SIÇANLARDA ER: YAG İLE OLUŞTURULMUŞ YARADA BİTKİ EKSTRELERİNİN KARIŞIMI TOPİKAL HEMOSTATİK BİR AJANIN YARA İYİLEŞMESİNE ETKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SIÇANLARDA ER: YAG İLE OLUŞTURULMUŞ YARADA BİTKİ EKSTRELERİNİN KARIŞIMI TOPİKAL HEMOSTATİK BİR AJANIN YARA İYİLEŞMESİNE ETKİSİ"

Transkript

1 T.C. S.B. İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR KLİNİĞİ SIÇANLARDA ER: YAG İLE OLUŞTURULMUŞ YARADA BİTKİ EKSTRELERİNİN KARIŞIMI TOPİKAL HEMOSTATİK BİR AJANIN YARA İYİLEŞMESİNE ETKİSİ Dr. Gamze ERFAN TÜRKER Deri ve Zührevi Hastalıklar Tıpta Uzmanlık Tezi İSTANBUL 2009

2 T.C. S.B. İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR KLİNİĞİ SIÇANLARDA ER: YAG İLE OLUŞTURULMUŞ YARADA BİTKİ EKSTRELERİNİN KARIŞIMI TOPİKAL HEMOSTATİK BİR AJANIN YARA İYİLEŞMESİNE ETKİSİ Dr. Gamze ERFAN TÜRKER Deri ve Zührevi Hastalıklar Tıpta Uzmanlık Tezi Tez Danışmanı: Doç. Dr. Mehmet S. GÜREL İSTANBUL 2009

3 TEŞEKKÜR Eğitimimde katkısı olmasından hayatım boyunca büyük onur duyacağım, bilgisi, adaleti, hoş görüsü, dünya görüşü, empati yeteneği ve mesleki düsturlarına bağlılığını örnek almaya çalıştığım, uzmanlık eğitim sürecimde dönüm noktası olduğuna inandığım bir dönemde bilgiye ve bilime bağlılığı ile her gün önümüzde yeni kapılar açan ve bu yolda her zaman desteğini arkamızda hissettiğim ve hissedeceğim hocam, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar klinik şefi Doç. Dr. Mehmet Salih Gürel e; İhtisas sürecimde ve özellikle tezimin laboratuar çalışmalarında uygun altyapıyı sağlamak için her türlü destek ve yardımdan kaçınmayan başhekimimiz Opr. Dr. Özgür Yiğit e; Tecrübenin ve ustalığın değerini bir kez daha anlamamızı sağlayan klinik şef yardımcımız Uzm. Dr. Ümmühan Kiremitçi ye ve ilk günden itibaren yakın ilgi ve destek gördüğüm değerli uzmanlarımız Uzm. Dr. Sevgi Erdoğan ve Uzm. Dr. Aslı Erdemir e; Uzmanlık eğitimimin ilk yıllarını geçirdiğim Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde bana bilimselliği ve analitik düşünmeyi aşılayan, manevi desteğini her zaman yanımda hissettiğim değerli hocam Doç. Dr. İkbal Esen Aydıngöz e ve eğitimime katkılarından dolayı klinik eski şefimiz Uzm. Dr. Tülin Mansur a, başasistanlarımız Uzm. Dr. Şirin Pekcan ve Uzm. Dr. Fatih Göktay a; birlikte çalışma fırsatı bulduğum klinik uzmanlarımız Uzm. Dr. Zehra Serdar, Uzm. Dr. Nurhan Kocaayan ve Uzm. Dr. Gaye Ünal a; Rotasyonlarım süresince eğitimime büyük katkılarda bulunan, hoşgörü ve yardımlarını esirgemeyen Haydarpaşa Numune E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları klinik şefi Doç. Dr. Paşa Göktaş ve 2. Dahiliye klinik şef vekili Doç. Dr. Refik Demirtunç a; Büyük bir özveri ve çalışma azmi ile bilgi birikimini tezimin oluşmasında fedakârlığı ve samimiyeti ile harmanlayan Haydarpaşa Numune E.A.H. Patoloji Kliniği nden Uzm. Dr. Pembegül Güneş e;

4 Tezime koşulsuz destekte bulunan, bilgi ve deneyimleri ile hayatımın her döneminde yol gösterici olan İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi A.B.D öğretim üyelerinden Prof. Dr. A. Vedat Durgun a; Yanında gözlemci olarak çalıştığım, mesleki ve bilimsel saygınlığının, konumunun ötesinde kişisel özellikleri ile de her zaman örnek almaya çalışacağım İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji A.B.D öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cüyan Demirkesen e; Tezimin hayvan deneylerinin gerçekleştirilmesine büyük katkı sağlayan İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Merkezi çalışanları ve asistan arkadaşım Dr. Şilan Kartal a; Birlikte çalışma fırsatı bulduğum tüm asistan ve görev arkadaşlarıma; Tüm eğitim hayatım boyunca her zaman yanımda olan aileme; Sonsuz sevgisi, sabrı, azmi, yardımları, desteği ve tüm varlığıyla her şeye dayanma gücü veren eşim Opr. Dr. Polat Türker e, Teşekkür ve şükranlarımı sunarım.

5 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR.i I TABLOLAR ii II ŞEKİLLER.iii III ÖZET...iv IV İNGİLİZCE ÖZET vi VI 1. GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER YARA İYİLEŞMESİ Giriş Yara İyileşmesi Fazları İnflamasyon (Eksüdatif) Fazı Proliferatif Faz Yeniden Şekillenme (Rejeneratif) Fazı Yara İyileşmesini Etkileyen Faktörler DerideYara İyileşmesini Değerlendirmede Hayvan Modeli HEMOSTAZ VE TOPİKAL HEMOSTATİK AJANLAR Giriş Hemostaz Fizyolojisi Topikal Hemostatik Ajanlar Mekanik Fiziksel Hemostatik Ajanlar Yakıcı Hemostatik Ajanlar Biyolojik Fiziksel Hemostatik Ajanlar Fizyolojik Ajanlar Diğer Hemostatik Ajanlar LAZER Giriş Lazer Işınının Fiziksel Prensipleri Lazer Sistemi Lazer ve Doku Etkileşimi Dermatolojide Kullanılan Lazerler Er: YAG Lazer GEREÇ VE YÖNTEM Çalışma Protokolünün Oluşturulması Ön Çalışma Deney ve Kontrol Grubunun Oluşturulması Deney ve Kontrol Alanlarında Yara Oluşturulması ve İlaç Uygulaması Deney ve Kontrol Alanlarından Biyopsi Alınması Histopatolojik Değerlendirme İstatistiksel Yöntem BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR KAYNAKLAR EKLER

6 KISALTMALAR ABS CTGF DHT DIK EGF EMR Er: YAG FGF IGF KGF KTP MMP Nd: YAG p-glcnac PDGF TGF-β1 TGZ VEGF VWF U.S.FDA : Ankaferd Blood Stopper : Konnektif doku büyüme faktörü : Dihidrotestesteron : Dissemine intravasküler koagülopati : Epidermal büyüme faktörü : Elektromanyetik radyasyon : Erbium: Yttrium Aluminum Garnet : Fibroblast büyüme faktörü : İnsülin benzeri büyüme faktörü : Keratinosit büyüme faktörü : Potasyum Titanil Fosfat : Matriks metalloproteinaz : Neodymium: Yttrium Aluminum Garnet : Poli-N-Asetil Glukozamin : Trombosit kaynaklı büyüme faktörü : Transforme edici büyüme faktörü β1 : Termal gevşeme zamanı : Vasküler endotelyal büyüme faktörü : Von Willebrand faktör : Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi I

7 TABLOLAR Tablo 1: Sıçan ve insan derisine ait özelliklerin karşılaştırılması Tablo 2: Topikal Hemostatik Ajanlar.. 19 Tablo 3: Ankaferd Blood Stopper(ABS) Bitkisel ekstre içeriği Tablo 4: Lazer ortamında yer alan maddeler Tablo 5: Doku termal gevşeme zamanı örnekleri Tablo 6: Lazerlerin sınıflandırılması Tablo 7: Er: YAG lazer kullanım endikasyonları Tablo 8: Yara iyileşmesinin 4, 7, 14 ve 21. günlerinde fibrozis yoğunluğunun kontrol ve deney gruplarındaki sayısal dağılımı.. 42 Tablo 9: Farklı günlerde alınan biyopsi örneklerinde kollajen yoğunluğunun kontrol ve deney gruplarındaki sayısal dağılımı Tablo 10: Farklı günlerde alınan biyopsi örneklerinde eritrosit ekstravazasyonunun kontrol ve deney gruplarındaki dağılımı. 45 Tablo 11: Farklı günlerde alınan biyopsi örneklerinde epidermis, fibröz tabaka ve granülasyon tabaka kalınlıklarının kontrol ve ABS uygulanan gruplardaki ortalama (± SD) değerleri.. 46 II

8 ŞEKİLLER Şekil 1: Deride kısmi kat ve tam kat yara.. 4 Şekil 2: Yara iyileşme fazları. 5 Şekil 3: İnflamatuar Faz. 6 Şekil 4: Proliferatif Faz.. 8 Şekil 5: Yeniden Şekillenme Fazı Şekil 6: Lazer ışınının deride davranışları Şekil 7: İşlem öncesi deneklerin hazırlanması. 39 Şekil 8: Er:YAG lazer sonrası ilaç uygulaması Şekil 9: 4, 7, 14 ve 21. günlerde fibrozis yoğunluğunun kontrol ve deney gruplarındaki denek sayısına göre grafik dağılımı. 43 Şekil 10: 4, 7, 14 ve 21. günlerde kollajen yoğunluğunun kontrol ve deney gruplarındaki denek sayısına göre grafik dağılımı.. 44 Şekil 11: 4, 7, 14 ve 21. günlerde eritrosit ekstravazasyonunun kontrol ve deney gruplarındaki denek sayısına göre grafik dağılımı Şekil 12: Epidermis tabaka kalınlığının, granülasyon ve fibrozis tabaka kalınlığının kontrol ve ABS uygulanan gruplardaki grafik dağılımı Şekil 13: Yara iyileşmesinde 14. gün, fibrozis dokusu ( H&E boyama, 20x10 büyütme). 47 Şekil 14: Yara iyileşmesinde 7. gün, hücresel infiltrasyon ve granülasyon dokusu ( H&E boyama, 20x10 büyütme). 48 III

9 ÖZET Dermatolojik cerrahi işlemler sırasında, kanama kontrolünün sağlanabilmesi amacı ile birçok topikal hemostatik ajan kullanılmaktadır. İdeal topikal bir hemostatik ajanın; yüksek hemostatik aktivite göstermesi, uygulanan alanda parçalanabilmesi, düşük maliyet, kolay sterilizasyon ve yara iyileşmesine olumlu katkıda bulunması beklenir. Tüm bu koşulları sağlayan, uygun ve ideal bir topikal hemostatik ajan seçeneği bulunmamaktadır ve bu amaçla birçok ajanın etkinliği araştırılmaktadır. Son yıllarda ülkemizde beş bitki ekstresinden elde edilen bir topikal hemostatik ajan (ABS) yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ajanın yara iyileşmesi üzerine etkilerinin araştırıldığı literatürde herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Er: YAG lazer; ablatif lazerler arasında kontrollü ablazyon özelliği ile öne çıkan bir lazer olup sıçanlarda standart kısmi kat yara oluşturulması amacı ile Er: YAG lazer kullanıldı. Sıçanlarda Er:YAG lazer ile oluşturulmuş standart kısmi kat yara iyileşmesinde bitkisel ekstrelerden oluşan hemostatik bir ajanın etkilerini belirlemek amacıyla gerçekleştirdiğimiz çalışmamızda İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Merkezi Etik Kurul onayı alındı. Çalışmamızda 14 adet, gram ağırlığında, Sprague-Dawley cinsi, 4 aylık dişi sıçanlar kullanıldı. Her sıçanın sırtında 4 adet kontrol, 4 adet deney toplam 8 alanda 3mm çapında lazer aracılı yara yerleri oluşturuldu. Deney alanlarına ABS sprey uygulanırken kontrol alanları spontan iyileşmeye bırakıldı. Yara iyileşmesinin 4., 7., 14. ve 21. günlerinde her sıçandan kontrol ve deney alanlarından oluşan toplam ikişer adet biyopsi alındı. Hemotoksilen-Eozin ile boyanan piyesler kör patolog tarafından değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda elde edilen parametreler ki-kare ve bağımsız t- IV

10 testi kullanılarak istatistiksel olarak ölçümlendirildi ve anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirildi. İncelemeler sonrasında kontrol grubunda kollajen, fibrozis yoğunluğu ve granülasyon tabaka kalınlığı açısından yara iyileşme sürecinin 7., 14. Ve 21. Günlerinde biyoistatistiksel anlamlılık gösteren artış saptandı. Epitelizasyon hızında biyoistatistiksel anlamlılık göstermese de ABS uygulanan alanlarda 4. günde reepitelizasyonda artış gözlendi. Tüm bu bulgular ışığında beş bitki ekstresinden elde edilen bu topikal hemostatik ajanın yara iyileşmesi üzerine olumlu katkıları olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın ABS nin yara iyileşmesine etkisini gösteren ilk çalışma olması nedeniyle yeni ve moleküler düzeyde yapılacak çalışmalara zemin hazırladığını düşünmekteyiz. Anahtar kelimeler: Yara iyileşmesi, kısmi kat yara modeli, topikal hemostatik ajan, Er:YAG lazer V

11 SUMMARY Today; during the dermatological surgical procedures a variety of topical hemostatic agents are used for the control of bleeding. An ideal hemostatic agent should exhibit a sufficient amount of hemostatic activity, disintegrate at the area of application, have a low cost, be sterilized easily and have a favorable effect on wound healing. There is not an ideal topical hemostatic agent that involves all of these properties, and research on this area still goes on. Of late years, a topical hemostatic agent (ABS) which is obtained from five plant extracts, is commonly used in our country. Yet, in the literature there is no study which investigated the effect of this agent on wound healing. Er: YAG laser which has a controllable ablasive effect, was used for the formation of standardized partial thickness wound on the skin of rats. Istanbul University Experimental Medical Research Center Ethical Committee approval was taken for our study which investigated the hemostatic effects of this plant extract on standardized partial thickness wound healing on the skin of rats. In this study; fourteen 4 months old, gram weight, female Sprague-Dawley rats were used. On the back skin of the rats 8 areas of 3mm diameter wounds (4 control, 4 experiment) were generated by Er: YAG laser. ABS sprey was applied to the areas of experiment, while the areas of control were left for spontenous healing. At the 4th, 7th, 14th and 21th days of the wound healing, biopsies were taken from both the areas of control and experiment of every rat. The Hematoxylene- Eosin stained specimens were evaluated by a blinded pathologist. The recorded hystopathological parameters were statistically analysed by chi-square and independent t- tests where p<0,05 was designated as significant. Control group demonstrated a VI

12 statistically significant increase of collagen, density of fibrosis and granulation tissue thickness at the 7th, 14th and 21th days of wound healing. At the areas of ABS application, altough statistically not significant an increase in reepithelization at the 4th day was observed. As a result, in the light of all these findings the topical hemostatic agent obtained from five plant extracts has favorable effects on wound healing. We believe that as this is the first study in the literature observing the effect of ABS on wound healing, it will form a background for the new studies and researches at the molecular level. Keywords: Wound healing, partial thickness wound model, topical hemostatic agents, Er:YAG laser VII

13 1. GİRİŞ VE AMAÇ Deri; birçok görevi olan vücudumuzdaki en geniş organdır. Derinin öncelikli görevi çevreye karşı koruyucu bir bariyer oluşturmaktır. Hastalık veya yaralanma sonucunda oluşan deri kaybının derecesi hastaların mortalite ve morbidite oranlarını etkilemektedir. Günümüzde birçok alanda kontrollü deri kayıpları tedavi amacıyla da oluşturulmaktadır. Kontrollü ya da kontrolsüz tüm deri kayıplarında kanama kontrolü ve yara iyileşme sürecinin hızlandırılması en yaşamsal özelliklerdir. Bu parametrelere ilişkin çalışmalar ise değerlerini korumaya artarak devam etmektedir. Dermatolojik cerrahi işlemler sırasında, kanama kontrolünün bir diğer deyiş ile hemostazın sağlanabilmesi amacı ile birçok topikal hemostatik ajan kullanılabilmektedir. İdeal topikal bir hemostatik ajanın; öncelikle yüksek hemostatik aktivite göstermesi, uygulanan alanda parçalanabilmesi, düşük maliyetli olması, sterilizasyon kolaylığı sağlaması ve yara iyileşmesine olumlu katkıda bulunması gerekir. Bu özelliklerin hepsineşı halen sürmektedir. Son dönemde; beş bitki ekstresinin standart karışımından oluşan topikal hemostatik bir ajan ülkemizde yaygın olarak kullanılmaktadır ancak bu ajanın yara iyileşmesi üzerine etkisini gösteren herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Yeni bir ajanın klinik kullanımı öncesi iyi standardize edilmiş uygun hayvan modelleri üzerinde etkilerinin saptanması, klinik kullanımda sınırlarının belirlenmesi ve yan etkilerinin ortaya konması gerekir. Son yıllarda tedavi amaçlı doku ablasyonunun kontrollü olarak yapılmasına olanak sağlayan özelliği ile ablatif lazerler dikkat çekmektedir. Ablatif lazerler arasında yer alan Er: YAG lazer; fototermal hasar ile epidermal yaralanmaya neden olur. Yara iyileşmesinde 1

14 hayvan modellerinde standart derinlikte yara oluşturmak amacı ile oluşturulmuş etkin bir model bulunmamaktadır. Bu amaçla kısmi kat yara oluşturma etkisi bilinen lazerler standart yara modelleri için kullanılabilir. Sıçanlarda; Er: YAG lazer ile oluşturulmuş standart kısmi kat yara iyileşmesinde bitkisel ekstrelerden oluşan hemostatik bir ajanın etkilerini belirlemek amacıyla çalışmamızı gerçekleştirdik. 2

15 2. GENEL BİLGİLER 2.1. YARA İYİLEŞMESİ Giriş Vücut yapılarının bütünlüğünün bozulması ile ortaya çıkan doku kayıplarına yara denir. Yara iyileşmesi; fizyolojik ve biyokimyasal bir dizi olayın bütünleşmesi, birçok hücre, ürettikleri sitokin veya medyatörlerin ve ekstrasellüler matriksin yer aldığı karmaşık bir süreçtir(1). Uzun süreli yaraların tedavisi hekimler için büyük sorun oluşturmaktadır. Dermatologlar açısından yara sadece hastalık olarak değerlendirilmez. Tanıya yaklaşım ve tedavi nedeni ile de yara oluşturulabilir. Yara iyileşmesine yaklaşımda ana amaç yara yerinin kapatılması ve takip eden süreçte işlevsel, estetik olarak tatmin edici bir izin sağlanmasıdır. Bu aşamada kanamanın kontrolü, enfeksiyonlardan korunma ve yara iyileşmesi için uygun çevre koşullarını sağlamak gerekir. Deri yaralanmaları ve iyileşme süreçleri için; yara derinliğine bağlı olarak tam kat ve kısmi kat yaralar, iyileşmesi süresine bağlı olarak akut ve kronik yaralar, iyileşmeye müdahale sürecine göre primer ve sekonder iyileşme gibi sınıflandırmalar kullanılabilmektedir. Tam kat yaralanma epidermis ve alt tabaka hasarlarını tanımlar iken, kısmi kat yaralanma epidermis ve dermisin üst katmanlarındaki hasarı tanımlar (Şekil 1). Akut ve kronik yara ayrımını yapabilmek için yara oluşum mekanizması, iyileşme süresi, hastanın yaşı ve hastalıkları gibi birçok etken öne sürülse de; son dönem fikir birliğine 3

16 varılan, anatomik ve fonksiyonel dayanıklılığı olmayan veya iyileşme süreci sonrası beklenen fonksiyonel yanıtın alınmadığı yara kronik yara olarak tanımlanmaktadır. Primer yara iyileşmesi, cerrahi müdahale ile yara ağızlarının birleşmesi, flap ya da greftleme yapılmasıdır. Sekonder yara iyileşmesi ise herhangi bir müdahale olmaksızın yaranın kendiliğinden iyileşmeye bırakılmasıdır(2-4). Şekil 1: Deride kısmi kat ve tam kat yara Her geçen gün, yara iyileşmesi ve doku rejenerasyonunu içeren sürece ilişkin bilgilerimiz hücresel ve moleküler biyolojideki gelişmeler ışığında artmaktadır. Etkin ve uygun tedavi ile yara iyileşmesini sağlamak için patogenez ve yara iyileşme fazlarının tam olarak anlaşılması gerekmektedir Yara İyileşmesi Fazları Yara iyileşmesi karmaşık bir düzenektir. İç içe geçen 3 ayrı fazdan oluşur. (Şekil 2) Bu fazlar; inflamasyon, proliferasyon ve yeniden şekillenme fazları olarak sıralanabilir. İnflamasyon fazı bir diğer adı ile eksüdatif faz; koagülasyon ve hemostaz ile başlayan vasküler cevap ve lökosit infiltrasyonu ile oluşan sitokin üretimi gibi hücresel cevaplardan 4

17 oluşur. Bu faz sırasında oluşan ürünler bir sonraki fazın başlangıcını oluşturur. Bazı yazarlar; inflamasyon fazında oluşan vasküler cevabın dördüncü fazı oluşturduğunu ileri sürmektedir(5). Şekil 2: Yara iyileşme fazları Yara yüzeyinin örtülmesini sağlayacak epitelyum oluşumu ve yara boşluğunu granülasyon dokusu ile dolduran faz ise proliferasyon fazıdır. Yeniden şekillenme fazı bir diğer adı ile rejeneratif faz ise oluşan tamir dokusunun yapısal dayanıklılık ve fonksiyonel yeterliliğini şekillendiren bir dönemdir(1,2,6,7) İnflamatuar (Eksüdatif) Faz: Yara oluşumunu takiben gelişen iyileşme sürecinde ilk olarak inflamatuar bir diğer adı ile eksüdatif faz izlenir. Vasküler ve hücresel cevabı içeren iki dönemden oluşur. Bu faz içinde yer alan vasküler cevabın yukarıda da belirtildiği gibi ayrı bir faz olduğunu ileri süren yazarlar bulunmaktadır(1,5,6,8,9). Erken dönemde lokal vazodilatasyon ve lenfatik drenajın engellenmesi ile inflamasyonun majör belirtileri olan kızarıklık, şişme ve ısı artışı izlenir. İnflamatuar faz; ortalama saat, ancak geciktirici faktörler etkiler ise haftalarca sürebilir(2). (Şekil 3) Vasküler cevap: Yaralanma sonrası doku ve damar hasarına bağlı olarak kanama oluşur. Yara iyileşmesinde ilk adım kanamanın kontrolü yani hemostazdır. Hemostaz için bölgesel olarak koagülasyon sistemi aktive olur(2,10). Trombositler ilk aktive olan hücrelerdir. Yara yerindeki hasarlı damar ve endotel altında; fibriller kollajen, fibronektin ve diğer adeziv matriks proteinleri gibi ekstrasellüler matriks proteinleri ile karşılaşırlar. 5

18 Şekil 3: İnflamatuar Faz Trombositler için aktivasyon, adezyon ve agregasyon süreci başlar. Ekstrasellüler matriks proteinlerinde bulunan selektin ve integrin reseptörlerine bağlanırlar ve degranüle olurlar(11). Degranülasyonları sırasında trombositler; tromboksanlar, prostaglandinler, serotonin, fibrinojen, fibronektin, Von Willebrand faktör (VWF), trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF), epidermal büyüme faktörü (EGF), transforme edici büyüme faktörü β1 (TGF-β1) gibi faktörlerinde bulunduğu inflamatuar hücreler için güçlü kemotaktik ve mitojenik özellikte olan ve hemostazda işlev gören çok sayıda faktörün salınmasını sağlarlar(12). Bu faktörler sayesinde fibrin oluşturulurken, diğer yandan yara iyileşmesinin diğer basamaklarını oluşturacak hücresel yanıtlar düzenlenir. Trombositlerin oluşturduğu agregasyon ile geçici olarak kanama durdurulur. Tüm bu dönem içinde endotelden salınan prostasiklin ile trombosit agregasyonu kontrol altına alınır. Devam eden süreçte pıhtılaşma faktörlerinin de devreye girmesi ile protrombinden, fibrinojenden fibrin oluşumunu sağlayan trombin oluşur. Trombinin ayrıca, makrofaj, endotel ve fibroblastlar üzerine etkisi mevcuttur. Trombositlerden salınan büyüme faktörleri arasında yer alan PDGF, makrofaj ve nötrofil kemotaksisini, fibroblast ve düz kas proliferasyonunu, kollajen, hyalüronik asit ve fibronektin sentezini stimüle eder(5,10). Hücresel cevap: Bu aşamada trombositlerden salınan kemotaktik faktörler ve kan akımı artışı ile yara yerine inflamatuar hücre göçü olur. Ortamda bulunan mast 6

19 hücrelerinden salınan tümor nekrotizan faktör (TNF), histamin, proteazlar, lökotrienler ve sitokinler de bu sürece katkıda bulunur. Göç eden hücre tipine göre erken ve geç olmak üzere iki fazdan oluşur. Erken fazda en fazla nötrofiller bulunur. İnflamasyonun başlamasını takip eden bir saat içinde nötrofil göçü başlar. Endotel hücreler arasından geçişi sağlamak için nötrofiller elastaz ve kollajenaz salgılar. Nötrofillerin yara bölgesindeki görevi nekrotik materyal debridmanı, yabancı cisim ve bakterilerin ortadan kaldırılmasıdır. Bu görevi gerçekleştirmesi için nötrofil yüzeyinde yer alan integrinler ve hücre matriksleri arasında etkileşim oluşur. Nötrofil infiltrasyonu birkaç gün içinde apopitoz ile geriler. Yara yerinde patojenik bakteri veya yabancı cisim var ise nötrofil göçü devam eder. Bu durum inflamasyon fazının uzamasına ve yara iyileşmesinin gecikmesine neden olur(4,13). Geç dönemde hâkim olan hücreler monosit ve makrofajlardır. Bu hücreler; yara iyileşmesinin inflamatuar fazının diğer fazlara geçişini sağlar ve yara iyileşmesinde kilit rol oynarlar. Monositler dolaşımdan dokuya geçtikleri zaman makrofaja dönüşürler. Makrofajlar; nötrofiller gibi ortamdaki patojenik mikroorganizmaları ve debrisi temizlerler. Aynı zamanda granülasyon dokusu ve anjiogenez oluşumunu, fibroblast göç ve proliferasyonunu başlatan, geliştiren birçok vazoaktif mediatör, kemotaktik faktör, büyüme faktörü, proteaz gibi biyolojik aktif mediatörün salınmasını sağlarlar(2). Bunlar arasında PDGF, fibroblast büyüme faktörü (FGF), vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF), TGF-α ve β sayılabilir(12). İnflamasyonun lokalize kalmasında büyük rol oynarlar. İnflamatuar fazın sonlarına doğru ortamdaki sitokin düzeylerinde düşme ile hücre infiltrasyonu giderek azalır(10). Akut inflamasyon en geç iki hafta içinde tamamlanır. İnflamasyon aylar ya da yıllar sürer ise kronik inflamasyon olarak tanımlanır. Kronik inflamasyon patojen kontaminasyonu ya da akut inflamasyon sırasında fagosite edilemeyen yabancı cisim varlığında izlenir. Bu tabloda lenfosit, monosit ve makrofaj gibi mononükleer hücreler inflamasyon bölgesinde yer almaktadır. Makrofajların ortamda yer alan fibroblastlara saldırması ile yavaş oluşan fibröz doku çevresinde kollajen yapıda artış ve sonuç olarak granülom oluşur(4,14). 7

20 Proliferatif Faz: İyileşmenin bu fazında gerekli alt yapı ilk fazda sağlanır. Proliferatif fazda hücresel aktivite ön plandadır. Epidermiste; geçirgenlik bariyerinin oluşturulması (reepitelizasyon), dermiste ise uygun kan desteğinin sağlanması (anjiogenez) ve hasarlanmış dermal dokunun desteklenmesi (fibroplazi) bu fazı oluşturan üç önemli aşamadır. Proliferatif faz yaralanmadan sonra 4. günde başlar ve yaklaşık 14. günde tamamlanır. Yara iyileşmesinin ikinci fazı, değişimlerin gerçekleştiği deri tabakasına göre ele alınmaktadır(10). (Şekil 4) Şekil 4: Proliferatif Faz Epidermis: Cilt yaralanmasından sonra epidermiste reepitelizasyon safhasında amaç tam kat epidermis oluşumunu sağlamaktır. Bu süreçte amacı gerçekleştirmek için yara yerine keratinosit migrasyonu, göç eden keratinositlerin proliferasyonu ve bazal membran zonunun yeniden yapılandırılması gerekir(10). Keratinositler; epidermal hasara yanıtı yara kenarlarından migrasyon ile 24 saat içinde verirler. Tam kat hasar oluşmamış, kısmi kat hasar var ise bu göçe deri ekleri de katkıda bulunur. Kıl foliküllerinde yer alan epidermal kök hücreler için ana kaynak, kıl köklerinde yer alan keratinositlerdir. Yara oluşumunu takip eden ilk iki gün yara kenarında ki bazal tabaka keratinositleri aşırı proliferasyon gösterir. Proliferasyonu takiben bazı fenotipik 8

21 değişiklikler oluşur. Keratinositlerin ilk 12 saatte migrasyona hazırlık amacı ile oluşan fenotipik değişiklikleri arasında; küboid şekillerinin kaybolup düzleşmesi, yara yatağına psödopod benzeri lamellipodlar uzatılması, hücre içi tonofilamanların kısalması, hücre arası desmozomal bağlarda kaybolma, sitoplâzma sınırlarında aktin filaman oluşumu ve epidermis ile dermis arasında bağlantıların bozulması sayılabilir. Migrasyon sırasında proliferasyon durur(11). Migrasyon sürecinde keratinositler CD44 gibi selektif hücre yüzey belirteçleri taşırlar. Keratinosit migrasyonunda ekstrasellüler matriks, integrin reseptörleri, matriks metalloproteinazları(mmp) ve büyüme faktörleri görev alır. Fibrin, fibronektin ve Tip V kollajen debrisin altında yer alan yara yerindeki ilk yapıdır. Bu matriks yapı keratinosit migrasyonunu engeller. Keratinosit yüzeyinde yer alan integrin reseptörleri fibronektinden zengin matriks ile etkileşir. Migrasyonun yönünü yara yerinde yer alan yeni oluşmuş kollajen belirler. Bu etkileşim ve yönlendirme arasındaki dengeye metalloproteinazlarda katkı sağlar. Bunlar arasında yer alan MMP-9; bazal membranda Tip IV kollajen ve laminin seviyesini azaltarak hücrelerin buradan ayrılmasında kolaylık sağlar. MMP-1 ise fibriller kollajen ile oluşan bağları bozar ve keratinosit migrasyonun devamlılığına katkı sağlar. TGF-β, keratinosit büyüme faktörü (KGF) ve EGF migrasyonun uyarılmasını sağlayan büyüme faktörleridir(11,12). Migrasyonu olan hücrelerin proksimalinde yer alan hücrelerde aktif proliferasyon mevcuttur. Bunlar yara ağzı ve sağlam deri arasındaki sınırı oluştururlar. Yara yüzeyinin tamamında en az tek kat keratinosit tabaka oluşması ile tüm keratinositler proliferasyona başlar. Bu aşamada etkin büyüme faktörleri TGF-α ve EGF dür(12). Sağlam bazal membran zonu derinin foksiyonu ve sağlamlığı için önemlidir. Reepitelizasyondan 7-9 gün sonra bazal membran zonu oluşur. Bazal membran zonun adezyon yapı olma nedeni; hemidezmozomlar ve demir atan fibriller aracılığı ile keratinositlere, demir atan fibriller ile dermise bağlanmasıdır. Bu bütünlüğün önemi özellikle epidermolizis bülloza ve büllöz pemfigoid gibi hastalıklarda oluşan ülserler ve yaralar aracılığı ile daha iyi anlaşılmaktadır. Bazal membran zon birçok ekstrasellüler matriks proteinden oluşur. Bunlar arasında en önemlileri lamininler ve kollajenlerdir. Yara iyileşmesinde ilk tespit edilen kollajen tip XVII (büllöz pemfigoid antijeni) iken, takip eden laminin ve tip IV kollajen sentezi keratinosit migrasyonunun bitimi ile başlar(10,11). 9

22 Dermis: Yaralanmayı takip eden 3-4 gün içinde dermis yeniden yapılandırılır. Bu süreçte; epidermisteki değişikliklere de destek olan yeni damar oluşumu (anjiogenez) ve dermal matriksin yeniden yapılandırılması (fibroplazi) gerçekleşir. Klinik olarak bu süreç granülasyon dokusu olarak değerlendirilir. Bu dokuyu esas olarak fibronektin, hyalüronik asit ve kollajenden oluşan gevşek bir matriks içindeki yoğun makrofaj ve fibroblastlar ile granüler görüntüyü sağlayan yeni kan damarları oluşturur. Geçici matriks yeni oluşmuş ekstrasellüler matrikstir. Geçici ekstrasellüler matriksi oluşturan, hyaluronik asit ve fibronektinden zengin fibrin pıhtı; granülasyon dokuya iskelet yapı oluşturarak, migrasyona, anjiogeneze yol gösterici etki ile fibroplazinin yerini doldurmasına destek olur. Bir başka deyiş ile epidermiste olduğu gibi dermiste de proliferatif faz; inflamasyon fazı ile birlikte ortamda açığa çıkan kemotaktik faktörler, büyüme faktörleri ve proteolitik enzimlerin indüksiyonu ile başlamaktadır. Ancak devamlılığı sağlamak artık fibroblastların görevidir. Yara iyileşmesini tamamlamak amacı ile geçici matriksin yerini zaman ile kollajenöz matriks almalıdır(2,10,11). Fibroplazi, fibroblast proliferasyonu, migrasyonu ve yeni kollajen, diğer matriks proteinlerinin üretimi ile granülasyon dokusunun şekillendiği bir süreçtir. Bu dönemde rol alan ana hücreler fibroblastlardır ve yara yerine saat içinde göç ederler. Fibroblastlar için kemotaktik faktörler karmaşık bir yapıdadır. Çoğunluğu yara yerinde var alan makrofajlarca salgılanmaktadır. Erken dönemde fibroblastlarda fibronektin reseptör miktarı artarken, kollajen reseptör miktarı azalır. Fibronektin bir glikoprotein olarak sitokin ve büyüme faktörleri için depo görevi görür. Fibroblastların ekstrasellüler matrikse bağlanmalarını sağlar, migrasyonu arttırır ve yara kontraksiyonunu yönlendirir. Fibroblastlar migrasyon ve proliferasyon ile birlikte kontraktil bir kapasite kazanmak amacı ile bazı fenotipik değişikliklere uğrarlar. Kollajen, proteoglikan, elastin gibi proteinlerin sentezini arttırır ve myofibroblastlara dönüşürler. Aktin mikroflaman içerik ile yara kontraksiyonunu sağlarlar(15). Normal deride majör kollajen tip I iken yara yerinde erken dönemde çok miktarda tip III kollajen yer alır. Hasarlanmış dokuda saat sonra üretilmeye başlar, 5-7 günde en yüksek seviyeye ulaşır. TGF-β kollajen tip III stimülasyonundan sorumludur ve fibrozisde bu büyüme faktörü suçlanmaktadır. Granülasyon doku rezolüsyonu olur iken myofibroblastlar apopitoz ile ortamdan 10

23 uzaklaştırılır. Herhangi bir neden ile yara yerinde uzun süre kalmaları durumunda anormal skar kontraksiyonu oluşur. Yara yerinin oksijenden fakir olan orta bölümünde bile fibroblast proliferasyonu gözlenebilir. TGF, insülin benzeri büyüme faktörü (IGF), PDGF, konnektif doku büyüme faktörü (CTGF), fibroblast büyüme faktörü (FGF) gibi çeşitli büyüme faktörleri fibroblast migrasyon ve proliferasyonundan sorumludur(12,16). Anjiogenez; yeni damar oluşumu yani neovaskülarizasyon olarak bilinir. Yara yerinde anjiogenez de novo olarak vasküler ağ oluşması, var olan damarların anastomozu veya yara yerindeki damarlardan yeni vasküler bağlantıların oluşması şeklinde en az üç şekilde olur. Yara kenarındaki sağlam damarlardan yara yerine filizlenmeler oluşur. Endotelyal hücreler plazminojen aktivatör ve kollajenaz gibi bir takım proteolitik enzimler salgılayarak damar bazal membranını parçalar ve perivasküler alana çıkar(17). Bu durum endotel hücrelerin fenotipik değişimi, migrasyon ve mitojenik uyarılar ile sağlanır(18). Migrasyon sırasında proliferasyon gözükmez. Yara yerinde yer alan makrofajlardan salınan sitokinler, düşük oksijen seviyesi, laktik asit ve biyojenik aminler ile anjiogenez stimülasyonu sağlanır(12,19). Proliferasyonun tamamlanması ile ortamda anjiogenezi tetikleyen etkenler azalır ve anjiogenez tamamlanır. Bu aşamada vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF), FGF, TGF-β gibi büyüme faktörleri görev alır. Yara kontraksiyonu konağa, yaranın lokalizasyonuna ve derinliğine göre değişiklik gösteren miyofibroblastlara bağlı olarak gelişen bir süreçtir. Kısmi kat yaralarda kontraksiyon daha az iken tam kat yaralarda daha çok izlenir. Kontraksiyonun şiddeti hücre yoğunluğu ile paralel iken, kollajen çaprazlaşması ile ters orantılı olarak gelişir. Hücreler arası ve hücre matriks arası bağlantıyı sağlar. Ancak yoğun kontraksiyon yara iyileşmesinde fonksiyon kaybına da neden olabilir(2) Yeniden Şekillenme (Rejeneratif) Fazı: Bu dönem yara iyileşmesinin son fazını oluşturur. Granülasyon dokusu ile başlayan matriks sentezi zaman içinde önemli değişiklikler gösterir ve bu dönemin en önemli karakteristik özelliğini oluşturur. Yara oluşumunun 8. gününde başlar ve yaklaşık 1 yıl kadar sürer. Kollajen demetler sağlıklı bir derinin kuru dermal ağırlığının %80 ini oluşturur. Bu kollajen demetlerin %80 i tip I iken sadece %10 u tip III kollajenden oluşur. Yeniden şekillenme fazında amaç hasarlanmış 11

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir.

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 1 YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger Slayt 2 YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 3 Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik

Detaylı

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Epidermal Büyüme Faktörü Ülkemizdeki İlk Deneyimler

Epidermal Büyüme Faktörü Ülkemizdeki İlk Deneyimler Epidermal Büyüme Faktörü Ülkemizdeki İlk Deneyimler M. Bülent ERTUĞRUL 1, Serhan SAKARYA 1, Çağrı BÜKE 2, Bengisu AY 3, Dilek Senen DEMİREZ 4, M. Özlem SAYLAK-ERSOY 1, Barçın ÖZTÜRK 1, Öner ŞAVK 5 1 Adnan

Detaylı

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN yasemin sezgin Inflamasyon Hasara karşı vaskülarize dokunun dinamik yanıtıdır Koruyucu bir yanıttır Hasar bölgesine koruma ve iyileştirme mekanizmalarını getirir İnflamasyonun

Detaylı

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Fatih Mehmet Azık Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Yara iyileşmesi Üst düzey organize edilmiş bir kaskad Hemostaz, inflamasyon, proliferasyon ve remodeling Hasarlı dokunun normal mimarisini

Detaylı

Koagülasyon Mekanizması

Koagülasyon Mekanizması Koagülasyon Mekanizması Dr Cafer Adıgüzel Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD 1 Hemostaz (Hemostasis or haemostasis) (Eski Yunanca: αἱμόστασις haimóstasis "styptic (drug)")

Detaylı

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Özellikle yara bakımıyla ilgili pek çok yeni yöntem,

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM

KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ

Detaylı

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR?

DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? DİYALİZAT MATRİKS METALLOPROTEİNAZ DÜZEYİ BİZE NE SÖYLÜYOR? Muhittin Ertilav 1, Özge Timur 2, Ender Hür 5, Devrim Bozkurt 5, Haşim Nar 2, Turan Koloğlu 3, Pınar Çetin 2, Özlem Purçlutepe 2, Sait Şen 4,

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu KAN ve HEMATOPOETİK SİSTEM ÜZERİNE ETKİLİ İLAÇLAR Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu Hemostatik İlaçlar Antikoagülan İlaçlar Antiplatelet İlaçlar (Antitrombositik İlaçlar) Trombolitik İlaçlar (Fibrinolitik İlaçlar)

Detaylı

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014 Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici sistemler

Detaylı

Kan dokusu. Hematokriti hesaplamak için eritrositlerle dolu olan tüpün uzunluğu kanla dolu tüpün uzunluğuna bölünüp, çıkan sonuç 100 ile çarpılır.

Kan dokusu. Hematokriti hesaplamak için eritrositlerle dolu olan tüpün uzunluğu kanla dolu tüpün uzunluğuna bölünüp, çıkan sonuç 100 ile çarpılır. Kan dokusu Kan, hücrelerden ve plazma adı verilen bir sıvıdan oluşmuştur. Hücreler eritrositler (kırmızı kan hücreleri), lökositler (beyaz kan hücreleri) ve trombositlerdir. Hücrelerin % 99 undan fazlasını

Detaylı

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli Endotel, dolaşım sistemini döşeyen tek katlı yassı epiteldir. Endotel hücreleri, kan damarlarını kan akımı yönünde uzunlamasına döşeyen yassı,

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ

KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ KONAK MODÜLASYON TEDAVİSİ Konak modülasyon tedavisi (KMT); konak-bakteri etkileşiminin konak tarafını desteklemek anlamına gelir. Tedaviden çok doku yanıtını düzenlemektir. Periodontal hastalık, biofilm

Detaylı

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. İMMÜNOLOJİİ I-DERS TANIMLARI 1- Tanım: Konakçı savunma mekanizmalarının öğretilmesi. b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS Reha Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS Reha Aydın, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Türkçe

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD BİYOUYUMLULUK (BIO-COMPATIBILITY) 10993-1 Bir materyalin biyo-uyumluluğunun test edilmesi için gerekli testlerin tümünü içerir. (Toksisite, Hemoliz, sitotoksisite, sistemik toksisite,...vs.) Hammaddelerin

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

İçindekiler. 1. Ön Bilgi 2. Doku Grefti Çeşitleri 3. Biyolojik Doku 4. BellaDerm Aselüler Matriks Nedir? 5. Üretim Süreci 6.

İçindekiler. 1. Ön Bilgi 2. Doku Grefti Çeşitleri 3. Biyolojik Doku 4. BellaDerm Aselüler Matriks Nedir? 5. Üretim Süreci 6. İçindekiler 1. Ön Bilgi 2. Doku Grefti Çeşitleri 3. Biyolojik Doku 4. BellaDerm Aselüler Matriks Nedir? 5. Üretim Süreci 6. Kullanım Alanları 1 Belladerm, Musculoskeletal Transplant Foundation (MTF) tarafından

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

Basınç Nedir? Uluslararası Katılımlı Palyatif Bakım ve Hospis Kongresi Mart 2018 ġiģli-ġstanbul

Basınç Nedir? Uluslararası Katılımlı Palyatif Bakım ve Hospis Kongresi Mart 2018 ġiģli-ġstanbul Basınç Yarası Bakımı Yrd. Doç. Dr. Ġbrahim AYDOĞDU BVÜ Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD Uluslararası Katılımlı Palyatif Bakım ve Hospis Kongresi 09-11 Mart 2018 ġiģli-ġstanbul Basınç Nedir? Ağırlık bir

Detaylı

ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER. 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı

ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER. 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı 1 Deri en geniş ve en ağır organ (9 kg) tüm vücut ağırlığının ~ % 16 sını kaplar ve alanı yetişkinlerde ~ 1.8 m²- 2 m 2, bebeklerde ~ 0.25 m²dir

Detaylı

AKUT VE KRONİK İNFLAMASYON DR. ESİN KAYMAZ BEÜTF PATOLOJİ AD

AKUT VE KRONİK İNFLAMASYON DR. ESİN KAYMAZ BEÜTF PATOLOJİ AD AKUT VE KRONİK İNFLAMASYON DR. ESİN KAYMAZ BEÜTF PATOLOJİ AD İNFLAMASYON( İLTİHAP) GENEL ÖZELLİKLERİ Canlı dokunun zedelenmeye karşı verdiği yanıt Fiziksel ajanlar Kimyasal maddeler Bağışıklık reaksiyonları

Detaylı

Kök Hücre ve Doku Mühendisliği

Kök Hücre ve Doku Mühendisliği Kök Hücre ve Doku Mühendisliği 22 Mayıs 2000 Time Dergisi Geleceğin en popüler meslekleri; 1. Doku Mühendisleri 2. Gen Programlayıcıları 3. ÇiBçiler 4. Frankenfood takipçileri 5. Bilgi Madencileri (Data

Detaylı

Yara Bakımı. Yoğun Bakım Dergisi 2007;7(3):347-356. Ali KONAN*

Yara Bakımı. Yoğun Bakım Dergisi 2007;7(3):347-356. Ali KONAN* Yara Bakımı Ali KONAN* * Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, ANKARA Yara, dokunun normal yapı ve işlevinin bozulmasıdır. Yara iyileşmesi ise travma ile başlayan ileri derecede

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

YARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE

YARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE YARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE A.Kayataş,B.Çetin,D. Ahras,İ. Sarıbıyık,İ.Okşak,O.Kaplan Prof.Dr. Ali Barutçu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik,Rekonstrüktif ve

Detaylı

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP PRP Terapi nedir? Plateletten zengin plazma (platelet rich plasma-prp), doku iyileşmesini arttırıcı etkisiyle yaklaşık 20 senedir tıpta kullanılmakta olup, son dönemlerde uygulama alanları oldukça genişlemiş

Detaylı

Vitamin D Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan AÜEF Farmakognozi ABD

Vitamin D Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan AÜEF Farmakognozi ABD Vitamin D3 400 Genel Bilgi Bir sterol türevi olan D vitamini diyetle alınabilir veya endojen olarak sentezlenebilir. Diyetle, bitkilerde bulunan D2 vitamini (ergokalsiferol) ve hayvan dokularında bulunan

Detaylı

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Kış Sempozyumu 6-9 Mart 2014 Sunum Planı Hemostaz Monitörizasyonu Standart Koagülasyon

Detaylı

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Uz. Dr. Tevfik Kalelioğlu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme Uz. Dr. Tevfik Kalelioğlu

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ ANTİSEPTİKLER 1 Kavramlar: Antiseptik: Canlılar üzerinde (cilde ve dışarı açılan boşlukların mukozasına) dıştan uygulanmak suretiyle kullanılan antimikrobik ilaçlardır. Dezenfektan: Cansız cisimler (cerrahi

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.

Detaylı

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta M. Bülent ERTUĞRUL, M. Özlem SAYLAK-ERSOY, Çetin TURAN, Barçın ÖZTÜRK, Serhan SAKARYA Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon

Detaylı

Tarifname YARA VE GENEL DOKU HASARLARININ İYİLEŞME SÜRECİNİ DESTEKLEMEYE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname YARA VE GENEL DOKU HASARLARININ İYİLEŞME SÜRECİNİ DESTEKLEMEYE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname YARA VE GENEL DOKU HASARLARININ İYİLEŞME SÜRECİNİ DESTEKLEMEYE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, yara ve genel doku hasarlarının iyileşme sürecini desteklemeye yönelik oluşturulmuş

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ

KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ Belli bir ortam içinde bulunan metalik yapının korozyonunu önlemek veya korozyon hızını azaltmak üzere alınacak önlemleri üç ana grup altında toplanabilir. Korozyondan Korunma

Detaylı

Heterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi

Heterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi Heterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi Andrea Corbo ve Vincenzo Varlaro Heterolog kolajen Tip I ile biostimulation deri hücresi sınıf III tıbbi cihaz (Linerase ) kullanılmasını içerir. I kolajen

Detaylı

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır.

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İç Hastalıkları Hematoloji Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD HÜCRE İÇİ MİKROBA YANIT Veziküle alınmış mikroplu fagosit Sitoplazmasında mikroplu hücre CD4 + efektör

Detaylı

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

Staphylococcus Gram pozitif koklardır. Staphylococcus Gram pozitif koklardır. 0.8-1µm çapında küçük, yuvarlak veya oval bakterilerdir. Hareketsizdirler. Spor oluşturmazlar ve katalaz enzimi üretirler. Gram boyama Koagülaz, alfatoksin, lökosidin,

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Prof. Dr. Ahmet Gül İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Romatoid Artrit Kronik simetrik poliartrit q Eklemde İnflammasyon

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı TRAVMA Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HEDEFLER Travmanın tarihçesi Travmanın tanımı Travma çeşitleri (Künt, Penetran, Blast,

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

DİYABETİK AYAKTA VAKUM UYGULAMASI

DİYABETİK AYAKTA VAKUM UYGULAMASI DİYABETİK AYAKTA VAKUM UYGULAMASI Dr. Fatih YANAR İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Periferik Damar Cerrahisi 2.Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Sempozyumu

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

Osteoporoz Rehabilitasyonu

Osteoporoz Rehabilitasyonu Osteoporoz Rehabilitasyonu OSTEOPOROZ Kemik kitlesinde azalma, kemik mikroyapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının artması olarak tanımlanır. Kemik yaşayan, dengeli bir şekilde oluşan yıkım ve yapım

Detaylı

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel

Detaylı

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZİS S VE TRANSFÜZYON TEDAVİSİ DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZ MEKANİZMALARI Damar Cevabı Trombosit aktivitesi Pıhtılaşma mekanizması Fibrinolitik sistem Damar cevabı Kanama

Detaylı

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015 SİNOVİTLER Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015 Sinovyal Dokunun Non-tümöral ve Tümör-benzeri Lezyonları Non-tümöral Lezyonlar Reaktif Tümör-benzeri Lezyonlar

Detaylı

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı İlhan Onaran Doku organisazyonu: Hücrelerin bağlanması 1- Hücre-matriks bağlantıları: ekstraselüler matriks tarafından hücrelerin bir arada tutulması 2- Hücre-hücre

Detaylı

Tarifname DİYABETİK HASTALARDA YARA İYİLEŞMESİNİ HIZLANDIRMAYA YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname DİYABETİK HASTALARDA YARA İYİLEŞMESİNİ HIZLANDIRMAYA YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname DİYABETİK HASTALARDA YARA İYİLEŞMESİNİ HIZLANDIRMAYA YÖNELİK Teknik Alan BİR KOMPOZİSYON Buluş, diyabetik hastalarda yara iyileşmesini hızlandırmaya yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

DİYABETİK AYAK YARA BAKIMI ve HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI SEMA İNCE DİYABETİK AYAK YARA BAKIM HEMŞİRESİ Ç.Ü.T.F. ENDOKRİN VE METABOLİZMA BD

DİYABETİK AYAK YARA BAKIMI ve HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI SEMA İNCE DİYABETİK AYAK YARA BAKIM HEMŞİRESİ Ç.Ü.T.F. ENDOKRİN VE METABOLİZMA BD DİYABETİK AYAK YARA BAKIMI ve HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI SEMA İNCE DİYABETİK AYAK YARA BAKIM HEMŞİRESİ Ç.Ü.T.F. ENDOKRİN VE METABOLİZMA BD SUNUM İÇERİĞİ Diyabetik ayak Diyabetik ayak yara nedenleri Etiyopatogenezi

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

DİYABETİK YARASI OLAN DİYALİZ HASTALARINDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI DERYA DUMAN DMED ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ

DİYABETİK YARASI OLAN DİYALİZ HASTALARINDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI DERYA DUMAN DMED ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ DİYABETİK YARASI OLAN DİYALİZ HASTALARINDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI DERYA DUMAN DMED ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ DİYABETİK YARASI OLAN DİYALİZ HASTALARINDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI Diyabetes mellitus;

Detaylı

DİYABETİK AYAKTA YARA BAKIMI VE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI

DİYABETİK AYAKTA YARA BAKIMI VE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI DİYABETİK AYAKTA YARA BAKIMI VE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI Diyb. Hem. Dr. Emine KIR-BİÇER İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Diyabetik ayak yaraları, diyabetik hastaların

Detaylı

EKSTRASELÜLER MATRİKS

EKSTRASELÜLER MATRİKS EKSTRASELÜLER MATRİKS Doku organisazyonu: Hücrelerin bağlanması 1- Hücre-matriks bağlantıları: ekstraselüler matriks tarafından hücrelerin bir arada tutulması 2- Hücre-hücre bağlantılar: hücrelerin birbiriyle

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count TAM KAN SAYIMI Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count Tam kan sayımı kanı oluşturan hücrelerin sayılmasıdır, bir çok hastalık için çok değerli bilgiler sunar. Test venöz kandan yapılır. Günümüzde

Detaylı

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zehirlenmelerde vücuda alınan toksinin uzaklaştırılmasında birçok

Detaylı

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ doku Mezodermden köken alır En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ dokunun Fonksiyonları Diğer organ ve dokuların Fonksiyonal ve yapısal desteğini sağlar. kan damarları aracılığı

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su KAN DOKUSU Kanın Bileşenleri Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08 Plazma :%55 Hücreler : %45 Plazmanın %90 su Kan Hücreleri Eritrosit Lökosit Trombosit Agranulosit Lenfosit Monosit Granulosit Nötrofil

Detaylı

ANTİSEPTİK VE DEZENFEKTANLAR. Prof. Dr. Ayhan Filazi Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı

ANTİSEPTİK VE DEZENFEKTANLAR. Prof. Dr. Ayhan Filazi Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı ANTİSEPTİK VE DEZENFEKTANLAR Prof. Dr. Ayhan Filazi Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı DEZENFEKTAN (JERMİSİD) Mikroorganizmaları öldürerek etkiyen ve genellikle cansız

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

YÜKSEK VOLTAJLI ATIMLI AKIM UZM.FZT.NAZM İ ŞEKERCİ

YÜKSEK VOLTAJLI ATIMLI AKIM UZM.FZT.NAZM İ ŞEKERCİ YÜKSEK VOLTAJLI ATIMLI AKIM UZM.FZT.NAZM İ ŞEKERCİ Yüksek voltajlı atımlı akım YVAA İkiz tepe uyarı (atım) paketlerinden oluşan monofazik akımdır. Uygulanan voltaj 100 volttan fazladır (150-500 V). Düşük

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ Düşük sıcaklık stresi iki kısımda incelenir. Üşüme Stresi Donma stresi Düşük sıcaklık bitkilerde nekrozis, solma, doku yıkımı, esmerleşme, büyüme azalışı ve çimlenme düşüşü gibi etkiler

Detaylı