TİP 2 DİABETES MELLİTUSLU HASTALARDA FARKLI İNSÜLİN TEDAVİ PROTOKOLLERİNİN KİLO ALIMI İLE İLİŞKİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TİP 2 DİABETES MELLİTUSLU HASTALARDA FARKLI İNSÜLİN TEDAVİ PROTOKOLLERİNİN KİLO ALIMI İLE İLİŞKİSİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ III. DAHİLİYE KLİNİĞİ TİP 2 DİABETES MELLİTUSLU HASTALARDA FARKLI İNSÜLİN TEDAVİ PROTOKOLLERİNİN KİLO ALIMI İLE İLİŞKİSİ TIPTA UZMANLIK TEZİ Dr. AYŞE KEFELİ İSTANBUL

2 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ III. DAHİLİYE KLİNİĞİ TİP 2 DİABETES MELLİTUSLU HASTALARDA FARKLI İNSÜLİN TEDAVİ PROTOKOLLERİNİN KİLO ALIMI İLE İLİŞKİSİ TIPTA UZMANLIK TEZİ Dr. AYŞE KEFELİ Danışman Prof. Dr. AYTEKİN OĞUZ İSTANBUL

3 TEŞEKKÜR Hastanemizde düzenli bir çalışma ortamı sağlayan değerli başhekimimiz Sn. Prof. Dr. Hamit OKUR a ve önceki başhekimimiz Sn. Doç. Dr. Rafet Yiğitbaşı na, Uzmanlık eğitimim boyunca mesleki ve hayata dair bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşan, klinik içi çalışmalarda sorumluk almamızı destekleyerek bizlere mesleki özgüven kazandıran, yanında çalışmaktan büyük mutluluk duyduğum klinik şefimiz, değerli hocam Sn. Doç. Dr. Hilmi Çiftçi ye, Asistanlığım sırasında bilgi ve beceri kazanmamda emeği geçen klinik şef yardımcım Uzm. Dr. Nail Bambul a ve başasistan Uzm. Dr. Bülent Eralp e, beraber çalışma imkanı bulduğum diğer uzmanlarıma, asistan arkadaşlarıma, hemşirelere ve hastane personeline, Bu tezi hazırlamam sırasında bilgi ve birikimlerinden faydalandığım, bana değerli katkıları bulunan 2. İç Hastalıkları Klinik Şefi Sn Prof. Dr. Aytekin Oğuz a,değerli hocalarım 4. İç Hastalıkları Klinik Şefi Sn. Uzm. Dr. Yavuz Eryılmaz a ve 1. İç Hastalıkları Klinik Şefi merhum Sn. Uzm. Dr. Durmuş Şendağ a, Rotasyonlarım sırasında bilgi ve deneyimlerini paylaşan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Klinik Şefi Sn. Doç. Dr. Nail Özgüneş e, Süreyyapaşa Göğüs ve Kalp Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 5. Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Sn. Doç. Dr. Reha Baran a, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biokimya Klinik Şefi Sn. Uzm. Dr. Asuman Orçun a, Varlıklarıyla her zaman yanımda hissettiğim, sevgilerini ve yardımlarını benden asla esirgemeyen aileme, Bana her zaman destek olan ve tezimin hazırlanışında da büyük emeği geçen eşim Dr. Tarık Tayfur Kefeli ye ve biricik kızım Betül Nisan Kefeli ye varlıklarıyla hayatıma neşe ve anlam kattıkları için sonsuz teşekkür ederim. i

4 İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR KISALTMALAR TABLO LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ i iii iv v GİRİŞ VE AMAÇ 1 GENEL BİLGİLER 3 YÖNTEM VE GEREÇ 43 BULGULAR 46 TARTIŞMA 62 SONUÇ 68 ÖZET 69 ABSTRACT 71 KAYNAKLAR 73 ii

5 KISALTMALAR AB Avrupa Birliği ABD Amerika Birleşik Devletleri ADA Amerikan Diyabet Birliği APG Açlık plazma glukozu BAG Bozulmuş açlık glukozu BGT Bozulmuş glukoz toleransı BMI Beden kütle indeksi DCCT Diabetes control and complications trial DDP-4 Dipeptidil peptidaz 4 DM Diabetes mellitus DNA Deoksiribo nükleik asit DSÖ Dünya Sağlık Örgütü E. coli Escherichia coli GFR Glomerüler filtrasyon hızı GIP Glukoza bağımlı insülinotropik peptit GLP Glukagon benzeri peptid GLUT İnsüline bağımlı glukoz taşıyıcı protein HbA1C Hemoglobin A1C HDL Yüksek dansiteli lipoprotein IL 6 İnterlökin 6 LDL Düşük dansiteli lipoprotein METSAR Metabolik sendrom araştırması NHANES National health and nutrition examination survey NPH Nötral protamin hagedon NPL Nötral protamin lispro OGTT Oral glukoz tolerans testi PAI-1 Plazminojen aktivitör inhibitörü 1 PI-3 Fosfotidil inozitol 3 Evde glukoz ölçüm takibi ( Self monitorized blood SMBG glucos) SU Sülfonilüre SYA Serbest yağ asidi TBT Tıbbi beslenme tedavisi TEMD Türkiye Endokrin ve Metabolizma Derneği TNF Tümör nekroz faktör TURDEP Türkiye Diabet Epidemiyolojisi Projesi TZD Tiazolidinedionlar iii

6 TABLO LİSTESİ Tablo 1: DM tanı kriterleri 5 Tablo 2: 2003 ADA DM tanı kriterleri 5 Tablo 3: İnsülin salgılanmasında bozukluğa yol açan faktörler 13 Tablo 4: Glisemik kontrol hedefleri 15 Tablo 5: HbA1c yi % düşürmenin komplikasyon gelişme riskine etkisi 16 Tablo 6: İnsülin dozunun hesaplanması 23 Tablo 7: İnsülin tipleri ve etki profilleri 24 Tablo 8: İnsülin tipleri 29 Tablo 9: Obezitenin değerlendirilmesi: BMI, Bel çevresi ve hastalık riski. 36 Tablo 10: Hastaların grupları ve kullandıkları tedaviler. 44 Tablo 11: Olguların çalışma seyrindeki durumu 47 Tablo 12: Demografik özelliklere göre grupların değerlendirilmesi 48 Tablo 13: Gruplara göre insülin dozunun değerlendirilmesi 48 Tablo 14: Gruplara göre kilo değerlendirilmesi 50 Tablo 15: Gruplara göre BMI değerlendirilmesi 52 Tablo 16: Gruplara göre bel çevresi değerlendirilmesi 53 Tablo 17: Gruplara göre kalça çevresi değerlendirilmesi 55 Tablo 18: Gruplara göre APG değerlendirilmesi 57 Tablo 19: Gruplara göre HbA1c değerlendirilmesi 58 Tablo 20: Gruplara göre bel kalça oranı değerlendirilmesi 60 iv

7 ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1: İnsülin rejimlerine başlanması ve ayarlanması 22 Şekil 2: Tip 2 DM nin metabolik tedavi algoritması 27 Şekil 3: Endojen insülinin yapısı 28 Şekil 4: Kısa etkili insülin analoglarının plasma seviyesi/ zaman eğrilerinin karşılaştrılması 32 Şekil 5: Uzun insülin analoglarının plasma seviyesi/ zamna eğrilerinin karşılaştrılması 33 Şekil 6: Olguların gruplara göre dağılımı 47 Şekil 7: Gruplara göre insülin dozu grafiği 49 Şekil 8: Gruplara göre kilo grafiği 51 Şekil 9: Gruplara göre BMI grafiği 53 Şekil 10: Gruplara göre bel çevresi grafiği 55 Şekil 11: Gruplara göre kalça çevresi grafiği 56 Şekil 12: Gruplara göre APG grafiği 58 Şekil 13: Gruplara göre HbA1c grafiği 59 Şekil 14: Gruplara göre bel / kalça oranı grafiği 61 v

8 GİRİŞ VE AMAÇ Bilindiği üzere diabetes mellitus (DM) kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Halen dünya genelinde yaklaşık 150 milyon insanın bu hastalıktan etkilendiği ve bu sayının 2010 yılında 215 milyona, 2025 yılında ise 300 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir (1,2). Tip 2 DM un yaygınlığı arttıkça, DM ve komplikasyonlarına bağlı morbidite ve mortalite de artmaktadır. DM un koroner kalp hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, retinopati gibi çok ciddi birçok komplikasyona yol açtığı bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) nün yaptığı çok uluslu bir çalışma, koroner kalp hastalığının, tip 2 DM hastalarındaki en önemli ölüm nedeni olduğunu ve tüm dünyadaki ölümlerin de %34 ünden sorumlu tutulduğunu göstermiştir (3). Buna bağlı olarak tüm dünyada, DM un erken tanı ve etkin tedavisine her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizde de 2,6 milyon civarında DM hastası vardır ve önümüzdeki yıl içinde, bu sayının daha da artacağı ve halen bozulmuş glukoz toleransı (BGT) aşamasında olan 1,8 milyon kişinin en az üçte birinin de bu sayıya ekleneceği tahmin edilmektedir (4). 1

9 Obezite Tip 2 DM gelişimi kolaylaştırıcı ve tedavisini zorlaştırıcı bir faktördür. Tip 2 DM taki artış obez bireylerin sayısının arştı ile yakın ilişkilidir ve tip 2 DM luların %90 dan fazlası aşırı kiloludur (5). Fazla kilolu ve obez bireylerin sayının artışı ile DM ve hipertansiyon vakasının hızla yükselişi gelişmekte olan dünyada endişe verici major sağlık problemlerindendir. Bugün dünyada 1,1 milyar insan obez ve bunun 312 milyonu fazla kiloludur (6). Obez bireylerde hem açlıkta hem de yemek sonrası dönemde plazma serbest yağ asidi (SYA) düzeyi, normal kilolu kişilere göre önemli ölçüde yüksektir. Sonuç olarak glukoneojenez artar, glikojenoliz hızlanır ve hiperglisemi ve hiperinsülinemiye neden olur (7). Obezite adipoz dokunun artışı ile beraberdir. Adipoz doku enerji deposu ve lipolitik aktivite özelliğinin yanı sıra, glukoz metabolizması, inflamasyon, enerji dengesi, lipid metabolizması, fibrinolitik sistem ve vaskuler hemostazisi etkileyen bir takım proteinler olan adipokinleri salgılar. Adipokinler otokrin, parakrin ve endokrin etkileri aracılığı ile metabolik süreçleri, inflamatuar ve immünolojik reaksiyonları düzenlerler. Tümör nekroze edici faktör alfa (TNFα), rezistin, leptin, adiponektin, plasminojen aktivatör inhibitör-1 (PAI-1) ve interlökin 6 (IL-6) bu açıdan en önemli adipokinlerdir (8). Kilo artışı ile artan abdominal yağ dokusu tüm bu adipokininlerin artışını beraberinde getirir ve bu adipokininlerin çeşitli etkileri ileri insülin direnci ve hiperinsülinemi gelişir ( 9-21). Kilo artışı DM gelişimine ve iyi glisemik kontrol sağlamada zorluklara sebep olurken insülin tedavisinin kilo aldırdığı bilinmektedir. Bu çalışmada bazal tedavi olarak uygulana insülin detemir ile insülin glarjinin ve bifazik tedavi olarak uygulanan bifazik insülin aspart ve insülin lispro NPL karışım insülinin kilo aldırıcı etkisini gözlemledik ve birbirleri ile karşılaştırdık. 2

10 GENEL BİLGİLER DİABETES MELLİTUS TANIM Diabetes Mellitus (DM), genetik ve immün yapının neden olduğu bir seri patolojik olaylar sonucu, pankreas beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonunun, mutlak veya göreceli azlığı veya etkisizliği sonucu karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmalarında bozukluklara yol açan, hemen tüm sistemlerde komplikasyonlara neden olan, kronik, hiperglisemik, metabolik bir hastalıktır (22,23). EPİDEMİYOLOJİ DM tüm toplum ve ırklarda görülen bir hastalıktır. Özellikle yüksek refah seviyesine sahip ülkelerde sıklığı giderek artmaktadır. DSÖ nün tahminlerine göre, dünya DM lu nüfusu halen 200 milyon civarındadır ve bu sayının 2025 yılında 300 milyona ulaşacağı öngörülmektedir (24). 3

11 2003 yılı Amerikan Diyabet Birliği (ADA) uzmanlar toplantısında dünya DM prevalansı (20-79 yaş) %5,1, BGT prevalansı (20-79 yaş) %8,2 olarak bulunmuştur. Bu durum gelecekte halk sağlığını tehdit edecek önemli bir sorundur. Tüm DM olgularının %90-95 i tip 2 DM ludur. Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde DM prevalansı hızla artmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve bu ülkelerden gelişmiş ülkelere göç eden topluluklarda DM epidemisinden bahsedilmektedir. Dünya da tip 2 DM prevalansının önümüzdeki on yıl içinde yaklaşık olarak %40 artarak 150 milyondan 210 milyona ulaşması beklenmektedir (25). Thrifty (tutumlu) genotip hipotezinde ileri sürülen genlerin modern yaşam tarzının gerektirdiği şartlara adapte olamaması ya da thrifty fenotip teorisinde ileri sürüldüğü gibi intrauterin malnütrisyon ortamına göre ayarlanmış metabolizmanın ileri yaşlardaki zengin beslenme tarzına adapte olamaması veya basitçe enerji alımının enerji tüketimini aşması bu epidemiden sorumlu olduğu sanılan başlıca mekanizmalardır (25-27). Avrupa Birliği (AB) bünyesinde yapılmış olan bütün çalışmalar her iki DM tipinin de görülme sıklığının arttığını ve tip 2 DM ile obezite arasında güçlü bir birliktelik bulunduğunu göstermektedir. Bu ülkelerde tanı konulan tüm tip 2 DM vakalarının %70-90 nında obezite mevcuttur ve AB deki bütün ülkeler obezitenin, özellikle erkeklerde olmak üzere, belirgin olarak arttığını bildirmektedir. AB de bugün yaklaşık 12,5 milyon DM tanısı almış hasta bulunmaktadır. Bu sayının 2010 yılında 18 milyon civarında olması beklenmektedir. DSÖ verilerine göre herhangi bir populasyondaki tip 2 DM prevalansı %1 ile %50 arasında değişmektedir (28). Ülkemizde 1999 yılında tamamlanan DSÖ destekli Türkiye Diyabet Epidemiyoloji Projesinde (TURDEP) % 7,2 oranında DM, % 6,7 oranında BGT saptanmıştır. Tüm DM luların % 80 den fazlası Tip 2 DM olup ülkemizde Tip 2 DM sıklığı % 2,5-6 civarındadır (29). 4

12 DİABETES MELLİTUS'UN TANISI Dünyada yaygın olarak kullanılan DM tanı kriterleri ADA tarafından belirlenmiştir. Buna göre DM un en basit tanısı açlık glisemisinin venöz plazmada en az iki ardışık ölçümde 126 mg/dl veya daha yüksek olması ile konur. Yine günün herhangi bir saatinde açlık ve tokluk durumuna bakılmaksızın randomize venöz plazma glisemisinin 200 mg/dl' nin üzerinde olması ve poliüri, polidipsi, polifaji, zayıflama gibi diyabetik semptomların oluşu ile de tanı konulabilir (Tablo 1). Tablo 1. DM tanı kriterleri 1. Diyabet semptomlarıyla beraber random plazma glukozu 200 mg/dl (1,1 mmol/l). Random günün herhangi bir saatinde ve son yenen yemekten sonra geçen zaman dikkate alınmaksızın olarak tanımlanır. Klasik diyabet semptomları poliüri, polidipsi ve açıklanamayan kilo kaybıdır. VEYA 2. Açlık plazma glukozu (APG) 126 mg/dl (7,0 mmol/l). Açlık kalori almaksızın geçen en az 8 saat olarak tanımlanır. VEYA 3. OGTT de 2 saatlik plazma glukozu 200 mg/dl (1,1 mmol/l) OGTT; WHO nun tanımlandığı şekilde 75 g suda çözünen glukoza eşdeğer glukoz yüklemesi ile yapılmalıdır. APG <100 mg/dl ise normal kabul edilir mg/dl ise BAG olarak tanımlanır ve bu durumda oral glukoz tolerans testi (OGTT) endikasyonu vardır. 75 gr glukoz kullanılarak yapılan OGTT ile 2. saat kan şekeri <140 mg/dl ise normal olarak kabul edilir mg/dl arası ise BGT olarak değerlendirilir. Tablo Amerikan Diyabet Birliği (ADA) DM Tanı Kriterleri Normal IFG BGT Diyabet* Açlık plazma glukozu < 100 mg/dl mg/dl - >126 mg/dl OGTT 2. saat plazma glukozu < 140 mg/dl mg >200 mg/dl *test bir başka gün tekrarlanarak diyabet tanısının doğrulanması gerekir. Her iki test yapıldığında: ancak diğer test tanı açısından uygun tanı değilse IFG veya BGT tanısı konulabilir. 5

13 Glikolize hemoglobin (HbA1c), diyabet tanısında kan şekerine karşı bir takım avantajlar sunar. Kişinin aç kalmasına veya OGTT için iki saat beklemesine gerek yoktur. Retinopati ile ilişkisi APG veya iki saatlik tokluk şekeri kadar güçlüdür. Hem açlık hem de tokluk glukozunu yansıttığı için her ikisine karşı bir avantajı olabilir. Buna rağmen uygulamadaki standardizasyon ve mali problemler nedeni ile tanısal değerler üretmek henüz mümkün olmamıştır ve tanı kriterleri içerisinde yer almamaktadır. Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) OGTT DM tanısı için kullanılan en duyarlı testtir. Ancak testin standardize edilememesi ve hastalar tam olarak hazırlanmadan uygulanması hatalı değerlendirmelere yol açabilmektedir. OGTT sırasında birçok faktör glukoz toleransına etki ederek hiperglisemik bir eğrinin ortaya çıkmasına yol açabilir. APG değerleri en az iki kez 126 mg/dl nin üzerinde ise diyabetin tanısı için OGTT gerekmez. Bu testten önce kişinin en az üç gün karbonhidrat kısıtlaması olmaksızın beslenmesi (en az 150 gr/gün) gerekmektedir. Teste tercihen sabah erken saatlerde başlanmalı ve kişi test günü 10 ile 12 saat açlıkla teste gelmelidir. Sakin bir ortamda gerçekleştirilen test sırasında kahve, sigara içilmesine izin verilmemeli ve hasta glukoz toleransını bozabilecek ilaçlar (oral hipoglisemikler, beta blokerler, tiyazid grubu diüretikler, nikotinik asid türevleri vb.) kullanılıyorsa, en az bir hafta önce kesilmiş olmalıdır. OGTT yapılırken hastanın yakın zamanda geçirilmiş enfeksiyon, akut ağır stresler, travma, büyük cerrahi girişimler, akut kardiyovasküler veya serebrovasküler olaylar gibi bir öyküsü olmamalıdır. OGTT değerlendirilmesinde kullanılan tanı kriterlerinin akut ve kronik hastalıklar sırasındaki durumlara göre değil, tamamen sağlıklı bireylere göre saptanmış olduğu unutulmamalıdır. OGTT sırasında, başlangıç kanı alındıktan sonra kişi birkaç dakika içinde glukozlu suyu içer ve sonrasında 30 dakika aralıklar ile kan verir. Alınan serum örneklerinde yalnızca glukoz değil mümkünse insülin ve c-peptid ölçümleri de yapılmalıdır; çünkü ancak bu şekilde hiperinsülinemi ve insülin rezistansı durumları değerlendirilebilir. OGTT uygulamalarında kullanılacak glukoz dozu endikasyona göre değişmektedir. Gestasyonel diyabet taramasında 50 gr glukoz uygulaması yapılırken, DM tanısı için 75 gr, reaktif hipoglisemide ise 100 gr glukoz ile OGTT yapılır. 6

14 OGTT Endikasyonları 1- Taramalar sırasında anormal veya sınırda glukoz değerlerinin varlığı (APG: mg/dl). 2- Gestasyonel diyabet tanısı koymak. 3- Şişmanlığa eşlik eden diyabet veya glukoz tolerans bozukluğunun gösterilmesi (metabolik sendrom düşünülen vakalar). 4- Otozomal dominant geçişli bir diyabet şekli olan MODY tip diyabetli ailelerin bireyleri. 5- Genç yaşta açıklanamayan nöropati, retinopati, ateroskleroz, koroner damar hastalığı veya periferik damar hastalığı olanlar. 6- Travma, cerahi girişim, miyokard enfarktüsü gibi stresli akut durumlarda hiperglisemi veya glukozüri saptanan kişilerde akut durum geçtikten sonra glukoz metabolizmasını değerlendirmek amacıyla 7- Makrozomik bebek (>4000 gr) doğuran ve kötü obstetrik hikayesi olan kadınlar. 8- Polikistik Over Sendromu (PCOS) bulunan kadınlar. [Günümüzde polikistik over sendromunun obeziteden bağımsız olarak insülin direncine yol açtığı ve bu hastaların yaklaşık %30 unda BGT, %7-16 sında da aşikar tip 2 DM olduğu gösterilmiştir ](30). 9- Reaktif hipoglisemik yakınmaları olan kişiler. Bozulmuş Açlık Glukozu (BAG; Impaired Fasting Glucose-IFG) BAG ADA (ADA-1997) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ 1999) kriterlerine göre APG nin 110 ile 125 mg/dl arasında olmasıdır yılında ADA normal APG nin üst sınırını 100 mg/dl ye düşürmüştür. DSÖ nün BAG kriterlerinde OGTT sonrası 2. saat glukoz değerinin 140mg/dl nin altında olması belirtilmişse de, ADA kriterlerinde 2. saat için herhangi bir değer belirtilmemiştir (30). Bozulmuş Glukoz Toleransı (BGT; Impaired Glucose Tolarence-IGT) BGT tanısı için hem ADA 1997 hem de DSÖ 1999 kriterlerinde OGTT sonrası 2. saat kan glukozunun 140 ile 199 mg/dl arasında olması gerektiği bildirilmiştir. DSÖ, 7

15 BGT tanısı için APG nin 126 mg/dl nin altında olması gerektiğini bildirmektedir. ADA ise BGT tanısı için herhangi bir APG değeri bildirmemiştir (31). DİABETES MELLİTUS SINIFLAMASI(32) 1. Tip 1 DM: Beta hücre yıkımı çoğunlukla mutlak insülin eksikliği ile karakterizedir. a. immun nedenli b. idiopatik 2. Tip 2 DM: Rölatif insülin eksikliği ile birlikte insülin direncinin baskın olduğu tipten insülin direnci olsun ya da olmasın insülin salınım kusurunun baskın olduğu tipe uzanan bir spektrum gösterir. 3. Gestasyonel DM: Bu hastalarda glukoz intoleransının başlangıcı veya ilk tanınması gebeliktedir. Primer tedavi fetal makrosomiyi önlemek için glisemik kontrolü sağlamaktır. 4. Diğer Spesifik Tipler: A. Beta Hücre Fonksiyonunda Genetik Defektler. a. Kromozom 20, Hepatik Nükleer Faktör (HNF)-4 Alfa (MODY 1) b. Kromozom 7, Glukokinaz (MODY 2) c. Kromozom 12, HNF-1 13 (MODY 3) d. insülin Promotor Factör - 1 (MODY 4) e. Neuro Di / BETA 2 (MODY 6) f. Mitokondrial DNA g. Mutant insülinler h. Hiperproinsülinemi i. Diğerleri B. insülin Etkisinde Genetik Defektler a. Tip A insülin Direnci b. Leprehaunism c. Rabson-Mendenhall Sendromu 8

16 d. Lipoatrofik diabet e. Diğerleri C. Ekzokrin Pankreas Hastalıkları a. Pankraetit b. Travma / Pankreatektomi c. Neoplazi d. Kistik Fibrozis e. Hemokromatozis f. Fibrokalkülöz Pankreotopati g. Diğerleri D. Endokrinopatiler a. Akromegali b. Cushing Sendromu c. Glucagonoma d. Hipertiroidizm e. Somatostatinoma f. Aldesteronoma E. ilaca ve Diğer Kimyasallara Bağlı a. Vakar b. Pentamidin c. Nikotinik Asit d. Glukokortikoidler e. Tiroid hormonu f. Diazoksid g. Adrenerjik Agonistler h. Thiazidler ı. Dilantin i. İnterferon j. Protease inhibitörleri (indinavir, Saqunavir, Ritanavir, Nelfinavir) k. Atipik antipsikotikler (Klozapine, Alanzapine, Quetiopine, Risperidon) l. Diğerleri 9

17 F. Enfeksiyonlar a. Konjenital Rubella b. Sitomegalovirüs c. Diğerleri G. İmmun Aracılıklı Diabetin Nadir Formları a. Stiff-Man Sendromu b. Anti insülin antikorları c. Diğerleri H. Bazen Diabetle ilişkili Olan Diğer Genetik Bozukluklar a. Down Sendromu b. Klinefelter Sendromu c. Wolfram Sendromu d. Friedrich Ataksisi e. Huntington Ataksisi f. Laurence-Moon-Biedl sendromu g. Myotonik Distrofi h. Porfiri i. Prader Willi Sendromu j. Diğerleri 5. Prediabet Bu bireylerde ya açlık glukoz seviyesi veya glukoz tolerans testi sonuçları normalin üzerindedir. Ancak diyabet için tanısal değildir. (APG , OGTT: 2. saat ) Bu hastalar ileride diyabet geliştirme riski fazla olduğu için sınıflamaya alınmıştır. TİP 1 VE 2 DİYABET AYIRIMI En sık rastlanılan gruplar tip 1 ve tip 2 diyabettir. Aç karnına bakılan insülin düzeylerinin çok düşük olması ve daha da önemlisi intravenöz glukagonun insülin salgılanmasını sağlayamaması, diyabetin tip 1 olduğunu gösterir. Aynı yöntem ile 10

18 yapılan ölçümlerde insülin düzeyindeki artışlar ne kadar fazla ise bu hastada tip 2 DM bulunma olasılığı da o kadar güçlüdür. Tip 1 ve tip 2 diyabeti ayırt etmemizi sağlayan adacık hücre antikoru (ICA); GAD65 veya IA2 laboratuar testleri daha özgün testlerdir ve yaygın olarak bulunmamakla birlikte teknik olarak yeterli donanıma sahip araştırma laboratuarlarında yapılabilmektedirler. ICA nın 20 IDF ünitesi üzerinde olması, birden fazla antikor pozitifliği (IAA, GAD65 ve IA2), birinci faz insülin sekresyon bozukluğu tip 1 DM için risk oranının %90 ın üzerinde olduğunun bir göstergesidir (33). TİP 2 DİABETES MELLİTUS Toplumda en sık görülen DM tipidir (%80-90). Tip 2 diyabette belirli risk faktörleri mevcuttur. İlk olarak tip 2 diyabet sıklığının yaşlanma ile paralel artış gösterdiği bilinmektedir. Diyabet-yaşlanma ilişkisi toplumdaki kümülatif insidense ve mortalite oranına bağlıdır. İkinci olarak monozigot ikizlerde tip 2 diyabetin % 90' a varan çok yüksek oranda konkordans göstermesi, hastalığın gelişmesinde genetik faktörlerin önemli ölçüde rolü olduğunu düşündürtmektedir. Obezite, tip 2 diyabete sıklıkla eşlik eden bir metabolizma bozukluğu olmanın yanı sıra, kişide diyabet gelişeceğini belirleyen önemli bir risk faktörüdür. Pima yerlilerini inceleyen bir çalışmada beden kitle indeksi (BMI) < 20 kg/m2 ile BMI > 40 kg/m2 olan insanlar karşılaştırıldığında her bin kişi için yıllık diyabet insidansinin 0,8'den 72'ye yükseldiği saptanmıştır. Toplumsal araştırmalar diyabet gelişme riskinin BMI den başka vücut yağ kitlesi artışı ile de paralel olarak arttığını ortaya koymuştur. Bu nedenle en azından bel çevresi veya bel/kalça oranı ile abdominal yağ kitlesi tahmin edilmelidir. Obezitenin yanı sıra sedanter yaşam biçiminin de tip 2 diyabet gelişmesinde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin' de yapılan çalışmalarda, düzenli egzersiz yapan kişilerde diyabet görülme sıklığının azaldığı tespit edilmiştir (34-36). Tip 2 diyabetin patogenezi karmaşık olup baslıca üç patofizyolojik fenomen ile karakterizedir. 11

19 İnsülin duyarlılığında azalma veya insülin direnci Göreceli insülin yetersizliği ile birlikte pankreas beta hücrelerinin fonksiyon bozukluğu (insülin salgılanma defekti) Karaciğerde glukoz üretiminde artış (37). Tip 2 DM un in patogenezinden tartışmalı olmakla birlikte birinci derecede sorumlu tutulan bozukluk insülin direncidir. İnsülin direnci, normal konsantrasyonlarındaki insülinin normalden daha az biyolojik yanıt oluşturması, başka bir deyişle glukoz kullanımını uyarma etkisinin azalmasıdır. İnsülin direnci primer olabileceği gibi başlangıçta azalmış insülin salgılanmasına sekonder olarak gelişen bir hiperinsülinemiye bağlı olabilir. İnsülin direnci Tip 2 DM ve kardiyovasküler hastalıkları önemli bir klinik göstergesi sayılmaktadır. Normalde insülin karaciğerde glukoneogenezde ve glikojenolizi inhibe ederek hepatik glukoz üretimini baskılar. Ayrıca glukozu kas ve yağ dokusu gibi periferik dokulara taşıyarak burada glikojen olarak depolanmasını ya da enerji üretmek üzere okside olmasını sağlar. İnsülin direncinde insülinin karaciğer, kas ve yağ dokusundaki bu etkilerine karşı direnç oluşarak hepatik glukoz üretiminin baskılanması bozulur. Kas ve yağ dokusunda da insülin aracılığı ile olan glukoz kullanımı azalır. Bu durumda oluşan insülin direncini karşılayacak ve dolayısıyla normal biyolojik yanıtı sağlayacak kadar insülin salgısı artışı ile metabolik durum kompanse edilir. Böylelikle hipergliseminin önlenebilmesi için beta hücreleri sürekli olarak insülin salgısını arttırmaya yönelik bir çaba içerisine girer. Sonuçta normoglisemi sağlanırken insülin düzeylerinde de normallere göre 1,5-2 kat yüksek bir seviye oluşur. APG düzeyi 80mg/dL den 140mg/dL ye yükseldiğinde insülin düzeyi normal sağlıklı bireylere göre 2-2,5 kat artar (38). Bu hiperinsülinemik kompansasyon sürecindeki beta hücrelerinde başlangıçta herhangi bir bozukluk yoktur. Fakat beta hücresinde fonksiyon kaybı başladığında insülin salgısı da giderek azalmakta ve diyabet ortaya çıkmaktadır. Prospektif çalışmalar insülin direnci olan bireylerde sonunda glukoz intoleransı veya tip 2 DMin geliştiğini göstermektedir. İnsülin direncinden sorumlu diğer bir mekanizma da insülin genindeki yapısal mutasyonlar sonucu anormal defektif insülin moleküllerinin oluşumudur. Bunun 12

20 sonucunda proinsülin molekülünde proteolitik parçalanma bölgesindeki yapısal anomaliye bağlı olarak proinsülin-insülin dönüşümü tam olamaz. Tüm bu nedenlerle endojen insüline karşı doku yanıtı azalarak direnç oluşur (Prereseptör düzeyde insülin direnci). İnsülin direnci obez bireylerin hemen hemen tümünde görülmekle birlikte obez olmayan ve normal OGTT'si olan sağlıklı bireylerin % 25'inde ve esansiyel hipertansiyonlu hastaların da %25' inde insülin direnci saptanmıştır (39,40). Buna göre obez Tip 2 DM hastalarında insülin direnci daha önemli iken obez olmayan Tip 2 DM hastalarında insülin sekresyon bozukluğu ön plana geçer (41). Tip 2 DM in patogenezine bakıldığında diğer bozukluk beta hücre fonksiyon bozukluğudur. İnsülin direnci ile birlikte olsun veya olmasın, eğer mutlak bir insülin eksikliği varsa Tip 2 DM kaçınılmazdır. İnsülin salgılanmasında bozukluğa yol açan etiyolojik faktörler Tablo 3' de sıralanmıştır. Tablo 3. İnsülin salgılanmasında bozukluğa yol açan faktörler 1. İnsülin salgısında kantitatif bozukluklar a. Birinci faz insülin salgısının bozulması b. Pulsatil insülin salgılanmasının bozulması c. Proinsülin salgılanmasında anomaliler 2. İnsülin salgısında kalitatif bozukluklar a. Düşük doğum ağırlığı (Thrifty fenotip hipotezi) b. Glikoz toksisitesi c. Amilin (Adacık amiloid polipeptid) d. Calcitonin-Gene-Related-Peptid (CGRP) e. İnkretinler (Glucagon like peptid-1, GİP, Galanin) f. Lipotoksisite g. İnsülin salgılanma bozukluğunda genetik nedenler Tip 2 DM te insülin direncinin gelişimi 4 dönemde incelenebilir; 1. Preklinik Diyabet Dönemi (normoglisemik hiperinsülinemik dönem) 13

21 Tip 2 DM in henüz klinik belirti vermediği bu döneminde beta hücre fonksiyonları nispeten normaldir. Fakat mevcut olan periferik insülin direnci normale göre daha fazla insülin salınarak aşılmaya çalışılır ve bu şekilde açlık ve tokluk kan şekerleri normal sınırlar içerisinde tutulur. Açlık ve tokluk insülin düzeyleri ise yüksek bulunur. Bu döneme Tip 2 DM ların birinci derece normoglisemik ancak insüline dirençli akrabalarında tanımlandığından, prediyabetik dönem adı da verilmektedir. Bu nedenle preklinik evre diyabetin sık görüldüğü ailelerin sağlıklı bireylerinde araştırılabilir. 2. Glukoz İntoleransı (postprandiyal hiperglisemik hiperinsülinemik dönem) Diyabet açısından genetik yüklülük ve de şişmanlık gibi yüksek risk grubunda olan bireylerde periferik insülin direncini aşmak için pankreas beta hücreleri üzerinde oluşan aşırı yük zamanla beta hücrelerinde bitkinliğe ve insülin salgısında azalmaya neden olunca glukoz intoleransı başlar ve bu durumda açlık glisemisi normal olduğu halde postprandiyalglisemi yükselir. Bu dönemde genellikle hiperinsülinemi devam etmekle birlikte periferdeki direnci aşabilecek düzeyde insülin salgılanamamaktadır. Bu dönemde tokluk insülin düzeyleri sağlıklı bireylere göre hala yüksek olsa bile birinci döneme göre bir hayli azalmıştır. 3. Erken Klinik Diyabet Dönemi (hiperglisemik hiperinsülinemik dönem) İnsülin direncinin giderek artması ile karaciğerde glukoz yapımı artarak artık açlık hiperglisemisi ortaya çıkar. Postprandiyal hiperglisemi yanında açlık glisemisinin henüz 140 mg/dl altında olduğu bu dönemde insülin salgısı daha fazla artmamaktadır. 4. Klinik Diyabet Dönemi (hiperglisemik hipoinsülinemik dönem) APG 140mg/dl geçince insülin salgısı azalmaya başlar. Fakat yine de insülin direnci devam eder. İnsülin direncinin zirvede olduğu bu dönemde giderek artan hiperglisemi insülin salgısı artışı ile kompanse edilmediği gibi glukoz toksisitesi nedeni ile beta hücreleri insülin salgısını daha da az salgılamaya başlar. Bu dönemdeki insülin direncinin ağırlaşmasında SYA artışının da payı vardır (42).Klinik diyabet döneminin başlangıcında insülin salgı yedeği yeterli olduğu için diyet ve oral antidiyabetik ajanlar yeterli olmaktadır. Bu dönem değişken olmakla beraber uzun yıllar sürer. Beta hücre yedeği zamanla azaldığında insülin tedavisine ihtiyaç duyulur. 14

22 TİP 2 DİYABET TEDAVİSİ Tip 2 DM epidemisinin ve spesifik glisemik hedeflerin elde edilmesinin morbiditeyi önemli ölçüde azalttığının anlaşılması, etkili hiperglisemi tedavisini ana öncelik haline getirmiştir(43,44). Buna göre amaçlanan glisemik hedefler aşağıda Tablo 4 te özetlenmiştir. Tablo 4. Glisemik kontrol hedefleri (44-46). İdeal Hedef A1C <%6 <%6.5 APG ve öğün öncesi PG mg/dl mg/dl Öğün sonrası 2. saat PG < 120 mg/dl <140mg/dl ADA'ya göre HbA1C <%7, öğün öncesi ve APG mg/dl ve öğün sonrası pik (öğün sonrası dakika) PG <180 mg/dl olmalı ve öğün öncesi PG hedefleri sağlandığı halde HbA1C hedefine ulaşılamazsa öğün sonrası (tokluk) PG ölçülmelidir. Bir hastanın daha iyi uzun süreli diyabet kontrolü olasılığını arttırması muhtemel en önemli girişim, diyabetin metabolik anomalilerinin daha az ciddi olduğu erken evrede tanı konmasıdır. Tedavi başında daha düşük glisemi düzeyleri, zaman içinde daha düşük A1C düzeyleri ve azalmış uzun dönem komplikasyonlar ile ilişkilidir (47). HbA1C TANIMI VE DEĞERLENDİRME Ölçümden önceki ortalama 3 aylık glukoz kontrolünü yansıtır. Bu testi yaptırmak için hastanın aç olması gerekmez.. DCCT (Diabetes control and complications trial) çalışmasına göre HbAlC'nin non-diyabetik üst sınırı %6,1 dir (ortalama %5,9 + 2 standart sapma) yine DCCT çalışmasına göre standardize edilmiş ölçümlerde A1c de %1 lik artış ortalama kan glukoz düzeyinde yaklaşık 35 mg/dl artışı yansıtır (48). HbA1C'nin %50'si son bir ayda, %30'u ölçümden önceki ikinci ayda ve geri kalan %20'si ölçümden önceki üçüncü ayda oluşan glisemik değişiklikleri yansıtır. 15

23 HbA1C arttıkça açlık gliseminin katkısı daha çok artar. Buna karşılık HbA1C normale yakınsa tokluk gliseminin katkısı daha ön plandadır. Tablo 5. HbA1C yi %1 düşürmenin komplikasyon gelişme riskine etkisi (49,50) Tip 1 DM (DCCT) Tip 2 DM (UKPDS) Retinopati riski %35 Diyabete bağlı ölüm %25 Nefropati riski %24-44 Tüm nedenlere bağlı mortalite %7 Nöropati riski %30 azalır Miyokard infarktüsü riski %18 - Mikrovasküler kompl. riski %35 azalır FRUKTOZAMİN Plazmadaki glikozillenmiş proteinleri (%90 glikozillenmiş albumin) gösterir. Ölçümden önceki 1-3 haftalık glukoz kontrolünü yansıtır. TEDAVİ SEÇİMİ DM tedavisi çeşitli basamaklardan oluşmaktadır. Bunlar diyet yani tıbbi beslenme tedavisi (TBT), egzersiz, oral antidiyabetikler, insülinomimetik ilaçlar ve insülin şeklinde sınıflandırılabilir. Tıbbi Beslenme Tedavisi TBT hedefleri; Komplikasyon riskini azaltacak veya önleyecek düzeyde glisemi kontrolünü sağlamak, kardiovasküler hastalık riskini azaltacak düzeyde lipid ve lipoprotein profilini sağlamak, vasküler hastalık riskini azaltacak düzeyde kan basıncı sağlamak, dislipidemi, hipertansiyon, kronik komplikasyonları önlemek veya tedavi etmek, sağlıklı bir yaşam için uygun besin seçimini ve fiziksel aktivite düzeyini sağlamak ve fiziksel aktivite konusunda kendi kendini yönetme eğitimini sağlamak şeklinde olmalıdır (51). TBT nin etkinliği için hastalar bireyselleştirilmiş TBT almalıdır. Bu tedavi diplomalı bir diyetisyen tarafından en iyi biçimde sağlanır. TBT, A1C düzeylerinde, tip 1 diyabetlilerde 16

24 yaklaşık %1, tip 2 diyabetlilerde %1-2, Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol düzeylerinde mg/dl azalma sağlar. Amerikan Diyetisyenler Birliği ve ADA diyabetliler için kanıta dayalı TBT önerilerini ilk kez 2002 yılında yayınlamıştır yılında yayınlanan son öneriler aşağıda özetlenmiştir. Kilolu ve insüline dirençli obez bireylerde ılımlı ağırlık kaybı insülin direncini iyileştirir. Enerjinin %30'undan azının yağlardan karşılanması, düzenli fiziksel aktivite ve düzenli izlemi içeren yaşam tarzı değişikliğine odaklı, yapısallaşmış programlar başlangıç ağırlığından %5-7 oranında azalma sağlayabilir. Karbonhidrat açısından düşük glisemik indeksli gıdaların seçimi, protein bakımından kilogram başına 0,8-1g düzeyinde protein tüketilmesi, LDL-kolesterol düzeyi 100 mg/dl veya daha fazla olan bireylere doymuş yağdan, trans yağ asitlerinden ve kolesterolden sınırlı beslenme önerilmelidir (52-54). Kilolu veya obez bireylerin tedavisinde, günlük karbonhidrat alımını 130g'ın altında tutan düşük KH içeren diyetler önerilmez. Düşük karbonhidratlı diyetler, düşük yağlı diyetlerle benzer kilo kaybı sağlar, ancak kardiyovasküler hastalık risk profili üzerindeki etkileri belirsizdir BMI >35 kg/m 2 olan tip 2 diyabetli bireylerde cerrahi müdahale düşünülebilir. Egzersiz Diyabet tedavisinin önemli bir basamağını oluşturur. Egzersiz, vücut hücrelerinin insüline duyarlılığını, insülin reseptör sayısını, reseptörlerin duyarlılığını, hücrelerin glukozu depolama yeteneğini artırır. Karaciğer tarafından oluşturulan glukozu ve vücut yağını azaltır, adale kütlesini artırır. Kolesterol, trigliserid seviyelerini ve kan basıncını düşürür (52). Türkiye Endokrin ve Metabolizma Derneği (TEMD) önerileri: Fiziksel aktiviteyi artırmayı hedefleyen bir egzersiz programına başlamadan önce, diyabetli bireyin egzersizin olası yan etkileri ve kontrendikasyonları yönünden dikkatli bir şekilde araştırılması gereklidir. 17

25 1. Kişisel gereksinimler, sınırlamalar ve kişisel performansa göre egzersizi bireyselleştirmek gerekir. 2. Prediyabetli ve diyabetli (özellikle tip 2) bireylerin kilo vermeye yönelik olarak planlanan kalori kısıtlaması ile birlikte haftada toplam 150 dakika civarında ılımlı fiziksel aktivite (örneğin, tempolu yürüme) programı uygulamaları gereklidir. Egzersiz sırasında hastanın kalp hızını kendi kendine izlemesi ve maksi mal kalp hızının (Maksim a l kalp hızı=220-yaş) % civarında ayarlaması önerilir. İstirahat kalp hızına göre egzersiz kalp hızı bireysel olarak ayarlanabilir. Egzersiz öncesinde ve sonrasında ısınma ve soğuma egzersizleri ihmal edilmemelidir. İlaçlar Spesifik antihiperglisemik ajan seçimi, ajanın glukozu düşürmekteki etkinliğine, uzun süreli komplikasyonları azaltabilecek ekstraglisemik etkilere, güvenlik profiline, tolerabiliteye, kullanım kolaylığına ve maliyete dayanmaktadır. Günümüzde halen kullanılmakta olan glukoz düşürücü girişimlerin monoterapi olarak kullanıldıklarında tipik özellikleri ve kullanım şekilleri Tablo 6,7 ve 8 de özetlenmiştir. Her tedavinin ve kombinasyonların klinik çalışmalarda gösterilen glukoz düşürücü etkinliği girişimin sadece intrinsik özellikler ile değil aynı zamanda diyabetin süresi, başlangıçtaki glisemi, önceki tedavi ve diğer faktörler ile belirlenmektedir. Bir ilaç sınıfını veya bir sınıf içindeki belli bir ilacı seçerken başlıca faktör tedaviye başlarken veya tedaviyi değiştirirken, glisemik kontrolün düzeyidir. Glisemik hedeflere ulaşabilmek için ilaçların seçimi her hastada kişiselleştirilmelidir. Metformin: Asıl etkisi hepatik glukoz output'unu azaltmak ve açlık glisemisini düşürmektir. Tipik şekilde, metformin monoterapisi A1C düzeylerini ~1,5 yüzde puanı düşürecektir(55,56) Genellikle iyi tolere edilir ve en sık advers etkileri gastrointestinaldir. Metformin monoterapisine genellikle hipoglisemi eşlik etmez ve prediyabetik hiperglisemi bulunan hastalarda hipoglisemiye yol açmadan güvenle kullanılmıştır (57). Metformin vitamin B12 emilimi ile çakışır ancak nadiren anemi ile ilişkilidir (35). Metforminin başlıca nonglisemik 18

26 etkisi, diğer birçok kan glukozu düşürücü ilaçların aksine ya kilo stabilitesi ya da orta düzeyde kilo kaybıdır. Renal disfonksiyon metformin kullanımında bir kontraendikasyon olarak kabul edilir, çünkü laktik asidoz riskini artırabilir. Yakın zamanda yapılan çalışmalar metforminin, tahmini glomerüler filtrasyon hızı (GFR) <30 ml/dak'ya düşmedikçe güvenli olduğunu düşündürmektedir (58). Sülfonilüreler: Sülfonilüreler glisemiyi insülin sekresyonunu hızlandırarak düşürürler. Etkinlik açısından metformine benzer görünürler ve A1C düzeylerini ~1,5 yüzde puanı düşürürler (59,60). Başlıca advers yan etki hipoglisemi olup uzayabilir ve yaşamı tehdit edebilir. Ama yardım gerektiren bu tür epizodlar, koma ve nöbetler seyrektir. Ek olarak, sülfonilüre tedavisine başladıktan sonra ~2 kg kilo artışı sıktır. Her ne kadar, sülfonilüre monoterapisinin glukoz düşürücü etkisinin başlangıcı, örneğin tiazolidinedionlara (TZD) göre hızlı ise de, zaman içinde glisemik hedeflerin korunması TZD ya da metformin monoterapisi kadar iyi değildir (61). Glinidler: Sülfonilüreler gibi glinidler de insülin sekresyonunu uyarırlar. Ancak sülfonilüre reseptöründen farklı bir yere bağlanırlar (62). Sülfonilürelere göre daha kısa dolaşan yarıömürleri vardır ve daha sık verilmeleri gerekir. Halen ABD'de mevcut olan iki glinidden repaglinid neredeyse metformin veya sülfonilüreler kadar etkili olup A1C düzeylerini ~1,5 yüzde puanı düşürmektedir. Nateglinid, monoterapi halinde veya kombinasyon tedavisi içinde kullanıldığında, AlC'yi düşürmekte repaglinide göre biraz daha az etkilidir (63,64). Kilo artışı riski sülfonilürelere benzerdir ama hipoglisemi, en azından nateglinid ile bazı sülfonilürelere göre çok az sıklıktadır (64,65). Alfa-glukozidaz inhibitörleri: Alfa-glukozidaz inhibitörleri proksimal ince barsakta polisakkarit sindirim oranınım azaltırlar ve öncelikle postprandiyal glukoz düzeylerini hipoglisemiye neden olmadan düşürürler. Glisemiyi azaltmakta metformine veya sülfonilürelere göre daha az etkilidirler ve A1C düzeylerini 0,5-0,8 yüzde puan azaltırlar. Karbonhidrat daha distalde emildiği için malabsorbsivon ve kilo kaybı ortaya çıkmaz. Ancak kolona karbonhidrat geçişinin artması sıklıkla artmış gaz üretimine ve gastrointestinal semptomlara neden olur (66,67). 19

27 Tiazolidinedionlar: TZD lar peroksizom proliferatörü ile aktive reseptör gama modülatörleridir; bunlar kasın, yağın ve karaciğerin endojen ve ekzojen insüline duyarlılığını artırırlar ("insülin duyarlaştırıcıları") (68). TZD'lerin monoterapi şeklinde kullanıldıklarında kan glukozu düşürücü etkilerini ilgilendiren veriler A1C'de 0,5-1,4 yüzde puanlık bir azalma göstermiştir. TZD'ler glisemik kontrolde, özellikle sülfonilürelere göre daha uzun bir etkiye sahiptir (66). TZD'lerin en sık advers etkileri kilo artışı ve sıvı retansiyonu ile periferik ödem ve konjestif kalp yetersizliği riskinde iki kat artıştır (69,70). Adipozitede, özellikle subkutan olmak üzere, bir artış vardır ve bazı çalışmalarda visseral yağda bir miktar azalma gösterilmiştir. TZD'ler aterojenik lipid profillerinde olumlu (pioglitazon) ya da nötral (roziglitzon) etkiye sahiptir (71,72). Çeşitli meta-analizler, roziglitazon ile miyokard infarktüsü riskinde %30-40 relatif artış düşündürmüştür (73,74). Meta-analizler pioglitazonun kardiyovasküler hastalık riskinde olası bir olumlu etkisi bulunduğunu desteklemiştir (75). Her ne kadar veriler, roziglitazon ile olası kardiyovasküler hastalık riski veya pioglitazon ile kardiyovasküler hastalık yararı açısından kesin değilse de, her iki TZD'u kullanırken, her ikisinin de sıvı retansiyonu ve konjestif kalp yetersizliği riski artışı ve kadınlarda ve belki de erkelerde fraktür insidansı artışı ile ilgili olması bazında dikkatli olunmalıdır (56,69,70,76). TZD'ler metformin, sülfonilüreler, glinidler ve insülin ile kombinasyon halinde kullanılabilir. İnsülin: İnsülin halen mevcut olan ilaçların en eskisidir ve bu nedenle en fazla klinik deneyim, insülin ile tedaviye ilişkindir. İnsülin, aynı zamanda gliseminin düşürülmesinde en etkili ilaçtır. İnsülin, yeterli dozlarda kullanıldığında, her düzeyde yükselmiş A1C'yi terapötik hedefe kadar ya da yakınına kadar düşürür. Diğer kan glukozu düşürücü ilaçların aksine, ötesinde terapötik etkinin ortaya çıkmayacağı hiçbir maksimum insülin dozu yoktur. Tip 2 diyabetteki insülin direncini kırmak ve A1C'yi hedef düzeye indirmek için, Tip 1 diyabeti tedavi etmek için gerekenden göreceli olarak daha büyük insülin dozları (>1 ünite/kg) gerekli olabilir. Her ne kadar genellikle orta ve uzun etkili insülinler ile başlangıç tedavisi bazal insülin varlığını artırmayı amaçlansa da, kısa veya hızlı etkili insülinler ile prandiyal tedavide gerekebilir (şekil 1). Çok hızlı etkili ve uzun etkili insülin 20

28 analoglarının, A1C düzeylerini daha eski, hızlı etkili ya da orta etkili formülasyonlara göre daha etkili şekilde düşürdüğü gösterilmemiştir (75,78,79). İnsülin tedavisinin özellikle kötü glisemik kontrolü olan hastalarda triaçilgliserol ve HDL (High density lipoprotein) kolesterol düzeyleri üzerinde olumlu etkileri olmaktadır (78), ancak bu, muhtemelen gliseminin düzeltilmesi ile orantılı şekilde ve özellikle glikozürinin azaltılmasının sonucu olarak ~2-4 kg kilo artışı yapmaktadır. İnsülin tedavisi, tip 1 diyabetten daha az sıklıkta, hipoglisemiye neden olmaktadır. Normoglisemiyi ve ortalama ~%7'lik bir AİC ye ulaşmayı hedefleyen klinik çalışmalarda, ciddi hipoglisemik epizotlar (bir başka kişiden tedavi için yardım gerektiren epizot olarak tanımlanır) 100 hasta yılında bir ile üç arasında bir oranda ortaya çıkarken (81-84), bu oran, DCCT yoğun tedavi grubunda 100 hasta yılında 61 olmuştur (85). Daha uzun, pik yapmayan profillere sahip insülin analogları, NPH'a göre hipoglisemi riskini orta düzeyde azaltırlar ve çok kısa etki süresine sahip analoglar hipoglisemiyi regüler insüline göre azaltmaktadırlar (83,84). 21

29 Yatarken orta etkili insülinle veya yatarken veya sabah uzun etkili insülin ile başlayın (10 ünite veya kg başına 0.2 ünite ile başlanabilir) Açlık glukozunu (parmak stik) genellikle her gün ölçün ve açlık glukozu hedef aralığa gelene kadar (3,9-7,2 mmol(l ( mg/dl))dozu her 3 günde bir 2 ünite artırın. Eğer açlık glukozu >10 mmol/l (180 mg/dl) ise, daha büyük dozlarda örn. 3 günde bir 4 ünite artırılabilir. Eğer hipoglisemi olursa veya açlık glukoz düzeyi <3,9 mmol/l (70 mg/dl) ise, yatarkenki dozu 4 ünite veya %10 azaltın- hangisi fazlaysa Rejime devam edin. Her 3 ayda bir kontrol edin. Hayır 2-3 aysonraa1c %7 Evet Eğer açlık kan glukozu hedef aralıkta ise (3,9-7,2 mmol/l ( mg/dl)), kan glukozunu öğle yemeği, akşam yemeği ve yatmadan önce ölçün. Kan glukozu sonuçlarına göre aşağıdaki gibi, ikinci bir enjeksiyon ekleyin. Kan glukozu aralığa gelene kadar genellikle, yaklaşık 4 ünite başlanabilir ve her 3 günde bir 2 ünite ayarlanabilir. Hayır Öğle yemeği öncesi kan glukozu aralık dışı. Kahvaltıda hızlı etkili insülin ekleyin. Akşam yemeği öncesi aralık dışı. Kahvaltıda NPH veya öğle yemeğinde hızlı etkili ekleyin. Yatmadan önce aralık dışı. Akşam yemeğinde hızlı etkili ekleyin. 3aysonraHbA1C %7 Evet Yemek öncesi kan glukozu düzeylerini yeniden kontrol edin ve aralık dışındaysa, bir başka enjeksiyon eklenmesi gerekebilir. Eğer A1C aralık dışı olmaya devam ederse, 2 saatlik postprandiyal düzeyleri kontrol edin ve preprandiyal hızlı etkili insülini ayarlayın. Şekil 1. İnsülin rejimlerine başlanması ve ayarlanması. İnsülin rejimleri yaşam tarzı ve yemek düzeni dikkate alınarak düzenlenmelidir Algoritma sadece insüline başlama ve ayarlama konusunda temel kuralları sağlayabilir. Premikst insülinler dozların ayarlanması sırasında önerilmezler. Ancak genellikle kahvaltıdan ve/veya akşam yemeğinden önce, eğer hızlı ve orta etkili insülinlerin oranı fikse orana benzer ise kullanılabilirler. 22

30 Tablo 6. İnsülin dozunu hesaplanması Fenotip İnsülin dozu (IU/kg/gün) Normal kilolu Fizik aktivitesi yoğun Fizik aktivitesi orta derecede Fizik aktivitesi hafif Obez Fizik aktivitesi yoğun Fizik aktivitesi orta derecede Fizik aktivitesi hafif Böbrek yetersizliği -0.2 Hipoglisemi riskini artıran durumlar -0.2 Fazla yemek yiyenler +0.1 Yeni başlayan tip 1 diyabet (<30 yaş) 0.3 İnsülin injeksiyon zamanı: İnsülin tipine göre değişir. Hızlı etkili insülinler yemekten 5-15 dak önce kısa etkililer ise yemekten 30 dk önce uygulanmalıdır. Kan glukoz düzeylerine göre de insülin enjeksiyon zamanı değişebilir. Örneğin öğün öncesi PG düzeyleri yüksekse yemek zamanı biraz geciktirilebilir. Mide boşalma zamanı aşırı uzamış diyabetli bireylerde, hipoglisemiden kaçınmak için insülin injeksiyonu yemekten sonra yapılabilir. 23

31 İnsülin tipleri ve etki profilleri aşağıda Tablo 7 de anlatılmıştır. Tablo 7.İnsülin tipleri ve etki profilleri İnsülin tipi Jenerik adı Piyasa adı Etki başlangıcı Pik etki süresi Etki süresi Kısa etkili (Human regüler) Kristalize insan insülin Actrapid HM Humulin R dakika 2-4 saat 5-8 saat Hızlı etkili (Prandiyal analog) Orta etkili (Human NPH) Glulisin insülin Lispro insülin Aspart insülin NPH insan insülin Apidra Humalog NovoRapid Humulin N İnsulatard HM Uzun etkili Glargin insülin Lantus (Bazal analog) Detemir insülin Levemir 15 dakika dakika 3-5 saat 1-3 saat 8 saat saat 1 saat Piksiz saat Hazır karışım human (Regüler + NPH) %30 kristalize + %70 NPH insan insülin %25 insülin lispro + Hazır karışım analog %75 insülin lispro protamin (Lispro + NPL) %50 insülin lispro + %50 insülin lispro protamin Hazır karışım analog (Aspart + NPA) %30 insülin aspart + %70 insülin aspart protamin Humulin M 70/ dakika Değişken Saat Mixtard HM 30 Humalog Mix dakika Değişken saat Humalog Mix50 NovoMix dakika Değişken saat İNSÜLİNOMİMETİK İLAÇLAR Bu yeni grup içinde amilin agonistleri ve inkretin mimetik ilaçlar ve yeni geliştirilmekte olan ajanlar yer alır. Genel olarak endojen insülin sekresyonunu artırarak etkili olmaktadırlar. Glukagon benzeri peptid-1 agonistleri (eksenatid). Glukagon benzeri peptid-1 (GLP- 1) 7-37, ince barsağın L-hücreleri tarafından üretilen doğal bir peptid olup glukozla uyarılan insülin sekresyonunu güçlendirmektedir. Pankreatik B-hücresi üzerindeki GLP-1 reseptörüne istekle bağlanır ve glukoz aracılı insülin sekresyonunu güçlendirir (86). Sentetik eksendin-4 (eksenatid) ABD'de 2005'de ruhsat almıştır ve günde iki kez subkutan enjeksiyon ile uygulanır. Eksendin-4, özellikle postprandiyal kan glukozu düzeylerini azaltarak A1C düzeylerini 0,5-1 yüzde puanında düşürüyor gibi görünmektedir. Eksenatid glukagon sekresyonunu da baskılamakta ve gastrik 24

32 motiliteyi yavaşlatmaktadır. Hipoglisemi ile ilişkili değildir ancak kusma, bulantı, diyare gastrointestinal rahatsızlığa sık neden olur (87-90). Eksenatid 6 ay içinde ~2-3 kg kadar kilo kaybı yapmakta olup bunların bazıları gastrointestinal yan etkilerin sonucu olabilir. GLP agonistleri kullanımı ile artmış pankreatit olguları bildirilmiştir. Amilin agonistleri (pramlintid). Pramlintid, 3-hücresi hormonu amilinin sentetik bir analoğudur. Subkutan şekilde yemeklerden önce verilir ve gastrik boşalmayı yavaşlatır, glukoza bağımlı bir şekilde glukagon üretimini inhibe eder ve özellikle postprandiyal glukoz yükselmelerini azaltır (91). Klinik çalışmaarda, A1C 0,5-0,7 yüzde puanı azalmıştır (70). Bu ilacın başlıca klinik yan etkileri gastrointestinal yapıdadır. Bu ilaçla ilişkili kilo kaybı 6 ayda -1-1,5 kg.dır. Eksenatid ile olduğu gibi, bu kilo kaybının bir kısmı gastrointestinal yan etkilerin sonucu olabilir. Halen pramlintid ABD'de sadece regüler insülin veya hızlı etkili insülin anlogları ile birlikte kullanılmak üzere ruhsatlıdır. Dipeptidil peptidaz 4 inhibitörleri. GLP-1 ve glukoza bağımlı insülinotropik peptid (GIP) intestinal kaynaklı başlıca insülinotropik peptidler olup dipeptidil peptidaz dört (DPP-4) tarafından hızla parçalanırlar. DPP-4, immün hücreler dahil olmak üzere birçok dokuda eksprese dilen bir hücre membranı proteini sınıfının üyesidir (93). DPP-4 inhibitörleri, GLP-1 ve GIP'nin etkilerini güçlendiren, glukoz aracılı insülin sekresyonunu arttıran ve glukagon sekresyonunu baskılayan küçük moleküllerdir (94,95). İlk oral DPP-4 inhibitörü sitagliptin Ekim 2004'de besin ve ilaç idaresi tarafından monoterapi şeklinde veya metformin veya TZD ile kombinsyon halinde kullanım için onaylanmıştır. Bir başka DPP-4 inhibitörü vildagliptin Avrupa'da Şubat 2008'de ruhsat almıştır ve çeşitli başka bileşikler geliştirilmektedir. Şimdiye kadar yapılan klinik çalışmalarda DPP-4 inhibitörleri A1C düzeylerini 0,6-0,9 yüzde puanı düşürmekte ve kilo açısından nötral olup göreceli olarak iyi tolere edilmektedir (94,95). Monoterapi şeklinde kullanıldığında hipoglisemi yapmazlar. Metformin ile sabit dozda bir kombinasyon hapı mevcuttur. Bu bileşik sınıfının immün fonksiyon ile çakıştığından kaygı duyulmaktadır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında bir artış bildirilmiştir (93). 25

33 DİYABET TEDAVİSİ VE İLERİ GİRİŞİMLERE BAŞLANMASI DM tedavisinde bazı özel durumlar dışında tedaviye başlamak ya da tedaviyi ayarlamak için hastaneye yatılması gerekmez. Hasta, glisemik hedeflere ulaşmak ve hipoglisemiden korumak ya da tedavi etmek üzere sağlık uzmanları tarafından eğitilmelidir. Birçok hasta monoterapi ile etkili şekilde tedavi edilir. Ancak hastalığın ilerleyici karakteri birçok hastada zaman içinde, gliseminin hedef aralığa getirilmesi ve korunması için kombinasyon tedavisi gerektirecektir. Hastanın kendisi tarafından izlenen kan glukozu (SMBG) yeni girişimlerin ayarlanması veya eklenmesinde ve özellikle, insülin dozlarının titre edilmesinde çok önemli bir öğedir. SMBG ölçümlerinin ne zaman gerektiği ve sayısı açık değildir ve kullanılan ilaçlara bağlıdır. Sülfonilüreleri veya glinidleri içermeyen ve bu nedenle, hipoglisemi yapma olasılığı düşük olan oral glukoz düşürücü rejimler genellikle SMBG gerektirmezler (96). ALGORİTMA Algoritma (Şekil 2) her bir girişimin, sinerjilerinin ve maliyetlerinin özelliklerini dikkate almaktadır. Hedef, <%7'lik A1C düzeyine erişmek ve bu düzeyi korumak ve hedef glisemik değerlere ulaşılamadığında ilaç titrasyonları el verdiğince hızlı şekilde bir başka girişime geçmektir. Biriken bulgular, yeni tanı konmuş diyabete gliseminin özellikle insülin tedavisi ile agresif şekilde düşürülmesinin uzamış remisyonlar, yani glukoz düşürücü ilaçlar gerekmeden normoglisemi sağlayabileceğini düşündürmektedir (97-99). 26

34 1. Seçenek: İyi valide temel tedaviler Tanı anında: Yaşam tarzı değişiklikleri + metformin Yaşam tarzı değişiklikleri + Metformin + Bazal insülin Yaşam tarzı değişiklikleri + Metformin + Sülfonilüre Yaşam tarzı değişiklikleri + Metformin + Yoğun insülin BASAMAK 1 BASAMAK 2 BASAMAK 3 2. Seçenek: Daha az valide tedaviler Yaşam tarzı değişiklikleri + Metformin +Pioglitazon Hipoglisemi, Ödem/KKY, Kemik kaybı yok Yaşam tarzı değişiklikleri + Metformin + Pioglitazon + Sülfonilüre Yaşam tarzı değişiklikleri + Metformin+GLP-1 agonisti Hipoglisemi, Kilo kaybı, Bulantı/kusma yok Yaşam tarzı değişiklikleri + Metformin + Bazal insülin Şekil 2. Tip 2 diyabetin metabolik tedavisi algoritması. Her ziyarette yaşam tarzı değişiklikleri vurgulanmalı ve A1C<%7 olana kadar her 3 ayda bir, sonra en az her 6 ayda bir A1C ölçülmelidir. A1C<%7 ise girişimler değiştirilmelidir. Amilin agonistleri, a-glukozidaz inhibitörleri, glinidler ve DPP-4 inhibitörleri, birinci ve ikinci seçenek ajanlara göre toplam glukoz düşürücü etkinliklerinin eşit veya daha düşük olması ve/veya sınırlı klinik verileri ya da nispeten pahalı olmaları nedeni ile bu algoritmada tercih edilen iki seçenekte yer almamıştır (Şekil 2). Ancak, bu ilaçlar seçilmiş hastalarda uygun seçenekler olabilirler. 27

İkili Oral Antidiyabetik Kombinasyonları

İkili Oral Antidiyabetik Kombinasyonları İkili Oral Antidiyabetik Kombinasyonları Prof.Dr.Mustafa ARAZ Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji BD 51.Ulusal Diyabet Kongresi, Antalya Kime İkili Kombinasyon? Kime İkili Kombinasyon? Klavuz

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC DİYABETES MELLİTUS Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC İ NORMAL FİZYOLOJİ İnsan vücudu enerji olarak GLUKOZ kullanır Alınan her besin vücudumuzda glukoza parçalanır ve kana verilir Kandaki glukozun enerji kaynağı olarak

Detaylı

Basın bülteni sanofi-aventis

Basın bülteni sanofi-aventis Basın bülteni sanofi-aventis 28 Mart 2007 TERİMLER SÖZLÜĞÜ A 1c, Hemoglobin HbA 1c Herhangi bir zamandaki HbA1c yüzdesi, önceki 3 ay içindeki ortalama kan glukozu düzeyini yansıtır (3 ay, kırmızı kan hücrelerinin

Detaylı

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLULARI DIABETES MELLITUS Diabetes mellitus, direkt olarak insülin direnci, yetersiz insülin salımı veya aşırı glukagon salımı

Detaylı

Tip I. Tip II. Semptomlar. Vücut yapısı Zayıf Sıklıkla fazla kilolu. Tedavi İNSÜLİN Diyet, egzersiz; oral antidiyabetik ± insülin

Tip I. Tip II. Semptomlar. Vücut yapısı Zayıf Sıklıkla fazla kilolu. Tedavi İNSÜLİN Diyet, egzersiz; oral antidiyabetik ± insülin Diabetes mellitus Tip I Tip II Tedavi İNSÜLİN Diyet, egzersiz; oral antidiyabetik ± insülin Semptomlar Polidipsi, polifaji, Asemptomatik olabilir poliüri Vücut yapısı Zayıf Sıklıkla fazla kilolu Tip I

Detaylı

Klavuzlar ve Tip 2 Diyabet Tedavisi. Prof. Dr. Mustafa Kemal BALCI Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi

Klavuzlar ve Tip 2 Diyabet Tedavisi. Prof. Dr. Mustafa Kemal BALCI Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Klavuzlar ve Tip 2 Diyabet Tedavisi Prof. Dr. Mustafa Kemal BALCI Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çıkar Çatışması Danışma Kurulu Üyelikleri Novo Nordisk, Sanofi, Lily, MSD, Astra Zeneca, Sponsor Destekli

Detaylı

Tip 2 Diabetes Mellitusta Hangi Hastaya Ne Zaman Hangi İnsülin

Tip 2 Diabetes Mellitusta Hangi Hastaya Ne Zaman Hangi İnsülin Tip 2 Diabetes Mellitusta Hangi Hastaya Ne Zaman Hangi İnsülin Dr. Füsun Törüner Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma B.D, Ankara 22-23.Kasım.2013 -TEKİRDAĞ Tip 2 DM progresif bir

Detaylı

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten

Detaylı

DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI. ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi

DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI. ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? DİYABET(ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR? Diyabet vücutta yeterince insülin üretilememesi veya etkili

Detaylı

Çağın Salgını. Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi

Çağın Salgını. Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi Çağın Salgını Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi Epidemiyoloji, Tanı, İzlem Uzm. Dr. İrfan Şencan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği Başasistanı Sunum Planı Tanım

Detaylı

Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım

Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım Bireyselleştirilmiş tip 2 diyabet tedavisinde yaklaşım Dr. Erman ÇAKAL Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği

Detaylı

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı Dr Miraç Vural Keskinler Önce sentez DM ve MS Akılcı İlaç Kullanımı Oral antidiyabetik ajanlar İnsülin Glp-1 analogları Antihipertansif ilaçlar Hipolipidemik

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABETES MELLİTUS Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABET YÖNETİMİ Kan şekeri ayarını sağlamaktır. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri NORMAL HEDEF AKŞ (mg/dl)

Detaylı

Tip 2 diyabet tedavisi. Dr.Hasan İlkova İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı

Tip 2 diyabet tedavisi. Dr.Hasan İlkova İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Tip 2 diyabet tedavisi Dr.Hasan İlkova İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Tip 2 Diyabetin Fizyopatolojisi Bozulmuş insulin salınımı Hiperglisemi

Detaylı

Algoritmalarla Diyabette Beslenme Tedavisi

Algoritmalarla Diyabette Beslenme Tedavisi Algoritmalarla Diyabette Beslenme Tedavisi TEMD Diyabet Tanı ve Tedavi Rehberi TIBBİ BESLENME TEDAVİ ALGORİTMASI Tip 1 Diyabetli Tip 2 Diyabetli Gestasyonel Diyabetli Diyabetik Gebe Prediyabet

Detaylı

KILAVUZLAR NEDEN BAZAL İNSÜLİNLERİ ÖNERİYOR. Prof. Dr. Nermin OLGUN

KILAVUZLAR NEDEN BAZAL İNSÜLİNLERİ ÖNERİYOR. Prof. Dr. Nermin OLGUN KILAVUZLAR NEDEN BAZAL İNSÜLİNLERİ ÖNERİYOR Prof. Dr. Nermin OLGUN Kontrolsüz iperglisemi (katabolik özellikler, KŞ 300-350mg/dl, HbA1c %10-12) 2016 ADA Tip 2 Diyabet Kılavuzu Antihiperglisemik Tedavi

Detaylı

İNSÜLİN UYGULAMALARI

İNSÜLİN UYGULAMALARI İNSÜLİN UYGULAMALARI İnsülinin Fizyolojik Özellikleri İnsülin; pankreasın langerhans adacıklarındaki beta hücrelerinden salgılanan ve kan glikozunu düşüren bir hormondur. Sağlıklı bireylerde (gebe ve obez

Detaylı

Meral Mert, Endokrinoloji ve Metabolizma

Meral Mert, Endokrinoloji ve Metabolizma Meral Mert, Endokrinoloji ve Metabolizma Diyabetli bir kadının gebe kalması pregetasyonel diyabet. Gebelikte diyabetin ortaya çıkması gestasyonel diyabet olarak tanımlanır. 2 Gestasyonel diyabet UK de

Detaylı

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

VAY BAŞIMA GELEN!!!!! VAY BAŞIMA GELEN!!!!! DİYABET YÖNETİMİNDE İNSÜLİN POMPA TEDAVİSİNİN KAN ŞEKERİ REGÜLASYONUNA OLUMLU ETKİSİ HAZIRLAYAN: HEM. ESRA GÜNGÖR KARABULUT Diyabet ve Gebelik Diyabetli kadında gebeliğin diyabete

Detaylı

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır: Diyabet Nedir? Kan şekeri, glukoz vücut için gerekli olan enerjiyi sağlar. İhtiyaçtan fazla şeker, gerektiğinde kullanılmak üzere karaciğer ve yağ hücrelerinde depolanır. Şekerin vücutta enerji olarak

Detaylı

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof.Dr. ARZU SEVEN İ.Ü.CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI DİSMETABOLİK SENDROM DİYABESİTİ SENDROM X İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMU METABOLİK

Detaylı

Yatan hastalarda güncel diyabet tedavisi

Yatan hastalarda güncel diyabet tedavisi Yatan hastalarda güncel diyabet tedavisi Doç. Dr. Mehmet Uzunlulu Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH İç Hastalıkları Kliniği Diyabet hastası neden yatar? Kontrolsüz diyabet HbA1c: %16 Metformin DPP-4 inhibitörü

Detaylı

Diyabetik Hasta Takibi. Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli

Diyabetik Hasta Takibi. Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli Diyabetik Hasta Takibi Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli Amaç Bu oturum sonunda katılımıcı hekimler birinci basamakta Diyabet hastalığının yönetimi konusunda bilgi sahibi olacaklardır.

Detaylı

Akılcı İlaç Kullanımı

Akılcı İlaç Kullanımı Akılcı İlaç Kullanımı Diyabet ve Böbrek Doç.Dr. Özkan GÜNGÖR Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı NEFROLOJİ YAN DAL OKULU 14 OCAK 2017 AKILCI İLAÇ KULLANIMI TANIM Kişilerin

Detaylı

İnkretinler (Olgu sunumları ile)

İnkretinler (Olgu sunumları ile) İnkretinler (Olgu sunumları ile) Prof. Dr. Erdinç ERTÜRK Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı II. Endokrinolojik Sorunlara Olgu Bazında Çözümler Sempozyumu 5-6 Nisan 2007 - İzmir

Detaylı

Gestasyonel Diyabet (GDM)

Gestasyonel Diyabet (GDM) Gestasyonel Diyabet (GDM) Tanım, Sıklık Gebelikte ortaya çıkan veya ilk defa tespit edilen glikoz intoleransı olarak tanımlanmaktadır (WHO 2012; ACOG, 2013). Aşikar diyabet kriterlerini içermeyen ve gebeliğin

Detaylı

Glukoz İzlemi ve İnsulin Dozlarının Ayarlanması. Dr. Sare Betül Kaygusuz Dr. Şükrü Hatun

Glukoz İzlemi ve İnsulin Dozlarının Ayarlanması. Dr. Sare Betül Kaygusuz Dr. Şükrü Hatun Glukoz İzlemi ve İnsulin Dozlarının Ayarlanması Dr. Sare Betül Kaygusuz Dr. Şükrü Hatun Öğrenim hedefleri Kan şekeri ölçümleri ve değerlendirilmesi, yemek öncesi, tokluk, gece yatmadan önce ve gece kan

Detaylı

Yoğunlaştırılmış İnsülin Tedavisi; -Ne zaman ve Kime Başlanmalı -Doğru İnsülin Titrasyonu, Riskleri

Yoğunlaştırılmış İnsülin Tedavisi; -Ne zaman ve Kime Başlanmalı -Doğru İnsülin Titrasyonu, Riskleri Yoğunlaştırılmış İnsülin Tedavisi; -Ne zaman ve Kime Başlanmalı -Doğru İnsülin Titrasyonu, Riskleri Dr.Tamer Tetiker Ç.Ü.T.F.Endokrin ve Metab.Hast.BD 53.Ulusal Diyabet Kongresi, 2017, Girne/KKTC Diyabet:

Detaylı

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom İnsülin direnci (İR) zemininde ortaya çıkan Abdominal obesite Bozulmuş glukoz toleransı (BGT) veya DM HT Dislipidemi Enflamasyon, endotel

Detaylı

İnsülin Tedavisi. Dr. İlhan SATMAN. İstanbul Üniv. İstanbul Tıp Fak. İç Hast. AD Endokrinoloji - Metabolizma BD

İnsülin Tedavisi. Dr. İlhan SATMAN. İstanbul Üniv. İstanbul Tıp Fak. İç Hast. AD Endokrinoloji - Metabolizma BD 20. DİYABET DİYETİSYENLİĞİ SEMPOZYUMU Diyabette Güncel Tedavi Prensipleri: İnsülin ve Beslenme Tedavisi (İ Satman, N Avhan) Rixos Sungate Hotel, Beldibi Antalya 20 Nisan 2018, St. 08:30-10:00 İnsülin Tedavisi

Detaylı

Aile Hekimliği Uygulamasında Diyabetes Mellitus Yönetimi ve. Prof.Dr. Halil Önder Ersöz Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

Aile Hekimliği Uygulamasında Diyabetes Mellitus Yönetimi ve. Prof.Dr. Halil Önder Ersöz Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Aile Hekimliği Uygulamasında Diyabetes Mellitus Yönetimi ve İnsülin Tedavisi Başlama Prof.Dr. Halil Önder Ersöz Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı TANIM: Diyabetes Mellitus, insülin sekresyonundaki

Detaylı

Tip 2 diyabetik bireyde oral ajanlar yetmiyor. GLP-1 Analoğu?

Tip 2 diyabetik bireyde oral ajanlar yetmiyor. GLP-1 Analoğu? Tip 2 diyabetik bireyde oral ajanlar yetmiyor. GLP-1 Analoğu? Prof. Dr. Erdinç Ertürk Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Öğretim Üyesi 52. Ulusal Diyabet Kongresi,

Detaylı

POSTTRANSPLANT DİABETES MELLİTUS DR. ÜLKEM YAKUPOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ INTERNATIONAL HOSPITAL ORGAN NAKLİ MERKEZİ

POSTTRANSPLANT DİABETES MELLİTUS DR. ÜLKEM YAKUPOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ INTERNATIONAL HOSPITAL ORGAN NAKLİ MERKEZİ POSTTRANSPLANT DİABETES MELLİTUS DR. ÜLKEM YAKUPOĞLU ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ INTERNATIONAL HOSPITAL ORGAN NAKLİ MERKEZİ Transplant İlişkili Hiperglisemi (TAH) Posttransplant Diabetes Mellitus

Detaylı

VAKALARLA KBY - DİYABET TEDAVİSİ

VAKALARLA KBY - DİYABET TEDAVİSİ VAKALARLA KBY - DİYABET TEDAVİSİ Dr. Mesut Özkaya Gaziantep Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hst Bilim Dalı 35.Endokrinoloji Kongresi - 19 Mayıs 2013 - Antalya Vaka... 52 yaş, erkek hasta nefes

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Prediyabet kavramı, tanı, sınıflandırma ve epidemiyolojisi. Okan BAKINER

Prediyabet kavramı, tanı, sınıflandırma ve epidemiyolojisi. Okan BAKINER Prediyabet kavramı, tanı, sınıflandırma ve epidemiyolojisi Okan BAKINER 1.TANIM Prediyabet; plazma glukoz düzeylerinin normalin üzerinde olduğu ancak diyabet sınırlarına ulaşmadığı durumlardır. Prediyabet

Detaylı

İnsulin Oral Antihiperglisemik Kombinasyonu. Dr.Kubilay Karşıdağ İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi

İnsulin Oral Antihiperglisemik Kombinasyonu. Dr.Kubilay Karşıdağ İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi İnsulin Oral Antihiperglisemik Kombinasyonu Dr.Kubilay Karşıdağ İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Mantığı Yararı? Kime? Nasıl? Mantığı? Tip 2 Diyabette Fizyopatoloji - 1 İnsülin Direnci (Başlatıcı) : Genetik+Edinsel

Detaylı

Bir Diyabetik Bireyin Yaşam Öyküsü. Dr. Kubilay KARŞIDAĞ İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi

Bir Diyabetik Bireyin Yaşam Öyküsü. Dr. Kubilay KARŞIDAĞ İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Bir Diyabetik Bireyin Yaşam Öyküsü Dr. Kubilay KARŞIDAĞ İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi 1996 2000 2001 31 yaşında kadın hasta 4 yıl önce 4.650 kg ağırlığında bir bebek doğurmuş. Baba obez, anne-dayı ve

Detaylı

DİABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ. Dr.Gülfem ERSÖZ

DİABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ. Dr.Gülfem ERSÖZ DİABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ Dr.Gülfem ERSÖZ Kısmi veya tümü ile insülin yokluğu ile karakterize hiperglisemi Mikrovasküler komplikasyonlar önemli Renal(nefropati) Göz (retinopati) Nöropati Sessiz iskemi

Detaylı

TİP 2 DİYABET. Tanı, Patogenez, Semptom ve Bulgular, Klinik Çalışmalar, Öneriler. HALUK ŞAVLI 2012

TİP 2 DİYABET. Tanı, Patogenez, Semptom ve Bulgular, Klinik Çalışmalar, Öneriler. HALUK ŞAVLI 2012 TİP 2 DİYABET Tanı, Patogenez, Semptom ve Bulgular, Klinik Çalışmalar, Öneriler. HALUK ŞAVLI 2012 Tip 2 diyabet, insülin direnci ve bunun insülin sekresyonundaki defekt nedeniyle, kompanse edilememesi

Detaylı

Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor

Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor 37 yılda (1980-2017) Her 11 kişiden 1 i diyabet İki diyabetliden biri tanı almamış Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor Komplikasyonlar önlemiyor Diyabetli kişilerin üçte

Detaylı

İNSÜLİN KULLANAN DİYABETLİDE EGZERSİZ YÖNETİMİ

İNSÜLİN KULLANAN DİYABETLİDE EGZERSİZ YÖNETİMİ İNSÜLİN KULLANAN DİYABETLİDE EGZERSİZ YÖNETİMİ BELGİN BEKTAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Diyabet Eğitim Merkezi Diyabet Hemşireliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi EGZERSİZ NEDİR? İskelet kaslarını

Detaylı

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması Prof.Dr.Volkan Genç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Meme-Endokrin ve Metabolizma Cerrahisi ÇOK BİLİNENLER

Detaylı

PREDİYABET EPİDEMİYOLOJİ VE TANISI. Prof. Dr. Engin GÜNEY

PREDİYABET EPİDEMİYOLOJİ VE TANISI. Prof. Dr. Engin GÜNEY PREDİYABET EPİDEMİYOLOJİ VE TANISI Prof. Dr. Engin GÜNEY Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı DİABETES MELLİTUS 415 milyon erişkinde diyabet var.

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Endokrinoloji ve Metabolizma B.D

Diyabetes Mellitus. Endokrinoloji ve Metabolizma B.D Diyabetes Mellitus Dr.Nuri Çakır Gazi Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma B.D Türk Toraks Derneği i 9.Yıll llık k Kongresi 19-23 Nisan 2006 Diyabetes mellitus İnsülin salgılanmas

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA DİYABET TEDAVİSİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA DİYABET TEDAVİSİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA DİYABET TEDAVİSİ Dr. Mürvet YILMAZ Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi KIŞ OKULU-2014 DM, genel popülasyonun % 3-6 20 yaş ve üzeri nüfus: 47.467.350 (%65.4) TURDEP-II

Detaylı

İnsülinlere Genel Bakış

İnsülinlere Genel Bakış İnsülinlere Genel Bakış 2. Tekirdağ Endokrinoloji Kursu 22-23 Kasım/2013 Doç. Dr. Kubilay ÜKİNÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları B.D 1 İnsülin Salgılanması-1

Detaylı

DİABETES MELLİTUS YRD. DOÇ.DR. KADRİ KULUALP

DİABETES MELLİTUS YRD. DOÇ.DR. KADRİ KULUALP DİABETES MELLİTUS YRD. DOÇ.DR. KADRİ KULUALP Diabetes mellitus; pankreastaki insülin yapımının yetersiz oluşu nedeniyle, özellikle karbonhidrat metabolizmasında olmak üzere lipid ve protein metabolizmalarında

Detaylı

Şeker düşürücü ilaçlar

Şeker düşürücü ilaçlar TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES 05 MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ Şeker düşürücü ilaçlar Şeker düşürücü

Detaylı

Diyabet ve egzersiz TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

Diyabet ve egzersiz TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ 02 Diyabet ve egzersiz Diyabetli bireyler

Detaylı

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir HD e yeni başlayan hastaların 1/3 de neden diyabetik nefropati Yeni başlayan

Detaylı

MODY Tanı ve Tedavi İlkeleri. Prof.Dr.Murat YILMAZ NKÜ Tıp Fakültesi endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD

MODY Tanı ve Tedavi İlkeleri. Prof.Dr.Murat YILMAZ NKÜ Tıp Fakültesi endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD MODY Tanı ve Tedavi İlkeleri Prof.Dr.Murat YILMAZ NKÜ Tıp Fakültesi endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD Maturity-Onset Diabetes of Young (MODY) tüm diyabetli olguların yaklaşık %1-2 sini oluşturur

Detaylı

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ Uz. Dr. M. Masum CANAT Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR? İnsülin eksikliği ya da var olan

Detaylı

İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı Glukoz Dengesi ve SDBH GFH 20 ml/dk nın altına indiğinde glukoz kontrolünde düzensizlikler baş göstermektedir.

Detaylı

Diyabet ve Nütrisyon Doç. Dr. Mehmet Uzunlulu

Diyabet ve Nütrisyon Doç. Dr. Mehmet Uzunlulu Diyabet ve Nütrisyon Doç. Dr. Mehmet Uzunlulu İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği Dünyada diyabet patlaması Ülkemizde diyabet %90 arttı 6. IDF

Detaylı

ERİŞKİNDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ

ERİŞKİNDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ ERİŞKİNDE GÜNCEL DİYABET TEDAVİSİ Dr.Canan ERSOY Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı 22 MART 2017 BURSA Sunum Akışı Dünyada

Detaylı

Tip 2 diyabetli hastada ilk tercih ettiğiniz ilaç hangisidir? 1. Sülfonilüre 2. Metformin 3. Glitazon 4. İnsülin

Tip 2 diyabetli hastada ilk tercih ettiğiniz ilaç hangisidir? 1. Sülfonilüre 2. Metformin 3. Glitazon 4. İnsülin Tip 2 Diyabette İnsülin Tedavisi Prof. Dr. Aytekin OĞUZ İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. İç Hastalıkları Kliniği Tip 2 diyabetli hastada ilk tercih ettiğiniz ilaç hangisidir? 1. Sülfonilüre

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

İleri obez diyabetiklerde antidiyabetik ajan seçimi. Dr. Mustafa ÖZBEK Dışkapı YBEAH Endokrinoloji Kliniği ANKARA

İleri obez diyabetiklerde antidiyabetik ajan seçimi. Dr. Mustafa ÖZBEK Dışkapı YBEAH Endokrinoloji Kliniği ANKARA İleri obez diyabetiklerde antidiyabetik ajan seçimi Dr. Mustafa ÖZBEK Dışkapı YBEAH Endokrinoloji Kliniği ANKARA 16.11.2018 Genel bilgiler Obezite: özellikle son 20 yıldır tüm dünyada prevalansı giderek

Detaylı

HANGİ DİYABET TEDAVİSİ Kılavuza Göre mi? Fizyopatolojiye Göre mi?

HANGİ DİYABET TEDAVİSİ Kılavuza Göre mi? Fizyopatolojiye Göre mi? HANGİ DİYABET TEDAVİSİ Kılavuza Göre mi? Fizyopatolojiye Göre mi? Prof Dr Dilek Yavuz Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD Antidiyabetik tedaviyi nasıl seçelim? Kılavuzlara

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür 500 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR İNSUFOR, tip 2 diabetes mellitus tedavisinde, özellikle fazla kilolu

Detaylı

Oral Antidiyabetik (OAD) ve İnsulinomimetikler

Oral Antidiyabetik (OAD) ve İnsulinomimetikler Oral Antidiyabetik (OAD) ve İnsulinomimetikler Dr. Fatma Ela Keskin Doç. Dr. F. Ela KESKİN Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları TEDAVİNİN AMACI KAN GLUKOZ DÜZEYİNİ İDEAL DÜZEYE GETİRMEK

Detaylı

İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri

İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri Doç. Dr. Mehmet Uzunlulu İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH, İç Hastalıkları Kliniği Sunum akışı Kılavuzlar ışığında; Glisemik tanımlamalar ve

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği Hipertrigliseridemii id i Tedavisi i Prof.Dr. Oktay Ergene İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Hipertrigliseridemi Gelişimiş VLDL Chylomicron Liver Defective Lipolysis Remnants

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Sık Görülen Kardiyolojik Sorunlarda Güncelleme Sempozyum Dizisi No: 40 Haziran 2004; s. 69-74 Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım Prof. Dr. Hakan

Detaylı

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya Gebelikte diyabet taraması Prof. Dr. Yalçın Kimya Gestasyonel diyabet İlk defa gebelik sırasında saptanan diyabet Diagnosis and classification of diabetes mellitus. Diabetes Care 2010;33(Suppl 1):S62 9.

Detaylı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Toujeo verilen kişi olarak siz

Toujeo verilen kişi olarak siz H A S TA B İ LG İ L E R İ Toujeo verilen kişi olarak siz Bu broşür, diyabeti olan ve doktor tarafından Toujeo (insülin glarjin) verilen kişi olarak size yönelik hazırlanmıştır. Tüm diyabet tedavilerinin

Detaylı

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler: Obezite alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasıyla oluşur. Bunu genetik faktörler, metabolizma hızı, iştah, gıdaya ulaşabilme, davranışsal faktörler, fiziksel aktivite durumu, kültürel faktörler

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

Dt. İSMAİL SERDAROĞLU SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI DAİRE BAŞKANI

Dt. İSMAİL SERDAROĞLU SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI DAİRE BAŞKANI Dt. İSMAİL SERDAROĞLU SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI DAİRE BAŞKANI Sağlık Bakanlığı Yaklaşımı ve Son Ulusal Veriler A-Rakamlarla Diyabet B-Sağlık Bakanlığınca Yapılanlar

Detaylı

İnsülin Pompa Tedavisi Başlangıç, Temel Bilgiler, İzlem

İnsülin Pompa Tedavisi Başlangıç, Temel Bilgiler, İzlem İnsülin Pompa Tedavisi Başlangıç, Temel Bilgiler, İzlem Doç. Dr. Özlem ÜSTAY TARÇIN Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD DÜNYADA TİP 1 DM POMPA KULLANIMI 25

Detaylı

DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI

DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI DİYABET HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ DİYABET EĞİTİMCİSİNİN EĞİTİMİ KURSU PROGRAMI Hazırlayan : Julie A. KUENZİ, RN,MSN,CDE,CPT Medical College of Wisconsin Çeviren: Doç.Dr. Nermin OLGUN Marmara Üniversitesi Hemşirelik

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Endokrin ve Metabolik Hastalıklarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz

Endokrin ve Metabolik Hastalıklarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz Endokrin ve Metabolik Hastalıklarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz Prof Dr Zehra Aycan Doç Dr Baran Yosmaoğlu Yrd Doç Dr Cihan Fidan Hasan Göktan Arzu Bektaş Kapsam: Tip 1 diyabet Obezite ve Tip 2 diyabet

Detaylı

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Hipoglisemi-Hiperglisemi Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Diabetin Acil Sorunları Hipoglisemi Diabetik Ketoz ( veya Ketoasidoz) Hiperosmolar Nonketotik Durum Laktik Asidoz Hipoglisemi

Detaylı

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar Prof. Dr. Lemi İbrahimoğlu İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Perinatoloji Bilim Dalı Gestasyonel Diyabetes

Detaylı

HAFİF -ORTA KRONİK BÖBREK HASTALIĞINDA İNSULİN DIŞI TEDAVİ

HAFİF -ORTA KRONİK BÖBREK HASTALIĞINDA İNSULİN DIŞI TEDAVİ HAFİF -ORTA KRONİK BÖBREK HASTALIĞINDA İNSULİN DIŞI TEDAVİ Prof Dr Dilek Gogas Yavuz Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD Insidans (1/1000000) Tip 2 DM hastaların %50 sinde

Detaylı

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Cinsiyet İlişkili Farklılıklar ERKEK BEYNİ KADIN BEYNİ Cinsiyet İlişkili

Detaylı

YENİ DİYABET CHECK UP

YENİ DİYABET CHECK UP YENİ DİYABET CHECK UP Toplumda giderek artan sıklıkta görülmeye başlanan ve başlangıç yaşı genç yaşlara doğru kayan şeker hastalığının erken teşhisi için bir Check Up programı hazırladık. Diyabet Check

Detaylı

Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara

Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Başak Bolayır a, Muhittin Yalçın a, Gülkhat Abilova a, Sakine Güzel b, Emre Arslan a, Alev Eroğlu Altınova a, Müjde Aktürk a, Füsun Baloş Törüner a, Ayhan Karakoç a, İlhan Yetkin a, Nuri Çakır a a Endokrinoloji

Detaylı

METFORMİN. Prof.Dr. Yüksel Altuntaş S.B.Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Klinik Şefi

METFORMİN. Prof.Dr. Yüksel Altuntaş S.B.Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Klinik Şefi METFORMİN Prof.Dr. Yüksel Altuntaş S.B.Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Klinik Şefi Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Kongresi 15 Ekim 2011 Patogenezden mesajlar

Detaylı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD ceylakonca@gazi.edu.tr. Diabetes Mellitus ta İnsülin Tedavisi

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD ceylakonca@gazi.edu.tr. Diabetes Mellitus ta İnsülin Tedavisi Doç. Dr. M. Ayhan KARAKOÇ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD akarakoc921@hotmail.com 1966 Yılında İstanbul-Bakırköy de doğdu. 1984-1991 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp

Detaylı

Tip 2 Diabetes Mellitus Tedavisinde Oral Antidiyabetik İlaçlar Tip 2 Diabetes Mellitus Tedavisi

Tip 2 Diabetes Mellitus Tedavisinde Oral Antidiyabetik İlaçlar Tip 2 Diabetes Mellitus Tedavisi Prof. Dr. Göksun AYVAZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD ayvaz@gazi.edu.tr 1960 yılında Erzincan da doğdu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nden 1983 yılında mezun oldu.

Detaylı

Farmakolog Gözüyle Metabolik Sendrom

Farmakolog Gözüyle Metabolik Sendrom Farmakolog Gözüyle Metabolik Sendrom 1 Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD www.onersuzer.com osuzer@istanbul.edu.tr 1 Siz bir çekiçseniz, her şey çivi gibi

Detaylı

Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Diyabetik Ayağa Nasıl Bakıyor?

Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Diyabetik Ayağa Nasıl Bakıyor? Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Diyabetik Ayağa Nasıl Bakıyor? Diyabet Koordinatörü Görüşü Doç. Dr. Mustafa Altay Keçiören EAH Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları IV. Ulusal Diyabetik

Detaylı

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması 20 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında Antalya da düzenlenen 45. Ulusal Diyabet Kongresinde

Detaylı

İnsulin Tedavisi Prof. Dr. Zeynep Oşar

İnsulin Tedavisi Prof. Dr. Zeynep Oşar İnsulin Tedavisi Prof. Dr. Zeynep Oşar İnsulin diyabet tedavisinin en önemli yapıtaşını oluşturur. 1921 yılında keşfedilmiş olan bu hormon ilk kez 1922 de diyabet tedavisinde kullanılmış ve çağdaş tıpta

Detaylı

Metabolik Cerrahinin Diyabet Tedavisinde Yeri

Metabolik Cerrahinin Diyabet Tedavisinde Yeri Metabolik Cerrahinin Diyabet Tedavisinde Yeri Dr. Erman ÇAKAL Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği Bariyatrik

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı

Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı ULUSAL DİYABET KONGRESİ 2015 Doç.Dr. Kamile GÜL Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma BD AKILCI İLAÇ KULLANIMI Akılcı İlaç Kullanımı

Detaylı

DİYABETLİ GEBE. Uzm. Hem. Hülya GÜLYÜZ DEMİR Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü

DİYABETLİ GEBE. Uzm. Hem. Hülya GÜLYÜZ DEMİR Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü DİYABETLİ GEBE Uzm. Hem. Hülya GÜLYÜZ DEMİR Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü TURGEP Çalışması: Gebelikte Diyabet Prevelansı %16,2 Aydın H et al. Yayınlanmamış veri Diyabet

Detaylı

Uzm. Hemş.Feride BADUR GÖRÜRGÖZ Diyabet Eğitim Hemşiresi SBÜ GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Uzm. Hemş.Feride BADUR GÖRÜRGÖZ Diyabet Eğitim Hemşiresi SBÜ GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi ORAL ANTIDIYABETIK VE İNSÜLINOMIMETIK TEDAVI ALAN HASTALARDA DIYABET EĞITIMI Uzm. Hemş.Feride BADUR GÖRÜRGÖZ Diyabet Eğitim Hemşiresi SBÜ GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalem hemşiresi İnsülin

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

İNSÜLİN TEDAVİSİNİN YÖNETİMİ. Prof. Dr. Nermin OLGUN Acıbadem Üniversitesi SBF Hemşirelik Bölümü

İNSÜLİN TEDAVİSİNİN YÖNETİMİ. Prof. Dr. Nermin OLGUN Acıbadem Üniversitesi SBF Hemşirelik Bölümü İNSÜLİN TEDAVİSİNİN YÖNETİMİ Prof. Dr. Nermin OLGUN Acıbadem Üniversitesi SBF Hemşirelik Bölümü AMAÇ: Diyabetli ve yakınlarına insülin uygulamaları konusunda temel bilgi, beceri tutum kazandırmaktır. Bilgi

Detaylı

DİYABETTE YENİ YAKLAŞIMLAR. Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD AYDIN 2003

DİYABETTE YENİ YAKLAŞIMLAR. Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD AYDIN 2003 DİYABETTE YENİ YAKLAŞIMLAR Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD AYDIN 2003 1 Diabetes Mellitus (DM) Diabetes mellitus (DM), karbonhidrat metabolizmasının,

Detaylı

İnsülinin keşfi ve insülin tedavisinin uygulamaya geçmesi diyabet tedavisinde dönüm noktası olmuştur

İnsülinin keşfi ve insülin tedavisinin uygulamaya geçmesi diyabet tedavisinde dönüm noktası olmuştur İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Diyabet Eğitim Hemşiresi Saliha Yılmaz İNSÜLİNLER İnsülinin keşfi ve insülin tedavisinin uygulamaya geçmesi diyabet

Detaylı