Şimdiye Kadar Neler Oldu?

Benzer belgeler
Buz Fırtınası. Birinci Bölüm

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Büyük Şehirler Köyler Limanlar Ejderha Kovukları Ejderha Yuvaları

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

A. B. Saddlewick Çeviri Gülen Işık

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

1. Bölüm. Böbür Tepesi nde

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

KÜSTÜM, OYNAMIYORUM. Alan MacDonald. iillüstrasyonlar: Mark Beech

Kara Kışın Ortasında. 1. Bölüm. Tam Kara Kışın Ortasıydı ve küçük Limonlu

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

TM Ice Age 2013 Twen eth Century Fox Film Corpora on. All rights reserved.

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Dağların Kahramanı.

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Aşağıdaki metni iki defa okuyunuz. Verilen soruları cevaplandırınız.

Cornelia, şarkı söylemek isteyen kaz

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler.

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

APOCRYPHA KRAL JAMES İNCİLİ 1611 SUSANNA. Susanna

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

ÇOCUK VE YETİŞKİN HAKLARI

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

Bu kitabın sahibi:...

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

Iron Butt Reports - 09 July 2011

Orman Koruma Dersi. ORMAN YANGIN DAVRANIŞI Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014

Yazan ve çizen: Michael Ryba

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

ateşli bir dağı vardı. Temiz içme suyu olan bir gölet, aşağıya akan bir çağlayan ve çayırların kumsalla buluştuğu yerde saklı bir kovuk bulunuyordu.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

En Güzel Hediyesi Noel

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

Tomurcuk neşeyle kediyi alkışladı. Kıkır kıkır gülmeye başladı. İçerden babası homurdanıp şöyle bağırdı: Neresi komik bunun?

İlk 4 soruyu metne göre cevaplayınız. 1 Metinde geçen aşağıdaki cümlelerden hangisi metnin ana fikridir?

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Üç nesil Anneler Günü

American Tank Company (Ruhi) vs Afrika Schützenkompanie (Levent) 1750 pts & Mid-War Hold the Line

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

TOMBALAK ı HIÇKIRIK TUTTU!

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

Haritanın Tanımı. Harita Okuma ve Yorumlama. Haritanın Tanımı. Haritanın Özellikleri. Haritanın Özellikleri. Kullanım Amaçlarına Göre

Tarık Uslu. Resimleyen: Sevgi İçigen. acayip şeyler dizisi 5 Şu Acayip İnsan Vücudu

BİR KELOĞLAN BİR DE EŞEĞİ

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Yasemin T.: Bizim eve tablo gelmişti. Ressam resim yapmış, resim çok renkliydi ressam mutlu olduğu için renkli resim yapmıştı. Mert K.:Kağıtları kesip

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK

MATEMATİK ÖYKÜLERİ BÜYÜK YARIŞ NEŞELİ

OPTİK. Işık Nedir? Işık Kaynakları

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

MART AYI EĞİTİM PLANI

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Provence-Lavanta. Görülmesini tavsiye edeceğimiz yerden ilki:

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Sevda Üzerine Mektup

Yüklemin anlamını zaman, durum, yön, miktar, tarz, vasıta, şart, sebep, birliktelik yönlerinden tamamlayan kelimeler ve kelime gruplarıdır.

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Ordu Fatsa daki Delenin Dağı tepesini güneşi görmek için tıraşlıyacaklar!

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Harita Okuma ve Yorumlama. Yrd. Doç. Dr. Müge Kirmikil

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

2016 Tudem Edebiyat Ödülleri Öykü Yarýþmasý Mansiyon Ödülü

Transkript:

Şimdiye Kadar Neler Oldu? Yüksek Cadılardan oluşan bir aile, Ejderha Kraliçe nin altı değerli güç mücevheriyle bezenmiş kolyesini çalana kadar Tulay topraklarında barış hüküm sürmekteydi. Mücevherleri ele geçirip kendi aralarında paylaşan Yüksek Cadılar, taşların gücünü ejderhaları uzaklara sürmek için kullandılar. Ejderhalardan biri, intikam almak için en küçük cadının kızı olan Tia yı kaçırdı. Ejderhalar tarafından büyütülen Tia, şimdi mücevherleri bulup Ejderha Kraliçe ye geri vererek gerçek bir Ejderha Çocuk olduğunu kanıtlamak istiyor! Hem de Ejderha Ağabey i Finn de bu serüvende onun yanında. Tia ve Finn, ilk olarak Drangur kasabasını yöneten Yüksek Cadı Malindra dan hayvanlarla konuşma gücü veren zümrüdü çal-

dılar. Şimdi ise şekil değiştirme gücü veren opalin peşindeler. Mücevher, Kulafoss kasabasındaki Yüksek Cadı Yordis in elinde.

Birinci Bölüm Kulafoss Madenleri Tia ve Finn, Drangur dan ayrılalı üç gün olmuştu ve üç gündür yürüyorlardı. Oradaki vadilerle dağlar bana hiç de yakın görünmüyor, diye homurdandı Tia, tepelerin kıvrılarak mavi bir pus oluşturduğu ufka bakarken. Bitmek bilmeyen çayırlar boyunca yürüdükten sonra çok yorulmuştu. Sana öyle geliyor, dedi Finn. Gece çökerken Kulafoss a varmış oluruz. Beni taşısaydın oraya çok daha hızlı varırdık, diye söylendi Tia. Finn, aynı Tia nın tahmin ettiği gibi durdu ve gözlerini ona dikti. Bilmem farkında mısın ama ben bir ejderhayım, at değilim, 9

dedi. Acil bir durum olursa seni taşırım fakat daha fazlasını bekleme benden. Biliyorum ağabeyciğim, biliyorum, diyerek iç çekti Tia. Bir yandan, ejderin yumuşak derisini okşuyordu. Drangur Kalesi nin tepesinden düştüğünde onu kurtarmış ve güvenli bir yere taşımıştı. Kolay olmamıştı; Finn sadece küçük bir ejderhaydı ama güçlüydü. Tia ona sataşmaması gerektiğini biliyordu. Özür dilerim, dedi. Sadece biraz dinlenmem lazım. Çimenlerin üzerine oturdular ve Tia, Finn e yaslandı. Bana Kulafoss tan bahsetsene. Finn çok küçükken, bütün ejderhalar Yüksek Cadılardan saklanmak için Drakelow a uçmadan önce orada yaşamıştı. Vadinin sonunda bir uçurum vardır ve oradan aşağıya kocaman bir şelale dökülür. Bütün adadaki en büyük şelale odur. Su, Eldkeiler Dağları nda eriyen karlardan gelir. Finn özlem dolu görünüyordu. Cadılar ejderhaları sürmeden önce, dağlar onun eviydi. 10

Bu kez, Kale nerede? diye sordu Tia. Kaleyi uçurum tarafındaki bir kayayı oyarak yapmışlar; tam yanında da bir şelale var. Çirkin ama çok etkileyici bir yapı. Tia zıplayarak ayağa kalktı. Hadi gidelim. Ne kadar erken yola çıkarsak kaleyi de o kadar çabuk görürüz. Finn birkaç duman halkası üfledi. Benim de söyleyip durduğum buydu zaten! Hadi o zaman! Bir saattir mızmızlanıp yorulmaktan bahseden Tia değildi sanki. Finn burun deliklerinden dumanlar çıkararak onu takip etti. Vadinin açık ucuna vardıklarında gece olmuştu. Ay ışığı, vadiden dökülen nehirle, üzerinde yer yer taş ve molozların olduğu çimenli bayırların üzerinde parlıyordu. Vadinin aşağısında büyük ağaçlar vardı ama onları doğru dürüst görmek zordu; o taraf çok karanlıktı. Gün ışıyana kadar burada duralım mı? diye sordu Tia. Olur, dedi Finn. 11

Fakat vadinin girişine doğru ilerlerken, Tia kendini huzursuz hissetmeye başladı. Bence ejderhaları uzak tutmak için yapılan büyü tüm vadiyi kaplıyordur. Büyünün seni görmemesi için rengini değiştirmelisin Finn, dedi Ejderha Ağabey ine Derisi anında, içine girdikleri karanlığın gölgelerinin rengiyle dalgalanmaya başladı. Kendimi bütün gece kamufle etmem zor olacak. Hadi vadinin yukarısına çıkalım da orada uyuyalım. Yani eğer orasının büyü sınırları dışında olduğunu düşünüyorsan... Bu mantıklı olur, değil mi? diye sordu. Göz ucuyla, vadinin sınırlarında dolanan, örümcek ağına benzer hafif parıltıyı görebiliyordu ama bunu Finn e söylemedi. Kafasını çevirip baktığında parıltı yok olmuştu. Finn e söylemek istememişti, çünkü onunla dalga geçmesinden ve büyüyü bir cadı veledi olduğu için görebildiğini söylemesinden korkuyordu. Diğer ejderler ona böyle diyordu, o da bunun doğru olmasından korkuyordu. Vadinin kenarına çok uzak 12

olmayan bir yerde, kuru bir oyuğa yerleştiler ve Tia, Finn in sıcak vücuduna yaslandı. Finn aniden ayağa kalktığında Tia neredeyse uyumak üzereydi. Ejder vadinin diğer tarafını işaret ederken sarsılarak yerinden kaydı. O da ne? Tia karanlığın içine baktığında bir sıra hâlinde titreşen sarı ışıklar gördü. Ejderhaların insanlardan daha keskin gözleri vardı. Finn o ışıkların ne olduğunu hemen kavradı. Fenerler! Bu tarafa gelen insanlar var. İnsanlar yaklaştıkça, Tia dağınık hâlde yürüyen bir grup kadın gördü. O ve Finn, kadınların durmalarını ve fenerlerini yukarı kaldırmalarını izlediler. Işıklar, tepe tarafındaki kalın, tahta sütunlarla çerçevelenmiş karanlık bir deliği aydınlattı. O da ne? diye sordu Tia. Burada kristal madenleri var, dedi Finn. Sanırım bu bir maden girişi. Baksana, içeriden çıkan biri var. İlk madenci dışarı çıkarken kadınlar he- 13

yecanlı bir şekilde mırıldanmaya başladılar. Bu bir çocuk! dedi Tia telaşla. Giderek daha fazla çocuk sendeleyerek dışarı çıktı ve annesine sarıldı. Çok yorgun görünüyorlar, dedi Finn. Bu hiç doğru değil! Aileleri buna nasıl izin verir? Tia için bu akıl alır şey değildi. Belki de cadı, opalin gücüyle onları buna zorluyordur, diye fikir yürüttü Finn. Kirli ve yorgun çocuklar, anneleri tarafından vadinin aşağısına doğru götürülürlerken Tia bunu düşünüyordu. Yumruklarını sıkarak opali çalacağına ve çocukları özgür bırakacağına dair kendi kendine söz verdi. Tam o sırada korkunç bir gürültü kopunca Tia kalakaldı. Şimdi başı, madenin girişine çevrilmişti. Taşlar maden tarafındaki eğime doğru yuvarlanıyordu. Hâlâ orada bekleyen bir kadın vardı. Magnus! diye seslendi. Neredesin? Yıkıntının arasından küçük bir oğlan çocuğu göründü. O kadar yorgundu ki ayak- 14

ta zor duruyordu. Destek almak için tahta çerçeveye yaslandı. Annesi yardım etmek için koştu ama ona ulaşamadan taş ve kaya parçaları korkunç bir gürültüyle girişe yuvarlandı. Magnus! diye bağırdı kadın. Magnus! Küçük çocuk madenin içinde mahsur kalmıştı. 15