ĐLAHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ĐLAHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ"

Transkript

1 ISSN SÜLEYMAN DEMĐREL ÜNĐVERSĐTESĐ ĐLAHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ Review of the Faculty of Divinity University of Süleyman Demirel H a k e m l i D e r g i Yıl (Year): 2003/2 Sayı (Number): 11

2 Derginin Sahibi (Owner of the Journal) Prof. Dr. Ekrem SARIKÇIOĞLU (Dekan) Derginin Editörü (Editor of the Journal) Doç. Dr. Đsmail Hakkı GÖKSOY Fakülte Yayın Kurulu (Faculty Editorial Board) Prof. Dr. Ekrem SARIKÇIOĞLU Prof. Dr. Đsmail YAKIT Prof. Dr. M. Orhan ÜNER Prof. Dr. Talat SAKALLI Doç. Dr. M. Saffet SARIKAYA Doç. Dr. Đsmail Hakkı GÖKSOY Doç. Dr. Kemal SÖZEN Yrd. Doç. Dr. Talip TÜRCAN Yrd. Doç. Dr. Ahmet YILDIRIM Dizgi (Composition) SDÜ Đlahiyat Fakültesi Kapak (Covering) SDÜ Basın ve Halkla Đlişkiler Baskı (Pirinting) Ali ÇOLAK SDÜ Đlahiyat Fakültesi Dergisi hakemli bir dergidir ve yılda iki defa yayımlanır. Dergi, MLA Directory of Periodicals ile MLA Master List of Periodicals a kayıtlı olup, MLA International Bibliography adlı uluslar arası indeks tarafından taranmaktadır. Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Dergide yayınlanan makale ve yazılar kaynak gösterilmek şartıyla iktibas ve atıf şeklinde kullanılabilir. Đlahiyat Fakültesi Isparta-2004 Đsteme Adresi (Communication Adress) SDÜ Đlahiyat Fakültesi ISPARTA Tlf: Fax: II

3 PEYGAMBERLERĐN ĐSMETĐ MESELESĐ Yrd. Doç. Dr. Galip TÜRCAN* ÖZET Peygamberler, diğer insanlardan ayrı olarak, zıtları kendilerine hiçbir zaman nispet edilemeyecek bir takım zorunlu sıfatlarla nitelenmektedirler. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de peygamberlere atfedilen vacip sıfatlar içinde en çok tartışılanı ismettir. Çünkü Allah ile insanlar arasında elçilik yapan peygamberlerin ahlâkî tercihleri ve tebliğdeki güvenilirlikleri her zaman merakı celbetmekte ve bu durum, peygamberlerin getirdiği ilkeler ve onların bağlayıcılığı ile doğrudan ilgili görünmektedir. Bu çalışma, Kelâm düşüncesinde nübüvvetin şartlarından biri olarak görülen ismetin kavramsal içeriğini, özellikle Ehl-i Sünnet ve Mu tezile Kelâmı açısından ismetin oturduğu temelleri ve onun peygamberler bakımından zorunlu bir sıfat oluşuna ilişkin delillendirme çabalarını ele almaktadır. Anahtar Kelimeler: Peygamber, Nübüvvet, Đsmet, Günah, Tebliğ. ABSTRACT The Question of Prophets Ismah The prophets are qualified with some necessary attributes which their antonyms are never ascribed to them in opposition to the other human beings. Ismah (sinlessness/infallibility) is an attribute which is the most argued subject among the other necessary attributes ascribed to the prophets in the present time as well as in the past. Because the ethical preferences of the prophets and their reliability in communicating between Allah and human beings always arouse the interest of people. In that case, the ismah as a necessary attribute is directly connected with the principles notified by the prophets and their authority. In this article, we tried to investigate the conceptual content of ismah accepted as a stipulation of prophecy in the thought of Kelam and the argumentation of ismah according to the views of Ahl al-sunnah and Mu tazilah on Kelam. Key Words: Prophet, Prophecy, Ismah, Sin, Preaching. 91

4 Giriş Peygamberler, diğer insanlardan ayrı olarak, zıtları kendilerine hiç bir zaman nispet edilemeyecek bir takım zorunlu (vâcib) sıfatlarla nitelenmektedirler. Bu vacip sıfatlar, hıyanetin zıddı olarak emanet, yalancılığın zıddı olarak sıdk, zihin kapalılığının (belâhe) zıddı olarak fetânet, bildirilen şeyin ketmedilmesinin zıddı olarak tebliğdir. Söz konusu bu sıfatların bütünü Lekkânî (ö. 1078/1667) tarafından peygamberlerin vacip sıfatları olarak sayılmaktadır. 1 Ancak çok daha erken dönemde Đmam Şâfiî (ö. 204/820), peygamberlerin üstün özelliklerinden söz ederken emanet 2 ve ismeti 3 telaffuz etmektedir. Mâturîdî (ö. 333/944), ismet yanında sıdkı da zikretmektedir. 4 Sâbûnî (ö.580/1184) ise emanet ve sıdktan bahsetmektedir. 5 Peygamberlere atfedilen zorunlu sıfatların tayini ve tasnifi tarihi süreç içinde gerçekleşmiş ve olgunlaşmış olsa bile, aslında peygamberlerin hem ahlâkî tercihlerinin, hem de görevleriyle ilgili tutumlarının ilk dönemlerden itibaren tartışıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim Ebû Hanife (ö. 150/767) nin, el-fıkhu l-ekber de ve el-alim ve l-muteallim de peygamberlerin günah işlemediklerine dair tespitlerde bulunması ve onların tebliğ hususunda herhangi bir ihmal ve ihanet içinde olamayacaklarını dile getirmesi bunu göstermektedir. 6 Geçmişte olduğu gibi günümüzde de peygamberlere atfedilen vacip sıfatlar içinde en çok tartışılanı ismettir. Çünkü Allah ile insanlar * Süleyman Demirel Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Öğretim Üyesi el-lekkânî, Abdusselam b. Đbrahim, Şerhu Cevhereti t-tevhîd, en-nazmu l- Ferîd bi Şerhi Cevhereti t-tevhîd ile birlikte, Matbaatu s-saâde, Mısır 1955/1375, eş-şâfiî, Ebû Abdillah Muhammed b. Đdris, Ahkâmu l-kur an, I-II, Dâru l- Đlmiyye, Beyrut 1980/1400, II, 3. eş-şâfiî, er-risâle, Tahkik: Ahmed Muhammed Şakir, Dâru l-kutubil-đlmiyye, Beyrut (baskı tarihi yok), 84. el-mâturûdî, Ebû Mansûr Muhammed, Kitabu t-tevhîd, Tahkik: Fethullah Huleyf, el-mektebetu l-đslamiyye, Đstanbul 1979, 8. es-sâbûnî, Nureddin, el-muntekâ min Đsmeti l-enbiyâ, Tahkik: Galip Türcan, (Basılmamış Lisans Tezi), Kayseri 1993, 4. Ebû Hanife, Nu man b. Sabit, el-fıkhu l-ekber, Đmam-ı Azam ın Beş Eseri içinde, Đstanbul 1981, 60; el-âlim ve l-muteallim, Đmam-ı Azam ın Beş Eseri içinde, Đstanbul 1981,

5 arasında elçilik yapan peygamberlerin ahlâkî tercihleri ve tebliğdeki güvenilirlikleri her zaman merakı celbetmektedir. Şu halde bahsi geçen durum peygamberlerin getirdiği ilkeler ve onların bağlayıcılığı ile doğrudan ilgili görünmektedir. Bu çalışma, Kelâm düşüncesinde nübüvvetin şartlarından biri olarak görülen ismetin kavramsal içeriğini, özellikle Ehl-i Sünnet ve Mu tezile Kelâmı açısından ismetin oturduğu temelleri ve ismetin, peygamberler bakımından zorunlu bir sıfat oluşuna ilişkin delillendirme çabalarını ele alacak, nübüvvet ve tebliğ olgusuna bağlı olarak anlaşılan ismetin, peygamber merkezli bir yaklaşımla ve peygamberlerin sahip oldukları üstün ahlâkî niteliklerle birlikte anlaşılmasının daha yerinde bir tercih olacağı üzerinde duracaktır. Peygamberlerin günah işlediğini ihsas ettiren naslar ve bu nasların anlaşılmalarına dair tartışmalar ile peygamberler dışındaki insanlarla ilgili ismet iddiaları ise bu çalışmanın kapsamı dahilinde değerlendirilmeyecektir. Nisa Suresi 165. ayette insanların Allah a karşı herhangi bir delili (huccet) olmaması için peygamberlerin müjdeleyici (beşîr) ve uyarıcı (nezîr) olarak gönderildikleri bildirilmektedir. Sâbûnî nin yaklaşımına göre, peygamberlerin günah (zenb) işlemeleri caiz olsaydı, onların yalan söylemesi de caiz olacak, sözlerine güvenilmeyecek, haberleri ilim sebebi olmayacak, haberlerinde tevakkuf gerekecek ve onlar hüccet olma vasıflarını kaybedeceklerdi. Bu nedenle ismetin nübüvvetle birlikte düşünülmesi (telâzum) zorunludur. 7 Yine Nisa Suresi 64. ayette bir peygamberin ancak itaat edilmek üzere gönderildiği haber verilmektedir. Râzî (ö. 606/1209) nin tespitine bakılacak olursa ilgili ayet, peygambere mutlak olarak itaat etmeye ve ona uymaya, dolayısıyla peygamberin her türlü masiyet ve günahtan (zunûb) masum olduğuna delalet etmektedir. 8 Kâdî Abdulcebbâr (ö. 415/1024), nefreti celbedeceği ve peygamberin getirdiği şeylerin kabulünü engelleyeceği için peygamberin büyük ve küçük günahlardan korunmasının (tecnîb) vacip olduğunu ileri sürmektedir. 9 Bahsi geçen gerekçeler nedeniyle es-sâbûnî, el-kifâye fi l-hidâye, 1a.-93a., Laleli No: 2271, 45a. ; el-bidâye fî Usûli d-dîn, Tahkik: Bekir Topaloğlu, Diyanet Đşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1981, 54. er-râzî, Fahreddin Muhammed b. Ömer, Mefâtîhu l-ğayb, I-XXXII, Dâru l- Fikr, Beyrut 1981/1401. X, 166. el-kâdî Abdulcebbâr, Ahmed el-hemedânî, Şerhu l-usûli l-hamse, Tahkik: Abdulkerim Osman, Mektebetu Vehbe, Kahire 1996/1416,

6 ismet, peygamberler için zorunlu (vâcib) bir sıfat olarak kabul edilmektedir. 10 Đki güçlü Kelâm ekolü olarak Ehl-i Sünnet ve Mu tezile nin ismet üzerindeki tartışmalara girmesi, nübüvvet ve peygamberlerin nitelikleri konusundaki farklı yaklaşımlar neticesinde gerçekleşmiş gözükmektedir. Söz gelimi Haricîlerden Fudayliyye peygamberlerin küfre dahi girebileceğini öne sürerken, 11 Haşeviyye, peygamberlerin büyük günah işleyebileceklerini iddia etmektedir. 12 Sâbûnî, el-bağdâdî, Abdulkâhir b. Tahir b. Muhammed, Usûlu d-dîn, Dâru l-kutubi l- Đlmiyye, Beyrut 1981/1401, 167; el-cüveynî, Ebu l-meâlî Abdulmelik b. Abdillah b. Yusuf, Kitabu l-đrşâd ila Kavâidi l-edille fi Usûli l-đ tikâd, Tahkik: Esad Temim, Muessesetu l-kutubi s-sekâfiyye, Beyrut 1992/1413, 298; er-râzî, Maâlimu Usûli d-dîn, Mektebetu l-kulliyyât el-ezheriyye, Kahire (baskı tarihi yok), 102; Reşid Rızâ, el-vahyu l-muhammedî, Mektebetu l-kahire, Kahire 1960, 39; el-meydanî, Abdurrahman Hasan Habenneke, el-akîdetu l-đslamiyye ve Ususuhâ, Darû l-kalem, Beyrut 1994, es-sâbûnî, el-bidâye fî Usûli d-dîn, 54; er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ, Muessesetu z-za bî, Beyrut 1977/1377, 15. Fudayliyye ye göre büyük ve küçük günah işleyenler Allah a şirk koşmuşlardır. Aksini savunanlar ise kafirdir. el-malatî, Ebu l-huseyn Muhammed b. Ahmed b. Abdirrahman, et- Tenbîh ve r-red alâ Ehli l-ehvâ ve l-bida, Mektebetu l-maârif, Beyrut 1968/1388, 79. er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ, 15; el-kâdî Abdulcebbâr, 573; el-cürcânî, es-seyyid Şerif Ali b. Muhammed, Şerhu l-mevâkıf, I-III, Îcî nin metni ile birlikte, Tahkik: Abdurrahman Umeyra, Dâru l-cîl, Beyrut 1417/1997, III, 426. Şehristânî, Haşeviyye yi Müşebbihe den saymaktadır. Haşeviyye, teşbih ve tecsim ifade eden nasların özellikle hadisleri literal biçimde anlamakta ve kaba bir tecsim yaklaşımını benimsemektedir. Haşeviyye, naslarla ilgili bu yaklaşımı nedeniyle Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. Yusuf ve daha başka peygamberler hakkında gelen, onların günah işlediklerini ihsas ettiren haberleri peygamberlerin aleyhine değerlendirerek, peygamberlerin günah işlediklerini öne sürmektedir. eş-şehristânî, Ebû l-feth Muhammed b. Abdilkerim, el-milel ve n-nihal, I-III, Dâru l-kitabi l-đlmiyye, Beyrut 1992/1413. I, 95-96; el-irakî, Ebû Muhammed Osman b. Abdillah b. Hasan, el-fark el-mufterika beyn ehli z- Zeyğ ve z-zendeka, Tahkik: Yaşar Kutluay, Nur Matbaası, Ankara 1961, 84-85; el-havârî, Mustafa-S ad, Tâhâ Abdurrauf, el-murşidu l-emîn ilâ Đ tikâdât Firaki l-muslimîn ve l-muşrikîn, Râzî nin Đ tikâdât Firaki l-muslimîn ve l- Muşrikîn i ile birlikte, Şirketu t-tabâti l-fenniyyeti l-muttahide, Kahire 1978/1398, 100. Haşeviyye nin peygamberlerle ilgili nasları değerlendirmesi hususunda bkz. es-sâbûnî, el-bidâye fî Usûli d-dîn, 54 94

7 Haşeviyye nin, peygamber kıssalarında yer alan ve onların günah işlediklerine hamledilebilecek olan bazı ifadeleri peygamberlerin aleyhine değerlendirmesi nedeniyle ismetle ilgili kelâmî tartışmaların geliştiğini ileri sürmektedir. 13 Bir takım hikayelerle peygamberlerin günah işlediklerini dile getiren yahudi kaynaklı Ehl-i Kitap kültürünün de bahsedilen tartışmanın şekillenmesine katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır. 14 Burada az önce zikredilenlerle ilgili bir tespite yer vermemiz gerekmektedir. Fudayliyye, Malatî (ö. 377/987) nin Tenbîh inde 15 ve sonraki bazı kaynaklarda 16 peygamberlerin günah işleyebileceklerini ve yine peygamberlerin küfrünün mümkün olabileceğini ileri süren bir fırka şeklinde tanıtılmaktadır. Çünkü genel haricî iddia gereği, günah, küfür sayılmaktadır. Esasen Fudayliyye, Eş arî (ö. 324/935) nin Makâlât ında ve Đbn Hazm (ö. 456/1063) ın Fasl ında, Haricîlerden Sufriyye koluna mensup bir fırka olarak yer alsa bile, yukarıda zikredilen görüşler, ilgili kaynaklarda Fudayliyye ye atfedilmemektedir. 17 Şehristânî (ö. 548/1153) ise az önce Fudayliyye ye nispet edilen görüşlerin Ezârika ya ait olduğunu bildirmektedir. 18 Nitekim Đcî (ö.756/1355) de Şehristânî nin tercihini benimsemektedir. 19 Ancak Bağdâdî (ö. 429/1037) ve Đsferâyînî (ö. 418/1027), ayrıntıya girmekten kaçınmakla ve bizim üzerinde es-sâbûnî, el-muntekâ min Đsmeti l-enbiyâ, Đlgili olarak bkz. Đbn Teymiyye, Takıyyuddin Ahmed, Mecmûatu l-fetâvâ, I- XXXVIII, Dâru l-vefâ li t-tıbâa ve n-neşr ve t-tevzi, Rıyad 1997/1418, X, 174; Subhî, Ahmed Mahmud, Dirâse Felsefiyye li Ârâi Fıraki l-đslamiyye fî Usûli d-dîn, I-III, Dâru n-nahdati l-arabiyye, Beyrut 1985/1405, 46. Tekvin 19. babta yer alan hikayeye göre Hz. Lut un iki kızı babaları ile zina etmişlerdir. II. Samuel 11. babta bildirildiğine göre ise Hz. Davud, karısı ile zina ettiği şahsın katlini planlamış ve onun ölümünden sonra da karısı ile evlenmiştir. el-malatî, 79. es-sâbûnî, el-bidâye fî Usûli d-dîn, 54; er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ, 15. el-eş arî, Ebul Hasan Ali b. Đsmail, Makâlâtu l-đslamiyyîn ve Đhtilafi l- Musallîn, Tahkik: Muhamed Abdulhamid, el-mektebetu l Asriyye, Beyrut 1990/1411, I, 197; Đbn Hazm, Ebû Muhammed Ali, el-fasl fi l-milel ve l-ahvâ ve n-nihal, I-III, Dâru l-kutubi l-đlmiyye, Beyut 1996/1416, III, 126. eş-şehristânî, el-milel ve n-nihal, I, 115. el-îcî, Adudiddîn Abdurrahman b. Ahmed, Kitabu l-mevâkıf, I-III, Cürcânî nin şerhi ile birlikte, Tahkik: Abdurrahman Umeyra, Dâru l-cîl, Beyrut 1417/1997, III,

8 durduğumuz konuyla ilgilenmemekle birlikte, Ezârika ve Sufriyye nin genel anlamda aynı görüşleri paylaşan iki fırka olduğunu ileri sürmektedirler. 20 Bundan sonra kaynaklara atfen kullandığımız Fudayliyye tabirinde belli bir ihtiyat payını göz önünde bulundurarak, kaynaklardan yapacağımız alıntılar dışında, söz konusu fikri, Fudayliyye ye değil, Ezârika ya nispet edeceğiz. Sistemleri gereği, günahı küfür sayan ve peygamberlerin günah işlemelerini ve dolayısıyla küfürlerini de mümkün gören Ezârika, ilkesiz metin okumaları nedeniyle Haşeviyye ve peygamberlere bir takım ahlak dışı tutum ve davranışları nispet etmekte sakınca görmeyen Yahudiler yüzünden peygamberlerin nitelikleri ile ilgili olarak ortaya çıkan farklı bakış açıları, ilk dönemden itibaren peygamberlerin ahlâkî yapıları ve tebliğin güvenilirliği konusunda bir takım endişelerin belirginleşmesine neden olmuştur. Nitekim Hz. Ali, Hz. Davud ile ilgili meşhur hikayeyi anlatan kimseye iki kazif haddi kadar ceza uygulayacağını ve o kimseye yüz altmış sopa vuracağını ilan etmiştir. Bu hikayeye göre, Hz. Davud, hile yoluyla, yanındaki bir kimsenin ölmesini sağlayıp, onun karısını nikahlamıştır. 21 Az önce sözü edilen endişelerin sonraki dönemlerde daha da güçlendiği ve peygamberlerin ismeti ile ilgili yaklaşımının belli bir sistematiğe kavuşturulduğu söylenebilir. I. Đsmetin Tanımı ve Genel Olarak Peygamberlerin Đsmeti a. Tanımı A-s-m kökü, engel olmak, tutmak, ayrılmamak, takip etmek anlamındadır. 22 Araplar, ip vb. gibi tutunulan ve kendisi ile korunulan şeyi ismet diye adlandırmaktadır. 23 Đsti sâm ise iltica anlamına gelmektedir. Bu kullanım, Yusuf Suresi nin 32. ayetinde de yer almaktadır. Yusuf la ilgili isteğine ulaşamayan kadın, bu hususta kendisini kınayan diğer kadınları çağırmış ve Yusuf un da bulunduğu el-bağdâdî, el-fark beyne l-fırâk, Tahkik: M. Muhyiddin Abdulhamid, el- Mektebetu l-asriyye, Beyrut 1990/1411, 90-91; el-đsferâyînî, Ebu l-muzaffer, et-tebsîr fi d-dîn, Tahkik: Yusuf Kamil Hût, Alemu l-kitab, Beyrut 1983, 53. er-râzî, Mefâtîhu l-ğayb, XXVI, 192. Hikaye ile ilgili olarak bkz. II. Samuel 11. bab. Đbn Fâris Ebu-l-Huseyin Ahmed, Mu cemu Mekâyîsı l-luğa, I-IV, Tahkik: Abdusselam Muhammed Haren, Dâru l-cîl, Beyrut (baskı tarihi yok), IV, 331; Đbn Manzûr, Cemalettin b. Mukrem, Lisânu l-arab, Dâru Sadır, Beyrut 1994/1414, XII, 402. Đbn Manzûr, XII,

9 bir ortamda, Đşte, hakkında beni kınadığınız budur. Gerçekten ben onu istedim. Ama o sakındı... demiştir. Ayetin sonunda sakındı biçiminde tercüme edilen kısım, metinde ista sâm kelimesi ile ifade edilmektedir. Bir kimse için korunacağı, tutunacağı ve iltica edeceği bir şey hazırlandığı zaman Araplar, a samtu fulân tabirini kullanmaktadır. 24 Arap dilinde, biniciliği kötü olan; atı yelesinden ya da geminden vs. tutarak engelleyen kimse için de mu sim ifadesinin kullanıldığı görünmektedir. 25 Ferâhîdî (ö. 175/791) ve Đbn Fâris (ö. 395/1004), kelimenin kök anlamını da gözeterek ismeti, Allah ın kişiyi kötülükten (şer) koruması 26 biçiminde anlamaktadırlar. Kur an da, Hz. Peygamber için kullanıldığında koruma ve kurtarma anlamına gelen 27 ve müşriklerin Hz. Peygamber i katledemeyeceklerini bildiren 28 ismet, terim olarak, Allah ın tüm peygamberleri, kendilerine tahsis etmiş olduğu saf cevherlerle, en yüce cismî ve nefsî varlığa sahip kılarak, ayaklarını taatta sabit tutması, kalplerine sekîne indirerek kötü temayüllerden muhafaza etmesi, tevfîki ile onları koruması diye tanımlanabilmektedir. 29 Yani ismet, nübüvvet ile görevlendirilecek kimsenin çocukluktan itibaren gözetim altında bulundurulması ve söz konusu şahsın üstün ahlakî özelliklerle donatılması olarak anlaşılabilmektedir. Allah ın peygamberleri daha çocukluk yıllarından itibaren gözetim altında bulundurmasına en güzel örnek, Hz. Musa dır. Nitekim Hz. Musa nın, Allah ın gözü önünde (gözetiminde) yetiştirildiği Kur an tarafından haber verilmektedir. 30 Ancak Eş arîler, ismeti, Allah ın kudreti taata tahsis etmesi ve masiyet için kudret yaratmaması 31 şeklinde tanımlanmaktadırlar. Bu yaklaşıma göre ismet, eşyanın, ilk başta, fail-i muhtar Allah a isnadı gereği, Allah ın peygamberlerde günahı yaratmamasıdır. Felsefecilere göre ise ismet, Günahları (fucûr) engelleyen melekedir. Bu meleke, Đbn Fâris, IV, 331. Đbn Fâris, IV, 331. el-ferâhîdî, Ebû Abdirrahman Halil b. Ahmed, Kitâbu l-ayn, I-VIII, Tahkik: Mehdi el-mahzûmî-đbrahim es-sâmirâî, Muessesetu l-a lemî, Beyrut 1998/1408, I, 313; Đbn Fâris, IV, 331. Maide (5), 67. eş-şâfiî, Ahkâmul-Kur an, II, 8. er-râğıb el-đsfehânî, Mufredâtu Elfâzi l-kur an, Tahkik: Safvan Adnan Dâvûdî, Dâru l-kalem, Beyrut 1997/1418, 570. Taha (20), 39. el-bağdâdî, Usûlu d-dîn, 169; Đbnu l-humâm, Kemal b. Şerif, Kitabu l- Musâyere, Kitabu l-musâmere ile birlikte, Çağrı Yayınları, Đstanbul 1979,

10 masiyetlerin kötülüğü ve taatların iyiliği ile ilgili bilgi, emir ve nehiylere dair vahiylerin birbiri arkasına gelmesi ve peygamberlerden ortaya çıkan küçük günahlara ve en uygun davranış biçiminin (evlâ) terkine itiraz edilmesi sûretiyle kazanılır (tahassul). 32 Dolayısıyla ismet, günahtan sakınma melekesi olarak anlaşılabilir. 33 Bâcûrî (ö.1277/1860) de ismetin, sahibini günahtan (fucûr) engelleyen nefsânî bir meleke şeklindeki tanımını, en güzel tanım olarak nitelemektedir. 34 Farklı usurlar üzerine kurulmuş olsalar bile, bu tanımlar gösteriyor ki ismet, peygamberlerin, kendilerini ayıplı kılacak ve halkın gözünden düşürecek davranış biçimlerinden uzak bulunduklarını ifade etmektedir. b. Peygamberlerin Đsmeti ile Đlgili Tartışmalar ba. Đsmetin Konusu Râzî, peygamberlerin ismetle ilgili durumunu dört açıdan değerlendirmektedir. Bunlar; itikât, dinin temel ilkeleri (şeâir) ve ahkâmı, peygamberlerin fetva vermesi ve peygamberlerin davranışlarıdır. Ümmet, itikadî bakımdan peygamberlerin masum olduğunda icma etmiştir. Ancak Haricîlerden Fudayliyye, peygamberlerin günah işlemelerini caiz gördüğü için, onların küfürlerini de caiz görmektedir. Çünkü Fudayliyye ye göre günah (zenb) küfürdür. Rafizîler de peygamberlerin takiyye yoluyla küfrü ızhar edebileceğini ileri sürmektedirler. 35 Dinin temel ilkeleri (şeâir) ve ahkâmı konusunda peygamberin tahrif ve hıyanet etmeyeceğine dair icma bulunmaktadır. Aksi halde dinin temel ilkelerinden hiç bir şeye itimat kalmayacaktır. 36 Peygamberlerin davranışlarındaki ismete gelince, Haşeviyye, onların büyük ve küçük günah işleyebileceklerini ileri sürmektedir. Şia, peygamberlerin, büyük ve küçük günahı bilerek (teammud) veya tevil yoluyla işleyemeyeceklerini, yanılmayacaklarını el-îcî, III, 348. Ayrıca bkz. el-cürcânî, Şerhu l-mevâkıf, III; 449; ed-devvânî, Muhammed b. Esad es-sıddîkî Celaleddin, Celâl, Servet-i Funûn Matbaası, Đstanbul (baskı tarihi yok), 130. el-cürcânî, et-ta rifat, Matbaatu Mustafa el-bâbî el-halebî, (Mısır), 1938, 197. el-bâcûrî, eş-şeyh Đbrahim, Şerhu Cevherati t-tevhîd, Dimeşk 1351, 274. er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ, 15. er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ,

11 (sehv) ve unutmayacaklarını (nisyan) da iddia etmektedir. 37 Kummî (ö. 381/991), nebî, rasûl, imam ve meleklerin masum olduklarını büyük veya küçük hiç bir günah işlemeyeceklerini, Allah a karşı gelmeyeceklerini, onların ismetini inkar edenlerin de kafir olduğunu ileri sürmektedir. 38 Đsmetin vakti konusunda da farklı görüşler söz konusudur. Kimileri peygamberin doğumdan ömrünün sonuna kadar masum olduğunu ileri sürmüştür. Ancak Ehl-i Sünnet in çoğunluğuna göre ismet, nübüvvetten önce değil nübüvvet zamanında vaciptir. Peygamber, nübüvvet sırasında, yanılma hariç, bilerek büyük ve küçük günah işlemez. 39 bb. Đsmetle Đlgili Sünnî Yaklaşım Ebû Hanife, Hz. Peygamber in hiç bir zaman şirke düşmediğini, büyük ve küçük günah işlemediğini söylerken onun nübüvvetten önceki hayatını da bu tespite dahil etmiş gözükmektedir. 40 Peygamberlerin çocukluktan itibaren küfürden uzak olduklarına dair Al-i Đmran Suresi ndeki 79. ayetin 41 zikredildiğini belirten Mâturîdî, Hz.Đsa nın daha beşikteki bir çocuk olarak nübüvvetini ilan etmesini de 42 bu konudaki delillerden biri olarak sunmaktadır. 43 Hz. Đbrahim ise henüz çocuk denilecek yaşta puta tapan kavminin inancını kabul etmek bir yana, o inancı sorgulamaya ve yargılamaya başlamış, tek er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ, 16; el-mahsûl fî Đlmi l-usûl, I-II, Dâru l-kutubi l- Đlmiyye, Beyrut1988/1408, ; ayrıca bkz. et-taftâzânî, Mesud b. Ömer b. Abdillah, Şerhu l-akâid, Haşiyetu Kestellî alâ Şerhi l-akâid içinde, Salah Bilici Kitabevi, Đstanbul 1973, el-kummî, Ebû Cafer Muhammed b. Ali b. Bâbeveyn, Risaletu l-đ tikâdâti l- Đmamiyye, Çev: Ethem Ruhi Fığlalı, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1978, 113. el-bağdâdî, Usûlu d-dîn, 168; er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ, Ebû Hanife, el-fıkhu l-ekber, 60. Hiç bir insan yoktur ki, Allah ona kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra o, insanlara, Allah ı bırakın da bana kulluk edin desin. Aksine kitabı öğreten ve ders verenler kimseler olarak Rabb e kullar olunuz der. Ve size, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi de emretmez. Siz, müslümanlar olduktan sonra size küfrü emreder mi? Al-i Đmran (3), Meryem (19), 30. el-mâturîdî, Te vîlâtu l-kur an, Topkapı/Medine, 1a.-816b. No:186, 69b. 99

12 başına, babası dahil olmak üzere, bütün bir halkla mücadele etmiştir. 44 Sabûnî ve Đbnu l-humâm (ö.861/1457), peygamberlerin nübüvvetten önce ve sonra küfürden uzak olduklarına dair bir icmadan söz etmektedirler. 45 Eş arîler, peygamberlerin nübüvvetten önce günah (zenb) işlemelerini caiz görmektedir. 46 Mâturîdîlerin bu konudaki bakışını dile getiren Sâbûnî, bize göre diyor, peygamberler nübüvvetten önce nadiren de olsa günah işleyebilmektedir. 47 Ancak bu yaklaşım, Ebû Hanife nin yukarıdaki tercihine aykırı düşmektedir. Ehl-i Sünnet in genel yaklaşımına göre nübüvvetten önce ve sonra peygamberlerden, nefreti celbetmeyecek şekilde bazı küçük hatalar ortaya çıkabilir. 48 Ebû Hanife, bu gibi fiilleri, zelle (sürçme) diye adlandırarak, konuya dair kanaatini şu ifadelerle ortaya koymaktadır: Peygamberlerin hepsi de küçük ve büyük günahların, küfür ve çirkin hallerin bütününden uzaktır. Fakat onların zelle (sürçme) ve hataları vâki olmuştur. Hz. Muhammed de Allah ın rasûlü, nebîsi ve seçilmiş, temiz kuludur. O hiç bir zaman puta tapmamış, göz açıp kapayacak bir an bile Allah a ortak koşmamıştır. O büyük-küçük hiç bir günah işlememiştir. 49 Mâturîdî, peygamberler için nehyedilenin gerçekleştirilmesini ya da emredilenin terkedilmesini değil, efdalin yani en üstün davranış biçiminin terkini caiz görmektedir. 50 Đnsanlar, söz ve fiillerle peygamberi tasdik etmeye mecbur olduğu için, Şehristâni ye göre en doğru yaklaşım, peygamberlerin büyük ve küçük günahtan masum olmasıdır. Bilindiği gibi küçük günahlardaki ısrar büyük günah mesabesindedir. Nitekim çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. Ancak akıl ve din (şer ) iki eşit durumdan evlâ (en uygun davranış modeli) olanın terk edilebileceğinin caiz olduğu hükmünü vermektedir. Bununla birlikte, peygamberlerin söz konusu tercihleri (evla olanı terk) nedeniyle maruz kaldıkları uyarılar başkalarının büyük günah karşısında maruz kaldıkları şiddetli uyarıya eşittir. Çünkü ebrârın hasenatı mukarrab kulların seyyiâtı dır Enam (6), 75-83; Şuara, (26) es-sâbûnî, el-kifâye fi l-hidâye, 45a. ; Đbnu l-humâm, 195. el-bağdâdî, Usûlu d-dîn, 168. es-sâbûnî, el-bidâye fî Usûli d-dîn, 54. el-cüveynî, 288. Ebû Hanife, el-fıkhu l-ekber, 60. Mâturîdî nin yaklaşımı için bkz. es-sâbûnî, el-muntekâ min Đsmeti l-enbiyâ,

13 Ayrıca her zellede büyük bir sır vardır. Bu nedenle peygamberlerin günah işlemelerinden, tevbelerinden ve affa muhatap olmalarından söz eden naslar konusunda görünen hallere değil, onların geri planına, yani neticesine bakmak gerekmektedir. 51 Mucize ile ortaya çıkan tasdikin ortadan kalkmaması için peygamberlerin yalan söyleyemeyeceğini ifade eden Cürcânî (ö.816/1413), sadece tebliğdeki ismetin aklen ispat edilebildiğini, küfür ve diğer büyük günahlarla ilgili ismetin ise ümmetin icması ve sem (haber) yoluyla sabit olduğunu belirtmektedir. Çünkü sadece tebliğdeki doğruluk mucizenin delaleti ile ilgilidir. 52 Diğerleri için böyle bir delalet söz konusu değildir. Dolayısıyla nübüvvetten önceki dönemde de peygamberlerin büyük günah işlemediğini aklen ispatlamak mümkün değildir. Bu nedenle Eş arîler, hem aklî hem de semî (haber) delil olmadığı için nübüvvetten önce peygamberlerin büyük günah işleyebilecekleri kanaatini taşımaktadırlar. 53 Peygamberlerin günah işlemeyeceklerini Kur an daki ayetlerden hareketle ispat etmeye çalışan Ehl-i Sünnet Kelâmcıları, dolaylı bir takım argümanları öne çıkarmışlardır. Buna göre, Kur an, peygamberlere itaatı emrettiği halde onların günah işlemesi caiz olsaydı, peygamberlere itaatı emreden ayetlere 54 rağmen insanların peygamberlere tabi olması haram olurdu. Fasık bir insanın getirdiği haberi tahkik etmeyi emreden 55 ayet gereği de peygamberlerin şehadetini reddetmek gerekirdi. Ayrıca iyiliğin emredilmesi ve kötülükten nehyedilmesi (el-emr bi l-ma rûf ve n-nehy ani l-munker) gerektiği için 56 peygamberlerin de kötülükten alıkonulması icap ederdi. Kur an, Allah a ve peygambere isyan edenlerin; azabı, laneti ve kınamayı hak ettiğini söylemektedir. 57 Buna göre aynı durum peygamberler için de geçerli olacaktır. Günah işleyebilecekleri farzedilen peygamberler muhlas (samimi) kullardan da olmayacaktır. Çünkü Kur an ın ifadesine göre Şeytan, muhlas olanlar hariç bütün eş-şehristânî, Kitabu Nihâyeti l-đkdâm fi Đlmi l-kelâm, London 1934, 445. el-cürcânî, Şerhu l Mevâkıf, III, Bkz. el-cüveynî, ; et-taftâzânî, Şerhu l-makâsıd, I-V, Tahkik: Abdurrahman Umeyra, Alemu l-kutub, 1989/1409, V, 49. Al-i Đmran (3), 31. Hucurat (49), 6. Al-i Đmran, (3), 104, 110, 114. Cin (72), 23; Hud (11), 18; Saf (61), 2; Bakara (2),

14 insanları kandıracaktır. 58 Zaten Kur an, çeşitli ayetlerde peygamberlerin muhlas olduğunu haber vermektedir. 59 Kur an a doğrudan ya da dolaylı şekilde yapılan söz konusu bu atıflar, peygamberlerin günah işlemeleri kabul edildiği takdirde, yine Kur an açısından karşılaşılacak olan güçlükleri göstermektedir. Hz. Peygamber e itaatın, ismeti zorunlu kıldığı, aksi takdirde insanların da günah konusunda peygambere uymak zorunda kalacakları yaklaşımı, Ebû Hanife den 60 başlayan ve Şafiî ile devam eden bir süreçte 61 gelişmiştir. Đsmeti, peygambere itaatla temellendiren Râzî ye göre, Hz. Peygamber in günah işlemesi ve peygambere itaat eden insanların da o günahı takip etmesi Hz. Peygamber için batıldır. Hz. Peygamber için batıl olan, diğer peygamberler için de batıldır. Çünkü peygamberler arasında fark yoktur. Dolayısıyla bütün peygamberler, bütün günahlardan (zunûb) masumdur. 62 Kur an, peygamberlerin bazı davranışlarını günah anlamındaki zenb, 63 isyan 64 vb. kelimelerle ifade etmiştir. Kur an da peygamberlerin hataları neticesinde maruz kaldıkları uyarıları ifade eden bir takım naslar da bulunmaktadır. 65 Ancak Ehl-i Sünnet ten hiç Hicr (15), Yukarıdaki delillendirme biçimiyle ilgili olarak bkz. er-râzî, Muhassalu Efkâri l-mutekaddimîn ve l-muteahhirîn mine l-ulemâ ve l- Hukemâ ve l-mütekkellimîn, Tûsî nin Telhîsu l-muhassal ı ile birlikte, Mektebetu l-kulliyyât el-ezheriyye, Kahire (baskı tarihi yok), 219 vd. ; el-îcî, III, 416; et-taftâzânî, Şerhu l-makâsıd, V, 51-52; el-cürcânî, Şerhu l Mevâkıf, III, 428 vd. Ayrıca bkz. Bulut, Mehmet, Ehl-i Sünnet ve Şia da Đsmet Đnancı, Risale Yayınları, Đstanbul 1991, Yusuf (12), 24; Meryem, (19), 51. Ebû Hanife, el-alim ve l-muteallim, 22. eş-şafiî, er-risâle, 82. er-râzî, el-mesâilu l-hamsûn, Mecmua içinde, Matbaatu Kurdistan el-đlmiyye, (Mısır) 1328, 380. Fetih (48), 2. Taha (20), 121. Kur an da haber verildiği üzere Hz. Adem, önce isyan etmiş (asâ) sonra da tevbe etmiştir. Taha (19), Hz. Musa, bir insan öldürmüş, fiilini Şeytan ın fiillerinden saymış, bu fiil nedeniyle kendisinin zulmettiğini itiraf etmiş, Allah tan bağışlanmasını dilemiş ve bağışlanmıştır (mağfiret). Kasas (28), 16. Fetih Suresi nin ikinci ayetinde Hz. Peygamber in, gelmiş ve gelecek günahlarının (zenb) bağışlandığı (mağfiret) bildirilmiş, ayrıca Hz. Peygamber, Bedir de, zaferini pekiştirmeden esir aldığı için (Enfal, 8/67-68) ve savaştan 102

15 bir kimse peygamberin şehveti tercih ederek bir mahzura (haram) yönelmesini, kast ve ihtiyarla nehyedilmiş (menhî) bir şeyi işlemesini caiz görmemektedir. 66 Peygamberler hakkında zikredilen zenb kelimesi halk tarafından bilinen, günah anlamındaki zenb değildir. Ehl-i Sünnet in peygamberler hakkında zenb kelimesini kullanmaması, halkın zihninin bu kelimeyle ilgili manaya kaymaması içindir. Peygamberlerin davranışları ile ilgili kullanılan zelle kelimesi de haktan batıla, taattan masiyete, ya da zikirden gaflete kaymak değil, peygamberlerin bazı beşerî vasıflarda bulunmaları ya da efdalden fâdıla kaymaları, yani en iyi davranış modelini (efdal) terkederek, yine de iyi bir davranış modelini (fâdıl) tercih etmeleridir. 67 Ehl-i Sünnet in genel bakış açısına göre peygamberlerin günah işlediklerine dair haberler, nübüvvetten önce işlenmiş olmaları tevili başta olmak üzere yanılma (sehv), unutma (nisyan) ve kasıt (amd) olmaksızın işlenmiş olmalarına hamledilir. 68 Ehl-i Sünnet içerisinde peygamberlerin ismeti üzerinde en çok ısrar eden ve konuyu genişçe düşünen ilim adamı Râzî dir. Goldziher e göre Râzî, ismetin bütün peygamberleri içine alacak genişlikte anlaşılmasını sağlamıştır. 69 Esasen Râzî den önce de peygamberlerin bütününe yönelik bir ismet yaklaşımının bulunduğu söylenmelidir. Ancak Râzî nin, bahsedilen yaklaşımı disipline ederek geliştirdiği bir gerçektir. Kolayca tahmin edileceği gibi Râzî nin, Đsmetu l-enbiyâ ismindeki eseri, doğrudan bu konuya ve peygamberlerin günah işlediğini ihsas ettiren nasların anlaşılmasına hasredilmiştir. Râzî nin çağdaşı olan Sâbûnî de el-muntekâ min kaçmak isteyenlere izin verdiği için (Tevbe, 9/43) uyarılmış, affa muhatap olmuştur. Kur an, hem Hz. Peygamber le hem de diğer peygamberlerle ilgili başka örneklere de yer vermektedir. Kur an da peygamberlerin günah işlediklerini ihsas ettiren nasların anlaşılması için Râzî nin Đsmetu l-enbiyâ sı ve Sâbûnî nin el-muntekâ min Đsmeti l-enbiyâ sına bakılabilir. Hz. Peygamber in muhatap olduğu uyarılar için ayrıca bkz. Gezgin, Ali Galip, Kur an da Hz. Peygamber e Yapılan Uyarılar, Fakülte Kitabevi, Isparta 2003, 188 vd. es-sâbûnî, el-muntekâ min Đsmeti l-enbiyâ, 10; el-kifâye fi l-hidâye, 45b. es-sâbûnî, el-muntekâ min Đsmeti l-enbiyâ, 10. el-harpûtî, Abdullatif, Tenkîhu l-kelâm fi Akâidi Ehli l-đslam, Tekmile-i Tenkîhu l-kelâm ile birlikte, Dersaadet Necm-i Đstiklal Matbaası, Đstanbul 1330, 287. Goldziher, Ignaz., Đsmet, Đslam Ansiklopedisi, I-XV, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Đstanbul 1977, V,

16 Đsmeti l-enbiyâ adlı çalışmasında ilgili nasları irdelemekte, Ehl-i Sünnet bakış açısına göre yorumlamaktadır. bc. Đsmetle Đlgili Mu tezilî Yaklaşım Mu tezile ve genel olarak Haricîler, peygamberlerin nübüvvetten önce küfürden uzak olduğunu ileri sürmektedir. 70 Mu tezilî ve genel haricî iman teorisi gereği, peygamberler, nübüvvetten önce günah işlemeyecektir. Çünkü Haricîler günahı küfür saymakta, Mu tezile de günahı imandan çıkarıcı görmektedir. 71 Her iki yaklaşıma göre de peygamber, nübüvvetten önce dahi olsa günah işlediği zaman imanı kaybetmiş olacaktır. Mu tezile, peygamberler için bilerek büyük günah işlemenin caiz olmadığını, ama peygamberlerin nefreti celbetmeyecek biçimde küçük günah işleyebileceklerini iddia etmektedir. Ebû Ali Cubbâî (ö. 235/849), peygamberlerin büyük ve küçük günahı bilerek işlemelerinin caiz olmadığını ancak tevil yoluyla hata yapabileceklerini düşünmektedir. Nazzam (ö. 232/835) ise peygamberlerin bilerek büyük ve küçük günahtan uzak olduğunu, tevil yoluyla da hata yapmayacaklarını, onlar için yalnızca yanılma ve unutmanın caiz olduğunu, bu nedenle de uyarıldıklarını (itâb) ileri sürmektedir. 72 Mu tezile nin genel yaklaşımına göre, peygamber, nefreti gerektirecek büyük ve küçük günahtan korunmuş olmazsa, toplumdan kabul görmeyecek, bu da tabiî olarak nübüvvetle hedeflenen gayeyi boşa çıkaracaktır. Sırf sözü edilen nedenden dolayı yani insanların peygamberden uzaklaşmaması için, Allah ın Hz. Peygamber i kaba ve katı yürekli olmaktan sakındırdığını dile getiren Kâdî Abdulcebbâr, Al-i Đmran Suresi nin 159. ayetini hatırlatmaktadır: Şayet sen kaba ve katı yürekli olsaydın çevrenden dağılıp giderlerdi... Mu tezile, peygamberlerin nübüvvetten önce ve sonra büyük günah işlemeyeceklerini ısrarla vurgulamaktadır. Çünkü büyük günah bütünüyle nefreti celbedicidir. Dolayısıyla Allah ın peygamberini ondan sakındırması vaciptir. Nefislerin, masiyetle kirlenmemiş ve büyük günaha bulaşmamış kimseyi kabule yatkın olması, büyük günah işlemiş kimseyi de kabule yatkın olmaması bu durumu es-sâbûnî, el-kifâye fi l-hidâye, 45b.-46a. es-sâbûnî, el-kifâye fi l-hidâye, 45a. er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ,

17 açıklamaktadır. 73 Peygamberler için, nefreti celbetmeyecek küçük günahı caiz gören Mu tezile, bunu, peygamberlerin doğrulukları ve onların söylediklerinin kabulü ile ilgilendirmemektedir. 74 Mu tezile nin tebliğ merkezli bu yaklaşımı Hayyât (ö. 300/910) tarafından da güçlü bir şekilde dile getirilmektedir. 75 Makâlât ta konuya dair mu tezilî yaklaşımı ele alan Eş arî, yaklaşık olarak Kâdî Abdulcebbâr ile aynı şeyleri söylemektedir. 76 Peygamberlerin anne-babaları ile ilgili ahlâkî durumu da göz önünde bulunduran ve onların zina, hırsızlık vb. hallerden, ahlâkî düşüklüklerden uzak olmaları gerektiğini iddia eden Mu tezile, bunları da nefreti celbedecek şeylerden sayarak, peygambere uymayı engelleyeceği için caiz görmemektedir. 77 Mu tezile, hem nübüvvetten önce hem de nübüvvetten sonra peygamberlerin büyük günah işlemelerinin aklen caiz olmadığını ileri sürmektedir. Aksi taktirde peygamberler, insanlar nazarındaki itibarlarını kaybederler, sözleri kabul görmez, tebliğ ve dolayısıyla nübüvvet anlamını yitirir. Mu tezile nin bu konuda vermiş olduğu hüküm, temelde husun-kubuh ve salah-aslah ile ilgilidir. 78 Bu nedenle Eş arîler, Mu tezile tarafından ulaşılan neticeye itiraz etmektedir. Ancak Mu tezile nin, söz konusu yaklaşım bakımından daha tutarlı olduğu söylenebilir. Şayet tartışılan konunun bazı kısımları, çok daha sonra gelişmiş olan bir takım metotların (sem /haber, icma) uygulanmasını imkansız kılacak şekilde, geride bulunuyorsa, artık aradaki problemi çözmek ve o boşlukları doldurmak için aklın müdahelesi zorunlu olacaktır. Aksi halde ya o boşluklar olduğu gibi kalacak ya da konunun bütünlüğüne uymayan bir tercih ortaya çıkacaktır. Nitekim Eş arîler, nübüvvetten önceki büyük günah el-kâdî Abdulcebbâr, el-kâdî Abdulcebbâr, 575. el-hayyât, Ebu l-huseyn Abdurrahman b. Muhammed b. Osman el-mu tezilî, Kitabu l-đntisâr, el-matbaatu l-katolikiyye, Beyrut 1957, 71. Bkz. el-eş arî, Makâlâtu l-đslamiyyîn, I, 297. el-îcî, III, 416. el-bağdâdî, Usûlu d-dîn, 169; el-cürcânî, Şerhu l-mevâkıf, III, 426. Teklife konu fiillerdeki husun (güzellik) ve kubuh (çirkinlik) üzerindeki tartışmada Mu tezile, husun ve kubhun akılla bilinebileceğini Eş arîler ise husun ve kubhun şeriatla bilineceğini ileri sürmektedir. el-cüveynî, 228 vd. Mu tezile, Allah ın kullar için aslahı (en uygun) yaratmasının vacip olduğunu iddia etmektedir. Ehl-i Sünnet e göre, ulûhiyet vucûbu nefyeder. Allah, kullar için dilediğini yapar. es-sâbûnî, el-bidâye fî Usûli d-dîn,

18 konusunda, metotları gereği haber ve icmayı aramaktadırlar. Böyle bir imkan söz konusu olmayınca, o dönemde peygamberin büyük günah işleyebileceğini kabul etmek durumunda kalmaktadırlar. Aslında nübüvvetten sonraki yaklaşımları için de aynı şeyler söylenebilecek durumdadır. Çünkü tebliğdeki ismet, mucizenin delaleti ile anlaşıldıktan sonra, peygamberin diğer ahlakî tercihleri ile ilgili olarak Eş arîlerin bir tercihte bulunması söz konusu değildir. Sadece haber ve icma gibi bir takım metodik yaklaşımlara dayanarak nübüvvetten sonra günahın vâki olmadığını dile getirmekle yetinmektedirler. II. Vahyin Tebliği ve Peygamberlerin Đsmeti Vahyin tebliği insanlarla karşı karşıya bulunan peygamberin en önemli görevidir. Peygamberin tebliğindeki doğruluğu (emanet) sürekli sorgulanmıştır. Ebû Hanife, peygamberlerin kendi başına hareket etmediklerini Allah ın nehyettiği bir şeyi emretmediklerini ve bütün işlerde Allah a muvafık olduklarını özellikle vurgulamaktadır. Bu nedenle Kur an, peygambere itaati Allah a itaat saymaktadır. 79 Hz. Peygamber in tebliğdeki güvenilirliğini emanet kökünden isim olan emîn kelimesiyle dile getiren Ebû Hanife, onu, Allah ın farz ve sünnetlerinin emîni diye nitelemektedir. Peygamber in bu niteliği nedeniyle Kur an, onun her verdiğini alın ve sizi neden nehyederse de ondan vazgeçin 80 demektedir. 81 Şâfiî, peygamberlerin tebliğdeki güvenilirliğini emanetle tabir etmektedir. 82 Mâturîdî de peygamberlerin tebliğdeki ismetinden söz etmektedir. 83 Peygamberlerin tebliğ ettiği şeyler hususunda bilerek ya da sehven hiç bir tahrif ve hıyanette bulunmayacağı konusunda ümmetin ittifakı yani icması vardır. 84 Bu icmayı dile getiren Đbn Teymiyye (ö. 728/1327), aksi bir kabulün, risaletteki maksadı ve mucizenin delaletini boşa çıkaracağını düşünmektedir. 85 Nitekim Cüveynî (ö. 478/1075), peygamberlerin, tebliğindeki ismetinin aklen vacip olduğunu ileri Nisa (4), 80. Haşr (59), 7. Ebû Hanife, el-alim ve l-muteallim, 22; el-beyâdî, Kemaleddin Ahmed, el- Usûlu l-munîfe li l-đmam Ebî Hanife, Tahkik: Đlyas Çelebi, Marmara Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, Đstanbul 1996, 78. eş-şâfiî, Ahkâmu l-kur an, II, 3. el-mâturîdî, Kitabu t-tevhîd, 8-9. er-râzî, Đsmetu l-enbiyâ, 16. Đbn Teymiyye, XV,

19 sürmektedir. Çünkü mucizenin medlûlü, peygamberlerin tebliğdeki doğruluklarıdır. 86 Aynı yaklaşım şiî-imâmî bakış açısını öne çıkaran Tûsî (ö.469/1067) de de mevcuttur. 87 Mâturîdî, bir takım tercihler nedeniyle peygamberlerin maruz kaldığı uyarıları, onların tebliğdeki doğruluklarının kanıtı olarak görmektedir. Çünkü insan, kendi ayıbını ya da kendisi ile ilgili noksanlık ihsas ettirecek bir şeyi dile getirmez. Nitekim Hz. Aişe, Hz. Peygamber in vahiyden hiç bir şey gizlemediğini ifade ederken, şayet Hz. Peygamber vahiyden bir şeyi gizlemiş olsaydı Ahzab Suresi 37. ayeti gizlerdi demiştir. 88 Đlgili ayette Zeyd ve Zeyneb arasındaki ailevî tartışmada Hz. Peygamber in aldığı tavırdan söz edilmekte ve Hz. Peygamber in Zeynep le yani evlatlığının eşi ile evlenmesinin emredileceği ihsas ettirilmekteydi. O günkü toplum, kişinin, evlatlığının karısı ile çocuğunun karısı arasında bir fark görmemekteydi ve her ikisi ile de evlenilmesini yasaklamaktaydı. Dolayısıyla bu durum Hz. Peygamber üzerinde ciddi bir sosyal baskı oluşturmaktaydı. Kur an, vahyedilenlerin Hz. Peygamber e unutturulmadığını 89 ve Hz. Peygamber in, onları saklamak ya da onlara ilave yapmak durumunda olmadığını bize bildirmektedir. Hatta Kur an, böyle bir ihanetin farzedilmesi durumunda Peygamber in başına gelecekleri de haber vermektedir: Şayet bize karşı bazı sözler uydursaydı, onu sağ elimizle yakalar, sonra onun şah damarını koparırdık. Hiç biriniz de onu koruyamazdınız. 90 Aslında Kur an ın böyle bir tehdidi dillendirmesi, Kur an a muhatap olan kimselerin, vahiyle ve onun tebliği ile ilgili şüphelerini gidermek içindir. Aksi halde bahsi geçen tehdidi gerektirecek bir durumun gerçekleşme ihtimali söz konusu değildir el-cüveynî, 298. et-tûsî, eş-şeyh Muhammed b. Hasen, el-đktisâd fî mâ Yetealleku bi l-đ tikâd, Matbaatu l-erâb, Necef 1979/1399, 260. el-buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. Đsmail, Sahîhu l-buhârî, Mevsûatu s- Sunne el-kutubu s-sunne ve Şurûhuhâ içinde, Çağrı Yayınları, Đstanbul 1992/1412, Tevhid, 22; Muslim, Ebû l-huseyn Muslim b. el-haccâc, Sahîhu Muslim, Mevsûatu s-sunne el-kutubu s-sunne ve Şurûhuhâ içinde, Çağrı Yayınları, Đstanbul 1992/1413, Đman, 288. Kıyame (75), Hakka (69),

20 Peygamberlerin, diğer insanlarla ortak olduğu durumlar (yemek yemek, evlenmek, unutmak, yanılmak...) dışında, üstün fıtratları na, akıllarının selameti ne, sözlerindeki doğrulukları na, tebliğdeki emanetleri ne ve en sonunda da beşerî sîreti çirkinleştirecek her şeyden korunmuş (ismet) oldukları na inanmanın zorunluluğunu vurgulayan Muhammed Abduh da tebliğ ile ilgili bir endişe taşımaktadır. Aksi halde yani, peygamberleri kesin anlamda diğer insanlardan ayıracak özelliklerin bulunmaması halinde, insanlar, onların getirdiği ilkelere, şüpheyle yaklaşacak ve böylece tebliğ gayesinden uzaklaşacaktır. Hatta Abduh, peygamberlerin bedenlerinde insanların bakışlarını kaçırmak zorunda kalacakları fizyolojik eksikliklerin olmadığını da dile getirmektedir. 91 Aslında bu estetik kaygı da tebliğle hedeflenen gayenin gerçekleşmesine yönelik görünmektedir. Nitekim Hz. Musa, tebliğ ile görevlendirildiği zaman konuşma bozukluğunu gidermesi için Allah a dua etmiş, Allah da onun bu duasını kabul etmiştir. 92 Mu tezile nin de belirginleştirdiği gibi peygamberlerin ismeti ile ilgili hassasiyet ve bunun, nübüvvet öncesini de kapsayacak şekilde ele alınması, aslında peygamberlerin en önemli görevi olan tebliğin hedefine ulaşması açısından önemli görünmektedir. Allah ile insanlar arasında elçilik yapan peygamber, bu görevi yerine getirirken dürüst davranacak, ayrıca kendisini halkın gözünde küçük düşürecek, insanların kendisine olan güvenini sarsacak ve söz konusu görevi anlamsız kılacak davranışları da tercih etmeyecektir. Bir elçide aranacak en önemli özellik, güvenilir olması ve taşıdığı haberi kendisinden istenildiği şekilde yerine ulaştırmasıdır. Bu açıdan bakıldığında denilebilir ki, peygamberler, vahyin insanlara ulaştırılması anlamında tebliğ vazifelerini yerine getirirken son derece dikkatli davranmışlar, hiç bir eksiltme ve ilave yapmamışlardır. Çünkü bir peygamberin vahyi değiştirmesi, tebdil ve tahrif etmesi 93 hıyanet olarak addedilir ki, bu da Ku an ın tarifi ile kötülüklerin en çirkinidir. 94 Peygamberin tebliğdeki ismetini, mucizenin dolaylı bir delaleti ile izah etmek yerine, az sonra da dile getirileceği gibi, onun sahip olduğu üstün niteliklere hamletmek daha isabetli bir yaklaşım olarak Abduh, Muhammed, Risâletu t-tevhîd, Mektebetu l- Cemâati l- Ezheriyye, Kahire (baskı tarihi yok), Taha (20), 27. Yunus (10), 15. Enam (6),

21 görülebilir. Ahlâkî anlamda insanların yadırgayacağı en küçük olumsuz tavrı dahi tercih etmeyecek olan peygamber, vahyin tahrifini asla düşünmeyecek, tebliğde her hangi bir ihmal de yaşanmayacaktır. Dolayısıyla Peygamber, tebliğ sorumluluğunu üstlendiği için ihaneti terkedecek değildir. Aksine o, ahlâkî yetkinliği nedeniyle, ihanet ihtimali olamadığı için tebliğe memur kılınmıştır. Kur an, Peygamber in işleyebileceği en büyük cinayeti, vahye ve onun tebliğine ihanet olarak bildirirken, vahyin tebliği hususunda insanların taşıdığı tereddütleri gidermeye yönelik bir ifade kullanmış, onları temin etmiş gözükmektedir. III-Peygamberlerin Đradesi ve Đsmet Đsmet, Allah ın peygamberlerini günahtan ve çirkin tavırlardan koruması şeklinde anlaşılınca, tabiatıyla peygamberlerin iradesi gündeme gelecektir. Allah ın peygamberi gözetmesi, hatta onu koruması ve günahtan engellemesi ile peygamberin her bir insan gibi sahip olduğu irade ve bu iradenin kullanımı nasıl telif edilecektir? Râzî nin tespitine göre, Eş arî nin de aralarında bulunduğu bazı ilim adamları, peygamberlerin, isteseler dahi günah işleyemeyeceklerini iddia etmektedirler. Đradeyi inkar etmeyenler ise, masumiyetin cebre varmamak şartıyla, Allah tarafından insanda yaratılan bir nesne olduğunu ve insanın, onunla isyana yönelmediğini ileri sürmektedirler. Son yaklaşımı savunanlara göre, şayet peygamberler, isteseler dahi isyan edemeyecek durumda bulunsalardı, bu sıfatları yüzünden övgüyü hak etmezlerdi. Ayrıca onlar için emir, nehy, sevap ve cezanın anlamı kalmazdı. Đsmetle iradeyi telif etmeye çalışanlar, naklî delil olarak Kehf Suresi nin 110. ayeti ile Yusuf Suresi nin 53. ayetini öne çıkarmaktadırlar. Yukarıdaki ayetlerin ilkinde peygamberin de bir insan olduğu vurgulanmaktadır. Đkinci ayette ise Hz. Yusuf, Ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Elbette nefis kötülüğü emreder 95 demek sûretiyle, sahip olduğu iradeye işaret etmektedir. Mâturîdî, katı bir ismet bakışının, peygamberin üstün özelliklerini işlevsiz kılacağını, onu, davranışları bakımından cebre sevk edeceğini farketmiştir. Nitekim o, yeni bir ismet tanımına girişmeden önce Allah ın bir inayeti olan ismetle, peygamberin iradesini telif etmeye çalışmaktadır. Peygamber de diğer insanlar gibi davranışlarında bütünüyle özgürdür ve tüm davranışlarını 95 er-râzî, Muhassal,

22 sahiplenmektedir. Mâturîdî nin açık ifadelerine göre ismet, peygamberden endişeyi (havf) kaldırmamaktadır. Hatta ismet güçlendikçe endişe de güçlenmektedir. Nitekim diğer insanlara nazaran peygamberlerin, hem kendileri hem de dinleri ile ilgili endişeleri daha fazladır....beni ve oğullarımı putlara tapmaktan koru! 96 diye dua eden Hz. Đbrahim ve...beni müslüman olarak öldür ve salihlerden kıl! 97 diye dua eden Hz. Yusuf, kendileri ile ilgili endişelerini dile getirmektedirler. 98 Dolayısıyla ismet, külfet i kaldırmamaktadır. 99 Yani peygamberin gözetim altında bulunması, onu taata zorlamadığı gibi günah işlemekten da aciz bırakmayacaktır. Dünyada yaşayan bütün fertler gibi peygamber de davranışları konusunda sınanmaktadır. Eşyada geçerli âdet gereği, bu durum, zaten iradeli olmayı zorunlu kılmaktadır. Đrâdî olmayan fiil ve tercihlerin hiç bir değeri bulunmamaktadır. Mâturîdî nin ilgili yaklaşımını irdeleyen ve peygamberlerin davranışlarında mecbur olmadığını dile getiren Sâbûnî, Taatı yapmada ve masiyeti terk etmede mecbur olan, me cur olmaz (karşılık/sevap görmez). Peygamberlerin günah işleme ve taatı terk etmeleri tasavvur edilemeseydi, Şâri nin onları masiyetten nehyi ve onlara taatı emri anlamlı olmazdı. Köre görme, felçliye hareket emredilmez. Emir ve nehy olmazsa taat ve masiyet gerçekleşmez. Taat; emrin yerine getirilmesi (imtisâl), masiyet; nehyin işlenmesidir (irtikâb). Taat ve masiyet olmazsa ismet de gerçekleşmez demektedir. 100 Mâturîdî ye göre ismet, Kişinin ihtiyarı ile birlikte onu iyiliğe (fi lu l-hayr) sevkeden ve kötülükten (şer) engelleyen ilahî bir lütuftur. 101 Harpûtî, Mâturîdî nin yukarıdaki bakışını tespit ettikten sonra onun ismet tarifini şu şekilde nakletmektedir: Đsmet, kulu hayra sevkeden ve onu şerden engelleyen Allah ın bir inayetidir. Bu taktirde, kudretin taata tahsisi şeklindeki ismet tanımı, peygamberin ihtiyarını gözardı etmektedir. 102 Nitekim Đbnu l-humâm da Harpûtî den önce, Sâbûnî nin yukarıdaki bakışına yer vererek, ismeti, Đbrahim (14), 35. Yusuf (12), 101. el-mâturîdî, Te vîlâtu l-kur an, 468a. el-mâturîdî, Te vîlâtu Ehli s-sunne, Tahkik: es-seyyid Avadayn-Đbrahim Avadayn, Kahire 1971/1391, 88-89; es-sâbûnî, el-bidâye fi Usûli d-dîn, es-sâbûnî, el-kifâye fi l-hidâye, 45a. es-sâbûnî, el-bidâye fî Usûli d-dîn, 54. el-harpûtî,

23 kudretin taata tahsisi şeklinde tanımın içerdiği cebr tehlikesine işaret etmektedir. 103 Şeltut, tebliğ hususunda ismete muhatap olsalar bile, peygamberlerin beşerî tabiatlarını kaybetmediklerini düşünmektedir. Tabiatıyla peygamberler bir takım görüş, hüküm ve şahsî fiillerinde hata yapabileceklerdir. Bu nedenle Allah, peygamberleri zaman zaman uyarmıştır. Söz gelimi Hz. Peygamber, Đbn Ümmü Mektûm a davranışı nedeniyle ikaz edilmiştir. 104 Bağdâdî ye göre, ismetin mahiyeti ve peygamberin iradesi, mu tezilî bakış ile ele alınacak olursa, görülür ki, Mu tezile nin genel usûlü bakımından, diğer insanlar için geçerli bütün şartlar, peygamberler için de geçerlidir. Bu nedenle Allah, peygamberleri masum kılmaz. Peygamberler kendilerini masiyetten korurlar (ismet). Onların korunmasında (i tisâm) Allah ın bir dahli (tesir) bulunmamaktadır. 105 Bağdâdî nin Mu tezile adına geliştirdiği bu çıkarım, peygamberlerin ve diğer insanların davranışları açısından eşit şartları paylaştıklarını göstermektedir. Her hangi bir fiili (taat ya da masiyet), irâdî olarak tercih etme hususunda insanlar birbirinden farklı değildir. Ancak Kâdî Abdulcebbâr, çalışma içerisinde de dile getirildiği üzere, Allah ın peygamberini insanların nefretini gerektirecek şeylerden sakındırması ndan söz etmektedir. 106 Bu sakındırma (tecnîb) tabiri, peygamberin ismetteki iradesine yönelik mu tezilî bakışın tam anlamıyla ortaya çıkmasını engellemiş gözükmektedir. Kaldı ki, ismeti, men (engel olmak) anlamı ile tarif eden Kâdî Abdulcebbâr, aslında bu konudaki mu tezilî tercihi daha da belirginleştirmektedir. Bir lütuf olarak ismet, lütfa muhatap olan kişi ile birlikte bulunmaktadır. Böylece o kişi büyük günah işlemekten engellenmiş (medfû ) gibi olmaktadır. 107 Bağdâdî nin Mu tezile ye nispet ettiği bakış açısının aksine, ismeti, lütuf temeline dayalı olarak ele alan bu yaklaşım, peygamberin iradesini söz konusu etmemektedir. Dürüst ve emin kişiler olan peygamberler, nübüvvetten önce sahip oldukları bu nitelikleri nübüvvetten sonra da taşımaya devam Đbnu l-humâm, 197. Şeltut, Mahmud, el-đslam Akîde ve Şerîa, Dâru l-kalem, Beyrut 1966, 41. Đlgili olarak bkz. Abese (80), el-bağdâdî, Usûlu d-dîn, 169. el-kâdî Abdulcebbâr, 573. el-kâdî Abdulcebbâr,

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Yıl 3 Sayı 1 Mayıs 2010 .. / Özet: Hadislerin anlaşılmasında aklın putlaştırılması Batıyla geniş bir etkileşim

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına

Detaylı

İbn Hazm a Göre Ehl-i Sünnet Kavramının İçeriği

İbn Hazm a Göre Ehl-i Sünnet Kavramının İçeriği İbn Hazm a Göre Ehl-i Sünnet Kavramının İçeriği Galip TÜRCAN * Atıf/ : Türcan, Galip (2009). İbn Hazm a Göre Ehl-i Sünnet Kavramının İçeriği, Milel ve Nihal, 6 (3), 81-95. Özet: Hz. Peygamber in vefatından

Detaylı

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen

Detaylı

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Detaylı

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel

Detaylı

Nübüvvetin Tanımı ve Vehbîliği Meselesi

Nübüvvetin Tanımı ve Vehbîliği Meselesi Peygamberlik meselesi altı iman esasından biridir. İnsan açısından diğer iman esasları içinde mihver konumdadır. Çünkü diğer iman esaslarını bilmek peygamber gönderilmesine bağlıdır. Diğer bir ifade ile

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MEZHEPLER TARİHİ DKB 308 6 2+0 2 4 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

PEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN IÇERIK ÖNSÖZ 13 Giriş DİN VE AKAİT Günümüzde Din Algısı Sosyal Bilimcilere Göre Din İslam Açısından Din Dinin Anlam Çerçevesi İslam Dini İslam ın İnanç Boyutu Akait İman İman-İslam Farkı İman Bakımından

Detaylı

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com Hikmet Yurdu, İmam Matüridî ve Matürîdîlik Özel Sayısı, Yıl: 2, S.4 (Temmuz-Aralık 2009), ss. 235-239 Kitap

Detaylı

Gençlik Eğitim Programları DAVET

Gençlik Eğitim Programları DAVET Gençlik Eğitim Programları DAVET Gençlik Programları 1. HAFTA DAVET tebliğ nedir, nasıl anlaşılmalıdır? İslam a davetin anlamı Ezber ayeti: Yusuf 108 Davetçi bir Müslüman için İslam ı öğrenmenin, yaşamanın

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 12 Sayı 1 Ocak-Haziran 2012 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2012 (12/1) Ocak-Haziran

Detaylı

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com Hikmet Yurdu, İmam Matüridî ve Matürîdîlik Özel Sayısı, Yıl: 2, S.4 (Temmuz-Aralık 2009), ss. 217-221 Kitap

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com PEYGAMBERLERE İNANÇ PEYGAMBER İNSANLAR Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com PEYGAMBERLERE İNANÇ PEYGAMBER İNSANLAR Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com PEYGAMBERLERE İNANÇ PEYGAMBER İNSANLAR Memduh ÇELMELİ PEYGAMBER İSMET Allah tarafından, insanlar arasından seçilen ve O nun mesajlarını insanlara ileten elçidir. «Peygamber» kavramı Farsça dır. Kur an

Detaylı

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 11 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2011 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ

İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ Memduh ÇELMELİ İLÂH İlâh: Tapılmaya lâyık görülen yüce varlık. «Lâ ilahe illallah Allah tan başka ilah yoktur.» İlâhî: Allah a ait. Allah a özgü. Allah ile ilgili. ilahi KİTAP VAHİY

Detaylı

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IX/1 (Bahar 2016), ss. 131-135. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com Başvuru: 07.06.2016 Kabul: 20.06.2016 İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM

Detaylı

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse رمجة: موقع الا سلام سو ال وجواب تنسيق:

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi ISSN Cilt: 6 Sayı: 1 BAHAR 2013

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi ISSN Cilt: 6 Sayı: 1 BAHAR 2013 e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 6 Sayı: 1 BAHAR 2013 Makaleler Ebû Mutî Mekhûl b. Fadl en-nesefî nin Kitâbu r-radd alâ Ehli l-bida ve l-ehvâ ed-dâlle Adlı Eserinin ve Marie Bernand Tahkikinin

Detaylı

Yazımızın konusu sosyal bilimcilerin dine yaklaşımları da bu yaklaşımlar neticesinde ortaya koydukları din tanımları da değildir.

Yazımızın konusu sosyal bilimcilerin dine yaklaşımları da bu yaklaşımlar neticesinde ortaya koydukları din tanımları da değildir. Din öteden beri, Tarih, Antropoloji, Sosyoloji ve Dinler Tarihi gibi sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında konu edinilmiş ve zikredilen sahaların uzmanları tarafından çeşitli yaklaşımlar ile dinin özsel,

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : KELAM TARİHİ Ders No : 0070040093 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Varlıklar Âlemi Meleklere İman Meleklerin

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Hasan KURT İletişim Bilgileri Adres. Doçentlik Kelam Bilim Dalı YÖK, Üniversiteler Arası Kurul 2009

ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Hasan KURT İletişim Bilgileri Adres. Doçentlik Kelam Bilim Dalı YÖK, Üniversiteler Arası Kurul 2009 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Hasan KURT İletişim Bilgileri Adres : Bartın Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Telefon Mail : 0 378 223 53 60 : hkurt@bartin.edu.tr 2. Unvanı : Doçent Doktor 3. Öğrenim Durumu

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 13 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2013 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2013 (13/2)

Detaylı

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır.

Şüphesiz ki Allah a, ahiret gününe iman edenlerle Allah ı çok anan kimseler için Allah ın elçisinde güzel bir örnek vardır. İlk insan ve Peygamber Adem babamızla başlayan güzel ahlakı inşa etme vazifesi Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v.) ile tamamlandı: Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.(kalem, 68/4) Şüphesiz ki Allah

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 14 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2014 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2014 (14/2)

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34) Nisa [4] 34 Nuşûz Darabe Boşanmadan Önceki İşler Hz. Muhammed Hiç Kimseyi Dövmemiştir Dövmek Yasaklanmış Eşini Döven Hayırsızdır Ayetin Mantığı Kaynakça Kadınların Dövülmesi (Nisa [4] 34) Konusuna Farklı

Detaylı

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II Türkiye de İslami İlimler: Kelâm ve Mezhepler Tarihi II ISSN 1303-9369 Cilt: 14 Sayı: 28 2016 Yılda iki defa yayınlanır Sahibi Bilim ve Sanat Vakfı Yazı İşleri Müdürü Salih Pulcu Editör Yunus Uğur ISSN

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulünedir. Bundan sonra: Allah sana hidayet etsin. Bil ki şirk koşmak günahların en büyüğüdür ve bütün amelleri

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 15 Sayı 1 Ocak-Haziran 2015 T. C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2015 (15/1) Ocak-Haziran

Detaylı

Mâturîdî ye Göre Muhkem ve Müteşâbih Ayetler

Mâturîdî ye Göre Muhkem ve Müteşâbih Ayetler Mâturîdî ye Göre Muhkem ve Müteşâbih Ayetler -İnsanın Tabiî Yapısı ve Aklî Yeterliliği Bağlamında Bir Değerlendirme- Galip TÜRCAN * Atıf/ : Türcan, Galip (2010). Mâturîdî ye Göre Muhkem ve Müteşâbih Ayetler,

Detaylı

- kalp ile tasdikte. Abstract

- kalp ile tasdikte. Abstract Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2015 - Bahar, 28-139-157 M-I A ZÂM, ET-TAHAVÎ VE ÖMER EN- N Dr. Fatma PINAR YYÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü fatmapnar1453@gmail.com Özet - - kalp

Detaylı

YILLIK DERS PLANI DERSİN ADI : KUR AN-I KERİM EK ÖĞRETİM 5.KUR (HATİM) ÖĞRETİM YILI: KURSUN ADI : KUR AN KURSU SINIF / DÖNEM :...

YILLIK DERS PLANI DERSİN ADI : KUR AN-I KERİM EK ÖĞRETİM 5.KUR (HATİM) ÖĞRETİM YILI: KURSUN ADI : KUR AN KURSU SINIF / DÖNEM :... 4 SFA SFALAR 1 6 2 6 3 6 4 6 1.Saat Fatiha + 1-4 Fatiha + Bakara 1-5 2.Saat 5-8 Bakara 30-37 3.Saat 9-12 Bakara 80-82 4.Saat 13-16 Bakara 109-112 5.Saat 17-20 Bakara 120-121 6.Saat 21-24 Bakara 151-157

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü

Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Faiz Parasıyla Yapılan Evde Namazın Hükmü Soru: Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu. Benim sorum şudur: Faizden kazanılan para ile yapılan evde kılınan namazın hükmü nedir? Cevap: Aleykum selam

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ Varlıklar Âlemi Evrende bulunan varlıklar yalnızca duyularımızla algılayabildiklerimizden ibaret değildir. Âlemde görünen ve görünmeyen sayısız varlık bulunmaktadır.

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ cilt XIII, sayı 1, 2011/1

DİCLE ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ cilt XIII, sayı 1, 2011/1 DİCLE ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ cilt XIII, sayı 1, 2011/1 ULUSAL HAKEMLİ DERGİ CİLT: XIII, SAYI: 1 2011/1 DİYARBAKIR / 2011 DİCLE ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ D Ü İ F D ISSN:

Detaylı

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı :Muammer BAYRAKTUTAR 2. Ünvanı : Yrd. Doç. Dr. 3. Görevi : Öğretim Üyesi/Dekan Yrd. 4. Görev Yeri : Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 5. İletişim : muammerbayraktutar@hotmail.com

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s. 251-255 tanıtım-değerlendirme KELÂM TARİHİNİN PROBLEMLERİ Muhit MERT, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2008, 160 s. Necmettin KUZU Kitap adından

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 13 Sayı 1 Ocak-Haziran 2013 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 2013 (13/1) Ocak-Haziran

Detaylı

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 8 Sayı: 2 GÜZ 2015

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 8 Sayı: 2 GÜZ 2015 ISSN 1309-5803 e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Makaleler Fazlullah Hurûfî nin Nevmnâmesi (İnceleme, Metin, Tercüme) Hasan Hüseyin BALLI Vîrânî Baba nın İlm-i Cavvidan/Fakrnâme sinde Hurufî Unsurlar

Detaylı

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR / İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR / Çıra Yayınları, İstanbul, 2006/240 sayfa Tanıtan: Muzaffer BARLAK 1 İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Yüce Allah, ilahi hitabının birçok yerinde

Detaylı

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi? Question Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi? Answer: Muhammed b. el-hasan el-saffar ın gulat ve müfevvize olmadığını birkaç delil ve karineye dayanarak söyleyebiliriz:

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH 202 4 2+0 2 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 6 Sayı: 2 GÜZ 2013 ORTADOĞU NUN GELECEĞİ AÇISINDAN Şİ Î-SÜNNÎ İLİŞKİLERİ SEMPOZYUMU ÖZEL SAYISI

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 6 Sayı: 2 GÜZ 2013 ORTADOĞU NUN GELECEĞİ AÇISINDAN Şİ Î-SÜNNÎ İLİŞKİLERİ SEMPOZYUMU ÖZEL SAYISI ISSN 1309-5803 e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi ORTADOĞU NUN GELECEĞİ AÇISINDAN Şİ Î-SÜNNÎ İLİŞKİLERİ SEMPOZYUMU ÖZEL SAYISI (27-29 Eylül 2013, ÇORUM) ISSN 1309-5803 e-makâlât Mezhep Araştırmaları

Detaylı

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27 İslâmî akideyi en net ve sağlam şekliyle kabul eden topluluk. Bu deyim iki kelimeden meydana gelmiş bir isim tamlamasıdır. Terkibin birinci ismi olan fırka kelimesi için bk. "Fırak-ı Dalle". Naciye kelimesi

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık II Editörler Prof. Dr. Salih Sabri Yavuz & Doç. Dr. Faruk Sancar İSLÂM İNANÇ ESASLARI Yazarlar Prof.

Detaylı

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: "Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir.

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİNLER ARASI İLİŞKİLER Ders No : 0070040203 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid Dînî olmayan münâsebetlerde gayr-i müslimleri kutlamanın hükmü ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak   dersek h 6. olarak sadaka verme. M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI lar aha beteri dir... 1. -3-5 veya 7 2. Y 3. : me sem. 1 (B bir olmaz) 4. a bakarak " " 5. sek, dersek h 6. olarak sadaka verme. 2 3 k, iyilik yapmak, anaya -

Detaylı

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI (1) En Nisa Sûresi: 11. (2) El Meydani-El Lübab fi Şerhi'l Kitab-Beyrut: 1400 C: 4, Sh: 186. Ayrıca El Mavsili-El İhtiyar fi Ta'lili'l Muhtar-İst: 1980 Çağrı Yay. C: 5, Sh: 84. (3) El Mavsili-A.g.e. C:

Detaylı

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/ بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/256-259 Şeyh Hamd bin Atik (V. 1301) kardeşlerinden birisine hitaben şöyle

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ! KİM BU ZINDIK! Hamd Allah ındır. O na hamd eder ondan yardım ve mağfiret dileriz nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah ın yol göstericilik ettiğini hiç kimse saptıramaz.

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Mülheim an der Ruhr Fatih Camii Islam kelimesi üc manaya gelir 1. Yüce Allahın emirlerine itaat edip, yasaklarından kacınmak. 2. Bütün insanlarla diğer canlılar

Detaylı

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE Aile, tek başına olmaktan kurtulup, can yoldaşına kavuşmaktır Aynı çatı altında yalnızlık ve yabancılık değil! Ve O, iki eşi, erkeği ve kadını yarattı. (Necm, 53/45) Kadınlar,

Detaylı

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 7 Sayı: 1 BAHAR 2014

e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Cilt: 7 Sayı: 1 BAHAR 2014 ISSN 1309-5803 e-makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi Makaleler Adıyaman Alevilerinin Coğrafi Dağılımları ve Demografik Yapısı Fevzi RENÇBER Şia da İmamiyye ve Zeydiyye Özelinde- Ezelî Yazgı Algısının

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 10 Sayı 1 Ocak-Haziran 2010 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ISSN: 1303-3670 Sahibi

Detaylı

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı Adı Soyadı: Mustafa KARATAŞ Ünvanı: Doç.Dr. Ana Bilim Dalı: Hadis Ana Bilim Dalındaki Konumu: Öğretim Üyesi E-Posta: mkaratas@istanbul.edu.tr Web: www.mustafakaratas.com ÖĞRENİM DURUMU VE AKADEMİK ÜNVANLAR

Detaylı

Annesi kâfir olan biri

Annesi kâfir olan biri Annesi kâfir olan biri أمه كفرة وت ره ليته ونقاب زوجته وتر د مطلق لرصف بابنه! ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse

Detaylı

Allah ın İradesi ve Kötü Fiiller

Allah ın İradesi ve Kötü Fiiller Allah ın İradesi ve Kötü Fiiller Nail KARAGÖZ * Atıf/ - Karagöz, N. (2006). Allah ın iradesi ve kötü fiiller. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 6 (2), 191-216. Özet- Bu çalışmada Allah ın

Detaylı

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM )

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM ) İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM ) TARİH GÜN SAAT İLÇE YER VAİZE ADI/SOYADI 01.01.2014 Çarşamba 10:30 Bornova Debre Camii Fatma Özmen ERGEN Ölüm ve Ömür Muhasebesi 01.01.2014

Detaylı

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Yazar= Soner DUMAN. Soru: Yazar= Soner DUMAN Soru: Bir ana-baba, çocuğuna karını boşayacaksın. Biz buna daha fazla dayanamayız, ya o ya da biz. Boşanmazsan hakkımızı helal etmeyiz diyor. Bu durumda çocuğun ana-babasına itaat ederek

Detaylı

KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI

KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI GÜNÜMÜZDEKİ RESMİ SIRALAMA KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI YAYGIN İNİŞ SIRALAMASI - OSMAN BİN AFFAN FARKLI İNİŞ (NÜZÛL) SIRALAMALARI (TERTİPLERİ) Sûre No Sûre Adı Nüzul Sırası Âyet Sayısı Nüzul

Detaylı

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi

Detaylı

PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM- HATA ETMİŞ MİDİR?

PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM- HATA ETMİŞ MİDİR? ب[ PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM- HATA ETMİŞ MİDİR? [ Türkçe ] هل وقع الخطا والنسيان من النبي r اللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة:

Detaylı

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) Ankara Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı Açık Ders Malzemeleri Ders izlence Formu Dersin Kodu ve İsmi Dersin Sorumlusu Dersin Düzeyi İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA) YRD. DOÇ.

Detaylı