Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 68, Nisan 2018, s. 100-110 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 19.02.2018 10.04.2018 Yrd. Doç. Atilla Cengiz KILIÇ Dokuz Eylül Üniversitesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Çinicilik ve Çini Onarımları ack1964@hotmail.com Arş. Gör Ayşen ÇAM Dokuz Eylül Üniversitesi, Geleneksel Türk Sanatları aysefrdes@gmail.com ÇİNİ SANATINDA KULLANILAN BÖLMELİ TEKNİK (CUERDA SECA) Öz Türk çini sanatı çok zengin form, renk, motif ve tekniklere sahiptir. Her dönem kendine özgü özellikler taşıyan bu sanat ister istemez birçok araştırmacının dikkatini çekmiş ve pek çok araştırmaya konu olmuştur. Fakat bu araştırmalar genellikle daha çok form, desen ve üslup ile sınırlı kalmıştır. Bu çinilerin üretim kaynakları olan teknolojilerine pek fazla değinilmemiştir. Özellikle bu tekniklerde üretilen çinilerin en mükemmel yüksekliklere ulaştıkları dönemlerde teknolojik özellikleri hakkında bilgiler eksik olması günümüzde aynı kalitede hatta daha ileri düzeyde işler yapılmasında en büyük engeldir. Özellikle Osmanlı çini sanatının gelişiminde bir dönüm noktası olan cuerda seca tekniğinin asıl kaynağının çözülebilmesi ve uygulamasının kolaylaşması için araştırma ve çalışmaların geliştirilerek artırılması gerekmektedir. Anahtar kelimeler; Çini, Bölmeli teknik, Cuerda seca.
CUERDA SECA TECHNICAL USED IN CINI ART Abstract Turkish tile art has various forms, color, motives and techniques. This art which possesses unique featuers each period has taken attention of many reseaches and has been subject to several researches. However; these researches generally have been comfined to form, pattern and style. Technological information about the making techniques of these tiles has not been mentioned much. Technological information is quite important especially fort he tiles thay are made with cuerda seca (dry cord) to be analyzed correctly.cuerda seca which was applied especially at the beginning of Ottoman (Iznik) tile art can be considered as the start of the underglaze tiles which developed at later periods. This technique left its placeto under glaze tiles at later periods which are more easy to be applied. Keyword: Tile, Cuerda seca Giriş Türk çini sanatı zengin renk, desen ve tekniklerle yüzyıllardır insanları kendine hayran bırakmaktadır. Her dönemin kendine has teknik özellikleri bulunmaktadır. Bu tekniklerin asıl gelişimleri, mimariye bağlı olarak Anadolu topraklarında olmuştur. Türkler, göçebe yaşamlarındaki çadır süsleme geleneklerini, yerleşik hayatta mimari yapıların iç ve dış mekânlarını çok zengin teknik ve renkteki çiniler ile sürdürmüşlerdir. Böylelikle yaşam alanlarında büyülü bir atmosfer yaratmışlardır. 101 Türk çini sanatındaki bu zengin teknikler arasında konumuz olan cuerda seca tekniği, mozaik tekniğine oranla mimaride daha geniş alanlara uygulanabilmesi ve daha kıvrak desenlerin daha kolay çiniye aktarılabilmesi bakımından oldukça önemlidir. Bu tekniğin çini alanına getirdiği bir diğer önemli yenilik ise örtücü özelliklere sahip farklı renkteki sırların aynı bünye üzerine birbirlerine karışmadan uygulanabiliyor olmasıdır. Fakat bu teknik hakkındaki teknolojik bilgi eksiklikleri, geçmişte ulaşılan kaliteye günümüzde ulaşılamamasına neden olmaktadır. Aradan geçen yüzyıllara bilgi eksiklikleri de eklenince istenilen kaliteye ulaşabilmek hatta daha yükseğe çıkabilmek için bu teknikte daha çok araştırma ve denemelerde bulunmak gereklidir. BÖLMELİ TEKNİK (CUERDA SECA) Türk çini sanatı çok çeşitli ve zengin teknik bezemelere sahiptir. Türkler, göçebe hayatta edindikleri, çadır süsleme alışkanlıklarını yerleşik hayata geçtiklerinde de sürdürmüşlerdir. Mimari alanların etkisini artırmak ve yaşam alanlarında canlı bir atmosfer yaratmak amacıyla çok farklı renk, desen ve tekniklerde çiniler üretmişlerdir. Bu sebepten dolayı Türk çini sanatı gelişimini daima mimariye bağlı olarak sürdürmüştür. Türk çini sanatı mimari yapıların içinde ve dışında en büyük gelişimini Anadolu topraklarında gerçekleştirmiştir. Çok renkli sır tekniğinin İslam sanatında ilk örnekleri 11. yüzyılda Kuzey Afrika da Kalat Beni Hammad da karşımıza çıkmaktadır. Daha sonra 12.- 14. yüzyıllar arasında İspanya ve Kuzey Batı Afrika eselerinde de görülmeye başlamıştır (Öney, 1976: 12). Bu teknik 13. yüzyıldan itibaren daha çok Avrupa tarzı figür ve motiflerle dekorlu bir şekilde, Valensiya yakınlarında bulunan Paterne da karşımıza çıkmaktadır. Buradaki örneklerde beyaz kalaylı sır üzerine manganez kontur kullanılırken, boya olarak bakır yeşili hakimdir (O. Gönen, 1999: 11). Bu
teknik, İslam sanatını seramiklerde ilk olarak 13.yüzyılda İran Lakabi lerinde görülür. Daha sonra Timur devrinde Semerkant ta ve İran Safavi mimarisinde gelişimini sürdürmüştür (Öney, 1976: 64). Her ne kadar Cuerda Seca tekniğinin gelişimi Beylikler ya da Erken Osmanlı döneminde gerçekleştirmiş olsa da asıl kaynağını Selçukluların tek renk sırlı tuğla ve mozaik teknikleri oluşturmaktadır. Gelişim sürecinde renklerde çeşitlenmenin yanı sıra çamur ve sır içeriği de değişmiştir. Anadolu daki siyasi otoritenin değişmesi çok renkli sır tekniğini de etkilemiştir. Selçuklu döneminin ihtişamını sergileyen çini süslemelere karşılık bir geçit süreci olan 14. yüzyılın başında çini alanında bir duraksama olmuştur. Bu dönemin en açık izleri Birgi ve Karaman daki çini örneklerde hissedilmektedir. Selçuklular döneminde kullanılan cuerda seca tekniği, Beylikler döneminde tamamen ayrılmaya başlamıştır (Yetkin, 1986: 205). İznik i Başkent olarak kabul eden Osmanlılar bu merkezde çini alanında yeni buluşlar ve teknikler geliştirmişlerdir. Bu yenilikler İznik atölyelerinde seramik ve duvar çiniciliği üzerinde gerekli olan ilgi sağlamış ve bu dönem Selçuklu çini mozaik tekniği ile Osmanlıların çok renkli sır tekniğinin birleştiği bir geçiş evresi olmuştur. Bu evre Osmanlı çini sanatı anlayışında bir dönüm noktası olmuştur. Osmanlıda yeni bir sanat anlayışı ve tekniğinin doğması konusunda reform niteliği taşımaktadır. Kısa bir süre içinde pek az sanat çevresinin erişebildiği teknik ve estetik mükemmelliğe ulaşan, Osmanlı çiniciliğinin başlangıç noktasında çok renkli sır tekniği yer almaktadır (Kerametli, 1986: 32) 102 Cuerda seca tekniğinin 15. yüzyılda Osmanlı döneminde ilk kez Bursa Yeşil Camii ve türbesinde karşımıza çıkmaktadır. Bu teknikle işlenen çiniler Osmanlıda 16. yüzyılın ortalarına kadar görülür. Bu dönemde, eskiden beri bilinen firuze, lacivert, mavi ve siyah renklerin yanı sıra sarı, beyaz, fıstık yeşili ve altın yaldız da kullanılmaya başlanmıştır. Konturlar genelde kırmızı ya da siyahtır. Selçuklu ve Osmanlı çok renkli sır tekniği desen olarak karşılaştırılacak olursa, Osmanlı bitkisel desenleri Selçuklu örneklerine kıyasla daha gerçekçi çiçekler, yapraklar sarmaşıklar ve şakayıklarla bezelidir. Resim 1: Bursa Yeşil Camii (Foto: Elpe, İran daki Büyük Selçuklu Devri Yapılarının Süslemeleri İle Bursa daki Osmanlı Devri Yapılarının Süslemeleri Arasındaki Benzerlik, s.412)
Yine bu dönemdeki bir diğer değişiklik küfi yazıdan daha çok sülüs yazı kullanılmaya başlamasıdır. Genel olarak bu yazılar lacivert zemin üzerine sarı renklidir. Resim 2: Bursa Yeşil Camii Bursa da ilk örneklerini görülen 15. yüzyıl Osmanlı dönemi çok renkli sır tekniğinin izlerine daha sonra Edirne de ve 16. yüzyılda da İstanbul da rastlanır. Bu çinilerin nerede yapıldığı henüz aydınlatılamamıştır. Bu konuda iki farklı görüş yer almaktadır. İlk olarak Bursa Yeşil Türbede adı geçen Nakkaş Ali bin İlyas Ali nin Timur ordularıyla Semerkand a giden ustalardan olduğu ve orda eğitim gördüğüdür (Elpe, 2014: 392). Diğer bir görüş ise; Bursa Yeşil Camiinin kitabesinde Tebrizli ustaların adının geçmesi, Doğulu ustaların etkisi ile bu tekniğin Anadolu da geliştirildiğini şeklindedir. Her ne kadar bu çinilerin nerede yapıldığı ve bu tekniğin Anadolu da mı geliştirildiği yoksa buraya Doğudan mı geldiği bilinmese de Gönül Öney e göre; Bursa ve Edirne deki çiniler muhtemelen Bursa da, İstanbul dakiler ise İstanbul da yapılmıştır (Öney,1976: 64). Mimaride kullanılan mozaik tekniğinde, uygulaması zor olan oryantalist desenlerin kullanımını kolaylaştırmak amacıyla geliştirilen Cuerda Seca (Çok Renkli Sır Tekniği), Türk çini sanatında önemli bir yere sahiptir. Bunun yanı sıra Cuerda Seca tekniğinin bir diğer avantajı da, mozaik tekniğinde farklı renkteki her parçanın ayrı ayrı yapılması gibi zorlu bir uğraşı ortadan kaldırarak tek bir bisküvi üzerine farklı sırların istenilen desene göre uygulanabilmesidir, ki bu teknik ile yapılmak istenen mozaik etkisi yaratmaktır. Çini mozaikler arasında bağlayıcı olarak kullanılan alçı zemin Cuerda Seca tekniğinde yerini ayırıcı bir işlev gören siyah konturlara bırakmıştır (Yetkin, 1986 205). Mozaik tekniğinin zor ve zahmetli oluşuna karşın Cuerda Seca tekniğinin getirdiği kolaylık ve çeşitli avantajlar bu tekniğin kullanılmasında ve yaygınlaşmasında oldukça etkili olmuştur ( Aslanapa, 1965:1). Cuerda Seca Tekniği ve Uygulamaları Çok renkli sır tekniği, bölmeli teknik, mineli teknik gibi isimlerle de bilinen bu teknik, İspanyolca kuru iplik anlamına gelmektedir. Cuerda Seca tekniğini kısaca şöyle tanımlayabiliriz; sırça içine renk veren oksitlerin ya da boyaların eklenmesiyle elde edilen renkli, sırlı boyalar, siyahla çizilen motifler arasına boyanarak doldurulur ve üzerine sırça çekilmeden fırınlanır. Aralardaki siyah hatlar sınır teşkil ederek renkli sırların bir birine karışmasını engeller. (Şahin, 1983: 13). Gustav Weiss in tanımına göre ise; nemli çamura konturlar çizildikten ya da mühürlendikten sonra kuruyan çamurun ilk pişirimi yapılır. İlk pişirimden sonra derinleşen konturlar için ya balmumu ve mangan karışımı, ya da mangana yoğun bir yağ karıştırılarak veya 1 kısım balmumuna 10 kısım terebentin yağı karıştırılarak elde edilen bir sıvı ile doldurulur. (Gönen Okatan, Çinilerde Kullanılan Cuerda Seca (Renkli Sırların) nın Teknik Özellikleri, Bursa Yeşil Camii Renkli Sırlı Çinilerden Örnek, 1999) 103
Renkli sır tekniğinin kontur aşaması için birçok farklı yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan biri olan kontur kısımlarında balmumu kullanıldığında fırından sonra sırlar arasında koyu kırmızılıklar görülür. Balmumu yerine yağ-manganez karışımı kullanıldığında ise siyah kontur oluşur (Öney, 1987: 63). Bir diğer yöntem ise; bu tekniğe İspanyolca ismini veren kuru iplik kullanımıdır. Bu yöntemi diğerlerinden ayıran özellik ilk pişirimden sonra derinleşen kontur aralarına yağlı ipliklerin konulmasıdır. Bu iplikler sırlı pişirim sırasında yanarak sırların hem birbirine karışmasını engellemekte hem de yandıkları alanlarda boşluk bırakarak, alttaki çamurun etkisinden yararlanma olanağı sağlamaktadır (Yetkin, 1986:205). Can Kerametli ise Osmanlıda kuru ip yerine şekerli bir madde kullanıldığı tahmin etmektedir (Kerametli, 1986: 34). Günümüzde Cuerda Seca Tekniği ve Uygulamaları Cuerda Seca Tekniğinin en önemli aşamalarından biri kontur çalışmalarıdır. Geçmişte ki uygulamalardan esinlenerek yaptığımız çalışmalarda, farklı yağlar kullanılarak kontür aşamasının nasıl daha kolay ve estetik uygulanabileceği araştırılmıştır. Bunun yanı sıra renkli sırların uygulanması aşamasında günümüz teknolojilerinden yararlanılmış, kullanılan aletler içerisinde yer alan puarla zeminin daha hızlı ve kolay bir şekilde boyanması sağlanmıştır. Kontür Denemeleri: Kontür Denemesi 1: Cuerda Seca kontür denemelerinde ilk olarak; 6 gr zeytinyağına, 3 gr mangan oksit eklenerek kırmızı pişmiş bisküvi üzerine çizim denemesi yapılmıştır. Fırça ile uygulanan kontur rahat sürülmüş fakat renk oldukça soluk kalmıştır. 6 gr zeytinyağına 6gr mangan oksit eklenerek tekrar çizim denemesi yapılmış ve çizim renginin yeterli oranda siyahlığa ulaştığı görülmüştür. Daha fazla mangan oksidin konulması durumunda ise fırça sürüşte zorlanıldığı görülmüştür. Kontür Denemesi 2: Cuerda Seca kontür denemelerinde ikinci olarak;10gr. 10w-40 motor yağının içerisine 0,3 gr. dan başlayarak sırasıyla 0.6, 0.9, 1.8, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 gr. mangan oksit konularak çizim için uygun olan karışım elde edilmeye çalışılmıştır. 10 gr. 10w- 40 motor yağının içine konulan 0.3, 0.6, 0.9, 1.8, 3, 4, 5 ve 6 gr. mangan oksitli ilk sekiz karışım son derece soluk hatta belirsizdir. 7, 8, 9, 10 gr mangan oksitli karışımlar renk olarak siyaha yakındır fakat en koyu ve fırçanın en akışkan sürülebildiği 10 gr. mangan okside 10 gr. 10w-40 motor yağlı karışımdır. İlk denemede olduğu gibi mangan oksidin bire bir oranını geçtiği durumda mangan oksit fırçada birikme yaparak fırçanın şişmesine ve sürüşte zorlanmaya neden olmaktadır. Uygulamalarda kontur olarak 6 gr. zeytinyağı içerisine 6 gr. mangan oksit ve 10 gr 10w-40 motor yağının içerisine 10 gr. mangan oksidin yer aldığı denemeler kullanılmıştır. 104
Cuerda Seca Sır Denemeleri: Sır denemelerinde opak ve tranparan sırlardan faydalanılmış, değişik ölçülerde karıştırılarak veya sadece opak ve transparan sırlara değişik oranlarda boya eklenerek hazırlanmıştır. Resim 3 Sır:%30 Opak sır, %70 Transparan sır + %3 Boya 105 Resim 4 Sır:%30 Opak sır ve %70 Transparan sır + %6 Boya
Resim 5 Sır:%30 Opak sır ve %70 Transparan sır + %9 Boya 106 Resim 6 Sır: %100 Transparan sır + %3 Boya Resim 7 Sır: %100 Transparan sır + %6 Boya
Resim 8 Sır: %100 Transparan sır + %9 Boya 107 Resim 9 Sır:%30 Opak sır ve %70 Transparan sır + %3 Boya Resim 10 Sır:%30 Opak sır ve %70 Transparan sır + %6 Boya
Resim 11 Sır:%30 Opak sır ve %70 Transparan sır + %9 Boya 108 Resim 12 Sır: %100 Transparan sır + %3 Boya Resim 13
Sır: %100 Transparan sır + %6 Boya Resim 14 Sır: %100 Transparan sır + %9 Boya SONUÇ Mimariye bağlı olarak gelişen çini sanatında çok çeşitli teknikler kullanılmıştır. İlk zamanlarda sırlı ve sırsız tuğla teknikleri birlikte kullanılırken zamanla bu teknik yerini mozaik tekniğine bırakmıştır. Zaman geçtikçe bu tekniğin zorlu olması ve bezemede meydana gelen güçlüklerden dolayı bölmeli teknik (cuerda seca) benimsenmiştir. 109 Çok renkli sır tekniği daha girift desenleri mimaride kullanmamıza olanak vermesi tasarımcının hayal dünyasının genişlemesine, sülüs yazı tekniğinin kullanılmasına, Türk çini sanatında yeni motiflerin katılmasına ve daha geniş alanların çini ile süslenmesine olanak sağlamıştır. Osmanlı çini sanatında üslupsal gelişimin temellerini atan bölmeli tekniğin (cuerda seca), birçok avantajına rağmen bazı güçlükleri beraberinde getirmektedir. Bu güçlüklerden biri; fazla büyük ebatlarda yapılması durumunda alt yapıda yani çamurun kuruma ve bisküvi pişirim aşamalarında çatlamalar olmaktadır. Bölmeli teknik de sırların birbirine karışmasını önlemek için kullanılan kontürlerde kullanılan yağların viskozitelerinin çok düşük olması durumunda yağlar dağılma yapmaktadır. Bu nedenle yağların vizkositesi (akıcılığı) iyi ayarlanmalıdır. Farklı sıcaklıklarda gelişen renklerin aynı sır içerisinde kullanılmasından dolayı, birtakım sorunlar oluşabilir. Bu sorunların önüne geçmek için bu farklı yapılardaki renkli sırların birbirleriyle ve bünye ile uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. KAYNAKLAR Aslanapa, Oktay, (1965), Anadolu da Türk Çini ve Keramik Sanatı, Baha Matbaası, İstanbul Elpe, Ebru (2014), İran daki Büyük Selçuklu Devri Yapılarının Süslemeleri İle Bursa daki Osmanlı Devri Yapılarının Süslemeleri Arasındaki Benzerlik, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl:2, sayı:5, Eylül s. 385-413. Gönen Okatan, Özlem, (1999), Çinilerde Kullanılan Cuerda Seca (Renkli Sırların) nın Teknik Özellikleri, Bursa Yeşil Camii Renkli Sırlı Çinilerden Örnek, D.E.Ü. Güzel Sanatlar
Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Eski Çini Onarımları Ve Çini Anasanat Dalı Lisans Tezi, İzmir. Kerametli, Can, (1986), Osmanlı Devri Çini ve Seramikleri, Türk Çini Sanatından Örnekler, Türk Süsleme Sanatları Serisi:11 Ak Yayınları, İstanbul. Öney, Gönül, (1987), İslam Mimarisinde Çini, Ada Yay. İzmir, Eylül. Öney, Gönül, (1976), Türk Çini Sanatı, Yapı ve Kredi Bankası Yay. İstanbul Şahin, Faruk, (1983), Seramik Sözlüğü, Anadolu Sanat Yayınları, İstanbul Yetkin, Şerare, (1986),Anadolu da Türk Çini Sanatının Gelişimi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay. İstanbul 110