Kontrol Edilen Yabancı Kurumların Elde Ettiği Kar Paylarının Kaynağının Türkiye Olması Durumunda Vergilendirme



Benzer belgeler
Sirküler no: 013 İstanbul, 3 Şubat 2009

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

2009/ Konu: 15 ve 30 ncu Maddedeki Tevkifat Oranlarıyla İlgili Düzenlemeleri Açıklayan Kurumlar Vergisi Sirküleri

15 NO LU 5520 SAYILI KURUMLAR VERGĐSĐ KANUNU SĐRKÜLERĐ YAYIMLANDI

YURTDIŞI İŞTİRAKTEN ELDE EDİLEN KAR PAYLARININ VERGİSEL DURUMU

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2009/32 Ref: 4/32

SİRKÜLER 2009 / 5. 03/02/2009 tarihli ve Sayılı Resmi Gazete de aşağıda yer alan vergi tevkif oranları yayımlanmıştır.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

12/1/2009 TARİHLİ VE 2009/14580 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR

TAM MÜKELLEF KURUMLARA YAPILAN ÖDEMELERDE VERGİ KESİNTİSİ

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancı ve Kurumlar Vergisi Açısından Sorumluluğu

İştirak Kazançları İstisnası Kontrol Edilen Yabancı Şirket

GERÇEK KİŞİLERCE BEYAN EDİLMESİ GEREKEN KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI

Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67. maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Murat KÖSEOĞLU Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

GELİR VERGİSİ TEVKİFAT ORANLARI

2012 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDEN HE- SAPLANAN VERGİDEN DÖNEM İÇİNDE ÖDENEN VERGİLERİN MAHSUBU

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2006 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

Tam Mükellef Gerçek Kişilerce 2010 Takvim Yılında Elde Edilen Gelirlerin Beyanı

Sayı : 2018/233 2 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N. MENKUL SERMAYE İRADI BEYANI (2017 Yılı Kazançları)

Kurumlar Vergisi Tevkifat Oranları

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/62 TARİH:

No: 2011/32 Tarih:

Kabul Tarihi: 31/12/2004 Resmi Gazete Tarihi : 31/12/2004

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

ö z d o ğ r u l a r serbest muhasebeci mali müşavirlik ltd.şti. Chartered Accountants & Auditors Ltd.

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2005 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

Know-how mı, danışmanlık mı? (Stopaj var mı, yok mu?)

SİRKÜLER ( ) 1- Yeniden Değerleme Oranında Artırılan Had ve Tutarlar:

No: Gelir Vergisi Kanunu 94. Madde ve Geçici 67. Madde Oranlar. Gelir vergisi kanunu 103 ve 104 madde. 1) Ücretlerden

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 23 İST, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarındaki Tevkifat Oranları

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu*

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

% 0 stopaja tabi olup, kurumlar vergisine tabidir. (5) Nakit teminatlardan elde edilen gelirler % 15 stopaja tabidir.

SİRKÜLER 2009 / 09. Gelir Vergisi mükellefleri tarafından 2008 yılında elde ettikleri kazanç ve iratların beyan esasları aşağıdaki gibi olacaktır.

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

2010/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MAZERET SINAVLARI SORU VE CEVAPLARI GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER 23 Temmuz 2010-Cuma 16:00

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2011/2 TARİH:

TAM VE DAR MÜKELLEFİYETE İLİŞKİN ÖDEMELERDE YAPILACAK YENİ TEVKİFAT ORANLARI HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/02

FİRMA YÖNETİCİLERİ VE MUHASEBE BİRİMLERİNİN DİKKATLERİNE, 2004 YILI GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

GELİR VERGİSİ KANUN TASARISINDA GERÇEK KİŞİLERİN VERGİLENDİRİLMESİ İLE İLGİLİ YENİ HÜKÜMLER GVK TASARI MADDE 51-88

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERE TASDİKİ ZORUNLU İŞLEMLER YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ VERİLMEYEN HALLER (2011 Yılı Gelirleri

Gelir Vergisi Kanunu nun Geçici 67.maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulmuş olan; (Ticari kazançla ilişkisi olmaması şartıyla)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

İNTERNET ORTAMINDA VERİLEN REKLAM HİZMETLERİNDE VERGİ KESİNTİSİ UYGULAMASINA İLİŞKİN KURUMLAR VERGİSİ TEBLİĞİ

SİRKÜLER NO: POZ-2011/ 07 İST. 10/01/2011

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği, Tevkifat Uygulamalarına İlişkin (Seri, Sıra Numarası, No : 81 Sayılı)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2008/62 TARİH:

HİSSE SENEDİ ALIM SATIM KAZANCI TAM MÜKELLEF KURUM TAM MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ DAR MÜKELLEF KURUM (1) DAR MÜKELLEF GERÇEK KİŞİ

Konu : Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile şahıs sigorta primleri

SİRKÜLER İstanbul,

GELİR VERGİSİ KANUNU NDA YER ALAN MAKTU TUTARLAR ARTIRILMIŞTIR

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 4 İST,

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Seri No:266)

278 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2011/08

GELİR VERGİSİNDE GEÇERLİ OLACAK YENİ HADLER VE TUTARLAR YAYIMLANDI:

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/82 TARİH: Gelir Vergisi Kanunu nda Yer Alan Had ve Tutarlara İlişkin 273 no.lu G.V.K.

Gelir Vergisi Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 266 Sayılı GVK. 28 Aralık 2007 CUMA. Resmi Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Maliye Bakanlığından:

Özelge: Yurt dışından Liesing ile kiralanan uçağın Türkiye'ye getirilmeden başka bir ülkede yerleşik bir rmaya kiraya verilmesi hk.

GELİR VERGİSİNDE 2017 İÇİN GEÇERLİ OLACAK YENİ HADLER VE TUTARLAR YAYIMLANDI:

YURT DIŞI İŞTİRAK VE ŞUBE KAZANÇLARINA TANINAN İSTİSNA SONRASINDA YURT DIŞI İŞTİRAK VE ŞUBE ZARARLARININ DURUMU

04/01/2016 SİRKÜLER 2016/01. Sayın Yetkili;

KÂR DAĞITIMI VE KÂR DAĞITIMINA BAĞLI STOPAJ VERGİLENDİRİLMELERİNE YÖNELİK ÖRNEK BİR ÇALIŞMA

İMKB de işlem gören hisse senetleri alım satım kazançları % 0 stopaja tabi olup, beyan edilmez.

Özelge: Rusya'da mukim grup rması tarafından Türkiye'de görevlendirilen personele ödenen ücretlerin vergilendirilmesi hk.

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

BİLGİ GÜNCELİ /50

C) I-II-III D) IV-III

bc. TL MEVDUAT FAİZLERİ : (01/01/2013 Tarihinden itibaren)

Kontrol Edilen Yabancı Şirket ve Yurtdışında Ödenen Vergilerin Mahsubu*

2017 Yılı Menkul Kıymet Gelirlerinin Vergilendirilmesi

Mükellef olup olmamasına bakılmaksızın gerçek kişilere yapılacak ödemelerden % 15, Dar mükellef kurumlara yapılacak ödemelerden % 15,

DUYURU. Üyelerimizin ve kamuoyunun bilgisine sunulur. Ali VAROL. Genel Sekreter 287 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık. Konu : Tarihinden İtibaren Uygulanacak Olan Gelir Vergisi Maktu Had ve Tutarları

Daha Modern ve Etkin Bir Vergi Sistemi İçin Reform Çalışmaları*

Dr. OZAN ÖZTÜRK BİR VERGİ TEKNİĞİ YÖNTEMİ OLARAK KAYNAKTA VERGİLEME

Özelge: Yurt dışı mukimi 硸rmalardanشى alınan hizmetlerin gelir ve kurumlar vergisi ile KDV karşısındaki durumu ve belge düzeni hk.

2016 Yılında Gelir Vergisi Kanunu Kapsamında Uygulanacak Had ve Tutarlara İlişkin 290 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Resmi Gazetede Yayımlandı

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 3 İST,

13/11/2008 tarihli ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 27/10/2008 tarihli ve 2008/14272 sayılı kararnamenin eki Karar aşağıda yer almaktadır.

a) 18'inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden, (2003/6577 sayılıb.k.k. ile % 17 Yürürlük; 1.1.

HİSSE SENEDİ SATIŞLARINDAN DOĞAN KAZANÇLARIN VERGİLENDİRİLMESİ

YATIRIM FON VE ORTAKLIKLARINDA VERGİ UYGULAMALARI

SİRKÜLER NO: POZ-2004 / 33 İST, 17/02/2004

2013 YILI MENKUL KIYMET GELİRLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ

Sirküler no: 074 İstanbul, 29 Haziran 2011

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

GELİR VERGİSİ KANUNU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Vergi tevkifatı ve muhtasar beyanname

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2015/1 TARİH:

Transkript:

Kontrol Edilen Yabancı Kurumların Elde Ettiği Kar Paylarının Kaynağının Türkiye Olması Durumunda Vergilendirme KÜRŞAT ATAÇ Hesap Uzmanı Özet Kontrol edilen yabancı kurumlar, Kurumlar Vergisi Kanunu nda yer alan şartların oluşması durumunda, kazançlarını dağıtmasalar bile, bu kazançlar bunları kontrol eden tam mükellef gerçek kişi veya kurumların kazançlarına ilave edilmektedir. İlave edilen kazançlar için yabancı kurumun bulunduğu ülkede ödediği vergilerin, bu kazançlar için Türkiye de hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi öngörülmüştür. Ancak, yabancı kurumun elde ettiği kar payının kaynağının Türkiye olması durumunda, bu kazanca ilişkin Türkiye de ödenen vergilerin nasıl mahsup edileceğine ilişkin bir belirsizlik vardır. Mahsup imkanının bulunmaması aynı kazanç üzerinden iki kere vergi alınması sonucunu doğurmaktadır. Kanunun amacının aynı kazancı iki kere vergilemek olmadığı açık olsa da, mevcut düzenlemeler uyarınca kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye den elde ettiği kar payları iki kere vergilendirilmektedir. Aynı kazanç üzerinden iki kere vergi alınması istenmiyor ise kanuni veya idari bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Kontrol edilen yabancı kurum, kar dağıtımı, mahsup. GİRİŞ Kontrol edilen yabancı kurum kavramı vergi mevzuatımıza 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile girmiştir. Söz konusu Kanunun 7 nci maddesinde kontrol edilen yabancı kurum Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az % 50 sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştirak olarak tanımlanmaktadır. Maddede tanımlanan kontrol edilen yabancı kurumların kurum kazançlarının yine aynı maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi durumunda Türkiye de kurumlar vergisine tabi tutulacağı belirtilmiştir. Bu makalede öncelikle kontrol edilen yabancı kurum kavramı açıklanacak ve kurumların kazançlarının hangi durumlarda vergileneceğine ilişkin mevzuatımızda yer alan düzenlemelere yer verilecek, daha sonra bu kurumların kazançlarının kaynağının Türkiye olması durumunda ortaya çıkan sorunlara yer verilecektir. I-KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAVRAMI VE VERGİLENDİRİLMESİ A-KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAVRAMI Kurumlar Vergisi Kanununun (KVK) 7 nci maddesiyle belli şartlar altında yurt dışı iştiraklere yatırım VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011 65

yapan mükelleflere bu iştiraklerinden fiilen kâr payı dağıtılmasa bile vergi uygulamaları açısından kâr payı dağıtılmış olduğu kabul edilmekte ve bu suretle bu iştiraklerin kazançlarının Türkiye de kurumlar vergisine tabi tutulması sağlanmaktadır. Kanun un gerekçesinde, aşağıdaki açıklamalara yer verilmektedir. Bazı ülkeler, diğer ülkeler aleyhine fon ve yatırımları çekmek için vergi erteleme olanağı getiren, zararlı vergi rekabetine yol açan uygulamalara yer vermektedirler. Vergi sistemimizde vergi kayıp ve kaçağına yol açan ve vergiden kaçınmada kullanılabilen, bu yerlerdeki iştiraklere ilişkin işlemlerin düzenlenmesi amacıyla kontrol edilen yabancı kurum uygulaması vergi mevzuatımız kapsamına alınmış bulunmaktadır. Bu madde ile, uluslararası vergi uygulamalarındaki gelişmelere paralel olarak, ticari ve sınai mahiyette olmayan, yatırımlarını yurt dışında düşük vergi oranlı ülkelere yönlendiren mükellefler ile Türkiye de yatırım yapan mükellefler arasındaki vergi eşitsizliğinin giderilmesi amaçlanmaktadır. Vergi mevzuatımızda kurumlar vergisi yönünden iştirak yoluyla yapılan yatırımlardan elde edilen gelirler, iştirakin kâr dağıtımı yapmasına bağlı olarak vergilendirilmektedir. Öte yandan avantajlı vergi uygulamaları olan ülkelerde, genellikle kâr dağıtımı yapma zorunluluğu olmadığı ve bu durumun vergi planlaması ve vergi ertelemesi için elverişli ortam hazırladığı bilinmektedir. Kurumların Türkiye de yerleşik kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları kurumlar vergisinden müstesna olmakla birlikte, yurt dışındaki kurumlardan elde edilen iştirak kazançları için bu olanak, belli koşulların sağlanması halinde uygulanmaktadır. Bu maddede ise, belli şartlar altında yurt dışı iştiraklere yatırım yapan mükelleflerin yurt dışı iştirak kârları, fiilen dağıtılmasa bile vergi uygulamaları açısından dağıtılmış kabul edilerek, bu iştiraklerin kazançlarının Türkiye de kurumlar vergisine tabi tutulması öngörülmektedir. Kanun gerekçesinden de anlaşılacağı üzere kontrol edilen yabancı kurum kazancının Türkiye de vergilendirilmesinden amaç, bazı ülkelerin uyguladığı zararlı vergi rekabeti uygulamalarının Türkiye de yol açtığı vergi kayıp ve kaçağının önlenebilmesidir. Bu kapsamda, söz konusu ülkelerde iştiraklere ilişkin işlemlerin düzenlenmesi amacıyla kontrol edilen yabancı kurum uygulaması vergi mevzuatımız kapsamına alınmış bulunmaktadır Kontrol edilen yabancı kurum kavramı; KVK nın 7 nci maddesinde belirtildiği üzere, tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az %50 sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştirakleri ifade etmektedir. Kanun maddesinde yer alan doğrudan veya dolaylı ve ayrı ayrı ya da birlikte ifadeleri, yurt dışındaki iştirakin ortaklık paylarının grup şirketleri veya gerçek kişiler arasında paylaştırılıp, maddede belirtilen kontrol oranının altında kalınarak kapsam dışına çıkılması engellenmek amacıyla getirilmiştir. Örneğin, Türkiye de tam mükellef bir kurum doğrudan yurtdışındaki bir iştirakin %50 den fazla payına sahip olabileceği gibi, yurtiçi veya yurtdışındaki başka iştirakleri vasıtasıyla dolaylı olarak da yurtdışındaki bir iştirakin %50 den fazla payına sahip olabilir. Bunun yanında tam mükellef iki veya daha fazla gerçek kişi veya kurumun birlikte yurtdışındaki bir iştirakin %50 den fazla payına sahip olmaları durumunda da söz konusu yurtdışı iştirak, kontrol edilen yabancı kurum olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda, tam mükellef gerçek kişi veya kurumların birbirleriyle ilişkili olma şartı aranmamaktadır. Örneğin aralarında hiçbir sermaye veya yönetim ilişkisi bulunmayan iki kurum birlikte yurtdışındaki bir iştirakin %50 payına sahip ise yurtdışındaki bu iştirak kontrol edilen yabancı kurum olarak değerlendirilecektir. Yıl içinde kontrol oranının değişmesi durumunda hangi oranın dikkate alınacağına ilişkin olarak Kanun un 7 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında kontrol oranı olarak, ilgili hesap dönemi içinde her hangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınır hükmü yer almaktadır. Söz konusu maddenin gerekçesinde aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır. Eğer yıl içerisinde ortak olunan yurt dışı iştirakin hisseleri hesap döneminin son gününe gelmeden herhangi bir muvazaa olmaksızın elden çıkarılmış ise madde hükümleri uygulanmayacaktır. Ancak kapanış günü itibarıyla halen kontrol unsuru devam ediyor ise o zaman Türkiye de vergiye tabi tutulacak kazanç, hesap döneminin son gün itibarıyla hesaplanan kontrol oranı değil, ilgili hesap dönemi içinde sahip olunan en yüksek kontrol oranı esas alınarak hesaplanacaktır. Yukarıda yer alan ifadelerden anlaşılacağı üzere, kanunun gerekçesi, hesap döneminin kapandığı tarih itibariyle her hangi bir muvazaa olmaksızın kontrol unsuru devam etmiyor ise vergilendirme yapılmayacağını ifade etmektedir. Maddenin 1 inci fıkrasında vergilendirme yapılabilmesi için gerekli olan kontrol oranının %50 olduğu dikkate alınırsa, gerekçe uya- 66 VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011

rınca dönem sonunda kontrol oranının (her hangi bir muvazaadan ari olarak) %50 nin altına düşmesi durumunda vergilendirme yapılmayacağı anlamı çıkmaktadır. Gerekçede yer alan ifadeler yukarıdaki gibi olmakla birlikte, 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği nde, yurt dışı iştirakin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığının tespitinde, kontrol oranı olarak ilgili hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oranın dikkate alınacağı, dönem içinde veya sonunda ortaklık payının %50 nin altına düşmesi durumu değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Yurt dışı iştirake ilişkin iştirak payının (sermaye, kâr payı veya oy kullanma hakkının) tamamının, yurt dışı iştirakin hesap döneminin kapanmasından önce herhangi bir tarihte muvazaa olmaksızın elden çıkartılmış olması halinde ise, ilgili yurt dışı iştirak hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu açıdan Kanunun gerekçesi ile Tebliğin birbiri ile çeliştiği düşünülmektedir. B-KONTROL EDİLEN YABANCI KURUMLA- RIN ELDE ETTİKLERİ KAZANÇLARIN TÜRKİ- YE DE VERGİLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ OLAN ŞARTLAR 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 7 nci maddesinde aşağıdaki şartların tamamının birlikte gerçekleşmesi halinde kontrol edilen yabancı kurumların kurum kazançları dağıtılsın dağıtılmasın Türkiye de kurumlar vergisine tabi tutulacağı belirtilmiştir. 1-Yurt Dışı İştirakin İlgili Yıldaki Toplam Gayri Safi Hasılatının %25 Veya Fazlasının Pasif Nitelikli Gelirlerden Oluşması Yurt dışı iştirakin ilgili yıldaki toplam gayri safi hasılatının %25 veya fazlasının pasif nitelikli gelir olarak nitelenen faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi gelirlerden oluşması gerekmektedir. Yurt dışı iştirakin toplam gayrisafi hasılatının %25 den fazlası pasif nitelikli gelirlerden (kâr payı, faiz, menkul kıymet alım satım kazancı) oluşması durumunda Kanun un 7 nci maddesinde belirtilen şartlardan birincisi gerçekleşmiş olacaktır. Kontrol edilen yabancı kurumun pasif nitelikli gayrisafi hasılatının niteliğinin belirlenmesinde, söz konusu şirketin iştiraklerinden elde edeceği kâr paylarının pasif nitelikli gelir vasfı değişmeyeceğinden, kontrol edilen yabancı kurumun iştiraklerinin aktif ticari faaliyetle uğraşmasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 2-Yurt Dışı İştirakin Taşıması Gereken Vergi Yükü Yurt dışında kurulu iştirakin kurum kazancının %10 dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması gerekmektedir. Vergi yükü ise 5 inci maddenin 1 inci fıkrasının (b) bendinde yer alan tanıma göre hesaplanacaktır. 5 inci maddenin 1 inci fıkrasının (b) bendine göre vergi yükü, yurt dışındaki iştirakin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden ve kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler de dahil olmak üzere, toplam gelir ve kurumlar vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilecektir. Ayrıca, ilgili ülkede kazançlar üzerinden kesinti suretiyle bir vergi ödenmiş olması halinde, toplam vergi yükünün hesabında ödenen bu verginin de dikkate alınması gerekmektedir. Maddede, vergi yükünün hesabında yurt dışındaki iştirakin bulunduğu ülkede tahakkuk eden ve kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergilerin dikkate alınacağı belirtilmiştir. Madde gerekçesinde de aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir. Maddede ayrıca vergi yükünün nasıl belirleneceği açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre, kanuni veya iş merkezinin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden toplam gelir ve kurumlar vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilecektir. Madde gerekçesinde verilen örnekte de yurt dışı iştirakin bulunduğu ülkede, kendi kazançları üzerinden tahakkuk eden vergiler, vergi yükünün hesabında dikkate alınmıştır. Bu nedenle vergi yükü hesaplanırken iştirak edilen yabancı kurumun bulunduğu ülkedeki tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin dikkate alınması gerekmektedir. Söz konusu kurumun başka ülkelerde ödediği vergilerin bu hesaplamaya dahil edilmemesi gerekmektedir. Kanunun lafzından ve ilgili maddenin gerekçesinden sadece ilgili ülkede ödenen vergilerin dikkate alınacağı belirtilmekle birlikte, söz konusu kazanç için Türkiye de herhangi bir vergi ödenmesi durumunda, bu verginin VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011 67

vergi yükü tespitinde dikkate alınmaması vergilendirme ilkeleri açısından problem yaratacaktır. Ancak, mevcut düzenleme uyarınca, yurtdışındaki şirketin Türkiye de ödediği vergilerin vergi yükünün hesaplanmasında dikkate alınması mümkün görünmemektedir. Kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye de tevkif suretiyle ödediği verginin, Türkiye de hesaplanan kurumlar vergisinden mahsubuna ilişkin açıklamalara makalenin sonraki bölümlerinde yer verilmiştir. 3-Yurt Dışı İştirakin Asgari Gayrisafi Hasılat Tutarı Yurt dışındaki iştirakin Kurumlar Vergisi Kanununun uygulamasında kontrol edilen yabancı kurum olarak değerlendirilebilmesi için ilgili yıldaki gayrisafi hasılat tutarının 100.000.- YTL karşılığı yabancı paranın üzerinde olması gerekmektedir. İlgili yıldaki toplam gayrisafi hasılatı bu tutarın altında kalan iştirakler, diğer tüm koşullar bulunsa dahi kontrol edilen yabancı kurum olarak değerlendirilmeyecektir. Yurt dışındaki iştirakin hâsılatının TL karşılığının tespitinde, ilgili iştirakin hesap döneminin son gününde geçerli olan T.C. Merkez Bankasınca açıklanan döviz alış kuru esas alınacaktır. C-TAM MÜKELLEF KURUMLARIN KU- RUMLAR VERGİSİ MATRAHINA DAHİL EDİ- LECEK KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI Kanunun 7 nci maddesinde belirtilen şartları taşıyan kontrol edilen yabancı kurumların Türkiye de vergiye tabi tutulacak kazancı, zarar mahsubu dahil giderler düşüldükten istisnalar düşülmeden önceki, vergi öncesi kurum kazançları olacaktır. Kontrol edilen yabancı kurumun geçmiş yıl zararları nedeniyle dağıtılabilir kârının olmaması durumunda Türkiye de vergilendirilecek bir kazançtan söz edilemeyecektir. Kontrol edilen yabancı kurumdan elde edilmiş sayılan kazancın hesaplanmasında, kontrol eden kurumların ilgili hesap döneminin kapandığı tarihte kontrol edilen yabancı kurumlarda sahip oldukları iştirak oranı (sermaye, kâr payı veya oy kullanma hakkı oranı) dikkate alınacaktır. Kontrol edilen yabancı kurumun kârının sermayeye eklenmesi durumunda da söz konusu kazanç 7 nci madde hükümleri çerçevesinde vergilendirilecektir. Tam mükellef kurumlar ile birlikte tam mükellef gerçek kişilerin de kontrol edilen yabancı kuruma ortak olmaları halinde, gerçek kişilerin elinde bulunan hisse senetleri ve iştirak hisseleri yurt dışında kurulu şirketin kontrol edilen yabancı kurum olup olmadığının tespitinde dikkate alınacaktır. Bununla birlikte; söz konusu gerçek kişilerin kontrol edilen yabancı kurum üzerinden elde edecekleri kazançlar, 7 nci madde kapsamında değerlendirilmeyecek, sadece tam mükellef kurum tarafından elde edilen kazançlar bu madde kapsamında kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Gerçek kişilerin kazançları 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu nun 75 ve ilgili diğer maddeleri uyarınca vergilendirilecektir. Kontrol edilen yabancı kurum şartlarının gerçekleşmesi halinde yurt dışında kurulu iştirakin elde etmiş olduğu kâr, söz konusu iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren hesap dönemi itibarıyla tam mükellef kurumların kurumlar vergisi matrahlarına (ve geçici vergi dönemleri itibarıyla da geçici vergi matrahlarına) hisseleri oranında dâhil edilecektir. Kontrol edilen yabancı kurumun bulunduğu ülkede on iki ayı aşan bir hesap döneminin bulunması halinde, kazancın elde edilme tarihinin belirlenmesinde yurt dışındaki şirketin hesap dönemi takvim yılı olarak dikkate alınacaktır. Öte yandan, kontrol edilen yabancı kurumun zararlarının söz konusu kuruma iştirak eden tam mükellef kurumların kazançlarının tespitinde dikkate alınabilmesi mümkün bulunmamaktadır. D-İŞTİRAKİN YURT DIŞINDA ÖDEDİĞİ VERGİLERİN MAHSUBU Kurumlar Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki gibidir. Kanunun 7 nci maddesinin uygulandığı hallerde, yurt dışındaki iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler, kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Madde metninde yurtdışında ödenen vergiler açısından herhangi bir sınırlama getirilmemiş olmakla birlikte, 33 üncü maddenin gerekçesinde, kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edeceği verginin, bulunduğu ülkede ödediği vergiler ile sınırlı olduğu, başka ülkelerde ödenen vergilerin bu kapsamda değerlendirilmeyeceği belirtilmiştir. Madde metninden hareketle, 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği nde, kontrol edilen yabancı kurumun bulunduğu ülke dışındaki ülkelerde ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin, söz konusu kurumun Türkiye de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesinin mümkün bulunmadığı belirtilmektedir. 68 VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011

Örneğin; (A) ülkesinde kurulu (B) Şirketinin kazancı Türkiye de kontrol edilen yabancı kurum kazancı olarak vergilendirilmekte ve anılan şirketin kâr payı gelirleri dışında herhangi bir geliri bulunmamaktadır. Söz konusu (B) Şirketinin iştiraki durumundaki (C) ülkesinde bulunan (D) Şirketinden elde etmiş olduğu 100.000 ABD Doları kâr payı üzerinden %10 oranında vergi kesintisi yapılmış ve 90.000 ABD Doları (B) Şirketine aktarılmıştır. (B) Şirketi bu kazanç üzerinden (A) ülkesinde %5 oranında kurumlar vergisi ödemiş bulunmaktadır. Buna göre, (B) Şirketinin Türkiye de kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilecek kazancının 90.000 ABD Doları, bu kazanç üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecek yurt dışında ödenen verginin ise 4.500 ABD Doları olarak dikkate alınması gerekmektedir. E-KONTROL EDİLEN YABANCI KURU- MUN YURTİÇİNDE ÖDEDİĞİ VERGİLERİN MAHSUBU Kontrol edilen yabancı kurumların yurtiçinde ödedikleri vergilerin mahsubuyla ilgili Kurumlar Vergisi Kanunu nda yer alan düzenlemeler Kanunun 30 ve 34 üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 30 uncu maddesinin 7 nci fıkrasına göre, kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın % 30 oranında vergi kesintisi yapılır. Kanunun 34 üncü maddesine göre ise, Kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kanunun 30 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesilen vergiler, bu şirketin Türkiye deki beyannameye dahil edilen kurum kazancı üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Ancak mahsup edilecek vergi, kontrol edilen yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan kazancına isabet eden kurumlar vergisini aşamaz. Ancak yurtiçinde ödenen vergilerin mahsubu ile ilgili düzenleme kontrol edilen yabancı kurumların sadece 30 uncu maddenin 7 nci fıkrası uyarınca yapılan vergi kesintisi ile ilgili olup söz konusu fıkra ile ilgili bir Bakanlar Kurulu kararı henüz bulunmamaktadır. Dolayısıyla 30 ve 34 üncü maddelerin bu açıdan uygulanması fiilen mümkün değildir. E-İŞTİRAKİN KÂR PAYLARINI DAĞIT- MASI DURUMUNDA VERGİLEME Kurumlar Vergisi Kanunu nun 7 nci maddesinin 5 inci fıkrasına göre, Yurt dışı iştirakin kontrol edilen yabancı kurum kazancı kapsamında Türkiye de vergilendirilmiş kazancının yurt dışındaki kurum tarafından sonradan dağıtılması halinde, elde edilen kâr paylarının daha önce Türkiye de vergilendirilmiş kısmı ayrıca vergilendirilmeyecektir. Ancak, daha sonraki yıllarda, kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye de vergiye tabi tutulmuş kazancından daha fazla kâr payı dağıtılması halinde, aşan kısım kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. II-KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM- LARIN KAZANÇLARININ KAYNAĞININ TÜRKİYE OLMASI DURUMUNDA VERGİ- LENDİRME Kanunun gerekçesinde kontrol edilen yabancı kurumların vergiden kaçınma amacıyla vergi cennetlerinde kurulduğu ifade edilse de vergiden kaçınma amacının dışında geliri yurtdışına çıkarma gibi başka amaçlarla da vergi cennetlerinde şirketler kurulabilmektedir. Söz konusu şirketler yine Türkiye deki tam mükellef başka şirketlere iştirak edebilirler. Bu durumda kontrol edilen yabancı kurumun iştirak ettikleri Türkiye deki şirketlerden aldıkları kar payları için tevkif suretiyle ödemiş oldukları vergiler, bu şirketi kontrol eden Türkiye deki şirketlerin ödeyecekleri vergiden mahsup edilebilecek midir? Kontrol edilen yabancı kurumun elde ettiği kar payının kaynağının Türkiye olması durumunda, söz konusu kazanç için daha önce Türkiye de ödenmiş olan vergilerin nasıl mahsup edileceğine ilişkin kesin bir açıklama ne Kanunda ne de ilgili Tebliğde yer almaktadır. Bir örnek yardımıyla olayı daha net ortaya koyalım. Örnek: Yurtdışında (A) ülkesinde kurulu olan (B) şirketinin hisselerinin tamamı Türkiye de kurulu olan (C) şirketine aittir. Kontrol edilen yabancı kurum statüsündeki (B) şirketi Türkiye deki (D) şirketine %50 oranında iştirak etmektedir. (D) şirketi 2007 yılında 1.000.000 TL kazanç elde etmiş olup bu kazancın tamamını 2008 yılında dağıtmıştır. (B) şirketi söz konusu kar dağıtımı dolayısıyla brüt 500.000 TL kar payı almaya hak kazanmış olup (D) şirketi KVK 30 uncu VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011 69

maddeye göre %15 oranında kar payı tevkifatı yaparak (500.000 x 0,15=75.000) net olarak (500.000 75.000) 425.000 TL yurtdışında kurulu (B) şirketine ödemede bulunmuştur. Yurtdışında kurulu (B) şirketinin başkaca her hangi bir gelir veya gideri bulunmamaktadır. (A) ülkesinde kurum kazançları üzerinden her hangi bir vergi alınmamaktadır. (C) şirketinin 2008 yılına ilişkin olarak kendi faaliyetleri dolayısıyla oluşan kurumlar vergisi matrahı 300.000 TL dir. Bu durumda (B) ve (C) şirketlerinin vergi kanunlarımız karşısındaki durumunu açıklayalım. Öncelikle, Türkiye de kurulu (C) şirketi yurtdışında kurulu (B) şirketinin paylarının tamamına sahip olduğu için Kurumlar Vergisi Kanunu nun 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca (B) şirketi kontrol edilen yabancı kurum statüsündedir. Söz konusu maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi durumunda (B) şirketinin elde ettiği kazanç onu kontrol eden tam mükellef (C) şirketinin kurumlar vergisi matrahına ilave edilecektir. Kontrol edilen yabancı kurumun elde ettiği kazancı tam mükellef gerçek kişi veya kurumların kurumlar vergisi matrahına ilave edilebilmesi için 7 nci maddenin 1 nci fıkrasının (a) bendine göre kazancın %25 veya fazlasının pasif nitelikli kazançlardan oluşması gerekmektedir. (B) şirketinin kazancının tamamı kar payından oluştuğu için, söz konusu bentte öngörülen şart gerçekleşmiş bulunmaktadır. 7 nci maddenin 1 nci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ikinci şart yurtdışındaki iştirakin ticari bilanço karı üzerinden %10 dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşımasıdır. Vergi yükü ise Kanunun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendindeki tanıma göre hesaplanacaktır. Söz konusu bende göre vergi yükü, kanunî veya iş merkezinin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden ve kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen toplam gelir ve kurumlar vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir. Yukarıda açıklandığı üzere, vergi yükünün hesabında yurt dışındaki iştirakin bulunduğu ülkede tahakkuk eden ve kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergilerin dikkate alınması gerekmektedir. Türkiye de ödenen vergilerin vergi yükü hesaplanırken dikkate alınması, madde metni, maddenin gerekçesinde ve 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği nde yer alan açıklamalar uyarınca mümkün görünmemektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, (B) şirketinin elde ettiği kazanç için (A) ülkesinde her hangi bir vergi tahakkuku olmadığı için vergi yükü sıfırdır. Dolayısıyla kontrol edilen yabancı kurum kazancının, onu kontrol eden tam mükellef kurumun kurumlar vergisi matrahına ilave edilmesi için gerekli olan ikinci şart da gerçekleşmiştir. Üçüncü şart, yurt dışında kurulu iştirakin ilgili yıldaki toplam gayrisafi hasılatının 100.000 TL karşılığı yabancı parayı geçmesidir. (B) şirketinin elde ettiği kar payı 100.000 TL den büyük olduğu için üçüncü şart da gerçekleşmiştir. Her üç şart da birlikte gerçekleştiği için (B) şirketinin elde ettiği kazancın tam mükellef (C) şirketinin kurumlar vergisi matrahına ilave edilmesi gerekmektedir. (C) şirketinin kendi faaliyetleri dolayısıyla kurumlar vergisine konu kazancı 300.000 TL dir. Kontrol edilen yabancı kurum kazancı kapsamında kurumlar vergisi matrahına ilave edilecek tutar ise 425.000 TL dir. Dolayısıyla (C) şirketinin toplam kurumlar vergisi matrahı (300.000 + 425.000=) 725.000 TL olup bu tutar üzerinden (725.000 x 0,2=) 150.000 TL kurumlar vergisi hesaplanacaktır. Ancak, kurumlar vergisi matrahına ilave edilen 425.000 TL daha önce Türkiye de vergilendirilmiş bir kazançtır. Dolayısıyla söz konusu kazanç dolayısıyla ödenen vergilerin hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilip edilemediğinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu temel olarak Kurumlar Vergisi Kanunu nun 34 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında düzenlenmiş olup söz konusu fıkra aşağıdaki gibidir. Beyannamede gösterilen kazançlardan, Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına ve 30 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergiler (hayat sigorta şirketlerinde matematik karşılıkların yatırıma yönlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlar üzerinden yapılan kesintiler dahil), beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir Fıkra hükmünde anlaşılacağı üzere, Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına ve 30 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergiler beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki gibidir. Kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluş- 70 VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011

ları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar: a) Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri. b) Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri. c) Her nevi tahvil (ipotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler dahil) ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler (Döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışları kesintiye tâbi tutulmaz.). ç) Mevduat faizleri. d) Katılım bankaları tarafından katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları. e) Kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları. f) Birinci fıkranın (c) bendinde yer alan menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile elde edilmesi veya elden çıkarılmasından sağlanan gelirler. Kar payı dağıtımı dolayısıyla yapılan tevkifat maddenin birinci fıkrasında değil ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Dolayısıyla Türkiye de tevkif suretiyle ödenen verginin 15 inci maddeye dayandırılarak mahsup edilmesi mümkün değildir. 34 üncü maddede hesaplanan kurumlar vergisinden mahsubuna imkan verilen ikinci husus 30 uncu maddenin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergilerdir. 30 uncu maddenin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki gibidir. (1) Dar mükellefiyete tâbi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır: a) Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri. b) Serbest meslek kazançları. c) Gayrimenkul sermaye iratları. ç) Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye iratları. (2) Ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerce % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır. Kar payı dağıtımı dolayısıyla yapılan tevkifat 30 uncu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında değil üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Dolayısıyla, kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye den elde ettiği kar payı dolayısıyla tevkifat suretiyle ödediği verginin 34 üncü madde uyarınca hesaplanan kurumlar vergisinden indirilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan, söz konusu tevkifatın, 33 üncü maddede düzenlenen yurtdışında ödenen vergilerin mahsubuna ilişkin hükümler uyarınca hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebileceği düşünülebilir. Kanunun 33 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası aşağıdaki gibidir. (1) Yabancı ülkelerde elde edilerek Türkiye de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye de bu kazançlar üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir. (2)Kanunun 7 nci maddesinin uygulandığı hallerde, yurt dışındaki iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler, kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Birinci fıkrada mahallinde ödenen vergiler ifadesi yer aldığı için tevkifat suretiyle ödenen verginin mahsup imkanı bulunmamaktadır. İkinci fıkrada böyle bir ifade yer almamakla birlikte, Kanun un gerekçesinde, birinci fıkrada yer alan mahallinde ödenen vergilerin dikkate alınması gerektiği ilkesinin ikinci fıkra içinde geçerli olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, kontrol edi- VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011 71

len yabancı kurumun Türkiye de ödediği vergilerin 33 üncü madde uyarınca mahsup edilmesi de mümkün değildir. Zaten 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 7 nci bölümünde, Kurumlar Vergisi Kanununun 33 üncü maddesine göre, yurt dışındaki iştirakin bulunduğu ülkede ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergiler kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebileceği; ancak, kontrol edilen yabancı kurumun bulunduğu ülke dışındaki ülkelerde ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin, söz konusu kurumun Türkiye de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesinin mümkün bulunmadığı ifade edilmiştir. Yukarıda yer alan açıklamaların yanında, 33 üncü maddenin başlığı Yurt Dışında Ödenen Vergilerin Mahsubu olup, söz konusu tevkifat yurtdışında değil yurt içinde ödenmiştir. Nitekim, kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemelerden 30 uncu maddenin 7 nci fıkrasına göre tevkifat yapılması durumunda, söz konusu tevkifatın mahsubu 33 üncü maddede değil yurtiçinde ödenen vergilerin mahsubunu düzenleyen 34 üncü maddede düzenlenmiştir. Bu nedenle, kontrol edilen yabancı kurumun Türkiye de tevkif suretiyle ödediği vergilerin 33 üncü madde uyarınca değil 34 üncü madde uyarınca mahsup edilmesi gerekmektedir. Ancak yukarıda açıklandığı üzere, elde edilen kar payı için tevkif suretiyle ödenen verginin 34 üncü madde uyarınca mahsubu da mümkün değildir. Dolayısıyla, ne Kanunda ne de Tebliğde Türkiye de vergilendirilmiş kar paylarının kontrol edilen yabancı kurum kazancı kapsamında tam mükellef kurumun kurumlar vergisi matrahına ilave edilmesi durumunda daha önce ödenen verginin mahsup edilip edilemeyeceğine ilişkin kesin bir açıklama bulunmamaktadır. Her ne kadar, 33 üncü maddenin ikinci fıkrasında yurtdışı iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergilerin kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye de vergilendirilecek kazancı üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edileceği hüküm altına alınmış olsa da; bir taraftan söz konusu madde yurtdışında ödenen vergilerin mahsubunu düzenlemekte, diğer taraftan da Kanun un gerekçesinde ve Tebliğde bu vergilerin sadece kontrol edilen yabancı kurumun bulunduğu ülkede ödenen vergilerle sınırlı olduğu belirtilmektedir. III-SONUÇ Kontrol edilen yabancı kurum kavramı vergi mevzuatımıza 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile girmiştir. Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesinde belirlenen şartların oluşması durumunda yurt dışı iştiraklere yatırım yapan mükelleflere bu iştiraklerinden fiilen kâr payı dağıtılmasa bile vergi uygulamaları açısından kâr payı dağıtılmış olduğu kabul edilmekte ve bu suretle bu iştiraklerin kazançlarının Türkiye de kurumlar vergisine tabi tutulması sağlanmaktadır. Ancak, kontrol edilen yabancı kurumun elde ettiği kar payının kaynağının Türkiye olması durumunda, Türkiye de tevkif suretiyle alınan verginin daha sonra nasıl mahsup edileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda söz konusu vergilerin mahsup edilemeyeceği gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Mahsup imkânının bulunmaması, aynı kazanç üzerinden iki kere kazanç vergisi alınması sonucunu doğuracaktır. Kanun koyucu tarafından, aynı kazanç üzerinden iki kere vergi alınması isteniyorsa bunun önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Ancak, Kanun un genel mantığına bakıldığında kontrol edilen yabancı kurumun kazancı üzerinden iki kere vergi alınması değil sadece, bu kazancın Türkiye de beyan edilen kazanca ilave edilmesi amaçlanmaktadır. Zaten, kontrol edilen yabancı kurumun örneğin Türkiye de elde ettiği mevzuat faizi üzerinden ödediği vergilerin mahsubunun 34 üncü maddenin 1 inci fıkrası uyarınca mümkün olması çifte vergilemenin amaçlanmadığının bir göstergesidir. Dolayısıyla amacın aynı kazanç üzerinden iki kere vergi alınması olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Bununla birlikte, elde edilen kar payları için tevkif suretiyle ödenen verginin mahsubu kanaatimizce mevcut düzenlemeler uyarınca mümkün bulunmamaktadır. Söz konusu durum büyük ihtimalle, kanun hazırlanırken bu durumun gözden kaçırılması nedeniyle ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, vergilendirme ilkelerine ve Kanun un genel amacına aykırı olarak ortaya çıkan bu sorunun çözümü gerekmektedir. Bunun için, ya Kanun un genel mantığından hareketle bu vergilerin mahsubuna imkan tanıyacak idari bir düzenleme yapılması ya da yeni bir kanuni düzenleme yapılarak sorunun çözülmesi gerekmektedir. Mevcut düzenlemeler uyarınca Türkiye de ödenen söz konusu vergilerin mahsup edilemeyeceği düşünülmektedir. 72 VERGİ DÜNYASI, SAYI 357, MAYIS 2011