SUÇ POLİTİKASININ ANA İLKELERİ BAĞLAMINDA ÇEK KANUNU TASARI TASLAKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SUÇ POLİTİKASININ ANA İLKELERİ BAĞLAMINDA ÇEK KANUNU TASARI TASLAKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ"

Transkript

1 SUÇ POLİTİKASININ ANA İLKELERİ BAĞLAMINDA ÇEK KANUNU TASARI TASLAKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Fatih Selami MAHMUTOĞLU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı GİRİŞ Ekonomik suçlar 1 alanında yapılan ceza hukuku düzenlemeleri, hemen hemen tüm ülkelerde, ceza hukukunun genel ilkeleri bakımından sorunlar oluşturabilmektedir. Bir taraftan ekonomik ilişkilerde ortaya çıkan ve çıkması muhtemel olan suiistimallerin önlenmesinde ceza hukuku araçlarının kullanılmasının etkinliği, diğer taraftan ise, bu araçların ultima ratio (son araç) niteliklerinin göz önünde bulundurulması zorunluluğu anılan sorunların temelinde yatan açmazı oluşturmaktadır. Ülkemiz bakımından da bu sorunlar, ekonomik suçlar alanında yapılan hemen her düzenlemede ortaya çıkmaktadır. Geriye doğru bakıldığında bankacılık alanı, kaçakçılık ve gümrük mevzuatı, daha önceki dönemlerde döviz suçları gibi pek çok alanda yapılan düzenlemelerde hep benzer tartışmalar yaşanmıştır ve yaşanmaya devam etmektedir. Hiç şüphe yok ki son 25 yıldır ekonomik suçlar alanında en fazla uygulama alanı bulan ve toplumun geniş kitlelerini ilgilendiren suçlar çek mevzuatından kaynaklanmaktadır. Yukarıda da değindiğimiz gibi bu alanda ortaya çıkan sorunların çözümü, ekonomik sistemin bir düzen içine sokulmasında ceza hukukundan ne ölçüde yararlanılabileceği sorusuna verilecek cevaba bağlıdır. İlk olarak 1985 yılında 3167 sayılı Kanun la mevzuatımıza giren karşılıksız çek keşide etmek suçu ve bu suça ilişkin yargısal içtihat ceza hukuku sistemimizde, gerek teorik bakımdan ciddi eleştirilere konu olmuş, gerekse uygulamada, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, çekin ülkemizde ödemeden ziyade bir kredi aracı olarak kullanılmasının da etkisi ile yargı sisteminin tıkanmasına neden olmuştur. 1 Ekonomik suçlara ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz.; MAHMUTOĞLU Fatih Selami; Ekonomik Suçlar Bağlamında Kredi Hukukundan Kaynaklanan Suç ve İdari Suçlar, Seçkin Yay., Ankara 2003, s

2 Anılan sorunlar nedeniyle çek mevzuatında düzenlenen suçlarda değişiklik yapmak ihtiyacı sürekli tartışma konusu olmuştur. Bu çalışmada öncelikle 3167 sayılı Kanuna ilişkin değerlendirmeler yapılarak ceza hukuku perspektifiyle yarattığı sorunlar tespit edilmeye çalışılacak, bu bağlamda 2005 yılından beri uygulanmakta olan yeni ceza mevzuatımızla çelişen yanları ortaya konulacak; ardından ise halen tartışma konusu olan taslakta /taslaklarda yer alan düzenlemeler ele alınacaktır. Bu noktada hemen ifade etmek isteriz ki, yapmış olduğumuz bu çalışma meclise gönderilmeden önce tartışmaya açılmış metne ilişkindir. Ancak incelemenin tamamlanmasından sonra tartışmaya açılmamış hali ile TBMM ye sunulmuş olduğunu öğrenmiş bulunduk. Bu durum karşısında önemli gördüğümüz bazı farklılıklara, görüşlerin yer almadığı ikinci metne atıfta bulunarak değinmeyi makalenin bütünlüğü açısından daha uygun olduğunu düşünüyoruz. Bu ayrımı ifade etmek üzere, iki metinden görüşlerin yer aldığı ilki bu çalışmada ilk metin, görüşlerin yer almadığı ve TBMM ye gönderilen diğeri ise, ikinci metin olarak adlandırılacaktır I SAYILI KANUN BAKIMINDAN KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU A. GENEL OLARAK KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU Öncelikle ayrıntılarına girmeden 3167 sayılı Kanunun karşılıksız çek keşide etmek suçu bakımından öngördüğü düzenlemeleri kısaca açıklamakta yarar görmekteyiz. Ülkemiz uygulamasında çoğu zaman bir kredi aracı işlevi görmekle birlikte esasında bir ödeme aracı olan çekin, son derece yaygın olarak kullanılması bireylerin bu ödeme aracına duydukları güvenin korunması ve bu güveni ihlal eden davranışların da cezalandırılması ihtiyacını doğurmuş, sonuç olarak karşılıksız çek keşide etmek suçu ilk olarak 1985 yılında yürürlüğe giren 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun la mevzuatımıza girmiştir 2. Karşılıksız çek keşide etmek suçu Kanunun 16. maddesinde düzenlenmektedir. Düzenlemeye göre çek üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenememesi durumunda 2 Düzenleme öncesinde karşılıksız çek keşidesi fiilleri, diğer koşullarında bulunması durumunda dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilmekteydi. Nitekim 3167 sayılı Kanunun karşılıksız çek keşide etmek suçunu düzenleyen 16. maddesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verilmektedir : Karşılıksız Çekler hakkında ilgili kanunlarda özel ceza hükümleri bulunmakta, karşılıksız çek keşide edenler Türk Ceza Kanunu'nun dolandırıcılık suçunu müeyyide altına alan 503 üncü maddesine göre cezalandırılmaktadırlar. Ancak, dolandırıcılık suçunun unsurlarının karşılıksız çıkan her çek yönünden tespiti mümkün olmadığından, bu şekilde çek keşide edenlerin bir kısmının cezasız kalması gibi durumlar ortaya çıkmakta, bu durum çeke olan güveni sarsmaktadır. 2

3 çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Tekerrür durumunda ise adli para cezası değil, hürriyeti bağlayıcı ceza uygulanacaktır. Maddenin ikinci fıkrası ise tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımını düzenlemektedir. Suç, organ veya temsilcisi tarafından tüzel kişi yararına işlenmesi durumunda özel hukuk tüzel kişisi hakkında da birinci fıkra uyarınca para cezası uygulanacaktır. İkinci fıkra tüzel kişilerle yetinmemekte ayrıca yetkili temsilci tarafından yararına çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi hakkında da bu fıkra hükmünün uygulanacağı kuralına yer vermektedir. Ayrıca bir güvenlik önlemi olarak karşılıksız çek keşide edilen hesap sahibi veya yetkili temsilcisi hakkında mahkûmiyet hükmü ile birlikte bir yıl ile beş yıl arasında çek hesabı açtırmalarının yasaklanmasına karar verilebilir. Son olarak madde suçların içtimasına ilişkin olarak kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturduğu kuralına yer vermektedir. B SAYILI TCK NUN 5. MADDESİ KARŞISINDA 3167 SAYILI KANUN UN CEZA HÜKÜMLERİ 5237 sayılı Türk Ceza Kanun un 5. maddesi 3, mevzuatta ceza hukuku yaptırımını doğuran tüm hukuka aykırı fiilleri tek bir sistem dahilinde uyumlu hale getirebilmek amacıyla, ceza kanunun genel hükümlerinde konan kuralların, mevzuatın tamamı bakımından geçerli olduğu kaidesine yer vermişti. Bu kural mevzuatımızda bulunan ve 5237 sayılı Kanunun genel hükümlerine aykırı hükümlerin yürürlükten kalkacağı anlamına gelmektedir. Ancak bu tür bir kapsamlı zımnen ilga durumunun öngörülemeyen bir takım aksaklıklara neden olması ihtimali karşısında 5. maddenin yürürlüğü tarihine kadar ertelenmişti. Amaç, bu zaman zarfında mevzuatımızda bulunan ve yeni Türk Ceza Kanunu nun genel hükümlerine aykırı düzenlemelerin yeniden ele alınmasıydı. Nitekim bu anlamda kapsamlı değişiklikler de yapıldı. Ancak 3167 sayılı Kanun bu değişiklikler kapsamında yer almadı ve anılan 5. madde tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Maddenin yürürlüğe girmesi ile ortaya çıkan sonuç, 3167 sayılı kanunun 5237 sayılı Kanun un genel hükümlerine aykırı hükümlerinin zımnen ilgasıdır. Bu çerçevede 5237 sayılı Kanun la getirilen ve 3167 sayılı Kanun bakımından önem arz eden değişikliklere kısaca değinilmesi gerekmektedir. Bu tespitlere göre, 3167 sayılı Kanun un ne ölçüde yürürlükte olduğunun analizi yapılabilecektir. 3 MAHMUTOĞLU Fatih Selami; Türkiye Barolar Birliği Tarafından TBMM Adalet Komisyonu nda Kabul Edilen TCK Tasarısı Hakkında Görüş, II. Kitap, TBB Yay., Ankara 2004, s

4 5237 sayılı Kanun un 5. maddesinin yürürlüğe girmesi ile 3167 sayılı Kanun un uygulanması bakımından yapılan değerlendirmeler üç ana başlık altında toplanabilir. Bunlardan ilk görüşe göre, bu durum 3167 sayılı Kanun un uygulanması bakımından bir farklılık yaratmayacak, kanun eskisi gibi uygulanmaya devam edecektir 4. Bir diğer görüşe göre ise, 5. maddenin yürürlüğe girmesi ile 3167 sayılı Kanun un suç ve cezalara ilişkin kurallarının uygulanabilme imkânı kalmamıştır 5. Son görüş ise, iki görüş arasında uzlaştırıcı görüş olarak nitelendirilebilecek olan, 3167 sayılı Kanun hükümlerinin incelenerek 5237 sayılı TCK nun genel hükümleri ile bağdaşmayanların ayıklanması ve diğer hükümlerin uygulanmaya devam etmesi yönündedir 6. Değerlendirmeye geçmeden önce ifade etmek isteriz ki; 3167 sayılı Kanun la öngörülen düzenleme, ekonomik ilişkilere ceza hukukuna özgü araçlarla müdahalelerde bulunulmasının doğurduğu sakıncalar yanında, düzenlemenin içtihatta ortaya konan uygulama koşulları nedeniyle ceza hukukunun temel ilkeleri bakımından önemli sakıncalar doğuracak nitelikteydi. Düzenlemenin kusur ilkesi bakımından yarattığı sakıncalara ek olarak 4709 sayılı Kanun la birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 Numaralı Ek Protokol ün bir gereği olarak Anayasa nın 38. maddesine eklenen 8. fıkrada yer alan borç için hapis yasağı da yeni bir boyut eklemiş oldu 7. Bu haliyle anayasa aykırılığı bir tarafa bırakılsa dahi, Yargıtay ın yerleşik içtihadıyla bir objektif sorumluluk hali olarak belirlenen düzenlemenin, açıkça ifade CD. E. 2007/8699, K. 2009/605, T Şişli 6. Asliye Ceza Mahkemesi nin tarih ve E. 2008/780, K. 2009/505 sayılı kararı (Yayınlanmamıştır) CD., E. 2007/8699, K. 2009/605 sayılı ve tarihli karara muhalif üye Ali Kınacı bu görüşü şu gerekçelerle temellendirmektedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nun 5. maddesinin birinci fıkrasında Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun un geçici 1. maddesinde Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır denmesine, sözü edilen kanunların kabul edildiği tarihten sonra 3167 sayılı Çekle Ödemelerin ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun da değişiklik yapılmamasına göre; 3167 sayılı Kanunun karşılıksız çek keşide etmek suçuna ilişkin 16. maddesindeki yaptırımlarla ilgili hükümlerinin, 5237 sayılı TCK nın 20, 43, 52, 53, 60 ve 61. maddelerinde yer alan genel hükümlerine aykırı olduğu, aykırı olan hükümlerin yerine 5237 sayılı TCK nın genel hükümlerinin uygulanmasında ve buna bağlı olarak sanıkların hukuksal durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunduğu, bu nedenle hükümlerin bozulması gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyorum. 7 Belirtmemiz gerekir ki, bu husus itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi nin önüne götürmüş, ancak Anayasa Mahkemesi oy çokluğu ile anayasaya aykırılık iddiasını reddetmiştir. İtiraz konusu kuralın, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında değerlendirilebilmesi için ilişkinin yalnızca sözleşmeden doğması ve borcun yerine getirilememesi gerekmektedir. Oysa çek temelde sözleşmeden bağımsız olarak kambiyo hukukuna özgü borç doğuran özel bir havaledir. AYM nin tarih ve E. 2002/165, K. 2002/195 sayılı kararı, RG. No: 25090, T. :

5 etmek gerekirse, ceza hukukunun temel ilkeleri bakımından savunulabilir tarafı bulunmamaktadır sayılı Kanunun 3167 sayılı Kanun bakımından sonuç doğuracak genel hükümlerinin durumu aşağıda başlıklar halinde değerlendirilecektir. 1- Objektif Sorumluluk: Bilindiği gibi kusur ilkesi, modern ceza hukukunun temel yapı taşını oluşturmaktadır. Bireyin özgür iradeye sahip bir karar verici olduğunun benimsenmesi ile birlikte, gerçekleştirdiği haksızlıktan ötürü ceza yaptırımının uygulanabilmesi ancak bu haksızlığın bireyin kusuruna isnad edilebilmesine, başka bir ifadeyle, ika ettiği haksızlığın haklı olanla haksız olan arasında özgür iradeyle yapılan bir tercihe dayanmasına bağlıdır. Bu nedenle modern ceza hukukunda ceza sorumluluğu sübjektif sorumluluk esasına dayanır. Bu tespitin bir sonucu olarak ceza sorumluluğunun söz konusu olduğu durumlar objektif, yani failin sübjektif durum ve koşullarını dışarıda bırakan değerlendirmeler sorumluluğun isnat edilmesinde rol oynamazlar ya da oynamamaları gerekir. Objektif sorumluluğun yer yer ceza mevzuatında benimsenmesinin sebebi ise özel hukuktaki hakkaniyet düşüncesiyle kabul edilen kusursuz sorumluluk ve tehlike sorumluluğu hallerinin ceza hukukunda da uygulanarak ceza sorumluluğunun genişletilmesi arzusu olarak ifade edilmektedir 8. Özet olarak objektif sorumlulukla ifade edilmek istenen, sorumluluğun salt maddi unsur çerçevesinde ele alınması, manevi unsur ve kusura ilişkin değerlendirmelere ise hiç başvurulmayarak ceza sorumluluğunun kabul edilmesidir. Objektif sorumluluk hallerinde failin haksızlığı taksirle mi yoksa kasten mi gerçekleştirdiğinin, failin fiile kurduğu psişik bağlantının 9 bir önemi yoktur. Suç adeta bir doğa olayı gibi değerlendirilir ve dikkat edilen tek husus, failin iradi hareketi ile cezalandırılan netice arasında nedensellik bağlantısının kurulmasıdır 10. Bu açıklamalar 8 ÜNVER Yener; Ceza Hukukunda Objektif Sorumluluk, Ceza Hukuku Günleri, İÜHF Ceza ve Ceza Usul Hukuku ABD Yayını, İstanbul 1998, s Objektif sorumlulukla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz; ÖZEN Muammer; Ceza Hukukunda Objektif Sorumluluk, US-A Yay., Ankara 1998, s Objektif sorumluluk kavramını açıklamaya yarayacak belki de en iyi örnek 765 sayılı TCK nun 452. maddesinde düzenlenen kastı aşan müessir fiili sonucu adam öldürmek suçudur. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bu suça ilişkin tespitleri objektif sorumluluğun esasında tesadüflerden failin sorumlu tutulmasını sonuçlayabileceğinin bir göstergesidir. failin eylemi ile ölüm sonucu arasında nedensellik bağının bulunması, başka bir deyişle, kastı aşan etkili eylem sonucu adam öldürmenin söz konusu olabilmesi için, ölümün failin etkili eylem sayılan hareketinden doğmuş olması gerekir. Bu suçta, sübjektif takdirin önemi bulunmadığından, failin de ölüm sonucunun meydana gelebileceğini öngörebilir durumda olması aranmaz. Fail yaptığı hareket sonucunda mağdurun ölebileceğini aklından bile geçirmemiş, hatta bunu tahmin edebilecek tecrübe veya bilgiye sahip bulunmamış olsa bile, hareketiyle sonuç arasında objektif uygunluk bulunduğu takdirde nedensellik bağı mevcuttur. YCGK. T , E. 2002/1-29, K. 2002/ Ünver, objektif sorumluluğun tanımı daha farklı bir biçimde ortaya koyarak adil yargılanma hakkını ihlal edilmesi durumunda ortaya çıkan sorumluluk hallerini de objektif sorumluluk olarak nitelendirmektedir. 5

6 çerçevesinde yapılması gereken ilk tespit objektif sorumluluk hallerinin kusur ilkesine ve kanımızca Anayasa ya aykırı olduğudur. Ne var ki, hukukumuzda kusur ilkesinin anayasal bir ilke olarak değerlendirilmemesi maalesef objektif sorumluluk hallerinin Anayasa ya aykırı olduğu iddiasının yüksek yargıda kabulünü de engellemektedir. Diğer yandan kusur ilkesinin Anayasal bir ilke olarak kabulünü sağlayacak pozitif düzenleme olan Anayasamızın 38. maddesindeki cezaların şahsiliği kuralının sadece kişinin kendi fiilinden sorumlu tutulması, suç işlemedikçe ya da bir suça katılmadıkça cezalandırılamaması şeklinde dar anlaşılması ve yorumlanması da kusur ilkesinin anayasal ilke olarak kabulünü engellemektedir 11. Ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi failin sadece kendi kusurlu fiilinden sorumlu tutulabilmesi şeklinde anlaşılmak durumundadır. Aksi durumda bireyin gerçekleştirdiği fiillerin tabiatta meydana gelen diğer vakıalardan bir farkı kalmayacaktır. İnsan davranışını diğer oluşlardan ayıran husus, hukuk düzeninin kendisinden beklediği yetenek ve donanıma sahip bireyin, özgür iradesiyle ortaya koyduğu ihmali ya da icrai fiilidir. İşte ceza hukukunun olmazsa olmaz ilkeleri arasında yer alan bu yaklaşım, 3167 sayılı Kanun da düzenlenen karşılıksız çek keşide etme suçu bakımından da göz ardı edilmiş, öyle ki Yargıtay içtihatlarında da, istisnasız bir biçimde bir objektif sorumluluk hali olarak değerlendirilmiştir sayılı Kanun da yer alan düzenlemeye göre; üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla, tekerrür durumunda ise hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Objektif sorumluluk esasının benimsendiği düşünüldüğünde failin bu noktada kasten veya taksirle hareket etmiş olması, kusurunu ortadan kaldıran bir neden olup olmadığı ve hatta söz konusu karşılıksız kalma sonucunun öngörülemez oluşu dahi sorumluluğu etkilemeyecektir. Suçun oluşumu bakımından tespit edilmesi gereken hususlar esasında üç ana başlıkta toplanabilir. Bunlar failin söz konusu çeki iradi olarak keşide etmesi; çekin karşılığının bulunmaması ve bu iki durum arasında nedensellik bağlantısının bulunmasıdır. Nitekim Ceza Genel Kurulu bu hususlar şu şekilde ÜNVER; Ceza Hukukunda Objektif Sorumluluk, s. 127 vd.; Aksi fikir ve objektif sorumluluğun koşulları için bkz. CENTEL Nur, ZAFER Hamide, ÇAKMUT Özlem; Türk Ceza Hukukuna Giriş, 3. Bası, Beta Yay., İstanbul 2005, s AYM, , /36, RG. No: 12526, T ; Aynı yönde CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT; Türk Ceza Hukukuna Giriş, s Kararlar için bkz.: YCGK, E. 1989/7-213, K. 1989/280, T ; YCGK, E. 1989/7-213, K. 1989/280, T ; 10. CD., E. 2001/18755, K. 2002/147, T ; 10. CD., E. 1999/17254, K. 2000/3361, T ; 10. CD., E. 2002/13938, K. 2002/18228, T

7 özetlemektedir. Bu durumda yasa çek yönünden objektif sorumluluk esasını benimsemiş soyut karşılıksız çek keşidesi, bu eylemin iradi olması koşulu ile suç teşkil edeceği öngörülmüştür. Karşılıksız çek keşidesi iradi bir harekete dayanmıyorsa, örneğin; çalınma, kaybolma, sahibinin elinden hile ile alınma gibi hallerde keşidecinin cezalandırılması söz konusu olmayacaktır 13. Bu uygulama ve düzenleme ile 3167 sayılı Kanun da düzenlenen karşılıksız çek keşidesi suçunun kusur ilkesi ile bağdaştığından söz etmeye imkan bulunmamaktadır. Diğer yandan uygulama, kusur ilkesinin anayasal bir ilke olduğunun kabul edilmesi durumunda, anayasaya da aykırıdır 14. Diğer yandan düzenlemenin bir diğer sorun yaratan tarafı ise ileri tarihli çeklerde ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi uygulamada çek, gerçek fonksiyonunun aksine bir kredi aracı olarak kullanılmakta vadeli çek olarak adlandırılan uygulama keşide tarihinden daha ileri bir tarihte yapılacak ödemeler için kredi vasıtası haline getirilmektedir sayılı Kanunun 16. maddesinde yer alan düzenlemenin ceza sorumluluğu ilkeleri noktasında bir başka sakıncası da burada açığa çıkmaktadır. Keşidecinin ileri bir tarihte ödeyeceği düşüncesi ile ileri bir tarihle düzenlediği çek, keşidecinin yani failin bu iradesine rağmen bu tarihten önce muhatap bankaya ibraz edildiğinde, çekin kısmen veya tamamen karşılıksız olması durumunda suç oluşacaktır. Karşılıksız çek keşide etmek suçu, kötü niyetli keşidecilerin suiistimallerini önlemek amacıyla yürürlüğe girmişken bu örnek olayda kötü niyetli, en azından ahde vefa göstermeyen çek hamilinin amacına hizmet eder duruma gelmektedir. Yukarıda da izah edildiği üzere 3167 sayılı Kanun da düzenlenen ceza sorumluluğu objektif sorumluluk esasına dayanmaktadır. Kusurun aranmadığı ve sadece failin fiili ile netice arasında nedensellik bağlantısına dayanan objektif sorumluluk hallerini yeni TCK bakımından 15 temellendirmek imkânı bulunmamaktadır. Kanunun ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen 20 ve 23. maddeleri incelendiğinde, suçun ancak kasten işlenebileceği, taksirli sorumluluk hallerinin kanunda özel olarak belirlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. 13 YCGK, E. 1989/7-213, K. 1989/280, T Anayasa Mahkemesi nin konuya ilişkin yukarıda anılan tarih ve E. 2002/165, K. 2002/195 sayılı kararına (RG. No: 25090, T. : ) muhalif üye Haşim Kılıç ın ceza hukukunun ana ilkeleriyle uyumlu yaklaşımı şu şekildedir; 3167 sayılı Yasa'nın 16. maddesinin birinci fıkrası suçlarda objektif sorumluluk esası benimsenerek düzenlenmiştir. Yargıtay'da bugüne kadar objektif sorumluluk kapsamında uygulamasını sürdürmüştür. Düzenlenen çekin karşılığı yoksa suç oluşmuştur. Bunun dışında yargıcın sübjektif değerlendirme ve araştırmaları kuralı objektif sorumluluk kapsamından çıkarmaz. Objektif sorumluluk nedeniyle 16. maddenin birinci fıkrasına göre oluşacak suç da "ödememe" ya da "ödeyememe" durumlarının araştırılması söz konusu değildir. Bilerek ve kasden ödemeyenle, iyi niyetle hareket edilerek ödeyememe durumlarını ayırmaya imkan tanımayan bir düzenleme Anayasa'nın 38. maddesine aykırılık oluşturur. Karşılıksız çek suçu, kasıtla işlenen bir suç haline getirilmediği sürece Anayasa'ya aykırılıktan kurtulamaz sayılı TCK nun kabul ettiği sistem bakımından bkz. MAHMUTOĞLU Fatih Selami, Kusurluluk Prensibi Bakımından Azmettirenin Ceza Sorumluluğu, İÜHFM, C., LXIII, S. 1-2, 2006, s

8 Diğer yandan cezanın belirlenmesine ilişkin 61. maddenin 1 fıkrasının f bendinde cezanın failin kast ve taksirine dayalı kusurunun ağırlığına göre belirleneceği ifade edilmiştir sayılı Kanunun karşılıksız çek keşidesi suçuna ilişkin hükmünün bu hükümlere aykırı olduğu açıktır. TCK nun 5. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde ise bu hükümlerin zımnen ilga edildiğinin, en azından fiilen uygulanma imkânının kalmadığının tespiti bir zorunluluktur. 2-Tüzel Kişilerin Ceza Sorumluluğu: Tüzel kişilerin ceza sorumluluğu konusunda ülkemizde ve karşılaştırmalı hukukta tartışmalar devam etmekle beraber 5237 sayılı Kanunun 20/2 maddesinde açıkça tüzel kişilere ceza yaptırımı uygulanamayacağı, ancak kanunda belirtilen durumlarda güvenlik tedbiri niteliğinde yaptırımlara başvurulabileceği ifade edilmiştir. Tüzel kişiler hakkında uygulanacak güvenlik tedbirleri ise Kanunun 60. maddesinde düzenlenmiş, maddenin 4. fıkrasında tedbirlerin ancak kanunda özel olarak belirtilen durumlarda uygulanabileceği kuralına da yer verilmiştir sayılı Kanun ise karşılıksız çek keşide etmek suçuna ilişkin olarak 16. maddenin 2. fıkrasında bu suçun, organ veya temsilcisi tarafından tüzelkişi yararına işlenmesi halinde özel hukuk tüzel kişisi hakkında da ceza yaptırımı uygulanacağını düzenleyerek tüzel kişinin bu suçtan ceza sorumluluğunu kabul etmiştir. Tüzel kişiler hakkında yaptırımı düzenleyen bu hükmün de TCK nun 5. maddesi karşısında uygulanabilirliği kalmamıştır ve zımnen ilga edildiğinin kabul edilmesi gerekir İçtima: 3167 sayılı Kanun içtima hükümleri bakımından özel düzenlemeye yer vererek kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağı kuralını benimsemiştir. Bu durumda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Oysa 5237 sayılı Kanun zincirleme suç bakımından istisna olarak kabul ettiği suçları belirlemiş, bu suçlar dışında bir istisna ya da ayrıma yer vermemiştir. Esasında 3167 sayılı Kanunun bu hükmü, karşılıksız çek düzenlemesinin mantığını ve amacını ortaya koymaktadır. Düzenlemeye göre kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı bir suç oluşturur. Başka bir ifadeyle gerçek içtima kuralları uygulanır ve fail zincirleme suç hükümlerinden faydalanamaz. Bu düzenleme, karşılıksız çekin sayılı Kanun bakımından aynı yönde, Sanık B... K... Tanıtım Eğitim Turizm Organizasyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki hükmün incelenmesi; 5237 sayılı TCK'nun 5, 20/2 ve 60. maddeleri ile 5252 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi uyarınca, tüzel kişiler hakkında yaptırım uygulanmasına olanak bulunmaması, 10. CD., E. 2007/7796, K. 2009/21, T

9 cezalandırılmasının asıl amacının faili borcunu ödemeye kamusal yaptırımlarla zorlamak olduğunu göstermektedir. Bu tür istisnai hükümlere yer yer mevzuatımızda, genel bir düzenleme olarak 5237 sayılı Kanun da da rastlamaktayız. Ancak bu tür bir düzenleme ile içtima kurallarının uygulanmaması, ancak ihlalin ağır niteliği nedeniyle cezanın hafiflemesinin önüne geçmek için öngörülmektedir. Oysa 3167 sayılı Kanun daki amaç faili, yani keşideciyi, borcu ödemeye zorlamaktır ve her çek yaprağının ayrı suç oluşturması fail üzerindeki kamusal baskıyı artıracaktır. Bu tespit, karşılıksız çek keşide etme suçunun borç için hapis yasağı kapsamında değerlendirmesini de sonuçlayabilecek niteliktedir. 4-Yaptırıma İlişkin Hükümler: Öncelikle 5237 sayılı Kanun nispi para cezası sistemini reddederek, para cezalarının gün para cezası esasına göre belirleneceği kuralına yer vermektedir. Buna karşılık, karşılıksız çek keşide etme suçunda çek bedeline göre belirlenen nispi para cezası bir yaptırım olarak uygulanmaktadır. Güvenlik tedbirleri bakımından 3167 sayılı Kanun un sistemi 5237 sayılı TCK nun sistemine aykırıdır. TCK nda sınırlı olarak sayılan ve kural olarak mahkûmiyet süresi ile sınırlı güvenlik tedbirleri söz konusudur. Buna karşılık 3167 sayılı Kanun da bir güvenlik tedbiri olarak ortaya çıkan çek hesabı açtırmanın yasaklanması bir yıl ila beş yıl arasında takdire bağlı olarak belirlenen bir tedbir olarak düzenlenmiştir. Yaptırıma ilişkin son aykırılık tekerrüre ilişkin 3167 sayılı Kanun düzenlemesidir sayılı Kanun, tekerrürü cezayı artıran bir neden olarak düzenlemiştir. Ancak yeni TCK sistematiğinde tekerrür hali, infaza ilişkin özel bir rejimi gerektirmektedir sayılı Kanun bu şekilde 3167 ile birlikte değerlendirildiğinde, karşılıksız çek keşidesi suçuna ilişkin düzenlemenin uygulanmasının imkânsız hale geldiği görülmektedir. II. BİRİNCİ METİNDE ÖNGÖRÜLEN DÜZENLEMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ A. KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU Belirtmeliyiz ki yukarıda ortaya konan tablo karşısında, birinci metinde öngörülen düzenlemelerin hem genel yaklaşım itibariyle yerindeliği, hem de TCK nun 5. maddesi hükmü yönünden irdelenmelidir. Elbette ki TCK nun genel hükümleri bakımından yapılacak değerlendirme esasında pozitif hukuka uygunluk anlamına gelmemekte, daha ziyade yasa koyucunun yasa koyma sürecindeki tutarlılığı bakımından önem arz etmektedir. Zira 5237 sayılı Kanunun 5. maddesi temelde mevzuatımızda suç ve ceza içeren tüm hükümlerin bir 9

10 bütünlük ve tutarlılık içerisinde olması gerektiği yönündeki genel ve kanımızca haklı kabule dayanmaktadır. Karşılıksız çek keşide etmek suçu birinci metnin 7. maddesinde 17 düzenlenmektedir. Bu suç yönünden taslağın en dikkat çeken tarafı suçun taksirle 18 işlenebilen bir suç haline getirilmesidir. Madde cezalandırılan fiili ortaya koyarken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, çek karşılığını ilgili banka hesabında tam olarak bulundurmayan kişi den söz etmektedir 19. Hemen vurgulayalım ki böyle bir hükme gerek olup olmadığı yönünde tartışma bir tarafa bırakılacak olursa, en azından objektif sorumluluk esasının terk edilmesi 5237 sayılı TCK nun benimsediği sorumluluk ilkelerine uygundur. Ancak yeni tartışma konusu suçun kasten işlenmesi durumunda nasıl hareket edileceğidir. Bu noktada iki farklı görüş geliştirilebilir. Bunlardan ilki, bir fiilin taksirle işlenmesi durumunda cezalandırılıp, kasten işlenmesi durumunda cezasız kalması anlamsız olacağından kastlı fiillerin de evleviyetle madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Diğerine göre ise, madde açıkça dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık hallerinden bahsettiğinden, fiilin kasten gerçekleştirilmesi madde kapsamında değerlendirilemeyecek; ancak 3167 sayılı Kanun öncesinde olduğu gibi dolandırıcılık hükmü uygulanabilecektir. İlk yaklaşımın kanunilik ilkesi ile çelişeceği de aşikârdır. İkinci görüş bakımından ise her somut olayda dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşup oluşmayacağı irdelenecektir. Yeni önerilen düzenleme bakımından bir diğer önemli sorun failin nasıl belirleneceğidir. Özellikle hesap sahibinin tüzel kişi olması durumunda failin belirlenmesi kolay olmayacaktır. Birinci metnin 7/2. (İkinci metnin 5/2. fıkrası) fıkrasında bu husus tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler şeklinde çözümlenmeye çalışılmıştır. Ancak bu düzenleme ceza sorumluluğu bakımından adeta bir karine yaratmaktadır. Mali işlerden sorumlu yönetim organı üyesinin belirlenmiş olması durumunda dahi sorumluluğu 17 İkinci metnin 5. maddesinde farklı biçimde düzenlenmiştir. Bkz. Giriş bölümündeki açıklamaları. 18 Karşılıksız çek keşide etmek suçu, İkinci metin Genel Gerekçe-Karşılıksız Çek bölümü ve md.5 in gerekçesinde, en azından taksire dayalı kusurluluğu gerektiren bir biçimde,şikayete bağlı bir suç olarak düzenlemiştir.bu ifadeden anlaşılması gereken husus, söz konusu suçun objektif sorumluluğa neden olmayacağı,başka bir ifade ile, ceza sorumluluğunun doğabilmesi için dikkat ve özen eksikliğinin mevcudiyetinin mutlaka aranması gerekliliğidir.böylelikle bu alanda da 5237 sayılı TCK nın sübjektif sorumluluk esası gözetilmiştir. Ancak, hatırlatmak isteriz ki,anılan ibare, kastlı davranışları da kapsar anlamına gelmemektedir.yasa tekniği bakımından bir suçun kastlı şeklinin açıkça düzenlenmesi, suçta ve cezada kanunilik ilkesini de dikkate aldığımızda, yasal bir zorunluluktur. 19 İkinci metnin 5. maddesinde maddi unsur Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet ver(mek) şeklinde tanımlanmıştır. 10

11 her durumda doğrudan bu kişiye yüklemenin sorun yaratması muhtemelken, bu kişinin belirlenmemiş olmasından hareketle tüm yönetim organı üyelerinin bu fiilden sorumlu tutulmalarının yeninden objektif sorumluluk anlamına geleceği unutulmamalıdır. Özellikle mali yapısı ve örgütlenmesi büyük tüzel kişilerde yönetim organının tek üyesinin basın hukukundaki sorumlu yazı işleri müdürü mantığı ile tüzel kişinin birden fazla hesapta ve birden fazla çek defteri ile işleri yürütmesinin de mümkün olduğu düşünüldüğünde bu düzenlemenin yeni sorunlar yaratacağı bugünden kestirilebilir. Bu noktada tüzel kişiler bakımından getirilen düzenlemenin yerinde olduğunu ve 5237 sayılı Kanun la getirilen sisteme de uygun olduğunu ifade etmek isteriz. Bilindiği gibi, TCK tüzel kişilerin ceza sorumluluğunu reddetmekte, ancak kanunda özel olarak belirtilen durumlar yine kanunda belirtilen güvenlik önlemlerine başvurulmasını mümkün kılmaktadır. Birinci metinle getirilen düzenleme ile tüzel kişilere ceza yaptırımı uygulanması ortadan kaldırılmış, yargılama aşamasında koruma tedbiri olarak, hükmün kesinleşmesinden sonra ise güvenlik önlemi olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanmasının yolu açılmıştır. Koruma tedbirleri ve güvenlik önlemlerine aşağıda tekrar değinilecektir. Birinci metnin ceza hukuku bakımından bir diğer olumlu düzenlemesi vadeli çek olarak adlandırılan ileri tarihli çeklerde karşılıksızlık durumuna ilişkindir sayılı Kanun ileri tarihli çeklerde gerek özel hukuk sonuçları gerekse ceza hukuku hükümlerinin uygulanması bakımından herhangi bir farklılık gözetmemekteydi. Bu durumun vadeli çekler bakımından doğurduğu sakınca, zaten objektif sorumluluk nedeniyle kusur ilkesinin ihlal edilmesi yanında, ileri tarihli düzenlenmiş çekin, hamili tarafından daha önceki bir tarihte ibrazı edilmesi durumunda keşidecinin ceza sorumluluğunun doğmasına neden olunmaktaydı. Yeni düzenleme ile kanun karşılıksız çek keşidesi suçunun oluşumu bakımından düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edildiğinde karşılığının bulunmamasını arayarak bu sorunu aşmıştır. Yaptırım teorisi bakımından taslak değerlendirildiğinde karşımıza çıkan ilk sorun adli para cezasına ilişkindir sayılı Kanun la öngörülen adli para cezası sistemi gün para cezası esasına dayanmaktadır. Kanunun 52/1. maddesinde adli para cezası beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir şeklinde tanımlanmaktadır. Birinci metnin 7. maddesi ile getirilen düzenleme esasta gün para cezası sistemine uygun olmakla beraber, madde de cezanın alt sınırı olarak çekin üzerinde 11

12 yazılı miktarın belirlenmesi gün para cezası sisteminden taviz verilmesi, doğal olarak TCK nun 5. maddesi ile uyumsuz bir başka düzenleme yapılması anlamına gelmektedir. Bu noktada yaptırımın caydırıcı olması için en az çek bedeli kadar olması gerektiği yönünde bir argüman ilk değerlendirmede pragmatik anlamda mantıklı gelse de, suç teorisi ve yaptırım teorisinde bu neviden pragmatik değerlendirmeler ilkelerin aşındırılması sonucunu doğuracaktır sayılı Kanun da mükerrir bakımından yeni TCK da öngörülen sistemle bağdaşmayan bir yaptırım rejimine yer verilmemiştir. Bu durumda karşılıksız çek keşidesi suçunda tekerrür durumunda TCK nun 58. maddesi ve buna bağlı olarak CGTİHK nun 104 ve devamı maddelerinde düzenlenen özel infaz rejimi uygulanacaktır. Son olarak birinci metinde öngörülen karşılıksız çek keşidesi suçuna özgü koruma tedbirleri ve güvenlik önlemlerine değinmekte yarar görmekteyiz. Birinci metin, 3167 sayılı Kanun da da olan çek hesabı açmak ve düzenlemek yasağını hüküm kesinleşene kadar bir koruma tedbiri, hüküm kesinleştikten sonra TCK da bulunmayan yeni bir güvenlik önlemi olarak düzenlemektedir. Koruma tedbiri olarak yasaklama taslakta, ceza muhakemesindeki diğer tedbirlerine paralel olarak cumhuriyet savcısının talebi ve sulh ceza hâkimin kararıyla, dava açıldıktan sonra ise yargılamayı yapan mahkemenin kararı ile mümkün olabilecektir. Güvenlik önlemi olarak düzenlenen yasaklar, yasağa son verilmesi ise birinci metnin 8. maddesinin 3. fıkrasına göre adlî para cezası tamamen infaz edildikten veya bu cezayı ödemediği için hakkında hapis uygulanıp serbest bırakıldıktan itibaren üç yıl ve her hâlde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra hükmü veren mahkemeye yapılacak başvuru ile kaldırılır 20. Birinci metnin 8. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında düzenlenen bir diğer kurum da etkin pişmanlıktır. Düzenleme ile etkin pişmanlığa ilişkin çek mevzuatımızdaki hükümlerle, TCK nunda çeşitli suçlarda düzenlenmiş bulunan etkin pişmanlık hükümleri paralel hale getirilmiştir. Düzenleme ile failin karşılıksız kalan bedeli yasal faiziyle ödemesi durumunda, muhakemenin bulunduğu aşamaya göre kamu davasını açılmayacağı, açılmış kamu davasının düşmesine karar verileceği, mahkûm olunan cezanın tüm sonuçları ile ortadan kalkacağı ifade edilmekte, şikayetten vazgeçme durumuna da aynı sonuçlar bağlanmaktadır. Yine aynı 20 İkinci metnin 6. maddesinin 3. fıkrasında Kişi, mahkûm olduğu adlî para cezası tamamen infaz edildikten veya bu cezayı ödemediği için hakkında hapis uygulanıp serbest bırakıldıktan itibaren üç yıl ve her hâlde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilir. Mahkemenin vereceği karara itiraz edebilir. şeklinde düzenlenmiştir. 12

13 maddenin 2. fıkrasında koruma tedbiri veya güvenlik tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının da ortadan da kaldırılacağı hükme bağlanmıştır 21. B. DİĞER SUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Kaşlılıksız çek keşide etmek suçu dışında birinci metin, 9. maddesinde (İkinci metnin 7. maddesi) yeni bazı suçlara da yer vermektedir. Bu suçlara tek tek değinmek bu çalışmanın niteliğine uygun düşmemekle beraber, anılan suçlara ilişkin kısa tespit ve eleştirilerimizi dile getirmekte yarar görmekteyiz. Birinci metnin 1. maddesinde ifade edilen iddialı amaç hükmünün sağlanması, kanunun suç ve cezalara ilişkin tüm hükümlerine sirayet etmiş görünmektedir. Ancak bu amacı sağlamak için ceza hukuku araçlarından bu ölçüde yararlanılması ceza hukukunun ultima ratio vasfına ters düşmektedir. Bilindiği gibi hukuk düzeni içerisinde ceza hukuku ve ceza yaptırımları, niteliklerinin ağır olması nedeniyle, ancak hukukun diğer alanlarınca çözülemeyen ve kamusal yararın ağır bastığı hukuka aykırılıklarda devreye girmelidir. Aksi durum esasında istisnai olması gereken ceza hukukun düzenleyici etkisinin kural haline gelmesini ve toplumsal hayatın düzenlenmesinde öne çıkmasına neden olacaktır ki bu devlete tanınan hukuk aracılığıyla zor kullanma yetkisinin sınırlarının genişlemesi, özgürlük alanının daralmasını sonuçlar. Bu nedenlerle kanımızca ceza hukukunun ekonomik düzenin sağlanmasındaki yeri imkânlar ölçüsünde azaltılmalıdır. Bu tespitimiz karşısında birinci metin değerlendirildiğinde ise bir azalmadan ziyade bir genişleme ile karşılaşmaktayız. Daha açık ifadeyle birinci metinde düzenlenen suçların önemli bir bölümünün ceza hukukunun müdahale alanının dışında kaldığı kanısındayız. Bu ön açıklama çerçevesinde 9. madde de düzenlenen bazı suçlara değinmemiz gerekmektedir. 21 Düzenleme ikinci metnin 6. maddesinde farklı şekilde formüle edilerek kendisine yer bulmuştur. (1) Karşılıksız kalan çek bedelini, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında, a) Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına, b) Kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine, c) Mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına, karar verilir. (2) Şikayetten vazgeçme hâlinde de birinci fıkra hükmü uygulanır. 13

14 Birinci metnin 9. maddesinin ilk fıkrasında (İkinci metnin 7/1. fıkrası) tacir kişinin ticari işletmesine ilişkin işlerde tacir olmayan kişinin çek defterini kullanması 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasını gerektiren suç olarak düzenlenmiştir 22. Madde ile suç olarak düzenlenen bu fiil, olası vergi hukuku aksaklıklarının konusu olarak idari yaptırımın, özel hukuk alanında herhangi bir sonucunun doğması durumunda ise özel hukuka ilişkin yaptırımların konusu olabilir. Bu fiilin suç olarak düzenlenmesinde bir kamusal çıkar bulunmadığı gibi, özel belgede sahteciliğin cezasının 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olduğu hukuku sistemimizde bu ölçüde ağır cezalar öngörülmesinin ceza adaletinin gereklerine de aykırı olduğu kanısındayım. Birinci metnin 9/2. (İkinci metnin 7/2. fıkrası) fıkrasında tacir olmayan kişiye tacir kişiye verilmesi gereken çek defteri veren banka görevlisinin fiili de adli para cezasını gerektiren bir suç olarak düzenlenmiştir. Suç olarak düzenlenen bu fiilin idari, hatta banka içi disiplin yaptırımı ile karşılanabileceği düşüncesindeyim. Yukarıda bu hususta yapılan açıklamalar bir tarafa bırakılsa bile, anılan fiillerin her biri hakkında yaptırım uygulanması, zaten tıkanmış olan adli sistemin yükünün daha da artması anlamına gelecektir. Benzer eleştiri 9. maddenin 3. fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen banka görevlisinin beyanname almadan veya beyannameye rağmen, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunan kişiye veya bu kişinin yönetim organında görev yaptığı veya temsilcisi ya da imza yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri vermek fiili bakımından da geçerlidir. Birinci metnin 9/3. fıkrasında (İkinci metnin 7/3. fıkrası)yükümlülüğe aykırı olarak bankaya gerçek dışı beyanda bulunmak suçu yer almaktadır. Söz konusu fiilin suç olarak düzenlenmesine gerek olup olmadığı yönündeki tartışma bir tarafa bırakılacak olursa,öngörülen yaptırımın ortaya çıkan haksızlığın niteliğine uygun düşmediği kanısındayım. Zira 5237 sayılı TCK nun 206. maddesinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis, 272. maddesindeki yalan tanıklık suçunun cezası 4 aydan 1 yıla kadar hapis, 210. maddede sağlık mesleği mensuplarının gerçeğe aykırı belge düzenlemelerinin 22 Birinci metin, hukukumuzda ilk defa, tacir kişiler için özel bir çek öngörmektedir. Bu konuda Bkz. Aynı sempozyumda Füsun NOMER-ERTAN tarafından sunulan Çek Kanunu Tasarısı Taslağında Tacir Çeki Ve Matbu Hamiline Çek başlıklı tebliğ. 14

15 cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis, 276. maddede gerçeğe aykırı bilirkişi ve tercümanlık yapmak suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapistir. Birinci metnin 9. maddesinin 4 ve 5. Fıkralarında (İkinci metnin 7/ 4-5. fıkraları) suç olarak düzenlenen kısmen veya tamamen karşılığı bulunmayan çekle ilgili olarak, talebe rağmen, karşılıksızdır işlemi yapmayan veya karşılığı olmasına rağmen ödemede bulunmayan banka görevlisinin bu fiilleri için şikayet üzerine 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Söz konusu fiilin de idari yaptırımla cezalandırılmasının daha yerinde bir tercih olabileceğini belirtmek isterim. 23 Sonuç olarak; Çek Kanunu Tasarısı olarak adlandırılan birinci metin, beklenenin ötesinde çok iddialı bir amaç ortaya koymuş, bu amaç doğrultusunda yeni suç tiplerine yer vermiş ve deyim yerindeyse asıl tartışma konusu olan karşılıksız çek keşide etmek suçunu tüm detaylı hükümlere rağmen tali nitelikte bırakmıştır. Özellikle vurgulayalım ki bizce böyle bir suç tipine ülkemiz uygulaması da dikkate alındığında gerek yoktur. Yeni suç tipleri bakımından ise öngörülen cezaların isabetli olmadığını düşünüyoruz. Belki de bu ve benzeri eylemler açısından kabahatlere ilişkin idari para yaptırımlarından yararlanmak daha isabetli bir yaklaşım olabilir. 23 Birinci ve ikinci metinlerin diğer fıkralarında yukarıda belirttiğimiz suçlar dışında da düzenlemeler yer almaktadır. Buna göre, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişinin, buna rağmen çek düzenlemesi, çek defteri basmaya veya bastırmaya kanunen yetkili kılınan kişilerin haricinde çek defteri basılması, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenlenmesi durumları yaptırım altına alınmıştır. 15

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür. Mahkememizin yukarıda esas sayısı yazılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 06.05.2014 günlü oturum ara kararı uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ndan sanık... kullandığı... nolu,

Detaylı

SİRKÜLER 2013/23. : Vadesi Gelmemiş İleri Tarihli Çeklere Senetler Gibi Reeskont Uygulanabilecek

SİRKÜLER 2013/23. : Vadesi Gelmemiş İleri Tarihli Çeklere Senetler Gibi Reeskont Uygulanabilecek SİRKÜLER 2013/23 SİRKÜLERİN Tarihi : 02.05.2013 Konusu Mevzuat Yasal Dayanak : Vadesi Gelmemiş İleri Tarihli Çeklere Senetler Gibi Reeskont Uygulanabilecek : 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu : 30.04.2013 Tarih

Detaylı

MALATYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI CHAMBER OF CERTIFIED ACCOUNTANTS OF MALATYA. Sayı : 2010/134 Malatya : 02/06/2010

MALATYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI CHAMBER OF CERTIFIED ACCOUNTANTS OF MALATYA. Sayı : 2010/134 Malatya : 02/06/2010 Sayı : 2010/134 : 02/06/2010 TÜRMOB GENEL BAŞKANLIĞINA ANKARA Başbakanlık tarafından hazırlanan ve TBMM Plan ve Bütçe komisyonunda görüşülecek olan GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE

Detaylı

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 01/12/2014 Sayı: 2014/107 Ref : 6/107. Konu: MISIR MENŞELİ POLİSTİREN İTHALATINDA DAMPİNG SORUŞTURMASI AÇILMIŞTIR

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 01/12/2014 Sayı: 2014/107 Ref : 6/107. Konu: MISIR MENŞELİ POLİSTİREN İTHALATINDA DAMPİNG SORUŞTURMASI AÇILMIŞTIR GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 01/12/2014 Sayı: 2014/107 Ref : 6/107 Konu: MISIR MENŞELİ POLİSTİREN İTHALATINDA DAMPİNG SORUŞTURMASI AÇILMIŞTIR 30/11/2014 tarihli ve 29191 sayılı Resmi Gazete de İthalatta Haksız

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 23-26 MAYIS 2013 - İZMİR Grup Adı : Özel Hukuk 1. Grup Konu : İş ve sosyal güvenlik davaları Grup Başkanı : Mehmet YILDIZ (Yargıtay Tetkik

Detaylı

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk.

Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Özelge: 4632 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi kapsamında vakıf/sandıklardan bireysel emeklilik sistemine yapılan aktarımlarda vergilendirme hk. Sayı: 64597866-120[94-2014]-131 Tarih: 28/08/2014 T.C. GELİR

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü) T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü) Sayı : 90792880-155.15[2013/2901]-889 02/09/2015 Konu : TÜBİTAK tarafından desteklenen

Detaylı

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 26/12/2014 Sayı: 2014/127 Ref : 6/127

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 26/12/2014 Sayı: 2014/127 Ref : 6/127 GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 26/12/2014 Sayı: 2014/127 Ref : 6/127 Konu: ÇİN HALK CUMHURİYETİ VE İSRAİL MENŞELİ TEMPERLENMİŞ VEYA LAMİNE EDİLMİŞ EMNİYET CAMLARI NIN İTHALATINDA DAMPİNG SORUŞTURMASI AÇILMIŞTIR

Detaylı

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu

Detaylı

Mali Bülten. No: 2010/1. Konu : 5941 Sayılı Yeni Çek Kanunu Resmi Gazete de Yayımlanarak Yürürlüğe Girmiştir.

Mali Bülten. No: 2010/1. Konu : 5941 Sayılı Yeni Çek Kanunu Resmi Gazete de Yayımlanarak Yürürlüğe Girmiştir. 06 Ocak 2010 Mali Bülten No: 2010/1 VERGİ Konu : 5941 Sayılı Yeni Çek Kanunu Resmi Gazete de Yayımlanarak Yürürlüğe Girmiştir., 5941 sayılı Çek Kanunu 20.12.2009 tarih ve 27438 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak

Detaylı

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Hukuk ve Danışmanlık ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ Türkiye de serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,

Detaylı

DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI: SİRKÜLER TARİHİ : 01/10/2010 SİRKÜLER NO : 2010/81 DEVREDEN YATIRIM İNDİRİMİNİN KULLANIMI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI: Bilindiği üzere, Anayasa Mahkemesi nin iptal kararı üzerine, 01 Ağustos 2010

Detaylı

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana bilim Dalı Öğretim Üyesi. 1 Makalede kısaca Kanun olarak ifade olunacaktır. 2 Kanunun 1. maddesine göre kanunun amacı, finansal kuruluş olarak faaliyet

Detaylı

KARTELLERĐN ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA AKTĐF ĐŞBĐRLĐĞĐ YAPILMASINA DAĐR YÖNETMELĐK

KARTELLERĐN ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA AKTĐF ĐŞBĐRLĐĞĐ YAPILMASINA DAĐR YÖNETMELĐK KARTELLERĐN ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA AKTĐF ĐŞBĐRLĐĞĐ YAPILMASINA DAĐR YÖNETMELĐK Genel Gerekçe (1) 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun (Kanun) 16 ncı maddesinin altıncı fıkrasında, Kanuna

Detaylı

SAĞLIK HİZMETLERİNDE İDARENİN YETKİLERİ VESORUMLULUĞU. Prof.Dr Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

SAĞLIK HİZMETLERİNDE İDARENİN YETKİLERİ VESORUMLULUĞU. Prof.Dr Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi SAĞLIK HİZMETLERİNDE İDARENİN YETKİLERİ VESORUMLULUĞU Prof.Dr Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi YETKİ SAĞLIK HİZMETİNİ DÜZENLEMEK KURMAK-İŞLETMEK DENETLEMEK SORUMLULUK HİZMETİN KURULUŞUNDA,

Detaylı

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN

TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN Emre KARTALOĞLU Gelirler Kontrolörü TEŞVİK BELGELİ MAKİNA VE TEÇHİZAT TESLİMLERİNE UYGULANAN KDV İSTİSNASINDA BİR SORUN GİRİŞ Bilindiği gibi, 4842 sayılı Kanunla 1 vergi kanunlarında köklü değişiklik ve

Detaylı

NO: 2012/09 TAR H: 19.01.2012

NO: 2012/09 TAR H: 19.01.2012 VERG S RKÜLER NO: 2012/09 TAR H: 19.01.2012 KONU 5 Seri No lu Kurumlar Vergisi Genel Tebli i Resmi Gazete de Yay nlanm r. 19.01.2012 tarih ve 28178 say Resmi Gazete de yay mlanan 5 Seri No'lu Kurumlar

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2015-1-69 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 16-02/30-9 Karar Tarihi : 14.01.2016 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr. Ömer

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 107 İST, 18.12.2013 ELEKTRONİK DEFTER HAKKINDA AÇIKLAMALAR YAPILDI

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 107 İST, 18.12.2013 ELEKTRONİK DEFTER HAKKINDA AÇIKLAMALAR YAPILDI SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 107 İST, 18.12.2013 ÖZET: Elektronik defter hakkında açıklamalar yapıldı. ELEKTRONİK DEFTER HAKKINDA AÇIKLAMALAR YAPILDI 421 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında

Detaylı

Girişimcilere Öneriler 155 İŞ YAŞAMINDA ORTAYA ÇIKAN SORUNSAL GELİŞMELER VE MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ GİRİŞ Halis KALMIŞ Y apılan mevzuat değişiklikleri, ortaya çıkan uygulamalar ve finansal araçlarda yaşanan

Detaylı

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir. İZMİR ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönerge; İzmir Üniversitesi nin Fakülteleri, Meslek Yüksekokulu ve bölümlerinde ÖSYM ve Üniversite tarafından

Detaylı

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI Oturum Tarihi : 21 Kasım 2013 Oturum No : 70 BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI 1- Cumhuriyet Savcılığından Bursa Tabip Odasına intikal eden belgelere dayanarak 04, 05, 06 ve 20 Mart 2010 tarihlerinde

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER FRANSIZ CEZA USÛL KANUNUNDA YER ALAN ÜST MAHKEMELER İLE İLGİLİ HÜKÜMLER Tercüme Eden: Prof. Dr. Durmuş TEZCAN (D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi) 1. Kitap: Kamu Davası ve İlk Soruşturma; 2. Kitap: Yargı

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği KONU SİRKÜLER 2009 / 32 Sigorta Primi Desteklerine Yönelik Yeni Düzenlemeler (5921 Sayılı Kanun) Genel Olarak İşsizlikle mücadeleye yönelik bir yasal düzenleme olarak nitelendirilebilecek olan 5921 Sayılı

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61 T.C YARGITAY 10.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/1737 Karar No. 2013/7836 Tarihi: 15.04.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2014/1 İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61 YURT DIŞI HİZMET BORÇLANMASINDA YAŞLILIK

Detaylı

İTİRAZ YOLU İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI

İTİRAZ YOLU İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/6024 İTİRAZ YOLU İLE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURULMASI KARARI Birkan Yakan ve 493 dava arkadaşının vekili Av. Ziynet Özçelik tarafından, 18.2.2011 tarih

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 CİNSEL SALDIRI (MADDE 102) 5

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 CİNSEL SALDIRI (MADDE 102) 5 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 CİNSEL SALDIRI (MADDE 102) 5 1- Basit Cinsel Saldırı Suçu (m. 102/1) 7 A- Genel Açıklamalar 7 B- Suçun Maddi Unsuru 7 a- Suçun Faili 7 b- Suçun Mağduru 16 c- Fiil 22 ı- Cebir 22 ıı-

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı : 2012/11 Karar Sayısı : 2012/104 Karar Günü : 5.7.2012 R.G. Tarih-Sayı : 13.10.2012-28440 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi İTİRAZIN

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE Sayı :2010/800/ 25.11.2010 Konu : Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararla ilgili görüşlerimiz hk. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE İlgi: 9.11.2010 gün ve

Detaylı

Sirküler no: 043 İstanbul, 15 Nisan 2009

Sirküler no: 043 İstanbul, 15 Nisan 2009 Sirküler no: 043 İstanbul, 15 Nisan 2009 Konu: Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form un doldurulmasına ilişkin açıklamalar. Özet: Kurumlar Vergisi mükelleflerinin,

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Sayı: 42 BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Gazi Erçel Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 22 Aralık 2000 Ankara 2001 yılında uygulanacak para ve kur politikasının çerçevesi, uygulama prensipleri

Detaylı

CEZA HUKUKU. 27 aralık 1968 tarihli ve 13086 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış 1072 sayılı «Rulet, tilt, langırt ve benzeri oyun âlet ve makinaları

CEZA HUKUKU. 27 aralık 1968 tarihli ve 13086 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış 1072 sayılı «Rulet, tilt, langırt ve benzeri oyun âlet ve makinaları KRONİKLER MEVZUAT KRONİĞİ CEZA HUKUKU 1 Ateşli silâh ve bıçak taşıma izni : 27 mart 1968 tarihli ve 12859 sayılı Resmî Gazetede, 19/3/1963 tarihli ve 11359 sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış yönetmelikte

Detaylı

DÜNYA BANKASI İŞ ORTAMI RAPORU ÖRNEK OLAY ÇALIŞMASI

DÜNYA BANKASI İŞ ORTAMI RAPORU ÖRNEK OLAY ÇALIŞMASI DÜNYA BANKASI İŞ ORTAMI RAPORU ÖRNEK OLAY ÇALIŞMASI Olay: Buyer A.Ş. (Buyer) gıda sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olup ürünlerinin tamamını kendi üretip, dağıtmaktadır. Bay James, şirketin yönetim

Detaylı

Elektronik ortamda tutulacak defter ve belge uygulamasında kullanılacak olan terimler aşağıda tanımlanmıştır.

Elektronik ortamda tutulacak defter ve belge uygulamasında kullanılacak olan terimler aşağıda tanımlanmıştır. 1. Giriş 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 242 nci maddesinin 2 numaralı fıkrası hükmü ile Maliye Bakanlığı; elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası

Detaylı

Gümrük Müsteşarlığının görevlerini daha etkin ve verimli yerine getirmesini sağlayacak şekilde idari kapasitesinin arttırılması

Gümrük Müsteşarlığının görevlerini daha etkin ve verimli yerine getirmesini sağlayacak şekilde idari kapasitesinin arttırılması ÇIKARILMASINDA YARAR GÖRÜLEN YASAL DÜZENLEMELER (KANUN) I. 2007-2008 YASAMA DÖNEMĐNDE (01/10/2007-30/09/2008) ÇIKARILMASINDA YARAR GÖRÜLEN YASAL DÜZENLEMELER Çıkarılacak Yasal Adı 29.0007.1.01 Tasfiye

Detaylı

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 SİRKÜ : 2016/09 KAYSERİ Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 04.03.2016 tarih ve 29643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kurumlar Vergisi 1 Seri No.lu Genel Tebliğinde Değişiklik

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 36 İST, 27.02.2013. E-fatura hakkında 424 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı.

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 36 İST, 27.02.2013. E-fatura hakkında 424 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı. SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 36 İST, 27.02.2013 ÖZET: E-fatura hakkında 424 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı. 424 SIRA NO LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI 21 Şubat 2013 tarihli

Detaylı

1- Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Zorunlulu u Kapsam na Giren Mükellefler

1- Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Zorunlulu u Kapsam na Giren Mükellefler VERG S RKÜLER KONU NO: 2012/69 TAR H: 28.12.2012 Baz Mükellef Gruplar çin Elektronik Fatura Kullanma Ve Elektronik Defter Tutma Zorunlulu u Getirilmesine li kin 421 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebli

Detaylı

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 Reform Eylem Grubu nun (REG) ilk toplantısı, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Volkan

Detaylı

Konu: Ankara Katliamı sonrasında gerçekleştirilen 12-13 Ekim tarihli iş bırakma süreci

Konu: Ankara Katliamı sonrasında gerçekleştirilen 12-13 Ekim tarihli iş bırakma süreci 15.10.2015 / 235641 BAŞHEKİMLİK MAKAMI NA, Konu: Ankara Katliamı sonrasında gerçekleştirilen 12-13 Ekim tarihli iş bırakma süreci Sayın Başhekim Bilindiği gibi 10 Ekim cumartesi günü ülke tarihinin en

Detaylı

Hukukumuzda üç kusursuz sorumluluk ilkesi vardır: hasar ilkesi, kamu külfetleri karşısında eşitlik ve sosyal risk ilkesi.

Hukukumuzda üç kusursuz sorumluluk ilkesi vardır: hasar ilkesi, kamu külfetleri karşısında eşitlik ve sosyal risk ilkesi. 1- Olayda bahsi geçen A belediyesi- yer bakımından yerinden yönetim- hizmet bakımından yerinden yönetim ayrımı açısından yer bakımından yerinden yönetim kuruluşudur. Belediye, mahalli idare/ yerel yönetim

Detaylı

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI HAYALi ihracatln BOYUTLARI 103 Müslüme Bal U lkelerin ekonomi politikaları ile dış politikaları,. son yıllarda birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinin ekonomi politikalarında

Detaylı

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ 8 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29261 YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA BİRİNCİ

Detaylı

Avrupa Adelet Divanı

Avrupa Adelet Divanı Avrupa Adelet Divanı Avrupa Adalet Divanı Çev: Alpay HEKİMLER * Karar Tarihi : 22.11.2012 Sayısı : C-385/12 Kısmi süreli çalışan işçilerin diğer işçilere oranla daha uzun süreli emeklilik sigortasına prim

Detaylı

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu

Tüketici Hukuku Enstitüsü. I. Kentsel Dönüşüm Raporu Tüketici Hukuku Enstitüsü I. Kentsel Dönüşüm Raporu 1 16.05.2012 tarihinde kabul edilerek 31.05.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve halk arasında kentsel dönüşüm kanunu olarak bilinen Afet Riski Altındaki

Detaylı

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 (1) Bu Yönergenin amacı; Amasya Üniversitesi bünyesinde kurulan Etik Kurulun oluşumunu, görevlerini

Detaylı

SİRKÜ : 2015/04 KAYSERİ Konu : 2015 Yılındaki Asgari Ücret Tutarları ile. 14.01.2015 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler

SİRKÜ : 2015/04 KAYSERİ Konu : 2015 Yılındaki Asgari Ücret Tutarları ile. 14.01.2015 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler SİRKÜ : 2015/04 KAYSERİ Konu : 2015 Yılındaki Asgari Ücret Tutarları ile 14.01.2015 Bu Konuyla İlgili Diğer Değişiklikler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2015 yılı

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

GRUP ŞİRKETLERİNE KULLANDIRILAN KREDİLERİN VERGİSEL DURUMU

GRUP ŞİRKETLERİNE KULLANDIRILAN KREDİLERİN VERGİSEL DURUMU GRUP ŞİRKETLERİNE KULLANDIRILAN KREDİLERİN VERGİSEL DURUMU I-GİRİŞ Grup şirketleri arasında gerçekleşen fiyatlandırma sistemi ekonominin kuralları doğrultusunda gerçekleşmektedir. Özellikle gelişmekte

Detaylı

SAYI: 2012/11 Ankara,14/12/2012 KONU: Kur Farklarının KDV Karşısındaki Durumu Hk. SİRKÜLER

SAYI: 2012/11 Ankara,14/12/2012 KONU: Kur Farklarının KDV Karşısındaki Durumu Hk. SİRKÜLER MASTER VERGİ DANIŞMANLIĞI VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ. SAYI: 2012/11 Ankara,14/12/2012 KONU: Kur Farklarının KDV Karşısındaki Durumu Hk. SİRKÜLER Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapılan

Detaylı

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU? Rıza KARAMAN Kamu İhale Mevzuatı Uzmanı 1. GİRİŞ İdareler, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarına çıkarken

Detaylı

Kredi ve Diğer Finansman Sözleşmelerinde Tüketicinin Korunması

Kredi ve Diğer Finansman Sözleşmelerinde Tüketicinin Korunması Prof. Dr. YEŞİM M. ATAMER İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Kredi ve Diğer Finansman Sözleşmelerinde Tüketicinin Korunması Kredi Sözleşmeleri Konut Kredisi Sözleşmeleri

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI İlgili Kanun / Madde 818 S.BK/158-161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17762 Karar No. 2011/19801 Tarihi: 30.06.2011 CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI ÖZETİ Cezai şart öğretide,

Detaylı

CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu)

CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) Bilişim Hukukundan CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma Madde 134 (1) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine şüphelinin kullandığı

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ GİRİŞ Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yeni yapısıyla göreve başladığı günden bugüne yargının daha etkin ve verimli bir

Detaylı

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2014-1-132 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 15-12/159-72 Karar Tarihi : 18.03.2015 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr.

Detaylı

YÖNETMELİK. Kamu İhale Kurumundan:

YÖNETMELİK. Kamu İhale Kurumundan: 12 Haziran 2015 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29384 Kamu İhale Kurumundan: YÖNETMELİK YAPIM İŞLERİ İHALELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 4/3/2009 tarihli ve 27159

Detaylı

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir. İstanbul İli, Beykoz İlçesi, Beykoz I. Bölge, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı ve Beykoz I. Bölge 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı Bakanlık Makamının 30.12.2014

Detaylı

Av. Oğuzhan SONGÖR Emekli Hakim Rekabet Kurulu Eski İkinci Başkanı Başkent-Ufuk-Atılım Üniversiteleri Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi

Av. Oğuzhan SONGÖR Emekli Hakim Rekabet Kurulu Eski İkinci Başkanı Başkent-Ufuk-Atılım Üniversiteleri Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi 1 Av. Tuncay Songör 2 Av. Oğuzhan SONGÖR Emekli Hakim Rekabet Kurulu Eski İkinci Başkanı Başkent-Ufuk-Atılım Üniversiteleri Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi I. YASAL DÜZENLEME ELEKTRİK PİYASASINDA KAYIP-KAÇAK

Detaylı

Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliğinden: Resmi Gazete Tarihi : 23/08/2008 Resmi Gazete Sayısı : 26976

Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliğinden: Resmi Gazete Tarihi : 23/08/2008 Resmi Gazete Sayısı : 26976 CEZA MUHAKEMESİ KANUNU GEREĞİNCE GÖREVLENDİRİLEN MÜDAFİ VE VEKİLLER İÇİN BAROLARCA YAPILACAK CARİ GİDERLER İLE BU HİZMET İÇİN ÇALIŞTIRILACAK PERSONELE İLİŞKİN YÖNETMELİK 23 Ağustos 2008 tarihli ve 26976

Detaylı

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7)

Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7) 10 Nisan 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 26843 TEBLİĞ Gümrük Müsteşarlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİ (ULUSLARARASI ANLAŞMALAR) (SERİ NO: 7) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, Türkiye ile Avrupa Topluluğu

Detaylı

2013 YILI Faaliyet. Raporu. Disiplin Kurulu Raporu. Disiplin Kurulu

2013 YILI Faaliyet. Raporu. Disiplin Kurulu Raporu. Disiplin Kurulu Faaliyet Raporu Disiplin Kurulu 2013 YILI Faaliyet 2013 R ayili poru 89 DİSİPLİN KURULU (01.01.2013-31.12.2013) DÖNEMİ FAALİYET RAPORU İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası nın 22. Olağan genel

Detaylı

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ :

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ : YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ : Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. ve 6. maddelerine göre kimlerin sigortalı

Detaylı

6 Nisan 2011 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 27897 YÖNETMELİK

6 Nisan 2011 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 27897 YÖNETMELİK 6 Nisan 2011 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 27897 YÖNETMELİK İçişleri Bakanlığından: KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU HÜKÜMLERİ GEREĞİNCE UYGULANAN İDARİ PARA CEZALARININ TAHSİLİNDE VE TAKİBİNDE UYGULANACAK USUL

Detaylı

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulan ve belirlenen hedefe ulaşmak için, ortak ya da yöneticilerin dikkat ve özen

Detaylı

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi) YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR. İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA DAVACI VEKİLİ DAVALI : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi) :

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim Kurulunun önerileri doğrultusunda bu çalışma yapılmıştır. GENEL KONULAR: Madde 1.Tanım: 1.1.

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Tel: +90 212 315 3000 Fax: +90 212 234 1067 ey.com Ticaret Sicil No : 479919 Mersis No: 0-6010-2772-0400010

Tel: +90 212 315 3000 Fax: +90 212 234 1067 ey.com Ticaret Sicil No : 479919 Mersis No: 0-6010-2772-0400010 Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş. Eski Büyükdere Cad. Orjin Maslak No:27 Maslak, Sarıyer 34398 İstanbul - Turkey Tel: +90 212 315 3000 Fax: +90 212 234 1067 ey.com Ticaret Sicil No : 479919 Mersis No:

Detaylı

GÜMRÜK KANUNU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER Değiştirilen Önceki Hali Sonraki Hali

GÜMRÜK KANUNU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER Değiştirilen Önceki Hali Sonraki Hali GÜMRÜK KANUNU'NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER Değiştirilen Önceki Hali Sonraki Hali 177 1. (l) bendi 177 2. 180 1. 180 2. son cümle 180 3. 237 nci maddesinin üçüncü sına göre el konulan eşya, 2. Kaçakçılıkla

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2, 3, 6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/6638 Karar No. 2014/11489 Tarihi: 07.04.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2, 3, 6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/6638 Karar No. 2014/11489 Tarihi: 07.04. 452 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2015/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2, 3, 6 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/6638 Karar No. 2014/11489 Tarihi: 07.04.2014 ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857.S.İşK/17

İlgili Kanun / Madde 4857.S.İşK/17 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/10510 Karar No. 2011/1206 Tarihi: 24.05.2011 Yargıtay Kararları İlgili Kanun / Madde 4857.S.İşK/17 FESİH BİLDİRİMİNİN NİTELİĞİ FESİH BİLDİRİMİNDEN TEK TARAFLI

Detaylı

KONUTTA YENİ FİKİRLER

KONUTTA YENİ FİKİRLER KONUTTA YENİ FİKİRLER İSTANBUL TUZLA DA KONUT YERLEŞİMİ TASARIMI ULUSAL ÖĞRENCİ MİMARİ FİKİR PROJESİ YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME TUTANAĞI KONUTTA YENİ FİKİRLER: EMİNEVİM İstanbul, Tuzla da Konut Yerleşimi

Detaylı

SĐRKÜLER : 2009-08 24.12.2008 KONU : 2009 Yılında Uygulanacak Hadler ve MSĐ Đndirim Oranı

SĐRKÜLER : 2009-08 24.12.2008 KONU : 2009 Yılında Uygulanacak Hadler ve MSĐ Đndirim Oranı SĐRKÜLER : 2009-08 24.12.2008 KONU : 2009 Yılında Uygulanacak Hadler ve MSĐ Đndirim Oranı 23.12.2008 tarih ve 27089 no.lu Resmi Gazete de yayınlanan 270 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan

Detaylı

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9))

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9)) Sirküler 2016 / 019 Referansımız: 0259 / 2016/ YMM/ EK Telefon: +90 (212) 29157 10 Fax: +90 (212) 24146 04 E-Mail: info@kutlanpartners.com İstanbul, 08.03.2016 Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar

Detaylı

SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini. Bölüm C: Diğer Bilgiler

SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini. Bölüm C: Diğer Bilgiler SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini Bölüm C: Diğer Bilgiler SR Ek 4 Değerlendirme Komitesi Tayini İdari Uygunluk Değerlendirme Tablosu Teklif No: Adı: Yeni Ürün ile İhracat ve Kapasitenin

Detaylı

Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne

Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne SİRKÜ : 2016/07 KAYSERİ Konu : 100,00 TL lik Prim Desteği 11.03.2016 Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne İşverenlere, asgari ücretle çalıştırdıkları her bir sigortalı için Hazineden karşılanması tasarlanan

Detaylı

Özet şeklinde bilgiler

Özet şeklinde bilgiler Kurzhinweise in türkischer Sprache TR İşçi Temsilciliği seçiminin açılışı ve yapılış usulü hakkında Özet şeklinde bilgiler Bu nedenle yakında İşçi Temsilciliğinin seçimi yapılacaktır. Şu an okumakta olduğunuz

Detaylı

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

ATAÇ Bilgilendirme Politikası ATAÇ Bilgilendirme Politikası Amaç Bilgilendirme politikasının temel amacı, grubun genel stratejileri çerçevesinde, ATAÇ İnş. ve San. A.Ş. nin, hak ve yararlarını da gözeterek, ticari sır niteliğindeki

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/31 TARİH: 26.03.2009. Ar-Ge ve Destek Personeline Yönelik Gelir Vergisi Stopaj Teşviki Uygulamasında Yapılan Değişiklik

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/31 TARİH: 26.03.2009. Ar-Ge ve Destek Personeline Yönelik Gelir Vergisi Stopaj Teşviki Uygulamasında Yapılan Değişiklik VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/31 TARİH: 26.03.2009 KONU Ar-Ge ve Destek Personeline Yönelik Gelir Vergisi Stopaj Teşviki Uygulamasında Yapılan Değişiklik Maliye Bakanlığı 24.03.2009 tarih 27179 Sayılı resmi

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

İş Sözleşmesi Türlerinin Uygulaması ve Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi. Prof. Dr. Gülsevil ALPAGUT

İş Sözleşmesi Türlerinin Uygulaması ve Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi. Prof. Dr. Gülsevil ALPAGUT İş Sözleşmesi Türlerinin Uygulaması ve Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi Prof. Dr. Gülsevil ALPAGUT İş Sözleşmesinin Türleri Belirli Süreli İş Sözleşmesi Kısmi Süreli İş Sözleşmesi -Çağrı Üzerine

Detaylı

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır. Analiz Raporu Kısa Özet Her geçen gün eczanecilik sektörü kendi içerisinde daha da yarışır hale geliyor. Teknolojinin getirdiği kolaylık ile eczane otomasyonu artık elinizin altında. Çoğu eczacılar hastalarına

Detaylı

TÜRKİYE KANO FEDERASYONU BAŞKANLIĞINCA TOHM MERKEZLERİNE ALINACAK VE FEDERASYON FAALİYETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE ALINACAK MALZEME ALIMI SÖZLEŞMESİ.

TÜRKİYE KANO FEDERASYONU BAŞKANLIĞINCA TOHM MERKEZLERİNE ALINACAK VE FEDERASYON FAALİYETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE ALINACAK MALZEME ALIMI SÖZLEŞMESİ. TÜRKİYE KANO FEDERASYONU BAŞKANLIĞINCA TOHM MERKEZLERİNE ALINACAK VE FEDERASYON FAALİYETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE ALINACAK MALZEME ALIMI SÖZLEŞMESİ. Madde 1- Sözleşmenin Tarafları Türkiye Kano Federasyonu

Detaylı

22 Nisan 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28980

22 Nisan 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28980 Tebliğ Türkiye Denetim Standartları Tebliği No: 37 Özet Finansal Tablolara Đlişkin Rapor Vermek Üzere Yapılan Denetimler (BDS 810) Hakkında 22 Nisan 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28980 TEBLĐĞ Kamu Gözetimi,

Detaylı

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1 VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1 Av. Hüseyin KARAKOÇ ÖZET Vergi Davaları idare lehine sonuçlandığı zaman davacı aleyhine

Detaylı

TARİFE YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler

TARİFE YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler 12 Kasım 2009 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27404 YÖNETMELİK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan: TARİFE YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

ŞİKAYET NO : 01.2013/364 KARAR TARİH : 16/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :...,

ŞİKAYET NO : 01.2013/364 KARAR TARİH : 16/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :..., ŞİKAYET NO : 01.2013/364 KARAR TARİH : 16/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :......, ŞİKAYET EDİLEN İDARE ŞİKAYETİN KONUSU : 1 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Vekaletler Caddesi No:1 Bakanlıklar/ANKARA 2 İstanbul

Detaylı

SIRA SAYISI: 137 TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ

SIRA SAYISI: 137 TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 24 2 SIRA SAYISI: 137 Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Ankara Milletvekili Sinan Aydın Aygün ün; 5941 Sayılı Çek Kanununda

Detaylı

2 NO LU SERBEST BÖLGELER KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

2 NO LU SERBEST BÖLGELER KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI Sirküler Rapor 06.07.2010 / 87-1 2 NO LU SERBEST BÖLGELER KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI ÖZET : 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu nun 5810 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değiştirilen geçici 3 üncü maddesinin

Detaylı

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan;

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan; SAYI : 2012/ KONU : Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvuru /05/2012 KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULUNA (GÖNDERİLMEK ÜZERE) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞINA 30 Nisan- 21 Mayıs 2012 tarihleri arasında yapılan

Detaylı

Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15. Konu:

Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15. Konu: S İ R K Ü L E R R A P O R Tarih: 05.02.2010 Sayı: 2010/15 Konu: 396 Sıra Numaralı VUK Genel Tebliği ile Ba ve Bs formlarına ilişkin uygulamada değişiklikler yapıldı. Özet: 4 Şubat 2010 tarihli Resmi Gazete

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı