4 5 Ayetleri müşriklerin, Allah Teala ile ilgili uzak ilah anlayışlarını çürütmektedir. 6 Hazreti Peygamber de Allah ın (c.) kullarına yakınlığını müminlerin daima hissetmelerini istemiş ve bu çerçevede ihsan bilincini önermiştir. Böyle bir bilinç hali insanı müşahade ye götürür. Eser ile müesser arasındaki ilgiyi hakiki anlamda görebilen bir kişi; varlıklar üzerinde Allah ın (c.) ahadiyyetini her an temaşa eder. Kevni tutarlılık ve düzeni müşahade eden bir mümin Yüce Allah ın ahadiyyetinin toplumsal yapıda da tecellisi için gayret eder; etmek zorundadır. Cüneydi Bağdadi (k.s.) müşahadeye dayanmadan Allah diyen bir kimsenin bu sevgi ve inancında samimi olmadığını şu sözüyle dile getirmiştir: Kalp müşahade ve tasdik için, dil ise müşahade edileni ifade ve ikrar içindir. 7 Hz. Peygamber (s.), Allah ı görüyormuşçasına bir şuur içerisinde Kelime-i Tevhid in kalben tasdik edilip, sonra da dille ikrar edilmesini canla başla istemiştir. Başlangıçta tevhidi bir murakabe, istenen biçimde olmasa da Allah ın varlık ve birliğini ikrar etmek Müslüman olmak için şart koşulmuştur. Resulullah Safa Tepesine çıkıp Allah ın birliğini ve vahyin hakikatini tüm Mekkelilere duyurmuştur. Şuara Suresinin En yakın akrabalarını uyar 8 ayeti gelince de tüm akrabalarını çağırmış ve onlara kendisini yakınlığına güvenmemelerini; ahiret için iman ve salih amel eksenli hazırlık yapmalarını emretmiştir. 9 Kur an-ı Kerim in beyanına göre Hz. Peygamber (s.) Tevhidi anlatıp hayatı hakim kılma konusunda çok yoğunlaşmış ve anını bile değerlendirmiştir. Evlere koşmuş, yollara düşmüş ve panayır (fuar)ları gezip şu duyuruyu yapmıştır: Ey İnsanlar! Lailahe İllallah deyin ve kurtulun! 10 Çünkü ahirette müminlerden başkası kurtulamayacak 11 ve Müminlerden başkası cennete giremeyecektir. 12 Kafirlerin cennete giremeyeceğini bir çok hadisinde ilan eden Resulullah (s.) 13 Kur an-ı Kerim vasıtasıyla da şu duyuruyu yapmıştır: Andolsun, Allah, Meryem oğlu Mesih tir diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: Ey İsrailoğulları! Yalnız benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah a kulluk edin. Kim Allah a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti kesinlikle haram kılmıştır. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur. 14 Müslüman bir kimse yemesini, içmesini, evlenmesini, boşanmasını,ticaretini, eğitimini, öğretimini, hukukunu ve siyasetini yaparken Allah (c.) bilincini zihninde her an canlı tutup kendine ve topluma bu doğrultuda biçim vermelidir. Böyle bir anlayışın imanda samimiyetin bir sonucu olduğunu Hz. Peygamber şu hadisi ile ifade buyurmuştur: İmanın en efdali nerede olursan ol Allah ın (her an) seninle olduğunu bilmendir. 1 Müşrikler ya Allah ın aşkınlığını buharlaştırmaktan veya O nu ilk muharrik kabul edip, hayata müdahale ettirmemekten dolayı, uzak ilah anlayışına sahip olmuşlardır. Buna binaen Allah(c.), onlar için hayat müdahale etmeyen, uzak tanrıdır. Kur an-ı Kerim tüm bu sapkın anlayışları Allah ı hakkıyla takdir edip bilememe çerçevesinde ele almış ve yüce Allah ın kullarına olan yakınlığına şu ayetiyle vurgu yapmıştır: Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir. 2 Allah içinizden geçenleri bile bilir. 3 Kullarım, beni senden sorarlarsa (bilsinler ki) gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince dua edenin duasına cevap veririm. Biz insana şah damarından daha yakınız. 1 / 6
Tevhidin bireysel ikrarı insana dünyada da bir dokunulmazlık alanı kazandırır. Hz. Muhammed (s.) insanların hem dünyada dokunulmazlık alanı kazanmaları hem de ahirette cehennemden azad olmaları için nitelikli aile toplantıları yapıp onlara ziyafetler vermiş, arkasından Allah ın varlığını ve birliğini tebliğ etmiştir. Sadece bununla kalmamış bütün yerleşim yerlerine haberler gönderip yöre halkının Müslüman olmalarını istemiştir. Kendisi de Taif e kadar gidip İslam ı tebliğ etmiş ama kabul görmemiştir. Resulullah (s.) İslam ı tebliğin başlangıç döneminde (Mekke de) şer i tekliflerden ziyade, Allah ın birliğini ikrar etmeyi teşvik etmiş ve bu bağlamda bir çok müjdeler vermiştir: Ben öyle bir kelime biliyorum ki herhangi bir kul onu kalbinden hakkıyla söyleyecek olursa, Allah Teala ona cehennem ateşini haram kılar. 16 Kelime-i tevhidin anlam alanından ve ruhundan gereği gibi istifade edip bir gayret ortaya koyabilmek için bu kelimenin taşıdığı bir takım şartlar vardır. Bu şartların mutlaka yerine getirilmesi ve gerekleri ile amel edilmesi zorunludur. Bu şartlar şunlardır: 1-Kelime-i tevhidin taşımış olduğu menfi ve müspet tüm anlamları bilmek 2-Taklide ve hazır bulmuşluğa dayanmayan bilinçli ve kesin bir iman 3-Bu kelimenin ikrar ve kabulünde içerisine yalan ve riya girmeyen (münafıklıktan uzak) bir ihlas 4-Tasdik ve ikrarda tam bir teslimiyet ve doğruluk 5-Allah ın tüm emirlerine karşı terke ve gevşekliğe ihtimali olamayan bir itaat 6-İçerisinde şüphe bulunmayan ve redde de ihtimali olmayan mutlak tasdik. İslama girişin anahtarı olan kelime-i tevhid iki bölümden oluşur. Alimler buna nefy ve isbat adını vermişlerdir. Nefy le kelime-i tevhide iman eden bir müminin reddettikleri; isbat la da bu kelimeye iman eden zatın kabul ettiği itikadi hususlar kastedilir. İmanın sıhhati buna bağlıdır. Bu sihhat önce tahliye(noktalı ha), sonra da tahliye( noktasız ha ) üzerine bina edilir. Gönülden kelime-i tevhidi söyleyen bir müminin reddettikleri şunlardır: 1- Allah tan(c.) başka tüm ilahları reddeder. 91 15 buyuran Hz. Peygamber, tevhidi kararlılığı bir ömür boyu devam ettirip bu ikrar üzerine Allah a kavuşmayı şu hadisinde önemle vurgulamıştır: Her kim ki Allah tan başka ilah olmadığını ve Muhammed in O nun elçisi olduğunu kalbinden sıdk ile inanarak ölürse o mutlaka cennete girer. 17 Çünkü bu kelimeyi söyleyen bi insan Allah a imanın bir gereği olarak O na mutlak anlamda teslim olduğu için hayatının tüm alanlarının seyrinde Allah tan bağımsız veya O na rağmen bir iş yapmayacaktır. Bu anlayışa sahip bir insan politeist bir hayat anlayışında şiddetle uzaklaşacak ve dünyanın gidişatına da seyirci kalmayacaktır. Yani,Allah ın uluhiyet ve rububiyetine karşı beşeri bir tecavüz varsa mü min, bir insan tevhidin bir gereği olarak bu tecavüze karşı tavır koyacak ve bir hareket planı başlatıp uygulayacaktır. Bu durumu Akabe bey atlerinde sezen Abbas b. Ubade el-ensari(r.), Hz: peygambere iman ettiklerini bildiren Hazreçlilere şöyle demiştir: Ey Hazreç halkı! Siz bu adama ( Hz. Muhammed e) ne üzerine bey at ettiğinizi biliyor musunuz? O na tevhid üzerine bey at etmek kızıl ve kara (herkese) savaşı göze almak demektir. 18 Zira Allah ın varlık ve birliğine bilinçle iman eden bir kimse hukukullahın çiğnendiği bir dünyada hakkı yerine koymak için ilkeli ve daimi bir mücadele verecek; bu mücadeleyi de son nefesine kadar sürdürecektir. 2 / 6
a) Heva ve tutkuları ilahlaştırıp hayatı bunlara göre anlamlandırmayı reddeder: Kendi nefsinin arzularını(hevasını) kendisine ilah edineni görmedin mi? Ona sen mi vekil olacaksın. :rededer iyemte tati anatyeş ev iyemnide hali uno kereriçeg enünö niyhav inirelesevsev nınatyeş )b Ey Ademoğuları, Ben size şeytana kuluk etmeyin diye ahd almadım mı? O sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulak edin. İşte dosdoğru yol budur. 2 :rededer itedabi ev ıyıgyas enüsülrüt reh nıraltup )c Hani İbrahim demişti ki: Rabim! Bu şehri güvenli kıl. Beni ve oğularımı putlara tapmaktan uzaklaştır. 23 rededer iyemnide hali ıralnuvarif ev narit,feş,kranom,lark natayad inisemte tekerah erög enüşürög idnek nıralnasni ev nerög imikah ket nıtayah inidnek )d. 24.rededer ınısamlırıtşalhali ninisarkorüb,nınamnalıpay kişragilo ;ninermüz rib ignahreh )e 25 02 :rutşumnulub ad ırayu rib elyöş niçi ısamamlırıtşalhali nınaveh ed ).s(rebmagyep.zh Sizden biriniz hevasını benim getirmiş olduğum vahye tabi kılmadıkça ( davranışlarına vahiyle anlam vermedikçe) iman etmiş olmaz. ededer ınısamlırıtşalhali pılırıtşalkaltum ednisemliridnelnöy nıtayah nıralmuruk ev nıralkılrav tuyos ızab )fr: Alah, birbirleriyle çekişen, ortak sahipleri bulunan bir köle adam ile yalnızca bir kişiye ait olan bir başka köle adamı örnek verdi. Bu iki adamın durumu hiçbir olur mu? 26 Bu ayeteki misalde fiziki madelerden yapılmış putlar kastedilmemektedir. İşaret edilmek istenen; insanlara birbirinden çelişkili emirler veren ve kendilerine kuluk etmeleri için onları kendi yanlarına çekmeye çalışan canlı mabutlardır. İşaret edilmek istenen mabudlardan biri, insanı tatmin etmesi için heveslere sevkeden kendi nefsidir. Diğeri kabilesidir, toplumudur, din adamlarıdır, liderleridir, ticari ve iktisadi güçlerdir. Tüm bunlar insanı kendi yanlarına çekmek için birbirlerine ters düşen isteklerde bulunmaktadırlar. Böyle bir çıkmazdan kurtulmanın tek yolu tevhide sarılmaktır. 27 2- Tağutları rededer. Suyun taşmasından istiare yolu alına tağut kavramı tağa filinden türetilmiştir. Varoluş amacının dışında hareket eden her varlık için kulanılır: sihirbaz, kahin, şeytan ve hayır yolundan çeviren her varlıktır. 28 Buna tüzel kişilikler de dahildir. Fıtratını bozan; Alah Teala ya karşı hadini aşan ve kendisine kuluk edilen her şeydir ki bu kuluk ister gönülü ister zorla yapılsın fark etmez. 29 İLEMRÜS temhem.rd 1 Heysemi,Mecmaüz zevaid - 2 Hadid 57/4 3 Hadid 57/6 4 Bakara 2/186 12 3 / 6
5 Kâf 50/16 6 Yüce Alah ın kularıyla sürekli ilgilenip onlara yakın olmasıyla ilgili ayetler için bkz:bakara 2/186, 235, 284; Âl-i İmran 3/5,29; Maide 5/8; En am 6/3,59; Yunus 10/21,61; Hud 1/5,123; Hicr 15/23; Rad 13/9,10,38; Furkan 25/58; Neml 27/93; Lokman 31/16; Ahzab 36/54; Hucurat 49/1; Kamer 54/52,53; Mücadele 58/7; İnfitar 82/1,12; Fecr 89/14 7 Kalabazi, Et-Taruf, Syf.156 8 Şuara 26/214 9 Buhari, 65,Tefsir, 2,VI, 17; Müslim, I, İman, 89,Had. No:351, I, 192-193; Nesai, Sünen, Vesaya, IV,239 10Ahmed, Müsned, c.iv, 240 1 Bk: Müminun 23/1 12Ahmed, Müsned, c.i, s.349; Buhari, 64,Megazi, 38, c.v, s.75; Nesai, İman, c.vi,s.104 13İbn-i Hişam, Ebu Muhamed Abdülmelik, es-siretü nebeviye, Darül Beyan, Kahire 1987, c.iv, s.189 14Maide 5/72 15Hamidulah, Muhamed, İslam Peygamberi, İstanbul trsz(5. Baskı), c.i, s.16 4 / 6
16Heysemi, Mecmaü zevaid, c.i, s.15 17Ahmed, Müsned, c.v, s.29 18Hazin. Ali b. Muhamed, Lubabu t-te vil, trsz. İstanbul, ci,s.298 19İbn-i Abdurahman Abdurezak, Fıkhul ed ıy, Riyad 19, s. 180 20Furkan 25/43;bak: Casiye 45/23 21İbn-i Recep el-hambeli, Cami u-l Hikem, ci,s.393 2 Yasin 36/60-65 23İbrahim 14/35 24 bak: Şuara 26/28-32 25 bak: Mü minun 23/47 26Zümer 39/29 27Mevdudi, Tefhim, İnsan yayınları, İstanbul 1987, cv, s104 5 / 6
28Isfahani, a.g.e, s521 29Taberi, Cami u-l Beyan, ci, s21 FESecA yb OES almoj 6 / 6