Huzur-i Enver (Atba) Kelime-yi şehadet ve Fatiha suresinden sonra şöyle dedi:

Benzer belgeler
1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

Hazret-i Muhammed (S.A.V.) altı yaşındayken annesi vefat etti. Dedesi Abdül Muttalib çocuğu himayesine aldı, fakat iki sene sonra o, da öldü.

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

İslamiyet in dirilmesi bizden fidye ister. Cenab-ı Hak:

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

2- Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Beni babanızdan, çocuklarınızdan ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe gerçek mümin olamazsınız.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN


Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

Huzur-i Enver (Atba) 4 mayıs 2018 de Londra da Beyül Futuh camisinde Cuma hutbesi verdi. Teşehhüd taavvuz ve fatiha suresinden sonra şöyle buyurdu:

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok. Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok. Yâri ararım devrederek hâne be hâne

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Aziz Gençler Cumartesi, 06 Mayıs :08

UMRE YAPMANIN FAZİLETİ

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Huzur-i Enver (Eyyedehullahu binasrihill aziz) Kelime-yi şehadet ve Fatiha suresinden sonra şu ayeti okudu:

Gençlik nimeti ve islâmın gençlere verdiği önem

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim :03

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Her İşin İlk Adımı: Niyet

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Asr-ı Saadette İçtihat

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

2015 YILI 3. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI Pazartesi Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Kapucu Camii

Andolsun ki, sizin için Resûlullah'da güzel örnek vardır. (Ahzap suresi, ayet 22)

Azrail in Bir Adama Bakması

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

DERLENMİŞ HADİSLER. Prof. S.M. AHMAD NASİR Türkçesi: Dr. M. C. ŞEMS

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 115 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 3

1)Verilen bilgiler, Hz. Muhammed'in (SAV) özellikleri ile aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak eşleştirilmiştir?

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

NAMAZ. 2 Namaz kimlere farzdır? Ergenlik çağına gelmiş, akıllı ve Müslüman olan herkese farzdır.

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Ck MTP61 AYRINTILAR. 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi. Konu Tarama No. 01 Allah İnancı - I. Allah inancı. 03 Allah İnancı - III

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

İmanda Mürakebe Bilinci - Akaid - Dr. Mehmet Sürmeli'nin kişisel web sitesine hoşgeldiniz.

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

söylediğine göre hayırlı olandır. Birçok insan vardır ki kendini aldatırlar ve biz muttakiyiz derler. Fakat muttaki ancak Yüce Allah ın cc

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla MÜŞRİKLERLE İLİŞKİLER SERİYYE VE GAZVELER

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

Transkript:

Yüce insanlar - Ashab-ı Kiram Huzur-i Enver (Atba) Kelime-yi şehadet ve Fatiha suresinden sonra şöyle dedi: Geçen hutbemde ashab-ı kiramın (rıdvanullahi aleyhim) yüceliği, onların faziletleri ve örnek oluşları hakkında anlatmıştım. Bazı sahabelerin hayatlarını açıklamıştım. Daha da anlatmak istiyordum fakat vaktin yetersizliği sebebiyle anlatamamıştım. Daha sonra gelen mektuplardan dolayı, en azından aldığım notları anlatayım dedim. Böylece bir yandan sahabelerin durumu, onların fedakarlıkları öğrenilsin, öbür yandan onların örneğini benimsemeye dikkatimiz çevrilsin. Bu yüzden de bugün aynı konuda konuşacağım. Hz. Resulüllah ın (sav) yüce sahabelerinden biri de hz. Ebu Ubeyde bin El-Cerrah idi. Sahabe olduğundan dolayı onun kesinlikle bir makamı vardı, bir çok özelliklere sahip birisiydi. Ancak hz. Resulüllah ın (sav) kendisinin emin (güvenilir) oluşu hakkındaki mübarek kelimelerinden rivayetlerde şöyle bahsedilir: Necran kabilesinin delegesi, Necran dan vergi alınması için birisinin gönderilmesini arz ettiklerinde Resulüllah (sav) şöyle buyurdu: Ben sizin yanınıza öyle bir kişiyi göndereceğim ki o baştan başa emindir. Bunun üzerine ashab-ı kiram, hz. Resulüllah ın (sav) böylesine şereflendirdiği şahıs kimdir diye bakınmaya başladılar. Hz. Resulüllah (sav), Ebu Ubeyde ayağa kalk buyurdu ve sonra da oraya gitmesini emretti. Peygamber Efendimizin (sav) kendisiyle ilgili bir açıklaması, hz. Enes (ra) tarafından şöyle rivayet edildi: Hz. Resulüllah (sav) buyurdu ki, her ümmetin bir emini olur, ey benim ümmetim, sizin emininiz Ubeyde bin El-Cerrah tır. Peygamber Efendimizin (sav) bahşettiği bu şeref ne kadar yücedir. Onun alçakgönüllülüğü, yardımlaşması ve hikmet ile işleri halletmesi hakkında şöyle anlatıldı: Hz. Resulüllah (sav) bir göreve, Amr bin El-As ı askerlerin komutanı tayin ederek gönderdi. Oraya varınca düşmanın sayısının fazla olduğu anlaşıldı. Onun askerlerinin çoğu köylü idi, muhacir ve büyük sahabeler az idiler. Amr bin El-As (ra) yardım talep etti. Bunun üzerine hz. Resulüllah (sav) Ebu Ubeyde nin (ra) komutası altında bir birlik gönderdi ve Ebu Ubeyde ye, siz her iki başkan aranızda yardımlaşın, diye nasihat etti. Fakat Amr bin As, bu birlik yardım için geldi, bu yüzden bana tabidirler düşüncesiyle Ebu Ubeyde nin askerlerine doğrudan emir vermeye başladı. Bu durum üzerine Ebu Ubeyde, herhangi bir tartışmaya girmek yerine şöyle 1 / 5

dedi: Hz. Resulüllah (sav) beni bağımsız bir komutan olarak göndermiş olmasına rağmen, aranızda yardımlaşın diye de emrettiği için ben sadece size yardım edeceğim, siz benim sözümü ister kabul edin ister etmeyin, ben her konuda sizin sözünüzü kabul edeceğim. Vaziyetin nazik oluşunu göz önünde tutup doğru karar vererek Müslümanların gücünü sağlamlaştırmak için kendi tercih hakkını terk etmek işte budur. İşte bu yardımlaşma, bugün Müslümanların gücünü yüce bir kuvvet haline getirebilir ki bugün Müslümanların buna çok ihtiyacı vardır. Keşke Müslüman liderler de aralarında nasıl yardımlaşacaklarını akıl etseler. Bugün dünyanın barışının garantisi ancak, adalet, insaf ve emanetin hakkını vermekle olabilir. Büyük hükümetlerin, bizim isteğimize göre hareket edin, yoksa sizin aleyhinizde davranacağız, diyerek küçük hükümetleri mecbur bırakmasıyla barış sağlanamaz. Müslüman ülkelerin çoğunda liderler, halktan toplanan vergileri halk için harcayacakları yerde kendi hazinelerini doldurur ve bir de Resulüllah aşkı, sahabe aşkı naraları atarlar. Yine hz. Resulüllah ın (sav) amcası olan hz. Abbas (ra) vardır. El açıklığı ve akrabalara sahip çıkmasıyla meşhur idi. Hz. Resulüllah (sav) kendisi hakkında, Kureyşliler arasında en cömert ve akrabalara sahip çıkandır, buyurdu. Hz. Abbas (ra) bunu duyduğunda yetmiş köleyi azat etti. O insanların cömertliğinin seviyesi işte böyleydi. Yine hz. Resulülah ın (sav) amcaoğlu ve Hz. Ali nin (ra) öz kardeşi olan hz. Cafer (ra) vardır. O da ilk günlerde İslam ı kabul etme saadetine erişti ve Mekke deki durumlardan dolayı Habeşistan a hicret etti. Mekkeliler bunu öğrenince iki reislerini hediyelerle birlikte Habeşistan a yolladılar. Bizim birkaç aklı kıt genç, dinlerini bırakıp sizin ülkenize gelmişler ve onlar sizin dininizi de kabul etmeyip, yepyeni bir edindiler, mesajı ile diğer reislere filan hediyeler gönderdiler. Necaşi, Mekke kafirlerinin söylediklerini dinledikten sonra Müslümanları saraya çağırdı. Müslümanlar, kimbilir bize nasıl davranılacak düşünceleriyle sıkıntılı bir şekilde gittiler. Necaşi, dininizi bırakmanızın sebebi nedir, ne önceki ümmetlerden birinin dinini benimsemişsiniz ne de bizimkini diye sordu. Hz. Cafer (ra) Müslümanların temsilcisi oldu ve şöyle dedi: Ey Padişah! Biz cahil bir millet idik, putlara tapardık, murdar (pis) şeyleri yerdik, kötü işler yapmak, akrabalara kötü davranmak bizim sıradan huylarımızdı, aramızdan güçlü olanlar zayıfları ezerlerdi. Böyle bir durumdayken Allah-u Teala aramızdan bir Resul gönderdi, onun efendiliğini, doğruluğunu, güvenilirliğini, temiz ahlakını ve akrabalarıyla güzel ilişkisini hepimiz çok iyi bilirdik. O bizi Allah ın birliğine ve ibadete çağırdı ve bize, hiçbir şeyi Allah a eş tutmamayı, putlara tapmamayı öğütledi. O bize doğruluğu, güvenilirliği, akrabalarla iyi geçinmeyi emretti, sebepsizce savaşmaktan, kan akıtmaktan men etti, hayasızca işlerden kaçınmamızı söyledi. Yalan söylemek, yetimin malını yemek, namuslu kimselere iftira atmaktan men etti. Bize, tek olan Allah a ibadet etmemizi emretti. Biz onun söylediklerini kabul ettik ve onlara göre 2 / 5

amel ederiz. İşte bundan dolayı bizim milletimiz bize karşı çıktılar, bize eziyet ettiler, sıkıntılara soktular ve bu son raddeye varınca biz kendi vatanımızı bırakıp sizin ülkenize sığındık. Çünkü sizin adalet ve insafınızın meşhur olduğunu duyduk. Ey padişah! Bu ülkede bize bir aşırılık yapılmayacağını ümit ediyoruz. Necaşi bundan çok etkilendi ve Peygamberinize inen kelamdan biraz okuyun, dedi. Bunun üzerine hz. Cafer (ra) Meryem suresinin birkaç ayetini çok güzel bir tilavet ile okudu. Necaşi ağlamaya başladı ve şöyle dedi: Allah adına ant olsun ki bu kelamın ve hz. Musa ya inen kelamın aynı membadan olduğu anlaşılıyor. Mekkenin temsilcisine dönerek, bu insanları size geri göndermeyeceğim, bunlar artık burada kalacaklar, dedi. Mekke nin elçileri aralarında danışıp bir plan yaptılar ve padişaha şöyle dediler: Bunlar, İsa ya Hıristiyanların inandığı gibi inanmıyor ve mertebesini küçültüyorlar. Padişah Müslümanları tekrar çağırdı ve hz. İsa ile ilgili inançlarını sordu. Bunun üzerine hz. Cafer (ra) şöyle dedi: Bu konuda bizim Peygamberimize (sav) inen kelam şudur ki, İsa, Allah-u Teala nın bakire Meryem e lütfettiği bir insan ve resuldür. Necaşi yerden bir çöp parçası aldı ve dedi ki, Hz. İsa nın mertebesi, sizin söylediğinizden şu kadarcık bile fazla değildir. Ve Müslümanlara da, siz burada tamamıyla özgürsünüz, dedi. Hz. Cafer in (ra) feraseti, hikmeti ve ilmi, Müslümanlara orada kalma imkanı verdi. Sahabelerden biri de Mus ab bin Amîr idi. Çok zengin bir insan idi, çok rahatlık ve nimetler içinde yetişmişti, çok kıymetli elbise giyerdi, çok yakışıklı bir genç idi. Birgün hz. Resulüllah (sav) Mus ab ı (ra) elbiselerini deri parçalarıyla yamalamış vaziyette mescitte gördü. Sahabeler onun bu halini görünce başlarını eğdiler. Mus ab (ra) Mescide girip selam verdiğinde hz. Resulüllah (sav) çok içten bir sevgiyle selamına cevap verdi ve onun önceki halini ve bir de şimdiki halini görüp Peygamber Efendimizin (sav) gözünden yaşlar damladı. Sonra onu yüreklendirerek şöyle buyurdu: Elhamdülillah, dünya düşkünlerine dünya nasip olsun. Ben Mus ab ın o zamanını da gördüm ki Mekke de ondan daha fazla servet sahibi birisi yoktu, anne-babasının en sevgili evladı idi, yemek içmek bakımından en güzel nimetler kendisine nasip oluyordu. Ama Allah ın Resulünün sevgisi onu bu hale getirdi ve o her şeyi Allah ın rızası için terk etti, Hüda Teala da onun çehresine nur verdi. Hz. Mus ab ın (ra) güzel tebliğ yapma yeteneği de vardı. Sevgi ile tebliğ yapar ve derdi ki, eğer benim sözlerim hoşunuza giderse dinleyin, hoşunuza gitmezse dinlemeyin, bırakıp gidin. Birçok insan hz. Mus ab ın (ra) tebliği sayesinde Müslüman oldu. Hz. Esed bin Hazîr Ensari, hz. Mus ab vasıtasıyla İslam a kavuştu. O şöyle derdi: Benim üç durumum vardır ki onlardan herhangi biri benim üzerimde kalıcı olsa kendimi cennetlik sayarım. Birincisi, ben Kuran okuduğumda yahut birisini okurken dinlediğimde üzerimde öyle bir İlahî huşu olur ki eğer bu durum bende kalıcı olsa kendimi cennetlik sayarım. İkincisi, Nebi-yi Kerim (sav) hutbe verirken ben kendisini son derece dikkatle dinlerim, o anki durumum eğer daimi olsa ben cennetliklerden olurum. Üçüncüsü, ben bir cenazeye katıldığımda, sanki o cenaze benmişim ve ben sorgulanıyormuşum gibi bir halim olur. Eğer bu durum da kalıcı olsa kendimi 3 / 5

cennetliklerden sayarım. Velhasıl, bu onlardaki mükemmel seviyedeki İlahî huşunun alametidir ve insana Allah korkusu veren, salih ameller yapmak için çabaya sokan ve her zaman Allah ı hatırlatan işte bu durumlardır. Onun her defa, eğer bu halim olsa ben cennetliklerden sayılırım durumu, ispat etmektedir ki o cennetliklerden idi ve Allah ın rızasını elde edenlerden birisiydi. Başka bir ensarî sahabe Ebi bin Kaab idi. O da ilmi ile amel eder, düzenli bir şekilde beş vakit namazı Peygamber Efendimiz (sav) ile birlikte eda ederdi. Hz. Resulüllah ın (sav) bir nasihatini şöyle beyan eder: Sabah namazından sonra Hz. Resulüllah (sav) bazı insanlarla ilgili, namaza gelmediler mi diye sordu ve sonra buyurdu ki, sabah ve yatsı namazları imanı az olanlar ve münafıklar için çok ağırdır. Eğer onlar bu namazların ne kadar sevabı olduğunu bilseler, dizlerinin üzerinde sürünerek gelmek zorunda bile kalsalar mutlaka bu namazlara katılırlar. Hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle der: Hz. Resulüllah ın (sav) elindeki ne idi ki ashab-ı kiram böylesine sadakat gösterdiler ve sadece putperestlikten ve mahlukperestlikten yüz çevirmekle kalmadılar hatta onların içindeki dünya arzusu yok oldu ve Hüda Teala yı görmeye başladılar. Onlar son derece itaat ile Allah ın yolunda öyle feda olmuşlardı ki sanki onlardan her biri İbrahim idi. Onlar tam ihlas ile Hüda Teala nın celalini göstermek için öyle şeyler yaptılar ki onun benzeri bir daha asla ortaya çıkmadı. Ve onlar dinin yolunda kurban edilmeyi mutlulukla kabul ettiler. Hatta bazı sahabeler şehit olma şansı elde edemeyince düşündüler ki belki de bizim sadakatimizde bir eksiklik vardır. Şu ayette işaret edildiği gibi; minhüm men gaza nahbehü ve minhüm men yentazir yani bazıları şehit olmuştu, bazıları ise şehitlik ne zaman nasip olacak diye beklemekteydi. Şimdi düşünmek gerekir, acaba bu insanların diğerleri gibi ihtiyaçları yok muydu, onların evlat sevgileri ve başka ilişkileri yok muydu? Fakat bu çaba onları öylesine mest etmişti ki dini her şeyden üstün tutmuşlardı. Yine hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle der: Dünyevî hayat bakımından o zaman hz. Resulüllah dan (sav) ne beklentileri vardı ki kendi canlarını ve saygınlıklarını tehlikeye attılar, milletleri ile olan eski ve fayda dolu ilişkilerini kesip attılar. O zaman hz. Resulüllah ın (sav) darlık, sıkıntı zamanıydı, kimse onu önemsemez ve tanımazdı ve geleceğe ümit bağlamak için hiçbir belirti de yoktu. Onlar bu güçsüz dervişin -aslında azim-üş şan bir padişah idi- öyle hassas bir döneminde vefa, muhabbet ve aşk dolu bir kalp ile eteğine yapıştılar. O zaman geleceğin güzel olacağı ümidi şurada dursun, bizzat o yüce Muslihin (sav) birkaç gün içinde canı elden gidecekmiş gibi görünüyordu. Bu vefa bağı sadece iman gücünün coşkusu ileydi ki bu mest oluş ile onlar canlarını vermek için öyle ayağa kalktılar ki sanki susuzluktan ölmek üzere olan birisinin tatlı sulu bir çeşmenin başına gayri ihtiyari koşması gibi. 4 / 5

Huzur-i Enver şöyle dedi: Allah-u Teala, bu nurlu yıldızların örneği üzerinde yürüyerek bizi de Allah ve Resulü nü seven kimseler kılsın ve bizim de her amelimiz Allah ın rızasını cezbedici olsun. Kaynak: https://www.alislam.org/friday-sermon/2017-12-22.html 5 / 5