Fatih Murat Arsal - Aşka Dönüş Bölüm

Transkript

1 Fatih Murat Arsal - Aşka Dönüş 1. Bölüm Aydan kızının saçlarını düzelttiği sırada, otel odasının kapısı çaldı. Genç kadının gözleri kapıya yöneldi. Kalbi deli gibi atmaya başlamıştı o anda. Sabahtan beri her kapı çalışında bu hissi yaşıyordu. Ne yazık ki kapıya önceki gelenler sadece otel görevlileri ile ağabeyi Ataman olmuştu. Babam geldi anne dedi kızı heyecanla. Saçlarını savurarak kapıya doğru koştu. Aydan ise onu engelleyecek bir şey yapamamıştı. O da aynı ümitle kapıya bakıyordu. Küçük kız kapının kolunu tuttuğu gibi kolayca çevirdi. Kapı ona göre biraz büyük ve ağırdı. Ama heyecanla açması çok sürmemişti. Gözleri kapının ardında dikilen adamdaydı. Aydan nefesini tutmuştu. Kapı açılırken onun da koyu gözleri kapının ardındaki adama yönelmişti. Hiç kıpırdamadan duran adamı tanıması uzun sürmedi. Baba diye sevinçle bir çığlık attı küçük kız. Ve ardından da haftalardır görmediği babasının kucağına doğru attı kendisini. Uzun boylu bir adam için oldukça seriydi. Kızın ani hareketini kolayca karşılamış ve kolayca kucağına alıvermişti. Sert hatlı yüzü yumuşamıştı bir anda. Aydanın o çok sevdiği delici koyu mavi gözleri yumuşamıştı. O erkeksi gözlerin bir zamanlar kendisine de böyle sevgiyle baktığını hatırladı. Güzel, ilgi dolu günlerdi. O günleri hatırlamak içini burktu. Her şey değişmişti artık. Hem de çok önceden Bunu ispatlamak ister gibi genç adamın bakışları karısına yöneldi. Neredeyse buz gibi, sevgisiz bakışlardı bunlar

2 Özlemle kocasını süzdü. Gerçekten bu kadar uzun ve yapılı bir adam olduğunu unutmuştu. Otuzlarına yaklaşmıştı onunla tanıştığında. Oysa şimdi otuz beş yaşında, olgun bir erkekti. Şakakları hafif kırlaşmıştı. Ah Ne kadar yakışıklı olduğunu unutmuştu O kadar uzun zaman geçmişti ki Adam hafifçe başını eğdi. Merhaba dedi gerçekten de kuru bir sesle. Genç kadın kapıya doğru yürüdü. Onun tam karşısında durup başını kaldırdı. Siyah saçları geriye doğru döküldü özgürce. Merhaba dedi onu gördüğünde heyecanlandığını gizleyen bir sesle. Hoş geldin Gelsene Adam kararsız gibiydi. Odadan içeriye girmeye belli ki hiç niyeti yoktu. Girmesem daha iyi dedi ona. Hazırsanız inelim Lütfen gel Daha makyaj yapmadım Genç adamın mavi gözleri kısıldı bir an için. Karısının güzel yüzünde gezindi. Bu esmer güzeli kadının aslında hiç makyaja ihtiyacı yoktu. Tek bir ruja bile.. İsteksizce içeriye doğru bir adım attı. Dudaklarını yeniden kızının yanağına dokundururken, bir yandan da onun bıcır bıcır konuşmalarını dinliyordu. Ancak gözleri geniş otel odasının içindeydi. Sanki karısına bakmamaya özen gösteriyordu. Baba Burası öyle güzel ki Sen gerçekten de burasının sahibi misin Evet Beğendin mi Çok güzel dedi kız uzatarak. İyi ki annem sana sürpriz yapmak istedi Genç adamın bakışları karısına döndü bu sefer. Donuk bir sesle mırıldandı. Sürpriz oldu gerçekten Aydan huzursuzca gülümsedi. Onun gerçekten de hiç memnun olmadığını anlayabiliyordu. Ama başka çaresi kalmamıştı. Kocasını geri kazanabilmek için bundan başka yapabileceği bir şey yoktu. Genç adam kızını yere indirdi. Ona gülümsedi içten bir sevgiyle. Karısına baktığı gibi bakmıyordu. Soğuk gözleri bir an için ışıltılı olmuştu. Hadi sen aşağıya in Orada seni bekleyen bir abi var Ata bindirecek seni Ne dersin Sahi mi diye bağırdı çocuk. Gerçekten mi Evet Hadi koş Eliyle uzun siyah saçlarını karıştırdı. Ama yemek için havuzun yanına geleceksin on beş dakika sonra. Biz annenle orada oluruz Tamam Kız yerinde zıplayarak el çırpıp duruyordu. Sonra uzun saçlarını savurarak kapıya koştu. Ata binmek için yan tarafta bulunan ahıra gideceğini çoktan öğrenmişti. Otele daha girdikleri ilk anda yandaki at ahırını görmüştü. Antalyanın bu bölgesinde birkaç tane at çiftliği şeklinde otel vardı. Birisi de babasının oteliydi. İkisi odada bir başlarına kalmışlardı artık. Genç adam duruşunu dikleştirdi. Geniş omuzları gerildi. Aydanın o çok iyi bildiği atletik göğsü meydana çıktı. Soğuk bakışları karısının gülümseyen yüzüne döndü. Kalın kaşları çatıldı. Bir iki saniye sessizce birbirlerini süzdüler. Sonunda genç adam yavaşça sordu. Buraya neden geldiniz

3 Bu işte en önemli soruydu Ve cevaplaması en zor soru Tabii ki Aydan ona gerçeği söyleyemezdi Kendisine inanmayan, güvenmeyen bir adama gerçeği söylese bile ne değişirdi ki Yine inanmayacaktı. Seni seviyorum mu diyecekti Kocamı geri istiyorum mu diyecekti İç çekti. Ah Salih Nasıl da bu hale düşmüşlerdi Nilay seni çok özlemişti dedi mecburen. Yutkunmuştu attığı yalandan. Kızlarının babasını özlemesi yalan değildi elbette. Ama en çok genç kadın özlemişti kocasını. Kızı Nilayın ilgilenecek başka yakınları vardı. Dayısı Ataman, dedesi, anneannesi Ama onların yakınlığı bile Aydanı mutlu edemiyordu artık. Tek istediği kocasıydı. Ona yakın olmak her şeyden önemli gelmişti bir anda. Sizin gelmenize gerek yoktu nu kadar yolu Ben gelir onu görürdüm diye mırıldandı genç adam. Benim gelmemden hoşlanmadın yani dedi genç kadın kırıldığını belli etmemeye çalışarak. Genç adam ellerini cebine soktu. Hayır dedi ifadesiz bir sesle. Hoşlanmadım Üzgünüm Dudakları titremeye başlamıştı elinde olmadan. Göz pınarlarının dolmaması için elinden gelen çabayı gösteriyordu. Benim için de değişiklik olur demiştim Sesi titremişti biraz. Ama genç adam bunu fark etmedi. Başını eğdi ilgisiz bir şekilde. Anladım dedi kısa bir cevapla. Makyajını yap da gidelim Otel personeli karımı yanımda görmek için çıldırıyor anladığım kadarıyla. Size özel masa donatmışlar Salih.. diye fısıldadı Aydan. Ama gerisini getiremedi. Efendim Genç adamın bir kaşı kalkmıştı. Benimle gözükmekte bir sorunun varsa yemeği burada yiyebiliriz So..Sorun mu diye kekeledi genç kadın. Neden öyle olsun ki Eskiden yanımda gözükmekten pek mutlu olmazdın Sesi o kadar ifadesizdi ki Bu kadar ruhsuz bir tonun bir bıçak gibi genç kadının yüreğini kesmesi çok ilginçti. Belki de sözlerinin ardındaki gerçekler çok acıtıcıydı Ben o zamanlar çok gençtim Adamın dudağı umursamazca kıvrıldı. Çok da eski değil canım Bir an hatırlamasını bekler gibi durakladı. Sadece birkaç yıl öncesiydi. 2. BÖLÜM Adamın dudağı umursamazca kıvrıldı. Çok da eski değil canım Bir an hatırlamasını bekler gibi durakladı. Sadece birkaç yıl öncesiydi. Seninle aylardır görüşmüyoruz ve bana böyle kötü davranıyorsun dedi Aydan suçlarcasına. Kırılmamak için elinden geleni yapıyordu. Geldiğim için özür dilerim ama gelmeyi istedim işte. Kızımla ve abimle birlikte olurum hiç değilse dedim Derin bir nefes aldı. Usulca ekledi. Kocam bana kötü davransa bile sevdiklerimle olmak istedim Sana niye kötü davranayım ki dedi genç adam aldırmayan bir tonla. Ben o zamanları çoktan aştım artık Aydanın yüreği sıkıntıyla yanıyordu. Aklında aylardır var olan bir soruyu sordu çekinerek. Başka bir kadın mı var

4 Genç adamın koyu mavi gözleri kısıldı. Kimden başka diye karşı soru sordu. Benden başka Genç adamın dudakları alayla kıvrıldı. Sen hayatımda var mıydın ki Yok muydum Ka..karınım Acısını belli etmemeye çalışıyordu. Belli ki başka bir kadın vardı. Bunu hissetmişti. Seninle ayrıldığımızda birbirimize sadık kalacağız diye bir söz vermedik Senin için zaten gerek de yoktu dedi genç adam sert bir tonla. Salihin neyi kastettiği o kadar belliydi ki. Genç kadın utançla başını eğdi. O O bir hataydı Kesinlikle.. diye onayladı genç adam. O halde neden benden boşanmadın diye minik bir isyanla sordu Aydan. Kızım için tabii ki dedi Salih. Gözleri iyice lacivert olmuştu. Böyle ne değişti ki Bizden ayrı yaşıyorsun Nilay seni haftada bir bile göremiyor Daha küçük Bu ayrılığın farkında değil o Ama boşanmış olsaydık bunun farkında olacaktı. Genç adamın katı hali Aydanın artık alışmış olduğu bir haldi. Onu arada sırada görebilmişti bu dört yıl içinde. Aslında sık sık gelip kızını görüyordu. Aydanı görmemek için ise evden içeriye bile girmiyordu. Bazen bir şekilde karşılaşıyorlardı kapı ağzında işte Ve genç kadın onu her görüşünde de daha sert ve acımasız bulmuştu. Belli ki artık Aydana olan sevgisini yenmişti Belli ki artık kocası onu sevmiyordu. Oysaki ilk tanıştıkları aylarda ne kadar da âşık bir adam gibi gözükmüştü Ve kahretsin ki bu aşk Aydanı o zamanlar çok sıkmıştı Hiç mutlu etmemişti. Buraya gelmemden o yüzden mi memnun olmadın diye sordu sıkıntıyla. Hangi yüzden Bir kadın mı var hayatında Bu seni ilgilendirmez Aydan Ben sana sevgilinle aranızdaki durumu soruyor muyum Genç kadın kıpkırmızı oldu. Ne diyeceğini bilemeden durdu öylece. Gözlerini kırpıştırmıştı bu cümleye inanamadan. Sonra çaresizce başını eğdi. Benimle artık hiç ilgilenmiyorsun değil mi diye fısıldadı. Hiç umurunda değilim Allah aşkına diye homurdandı genç adam. Eskiden ne hayatımdaki kadınlar ne de başka bir şey umurunda olmazdı. Sana dokunmayayım yeterdi. Şimdi neden bunları konuşuyoruz Neden böyle saçma bir mevzuyu bana soruyorsun Kızımız büyüyor artık dedi Aydan acıyla. İçindeki acıyı dışa vurmamak için elinden gelen çabayı gösteriyordu. Anlaşılan aradan geçen yıllar kocasında kendisinde olduğu gibi olumlu etkiler bırakmamıştı. Bu iki günde sevgilini ona göstermezsin herhalde değil mi

5 Evet Büyüyor.. Görse de sorun olacağını sanmam Onun acımasızlığı Aydana dayanılmayacak bir işkence gibi geliyordu. Ama hâlâ bir çocuk o Sen onun kahramanısın dedi isyanla. Genç adam sessizce süzdü onu. Sonra iç çekti. Yandan ayrılmış gür saçlarını sıvazlamıştı öylesine. Kızıma sevgilimi getirip tanıştıracağımı mı sanıyorsun dedi sonra alaycı bir acımasızlıkla. Ben sen miyim Tanıştıracağım kadın ancak evleneceğim kadın olur ve bu da şimdilik imkânsız. Henüz boşanmadığımızı göz önüne almasak bile, ikinci bir evlilik yapmayı hiç düşünmüyorum. Kafan rahat olsun. Madem geldin, burada eşim olarak hürmet göreceksiniz. Kızımız da çok eğlenecek. Sen de Turgut ile birlikte iyi vakit geçirirsin umarım. Ve bu sözler çok ciddiydi. Genç kadın sevdiği adamın yüzüne bakıp kalmıştı. Anlamıştı ki Salih hâlâ yalnızdı. Onu yalnızlığa terk ettiği yıllardan beri, hayatında hiçbir değişiklik olmamıştı. Bir kadına bağlanamayacak, sevemeyecek, katı bir erkek yaratmıştı bilmeden. Yıllar öncesinin neşeli, sevdiği için türlü fedakârlıklar yapan, sevdiği gözlerinden bile belli olan âşık adamı gitmişti. Ya sen diye sordu toparlanmaya çalışarak. Ne olmuş bana Sen yanımızda olmayacak mısın İşlerim var dedi genç adam. Meraklanma İstemediğini biliyorum. Çok fazla görmezsin beni Hâlbuki onu görmeyi o kadar çok istiyordu ki Bunu genç adama nasıl belli edecekti Abisi Turgutu severdi. Kızı ile birlikte olmak da elbette güzeldi Ama o olmayınca bir şeyler eksik olacaktı işte Salih onu nasıl da özlemle beklediğini bilemezdi ki İstanbula Nilayı görmek için evlerine her gelişinde kapıda onu öyle bir heyecanla beklemeye başlamıştı ki Her geçen günde, haftada ve ayda gözleri kapıda kocasını bekler olmuştu Kalbinde deli gibi atan bu heyecanı sağlayan adamı bir iki saniye görmek bile yeterli gelmişti çoğu zaman Onun sevgisini kaybettikten sonra ona âşık olması ne kadar da ironikti 3. Bölüm Onun sevgisini kaybettikten sonra ona âşık olması ne kadar da ironikti Seni görmek beni rahatsız etmez dedi usulca. Genç adamın delici bakışları alayla yumuşadı biraz. Bak sen Ciddi misin bu konuda Alay etme lütfen Benim düşünmediğim bir şey söylediğimi gördün mü Genç adamın duruşu değişti. Aydanın bir zamanlar kendisine söylediği kötü sözler aklına gelmişti. O sözlerin hâlâ acı vermesi ne garipti. Neredeyse hissettiği acı yüzünden lacivert gözlerini yumacaktı. Görmedim dedi acısını gizleyerek. Evet Kendisini savunmak için söylediği son sözlerin, genç adama geçmişi hatırlattığını hissetmişti. O da hatırlamıştı yine birçok şeyi Hiç unutmamıştı ki Ama sanırım sen beni görmekten hiç memnun değilsin dedi fısıltıyla. Birbirimizin kalbini daha fazla kırmayalım Aydan dedi genç adam aldırmaz görünerek. Artık bu konuları konuşmak istemiyorum

6 Genç kadın ona doğru sokuldu. Artık birbirlerine çok yakın duruyorlardı. Genç adamdan yayılan erkeksi parfümü algılayabiliyordu. Gözlerini onun geniş bedenini saran siyah gömleğinin üst düğmesine dikmişti. Bir miktar tüy seksi bir biçimde yakasının arasından gözüküyordu. Bütün bedeni delicesine bir gerginlikle doldu. Bu Bu kopkoyu bir cinsel gerginlikti. Yıllardır bir erkekle beraber olmamıştı. Kocasıyla yaptıkları son sevişmede bile ona karşı böylesine koyu bir istek duymamıştı. Salihin bedenini her zaman beğenmişti. Bunu kendisinden o zamanlar neden gizlediğini bilmiyordu. Onunla seviştiğinde sevmediği bir adamla seviştiğini düşündüğü için hep bir şeyler eksik kalmıştı. Evet, çok zevk almıştı Evet, bir kadın olmanın tüm güzelliğini yaşamıştı ama bunu yapanın hep başka bir erkek olduğunu düşlemişti Zaten kaç kere sevişmişti ki.. Bakışları yukarıya kaydı. Uzun boylu bir kadın olmasına rağmen, kocası ondan çok daha uzundu. Bakışları karşılaştı. Ama artık konuşsak daha iyi olmaz mı diye ona itiraz etti. Bakışlarındaki arzuyu gizlemeye çalıştı. Böylesine ilgisiz bir adama karşı duyduğu arzu utanç vericiydi aslında. Demek buraya konuşmak için geldin diye sordu Salih. Genç kadın onun mesafeli gözlerinden gözlerini alamıyordu. O böyle baksa da seviyordu onu O kendisinden nefret etse de seviyordu onu Sevgi ne kadar da hain bir duyguydu Hayatı boyunca iki erkeği sevmişti Ve her ikisinin de sevgisine sahip olamamıştı Hayır Bu doğru değildi. Salih sevmişti onu Bundan emindi. Şımarık bir çocukken bu sevgi hiç umurunda değildi. Ama Salih yine de sevmişti onu Tüm hatalarına rağmen Tüm şımarıklıklarına rağmen Onu parmağında oynattığını fark etmesine rağmen Başka Başka bir erkeği sevdiğini bilmesine rağmen.. Bu şekilde yaşamaktan yoruldum dedi yavaşça. Genç adamın kaşları çatıldı. O da karısının güzel yüzünü süzdü bir an. Güzel kavisli kaşlarını, biçimli burnunu, iri gözlerini inceledi Eskiden bakmaya doyamadığı o güzel gözlerinde, öpmekten bıkmadığı tatlı dolgun dudaklarında garip bir ifade vardı. Anlayamadığı bir şey.. Alışık olmadı bir durumdu bu Alaycı deli dolu korkusuz o genç kız gitmiş gibiydi o anda. Onun ne korkusuz olduğunu, ne kadar inatçı ve kararlı olduğunu çok iyi bilirdi. Yıllarca başka bir erkeği sevecek kadar korkusuz, onu bekleyecek kadar inatçı ve kalbini başkasına açmayacak kadar kararlıydı. Ne istiyorsun diye sordu genç adam. Belki de artık sona gelmişlerdi. Belki de Aydan artık bu saçma evliliği bitirmek istiyordu. Nilay da yeterince büyüdüğüne göre bunu istemesi normaldi. Anlaşmaları bu şekildeydi Genç kadının sessizliği üzerine merakla sordu. Boşanmak mı Aydanın nefesi kesildi iyice. O kadar rahat sormuştu ki bu soruyu. Onun boşanmaya hazır olduğunu hissetti. Şu anda evet dese, herhalde hiç ikiletmeden bu isteği kabul edecekti. Genç kadının sessizliği üzerine Salih hafif bir nefes aldı. Bunun için buraya kadar gelmene gerek yoktu ki dedi donuk konuşması devam ederek. Telefonda söyleyebilirdin bana Saçmalama lütfen dedi genç kadın. Bu yabancı ile anlaşmak gerçekten zor olacaktı. Çocuğum, babasını görmek istedi. Ataman da işi için buraya gelince biz de gelmek istedik

7 Yani.. diye sordu genç adam yine merakla. Yanisi şu Benim bu iki günde yüzmek ve biraz eğlenmekten başka bir şey yapmaya niyetim yok. Hele sıkıcı boşanma konusundan bahsetmek hiç istemem Genç adamın bir kaşı kalktı hafifçe. Bu hareketi çok severdi Aydan. Ama şimdi nedense bu alaycı ve acıtıcı geliyordu. Henüz boşanmak istemiyorsun yani.. Genç kadın yutkundu. Evet.. Ben henüz boşanmak istemiyorum Daha erken Aslında daha çok erkendi. Özellikle ömrünün tüm geri kalan yıllarını onunla geçirmek istediği düşünülürse Bu sefer hata yoktu. O hayatının tek erkeğiydi. O birlikte yaşlanmak istediği adamdı. Belki ikinci bir kere kendisini sevmeyen bir adama âşık olmuştu ama artık yapacak bir şey yoktu. Demek ki kaderi böyleydi. Komikti ama sanki tarih tekerrür ediyordu. Fakat bu sefer onu içine düştüğü çıkmazdan kurtaracak koyu mavi gözlü bir kahraman yoktu yanında Ne için erken.. diye acımasızca sordu genç adam. Başını hafifçe eğmişti. Nilayın babasının ben olmadığımı öğrenmesi için mi 4. Bölüm Genç kadın olduğu yerde sarsıldı bir an. Güzel gözleri acıyla süzülmüştü. Gözlerini kaçırdı o alaycı ve acımasız bakışlardan. Geriye doğru bir adım attı. Çok acımasız olmuşsun dedi başı önde. Uzun saçları yüzünü kısmen örtecek şekilde öne dökülmüştü. Gür ve kalın saçlardı. Bir zamanlar Salihin okşamaya doyamadığı ışıltılı ve parlak saçlardı Genç adam ona aldırmadan döndü. Balkona doğru yürüdü. Makyajını bitir de gidelim dedi kuru bir sesle. Turgut bizi beklemekten sıkılacak Ondan bir cevap beklemeden çıkmıştı balkona. Gözlerini etrafta gezdirdi. Nilayın nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Şu ana kadar ahırdan çıkmış olmalıydılar. Bulunduğu yerden bahçedeki çitle çevrilmiş alan gözüküyordu. Amerikan tarzı çitlerle çevrelenmiş dikdörtgen şeklinde geniş bir alandı. Zemini topraktı. Otelin özel ahırında altı tane güzel at besleniyordu. Emekli olmuş yarış atlarıydı bunlar. Uysal ve üzerlerine binilmesine alışkınlardı. Otel müşterileri bu çitle çevrili alanda günün belli saatlerinde ata binebiliyorlardı. Özellikle çocuklar atlara binmeye bayılıyordu. Dikkatle bakınca toprak alandaki iki attan birisinde kızı Nilayın olduğunu gördü. Küçük kızın neşesi çok açıktı. Heyecanlı olduğu, arada sırada kıkırdamasından belli oluyordu. At bakıcısı Cemal de kızı ile aynı neşeye sahip birisiydi. Ona dizginleri nasıl tutması gerektiğini ve ata nasıl davranması gerektiğini anlatırken, aynı Nilay gibi keyifliydi. Çocuğun emniyette olduğunu görünce rahatladı. Bir süre onu seyretti. Asık suratını farkında olmadığı bir gülümseme kaplamıştı. Kızını neredeyse yirmi gündür görmemişti. Onun ne kadar büyüdüğünü hemen fark edebiliyordu. Yetenekli olduğu da kesindi. Artık dizginleri sıkıca tutarak atını yönlendirmeye başlamıştı bile Üstelik de bu onun ilk ata binişiydi. Ben hazırım diye bir ses duydu arkasından. Acele etmedi hiç. Birkaç saniye daha kızını seyretti. Sonra yavaşça döndü. Karısına baktı. Aydan hazırlanmıştı. Onun ne kadar güzel olduğunu unutmuştu Kızını görmek için İstanbula gittiği günlerde bile onu görmemek

8 için özel çaba harcardı. Onu görmemek, sızlayan kalbine iyi geliyordu. Zamanla alışmıştı karısının olmayışına Onsuzluğa Daha evvel hiçbir kadını sevmemişti. Şu anda da bir kadını sevmiyordu. Şükür ki kurtulmuştu o aptalca aşk sevdasından. Kadınlarla olan ilişkilerinde artık daha akıllı oynuyordu. Âşık olmak yoktu. Bir kadın âşık bir erkeği çok güzel parmağında oynatabiliyordu. Bir daha asla aynı hataya düşmeyecekti. Bir daha asla âşık olmayacaktı. Kadınlarla olan yakınlığı cinselliğin ötesine geçemezdi. Yine de karısının çok güzel olduğunu kabullendi. Bu zaten zor bir kabulleniş değildi. O grimsi yeşil gözlerin bir benzerini daha önce hiç görmemişti. Yüzlerce güzel turist görmüştü ama hiç birisinde bu esmerin bakışlarındaki etkileyici anlamı yakalayamamıştı. Upuzun kirpikleri ile herhangi bir erkeğin kalbini rahatlıkla deşebilirdi. O sivri burnunun inatçılığını çok iyi bilirdi. Hafif bir rujla süslenmiş şımarık dudaklarının lezzetini de Seksi elmacık kemikleri sivri yüzüne her zaman çok yakışırdı. Özenerek yaratılmış olan özel bir güzelliğe sahipti O güzel gözlerdeki bakışın anlamını kavrayamadı. Acı bir şekilde bakıyordu sanki Saçmalıyordu Aydan pek bir şeyden acı duyabilecek bir kadın değildi. Acımasız, öfkelendiğinde önündeki her şeyi yerle bir etmeyi seven, vahşi bir kadındı. Uzun zaman önce kendi sevgisini de yerle bir etmişti. Evet, biraz büyümüştü ama bu bir şeyi değiştirmezdi. İçinde o vahşi kadın hâlâ bir yerlerde gizleniyor olmalıydı. En olmadık anda yine onu acımasızca tırmalayabilecek vahşi bir kediydi o. Nasıl olmuşum diye sordu Aydan. Kocasının ifadesiz, sert bakışları yüreğini burkmuştu Hiç mi sevmiyordu artık Bu bakışlarda neden sevginin zerre kadar bir kırıntısı yoktu Güzel dedi adam kısaca. Aydanın üzerindeki mor bluz ve beyaz pantolon ince vücudunu daha da açığa çıkarmıştı. Altı yaşında bir kız çocuğuna sahip olgun bir anne gibi durmuyordu. Yıllar ona kötü davranacağına adeta büyük ödülle onurlandırmıştı. O kadar mı Anlamadım Genç kadın yutkundu. Hiç Salih kapıya doğru yöneldi. Peki Gidelim hadi Asansöre gerek yoktu. Otel değişik bir şekilde tasarlanmıştı. Çok geniş bir alana kare şeklinde dizayn edilmişti. Zemin dâhil üç katlıydı. Odaların tamamı lükstü ve tümünün bir tarafı ortadaki ağaçlıklı alana bakıyordu. Bu geniş alanda her türlü faaliyetin yürütülebileceği ve at alanının da bulunduğu bölümler vardı. Çevrenin çoğunluğu yeşillikti. Yeşilliklere kaplı alandan birisi de yemek yenen kısımdı. Birçok masa o dev gibi palmiyelerin altına yerleştirilmişti. Görünüşe bakılırsa da tüm otel tıka basa doluydu. Otelin çok güzelmiş dedi genç kadın. Doğal taşlardan yapılmış merdivenlerden aşağıya iniyorlardı. İlk kez gelmişti buraya. Genç adam sesini çıkarmayınca, onun konuşmak istemediğini anladı. Aramızın bozulmasının iyi yanı çok başarılı bir iş kurman olmuş sanırım Salih yan gözle ona baktı. Bunun için teşekkür mü etmem lazım Genç kadın omuz silkti. Öylesine söyledim Ama oteli gerçekten sevdim. Çok sevimli Genç adam yine cevap vermemişti. Aysun onun bu suskun halinden hoşlanmıyordu. Eskiden daha neşeli, daha sıcaktı Birkaç yılda insan bu kadar değişir miydi İyi kazanıyorsun anlaşılan dedi onu iğnelemek için. İğnelerse belki biraz canlanırdı.

9 Senin için hâlâ fakir bir koca sayılırım diye mırıldandı Salih. Genç kadının aklına geçmişte söylemiş olduğu sözler geldi. Dudaklarını sıktı. Ah Ne acımasız bir adamdı bu Bunu hatırlatmak zorunda mısın diye cansız bir sesle sordu. Salih ise ters ve aldırmaz bir tonla mırıldandı. Fakirliğimden utanmıyor muydun 5. Bölüm Salih ise ters ve aldırmaz bir tonla mırıldandı. Fakirliğimden utanmıyor muydun Çok gençtim ben diye fısıldadı Aydan. Benden de utanıyordun Senden hiç utanmadım Yürüyüşünü kesmişti. Durup kocasının erişilmez yüzüne baktı. Evet, ondan hiç utanmamıştı. O yıllar önce de çok yakışıklıydı. Zaten onunla evlenmesinde ilk sebep bu değil miydi Şu kırlaşmış şakakları ile gençliğindeki halinden bile yakışıklı olmuştu. Hangi kadın böylesine çekici bir kocaya sahipken ondan utanabilirdi ki Salih de durdu. Asık suratı ile onu süzdü bir an. Yalan söylemek sana hiç yakışmıyor Aydan dedi sonra kuru bir sesle. Benim sevdiğim eski Aydan tüm şımarıklığına, tüm vahşiliğine rağmen çok dürüsttü. Aklındakini söylemekten çekinmezdi. Benden utandığını, ömrün boyunca Merti seveceğini söylemedin mi Genç kadın yutkundu. Ben Ben o zaman onları söylediğimde sana çok kızgındım Sen Merti yumruklamıştın Onun ağzından burnundan kan geliyordu İlk o vurdu bana O senden kısa ve daha çelimsizdi Karıma göz koyacak kadar cesurdu Öldürecektin az kalsın Ama öldürmedim dedi genç adam buz gibi bir sesle. Karımın eski sevgilisi ile beni aldatmasına izin mi verseydim Aydan o günü unutmuyordu. Salihin de unutmadığı kesindi. Ben seni hiç aldatmadım dedi yavaşça. Bakışlarındaki yalvarışı Salih görmedi. Çünkü gözleri ilerideki bir noktadaydı. Yemin ederim Genç adam aldırmazca mırıldandı. Bunun bir önemi var mı artık Zaten ben ne gördüğümü biliyorum Salih.. Gidelim mi Ataman sıkılmıştır bence Bence ağabeyim biraz bekleyebilir dedi genç kadın inatla. Gözleri ışıldamıştı bir an. Ve o anda da yıllar öncesinin öfkeli kadınına benzemişti. YEDİ SENE ÖNCE

10 Genç kız gülerek merdivenleri iniyordu. Önünde koşan arkadaşına yetişmeye çalışıyordu. Arkadaşı son basamağı inip pansiyonun bahçeye açılan koridoruna döndü. Gözden kayboldu. Uzun bacakları ile onu takip eden Aydan da son basamağa zıpladı. Biraz daha gayret etse önde koşan Melikeye yetişebilirdi aslında. O cadının saçlarını tutup yolacaktı. Niyeti buydu. Sonra saçlarının altındaki beynine erişecekti. Kör balta ile o yamuk kafatasını parçaladıktan sonra tabi Ne olduğunu anlamadan, köşeden dönen bir adama çarpıverdi Adam çok uzun boylu ve iri yapılıydı. Başını çevirmiş, yanından koşarak geçen Melikeye bakıyordu. Çünkü bir saniye önce ona çarpmaktan zor kurtulmuştu. Koşarak giden kızın ardından bakarken, bir başka kızın daha üzerine adeta yapışacağını hesaplayamamıştı. Uzun ve zayıf kızın çarpması ile geriledi bir adım. Sırtı duvara yaslanırken, düşmemesi için kızı incecik belinden yakalayıverdi. Gerçekten de çığlık atan Aydan, gülmeyi kesmiş düşmemek için çarptığı adama sımsıkı sarılmıştı. Canı acımıştı hatta Ayakları yerden kesilince düşeceğine emindi. Oysa iri eller ile bir kuş gibi tutulup havaya kaldırılıvermişti. Ay diye bağrışı yankılanınca Melike de koşmayı bırakıp geri dönmüştü. Arkadaşı Aydanın bir bebek gibi kucaklanması aslında komik bir görünüm sayılabilirdi. Ama Melikede olmayan ve Aydana ait olup her zaman kıskandığı o dik göğüslerinin yapıştığı adamı görünce gülmesi biraz dondu. Bu kadar yakışıklı bir adamın kollarında olmak o kadar komik olamazdı. Olsa olsa heyecan verici olurdu. Aydan ise adamın yüzüne o kadar yakındı ki, yakışıklılığından ziyade, koyu mavi gözlerindeki ayıplayan ifadeyi görebiliyordu. Neşeyle kıkırdadı. On sekiz yaşının verdiği tüm hayat dolu güzelliği yüzüne yansımıştı. Pardon Pardon dedi kıkırdamasını bastırmaya çalışarak Havada kalan ayaklarını ile debelenmenin anlamı yoktu. Üstelik o da bir cankurtaran gibi kollarındaki adamın omuzlarına sarılmıştı. Göğüslerinin ona sürtünerek yere indirildiğinde, küçük ellerini kalın kollardan çekti. Belindeki eller de onu hemen serbest bırakmıştı. İyi misin diye mırıldandı adam. Kalın ve gerçekten pürüzsüz bir sesi vardı. Genizden geliyordu. Uf İyiyim, iyiyim Biraz kolum acıdı sadece. Göğsü de acımıştı biraz ama bunu ona söyleyecek değildi elbette. Siz iyi misiniz dedi neşeli yüz ifadesini hiç bozmadan. Kocaman grimsi gözleri adamın gözlerine baktı öylesine. Ama onun yakışıklılığını yine fark etmedi. Çünkü bunun önemli bir sebebi vardı. Çünkü o bir başka erkeğe deli gibi âşıktı. Sorun yok dedi adam da gülümseyerek. Ben de iyiyim Sonra yanlarına gelen Melikeye çevirdi bakışlarını. Melike kaçmaktan vazgeçmiş, gülen kahverengi gözleriyle adamın yüzüne bakıyordu. Allah korudu dedi Melike sıcak bir tavırla. Kötü çarpıştınız Evet Ama neyse ki düşmedik O sırada Aydan da yere bakıyordu. Çarpışma esnasında elinde telefonu vardı. Ama telefonum düşmüş dedi genç kız canı sıkılmış bir şekilde. Yerde duran telefonu birkaç parçaya dağılmıştı. Eğilip aldı. Uzun boylu adam da eğilip köşeye savrulan pilini almıştı. Genç kız parçaları toparlayıp bir araya getirdi. Hemen açma düğmesine bastı. Ancak ekranda herhangi bir canlılık belirtisi gözükmeyince yüzü asıldı biraz. Çalışmıyor.. dedi hayal kırıklığıyla. Genç adam da uzanıp telefonu onun elinden almıştı. O da açma düğmesine bastı ama gerçekten de telefonda herhangi bir hayat belirtisi gözükmedi.

11 Tanıdığım bir telefoncu var İsterseniz ben tamir ettirebilirim Ne de olsa suçun yarısı bende dedi adam gülümseyerek. Aydan ona bakmadan telefonu geri aldı. Gerek yok Yenisini alırım dedi aldırmaz bir ifadeyle. Sadece önemli bir telefon bekliyordum Yüzü asılmıştı bu sefer ciddi olarak. Gözleri Melikeye döndü. Mert arayacaktı dedi yavaşça. Aldırma Beni arar dedi Melikede Senin numaranı bilmiyor Biz ararız onu Aydan iç çekti. Komik gelecek ama ben de onun numarasını ezbere bilmiyorum Telefonumda kayıtlıydı Başını kaldırdı. Karşısında sessizce bekleyen adama baktı. Bu adamın da boyu ağabeyi Turgut kadar uzundu. Sık siyah saçları kısaydı. Yandan öylesine taranmıştı. Bu yakınlarda bir telefoncu var mı Biliyor musunuz Adam dudak kıvırdı hafifçe. Ben de artık pek bilmiyorum. Bir süredir askerdeydim. Daha yeni terhis oldum. Sekiz ayda epey değişmiş buraları. Zaten bugün Pazar Açık telefoncu bulmak imkânsızdır. Genç kız hayal kırıklığı ile iç çekti. Erkek arkadaşı Mert ile nasıl görüşecekti şimdi Tam on saattir onunla konuşmamıştı Çok özlemişti zaten Onu göremese de telefonla konuşmak iyi geliyordu. Sim kartları değiştirebilirsiniz dedi genç adam gülümseyerek. Benim telefonum olsaydı verirdim ama maalesef yok. Arkadaşınızınki ile değiştirirseniz, belki telefon da açabilirsiniz Aydanın gözleri yeniden ışıldadı. Heyecanla arkadaşına baktı. Bu doğru dedi yeniden neşelenmiş sesiyle. Bir an üzüntüden aklıma gelmedi. Çabuk telefonunu ver bana Melike kendi telefonunu ona uzatırken, bakışlarını yeniden genç adam çevirmişti. Aydan kadar uzun ve güzel olmasa da, Aydanın bir sevgilisi olduğuna göre bu adama ilgi göstermek kendi hakkıydı. Elini uzattı. Ben Melike.. dedi ona. İnce ve güzel yüzünde gerçekten de sıcak bir ifade vardı. Adamın gülen lacivert gözleri bu sevimli, ufak tefek kızı süzdü. Sonra o da elini uzattı. Ben de Salih Elleri birbirine kenetlenirken de yavaşça ekledi. Bu pansiyonun sahibinin oğluyum 6. Bölüm Ben de Salih Elleri birbirine kenetlenirken de yavaşça ekledi. Bu pansiyonun sahibinin oğluyum Gerçekten mi Siz Yasemin Hanımın oğlu musunuz Gözleri genç adamın yüzünde daha dikkatle gezinmişti. Çok benzemiyorsunuz dedi sonra. Evet, öyle derler. Babama benzemişim sanırım Az önce olanlar için kusurumuza bakmayın. Koridorda size çarpacaktım az kalsın Önemli değil Genç kız iç çekti. Ama keşke Aydan yerine o çarpmış olsaydı bu iri adama. Daha ilk anda ilgi duyulacak kadar yakışıklıydı. Özellikle o koyu mavi gözlerine çok yakışan gülümsemesi can alıcıydı. Cildi pırıl pırıldı. Dudakları bir erkeğe göre dolgundu. Köşeli çenesi ile çok uyumluydu.

12 Aydan o sırada telefonun simini değiştirmekle meşguldü. Zorlanınca arkadaşına baktı. Ben bahçeye gidiyorum. Masada değiştireyim yoksa az sonra bu da kırılacak dedi. Tamam Aydanın bir şey demeden gitmesi üzerine Melike genç adama gülümsedi. Arkadaşının kabalığını affettirmek ister gibiydi. Elini uzattı yeniden. Tanıştığımıza memnun oldum. Biz beş gün daha buralardayız Öyle mi Genç adamın kalın kaşları çatıldı bir an. Şu tüm Akdenizi gezen grup siz misiniz yoksa Melike kıkırdadı. Evet Çok eğlenceli bir şey. Beş yıldızlı oteller varken neden pansiyonlarda kalıyorsunuz ki diye sordu genç adam. Ona ilginç gelmiş gibi gözleri farklı bakmaya başlamıştı. Hepinizin çok zengin olduğunuzu duydum Onların zenginliğinden bahsederken ezilmemiş, abartmamış, kıskanç bir tavır takınmamıştı. Öylesine yalın bir şekilde sormuştu ki, aslında sorduğu şeyi merak ettiği belliydi. İşte asıl eğlenceli olan şey bu dedi Melike de. Neşeyle kıkırdamıştı yine. Otellerde hiç eğlence yok. Böyle dolmuşlarla otobüslerle gezip canımızın istediği yerde kalmak çok güzel. Hem ilginç olan başka şeyler de oluyor. Mesela iri yarı bir yakışıklıyla çarpışabiliyoruz Genç adam gülümseyerek onayladı. Evet ama arkadaşın hiç memnun olmadı sanırım Genç kız omuz silkti. Boş ver Aydanı Eminim bir başkasına âşık olmasaydı şimdi benim yerimde o duruyor olurdu Senin sevgilin yok mu diye ciddi bir şekilde sordu Salih. Dudakları gülümsüyordu belki ama sorusu ciddiydi. Artık yok dedi genç kız neşeyle. Neyse ki bir iki ay önce kurtuldum. Senin var mı peki Genç adam bu sefer sesli bir şekilde güldü. Askerden yani geldim. Aylardır gördüğüm tek güzel kadın olduğunuzu söyleyebilirim Melikenin gözleri ışıldadı. Bir eli farkında olmadan uzun sarı saçlarına gitti. Esasen çok sarışın değildi ve saçlarının rengini açmak için doğal bir serum kullanıyordu. O yüzden rengi hiç sırıtmıyordu. Teşekkürler dedi memnun bir sesle. Görüşür müyüz yine Sanırım Artık buradayım. Güzel Ben de Güzel Genç kız neşeyle bahçeye çıkmıştı. Pansiyonun büyükçe bir bahçesi vardı. İyi de müşterisi vardı doğrusu. Gözleri ile bahçedeki masaları inceledi. Sonra ileride arkadaşını gördü. Bir köşedeki iki kişilik masada oturuyordu. Onun yanına gitti keyifli bir tavırla. Aydan telefonla konuşuyordu. Tepesine dikilen Melikenin neşeli yüzüne öylesine baktı. Konuşmasına devam ediyordu. Ne zaman geliyorsun Susup dinledi bir an. Tamam Bekliyoruz. Daha beş gün buradayız zaten Aydan telefonunu kapatıp masanın üzerine bıraktı.

13 Mert mi diye sordu Melike. Evet İyi ki simi değiştirmişim. Memnun bir şekilde güldü. Tam değiştirdim, beni aradı. İnanılmaz bir rastlantı. O iri herif yüzünden az kalsın onunla konuşamayacaktım Adamcağıza çarpan sendin canım. Onda da sen suçlusun canım Sen kızdırdın beni Yine de o daha dikkatli olmalıydı. Koşuşturma seslerimizi duymuş olmalıydı. Aptallaşma Düşmene de engel oldu hem Ben düşmemen için seni nasıl tuttuğunu gördüm. Aydan da güldü o anı hatırlayınca. Hakikaten ya Değil mi Adam hiç de boş değil. Beni bir bebek gibi tuttu, kaldırdı. Mert beni iki saniye öyle tutamaz Senin Mertin kofti canım. Kız sporları yapıyor. Gittiği spor salonuna ben de üyeyim. Halter kaldırmaktan ziyade etraftaki kızları kesiyor O benden önceydi Kıskanma şimdi Çok yakışıklı Melike dudak kıvırdı. Hiç de tipim değil. Ben boylu poslu adamlardan hoşlanırım Git ya Yalan söyleme Ayrıldığın son sevgilini bilmeseydim bile, lisede çıktığın çocuk da ortada. Senden bir santim uzundu. Benden kısaydı Kandırma beni Ne zaman başladın boylu poslu adamlardan hoşlanmaya Melike yalandan iç çekti Az önce canım Az önce Bu Salih var ya, gerçekten de bana çok farklı geldi Adamın gözleri bile çok güzel Lacivert yemin ederim Ha ha Saçmalama kızım ya Lacivert göz mü olur Koridor loş diye öyle görmüşsündür. Birden işaret parmağını tehdit eder gibi kaldırdı. Güzel gözleri ciddileşmişti. Bana bak Sakın âşık olayım falan deme Baban basit bir pansiyonun basit sahibesinin basit oğlu ile kırıştırmandan hiç hoşlanmayacaktır Püf Bırak şimdi babamı Sen neden durduk yere aşağılıyorsun ki Salihi.. Hem annesi de harika bir kadın İnsan olarak harika olabilir Buna bir şey demiyorum diye onayladı genç kız. Ama sonraki konuşmasında sesi kesindi. Fakat o adam sana göre değil Allahım ya Benden bir yaş büyüksün ama hâlâ onüç yaşımızdaki gibi davranmaya çalışıyorsun. Neden bu tatilimiz boyunca gördüğün her basit adama tutulma meylindesin sen 7. BÖLÜM Fakat o adam sana göre değil Allahım ya Benden bir yaş büyüksün ama hâlâ on üç yaşımızdaki gibi davranmaya çalışıyorsun. Neden bu tatilimiz boyunca gördüğün her basit adama tutulma meylindesin sen Melikenin cevap vermesine fırsat olmadan yanlarına iki kız daha yanaştı. Birisi hafif toplu, Melike gibi gerçek sarışındı. Bengü isimli bu arkadaşının en önemli kusuru uykuya olan düşkünlüğüydü. Yanındaki kısa kahverengi saçlı Şeyda ise grupta en geç hazırlanma rekorunu elinde tutuyordu. Çok güzel değildi aslında. Belki de o yüzden güzel vücudunu öne çıkaracak seksi şeyler giymeyi seviyordu. Hazırlanmasına özel önem verirdi. Şu anda da incecik askılı bir bluz ile daracık bir şort giymişti. Sarı bluzundan göğüs uçları gözükmesine rağmen buna aldırmadığı açıktı. Hey dedi Bengü merakla. Ne oldu Neyi paylaşamıyorsunuz Bengüye öylesine bakan Aydan bir şey söylemedi önce. Ancak Melikenin de suskun kalması üzerine kısaca

14 Yok bir şey dedi. Sadece arkadaşımız Melike yine âşık olmaya hazırlanıyor Şeyda kıkırdadı. Yine mi Neşeli kahverengi gözleri alayla arkadaşına dönmüştü. On günde bu kaçıncı Dördüncü mü beşinci mi Bir yerden sonra saymayı bıraktım artık dedi Aydan hafif alaycı bir tonla. Aslında arkadaşını kırmak istemezdi. Melike en yakın arkadaşlarından birisiydi. Diğer ikisini de sevmesine rağmen en özel sırlarını sadece ona açardı. Aynı şekilde Melike de tabii Bu yüzden onu kırmamak için sesini tatlı bir hale getirmişti. Alaycılığını sevimli bir şekle sokmaya çalışmıştı. Hiç de bile kimseye âşık olmadım diye homurdandı Melike. Aydana yalandan öfkeli bir bakış atmıştı. Sizi esefle kınıyorum kızlar. Önceki çocukların hepsi hoştu ama hiç birisine âşık falan olmadım. Telefon numaralarını bile almadım. Hatta numaramı isteyen birisine yanlış numara verdim Aydan güldü. Evet Bak o komikti Şimdi de cici kız ol ve o çam yarmasını aklından çıkar Çam yarması kim diye ilgiyle sordu Şeyda. Merak ettim şimdi. Siz en son odadan çılgın gibi çıktığınızda dünyada geri kalan her şey normaldi. Hangi arada bir çocuk gördünüz Aydan dudak kıvırdı önemsemezce. Ne çocuğu ya Basbayağı kocaman adamdı. Kaşlarını çattı hafifçe. Yaşı yirmi beş vardı değil mi diye sordu arkadaşı Melikeye. Eh işte dedi genç kız memnuniyetsiz bir sesle. Belki daha bile fazladır. Nereden gördün ki diye homurdandı Melike. Yüzüne bile bakmadın adamın Askerden yeni geldiğine göre belki daha bile gençtir Sanmam Sekiz ay askerlik yapmış Demek ki kısa dönem.. Bence otuz bile olabilir. Senden on yaş büyük birisini ne yapacaksın İleride bastonunu mu taşıyacaksın Melike yalandan güler gibi yaptı. Ha ha Çok komiksin Güldüm bak Adamdan hoşlandım diye hemen evlilik hayalleri kurmuşum gibi konuşma benle Ben sadece adamın çok yakışıklı olduğunu söylüyorum. Basit birisiydi diye yalandan inat etti Aydan. Yeşile çalan gri gözleri gülüyordu. Çok nazikti.. Senden çok uzundu.. Atletikti Aydan bir şey daha söyleyecek gibi olunca Melike elini kaldırıp onu susturdu. Tamam Yeter Uzatma artık. Yoksa bu sefer o havalı saçlarını ben yolacağım Bengü iç çekti. Öf Tamam Sıkıldım zaten tartışmanızdan. Acıktım ben Şu yakışıklıyı yemek yerken konuşsak olmaz mı Bugün o ev yemekleri yapan yere gidelim. Canım fena halde kabak dolma çekti dün Tok olmasaydım girip yiyecektim Yalancı dedi üçü birden. Şeyda devam ettirdi akıllarındaki cümleyi. Biz engel olduk sana. Engel olmasaydık o bir buçuk porsiyon balığın üzerine bir de gidip dolma yiyecektin Allah bilir daha başka neler de yiyecektin Bu tatilde iyice kilo aldın sen Seviyorum kızım ne yapayım Hayatın anlamı yemek yemek..

15 Filozofumuz konuştu Saygı duyun dedi Aydan gülerek. Hadi gidelim o zaman Benim de canım çekti o dolmadan vallahi Ve cacık istiyorum ben Pansiyonun yeri, Kemerin merkezine yakın bir caddedeydi. Antalyanın bu güzel turistik ilçesi Ağustos ayının tüm hareketliliğine sahipti. Merkeze yürüyerek gitmek ve bir aile lokantasında ev yemekleri yemek çok vakitlerini almadı. Yemekten sonra çıkıp işlek caddesi boyunca yürüyerek gezindiler. Dört genç kızın her birinin kendince bir çekiciliği vardı. O yüzden güzel kız görmeye alışmış Kemerli gençler ve esnaflar bile onlara bakmaktan geri kalmıyorlardı. Hatta sarışınlıklarından dolayı onları yabancı turist sananlar çok olmuştu. Aydanı ise birkaç kişi esmer Ruslara benzeterek Rusça konuşmaya çalışmıştı. Böyle gezmek gerçekten eğlenceliydi. Beş yıldızlı otellerde bu zevki alamıyorlardı. Hepsi de on sekiz yaşını doldurdukları için ailelerinden çok zorlanmadan izin alabilmişlerdi. Aydan bir ay sonra on dokuzuna giriyordu. Tabii ki yine de tamamen bağımsız değillerdi. Hepsi de ailelerini arıyorlardı sıklıkla. Özellikle Aydan ağabeyi Atamanı her gün arardı. Ağabeyi bu geziye izin vermişti ama sıkça arama konusunu da şart koşmuştu. Aydan zaten onu arama konusunda hiç sıkıntı duymuyordu. Ataman gibi bir ağabeye sahip olmak herkese nasip olmazdı. Onunla konuşmaktan hep hoşlanmıştı. Pırlanta gibi bir kalbi vardı Atamanın Geç olmasına rağmen bir telefon bayisinin açık olduğunu görünce çok sevinmişti Aydan. Bu tam bir sürprizdi. Hemen içeriye girdi. İki tane eleman vardı. O uzun adama kızdı yine. Bir de Pazar günü açık telefoncu olmaz demişti Vardı işte Tamir ettirmekle uğraşamazdı hiç. Beş dakika sonra elinde yeni telefonu ile dışarıya çıkmıştı. Eskisinin bir model üstü ve beyaz renkli olanıydı. Güzel yüzünde ise keyifli bir ifade vardı. Telefonsuzluk gerçekten zordu. Özellikle alışınca Deniz kenarı boyunca çay bahçeleri dizilmişti. Denize yakın olan masalar çoktan tutulmuştu tabii. Ortalarda boş bir masa bulduktan sonra serin meyve suyu içerek muhabbet ettiler bir süre. İri yarı adamı unutmuşlardı o anda. Aydanın yeni telefonu dikkatlerini dağıtmıştı. Genç kız sim kartını yeni telefonuna takmıştı bile. Eski telefonuna çok benzediği için öğrenme zorluğu da çekmeyecekti. Sadece eski telefonunun hafızasında kalan birçok numara kaybolmuştu. Bu biraz sorun olabilirdi. Pansiyona geri döndüklerinde gecenin neredeyse ikisi olmuştu. Ancak bahçesindeki serin masalarda hâlâ oturan bazı müşteriler görülüyordu. Kimisi okey oynuyordu kimisi tembel bir şekilde kısık sesli televizyonu izliyordu. Duvarlardan birisine ise bir sedir iliştirilmişti. Gündüz de gölge olan bu yumuşak sedirde uzun oturmak çok keyifliydi. İki gün önce buraya gelmiş olan Aydan bir iki kere denemişti. Hele yan tarafında bulunan güllerin kokusu içinde çay içerken kitap okumak bir başka güzeldi. Bu sefer o sedirde iki kişi oturuyordu. Aralarında yarısı dolu çay bardakları vardı. Birisi pansiyonun sahibi Yasemin Hanımdı. Diğeri de elbette oğlu Melike o tarafa yönelince, diğer üçü de mecburen onu takip ettiler. Şeyda genç kıza sokulmuştu. Bu kim diye sordu fısıldayarak. Bahsettiğiniz o çocuk mu Çocuk deme şuna diye tersledi Aydan. Yerim ben bunu be diye iç çekti Şeyda. Sıraya geç Melike parçalar seni Genç kız da yol boyunca gözlerini kısarak genç adamı süzdü. Tüylü bacaklarını meydanda bırakan bir şort giymişti. Geniş göğsünü saran beyaz tişörtü, loş bahçede atletik bedenini daha da ortaya çıkarmıştı. Gözlerini kol kaslarından ayırmaya çalıştı. Neyse ki gerçekte de böyle güçlü bir adamdı. Yoksa o çarpışmada fena halde yere düşecekti. O konuda adamın ataklığını takdir etmek gerekiyordu. Şimdi şöyle tembel tembel oturmuşken bile hemen fırlayabilecek gergin bir bedene sahipti. İsteksizce kabullendi. Evet, basit birisiydi belki ama fena da değildi doğrusu

16 Özellikle bahçenin hafif ışığında kısmen gölgede kalan yüzü çok yakışıklıydı. Köşeli çenesi, doğululara benzeyen kemikli burnu ve gülen gözleri ile sandığından daha çekiciydi. Bunu fark etmek için Melike gibi azgın olmaya gerek yoktu 8. BÖLÜM Özellikle bahçenin hafif ışığında kısmen gölgede kalan yüzü çok yakışıklıydı. Köşeli çenesi, doğululara benzeyen kemikli burnu ve gülen gözleri ile sandığından daha çekiciydi. Bunu fark etmek için Melike gibi azgın olmaya gerek yoktu Eh işte Belki Mert kadar yakışıklı sayılabilirdi. Ondan epey uzun ve iriydi. Sulak yerde yetiştiği belliydi. Adamın gülümseyen gözlerini süzdü. O gözler gerçekten koyu mavi gibi duruyordu. Lacivert.. İlginç Hatta bu loş ortamda neredeyse siyah gibi denebilirdi. Ama sıcak ve keyifli bakışlardı onlar. Kendisinden emin yetişkin bir erkeğin bakışlarına sahipti. Aydan bu tip erkekleri tanımaya başlamıştı artık. Bakışlarıyla bile çapkınlık sınırlarını zorlayan, bakışları ile kadınları dizlerinin üzerine düşüreceğini sanan uyuz tiplerdi. Ancak bu adam farklıydı. Gerçekten de gözlerinde özel bir özgüven vardı. Dünya umurunda değil gibiydi. Çapkınlıktan uzak, doğal Ama yine de çarpıcı Ve o gözler Melikenin üzerine kilitlenmişti. Melike gülümseyerek ana oğulun karşısında durdu. Selam dedi gençliğinin verdiği pervasızlıkla. Önce Yasemin Hanıma gülücük atmıştı. Sonra da yakışıklı oğluna Çay mı içiyorsunuz gibi bilimsel bir soru bile sormuştu hatta. Yasemin Hanım ellisini geçmiş olmasına rağmen, kısa kır saçları, yanık cildi, mavi gözleri ile oldukça alımlı bir kadındı. Oğluna benzeyen tek yeri gözleriydi. Ama daha açık renk maviydi Boyu o kadar uzun değildi. Ufak tefekti. Narin kemikleri vardı. Konuşması ise her zaman nazik ve güzel bir Türkçe içeriyordu. Evet Siz de içer misiniz diye sordu kadın gülümseyerek. Melike bir an arkadaşlarına baktı. Saat geç olmasına rağmen kimsenin yatmaya niyeti yoktu aslında. Tatil yerlerinde sabaha kadar oturmak, gecenin serinliğinden faydalanmak daha keyifliydi. O sırada yapılan sohbetlerin tadına doyum olmuyordu. Ben içerim dedi hemen yan taraftaki bir sandalyeye oturarak. Aydan ve diğer kızlar birbirlerine baktılar bir an. Sonra onlar da birer sandalyeye oturdular. Ortalarında plastik bir masa vardı. Onlar sandalyelere oturunca geceleri müşterilerle ilgilenen yardımcı kız hemen yanlarına yanaştı. Çay siparişlerini alıp geri döndü. Açık bir telefoncu buldum dedi Aydan biraz meydan okur bir tavırla. Gözleri Salihin esmer yüzündeydi. Genç adamın bakışları masanın üzerindeki rengi ve modeli değişmiş telefondan onun yüzüne çevrildi. Gözleri bir an için çarpıştı. Evet Gördüm Şanslısınız dedi gülümseyerek. Telefon piyasası çok iyi İyice canlandı dedi Yasemin Hanım da. Geceleri bile açık birkaç yer var artık Oğlunuz bulamayacağımı söyledi de Ben askere gideli epey değişiklik olmuş dedi genç adam. Kemer hızla gelişiyor Güzel bir ilçe ama Ben Kaşı daha çok sevdim dedi Şeyda. Doğası daha vahşi Genç adamla muhabbet olsun diye konuştuğu belliydi. Aynı zamanda kavgacı Aydanın bir hır gür çıkarmasını da engellemeye çalışıyordu. Salih sakin bir şekilde gülümsemişti bu kişisel tespit sırasında.

17 Aydanın iğneleyici tavrını önemsememişti. O sırada çaylar önlerine getirildi. Tertemiz cam fincanların içinde pek çekici gözüküyorlardı. Melike çayından bir yudum alıp Salihe doğrudan sordu. Askerliğinizi nerede yaptınız Genç adam pek önemsemezce cevap verdi. Orada burada Daha çok nerede dedi Aydan alaycı bir tonla. Salihin gözleri ışıldadı bir an. Ona bakan bakışlarında tatlı bir tehlike kıvılcımı belirmişti. Dağlarda dedi sonra. Asteğmen olarak mı yaptınız diye sordu Melike gülümseyerek. Ancak bir an için Aydana öfkeyle bakmıştı. Hayır dedi genç adam. Kısa dönem. Asıl mesleğiniz ne Ben inşaat mühendisiyim. Kızların hepsi ilgiyle bakmıştı genç adama. Aydan bile Söylenişi çok havalıydı gerçi ama acaba bu mühendislerin iş alanı tam olarak neleri kapsıyordu Bina mı yapıyorsunuz diye sordu Melike. Sayılır. Daha çok proje çizimi falan Çizimlerden hiç anlamam dedi Bengü. Sarı saçlarını havalı bir şekilde ittirdi. Harita üzerinde Ankarayı bile bulamam Sonra da neşeli bir şekilde kıkırdadı. Onun pervasız konuşması diğerlerini de gülümsetmişti. Aydan gözlerini genç adama çevirdi. Tesisattan anlar mısınız bari mühendis bey dedi elinden geldiğince nazik bir sesle. Ama sesindeki alaycı vurgu istenirse hissedilebilirdi. Her erkek kadar dedi genç adam. Sorusunun sebebini merak eder gibi gözleri hafifçe kısılmıştı bu sefer. Odamdaki banyo çeşmesi tıplayıp duruyor da dedi genç kız yavaşça. Gece boyunca sanki beynime damladı. Altına koyduğum tas da bir süre sonra davul etkisi yapmaya başladı Hay Allah dedi Salihin annesi. Ben onu biliyordum. O tesisatçıyım diye geçinen Mahmut bir türlü gelip bakmadı çeşmeye İç çekti üzüntüyle. Gerçekten üzgünüm kızım. Kimsenin sözüne güven olmuyor. Genç adam ise kısa bir an duraklamıştı. Sonra bardağının içindeki çayı iri bir yudumla bitirdi. Boş bardağı masanın üzerine bıraktı. Esnek bir leoparın kıvraklığı ile ayağa kalktı. Siz buradayken ben gidip bir bakayım hemen dedi. Onun oradan uzaklaşacak olması elbette Melikenin hiç hoşuna gitmemişti. Yine Aydana ters bir bakış attı. Ama genç kız onun bakışına ilgisiz bir alaycılıkla karşılık verdi. İri bedeniyle aralarından geçen adamın arkasından baktı sonra. Salih gözden kaybolunca da çayından bir yudum aldı. Gerçekten de gece o ses onu biraz rahatsız etmişti. Ama o gün yüzmekten ve gezmekten o kadar yorulmuştu ki sadece bir dakika sonra uykuya dalmıştı bile. Öğlene kadar da uyanmamıştı.

18 Sen üzülme Yasemin abla, dedi Salihin annesine. Onu rahatlatmak istemişti her nedense. Yüzü üzgün gözüküyordu. Çok da rahatsız olmadım dedi gülümseyerek. Gerçekten mi Evet Olsun Üzgünüm yine de Sorun değil Genç kız daha tatlı bir şekilde gülümsedi ona. Bu kadından hoşlanmıştı. Ufak tefek yapısından bu devin çıkması ilginçti. Aslında kendi ağabeyi ile aynı boydaydı. Genellikle o erişilmez ağabeyi gibi bir erkek görmek zordu. Çapkın Turgut Ataman Çelikerin kız kardeşi olmak da zordu Önünde onun gibi yakışıklı ve etkileyici bir örnek varken, aslında erkekleri beğenmek imkânsız gibiydi. Yine de beğenmişti işte Üstelik de ağabeyinden taban tabana zıt, kendi boyunda, zayıf bir çocuğa âşık olmuştu. Mert şimdi ne yapıyordu acaba Salih beceriklidir. O halleder şimdi dedi Yasemin Hanım. Aydanın aklına birden önemli bir şey geldi. Gözleri irileşti hafifçe Aman Allahım Akşam odadan acele ile çıkmıştı. Bu çatlak Melikenin peşinden koşarken kapıyı çekmişti elbette ama yatağın üzerinde unuttuğu bir şey vardı İç çamaşırları Zaten Melikenin peşinden koşma sebebi de buydu Birkaç tane iç çamaşırı denemişti. O Şeyda gibi rahat değildi. Göğüsleri gözüksün istemezdi. Üzerine giydiği ince tişörtün rengine en uygun sutyeni denerken gelmişti arkadaşı. Önce onu kızdırmak için elinden geleni yapmıştı. Sonra da neredeyse saydam olan bir sutyen ve külotu görmüştü çekmecede. Bunlar Mert için mi demişti alayla. Saçmalama diye cevaplamıştı Aydan. Bunları niye yanına aldığını söylersen saçmalamayacağım demişti Melike de gülerek. Bence bunları giymene bile gerek yok. Uğraştırma çocuğu Yok gibiler zaten Külotu havaya kaldırıp gerdirmişti hafifçe. Arkadan vuran ışıkla duvardaki yağlı boya tablo canlılığından hiçbir şey kaybetmeyecek kadar net gözüküyordu. Aydan onun elinden iç çamaşırlarını almak isterken epey hırlaşmışlardı. Gülüşmeleri ve çığlıkları yan odalardaki arkadaşları tarafından bile duyulmuştu. Sonunda Melike çareyi elindekileri yatağa fırlatıp kaçmakta bulmuştu. Saydam kırmızı şeyler beyaz yatağa düştüğünde, Aydan da kapıyı ardından çekerek onun ardından koşmaya başlamıştı. İşte öyle çarpmıştı pansiyonun sahibinin oğluna Ve tabii şimdi bu adam kendi odasına gidiyordu Yatağın üzerindeki saydam iç çamaşırlarını hemen görecekti. O mavi gözler fazla keskindi. İçi ürperdi. Ya eline alırsa Ya filmdeki sapıklar gibi koklamaya kalkarsa Garip

19 Kasıklarında adlandıramadığı bir sızı baş gösterdi o anda. Bunu endişe zannederek yerinden kalktı aceleyle. Gözlerini kırpıştırmıştı telaşla Affedersiniz ya Ben Ben de gideyim de bir iki eksik şey var, onu da göstereyim, dedi doğal olmasına çalıştığı bir sesle. Şimdi adam resepsiyona varmış, oda anahtarını almış olmalıydı. O daha kapıyı açmadan yetişmeliydi Onun telaşını pek kimse anlamadı. Melike yüzünü düşürdü biraz. Çabuk gelin dedi sadece. Olur Musluğun çevresini çarşafla dolar geliriz dedi Aydan biraz ters bir sesle. Kızım Tesisat ustası mıyım ben Ne zaman biterse o zaman geliriz Oyalanmayın işte Aydan ters bir bakıştan sonra sakince döndü. Telefonunu elinde sıkı sıkı tutarken telaşını belli etmiyordu. Ancak binadan içeriye girince koşmaya başladı. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarken düşmemek için de çaba harcıyordu. Kendi odasının bulunduğu tarafa döndüğünde korktuğunun başına geldiğini gördü. Oda kapısının önündeydi Salih. Kapıyı açmıştı hatta. Bir elinde mavi bir tamir çantası vardı. O içeriye girdiğinde genç kız ancak kapının ağzına yetişebilmişti. Nefesini sakinleştirmeye çalışarak onun arkasından odasına girdi. Yine de acele etmiş olduğu belliydi. Nefesi hızlanmıştı çünkü. Arkasındaki hareketi hisseden Salih şaşırmış bir tavırla başını çevirdi. Kızın yutkunurken zor tuttuğu göğüs hareketlerini süzdü bir an. Dik göğüsler ince kumaşın altından minik hareketlerle havalanıp iniyordu. Genç adamın bir kaşı kalktı Gözlerini zorlukla o çekici tepelerden ayırmıştı. Uzun zamandır bir kadına dokunmayan bir erkek olarak içinde aniden gelişen dürtü hiç utanç verici değildi. Onlara dokunmayı çok istemişti o anda Ama tabii pek çok yönden imkânsız ve yanlıştı. Hayırdır dedi gülümseyerek. Dikkatini toplamaya çalışıyordu. Koşarak niye geldin Bir şey mi var Aydanın gözleri hafifçe yatağa kaydı. Saydam külot yatağın üzerindeydi. Ama sutyen yere düşmüştü. Melikenin peşinden koşarken bunu fark etmemişti. Salih tam da onları görecek şekilde belli bir açıda duruyordu. Eee dedi ne diyeceğini bilemeden. Sonra aklına gelen en yakın mazereti söyledi. Belki arızayı bulamazsın dedim Genç adam öylesine duruyordu. Sonra bir kaşı hafifçe kalktı. Bulurdum sanırım dedi yavaşça. Banyo bir tane var Evet dedi Aydan çaresiz. Yerinden kıpırdamadan yatağın üzerindeki ve yerdeki halıda duran o seksi şeyleri nasıl alabilirdi ki Doğru diye fısıldadı bir suçlu gibi. Salih ondaki garipliği kısılmış gözlerle süzdü bir an. Sonra ne olduğunu anlamadan önce doğru çıktı. Banyoya yöneldi. İlk adımı yerdeki çamaşıra çok yaklaşmasını sağlamıştı. Ve tabii ki hemen görmesini de Ona basmamak için dikkatli bir şekilde duraklamıştı. Doğal bir tavırla yerdeki saydam şeyi alması, Aydanın nefesinin kesilmesine sebep oldu. Uzun parmaklar kumaşı tuttuğunda öne doğru çıktı. Hayır dedi acele ile. Bırak onu Genç adam onun telaşı üzerine şaşırdı biraz. Ancak elindeki seksi iç çamaşırı parmaklarının arasından yırtılırcasına çekilip alındığında gülümsedi.