Faaliyet Faaliyetin Tarihi Güzergâh Kat Edilen Yol Katılımcılar Kullanılan Kamp Mlz. Kullanılan Teknik Mlz. Kullanılan Kişisel Mlz. Yiyecek Rota Bilgisi Adrasan Tekirova Yürüyüşüü 29.12.2012 01.01.2013 Yeri Antalya Süresi 3,5 gün Türü Kamplı Yürüyüş Antalya (Otobüs ile)adrasan Olimpos Çıralı Maden Koyu Tekirova (Otobüs ile) Antalya 37 km. Alınan İrtifa Max 750m. 1 2 3 4 Sinan Kutlutan Derya Atçeken Fatma Şen Yıldırım Salih Yıldırım 8 9 10 11 Sema Tuzcu Can Angun Olcay Güzel Levent Çırık Ocak, Çadır GPS Kamp ve yürüyüş malzemeleri, baton, özellikle de yağmurluk, Likya Yolunda Yürümek adlı rehber kitap (Upcountry Turkey Yayınları / Yazarlar: Kate Clow ve İbrahimm Turgut) Kamp Adrasan Olimpos arasında: Çobanın Kulübesi (Shepherd s Hut) Alanı Çıralı çıkışında asfaltaa yakın kısımda, patikaya girmeden önceki düzlük Su İlk kamp yerinde (Çobanın Kulübesi) kaynatılarak içilebilecek temizlikte kaynağı durgun su İkinci kamp yerinde su kaynağı bulunmamaktadır. (Su ikmali Çıralı da markettee yapılmıştır. ) Tehlikeler Adrasan Olimpos arasında domuz vb. vahşi hayvan Likya Yolu işaretlerinin seyrekleştiği yerlerde kaybolma tehlikesi (Maden Koyu ve devamında yol yapım çalışması nedeniyle işaretler zarar görmüştü, ayrıca Çoban Kulübesinden Olimpos a inerken seyrekleşmişti.) Zemin Patika, Traktör yolu, zaman Zorluk Kolay / Orta zaman iri taşlık (Detaylar Derecesi anlatımda) Rota Anlatımı: Adrasan dan Olympos a tepeyi aşarak yürünüp, Olympos tan Çıralı ya sahilden ulaşılır. Çıralı da, sahilin bittiği yerden patikaya girilir. Koyları ayıran 4 5 adet burun denize nazır bir patika ile geçilip Maden Koyu na varılır. Maden Koyu ndan sonra, Tekirova ya kadar, denizden yer yer uzaklaşarak, çeşitli burunlar ve görüş alanı dışında kalmış olan koylar aşılır. Detaylı Anlatım: Adrasan Olympos arası, çıkışta oldukça geniş, nadiren daralan bir patik izlendi. İniş, bir kişinin rahatlıkla yürüyebileceği kadar geniş ancak ağaçlardan sarkan dikenli sarmaşıklar ya da devrilmiş ağaçlar sebebiyle çıkışa nispeten zor bir patikaydı. Ayrıca, inişte iki işaret arasındaki mesafe uzundu ve bazen ikinci işareti görmeden yol ayrılıyordu; bu sebeple kaybolmaya müsait bir yoldu. (Biz kaybolmadık neyse ki ) Olympos tan Çıralı ya taşlık olan sahilden yüründü. Çıralı nın çıkışına kadar asfalt yol izlendi. Çıralı nın çıkışından Maden Koyu na kadar sürekli irtifa alıp kaybederek (Kitaba göre max. 260m. min.100m. ; GPS imize göre max.100m. min.50m.) koyları ayıran burunlardan yüründü, burada patika hayli dardı ancak tehlike teşkil eden bir yan geçişş vb. bulunmuyordu. Buradan geçerken yağmur yağdığı için, taş üzerinde kayma tehlikesi mevcuttu. Maden Koyu ndan sonra, genişletilmekte olan asfalt yol takip edilerek önce düşük eğimde, sonra daha da yükselen bir eğimle 250 m. irtifa alındı. Sonrasında, aynı zemine sahip yoldan inişe geçildi ve 0m. 90m irttifa aralıklarında inişli çıkışlı bir rota ile (70m. 0m. 90m. 35m. 90m. 10m. 70m. 0m.) Tekirova ya varıldı.
Harita FAALİYET RAPORU
15:15 17:30 15 dakikalıkk mola Kamp yerinee varış FAALİYET RAPORU Gps Bilgileri http://tr.wikiloc.com/wikiloc/view.do??id=6007079 Hedeflenen Zaman 3 Gün Harcanan Zaman Faaliyet Programı 3 Gün 1.gün Hava Gündüz açık, 2.gün Hava Yer yer açık, az 3.gün Hava Sabah açık, 4.gün Hava Açık, yer yer Durumu akşam yağışlı Durumu yağışlı Durumu öğleden Durumu yağışlı sonra yağışlı 08:30 09:40 Antalya Otogarına varış Antalya Otogarından bizi Adrasan yol ayrımına kadar 10:30 14:30 Yürüyüş başlangıcı Olympos Gişelere varış 08:30 10:30 Yürüyüş başlangıcı Maden Koyundan bir önceki (adı Tekirova dan Antalya ya gidiş ve Antalya dan ayrılış ulaştıracak olan araçla bilinmeyen) koyda hareket (blueantalya.com.tr) mola 11:50 Adrasan yol ayrımına varış ve araç değiştirerek Adrasan a 16:00 Çıralı da sahilde bulunan restorana 11:15 Moladan sonra hareket hareket varış 12:10 Adrasan sahile yakın konumda olan Grand Yazıcı 18:30 Restorandan Çıkış 11:30 Maden Koyuna varış Otele varış ve kahvaltı 13:40 Otelden yürüyüşün başladığı yere araçla gidiş 19:30 Alış verişten sonra kısa bir yürüyüşle kamp 11:55 Maden Koyundan hareket yerine varış 14:00 Yürüyüş başlangıcı 19:00 Pansiyona varış 19:30 Yağmurun başlamasıyla çadırlara çekilme İstanbul Antalya Kamil Koç ve çeşitli hava yolu şirketleri ile ulaşım sağlandı. İstanbul Antalya Blue Antalya Turizm (10 TL) Adrasan&Olympos Yol Otogardan belirli saatlerde kalkan bir tür dolmuş, kışın da oldukça sık servisleri var. ULAŞIM BİLGİLERİ Ayrımı Adrasan&Olympos Yol Ayrımı Adrasan Grand Yazıcı Otel in de işletmecisi olan kişinin dolmuşu (Adı not alınmamış.)(tel: 0242 883 11 43 / 0532 286 9097 http://www.adrasanhotelyazici.com/) Tekirova Antalya Tekirova dan sıklıkla geçen Antalya dolmuşu bulunmakta. Telefonu bulunmuyor, caddeden geçerken biniyorsunuz öylece. (Net olarak hatırlanmamakla birlikte yaklaşık 10 TL gibi bir ücret kalmış aklımda.) AYRINTILAR 28.12..2012 Cuma akşamı, 8 kişilik ekibimiz uzun bir zaman önce planladığımız ve her birimizin iple çektiği faaliyet için hazırdı. Dünya işleri sebebiyle Likya Yolunu başından sonuna tek parçada yürüyemeyeceğimiz için, yolun 4 günde yürünebilecek bir kısmını seçtik. 2013 yılına Antalya da Phaselis e yakın olan Sundance Camp alanında girmeyi planlayarak yola koyulduk. 29.12.2012 Cumartesi sabahı Antalya Otogar a vardıktan sonra Adrasan a ulaşım için otogarın İlçeler Terminal i kısmından bir dolmuşa bindik. Blue Antalya Turizm e bağlı olan dolmuşun şoförü, kış sezonunda da sıklıkla servis olduğunu belirtti. (Siz yine de kış sezonunda gitmeyi planlarsanız, otogardan dolmuş seferlerinin teyidini alın.) Dolmuş, kış sezonunda Adrasan ve Olimpos gibi ana yoldan uzakta olan yerleşim yerlerine girmediği için, bizi ana yoldan Adrasan a götürmek üzere daha önceden ayarlamış olduğumuz dolmuş şoförü ile yol ayrımında buluştuk. Dolmuş şoförü abimizin aslında Adrasan da bir otel işletmecisi Kahvaltı Halayı olduğunu öğrendik ve teklifi üzerine kahvaltıyı onun otelinde
yapmaya karar verdik. Kahvaltı için otele geçmeden önce, Adrasan ın kuzeyine kurulmuş olan şehir merkezindeki bir marketten alışverişimizi yaptık. Sahil tarafında kışın açık market bulunmuyormuş. Grand Yazıcı Otel in bahçesinde kurduğumuz sofrada portakala ve nara doyduğumuz bir kahvaltı yaptık. Sofrayı biz kurduk diyorum, çünkü kahvaltıyı hazırlayan abimiz ve eşi dışında ortalıkta bu işle uğraşacak kimse yoktu=) Bahçelerinden taze çıkarttıkları turpun tadı halaa damağımda. Bütün bir kış boyunca envayi çeşit turp aldım İstanbul daki türlü manav ve marketten; o turpun tadını yakalayamadı hiçbiri Kahvaltının ardından abimiz bizi Adrasan da yerleşik insanların evlerinin arasındaa bulunan rota girişine kadar bıraktı ve Kısmi Likya maceramız resmi olarak başladı. (Otel ve rota başlangıcı arasında 10 15 dk.lık dolmuş yolculuğu mesafesi var yaklaşık olarak.) Antalya nın bizi mis gibi bir havayla karşılamış olması gerçekten büyük bir şanstı. Ne terlediğimiz, ne üşüdüğümüz; güneşin gözümüze girmediği ve gözümüzün bir damlaa güneşe muhtaç kalmadığı kararda şahane bir hava vardı ilk gün. Evler, seralar, bahçeler ve tarlalar arasından geçip yerleşim yerinden uzaklaştığımızda, bizi yoldan Yolun Başında ayıracak olan patikaya girmeden önce mola verdik. İlk mola için erkendi ama kavşak noktası olduğu için tam da molaya uygun olan bu noktadan sonra tırmanış başlıyordu. Yorucu olmayan bir eğimle ilk kamp yerimizee doğru tımanışa geçtik. Likya Yolu işaretlemeleri(kırmızı beyaz şerit) net olarak seçilebildiği için yolu bulmak kolaydı. Patika da oldukça belirgindi. Ağaçların arasında, nemli zemin üzerinde, sıklıkla mantarlara rastlayarak rotamızı takip ettik. Normalde hesapta olmayan kahvaltı sebebiyle zaman kaybetmiştik. Havanın kararmasına oldukça az vakit kalmış olmasına rağmen kamp yerinee henüz varamamış olmamız sebebiyle, etrafımıza alternatif kamp alanı bulmak amacıyla alıcı gözle bakarakk yola devam ettik. Havanın tamamen kararmasına pek yakınken, tırmanışın sonlandığı ve karşıdaki tepelerin manzarasınınn net olarak gözlemlenebildiği bir düzlüğe vardık. Bu düzlüğü bir kenara not edip ilerledik. Çok vakit geçmeden, esas olarak kamp alanı seçtiğimiz Çoban Kulübesine vardığımız için o düzlüğe geri dönmemize gerek kalmadı. Hava tamamen karardığında bizler de çadırlarımızı kurmuş, yemek hazırlığındaydık. Çadırları kurarken yağmur çiselemeye başlamıştı ve ilerleyen saatlerde daha yoğun olarak yağmur yağdı ancak neyse ki, sağanak olarak adlandırabileceğimiz yoğunlukta değildi. Yemeğin ardından ben anında uyku hazırlığına geçtim, ekipten uykuya daha dayanıklı olanlar da vardı elbet. (Yağmur yoğunluğundan haberim yoktu yani aslında benim, bana ninni olmuşş uyumuşumm bir güzel.) Çobanın Kulübesinin Önünde Yürümeye Hazırız 30.12.2012 Pazar sabahı planlanandan yarım saat gecikmeli olarak 10:30 da, yine hafifçe çiseleyen yağmur altındaa çadırları toplamış ve yürüyüşe başlamıştık. Hem bir önceki akşam, hem de o sabah yağmur gerçekten çadır kurmak ve toplamak için bize avans vermişti. Yürüyüşe hafif yağmur altında başladık ve gökyüzü, gün boyu bir duran bir hafifçe ıslatan yağışla bize fazla zorluk çıkarmayacak şekilde eşlik etti. Önceki gün tırmanmış olduğumuzdan daha dik bir eğimle inişe geçtik. Çıkarken karşılaştığımız devrilmiş kütüklerlerden dahaa çoğu inişte de karşımıza çıktı. Altından üstünden oldukça yavaşlattılar maalesef. bir şekilde geçip kütüklerden kurtulduk. Yürümeyi
Olimpos a indiğimizde, yazın suyu azaldığı için ve sıcak havada ıslanmaktan korkulmadığı için tereddütsüzce geçilen dereyi taşların üstünde sekerek aman yuvarlanmayalım tedirginliğiyle geçmemiz gerekti. Olimpos a girmek için Müze Kartınızınn bulunması ya da tek geçişlik ödemee yapmanız gerekiyor ve sahilde kamp yapılmasına izin verilmiyor. Çantalarımızı görünce tedirgin olan görevliye Çıralı ya devam edeceğimizi, kamp yapmayacağımızı belirttikten sonra, sahile inebildik. Sahilde iri taşlar üzerinden yürümek pek rahat değil elbet ama manzara size bastığınız zemini unutturuyor. Sahilden yürüyerek Çıralı ya vardığımızda, bir restoranda yemek yiyip ıslanmış olan üst katmanları kurutma fikrinde karar kılıyoruz. Restoranda geçirdiğimiz keyifli vakit uzadığı için Çıralı dan çıkmadan kamp yapmaya karar veriyoruz. Kamp alanı olarak seçtiğimiz yer Çıralı nın çıkışına yakın konumda, Likya Yolunun asfalttan ayrılıp patikaya girdiği yerdeki (yolun kenarındaki) düzlük olarak tarif edilebilir. Tabi kamp yaptığımız yerde su kaynağı yok ancak Çıralı dan su tedarik ettiğimiz için bu sorun olmadı. Normalde bu günün sonunda Maden Koyunda olmayı planlamıştık. Hava karardığı için ve rotanın durumu hakkında net bilgimiz olmadığı için oldukça yakın olduğumuzu düşündüğümüz Dereyi Geçerken hedefimize varmakla bulunduğumuz yere kamp yapmak arasında kararsız kaldık önce. Devam etmemeklee ne kadar doğru bir karar verdiğimizi ertesi gün görecektik Solda: Yemek Sonrası Keyfi Altta: Kamp Yaptığımız Yerde Bulunan Yol Tabelaları
31.12.2012 Pazartesi sabahı, yine kuru olmayacağı çok net olan bir güne uyanıyoruz. Hadi varalım bakalım şu kamp yapamadığımız Maden Koyuna diyerek, 08:30 da yola koyuluyoruz. Bu kısmın manzarası da gerçekten çok etkileyici; birkaç tane koy geçiyoruz kayaların arasında açılmış olan dar patikayı takip ederek. Ancak 2 saattir yolda olmamıza rağmen bir türlü Maden Koyu na varamamamız üzerine kumsalı daha geniş olan ve derme çatma bir kulübenin bulunduğu adını bilmediğimi iz koyda mola veriyoruz. Bu yolu akşam yürümeyee karar Yol Üzerindeki Koylardan Birine İnerken verseydik, hem manzaranınn güzelliğinii kaçıracak, hem dar patikada karanlıkta yürümekte zorlanacak hem de yarım saat uzakta sandığımız hedefe bir türlüü varamadığımız için moralimiz bozulacaktı. Ne iyi etmişiz gündüzü beklemekle diyoruz. Elimizdeki rehber kitapta yürüyen kişi, kamp yükü olmaksızın yürüdüğü için süre mesafee tarifleri bizimkiyle pek örtüşmüyor. (Bu uyuşmazlığı rotanınn başka noktalarında da tespit ettiğimiz için paylaşıyorum.) Kulübe ve Olcay'ın Uyumu Moladan sonra 15 dakikalıkk mesafede Maden Koyu na varıyoruz ve burada kısa bir fotoğraff molası veriyoruz. Maden Koyundan sonra araç yolunu takip eden rotaya uygun ilerliyoruz. Biz oradayken, iş makineleri yol açmak üzere çalışıyorlardı. Bu koyları bu kadar sakin ve güzelken gören son kişiler biz olacağız muhtemelen İnşaat ve yol genişletme sebebiylee rota işaretleri seyrekleşmiş çünkü işaretler yola yakın olan ağaç gövdelerinde ya da yola sınır oluşturan kayalarda bulunuyor. Yolu genişletmek için önce bu ağaçlar ve kayalar yerinden söküldüğü için rotanın işaretlerini görebilmek şansa kalıyor. Bazı tahrip edilmiş işaretlerin yerine kırmızı beyaz çevirme Maden Koyu Hatırası bandı asılmış ağaç dallarına ancak hangi bant rota işareti, hangisi gerçekten çevirme işi için takılıp sonra da orada unutulmuş bir bant parçası; anlaşılmıyor. Seyrekleşen işaretleri takip ederek eğimi yorucu olan yolu tırmanıyoruz ve ardından tatlı bir inişle tekrar deniz seviyesine ulaşıyoruz. Bu kısım yaklaşık iki saat sürüyordu sanırım. Sanırım diyorum, zira bu noktadan sonra yağış hızını arttırdığı için benim not alma rutinim sekteye uğradı. Düze indikten sonra rota işaretlerinin Tırmanıyoruz
seyrekleştiği bir noktada klasik kırmızı beyagörürseniz, takip etmeyin. Evet, bizi güzel işaretin yerine mavi beyaz bir işaret görüp takip ediyoruz. Bu rota üzerinde mavi beyaz işaret bir kumsala çıkarıyor bu işaretler, buradan sonra yolu bulması zorlaşıyor. Kitapta anlatıldığına göre doğru yerdeyiz hissi uyansa da, tarife göre yolun devamını aramaya çalışınca yolu bulamıyoruz. Daha sonra varmamız gereken yeri hesaplayıp bizi oraya ulaştıracak alternatif yol arayışına girişiyoruz. Çıktığımız kumsalın sol yanındaki kulübenin yanından kayalıklara ilerliyoruz. Denize düşmenin an meselesi olduğu birkaç geçiş ve inişli çıkışlı kayalıkların ardından daha dik bir yere tırmanmamız gerekiyor. Sinan öndenn çıkıp rotaya bakıyor ancak rota hepimizin tırmanabileceği kadar kolay değil ve görünmeyen Kayaların Üzerinde Yanlış Yerde Yol Ararken kısmının da daha kolay bir yere varmadığı belirince gerisin geri dönüyoruz. Kulübenin yanındaki masada verdiğimiz molanın ardından mavi beyaz işareti görüp kumsala yöneldiğimiz noktaya geri dönüyoruz ve maalesef iki adım daha atmış olsaydık görebileceğimiz esas rota işaretini görüyoruz. Bu macera bize yaklaşık 2 saate ve yoldaki su birikintisine düşüp baştan aşağı ıslanmış olan bir Can a mâl oluyor. Biz de aslında yağmurdan dolayı ıslanmış olduğumuz için Can la dalga geçecek yerimiz yok ama bir karışlık suda yüzme denemesi bize gereken dalga malzemesini sağlıyor=) Kulübenin Masasına Yığılış Yolun bu kısmından sonrası hepimiz için oldukça acılı ve sırılsıklam. Yağmur gittikçe artan şiddetle yağarken, biz bir tırmanıp bir inerek kocaman burunları aşıyoruz (Aslında max 90 m.:)). Kaç tane aştık hatırlamıyorum; ha bunu aşınca Tekirova, ha şunu aşınca Tekirova derken ben ve dizlerim gerçekten kendimizde değildik pek=) Bana kalsa, mavi işarete geri dönüp doğru yola girdikten sonra gördüğümüz ilk koyda kamp atardık. Bu noktadan sonra 3 saat kadar daha yürüyoruz ve bu sonuncu günde, ilk iki günde yürüdüğümüz yolun Görünce En Çok Sevinilen Tabela toplamından daha fazlasını yürüyerek kendi çapımızda bir rekor kırmış oluyoruz. Tekirova nın girişindeki büyük otellerden birine yer sorup otellerin çoğunun kapalı olduğunu öğreniyoruz. Bize sanırımm sırılsıklam ve sırt çantalı tipimize çok yıldızlı bir otelin uygun olmadığını düşünerek Turkuaz Pansiyonu tavsiye ediyorlar (0538 6516028). İyi de ediyorlar; kısa bir araştırmanın sonucunda bizden başka konuğu olmayan bu pansiyonaa yerleşiyoruz rahatça. İki kişilik bir oda için 50 TL ödüyoruz, son duş alanlara sıcak su kalmaması dışında bir sorunumuz olmuyor. Temizlenip kurulanıp kendimize geldikten sonra Sinanların odada buluşuyoruz ve eski yılı Sinan ın meşhur sıcak şarabıylaa uğurluyoruz. Yeni yılı planladığımızdan bir durak geride karşılıyoruz ama aslında o anda Trangia da Sıcak Şarap tam da olmamız gerektiği haldeydik bence. Kuru, mutlu, huzurlu ve birarada.
01.01..2013 Salı günü geç yapılan kahvaltının ardından toparlanıp her daim sıklıkla çalışan Kemer dolmuşlarıyla Antalya ya gidiyoruz. Önce Antalya daki bir AVM de vakit geçirip ani ortam değişikliğinin tokadını yiyoruz ve oradan da taksiyle havaalanına geçiyoruz. Sonra ver elini İstanbul, cepte Likya Yolunun diğer kısımları için planlar, yanımızda her yolda yanımızda olmasını istediğimiz yol arkadaşları... Fatma ŞEN YILDIRIM