Çocuğa Yönelik Şiddet Mevcut Durum Üzerine...



Benzer belgeler
ÇOCUK CEZAEVLERİ KAPATILSIN!

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül :41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül :10

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Bir planı ortaya çıkartabilmek sancılı bir süreç ve çok ciddi bir altyapı gerektiriyor. Zaten fark

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

Zorbalıklarına karşı verilen hapis cezası da paraya çevrilemeyeceği gibi ertelenmeyecek.

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

Yrd. Doç. Dr. Mehmet ALİ ŞUĞLE Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Öncelikle böyle bir güzel toplantıyı

Hollanda da aile içi şiddet. ile Mücadele Konusunda Disiplinlerarası Yaklaşım

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

AÇEV AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI

Kadına Yönelik Şiddet

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

Polis 'Adın çıkar evine git' deyip ölüme göndermiş - Evrensel.net

Yaz l Bas n n Gelece i

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

Sık Sorulan Sorular. TANDEM KÜLTÜR YÖNETİCİLERİ DEĞİŞİMİ Türkiye Avrupa Birliği (AB) Soru listesi:

KADINA ŞİDDET SAATLİ BOMBA MI? ERAY KARINCA

Forex Ek Kazanç Sistemi

İstismar Edersen Ceza, Delilin. Yoksa. Tedbir, Boşanırsan Nafaka

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Evliliğin Yazısız Kuralları!..

TÜRKİYE DE BAĞIŞÇILIĞI ALTYAPISINI GELİŞTİRME PROJESİ KAPSAMINDA

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

EğiHm Hedefleri nereden geliyor?

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor.

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

ISBN :

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

10SORUDA AİLE SİGORTASI

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Çocuklar en iyi notları getirmeseler de boğazımızdan kesip alıp verdiğimiz telefonları, en iyi şekilde ve gözü gibi korudukları bir gerçektir.

KADINLAR İÇİN EL KİTABI

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

Serkan Ertem.

Tecavüz veya diğer cinsel saldırıya uğramış 18 yaşından küçük gençler için

ŞAHISLAR: Anne:Zişan, Baba:Orhan, Abla:Fehiman, Abla:Güzin, Abi:Osman, Küçük Kardeş:Fikret

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

GRUP İLKESİ İLE EXPLORER AÇILIŞ SAYFASINA ENGEL KOYMAK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Gölhisar Meslek Yüksekokulu. Ders Adı: Sunucu İşletim Sistemi

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Zayıflarken Yapılan 5 Hata ve Çözümleri

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

Takvim Methodu Korur mu?

Örnek Proje: Çocuk Evleri...

ADLİ TIBBİ AÇIDAN ADLİ PSİKİYATRİ

EVRENSEL ÜREME SAĞLIĞI HİZMETLERİNE ERİŞİM ve TÜRKİYE DEN YANSIYANLAR. HÜKSAM Gökhan Yıldırımkaya-UNFPA 20 Mart 2015 HÜKSAM - Ankara

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2015 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2015

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

SATILIKTIR TL Bilgi İçin:

Kadınların Çalışma Deneyimleri

Cumhuriyet Halk Partisi

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

HASAN KOLCUOĞLU ADANA

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

Bu kitabın sahibi:...

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Cinsel ŞİDDETTİR. Ekonomik ŞİDDETTİR. Fiziksel ŞİDDETTİR

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

22 İL Hane Ziyaretleri-2015 Sonuçları. Katılan kişi sayısı: 22864

TANDEM - KÜLTÜR YÖNETİCİLERİ DEĞİŞİM PROGRAMI TÜRKİYE - AVRUPA BİRLİĞİ

2. Haber Listesi. 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol. facebook twitter rss youtube BĐANET. Haber Listesi. 5. Özel Dosyalar BĐAMAG

Yavuz Bayülken Tarafından Hazırlanıp Sunulan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri Başlıklı Rapor Üzerine Görüşler

Kapitalistler Halka İstemediği Bir Şeyi Satabilir mi?

Konum bazlı servisler ve uygulamaların hayatımıza kattıkları

D. CÜCELOĞLU: Gönlünün Muradını Yaşamak Savaşçı Stili Gerektirir - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

AR AŞTIRMA R APORU 2

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Aile içi şiddeti ihbar edin ve mahkemede yardımcı olun

AçıkÖğrenim: ÖğrenmeAlanı DD208: Refah, Suç ve Toplum Gözetlemeye Giriş 2

1. Lütfen Araştırın!

65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri

Çalışan Kadın ve Annelik Rolü

Windows XP Professional Kurulumu

Marka Yarattığını Sanan Pazarlamacılar. Can Turanlı

FRANSA DA ÜNİVERSİTE SİSTEMİ

Bilgilendirme Rehberi

Geçen ay meslektaşım, eğitmen arkadaşım Gülgün Koç ne güzel hatırlattı Peter Drucker ın meşhur tespitini : Ölçemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

ÖFKENİZLE BAŞ ETMEYİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu Eğitim Öğretim Yılı. Ocak Ayı Bülteni ÜNİTE BAŞLIĞI: Kendimizi İfade Etme Yollarımız (PYP) 4A 4B

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Transkript:

Çocuğa Yönelik Şiddet Mevcut Durum Üzerine... Seda Akço Seda Akço: Çocuğa yönelik şiddet konusunda benim öngördüğüm ya da herkesin hemfikir olduğu şey, bir kere şiddeti önlemeye dair, hem mevzuat bakımından hem de hizmetler bakımından çok eksik olduğumuz. Sistem bir şey olduktan sonra müdahale etmeye odaklı. Daha önce buna dair, birlikte bir şey yapalım, diye harekete geçmiştik ama, Melda hatırlar, STK lar içinde bile önlemeyi izah etmek ve önleme üzerinde çalışmada bulunulmasında motivasyon oluşturmak çok zor. Bir de özellikle böyle bir ülkede, devamlı dayak yiyen, öldürülen, tecavüze uğrayan haberler gelirken önleyelim, diye düşünmek çok zor benim gördüğüm kadarıyla. Ancak üzerinde önemle durulması gereken bir alan önleme, bu alan da kanunla filanla düzeltilebilir bir alan değil. Yasal eksiklik var, diyorum ama bu böyle çok da kalben bağlanarak söylediğim de bir şey değil. Çünkü bu mevzunun sadece yasa ile çözülebileceğini düşünmüyorum. Mevcut kanunlar, milli eğitim, sağlık, sosyal hizmet mevzuatı, önleme odaklı çalışmak isteyen bir idare için, önleyici hizmetleri sunmaya elverişli. Üstüne bir de şiddeti önlemek için başka, yok bilmem neyi önlemek için başka, ayrı ayrı kanunlar çıkartmaya gerek yok. Çünkü bir tek şey değil bunlar, ayrıştırılabilir şeyler değil. Şiddeti önlemek için şunları yap, istismarı önlemek için bunları yap, suçluluğu önlemek için şunları yap şeklinde ayrıştırılabilir şeyler de değil. Bütüncül bir bakış açısıyla, aslında tamamen hakları temin etmeye odaklı bir yaklaşım gerekiriyor. Çok söyleniyor önleyici mevzuat yetersiz, diye. O yüzden madem öyle, ihtiyaç duyuluyor, adı böyle olan bir şey çıksın, bir kanun, herkes de rahat etsin. Çünkü bazen kanunlar böyle bir motivasyon yaratıyor. Mesela Çocuk Koruma Kanunu öyle bir motivasyon yarattı. Birden bire çocuk mahkemeleri işlerini, korumayla da ilgili tanımlar hale geldiler, önceki kanundan bir farkı olmadığı halde görev tanımlarının. Onun için zararı yok, fazla mal göz çıkarmaz, bir tane de önleme kanunu, diye bir kanun çıksın ama bununla çözülebileceğini düşünmüyorum ben. Bir önlemeye yönelik bir bakış açısı, bir istek, motivasyon yaratmaya ihtiyaç var. Sadece kamuda değil, ama sivil toplumda da bunun olmasına ihtiyaç var. Hani böyle on, on beş sene önce istismar konusundaki durum neyse, şu an önleme konusunda da durum o, diye düşünüyorum. Olduktan sonrasıyla ilgili de kanunun neden yetmeyeceğini gösterecek bir durum, bence mevzuat yeterince elverişli, olduktan sonra düzgün bir müdahaleyi sağlamak için. Ama başvuru merkezlerinin olmaması, bu yerlerin uzmanlaşmış olmaması, her yerde standart biçimde eşit hizmet sunulmuyor olması, başvurudan sonra meydana gelecek aile içi ilişkiler, işte sosyal çevre ile ilgili problemlerin dikkate alınmıyor olması gibi bir sürü sebeple o sistem işlemiyor kanunda öngörüldüğü biçimde. Hukukçu, Hümanist Büro nun kurucusu. 1

Bir çocuk ben mağdurum dediği zaman, fiziksel istismar da olabilir, cinsel şiddet de olabilir, ondan sonra başına neler gelecek, kim eşlik edecek, nereye başvuracak? Öğretmenine söylüyor, öğretmen kime başvuracak, başvurursa nereden destek alacak? Bütün bunların, bu kişiler tarafından bilinmesini sağlamak, bu başvuruları alacak bir yer kurmak, başvurana destek vermek gibi bir sürü hizmet var sunulması gereken. Bu hizmetler olmadan, kanuna şu hükmü de koyalım, bu cezayı da koyalım, diyerek çözülemeyecek olduğunu söylüyorum. Özellikle de cezalandırıcı bir yaklaşımla, yani yasaklar koyup, cezalar öngörülerek filan değişmeyeceğini düşünüyorum. Katılımcı: Bu, zorunlu eğitime çocuklarını göndermeyen ailelere ceza yazmakla çok eş bir durum sanki. Öyle bir kısırdöngüye girmiş durumda ki aslında. Çocuk korumada da, zorunlu eğitimde de aileye ceza vermekle yükümlü. Ama zaten hem verdiği cezayı takip etmiyor ya da hiç vermiyor hem aileyi ikna etmek için ya da çocuğun okula gönderilmemesiyle ilgili sorunları kökten toparlamaya yönelik bir şey yapmıyor. Katılımcı: Cezayı neden vermiyor peki? Katılımcı: Yani bir kere orada da farklı bir dinamik var. Bazen aileye ceza yazmak istemiyor, çünkü zaten aile de zor durumda. Para cezasına çarptıracak mesela okula gitmediği her gün için aileyi. Ama aile zaten yoksulluk sınırının altında, yani o parayı verecek durumda değil. Dini vecibelerden dolayı göndermek istemiyor mesela ya da Benim çocuğum çobanlık yapmak zorunda, eve ekmek getirmek zorunda, diyor ve orada böyle bir ikilemde kalıyor. Seda Akço: Bu ülkede çocuğa karşı şiddeti önlemeye yönelik herhangi bir yapısal, yapılandırılmış, istekli bir mücadele yok ve hakimin önüme konulan tek şey çocuğa şiddet uygulayanı cezalandırmak. Böyle olduğu zaman, eğer bu şiddet babanın çocuğu biraz eğitmek için çaresiz kalınca başvurduğu türden bir şiddetse, babayı cezalandırmak çocukla ilgili bir şeyi çözmeye yaramayacak, diye düşünüyor. Yani ne yapsın ki? Toplumun %98i aynı yöntemi kullanarak çocuğunu eğitiyor. Ancak ahlak kurallarına göre kabul edilebilirliğin çok dışına çıkmış olan şeylere, çok ağır cezalar vererek önlemeye çalışılıyor, eldeki tek araç bu çünkü. Ama bunun dışında bir mücadele yok. Böyle olunca; ben de ceza verdiğim zaman iş daha da sarpa saracak, neye yaramış olacak bu ceza, hiçbir şeye; o zaman bu ceza manalı değil diye düşünüyor uygulamacı. Bu, polisinde de, hakiminde de, savcısında da böyle. Bir faktör bu, ama tamamı bu demiyorum. Mesela bir kısmı da aslında aile içi şiddet veya okulda eğitimle ilgili olan bir şey, bir suç değil, diye düşünüyor. Ailevi bir problem ya da bir eğitim problemi, bununla hakim, savcı, polis uğraşmamalı, bir de böyle bir anlayış var. Ama bana göre şiddetle mücadelede, devletin iradesini gösterecek olan şey ağır ceza öngörmek değil; bununla mücadele etmeye yönelik çok yapılandırılmış, çok istekli faaliyetlerin olmasıdır. Bunlar olunca durumun değiştiğini görüyoruz zaten. Yasa uygulayıcılar bakımından da durum değişiyor, eğer böyle bir isteklilik görürlerse. Ama bu istekliliği nasıl görecekler? Devlet bütün organlarıyla o hizmetleri sunmak üzere harekete geçiyorsa, birtakım 2

kurumları kuruyor, hizmetleri oluşturuyor, bir mücadele ağı örgütlüyorsa, adalet mekanizması da onun içinde doğru yere oturuyor o zaman. O zaman gerçekten caydırıcı olması ya da adaleti tekrar sağlamak açısından cezanın kullanılması gerektiği yerde, kullanıyor cezayı. Ama ceza tek araç olduğunda denge bozuluyor. O denge bozukluğu kanun uygulayıcıyı da etkiliyor. Elverişli bir araç olmadığını düşünüyor elindekinin. Mesela çok çelişkide bir durum. Erken yaşta evlendirilmiş çocuklar, bir de bebekleri olmuş. Şimdi oğlanı, bu erkek çocuğu olmayabilir biraz daha büyük olabilir yirmi yaşında diyelim, alıp hapse atınca ortada kalan iki çocuk daha var. Bunu gördüğü zaman mahkeme, ceza vermek zorunda kalsa bile, içinden yaptığı şeyin doğru olmadığını düşünerek, yapıyor. Peki, çözüm bulalım, ne bulalım? Geçenlerde bir yerde şu teklif edilmişti: bu hallere bir cezasızlık getirelim, yani eskiye dönelim ve evlenme ile meseleyi çözelim. Çünkü bu toplumun bir gerçeği. Şimdi toplumun bu gerçeği ile mücadele eden bir irade olmayınca, birtakım zihinler de o gerçeğe göre çözüm bulmaya odaklı çalışıp, orayı çözmeye çalışıyor. Yani sorun olarak ortaya çıkmış şeyi çözmeye çalışıyor. Şiddette de benzer bir şey oluyor. Kocası karısını dövmüş ya da babası çocuğunu dövmüş, aile içindeki ya da insanlar arasındaki problem şiddete dayalı çözülemez, diyen bir şey olmayınca biz şimdi bu sorunu çözelim. Ne yapalım? Kocanın karısını, babanın çocuğunu dövmesini o kadar da büyük bir suç olarak görmeyelim. Bu aynı şey değil, sokakta başka birini dövmekle. Onun için başka şekilde çözelim, böyle bir şey oluşuyor. Onun sadece yasa meselesi olarak yaklaşmamak gerekiyor bu tür şeylere. Bizde tek araç olarak ceza hukuku kullanılıyor. Tek araç olarak hukuk, onun içinde de ceza hukuku kullanılıyor. Şimdi kanunda diyorsun ki, cezayı son çare olarak kullan. Peki, ne yapayım? Yok, sen bir şey bul. Bak ortalığa, bir şey bul. Bir kanun koyucu onu uygulayacak olana böyle söylerse, uygulayacak olan da aynı yerinden anlayarak devam edecektir. Çünkü bunu söyleyen adam, bunu böyle yap, diyen adam bunun için gerekli hizmetleri kurmak üzere bir irade göstermiyor. Kanunda da yazıyor, bunun için bu hizmetler gerekli. Bunların içinden seç, diye uygulamacıya söylüyor, ama o hizmetleri oluşturmak için de bir irade göstermiyor. Birdenbire bütün ülkeyi tedbir kurumlarıyla donatmaktan bahsetmiyorum ama Çocuk Koruma Kanunun üzerinden kaç yıl geçti? Sekizinci yılda. Yani ortaya bir plan koyamamış bir hükümetin, idarenin uygulayıcıyı ikna etmesine imkân var mı? Bak ben yavaş yavaş açıyorum, tamam hepsini birden açamadım ama şurada şu kadar açtım, burada bu kadar açtım, şu kadar zaman içinde şunları da açacağım, demiş olması gerekirdi. Sonra bir kere açmakla da bitmiyor. Bak takip ediyorum, ne tür ihtiyaç varsa ona göre program geliştiriyorum demesi de gerekiyor. Böyle bir yapının olması şart. Olması gerektiğini kendisi de söylüyor kanunda zaten. Ama kendilerine söyledikleri kısma hiçbir şey yapmayıp işte iş olsun padişahım şeklinde, birkaç tane yasak savıcı şey yapıp, uygulamacıyla baş başa bırakırsa, uygulamacı da aynı yerden alarak, o da bahaneler bularak, devirmeye çalışarak filan sürdürüyor. O yüzden de, hem yasa uygulayıcılar bakımından hem de yasa yapıcılar bakımından ben sorunun çözümünün tek başına 3

burada aranmasına yönelik yöntemi yanlış buluyorum. Katılımcı: Peki yasalarla da belirlenmeli ama değil mi? Seda Akço: Onu reddetmeye imkân yok, tabii ki gerekiyor. Ama her şeyi sadece yasayla çözmeye çalışmak, doğru değil. Bu aile içi şiddetle ilgili yasa da görülüyor mesela. Bir araştırma yapılmıyor. Ülkede ihtiyaç ne? Hangi araçlar işler? Başka örnekler neler? Böylr bir araştırma yapılmadan kanun hazırlığında birileri. Çocuk Koruma da da aynı şey olmuştu, aile içi şiddette de aynı şeyi görüyorum ben. Kanunlar çıktıktan sonra uygulamacılarla görüşüldüğünde, herkesin öfkesi tepesinde oluyor. Çünkü birileri oturup yazmış ve onlara gerçekçi olmayan bir çözüm dayatmış gibi hissediyoruygulamacılar. Uygulamacıya böyle geliyor. O yüzden kimse çok da inançla sarılarak kanunları uygulamaya çalışmıyor. Birtakım politikalara göre, isteklere göre bir şeyler oluyor, birileri değiştiriyor. Bu bana çok kötü geliyor. O alanın uzmanlarının yasa yapım sürecinde, o alan çalışanlarının, o alan içinde olan insanların yasa yapım sürecinde kendilerini etkin hissetmiyor olmaları, çok ağır bir şey. Etkin hissetmelerini sağlamak da hiç kimseye zarar vermeyecek bir şey. Katılımcı: Hatta sahiplenmelerini sağlayacak. Seda Akço: Evet yani. Bu olmazsa bir toplum nasıl ayakta durur ki? Birileri benim için yasa yapıyor. Çocuk yetiştirmedeki yanlışlar gibi, nasıl olsa annem babam benim yerime yapıyor. Burada da öyle, nasıl olsa onlar yapıyor, ben istediğim kadar şımarabilirim, istediğim kadar sorumsuzluk yapabilirim filan. Böyle bir şeye dönüşüyor. Hele böyle şiddet gibi toplumsal yapıyla ilgili olan problemlerin çözümünde, tamamen başka bir şeye dönüşüyor. Katılımcı: Herkes kendi adaletini uyguluyor o zaman. Baba da kendine göre adil bir şekilde dövüyor çocuğu, işte öğretmen bundan haberdar oluyorsa kendi adalet anlayışı içinde şikâyet ediyor ya da etmiyor. Hakimin önüne geliyor, hakim kendi adalet anlayışı içinde bakıyor duruma ya ceza veriyor ya vermiyor. Böyle bir durum var. Seda Akço: Evet verdiği halde vermediğinde de aynı şekilde ters köşede olabiliyor. Katılımcı: Yani aslında kendi adalet anlayışına uygun da yapmayabiliyor. Seda Akço: O zaman da yanlış bir yerde duruyor. O da doğru yaptığı anlamına gelmiyor. Ben kanunu nokta nokta uygulayayım, dediği zaman da doğruyu yaptığı anlamına gelmiyor. Böyle karmaşık bir şey haline geliyor. Bence şiddetle mücadelede asıl zafiyet noktalarından biri bu. Çünkü şiddetle mücadele fark edildiği zaman, çok güvenilerek müracaat edilen bir yargı mekanizmasını gerektiriyor. Katılımcı: Zaten çok güvensizlik hali yaratıyor o şiddet denen şey. Seda Akço: Evet. Diyelim bir öğretmen bir çocuğun şiddete maruz kaldığını fark etti, öyle bir öykü anlatıyor ki, doğru cevap, ihbar edin demek. Ama ettiği anda çocuk için durum daha iyi olmayacak gerçekten. Peki, ben bu çocuğu ondan sonra ne yapacağım, diyor. İşte önce Baro'ya müracaat edin diyorsun ama o da her zaman işe yaramayabiliyor. Benim önerdiğim en güvenli sistem, gidip kendi 4

başınıza adli mekanizmaların içine çocukla birlikte dalmayın, daha da zorlanırsınız. Baro'ya müracaat edin, önce bir danışın. Ne zaman, ne olacak? Hangi aşamalardan geçecek? Bütün bunları siz de öğrenin, çocuk da öğrensin, hazırlanın. Korunma kararı alınması gerekiyorsa mesela, önce bir avukat gerekli ama uygulamaya kalktıklarında bu harika fikir böyle işlemiyor. Gittikleri Baro'da yanıt alamayabiliyorlar. Avukatı ilgilenmeyebiliyor ya da avukat çok ilgileniyor, elinden geleni yapıyor, ama mekanizmayı öyle işlettiremiyor. Önce koruma kararını aldırtamıyor. Önce polis devreye giriyor, ondan sonra orada olay çok büyüyor filan. Herkesin içinin rahat edeceği bu işe giriştiği zaman bu şöyle işler diyebileceği bir yöntem bilgisi yok ne yazık ki.. Katılımcı: Önce koruma kararı aldırtamıyor olmasının nedeni ne? Seda Akço: Bazen savcı, nereden bileyim ben bu suçun olduğunu, önce şikâyet edin, sanığın da ifadesi alınsın, koruma gerekiyor mu gerekmiyor mu ona göre karar verelim diyebiliyor. Katılımcı: Mesela bu kabul edilebilir bir şey değil, baktığın zaman. Seda Akço: Değil tabii, ama mesela bu şehirlerde daha çok arttı, özellikle büyük şehirlerde. Bir uzmanlık kuruluşu ya da uzmanlaşmış insanların idaresinde yürümediği için mekanizma kötüye de kullanılabiliyor. Özellikle boşanma davalarında. Çocuk kullanılıyor arada. Ondan sonra doğru yola sokmak da çok zorlaşabiliyor. Çünkü bilmiyorsun aslında kimin ne yaparak çocuğa daha fazla zarar verdiğini. O yüzden de, özellikle aile içi anlaşmazlıklar da varsa adli sistem temelli çekingen olabiliyor. Bir dakika, ben şimdi çocuğu koruyacağım derken daha fazla zarar verebilirim, bu durum tam olarak anlaşılsın, diyebiliyor. Katılımcı: Peki nasıl çocuğu koruyacağım derken, daha fazla zarar verebiliyor? Seda Akço: Şimdi mesela anne ya da baba ikisinden biri olabilir, ama anneler daha çok yapıyorlar. Çünkü bir cinsel istismar iddiası pat diye adamın işyerinden alınıp, tutuklanıp, götürülmesine neden oluyor. Dengesizlik orada. Mesela yirmi beş kişiye tecavüz ediyor, isteği var şuydu buydu, on altı yaşını geçmişti, filan diye tutuksuz yargılanıyor. Babası istismar ediyor dediği için annesi baba çat diye tutuklanabiliyor. Anne çocuğu alıyor, bir öykü öğretiyor. Bunu tekrarlaya tekrarlaya anlattırıyor çocuğa ki orada anlatsın, burada anlatsın şeklinde. Her yeni çıkan duruma göre başka şeyler ekliyor bu öyküye ve çocuk bir yerlerde sürekli babası ile ilgili böyle şeyler anlatmaya başlıyor. Bunu yapan anne, sadece bunu yapmakla kalmıyordur herhalde. Sistemin uyanık olması o yüzden önemli, böyle bir iddia var ise anlaşmazlık, boşanma davası var bu kadın bu adama iftira ediyordur bu yüzden de ciddiye almayalım dememesi lazım tabii, ama bunu yapan anne de çocuğa zarar veriyor olabilir, o yüzden benim bu çocuğu anneye karşı da korumalıyım diyen bir sistemin, idarenin olması lazım.. Öteki türlü o araç; hem çocuğa zarar veren eğilimi pekiştiren, aslında yanlışı ödüllendiren bir şey oluyor hem de sistemin iyi işlemesine zarar veriyor. O yüzden gerekli olan şey bu alanda uzmanlık. Başvuruları alacak, müdahaleyi yapacak uzman yerlere ihtiyaç var. 5

Katılımcı: Çok teşekkür ediyoruz Seda. İşin uygulayıcılar tarafından nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı görme olanağı oldu bizim için. Anlattıkların çok değerliydi. Teşekkür ederiz. 6