MMXIV CEZA HUKUKU. Ders Notları. CRIMINAL LAW Lecture Notes MMXIV

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MMXIV CEZA HUKUKU. Ders Notları. CRIMINAL LAW Lecture Notes MMXIV"

Transkript

1 MMXIV CEZA HUKUKU Ders Notları. CRIMINAL LAW Lecture Notes MMXIV

2 CEZA HUKUKUNA GİRİŞ VE CEZA KANUNU Devletin hukuk düzeninin bir kolu olan ceza hukukunu, failin kişiliğine göre değişebilen, cezaî sonuçlarla (müeyyidelerle) yasaklanan hukuka aykırı fiilleri (suçları) öngören hukuk normlarının bütünü olarak tanımlamak mümkündür. Bu arada, doğrudan belirli fiilleri yasaklamamakla birlikte, cezaî sonuçların uygulanabilmesi şartlarını belirten normlar ile bu sonuçların türünü, biçimini gösteren normlar da bu hukuk dalına aittir. Söz konusu normların bulunduğu yer önemli değildir. Gerçekten de Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda yer alan bazı normlar da cezaî bir nitelik taşıyabilir. Yukarıdaki tanım esas alındığında modern ceza hukuku, hukuka aykırı fiil, failin kişiliği ve cezaî sonuçlar olmak üzere üç ana bölüme ayrılabilir. a. Hukuka aykırı fiil veya suç, modern ceza hukukunun vazgeçilmesi mümkün olmayan temelini oluşturur. Gerçekten de, fiilden vazgeçilmesi halinde terörcü ve özgürlükleri yok edici, yani bireyin sadece tasavvurlarına, iç davranışlarına, sübjektif durumlarına veya şüphelere dayanan, dolayısıyla ortada suç olmasa bile bireyin tehlikeliliğini esas alarak onu yaptığından ötürü değil, oluş biçiminden ötürü takip eden bir ceza hukuku ortaya çıkar. Ceza hukuku nedir? b. Failin kişiliğinin nazara alınması modern ceza hukukunun insanileştirişi özelliğini oluşturur. Böyle bir ceza hukukunun esas konusu, sadece kendi kişiliğine sahip bir insanın davranışıdır. Failin kişiliğinin, fiilin kaynağı, oluşumu ve amaçları yönünden anlaşılmasına ve değerlendirilmesine hizmet ettiği kuşkusuzdur. Gerçekten de suç ve suçlu birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Fiil, failin kişiliğinin bir yansımasıdır ve fail de fiilde yaşamaktadır. Ancak, failin kişiliğinin cezaî sonuçlarla ilgili olarak 1

3 da önemli bir role sahip bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Zira bu sonuçlar, kendisine uygulanan bireyin kişiliğine uydurulmadığı takdirde ne ödetici, ne de önleyici-eğitici hedefe ulaşılabilir. Çağdaş ceza hukukunda failin kişiliğinin giderek daha fazla göz önünde bulundurulması, bu hukuku, hukukun diğer dallarından sürekli olarak farklılaştırmakta ve uzaklaştırmaktadır. Gerçekten hukukun diğer dalları yönünden failden çok fiil önem taşır. c. Nihayet cezaî sonuçlar ise, ceza hukuku anlamında hukuka aykırı fiile, yani suça özelliğini veren ve onu diğer hukuka aykırı fiillerden ayıran husustur. Cezaî sonuçlar, esas itibariyle caydırma ve ıslah araçlarıdır. Yegane ve en etkili araçlar olmasalar bile, örgütlenmiş her toplum, tarihi yönden vazgeçilemez olan bu araçların yardımı ile suçlulukla mücadele etmeye ve bunu kontrol altına almaya çalışır. CEZAÎ DÜZENİN İŞLEVİ Hakim anlayışa göre, cezaî nitelikteki hukuk düzeninin işlevi, sadece toplumun varlığını güvence altına almaktan, yani ortak hayatın temel ve kaçınılmaz şartlarını garanti altına almaktan ibarettir. İnsanlar arasındaki menfaat çatışmalarının önlenemez oluşu karşısında devletin, ülkede yaşayanların karşılıklı ilişkilerindeki iradelerini birbiriyle uyumlu hale getirmekten başka bir şey yapmadığı ileri sürülmektedir. Şu halde hukuk, sosyal topluluğun korunması amacını güden ve bu amaçla bireysel özgürlüklere getirilmiş bulunan bir sınırlamalar sisteminden ibarettir. Devleti özünde sadece kamu düzenini korumak amacı güden bir jandarma olarak kabul eden bu anlayış, genel olarak hukuk düzeni yönünden olduğu kadar, ceza hukuku yönünden de gerçeğe uygun sayılamaz. Gerçekten de hukukun ilk planda, bir sınırlar düzenlemesi olarak ortaya çıktığı doğru ise de, günümüzde hukuk sadece bu işlevle yetinemez. Hukuk, çeşitli organizasyonlar oluşturduğu ve sosyal hayatın gelişimini tahrik ettiği için, aynı zamanda organize edici, itici ve geliştirici bir işleve de sahiptir. 2

4 Bir başka deyişle çağdaş devlet, bireylerin menfaatleri arasındaki çatışmaları gidermek ve bunları uyumlu hale getirmek gibi sadece negatif bir işlevle yetinemez. O, aynı zamanda, hem ortak hayat şartlarını korumak, hem bu şartları geliştirmek, hem de belirli hedeflere yöneltmek için toplumsal bilinci değiştirmek gibi amaçlarla, aktif bir davranış da ortaya koyar. Çağdaş devlet, kamu düzeninin koruyucusu olmaktan öte, toplumun eğiticisi ve yönlendiricisidir veya öyle olmak ister. Devletin bu geliştirici işlevi, kendisini ceza hukuku alanında da göstermektedir. Çünkü ceza, devletin sosyal hayatı etkilemek ve onu değiştirmek için başvurabileceği araçların en etkili olanlarından biridir. CEZA HUKUKUNUN TÜRLERİ Ceza hukukunun tarihi, pek çok yönden, insanlık tarihinin özel bir görünümünden ibarettir. Zira söz konusu tarih, insanlık tarihinin adaletsizliklerini olduğu kadar, daha onurlu, daha insani bir sosyal hayat biçimine yönelik gelişmelerini de ortaya koymaktadır. Ceza hukukunun, bir yandan teşkilatlanmış bir toplumda birlikte yaşamanın temel şartlarını koruma işlevini yerine getirirken, diğer yandan da çok defa bir baskı ve ayrıcalıkları koruma işlevi gördüğünü yine ceza hukuku tarihinden çıkarmak mümkündür. Ceza hukuku tarihine bu açıdan bakıldığında üç ayrı ceza hukuku anlayışından söz edilebilir. Bunlar, baskıcı ceza hukuku, ayrıcalıklı ceza hukuku ve özgürlükçü ceza hukuku anlayışlarıdır. a. Baskıcı ceza hukuku, mutlakiyetçi düzenlerdeki ceza hukukudur. Bu tip düzenlerde ceza hukuku, hükümdarın despotizminin, aşırı iktidarının bir aracı olarak işlev görüyordu. Bu tür ceza hukuku, modern zamanlarda da, daha az mutlakiyetçi olmayan totaliter tipteki düzenlerde ortaya çıkmaktadır. Nitekim öz ve amaç yönünden farklılık gösterseler bile, bu tip düzenlerin hepsinde, ceza hukuku, bu hukuk kadar etkili olan polis hukuku ile birlikte, resmî doğruyu veya devletin doğru kabul ettiğini, düşünce ayrılıklarına karşı korumanın, politik alt etmenin ve iktidarı korumanın aracı olarak kullanılmaktadır. 3

5 b. Ayrıcalıklı ceza hukuku, sosyal sınıflar arasındaki derin, fiili veya hukukî ayrıcalıklar üzerine dayandırılan ve bireyci-liberal tipteki demokrasilerin hakim olduğu toplumlara özgü bir ceza hukukudur. Fransız ihtilalinin etkisiyle mülkiyetçi devletten, yegâne gerçeklik olarak bireyi kabul eden ve sosyal grupları sadece bireylerin toplamı olarak anlayan liberal devlete geçiş, baskıcı ceza hukukundan ayrıcalıklı ceza hukukuna geçişin de başlangıcı olmuştur. Bu ceza hukuku, mülkiyetçi devletin baskıcı tipinden uzaklaşmış ve ilan edilen işlevinin özgürlükleri korumak olmasına rağmen, karşıt sosyal çıkarların çatıştığı durumlarda ekonomik yönden daha güçlü olanın çıkarını, güçsüz olanın zararına, korumaya hizmet etmektedir. Dolayısıyla bu ceza hukuku, eşit olmayanlar arasında eşitliği ve özgürlüğü sağlamaktan çok, eşitler arasındaki eşitliği ve özgürlüğü garanti altına almaktadır. c. Özgürlükçü ceza hukuku, mağdura ve suçluya, sosyal savunmaya ve özgürlüklere ilişkin şartların dengeli bir sentezini sağlayarak, bir yandan özel ve kamusal süjelerin saldırılarına karşı vatandaşların temel haklarını, sosyal menfaatleri, demokratik kurumları, yani uygar bir biçimde birlikte yaşamak için gerekli olan şartların bütününü koruyan, öte yandan da bireylere hukukî kesinlik ve eşitlik sağlayarak, tarafların aleti haline gelmeyecek ve adlî keyfîlikleri önleyecek şekilde oluşturulan bir ceza hukukudur. Böyle bir ceza hukuku, özgürlükleri, belli bir tarihi dönemdeki insan düşüncesinin idrak edebildiği kadarıyla koruyan ve insanın kurtuluşu gibi, tam olarak gerçekleştirilemeyen, ancak takip edilmesi, arkasından koşulması gereken bir idealdir. TÜRK CEZA KANUNU'NA HAKİM OLAN ANLAYIŞ Yapıldığı zamanın politik-ideolojik anlayışından esinlenen 1889 tarihli İtalyan Ceza Kanunu (Zanardelli Kanunu) gibi, onun hemen hemen aynen çevirisi olan 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu da liberal-muhafazakâr bir ideolojinin ürünüydü. Ancak bu Kanun, 1936 yılında (3038 sayılı Kanunla), tamamen baskıcı bir burjuva anlayışının ürünü olduğu için bazı yönleri itibariyle baskıcı ve ayrıcalıkçı bir ceza hukukunun özelliklerini taşıyan 1930 tarihli Rocco Kanununa göre yapılan değişiklikler ve getirilen yeniliklerle, sözü edilen özelliğini kaybetmiş, baskıcı ve ayrıcalıkçı özellikler taşıyan bir ceza kanununa dönüşmüştü. 4

6 Ne var ki, bununla da yetinilmemiş, daha sonraki yıllarda toplumda sık sık yaşanan olağanüstü şartlara çözüm getirmek bahanesiyle, ceza hukukunun liberalleştirilmesi ve sosyalleştirilmesi isteklerinin giderek güçlenmesine aykırı olarak, yapılan değişiklikler ve getirilen yeniliklerle Kanunun baskıcı ve ayrıcalıkçı özellikleri daha da artmıştı. Ancak, 1991 yılından itibaren Avrupa Birliği hedefine paralel olarak, baskıcı hükümlerin Kanundan çıkarılması veya değiştirilmesi çalışmaları hızlanmıştır. Bu gelişmelerin ve iyileştirmelerin yoğunlaştığı bir dönemde hazırlanan ve kanunlaşan 2004 tarihli Türk Ceza Kanunu, belli bir ceza hukuku anlayışını yansıtmamaktadır. CEZA KURALININ UYGULANIRLIĞI Ceza kuralı her zaman, her yerde ve her kişiye uygulanmaz, daha doğrusu uygulanamaz. Bunun nedeni normun mahiyetindedir. Gerçekten norm kişi güvenliğini tehdit edici, özgürlüğünü ortadan kaldırıcı, kişiyi küçültücü niteliktedir. Bu nedenle Ceza normu uygulandığı zaman yer ve uygulandığı kişi itibariyle birtakım özelliklere sahiptir. O halde, önce Ceza kuralının zaman, sonra yer ve daha sonra kişi itibariyle uygulanmasını incelemek isabetli olacaktır. Ceza kuralından kasdedilen suç ve ceza içeren kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, suçun içeriğini detaylandıran tüzükler, yönetmelik, kararname, karar gibi tasarruflardır. CEZA KURALININ ZAMAN İTİBARİYLE UYGULANMASI Ceza normları da tüm normlar gibi doğarak hukuk dünyasına girer (yürürlüğe girme) ve ortadan kalkarlar (yürürlükten kalkma). Kural olarak, her fiil işlendiği tarihte yürürlükte olan kanuna göre cezalandırır. Bu nedenle bir kanun veya sair kuralın ne zaman yürürlüğe girdiği veya yürürlükten kalktığı önemlidir. Çoğu zaman kanunlar kendi metinlerinde yürürlüğe giriş tarihlerini, yerini aldıkları metinlerin yürürlükten kalkış tarihlerini gösterirler. İlgili maddeler genel olarak kanunların son hükümlerinden birinde yer alırlar. Mesela Türk Ceza kanunu 591. Maddesinde 1 5

7 Temmuz 1926 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğini, 590 maddesinde ise 1274 (1858) tarihli Osmanlı Ceza Kanunu ile Yeni Ceza Kanunu'na aykırı hüküm ihtiva eden tüm kanunların yürürlükten kalkmış olacağını düzenlemiştir. Kanunların kabul ve Resmi Gazetede yayın tarihleriyle yürürlüğe giriş tarihleri arasında böyle uzunca bir süre kabul etmelerinin nedeni Adli ve İdari makamlara eski kanunun uygulanmasının ortadan kaldırılması ve yeni kanunun yürürlüğe konması için gereken hazırlıkları yapmak imkanının verilmek istenmesidir. Bazen kanun çeşitli nedenlerle kendi metninde yürürlük tarihini göstermeyebilir. Bu takdirde kanun ve nizamnamelerin yürürlüğe girişlerine ilişkin 28 Mayıs 1928 tarih ve 1322 Sayılı Kanun u uygulamak gerekir. Gerçekten söz konusu kanun, kanun ve tüzüklerin Resmi Gazete ile yayınlandıkları günden itibaren 45 gün sonra Türkiye'nin her tarafında yürürlüğe girmesini, ayrıca ceza, vergi ve askerliğe ilişkin kanun ve tüzüklerin şehir ve kasabalar belediyeler, köylerde muhtarlar vasıtasıyla ilan edilmesini öngörmektedir. Yayın ve ilânın amacı suç ve cezaların herkes tarafından bilinmesini sağlamaktır. Kanun ve tüzüklerin yürürlüğe girebilmeleri için Resmi Gazete'de yayınlanmaları gerekir. (1322 sayılı kanun md. l). Yayınlanmayan kanun yürürlüğe giremez, yok hükmündedir. Yürürlük süreleri ve yürürlükten veya uygulamadan kaldırılmaları bakımından kanunlar sürekli (daimî), süreli, geçici veya istisnai olmak üzere üçe ayrılırlar. Sürekli Kanunlar: Bunlar yürürlükten kaldırılıncaya kadar uygulanan kanunlardır. Ne zaman ortadan kaldırılacakları belli olmaz. Süreli (geçici) Kanunlar: Yürürlük süreleri önceden belirtilen yasalara süreli yasalar denir. Bunların ortadan kalkması yasanın çıkarılış nedenine bağlı olarak yasanın bizzat kendisi tarafından öngörülmüştür. 6

8 Meselâ 20 Şubat 1930 tarih ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu Dünya ekonomik buhranından Türk ekonomisini korumak üzere üç yıl için çıkartılmıştı. Ancak daha sonraki yıllarda Türk ekonomisini yabancı ekonomiler karşısında korumak için her defasında beşer yıl olmak üzere uzatılmış, 1950 yılından sonra kapsamı genişletilerek cezalar artırılmış, nihayet tarih ve 1224 sayılı kanunla devamlı kanun haline getirilmiştir. İstisnaî Kanunlar: Bu kanunlar savaş, deprem, su baskını, şiddet olaylarının yaygınlaşması, ülke bütünlüğüne karşı ayaklanma, salgın hastalık gibi olağanüstü hallerde toplumun ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkarılırlar. Uygulanma süreleri itibariyle geçici kanunlardır. Ancak aslında yürürlükte olan kanunlardır. İhtiyaç halinde Bakanlar Kurulu tarafından uygulamaya konulurlar. Uygulanma süreleri belli bir takvime bağlı olmayıp çıkarıldıkları nedene bağlıdır. O neden sona erince veya ihtiyaç kalmayınca uygulamadan kaldırılırlar. Meselâ şiddet olaylarının veya harp halinin sona ermesine kadar uygulanmak üzere çıkarılan olağanüstü hal, sıkıyönetim kanunları gibi. Türk Hukukunda istisnaî kanunlardan birinin tipik örneği Milli Korunma Kanunudur. Gerçekten adı geçen Kanun 18 Kanunisani 1940 tarihinde Türkiye'nin harbe girmesi halinde ülkenin ekonomik, malî, siyasî ve sosyal düzenini korumak amacıyla çıkarılmış, Bakanlar Kurulunu olağanüstü yetkilerle donatmıştır. Milli Korunma Kanunu kendisini yaratan sebeplerin ve fevkalâde hallerin ortadan kalkmasına rağmen uzun yıllar tatbik olunmuş nihayet tarih ve 5/322 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamadan kaldırılmıştır. İstisnaî kanunun diğer örneği Sıkı Yönetim Kanunudur. Sözkonusu kanun da halen yürürlükte olup ihtiyaç halinde Bakanlar Kurulu tarafından uygulamaya konulmaktadır. Gerçekten Anayasa'nın öngördüğü hür demokratik düzeni, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik, olağanüstü hâlin ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, savaş hali, Cumhuriyete karşı ayaklanma olması veya ülke ve milletin bölünmez bütünlüğünün tehlikeye düşürülmesi halinde Bakanlar 7

9 Kurulu, süresi altı ayı geçmemek üzere sıkıyönetim ilân edebilir. İlân kararı derhal Resmi Gazetede yayınlanır ve aynı gün T.B.M.Meclisinin onayına sunulur. Keza 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanunu da istisnaî bir kanun olup şiddet eylemlerinin yaygınlaşması ve kamu düzeninin bozulması nedeniyle süresi altı ayı geçmemek üzere Bakanlar Kurulu tarafından ilân olunur ve karar Meclisin onayına sunulur. CEZA HUKUKU VE CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU Buraya kadar tanımlamaya çalıştığımız ve maddi ceza hukuku da denilen ceza hukuku ile ceza muhakemesini düzenleyen hukuk dalı olan ceza muhakemesi hukuku, aralarındaki sıkı ilişkiye rağmen, farklı iki hukuk dalını oluşturur. Ceza hukuku ile ceza muhakemesi hukuku arasındaki ayrım uzun ve ağır bir gelişmenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ceza muhakemesi hukuku, muhakemeyi, yani devlet organlarının ceza kanununun ihlâl edilip edilmediğini, ihlâl edene verilecek cezayı belirlemeye yönelik faaliyetini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu iki hukuk dalı arasındaki en önemli farklar, kanunların zaman yönünden uygulanması ve yorumu yönünden ortaya çıkmaktadır. Nitekim ceza kanunları yönünden kural olarak geçmişe uygulanmazlık ilkesi ve kıyas yasağı söz konusudur. Buna karşılık, ceza muhakemesi hukukunda kıyas yasağı bulunmadığı gibi, derhal uygulanırlık ilkesi hakimdir. Bir norm, eğer suçun var olabilmesi için gerekli şartları, uygulanması gereken müeyyidenin türünü ve özelliklerini belirlemeye yönelik ise ceza hukukuna; yok eğer bir ihlâl gerçekleştiğinde kanunun belirlediği müeyyidenin faile ulaşmasını sağlayan faaliyetler bütününü düzenlemeye yönelik ise muhakeme hukukuna ait sayılacaktır. Kanunların yürürlükten veya uygulamadan kaldırılmaları: Kanunlar ve diğer hukuki tasarruflar açıkça veya zımnen olmak üzere iki şekilde yürürlükten kaldırılırlar. Açıkça yürürlükten kaldırma halinde yürürlüğe giren yeni biç kanun bir başka kanunu açıkça ortadan kaldırır. 8

10 Zımnen ortadan kaldırma halinde ise aynı konuyu düzenleyen yeni kanunun hükmü ile eski kanunun hükmü birbiriyle uyuşma makta sonradan çıkarılan kanun önceki kanunu ortadan kaldırmaktadır. Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin Anayasaya aykırılığını Anayasa Mahkemesi denetler (Ay, md, 148). Eğer adı geçen tasarrufları Anayasaya aykırı bulursa iptal eder. O halde kanun ve kanun hükmünde kararnameler Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla da yürürlükten kalkarlar. Anayasanın 91. maddesine göre olağan hallerde Bakanlar Kurulu yetki kanununa dayanarak Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine sahiptir. Bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer ve aynı gün T.B.M.M meclisinin onayına sunulurlar. Keza olağanüstü haller, savaş, seferberlik ve sıkıyönetim zamanlarında Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Kanun hükmünde kararnamelerle birtakım düzenlemeler yapabilir. Adı geçen kararnameler Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Meclisin onayına sunulurlar. Meclis tarafından onaylanmaması halinde kanun hükmünde kararnameler ortadan kalkacaktır. Kısmen onay halinde ise onaylanmayan hükümler ortadan kalkacaktır. CEZA KURALININ İHLÂL EDİLDİĞİ ZAMAN Kural olarak bir fiil işlendiği zaman yürürlükte olan kural tarafından cezalandırılır. Eğer uygulanan kuralda bir değişiklik lehe ise uygulanır. Kötülüğünün derecesi ne olursa olsun eğer fiili suç olarak vasıflandıran bir kural yoksa faili cezalandırmak mümkün değildir. Bu nedenle suçun İşlenme zamanı Ceza hukuku açısından önemlidir. Hareketin yapıldığı anda neticenin de meydana geldiği (Resmi evrakta sahtekârlık, yalan tanıklık, hürriyeti tahdit, sövme ve hakaret, tehdit gibi) neticesi harekete bitişik veya şekli suçlarda, hareketin yapılması ile beraber netice de meydana gelmiş olduğundan, fiil o an a yürürlükte olan kanun tarafından cezalandırılır. Bu tip suçlar için herhangi bir sorun yoktur. Hareket ve neticenin birbirlerinden ayrıldığı, aralarında zaman bulunabilen mesafe suçları için hangi kanunun uygulanacağı bazen bir sorun olabilir. 9

11 Gerçekten adam öldürme, adam yaralama, uyuşturucu ticareti gibi suçlarda hareketin yapılması ile neticenin gerçekleşmesi farklı zamanlarda meydana gelebilir. Mesela ölümcül darbeyi alan kişinin bir ay sonra hastahane de ölmesi, Türkiye'den gönderilen uyuşturucunun Almanya'da satılmasında olduğu gibi. Hareket ve netice arasında geçen süre içinde kanun değişikliği olduğu zaman hareketin yapıldığı andaki kanunun mu yoksa neticenin meydana geldiği andaki kanununum uygulanması gerektiği bazen bir sorundur. Fail hareketi yaptıktan, ancak netice tamamlanmadan önce isnat kabiliyetini kaybetmiş ise normal fail sayılarak ceza yaptırımımı yoksa akıl hastası sayılarak güvenlik tedbiri mi uygulanacaktır? Suça tesir eden haller hareketin yapıldığı veya neticenin tamamlandığı anda mı gerçekleşmiş sayılacak ve olaya hangi norm uygulanacaktır? Af veya zamanaşımına ilişkin yeni bir kanun hareketin yapıldığımı yoksa, neticenim gerçekleştiği andan 'itibaren mi uygulanacaktır? Suçun işlendiği zamanın belirlenmesi konusunda doktrinde muhtelif fikirler ileri sürülmüştür. Bunlardan birincisine göre suç hareketin yapıldığı zaman işlenmiş sayılır. İkincisine göre suç neticenin meydana geldiği an sayılır. Üçüncüsüne göre suç hem hareketin yapıldığı ve hem de neticenin meydana geldiği anda işlenmiş sayılmalıdır (Karma teori) Üçüncü (karma) düşünceyi kabul etmek mümkün değildir. Çünkü sorun bu düşünceyle çözülemez. Bir suç ancak bir kanuna tabi olabilir. Hem hareketin yapıldığı ve hem de neticenin gerçekleştiği andaki kanuna tabi olamaz. Neticenin meydana geldiği anda da suçu gerçekleşmiş saymak isabetli bir tavır olmaz. Çünkü hareketin yapılmasıyla neticenin doğması arasında yeni bir kanun çıkmış olabilir. Hareketin yapıldığı andaki kanun neticenin gerçekleştiği andaki kanundan daha ağır olabileceği gibi daha hafif de olabilir. Dolayısıyla fail lehine olabileceği gibi olmayabilir de. Eğer fail lehine ise hareketin yapılmış olduğu zaman meydana gelmiş olan olaylara da uygulanacaktır. 10

12 Bunun anlamı failin cezalandırılmasının tesadüflere bağlı olması, ayrıca suçlar arasında eşitsizlik yaratılması demektir. Gerçekten varılan sonuca göre hareket suçları hemen, mesafe suçları daha sonra cezalandırılacaktır. O halde doğru olan görüş hareketin yapıldığı anda suçu işlenmiş saymak ve o anda yürürlükte olan kanunu uygulamaktır. Esasen doktrinde çoğunluk bu görüşü kabul etmektedir Suçun önemli anı kişinin topluma isyan ettiği andır. Sadece o an için Ceza normunun korkutuculuğu söz konusu olur, Bu nedenle hareketin yapıldığı andaki norma itibar edilmelidir. Öte yandan tanıklar ve suçun diğer bulguları da hareketin yapıldığı yerdedir. Eğer hareket bölünebiliyor ve birbirini izliyorsa ikinci ve neticeye yakın olan hareketin yapıldığı zamanda suçu işlenmiş saymak gerekir. Çünkü netice de ikinci hareketin yapıldığı anda meydana gelmiş olup hatta ikinci kanun failin aleyhine de olsa bu kanun uygulanmalıdır. Mütemâdî suç aynı zamanda ani suç karakterine sahip olduğun dan temadi'nin bittiği anda hareket de bitmiş ve suç işlenmiş olacaktır. O andaki kanun uygulanacağından herhangi bir sorun olmayacaktır. Müteselsil suçlarda teselsülü oluşturan son hareket yapıldığı anda mevcut olan yasa uygulanacaktır. Keza İtiyadi suçlarda itiyadı tamamlayan son hareketin yapıldığı anda suç işlenmiş sayılacak aynı şekilde lehe veya aleyhe kanun sorunu olmayacaktır. FAİLİN LEHİNE OLAN KURALIN GEÇMİŞE YÜRÜRLÜĞÜ Prensip olarak ceza kurulu yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleştirilen olaylara uygulanır. Geçmişte meydana gelen olaylara uygulanmaz. Bunun nedeni kişinin güvenlik içinde yaşamasını teminat altına almak ve özgürlüğünü korumaktır. Eğer fiilin işlendiği gün cezalandırıcı bir kural yoksa kanunilik ilkesinin tabii sonucu olarak suç da yoktur. Ancak eğer eskiden suç olan bir olgu yeni kural ile yeniden düzenlenmiş ve yeni düzenleme failin lehine ise kural geçmiş de uygulanır. Bunun da nedeni kişi özgürlük ve güvenliğini daha çok korumaktır. Gerçekten bir fiili daha şiddetle cezalandırmakta artık eskisi kadar toplumsal 11

13 menfaat yoksa ve bu menfaat ile kişinin menfaati uyuşuyor ise cezayı azaltan kanundan faili istifade ettirmemek için bir neden yoktur. Doktrinde eski dosyaları inceleme ve olayı yeniden değerlendirmenin zorluğu nedeniyle mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra artık yeni kanunun lehe de olsa uygulanmayacağı savunulmuştur. Gerçekten İtalyan Ceza Kanunu nun 2. maddesinin üçüncü fıkrası hüküm kesinleştikten sonra lehe de olsa yeni Kanunun uygulanamayacağını derpiş etmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun ikinci maddesinde böyle bir hüküm yoktur. O halde hüküm kesinleştikten sonra da lehe olan kanunun uygulanmaması için bir neden yoktur. Uygulamada Adalet Bakanlığının bir genelgesine göre Cumhuriyet Savcılığı C.M.U Kanununun 402. maddesi uyarınca hükmü veren mahkemeye başvurarak lehe olan yeni kanunun uygulanmasını sağlamaktadır. Yeni kuralın geçmişi etkileyip etkilemeyeceği, Ceza hukukunun, ilkeleri ve amaçları farklı olan alt dallarına göre değişmektedir. O halde maddi Ceza hukukuna, İnfaz hukukuna ve Ceza Muhakemesi Hukukuna ilişkin kuralların durumunu ayrı ayrı incelemek isabetli olur. A) MADDİ CEZA HUKUKUNA İLİŞKİN KURALLAR Mahiyetleri itibariyle sanığın cezalandırılmasına veya cezalandırılmamasına veya ağır veya hafif cezalandırılmasına ilişkindirler. Maddi Ceza hukukuna ilişkin olan kurallar bir fiilin suç olup olmadığını ve bunun yaptırımını belirlemektedirler. Bu nedenle eski kurala göre failin daha lehine iseler geçmişte olan Alaya tatbik olunurlar. Yeni kanun ortadan kaldırılmasından sonraki olaylara uygulanmaz. Yeni çıkan kanun geçmişte suç olan şeyi tekrar düzenliyorsa failin lehine olduğu takdirde geçmişte olan olaya da uygulanır. Bunun nedeni artık toplumun faili eskisi kadar sert şekilde cezalandırmada fayda görmeyişidir. Nitekim Yargıtay bir suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun birbirinden farklı ise lehe olan kanunun uygulanması gerektiğine işaret etmektedir. 12

14 Yeni kanun geçmişte suç olmayan bir olguyu suç haline getiriyorsa sadece yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara uygulanır. Eski kanunun suç olarak düzenlemiş olduğu bir olguyu yeni kanun suç olmaktan çıkarmış ise yeni kanunun lehe kanun olduğunda şüphe yoktur. Bunun anlamı devletin o olayı artık suç olarak cezalandırmasında menfaat görmeyişidir. Mesela tarih ve 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun on haftaya kadar olan gebeliklere son vermeyi suç olmaktan çıkarmıştır. O halde bu kanun yürürlüğe girmeden önce gerçekleştirilen çocuk düşürmelerde bu kural uygulanacak ve failler cezalandırılmayacaktır. Yargıtay sanığın lehine yapılan yasal değişiklik sonucu eylem suç olmaktan çıkarılmış olduğundan sanığın beraatine karar verilmesi gerekir demiştir. Yeni kanun eski kanunun aynı fiil için öngörmüş sabit cezayı azaltabileceği gibi artırabilir de azaltma halinde lehe, artırma halinde aleyhe kanun söz konusudur. Yargıtay lehe olan yasanın belirlenmesinde T.C.K.11. maddesindeki sıraya göre daha ağır olan cezanın göz önüne alınmasını kabul etmiştir. Eğer yeni kanun eski kanunun asli cezanın yanında öngörmüş olduğu ferli cezayı ortadan kaldırıyorsa lehe olan kanundur. Yeni kanun eski kanunda bulunmayan asli cezanın yanında fer i veya mütemmim ceza getirmişse fail aleyhine kanun olduğundan daha önceki kanunun yürürlüğü zamanında meydana gelmiş bulunan olaya uygulanmayacaktır. Yeni kanunun getirmiş olduğu asgari ceza sınırı eski kanunun asgari sınırından daha aşağı ise yeni kanun lehedir. Aksi halde aleyhedir. Yeni kanunum üst sınırı eski kanunun üst sınırından daha aşağı ise lehe kanundur. Yeni kanun eski kanuna göre sınırı yükseltmiş, ancak alt sınırı indirmiş ise, veya alt sınırı yükseltmiş üst sınırı indirmiş ise somut olayı her iki kurala da uyarlayarak lehe olan kanunu bulmak gerekir. Eski ve yeni kanunun öngördüğü cezalar aynı, ancak yeni kanun cezanın para cezası, aynen iade veya tazmin, eğitim ve ıslah kurumuna tevdi gibi bir tedbire çevrilmesini de öngörüyorsa failin lehine olan kanundur. 13

15 İki normun mukayesesi yapılırken sadece cezanın nevi ve süre sine bakılmamalı, tamamlayıcı cezalar, ağırlatıcı ve hafifletici sebepler, suçu ve cezayı oltadan kaldıran sebepler, fail için getirilen menfaatler, kısacası failin lehine olan her şey göz önüne alınmalıdır. Eğer yeni kanun olayı cürüm olmaktan çıkarıyor kabahat yapıyor ise, lehe kanundur. Hatta kabahatten dolayı verilecek olan cezanın süresi fazla olsa da daha lehedir. Çünkü cürüme bağlanan sonuçlar daha ağırdır. Cürüm teşkil eden fiil ancak kasden işlendiğinde cezalandırılıyor, buna karşılık kabahat taksirle işlendiğinde cezalandırılıyorsa o zaman fiili kabahat sayan kanun aleyhedir. Eğer kabahat hürriyeti bağlayıcı ceza, cürüm para cezası öngörmüş ise cürüm daha lehedir. Para cezasıyla beraber de olsa süresi az olan hürriyeti bağlayıcı cezayı öngören kanun lehedir. Eğen sonraki kanun, öncekinin öngördüğü cezanın yerine, ceza infazının tehirini, adli affı öngörüyor ise daha lehedir. Sonraki kanun resen takip edilen suçu şikâyet, izin, karar veya talebe bağlı hale getiriyorsa lehe kanundur. Şikâyete bağlı suç resen takip edilen bir suç haline getiriliyorsa aleyhe kanundur. Failin lehine olan sonraki kuralın uygulanmasına ilişkin temel esas, onaylanmayan veya düzeltilerek onaylanan kanun hükmünde kararnameler için de geçerli olmalıdır. Eğer bir kanun Anayasa'ya aykırı olması dolayısıyla iptal edilmiş, bunun yerini yeni bir kanun almışsa lehe olan kanun uygulanır. aa) Emniyet Tedbirlerine ilişkin Kanunlar Emniyet tedbirleri akıl hastası, uyuşturucu veya alkol müptelâları veya temyiz kudreti olmayan küçük veya sağır dilsiz olup da tekrar suç işleme tehlikesi içinde olan, bu nedenle kamu düzeni ve toplum güvenliğini tehdit eden kişiler hakkında uygulanır. Amaçları küçüğü veya tehlikeli kişiyi ya muhafaza altına almak ya da tedavi etmektir. Suçluyu cezalandırarak ona acı çektirmek değildir. Durum bu olunca emniyet tedbirlerine ilişkin yasaların derhal uygulanması amaçlarına daha uygundur. 14

16 bb) Zamanaşımına ilişkin Kanunlar Belli bir sürenin geçmesinden sonra artık hukuki işlem yapılmaması halinde zamanaşımı söz konusudur. Seza hukukunda iki tür zamanaşımı mevcuttur. Bunlar dava ve ceza zamanaşımıdırlar. Suçun işlenmesinden sonra belli bir süre içinde dava açılmaması halinde artık davan açılmaması halinde dava zamanaşımı, mahkumiyet hükmünün belli bir süre içinde yerine getirilmemesi halinde, artık bir daha yerine getirilmemesi halinde ceza zamanaşımını, doktrinde zamanaşımının ceza kovuşturmasına engel teşkil etmesi dolayısıyla ceza muhakemesi hukuku kurumu olduğu, bu nedenle zamanaşımına ilişkin yeni kanunun derhal uygulanarak daha önce işlenen suçlara da uygulanacakları iddia edilmişse de kanaatimizce zamanaşımı devlet ile fert arasındaki ceza ilişkisini sona diren Maddi Ceza hukukuna ilişkin bir kurumdur. Bu nedenle yeni kanunun öngördüğü zamanaşımı süresi failin lehine ise geçmişte işlenmiş suçlara uygulanır. Aleyhte ise yürürlüğe girdiği günden itibaren işlenen suçlara uygulanır. Mesela suçun işlendiği zaman yürürlükte olan kanuna göre zamanaşımı süresi 15 yıl, daha sonra çıkan kanuna göre 10 yıl olsun. Bu durumda eski kanun zamanında işlenen suça yeni kanun uygulanacaktır. Süre yirmi yıl olsaydı yeni kanun uygulanmayacaktı. cc) Cezaların İnfazına ilişkin Kanunlar Bugünkü infaz rejiminin amacı mahkumu iyileştirilmiş olarak tekrar topluma kazandırmaktır. Bu nedenle yeni bir infaz rejimi öngören İnfaz kanunu belirtilen amaca hizmet etmek için daha iyi bir kanun olabilir. Amaç suçlunun iyileştirilmesi olunca, cezaların infazı rejimine ilişkin yeni kanun failin lehine kanun sayılmak ve bunu derhal uygulamak gerekmektedir. Ancak teorik açıdan durum bu olsa da ülkemiz cezaevi gerçekleri göz önüne alındığında cezaevi şaftlarının suçluyu hiç de iyileştiremediği görülmektedir. 15

17 Bu nedenle prensip olarak infaz rejimine ilişkin kanunlar lehe kanun sayılarak geçmişte alınmış mahkumiyetlere uygulansalar da, eğer yeni kanun hükümlünün ceza evinde kalma süresini uzatıyorsa lehe kanun sayılmamalı, aleyhe kanun yılmalı, kanunun yürürlüğe girmiş olduğu tarihten sonra işlenen suçlara uygulanmalıdır. B) CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNA İLİŞKİN KANUNLAR: Ceza hukuku bir olgunun suç olup olmadığını, suç ise faile ne kadar ceza veya güvenlik tedbiri uygulanacağını belirler. Ceza muhakemesi hukuku ise delillerin nasıl toplanacağını, suçlunun yargılamasının nasıl yapılacağını, mahkum olmamış kişinin sanık sayılacağı, sanığın savunmasının alınmadan mahkum edilemeyeceğini, şüpheden ve delil yetersizliğinden sanığın faydalanması gerektiğine ilişkin ilkeleri düzenler. Öte yandan bu hukuk dalı Aydınlık çağdan bugüne sanık lehine her zaman değişerek gelişmiştir. O halde Ceza Muhakemesi Hukuku'nun ilkeleri Ceza hukukundan farklı ve Ceza usul hukuku daha çok failler lehine bir hukuk dalıdır. Durum bu olunca Ceza Muhakemesi Hukukuna ilişkin kural derhal uygulanmalıdır. Çünkü amacı daha ziyade sanığın haklarını teminat altına almaktır. Derhal uygulamanın anlamı eski kanun zamanında tekemmül etmiş olan işlemlere artık dokunulmaması, ancak yapılacak işlemlerin yeni kanuna göre yürütülmesidir. Ancak bazen yeni kanun da fail aleyhine netice doğurabilir. Bu durumda derhal uygulamamak veya bir özel düzenlemeyle sanığın haklarını korunmak isabetli olur. Mesela hakimlik veya mahkeme kararlarına karşı acele itiraz yolunu yedi günden dört güne indiren bir kanun, sürenin yedi gün olduğunu düşünerek ilk üç günde bu hakkım kullanmamış olan sanığa uygulanmamalı, hiç olmazsa bu gibi durumlar için özel hüküm konulmalıdır. Keza Ceza Muhakemesi Hukukunun gelişme seyrine aykırı olsa da sanığın itiraz hakkını tamamen ortadan kaldıran yeni kanun geçmişe yürürlük olmamalı, derhal uygulanmamalı ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki olaylara uygulanmalıdır. 16

18 C) GEÇİCİ (SÜRELİ) VE İSTİSNAİ KANUNLAR: Lehe olan kuralın süreli veya istisnai kanunlarda uygulanıp uygulanmayacağı doktrinde tartışmalıdır. Bu konuda iki görüş mevcuttur. Birinci görüşe göre lehe olan kuralı süreli ve istisnai kanunlarda da uygulamamak için bir neden yoktur. Çünkü söz konusu kanunları kanun koyucu yürürlükten kaldırmak ve yerine yeni bir kata fayda görmemektedir. İkinci görüşe göre süreli ve istisnai kanunun yürürlük veya uygulamadan kaldırılmasından sonra yerini alacak kanun lehe olsa da artık geriye yürüyemez. Çünkü böyle bir çözüm istisnai kanunu etkisiz hale getirir. Gerçekten istisnai kanun kapsamında yargılanan suçlular kanunun geçici olduğunu, er geç ortadan kalkacağını, daha lehe olan kanunun bir gün er veya geç yürürlüğe gireceğini hesap ederek mahkemelerin neticelenmesini geciktirirler ve konunun uygulanmasından beklenen faydayı hiçe indirirler. Kanaatimizce iki hususu birbirinden ayırmak gerekir. Süreli veya istisnai kanun yürürlük veya uygulamadan kaldırılmadan bu kanunların metinlerinde yapılan değişiklikler failin lehine ise uygulanmamaları için bir sebep yoktur. Çünkü kanun koyucunun iradesi aslında bu yöndedir. Ancak istisnai veya geçici kanun yürürlük veya uygulamadan kalktıktan sonra yerini alan kanun failin lehine ise yeni kanunu uygulamak kanun koyucunun iradesine aykırı olabileceği gibi kanunun Uygulanmasından beklenen faydaya da aykırı olur. Ayrıca böylece kurnaz suçlular mükâfatlandırılmış olur. Nitekim İtalyan Ceza Kanununun 2. maddesinin dördüncü fıkrasında geçici ve istisnai kanunlarda lehe olan kuralın geçmişe yürümeyeceği derpiş edilmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinde böyle bir hüküm bulunmadığına göre Türk hukukunda lehe olan kuralın geçmişe yürümeyeceğini iddia etmek mümkün olmayacaktır. Ancak bazen istisnai kanunun kendisi böyle bir hüküm koyarak lehe olan kanunun uygulanması ilkesini bertaraf edebilir. 17

19 Nitekim 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu 23. maddesinde sıkı yönetimin kaldırılması halinde de, önceden açılmış olan davalar hakkında Sıkı Yönetim Kanununun uygulanmaya devam edeceğini hükme bağlamıştır. CEZA KURALININ YER İTİBARİYLE UYGULANMASI Ceza normunun uygulanmasının sadece zaman açısından değil, uygulandığı yer açısından da birtakım sınırları vardır, Pozitif hukuk normu bir yaptırımı olan normdur. Bu yaptırımı yerine getirmek devlete aittir. Devlet, kuralı koymasının tabii neticesi olarak kuralı uygulamak için gereğinde zor kullanmak durumunda olan hâkim güçtür. Bunların sınırı Devletler Umumi hukukudur. O halde pozitif kural devlet hakimiyetinin tabii neticesi olarak konmakta ve karşımıza çıkmaktadır. Bu hakimiyet belli sınırlar içinde ve belli yerlerde icra edilmektedir. İşte devlet hakimiyetinin tabii neticesi olarak konulan ceza normunun normu koyan devletin ülkesi hudutları içinde uygulanmasına kanunların mülkiliği veya ülkeselliği adı verilir. Belli bir toprak parçası üzerinde ancak bir güç egemen olabilir. Bu güç en üst, başka bir güç tanımayan oradaki insan insanla devlet arasındaki ve diğer devletlerle olan ilişkileri düzenleyen güçtür. Konulan ceza normu belli bir dönemde kanun koyucunun belli menfaatleri korumak için ceza ile yatırımlanmakta yarar gördüğü normlardır. Egemen bir devlette hangi menfaatin ceza yaptırımı ile korunacağını kanun koyucu takdir eder, bunda tamamen özgürdür. Devletin kaynağı ister aile ister patron köle ilişkisi ister fertlerin bir araya gelerek devleti kurmaları ve konulacak kurallara. Uyacaklarını saygı göstereceklerini taahhüt etmeleriyle izah edilsin, her teoriden çıkan neticeye göre devlet ile kişi (vatandaş) arasında bir tabiiyet ilişkisi vardır, bu ilişki gereğince devlet vatandaşını korur, vatandaş da kendisini koruyan devletin koyduğu kurallara uymak, saygı göstermek onun itibarına zarar vermemek yükümlülüğü altına girer. 18

20 Öte yandan vatandaşını koruyan devletin bizzat kendisini korumaması, kendi kendisine karşı saygısızlık, eşyanın tabiatına ayları olurdu. İşte devletin bizzat kendisini ve vatandaşını nerede işlenirse işlensin suçlara karşı koruması halinde gerçeklik ve korunma ilkesi, mağdura göre şahsilik, vatandaşının başka ülke toprakları üzerinde işlemiş olduğu suçlardan dolayı cezalandırılmalarına da faile göre şahsilik adı verilir. Teknolojinin gelişmesiyle beraber uluslararası ticaretin yaygınlaşması, turizmin gelişmesi, media vasıtasıyla başka toplumların sorunlarının, artık ulusal toplumlar tarafından da paylaşılması suça karşı uluslararası bir kamuoyu vicdanı doğurmuş, suç, Tabii hukuku ihlal eden bütün insanlığa karşı bir fiil sayılmış, artık devletler başka toplumlarda başka insanlara karşı işlenen suçlara da kayıtsız kalamaz olmuşlar, başka ülke topraklarında işlenen suçları da kendi topraklarında cezalandırmışlardır, buna evrensellik ve adalet prensibi yandan yine uluslararası ilişkilerin yaygınlaşmasına paralel olarak, devletler imzalamış oldukları sözleşmelerle birbirlerine karşı bazı uluslararası nitelikte suçları, bir taraftan birbirlerine karşı takip etmek ve cezalandırmak yükümlülüğünü üstlenmekte diğer taraftan sanık ve mahkûmlar hakkında asgari kurallar kabul etmekte, bir fiilden dolayı iki defa muhakeme yapılıp iki ayrı ceza verilemeyeceği (ne bis in idem) gibi ilkeler benimsenmektedir 1. Ceza Kanunu'nun Mülkiliği (Ülkeselliği) Suçun işlendiği ülke kanunlarına göre takib edilerek cezalandırılması haline kanunun mülkiliği adı verilir. Aydınlık çağda mülkilik ilkesi sosyal mukavele teorisiyle izah edilmiş, ancak bu teoriyle yabancıların ülke içinde suç işlemeleri halinde cezalandırılmaları izah edilemediğinden ilkenin izah kaynağını artık egemenlik teorisi oluşturmuştur. Mülkilik ilkesi otoriter merkezi devletlerin oluşmasıyla güçlenmiştir. Her devlet ülkesi hudutları dahilinde istediği düzeni kurmak ve korumak yetkisine sahiptir. Çünkü Ceza kuralının ihlal edildiği yerde suçun işlenmesinden dolayı bir zarar gerçekleşmiş ve bunun sonucu kamu düzeni bozulmuştur. Kamu düzeni ancak suçlunun suçu işlediği yerde 19

21 cezalandırılmasıyla sağlanabilir. Ayrıca suçlu suçun işlendiği yerde cezalandırılmalıdır ki suç işlemeyi düşünen muhtemel adaylar failin cezalandırıldığını görsün ve suç işlemekten vazgeçsinler. Suçun işlendiği yerde failin cezalandırılmasının bir diğer faydası delillerin toplanmasında sağlanan kolaylık ve muhakemenin ucuza mal olmasıdır. Gerçekten deliller ancak suçun işlendiği yerde bulunabilir ve orada bulunan makamlar tarafından kolaylıkla toplanabilir. Suçluya suçun işlendiği yer ülkesi kanununun uygulanması sanık açısından da bir teminattır. Çünkü sanık suçu işlerken hangi kanunun kendisine uygulanacağını bilir. Tavır ve hareketlerini ona göre ayarlar. Ceza normunun mülkiliği ilkesi Türk Ceza Kanununun 3. maddesinde ifadesini bulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti ülkesinde suç işleyen kimse Türk kanunlarına göre cezalandırılır (TCK. md. Bu konuda yabancı ülke makamlarının yaptığı yargılama kural olarak Türkiye'yi bağlamaz. Devlet hakimiyetinin icra edildiği yere ülke adı verilirse Gerçek ve farazî anlamda olmak üzere ülke kavramı ikiye ayrılır. A) Gerçek Anlamda Ülke Devletin karada, denizde ve havada hakimiyetini icra ettiği alana gerçek anlamda ülke adı verilir, karada hakimiyet ülke sınırları dahilinde icra edilir. Ülke sınırları sınırdaş olan devletler veya sair uluslararası anlaşmalar ile belirlenmiştir. Devletlerin denizlerde hakimiyetleri sınırlıdır. Bu nedenle ceza normunun tatbik alanı söz konusu sınırlar içinde geçerlidir. Her devletin denizlerdeki hakimiyeti kara sularının kapsamı kadardır. Devletlerin kara sularının uzunluğu ikili anlaşmalar veya çok taraflı uluslararası anlaşmalar ile belirlenmiştir. Türk karasuları Karadeniz de 12 mil, Ege denizinde ise 6 mildir. O halde bu sınırlar içinde işlenen suçlar ülkede işlenmiş sayılacaklardır. İç denizler ve iç göller ülkenin toprağı içinde mütalaa edilir. Meselâ Marmara denizi bir iç denizdir. Van gölü ise bir iç göldür. Ülkenin kara 20

22 sınırları ile kara suları üzerinden itibaren dikey sınır hava sahasını oluşturur. Adı geçen saha ve sınırı ülkenin hava sahasını oluşturur. Adı geçen sınır ülkenin hava sahasını silahlarının etkili olduğu yere kadardır. Ülke belli bir yükseklikten sonra o alanı savunamıyorsa artık orada hakimiyeti söz konusu olamıyor demektir. B) Farazi Anlamda Ülke Ülke kara sınırları ve suları dışında ülke bayrağının bulunduğu yer veya ülke bayrağını taşıyan yaşıtalar Farazi anlamda ülke sayılılar. Yabancı ülkelerde bulunan Türkiye Cumhuriyeti ne ait elçilik ve konsolosluklar ülke sayılırlar. Ancak bulundukları ülke kanunlarına göre o ülkenin toprağının parçasıdırlar. Mesela Paris'te Türk Büyükelçiliği bahçesinde bir kişinin diğerini kurşunlaması halinde duruma Fransız makamları müdahale edecektir. Türk bayrağı taşıyan gemiler ve uçaklar da ülke dışında iseler farazi anlamda ülkeyi oluştururlar. Eğer ülke içinde iseler bu vasıtalarda işlenen suçlar esasen ülkede işlenmiş sayılacaklardır. Gemi ve uçaklar özel şahıslara ait olabileceği gibi Devlete de ait olabilirler. Özel Şahıslara ait olanlar ticari, devlete ait olanlar savaş amacına da tahsis edilmiş olabilirler. Özel şahıslara ait ticarî gemi ve uçaklar uluslararası sular veya uluslararası hava sahasında iseler bu araçlarda işlenen suçlara Türk Kanunları tatbik olunurlar. Ancak suç gemi başka bir ülkenin kara sularında veya uçak başka bir ülkenin hava sahası veya hava alanında iken işlenmişse, bulunulan ülke kanunlarına tabi olurlar. Ancak uygulamada bulunulan ülkenin kamu düzeni bozulmamışsa müdahale edilmemektedir. Mesela bir Türk yolcu gemisinde İtalyan kara sularına girildiğinde bir hırsızlık olduğunda, İtalyan makamları bunu cezalandırmayacaklardır. Çünkü kendi kanun düzenleri bozulmamış, olaydan haberleri bile olmamıştır. Buna karşılık aynı ülkenin kara sularında bir başka gemi ile silahlı müsademe olsaydı İtalyan kamu düzeni bozulacak olaya müdahale edecekti. Devlete ait savaş gemileri ve savaş uçakları 21

23 nerede olurlarsa olsunlar ülke sayılacaklardır. Bunlarda işlenen suçlar Türk Kanunlarına tabi olacaktır. Savaş halinde veya herhangi bir nedenle ülke askerinin geçici bir görevle de olsa başka bir ülkede konuşlandığı yer de ülke sayılır, Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uygulanır. Türk bayrağı taşıyan gemi ve uçaklarda yurt dışında işlenen suçlarda yetkili mahkeme aracın ülkede ilk uğradığı yer veya bağlama limanıdır. Türk Ceza Kanunu kural olarak ülkede işlenen suçlara uygulanır. (T.C.K. md. 3) Eğer fail Türk vatandaşı ve yurt dışına kaçmış biri ise, Türkiye'de işlemiş olduğu suçtan dolayı' yurt dışında muhakeme edilerek cezalandırılmış olsa bile Türkiye'de yeniden muhakeme edilerek cezalandırılır, (T.C.K, md. 3). Nitekim Yargıtay uyuşturucu madde ihracından dolayı Belçika'da cezalandırılan bir Türk'ün Türkiye'de de aynı suçtan yargılanması gerektiğine karar vermiştir. Eğer fail yabancı ve Türkiye'de işlemiş olduğu suçtan dolayı bulunduğu ülkede cezalandırılmış ise Türkiye'ye geldiğinde Adalet Bakanının talebiyle yargılanarak cezalandırılır. O halde Türkiye'de suç işleyerek yurt dışına giden ve Türkiye'de işlemiş olduğu suçtan dolayı orada cezalandırılan Türk vatandaşının resen, aynı şartlarda olan yabancının Adalet Bakanının talebiyle cezalandırılmasını öngören kanunumuz yabancıyı Türk vatandaşına göre daha çok korumuştur. Türk Ceza Kanunu devlet hakimiyetinin tabii gereği olarak prensip olarak ülkede uygulansa da bazen ülke dışında işlenen suçlar için de uygulanmaktadır. Bu açıdan kanunumuza yarı mülkilik sistemini benimsemiş bir kanun demek isabetli olur. Gerçekten Kanunumuz fail ve mağdurun Türk olması, devletin bizzat kendi kendini korumasının gereği, fail ve mağdur Türk vatandaşı olmasa da suçun belli bir ağırlıkta olması hallerinde Türk Ceza kanununun yurt dışında işlenen suçlara da uygulanmasını kabul etmiştir. 22

24 2 Şahsilik İlkesi Kişi ile vatandaşı olduğu devlet arasında karşılıklı ilişki vardır. İki taraf da birbirlerine karşı hak ve borç ilişkisi içindedir. Vatandaş devletin koyduğu kanunlara uymak, devlet de vatandaşını korumak yükümlülüğü altındadır. Devlet vatandaştan nerede bulunursa bulunsun kanunlara uymasını istemek, vatandaş da devletten kendisini başka şahıslar ve devletlere karşı korumasını istemek hakkına sahiptir. O halde kişi nerede bulunursa bulunsun kendisi vatandaşı olduğu ülkenin kanunları izler ve yurt dışında da işlemiş olduğu suçlardan dolayı kendisini cezalandırır. Buna faile göre şahsilik ilkesi adı verilir. Devletin ülke dışında vatandaşına karşı suç işlenmesi halinde işleyen failin vatandaşlığına bakmaksızın cezalandırılmasına mağdura göre şahsilik adı verilir. a) Faile göre şahsilik Vatandaş ülke içinde olduğu kadar ülke dışında da vatandaşı olduğu ülkenin kanunlarına uygun hareket etmek zorundadır. Eğer ülke dışında kanunların suç saydığı bir fiili işlerse ülkeye geldiği veya getirildiği zaman cezalandırılır. (T.C.K. md.5) Ancak faile göre şahsilik ilkesi özellikle vatandaşını iade etmeyen kanunlar tarafından benimsenmiştir. Yurt dışında işlenmiş suçlarda zarar ülke dışında gerçekleştirilmiş ve o ülkenin kamu düzeni bozulmuş ve deliller de suç yeri ülkesinde bulunduğundan kamın koyucu vatandaşın yurt dışında suç işlemesi halinde ülkede takibat yapılabilmesini bir takım şartlara bağlamıştır. aa) Fail Türk vatandaşı olmalıdır. Esasen ilkeye ismini veren failin uyrukluğudur. Vatandaşlık 403 sayılı Türk vatandaşlığı kanununa göre belirlenir. Türk sayılmayan kişi yabancıdır. Failin suçun İşlenmesinden sonra vatandaşlıktan çıkması takibatı engellemez. bb) İşlenen suçun Türk Ceza Kanunu'nun 4. maddesinde belirtilen suçlar dışında olması gerekir. 23

25 cc) Adı geçen maddede devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümler ile yerli veya yabancı paralar ve kıymetli evrakta, Devlete ait mühür ve damgalarda sahtekarlık, uyuşturucu ticareti suçları ile yabancı ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti adına görev yapan kimselerin görevleriyle ilgili suçlar cezalandırılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti adına görev yapan personelin görevi ile ilgili olmayan, herhangi bir vatandaş olarak işlediği suçlar faile göre şahsilik ilkesi kapsamında takib edilerek cezalandırılacaktır. dd) Yurtdışında işlenen suçun cürüm olması gerekir, Kabahatten dolayı tâkibât yapılamaz. Bu farkın nedeni kabahatlerin hafif suçlar oluşu, ülkede kamu düzeninin bozulmayışı nedeniyle yurt dışında işlenmeleri halinde takibata değer görülmeyişidir. ee) Suç, hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile cezalandırılmış olmalıdır. O hâlde para cezasını gerektiren bir suç işlenmiş ise fail hakikide takibat yapılmaz. Kanunumuzda öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezaları, ağır hapis, hapis ve hafif hapisten ibarettir. (T.C.K. md. I l). Hafif hapis kabahatler için öngörülmüş olduğundan, hafif hapsi gerektiren fiiller için takibat yapılmayacaktır. Eğer hürriyeti bağlayıcı ceza İnfaz kanununun 40 maddesi gereğince para cezasına çevrilir ise hakim cezanın düşürülmesine karar verecektir. Ölüm cezası hürriyeti bağlayıcı cezanın her türünden daha ağır olduğuna göre yurt dışında ölüm cezasını gerektiren bir fiil işlendiğinde ülkede takibat yapılabilecektir. Ancak birçok ülkede idam cezası bulunmamaktadır. İdam cezasını gerektiren bir suç yurt dışında işlendiği takdirde Türk yargıcı suçun işlendiği ülke kanununu da göz önüne alarak lehe olanı uygulamak zorundadır. (T.C.K. md. 10/a) Durum bu olunca yargıç uygulamada Türk Ceza Kanunu nun öngördüğü idamı uygulamayacak, onun yerine suçun işlenmiş olduğu ülke kanununda öngörülen müebbet ağır hapis cezasını uygulayacaktır. ee) Yurtdışında işlenmiş olan suçun cezası takibat açısından da önemlidir. Gerçekten hürriyeti bağlayıcı cezanın süresi üç yıldan fazla ise takibat resen, üç yıldan az ise takibat suçtan zarar gören şahsın veya devletin şikayeti üzerine yapılacaktır. Nitekim Yargıtay vermiş olduğu kararlarda fiilin üç seneden az veya çok hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirip, gerektirmediğinin, dolayısıyla mağdur veya yabancı hükümetin şikayetçi olup olmadığının araştırılması gereğine karar vermiştir. 24

26 Fiilin üç yıldan az veya çok hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirip gerektirmediği olayın kurala göre soyut olarak değerlendirilmesiyle ortaya çıkarılır. Şikayet için kanunun aradığı genel şartlar burada da gereklidir. ff) Fiil işlendiği yer kanununda da suç olarak düzenlenmiş bulunmalıdır. Aksi hâlde yurt dışında suç işleyen failin fiili Türkiye'de cezalandırılmaz. Böyle bir kuralın yer alış nedeni devletlerin başka ülkelere vatandaşlarını iade etmek istemeyişleridir. Gerçekten vatandaşın yurt dışında suç işlemeleri halinde vatandaşı olduğu devlet bir ikilem karşısında olacaktır. Suçun işlendiği ülkeyle iyi ilişkilerini sürdürmek için ya vatandaşını iade ederek cezalandırılmasını sağlayacak veyahut bizzat kendisi cezalandıracaktır. Kanunumuz vatandaşım iade etmemeyi ancak yurt dışında işlenen suçtan dolayı faili bizzat kendisi cezalandırmayı tercih etmiştir. Eğer failin fiili işlendiği ülkede suç değilse vatandaşı olduğu ülkesinde cezalandırmanın mantığı olmadığından kanunumuz fiilin işlendiği ülkede de suç olarak cezalandırılmasını aramıştır. gg) Yurt dışında suç işleyen fail hakkında takibat yapabilmek için failin Türkiye'de bulunması gerekir. Türkiye'ye geliş sebebi ve şekli önemli değildir. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na göre gıyapta muhakeme yapmak mümkün değildir. b) Mağdura göre şahsilik Her devlet kendisi ve vatandaşının hak ve menfaatlerini ülke içinde korumak yetkisine sahip olduğu gibi ülke dışında da korumak yetkisine sahiptir. Bu nedenle kendisini ve vatandaşını korumak amacıyla, bunlara karşı yurt dışında suç işleyen failleri cezalandırabilir. Ancak fiil yurt dışında gerçekleştirilmiş ve kamu düzeni orada bozulmuş olduğundan Türkiye'ye ve vatandaşa karşı suç işlenmesi halinde takibat ve cezalandırma birtakım şartlara tabi kılınmıştır, aa) İlkenin isminden de anlaşılacağı gibi mağdur Türk vatandaşı veya Türkiye Cumhuriyeti olmalıdır. Vatandaşlık 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununa göre iktisap edilir. Türk olmayan kişi bancı sayılır. 25

27 İlkenin uygulanarak failin cezalandırılması için suçun işlendiği anda mağdurun Türk vatandaşı olması yeterlidir. Daha sonra vatandaşlıktan çıkması mağdurun korunmasına engel olamaz. Mağdur Türk gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi de olabilir. Yeter ki tüzel kişiliğe karşı işlenen suçtan gerçek kişiler zarar görmüş olsun. Mesela bir özel havayolları şirketinin bürosuna konulan bombanın yaptığı tahribat dolayısıyla failler cezalandırılarak mağdur Türk korunacaktır. Mağdur Türkiye Cumhuriyeti de olabilir. Gerçekten yurtdışında Türkiye Devletinin şahsiyetine karşı işlenen suçlar dışında Türkiye aleyhine suç işlenmesi halinde de takibat yapılarak fail cezalandırı lacak, böylece ülke kendisini korumuş olacaktır, Mesela Almanya da Türkiye Büyükelçiliğine ait otomobilin tahrip edilmesinde fail Türkiye'de olduğu zaman (T.C.K. m. 516) takib edilerek cezalandırılacaktır. bb) Fail Türk vatandaşı olmamalı, yabancı olmalıdır. Vatandaşlık kanunu uyarınca Türk olmayan şahıs yabancıdır. Eğer fail Türk ise faile göre şahsilik ilkesi uygulanacaktır. Suçun işlendiği tarihten sonra vatandaşlık kazanılması mağdura göre şahsilik ilkesinin uygulanmasına engel teşkil etmez. cc) Mağdura karşı işlenen suç mahiyeti itibariyle cürüm olmalıdır. O halde kabahatlerden dolayı takibat yapmak mümkün değildir". Bunun sebebi cürümlerin kabahatlere göre daha ağır ve suçun işlendiği ülkenin kamu düzeninin bozuluşudur. dd) İşlenen suç için öngörülen ceza hürriyeti bağlayıcı türden olmalıdır. Hukukumuza göre hürriyeti bağlayıcı cezalar Ağır hapis, hapis ve hafif hapisten ibarettir. Hafif hapişlen kabahatler için öngörülmüş olduğundan mağdur Türk'e karşı işlenen suç için ağır hapis veya hapis cezası öngörülmüş olacak ve bu cezanın aşağı haddi bir yıldan eksik olmayacaktır. 26

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç) İzzet Özgenç Türkiye de işlenen bütün suçlar dolayısıyla, failleri hangi devlet vatandaşı olursa olsun, ceza hukukuna ilişkin Türk kanunları uygulanır. Türkiye de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları

Detaylı

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin 30.11.2007 Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır Doç. Dr. Tuğrul KATOĞLU* * Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza

Detaylı

Arş. Gör. F. Umay GENÇ

Arş. Gör. F. Umay GENÇ CEZA HUKUKUNA GİRİŞ Arş. Gör. F. Umay GENÇ CEZA HUKUKUNUN HUKUK DÜZENİ İÇİNDEKİ YERİ KAMU HUKUKU ÖZEL HUKUK CEZA HUKUKU DİĞER KAMU HUKUKU DALLARI MADDİ CEZA HUKUKU CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU CEZA İNFAZ HUKUKU

Detaylı

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri 2. Suçun Yapısal Unsurları 3. Hukuka Aykırılık Unsuru 4. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran ve Azaltan Nedenler 5. Suçun Özel Görünüm Biçimleri 1 6. Yatırım

Detaylı

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS PLANI BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ, GENEL BİLGİLER, HUKUK DEVLETİ VE CEZA HUKUKU 1. CEZA HUKUKU KAVRAMI VE GÖREVİ I. CEZA HUKUKUNUN ANLAMI VE TANIMI II. MADDİ CEZA HUKUKU VE YAKIN

Detaylı

Anılan rejimde ekonomik değeri olmayan atıklar ise fire olarak tanımlandığından bu atıklar dahilde işleme rejiminin konusunu oluşturmamaktadır.

Anılan rejimde ekonomik değeri olmayan atıklar ise fire olarak tanımlandığından bu atıklar dahilde işleme rejiminin konusunu oluşturmamaktadır. GÜMRÜK İŞLEMLERİNE TABİ TUTULMAKSIZIN SERBEST DOLAŞIMA SOKULAN İKİNCİL İŞLEM GÖRMÜŞ ÜRÜNE İLİŞKİN GÜMRÜK VERGİLERİ VE İDARİ PARA CEZALARINI ORTADAN KALDIRAN SÜRE (ZAMANAŞIMI) Bilindiği üzere Dahilde İşleme

Detaylı

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI: Osman ATALAY Ankara İnfaz Cumhuriyet Savcısı MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI: I - GENEL ESASLAR : Tekerrür, kişinin daha önce işlediği suçu nedeniyle belli bir cezaya mahkum edilmiş

Detaylı

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

SPKn İDARİ PARA CEZALARI SPKn İDARİ PARA CEZALARI Av. Ümit İhsan Yayla Sermaye Piyasası Kanununda Halka Açık Şirketlerle İlgili Suç ve Yaptırımlar ile Önemli Nitelikte İşlemler Paneli İstanbul 27.06.2014 Sunum İçeriği Ceza Vermeye

Detaylı

İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... IX ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... XI İÇİNDEKİLER... XIII

İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... IX ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... XI İÇİNDEKİLER... XIII BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... VII DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... IX ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ... XI... XIII Birinci Bölüm CEZA HUKUKUNUN İŞLEVİ VE UYGULANMASI 1. CEZA HUKUKUNUN İŞLEVİ... 1 I. CEZA HUKUKUNUN HUKUK SİSTEMİMİZ

Detaylı

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç) İzzet Özgenç Ceza Hukukuna Giriş 2 İnsan: Algılama yeteneği İrade yeteneği Kişiliğini serbestçe tekâmül ettirmek Kişilik Tekâmül İrade serbestisi 3 Davranış normları Muhatap İnsan Davranış normları Yükümlülük

Detaylı

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII TEŞEKKÜR... XI İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm KAVRAM, HUKUKİ NİTELİK VE TARİHSEL

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi KANUN (YASA) Kanun Geniş anlamda Dar/Gerçek anlamda Kanun, hukuk kaynaklarından sadece birisidir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1 İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM GENEL AÇIKLAMALAR, KAVRAM, TARİHİ GELİŞİM, LEH VE ALEYHTEKİ GÖRÜŞLER, HUKUKİ NİTELİĞİ, BENZER KAVRAMLARDAN

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası: 5320 Kanun Kabul Tarihi: 23/03/2005 Yayımlandığ Resmi Gazete No: 25772 Mükerrer Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 31/03/2005

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi 1) CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ Hukuka aykırılıklar çok çeşitli biçimde gerçekleşebilir. Her hukuka aykırılık

Detaylı

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO

Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu. Dr. Yusuf Solmaz BALO Türkiye de Çocukların Terör Suçluluğu Dr. Yusuf Solmaz BALO Anlatım planı Terör gerçekliği Güvenlik ihtiyacı Bu ihtiyacın Ceza Hukuku alanında karşılanması Ceza Kanunları (TCK, TMK) Yeni suç tipleri Mevcut

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM CEZA HUKUKU. 1. Kavram

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM CEZA HUKUKU. 1. Kavram İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM CEZA HUKUKU 1. Kavram I. TANIM, TERİM 2 1. Tanım 2 2. Terim 3 3. Ceza Hukukunun Meşruluğunun Temeli 3 II. CEZA HUKUKUNA HAKİM OLAN İLKELER 5 1. Hukuk Devleti İlkesi 5 2. İnsan Haysiyetinin

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLÎ YARGI MAHKEMELERİ, BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ,

Detaylı

Kabul Tarihi : 22.6.2004

Kabul Tarihi : 22.6.2004 RESMİ GAZETEDE 26.06.2004 TARİH VE 25504 SAYI İLE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR. BAZI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun 5194 No. Kabul Tarihi : 22.6.2004 MADDE 1.

Detaylı

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN 6405 TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN Kanun Numarası : 3002 Kabul Tarihi : 8/5/1984

Detaylı

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu: Davacı şirket tarafından defter ve belgeler ile aylık ücret bordrolarının kanuna uygun düzenlenmediğinden bahisle 5510 sayılı Kanunun 102/l-e-4ve 5. maddelerine istinaden şirket adına kesilen toplam 3.064,50

Detaylı

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA: Sanık. 30/08/2014 tarihinde emniyet görevlileri tarafından yapılan üst aramasında uyuşturucu olduğu değerlendirilen madde ele geçirildiği, ekspertiz raporu uyarınca ele geçirilen maddenin uyuşturucu niteliğine

Detaylı

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK Devletin yargı gücünü temsil eden adalet organlarının bir suçun işlenmip işlenmediği konuusnda ortaya çıkan ceza uyuşmazlığını çözerken izleyecekleri yöntemini gösteren normlar bütünündne oluşan hukuk

Detaylı

Basında Sorumluluk Rejimi. Medya Ve İletişim Ön Lisans Programı İLETİŞİM HUKUKU. Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU

Basında Sorumluluk Rejimi. Medya Ve İletişim Ön Lisans Programı İLETİŞİM HUKUKU. Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU Basında Sorumluluk Rejimi Ünite 8 Medya Ve İletişim Ön Lisans Programı İLETİŞİM HUKUKU Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 8 BASINDA SORUMLULUK REJİMİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU İçindekiler 8.1.

Detaylı

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti Av. Coşkun ÖZBUDAK* * Ankara Barosu. 1. Giriş Bilindiği gibi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT), beraat eden sanık yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi

Detaylı

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 5194 Kabul Tarihi : 22.6.2004

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 5194 Kabul Tarihi : 22.6.2004 Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No. 5194 Kabul Tarihi : 22.6.2004 MADDE 1. 24.6.1995 tarihli ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde

Detaylı

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür 12. Rekabet Hukuku ve İktisadında Güncel Gelişmeler Sempozyumu 6 Mayıs 2014 Bahadır BALKI Sinem UĞUR Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür Türk Hukuk Sisteminde Tekerrür İdari

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Yargı nedir? Türk hukukunda yargının bölümleri Anayasa Yargısı İdari Yargı Adli Yargı TEMEL HUKUK YARGI Yargı, devletin hukuk

Detaylı

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İsmail ERCAN THEMIS CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ KISIM CEZA HUKUKUNA GİRİŞ Birinci Bölüm Ceza Hukuku ve İşlevi I. CEZA HUKUKU... 3 II. CEZA HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ... 3 III.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Ceza Hukuku Genel Hükümler

İÇİNDEKİLER. Ceza Hukuku Genel Hükümler İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm Ceza Hukuku Genel Hükümler -1. CEZA HUKUKUNUN TANIMI... 1 I. Ceza Hukukunun Tanımı... 1-2. CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI VE YORUM... 2 I. Ceza Hukukunun Kaynakları... 2 II. TCK ile

Detaylı

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER

CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İsmail ERCAN THEMIS CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ KISIM CEZA HUKUKUNA GİRİŞ Birinci Bölüm Ceza Hukuku ve İşlevi I. CEZA HUKUKU... 19 II. CEZA HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ... 19 III.

Detaylı

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi CEZA HUKUKU Öğrenme Hedeflerimiz CEZA HUKUKUNUN KONUSU SUÇ VE CEZALARIN KANUNÎLİĞİ SUÇ VE CEZALARIN GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİĞİ CEZA

Detaylı

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU 1 MEVZUAT KRONİĞİ Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU 1) Avukatlık mesleği ile ilgili suçlar 1136 sayılı Avukatlık kanununda bir takım suçlar da yer almıştır. a) Yetkisi olmayanların avukatlık yapması suçu Levhada

Detaylı

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER -I VİZE SINAVI 11.11.2013, Saat: 00.00 METİN SORUSU

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER -I VİZE SINAVI 11.11.2013, Saat: 00.00 METİN SORUSU Adı Soyadı: Öğrenci No: Sıra No: KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER -I VİZE SINAVI 11.11.2013, Saat: 00.00 AÇIKLAMALAR: 1-Sınav süresi 90 dakikadır. 2-Gerekçesiz mevzuat

Detaylı

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ Prof. Dr. Faruk AŞICIOĞLU Adli Tıp Uzmanı &Tıbbi Biyoloji Bilim Dr. Adli Tıp Enstitüsü ADLİ PSİKİYATRİ NEDİR? ADLİ PSİKİYATRİST KİMDİR? Hukuki çatışmaların çözümünde psikiyatri

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler 9333 CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5320 Kabul Tarihi : 23/3/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 31/3/2005 Sayı : 25772 (M.) Yayımlandığı Düstur :

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Hukukun kaynakları Normlar hiyerarşisi Hukukun Kaynakları Hukukta kaynak kavramı, hukukun varlık kazanabilmek ve yürürlüğe geçebilmek için hangi

Detaylı

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252 9057 TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252 Kanun Numarası : 5252 Kabul Tarihi : 4/11/2004 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 13/11/2004 Sayı :25642 Yayımlandığı Düstur :

Detaylı

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI Hukuk kurallarına aykırı bir şekilde bir kişinin malvarlığı ya da şahısvarlığında zarara yol açan eyleme haksız fiil denir. Haksız fiil faili malvarlığı

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Programı Genel Hukuk-1 Dersleri Kamu Hukuku Alt Dalları (Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku) ve Bu Dallar ile İlgili Temel

Detaylı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x) Ne x t Le v e l Ka r i y e r 250ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Anayasa Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun No: 5252 Kanun Kabul Tarihi: 04/11/2004 Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 25642 Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 13/11/2004 BİRİNCİ

Detaylı

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumuz, eser sahibinin manevi ve mali haklarına karşı tecavüzlerde, Hukuk Davaları ve Ceza Davaları olmak üzere temel olarak

Detaylı

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. HIV bulaştırma ile ilgili özel bir yasa yoktur.ve buna gerek de yoktur.türk Ceza Kanununun Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar başlığı altında Kasten Yaralama suçlaması bu konuda yeterli düzenlemedir.

Detaylı

Yasemin BABA Türk Ceza Kanunu nda Etkin Pişmanlık İSTANBUL ARŞİVİ

Yasemin BABA Türk Ceza Kanunu nda Etkin Pişmanlık İSTANBUL ARŞİVİ Yasemin BABA Türk Ceza Kanunu nda Etkin Pişmanlık İSTANBUL ARŞİVİ İÇİNDEKİLER İSTANBUL CEZA HUKUKU VE KRİMİNOLOJİ ARŞİVİ...VII ÖNSÖZ... IX YAZARIN ÖNSÖZÜ...XIII İÇİNDEKİLER...XV KISALTMALAR LİSTESİ...XXI

Detaylı

KANUNİLİK İLKESİ BAĞLAMINDA CEZA VE CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA YORUM

KANUNİLİK İLKESİ BAĞLAMINDA CEZA VE CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA YORUM Dr. Öğr. Üyesi ABDULLAH BATUHAN BAYTAZ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi KANUNİLİK İLKESİ BAĞLAMINDA CEZA VE CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA YORUM

Detaylı

Hukukun Dalları Hukukun Kaynakları. Pozitif Hukuk: İdeal Pozitif Hukuk. Hukukun Dalları. Maddi Hukuk- Biçimsel Hukuk

Hukukun Dalları Hukukun Kaynakları. Pozitif Hukuk: İdeal Pozitif Hukuk. Hukukun Dalları. Maddi Hukuk- Biçimsel Hukuk Hukukun Dalları Hukukun Kaynakları Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN İdeal Pozitif Hukuk İdeal Hukuk: Doğal (tabii) veya olması gereken hukuktur. İnsanların zihinlerinde ve vicdanlarında yaşayan hukuka denir.

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI GENEL OLARAK Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 148. maddesinde yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. 23 Eylül 2012

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Güz Dönemi. HUK233 İdare Hukuku I Lisans Zorunlu Türkçe. Yok. Yok

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Güz Dönemi. HUK233 İdare Hukuku I Lisans Zorunlu Türkçe. Yok. Yok . Sınıf Güz Dönemi Teori HUK İdare Hukuku I 4 İdare hukukuna giriş İdare hukukunun kaynakları Hukuk devleti ve eşitlik 4 Merkezi idare Yerel yönetimler İdari özerklik 7 Büyükşehir belediyeleri Kamu iktisadi

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri HUKUKUN KOLLARI VE ALT DALLARI Hukukun Kollara ve Dallara Ayrılması Hukuk eskiden beri iki temel kola ve bunların

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Programı Genel Hukuk-1 Dersleri HUKUKUN KOLLARA AYRILMASI VE KAMU HUKUKU-ÖZEL HUKUK AYRIMI HUKUK KAVRAMI ve TANIMI toplumsal

Detaylı

ÖZEN ÜLGEN ANAYASA YARGISINDA İPTAL KARARLARININ ETKİLERİ

ÖZEN ÜLGEN ANAYASA YARGISINDA İPTAL KARARLARININ ETKİLERİ ÖZEN ÜLGEN ANAYASA YARGISINDA İPTAL KARARLARININ ETKİLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL KARARLARININ ZAMAN BAKIMINDAN ETKİSİ

Detaylı

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir?

CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? CEZA HUKUKU (FĐNAL SINAVI) 1- TCK ye göre, aşağıdakilerden hangisi davayı düşüren nedenlerden biri değildir? a) Sanığın ölümü b) Hükümlünün ölümü c) Ön ödeme d) Genel af e) Dava zaman aşımı AÇIKLAMA: Bir

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Esas Sayısı : 2015/109 Karar Sayısı : 2016/28 1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Anayasa nın 2. maddesinde

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

A. Mahkememizin Başvuru Yetkisinin Olup Olmadığı

A. Mahkememizin Başvuru Yetkisinin Olup Olmadığı ... A. Mahkememizin Başvuru Yetkisinin Olup Olmadığı 3. Anayasa nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun un 40. maddelerine göre, mahkemeler, bakmakta

Detaylı

SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI SÖZLEŞMESI

SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI SÖZLEŞMESI 1.2.10. SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI SÖZLEŞMESI Genel Kurulunun 9 Aralık 1948 tarihli ve 260 A (III) sayılı Kararıyla kabul edilmiş ve imzaya ve onaya veya katılmaya sunulmuştur. Yürürlüğe

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA Davanın Konusu : Uyuşmazlık, davacının 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI Sirküler Rapor 28.03.2013/84-1 ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi, 5.3.2013 tarihli ve 2012/829 sayılı Başvuru Kararında,

Detaylı

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRK HUKUK SİSTEMİ İdari Yargı Adli Yargı Askeri Yargı Sayıştay Anayasa Mahkemesi İDARİ YARGI SİSTEMİ İdarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan davaların görüşüldüğü,

Detaylı

Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı

Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Ceza Hukukun en tartışmalı konularından biri de; Genelde tüzel kişilerin, Özelde ise tüzel

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ Ayrıntılı Bilgi ve On-line Satış İçin www.hukukmarket.com İSMAİL KÖKÜSARI Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...ix

Detaylı

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM.

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM. Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Kanun No:5252 Resmi Gazete:13 Kasım 2004-25642 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler 1 / 11 Amaç MADDE 1. - (1) Bu Kanunun amacı, 26.9.2004 tarihli

Detaylı

PARASAL SINIRLAR TABLOSU A. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE PARASAL SINIRLAR VE TABLOSU

PARASAL SINIRLAR TABLOSU A. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE PARASAL SINIRLAR VE TABLOSU PARASAL SINIRLAR TABLOSU A. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE PARASAL SINIRLAR VE TABLOSU 04.02.2011 tarihli 27836 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN Dr. Ziya KOÇ Hâkim CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR...xix Birinci Bölüm KAVRAM, HUKUKİ NİTELİK, TARİHSEL GELİŞİM, KATILANIN BİREYSEL YARARLARI, ULUSLARARASI

Detaylı

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI

6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI 6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUN UNUN AMACI VE KAPSAMI AMAÇ 2010 yılında 5982 sayılı Kanunla Anayasanın 20. maddesine eklenen ek fıkra Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, DANIŞTAY - UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ - ANAYASA MAHKEMESİ

Detaylı

denetim mali müşavirlik hizmetleri

denetim mali müşavirlik hizmetleri SİRKÜLER 25.11.2013 Sayı: 2013/020 Konu: 90 SAYILI K.H.K. NİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASI NEDENİYLE ŞİRKETLERİN ORTAKLARINA, ÇALIŞANLARINA, İŞTİRAKLERİNE VE DİĞER TÜZEL VE GERÇEK KİŞİLERE FAİZ KARŞILIĞI VERDİKLERİ

Detaylı

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi 02.11.2011 tarihli ve 28103 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname

Detaylı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: Mevduatın Vade ve Türleri ile Katılma Hesaplarının Vadeleri Hakkında Tebliğ (Sıra No: 2002/1) (29 Mart 2002 tarih ve 24710 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır)

Detaylı

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİ KANUNU

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİ KANUNU 6197 SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİ KANUNU Kanun Numarası : 2941 Kabul Tarihi : 4/11/1983 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 8/11/1983 Sayı : 18215 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 22 Sayfa : 838 * * *

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 7. Kasım 2018

Detaylı

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : 80755325-105.05.07-1116 09/02/2016 Konu : Geçici Personele Ek Ödeme Yapılması ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) İlgi : 09.10.2015 tarihli

Detaylı

4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI

4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI 4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI 4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALAR (01.01.2012 tarihinden itibaren) Kanun Mad. Ceza Mad. Cezayı Gerektiren Fiil 1 OCAK-25 OCAK

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI A- Hukuk ve Hak Kavramlarına Giriş... 1 B- Hukuk Kavramının Çeşitli Anlamları... 2 a-pozitif Hukuk... 2 b-doğal (Tabii) Hukuk... 3 c-şekil Açısından

Detaylı

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme

İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme İnfaz hukukunun zaman bakımından uygulanması, İlamların infazı, Türk Ceza Sistemi, Koşullu salıverme İnfaz Hukukunun Zaman Bakımından Uygulanması Zaman bakımından uygulama Madde 7- (1) İşlendiği zaman

Detaylı

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar Dt. Evin Toker dtevintoker@gmail.com Şiddet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUM VE HUKUK

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUM VE HUKUK İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUM VE HUKUK Toplum Hayatı...: 1 Hukukun Toplumdaki Fonksiyonu 2 Sosyal Dayanışma 3 Sosyal Hayatta Çekişme 5 Din Kuralları 6 Örf vc Âdet Kuralları 9 Görgü (Nezaket) Kuralları

Detaylı

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI (Kavramlara Dair Bir Bilgilendirme) Akın Gencer ŞENTÜRK, Avukat İzmir, 16.11.2018 Anayasamız, Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Hukukun kaynakları (devam) Hukukun Kaynakları Hukukta kaynak kavramı, hukukun varlık kazanabilmek ve yürürlüğe geçebilmek için hangi yolları içermesi

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 27243 ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı : 2009/16 Karar Sayısı : 2009/46 Karar Günü : 12.3.2009 İTİRAZ

Detaylı

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi alikemal.yildiz@bahcesehir.edu.tr ANAYASAL KURALLAR Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir (Ay. m. 56/1). Çevreyi geliştirmek,

Detaylı

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966 1-) 1921 Anayasası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Milli egemenlik ilkesi benimsenmiştir B) İl ve nahiyelerde yerinden yönetim ilkesi kabul edilmiştir. C) Yasama ve yürütme kuvvetleri

Detaylı

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER 2010-2011 II. Dönem Bitirme Sınavı (23.04.2011, Saat:10:00)

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER 2010-2011 II. Dönem Bitirme Sınavı (23.04.2011, Saat:10:00) MALTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER 2010-2011 II. Dönem Bitirme Sınavı (23.04.2011, Saat:10:00) Açıklamalar: 1- Sınav süresi 120 dakikadır. 2- Gerekçesiz mevzuat kullanılabilir.

Detaylı

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; kamu kurum ve kuruluşları ile iktisadî, ticarî ve malî sektörlerde üretim, tüketim ve hizmet

Detaylı

IÇINDEKILER I. BÖLÜM HÜKÜM KURMA ESASLARI. f) Cezanın İnsan Onuruyla Bağdaşır Nitelikte Olması 4. da) Birim Gün Sayısının Belirlenmesi 11

IÇINDEKILER I. BÖLÜM HÜKÜM KURMA ESASLARI. f) Cezanın İnsan Onuruyla Bağdaşır Nitelikte Olması 4. da) Birim Gün Sayısının Belirlenmesi 11 IÇINDEKILER I. BÖLÜM HÜKÜM KURMA ESASLARI Cezalar - 3 1. Cezanın Özellikleri 3 a) Cezaların Şahsiliği İlkesi 3 b) Cezanın Kanuniliği İlkesi 3 c) Cezanın Oranhlılığı İlkesi 4 d) Cezanın Bireyselleştirilebilmesi

Detaylı

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - DAVANIN CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİ DOLMADAN AÇILDIĞI - TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ÇERÇEVESİNDE HUKUKEN GEÇERLİ TÜM DELİLLERİ SORULUP TOPLANARAK KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

Detaylı

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler Giriş 1 Hukukumuzda 1950 yılından bu yana uygulanmakta olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ( Mülga Kanun ) 25 Ekim 2017 tarihinde yürürlükten kaldırılmış

Detaylı

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu www.mevzuattakip.com.tr 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu Halil Memiş Giriş

Detaylı

POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: POLİS TARAFINDAN KULLANILAN MUHBİRİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ YASA TASARISI Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: Kısa İsim 1. Bu Yasa, Polis Tarafından Kullanılan Muhbirin Ödüllendirilmesi

Detaylı

Karşılaştırmalı Hukuk Işığında KAMU DAVASININ AÇILMASINDA CUMHURİYET SAVCISININ TAKDİR YETKİSİ

Karşılaştırmalı Hukuk Işığında KAMU DAVASININ AÇILMASINDA CUMHURİYET SAVCISININ TAKDİR YETKİSİ MELİK KARTAL İstanbul Üniversitesi/ İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Karşılaştırmalı Hukuk Işığında KAMU DAVASININ AÇILMASINDA CUMHURİYET

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi Bölge adliye mahkemelerinde karar düzeltme Madde 339- Bölge adliye mahkemesi ceza

Detaylı

1 Tarihimizdeki tek yumuşak anayasa aşağıdakilerden hangisidir? 1961 Cevap Aşağıdakilerden hangisi uyarınca tüm idari

1 Tarihimizdeki tek yumuşak anayasa aşağıdakilerden hangisidir? 1961 Cevap Aşağıdakilerden hangisi uyarınca tüm idari 1 Tarihimizdeki tek yumuşak anayasa aşağıdakilerden hangisidir? 1961 Cevap---1921 1876 1982 1924 2 Aşağıdakilerden hangisi uyarınca tüm idari kararlar yargı denetimine tabidir? Yasa devleti Sosyal devlet

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Hukuk kurallarının unsurları (Konu-irade-emir/yaptırım) Hukuk kurallarının sınıflandırılması HUKUK KURALLARININ UNSURLARI KONU EMİR YAPTIRIM KONU

Detaylı