Benim engelim. (Aramızda şöyle bir konuşma geçti)



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Hayata dair küçük notlar

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Bu kitabın sahibi:...

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

Nazlı Yürekler için!lk Adımım

DEMET İN PAMUK DEDESİ İLE AŞÇI NİNESİ

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

ISBN :

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

Tam 180: Andy Esche kişisel tanıklık, MissingPets.com kurucusu 1. İsmim Andy Esche, missingpets.com kurucusu olduğunu. 2. Hayatım süresince Tanrı

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Kahraman Kit Misafirlikte

Violet Otieno Catherine Groenewald Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 4

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.


"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kahraman Kit Misafirlikte

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Elvan & Emrah PEKŞEN

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

ILKYAR. -- Orda bir YIBO var...

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Seher AHRAZ (505)

Otistik Çocuklar. Berkay AKYÜREK 7-B 2464

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

TURKISH DIAGNOSTIC TEST TURKISH DEPARTMENT

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

BEBEĞİNİZİN BİR SORUNU VAR

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Aşşk Kahve ve Laduree

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Transkript:

Benim engelim Küçük erkek kardeşim Kubat ve babam İhsan ile 2 odalı daracık bir evde mutlu mesut yaşamaktayız. Babam devlet memuru ve açıkçası kıt kanat geçiniyoruz ama babam bunu bize hiç bir zaman hissettirmez. Bir olay olduğunda sırtım ister istemez bükülürken babam dimdik ayakta durur, acılarını içine gömer. Benim gözümde o gerçek bir kahraman. Ben motosiklet ve hız tutkunuyum, yaklaşık 3 yıl kadar para biriktirdim. Kendime en hızlısından bir motosiklet aldım. Motosikletimin keyfini sürmek için yazın gelmesini büyük bir heyecan ile bekliyorum. Bu yaz ailem Marmaris'e tatile gidecek, ben ise arkadaşlarımla birlikte Antalya'ya ama bundan daha önemlisi okul olmadığı için motosikletim ile ilgilenecek zamanımın çok olacak olması. Sonunda yaz geldi ve babam ile kardeşim Marmaris'e, ben ise arkadaşlarımla Antalya'ya gitmek üzere yola çıktık. Biz Konya'da oturuyoruz, bir kaç saat sonra Antalya'ya vardık. İlk kez tek başıma tatil yapacağım için biraz mutluydum biraz özgür biraz heyecanlı. Saat 14.35 i gösterdiğinde Antalya'daydık açıkçası yol bizi çok yormuştu hemen kalacağımız otele gittik, odamıza yerleştik ve akşama kadar uyuduk. Akşam olduğunda gecenin ve özgürlüğün keyfini çıkarmak için motosikletlerimize bindik 3 kafadar deli gibi gezmeye başladık. Saat biraz geç olduğunda sahile indik ve adettendir ateş yaktık, muhabbet etmeye başladık. Onu o gece tanıdım. Gizem i. Sahilden ayrıldık ve otele gidiyorduk önümüzde hızla yürüyen kızın cebinden cüzdanı düştü, sanki hiç umrunda değilmiş gibi devam etti yoluna sanırım farketmedi cüzdanını düşürdüğünü, arkadaşlarımda farketmedi. Hemen yerden cüzdanı aldım ve koşarak kızın yanına gittim. '' Bakar mısınız? '' dedim, yüzünü bana döndü... Aman Tanrım bu kız...ay ışığı kadar canlı yıldız kadar renkli saf su kadar temiz. İtiraf ediyorum çok etkilendim heyecandan konuşamadım, konuşmaya çalıştım ama beceremedim bu halim hoşuna gitmiş gibi gülümsüyordu bana. Derin bir nefes aldım ve '' bu sizin galiba '' dedim, '' nereden buldunuz onu? '' dedi, az önce düşürdüğünü söyledim. Teşekkür etti ve hızla yürümeye devam etti. Peşinde biri mi var acaba? Neden bu kadar hızlı yürüyor? Belki de arkamda duran arkadaşlarım yüzündendir, kim bilir... Otele vardığımızda arkadaşlarım hemen uyudu çünkü çok yorulmuşlardı bense ılık bir duş aldım öyle uyudum. Bilinç altıma nasıl yerleşmişse rüyamda onu görüyordum...gülümsemesini, saçında ki tokasını, elbisesini... kalktığımda hiç iştahım yoktu genelde çok yemek yiyen bir insanım bu durum garip!!! Sessiz, sakin biri olmuştum ve arkadaşlarım bu durumumun sebebini sordular, '' bilmiyorum '' dedim, konuyu geçiştirdim. Çünkü gerçekten bilmiyorum. Kahvaltımızı ettik ve güneşin tadını çıkarmak için plaja doğru yola koyulduk. Hava git gide daha çok ısınmaya başladı, bir kaç tane soğuk su alsak fena olmazdı, bi kaç metre gittikten sonra bir markete rastladık. Arkadaşlarıma '' Siz bekleyin beni, suları alıp geliyorum '' dedim ve markete doğru yöneldim, markete yaklaştıkça dilim damağım kurumaya başladı, kalbim hızlanmaya. Önceleri bu duruma anlam veremedim. Dolaptan yeteri kadar su aldım, ödemesini yapmak için içeri girdim...aman Tanrım!!! Dün gece gördüğüm kız... Sanırım kalbimin neden hızlandığını şimdi anladım... (Aramızda şöyle bir konuşma geçti)

Ben: Merhaba...: Merhaba Ben: Beni hatırladınız mı?...: Evet hatırladım ( Birden bire yüzünde masum bir gülümseme oluştu, tabi benimde... ) Ben: Burda ne işiniz var?...: Burası babamın. Boş vakitlerimde ona yardımcı oluyorum. Ben: Hm... Bu arada dün gece tanışamadık. Kerem ben. Gizem: Gizem.. Ben: Memnun oldum. Gizem: Bende. Dışarda bekleyen arkadaşlarımı göstererek gitmem gerektiğini söyledim. Suların parasını ödedim ve ayrıldım marketten. O gün arkadaşlarımla yaptığım hiç bir şeyden zevk almadım, herşey sıradandı. Sol kaburgamda bir şişkinlik hissettim sanki kalbim büyümüş... Ertesi gün Gizem'in çalıştığı markete gitmeye karar verdim. Onunla daha çok zaman geçirmem gerektiğine inanıyorum çünkü yan yana geldiğimizde mutluyum, daha çok özgürüm. Aşık olmuş olabilir miyim? Bunu nasıl anlayacağım bilmiyorum, daha önce hiç aşık olmadım ki... Bu düşünceler kafamı kurcalarken markete vardım. Dolaptan bir kaç su aldım ve içeri girdim. Gülümsüyordu. Biraz sohbet ettik ve akşam görüşüp görüşemeyeceğimizi sordum. Başta tedirgin davrandı sonuçta tanımadığı biriyle kimse görüşmek istemez neyse ki ikna ettim. Akşam 8 gibi buluştuk ve biraz yürüdük, konuştuk, birbirimiz hakkında fikir sahibi olduk, birbirimizi daha yakından tanıdık. En az benim kadar o da heyecanlıydı bunu davranışlarından, mimiklerinden anlamak zor değildi. Konu döndü dolaştı motosiklete geldi. Öğrendim ki o da tam bir motosiklet tutkunuymuş...'' Benim motosikletim var istersen getireyim biraz gezelim olur mu? '' dedim, mimikleriyle onayladı söylediklerimi. Koşa koşa otele gittim, motosikletimi aldım. Beni gören arkadaşlarım arkamdan '' nereye gidiyorsun? '' diye bağırmaya başladılar. İşim olduğunu birazdan geleceğimi söyledim. Gizem'in Yanına vardığımda biraz endişeliydi, sebebini sordum bilmediğini ve içinde garip bir his olduğunu söyledi. Bu düşünceleri önemsememesini, şu anın keyfini çıkarmasını ve artık motosiklete binmesini söyledim, gezmeye başladık. Arkadan '' bana yavaş git lütfen '' diyordu, bu çok hoşuma gitmişti ama daha çok hızlanmaya başladım... Son sürat giderken motosikletin kontrolünü kaybettim ve kaza yaptık... Arkadaşlarımın anlattığına göre 1 hafta yoğun bakımda kalmışım. Gözümü açtığımda karşımda babamı ve kardeşimi gördüm, önce utandım, kızardım, özür diledim onlardan ama bunu hiç umursamadılar sanki daha önemli bir sorun var gibiydi... Yoksa Gizem!!! Gizem' e bir şey mi olmuştu?... Endişeli bir şekilde babama '' O nasıl? Gizem nasıl? '' dedim '' Gizem '' kim dedi sanırım kimse anlatmamış ona bu durumun iç yüzünü. Kapının önünde bekleyen arkadaşlarım sesimi duyup içeri girdiler. Merak etme Gizem iyi dediler, buna çok sevinmiştim. Nerde olduğunu sordum,

yanına gitmem gerekiyordu. Hemen ayağa kalkmaya çalıştım ama kalkamadım. Bacaklarım...bacaklarımı hissetmiyordum... Bağırmaya başladım, ne oldu benim bacaklarıma?, neden hissetmiyorum?, iğne mi vurdunuz? diye çevremdekilere hesap sormaya başladım, babam cevap veremedi, arkadaşlarımda herkes dışarı çıktı. Gözlerimi kapadım bu durumumu görmemek için. Ağlamaya başladım. Bir el dokundu başıma ellerimi gözümden çekti, Gizem gelmiş...beni sakinleştirdi. Biraz daha iyiydim ve doktoru, babamı çağırdım durumumu açıklamalarını istedim. Doktor, bundan sonra bacaklarımı kullanamayacağımı söyledi, bu duruma çok üzüldüm ve tekrar ağlamaya başladım. Gizem, elimi sımsıkı tuttu ve beni asla yalnız bırakmayacağını söyledi. Bu durumun önemsiz olduğunu söyledi biraz olsun rahatladım ama ilerisi aklıma geldi, onun hayatını mahfetmekmemek için, kendimden yavaş yavaş soğutmaya karar verdim. En azından o, mutlu olmalıydı bunu gerçekten hakediyordu ama bu davranışım hiç bir işe yaramadı, aksine daha çok ilgi göstermeye başladı. Beni asla yalnız bırakmıyordu, her gün dolaşıyorduk ama o, yanımda değil arkamdaydı sanki bakıcım gibi duruyordu. Bu durum beni çok üzüyordu. Hava çok sıcaktı ve bir yere oturduk bir şeyler içmek için... Onu arkamda değil de karşımda görmek daha çok mutlu etti beni, eskisi gibi oldum bir an. Engelim gelmedi aklıma. Biraz oturduktan sonra artık gidelim dedi ve beni evime bıraktı... Ertesi gün aynı saatte gelip beni alacağını söyledi... Her gün her saat bu engelden kurtulmak için çabaladım, araştırma yaptım, yürümeye çalıştım ama beceremedim. O kadar doktor bir çare bulamamış ben mi bulabilecektim. Ama umut işte insanı bırakmıyor. Ertesi gün Gizem'in gelme saati yaklaşmıştı ve onu karşılamak için kapının önüne çıktım...beklemeye başladım, bekledim bekledim saatler geçti, gelmedi... Bir sorun olup olmadığını öğrenmek için onu aradım, bir kaç kez çaldıktan sonra bir erkek açtı telefonu '' kızımın hayatını mahfetme evladım, uzak dur ondan, ben babasıyım '' dedi hiç bir şey söylemeyemedim ve hemen kapadım telefonu. Çok üzülmüştüm bu duruma. Gizem'in benimle görüşmesini ailesi istemiyordu, bu duruma tanıklık eden babam, artık tatilin bitmesi gerektiğini, evimize dönmemiz gerektiğini söyledi. Ama ben Gizem'i bırakıp gitmek istemiyordum. Beni hayata bağlayan tek şeydi o. Babama döndüm ve '' ben sonra gelirim '' dedim. Babam o gün ilk defa beni azarladı ve zorla götürdü beni Konya'ya... Okulada gidemiyordum. Yalnız kaldıkça daha çok Gizem'i düşünüyordum. Günler birbirini kovaladı, aylar su gibi akıp geçti ve yalnızlık tüm bedenimi esir almaya başladı. Gizem'e olan aşkım gün geçtikçe arttı, onsuzluğa dayanamaz hale geldim. Bu durumu babamla paylaştım ama onu unutmam gerektiğini söyledi. Bunun üzerne '' Sen annemi unutabildin mi? '' dedim, cevap veremedi. '' O zaman bana engel olma, yardımcı ol '' dedim. Yime cevap vermedi. Anlaşılan yalnızdım bu yolculukta. Evet yolculuk, Gizem'in yanına gideceğim. Bacaklarımı kullanamamam onunla birlikte olmama engel değil, ne farkım var ki diğer insanlardan? Bir çok insan sapa sağlam ama mutsuz. Bense her ne durumda olursam olayım mutluyum çünkü beni seven, koruyan insanlar var çevremde. Beni, her yaptığımı cennetten izleyen annem var kalbimde. Annem gibi davranan bana annemi hatırlatan Gizem var yanımda. Belki şu an yanımda değil ama eminim ki hala beni düşünüyordur. Bu yolculuğu tek başıma yapamayacağım için bir kaç arkadaşıma telefon açtım. Bu konuda benimle birlikte olup olamayacaklarını sordum. Başta bu kararımı desteklemediler ama onlara

düşüncelerimi, kalbimdekileri anlattıktan sonra fikirleri değişti. Ertesi gün beni almaya geldiler. Antalya'ya gitmek için terminale uğradık ama otobüse binmem zordu, hiç bir otobüs firmasıda bu sorumluluğu almak istemedi, eve dönmem gerektiğini söylediler. Neden engellileri düşünmüyorlar ki? Herkesin başına gelebilir bu durum!!! Biraz anlayışlı olmaları gerek! Hayallerim bir anda suya düştü...çok üzüldüm...bu durumumu gören arkadaşlarım bir fikirleri olduğu söylediler. '' Bizi burda bekle hemen geleceğiz '' diyip gittiler. Yaklaşık 1 saat sonra bir arabayla yanımdalardı. Arabayı kullanan yabancıydı ama...kim olduğunu sordum, arkadaşım Murat'ın kuzeniymiş ve ehliyeti olduğu için bize yardımcı olacakmış. Çok sevindim bu duruma. Hemen yola çıktık. Müziği açtık ve bağıra bağıra şarkı söylemeye başladık. Çok mutluydum bir kaç saat sonra Gizem'i göreğim için. Antalya'ya yaklaştıkça heyecanım daha da çok artıyordu. Bunu farkeden arkadaşlarım, benim biraz olsun sakinleşmem için müziğin sesini daha çok açtılar ve daha çok bağırarak müziğe eşlik etmeye başladık. Müziğin etkisinden midir bilmem ama çok hızlı gidiyorduk. Arkadaşlarıma dönerek '' hız iyi bir şey değil lütfen biraz yavaşlayalım '' dedim ama duymadılar beni, müziğin sesi oldukça fazlaydı benim sesimi bastırıyordu. Gizem ile yaptığım kaza anı geldi aklıma, gözlerimi kapadım ve içimden ''hayır hayır hayır'' diyordum. Ölmeden önce onu son bir kez göreyim diye Allah'a dua etmeye başladım derken ''GÜM'' diye bir ses geldi ve araç takla atmaya başladı. Yaşadıklarım, acılarım, mutluluklarım, annem, babam, kardeşim, Gizem...Herşey gözümün önünden hızla geçti...gözlerimi açtığımda ambulansın içindeydim. '' Nerdeyim? Arkadaşlarım nasıl? '' diye sordum hemşireye '' onlar iyi, yorma kendini '' dedi ve ilacın etkisiyle sızdım. Tekrar gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Hemen hemşireyi, doktoru çağırdım. Bir kaç kez seslendikten sonra hemşirelerden biri geldi yanıma '' günaydın uykucu '' dedi. Sanırım uzun zamandır uyuyordum '' kaç gündür burdayım? arkadaşlarım nasıl? nerdeler? '' diye sordum. Evet haklıymışım uzun zamandır uyuyormuşum, tam 2 gündür!!! Arkadaşlarımın iyi olduğunu ve ailelerinin gelip onları aldığını söyledi, anlaşılan bir tek ben kalmışım kimsesiz. Hemşire '' aramamızı istediğin biri ya da ailen var mı? '' diye sordu, genelde hastanın üzerinden çıkan cep telefonundan birilerini ararlardı ama bu kez niçin soruyor ki bana? Tabi ya!!! Cep telefonumu babam bana ulaşamasın, bana engel olmasın diye almadım ki yanıma. Babamın numarasını söyledim ve aramasını istedim. Babama iyi olduğumu, endişelenmemesini, hangi hastanede olduğumu söyledim. Hemşireye bana yardımcı olmasını biraz dolaşmak istediğimi söyledim. Güler bir yüzle ''tamam'' dedi. Hastanede dolaşırken koridorun sonunda ağlayan bir adam dikkatimi çekti ve hemşireye biraz yalnız kalmak istediğimi söyleyip, ağlayan adamın yanına gittim ve neyi olup olmadığını sordum ama adam beni görünce daha çok ağlamaya başladı. Bacaklarıma bakıyor bana bakıyor daha çok ağlıyor. Tekrar sordum neyi olup olmadığını ama hiç ses çıkarmadı. Bu duruma sinirlendim sonuçta ona yardımcı olmaya çalışıyorum ne yaşamışsa yaşasın kibar olması biraz gerek. Oradan uzaklaşırken bir odanın kapısı rüzgarın etkisiyle aralandı ve merak ettim içeri doğru bir göz attım. İçerde de ağlayan bir kadın vardı. Bu durum çok etiledi beni ve kapıyı tıklayıp içeri girdim. Tam bir şey söyleyecekken '' Keremmmm!!! '' dedi yatakta yatan kız. Ama yüzünü göremediğim için tanıyamadım ve kim olduğunu öğrenmek için yaklaştım yanına... ( Gizemmiş...Sonradan öğrendim ki adresimi otelden almış, yanıma geliyormuş, dayanamamış bensizliğe. O gün çarptığımız aracın içinde o da varmış. ) Ağlamaya başladı birden. Elinden tuttum, bir daha onu asla yalnız bırakmayacağımı söyledim.

Biraz olsun sakinleşti ve bana sarılmak için ayağa kalkmaya çalıştı ama... Benim kaderim, onun da kaderi olmuş. O da benim gibi artık. Annesinin ve babasının neden ağladığını şimdi anladım. İçeri babası girdi ve benden özür diledi. Bundan sonra bize karışmayacağını söyledi tabi iş işten geçtikten sonra... Bir kaç saat sonra ise babam, o da pişmandı yaptılarından. Ne vardı ki taa başında izin verselerdi, kızmasalardı, bu kadar ön yargılı olmasalardı. Düşünmüyor kimse geleceği. Herkes şu anı düşünüyor ama unutmayalım ki bu günün yarınıda var. Önemli olan yaptıklarımızdan pişman olmamamız. Önemli olan yanımızda yarını geçirecek birinin olması ve ona sahip çıkmamız... Engelli olmak yaşamaya, mutlu olmaya, Dünya nimetlerinden faydalanmaya, aşık olmaya engel değil!!! Yeter ki içimizde yaşama sevinci olsun. Yeter ki umudumuzu asla kaybetmeyelim... SON