BİRİNCİ BÖLÜM TEBLİĞ ESASLARI VE MUHATAPLAR I-MADDE METNİ: Tebliğ Esasları: Madde 93-Tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzelkişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmiyenlere ilan yolu ile tebliğ edilir. Şu kadar ki, ilgilinin kabul etmesi şartiyle, tebliğin daire veya komisyonda yapılması caizdir. İlgili tebliğ: 2,9,11 II-AÇIKLAMA VE YORUM: A- Genel Açıklama: Tebliğ, hukuki bir işlemden ilgili kimsenin haber almasını sağlamak için, yetkili makamın kanuni şekilde yazı veya ilan ile yapacağı belgelendirme işlemidir. Tebligat ise, haberin kişiye bildirilmesidir. V.U.K. nun 93.ncü maddesinde, hüküm ifade eden bilumum vesikaların tebliğinin posta vasıtasıyla bilinen adreslerine ve ilmühaberli taahhütlü olarak yapılması gerektiği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Öte yandan teknolojik gelişmenin gereği olarak, başka bir tebliğ şekli olan Elektronik ortamda tebliğ ile ilgili düzenleme V.U.K. nun 107/A. maddesinde yapılmış ve Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir. Şeklinde yeni bir hüküm getirilmiştir. Malûm olduğu üzere, Hazine için alacak ve mükellef bakımından borç olan vergilerin tarh ve tahakkuku, zamanla takyit (kayıt) edilmiş bir takım muamelelerin ifasına bağlıdır. Bu muamelelerin muayyen bir zaman içinde yapılmaması hak sukûtunu (düşürücü) müeddi (sebep) olur ki, bu hal, her daim taraf vaziyetinde bulunan idare ile mükelleften birinin lehine ve diğerinin aleyhine neticeler tevlit eder. Böyle bir neticeye bağlı vergi muamelelerinde tebliğin önemi ise aşikârdır. Bundan başka verginin kabili tahsil hale geldiğinin tayininde ve sair bazı muamelelerde tebliğ tarihinin bilinmesine ihtiyaç vardır. Gerçekten vergi muamelelerinin gerektirdiği tebliğlerin postaca yapılıp yapılmadığını tayin ve ispata imkân verecek yegâne vesika tebliğ alındısıdır. Bu itibarla tebliğ alındısının ziyaı, bittabi bu imkânı ortadan kaldıracağı gibi tebliğin yenilenmesi de caiz olamayacağından bu kabil bir durum dolayısiyle mükellefin zamanaşımı iddiasının idarece kabulü zarurî olacak ve binnetice mükelleften tahsil edilmesi mümkün olamayacak olan Hazine zararının müsebbibine tazmin ettirilmesi lâzım gelecektir ki bunun için evvel emirde alındının, tebliği yaptıran vergi dairesince mi yoksa postahanece mi ziyaa uğratıldığının tespiti zarurî bulunmaktadır. Maddede belirtildiği gibi, muhatabına tebliğ olunan vergi evrakın tebliğinin alındılı tebliğ evrakı ile yapılması gerekir. Alındılı tebliğ evrakı demek, tebliğ evrakının alındığını, başka bir ifade ile teslim edildiğini gösteren evraktır. Şimdi uygulamada bulunan taahhütlü yapılan tebliğ, iadeli taahhütlü ve aps ile tebliğleri alındılı tebliğe örnek olarak verebiliriz. Tebliğ evrakının muhatabına tebliğinden sonra, posta memuru ile muhatabının imzalarını ve tebliğ tarihini havi tebliğ alındılarının daima muayyen bir memurun imzasiyle alınıp Vergi Daireleri Kuruluş ve Görevleri Yönetmeliği hükümleri dairesinde muhafaza olunması ve tebliğ alındılarının mütad bir zaman içinde postahanece iade edilmemesi halinde keyfiyetin postahaneden sorulup tebliğ işlerinin akibetlerinin tespiti iktiza eder. (11 no.lu VUK.genel tebliği) mı? B-Tebliğin Tanımı ve V.U.K. na Tabi Vergiler Hakkında Genel Tebligat Kanunu Hükümleri Uygulanır
2 V.U.K nun 93.ncü maddesine göre tebligatın, muhatabının bilinen adreslerinde yapılması gerekir. Bilinen adresler V.U.K. nun 101.nci maddesinde aşağıdaki şekilde sayılmıştır: 1. Mükellef tarafından işe başlamada bildirilen adresler; 2. Adres değişikliğinde bildirilen adresler; 3. İşi bırakmada bildirilen adresler; 4. Vergi beyannamelerinde bildirilen adresler; 5. Yoklama fişinde tespit edilen adresler; 6. Vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler; 7. Yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartiyle); 8. Bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tespit edilen adresler. Mektupların gönderilmesinde bu adreslerden tarih itibariyle tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı nazara alınır. Hukukumuzda tebligatı düzenleyen genel kanun 7201 sayılı Tebligat Kanunudur. Bu kanuna göre de tebligatın bilinen adreslere yapılması gerekir. Ancak bilinen adresler burada farklı düzenlenmiştir. Bilinen adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabının bilinen adresinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yerinin en son adres olarak kabul edilmektedir. 7201 sayılı Kanunun 10.ncu maddesinde, Bilinen adres aşağıdaki şekilde tarif edilmiştir: Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir. ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. Ancak, vergilendirmenin temel hak ve özgürlükleri ile yakın ilgisi ve V.U.K.nun özel bir kanun olması dolayısıyla, tebliğ konusu VUK nunda ayrıca düzenlenmiştir. Ancak, VUK nunda açıklık bulunmayan hallerde Tebligat Kanununun 51.nci maddesine göre; Mali tebliğler, kendi kanunlarında sarahat bulunmıyan hallerde, bu kanunun umumi hükümlerine tevfikan yapılır. hükmüne göre bu kanun hükümleri uygulanacaktır. Vergi Usul Kanunu nun 21 inci maddesine göre, Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir. Tebligat kurumunun genel öneminden ayrı olarak, idari işlemlerin tebliği, özellikle de bir idari işlem olan tarh işleminin tebliği, özel bir önem arz eder. Çünkü verginin tahakkuku ve ödenmesi gereken safhaya gelmesi (VUK Md.22), uzlaşma talebinde bulunma (VUK Ek Md. 1), cezada indirim talebinde bulunma (VUK 376) ve dava hakkının başlangıcı (Anayasa Md.125, İYUK Md. 7) usulüne uygun tebliğ ile başlar. 1 Mevzuatın belirlediği usul ve şekle uyulmadan yapılan tebligat geçersizdir. Ve tebliğ konusu işlem kesinleşmemiştir. Bu husus, D.V.D.D.G.K., 11.04.1997, E. 1995/425, K. 1997/187.no.lu kararında belirtilmiştir. Bu karar yanında, birçok Danıştay kararında da; usulüne uygun tebliğ edilemeyen ihbarname kesinleşmediğinden ödeme emri düzenlenemeyeceği, kanun hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligat üzerine kesinleşmiş bir alacaktan söz edilemeyeceği, hukuken geçerli sayılmayan bir tebligattan dolayı amme alacağının kesinleşmiş sayılmayacağı, usulsüz tebliğ edilen ihbarname kesinleşmiş olmadığından ödeme emrinin düzenlenemeyeceği, ödeme emrinin iptal edileceği, ifade edilmiştir. Hukukumuzda tebligatın düzenlendiği genel kanun 7201 sayılı Tebligat Kanunudur. 213 sayılı VUK nun daki tebliğ ile ilgili düzenlemeler özeldir. O nedenle, VUK nu kapsamındaki vergiler ile bu verginin tarh tahakkuk ve tahsili ile ilgili tebligata VUK nu hükümleri uygulanır. Ancak Tebligat Kanununun (T.K) 51. maddesinde; VUK nunda hüküm bulunmayan hallerde Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 1 Vergi Dünyası Kasım 2005 sayı: 291 de Av. Bekir Baykara nın Vergi Usul Kanununa Göre Tebliğ Ve Tebligat Yapılacak Kimseler isimli makalesi.
3 Maddede tebliğin, muhatabının bulunamaması durumda. Tebliğin ilan yoluyla yapılabileceği ifade edilmiştir. İlan yoluyla tebliğin usul ve esasları 103-106 ncı maddelerde ayrıca açıklanmıştır. C-Tebliğ İle İlgili Danıştay Kararları: 2 Onbirinci Daire 1996 3788 1995 4527 01/11/1996 Karar Özeti: Vergi Ve Ceza İhbarnamelerinin Tebliğinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu Hükümleri Değil, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Hükümlerinin Uygulanması Gerektiği Hk. Dokuzuncu Da. 1984 880 1982 1595 01/02/1984 Karar Özeti : İhbarname Tebliğinin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Göre Yapılması Gerektiğinden, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu Hükümlerine Göre Yapılan Tebligatta Yasaya Uyarlık Bulunmadığı Hk. Üçüncü Daire 1984 3430 1984 799 17/12/1984 Karar Özeti: Vergilendirmeye İlişkin Her Türlü Tebliğin Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Tabi Olduğu Ve Tebligat Kanununun Uygulanmayacağı Hk. D-Tebliğ Edilmesi Gereken Vesika ve Yazılar: Maddede belirtildiği gibi, Tahakkuk fişi hariç olmak üzere, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzelkişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmiyenlere ilan yolu ile tebliğ edilir.(v.u.k.md:93) Madde de tahakkuk fişinin tebliğinin gerekli olmadığı belirtilmiş olup, bunun nedeni de tahakkuk fişinin beyana dayanan vergiler için düzenlendiği ve beyanname verenin de beyan sırasında tahakkuktan haberdar olmasıdır. Tahakkuk fişi dışındaki vesika ve yazıların ve vergilendirmeyi ilgilendiren her türlü yazının mükellefe tebliği zorunludur. Tebliği gereken vesika ve yazılardan örnekler aşağıya alınmıştır. -İncelemeye Başlama Tutanağı, -Defter ve belge ibraz yazısı, -Takdir komisyonu kararı, -Tarhiyat öncesi veya sonrası Uzlaşma yazısı, -Vergi ve ceza ihbarnamesi, -Düzeltme talebine verilen cevap yazısı, -Düzeltme işlemlerine ait düzeltme fişi, -Vergi mahkemelerinin tarhiyatı onaylayan kararları üzerine düzenlenen ihbarnameler, -Ödeme emirleri, -İnceleme ile ilgili, tutanak imzalanması için mükellefe süre veren yazı, -Bilgi isteme yazısı, -6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan işlemlerin tebliğ, Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerine ait her türlü tebliğ işleri, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır. Bu suretle yapılacak tebliğlere ait ücretler ilgililer tarafından peşin olarak ödenir. (2577 sayılı Kanun Madde 60) İhbarname ile ilgili tebliğin 7201 sayılı tebligat kanununa göre değil V.U.K.nun tebliğ hükümlerine göre yapılması gerekir. Konu ile ilgili Danıştay kararları aşağıya alınmıştır. 2 danıştay.gov.tr
4 E-Tebliğ Edilecek Belge ve Yazı Bir Hüküm İfade Etmelidir: Maddede belirtildiği gibi, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzelkişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edilir. İdarenin mükellefe ulaştırmak istediği bilgi ve belgenin kanuni anlamda tebliğ edilmiş sayılabilmesi için, tebliğ edilecek bilgi ve belgenin, vergilendirme ile ilgili bir hüküm ifade etmelidir. Örneğin, yapılacak bir inceleme nedeniyle, defter ve belge ibraz yazısı, tarh edilen bir vergi ve ceza ile ilgili ihbarnamenin tebliği gibi, bir yükümlülüğün hüküm ifade edebilmesi için tebliğ işleminin mutlaka yapılması gerekir. Örneğin, vergi ve cezanın kesinleşmesi için, bunun tebliğinin gerçekleşmesi gerekir. 3 Diğer taraftan idarenin bildirme mecburiyetinde olmayan konuların hüküm ifade etmeyeceği için, mükellefe duyurulması tebliğ hükmünde değildir. Örneğin, mükellefe gelir vergisi beyannamesini Mart ayı içinde vermesi gerektiğinin bildirilmesine gerek yoktur. Kanunlarda yazılı olduğu için mükellefler zaten bunu bilmektedirler. Yine bir mükellef hakkında yapılan inceleme ile ilgili düzenlenen inceleme raporundan mükellefin haberi olsa bile, bu raporla ilgili tarhiyatın kendisine tebliğ edilmediği sürece, rapor bir hüküm ifade etmeyecektir. Raporların hüküm ifade etmesi, mükellef için, uzlaşma, cezada indirim veya dava açma hakkı bu tebliğ işleminden sonra başlayacaktır. O nedenle tebliğin vergi hukukunda önemi çok büyüktür. Çünkü, tüm yükümlülükler ve haklar tebliğ işleminden sonra başlamaktadır. F-Tebliğ Bilinen Adreslere Posta ile Yapılmalıdır: V,U,K, nun 93 ncü maddesinde belirtildiği gibi, tebliğin hüküm ifade edebilmesi için, bilinen adreslere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, yani, şeyin teslim alındığını gösteren belge, alındı kâğıdı. düzenlemek suretiyle yapılması ve adresi belli olmayanlara ise ilan yoluyla yapılması gerekir. Ancak, adresleri belli olanlara tebliğin bu adreslere posta ile değilde ilan yoluyla yapılması durumunda, bu tebliğ hükümsüz olacaktır. Bilinen adreslerin neler olduğu V.U.Knun 101 inci maddesinde belirtilmiştir. Konu İle İlgili Danıştay Kararları: 4 Üçüncü Daire 1984 197 1983 1892 01/02/1984 Karar Özeti: Adresi Bilinen Mükelleflere Posta İle Tebliğ Yolları Denenmeden İlan Yolu İle Tebliğ Yapılamayacağı Gibi Gazete İle Tebliğ Edildikten Sonra Memur Eliyle Tebliğ Edilememesinin İlan Yolu İle Yapılan Tebliğe Hukukilik Kazandıramayacağı Hk. Üçüncü Daire 1985 604 1984 5086 15/02/1985 Karar Özeti: Bilinen Adreste Ptt Ve Memur Eliyle Tebliğ Edilmek İstenen İhbarnamelerin Yükümlünün Tanınmadığı Muhtar Tarafından Onaylanan Adres Tespit Tutanağı İle Saptandığından İlan Yolu Ile Tebliğinin Yerinde Bulunduğu Hk. G- Tebliğin Daire veya Komisyonda Yapılması : Maddenin son fıkrasında, Tebliğ yapılacak kişinin, kendisi hakkında yapılacak bir işlemle ilgili olarak, ilgli komisyonda bizzat bulunması halinde, tebliğin komisyonda yapılmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Maddede, aynı zamanda, tebliğ yapılacak kişinin tebliği yapacak olan daire de bulunması da mümkündür. Bu durumda da tebliğin ilgili dairede yapılmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Ancak, bu tebliğlerin yapılabilmesi için, ilgilinin kabul etmesi şarttır. Aksi takdirde tebliğ yapılamaz. Çünkü, tebliğ evrakını imzalamak istemeyen mükellefe bu evrak zorla imzalatılamaz. Bu itibarla mükellefler tarafından komisyonlara verilen itiraz ve savunma dilekçeleriyle dinleme davetiyesi, karar ve saire gibi taraflara komisyonca tebliğ edilmesi lâzım gelen evrakın, halen olduğu gibi, posta ile tebliğinde 3 Özyer V.U.K. Uygulaması Mart 2008 baskısı sh.144 4 Danıştay.gov.tr
5 kullanılan zarflara konulup bu zarfların kapatılmasını müteakip mükellefe ait olanın postahaneye (mükellef dilerse komisyonda da tebliğ olunabilir) gönderilmesi ve vergi dairesine ait olanın da, Vergi Daireleri Kuruluş ve Görevleri Yönetmeliğinin 104 üncü maddesi gereğince, bu kabil evrakı tebellüğe yetkili bir memur tarafından derhal tebellüğ edilmesi ve vergi daireleriyle itiraz komisyonlarının ayrı binalarda faaliyette bulundukları yerlerde ise, iş bulundukca haftada üç günden az olmamak üzere, İtiraz Komisyonu Başkanı ile ilgili vergi dairesi âmirinin evvelden mutabık kalarak tayin edecekleri günlerde vergi dairesinden yetkili bir memurun komisyonda kendi vergi dairesine ait evrakı tebellüğ eylemesi iktiza eder. (9 No.lu V.U.K.Genel Tebliği) III-VERGİ MAHKEMELERİ KARARLARININ TEBLİĞİ: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 60 ıncı maddesinde Tebliğle ilgili olarak, Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerine ait her türlü tebliğ işleri, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır. hükmü yer almaktadır. Ancak mahkeme kararının vergi dairesine tebliğinden sonra, vergi dairesinin düzenleyeceği ihbarnamenin tebliği V.U.K. nun tebliğle ilgili hükümlerine göre yapılacaktır. Çünkü, V.U.K. nun daki tebliğ işlemleri 7201 sayılı Kanuna tabi değildir. IV-UZLAŞMA GÜNÜNÜN VE YERİNİN TAYİNİ İLE İLGİLİ YAZININ TEBLİĞİ: Mükelleflerin tarhiyat sonrasında uzlaşma talebinde bulunmaları halinde, dilekçelerinde belirttikleri adreslerinin doğru olmaması nedeniyle, uzlaşma gün ve yerinin mükellefe bildirilmesinin tebliğ edilememesi nedeniyle, tebliğ yazısının idareye geri gelmesi durumunda, uzlaşma komisyonunca başka bir işlem yapılmaksızın, dilekçe sahibinin uzlaşma talebinde bulunmadığı kabul edilmektedir.(uzl.yönet.) Konu ile ilgili Danıştay Dava Dairelerinin kararı aşağıya alınmıştır. 5 Vergi Dava Dai.. 1995 126 1994 204 14/04/1995 Karar Özeti : Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Konusunda Yasanın Verdiği Yetkiye Dayanılarak Çıkarılan Yönetmelikte Yer Alan Kuralların Uygulanması Gerektiğinden, Yükümlüye Gönderilen Uzlaşmaya Davet Yazısının Tebliğ Edilemeyerek Geri Gelmesi Halinde Uzlaşmanın Temin Edilememiş Sayılması Gerektiği Hk. V-TEBLİĞ İLE İLGİLİ DİĞER DANIŞTAY KARARLARI: 6 Vergi Da.Daire. 1997 187 1995 425 11/04/1997 Karar Özeti : Kesin Ve Yürütülmesi Gereken Bir İdari İşlem Niteliğinde Olmayan Tebligatın İdari Davaya Konu Edilmesi Mümkün Olmadığından, Davanın Reddi Gerekirken, Tebligatın Davacı Açısından Geçersiz Sayılması Yönünde Verilen Israr Kararın Hukuka Uygun Olmadığı Hk. Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas Karar Tarihi Yedinci Daire 1995 1968 1993 914 03/05/1995 Karar Özeti: Tebliğ Alındısında Adı Soyadı Dışında Kimliğine İlişkin Bir Bilgi Bulunmayan, Şirketle İlişkili Olduğu Davalı İdarece Kanıtlanamayan Kişiye Yapılan Tebligatın Davacı Şirkete Yapılmış Sayılamayacağı, Teşvik Belgesine Sonradan Konulan Vergi Muafiyeti Şartının da Geçerli Olduğu, Mahrecine İade Edilen Eşyadan Vergi Aranamayacağı Hk. 5 Danıştay.gov.tr. 6 Danıştay.gov.tr