ﺮﻌﻟﻤ ﺳﺮﻹ ﺔﻠﻴﻠﺑ ﺎﻔﺘﺣﻻ ﻢﻜ ﺣ «ﺔﻴ! ﻟ ﺘﺮ ﺔﻐﻠﻟﺎ ﺑ» $ﺎﺑ ﻦﺑ ﷲ ﺪﺒﻋ ﻦﺑ ﺰﻳﺰﻌﻟ ﺪﺒﻋ ﻴﻦﻫﺎﺷ ﻢﻠﺴﻣ ﻦﺑ ﺪﻤﻣﺤ ﺔ:ﺟﻤﺮﺗ ﻞﻴﺒﻧ 9 : ﺔ:ﻌﺟ ﺮﻣ

Transkript

1 İSRÂ VE MİRAC GECESİNİ KUTLAMANIN HÜKMÜ حكم لاحتفا بليلة لا رس ملعر ] تريك Turkish [ Türkçe Abdulaziz b. Baz Terceme : Muhammed Şahi Tetkik : Ümmü Nebil

2 حكم لاحتفا بليلة لا رس ملعر» باللغة لرت ية «عبد لعزيز بن عبد الله بن با ترمجة: حممد بن مسلم شاهني مر جعة: نبيل

3 س[ Soru: Receb ayıı 7. gecesi ola İsrâ ve Mirac gecesii kutlamaı hükmü edir? Cevap: Hamd, yalızca Allah'adır. Hiç şüphesiz İsrâ ve Mirac olayı, Allah'ı elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i (elçilik görevide) sâdık olduğua, O'u, Allah -azze ve celle-'i katıdaki makamıı e kadar büyük olduğua delâlet ede, Allah Teâlâ'ı büyük mucizeleride birisidir.yie İsrâ ve Mirac olayı, Allah Teâlâ'ı göz kamaştıra kudretie ve O'u bütü yarattıklarıı üzeride, yüce olduğua delâlet ede mucizeleride birisidir. Nitekim Allah Teâlâ bu olay hakkıda şöyle buyurmuştur: K J I H G F E D C B A { { ] لا ية: لا رس و z W V U T S RQ P O N M L "Gece ecei bir bölümüde, kedisie (kudretimize ve vahdâiyyetimize delâlet ede) birtakım âyetlerimizi gösterelim diye kulu Muhammed'i (bedei ve ruhu ile uyaık bir halde ike), Mescid-i i Haram'da da, çevresii mübarek kıldığımız Mescid-i i Aksa'ya götüre O (Allah, her türlü kusur ve oksalıklarda) müezzehtir. Gerçekte O, her şeyi hakkıyla işite, her şeyi hakkıyla göredir dir." Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'de tevâtür yoluyla rivâyet oluduğua göre o, yedi kat semâya çıkarılmış, her semâya geldiğide kedisie o semâı kapısı açılmış, yedici semâyı geçtikte sora Rabbi, oula dilediği şekilde kouşmuş, oa beş vakit amazı farz kılmış, Allah Teâlâ, beş vakit amazı ilk öce elli vakit olarak farz kılmış, ama Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Rabbide elli vakitlik amazı hafifletmesii dilemeye devam etmiş, itekim Allah Teâlâ elli vakit amazı, beş vakte idirmiştir. Bu amazlar, farz olarak beş vakittir, ama ecir olarak elli vakittir. Çükü iyilikler (sevaplar), o katı ile karşılık görür. Bütü imetleride dolayı Allah Teâlâ'ya hamd ve şükürler olsu. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'de gele sahih hadislerde, İsrâ ve Mirac olayıı meydaa geldiği gecei, Receb ayı veya başka bir ayda olduğu hakkıda herhagi bir şey gelmemiştir. İsrâ ve Mirac gecesii tayii kousuda gele hadisleri İsrâ Sûresi: 3

4 hepsi, hadis âlimlerice sâbit olmadığı tesbit edilmiştir.allah Teâlâ'ı,bu geceyi isalara uutturmasıda büyük bir hikmet vardır.bu gece belli olsa bile müslümaları bu geceye özel birtakım ibâdetleri tahsis etmesi ve bu geceyi kutlamaları câiz değildir.çükü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashâbı -Allah olarda râzı olsu- bu geceyi kutlamamışlar ve bu geceye özel bir şey tahsis etmemişlerdir.şayet bu geceyi kutlamak, meşrû bir durum olsaydı, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ya sözü ile, ya da fiili ile buu ümmetie mutlaka açıklardı.ayrıca böyle bir durum meydaa gelmiş olsaydı (yai Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu geceyi kutlamış olsaydı), isalar tarafıda biliir ve yaygı bir hâle gelir, sahâbe de -Allah olarda râzı olsu- tarafıda bize itikal ederdi. Oysa sahâbe -Allah olarda râzı olsu-, ümmeti ihtiyaç duyduğu her şeyi Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'de bize akletmişler ve dîde hiçbir şeyi ihmâl etmemişlerdir.aksie olar, bütü iyiliklerde herkeste öce davramışlardır. Dolayısıyla İsrâ ve Mirac gecesii kutlamak meşrû olsaydı, isalar içeriside ilk öce ou sahâbe kutlarlardı.ayrıca Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, isalar içeriside, isalara e güzel öğüt vere isadı.risâlet görevii e güzel şekilde tebliğ etmiş ve emâeti yerie getirmiştir. Şayet bu geceyi yüceltmek ve ou kutlamak, Allah Teâlâ'ı dîide olsaydı, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- buda habersiz kalmaz ve ou isalarda gizlemezdi.bütü bu zikredile şeylerde hiçbirisi olmadığıa göre, bu geceyi kutlamaı ve bu geceyi yüceltmei, İslâm dîide olmadığı açıkça alaşılmaktadır. Çükü Allah Teâlâ bu ümmete dîii kemâle erdirmiş ve oları üzerideki imetii tamamlamış, izi vermedği şeyi dî halie getire herkesi ikâr edip reddetmiştir. Nitekim Allah Teâlâ apaçık kitabıda Mâide sûreside şöyle buyurmuştur: z v vu t s r q p o m l k { [3: ملاي د من لا ية [سو "Bugü size dîiizi (zaferi gerçekleştirmek ve şeriatıı tamamlamak sûretiyle) kemâle erdirdim. (Sizi câhiliyye karalığıda İslâm ûrua çıkarmak sûretiyle) üzeriize imetimi tamamladım ve dî olarak da size İslâm'ı ı seçtim (siz de İslâm'ı kediiz içi dî seçi)." Allah -azze ve celle- Şûrâ sûreside de şöyle buyurmuştur: «ª ~ } { { { لا ية: [ ٢١ لشو سو ] z µ ³ ² ± Mâide Sûresi: 3 4

5 "Yoksa oları (müşrikleri) Allah'ı izi i vermediği bir dîi meşrû kıla ortakları mı var? Eğer Allah'ı süre taıyarak olara düyada azap etmeyeceğie dâir kazâ ve kaderi olmasaydı, oları aralarıda derhal azap etmek sûretiyle hüküm verilirdi. Şüphesiz ki zâlimler ler (kâfirler) içi (kıyâmet güü) acıklı bir azap vardır." Büyük tehlikesie karşılık İslâm ümmetii uyarmak ve oları bid'atları işlemekte uzaklaştırmak içi, bid'atlarda sakımak gerektiği ve bid'atları açıkça dalâlet (sapıklık) olduğu Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'de gele sahih hadislerde sâbittir. Nitekim bu hadislerde bazıları şulardır: Buhârî ve Müslim'i sahihleride Âişe'de -Allah oda râzı olsu- rivâyet oluduğua göre Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: عليه [ متفق ] فهو منه ما ليس حد يف مرنا هذ من ((. )) "Her kim, bu işimizde (dîimizde) oda olmaya bir şeyi oa ihdâs eder (açık veya gizli Kur'a ve süette aslı olmaya bir şey getirir)se se, o ihdâs ettiği şey, kedisie reddolumuştur (bâtıldır)." Müslim'i rivâyetide ise Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: [ مسلم ] (( فهو عليه مرنا عمل قملا ليس من ((. )) "Her kim, işimiz (dîimiz) üzere olmaya bir iş işlerse, o işlediği şey reddolumuştur (bâtıldır ve oa itibar edilmez)." 3 Yie,Müslim'i sahihide Câbir'de -Allah oda râzı olsu- rivâyet oluduğua göre o şöyle demiştir: جلمعة يو خطبته نع د خ ري ا ف : ما : يف فقو حممد هد لهد رش حم دثايها لا مو الله سو خريريريري الله مسلم ] ((. اك )) كتا حلديث ضلالة بدعة مسلم] "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Cuma güü hutbeside şöyle derdi (hutbesie şöyle başlardı): Şüphesiz sözleri e hayırlısı, Allah'ı kitabıdır. Yolları e güzeli, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yoludur. İşleri e şerlisi, (dîde aslı olmayıp) sorada çıkarıla yeiliklerdir (dîdeki bid'atlardır).her bid'at da dalâlettir." 4 Şûrâ Sûresi: Buhârî; hadis o: 697.Müslim; hadis o: Müslim; hadis o:78. 4 Müslim. 5

6 Nesâî, "ceyyid" (iyi) bir seedle şu fazlalığı da rivâyet etmiştir: f f ((.= ﺠﺎ ﺿﻼﻟﺔ ﻲﻓ u... )) Her dalâlet (i sahibi) de, de, ateştedir." ateştedir." Irbâd b. Sâriye'de -Allah oda râzı olsu- rivâyet oluduğua göre, o şöyle demiştir: ^ ﻟﻌﻴﻮ ﻣﻨﻬﺎ {=ﻓﺖ ﺑﻠﻴﻐﺔ ﻣﻮﻋﻈﺔ ﷲ =ﺳﻮ )) ﻗﻈﻨﺎ ﺟﻠﺖ ﻣﻨﻬﺎ f ﺻﻴﻜﻢ : }G ﻣﻮ ﻣﻮﻋﻈﺔ ﷲ! ﻛﻜﻏﻬﺎ ﻳﺎ =ﺳﻮ : ﻓﻘﻠﻨﺎ.j ﻟﻘﻠﻮ : ﻓﻘﺎ. ﻓﺄ ﺻﻨﺎ f f f f ﻣﻨﻜﻢ ﻣﻦ ﻓﺈﻧﻪ ﻗﺒﺪ ﻋﻠﻴﻜﻢ ﺗﺄﻣﺮ ^ ﻟﻄﺎﻋﺔ ﻟﺴﻤﻊ ﷲ D ﺑﺘﻘﻮ ﻳﻌﺶ f f ﻟﺮ ﺷﺪﻳﻦ ﻟﻤﻬﺪﻳﻦﻴ f ﻣﻦ ﺨﻟﻠﻔﺎ ﺳﻨﺔ ﺑﺴﻨﻲﺘ ﻓﻌﻠﻴﻜﻢ ﻛﺜﺮﻴ ﺧﺘﻼﻓﺎ D ﻓﺴﺮﻴ f f f ﻋﻀﻮ ﺤﻣﺪﺛﺎ f ﻋﻠﻴﻬﺎ = ﻷﻣﻮ ﻳﺎﻛﻢ ﺑﺎﺠﻮ ﺟﺬ ﺑﻬﺎ ﻳﻤﺴﻜﻮ o ﻧﻌﺪ ^ ﻓﺈ f f [ G G : ﻲﻓ ﺻﺤﻴﺢ k ﺻﺤﺤﻪ ﻷﻛﺎ G G ﺑﻮ : \ = ] ((. ﺑﺪﻋﺔ ﺿﻼﻟﺔ ﻞﻛ u ﺤﻣﺪﺛﺔ ﺑﺪﻋﺔ "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellemsellem- bize çok tesirli bir öğüt verdi. verdi.bu öğütte dolayı gözler yaşardı ve kalpler ürperdiç. ürperdiç. Biz: Biz: - Ey Allah ı elçisi! elçisi! Bu öğüt, öğüt, saki ayrılmak üzere ola birii öğüdüe beziyor, beziyor, o halde bize bir tavsiyede buluur buluur musu? musu? dedik. dedik. Buu üzerie Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellemsellem- şöyle buyurdu: buyurdu: - Size, Size, Allah ta korkmaızı, korkmaızı, başııza bir köle bile emir olsa, olsa, ou dileyip itaat etmeizi tavsiye ederim. ederim.bede sora sağ kalıp uzuca bir hayat süreler pek çok ihtilaflar görecekler. görecekler.o zama sizi üzeriize gerekli ola, ola, beim süetime ve bede olara,, az azıı dişleriizle soraki doğru yolu bulmuş râşid halîfelerimi süetii alı ve olara ısırırcasıa sımsıkı sarılı. sarılı. (Dîde aslı olmayıp) sorada çıkarıla yeiliklerde sakıı. sakıı.." Çükü (dîde) sorada çıkarıla her yeilik, yeilik, bid' bid'attir. attir. Her bid' bid'at, at, dalâlettir (sapıklıktır)." Bu alamdaki hadisler pek çoktur. Nesâî; hadis o:560. Elbâî, "Sahîh-i Süe-i Nesâî; hadis o:578. İmam Ahmed; hadis o: 4/6. Tirmizî; hadis o:

7 Rasûlullah -sallalahu aleyhi ve sellem-'i ashâbı -Allah olarda râzı olsu- ile olarda sora gele selef-i salih, isaları bid'atlarda sakıdırıp korkuttukları sâbittir. Buu da sebebi; bid'atları dîe sorada eklee bir fazlalık olması, Allah Teâlâ'ı izi vermediği bir dî olması, dîlerie oda olmaya fazlalık ekleye ve Allahı izi vermediği dîde yeilik çıkara Allah'ı düşmaları yahudi ve hıristiyalara bezemekte dolayıdır. Çükü bid'atları kabul etmek, İslâm dîii eksik olduğuu ve kâmil olmadığıı itham etmeyi gerektirir.bu düşücei büyük bir fesat ve çok çirki bir müker olduğu, Allah -azze ve celle-'i şu sözüe ters geldiği bilie bir şeydir: z vu t s r q p o m l k { [3: ملاي د من لا ية [سو "Bugü size dîiizi (zaferi gerçekleştirmek ve şeriatıı tamamlamak sûretiyle) kemâle erdirdim. (Sizi câhiliyye karalığıda İslâm ûrua çıkarmak sûretiyle) üzeriize imetimi tamamladım ve dî olarak da size İslâm'ı ı seçtim (siz de İslâm'ı kediiz içi dî seçi)." Yie,bid'atları kabul etmek, bid'atlarda sakımayı ve olarda uzaklaşmayı emrede Rasûlullah -sallalahu aleyhi ve sellem-'i açık hadislerie aykırı bir davraıştır. Bu bid'atı, yai İsrâ ve Mirac gecesii kutlama bid'atıı reddetmek ve oda sakıdırmak gerektiği ve bu bid'atı hiçbir şekilde İslâm dîide olmadığı kousuda hakkı araya kimse içi bu zikrettiğimiz delilleri yeterli ve ikâ edici olmasıı ümit ederim. Allah Teâlâ müslümalara öğüt vermeyi ve olara meşrû kıldığı dîi açıklamayı farz kılıp ilmi gizlemeyi haram kılıca, birçok ülkede yaygılaşa, hatta kimi isaları dîde olduğuu zaettikleri bu bid'at kousuda müslüma kardeşlerimi uyarmayı kedime bir görev saydım. Allah Teâlâ'da bütü müslümaları hallerii düzeltmesii ve oları dîde bilgili kılmasıı, bizi ve oları hakka sımsıkı sarılma ve hak üzere sâbit kalma kousuda muvaffak kılmasıı, hakka aykırı ola şeyleri terketmeyi asip etmesii dilerim.şüphesiz ki O, buu üsteside gele ve bua gücü yetedir. Allah Teâlâ, kulu ve elçisi, Peygamberimiz Muhammed'e, âile halkıa ve ashâbıa salât e selâm eylesi ve ou mübârek kılsı. Mâide Sûresi: 3 7