OSMAN KORKMAZ KARAMANOGLU ANSİKLOPEDİK "İZM''LER SÖZLÜ(;Ü
|
|
- Berkant Aksoy
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 OSMAN KORKMAZ KARAMANOGLU ANSİKLOPEDİK "İZM''LER SÖZLÜ(;Ü
2 i~ iili 7ln71fı'OIR Ki'l:71Pl71R ANSİKLOPEDİK "İZM"LER SÖZLÜ(;Ü OSMAN KORKMAZ KARAMANOOLU Yayın Haklar-ı Anahtar Kitaplar Yayınevi / 2006 Kapak Filmi ve Grafik Ebru Grafik ~, kı Kapak Tasarımı Cenk Gümüşçiloğlu 1 1 Baskı ve Ciit Özener Matbaası j Birinci Basım Oçak 2007 ISBN
3 OSMAN KORKMAZ KARAMANOGLU ANSİKLOPEDİK "İZM"LER SÖZLÜGÜ flnflfı'cflr Ki'CflPlflR
4 i ~ i i i i ~, OSMAN KORKMAZ I<ARAMANOGLU O. Korkmaz Karamanoğlu, 1917 Ermenek (daha önce Konya'nın ilçesiyken şimdi Karaman'ın ilçesidir) doğumludur. Harp Okulu'ndan 1938 yılında muhabere subayı olarak mezun olmuş; üsteğmen iken bir seçme sınavı kazanıp ABD'ye mühendislik öğrenimi görmeye gönderilmiş; Califomia'da Stanford Üniversitesinden. elektrik mühendisliği B.S. diplomasını almış, Cleveland, Ohio'da Case Institude of Technology (Teknik Üniversite) de master yapıp elektrik yüksek mühendisi olarak yurda dömnüştür. Hava Kuwetlerinde çeşitli görevler yapıp NATO'nun merkezi Paris te iken iki yıl Pariste Nato Askeri temsilciliğimiz NMR (National Military Representative) Teknik Danışmanlığı kapasitesinde, NATO'daki Diplomatik Daimi Delegasyonun da bir üyesi olarak görev yapmış; Milli Savunma Bakanlığı NATO Emfrastrüktür Dairesinde de dört yıl Hava Bölüm Başkanlığı yaptıktan sonra, 1970'de, Kıdemli Albaylıktan emekli olmuştur. Askerlikten ayrıldıktan sonra dört yıl Northem Elektrik Telekomünikasyon Fabrikalarında Malzeme ve Kaynak Araına ve Yan Sanayi Geliştirme Müdürü olarak, dört yıl da Grundig Radyo Televizyon Fabrikalarında Genel Kontrol Şefi olarak çalışnuştır.
5 ÖNSÖZ Bin dokuz yüz altmış sekiz bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşulurken, 21/ de, günün bir Devlet Bakanı, "Anayasa bütün -İzm'lere kapalıdır," demiş, ertesi günün gazeteleri, bence Kemalizm'i de dışlayan, bu haberi olağan bir şey gibi telaşsız yazmışlardı. Atatürk İlkelerine yeni bir sanlış saydığım 27 Mayıs Anayasası'nın uygulanmasında Kemalizm'in kapıdışarı edilmiş ve buna kimsenin karşı çıkmamış bulunmasına derinden üzülmüştüm. Çok geçmeden tanınmış politikacılaruoızdan birinin, de, Meclise, hiçbir - İzm'in giremeyeceğini söylediği de yazıldı. İlginç bir raslantı olacak, o günlerde bir gazetede, "İzm bazılarının gözlerine girmiştir; burunlarının önünü göremezler. hipermetropizm, astigmatizm gibi," bir taşlama da okudum. Neler olduklarını araştırma tutkusuna kapılıp -İzmH terimleri araştırıp incelemeye koyuldum. Üç yıl süre ile aklıma gelen ve karşılaştığım -izm'liler üzerine yazılmış bulabildiğim kaynakları okudum. Kemalizm'den sonra aklıma gelen ikinci -İzm'li insanı öne çıkaran felsefe olarak tanıınlanıp insana en yüksek değeri veren, Eski Yunan (Grek) ve Roma (Latin) klasiklerini incelerneyi içeren hümanizm idi. -İzm'li bilimsel ve sanatsal terimlerin çoğunun Grek ve Latin sözcükler üzerine kurulduklan gerçeğini de göz önünde bulundurarak bu terimleri araştırıp incelerken bazı Uygarlık Tarihi kitaplarmı, Antik Yunan ve Roma Tarihlerini okuyup taramanın verimli ve yararlı olacağını düşündüm. Orijinal İngilizce baskılarından Dampier'in A History of Science - Bir Bilim Tarihi'ni, Edward Mc Nail Burns'ün Western Civilisations Their Historyand Their Culture - Bafı Uygarlıkları Onların Tarihleri ve Ekinleri, William J. Bossenbrook ve RaIf Johannesen'in A History of Western elvilisafion - Bir Batı Uygarlığı Tarihi'ni -İzm'li terimlere özel bir önem vererek, yeni baştan dikkatle okudum. Otuz ciltlik Encyclopedia Americana - Amerikan Ansiklopedisi'ni, Webster Dictionary 'yi, Laroussse'u sayfa sayfa tarayıp karşılaştığım -izmh sözlüklerin tanım, anlam, kök, oluşum, gelişme ve yayılmalanna değgin notlar aldım. Bir ara politikacılanmızm -izm'i bu kitapta İ harfi altında yayımlandığıanlamda kiıllanıp öcü saymış olabileceklerini düşünüp konuyu onlar gibi ben de küçümseyerek incelemelerimi bırakıverecek oldum. Fakat boş saatlerimi dolduran iyi bir uğraş olması nedeni ile günlük işlerimin dışın<!a, bir hobi olarak, yine de sürdürdüm. Bulup not aldığım -İzm'ler 850 yi bulmuştu ki çalışmalanmı bilen kimi dostlarım konu ilginçtir; derlenip, tamamlanıp bir kitap olarak basılsa yararlı bir kültür hizmeti olur diye beni özendirdiler. Ben de arama ve incelemelerimi sürdürdüm. Yıllarca okuduğum gazetelerde, kitaplarda, dinlediğim konuşmalarda rastladığım yeni -izm'li terimleri derlediklerime ekleyip, daha önce biriktirdi- 7
6 ğim bilgileri geliştirme olanaklarından yararlanarak kapsamlarını genişlettim. Topladıklarımın sayısı ı ı 00 ü geçtikten sonra elime Oxford yayını olan Concise Medical Dictionmy - Kısa ve Öz Anlatanh Tıp Sözlüğü geçti. O sözlüğü de tarayıp -İzm'lerin sayısını biraz daha artırdun. Oldukça büyük bir kesimi felsefe terimleri olan ve ide, idea, ideal, fikir, düşünce, akıı, us, zihin, an, anlak, anlam, meal, kavram, zeka, us lama, usavurma, mantık, eseme, gerçek, reel, realite, algı, duyum, duygu, doğru, his, hassas, duyarlı gibi soyutu adlandıran sözcüklerin anlatırnda yerindeliğini sağlamak için sık sık Orhan Hançerlioğlu'nun Felsefe Sözlüğü'ne, Cemil Sena'nın Meşhur Filozoflar'ma, Hayat Ansiklopedisi, Cumhuriyet Ansiklope~ disi, Temel Britanicea'ya başvurup onlardaki diksiyonu örnek alarak anlatım yaptım. Günlük yaşamımızda hiç dilimizden düşmeyen demokrasi sözcüğü Batı dillerinden Fransızca'da demoeratfe, İngilizce'de democracy olarak yazılır. Kökeni de Gr. dimas - halk; kratein - yönetim'dir. Gr. k harfi ise yine Batı dillerinde c ya da ch olarak yazılır. Fransızca' daki nationalism dilimize girip nasyonalizm olarak yerleşmiştir. Authority, telephone, philosoplıer, theologi, therapy sözcükleri de dilimize otorite, telefon, filozof, teoloji, terapi olarak girip benimsenmişlerdir, police de polis olarak.. Cubism'j kübizm' e çevirmişiz; kübik sıfatını çok kullanırız,onun da özgün dilindeki yazımı cubic'tir. Bu örnekler gibi, özgün dillerinde yazımları nasılolursa olsun yabancı diııerden Türkçe'ye alınan sözcükleri ve terimleri söylerken çıkardığımız sesleri veren fonetik harfler ve hecelerle yazanz. Aslında Türk alfabesi fonetik bir alfabc olduğundan söylenen sözcükleri ağzıımzdan çıktığı gibi yazanz. Ben de izm'li terimleri Türkçe'de söylendikleri gibi yazıp o yazıma göre sıraya koydum ve her birinin önce büyük harfle Türkçe yazımını, sonra- parantez içinde italik harflerle hangi dilden almışsam o dildeki yazımını ve yine aynı parantezin içinde Halikle etimolojisini vererek işledim. Bu sanma biçemi ile kitap Türkçe'den yabancı dillere bir söz Ilik görünümünü almış gibi oluyor. Seslendiği ın okur çokluğu yabancı dil bilmeyen, ya da az bilen kesimden olacaktır düşüncesi ile bu yolu seçmiş bulunuyorum. Anlamını bilmedikleri, ya da hakkında daha geniş bilgi edinmek istedikleri bir -izmli terim okuyup, işitip merak ederlerse başvurup meraklarmı gidermek için.umarım Türk Kültürüne küçük bir katkı olarak benimsenir. Osman Korkmaz Karamanoğlu 3 Şubat
7 GiRİş sıfat, -İZM (İngilizce -İsm, Fransızca -isrne, Latince-İsmus, Yunanca, Grek- ismos) isim, fiil, gibi sözcüklerin sonunda ve sözlüklerle tek bir bileşik sözcük oluşturduğunda o sözcüklerin anlamları ile imgesel de olsa, az çok ilgili fakat kendine özgü ve biraz değişik ve aşağıdaki anlamlarda terimler türetmeye yarayan bir art takıdll 1. a - Belli bir kavram ya da nesneye özgü eylem, işlem, yöntem veya uygulama: çok kez fiiuerin çekimi ile yapılmış ve -ize ile biten sıfatlara karşılık isim türünden terimlerdir. Örneğin, hipnotize - gözle ve telkinle etkilenip istemini ve İçgücünü başkasının kontroluna bırakmış lık-dan, hipnotizm; plagiarize- kaynak göstermeden kendine mal edilmiş, çalınmış-dan plagiyarizm. ı. b - Belirli bir kişi ya da nesneye özgü alışkanlık, tutum, davranış, yöntem, işleme biçimi~ Örneğin, animal~hayvan-dan, animalizm; bir özel kişinin adı olan Mikavber'den Mikavberizm. 2. a - Durum, tutum, görüş ya da özellik: örneğin, acımasız, kaba, kıyıcı-barbar-dan, barbarizın; çeşitli kristal biçimli-poliınorf--<ian polimorfizın. 2. b - Belirli bir nesnenin aşırı ölçüde kullanılması nedeni ile oluşan sağlıksız ve anormal durum: örneğin, aşırı alkol kullanmadan alkolizm; morfin kullanmadan morfinizm. 2. c ~ Belirli bir kişiye ya da nesneye benzeme niteliğinde anormal durum, ya da anormal koşul: Örneğin, koca kafalı-mongoldan, mongolizm; dev gibi iri -jigant-dan, jigantizm. 3. a - Öğreti (doktrin), kuram, nazariye, din, çığır, felsefe, mezhep, tarikat, gelenek, uygulama: örneğin, Buda, dan Budizm; Kalvinden,Kalvinizm; Etlatun (Plato) dan, Platonizın; bağışlama, kurtarış, kurtuluş-salvasyon-dan, salvasyonizm. 3. b - Bir sisteme ya da ilkeler grubuna yakınlık, tutku, uğraş (mesler): örneğin, yansız --nötral-den nötralizm; gerçek--real-den, realizm; toplumsal-sosyal-den sosyalizm Genel1ikle bir ulusa,ülke ya da bölge halkına özgü dil ve konuşma özelliği, alışkanlık, görüş, gelenek, davranış: örneğin, bölgesel halk diline özgü-kol1okviyal-den, kollokviyalizrn; Latin dili ve halkı-latin-den Latinizm; şiirsel-poetik-den poetisizın. Görülüyor ki çoğunlukla bir bilgin'in buluşu, adının sonuna -izm takısı getirilerek adlandırılabiliyor. Bir kuramemın kuramı öyle, bir filozofun öğretisi öyle, bir sanatçının yapıt verme yöntemi öyle, bir din kurucusunun kurduğu -din öyle, mezhep, çığır öyle. Bir olayın, bir eylemin, bir uygulamanın, bir görüşün, bir ilkenin, bir yöntemin, bir sistemin -izmli terimi kendine özgü sözcüğün sonuna -iz m art takısı getirilerek türetiliyor. Durumlar, koşullar, özellikler, eylemler, hastalıklar, alışkanlıklar, gelenekler, davranışlar, tutumlar, uğraşlar hep 9
8 öyle. ilgili sözcüğün isim, sıfat, fiil olması gerektiği gibi bir kısıtlama da yok. Öyle ise bu - izmli terimler neden bütün dillerdeki sözcük sayısı kadar çok değil? Yanıtı çok açık,; çlinkü yeri geiip bir kez oluşturulan 'terimlerin hepsi tutunmaz; ün kazanınaz. Örneğin şu benim yapmakta olduğum işi İzmizm diye adlandırmak olasıdır. İzmizm terimi kulağa vızvızlarna, mızmızianma gibi geliyorsa da kurala uyuyor, ama bu terimin tutunması, bu işi yapan başkalarının da bulunması, sözlüklere, ansiklopedilere girmesi de olası mı? Bence böylesi terimler yeri geldiğinde oluşturulup söylenir; muhatabı tarafından, aşağı-yukarı anlaşılır da. Fakat tutunmaz. Sözlüklere, ansiklopedilere girenler, herkesçe kullanılanlar, belli bir anlamı, saptanmış bir tanımı, izleyicileri, ünü olanlar ancak bir, iki bin dolayındadır. Benim bulup saptayabildiklerim 1500 dolayındadır. Türkçe'de -izm art takısmın karşılığı cilik'tir, Atatürkçülük, ülkücüluk, Süleymancılık gibi. Bektaşilik, Mevlevilik, Alevilik gibi lik art takısmın da aynı amaçla kullanıldığı yerler vardır. Fakat lik' ten önce gelen çekmeli i bazı terimlerde, örneğin Babailik gibi, ci nin yerine geçmektedir. Bu kitapta yabancı sözcüklerden oluşturulmuş izmli terimlere Türkçe karşılık verirken bulun'bilen uygun Türkçe sözcüklerin sonuna cilik, lik ve ilik eklenmiştir. Aynea Türkçe sözcüklerin sonuna -İzm ekleyerek terimler de yapılmaktadır. Kemalizm hem örnek, hem de bu çalışmanın başlama nedenidir. Doğan Nadi, ölümünden kısa bir süre önce Cumhuriyet'teki fıkralarından birine Alankazanıyorizm başlığını koymuştu. Bir ara gazetelerde belli bir davranışa Erdelhunizm denildi. Bir süre de Parlamento haberlerinde beygirizrn terimi kullanıldı. Kaynağı o vakit Parlamento'daki bazı davranışlar mı idi, yoksa o yıllardaki iktidar partisinin simgesi olan. yaratıktan esinlenip o partinin politik ilkeleri', kuramları, eylemleri anlamını mı taşıyordu bilinmiyor. Bir süre de (l980'li yıllarda) Özalizm terimi sık sık kullanıldı. Friedmanizm uygulamacılığı olarak ortaya çıkıp biraz Makyavelizm, bir haylı nepotizm, biraz ekonomik Burbonizm, biraz kapitalizm,.biraz ekonomik liberalizm, biraz Bizantinizm, Biraz Oriyenta1izm, biraz antilaisizmden oluşturulmuş gibi göttinen bu oportünist politik ve ekonomik tutumun kesin olarak bir tanımını yapan olmamıştır. Bu Türkçe -izmli terimler belki sözlüklere, ansiklopedilere girecek kadar tutunup ün kazanmazlar, fakat kuruluşları genel kuraııara uygundur. Saptanmış birer tanımları yoksa da genel anlamları açıktır. Denecek şudur ki kesin tanımı yapılmış ve sözlüklere girmiş, Kemalizm dışında, -izmli Türkçe bir sözcük yoktur. Doktor Hulusi Behçet'in tanımını yapıp Dünya Tıp Literatürüne soktuğu hastalık bile Behçetizm diye değil, tıp sözlüklerine ve ansiklopedilere, Behçet hastalığı olarak girmiştir. Fakat Türkçe sözlüklerden izmli bir terim oluşturup söylenmek istenileni dile getirip anlatmak olanağı vardır. Ama ne gerek? Türkçe'de de -izm yerine cilik art takısı var ya. Dikkat edip cilik'in de eıikını çıkarmamak gerek. Yoksa, bir sürü bendememismiydimizm eber çıkıp insanı söylediğine bin pişman eder. 10
9 KISAL TMALAR Allg-Saks. Amer. Allsikl. Allt. Ar. Dr. Fr. Gr. İbr. Ing. İ.Ö. İ.s. lt. L. St. USA U.S.S.R. Vb., vs. Anglo-Sakson Dili Amerika Ansiklopedi Antik Arap, Arapça Doktor Fransız, Ftansızca Grek, Antik Yunan Dili İbranice İngilizce İsa'dan Önce İsa' dan Sonra iıal~anca Latince Saint, Hıristiyan Azizi Amerika Birleşik Devletleri Rus Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Ve böyle LI
10
11 A ABOLİSYONİZM (Aboiitionism- Gr. abolitio-- yürürlükten kaldırma, ilga): İlgacılık, yürürlükten kaldırmaeılık; özellikle ABD <le köleliğin ve siyahbeyaz ırk ayrımının kaldırılmasını isteyenlerin savı; köleliği kaldırına çığın. -ANSİKL. Kimi insanlar İ\;10 utandırıcı bir görüş ve davranış olan ırk ayrımı kimilerinin içlerinde öyle köklü plarak yerleşmiştir ki kaldırılması ya da sürdürülmesi tartışması bir ulusun dört ytl süre ile kanlı bir iç savaşa tutuşmasına neden olabilecek kadar tırmanabilmiştir (Amerikan İç savaşı, ı 865). Bugüne kadar amacımı eksiksiz ulaşamayan ve tam olarak uygulanamayan abolisyonizm yığınnııı ibret verici bir öyküsü vardır: Kuzey Amerikanın keşfindön sonra, macera sever Avrupalıların oraya göç edip, grup grup göçmenlerin geniş topraklar üzerinde koloniler halinde yerleşerek büyük tarım işletmeleri kurup işletmeye giriştiklerinde sınırsız olanakları değerlendirmek için bol insan gücüne gereksinim duyulmuş, bu gereksinimi karşılamak için Afrika1ı ilkel zencilerin kullanılması düşünüilıp Zenci (kara adam) köle ticareti başlat.lmı~tır. K.öle avcıları Afrika'da silahlı avenelcd ilc zenci köylerine baskın halinde saklırıp g,liçlü kuvvelli köylüleri tutsak eder; orıları sür~i halinde kıyııardaki köle tüccarların:,. fatar. Onlar da köle tekneleri ile Kl!zey Amerika kıyılartna taşıyıp onları kıyılardaki köle pazarlarında koyun ya da sığır sürüsünden hayvan satar gibi satardj. Bu köleler çift sürmek için kullanılan beygir ve öküzlerden pek ayrı olmayan bir biçimde çiftliklerde kullanılıp çiftlik hayvanları gibi topluca ya da teker teker ve bazen özelge (mülk) ile birlikte satılıyorlardı. Bu konular TV de, Kökler Dizisinde, işlenmiştir. ABD 'nin ünlü Bağımsızlık Bildirisinde, "Şu gerçekleri besbelli. sayarız: Bütün insanlar eşit olarak ve başkasına devrediıemez haklarla birlikte yaratılmışlardır. Bu haklar arasında yaşamak, özgürlük, ve mutluluğu arama hakkı vardır," denmektedir. Fakat koloniler halinde iken olduğu gibi, bağımsız Amerika Birleşik Devletleri kurulduktan sonra da kölelik kurumu, eski İngiliz Kolonilerinde olduğu gibi, sürdürülmüştür. Zamanla, çoğunluğu Kuzey Eyajetlerinde olmak üzere, köleliği devletin ilkelerine ve insanlık onuruna uygun görmeyenler ~ir köleliği kaldırma çığın açmış!ar, ve bu çığır, özellikle Kuzey Eyaletlerinde güçlenmiştir. Abrahaın Lincoln Başkan olunca Kuzeylilerin oluşturduğu çoğıınluğa dayanarak, Kongreden köleliği kaldıran bir yasa geçittip uygulanmasını istemiştir. Fakat daha çok tarım bölgesi- olan Güney Eyaletleri yasay'ı dinlemeyip Federal Devlete ve devletin yanında olan Kuzey Eyaletlerine karşı savaşa girişmişlerdir. Dört yıl süren kanlı İç Savaşı Kuzeyliler kazanıp GüneyIilerin isyanını bastırmışlarsa da köleliği yasaklayıp zenci yurttaşlara eşitlik tanıyan yasa hiçbir zaman tam ve eksiksiz olarak uygulanamaınıştır. Bugün bile ABD de zencilere her alanda tum eşitlik uygulanamamakta, Güneyde be- 13
12 ABRANKİVALİzM yaz pelerinli, kukuleteli ve maskeli KKK (Kıu~Klux-Klan) Mangaları zencilere ve zenci hakları yanlılarına zaman zaman ölüm Bağımsızlık Bildirisi bürun insanların eşit yaratıldıklarını derililer insan değil, söyler; onlara göre kara Afrika'dan getirilmiş maymunlardır. Maymunla eşit sayılmayı sindiremezlerl Çeşitli sı ülkelerde ölüm cezasının kaldırılma~ yolunda çaba sürdüren ve çoğunda başa~ rıya ulaşmış bulunan akımlara da abolisyo~ nizm denir. ABRANKİvALİzM saçmakta, onları evleri ile beraber yakmaktadırlar. KKK'nın tuhıcu mensuplarına göre eylemleri devletlerinin ilkelerine aykırı değildir, (Abranchialism Gr. a- yoksunluk belirten önek; branchia- solungaç, su içinde yaşayan hayvanların özel solunum organı): Solungaçsızhk; bazı canlıların yaşamlarını su içinde geçirdikleri halde solungaçları olmaması dummu, -ANSİKL. İribaş denen tetarlık sürecinde kurbağaların, yaşamları boyunca sülüklerin solungaçları bulunmaması gibi. Salamen~ derler, yunuslar, deniz kaplumbağaları, balinalar, foklar ve deniz aslanları da solungaç~ sızdırlar, abrankiyalizmi yaşarlar ve uzun dakikalar, hatta saatler boyu suyun altında kalabilseler de solunumla ciğerlerine hava almak için su yüzüne çıkarlar. ABSENTİİzM (Absenteeizm-L. absentis-mevcut olmayan; İng. Absentee- hazır bulunmayan, namevcut~ yok): Devamsızlık; kişinin özelgesinde, bürosunda, görev yerinde ve özellikle büyük toprak ağasının toprağında tutulan işle- rin başında bulunmaması dumınu; yoklamada hazır bulunmamak; parlamen oturumlarda, bulunmama eylem terlerin Parlemanto'dakİ öğrencilerin sınıfta leri ya da alışkanlıkları. ABSENTİzM (Absinthism-L. Artemisia absinthium. Fr. Absinthe- pelinotu): Sinir bozukluğu; abseni denen pelinotu esansı karışımımış alkollü içki bağımlılarında görülen sağlıksız durum; bir tür delilik. -ANSİKL. Kekik gibi kokulu, acı bir ot olan pelinotundan çıkarılan esans (pelinotu yağı) doktorlukta da kuııanılır. Absent de~ nen pelipotu esansı karıştırılmış içkiyi Fran~ sız Askerleri ı 840'larda Cezayir'deki sa~ vaşlar sırasında Afrikahlardan görüp içmiş ve sevmişler, onu yurtlarına da taşımışlar~ dır. Avrupa'da absent esansı karıştırılmış iç~ kilerin kullanımı XıX. Yüzyılın ikinci yarı~ sında hızla yayılmış, Henry Louis Pemod Fransa'da ilk ahsentli içki fabrikasını muştur. kur~ Fransa'da pemo (Pemnod) denen bu alkollü içki birçok sanat adamlarının ya~ pıtlarına girmiştir. Manet, Degas, Picasso tablolarında absent içenleri ölümsüzleştir~ mişler; Toulouse Lautrec de bir tablosunda Van Gogh'yu elinde bir kadeh perno ile gö~ rüntütemiştir. Ama absinthe pek çok satiat~ çıyı zehirieyip Van Gogh 'nun da ölümüne neden olmuştur. Sanatçılar ahsinth'li pemoyu esintenrnek için ahrlardı. Absent belki sanat için esinti getirirdi ama sürekli bir dalgınlık, korkunç halüsinasyonlar ve entelektüel güçsüzlük ile beraber. Sürekli içierse bu sağlıksız durumun kalıcı sinir bozukl':lğuna ve bir tür deliliğc dönüştüğü saptanmıştır. Sürekli ab- 14
13 ABSOLÜTlzM sent alan Van Gogh çıldırıp bir gece uykuda bulunan oda arkadaşı Gaugin'e, elinde bir bıçakla saldırmaya kalkışmış; bir gün ustura ile kendi kulaklarının birini kesip; kendisine hakaret eden bir kadına armağan etmiş; bir gün de bir tabanca ele geçirip ateşleyerek, bir kurşunla kendi beynini delerek ölmüştür. ~NOT: Van Gogh'nun içkulağında kronik bir ittihap bulunduğu ve o iltihap ağrı vermeye başlayınca ünlü ressamın acısından dellendiğini, kulağını bu nedenle kestiğini ileri sürenler vardır. Bu açıklama makul görünüyorsa da sanatçıda perno bağımlılığı ve absentin neden olduğu dengesizlik olmasa, kulağını keser miydi?, ABSOLÜT İDEALİzM (Absolute idealisme -L. absolitus - salt, kesin, kusurdan arıtılmış; Gr. idea- fikir, düşünce; sinirl~rin uyarımı araya ginneksizin kafada kendiliğinden biçimlenen zihinsel kavram, imge): Saltık idealizm; saltık düşüncecilik. ~ANSİKL. Varlığı düşünceye indirgeyen idealizmi, Alman düşünürü Friedrich Hegcl ( ) temel gerçeğin bütün evreni kapsayan tinsel bir tüm olduğunu savlayarak kapsamını genişletmiş ve saltlaştırmıştır. Hegel'in bu savı üzerine kurulmuş olan felsefeye metafiziksel zihin felsefesi de denir.- İdealizme bak-o ABSOLÜTİzM (Absoıütism-L. absolulus- kusurdan arındırılmış, kesin, salt): Saltçılık; hiçbir koşula uyma zonınluğu olmadan, sınırsız olarak, kesinlikle varoluş öğretisi. -ANSİKL. Özel anlamda bir müstebitin hiçbir koşula uyma zorunluluğu duymadan tek, başına siyasal erkliliği ve egemenliği; uyruklarına söz hakkı ve davranma erkinliği vermeyen bir egemenin yönetim biçimi. Antik Mısırlılarda Firavunlar, İngiltere'de Tudor soyundan krallar, Fransa'da Bourbonlar, ve özellikle XIV. Louis, ve bazı Osw manlı padişahları bu tür yöneticinin örnekleridirier. Antik Mısırda yönetim bir egemen insanın uynıklarına söz hakkı tanımayan yönetimin~ den çok tanrı sayılan bir kişinin ruhani yönetimi idi. Firavunun saltçı yönetimi tanrı adı~ na değil, tanrı olarak yönetirndi. Yönetici, gerçekten adaletin ve toplumsal düzenin somut.örneği, tanrılaşmış varlık Firavun idi. Tanrı Ra'nın oğlu sayılan krala adı ile seslenilmez, "Yüce Konut" ya da "Hükümdar Konutu" anlamında "Firavun" denirdi. Bununla birlikte Firavunun yönetim yetkesi (otoritesi) tanrının isteği sayılan töre ya da saray geleneği ile sınır1anmıştı. Kanı, halktan kimselerin kanı ile karışıp kirlenmesin diye kendi kız kardeşi ya da öteki yakınları ile evlenmek zorunda bulunan Firavun kamu işlerinde saray geleneğini çiğneyemezdi. Ortaçağda Avrupa'da güçlü merkezi yönetimler bulunmadığı, ülkeler merkeze gevşek bağlarla bağlanmış, feodalite denen, dere~ beylikler topluluğunun hükmü altında bulundukları iç-in saltçı yönetime rastlanılmaz,_ O demek ki derebeylerinin uyruğu yoktur ki onlara söz hakkı tanısın. Derebeyinin korumaya söz verdiği, politik hakkı bul urunayan, serfleri vardır. Derebeyinin halkı ile ilişkisi politik değil, kontrata bağlanmış ekonomik ilişkidir. Ortaçağa Feodalçağ da denir. Saltçı yönetimin tipik örneği Fransa'da XıV. Louis'nin yönetimidir. Bourbon Kral 15
14 ABSTENSİvONİzM larının hepsi paralı askerlerden kurulu ordu besleyerek derebeyleri sıkı disiplin altına al~ mışlar; adalete elkoymuşlar; ülkelerinde Pa~ pa 'nın dinsel yetkesini kısıtlamışlar; ülkeyi sıkı bir_ merkezi yönetim altına sokmuşlar; yetkeleri üzerindeki tüm kısıtlamaları yok edip yönetimi kendilerinin tanrısal hakkı ilan etmişlerdir. Gezegenimİzin ışığını gü~ neşten aldığı gibi, ulusunun da şan ve şerefini, varlığını ve sürekliliğini kendinden aldığını imlemek üzere "Güneş Kral" adını alan Louis XıV. bir basamak daha aşırı gidip, "l'etat c 'est moi. '=Devlet ben 'im. " deyip çıkmıştır. Fakat şu yönünü belirtmek gerekir ki hiçbir kral krallık uğraşında, her ipi sıkı sıkıya elinde tutan, devletin her kurumunu şahsan gözeten, ve bakanlarını emirlerini esleklikle yerine getiren birer görevli sayan Louİs XIV kadar sıkı çalışmamış, kendini yönetime adamamıştır. Osmanlı Padişahları, "Zı/lullah-ı-fil- alem =Allahm acundaki gölgesi" takma adı ile, belki, Louis XIV' ün esinleyicisi olmuşlardır. Avrupa Tarihinde, Tudar Krallarından VII. Henry'nin İngilterede Kral Tacı giydiği 1485 den Fransız Devriminin patlak verdiği 1789'a kadarki döneme Absolütizm Dönemİ denir. Bu dönem sadece güçlü kralların zoru ile gelmiş değildir. Ekonomik ve politik etkenler ile, kimi düşünürlerin yol göstermeleri hükümdarlarm tutumlarına yön venniştir. Fransız Jean Bodin ( ), İngiliz Thomas Hobbes ( ), Hollandah Hugo Grotius (ı 569- ı 625), İtalyan Niccolo Machiavelli (1469- ı 527) gibi yazar ve düşünürlerin absolütizmi salık veren ve savunan politik kuramları bu çığırın açılıp gelişmesi ve yayılmasında etken olmuştur. Bu düşünürler toplumda düzenin, "İyi Yüce", buyurmanın ise "hükümdarın tanrısal hakkı" olduğunu; halkın yüce yükümlülü~ ğünün edilgen boyun eğme olduğunu; iler~ leme ve kalkınma için baş koşulolan istikrarı korumanın tek yolunun başkaldırmadan ve devrim yapmadan sakınma olduğunu öne sürmüşler, ve hatta dirimsel değer taşıyan toplum çıkarları söz konusu olunca yönetimin hiçbir törel kurala bağlı olmadan en etkin eyleme girişebileceğini savunmuşlardıf. Halkın hükümdar tarafından saygı gösterilmesi gereken hiçbir hakkı bulunmadığı da belirtilmiştif. Yirminci Yüzyılda ortaya çıkan totaliteriyenizm (bütüncüııük), alabildiğine öcalıcı ve hınçtı absolütizmdir. Absolütizm yalnız siyasal alanda, totaliteriyenizm ise insan ya~ şamının her alanında yurttaşı baskı altına alır. ABSTENSİvONİzM (Abstentionism L. abstrere- tutma, alıkoyma, çekinme, kaçınma): Çekimserlik; politik alanlardaki oylamalarda olumlu ya da olumsuz bir yön tutmayıp görüşünü saklı tutma; oy kullanmadan çekinme eylemi. ABSTRAKSİvONizM (Abstractionisme- L. abs- den; trehere- çekmek; abs/ rac/um- çekip ayınnak; Fr. abstractionsomut eısimlerden ayrı tutma, yalıtma, soyutlama): Soyutlamacılık; soyut sanat ilke ve yöntemleri; felsefede soyut düşüncelere somut gerçekler kadar değer venne tutumu; zihinsel çalışmalarda bir ögeye üstiin ağırlık verip ötekileri küçümseyerek ayırın) yapma tutumu; gerçekdhkten uzak ve uygulama olanağı bulunmayan bir düşünceyi savunmak; belli ve tanınabilir bir nesneyi imgelemeden bir fikir ya da duyguyu İmleyen sanatsal kompozisyon yöntemi. 16
15 AoİvAFORİzM ABSTRAKT EKSPRESVONİzM (Abs (rael expressionism - L. abs- den; trehere- çekmek; abstractum- çekip ayırmak; İng. abstract- soyut; expressiondışavunna, ifade etme, anlatım): Soyut dışavurumculuk; soyut anlatıınetlık. -ANSİKL. Resiınde yağlı boya ve öteki maddelerin tuvale uygulamasındaki anlamlı niteliğe büyük önem veren bir sanat çığırı. Bu terim ilk kez 1929 yılında Vassily Kandinsky'nin hiçbir şeyi imgeiemeyen resimleri için kullanılmış; Alman eksprcsyonizrn'inden alınmıştır. Yere tuva1 serip üzerine çeşitli renklerde yağlıboya serperek, coşkunlukla, anlamsız ve alışılmamış resimler yapan Jackson Pollack ile, kübizm' den soyut'a geçen Willen de Kooııingen'iıı üye oldukları "Kulüp" denen çığıra, sürrcalizm 'den de etkilenen ve otomatik makinelerle gelişigüzel boya sürüp bilinçsiz çizgiler çizerek resimler yapan bu ekole (çığıra) pek çok sayıda boyacılar katılmışlardır. "Bilinçli benliğin baskısından kurtulmuş sanat" söylemi ile özetlenip tanımlanan ve yalnız bilinçsiz değil, ay111 zamanda bağımsız, törelsiz ve kavr(lmsız olan bu sanat anlayışı, kurulu sanat düzenine, klasik sanat gelene-. ğine, basmakalıpçılığa bir başkaldırış sayılmaktadır. Fransızların "tachiste - lekeci" dedikleri renk atma tekniği ile tuvale öbek öbek lekeler atarak resim yapan sanatçılar da abstrakt ekspresyonistlerdir. Taşizm'e bak. ADAMİTİzM (Adamitism-Admri, Ademsemavİ dinlere göre ilk yaratılan adam): olarak (hiç örtünmeden) insanlar arasında bulunma eylemi. -ANSİKL Adem ile Havva sadece cirisel organlarını kapatan birer incir yaprağından başka giysi kullanıp örtunmeden, çıplak olarak, imgelenirler. Nü denen görsel sanat yapıtlarında ise incir yaprağı da yoktur. Ve Çıplaklık; giysisiz İnsanın durumu; giysisiz nü'ye konu olan insan anadan doğına Çlplaktır. Çıplaklığı ve çıplak yaşamı uygulayanların topluluğu nüdizm başlığı altında anlatılmıştır. Nüdzm'e, ve adamizm'e bak. ADAMİzM (Adamism-Adam, Ademsemavİ dinlere göre ilk yaratılan insan): Çıplaklık gösterisi; anadan doğma çıplak olarak topluma karışıp ilk,yaratılışındaki fidem kadar arı, kirlenmemiş, ve suçsuz olduğunu imlemeyi amaçlayan davranış. -ANSiKL. Dünyada bugün hep beraber çıplak yaşayan sınırlı sayıda küçük insan toplulukları vardır. Kendilerine nüdist diyen bu insanların tutumlarınm gerekçeleri Ç1Plaklığın doğal ve sağlığa yararlı bir yaşam biçemi olduğu kanısıdır. Adamizm ise topluma karşı bireysel bir tepkidir. Adamitizm'e ve nüdizm'e bak. ADİvABATizM (Adiabatism-Gr. Q olumsuzluk ön eki; dia- geçiş, siiresince; bainein- gitme; adiabatos- geçmesi olasılığı yok, ısı kazanımı ya da kaybı olmaksızın): Adiyabatik değişiklik; fizikte bir sistemin basınç, hacim, ve öteki fiziksel durumlarının, ısı alış verişi olmadan, _ yani ısı derecesi etkilenme-' den, değiştirilmesi olayı. -ANSİKL. Özeııikle buharın ve öteki gazların basınç ve hacminin, ısı değişmesi olmadan, değiştirilmesi olgusu. ADİvAFORİzM (Adiaphorism- Gr. a olumsuzluk ön eki; diaphoros- başka, 17
16 ADOpsİvONİzM ilgisiz, değişik): Dinsizlik; dine ve dinsel konulara ilgisizlik; din diye bir kurum tanımayan, herhangi bir dini kabul ya da reddetme gereğini düşünmeyen kişinin tutumu. -ANSİKL. Adiyaforizm ile ateizm aras111- daki fark birincinin herhangi bir dini (dintammaz), ikincinin herhangi bir tamıyı (tanrıtanımaz) tanımamasıdır. ADOPSIYONİZM adoptare- seçip almak; İng. (Adoptionism-L. adoptionevlat edinme, yabancı bir nesneyi işleyen bir sistem içine alıp sisteme uyumunu sağlama): Evlat edinme; Hıristiyanlıkta İsa'nın doğuştan değil de sonradan, kutsallaştırılarak yükseltilip Tanrı 'nın oğlu olduğunu öne süren öğreti. -ANSİKL. M. S. ilk 300 yıl içinde, İsa'nm vaftiz sırasında Tanrı tarafmdan evlat edinildiği ya da Meryemana'nın dölyatağına düşerken Tanrı 'nın onu evlatlığa kabul ettiğine değin bazı varsayımlar ortaya atılmıştır. M. S. VIII. Yüzyılda da İsa'nın birinin döllenme ve doğal yoldan tanrı oğlu olma, ötekinin evlat edinilme ve kayırılma yolu ile (tanrı kayırısı) tanrı oğlu olına niteliğini kazanmış iki kişiliği bulunduğu savları ortaya atılmıştır. ADVANTİZM (Adventism-- L. Advantus- ilerleme; ad- ön; venire- gelmek; Fr. Advenir- ilerlemek): Geçkin çağcılık; Hıristiyantıkta vaktın ilerlemiş, İsa 'nın son günün yargıcı olarak yeniden dünyaya geliş zamanının ve dünyanın sonunun yaklaşmış bulunduğunu öne süren öğreti; kıyametin kopmasının yaklaştığı inancı. AEROEMBOLİzM (Aeroembolism Gr. aeros- hava, embolismos- katmak, içine koymak): D'!mar tıkanması; kanın içinde küçük hava kabarcıkları oluşması nedeni ile kılcal damarların hava kabarcıkları tarafından tıkanınası; buna bağlı dolanım bozukluğu. -ANSİKL. Kömür zehirlenmesinden ölüm aeroembolizm nedeni ile olur.. Tam yaruna~ mış kömürden çıkan karbon monoksit solunum yolu ile akciğerde kan ile birleştiğinde kanda erimeyip kana yapışık küçük kabarcıklar halinde damarlara gider. Kılcal damarlara ulaştığında kabarcık orada sıkışıp kalır, ve damarı tıkayarak dolanımı engeller. Yaşamsalorganlar taze kan alamadıkları için kansızlık ölümü getirir. AEROMODELİzM (Aeromodelism- Gr. aeros- hava; L. modulus- küçük ölçüde, model; İng. model- model): Uçak modeleiliği; motorsuz, küçük ölçüde değişik biçim ve boyutlarda uçak örnekleri yapıp uçunna uğraş ve eylemleri; model uçak yapma hobisi. AFELYOTROPİzM (Apheliotropism Gr. apo- olumsuz, negatif önek; heliosgüneş; tropos- çekim, bir şeye doğnı yönlendinne): Bitkilerde güneş ışığından uzaklaşma egi1iıni; güneş ışığından uzaklaşacak biçimde yonetme; güneş ışığından uzaklaşacak yönde büyüme. AFERİzM (AjJiıirisme---Fr. Faire- yapma, edim; a.ljaire- macera, büyük ve önemli sorun, iş): Para canlılık; para kazanma tutkusu; nüfuz ticareti; girişilen önemli iş; macera. AFORizM (Aphorism-Gr. aphorismos- 18
17 :i i AGRAMATİZM tanımlama, kısa ve etkin söz): Hikmet; özdeyiş; özlü ve be!gin söz etme ustalı~ ğı; etkin söz ve yazı ilc öğütleme. -ANSİKL. Ömcğin, Ziya Paşanın Terkibi Bençl'inde öğüt olarak söylediği vcciz söz, ler: "Ayinesi iştir kişinin lafa hakılmaz; i Şahsın görünür rütbei aklı eserinde." İngiliz Edahiyatında aforizm'e örnek olarak Oscar Wild'ın şu cümlesi verilir: "Kiııik (horgörücü) her şeyin ederini bilip hiçbir şeyin değerini bilmeyen kişidir." AFRİKANDERizM (A/i'ikal1derisl11- AL..Afhkander- Afrikalı): Beyaz ırktan olanların Afrikalı ülküsü; Güney Afrika'ya yerleşip artık Afrikahlaşan Hollandalı ve Fransız Kalvinistlerin Afrikah ülküsü; Beyaz Afrikahlann düşledikleri ideal Afrikalı gönenci. -ANSİKL. Mandela 'nın ömürboyu uğraşıp da karaderilileri dc ortak etmcye çalışıp bir dereceye kadar başardığı düş. ve kişinin AGELisiZM (Age/icism-Dr. ngelikossürü, sütü hakkında, sürti gibi): Sürü psikolojisi; toplum içinde bireylerin düşünce, duygu ve davranışlarının tümüne toplumun yön verdiğini toplum iradesi dışında hiçbir şey yapamayacağını öne süren öğreti AGİZM, AJiZM (Agism -L. Aageömürboyu, yaş; aelas- yaşlı, antik, eski): Yaş hoşgörüsüzlüğü; belli bir yaş grubundan kimselere, özellilde jleri yaşlarda olanlara karşı önyargı1ı, düşmanca davranış. AGLİPAYANİZM (Aglipayanisl11-Filipinlerde Başpiskopüs Grcgorio Aglipa- ya): i\glipayacılık; Filipinlerde 1902 de ulusal bir katolik kilisesi olarak kurulan Hıristiyan Kilisesinin, 1940 da, Başpiskopos Gregorio Aglipaya tarafından kuramlaştırılan ilkeleri. AGNOSTiSizM (Agnosticism-Gr. a olumsuzluk belirten önek; gignoskcinbilmek; agnostos- bilinemez): Bilincmczcilik; Tanrı'ya ve evrene değin gerçeğin bilineıneyeceğini öne süren öğreti; bir tür kuşkuculuk. -ANSİKL. İnsanııı anlak ve us unun sınırlı olduğu, son ve kesin gerçeğin insanın kavrama gücünün dışında bulunduğu Sokrat, öteki bazı Antik Yunan sofistlcr ve Pyrrhon tarafından öne sürülmüştn. Bu öğretiyi be~ nimscycn İngiliz Yazarı T.R. Huxley agnos~ fisizin adını ilk kez 1869 da kullanmış, bu ad tutunmuştur. İskoçyalı David Hume de tanrının varlığının olumlu ya da olumsuz olarak ispatlanamayacağ1l1a ve deneylenmiş bir gerçck olarak saptanamayacağına göre inancın herkesin duygusuna kaldığını söylemiş; bu sorunu metafizik yolu ile ispatlamayı da geçerli saymamıştır. Başka bir agnostik, W.K. Clifford, ise, "Yetersiz kanıt ile hiç kimse hiçbir zaman ve hiçbir yerde hiçbir şeye inanmamalıdır," demiştir. Agnostiklcre göre tüm bilgiler bağııdır. Tanrı yokumsanamaz, fakat varlığı da kesin ohu'ak ispatlanamaz. Evreni yöneten yüce bir buyurgan ını vardır, yoksa evren kurulmuş kendikcudine işleyen kör bir makine midir kesinlikle bilinemez. AGRAMATizM (Agrammatismc-aolumsuzluk öneki, Gr. grammata- harfler, abc, okuyup yazarlık): Abc'sizlik;' 19
18 AGRARİVENİzM doğru cümle kuramama biçiminde kendini gösteren zeka yetersizliği; doğnı cümle kunnayı önleyen zihin özürlülüğü. AGRARİYENİZM (Agrarianism-L. agrarius- toprak, tarla): Çiftçilik; toprağı işleyerek ürün yetiştinne etkenlikleri; tanmcılık; toprağın onu işletmeye gönüllü ve kendisini tarımcılığa adamış olanlar arasında eşit ve tarımsal işletmeciliğe uygun paylar halinde bölüştüıülmesi ve böylece en verimli biçimde kullanılmasını öngören toprak reforınculuğu düşüncesi; tarımsal verimin artıniması amacı ile tarımcıların örgütlenip donanımlanması ve dayanışması çalışmaları. AKADEMİsİzM, AKADEMİzM (Academicism, academism- Gr. academeia- Atina yakınlarında Antik Yunan düşünürü Platon, Eflatun 'un izleyicileri ile buluşup tartıştıkları bir koru; Eflatun'un felsefe okulu, Academei; genel anlamda yüksek okul): Kuramcılık; yararlanılacak bir sonuç almadan kuramsal tartışmalar yaparak vakit tüketme tutumu. -ANSİKL. Akademizm terimi bazen de gelenekçilik, görenekçilik anlamında, alışılagelmiş tutum ve davranışlara biçimsel bağlılık olarak tanımlanır. Formalizm'e bak. AKOZMİzM (Acosmisme~a- o~umsuzluk belirten önek; Gr. kosmos- evren): Evrensizlik; felsefede özdeksel varlığı ve evrenin kesin bir gerçek olduğunu yadsıyıp Tanrı'dan gayrı bir varlık bulunmadığını savunan öğreti. -ANSİKL. Özdeksel varlığı gerçek sayan tüm öğretileri küçümseyen bu öğreti sadece Tann kavramına karşılaştır. önem verir. Panteizm ile AKROMATİzM (Achromatism-aolumsuzluk belirten önek, Gr. chroma (os- renk): Renksizlik; optiktc net ve renksiz imge venne niteliği. -ANSİKL. Bazı mercekler içinden geçen ışığı kırarak bileşen renklerine de ayırıp (tayt) istenmeyen renklerle imgcyi bozar akromatik mercek net imge verir. Müzikte de istenmeyen rasgele ton değişiklerinden arındırılmış niteliğe akrornatizm denir. AKROTİzM (Acrotism-a- olumsuzluk belirten önek; Gr. krotos- vumş): Nabız düzensizliği; ekstrasistol da denen atardamar atış düzeninin bozukluğu ya da teklemesi. AKSİDENTALİzM (Accidentalisl11- L. accidens- oluşma): Beklenmeyen gelişigüzel oluşumculuk; tesadüfen ~e nedensiz olarak bazı oluşumların meydana gelebileceğine yer veren sav. -ANSİKL. İndeterrninizm (yadgerekircilik) ile eşanlamda kullanılır. İndeternıinizm'e bak. AKSİYONİZM (Actionisme-L. actioetken bir kuvvetin belirtisi): Etkicilik; Fransız DüşUnürü Maurice Blondel 'in ( ) I'Action adlı kitabından esinlenerek geliştirilen Fransız dinsel felsefesi. --ANSİKL. Aksiyonizm, politikada özellikle dolaysız eylem anlamında kullanılır. AKTiNİzM (Actinisl11-Gr. aktis. akti- 20
19 ALFABETİzM nos- ışın): Yayınlanmış enerjinin kimyasal değişiklik oluştunna niteliği, -ANSİKL. Bu etkiyi daha çok yüksek frekansh yayınlar yapar, örneğin, fotograf filmine sürülmüş kimyasal madde ışından etkilenip rengini değştirir; kararır ya da beyazlaşır. AKTÜALİzM (Actualisrn-L. actumedim): Edimcilik; kurguculuk; bugünün olayiarına bakarak geçmişin olaylarını canlandırma, geçmiş teki olayları biçimlendirip yineleme yöntemi; ALARMİzM (A/armism-İt. all 'arrnesilah başına!): Telaşecilik; tasacılık; en küçük aksamalarda heyecanlamp, kaygılanıp gereksiz tehlike bildiı:isi verıne; soğuk kanlılığı çabuk yitirip telaşa kapılma huyu. ALBİJENSİYANİZM (A/bigensianisme-Albi- Güney Fransa' da bir bölge): Albicilik; Albi çığırı; Hıristiyanlıkta, bir dönem varlığını hissettiren, bir tarikat. -ANSİKL. Güney Fransa'da Albili'lerin XL Yüzyılda başla~tıkları düalist ve çileci bir Hıristiyanlık çığırı (tarikat). Bu çığır XIII. Yüzyılda Papa III. İnnocent'in kişisel baskısı ile yürütülen acımasız bir engizisyon operasyonu ile bastırılmıştır. çığırın ortadan kaldırılmasında Haçlı Seferlerinin de etkisi bulunduğu söylenir, ALBİNİzM, ALBİNOİzM (A/binism, A/binoism-L. a/bus- aldık, akça): Ak tüylülük; doğuştan kalılımsal olarak pigment yetersizliği nedeni ile deri, saç, kaş, kirpiklerin aklık hastalığı. -ANSİKL. Bu hastalığın aşırı durumunda deri pembemsi süt renginde, yüz ve baştaki tüm tüyler ve saçlar çok açık renkli ve cansızdır. Göz renkleri koyu kırmızı, gözbebeği pembe ya da mavi olur. ALDOSTERONizM (A/dosteronisma/dosteron-) Böbrek üstü, adrenal bczelerinin salgıladığı hormon türünden biya-kimyasal bir madde; böbrekleri etkileyip vücuttaki tuz ve su,dengesinin kontrolünü sağlar: hipertansiyon, Aldosterona bağlı -ANSİKL. Aşırı aldosteran salgısı vucutta potasyum, sodyum, ve suyun artmasına neden olur, Bu da hiper tansiyon derien, kan basıncının aşırı yükselmesi sonucunu verir. ALEKSANDRİNİzM (A/exandrinisme-A/exsandria- Mısır'da Nil deltasında Büyük İskender'in kurduğu Akdeniz kıyı kenti): İskenderiye Kültürü; İskenderiye'deki, İ.ö. ıv. yüzyılda başlayan, Makedon-Yunan Uygarlığı döneminin sanat ve felsefe bakımından görünümü; Plotin'in ve Porphyr'in Neoplatonizm'ini de İçeren İskenderiye Felsefesi. -ANSİKL. Doğulu (oriyantal) dinsel inançları ve Yahudi dinini Antik Yunan Felsefesi ışığında yommlayan bir felsefe ve bilim Çlğın sayılan Aleksandrinizm Pitagoriyenizm'i ve Neo Platonİzm'i de kapsar, ALFABETİzM (A/phabetisme-Gr a/pha, beta- ilk iki harf; Türkçe abc- alfabe): Harfcilik; rcsiınle yazı sistemi olan hiyegrolif sistemine karşılık bir abc, alfabe, sistemine göre sözleri kayda geçirme (yazma) yöntemi. 21
20 ALGORiZM -ANSİKL. Abc sisteminde harfler, hiyeroglifte heceler, Çin ve Japon yazılarında ~özcük ve deyimlcr birer simgedir. Başlıca alfabeler İbrani, Arap, Yunan, Latin, Kiril (Rus), ve German (Alman) alfabderidir. ALGORİZM (AIgorism-Batllıların AIgorismıts, Al-Khuarismus dedikleri El Hadzmi): Harezınİ hesap sistemi; dokuz rakam ve sıfır üzerine kurulu, 011- dalı hesap sistemi. -ANSİKL. Dokuzuneu yüzyılda yaşamış olan El- Harezmİ'nin buluşu olan aritmetik sistemi. ALKOLizM (Alkoholism--Ar. al-kuhlkirpik boyası olarak kullanılan çok İnce tozanlardan oluşan antimuvan tozu; Araplar bu tozıııı inceliğinden esinlenerek iınbiklcnip arıtılmış, uçup gidecek kadar İnce bir nesne olan ispirtoya alkol adını vermişlerdir.):,alkolizm; alkol bağımlılığı; alkole bağımlılık nedeni ile 'içine düşülen sağlıksız durum. -ANSİKL Dipsomania da denen ve alkollü içkilerin sürekli olarak ve aşırı ölçülerde alınması nedeni ile uğranılan ruhsal ve bedensel hastalık. AlkoBü içkiler için dizginlenemez ve unulmaz bir özlem duyan ve istem gücünü (irade) yitiren hasta kriz zamamnda korku, titreme, ve endişe duyar, korkunç hayaller görür; zekasının çalışmasında, fiziksel beceride, karar venne yeteneğinde, konuşma yeteneğinde azalma ve hatta çözülüp yikılına olabilir. ALLELOMORFizM (Al/elo morphisnı-gr. alle/on- birinin öbürüne; molphe- biçim): Biyolojide, Mendel yasasının da kabul ettiği gibi, aynı tür- dcn,,iki bireyden birinde iki karşıt özel!ikten biri öteki bireyde öbürü bulunabilir olması duıumu. -ANSİKL. Örneğin, bir türün kimi bireyleriniıı sert tüylü, kimi bireylerinin de yumuşak tüylü olması durumu al1elomorfizmdir. ALLOMORFizM (Allomorphism-Gr. allo- öteki; nıorphe- biçim): Kimyada bir maddenin ayrı iki ya da daha çok biçimde bulunuşu dunnnu. -ANSİKL. Ömeğin, kalsit ve aragonit kalsiyum karbonatın, iki ayrı kristal biçimidir. Karbon da elmas, grafit, is, odun kömürü, madcn kömürü gibi ikiden de çok biçimlerde bulunur. ALLOSANTRizM (Allocentrism-Gr. allos- başkası; L. cenfru1n- merkez): Özgecillik (digcrgamlık); başkalarını konunun ortasında ve daha önemli sayma tutumu. -ANSİKL. Başkalarına kendinden daha çok önem verme ve kendi çıkarlarını başkalarının çıkarlarından sonra kollama davranışı. Altruizm'e bak. ALLOTROl'iZM (Allotropism-Gr. allos- öteye; tropos- yön, yol): Ters doğruium; antitrapizın. -ANSİKL. Biyolojide bir organizmanın bazı uyandırıcılam tepki olarak, istemi dışında uyandırıcıdan uzağa doğru yönlendirilip o yönde büyümesi. Tropizm'de fizikselolarak bu olayın karşıtının açıklaması yapılmıştır. Tmpizın'e bak. ALl'iNiZM (Alpinism-Avmpadaki Alp Dağlan): Dağcılık; yüksek dağlara Çıkıp onların domlclanna ulaşma sporri. 22
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
366
KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ YARD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖRKEM DOĞAN 7. ERKEN MODEN DÖNEMDE SİYASAL DÜŞÜNCE 7 ERKEN MODEN DÖNEMDE
DetaylıORTAÇAĞ FELSEFESİ MS
ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin
DetaylıHAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları
HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders Dr. İsmail BAYTAK HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları Hristiyanlarca kutsal sayılan Hz. İsa nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanlar ın elinde
DetaylıDERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS
DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Genel Kamu Hukuku I Law 151 1 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Türkçe Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Lisans Zorunlu
Detaylıİ Ç İ N D E K İ L E R
İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık
DetaylıBölüm 1: Felsefeyle Tanışma
İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.
DetaylıHegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş
1www.ideayayınevi.com HAK KAVRAMI Giriş 1 Felsefi Tüze Bilimi Hak İdeasını, eş deyişle Hak Kavramını ve bunun Edimselleşmesini konu alır. Felsefe İdealar ile ilgilenir ve buna göre genellikle salt kavramlar
DetaylıDERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.
DetaylıŞehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.
M.Ö 2000 den itibaren Eski Yunan da ve Ege de polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Atina,Sparta,Korint,Larissa ve Megara dır. Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak
DetaylıİÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V GİRİŞ 1 A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 BİRİNCİ BÖLÜM: AVRUPA SİYASAL TARİHİ 1 2 I.
DetaylıÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3
ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri
DetaylıÖğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2
Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan
DetaylıProf. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar
Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN
DetaylıDevleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.
Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre
DetaylıMatematik Ve Felsefe
Matematik Ve Felsefe Felsefe ile matematik arasında, sorunların çözümüne dayanan, bir bağlantının bulunduğu görüşü Anadolu- Yunan filozoflarının öne sürdükleri bir konudur. Matematik Felsefesi ; **En genel
DetaylıGörsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı
SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Gotik Sanat Ortaçağ: Antik Çağ ın sona ermesinden (6. yüzyılın ilk yarısından) Rönesans a kadar olan yaklaşık bin yıllık dönem - klasik çağ
Detaylıphilia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi
FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde
Detaylıkaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.
ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,
DetaylıAVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,
COĞRAFİ KEŞİFLER 1)YENİ ÇAĞ AVRUPASI AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere, Türklerden Müslüman
Detaylıİktisat Tarihi II. 2. Hafta
İktisat Tarihi II 2. Hafta İKİNCİ DEVRİMİN BAŞLANGICI İkinci bir devrim kendine yeterli küçücük köyleri kalabalık kentler durumuna getirmiştir. Bu dönemde halk yerleşiktir. Köyün kendisi toprak elverdikçe
Detaylı7. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE
TÜRKÇE Öğrenme Alanı 3. OKUMA Alt Öğrenme Alanı 2. Okuduğu Metni Anlama ve Çözümleme 3. Okuduğu Metni Değerlendirme 4. Söz Varlığını Zenginleştirme 4. YAZMA 6. Yazım ve ktalama Kurallarını Uygulama 5.
DetaylıTürkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
Detaylı1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler
1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar 2.Sanat ve Teknoloji 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler 5.Işık ve Renk 6.Yüzey ve Kompozisyon 1 7.Görüntü Boyutu
DetaylıİÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE
iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ..i İÇİNDEKİLER.iii KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1. DEMOKRASİ TEORİSİNİN KAVRAMSAL ÇÖZÜMLENMESİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ...9
DetaylıDr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU
Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XVII TABLOLAR LİSTESİ... XIX ŞEKİLLER LİSTESİ...XXIII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm
DetaylıBİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU
BİREYSELLEŞMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: BEP HAZIRLAMA :07.10.2011 BEP Birimi Üyeleri: - ÖĞRENCİNİN ŞU ANKİ PERFORMANS DÜZEYİ:.. öz bakım becerilerini yerine getirir... okuma yazmayı
Detaylıİktisat Tarihi II
İktisat Tarihi II 23.02.2018 İkincil özeklerde yalnızca ekonomik yapı benimsenmekle kalmamıştır. - Biblos - Kapadokya uygarlıkları birincil özeklerin yapısı ile zorlanmıştır. İkinci devrimin yaygınlaşmasında
DetaylıMitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran
Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus
DetaylıCumhuriyet Halk Partisi
1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini
DetaylıDoğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.
Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :
Detaylı21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ
KIŞILIK KURAMLARı GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ Kişilik Nedir? Psikolojide kişilik, kapsamı en geniş kavramlardan biridir. Kişilik kelimesinin bütün teorisyenlerin üzerinde anlaştığı bir tanımlaması yoktur.
DetaylıABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ
ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ 1215 yılında Magna Carta ile Kral,halkın onayını almadan vergi toplamayacağını, hiç kimseyi kanunsuz olarak hapse veya sürgüne mahkum etmeyeceğini bildirdi. 17.yüzyıla
DetaylıÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5
ÜNİTE:1 Dil Nedir? ÜNİTE:2 Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3 Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4 Ses Bilgisi ÜNİTE:5 1 Yapı Bilgisi: Biçim Bilgisi ve Söz Dizimi ÜNİTE:6 Türkçenin Söz Varlığı
Detaylı6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler
İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri
DetaylıHükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..
28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri
DetaylıTARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI
TARİH BÖLÜMÜ 2014-2015 ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI I. YARIYIL ECTS II. YARIYIL ECTS BİL 150 Temel Bilgi Teknolojisi 4+0 5,0 TAR 107 İlkçağ Tarihi I 3+0 5,0 TAR 108 İlkçağ Tarihi II 3+0 5,0 TAR 115 Osmanlıca
DetaylıDİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ
215 DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.
DetaylıGörsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı
SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Romanesk Sanat Tarihsel arka plan 375 yılındaki Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra Roma İmparatorluğu 395 yılında Doğu ve Batı
Detaylı2. Kozmetik Kongresi, Subat 2012, Antalya. Prof.Dr. Mustafa BĐRĐNCĐOĞLU
2. Kozmetik Kongresi, 17-19 Subat 2012, Antalya Prof.Dr. Mustafa BĐRĐNCĐOĞLU Kozmetik, bir kimseyi daha çekici hale getirmek ya da görünüm sorunlarını gidermek için kullanılan ürünleri, bakımları ve tedavileri
DetaylıÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız
Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,
DetaylıAtilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye
Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye İçindekiler Sunuş (İkinci Baskı)...V Sunuş (İlk Baskı)...VII İçindekiler... IX Kısaltmalar...XVII Giriş...1 Birinci Kısım MERKEZ-ÇEVRE İLİŞKİSİ
DetaylıAvrupa Tarihi. Konuyla ilgili kavramlar
Avrupa Tarihi Konuyla ilgili kavramlar Aforoz: Katolik mezhebinde papa ve kiliseye karşı gelenlerin kilise tarafından dinden çıkarılmasıdır. Burjuva: Avrupa da soylular ve köylülerden farklı olarak ticaretle
DetaylıHelen Birliği/İskender İmparatorluğu
Helen Birliği/İskender İmparatorluğu Makedonyalı İskender in tahta çıkışı = Per İmp. Aile kavgaları+yunan sitelerinin iflası Yunan Siteleri= Artan nüfus+işsizlik ve besin eksikliği+çiftçilerin sürekli
DetaylıMİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ
DetaylıTarihin Faydalandığı Bilim Dalları
Tarihin Faydalandığı Bilim Dalları Coğrafya Her tarihi olay belli bir coğrafi mekanda meydana gelir.tarihi olayların oluşumu esnasında iklim,yeryüzü şekiller,ekonomik faaliyetler konum vb. coğrafi faktörler
DetaylıBİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6
BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6 ROMALILARDA BİLİM http://www.tarihbilimi.gen.tr/icerik_resimler/roma-imparatorlugu.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü GİRİŞ M.Ö.3.y.y. da Romalılar bütün
DetaylıProf. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta
Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH 1870-1914 Beta Yayın No : 3472 Politika Dizisi : 08 1. Bası - Ocak 2017 - İstanbul (Beta A.Ş.) ISBN 978-605 - 333-801 - 7 Copyright Bu kitabın bu basısının Türkiye
DetaylıDERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT
DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT203 3 3 + 0 3 4 Ön Koşul Dersleri Yok Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü
DetaylıBu metin Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunca 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayılı karar ile öğrenci andı olarak uygulamaya başlanmıştır.
Bir vatandaşımız tarafından okullarda Öğrenci Andı nın okutulmaması için Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine Danıştay 8. Dairesi 2009/1614 Esas Sayı ile dava açılmıştır. Dava dosyasına konulmak üzere, Bakanı
DetaylıYakın Çağ da Hukuk. Jeremy Bentham bu dönemde doğal hukuk için "hayal gücünün ürünü" tanımını yapmıştır.
Yakın Çağ da Hukuk Yazan: Av. BURCU TAYANÇ Yakın Çağ, çoğu tarihçinin Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi ile başladığını kabul ettiği, günümüzde de devam eden tarih çağlarından sonuncusudur. Bundan dolayı
DetaylıİNSAN HAKLARı. Kısa Tarihi ve Felsefi Temelleri. Doç. Dr. Doğan Göçmen Adıyaman Üniversitesi-Felsefe Bölümü Adıyaman Üniversitesi 10 Aralık 2010
İNSAN HAKLARı Kısa Tarihi ve Felsefi Temelleri Doç. Dr. Doğan Göçmen Adıyaman Üniversitesi-Felsefe Bölümü Adıyaman Üniversitesi 10 Aralık 2010 İnsan hakları düşüncesi tamamlanmamış bir düşüncedir İnsan
DetaylıEvlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam
Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu na göre 2008 yılı sonu itibariyle evlatt edindirilen
Detaylıİletişimin Sınıflandırılması
İletişimin Sınıflandırılması Toplumsal ilişkiler sistemi olarak Kişiler arası Grup i Örgüt i Toplumsal Grup ilişkilerinin yapısına göre Biçimsel olmayan (informel) / yatay Biçimsel / Formel) /dikey Kullanılan
DetaylıİSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE
İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim
Detaylı7. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE
TÜRKÇE Öğrenme Alanı 3. OKUMA Alt Öğrenme Alanı 2. Okuduğu Metni Anlama ve Çözümleme 3. Okuduğu Metni Değerlendirme 4. Söz Varlığını Zenginleştirme 4. YAZMA 6. Yazım ve ktalama Kurallarını Uygulama 5.
DetaylıAVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ
AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Antik Devir de eğitim, genel olarak müzik ve beden eğitimine önem verilmiştir.
DetaylıÜretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.
Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine
DetaylıDAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI
1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin
DetaylıÖzlemle Anıyoruz. Robot Kulübü * Ahşap Boyama * Ebru Sanatı * Hayat Güzeldir * Gizli Gelen Davetiye. Bu Hafta Neler Oldu?
Haftalık Bülten Cilt 1 Sayı 8 9 Kasım 2018 Bu Hafta Neler Oldu? Özlemle Anıyoruz Robot Kulübü Ahşap Boyama Ebru Sanatı Hayat Güzeldir Gizli Gelen Davetiye #OkulumPakkan dan Merhaba... Kasım ayında birdenbire
DetaylıProf. Şazi SİREL 13.12.2005 2 / 6
AYDINLATMA Aydınlatma konularında bir yazı dizisine başlarken, önce, bu sözcükten ve aydınlatma tekniği kavramından, bu gün ve en azından altmış yıldır, ne anlaşıldığını ve ne anlaşılması gerektiğini açıklığa
DetaylıÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 06-07 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış
DetaylıİÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23
İÇİNDEKİLER Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23 I. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 23 A. Eğitim ve Öğretim 23 B. Felsefe Eğitimi ve Öğretimi 24 II.
DetaylıLYS (LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI)
LYS (LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI) 1 LYS 1: Matematik (50) ve Geometri (30) derslerinden oluşur. LYS 2: Fizik (30), Kimya (30), Biyoloji (30) derslerinden oluşur. LYS 3: Türk Dili ve Edebiyatı (56), Coğrafya-1
DetaylıYAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH
YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH SORU 1: MÖ 2450 yılında başlayan ve 50 yıl süren bir savaş kaç yılında sona ermiştir? İşlemi nasıl yaptığınızı gösteriniz ve gerekçesini belirtiniz. (2 PUAN) SORU 2: Uygurlar
DetaylıEtkili Konuşmanın Özellikleri
Etkili Konuşmanın Özellikleri Yalın bir tanımla konuşma, duygu ve düşüncelerimizi, görüp yaşadıklarımızı karşımızdakilere sözle iletme işidir. Konuşma günlük yaşamımızın bir parçası gibidir. Tıpkı soluk
DetaylıTÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (1) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi
TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (1) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi HUKUKTA KAYNAK KAVRAMI MADDÎ KAYNAK-ŞEKLÎ KAYNAK MADDÎ KAYNAK: Hukuk kuralının kaynağı nedir? (Neden
DetaylıDESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon
Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon DESTANLAR VE MASALLAR Masal Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon Yayın Yönetmeni: Samiye
DetaylıANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet
ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel
DetaylıDersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV
Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,
DetaylıANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ
Yrd. Doç. Dr. Taylan BARIN Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...
DetaylıESTETİK (SANAT FELSEFESİ)
ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik
DetaylıYGS-LYS Bilgilendirme Kitapçığı
Yanlış tercih bir yılın, GÜDÜL SAFİYE AKDEDE ÇOK PROGRAMLI ANADOLU LİSESİ Yanlış üniversite dört yılın, Yanlış meslek bir ömrün boşa geçmesine sebep olabilir. Doğru tercih için YGS-LYS Bilgilendirme Kitapçığı
Detaylı4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.
4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim. Kazanımlar: 1- Immanuel Kant ın etik görüşünü diğer etik görüşlerden ayıran
DetaylıSkolastik Dönem (8-14.yy)
Skolastik Felsefe Skolastik Dönem (8-14.yy) Köklü eğitim kurumlarına sahip olma avantajı 787: Fransa da Şarlman tüm kilise ve manastırların okul açması için kanun çıkardı. Üniversitelerin çekirdekleri
DetaylıEkolojik Tasarımlar ve Sanat
Ekolojik Tasarımlar ve Sanat Çevre, çok geniş kapsama sahip olan bir kavram olduğu için, tek bir tanım yerine bu konuda yapılmış araştırmalarda kullanılan çeşitli tanımları bulunmaktadır. Çevre: İnsanın
DetaylıDoç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU
Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR... XIX TABLO LİSTESİ... XXI
DetaylıHayatı ve Çalışmaları
Hayatı ve Çalışmaları Hayatı Albert Einstein, 14 Mart 1879 da, Almanya nın Ulm şehrinde dünyaya geldi. Babası Hermann Einstein bir mühendis ve satıcıydı. Annesi Pauline Einstein müziğe oldukça ilgiliydi.
DetaylıAST101 ASTRONOMİ TARİHİ
AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem
DetaylıABD ise, din konusunda serbest alan arayan, hemen hepsi Hıristiyan ama farklı mezheplerden olan pek çok toplumun oluşturduğu bir bütündür.
Ulus-devletler dönemimizde devlet-din ilişkileri gerilimli olmuştur. Günümüzde genel ilke olarak laiklik (veya sekülerizm) temel ilke sayılmakta, ancak uygulamada ülkeler arasında bazı farklar gözlenmekte
Detaylı11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?
Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri BİLİM TARİHİ Yrd. Doç. Dr. Suat ÇELİK Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir? Bilim tarihi hangi bileşenlerden oluşmaktadır. Ders nasıl işlenecek? Günümüzde
Detaylı2018 YGS Konuları. Türkçe Konuları
2018 YGS Konuları Türkçe Konuları 1. Sözcük Anlamı 2. Söz Yorumu 3. Deyim ve Atasözü 4. Cümle Anlamı 5. Cümle Yorumu 6. Paragrafta Anlatım Teknikleri 7. Paragrafta Konu-Ana Düşünce 8. Paragrafta Yapı 9.
Detaylı7. SINIF DENEME SINAVLARI DAĞILIMI / TÜRKÇE
TÜRKÇE Öğrenme Alanı Alt Öğrenme Alanı 2. Okuduğu Metni Anlama ve Çözümleme 3. OKUMA 3. Okuduğu Metni Değerlendirme 4. Söz Varlığını Zenginleştirme 4. YAZMA 6. Yazım ve ktalama Kurallarını Uygulama 1.
DetaylıTÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI GÜZ DÖNEMİ DERSLERİ Kodu Dersin Adı Statüsü T P K AKTS TAE 600 Özel Konular Z 4 0 0 30 TAE 601 Türkiyat Araştırmalarına Giriş I Z
DetaylıKonuyla ilgili kavramlar
Avrupa tarihi, Avrupa tarihi ders notları, ygs Avrupa tarihi, kpss Avrupa tarihi notları, Avrupa tarihi notu indir gibi konular aşağıda incelenecektir. İçindekiler 0.0.1 Konuyla ilgili kavramlar 1 ORTA
DetaylıNeden Daha Fazla Satın Alalım?
Neden Daha Fazla Satın Alalım? Ana Tema Önerilen Süre Kazanımlar Öğrenciye Kazandırılacak Beceriler Yöntem ve Teknikler Araç ve Gereçler Giderek artan bilinçsiz tüketim ve üretim çevreyi olumsuz etkiliyor.
DetaylıEğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi
Eğitim Tarihi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Türk ve Batı Eğitiminin Tarihi Temelleri a-antik Doğu Medeniyetlerinde Eğitim (Mısır, Çin, Hint) b-antik Batıda Eğitim (Yunan, Roma)
DetaylıMADDE BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA
MADDE BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Sunum İçeriği Madde Bağımlılığı Nedir? Madde Bağımlılığının Nedenleri Madde Bağımlılığında Risk Faktörleri Bağımlılık Nasıl Gelişir?
DetaylıİKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ
İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ DR. NEVZAT ŞİMŞEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 2017-2018 2.DERS İKT-3003 Sokrates Sonrası: Aristoteles MÖ 384 MÖ 322 Platon un öğrencisi Makedonya
Detaylıİnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler
İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd
DetaylıYunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde etkili olmuştur.
Yunan Grek Uygarlığı Video Ders Anlatımı YUNAN (GREK) (M.Ö. 1200 336) Akalara son veren DORLAR tarafından kurulan bir medeniyettir. Yunan Medeniyeti kendinden sonraki Hellen ve Roma Medeniyetleri üzerinde
Detaylı1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu
2016 yılında 126 ülkenin ordusu değerlendirilmiş ve dünyanın en güçlü orduları sıralaması yapılmıştır. Ülkenin sahip olduğu silahlı gücün yanında nüfusu, savaşabilecek ve askerlik çağına gelen insan sayısı,
DetaylıASTRONOMİ TARİHİ. 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış. Serdar Evren 2013
ASTRONOMİ TARİHİ 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. Bilim Tarihine Genel Bakış Modern bilimin
DetaylıEĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL
EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL FELSEFENİN ANLAMI Philla (sevgi, seven) Sophia (Bilgi, bilgelik) PHILOSOPHIA (Bilgi severlik) FELSEFE
DetaylıDinlerin Buluşma Noktası. Antakya
80 Dinlerin Buluşma Noktası Antakya 81 82 Bu ay sizlere Anadolu nun en güzel yerlerinden biri olan Antakya yı tanıtacağız. Antakya Hatay ilimizin şehir merkezi. Hristiyanlığın en eski kiliselerinden biri
DetaylıİÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...
4. ÜNİTE İÇİNDEKİLER Tarihteki Önemli Buluşlar... 6 Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor...21 Coğrafi Keşifler... 26 Rönesans... 32 Reform... 36 Mucitler... 43 Düşünce, sanat
DetaylıANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.
ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya
Detaylı1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.
Çağdaş Dünya Sanatı 1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi. Bu genç ressamlar, şekilciliği reddedip doğadan
DetaylıİNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI I. ULUSLARARASI İLİŞKİLER I (3.0.3) Uluslar arası sistem/ Temel Kavramlar/ Devlet/ Sivil Toplum Örgütleri/
DetaylıFELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ
FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları
Detaylı