BİR DOKTORA TEZİ HEZEYANI MÜNASEBETİYLE: KA- DININ ASIL ŞİMDİ ADI YOK! Yahya Kemal TAŞTAN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİR DOKTORA TEZİ HEZEYANI MÜNASEBETİYLE: KA- DININ ASIL ŞİMDİ ADI YOK! Yahya Kemal TAŞTAN"

Transkript

1 BİR DOKTORA TEZİ HEZEYANI MÜNASEBETİYLE: KA- DININ ASIL ŞİMDİ ADI YOK! Yahya Kemal TAŞTAN Öznur Özdarıcı Arslan, Türk Romanında Kadın ( ), Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010 (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Son zamanlarda Türk akademi camiasında yerleşmiş yanlış bir kanı var. Endişe verici olan husus, bu yanlış kanının gittikçe gelenekselleşmesidir. Bilimsel eserler ve araştırmalar hakkında yazılan tanıtım yahut tenkit yazıları, hatır kabilinden olup sonucu araştırmacıya met- hiyeler düzen ve bu tür çalışmaların devamını temenni eden cümle- lerle bitmekte. Bu tür yazılarda eserin muhtevası, yöntemi, içeriği,

2 Yahya Kemal Taştan kaynaklara hakkıyla ulaşıp ulaşamadığı, tahlil, terkib ve nihayet ortaya koyduğu netice üzerinde yeterince durulmadığı görülmektedir. Dolayısıyla yaklaşık 30 yıl önce Destursuz Bağa Girenler adlı eserde dikkat çekildiği gibi eş-dost hatırı yüzünden doğruya yanlış, yanlışa doğru diyenler, akademik camiadaki başıboşluğun ve üniversiteleri mahalle kahvelerine döndüren düzen ve disiplinsizliğin başlıca müsebbibidirler. Öznur Özdarıcı Arslan tarafından hazırlanan Türk Romanında Kadın ( ) adlı doktora tezi, 30 yıl önce dile getirilen başıboşluğun günümüzde de devam ettiğini, üstelik bu duruma hâlâ Prof. pâyeli ulemâmızca göz yumulduğunu ve bunun desteklendiğini göstermesi bakımından anlamlıdır. Doktora tezi olduğu ileri sürülen bu çalışmada, yılları arasında kitap olarak yayınlanmış romanlardaki kadın tiplerinin incelemesi amaçlanmıştır. Kadınların karakterleri, fizyolojik, sosyo- lojik ve psikolojik durumlarını, içinde bulundukları hâller doğrultu- sunda sergiledikleri davranış biçimlerini bilimsel metotlar kullanarak tespit etmek, incelemek ve elde edilen malzemeden hareketle genel- lemelere ulaşmak (s.2: Özet) iddiası taşıyan bu tezin doğrusu hangi metodu kullandığı tezin bütünü dikkate alındığında anlaşılamamıştır. Yazarın edebiyat biliminin farklı yöntemleri, elde edilen bilgilerin tasnifi ve tahlili (s.2) gibi oldukça muğlâk olan ifadesi tezin içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde izlenen metodun, fişlerin gelişi güzel oraya buraya serpiştirilmesi olduğu görülmektedir. Denilebilir ki söz konusu tez, başından sonuna sağa sola gelişigüzel serpiştirilmiş bilgi fişlerinden ibarettir ve yazarın kadın adına ortaya koyduğu şey, sarı saçlı, ela gözlü, yumru elli, yassı burunlu, çarşaflı yahut feraceli gibi kadının dış görünüşüne ait sıralamaların ötesine geçememiştir. Kadını teşrih masasına yatıran Özdarıcı Arslan onu parçalara ayırmış ve bu parçaları birbirine monte ederek kadın yaratacağını düşünmüştür. Tezi elinize aldığınızda bunun aslında çocukların zihinsel gelişmeleri ve el becerileri için imal edilmiş bir lego oyunu yahut puzzle gibi olduğunu görebilirsiniz. Esasen böyle bir çalışmada kendisine yol gösterecek danışman/danışmanların da iddialı bir başlıkla verdikleri tezden bir şey anlamadıkları, hem tezin içeriğinden hem de böyle bir çalışmanın kabulünden anlaşılmaktadır. Legoların birleştirilmesi, doktor pâyesi vermek için yeterli görülmüştür. Tezi hazırlayanın kendisi bir kadın olduğu hâlde aşağıda görüleceği üzere kadının bırakın iç dünyasını, onu dış görünüşü ve cinsiyeti açısından dahi kavraya- 2

3 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle mamıştır. Bu fiş yığıntısını doktora tezi kabul eden ve yöneten ulemânın da, yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı düşüncesinden öteye geçemediği ve kadını bir meta olarak gördüklerini ileri sürmek mümkündür. Üç Yeni Türk Edebiyatçısı, bir Eski Türk Edebiyatçısı ve bir de feylesoftan müteşekkil taife-i profussuriyye, söz konusu tezi hangi kıstasa göre başarılı bulduklarını anlatmalıdırlar. Yoksa bu tez de pek çok yerde olduğu gibi bizim uşaktır, bizim kızdır, bizim köylüdür, bana tâbidir kabilinden danışmanın tavassutu yahut dü- nün doktorantı bugünün doktoru şahsın tabasbusu ile mi kabul edil- miştir? Bilimsel araştırma, hem araştıran hem de araştırmaya rehberlik eden zevâtta zekâ, basiret, ferâset, kiyâset, nefâset ve hepsinden de önemlisi haddini bilmeyi gerektirmektedir. Bu hadd, bilimsel araştırmalarda da dikkat edilmesi gereken bir husustur. Nitekim incelediğimiz araştırmanın hadsizliği hem yöntem ve kaynak, hem de zaman ve mekân sınırlamasında ortaya çıkmaktadır yılları arasında yazılmış 130 romanı incelediğini iddia eden çalışmanın (s.4) gerçekte kaç romanı incelediği merak konusudur. Zira bu kadar muazzam kaynak karşısında araştırmacı konuyu birkaç roman etrafında yoğunlaştırarak yahut bir yazarı konu edinerek diğerlerinden de bahsetmeliydi. Ancak başıboşluk ve yol gösterecek ehil bir kişinin olmaması hasebiyle araştırma en başından itibaren bir keşmekeşe sürüklenmiştir. Önsözdeki ifadeye bakılırsa, kadın tiplerinin bütün yönleriyle değerlendirilmesi ve tespiti esasına dayanan çalışma, geleneksel dönemde yaşayan kadın tipi ile modern zamanların ürünü olan kadın arasındaki farklılaşmayı tespit ettiği iddiasındadır. Romanlardaki ela, siyah, kahverengi, yeşil ve mavi gözlü kadınlara karşılık geleneksel dönemde yaşayan kadınlar mor, turuncu, kırmızı yahut sarı gözlü müdür? Esmer, beyaz, siyah yahut kumral tenli modern kadın karşısında geleneksel kadının teni farklı mıdır? Yahut yazarın sıraladığı alın, kaş, kirpik, burun, dudak, yanak, kulak, çene, baş, yüz, el, kol, parmak, kalça, bacak, ayak gibi uzuvlara sahip modern kadın karşısında her ne hikmetse geleneksel döneminden bahsedilmeyen kadın bu uzuvlardan mahrum bir ucube midir? Kısa, orta ve uzun boylu kadınlar karşısında geleneksel dönem Türk kadını sürüngen midir? Yahut da zayıf, normal ve şişman kadınlara nazaran geleneksel dönem Türk kadını cıva nev inden bir varlık mıdır? Doğrusu modern dönem Türk kadınını 3

4 Yahya Kemal Taştan nazarı dikkate aldığımızda geleneksel dönem kadınını bir insan yahut bir varlık olarak tasavvur etmek güçleşmektedir. Yine önsözde yer alan bir başka özgün ve Türk modernleşmesini veciz bir biçimde ifade eden şu cümleye dikkat buyrulsun: Metin düzeyinde bakıldığında ise ( ), yeni kadın unsurunun toplumsal ha- yatın bir yansıması olan romanlarda yeni dil ve üslûplara tesiri, edebî metne kazandırdığı farklı renk ve kokular, kadının duygularını ifade etme biçimi, hayata bakış tarzı, toplumdaki yeri, zihnî ve hissî plandaki konumu, psikolojik, sosyolojik ve fiziksel durumu, duygu ve davranış değişiklikleri gibi hususlar bakımından 19. yüzyıl Türk romanını incelerken bize farklı yollar açacaktır. Oldukça iddialı olan ve Gordion düğümünü bir hamlede çözmeyi amaçlayan bu cümle, tezin içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde güdük kalmaktadır. Örneğin böyle bir cümleden Kandiyoti, Yeğenoğlu, Lewis yahut Sönmez in yaptıkları biçimde modernleşme sürecinde kadının rolü veya modernleşmenin / modernleştiricilerin kadın tasavvuru gibi bir tez beklenirdi. Ancak yazarımız saç, göz, göğüs, kalça ile modernleşme arasında kurduğu ilişki ile bizleri sükut-ı hayâle uğratmıştır. Gerçi modernleşme ile beden arasında ilişki kuran çalışmalar bulunmakta ise de Özdarıcı Arslan ın bunlardan haberi olmamıştır. 1 Dolayısıyla yemeğin salçalısı ile kadının kalçalısı arasındaki doğru orantıya modernleşmenin de eklemlenmesi ile yetinilmiştir. Doğrusu Özdarıcı Arslan ın postmodernizm hakkındaki görüşlerini de çok merak etmekteyiz. Feminist kuramın önemli isimlerinden Donna Haraway in post- modernizmin cinsiyetsizliğine yaptığı vurguyu, Özdarıcı nın zaviyesinden değerlendirecek olursak modern kadına nazaran postmodern kadının en mühim özelliğini varın siz düşünün. 1 Michel Foucault, Cinselliğin Tarihi, 3 Cilt, İstanbul: Afa Yayınları, 1993.; Philip A. Mellor- Chris Shilling. Re- forming the Body: Religion, Community, and Modernity, London: Sage, 1997.; Harvie Ferguson, Modernity and Subjectivity: Body, Soul, Spirit, Charlottesville: Univ. Press of Virginia, 2000.; Dalia Judovitz, The Culture of the Body: Genealogies of Modernity, Ann Arbor: University of Michigan Press, 2000.; Zygmunt Bauman, Liquid Modernity, Cambridge: Polity, 2000.; Vibeke R. Petersen, Women and Modernity in Weimar Germany: Reality and Its Representation in Popular Fiction, New York: Berghahn Books, 2001.; Alexandra Howson, The Body in Society: An Introduction, Cambridge: Polity Press, 2004.; Yiğit Akın, Gürbüz ve Yavuz Evlatlar Erken Cumhuriyet'te Beden Terbiyesi ve Spor, İstanbul: İletişim Yayınları, 2004.; Sylvia Marcos, Bedenler, Dinler ve Toplumsal Cinsiyet, Ankara: Ütopya Yayınevi, 2006.; Alain Corbin vd., Bedenin Tarihi, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2008.; Eva Áhreïn, Death, Modernity, and the Body: Sweden , Rochester, N.Y: University of Rochester Press, 2009.; Taner Kültükçü (ed.), Kadın Bedeni ve Cinselliğin Temsili, İstanbul: Cinius Yayınları, 2010.; Altan Kar- Yasemin İnceoğlu, Kadın ve Bedeni, İstanbul: Ayrıntı Yayınları,

5 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle Yine önsözden devam edelim. Türk edebiyatında roman türünde yazılmış olan anlatma esasına bağlı edebî metinlerde gibi bir ifade ile ne kastedildiğini anlamak mümkün değildir. Edebiyat bölümünde okuyan birinci sınıf öğrencisi bile romanın, tıpkı hikâye, destan, masal gibi anlatma esasına dayalı olduğunu bilir. Ancak burada roman türünde yazılmış olan anlatma esasına bağlı ifadesinin gerçekte anlatma esasına bağlı roman türündeki edebî metinlerde olması gerekir. Romanın anlatma esası dışında bir türü var mıdır ki, böyle tuhaf ve ne anlam ifade ettiği bilinmeyen bir cümle kurulmuş ve bu ifade tezde sıklıkla tekrarlanmıştır. Yazar, 19. yüzyıl Türk romanlarında geçen kadın tiplerini çıkış noktası kabul etmekte, birinci bölümde kadınları fizyolojik (uzuvlar), giyim-kuşam, makyaj yönünden incelemektedir. İkinci bölümde sosyolojik (evli- dul- yetim/öksüz/genç; tahsilli- cahil; Türk- Rum- Çerkes vb.) ve üçüncü bölümde ise psiko- lojik özellikleri (âşık-maşuk kadın; müşfik ve merhametli kadın; kötü huylu kadın) ele alınmaktadır. 19. yüzyıl ortaya çıkış noktası olarak kabul edildiğine göre bu dönemden önce kadınlar uzuvlardan, giyimkuşam ve süslemeden yoksun, sosyolojik ve psikolojik özellikleri olmayan, 19. yüzyıl ile birlikte tek hücreliden birden insana dönüşen varlığı ifade etmektedir. Yazar da Türk toplumunda kadının konu- mu üzerinde durulmuş, kadının tarih sahnesine çıkışından [yazara tarihin ne zaman başladığını da ayrıca sormak gerekmektedir] günü- müze gelinceye kadarki durumu ve geçirdiği evrim aşamaları dikkat- lere sunulmuştur. ifadesiyle tek hücreli canlıdan insana yaşanan evrimi anlatmak istemiştir. Ona göre yeni medeniyet dairesi toplumun tüm fertlerinde ve özel olarak da kadın üzerinde olumlu-olumsuz de- ğişiklikler meydana getirmiştir. Ancak bu olumlu ve olumsuz değişikliklerin söz konusu tezde gösterildiğini iddia etmek mümkün değil- dir. Ya da böyle bir şey var ise olumlu ve olumsuz değişiklikler saç, göz, dudak, ten rengi yahut uzuvlar üzerinden mi yürümektedir? Yahut evli, dul, boşanmış, yetim/öksüz, okumuş ve câhil olmak mı olumlu ve olumsuz değişikliklerin göstergesidir, doğrusu anlamak pek mümkün değildir. Yazar eserinde daha çok kaynak araştırması yapma, veri toplama tekniklerini uygulama ve kullanmayı esas almıştır. 130 romanı ince- lediğini iddia eden Özdarıcı Arslan, ne hikmetse bunların bir kısmının roman olmadığını ileri sürmektedir. Ancak bunu hangi kıstasa göre yaptığı, neyi roman ve neyi de roman kabul etmediği an- 5

6 Yahya Kemal Taştan laşılamamaktadır. Esasen bu bir kaçış ve sığ alanda boğulmamak için çırpınma gayretinden başka bir şey değildir. İfadeye dikkat buyurun: Belirtilen sayının çalışmanın spesifikliğini bozacağı ve dikkati dağıtacağı düşüncesiyle bahsi geçen bu romanlardan birinci, ikinci ve üçüncü derecede önemli olanları üzerinde durmayı ve bunları esas almayı uygun gördük. Spesifikliği bozacağı ne demek? Ya dikkati dağıtacağı düşüncesiyle ifadesine ne buyurmalı? Doktorumuz tezini sanki gürültülü bir maçın ortasında yahut İç Anadolu da yaygın olan sokak arası düğünlerde çalınan Atım Arap veya Biter Kırşehir in gülleri biter eşliğinde yazmış gibidir. Sanırım bu heyecan ve coşku ile de romanları birinci, ikinci ve üçüncü derecede önem sırasına göre sıralamıştır. Romanın derece derece tasnif edildiği ve önem sırasına konulduğu ifadesini doğrusu pek anlayamadık. Böyle bir tasnif ve derecelendirme hangi kıstasa göre yapılmıştır? Birinci derecede roman ile ikinci ve üçüncü derecedekileri farklı kılan hususiyetler nelerdir? Aşk, popüler veya tarihsel roman gibi tasniflerin varlığı bilinmekle birlikte bu derecelendirme hakkında yazarın daha ayrıntılı bilgi ver- mesi yahut en azından kaynakçada 1., 2. ve 3. derecede romanları tasnif etmesi gerekirdi. Ancak yazar tamamen keyfî olduğu anlaşılan bu tasnif neticesinde incelediğini iddia ettiği 130 romanı nihayet 50 ye indirdiğini ileri sürmüştür. Oysa kaynakçada verdiği roman sayısının 97 olduğundan yazarın haberi yoktur. Yazar ya derecelendirmesini unutmuş ya da derecelendirmesindeki keyfiliği burada da sürdürmüş olmalıdır. Kısacası ne 130, ne 50 ve ne de 97 sayıları dikkate alındığında hükümlerinden hiçbirine güvenmek mümkün değildir. İmdi o veciz önsözden uzunca bir alıntı daha: Biz, Kadın ve Roman ( ) [doktorumuz tezinin özgün adını dahi yazamamış] konulu çalışmada ilk olarak kadın unsuru ile ilgili teorik zemini oluşturmayı, daha sonra çalışmamızı bu teorik zemini kurarken elde ettiğimiz bilgilerden hareketle şekillendirmeyi ve söz konusu romanlara bu bakış açısı ile bakmayı uygun gördük. Bunun söz konusu yirmi sekiz yıllık döneme ait olan romanlar tespit edilmiş, bunlar kendi ara- larında bir seçme işlemine tâbi tutulmuştur. Daha sonra anlatma esasına bağlı edebî metinler içerisinde roman türü ve bu tür içerisinde yer alan kadın unsurunun görünüş şekilleri göz önünde tutularak ko- nuya ilişkin kitaplar, tezler ve makaleler belirlenmiştir. Bunun yanı sıra teorik bağlamda kadın, kadının rolü, Tanzimat döneminde kadın, cariyelik müessesesi, cinsiyet problemi, toplumsal cinsiyet, modern 6

7 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle anlamda kadının ortaya çıkışı, feminist hareketler v.s. gibi konularda kitaplar okunmuş ve bunlar da dikkate değer hususlar fişleme yöntemi ile kaydedilmiştir. Ancak roman teorisi üzerine de birtakım kitaplar okunmuş olup, bu kitaplardan alınan bilgiler de yine fişleme tekniği ile kaydedilmiştir. Fişleme tekniği romanlardaki kadın unsurunun öne çıkan yö[n]lerini dikkatlere sunması açısından bize önemli bil- giler verir. Teorik kitaplardan fişleme usûlü ile alınan sistemli bilgi- ler romanlardan elde edilen olan bilgilerle birleştirilerek bir senteze ulaşma yoluna gidilmiştir. Özdarıcı Arslan lütfetmişler, konu ile ilgili kitaplar, makaleler ve tezler okumuşlar. Yine lütfedip onları fişleme yöntemi ile kaydetmişler. Fiş yöntemi denilen şey gerçekte ilkokullar- da okumayı öğretmek yahut orta veya ortaya yakın düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyleri eğitmek için kullanılan bir yöntemdir. Okullarda Ali gel, Okul açıldı gibi her kelimenin ayrı bir fişe yazıldığı şeylerden anlamlı bir cümle oluşturulmaya çalışılırdı. Bu usûl, bugün dahi ilkokullarda ve zekâ düzeyi düşük çocukların eğitiminde kullanılan metotlardan biridir. Oysa bilimsel araştırmalarda bilgi fişlerinin hazırlanması çok daha farklı bir ameliyedir. Sosyal bilimcilerin araştırma yöntem ve tekniklerinde önemli bir yere sahip bilgi ve kaynak fişlerinin hazırlanmasını doktorumuz kendi buluşu gibi vermek- tedir. Doğrusu fişleme yönteminin romanlardaki kadın unsurunun öne çıkan yönlerini göstermesi, Türk bilim tarihi için önemli bir gelişmedir. Yazar icat ediyor gibi sunduğu bu yöntemle insanlığa büyük bir katkıda bulunmuştur. Ancak teorik kitaplardan fişleme usûlü ile alınan sistemli bilgilerle romanlardan elde edilen bilgilerin copy- paste yöntemi sayesinde birleştirilmesinin gerçekte bir sentez olduğu şüphelidir. Yazarın özgün hiçbir yorumunun bulunmadığı bu çalışmada sentezden ziyade yamadan bahsetmek daha uygundur. Zira çalışmanın ne hipotezi, ne tezi ve ne de anti-tezi vardır. Yazar bu yamalı bohçanın edebiyat, sosyoloji, psikoloji ve kadın araştırmaları sahasında önemli faydalar sağlayacak disiplinler arası bir çalışma olduğunu ileri sürerek kendi kıymetini takdir etmeyi de hiç kimseye bırakmamak istemektedir. Özdarıcı Arslan, Bu çalışmanın kadınlara has tipolojik özellikler konusunda bizlere karakteristik sonuçlar sağlayan bir çalışma olduğu sonucuna ulaşılmıştır. sözleriyle kendi tezini yorumlamakta ve başkasına söz bırakmamaktadır. Doğrusu böyle bir ifadenin ardından eleştirel bir yazı yazmak da cesaret istemektedir. 7

8 Yahya Kemal Taştan Özdarıcı Arslan, çalışmasının giriş kısmında teorik bir çerçeve çizmeye ve tarihte kadının konumunu ele almaya çalışmaktadır. Ancak dikkat çeken husus, kadını insan dışı bir varlık olarak sunmasıdır. Bakın ne buyuruyor çiçeği burnunda Yeni Türk Edebiyatı doktoru: İnsanlığın yaradılış serüveni içerisinde önemli bir özne olarak yerini alan kadın, çok eski çağlardan bu yana tarih sahnesinde varlığını sürdüregelmiştir. Denilebilir ki kadının tarihi en az insanlığın tarihi kadar eskidir. Bu son cümleyi serlevha yapıp her yere büyük punto- larla kaydetmek gerekir. Söz konusu doktora tezinin bilim camiasına kazandırdığı en önemli buluş, kadının insandan farklı bir varlık olduğunu ortaya koyması ve onun insanlık kadar eski bir tarihe sahip ol- duğunu ispatlamasıdır. Tarihçilerin, antropologların, sosyobiyologların ve evrimcilerin şimdiye kadar akıllarına gelmemiş yahut gözlerinden kaçmış bir hususu doktorumuz bütün vuzuhluğu ile ortaya koymaktadır. Kadının insan dışında farklı bir varlık olarak ele alınması, gerçekten de bugüne kadar kimsenin keşf ve idrak edemediği bir husustur. Yoksa Özdarıcı Arslan, Yahudi efsanelerinde rastlanılan Âdem in ilk karısı Lilith (Lilitu/Lilis) in izini yahut kalıntılarını buldu da onun insan olmadığı kanısına mı vardı? Doğrusu Âdem in ilk karısının kaprisleri ve erkek egemenliğine başkaldırarak yerini yurdunu terketmesi ile Tanrı dahi başa çıkamamış ve onu yu- vasına dönmeye ikna edememiştir. Tanrı nın her gün yeni doğan yüz bebeğin canını alacağı tehditlerine Lilis aldırış dahi etmemiştir. 2 Özdarıcı Arslan ın cehdine ve gayretine bakın ki, Lilis i doktora tezi ile yeryüzüne inmeye ikna etmeyi başarmış ve Âdem ile Havva dan türeyen insanlık dışında onun da tarihini yazmaya muvaffak olmuştur. Ancak Yüzüklerin Efendisi gibi fantastik romanlarda rastlanılan insanlar dışında hobbitler, elfler, maialar ve cüceler gibi türlere taze doktorumuz, bir de kadını eklemektedir ki, böylece onu insan dışı 2 Feminist söylem ve tarih yazımında önemli bir yer tutan Lilis ten Öznur Özdarıcı Arslan ın haberi yok gibidir. Zira ne Tevrat ve ne de İncil de kadının yaratılışına ilişkin bilgiler vermiş; ne de Lilis ten bahsedilmiştir. Oysa Lilis ile ilk dönem romanları arasında yapılacak bir karşılaştırma çok faydalı olabilirdi. Türk romanında erkek egemenliğine karşı koyan Mahpeyker tipi kadınların Lilis ile ilişkisine karşılık Havva, eşine sâdık ve namuslu Dilâşûb tipi kadınları temsil etmektedir. Lilis ve feminist teori ile ilgili bk. Siegmund Hurwitz- Robert Hinshaw, Lilith, the First Eve: Historical and Psychological Aspects of the Dark Feminine, Einsiedeln: Daimon Verlag, 1999.; Enid Dame, Which Lilith?: Feminist Writers Re- Create the World's First Woman, Northvale: Jason Aronson, 1998; Judith Plaskow- Donna Berman, The Coming of Lilith: Essays on Feminism, Judaism, and Sexual Ethics, , Boston: Beacon Press, 2005.; Kristen E. Kvam vd., Eve and Adam: Jewish, Christian, and Muslim Readings On Genesis and Gender, Bloo- mington: Indiana University Press, 1999, s

9 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle bir varlık olarak ele almakta, Havva yı ve onun neslinden gelen kadınları insan dışı bir varlık olarak değerlendirmektedir. Yahudi mitolojisinde Lilis in tohum hırsızı olduğu ve yaratıkların ondan türediği ifadelerine rastlanır. Kadınları da yaratık yerine koyarak Li- lis e rahmet okutturan Özdarıcı Arslan ın yaklaşımı her türlü takdi- rin fevkindedir ve değil yüzyılın, insanlığın en büyük buluşu olarak tarihe geçmeye lâyıktır. Söz buraya gelmişken Özdarıcı Arslan ın kadının yaratılışı ile ilgili aktardıklarını değerlendirmek gerekir. Doktorumuz, Kur an ve diğer semavî kitaplar arasında insanın ve kadının yaratılışına ilişkin bilgileri karşılaştırma ihtiyacı duymaz ve aynı şeylerden bahsediyorlarmış gibi aktarır. Doğrusu Kadının tarih sahnesine çıkışına ait bilgiler bizi Tanrı kelâmı olan ve karanlık dönemlere ilişkin bilgiler konusunda bize ışık tutan dinî metinlere kadar götürmektedir. Dinî kitaplarda ve özellikle de Kur an-ı Kerîm de kadının en eski devirlerini aydınlatacak bilgilere rastlarız (s. 14) ifadesinden taze doktorumuzun Tevrat, İncil ve Kur ân ın yaratılış ve kadın bahislerini aynı şeyler olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Lilis bir yana, Hıristiyanlık kadını insan ıstırabının kaynağı ve baştan çıkarıcı bir varlık olarak gör- mektedir. Bu minvalde Özdarıcı Arslan, Kur ân a yeni ayetler ek- lemekten de çekinmemektedir. Anlaşılan Kur ân ı da dikkat dağıtıcı bir ortamda okumuş ve fişlemiş olmalıdır. Lütfedip Kur ân-ı Kerîm e baksa idi 38 ve 39. ayetlerini sıraladığı İnsân Sûresi nin 31 ayetten müteşekkil olduğunu görürdü. Kur an, diğer semavî dinlerin muharref kitapları gibi olmadığı ve Allah ın onu koruyacağını vaat ettiği nazarı dikkate alınırsa, ondan yapılan alıntılarda yalnızca fişleme değil, dikkat ve zekâ da önemlidir. Üstelik bu husus taife- i profussuriyyenin de dikkatini celp etmemiştir. Söz söyleme ile düşünme ve düşünerek söyleme ustalığı birbirinden farklı ameliyelerdir. Doktorumuz, tıpkı çeşitli kurslardaki diksiyon derslerinde olduğu gibi süslü cümlelerle konuşmayı, düşünerek konuşma ve yazmaya eş tutmaktadır ki, bu ciddi bir hatadır. Yazmak ve söylemek, hele bu doktora tezi ise bin düşünmeyi bir yazmayı gerektirir. Aksi takdirde haber ve maç spikerlerinin, televole ve paparazzi sunucularının yahut kadın programı sunanların profussur olması gerekirdi. Onların bazı konularda daha hassas oldukları ve bir bilene danıştıkları görülmektedir. Oysa söz konusu tezde bir bilene danışılmadığı ve üstelik 9

10 Yahya Kemal Taştan danışılacak kişilerin de konuyu yeterince bilmedikleri an- laşılmaktadır. İmdi o veciz ifadelerden biri daha: Kur ân da Havva nın ya- radılışı tıpkı Tevrat ta olduğu gibi Hz. Âdem in yaradılışına bağlı olarak anlatılır. İlk insan olan Âdem yaratıldıktan sonra kadın, onun bir parçası olarak, ondan vücut bulmuş, onun için yaratılmış, ona tâbi ayrı bir cins olarak var edilir. Gerek Kur ân da gerekse diğer kutsal kitaplarda kadının yani insanoğlunun ilk anası olan Havva nın yaratılışı kadına soyun devamlılığını sağlayan bir özne olmasından ötürü değer atfedilerek anlatılır. Kadın, âdetâ Tanrının elinden çıkmış, onun şekil verdiği ve kendi özelliklerini şahsında yansıttığı bir kutsal nesne dir. Tevrat ve İncil ile Kur ân arasında yaratılışa ilişkin benzer motifler vardır ama bu satırları yazan doktorumuzun her şeyden önce semavî dinlerin yaratılış ve kadına bakışlarındaki farkları ortaya koyması gerekirdi. Aksi takdirde İslâm toplumlarında kadının konumunu anlamak mümkün değildir, nitekim söz konusu tezde de anlaşıldığı ileri sürülemez. Musevî, Hıristiyan ve Müslüman geleneklerinde cinsiyet ilişkilerini anlamak için ilk kadın ve erkeğin öyküsü kul- lanılmasına karşılık her bir dinin kendine özgü geleneği vardır. Kanonik ve ilkesel farklılıklar ile kutsal metinlere ilişkin yorum farklılıkları (hermeneutik) her gelenekte öykünün nasıl okunması gerektiğini ve teolojik anlamın nasıl anlaşılması gerektiğini biçimlendirmiştir. 3 Ör- neğin pek çok Musevi yorumu kayda değer bir ifade özgürlüğü, midrash geleneğine dayanan görüş farklılıkları içermekte ve bu nedenle kutsal metnin dışına çıkabilmektedir. Kutsal metnin midrashic yo- rumunda okuyucu, metindeki sorunlara cevap aramakta, metnin cevap verdiği yahut cevap vermeden geçiştirdiği şeyleri sormakta özgürdür. Bu nedenle Ahd-i Atik teki Yaratılış bahsi, yılanın neden Havva ile konuştuğu veya Havva nın Âdem e neden meyve verdiği konusunda sessiz kalırken midrashic incelemeler bu sorulara cevap vermek için çoğunlukla metnin ötesine uzanır. Midrashic derlemeler yanında Talmudcu yaklaşım da Yaratılış ın anlamı ve önemine ilişkin farklı bakış açıları sunabilmektedir. Erkek egemen görüşü benimseyen Musevî din adamları Havva nın Tanrı nın bir parçası olduğu fikrine şiddetle karşı çıkmakta ve erkek egemenliğini vurgulamak için onun Âdem in kürek kemiğinden yaratıldığını ileri sürmektedirler. 4 Ancak 3 Kristen E. Kvam vd., a.g.e., s Kristen E. Kvam vd., a.g.e., s.3. 10

11 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle Tevrat ve İncil karşılaştırıldığında Havva nın Hıristiyan gelenekte daha önemli bir konuma sahip olduğu, ilk günah ve düşüş ün müsebbibi olarak değerlendirildiği görülmektedir. Hıristiyan gelenekte İsa, ilk insanın günahını üstlenmiş ikinci Âdem olarak tasavvur edil- mektedir. Ancak bu durumda Âdem in eşinin günahlarını üstlenecek ikinci Havva ya da ihtiyaç vardır. Hıristiyan gelenekte Meryem, ilk kadında eksik olduğuna inanılan erdemlere sahip ikinci Havva yı temsil etmektedir. Hıristiyanlığın yaratılış, düşüş ve kefaret dra- masında Havva, önemli bir rol oynamaktadır. Hıristiyanlığın kadını ilk günahın menşei olarak gören anlayışını, kadını varlığın esası olarak gören İslâm anlayışıyla bağdaştırmak mümkün değildir. Üstelik Kur an ın hiçbir yerinde Havva nın Âdem in kürek kemiğinden yaratıldığına ilişkin bir ayet yoktur. 5 İslâm peygamberinin hadislerinde ve kimi tarih kitaplarında rastlanılan Havva nın Âdem in kürek kemi- ğinden yaratıldığı konusu Sami gelenekten beslenmektedir. 6 Eğer dok- torumuz İsrailiyât denilen şeyi temel referans olarak kabul ediyorsa buna diyecek yok. Ancak Kur ân dan ayetler verdiği nazarıdikkata alınırsa, bu iki görüşü te vil eden ve Havva nın yaratılışından bahseden me haz/me hazlarını belirtmesi gerekirdi. Kadının Tanrı nın elinden çıktığını yazan Özdarıcı Arslan, birden- bire onun kutsal bir nesne olduğunu ileri sürer. Doğrusu bu nesne kavramını tezin içeriğinde logolaştırılan kadın açısından anlamlı bulmaktayız. Ancak nesnenin kutsallığını anladığımızı söyleyemeyiz. Doktorumuz çoğu kez romanlarda ana karakter olan kadını nesneleştirdikten sonra nasıl inceleyebilmiştir, bunu en azından taife- i profus- suriyyenin sorması gerekirdi. Yazar, parçalı anlatımların söz konusu olduğu şiirsel metinler olarak tanımladığı divan edebiyatının kadını bir ucube olarak resmettiğini ileri sürmektedir (s.21). Bu genelleme ve yargı, klâsik dönemin estetiği yanında, plastik sanatlardaki yaklaşımını ve perspektif anlayışını bilmemekten kaynaklanmaktadır. 7 5 Kur an, Bakara: 2: 29-38; Nisâ: 4: 1; Araf: 7:19-27 ve 189; Hicr: 15: 28-29; Tâ Hâ: 20: ; Mü minûn: 23:12-13; Rûm: 30:20-21; Hucurât: 49:13. 6 İslâmi kaynaklarda Havva nın yaratılışı ile ilgili genel bir değerlendirme için bk. Barbara Freyer Stowasser, Women in the Qur'an, Traditions, and Interpretation, Oxford: Oxford University Press, 1994, s ; Amina Wadud, Qur'an and Woman: Rereading the Sacred Text from a Woman's Perspective, Oxford, Oxford University Press, 1999, s ; Denise A. Spellberg, The Role of Medieval Islamic Religio- Political Sources in Shaping the Modern Debate on Gender, Beyond the Exotic: Women's Histories in Islamic Societies (ed. Amira el- Azhary Sonbol), Syracuse, NY: Syracuse Univ. Press, 2005, s Doktorumuz, lütfedip Beşir Ayvazoğlu nun, İslâm Estetiği ve İnsan (İstanbul: Çağ Yayınları, 1989) adlı eserine bakmalıdır. 11

12 Yahya Kemal Taştan Divan şiiri, soyut bir söylem esasına dayanır ve şiirlerde mevzubahis olan kadının hayat karşısındaki gerçekliği, ucube kavramı ile ifade edilemez. Divan şiirinde kadın, güzelliğinin idealleştirildiği ve estetize edildiği bir esas üzerine binâ edilmiştir. Kaldı ki, erken modern toplumların pek çoğunda olduğu gibi Osmanlı kadını hakkındaki bilgilerin çoğu da erkekler tarafından yazılmış belgelere dayanmaktadır. Tüm dünyada kadınlar hakkında yayınlanan bilgiler, kahır ekser erkeklerin izlenimleri, hayalleri, ihtiyaçları ve merakları ile iç içe geçmiştir. 8 Bilim adamının bu hususu dikkate alması ve eğer mümkünse kadınların izlenimlerini takip etmesi gerekir. Divan şiirinde belirli bir kadının arzu nesnesi olarak ele alınması uygun görülmediğinden metaforlara başvurulmuştur. 9 Kur ân da da Kadınlarınız sizin tarlanızdır. 10 tarzındaki metafor, bütün semavî dinlerde ortak ve ataerkil toplumlarda yaygın olan sembollerden biridir. 11 İmdi bu sembollere ve eğretilemelere bakarak İslâm kültüründen beslenen divan edebiyatı kadını ucubeleştirmiştir gibi bir yargıya varmak mümkün mü- dür? Divan edebiyatının kadını ucûbeleştirdiği iddiasının aksine aslında doktorumuz kadını nesneleştirerek ve parçalara ayırarak onu ucubeleştirmiştir de farkında değildir. Özdarıcı Arslan ın tezinde kadın, saçından tırnağına, gözünden kirpiğine, boynundan ayağına birbirine monte edilmek suretiyle tecessüm etmiş cyborg biçiminde tasavvur edilmektedir. Söz buraya gelmişken doktorumuza nesneyi hangi ameliye ile kutsallaştırdığını da sormak gerekir. Fişleme usulü ile mi yoksa sentez (yama) ile mi? Animist toplumlarda nesneye kutsallık atfedilmiş ise de doğrusu çiçeği burnunda doktorumuz bunu ilahî dinlerle nasıl bağdaştırabilmiştir. İslâm öncesi dönemde Araplar, bü- yük putlarını kadın şeklinde tasavvur ederlerdi. 12 İmdi Özdarıcı Arslan ın kadını nesneleştirerek kutsallaştırması, bu ameliyenin farklı bir tezahürü değil midir? Doktorumuzun, iptidaî toplumlarla modern toplumların din, inanış, hayat tarzı, iktisadî hayat ve düşünce, siyasî ve içtimaî yapılarından haberi yok mudur? 19. yüzyılın toplumsal 8 Walter G. Andrews- Mehmet Kalpaklı, The Age of Beloveds: Love and the Beloved in Early- Modern Ottoman and European Culture and Society, Durham: Duke University Press, 2005, s Walter G. Andrews- Mehmet Kalpaklı, a.g.e., s Kur ân, Bakara, 2: Fatmagül Berktay, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın: Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım, İstanbul: Metis Yayınları, 2009, s Kur ân, Nisâ, 4:

13 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle yapıları tasnifinden, en azından Gökalp ve takipçilerini etkileyen Durkheim den haberdar olmasını beklerdik. Kadını kutsal bir nesne olarak değerlendiren Özdarıcı Arslan ın bu fahiş hatasını görme- yen/görmezden gelen ve onaylayan taife- i profussuriyyeye de an- cak şu söylenebilir: Dü İbrâhîm âmed be-dâr-ı cihân Yeki büt-şiken şüd yeki büt-nişân Amazonlardan, Sümer ve Hitit kadınlarından ayrıntılı bir biçimde bahseden taze doktorumuz, her ne hikmetse İslâm öncesi Türk toplumlarında kadının konumundan bahsetmez. Oysa İslâm öncesi Türk toplumunda kadın, sosyal ve siyasal hayatın her cephesinde mühim bir konuma sahiptir. Yaratılış Destanı nda Tanrı Kayra Han a yaratma ilhamını veren Ak Ana dır. 13 Oğuz Kağan Destanı nda ışıktan, ağaçtan doğan ve bir kutsallık havasında anlatılan hanımlar sayesinde Oğuz un nesli sürmektedir. 14 Bozkurt Destanı na nazaran Türk soyu, bir dişi kurt sayesinde sürmüştür. 15 Kadın kılıç kuşanır, ok atar ve ata biner. Hakanların yanında yer alan Hatun, idarî meselelerde de söz sahibidir. Tomris Hatun un (M.Ö. 7. yüzyıl) İskitlerin başbuğu oldu- ğundan çeşitli kaynaklarda bahsedilmektedir. Orhon Yazıtları nda Türk kadının sosyal ve siyasal hayattaki rolüne ilişkin bilgiler bulun- maktadır. Yukarıda Türk tanrısı (ve) Türk kutsal yer (ve) su (ruh- ları) şöyle yapmışlar: Türk halkı yok olmasın diye, halk olsun diye, babam İlteriş Hakanı (ve) annem İlbilge Hatunu göğün tepesinden tutup (daha) yukarı kaldırmışlar ifadesi, Türklerde kadına verilen önemi göstermektedir. 16 Cengiz Yasasına göre, büyük kurultaylarda kadınlar da bulunmaktadır. İbn- i Batuta da Seyahatnamesinde, Türk kadınına verilen öneme dikkat çekerek fermanların Hakan ve Hatun un adına yazıldığını kaydetmektedir. Ebülgazi Bahadır Han Şe- cer- i Terâkime adlı eserinde Oğuzlarda beylik yapan yedi Türk kızı olduğunu zikretmektedir. 17 İslâmî dönem Türk kadın tipi de çalışmada konu edilmemiştir. Tezde Bacıyân-ı Rûm ve Fatma Bacı yoktur. Orta Asya Türklerinde 13 Bilgehan Atsız Gökdağ-Kemal Üçüncü, Başlangıcından Günümüze Türk Destanları, Ankara: Akçağ Yayınları, 2007, s Bilgehan Atsız Gökdağ-Kemal Üçüncü, a.g.e., s Bilgehan Atsız Gökdağ-Kemal Üçüncü, a.g.e., s Talat Tekin, Orhon Yazıtları, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2010, s Ebulgazi Bahadır Han, Şecere-i Terâkime (hzl. Zuhal Kargı Ölmez), Ankara: Simurg, 1996, s

14 Yahya Kemal Taştan kadın ve erkek her ortamda beraber bulunmakta olup söz konusu Türk topluluklarında kadının sosyal durumu İslâm hukuku kaidelerine göre düzenlenmiştir. gibi oldukça muğlâk bir ifade ile bütün bir tarihi özetlemektedir. Oysa İslâm öncesi Türk toplumları ile İslâmî dönemde kadının konumu ve ona verilen önem arasında bir fark var mıdır, doğrusu pek anlaşılamamaktadır. Özdarıcı Arslan, kadın hakkında son dönemde yapılan çalışmalara yer vermez. Osmanlı Devleti nin teok- ratik yapısından bahseden doktorumuz, bu özelliğinden dolayı kadının sosyal durumunda gerilemeler kaydedildiğini ileri sürer. Oysa İslâmî dönemde de Türk kadını toplumdaki konumunu ve saygınlığını korumuştur. Sultan Melik Şah ın karısı Terken Sultan Selçuklu tarihinin önemli simalarından biridir. Mama Hatun ( ), Saltuk- luların sultanı, Raziye Begüm Sultan ( ) Delhi hükümdarı olmuştur. Kirman bölgesinde egemen olan Kutluk Devletinin dör- düncü hükümdarı Türkan Hatun dur. Onun ölümüyle tahta kızı Padi- şah Hatun oturmuştur. Necmeddîn Eyyûb un ölümü ile cariye menşe li eşi Şecer ed- Durr (1250), Memlûklulerin hükümdarı olmuştur. Ahlat ta kurulan Ermenşahların hükümdar naibi İnanç Hatun ülkeye hâkim olmuştur. 18. yüzyılın ikinci yarısında Çin sömürgesine karşı koyanlardan biri de Dilşad Hatun dur. 18 Diğer İslâm toplumlarında da kadın siyasal hayatta rol almıştır. 19 Kadının sosyal durumunda gerileme olduğu iddiasının, Cumhuriyet in ilk yıllarında Türk Tarih Tezinin oluşumunda rol alan Afet İnan a dayandırılarak izah edilmesi oldukça yersizdir. Bu iddialar, Cumhuriyet in ilk yıllarında siyasal ve toplumsal hayatta yaşanan seferberliği meşrulaştırmak maksadıyla ortaya atılmıştır. 20 Gerçekte sözü edilen iddianın olumlu ve olum- suz örnekleri, kadın hakkındaki sosyal tarih ve arşiv çalışmaları ile birlikte değerlendirilmeli ve böyle bir peşin hüküm için temkinli davranılmalıdır. Özdarıcı Arslan öncelikle Kânûnî nin Hürrem Sultan a 18 Osman Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 1993, s ; Agha Hussain Hamadani, The Frontier Policy of Delhi Sultans, New Delhi: Atlantic Publis- hers, 1992, s ; Bahriye Üçok, İslâm Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981.; Faruk Sümer, Doğu Anadolu da Türk Beylikleri, Ankara: TTK. Yayınları, Fatima Mernissi, 15 kadın sultandan kısaca bahsetmekte, buna mukabil Yemenli Şii hane- danından Melike Asma ve Melike Arwa; Belkısu l-suğrâ olarak adlandırılan el- Malike el- Hurra Alam ve Fatımîlerin sultanı Sittü l-mülk ü ayrıntılı bir biçimde incelemektedir. Bk. Fatima Mer- nissi, The Forgotten Queens of Islam (çev. Mary Jo Lakeland), 4. Baskı, Minneapolis: University of Minnesota Press, Yeşim Arat, The Patriarchal Paradox: Women Politicians in Turkey, Rutherford: Fairleigh Dickinson University Press, 1989, s

15 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle yazdığı şiire bakmalıdır. 16. ve 17. yüzyıllarda abartılı bir ifade de olsa kadınlar saltanatı ndan bahsedildiğinden doktorumuzun haberi yoktur. 21 Kösem ve Hatice Tarhan Sultanların saray ve devlet idaresindeki rollerine bakmakta fayda vardır. Osmanlı sarayında kadının ve haremin yeri ve konumu hakkında son zamanlarda yapılan çalışmalara lütfedip göz atmış olsa idi, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Osmanlı Devleti ni tanımladığı iddia edilen bu yargının ne kadar yanlış olduğunu anlayacaktı. Yahut fişleme tekniği yerine kaynaklarını ten- kitçi bir gözle değerlendirmiş olsa idi başka kaynaklara da bakma lüzumu hissedecekti. İslâm ve Osmanlı toplumlarında kadın üzerine yapılan çalışmalar günümüzde artmıştır. Ancak Özdarıcı Arslan ın bu çalışmalardan haberi olmamıştır. Dolayısıyla kadın hakkında bilgi vermek yerine doktorumuz romanın tanımı, doğuşu ve türleri gibi izahlarla konuyu geçiştirmek istemiştir. Bunun yerine İslâm ve Türk toplumlarında kadın anlayışından ve kadının konumundan bahsetmesi gerekirdi. Doktorumuzun İslâmî feminizm kavramından ve İslâmî feminizmin kutsal metinleri yeniden yorumlayışını duymamıştır. 22 Oysa böyle bir çalışmanın teorik alt yapısında feminizm, İslâmî femi- nizm ve modernleşme gibi kavramların yer alması gerekirdi. Osmanlı ve İslâm toplumlarında modernleşme ile birlikte ortaya çıkan toplumsal seferberlik ve yeni toplumsal kimlik tasarımında kadın ve aile önemli bir yer tutmaktadır. Romanın modern dönemin ürünü olduğu nazarıdikkata alınırsa, onun 19. yüzyıldaki en önemli işlevleri toplumsal seferberliğin, yeni kimliğin ve söz konusu kimliğe ilişkin rollerin aktarılmasını sağlamak olmuştur. Edebiyat doktorumuz bu hususlara hiç değinmeden kadını kaşı, gözü, eli, ayağı yahut dul veya bakire olmasına göre tasnif etmeyi yeğlemiştir. İslâm toplumlarında sosyal hayatta yaşanan değişimin dinamiklerinde, ulusdevletin vatandaşlık politikalarında kadın ve aile konusundaki 21 Ahmed Refik, Kadınlar Saltanatı, 4 cilt, İstanbul: Kitabhâne-i Askerî, Amina Wadud, a.g.e.; Asma Barlas, Believing Women in Islam Unreading Patriarchal Interp- retations of the Qur ân, Austin, TX: University of Texas Press, 2002.; Anitta Kynsilehto (ed.), Islamic Feminism: Current Perspectives, Tampere: Tampere Peace Research Institute, 2008.; Fatima Mernissi, Women and Islam: An Historical and Theological Enquiry (çev. Mary Jo Lake- land), Oxford: Basil Blackwell, 1991.; aynı yazar, The Veil and the Male Elite: A Feminist Interp- retation of Women's Rights in Islam (çev. Mary Jo Lakeland), Mass: Addison- Wesley Pub. Co, 1991.; Leila Ahmed, Women and Gender in Islam: Historical Roots of a Modern Debate, London: Yale University Press, 1992.; Haleh Afshar (ed.), Women and Politics in the Third World, Lon- don: Routledge, 1996.; aynı yazar- Mary Maynard (ed.), The Dynamics of Race and Gender: Some Feminist Interventions, London: Taylor & Francis,

16 Yahya Kemal Taştan tartışmalar yatmaktadır. 23 Örneğin Tanzimat ın mimarlarından Sâdık Rıfat Paşa, gelecek nesilleri yetiştirecek kadınların eğitimine önem verilmesi gerektiğini ileri sürmektedir: Kız evlâda hüsn-i terbiyye vermek lâzımdır. Zira anlarca dahi kemâlât-ı cevherden agarr-ı hıliyât olduğundan başka ağûş-ı mâder insanın en evvelki mektebi olmağla tıfl-ı nev-zâdını hüsn-i ahlâk pür-sevdâ südüyle infâk eden ümmehâtı yetiştirmek milletine ve insâniyete en büyük hizmettir. 24 Benzer ifadeleri Ahmed Midhat Efendi de de görmek mümkündür. Ona göre milletin dayandığı bir direk de kadındır. Erkeğin tamamlayıcısıdır ve bu nedenle aydın, tahayyül ettiği kadını romanlarda can- landırmaya çalışır: insan için böyle enîs bu kadar sâdık refîk ömrünün vücûdunun yarısı aklının iz ânının mütemmimi yuvasının nâzımı idâresinin nâzırı politikasının muhavveri medeniyetinin rûhu hâsılı bilmem nesi bilmem nesi olan şu karılardan bir tanesine dahi kendi nâ iliyetimi gerçekten arzu eyledim. 25 Türk edebiyatının bu temel üzerine inşâ edildiği, gelenek ve modernite mücadelesinin bu doğrultuda şekillendiği; yeni toplumsal kimliği oluşturan unsurların kadın ve aile üzerinden yaratılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim Şemseddin Sâmî nin şu cümleleri, söz konusu toplumsal projenin anlaşılması bakımından anlamlıdır: Bir âile halkı bir küçük ümmetdir, bir âile hey eti bir küçük devletdir. Ümmetler âilenin misâli üzerine teşekkül ve devletler âilenin kâ idesi üzerine te essüs etmişlerdir. Hükümdarlar himâye ve fermânı pederlerinden ve teb a itâ at ve inkıyâdı evlâddan öğrenmişlerdir. Ümmet ve devlet birçok âilenin teşkîl etmesinden 23 Deniz Kandiyoti, End of Empire: Islam, Nationalism and Women in Turkey, Women, Islam and the State (ed. Deniz Kandiyoti), Basingstoke, Hampshire: Macmillan, 1991, s ; aynı yazar, Reflections on the Politics of Gender in Muslim Societies: From Nairobi to Beijing, Faith and Freedom: Women's Human Rights in the Muslim World (ed. Mahnaz Afkhami), Syracuse, N.Y: Syracuse University Press, 1995, s ; aynı yazar, Beyond Beijing: Obstacles and Prospects fort he Middle East, Muslim Women and the Politics of Participation: Implementing the Beijing Platform (Mahnaz Afkhami- Erika Friedl), Syracuse, NY: Syracuse University Press, 1997, s Özellikle bk. Fatma M. Göçek- Shiva Balaghi (ed.), Reconstructing Gender in the Middle East: Tradition, Identity and Power, New York: Columbia University Press, 1994.; Caren Kaplan, Between Woman and Nation: Nationalisms, Transnational Feminisms, and the State, Durham: Duke University Press, 1999.; Suad Joseph (ed.), Gender and Citizenship in the Middle East, Syracuse, NY: Syracuse University Press, 2000.; Zehra F. Arat, Deconstructing Images of "the Turkish Woman", New York: Palgrave, Sâdık Rıfat Paşa, Zeyl-i Risâle-i Ahlâk, Müntehabât-ı Âsâr, İstanbul: Takvimhâne-i Âmire, 1275, s Ahmed Midhat, Karılar, Kırk Anbar, Nu: 24 (1292), s

17 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle başka bir şey değildir. Düvel ve ümemi terkîb eden âilelerdir; âilesiz ne devlet olur ne ümmet. Ümmetlerin âb-ı rûyı olan büyük zevâtı, devletin âmirlerini ve me mûrlarını, tâbi lerini ve metbû larını yetiştiren âiledir. Bir âilenin efrâdı beyninde ittihâd ve ittifâk ve hüsn-i i tilâfı muhâfaza etmek bir ümmetin ittihâd ve ittifâkını vikâye etmekden daha güçtür. Çünkü âile efrâdı beynindeki münâsebât daha çok ve daha sıkıdır. Bir âileyi idâre etmek bir dev- leti idâre etmekden daha güçtür. Çünkü devleti idâre için -kuvvetle icrâ olunur- bir kânûn bulunduğu hâlde âile ancak terbiye ve hüsn-i ahlâk denilen bir râbıta-i ma neviyye ile idâre olunabilir. Âile nev -i beşerin mekteb-i terbiyesidir; âile insan yetiştiren bir fabrikadır. Âile ne kadar muntazım olursa, idâresi ne kadar yolunda bulunursa, bu fabrikadan çıkan insanlar o kadar mükemmel olur. Âileler ne kadar muntazım olursa, o âilelerden mürekkeb olan ümmet o kadar mütemeddin ve mes ûd ve o ümmeti idâre eden devlet o kadar kuvvet ve nüfûz ve şevkete mâlik olur 26 Nâmık Kemâl, romana ve tiyatroya siyasî bir işlev yükler ve onları tarz-ı cedîdin tercümân-ı fikr ü lisân ve vicdanı olarak adlandırır. Nitekim edebiyatımız daha mebâdî-i zuhûrda bulunduğundan, tabiî mübâhesât-ı siyasiyyede milel-i garbiyyenin binde biri mertebesine varamadık sözleri ile edebiyatı siyasal bilinçlenmenin bir aracı olarak gördüğü anlaşılmaktadır. 27 Doktorumuz, incelediğini iddia ettiği ro- mancılarımızın lütfedip çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış makalelerine de bakmış olsa idi, daha anlamlı ve bilimsel bir yaklaşım sergiler ve 19. yüzyıl romanlarının hangi maksatlarla yazılmış oldu- ğunu anlardı. Böylece altı sene süren fişleme ve yama ameliyyesine nazaran özgün bir çalışma ortaya koyması mümkün olabilirdi. İmdi, her cümlesi bir sehl-i mümteni, bir vecize olan tezden uzunca bir alıntı daha: Bugüne kadar Türk roman tarihi hep erkekler ta- rafından ve erkek bakışı ile incelenmiştir. Kadınları dikkate alan bir edebiyat tarihi henüz yazılmamıştır. Erkek yazarların eserleri incelenirken kadınlar genelde romanın teknik unsurları gibi ele alınmıştır. Kadın yazarlarla ilgili birkaç küçük antoloji, bazı çalışmalardaki kısa değinmeler ve dergi yazıları dışında kapsamlı bir çalışma yoktur. Ko- nusunda uzman kabul edilen, kendilerini kabul ettirmiş olan edebiyat 26 Şemseddin Sâmî, Aile, Aile, Nu: 1 (17 Cemaziyelahir 1292), s Nâmık Kemâl, Celâleddin Harzemşah (hzl. Oğuz Öcal), 1. Baskı, Ankara: Akçağ Yayınları, 2005, s

18 Yahya Kemal Taştan tarihçilerinin hazırladığı önemli edebiyat tarihlerinde kadın yazarlarımızın birçoğunun adı dahi anılmaz. Bunun iki olumsuz sonucu vardır: Birincisi, Türk romanında erkek yazarların erkek dikkati ile kadını nasıl anlattıkları ya da gerçek ve yaşayan bir kadını anlatıp anlatmadıklarının araştırılmamış olmasıdır. İkincisi, erkek egemen kültür içerisinde kalem faaliyetinde bulunan erkek yazarların yaşadığı dönemde kadınların yazar olarak nasıl bir yere sahip oldukları ve onların kendilerini nasıl anlattıkları araştırılmamıştır. (s.23). Doğrusu bu cümleye el-insaf denir. Yazarımız edebiyat tarihi ve kadın edebiyatçılarımızı görmezden gelerek anlaşılan kendini yüceltme çabasındadır. Ya da edebiyat ve edebiyat tarihlerinden haberdar değildir. Kadın yazarlarla ilgili birkaç küçük antoloji, bazı çalışmalardaki kısa değinmeler ve dergi yazıları dışında kapsamlı bir çalışma yoktur diyen doktorumuz, çalışmasında sık sık fişleme ve sentez yaptığı Ahmed Midhat Efendi nin Fatma Âliyye Hanım yahut Bir Muharrire-i Osmaniyyenin Neş eti adlı çalışmasını görmemiştir. Gerçekte bu eseri görmeden modern dönem Türk kadınından nasıl bahsedileceği de şüphelidir. Söz konusu eser, 19. yüzyılda bir kadın yazar hakkında yazılmış yegâne biyografidir. 28 Ahmed Midhat Efendi nin bu eseri yazmaktaki maksadı, Fatma Aliyye yi anlatmaktan ziyade bir Osmanlı kadın yazarının yetişmesine ışık tutmaktır. Nitekim eserin girişindeki şu cümleler gerçek amacını göstermektedir: Bu eseri yazmaktan maksadımız kerîme-i ma neviyyemiz Fâtıma Aliyye Hanımefendi hazretlerini kâri lerimize tanıtmak değildir. Zira âsâr-ı ber-güzîdeleriyle yalnız bizim Osmanlılık âleminde değil bazı eserlerinin Arapça, İngilizce, Almanca tercüme- leriyle atîk ve cedîdde bir şöhret-i şâyi a kazanmış olan ol muharri- re- i muhadereyi yeniden tanıtmaya çalışmak ma lûmu i lâm etmenin o kadar büyük bir misâli olur ki, buna cür etden dolayı ne kadar i tizâr edilse yine makbûl olamaz. İkinci ser-nâmemizin delâlet edeceği vechle bu defteri yazmaktan maksadımız bizim Osmanlılık âlemimizde bir muharrirenin sûret-i neş etini göstermekdir ki, biz de böyle bir muharrirenin yetişebilmesi hakîkaten pek çok kimselerin hâlen dahi ümîd edemedikleri acayip müs- 28 Hülya Adak, Gender- in(g) Biography: Ahmet Mithat (on Fatma Aliye) or the Canonization of an Ottoman Male Writer, Querelles, Sayı: 10, May 2005, s

19 Bir Doktora Tezi Hezeyanı Münasebetiyle tebi adeden olmasıyla o vadide tahrîk edilecek hâme boş yere it âb edilmiş sayılamaz. 29 Ahmed Midhat Efendi nin bu amaçla Fâtıma Aliyye yi konu edinmesi, onun maarif-i nisvâniyyenin şimdiki derece-i intizâm ve terakkîsini dahi henüz iktisâb etmemiş olduğu bir zamanın evlâd-ı inâsından olup bunlar meyânından fazîlet-pinhân-ı ricâli hayrette bırakacak ashâb-ı ilm ve erbâb-ı kalem olmasından dolayıdır. Öz- darıcı Arslan, Erkek egemen kültür içerisinde kalem faaliyetinde bulunan erkek yazarların yaşadığı dönemde kadınların yazar olarak nasıl bir yere sahip oldukları ve onların kendilerini nasıl anlattıkları araştırılmamıştır diye söyleyedursun Midhat Efendi, söz konusu biyografisinin yöntem ve içeriği hakkında şu bilgileri vermektedir: Fatma Aliyye Hanımefendi nin filan vakt filanca zâtın sülbün- den tevellüd ederek (pederinin memuriyetleri münasebetiyle) falan ve filan yerlere seyahat verdiklerine ve filanca zat ile bi t- tezvic el-yevm şu kadar evlâda mâlik olduklarına ve sâir bu yoldaki hâllerine dair verilen malûmât-ı sâdeden ne çıkar? İleride bir mü ellif vir feylesof kopmak için değil a! Levâzım-ı zarûre-i ilmiyesinin tahsîlinde bile gerek zaman ve gerek mekân hasebiyle teshîlat-ı lâzımeden mahrûm olan kibâr-zâde bir kadının şu derece-i aliyye-i vukûfu bulunuyormuşcasına yakîn hâsıl ettirerek tevzîhât ve tafsîlâta dest- res olmalıdır ki, bu tetebbu -ı latîfden husûlü me mûl olan zevk ve menfaat istihsâl edilebilmiş olsun. 30 Ahmed Midhat Efendi, Fatma Aliyye sayesinde bir kadının nasıl eğitim göreceğini ve yetiştirileceğini göstermek istemektedir. Bunun yanında yine aynı tarihlerde yazılmış Şair Hanımlarımız adlı antoloji de bulunmaktadır ki, doktorumuzun iddia ettiğinin aksine daha 19. yüzyılda müstakilen kadınlardan bahseden çalışmalar kaleme alınmaya başlamıştır. 31 Erkek egemen toplumda, erkeklerin kadınlar hakkında yazdıklarının mahzurlarına dikkat çeken doktorumuza, kız mekteplerinin 19. yüzyılda açıldığını ve söz konusu mekteplerin ancak bu yüzyılın sonlarında yaygınlaşmaya başladığını hatırlatmak yerinde olacaktır. Kadınlar kendilerini matbuat âleminde ifade edecek kudrete henüz mâlik değildirler ve onların meselelerini erkekler kale- 29 Ahmed Midhat, Fatma Âliyye Hanım yahut Bir Muharrire-i Osmaniyyenin Neş eti, İstanbul: Kırk Anbar Matbaası, 1311, s Ahmed Midhat, a.g.e., s Hacı Beyzâde Ahmed Muhtar, Şair Hanımlarımız, İstanbul: Matbaa-i Safâ ve Enver,

20 Yahya Kemal Taştan me almaktadır. Şemseddin Sâmî, bu gerçeği şu cümlelerle ifade et- mektedir: Memâlik- i mütemeddinede böyle eserler ekseriyet üzere kadınlar tarafından yazılmakda ise de, bizde böyle bahslerde kale- mi elimizden kapacak kadınlar yetişince veyahut tekessür edinceye kadar bu hizmetin ifâsına ve ale l-husûs âlem-i medeniyet kadınlarının mahsûl-i fikr ü himmetlerini vatanımızda neşr ü ta mîme erkeklerin vâsıta olması ma zûr ve mecâz görülebilir. 32 Doktorumuzun, Bugüne kadar Türk roman tarihi hep erkekler tarafından ve erkek bakışı ile incelenmiştir. Kadınları dikkate alan bir edebiyat tarihi henüz yazılmamıştır. Erkek yazarların eserleri incelenirken kadınlar genelde romanın teknik unsurları gibi ele alınmıştır. ifadesi, Türk edebiyatı tarihini bilmediğini ve edebiyatçılarımızı tanımadığını da göstermektedir. Özdarıcı Arslan ın İnci Enginün, Zeynep Kerman, Sema Uğurcan, Sevim Kantarcıoğlu, Bilge Ercila- sun, Nazan Bekiroğlu, Hülya Argünşah, Gonca Gökalp Alpaslan, Nermin Abadan Unat, Zehra Arat, Yeşim Arat, Deniz Kandiyoti, Güzin Dino, Fatmagül Berktay, Şirin Tekeli, Jale Parla, Yıldız Ecevit, Nurdan Gürbilek, Meyda Yeğenoğlu, Necla Arat, Elif Ekin Akşit, Firdevs Gümüşoğlu, Nazan Aksoy gibi isimlerden haberi yok gibidir. Acaba bunlar Türk edebiyatı ve kadın araştırmacıları değil midir? Tezin içeriğine bakıldığında cinsiyetleri ayırmada oldukça başarısız olan doktorumuz acaba bunların da mı Türk edebiyatına erkek bakışı ile yaklaştığını iddia edecektir? Gerçekte romancıların cinsiyete dayalı ayrılmasının ne derece doğru olduğu kuşkuludur. İnci Enginün ün de ileri sürdüğü gibi, Türk kadın yazarları diye ayrıldığı zaman, bu yazarların değerlendirilmesinde yazarlık vasıfları ikinci planda kalmaktadır Kadın veya erkek, sadece başarıyı ön plana almak yerinde olur. 33 Nitekim XVI. yüzyıl kadın şairlerinden Mihrî Hatun un aşağıda zikredilen şiiri de bu hususa ışık tutmaktadır: Çünki nâkıs akl olur dirler nisâ Her sözin ma zûr tutmakdur revâ Lîk Mihrî dâ inün zannı budur Bu sözi dir ol ki kâmil usludur Bir mü ennes yeg durur kim ehl ola 32 Şemseddin Sâmî, İfâde-i Merâm, Aile, Nu: 1 (17 Cemaziyelahir 1292), s İnci Enginün, Türk Kadın Yazarları, Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2007, s

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI EDEBİYATININ OLUŞUMU ÖĞRETİCİ METİNLER 2 KAZANIMLAR 1. Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini belirler.

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Tanzimat Edebiyatı (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Dr. Ahmet Faruk GÜLER Dr. Nuran ÖZLÜK Dr. Mehmet ÖZGER Dr. Macit BALIK Yayın Editörü: Doç. Dr.

Detaylı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır. İçindekiler 1 Efsane Nedir? 2 Efsanenin Genel Özellikleri 3 Efsanelerin Oluşumu 4 Oluşumuyla İlgili Kuramlar 5 Efsanelerin Sınıflandırılması 6 Efsanelerde Konu ve Amaç 7 Efsanelerde Yapı, Dil ve Anlatım

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Tarihsel süreç içinde aile kavramının tanımı, yapısı, türleri

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? TLL1004 4. Uygulama 38. Aşağıdakilerden hangisinin türü ötekilerden farklıdır? D. Ötelerin Çocuğu Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? E) Tekniği kusursuz

Detaylı

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 9 / 2004 s. 219-223 kitap tanıtımı HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : MEHMET ERKAN Eğitsel Performans Olay Çevresinde Oluşan

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

BİRİNCİ KISIM FEMİNİZM VE HUKUK BİRİNCİ BÖLÜM FEMİNİST HUKUK TEORİSİ'NDE TEMEL TARTIŞMALAR

BİRİNCİ KISIM FEMİNİZM VE HUKUK BİRİNCİ BÖLÜM FEMİNİST HUKUK TEORİSİ'NDE TEMEL TARTIŞMALAR İÇİNDEKİLER CİLT - III BİRİNCİ KISIM FEMİNİZM VE HUKUK BİRİNCİ BÖLÜM FEMİNİST HUKUK TEORİSİ'NDE TEMEL TARTIŞMALAR OTURUM BAŞKANİ Prof Dr. Ülker GÜRKAN Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3 İNSAN HAKLAR

Detaylı

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI 11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI A. RAPOR: Herhangi bir konuyu, olayı veya incelenmekle görevlendirilen kişi veya kişilerin, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ilgili yere bildirmek üzere yazdıkları

Detaylı

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014 BİLİMKURGU: BAŞKA BİR VAROLUŞ MÜMKÜN Bilimkurgu bir bakışa göre Samosata lı Lukianos tan (M.S. 2. Yüzyıl) bu yana, başka bir bakışa göre ise 1926 yılında yayımcı Hugo Gernsbeack in scientifiction kelimesini

Detaylı

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM ÖZELLİKLERİ İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval ile başlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir. Halkı aydınlatma amacıyla eser verildiği için

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH 427 7 3+0 3 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim.

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim. Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? MUHAMMED AKBULUT-

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ARAP DİLİ VE EDEBİYATI I İLH 103 1 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

HİKÂYE (ÖYKÜ) Tarihçe ve İlkler Dede Korkut (Korkut Ata) Kimdir? Dede Korkut Hikâyeleri ve Eğitim Araştırma Sonuçları Yararlanılan Kaynaklar

HİKÂYE (ÖYKÜ) Tarihçe ve İlkler Dede Korkut (Korkut Ata) Kimdir? Dede Korkut Hikâyeleri ve Eğitim Araştırma Sonuçları Yararlanılan Kaynaklar HİKÂYE (ÖYKÜ) Tarihçe ve İlkler Dede Korkut (Korkut Ata) Kimdir? Dede Korkut Hikâyeleri ve Eğitim Araştırma Sonuçları Yararlanılan Kaynaklar Hikâye/ Öykü Nedir? Hikâye ya da öykü, gerçek ya da gerçeğe

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III Bölüm I Çocuk Edebiyatı ve Gelişimle İlgili Temel Kavramlar 15 Fiziksel (Bedensel)Gelişim 20 İlk Çocukluk Döneminde(2-6)Fiziksel Gelişim 21 6-12 Yaş Arası Fiziksel Gelişim 23 12-18

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser Yazar Ferhat Korkmaz ISBN: 978-605-9247-84-9 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 252 Web: grafikeryayin.com

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES (1899-1986) ARJANTİNLİ ŞAİR, DENEME VE KISA ÖYKÜ YAZARIDIR. 20. YÜZYILIN EN ETKİLİ

Detaylı

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları) Bacıyân-ı Rum (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları) Varlığı Neredeyse İmkânsız Görülen Kadın Örgütü Âşık Paşazade nin Hacıyan-ı Rum diye adlandırdığı bu topluluk üzerinde ilk defa Alman doğu

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Elveda Rumeli Merhaba Rumeli İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa. Hamdi Fırat BÜYÜK* Balkan Savaşları nın 100. yılı anısına Kitap Yayınevi tarafından yayınlanan Elveda Rumeli Merhaba

Detaylı

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE ALAN, Y. (2017). Dr. Muhammed Hüküm ün Şair - Sosyolog: Kemal Tahir Adlı Eseri Üzerine. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(4), 2895-2900. DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL

Detaylı

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN* Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN* * Gnkur.ATASE D.Bşk.lığı Türk kültüründe bayrak, tarih boyunca hükümdarlığın ve hâkimiyetin sembolü olarak kabul edilmiştir. Bayrak dikmek bir yeri mülkiyet sahasına

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH 307 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

SEÇMELİ DERSLER (Öğrenci aşağıda belirtilen en az 2 (iki) dersten başarılı olmalıdır.)

SEÇMELİ DERSLER (Öğrenci aşağıda belirtilen en az 2 (iki) dersten başarılı olmalıdır.) PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ YAN DAL DERSLERİ DERSLER DERSİN KODU DERSİN ADI KREDİ PSİ 101 Psikolojiye Giriş I PSİ 10 Araştırma Teknikleri I PSİ 10 Psikoloji için İstatistik I PSİ 01 Sosyal Psikoloji I PSİ 0 Gelişim

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR 1. Edebiyat tarihinin incelediği konuları açıklar. 2. Edebî eserlerin yazıldığı dönemi temsil eden belge olma niteliğini sorgular 3. Uygarlık tarihiyle edebiyat

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri

Detaylı

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ TDE729 1 3 + 0 6 Sosyal bilimlerle ilişkili

Detaylı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BU ÖDEVİN HAZIRLANMASINDA MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BURCU OLGUN GÜLŞAH GELİŞ VE FATMA GEZER TARAFINDAN ORTAK HAZIRLANMIŞTIR. BİLGİSAYAR 1 DERSİ PROJE ÖDEVİ NURAY GEDİK

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : YENİ TÜRK EDEBİYATI II Ders No : 0020110013 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) A-Seçmeli I (Çağdaş Türk Ede.Metin İnc.)

2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) A-Seçmeli I (Çağdaş Türk Ede.Metin İnc.) 434002712012-2. SINIF GÜZ A-Seçmeli I No Ders Kodu Ders Adı T U Kredi ECTS 1 271 A-Seçmeli I (Türkçenin Gelişme Ev releri) 3 0 3 5 2 273 A-Seçmeli I (Şiir İncelemeleri) 3 0 3 5 3 275 A-Seçmeli I (Çağdaş

Detaylı

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1 TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1 Çeşitli Türk topluluklarının mitolojileriyle ilgili malzemelerin bir çoğunu bilim adamları, misyonerler, seyyahlar ya da bazı yabancı araştırmacılar tarafından derlenmiştir.

Detaylı

Türk Toplumunda Adlar ve Soyadları (Sosyo-Kültürel ve Dilbilimsel Bir Yaklaşım) 1

Türk Toplumunda Adlar ve Soyadları (Sosyo-Kültürel ve Dilbilimsel Bir Yaklaşım) 1 Diyalog 2014/2: 110-114 Türk Toplumunda Adlar ve Soyadları (Sosyo-Kültürel ve Dilbilimsel Bir Yaklaşım) 1 Umut Balcı, Batman Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İSLAM EĞİTİM TARİHİ ILA323 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH 202 4 2+0 2 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI Türk ve dünya edebiyatında ortaya konan eserler, amaçları ve içerikleri açısından farklı özellikler taşırlar. Bu eserler genel olarak üç ana başlıkta toplanır. Ancak son dönemde bu sınıflandırmaların sınırları

Detaylı

Bu program akademik yılı ve sonrasında birinci sınıfa başlayan öğrencilere uygulanacaktır.

Bu program akademik yılı ve sonrasında birinci sınıfa başlayan öğrencilere uygulanacaktır. MÜFREDAT ADI: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 2015 Bu program 2015-2016 akademik yılı ve sonrasında birinci sınıfa başlayan öğrencilere uygulanacaktır. BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YARIYIL Dersin Dersin

Detaylı

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE POLATCAN, F. (2017). Dr. Nurşat Biçer in Türkçe Öğretimi Tarihi Adlı Eseri Üzerine. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(4), 2890-2894. DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

ÖZGEÇMİŞ. 2014-2015 Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor) ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Secaattin Tural 2. Doğum Tarihi : 15.07.1966 3. Unvanı : Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5. Çalıştığı Kurum : Kırklareli Üniversitesi Derece Alan Üniversite Lisans Türk Dili

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ŞEHİR VE MEDENİYET Ders No : 005000008 : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 5 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi

Detaylı

PROF. DR. OSMAN GÜNDÜZ İLE YRD. DOÇ. DR. TACETTİN ŞİMŞEK İN UYGULAMALI KONUŞMA EĞİTİMİ EL KİTABI ADLI ESERİ ÜZERİNE

PROF. DR. OSMAN GÜNDÜZ İLE YRD. DOÇ. DR. TACETTİN ŞİMŞEK İN UYGULAMALI KONUŞMA EĞİTİMİ EL KİTABI ADLI ESERİ ÜZERİNE PROF. DR. OSMAN GÜNDÜZ İLE YRD. DOÇ. DR. TACETTİN ŞİMŞEK İN UYGULAMALI KONUŞMA EĞİTİMİ EL KİTABI ADLI ESERİ ÜZERİNE İzzet ŞEREF GÜNDÜZ, O. ve ŞİMŞEK, T. (2014). Uygulamalı Konuşma Eğitimi El Kitabı. Ankara:

Detaylı

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,

Detaylı

İLLÜSTRASYON KİTAP KAPAĞI RESİMLEME KİTAP KAPAĞI İLLÜSTRASYONU. 15 Kız Orta düzey

İLLÜSTRASYON KİTAP KAPAĞI RESİMLEME KİTAP KAPAĞI İLLÜSTRASYONU. 15 Kız Orta düzey GRAFİK VE FOTOĞRAF BÖLÜMÜ DERS PLANI DERS SINIF ÜNİTE KONU ÖĞRENCİ TANIMLAMASI SINIF SAYISI CİNSİYET AİLE DURUMU AMAÇLAR HEDEF VE DAVRANIŞLAR DERS İÇERİĞİ VE SÜREÇ ÖĞRETME-ÖĞRENME - YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

Detaylı

ESKİ TÜRK BOYLARINDA KADIN ÖZGÜR VE EŞİT BİR TOPLUMSAL KONUMA SAHİPTİ. ZİYA GÖKALP E GÖRE ESKİ TÜRKLER HEM DEMOKRAT, HEM DE FEMİNİST İDİLER.

ESKİ TÜRK BOYLARINDA KADIN ÖZGÜR VE EŞİT BİR TOPLUMSAL KONUMA SAHİPTİ. ZİYA GÖKALP E GÖRE ESKİ TÜRKLER HEM DEMOKRAT, HEM DE FEMİNİST İDİLER. ESKİ TÜRK BOYLARINDA KADIN ÖZGÜR VE EŞİT BİR TOPLUMSAL KONUMA SAHİPTİ. ZİYA GÖKALP E GÖRE ESKİ TÜRKLER HEM DEMOKRAT, HEM DE FEMİNİST İDİLER. TÜRKLERDE FEMİNİZMİN BİRİNCİ NEDENİ, TOPLUMDA VAR OLAN DEMOKRASİ,

Detaylı

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ DANIŞMAN:Özer YILMAZ HAZIRLAYAN: Erşad TAN,Tacettin TOPTAŞ İÇİNDEKİLER GİRİŞ I-İNANÇ TURİZMİ A- İnanç Kavramı

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI MUSTAFAKEMALPAŞA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ I. DÖNEM 11

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI MUSTAFAKEMALPAŞA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ I. DÖNEM 11 AYI 016 017 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI MUSTAFAKEMALPAŞA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ DÖNEM 11. SINIFLAR TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS I VE LERİ GÜN 14 016 DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

Detaylı

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14) 7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ TEST 1 1. I. (15) (1) II. (1) (6) III. (+8) (1) IV. (10) (1) Yukarıda verilen işlemlerden kaç tanesinin sonucu pozitiftir? A) 4 B) 3 C) 2 D) 1

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KADIN ÇALIŞMALARI İKİNCİ ÖĞRETİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KADIN ÇALIŞMALARI İKİNCİ ÖĞRETİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KADIN ÇALIŞMALARI İKİNCİ ÖĞRETİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI ÇALIŞAN VE TEZ YAZMAK YERİNE DERS ALMAK İSTEYENLER İÇİN Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17 İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ / 1 1. Çocuk Edebiyatının Tanımı, Niteliği ve Önemi / 1 Tanımı / 1 Niteliği / 3 Önemi / 5 / 8 Çocuk ve Kitapları / 8 Çocuk Edebiyatı ve Kitapları / 9 Çocuk ve Kitap / 12 Boş Zamanları

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 ŞAMANİZM Şamanizmin tanımında bilim adamlarının farklı görüşlere sahip olduğu görülmektedir. Kimi bilim adamı şamanizmi bir din olarak kabul etse de, kimisi bir kült olarak kabul

Detaylı

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ 4. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ (07 Aralık 2015-15 Ocak 2016) Sayın Velimiz, Okulumuzda yürütülen PYP çalışmaları kapsamında; disiplinler üstü temalarımız ile ilgili uygulama bilgileri size tüm yıl boyunca her

Detaylı

Doğru cevaplarla açıklama Puanlar Ödevler Kontrol eden görevlinin notları. yetenek amaçlarından. I. EDEBİYET ( test 1)

Doğru cevaplarla açıklama Puanlar Ödevler Kontrol eden görevlinin notları. yetenek amaçlarından. I. EDEBİYET ( test 1) CEVAP ANAHTARI (Test 1) - Sorulara verilen cevaplar elektronik yoldan değerlendirilecektir. - Açık tip sorulardaki cevaplar, cevap anahtarında verilen cevaplara yakın olanlar ya da testi kontrol eden görevliler

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

Dünya Tarihi I (IR101) Ders Detayları

Dünya Tarihi I (IR101) Ders Detayları Dünya Tarihi I (IR101) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Dünya Tarihi I IR101 Güz 3 0 0 3 7,5 Ön Koşul Ders(ler)i Yok Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

OSMANLI ARAŞTIRMALARI SAYI 38 2011 OSMANLI ARAŞTIRMALARI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES Kitâbiyat saraya mensûbiyet dönemini veya saraya sunduğu eserleri dolayısıyla sarayla olan bağlantısının ne oranda sürdüğünü/sürekli olduğunu

Detaylı

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK 1984 yılında Eskişehir de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü nü bitirdi. ODTÜ Sosyoloji Bölümü nde yüksek

Detaylı

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ 17-26 MAYIS 2013 / CEMAL REŞİT REY SERGİ SALONU Başkan dan Yazı,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...5 GİRİŞ...9 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...38 3 2. BÖLÜM ÖNCÜLER Necip Fazıl Kısakürek ve

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖNSÖZ DİL NEDİR? / İsmet EMRE 1.Dil Nedir?... 1 2.Dilin Özellikleri.... 4 3.Günlük Dil ile Edebî Dil Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar... 5 3.1. Benzerlikler... 5 3.2. Farklılıklar...

Detaylı

Taliban Esaretinden İslam a

Taliban Esaretinden İslam a Taliban Esaretinden İslam a 1958 doğumlu İngiliz gazeteci ve savaş muhabiri Yvonne Ridley, İslam a giriş serüvenini şöyle anlatıyor: Eylül 2001 de, yani Birleşik Devletler e yapılan terörist saldırıdan

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

MATBAACILIK OYUNCAĞI

MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:

Detaylı

PEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Çağdaş Siyasal Düşünceler PSIR

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Çağdaş Siyasal Düşünceler PSIR DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Çağdaş Siyasal Düşünceler PSIR 302 6 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

D. Kodu Ders Adı Ders Saati Kredi Z/S TDE 501 AğızAraştırmaları 3 3 S TDE 503 Arapça I 3 3 S TDE 505 Âşık Edebiyatı 3 3 S TDE 507

D. Kodu Ders Adı Ders Saati Kredi Z/S TDE 501 AğızAraştırmaları 3 3 S TDE 503 Arapça I 3 3 S TDE 505 Âşık Edebiyatı 3 3 S TDE 507 YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ABD LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI Türk Dili ve Edebiyatı Tezli Yüksek Lisans Programı Programın öngörülen

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi Ahlâk Düşüncesi Projesi İSLAM İSLAMAHLÂK AHLÂKDÜŞÜNCESİ DÜŞÜNCESİ PROJESİ PROJESİ düşüncesi düşüncesiiçerisinde içerisindepek pekçok çokdisiplin disiplintarafından tarafındantartıtartışılagelmiş şılagelmiş

Detaylı

Bu program ve akademik yıllarında birinci sınıfa başlayan öğrencilere uygulanacaktır.

Bu program ve akademik yıllarında birinci sınıfa başlayan öğrencilere uygulanacaktır. MÜFREDAT ADI: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 2010 Bu program 2010-2011 ve 2011-2012 akademik yıllarında birinci sınıfa başlayan öğrencilere uygulanacaktır. BİRİNCİ YIL BİRİNCİ YARIYIL Dersin

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı