ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İLAN YOLİYLE TEBLİĞ USULÜ I-MADDE METNİ: Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller Madde 103- (7061 sayılı kanunun 18 inci maddesiyle değişen madde;yürürlük 1/1/2018) Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoluyla yapılır: 1. Muhatabın bu Kanunun 101 inci maddesi kapsamında bilinen adresi yoksa, 2. Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan bilinen adreste tebliğ yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa, 3. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa, 4. Başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa.(*) (*) (7061 sayılı kanunla değişmeden önceki şekli) Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoliyle yapılır: 1. Muhatabın adresi hiç bilinmezse; 2. Muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse; 3. Başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa; 4. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa. II- 7061 SAYILI KANUNUN 18 İNCİ MADDESİYLE DEĞİŞİKLİK YAPILMADAN (1/1/2018 DEN) ÖNCEKİ DÖNEMLERLE İLGİLİ UYGULAMA: A-AÇIKLAMA ve YORUM: Devletin taraf olduğu işlemlerde, tebligat konusu büyük önem taşıyor. Zira bu işlemlerin diğer tarafı olanların itiraz ve dava açma süreleri tebliğin yapıldığı tarihle ilişkili olarak belirleniyor. Tebliğin ne şekilde yapılacağı ise kanunlarla belirlenmiş durumdadır. Tebliğin usullerini belirleyen temel kanun, 7201 sayılı Tebligat Kanunu olup, bununla beraber, bazı özel kanunlarda da tebliğ usullerini düzenleyen hükümler yer almaktadır. Bu durumda, tebliğ işlemleri, söz konusu özel kanun hükümlerine göre yapılmaktadır. Tebliğ, birçok hukuk dalında olduğu gibi, vergi hukukunda da son derece önem arzetmektedir. Özellikle vergi tarhiyatı ve ceza kesme işlemlerinde; dava açma ve zamanaşımı süreleri, tebligatla yakın ilişki halindedir. Bu açıdan vergileme işlemlerinin temel kanunlarından olan Vergi Usul Kanunu (VUK), tebliğ konusunda özel ve kapsamlı hükümler içermektedir. VUK'da tebliğ konusu 93-109. maddeler arasında düzenlenmiş durumdadır. Vergi Usul Kanununun kabul ettiği ana prensip, tebliğin kapalı zarf içinde posta aracılığıyla yapılması gerektiği ilkesidir. İlgilinin kabul etmesi koşuluyla, tebliğin daire veya komisyonda yapılması da mümkündür. Acil ve gerekli görüldüğü durumlarda memur eliyle tebliğ yapılması yoluna da gidilebilir. İlanen tebliğ ise, esas itibariyle adresi bilmeyenlere yapılacak tebliğ usulüdür. Normal olarak adresi bilinmeyen veya usülüne uygun araştırmalara rağmen bilinen adreslerine tebliğ yapılamaması halinde İlanen tebliğ yoluna gidilmektedir. Bu haliyle ilanen tebliğ usülü bir istisnai durumdur. Asıl olan bilinen adreslere tebliğ yapılmasıdır. İlanın şekli ve içeriği ile ilgili hükümler VUK'un 104 ve 105. maddelerinde yer almaktadır. İlan; ilana konu olan belgenin içerdiği miktara göre, ilgili dairenin panosunda, yerel gazetede veya ulusal gazetede yapılması şeklinde tanımlanabilir. Bu ilanların temel amacı, zamanaşımının kesilmesini sağlamak. Basın yoluyla ilan yapılmasının gerektiği durumlarda devlet açısından ciddi bir maliyet de ortaya çıkıyor.
İlanen tebliğ ancak normal ve mutad. yollarla tebliğin mümkün olmaması halinde yapılabilir, bu yollar, yasaya uygun şekilde denenmeden yapılan ilanen tebliğ geçerli değildir. Konu ile ilgili Danıştay' ın karar özeti aşağıya alınmıştır: Dördüncü Daire 1990 1810 1990 412 29/05/1990 Karar Özeti: İlan Yoluyla Tebliğ Cihetine Gidilebilmesi İçin Öncelikle Normal Ve Mutad Tebliğ Usulleri Denenerek Sonuç Alınmadığının Kesin Olarak Belirlenmesı Gerekeceği Hk. Yukanda sözü edilen ilanen tebliğ, tebliğe esas olan idari işleme ait yazı ve belgelerin, gazetelerle veya bir yere asılmak suretiyle ya da sair araçlarla duyurulmasıdır. B-TEBLİĞİN İLAN YOLUYLA YAPILACAĞI HALLER: İlanen tebliğ yapılması için, mükellefin adresinin hiç bilinmemesi, adresin değişmiş ve yeni adresin bildirilmemiş olması nedeniyle gönderilen mektubun geri gelmesi, geçici ayrılmalarda hem işyerine hem de ikametgahına ikinci defa tebliğ gönderilmiş olmasına rağmen yine tebliğ yapılamamış olması, mükellefin yabancı ülkede bulunduğundan dolayı tebliğ yapılamamış olması gerekir. 1 -Muhatabm Adresinin Hiç Bilinmemesi: VUK. nun 100. maddesinde, tebligatın bilinen adreslere yapılması öngörülmüştür, bilinen adresler ise 101. maddesinde sayılmıştır: Mükellefin bilinen adresleri: a-mükeller tarafından işe başlamada bildirilen adresler. b-adres değişikliğinde bildirilen adresler, c-işi bırakmada bildirilen adresler, d-vergi beyannamelerinde bildirilen adresler, e-yoklama fişinde tespit edilen adresler, f-vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler. g-yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartıyla), h-bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tespit edilen adresler. Ancak, Tebligat yapılacak kişinin iş ve ikametgah olmak üzere iki ayrı adres bildirmiş olması halinde ise, her ikisi de bilinen adres kavramı içerisinde mütalaa edilmelidir. Tebliğ evrakının gönderilmesinde bu adreslerden tarih itibariyle tebligat yapacak makama en son bildirilmiş olan veya bu makamca tespit edilmiş olan adres nazara alınır. Yukarıda sayılan bilinen adreslere, tebligatın yapılamadığı durumda, vergi dairesi tebliğ edilmesi gereken belgeyi ilan yolu ile tebliğ ederek gereken yasal işlemleri yapar. Maddede de belirtildiği gibi, muhatabın adresi bilinmezse, posta veya memur vasıtası ile tebliğ yoluna başvurulmaksızın tebliğ, doğrudan doğruya ilan yoluyla yapılır. Ancak, son olarak bildirilmiş doğru adresin mevcut bulunması ya da bu adresin idarece tespit edilmiş olması halinde; söz kornısu adreslere posta veya memur eliyle tebliğ yapılmadan ilanen tebliğe gidilmez, gidilmiş ise, tebliğ hüküm ifade etmeyecektir. Muhatabın ilgili dairede bilinen adresi mevcut değilse ve tespiti de mümkün olamıyorsa veya muhatabın bilinen adresinden devamlı olarak ayrıldığı ve yeni adresininin de tespit edilemediği hallerde; posta veya memur eli ile tebliğe müracaatın herhangi bir yararı olmayacağından doğrudan ilanen tebliğe gidilebilecektir. Vergi dairesince mükelleflere yapılacak tebligatlarda veya yazışmalarda bilinen ve dikkate alınan en son adres, en yeni tarihli adrestir.
Mükellefin, adres değiştirdiğinin tespit olunması halinde, yeni adresinde tebliğe çalışılmadan, ilanen tebliğ yoluna başvurulamaz. Uygulamada, vergi tebliği yapılması gereken kişinin, hiç adres bildirmemiş olması durumunda; idare, mükellefin adresini tespit etmeye çalışmaktadır. İdarece de muhatabın adresinin tespit edilemernesi halinde, posta ya da memur eliyle tebliğ yoluna gidilmesine gerek görülmemekte ve tebliğ doğrudan ilan yoluyla yapılmaktadır. Konu ile ilgili Danıştay Kararları: 1 Dördüncü 1984 2115 1983 2952 15/05/1984 MÜkellefin bilinen adresinde olmadığırıın komşulardan birisi veya ihtiyar heyeti üyelerinden birisinin ya da zabıta (polis) memuru huzurunda tespit edilnesi gerekir. Böyle bir tespit yapılmadan sadece posta memurunun beyan ve ifadesine dayanılarak ilanen tebliğ yoluna gidilemez. Yedinci Daire 1991 1098 1987 3539 18/03/1991 Karar Özeti : İlan Yoluyla Yapılan Tebliğ Yükümlü Adresinin Meçhul Bulunması Halinde Başvurulacak Tebliğ Şekli Olduğundan, Koşullar Oluşturulmadan Yapılan İlanen Tebligatın Hükümsüz Sayılacağı Hk. Üçüncü Daire 1984 70 1983 1807 13/01/1984 Karar Özeti. İlanen Tebliğin Yapılabilmesi İçin Muhatabın Adresinin Bilinmemesi, Yanlış Veya Değişmiş Olması Sebebiyle Teblığ Zarfının Geri Gelmesi Halinde Mümkün Olup Tebliğin Konusu 10000 Lirayı Aşması Halinde İstanbul Ve Ankara'da Çıkan Bir Gazete İle Yayınlanması Gerektiği Hk. 2- Muhatabın Bilinen Adresinin Yanlış veya Değişmiş Olması ve Bu Yüzden Gönderilmiş Olan Mektubun Geri Gelmesi: VUK. nun 157. maddesi uyarınca, 101'inci maddede yazılı bilinen iş veya ikamet yeri adreslerini değiştiren mükellefler, yeni adreslerini vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Tebliğler de bu yeni adrese yapılır. Aynı kanunun 102 inci maddesi uyarınca da, mükellefin adres değişikliği nedeniyle, tebliğ memuru tebligatı yapamazsa, durumu zarf üzerine yazar ve mektup posta. idaresince derhal tebliği çıkaran merciye geri gönderilir. (VUK. Md. 102/2) Tebliğ evrakının geri gelmesi üzerine, başka bir anlatımla, muhatabın kayıtlara göre bilinen en son iş ve ikametgah adreslerine tebliğ evrakı posta veya memur vasıtası ile gönderilen tebliğ evrakı, adresin yanlış olması veya adres değişikliği nedeniyle evrak aynen iade edilmesinden sonra,.gerekli adres araştırması yapılır ve ilgili vergi dairesince, icra ve yoklama grubu marifetiyle veya gerektiğinde diğer vergi daireleri vasıtasıyla muhatabın yeni adresinin tespitinin araştırılması yapılır.yeni adres tespit edilirse tebligat oraya yapılır. Bütün bu çalışmalara rağmen,bir sonuç alınamaması halinde de, ilanen tebliğ yoluna gidilir. Muhatabın, hem işyeri hem de ikametgah adresi varsa, her ikisinin de mutlaka aranmış olması gerekir. Konu İle İlgili Danıştay Kararları: 2 Yedinci Daire 2004 444 2002 2386 24/02/2004 1 Danıştay gov.tr 2 Danıştay.gov.tr
Karar Özeti: İşe Başlama Ve İşi Terk Sırasında Vergi Dairesine Bildirdiği İş ve İkametgah Adreslerini, Başkaca Adres Bırakmadan Terk Ettiği Saptanan Mükelleflerin Adreslerinin Bilinemediğinin Kabulü Gerektiği; Bu Şekilde Tebliğ Edilmeyen Vergi ve Cezaların, İlanen Tebliği Yoluyla Kesinleştirilerek Ödeme Emri İle İstenilmesinde Kanuna Aykırılık Bulunmadığı Hk. Vergi Dava Da. 2000 163 2000 12 21/04/2000 Karar Özeti : Vergi Usul Kanununda Bilinen Adreslerden Sayılan İşi Terk Dilekçesinde Bildirilen Adreste Tebliğ Yoluna Gidilmeden İhbarnamelerin İlanen Tebliğinde Ve Alacak İçin Ödeme Emri Düzenlenmesinde Hukuka Uygunluk Bulunmadığı Hk. Danıştay, aşağıda özeti belirtilen kararında, mükellefin Almanya ya gitmesi nedeniyle beyannamesinde gösterdiği adresi değiştirmesi nedeniyle, bilinen adrese tebligatın yapılamaması nedeniyle ilanen tebligat yoluna gidilmesinin yasaya uygun olduğunu belirtmiştir. Dokuzuncu Da. 1982 2588 1980 1777 07/05/1982 Karar Özeti : Vergi Beyannamesinde Gösterilen Bilinen Adrese Yükümlünün Almanya'da Olması ve Adres Değişikliğini Bildirmemesi Nedeniyle Tebligat Yapılama Ması Üzerine Tebligatın İlanen Yapılmasında Ve Ödeme Emri Tanziminde Yasaya Aykırılık Bulunmadığı Hk. Birbaşka kararında da, askere gitmesi nedeniyle tebligat yapılamayan mükellefe ilan yoluyla tebliğyapılmasını, kıta adresini bildirmeyen mükellefin bu adresini arayıp bulma zorunluluğunun vergi dairesine yüklenemeyeceği gerekçesiyle yerinde bulmuştur. 3 Yukarıda yapılan açıklamalarda ve Danıştay kararlarında da görüleceği gibi, mükellefin adresinin titizlikle araştırılmadan ilanen tebliğ yoluna gidilmesi durumunda sırf tebliğin usulüne uygun yapılamaması nedeniyle, tarh edilen vergi ve ceza ile kesinleşmiş olan alacak ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun yapılamaması nedeniyle kamu alacağı mahkemece veya danıştayca ortadan kaldırılmaktadır. Yine, mükelleflerin dava açma ve temyiz haklarını kullanabilmeleri de aynı şekilde titiz davranılmasına bağlıdır. Bazen, hiç vergi borcu olmayan sadece takdir komisyonunun rutin kararları üzerine mükellef adına salınan. verginin ilan yoluyla tebliğ edildiği, düzenlenen ödeme emrine karşı da, çok kısa olan dava açma süresinin geçirilmesi nedeniyle kesinleşmesi ve mükellefin dava açamadığı ve borcu olmadığı halde, ödemek zorunda bırakıldığı görülmektedir. Ayrıca uygulamada,. bu konuda gerekli özen gösterilmeden ilanen tebligat yoluna başvurulması nedeniyle, yargı 'organlarınca bu tebliğlerin geçersiz sayılmakta ve pek çok kamu alacağının da zamanaşımına uğradığı görülmektedir. Tüm bu' sakıncalar gözönünde bulundurularak, gerek tebliği çıkaran mercilerin, gerekse tebliğ memurlarının bu konuda dikkatli olmaları gerekmektedir. İşyerinin geçici olarak kapalı olması halinde, aynı adrese ikinci kez gidilmeden ilanen tebliğ yapılamayacağı, Dnş. 7.nci Dairenin 15.11.1972 tarih ve E. 1971/1324, K. 1972/3795.sayılı kararında belirtilmiştir. 4 3 - Başkaca Nedenlerden Dolayı, Posta ile Tebliğ Yapılamaması: Vergi Usul Kanununda, tebliğin posta yoluyla ya da memur eliyle yapılmasına olanak bulunmadığı durumlarda ilanen tebliğ yoluna gidilebileceği hükme bağlanmış olmakla birlikte; madde metnindeki, başkaca sebepler deyiminin anlamı açıklanmamıştır. Örneğin, bilinen adrese gönderilen tebliğ evrakının, geçici ayrılma dolayısı ile geri gelmesi üzerine münasip bir süre sonra aynı adrese yeniden tebliğ çıkarılması ve evrakın gene geçici ayrılma nedeni ile geri gelmesi 3 Kızılot. a.g.e.sh: 886 4 Kızılot a.g.e. sh::887
durumunda, tebliğin ilan yoluyla yapılması gerekir. Burda da mükellefin işyeri ve ikametgah adresinin var olması halinde, iki adrese de iki defa tebliğ çıkarılması gereklidir. Başkaca sebeplere örnek olarak aşağıdaki olayları vermek mümkündür: a- Posta idaresi personelinin, grev nedeniyle mektup kabul etmemesinden dolayı tebliğ yapılamadığı durumlarda, ilanen tebligata gidilir. b- Bilinen adrese en az iki kez tebliğ evrakı gönderilmiş olmasına rağmen, tebligatın yapılamaması halinde, ilanen tebliğ yapılabilir. c- Mükellefin, bilinen adreslerine, çeşitli defalar gidilip de tebligat yapılamaması durumunda, ilanen tebliğe gidilmesi yasaldır. d-muhatabın iş yerinin grevde olması veya başka nedenlerle posta hizmeti verilmesinin mümkün olmaması, Konu ile ilgili Dnş. Üçüncü Dairesinin bir adet karar özeti aşagğıya alınmıştır. Üçüncü Daire 2001 2091 1999 3148 30/05/2001 Karar Özeti: Bilinen Adresinden Geçici Olarak Ayrılan Davacı Adına Düzenlenen Vergi Ceza İhbarnamelerinin 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 102. Maddesine Uygun Olarak Tebliğ Edilmemiş Olması Nedeniyle Ortada Kesinleşmiş Bir Amme Alacağının Varlığından Söz Edilemeyeceği Hk. 4 - Yabancı Ülkelerde Bulunanlara Tebliğ Yapılmasına Olanak Bulunmaması: Yabancı ülkelerde bulunanlara normal yolla tebliğ yapılmasına olanak bulunmayan hallerde de, ilan yoluyla tebliğ usulüne başvurulur. Yabancı bir ülkede geçici olarak bulunanlara ise, tebliğ normal koşullara göre ve posta ile yapılır. Ancak, zaman aşımının söz konusu olması ya da iki defa posta ile tebliğ evrakı gönderilmiş olmasına rağmen tebligat yapılamamış ise,ilanen tebligata gidilebilecektir. Bu konuda da, ilgili makamların titizlik göstermeleri, tebliğ evrakının ilgiliye ulaşmasını sağlamaya çalışmaları gerekir. Ancak bütün bunlara karşın tebliğ yapılması olanaksız olursa, ancak o zaman ilanen tebliğ yoluna başvurulmalıdır. Vergi tebliğleri açısından, uluslararasında yapılan ikili veya çok taraflı sözleşmeler uygulanmaktadır. VUK. Md. 103/ 4'e göre, ilan yoluylatebligat yapılabilmesi için, muhatabın yurt dışı adresi bilinmesine rağmen ona çeşitli nedenlerle tebligat yapılmasının olanaksızlığı sözkonusu olmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu nun 28 inci maddesine göre de Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malüm adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar. Bu nedenle, yurt dışında muhataba tebligat yapılamadığı anlaşılmadıkça, sözgelimi bu konuda başkonsolosluk yazısı gel meden, ilan yoluyla tebligata gidilemez. 5 -Diğer Nedenler: VUK. nun 103. maddesinin 3 nolu bendine göre, yukarıda belirtilen haller dışındaki diğer nedenlerle posta ile tebliğ yapılmasına olanak bulunmayan hallerde de, tebliğ ilan yoluyla yapılır. Başkaca nedenlerle, posta ile tebliğ olanaksızlığına örnek olarak şunlar gösterile bilir: a) Adres olarak gösterilen yere askeri hareket nedeniyle tebligat yapma olanaksızlığı, muhatabın bulunduğu yere posta idaresinin herhangi bir nedenle, örneğin salgın hastalık, tabii afet veya grev nedeniyle mektup kabul etmemesi halinde" tebliğ ilan yoluyla yapılabilir. b) Danıştay Yedinci Dairenin 15.10.1973 tarih, E.1972/151, K.1973/3004 sayılı bir kararında, posta ile bilinen adrese gönderilen tebliğ evrakının muhatabın çalışma saatleri içinde adresinde bulunmaması, bu yüzden
mektubunu posta idaresinden alması için ihbar yapılmış olması, buna rağmen 15 günlük bekleme süresi içinde posta idaresine başvurmaması ve bunun üzerine tebliğ evrakının tebliği çıkaran mercie iade edilmiş olması, 103 üncü maddenin 3 nolu bendi uyarınca ilanen tebliğ sebebi sayılmıştır. 5 c) Danıştay Dördüncü Dairesinin 15.10.1970 tarih, E. 1969/3496, K. 1970/4995 sayılı kararında, posta memurunca bilinen adresine dört defa gidildiği halde tebliğ yapılamayan bir mükellef hakkında, ilaneri tebliğ yoluna başvurulması uygun görülmüştür. 6 d) Danıştay Dördüncü Dairesinin 16.5.1973 tarih, E.1972/1002, K. 1973/147 sayılı kararında ise,, muhatabın, bilinen adresine posta memurunca iki defa ihbar kağıdı bırakıldığı halde, müracaat edip mektubu almaması, ilanen tebliğ için yeterli görülmüştür. 7 III-7061 SAYILI KANUNUN 18 İNCİ MADDESİYLE DEĞİŞİKLİK YAPILDIKTAN 1/1/2018 DEN SONRAKİ DÖNEMLERLE İLGİLİ UYGULAMA: A-Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller: 213 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 103- Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoluyla yapılır: 1. Muhatabın bu Kanunun 101 inci maddesi kapsamında bilinen adresi yoksa, 2. Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan bilinen adreste tebliğ yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa, 3. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa, 4. Başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa. 213 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi ile yapılan değişiklikle, bilinen işyeri adresinde tebliğ yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir yerleşim yeri adresi olmaması durumu ilanen tebliğ yapılacak haller arasına eklenmiştir. Buna göre muhatap tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen, yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adreslerinde tebliğ yapılamaması hâlinde, tebliğ evrakını gönderecek idare tarafından yapılan araştırma sonucunda muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir yerleşim yeri adresi bulunmazsa tebliğ ilan yoluyla yapılır. Öte yandan muhatabın 213 sayılı Kanunun 101 inci maddesi kapsamında bilinen adresinin olmaması, yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmaması ve başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmaması durumlarında da tebliğin ilan yoluyla yapılmasına devam olunacaktır. B- Adres Değişikliklerinin Bildirilmesi: 213 sayılı Kanunun 157 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 157-101 inci maddede yazılı bilinen iş yeri adreslerini değiştiren mükellefler, yeni adreslerini vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Maddede yapılan değişiklikle, mükelleflerin yerleşim yeri adresi değişikliklerini vergi dairesine bildirme zorunluluğu kaldırılmış olmakla birlikte, işyeri adreslerini değiştiren mükelleflerin yeni işyeri adreslerini vergi dairesine bildirme mecburiyeti devam etmektedir. 5 Özbalcı a.g.e sh. 303 6 Özbalcı a.g.e sh: 303 7 Kızılot a.g.e.sh: 887
C- Diğer Hususlar: 213 sayılı Kanunun 107 nci maddesi kapsamında tebliğlerin posta yerine memur vasıtasıyla yaptırılması durumunda da bu Tebliğdeki esaslara uyulur. 213 sayılı Kanunun 107/A maddesi ve 27/8/2015 tarihli ve 29458 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 456) kapsamında tebliğe elverişli elektronik adresi bulunanlara tebligatlar elektronik ortamda yapılmaya devam edilecektir. 8 8 485 No.Lu Vuk. Genel Tebliği