Risale-i Nur da Teavün Kavramı Serdar BİLGİN

Benzer belgeler
KASTAMONU LÂHİKASI NDA SOSYOLOJİK ARKA PLAN

RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI

NUR & MANA. Uluhiyet-i Mutlaka. Uluhiyetin Mahiyeti. Uluhiyetin Hakikati. Uluhiyet. Uluhiyetin Sureti

Risale-i Nur Külliyat'ının telif tarihleri hakkında kronolojik bilgi verir misiniz?

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

Onuncu Söz, Yedinci Hakikat hakkında bilgi verir misiniz?

Nefsini Bilen Rabbini Bilir

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Âyette belirtiliş ifadesiyle Allah a eş ve ortak koşma olan şirk bütün kâinata karşı büyük bir zulümdür.[1]

KUR AN NEDİR? Kur an Dosdoğru Yola İleticidir

"Şimdi senin hayatının sureti ve tarz-ı vazifesi şudur ki,.." İnsanın hayatının sureti ve tarzı vazifesi ne demektir, izah eder misiniz?

1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim.

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

PT/Mo SA/Tu ÇA/We PE/Th CU/Fr CT/Sa PA/Su

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır.

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Meşveret yapmanın gereği ve ona uymanın önemi

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Zerre-i cazibe. Görünen ve görünmeyen alemdeki tabakat

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

ESMA VE SIFAT-I NEBİ (A.S.M)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Cahiliyye Döneminde Bir Bayram Günü

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

"İşte, Rabbimizi bize târif eden Kur ân-ı Hakîm; şu kitab-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi..."

3 Her çocuk Müslüman do ar.

MÜSBET İMAN HIZMETI: İMAN VE TEVHİD MERKEZLİ BİR KUR ANÎ MESLEK. Mustafa Said İŞERİ *

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

- Kendinizi ve ailenizi cehennem ateşinden koruyunuz. (Tahrim, 66/ 6)

Risale-i Nurun kerametini gördüm.inayet altında olduğumuzu anladım.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 01 ER-RAB

Gençlik Eğitim Programları KULLUK VE SORUMLULUK BİLİNCİ

İBRAHİM (a.s) MAKAMINI NAMAZ YERİ EDİNMEK Salı, 02 Şubat :47

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Üstad Bediüzzaman Said Nursî nin gözüyle Hz. Muhammed (s.a.v) efendimiz

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

MUSHAF-I ŞERİF RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI 2016 FİYAT LİSTESİ FİYATLARIMIZA KDV DAHİL DEĞİLDİR ENVÂR NEŞRİYAT

Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca Adıyaman a göç ettik.

PEYGAMBERİMİZİN VASİYETİ VE GÖZÜMÜN NURU DEDİĞİ NAMAZ

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Deneme Sınavı

Şeyh den meded istemek caizmidir?

KASTAMONU LÂHİKASI ESERİNİN İÇERİĞİ

Onuncu Söz, Mukaddime, Birinci İşaret hakkında bilgi verir misiniz?

Fikir madde üzerine işlenen bir sanattır. Madenlerdeki kalite ve kıymeti ifade eder.

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

Sınıf. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. TEOG DENEME SINAVI. 8. Sınıf TEOG. Sınavına. Bizim İçin Hepiniz Özelsiniz...

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Ruhun Gayesi. Mehmedkirkinci.com

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

HLM ye göre İÇ HUZURU

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Hz.Muhammed (sav); yaratılış muammasını ve esma-i İlahiye'nin sırlarını keşfeden zat!

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Risale-i Nur: Kastamonu Lâhikası Fihristi

Üstadımız bu risalede dua üzerinde büyük bir önemle duruyor. Dua ve önemi konusunu biraz açar mısınız?

Birinci Söz. By Hamra

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2013 Saat: 11.20

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü)

Hıristiyanlar âlim olunca, Hıristiyanlıkla alakaları kesilir, Müslümanlar cahil olunca İslamiyet le alakaları kesilir. der Charles Mısmer.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?


TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.

Artus Basım. Baskı. Abdüsselam Ferşatoğlu. Fotoğraf & Renk Ayrım. Fotografika. Tasarım. Ekrem Şahin. Editör ALBARAKA TÜRK

Otuz Üçüncü Söz'ün Otuz Birinci Pencere'sini izah eder misiniz?

Risale-i Nur gözüyle Kur an

Adana'da Hayvan Haklari HUTBESI 250 camide kisiye VERILDI Son Güncelleme Pazartesi, 10 Kasım :37

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz.

Adeta Rabbimiz Efendimizi taltif ve teskin etmek,şevk ve gayretini arttırmak amacıyla huzuruna almıştır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Transkript:

Risale-i Nur da Teavün Kavramı Serdar BİLGİN Yüzeysel, sığ bir çalışma oldu ancak kavram üzerinde derin çalışmalar yapmak isteyenler için bir adıma ve ilhama vesile olabileceği umudunu taşıyorum. Tevfik Allah tan. 1-Hazırlık Dersi İkinci Hakikat: Bu mütemadiyen çalkanan inkılâplar ve tahavvülâtlar içinde vücudunu ve hizmetini ve zîhayat ise hayatını muhafazaya ve vazifesini yerine getirmeye çalışan mahlûkatta, kuvvetlerinin bütün bütün haricinde bir teavün hakikati görünüyor. Meselâ, unsurları zîhayatın imdadına, hususan bulutları, nebatatın mededine ve nebatatı dahi hayvanatın yardımına ve hayvanat ise insanların muavenetine ve memelerin kevser gibi sütleri, yavruların beslenmelerine ve zîhayatların iktidarları haricindeki pek çok hâcetleri ve erzakları, umulmadık yerlerden onların ellerine verilmesi, hattâ zerrât-ı taamiye dahi hüceyrat-ı bedeniyenin tamirine koşmaları gibi, teshir-i Rabbânî ile ve istihdam-ı Rahmânî ile hakikat-i teavünün pek çok misalleri doğrudan doğruya, bütün kâinatı bir saray gibi idare eden bir Rabbü'l-Âlemînin umumî ve rahîmâne rububiyetini gösteriyorlar. Evet; câmid ve şuursuz ve şefkatsiz olan ve birbirine şefkatkârâne, şuurdarânevaziyet gösteren muavenetçiler, elbette gayet Rahîm ve Hakîm bir Rabb-i Zülcelâlin kuvvetiyle, rahmetiyle, emriyle yardıma koşturuluyorlar. İşte, kâinatta câri olan teavün-ü umumî, seyyarattan tâ zîhayatın âzâ ve cihazat ve zerrât-ı bedeniyesine kadar kemâl-i intizamla cereyan eden muvazene-i âmme ve muhafaza-i şâmile; ve semâvâtın yaldızlı yüzünden ve zeminin ziynetli yüzünden tâ çiçeklerin süslü yüzlerine kadar kalem gezdiren tezyin; ve kehkeşandan ve manzume-i şemsiyeden tâ mısır ve nar gibi meyvelere kadar hükmeden tanzim; ve güneş ve kamerden ve unsurlardan ve bulutlardan tâ bal arılarına kadar memuriyet veren tavzif gibi pek büyük hakikatlerin, büyüklükleri nisbetindeki şehadetleri, kâinatın şehadetinin ikinci kanadını ispat ve teşkil ederler. (Tarihçe-i Hayat/Kastamonu Hayatıs:457--Şuâlar/Yedinci Şuâ/Âyetü'l-Kübra/On Sekizinci Mertebesinde s:195--asâ-yı Mûsâ/İkinci Kısım/Hüccetü'l-Bâliğa Risalesi s:173) 2-İlk Söz Allah ın en sevdiği amel, aç olan bir muhtaca yemek yedirmek veya onun bir borcunu ödemek ya da onun bir sıkıntısını gidermektir. (Câmiü s-sağîr, No: 120 / Hadis-i Şerif Meâli) Malumunuz kâinat büyük bir insan, insan küçük bir kâinattır. Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi olan iman-ı billâha ulaşmak, insanı ya da kâinatı okumaktan geçer.

İnsan da kâinat da hikmetler ile donatılmıştır. Teavün kavramı da bu hikmetlerden biridir. Risale-i Nur, bu hikmetlere Allah ın isimlerinin tecellisi olarak bakar ve teavün kavramını, Allah ın Rahman isminin şefkat ve merhamet olarak insanda tecelli bulması ve esmâ-i İlâhiyeye bir ayna olması şeklinde tanımlar. Râhim ve Hakîm olan Allah; rahmetiyle, kuvvetiyle, emriyle kâinattaki bütün varlıkları şefkatkârâne şuurlu bir şekilde birbirlerinin yardımına koşturur. Kâinattaki bu mükemmel düzen ve intizam, maddi cihette tıpkı bir fabrikanın çarkları gibi birbirine güç veren, manevi cihette şefkatkârâne bir yardımlaşmanın bir neticesidir. Hazırlık dersinde de okuduğumuz üzere Risale-i Nur, kâinattaki bu umûmî yardımlaşmayı tefsir ve tedris eder, teavün hakikati ni sünnetullah yasası olarak tanımlar, kâinatta vuku bulan teavün hakikati ni okuyarak insana yönelir. Kâinattaki bütün varlıklara karşı teavün düsturu nu, düstur-u cidal yerine "düsturu teâvünü" esas tutar. Düstur-u teâvünü; tıpkı kâinattaki bütün unsurların Rabb-i Zülcelâlin kuvvetiyle, rahmetiyle, emriyle yardıma koşturulması gibi insanların da birbirinin imdadına koşturulması olarak ifade eder. Bu açıdan teavün kavramı; tesanüd, uhuvvet, ittifak kavramları ile doğrudan ilişkilidir. 3-İzah A-Sözlükte Anlamı Teavün kavramı İslam Ansiklopedisi nde yardımlaşma, dayanışma anlamında bir ahlâk terimi, Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü nde ve Şemsettin Sami nin Kamus-ı Türki de ise yardımlaşma anlamında kullanılır. Teâvün kavramının aslı avn fiilidir. Bu da sözlükte yardım etmek demektir. Aynı kökten gelen teâvün ve muâvene karşılıklı yardımlaşma demektir. İâne ve maûnet de yardım etmek manasında kullanılır. Yardım eden kimseye muîn, birinden yardım istemeye istiâne, kendisinden yardım istenene de müsteân denir. (İbniManzur, Lisânu larab, 14/269-270) Teavün kavramının sözlükte karşılıklı yardımlaşmak ve birbirine muavenet etmek anlamını karşıladığını, kelimenin kökünün avn fiili olduğunu, bu fiil kökü ile çekimlenmiş yardım etme anlamını karşılayan dört kelime olduğunu görüyoruz.

B-Risale-i Nur da Anlamı Teavün kavramının Risale-i Nur da ağırlıklı olarak genel anlamda kullanıldığını görüyoruz. Bu açıdan kavram denge, düzen ve karşılıklı yardımlaşma anlamlarını ihtiva etmektedir. Kelimelerin Dağılımı AVN (10) Mesnevî-i Nuriye/(s:15) Mektubat/(s:201) İşârâtü'l-İ'câz/(s:360) Sikke-i Tasdik-i Gaybî/(s:38) Barla Lahikası/(s:80, 277, 345) Tarihçe-i Hayat/(s:183, 803) Emirdağ Lahikası/(s:602) TEAVÜN (70) MUAVENE (120)

İANE (8) Sözler/(s:406) İşârâtü'l-İ'câz/(s:43,44,45,48) Nokta Risalesi/(s:230) Münâzarat/ (s:445) Muhâkemat/(s:157) MAUNET (0) MUİN (10) Sözler/(s:76, 271,731, 987) İman ve Küfür Muvazeneleri/(s:151) Barla Lahikası/ (s:54, 415) Mektubat/(s:320) Asâ-yı Mûsâ/(s:291) Nur'un İlk Kapısı/(s:50) İSTİANE (20) İşârâtü'l-İ'câz/ (s:44, 55, 260) Şuâlar/(s:753,755, 756,761, 823) Sikke-i Tasdik-i Gaybî/(s:353) Sözler/(s:74, 76, 449, 484) Barla Lahikası/(s:72, 113) Emirdağ Lahikası/(s:473, 576) Mektubat/(s:563) İman ve Küfür Muvazeneleri/(s:125) Nur'un İlk Kapısı/(s:152) MÜSTEAN (3)

Mektubat/(s:709) Sikke-i Tasdik-i Gaybî/(s:352) Mektubat/(s:562) Kâinatı Okumaya Dönük Anlamı (Düstur-u külli, düstur-u İlahi, fıtri, umumi, kanun) Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır. Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz? (Zâriyât 20-21) Medar-ı hayat olan düstur-u teavün ezharunmine'ş-şems (güneşten daha zahir) olduğu hâlde, nasıl kör oldun, görmüyorsun? Evet, şems ve kamerden tut, ta nebatatın, hayvanatın imdadına; ve hayvanatın, insanların imdadına; ve mevadd-ı gıdaiyenin, semeratın imdadına; hatta taamın zerratı, hüceyrat-ı bedenin tegaddîsi için kemâl-i intizamla koşmaları, bir Rabb-i Kerîmin emriyle bir vazife-i muavenet ve teavün ve uhuvvet olduğunu ve kavînin zaife musahhariyeti olduğunu, kör olmayan görür. (Nur'un İlk Kapısı s:78) Risale-i Nur, hayatını muhafaza etmeye ve vazifesini yerine getirmeye çalışan mahlûkatı, istihdam-ı Rahmânî olarak değerlendirir. Teavün kavramını da bu değerlendirme çerçevesinde izah eder ve kavramı; kâinatın heyet-i mecmuasından gelen büyük ve küllî şehadetin ikinci kanadını ispat eden bir hakikat olarak, Rabbü'l- Âlemînin umumî ve rahîmâne rububiyetini gösteren delil, hâtem-i tevhid, sikke-i vahdet olarak açıklar. Bu açıdan kavram; düstur-u küllidir, düstur-u İlahidir, fıtridir, umumidir, kanundur. Örnek Metinler Evet, şu teavün kanununa ittibaen, şems, kamer, gece ve gündüz, yaz ve kış taraflarından yapılan yardımlar sayesinde, şu hayvanların erzakını yetiştiren nebatat izn-i İlâhî ile meydana gelir. Hayvanat da emr-i Rabbânî ile beşerin ihtiyacatını yerine getirir. Balarısıyla ipekböceğinin insanlara yaptıkları yardımlar, bu dâvâyı ispat eder. (Mesnevî-i Nuriye s:27) Biri, kâinatın heyet-i mecmuasındaki teavün,tesanüd, teânuk, tecavübden tezahür eden sikke-i kübrâ-yı Ulûhiyettir ki, Bismillâh ona bakıyor. (Lem'alar s:171) İşte, kâinatta câri olan teavün-ü umumî, seyyarattan tâ zîhayatın âzâ ve cihazat ve zerrât-ı bedeniyesine kadar kemâl-i intizamla cereyan eden muvazene-i âmme ve muhafaza-i şâmile; ve semâvâtın yaldızlı yüzünden ve zeminin ziynetli yüzünden tâ çiçeklerin süslü yüzlerine kadar kalem gezdiren tezyin; ve kehkeşandan ve manzume-i şemsiyeden tâ mısır ve nar gibi meyvelere kadar hükmeden tanzim; ve güneş ve kamerden ve unsurlardan ve bulutlardan tâ bal arılarına kadar memuriyet veren tavzif gibi pek büyük hakikatlerin, büyüklükleri nisbetindeki şehadetleri, kâinatın şehadetinin ikinci kanadını ispat ve teşkil ederler. (Tarihçe-i Hayat s:457-şuâlar s:195-asâ-yı Mûsâ s:173)

Evet, şems ve kamerden, gece ve gündüzden, kış ve yazdan tut, ta nebatat hayvanların imdadına, hayvanlar insanların imdadına, zerrat-ı gıdaiye semeratın imdadına, mevadd-ı taamiye, hüceyrat-ı bedenin imdadına koşup gelmelerine kadar câri olan düstur-u teavünle bütün mevcudat, Kerîm bir Mürebbinin emriyle hareket ettiklerini gösteriyorlar. İşte, şu kâinat içinde câri olan bu tesanüd, bu teavün, bu tecavüb, bu teânuk, bu musahhariyet, bu intizam, bir tek Müdebbirin terbiyesiyle idare ve bir tek Mürebbînin tedbiriyle sevk edildiğine kat'iyen şehadet eden bu meşhudumuz hikmet-i âmme içindeki inayet-i tâmme ve o inayet içindeki rahmet-i vasia ve o rahmet içindeki rızk-ı âmm ve her müterezzika lâyık bir tarzda rızık vermek, öyle parlak bir hâtem-i tevhiddir ki, bütün bütün kör olmayan görür. (Nur'un İlk Kapısı s:97) İnsanı Okumaya Dönük Anlamı (Tesanüd, Uhuvvet, İttifak) Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar. (Buharî, Edeb: 21; Müslim, Birr: 66) İnsan da kâinat gibi ince, sistemli bir denge ve yardımlaşma üzerine bina edilmiştir. Kubbelerde taşlar baş başa vururlar, ta düşmesinler. (Hutbe-i Şâmiye s:605) Kubbenin sağlam olması taşların düşmemesine, taşların düşmemesi de taşların birbirine dayanması ile söz konusu olabilir. Müminler, birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi olmalılar. Kubbeli binalarda birbirine dayanmakla düşmekten kurtulan taşlar gibi (Mesnevî-i Nuriye s:122) sosyal hayatta nokta-i istinad birbirine tutunmadır, ben değil bizdir, teavündür, tesanüttür, uhuvvettir, ittihattır. Sosyal hayatta merhamet, fedakârlık, şefkat ve isâr hasletlerinin vücut bulmasıdır. Bu hasletler; Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne, sen çalış, ben yiyeyim. anlayışı yerine komşusu açken tok uyuyan bizden değildir. düsturunu içselleştirmeye çalışır. Netice itibari ile sosyal hayatta nokta-i istinad olarak teavün düsturunun alınması, insanlar arasındaki bağı güçlendirir; samimi kardeşliği tesis eder; huzur ve barışa, sağlam bir kubbeye, birbirlerine kenetlenmiş bir binaya vesile olur. Hattâ bir taş, taşlığıyla beraber, kubbeli binalarda ustanın elinden çıkar çıkmaz başını eğer, arkadaşıyla birleşmeye meyleder ki, sukut tehlikesinden kurtulsunlar. Maalesef, insanlar teavün sırrını idrak edememişler. Hiç olmazsa taşlar arasındaki yardım vaziyetinden ders alsınlar! (İşârâtü'l-İ'câz s:66) Tesanüd- Dayanışma Uhuvvet - Kardeşlik İttihad - Birleşme, kaynaşma Teşabüh - Birbirine benzeme Tedahül - İç içe olma, birbirine dâhil olma Teânuk - Birbirine sarılma

Tecavüb - Birbirine cevap verme Teavün kavramı ile tenasüp ilgisi kurabileceğimiz kelimeler Teavünden vuku bulan hasletler Merhamet Şefkat Fedakârlık İsâr Örnek Metinler Dârü'l-Hikmet eczaları, kabil-i imtizac, belki de ihtilât değil. Şahsî meziyetleri vardır. Cemaat ruhu tevellüd etmedi. Ene'ler kavîdir, delinmedi ki, bir "nahnü" olsun. Ben, biz olmadı. Mesailerinde teşarük düsturuyla işe girişildi, teavün düsturu ihmal edildi. Teşarük, maddiyatta eseri azîmleştirir, fevkalâde yapar. Mâneviyat ve efkârda âdileştirir, belki çirkinleştirir.

Teavün düsturu bunun tamamen aksidir. Maddiyatta cemaate nisbeten pek küçük, fakat yalnız bir şahsa nisbeten büyük eserlere vasıta olur. Mâneviyatta ise, eseri hârikulâde derecesine is'âd eder. (Tuluât s:362) Bir nefer takımda, bölükte, taburda, fırkada birer rabıtası, birer vazifesi olduğu gibi, herkesin heyet-i içtimaiyede müteselsil, revabıt ve vezaifi vardır. Halita şeklinde gayr-ı muayyen olsa, tearüf ve teavün olmaz. Unsuriyetin intibahı ya müsbettir ki, şefkat-i cinsiyeyle intiaşa gelir ki, tearüfle teavüne sebeptir. Veya menfidir ki, hırs-ı ırkî ile intibaha gelir ki, tenakürle teanüdün sebebidir. İslâmiyet bunu reddeder. (İşârât s:305) Tekâmülde teâvün kanununu bilse, şeriatın vüs'atini, tabipliğini düşünse, ihtilâf imtizaca sebep olur. (Şuâât s:275) Mesailerinin tanzimine ve mâbeynlerindeki emniyetin tesisine ve teavün düsturunun teshiline muhtaçtırlar. Bu ihtiyaç da, dinin evâmir-i kudsiyesiyle ve takvâ ve salâbet-i diniye ile olur. (Lem'alar s:215-mesnevî-i Nuriye s:211) "Zekât bir köprüdür ki, Müslüman, kardeşi olan Müslümana muavenet için ondan geçer. Zira me'mûrü'n-bih olan teavün o vasıta iledir. Ve nev-i beşerin heyet-i içtimaiyedeki nizamın sırâtu'l-müstakîmi odur. İnsanlar içinde madde-i hayatın cereyanına rabıta odur. Terakkiyat-ı beşerdeki zehirlere tiryak odur. (Rumuz s:287) 4-Son Söz Teavünü temin eden en büyük etken hiç şüphesiz ki imandır. Teavün, dinin evâmir-i kudsiyesiyle ve takvâ ve salâbet-i diniye ile olur. Teavün kavramı, kuvvet-i mâneviyeyi temin eden sırr-ı ihlâsın sosyal hayata yansımalarından biridir. İşte, ey Risale-i nur şakirtleri ve Kur'ân'ın hizmetkârları! Sizler ve bizler öyle bir insan-ı kâmil ismine lâyık bir şahs-ı mânevînin âzâlarıyız. Ve hayat-ı ebediye içindeki saadet-i ebediyeyi netice veren bir fabrikanın çarkları hükmündeyiz. Ve sahil-i selâmet olan Dârüsselâma ümmet-i Muhammediyeyi (a.s.m.) çıkaran bir sefine-i Rabbâniyede çalışan hademeleriz. Elbette, dört fertten bin yüz on bir kuvvet-i mâneviyeyi temin eden sırr-ı ihlâsı kazanmakla tesanüd ve ittihad-ı hakikîye muhtacız ve mecburuz. (Lem'alar s:269)