MEVZUATTAKİ GELİŞMELER 33
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) TARİH : 01.12.2008 SAYI : B.07.1.GİB.4.34.16.01/GVK/70-25141 KONU : Hisseli gayrimenkulün kiraya verilmesi halinde, kira tutarlarının hissedarlardan biri adına hesap açılmasının 268 seri no.lu Gelir Vergisi GT uyarınca mümkün olup olmadığı hk.. İLGİ :.10.2008 tarihli dilekçeniz. İlgide kayıtlı dilekçenizde hissedarlı gayrimenkullerin kiraya verilmesinde, kira ödemesinin hissedarlardan biri adına yapılıp yapılan tahsilatın hissedarlar adına aktarma yapılmasında 268 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca bir sakıncanın olup olmadığı sorulmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu nun 70.maddesinde; Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır. 1 - Arazi, bina (döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir.) hükmü yer almaktadır. Yukarıda bahsedilen, mal ve hakların sahiplerinden kasıt; hem malik hem de hak deyiminin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Gerek maddi gerekse gayrimaddi hak üzerinde mülkiyeti olanları kapsar. Türk Medeni Kanunu na göre gayrimenkuller üzerindeki sahiplik ise tapuya tescil ile meydana gelir. Diğer taraftan, 29.07.2008 tarih ve 26951 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 268 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliğ i ile işyeri ve konut kiralama işlemlerine ilişkin yapılacak tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin olarak açıklamalara yer verilmiştir. Tebliğin Tevsik Zorunluluğunun Kapsamı başlıklı 1. maddesinde; Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden, - Konutlarda, her bir konut için aylık 500 YTL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin, - İşyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların 34
kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 1/11/2008 tarihinden itibaren banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir. 2. Tevsik Zorunluluğu Getirilen İşlemlerde Belge Düzeni Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden 7.9.1995 tarih ve 22397 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 243 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, 8.1.1996 tarih ve 22577 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 246 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bankalara düzenleme zorunluluğu getirilen, dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsik edilme zorunluluğu uygulaması eskiden olduğu gibi devam edecektir. Önceki bölümde belirtilen banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle, para yatırma veya havale, çek veya kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinden bu belgeler tevsik edici belge kabul edilecektir. Bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatlar da aynı kapsamdadır.. denilmektedir. Yukarıdaki açıklamalara göre, gayrimenkullerin mesken ve işyeri olarak kiraya verilmesinden elde edilen kira gelirleri gayrimenkul sermaye i- radıdır. Hisseli gayrimenkuller için düzenlenen kira sözleşmelerinin ispatı açısından hissedarların tümünün isimlerinin ve hisse miktarlarının yer alması en doğrusudur. Kira ödemelerinin banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenecek belgelerle tevsik zorunluluğunun tespitinde, hissedarların elde edecekleri aylık kira gelirlerinin hisseleri oranına bakılmaksızın konutların aylık tutarının 500.YTL. üzerinde olması, işyeri aylık kira bedelleri tutarına bakılmaksızın banka, benzeri finans kurumu veya posta idaresince düzenlenecek belgelerle tevsiki zorunludur. Ancak, işyeri/konut aylık kira bedellerinin bankaca düzenlenecek dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsikinde kira ödemesinin hissedarlardan biri adına yapılması durumunda ödemeye ait bankaca düzenlenen dekontun açıklama kısmına hissedarların isimleri ile kira ödemesi olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 35
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü) TARİH : 19.12.2008 SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.09.11400 KONU : Kitap yazarlığı faaliyetinden elde edilen kazancın gelir ve KDV den istisna olup olmadığı İlgide kayıtlı dilekçeniz incelenmiştir. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Serbest Meslek Kazancının Tarifi" başlıklı 65. maddesinde "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır." hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun'un 18. maddesinde; "Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir. Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez. Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur." hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94. maddesinde; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, 36
dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmüne yer verilmiş, maddenin 2/a bendinde de; yaptıkları 18'inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, 149 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin I/d bölümüne göre, söz konusu serbest meslek kazancı istisnasının uygulanabilmesi, istisnaya konu eserlerin 5846 Sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre "eser" niteliğinde olması koşuluna bağlanmış olup, Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 1/B-a maddesinde, "eser"; "Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri o- larak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri" olarak ifade edilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, tarafınızdan yapılan çalışmaların 5846 Sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre "eser" niteliğinde olması koşulu ile söz konusu çalışmaların satılması, devri, temliki ve kiralanmasından elde edilecek kazanç nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu'nun 18. maddesinde yer alan istisnadan faydalanmanız mümkündür. Ayrıca söz konusu çalışmalarınızın Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinde sayılanlara satılması halinde, ödemeyi yapanlarca gider pusulası düzenlenerek Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/2-a maddesi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Bu çalışmaların nihai tüketicilere satılması durumda ise, tarafınızdan serbest meslek makbuzu düzenlenerek kazancınızın belgelendirilmesi, gelir vergisi tevkifatı yapılmaması ve söz konusu istisna kazançlarınızdan dolayı yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmemesi gerekmektedir. 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 1/1. maddesinde serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanunu nun 9. maddesinde; Maliye ve Gümrük Bakanlığı nın gerekli görülen hallerde, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hükme bağlanmıştır. Kanuna bağlı olarak yayımlanan 19 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği nde konuya açıklık getirilmiş ve Gelir Vergisi Kanunu nun 18. maddesinde sözü edilen faaliyetleri mutad ve sürekli bir şekilde yapanların gerçek usulde katma değer vergisine tabi olacağı, arızi nitelik taşıyan serbest meslek faaliyetlerinde ise vergi uygulanmayacağı ve Gelir Vergisi Kanunu nun 3239 sayılı Kanunla değişik 18. maddesi kapsamına giren faaliyetlerde de yukarıdaki hükmün geçerli olacağı belirtilmiştir. Bu itibarla, sözü edilen 18. madde kapsamına giren faaliyetlerin mutad ve sürekli bir çerçevede sürdürülmesi gerçek usulde katma değer vergisi 37
mükellefiyetini gerektirmektedir. Bu faaliyetlerin arızi olarak yapılması halinde ise yukarıdaki açıklama çerçevesinde vergi aranılmayacaktır. Yukarıdaki açıklanan Tebliğ ile, bu yetkiye dayanılarak Gelir Vergisi Kanunu nun sözü edilen 18. maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanunun 94. maddesinde zikredilen kişi ve kuruluşlara yapanların katma değer vergisinin bu kişi ve kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesinin uygun görüldüğü, ancak serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için gerçek usulde katma değer vergisi mükellefiyetlerinin sadece Gelir Vergisi Kanunu nun 18. Maddesi kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerin tamamının aynı Kanunun 94. Maddesine göre, gelir vergisi stopajına tabi tutulması gerektiği açıklanmıştır. Ayrıca, bu şekilde işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi Kanunu nun 18. maddesi kapsamına giren kişilerin bu durumu önceden vergi sorumlusuna bildirmesi gerekmektedir. 18. madde kapsamına giren teslim veya hizmetleri 94. maddede sayılan kişi ve kuruluşlar yanında maddede yer almayanlara da yapanlar bu uygulamadan faydalanamayacaktır. 224 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği nin; 5 maddesinde; Yukarıda belirtilen düzenlemelere paralel olarak, Gelir Vergisi Kanunu nun 18. maddesinde belirtilen teslim ve hizmetleri münhasıran aynı kanunun 94. maddesinde sayılan kişi ve kurumlara yapanların katma değer vergisi yükümlülükleri, hasılatlarına bağlı olmaksızın, 19 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği nde açıklandığı şekilde, tevkifat yapmakla sorumlu olanlarca yerine getirilecektir. denilmektedir. Diğer taraftan, Bakanlık Makamı ndan alınan tarih ve sayılı yazıda; Bu hükme göre, telif hakkına konu olan hususlarda devamlılık arzedecek şekilde faaliyette bulunulmaması ve bu işin mutad meslek haline getirilmemesi, başka bir ifade ile aynı yılda veya birbirini takip eden yıllarda birden fazla eser meydana getirilmemesi şartıyla, sözü edilen faaliyetlerin arızi serbest meslek faaliyeti kapsamına gireceğinden söz konusu kitabın...tarafından satışı katma değer vergisine tabi olmayacaktır. denilmektedir. Buna göre, tarafınızca yapılan çalışmaların aynı yılda yada birbirini takip eden yıllarda birden fazla yapılması halinde faaliyetiniz mutad meslek faaliyeti kapsamına gireceğinden katma değer vergisinden istisna olması mümkün bulunmamakta olup, KDV mükellefiyeti tesis ettirmeniz gerekmektedir. Söz konusu faaliyetin mutad meslek haline getirilmeden arızi o- larak yapılması halinde ise elde edilen kazanç arızi kazanç olacağından bu faaliyetle ilgili olarak herhangi bir katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmeyecektir. Ancak, söz konusu çalışmalarınızın tamamının Gelir Vergisi Kanunu 94. maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara teslim edilmesi halinde KDV ile ilgili yükümlülükler tevkifat yapmakla sorumlu olan bu kurum ve kuruluşlarca yerine getirilebileceğinden bu durumda KDV mükellefiyeti tesis ettirmenize gerek bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. 38
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü) TARİH : 16.10.2008 SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.29.9310 KONU : Fabrika binası ve makinelere ödenen KDV nin iade konusu olup,olmayacağı, A.Ş. İlgide kayıtlı dilekçeniz incelendi. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 11/1-c maddesinde, İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur. İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir. Tecil veya terkin edilen bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından bu Kanunun 32'inci maddesi hükmü uygulanmaz. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek Katma Değer Vergisi ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamaz. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken Katma Değer Vergisi, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra yapılır. İade veya tecil olunacak vergi miktarı, mükellefin ilgili dönem beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle hesaplanır. hükmü yer almaktadır. 39
Kanunun 29/2. maddesinde Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51'i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi nakden iade edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisinin iade hakkını kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. hükmü yer almaktadır. Öte yandan, indirimli oranda vergiye tabi işlemlerden doğan yıllık ve aylık iade uygulamasına ilişkin usul ve esaslar 74, 76, 85, 99, 101, 105 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğleri ile 03.08.2006 tarih, KDVK-41/2006-7 No.lu KDV Sirkülerinde belirlenmiştir. 64 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği nin İhraç Kaydıyla Teslimlerde İade Edilecek Vergilerin Hesabı başlıklı II. Bölümünde; Katma Değer Vergisi Kanununun 11/1-c maddesinde düzenlenen ihraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin tecil edilemeyen kısmı, ihraç kaydıyla teslim yapanlara iade edilebilmektedir. Ancak, sözü edilen madde hükmüne göre iade edilecek tutar ihraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden fazla olamamaktadır. Ancak; nakliye, makine-teçhizat, ambalaj, enerji gibi girdilerde genel vergi oranının uygulanması nedeniyle, indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimi dolayısıyla yüklenilen vergiler, bazı hallerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergilerden fazla olabilmektedir. Bu nedenle; Katma Değer Vergisi Kanununun 29/4. maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimlerinde iade edilecek verginin hesabında; ihraç kaydıyla teslim bedelinin genel vergi oranıyla çarpılması ile bulunacak tutardan fazla olmamak kaydıyla, teslimin bünyesine giren vergilerin esas alınması uygun görülmüştür. Bu husus, vergilendirme dönemine bakılmaksızın, bu Tebliğin yayımı tarihinden sonra, indirimli orana tabi mallarla ilgili olarak tecil terkin kapsamında yapılacak iade ve mahsup işlemlerinde geçerli o- lacaktır. denilmektedir. 76 Seri No.lu KDV Genel Tebliği nin 3. bölümünde; İndirimli orana tabi işlemlerin bünyesine giren vergilerin hesabına, genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergiler dahildir. Bu konuyla ilgili olarak önceki Genel 40
Tebliğlerde yer alan açıklamalara uyulmak kaydıyla, indirimli orana tabi işlemlerde genel imal ve idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen vergilerden bu işlemlere isabet eden tutarlar, iade hesabına dahil edilecektir. denilmektedir. Diğer taraftan, benzer bir konu ile ilgili olarak Bakanlık Makamı nın tarihli ve sayılı yazılarında; Bilindiği üzere, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 29. maddesinin (2) numaralı fıkrasında 4369 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile indirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen, yıl içinde indirim yoluyla telafi edilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca belirlenecek sınırı a- şan verginin mükelleflere iadesi imkanı getirilmiş ve iade uygulamasının usul ve esaslarına ilişkin açıklamalar 74, 76 ve 85 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri ile yapılmıştır. Öte yandan, 24 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği nin (E) bölümünde, faaliyetleri kısmen veya tamamen iade hakkı doğuran işlem lerden oluşan mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymet için ödedikleri vergilerin iadesinin mümkün bulunduğu, iade hakkı doğuran işlemler in Katma Değer Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde sayılan istisnalar ile değişik 29/2 nci maddesinde belirtilen temel gıda maddelerine ilişkin olduğu, bu işlemler dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirimi mümkün olmaması halinde mükellefe iade edilebileceği, iade kapsamına mal ve hizmet alışları yanında genel giderler ve amortismana tabi iktisadi kıymetler için ödenen vergilerin de dahil olduğu, ancak bir vergilendirme döneminde iade edilecek vergi, o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin %10 u olarak hesaplanan miktardan fazla olamayacağı belirtilmiştir. Bu durumda, genel oranda vergiye tabi işlemlerle indirimli orana tabi işlemlerde ortak olarak kullanılan amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklenilen vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyen vergilerin 74, 76 ve 85 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde yer alan esaslar çerçevesinde iadesine imkan bulunmaktadır. Ancak, amortismana tabi iktisadi kıymetlere ve genel giderlere ilişkin olarak bir vergilendirme döneminde iade edilecek vergi, o dönemde iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin genel vergi oranı (%18) ile çarpılması sonucu hesaplanan miktardan fazla olmayacaktır. denilmektedir. Buna göre, indirimli oranda vergiye tabi malların ihraç kayıtlı teslimlerinde, teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin tecil edilemeyen kısmı firmanıza iade edilecektir. Ancak, amortismana tabi iktisadi kıymetler gibi genel vergi oranının uygulanması nedeniyle, indirimli orana tabi malların ihraç kaydıyla teslimi dolayısıyla yüklenilen vergilerin, teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden fazla olması halinde iade edilecek verginin hesabında; ihraç kaydıyla teslim bedeline genel vergi oranının (%18) uygulanması sonucunda bulunacak tutardan fazla olmamak kaydıyla amortismana tabi iktisadi kıymetler (fabrika ve makine teçhizatlarına) nedeniyle yüklenilen vergilerden de pay verilmesi mümkün bulunmaktadır. 41
Diğer taraftan, indirimli oranda vergiye tabi yurtiçi teslimleriniz nedeniyle iadesi talep edilecek vergi, indirimli oranda vergiye tabi işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV tutarından işlemin bünyesine giren ( fabrika ve makine teçhizatlar için ödenen vergiler dahil)verginin düşülmesi sonucunda bulunacak tutar olacaktır. İadesi talep edilecek vergi, işlem bedeline genel vergi oranı (%18) uygulanması sonucu bulunan tutardan fazla olamayacaktır. Diğer bir deyişle, indirimli orana tabi işlemlerde amortismana tabi iktisadi kıymetler ( fabrika ve makine teçhizatları) dolayısıyla yüklenilen vergilerden bu işlemlere isabet eden tutarlardan da genel vergi oranını geçmemek üzere, iadeye pay verilecektir. Öte yandan, hem indirimli oranda vergiye tabi malların ihraç kayıtlı teslimlerinizin, hem de indirimli oranda vergiye tabi yurtiçi teslimlerinizin bir arada bulunması halinde de yukarıda açıklandığı gibi ayrı ayrı hesaplamaların yapılması gerekmekte olup, indirimli oranda vergiye tabi teslimlerinizin üzerinden hesaplanan vergilerin tamamının tek bir işlemmiş gibi iade hesabına dahil edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim. 42