Fasulye Fidelerinin (Phaseolus vulgaris L.) Kök, Gövde ve Yaprak Büyümesi Üzerine Kadmiyum(Cd ++ ) ve Civa (Hg ++ ) nın Etkileri



Benzer belgeler
Fasulye Fidelerinin (Phaseolus vulgaris L. cv. Strike) Kök, Gövde ve Yaprak Büyümesi Üzerine Nikel (Ni +2 ) ve Krom un (Cr +3 ) un Etkileri

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE

BAZI DOMATES VE TÜTÜN GENOTİPLERİNDE KADMİYUM ETKİLERİNİ İNCELEYEN İSTATİSTİKSEL BİR ÇALIŞMA

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

Kahramanmaraş-Acı Biber (Capsicum annuum L.) Fidelerinde Mineral İçerik Üzerine Kadmiyumun Etkisi

Ayçiçeği (Helianthus annuus L.) Fidelerinde Kök, Gövde ve Yaprak İle Yaprak Disklerinin Absisik Asit Düzeyleri Üzerine Civanın (Hg ++ ) Etkileri

Ayçiçeği (Helianthus annuus L.) Fidelerinin Toplam Çözünebilir Protein, Prolin ve Klorofil Miktarları Üzerine Civa Klorürün (HgCl 2 ) Etkileri

Fasulye Fidelerinin (Phaseolus vulgaris L. cv. Strike) Pigment Đçeriği Üzerine Bazı Ağır Metallerin Etkileri

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

Araştırma Makalesi / Research Article

ÇİNKUR ÇEVRESİNDE YETİŞEN ELMA VE KAYISILARDA KURŞUN VE ÇİNKO KİRLİLİĞİNİN TESPİTİ. Şht Cengiz Timurcuoğlu İÖO Fen ve Teknoloji Öğretmeni

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Asetilsalisilik Asit in Mısır (Zea mays L.) Fidelerinde Büyüme ve Transpirasyon Hızı Üzerine Etkileri

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

Araştırma Makalesi/Article

INVESTIGATION OF THE EFFECTS OF HEAVY METAL POLLUTION IN BLACK SEA SEASIDE CAUSED FROM VEHICLES BY USING VERBASCUM SINUATUM L. (SCROPHULARIACEAE)

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü

BİTKİ KÖKLERİ VE KÖK GELİŞİMİ

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

EVDE BİYOTEKNOLOJİ. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 5. DERS

2012 FİKRİNE SAĞLIK PROJE YARIŞMASI PROJE ÖZETLERİ

ŞEKER BEGONYASI POLENLERİ ÜZERİNE BİR ÇÖZÜMLEME. Günnur ÖZDEMİR. Hacettepe Üniversitesi. İstatistik Bölümü

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü

HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER:

Doç.Dr. Ahmet DEMIRAK Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi, Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ASKORBİK ASİTİN(C VİTAMİNİ) MISIR BÜYÜMESİNE ETKİSİ

THE EFFECTS of Na 2 SO 4 TYPE SALT STRESS on Lycopersicon esculentum Mill. and Raphanus sativus L. DURING GERMINATION and SUBSEQUENT PHASES OF GROWING

ÖZEL EGE İLKÖĞRETİM OKULU

TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİYE GİRİŞ

FARKLI HUMİK ASİT DOZLARININ AYÇİÇEĞİNİN (Helianthus annuus L.) ÇIKIŞ VE FİDE GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Çevre İçin Tehlikeler

organik gübre

Tuz Stresi Altındaki Buğday Genotiplerinde Büyüme, Pigment İçeriği ve Çözünür Madde Kompozisyonunda Değişmeler I. ÖNCEL* Y.

Anadolu Doğa Bilimleri Dergisi 6 (Özel Sayı 2): , 2015 (Journal of Anatolian Natural Sciences)

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

Elazığ İlinde Bir Maden Sahasından Kaynaklanan Sızıntı Sularının Maden Çayına Etkisi: II. Diğer Parametreler

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

BİTKİ DOKU KÜLTÜRLERİ. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 2.

cakl k A r Metal (Cr ve Cu) Etkile imlerinin Bu day Fidelerinde Büyüme ve Katalaz Aktivitesi Üzerine Etkileri

ANTHIRHINUM(ASLANAĞZI) YETİŞTİRİCİLİĞİ

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri

12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA

Ceyhan HACIOĞLU, Elif ÖZTETİK. Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü ESKİŞEHİR

ŞEFKAT KOLEJİ İMFO SINIF FEN SORULARI

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri

MESS Entegre Geri Kazanım ve Enerji San. ve Tic. A.Ş.

ANADOLU ÜNivERSiTESi BiliM VE TEKNOLOJi DERGiSi ANADOLU UNIVERSITY JOURNAL OF SCIENCE AND TECHNOLOGY CiltNol.:1 - Sayı/No: 1 : (2000)

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller

Tohumların saklanması sırasındaki rutubet içerikleri %5-14 arasında değişmekle birlikte, genel olarak %8-10 civarına düşmektedir.

Amaranthus Türlerinin in vitro Çimlenmesi Üzerine Farklı Tuz Düzeylerinin Etkisi. Cenap CEVHERİ, Çiğdem KÜÇÜK

Kök Salgıları. Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir.

ELEKTROLİTİK TOZ ÜRETİM TEKNİKLERİ. Prof.Dr.Muzaffer ZEREN

ADIM ADIM BELLİS(ÇAYIR GÜZELİ) YETİŞTİRİCİLİĞİ

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı

KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ

ELEKTRONİK ATIKLARDAN BAZI METALLERİN GERİ KAZANIMI

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ; Kapsam Parametre Metot Adı Metot Numarası ph Elektrometrik metot TS EN ISO 10523

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını

1. B HÜCRELER N YAPISI ENZ MLER VE LEVLER

SU NUMUNELERİNİN LABORATUVARA KABUL MİKTARLARI, SAKLAMA KOŞULLARI VE SÜRELERİ

ADIM ADIM LEUCANTHEMUM GRAND(MARGARİT)YETİŞTİRİCİLİĞİ

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

Temiz Su Test Raporu No a

BÖLÜM 10 ORGANİK MADDELERİN TAŞINIMI

BİTKİ BESİN ELEMENTLERİ BİTKİ BESİN ELEMENTLERİ, TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

DENİZ BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

Hazırlayan: Ramazan YILDIRIM

- Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR

Aktif ve pasif iyon alımı

POSİDONİA ( DENİZ ÇAYIRI) GÜBRESİ

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ;

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

KADMİYUM İÇEREN ATIK SULARIN İLERİ ARITIMINDA SU MERCİMEĞİ (LEMNA MINOR) BİTKİSİNİN KULLANILMASI *

HYDROTERMAL YÖNTEMİYLE NİKEL FERRİT NANOPARTİKÜLLERİN SENTEZİ VE KARAKTERİZASYONU

12. SINIF KONU ANLATIMI 9 BİTKİSEL DOKULAR MERİSTEM

Diğer sayfaya geçiniz YGS / FEN. 28. Aşağıdaki şekilde, insandaki bazı endokrin bezler numaralandırılmıştır.

Suyun Fizikokimyasal Özellikleri

BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 7.sınıf

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Transkript:

C.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Fen Bilimleri Dergisi (2003)Cilt 24 Sayı 1 Fasulye Fidelerinin (Phaseolus vulgaris L.) Kök, Gövde ve Yaprak Büyümesi Üzerine Kadmiyum(Cd ++ ) ve Civa (Hg ++ ) nın Etkileri Fikriye KIRBAĞ ZENGİN* Ömer MUNZUROĞLU* *Fırat Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 23119, Elazığ, TÜRKİYE, omunzuroglu@firat.edu.tr Received;29.09.2003, Accepted;23.03.2004 Özet: Fasulye fidelerinin kök, gövde ve yaprak büyümesi üzerine civa (HgCl 2 ) ve kadmiyum (CdCl 2.H 2 O) un etkileri araştırıldı. Bir haftalık fasulye fideleri 10 gün boyunca Hoagland solüsyonuyla hazırlanmış farklı konsantrasyonlardaki ağır metal tuzu çözeltilerine maruz bırakıldı. Civa ve kadmiyum uygulaması fidelerin kök, gövde ve yaprak büyümesini önemli oranlarda engelledi. Bu ağır metallerin konsantrasyonlarındaki artış ile kök, gövde ve yaprak büyümesinin inhibisyon oranı arasında bir paralellik görüldü. Fidelerin ağır metale maruz kalma süresinin uzaması kök, gövde ve yaprak büyümesindeki azalmanın daha fazla olmasına yol açtı. Kadmiyum ve civa stresine kök büyümesinin daha duyarlı olduğu, bunu gövde ve yaprak büyümesinin takip ettiği görüldü. Bu iki ağır metalden civanın kadmiyuma göre daha toksik olduğu belirlendi. Sonuçlar istatistik açıdan p<0.05 ve p<0.01 düzeylerinde önemli bulundu. Anahtar kelimeler: Büyüme, civa, fasulye fideleri, kadmiyum Effects of Cadmium (Cd ++ ) and Mersury (Hg ++ ) on the Growth of Root, Shoot and Leaf of Bean (Phaseolus vulgaris L.) Seedlings Abstract: The effects of mercury (HgCl 2 ) and cadmium (CdCl 2.H 2 O) treatments as of chloride salts on the root shoot and leaf growth of the bean seedling were investigated. A week old bean seedlings were exposed to solutions of heavy metal salts at different concentrations Hoagland solution for 10 days 64

Mercury and cadmium treatments significantly inhibited the growth of root, shoot and leaves of seedlings. A correlation was observed between increases in the concentration of these heavy metals and inhibition of root, shoot and leaf growth. Longer exposure time to heavy metals of seedling lead to more decreasing of root, shoot and leaf growth. It was determined that mercury and cadmium stress is more sensitive the root growth, followed shoots and leaf growth. One of the two heavy metals, mercury was determined more toxic than cadmium. The results were found to be statistically significant (p<0.05 and p<0.01). Key words: Bean seedlings, cadmium, grown, mercury 1. Giriş Toprak, su ve havada değişik oranlarda bulunabilen ağır metaller belirli konsantrasyonun üzerinde kirliliğe yol açarlar. Ağır metallerin çevrede yaygın bir şekilde birikmesi, tüm canlılar için boyutları giderek artan bir tehlike oluşturmaktadır. Çevreyi kirleten bütün unsurlar bitkilerde strese neden olur. Stres ise bitkilerin fizyolojisini etkiler, onları genetik potansiyellerini değiştirir, verimliliklerini kısıtlar ve ölümlerine yol açarak büyük oranlarda ürün kayıpları meydana getirir. Ağır metal kirliliğinin çeşitli nedenleri vardır. Bunlar antropojenik veya doğal kaynaklı olabilir. Endüstriyel faaliyetler, motorlu taşıtların egzoz gazları, maden yatakları ve işletmeleri, volkanik faaliyetler, tarımda gübreleme ve ilaçlama gibi pek çok etken ağır metal kirliliğinin nedenleri arasında yer alır. Ağır metallerin özellikle belirli dozlardan itibaren bitkilerdeki fizyolojik fonksiyonları ve biyokimyasal olayları direkt veya dolaylı olarak etkilediği bilinmektedir. Bitki dokularında ağır metal birikimi fazla olursa mineral besin alımı [1], transpirasyon [2], fotosentez [3], enzim aktivitesi [4], nükleik asit yapısı [5], klorofil biyosentezi [6] ve çimlenme [7] gibi çok sayıda olay olumsuz yönde etkilenir. Bunlara membranlarda hasar [8], hormon dengesinin bozulması, su ilişkisinin değişmesi gibi fizyolojik olaylar da eklenebilir. Ağır metallerin kök, gövde ve yaprak büyümesi üzerine önemli etkiler yaptığı çok sayıda çalışmayla tespit edilmiştir. Mesela Phaseolus vulgaris bitkisine 48 saat süreyle 3 µm Cd uygulanmış ve yaprak hücrelerinde genişlemenin engellendiği, hücre duvarı elastikiyetinin azaldığı görülmüştür [2]. Ağır metaller içerisinde sınıflandırılmayan, fakat bitkilerde önemli toksik etkileri olduğu bilinen alüminyumun hücre duvarındaki pektinin karboksil gruplarına bağlanarak hücre duvarının uzama kabiliyetini ve elastikiyetini azalttığı bildirilmiştir [9]. 4000 µg Cu L -1 uygulanan 2 65

yıllık Pinus resinosa bitkilerinde solgunluk ve köklerde kahverengileşme olduğu, lateral kök gelişiminin engellendiği ve kontrollere göre kuru ağırlıklarının %30 azaldığı rapor edilmiştir [10]. 4000 µg Cu uygulanan Lonicera tatarica fidelerinin ağırlıklarında kontrollere göre %75 oranında azalma görülmüştür [11]. Yüksek konsantrasyonda çinko katyonu bitkilerin kök uzamasını engellemiş [12], klorozis ve nekrozise sebep olmuştur [13]. Kadmiyumun nekrosize, krom ve çinkonun ise klorozise yol açtığı [13] belirlenmiştir. Mangan Glycine wightti bitkisinin gelişen genç yapraklarında şekil bozukluklarına, yaprak yüzeyinde nekrotik bölgelerin oluşmasına, özellikle yaprak yüzeyinin üst kısmındaki orta ve yan damarların sertleşerek kahverengileşmesine ve nekrozise sebep olmuştur [14]. Ağır metal stresinin bitkilerdeki metabolik olayları nasıl etkilediğini açıklığa kavuşturmak, ayrıca bitkilerin bu kirleticilere karşı hangi tepkiler verdiğini ve hangi uyum mekanizmalar geliştirdiğini belirlemek oldukça önemlidir. Problemin boyutu bu durumda daha iyi anlaşılabilir. Bu da alınacak önlemlerin ve gelecekle ilgili yapılacak planlamaların daha sağlıklı olmasını sağlar. Bu çalışmada fasulye (Phaseolus vulgaris L.) fidelerine klor tuzları şeklinde uygulanan civa ve kadmiyum gibi ağır metal katyonlarının (HgCl 2 ve CdCl 2.H 2 O) kök, gövde ve yaprak büyümesi üzerindeki etkileri belirlenmeye çalışıldı. Ayrıca bu iki ağır metalin belirtilen parametreler açısından birbiriyle karşılaştırma yapılarak toksisite dereceleri tespit edildi. 2. Materyal ve Metot 2.1. Materyalin temini Araştırmalarımızda bitkisel materyal olarak fasulye (Phaseolus vulgaris L.) tohumlarının çimlendirilmesiyle geliştirilen bir haftalık fideler, ağır metal olarak civa (Hg ++ ) ile kadmiyum(cd ++ ) un klor tuzları (HgCl 2 ve CdCl 2.H 2 O) kullanıldı. Fasulye tohumları Elazığ Tarım İl Müdürlüğü Çiftçi Eğitim ve Yetiştirme Şubesi nden, ağır metaller Merck firmasından temin edildi. Ağır metallerin stok solüsyonları, ph sı 6.8 olan musluk suyu ile hazırlandı. Stok solüsyonların seyreltilmesinde Hoagland (SIGMA) solüsyonu kullanıldı. 66

2.2. Fidelerin yetiştirilmesi ve ağır metal uygulanması Fidelerin yetiştirilmesi sırasında, ilk önce saptanacak parametrenin her bir ağır metal konsantrasyonu için 300 adet fasulye tohumu alındı ve 2 dakika süreyle 0.001 M HgCl 2 de bekletilerek steril edildi [12]. Daha sonra 15-20 dakika saf su ile yıkanan tohumlar 500 ml lik bir behere konularak üzerine 250 ml musluk suyu ilave edildi ve 24-25 o C lik karanlık ortamda 7 saat süreyle şişmeye bırakıldı. Bu sürenin sonunda şişme ortamından çıkarılan tohumlar, içerisine çift katlı filtre kağıdı döşenmiş ve 10 ml musluk suyu ile ıslatılmış 11 cm çapındaki petrilerin her birine 10 ar adet gelecek şekilde ekildi. Ekimden hemen sonra kapağı kapatılan petriler 24-25 o C lik karanlık iklim dolabına kaldırılarak çimlenmeye bırakıldı. Bu arada içleri dere kumu ile doldurulan 13,5-14 cm çapında ve 13 cm derinliğinde plastik saksılar hazırlandı. Dere kumu saksılara aktarılmadan önce elendi, çeşme suyu ile yıkandı ve içerisinde HCl bulunan küvetlerde 2 gün tutuldu. Daha sonra iki defa çeşme suyu, 1 defa da saf su ile yıkanan kum 400 o C lik etüvde yakılarak, tüm organik maddelerinden arındırıldı. Her bir ekim işleminde, önceki ekimden kalan kum birkaç defa çeşme suyu ve bir defa da saf su ile yıkandıktan sonra 150 o C de kurutuldu [15]. Etüve kaldırıldıktan yaklaşık 55 saat sonra, çimlenmiş ve radikula uzunlukları 2-2,5 cm ye ulaşmış tohumlardan bu saksılara ekim yapıldı. Ekim her bir saksıya 8 adet çimlenmiş tohum gelecek şekilde planlandı. Bundan sonra saksılar sera koşullarına alınarak fideler büyümeye bırakıldı. Sera koşulları; ışık için 3500 lüx, sıcaklık için 24-25 o C, fotoperyot 16 saat ışık, 8 saat karanlık (uzun gün) olacak şekilde düzenlendi. Bu koşullarda bekletilen her saksı gün aşırı 50 ml musluk suyu ile sulandı. Sera koşullarında büyütülen bu fidelerden, tohumların ıslatılmasından itibaren başlayan zaman diliminin 5. gününde sağlıklı büyüme göstermeyenler elimine edildi. Bu seleksiyondan 2 gün sonra, yani bir haftalık olan homojen görünüme sahip fideler alınarak ağır metal çözeltilerine konuldu. Yapılan ön denemelerde civa ve kadmiyumun toksisite dereceleri arasında önemli farklılıklar görüldüğünden, bu iki ağır metalin farklı konsantrasyonları kullanıldı. Bu işlem için önce civanın (HgCl 2 ) ve kadmiyumun (CdCl 2.H 2 O) 2 mm stok çözeltileri hazırlandı. Bu stok çözeltilerden civa ve kadmiyum için sırasıyla 0.02, 0.04, 0.06 ve 0.05, 0.06, 0.08 mm konsantrasyonlarında çözeltiler elde edildi. Stok çözeltilerden seyreltme işlemi Hoagland besin solüsyonu kullanılarak yapıldı. Daha sonra 500 ml lik alüminyum folyo ile kaplı kavanozlara, her ağır metalin 67

3 konsantrasyonundan 200 er ml (kontrol için Hoagland solüsyonu) bırakıldı. Yetiştirilen 7 günlük fasulye fideleri saksılardan alınarak kökleri musluk suyunda iyice yıkandı. Bu fidelerden, her bir ağır metal konsantrasyonu için 10 ar adet (her kavanoza iki fide olacak şekilde) sünger kapaklar yardımıyla kavanozlara yerleştirildi ve 10 gün boyunca sera koşullarında büyümeye bırakıldı. Bu süre içerisinde, gün aşırı olacak şekilde, fidelerin kök ve gövde boylarıyla yaprak alanları tespit edildi. 2.2.1. Fidelerde kök-gövde boyu ve yaprak alanının tespiti 2.2 de anlatıldığı gibi yetiştirilen bir haftalık fasulye fidelerinin her biri işaretlendikten ve kök, gövde uzunluklarıyla yaprak alanlarına ait ilk ölçümler alındıktan sonra kavanozlardaki solüsyonlara zedelenmeden yerleştirildi. Fidelerin kök ve gövde uzunlukları milimetrik bir cetvel yardımıyla, yaprak alanları ise Munzuroğlu [16] da anlatılan yöntemle belirlendi. 10 gün boyunca koşulları yukarıda belirtilen serada büyümeye bırakılan fidelerin bu üç özelliği gün aşırı belirlenerek sonuçlar kaydedildi. 2.3. İstatistik analizler Bütün deneyler 3 defa tekrar edildi. Her deney derisinde 20 adet fide kullanıldı. Sonuçlar ortalamanın standart hatası alınarak ve varyans analizi yapılarak istatistik analize tabi tutuldu. Varyans analizi bilgisayarda SPSS 10.0 Windows programı kullanılarak çoklu karşılaştırma testi ile p<0.05 ve p<0.01 önem seviyelerinde yapıldı. 3. SONUÇLAR Civa ve kadmiyum tuzlarının fasulye fidelerinin kök ve gövde uzunluklarıyla yaprak alanları üzerindeki etkileri şekiller 1-6 da özetlenmiştir. Görüldüğü gibi her iki ağır metal de fidelerin kök, gövde ve yaprak büyümesini önemli oranlarda (p<0.05, p<0.01) azaltmıştır. Civa On gün süreyle 0.02, 0.04 ve 0.06 mm civa tuzu içeren Hoagland solüsyonlarında büyütülen fasulye fidelerinin primer kök uzunlukları uygulamanın ikinci gününde kontrol bitkilerine göre, sırasıyla, %24.86, %25.39 ve %25.56 oranlarında daha az olmuş (Şekil 1) ve bu değerler p<0.05 düzeyinde önemli 68

bulunmuştur. Deney gruplarının kendi aralarında istatistik olarak (p>0.05) bir farklılık görülmemiştir. On günlük uygulama süresinin sonunda yapılan ölçümler 0.02, 0.04 ve 0.06 mm HgCl 2 solüsyonlarının fidelerin kök uzunluğunu kontrol bitkilerine göre, sırasıyla %43.11, %46.62 ve %50.42 oranlarında azalttığını p<0.05) göstermiştir. Ayrıca deney gruplarının kendi aralarında önemli sayılabilecek farklılıkların olduğu (p<0.05) tespit edilmiştir. 60 Kontrol 0.02 mm 0.04 mm 0.06 mm 50 Büyüme (uzama) %' si 40 30 20 10 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Günler Şekil 1. 10 gün süreyle farklı konsantrasyonlardaki civa tuzu (HgCl 2 ) na maruz bırakılan fasulye fidelerinin, günaşırı primer kök büyüme (uzama) oranları Fasulye fidelerinin gövde uzunluklarını 0.02, 0.04 ve 0.06 mm HgCl 2 konsantrasyonları uygulamanın ikinci gününde kontrol bitkilerine göre, sırasıyla %17.38, %20.48 ve %21.12 oranlarında; uygulamanın onuncu gününde yine kontrol bitkilerine göre ve sırasıyla %38.78, %40.59 ve %42.65 oranlarında azaltmış (Şekil 2) ve bu değerler istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Ayrıca bu parametre açısından genel olarak deney gruplarının kendi aralarında önemli sayılabilecek farklılıkların olduğu (p<0.05) ortaya çıkmıştır. 0.02, 0.04 ve 0.06 mm civa tuzu içeren Hoagland solüsyonlarıyla büyütülen fasulye fidelerinin primer yaprak alanları uygulamanın ikinci gününde kontrollere göre, sırasıyla %1.22, %4.03 ve %4.23 oranlarında daha az artmış, fakat bu değerler istatistik açıdan önemli bulunmamıştır (p>0.05). On günlük uygulama süresinin sonuna doğru bu ağır metalin yaprak büyümesi 69

üzerindeki engelleyici etkisi daha belirgin olarak kendini göstermiştir (p<0.05). Mesela uygulamanın onuncu gününde 0.02, 0.04 ve 0.06 mm HgCl 2 uygulanan fidelerin yaprak büyümeleri (alanları) kontrol bitkilerine göre, sırasıyla %27.27, %29.44 ve %32.57 oranlarında az olmuştur (p<0.05). 250 Kontrol 0.02 mm 0.04 mm 0.06 mm Büyüme (uzama) %' si 200 150 100 50 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Günler Şekil 2. 10 gün süreyle farklı konsantrasyonlardaki civa tuzu (HgCl 2 ) na maruz bırakılan fasulye fidelerinin, günaşırı gövde büyüme (uzama) oranları Primer yaprak alanı artışı (%)' s 250 200 150 100 50 Kontrol 0.02 mm 0.04 mm 0.06 mm 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Günler Şekil 3. 10 gün süreyle farklı konsantrasyonlardaki civa tuzu (HgCl 2 ) na maruz bırakılan fasulye fidelerinin, günaşırı belirlenen yaprak alanı artış yüzdeleri. 70

Kadmiyum Kadmiyumun kök, gövde ve yaprak büyümesi üzerine olan etkileri Şekiller 4-6 da verilmiştir. Bu şekillerden de görüleceği üzere kadmiyum konsantrasyonlarındaki artış ile kök, gövde ve yaprak büyümesinin inhibisyonu arasında pozitif bir korelasyon vardır. Bu ağır metalin kök, gövde ve yaprak büyümesi üzerindeki inhibitif etkileri uygulamanın sonuna doğru daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. 60 Kontrol 0.05 mm 0.06 mm 0.08 mm 50 Büyüme (uzama) %' si 40 30 20 10 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Günler Şekil 4. 10 gün süreyle farklı konsantrasyonlardaki kadmiyum tuzu (CdCl 2.H 2 O) na maruz bırakılan fasulye fidelerinin, günaşırı primer kök büyüme (uzama) oranları 0.05, 0.06 ve 0.08 mm kadmiyum tuzu içeren Hoagland solüsyonlarında büyümeye terk edilen fasulye fidelerinin primer kök büyümeleri (uzunlukları) uygulamanın ikinci gününde kontrollere göre, sırasıyla %21.71, %22.59 ve %24.43 oranlarında daha az olmuş ve bu değerler önemli (p<0.05) bulunmuştur. Bu fark uygulamanın sonuna doğru daha da artmıştır. Mesela uygulamanın onuncu gününde 0.05, 0.06 ve 0.08 mm CdCl 2.H 2 O uygulanan fidelerin primer kökleri kontrollere göre, sırasıyla %38.12, %38.67 ve %40.21 oranlarında daha az uzamıştır (p<0.01). Bu parametre açısından genel olarak deney gruplarının kendi aralarında önemli sayılabilecek bir farklılık ortaya çıkmamıştır (p>0.05). 71

250 Kontrol 0.05 mm 0.06 mm 0.08 mm 200 Büyüme (uzama) %' si 150 100 50 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Günler Şekil 5. 10 gün süreyle farklı konsantrasyonlardaki kadmiyum tuzu (CdCl 2. H 2 O) na maruz bırakılan fasulye fidelerinin, günaşırı gövde büyüme (uzama) oranları 0.05, 0.06 ve 0.08 mm CdCl 2.H 2 O uygulanan fasulye fidelerinin gövde büyümeleri (uzunlukları) uygulamanın ikinci gününde kontrol bitkilerine göre, sırasıyla %15.27, %15.68 ve %17.56 oranlarında; uygulamanın onuncu gününde yine kontrol bitkilerine göre ve sırasıyla %32.48, %32.92 ve %35.05 oranlarında daha az gerçekleşmiş ve bu değerler istatistik olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Ayrıca bu parametre açısından genel olarak deney gruplarının kendi aralarında önemli sayılabilecek farklılıkların olduğu (p<0.05) ortaya çıkmıştır. 0.05, 0.06 ve 0.08 mm kadmiyum tuzu içeren Hoagland solüsyonlarında büyütülen fidelerin primer yaprak alanları uygulamanın ikinci gününde kontrol bitkilerine göre, sırasıyla %1.63, %1.83 ve %2.64 oranlarında daha az artmış (Şekil 6.), fakat bu değerler istatistik açıdan önemli bulunmamıştır (p>0.05). On günlük uygulama süresinin sonuna doğru bu ağır metalin yaprak büyümesi üzerindeki engelleyici etkisi daha açık şekilde kendini göstermiştir (p<0.05). Uygulamanın onuncu gününde 0.05, 0.06 ve 0.08 mm CdCl 2.H 2 O uygulanan fidelerin yaprak büyümeleri kontrol bitkilerine göre sırasıyla %23.91, %25.60 ve %30.17 oranlarında daha az gerçekleşmiş ve bu değerler önemli (p<0.05) bulunmuştur. Ayrıca deney gruplarının kendi aralarında da farklılıkların olduğu görülmüştür (p<0.05). 72

250 Kontrol 0.05 mm 0.06 mm 0.08 mm Primer yaprak alanı artışı (%)' si 200 150 100 50 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Günler Şekil 6. 10 gün süreyle farklı konsantrasyonlardaki kadmiyum tuzu (CdCl 2.H 2 O) na maruz bırakılan fasulye fidelerinin, günaşırı belirlenen yaprak alanı artış yüzdeleri. TARTIŞMA VE SONUÇ Elde ettiğimiz bulgulara göre civa ve kadmiyumun klor tuzları fasulye fidelerinin kök, gövde ve yaprak büyümelerini önemli oranlarda engellemiştir. Her iki ağır metalin konsantrasyonundaki artış ile kök, gövde ve yaprak büyümesinin inhibisyonu arasında pozitif bir korelasyon gözlenmiştir. Fideleri civa ve kadmiyuma maruz bırakma periyodunun sonuna doğru kök, gövde ve yaprak büyümelerindeki azalma çok daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır (p<0.01). Civa ve kadmiyum birbiriyle kıyaslandığında civanın daha toksik olduğu tespit edilmiştir. Kök büyümesinin metal toksisitesine daha duyarlı olduğu, bunu gövde ve yaprak büyümesinin takip ettiği anlaşılmıştır. Civa ve kadmiyum için tespit ettiğimiz bu sonuçlar daha önce farklı bitki türleri için belirlenen çok sayıdaki bulguyla uyum içerisindedir. Mesela kadmiyum ve civanın Vigna unguiculata L. var. Pusa falguni bitkisinde kök ve gövde büyümesine engel olduğu [17]; kadmiyum, bakır, kurşun ve çinkonun Sorghum bicolour L. bitkisinde konsantrasyona bağlı olarak kök ve gövde gelişimini azalttığı [18] tespit edilmiştir. Oryza sativa L. cv. Bahia da kadmiyum ile nikelin kök ve gövde uzunluğunu [19]; Brassica juncea fidelerinde çinkonun gövde uzunluğunu [20]; Zea mays L. Dekalp cv. 73

Sponsor bitkisinde kadmiyumun kök ve gövde uzunluğunu [21] azalttıkları bildirilmiştir. Kadmiyumun Pinus pinea ve P. pinaster fidelerinde kök uzunluğunu engellediği [22]; bakır konsantrasyonundaki artışın Oryza sativa L. cv.safari bitkisinde gövde uzunluğunu azalttığı [23] rapor edilmiştir. Ağır metal stresinden kök büyümesinin gövde ve yaprak büyümesine göre daha fazla etkilenmesi normal bir durumdur. Çünkü ortamdaki solüsyonla doğrudan temasta olan yapılar köklerdir. Bitkilerin ağır metal stresini hafifletmek için çeşitli tolerans ve direnç mekanizmaları geliştirdiği, bunlardan bir tanesinin metalin köklerde tutulması ve gövdeye dağılımının engellenmesi olduğu rapor edilmiştir [24]. Metallerin köklerde tutulup biriktirilmesi köklerin morfolojisinin, anatomisinin ve büyümesinin diğer organlara göre çok daha fazla etkilemesi sonucunu beraberinde getirir. Metallerin farklı mekanizmalarla kök, gövde ve yaprak büyümesine engel olduğu, bu durumun bitki türüne ve gelişme şartlarına göre değiştiği bilinmektedir. Mesela alüminyum kök hücre bölünmesini [25]; çinko, bakır ve kurşun kök hücre uzamasını [26] engellemek suretiyle büyümeye ket vurur. Allium cepa köklerinde yapılan çalışmalar [27] alüminyumun nükleik asitlere bağlanarak sitokinezi engellediğini göstermiştir. Zea mays bitkisinde yapılan bir çalışmada alüminyumun kök kaliptrasındaki polisakkarit metabolizması ve golgi aktivitesi üzerine etkisi nedeniyle kök hücre bölünmesini engellediği bildirilmiştir [28]. Alüminyumun bir buğday varyetesinin kök hücrelerinde DNA replikasyonu ve hücre bölünmesini azalttığı ve dolayısıyla kök büyümesini engellediği ileri sürülmüştür [29]. Sonuç olarak; civa ve kadmiyum fasulye fidelerinin kök, gövde ve yaprak büyümesini önemli oranlarda inhibe etmiştir. Bu iki ağır metalden civa kadmiyuma göre bu organların büyümesini daha fazla engellemiştir. Kaynaklar [1] G. Ouzounidou, E.P. Eleftheriou, S. Karataglis, Canadian Journal of Botany. 1992, 70, 947-957. [2] C.H.Poschenrieder, B. Gunse, J. Barcelo, Plant Physiol. 1989, l90, 1365-1371. [3] F.C. Lidon, J. Ramalho, F.S. Henriques, Plant Physiol. 1993, 142, 12-17. [4] S. Nussbaum, D. Shemutz, C. Brunold, Plant Physiology 1988, 88, 1407. [5] S. Doncheva, B. Nicolov, V. Ogneva, Physiol. Plantarum 1996, 96, 118-122. 74

[6] B.V. Somashekaraiah, K. Padmaja, A.R.K. Prasad, Physiol. Planarum 1992, 85, 85-89. [7] Ö Munzuroğlu, H. Geçkil, Environ. Cont. and Toxi. 2002, 43, 203-213. [8] C.D. Kennedy, F.A.N. Gonsalves, J. Exp. Bot.1987, 38, 800-817. [9] H. Matsumoto, E. Hirasawa, H. Torika, E. Takahashi, Plant Cell Physiol. 1976, 17, 127-137. [10] A.M.B. Phalsson, Water, Air, Soil Pollut. 1989, 47, 287-319. [11] E.L. Heale, D.P. Ormrod, Can. J.Bot. 1982, 60, 2674. [12] T.V.S. Sresty, K.V. Madhova, Env. and Exp. Bot. 1999, 41, 3-13. [13] M. Delgado, M. Bigeriego, E. Guardiola, Wat. Res 1993, 27 (2), 269-272. [14]. C.S. Andrew, H.J. Pieters, CSIRO Australian Div. Trop. Agron. Tech 1976, 18, 1-12. [15]. A.D. Rovira, Plant and Soil 1956, 2, 178-193. [16] Ö. Munzuroğlu, F.Ü. Fen ve Müh. Bilimleri Dergisi 1999, 11 (1), 67-75. [17] S. Nagoor, J. of Phy. Research 1997, 10, 31-34. [18] B.R. Pandit, P.G. Prasannakumar, Pollut. Res.1999, 18, 459-466. [19] J.L. Moya, R. Ross, I. Picazo, Photosynthesis Research 1993, 36, 75-80. [20] K.V.S.K. Prasad, S.P. Paradha, P. Sharmila, Environ. and Exp. Bot.1999, 42, 1-10. [21] N. Rascio, F.D. Vecchia, M. Ferretti, L. Merlo, R. Ghisi, Arch. Environ. Contam. Toxicol 1993, 25, 244-249. [22] I. Arduini, D.L. Godbold, A. Onnis, Physiol. Plant 1994, 92, 675-680. [23] F.C. Lidon, F.S. Henriques, Environ Exp Bot. 1998, 39, 197-202. [24] J.C. Fernandes, F.S. Henriques, The Bot. Rev 1991, 57, 246-273. [25] J.B. Hanson, Advances in Plant Nut., New York 1984, p.149-248. [26] S.D. Lane, E.S Martin, J.P. Garrod, Planta 1978, 144, 79-84. [27] S. Morimura, E. Takahashi, H. Matsumoto, Z. Pflanzenphysiol. 1978, 88, 395-401. [28] R.J. Bennet, C.M. Breen, V. Bandu, S. Afr. J. Bot. 1985, 51, 363-370. [29] S. Zhengua, J. Wang, H. Guan, J. of Plant Nut. 1993, 16, 2135-2148. 75