ANKARA ÜNİVERİSTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKARA ÜNİVERİSTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ"

Transkript

1 ANKARA ÜNİVERİSTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ORGANİK OLARAK YETİŞTİRİLEN BAZI ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Benth.) ÇEŞİTLERİNİN YEM VE TOHUM VERİMİ ÜZERİNDEKİ FARKLI FOTOPERİYOTLARIN ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ NESİM YILDIZ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ANKARA 2021 Her hakkı saklıdır

2 ÖZET Doktora Tezi ORGANİK OLARAK YETİŞTİRİLEN BAZI ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Benth.) ÇEŞİTLERİNİN YEM VE TOHUM VERİMİ ÜZERİNDEKİ FARKLI FOTOPERİYOTLARIN ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ Nesim YILDIZ Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Cafer Sırrı SEVİMAY Bu araştırmada organik olarak yetiştirilen bazı arıotu çeşitlerinin yem ve tohum verimi üzerindeki farklı fotoperiyotların etkisi araştırılmıştır. Araştırma 2020 yılında Ankara koşullarında organik üretim yapılan arazide yapılmıştır. Araştırmada Balo, Enton ve Sağlamtimur arıotu çeşitleri, sırasıyla 14 Mart, 31 Mart,16 Nisan ve 30 Nisan olmak üzere 4 farklı dönemde ekilmiştir. Araştırma sonucunda ilk çıkış süresi gün, ilk çiçeklenmeye kadar geçen süre (vejetatif süre) gün, çiçeklik dönemde kalma süresi (generatif süre) gün, yeşil ot verimi kg/da, kuru ot verimi kg/da, tohum verimi kg/da, 1000 tane ağırlığı g, bitki boyu cm, ham protein oranı % , ham protein verimi kg/da ve ham kül oranı % olarak tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen veriler; ekim zamanı geciktikçe bitkinin hem vejetatif süresini hem de generatif süresinin kısaldığını ortaya koymuştur. Bu sürelerin kısalması bitkinin yeşil ot verimi, kuru ot verimi, bitki boyu, tohum verimi ve ham protein veriminin azalmasını doğrudan etkilemiştir. Ancak fotoperiyot süresinin uzaması arıotu tohumlarının ilk çıkış süresi, 1000 tane ağırlığı, ham protein oranı ve ham kül oranı üzerinde tek başına etkili olmadığı, diğer iklim faktörleri ile birleştiğinde etkili olduğu belirlenmiştir. Aralık 2021, 105 sayfa Anahtar Kelimeler: Fotoperiyot, Organik tarım, Ham protein, Çiçeklenme, Ekim zamanı i

3 ABSTRACT Ph. D. Thesis DETERMINATION OF THE EFFECTS OF DIFFERENT PHOTOPERIOD ON FORAGE AND SEED YIELD OF SOME ORGANICALLY GROWN PHASELIA (Phacelia tanacetifolia Benth.) CULTIVARS Nesim YILDIZ Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Field Crops Supervisor: Prof. Dr. Cafer Sırrı SEVIMAY In this study, the effect of different photoperiods on the forage and seed yield of some organically grown phacelia cultivars was investigated. The research was carried out in the field of organic production under Ankara conditions in In the research, Balo, Enton and Sağlamtimur phacelia varieties were planted in 4 different periods on March 14, March 31, April 16 and April 30. As a result of research, first emergence time day, the number of days until the first flowering (vegetative period) day, the number of days remaining in the flower period (generative period) day, fresh biomass yield kg/da, hay yield kg/da, seed yield kg/da, 1000 grain weight g, plant height cm, crude protein % , crude protein yield kg/da and crude ash % have been determined. The analysis of data revealed that both vegetative period and generative period of the plants decreased with each delay in the dates of sowing. It was determined that the shortening of these periods had a direct effect on the reduction of fresh biomass yield, hay yield, plant height seed yield and crude protein yield of the plant. However, it was determined that the prolonged photoperiod period had no impact on first emergence time, thousand seeds weight, crude nitrogen, crude ash and crude protein ratios of the phacelia seeds singly but were effective when combined with other climatic factors. December 2021, 105 pages Key words: Photoperiod, Organic agriculture, Crude protein, Flowering, Sowing time ii

4 TEŞEKKÜR Öncelikle Organik olarak yetiştirilen bazı arıotu (Phacelia tanacetifolia Benth.) çeşitlerinin yem ve tohum verimi üzerindeki farklı fotoperiyotların etkilerinin belirlenmesi konulu doktora tez çalışmamın her aşamasında bana olan güveni ve desteğinden dolayı çok kıymetli sayın danışman hocam Prof. Dr. Cafer Sırrı Sevimay hocama, çok teşekkür ederim. Doktoraya başladığım ilk günden beri hep yanımda olan, bilgisinden ve birikiminden her daim yararlandığım, bir hocadan çok daha fazlası olan, benim için çok değerli sayın Prof. Dr. Khalid Mahmood Khawar Bhatti hocama sonsuz saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Ayrıca tez izleme komitesi üyem olan ve tezime fikirleri ile önemli katkılar yapan sayın Prof. Dr. Muhammad ASIM hocama ve diğer jüri üyelerine çok teşekkür ederim. Bu uzun yolda arkamda desteklerini hep hissettiğim ağabeyim ve geniş ailemin diğer üyelerine, özellikle duası hep benimle olan canım anneme, bu uzun ve yorucu yolda sadece arkamda değil bizzat yanımda olan biricik eşime sonsuz sevgilerimi sunuyorum. Bu tez çalışması, Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü (21L ) ve Organik Olarak Yetiştirilen Bazı Arıotu (Phacelia tanacetifolia Benth.) Çeşitlerinin Yem ve Tohum Verimi Üzerindeki Farklı Fotoperiyotların Etkilerinin Belirlenmesi konulu proje tarafında desteklenmiştir. Nesim YILDIZ Ankara, Aralık 2021 iii

5 İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT... ii TEŞEKKÜR... iii SİMGELER DİZİNİ... vi ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZELGELER DİZİNİ... ix 1. GİRİŞ Organik Tarım Organik Tarımın Amacı Çayır Mera Varlığımız Türkiye de Kaba Yem Açığı Arıotu KAYNAK ÖZETLERİ Organik Tarıma Ait Kaynak Özetleri Yem Bitkilerine Ait Kaynak Özetleri MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Yöntem Tohumluk testleri Araştırma yılı ve yeri Toprak özellikleri İklim verileri Deneme faktörleri ve deseni Tohumluk ve toprak işleme hazırlıkları Ekim işlemleri Bakım işlemleri Hasat işlemleri İncelenecek Özellikler İlk çıkış süresi (gün) İlk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısı (gün) Çiçekte kalma gün sayısı (gün) Yeşil ot verimi (kg/da) iv

6 3.3.5 Kuru ot verimi (kg/da) Tohum verimi (kg/da) tane ağırlığı (g) Bitki boyu (cm) Ham protein oranı (%) Ham protein verimi (kg/da) Ham kül oranı (%) İstatistiksel analizi BULGULAR VE TARTIŞMA İlk Çıkış Süresi İlk Çiçeklenmeye Kadar Geçen Gün Sayısı Çiçekte Kalma Gün Sayısı Yeşil Ot Verimi Kuru Ot Verimi (kg) Tohum Verimi (kg) Bin Tane Ağırlığı (g) Bitki Boyu (cm) Ham Protein Oranı (%) Ham Protein Verimi Ham Kül Oranı (%) SONUÇ Öneriler KAYNAKLAR EKLER EK 1 Günlük Ortalama 10 cm Toprak Sıcaklığı ( C) EK 2 Günlük Ortalama Sıcaklık ( C) EK 3 Günlük Toplam Yağış (mm=kg/m²) EK 4 Günlük Güneşlenme Süresi (saat) EK 5 Günlük Ortalama Nispi Nem (%) EK 6 Günlük Ortalama Aktüel Basınç (hpa) EK 7 Ankara İline Ait 2020 Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz Ayları Gün Uzunlukları EK 8 Organik Üretim Sertifikası v

7 SİMGELER DİZİNİ % Yüzde C Derece ± Artı eksi < Küçüktür Cm Santimetre M² Metrekare Da Dekar Ha Hektar hpa Hava basıncı Mg Miligram Ml Mililitre Kg Kilogram G Gram ph Power of hydrogen P Fosfor K Potasyum N Azot Na Sodyum Ca Kalsiyum Mg Magnezyum Kısaltmalar AB ADF BÜGEM Ç1 Ç2 Ç3 EC HP FAO FAOSTAT GAP GDO HK K.O NDF T1 T2 T3 T4 TÜİK S.D vd Avrupa Birliği Asit deterjanda çözünmeyen lif Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Balo Enton Sağlamtimur (Elektrometrik) Ham protein Food and Agriculture Organization Food and Agriculture Organization Corporate Statistical Database Güneydoğu Anadolu Projesi Genetiği değiştirilmiş organizma Ham kül Kareler ortalaması Nötr deterjanda çözünmeyen lif 14 Mart 31 Mart 16 Nisan 30 Nisan Türkiye İstatistik Kurumu Sapma değeri ve diğerleri vi

8 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1 Balo, Enton ve Sağlamtimur çeşitlerinin tohumlarına ait laboratuvar koşullarında yapılan canlılık testleri Şekil 3.2 Deneme alanına ait coğrafi konum Şekil 3.3 Deneme alanına ait toprak hazırlığı Şekil 3.4 Parsel alanlarının hazırlanması Şekil 3.5 Parsel alanlarına tohum ekilmesi Şekil 3.6 Arıotuna ait tam olgunlaşmış kuru çiçek salkımı Şekil 4.1 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ilk çıkış süresi Şekil 4. 2 Arıotunun Enton çeşidine ait tohumların çimlenmesi Şekil 4. 3 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerine ait ortalama ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısı sonuçları Şekil 4.4 Balo, Enton ve Sağlamtimur çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı Şekil 4.5 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerine ait ortalama çiçekte kalma gün sayısı sonuçları Şekil 4.6 Balo çeşidine ait çiçek salkımı Şekil 4.7 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama yeşil ot verim sonuçları Şekil 4.8 Sağlamtimur arıotu çeşidinin yeşil ot verim hesaplaması için örnek alma işlemi Şekil 4.9 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama kuru ot verim sonuçları Şekil 4.10 Sağlamtimur çeşidinin kuru ot verimi için saklandığı bez çuval Şekil 4.11 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama tohum verim sonuçları Şekil 4.12 Balo çeşidine ait tohumlar Şekil 4.13 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama bin tane ağırlığı sonuçları vii

9 Şekil 4.14 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama bitki boyu sonuçları Şekil Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham protein oranı değerleri Şekil Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham protein verimi sonuçları Şekil Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham kül oranı sonuçları viii

10 ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 1.1 Geleneksel Tarım ile Organik Tarım Arasındaki Temel Farklar (Zengin 2007)... 2 Çizelge 1.2 Türkiye de yılları arası organik tarım üretim verileri (Anonim 2021b)... 3 Çizelge 1.3 Türkiye'de ekilen tarımsal alanlar (1000ha) (Özkan 2020 değiştirilerek)... 8 Çizelge yılları arası yem bitkileri ekim alanları (ha) (Özkan 2020)... 9 Çizelge 3.1 Ankara/Çubuk/Eğriekin Köyünde Kurulan Deneme Alanına Ait Toprağın Kimyasal Analiz Sonuçları (Anonim 2020) Çizelge 3.2 Ankara koşullarında 2020 yılında yetiştirilen arıotuna ait çimlenme dönemi, ilk çiçeklenmeye kadar geçen dönem ve çiçekli dönem boyunca günlük ortalama ve toplam iklim verileri Çizelge 3.2 Ankara koşullarında 2020 yılında yetiştirilen arıotuna ait çimlenme dönemi, ilk çiçeklenmeye kadar geçen dönem ve çiçekli dönem boyunca günlük ortalama ve toplam iklim verileri (devam) Çizelge 3.2 Ankara koşullarında 2020 yılında yetiştirilen arıotuna ait çimlenme dönemi, ilk çiçeklenmeye kadar geçen dönem ve çiçekli dönem boyunca günlük ortalama ve toplam iklim verileri (devam) Çizelge 3.3 Ankara ili 2020 ve uzun yıllar ( ) yılına ait aylık ortalama ve toplam iklim verileri Çizelge 3.3 Ankara ili 2020 ve uzun yıllar ( ) yılına ait aylık ortalama ve toplam iklim verileri (devam) Çizelge 3.4 Ankara ili 2020 mart, nisan, mayıs, haziran ve temmuz aylarına ait gün uzunlukları ( 34 Çizelge 3.5 Deneme alanına ait ekim planı Çizelge 4.1 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ilk çıkış süresine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.2 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerinin ortalama çimlenme sürelerine ait Duncan testi sonuçları Çizelge 4.3 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerinin ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısına ait varyans analizi sonuçları ix

11 Çizelge 4.4 Ankara koşullarında 4 farklı dönemde ekilen 3 adet arıotu çeşidinin ortalama ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısına ait Duncan testi sonuçları Çizelge 4.5 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının çiçekli dönemde kalma gün sayısına ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.6 Ankara koşullarında 3 farklı dönemde ekilen 3 adet arıotu çeşidinin ortalama çiçekli dönemde kalma gün sayısına ait Duncan testi sonuçları.. 48 Çizelge 4.7 Ankara koşullarında 4 dönemde ekilen 3 adet arıotu çeşidinin yeşil ot verimine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.8 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama yeşil ot verimlerine ait Duncan testi sonuçları Çizelge 4.9 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının kuru ot verimine ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.10 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama kuru ot verimi sonuçlarına ait Duncan testi sonuçları Çizelge 4.11 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının tohum verimine ait varyans analizi sonuçları Çizelge 4.12 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama tohum verimine ait Duncan testi sonuçları Çizelge 4.13 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının bin tane ağırlığına ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.14 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama bin tane ağırlığına ait Duncan testi sonuçları Çizelge 4.15 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının bitki boyuna ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.16 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama bitki boyuna ait Duncan testi sonuçları Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ham protein oranına ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.18 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ham protein oranlarına ait Duncan testi sonuçları Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ham protein verimine ait varyans analiz sonuçları x

12 Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ham protein verimine ait Duncan testi sonuçları Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ham kül oranına ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.22 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ham kül oranına ait Duncan testi sonuçları xi

13 1. GİRİŞ Dünya nüfusu her geçen gün artmakta olup bu artışa bağlı olarak insanların ve hayvanların gıda ve yem talepleri de artmaktadır. Artan bu talebin karşılanması için üreticiler, birim alandan daha fazla ürün elde etme çabası içerisine girmektedirler. Bu amaca yönelik teknolojinin kullanılmasıyla sentetik gübreler, hormon ve zirai ilaçlar bilinçsizce kullanılarak verim artışı yoluna gidilmiştir. Bilinçsiz bir şekilde yapılan bu uygulamalar, çevre kirliliğinin artışına yol açmıştır. Son yıllarda özellikle insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişiklikleri sebebiyle tarımsal üretimde sürdürebilirliğe yönelik çalışmalar önem kazanmıştır. Üretimde temel amaç, insan ve hayvan beslenmesi için gerekli olan güvenli temel gıda ve yem arzını sağlamaktır. Öncelikle çevre, insan ve hayvan sağlığını gözeten tarımsal modelleri tercih etmek bizim sorumluluğumuzdur. Bu modeller ekolojik denge ilkelerini benimsemelidir. Bu modellerden biri de organik tarımdır. 1.1 Organik Tarım Organik tarım, tarım dışı girdilerin (sentetik gübre ve pestisitler başta olmak üzere) kullanımı yerine bölgesel şartları dikkate alan, agronomik, biyolojik ve mekanik yöntemlerin kullanımını esas almaktadır (Anonymous 1999). Organik tarım; insanların ve hayvanların sağlığını ön planda tutan, çevreye zarar vermeyen, üretimde kimyasal ilaçlar (pestisit), sentetik gübreler, hormonlar, hayvansal yem katkıları, veteriner ilaçları, genetiği değiştirilmiş organizmalar, nükleer ışınlar vb. hiçbir şekilde kullanılmadığı, muhtemel çevresel ve sosyal etkilerin göz önünde bulundurulduğu, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı olan bir sistemdir (Anonymous 2021b). Ayrıca bu tip tarım; biyolojik çeşitlilik, doğal çevreyi ve toprağın biyolojik aktivitesi dahil olmak üzere tarımsal ekosistemin sağlığını destekleyen ve geliştiren bütünsel bir üretim yöntemi içermektedir. 1

14 Organik tarımı diğer tarım sistemlerinden ayıran birçok özelliğe sahip olarak; yenilenebilir kaynakları, geri dönüşümü ve atıklardaki besin maddelerinin toprağa dönüşümünü desteklemektedir. Ayrıca, hayvansal üretimde hayvan refahı ve doğal yemlerin kullanım ilkelerini de göz önünde bulundurarak hastalık ve zararlılarla mücadelede çevrenin kendi doğal sistemini korumaktadır. Organik üreticiler ekosistemin korunmasına ve kirliliğin azaltılmasına yardımcı olan teknikleri kullanmaktadırlar. Organik tarım ürünlerinin sağlıklı oluşları, tatlarının iyi oluşu, depolama ve korunmalarının kolaylığı gibi nedenlerden dolayı geleneksel ürünlere göre daha fazla tercih edilmektedir (Zengin 2007). Çizelge 1.1 Geleneksel Tarım ile Organik Tarım Arasındaki Temel Farklar (Zengin 2007). No. Geleneksel Tarımda; Organik Tarımda; Planlı ekim nöbeti yapılmamaktadır. Zararlı ve yabancı otlar tamamen yok edilmektedir. Toprakta yaşayan canlıların yaşam düzeninde bir bozulma gerçekleşmektedir. Organik madde ve humus miktarı azalmaktadır. Gübreleme ve tarımsal maliyet oldukça artmaktadır. Toprak işleme düzensiz bir şekilde yapılmaktadır. Ekim nöbeti yapılması zorunludur. Yabancı otlar kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Toprakta yaşayan canlıların yaşam düzeninde iyileşmeler olmaktadır. Organik madde birikimi ve humus oluşumunda artış meydana gelmektedir. Gübreleme ve tarımsal mücadele maliyeti çok düşük olmaktadır. Toprak alt üst edilmeden uygun bir şekilde işlenmektedir. Türkiye de organik tarımın ilk başladığı yıllarda çiftçi sayısı, yetiştiricilik yapılan alan, ürün sayısı, doğal toplama alanları, toplam üretim alanı ve üretim miktarında hızlı bir artış yaşanmıştır yılında organik üretim yapan çiftçi sayısı kişi, toplam üretim alanı ha ve üretim miktarı ton iken 2019 itibari ile çiftçi sayısı , toplam üretim alanı ha ve üretim miktarı tona çıkmıştır. Ancak son yıllarda organik tarım verilerinde yavaşlama hatta gerilemeler başlamıştır (Çizelge 1.2). Bunun sebepleri arasında üretim maliyetlerinin artması, verimin düşük olması ve 2

15 devlet desteklerinin yeterli olmamasından dolayı üreticilerin ya üretimi bırakması ya da alternatif üretim yöntemlerine yönelmesinden kaynaklanmaktadır. Çizelge 1.2 Türkiye de yılları arası organik tarım üretim verileri (Anonim 2021b) Yıllar Ürün Sayısı * Çiftçi sayısı Yetiştiricil ik Yapılan Alan (ha) Doğal Toplama Alanı (ha) Toplam Üretim Alanı (ha )** Üretim Miktarı (ton) * Tür, alttür ve çeşitlerin birleştirilmesiyle oluşmuş veridir. ** Nadas alanı dahil 1.2 Organik Tarımın Amacı Organik tarımın temel amacı, sağlık, ekonomik ve sosyal hayatı ön planda tutmak, çevreye duyarlı, tarımda sürdürebilirliği sağlayan, toprağı zenginleştiren, insan ve hayvanların refahını temel alan, daha sağlıklı gıda ve tekstil hammaddeleri üretmektir. Organik üretim ve uygulamalarının temel amaçları özetle aşağıdaki gibi sıralanmaktadır (Özbağ 2010); 1) Yeterli miktarda ve yüksek kalitede gıda üretimi sağlamak, 2) Doğal sistem ve döngülerle yaşamın zenginleşmesini ve korunmasını sağlamak, 3

16 3) Faydalı ve sürdürülebilir bir ekosistem geliştirmek, 4) Doğada genetik çeşitliliği devam ettirmek, 5) Doğa ile uyumlu bir şekilde çalışmak, 6) Toprak verimliliğini artırmak ve üretkenliğinin devamlılığını sağlamak, 7) Organik üretim ve uygulama sistemlerinin geniş sosyal ve ekolojik etkilerinden yararlanmak, 8) Mikroorganizma, toprak florası ve faunası, bitki ve hayvanların dahil olduğu bir tarım sistemiyle biyolojik döngünün artırılması ve teşvik edilmesini sağlamak, 9) Su kaynaklarının uygun bir şekilde kullanılması ve bütün yönleriyle yaşamın gelişmesine yardımcı olmak, 10) Üretim sistemlerinde mümkün olduğu kadar yenilebilir kaynakları kullanmak, 11) Bitkisel ve hayvansal üretim arasında ahenkli bir denge yaratmak, 12) Doğal davranışları dikkate alarak canlılara yaşamın bütün koşullarını sağlamak, 13) Bütün kirlenme çeşitlerini minimum seviyeye indirmek, 14) Organik üretim için kullanılan yenilebilir kaynakları özel işlemlere tabi tutmak, 15) Uzun süre dayanıklı ve yüksek kaliteli tekstil ürünleri üretmek, 16) Her bir bireyin yaşam kalitesini artırmak, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve güvenilir bir çevrede yeterli bir dönüşüm sağlamak, 17) Kırsal kesimde istihdam olanakları yaratmak, organik tarımsal faaliyette bulunan müteşebbisin gelir seviyesini ve yaşam kalitesini yükseltmek, 18) Üretici örgütlenmesini güçlendirmek, 19) Sosyal ve ekolojik olarak tamamen sorumlu bir üretim, işleme ve dağıtım zinciri geliştirmek amaçlanmıştır. Organik bitkisel üretimin yanında organik hayvansal üretim de son yıllarda talep görmektedir. Organik hayvancılıkta, çiftlik hayvanlarının sağlıklı bir şekilde beslenmesi, ahır koşullarının ıslahı, hayvan sağlığının korunması, tüketici için daha sağlıklı hayvansal ürünlerin üretilmesi amaçlanmaktadır. Hayvansal üretimde bunlar amaçlanırken diğer yandan tarımsal işletmelerin kendi kendine yeterli hale gelmeleri, üretim artışı değil ürün kalitesinin yükselmesi de hedefler arasındadır. Dolayısıyla, üretimde yüksek enerji tüketiminden, insan ve hayvan sağlığı için risk taşıyan unsurlardan ve çevre kirliliğine yol açan girdilerden kaçınılmaktadır (Önen 2010). 4

17 Organik tarım ile ekim yapılan alanlarda sentetik ilaç, gübre ve hormonların yüzey sularına karışarak yer altı sularına sızması önlenir. Çiftlikteki toprak daha az işlenerek erozyon riski azaltılmış olunur. Hayvan atıklarının tarımsal üretimde kullanılmasıyla bu atıkların geri dönüşüm imkanları yükselmektedir. Bu uygulamalar sayesinde üretilen bazı kültür bitkilerinde geleneksel olarak yetiştirilen ürünlere göre üretim maliyetlerinde önemli oranlarda tasarruf sağlanmış olunur. Başka bir deyiş ile organik bitkisel ve hayvansal üretim uygulamaları tarımın ilk yıllarına kadar dayanmaktadır. Ancak çağdaş anlamda programlı olarak yapılan organik tarım uygulamalarının tarihi oldukça yenidir. Üretimin belirli aşamalarında kompost haline getirilen hayvan gübresinin kullanımı, münavebe ile örtü bitkilerinin yetiştirilmesi gibi uygulamalara dayanan ve daha iyi bir tarımsal üretim metodu olarak ortaya çıkan organik tarım kavramı ilk kez Rudolf Steiner, Sör Albert Howard, Eve Balfour ve diğer bazı öncüler tarafından 1900'lerin başında gündeme getirilmiştir. İlerleyen dönemde (1940 lar ve daha sonra) Rodale ve oğlu Robert Rodale, Hans-Peter Rusch ve Maria Müller tarafından organik tarım hakkında bazı metinler yayınlanmıştır. Organik tarım uygulamaları ve organik gıdaya olan taleplerde asıl patlama ise, 1962 yılında Rachel Carson tarafından kalemi alınan ve pestisitlerin çevreye verdiği zararları ortaya koyan Sessiz İlkbahar (Silent Spring) adlı kitabın yayınlanmasından sonra ortaya çıkmıştır (Önen ve Kara 2008, Taban ve Turan 2012, Asghar vd. 2016, Nandwani ve Nwosisi 2016). Organik gıdaya olan talep günümüzde yükselerek devam etmektedir. Organik gıda denilince sadece bitkisel ürünler akla gelmektedir. Ancak insan beslenmesinde kullanılan diğer hayvansal ürünler de bu kapsama girmekte ve günümüzde organik koşullar altında üretilen hayvansal ürünlere talep artmaktadır. Organik hayvansal ürünler üretmek için öncelikle üretimde kullanılan hayvanların her türlü besininin organik olması ve dışardan herhangi bir sentetik katkı maddesi kullanılmadan tüketime sunulması gerekmektedir. Aynı şekilde organik bal üretimi yapmak isteyen üreticilerin nektar kaynağı olarak kuracakları arı merasındaki bitkilerin organik olarak yetiştirilmesi gerekmektedir. 5

18 1.3 Çayır Mera Varlığımız TÜİK verilerine göre 2019 yılı itibariyle Türkiye de 14.6 milyon hektar (ha) çayır, mera arazisi bulunmaktadır. Bu oran yaklaşık olarak Türkiye nin %18.7 lik bir kısmını kapsamaktadır (Özkan 2020). Türkiye de en fazla mera alanını Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde bulunmaktadır. Bu ki bölgeyi ise Karadeniz bölgesi takip etmektedir. Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM)-Tarım ve Orman Bakanlığı nın 2018 raporuna göre çayır ve meralarımızda kuru ot verimi kg/da arasında değişmektedir. Ancak bölge bazında en fazla verim Karadeniz (100 kg/da) ve Doğu Anadolu (90 kg/da) bölgesinden elde edilmektedir (Anonim 2021c). Ülke meralarının orta ve düşük kalitede olmasının başlıca sebepleri arasında; Türkiye nin bulunduğu matematiksel konum nedeniyle kurak bir bölgede yer alması, 1) Yağış rejiminin düzensiz olması, 2) Mera yönetimindeki sorunlar şeklide sıralanabilir. Buna ek olarak karşılaşılan en büyük problemlerden birisi de meraların kapasitesinin üzerinde otlatılmasıdır. Bu durum çayır ve meraların kalitesini düşürerek hayvanların dengeli otlanması ile verimli beslenmesine engel olmaktadır. Hayvanların planlı otlatılmaması, mevsiminde bile ilave yemlerle beslenmesi, (Gonzalo vd. 2004), hayvancılığın verimliliğini ve karlılığını sınırlandırmaktadır. Oysaki çayır mera alanlarında yetişen yeşil otlar %12-20 arasında ham protein ve %60-70 arasında sindirilme oranlarına sahip bitkilerden oluşmaktadır (Alcaide vd. 1997, Arslan 2008, Parlak vd. 2011). 1.4 Türkiye de Kaba Yem Açığı Türkiye hayvansal üretim yönünden gelişmiş birçok ülkenin gerisinde kalmış durumdadır (Anonim 2021d). Bunun temel sebebi kaba yem üretimindeki sorunlardır. Kaba yem; 6

19 doğal olarak %14 ten daha yüksek su içeriğine sahip ya da kuru madde içerisinde %16 dan fazla ham selüloz ihtiva eden, enerji değeri düşük, sindirilebilir organik maddeler bakımından fakir materyaller olarak tanımlanmaktadır (Kılıç 2000). Kaba yemin kaynağını büyük ölçüde çayır meralar ve tarla tarımı yapılarak üretilen yem bitkileri oluşturmaktadır. Türkiye de son yıllarda tarla alanlarında azalma olmasına rağmen tarla alanlarında yapılan kaba yem üretimi artmıştır (Özkan 2020). Ancak yerel meralar üzerinde yoğun otlatma baskısı ve ıslah projelerinin yaygın olarak uygulanamaması beklenen verimin elde edilememesi ile sonuçlanmaktadır. Çayır ve meralardan daha etkin bir şekilde yararlanmak için öncelikle bilimsel şekilde flora, fauna ve gen kaynaklarının korunması, tarımsal faaliyetlerin ve hayvancılığın etkili bir şekilde yönetilmesi, sürdürülebilir tarım sistemlerinin uygulanması mutlak suretle gerekli olan alanlardır (Özkan ve Şahin Demirbağ 2016). Bunların dışında kısa vadede meralardan mevcut potansiyellerinin üstünde bir verim elde etmek oldukça zordur. Bunun yerine kaba yem ihtiyaçlarının karşılanması için yem bitkilerin ıslah edilmesi ve çoğaltma tekniklerinin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Türkiye de genel olarak yem bitkilerin üretimi daha çok hayvancılıkla uğraşan çiftçiler tarafından yapılmaktadır. Bu üreticiler sadece kendi kaba yem ihtiyacını karşılamak için yem bitkilerin tarımı yapmaktadırlar. Bu durum yem bitkilerin üretim alanlarının kısıtlı olmasına neden olmaktadır. Bu yüzden Türkiye de bulunan tarım alanlarındaki yem bitkileri üretimi arttırılarak hem kaba yem açığı kapanacak hem de toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini ıslah ederek, sürdürülebilir tarıma daha fazla imkanlar sağlanacaktır (Ak vd. 2013, Tuncer 2014). Son 6 yılda ( ) tarım alanlarında önemli bir değişim olmamasına karşın nadas alanları azalmaya başlamış ve yem bitkileri ekiliş alanlarında artış olmuştur (Değiştirilerek Özkan 2020, Çizelge 1.3). 7

20 Çizelge 1.3 Türkiye'de ekilen tarımsal alanlar (1000ha) (Özkan 2020 değiştirilerek) Yıllar Tarla Alanı Nadas Sebze Alanı Meyve, içecek ve baharat Süs Bitkileri Toplam İşlenen Alan Yem Bitkileri Ekiliş Alanı Türkiye de yem bitkileri tarımında üreticiler tarafından genel olarak yonca, silajlık mısır ve fiğ gibi yaygın olarak bilinen türler tercih edilmektedir (Çizelge 1.4). Ancak yem bitkileri üretim alanlarının artırılması için, bölge ekolojilerine uygun alternatif yem bitkilerinin de araştırılarak ortaya konulması gerekmektedir. Sabancı vd. (2010), yem bitkileri üretiminin artırılması için alternatif yem bitkilerinin de ürün desenine alınmasını önermektedirler. 8

21 Çizelge yılları arası yem bitkileri ekim alanları (ha) (Özkan 2020) Ürünler Yonca (Yeşil ot) Mısır (Silaj) Fiğ (Adi) (Yeşil ot) Yulaf (Yeşil ot) Korunga (Yeşil ot) Fiğ (Diğer) (Yeşil ot) Fiğ (Macar) (Yeşil ot) Arpa (Yeşil ot) Buğday (Yeşil ot) Triticale (Yeşil ot) Mürdümük (Yeşil ot) Mısır (Hasıl) Bezelye (Yemlik) Tek yıllık çim (Yemlik) Yem Şalgamı Çavdar (Yeşil ot) Burçak (Yeşil ot) Bakla, Kuru (Yemlik) Hayvan Pancarı Sorgum (Yeşil ot) Mürdümük Sorgum Çok geniş bir yetişme alanına sahip olmasından dolayı yem bitkilerine alternatif, farklı kullanım olanaklarına sahip ve genelde arı merası olarak değerlendirilen bitkilerden biri arıotudur. Bunlarla dışında, bugüne kadar yapılan çeşitli araştırmalar arıotunun yem bitkisi olarak değerlendirebildiğini ortaya koymuştur (Ateş vd. 2010). 9

22 1.5 Arıotu Dünya da Hydrophyllaceae familyasına ait, kökeni Kuzey Amerika, Kaliforniya olan arıotunun (Munz 1973) 13 türü bilinmektedir. En çok yetiştiriciliği yapılan türü (Türkiye de de farklı bölgelerde tarımı yapılan) Phacelia tanacetifolia Bentham dır. Arıotu mor-eflatun renkli çiçeklere sahip tek yıllık bir bitkidir. Arıotunun kromozom sayısı 2n=22 dir (Özkan ve Benlioğlu 2016). Bilinen ilk tarımı 18. Yüzyılda Avrupa kıtasında yapılmıştır. Türkiye de ise arıotu üzerinde ilk çalışma, Adana da yapılmıştır ve Sağlamtimur adında bir çeşit geliştirilmiştir (Çabuk ve Sağlamtimur 1982). Hayvancılık sektöründe yapılan masrafların yaklaşık %70 ini yem giderleri olduğu bilinmektedir. Bu giderin de %78 ini kaba yem, %22 sini ise karma yemler oluşturmaktadır (Harmanşah 2018). Bu durum ekonomik bir hayvansal üretim için kaba yemlerin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri ve üretimde artan maliyetle çiftçilerin daha ekonomik bitki arayışlarına girmelerine sebep olmuştur. Ayrıca bütün gıdalar gibi yemlerin de mikotoksinler tarafından kontaminasyonu dünya çapında önemli bir problem oluşturmaktadır. Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre (Anonymous 2021c), üretilen tüm gıdaların yaklaşık üçte biri (yıllık 1.3 milyar ton) kontaminasyon sonucu kaybedilmektedir. Bundan dolayı da gıda ve yemdeki mikotoksinleri ortadan kaldırmak veya etkisiz hale getirmek için organik yem üretimi ve bu yem ile beslenen organik hayvan yetiştiriciliği gündemdeki sıcak konularından biridir (Montanha vd. 2018). Organik kaba yem ihtiyacı için bitki seçilirken toprak seçiciliği olmayan, farklı toprak yapılarında yetişen, çok fazla toprak işlemeye ihtiyaç duymayan, toprağı yormayan, fazla kimyasal gübreye ihtiyaç duymayan bitkiler tercih edilmelidir. Yukarıda sayılan özellikler dikkate alındığında arıotu bu özelliklere sahip bitkiler arasındadır. Çiçeklenme başından itibaren yüksek nektar içeriği sebebiyle arıotu arılar tarafından tercih edilmektedir. Arıotunu yem bitkisi olarak değerlendirilmesi durumunda bitkinin %50 çiçeklenme döneminde hasat edilmesi önerilmektedir (Sağlamtimur vd. 1989). 10

23 Arıotunun çiçeklenme sonuna doğru ise hasat edilmesi durumunda aynı alanın arı merası, yem bitkisi ve silaj olarak değerlendirilmesi mümkün olmaktadır (Tuncer 2014). Arıotu bitkisi gösterişli çiçekleri sayesinde hem arıları hem de diğer faydalı böcekleri kendine çekmektedir. Bu şekilde ortamda bulunan zararlı böceklerle biyolojik mücadele sağlanırken, özellikle yabancı döllenen meyve bahçelerinde tozlaşma sağlanmaktadır (Jensen 1991). Ayrıca, arıotu yoğun şekilde toprağı kaplayarak yabancı otlarla yüksek bir rekabet sağlanmaktadır. Arıotu toprağa karıştırılarak yeşil gübre olarak da kullanılabilmektedir (Brzezowska and Dreszczyk 2009). Kimyasal girdi kullanılmadan tarımı yapılan arıotundan beslenen arılarının ürettiği bal oldukça kalitelidir. Arılar için daha çok besin kaynağı olarak kullanılan bitkiler meyve ağaçları, çam ağaçları, narenciye, yem bitkileri alanları ve meralardır. Bu bitkilerin tarımının monokültür olarak çok geniş alanlarda yapılmasına karşın, çiçeklenme periyotlarının kısa olması sürdürülebilir arıcılık faaliyetlerini kısıtlamaktadır. Bu nedenle arılar için besin kaynağı olabilecek yeni bitkilerin yetiştirilmesi önem arz etmektedir. Arıcılıkta besin kaynağı için erken ilkbaharda arıotu yetiştirilmesi, arı kolonilerinin gelişiminde önemli düzeyde etkili olmaktadır. Arı merası olarak tesis edilecek alanlarda çiçeklenme döneminin uzun olması, dolayısıyla arıların nektar bulmak için uzak alanlarda dolaşmayacağından bal veriminin artacağı düşünülmektedir. Organik tarımda farklı dönemlerde ekilecek bitkilerin ot ve tohum verimini etkileyen faktörler ve bitkinin gelişimi boyunca ihtiyaç duyduğu optimum iklim değerlerinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, bazı arıotu çeşitlerinin organik koşullar altında farklı dönemlerde yetiştirilerek üretim potansiyellerinin tespit edilmesi olmuştur. 11

24 2. KAYNAK ÖZETLERİ 2.1 Organik Tarıma Ait Kaynak Özetleri Organik tarımda toprağın korunması oldukça önemli bir konudur. Özellikle toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısına zarar verebilecek mekanizasyon işlemlerin yerine azaltılmış toprak işleme yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir (Kırımhan 2005). Organik tarımının yapıldığı alanlarda mikrobiyolojik aktivite artmakta ve buna bağlı olarak topraktaki besin maddelerden faydalanma oranı da artış göstermektedir. Ayrıca organik tarımın yapıldığı alanlarda ayrışmış organik madde atıklarının bulunması toprağın fiziksel ve kimyasal yapısını koruyarak verimliliğini arttırmaktadır. (Kacar 1986, Özbek vd. 1993) Organik tarımın en temel uygulamalarından biri olan organik gübrenin kullanıldığı alanlarda, toprağın verimlilik parametrelerinden N, P, K, Ca ve Mg içeriğini, besin maddelerinden daha fazla faydalanmayı, toprağın su tutma kapasitesini, toprağın havalanmasını, topraktaki mikrobiyal topluluk sayısını, çeşitliliğini ve aktivitesini arttırmaktadır. Ayrıca toprak yapısını iyileştirmekte ve bitkisel üretimin koşullarını tekrardan düzelme hızını arttırarak tarımda sürekliliği sağlamaktadır (Jackson vd. 2003, López-Hernandez vd. 2004). Bu konuda yapılan bazı önemli çalışmaları aşağıda yer almaktadırlar. Kacar ve Katkat (2007) organik gübre olarak daha çok ahır gübresi, yeşil gübre, her türlü organik atıkların ve bu atıkların usulüne uygun olarak olgunlaştırılmasıyla elde edilen kompostların bilindiğini belirtmişlerdir Yeşil gübrenin, hayvan gübresinden sonra en önemli organik gübre kaynağı olduğunu ifade etmişlerdir. Yeşil aksamı fazla olan tek yıllık bitkilerin, gelişme dönemlerinin belirli bir zamanında ve yeşil aksamının fazla olduğu devrede toprağa karıştırılmasına yeşil gübreleme ve bu amaçla kullanılan bitkilere yeşil gübre bitkisi denildiğini belirtmişlerdir. Bu bitkilerin toprağa karıştırıldıktan sonra bakteriler tarafından ayrıştırılarak organik madde haline getirildiğini 12

25 belirtmişlerdir. Yeşil gübrelemede asıl amaç toprağın hem organik madde miktarını attırmak hem de fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini iyileştirmek olduğunu açıklamışlardır. Zengin (2007) tarımsal sistemler üzerine yaptığı çalışmasında organik tarım dışındaki diğer üretim sistemleri olan geleneksel tarım, konvansiyonel tarım ve bütünleşik (entegre) tarımı tanımlamış ve konvansiyonel tarım ile organik tarım arasındaki farkları kıyaslamıştır. Geleneksel tarımı; tarımsal karımda kimyasal maddelerin kullanılmadan önceki tarım sistemi olarak ifade etmiş ve yüksek verimli çeşitlerin doğal ıslah yöntemleri ve adaptasyon araştırmaları ile elde edildiğini belirtmiştir. Konvansiyonel tarım sistemini ise geleneksel tarım sisteminin aksine; tarımsal işlemlerde sistemi ya da kuralları belli olmayan, birim alandan daha fazla ürün almayı hedefleyen, daha çok genetiği değiştirilmiş ve yüksek verimli bitki çeşitlerinin kullanıldığı, her türlü sentetik ilaçların ve gübrelerin girdi olarak kullanıldığı bir üretim şekli olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca konvansiyonel tarımda planlı bir ekim nöbetinin olmadığını, organik maddenin hızla kaybolduğunu, topraktaki canlı biyolojisinin bozulduğunu, yoğun bir toprak işlemenin olduğunu ve yapılan kimyasal gübre ve ilaçlar nedeniyle masrafın yüksek olduğunu ifade etmiştir. Ancak organik tarımda planlı bir ekim nöbetinin zorunlu olduğunu, hastalık ve zararlılarla mücadelede temel hedef onları yok etmek değil kontrol altına almak olduğunu, organik tarım yapılan topraklardaki organik madde miktarının arttığını ve canlı yaşamın düzeldiğini, toprak işlemenin daha kontrollü ve düzenli olduğunu kimyasal masrafların daha düşük olduğunu belirtmiştir. Bütünleşik yani entegre tarımsal üretim sistemini ise sürdürülebilir tarımsal uygulama olarak ifade etmiştir. Organik tarımın temel ilkelerini ifade ederken; üretimin her aşamasında kimyasal ilaç ve gübre kullanılmasından kaçınılarak doğal koşullarda üretim yapmak, GDO lu tohumlar kullanmamak, özellikle baklagil bitkilerinin yer aldığı ekim nöbetleri ile toprağın verimliliğini, organik madde içeriğini ve canlılığını artırmak, hastalık ve zararlılarla mücadelede doğaya zarar verecek kalıcı veya uzun süre etkili olan kimyasalların kullanılmasından kaçınılması gerektiğini, küçük tarım işletmelerimizin dışa bağımlı olmadan temel ihtiyaçlarını kendi bünyesinde karşılayabilen kapalı bir sistem olduğunu belirtmiştir. 13

26 Cardozo vd. (2008) çalışmalarında Rio de Janeiro da yüksek bir bölgede doğal ve organik olmak üzere iki farklı tarımsal üretim sistemini karşılaştırmışlardır. Doğal sistemde, organik sistemden farklı olarak ekim nöbeti ve hayvan gübresi kullanmamışlardır. Daha sonra topraktaki özelliklerin değişimi incelenmiş ve organik sistemin uygulandığı alandaki toprağın tüm derinliklerinde daha yüksek Ca, Mg, Na, K ve P değerleri olduğunu saptamıştır. Gopinath vd. (2008) konvansiyonel tarım yapılan bir arazide iki yıl boyunca bir çalışma yürütmüştür. Çalışmada daha önceleri konvansiyonel tarımın yapıldığı alanda organik tarım yapılmış ve toprakta oluşan değişimleri incelenmiştir. İncelemeler sonucunda toprak yapısındaki mikrobiyal faaliyetlerde iki yıl öncesine oranla artış gözlendiğini ayırca organik karbon miktarında N ve P miktarlarında belirgin artışlar olduğunu, ph değerinin de iyileştiğini belirtmişlerdir. Karabaş (2011) Samsun bölgesinde geleneksel tarımdan organik tarım sistemine geçilmesiyle üreticilerin %38.2 sinin çevreye, sağlığa ve ekolojik dengeye önem verilmesi gerektiğini, %29.2 sinin tarımsal uygulamalarda daha bilinçli olmayı öğrendiklerini, % 24.5 inin gelirinde artış oluğunu, % 2.7 sinin ise sosyal statü olarak fayda sağladığını belirtmiştir. Rehber (2011) organik ürün pazarındaki engeller konusunda yaptığı çalışmada, geleneksel üretimden organik tarım üretimine geçişin hem teknik hem de ekonomik anlamda ciddi problemler ve yüksek risk oluşturmasından dolayı kompleks bir işlem olduğunu bildirmiştir. Bunun ana sebeplerinin işgücü girdisinin yüksek, verimin ise düşük olduğunu belirtmiştir. Organik üretimin önündeki bu engellerin kaldırılması için öncelikle üretici primlerinin yükseltilmesi, AB deki destekleme uygulamalarının yaygınlaşması ve üreticilerin teşvik edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Torun (2011) tarımsal üretimde kullanılan kimyasal ve sentetik maddelerde bulunan fosfor ve nitratın toprağın derinlerine sızarak tatlı su kaynaklarına ulaştığını tespit etmiştir. Dolayısıyla bu sularla beslenen insanlar ve hayvanların sağlığında ciddi problemler ortaya çıktığını belirtmiştir. Ayrıca yıllar içinde toprakta biriken kimyasal 14

27 tarım ilaçların bitki sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ve bundan dolayı da ekolojik dengenin bozulduğunu ifade etmiştir. Ayrıca bu olumsuz koşullar karşısında başta gelir düzeyi yüksek olan ülkeler olmak üzere birçok ülkenin artık bilinçlenmeye başlayarak üretici ve tüketici grupları oluşmaya başladığını, bu örgütler doğayı tahrip etmeden, insan sağlığını tehdit etmeyen tarımsal ürünleri üretmeye ve tüketmeye başladıklarını ifade etmiştir. Tüm bunlar göz önüne alındığında aslında organik tarımı; ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya, insana ve çevreye dost üretim sistemleri geliştirmeyi, sentetik ilaçlar ve gübrelerin kullanılmasından kaçınarak yeşil gübreleme, münavebe, toprak muhafazası, bitkinin direncini arttırılması, zararlılarla mücadelede parazit ve predatörlerden yararlanmayı ve bütün bu uygulamaları içinde barındıran kapsamlı bir sistem oluşturmayı amaçlayan ve bunu yaparken asıl amaç üretimde miktar artışını sağlamak yerine kalite artışını amaçlayan bir üretim çeşidi olduğunu bildirmiştir. 2.2 Yem Bitkilerine Ait Kaynak Özetleri Borowiec ve Pawlus (1973) yaptıkları çalışmada arıotunun baklagillerle birlikte destek bitkisi olarak yetiştirildiğinde arıotu + baklagil karışımından kg/da arasında yeşil ot verimi elde edildiğini tespit etmişler. Çabuk ve Sağlamtimur (1982) arıotu ekiminde en uygun tohumluk miktarını saptamak amacıyla yaptığı çalışmada; 500 g/da, 1000 g/da, 1500 g/da ve 2000 g/da tohumluk miktarlarını kullanarak en yüksek yeşil ot veriminin 1500 g/da tohumluk miktarından elde edildiğini, ayrıca tohumluk miktarının artmasıyla yeşil ve kuru ot veriminin arttığını ve bitkideki kömeç sayısının 3-5 arasında, kömeçteki çiçek sayısının arasında değiştiğini, tam çiçeklenmeye de 60 günde ulaştığını tespit etmiştir. Crane vd. (1984) nektar kaynağı bakımından önemli bir bitki olan arıotu üzerinde yaptıkları araştırmada; nektar salgısını mg/çiçek/gün, bal potansiyeli kg/da polen verimini ise 0.5 mg/çiçek düzeyinde olduğunu saptamışlardır. 15

28 Orsi ve Biondi (1987) İtalya da yaptıkları bir çalışmada; arıotu bitkisinin çiçeklenme süresinin gün, çiçeklerdeki ortalama nektar içeriğinin mg/çiçek ve şeker konsantrasyonunun %18-27 arasında olduğunu tespit etmişlerdir. Ayrıca arıotunun bal verimi potansiyelinin 44.1 kg/da olduğunu, gösterişli çiçeklerinin bal arıları için oldukça çekici olduğunu ve m² de 15 ten fazla arının bitkiyi ziyaret ettiğini, bu nedenle İtalya da arıcılar için Haziran-Temmuz ayları arasında arı yem bitkisi olarak kullanılabilecek önemli bir bitki olduğunu bildirmişlerdir. Sağlamtimur vd. (1989) Çukurova da kışlık ara ürün olarak yetiştirilen arıotu (Phacelia californica Cham) nun biçim döneminin ot verimine etkisini saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada, arıotundan en yüksek yeşil ve kuru ot veriminin %50 çiçeklenme döneminde sırasıyla kg/da ve kg/da ile elde edildiğini bildirmişlerdir. Williams ve Christian (1991) arılar için önemli bir besin kaynağı olan arıotu üzerinde çalışma yürütmüştür. Çalışma Güneydoğu İngiltere de farklı tarihlerde ekilen arıotlarının çiçeklenme fenolojisi, arı yoğunluğu, arı davranışları, arıların bitkide beslenmesi üzerine yürütülmüştür. Araştırmacılar mayıs ayı başında ekilen bitkilerin temmuzun başından ağustosun sonuna kadar, mayıs sonunda ekilen parselin temmuzun ortasından eylülün ortasına kadar çiçeklendiğini ve temmuz sonunda ekilen parseldeki bitkilerin de eylül ayının sonundan itibaren çiçeklenmeye başladığını ve kasım ayı soğuklarında görülen bitki ölümlerine kadar devam ettiğini, çiçeklenme yoğunluğunun erken, orta ve geç ekim parsellerinde sırasıyla 2000, 4000 ve 3000 çiçek/m² yi aştığını bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılar arıotu ekili alandaki bitkilerde aynı anda m² de en fazla 29 arının bulunduğunu tespit etmiştir. Ayrıca Phacelia tanacetifolia bitkisi bulunduğu alandaki her bitkiye büyük yarar sağladığı, arıların bu alanı devamlı ziyaret etmesinden dolayı tozlanma yaparak (Polinatör) yaşamlarını sürdüren popülasyonlara büyük katkı sağladığını bildirmişlerdir. Sağlamtimur ve Baytekin (1993) yaptıkları çalışmada Ekim-Kasım ayları içerisinde ekilen arıotunun kış ayları boyunca gelişim gösterdiklerini ve mart ayı başından itibaren çiçeklenmeye başladığını, çiçeklenme döneminin yaklaşık ay sürdüğünü belirtmişlerdir. Bu nedenle ekilen arıotunun Nisan ayı başına kadar arıların 16

29 yararlanmasına bırakılıp, daha sonra silaj için hasat edilmesinin en ekonomik yararlanma şekli olduğunu vurgulamışlardır. Ayrıca arıotunun yeşil ot veriminin kg/da arasında olduğunu, arıotundan sonra gelecek bitkinin ekim zamanı göz önünde bulundurularak hasat işlemlerinin, arıların bitkiden daha fazla yararlanması için geciktirilebileceğini bildirmişlerdir. Sağlamtimur (1995) arıotu (Phacelia tanacetifolia Benth.) nun Amerikan orijinli bir bitki olduğunu, ılıman iklime sahip Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilebildiğini, genelde sonbaharda ekilip ilkbaharın ortalarında hasat edildiğini, dik büyüyen, cm arasında boylanan, tek yıllık bir bitki olduğunu, kömeçteki çiçeklerinin ay çiçekli kalması nedeniyle daha çok arı merası olarak kullanılabildiğini ayrıca hasattan sonra silaj olarak da kullanılabildiğini bildirmiştir. Uçar (1995) Çukurova koşullarında arıotu üzerine yaptığı çalışmada 15 Eylül, 30 Eylül, 15 Ekim, 30 Ekim ve 15 Kasım tarihlerinde 40 cm, 50 cm, 60 cm ve 70 cm sıra arası mesafesi ile ekim işlemi yapmıştır. Çalışma sonucunda en yüksek çiçek salkımı yoğunluğunu ilk üç ekim zamanında 6-13 Nisan tarihlerinde, son iki ekim zamanında ise Nisan tarihlerinde kaydedildiğin, arı yoğunluğunun ise çiçek salkımı sayılarına bağlı olarak değiştiğini belirtmiştir. Arıotunun kısa sürede çiçek açtığı ve çiçeklenme süresinin uzun olması nedeniyle Çukurova da arı merası olarak değerlendirilebileceğini, tohum verimi için en uygun ekim tarihinin kasım ayı ortaları olduğunu, erken dönemde yapılan ekimlerin tohum verimini düşürdüğünü, en uygun sıra arası mesafesinin cm olduğunu belirtmiştir. Sağlamtimur vd. (1998), yaptıkları incelemeler sonucunda genelde arı merası için ekilen arıotunun yem bitkisi olarak da değerlendirilebilecek alternatif bir bitki olduğunu vurgulamıştır. Bilgen (1999) farklı tarihlerde ekilen arıotunun çiçeklenme üzerine etkisini belirlemek amacıyla, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama arazisi ve Bağdemağacı bölgesindeki bir üreticinin tarlasında 5 farklı tarihte ekim işlemi yapılmıştır. Yürütülen çalışmada, ocak ayından başlamak üzere her ayın ilk haftasında 17

30 ekimler yapıldığını bildirmiştir. Elde ettiği sonuçlara göre, ekimlerin gecikmesinin ilk çiçeklenme başlangıcı ve çiçekli kalma süresini kısalttığını, aynı zamanda incelenen diğer özellikler üzerinde de olumsuz etkilerinin olduğunu belirtmiştir. Özellikle Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama arazisinde de yapılan ekimlerde çiçeklenme tarihinin ay geciktiği sonucuna varmıştır. Kumova ve Korkmaz (1999) Çukurova koşullarında arıotunun eylül, ekim ve kasım aylarında ekildiğini, çiçeklenme periyodunun da mart, nisan ve mayıs aylarına denk geldiğini, bu nedenle bal arısının kuluçka faaliyetlerinin erken dönemde başlamasını sağladığını ve nektar kaynağı bitkilerinin az olduğu mart ayı içerisinde bal arılarına sürekli ve bol miktarda nektar kaynağı sağladığını bildirmiştir. Tansı vd. (1999) Çukurova Bölgesinde kolza, arıotu ve bakla bitkilerinin arı merası olarak kullanıldıktan sonra tohum verimi üzerine çalışma yapmışlardır. Bal arısı polinasyonu sonucunda bu bitkilerde tohum verimini saptamak amacıyla açıkta ve kafesli parsellerde yürüttükleri çalışmada kolza bitkisinde açık alanda kg/da, kafesli alanda kg/da tohum verimi elde etmelerine karşılık arıotu bitkisinde açık alanda 51.5 kg/da, kafesli alanda ise 19.1 kg/da tohum elde edildiğini tespit etmiştir. Yıldız (1999) Ceylanpınar Ovası koşullarında farklı tarihlerde ekilen arıotu (Phacelia tanacetefolia Benth.) nun tarımsal özellikleri ve tohum verimi üzerine etkilerini saptamak amacıyla çalışma yapmıştır. Yapılan çalışmada, 1 Ekim tarihinden başlayarak 15 er gün ara ile 6 ekim zamanı uygulamışlar, araştırmanın yürütüldüğü dönemde hava sıcaklığının uzun yıllar ortalamasının çok üzerinde seyretmesi nedeniyle çiçeklenme süresinin gün, bitkideki kömeç sayısının adet/bitki arasında, kömeçteki çiçek sayısının adet/bitki, tohum veriminin ise kg/da arasında değiştiğini tespit etmişlerdir. Coşkun ve Sağlamtimur (2000) GAP Bölgesi koşullarında arıotu ve buğdayın birlikte yetiştirilme olanaklarının belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmayı tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekrarlamalı olarak yürütmüşlerdir. Araştırmada arıotu ve buğday hem saf olarak hem de arıotu değişik oranlarda buğdayla karıştırılarak ekilmiştir. 18

31 Bu karışımlarda buğday 25 kg/da sabit tutulmuş, arıotu ise 50 g/da, 250 g/da, 500 g/da, 750 g/da, 1000 g/da, 1250 g/da, 1500 g/da, 1750 g/da ve 2000 g/da olarak uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre bütün parsellerdeki buğdayın ekimden 33 gün sonra çıkış yaptığı tespit edilmiştir. Çıkış süresinden sonra, sapa kalkma süresi 79 gün, başak sürme süresi 139 gün, çiçeklenme süresi 149 gün ve hasat süresi 203 gün olarak hesaplanmıştır. Buğdayın bitki boyunun cm, 1000 tane ağırlığının g, tane veriminin ise kg/da arasında değiştiği saptanmıştır. Arıotu çıkışlar ise ekimden 34 gün sonra gerçekleşmiştir. Çıkıştan sonra ilk çiçeklenme süresi 109 gün, %50 çiçeklenme süresi 123 gün, tam çiçeklenme süresi 127 gün, tohum bağlama süresi 133 gün, gelişim süresi 134 gün ve hasat süresi de 170 gündür. Arıotu bitki sayısı tüm denemede m² de adet, buğday bitki sayısı adet, m² deki arıotu bitki sayısı oranı % , buğdaya oranı % , arıotunun bitki boyu cm, bitki dal sayısı adet, kömeç sayısı adet ve kömeç çiçek dalı sayısı adet arasında değiştiği saptanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; buğdayın verimini düşürmeden arıotunun karşım olarak yetiştirilebileceği ve en uygun karışım oranının 25 kg/da buğday + 50 g/da arıotu olduğu belirlenmiştir. İnal ve Sağlamtimur (2000), Çukurova koşullarında değişik ara ürünlerin mısır tarımında yeşil gübre olarak kullanılmasının verim üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla yürüttüğü çalışmalarında, yeşil gübre bitkisi olarak iskenderiye üçgülü (Trifolium alexandrinum L.), bakla (Vicia faba L.), fiğ+yulaf (Vicia sativa L.+Avena sativa), arıotu (Phacelia tanacetifolia Benth.), ve kolza (Brasica napus var. oleifera), ana ürünün ekim tarihini geciktirmeyecek şekilde yetiştirildikten sonra parçalanarak toprağa karıştırılmış ve daha sonra ana ürün olarak mısır (Zea mays L.) yetiştirilmiştir. Yeşil gübre bitkilerinden gerektiğinde kg/da ile kg/da arasında yeşil ot ve kg/da ile kg/da arasında kuru ot elde edilebildiğini, en yüksek mısır tane verimi kg/da ile iskenderiye üçgülünden sonra ekilen mısır parselinden, en düşük verim ise kg/da ile arıotundan sonra yetiştirilen mısırdan elde edildiğini tespit etmiştir. Macchia vd, (2000) yaptıkları çalışmada arıotu bitkisinin optimum çimlenme sıcaklığının 3 ile 20 C arasında olduğunu belirtmişlerdir. 19

32 Başbağ vd. (2001) 1996 ve 1997 yılları arasında Diyarbakır koşullarında kışlık ara ürün olarak yetiştirilen arıotunda farklı tohumluk miktarlarının ( kg/da) bitki boyuna, yaş ot, kuru ot miktarına ve tohum verimi üzerine olan etkilerini belirlemek amacıyla araştırma yapmışlardır. Araştırmada bitki boylarının cm arasında olduğunu ve ekimde kullanılan tohumluk miktarlarının bitki boyu üzerine etkisinin önemsiz olduğunu, tohum verimlerinin kg/da arasında değiştiğini ve kullanılan tohumluk miktarlarının artmasıyla üründen elde edilen tohum miktarında da artış görüldüğünü, yeşil ot verimlerinin kg/da arasında değiştiğini ve tohumluk miktarlarının yeşil ot verimi üzerine etkisinin istatistiki olarak önemsiz olmasına rağmen kullanılan tohumluk miktarlarının artması ile artış gösterdiğini, kuru ot verimlerinin ise kg/da arasında belirlendiğini ve tohumluk miktarlarının artışına bağlı olarak arttığını belirlemişlerdir. Ayrıca yapılan çalışma sonucunda en yüksek yeşil-kuru ot ve tohum verimlerinin 2.5 kg/da tohumluk miktarlarından elde edildiği de vurgulanmıştır. Coşkun (2001) arıotunun farklı biçim dönemlerinin bitki boyuna ve ot verimine olan etkisini saptamak amacıyla yaptığı bir araştırmada; en yüksek yeşil (3458 kg/da) ve kuru ot verimleri (768 kg/da) %50 çiçeklenme döneminde yapılan biçimde elde ettiğini belirtmiştir. Ayrıca geç dönemde yapılan biçimlerde bitkinin yeşil ot ve kuru ot verimde azalma olduğunu belirtmiştir. Kızılşimşek ve Ateş (2004) Kahramanmaraş şartlarında arıotunun değişik ekim zamanlarındaki çiçeklenme seyrinin incelenmesi ve arı merası olarak değerlendirilme olanaklarını belirlemek için 5 farklı tarihte (7 Ekim, 17 Ekim, 27 Ekim, 6 Kasım, 16 Kasım) ekim işlemi yapılmıştır. Araştırmada elde edilen verilere göre; arıotunun mart sonu veya nisan başında çiçeklenmeye başladığını ve toplam çiçeklenme süresinin ortalama 45 gün olduğunu, ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısının gün, %50 çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısının gün arasında değiştiğini aynı zamanda ekim tarihi geciktikçe, çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısının azaldığını, m² de adet çiçek bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca çiçeklenme periyoduna bağlı olarak çiçek ziyareti yapan arıların az çiçekli dönemde 7.3 adet/m², bol çiçekli dönemde ise 119 adet/m² olduğunu, en yüksek tohum veriminin kg/da ile II. Ekim zamanından, en düşük tohum veriminin ise kg/da ile V. ekim zamanından elde edildiğini tespit 20

33 etmiştir. Sonuç olarak da Kahramanmaraş şartlarında arıotundan arı merası olarak yararlanılabileceğini bildirmişlerdir. Bilgen ve Özyiğit (2005) arıotunda (Phacelia tanacetifolia Benth.) vejetatif gelişmenin çiçeklenme özellikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Çalışma 1999 ve 2001 yıllarında Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanında yapılmıştır. Çalışmada, vejetatif özellik olarak; ana dal sayısı, yan dal sayısı, çiçek dalı sayısı, bitki boyu ve kuru madde miktarı ve çiçeklenme özellikleri olarak da çiçekçik sayısı, çiçeklenme başlangıç tarihi ve çiçekli kalma süreleri incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara regresyon ve korelasyon analizi uygulanmıştır. Bitkinin vejetatif özelliklerinin çiçeklenme üzerine olan doğrudan ve ikili etkileri tespit edilmiştir. Analiz sonucunda elde edilen bulgularda tüm faktörlerin çiçekçik sayısı üzerinde önemli etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Bunlar arasında bitki boyunun çiçekçik sayısını en az etkilediği, kuru madde miktarının ise en fazla etkileyen özellik olduğu tespit edilmiştir. Çiçekli kalma süresinin, bitkinin vejetatif özelliklerden etkilenmesine rağmen bu etkinin çiçek sayısı üzerine olan etkiye oranla daha düşük olduğu belirlenmiştir. Vejetatif özelliklerden en az etkilenen özelliğin çiçeklenme başlangıcı olduğu da tespit edilmiştir. Kaymakkavak (2007) İzmir-Bornova şartlarında kış ve ilkbahar döneminde ekilen farklı arıotu (Phacelia tanacetifolia Benth.) çeşitlerinin farklı sıra arası mesafelerinin ( cm) verim ve diğer gelişim özellikleri üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda elde edilen bilgilere göre; sıra arası mesafesinin arıotunun vejetatif (bitki boyu, yeşil ot, kuru ot ile biyolojik verim, vb.) ve generatif (tohum verimi, çiçek kömeci, çiçek salkımı ve kömeçte çiçekçik sayısı, vb.) özellikleri üzerindeki etkilerinin önemli olduğunu ve ekilen bitki çeşitlerinden en yüksek değerlerin 17.5 cm sıra arası mesafede ekim yapılan parsellerden elde edildiği tespit edilmiştir. Korkmaz ve Kumova (2007) bal arılarının arıotu bitkisinin nektar ve poleninden yararlanma düzeylerini belirlemek amacıyla Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Deneme Alanına 20 da ekilen arıotu üzerinde ve bu parselin yakınına ve uzağına yerleştirilen, eşit güçte ve aynı yılın ana arısına sahip Muğla genotipli toplam 20 koloni 21

34 üzerine çalışma yürütmüştür. Denemede kullanılan arı kolonilerinden haftada bir kez bal örnekleri alınarak arıotu balında bulunan polen oranı (%); haftanın bir günde 06:00-11:00, 11:00-15:00 ve 15:00-18:00 saatleri arasında kurulan polen tuzakları ile bal arılarının topladıkları arıotu polen oranı (%) belirlenmiştir. Arıotunun çiçeklendiği ilk günlerde (13/04/2000), çiçeklenmenin en yoğun olduğu (27/04/2000) ve çiçeklenmenin sona erdiği (18/05/2000) ölçüm dönemlerinde bal arılarının topladığı balda arıotu poleni oranları sırasıyla %25.0, %69.0 ve %11.5 olarak hesaplanmıştır. Her üç dönem yapılan analizlerde bal arılarının topladığı bal içerisindeki arıotu poleni %41.3 olduğu belirlenmiştir. Arıların 06:00-11:00 saatleri arasında %9.92, 11:00-15:00 saatleri arasında %16.20 ve 15:00-18:00 saatleri arasında %19.22 düzeyinde arıotu polenini topladıkları belirlenmiştir. Tüm ölçüm dönemleri göz önüne alındığında bal arılarının %15.09 düzeyinde arıotu poleni topladıkları, dönemlerin ve saatlerin toplama oranı üzerindeki etkisinin önemli olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Bu araştırmada, Çukurova koşullarında bal arılarının arıotunun çiçeklenme süresi boyunca nektar ve poleninden yararlandıkları, arıotu çiçeğinin rengi ve kokusu başta olmak üzere pek çok faktörün arıların bitkiden yararlanması üzerine etkili olduğu belirlenmiştir. Kumova ve Korkmaz (2007) arıotu ve kolza bitkilerinin bal arısı kolonilerinin popülasyon gelişimi ve bal verimi üzerine olan etkisini belirlemek amacıyla Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi uygulama alanında çalışma yapmışlardır. Çalışmanın yapıldığı alanda 15 da arıotu ve 15 da kolza bitkisi 29 Ekim 2002 tarihinde ekilmiş. Araştırmada, Ç.Ü Ziraat Fakültesi Arıcılık Ünitesinde bulunan 30 adet Muğla orijinli Anadolu bal arısı kolonisi kullanılmıştır. Koloniler rastgele iki eşit gruba ayrılmış, gruplardan biri bitki parselleri yanına, diğeri ise bu alandan 5 km uzaklığa yerleştirilmiştir. Araştırma süresi boyunca 21 günde bir yapılan kontrollerde yavru arı ve ergin arı gelişimi; parsel ve kontrol grubu kolonilerde sırasıyla ortalama ± ve ± cm² /koloni; 11.38±0.39 ve 12.43±0.46 adet/koloni olarak belirlenmiştir. Parsellerde bulunan koloniler ile kontrol kolonilerine ait bal verimleri sırasıyla ortalama kg/koloni ve kg/koloni olarak saptanmıştır. Bu sonuçlardan; Çukurova koşullarında ekilen arıotu ve kolza bitkilerinin, arı kolonilerinin hem yavru gelişimleri hem de bal verimleri üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Ayrıca 22

35 bu bitkilerin bal arıları için bir besin kaynağı veya destek bitkileri olarak bölge ve ülke genelinde yaygınlaştırılmasının önemli olduğu sonucuna varmışlardır. Ateş vd. (2010) Tekirdağ şartlarında yetiştirilen arıotunun, farklı gelişme evrelerinin (tomurcuklanma başlangıcı, %50 çiçeklenme ve tam çiçeklenme) verim, bazı morfolojik özellikler ve besleme değeri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla deneme kurulmuştur. Deneme, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. En yüksek bitki boyunun tam çiçeklenme döneminde cm, en yüksek yaprak/sap oranının tomurcuklanma başlangıcında %60, en yüksek yeşil ot veriminin tam çiçeklenme 6047 kg/da ve %50 çiçeklenme döneminde 6020 kg/da, en yüksek kuru ot verimlerinin ise sırasıyla 987 kg/da ve 977 kg/da ile yine aynı dönemlerden elde edildiğini tespit etmiştir. Yine aynı çalışmada en yüksek ham protein oranının %13.22 ile tomurcuklanma başlangıcında, tam çiçeklenme döneminden ise en yüksek ADF oranının %37.33, en yüksek NDF oranının %45.60 ve en yüksek ADL oranının %23.70 olarak belirlemiştir. Çalışmada ayrıca yaprak uzunluğu, bir bitkideki yaprak sayısı, ana sap kalınlığı, Ca ve Mg içerikleri bakımından elde edilen değerler arasında istatistiki olarak önemli bir farkın olmadığı, ancak P ve K içerikleri bakımından istatistiki olarak önemli farklılıkların bulunduğu belirlenmiştir. Elde edilen bilgilere istinaden, ılıman bölgelerde sulamaya ihtiyaç duyulmadan üretilen arıotunun yüksek ot verimi ve mineral madde içeriğine göz önünde bulundurularak hayvan yemi rotasyonunda yer alabileceğini belirtmiştir. İnal vd. (2011) KKTC de sulu tarım yapılan alanlarda kışlık ara ürün olarak yetiştirilen bazı yem bitkileri ve bunların belirli oranlardaki karışımlarının, yeşil gübre ve kaba yem olarak kullanılmaları durumunda mısırda tane verimi ve diğer bazı verim değerleri üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla çalışma yapılmıştır. Çalışmanın iki yıllık ortalama sonuçlarına göre; kaba yem olarak iskenderiye üçgülünden 3235 kg/da, bakladan 4432 kg/da, fiğ+arpa karışımından 2373 kg/da ve arıotundan ise 5031 kg/da yeşil ot verimi elde edilmiştir. Tuncer (2014) Yozgat şartlarında 2013 yılı mart ayında yaptığı çalışmada hem arılar için nektar bitkisi hem de hayvanlar için yem bitkisi olarak değerlendirilebilen arıotu üzerinde 23

36 çalışma yapmıştır. Çalışma, farklı azot miktarları verim üzerine etkisi ile bitkinin en uygun hasat döneminin belirlenmesi için kurulmuştur. Çalışma sonucunda dekara 7.5 kg saf azot dozuyla gübrelenmesi ve %50 çiçeklenme döneminin sonunda hasat edilmesi durumunda en yüksek verimin elde edileceğini belirlemiştir. Okant (2019) Şanlıurfa ilinde yılının kış döneminde yaptığı bir araştırmada değişik tohum miktarlarının (1.0, 1.5, 2.0 ve 2.5 kg da-1) arıotunun ot verimi ve bazı bitkisel özellikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla, tesadüf blokları deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak bir çalışma yürütülmüştür. Çalışma sonucunda; farklı tohum miktarlarında bitki boyu cm, yeşil ot verimi kg/da, kuru ot verimi kg/da ve ham protein oranını % değerleri arasında olduğunu belirlemiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre, Şanlıurfa ili iklim ve toprak koşullarında kaliteli ve yüksek ot üretimi için 1.5 kg da tohum kullanımının bölgeye uygun olabileceği saptanmıştır. Akbay vd. (2020) tarafından Kahramanmaraş ekolojik koşullarında, yılı farklı vejetasyon dönemlerinde (tomurcuklanma, %50 çiçeklenme ve tam çiçeklenme) hasat edilen arı otunun (Phacelia tanacetifolia Benth.) ot verimini ve besin madde içeriğini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Yapılan çalışma sonucuna göre; bitki boyu cm, yeşil ot verimi kg/da ve kuru ot verimi kg/da arasında olduğunu belirlemişlerdir. Kimyasal bileşenler incelendiğinde; ham kül (HK) % , ham protein (HP) % , ham yağ (HY) % , asit deterjan lif (ADF) % ve nötr deterjan lif (NDF) % arasında değişmiştir. Arı otu bitkisinin gaz, metan üretimleri, metabolik enerji ve organik madde sindirim derecesi sırasıyla ml, ml, MJ /kg ve % arasında değiştiği tespit edilmiştir. Vejetasyon dönemi ilerledikçe bitki boyu ot veriminde ve hücre duvarını oluşturan unsurlarda artış olmasına rağmen ham protein, metabolik enerji ve organik madde sindirim derecesinde düşüşler meydana geldiği saptanmıştır. Bu yüzden ruminant hayvanlar için iyi kaliteli ot elde etmek amacıyla arı otu ilk iki vejetasyon döneminde hasat edilmesi önerilmiştir. 24

37 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Materyal Materyal olarak arıotuna (P. tanacetifolia) ait tescilli Balo, Enton ve Sağlamtimur çeşitleri kullanılmıştır. 3.2 Yöntem Tohumluk testleri Arıotu çeşitlerine ait tohumlar, Tarla Bitkileri Bölümü tohum ve sitoloji laboratuvarında fiziksel ve biyolojik analizlere tabi tutulmuştur. Her çeşide ait 50 şer adet tohum 3 farklı petri kabında çimlendirilmiştir. Çimlenme sonunda Balo, Enton ve Sağlamtimur tohumlara ait canlılık oranları sırasıyla %94.67, %94.00, %92.67 olarak hesaplanmıştır (Şekil 3.1). Şekil 3.1 Balo, Enton ve Sağlamtimur çeşitlerinin tohumlarına ait laboratuvar koşullarında yapılan canlılık testleri 25

38 3.2.2 Araştırma yılı ve yeri Çalışma, 2020 yılının bahar döneminde Ankara dan 45 km uzakta bulunan Çubuk/Eğriekin köyündeki kuzey enlemi, doğu boylamındaki arazide yapılmıştır. Tarımsal işlemlerin yapıldığı alan ORSER şirketi tarafından kontrol edilmekte ve sertifika numarası MSR-3595 tir. Deneme alanı, üzerinde üretim yapılan açık tarla olup rakımı 1245 m dir. Şekil 3.2 Deneme alanına ait coğrafi konum 26

39 3.2.3 Toprak özellikleri Araştırma yapılan tarlanın toprak özelliklerini saptamak amacıyla, ekim yapılacak alanı temsil edecek farklı noktalarda profiller açılmıştır. Bitki kök derinliği az olduğundan açılan profillerin 0 30 cm derinliklerinden toprak örnekleri alınmıştır (Kacar 1986). Alınan örnekler Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü nde kimyasal analizi tabi tutulmuş ve elde edilen veriler Çizelge 3.1 de belirtilmiştir. Çizelge 3.1 Ankara/Çubuk/Eğriekin Köyünde Kurulan Deneme Alanına Ait Toprağın Kimyasal Analiz Sonuçları (Anonim 2020) Kum Bünye (%) Kil Silt ph 7.35 EC(dS/m) 0.05 Kireç (%) 0.70 Organik Madde (%) 2.40 Azot (%) Fosfor (ppm) Potasyum (ppm) Çizelge 3.1 incelendiğinde deneme alanına ait toprağın kumlu killi bünyeli olduğu, tuzsuz, kireçsiz, ph bakımından nötr, organik madde düzeyinin orta, toplam azotunun, yarayışlı fosforun ve değişebilir potasyumun yeterli olduğu belirlenmiştir. Ayrıca deneme alanının taban suyu sorunun olmayıp drenaj durumu iyi durumdadır. 27

40 Şekil 3.3 Deneme alanına ait toprak hazırlığı İklim verileri Çalışmanın yapıldığı 2020 yılına ait iklim verileri aşağıda verilmiştir. Buna göre çizelge 3.2 incelendiğinde çalışmanın yapıldığı alanda 2020 yılında 10 cm toprak sıcaklığının ve ortalama hava sıcaklığı değerinin düzenli olarak arttığı, buna karşın ortalama ve toplam yağış miktarı, nispi nem, güneşlenme süresi ve aktüel basıncının değişken olduğu görülmüştür. 28

41 Çizelge 3.2 Ankara koşullarında 2020 yılında yetiştirilen arıotuna ait çimlenme dönemi, ilk çiçeklenmeye kadar geçen dönem ve çiçekli dönem boyunca günlük ortalama ve toplam iklim verileri Bitki gelişim dönemi Çimlenme dönemi Ortalama ve toplam değerler Günlük Ortalama ve Toplam 10 cm Toprak Sıcaklığı ( C) 1. Dönem (14 Mart) 2.Dönem (31 Mart) 3.Dönem (16 Nisan) 4.Dönem (30 Nisan) Ortalama Toplam İlk çiçeklenmeye kadar geçen dönem Çiçekli dönem Ortalama Toplam Ortalama Toplam Bitki gelişim dönemi Ortalama ve toplam değerler Günlük Ortalama ve Toplam Sıcaklık ( C) 1. Dönem (14 Mart) 2.Dönem (31 Mart) 3.Dönem (16 Nisan) 4.Dönem (30 Nisan) Çimlenme dönemi İlk çiçeklenmeye kadar geçen dönem Çiçekli dönem Ortalama Toplam Ortalama Toplam Ortalama Toplam

42 Çizelge 3.2 Ankara koşullarında 2020 yılında yetiştirilen arıotuna ait çimlenme dönemi, ilk çiçeklenmeye kadar geçen dönem ve çiçekli dönem boyunca günlük ortalama ve toplam iklim verileri (devam) Bitki gelişim dönemi Ortalama ve toplam değerler Günlük Ortalama ve Toplam Yağış (mm=kg m²) 1. Dönem (14 Mart) 2.Dönem (31 Mart) 3.Dönem (16 Nisan) 4.Dönem (30 Nisan) Çimlenme dönemi İlk çiçeklenmeye kadar geçen dönem Çiçekli dönem Ortalama Toplam Ortalama Toplam Ortalama Toplam Bitki gelişim dönemi Ortalama ve toplam değerler Günlük Ortalama ve Toplam Nispi Nem (%) 1. Dönem (14 Mart) 2.Dönem (31 Mart) 3.Dönem (16 Nisan) 4.Dönem (30 Nisan) Çimlenme dönemi İlk çiçeklenmeye kadar geçen dönem Çiçekli dönem Ortalama Toplam Ortalama Toplam Ortalama Toplam

43 Çizelge 3.2 Ankara koşullarında 2020 yılında yetiştirilen arıotuna ait çimlenme dönemi, ilk çiçeklenmeye kadar geçen dönem ve çiçekli dönem boyunca günlük ortalama ve toplam iklim verileri (devam) Bitki gelişim dönemi Ortalama ve toplam değerler Günlük Ortalama ve Toplam Güneşlenme Süresi (saat) 1. Dönem (14 Mart) 2.Dönem (31 Mart) 3.Dönem (16 Nisan) 4.Dönem (30 Nisan) Çimlenme dönemi İlk çiçeklenmeye kadar geçen dönem Çiçekli dönem Ortalama Toplam Ortalama Toplam Ortalama Toplam Bitki gelişim dönemi Ortalama ve toplam değerler 11. Dönem (14 Mart) Günlük Ortalama Aktüel Basınç (hpa) 2.Dönem (31 Mart) 3.Dönem (16 Nisan) 4.Dönem (30 Nisan) Çimlenme dönemi İlk çiçeklenmeye kadar geçen dönem Çiçekli dönem Ortalama Toplam Ortalama Toplam Ortalama Toplam

44 Çalışma alanına ait 2020 ve uzun yıllar iklim verileri Ankara Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğünden temin edilmiştir (Çizelge 3.3). Çizelge 3.3 Ankara ili 2020 ve uzun yıllar ( ) yılına ait aylık ortalama ve toplam iklim verileri (Anonim 2021a) İklim Verileri Dönem Mart Nisan 10 cm toprak sıcaklığı Sıcaklık ( C) Yağış (mm=kg/m²) Aylık Ortalama Nispi Nem (%) Aylık Ortalama Güneşlenme Süresi (saat) Aylık Ortalama Hava Basıncı (hpa) Ortalama Toplam Ortalama Toplam Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar İklim Verileri Dönem Mayıs Haziran 10 cm toprak sıcaklığı ( C) Sıcaklık ( C) Yağış (mm=kg/m²) Aylık Ortalama Nispi Nem (%) 2020 Ortalama Toplam Ortalama Toplam Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar

45 Çizelge 3.3 Ankara ili 2020 ve uzun yıllar ( ) yılına ait aylık ortalama ve toplam iklim verileri (devam) Aylık Ortalama Güneşlenme Süresi (saat) Uzun yıllar Aylık Ortalama Hava Basıncı (hpa) Uzun yıllar İklim Verileri Dönem Temmuz Ağustos 10 cm toprak sıcaklığı ( C) 2020 Ortalama Toplam Ortalama Toplam Uzun yıllar Sıcaklık ( C) Uzun yıllar Yağış (mm=kg/m²) Aylık Ortalama Nispi Nem (%) Aylık Ortalama Güneşlenme Süresi (saat) Aylık Ortalama Hava Basıncı (hpa) Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar Uzun yıllar Bu veriler çalışma alanına en yakın mesafede bulunan Ankara Esenboğa Havalimanına ait günlük ortalama 10 cm toprak sıcaklığı ( C), günlük ortalama hava sıcaklığı ( C), günlük toplam yağış miktarı (mm=kg/m²), günlük ortalama nispi nem (%), günlük güneşlenme süresi (saat) ve günlük ortalama aktüel basınç (hpa) verileridir yılına ait bütün veriler bitkilerin gelişim dönemleri boyunca günlük tek tek hem toplanıp hem de ortalamaları alınarak Çizelge 3.2 de tablo şeklinde verilmiştir. Uzun yıllara ait iklim verileri ise günlük ortalama ve aylık toplam olacak şeklinde Çizelge 3.3 te verilmiştir. Çalışmanın yapıldığı Ankara iline ait 2020 gün uzunlukları çizelge 3.4 te verilmiştir (Anonymous 2021a). Bu çizelgede ilk ekimin yapıldığı mart ayından son hasat işleminin 33

46 yapıldığı temmuz ayına kadar olan gün uzunlukları verilmiştir. Bu veriler güneşin doğup battığı ana kadar geçen toplam süreyi vermektedir. Çizelge 3.4 Ankara ili 2020 mart, nisan, mayıs, haziran ve temmuz aylarına ait gün uzunlukları Aylar Günler Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz 1 11:19:15 12:40:46 13:54:50 14:49:16 14:57: :21:51 12:43:22 13:57:04 14:50:21 14:56: :24:27 12:45:58 13:59:16 14:51:23 14:55: :27:03 12:48:34 14:01:27 14:52:22 14:54: :29:40 12:51:10 14:03:37 14:53:18 14:54: :32:17 12:53:45 14:05:45 14:54:10 14:53: :34:54 12:56:19 14:07:51 14:54:59 14:52: :37:32 12:58:53 14:09:56 14:55:45 14:51: :40:09 13:01:27 14:12:00 14:56:27 14:50: :42:47 13:04:00 14:14:01 14:57:06 14:49: :45:25 13:06:33 14:16:01 14:57:42 14:48: :48:03 13:09:05 14:17:59 14:58:14 14:46: :50:41 13:11:37 14:19:55 14:58:43 14:45: :53:20 13:14:08 14:21:49 14:59:08 14:44: :55:58 13:16:38 14:23:41 14:59:29 14:43: :58:37 13:19:08 14:25:31 14:59:47 14:41: :01:15 13:21:37 14:27:18 15:00:01 14:40: :03:54 13:24:05 14:29:04 15:00:12 14:38: :06:33 13:26:33 14:30:47 15:00:19 14:37: :09:11 13:28:59 14:32:28 15:00:23 14:35: :11:50 13:31:25 14:34:07 15:00:23 14:34: :14:29 13:33:50 14:35:43 15:00:19 14:32: :17:07 13:36:15 14:37:16 15:00:12 14:30: :19:45 13:38:38 14:38:48 15:00:01 14:29: :22:24 13:41:00 14:40:16 14:59:47 14:27: :25:02 13:43:21 14:41:42 14:59:29 14:25: :27:40 13:45:41 14:43:05 14:59:07 14:23: :30:17 13:48:00 14:44:25 14:58:42 14:22: :32:55 13:50:18 14:45:42 14:58:14 14:20: :35:32 13:52:34 14:46:56 14:57:42 14:18: :38:09 14:48:08 14:16:22 34

47 3.2.5 Deneme faktörleri ve deseni Deneme iki faktörlü tesadüf bloklarda bölünen parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak, ana parsellere çeşitler, alt parsellere ekim zamanı olarak dizayn edilmiştir. 3 çeşit 3 tekerrür 4 ekim zamanı =36 adet parsel (Çizelge 3.5), parsel büyüklükleri 2 2.1= 4.2 m² olacak şekilde toplamda m² lik alanda ekim işlemi yapılmıştır. Sıra arası 30 cm, parseller arası 30 cm ve bloklar arası 1 m boşluk bırakılmıştır. Çizelge 3.5 Deneme alanına ait ekim planı 1. Blok 2. Blok 3. Blok Ç1T2 Ç2T1 Ç3T3 Ç1T4 Ç2T3 Ç3T1 Ç1T3 Ç2T4 Ç3T4 Ç1T1 Ç2T2 Ç3T2 Ç2T3 Ç3T4 Ç1T3 Ç2T1 Ç3T2 Ç1T2 Ç2T4 Ç3T1 Ç1T1 Ç2T2 Ç3T3 Ç1T4 Ç3T1 Ç1T1 Ç2T3 Ç3T2 Ç1T2 Ç2T1 Ç3T4 Ç1T4 Ç2T2 Ç3T3 Ç1T3 Ç2T4 Ç1: Balo, Ç2: Enton, Ç3: Sağlamtimur, T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan T4:30 Nisan Tohumluk ve toprak işleme hazırlıkları Ekimden önce kullanılacak tohumluk dekara 1.5 kg hesabına göre hazırlanmıştır. Buna göre her parsel için 6.3 g tohum hassas terazi ile tartılmıştır. Tartılan tohumlar yaklaşık olarak tohumluk miktarının 4 katı kadar toprakla karıştırılmış. Bu uygulamanın sebebi; tohumların çok küçük olması ve ekim sırasında tohumların sıralara homojen bir şekilde dağılmasını sağlamaktır. Deneme yerine ait toprak işleme hazırlıklarına, ekimden 15 gün 35

48 önce başlanılmıştır. Arazi ilk olarak cm derinliğinde pullukla birbirine dik olarak iki defa sürülmüş. Ekimden önce düzgün bir ekim yatağı hazırlanmıştır. Şekil 3.4 Parsel alanlarının hazırlanması Ekim işlemleri Çalışmada kullanılan 3 farklı tohum çeşidi aynı yıl içinde 4 farklı zamanda ekilmiştir. Deneme alanına ekim planı 1. dönem 15 Mart, 2. dönem 1 Nisan, 3. dönem 15 Nisan, 4. dönem 1 Mayıs olmasına rağmen hava durumu ve Kovid-19 salgını nedeniyle 1. dönem 14 Mart, 2. dönem 31 Mart, 3. dönem 16 Nisan, 4. dönem 30 Nisan da yapılmıştır. Kenar etkisini önlemek için parsellerin kenar kısımlarına birer sıra daha eklenmiş ancak bu sıralar örneklemede kullanılmamıştır. 36

49 Şekil 3.5 Parsel alanlarına tohum ekilmesi Bakım işlemleri Ekim işlemi yapılan alan uzun yıllardır organik tarım yapılan tarla olduğundan bitkilere herhangi bir organik veya sentetik gübre ve ilaç verilmemiştir. Parsel alanlarında çıkan yabancı otlar el aletleri ile toplanmıştır. Bitkiler sulanmamış olup sadece yağmur sularıyla beslenmiştir. Bitkiler doğal koşullarda gelişmeye bırakılmıştır Hasat işlemleri Hasat işlemleri için önceden hazırlanan kenarları 50cm 50cm olan kare şeklinde kasnak hazırlanmıştır. Parsellerden örnek alma işleminde kasnak parselin içine rastgele atılıp kasnak içinde kalan ürün analiz için alınmıştır. Ekilen parsellerin ¼ i analiz için %50 çiçeklenme döneminde (Tuncer 2014) hasat edilmiş, kalan ¾ ü ise tohum hasadı için bırakılmıştır. Bitkide bulunan kömeçlerin alt çiçeklerinde bulunan tohumlar kahverengi renge dönüştüğünde tohum verim hesaplaması için parselde kalan bitkileri ¼ i daha hasat edilmiştir ve kurutulmuştur (Korkmaz 2009). Kuruyan bitkiler daha sonra elle harmanlanarak tohumlar elde edilmiştir. Arazide kalan bitkiler ayrıca hasat edilip tohum verimi için harmanlanarak tohumlar elde edilmiştir. 37

50 Şekil 3.6 Arıotuna ait tam olgunlaşmış kuru çiçek salkımı 3.3 İncelenecek Özellikler Bu çalışmada farklı zamanlarda ekilecek arıotu bitkisinin ilk çıkış süresi, ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısı, çiçeklik dönemde kalma gün sayısı, yeşil ot verimi, kuru ot verimi, tohum verimi, 1000 tane ağırlığı, bitki boyu, ham protein oranı, ham protein verimi ve ham kül oranı incelenecektir İlk çıkış süresi (gün) Bitkilerin ilk ekim tarihinden parselde bulunan tüm bitkilerin yaklaşık %75 inin çıkış yaptığı süreye kadar geçen gün sayısı olarak hesaplanmıştır İlk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısı (gün) Bitkilerin ilk ekim tarihinden parselde bulunan bitkilerden birinin ilk çiçek açmasına kadar geçen toplam gün sayısı olarak hesaplanmıştır. 38

51 3.3.3 Çiçekte kalma gün sayısı (gün) Parselde bulunan tüm çiçeklerin %10 nunun çiçek açmasından %90 ının çiçeklerini kaybetmesine kadar geçen toplam gün sayısı olarak hesaplanmıştır Yeşil ot verimi (kg/da) Önceden hazırlanan 0.25 m² lik kare şeklindeki kasnak ile bitkiler %50 çiçeklenme döneminde topraktan 5 cm yüksekten biçilerek hasat edilmiştir. Hasat edilen yeşil ot tartılıp elde edilen değerler dekara çevrilerek bitkinin yeşil ot verimi bulunmuştur. (Sağlamtimur vd. 1989) Kuru ot verimi (kg/da) Yeşil ot verimi için önceden hasat edilen bitki örnekleri hazırlanan bez çuvallara konulup doğal olarak neminin buharlaşması için hava sıcaklığına bağlı olarak 5-10 gün arasında güneş altında bekletilmiştir. Kuruyan bitkiler tartılmış, elde edilen değerler dekara çevrilerek bitkilere ait kuru ot verimi hesaplanmıştır (Korkmaz 2009) Tohum verimi (kg/da) Önceden hazırlanan 0.25 m² lik kare şeklindeki kasnak ile kömeçlerin alt çiçeklerinde bulunan tohumlar kahverengi renge dönüştüğünde bitkiler hasat edilip kurumaya bırakılmıştır. Kuruyan bitkiler harmanlanarak tohumlarından ayrılmıştır. Elde edilen tohumlar hassas tartı ile tartılmıştır. Elde edilen veriler 1 dekara genişletilerek bitkinin dekara tohum verimi hesaplanmıştır. 39

52 tane ağırlığı (g) Hasat sonrası her parsele ait bitki örneklerinden harmanlanan tohumlar 100 er adet rasgele seçilerek tartılmıştır. Elde edilen değer 10 ile çarpılarak parsele ait tohumların 1000 tane ağırlıkları hesaplanmıştır Bitki boyu (cm) Bitkinin ortalama boyunu hesaplamak için; tam çiçeklenme döneminde parselin farklı yerlerinden rasgele 10 adet bitki örneği kökünden alınmıştır. Bitkiler düz bir zeminde gövdenin toprak ile temas ettiği kısmından tepe noktalarına kadar olan kısmı ölçülmüştür. Bulunan değerler toplanıp 10 ile bölünerek parsele ait ortalama bitki boyu hesaplanmıştır (Ataş vd. 2010) Ham protein oranı (%) Kjeldahl yöntemi ile % azot oranları tespit edilmiş örneklere ait değerler 6.25 faktörü ile çarpılıp % ham protein oranları belirlenmiştir Ham protein verimi (kg/da) Kuru ot verimi ile ham protein oranların çarpılmasıyla elde edilen sonuçlar ham protein verimi olarak belirlenmiştir Ham kül oranı (%) Ham kül oranı, önceden kurutularak içindeki nemi buharlaştırılmış belirli bir miktar bitki numunesinin 550 C de yakılması sonucunda elde edilen külün numune miktarına oranlanması ile yüzde kül miktarı hesaplanmıştır. 40

53 İstatistiksel analizi Üç veya daha fazla grup olduğunda ortalamaların eşitliğini istatistiksel olarak değerlendirmek için F testi kullanılmaktadır. F-istatistiği, veri noktalarının ortalama etrafındaki dağılımını ölçer. Bireysel veri noktaları ortalamadan daha fazla düşme eğiliminde olduğunda daha yüksek varyanslar ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmadan elde edilen veriler SPSS-23 yazılım programı kullanılarak univariate analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen ortalamalar arasında çıkan farklılıklar %1 önem derecesinde Duncan testine göre hesaplanmıştır. 41

54 4. BULGULAR VE TARTIŞMA 4.1 İlk Çıkış Süresi Bu denemede 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin ilk çıkış süresi üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.1 de verilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda hem çeşitlerin hem de çeşit ekim zaman interaksiyonun ilk çıkış süresi üzerindeki etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmazken, farklı ekim zamanlarının bitkinin çıkış süreleri üzerinde etkisi istatistiksel olarak önemli (p<0.01) bulunmuştur (Çizelge 4.1). Çizelge 4.1 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ilk çıkış süresine ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman Hata Genel toplam 35 ** p<0.01 düzeyinde önemli Farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama çimlenme süreleri arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.2 de verilmiştir. Çizelge 4.2 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerinin ortalama çimlenme sürelerine ait Duncan testi sonuçları İlk Çıkış Süresi (gün) Ekim Zamanı Çeşitler Ortalamalar Balo Enton Sağlamtimur 14 Mart b 31 Mart a 16 Nisan c 30 Nisan a Ortalamalar Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzey önemli farklılıklar bulunmaktadır 42

55 Dört farklı ekim zamanı karşılaştırıldığında her üç çeşide ait en erken çıkışın gün sonra 16 Nisan (3. dönem) da yapılan ekimde, en geç çıkışın ise gün sonra 31 Mart (2. dönem) ta ve 30 Nisan (4. dönem) da yapılan ekimlerde gerçekleştiği belirlenmiştir. 14 Mart (1. dönem) ta ekilen tohumlar gün sonra çıkış yapmıştır (Çizelge 4.2). Çizelge 3.2 incelendiğinde 16 Nisan da ekilen tohumlarda en erken çıkış olmasının temel sebebi, ekimin yapıldığı akşam yağmur yağması olmuştur. Diğer ekim dönemleri karşılaştırıldığında ise yağmur, 14 Mart ta yapılan ekiminde 2 gün sonra, 31 Mart ta yapılan ekimde 3 gün sonra ve 30 Nisan da yapılan ekimden 1 gün sonra yağmıştır. 30 Nisan da yapılan tohum ekimden 1 gün sonra yağmur yağmasına rağmen geç çimlenmesinin sebebi ekimin yapıldığı haftanın beş günü düzenli olarak yağmurun yağması olduğu düşünülmektedir. Çeşit ortalamaları arasında yapılan karşılaştırmada aralarındaki fark istatistik olarak önemli olmayıp tohumların ilk çıkış süresi gün arasında değiştiği görülmüştür (Çizelge 4.2). Ayrıca 1., 2., 3. ve 4. dönemde, tohumların ekildiği gün ile çıkış yaptıkları günlere ait fotoperiyot uzunlukları sırasıyla 11:53:20-12:25:02, 12:38:09-13:14:08, 13:19:08-13:50:18, 13:52:34-14:21:49 saattir (Çizelge 3.4). Bu veriler fotoperiyot süresinin tohumların ilk çıkış süresi üzerine doğrudan etkili olmadığını göstermektedir. Her dört zamanda ekilen Balo, Enton ve Sağlamtimür çeşitlerine ait ortalama çimlenme süreleri şekil 4.1 de verilmiştir. Bu veriler incelendiğinde ilk çıkış süresinin gün arasında değiştiği görülmüştür. 43

56 Gün T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4.1 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ilk çıkış süresi T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4:30 Nisan Şekil 4. 2 Arıotunun Enton çeşidine ait tohumların çimlenmesi 4.2 İlk Çiçeklenmeye Kadar Geçen Gün Sayısı Bu denemede 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısı üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma 44

57 sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.3 te verilmiştir. Yapılan incelemede çeşitlerin farklı olması ve farklı zamanlarda ekim işleminin yapılmasının bitkilerin ilk çiçeklenmesine kadar geçen gün sayısı üzerinde istatistiksel olarak önemli (p<0.01) olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın çeşit zaman interaksiyonu, istatistiksel olarak ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısı üzerinde önemli olmadığı anlaşılmıştır. Çizelge 4.3 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerinin ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısına ait varyans analizi sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit ** Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman Hata Genel toplam 35 ** p<0.01 düzeyinde önemli Çalışmada, farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayıları arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.4 te verilmiştir. Çizelge 4.4 Ankara koşullarında 4 farklı dönemde ekilen 3 adet arıotu çeşidinin ortalama ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısına ait Duncan testi sonuçları İlk Çiçeklenmeye Kadar Geçen Gün Sayısı (gün) Çeşitler Ekim Zamanları Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart a 31 Mart b 16 Nisan b 30 Nisan c Ortalamalar 57.00b 56.25b 58.75a Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzeyinde önemli farklılıklar bulunmaktadır Çizelge 4.4 incelendiğinde farklı zamanlarda arıotu ekiminin bitkinin çiçeklenme başlangıcı üzerinde önemli farklara neden olduğu görülmektedir. 4 farklı ekim zamanı ortalaması karşılaştırıldığında en erken gün sonra 4. dönem (30 Nisan) de ve en geç gün sonra 1. dönem (14 Mart) de ekilen çeşitlerin çiçek açtığı izlenmiştir. 2. dönem (31 Mart) ve 3. dönem (16 Nisan) de ekilen çeşitlerin çiçek açma süreleri 45

58 arasındaki fark istatistiksel olarak önemli olmamakla birlikte sırasıyla ve gün sonra çiçek açmışlardır. Kızılşimşek ve Ateş (2004), Kahramanmaraş şartlarında arıotunun değişik ekim zamanlarındaki çiçeklenme seyrinin incelenmesi için 5 farklı tarihte (7 Ekim, 17 Ekim, 27 Ekim, 6 Kasım, 16 Kasım) ekim işlemi yapmışlardır. Çalışma sonucundan ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısının gün arasında değiştiği gözlemlenmiştir. Bilgen (1999) tarafından farklı tarihlerde ekilen arıotunun çiçeklenme üzerine etkisini belirlemek amacıyla, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama arazisi ve Bağdemağacı bölgesindeki bir üreticinin tarlasında 5 farklı tarihte ekim işlemi yapılmıştır. Yürütülen çalışmada, ocak ayından başlamak üzere her ayın ilk haftasında ekimler yapıldığını bildirmiştir. Elde ettiği sonuçlara göre, ekimlerin gecikmesinin ilk çiçeklenme başlangıcı ve çiçekli kalma süresini kısalttığını belirtmiştir. Yaptığımız çalışmada bulduğumuz değerler Kızılşimşek ve Ateş in bulduğu değerlerden oldukça düşük olurken Bilgen in gözlemlediği verilere paralellik göstermiştir. Ayrıca 1, 2, 3, ve 4. dönemde, bitkilerin ekildiği zaman ile ilk çiçeklenmenin başladığı zamandaki fotoperiyod uzunlukları sırasıyla 11:53:20-14:27:18, 12:38:09-14:38:48, 13:19:08-14:58:14, 13:52:34-15:00:19 saattir (Çizelge 3.4). Çizelge 3.4 incelendiğinde 30 Nisan da ekilen bitkilerin en erken çiçek açmasının sebebi fotoperiyod süresinin gittikçe uzaması ile birlikte toplam ve günlük ortalama 10 cm toprak sıcaklığının, hava sıcaklığı ve yağış miktarının en yüksek, günlük ortalama ve toplam aktüel basıncının ise en düşük olmasından kaynaklandığı düşünülmüştür (Çizelge 3.2). Buna karşın 1. dönemde ekilen bitkilerin en geç çiçek açmasının sebebi fotoperiyod süresinin kısa, günlük ortalama 10 cm toprak sıcaklığının, hava sıcaklığının, yağış miktarının ve günlük güneşlenme sürelerinin düşük olmasından kaynaklanmıştır. Her üç çeşidin ortalama çiçek açma süreleri incelendiğinde en erken Enton (56.25 gün) çeşidinin daha sonra Balo (57.00 gün) ve en geç Sağlamtimur (58.75 gün) çeşidinin çiçek açtığı görülmüştür. Bu sonuçlar, arıotu genotiplerinin farklı olması bitkilerin vejetatif dönemde kalma süresi üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Tüm çeşit ve zamanlar incelendiğinde; sırasıyla en erken ve en geç çiçek açan bitkilerin 4. dönemde ekilen Enton 46

59 Gün (53.00 gün) ve 1. dönemde ekilen Sağlamtimur (66.00 gün) çeşidinin olduğu belirlenmiştir (Şekil 4.3) T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4. 3 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerine ait ortalama ilk çiçeklenmeye kadar geçen gün sayısı sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4:30 Nisan Şekil 4.4 Balo, Enton ve Sağlamtimur çeşitlerinde çiçeklenme başlangıcı 47

60 4.3 Çiçekte Kalma Gün Sayısı Bu denemede 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin çiçekli dönemde kalma gün sayısı üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.5 te verilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre çeşitlerin farklı olması ve farklı zamanlarda ekim işleminin yapılmasının bitkilerin çiçekli dönemde kalma süresi üzerinde istatistiksel olarak (p<0.01) önemli olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın çeşit zaman interaksiyonun bitkinin çiçekte kalma süresi üzerinde istatistiksel olarak önemli olmadığı anlaşılmaktadır. Çizelge 4.5 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının çiçekli dönemde kalma gün sayısına ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit ** Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman Hata Genel toplam 35 ** p<0.01 düzeyinde önemli Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama çiçekli dönemde kalma gün sayıları arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.6 da verilmiştir. Çizelge 4.6 Ankara koşullarında 3 farklı dönemde ekilen 3 adet arıotu çeşidinin ortalama çiçekli dönemde kalma gün sayısına ait Duncan testi sonuçları Çiçekli Dönemde Kalma Gün Sayısı (gün) Çeşitler Ekim Zamanları Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart a 31 Mart b 16 Nisan c 30 Nisan d Ortalamalar 33.75a 33.75a 32.50b Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzeyinde önemli farklılıklar bulunmaktadır 48

61 Çizelge 4.6 incelendiğinde farklı zamanlarda arıotu ekiminin bitkinin çiçekli dönemde kalma gün süresi üzerinde önemli (p<0.01) farklara neden olduğu izlenmiştir. Dört farklı ekim zamanı karşılaştırıldığında en uzun süre çiçekli dönemde kalan bitkilerin 42 gün ile 1. dönem (14 Mart) de ekilenler olduğu, en kısa süre çiçekli döneme kalan bitkilerin ise 22 gün ile 4. dönem (30 Nisan) de ekilen çeşitlerde tespit edilmiştir. Ayrıca 2. dönem (31 Mart) de ekilen bitkiler gün ve 3. dönem (16 Nisan) de ekilen bitkiler gün çiçekli dönemde kalmıştır. Çizelge 4.8 de görüldüğü gibi ekim zamanının gecikmesi bitkilerin çiçekli dönemde kalma süresini oldukça kısaltmıştır. Buna göre en uzun çiçekli dönemde kalma süresi ile en kısa çiçekli dönemde kalma süresi arasındaki fark (1. dönem- 4. dönem) 20 gün olduğu belirlenmiştir. Orsi ve Biondi (1987), İtalya da yaptıkları bir çalışmada arıotu bitkisinin çiçeklenme süresinin gün olduğunu belirlemişlerdir. Sağlamtimur ve Baytekin (1988), yaptıkları çalışmada ekim-kasım ayları içerisinde ekilen arıotunun kış ayları boyunca gelişim gösterdiklerini ve mart ayı başından itibaren çiçeklenmeye başladığını, çiçeklenme döneminin yaklaşık ay sürdüğünü belirtmişlerdir. Kızılşimşek ve Ateş (2004), Kahramanmaraş şartlarında yaptıkları çalışmada arıotu bitkisinin toplam çiçeklenme süresinin ortalama 45 gün olduğunu belirlemişlerdir. Yaptığımız çalışmada ilk ekim döneminde ektiğimiz bitkilerin çiçeklenme süresi her üç çalışmaya benzer çıkarken sonraki dönemlerde ekilen bitkilerin çiçeklenme süresi oldukça kısalmıştır. Çizelge 3.4 te göre 1, 2, 3, ve 4. dönemde bitkilerin ilk çiçeklenmeye başladığı tarih ile çiçeklenme sonundaki fotoperiyot uzunlukları sırasıyla 14:27:18-14:58:14, 14:38:48-14:54:59, 14:58:14-14:48:09, 15:00:19-14:43:08 saattir. Çizelge 3.2 ve Çizelge 3.4 incelendiğinde; yazlık olarak ekilen bitkilerin ekim zamanı geciktikçe çiçekte kalma sürelerinin kısalmasının sebebi fotoperiyot süresinin gittikçe uzaması ile toprak sıcaklığının artması ve günlük ortalama sıcaklığın yükselmesi olduğu düşünülmektedir. Her üç çeşidin ortalama çiçekli dönemde kalma süreleri incelendiğinde Balo (33.75 gün) ve Enton (33.75 gün) çeşitlerinin Sağlamtimur (32.5 gün) çeşidinden daha uzun süre çiçekli dönemde kaldığı izlenmiştir (Şekil 4.5). Tüm çeşit ve ekim zamanları 49

62 Gün incelendiğinde çiçekli dönemde kalma süresi en uzun (43 gün) 14 Mart ta ekilen Balo ve en kısa 30 Nisan da ekilen Sağlamtimur (21.00 gün) çeşidi olmuştur T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4.5 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotu çeşitlerine ait ortalama çiçekte kalma gün sayısı sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4:30 Nisan Şekil 4.6 Balo çeşidine ait çiçek salkımı 50

63 4.4 Yeşil Ot Verimi Bu denemede 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin yeşil ot verimi üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.7 de verilmiştir. Bu veriler incelendiğinde ekim işleminin farklı zamanlarda yapılması, çeşitlerin farklı olması ve çeşit zaman interaksiyonunun bitkinin yeşil ot verimi üzerine istatistiksel olarak (p<0.01) önemli olduğunu göstermiştir. Çizelge 4.7 Ankara koşullarında 4 dönemde ekilen 3 adet arıotu çeşidinin yeşil ot verimine ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit ** Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman ** Hata Genel toplam 35 ** p<0.01 düzeyinde önemli Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama yeşil ot verimleri arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.8 de verilmiştir Çizelge 4.8 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama yeşil ot verimlerine ait Duncan testi sonuçları Ekim Zamanları Yeşil Ot Verimi (kg/da) Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart a b bc Mart ef fg g Nisan cd de ef Nisan h h h Ortalamalar Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzey önemli farklılıklar bulunmaktadır Çizelge 4.8 incelendiğinde 4 farklı zamanda arasında yapılan ortalama yeşil ot verimi karşılaştırmasında sırasıyla en yüksek 14 Mart ( kg), 16 Nisan ( kg), 31 51

64 Mart ( kg) ve 30 Nisan ( kg) da ekilen bitki çeşitlerinden elde edildiği belirlenmiştir. Sağlamtimur ve Baytekin (1998) yaptıkları çalışmada arıotunun yeşil ot verimini kg/da arasında olduğunu belirlemişlerdir. Sağlamtimur vd. (1989) yaptıkları başka bir çalışmada, Çukurova da kışlık ara ürün olarak yetiştirilen arıotu (P. californica) na ait farklı biçim dönemlerinin yeşil ot verimine etkisini saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada arıotundan en yüksek yeşil ot verimini kg/da (%50 çiçeklenme döneminde) olarak bulmuşlardır. Başbağ vd. (2001), 1996 ve 1997 yılları arasında Diyarbakır koşullarında kışlık ara ürün arıotu ekimi yapılmıştır. Yapılan çalışmada yeşil ot verimlerinin kg/da arasında olduğu belirlenmiştir. Okant (2019), Şanlıurfa ilinde yılının kış döneminde farklı tohum miktarlarının yeşil ot verimi üzerine çalışma yapmıştır. Bu çalışma sonucunda yeşil ot verimini kg/da aralığında bulmuştur. Yaptığımız çalışmada farklı zamanlarda ekilen farklı arıotu çeşitlerine ait yeşil ot verimi kg/da aralığında bulunmuştur. Bu değerler Başbağ vd. ile Okant ın bulduğu sonuçlara yakın, Sağlamtimur vd. bulduğu değerlerden daha düşük çıkmıştır. Çizelge 3.2-Çizelge 3.4 incelendiğinde 1. dönem (14 Mart) de yapılan ekimden en yüksek verimin elde edilmesinin sebebi fotoperiyot süresinin kısa, toprak sıcaklığının ve ortalama hava sıcaklığın düşük olmasına bağlı olarak vejetatif gelişim döneminin uzun olması ile birlikte toplam aldığı yağmur miktarının fazla olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Buna karşın 4. dönem (30 Nisan) de ekilen bitkilerden elde edilen yeşil ot veriminin en düşük olmasının sebebi; fotoperiyot süresinin uzun, toprak sıcaklığının ve hava sıcaklığının yüksek, çiçeklenme döneminde nem oranın ve aldığı yağış miktarının oldukça düşük olmasından kaynakladığı düşünülmektedir. Tüm bu iklim faktörleri bitkilerin doğal gelişimini tamamlamadan erken olgunlaşmasına neden olduğu görülmüştür. Yapılan incelemede çeşitler arasındaki ortalama yeşil ot verimi sırasıyla Balo ( kg), Enton ( kg) ve Sağlamtimur ( kg) çeşitlerinden elde edildiği görülmüştür (Çizelge 4.8). Ayrıca 4 farklı zaman ve 3 farklı çeşit arasında yapılan 52

65 Ot Verimi kg/da kıyaslamada en yüksek ve en düşük yeşil ot verimi sırasıyla 14 Mart ta ekilen Balo ( kg) ve 30 Nisan da ekilen Balo ( kg) çeşidinden elde edilmiştir (Şekil 4.7) T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4.7 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama yeşil ot verim sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4:30 Nisan Şekil 4.8 Sağlamtimur arıotu çeşidinin yeşil ot verim hesaplaması için örnek alma işlemi 53

66 4.5 Kuru Ot Verimi (kg) Bu denemede 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin kuru ot verimi üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.9 da verilmiştir. Çizelge 4.9 da yapılan incelemede farklı zamanlarda ekim işleminin yapılması, çeşitlerin farklı olması ve çeşit zaman interaksiyonunun bitkinin kuru ot verimi üzerine istatistiksel olarak (p<0.01) önemli etkisi olduğu belirlenmiştir. Çizelge 4.9 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının kuru ot verimine ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit ** Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman ** Hata Genel toplam 35 ** p<0.01 düzeyinde önemli Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama kuru ot verimleri arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.10 da verilmiştir. Çizelge 4.10 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama kuru ot verimi sonuçlarına ait Duncan testi sonuçları Ekim Zamanları Kuru ot verimi (kg/da) Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart a b bc Mart ef fg g Nisan cd de ef Nisan h h h Ortalamalar Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzey önemli farklılıklar bulunmaktadır Çizelge 4.10 incelendiğinde; farklı zamanlarda yapılan ortalama kuru ot verimi karşılaştırmasında sırasıyla en yüksek verim 14 Mart ( kg), 16 Nisan ( kg), 54

67 31 Mart ( kg) ve 30 Nisan ( kg) zamanlarında ekilen bitkilerden elde edildiği görülmüştür. Zamanlar bakımından arıotuna ait kuru ot veriminin gittikçe düşmesinin sebebi, yeşil ot verimine etki eden etmenler olmuştur. Dolayısıyla bitkinin yeşil ot verimini düşüşüne bağlı olarak kuru ot verimi de aynı oranda düştüğü belirlenmiştir. Sağlamtimur vd. (1989), Çukurova da kışlık ara ürün olarak yetiştirdikleri arıotu (Phacelia californica Cham) nun en yüksek kuru ot verimini %50 çiçeklenme döneminde kg/da olarak elde etmişlerdir. Başbağ vd. (2001), 1996 ve 1997 yılları arasında Diyarbakır koşullarında kışlık ara ürün olarak yetiştirdikleri arıotunun kuru ot verimini kg/da arasında belirlemişlerdir. Okant (2019), Şanlıurfa ilinde yılının kış sezonunda yürüttüğü çalışmada; farklı tohum miktarları ile yapılan arıotu üretiminde kuru ot verimini kg/da aralığında bulmuşlardır. Yaptığımız çalışmada farklı zamanlarda ekilen farklı arıotu çeşitlerine ait kuru ot verimi kg/da aralığında bulunmuştur. Bulduğumuz değerler Başbağ vd. ile Okant ın bulduğu sonuçlarla paralel, Sağlamtimur vd. nin bulduğu değerlerden daha düşük çıkmıştır. Çeşitler arasında yapılan incelemede ortalama kuru ot verimleri sırasıyla en yüksek Balo ( kg), Enton ( kg) ve Sağlamtimur ( kg) çeşitlerinden elde edilmiştir. Ayrıca 4 farklı zaman ve 3 farklı çeşit arasında yapılan incelemede en yüksek kuru ot verimi 14 Mart ta ekilen Balo ( kg) çeşidinden, en düşük kuru ot verimin ise 30 Nisan da ekilen Sağlamtimur ( kg) çeşidinden elde edilmiştir (Şekil 4.9). 55

68 Ot Verimi kg/da T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4.9 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama kuru ot verim sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4:30 Nisan Şekil 4.10 Sağlamtimur çeşidinin kuru ot verimi için saklandığı bez çuval 56

69 4.6 Tohum Verimi (kg) Bu denemede 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin tohum verimi üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.11 de verilmiştir. Elde edilen veriler incelendiğinde farklı zamanlarda arıotu ekilmesinin bitkinin tohum verimi üzerinde istatistiksel olarak önemli (p<0.01) etkisi olduğu görülmüştür. Buna karşın çeşitlerin farklı olması ve çeşit zaman interaksiyonun bitkinin tohum verimi üzerinde istatistiksel olarak önemli bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Çizelge 4.11 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının tohum verimine ait varyans analizi sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman Hata Genel toplam 35 ** 0.01 düzeyinde önemli Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama tohum verimleri arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.12 de verilmiştir. Çizelge 4.12 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama tohum verimine ait Duncan testi sonuçları Ekim Zamanları Tohum Verimi (kg/da) Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart a 31 Mart b 16 Nisan b 30 Nisan c Ortalamalar Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzeyinde önemli farklılıklar bulunmaktadır 57

70 Çizelge 4.12 incelendiğinde farklı zamanlarda arıotu ekiminin bitkinin tohum verimi üzerinde önemli farklara neden olduğu görülmektedir. 14 Mart, 31 Mart, 16 Nisan ve 30 Nisan da ekilen her üç çeşide ait en yüksek tohum verim ortalaması sırasıyla kg, kg, 58 kg, 44 kg, 0 kg olarak hesaplanmıştır. Buna göre 1. dönemde ekilen bitkilerden en yüksek verim elde edilirken 4. dönemde zamanında ekilen her üç çeşitten hiç tohum alınamamıştır. 1. dönemde ekilen her üç arıotu çeşidine ait tohum veriminin en yüksek olmasının sebebi bitkilerin vejetatif gelişim süresinin uzun olmasıdır. Bitkilerin vejetatif süresinin uzun olması, bir başka değişle toplam fotoperiyot süresinin uzun olması, dal sayısının fazla olmasına neden olmuş, dal sayısının fazla olması da çiçek salkımlarının çok olmasına, dolayısıyla tohum miktarının fazla olmasına neden olmuştur. Buna karşın 30 Nisan da ekilen bitkilerden hiç tohum alınamamasının sebebi; fotoperiyot süresinin uzaması, hava sıcaklığının artması ve nem oranının düşmesi sonucu bitkinin generatif dönemini tamamlamadan kuruması olmuştur (Çizelge 3.2). Tansı vd. (1999), Çukurova Bölgesinde arıotu bitkisini arı merası olarak kullanıldıktan sonra tohum verimini saptamak amacıyla açıkta ve kafesli parsellerde yürüttükleri çalışmada sırasıyla kg/da ve kg/da tohum elde edildiğini tespit etmişlerdir. Başbağ vd. (2001) 1996 ve 1997 yılları arasında Diyarbakır koşullarında kışlık ara ürün olarak yetiştirdikleri arıotundan kg/da arasında tohum elde etmişlerdir. Kızılşimşek ve Ateş (2004), Kahramanmaraş şartlarında yaptıkları bir çalışmada arıotunun en yüksek tohum veriminin kg/da olarak bulmuşlardır. Akdoğan ve Kır (2020), Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri bölümü deneme alanında yetiştirme döneminde yürüttükleri çalışmada tohum verimi kg/da olduğunu belirlemişlerdir. Yaptığımız çalışmada 1. dönemde (95.11 kg) ekilen bitkilerden elde edilen tohum verimi, yukarıda belirtilen her dört çalışmadan elde edilen tohum veriminden yüksek bulunurken 2. dönemde (65.11 kg) ve 3. dönemde (58.44 kg) ekilen bitkilerden elde edilen tohumlar diğer çalışmalara benzer bulunmuştur. Çeşitler arasında yapılan karşılaştırmada ortalama tohum verimi sırasıyla en yüksek Enton (59.91 kg), Balo (52.75 kg) ve Sağlamtimur (51.33 kg) dan elde edilmiştir. Çeşit zaman interaksiyonu bakımından en yüksek tohum verimi T1 zamanında ekilen Enton çeşidinden elde edilirken, en düşük tohum verimi T4 zamanında ekilen çeşitlerden elde 58

71 Tohum Verimi kg/da edilmiştir. Ayrıca Enton bitkisinin ortalama tohum verimi 1, 2, ve 3. dönemde de Balo ve Sağlamtimur çeşitlerinden daha yüksek bulunmuştur (Şekil 4.11) T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4.11 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama tohum verim sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4: 30 Nisan Şekil 4.12 Balo çeşidine ait tohumlar 59

72 4.7 Bin Tane Ağırlığı (g) Bu denemede 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin 1000 tane ağırlığı üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.13 te verilmiştir. Buna göre, farklı ekim zamanlarının bitkinin 1000 tane ağırlığı üzerinde istatistiksel olarak önemli (p<0.01) olduğu anlaşılmıştır. Buna karşın bitki çeşitlerinin farklı olması ve çeşit zaman interaksiyonun istatistiksel olarak 1000 tane ağırlığı üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Çizelge 4.13 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının bin tane ağırlığına ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman Hata Genel toplam 35 ** 0.01 düzeyinde önemli Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama 1000 tane ağırlığı arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.14 te verilmiştir. Çizelge 4.14 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama bin tane ağırlığına ait Duncan testi sonuçları Ekim Zamanları Bin Tane Ağırlığı (g) Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur 14 Mart a 31 Mart a 16 Nisan a 30 Nisan b Ortalamalar Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzeyinde önemli farklılıklar bulunmaktadır Ortalamalar 60

73 Tohum Ağırlığı g Çizelge 4.14 incelendiğinde 1. dönem, 2. dönem ve 3. dönemde yapılan arıotu ekiminin bitkinin 1000 tane ağırlığı üzerinde önemli farklara neden olmadığı görülmüştür. Ancak 4. dönemde ekilen her 3 bitki çeşidi çiçek açmalarına rağmen generatif periyotlarını tamamlayamadığından tohum oluşumu gerçekleşmemiştir. Akdoğan ve Kır (2020), Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri bölümü deneme alanında yetiştirme döneminde yürüttükleri çalışmada farklı fosfor dozlarının arıotu tohum verimi üzerindeki etkilerini incelenmişlerdir. Yapılan çalışma sonucunda bin tane ağırlığı g aralığında tespit edilmiştir. Yaptığımız çalışmada tohum elde ettiğimiz 1. dönem, 2. dönem ve 3. döneme ait ortalama 1000 tane ağırlıkları sırasıyla 2.26 g, 2.30 g ve 2.26 g bulunmuştur. Elde ettiğimiz sonuçlar Akdoğan ve Kır ın bulduğu sonuçlara oldukça yakın çıkmıştır. Çeşitler arasında yapılan karşılaştırılmada aralarında fark istatistiksel olarak önemli olmamakla birlikte, ortalama 1000 tane ağırlığı sırasıyla en yüksek Sağlamtimur (1.74 g), Balo (1.70 g) ve Enton (1.69 g) olarak hesaplanmıştır. Çeşit zaman interaksiyonları karşılaştırıldığında en yüksek ve en düşük 1000 tane ağırlığı sırasıyla 3. dönemde ekilen Sağlamtimur (2.36 kg/da) ve 4. dönemde ekilen Balo, Enton ve Sağlamtimur çeşitlerinde (0 kg/da) hesaplanmıştır. (Şekil 4.13) T1 T2 T3 T4 Ekim Zamın Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4.13 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama bin tane ağırlığı sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4: 30 Nisan 61

74 4.8 Bitki Boyu (cm) Çalışmada 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların bitkinin boylanması üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.15 te verilmiştir. Bu veriler incelendiğinde çeşitlerin farklı olması ve farklı zamanlarda ekim işleminin yapılması istatistiksel olarak %1 (p<0.01), çeşit zaman interaksiyonu ise %5 (p<0.05) önemli olduğu belirlenmiştir. Çizelge 4.15 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının bitki boyuna ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit ** Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman * Hata Genel toplam 35 ** 0.01 düzeyinde önemli * 0.05 düzeyinde önemli Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama bitki boyları arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.16 da verilmiştir. Çizelge 4.16 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama bitki boyuna ait Duncan testi sonuçları Bitki Boyu (cm) Ekim Zamanları Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart 50.70a 44.46b 44.00b Mart 39.46c 37.13cd 31.60e Nisan 37.53cd 33.80e 33.20e Nisan 36.43d 33.86e 31.63e Ortalamalar Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.05 düzeyinde önemli farklılıklar bulunmaktadır Çizelge 4.16 incelendiğinde farklı zamanlarda arıotu ekiminin bitkinin boylanması üzerinde önemli farklara neden olduğu anlaşılmaktadır. 4 farklı ekim zamanı karşılaştırıldığında her üç çeşide ait en yüksek bitki boyu ortalaması 14 Mart (

75 cm) ta ekilen bitkilerden görülürken en düşük boy ortalaması 30 Nisan (33.97 cm) da ekilen bitkilerde görülmüştür. 31 Mart ve 16 Nisan da ekilen bitkilerin ortalama bitki boyu ise sarısıyla cm ve cm olarak hesaplanmıştır. Coşkun ve Sağlamtimur (2000), GAP Bölgesi koşullarında arıotu ve buğdayın birlikte yetiştirilme olanaklarını belirlemek için yaptıkları çalışmada arıotunun boy ortalamasını cm aralığında olduğunu belirtmişlerdir. Okant (2019), Şanlıurfa ilinde yılının kış sezonunda yaptığı bir araştırmada değişik tohum miktarlarının (1.00, 1.50, 2.00 ve 2.50 kg da) arıotunun bitkisel özellikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada bitki boyu ortalamasını cm aralığında bulmuştur. Akbay vd. (2020) tarafından Kahramanmaraş ekolojik koşullarında, yılı farklı vejetasyon dönemlerinde (tomurcuklanma, %50 çiçeklenme ve tam çiçeklenme) hasat edilen arı otunun (Phacelia tanacetifolia Benth.) bitki boyu ortalamasını cm olduğunu belirtmişlerdir. Yaptığımız çalışmada elde ettiğimiz veriler ( cm) Coşkun ve Sağlamtimur, Akbay vd. ve Okant ın bulduğu değerlerden daha düşük bulunmuştur (Çizelge 4.16). Ekim zamanı geciktikçe bitki boy ortalamasının kısalmasının nedeni, fotoperiyot süresinin ve hava sıcaklığının artmasının bağlı olarak bitkilerin vejetatif dönemini tamamlamadan generatif döneme geçmesi olduğu belirlenmiştir (Çizelge 3.2). Çeşitler arasındaki boy ortalamaları karşılaştırıldığında en yüksek boy ortalaması Balo (41.03 cm) çeşidinde olduğu görülürken en düşük boy ortalaması Sağlamtimur (35.10 cm) çeşidinde görülmüştür. Enton çeşidinin ortalama bitki boyu ise cm olarak hesaplanmıştır. Ayrıca yapılan çalışmada en yüksek bitki boyu 14 Mart ta ekilen Balo (50.70 cm) çeşidinde, en düşük boylanma ise 31 Mart zamanında ekilen Sağlamtimur (31.60 cm) çeşidinde görülmüştür (Şekil 4.14). 63

76 Bitki Boyu cm T1 T2 T3 T4 Ekim Zamın Balo Enton Sağlamtimur Şekil 4.14 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama bitki boyu sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4: 30 Nisan 4.9 Ham Protein Oranı (%) Yaptığımız çalışmada 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların ham protein oranı üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.17 de verilmiştir. Yapılan incelemede farklı zamanlarda arıotu ekilmesi, çeşitlerin farklı olması ve çeşit zaman interaksiyonun bitkinin ham protein oranı üzerinde istatistiksel olarak önemli olmadığı görülmüştür. Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ham protein oranına ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit Ekim Zamanı Çeşit Zaman Hata Genel toplam 35 64

77 Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham protein oranları çizelge 4.18 de verilmiştir. Çizelge 4.18 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ham protein oranlarına ait Duncan testi sonuçları Ekim Zamanları Ham Protein Oranı (%) Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart Mart Nisan Nisan Ortalamalar Çizelge 4.18 incelendiğinde farklı zamanlarda arıotu ekilmesinin bitkinin ham protein oranı üzerinde önemli bir değişikliğe neden olmadığı görülmüştür. 4 farklı zaman arasında yapılan karşılaştırmada en yüksek ham protein değerleri sırasıyla 30 Nisan (%11.37), 16 Nisan (%11.34), 31 Mart (%11.10) ve 14 Mart (%10.89) ta yapılan ekimlerden elde edildiği görülmüştür. Ateş vd. (2010), Tekirdağ şartlarında yetiştirilen arıotunun besleme değeri üzerine yaptığı çalışmada en yüksek ham protein oranını %13.22 olarak bulmuştur. Okant (2019), Şanlıurfa ilinde yılının kış sezonunda yaptığı bir araştırmada değişik tohum miktarlarının (1.0, 1.5, 2.0 ve 2.5 kg da) arıotunun bitkisel özellikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada ham protein oranının % arasında değişim gösterdiğini saptamıştır. Bu çalışmada farklı dönemlerde ekilen arıotunun ortalama ham protein oranları % aralığında bulunmuştur (Çizelge 4.18). Bulduğumuz bu değerler Ateş vd. ile Okant ın bulduğu değerlerden daha düşük olduğu belirlenmiştir Çeşitler arasında yapılan karşılaştırmada ortalama ham protein oranı sırasıyla en fazla Enton (%11.26), Balo (%11.17) ve Sağlamtimur (%11.09) çeşitlerinden elde edilmiştir. Ekim zamanı x çeşit interaksiyonunda en yüksek ve en düşük ham protein oranı sırasıyla 30 Nisan (%11.50) da ekilen Enton ve 14 Mart (%10.64) ta ekilen Balo çeşidinde olduğu görülmüştür (Şekil 4.15). 65

78 Oran % T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham protein oranı değerleri T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4: 30 Nisan 4.10 Ham Protein Verimi Çalışmada 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların ham protein verimi üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.19 te verilmiştir. Yapılan incelemede farklı zamanlarda arıotu ekilmesi ve çeşitlerin farklı olması bitkinin ham protein verimi üzerinde istatistiksel olarak önemli (p<0.01) bulunurken çeşit zaman interaksiyonun önemli olmadığı belirlenmiştir. Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ham protein verimine ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit ** Ekim Zamanı ** Çeşit Zaman Hata Genel toplam 35 ** 0.01 düzeyinde önemli 66

79 Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama protein verimleri çizelge 4.20 te verilmiştir. Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ham protein verimine ait Duncan testi sonuçları Ekim Zamanları Ham protein verimi (kg/da) Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur Ortalamalar 14 Mart a 31 Mart c 16 Nisan b 30 Nisan d Ortalamalar 49.59a 46.46b 43.75b Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzeyinde önemli farklılıklar bulunmaktadır Çalışma sonucunda 14 Mart, 31 Mart, 16 Nisan ve 30 Nisan da ekilen arıotunun ham protein verimi sırasıyla kg/da, kg/da, kg/da ve kg/da olarak belirlenmiştir. Balo, Enton ve Sağlamtimur çeşitlerinin ortalama protein verimleri ise sırasıyla 49.59, ve kg/da belirlenmiştir (Çizelge 4.20). Özkan ve Sevimay (2018) 2013 ve 2014 yıllarında yaptıkları çalışmada arıotuna ait ham protein verimini sırasıyla kg/da ve kg/da olarak bulmuşlardır. Yılmaz ve Albayrak (2017) 2014 ve 2015 yıllarında Eskişehir koşullarında yaptıkları çalışmada ortalama en yüksek ham protein verimini kg/da olarak belirlemişlerdir. Yaptığımız çalışmada elde ettiğimiz veriler, Özkan ve Sevimay ile Yılmaz ve Albayrak ın bulduğu değerlere paralellik gösterdiği belirlenmiştir. Şekil 4.16 incelendiğinden ekim zamanı geciktikçe ham protein veriminin azaldığı görülmüştür. Bunun sebebi fotoperiyot süresinin ve hava sıcaklığının artmasının sonucu bitkilerin vejetatif dönemini tamamlamadan generatif döneme geçmesine bağlı olarak kuru ot verimindeki azalma olmuştur. 67

80 Verim kg/da T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham protein verimi sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4: 30 Nisan 4.11 Ham Kül Oranı (%) Yapılan çalışmada 3 farklı arıotu çeşidi 4 farklı zamanda ekilerek farklı fotoperiyotların ham kül oranı üzerine etkileri belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına ait varyans analiz sonuçları çizelge 4.21 da verilmiştir. Elde edilen veriler incelendiğinde çeşitlerin farklı olması ve çeşit zaman interaksiyonun arıotunun ham kül oranı üzerine istatistiksel olarak önemli (p<0.01) olduğu anlaşılmaktadır. Ancak arıotunun farklı zamanlarda ekilmesi ham kül oranı üzerine etkisinin önemli olmadığı görülmüştür. Çizelge Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ham kül oranına ait varyans analiz sonuçları Faktörler S.D K.O F değeri Çeşit ** Ekim Zamanı Çeşit Zaman ** Hata Genel toplam 35 ** 0.01 düzeyinde önemli 68

81 Yapılan çalışma sonucunda farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham kül oranı arasındaki önem düzeyini belirlemek için Duncan testi uygulanmıştır. Sonuçlar çizelge 4.22 de verilmiştir. Çizelge 4.22 Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarının ortalama ham kül oranına ait Duncan testi sonuçları Ekim Zamanları Ham Kül Oranı (%) Çeşitler Balo Enton Sağlamtimur 14 Mart 11.04ab 9.27de 9.04e Mart 10.66abc 9.10de 10.38abcd Nisan 11.50a 8.86e 10.09bcde Nisan 9.72cde 9.72cde 9.55cde 9.66 Ortalamalar Farklı harflerle gösterilen ortalamalar arasında Duncan testine göre 0.01 düzeyinde önemli farklılıklar bulunmaktadır Ortalamalar Tüm zamanlar ve çeşitler arasında yapılan incelemede ise en yüksek ve en düşük ham kül oranı sırasıyla 16 Nisan da ekilen Balo (%11.50) ve Enton (%8.86) çeşitlerinde hesaplanmıştır (Şekil 4.17). Çeşit ortalamalarına ait en yüksek ham kül oranı sırasıyla Balo (%10.73), Sağlamtimur (%9.76) ve Enton (%9.23) şeklinde olduğu görülmüştür. Zaman faktörünün bitkinin ham kül oranı üzerinde istatistiksel olarak önemli olmamasına karşın en yüksek ham kül oranı sıralaması 16 Nisan (%10.15), 31 Mart (%10.04), 14 Mart (%9.78) ve 30 Nisan (%9.66) şeklindedir (Çizelge 4.22). Akbay vd. (2020) tarafından Kahramanmaraş ekolojik koşullarında, yılı farklı vejetasyon dönemlerinde (tomurcuklanma, %50 çiçeklenme ve tam çiçeklenme) hasat edilen arı otunun (Phacelia tanacetifolia Benth.) ham kül oranını % aralığında bulmuştur. Yaptığımız çalışmada ise farklı dönemlerde ekilen arıotunun ortalama ham kül oranları %9.66-%10.15 aralığında bulunmuştur. Bu değerler Aybay vd. nin bulduğu değerlerden düşük olduğu görülmüştür. 69

82 Oran % T1 T2 T3 T4 Ekim Zamanı Balo Enton Sağlamtimur Şekil Ankara koşullarında farklı dönemlerde ekilen farklı arıotlarına ait ortalama ham kül oranı sonuçları T1: 14 Mart, T2: 31 Mart, T3: 16 Nisan, T4: 30 Nisan 70

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi TARIMSAL FAALİYETİN ÇEVRE ÜZERİNE ETKİSİ Toprak işleme (Organik madde miktarında azalma) Sulama (Taban suyu yükselmesi

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

ÇEŞİTLERİNDE BAL ARISININ

ÇEŞİTLERİNDE BAL ARISININ FAZELYA (Phacelia tanacetifolia Bentham) ÇEŞİTLERİNDE BAL ARISININ (Apis mellifera L.) TARLACILIK TERCİHİNİN ARAŞTIRILMASI U. Kumova* T. Sağlamtimur** A. Korkmaz*** * Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Detaylı

Sağlıklı Tarım Politikası

Sağlıklı Tarım Politikası TARLADAN SOFRAYA SAĞLIKLI BESLENME Sağlıklı Tarım Politikası Prof. Dr. Ahmet ALTINDĠġLĠ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ahmet.altindisli@ege.edu.tr Tarım Alanları ALAN (1000 ha)

Detaylı

ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA YETİŞTİRİLEN ARI OTU (Phacelia tanacetifolia Bentham) BİTKİSİNİN BAL ARILARI (Apis mellifera L.

ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA YETİŞTİRİLEN ARI OTU (Phacelia tanacetifolia Bentham) BİTKİSİNİN BAL ARILARI (Apis mellifera L. ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA YETİŞTİRİLEN ARI OTU (Phacelia tanacetifolia Bentham) BİTKİSİNİN BAL ARILARI (Apis mellifera L.) İÇİN ÖNEMİ Ulviye KUMOVA Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü

Detaylı

Türkiye 3. Tarla Bitkileri Kongresi, 15-18 Kasım 1999, Adana Cilt III, Çayır-Mera Yembitkileri ve Yemeklik Tane Baklagiller, 312-317

Türkiye 3. Tarla Bitkileri Kongresi, 15-18 Kasım 1999, Adana Cilt III, Çayır-Mera Yembitkileri ve Yemeklik Tane Baklagiller, 312-317 Türkiye 3. Tarla Bitkileri Kongresi, 15-18 Kasım 1999, Adana Cilt III, Çayır-Mera Yembitkileri ve Yemeklik Tane Baklagiller, 312-317 ARI OTUNDA (Phacelia tanacetifolia) FARKLI EKİM ZAMANLARININ ÇİÇEKLENME

Detaylı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ EDİRNE İLİNDE YEM BİTKİLERİ EKİLİŞİ, MERALARIN DURUMU

Detaylı

ARIOTU, FASELYA (Phacelia tanacetifolia Bentham)

ARIOTU, FASELYA (Phacelia tanacetifolia Bentham) ARIOTU, FASELYA (Phacelia tanacetifolia Bentham) Bitkisel Özellikleri Arı otu Hydropllaceae familyasından ve Phacelia cinsinden tek yıllık bir tür olup, dik olarak gelişmekte ve 40-120 cm kadar boylanmaktadır

Detaylı

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 1- Organik Tarımın Tarihçesi

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 1- Organik Tarımın Tarihçesi Eco new farmers Modül 1- Organik Tarıma Giriş Bölüm 1- Organik Tarımın Tarihçesi Module 1- Organik Tarıma Giriş Section 1 Organik Tarımın Tarihçesi www.econewfarmers.eu 1. Giriş Bu bölümde organic tarım

Detaylı

Effect of Different Sowing Dates on Seed Yields and Yield Components of Phacelia (Phacelia Tanacetifolia Benthmam ) in Autumn Sowing Period

Effect of Different Sowing Dates on Seed Yields and Yield Components of Phacelia (Phacelia Tanacetifolia Benthmam ) in Autumn Sowing Period YYÜ TAR BİL DERG (YYU J AGR SCI) 2016, 26(3): 366-371 Geliş Tarihi (Received): 06.04.2016 Kabul Tarihi (Accepted): 27.05.2016 Araştırma Makalesi/Research Article (Original Paper) Arı Otu Bitkisinin Sonbahar

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

Tohum yatağının hazırlanması:

Tohum yatağının hazırlanması: Toprak isteği: Yem bezelyesi tüm baklagillerde olduğu gibi, özellikle yeterli kireç bulunan ve PH değeri 6,5-7 olan toprakları sever. PH değeri 6-8 aralığında olan topraklarda da ekimi yapılabilir. Bu

Detaylı

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Önemli Fiğ Türleri Dünya üzerinde serin ve ılıman eklim kuşağına yayılmış çok sayıda fiğ türü vardır.

Detaylı

... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ

... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ ......... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ 2002 ......... MACAR FİĞİ YEM BİTKİSİ ÜRETİMİNİ GELİŞTİRME PROJESİ BÖLÜM 1.PROJENİN ÖZETİ 1.1.Projenin Adı 1.2.Projenin Süresi 1.3.Projenin

Detaylı

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir? Macar Fiği Neden Önemlidir? Macar fiği, son yıllarda ülkemizde ekimi yaygınlaşan beyazımsı-sarı çiçekli bir fiğ türüdür (Resim 1). Bitkinin önemli olmasını sağlayan özellikler; yerli fiğe nazaran soğuklara

Detaylı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında

Detaylı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı 07.10.2016 Özge YILDIZ Gıda Yük. Müh. Aydın İMAMOĞLU, Seda PELİT Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İzmir Proje:

Detaylı

ARIOTU YETİŞTİRİCİLİĞİ

ARIOTU YETİŞTİRİCİLİĞİ T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü ARIOTU YETİŞTİRİCİLİĞİ Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun / 2009 Kapak Tasarımı Dr. Ali KORKMAZ Dizgi/Baskı Refik YILMAZ Çiftçi Eğitimi ve Yayım Şube

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE,

Detaylı

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ Burhan KARA Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü-Isparta Giriş İletişim: burhankara@sdu.edu.tr, Tel: 0246 211

Detaylı

4. Organik Tarımda Türkiye nin Yeri

4. Organik Tarımda Türkiye nin Yeri Dünyada organik ürün ticareti de giderek artmaktadır (Yussefi ve Willer, 2007). Günümüzde sadece gelişmiş ülkeler organik ürünlerin temel tüketicileri olarak görülmekte ve ihracata yönelik çalışan ülkeler

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Korunga Önemli Bir Bitkidir Korunga, sulamanın yapılamadığı kıraç alanlarda, verimsiz ve taşlık topraklarda yetiştirilecek

Detaylı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi 1

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi 1 Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi 1 En çok sorulan soru? 2 Dünyada Beslenme, 800 Milyon İnsan Kronik Yetersiz 1.2 Milyar İnsan Açlık Korkusu Yaşamakta,

Detaylı

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ TÜRKĠYE NĠN BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ NE ĠLĠġKĠN ĠKĠNCĠ ULUSAL BĠLDĠRĠMĠNĠN HAZIRLANMASI FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ PROJESĠ ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Detaylı

SUNUM PLANI. 1. Konya Tarımının Yapısı. 2. Desteklemeler

SUNUM PLANI. 1. Konya Tarımının Yapısı. 2. Desteklemeler Şubat 2017 SUNUM PLANI 1. Konya Tarımının Yapısı 2. Desteklemeler Kaynak: TÜİK, 2015-2016 Tarla Bitkileri Ürün adı Konya Tarımının Yapısı (Öne Çıkan İlk 5 Ürün) Ekilen alan (da) 2015 2016 Üretim (ton)

Detaylı

Bölüm 7. Tarımsal Üretim Faktörleri. Üretim Faktörleri Toprak Sermaye Emek (iş) Girişimcilik (yönetim yeteneği)

Bölüm 7. Tarımsal Üretim Faktörleri. Üretim Faktörleri Toprak Sermaye Emek (iş) Girişimcilik (yönetim yeteneği) Bölüm 7. Tarımsal Üretim Faktörleri Üretim Faktörleri Toprak Sermaye Emek (iş) Girişimcilik (yönetim yeteneği) Tarımsal yapı, toprak (doğa), sermaye, emek ve girişimcilik gibi temel üretim araçlarının

Detaylı

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU 1. Giriş 2. Kaliteli yem ne anlama gelir? 3. Hayvanların Yem Tercihi 4. Yemin sindirilebilirliği 5. Yem Bitkisinin

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ

TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ TÜRKİYE DE TARIM ve HAYVANCILIK: SORUNLAR VE ÖNERİLER DOÇ.DR.BERRİN FİLİZÖZ Tarım İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetidir. Türkiye nüfusunun yaklaşık %48.4

Detaylı

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Korunga Tarımı Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Osman Dilekçi - Ziraat Mühendisi Teknik İşler Şube Müdürü 0248

Detaylı

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 26,21(3): 318-322 J. of Fac. of Agric., OMU, 26,21(3): 318-322 SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ İlknur

Detaylı

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TARIMDA DEĞİŞİM Dünyada 1970 li yıllarda; Tüketicilerin bilinçlenmesi, 1990 lı yıllarda

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

1926

1926 1926 1926 2011 YILI BİRİME DESTEK MİKTARLARI ALAN BAZLI DESTEKLEMELER (TL/da) 1 Tütüne Alternatif Ürün Desteği 120 2 Toprak Analizi 2,5 3 Organik Tarım Tarla bitkileri, Sebze, Meyve 25 Hayvancılık,

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

MEVZUATLAR KANUNLAR. TEBLİĞ, TALİMAT ve KARARLAR YÖNETMELİKLER KANUNLAR. Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu

MEVZUATLAR KANUNLAR. TEBLİĞ, TALİMAT ve KARARLAR YÖNETMELİKLER KANUNLAR. Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu T.C. ANTALYA VALİLİĞİ Tarım İl Müdürlüğü MEVZUATLAR KANUNLAR 6968 Sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu. 5179 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin

Detaylı

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): ,

Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2(3): , Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 2: 290 296, 2015 TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Bingöl Koşullarında Değişik Macar Fiği (Vicia

Detaylı

Farklı Sıra Arası Uzaklıklarının Kimi Arıotu (Phacelia tanacetifolia Bentham) Çeşitlerinde Ot Verimi ile Verim ve Kalite Özelliklerine Etkileri

Farklı Sıra Arası Uzaklıklarının Kimi Arıotu (Phacelia tanacetifolia Bentham) Çeşitlerinde Ot Verimi ile Verim ve Kalite Özelliklerine Etkileri Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2007, 44 (1): 71-85 ISSN 1018-8851 Farklı Sıra Arası Uzaklıklarının Kimi Arıotu (Phacelia tanacetifolia Bentham) Çeşitlerinde Ot Verimi ile Verim ve Kalite Özelliklerine Etkileri

Detaylı

Türkiye`de Hububat Alanları

Türkiye`de Hububat Alanları BUĞDAY DOSYASI Türkiye, birçok ürünün yetiştirilmesine imkan veren iklim ve ekolojik özellikleri nedeniyle tarımsal üretim açısından avantajlı bir ülke olup, toplam istihdamın %24,6`sı tarım sektöründe

Detaylı

Pamukta Muhafaza Islahı

Pamukta Muhafaza Islahı Güven BORZAN DOĞU AKDENİZ GEÇİT KUŞAĞI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ Bitkisel üretim; toprak, su,iklim gibi doğal kaynaklar ile kimyasal ve organik gübreler, pestisit, tarım makineleri, tohum

Detaylı

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU Bingöl Ünv. Fen. Bil. Dergisi 1(1),37-42,2011 Science J of Bingöl Univ. 1(1),37-42,2011 Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine

Detaylı

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Antakya/HATAY Güney Amerika kökenli bir bitki olan patates

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI YEMLİK PANCAR (HAYVAN PANCARI)

Detaylı

Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları

Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları Yayın No: 42 Yayın Tarihi: 15.11.2011 Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları Adem ATASAY Organik Tarım, doğadaki dengeyi koruyan, toprak verimliliğinde devamlılığı sağlayan, hastalık ve zararlıları

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı

KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA

KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA GÜNÜMÜZDE ve GAP KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA Türkiye nüfusunun yaklaşık %48.4

Detaylı

ARICILIK AÇISINDAN ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham) BİTKİSİNİN ÖNEMİ ve BU KONUDA ÜLKEMİZDE YAPILAN ÇALIŞMALAR

ARICILIK AÇISINDAN ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham) BİTKİSİNİN ÖNEMİ ve BU KONUDA ÜLKEMİZDE YAPILAN ÇALIŞMALAR Arı-ştırma (Apicultural Research) Derleme (Review) 11 ARICILIK AÇISINDAN ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham) BİTKİSİNİN ÖNEMİ ve BU KONUDA ÜLKEMİZDE YAPILAN ÇALIŞMALAR Research on Bee Forage Plant

Detaylı

(A) 1-500 Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş

(A) 1-500 Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş 2016 YILINDA UYGULANACAK TARIMSAL DESTEKLER BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar Amaç ve Kapsam 1. Tarımsal üretimde sertifikalı ve çevreye duyarlı üretimi yaygınlaştırmak, gıda ve yem güvenliğini, erkenciliği,

Detaylı

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1) Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 2004, 14(1): 47-51 Geliş Tarihi: 08.09.2003 Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Detaylı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İncirin iklim İstekleri İncir bir yarı tropik iklim meyvesidir. Dünyanın ılıman iklime sahip bir çok yerinde yetişebilmektedir. İncir

Detaylı

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza

T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ. 30 Havza T.C. GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİ 30 Havza 1 Sunum Planı 1. Tarım havzalarının belirlenmesi 2. Mevcut durum değerlendirmesi 3. Amaç ve gerekçe

Detaylı

DEĞİŞİK BİTKİ YOĞUNLUKLARININ ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham.) NDA VERİM VE DİĞER BAZI ÖZELLİKLERE ETKİLERİ

DEĞİŞİK BİTKİ YOĞUNLUKLARININ ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham.) NDA VERİM VE DİĞER BAZI ÖZELLİKLERE ETKİLERİ EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) DEĞİŞİK BİTKİ YOĞUNLUKLARININ ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham.) NDA VERİM VE DİĞER BAZI ÖZELLİKLERE ETKİLERİ Dilek KAYMAKKAVAK Tarla

Detaylı

Araştırma Makalesi (Research Article)

Araştırma Makalesi (Research Article) Araştırma Makalesi (Research Article) Yaşar Tuncer KAVUT Hikmet SOYA Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, 35100 İzmir/Türkiye e-posta: tunver.kavut@ege.edu.tr Alınış (Received):26.03.2013

Detaylı

GIDA ENDÜSTRİSİNDE SOYA KAYNAKLI PROTEİNLERE ALTERNATİF ARAYIŞLARI

GIDA ENDÜSTRİSİNDE SOYA KAYNAKLI PROTEİNLERE ALTERNATİF ARAYIŞLARI GIDA ENDÜSTRİSİNDE SOYA KAYNAKLI PROTEİNLERE ALTERNATİF ARAYIŞLARI Yrd. Doç. Dr. Levent Yurdaer AYDEMİR Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Gıda Mühendisliği 05-07 Ekim 2016, EDİRNE Pazar büyüklüğü:

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ

DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ DOĞU AKDENİZ, DOĞU ANADOLU, GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TOHUMCULUK İHTİYAÇ ANALİZİ KISALTMALAR KISALTMALAR AB ADNKS AR-GE BÜGEM EB FAO GSMH GSKD ISTA ISF İLO İŞKUR KB KOBİ KOSGEB GKGM TB TÜBİTAK TÜİK TTSM

Detaylı

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI 1 3 MAZOT, GÜBRE VE TOPRAK ANALİZİ DESTEĞİ Mazot Gübre Destekleme Ürün Grupları Destekleme Tutarı Tutarı Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları,9

Detaylı

Arı Otu (Phacelia tanacetifolia Benth.) nun Önemi, Yetiştirilmesi, Ülkemizde ve Dünyada Yapılan Çalışmalar

Arı Otu (Phacelia tanacetifolia Benth.) nun Önemi, Yetiştirilmesi, Ülkemizde ve Dünyada Yapılan Çalışmalar Hakemli Arı Otu (Phacelia tanacetifolia Benth.) nun Önemi, Yetiştirilmesi, Ülkemizde ve Dünyada Yapılan Çalışmalar Araş. Gör.Uğur ÖZKAN Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü Dışkapı/ANKARA

Detaylı

GÜBRE TAVSİYELERİ Gübrelemenin Amacı, - Önce Toprak Analizi - Usulüne Uygun Toprak Örneği Alma

GÜBRE TAVSİYELERİ Gübrelemenin Amacı, - Önce Toprak Analizi - Usulüne Uygun Toprak Örneği Alma GÜBRE TAVSİYELERİ Gübrelemenin Amacı, Toprakta eksikliği tespit edilen bitki besin maddelerini toprağa ilave etmek suretiyle, mümkün olduğu kadar yüksek bir bitkisel üretim ve kaliteli ürün elde etmektir.

Detaylı

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof.Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof.Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP Prof.Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TARIMDA DEĞİŞİM Dünyada 1970li Yıllarda Tüketicilerin Bilinçlenmesi, 1990lı Yıllarda

Detaylı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER A-HAYVANCILIK DESTEKLERİ HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ Hayvan Başı Ödeme Bakanlar Kurulu Kararı MADDE 4- (1) Birime Destek 1 Sütçü ve kombine

Detaylı

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Memeli hayvanlardan elde edilen süt, bileşimi türden türe farklılık gösteren ve yavrunun ihtiyaç duyduğu bütün besin unsurlarını içeren

Detaylı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı ARAZİ BOZULUMU LAND DEGRADATİON Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı LAND DEGRADATİON ( ARAZİ BOZULUMU) SOİL DEGRADATİON (TOPRAK BOZULUMU) DESERTİFİCATİON (ÇÖLLEŞME) Arazi Bozulumu Nedir - Su ve rüzgar

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Biyosistem Mühendisliğine Giriş Biyosistem Mühendisliğine Giriş TARIM Nedir? Yeryüzünde insan yaşamının sürdürülmesi ve iyileştirilmesi için gerekli olan gıda, lif, biyoyakıt, ilaç vb. diğer ürünlerin sağlanması için hayvanlar, bitkiler,

Detaylı

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Soğan insan beslenmesinde özel yeri olan bir sebzedir. Taze veya kuru olarak tüketildiği gibi son yıllarda kurutma sanayisinde işlenerek bazı yiyeceklerin hazırlanmasında da

Detaylı

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK TARIM VE HAYVANCILIK NEDİR? Organik tarımın temel stratejisi, kendine yeterli bir ekosistem oluşturarak, bu ekosistemdeki canlıların optimum

Detaylı

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Tarımı gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı % 50 civarındadır. Türkiye de hayvansal üretim bitkisel üretimden sonra gelmekte olup, tarımsal üretim değerinin yaklaşık

Detaylı

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza İçindekiler I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza 1. Sebzeciliğin Önemi... 3 1.1. İnsan Beslenmesindeki Önemi...4 1.1.1. Sebzelerin Besin Değeri... 5 1.1.1.a. Su... 5 1.1.1.b. Protein... 6 1.1.1.c. Karbonhidratlar...

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Kolza

Detaylı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı

Detaylı

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin

Detaylı

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI ( MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER ÇALIŞTAYI (10-12.05.2017-MERSİN) ÖZEL SEKTÖR AÇISINDAN SORUNLAR ÖNERİLER Dr. Nilgün SEZER AKMAN Türkiye Tohumculuk Sektöründe Önemli Gelişmeler 1923-1960 Geleneksel tedarik 1961

Detaylı

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013 Tarımsal Meteoroloji Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 2 EKİM 201 Prof. Dr. Mustafa Özgürel ve Öğr. Gör. Gülay Pamuk Mengü tarafından yazılan Tarımsal Meteoroloji kitabından faydalanılmıştır. Hava ve İklim ile

Detaylı

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIMSAL AR-GE PROJE DESTEKLERİ

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIMSAL AR-GE PROJE DESTEKLERİ BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIMSAL AR-GE PROJE DESTEKLERİ Selin ŞEN Şubat 2015 SUNUM PLANI I. TARIMSAL AR-GE PROJE DESTEKLERİ II. TARIMSAL AR-GE PROJELERİ DESTEK SÜRESİ VE TUTARI III. DESTEKLENEN

Detaylı

Sürdürülebilir tarımın faydaları

Sürdürülebilir tarımın faydaları konusunda okuyacağınız bu makale için bir çok farklı kaynaktan araştırma yaptık. 1.) Doğal kaynakların orijinal biçimi ile korunmasını sağlar Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji

Detaylı

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ T.C. KUZEYDOĞU ANADOLU KALKINMA AJANSI KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ YEM BİTKİLERİ SEKTÖRÜ Dr. Mehmet Ali ÇAKAL Araştırma ve Planlama Birimi TRA1 2013 Her hakkı

Detaylı

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO Doğal Ürünler! Bu ürünler tamamen doğal koşullarda üretilen ürünlerdir. Kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanmadan, doğal tohumlarla üretilirler. Organik Ürünler!

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE, Kimya Mühendisi)

Detaylı

Tarım Sayımı Sonuçları

Tarım Sayımı Sonuçları Tarım Sayımı Sonuçları 2011 DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ İstatistik ve Araştırma Dairesi Ocak 2015 TARIM SAYIMININ AMACI Tarım Sayımı ile işletmenin yasal durumu, arazi kullanımı, ürün bazında ekili alan, sulama

Detaylı

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2002) 16(2): 127-136 Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri Mehmet SİNCİK*

Detaylı

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE FARKLI EKİM SIKLIKLARININ VERİM VE VERİM İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERE ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA* An Investigation

Detaylı

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara

TARIM - AGRICULTURE. İlkay Dellal. 6 th March 2018, Bilkent Hotel, Bilkent- Ankara 6 Mart 2018, Bilkent Otel, Bilkent Ankara Technical Assistance for Developed Analytical Basis for Formulating Strategies and Actions towards Low Carbon Development Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MART 2011 Tohumculuk Sanayisi Nedir? Tohumculuk Hangi İş ve Aşamalardan Oluşur? Tohumculuk İçin AR-GE

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER İsmail Güvenç* I. Kahramanmaraş'ta Sebze Tarımı 1Giriş Ülkemiz nüfusu, son sayıma göre 67 milyon

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im

ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im ÇAYDA AZOTLU GÜBRENİN EKONOMİK KULLANIMI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA im (1 Yıllık Deneme Sonuçlarını İçeren Rapor, 1986) Burhan KACAR 1ii / S.Rıfat YALÇIN 2, Muammer SARIMEHMET 3 Mücella MÜFTÜOĞLU 4 ve Hülya

Detaylı

İYİ TARIM UYGULAMALARI NASIL YAPILIR?

İYİ TARIM UYGULAMALARI NASIL YAPILIR? İYİ TARIM UYGULAMALARI HAKKINDA YÖNETMELİK: Yönetmelik metni uzun olduğundan adresinden ulaşılabilir. güncel yönetmelik hükümlerine Bakanlığımızın aşağıda veb Resmi Gazete Tarihi: 07.12.2010 Resmi Gazete

Detaylı

Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak Yetiştirilmesi

Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak Yetiştirilmesi TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak

Detaylı

SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ

SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ T.C. ERZURUM GIDA TARIM VE HAYVANCILIK İL MÜDÜRLÜĞÜ SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ ERZURUM Temmuz -2012 PROJEYİ HAZIRLAYANLAR Asuman DEVECİ Ziraat Mühendisi Hülya ÖZER Ziraat

Detaylı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı

Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı Sürdürülebilir Pestisit Kullanımı Doç. Dr. Seral YÜCEL Dr. Hale GÜNAÇTI Adana Biyolojik Mücadele Araştırma İstasyonu Dünyanın en önemli sorunlarından biri hızla artan nüfusudur. Dünya nüfusunun gittikçe

Detaylı

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM ÇELTİK DOSYASI Bileşiminde az miktarda protein bulundurmasına karşın beslenme için gerekli amino asitlerce zengin olması nedeniyle çeltik, insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan tahıl ürünüdür.

Detaylı

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA LİF BİTKİLERİ PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA Ön bitki pamuk ise toprak işlemesine çubuk kesme ile başlanır. Sap kesiminden sonra toprak pullukla 20-30 cm derinden sürülür. Kışa doğru tarlanın otlanması

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

Atila ERTEM ETO Yönetim Kurulu Bașkanı

Atila ERTEM ETO Yönetim Kurulu Bașkanı NİÇİN N ORGANİK ÜRÜN (GIDA) TÜKETMELİYİZ? Atila ERTEM ETO Yönetim Kurulu Bașkanı Organik Tarım Nedir? Organik tarım, yüksek girdi kullanımına dayalı endüstriyel tarımın insan sağlığı, ekonomi ve çevre

Detaylı

33. Current Situation of Bingöl Province in The Context of Crop Production

33. Current Situation of Bingöl Province in The Context of Crop Production 561 33. Current Situation of Bingöl Province in The Context of Crop Production Erdal Çaçan 1 Kağan Kökten 2 1 Bingöl Üniversitesi Genç Meslek Yüksekokulu, Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü, Bingöl, Türkiye.

Detaylı

ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM

ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM (Lolium multiflorum Lam.) İN OT VE TOHUM VERİMİ İLE OT KALİTESİNE ETKİSİ* The Effects of Different Forms and

Detaylı