Îj j L ^ BÛRUC SÛRESİ

Benzer belgeler
Ashab'ul Uhdud kıssası - Sihirbaz, Rahip Ve Oğlan Çocuğu

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ivoi KIYAMET SURESİ r ^ u t

İbadetin Manası ve Çeşitleri

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

t u l TEGABUN SURESİ

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Muhammed Salih el-muneccid

Dua ve Sûre Kitapçığı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Ye aya Gelece i Görüyor

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Yeşaya Geleceği Görüyor

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

HOŞ GELDİN RAHMET AYI RAMAZAN!

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

KÂFİRLERİN BAYRAMLARINA KATILMANIN HÜKMÜ

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

PEYGAMBERLERE ÎMÂNIN HAKİKATİ. Hâfız el-hakemî

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Kur ân da Dua Ayetleri

3 Her çocuk Müslüman do ar.

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Kur ân ın Ticârî Yol Haritası Cuma, 06 Ekim :47

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Nefsin iki hali vardır. Üçüncüsü yoktur. Biri bela diğeri afiyet...

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

M14 esnevi den (şirli) r H i k â y ele

Bu yazı sitesinin sahibi hacı Mehmet Bahattin Geçkil tarafından hazırlanmıstır Herhangi bir medyada yayınlanması

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark...

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

a. Daire-i meşruada kalmayan gençliğin; dünyada, kabirde ve ahirette başlarına gelecek belalar ve elemler neler olabilir?

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

ARAPÇA DİLBİLGİSİ BELİRLİLİK TAKISI, ŞEMSÎ VE KAMERÎ HARFLER. Abdullâh Saîd el-müderris

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Ben daha dokuz yaşında iken,bir gün kötü arkadaşıma kandım.mahallelerinde bulunan bir bahçeye girdik.

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

ARAF SURESİ İniş Sırası: 39 Mushaf Sırası: 7 Mekki Sure 206 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

كيف سيكون حساب ال فر الا خرة

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

5.SINIF SINIF : 5 ÖĞRENME ALANI : İBADET : 2 / İBADET KONUSUNDA BİLGİLENELİM MATERYAL TÜRÜ : ETKİNLİK (HAYDİ HİKAYENİ ANLAT BAKALIM) SINIF 5 ÜNİTE 2

Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

Kur an ın Özellikleri

Transkript:

Îj j L ^ BÛRUC SÛRESİ Şem s sûresinden sonra Mekke'de nâzil olmuştur. 22 âyet, 109 kelime, 458 harften ibarettir. Bürûc, burç kelimesinin çoğuludur. Sûrede burçlara, kıyâmet gününe, Cum'a ve arefe günlerine yen min edildikten sonra Yemen'de geçmiş bir olaya tem as edilir. Yahudi Zûnuvas ve adamları, yahudiliği kabûl etmeyen Necran hıristiyanlarını, hendekte yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları temâşa ederler. Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler, inançları uğrunda ölmüşlerdir. Bu sûrede eline fırsat geçen yahudinin, ne kadar kötü davrandığı anlatılır. 1- o l i «-Lo^Jlj Burçlar sahibi gökyüzü hakkı için (Göklerde on iki burç var.) V o ^ o ü Burçlu yâni burçlarla süslenmiş semâ demektir. On iki burç; Koç, Öküz, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık'tır. 2- i>j.pj_ojl ^ J lj O vaad olunan güne yemin olsun ki bu Mü'minlere vaad olunan kâfirlerin de tehdit edildiği kıyâmet günü, cezâ günüdür.

4 2 6 Tefsir Sohbetleri 3- Aa L-Juj Şahit Muhammed Mustafa'dır SaNâNâhû Aleyhivesellem. Şehadet edene ve edilene yemin olsun. Elbette nefsini temizlemekle parlatan kurtulmuştur. 4- J Ü Kahroldu o hendeğin sahipleri. Burada "kutile"nin hakiki mânâda yâni "öldürüldü" mânâsında olması câiz görülmüş ise de manevi ölümü de kaplamış olmak üzere lânetlenmek. Yâni İlâhi rahmetten kovulmak sûreti ile ezilmek ve başkasına ibret olacak şekilde cezâlandırılm ak mânâsınadır. İj JlJ-VI Kahrolsun bu hendeğin sahipleri. Uhdûd ve Hadd; yerde olan uzun hendek veya yarığa, bir de kamçı ile dövülen kimselerin bedenlerinde yol yol kan oturarak moraran, kamçı yerlerine denir. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi Kaddesâllâhû Sırrahûlaziz'in, Mesnevi'nin birinci cildinin, birinci hikâyesinden sonra iki hikâye var ki yahudiler hakkındadır. Yahûdi bir hükümdar, (Roma devletinin sonunda, zayıf düştüğü bir zamanda tahmin ediliyor.) Romalılar sûkût edince, yahûdiler m eydana çıktılar. Fenâ, fesat bir kavim, yapacaklarını yaptılar. Yahûdi hükümdarın bir sihirbaz adamı vardı. (Sihir işleri e s kiden helâl idi, sonra haram oldu. Sihir vardır, mevcuttur, inkârı kabil değildir. Kur'ân'da da bahsi geçiyor. Haramdır, bilerek ya

Bûruc Sûresi 4 2 7 parsa kâfir olur. Onun için Müslümanlarca kıymeti yoktur. Eskiden sâhirlerin ehem m iyeti vardı.) Bu yahûdi hükümdarın bir sâhiri vardı. Ayrı bir yerde istihdam ettiriyor, icap eden sihirleri ona yaptırıyordu. Zaman geldi sâhir ihtiyarladı. Hükümdara haber gönderiyor; "Ben ihtiyarladım, aklı başında bir gencin benim yanıma gönderilmesiyle yavaş yavaş ona sihri öğreteyim. Benden sonra bu vazife devamlı olsun." Genç bir çocuğu seçip yanına göndermiş. Genç devamlı sâhirin yanına gidiyor, akşamları evine geliyor. Sâhirin yanına devam ederken geçtiği yolun üzerinde bir yerde, zahid bir rahip varmış. Bu rahip, ruhbaniyet üzerine ibadetine devam ediyor. Dinimizde bunun yerine halka, emr-i bil ma'ruf nehy-i anil münker vardır. Halka, Âllâh-û Teâlâ'nın bir kelâmını, Rasûl-û Ekrem Sallâllâhû Aleyhivesellem'in bir hadisini bildirmek, ondan çok faydalıdır. Çünkü Ruhban'ın ibadeti ne kadar çok fazla çalışırsa kendine aittir. Fakat âyeti, hadisi, emr-i bil mârufu, şeriatın emrettiğini söylem ek söylettirmek, ondan daha kıymetli olduğundan, dinimizde onun yerinde emr-i bil mâruf nehy-i anil m ünker vardır. Çocuk sâhire gidip gelirken uğradığı yolun üzerinde bulunan rahibin hâli, sâhirden çok güzel. Ona meylediyor. Sâhire her gittiğinde rahibin yanına da uğruyor, vaktin çoğunu rahibin yanında geçiriyordu. Günün birinde sâhire giderken, halkın toplandığını görmüş, kaçıyorlar. Büyük bir ejderha zuhur etm iş, yolu kapatmış hiç kim se yoldan geçemiyorlar. Çocuk eline bir taşı alıyor ve diyor ki; "Yâ Rabbi, eğer rahibin hâli senin katında daha makbul ise rahibin hürmetine, benim bu taşımla bu hayvanı öldür." Çocuk taşı attığı zam an, Takdirat-ı İlâhiye, çocuğun attığı taş, hakikaten o hayvağ

4 2 8 Tefsir Sohbetleri nı öldürür. Ve bir iki gün sonra bu durumu Rahib'e söyler. Rahip de çocuğa der ki; "Öyleyse oğlum bak, sen son dereceye vardın. Benim kadar bu ilme sahip oldun. Hatta bende hiçbir şey sana verm eye kalmadı. Âllâh, sana bu ilmi ihsan etti fakat yakında bir belâya giriftar olursun. Belâya giriftar olduğun zaman beni ele verm e." "Peki efendim" diyor, geçip gidiyor. Bundan sonra çocuk hastalara bakıyor. Hastalara okuduğu zaman, hastalar derhal şifâ buluyor. Gözleri kapalı âmâ olanlara elini sürüyor duâ ediyor, hastalar şifa buluyor. Her gelen hastaya imân telkin ediyor. İmândan sonra şifâ için duâ ediyor. Memlekette böyle şöhret buluyor. Bu şöhretin sonunda, hükümdarın veziri bu genci duyuyor. Vezir doğruca bu gence geliyor ve gözlerinin açılö masını talep ediyor. Genç de; "Bu şifâ, imândan sonra olur. Eğer imân edersen gözlerin açılır, şifâ bulursun" diyor. Vezir imân eder, Mü'min olur. Genç de lâzım gelen duâları yapıyor, vezirin gözleri açılıyor. Hükümdar bakıyor; "Bu vezir şimdiye kadar kördü, şimdi ise gözleri açılmış, bu nasıl oldu?" Soruyor kendisine, vezir de söylüyor; "Filân yerde bir genç vardır. Ben, ona gittim. Okuyunca gözlerim açıldı" diyor. Yahûdi hüküm dar şartları nedir diyor? Şartları budur; "Ben imân ettim, Âllâh-û Teâlâ'ya" diyor. Hükümdar; "Benden başka bir mâbûdunuz var mıdır?" Vezir; "Evet, mabûdûmuz yalnız Âllâh'tır" diyor. Yahûdi hükümdar gadaplanıyor, vezir mecbur oluyor genci söylüyor ve genci getiriyorlar. Gence ya imândan vazgeçersin ya hut idam olacaksın diyorlar. Vezir imândan vazgeçmiyor. İdamına razı oluyor ve orada veziri idâm ediyorlar, şehid oluyor. Ondan sonra çocuğa sıra gelir. Hükümdar çocuğa diyor, "Sen imânından, bu işten vazgeçip bize döneceksin yahutta seni öldüreceğiz." Ç o

Bûruc Sûresi 4 2 9 cuk da cevap veriyor: "Hayır hiçbir sûrette imândan inkâra dönm eye imkân yoktur" diyor. Hükümdar birkaç adamını çağırıyor, diyor; "Bunu alıp kaleye götürün, kaleden uçurum aşağı atında parçalansın gitsin. Evvelâ teklif edin, dininden vazgeçerse bırakın. Dininden vazgeçmezse kaleden aşağı atın." Çocuk da diyor; "Yâ Rabbi, bildiğin şekilde bunlardan beni muhafaza et." Gencin duâsı kabûl olur. Bir zelzele olur, gelen adam lar yerin dibine göçerler. Gence bir şey olm az, yine hüküm darın yanına gelir. Hükümdar da; "Ne oldu arkadaşların?" diyerek soruyor. Genç de; "Benim Âllâh'ım kuvvetlidir, beni götürdüler, onlar düşüp öldüler" diyor. Bu defa hükümdar, sandalcı gemicileri çağırıyor onlara diyor; "Alın bu genci, götürün denizin ortasına. Orada teklif edin. Dininn den vazgeçerse kabûl edin, vazgeçm ezse denize atın." Denizciler, genci alıp götürüyorlar. Denizde açıldıktan sonra bir rüzgâr, fırtına gelir. Götürenler denizde alabora olup kaybolur. Genç de bir tahta üzerinde sahile çıkıp kurtulur. Genç, yine hükümdarın yanına geliyor. Yine yahudi hüküm dar soruyor nasıl olduğunu. Genç cevan ben; "Cenâb-ı Hak, imân edenlerin sahibidir. Onlar, denizde gark oldu, ben kurtuldum" diyor. Genç, yahûdi hükümdara diyor; "Sen hiçbir sûrette beni öldüremezsin. M eğer benim sözüm ü dinlersen, o zam an öldürebilirsin. Beni alır idâma mahkûm edersin. Ve beni idâm için sehpaya götürürler. Sonra benim oklarım var. Emredersin oklarımı birisi alır. Oku attığı zaman Kelime-i Şehadeti söyler. "Yâ Rabbi, Bi-ismi Rabbilgulâm i; Gulâm'ın Rabbi ismiyle muvaffak et bizi." Diyerek oku atarsa, o zaman beni öldürebilir."

4 3 0 Tefsir Sohbetleri Yahûdi hükümdar, genci idâma mahkûm eder. Halk toplanır, genci idâm mahâlline getirirler. Gencin bildirdiği oku, kendisine atm ak sûretiyle ok isabet eder ve genç şehit olur. Genç şehit olur ama bu defa onu gören halkın hepsi imân eder. Bunun üzerine yahudi hükümdar "Ne yapalım?" diyerek istişare ediliyor. "İmân edenleri tamamen ortadan kaldırmak lâzım gelir." Hükümdar ema retmiş bir çukur kazmışlar, uzun bir çukur, çukuru ateşle dolduru muşlar. Oraya da bir putu koymuşlar. Gelenlere de m üsâade etmişler, baksınlar Mü'minler nasıl yanacaklar. Nihayet imân edenleri getirirler, orada uzun bir çukur olan ateşin içine atarlar. İlk evvel bir hanım geliyor, çocuk da kucağında. Çocuğu, hanımın elinden alıp doğru ateşin içine atıyorlar. Fakat kuvvet-i kudret Cenâb-ı Hak'kındır. Ateş yakıcıdır Âllâh irade ederse. İbrahim Aleyhisselâma olduğu gibi. Ondan sonra sıra anasına gelmiş. Anası çocuğun oraya atıldığını görünce, kadın geri dönm eye niyetlendi. Çocuk oradan sesleniyor diyor; "Ana korkma! Cenâb-ı Hak burada ateşin sıfatını terk etmiş, ateş bağ bahçe gibi olmuştur. Seni ateşe atsınlar, gel bakayım." Bunu işitince anası gidiyor. Başkalarına da bakıyor, orada olanlar ateşin içinde rahat, istirahatteler. Bütün imân etmiş olan cemâat, kendilerini ateşe atıyorlar. Hiçbirisi ateşten zarar görm ez, Yahûdi hükümdar, bu şekilde rezil rüsva olur. Yahûdi hükümdar bu sefer ateşe hitap ediyor; "Senin sıfatın yakıcılıktır, bu sıfat nasıl zâil oldu?" Ateşten bir sedâ geliyor; "Evet, ben senin de bildiğin ateşim. İstersen gel de tecrübe et. Fakat ben, Âllâh'ın emri ile yakıyorum." Ondan sonra oradaki ateş, kırk arşın yukarıya çıkıyor, hükümdarla birlikte orada bulunan imân etmeyenleri yakıyor. İşte Âshab'ûl Ûhdud budur. Mesnevi'nin birinci cildin, ikinci hikâyesidir. Buyuruyor ki; O köpek yahudiye bak, neleri düşündü. Ateşin yanına bir putu koy

Bûruc Sûresi 4 3 1 du. Ve dedi ki "Kim bu puta ibadet ederse ki onun putudur, o halas, kurtuluş bulur. Aksi hâlde puta secde etmeyen, ateşin içinde olur." Bir hanımı çocuğu ile beraber getirdiler, ateşe atacaklar. Çoe cuğu, hanımdan alıp ateşe attılar. Anası korktu, kâlbinden im ândan ayrılmaya niyet etti. İstedi ki puta secde edip halas olsun. Ç o cuk ateşin içinden sadâ etti; "Ana ben ölmedim, gel benim yanıma rahat et. Eğer ki sûrette siz, öyle görüyor ateşin içindeyim fakat ben burada rahatım, ateş yakıcı değildir." O köpeğin kudretini gördün uzun bir çukur içinde ateş dolu. Bir de gel de burada Âllâh'ın kuvvet-i kudretini gör, çocuk ateşin içinden haykırıyor. "Ey Müslümanlar, imân edenler hepiniz gelin. Dinden başka her şey azaptır. Dindir asıl tatlı olan. İşte buraya gelin Âllâh'ın sıfatını görün." Orada bulunan cem âatlar çocuğun bu sadâsından sonra kendilerinden geçerek kadın, erkek hepsi kendini ateşe attılar. O yahudi hükümdarın yüzü siyah, mahçup oldu. Cemaatına karşı kalbi pea rişan, hasta oldu. Yüzünü ateşe çevirdi; "Ey sert olan ateş, senin tabii olan hararetin nerede? Niçin tabiatının icabını yapmadın?" "Ben her zaman bildiğin gibi yakıcı ateşim, gel de bakalım kendini tecrübe et. Benim tabiatım değişmemiştir. Lâkin ben destur ile Âllâh'ın izniyle yapıyorum. O ateş kırk arşın yükseldi, hükümdarla birlikte orada bulunan imân etmeyenleri de yaktı. İşte kutile, Eshab'ûl Ühdûd budur. Sûrenin akışı; kâfirlerin eziyetlerine karşı, Mü'minlerin imânda sabit tutulması ve Mü'minlere eziyet edenlerin neticede "Âshab-ı Uhdûd" gibi lânetlenip kahredildikleridir. Asıl cevâbın mânâsı şöyle olur. Müminler, kâfirlerden görecekleri sıkıntı ve eziyetlere karşı imânlarında sabır ve sebat etmelidirler. Çünkü Mü'minlere eziyet edenler, neticede ezilip kahredileceklerdir.

4 3 2 Tefsir Sohbetleri i * ; - 5- iyüjjl o ta jlül ~ ^ 5?r O ateş ki çıralı, tutuşturacak odunu. Çırası çok yâni. O alevli ateşi kaplayan "Ühdûd'un ateşi" kâlplerindeki imânı bu şekilde yakm ağa çalışanlar, başarılı olamamıştır. Hani o ateşin başına oturmuşlardı yâni etrafına toplanmışlar karşısından seyrediyorlardı. 7 i j g La ^P Onlar, Mü'minlere yaptıklarına karşı şahit de oluyorlardı. Öyle katı yürekli kâfirler idi ki hem Mü'minleri ateşe atıyorlar hem de o feci durum karşısında oturup seyretm ekten zevk alıyorlardı. 8 O-oJ^ll djöl> l j l Vl, lj-o-^ Laj Acaba o Mü'minler ne yapmışlar? Onları bu derece intikama sevk edecek neler yapmışlar da kızmışlardı, denirse. lj_iâ5 LJ>j Onlardan kızdıkları şey de başka değil. -oilj lj_l>jj ö\ J l Ancak Âllâh'a imân etmeleri idi. O Âllâh ki bütün kuvvet onun, ^ \ o kimse onun kuvvetine karşı gelemez. A_^.>Jl Bütün hamd onun, kimse onun karşısında hamd ve saygıya lâyık olamaz. İmânsız olanların nazarında, imânlı olanların cürmü imânlarıdır. 9 ^ ^ Jta j p ü l j ü ^3Vlj o l j j J l d iü aj ^ jji A A> p O s 3 0 ^jjl O Allâh ki j a j J l j o l j L l J l d i l i Bütün göklerin ve yerin

Bûruc Sûresi 4 3 3 mülk ve saltanatı hep O'nundur. Hepsinde dilediği gibi işini yürütür. İmânda devam etm ek istedikleri için o Ashâbı Uhdûd (Hendek *y, \ l sahipleri) onlara kızıyor ve yaptıklarını yapıyorlardı. J lsa j>aajij j u * J. Âllâh CelleCelâlûhû her şeyi görür m üşahade eder. 10- _ jijlp ^_^İ.î lj_>jö ^ ^ L a j _ o J l I j j JJl JiS* ^ 1_ İJLP c^ U I tsl O kim seler ki yâni haberiniz olsun o kim seler ki! I^İÜj ' o o o l_ L> jijlj Mü'min erkek ve kadınlara fitne yapmışlar, imânlarından çevirmek için onlara belâ olmuş, sıkıntı ve eziyet vermişler. IjJ J u Lİ Sonra da tevbe etmemişlerdir. ^-_$j Bundan dolayı onlara m uhakkak A il' ıs Cehennem azabı vardır. Bu küfürlerinin, inkâr etmelerinin karşılığı olan azaptır. ıl ü i o Ve onlara yangın azabı vardır. Bu da gittikçe yayılması itibâriyle bir yangına benzeyen, fitnelerden dolayı kendilerini sarsacak olan diğer bir ateş azabıdır. 11-jl^i'/l Lgl*- j * ( j - f oll> - ol>tjl,^-!l ljjlopj lj_lal j j J J l <j ^ i j j İ J l d J ı İ ji^l ^j,âji «Sı Âllâh-û Rasûlûllah'a Kur'ân'a imân eden ve Ij L - pj L^JUkJl bu imânı âmâl-i saliha ile takviye ve tezyin eden. i j L f J Cr* A y & oül>- Onlara mahsus cennetler var ki ağaçları, köşkleri altından ırm aklar akan cennetler vardır. (Bu nehirler, Cennet sahiplerinin emrindedir.) Kur'an-ı Azimüşşân bizim için dünyada olduğu gibi, ahirette de ahkâmdır. Cennette de Kur'ân

4 3 4 Tefsir Sohbetleri j! O ^ ^ \ var. Fakat Cennette amel yok, telezzûz için okunuyor. jj- U l d U i is O İşte en büyük fevz (ve necat) kurtuluş budur. A*, x S ^ S & ım 12- JJ.JÂJ lllj j* ^ *j l Ey Habibim Ekmelerrusül SaNâNâhû Aleyhivesellem, halka tebliğ et ki şüphesiz Âllâh-û Teâlâ'nın kuvveti, yakalaması çok şiddetlidir. E * ztı 13- J j t j j ^ J o ja Zira ilk yaratan ve sonra da tekrar yaratacak olan ancak O'dur. İlk yaratmayı da yeniden hayat verm eyi de O yapar. 14- j.&j Bununla beraber çok bağışlayandır, çok sevendir. j j - İ a JI ~İ» Son derece bağışlayıcıdır. ij ij J I Çok sevendir, çok sevgili veya sevimlidir. ^ O O f 15- J u ^ J l ^ J Ü l j i Arş'ın sahibidir, yücedir. Arş'ın sahibi, mâliki yahut bütün evr renin mülk ve saltanatın sahibidir. şanı yücedir. i Zat ve sıfatında büyük 16- J J U J I ııli Dilediğini, murad ettiği şeyleri mutlaka yapar. İrâdesi hiç şaşmaz, kurtuluşa erdirm ek istediklerini de kesinlikle kurtuluşa erdirir.

Bûruc Sûresi 4 3 5 Ey Ekmelerrasûl, Mü'minlere asker sevketm ek isteyenlerin. (Sana, Fir'avn ve Sem ûd ordularının kıssaları erişti mi?) la ^ - q ^ } İV S * 0 ^ 0 * 18- i j-o-jj J Fir'avn ve Semûd kavmi gibiler ki bunların kıssaları. Âllâh'a ve Rasûllerine karşı inkâr ve taşkınlıkları ve Âllâh'm, onları ordularına ve kuvvetlerine rağmen nasıl tutuverip de yok ve azap ettiği, Kur'ân'ın birçok yerinde anlatılmıştır. İmânı olanlar, bundan ibret alırlar. 19- ^ ij j ls - J j Fakat inkâr edenler, bir yalanlam a içinde bocalayıp durm aktadırlar. O büyük kurtuluşa erm ek istemiyorlar da "Bunlar yalandır, asılsızdır" diye yalanlam a içine girmiş, sonlarını düşünmüyorlar. <L 20- r? Hâlbuki Âllâh-û Teâlâ (ilim ve kudretiyle) onları kuşatmıştır. Kitaplarını arkalarından verecek, kurtulmalarına imkân yoktur. "İl ^ o S ' -* J 21- j l j i JH* J j Hayır, öyle değil. O, yüksek şanlı bir Kur'ân'dır. Kâfirler yalanlıyorlar ama O, yâni bunları anlatan kitap, amel edilmesi gereken kitaptır.

4 3 6 Tefsir Sohbetleri Aslı Levh-i Mahfuz'da bulunan şerefli Kur'ân'dır. Biz, her şeyi apaçık bir kütükte saymışızdır. Her şeyin yazıldığı varlık sahifesidir. Bunun da aslı Ümm'ül Kitap (Kitabın Anası) olan, ÂNâh'm ilmidir.