Biz de bu yazımızda cezalarda Türk Vergi sisteminin önemli kurumlarından biri olan cezalarda indirim müessesesi üzerinde duracağız.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Biz de bu yazımızda cezalarda Türk Vergi sisteminin önemli kurumlarından biri olan cezalarda indirim müessesesi üzerinde duracağız."

Transkript

1 CEZALARDA İNDİRİM MÜESSESESİ KEMAL AKMAZ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR BAĞIMSIZ DENETÇİ 1. GİRİŞ Vergi mükellefleri veya sorumluları bazen yanlışlıkla bazen de bilgisizlikleri yüzünden vergi suçu işleyebilmekte, vergi ziyaına veya usulsüzlüğe neden olabilmektedirler. Mükellefler de adlarına salınan vergilere ve kesilen cezalara karşı dava konusu yapma, uzlaşma, cezalarda indirim yolundan birini tercih edebilecekleri gibi bu yollara başvurmaksızın ödememek yolunu da tercih edebilirler. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu nun 376 ncı maddesinde, Vergi Ziyaı, Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında İndirme adı altında düzenlenmiş olan ve Mükelleflerle vergi idaresi arasına cezalar nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıkları yargı organlarına intikal etmeden kendi aralarında çözmeyi amaçlayan cezalarda indirim müessesesi ; mükellef adına ikmalen, re sen ve idarece salınan vergiler ve bu vergiler ile ilgili olarak kesilen vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına, kanunda belirtilen şartlarla dava açılmadan ödenmesi durumunda, cezanın bir kısmının alınmamasını, başka bir ifadeyle affedilmesini ifade eder. Bu indirim müessesesi ile uyuşmazlıklarının daha başlangıç aşamasında çözümlenmesi amaçlanmıştır. Biz de bu yazımızda cezalarda Türk Vergi sisteminin önemli kurumlarından biri olan cezalarda indirim müessesesi üzerinde duracağız. 2. YASAL DÜZENLEME Vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirimi öngören VUK un 376. maddesi aşağıda verilmiştir. İkmalen, re sen veya idarece tarh edilen vergi veya vergi farkını ve aşağıda gösterilen indirimlerden arta kalan vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını mükellef veya vergi sorumlusu ihbarnamelerin tebliği tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse: 1. Vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde üçte biri, 2. Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezalarının üçte biri indirilir. Mükellef veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği vergi ve vergi cezasını yukarıdaki yazılı süre içinde ödemez veya dava konusu yaparsa bu madde hükmünden faydalandırılmaz. Yukarıdaki hükümler vergi aslına tabi olmaksızın kesilen usulsüzlük cezaları hakkında da uygulanır. 3. CEZALARDA İNDİRİMİN KAPSAMI Mükellefler ve adlarına ceza kesilmiş bulunanlar Vergi Usul Kanunu kapsamına giren tüm vergi, resim ve harçlara ait ilişkin olarak kesilen cezalarda, cezalarda indirim yoluna başvurabilirler. Vergi Usul Kanunu nun 2 nci maddesi gereğince Gümrük ve tekel İdarelerinde alınan vergilerin bu kapsama

2 girmediği pek tabiidir. Aynı şekilde paraya çevrilmiş hürriyeti bağlayıcı cezalar için de indirim müessesinden yararlanılamaz. Bu indirim ikmalen, re sen ve idarece yapılan tarhiyatlara bağlı olarak kesilen cezalara uygulanmakla birlikte mezkur maddenin son fıkrası gereğincevergi aslına tabi olmaksızın kesilen usulsüzlük cezaları hakkında da uygulanır. Vergi Usul Kanunu nun vergi hatalarını düzeltme ile ilgili maddeleri, uyarınca, düzeltme hükümlerine göre yapılan tarhiyatlar da cezalarda indirim kapsamı içerisindedir. Vergi Usul Kanunu nun 376. maddesinde indirimin vergi ziyaı cezası, genel ve özel usulsüzlük cezalarında uygulanacağı öngörülmüştür. Bilindiği üzere; Vergi Usul Kanunu nun 344 ncü maddesi gereğince, Vergi ziyaı suçu işleyenlere, ziyaa uğrattıkları verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmekte, vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanmaktadır. Ayrıca vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için kesilecek vergi ziyaı cezası yüzde elli oranında uygulanmaktadır. İşte 344 ncü madde kapsamında kesilen vergi ziyaı cezalarının tamamında ilgililer gerekli şartları taşımaları halinde indirimden faydalanabilirler. Tekerrür nedeniyle arttırılarak kesilen cezalar da indirim kapsamına girmektedir. Zira indirim miktarının belirlendiği fıkrada müteakiben kesilecek vergi ziyaı cezasında indirim oranı ayrıca belirlenmiştir. Maddede tekerrür halinde indirim uygulanmayacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Vergi Usul Kanunu nun 376 ncı maddesinin başlığından da anlaşılacağı üzere inirdim müessesesi, vergi asıllarını konu edinmemiştir. Maddede yazı koşullar noksansız yerine getirilmiş olsa dahi vergi asıllarında indirim yapılması olanaklı değildir. Bir ceza olmamakla birlikte ikmalen, re sen ve idarece tarh edilen vergiler için bu vergilerin ilgili bulunduğu dönemdeki normal vade tarihinden dava konusu yapılmaksızın kesinleşmeleri halinde tahakkuk tarihine kadar dava konusu yapmaları halinde ise yargı organı kararlarının tebliğ tarihinde kadar uygulanan ve tahakkukun gecikmesinden dolayı hesaplanan gecikme faizleri için de indirim söz konusu olmamaktadır. Vergi Usul Kanunu nun 372. maddesi uyarınca ölüm halinde vergi cezası düştüğünden mirasçıların ölen kimse namına cezaya muhatap olması söz konusu değildir. Dolayısıyla cezalarda indirim müessesinden faydalanamaz. Ancak, varislerin ölüm nedeniyle kendilerine isabet eden yükümlülükleri zamanında yerine getirmemeleri ya da veraset ve intikal vergisi beyannamesinde eksik veya düşük beyanda bulunmalarından dolayı kendilerine kesilen cezalar için indirim talebinde bulunmaları mümkündür. Mükellef ya da sorumlu adına kesilen hem ikmalen hem de re sen tahiyat yapılması durumunda bunlardan birine karşı dava açılması diğer tarhiyat türünde indirimden yararlanmayı engellemez.[1]

3 4. CEZALARDA YAPILACAK İNDİRİM TUTARI Mükellef veya ceza muhatabının ceza indiriminden yararlanmak istemesi halinde cezanın nev i ve vergi ziyaı cezasının tekrarı halinde uygulanacak oran değişiklik göstermektedir Vergi Ziyaı Cezasında Ceza İndirimi Bu cezanın birinci yada ikinci kez işlenmesine göre farklı oranlarda indirim yapılmaktadır. Buna göre, vergi ziyaı cezası ilk kez kesildiğinde yarısı, daha sonra kesilenlerde üçte biri oranında indirim yapılmaktadır. Vergi ziyaı cezasında yapılacak 1/2'lik indirim, bir mükellefin tüm vergi mükellefiyeti boyunca yalnızca bir kez yararlanabileceği bir indirim oranıdır. Bundan sonra kesilecek cezalarda sürekli olarak 1/3 oranında indirim uygulanacaktır. Nitekim Maliye Bakanlığı da bir özelgesinde bu yönde görüş belirtmiştir.[2] 1/2 oranındaki indirim her vergi türü için ayrı değildir. Bu nedenle mükelleflerin küçük miktarlardaki vergi ziyaı cezaları için indirim müessesinden yararlanmayıp, uzlaşma yoluna gitmelerinde ya da cezanın tamamını ödemelerinde, daha sonra karşılaşabilecekleri yüksek miktarlı bir vergi ziyaı cezasında 1/2 oranında ceza indiriminden faydalanabilmeleri bakımından yarar vardır.[3] Örneğin, Kurumlar vergisi nedeniyle kesilen vergi ziyaını indirimli olarak ödeyen mükellef daha sonra KDV yönünden yapılan bir inceleme sonucu kesilen vergi ziyaı cezasından dolayı ancak 1/3 oranında bir indirimden yararlanabilir. Cezalarda tekerrür nedeniyle yapılan artırımlarda, artırılan kısım üzerinden de ceza aslının tabi olduğu oranda indirim yapılır.[4] Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus da, 1/2'lik indirimin her vergi türü için ayrı olmadığıdır. Yani cezada indirim uygulamasında, kesilen cezaların ilgili bulunduğu vergilerin farklı türden olması, indirim oranını etkilemez.[5] Örneğin KDV nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezası için indirim talebinde bulunan ve yararlanan bir mükellef daha sonra gelir veya kurumlar vergisi yönünden yapılan bir inceleme sonucunda kesilen vergi ziyaı cezası için ancak 1/3 oranında indirimden yararlanabilir.[6] Vergi ziyaı cezasında, yarı oranından üçte biri oranına düşürülmesi için, ikinci ceza ile ilgili suçun, birinci cezanın tebliğ edildiği tarihten sonra işlenmesi ve mükellefin daha önce yarı indirimden yararlanmış olması gerekir.[7] Vergi ziyaı cezasında yarı oranından üçte bir oranına düşürülmesi için ikinci ceza ile ilgili suçun birinci cezanın tebliği tarihinden sonra işlenmesi ve mükellefin daha önce yarı indirimden istifade etmiş olması gereklidir.[8] Cezanın birinci veya ikinci defa olduğunun tespiti bakımından vergi ziyaı cezasının farklı oranlarda kesilmiş olmasının önemi yoktur. İlk defa kesilen vergi ziyaı cezasının tebliğ edilmesinden önceki dönemlerde işlenmiş vergi ziyaı cezası uygulamasını gerektiren suçlar dolayısıyla kesilen cezaların tamamı, ceza indirimi uygulamasında "birinci defa" yapılmış sayılır ve yüzde elli oranında indirimden yararlanır.[9] Örneğin, gelir vergisi mükellefi Bayan (B) nin 2007 takvim yılı hesapları, 2008 yılında incelenmiş ve ikmalen tarhiyat yapılarak vergi ve ceza ihbarnameleri 8 Nisan 2008 tarihinde ilgiliye tebliğ edilmiştir.

4 Haziran / 2008 döneminde aynı mükellefin 2005 ve 2006 yılı hesapları incelemeye tabi tutulmuş, bulunan matrah farkına ilişkin salınan vergi ve kesilen cezalara ilişkin ihbarnameler 2008 yılı Aralık ayında tebliğ edilmiştir. Bu durumda bütün yıllara ait cezalarda indirim yüzde elli oranında yapılır. Çünkü ceza kesilmesini gerektiren suçların tamamı, 2005 ve 2006 yılına ait ceza ihbarnamesinin tebliğ edildiği 8 Nisan 2008 tarihinden önce işlenmiştir Usulsüzlük Ve Özel Usulsüzlük Cezalarında Ceza İndirimi Vergi aslına bağlı olsun olmasın ve kaç kez kesilmiş olursa olsun tüm usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları her zaman üçte bir oranında indirimden yararlandırılır. Görüldüğü gibi usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları bakımından, indirimden yararlanmada tekerrür indirim miktarı üzerinde etkili değildir. Daha önce indirimden kaç kez yararlanılmış olunursa olunsun, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezası muhatabının, her defasında yararlanacağı indirim miktarı, kesilen cezanın üçte biri olacaktır. Tekerrür nedeniyle arttırılmış olan cezalarda da, usulsüzlük cezasının aslının tabi olduğu üçte bir oranındaki indirim uygulanır. 5. CEZALARDA İNDİRİMDEN YARARLANMANIN ŞARTLARI 5.1. Başvuruya İlişkin Şartlar Genel Olarak Cezalarda indirim müessesinden yararlanmak isteğiyle başvurunun ilgili vergi dairesine yapılması gerekir. İlgili vergi dairesinden kasıt vergiyi tarh eden, indirime konu cezayı kesen vergi dairesidir. Cezalarda indirim müessesinden yararlanma bu konuda yapılacak başvuruyla mümkündür. Yasa metninde başvurunun yazılı yapılacağına dair bir düzenleme mevcut değildir. İspat açısından başvurunun mutlaka yazılı yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Bununla birlikte Danıştay ın eski kimi davalarında vergi aslının süresi içinde ödenmiş olması koşuluyla başvuru koşulunun aranmadığı da görülmektedir.[10] Ayrıca hiçbir müracaat yapmadan vergi aslı ile birlikte indirimden sonra kalan ceza tutarını ödeyenlerde indirimden yararlanmaktadırlar. Fakat dava açma süresi içinde de olsa bildirim yapılmaksızın vergi aslı ile birlikte cezanın tamamı ödendiğinde tahsil edilen cezanın bir kısmının iade edilmesi suretiyle indirim uygulanmamaktadır Adi Şirketlerde : Adi ortaklarlarda katma değer vergisi açısından adi şirketin tüzel kişiliği olmadığından verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birisi adına tarhiyat yapılmakta, ancak beyanname ortaklık adına verildiğinden ceza ortaklık adına kesilmektedir. Aynı şekilde usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da ortaklık adına kesilmektedir. Bu durumlarda ortaklardan birinin cezada indirim talebinde bulunması yeterlidir.[11] Ortaklık kazancı nedeniyle ortakların beyan etmeleri gereken gelir vergileri ile adi ortaklıkta ortakların müteselsil sorumluluğunun aranmadığı gelir vergi tevkifatı için ortaklar kendi paylarına isabet eden vergi ve cezalar için ancak ayrı ayrı talepte bulunabilirler.[12]

5 Diğer Şahıs Şirketlerinde: Kolektif ve komandit şirketlerde gelir vergisi ortaklar adına tarh edilmekte, ilave salınan verginin cezası ise Vergi Usul Kanunu nun 333 ncü maddesi uyarınca tüzel kişilik adına kesilmektedir. Bu durumda şirketin ceza indiriminden yararlanabilmesi, şirket adına kesilen cezalarla ilgili olarak her bir ortağın cezada indirim talebinde bulunması ve hem ortağın hem de şirketin dava açma yoluna gitmemesi gerekir. [13] Gelir vergisi tevkifatı ve katma değer vergisi gibi tarhiyat ve ceza muhatabının tüzel kişiliği olduğu durumlarda şirketi temsile yetkili ortağın talepte bulunması yeterlidir.[14] Sermeye Şirketlerinde: Sermeye şirketleri gibi diğer tüzel kişilerde tüzel kişiliği temsile yetkili olan kişinin indirim talebinde bulunması yeterlidir Diğer Tüzel kişiliği Olmayan Mükelleflerde ve Dar Mükelleflerde : Vergi Usul Kanunu nun 332 nci maddesi uyarınca küçüklerle kısıtlıların ceza muhatabı olmadığı ve cezanın bunların kanuni temsilcilerine kesilmesi halinde kanuni temsilciler olan veli, vasi veya kayyımın talepte bulunması gerekir. Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef ve vergi sorumlusu olmaları dolayısıyla adlarına kesilen cezalar için bunların idarecileri veya varsa temsilcileri indirim talebinde bulunmaları gerekir. Kanuni temsilcilerin ödevlerini düzenleyen Vergi Usul Kanununun 10.maddesine göre; Türkiye'de bulunmayan tüzel kişi mükelleflerin Türkiye'deki temsilcilerinin yerine getirilmeyen vergi ödevlerini ödenmesinden sorumlu tutulacakları hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda vergi aslı ve cezaları bakımından, asıl mükelleften tahsili imkansız hale gelen vergiler için, dar mükellefin yerini temsilcisi alacaktır.dar mükellefin gerçek kişi olması durumunda ise, kanuni temsilcileri, ceza yönünden, şahsi varlıkları ile sorumlu tutmak mümkün olamayacak, vergi cezası kanuni temsilcinin varlığından alınamayacaktır. Bu bağlamda dar mükellef konumundaki işletmelerin mükellef ve vergi sorumlusu olmalarından dolayı adlarına kesilen cezalar için bunların idarecilerinin veya Türkiye de bulunan yasal temsilcilerinin indirim talebinde bulunması gerekir Vergi Aslı ve Cezasının Dava Konusu Edilmemesi Gerekir Mükelleflerin cezalarda indirim müessesesinden faydalanabilmeleri için kesilen ceza ile birlikte, varsa re sen, ikmalen, idarece veya düzeltme hükümlerine istinaden tarh edilen vergi veya vergi farklarının da ödeneceğini bildirmesi lazımdır. Ceza indiriminden yararlanmanın ilk şartı, tutarında indirim talep edilecek cezanın dava konusu edilmemesidir. Ancak, ihbarnamenin tebliği üzerine dava açılmasına rağmen, 30 günlük süre dolmadan ve vergi mahkemesi karar vermeden önce, vergi davasından vazgeçilmiş ise ceza indiriminin uygulanması gerekir.[15] Dava açma halinde ceza indirimi uygulanmaz. Ancak yargı organlarınca usul yönünden kaldırılan tarhiyatın usulüne uygun olarak ihyası halinde indirim talep edilebilir. Örneğin ikmalen salınan bir

6 vergi dava sonunda tarhiyatın re sen yapılması gerekeceği nedeniyle terkin edilmiş, bu karar üzerine takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden re sen tarhiyat yapılmışsa, talep üzerine ceza indirimi yapılır. [16] Eğer açılan dava üzerine vergi mahkemesi bir karar vermişse, bu karar üzerine bir üst mahkemeye gitmekten vazgeçilip ceza ödenmek istenilse dahi ceza indirimi uygulaması söz konusu olmayacaktır.[17]vergi aslı için dava açılıp ceza için dava açılmadığı durumlarda da ceza indirimi uygulaması yapılmayacaktır. Kollektif şirketlerde, vergi asılları şirket ortakları adına tarh edilirken, cezalar Vergi Usul Kanunu nun 333. maddesi uyarınca şirket adına kesildiğinden şirketin ceza indiriminden yararlanabilmesi için hem ortağın hem de şirketin dava açma yoluna gitmemesi gerekir. Ortak, vergi aslına dava açarsa şirket ceza indiriminden yararlanamaz.[18]komandit şirketlerin, komandite ortakları için de aynı durum söz konusudur. Adi ortaklıklarda, ortakların şahsi vergileri ile ilgili tarhiyatlarda her birini indirim talebi diğerlerine bağlı olmaksızın dikkate alınır.[19] Aynı durum KDV, stopaj yoluyla alınan gelir vergisi ve ortaklık bünyesindeki usulsüzlükler nedeniyle istenilen ortakların müteselsil borçlu oldukları vergi ve cezalar için de geçerlidir. Mükellef ya da vergi sorumlusu adına hem ikmalen hem de re sen tarhiyat yapılmış olması ve bunlardan ikmalen yapılan tarhiyata karşı dava açılmaması, re sen tarhiyata karşı dava açılması durumunda, mükellef ya da vergi sorumlusu koşullarını yerine getirmek kaydıyla, ikmalen tarhiyatla ilgili olarak ceza indiriminden yararlanacaktır.[20] Bu durum, hem ikmalen hem de re sen tarhiyat yapılmış olması ve bunlardan re sen yapılan tarhiyata karşı dava açılmaması, ikmalen tarhiyata karşı dava açılması halinde de geçerlidir. Tarh edilen vergi dolayısıyla kesilen cezanın bir kısmı için dava açılıp bir kısmı için de ceza indirimi ceza indirimi talep edilemez. Veya tarh edilen vergi için dava açılıp ceza için de indirim talep edilemez. Ancak, iki ayrı vergilendirme dönemine ilişkin yapılan tarhiyat ve kesilen cezalarda bir vergilendirme dönemi için ceza indirimi diğer vergilendirme dönemi için ise dava açma yoluna gidilebilir. Aynı nedenden doğsa bile, verginin nevinin değişik olması durumunda bir vergi nevi için indirim talep edilirken, diğer vergi nevi için dava açılabilir.[21] 5.3. Dava Açma Süresi İçinde, İndirim İçin Başvuruda Bulunulmuş Olması Gerekir Vergi veya ceza muhatabının dava açma süresi içinde indirim talebinde bulunması gerekir. Bu süre uyuşmazlık konusu vergi ve ceza ihbarnamesinin ilgiliye tebliğinden itibaren başlar ve 30 gündür. Uzlaşma isteminde bulunan mükellef ya da ceza sorumlusu için, uzlaşmanın vaki olmaması durumunda, buna ilişkin tutanağın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük ek dava açma süresi oluşur. Ancak tutanağın düzenlendiği tarihte, normal dava açma süresinin dolmasına daha fazla düre kalmışsa, fazla olan bu süre esas alınır. Uzlaşma talebinde bulunan mükellef ya da ceza sorumlusu, uzlaşmanın vaki olmaması durumunda, buna ilişkin tutanağın kendisine tebliğ tarihinden itibaren herhangi bir süre içinde, Vergi Usul Kanunu nun 376. maddesi uyarınca cezada indirimden yararlanamaz.

7 Aynı şekilde tarhiyat yapıldıktan sonra uzlaşma isteminde bulunan, ancak toplantı günü uzlaşmaya katılmayan mükellefin uzlaşmanın temin edilemediğine dair tutanağın kendisine tebliği üzerine, Vergi Usul Kanunu nun 376. maddesine göre cezada indirimden yararlanması söz konusu olamaz.[22] Bununla birlikte Vergi Usul Kanunu nun Ek 9. maddesi, ceza muhatabının, uzlaşma tutanağı imzalanıncaya kadar, uzlaşma talebinden vazgeçtiğini beyanla olaya 376. maddenin uygulanmasını isteme hakkının saklı olduğu hükme bağlanmıştır. Bu nedenle mükellefler uzlaşmadan vazgeçtiklerini beyan ederek, cezalarda indirim talebinde bulunabilirler. Kendilerine vergi ve ceza ihbarnamelerinin tebliği üzerine, vergi mahkemesince de karar verilmemiş olması koşuluyla, davadan vazgeçilmek suretiyle cezada indirim talebinde bulunabilirler. Öte yandan vergi idaresince bir ara benimsenmiş ve uygulamaya esas alın mış olan görüşe göre, mücbir sebep halinde, durması mümkün olan sü reler, sadece Vergi Usul Kanununun "mükellefin ödevleri" ni gösteren ikinci kitabında, yer alan vergi ödevleriile ilgili olanlardır. Ceza indi riminden yararlanmak gibi, bir hakkın, bir imkânın kullanılmasının söz konusu olduğu hallerde, mücbir sebebin bu hakkın kullanılması ile ilgili süreyi durdurmayacağı kabul edilmiştir Vergi Aslı İle Cezanın İndirim Yapıldıktan Sonraki Kısmının Kanun da Belirtilen Süre İçinde Ödenmesi Gerekir. VUK un 376 ncı maddesi uyarınca cezalarda indirim uygulamasından yararlanabilmek için, vergi aslı ile cezanın indirimden sonraki kısmının vadesinde ya da teminat gösterilmek koşuluyla vadesinin bitiminden itibaren üç ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Normal ödeme vadesi dava açma süresinin bittiği tarihten itibaren bir aydır. Dava açma süresi ise ihbarnamenin tebliğ tarihi izleyen günden başlayarak 30 gündür. Bir aylık ödeme süresi de bu tarihten başlar teminat gösterilmesi durumunda bir aylık süreye üç ay daha eklenir ve toplam dört ay olur. Uzlaşmadan vazgeçilip indirim talep edildiğinde ödeme süresinin başlangıcı ek dava açma süresinin bittiği tarihtir. Ödeme süresinin üç ay uzatılması için gerekli olan teminat, otuz günlük dava açma süresi içinde veya dava açma süresinin bittiği tarihten itibaren bir aylık normal ödeme süresi içinde gösterilir. Ödeme bu süreler içinde yapılmazsa, daha önce yapılan indirim geçersiz hale gelir ve vergi aslı ile birlikte cezanın tamamının tahsili yoluna gidilir. Uygulamada, vergi aslı ve ceza ihbarnameleri genellikle birlikte tebliğ edilmektedir. Ancak, tebliğ tarihlerinde bir şekilde farklılık olduğunda, otuz günlük sürenin bunlardan ilkinin tebellüğünden itibaren hesaplanmasına ve buna göre talepte bulunmaya dikkat edilmelidir.[23] Ancak bu durumda ödeme vadesi vergi ve cezada ayrı ayrı hesaplanır.[24] Vergi aslının taksitle ödeneceği durumlarda, dava açma süresinin bittiği tarihten itibaren bir ya da bu bir ayı izleyen ek üç aylık sürede ödenmesi gereken tutar, vadesi bu sürede gelmiş vergi aslının taksitleri ile cezanın indirimden sonraki kısmının tamamıdır. [25] Bu süre içinde ödeme süresi geçmiş ödenmesi gereken vergi aslı taksiti ile, ceza tutarının ödenmemesi indirim talebini geçersiz kılar.

8 Ancak, vergi aslının vadesi daha sonra gelecek taksitlerinin vadesinde ödenmemesi durumunda, indirim geçerliliğini korur.[26] 6. CEZALARDA İNDİRİMİN SONUÇLARI Cezalarda indirim uygulamasından yararlanan mükelleflerin vergi aslının tamamı ile cezanın indirimden sonraki kısmını ödemeleri sonucu uyuşmazlık yargı mercilerine başvurmaksızın idari aşamada çözümlenmektedir. Sorunun idari aşamada çözümlenmesi ile, mükellefin emek ve zaman kaybı önlenmekte ve müşavirlik, avukatlık, harç vb. giderlere de katlanılmak zorunda kalınmamaktadır. İndirimli ödeme uygulaması ile, mükellef cezanın önemli bir kısmını ödemekten kurtulmaktadır. Vergi Usul Kanunu nun 376. maddesine göre vergi ve ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde, mükellefin vergi dairesine başvurarak vergi aslının ve gecikme faizinin tamamı ile cezanın indirimden sonraki kısmını vadesinde ödeyeceğini belirtmesi ve vadesinde de bu vergi ve cezayı ödemesi durumunda uyuşmazlık idari aşamada çözümlenmiş olmaktadır. Mükellefin uyuşmazlığa konu vergi ve cezayla ilgili olarak, dava açması ve sonucunda da davayı kazanması durumunda, idarenin bu vergi ve gecikme faizi ile cezayı, tahsil edememesi de söz konusu olabilecektir. Böylelikle idarenin, indirimli ödeme uygulamasıyla, belki de ileri de hiç tahsil edemeyeceği vergi, gecikme faizi ve cezayı kısmen dahi olsa tahsil etmesi söz konusu olmaktadır. [1] Vefa HATİPOĞLU, Vergi Cezalarında İndirim Müessesesi, Maliye Postası, Sayı: 578, 1 Ekim 2004, s.92. [2] Maliye Bakanlığının tarih ve /81524 sayılı Özelgesi. [3] Mehmet YÜCEL, Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözüm Yolları- 3 (Cezalarda İndirim) Maliye ve Sigorta Yorumları Dergisi, s.403. [4] Yafes PEHLİVAN, Cezalarda İndirim Uygulamasının Usul ve Esasları, Yaklaşım Dergisi, Temmuz 2005, s:151, s.116. [5] PEHLİVAN, a.g.m., s.116. [6] YÜCEL, a.g.m.. [7] PEHLİVAN, a.g.m., s.116. [8] ÖZBALCI, a.g.e.. s.891. [9] 60 Seri No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği [10]Dn.4. Daire, E:1979/5061, K: 1980/2668, [ Vefa HATİPOĞLU, Vergi Cezalarında İndirim Müessesesi, Maliye Postası, Sayı: 1 Ekim 2004, s:90 ] [11] ÖZYER; a.g.e.,s.678. [12] Hakan AY, Ömer ÇAKICI; Vergi Cezalarında İndirme Maliye Postası, S: 530, 1Ekim 2002, s.59. [13] ÖZBALCI; a.g.e., 886. [14] Gürol ÜREL, Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Yaklaşım Yay. Şubat 2003, Ankara, s.804. [15] Şükrü KIZILOT, Zuhal KIZILOT, Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları, Yaklaşım Yayıncılık, Ekim 2006, s.153. [16] Yılmaz ÖZBALCI, Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yay., Ankara 2002, s [17] PEHLİVAN, a.g.m., s:114. [18] Vefa HATİPOĞLU, Vergi Cezalarında İndirim Müessesesi, Maliye Postası, s:1 Ekim 2004, s.92. [19] HATİPOĞLU; a.g.m.., s.92. [20] KIZILOT, KIZILOT ; a.g.e., s.155. [21] Nurettin EROĞLU, Açıklamalı ve İçtihatlı Vergi Usul Kanunu, 2. Baskı, Ankara 1995, s.693. [22] KIZILOT, KIZILOT; a.g.e.,s [23] ÖZBALCI, a.g.e., s.887. [24] KIZILOT, KIZILOT, a.g.e., s:159. [25] KIZILOT, KIZILOT, a.g.e., s:160. [26] Dn. 4. D. nin tarih ve E. 1979/5061, K.1980/2668 sayılı Kararı.