Esenyurt İşçi Bülteni



Benzer belgeler
ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Esenyurt İşçi Bülteni

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

Soma da 301 maden emekçisinin yaşamını. Bir maden dosyasından yeraltı notları DOSYAMADEN

örgütlenmeye, mücadeleye!

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

2016 Ocak Ayı / İşçi Aileleri Nasıl Geçiniyor? İSİG Meclisi

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İŞÇİ BÜLTENİ. Gücümüz Birliğimizden Gelir! Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi. Facebook sesgm1996 1

İNSANCA YAŞAMAYA YETEN VERGİDEN MUAF ASGARİ ÜCRET!

Türk-İş/Basın-İş e üye ol!

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Sendikalaşma ve Toplu İş Sözleşmesi Raporu Ağustos 2016

Albert PERSONS isimli işçi, özür dileme şartıyla affedileceğinin söylenmesi üzerine, mahkeme heyetinin karşısında tarihe geçecek sözlerini söyledi:

Şahsım ve Öz Taşıma İş Sendikası adına sizleri saygıyla selamlıyorum.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

KUZEY KIBRISTA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATI

birleşelim, mücadele edelim, kazanalım!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Emeğin Örgütlenmesi

İŞÇİ BÜLTENİ. Kendilerine saraylar yapanlar bizi açlığa mahkum ediyorlar. Asgari ücrete %6 zam geldi! Gücümüz Birliğimizden Gelir!

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Kadınlar asgari ücreti değerlendiriyor: Söz hakkımız da yok yaşama şansımız da!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

ÇANAKKALE İLİNDE ÇALIŞAN KAMU SAĞLIK ÇALIŞANLARININ, SAĞLIK REFORMLARININ ETKİLERİ KONUSUNDAKİ DÜŞÜNCELERİ SES ÇANAKKALE ŞUBESİ

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

GÜVENLİK - SEN.

DEVRİMCİ İLETİŞİM VE ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI SENDİKASI TANITIM BROŞÜRÜ

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

Hey Tekstil den direnen kadınlar soruyor: İşçiler burada, Aynur Bektaş nerede?

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

1Mayıs işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Bu büyük

Destek Personeli Eğitimleri

İŞ CİNAYETLERİ VE KAYITDIŞILIK RAPORU

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Bu çalışmada, 2013 yılında gerçekleşen

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Asistan Hekim Özlük Hakları Mücadelesi TTB Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu Dr. Mihriban Yıldırım

TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı Çayan Dursun la UPS direnişi hakkında söyleşi

1983 yılında kurulan firma, 1989 yılından itibaren aile şirketi olarak faaliyetine devam etmektedir. Firmada, küçükbaş deri üretimi ve küçük-büyükbaş

Direnişteki BEDAŞ işçileriyle söyleşi

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

İlerici Kadınlar Kimdir?

Cumhuriyet Halk Partisi

DİRENİŞE, 1 MAYIS a!

Taşerona ve sömürüye karşı Greif fabrikasında işgal sürüyor... Greif işçisiyle dayanışmaya!

İyerlerinden Mektuplar Mart (2010)

İŞÇİ BÜLTENİ. Haklarımız ve geleceğimiz için 1 Mayıs a! Gücümüz Birliğimizden Gelir! facebook.com/iscilerinbirligidernegi.ibd

Etik Karar Alma Modeli

İşyerini işgal eden ERT işçileriyle röportaj

İşçi mücadelelerinin niteliği, UPS örneği ve diğerleri

E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

Buca da kadınlar yalnız değil Çaresiz Değiliz Çare Biziz

ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI?

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

(5) Meslek Lisesi (6) İmam Hatip Lisesi (7) Ön lisans (8) Lisans

Nöbet Görevi Öğretmenliğin Parçasıdır Fakat... Fakat...!

Maden kazası değil, bu bir cinayettir ve sorumlulardan hesap sorulmalıdır

TÜRKİYE DE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞI BİBLİYOGRAFYASI ( )

CHP EMEK BÜROLARI EMEK BÜLTENİ

2013 YıLı PERSONEL MEMNUNIYET ANKET RAPORU. Burcu GENÇ Aralık 2013

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

Ev işçileri sendikalaşıyor

MÜCADELEYE! Son yıllarda sermaye sınıfının İŞÇİ BÜLTENİ. Taşeronlaşmaya ve. iş cinayetlerine karşı. Gücümüz Birliğimizden Gelir! İşçiler, kardeşler,

SENDİKALAR VE İŞYERİ ÖRGÜTLENMESİ

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

direniyoruz! Hayatta seyircilere yer yoktur. Ya kaderinizi ellerinize Emek hırsızlığına, taşeron belasına, asgari ücret sefaletine karşı

ANADOLU Eğitim Sendikası BASIN DUYURUSU

İŞÇİ BÜLTENİ. Sefalet zamlarını dayatanlar şimdi kıdem tazminatımıza göz diktiler. Gücümüz Birliğimizden Gelir!

ÇUKUROVA İŞÇİ BÜLTENİ

WILDERNESS HOTEL & GOLF RESORT, Wisconsin Dells - WI

Hatta, geçmişte denemiş olduğunuz diğer 'metodlar'dan muhtemelen DAHA KOLAY (ve çok daha eğlenceli!)

İŞÇİ BÜLTENİ. Son 12 yılda en az 14 bin 455 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitrirdi! Gücümüz Birliğimizden Gelir! facebook/umraniyeibd

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Asgari ücret ve Ocak ayı zamları belirleniyor. Taraf olmazsak sadakaya mahkum kalırız!

İ Ş Ç İ L E R İ N B İ R L İ G İ B Ü L T E N İ

ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI RAPORU

Transkript:

Esenyurt İşçi Bülteni Nisan 2015 İşçilerin birliği sermayeyi yenecek! SÖMÜRÜYE, BASKIYA, GERİCİLİĞE, YASAKLARA KARŞI 1 MAYIS TA ALANLARA! İşçilere yönelik her gün yeni bir saldırıyla karşı karşıya kalıyoruz. Çalışma ve yaşam koşullarımız her geçen gün daha da kötüye gidiyor. İşçi sınıfının büyük mücadeleler sonucu kazandığı haklar bir bir tırpanlanıyor, yoksulluk derinleşiyor. Elde kalan kırıntı düzeyindeki haklar ise hedef tahtasına çakılmış durumda. Yıllardır işçilerin dağınık ve örgütsüz olmasını fırsat bilen patronlar sınıfı işçileri kölece çalışma ve yaşam koşullarına mahkum etmeye çalışıyorlar. Bir yandan taşeron çalışmayı yaygınlaştırarak, esnek ve kuralsız çalışma koşulları uyguluyor, işçileri güvencesizliğe mahkum ediyorlar. Diğer yandan sefalet anlamına gelen asgari ücretle uzun çalışma saatleri, zorunlu mesai dayatıyorlar. İşçilere reva görülen sefalet ücretiyle en temel insani ihtiyaçları bile karşılamak neredeyse imkansız durumda. Bizlere dayatılan bu kölece çalışma koşullarını baskı ve gericilik politikaları tamamlıyor. İç güvenlik adı altında polis devleti uygulamalarını hayata geçirmeye, en ufak hak arama istemini dahi boğmaya çalışıyorlar. İşçi ve emekçilerin boyunlarına astıkları kölelik zincirlerini her geçen gün daha da kalınlaştırırlarken, kendi geleceklerini güvence altına almak için yasak, baskı ve zorbalığı tırmandırıyorlar. Patronlar sınıfı istiyor ki sömürü ve kölelik her daim sürsün. Bizlerin emeği, alınteri üzerinden asalakça yaşamlarına devam etsinler. Ses çıkartan olursa da zorbalıkla bastıralım! Patronların AKP hükümeti eliyle yapmaya çalıştığı bugün tam da budur. Hepimiz yaşanılan sorunların ağırlığını yaşamlarımızda

2 Esenyurt İşçi Bülteni hissediyoruz. Tek çıkar yolumuz yan yana gelmek, emeğimizin hakkı için örgütlenmektir. Aramıza sokulan yapay ayrımları, güvensizlikleri bir kenara itmek, ortak olan sorunlarımıza karşı ortak bir mücadele vermektir. Aynı yerde çalıştığımız, aynı koşullarda yaşadığımız, aynı sorunlara maruz kalan işçilerin örgütlenmekten başka çaresi yoktur. İşçiler için bireysel kurtuluş yoktur, ya hep birlikte kurtulur ya da kölece çalışma koşullarına boyun eğer, elimizdeki hakların alınmasını bekleriz. İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs'a sayılı günler kaldı. On yıllardır 1 Mayıslar iki dünyanın karşı karşıya geldiği bir mücadele günüdür. Patronlar ve işçilerin savaşının ürünü olarak gerçekleşen, tüm çarpıtma girişimlerine karşı ısrarla taleplerimizi haykırdığımız, haklarımız ve geleceğimiz için alanlarda omuz omuza olduğumuz gün. Bundandır yasaklamaya çalışmaları, engelleme girişimleri. Yan yana gelmemizden korkuyorlar, işçi sınıfının meydanı olan Taksim'i yasaklamaya, gücümüzü birleştirmemizin önüne geçmeye çalışıyorlar. Gün sömürüye, baskıya, gericiliğe karşı örgütlenme, mücadeleye girişme günü. Gün kölece çalışma ve yaşam koşullarına karşı haykırma günü. Gün yasak zincirlerini kırmak için harekete geçme, 1 Mayıs'a hazırlanma günü. Gün meydanları kapatmaya çalışanlara karşı 1 Mayıs'ta Taksim'i mücadele sloganlarımızla doldurma günü. İLETİŞİM: ESENYURT İŞÇİ KÜLTÜR EVİ ADRES: YENİKENT MAHALLESİ ŞEHİT SERKAN TEMELOĞLU SOKAK NO: 25/A ESENYURT (ESKULE OTOPARK KARŞI SOKAĞI) TELEFON: (0 506) 146 40 75

Esenyurt İşçi Bülteni 3 TAKSİM 1 MAYIS ALANIDIR! Kardeşler! Sizlerin de bildiği gibi kapitalist düzende yaşamak çok zor. Çünkü kapitalistler kendilerinden ve kârlarından başka hiçbir şeyi düşünmezler. Asalak patronların kâr hırsı biz işçilerin daha çok çalışması demektir. Biz işçiler daha çok çalıştıkça, yoksullaşırız, fakirleşiriz, hayatımız çekilmez bir hal alır. Aşırı çalışma nedeniyle ailemizi, çocukarımızı bile doğru düzgün göremeyiz. Eve yorgun argın geldiğimizden oturup dinlenemeden yatmak zorunda kalırız. Günleri, ayları ve hatta yer yer yılları bulan bu yorgunluk hali, erkenden yaşlanmaya ve sık hastalıklara neden olur. Bu yoğun, uzun ve yorucu çalışma temposu iş kazalarını, iş cinayetlerini de beraberinde getirir. Kardeşler! Biz işçiler, emekçiler olarak emeğimize ve ekmeğimize sahip çıkmazsak, bizden sonraki kuşaklar, yani çocuklarımız daha katmerli bir sömürüye maruz kalacaklar ve bu tablo bizim yüreğimizi dağlayan bir görünüm oluşturacak. O zaman büyüteceğimiz isyanın pek de anlamı kalmayacak, iş işten geçmiş olacak. Ve çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek bırakmadığımız için, çocukarımız bize hesap soracaklar. Onun için, insanca yaşamak ve çocuklarımıza insanca yaşayabilecekleri bir dünya bırakmak sorumluluğu ile mücadele etmeliyiz. Kardeşler! Sizlerin de bildiği gibi işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. 1 Mayıs'a sahip çıkmak; emeğimize, ekmeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak demektir. Sermaye devletinin, 1977 1 Mayıs'ta Taksim de bir katliam gerçekleştirdiklerini ve Taksim'i 1 Mayıs'a yasakladıklarını biliyoruz. Tam otuz yıl boyunca Taksim 1 Mayıs'a yasaklandı. 2007 1 Mayısı'nda işçilerin, emekçilerin Taksim Meydanı'nı istemeleri üzerine üç yıl süren bir mücadele dönemi başlamış oldu. Üçüncü yılın sonunda güçlü bir irade ve çetin bir direnişle 2010 yılında Taksim Meydanı alınmış oldu. Üç yıl boyunca Taksim'de kitlesel ve görkemli 1 Mayıslar kutlandı. İşçilerin, emekçilerin ve devrimcilerin örgütlü gücünden korkan iktidar, Taksim'i tekrar yasakladı. Biz işçiler, emekçiler ve devrimciler yeniden Taksim için dövüşmeye başladık. Daha kitlesel ve daha örgütlü bir direnişle Taksim'i tekrar alabiliriz. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın Taksim 1 Mayısı direnişimiz!

4 Esenyurt İşçi Bülteni ORTAK SORUNLARA KARŞI ORTAK MÜCADELE! Bölgede birçok fabrikada olduğu gibi, çalıştığım fabrikada da asgari ücret uygulaması var. Metal sektörü olmasına ve sektöründe önemli bir yer tutmasına rağmen açlık sınırının çok altında olan sefalet ücretlerine çalıştırılıyoruz. Fabrikada çalışan birçok işçi 10-15 yıllık olmasına rağmen, asgari ücret almaktan kurtulamamış. Sadece aylık 100-150 TL lik ikramiye ya da prim adı altında ek ücret alıyoruz. Aldığımız bu ek ücret ve fazla mesai ücretleri maaşlarımız düşük olduğu için yıllık gelir kotamızı dolduruyor ve 5. ve 6. aydan sonra alınan ek vergilerle, zorunlu olarak kaldığımız fazla mesai ücretleri gasp ediliyor. Fazla mesai ücretlerimizin bir bölümü de zaten hasta olduğumuzda ya da acil bir işimiz olduğunda, gelmediğimiz günlerin yerine kesiliyor. Sürekli olarak adet ve kalite dayatması yapılıyor. Bazı bölümlerde her gün zorunlu mesai yapılıyor. Kalmak istemeyen arkadaşlar, siz bilirsiniz ama ona göre muamele görürsünüz denilerek açık açık tehdit ediliyor. Tehditler sökmeyince de, hiç verilmeyen prim vaatleriyle aylarca oyalanıyoruz. İşlerin yoğun olduğu zamanlarda gece-gündüz çalıştırılıyoruz ama 1-2 ay siparişler azalınca hemen işten çıkarlıyoruz. Birçok bölümde sağlığımızı ciddi şekilde tehdit eden; kokuya, sese ve dumana maruz kalmamıza rağmen hiçbir önlem alınmıyor. Şikâyetçi olduğumuzda, ben de aynı dumanı soluyorum diye alaycı cevaplar veriyorlar. Her yıl fabrikanın üretiminin artmasına ve fabrika yeni projeler almasına rağmen, bizim maaşlarımızda en ufak bir artış olmuyor. Yemeklerimiz bile çeşit ve lezzet olarak çok kötü. Her akşam fazla mesaide ekmek arası veriliyor. Fabrikalardaki sorunlar saymakla bitmez. Bu ve benzeri sorunlar tabii ki sadece bizim fabrikamızda olan sorunlar değil. Bölgedeki birçok fabrikada bizim yaşadığımız sorunlar ve belki daha beter sorunlar yaşanıyor. Bu sorunları yaşamamızın temel nedeni ise; suskun olmamız ve bir araya gelmememizdir. Hepimiz bunlardan şikâyetçiyiz ama bunları yan yana çalıştığımız, yemek yediğimiz arkadaşımıza bile anlatmaktan korkuyoruz. Korka korka elimizde hiçbir şey kalmadı. Artık bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Eğer gerçekten bu şartlarda çalışmak istemiyorsak, insanca ücret, insanca çalışma koşulları istiyorsak, birlik olmaktan, örgütlenmekten başka bir kurtuluşumuz yok. Tek başımıza patronların karşısında hiçbir şey yapamayız. Birleşmezsek bu kölelik devam eder. Yaşasın işçilerin birliği. Kıraç tan bir metal işçisi

Esenyurt İşçi Bülteni 5 BU BAHAR BİZİM OLACAK! Büyük yıkımları getirecek, şiddetli bir fırtınanın ilk kıpırdanışlarını duymaya başladık. Uzun süren bir sessizlik ve durgunluk aşamasını geride bırakıyoruz. Zaman keskin kavgaları besliyor rahminde. Bir nevi fırtına öncesi sessizlik de diyebileceğimiz sürecin, sonuna yaklaşıyoruz. Birçok fabrikada, atölyede ve sanayi havzasında hak arama eylemlilikleri, fiili grevler, işgaller Her geçen gün bir yenisi ekleniyor, her geçen gün daha sert ve daha kitlesel olmaya devem ediyor. Bu mücadele pratikleri her ne kadar yerel olsalar da, işçi sınıfının tarihsel, toplumsal ilerleyişi içerisinde birbirlerini etkileyerek ve her biri ötekine yol göstererek ilerlemeye devam ediyor. Deneyimlerden öğrenildiği kadar, deneyimler aşılarak, daha da ileriye çıkılmaya çalışılıyor. Patronlar ve devletleri ne kadar karalamaya ve yok saymaya çalışsalar da. İşbirlikçi, ihanetçi ve uzlaşmacı sendikal cenderenin, mücadeleyi boğma ve umudu yıkma çabasıyla karşı karşıya kalsa da, bu çok sürmeyecektir. İşçi sınıfı, sendikal korkaklığı aşma eğilimleri ve deneyimleriyle karşımızda duruyor. İşçi sınıfının mücadele pratikleri, kendini dayatıyor. Yer yer görmez gözlere kendini gösteriyor. Öyle ki en ufak hak arama eylemi karşısında en büyük baskıyı ve şiddeti uygulamaya sokuyorlar. Greif işgali geçtiğimiz yıla damgasını vuran militan bir eylemdi. Sonrasında yaşanan eylemliliklere yol gösterdi, bu yönüyle. Ardılındaki eylemlilikler her ne kadar politik öncü yönünden zayıf olsalar da, en az aynı militanlıkta devam etti. Yatağan işçileri tarihimize önemli bir not düştüler. Bu büyük ve yiğit direniş sendikal ihanetin etkisiyle boğuldu. Metal grevi bir başka örnek olarak karşımızda. Uzlaşmacı BMİS bürokratlarına rağmen Ejot-Tezmak, Paksan işçileri üretmemeyi seçtiler ve kazandılar. Bir bahar sürecine girmiş bulunuyoruz. Yeni kavgaların eşiğindeyiz. Koşulsuz zafere dövüşülen günler, önümüzde ve elimizde olan günlerdir. Hakkı verilen her kavga devrime bir adım daha yaklaşmak, yitirilen her olanak zaferden feragat etmek olacaktır. Büyük inancın şanlı kavgasının görkemli zaferi bizi bekliyor. Bir nefes daha, bir adım daha, bir haykırış daha, bir yumruk daha, zafer bizim olacak. Bu bahar bizim olacak. Öfkemizi inancımızla katıp, fikrimizin aydınlığında yürüyeceğiz yarına. Yarın bizim olacak. Bu bahar bizim olacak. Esenyurt tan bir metal işçisi YAŞASIN İŞÇİ SINIFIN ONURLU MÜCADELESİ! Merhaba işçi arkadaşlar, ben plastik (ambalaj) fabrikasında çalışmaktayım. Dünyanın birçok ülkesine ihracat yapan, Türk sermayeli büyük bir tekel. 900 aşkın işçi çalışıyor. Türkiye de 1 fabrikası var. 2. fabrikayı Mısır a açtılar. Bizim yaptığımız ürünleri hemen hemen her yerde görmek mümkün. Çay ocağında arkadaşlarla konuşuyoruz. Çoğu yeni işe girmiş, çıkmaktan konuşuyorlar, plastiğin kokusu insanın boğazını geriyor. İnsanı bir makine gibi görüyorlar. Yemekhanede konuşuyoruz ben yemek yemeden eve gittiğimi biliyorum. Bu söz beni şok etti. Niye yemek yemedin dediğimde makine ayarı var dedi. Ama sende yemek yemeden çalışamazsın değil mi? Evet, ama el işi olduğu zaman öyle olmuyor dedi. Ben de dedim ki kendi işin olsa 2 saat sonra yaparım, yarın yaparım, sonra yaparım dersin. Çay içmeye giderken kart basıyorsun. Yemek yemeye giderken kart basıyorsun. Sigara içmeye giderken kart basıyorsun. Asgari ücret, zorunlu mesailer, vardiya amirinin gelip makineyi hızlandırın demeleri, insanları çileden çıkartıyor. Bir araya gelirsek birlik olursak patrona her istediğimizi yaptırırız. Aynı GREİF de olduğu gibi üretimi durdursak patron o zaman bizim ne kadar güçlü, ne kadar örgütlü olduğumuzun farkına varacak ve biliyoruz ki makineleri biz çalıştırıyoruz, biz üretiyoruz bundan sonra siz değil, biz ne dersek o olacak. Biliyoruz ki işçi sınıfının kurtuluşu kendi eseridir. Evren Sanayi den bir petro-kimya İşçisi

6 Esenyurt İşçi Bülteni ÖNCE KÂR GÜVENLİĞİ Kapitalizmin en büyük suçlarından biridir iş cinayetleri. Her yıl dünyada binlerce işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmekte ya da iş kazalarında telafisi olmayan zararlar görmekteler. Tabii işçilerin ölmesinin veya yaralanmasının patronlar için hiç önemi yoktur. Onların tek dertleri böyle durumlarda işler kısa süreli de olsa durduğu için, bu sürede mal çıkmadığı için, para kaybetmiş olmalarıdır. Türkiye de de her yıl ortalama 1500 işçi kardeşimiz iş cinayetlerinde katledilmektedir. Soma, Ermenek, Torunlar, madenler, inşaatlar, kamyon kasaları. Her yıl yaşadıklarımız bizlere tekrar tekrar işçilerin, patronların gözünde zerre kadar değeri olmadığını gösteriyor. İşçi misin, senden çok var dışarıda, öleceksen öl diyorlar. Sadece sessiz ölsünler, başımız ağrımasın diye düşünüyorlar. Birçok fabrikada üretime ilk girdiğimizde gözümüze hemen levhalar çarpar. Önce iş güvenliği! diye. Yıllarca iş cinayetlerinde sürekli bir artış olduğundan ve buna dönük tepkiler sürekli arttığından dolayı, patronlar, bazı göstermelik önlemler almak zorunda kaldılar. Devlet de bu konuda bazı yasal düzenlemeler yapmak zorunda kaldı. Ama o da patronları çok zorlamayacak şekilde tabii ki. Ne de olsa devlet patronların devleti. Artık her büyük işyerinde işe başladıktan kısa bir süre sonra, hemen teorik iş güvenliği eğitimi verilir. Bu eğitimi veren iş güvenliği uzmanının maaşını, o işyerinin patronu verir. İşçiler, iş güvenliği uzmanına, işyerindeki birçok riski iletiyorlar. Para harcanması gereken durumlarda sorun çözülmüyor. Patrona masraf çıkarılmak istenmiyor. Yani iş güvenliği, bir anda kâr güvenliği oluveriyor. Çalıştığım bir fabrikada iş güvenliği eğitimine girdim. Bize iş güvenliğiyle ilgili bir dosya verildi. Bu dosya ISO 9001 eğitim notlarından oluşuyordu. Dosyada iş kazalarıyla ilgili çok dikkat çekici bir not vardı: İş kazaları % 90 işçinin hatasıdır. Yani bu eğitimlerde bile, resmen işçilerle dalga geçiyorlar. Üç kuruş ücret veriyorlar, işçi onu da maaşın ertesi günü bitiriyor. Geri kalan 29 günü nasıl geçireceğini düşünüyor. Ev kirası, geçim sıkıntısı, yeme, içme, çocuğun eğitim masrafları vs., vs... tüm bunlar yeterince büyük dertler. Bir de fabrikada hadi hadi, daha hızlı çalışın baskısı var. İşçilere bu kadar baskı yapıp, sonra da sakın ha! iş kazası geçirme diyorlar. İş kazası geçirince de bunların hepsi senin yüzünden diyorlar. Bu işçilerle dalga geçmek değildir de nedir? Patronların derdi hiçbir zaman, işçilerin iş güvenliği olmamıştır. Onların tek derdi sadece kâr, kâr ve daha fazla kardır. O yüzden fabrikaların girişine, önce kâr güvenliği yazmak, onlar adına daha doğru olur. Patronların düzeni para, kâr düzenidir. Bu kâr düzeni, yani patronların sömürü düzeni sürdüğü müddetçe, biz işçiler; patronlar daha fazla kazansınlar, daha çok rahat ve zevk içinde yaşasınlar diye, ölmeye devam edeceğiz. Gerçekten iş kazalarına, iş cinayetlerine karşıysak ve bir daha iş cinayeti yaşanmasını istemiyorsak, patronların sömürü düzenine karşı olmak zorundayız. Ve bir daha iş cinayeti yaşanmaması için patronların ölüm düzeninden kurtulmak zorundayız. Esenyurt tan bir işsiz

Esenyurt İşçi Bülteni 7 TEKSTİL İŞÇİLERİ DEV TEKSTİL E ÖRGÜTLENMEYE, MÜCADELEYE! Ben Esenyurt tan bir tekstil işçiyim, sizlerin de bildiği gibi tekstil sağlıksız ve çok tozlu bir iş. Hiçbir sağlık önlemi almadıkları gibi, bir de uzun çalışma saatlerini ve sefalet ücretini bizlere reva görüyorlar. Bunlar da yetmezmiş gibi hafta sonlarında mesailerin zorunlu olduğunu söylüyorlar. Bireysel hak arayanları çıkarmakla tehdit ediyorlar. Patronların kendilerini bir sınıf olarak gördüklerini ve örgütlü davrandıklarını gördüğümüz halde, biz işçiler bir sınıf bilinciyle davranmıyoruz. Hepimizin sorunlarının aynı olduğu aşikâr. Sefalet ücretleri, kölece çalışma koşulları, baskılar, tehditler, iş cinayetleri, taşeron köleliği... Bunun için yapılacak şey de belli. Bir sınıf olarak, sınıf bilinciyle, bilinçlenmek ve örgütlenmek. Dünyayı biz var ediyoruz, üretimi biz yapıyoruz, her şeyde bizim emeğimiz ve alın terimiz var; yine de ezilen ve sömürülen biz oluyoruz. Patronlarsa varlıklarına varlık katmaya devam ediyorlar. Artık bu gidişe dur demenin vakti gelmiştir. Birleşelim ve örgütlenelim! Evet, ama nasıl bir örgütlülük. Sadece sendikalara üye olmak yeterli mi? Hayır! Bugün çoğu sendikanın hali ortada, icazetçi tavırları, sarı sendikacılık anlayışı, patronlarla işbirliği ve fabrikalardaki örgütlenmenin önüne geçme çabaları, aslında bize dertlerinin, işçilerin üyelik aidatlarından başka bir şey olmadığını, gösteriyor. Bunun yanı sıra öne çıkan sınıf hareketini bastırmaya ve dizginlemeye çalışıyorlar. Grev kararlarını engelledikleri, toplu iş sözleşmelerinde düşük zamların altına imza attıkları, taban inisiyatifini hiçe saydıkları, işçi demokrasisini işletmedikleri ortadadır. Evet, buna karşı biz işçi sınıfı olarak ne yapmalıyız, nasıl bir tutum almalıyız? Sınıf bilinci olan bir sendika da örgütlenmeliyiz. Devrimci bir misyona sahip olan, taban inisiyatifine, işçi demokrasisine bağlı, sözün, yetkinin, kararın işçide olduğunu vurgulayan bir sendikal anlayışa ihtiyacımız var. Ve bugün sınıfın bu ihtiyacını karşılayabilecek bir tek sendika var. DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI (DEV TEKSTİL). GREİF işgalini yaratan ve 60 gün boyunca fabrikalarını işgal eden. Sadece patrona ve devletin kolluk güçlerinin saldırılarına karşı değil, bir de sendika ağalarının ihanetçi tutumuna karşı mücadele etmiş olan, direnişçi işçilerin bir araya gelerek kurduğu bu sendika, bizlerin geleceğine ve hak arama çabalarına umut oluyor. Militan mücadele ruhuyla ve işçi sınıfının ideolojisiyle mücadele sahnesinde yerini alan bir sendika. Yetkinin ve kararın bizde, yani işçi sınıfında olduğu bu sendikada örgütlenmeli, onu hep beraber büyütmeli ve sahiplenmeliyiz. Emeğin gerçek sahibi olan bizler haklarımızı almak için mücadelemizi DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI nda büyütelim! Esenyurt tan bir tekstil işçisi

İşçi Bülteni Özel Sayı: 1251 * Fiyatı: 25 Kr * Nisan 2015 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel, süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Meşrutiyet Mh. Kodaman Sk. No: 111/15 Şişli / İstanbul Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No: 242 Topkapı / İst