Aile Yazıları III. Birey, Kişilik ve Toplum

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Aile Yazıları III. Birey, Kişilik ve Toplum"

Transkript

1

2 Aile Yazıları III Birey, Kişilik ve Toplum

3 T.C. BAŞBAKANLIK AİLE ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANLIĞI AİLE YAZILARI III Birey, Kişilik ve Toplum İKİNCİ BASKI Derleyenler Beylü Dikeçligil Ahmet Çiğdem 1991 ANKARA

4 T.C. BAŞBAKANLIK AİLE ARAŞTIRMA KURUMU Genel Yayın No : 5/3 Seri : Bilim Serisi ISBN : Dizgi ve Baskı : MN Ofset ANKARA

5 SUNUŞ Yaşadığı coğrafyaların genişlik ve farklılığının verdiği bir imkânla, çeşitli sosyo-kültürel yapılarla yüz yüze gelmek ve bu vesile ile kendisini, tekrar tekrar test etmek imkânının bulan Türk toplumu; yirminci yüzyılda, iletişim araçlarının dünyayı küçülttüğü bu tarih diliminde yeni bir süreci yaşıyor. Tarihin çoğu devirlerinde her toplum, kültür ve dinle komplekssiz ilişki ve temas geliştirebilen bu toplumun, bu yeni süreci de sağlıklı sonuçlara ulaşmak bakımından bir şans olarak değerlendireceği kanaatindeyiz. Ne var ki, kültürü ve düşünceyi "sözlü iletişime" indirgeyen bir geleneğin günümüzde derinden hissedilen zaafının hâlâ mahkûmu bulunuyo-nız. "Şifahî kültüre" ve geleneğe kendisini bu derece teslim eden bir toplumun ve aydının bilim hayatında sağlaması gereken birikim de o derece zor oluyor. Bu açıdan üretilmiş her bilgi, ortak bir havuzda zamanla kaybolup gidiyor. Üniversitelerimizin sosyal bilim dallarında görevli hocalar bilirler: Aynı alanda ve birbirlerinin tekrarı sayılabilecek yüksek lisans tezleri ve hatta doktora çalışmaları az değildir. Farklı üniversitelerimiz bile, çoğu zaman, biribirinin eşzamanlı faaliyetlerinden haberdar olamayabiliyorlar. Yüzyılımızın karakteristiğine aykırı düşen bu iletişimsizlik ve bilimsel bilginin ortak havuzlar oluşturamaması gerçeği, ülkemiz adına büyük zaman, enerji ve hatta maddî kaynak israfına yol açmaktadır. Bu gerçekleri göz önün bulunduran Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, bir toplumun indirgenebileceği en küçük ve temel sosyal kurum olan "aile" den yola çıkarak, ve bu temel birimin açılımlanyla orantılı olarak, çeşitli sosyal bilim dallarıyla disiplinler arası faaliyetler bilginin, araştırma ve inceleme sonuçlarının, alternatif görüşlerin bir araya öncelikle biz ihtiyaç duyuyoruz. İhtiyacını duyduğumuz bu nevi gerçekleşiyor. Bu türden ortak ihtiyaçlar; ortak çalışmaları gerektirecek, mesaîleri birleştirmeyi zarurî hale getirecektir. Ne yazık ki ülkemizde, fen mühendislik bilimlerine karşılık, sosyal bilimlere ilişkin olarak geliştirilen araştırma projeleri teşvik ve destekten o nisbette mahrum bırakılmaktadır. Öteki bilim dallarına karşılık, sosyal

6 bilimlerin böylesi teşvik ve destek tedbirlerinin dışında tutulması, Türk sosyal bilim alanları arasındaki ilişki azlığı, kamu idarelerini, ihtiyacını duyduğu sağlıklı verilerden ve bilimin kendilerine sağlayacağı perspektiflerden yoksun kılarken, iç konjonktürün inişli çıkışlı atmosferinde onları kılavuzsuz da bırakabilmektedir. Bunun ötesinde, sosyal politikaların üretilmesi ve realize sırasında bu bilim çevrelerinin dışlandığı, görüşlerine müracaat edilmediği biçimindeki kanaatler de, bu kesitlerde derin moral kayıplarına ve fonksiyonsuzluk hislerine yol açmaktadır. Halbuki günümüzde araştırma faaliyetleri geniş ekip ve organizasyonları ve büyük maddî finansmanları gerektirir olmuştur. Bu arada sosyo-kültürel problemlerin yaygınlığı karşısında ortak teşhislere ve sonuçlara ulaşabilmek, kamu idarelerinin ihtiyacını derinden hissettiği sağlıklı veriler üretmek, realize edilebilir teklifler oluşturmak, disiplinler arası çalışmaları ve ortak projeleri zorunlu hale getiriyor. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu bu bakımdan, Türk sosyal bilim çevreleri ile icra arasında oluşturulacak sağlıklı ilişkilerin merkezinde yer almaktadır. Onun içindir ki kurumumuz, hem üretilmiş bilimsel bilginin derlenip tasnif edilmesi, hem de toplumun derinden yaşadığı yaygın problem alanlara yönelik her türlü araştırma projelerine açık bulunmaktadır. Bu anlamıyla Aile Araştırma Kurumu, ülkemizde boşluğu derinden hissedilen aile odaklı sosyal araştırmaların merkezi olmaya doğru gidiyor. Kurumda yapılan bilgi üretmeye yönelik çalışmalarla; ülkemizde bir yandan aileye ulaştırılan hizmetlerin envanteri çıkartılırken, bir yandan da elinizdeki çalışmada olduğu gibi, üniversitelerimizde gerçekleştirilen ve çoğunun aranılıp bulunması mümkün olmayan bu tür materyallerin derlenip tasnif edilmesi biçimindeki faaliyetler de eksiksiz devam etmektedir. Aile Yazıları 1928'den bu yana üniversitelerin çeşitli bölümlerinde yayınlanmış, aileye ilişkin bilimsel makalelerin bütününün fişlenmesini, edersiniz ki otuz civarındaki üniversitenin özellikle -Dâr'ül Fünûn'un lağvından bu tara- bütün yayınlarının bu açıdan gözden geçirilerek tasnifi hem zaman, hem de ekip itibariyle kolay bir hadise olmasa gerektir. Bu anlamıyla büyük bir "külliyat" oluşturmaktadır. Yapılan çalışmanın bütün çevrelerce ilgiyle karşılanması, aranılıp sorulması, onun, aynı zamanda bütün sosyal bilim muhitlerinin kaynak kitapları arasına girdiğini göstermektedir. Dr. Necmettin TURİNAY Aile Araştırma Kurumu Başkanı

7 GİRİŞ Aile yazılan, yeni harflerin kabulünden günümüze kadar Türkiye'de çeşitli sosyal bilim dallan mensuplarının aile olgusu çerçevesinde yayınlamış bulundukları makaleleri derlemek suretiyle bu konuda bilimsel bilgi birikimine katkıda bulunmak amacıyla hazırlanmıştır. Aile Araştırma Kurumu ile birlikte aile konusunun Türkiye gündemine girmesi iki açıdan önem taşımaktadır. Birincisi, bütün fonksiyonlarına rağmen ülkemizde ekonomik boyutun arkasına itilmiş sosyo-kültürel boyutun öneminin anlaşılamaya başlanmış olmasıdır. İkinci husus ise, bütünüyle destek görmeyen sosyal araştırmalara aile bazında bile olsa bir Araştırma Kurumu aracılığı ile imkân açılmış olmasıdır. Birbirini tamamlayan bu iki hususun hangi yaklaşımda olursa olsun Türkiye gerçeğine yönelmiş olan sosyal bilimciler için önemli ipuçları taşıdığını da belirtmeden geçe-meyiz. Türkiye'nin değişme sürecinde, gelişmekte olan ülkelere sunulan kalkınma ya da gelişme modelleri çerçevesinde iktisadi boyuta öncelik verilegelmiştir. Bu anlayışa paralel olarak sosyo-kültürel boyut, hatta ekonominin iç dinamikleri yani iktisadi zihniyetteki anlam dünyası bile neredeyse yok sayılagelmiştir. Toplumu anlamada, problemlerin teşhis ve çözümünde sayılar ve paralarla ifade edilebilen gerçekliğin maddi boyutu, sanki anahtar kelime olmuştur, oysa teorik ve metodolojik yaklaşımı ne olursa olsun ortak gerçeği, ekonomi, nüfus, din, dil, ırk ve benzeri faktörlerden birine ağırlık vermenin sonuçta problemin teşhis ve çözümünü sağlamak şöyle dursun, yeni problemler doğuracağıdır. Batı toplumlarının maddî kültürünü büyük bir tutkuyla eşzamanlı olarak izlemeye çalışan, ancak, kognitif (bilişsel) kültür ile normatif (yazılı ve yazısız kurallar) kültürdeki değişmeleri geciken modalarla parça-bu-çuk takip eden toplumumuzda, sosyal bilimcinin görevi daha bir zor, sorumluluğu daha bir fazladır. Kültürün bu üç boyutuna eşzamanlı işleyiş kazandıracak ve böylece taklitten yaratıcılığa geçişi hızlandıracak araştırmalar, sosyal bilimcilerin gayretleriyle gerçekleşebilir. Güçlü ve sağlıklı olmak isteyen her toplum gibi Türk toplumu da varoluş şartlarını yeniden yaratmak, korumak ve geliştirmek zorundadır. Türk toplumu varolacaksa bu, kendi varoluş şartlarını her düzeyde yeniden üretmekten geçer. Türkiye'ye özgü farklı yaklaşımları içeren bir sosyal bilim geleceğinin kurulabilmesinin şartı da budur. Teorik ve metodolojik yaklaşımlarının şahsî ya da ideolojik sıkıntılar içinde boğulmasını istemeyen sosyal bilimciler arasında kurulacak bir ortam, bu üretimin temel şartlarından biri olarak görülmektedir. Şimdilik yedi cilde ulaşan bu derlemeler, Türk sosyal bilimcilerine hiç olmazsa aile konusunda tümüyle olmasa bile mevcut bilgi birikiminin büyük bir kısmını sergilemeyi amaçlamıştır. Bir araştırma; bilim dalı, konusu ve metodu ne olursa olsun fonksiyonunu, bilimsel bilgi birikim sürecindeki yeri ile tamamlar. Bir kültür de bilimsel bilgi özelliğini

8 taşıyorsa çoğalarak kuşaklara aktarılıyor demektir. Bilimde paradigma değişikliklerine yol açan sıçramalar bile eleştirel birikim sürecinde meydana gelir. Bu son cümlemizin bilimsel bilginin büyümesi konusunda Popper'ın "eleştirel birikim" ile Kuhn'un "sıçrama" kavramının sentezi olduğu açıktır. Ne var ki, bilimin gelişmesi konusundaki bu önermenin, ülkemizde olgusal karşılığına baktığımızda, gerçekleşmediğin görmekteyiz. Değil yeni bir paradigmanın yaratılması veya eleştirel diyalog, mevcut bilgi birikiminden bile yeterince haberdar olamayış sözkonusu-dur. Sosyo - kültürel yapımızı anlamaya yönelik bilimsel bilgi birikimini sağlayacak ve aktaracak akademik faaliyet müesseselerimiz, ferdi gayretlerle yaşatılmaya çalışıla-gelmiştir. Ekolleşmiş yaklaşımların bulunmayışı hiç de yadırgatıcı değildir. Ülkemizde özellikle sosyal bilimlerin seyir defterini, bilim sosyolojisine bırakarak bu ferdi gayretlerin, değil disiplinler arası, bir disiplin içinde bile eleştirel diyologu ve bilgi iletişimi kurmaya yetmediğini ifade edebiliriz. Önce sosyal bilimciler farklı yaklaşımların zaten mevcut olacağı gerçeğinin bilincine ve hoşgörüsüne sahip olmalı, sonra aralarında politika ve basının biçimlendirdiği prim kazandırmaya yönelik, şahsîleştirici ve yıkıcı eleştiri anlayışını aşan bilimsel eleştiri ortamını yaratacak seviyeli diyaloglar kurmalıdırlar ki, araştırma ve bulguların uygulanması, yani bilim ve politika arasında sağlıklı ilişkiler kurutabilsin. Ülkemizde her alanda süret-i haktan görünerek kendisinden başka herkesi kontol etme isteğinin demokratik anlayışın en büyük düşmanı olduğunun sergilenebilmesi, ancak kontrol yanılgısına düşmeden yapılacak doğrudan iletişim ortamı ile mümkündür. "Yaklaşımı ne olursa olsun farklılıklar arasındaki diyalogun çağdaş organizasyonu ya-"ratacağı" gerçeğini bilmek ve söylenenin ötesinde gerçekleştirmeye çalışmak önemlidir. Bu derleme hazırlanırken birbirini tamamlayan iki hareket noktasından yola çıkılmıştır. Aile konusunda mevcut birikimin mümkün olduğu kadar toparlanmasına çalışırken, farklı sosyal bilim dallan ve farklı yaklaşımlara yer verilmesi esas alınmıştır. Sosyo - kültürel olgular dünyası, kısaca hayatın kendisi öylesine çok boyutlu bir içiçeliğe sahiptir ki, hem farklı sosyal bilim dallarının hem de bir sosyal bilim dalında çeşitli teorik açıklamaların varlığı kaçınılmaz olmuştur. Kişiler arasında en yakın ve yoğun ilişkiler ağı olan ailenin ise, disiplinler arasında özel bir konumu vardır. Aile hem bir kurum, hem de bir gruptur. Ailenin iç süreçleri öncelikle psikoloji, sosyal psikoloji, mikro sosyoloji, eğitim ve sağlık bilimleri, halk bilimi, sosyla antropoloji ve felsefenin alanına; dış süreçleri ise tarih, sosyoloji, siyaset bilimi, iktisat, sosyal antropoloji, eğitim ve sağlık bilimleri, sosyal psikoloji ve felsefenin alanına girer. Geniş bir zaman diliminde çeşitli sosyal bilim dalları ve farklı yaklaşımları kapsaması nedeniyle Aile Yazıları'nda derlemelerin alışılagelmiş düzeni kurulamadı. Bilindiği gibi derlemelerde genelikle iki yol izlenmektedir. Birincisinde, önceden belirlenmiş bir konu içinde birbirini tamamlayan iki yol izlenmektedir. Birincisinde, önceden belirlenmiş bir konu içinde birbirini tamamlayan alt başlıklarla bir bütün oluşturulur. Bu hareket noktasından yola çıkıldığında ya bu çerçevedeki eserler toplanır ya

9 da araştırıcılar tarafından özel olarak derleme için yazılır. İkincisinde ise, alt başlıklar bir bütün oluşturmayacak ölçüde dağınık olduğu zaman iç düzen yazar soyadına göre kurulur. Objektif sıralama bu şekilde sağlanmaktadır. Aile Yazıları'nda ise, bu konudaki birikimin araştırıcılara sunularak gündeme, aktarılması amacıyla, önce makaleler gün ışığında çıkarıldı. Sonra eserler incelenirken ana başlıklar, tabiî akış içinde oluşturuldu. Belirli bir disiplin ve belirli bir yaklaşım esas alınmadığı için her ciltteki makaleler arasında bütünsel bir organik bağın kurulması çıktıktan sonra, alışılagelmiş ikinci iç düzen olarak yazar soyadları sıralaması kulanılabilirdi. Ancak yazıların yayın tarihine göre kronolojik sıra tercih edildi. Böylece, hem yılların getirdiği birikim izlenebilecek, hem de yıllar arasındaki boşluklar zihinlerde bazı sorulara yol açabilecekti. Muhtemel sorulardan ilki derlemeyi zenginleştirici bir soru olabilir; "Acaba kronolojik sıralamadaki bu zaman aralığı bazı makalelerin gözden kaçmasından mı kaynaklandı? Bu tür bir sorunun cevabı bizleri açacaktır. İkinci soruyu ise, birincisi gibi formüle etmek imkânsızdır. Zira kişinin birikimi ve yaklaşımına göre oluşacak sorulardır. Türkiye'de sosyal bilimlerin gelişimi konusu sadece sosyal bilim tarihi değil, bilim sosyolojisi ya da bilim psikolojisi açısından yaklaşan sosyal bilimcilerin çeşitli hipotezlerini sınayıcı nitelikte sorular olarak olabildiği gibi henüz hipotez haline gelmemiş sezgisel ön tahmin (hunch) le-rin oluşmasına yol açacak sorular da olabilir. Şimdilik yedi cilde ulaşan ve belirli zaman diliminde yayını tamamlanacak olan Aile Yazıları'nın başlıklarını şöyle sıralayabiliriz. AİLE YAZILARI 1. TEMEL KAVRAMLAR, YAPI VE TARİHÎ SÜREÇ AİLE YAZILARI 2. KÜLTÜREL DEĞERLER VE SOSYAL DEĞİŞME AİLE YAZILARI 3. BİREY, KİŞİLİK VE TOPLUM AİLE YAZILARI 4. EVLİLİK KURUMU VE İLİŞKİLERİ AİLE YAZILARI 5. AİLE ve KADIN AİLE YAZILARI 6. NÜFUS ve AİLE PLANLAMASI AİLE YAZILARI 7. AİLE HAYATINI KUŞATAN İÇ ve DIŞ MEKÂNLAR Önceki paragrafın başında Aile Yazıları'nın yedi cilde ulaştığını ifade ederken şimdilik kaydını koymamamızın sebebi, başka konularda da mevcut birikimin sergilenmesine duyulan ihtiyaçtır. Sözgelimi "Aile ve Çocuk", "Aile ve Genç" gibi konulardaki makaleler derlenebilir. Aynı şekilde "Yurt Dışında İşçi Aileleri" konusunda telif ve tercüme makalelerden oluşan veya "Aile ve Hukuk" gibi önemli konuyu kapsayan başka ciltler de hazırlanabilir. Bütün bunlardan sözederken aile konusunda Türk Sosyal Bilimler Derneği'nin yayımlamış-bulunduğu derlemelerin önemine de işaret etmek gerekir. Derleme grubu olarak Ahmet Çiğdem ve Belma Tokuroğlu ve Feryal Aksoy ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak gayretlerin sonucu bu çalışma yedi cilde ulaşabilmiştir. Bu yorucu çalışmayı içten katılımları ile kolaylaştıran derleme grubuna teşekkür ederken, Ahmet Çiğdem'in konu başlıklarının oluşturulması bir yana, sayısız geliştirici katkılarını ifade etmeden geçemeyiz.

10 Yedi cildin belirlenmesinden sonra her cildin son oluşum safhasında AAK Araştırma Dairesi uzman yardımcıları da görev almıştır. Bu safhada koordinatör olarak görev yapan, yayıncılık tecrübesi ile birçok zorluğun aşılmasına yardımcı olan uzman yardımcısı ve Tuncay Önder'e ve "Aile Yazıları 3. Birey Kişilik ve Toplum" kapsamında eksik kalan makaleleri tamamlama ve dizin çıkarma gibi sabır ve dikkat isteyen çalışmaları yürüten uzman yardımcısı Rahime Beder'e teşekkür ederiz. Ankara'da bulamadığımız makaleleri bize en kısa zamanda temin ederek gönderen meslekdaşlarımıza da teşekkür etmek istiyoruz. Doç. Dr. Ümid Meriç Yazan, İstanbul ve Ankara arasında mesafeyi kaldıran içten yardımlarını esirgemedi, E.Ü. Fen - Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü genç akademisyeni Neşe Özgen, İzmir'deki çalışmaları derlemeye katılmasına yardımcı olarak arada köprü kurdu. Son olarak Aile Araştırma Kurumu Başkanı Dr. Necmettin Turinay ve Başkan Yardımcısı Mustafa Çetin Baydar'ın ilk andan beri verdikleri desteğin ve yazılarını gönderen meslekdaşlarımızın yakın ilgisinin bizim için ne kadar değer taşıdığını ifade etmeyi görev sayarız. Doç. Dr. Beylü DİKEÇLİGİL Aile Araştırma Kurumu Araştırma Dairesi Başkanı

11 İÇİNDEKİLER ATAV, Nephan (As.), GÖKÇE, Birsen, SAVAŞIR, Yusuf (Dr), CEBİROĞLU, Rıdvan (Prof. Dr.) YURTBAY Tülin ÖZSAN, Muharrem (Doç. Dr.) ÜNAL, Cavit (Dr.) KUZGUN, Yıldız (Dr.) KAĞITÇIBAŞI, Çiğdem (Doç.Dr.) KANSU, Aykut "Şahsiyetin Gelişmesinde Aile Çevresinin ve Ailedeki Gerginliklerle Etkileri" (1955) "Çocuk Kişiliğin Gelişiminde Aile, Okul ve Dış Çevrenin Rolü" (1966) "Suçlu Çocuklarda Atipik Aile Faktörü" (1969) "Değişen Türk Toplumunda Aile Koşullarının Rolü" (1969) "Çocuk Suçlarında Aile ve Anne Babanın İlişkilerinin Rolü" (1969) "Cinsiyete Bağlı Psikolojik Farklar ve Türk Çocukları Üzerinde Bir Karşılaştırma" (1969) "Ana-Baba Tutumlarının Bireyin Kendini Gerçekleştirma Düzeyine Etkisi" (1969) "Cinsiyet Rollerinin Sosyalleşmesi ve Aile Dinamiği Kuşaklararası Bir Karşılaştırma (1969)

12 AYDIN, Cahide, Oya TUNCER GÜRAY, Övat (Dr.) KORAY, Saffet EROL, Neşe KUZGUN, Yıldız AKYÜZ, Yahya (Doç. Dr.) SARAN, Nephan SARAN, Nephan (Prof.Dr.) BİLİR, Şule, Duyan DABANLI, BİLİR, Şule, Duyan DABANLI, KÜLEBİ, Ahmet, Annenin Ev Dışında Çalışmasının Çocuk Gelişim ve Davranışına Etkisi (1969) "Çalışan ve Çalışmayan Annelerin 4-6 Yaşındaki Çocuklarında Ruh Sağlığı (1977/78) "Aile Tedavisi" (1978) Ana-Baba Çocuk İlişkileri" (1978) "Çocukların Televizyon Reklamlarına Karşı Korunması (1979) "Çocuk Suçluluğu ve Parçalanmış Aileler" (1979) "Aile Hayatı ve Toplum (1979) "Ailelerde Boşanma Vakaları Sonucu Çocukların Geliştirdikleri Tepkiler Etkisinin Araştırılması (1981) "Ergenlik Çağındaki Sosyal Gelişimi Aile Tutumlarının Etkisinin Araştırılması (1981) "Etnosantrizm Açısından Türkiye'de Erkeklik Kavramı" (1982)

13 BİRSUN, Mevlide, OSKAY, Güller, (Dr.) BULUT, Işıl, (Dr.) AKSÖYEK, Ataman TANGÖR, Ataman AKÇAKIN Melda (Dr), KAĞITÇIBAŞI, Çiğdem (Prof. Dr.) KARABAY, Kenan (Prof. Dr.) BİRSUN, Mevlide, "Almanya'daki Türk Çocukları ve Aileleri" (1982) "Değer Yargıları Yönünden Ana-Baba Ergen Çatışması" (Haz.-Eyl. 1982) "Parçalanmış Aileden Gelen Çocukların Davranış Özellikleri Hakkında Bir Araştırma" (1983) "Cinsellik, Toplum ve Aile" (Haz. 1984) "Hasta Aile ve Ailenin Sağaltımı Üzerine" (1984) "Ailelerin Psikiyatrik Belirtiler Yönünden İncelenmesi" (Eylül, 1984) "Aile ve Kültürel Psikoloji" (1984/85) "Ergenlik Çağındaki Erkeğin Biyolojik Gelişimi" (1984/85) "Almanya'daki Türk İşçi Ailelerinin Yapısal Özellikleri-Tutumları Beklentileri, Kazançları ve Kayıpları" (Eylül, 84/86)

14 KÖKNEL, Özcan (Prof. Dr), EKŞİ, Aysel (Prof. Dr), FİŞEK, Güler (Doç. Dr), "Gençlik Çağında Kız-Erkek Arkadaşlığı (Eylül, 84/86) "Gençlik Döneminde Uyum ve Davranış Sorunları" (1985) "Türk Ailesinin Dinamik ve Yapısal Özellikleri Üzerinde Düşünceler ve Konuya İlişkin Bir Ön Çalışma Raporu (Eyl. 1984/85) ÇELEBİ, Nilgün (Dr) BALTAŞ, Zuhal (Dr). BALTAŞ (Dr.), YÖRÜKOĞLU, Atalay (Prof. Dr.) OĞUZKAN, Turhan (Prof. Dr.), İNCEOĞLU, Derya (Uzm. Psk.), ERKMAN, Fatoş (Yard. Doç. Dr.) AYTAR, Güler (Uzm. Psk.) OSKAY, Gülter (Dr.), ATAKAN, Semiha (Yar. Doç. Dr.), "Genç Sosyalleşme, Sosyal ve Kültürel Yapı (Kasım, 1985) "Gençlik Çağı ve Stres" (1985) "Gençler ve Yetişkinler: Kuşaklar Çatışması (1985) "Gençlik Döneminin Öğrenim Sorunları (1985) "Yurt Dışından Kesin Dönüş Yapan Ana-Babaların Aile Yaşamı ve Çocuk Yetiştirme Tutumu Açısından Türkiye'deki Ana-Babalarla Karşılaştırılması" (1986) "Dayak Konusunda Ana-Baba ve Ergenin Tutumu"(Eyl. 1986) "Gençlerin Ana-Babaların Beklentilerine Uyumunu Etkileyen Faktörler: Ana-Baba Davranışları ve Ana -Baba Tutumlarının Etkisi (1988)

15 GÜLEÇ, Cengiz (Prof.Dr.), ÇELEBİ, Nilgün (Doç. Dr.), KOZCU, Şeyda ZEYTİNOĞLU, Sezen, KOZCU, Şeyda KÜÇÜKKURT, Mehmet (Yard. Doç. Dr.) ÖNÜR, Nimet (Araş. Gör.), HORTAÇSU, Nuran (Doç. Dr.), "Aile ve Evlilik Krizlerinde Acil Psikoterapi" (Ağus.1988) "Köy Gençlerinin Sorunları" (Kasım 1988) "Çocuk İstismarı ve İhmali" (1988/89) "Fiziksel Çocuk İstismarı Konusunda Bir Araştırma" (1988/89) "Tele-vizyon ve Çocuk" (Şubat, 89) "Sembolik Etkileşimci Bir Perspektifle Aile İçi İletişim İlişkilerinin Çözümlenmesi (Şubat, 89) "Sosyoekonomik Düzey, Yaş ve Cinsiyet ile Benlik Kavramı İlişkisi" (1989)

16 ŞAHSİYETİN GELİŞİMİNDE AİLE ÇEVRESİNİN ve AİLEDEKİ GERGİNLİKLERİN ETKİLERİ* Nephan ATAV Şahsiyet nedir? B İ R İ NCİ KISIM Şahsiyetin Gelişiminde Ailenin Önemi A. Son derece kompleks bir fenomen olan şahsiyet pek çok unsurun karışımından meydana gelmiştir. Şahsiyetin sosyologlar tarafından umumiyetle kabul edilmiş bir tarifi de yoktur. Psikoloji ile uğraşanlar şahsiyeti, bir ferdin karakteristik davranışlarının, bu davranışları tamamlayan diğer unsurlarla birleşerek, bir bütün teşkil eden "model"i olarak kabul etmişlerdir. Her ne kadar bu anlayış geniş ve genel bir manâ ifade etmekte ise de, psikologlar şahsiyet anlamını süzgeçten geçirirken, sosyal durum içinde, davranış ile ilgili, belirli bazı noktalar üzerinde ısrar etmişlerdir. Özel olarak önem verilen bu noktalar üçtür: Hareketin saikleri, tavırlar ve şahısla ilgili özellikler. Diğer taraftan biyologlar ve sosyologlar şahsiyet anlamını, kendi konuları ile ilgili bir yolda geliştirmişlerdir. Bazıları için şahsiyet anlamı, ferdin enerji durumunu yahut hassasiyet derecesini; diğer bazıları için, aynı anlam, bazı karakteristik nitelikleri yahut âdet örneklerini; gene bazıları için de ahlâkî kaliteyi, "ego" nun bünyesini, tavırları, kıymet hükümlerini, yahut da sosyal karakterin tipik örneklerini ifade eder. (1) * Alındığı Yer: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 4, (1955), ss (1) S. Stansfeld Sargent, Social Psychology (New York: The Ronald Press Company, 1950) s. 48

17 AİLE YAZILARI - BİREY, KİŞİLİK ve TOPLUM Bu birbirini tutmuyan fikirler arasında yine de müşterek bir nokta görülmektedir. Genel olarak kabul edildiği üzere "şahsiyet" bir ferdin özelliklerinin ve temayüllerinin umumi "Gestalt" (2) kalitesine işaret eder. Bundan başka hemen genel olarak kabul edildiği gibi çalışmalar, şahsiyetle ilgili olarak irsiyet - çevre münasebetleri yönüne çevrildiği takdirde, bu pek muğlak gestalt, tatminkâr ve maksada uygun bir şekilde incelenmiş olur. Burada, derhal haklı bir suâl aklımıza gelebilir; bu kadar kompleks bir fenomeni, cevherine herhangi bir zarar vermeksizin, tahlil etmek kabil olur mu? Bazı psikologlar şahsiyet anlamı üzerinde yapılacak çalışmaların, bu fenomeni teşkil eden unsunları ayır-maksızın bir bütün olarak yapılması gerektiği fikrindedirler. Bazıları ise bu görüşe katılmayıp aksini savunmuşlardır. Meselâ, Stagner'e göre: Şahsiyetin tahlili, kullanılan metod bu tahlile uygun olduğu takdirde, kabil olabilir. Nitekim ısı, renk, kaynama derecesi, hacim, basınç gibi değişkenlere izafeten, su cevheri bozulmaksızın, tetkike tâbi tutulabilmektedir. Eğer tahlilde uygun unsurlar seçilebilirse, şahsiyet de, bütünlüğüne zarar verilmeksizin, tahlile tâbi tutulabilir. Bu tavsiyeye uyarak şahsiyetin üç önemli unsurunu ayırt etmek mümkündür. Bunlar mizaç, hususiyet ve tavırdır. Şüphe yokki adı geçen bu unsurlar şahsiyetin yegâne unsurları olmayıp ancak bariz üç cephesidir. (3) MİZAÇ: Çevremizde bulunan bazı arkadaşlarımızı "sıcak kanlı", "soğukkanlı", "ateşli mizaçlı", "çabuk kızan" gibi niteliklerle tarif ederiz. Bunun gibi bazı fertler hemen her durumda "mübalağalı" hareket ederler. Herşey onlar için "pek harikulade", "pek fevkalâde" dir. Yine bazı fertleri "kötümser", "kendi içine kapanmış" olarak, diğer bazılarını "geçinilmesi kolay", "istiflerini bozmayan", diye vasıflandırırız. Bu ferdi farklılıklar, uzun zamandır bilinmektedir. Bunlar, mizaç farklılıkları olarak isimlendirilmişlerdir. ( 4 ) Davranışın bu vasıflan bio-kimyasal bünyenin tabiatına yakın olarak bağlıdır. Genel olarak kabul edildiği üzere, bu mizaç farklılıkları irsiyet prensiplerinin kesin etkisi altındadırlar. Mamafih, mizaç alanındaki tetkikler mahdut bir sahaya inhisar etmiştir. HUSUSİYETLER: Murphy hususiyetleri "bir şahsı diğerinden ayırdeden herhangi bir şey" olarak tarif etmiştir. ( 5 ) Stagner "mevcut sosyal durumun doğuracağı sonuçlan sezerek bu duruma uygun hareket etme kabiliyeti" olarak tarif eder.(6) Şahsiyet (2) Bir şahsın muayyen bazı hususiyetler gösteren karakteristik vasıflarının, temayüllerinin ve bütün hayat tecrü belerinin, şahsiyetin diğer unsurları ile tamamlanarak, tekâmül etmiş ve kemâle ermiş "bütünü", bu bütünün kendisini meydana getiren unsurlardan istihracı kabil olmadığı gibi bütünü teşkil eden unsurların sadece hey'eti mecmuası da sayılamaz. (3) Sargent, op. cit., S. 55 (4) Charles M. Harsh and H. G. Schrickel, Personality, (New York: The Ronal Press Company, 1950) S. 7. (5) Sargent, op. cit., S 51. (6) îbid, S. 51.

18 ŞAHSİYETİN GELİŞMESİNDE AİLE ÇEVRESİNİN ETKİLERİ psikolojisi alanında pek seçkin bir yazar olan Gordon W. Allport hususiyetleri şöyle tarif eder: Ferde mahsus umumileşmiş ve temerküz etmiş nuropsychic sistem; bu sistemin özelliği tesir bakımından eşit birçok "muharrikler yaratabilen ve müktesep olduğu kadar içten de doğabilen müstekar eş davranış şekilleri doğurabilen ve bunlara istikamet veren bir kabiliyet ihtiva etmesidir. (7) Tahakküm yahut tâbi olmak, alâkanın dışarıya çevrilmesi yahut içe çevrilmesi, kendi kendine yeterlik, v.s. genel olarak hususiyet kategorileri olarak kabul edilir. Bu sahada yapılan tetkikler, hususiyetlerin, mizaçtan çok daha fazla çevrenin etkisi altında olduğunu göstermiştir. TAVIRLAR: Umumiyetle kabul edilmiştir ki tavırlar bir şahsa, bir objeye veya bir duruma karşı, oldukça inatçı ve muhitin öğrettiği, müsbet veya menfi hareket temayüldür. (8) Muhtelif çalışmalar göstermiştir ki, tavırlar ferdin bulunduğu sosyal çevrenin etkisi altındadırlar ve başkalarından öğrenilirler; tavırlar, umumî yahut hususî olabilirler; bir şahsın, muayyen bir şahsa, yahut umumî olarak yabancılara, yahut bir hükümet sistemine karşı tavrı olabilirler. Hususiyetlerle, umumileşmiş tavırlar arasında kesin bir hat çizmek ve kesin tavırlarla hususiyetler arasındaki fark sadece bir derece farkıdır. Tavırlar, onun ifadesine nazaran, hususiyetlerden daha fazla spesifik ve daha az umumidir, fakat aralarında kesin bir hat çizmek hemen de imkansızdır. (9) B. Şahsiyete Taalluk Eden Bazı Düşünceler. Şahsiyetin unsurları hakkında yukarıdaki kısa izahtan sonra şimdi buna taalluk eden ve umumiyetle kabul edilmiş olan bazı düşünceleri hulâsa etmekte fayda vardır. 1. Genel olarak kabul edildiği üzere yeni doğmuş bir bebek fevkalâde plastik, yani pek kolay şekil verilebilen bir varlıktır; diğer insan fertlerinden de bir çok hususlarda farklıdır. Bir insan tabiatına sahip olmakla beraber henüz bir şahsiyeti yoktur. Hatta bazı sosyologların iddialarına göre yeni doğan bir çocuk zekadan, idrakten, ahlâktan, kısaca ve en geniş manasıyle, insana has vasıflardan mahrumdur. Bütün bu vasıflar karşılıklı sosyal tesirler neticesi olarak doğar. ( 10 ) Bugün kabul edilmektedir ki şahsiyet ne yalnız bir irsiyet meselesi ne de sadece ferdî bir tekâmüldür. Şahsiyet biyolojik bünye fizikî yapılış ve sosyo-kültürel çevrenin empoze ettiği hudutlar içinde doğabilir ve tekâmül edebilir. Bu üç faktörün, hususiyle (7) Harsh, op. cit., S (8) Sargent, op. cit., S (9) Ross Stagner, Psychology of Personality (New York: McGraw - Hill Brook Company, INC., 1937) S (10) Howard Becker, Marriage and the Family, (Boston: D.C. Heath and Company, 1940) S. 131.

19 AİLE YAZILARI - BİREY, KİŞİLİK ve TOPLUM sosyo-kültürel faktörün, karşılıklı ve girift etkileriyle şahsiyet mevcut olabilir ve fonksiyonunu yapabilir. (11) 2. Bazı psikologların bilhassa "Freud" un görüşüne mensup olanların kanaatlarına göre bebeğin şahsiyetinin şekil alma hususundaki en yüksek yumuşaklığı (plasticity) hayatın ilk yıllarında mevcuttur. Çocukta karakter teşekkülü ilk aylar ve senelerde kendi ni gösterir ve yedi yaşında çocuğun karakteri teşekkül etmiş bulunur. Bu ilk aylar ve se nelerde aile müessesesi, çocukla umumî kültür arasında mühim ve yegâne mutavassıttır. (12) 3. Tam gelişmiş bir şahsiyet, ırsiyetin, yavaş yavaş olgunlaşmanın, ana ve babanın durumunun, şahsî-sosyal şartların ve umumî kültürün etkisiyle teşekkül eder. Bunlardan yalnız umumî kültür bir cemiyete mensup fertlerin müşterek malı olması itibariyle diğer faktörler, fertler arasındaki şahsiyet farklılıklarını meydana getiren unsurlardır. ( 13 ) 4. Umumiyetle kabul edilmiştir ki şahsiyetin tekâmülüne tesir eden faktörlerin en mühimi ailedir. C. Çocuğun Aile Muhitindeki îlk Tecrübeleri Psikologlar, psikiyatristler, sosyologlar ve kriminologlar müştereken kabul etmişlerdir ki çocuğun aile muhiti içindeki ilk tecrübeleri, şahsiyetin tekâmülünde şekil veren sosyal tesirlerin en başta gelenidir. Bununla beraber aile yuvasının hangi cephesinin en fazla tesirli olduğu ve şahsiyetin hangi cephesinin en fazla tesir altında kaldığı hususu üzerinde bir anlaşma olamamıştır. Bazı yazarlar fertlere ait fikirlerin, tavırların, hususiyetlerin, arzuların, saiklerin ve itilmelerin, -muhtemelen- tamamiyle, ferdin içinde yaşadığı sosyal çevrenin etkisiyle tayin edildiği fikrini ileri sürerler, Sosyologlar tesir bakımından ve grup içindeki azaların birbirleriyle münasebetleri yönünden iki mühim grubu birbirinden ayırt ederler. Bunlar "aslî guruplar" (primary groups) ve "Talî gruplar" (secondary groups) olarak isimlendirilmişlerdir, "Primary groups" tabiri sosyoloji diline H. Cooley adında bir Amerikalı sosyolog tarafından kazandırılmıştır. Bu tâbirle muayyen bazı topluluklar ifade edilmek istenilmiştir. Mesela aile, çocukların oyun mahalli ve komşular (mahalle) aslî gruba dahildir. Bu gruplar nisbeten küçük ve mahduttur. Cooley bunları "İnsan tabiatının beslendiği mahal" olarak vasıflandırmıştır. Cooley'in aslî guruptan kasdi şudur: "Aslî gruptan kastım samimi, yüzyüze temasları ve kooperasyonları karakterize eden gruplardır. Bunlar muhtelif mânalarda aslî gruplardır, fakat bilhassa sosyal tabiatın ve fertlerin fikirlerinin teşekkülünde esas olmaları itibariyle aslî gruplardır." ( 14 ) (11)Ibid.. S (12) Robert F. Winch, "The Study of the Personality in the Family Setting" Sodall Force, 28 (March. 1950), S (13)İbid.. S (14) Charles H. Cooley, Human Nature and the Social Order (New York: Charles Svrabrer's Sons, 1902).

20 ŞAHSİYETİN GELİŞMESİNDE AİLE ÇEVRESİNİN ETKİLERİ Tali gruplarda (Secondary groups) azalar arasındaki münasebetler yüzyüze değildir ve insan faaliyetlerinin bütün sahasını kaplar. Burada bizim mevzuumuz aslî gruplardan biri olan ve en mühimi addedilen ailedir. Aile, hemen bütün insanlık topluluğunda müşterek olan aslî gruptur. Çocuk bir aile grubu içinde doğar ve genel olarak erginlik yaşına kadar bu grup içinde yaşar. Ailesinin fertlerinden gelen ve bu aile grubunu idare eden örf, âdet ve geleneklerin derin tesirleri altındadır. Doğumundan beş yaşına kadar neuromuscular tekâmül şaşırtıcı bir hız arzeder. Öğrenme kabiliyeti ve hafıza devamlı surette artar; kavrama hassası tekâmül eder; adelî kuvvet, fizikî engellerin yenilmelerini temin edecek şekilde, inkişaf bulur. Kavrayışın tekâmül ve konuşma kabiliyeti dolayısıyle lisan, yani kelime bilgisi, sürekli bir şekilde inkişaf eder. ( 15 ) Yeni doğan bir bebeğin başlıca ihtiyacı biyolojik mahiyettedir; anne ihtiyaçları tatmin edendir. Bu itibarla çocuk büyüdükçe anne, müsbet bir değer kazanır. Baba, erkek ve kız kardeşler çocuğa ihtimam gösterirler ve muhtelif ihtiyaçlarını anneyle beraber tatmin ederler; bu konuların tatmini neticesinde onlar da çocuğun nazarından müspet bir değere sahiptirler. Üç yaşına kadar çocuk yürüme ve koşma, yani bir yerden başka bir yere hareket kabiliyetine erişir. Oyuncak ve arkadaşlarla oynamasını öğrenir, işte bu noktada çocuğun umumî bir hava içine girişine şahit oluruz. Burada yavaş yavaş sosyal muhite intibak başlar. Buna "Sociability" yahut "Cemiyete uyabilme" vetiresi diyebiliriz. Bunun aksi bir durumda yâni çocuğun anne, baba ve diğerleri ile ilk temasları gayri müsait şartlar altında vuku bulmuş ve edindiği ilk tecrübeler nahoş ise çocuk başkalarına karşı pek muhtemelen müsait bir tavır takınmayacak ve belki cemiyetten uzak kalan mizantropik bir şahsiyet iktisap edecektir. Kısaca, aile içinde çocuk, âdetlerin, geleneklerin, örflerin, tavırların, kıymet hükümlerinin cemiyetçe kabul edilmiş örneklerini öğrenir ve iktisap eder. Başka bir deyimle, çocuk" sosyal kaideler"i iktisap eder. Muayyen bir cemiyete ait bu sosyal kaideler öğrenilirken aynı zamanda aileden aileye değişen hususî tavırları ve kıymet hükümlerini de kazanır. Sosyologlar umumiyetle çocuğun şahsiyetinin tekâmülünde müessir olan ailenin üç mühim cephesini tetkike tâbi tutmuşlardır. 1 - Ana baba arasındaki karşılıklı münasebet. 2 - Çocukla ana baba arasındaki karşılıklı münasebet. 3 - Kardeşler arasındaki münasebet Şimdi bunları sırasıyle tetkik edelim. (15) Harsh, op. cit., S. 85.

21 AİLE YAZILARI - BİREY, KİŞİLİK ve TOPLUM 1. Ana Baba arasındaki Karşılıklı Münasebet: Hiç şüphe yok ki ana baba arasındaki ahenkli münasebet çocukta kararlı ve iyi gelişmiş bir şahsiyetin teşekkül etmesinde mühim bir faktördür. Çocuk ana ve babasına hayrandır ve kendi hüviyetini ebeveynin her birinin hüviyetiyle karıştırmıştır. Ebeveyn arasındaki çatışma çocuğun şahsiyetinde kendi kendisiyle muhalefet şeklinde yerleşir. ( 16 ) Hattwish, sosyal davranışla ailedeki muhtelif faktörlerin münasebetleri üzerinde yaptığı araştırmalarda gayet manidar müsbet ilgiler bulmuştur. Meselâ, evdeki gerginlikle çocuğun davranışları arasında muhakkak bir ilgi vardır. Kıskançlık, egoizm, korku, hislerde karışıklık, kavgacılık gibi hususlar aile 'muhitindeki gerginlikle yakınen ilgili görülmektedir. Genel olarak bunlar emniyetsizliğin yahut kararsızlığın işaretleri olarak kabul edilir. Reuter'e göre doğumdan itibaren fertler emniyetsizlik duygusu ile pençeleşmek zorundadırlar. Evdeki kararsız durum ve yıkılan bir aile yuvası şahsiyetin normal tekâmülüne mani olan mühim bir faktördür; çünkü bu biçim bir aile çevresi, emniyet duygusunu silip süpüren, bir afettir. ( 17 ) Reuter'in burada "emniyet" ten kasdı, ana ve babanın meydana getirdiği samimî birliğe mensup olmak, sevgi, kendine itimat ve hürriyetten müteşekkil bir duygudur. ( 18 ) Bu alanda yapılan birçok çalışmalar göstermiştir ki çocuğun güvenine vurulan en şiddetli darbe, ana veya babasından yahut her ikisinden tam uzaklaşma keyfiyetidir. Ailede huzursuzluk başgösterince çocuk taraflardan birini tutmağa meyleder, fakat, aynı zamanda diğer tarafı kaybetmesinden dolayı da müteessirdir. (19) Şu halde sıhhatli bir şahsiyetin gelişmesi, büyük mikyasta, iyi ve cemiyetçe kabul edilen normlara sahip ana-baba modeline dayanmaktadır. Çocukluğun ilk çağlarında küçükler ana-babanın her ikisinin şahsiyetine bürünürler, hususiyetleri ve tavırları onlardan iktisap ederler. Çocuk bundan başka ana ve babanın rolünü oynar. Birçok yazarlar bu "rol-alma" keyfiyetinin çocuğun şahsiyetinin tekâmülündeki ehemmiyeti üzerinde müttefiktirler. Ebeveyn arasında ahenkli münasebetin olmayışı çocuğun ilerde hayata uymasına mani olan tehlikeli bir misaldir; zira çocuk büyüdüğü zaman mütemadiyen ana ve babasının rolünü oynamakta devam edecektir. Bundan başka ebeveynin hüviyetine bürün-me keyfiyeti bazı ahvalde münasip şekilde olmayabilir. Aşağıda vereceğimiz misal bu ebeveyn hüviyetine bürünmenin yanlış bir istikamette nasıl inkişaf ettiğini gösterir. "Evet, bilhassa ona (babasına) karşı muğberdim. Bunun sebebi annemle mütemadiyen kavga etmiş olmasıdır. Aralarında anlaşmazlık çıktığı zaman annem mütemadiyen (16) Sargent, op. cit., S (17) Edward Byron Reuter, The Family (New York: McGraw - Hill Book Company, Inc., 1937) S (18) îbid., S (19) Homell Hart, Personality and the Family (New York : D.C. Heath and Company, 1941) S. 211.

22 ŞAHSİYETİN GELİŞMESİNDE AİLE ÇEVRESİNİN ETKİLERİ acı acı ağlardı; bu hâl bir müddet için bende sinir hastalığına sebep oldu... Çok küçükken böyle zamanlarda yatağıma saklanırdım. Ama eğer bu kavgalar şimdi olsa, eminim ki babama karşı kuvvet kullanmakta asla tereddüt etmem." (20) Çocuk burada, erkek olmasına rağmen, annesinin hüviyetine bürünmüştür. Bugün bütün yazarlarca kabul edilmiştir ki, ebeveyn arasındaki nahoş durum çocukta güvensizlik, gerginlik ve dünyayı tehlikeli bir yer olarak görme duygularını alabildiğine inkişaf ettirmektedir. 2. Çocukla ana baba arasındaki karşılıklı münasebet: Sevgi duygusu etrafında toplanan problemler. Şahsiyetin tekâmülünde ana-baba ile çocuk arasındaki karşılıklı münasebet mühim bir mevki işgal eder. Ana ve babanın tavırları çocuğa tatbik edilen disiplin tekniğinde kendini gösterir. Bu disiplin tekniği aileden aileye değişir. Hiç şüphe yok ki disiplin tarzı çocuğun ana ve babasına karşı takınacağı tavra tesir edeceği gibi muhitine karşı takınacağı tavıra da tesir edecektir. Ebeveynle çocuk arasındaki karşılıklı münasebetlerde disiplin meselesi ile ilgili bazı durumları kısaca ele almakta fayda vardır. Çocuğu himaye ve lüzumundan fazla himaye: Fiziki olarak çocuğun korunması ana ve babaya düşen bir vazifedir. İnsan yavrusu karakteristik bir surette yardıma ve hayatını idame ettirebilmek için muhafazaya muhtaçtır. Bu yardım ve muhafaza keyfiyeti, hiç şüphe yok ki yalnız maddî tehlikelerden korumaya inhisar etmeyip ruhî ve sosyolojik cepheleri de kaplar. Çocuk doğumdan itibaren uzunca bir müddet son derece egoist bir mahlûktur. Biyolojik ihtiyaçları sebebiyle daimî bir ihtimama muhtaçtır ve bunun tatminini mütemadiyen ister. Eğer ebeveyn, çocuğun taleplerini hiç bir tahdide tâbi tutmaksızın, tatmin yolunu tutmuşlarsa çocuk son derece bencil bir karakter inkişaf ettirecektir. Lüzumundan fazla ebeveynin yardımına ve muhafazasına mazhar olmuş bir çocuk umumiyetle şımarık, egoist, daima talep eden ve tatmin olmıyan ve bütün harekâtını şahsî menfaatine göre ayarlayan, arzularının tatmin edilmemesi halinde ve sukutu-hayaller karşısında tolerans sahibi olamıyan, otoriteye isyankâr, mütemadî bir dikkat ve alâka isteyen ve mesuliyet hissinden mahrum bir şahsiyet inkişaf ettirir. ( 21 ) Çocuğun ana ve baba tarafından istenmemesi: Bu keyfiyet muhtelif sebeplerle tezahür edebilir. Burada bu sebepleri mütalâaya imkân yoktur; Bu sebeple kısaca asıl konuya temas edeceğiz. Çocuğun ana ve babası tarafından sevildiğini, istendiğini bilmesi normal bir şahsiye- (20) Stagner, op. cit., S (21) James C. Coleman, Âbnormal Psychology and Modern Life, (Chicago Scott, Foresman and Company, 1950) S. 117.

23 AİLE YAZILAR! - BİREY, KİŞİLİK ve TOPLUM tin tekâmülü için elzem olan faktörlerden en mühimidir denilebilir. Ret, yahut sevgi ve alâkadan mahrumiyet çocuğun emniyet hissini kökünden yok edebilir. Umumiyetle buna maruz kalan çocuklar korkak, emniyet hissinden mahrum, mütemadiyen alâka ve şefkat arayan, kıskanç, menfi ve başkalarına sevgi göstermekte yahut kendilerine gösterilen ilgiyi kabulde güçlük çeken bir karaktere sahiptirler. (22) Disiplin tekniği ile ilgili problemler: Çocuğun doğru ve yanlış hakkındaki ilk fikri, hareketlerinden dolayı cezalandınlması yahut mükafatlandınlması sebebiyle doğar. Bu sebeple, ana baba hangi hareketin mükafata lâyık hangi hareketin cezaya müs-tehak olduğu hususunda mutlak anlaşmış olmalıdırlar. Burada disiplin problemini bir kaç kısma ayırarak tetkik etmek mümkündür. a. Son derece sert disiplin: Ebeveynin tavırları sert ve elastikiyetten mahrum, buna uygun olarak verilen cezaların son derece şiddetli olduğu hallerde, yüksek ahlâk normlarının ve prensiplerinin çocuk tarafından benimsendiğine şahit olunur. Bu, çocuğu kendi davranışlarına karşı disiplin çocuğu bu tahditlere karşı isyana sevk ederek tamamıyle zıt bir istikamete de götürebilir. Coleman böyle bir disiplin alanda yetişen çocuk ların karakterini şöyle tarif eder. "Hatalı bir hareketten dolayı çocuğun kendisini şiddetle muaheze etmesi itiyadı; başkalarının kendi hareketini tasvip etmeleri için ileri bir ihtiyaç; ekseriya menfî ve cemiyetin kabul etmediği hareketlere tekamül ve etrafındakilere karşı düşmanca duygular." (23) b. Disiplinde kararsızlık: Büyümekte olan bir çocuğa uygun ceza vermek yahut arzularını uygun şekilde tahditlere tâbi tutmak çocuğun ilerde iktisap edeceği şah siyetin tabiatında pek mühim bir rol oynar. Mükâfat ve ceza çocuğa hangi hareketten kaçınacağını, yahut hangi hareketi yapacağını öğretir. Ebeveynin disiplin prensiplerinde kararsızlık varsa, yahut başka bir deyimle, çocuğu bir hareketinden dolayı cezalandırmış lar ve aynı hareketin tekrarında mükâfatlandırmışlar, yahut alâkasız kalmışlarsa çocuk, doğru ve yanlış hakkındaki kanaatlerinde, kelimenin tam manasıyla, "şaşkına" döner. Birbirini tutmayan disiplin umumiyetle kararlı kıymet hükümlerinin teşekkülüne mani dir. Bundan başka çocuk ilerde bir problemin halli karşısında kaldığı taktirde karar ver mekte güçlük çekecektir. 3. Kardeşler arasındaki münasebet Umumiyetle kardeşler arasındaki münasebet, aile efradı tararından rekabete doğru yöneltilir. Bu durum çocuğun şahsiyetinde bazı düzensizliklere sebep olabilir. Coleman'a göre eğer bir çocuk ana ve babasının sevgi ve şefkatinin kendisinden ziyade kardeşine (22) Ibid., S. 121 (23) Ibid., S. 121.

24 ŞAHSİYETİN GELİŞMESİNDE AİLE ÇEVRESİNİN ETKİLERİ doğru yöneldiğini hissederse, yahut aileye yeni bir bebeğin iltihakiyle çocuk, eskisi gibi dikkat ve alâka merkezi olmadığını ve evvelce kendisine gösterilen şefkat ve dikkatin kardeşi etrafına toplandığı hissine kapılırsa bir müddet sonra şahsiyetinde bazı düzensizliklerin meydana çıktığına şahit oluruz. Bu türlü kardeş rekabeti çocuğu emniyetsizliğe ve yalnızlığa doğru sevkeder. Eğer bu hal çocuğa kendisinin artık ebeveyni tarafından istenmediğini, çok kere konu komşunun dediği gibi "Pabucunun dama atıldığı", hissini telkin ederse çocuğun anti-sosyal bir hareket yoluna doğru gitmesi pek mümkündür. Hattâ bazı ahvalde sırf ebeveynin alâkasını yeniden çekebilmek için onlar tarafından men edilmiş bir harekete dahi baş vurur. Ebeveyni tarafından cezaya çarpılmak bile onun için kıymetli olan alâkanın bir şeklidir. ÎKÎNCÎ KISIM Boşanma ve boşanmanın şahsiyetin tekâmülündeki muhtemel etkileri Boşanma nedir? Hiç şüphe yok ki boşanma aile birliğinde yeni gözüken bir çözülme yahut bir düzensizlik değildir. Bu konuda yapılan araştırmalar göstermiştir ki iptidaî kavimler arasında da boşanma oldukça yaygındır ve kan koca herhangi bir sebepten dolayı kolayca boşana-bilirler. Mamafih bazı iptidaî kavimlerde boşanmanın görülmediği de varittir. Sylvester A. Sieber tetkikleri sonunda vardığı netice boşanmanın yahut ayrılmanın bazı iptidaî kavimlerde, hususiyle bir çocuğun doğumundan sonra, bulunmadığı yolundadır. Eski cemiyetlerde, meselâ Çin'de, Japonya'da, Müslüman topluluğunda hasılı pat-riyarkal aile sisteminin hâkim olduğu cemiyetlerde boşanma hakkı yalnız kocaya tanınmış bir imtiyazdı. Patriarkal ailenin zevali ile, bilhassa son asırlarda evliliğin tamamiy-le şahsî bir mesele olarak telâkkisinden sonra, bu hak yavaş yavaş kan ve kocanın her birine tanınmıştır. Clement S. Mihanovich'e göre boşanma, ailenin çökme sebebi değildir; bilâkis boşanma ailedeki çözülmenin tesiriyle meydana çıkar ve kanun tarafından evlilik birliğinin sona erdiği kabul edilerek eşler arasındaki mükellefiyetlere ve imtiyazlara son verir. Türk hukukunda evlilik birliğinin zevali iki grup altında toplanır. Birinci grup daimî zeval; ikinci grup evlilik birliğinin muvakkaten tatilidir. Boşanma bu gruplardan birincisine dahil olup Medenî Kanunun göstermiş olduğu sebeplere dayanarak kan veya kocadan birinin talebi üzerine evlilik birliğinin kat'i ve daimî zevalidir. Biz burada evliliğin zevalini kanunî cepheden tetkikten ziyade ailenin çözülmesinin çocuk üzerindeki muhtemel tesirlerini inceliyeceğiz. B. Aile Birliğ inin çözülmesi çocuğ un ş ahsiyetindeki düzensizliklerin bir faktörü olabilir mi? Umumiyetle kabul edildiği üzere normal aile ana baba ve çocukların meydana getirdiği birbirlerine oldukça kuvvetli bağlarla bağlanmış samimî bir birlik ve normal şah-

25 AİLE YAZILARI - BİREY, KİŞİLİK ve TOPLUM siyetin teşekkülünde mühim tesiri olan aslî gruptur. Çocukluğun ilk yıllarında, aile vasıtasiyle, düşünce, duygu, sosyal kaideler ve kıymet hükümleri öğrenilir; bu ilk yılların tecrübeleri şahsın hayatı boyunca devamlı ve zorlu bir tesir icra ederler. Şu halde, şahsiyetin beşiği olarak kabul edilen ailenin normal fonksiyonunu yapması veya yapamaması şüphe yok ki şahsiyet tetkikinde pek önemlidir. Acaba normal aile bir çocuğa ne verebilir; yahut normal ailenin fonksiyonu nedir? Ailenin birinci vazifesi hiç şüphe yok ki çocuklarına karşıdır. Aile bebeğe yeter derecede bir refah temin ederek onun beslenmesi ve korunması ile mükelleftir. Çocuğa lüzumlu tahsil ve terbiyeyi vermek suretiyle cemiyetin kaidelerine riayeti, hemcinsleriyle münasebetinde anlayışlı ve müsamahakâr olmayı, hayat mücadelesinde karşılaştığı problemleri yenebilmeyi ve nihayet kendi sırası geldiği zaman iyi bir ana veya baba olmayı öğretmelidir. Çocuklarına bunları temin edemiyen aile normal fonksiyonunu yapmakta muvaffakiyetsizliğe uğramış sayılır. Ailedeki gerginlik, kronik kavgalar ebeveynden birinin ölümü, ayrılık, boşanma, terk gibi faktörler çocuğun ihtiyacı olan sağlam bir aile muhitini temin edemez. Bu suretle normal aile vasıflarını kaybeden yuvalan biz "Düzensiz Yuva" olarak isimlendireceğiz. Düzensiz yuvalar, psikolojik yahut fizikî olarak, düzensiz olabilir. Psikolojik düzensiz yuvalar, ana babanın birlikte yaşamasına rağmen daimi kavgalar, çekişmeler, disiplinde istikrarsızlık v.s. sebepleriyle düzensizdirler. Bu türlü aile muhitlerinde çocuklar, bir taraftan öbür tarafa itilirler. Ailedeki huzursuzluk çocuğun sinirli ve korkak olmasına ve ekseriya etrafına karşı düşmanca hisler beslemesinin âmilidir. Fizikî düzensiz yuvalarda ana veya baba veya her ikisi birden ölüm, ayrılık, boşanma ve terk sebepleriyle çocuğun muhitinden çekilip gitmişlerdir. Biz burada "düzensiz yuva" tâbirini ebeveynin ayrılması veya boşanması suretiyle normal aile vasfını kaybeden aileler için kullanacağız. Çocuğun ilk hissi tekâmülü muhakkak ve kat'i olarak ana babası ile bilhassa ana-babanın birbirleriyle olan münasebetlerindeki ahenge bağlıdır. Çocuk umumiyetle ana ve babasıyla iftihar eder. Aralarında sevgi, itimat ve samimiyet vardır. Onların tavsiyelerine, her sahada yardımlarına ve ahlâki önderliklerine muhtaçtır. Çocuğun nazarında anası ve babası "en mükemmelin" temsilcileridir. Babası "diğer babaların en kuvvetlisi" annesi "en güzelidir", işte çocuğun gözünde "en mükemmelin" temsilcileri birbirleriyle aşikâr ve kat'i bir muhalefete düşmüşlerse bunun tesiri çocuk üzerinde oldukça şiddetlidir. Çocuk, ebeveynden biriyle muhalefet haline düşmeksizin, diğerine karşı sadakatini muhafaza edemiyecektir. Eğer ana baba bu kavgalar neticesi ayrılmışlar veya boşanmışlar ise çocuk sosyal durumu bakımından bir aşağılık duygusuna da düşebilir. Bilindiği gibi bu aşağılık duygusu, hayatta muvaffak ve mes'ut olmanın, yenilmesi güç bir düşmanıdır. Ana ve babaya sahip olmak çocuk için sosyal emniyetin mühim bir unsurudur, ( 24 ) Ebeveynden birinin kaybı çocuğu normal emniyet kaynaklarının en mühiminden mahrum edecektir. Emniyet dolayısıyla tekâmülü muhtemel olan kendine itimat hissinden

26 ŞAHSİYETİN GELİŞMESİNDE AİLE ÇEVRESİNİN ETKİLERİ mahrum olmak çocuğu muhitine intibakta mutlak bir muvaffakiyetsizliğe uğratır. Boşanmadan evvelki kavgalar, çekişmeler ve gerginlik çocuğun şahsiyetinde bir gerginlik olarak yerleşir ve gelişir. Bazı araştırmaların işaret ettiklerine göre boşanma ile normal aile fonksiyonunu kaybeden ailenin çocukları, diğer çocuklara nisbetle daha fazla alıngan, çok kere mütecaviz ve geçinilmesi kolay olmayan bir tabiata sahiptirler. Boşanmanın belki en zararlı neticelerinden biri çocuğun baba veya anasının dikkat, ihtimam ve tesirinden uzak kalmasıdır. Çocuk pek mükemmel bir taklitçidir; kendi hareketlerine örnek olarak ana-babanın hareketlerini alır. Bundan başka, evvelce işaret edildiği gibi, sırasıyle anasının ve babasının rolünü oynar ve onların şahsiyetlerine bürünür. Boşanma neticesinde ebeveynin biri çocuğun muhitinden çekilip gider ve bu suretle çocuk hareketlerine misal olarak almağa mecbur olduğu bir örneği kaybeder. Anne tarafından büyütülmek mecburiyetinde olan bir erkek çocuk önünde bir erkek modeli olmadığı için hareketlerini bu modele göre ayarlamak imkânından kati olarak mahrumdur. Babanın hüviyetine bürünmek imkânsızdır ve erkeğe has hareketlerin taklidi ve öğrenilmesi, önünde bir misal olmadığı için, pek müşküldür. Diyebiliriz ki anası tarafından büyütülen bir erkek çocuk ileride iyi bir baba olmak imkânım yan yarıya kaybetmiştir. Bunun aksi bir hal kız çocuk, babası tarafından büyütüldüğü zaman ortaya çıkabilir. Normal ailede yetişen çocuklarla düzensiz aile muhitinde büyüyen çocuklar arasında yapılan bir mukayesede Caven, ikinci tip ailelerden gelen çocukların birincilere nisbetle daha fazla neorotic ve istikrarsız bir şahsiyete sahip oldukları neticesine varmıştır. Evdeki gerginliğin ve normal aile hayatından mahrumiyetin çocukların mektep durumları üzerinde de etkileri olduğu müşahede edilmiştir. Curtis'in düzensiz ailelerden gelen 300 lise talebesi ile normal ailelerden gelen 300 lise talebesini mukayese eden çalışması düzensiz aile çocuklarının diğerlerine nisbetle, mektepteki muvaffakiyet derecelerinin oldukça düşük olduğu yolundadır. (25) Çalışmada mukayese grupları zekâ, cinsiyet milliyet, yaş ve sınıflar birbirlerine eş olarak fevkalâde dikkatle seçilmişlerdir. Bu bakımdan çocukların mektepteki kötü durumlarının en yakın sebebi olarak düzensiz aile çevresi gösterilebilir. Bu türlü aile muhiti çocuğu çeşitli düzensizliklere ve gerginliklere maruz bıraktığı için dikkatini okul ödevlerine teksiften menederek normal ve yeter bir muvaffakiyet göstermesine muhakkak ki bir engel teşkil etmektedir. Düzensiz aile ile muhite intibak edememe arasında yakın bir ilgi olduğu bugün istatistiklerle gösterilen bir keyfiyettir. Buna bir misal olarak Menut'un yapmış olduğu oldukça etraflı bir tetkik zikredilebilir. Menut, Paris okullarında sosyal davranışlarında ve hareketlerinde düzensizlik ve bozukluk gösteren 839 çocuğa çocukla mukayese (24) Hart, op. «at, S (25) E.A. Cutis, and C.L. Nemzelin, "The relation of Certain unsetled Home Conditions to Academic Success of High School Pupils* C. Soda! Psychology, 9: ,1938.

27 AİLE YAZILARI - BİREY, KİŞİLİK ve TOPLUM etmek imkânını bulmuş ve "Problem Çocuk" telâkki edilen çocukların % 66 sının düzensiz yuvalardan ve ancak % 12 sinin normal ailelerden geldiklerin tesbit etmiştir. (26) Yukarıda göstermiş olduğumuz faktörler neticesi düzensiz ailede büyüyen çocuklar umumiyetle sosyal hayatlarında "Problem Çocuk" olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hal, hiç şüphe yok ki, çocuğun muhitine intibakta hatırı sayılır bir güçlükle mücadele ettiğine işarettir. Sosyal hayatta bu muhite intibak edemeyiş, büyük bir ihtimalle, çocuğu davranışlarında mühim hatalara sevkedebilir. İşte bu noktada gayet ehemmiyetli bir soru ile karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz. Acaba düzensiz ailelerin çocuk suçluluğu üzerine tesiri var mıdır? Bu problem başla başına tetkik konusu olabilecek bir karakter ve önem taşımakla beraber, şimdilik biz konuya kısaca temasla yetineceğiz. Düzensiz ailelerin çocuk suçluluğu üzerinde ne derece tesirli olduğu sorusuna maalesef memleketimiz bakımından bir cevap vermek imkânını bulamadık. Zira, yapılan araştırmalar ve istatistikler bu mevzuda bize bir fikir verecek mahiyette değildir. Yabancı memleketlerde bu sahada bir hayli çalışma yapılmış ve bazı manidar sonuçlar da elde edilmiştir. Çocuk suçluluğu ile düzensiz aile münasebetlerini araştırmakta hiç şüphe yok ki büyük bir isabet vardır. Ailenin, şahsiyetin tekâmülündeki rolü düşünülürse, cemiyetin bu pek ehemmiyetli aslî grubunun, bu yönden de tetkike tâbi tutulması bir zarurettir. Evvelce işaret edildiği gibi, hayatın ilk yıllarında düşünüşün, duygunun, sosyal kaidelerin, kıymet hükümlerinin ve tavırların esasları çocuk tarafından aile vasıtasiyle iktisap edilir. Bu ilk yılların tecrübeleri şahsın ilerdeki hayatında devamlı ve inatçı bir tesir yapar. Şu halde bir ailede anti-sosyal âdetler ve kıymet hükümleri devamlı yahut kronik olarak mevcut ise, yahut aile çevresindeki mütemadi kavgalar, çekişmeler ve huzursuzluklar sebebiyle çocuk nahoş etkiler icra eden bir atmosfer altında yaşamağa zorlanmış-sa, çocuğun ailedeki anti-sosyal âdetleri ve tavırları öğrenmesi pek tabii olabileceği gibi, umumî huzursuzluk sebebiyle bazı davranış hatalarına düşmesi de mümkündür de Breckinridge ve Abbott'un yapmış olduğu bir araştırmada suçlu çocuğun % 34 ü boşanma, ayrılık v.s. gibi sebeplerle düzensiz yuva durumunu iktisap etmiş ailelerden gelmiştir. ( 27 ) Philadelphia'da yapılan bir araştırmada suçlu çocuklardan % 47 si düzensiz yuvalarda yetişmişlerdir. ( 28 ) John Slowson, New York eyaletinde yapmış olduğu bir tetkikte suçlu çocukların % 45 inin düzensiz yuvalara mensup olduğunu tesbit etmiştir. (29) Burt ve Shideler'in mukayeseli tetkiki suçlu çocuklar arasındaki düzensiz yuvaların suçlu (26) John Bowlby, Maternal Care and Mental Health (Geneva: World Health Organization, 1952) S. 12. (27) Sophonsiba Breckinridge and E. Abbott, The Delinquent Child and the Home (New York: Russell Sage Foundation, 1912) S

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi SOSYOLOJİ (TOPLUM BİLİMİ) 1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi Sosyoloji (Toplum Bilimi) Toplumsal grupları, örgütlenmeleri, kurumları, kurumlar arası ilişkileri,

Detaylı

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI KÜLTÜREL PSİKOLOJİ DERSİ İZLENCESİ

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI KÜLTÜREL PSİKOLOJİ DERSİ İZLENCESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI KÜLTÜREL PSİKOLOJİ DERSİ İZLENCESİ Dersi Veren: Osman SEZGİN Telefon: (216) 521 97 97 E-posta:

Detaylı

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET PROJE KOORDİNATÖRÜ: Mustafa TOPAL İlçe Müftüsü PROJE SORUMLUSU: Mesut ÖZDEMİR Vaiz PROJE GÖREVLİLERİ:

Detaylı

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86 içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 Tarihsel Bakış Açısı 3 Erken Tarih 3 Yirminci ve Yirmi Birinci Yüzyıllar 3 Ergenliğe İlişkin Kalıpyargılar 6 Ergenliğe Pozitif Bir Bakış Açısı 7 Amerika Birleşik Devletleri

Detaylı

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : 00004003 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31 Çocukların Arkadaş Edinmelerine Nasıl Yardımcı Olunmalı? Bu soruya cevap vermek için öncelikle bazı çocukların neden arkadaş edinemedikleri üzerinde durmamız gerekmektedir. Çocuklar çok çeşitli nedenlerden

Detaylı

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE GELİŞİM MODELLERİ... 3 ÖĞRENME TEORİSİ MODELİ... 4 BİLİŞSEL GELİŞİM MODELİ... 5 İNSAN GELİŞİMİNİ VE PSİKOLOJİSİNİ AÇIKLAYAN TEMEL KURAMLAR...

Detaylı

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ Kodu: KİT201 Adı: Kişilerarası İletişim Teorik + Uygulama: 2+0 AKTS:

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

Detaylı

KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ?

KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ? KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ? Aralık 2011 de kurulan Türk Psikologlar Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Birimi (TPD-KTCÇB),TPD bünyesinde düzenlenecek toplumsal

Detaylı

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ 1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK Geleneksel eğitim anlayışı bireyi tüm yönleri ile gelişimini sağlama konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüm bu anlayış ve

Detaylı

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Vergi İncelemeleri Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme,

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Listede zımpara müstesna - ki yalnız iki, üç yüz tonluk bir tenakus göstermiştir,

Detaylı

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Nedensellik BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Ders İçeriği Kuram, kuramsal açıklama Nedensel açıklama, nedensellik Zaman sırası, ilişki, alternatiflerin elenmesi İyi nedensel ilişki, nedensel mekanizma

Detaylı

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBERLİK BÜLTENİ MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ Değerli Velimiz; Meslek seçiminin öneminin anlatıldığı ve siz değerli velilerimize yönelik önerileri

Detaylı

ZEKA Oyunları Turnuvaları

ZEKA Oyunları Turnuvaları 2013 / 2014 SAYI: 8 Oyunları Turnuvaları ZEKA Oyunları Turnuvaları Haftanın Bazı Başlıkları Uzlaşı Sanatı KOÇ Üniversitesi Okulumuzu Ziyaret Etti ZEKA Oyunları Turnuvaları Beslenme ve Çocuk Semineri ile

Detaylı

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19 İçindekiler Önsöz. İndeks Sahif e: III XI İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19 1) İktisadî düşünce tarihine düşen vazife 1 2) İktisadî ilimler zümresinin muhtelif disiplinleri arasında bir mukayese 3

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Information på turkiska DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ

İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ İkinci B ö l üm KİŞİLİK VE KARAKTER GELİŞİM SÜRECİ itaate mecbur bırakılan çocuk: edilgen çocuk Her çocuk, anne-babasıyla uyum içinde yaşamaktan büyük huzur duyar. Çünkü annebaba, çocuk için yaşamın kurallarını

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları 2013 / 2014 SAYI: 17 Haftanın Bazı Başlıkları Çocukla İyi Zaman Geçirmenin 10 Yolu VI. Geleneksel Piyano Resitali Miniklere Anlamlı Hediye Okul Küçük Erkek Basketbol Takımı mızdan Başarı Çocukla İyi Zaman

Detaylı

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER Prof.Dr. Ufuk TANERİ, IOM, HE 2003-03-14 Eğitim-Öğrenim Doğuş anı ndan başlayıp Ömür Boyu süren bir Süreç, yüzyılımız ve gelecek nesiller beklentilerinin

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu PDR BÜLTENİ Sayı:8 Bülten Tarihi: Mart 2016 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Kardeş Kıskançlığı ve Çözüm Yolları Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI

DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2013-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:5 DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI Değerler bizim hayatımıza yön veren davranışlarımızı şekillendiren anlam kalıplarıdır.

Detaylı

hamilelik ayrılma Aile arabuluculuk evlilik boşanma yasal birlikte yaşam eş çocukların karşılanması doğum

hamilelik ayrılma Aile arabuluculuk evlilik boşanma yasal birlikte yaşam eş çocukların karşılanması doğum evlilik ayrılma arabuluculuk yasal birlikte yaşam eş çocukların karşılanması hamilelik doğum boşanma Aile Biz birlikte yaşıyoruz ama evlenmek istemiyoruz. Bu mümkün müdür? Evet. Belçika da, birçok çift

Detaylı

Dr. İsmet Turanlı. Köln

Dr. İsmet Turanlı. Köln Dr. İsmet Turanlı Köln Fertilite bozukluklarında Psikosomatik yönden diagnoz ve tedavi Fertilite bozukluğu olan hastalara prensip olarak BİO-PSİKO-SOSYAL dimensiyonda yaklaşmak lazımdır. Lüzumlu diyagnostik:

Detaylı

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM NEDİR? Gelişim, Çocuğun hareket etmeyi, Düşünmeyi, Hissetmeyi, Başkalarıyla ilişki kurmayı öğrendiği, ileriye doğru giden bir değişim sürecidir. Gelişim ana rahminde

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Davranış Bilimleri üzerine Davranış Bilimleri insan davranışını, davranışa etki eden toplumsal, psikolojik, grupsal ve

Detaylı

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir? Tanrı Tasavvuru Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir? Peker e göre: Kişinin bebekliğinden itibaren, zeka gelişimine, edinmiş olduğu bilgi ve yaşantısına göre, Tanrı yı zihninde canlandırması, biçimlendirmesi

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları Dersin

Detaylı

EKSTRA ANLATILAN DERSLER

EKSTRA ANLATILAN DERSLER MESLEK ELEMANI DERS İÇERİĞİ AİLE EĞİTİMİ ZÜMRESİ AİLEDE DİN EĞİTİMİ (4 SAAT) Dini Açıdan Ailenin Önemi 4 saat Aile Bireylerin Eğitimi Hz Muhammed in Aile Hayatı Ailede Din Kaynaklı Sorunların Çözümü İnanç

Detaylı

STANDART VE STANDARDİZASYON

STANDART VE STANDARDİZASYON STANDART VE STANDARDİZASYON İnsanoğlu yaratıldığı günden bu yana karışıklıktan kurtulma ve belirli bir düzen tesis etme gayreti içerisinde olmuştur. Bu düzenleme sürecinin tabiî bir neticesi olarak ortaya

Detaylı

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. KİTAP TANITIM VE DEĞERLENDİRMESİ Devrim ERTÜRK Araş. Gör., Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü. Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. Beden konusu, Klasik

Detaylı

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak (örneğin öğretmencilik oyununda) hem de kalem tutma ve yazı yazma becerisinin gelişimine katkıda

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : İçindekiler B Î R İ N C İ K İ T A P GENEL PRENSİPLER Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : 1. Hukuk ne demektir? Sah. 1 2. Hukuk bir ilim midir?» 1 3. Hukuk nizamı ve hukuk mekanizması» 3 4. Beşerî cemiyetler»

Detaylı

Psİkolojİde Kavramların Değerİ ve Bİr Örnek Olarak Normalİn Ölçüsü ve Çeşİtlerİ. Osman Sezgİn Marmara Üniversitesi

Psİkolojİde Kavramların Değerİ ve Bİr Örnek Olarak Normalİn Ölçüsü ve Çeşİtlerİ. Osman Sezgİn Marmara Üniversitesi Psİkolojİde Kavramların Değerİ ve Bİr Örnek Olarak Normalİn Ölçüsü ve Çeşİtlerİ Osman Sezgİn Marmara Üniversitesi 1. Günümüz psikolojisinin çözmesi gereken problemleri 1.1. ontos 1.1.1. Psikolojinin kategorizasyonu

Detaylı

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI Üç Gelişim Alanı Gelişimsel rehberlik modelinin nihai amacı yaşam kariyeri gelişimini desteklemektir. Gelişimsel PDR nin ilkesi: Rehberlik

Detaylı

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir. Evlilik öncesi cinsel ilişki, bir mesele olarak, pek çok insan açısından spesifik bir önem taşımamaktadır. Ancak, konuyla ilgili bana gelen sorular, psikolojik danışma seanslarında karşılaştığım hikâyeler,

Detaylı

SOSYAL HİZMET UZMANI (SOSYAL ÇALIŞMACI)

SOSYAL HİZMET UZMANI (SOSYAL ÇALIŞMACI) TANIM Ekonomik, sosyal ve kültürel yönden sıkıntı içinde bulunan kişi, grup ve topluluklara sorunlarını tanıyıp çözümlemelerinde sahip oldukları olanakları kullanma ve çevredeki olanakları araştırma ve

Detaylı

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli

MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ. Dr.Abdullah Atli MASLOW İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ Karnı aç bir insan için 5. sınıf bir çorba, 1.sınıf bir yağlı boya tablodan daha değerlidir. Abraham Maslow Maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını

Detaylı

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI AİLE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ (Sertifika Proğramı) Programın Amacı: 04 Eylül 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Aile Danışmanlığı Yönetmeliği

Detaylı

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Yok Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları

Detaylı

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler 9 Kasım 2010 Nobody s Unpredictable Çalışmanın Amacı 2010 Ipsos Türkiye de boşanma, ayrılık, ya da vefat nedeniyle ebeveynlerden birinin yokluğunun psikolojik ekonomik

Detaylı

Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ

Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ Ç O C U K L U K T A A R K A D A Ş İLİŞ K İLERİ Dr. Sirâl ÜLKÜ Çocuklar Arkadaşlığı Nasıl Tanımlıyorlar? Günümüzde, özellikle rehberlik gibi psikolojik hizmet alan- 'arında, hizmet götürülen bireylerin

Detaylı

DEHB ve DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN AİLE İLİŞKİLERİNE ETKİSİ

DEHB ve DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN AİLE İLİŞKİLERİNE ETKİSİ Başlarken Dikkat eksikliği ve Hiper/Hipoaktif Bozukluk DEHB, kısaca davranış bozukluğu gösteren çocukların ailelerinde, çocuk eğitimi başlı başına bir sorundur. Bu zor çocukların eğitimi aslında bu ailelere

Detaylı

BEYİN CHECK-UP I NEDİR?

BEYİN CHECK-UP I NEDİR? BEYİN CHECK-UP I NEDİR? NASIL YAPILIR? NE ZAMAN YAPTIRILSIN? İstanbul Beyin Merkezleri Sülün sok. No 9 1. Levent /İstanbul 0212 281 36 96 www.istanbulbeyinmerkezleri.com BEYİN CHECK-UP I NEDİR? Beyin Check-up

Detaylı

Eğitim Sosyolojisi. YAZAR Prof. Dr. Hikmet Yıldırım CELKAN

Eğitim Sosyolojisi. YAZAR Prof. Dr. Hikmet Yıldırım CELKAN Eğitim Sosyolojisi YAZAR Prof. Dr. Hikmet Yıldırım CELKAN ISBN: 978-605-2132-61-6 Kapak Bülent POLAT Mizanpaj Burhan MADEN Redaksiyon Muhammet ÖZCAN Baskı ve Cilt: Tarcan Matbaacılık Zübeyde Hanım Mahallesi,

Detaylı

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK 10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK İnsanoğlu yaşam boyu farklı gelişme dönemleri yaşar. Çocukları daha iyi tanımak için onların içinde bulundukları gelişme döneminin özelliklerinin bilinmesi aileyi rahatlatır,

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABA ve ÇOCUK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı Sosyo-ekonomik ve bilimsel gelişmeler, geleneksel aile

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON 367 8 3 + 0 3 6 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN Kanun No: 4787 Kabul Tarihi : 09/01/2003 Resmi Gazete Tarihi: 18/01/2003 Resmi Gazete Sayısı: 24997 AMAÇ VE KAPSAM Madde 1 - Bu Kanunun

Detaylı

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME Bu sözleşme, ILO'nun temel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir. ILO Kabul Tarihi: 18 Haziran 1949 Kanun Tarih

Detaylı

Sosyal Etki Teorisi. Sunan: M.Benan YAZICIOĞLU Sunum Tarihi: 27.02.2014

Sosyal Etki Teorisi. Sunan: M.Benan YAZICIOĞLU Sunum Tarihi: 27.02.2014 Sosyal Etki Teorisi Sunan: M.Benan YAZICIOĞLU Sunum Tarihi: 27.02.2014 Sosyal Etki ve Uyma Davranışı Sosyolojinin, toplumun bütününü kapsayan kanunu insan toplum hayatı yaşar kanunudur. İnsan bir toplumda

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (Deprem

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1 Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 4(2): 245-249 EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn978-975-267-891-0.

Detaylı

3. BÜLTEN SOSYAL BECERILER VE EBEVEYNLIK BECERILERI ATÖLYESI

3. BÜLTEN SOSYAL BECERILER VE EBEVEYNLIK BECERILERI ATÖLYESI 3. BÜLTEN SOSYAL BECERILER VE EBEVEYNLIK BECERILERI ATÖLYESI Bucharest 22-23 Mayıs 2017 Romanya Bu bülten, Avrupa programı kapsamında Erasmus + KA2 Stratejik Yetişkin Eğitimi Ortaklığı çerçevesinde basılmıştır.bu

Detaylı

AİLE ve EVLİLİK EĞİTİM PROGRAMI PROJE DOSYASI

AİLE ve EVLİLİK EĞİTİM PROGRAMI PROJE DOSYASI AİLE ve EVLİLİK EĞİTİM PROGRAMI PROJE DOSYASI Hayat Boyu Aile Danışma Merkezi; Toplumun çekirdeği olan ailenin doğru temeller üzerine inşası konusunda danışmanlık hizmeti vermek, ailenin önemiyle ilgili

Detaylı

Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk

Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk 11.03.2016 Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk Cemre Soysal Uzman Klinik Psikolog Boşanma kararına doğru.. Boşanma çocukların başına gelebilecek en sarsıcı olaylardan biridir. Çocukların değişikliklere

Detaylı

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog EĞİTİMİ Lisans : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi,Psikoloji Bölümü Tezi : Nörotiklik,zaman tahmini ve seçici dikkat 1982 Yüksek Lisans (M.A) : Marmara Üniversitesi

Detaylı

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. AVCILIK İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. Avcılık İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen Avcılık eskiden; İnsanın kendisini korumak, Karnını doyurmak, Hayvan ehlileştirmek,

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR 1)ÖZELLİKLERİ 2)KARŞILAŞMA SIKLIĞI 3)TÜRKİYE VE DÜNYADA YAPILAN FAALİYETLER 4)EĞİTİMLERİ 5)AİLEYE VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER ÖZELLİKLERİ MOTOR GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ZİHİNSEL GELİŞİM

Detaylı

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR?

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR? KEKEMELİK NEDİR? Bireyin yaşına ve lehçesine uygun gelişimsel olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması durumudur.

Detaylı

Ulusal Entegrasyon Plani: Ulusal Entegrasyon Entegrasyon siyasetinin motoru Plani: Entegrasyon siyasetinin motoru Ulusal Entegrasyon Plani:

Ulusal Entegrasyon Plani: Ulusal Entegrasyon Entegrasyon siyasetinin motoru Plani: Entegrasyon siyasetinin motoru Ulusal Entegrasyon Plani: Ulusal Entegrasyon Plani: Entegrasyon Ulusal Entegrasyoun siyasetinin Plani motoru Ulusal Entegrasyon Entegrasyon siyasetinin motoru Plani: Entegrasyon siyasetinin motoru Ulusal Entegrasyon Plani: Stand

Detaylı

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş İstanbul Teknik Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü CBS & UA ile Afet Yönetimi Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş Amaçlar (1) Kriz yönetimi kavramının tartışılması Tehlike, acil durum ve

Detaylı

YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik

YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik YAŞAM BOYU GELİŞİM Ergenlik-Yetişkinlik ERGENLİK ERGENLİK Çocukluk ile yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir. Bu geçiş dönemi cinsel olgunlaşmaya yönelik fiziksel değişimlerle başlar, bağımsız yetişkin

Detaylı

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI AİLE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ (Sertifika Proğramı) Programın Amacı: 04 Eylül 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Aile Danışmanlığı Yönetmeliği

Detaylı

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde)

3. Emek Piyasası. Grafik-3.1: İşsizlik Oranları (yüzde) 3. Emek Piyasası Türkiye de işsizlik oranında son dönemde katılık ve bozulmalar dikkat çekmektedir. 2012 yılından itibaren yavaş bir tempoda artan işsizlik oranı 2016 yılı ikinci yarısında belirgin bir

Detaylı

Bir çocuk - iki lisan. Bir fırsat olarak çokdillilik

Bir çocuk - iki lisan. Bir fırsat olarak çokdillilik Bir çocuk - iki lisan Bir fırsat olarak çokdillilik Bir çocuk - iki lisan Bir çocuğun yaşamının ilk yıllarından itibaren iki lisan öğrenmesi, okul ve iş yaşantısında başarı göstermesine katkı sağlayacak

Detaylı

Günümüzün karmaşık iş dünyasında yönününüzü kaybetmeyin!

Günümüzün karmaşık iş dünyasında yönününüzü kaybetmeyin! YAKLAŞIMIMIZ Kuter, yıllardır dünyanın her tarafında şirketlere, özellikle yeni iş kurulumu, iş geliştirme, kurumsallaşma ve aile anayasaları alanlarında güç veren ve her aşamalarında onlara gerekli tüm

Detaylı

İLKÖĞRETİM ve LİSELERDE DİNDARLIK ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA (DİYARBAKIR ÖRNEĞİ)

İLKÖĞRETİM ve LİSELERDE DİNDARLIK ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA (DİYARBAKIR ÖRNEĞİ) İLKÖĞRETİM ve LİSELERDE DİNDARLIK ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA (DİYARBAKIR ÖRNEĞİ) DEĞERLER EĞİTİMİ MERKEZİ YAYINLARI Eserin Her Türlü Basım Hakkı Anlaşmalı Olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınlarına

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Jeopolitik POLS

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Jeopolitik POLS DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Jeopolitik POLS 411 7-8 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Seçmeli Dersin Koordinatörü Dersi Verenler

Detaylı

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM EĞİTİM REHBERLİK ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK NİN YERİ ve ÖNEMİ Eğitim? İnsana en iyi olgunluğu vermektir (Eflatun). İnsana tabiatında bulunan gizli bütün kabiliyetlerin geliştirilmesidir (Kant). Bireyin

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ İNSAN İLİŞKİLERİ... 1 İNSAN İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEYEN KAVRAM VE İLKELER... 4 Temel Kavramlar... 5 Karşılıklı İlgi... 5 Kendine Özgü Olma... 6 Eyleme İsteklilik... 7 Onur... 7 İnsan

Detaylı

SAĞLIKLI MEDYA ALIŞKANLIKLARI BIRLIKTE YARATALIM yaş grubundaki çocukların aileleri için tavsiyeler

SAĞLIKLI MEDYA ALIŞKANLIKLARI BIRLIKTE YARATALIM yaş grubundaki çocukların aileleri için tavsiyeler SAĞLIKLI MEDYA ALIŞKANLIKLARI BIRLIKTE YARATALIM 0-18 yaş grubundaki çocukların aileleri için tavsiyeler İYI SINIRLARI IYI BELIRLER, BÖYLECE BIZLER DE BÜYÜRKEN NASIL DAVRANACAĞIMIZI IYI BILIRIZ 5. SINIFTAKI

Detaylı

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma 3. Aile 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 5. Psikolojiye Giriş 1 6. Duyum ve Algı 7. Güdüler ve Duygular

Detaylı

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sanayi ve İş Dünyası İşbirliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSİMER) Yrd.Doç.Dr. Ethem TOKLU

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sanayi ve İş Dünyası İşbirliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSİMER) Yrd.Doç.Dr. Ethem TOKLU DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sanayi ve İş Dünyası İşbirliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSİMER) Yrd.Doç.Dr. Ethem TOKLU 1 Amaç Üniversite ile Sanayi ve İş Dünyası arasında köprü vazifesi olmak, Sanayi ve İş

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü SAĞLIK MESLEK LİSELERİ REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNERGESİ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü SAĞLIK MESLEK LİSELERİ REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNERGESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü SAĞLIK MESLEK LİSELERİ REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNERGESİ SAĞLIK MESLEK LİSELERİ REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNERGESİ 1. BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

Detaylı

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ ÇALIŞMA GRUPLARI VE KOMİTELER YÖNETMELİĞİ

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ ÇALIŞMA GRUPLARI VE KOMİTELER YÖNETMELİĞİ FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ ÇALIŞMA GRUPLARI VE KOMİTELER YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Hukuki Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliğin amacı, Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği

Detaylı

OCAK-MART 2015 3 AYLIK SOMA VE DURSUNBEY PSİKOSOSYAL DESTEK MERKEZLERİ FAALİYET RAPORU

OCAK-MART 2015 3 AYLIK SOMA VE DURSUNBEY PSİKOSOSYAL DESTEK MERKEZLERİ FAALİYET RAPORU APHB AFETLERDE PSİKOSOSYAL HİZMETLER BİRLİĞİ SOMADA PSİKOSOSYAL DESTEK MERKEZLERİ PROJESİ OCAK-MART 2015 3 AYLIK SOMA VE DURSUNBEY PSİKOSOSYAL DESTEK MERKEZLERİ FAALİYET RAPORU YÖNETİCİ ÖZETİ SOMADA projesi

Detaylı

Can Kardeş Kreşi Rehberlik Servisi ARALIK 2014 REHBERLİK BÜLTENİ

Can Kardeş Kreşi Rehberlik Servisi ARALIK 2014 REHBERLİK BÜLTENİ Sevginin Ölçüsü Ne Olmalı? Çocuklar anne babaların hayatlarındaki en önemli varlıklardır. Uzun süren bir bekleyişin ardından kavuştukları çocuklarına ellerinden gelen ne varsa vermeye, imkanlarını onlar

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Ahlâkî. Gelişmenin Temel Taşları

0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Ahlâkî. Gelişmenin Temel Taşları 0-3 Yaş Grubu Çocuklarda Ahlâkî Gelişmenin Temel Taşları Dr. Hasan AYDINLI Güzel ahlâklı çocuklar yetiştirmek, her anne-babanın arzusudur. İnsanın aile ve toplum içindeki saygınlığını belirleyen en önemli

Detaylı

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Cilt/Volume: II Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2016 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları 2012, 472 sayfa.

Detaylı

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ KARDEŞ KISKANÇLIĞI Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. kıskançlığın içgüdüsel yani doğuştan getirdiğimiz genlerimize şifrelenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Yaşamın

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 İş Ahlakı Çalışma Ahlakı Meslek Ahlakı 2 Çalışma Ahlakı Çalışma ahlakı, bir toplumda işe ve çalışma karşı geliştirilen

Detaylı

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ 15 1.1. Sosyolojinin Tanımı 16 1.2. Sosyolojinin Alanı, Konusu, Amacı ve Sınırları 17 1.3. Sosyolojinin Alt Disiplinleri 18 1.4.

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı