FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

Ebat: px

Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009"

Direnç Karadag
8 yıl önce
İzleme sayısı:

1 FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009 Hazırlayan: Sümer ÖZVATAN sumerozvatan@yahoo.com Ahmet BOZKURT önderliğinde iki araç ile yola çıktık. Bu defa rotamız Çamlıdere ilçesinin güneyi. Çamlıdere Barajının alt bölgesinde yer alan dört köyü gezmeyi, insanları ile kucaklaşmayı ve bol bol fotoğraf avlamayı planlıyoruz. Fotoğraf ekimanları ve özellikle çocuklar için hediyeler hazırlanmış ve son kontroller önceki akşamdan yapılmıştı. Ankara dan ayrılmadan önce Taymek de verilen kısa mola sonrası yola koyuluyoruz. Yol boyu sık sık windows masa üstü temalarına benzer kompozisyonlar görüyoruz. Gülcan Hanım kavak gölgelerini kaçırdığı için üzülüyor, Gülnur Hanım ise sık sık burada duralım isteğinde bulunuyor. Ahmet Beyi zor bir gezi bekliyor gibi. Çamlıdere köylerine yaptığımız 4. gezi diğerlerine göre daha fazla katılımcı ile gerçekleşiyor. Bunun birden fazla nedeni var. Önceki gezilerden keyif alanların arkadaşlarına tavsiyeleri, FSK ustalarının bizi yalnız bırakmaması ve tabii ki nefis hava koşulları 46 kişilik fotoğraf sevdalısının bir araya gelmesini sağlamıştı. İlkbaharın geldiğini, bir mevsim geçişi yaşadığımızı yoğun iş ve yaşam koşullarından farkına varamayan dostlar kendilerini güzel ve farklı bir günün beklediğini Ankara dan uzaklaştıkça daha iyi hissediyorlardı. Dağkuzören köyünden insana yaşadığını hissettiren iki kompozisyon.

Fotoğraf ekimanları ve özellikle çocuklar için hediyeler hazırlanmış ve son kontroller önceki akşamdan yapılmıştı. Ankara dan ayrılmadan önce Taymek de verilen kısa mola sonrası yola koyuluyoruz.

2 Ziyaret edeceğimiz ilk yerleşim yeri Çamlıdere ilçesine bağlı Peçenek Beldesi. Belde Ankara İstanbul otoyoluna 19 km, Çamlıdere Barajı na ise sadece 2 km uzaklıkta. Köy meydanına araçlarımızı park edip, saat 12 de toplanmak üzere Peçenek sokaklarına dağılıyoruz. Gittiğimiz her köyde bizi güzel yürekli insanlar büyük bir sıcaklıkla karşılıyordu. Sıradaki köy adı ile insanda ürperti oluşturan Yılanlı köyüydü. Yılanlı Köyü nde ilk olarak kısa bir turdan sonra köy odasında bizim için köy halkı tarafından hazırlanan yemeklerimizi yedik. Kuru fasulye, pilav üstü tavuk, salata, cacık, bazlama, ayran, köyde üretilen bal ve kabak tatlısından oluşan önü zengin, tatlar damakta kalıcıydı. Yemek sonrası çaylar içildi, yorgunluk çıkarıldı ve rotamızdaki üçüncü köy olan Osmansin e doğru hareket edildi. Osmansin de bizi cıvıl cıvıl sesleri ve gülen yüzleri ile çocuklar ve bir de fotoğraf çektirmekten hoşlanmadıklarını düşündüğüm arılar karşıladı. Ekipten bazı arkadaşlar arıların gazabından kendilerini kurtaramadı ama yine de fotoğraf aşkı insana arı sokmasını bile unutturuyordu. Osmansin köyünde konu arayan FSK gezginleri.

Sıradaki köy adı ile insanda ürperti oluşturan Yılanlı köyüydü. Yılanlı Köyü nde ilk olarak kısa bir turdan sonra köy odasında bizim için köy halkı tarafından hazırlanan yemeklerimizi yedik.

3 Yılanlı köyünde bizi horozlar karşılarken Osmansin de beklemediğimiz bir karşılama ekibi vardı; arılar! Bugün gezdiğim köyler içinde geçmişi en eski olan ve günümüzde yaşayan nüfusu ile en hareketli olanı Osmansin di. Osmansin köyü ile ilgili tarihteki ilk kayıt 1463 yılına aittir. Muhtarın oğlu köyün adının hikayesini bana şöyle anlattı: Köyümüzün adının nereden alındığı her hangi bir yazılı kayda dayanmamaktadır. Ancak bu konuda, yani köyümüzün kurucuları ve isminin oluşumu konusunda, kuşaktan kuşağa aktarılan ve günümüze kadar ulaşan bir rivayet bulunmaktadır. Bu rivayete göre köyümüz adını köyümüzde bulunan iki türbede yatan merhumların isimlerinden almıştır. Bu rivayete göre türbelerden birinde yatan merhumun adı Osman diğerin de yatan merhumun adı ise Sinan veya Sina dır. Bu iki ismin birleştirilmesinden de Osmansin adı türetilmiştir. Yine köyün kurucularının da bu kişiler olduğu söylenmektedir. Türbelerde yatanlarla ilgili ne bir mezar taşı ne de başka bir kayıtlı vesika bulunmaktadır. Bu nedenle bu anlatılanlar kuşaktan kuşağa aktarılan ancak hiçbir şekilde maalesef doğrulanamayan rivayetler olmaktan öteye geçememektedir. Osmansin köyündeki fotoğraf turumuzun sonunda beraberimizde getirdiğimiz kırtasiye malzemelerini, çocuk dergilerini ve giyim eşyalarını çocuklara dağıttık. Köy meydanında Sami Baba sesleri yankılanırken FSK gezginleri bir yandan keyifle çaylarını içiyor diğer yandan da köy halkı ile sohbet ediyordu.

Muhtarın oğlu köyün adının hikayesini bana şöyle anlattı: Köyümüzün adının nereden alındığı her hangi bir yazılı kayda dayanmamaktadır.

4 Osmansin köyünden de fotoğrafları toplayıp bugünün rotasındaki son köy olan Dağkuzören e doğru yola koyulduk. Köyün adı bazı kaynaklarda Dağkuzuören şeklinde de geçiyor ve eski Türkçe de yerleşim yeri anlamına geliyor. Köyde fotoğraf için konu ararken yanıma yaklaşan bir köylü ile biraz sohbet ettim ve Dağkuzören Köyünün Orta Asya dan gelen Yörükler tarafından kurulduğu bilgisini aldım. Bugün gezdiğim köyler içinde Ankara ya (105 km) ve Çamlıdere ye (35 km) en uzak olan köy Dağkuzören köyü. Dağlık ve engebeli bir araziye kurulu olan köyde diğer çevre köylerde olduğu gibi temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Buna bir de Ankara da yaşayan çocuklardan gelen maddi desteği de eklemek gerek diye düşünüyorum. Çünkü son iki gezide şunu gördüm: Köylerde genellikle yaşlı insanlar kalmış. Bu insanların da yaşları ve sağlık durumları itibari ile tarım ve hayvancılıkla uğraşacak durumları pek yok. Çoğu insan epey zor şartlarda (maddi ve evlerindeki yaşam koşulları bakımından) yaşam savaşı veriyorlar ve en büyük destekleri Ankara da yaşayan evlatları. Bazen bir parça kumanya ile ziyaretlerine gelmeleri bazen de telefon ile hal hatır sormaları köylerde yaşayan birkaç yaşlı insan için en büyük sevinç kaynağı.

Köyde fotoğraf için konu ararken yanıma yaklaşan bir köylü ile biraz sohbet ettim ve Dağkuzören Köyünün Orta Asya dan gelen Yörükler tarafından kurulduğu bilgisini aldım.

5 FSK gezginlerini Dağkuzören köyünde böyle sobeledim. Artık geri dönme vakti gelmişti. Saatlerdir kafamızda ne varsa Ankara da bırakmış halde ve büyük bir keyifle tertemiz ilk bahar havasını soluyarak birbirinden güzel kareler çekmiştik. Gülnur Hanım kuzu bulamamış ama bir oğlak yavrusunu kucaklamıştı. Akşam da olmak üzereydi, bizlere Ankara yolu görünmekteydi. Dönüş yolculuğuna başlamadan önce hep beraber Necip Beyin makinesine gülümsedik.

soluyarak birbirinden güzel kareler çekmiştik.

6 Köy yollarından otoyola çıkış yaptık ve günün son ışıklarını otoyol üzerindeki bir dinlenme tesisinden fotoğrafladık. Bu arada, Çamlıdere gezilerinde onlarca dere ve derecikten gürül gürül akan suların Çamlıdere Barajını dolduruyor olması Ankara dan yaşayan bizleri fazlası ile mutlu etti ve gezilerimize ayrı bir keyif kattı. ROTA: Haritada görülen Avşarlar, Atça, Ahatlar ve Dörtkonak köylerinin olduğu bölgeyi Mart ayında gezmiştik. Bu defa Çamlıdere nin güneyinde, barajın hemen solundaki köylerdeydik. Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği Fevzi Çakmak 1 Sokak, No: 22/2, Demirtepe / ANKARA Tel: (0 312) E-posta: fsk@fsk.org.tr Yahoo Grup: afsk@yahoogroups.com

ve gezilerimize ayrı bir keyif kattı. ROTA: Haritada görülen Avşarlar, Atça, Ahatlar ve Dörtkonak köylerinin olduğu bölgeyi Mart ayında gezmiştik.

Benzer belgeler

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) 04 Ekim 2009 Pazar günü, Ahmet Bozkurt un öncülüğünde Fotoğraf Sanatı Kurumu tarafından organize