Fark Yaratanlar Program Metni: Doç. Dr. Çoruh Türksel Dülgergil (09 Kasım 2009) Alan: Sağlık Yer: Kırıkkale Bu çocuklar ne yapıyor? Onlar ne beden dersindeler ne de bir törenin provasında. Okullarının spor sahasında dizilmiş bu yüzlerce öğrenci, tek bir komutla, kendilerinden daha küçük arkadaşlarının, dişlerini fırçalıyorlar Doç.Dr. Türksel Dülgergil öğrencilere sesleniyor: Türksel Dülgergil: Evet, jel almayan var mı? 3 kere yapacaksınız, unutmayın. Biraz midesi bulanabilir çocukların, önemli değil, bizden komut almadan tükürtebilirsiniz. Hadi başlayın! Türkiye de ilköğretim çağındaki öğrencilerin % 84 ünün dişlerinde en az bir tane çürük var. İlköğretim çağındaki öğrencilerin % 18 i diş fırçalama alışkanlığına sahip değilken, yine araştırmalara göre, 6 yaşına kadar diş fırçalama alışkanlığı elde etmeyen çocukların sadece % 23 ü büyüdüklerinde dişlerini fırçalayan bir bireye dönüşüyorlar. Tabii ki dış fırçalama alışkanlığının bu kadar az olması, sağlık göstergelerine olumsuz yansıyor. Türkiye de 6-12 yaş arasındaki çocuklarda gözüken sağlık problemlerinde birinci sırada diş çürükleri geliyor. Ve ne acıdır ki, Türkiye diş sağlığı konusundaki verilerde Avrupa da Romanya nın bile daha gerisinde bulunuyor. Türkiye nin dişleri, reklamlardaki gibi ışıl ışıl parlamasa da, Kırıkkale ve çevresindeki illerde, sessiz sedasız güzel bir kampanya yürüyor. 1
Ve tabii ki de birçok ili saran bu diş fırçalama kampanyasının arkasında Fark Yaratan bir hikaye bulunuyor. Doç. Dr. Türksel Dülgergil bugün, Kırıkkale Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi nde Dekan yardımcılığı görevini yürütüyor. Ama onun asıl çalışma alanı üniversitedeki odası değil, ilköğretim okullarındaki küçük sıralı sınıflar. Ve terlerinin her damlasında yardıma ihtiyacı olan birilerine yardım topladılar. Doç Dr. Türksel Dülgergil 1997 yılında Diyarbakır da görevliyken doktora tezi için saha çalışması yapmaya başladı. Bu çalışma esnasında karşılaştığı çocukların diş sağlığı, onun hayata, mesleğine bakışını değiştirdi. Doç. Dr. Türksel Dülgergil çocuklarla konuşuyor: Türksel Dülgergil: Diş etlerinizi kemiklerinize bağlayan bir sürü ipler var. O ipleri de sağlamlaştırıyorsunuz, siz farketmeseniz de. O ipleri ne kadar sağlamlaştırırsanız, dişleriniz de o kadar sağlam olur. Yalnızca dişlerinizin çürümesi değildi sorun. Profesyonel koşucu olmayan, sıradan insanların koşarak yardım topladığı bu sıra dışı organizasyonun ön saflarında ise, sıra dışı bir Fark Yaratan var. 33 yaşındaki Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart bir akademisyen aslında. Halen Bilgi Üniversitesi nde öğretim üyesi olan Erhart, hayatını değiştiren bu proje ile ABD de tanıştı. Yıllar önce Chicago da misafir öğretim üyesi olarak görev yaparken gördüğü bir ilan ile yeni idealine kavuştu. 2
Doç. Dr. Türksel Dülgergil ile röportaj: Türksel Dülgergil: Size öğretildiği gibi değil Türkiye. Siz bunu, çocuklarla karşılaştığınız zaman onların davranışlarından, hijyenlerinden değil, ağızlarından anlamaya başlıyorsunuz. O kadar çok diş çürüğü vardı ki. Bunu Diyarbakır diye söylemiyorum. Çünkü, başka illerde de çok yoğun çürüklerle ve şaşırtıcı durumlarla karşılaştık. Bunu gördüğünüzde bir şey yapmak zorunda kalıyorsunuz. Aman canım ne olacak, ileride bunun tedavisini yaparız diyorsunuz. Ya da diyorsunuz ki Ben bu çocuklar için ne yapabilirim? Oysa o birçoğumuzun yapabileceği gibi boş ver demedi. Karşılaştığı manzara karşısında duyarsız kalamayan Dülgergil, çocuklara uygulanabilecek, basit, koruyucu ve devamlılığı olan bir proje arayışına girdi. Yaptığı araştırmalarında halen Avrupa nın birçok ülkesinde uygulanan bir yöntem ile karşılaştı Doç. Dr. Türksel Dülgergil ile röportaj: Türksel Dülgergil: Bilim adamı olarak bir şeyler karışıtrmak, yeniyi elde etmek adına çalışırken çok ilginç bir şey oldu. Aslında çürüğün bize has bir hastalık olmadığını, özellikle 1950 lerde, 2. Dünya Savaşı sonrası Orta Avrupa da çok önemli sorunlar yarattığını gördük. Ve onlar ne yapmışlar? diye araştırdık. 1959 den beri İsviçre de hemen hemen tüm kantonlarda uygulanan bir yöntem var. Çocuğun fırçasını kullarak, çocuğun dişine yoğun miktarda flor içeren, tadı güzel olan bir jelin uygulanması diyelim. Yani fırça ile jel uygulaması. Ve 2004 te Polonya da bu uygulamaya başladı. 1970 lerde, 80 lerde Fransa, Finlandiya gibi ülkelerin de sırf çocuğu çürükten korumak için değil, aynı zamanda çocuğa geç kalmış diş fırçalama alışkanlığını kazandırmak için de bu uygulamayı rutin olarak kullandıklarını gördük. Hatta ilgili makaleleri okuyunca, dedik : Biz bunu neden yapmıyoruz? 3
Doç. Dr. Türksel Dülgergil Avrupa nın birçok ülkesinde devam eden jel uygulamasını incelemeye başladı. Türkiye de eczanelerde satılan bu jel, ilkokul çağındaki çocuklara yılda 4 defa uygulanırsa onların yeni oluşan dişlerinin daha korumalı bir şekilde büyümesini sağlıyor. Tabii ki de diş çürümelerini tamamen engellemiyor; ama ortalama % 30 a yakın bir koruma sağlarken, diş fırçalama alışkanlığının da kazanılmasına faydalı oluyor. Türksel Dülgergil, Kırıkkale de il sağlık müdürlükleri ve milli eğitim müdürlükleri ile yaptığı görüşmelerde gerekli izinleri aldıktan sonra jel uygulamasını hayata geçirmeye başladı. İlk jelleri ve tanesi 20 kuruş olan diş fırçalarını kendi parasıyla eczaneden satın aldı. 20 TL lik bir kutu jel 500 çocuğa yetiyordu. Ve o seçilen okula gitti, çocukların dişlerini jel ile tek tek fırçalamaya başladı. Fakat tek tek bütün öğrencilere yetişemeyeceğini anlayınca köy okullarındaki sınıf öğretmenlerini eğitmeyi uygun gördü. Onlara basit olarak uygulamayı gösterdikten sonra, İl sağlık müdürlüğü kanalıyla temin ettiği jelleri ve diş fırçalarını okul okul dolaşarak dağıtmaya başladı. Okul öğretmeni ile röportaj: Muhabir: Daha önce uygulamış mıydınız bunu? Öğretmen: Dişleri fırçalatıyoruz ama bu jeli daha önce uygulamadım. Bununla ilgili seminerimiz olmuştu Türksel Bey ile beraber. Daha önceden uygulayacağımızı biliyorduk, şimdi de uyguluyoruz. Muhabir: Bizsiz de çocuklara diş fırçalatıyorsunuz değil mi? Öğretmen: Elbette, biraz önce kutumuzu da gördünüz. Çocuklar çok güzel, çok istekli bir biçimde dişlerini fırçalıyorlar. Alıştılar artık zaten. Bir şeyler yedikten sonra, biz söylemeden de dişlerini fırçalama isteği duyuyorlar. Muhabir: Bilinci kazanabiliyorlar mı, fark edebiliyor musunuz? 4
Öğretmen: Evet, bilinci kazanıyorlar. Dişlerini çürütmemeye, fazla şeker, çikolata ve tatlı şeyler yememeye dikkat ediyorlar. Evde de velilerimiz bu konuda bilgililer. Velilerimile beraber biz de bilinç kazandırmaya çalışıyoruz. Muhabir: Ne tarz sorular soruyorlar hocam size dişlerle ilgili olarak? Öğretmen: Biraz evvel konuştuğumuz gibi, Dişlerimizi neler çürütür? Neleri yiyelim, neleri yemeyelim? Neleri yersek diş çürükleriyle karşılaşmayız? gibi sorular soruyorlar. Biz de bu soruları cevaplıyoruz. Özellikle tatlı şeyleri dişleri fırçalamalarından sonra yedirmiyoruz. Minik bir öğrenci ile röportaj: Muhabir: Diş fırçalamanın ne faydası var biliyor musun? Öğrenci: Evet biliyorum..dişlerimizi çürütmemek için bu fırça dişlerimizi sağlam tutmamız, temiz tutmamız bu fırçayı çok temiz tutmamız gerek! Muhabir: Tutmazsak ne olur peki? Öğrenci: Tutmazsak dişlerimiz çürür! Muhabir: Sen fırçalıyor musun peki dişlerini? Öğrenci: Evet. Muhabir: Ne zaman fırçalıyorsun? Öğrenci: Yemek yedikten sonra, akşam yattıktan sonra, sabah kalktıktan sonra. Ondan sonra, okula gittikten sonra, ellerimi yıkadıktan sonra Muhabir: Sürekli fırçalıyorsun yani? Öğrenci: Evet. Muhabir: Ama düşmüş senin dişlerin, ne oldu? Öğrenci: Biraz fırçalamıyorum onları da o yüzden. Muhabir: Peki doktor ne dedi? Öğrenci: Dişlerin sallanıyor, yeniden çıkacak dedi. 5
Başka bir minik bir öğrenci ile röportaj: Öğrenci: Şimdi okumayamıyorum ama 2.sınıfı geçince okuyabileceğim. Muhabir: Şimdi okuyamıyorsun ama 2. sınıfta okuyacaksın öyle mi? Fıçalıyor musun dişlerini peki? Öğrenci: Evet. Çünkü dişlerimizin sağlıklı olabilmesi için fırçalıyoruz. Muhabir: Fıçalamazsan ne olur peki? Öğrenci: Fırçalamazsak dişlerimiz çürümeye başlar ve ondan sonra dökülür. Muhabir: Peki ne yersen daha çok çürür biliyor musun? Öğrenci: Lolipop, şeker, şekerli şeyler dersem daha doğru olur Yaramaz şeyler yemeye başlarsam onlar benim dişimi çürütmeye başlarlar. Doç. Dr. Türksel Dülgergil in Kırıkkale ve ilçelerinde başlattığı bu uygulama zamanla başka illerdeki il sağlık müdürlüklerinin de dikkatini çekmeye başladı. Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü vasıtasıyla birçok ilin sağlık müdürü, Türksel Hoca yı ve öğrencilerini illerine davet etmeye başladılar. Doç. Dr. Türksel Dülgergil ile röportaj: Türksel Dülgergil: Başka iller, bu programı bizden Rektörlük kanalıyla istemeye başladılar. Önce Kütahya, sonra Afyon, çok kısa süre sonra da Kahramanmaraş valiliklerinden Rektörlüğümüz e yazılar geldi. En son Mersin, Bitlis ve Urfa da da başladı. Urfa da tek seferde bunun uygulanacağı çocuk sayısı 15.000 dir. İlçelerine henüz girmedik ama şu haliyle baktığımızda ulaşılan çocuk sayısı 75-80 bine, belki de 100 bine varmıştır. (Kırıkkale: 2320, Kütahya 6000, Ağrı 4500, Adıyaman 3600, Afyon 4000, Bitlis 1100 ) 6
Önemli bir de önemli bir nüans var ki, her yıl yeni bir jenerasyon bu döngünün içerisine girmektedir. Her sene bir 4. sınıf çıkmakta ama yeni bir 1. sınıf girmektedir. Bu döngüyle hesap edecek olursanız, 12 ilde ama toplamda 20 il ve ilçe merkezini hesaba katmak yerinde olacaktır. Bugün Türksel Dülgergil in kendi çabalarıyla başlattığı uygulama Mersin, Urfa, Bitlis, Adıyaman, Ağrı gibi illerde il sağlık müdürlüklerinin denetiminde devam ediyor. İlkokul 1 e giden çocukların yeni oluşmaya başlayan dişleri, jel ile koruma altına alınırken, bu uygulama 4 yıl boyunca, yılda 4 kez yapılıyor. Ve İlkokulu bitirme çağına gelen bir öğrencinin dişleri kısmen koruma altına alınmış oluyor. Kırıkkale de bugün birçok okulda okul müdürlerinin de katkılarıyla, ilkokul 6 daki çocuklar, okullarındaki küçük arkadaşlarına jeli uyguluyor. Böylece jel uygulamasına hem öğrenciler aktif olarak katılmış oluyor hem de diş fırçalama alışkanlığın kazanma için başlangıç yapmış oluyor. Liseli bir öğrenci ile röportaj: Öğrenci: Fırçayı aldım, alt dişlerine bu şekilde sürerek dişlerinin temizlenmesini sağladım. Sonra, iki dakika süreyle bunu yaptık. Muhabir: Peki ne yararı olacak? Öğrenci: Dişlerimizin çürümemesine, diş etlerimizin kanamamasına, ileride daha iyi olması için Okul müdürü ile röportaj: Okul Müdürü: Eğitim tabii sadece okulda ders yapmak değil. Bunun dışında, davranış kazandırma ve geleceğe de sağlam adımlarla gitme konusunda beceriler öğretmeyi de biz önemsiyoruz. 7
Bu da onlardan bir tanesi. Yararlı olduğuna inandığımız için de bu projeyi başından beri destekliyoruz. Muhabir: Öğrencilerde nasıl bir değişim oldu hocam? Diş sağlığı bilinci oluştu mu? Okul Müdürü: Bir kere çocuklarda diş çürüğü sayısı azaldı. Aynı zamanda diş fırçalama alışkanlıkları da gelişti. Ve sağlık konusunda daha duyarlı hale geldiler. Okulda bu değişimleri gözlüyoruz Doç. Dr. Türksel Dülgergil in başlattığı proje bugün hem Sağlık Bakanlığı ndan, hem de Kırıkkale Üniversitesi nden büyük destek görüyor. Hatta bu uygulama Kırıkkale Üniversitesi nde ders müfredatına girerken, devamlılığı da rektörlük tarafından garanti edilmiş durumda. Kırıkkale Üniversitesi Rektörü ile röportaj: Rektör: Bu projenin en önemli tarafı toplumsal bazlı bir proje olması. Üniversitemizin bu projenin arkasında olması bilimsel bazlı bir projeye destek içindir. Ama bulunduğunuz şehre ve yöreye proje üretemiyorsanız, siz sadece öğrenci eğitip mezun eden bir okul hüviyetinde olursunuz. Tüm bu projeyi kurumlararası işbirliğine de sokarak, Eğitim Bakanlığı yla, Sağlık Bakanlığı yla çalışarak yürütmekle birlikte, bunun türlü yararlarınında olduğunu görmüş durumdayız. En azından Kırıkkale deki 3500 ilköğretim çocuğunda böyle bir şey kalmamıştır. Doç. Dr. Türksel Dülgergil ile röportaj: Türksel Dülgergil: Geçen yılın Şubat ayında, Sayın Bakanımız bu konuya gerçekten hassas davranarak ve araştırarak da çağırdılar. Yaklaşık bir saate yakın görüştük. Dedi ki: Tamam bu çok güzel bir program, kendi içinde işliyor, aileyi kullanmanız çok mantıklı Peki bütün bu şeyler sonucunda, yüzde kaç koruyacaksınız çocukları? 8
Bütün bilimsel çalışmalar %30-32 civarında olduğunu gösteriyor. Bizim burada yaptığımız çalışma daha da yüksek çıktı, %60lara yakın, ki normaldir. Florla daha önce tanışmamız bir topluma, flor kullandırmaya başlayınca doğal olarak daha yüksek etki elde edersiniz. Dedik ki %40 civarı koruruz. Dedi ki Sayın hocam, %40 ı, %30 u, %20 yi bırakın, Türkiye deki bütün ilkokul 1. ve 2. sınıfları %5 koruyun, yılda 1,5-2 trilyona yakın bana para kazandıracaksınız. Bakanlığın yaklaşımı bu, Sayın Bakanımız ın yaklaşımı bu kadar hassas. Bakanlığın bu konudaki tutumu, Bunu neden yapıyorsun? dan ziyade, Bunu yaymak için başka neler yapabiliriz? doğrultusunda olduğuna inanıyorum. Ama artık merkezi bir eğitim programına başlamak zorundayız. Her ilçe, olmazsa her ilden seçilecek 2-3 tane hekimin, mesela Kırıkkale de yani Türkiye nin tam ortasında, 10 ar günlük periyotlarla yetiştirilip kendi illerine dönemeleri; sınıf öğretmenlerimizin, liselilerin, hatta ve hatta bazı illerde Hemşirelik Yüksekokulu talebelerinin eğitilmeleri sağlanmalıdır. Bu ilimizde hazır bulunan Hemşirelik Yüksekokulu talebelerinin ileride hemşire olacaklarını da düşünürseniz, bununla zincirleme reaksiyonlar şeklinde neleri başarabileceğimize ve eğitim yoluyla bunu çözebileceğimize artık ben çok inanıyorum. Doç. Dr. Türksel Dülgergil, yaptığı saha çalışmasında, memleketimden diş manzaralarını gördü ve duyarsız kalamayacağını anladı. Kendi çabalarıyla uğraştı, bir uygulama başlattı. Çocukların daha sağlıklı gülebilmesi için aklını, zamanını ayırdı. Kendisine karşı çıkanlara, olmaz diyenlere gülüp geçti ve binlerce çocuğun gülüşünde kocaman bir Fark Yarattı. 9