý Cedîd Hankâhý nda sâkin ve onda defin. Muhammed Hindî, Ahmedâbâdî Abdülhalim Çelebi den. Muhammed Sýdkî Kütâhî, Ayvalý dandýr. Þehlâ idi. Kabri ondadýr Muhammed Hasîb, Þehrî dir. Siyâhî den ve Münecim den ahz ve Ýznik te fevt. Nûh Erzurumî, Çelebi Bostân dan ahz-ý tarîkat ve Eðirdir de þeyh oldu. Ahmed Karî Bolevî, Sâlih Dedezâde Muhammed Dede den Bursa da ve Gavsi den dahî Ýstifâze ve aþçýbaþý dahî oldu. Ba de Edirne Þeyhi Seyyid Muhammed Dede ye varýp tahsil-i merâm eyledi, bakmaya vekil oldu. Onda metfûn. Sâlih Sirozî, Kadrî Dede yanýnda metfûn. Kadrî Ankaravî, Evlâd-ý Bayrâmiye dendir. Þeyh beldesi Gülhanî den ahz ve Mora fethinde bulunup Mevlevîhâne de fevt. Ahmed Lebîb Sofyavî Hasan Bosnavî, Mostarî Subûhî den ahz ve yanýnda metfûndur. Ahmed Nâbî Sirozî

147 Silsile-i Tarîka-i Nakþibendiyye Mürþidu Âlem sallâllâhu aleyih ve alâ usûlihî ve fürûihî ve sellem teslîmen kesîran kesîra Abdullah Ýlâhî 896 Emîr Ahmed Buhârî ibn-i Muhammed 922 Muslihuddin Tavîl Burûsî Þemseddin Germiyânî Mütevekkil 968 Þeyhî Dede Karamanî Damadý Hoca Mahmûd Efendi 938 Molla Arap Þemseddin Fazlullah Ýlâhî Yenice 1027 Müþtemilzâde Þeyh Muhammed Burûsî Atâullah Burûsî 980 Damadý Hoca Abdullatîf Hafîd-i Musa Paþa 971 Cemâlîzâde Þeyh Muhammed ibn-i Ýshak Karamânî 993 Muhammed Emîn Türk 1086 Pirî Halîfe Hamîdî 962 Halîfe-i Rasûlullah Hazret-i Sýddîk-ý Ekber raziyallâhu anhu 12 Selmân-ý Fârisî raziyallâhu anhu 36 Kasým bin Muhammed ibn-i es-sýddîk raziyallâhu anhum 108 Mecmau s-selâsil Ýmâm Ca fer-i Sâdýk raziyallâhu anhu 148 Ebâ Yezid Tayfur Bistâmî bin Ýsa ibn-i Adem bin Serûþân Hâce Ebû l-hasan Ali el-harakânî 425 Ebû Ali Fârmedî 477 Hoca Yûsuf Hemedânî 503 Hocazâde Muslihuddin Mustafa 930 el-hâc Halîfe Manisavî Ebû Bekir Halîfe Simavî 965 Sefer Efendi Hamza Efendi Taþçýzâde Muhammed Oðlu Mustafa Hoca Abdülhâlýk Gucdüvânî 617 Muhammed Ârif Rivgerî 649 Hoca Mahmûd Ýncir Faðnevî 685 Hoca Azîz ibn-i Ali Ramîtenî 715 Hoca Muhammed Baba Semmâsî 742 Seyyid Emîr Külâl 777 Hoca Muhammed Bahâeddin Nakþibendî el-buhârî 791 vilâdet sene Muharrem 718 vefâtuhû 3 Rebîu l-evvel 791 Ya kûb Çerhî el-hisârî 847 Ubeydullah Ahrâr 895 Muhammed Kadî Hâcegî Kâsânî Molla Hord el-azîz Eke-i Þîbirgânî Muhammed Arab el-belhî Pîr Külân Seyyid Mahmûd Belhî eþ-þeyh Ahmed Belhî 1120 Ebû l-emâne Hoca Muhammed Emîn Tokadî 1158 eþ-þeyh Muhammed el-maðribî eþ-þeyh A râbî eþ-þeyh Ebû l-muzaffer et-tûsî eþ-þeyh Ebû l-hasan Harakânî eþ-þeyh Muhammed Hüdâkulî Mâverâunnehrî eþ-þeyh Muhammed Âþýk eþ-þeyh Muhammed Ârif eþ-þeyh Abdullah Þüttârî eþ-þeyh Muhammed Kadî eþ-þeyh Ebû l-feth Hediyye Sermest eþ-þeyh el-hâc Huzûr eþ-þeyh Muhammed el-gavs ibn-i Seyyid Hatîruddin eþ-þeyh Þükür Muhammed Ârif eþ-þeyh Ýsa Burhanpûrî eþ-þeyh es-seyyid Mîr Külâl ibn-i es-seyyid Mahmûd el-belhî eþ-þeyh Ahmed ibn-i Muhammed en-nahlî el-mekkî 1120 eþ-þeyh Ebû l-emâne Hoca Muhammed Emîn ibn-i Hasan et-tokadî 1158 Ahmed Münînî Sedîduddin el-bestî Nûreddin el-bestî vr. 37b Þerâfeddin Zerker Takiyyuddin el-bestî Cemâleddin el-bestî Hâce ed-damânî Rükneddin el-bestî Muhammed el-mukarrirî Serverî Mustafa Efendi Kasýmpaþa da Sâhibu Te lîfât fî Ca. 969 Zarazâde Þeyh Muhammed Burûsî 1010 Muhammed bin Y ûsuf Semerkandî 971 Þeyh Abdurrahman Gubârî 974 Sâhibu Na t Nimetullah Sofyavî 969 Hacý Ahmed Dede Basmacý Burûsî 1008 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 38a-b, 39a]

148 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 37b] vr. 38a Þeyh Emîr Buhârî Seyyid Ahmed ibn-i Muhammed 922 Vefâyîzâde Hoca Mustafa bin Süleyman 967 Yorganî Emîr eþ-þeyh Kisvedâr Muhammed el-hüseynî el-geylânî 976 Hoca Mustafa Muslihuddin Tokadî Eðrikapý da 960 Muhyiddin 953 (Ýmâm-ý Kalenderhâne) Hekîm Çelebi Þeyh Seyyid Muhammed ibn-i Ahmed Ýznikmîdî (Þeyh Vefâ Câmi î mihrâbýnýn cânib-i yesârinda olan sað pencere önünde) fî 9 Z. 974 Þeyh Mahmûd Karamânî Muallimzâde ibn-i Þeyhî Dede 975 Hoca Mahmûd Baba Rýzâyî 986 Ýlâhîzâde Þeyh Ya kûb Burûsî (Ýbtidâ Halvetî sonra Nakþibendî olup þeyhi yerine Nakþibendzâde den sonra terkinde þeyh oldu. Bu dahî terk edup Bursa da fevt) 990 Müftü Þeyh Ahmed Tirevî (Þeyh Muhammed yerine Hekim Çelebi Tekyesi ne þeyh olup ba de fevt, Eyüp Türbesi ne girerken sol tarafta defin) 1033 Oðlu Þeyh Muhammed (Pederi yerine þeyh oldu. Fevt ve Eyüp te mihrap hizâsýnda) Oðlu (Pederi yerine þeyh iken fevt ve taþra Emîr Buhârî Mukabilinde) Oðlu Þeyh Muhammed (Deryaya gark olmuþtur.) Muabbir Hasan Efendi 1102 Bosnevî Þeyh Osman Efendi 1074 Simkeþzâde Hasan Feyzî Efendi 1102 Oðlu Muhammed Þeyhî Efendi 1145 (Sâhibu zeylü z-zeyl ) Þeyh Muhammed Nevâlî Kavaklýzâde Hattât Burûsî (Ýlâhîzâde terk-i zâviye eyledik de câniþin olmuþtur. Topkapý haricinde Koþuyolu nâm mahalde metfûndur.) 993 Nakþibendzâde Þeyh Mustafa Çelebi ibn-i Þeyh Muhammed Nakkaþ (Bir iki sene þeyhine câniþîn, sonra terk eyleyip fevt der Baba Nakkaþ) 979 Þeyh Þaban Eflânî ve Mudurnî (Müftü Hâmid Efendi etbâ ýndan iken Merkez Efendi ye intisap ba de Hekîm Efendi den ahz-ý tarîkat eyledi. Þeyh Vefâ türbesi hâricinde metfûndur.) 21 Zâ Þeb-i Dûþenbe Þeyh Mahmûd Hacý Pazarýnda 1085 Birâderi Ömer Bâkî 1020 Oðlu Nasrullah 1067 Seyyid Ya kûb Efendi 1079 Þeyh Yûsuf Efendi 1100 Damadý Þeyh Osman 1137

149 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 37b] vr. 38b Hâce Bahâeddin Muhammed Nakþibend ibn-i Muhammed Buhârî 791 Hâfýz Þirâzî Þemseddin Muhammed 792 Hüsrev Kermînî Þeyh Þâdî Muhammed Feganzî Hâce Alâeddin Gucdüvânî Bedreddin Harakânî Abdullah Hacendî Lütfullah Sýrâceddin Külâl Pîrmestî Alâedin Attâr Muhammed ibn-i Muhammed el-buhârî Damad 802 Hâce Muhammed Pârsâ ibn-i Muhammed ibn-i Mahmûd el-hâfýzî el-buhârî (Sâhibu Faslu l-hitâb der Medine Sûre-i Yûsuf 822 Oðlu Ebû Nasr Pârsâ 865 Þeyh Ebû l-kasým Muhammed ibn-i Mes ûd el-buhârî Kemâleddin Ebû Saîd Oðlu Hâce Hasan Attâr Buhârî Serzeniþ-i Dehr 826 Oðlu Hâce Yûsuf Attar Þeyh Abdürrezzâk Alâeddin Kirmânî Fevt der Mekke Abdülgafûr Sâvecî Vâiz 977 sin 90 Þemseddin Muhammed Rûcî (der Kurb-i Abdullah el-ensârî) fevt 904 vilâdet 820 Hâfýz Abdüllatîf Siyâvuþânî, Þam da Rahmetu m-min Rabbik 960 Celâleddin Herevî Buhârî Baba Seyyid Ali Meczûb Þeyhi yanýnda Muhammed Salâh Herevî Buhârî Meþt-i Aþk 970 Emîr Kelân Çinkârevî Ýmâm Abdullah Ýsfahânî Abdülvahhâb Hemedânî Ali Cân Bâdâmyârî 967 sin 90 Nizâmeddin Hâmûþ Sa deddin Muhammed Kâþgarî Rusûh 866 Mîr Aliþîr Nevâyî el-vezîr 906 Yûsuf Ziyâeddin Þihâbeddin Ahmed Pîr Cündî Râhatu l-ervâh 856 Nûreddin Abdurrahman ibn-i Ahmed el-hâmî Tebcîlu cennet 898 Seyyid Þerîf Cürcânî Müellefâtuhû Kesîratun Hâce Ali ibn-i Muhammed Hanefî Eþhedü Enne Muhammed Rasûlüllâh 816 Hoca Nasreddin Akþehîrî Oðlu Hoca Celâleddin Oðlu Hýzýr Bey Þehît Kumî der Hind Raziyuddin Abdülgafûr Lârî Aþþîyi Câmî 912 Ali Sâfî ibn-i Hüseyin el-vâiz-i el-kâþifî (Sâhibu Reþehât ) 939 Alâeddin Muhammed bin Abdülmu min Âbîzî (Mektebdâr Kuhistânî, þeyhi yanýnda) Kudevetu l-urefâ 892 Sun ullah Kûzekünânî (Tebrîz der Mezâr-ý Baba Mezîd) Âhî Hüsrev Reþâhî Tebrîzî (Evvelâ Beyâzýd Hâncâlî den, o dahî Seyyid Muhammed Nûrbahþ tendir. Tehzîb ve da vâsýyla dâire-i sîn-i perlisiyân eyledi.) Zeyneddin Mahmûd Kemangerî Hâfî Bihdâdenî (Kandehar da Rýhlet) Ahmed Kazerûnî Mîr Renkiz Herâtî Oðlu Hâce Hord Muhammed (Pederi yanýnda) 902 Hacý Mirzâ Ýsmâîl Ûçî Pîr Ali Câmî Oðlu Hâce Kelân Muhammed 924 Abdülazîz Câmî Gýyâseddin Ahmed Oðlu Nizâmeddin Hüseyin Fevt-i Âþýk 957 Ali Bâverdî (Te lîfleri vardýr.) Mumcu Paþa Ahmed Efendi (Giresunda Çiçekler karyesinde metfûndur.) Ýlyas Bâdâmyârî (Güzdestân da Ermî de)

150 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 37b] vr. 39a Ýbrahim Hindî Yahya ibn-i Muâz er-râzî en-niþabûrî 258 Hâce Yahya ibn-i Ammâr eþ-þeybânî 402 Hüccetu l-ýslâm Ýmâm Muhammed Gazâlî Sâhibu l-ýhyâ ve sâire 505 Ebû Muhammed Entâkî 552 Abdullah Barakî Ebû l-mecd Hakîm Senâyî Gaznevî Muhammed ibn-i Adem 530 Cîbrîl es-sûfiyye Ebâ Yezî Tayfur bin Ýsa bin Adem bin Serûþân (Telekka bi kavlin rûhâniyyet-i Ýmâm Câfer-i Sâdýk) Hâce Ebû l-hasan Ali el-harakânî ibn-i Câfer 425 Hâce Ebû Ali Farmedî Fazl bin Muhammed bin Ali Tûsî (Ebû l-kasým Kürkânî den cehrî ahz eyledi.) 477 Hâce Ebû Yâkub Yûsuf Hemedânî ibn-i Eyüp 535 Hâce Abdülhâlýk Gucdüvânî ibn-i Abdülcemîl 617 Hâce Habbâz Buhârî Hâce Evliyây-ý Kebîr Buhârî Hâce Muhammed Þah Buhârî Þeyh Dihkân Kaltî Ganîm Sökmân Buhârî Makdisî 632 Hâce Zekî Hüdâbâdî Þeyh Sa dedin Gucdüvânî Oðlu Hâce Garîb Evliyâ Hâce Evliyâ Parsâ Hâce Hasan Þâverî Evliyây-ý Garîb Hâce Ügitman n Buhârî Hâce Süleyman Kermîtenî Hâce Ahmed Sýddîk HâceÂrif Rîvgerî 649 Emîr Hord Hüseyin Vâbkenî Hâce Ali Ergandânî Oðlu Hâce Ýbrahim 793 Hâce Muhammed Külâhdüz Hâce Mahmûd Ýncîr Faðnevî 685 Hâce Ali Azîzân Râmîtenî 715 Ebû Abdullah Ýsa ibn-i Adem el-bistâmî Þeyhu l-ýslâm Ebû Ýsmâîl Abdullah ibn-i Muhammed el-herevî el-ensârî 481 Ebû Abdullah Muhammed bin Hamaviyye 530 Ýmâdeddin Ebû l-feth Ömer bin Ebî l-hasan el-hamavî Sadreddin Ebû l-hasan ibn-i Ebî l-feth Ýmâeddin el-hamavî Sa deddin Muhammed bin Müeyyed el-hamaviyye el-cüneveynî 640 Sadreddin Ýbrahim bin Muhammed el-hamavî Þemseddin Muhammed ibn-i Hasan en-nîþâbûrî Mürþiduddin Abdülvahhâb en-niþâbûrî Ýzzeddin Ebû Muhamet-Tâhir ibn-i Muhammed er-revânîlzî Oðlu Muhammed Hord 715 Þeyh Ebû Saîd Buhârî Þeyh Muhammed Buhârî Oðlu Emîr Þâh Buhârî ibn-i Külâl Oðu Emîr Burhâneddin (Türbesi Nakþibenddendir.) Þeyh Yâdigâr Künsurûnî Þeyh Cemâleddin Dehistânî Hüsâmeddin Pârsâ Belhî Abdurrahim Senâyî Ahmed Meske Bedahþânî Ýbrahim Þâþî Ömer Mâturîdî Hâce Sûfî Sûhârî Hâce Müsâfir Harezmî Hâce Muhammed Baba Semmâsî 742 Hâce Emîr Külâl ibn-i es-seyyid Hamza el-buhârî 777 Hâce Nakþibend Bahâeddin el-buhârî kuddise sýrruh 791 Hâce Ya kûb el-çerhî el-hisârî 847 Emîr Burhâneddin Hâce Alâeddin Attâr Buhârî 802 Muhammed Kuhistânî Ebû Saîd Buhârî Emîr Ýhtiyâruddin Diggerânî Seyyid Ahmed Kermînî Tâceddin Nesefî Hamdüddin Kermînî Hasan Nesefî Þeyh Kerdekebâb Tebrîzî Hâce Muhammed Hallâc Belhî Oðlu Muhammed Semmâsî Mevlânâ Danýþmend Ali Ârif Diggerânî Emîr Eþref Buhârî Hamza ibn-i Emîr Külâl Hâce Ali Nesefî Kemâleddin Meydânî Emîr Berzek Atâullah Semerkandî Baba Mübârek Nûreddin Kermînî [Silsilenin devamý için bkz. vr. 39b]

151 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 39a] vr. 39b Oðlu Hâce Muhammed Yahya sâl-i fevti 906 Baba Nimetullah Akþehirî Abdülvahhâb Semerkandî Habîb-i Neccâr Herevî Lütfullah Üsküpî Þeyh Ahmed el-hisârî Þeyh Hâfýz Halîl el-berkevî 1163 Þeyh Hâfýz Muhammed Hisârî 1199 Þeyh Ahmed Hüdâverdî el-ýslâmbulî 1225 Þeyh Mustafa Silistrevî 1248 Þeyh el-hâc Muhammed Efendi 1208 Þeyh el-hâc Abdullah Efendi (Ýmâm-ý Câmi-i Eyüp) 1252 Beyzâde Þeyh Seyyid Mustafa Efendi 1200 Þeyh Yûsuf Yanyavî 1238 Hâce Ali Taþkendî Kasým Sýrâceddin Semerkandî Ca fer Hatlânî 893 Mevlanâ Sultan Ahmed Abdülevvel Semerkandî 905 Burhâneddin Hatlânî 893 Þeyh Seyyid Hüseyin Taþkendî Þeyh Âbid Çelebi ez-evlâd-ý Mevlanâ 903 Ýmâm-ý Kalenderhâne Muhyiddin 953 Muslihuddin 960 (Eðrikapý Zâviyedârý) Þeyh Abdullah ilâhî Simâvî der Yenice Füyûz 896 Damadý Þeyh Seyyid Ahmed Buhârî ibn-i Muhammed 922 Sâhibu t-te lîfât Mahmûd Lâmiî ibn-i Osman Nakkaþ Burûsî Molla Muhammed Abid Molla Ýdris Muhammed Niyâz Kûlî Abdülhâlýk el-kazgânî Muhammed et-trabzonî es-seyyid eþ-þeyh Muhammed Nûru l-arabî el-üsküpî 1305 Sâlih Ýþtîbî Abdurrahman el-prizrînî 1303 Mustafa Usturumcavî Hacý Bey Muhammed Kemâleddin el-harîrî1299 Þeyh el-hâc Ýsmâîl Hakký el-bursevî (Hatîb-i Câmi-i Emîr Sultan) 1293 Þeyh Halîl Hamdi Paþa Daðýstânî der Mekke fevt fî sene 10 Zâ Þeyh Murad el-kýrýmî el-eyûbî 1315 Þeyh el-hâc Osman el-kýrýmî 1301 Þeyh Mustafa Ýsmet Yanyavî 1289 Þeyh Hayyâd Vehbî el-erzincânî 1266 Þeyh Mustafa Fehmî el-erzincâni 1297 Baba Bedreddin Edirnevî Þeyh Muslihuddin Tavîl (Bursa da metfûndur.) Hýzýr Bey ibn-i Ahmed Paþa 924 Mütevekkil Burûsî 968 Abdullah el-hulûsî Ahmed es-sâfî Ali Örfî Selânikî Habîbullah el-buhârî Þeyh Seyyid Muhammed Murad ibn-i Ali Buhârî 1132 vulide 1055 Þeyh Nâsiruddin Abdullah Taþkendî Semerkandî Hâce Ahrâr 895 Muhammed Zâhid Ýmkenekî 935 Hemþirezâdesi Derviþ Muhammed 961 Oðlu Muhammed Hâcegî Semerkandî 982 Muhammed Bâkîbillâh Tâceddin 1015 Hâce Ahmed Fârûkî Serhindî ibn-i Abdülahad el-ma rûf bi-ýmâm-ý Rabbânî 1034 Þeyh Bedreddin Câmiu Makamât Muhammed bin Semân el-medenî 1189 Þârihu l-kenz Muhammed bin Süleyman el-halebî Þeyh Ali eþ-þâmî Beykoz da 1183 eþ-þeyh Mustafa el-bekrî el-halvetî 1162 ibn-i Hemât Muhammed (Muhaddis) 1175 Þeyh Ýsazâde Muhammed Halvetî 1173 Yekdest Þeyh Ahmed Cüryânî Mekkî 1120 Hâce Tâceddin Hindî-i Rûmî Hâce Mahmûd Hâvend Mahmûd Saîd el-belhî Þeyh Abdülganî en-nâblusî el-kadirî 1143 Veleduhû Þeyh Seyfeddin Ârif Þeyh Seyyid Muhammed Nûr Bedvânî 1135 Þeyh Þemseddin Habîbullah Cân-ý Cânân Mazhar eþ-þehîd 1195 Þeyh Ebû l-emâne Muhammed Emîn Tokadî 1158 (Þeyh-i Zâviye-i Emîr Buhârî Ayvansarayî) Kaimmakam Pîrzâde Þeyh Hâfýz Þeyh Beþâretullah Ebû Saîd Muhammed Dihlevî 1250 Veleduhû Þeyh Ahmed Þeyh el-hâc Abdülhalîm Halîfe-i Ekmel Saîd Dihlevî 1277 el-ahýskavî 1230 Þeyh Ebû l-behâ Ziyâeddin Hâlid-i Baðdâdî el-osmânî vilâdet 1192 ömruhû 50 vefât 1242 Þeyh el-hâc Abdullah el-erzincânî el-mekkî 1266 Câniþîn Þeyh Süleyman Kýrýmî Mekkî 1275 Damadý Þeyh Süleyman ez-zühdî Burûsî 1308 Ahmed Mekkî Hâce Hüdâkulî Oðlu Meyân Muhammed Hâce Abdülhay Veleduhû Þeyh Sýbgatullah Kayyûm 1122 Oðlu Þeyh Sýbgatullah Peþâverî Sâhibu Hasenâti l-harameyn Bedrîzâde Muhammed Þâkir Oðlu Seyyid Muhammed ibn-i Þeyh Murad 1169 Þeyh Ahmed Kösec Trabzonî der Konya 1193 Þeyh Muhammed el-hâdimî el-müftî 1176 Gelibolulu Mustafa Efendi 1176 Oðlu Hâce Muhammed Ma sûm Serhindî 1098 Þeyh Ali Kilîsî Eyûbî 1147 Þeyh Ali Sýrrî Þeyh Senâullah Þeyh Muhammed Efendi 1169 Lâhûrî 1216 Ýhsân 1206 Neyzenbaþý Akmolla Ömer Þeyh Þâh Abdullah Dihlevî-i Hindî 1240 Efendi 1191 Pîrzâde Þeyh Þeyh Muhammed Cân Hindî Raûfu l-hamd Kâðýdî Þeyh (Mücâvir-i Mekke-i Muhammed Efendi Mükerreme) 1266 Fâzýl Gulâm (Zâviyedâr-ý Kethudâ Muhyiddin Hatun) 1188 Þeyh el-hâc Ali Niyâzî el-eyûbî 1202 Hattât Seyyid Mustafa Efendi (an Hulefâ-i Mâlya) Þeyh Abdülhamid Daðýstânî der Medîne 1298 Ahîhi Þeyh Seyyid Muhammed Sâlih Efendi 1277 Þeyh Abdülkadir Nâblusî 1257 Þeyh Seyyid Tâhâ Hakkârî 1269 Þeyh Sýbgatullah el-kürdî Beþikçizâde Þeyh el-hâc Süleyman el-ýslâmbulî 1214 Hattât Þeyh Muhammed Tâhir Efendi 1234 Mahdumlarý Þeyh Ubeydullah Efendi 1184 Þeyh Osman Çamavî 1197 Hâce Yûsuf Kaþgarî Hâce Hidâyetullah Kaþgarî Hâce Azhar Kaþgarî Þeyh Abdullah Nidâyi Kaþgarî Eyûbî 1174 Sehrâb Süleyman Müstakîmzâde Mustafa Evfâ ibn-i Muhammed 1136 Aðây-ý Dâru s-saâde el-hâc Beþîr 1159 Þehu l-ýslâm es-seyyid Mustafa Efendi 1158 Þeyh Ahmed Kýrýmî 1156 Abdürrahim Medenî Þeyh Süleyman Kürdî 1165 Þeyh Muhammed Sâdýk el-erzincânî el-üsküdârî 1209 Þeyh Muhammed el-kudsî el-bozkýrî 1269 Þeyh el-hâc Muhammed Feyzullah el-vidînî el-ýslâmbulî 1293 Þeyh el-hâc Muhammed Nûrî el-edirnevî (Zâviyedâr-ý Beþir Aða) 1302 Birâderi Þeyh Mahmûd Sâhib 1282 Mevlanâ Þeyh Ebû Bekir Þeyh Muhammed Âbidîn ibn-i Abidin Þeyh Ýsmâîl Sýrâceddin Þirvânî 1264 Baba Haydar Semerkandî Eyûbî 857 Kadî Muhammed Semerkandî Hâce Ahmed Kâsânî Mahdûm-i A zam 949 Hâce Muhammed Emîn Dehbîdî Hâce Hâþim Dehbîdî Þeyh Ýsmâîl Efendi Eyûbî 1212 Damadý Çelebi Þeyh Ubeydullah Efendi 1208 Þeyh Ýsa Geylânî Eyûbî 1206 Enderûnî Þeyh Mustafa Celâleddin Bey 1236 Þeyh Mustafa Müstakîm Eyûbî 1185 Þeyh Muhammed Naîm Manisavî (Þeyh-i Zâviye-i Þeyhu l-ýslâm) Þeyh Ýsmâîl Kazým Manisavî Þeyh Muhammed Es ad Naîm Manisavî Þeyh el-hâc Halîl Niyâzî Manisavî Caniþîn Þeyh el-hâc Ýbrahim Hamdi Celâlî el-üsküdârî spartavî 1243 Þeyh Muhammed Emîr Kýrkaðacî 1272 Þeyh el-hâc Hâfýz Muhammed Haydar Bergamavî Þeyh Ahmed Þevkî Efendi 1199 Mevlanâzâde-i Muhammed Etrârî Muhammed Bedahþî 922 Lütfullah Custî Kazgânî Þeyh Ýshak Gýyâsuddin Ahmed Sâdýk ibn-i Abdüssemî es-sýddîkî Taþkendî der Eyüp 996 Oðlu Ziyâuddin Ahmed ibn-i Ahmed Sâdýk Emîr Buhârî ye þeyh olmuþtur fevt 1011 Kandilcizâde Þeyh Ýsmâîl Üsküdârî 1199 (Þeyh-i Zâviye-i Selimiye) Muhammed Dekkâî 1010 Hâce Hatîb Sîvencî Hâce Muhammed Cân Karamânî Hâce Muhammed Niyâzî Hâce Muhammed Tâlib Hâce Muhammed Sûfi-i Dehkâtî Þeyh Muhamed Niyâzî Buhârî Þeyh Muhammed Nûreddin Kâðýdî Ýslâmbulî el-eyûbî 1188 Þeyh el-hâc Ali Niyâzî el-ýslâmbulî eþ-þehîr bi-hacý Dede 1202 Þeyh Seyyid Ýsmâîl Þerhî el-ýzmirî Ýbnuhû Þeyh Mustafa Selâmî el-eyûbî 1228 Þeyh Muhammed Fahrî Gerîdî el-üsküdârî 1192 Þeyh Ebû l-mevâhib Müstakîmzâde Süleyman Sa deddin Efendi 1202 Þeyh Ebû Abdullah Seyyid Muhammed Ensârî Semerkandî Üsküdârî 1116 Azîzzâde Þeyh Muhammed Alemî Edirnevî 1130 Neccârzâde Þeyh el-hâc Mustafa Ziyâeddin Beþiktaþî 1159 Oðlu Þeyh el-hâcc Muhammed Sýddîk 1208 Damadý Þeyh Ýsmâîl Hakký Efendi 1257 Gazzîzâde Þeyh Abdüllatîf el-burûsî 1247 Þeyh el-hâc Hasan Hüsâmeddin el-eyûbî Gurre N Þeyh Ali Diyarbekrî Þeyh Muhammed Emîn Palûv î 1287 Ýffet Burûsî 1259 Þeyh Abdülfettâh Ýmâdî Baðdâdî 19 M Þeyh Muhammed Atâullah Efendi der Karye-i Kanlýca Þeyh el-hâc Hüseyin Dede el-üsküdârî 1173 Þeyh Seyyid Mustafa Baba el-ýslâmbulî 1194 Türbedâr Þeyh Hâfýz Muhammed Efendi el-bayrâmî 1228 Hâce Ya kûb el-buhârî 1118 Attâr Þeyh Muhammed Efendi Hâce Ýshak Efendi 1266 Yazýcýbaþýzâde Þeyh Muhammed Agâh Efendi 1184 Þeyh Muhammed Emîn Burûsî 1228 Þeyh Hâce Selim el-eyûbî 1227 Þeyh Ali Behçet Üsküdârî 1237 Þeyh Ali el-uþþâkî 1279 Tâhir Aða Þeyhi Þeyhi Ýbrahim Hayrânî 1260 Þeyh Osman el-kürdî et-tavîlî el-baðdâdî 1287 [Silsilenin devamý için bkz. vr. 40a, Belge 29a-b]

152 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 39b] Ýsmâîl Þirvânî Hâce Nâsiruddin Abdullah Semerkandî Taþkendî (Kabruhû Semerkand kuddise sýrruh) Tâiru Gülistân-ý Kudsî 895 vr. 40a Lütfullah Hatlânî Seyyid Ali Kürdî Maktûl Þeyh Yûnus Türk Seyâhatu l-cenne 963 Hüseyin Kazvînî Þam a Nakil Hayru l-ýslâm 973 Oðlu Muhammed Kazvînî (Sâhibu Risâle-i Silsile ) Oðlu Hâcegân Ebû Saîd ibn-i Sun ullah Muhammed Hayreddin 905 Gûze Kurânî 980 Mevlânâ Muhammed Kadî Hâce Muhammed Ýslâm Çûybârî Buhârî Âþýk-ý mest 971 Lütfullah Ercâketî Tarîk-i Müstakîm 996 Hâce Ýshak Hâce Ahmed Sâdýk ibn-i Abdüssemi el-hüseynî Taþkendî Âþýk-ý þûrîde 996 Hâce Seyyid Fazlullah-ý Evvel ibn-i Hâce Muhammed Saîd ibn-i Hâce Muhammed Abdüssemi el-hüseynî Hâtime 1046 Oðlu Þeyh Seyyid Abdullah ibn-i Þeyh Fazlullah el-hüseynî Muzammer 1080 Oðlu Þeyh Seyyid Fazlulalh Sânî fevt der Haccý Þerîf Dâhil-i cennet B Oðlu Þeyh Seyyid Abdülkebîr el-hüseynî Huzûr-i visâl 1131 Oðlu Þeyh Muhammed Refi el-hüseynî 1132 Kardeþi Þeyh Abdurrahman el-hüseynî el-farukî 1188 Oðlu Þeyh Hamdullah el-fârûkî 8 N Mevlânâ Hâcegî Kâsânî Ve keffir annâ seyyiâtina 949 Mevlânâ Hord Fahreddin 975 Ebû Saîd Evbehî Ve kâne hakken aleynâ nasru l-mü minîn 914 Mevlânâ Dost Sahâf Akâlallâhu aþâdehû 974 Molla Muhammed Vâmî Ýslâmbulî Dâhil-i Merkad 1010 Þeyh Mahmûd Hulvî el-gülþenî el-ýslâmbulî 1064 Þeyh Seyyid Ziyâeddin Ahmed ibn-i Hâce Ahmed Sâdýk el-hüseynî (Þeyh-i Emîr Buhârî) eþ-þerîfe Ýbn Hâce Nizâmeddin Abdülhâdî 2 Ýbn Hâce Abdülhâlik 3 Ýbn Hâce Abdülhâlýk 4 Ýbn Hâce Abdüþþehîd 5 Ýbn Hâce Ebû l-feyz 6 Ýbn Hâce Muhammed Yûsuf 7 Ýbn Hâvend Tahûr Veleduhû Seyyid Þeyh Muhammed Nesîb 1228 Veleduhû Þeyh Muhammed Þerefeddin el-fârûkî 1241

153 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 37b] vr. 40b Þeyh Yekdest Ahmed Cüryânî Mekkî 1120 eþ-þeyh Ebû l-emâne Muhammed Emîn et-tokadî ibn-i Hasan ibn-i Ömer en-nakkaþ kuddise sýrruhû leyle-i berât 1158 Yazýcý Derviþ Mustafa Efendi Kethüdâ Bey Vâlide Mütevellîsî Edirneli Halil Efendizâde Ezkibâr Hâcegân Kara Ýbrahim Çavuþ Hammâmî-i Piyâle Paþa Seyyid Muhammed Aða Kafesî Abdülbâkî Efendi Behçet Efendi Kethüdâsý Mustafa Efendi Pirî Paþa Câbîsî Ahmed Efendi Mezâmî Kethüdâ Yûsuf Aða Hammâmî Seyyid Halil Efendi el-kadî 1187 Feyzullah Dâvel el-hâc Muhammed Çîkrýk Seyyid Yahya Halîfe Harem Kethüdâsý Seyyid Ahmed Mukbil Ahmed Aða Seyyid Abdülvahhâb Abdi Paþa Kubûrîzâde Abdurrahman Rahmî 1128 der Mýsýr Sultan Beyazýt Kâtibi Ahmed Efendi Berber süleyman Efendi Kavukçu Seyyid Muhammed Aða Gümrükçü Seyyid Ýshak Damadý Seyyid Ahmed Efendi 1199 Kýlýççý Mustafa Aða Tüfenkçi Musa Mustafa Efendi Tâbi-i Hamzazâde Kadî Yûsufzâde Yûsuf ibn-i Mustafa Mustafa Yûsufzâde ibn-i Mustafa Ebû s-suûd Hâcegânî Ýshakzâde Yahya Hamzazâde Muhammed Es ad Ýshakzâde Feyzullah Hamzazâde Ýbrahim Ýshakzâde Ýshak Yorganî Muhammed Emîn Efendi Hâtimzâde Yazýcý Efendi Cezerîzâde Mustafa Efendi Çadýrcýzâde Edirnevî Mustafa Aða Tevfîk Havânî Osman Efendi Hazinedâr Damadý Memiþ Efendi Takrîb 1158 Bolayýr Kâtibi Muhammed Efendi Kâtib Kalyon Ömer Efendi 1191 Kendi birâderi Sâlih Aða 1158 Sahîh Ahmed Efendi Kâtib-i Gümrük-i Galata 1198 Baklalý Ýmâmý Muhammed Efendi Seyyid Süleyman Eyübî Þeyhu l-ýslâm Muhammed Sâlih Efendi 1175 Hammâmî Süleyman Efendi Fazlî Beþe Sadr-ý Esbak Yeðen Muhmmed Paþa fî 25 S Hazret-i Müstakîmzâde eþ-þeyh Ebû l-mevâhib Süleyman Sa deddin Efendi en-nakþibendî târîh-i vilâdet 1131 rihlet Tevekkeltü Ale l-hayyi l-kayyûm fî 22 N. 1202

154 Harrere hâzâ es-silsile nâmetu l-aliyyeti s-sâdâti s-sûfiyye es-seyyid Muhammed Þükrî (an kâtibân-ý Mâliye) gufira lehû ve li-vâlideyhi âmîn fî sene 28 râ 1291 vr. 41a

155 B. MECMÛ A-İ TEKÂYÂ İSİMLİ ESERİN EKİNDE BULUNAN AYN MÜELLİFE AİT KONUMUZLA İLGİLİ BELGELER

156 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 23b] Belge 1 Hazret-i Þeyh Hasan Cihangirî Halvetî kuddise sýrruh rihlet 1074 Çamlýcalý Þeyh Muhammed Efendi Üsküdârî 1174 Hüseyin Dede Burgazî Cebeci Muhammed Dede Hasköyî Sâlih Dede Bayrâm Dede Za ferânborlî Arnavud Mustafa Dede Yekçeþm Ali Dede Þûhte Ahmed Dede Mevlanâ Sametî Efendi Mevlanâ Ýbrahim Efendi Þeyh Ýdris Efendi 1099 Müfti-i Küllî Osman Efendi Hacý Mustafa Dede Koca Baba Tekfurdaðî Ýbnuhû Þeyh Hüseyin Perçencî Osman Dede Darýcavî Nasûh Dede Danýþmendî Þeyh Fethi Dede 1115 Muhammed Dede Ýbrahim Dede Niksarî Küdâyî Muhammed Efendi Tavþanlýlî Kadýzâde Abdullah Sinopî Köse Ahmed Dede Mevlanâ Himmet Efendi Þeyh Ýbrahim Vehbî Enfî 1122 Sivasî Muhammed Efendi Þeyhzâde Abdülkadir Tokadî Muhammed Dede Abbas Efendi Bendirî Þeyh Mustafa Nehcî Efendi Bosnevî

157 Veleduhû Þeyh Abdullah el-mahfî vilâdet 1228 fevt 1272 Kassâbzâde Hazret-i Þeyh Muhammed el-edirnevî el-kadirî 1120 Þeyh Mustafa Ekberî 1145 (el-meþhûr bi-çakmak Dede der Beykoz) Þeyh Seyyid Hasan Tahsin el-eyübî der Eyüp 1166 Þeyh Muhammed el-baðdâdî der Sütlüce 1204 Þeyh Süleyman Hamdi el-eyübî 1253 (der Tekye-i Yahyazâde) Þeyh Hüseyin Âþýk el-eyübî (der Hankâh-ý Tameþvar) rihlet 1266 Zâkir Þeyh Abdülazîz Aþkî vilâdet 1238 fevt 1298 Þeyh el-hâc Ahmed Kalbî Efendi Þeyh Sâlih Remzî Efendi 1275 Þeyh Abdülazîz Sýdký Belge 3a

158 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 11a] Belge 6 Mustafa el-ýmâdî Veleduhû Nasrullah Efendi 974 Veleduhû Þeyh Muhammed Muhyiddin el-ýskilipî kuddise sýrruh 920 Veleduhû Þeyhu l-ýslâm Mevlanâ Ebû s-suûd Efendi vilâdet fî 12 S. 896 rihlet fî 5 Câ. 982 Veleduhû el-kebîr el-mevlâ Muhammed Çelebi vilâdet 931 fevt 971 Veleduhû Abdülkerim Çelebi Veleduhû Nebî el-ýskilipî Veleduhû Ca fer Efendi 978 Veleduhû Þeyhu l-ýslâm Sun ullah Efendi 1021 Veleduhû el-mevlâ Ahmed Efendi fî 19 Câ. 970

159 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. Belge 24-3] Belge 7a Tarîh-i Vefât-ý Þeyh Ömer Hulûsî el-halvetî el-uþþâkî sene fî 2 Celâziye l-evvel 1285 yevmi s-neyn müddet-i ömür 63 müddet-i meþihat 25 sene Þeyh Ömer Hulûsî el-halvetî el-uþþâkî 1285 Þeyh Ali Nâilî Þeyh Hüseyin Hakký Þeyh Þerîf Kudretî

160 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 21a] Belge 7b Silsile-i Tarîkat-i Aliyye-i Bayrâmiyye-i Himmetiyye Birâderi Bayrâm Aða Fakîh Þeyh Ahmed Efendi Birâder-i Diðeri Þeyh Muhammed Emîn Efendi 1176 Þeyh el-hâc Ahmed Efendi el-bolevî Þeyh el-hâc Himmet Efendi el-bolevî kuddise sýrruh 1095 Veleduhû el-kebîr Þeyh Abdullah Efendi 1122 Veleduhû el-kebîr Þeyh Seyyid Abdüssamed Efendi 1150 Bezcizâde Þeyh Muhammed Muhyiddin Efendi 1020 Þeyh Hüseyin Hüsâmeddin Bezzâz 1030 Þeyh Re fetî Efendi Çalakzâde Þeyh Mustafa ez-zâkir 1171 Birâder-i Diðeri Þeyh Seyyid Abdülgafûr Efendi 1276 Þeyh Hâfýz Muhammed Efendi 1228 Þeyh Hâfýz Ali Efendi 1247 Nizâmîzâde Þeyh Seyyid Ýsmâîl Efendi 1180 Þeyh Seyyid Muhammed Muhyiddin Efendi (Kerîmezâde-i Abdüssamed) 1223 Þeyh Bahâeddinzâde Þeyh Abdülhay Efendi 1275 Veleduhû Þeyh Seyyid Muhammed Nûrullah Efendi 1180 Veleduhû Þeyh Seyyid Muhammed Bahâeddin 1220 Þeyh Seyyid Ahmed Cezbî Efendi 1245 Birâderi Þeyh Seyyid Abdüþþekûr Efendi 1180 Damadý Þeyh Abdülhalim 1173 Veleduhû Þeyh Seyyid Muhammed Habîb Efendi 1184 Veleduhû Þeyh Muhammed Mecdüddin 1215 Veleduhû Þeyh Muhammed Muhyiddin 1259

161 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 6a] Belge 8b eþ-þeyh Ahmed Ýzzeddin Eþrefzâde 1153 Ýbnuhû eþ-þeyh Abdülkadir Necîb Efendi 1202 eþ-þeyh Ahmed Ziyâeddin Efendi ibn-i Þeyh Fahreddin 1193/1198 Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Fahreddin Efendi 1228/1227 eþ-þeyh el-hâc Ýbrahim Dede Efendi el-burûsî 1273/1271 Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Eþref Efendi Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Ârif Efendi 1239 Ýbnuhû eþ-þeyh Muhammed Safiyyüddin el-burûsî 1290 Türâbî Tekyesi Þeyhi eþ-þeyh el-hâc Hasan Rýzâ Efendi Kasýmpaþalý 1293 Hubcîzâde Zâkir el-meþhûr eþ-þeyh Muhammed Þâkir Efendi 1276 eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Þerefeddin Efendi (Þeyh-i Kadirîhâne) 12 Muharrem 1302 Veleduhû el-kebîr eþ-þeyh Ahmed Ýzzeddin Veleduhû eþ-þeyh Muhammed Necmeddin 1304

162 Belge 10b eþ-þeyh Ýsmâîl Efendi 1185 Hâfýz Ýsmâîl Efendi 1197 Abdullah Efendi 1206 Muzaffer Efendi 1218 (Halîfe-i Hâfýz Efendi) Osman Efendi 1210 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 8b] Belge 13b eþ-þeyh el-hâc Mustafa Safî Diyarbekrî el-bolevî el-halvetî eþ-þâ bânî kuddise sýrruh rihlet fî sene 10 Muharrem 1263 Veleduhû Þeyh el-hâc Muhammed Nasrullah Efendi fevt sene 1313 Veleduhû Muhammed Fâik Efendi fevt 1261 Muhammed Abdullah Efendi Veleduhû Muhammed Fethullah Efendi

163 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 23a] Belge 16a (Bin ikiyüz tarihinde temennây-ý saðîr civârýnda Eþrefîler Mahallesi nde kâin Seyyid Baba Tekyesi ni müceddiden inþâ eylemiþtir.) (Sademât-ý dehre müsâdefetle bin ikiyüz kýrk sekiz tarihinde dereke-i mezbûr mülkiyet üzere ahara bey ve ferûhat olunmuþtur.) (Birâderzâde-i Þeyh Emîn Efendi bin ikiyüz altmýþ sekiz senesi derek-i mezburu istihlâs eylemiþtir.) Hazret-i Þeyh Muhammed el-mýsrî en-niyâzî kuddise sýrruh rihlet 1105 Emîr Kasýmzâde Þeyh Muhammed Efendi Burûsevî rihlet 1131 Veleduhû Þeyh Ýbrahim Efendi Vefat 1175 Veleduhû Þeyh Muhammed Emîn Efendi vefat 1235 Halîfesi Þeyh Muhammed Sâdýk Efendi Þeyh Muhammed Þerîf Efendi ibn-i Þeyh Sâlih Efendi vefat sene 1282 Veled-i Ekberi Þeyh Sâlih Efendi vefat sene 1289 Birâderi Þeyh Hüseyin Sâbit Efendi Mûdançlî Þeyh Hasan Efendi Venîçeli Ali Efendi Traboliceli Þeyh Ahmed Emîr Efendi Veleduhû Muhammed Tâhir Efendi Veleduhû Ahmed Bedreddin Efendi 1263 Atinavî Þeyh Ali Rýza Efendi Burûsavî 1280 (Tarih-i Hilâfeti 1248) Þeyh Sa dullah Eðribozî 1216 Ýstefevî Þeyhi Þeyh Mustafa Efendi 1254 (Doksan dört tarihine kadar tevhit eylemekte iken tevbe-i tarîk münâsebetiyle bir miktarý yola giderek bâkîsi arsa olarak kalmýþtýr.) [Silsilenin devamý için bkz. Belge 16b]

164 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. Belge 16a] Belge 16b Veleduhû Bursa da Vâki Hazret-i Mýsrî Dergâh-ý Þerîfi Postniþîni Olan Meþâyih-i Kirâm Hazerâtý Tarih-i Binây-i Dergâh Sene 1080 Hazret-i Þeyh Muhammed Mýsrî Niyâzî el-malatî kuddise sýrruh rihlet sene 1105 Vekîl Þenyekzâde Þeyh Muhammed Efendi Halîfe-i Hazret-i Mýsrî sene 1109 Mýsrîzâde Þeyh Ali Çelebi Efendi Halîfe-i Hazret-i Mýsrî vefât sene 1125 Þeyh Muhammed Kasým Efendi Halîfe-i Hazret-i Mýsrî 1135 (Terk-i meþîhatla Dersa âdete nakil ve onda vefât sene) Þeyh el-hâc Muhammed Sahfî Efendi Halîfe-i Hazret-i Mýsrî rihlet sene 1146 Sahfîzâde Þeyh Ali Efendi vefât sene1180 Veleduhû Þeyh Ahmed Efendi vefât sene 1203 Veleduhû Þeyh Zeyneddin Efendi vefât sene 1232 Veleduhû Þeyh Ahmed Þemseddin Efendi vefât sene 1267 Ahîhi Þeyh Muhamed Emîn Zâik Efendi vefât sene1269 Veleduhû Þeyh Necât Efendi vefât sene 1292 Ammîzâde Þeyh Ýsmâîl Latîf Efendi vefât sene 1305 Veleduhû Þemseddin Efendi Veleduhû

165 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr 12a] Belge 21-4b Þeyh Muhammed Sâdýk Halîfe-i Sertarîk 1176 Halîfesi Emîr Þeyh Süleyman Efendi Fevt (Müddet-i Meþîhat 7) Halîfesi ve diðer mahdumu Þeyh Seyyid Muhammed Emîn Efendi türbede 1226 (Müddet-i Meþîhat 10) Halîfesi ve mahdûmu Þeyh Seyyid Muhammed Saîd Efendi 1236 (Müddet-i Meþîhat 3) Halîfesi ve Mahdûmu Þeyh Seyyid Muhammed Sâdýk Efendi defin-i türbe 1219 (Müddet-i Meþîhat 19) Halîfesi ve diðer mahdûmu Þeyh Seyyid Muhammed Ârif Efendi defin-i türbe 1216

166 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 20b, 22b] Belge 22-1 Silsile-i Tarîkat-i Aliyye-i Halvetiyye-i Gülþeniyye Þeyh Abdurrahman ibn-i Ece Bey Kütahyavî (el-meþhûr Timurtaþ Mýsrî) 933 Þeyh Kerîmuddin Muhammed ibn-i Ahmed (eþ-þehîr Ýbn-i Zeyyât el-mýsrî) 986 Þeyh Ali bin Gânim el-makdisî el-hanefî el-ensârî 1004 Hazret-i Þeyh es-seyyid Yahya ibn-i Seyyid Bahâeddin eþ-þirvânî el-halvetî kuddise sýrruh 868 Câniþîn Þeyh Hasan Çerkeþî 955 Veleduhû Þeyh Ebû s-safâ Þemseddin Emîr Ahmed Hayâlî ibn-i Gülþenî 977 Hazret-i Þeyh Dede Ömer er-rûþenû kuddise sýrruh 892 Þeyh Hasan Ayntâbî Mýsrî Þeyh Þâhîn Mýsrî (an-umerây-ý Çerâkise) 955 Hazret-i Þeyh Ýbrahim Gülþenî el-mýsrî kuddise sýrruhu s-senâ 940 Þeyh Âþýk Musa ibn-i Muhammed el-edirnevî 975 Þeyh Abdülkerim el-edirnevî 992 Þeyh Hasan Zarifî-i Sirozî 984 Þeyh Kasým Aynî Halebî 970 Þeyh Ferhat Mekkî 972 Etmekçizâde Þeyh Muhammed Muhyiddin Edirnevî 1013 Þeyh Muhammed el-hâmî Ýslâmbulî 970 Þeyh Kurtzâde Ýlâhi-i Edirnevî 994 Þeyh Mustafa Lâyihi-i Sirozî 973 Þeyh Muhammed Üryânî Rusçukî 999 Nahîfi Halîfe (Sâhib-i Gülþen-i Râz ) Þeyh Ali Aclûnî 973 Þeyh Sâdýk Ali Diyarbekrî 961 Þeyh Hasan Edirnevî Þâmî 976 Þeyh Yûsuf Sineçâk der Sütlüce 953 Veleduhû Þeyh Ali Safvetî ibn-i Þeyh Emîr Hayâlî 1005 Þeyh Mecnûn Muhammed Ali Dede Baðdâdî 1006 Veleduhû Þeyh Muhammed Hâletî Þeyh Yûsuf Mezheb Mýsrî 995 Þeyh Hasan Âmidî 1019 [Silsilenin devamý için bkz. Belge 22-2]

167 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. Belge 22-1] Belge 22-2 Þeyh Muhammed Sýrrî el-edirnevî 1075 Þeyh Muhammed Fenâî La lî el-edirnevî 1112 Þeyh Abdülgafûr Turhalavî 1278 Þeyh Þerefeddin Ergirbevî 1310 Ahîhi Necîbüddin Þeyh Hasan el-ahsenî ibn-i Emîr Hayâlî 1024 Þeyh Ceddullah Geylânî Þeyh Muhammed Kutbeddin el-edirnevî Veleduhû Þeyh Ali Efendi 1106 Þeyh Hasan Sezâyî el-moravî el-edirnevî (Câbî Dede) 1151 Hayrabolulî Fâzýl Dede Karasuda Ali Efendi Recep Dede Çukadâr Muhammed Dede Þeyh Süleyman Efendi Þeyh Muhammed Mahvî Efendi Hayrabolevî Seyyid Muhammed Filipevî Yarýcý Hüseyin Efendi Yûsuf Dede Mahmûd Efendi Muhammed Kýrýmî Damadý Þeyh Ahmed Müslim Efendi Edirnevî 1166 Veleduhû Þeyh Muhammed Vefâ Efendi 1196 Þeyh Mustafa Usûlî Turhalavî 1220 Þeyh Hasan Ergirbevî Veleduhû Þerefeddin 1270 Þeyh Ömer Rûþenî Manisavî Veleduhû Câniþîn Þeyh Ýbrahim Muhyiddin ibn-i Þeyh Hasan Ahsenî Þeyh Ali el-gürcî el-ýslâmbulî 1183 (Bâni-i Zâviye-i Molal Aþkî) Damadý Þeyh Hâfýz Mustafa Sofularî 1206 Þeyh Hasan Hüsnî Gürcizâde 1226 (Zâviyedâr-ý Molla Aþkî) Þeyh Ali Rýzâ Efendi 9 B (Zâviyedâr-ý Molla Aþkî) Tatar Þeyh Hasan Efendi 1178 Þeyh Ahmed Celâlî Þeyh Ahmed Remzi (el-meþhûr Peyk Dede) Veleduhû Þeyh Mustafa Efendi Þeyh Aþýk Ýsmâîl Efendi (Vâiz-i Süleymaniye) 1197 Veleduhû Þeyh Muhammed Sâdýk 1175 Ahmed Efendi-i Boðazhisarî Keþfî Hüseyin Efendi Þeyh Seyyid Osman el-edirnevî Odabaþý Damadý Þeyh Hâfýz Mustafa Efendi 1180 Þeyh Muhammed Saîd Efendi Ýslâmbulî (Zâviyedâr-ý Baþçý der Hasköy) 1217 Veleduhû Þeyh Mustafa Rýf at Efendi 1256 Seyyid Ahmed Þeyh Abdülhamid Efendi Âsitâneli 1245 Seyyid Hâþim Efendi Þeyh Mahmûd Kýrýmî Þeyh el-hâc Mustafa Kýrýmî Þeyh Ahmed Muhtar Âhî Þeyh el-hâc Hasan Hasenî Fahrî Efendi 1270 Þeyh el-hâc Muhammed Rüþdî (Ser-Müezzinîn-i Câmi-i Balât) 1292 Þeyh Hâfýz Muhammed Efendi 1258 Þeyh Osman Nûrî Efendi 15 Câ (Zâviyedâr-ý Molla Aþkî) Yekçeþm Þeyh el-hâc Ali Efendi 1219 (Zâviyedâr-ý Ümmî Sinân) Þeyh el-hâc Ýsmâîl Ýsmet Paþa 1291 Þeyh Muhammed Emîn Efendi Þeyh Hâfýz Hüseyin Efendi 1259 Þeyh Hasan Gavsî Kýrýmî 1022 Þeyh Mahmûd Hulvî Ýslâmbulî 1064 Ahîhî Þeyh Ahmed Efendi Muhyizâde Þeyh Hasan Efendi Þeyh Ýbrahim Muhyidin Efendi Veleduhû Aliyyüla lâ Efendi 1129 Veleduhû Þeyh Hasan Hâletî Efendi Veleduhû Þeyh Ahmed Nâsýrüddin Þeyh es-seyyid Ýbrahim ibn-i Ali el-borî Þeyh Mustafa Çelebi Efendi Þeyh Seyyid Ýsmâîl Âþir Efendi ibn-i Þeyh Ahmed Necîb Efendi ibn-i Þeyh Hasan el-edirnevî 1278 Þeyh Muhammed Mahvî Efendi-i Hayrabolevî 1298 Þeyh Muhammed Seyfuddin el-edirnevî 1278 Çubukçuzâde Þeyh Ahmed Muhtar Efendi 1272 (Zâviyedâr-ý Molla Aþkî) Þeyh Seyyid Mustafa Hilmi Efendi Ýmrahorlî 1282 (Zâviyedâr-ý Molla Aþkî) Þeyh Muhammed Þerefeddin el-edirnevî 1329

168 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 23a] Hacý Mustafa el-karamanî Ýbnuhû Ali Ýbrahim Sâkin-i Edirne Muslihuddin Ýbnuhû Musa el-edirnevî Hasan el-edirnevî el-ma rûf bi-kalîlî Ýmâm Mustafa Efendi Sinan es-saruhânî Sinan el-uþþâkî Þeyh Sâlihî Muhammed Tarûnikî Seyyide Râbia Ýbnuhû Mahmûd el-edirnevî Hazret-i Þeyh Ömer el-karîbî es-saruhânî kuddise sýrruh Ýmâmoðlu Diðer Muhyiddin Þeyh Terzî Hacý Velî Diðer Velî Mustafa Bosnavî Muhammed el-belgrâdî Cenâb-ý Hazret-i eþ-þeyh Pîr Hasan Hüsâmeddin el-uþþâkî Kaddesallâhu Sýrrah Vilâdet 880 Rihlet 1001 Þeref el-karahisarî Hasan, el-konevî Þuca er-rûþenî Abdurrahman es-saruhânî Hüsâm el-karamanî Ýbrahim bin Þeyh Ahmed Musa el-kürdî Necâþî el-uþþâkî Þeyh Mustafa ed-desûkî Hazret-i Þeyh Mustafa el-bosnevî Tarîh-i Ýrtihâl Sene 1092 (Postniþîn-i Hankâh-ý Hazret-i Uþþâkî der Kasýmpaþa) eþ-þeyh Mustafa el-peçevî 1110 (Yenikapý Mevlevîhânesi postniþînî eþ-þeyh Ârif Ahmed Dede Efendi Hazretleri nin vâlid-i mâcidleridir.) eþ-þeyh Hüsâmeddin Sânî ibn-i Þeyh Mustafa el-bosnavî vefât fî sene 71 Cemâziye l-âhir 1150 yevm-i cum a (Postniþîn-i Âsitâne-i Uþþâkî der Kasýmpaþý) Süleyman Âmâd Þeyh Muhammed Hacý Ömer Yenihisarî Þeyh Abdurrahman Þeyh Lütfullah Hazret-i eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Memicân es-saruhânî kuddise sýrruh 1008 Þeyh Mahmûd kuddise sýrruh Kadî Muhyiddin Þeyh Ahmed Câhidî 1070 Þeyh Ali Efendi Þeyh Ahmed Edirnevî Þeyh Nûh Sâkin-i Gelibolî Þeyh Osman Sâkin-i Edirne Þeyh Hasan Þeyh Muhyi Bâlî Efendi Þeyh Sinan Muslihuddin Osman Hamdî el-germiyânî Recep Musa el-kastamonî el-uþþâkî Muhammed Çelebi Osman ibn-i Yorgânî et-tebrizî Hâcc Muhammed et-tebrizî el-melçemen Râbi a et-tebrizî Velî Efendi Geyvân Diðer Velî es-saruhânî Hamza Ahavî Mustafa Ahavî Hüsameddin el-bolevî Þucâ el-karamanî Hüsameddin Mustafa Serverî Mustafa Tebrizî Müslime el-uþþâkî Fâtýma el-burûsevî Ýbrahim el-hatîb Muhammed el-kalarî Ýsmâîl bin Muhammed Muhyiddin el-edirnevî Þeyh Abdurrahman el-germiyânî Þeyh Seyyid Hamza Þeyh Tâceddin Mustafa er-rûþenî Mustafa Eðînî Selçuk el-uþþâkî Abdi Dede Muhammed el-karamanî Kasým el-ýslâmbulî Abdullah el- Ýzz el-mûsulî Þeyh Emrullah Velî el-aydýnî Devâ Muhammed el-uþþâkî el-hâc Ýbrahim el-bolavî Osman er-rûþenî el-hâc Ya kûb el-hamdî Ýbrahim el-amasî Müderris Ahmed el-hakem Hüseyin es-saruhanî Seyyid Marifetullah el-amasyavî Muslihuddin el-karamanî Muhammed el-gümülcinevî Debbâð Ramazan Muhammed Fazâil el-edirnevî Hazret-i Ahmet Efendi Hazret-i Muslihuddin Muhemmed Niðbolavî Âþýk Hüner Hazret-i Emrullah Abdurrahman el-aksarayî Fâtýma bint-i Zeyneddin Belge 24-1 Hatice Zevce-i Abdurrahman [Silsilenin devamý için bkz. Belge 24-2]

169 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. Belge 24-1] Belge 24-2 Þeyh Mahmûd es-selânikî Hazret-i Na lebent Hasan Sâkin-i Dimetoka Mustafa el-gelibolevî Þeyh Ýlyas Þeyh Mahmûd Ýmâm-ý Azîz Ýbrahim Dimetokavî Þeyh Muhammed Hazret-i Þeyh Muhammed Hamdî el-edirnevî (Baðdâdî dimekle ma rûftur.) kuddise sýrruh 1136 vilâdet 1064 (Edirne de metfûndur.) Þeyh Hasan el-edirnevî Þeyh Memiþ el-ýslâmbulî Þeyh Abdurrahîm el-edirnevî Þeyh Hüseyin Efendi Þeyh Hallâc Ahmed el-edirnevî 1154 Þeyh Ýsmâîl Hikmetî Efendi (Sâhib-i Divân ) 1187 Hacý Ali Oðlu Þeyh Ahmed el-edirnevî Ýbnuhû Þeyh Mustafa el-edirnevî Þeyh Ya kûb Arab 1141 Þeyh Ýbrahim el-ýslâmbulî Þeyh Osman Efendi Þeyh el-hâc Muhammed (Sâkin-i Mýsr) Þeyh el-hâc Muhammed el-edirnevî Þeyh Yûsuf Efendi fî Selh M Þeyh Ahmed Efendi el-bosnavî Þeyh Ahmed Hüsâmî Efendi Rihlet 1168 (Postniþîn-i Âsitâne-i Hazret-i HüsâmeddinUþþâkî olup irtihallerinde türbe-i azîz-i müþarün ileyhte metfûndur.) Tarih-i intisab-ý Tarîkatlarý sene 1110 Tarih-i hilâfet fî sene 27 N leyle-i kadir Hazret-i eþ-þeyh Alim Sinân kuddise sýrruh Hazret-i eþ-þeyh Muhammed el-keþânî kuddise sýrruh Muslihuddin el-gümülcinevî Þeyh Yûsuf Hazret-i Þehîdî Hazret-i eþ-þeyh Halîl el-gümülcinevî kuddise sýrruh Hazret-i eþ-þeyh Osman Sýdkî el-gümülcinevî kuddise sýrruh 1114 (Debbâðhâneli Edirne de metfûndur.) eþ-þeyh el-hâc Ahmed Efendi el-ýslâmbulî 1154 (Kocamustafapaþa Kurbünde Aðaçayýrý Civarýda Köþede Olan Mescid-i Þerifte Meydan Açmýþtýr.) Hazret-i Þeyh Muhammed Þükrî Efendi kuddise sýrruh rihlet fî Sene 29 Ramazan 1141 yevmi vrefe (Yeni Câmii kurbünde Kitapçýlar Kapýsý nda üst tarafta Alaca Hamam civarýnda Çelebi Oðlu Mescidi Þerîfinde metfûndur.) Muhammed Halîfe el-ýslâmbulî fî 12 Râ (Defîn-i Þod der Sütlüce) Þeyh Seydî Hatunî Vâlide Kadýn Mahmûd Kerestecî Þeyh Mustafa Efendi (el-ma rûf bi-kuloðlu) Þeyh Sâdýk Sâkin-i Edirne 1094 Hazret-i eþ-þeyh Abdülkerim kuddise sýrruh Þeyh Ömer Þeyh Hasan (Sâkin-i Hayrabolî) Þeyh Muhammed Efendi Þeyh Halîl Efendi Þeyh Mustafa Efendi Þeyh Ahmed el-edirnevî Þeyh Abdurrahman el-edirnevî Þeyh Ali Efendi Damâd-ý Azîz Þeyh Muhammed (Sâkin-i Dimetoka) Þeyh Musa Efendi Þeyh Ýbrahim Efendi Þeyh Ýlyas (Sâkin-i Dimetoka) Þeyh Þaban el-edirnevî Þeyh Kâtib Hasan Efendi Þeyh Muhammed Efendi Þeyh Hâmid Efendi el-edinmevî 1128 Þeyh Hasan (Sâkin-i Edirne) Þeyh Mustafa Efendi eþ-þeyh Muhammed Efendi (Vekîl-i Haraçzâde hilâfet 1127) Zâkir Yekçeþm Derviþ Ahmed hilâfet 1122 fevt 1126 [Silsilenin devamý için bkz. Belge 24-3]

170 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. Belge 24-2] Belge 24-3 Hazret-i eþ-þeyh Süleyman Nakþî el-eyübî kuddise sýrruh Þeyh Ömer Daðýstanî Þeyh Hasan Kadýköylî Þeyh Hallâc Abdullah Þeyh Seyyid Hasan Þeyh Ýsmâîl Tekfurdaðî Þeyh Muhammed el-gürûlî Þeyh Molla Mustafa Þeyh Geyik Mustafa Ýmâm Þeyh Muhammed Hasköylî Saçlý Þeyh Ýsmâîl Efendi Þeyh Halîl Cezbî Ýpkecî Þeyh Muhammed Ýslâmbulî Þeyh Seyyid Bekir Efendi Þeyh el-hâc Arab Abdullah Sâkin-i Mekke Hazret-i eþ-þeyh Ahmed Hulûsî Eðribozî Kuddise Sýrruh Þeyh Muhammed Saîd el-filipevî 1275 Þeyh el-hâc Muhammed Çarpânî Þeyh Mustafa Ferevî Þeyh Kâtib Muhammed Emîn el-ýslâmbulî 1286 Þeyh Ahmed Nûrî Bergûsî Þeyh Seyyid Ali Efendi Þeyh Seyyid Murat el-edirnevî Mahdûm-u Mükerremleri Hazret-i Þeyh Seyyid Muhammed Sa îd Efendi kuddise sýrruh fî 13 Râ (Yenibaðçe de Keçeciler de Postniþîn olduðu Uþþâkî Tekyesi nde Þeyh Mahmûd Bedreddin Efendi türbesinde metfûndur.) Þeyh Muhammed Aþkî Akhisarî 1314 Þeyh Hâfýz Ýsmâîl Rüþdî el-edirnevî Þeyh Muhammed Kenzî 1291 Þeyh Muhammed Emîn Tevfîk Tirevî fî 22 Râ Hazret-i eþ-þeyh es-seyyid Pîr-i Sânî Muhammed Cemâleddin el-edirnevî kuddise sýrruh 1164 sâhib-i divân Þeyh Hacý Beþir Surûrî Akhisarî 1310 Þeyh Yazýcý Muhammed Safvetî 1192 (Postniþîn-i Âsitâne-i Hazret-i Hüsâmeddin Uþþâkî kuddise sýrruhû l-bâkî der Kasýmpaþa) Þeyh Seyyid Mustafa el-ýslâmbulî 1210 Þeyh Ýbrahim (an Karye-i Ali Bey) Þeyh Seyyid Ýbrahim Urfalý Debbâðlar Yazýcýsý Þeyh Muhammed Sâdýk 1242 Þeyh Muhammed Zühdî Efendi 1221 Ýbnuhû Þeyh Ali Þihâbeddin Efendi 1316 Þeyh Ali Nâilî el-manisavî 1298 Þeyh Ali Kýrkkilisevî Hazret-i es-sâkî Þeyh Hüseyin Hamdî el-manisavî 1214 (Edirne de zâviyesinde metfûndur.) Þeyh Muhammed Dimatokavî Þeyh Muhammed Sa îd Efendi Þeyh Hüseyin Hakký Efendi Kasabavî fî 13 Zi l-hicce 1297 (Þeyh-i Zâviye-i Harâmî bin Ahmed Paþa der Savâklý el-medfûn fî türbetu z-zâviye ma a evlâdih) Þeyh Sâdýk el-edirnevî 1245 Þeyh Feyzî Efendi Hazret-i Þeyh Seyyid Muhammed Sýdkî Efendi el-edirnevî fî 27 Râ 1273 (Kasýmpaþa da Hazret-i Pîr Hüsâmeddin Uþþâkî kuddise sýrruhu l-bâkî kadem-i âlîlerinde metfûndur.) Þeyh Seyyid Ahmed Hakký el-filipevî 1284 Þeyh Muhammed Kerâmeddin Efendizâde Þeyh Seyyid Muhammed Cemâleddin Efendi Hâlen Vilâdet 1255 Fevt fî Sene 3 Ra (Postniþîn-i Âsitâne-i Hazret-i Pîr Hüsâmeddin Uþþâkî) Cemâlîzâde Þeyh Seyyid Muhammed Kerâmeddin Efendi 1257 (Postniþîn-i Âsitâne-i Hazret-i Pîr Hüsâmeddin Uþþâkî kuddise sýrruhû l-bâkî der Kasýmpaþa) Þeyh Abdülkerim Kerîmuddin 1140 Þeyh Muhammed Siyâhî Buyûtî Þeyh Ali el-üsküdârî Þeyh Süleyman Salâtî el-edirnevî Þeyh Hasan Aynüddin Ayntâbî Þeyh Muhammed Vefâî el-ýslâmbulî Þeyh Ahmed Hayri Ýmâmzâde Ýslâmbulî Þeyh Ömer el-edirnevî Þeyh Seyyid Abdurrahman Osman Pazarî Þeyh Mahmûd Eyübî Þeyh el-hâc Halîl Þeyh Seyyid Ýbrahim Hayreddin Þumnî 1165 Þeyh el-hâc Muhammed Þeyh el-hâc Osman Ereklî Þeyh Ömer Sýddîkî Þeyh el-hâc Yûsuf Sinopî Þeyh Muhammed Tâlibî Bârlî Þeyh Davut Enverî el-ýslâmbulî Þeyh Ömer Rençber an Karye-i Nasûh Bey Þeyh Attâr Muhammed el-bolevî Þeyh Ýbrahim el-edirnevî Þeyh Ýsmâîl el-edirnevî Damadý Þeyh Abdullah Salâhuddin el-ýslâmbulî 1197 (Þeyh-i Zâviye-i Tâhir Aða sâhibu te lîfâtun kesira) Ýbnuhû Þeyh Muhammed Ziyâeddin 1234 Þeyh Süleyman Rüþdî 1250 Ýbnuhû Þeyh Ali Gâlib Vasfî 1266 Veleduhû Þeyh Muhammed Tevfîk Efendi 1280 Þeyh Ömer Hulûsî fî 2 Cemâziye l-evvel 1285 Yevmi s-neyn Þeyh Hasan el-edirnevî Þeyh Hüseyin Vahîdeddin Vetrâbî Þeyh Ali Hayri Rusçukî Þeyh Muhammed Aþkî el-ýslâmbulî 1151 Hatice Edirnevî Þeyh Seyyid Hasan el-edirnevî Þeyh Hüseyin Arzî el-bosnavî Þeyh Mustafa (an Karye-i Nasûh Ali Bey) Haffâf Þeyh Sâlih Safiyyüddin Geyveli Þeyh el-hâc Halîl Ýslâmbulî 1196 Þeyh Ýbrahim Sebîhî Ýslâmbulî Þeyh Velî Rençber (an Karye-i Nasûh Bey) Þeyh Osman an Karye-i Nasûh Bey Þeyh Eyüp Halîfe el-edirnevî Ýmâm Þeyh Mustafa Dede Âsitâneli Þeyh Hüseyin Füyûzî el-edirnevî Þeyh Ali Dîverkî Þeyh Ali (an Karye-i Nasûh Bey) Þeyh Ahmed Kavukçu el-ýslâmbulî Þeyh Mustafa Zuhûrî Ýslâmbulî 1172 Þeyh Ahmed Hulûsî Âsitâneli Þeyh el-hâc Hasan Necmeddin Efendi Þeyh Seyyid Mahmûd Bedreddin el-ýslâmbulî 1197 (Yenibahçe de Keçeciler de zâviyesinde metfûndur.) Þeyh Halîl Burûsavî Þeyh Hüseyin Ýslâmbulî Þeyh Muhammed Surûrî el-ýslâmbulî Muhâfýz-ý Eyâlet-i Ýnâpa Gürcî Ferh Ali Paþa 1199 Ketebehû el-fakîr es-seyyid Muhammed Þükrî ibn-i Ýsmâîl Gaferallâhu lehumâ ve li-cemî i l-mü minîn fî sene gurre Zi l-hicce 1292 [Silsilenin devamý için bkz. Belge 30a]

171 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 39b] Hazret-i Mevlânî Þeyh Hâlid Kuddise Sýrruh 1242 Hazret-i Þeyh Muhammed el-kudsî el-konevî 1269 Belge 29a-b Bozkýr Kazâsý nda Kayapeykâr Karyeli Velî Hâfýz Efendi Hacý Halîl Efendi-i Ahýshavî Bozkar Kazâsý nda Otak Karyeli Muhammed Efendi Viyalý Höyük Karyeli Ýbrahim Efendi Akseki Kazâsý nda Çemî Karyeli Hacý Muhammed Efendi Karye-i Mezkûrdan Ahmed Efendi Teke den Elmalýlý Hacý Hüseyin Efendi Seydiþehir de Hacý Abdullah Efendi Burdur da Abdullah Efendi Buharâ dan an Asl Taþkentli Fazýl Efendi Ýçil de Lafza Karyeli Ali Efendi Eregîl de Ali Efendi Niðde de Abdülkadir Efendi Diðer Nûri Efendi Höyükî Karyesi de Hacý Ahmed Efendi Akseki de Münâvel Karyeli Ýki Nefer Süleyman Efendiler Çavuþ Karyesi nde Türbedar Musa Efendi Güzel Hisar da Hacý Efendi Kýrýmlý Hacý Efendi Manisa da Ali Efendi Hâdim Kazâsý nda Perlûgýnda Karyeli Ali Efendi Manisa civarýnda Konak Kasabasý nda Ýsmâîl Efendi Bayýr Karyesi nde Abdurrahman Efendi Trabzonî Muhammed Efendi Konyalý Hacý Ömer Efendi Hisarlýk Karyeli Mustafa Efendi Þeyh Hacý Feyzullah Efendi Vidînî der Ýstanbul Hacý Mustafa Efendi Sivasî Kovanlýk Karyeli Velî Hâfýz Efendi Âhurlî Karyeli Süleyman Efendi Alâiyye de Kýzýlaðaç Karyesi Müftüsü Ahmed Efendi Elmalu dan Rodos ta Ali Tâlib Efendi Dûþenbe Kazâsýnda Þeker Karyeli Yâlâvâc da Mutavattýn Hacý Hasan Efendi Alâiyye de Ali Efendi Tavus Karyeli Mustafa Efendi Antalyalý Ali Efendi Konya da Hâfýz Ahmed Efendi Konya Civarýnda Ali Bey Tarsus ta Göðlekli Hacý Ýbrahim Efendi Seydiþehir Kazâsýnda Karaviran Karyeli Abdullah Efendi Beyþehrinde Hacý Ahmed Efendi Bozkýrda Âhurlî Karyeli Hasan Efendi sparta da Osman Efendi Tekeli Ali Efendi Belviran Kazâsýnda Konak Karyeli Hüseyin Efendi Dûþenbel Kazâsýnda Seker Karyesi nde Hacý Efendi Karye-i Mezburda Muhammed Efendi Aladað Kazâsýnda Yaðcýlar Karyeli Abdülkadir Efendi Þebih Hisar ýnda Nûri Efendi

172 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. Belge 24-3] Belge 30a Tarîk-i Uþþâkiyye den Yedikuleli eþ-þeyh Muhamed Emîn Tevfîk Efendi Þeyh Ömer Ganî Dede 1293 Þeyh Muhamed Kenzî Efendi 1291 Þeyh Ýsmâîl Rüþdî el-edirnevî Þeyh Muhammed Himmetî Efendi Hazret-i Þeyh Muhammed Zühdî el-halvetî el-uþþâkî 1221 Þeyh Süleyman Rüþdî Efendi 1250 Þeyh Ali Gâlib el-vasfî en-nazillilî el-uþþâkî 1264

173 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 26b] Belge 34a Hazret-i Þeyh Seyyid Nûreddin es-sünbülî kuddise sýrruh rihlet sene 1160 Þeyh Seyyid Muhammed Nebî kuddise sýrruh sene 1189 Þeyh Hâfýz Ýsmâîl Efendi 1134 Þeyh Yûnus Hilmî Efendi 1279 Þeyh Muhammed Nûreddin Efendi fî 22 Þa bân 1298 yevm-i sâlý Veleduhû Þeyh Ahmed Mesut Efendi Tarîh-i ilbâs-ý tâc-ý þerîf fî sene 5 Recep 1298 yevm-i pençþenbe Tarîh-i iclâs-ý post-ý þerîf fî sene 17 Zi l-hicce 1298 pençþenbe [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 39b] Belge 34b Hazret-i Mevlânâ Ebû l-behâ Ziyâeddin eþ-þeyh Hâlid el-baðdâdî Kuddise Sýrruh 1242 Hazret-i Þeyh Seyyid Taha eþ-þemrînî el-hakkârî kuddise sýrruh 1269 Ahîhi Hazret-i Þeyh Seyyid Muhammed Sâlih kuddise sýrruh 1277 Hazret-i Þeyh Seyyid Abdullah ibn-i Þeh Seyyid Taha kuddise sýrruh

174 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 4a] Belge 37 Þeyh Süleyman Sâfî el-kadirî 1252 Þeyh Abdülkadir Þeyh Muhamed Keþfî 1267 Damadý Þeyh Ýbrahim Ma þukî 1281 Þeyh Ali Rýza 1264 Þeyh Ahmed Fâiz Hulûsî 1281 Þeyh Muhammed Sa îd Tiryâkî 1271 Þeyh Ma rûf 1257 Þeyh Ömer Necrî Þeyh Muhyiddin 1279 Þeyh Ali Hilmi Þeyh Ýsmâîl Zühdî 1272 Þeyh Muhammed Sâlih 1271

175 [Silsilenin baþ tarafý için bkz. vr. 23a] Belge 38a Hazret-i Þeyh Sinan Ümmî Elmalýlý 1068 Veleduhû Þeyh Süleyman Efendi 1093 Þeyh Seyyid Ali Hâþimî 1134 Veleduhû Þeyh Ziyâî 1167 Þeyh Muhammed spartavî 1195 Þeyh Ýbrahim Elmalýlý 1223

176 Belge 39a Edirne de Saraçhane Köprüsü Civarýnda Halvetiyye den Mestçizâde Tekyesi Þeyhleri Bânî-i în-i Dergâh Sultan Murad Hân-ý Sâlis eþ-þeyh Ahmed Efendi eþ-þeyh Süleyman Efendi ibn-i Þeyh Ahmed Efendi Bâni-i Sânî eþ-þeyh Mestçî Ali Efendi Halîfe-i Þeyh Ramazân Efendi rihlet sene 1026 eþ-þeyh Ýbrahim Necîb Efendi ibn-i Mestçî Þeyh Ali Efendi rihlet sene 1067 eþ-þeyh Sâlih Efendi Hafîd-i Ýbrahim Efendi rihlet sene 1135 eþ-þeyh Hasan Efendi Halîfe-i Þeyh Sâlih Efendi rihlet sene eþ-þeyh Mustafa Efendi ibn-i Þeyh Hasan Efendi eþ-þeyh Ali Efendi Damâd-ý Þeyh Mustafa fevt sene 1223 eþ-þeyh Þuayb Þerefeddin Efendi ibn-i Þeyh Seyfeddin hâlen

177 Belge 39b Mahmiye-i Edirne de Tarîk-i Uþþâkiye den Sâlî Tekyesi Þeyhleri Tarîh-i Binâ-i Tekye 1164 Yazýcý eþ-þeyh Muhammed Safvetî Efendi Bendirî Halîfe-i Hazret-i Þeyh Seyyid Muhammed Cemâlî el-halvetî el-uþþâkî rihlet sene 1191 der Ýslâmbul eþ-þeyh Saka Hüseyin Hamdî el-maðnisâvî Halîfe-i Þeyh Muhammed Safvetî Efendi rihlet sene 1214 eþ-þeyh es-seyyid Muhammed Sýdkî Efendi el-edirnevî Halîfe-i Þeyh Hüseyin Efendi Ýstanbul a Hicret sene 1266 fevt fî 27 Râ eþ-þeyh Hâfýz Seyyid Ahmed Efendi fevt sene 1275 Mahmiye-i Edirne de Rýfâ îyye den Kubûlî Tekyesi Þeyhleri eþ-þeyh Mustafa Kubûlî Efendi er-rýfâ î fevt sene 1244 eþ-þeyh Ahmed Efendi ibn-i Þeyh Kubûlî Efendi rihlet sene 1267 eþ-þeyh Ferhâd Efendi Kerîmezâde-i Þeyh Ahmed Efendi rihlet sene 1294 Mahmiye-i Edirne de Rýfâ î Tekyesi Þeyhleri eþ-þeyh Ýbrahim el-ecel er-rýfâ î rihlet sene 1193 eþ-þeyh Ali Efendi er-rýfâ î rihlet sene 1245 eþ-þeyh Hâfýz Ahmed Efendi ibn-i Þeyh Ali Efendi rihlet sene 1286 Mahmiye-i Edirne de Kadirîhâne Kurbünde Nakþibendiyye den Dâvud Efendi Tekyesi Þeyhleri eþ-þeyh Dâvud Efendi el-edirnevî Halîfe-i Þeyh Hasan Hüsnî el-ýslâmbulî el-eyübî Fevt 128 eþ-þeyh Abdülbâkî Efendi ibn-i Þeyh Dâvud Efendi

178 C. ESERİN TAHLİLİ Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi telif etmiş olduğu bu eserin baş tarafına dercetmiş olduğu manzumda tarîkatların adedinin on iki olduğunu belirtmiştir. Bunların isimleri şu şekildedir; Nakşibendiyye, Kâdiriyye, Şâziliyye, Mevleviyye, Gülşeniyye, Sa diyye, Rifâiyye, Halvetiyye, Bedeviyye, Celvetiyye, Bektaşiyye ve Bayramiyye. Eserin muhtevası incelendiğinde bu eser için kitabın baş tarafına konan fihristte bu tarîkatlara ek olarak Şa baniyye, Desûkiyye, Himmetiyye, Sinâniyye, Sünbüliyye, Mısriyye, Cerrahiyye, Zeyniyye tarîkatları da zikredilerek tarîkatların sayısı yirmiye çıkarılmıştır. Bunun yanında eserin vr. 2b-3a varakları nda isim verilmeden Edhemiyye Tarîkatı ve bu tarîkattan ayrılan Çiştiyye, Kassariyye ve Kirmâniyye tarîkatlarının şecereleri ile Muhammediyye, Bekriye, Ömeriyye, Osmaniye, Aleviyye gibi ana tarîkatlar ve Hızıriyye, Üveysiye ve Kümeyliyye gibi diğer bazı tarîkatların şecereleri verilmiştir. Yine isim zikredilmeden 4b-5a varakları arasında Harraziyye Tarîkatı ndan ayrılan Ukayliyye Tarîkatı nın şeceresi kaydedilmiştir. Daha önce de belirttiğimiz gibi eserin dağınık bir tertibi bulunmaktadır. Bu sebeple dağınık halde bulunan aynı tarîkata ait şecere ve tarîkat kollarını eserin baş tarafına konan fihrist sırasına göre inceleyeceğiz. 1. İsimleri Eserin Fihristinde zikredilmediği halde Eserde konu edinilen tarîkatlar Öncelikle fihristte yer almayan fakat eserin muhtevasında bulunan ve bazı tarîkat silsileleri kaynaklarında ana tarîkatlar olarak gösterilen tarîkatlar hakkında şu bilgileri verebiliriz. a. Ana Tarîkatlar aa) Muhammediyye Tarîkatı 2a-3b varakları arasında zikredilen ve ed-dâ î ilallah Ebû l-kâsım Muhammed bin Abdullah (sav) olarak kaydedilen ve Hz. Peygamber (sav) e nisbet edilen bir tarîkattır. Tüm tarîkatlar marifet ve ilhamını Hz. Peygamberin nurundan almıştır. Hz.

179 Peygamber e tarîkat nisbet edilmesi Hakîkat-i Muhammediyye kavramı ile ilgilidir. Tüm velilerin velâyeti Hakîkat-i Muhammediyye den feyezân etmiştir. 1 Bu tarîkat, zâhiren ve bâtınen Rasûlüllah a ittibâ, keşif ve şuhûd üzre, O nun meclisine katılıp dini hükümleri ondan soracak kadar salâtü selâma devam etme üzerine binâ edilmiştir. Günlük vird sayısı, yirmi bin tesbih ve kırk bin salâttır. Bu tarîkata Muhammediyye isminin verilmesi; mensuplarının peygamberimizle, keşif ve şühûd üzre ictimâ etmeleri, ondan uyku ve yakaza halinde tarîkat almaları gibi sebeplerden dolayıdır. Müntesipleri önceleri Rasulüllah ı rüyada, sonra uyuklama halinde ve daha sonra yakaza halinde görürler. 2 ab) Bekriyye Tarîkatı Bu tarîkatın diğer ismi Sıddîkiyye dir. Hz. Ebû Bekir es-sıddîk a nisbet edilmiştir. Hz. Ebû Bekir bu tarîkatı, hicret yolunda sevr mağarasında diğer bir rivâyete göre Tebûk harbine yardımda bulunduğu sırada peygamberimizin gizli zikri telkini ile almıştır. 3 Bu tarîkat mensupları öncelikle istiğfar zikri ile iştigal edip günah kirlerinden arınırlar. Sonra tam bir keyfiyetle salâtu selâma devam ederler. Her farz namazdan sonra, onbir defa salât getirirler ve kalplerinde sâfiyet meydana gelince Allah ım yarattıkların adedince habibine salât olsun diyerek zikirlerine devam ederler. Kalp salâtın nuru ile parlayıp, havâtırdan temizlenince salât ile birlikte kelime-i şahâdete devam ederler. Zikir bütün zamanını kaplar. Sâlik Vâhid den gayrı bir şey görmeyinceye kadar nefy ve isbât zikrine devam ederler. Bu hal kendisinde sâdır olunca, tenzih zikri ile meşgul olurlar. Esrâr-ı ilâhî kendisine açılınca zikri müfrede (Allah, Allah zikri) ne ehil olurlar ve artık ona devam ederler Bkz. Nûr-i Muhammediyye kavramının ele alındığı bölüm. Harîrîzâde, vr. 1, 12a-13a; Yakup Çiçek, s. 99. Bkz. Zikir Telkini bölümü. Harîrîzâde, vr. 1, 16a-18b; Yakup Çiçek, s

180 Bu tarîkatın şubeleri şunlardır: Bistâmiyye/Tayfuriyye Tarîkatı: Ebû Yezid Tayfur bin İsa el-bistâmî ye nisbet edilen bu tarîkatın Aşkiyye, Hâcegân ve Nakşibendiyye olmak üzere üç şubesi bulunmaktadır. Medâriyye Tarîkatı: Şeyh Tayfur eş-şâmî ye nisbet edilmiştir. Hevâziyye Tarîkatı Melâmiyye Tarîkatı ac) Ömeriyye Tarîkatı Bu tarîkatın diğer ismi Fârukiyye dir. Ebû Hafs Ömer bin el-hattâb (r.a) a nisbet edilmiştir. Belirtildiğine göre Hz. Peygamber Hz. Ömer Müslüman olduğu sırada kendisine nefes tutularak ve vurgu ile yapılan bir çeşit zikr telkini ile tarîkatı vermiştir. 5 Bu tarîkatın şubeleri şunlardır 6 : Harrâziyye Tarîkatı Kübreviyye Tarîkatı Hatıriyye Tarîkatı Aşkiyye Tarîkatı: Bu tarîkatın Osmâniye Tarîkatı nın bir şubesi olduğunu söyleyenler de bulunmaktadır. ad) Osmâniyye Tarîkatı Bu tarîkat Hz. Osman b. Affân a nisbet edilmiştir. Hz. Osman Ümmü Seleme nin evinde Hz. Peygamber den kalbî zikir telkini ile tarîkatı almıştır. 7 Bu tarîkatın şubeleri şunlardır 8 : Aşkiyye Tarîkatı: Hâce Ebû Yezid el-aşkî ye nisbet edilen bu tarîkatın senedi Ebû Yezid el-bistâmî vâsıtası ile Hz. Osman a ulaşmaktadır. Bazı senedler de bu tarîkat Hz. Ali ye ve Hz. Ömer e de ulaştırılmaktadır Bkz. Zikir Telkini bölümü. Harîrîzâde, vr. 1, 19a-20b; Yakup Çiçek, s Bkz. Zikir Telkini bölümü. Harîrîzâde, vr. 1, 21a-23a; Yakup Çiçek, s

181 Nurbahşiyye Tarîkatı: Bu tarîkat Tibyân da Kübreviyye Tarîkatı nın Hemedaniyye Kolu nun bir şubesi olarak da kayıtlıdır. af) Aleviyye Tarîkatı Hz. Ali b. Ebî Tâlib (k.v) e nisbet edilmiştir. Hz. Ali henüz çocuk yaşta Hz. Peygamber e iman etmiştir. Kaynaklarda belirtildiğine göre Hz. Peygamber, Hz. Ali ye imanı telkin ederken yahut Medine de iken cehri zikri telkin ve talim etmiş ve ona tarîkat hırkasını giydirmiştir. 9 Birçok tarîkatın silsileleri Aleviyye Tarîkatı na müntehi olmakla birlikte Harîrîzâde eserinden Aleviyye nin şubelerini şu şekilde gösterir: Haddâdiyye Tarîkatı Abbâdiyye Tarîkatı Ayderûsiyye Tarîkatı b. Diğer Tarîkatlar İncelemesinde bulunduğumuz eserin 2b-3a varakları nda isimleri verilmeden silsileleri kaydedilen diğer tarîkatlar şunlardır: ba) Kümeyliyye Tarîkatı Hz. Ali nin ashâbından Şeyh Kümeyl bin Ziyâd (ö. 82/701) a nisbet edilmiştir. Tarîkatı Hz. Ali (kv) den almıştır. Şeyh Kümeyl, hadis rivayeti ve Sıffîn harbindeki başarıları ile tanınmaktadır. Haccâc tarafından 82/701 senesinde şehit edilmiştir. 10 bb) Edhemiyye Tarîkatı İlk dönem sûfîlerinden Ebû İshak İbrahim bin Edhem el-belhî (ö. 198/813) e nisbet edilmiştir. 11 bc) Çiştiyye Tarîkatı Alevî silsileye sahip bu tarîkat üç kişiye nisbet edilmiştir. Bunlar; Şeyh Hâce Ebû İshak İbrahim bin Sa d el-alevî eş-şâmî (ö. 329/940); Şeyh Hâce Ebû Ahmed Abdal el- Çiştî (ö. 323/935); Şeyh Hâce Mu înuddin Hasan el-ecmirî es-sençerî el-çiştî (ö Bkz. Zikir Telkini bölümü. Harîrîzâde, vr., 91a-94a; Yakup Çiçek, s Harîrîzâde, vr., 69b-71a; Yakup Çiçek, s

182 633/1236). Özellikle Hindistan dolaylarında yaygınlık kazanan bu tarîkatın Sabiriyye ve Nizâmiyye şubeleri bulunmaktadır. 12 bd) Melâmiyye-i Kassâriyye Tarîkatı İlk dönem sûfilerinden olan ve melâmî görüşleri ile tanınan Şeyh Ebû Salih Hamdun el-kassâr en-nişâbûrî (ö. 271/884) ye nisbet edilmiştir. 13 Tarîkat silsilesi Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi nin belirttiği üzere İbrahim b. Edhem vâsıtası ile Hz. Ali (kv) ye dayandığı gibi kimi kaynaklarda Şeyh Kümeyl ve Hz. Ebû Bekir e de dayandırılmaktadır. 14 Kendisine melamî meşreb tarîkat izâfe edilen diğer iki zat şunlardır: Şeyh Ebû Şetâ el-melâmetî (ö. 997/1589) ve Şeyh İbrahim Zerhunî (ö.?). 15 be) Harrâziyye Tarîkatı Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendinin eserin 4b-5a varakları arasında zikrettiği Harrâziyye Tarîkatı da fihristte yer almamaktadır. Şeyh Ebû Said Ahmed b. İsa el- Harrâz el-bağdâdî (ö. 279/892) ye nisbet edilen bu tarîkat Yakubiyye Tarîkatı ndan ayrılmıştır. Tarîkat fenâ ve bekâ üzerine bina edilmiştir. Tarîkatın Ukayliyye şubesi bulunduğu gibi Şeyh Ahmed el-gazzâlî (ö. 520/1126) 16 ve Şeyh Ebû Yakub İshak b. Muhammed (ö. 329/940) senediyle rivayet edilen kolları da vardır. 17 bf) Ukayliyye Tarîkatı Şam yaşamış ve kerametleri ile tanınmış Şeyh Ukayl el-menbecî ye nisbet edilmiştir. Harrâziyye Tarîkatı nın şubesidir. Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi silsilede Harîrîzâde, vr., 220a-226b; Yakup Çiçek, s Harîrîzâde, vr., 74a; Yakup Çiçek, s Usta,, Ez-Zebîdî, kdu l-cevheru s-semîn, vr. 104: Usta,, Şeyh Ahmed el-gazzâlî başta Sühreverdiyye ve bu tarîkattan ayrılan Kübreviyye, Nurbahşiyye, Mevleviyye, Şuttâriyye vd. birçok tarikatın silsilesinde yer almaktadır. Şah Nimetullah (ö. 834/1430-1) a izafe edilen Nimetullahiyye Tarikatı bu silsileye müntesip bir diğer önemli tarikattır. Şeyh Ahmed el-gazzâlî nin silsilesi ve bu silsileden ayrılan tarikatlar için bkz. Ahmed el-gazzâlî, Mecmû a-i Âsâr-ı Fârisî-i Ahmed Gazzâlî, thk. Ahmed Mücâhid, Tahran 1370, s (Mukaddime). Harîrîzâde, vr., 329b-332b; Yakup Çiçek, s

183 tarihlerin tutmadığını belirtmiştir. Tibyân da Ukayliyye Tarîkatı silsilesi şu şekilde tashih edilmiştir. 1. Hz. Ömer el-hattâb (ö. 23/643) 2. Şeyh Müslim el-havlânî (İsmi Abdullah bin Sevb olup tabiindendir) 3. Şeyh Ebû SelmanAbdurrahman ed-darânî 4. Şeyh Reyhânetu ş-şâm Ahmed bin Ebû l-hevvârî 5. Şeyh Yusuf el-kâdî 6. Şeyh Ali er-remlî 7. Şeyh Ebû Said Ahmed bin İsa el-harrâz el-bağdâdî (ö. 279/892) 8. Şeyh Alâ î 9. Şeyh Mansur Ali ed-dımaşkî 10. Şeyh Ali el-fursî (ö. 474/1082) 11. Şeyh Müslim es-sürûcî 12. Şeyh Ukayl el-menbecî 18 bg) Şa râniyye Tarîkatı Mısır da yaşamış velilerden Şeyh Abdülvahhâb eş-şa rânî (ö. 964/1556) ye nisbet edilmiştir. Şeyh Şa rânî nin Kâdiriyye, Rifâiyye, Ahmediyye, Desûkiyye, Şâziliyye, Arifiyye, Cezûliyye, Meymûniyye, Sühreverdiyye, Zeyniyye, Gülşeniyye, Demirdaşiyye, Şinnâviyye, Metbûliyye, Cebertiyye ve Hafneviyye tarîkatlarına nisbeti bulunmaktadır. 19 İmam Şa rânî nin önemli eserleri şunlardır: Tabakâtu l-kübrâ, Tabakâtu s-suğrâ, el-yevâkıt ve l-cevâhir vd. bh) Medyeniyye Tarîkatı Tanınmış büyük velilerden Şeyh Ebû Medyen Şuayb bin Hüseyin el-mağribî ye nisbet edilmiştir. Tarîkatın bir diğer ismi Şuaybiyye dir. Şeyh Ebû Medyen Endelüs te dünyaya gelmiştir. Tahsilini ilerletmek amacıyla Fas taki Karaviyyîn medresesine katılmış, Şeyh Ebû Abdullah ed-dekkâk ve Şeyh Ebû l-hasan Ali es-selevî den tarîkat Harîrîzâde, vr., 294b-299b; Yakup Çiçek, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 5b, 9a; Harîrîzâde, vr., 204a-209b; Yakup Çiçek, s. 325; Usta, V,

184 hırkasını giymiştir. Şeyh Ebû Yaizza Yelennur bin Meymun un meclislerine katılarak tarîkatın neşri hususunda izin almıştır. Daha sonra hacca gitmiş ve Arafat ta Abdülkadir Geylânî den bereket hırkası giyerek ondan hadis dinlemiştir. Hızır (as) ile birçok defa buluştuğu belirtilen Şeyh Ebû Medyen Marakeş e bağlı Tilmisan da 590/1193 vefat etmiştir. Kabri buradadır. Tarîkatın silsilesi Cüneydiyye, Kâdiriyye ve Gazâliyye tarîkatlarına ulaşmaktadır. Medyeniyye Tarîkatı nın şubeleri şunlardır: Şâziliyye, Aleviyye, Şeybâniyye, Ekberiyye, Amûdiye, Zerrûkiyye, Tâziye, Abbâsiyye, Haccâciyye, Mehdeviyye, Meymûniyye, Yâfi iyye vd. 20 bı) Sühreverdiyye Tarîkatı Ebû Abdullah Ebû Hafs Ömer bin Muhammed es-sühreverdî ye nisbet edilmiştir. Sühreverdî, tanınmış velilerden Ebû n-necîb Abdülkâhir es-sühreverdî nin yeğenidir. 539/144 senesinde Sühreverd de dünyaya gelmiştir. Bağdat ta ilim tahsil etmiş, tarîkat feyzini amcasından edinmiştir. Abdülkadir Geylânî nin sohbetlerinde bulunmuştur. Avârifu l-meârif, Reşfu t-tesâyih, İ lâmü l-hüdâ isimli eserleri vardır. 632/1234 senesinde Bağdat ta vefat etmiştir. 21 Halvet halinde kalbin de iştirakiyle tevhit zikirne devam etmek üzerine bina edilen bu tarîkatın şubeleri şunlardır: Bedriye, Zeyniyye, Bahâiyye, Kemâliyye, Yâfiiyye, Ahmediyye, Necîbiyye 22. Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi Bayrâmî silsilesi içinde silsilesi Sühreverdiyye Tarîkatı na ulaşan şu tarîkatları da kaydetmiştir 23 : Büzgaşiyye Tarîkatı: Şeyh Şihâbeddin es-sühreverdî nin halîfelerinden Şeyh Necîbeddin Ali bin Büzgaş eş-şirâzî (ö. 678/1279) ye nisbet edilmiştir. Sühreverdiyye Tarîkatı nın şubesidir Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 7a, 9b, 30a; Harîrîzâde, vr., 118a-121b; Yakup Çiçek, s ; Usta,, Hayatı için bkz. Lâmiî Çelebi, s ; Şa rânî, Tabakâtü l-kübrâ,, 155; İbn Mülakin, Tabakâtü l-evliyâ, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 10b (Bayramiyye Silsilesi içinde), 18b (Halvetiyye silsilesini zikrederken); Harîrîzâde, vr., 149a-160b; Yakup Çiçek, s ; Usta, V, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 10b. 181

185 Evhadiyye Tarîkatı: Ebû l-uşşâk Evhadüddin Hamid bin Muhammed Germiyânî Konevî (ö. 635/1237) ye nisbet edilmiştir. Şeyh Efendi, Muhyiddin el-arabî nin hizmetinde bulunmuş ve Ahîlik in kurucusu Evhadî İsfahânî ve Füsûs Şârihi Şeyh Sadreddin Konevî gibi birçok zâtın yetişmesine katkıda bulunmuştur. Ebheriyye Tarîkatı: Ebû Reşîd Kudbeddin el-ebherî ö. 572/1177) ye nisbet edilmiştir. Cüneydiyye Tarîkatı ndan Ayrılmıştır. 24 Zâhidiyye Tarîkatı: Tâceddin İbrahim Zâhid el-gîlânî (ö. 690/1291) ye nisbet edilmiştir. Ebheriyye Tarîkatı ndan Ayrılmıştır. 25 Safaviyye Tarîkatı: Ebû l-feth İshak Safiyyüddin el-erdebîlî (ö. 735/1334) ye nisbet edilmiştir. Zâhidiyye Tarîkatı nın şubesidir. bj) Kübreviyye Tarîkatı Bu tarîkatın kurucusu Ahmed bin Ömer el-hayufî olup Ebû l-cennâb ve Necmeddin isimleri ile tanınmıştır. Münazaralardaki zeka ve kabiliyeti ile tanındığından kendisine Tâmme-i Kübrâ yani büyük yumruk denmiş ve daha sonraları kullanım kolaylığı sebebiyle sadece Kübrâ ismiyle anılır olmuştur. Necmeddin Kübrâ 539/ 1145 tarihinde Harzem e bağlı el-hayuf köyünde dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini kendi beldesinde tamamladıktan sonra çeşitli İslâm beldelerine seyahatlerde bulunarak dönemin önde gelen alim ve velilerinin ilim halkalarına katılmıştır. İskenderiye de Ebû Tahir es-silefî el-isfahanî,,nişabur da Ebû l-meâlî, Hemedan da Şeyh Ebû l-ulâ, İsfehan da Şeyh Ebû l-mekârim, Şeyh Ahmed bin Muhammed el-lübban, Şeyh Ebû Said Halil bin Bedr, Şeyh Ebû Cafer es-saydalânî nin talebeliğinde bulunmuştur. Necmeddin Kübra, Ebû Necib es-sühreverdî den feyz almış, Ammar Yasir in hizmetinde bulunmuştur. Mısır da Ruzbihân el-baklî nin yanında seyr u sülukunu tamamlamış, Tebriz de İsmail Kasrî sohbetlerine katılmıştır. Şeyh Necmeddin Kübrâ birçok eseri vardır. Bunların en meşhuru Tefsir-i Necmeddin Tabîbzâde Mehmed Şükrî, 19a. Tabîbzâde Mehmed Şükrî,, 19b. 182

186 olarak bilinen Bahru l-hakâyık ve l-maânî fi tefsiri l-seb i l-mesânî isimli on bir ciltlik tefsiridir. Necmeddin Kübrâ 618/1221 tarihinde 89 yaşında iken Tatar elinde şehit olmuştur. Kabr-i şerifleri Harzem dedir. 26 Bu tarîkatın şubeleri şunlardır; Halvetiyye, Firdevsiyye, Nûriyye, Rükniyye, Hemedâniyye, Nurbahşiyye, Semerkandiyye bk) Nurbahşiyye Tarîkatı ve Emir Sultan Nurbahşiyye Tarîkatı Seyyid Ebû l-kasım Muhammed Nurbahşî el-halvetî el- Hatlânî ye nisbet edilmiştir. Kübreviyye Tarîkatı nın Rükniyye kolu şubesidir. 27 Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi eserinde Silsile-i Emir Sultan başlığı altında bu tarîkatı derç etmiştir 28. Emir Sultan olarak tanınan Şemseddin Muhammed bin Seyyid Ali Külâl 770/1368 tarihinde Buhara da dünyaya gelmiştir. Babası Ebû l-kasım Muhammed Nurbahşî nin halîfesi olan Seyyid Ali dir. Babası yanında seyr u sülûkunu tamamlayan Emir Sultan belirtildiğine göre babasının vefatı ardından manevî bir işaret üzerine hacc yolculuğuna çıkmış bir müddet Mekke de ikamet ettikten sonra Medine ye oradan da Hz. Peygamber in manen irşâdı ile Bursa ya gelerek riyazet ile meşgul olmuştur. Yıldırım Beyazıt ın kızı Hundi Fatıma Hatun ile evlenmiştir. Yıldırım Beyazıt a Niğbolu zaferi ardından kılıç kuşatmış, Bursa daki Ulu Camii nin açılışında bulunmuştur. Emir Buharî,ömrünü tekkesinde halkı irşâd etmekle geçirmiş ve birçok halîfe yetiştirmiştir. Yıldırım Beyazıt Han ın Ankara savaşında esir edilmesi üzerine baş gösteren fetret devrinde Çelebi Mehmet i desteklemiştir. Emir Buharî Murat tarafından gerçekleştirilen İstanbul muhasarasına da katılmıştır. Emir Buharî H. 833 M tarihinde Bursa da vefat etmiştir Hayatı için bkz. İbnü'l-İmad, Şezeratü'z-zeheb, V, 14; Ebû Abdullah Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman Zehebî, Siyer-i A lâmu n-nübelâ, thk. Şuayb Arnaut, Hüseyin Esed, Beyrut 1985, X, 33; Lamiî Çelebi, s.475; Safî, Reşahât trc., s.124, Hocazâde, Hadîkatu l-evliyâ dan Sisile-i Meşâyıh-ı Sühreverdiyye ve Kübreviyye, s. 35. Harîrîzâde, vr., 205a-208a; Yakup Çiçek, s. 282; Usta, V, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, 27b. Hayatı için bkz. Mecdi Efendi, Şakayık-ı Nu maniyye Zeyli, s. 76; Baldırzâde Mehmed Efendi, Ravza-i Evliyâ, s. 8; Aşıkpaşazâde, Târih, s

187 bl) Meymûniyye Tarîkatı 30 Şeyh Nûreddin Ali in Meymun el-idrisî ( / ) ye nisbet edilmiştir. Medyeniyye Tarîkatı nın bir şubesidir. Bu tarîkatın diğer ismi Havâtıriyye dir. Tarîkatın zikredilen iki şubesi şunlardır: İbn-i râkiyye Tarîkatı: Şemseddin Muhammed bir râk (Mekke, 933/ 1526) a nisbet edilmiştir. Dücâniyye Tarîkatı: Şihâbeddin Ahmed ed-dücânî (h. X. asır) ye nisbet edilmiştir. 2. Eserin Fihristinde Zikredilen Tarîkatlar ve Şubeleri a. Kâdiriyye Tarîkatı ve Abdükadir Geylânî Eserin 4a-7a varakları arasında zikredilen bu tarîkat, Gavsu s-sakaleyn ve Bâzu l-eşheb isimleriyle şöhret bulan Muhyiddin Ebû Muhammed Abdülkadir bin Ebî Sâlih Musâ ez-zâhid el-gîlânî tarafından tesis edilmiştir. Abdülkadir Geylânî, / tarihinde İran ın Gîlân şehrinde dünyaya gelmiştir. Meşâyihin büyükleri arasında bulunan babasını küçük yaşta yitirmiştir. On sekiz yaşlarında tahsil için Bağdat a gelmiş, dönemin tanınmış alimlerinin derslerine katılmıştır. Belirtildiğine göre otuz üç sene ilim ve riyâzet ile meşgul olan Abdülkadir Geylânî, bunun yirmibeş senesini sahra ve çöllerde riyâzet ile geçirmiştir. Daha sonra halkın arasına karışarak Bağdat ın Bâbülerc Mahallesindeki medresesinde hadis, tefsir, kıraat, fıkıh, nahiv ve diğer İslâmî ilimlerin tedrisi ile meşgul olmuştur. Şeyh Abdülkadir Geylânî, Şeyh Ebû l-hayr Muhammed bin Müslim ed-debbâs vâsıtası ile tasavvuf yoluna girmiştir. Daha sonra Şeyh Ebû Said Mübarek el- Muharrimî ye gelerek ondan irşâd hırkasını giymiştir. Bağdat taki tekkesi ve medresesinde / senesinde vuku bulan vefatına kardar halkın irşâdı ile meşgul olmuştur. Şeyh Abdülkadir Geylânî nin birçok kerameti rivâyet edilmiştir. En çok şöhret bulanı et-tâdifî nin Kalâidü l-cevâhir isimli eserindeki şu naklidir: Şeyh Mekârim 30 Tabîbzâde Mehmed Şükrî, 9b, 28a. 184

188 şöyle buyurdular; Abdülkadir Geylanî bir vaazında, Ayağım bütün velilerin boynu üzerindedir dediği gün yeryüzünde velayet makamına ermiş her ne kadar veli varsa hepsini onun kutupluk sancağı altında teslim olmuş olarak gördüm. Abdülkadir Geylanî, şeriatı tam manası ile tatbik ettiği için Ayağım bütün velilerin boynundadır! dediği zaman bütün veliler ona boyunlarını uzattılar. İbn-i Hacer el-askalanî, bu sözün manası hakkında şunları söylemektedir; Bu, Şeyh Abdülkadir Geylanî nin kerametidir. Sapkınlardan başka hiç kimse onun kerametini inkar etmeyecektir. Hanbelî mezhebine bağlı bulunan Abdülkadir Geylânî nin fıkha ve tasavvufa dair bazı eserler yazdığı rivâyet edilmektedir. Bu eserler genellikle medresesi ve tekkesinde irâd etmiş olduğu vaaz ve hutbelerden ibârettir. Önemli bazı eserleri şu şekildedir: el-gunye li Tâlibi Tarîkı l-hakk: Sülûk ve ahlaka dair bir risâledir. Kahirede 1288/1871 senesinde basılmıştır. Hizbu Beşâiri l- Hayât: Tarîkatın evrâdıdır. İskenderiye de 1304/1886 senesinde basılmıştır. El- Füyûzâtü r-rabbâniyye: Kahire de 1303/ senesinde basılmıştır. Günümüzdeki anlamı ile ilk teşekkül eden tarîkat olan ve sesli zikri (cehrî zikir) benimseyen Kâdiriyye Tarîkatı, Şeyh Abdülkadir Geylânî nin çocukları ve değerli halîfelerinin gayretleri ile kısa zamanda başta Arabistan ve Yemen olmak üzere Anadolu, Afrika, Hindistan olmak üzere İslâm coğrafyasının birçok bölgesine yayılmıştır. Kadiriye tarîkatı yetmişe yakın şube ve kollara ayrılmıştır. Harîrîzâde eserinde bu tarîkatın Esediyye, Ekberiyye, Garibiyye, Rûmiyye, Ehdeliyye, Eşrefiyye, Sumâdiyye, Medyeniyye, Hilâliyye, Arabiyye, ve Nevşâhiyye kollarının bulunduğunu belirtir. 31 Bununla birlikte Şeyh Abdülkadir Geylânî nin vefatından sonra teşekkül eden tüm tarîkatlarda Kâdiriyye Tarîkatı nın tesiri ve etkisini görmek mümkündür. Kâdiriyye Tarîkatı nın Anadolu ya etki eden kolları şunlardır: 31 Harîrîzâde, vr., 38a-57b; Yakup Çiçek, s

189 aa) Muhammediyye Kolu Kâdiriyye tarîkatı, Şeyh Abdülkadir Geylânî nin vefatından yaklaşık yarım asır sonra torunu Ahmed bin Abdülazîz bin Abdülkadir Geylânî (ö.?) ve halîfesi Seyyid Muhammed el-kadirî es-sincânî (ö. 619/1223 [?]) tarafından Anadolu ya getirilmiştir. Belirtildiğine göre Seyyid Muhammed el-kâdirî, Şeyh Abdülkadir Geylânî ile birlikte cûde dağında riyâzette bulunmuş, Kuzey rak ta bulunan Sincan bölgesinin Moğollar tarafından işgal edilmesi akabinde Abdülkadir Geylânî nin torunu Seyyid Ahmed ile birlikte Türkmen aşiretleri ile beraber Cizre yoluyla Kayseriye gelmiştir. Selçuklu sultanları tarafından kendilerine vakfedilen topraklarda inşa ettikleri tekkeler vâsıtası ile tarîkatı neşretmiştir. Tarîkat daha sonraki dönemlerde nesli tarafından devam ettirilmiştir. Kâdiriyye tarîkatı nın bu koluna ait ilk yazılı vesika Şeyh Abdülkadir Geylânî nin torunu Seyyid Ahmed in oğlu Seyyid Tâceddin Emir Tâc a Sultan Gıyâseddin tarafından Hazret-i Mevlânâ ve Seyyid Burhâneddin in de aralarında bulunduğu önemli şahsiyetlerin şahitlikleri ile verdiği 644/1247 tarihli Kayseri Erciyes Dağı suyunun kullanım hakkı üzerine tertip edilmiş olan ve Emir Tâc vakfı olarak bilinen vakıf senedidir. Yine Kayseri-İncesu Kızılören Bölgesinin Şeyh Seyyid Selvi oğulları Şeyh Seyyid Hasan ve Şeyh Seyyid Hasum Bey e vakfedildiğini gösterir 677/1278 tarihli vakıf senedi bir diğer önemli vesikadır. Seyyid Muhammed el- Kâdirî nin neslinden Omuzu Güçlü Velî olarak bilinen ve / seneleri arasında yaşayan ve tekkesinde tarîkatın neşri ile meşgul olan Seyyid Muhammed bin Ali ve / seneleri arasında aynı bölgede yaşamış olan Seyyid Ahmed Kumarî Velî, türbeleri mevcut önemli şahsiyetlerdir. Bu zatların kurmuş olduğu vakfılar yanında Emir Mahmut, Şeyh Hoca ve Hacı Seydî vakıfları tarîkatın bu kolunun temsil edildiği diğer kurumlardır. 32 ab) Eşrefiyye Kolu Kâdiriyye Tarîkatı, İznik ve havalisinde Eşrefoğlu Rumî tarafından neşredilmiştir. Eşrefzâde, İbnü l-eşref ve Pîr-i Sânî isimleri ile tanınan Abdullah bin Eşref el-mısrî 754/1353 senesinde İznik te dünyaya gelmiştir. Önce memleketinden daha sonra ise 32 Usta,,

190 Bursa da çeşitli alimlerden ders okumuş bir ara Çelebi Sultan Medresesi nde Alâeddin Ali Tûsî ye muîd olmuştur. Tasavvufa olan meyli ve iştiyakı neticesinde mesleğinden ayrılarak Emîr Sultan ın delâletiyle Hacı Bayram Velî ye intisap etmiştir. On bir sene burada hizmet etmiş ve şeyhine damat olmuştur. Daha sonra şeyhinin izni ile İznik e geri dönmüş fakat Kâdiriyye Tarîkatı na olan meyli sebebi ile Hama şehrine giderek burada Abdülkadir Geylânî nin neslinden Şeyh Hüseyin el-hamâvî nin yanında erbaîn çıkararak hilâfete almış ve memleketine geri dönmüştür. Müzekkî n-nüfûs ve Tarîkatnâme isimli eserleri bulunan Şeyh Eşrefoğlu Rûmî 874/1470 senesinde İznik te vefat etmiştir. 33 ac) Rûmiyye Kolu Bu kol Tosya ilçesinin Bansa köyünde köyünde dünyaya gelen İsmail bin Ali er- Rûmî ye nisbet edilmektedir. İsmail Rûmî önce Ahmed Efendi isminde bir zatın hizmetinde bulunduktan sonra Abdülkadir Geylânî nin manevî işareti ile Bağdat a gelerek Kâdiriyye Âsitânesinin şeyhi Feyzullah Efendi ye intisap etmiştir. Buradan ayrıldıktan sonra Mısır a gelerek Kadirî şeyhi Ahmed el-mısrî den hilafêt almış ve ve Abdülkadir Geylânî nin Yâ Rûmî! Rum a git, tarîkatımı orada neşret manevî işareti ile İzmir, Bursa, Edirne ve Trakya bölgesinde ve neticede 1020/1611 senesinde İstanbul a gelerek önce Fatih te daha sonra ise Tophane Kâdirîhânesi olarak bilinen hânkâhta tarîkatın neşri ile meşgul olmuştur. İsmail Rûmî 1041/1631 senesinde vefat etmiştir. 34 ad) Müştâkiyye Kolu Bu kol Muhammed Mustafa Müştâk el-kadirî ye nisbet edilmiştir. Belirtildiğine göre müştak Efendi, 1171/1759 senesinde Teblis te doğmuş ve bulunduğu bölgede ilim tahsilini tamamlamıştır. Bir dönem Hakkâri de beylik de yapan Şeyh Efendi, kendine bağlı köylerin hasılatından feragât ederek amcası Şeyh Hacı Hasan Şirvânî ye intisap etmiş ve Kâdiriyye Tarîkatı ndan hilâfete nail olmuştur. Sefîne müellifi Hüseyin Vassaf, Şeyh Müştâk hakkında Risâle-i Müştâkiyye ismiyle bir menkıbenâme kaleme aldığını Bkz. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 6a; Harîrîzâde, vr., 76b-79a; Yakup Çiçek, s Bkz. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 6b-7a; Harîrîzâde, vr., 69b-70b; Yakup Çiçek, s

191 belirtmektedir. Şeyh Müştâk Efendi nin bilinen dört eseri vardır. Bunlar; Âsâr-ı Müştâk esrâr-ı uşşâk, Dîvân-ı Müştâk (İstanbul da h senesinde basılmıştır), Bahârnâme, Mektûbât-ı Müştâk. Kâdiriyye Tarîkatı nın bu kolu Muş, Bitlis, Erzurum ve İstanbul da yaygınlık kazanmıştır. 35 af) Enveriyye Kolu Bu kolun müessisi Şeyh Osman Nûreddin Şemsî el-üveysî 1229/1814 senesinde İstanbul da dünyaya gelmiştir. Önce Nakşibendiyye Tarîkatı ndan Şeyh İsmail Efendiye, onun vefatı ardından Şabaniyye Tarîkatı ndan Kuşadalı İbrahim Halvetî ye ve onunda vefatı ardından Ünyeli Şeyh Abdurrahim el-üveysiyye intisap ederek onun sülûku ile Kâdiriyye Tarîkatı üzere hilâfete nâil olmuştur. Müritlerin teslikine gayret eden şeyh efendi döneminde şiirleri ile de öne çıkmıştır. 1311/1893 senesinde vefat eden Şeyh Osman Şemsî efendinin, halîfesi Mehmed İzzî efendi tarafından derlenen divânı ve mektupları ile çeşitli eserleri bulunmaktadır. 36 ag) Hâlisiyye Kolu Kerkük asıllı olan ve 1210/1797 senesinde dünyaya Şeyh Ziyâeddin Abdurrahman Hâlis et-talabânî bulunduğu bölgede tarîkatın neşri ile meşgul olmuştur. Belirtildiğine göre ziyaret için Bağdat a gelmiş, buradaki devran zikrini idare etmiş ve ilk defa kudüm ve mazhar çalınmasına izin veren kimse olmuştur. Sivas halkının ricası üzerine Nur Ali Babayı buraya gönderen şeyh efendinin tarîkatı Antep, Urfa ve Maraş havâlisinde intişâr etmiştir. 37 b. Kâdiriyye-i Ukayliyye Tarîkatı Bu tarîkat Şeyh Allame Muhaddis Muhammed bin Ahmed bin Ukayle el-mekkî (ö. 1148/1736) ye nisbet edilmiştir. Şeyh Efendi uzun müddet Mekke de hadis okutmuş, vefatına yakın bir dönemde İstanbul a gelerek Davut Paşa Semtinde bulunan Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliyâ,, 141; Müştak Baba, Divân-ı Müştak Baba, İstanbul 1264; Usta, s Hüseyin Vassaf,, ; Usta,, Harîrîzâde,, 257; Sâdık Vicdânî, Tomar-ı Turuk-ı Âliyye den Kâdiriyye, s. 135; Hüseyin Vassaf,, 129; Usta,,

192 Hekimoğlu Ali Paşa Camii ve Tekkesinin açılışına katılmıştır. kdu l-cevâhir isimli eserinde kendisine Garîbiyye Tarîkatı üzerinden intikal eden Kâdiriyye silsilesinin döneminde A lâ sened olduğunu belirtmektedir. Halîfesi Şeyh Enfî İbrahim Vehbi oğlu Şeyh Mehmed Rıza Efendi (ö. 1263/1847), Ali Paşa Tekyesinde Cihangiriyye Tarîkatı nın halîfesi olan babasının ardından Kâdiriyye Tarîkatı nı neşretmiştir. 38 c. Ekberiyye Tarîkatı Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi tarafından Kâdiriyye nin bir kolu olarak gösterilen bu tarîkat vahdet-i vücûd a dair görüşleri ile tanınan Şeyh-i Ekber Seyyid Ebû Abdullah Muhammed Muhyiddin bin Ali bin el-arabî et-tâî el-endülûsî ye nisbet edilmiştir. 39 Tarîkatın bir diğer ismi Muhyeviyye dir. Şeyh Muhyiddin el-arabî h. 560/1164 senesinde Endülûs ta doğmuş olup, ilk tahsilini burada tamamladıktan sonra Kuzey Afrika ya, Hicaz, Şam ve Anadolu ya seyahatlerde bulunmuştur. H. 637/1239 senesinde vefat etmiştir. Kabri Şam dadır. Önemli bazı eserleri şunlardır: el- Fütûhâtü l-mekkiyye, Füsûsu l-hikem, el-cem ve t-tafsîl fî esrâri l-me ânî ve t-tenzîl, Tedbîrâtu l-ilâhiyye, Tercümânu l-eşvâk vd. 40 Tomar müellifi Sadık Vicdânî, Şeyh-i Ekber in müstakil bir tarîkat kurucusu olduğunu belirtmektedir. 41 Ancak Şeyh-i Ekber in kaynaklarda zikredilen silsileleri incelendiğinde şu tarîkatlara müntehi olduğu görülmektedir. 42 Kâdiriyye Tarîkatı: Şeyh-i Ekber in Kâdiriyye Tarîkatı na olan ittisali Şeyh Cemâleddin Yunus ibn-i Yahya ibn-i Ebî l-abbas el-hâşimî (ö. 599/1203) vâsıtasıyladır. Üveysiyye Tarîkatı Bkz. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 4a; Harîrîzâde, vr., 2a; kdu l-cevheru s-semîn, vr. 93a; Hüseyin Ayvansarâyî, Hadîkatu l-cevâmi, İstanbul 1281,, 81; Sâdık Vicdânî, s. 117; Usta, s. V, Bkz. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 7a. Mahmud Erol Kılıç, İbnü l-arabî, DİA,, XX, 493. Sâdık Vicdânî, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, 7a,8a; Harîrîzâde, vr., 86b-101b; Hüseyin Vassaf,, 74; Usta,,

193 Hızıriyye Tarîkatı Aleviyye Tarîkatı Tayfuriyye Tarîkatı Mürşidiyye / Kazeruniyye Medyeniyye Tarîkatı: Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi Şeyh-i Ekber in silsilesini vr. 6a da Şeyh Ebû Medyen e bağlamıştır. Ancak Şeyh-i Ekber ilk haccını yaptıktan sonra Kuzey Afrika ya geri dönerek Şeyh Ebû Medyen i ziyaret etmek istemiş fakat onun h. 594/1198 vefatı vuku bulduğundan görüşmek mümkün olmamıştır. Bununla birlikte Şeyh-i Ekber Ebû Medyen in ruhaniyetinden hayatı boyunca istifade ettiğini belirtmiştir. 43 Ekberiyye Tarîkatı nın Cebertiyye ve Yâfiyye şubeleri olduğu belirtilmekle birlikte birçok üveysî zâtın silsilesi incelendiğinde bunların Şeyh-i Ekber e dayandığı görülmektedir. 44 d. Samâdiyye Tarîkatı Kâdiriyye Tarîkatı nın bir şubesi olan bu kol Şeyh Seyyid Müslim Samâdî Mesâkinî ye nisbet edilmiştir. Tarîkatın ikinci piri Şeyh Şemseddin Muhammed Samâdî Dımaşkî (ö. 948/1541) dir. 45 e. Halvetiyye Tarîkatı 46 Ebû Abdullah Sirâceddin Ömer bin Şeyh Ekmelüddin el-gîlânî ye nisbet edilmiştir. Ebheriyye Tarîkatı nın Zâhidiyye kolu şubesidir. 47 Şeyh Ebû Abdullah Lahcan da dünyaya gelmiş ve orada yaşamıştır. Harzem de bulunan amcası Şeyh Ebû Ali Muhammed b. Nûrî el-halvetî ye intisap ederek, tarîkat almış ve vefatından sonra yerine geçmiştir. Zamanının büyük bir kısmını halvette Mahmud Erol Kılıç, İbnü l-arabî, DİA, XX, 493. Harîrîzâde, vr., 97b-101b; Yakup Çiçek, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, 6a; Harîrîzâde, vr., 56b; Usta, V, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, 15b-21a. Harîrîzâde, vr., 343a; Yakup Çiçek, s

194 geçirdiği ve halvette kalmayı çok sevdiği için Şeyh Ebû Abdullah a Halvetî lakabı verilmiştir. Şeyh Ebû Abdullah tarîkat hilâfetini aldıktan kısa bir müddet sonra seyahate başlamıştır. Önce Tebriz yakınlarındaki Huy şehrine, daha sonra da Mısır a, oradan da Hicaz a giderek hac farizasını yerine getirmiştir. Bir süre sonra Sultan Üveys in daveti üzerine Herat a gelmiş ve orada 750/1349, diğer bir rivayette 800/1397 senesinde vefat etmiştir. 48 Tarîkatın ikinci piri olarak Şeyh Seyyid Yahya eş-şirvânî el-halvetî (ö. 868/1464) gösterilmektedir. 49 Halvetiyye Tarîkatı nın özellikleri: Esmâ-i Seb a (yedi isim), kalbi tasfiye, her an Kelime-i Tevhîd i dilden düşürmeme, mâsivâdan uzaklaşıp Zikr-i Celâl ile meşgul olmaktır. 50 Halvetiyye Tarîkatı başlıca dört şubeye ayrılmıştır. Her biri ayrı bir isim altında intişar eden diğer şubelerle birlikte bu tarîkatın kırk civarında şubesi bulunmaktadır. Tarîkatın şubeleri ve nisbet edilen zâtlar şu şekildedir: 1. Rûşeniyye Tarîkatı, Dede Ömer Rûşenî (ö. 892/1487) Demirtaşiyye, Muhammed Demirtâşî (ö. 935/1529) Gülşeniyye, 51 İbrahim Gülşenî b. Şeyh Fakih: 826/1422 tarihinde Diyarbakır da dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarında babasını kaybetmiş, amcası Seyyid Ali nin yanında himaye görmüştür. İlim tahsiline memleketinde başlayan İbrahim Gülşenî bilgisini arttırmak için Maverâunnehr bölgesine seyahatlerde bulunmuştur. Tebriz e gelerek Uzun Hasan ın kazaskeri Mevlanâ Hasan ın himayesine girmiştir. Sultanın, Dede Ömer Rûşenî ye davetini ulaştırmak üzere Tebriz e gelmiş ve bu arada ona intisap ederek hilâfet almıştır. Bir müddet Sultan Yakub un Tebriz de Rûşenî için yaptırmış olduğu zâviyede irşâd vazifesinde bulunmuş ancak Şiilerin baskısı neticesi oğlu Ahmed Hayâlî ile birlikte Diyarbakır a, buradan da Ruha ya ve Kudüs yoluyla Hayatı için bkz. Mahmud Hulvî, s , ; Lamiî Çelebi, s. 574; Sâdık Vicdânî, s.173; Usta,, 53; Eraydın, s Usta,, 58. Eraydın, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, 22b; A. Mlf., K. 75 Ekler nr

195 Mısır a gelmiştir. Sultan Selim in Mısır ı fethetmesi ile birlikte irşâd vazifesini burada devam ettirmiştir. Pek çok yeniçeri ve sipâhî burada Gülşenî ye intisap etmiştir. İbrahim Gülşenî, Kanunî Sultan Süleyman ın daveti üzerine İstanbul a gelmiş ve daha sonra Mısır a geri dönerek 940/1533 tarihinde vefat etmiştir. 52 İbrahim Gülşenî nin birçok eseri vardır. Bunlardan kırk bin beyitten oluşan Manevî isimli eseri meşhurdur. Diğer eserleri şunlardır: Tabakâtu Gülşenî, Behcetü l-ebrâr, Dibâce-i Mânevî, Gazeliyât-ı Gülşenî, Nefîse-i Uhreviyye, Pendnâme-i İbrahim Gülşenî, Rubâiyyât-ı Gülşenî, Çobannâme, Şerh-i Beyti l-evvel min Mesnevî-i Mânevî Hâletiyye, Hasan Hâletî b. Aliyyü l-a lâ (ö. 1329/1911) Sezâiyye, Hasan Sezâyî (ö. 1151/1738). 2. Cemâliyye, Muhammed Hamîdüddin Cemâlî el-bekrî (ö. 899/1494) Bahşiyye,Muhammed b. Muhammed (ö. 1098/1687, Mekke) 2.2. Assâliyye, Ahmed b. Ali el-harîrî (ö. 1048/1639, Dımaşk) 2.3. Sünbüliyye 54, Yusuf Sinân: Sünbül Sinan olarak tanınan Yusuf Sinâneddin Efendi Merzifon civârında Borlu Kazâsında dünyaya gelmiştir. Babasıyla birlikte Merzifon a yerleştikten sonra tahsil için İstanbul a gelmiştir. Burada Efdalzâde den aklî ve naklî ilimleri öğrenmiştir. Çelebi Cemâleddin Halîfe ye intisap ederek ondan icazet almıştır. Bir ara Mısır da bulunmuştur. Cemal el-halvetî nin isteği doğrultusunda Hicaz a gelmiş fakat hocasının vefatı vuku bulduğundan vasiyeti gereği İstanbul a geri dönerek mürşidinin kızı ile evlenerek irşâd makamına oturmuştur. Otuz üç sene bu makamda kalan ve 936/1529 senesinde vefat eden Yusuf Sinâneddin Efendi nin sûfî devrânı hakkındaki sohbetleri meşhurdur. Önemli eserleri şunladır: Risâletü Etvâri s- Seb a, Risâle-i Tahkîkiyye, Risâle fî z-zikr, Tezkire-i Halvetiyye Harîrîzâde, vr., 87a-90b; Yakup Çiçek, s Eserlerin yerleri için bkz. Eraydın, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 24b-27a. Harîrîzâde, vr., 144a-149a; Yakup Çiçek, s ; Usta, V, ; Eraydın,

196 2.4. Şabâniyye 56, Şabân-ı Velî: Kastamonu ya bağlı Taşköprü kazasında dünyaya gelmiş, genç yaşlarında tahsil için İstanbul a gelerek devrin alimlerinden tefsir ve hadis okumuştur. Daha sonraları halvet ve uzleti seçerek tasavvuf mesleğine girmiştir. Bolu da Cemâliyye Tarîkatı nın halîfelerinden Hayreddin Tokadî ye intisap etmiş ve onun hizmetinde bulunarak hilâfet almıştır. Daha sonra memleketi Kastamonu ya gelerek vaaz ve irşâda başlamıştır. Hisar Ardı Semtinde bulunan Sünneti Efendi Dergahı nda tarîkatını neşretmiştir. Şabân-ı Velî 976/1569 senesinde memleketinde vefat etmiştir. Tarîkatı halîfeleri vâsıtası ile Fas ve Hicaz bölgelerine kadar yayılmıştır. 1293/1876 senesinde basılan Menâkıb-ı Şabân-ı Velî isimli eserde bazı sözleri mevcuttur Karabâşiyye, Karabâş-ı Velî (ö. 1097/1685-6, Kahire) Nasûhiyye, Mehmed Nasûhî (ö. 1130/1717, İstanbul) Çerkeşiyye, Mustafa Çerkeşî (ö. 1229/1813, Çankırı) Halîliyye, Geredeli Halil (ö. XX.yy., Bolu) İbrahimiyye, Kuşadalı İbrahim (ö. 1262/1846, Medine) Bekriye, Şemseddin Mustafa Bekrî (ö. 1162/1749, Kahire) Kemâliye, Kemaleddin Mustafa el-bekrî (ö. 1199/1784, Gazze) Hıfniyye, Muhammed b. Sâlim (ö. 1181/1767, Kahire) Semmâniyye, Muhammed b. Abdülkerim el-medenî (ö. 1189/1775) Feyziyye, Feyzüddin Hüseyin (ö. 1309/1891-2) Derdiriyye, Ahmed b. Muhammed ed-derdir (ö. 1201/1786, Kahire) Sâviyye, Ahmed es-sâvî (ö. 1241/1825, Medine) Ezheriyye, Muhammed b. Abdurrahman (ö. 1207/1792-3) Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 7b-8b. Harîrîzâde, vr., 192a-209b; Sâdık Vicdânî, s. 63; Yakup Çiçek, s ; Usta, V, 243-7; Eraydın, 399; İbrahim Has, Şabaniyye Silsilesi/ Silsile-i Tarîk-ı Halvetiyye-i Karabaş el-kastamonî, Haz. Dr. Mustafa Tatçı, Dr. İbrahim Özay, İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı

197 Rahmâniyye, Mahmud b. Abdurrahman (ö. 1208/1794, Cezâyir) Ticâniyye, Ahmed b. Muhammed et-ticânî (ö. 1227/1812) Hamâliyye, Şerif Ahmed Hamâhullah (ö. 1943, Fransa) Mervâniyye, Mervân b. Muattal (ö. 1329/1911) 3. Ahmediyye Tarîkatı, Ahmed Şemseddin (ö. 910/1504) 3.1. Mısriyye 58, Muhammed Niyâzî Mısrî: Malatya da dünyaya gelmiştir. Genç yaşta Mardin e gelmiş ve tahsilini ilerletmek için uzun sene Mısır da kalmıştır. Bu sebeple halk arasında Mısrî nisbesiyle şöhret bulmuştur. Tahsili akabinde Elmalı da bulunan Ümmî Sinan dan tarîkat feyzini tamamlayarak Bursa ya gelmiş ve Abdal Çelebi isimli zâtın kendisi için yaptırdığı tekkeye yerleşmiştir. Fâzıl Ahmed Paşa nın sadrazamlığı döneminde Edirne ye davet edilmiştir. Selimiye Camii nde vermiş olduğu vaazlar sebebiyle Limni Adası na sürgüne gönderilmiştir. Niyâzî Mısrî on iki sene bu adada kaldıktan sonra 1100/1689 senesinde Bursa ya gelmiş, dört yıl sonra Edirne ye geldiğinde ise Gelibolu yoluyla tekrar Limni ye gönderilmiştir. Şiirleri ile halk arasında oldukça tanınan Niyâzî Mısrî, 1105/1694 senesinde Limni de vefat etmiştir. Birçok eseri vardır. Bazılarının isimleri şu şekildedir: Mevâidü l-irfân ve Avâidü l-ihsân, Tefsîr-i Fâtiha-i Şerîfe, Devre-i Arşiyye, Risâletü t-tevhîd, Şerhu Esmâi l-hüsnâ, Tefsîr-i Sûre-i Yusuf, Divân-ı İlâhiyat, Es ile ve Ecvibe-i Mutasavvife, Şerh-i Nutk-i Yunus Emre, Risâle-i Eşrât-ı Sâ ât, Tâbirnâme, Risâle-i Hüseyn Uşşâkiyye 60, Hasan Hüsâmeddin: Şeyh Uşşâkî, Buhara da doğmuş ve orada büyümüştür. Babasından terbiye almış ve orada bulunan ulemadan zâhirî ilimleri tahsil etmiştir. Babası tüccardı. Babasının vefatı ardından manevî bir işaret ile Uşak ta bulunan Emir Ahmed Semerkandî nin yanına gelerek ondan tarîkat almıştır. Sultan Murat tahta çıkmadan ona saltanatı bildirmiştir. Padişahın daveti ile İstanbul a gelen Hasan Hüsâmeddin Efendi önce Aksaray a yerleşmiş daha sonra ise Kasımpaşa da Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 23ab. Harîrîzâde, vr., 129b-134a; Yakup Çiçek, s ; Usta,, ; Eraydın, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 23ab; A. Mlf., K. 75 Ekler nr

198 kendisi için yaptırılan tekkede tarîkatını neşretmiştir. Hac dönüşü 1001/1593 tarihinde Konya da vefat etmiştir. Naşı İstanbul a getirtilerek zaviyesine defnedilmiştir. Hasan Hüsâmeddin Efendi nin Virdü s-settâr üzerine ilaveleri olduğu gibi bunun haricinde Evrâd-ı Kebîr, Hizb-i Tesbih ve Ahzâb-ı Usbûiyye isimli hizbleri ve virdleri vardır. Bunlar Ahmed Ziyâdeddin Gümüşhanevî nin Mecmûatü l-ahzâb isimli eserinde dercedilmiştir Cemâliyye, Muhammed Cemâleddin (ö. 1164/1751, İstanbul) Salâhiyye, Salâhaddin Uşşâkî (ö. 1197/1783, İstanbul) Câhidiyye, Ahmed Câhidî, (ö. 1070/1659, Çanakkale) 3.3. Sinâniyye 62, İbrahim Ümmî Sinan: Bursa da dünyaya gelmiştir. İlim sahibi olduğu halde, gördüğü bir rüya üzerine Ümmî mahlasını kullanmaya başladığı rivayet edilmektedir. Tasavvuf yolunda öncelikle İzzeddin Karamanî ye intisap etmiş, hocasının vefatı ardından hocasının halîfesi ve İnegöl de metfun bulunan Kasım Lârendî nin hizmetinde bulunmuştur. Ümmî Sinan ın Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî nin yanında seyr u sülûkunu tamamlayarak icâzet aldığı belirtiliyorsa da bunun tarih açısından en azından zayıf bir ihtimal olduğu belirtilmelidir. Ümmî Sinan Efendi tahsili akabinde İstanbul a gelerek, Topkapı yakınında Kürkçübaşı Ahmed Mahallesi nde bir zâviyeye yerleşerek irşâd ile meşgul olmuştur. Halîfesi Seyyid Nizamoğlu Şeyh Seyfullah Câmiu l-avârif isimli eserinde Ümmî Sinan dan geniş bir şekilde bahseder. Ümmî Sinan ın 958/1551 tarihinde vefat ettiği belirtilmektedir. Bir rivâyete göre vefatı 976/1568 senesinde vuku bulmuştur. Kabri Eyüp Oluklu Bayır daki dergahındadır. Ümmî Sinan ın Manisa Muradiye Kütüphanesi nde bulunan manzum bir eseri vardır. Manzumeleri Yunus Emre yi hatırlatır Muslihiyye, Mustafa Muslihuddin, (ö. 1099/1688) Harîrîzâde, vr., 290b-292b; Yakup Çiçek, s ; Usta, V, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 24a. Harîrîzâde, vr., 142b-144a; Yakup Çiçek, s ; Sâdık Vicdânî, s. 238; Sefîne-i Evliyâ, vr. V, 161a-178b; Bursalı Mehmet Tâhir,, 187; Usta, V, 195-9; Eraydın, s

199 Zühriyye, Ahmed Zührî (ö. 1157/1744, Selânik) 3.4. Ramazâniyye, Mahfî Ramazan Efendi (ö. 1025/1616, İstanbul) Cerrâhiyye 64, Nûreddin Cerrâhî: İstanbul Cerrahpaşa da 1083/ senesinde dünyaya gelmiştir. Babası Abdullah Ağa ismiyle tanınan bir zâttır. Nûreddin Cerrâhî, tahsilini tamamladıktan sonra Mısır a tayin olunmuştur. Ancak hareketinden bir gün önce Üsküdar a geçerek Selâmî Dergahı na uğramış ve burada Ali Alâeddin Efendi ye intisap ederek Mısır a gitmekten vazgeçmiştir. Sülûkunu tamamladıktan sonra, hocasının isteğiyle Kethüdâ Canfedâ Hatun camiinde tarîkatın neşrine başlamıştır. Daha sonra Beşir Ağa ve. Ahmed in gördükleri rüya üzerine yaptırdıkları dergahta postnişîn olmuştur. Nûreddin Cerrahî, Halvetiyye Tarîkatı nda ictihatlarda bulunmuş, Dede Ömer Rûşenî nin on iki olarak belirlediği esmâ zikrini yirmi sekize çıkarmıştır. 1133/1721 senesinde vefat eden ve Karagümrük teki dergahına defnedilen Nûreddin Cerrahî nin Mürşid, Dervişân, Rızâ isimli üç eseri ve Evrâd-ı Kebîr, Vird-i Sagîr ve İlâhiyât isimli tesbihatları vardır. Nefsin hazlarını cebir ve ikrah ile terk, ilâhî imdâda ulaşıncaya kadar Allah tan isti âne üzerine kurulan bu tarîkatın bir diğer ismi Nûreddiniyye dir Hayâtiyye, Muhammed Hayâtî (ö. 1180/1766-7, Ohri) Raûfiyye, Ahmed Raûfî (ö. 1170/1757, İstanbul) Cihangiriyye, Hasan Burhâneddin (ö. 1074/1664, İstanbul) Buhûriyye, Muhammed Buhûrî (ö. 1039/1630) 4. Şemsiyye Tarîkatı 66, Şemseddin Ahmed b. Ebî l-berekât Muhammed ez-zîlî: 926/1520 senesinde Zile de dünyaya gelmiştir. Tahsilini memleketinde tamamladıktan sonra Tokat a giderek Arakiyecizâde den ders okumuştur. Bir müddet tahsilini ilerletmek üzere İstanbul da bulunmuştur. Daha sonra Hicaz a gitmiş ve tekrar Zile ye dönerek talebe yetiştirmekle meşgul olmuştur. Şemseddin ez-zîlî, tasavvuf yolunda Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 12a. Harîrîzâde, vr., 212b-213b; Yakup Çiçek, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 12b,22a. 196

200 önce Halvetiyye şeyhlerinden Muslihiddin Efendi ye onun vefatı ardından da Mecdüddin Şirvânî ye intisap ederek seyr u sülûkunu tamamlamış ve hilâfet almıştır. Sivas Valisi Hasan Paşa, Şemseddin ez-zîlî yi Sivas ta yaptırmış olduğu dergaha davet etmiştir. Şemseddin Ahmed ez-zîlî 1006/1597 senesinde vuku bulan vefatına kadar buradaki dergahta taliblerin irşâdına gayret sarfetmiş ve birçok eser telif etmiştir. Eserlerinden bazılarının isimleri şu şekildedir: Süleymannâme, İbretnümâ, Gülşenâbâd, Mevlid, Heşt-Behşt, Mir âtü l-ahlak ve Mirkâtü l-eşvâk, Menâsik-i Hacc, Divân-ı Şemsî, Terceme-i Kasîde-i Bürde, Şerh-i Gazeliyyât-ı Sultan Murâd-ı Sâlis, Nakdü l-hâtır vd. Şemseddin Sivâsî, Esmâ-i Seb a ya, Kâdir, Kavî, Cebbâr, Mâlik, Vedûd isimlerini ilave ederek bu zikri on ikiye çıkarmıştır Sivasiyye, Abdülahad Nurî, (ö. 1061/1651, İstanbul) f. Rifâiyye Tarîkatı ve Seyyid Ahmed er-rifâî 68 Şihâbeddin Ebû l-abbas Ahmed er-rifâî 512/1118 senesinde Bağdat ve Basra arasında kalan el-betâih bölgesinde bulunan Ümmü Âbide kasabasında dünyaya gelmiştir. Neslinin Hz. Peygamber (sav) e dayandığı birçok kaynaklarda zikredilmiştir. Büyük dedelerinden er-rifââ Hasan el-mekkî (ö. 331/942) ye nisbeten kendisine Rifâî denilmiştir. Babası Abbasi Halîfesi Halîfe Mürterşid in nakîbidir. Ahmed er- Rifâî henüz küçük yaşta babasını kaybetmiş, dayısı Şeyh Mansur el-batâihî nin himayesinde büyümüştür. Dayısının vefatı ardından babasından kendisine intikal eden tekkede tarîkatın neşri ile meşgul olmuştur. Seyyid Ahmed er-rifâî 555/1160 senesinde hâcca gitmiştir. Belirtildiğine göre Ahmed er-rifâî Medine de Hz. Peygamber (sav) in ravzasını ziyaret etmiş, türbenin önüne geldiğinde Ey dedeciğim, sana selam olsun diyerek selam vermiş, o sırada türbeden Aleyküm selâm ey oğlum şeklinde bir ses duyulmuştur. Orada bulunan bütün ziyaretçiler bu sesi işitmişlerdir. Kendinden geçen Ahmed er-rifâî Hz. Peygamber in elini öpmek istemiş, bu arada kabr-i nebevî den nurânî bir el dışarı uzanmış ve Ahmed er-rifâî tüm ziyaretçilerin gözleri önünde bu eli öpmüştür. Bu hadise kısa zamanda hacılar arasında duyulmuş, Seyyid Ahmed er Harîrîzâde, vr., 209b-216b; Yakup Çiçek, s ; Sâdık Vicdânî, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 9a. 197

201 Rifâî nin kerametleri kısa zamanda tüm İslâm beldelerine yayılmıştır. 557/1161 senesinde Halîfe Müstencid (ö. 566/1170) Seyyid Ahmed er-rıfâî ye bir mektup göndererek kendisini Bağdat a davet etmiştir. Halîfe, 560/1164 senesinde Bağdat a gelen Seyyid Ahmed er-rifâî yi sarayında kabul etmiş onun sohbet ve nasihatlerini dinlemiştir. Belirtildiğine göre Seyyid Ahmed er-rifâî ikinci defa hacca gitmiş, Arafat ta Hızır (as) ile karşılaşarak ondan tâc ve hırka giymiştir. Seyyid Ahmed er-rifâî 578/1182 senesinde vefat etmiş olup Bağdat ın güneyinde bulunan Vâsıt kasabasına defnedilmiştir. Anne ve baba tarafından seyyidlerden olan ve tarîkatı Şenbekiyye Tarîkatı ve Cüneydiyye Tarîkatı nın iki farklı kolu ile Hz. Ali (k.v) ye ulaşan Seyyid Ahmed er-rifâî nin tarîkatı istememek, reddetmemek ve biriktirmemek esasları üzerine kurulmuştur. Ahmed er-rifâî ye izafe edilen birçok eser bulunmaktadır. Bunların isimleri şu şekildedir: el-hikemu r-rifâiyye, el-burhânü l- Müeyyed, el-mecâlisü s-seniyye, el-erbaûne Hadîsen, Hâletü Ehli l-hakîka, Nizâmü l- Hass, el-eş âr, Ahzâb ve Evrâd. Bu tarîkatın diğer isimleri Ahmediyye ve Betâyihiyye dir. 69 Rifâiyye Tarîkatı nın şubeleri şunlardır: Aclâniyye, Berzenciyye, Burhâniye, Cebertiyye, Cündeliyye, Dirîniyye, Fazliyye, İmâdiyye, İzziyye, Katnâniyye, Keyyâliyye, lihâsiyye, Nûriyye, Sebsebiyye 70. Sayyâdiyye: İzzeddin Ahmed es-sayyâdî (ö. 670/1271) ye nisbet edilmiştir. 71 Fenâriyye: Şemseddin Molla Muhammed bin Hamza el-fenârî (ö. 844/1440) ye nisbet edilmiştir. 72 Harîriyye: Burhâneddin Ebû l-hasan Ali el-harîrî (ö. 645/1245) ye nisbet edilmiştir Harîrîzâde, vr., 52a-62a; Yakup Çiçek, s ; Kenan er-rifâî, Ahmed er-rifâî, İstanbul 1340; Ebü l-hüdâ es-sayyâdî, Tarîkatu r-rifâiyye, Kahire 1907: Usta, V, Harîrîzâde, ay. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, ay. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, ay. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, ay. 198

202 Kemâliyye: Tibyânu Vesâili l-hakâyık isimli eseri ile tanınan Şeyh Muhammed Kemâleddin bin Abdurrahman el-harîrî ( / ) ye nisbet edilmiştir. 74 g. Sa diyye Tarîkatı ve Sa deddin el-cibâvî eş-şeybânî 75 Ebû l-fütûh Sa deddin Muhammed el-cibâvî ibn-i Yunus eş-şeybânî 593/1196 senesinde Kudüs yakınlarında bulunan Havran Kasabası nda dünyaya gelmiştir. Küçük yaşta Cibâ köyüne yerleştiklerinden kendisine Cibâvî denilmiştir. Belirtildiğine göre ilk zamanlarından nefsinin ıslahından aciz kalan Sa deddin Cibâvî babasının duası hürmetine tevbe etti. Rüyasında Hz. Peygamber i gördü ve sâlih kimseler arasına girdi. Bir müddet sonra keşif sahibi bir veli oldu. Tarîkatı babasından aldı. Ancak bazı kaynaklar mukâşefe ilmini bizzat Hz. Peygamber den aldığını belirtmektedir. Şeyh Sa deddin, cinler ile de konuşur, delileri akıllandırırdı. Sa deddin Cibâvî Lâileheillallâh, Allah, Hû, Hakk, Kayyûm, Kahhâr, Vâhid, Azîz, Vedûd, Vehhâb, Müheymin isimlerinden müteşekkil on esma üzerine sülûk usulünü benimsemiştir. Sa diyye Tarîkatı, büyük ölçüde Şeyh Sa deddin in nesli tarafından devam ettirilmiştir. Kaynaklar Benî Sa deddin olarak tanınan bu neslin içinde birçok velinin ve alimin bulunduğunu belirtmiştir. Sa deddin Cibâvî 700/1300 senesinde Şam yakınlarındaki Cibâ köyünde vefat etmiş ve oraya defnedilmiştir. Bazı kaynaklar Şeyh Sa deddin in 507/113 senesinde doğduğunu ve 621/1224 senesinde vefat ettiğini belirtmektedir. Sa diyye Tarîkatı nın Tağlibiyye ve Vefâiyye şubeleri vardır. 76 Vefâiyye 77 : Şeyh Seyyid Ebû l-vefâ İbrahim bin Yusuf bin Abdülbakî es-sa dî (ö. 1140/1630) ye nisbet edilmiştir Tabîbzâde Mehmed Şükrî, ay. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 9b-10a. Harîrîzâde, vr., 129b-139a; Yakup Çiçek, s ; Hocazâde Ahmed Hilmi, Hadîkatu l- Evliyâ dan Sa diyye, İstanbul , s. 47. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 10a. 199

203 h. Bayramiyye Tarîkatı ve Hacı Bayram Velî 78 Hacı Bayram Velî 753/ senesinde Ankara nın Çubuksuyu kenarında bulunan Solfasol-Zülfadl köyünde dünyaya gelmiştir. İsmi Nûman dır. Mürşidi Somuncu Baba olarak bilinen Ebû Hâmid Kayserî dir. Mürşidi ile buluşması kurban bayramına rastladığından kendisine Bayram ismi verilmiştir. Hacı Bayram Velî, tahsilini tamamladıktan sonra Melek Hâtun un yaptırdığı Kara Medrese ye müderris olarak tayin edilmiştir. Belirtildiğine göre bir ara Bursa da da müderrislik yapmıştır. Daha sonra tasavvufa meylederek Ebû Hâmid e intisap etmiş ve onunla birlikte üç sene Hicaz da ikamet etmiştir. Tibyân da belirtildiğine göre Hacı Bayram Velî, şeyhinin vefatına kadar ona hizmette bulunmuştur. Bir ara Şam a giderek Beyazid Zâviyesi nde bazı şeyhlerden tarîkat feyzi almış, ardından Tebriz yakınlarındaki Huy kasabasına giderek Hoca Alâeddin Erdebîlî ye intisap etmiştir. İrşad vazifesi ile görevlendirilen Hacı Bayram Velî 833/1429 senesinde vuku bulan vefatına kadar Ankara da tâliblerin irşâdı ile meşgul olmuştur. Hacı Bayram Velî nin üç nutku bulunmaktadır. 79 Bayramiyye Tarîkatı nın silsilesi Safiyyüddin Erdebîlî vâsıtası ile Ebû n-necîb Sühreverdî ye ulaşmaktadır. Bu tarîkat mensupları Esmâ yı sülûkun şartı olarak kabul eder ve cehrî zikri benimserler. Bayramiyye Tarîkatı nın şubeleri şunlardır: Şemsiyye: Akşemseddin Muhammed bin Hamza ( / ) ya nisbet edilmiştir. Tennûriyye: İbrahim b. Hüseyin Sarrâf Tennûrî (ö. 887/1482) ye nisbet edilmiştir. İseviyye: İlyas bin İsa Saruhânî ( / ) ye nisbet edilmiştir. Melâmiyye: Orta dönem melâmiliğinin piri kabul edilen Hacı Bayram Velî nin halîfesi Dede Ömer Sikkînî (Bıçakçı Dede) (ö. 880/1475) ye nisbet edilmiştir Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 10b-11b. Harîrîzâde, vr., 172a-194b; Yakup Çiçek, s

204 ı. Himmetiyye Tarîkatı ve Himmet Efendi 80 Himmet Efendi 1000/1592 tarihinde Bolu nun Dökmeci mahallesinde dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra İstanbul a gelerek Davutpaşa Medresesine yerleşmiş ve burada aklî ve naklî ilimleri okuyarak ruûs imtihanında başarılı olmuştur. Seyrekzâde Yunus Efendi ye mülazım olan Himmet Efendi bir müddet müderrislik de yapmıştır. Tasavvufa olan meylinin artması ile birlikte Bezcizâde Mehmed Muhyiddin Efendi nin halîfesi Hüseyin Hüsâmeddin Efendi nin teşviki ile bu yola intisap etmiştir. Bir müddet sonra sılay-ı rahim için gittiği memleketinde Bayramî Tarîkatının şeyhlerinden olan ve silsilesi Hamza Şamî aracılığı ile Akşemseddin e ulaşan Bolulu Şeyh Ahmed Efendiye intisap ederek ondan hilâfet almıştır. Himmet Efendi Defterdar İbrahim Efendi nin Şehremini nde kendisi için yaptırdığı tekkede halkın irşâdı ile meşgul olmuştur. Aynı zamanda yirmi dokuz yıl Kasımpaşa Camii kürsü şeyhliğinde de bulunmuştur. Vefatına yakın bir zamanda Bezcizâde Tekkesi nin meşihatlığını yürüten Himmet Efendi burada Bayramî ve Halvetî ayinleri icrâ etmiştir. Himmet Efendi 1095/1683 senesinde vefat etmiştir. Türbesi Üsküdar da bulanan tekkesinin haziresindedir. 81 j. Celvetiyye Tarîkatı ve Azîz Mahmud Hüdâyî 82 Celvet, yerini yurdunu terk etmek anlamında kullanılmaktadır. Tasavvufta ise, kulun Hakk ın sıfatlarıyla muttasıf olarak halvetten çıkışına ve O nun varlığında yok oluşuna (fenâ fillâh) denilmektedir. Celvet kelimesinden kastedilen halk arasında, Hakk ile beraber olmaktır. Celvetiyye Tarîkatı Azîz Mahmud Hüdâyî ye nisbet edilmiştir. Bu tarîkatın diğer ismi Hüdâiyye dir. Azîz Mahmud Hüdâyî 948/1541 senesinde Koçhisar da dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini tamamladıktan sonra bazı Halvetî şeyhleri ile görüşmüş ve İstanbul a gelerek Molla Nâsırzâde nin talebesi olmuştur. Bir ara Edirne de Sultan Selim Medresesi nde hocasına muîdlik yapmıştır. Şam ve Mısır kâdîlıklarında bulunan Azîz Mahmud Efendi, Bursa Ferhâdiye Medresesi ne müderris Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 21a. Harîrîzâde, vr., 174a; Müstakimzâde Süleyman Sa deddin, Mecelletü n-nisâb, (Tıpkıbasım), Ankara: KBY 2000, s Bursalı Mehmet Tâhir,, 189. Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 13b-15a. 201

205 olarak tayin edilmiştir. Bursa da iken 984/1576 tarihinde devrin velilerinden Üftâde ye intisap ederek üç sene onun hizmetinde bulunmuş ve hilâfet almıştır. Altı ay kadar Seferihisar da tarîkatın neşri ile meşgul olan Azîz Mahmud Efendi nin burada iken Halvetî Tarîkatı şeyhi Baba Azîz den tarîk-i esmâ gördüğü ve tecelliyât ilminde bir hayli mertebe kazandığı belirtilmektedir. Daha sonra Bursa ya oradan da İstanbul a gelen Azîz Mahmud Efendi Rum Mehmed Paşa Camii yakınındaki bir evde onaltı sene kadar riyâzet ve mücahade ile meşgul olmuştur. 83 Kaynaklar bir rüya tabir etmesi sebebi ile devrin padişahı. Ahmed ile tanıştığını hatta padişahın tebdil-i kıyafet edip Azîz Mahmud Efendi ye gelerek elini öpüp ona intisap ettiğini belirtmektedir. 84 Azîz Mahmud Hüdâyî, Fatih, Mihrimah Sultan ve Sultan Ahmed camilerinin vaizliklerinde bulunmuştur. 1038/1611 senesinde vefat eden Azîz Mahmud Efendi, Üsküdar da kendisinin yaptırmış olduğu ve kendi ismi ile anılan camiin yanına defnedilmiştir. Otuza yakın eseri bulunan Azîz Mahmud Efendi nin önemli bazı teliflerinin isimleri şu şekildedir: Tarîkatnâme, Mirâciye, Ecvibe-i Mutasavvifâne, Divân-ı İlâhiyât, Vâkıât, Tecelliyât, Şemâilü n-nübüvve, Merâtibü s-sulûk, Nefâisü l- Mecâlis, Keşfu l-kınâ, Hülâsutü l-ahbâr Ahvâlü n-nebî, Câmiu l-fazâil vd. 85 Celvetiyye Tarîkatı nın şubeleri şunlardır. 86 Selâmiyye, Selâmî Ali Efendi, ( / , İstanbul). Fenâiyye, Kütahyalı Fenâyî Ali Efendi, (ö. 1158/1745, İstanbul). Hakkiyye, Bursalı İsmail Hakkı, ( / , Bursa). Hâşimiyye, Bandırmalızâde Mustafa Hâşim Baba ( / , İstanbul) Hasan Kâmil Yılmaz, Azîz Mahmud Hüdâyî, Hayatı, Eserleri, Tarîkatı, İstanbul 1999, s Azîz Mahmud Hüdâyî, Silsile-i Celvetiyye, s. 83. H. Kamil Yılmaz, Harîrîzâde, vr., 227a-245b; Yakup Çiçek, s

206 k. Desûkiyye Tarîkatı ve Abdülazîz ed-desûkî 87 Burhâneddin İbrahim bin Abdülazîz ed-desûkî 653/1255 senesinde Mısır a bağlı Desuk köyünde dünyaya gelmiştir. Necmeddin Mahmud İsfahânî başta olmak üzere devrin alimleri yanında ilim tahsilini tamamlamıştır. Yirmi sene halvet, mücahade ve ilim öğrenmekle meşgul olmuştur. İmam İzzeddin Ahmed Farusî el-kazerûnî, Ebû İshak İbrahim Farusî ve Ebû l-ferec Ömer Farusî vâsıtaları ile Rıfâiyye tarîkatı ndan hilâfet almıştır. Ebû l-hasan Ali eş-şazilî nin hizmetinde bulunmuş ve Abdüsselam bin Meşiş in ruhaniyetinden feyz almıştır. Farsça, İbranici, Süryanice ve daha başka dillere de vakıf olan İbrahim Desûkî nin birçok telifi vardır. 693/1294 senesinde Mısır da vefat etmiştir. Kabri Desuk Köyü ndeki halvethânesindedir. 88 Alevî silsileye sahip bulunan bu tarîkatın Medyeniyye, Meşişiyye, ve Sühreverdiyye nin Büzgaşiyye Kolu na da nisbeti bulunmaktadır. Tarîkatın diğer ismi Burhâniyye dir. Şernûbiyye ve Aşûriyye olmak üzere iki kola ayrılmıştır. Tarîkat, Evrâd ve ezkâr ile meşgul olmak, haz ve nefsin isteklerinden ayrılmak, darlık ve kaybedilenlere rızâ, şeriat ve tarîkata göre amel etmek ve evliyâ nın ahlakıyla ahlaklanmak üzerine binâ edilmiştir. 89 l. Bektaşiyye Tarîkatı ve Hacı Bektâş Velî 90 Bu tarîkat, Yeseviyye Tarîkatı nın şubesi olarak kabul edilir. Bedeviyye Tarîkatı na da nisbeti vardır. Hacı Bektaş Velî nin ismi Muhammed bin İbrahim olup kesin olarak bilinmemekle birlikte kaynaklarda 645/1247 senesinde Horasan ın Nişabur şehrinde dünyaya geldiği belirtilmektedir. Kendisine tarîkat ehlinin sığınağı, dost olan zat manasında Bektaş denmiştir. Kaynaklarda Hacı Bektaş Velî nin kimliği hakkında çoğunluğunu menkıbelerin oluşturduğu farklı bilgiler bulunmaktadır. Aşık Paşazâde Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 13a. Hayatı için bkz. İmâm eş-şa rânî, Tabakâtu l-kübrâ, 1, 165; Ebû'l-Feyz Mahmud el-hüseynî Menufî, Cemheretü'l-evliya ve a'lamu ehli't-tasavvuf, Kahire 1967,, 238; İbnü'l-İmad, Şezeratü'z-zeheb, V, 611. Harîrîzâde, vr.,, 110a-127b; Yakup Çiçek, s Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 21b. 203

207 eserinde Hacı Bektaş ın meczub erenlerden olduğunu, müritlik yahut şeyhlikte bulunmadığını belirtmektedir. Eserine göre Hacı Bektaş Horasan dan kardeşi Menteş ile önce Sivas a oradan Baba İlyas Dergahına daha sonra Kırşehir e ve buradan da Kayseri ye gelmiştir. Neticede Suluca Kara Höyük köyüne yerleşmiş, Hatun Ana yı kendine kız edinmiş ve burada ahirete irtihal etmiştir. 91 Hacı Bektaş Velî nin tarîkat mensubiyetinin Bektaşi kaynaklarında menkıbevî bir üslupla Hoca Ahmed Yesevî ye izafe edildiği görülmektedir. Hacı Bektaş Veli, küçük yaşta hakkında fazla malumat bulunmayan ve Hoca Ahmed Yesevî nin müritlerinden olduğu söylenilen Lokman Perende ye teslim edilmiş, henüz küçük yaşta kendisinden kerametler zuhur etmiş ve kırk yıl inziva hayatı yaşayarak riyazet ve mücahade ile meşgul olmuştur. Hacı Bektaş Velî nin Ahmed el-bedevî ile de görüştüğü rivayet olunmuştur. Yine anlatıldığına göre Hacı Bektaş Hicaz a gitmiş, çeşitli İslâm beldelerini dolaşmış ve mübarek mahallerde erbain çıkarmıştır. 92 Evliya Çelebi ve diğer bazı kaynaklarda belirtilen Hacı Bektaş Velî nin Osman Gazi ile görüştüğü, Orhan Gazi döneminde Yeniçeri Ocağının kuruluşunda hayır dua ettiği ve benzeri rivayetlerin tarihi gerçeklerle uyuşmadığı bunların Hacı Bektaş ın hatırasına hürmeten sonradan ortaya çıkarıldığı görülmektedir. Bununla birlikte Osmanlı Devletinin kuruluş devresinde sınır boylarında gaza yapan birçok zevâtın Hacı Bektaş Veli ananesine ve meşrebine mensup Haydarî, Kalenderî, Vefâî ve Yesevî dervişleri olduğu bilinmektedir. 93 Hacı Bektaş Velî nin 738/1337 senesinde ahirete irtihal ettiği belirtilmekle birlikte kimi kaynaklarda vefat tarihini çok daha erken bir tarihte vuku bulduğu Aşıkpaşazâde, Tarih, s. 46. Mecdi Efendi, s. 383; Lamiî Çelebi, s Hüseyin Vassaf,, 291; Mehmed Samî es-sünbülî, s

208 gösterilmektedir. Kabr-i şerifleri Kırşehir in Bektaş köyündedir. Hacı Bektaş Velî (ö. 738/1337) ye nisbet edilmiştir. 94 m. Zeyniyye Tarîkatı ve Zeyneddin el-hâfî 95 Zeyneddin Ebû Bekir Muhammed b. Muhammed Horasânî el-hâfî 747/1346 senesinde Horasan a bağlı Hâf kasabasında dünyaya gelmiştir. İlk tahsiline memleketinde başlamış olup bu maksatla rak, Şam, Hicaz, Mısır ve birçok beldeye seyahatlerde bulunmuştur. Celâleddin Ebû Tâhir Ahmed el-hâcendî, Zeyneddin râkî, Ebû l-berekât Ahmed el-kazvînî, Seyyid Şerif Cürcânî ve birçok zevâttan ilim öğrenmiştir. Mısır da Nûreddin Abdurrahman el-mısrî nin yanında seyr u sülûkunu tamamlayarak hilâfet almıştır. Daha sonra memleketi Horasan a dönerek 838/1435 senesinde vuku bulan vefatına kadar taliblerin irşâdı ile meşgul olmuştur. 96 Keşf ve remz üzerine binâ edilen bu tarîkat Sühreverdiyye ve Rifâiyye tarîkatlarını cem eder. Zeynî nin halîfesi Bursalı Abdüllatif b. Abdurrahman el-makdisî tarîkatı Osmanlı coğrafyasında yaymıştır. Şeyh Vefâ Konevî (ö. 896/1490) ise tarîkatın İstanbul daki önemli temsilcisidir. 97 n. Şâziliyye Tarîkatı ve Şerif Ebû l-hasan Ali eş-şâzilî 98 Şerif Nûreddin Ebû l-hasan Ali b. Abdullah b. Abdülcebbâr el-idrisî eş-şâzilî 592/1195 senesinde Tunus un Şâzilî kasabasında dünyaya gelmiştir. İlk tahsiline doğduğu kasabada başlamış bir müddet fen ilimleri ile meşgul olmuştur. Belirtildiğine göre manevî bir işaret ile dinî ilimlerin tahsilinde bulunarak tefsir, hadis, usul ve lügat ilimlerinde dönemin seçkin alimleri arasına katılmıştır. Bu maksatla seyahatlere çıkmış, rak ta Ebû l-feth el-vâsıtî nin sohbetlerine katılmıştır. Onun irşâdı ile beldesine geri dönerek dönemin tanınan velisi Abdüsselam b. Meşiş el-hasenî ye intisap etmiş ve Harîrîzâde, vr.,, 128a-130b; Yakup Çiçek, s ; Usta,, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 10b, 28b-29a. Mecdi Efendi, s. 91; Lamiî Çelebi, s Harîrîzâde, vr.,, 102b-126b; Yakup Çiçek, s ; Usta, V, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 3b, 29b-30a. 205

209 hilâfet almıştır. Ebû l-abbas el-mursî, Kâdı l-kudât Bedreddin ibn-i Cema a gibi önemli halîfeler yetiştiren eş-şâzilî, 656/1258 tarihinde Hac yolunda Hamisre de vefat etmiştir. 99 Tedbiri iskat etmek ve cem alellah esasları üzerine kurulan bu tarîkatın silsilesi Meşişiyye tarîkatı kanalıyla Cüneydiyye ve Medyeniyye tarîkatlarına ulaşmaktadır. eş- Şâzilî nin Rifâiyye tarîkatı na uzanan senedi de bulunmaktadır. Şâziliyye Tarîkatı nın kırka yakın şubesi vardır. 100 Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi nin Şâziliyye silsilesinde isimlerini zikrettiği tarîkatlar şunlardır: Vefâiyye Tarîkatı: Muhammed Vefâ bin Muhammed el-mağribî ( / ) ye nisbet edilmiştir. Hanefiyye Tarîkatı: Şemseddin Muhammed el-hanefî (ö. 847/1443, Kahire) ye nisbet edilmiştir. Neveviyye Tarîkatı: Tanınmış muhaddislerden Şeyh Muhyiddin Ebû Zekeriyya Yahya bin Şerefeddin en-nevevî ( / ) ye nisbet edilmiştir. Suyutiyye Tarîkatı: Celâleddin İmâm es-suyûtî (ö. 911/1505) ye nisbet edilmiştir. İmâm Suyûtî nin Rıfâiyye, Kâdiriyye, Bedeviyye, Medyeniyye, Ekberiyye ve diğer bazı tarîkatlara da nisbeti bulunmaktadır. Ensâriyye Tarîkatı: Şeyhu l-islâm Zekeriyya el-ensarî (ö. 926/1519, Kahire) ye nisbet edilmiştir. Bu zâtın Bedeviyye, Kâdiriyye ve diğer bazı tarîkatlara da nisbeti vardır. Cezûliyye Tarîkatı: Delâilü l-hayrât isimli virdi ile tanınan Abdullah Muhammed bin Süleyman el-cezûlî (ö. 870/1465) ye nisbet edilmiştir. Bedeviyye Tarîkatı na da nisbeti bulunmaktadır. Alemiyye Tarîkatı: Abdullah eş-şerîf el-alemî (ö. 1089/1678) ye nisbet edilmiştir. Zerrûkiyye Tarîkatı: Ebû l-abbas Şihâbeddin Ahmed bin Muhammed el-fasî (ö. 899/1493) ye nisbet edilmiştir Hayatı için bkz. Muhyiddin Tu'mî, Tabakatü'ş-şazeliyyeti'l-kübra, Beyrut 1996, 1416; İbnü'l- İmad, Şezerâtu z-zeheb, V, 278; eş-şa rânî, Tabakâtu l-kübrâ,, 4. Harîrîzâde, vr.,, 167a-180a; Yakup Çiçek, s ; Usta, V,

210 Gâziyye Tarîkatı: Ebû l-kasım el-gâzî es-seçilmâsî (ö. 981/1573) ye nisbet edilmiştir. Medeniyye Tarîkatı: Muhammed Hasan bin Zâfir el-medenî (ö. 1275/1858) ye nisbet edilmiştir. o.bedeviyye Tarîkatı ve Seyyid Ahmed el-bedevî Bedeviyye Tarîkatı, İncelemesinde bulunduğumuz eserin fihristinde zikredilmesine karşın muhtevâsında yer almamaktadır. Ancak vr. 29b de Şâziliyye Tarîkat ı içinde Bedeviyye Tarîkatı nın Şeyh Şâzilî ye olan nisbeti gösteren silsile ve ondan ayrılan Cezûliyye ve Alemiyye tarîkatlarının silsileleri zikredilmiştir. 101 Bedeviyye Tarîkatı nın kurucusu Ebû l-ferhât Ahmed el-mülessim bin Ali bin İbrahim el-hüseynî el-fasî et-tantavî el-bedevî 596/1200 senesinde Fas ta dünyaya gelmiştir. Küçük yaşta babası ile birlikte Mekke ye yerleşmiştir. Ahmed el-bedevî gençlik yıllarından itibaren zâhir ve bâtın ilimlerle meşgul olmuş, Kuran-ı Kerim i ezberlemiş ve başta fıkıh ve kıraat olmak üzere çeşitli ilimler tahsil etmiştir. Belirtildiğine göre manevî bir işaret üzerine yolculuğa çıkmış önce rak a yönelerek orada Seyyid Abdülkadir el-geylanî ve Seyyid Ahmed er-rıfâî ile manen görüşmüştür. Adiyy bin Müsâfir ve Hallac-ı Mansur un türbelerini ziyaret etmiştir. Daha sonra Mısır a giderek Tanta ya yerleşmiştir. 675/1276 senesinde burada vefat etmiştir. 102 Bu tarîkatın bir diğer ismi Sütûhiyye dir. Tarîkatın kolları Halebiyye, Beyyûmiyye ve Cezûliyye dir. 103 p. Mevleviyye Tarîkatı ve Mevlânâ Celâleddin er-rûmî 104 Mevlânâ Muhammed b. Muhammed el-belhî 604/1207 senesinde Belh şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası Sultanu l-ulemâ lakabıyla bilinen Muhammed Bahâeddin Veled bin Hüseyin el-bekrî olup Horasan vilayetinin tanınmış alim ve velilerindendir Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 29b (Şâziliyye nin içinde). Ebû l-fazl Celâleddin es-suyûtî, Hüsnü l-muhadara fî Tarihi Mısr ve l-kahira, Daru İhyai l- Kütübi l-arabiyye, 1967,, 521; İbnü l-imâd, Şezerâtu z-zeheb, V, 345; Hüseyin Vassaf,, 233. Harîrîzâde, vr., 41a-52b; Yakup Çiçek, s ; Usta,, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 30b-37a. 207

211 Hüdavendiğar, Sultanu l-aşıkın, Sultanu l-mahbubin, Molla yı Rum, ve Molla Hünkar olarak da tanınan Mevlanâ Celaleddin Rumî nin soyu baba tarafından Hz. Ebû Bekir (r.a) a, anne tarafından ise Hz. Ali (k.v) ye ulaşmaktadır. Hazret-i Mevlana, yedi yaşında iken babası Bahâeddin Veled Moğol istilasının yaklaşması ve şehirde alimler arasında baş gösteren anlaşmazlıklar nedeni ile takriben 613/1216 senesinde Belh şehrinden ayrılarak akrabaları ile birlikte Nişabur a gelerek Şeyh Ferîdüddin Attar ın sohbetlerine katılmıştır. Ferîdüddin Attar burada Hazret-i Mevlana ya Esrarnâme ismindeki kitabını hediye etmiştir. Daha sonra Bağdat a gelmiş burada halk ve alimler tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Bahâeddin Veled i karşılayanlar arasında Şeyh Şihâbeddin Sühreverdî de vardır. Mustansıriyye medresesinde üç gün ikamet ettikten sonra Küfe yoluyla Hicaz a hareket etmişlerdir. Daha sonra Şam yoluyla Malatya, Erzincan ve Akşehir e gelmişlerdir. Burada dört sene ikamet ettikten sonra Larende ye gelmişlerdir. Hazret-i Mevlanâ Larende ye geldiklerinde daha on dört yaşındaydı. Bahâeddin Veled, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat ın naibi Emir Musa nın ricası ile burada yedi sene ikamet ederek yaptırılan medresede ders vermiştir. Bu sırada 623/ 1226 senesinde Hazret-i Mevlana Semerkant lı Hoca Şerafeddin Lala nın kızı ile evlenmiştir. Bahâeddin Veled, Sultan Alâeddin Keykubat ın daveti üzerine Larende den ayrılarak Konya ya gelmiş ve 628 /1231 senesinde burada vefat etmiştir. Mevlanâ Celâleddin Rumî babası vefat ettiğinde henüz yirmili yaşlarda idi. Mevlanâ Celâleddin, babası Bahâeddin Veled in Konya ya gelen halîfelerinden Seyyid Burhâneddin Mukakık et-tirmizî el-kayserî ye dokuz sene hizmet etmiştir. Seyyid Burhâneddin, Şems-i Tebrizî nin Konya ya gelmesinden bir müddet önce oradan ayrılarak Kayseri ye dönmüş ve Kayseri de vefat etmiştir. Sipahsalar isimli eserde belirtildiği üzere Şems-i Tebrizî bir gün Yarab senin kullarından benimle sohbete tahammül edecek bir kimse istiyorum diye münacatta bulunmuş, bunun üzerine Eğer sohbet arkadaşı istiyorsan Rum a git şeklinde manevi bir işarete nail olmuştur. Bazı nakillere göre Necmeddin Kübrâ nın halîfelerinden Baba Kemal in, bazılarına göre de Kutbeddin Ebherî nin halîfelerinden Rükneddin Sincasî nin halîfesi olan Şeyh Şems-i Tebrizî, Şam dan Konya ya gelerek Mevlanâ Celâleddin ile sohbet 208

212 etmeye başlamıştır. Mevlana nın Şems-i Tebrizî ile hiç ayrılmaksızın gerçekleştirdiği sohbetlerden halk rahatsız olmuş, dedikodu hızla yayılmış ve bunun neticesinde Şems-i Tebrizî 643/1246 senesinde gizlice şehri terk etmiştir. Bu ayrılık Hazret-i Mevlana yı derin bir üzüntüye gark etmiş, artık halk içine hiç çıkmaz olmuştur. Bir müddet sonra Şems-i Tebrizî den bir mektup gelmiş, Hazret-i Mevlana nın oğlu Sultan Veled Şam a giderek Şems-i Tebrizî nin tekrar Konya ya gelmesini temin etmiştir. Fakat halk ve talebeler arasında baş gösteren huzursuzluk neticesi Şems-i Tebrizî bir daha dönmemek üzere Konya yı terk etmiştir. Şems-i Tebrizî nin gidişinden sonra Hazret-i Mevlana Şems in müridlerinden Selahaddin Zerkubî ile on yıl sohbette bulunmuş, onun 657 /1259 senesinde ahirete irtihal etmesi üzerine sohbetlerine müridi Çelebî Hüsameddin ile devam etmiştir. Çelebi Hüsameddin bir gün şeyhinden bir eser telif etmesini istemiş, Hazret-i Mevlana da Mesnevi isimli eserinin ilk on sekiz beytini yazmış ve Çelebi ye vermiş, eserin geri kalan kısmını ise çeşitli zamanlarda söyleyerek imla ettirmiştir. Hazret-i Mevlana nın eserleri şunlardır Divan, Mesnevî, Mektubât, Mecâlisu s-seb a ve Fîh-i Mâ Fîh. Hazret-i Mevlana 672/1273 tarihinde 66 yaşında olduğu halde ahirete irtihal etmiştir. Kabri Konya dadır. 105 Mevleviyye tarîkatı, cezbe, aşk, semâ ve safâ üzerine kurulmuştur. Bazıları ise mebnâsının, ism-i zât ile zikir, ahlakın tebdîli, fenâ fi l-fenâ olduğunu söylemişlerdir. Silsilesi Cüneydiyye, Kübreviyye, Ekberiyye ve Ebheriyye tarîkatlarına müntehidir. 106 Gölpınarlı, Hazret-i Mevlanâ ya kadar olan Mevlevî silsilesinin tarîkatlardaki geleneğe uyularak meydana getirildiğini, bunların pek gevşek ve birbirine ekli olmadıklarını belirtmektedir. İncelemesinde bulunduğumuz eserde kaydedilen Mevleviliğin Ekberiyye Tarîkatı na olan ittisalini gösteren silsilenin ise Mevlânâ nın, Hayatı için bkz. Ahmed Eflâkî, Menâkıbu l-ârifîn, Çev. Tahsin Yazıcı, MEB Yay. Ankara 1976; Mecdüddin Feridun b. Ahmed Sipehsalar, Menakıb-ı Hazret-i Mevlanâ Celâleddin Rumî, Çev. Ahmed Avni Konuk, İstanbul 1913; Hocazâde Ahmed Hilmi, Hadikatü'l-evliya'dan silsile-i meşayih-i Mevleviyye, İstanbul Harîrîzâde, vr., 148a-169b; Yakup Çiçek, s ; Usta,,

213 Sadreddin den okuduğu hakkındaki tamamıyla uydurma rivayete uyularak oluşturulduğunu söylemektedir. 107 Harîrîzâde eserinde Mevleviyye Tarîkatı nın Kalenderiyye Tarîkatı isminde bir şubesi olduğunu belirtmektedir. 108 Ancak Sultan Muhammed es-semâî ed-divânî (ö. 936/1529) ye izâfe edilen bu kol müstakil bir tarîkat olmayıp Mevleviyye Tarîkatı içerisinde bir meşreptir. 109 r. Nakşibendiyye Tarîkatı ve Bahâeddin en-nakşibend 110 Muhammed Bahâeddin bin Muhammed el-buhârî 718/1218 senesinde Buhâra yakınlarında bulunan Kasr-ı Ârifân kasabasında dünyaya gelmiştir. Şah-ı Nakşibend ve Şeyh Bahâeddin lakapları ile tanınmıştır. Belirtildiğine göre Bahâeddin Nakşibend henüz küçük yaşta iken Bekrî silsileye mensup ululardan Muhammed Baba Semmâsî nin manevî evlatlığına kabul edilmiştir. Tarîkat adabını Semmâsî nin halîfesi Emir Külal den öğrenmiştir. Nakşibendiyye Tarîkatı kaynakları Bahâeddin Nakşibend in üveysi olduğunu ve tarîkat feyzini Abdulhâlık Gucdüvânî den edindiğini belirtmektedirler. Bahâeddin Nakşibend Emir Külal in emri ile cehrî zikir ile meşgul olmayarak hafi zikri ihtiyar etmiştir. Nakşibend in belirttiğine göre hafi zikir kendisi için bir azîmettir. Bahâeddin Nakşibend Emir Külal den hilâfet aldıktan sonra yedi sene Mevlana Ârif ile birlikte bulunmuş ve daha sonra on iki sene Halil Ata nın sohbetlerine devam etmiştir. Önde gelen tâliblerinden Hâce Muhammed Pârsâ ile birlikte iki kez hacca gitmiştir. Daha sonra Herat a giderek Zeyneddin el-hâfî ile görüşmüş ve bir müddet Merv şehrinde bulunmuştur Gölpınarlı, s Harîrîzâde, vr., 149b. Usta,, Tabîbzâde Mehmed Şükrî, vr. 37b-38a. 210

214 Bahâeddin Nakşibend in Hasan Attar, Şihabeddin, Mübarek ve Alâeddin isminde dört çocuğu vardır ve kızı, halîfesi Alâeddin Atar ile evlidir. Bahâeddin Naşibend in eserleri şunlardır: Hayatnâme, Delîlu l-aşıkî ve Evrâd-ı Bahâiyye Muhammed Bahâeddin Nakşibend 791/1389 senesinde Kasr-ı Arifan da yetmiş üç yaşında olduğu halde vefat etmiştir. 111 Gizli zikir ve mâsivâyı nefyetmek üzerine bina edilmiş olan Nakşibendiyye Tarîkatı nın esası şeyhe rabıta etmek, murakabe ve teveccühtür. Tarîkatın diğer isimleri Bahâiyye ve Büzürkân dır. 112 Nakşibendiye tarîkatının esası olarak kabul edilen on bir ilke şu şekildedir. Vukûf-i zamânî (her halin ve anın muhasebesinde bulunmak), vukûf-i adedî (zikrin adedine riayet etmek, düşünceyi dağınıklıktan koruyarak zikre yoğunlaşmak), vukûf-i kalbî (zâkirin kalbinden masivayı uzaklaştırması ve kalbine yönelmesi), nazar ber-kadem (sâlikin huzurunu giderici bakışlardan uzaklaşması, çevre ile ilgilenmekten kendini alıkoyarak bakışlarını ayak ucuna yoğunlaştırması), hûş derdem (alınan her nefeste Allah tan gafil olmamak), sefer der-vatan (sâlikin halktan hak a hicret etmesi), halvet der-encümen (halk içinde hak ile beraber olmak), yâdkerd (dil ile kelime-i tevhid zikrine devam etmek yani tüm azaların zikirle meşgul olmasını temin etmek), bâzgeşt (tevhid zikrini okuyup nefesini salıverince ilâhî ente maksûdî ve rızâke matlûbî diye söylemek böylece masivâ ile olana alakasını kesmek), nigâhdâşt (sâlikin kalbe haktan gayrı düşüncelerin girmesini engellemesi ve böylece tam huzuru temin etmesi), yâddaşt (zikirden öte her halde kalbî huzurun temin edilmesi). 113 Bu tarîkatın silsilesi Hz. Ebû Bekir den Ebû Yezid Bistâmî ye kadar Sıddîkiyye, Bistâmî den Abdülhâlık Gucdüvânî ye kadar Tayfuriyye, Gucdüvânî den Nakşibend e kadar Hâcegâniyye, Bâhâeddin Nakşibend den Ubeydullah Ahrâr a kadar Hayatı için bkz. Abdülmecid b. Muhammed b. Muhammed Hani, el-hadaikü'l-verdiyye fi Ecillai'n-Nakşibendiyye, Kahire: Darüttıbaati l-amire 1890; Fahreddin Ali b. Hüseyin b. Ali el- Kaşife Sâfî, Reşehat-ı Ayni'l-Hayat, Emin Efendi Matbaası 1269; Lamiî Çelebi, s. 418; Hocazâde Ahmed Hilmi, Hadikatü'l-Evliya'dan silsile-i Sadât-ı Nakşibendiyye, Şirket-i Mürettibiye Matbaası, Zebîdî, kdu l-cevheru s-semîn, s. 106; A. Mlf., thâfu l-asfiyâ, s Usta,,

215 Nakşibendiyye, Ahrâr dan İmâm-ı Râbbânî ye kadar Nakşibendiyye-i Ahrâriyye, Rabbânî den Şemseddin Mazhar a kadar Nakşibendiyye-i Müceddidiyye, Mazhar dan Mevlânâ Hâlid el-bağdâdî ye kadar Nakşibendiyye-i Mazhariyye, Mevlânâ Hâlid den sonra Nakşibendiyye-i Hâlidiyye olarak anılmıştır. 114 Tarîkatın şubeleri şunlardır: 1. Ahrâriyye Tarîkatı: Hoca Ahrar Ubeydullah bin Hoca Mahmud Taşkendî ( / ) ye nisbet edilmiştir. Tâciyye Tarîkatı: Tâceddin Zekeriyyâ el-osmanî ye nisbet edilmiştir. Kâsâniyye Tarîkatı: Şemseddin Ahmed el-kâsânî (ö. 949/1542-3) ye nisbet edilmiştir. Müceddidiyye Tarîkatı: İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî es-serhindî ( / ) ye nisbet edilmiştir. Ma sumiyye Tarîkatı: Muhammed el-ma'sum el-fârukî (ö. 1098/ 1686, Serhind) ye nisbet edilmiştir. Mazhariyye Tarîkatı: Şemseddin Habîbullah ed-dihlevî (ö.1195/1780) ye nisbet edilmiştir. Muradiyye Tarîkatı: Muhammed bin Murad en-nakşibendî (ö.1132/1719) ye nisbet edilmiştir. Dehleviyye Tarîkatı: Seyyid Abdullah Dehlevî (ö. 1240/1824, Delhi) ye nisbet edilmiştir. Ahmediyye Tarîkatı: Yekdest Hâce Ahmed Cüryânî Mekkî (ö. 1120/1708) ye nisbet edilmiştir. Hâlidiyye Tarîkatı: Mevlanâ Hâlid-i Bağdâdî ( / ) ye nisbet edilmiştir. Behçetiyye Tarîkatı: Ali Behçet Efendi (ö. 1238/1822, İstanbul) ye nisbet edilmiştir. Gümüşhaneviyye Tarîkatı: Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî (ö.1311/1896, İstanbul) ye nisbet edilmiştir. Saîdiyye Tarîkatı: Ahmed Said Fârukî (ö. 1278/1861, Medine) ye nisbet edilmiştir. Reşâdiyye Tarîkatı: Abdürreşid Sâhib Fârukî (ö. 1278/1861, Medine) ye nisbet edilmiştir. İlâhiye Tarîkatı: Abdullah İlâhî Vardarî (ö. 896/1490) ye nisbet edilmiştir. Kaşgariyye Tarîkatı: Sa deddin Kaşgarî (ö. 866/1461,Herat) ye nisbet edilmiştir. 2. Câmiye Tarîkatı: Abdurrahman el-câmî (ö. 898/1492, Herat) ye nisbet edilmiştir. 3. Cürcâniyye Tarîkatı: Zeyneddin Seyyid Şerif Ali el-cürcânî (ö. 816/1413, 114 Eraydın,

216 Şiraz,) ye nisbet edilmiştir Harîrîzâde, vr., 195b-205a; Yakup Çiçek, s ; Usta,,

217 SONUÇ İslâm toplumu açısından tarîkatların ve bu tarîkatlara mensup meşâyihin önemli bir yeri vardır. İslâm ın yayılması ve geniş kitlelere hoşgörü ve ahlakın aşılanmasına katkıları yanında âlemin oluşumu, bilginin yaratıcıdan feyezânı, marifetullah, ilm-i bâtın ve manevî terbiye gibi konularda da tasavvuf ehlinin ortaya koyduğu düşünce sistemi ve bu sistemin Hz. Peygamber e nisbeti önemli bir yer işgal etmektedir. Âlem zâhir ve bâtın ayrımı üzerine kurulduğu gibi ilmin de zâhir ve bâtını vardır. Manevî âlemin varlığını zevk ile idrâk eden velîler aynı zamanda manevî âlem içerisinde bir hükümet teşkil etmektedirler. Bu hükümet Allah ın taayyünü ve tecellisi ile ortaya çıkan bu varlık aleminin görülen (zâhir) ve idrâk edilen (bâtın) vecheleri ile ilişki içerisindedir. Allah tan, Nûr-ı Muhammediyye ye ve ondanda tüm varlık alemine intikal eden manevî zevk ve ilim veliliğin esasını teşkil etmektedir. Tüm peygamberler ve veliler ilimlerini, manevî zevk ve terbiyelerini aynı mişkâttan yani hakîkat-i muhammediyye den edinmişlerdir. Peygamberlerin ve velilerin farklı zamanlarda dünyaya gelmeleri ilâhî takdir gereği manevî bir nesil oluşturmuş ve ilâhî hikmetler, anne ve babadan çocukların ve bu çocuklardan da bir zürriyetin oluşması gibi bir velinin kalbinden diğerine ve ondan da diğer velilerin kalbine geçerek manevî bir silsile teşkil etmiştir. Manevî terbiye ve ilmin aktarımı ancak bu silsileye dahil olmakla mümkün olmaktadır. Mutasavvıfların ortaya koyduğu bu görüşler doğrultusunda tasavvuf düşüncesini toplumla ilişki içerisine çeken ve kendilerine tarîkat izâfe edilen zâtlara aynı zamanda köklü bir mirasın temsilcileri olduklarını tespit ve tayin eden silsileler izâfe edilmiştir. Maddî olarak ortaya konulan tasavvuf silsilesi kayıtları İslâm kültürünün gelişmesi ve İslâm medeniyetinin yaygınlaşması ile tarihsel bir uyum içerisindedir. Bir hadisin Hz. Peygamber e aidiyetinin tesbiti açısından önem arzeden sened zinciri ile başlayan ve İslâmî ilimlerle birlikte Müslümanlar arasında neş et eden sanat ve meslek dallarında da yaygınlık kazanan silsile mefhumu ilmin sıhhati ve sahteciliğin önlenmesi açısından önemli bir tarihsel işlev yüklenmiştir.

218 Tespit edilen tasavuf silsileleri ve silsilenâmeleri incelendiğinde ilk mutasavvıfların zikretmiş olduğu silsileler sadece o şahsı bağlayan ve bugünkü anlamı ile silsile olarak nitelendiremeyeceğimiz, herhangi bir tarîkata ait olmayan senedlerdir. Cafer el-huldî (ö. 348/959) ve Abdülkerim Kuşeyrî (ö.465/1073) nin zikredilen silsileleri bu şekildedir. İlk mutasavvıfların hocalarını senedle zikretmeleri, bunların muhaddis olmalarından kaynaklanan bir gelenek olabilir. Bunun yanında İslâmî ilimlerin tarihsel bir süreçle birbirlerinden ayrıldıkları, kendilerine ait metodolojinin ve inceleme alanının zaman içerisinde oluştuğu göz önüne alındığında bu ilimlerin birbirlerine sıkıca bağlı olduğu ve birinin diğeri üzerinde etkiler barındırdığı görülecektir. Tarîkatların teşekkül ettiği X-X yüzyıldan itibaren sözlü olarak nakledile gelen tasavvuf silsileleri medreselerin kurulması ile tüm İslâmî ilimlerde yaygınlık kazanan ve diploma vazifesi gören icâzetnâmeler içine dercedilmiştir. Bu döneme ait Necmeddîn-i Kübrâ nın (ö. 618/1221) nin halifelerine verdiği beş ayrı icâzetnâme metninde tasavvuf silsilesini görmek mümkündür. XV-XV yüzyıla gelindiğinde tarîkat silsileleri daha bir önem kazanmış, silsilelerin tertibi ve başlangıcı hakkında yeni görüşler ortaya konulmuştur. Çeşitli ensâb, tabakât ve tasavvuf kitapları içerisine yazılan tarîkat silsileleri XV ve XX yüzyılda tomar, cedvel ve müstakil silsilenâmeler halinde toparlanmıştır. Bir şeyhin yahut tüm meşâyihin, bir tarîkatın yahut tüm tarîkatların silsilelerini konu edinen manzum, nesir, cedvel, çizgi ve madalyon şeklinde birçok uslüb dahilinde silsileler tertip edilmiştir. Tarih içerisinde tasavvuf silsilelerine bazı eleştiriler yöneltilmiştir. Genelde bu eleştiriler silsilelerin sonradan ortaya konulduğu ve silsilede bulunan zatların Şia ile olan bağlantıları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ancak konu derinlemesine incelendiğinde ortaya atılan fikirler tarihsel veriler ışığında aksi yönde aydınlatılmıştır. Tarîkat silsilelerinin üzerinde yoğunlaşan en büyük eleştiri ise silsile ile devam ettiğine inanılan manevî ilim ve silsilelerdeki kopukluklardır. Çalışmamızda değindiğimiz, tarîkatın esas kurucusu sayılan ve tarîkatın genellikle adını aldığı zattan, Hz. Peygamber e kadar olan ve silsile-i vird olarak isimlendirilen kısımdaki problemler tasavvuf ehli tarafından 215

219 üveysîlik kavramı ile izah edilmiş ve bir zafiyet olarak kabul görmemiştir. Bunun yanında hemen tüm İslâmî ilimlerin senedlerinde tarihsel kopukluk bulunmaktadır. Hayatı hakkında bilgi bulunmamasına karşın ortaya koymuş olduğu eserleri ile özellikle son dönem Osmanlı coğrafyasında yaşayan tasavvuf ehlinin genel bir fotoğrafını çeken Tabîbzâde Mehmed Şükrî Efendi, incelemesinde bulunduğumuz Silsilenâme-i Sûfiyye isimli eserinde Bedeviyye Tarîkatı hariç Osmanlı toplumuna etki eden hemen tüm tarîkatların silsilelerini zikretmiştir. Geneli itibari ile kendisinden önce yazılan silsilenâmelerin bir derlemesi ve toplamı olan bu eser yapılan ilaveler ve tutulan kayıtlarla tekkelerin seddine yakın bir zamanda yaşamış meşâyihin nisbet ve tarîkat bağlantılarını ortaya çıkarmıştır. Bu eser tasavvuf tarihine etki eden meşâyihin tanınması ve derli toplu bilgi sunması itibari ile gayet kıymetli ve değerlidir. 216

220 KAYNAKÇA Kitaplar: Abdülbaki, Muhammed Fuad. el-mu'cemü'l-müfehres li-ayâti l-kur ani lhakim. İstanbul : El-Mektebetü'l-İslâmiyye Abdülkadir b. Muhammed et-taberî. Kitâbu Keşfu n-nikâb an Ensâbi l- Erba ati l-aktâb. Matbatu l-hayriyye Abdullah İbn-i Mübarek. Kitâbu z-zuhd. Thk. Habîburrahman el-a zamî. Beyrut: Dâru l-kutubi l-ilmiyye, Tsz. Abdurrahman Bedevî. Şatahâtu s-sûfiyye. Kuveyt Abdurrezzâk, Ebû Bekir es-san ânî. el-musannef. Thk. Habîburrahman el- A zamî, -X, Tsz. Ysz. Aclûnî, İsmail b. Muhammed. Keşfu l-hafâ. -. Beyrut Ahmed Abdurrahîm. es-sulûk inde l-hakîm et-tirmizî. Kahire Ahmed b. Hanbel. Müsned. Thk. Abdullah Muhammed ed-dervîş -X, Beyrut Ahmed Kâsânî. Risâle fî beyâni silsileti n-nakşîbendiyye. İstanbul Ünv. Ktp., FY, nr Mi râcü l-âşıkîn. İstanbul Ünv. Ktp., FY, nr Ahmed Rif at. Lügat-ı Tarihiye ve Coğrafya. -V. İstanbul Ahmed Rif at bin İsmail. Mir âtu l-makâsıd fî Def i l-mefâsıd. İstanbul Ahmed Zerruk, Ebû l-abbas. Kavâidu t-tasavvuf. Kahire 1979.

221 Akkuş, Mehmet. Abdullah Salahaddin-i Uşşaki (Salahi) nin hayatı ve eserleri. Ankara : Milli Eğitim Bakanlığı, Algar, Hamid. A Brief History of the Nagshbandî Order, Nagshbandis, nşr. M. Gaborieau, A. Popovic, T. Zarcone, İstanbul Ali bin Hasan el-vâsıtî, Hulâsatu l-iksîr fî Nesebi r-rifâiyyi l-kebîr, çvr. Hayri Kaplan (Ankara 2001). Aliyyü l-kârî. el-esrâru l-merfû a fî l-ahbâri l-mevzû a. Beyrut Ankaravî, İsmail Rusuhi. Minhacü'l-fukara : fakirlerin yolu. Trc. Saadettin Ekici. İstanbul: İnsan Yayınları A.S.. Husseini. Uvvays al-qaranî and The Uvvaysî Sûfis, The Moslem World, Newyork 1967, sy. 57. Aşıkpaşazade. Tarih. haz. Hüseyin Nihal Atsız. Kültür ve Turizm Bakanlığı: Ankara Aşkar, Mustafa. Tasavvuf Tarihi Literatürü. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları Halvetiyye nin tarihi gelişimi, AÜİFD. Ankara 1999, XXXX. Atay, Hüseyin. Fatih-Süleymaniye Medreseleri Ders Proğramları İcâzetnâmeler, Vakıflar Dergisi, sy X, VGMY ve Ateş, Süleyman. İslâm tasavvufu. Ankara : Pars Matbaası, Ayni, Mehmet Ali. İslâm tasavvuf tarihi. sdl. Hüseyin Rahmi Yananlı. İstanbul : Akabe Yayınları Ayvansarâyî, Hüseyin. Hadîkatu l-cevâmi. İstanbul Vefeyât-ı Ayvansarayî. Süleymaniye Ktp. Uşşâkî Tekkesi Böl., no

222 Vefeyât-ı Selâtîn ve Meşâhîr-i Ricâl. haz. Fahri Ç. Derin. İstanbul Mecmua-i Tevarih. Haz. F.Ç. Derin-Vahid Çabuk. İstanbul Baldırzade Mehmed Efendi. Ravza-i evliya. haz. Mefail Hızlı, Murat Yurtsever. Arasta Yayınları: Bursa Bandırmalızâde Ahmed Münib Ef. Mir âtu t-turûk. Dersaadet, Bayram, Sadi. Ahîlik ve Bir Ahî Şeceresi, TTK, Belleten, Ankara 1994, LV, Madalyonlu Silsilenâmeler, Milli Külütür Dergisi. Mart Musavvir Hüseyin Tarafından Minyatürleri Yapıan ve Halen Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi nde Muhafaza Edilen Silsilenâme, Vakıflar Dergisi. Ankara Silsilenâmeler ve İrlanda-Dublin Chester eatty Library de Bulunan 1598 Tarihli Zübdetü t-tevârih, Vakfılar Dergisi. Ankara 1994, Belgradlı Münîrî. Silsiletü l-mukarrebîn ve menâkıbu l-müttekîn. Süleymaniye Ktp. Şehid Ali Paşa Böl., no. 2819, 3. Beyhakî, Ebû Bekir Ahmed b. el-hüseyin. Şuabü l-imân. Thk. Muhammed es- Saîd b. Besyonî,. Beyrut Buhâri, İsmail b. İbrahim. Câmiu s-sahîh. -V, İstanbul Tsz. Bursalı Mehmed Tahir. Osmanlı müellifleri. İstanbul : Matbaa-i Amire Bursevî, İsmail Hakkı. Silsilenâme-i Celvetî, İstanbul: Haydarpaşa Hastanesi Matbaası,

223 el-câmî, Nureddin Abdurrahman. Nefehâtü'l-üns min Hadareti'l-kuds. Trc. Lamiî Çelebi, İstanbul: Marifet Yayınları Çağatay, Neşet. Bir Türk Kurumu Olan Ahîlik. Ankara: Ankara Üniv. İlahiyat Fak. Yay., Çanga, Mahmud. Kur an kelimelerinin anahtarı. İstanbul : Timaş Yayınları Cebecioğlu, Ethem. Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü. Ankara: Rehber Yayıncılık el-cevherî, İsmail b. Hammad. es-sıhâh. thk. Ahmed Abdülgafur el-attâr, Lübnan, Çiçek, Yakup. Harîrîzâde Mehmed Kemâleddin Hayatı, Eserleri ve Tibyânu Vesâili l-hakâyık fî Beyâni Selâsili t-tarâik- Muhtevası, Kaynakları. (Yayınlanmamış öğretim Üyeliği Tezi) İstanbul Dağıstanî, Ömer Ziyaeddin. Tasavvuf ve tarîkatlarla ilgili fetvalar. Trc. İrfan Gündüz, Yakup Çiçek. Ankara : Seha Neşriyat, tsz. Derman, M. Uğur. Türk yazı san atında icâzetnâmeler ve taklid yazılar, V. Türk Tarih Kongresi Bildirileri., 717, Ankara Yazı tarihimizde hattat imza ve şecereleri, V. Türk Tarih Kongresi Bildirileri., 717, Ankara Dina Le Gall. The Ottoman Nagshbandiyya in the Pre-Mujaddidî Phase. A Study in slamic Religious Culture and ts Transmission, Princeton University 1992 (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ebû l-gazî Bahadır Han. Şecere-i Terâkime: (Türklerin soy kütüğü). Haz. Zuhal Kargı Ölmez, Ankara: Simurg

224 Ebû l-kâsım Muhammed bin Mes ûd el-buhârî. er-risâletü l-bahîyye. Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr Ebû Nuaym İsfahânî. Hilyetü'l-Evliya ve Tabakatü'l-Asfiyâ. Kahire: Matbaatü's-Saade, Ebû Talib el-mekki, İlmü'l-kulub. Thk. Abdülkadir Ahmed Ata. Kahire : Mektebetü'l-Kahire Tsz. Eflâkî, Ahmed. Menâkıbu l-ârifîn. Çvr. Tahsin Yazıcı, MEB Yay. Ankara Eraydın, Selçuk. Tasavvuf ve Tarîkatlar. İstanbul: İFAV, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnâme, -V. Sad. Turgut Ulusoy, İstanbul Eşrefoğlu Rumî. Müzekkin Nüfus. İstanbul Fazlu r-rahman. İslâm. Trc. Mehmed Dağ, Mehmed Aydın, İstanbul Firuzabadî, Ebû't-Tahir Mecdüddin Muhammed b. Yakub b. Muhammed. Kamûsu l-muhîd- Kamus tercümesi. Trc. Mütercim Asım Efendi. İstanbul : Cemal Efendi Matbaası, Camiü'l-Usûl- Veliler ve Tarîkatlarda usül. Trc. Rahmi Serin. İstanbul : Pamuk Yayınları el-gazzâlî, Ahmed. Mecmû a-i Âsâr-ı Fârisî-i Ahmed Gazzâlî. Thk. Ahmed Mücâhid, Tahran Gölpınarlı, Abdülbâkî. Mevlânâ dan Sonra Mevlevîlik. İstanbul Gucdüvânî, Abdülhâlik. Risâle-i Sâhibiyye (Makâmât-ı Yûsuf-i Hemedânî). Nşr. Sa îd Gümüşhânevî, Ahmed Ziyaeddin Nakşibendi. Hasbihâli s-sâlik fî Akvâli lmesâlik, İstanbul: Alem matbaası,

225 Gündoğdu, Cengiz. Abdülmecid Sivasi: hayatı eserleri ve tasavvufi görüşleri.- Ankara: Kültür Bakanlığı Güngör, Erol. İslâm tasavvufunun meseleleri. İstanbul : Ötüken Neşriyat Gürer, Dilâver. Abdülkadir Geylânî, Hayatı, Eserleri, Görüşleri. İstanbul Hacagan fi adab ubudiyati l-a yan. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, nr. Hâkim en-nisâbûrî, el-müstedrek. Thk. Mustafa Abdülkâdir Ata. -V. Beyrut Hakim et-tirmizî, Hatmu l-evliyâ ve İlmu l-evliyâ. Thk. Osman İsmail Yahya, Beyrut el-hânî, Abdülmecid b. Muhammed b. Muhammed. el-hadaikü'l-verdiyye fi Ecillai'n-Nakşibendiyye. Kahire: Darüttıbaati l-amire Harîrîzâde Mehmed Kemâleddin el-harîrî el-halebî. Tibyânu Vesâili l-hakâyık fî Beyâni Selâsili t-terâyık (.Cilt). Süleymaniye Kütüphanesi, İbrahim Ef. Böl., no Hâs İbrahim, Kelâm-ı Azîz, MÜİF Ktp, tasnif dışı yazma. Hasan Amîd. Ferhengi Fârisî-i Amîd. Tahran, Hasan Enverî. Ferhengi Bezreng-i Sahn. Tahran, Hasan Said, el-hâdî. Lübnan, 1991(1411). Hatîb el-bağdâdî. Târîhu Bağdâd. -XX. Beyrut: Dâru l-kutübi l-ilmiyye, Tsz. Haydar el-âmulî, Kitabu Nassı n-nusûs, (Hâkim et-tirmizî nin Hatmu l-evliyâ İsimli eserinin sonunda). Beyrut

226 Hüdâyî, Aziz Mahmud. Silsile-i Tarîk-i Celvetî. İstanbul: Haydarpaşa Hastanesi Matbaası, Hüseyin Vassâf. Sefîne-i Evliyây-ı Ebrâr Şerhi Esmâr-ı Esrâr. (V Cilt), Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar Böl., no Hıfnî, Abdülmün im. el-mevsuatü s-sufiyye. Kahire : Mektebetu Medbuli, 2003/1424. Hocazâde, Ahmed Hilmi. Hadikatü'l-evliya'dan silsile-i meşayih-i kadiriye. İstanbul: Şirket-i Mürettibiye Matbaası, s. Hadikatü'l-evliya'dan silsile-i meşayih-i Sühreverdiyye ve Kübreviyye. İstanbul: Şirket-i Mürettibiye Matbaası, s. Hadikatü'l-evliya'dan silsile-i meşayih-i Mevleviyye. İstanbul: Şirket-i Mürettibiye Matbaası, s. Hadikatü'l-evliya'dan ebû'l-alemeyn seyyid Ahmed Rufai. İstanbul: Şirket-i Mürettibiye Matbaası, s. Hadikatü'l-evliya'dan pir-i tarîkat-ı Ahmed Bedevi ve Seyyid İbrahim Desuki. İstanbul: Şirket-i Mürettibiye Matbaası, s. Hadikatü'l-evliya'dan pir-i tarîkat-ı Ebû'l-Hasan eş-şazeli ve Sadettin Cebavi. İstanbul: Şirket-i Mürettibiye Matbaası, s. Hökelekli, Hayati. Din Psikolojisi Açısından Şeyh-Mürid İlişkileri, Hareket, Mart Hüdâyî Aziz Mahmud. Hulâsatu -Ahbâr-Alemin yaratılışı ve Hazreti Muhammed'in zuhuru. çev. Kerim Kara, Mustafa Özdemir, İstanbul : İnsan Yayınları el-hulvî, M. Cemaleddin. Lemezât-ı Hulviyye. Haz. Mehmet Serhan Tayşi. İstanbul : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı (İFAV),

227 İbnü'l-Arabi, Ebû Abdullah Muhyiddin Muhammed b. Ali. Fususü'l-hikem ve'tta'likati aleyh. haz. Ebû'l-A'la Afifi, Beyrut : Darü'l-Kütübi'l-Arabiyye, 1980/1400. Fususü'l-hikem tercüme ve şerhi. haz. Mustafa Tahralı, Selçuk Eraydın ; şrh. Ahmed Avni Konuk, İstanbul : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı (İFAV), Hilyetu l-abdâl. s (Sittü resâil mine t-turâsi l-arabî el- İslâmî içinde, haz. Abdullatif Muhammed el-abd), Kahire 1982, s el-futûhâtü l-mekkiyye. -V, Beyrut Tsz. İbn-i Asâkir, Ebû l-kâsım Ali b. Hüseyn. Târîhu Medîneti Dımaşk. Thk. Muhibbeddin Ebî Saîd, Beyrut İbnü l-cevzî, Telbîsü İblîs, Beyrut İbn-i Ebî d-dünyâ, Ebû Bekir Abdullah. Kitâbu l-evliya. Thk. Mecdi es-seyyid İbrahim., Kahire tsz. İbn-i Haldun. Tasavvufun Mahiyeti. haz. Süleyman Uludağ, İstanbul İbn Haldun, Ebu Zeyd Veliyyüddin Abdurrahman b. Muhammed, Şifaü's-sâil litehzîbi'l-mesâil, thk. Muhammed b. Tavit Tanci, İstanbul : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İbn-i Hibbân, Ebû Hâtim el-bustî. El-İhsân. Thk. Şuayb el-arnavut, -XV, Beyrut İbnü'l-İmad, Abdülhayy b. Ahmed. Şezeratü'z-zeheb. -X, Beyrut İbn-i Kayyım, Muhammed b. Ebî Bekir. Medâricu s-sâlikîn. -. Beyrut Tsz. İbn-i Mâce, Muhammed b. Yezîd el-kazvînî. Sünen. Thk. Muhammed fuâd Abdülbâkî, -. Beyrut: Dâru l-kutubi l-ilmiyye, Tsz. İbn-i Manzûr. Lisânü'l-Arab. Beyrut

228 İbnu l-mulakkin. Tabakâtü l-evliyâ. Thk. Nureddin Şerîbe, Mısır İbnu l-münevver Meyhenî. Esrâru t-tevhîd fî makâmâti ş-şeyh Ebî Sa îd, Nşr. Zebîhullah Safâ, Tahran 1332 hş., İbn-i Nedim. el-fihrist. Beyrut: Daru l-marife İbrahim Has. Şabaniyye Silsilesi/ Silsile-i Tarîk-ı Halvetiyye-i Karabaş el- Kastamonî. Haz. Dr. Mustafa Tatçı, Dr. İbrahim Özay, İstanbul: Sahhaflar Kitap Sarayı el-isfehânî, Ragıb. Müfredat. İstanbul İmam-ı Rabbânî, Ahmed b. Abdülahad b. Zeynelabidin Serhendî. Mektubat -. İstanbul trsz. Javad Nurbakhsh. Sufi Symbolism. London, Kara, Kerim. Karabaş Velî: Hayatı, Fikirleri, Risâleleri. İstanbul: İnsan yayınları Kara, Mustafa. İbn-i Teymiyye ye göre İbn-i Arabî, Asistanlık tezi, Bursa Kaşânî, Abdürrezzak. stılâhâtu s-sûfiyye. Kahire el-kaşife es-safî, Fahreddin Ali b. Hüseyin b. Ali. Reşehat-ı Ayni'l-Hayat. Emin Efendi Matbaası el-kayserî, Davud. Risale fi ilmi t-tasavvuf. AÜİFD,,ZXX, Ankara 1988, (Mehmet Bayraktar ın tahkikiyle). Kazım Kadri, Hüseyin. TDK Türk Lügatı. İstanbul Kazvînî, Muhammed bin Hüseyin. Sisilenâme-i Hâcegân-ı Nakşîbend. Trc. Mustafa bin Hayreddin, Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa Böl., no

229 el-kelabazi, Ebû Bekr Muhammed b. İbrahim el-buhari. Doğuş devrinde tasavvuf. Haz. Süleyman Uludağ. İstanbul : Dergah Yayınları Kenan er-rifâî. Ahmed er-rifâî. İstanbul Kevserî, Muhammed Zâhid. İrgâmu l-merîd. İstanbul 1328(1910). Kılıç, M. Erol. Yedi Tepeli Şehrin Tekkeleri ve Muhyiddin Efendi nin Tomar-ı Tekâyâ sı. Gündelik Hayatın Renkleri, İstanbul Armağanı (). Haz. Mustafa Armağan. İBB. Kültür İşleri Daire Bşk. Yayınları İstanbul Koçyiğit, Talat. Hadis Tarihi. Ankara: AÜİF Yayınları Kufralı, Kasım. Nakşibendîliğin Kuruluş ve Yayılışı. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Ünv. Türkiyat Araştırama Merkezi Ktp., nr Kurt, A. Vasfi. Ricâlu l-gayb ve Abdal Hadisleri, Basılmamış doktora semineri, Ankara Kuşeyrî, Abdülkerim. er-risâle. Thk. Maruf Zerîk-Ali Abdülhamid Baltacı, Beyrut 1413, (1993). el-kuşeyrî, Ebû'l-Kasım Zeynülİslâm Abdülkerim b. Hevazin. Kuşeyri risalesi: tasavvuf ilmine dair. Trc. Süleyman Uludağ, 2. Baskı. İstanbul : Dergah Yayınları Mehmed Mecdi. eş-şekaiku'n-nu'maniyye ve zeyilleri : Hadaikü'ş-şakaik (Tıpkı Basım). Yay. haz. Abdülkadir Özcan. İstanbul : Çağrı Yayınları el-menufi, Ebû'l-Feyz Mahmud el-hüseynî. Cemheretü'l-evliya ve a'lamu ehli't-tasavvuf. Kahire Muhammed bin Ahmed bin Es ad Buhârî. Meslekü l-ârifîn. İstanbul Üniversitesi, Ktp., FY, nr Muhammed b. Ahmed es-semerkandî. Zikru l-abdâl fî Hâzihi l-ümmeti ve Zikru Âdetihim vemâ Sıfâtehum. Süleymaniye Ktp.Şehid Ali Paşa, nr

230 Muhammed Kâdî. Silsiletü l-ârifîn. Süleymaniye Kütüphaseni, Hacı Mahmud, nr Muhammed Kayyımzâde. Silsiletu n-nûr. Süleymaniye Ktp. Lala İsmail Böl., no. Muhammed Parsa. Risale-i kudsiyye : Muhammed Bahaeddin hazretlerinin sohbetleri. Çev. Necdet Tosun. İstanbul : Erkam Yayınları Muhammed Samî es-sünbülî. Esmâr-ı Esrâr. İstanbul Müslim, Ebû l-hüseyn el-kuşeyrî. Câmiu s-sahîh. Thk. Muhammed Fuâd Abdülbâkî,-V, Beyrut Müstakimzâde Süleyman Sa deddin. Mecelletü n-isâb fi n-neseb ve l-küna ve l-elkâb. Süleymaniye Ktp., Halet Efendi Böl., no. 628 (Eserin Kültür Bakanlığı tarafından tıpkıbasımı yapılmıştır. KB yayınları Ankara 2000). Silsiletu l-hattâtîn. Süleymaniye Ktp. Esa ad Efendi, nr Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî Tercümesi (Mütercimin Mukaddimesi). İstanbul 1277 (1860). Müştak Baba, Divân-ı Müştak Baba, İstanbul 1264 Namlı, Ali. İsmail Hakkı Bursevi : hayatı, eserleri ve tarîkat anlayışı. İstanbul: İnsan yayınları, Necmeddin-i Kübra, Ebû'l-Cennab Ahmed b. Ömer b. Muhammed. Tasavvufi hayat : usulü aşare / risale ile l-haim / fevaihu l-cemâl. (Haz.) Mustafa Kara. İstanbul : Dergah Yayınları Ocak, Ahmed Yaşar. Veysel Karanî ve Üveysîlik. İstanbul: Dergâh Yayınları Öğke, Ahmet. Yiğitbaşı Veli Ahmed Şemseddin-i Marmaravi: hayatı eserelri görüşleri. İstanbul : İnsan Yayınları,

231 Öztuna, Yılmaz. Büyük Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, Kütür Bakanlığı Yay., Ankara Öztürk, Yaşar Nuri. Kuşadalı İbrahim Halveti: (hayatı, tasavvufi düşünceleri mektupları). İstanbul: Fatih Matbaası, Kur'an-ı Kerim ve sünnete göre tasavvuf. İstanbul : Yeni Boyut Yayınları Pakalın, M. Zeki. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü. İstanbul: M.E.B. Basımevi, Rafk al-ajam. Encyclopedia of Sufi Terminology. Lübnan er-rıfâî, Seyyid Ahmed. Burhânu l-müeyyed-delillerle marifet yolu. Çev. H. Kamil Yılmaz. İstanbul: Erkam Yayınları Sâdık Vicdânî. Tomar-ı Turuk-ı Aliyyeden: Melâmiyye. İstanbul Tomar-ı Turuk-ı Aliyyeden: Kadiriyye, İstanbul ; Tomar-ı Turuk-ı Aliyyeden: Halvetiyye, İstanbul Salâh bin Mübârek Buhârî. Enîsu t-tâlibîn ve uddetu s-sâlikîn. Thk. Halil İbrahim Sarıoğlu,, Tahran 1371 hş Sarı Abdullah Efendi. Semeratü'l-fuad fi'l-mebde ve'l-mead = Gönül meyveleri. Sdl. Yakup Kenan Necefzade. İstanbul : Neşriyat Yurdu es-sayyâdî, Ebû l-hüdâ. Tarîkatu r-rifâiyye. Kahire es-senûsî, Muhammed bin Ali. es-selsebîlu l-maîn fi t-tarâikı l-erbaîn. (el- Müsâilü l-aşar Zeylinde), Libya Serrac, Ebû Nasr Abdullah b. Ali et-tusi. İslâm tasavvufu : tasavvufla ilgili sorular-cevaplar : Lüma. Çev. Hasan Kamil Yılmaz. İstanbul : Altınoluk Yayınları

232 Silsilenâme. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, no. H Silsilenâme. Ankara Etnografya Müzesi, no Silsilenâme. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi Demirbaş no Silsilenâme. Kutbeddin Sünbülî, Belge no. 1300:116. Silsile-i Kâdiriyye. Ankara Etnografya Müzesi, no Silsilenâme-i Meşâyih. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, no Silsile-i Nakşîbediyye. Ankara Etnografya Müzesi, no Silsilâtu s-sâdâtü n-nakşibedniyye.topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, no Sipehsalar, Mecdüddin Feridun b. Ahmed. Menakıb-ı Hazret-i Mevlanâ Celâleddin Rumî. Trc. Ahmed Avni Konuk, İstanbul es-suyûtî, Ebû l-fazl Celâleddin. İthâfu l-fırka bi-refyi l-hırka. Üsküdar, Hacı Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa blm., nr Hüsnü l-muhadara fî Tarihi Mısr ve l-kahira. Daru İhyai'l- Kütübi'l-Arabiyye Sülemî, Ebû Abdirrahman Muhammed b. El-Hüseyin. Tabakâtu s-sûfiyye. Haleb Tasavvufun ana ilkeleri: Sülemi'nin risaleleri. çev. Süleyman Ateş. Ankara : Ankara Üniversitesi Şa rânî, Abdülvahhâb b. Ahmed. Tabakâtü l-kübrâ. -, Beyrut Tsz. Şecere-i Tayyibe. Ankara Etnografya Müzesi, no Şemseddin Sami. Kâmûsü l-a lâm. -V, İstanbul

233 eş-şerkâvî, Hasan. Mu cemu Elfâzı s-sûfiyye. Kahire eş-şeybî, Mustafa Kamil. es-sıla Beyne t-tasavvuf ve t-teşeyyu. Beyrut Taberânî, Süleyman b. Ahmed. El-Mu cemu l-kebîr. Thk. Hamdî Abdülmecid es-sîlefî, -XXV. Beyrut: Dâru l-ihyâi t-türâsi l-arabî, Tsz. Tabîbzâde Mehmed Şükrî bin İsmail, Mecmû a-i Tekâyâ, İstanbul Atatürk Kitaplığı, Belediye Yazmaları Böl., K. 75,54 yk., nşr. M. Serhan Tayşi, Klaus Kreiser, Berlin Tatcı, Mustafa. Üsküdarlı Muhammed Nasuhi ve Divançe-i ilahiyat ı. İstanbul: Kaknüs Yayınları Tirmizi, Muhammed b. İsa. Sünen. Thk. Kemal Yusuf el-hût, -V, Beyrut Tosun, Necdet. Bahâeddin Nakşbend, Hayatı, Görüşleri, Tarîkatı. İstanbul: İnsan Yayınları Trimingham, J. Spencer. The sufi orders in slam. Oxford : The Clarendon Press Tuman, Nail. Tuhfe-i Nailî. Haz. M. Tatcı-C. Kurnaz. Ankara et-tu'mi, Muhyiddin. Tabakatü'ş-şazeliyyeti'l-kübra. Beyrut 1996 (1416). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. İstanbul: Dergah Yayınları Uludağ, Süleyman. Tasavvuf terimleri sözlüğü. İstanbul: Marifet Yayınları Usta, Seyyid Muhammed. İrşâd yolu. İstanbul: Ustaoğlu Kitabevi Arşiv Belgeleri şığında Anadolu da Kadirilik. İstanbul: Ustaoğlu Kitabevi

234 Tasavvuf, tarîkatlar ve silsileleri. İstanbul: Ustaoğlu Kitabevi el-vasıtî, Abdurrahman b. Abdulmuhsin, Tiryâku l-muhibbîn, Matbaatu l- Behiyye, Velikahyaoğlu, Nazif. Sümbüliyye Tarîkatı ve Kocamustafapaşa Külliyesi. İstanbul Yâ kub Çerhî. Risâle-i Ünsiyye. Thk. Muhammed Nezîr Rânchâ, İslâmabad Yıldırım, Ahmed. Tasavvufun Temel Öğretilerinin Hadislerdeki Dayanakları. Ankara: T. Diyanet Vakfı Yay., Yılmaz, Kâmil. Aziz Mahmud Hüdâyî, Hayatı, Tarîkatı, Eserleri, İstanbul: Erkam Yayınları Tasavvufî Hadis Şerhleri ve Konevî nin Kırk Hadis Şerhi. MUİFVY, İstanbul Tasavvuf ve Tarîkatlar. İstanbul: Ensar Neşriyat Yusuf Sinan. Silsile-i Tarîkat-ı Sünbüliye. Süleymaniye Ktp. Halet Ef. Böl., no. 264, 2. ez-zebîdî, Muhammed Murtazâ. Tâcu l-arûs. Kahire: Matbaatü'l-Hayriyye, 1888/1306. Risâle fî lebsi l-hırka ve telkîni z-zikr. Kahire: Dâru l-kutubi l- Mısriyye, Tasavvuf Halîm, nr.: 57. kdü l-cevheri s-semîn ve Turûki l-ilbâs ve t-telkîn. M. Tanci Fotokopi Nüshası, İSAM. İthâfu l-asfiyâ bi Ref i Selâsili l-evliyâ. M. Tanci Fotokopi Nüshası, İSAM. 231

235 Ez-Zehebî, Ebû Abdullah Şemseddin Muhammed. Siyer-i A lâmu n-nübelâ. Thk. Şuayb Arnaut, Hüseyin Esed. Beyrut

236 EKLER

237 EK 1. TASAVVUF SİLSİLENÂMELERİ LİTERATÜRÜ KRONOLOJİSİ Müellif Eser Adı Tarih Bulunduğu Yer Ömer Dede el-aydınî el-halvetî Ruşenî Silsilenâme 892/1486 Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr. 136 Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi nr Abdal Muhammed Nayman Muhammed b. Muhammed el-hafizî el-buharî Hace Parsa Ebû Muhammed Abdülvehhab b. Ahmed eş-şa`ranî Silsile-i Hacegân 904/1498 Manisa İl Halk Ktp., nr. 1208/10 Risâle-i Silsile-i Hacegân Silsiletü l-kavmi l- Ebrari s-sofiyye 922/1516 Süleymaniye Ktp., Carullah nr /1565 İstanbul Ünv. Merkez Ktp., Arapça nr Ya kub b. Osman el- Gaznevî el-çerhî Risâle-i der Silsile ve Sirâd-i Hacegân-i Nakşibend 977/ 1569 Millet Ktp., Ali Emiri Farsi nr Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş nr. 203 İbrahim Halîfe Silsilenâme 1571/979 Manisa İl Halk Ktp., nr. 1474/2 Silsile-i Nakşibendiye (Reşehatü l- Nakşıbendiye) Şemseddin Sivasî Silsilenâme 1006/ /1585 Manisa İl Halk Ktp., nr Beyazıt Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi nr Azîz Mahmud Efendi Hüdayî Silsilenâme-i Hüdayî 1038/1628 Beyazıt Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi nr Azîz Mahmud b. Fadlullah b. Mahmud el-üsküdarî el-hüdayî Abdülahad Nuri b. Mustafa Safayî es- Sivasî el-halvetî Risâle fi Silsileti t- Taifeti n- Nakşibendiyye Silsilenâme-i Abdülahad Nuri 1038/1628 Köprülü Ktp., Fazıl Ahmed Pş. nr /1651 Süleymaniye Ktp., Çelebi Abdullah nr. 172 Süleymaniye Ktp., Murad Buhari nr. 220 Hüseyin b. Alim b. Muhammed el-gavrî Emîr el-hüseynî Nüzhetü l-ervah fi Silsileti l-meşâyih 1074/1663 İzmir Milli Ktp., nr. 401 Süleymaniye Ktp., Nafiz Paşa nr. 471 Silsile-i Nakşibendiye tercümesi 1085/1674 Süleymaniye Ktp., Hafid Efendi ve Eki nr Şehabeddin Abdullah İbrahim b. Hasan Şehrizorî Risâle der Beyan-ı Silsile-i Hacegân-ı Nakşibendi Nizamü l-zeberced fi l-arbai ni l- Silsileti l-ahmed 1085/1674 Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi nr. 577/ /1088 Manisa İl Halk Ktp.,nr. 1198/1 234

238 Nureddin Ali b. Sultan Muhammed el- Herevî Ali el-karî İsmail Hakkı Bursevî b. Mustafa Hasan Senaî Risâle fi Silsileti t- Taifeti n- Nakşibendiyye Silsiletü l-celvetiye 1137/1724 Silsilenâme-i Tarikat-ı Aliye-i Halvetiye 1128/1715 Süleymaniye Ktp., Reisülküttab nr /1153 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Süleymaniye Ktp., Ali N. Tarlan (tüyatok) nr. 79 İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr İstanbul Belediye Ktp.,Osman Ergin Yzm nr. 350 İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 859 Silsile-i Sünbül-ü İrfan 1169/1755 Süleymaniye Ktp., Serez nr Silsiletü n- Nakşibendiye 1172/1758 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi nr Müstensih Muhammed Kösec Ahmed et- Trabzonî Taceddin b. Zekeriya Osmanî el-hindî Tac en-nakşibendî Silsiletü z-zeheb- Risâle-i Hadimi fî Nakşibendiye Silsiletü n- Nakşibendiye Silsiletü l-hacegân Adabi Ubudiyeti l- A yan Silsiletü s-sadati n- Nakşibendiye 1176/1762 Samsun Gazi Ktp., nr /1765 Süleymaniye Ktp., Fatih nr. 5310/ / /1772 Süleymaniye Ktp., Şazeli Tekkesi nr. 158 Süleymaniye Ktp., Antalya (Tekelioğlu) nr. 845/01 İzmir Milli Ktp., nr. 327 Amasya Bayezid İl Halk Ktp., nr. 1540/7 Antalya Elmalı İlçe Halk Ktp., nr ve daha birçok yerde nüshaları vardır. İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr Vecîhüddin Abdurrahman b. Mustafa el-hüseynî el-aydarusî Mir atü ş-şümus fi Silsileti l-kutb el- Aydarus 1189/1775 Tire Ktp., Necip Paşa Vakfı nr. 302 Tire Ktp., Necip Paşa Vakfı nr. 303 Muhammed Hasib Silsiletü n-nur 1190/1776 Süleymaniye Ktp., Lala İsmail nr. 155 Abdülbaki b. Muhammed La lizade Müstakîmzade Süleyman Sadüddin Efendi Mehmed Emîn b. Derviş Hasan Emîn Tokadî Risâle-i Silsile-i Bayramiye Silsile-i Eimme-i İsnâ Aşere Silsile-i Hacegân-ı Tarikat-ı Nakşibendiye Nakşibendi Şeyhlerinin Silsilesi ve Nakşibendilik Adabı Hakkı 1190/1776 Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa nr /1787 MÜİF Ktp., Öğüt nr / /1809 İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 778 Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi Eki nr. 192 Millet Ktp., Ali Emiri Şry. nr. 832 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr. 2696/2 235

239 Seyyid İsmail Silsilenâme 1232/1816 Millet Ktp., Ali Emiri Trh. nr. 682 Ali Behcet b. Ebî Bekir Konyalî Risâle-i Ubeydiyye-i Nakşibendî ve Silsile-i Nakşî ve Şazelî 1238/1822 Süleymaniye Ktp., Fatih nr Ziyaüddin Halid b. Ahmed en- Nakşebendî el- Müceddidî Tercemetü s- Silsileti n- Nakşibendiyye 1242/1826 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Süleymanî Mevlena Halid Ziyaüddin Silsiletü z-zeheb 1242/1826 Millet Ktp.,Ali Emiri Arabi nr Halid Bağdadî İsmail ed-dağıstanî Mesnevi-i Silsile-i Şerif Terceme-i Silsiletü l- Hacegân Silsiletü s-sadati n- Nakşibendiye 1242/1826 İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr /1837 İzmir Milli Ktp., nr. 327/4 1256/1841 Topkapı Sarayı Ktp., Ahmed Kit. nr Abdullah b. Mehmed Ferdî Muhammed Murad b. Ali el-buharî Kişmirî ; çev. Mehmed Rüstem Râşid Şemsüddin Muhammed b. Salim b. Ahmed el-hafnavî Semerat-ı Silsile-i Halidiye Tercüme-i Hadika-i Nediye Dürrü l-müntehab min Tahriri l-edeb fi Tercüme Silsiletü z- Zeheb Risâle fi Tahkikı s-silsileti z- Zehebiyyeti n- Nakşibendiyye 1262/ /1847 İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 234 Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Ktp.,nr. 13 İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 406 Süleymaniye Ktp., Murad Buhari nr. 206 Süleymaniye Ktp., Şazeli Tekkesi nr. 158 Silsiletü Ehli t-tarik 1268/1851 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Ebu Ali ed-dakkak Silsile-i Nakşıbendiyye 1274/1857 İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 207 İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 208 Silsile-i Nakşıbendiyye-i Halidiyye 1274/1857 İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 217 İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 218 İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 220 Yeragiy Şeyh Muhammed Silsiletü t-tarikati n- Nakşibendiye 1276/1859 Millet Ktp.,Ali Emiri Arabi nr Şecere Silsile Sadâtinâ Hazerât-ı Sûfiye 1276/1859 Süleymaniye Ktp., Hasan Hayri ve Abdullah Efendi nr

240 Abdüsselam b. Selim el-arûsî Silsile-i Zehebiyye ve Nakşibendiyye, Hizbü l-bahr ve İmam Rabbani Ahmed el- Faruki Salavatı Silsile ve Adabu Tarikati l-arûsiyye 1277/1860 Süleymaniye Ktp., İzmirli İsmail Hakkı nr /1867 İstanbul Ünv. Merkez Ktp., Arapça nr İstanbul Ünv. Merkez Ktp., Arapça nr Ahmed el-kösec et- Trabzonî Tuhfetü l-ahbab Şerhu Silsileti z-zeheb 1288/1871 İstanbul Ünv. Merkez Ktp., Arapça nr Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıd nr La lizade Abdülbaki b. Mehmed Silsiletü l-arifin ve Tezkiretü s-sıddıkin Tercümesi 1290/1873 İstanbul Ünv. Merkez Belediye nr. 596 Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr Süleymaniye Ktp., Nafiz Paşa nr. 446 Mehmed Şükrü Efendi Silsilenâme-i Turuk-ı Aliyye İcazet ve Silsilenâmeler 1291/1874 Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi nr /1878 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Mehmed Emin Tokadî Mehmed Cemaleddin Edirnevî Cemalî Kasîde-i Silsile 1300/1883 Gazi Ünv. İlâhiyat Fakültesi Ktp.,Gnl. nr Silsile-i Uşşâkiye 1317/1899 İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 98 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Süleymaniye Ktp., Tahir Ağa Tekke nr. 503 Kayıkçıoğlu Mustafa Sadık Vicdani Tomar-ı turuk-u aliye'den : sufi ve tasavvuf, kadiriyye, halvetiyye, melâmiyye Risâle fi Tevessüli Silsile-i Şerif li s- Sadati n-nakşibendi Silsilenâme-i Tarik-ı Hz. Gülşeni k.s Silsile-i Halvetiyye An Emiri l-mü minin Hz. Ali k.v Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr /1939 İstanbul : Evkaf-ı İslamiyye Matbaası MÜİF Ktp., Hakses nr Süleymaniye Ktp., Hacı Reşid Beynr MÜİF Ktp., Öğüt nr MÜİF Ktp., Öğüt nr Feyzullah Efendi Silsile-i Ehl-i Telkin İstanbul Ünv. Merkez Ktp., Türkçe nr

241 Mehmed Ali Bedevî Necmeddin Hasan Yemenî Murad b. Ali b. Davud el-hüseynî el- Buharî Trabzonî Derviş Ahmed en- Nakşebendiye Ahmed b. İbrahim b. Allan el-mekki es- Siddikî İbn Allan Mimizade Hüseyin Basrî Mustafa b. Ali el- Ahiskavî en- Nakşebendî Beyzade el-ukudü z- Zebercediyye fi Silsileti s-sadati n- Nakşibendiyye Silsile-i Manzume li- Mevlana Halid es-silsiletü ş-şerife li s-sadati n- Nakşibendiyye Silsile fi Tarikü t- Tasavvuf Silsiletü n- Nakşibendiye Esmâr-ı Esrar - Silsilenâme-i Turuk-ı Aliye Silsilenâme-i Turuk-u Aliyye Risâle-i Silsilenâme-i Tarikat-ı Aliye-i Sünbüliye Risâle fi Silsileti t- Tarikati n Nakşibendiyye Şerhu s-silsileti l- Muradiye en- Nakşibendiye Silsile-i Tarikat-ı Aliye-i Ramazaniye Tercümetu Risâleti Taceddin el-hindi fi Beyani Silsileti s-sadât Silsile-i Tarikat-ı Aliye-i Ahmediye Silsile-i Tarikat-ı Aliye-i Şabaniye Şabaniye tarikatı silsilenâmesi Silsile-i Tarikat-ı Aliye-i Halvetiye Nazmü s-sumuti z- Zebercediyye fi Silsileti s-sadât el-kasidetü d-dürriyye fi Silsileti Sadatina n- Nakşibendiyye Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıd nr Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıd nr Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıd nr Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Ktp., nr. 14 Beyazıt Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi nr İstanbul Belediye Ktp., Belediye nr. 469 İstanbul Belediye Ktp., Belediye nr. 576 İstanbul Belediye Ktp., Muallim Cevdet nr. 86_Kü İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 116 Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi nr Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi nr Süleymaniye Ktp., Serez nr Süleymaniye Ktp., Uşşaki Tekkesi nr. 16 Süleymaniye Ktp., Kasidecizade nr. 721 İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 416 Süleymaniye Ktp., Serez nr İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr Süleymaniye Ktp., Laleli nr İstanbul Belediye Ktp., Osman Ergin Yzm nr. 1833nr.1 Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa nr. 248 Süleymaniye Ktp., Aşir Efendi nr. 176 Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi nr. 789 Süleymaniye Ktp., Darülmesnevi nr

242 Ali b. Şihabüddin Hasan b. Muhammed el-hemedanî Muhammed b. Hüseyin b. Abdullah el-kazvinî Necmüddin Hasan b. Muhammed b. Bahadir Ya kub b. Osman b. Mahmud el-gaznevî Silsiletü l-evliya Burdur İl Halk Ktp., nr başka yerlerde de var. Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efendi nr Silsile-i Evliya Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan nr Risâle-i Silsiletü l- Evliya Silsile-i Evliya Silsiletü l-evliya Ullahi l-izam ve Şeceretü l-esfiyayi l- Kiram Silsile-i Mevlana der tarikat ve irşad Silsilenâme Kadirilik Tarikatı Silsilesi Hakkında Manzume Kadirilik Tarikatı Silsilesi Hakkında Manzume Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa nr Süleymaniye Ktp., Pertevniyal Sultan (Valide Camii) nr. 990 Antalya Elmalı İlçe Halk Ktp., nr. 44 Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Efendi nr Süleymaniye Ktp., Çelebi Abdullah Efendi nr. 262 Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba nr. 289 Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba nr. 290 Tarikat silsilesi Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba nr Silsilenâme-i Hacegânı Nakşebendiyye Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa nr. 408 Süleymaniye Ktp., Lala İsmail nr. 155 Süleymaniye Ktp., Laleli nr Topkapı Sarayı Ktp., Emanet Hazinesi nr Başka yerlerde de nüshaları vardır Silsile-i Nakşibendiye Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr. 1702/02 Nebze min Silsiletü l- Meşâyih Risâle fi silsileti n- Nakşibendiyye Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr. 1699/6 Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr. 1654/12 Silsilenâme Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr Risâle fi Silsileti n- Nakşebendiyye Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr Silsilenâme Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr. 3676/12 Risâle fi silsiletü l- Meşâyih Silsile-i Sadatü n- Nakşibendiye Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr. 3790/17 Süleymaniye Ktp., Esad Efendi nr. 3796/40 Ömer Fuadî Silsilenâme Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr İbrahim ed-dermendî Has. Ahmed Şemsüddin b. Muhammed el- Marmaravî Yiğitbaşı Silsile-i Karabaş-ı Kastamonî Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Silsile-i Ehl-i Tarikat Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr

243 Hüseyn el-ezherî Mısrî Nazmü s-silsileti l- Aliyye en- Nakşibendiye Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Amasya Bayezid İl Halk Ktp., nr. 1785/10 Silsiletü n- Nakşibendiye Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef. nr Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi nr. 3091/03 Silsile-i Nakşibendiye Yenikapı, Kulekapısı, Kasımpaşa ve Beşiktaş Mevlevihaneleri şeyhleri silsilesi Tarikat erbabına ait silsilenâme Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi nr Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi nr Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi nr. 3910/11 Mustafa b. Hayruddin Silsilenâme Silsiletü l-meşâyih Silsile-i Meşâyih-i Halvetiyye Silsilenâme-i Hacegânı Nakşibendiye Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi nr Süleymaniye Ktp., Halet Efendi ve Eki nr. 529/05 Süleymaniye Ktp.,Hekimoğlu Ali Paşa ve Camii nr. 1056/16 Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa nr. 408 Veli Beyzade Ali Silsilenâme Süleymaniye Ktp., İsmihan Sultan nr. 300 Vanî Silsile-i Tarikat-ı Nakşibendiye Silsile-i Şerif-i Nakşibendi Süleymaniye Ktp., İzmirli İsmail Hakkı nr Süleymaniye Ktp., Kasidecizade nr Silsilenâme Süleymaniye Ktp., Lala İsmail nr. 154/01 Silsilenâme-i Tarikat-i Bayramî Silsilenâme-i meşaih den ibaret bir eser Süleymaniye Ktp., Laleli nr Süleymaniye Ktp., Laleli nr. 3774/04 Suzî Ahmed Efendi Silsile-i Piri li- Meşâyihi l-halvetiye Risâle fi Silsileti t- Taifeti n- Nakşibendiyye Süleymaniye Ktp., Osman Huldi Ö. nr. 63 Konya Belediyesi İzzet Koyunoğlu Şehir Müzesi Ktp., nr Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi nr

244 Risâle fi Silsileti l- Meşâyih ve Adabi n- Nakşibendiyye Silsiletü t-tarikati n- Nakşibendiyye Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi nr Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi nr Münir-i Belgradî Üsküdarî Hüsnî b. Ali Rıza Muhammed el-fethî Tabakât Hacegân-ı silsile-i Nakşibendiye Silsile-i Hünkar Hacı Bektaş Veli Silsiletü l-mukarribin ve Menakıbi l- Müttakın Nakşibendi Tarikatının Usul ve Silsile-i Nisbetine Dair Risâle Hacı Bektaşı Veli nin Terceme-i Hali ile Tarikat Silsileleri Silsiletü t-tarikati n- Nakşibendiyye Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa nr Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa nr Süleymaniye Ktp., Tahir Ağa Tekke nr. 326 Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr. 67nr.4 Millet Ktp., Ali Emiri Şry. nr. 940 Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr Silsile-i Nakşibendi Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr Silsile-i Nakşibendî Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr Nakşibendî Silsilesi Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr Adnan et-tortumî. Tarikatlar silsilesi tarihi. Silsilenâme-i Nakşibendi el-halidi el-mücedidi Risâle-i silsile-i Halvetiyye Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr İbrahim Edhem b. Ahmed Silsile-i Şerife Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr Hasan b. Muhammed b. Bahadir er-rumî Salahaddin Risâletün Silsilenâme-i Tarikat-i Halvetiye Silsile-i Tarikat-ı Mevleviye Risâle fi Silsileti t- Tarikati l-mevleviyye Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar nr. 3898/3 Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi nr Süleymaniye Ktp., Zühdü Bey nr. 641 Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş nr. 201 Adlî Efendi Silsilenâme Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi nr Halil el-mer aşî Silsilenâme-i Meşâyih Nuruosmaniye Ktp., nr Osman Haşimî Divan ve Silsilenâme-i Bayramî Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi nr

245 Kemal b. Ahmed b. Halifî b. Emîr el- Ahlatî Ahmed b. Zeynelabidin Ezherî Hasanayn Ezherî Hasanayn. Ezherî Hasanayn Ezherî Hasanayn Taceddin b. Muhammed et-tokadî Muhammed Emîn Şeyh Cemaleddin Cemalî Risâle fi Silsileti n- Nakşibendiyye Münevvirü l-ezkar fi Zikri Silsileti l- Meşâyih Silsilenâme-i Tarikat-ı Halvetiye Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş nr. 191 Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş nr. 253 Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş nr. 388 Silsiletü t-turuk Köprülü Ktp., Mehmed Asım Bey nr. 21 Silsiletü s-sadati l- Castiya Silsiletü s-sadati l- Kâdiriya Silsiletü s-sadati l- Kübraviya Silsiletü s-sadati l- Sühravardiya es-silsiletü t- Tarikati n- Nakşibenediye ve Adab Tilkü t-tarik Millet Ktp.,Ali Emiri Arabi nr Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Silsiletü z-zeheb Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Silsiletü s-sayid Salih Hulusî Silsiletü t-tarikati n- Nakşibendiye Nakşî Cestî Tarihlerinin Silsile-i Hacegâni Silsile-i Tarikat-i Bayramiye Uşşakî Pirantinin Silsilenâmesi Silsilenâme Sadâtın Şeceresi Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Millet Ktp., Ali Emiri Arabi nr Millet Ktp., Ali Emiri Farsi nr. 24 Millet Ktp., Ali Emiri Şry. nr. 111 Millet Ktp., Ali Emiri Şry. nr. 789 Millet Ktp., Ali Emiri Trh. nr. 678 Silsilenâme Millet Ktp., Ali Emiri Trh. nr. 681 Silsilenâme Topkapı Sarayı Ktp., Bağdat Köşkü nr. 297 Silsilenâme Topkapı Sarayı Ktp., Emanet Hazinesi nr Silsilenâme Topkapı Sarayı Ktp., Hazine Kit. nr Silsilenâme Topkapı Sarayı Ktp., Revan Köşkü nr Silsilenâme Topkapı Sarayı Ktp., Yeniler Kit. nr Silsilenâme Topkapı Sarayı Ktp., Yeniler Kit. nr Tarikat-ı Nakşibendiye-i Topkapı Sarayı Ktp., Yeniler Kit. nr Behcetiyle Silsilenâmesi Silsilenâme Tercüman Gazetesi Ktp., nr. 272 Hadî Ahmed Efendi Silsilenâme İzmir Milli Ktp., nr. 1016nr.4 242

246 Abdülhamid Kandeharî Risâle der Tasavvuf ve Silsileti l-meşâyih İzmir Milli Ktp., nr Ebu Bekir b. İbrahim Silsile-i Şâziliyye Kütahya Vahid Paşa İl Halk Ktp., nr Ahmed b. Süleyman el-halidî Nakşibendî Muslihuddina Uåicanina.. Muhammed el-berhî el-mâlikî eş-şazelî Tarikat Yuları (silsilenâme-i âl-i aba) Çorum İl Halk Ktp., nr. 993nr.2 Silsile-i Nakşibendiyye İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 142 Ukudü s-silsile fi Rabıta-i Ehli s-silsile İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 226 Silsile ve r-rabıta ve n-nesayih İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 211 Silsilet-Ü Tertib-i Şeyh Bukai İbrahim Hakkı Konyalı Ktp., nr. 219 Tarikat Silsilenâmeleri Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Ktp., nr. 16 Silsile-i Nakşibendi Manisa İl Halk Ktp., nr. 1159/2 Silsilenâme-i meshayikh Silsile-i Şerif Gazi Husrev Begova Biblioteka Sarayevo, nr. 6647/2 Ege Ünv. Edebiyat Fakültesi Ktp. Silsilenâme-i Şazelî Dr. Emel Esin Ktp., nr. 160 Süleyman Farsî. Silsiletü n-şerife Amasya Bayezid İl Halk Ktp., nr Sinan b. Yakub Abdülganî b. Muhammed b. Ali ed- Dımaşkî Muhammed Can Müceddidî en- Nakşibendî Silsiletü l-meşâyihi l- Halvetiye Silsiletü t-tarikati l- Kadiriye Amasya Bayezid İl Halk Ktp., nr. 1540/8 Burdur İl Halk Ktp., nr Manzume fi silsileti n- Nakşibendiye Burdur İl Halk Ktp., nr Silsilenâme Burdur İl Halk Ktp., nr Tomar-ı İcâzetnâme-i Nakşibendiye Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr

247 EK 2. TASAVVUF SİLSİLENÂMELERİ ÖRNEKLERİ Belge 1 Silsilenâme-i Sûfiyye vr. 9a

248 Belge 2 Atatürk Kitaplığı Belediye Yazmaları Bölümü K. 75 vr

249 Belge 3 Bir Tarikat Tomarı

250 Belge 4 Tarikat Tomarı ndan Bir Bölüm Osmanlı Arşivleri Yıldız Esas Evrak nr. 444

251 Belge 5 Sünbüliyye Tarikatı na Ait Tarikat Tomarı

252 Belge 6 Tibyânu Vesâili l-hakâyık, / vr. 213a.

253 Belge 7 Tarikat silsilelerini Nazım halinde derceden Keşfu n-nikâb isimli eserin ilk sahifesi

254 Belge 8 Silsile-i Celvetiyye isimli eserin ilk sahifesi

255 Belge 9 Eserin zahriye sayfasına kaydedilmiş bir delâilü l-hayrât icâzeti ve silsilesi

256 Belge 10 Medrese tahsili akabinde başarılı olanlara verilen bir icazetnâme ve buraya kaydedilen hadis, kelam ve tefsir silsilesini gösterir bir sahife

257 Belge 11 Zübdetu t-tevârih isimli eserinde bulunan minyatürlü peygamber silsileleri

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...9 ÖNSÖZ...11 GİRİŞ...13 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA HAYATI VE ESERLERİ 1. HAYATI...15 2. ESERLERİ...17 2.1. Divan...17 2.2. Vâridât...17 2.3. Ankâ-yı Meşrık...17 2.4.

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri

Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri بسم الله الرحمن الرحيم Meşhur Cibril hadisinde, din mefhumunu; iman, İslâm ve ihsan başlığıyla üç ana unsura ayıran Peygamberimiz (Sallallâhu aleyhi ve sellem),

Detaylı

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Şeyh den meded istemek caizmidir? Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Şeyh den meded istemek caizmidir? Şeyh Eşref Efendi Esselamaleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Hazihis Salatu tazimen bi hakkike ya Seyyiduna

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990 Ethem CEBECİOĞLU 1951 Yılında Ankara da doğdu. 1981 de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. 1983 yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990 yılında Hacı

Detaylı

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) Ben seni sevdiğim için eğer bahâ derler ise İki cihân mülkün verem dahı bahâsı yetmeye (Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) İki cihân

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27 İslâmî akideyi en net ve sağlam şekliyle kabul eden topluluk. Bu deyim iki kelimeden meydana gelmiş bir isim tamlamasıdır. Terkibin birinci ismi olan fırka kelimesi için bk. "Fırak-ı Dalle". Naciye kelimesi

Detaylı

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR 11 ÖNSÖZ 13 G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23 B r nc Bölüm KLASİK İSLÂMÎ PARADİGMA ve ORYANTALİST PARADİGMA 25 I. ORYANTALİST PARADİGMA ve KURUCU

Detaylı

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Yayın Değerlendirme / Book Reviews 343-347 Yayın Değerlendirme / Book Reviews Divan-ı Hikmet Sohbetleri (Editör: Prof. Dr. Zülfikar Güngör.) (2018). Ankara: Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı Yayınları.* Bülent Kaya**

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. Adı Soyadı Ünvan Doğum Yeri Bölüm E-posta : Bülent AKOT Doç. Dr. Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı. bulentakot@hotmail.com EĞİTİM BİLGİLERİ Derece Bölüm Program Üniversite

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19 Önsöz Kur an tefsirleri üzerine yapılan araştırmalar bir hayli zenginleşmesine karşın, yüzlerce örneğiyle sekiz-dokuz asırlık bir gelenek olan tefsir hâşiyeciliği, çok az incelenmiştir. Tefsir hâşiye literatürü;

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Muhammed Nûru l-arabî Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri Ali Bolat H Yayınları, İstanbul 2015, 275 s. Oğuz Yılmaz *

Muhammed Nûru l-arabî Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri Ali Bolat H Yayınları, İstanbul 2015, 275 s. Oğuz Yılmaz * Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Mart/2016, Yıl:3, Sayı:5 s. 132-138 Muhammed Nûru l-arabî Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri Ali Bolat H Yayınları, İstanbul 2015, 275 s. Oğuz Yılmaz

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. 16.MEKTUP MEVZUU : Uruc, (yükselme) nüzul (iniş) ve diğer hallerin beyanı.. NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. Taleb babında en az duranlardan birinin arzuhalidir.

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN الا يمان باالله تعا ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 الا يمان باالله تعا» باللغة ال ية «بن مسلم شاه مد مراجعة: أم نبيل 2009-1430 2 Allah Teâlâ'ya

Detaylı

İlâhî İsimler Teorisi: Allah-İnsan İlişkisi Abdullah Kartal İstanbul: Hayy Kitap, 2009, 256 sayfa.

İlâhî İsimler Teorisi: Allah-İnsan İlişkisi Abdullah Kartal İstanbul: Hayy Kitap, 2009, 256 sayfa. belirli eserler çerçevesinde ele alan ve Arapça olarak 1994 yılında Yakub b. Abdülvehhâb Bâ Hüseyin tarafından yapılan bir başka çalışma daha mevcuttur. Elbette bu çalışma fıkıh ve usûl-i fıkıh ilimlerini

Detaylı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI. (Panel Tanıtımı) TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI (Panel Tanıtımı) Mustafa CANLI * Tokat ili, topraklarının verimli olmasıyla meşhur olduğu gibi âlimleri ile de meşhur

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ حكم الصلاة مع الجماعة ] باللغة التركية [ Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid ألفه الشيخ: محمد صالح المنجد Terceme edenler Muhammed Şahin ترجمه: محمد

Detaylı

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI DİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 46 5. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 5.1. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Hadis; Peygamberimizin söz,

Detaylı

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah Arapça da barış, esenlik ve selamet gibi anlamlara gelen selam kelimesi, ilk insan ve ilk peygamber Âdem den (a.s.) beri vardır: Allah Ademi yarattığı vakit, git şu oturan meleklere selam ver, selamını

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

3 Her çocuk Müslüman do ar.

3 Her çocuk Müslüman do ar. TAHR C * 1 Sözlerin en güzeli Allah ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed in yoludur. Buhari, Edeb, 70; tisam, 2. z Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. z bn Mace, Mukaddime, 7. z Darimî, Mukaddime,

Detaylı

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız. Sual: Kur'an harflerini yazmanın maddi sırları var mıdır? Bazı rivayetlerde, Kur'an harfi ile yazılmış olan dua, ayet gibi kıymetli şeyleri yazmak, üzerinde taşımak veya okumaktan bahs ediliyor Bunları

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve

Detaylı

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN IÇERIK ÖNSÖZ 13 Giriş DİN VE AKAİT Günümüzde Din Algısı Sosyal Bilimcilere Göre Din İslam Açısından Din Dinin Anlam Çerçevesi İslam Dini İslam ın İnanç Boyutu Akait İman İman-İslam Farkı İman Bakımından

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (10) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme

Detaylı

Asr-ı Saadette İçtihat

Asr-ı Saadette İçtihat Mehmedkirkinci.com Asr-ı Saadette İçtihat Sual: Hazret-i Peygamber zamanında içtihat yapılmış mıdır? Her güzel şey, her hayır Nebi ler eliyle meydana geldiği gibi, küllî bir hayır olan içtihadı da ilk

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

1. BÖLÜM TASAVVUFA GİRİŞ

1. BÖLÜM TASAVVUFA GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 1. BÖLÜM TASAVVUFA GİRİŞ 1. Tasavvuf Tanımları...13 1.1. Tasavvuf; Tasavvuf İlmi ve Tasavvuf Tarihinin Tanımı...13 1.2. Tasavvuf Tanımları Arasındaki Farklılığın Sebepleri...19 1.3.Tasavvufun

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

Sadık Yalsızuçanlar: İnsanın Hakk a vasıl olması yaşayan bir mürşidin irşadıyla mümkündür Perşembe, 10 Kasım :30

Sadık Yalsızuçanlar: İnsanın Hakk a vasıl olması yaşayan bir mürşidin irşadıyla mümkündür Perşembe, 10 Kasım :30 Tasavvuf, edebiyat ve çeşitli dallardaki kırkın üzerinde eseriyle irfan dünyamıza renk katan, Ülke Tv deki Açık Deniz programıyla da her hafta evlerimize konuk olan değerli büyüğümüz Sadık Yalsızuçanlar

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı Adı Soyadı: Mustafa KARATAŞ Ünvanı: Doç.Dr. Ana Bilim Dalı: Hadis Ana Bilim Dalındaki Konumu: Öğretim Üyesi E-Posta: mkaratas@istanbul.edu.tr Web: www.mustafakaratas.com ÖĞRENİM DURUMU VE AKADEMİK ÜNVANLAR

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİNLER ARASI İLİŞKİLER Ders No : 0070040203 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) Ankara Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Açık Ders Malzemeleri Ders izlence Formu Dersin Kodu ve İsmi Dersin Sorumlusu Dersin Düzeyi İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) YRD. DOÇ.

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de Çaturanga, dört çatu yol ranga anlamlarına gelir. Şatranc-ı Urefa,

Detaylı

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 1) Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86) 2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Müslüman ın Müslüman üzerindeki hakkı

Detaylı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına

Detaylı

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak. Hadis Istılahları Her ilim dalının bir terminolojisi olduğu gibi hadîs ilimlerinin de ıstılahları vardır. Hadîs ıstılahları anlaşılmadıkça hadîs usûlü de anlaşılamaz. Hadîs ıstılahları çok sayıda olduğu

Detaylı

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR / İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR / Çıra Yayınları, İstanbul, 2006/240 sayfa Tanıtan: Muzaffer BARLAK 1 İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Yüce Allah, ilahi hitabının birçok yerinde

Detaylı

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar.

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar. SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar. Hadisinde geçen Abbasi melik kimdir?iki dişli yıldızdan maksat

Detaylı

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? ] تريك Turkish [ Türkçe Abdulkerim el-hudayr Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 0-43 هل لرسو صىل الله عليه

Detaylı

Ömer Yılmaz, Geçmişten Günümüze Tasavvuf ve Tarîkatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2015, 1. Baskı, 431 sayfa. ISBN:

Ömer Yılmaz, Geçmişten Günümüze Tasavvuf ve Tarîkatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2015, 1. Baskı, 431 sayfa. ISBN: KİTAP TANITIMI / BOOK REVIEW İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Cilt: 5, Sayı: 4, 2016 Sayfa: 1224-1228 Hamdi KIZILER Yrd. Doç. Dr., Karabük Üniversitesi İlahiyat Fakültesi hamdikiziler@gmail.com

Detaylı

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Yıl 3 Sayı 1 Mayıs 2010 .. / Özet: Hadislerin anlaşılmasında aklın putlaştırılması Batıyla geniş bir etkileşim

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : KELAM TARİHİ Ders No : 0070040093 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

HADİS (İLH2006) KISA ÖZET-2013 KOLAYAOF

HADİS (İLH2006) KISA ÖZET-2013 KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HADİS (İLH2006) KISA ÖZET-2013 KOLAYAOF

Detaylı

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ İlim Dallarının Düşünce Temellerini Araştırma Enstitüsü TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ TARİHSEL EPİSTEMOLOJİYE GİRİŞ Alparslan AÇIKGENÇ Yıldız Teknik Üniversitesi 15 Ekim 2011 Ankara Gelenek, bir toplumdaki

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 GİRİŞ / Bilal Kemikli...9 1. Din Edebiyat İlişkisi...9 2. Tasavvuf: İrfan ve Hikmet...12 3. Türk-İslâm Edebiyatı: Konu ve Kapsam...16 4. Türk-İslâm Edebiyatının Kaynakları...18 a.

Detaylı

DOI: /fsmia

DOI: /fsmia FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi FSM Scholarly Studies Journal of Humanities and Social Sciences Sayı/Number 8 Yıl/Year 2016 Güz/Autumn 2016 Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

Detaylı

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI Z/S K/ Z/S K/ EK-1 T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI ARAPÇA HAZIRLIK SINIFI PROGRAMI Hazırlık 1. Yarıyıl İİH001 Arapça Dilbilgisi

Detaylı

Temel İslâm Bilimler BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ali TENİK Tasavvuf Anabilim Dalı

Temel İslâm Bilimler BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ali TENİK Tasavvuf Anabilim Dalı Temel İslâm Bilimler BÖLÜMÜ Yrd. Doç. Dr. Ali TENİK Tasavvuf Anabilim Dalı Eposta: alitenik@harran.edu.tr Telefon: 0414 318 1030 ÖĞRENİM DURUMU Doktora: Ankara Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü. (2007) Yüksek

Detaylı

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi? Question Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi? Answer: Muhammed b. el-hasan el-saffar ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz:

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

Meâni l-esmâi l-ilâhiyye

Meâni l-esmâi l-ilâhiyye Meâni l-esmâi l-ilâhiyye Afîfüddin et-tilimsânî (ö. 690 h. / 1291 m.) Tahkik TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 731 İSAM Yayınları 197 Klasik Eserler Dizisi 18 Her

Detaylı

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir. İlmi olmayan kimsenin dünyada da ahirette de hiç kıymeti yoktur. Ahmed-i Bedevî İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir. Abdülvehhab-ı Müttekî İnsanlar, ilmi büyüklerinden

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31 Dünya bilimde altın çağını yaşarken insanlıkta yerlerde sürünüyor. Hayâ kalmamış, saygı kalmamış, sevgi kalmamış, büyüğe hürmet kalmamış. Hayatımızda ne eksik biliyor musunuz? Edeb. Edebe hiç önem vermiyoruz.

Detaylı

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23) Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,

Detaylı

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi EROĞLU NÛRİ (d.?-ö.1012/1603) tekke şairi Açıklama [eç1]: Madde başlarında şairlerin mahlaslarının olmasına özen gösterilmeli. Ancak şairin tanıtıcı özellikleri virgülden sonra yazılmalı. Açıklama [eç2]:

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı) TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV (Panel Tanıtımı) Mehmet DEMİRTAŞ * Bir şehri kendisi yapan, ona şehir bilinci katan unsurların başında o şehrin tarihî ve kültürel

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı