ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ RAPORU 2010 DÜNYADA İNSAN HAKLARININ DURUMU



Benzer belgeler
İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarihi:11/02/2016 Yıl 2015 YILI (OCAK-ARALIK) HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret

UMUMA HUSUSİ HİZMET DİPLOMATİK A.B.D Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var. AFGANİSTAN Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var

TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

Vize Rejim Tablosu YEŞİL (HUSUSİ) PASAPORT. Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün)

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat İthalat Ulke adı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

2015 YILI OCAK EYLÜL DÖNEMİ EV TEKSTİLİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

Rapor tarihi:13/06/ HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret. İhracat Miktar 1. İhracat Miktar 2. Yıl HS6 HS6 adı Ulke Ulke adı Ölçü adı

TÜRKİYE DEKİ YABANCI ÜLKE TEMSİLCİLİKLERİ

Kaba doğum hızı (%) Kaba ölüm hızı (%)

Uludağ Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği İhracat Raporu (Ağustos / Ocak-Ağustos 2017)

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

UFRS 16 KİRALAMA STANDARDI, ŞİRKETİNİZE ETKİSİ

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ RAPORU 2010 ÖNSÖZ

Çocukların emzirilme durumuna göre dağılımı ( *) Ek besinlerle birlikte anne sütü alanlar

TOPLAM

TOPLAM

TOPLAM

TOPLAM

TOPLAM

TOPLAM

İSTANBUL MADEN İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ)

TOPLAM

TOPLAM

2013-Aralık Un İhracat Rakamları

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TOPLAM

TOPLAM

TOPLAM

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

İlkokul kayıt oranı. 100 kiși bașına (2001) telefonu internet olanlar kullananlar

İÇİNDEKİLER Yılları Yassı Ürünler İthalat Rakamları Yılları Yassı Ürünler İhracat Rakamları

TOPLAM

TOPLAM

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜ

İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

KURU MEYVE RAPOR (EGE)

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

Bilgi için: Güloya SEVİNÇ Unvanı: Bilgisayar İşletmeni Tel No: 0(322) /2

2013-Haziran Un İhracat Rakamları

Yurtdışı temsilciliklerimiz - AVUSTURYA

Dünya ekmek, makarna ve bisküvi sanayi ile bu sanayiye hizmet veren makine sanayinin güvenilir bilgi kaynağı ve iletişim mecrası olmayı hedefleyen

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Günde 1 dolardan az kazanan nüfus % si Yıllık enflasyon. oranı (%)

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ Mevlana Değişim Programı Birimi HUKUK FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Yurtdışı temsilciliklerimiz - RUSYA. Seyahat Rehberi. Son güncelleme: esky.com.tr 2. Guide_homepage

ÜLKE NORMAL PASAPORT HUSUSİ VE HİZMET PASAPORTU DİPLOMATİK PASAPORT ABD Vize gerekiyor Vize gerekiyor Vize gerekiyor Afganistan Vize gerekiyor Vize

Yurtdışı temsilciliklerimiz - HOLLANDA

Yurtdışı temsilciliklerimiz - İRAN. Seyahat Rehberi. Son güncelleme: esky.com.tr 2. Guide_homepage

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

2013-Aralık Un İhracat Rakamları

TABLO 1. TEMEL GÖSTERGELER

YABANCI TERÖRİST BİLGİ NOTU TUTUKLU GAZETECİLER. Bilgi Notu

Yurtdışı temsilciliklerimiz - AZERBAYCAN

EK Bromoklorodiflorometan Bromotriflorometan Dibromotetrafloroetanlar EK 2

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, DÜNYADA VE TÜRKİYE DE İNSANİ YOKSULLUK

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

Yurtdışı temsilciliklerimiz - BULGARİSTAN

C.Can Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

MERNİS KODU ADI AKTİF 9775 KORE DEMOKRATİK HALK CUMHURİYETİ Aktif 9776 RUSYA FED. / ALTAY CUMHURİYETİ Aktif 9777 RUSYA FED. / ADIGE CUMHURİYETİ Aktif

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ RAPORU 2010 DÜNYADA İNSAN HAKLARININ DURUMU

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

MEDYA KİT. Makarna, Bisküvi ve Ekmek Sanayinin Uluslararası Nitelikteki Tek Bilgi Kaynağı.

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

RAKAMLARLA DÜNYA TARIMI

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Türk vatandaşlarının tabi olduğu vize uygulamaları

Yurtdışı temsilciliklerimiz - FRANSA. Seyahat Rehberi. Son güncelleme: esky.com.tr 2. Guide_homepage

Uluslararası Kredi Hareketliliği Kapsamında Hareketlilik Gerçekleştirilebilecek Ülkeler:

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

International Cartographic Association-ICA

Yetișkinler arası prevalansın % 1 den fazla olduğu ülkelerde gebe kadınlar (15-24 yaș) arasındaki medyan HIV prevalansı. diğer

İSTANBUL A GELEN YABANCI SAYILARI

Yurtdışı temsilciliklerimiz - HOLLANDA

TÜRKİYE UN İHRACATI Tarlada İzi Olmayanın, Harmanda Yüzü Olmaz

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Yurtdışı temsilciliklerimiz - ÇİN. Seyahat Rehberi. Son güncelleme: esky.com.tr 2. Seyahat Rehberi

Türkiye den Vize İstemeyen Ülkeler - Vizesiz Ülkeler Haritası 2017

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Transkript:

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ RAPORU 2010 DÜNYADA İNSAN HAKLARININ DURUMU Bu rapor 2009 yılının Ocak ayından Aralık ayına kadar ki dönemi kapsamaktadır.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ Uluslararası Af Örgütü, uluslararası alanda tanınmış insan haklarına saygı gösterilmesi ve bu hakların korunması konusunda çalışan insanların oluşturduğu küresel bir harekettir. Vizyonu, her insanın İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarafından kabul edilen insan haklarına ve diğer tüm uluslararası insan hakları standartlarına erişebilmesini sağlamaktır. Uluslararası Af Örgütü nün misyonu araştırmalar yürüterek medeni, siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik tüm insan hakları ihlallerine karşı harekete geçmek ve bu ihlalleri sona erdirmektir. İfade ve toplanma özgürlüğünden fiziksel ve zihinsel bütünlüğe, ayrımcılığın önlenmesinden barınma hakkına kadar bütün bu haklar ayrılmaz bir bütündür. Uluslararası Af Örgütü nün gelirleri temel olarak üyeliklere ve bağışlara dayanmaktadır. Hükümetlerden araştırmalar ve insan hakları ihlalleri için yürütülen kampanyalar için hiçbir fon talep veya kabul edilmemektedir. Uluslararası Af Örgütü herhangi bir hükümetten, siyasi ideolojiden, ekonomik çıkar veya dinden bağımsızdır. Uluslararası Af Örgütü, temel politika kararları her iki yılda bir düzenlenen Uluslararası Konsey toplantılarında ulusal bölümlerin temsilcileri tarafından alınan demokratik bir harekettir. Alınan kararların yürürlüğe konulması için Konsey tarafından seçilen Uluslararası Yürütme Kurulu, Soledad García Muñoz (Arjantin- Başkan Yardımcısı), Deborah Smith (Kanada - İng), Pietro Antonioli (İtalya), Lilian Gonçalves-Ho Kang You (Hollanda), Vanushi Rajanayagam Walters (Yeni Zelanda), Christine Pamp (İsveç), Levent Korkut (Türkiye), Peter Pack (İngiltere - Başkan), Imran Riffat (ABD Seçilmiş Yönetici Üye), David Stamps (ABD Uluslararası Sayman) ve Tjalling J. S. Tiemstra (Hollanda Seçilmiş Yönetici Üye) tarafından oluşmaktadır.

İlk kez 2010 yılında Uluslararası Af Örgütü tarafından yayınlanmıştır. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Abdülhakhamid Cad. No: 30/5 Talimhane Beyoğlu İstanbul Türkiye Copyright Uluslararası Af Örgütü Yayınları 2010 İndeks: POL 10/001/2010 Bu kitabın bir katalog kaydı British Library de bulunmaktadır. Orijinal dili: İngilizce Fotoğraflar: Bütün rapor boyunca kullanılan fotoğrafların başlık ve bilgileri mevcuttur. Punto Baskı Çözümleri Tic. Ltd. Şti. İstanbul Türkiye Bütün hakları saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü yayıncıların izni alınmadan yeniden üretilemez, bir bilgi sisteminde saklanamaz ya da elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt ve/veya benzeri yöntemler yoluyla hiçbir biçimde yayınlanamaz. www.amnesty.org.tr ISBN: 978-9944-0204-7-3

ÖNSÖZ Bütün haklar ve tüm insanlar için: Adaletin peşinde, Claudio Cordone, geçici Genel Sekreter BÖLÜM 1 Bölgesel genel bakışlar Afrika/1 Asya-Pasifik/11 Avrupa ve Orta Asya/21 Kuzey ve Güney Amerika/31 Orta Doğu ve Kuzey Afrika/41 BÖLÜM 2 Ülke Bilgileri Afganistan/55 Almanya/58 Amerika Birleşik Devletleri/59 Angola/64 Arjantin/66 Arnavutluk/67 Avustralya/69 Avusturya/70 Azerbaycan/71 Bahamalar/73 Bahreyn/73 Bangladeş/75 Belarus/76 Belçika/78 Benin/79 Birleşik Arap Emirlikleri/80 Birleşik Krallık/81 Bolivya/85 Bosna ve Hersek/86 Brezilya/89 Bulgaristan/93 Burkina Faso/95 Burundi/95 Cezayir/98 Cibuti/100 Çad/101 Çek Cumhuriyeti/103 Çin/105 Danimarka/109 Dominik Cumhuriyeti/110 Ekvator Ginesi/111 Ekvator/113 El Salvador/114 Endonezya/115 Eritre/117 Ermenistan/119 Estonya/120 Etiyopya/121 Fas/Batı Sahra/123 Fiji/126 Fildişi Sahili/128 Filipinler/129 Filistin Yönetimi/131 Finlandiya/133 Fransa/134 Gambiya/136 Gana/138 Gine/139 Gine-Bissau/141 Guatemala/142 Guyana/143 Güney Afrika/144 Gürcistan/148 Haiti/149 Hırvatistan/151 Hindistan/153 Hollanda/157 Honduras/158 Irak/160 İran/163 İrlanda/167 İspanya/169 İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları /172 İsveç/175 İsviçre/177 İtalya/178 Jamaika/181 Japonya/182 Kamboçya/183 Kamerun/185 Kanada/187 Karadağ/188 Katar/190 Kazakistan/191 Kenya/193 Kıbrıs/196 Kırgızistan/196 Kolombiya/197 Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010

İÇİNDEKİLER YILLIK RAPOR 2010 Kongo (Cumhuriyeti)/201 Kongo Demokratik Cumhuriyeti/202 Kore (Cumhuriyeti)/206 Kore (Demokratik Halk Cumhuriyeti)/207 Kuveyt/209 Küba/210 Laos/211 Letonya/212 Liberya/213 Libya/215 Litvanya/218 Lübnan/218 Macaristan/221 Madagaskar/222 Makedonya/224 Malavi/226 Maldivler/227 Malezya/227 Mali/229 Malta/230 Meksika/231 Mısır/234 Moğolistan/238 Moldova/239 Moritanya/241 Mozambik/243 Myanmar/244 Namibya/247 Nepal/248 Nijer/249 Nijerya/251 Nikaragua/254 Oman/255 Orta Afrika Cumhuriyeti /256 Özbekistan/258 Pakistan/261 Papua Yeni Gine/264 Paraguay/265 Peru/267 Polonya/268 Portekiz/270 Porto Riko/271 Romanya/272 Ruanda/273 Rusya Federasyonu/276 Senegal/280 Sırbistan/281 Sierra Leone/285 Singapur/287 Slovakya/288 Slovenya/290 Solomon Adaları/291 Somali/292 Sri Lanka/295 Sudan/298 Surinam/302 Suriye/302 Suudi Arabistan/305 Svaziland/308 Şili/310 Tacikistan/312 Tanzanya/313 Tayland/315 Tayvan/316 Timor-Leste/317 Togo/318 Trinidad ve Tobago/319 Tunus/320 Türkiye/322 Türkmenistan/326 Uganda/327 Ukrayna/330 Uruguay/332 Ürdün/333 Vanuatu/335 Venezuela/335 Vietnam/337 Yemen/338 Yeni Zelanda/341 Yunanistan/342 Zimbabve/345 BÖLÜM 3 Seçilmiş uluslararası ve bölgesel insan hakları sözleşmeleri/355 Bölgesel insan hakları sözleşmeleri/356 Uluslararası insan hakları sözleşmeleri/362 BÖLÜM 4 Uluslararası Af Örgütü İletişim Bilgileri/382 Yardım etmek istiyorum/386 Dizin/388 Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010

ÜLKE BİLGİLERİ Bu rapor içindeki her bir ülke bilgisi üzerindeki kutuda yer alan bilgiler aşağıdaki kaynaklardan alınmıştır: Bütün Ortalama Yaşam Süresi Beklentisi ve Yetişkin Okur Yazarlık Oranı verileri Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı nın (BMKP) İnsani Gelişme Endeksine aittir. http://hdr.undp.org/en/media/hdr_2009_en_complete.pdf adresinden bu verilere erişilebilir. Mevcut olan en güncel sayılar Doğumda Ortalama Yaşam Süresi (2007) ve Yetişkin Okur Yazarlık oranıdır (1999-2007 yılları arasındaki 15 yaş ve üzeri yüzdesi). Aksi belirtilmediği takdirde ulusal okur yazarlık oranlarına dair bilgiler 1999 ve 2007 yılları arasında yapılan nüfus sayımına ya da anketlere dayanmaktadır. Daha fazla bilgi için BMKP internet sitesine ya da www.uis.unesco.org adresine bakınız. BMKP nin yüksek insani gelişmişlik aralığında değerlendirilen bazı ülkeler, BMKP tarafından İnsani Gelişme Endeksi hesaplarken yüzde 99 okur yazarlık oranına sahip varsayılmıştır. Söz konusu durumlarda Yetişkin Okur Yazarlık Oranı verisi kaldırılmıştır. Tüm Nüfus ve 5 yaş altı ölüm oranı rakamları 2009 yılı için geçerlidir ve BM Nüfus Fonu nun Demokratik, Sosyal ve Ekonomik Göstergeleri nden alınmıştır. http://unfpa.org/swp/2009/en/pdf/en_sowp09.pdf adresinden bu verilere erişilebilir. Nüfusa dair rakamlar yalnızca tanımladığımız durumlardan etkilenen insan sayısına tekabül etmektedir. Uluslararası Af Örgütü bu rakamların sınırlamalarını kabul eder ve tartışmalı bölgeler veya belirli nüfus topluluklarının dahil edilmesi ya da hariç tutulması gibi sorunlarda taraf tutmaz. Bu rapordaki bazı ülkelerde yukarıda belirtilen kategorilerin bazıları veya tümü eksik olabilir. Bu eksiklikler BM listelerinde bu verilerin mevcut olmaması gibi çeşitli nedenlerden dolayıdır. Bu rakamlar baskı öncesinde elde bulunan en son rakamlardır ve yalnızca belirtilen amaçlar içindir. Verilerdeki yöntem ve zamanlama farklılıklarına bağlı olarak, ülkeler arasında yapılan karşılaştırmalar dikkatle yürütülmelidir. BU RAPORDA KULLANILAN KISALTMALAR: ASEAN AU ECOWAS Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi AB ICRC ILO NATO STK OAS OSCE BM BM Çocuk Sözleşmesi BM Irkçılığa Karşı Sözleşme BM İşkenceye Karşı Sözleşme UNDP UNHCR, UNICEF BM Göçmen İşçiler Sözleşmesi BM Mülteci Sözleşmesi BM İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü BM Yerli Halklar Özel Raportörü BM Irkçılık Özel Raportörü BM İşkence Özel Raportörü BM Kadın Sözleşmesi WHO Güney Doğu Asya Uluslar Birliği Afrika Birliği Batı Afrika Ekonomik Topluluğu Avrupa İşkenceyi ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele ve Cezaları Önleme Komitesi İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Avrupa Birliği Uluslararası Kızıl Haç Komitesi Uluslararası Çalışma Örgütü Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü Sivil Toplum Örgütü Amerikan Devletleri Örgütü Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Her Türlü Irkçılık ve Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Uluslararası Sözleşme İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme BM Kalkınma Programı BM Mülteciler Yüksek Komiserliği BM Çocuk Fonu Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin BM Sözleşmesi İnsan Hakları Savunucularının Durumu Hakkında Özel Raportör Yerli halkların insan hakları durumu ve temel özgürlükleri konusunda Özel Raportör Güncel ırkçılık biçimleri, ırk ayrımcılığı, zenofobi ve benzer hoşgörüsüzlükle konusunda Özel Raportör İşkence ve diğer zalimane, insani olmayan muameleler ve cezaları Özel Raportörü Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan kaldırılmasına Dair Uluslararası Sözleşme Dünya Sağlık Örgütü

Uluslararası Af Örgütü Al-Duwayqa, Atfet Al-Moza da yaşayanlar yıkılmış evlerinin enkazı üzerinde tahtadan evler inşa ediyorlar, Mısır, 3 Ağustos 2009. Hepsi Büyük Kahire deki, Al-Duwayqa, Establ Antar ve Ezbet Khayrallah ta yasadışı evlerde yaşayanlar zorla tahliye edildiler.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ RAPORU 2010 ÖNSÖZ

Uluslararası Af Örgütü Uluslarası Af Örgütü geçici Genel Sekreteri Claudio Cordone Burkina Faso, Ouagadougou da Sektör 30 CMA Tıbbi yardım merkezinde doğum yapmış bir anneyle konuşuyor. Ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Blaise Compaoré kadınları daha iyi annelik yardımı almalarını engelleyen finansal sıkıntıları kaldırma sözü verdi.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ RAPORU 2010 ADALETİN PEŞİNDE: BÜTÜN HAKLAR VE TÜM İNSANLAR İÇİN Claudio Cordone 2009 yılının Ocak ve Mayıs aylarında yaklaşık 300.000 Sri Lankalı dar bir toprak parçasında geri çekilen Tamil Eelam Özgürlük Kaplanları (LTTE)ve ilerleyen Sri Lanka ordusu arasında kapana kıstırılmıştı.iki tarafın da ihlalleri gerçekleştirdiği iddiaları artarken BM Güvenlik Konseyi müdahale etmedi ve en az 7 bin insan öldü, bazıları rakamı 20 bin e kadar çıkardı.sri Lanka Hükümeti kendi güçleri hakkındaki savaş suçlarına dair iddiaları ve uluslararası soruşturma çağrılarını reddetti, bu arada kendi güvenilir, bağımsız soruşturmasını da yapmadı. BM İnsan hakları Komisyonu özel bir oturum yaptı ama güç, iktidar oyunları üye ülkelerin Sri Lanka nın kendisini LTTE ye karşı başarısından dolayı kutlayan taslağını hazırladığı kararı kabul etmeye yönlendirdi. Sene sonunda savaş suçları ve diğer ihlaller için daha fazla kanıt olmasına rağmen hiç kimse adalet önüne çıkarılmadı. İnsan haklarını ihlal edenlerin hesap vermelerini engellemek için bundan daha net bir örnek bulmakta çok zor olacaktır. Bunun üzerine düşünürken 1992 yılında yayınlanan Uluslararası Af Örgütü Raporu nu düşündüm. Cinayetle Kaçmak başlığıyla öldürmelere, zorla kayıplara, Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010 xi

sistematik tecavüz ve işkence yapılmasını emreden ya da göz yuman ve hesap vermek konusunda hiçbir tehlike ile karşılaşmayan politik ve askeri liderlerin bulunduğu birçok ülkeyi vurguluyordu. 1988-90 yılları arasındaki iç isyanın şiddetle bastırılması sırasında gerçekleşen on binlerce yargısız infaz ve zorla kaybetmenin sorumlularını adalet önüne çıkarmayan o zamanki hükümeti ile Sri Lanka önemli bir örnek olarak öne çıkarılıyordu. Dolayısıyla aşikar soru şu, son 20 yılda herhangi bir şey değişti mi? Ve 2009 yılında Sri Lanka ya ya da Kolombiya veya Gazze ye bakınca sonuca varmak kolay: Hayır değişmedi; değişiklik yoksa neden hesap vermenin peşine düşülüyor. Ama bu cevap son 20 yılda gerçekleşen önemli ilerlemeyi gözden kaçırmak olur. Süregelen meydan okumalara rağmen, cezasızlık şimdi çok daha zor. Evet, yasanın ulaşabildiği alan yeterli olmaktan uzak. Bazı durumlar dikkatli bir incelemeden bütünüyle kurtuluyor; bazılarında adaletin geçekleşmesi zaman alıyor. Ama ilerleme var.hesap verilebilirlik alışılan öldürmeler ve işkencenin ötesine, hayatımızı saygınlık içinde sürdürebilmek için ihtiyacımız olan yüz milyonlarca insanın gıda, eğitim, konut ve sağlık gibi temel insan haklarına karşı haksızlıklara da uzanıyor. Hesap verilebilirlik -başarılar Hesap verilebilirlik yaptığınız eylemden ya da başkaları üzerinde doğrudan etkili yapamadıklarınızdan sorumlu tutulmaktır. Geniş bir kavram: politik hesap verilebilirlik üzerine konuşulabilir; veya bir toplumun değerleri ile ölçülen ahlaki hesap verilebilirlik. Uluslararası insan hakları standartları öncelikle yasal hesap verilebilirliğe odaklanmıştır. İnsanların yasa tarafından belirlenen ve korunması gereken hakları vardır; iktidarda olanlar, gene yasada belirtilmesi gerektiği gibi bireysel haklara saygı göstermeli ve korumalı. Hesap verilebilirliği sağlamak önemli çünkü, her şeyden önce, zarar görenlerin gerçeği öğrenme ve adalet hakları var. Mağdurlar ve yakınları için kendilerine yapılan yanlışlıkların bilinmesi ve sorumluların hesap vermesi gerekir. Eğer mağdurlar tazminat alacaklarsa, ne olduğu, kim tarafından ve niye yapıldığı, ihlallerin sorumlularının adalete teslimi kadar önemli. Hesap verilebilirlik ileriye bakmamıza da olanak veriyor. Suç işleyebilecek olanlara bir caydırıcı önlem oluşturuyor ve devletlerle uluslararası kurumların reformlar yapması için bir temel sağlıyor. Verimli ve etkin hesap verilebilirlik mekanizmaları devletlerin daha iyi politikalar ve yasalar çıkarmasına ve bunların insanların yaşamındaki etkilerini ölçmesine yardımcı olabilir. Geçtiğimiz 20 yılda uluslararası adalete bir rol verilmesi için yapılan küresel bir kampanya başarılı oldu. Başarıları arasında 1998 de Uluslararası Ceza Mahkemesi nin (UCM)eski Yugoslavya ve Ruanda da soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları ile ilgilenen uluslararası mahkemelerin temelleri üzerine kurulması da var. 2009 yılında UCM nin bir devlet başkanı, Sudan Başkanı Ömer El Beşir için insanlığa karşı beş suçlamadan (cinayet, imha, nüfusu zorla nakletme, işkence ve tecavüz) ve iki xii Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010

savaş suçundan (sivilleri hedef almaktan) dolayı hakkında tutuklama kararı çıkarması bir ayrım noktası oldu. 2009 yılının sonunda, UCM Savcısı devletlerin suçun oluştuğu yere havale ettikleri üç yer Uganda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyeti ve Güvenlik Konseyi nin havale ettiği bir yer (Darfur Sudan) için soruşturma açtı. Yargı Öncesi Komisyonu ndan bir başka soruşturma (Kenya) yapma yetkisi istedi. UCM Darfur da bir silahlı grubun liderine ve Sudan Devlet Başkanı na ve kıdemli hükümet görevlilerine mahkeme çağrısı çıkardı. Uganda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Orta Afrika Cumhuriyeti ndeki silahlı grupların liderleri için ise tutuklama kararı çıkardı. Bunlar savaş suçu veya insanlığa karşı suç işleyenlerin, ister hükümete isterse başka güçlere dahil olsunlar, eşit bir biçimde sorumlu tutulacakları prensibinin uygulanması açısından önemli adımlar. Son yıllarda UCM Savcısı, Afrika dışında dört durum Afganistan, Kolombiya, Gürcistan ve 2008-09 yıllarında Gazze ve Güney İsrail deki çatışma üzerine hazırlık soruşturması başlatarak coğrafi alanını genişletti. Süreç, UCM nin Roma Şartı nı onaylayan devletleri (2009 yılının sonunda 110) ulusal mahkemelere uluslararası yasaya göre işlenen suçlara karşı yargılamayı teşvik eden, şüphelilerin ülkelerinde cezasızlık ortamından yararlanmaları halinde -çok önemli olarak ancak bu takdirde, ülke dışında cezalarının verilmesini mümkün kılan ulusal hukuki reformlar yapmaya teşvik etti. 2009 yılında, İspanya da alınan, sadece içinde bir İspanyol mağdurun olduğu olayları takip etmek kararı gibi, avukatlar evrensel yargılamanın gelişiminde gerilemeler olmasına rağmen Amerika kıtalarında, Avrupa ve Afrika da davaları ulusal mahkemelerde başlattılar ve bu davalar ilerliyordu. Aralık ayında Güney Afrika da iki STK yetkililerin kararına karşı Güney Afrika nın evrensel yargılama yasasına göre ülkeyi ziyaret ettiği bilinen ve insanlığa karşı suçlar işlediği bilinen Zimbabweli görevliler hakkında soruşturma yapmadıkları için mahkemeye verdi. Sene sonunda 40 dan fazla devlet, uluslararası yasaya göre işlenen suçlara karşı yasalar çıkarıp evrensel yargılamayı sürdürerek ya da güçlendirerek küresel cezasızlık açığının küçük bir parçasını doldurdular. Bu tür soruşturmalar hükümetlerin ve genel kamuoyunun uluslararası yasalara bakış açısını değiştirdi. Bu tür olaylarda, politik konular diplomatik kanallarda çözülür anlayışına karşı bu tür davalar çoğaldıkça, ciddi suçlar soruşturulmalı ve cezalandırılmalıdır anlayışı yerleşiyor. Meslektaşlarımla birlikte 1998 yılında eski Şili Başkanı Augusto Pinochet in Londra da tutuklanmasının ardından Londra da kalması ve hesap vermesi için çok çalıştıktan sonra fark ettiğim algı değişikliğinden özellikle cesaret alıyorum. Latin Amerika da ulusal mahkemeler ve hükümetler uzun süredir af yasaları ile korunan suçları yeniden soruşturuyor. Bu gelişmeler çeşitli aflar ve soruşturmaları durdurmak için hazırlanmış diğer cezasızlık yöntemlerine rağmen, olaylardan onlarca yıl sonra dahi, sivil toplumun gerçeğin, adaletin ve tazminatın önündeki barikatları yıkmak için nasıl savaştığını gösteriyor. Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010 xiii

Dönüm noktası olan yargılamalardan birisi de 2009 yılının Nisan ayında kaçırılanların, işkence edilenlerin ve 1990 ların başında üç olayda askeri ölüm mangaları tarafından yargısız infaz edilenlerin yakınlarını biraz tatmin eden Peru nun eski Başkan ı Alberto Fujimori nin mahkumiyetiydi. Ekim ayında Uruguay Yüksek Mahkeme si 1980 lerin sonunda işlenen büyük çaplı insan hakları ihlallerine cezasızlık getirmek için çıkarılan af yasasının Uruguay ın uluslararası yasaya göre olan sorumlulukları nedeniyle geçersiz ve anlamsız olduğuna karar verdi. Ve 2009 yılının sona ermesine yakın Arjantinli savcılar askeri hükümetin (1976-1983)sona ermesinden bu yana, silahlı kuvvetlerin ve polisin 17 personelini kötülüğüyle ün salmış Escuela Superior de Mecánica de la Armada da (Donanma Mekanik Okulu) işkence, zorla kaybetme ve cinayetten yargılayan en önemli mahkemelerden birisine kanıtlar sunmaya başladı. Adalet arayışı Latin Amerika nın çok ötesine gitti. Örneğin Liberya Başkanı Charles Taylor un sürmekte olan davası hariç Sierra Leone Özel Mahkemesi ndeki davaların hepsi tamamlandığından Sierra Leone 2009 yılında geçmişiyle barışmaya çok yaklaştı. Ve Asya da Kamboçya nın ünlü Kızıl Kmer komutanları 30 yıl önce işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sonunda yargılanmaya başladı. Duch diye de bilinen Kaing Guek Eav en az 14 bin insanın 1975 yılının Nisan ayı ile 1979 yılının Ocak ayı arasında işkence edildiği ve sonra öldürüldüğüne inanılan S-21 Güvenlik Bürosu nun komutanıydı. Bu, uluslararası adaletin en kısa zamanda işleyen ulusal sistemlere yer vermesi gereken önemli bir gelişme olan Kamboçya Mahkemelerindeki Olağanüstü Oturumların ilk davasıydı ama en azından sağ kalanların çektiklerinin bilinmesini sağladı. 2009 yılında güçlü devletler bile bütün yaptıklarının yasalardan her zaman gizlenemeyeceğini anladılar. Bazı Avrupa devletleri ABD nin teröre karşı savaşındaki ihlalleri izlemekte kayıtsız kalırken, bir İtalyan mahkemesi 22 CIA ajanını, bir ABD Hava Kuvvetleri subayını ve iki İtalyan istihbarat servisi ajanını 2003 Kasımda Usama Mustafa Hassan Nasr ı (Ebu Ömer)Milano da bir sokaktan kaçırmak suçundan mahkum etti. Ebu Ömer daha sonra 14 ay gizli bir yerde tutulduğu ve iddiaya göre işkence gördüğü Mısır a gönderildi.dava büyük ölçüde Milano savcılığının kendi hükümetinden davayı düşürmeleri için gelen baskılara rağmen yasayı uygulamakta kararlı olmasından ve ABD ajanlarının hiçbir aşamada gözaltına alınmamış olmalarına ve fiziki olarak mahkemede bulunmamalarına rağmen açıldı. UCM nin varlığı resmi olarak mahkemenin yargılamasını kabul etmeyen, sorumluların başka türlü olsa kendilerini dokunulmaz olarak görecekleri ülkelerde bile hesap verilebilirliğe daha fazla ilgi gösterilmesine neden oldu. BM İnsan Hakları Konseyi Gazze ve Güney İsrail de 22 gün süren ve 2009 yılının Ocak ayında biten çatışmalarda iddia edilen ihlalleri soruşturmak için daha önce Ruanda ve eski Yugoslavya Uluslararası Ceza mahkemelerinin eski Savcısı olan Güney Afrika lı hakim Richard Goldstone un başkanlığında bağımsız bir gerçekleri araştırma misyonu oluşturdu. Goldstone Raporu hem İsrail güçlerinin hem de Hamas ın (ve diğer Filistinli grupların) savaş suçları ve xiv Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010

muhtemelen insanlığa karşı suçlar işledikleri sonucuna vardı. Bu, Uluslararası Af Örgütü nün Gazze ve Güney İsrail de çatışma sırasında ve hemen çatışmadan sonra yaptığı saha çalışmansın sonuçlarını yansıtıyordu. Goldstone Raporu uzun süredir devam eden cezasızlık bir hukuk krizi yarattı diyordu. Rapor, Her iki taraf da bir soruşturma yapmayı ve hesap verilebilirliği sağlamadığı takdirde Güvenlik Konseyi nin yetkisini kullanmasını ve durumu UCM ye göndermesini önerdi. 2009 yılının Kasım ayında BM Genel Kurulu İsrail ve Filistin tarafına uluslararası standartları karşılayan bir soruşturmayı yapmak istediklerini ve yapabilecekleri göstermeleri için üç ay mühlet verdi. Uluslararası toplumun anında tepkisine bir örnek olarak, BM 28 Eylül de güvenlik kuvvetlerinin bir stadyumdaki barışçı bir gösteriyi şiddetle bastırmaları sırasında 150 den çok insanın öldüğü ve kadınların herkesin önünde tecavüze uğradığı, Konakry de (Gine)olan olayları soruşturması için bir Uluslararası Araştırma Komisyonu kurdu. Araştırma Aralık ayında insanlığa karşı suçların işlendiğini tespit etti ve olayın UCM ye gönderilmesini önerdi ve bir hazırlık tahkikatı başladı. Son olarak, geçtiğimiz yirmi yılda bir çok ülkenin uzun süreli çatışmalardan veya politik baskılardan çıkarak değişik hesap verebilirlik modelleri aracılığıyla geçmişleri ile yüzleştiği geçici adalet mekanizmalarının katlanarak büyüdüğüne şahit oldu. 2009 yılında yüzleşme ve uzlaşma süreçleri ve sonraki süreçler Liberya da, Solomon Adaları nda ve Fas/Batı Sahra da Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi nde yaşanmış ihlallerle ilgili olarak sürüyordu. Uluslararası Af Örgütü nün ilgili kayıtları ile araştırma yapmak için toplandığımızda, onlarca yıldır tekil olaylar hakkındaki araştırmalarımızın adalete dayalı bir uzlaşmaya ulaşılacaksa hesap verebilirliğin gerçeklerin söylenmesi ile bir arada olması gerektiğini düşündüğümü hatırlıyorum. Ayartıcı olan geçmiş geçmişte kalsın sözü olsa da deneyimler, suçları işleyenlerin kelimenin tam anlamı ile, kötülüğün cezasını çekmemelerinin güvenilmez ve çoğu zaman kısa ömürlü barış anlamına geldiğini gösteriyor. İktidar ve politikleştirme adaletin önündeki engeller Bugün uluslararası yasaya göre olan suçlarda yasal hesap verilebilirlik daha öncesine göre daha büyük bir olasılık olmasına rağmen 2009 yılındaki olaylar yolun üzerinde aşılması zor iki engelin olduğunu gösterdi. Eğer bütün haklarda anlamlı bir hesap verilebilirliğin yayılmasını umuyorsak bunlar ortadan kaldırılmalıdır. Diğer sorun ise güçlü devletlerin yasayı kendi çıkarları için kullanıyor olması. Bu devletler müttefiklerini ciddi bir araştırmadan koruyor ve hesap verilebilirliği esas olarak politik anlamda kendileri için elverişli olduğu zaman ileri sürüyorlar. Böyle yaparak diğer devletlere ya da devletler bloğuna adaleti aynı şekilde politikleştirme bahanesi veriyorlar. UCM nin Roma Şartnamesi ni 110 ülke onaylamış olmasına rağmen 2009 yılının sonunda G20 ülkelerinden sadece 12 si imza atmıştı. Çin, Hindistan, Endonezya, Rusya, Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010 xv

Türkiye ve ABD uluslararası adalet çabalarından, bilinçli olarak zarar vermiyorlarsa, uzak duruyorlar. UCM nin hukuk siteminden kendisini uzak tutan ABD, kendi terörle mücadele stratejisi kapsamında işlenen ihlalleri ele alması konusunda daha az dış baskı gördü. Başkan Barack Obama iş başına geldiğinde ve Guantánamo Körfezi tutuklama tesislerinin bir yıl içinde kapatılmasını ve abartılmış sorgulama tekniklerine son verilmesini emrettiğinde işaretler umut vericiydi. Ne var ki 2009 yılının sonunda Guantánamo tutuklulukları hala sürüyordu ve orada ve ABD nin önderliğindeki teröre karşı savaş taki diğer yerlerdeki ihlallerden dolayı birilerinin sorumlu tutulmasında çok az bir ilerleme vardı. Çin de kendi yaptıklarını uluslararası yakın gözlemden uzak tuttu. 2009 yılının Temmuz ayında Xinjiang Uygur Otonom Bölgesi nde Urumçi de Uygurların barışçıl gösterilerine polisin saldırısı üzerine şiddet içeren gösteriler oldu. Çin hükümeti bilgiye ulaşımı sınırladı, şiddet kullanmayan protestocuları gözaltına aldı. Hızlı, adil olmayan mahkemeler kurdu, birçok kişiyi ölüm cezasına mahkum etti ve dokuz kişinin ölüm cezalarını şiddet olaylarından birkaç ay sonra infaz etti. Aralık ayında 13 kişi daha ölüm cezasına mahkum edildi ve 94 kişi daha tutuklandı. Gazetecilerin bölgeye kısa ve kontrol altındaki girişleri doğru dürüst bir uluslararası gözlemin yerine geçemez. Çin, BM İşkence Raportörü nün bölgeyi gezme talebine olumlu yanıt vermedi. Hükümetin hesap verilebilirliği sağladığı yönünde hiçbir iddiası gizlilik ve ölüm cezası infazlarındaki acele ile sarılıp kapatılmış olmasından dolayı güvenilir değil. AB nin görevlendirdiği bir bağımsız soruşturma komisyonu 2008 yılında yaşanan Gürcistan-Rusya çatışmasında tarafların uluslararası insani ve insan hakları yasasının ihlalinden sorumlu oldukları sonucuna vardı. Ne Rusya ne de Gürcistan sene sonunda kimseyi hesap vermeye çağırmamıştı, 26 bin kişi ise hala evlerine dönemiyordu. Giderek daha açık hale geldi ki Rusya kendi askerlerini, Gürcistan dan kopan Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini uluslararası baskıdan ve gözlemden koruyabilirdi. Rusya, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü nün ve BM nin üyesi olan Gürcistan daki iki önemli uluslararası izleme misyonunun sürelerinin uzatılmasına karşı çıktı. Bu, Avrupa Birliği İzleme Misyonu nu çatışma sonrası Rusya ve fiili Osetya ve Abhazya yönetimlerinin kontrolündeki bölgelere girme şansı olmasa da Gürcistan daki tek uluslararası gözlemci kurum olarak bıraktı. G20 üyeliği olan bir başka ekonomik ağır top Endonezya, 1999 da BM nin desteklediği Timor-Leste deki bağımsızlık referandumu sırasında ve 24 yıllık Endonezya işgali boyunca işlenen insan hakları ihlallerinin mağdurları için hesap verilebilirliği 1o yıldan uzun bir süredir gerçekleştirmedi.son on yılda çeşitli ulusal ve uluslararası destekli adalet inisiyatiflerine rağmen 1999 da insanlığa karşı suç işlediğine dair şüphelerin çoğu büyük ölçüde ortadaydı. Endonezya da yargılananların hepsi beraat etti. İkinci engel, uluslararası adaleti politikleştirmek olarak karşımıza çıkıyor. Hesap verilebilirliği sağlamak için gösterilen çabaları, kendisini destekleyen müttefiklerin politik xvi Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010

gündeminin hizmetine sokuyor ve rakiplere zarar veriyor. Örneğin ABD ve Avrupa Birliği devletleri, Güvenlik Konseyi ndeki etkilerini kullanarak İsrail i Gazze deki eylemlerinden dolayı korumaya devam ettiler. Bunun tam karşıtı bir politik bakışla BM İnsan Hakları Konseyi, sadece iddia edilen İsrail ihlallerini soruşturdu. Bu soruşturmayı yapması için atanan Yargıç Richard Goldstone BM Kanıt Bulma Misyonu nun İsrail ve Hamas ın iddia edilen ihlalleri araştırmasıyla ilgili ısrarcı oldu. BM İnsan Hakları Komisyonu nda tek bir Asya ya da Afrika ülkesi Sri Lanka Hükümeti nin LTTE ye karşı savaşını alkışlayan karara karşı oy vermedi. Güçlülerin aynı standartların kendilerine ve müttefiklerine uygulanmasındaki isteksizliği başkalarının da işine yarıyor. Onlar da kendi çifte standartlarını meşrulaştırıyorlar, bazen yanıltıcı bir düşünceyi, bölgesel dayanışmayı mağdurlarla dayanışmanın üstüne çıkarıyorlar. Bu durum hiçbir yerde bu Afrika ülkelerinin Sudan Başkanı El Beşir in UCM tutuklama kararına karşı ilk tepkileri kadar net görünmüyor. İddia edilen suçların ciddiyetine rağmen, Temmuz ayında Libya nın başkanlık ettiği Afrika Birliği Asamblesi(AU) BM Güvenlik Konseyi nden Sudan Başkanı hakkındaki soruşturmayı durdurmasını yeniden talep etti. AU üyelerinin,ucm nin Sudan Başkanı nın tutuklanması ve teslim edilmesi talebini karşılayamayacağına karar vererek, Afrika Komisyonu ndan 2010 Gözden Geçirme Konferansı için Roma Şartları nı değiştirme tartışmaları için bir hazırlık toplantısı çağrısı yapmasını talep etti. Roma Statüsü ne taraf olmayan ülkelerde serbestçe gezen Başkan El Beşir daha sonra Türkiye, Nijerya, Uganda ve Venezüella ya davet edildi. Ne var ki sivil toplumdan gelen protestolar üzerine dalga geri çekilmeye başladı. Güney Afrika Roma şartlarını kabul etmiş bir ülke olarak sorumluluklarını yerine getireceğini söyledi. Brezilya ve Botsvana eğer gelirse tutuklamaya hazır olduklarını söylediler. Her şeye rağmen 2009 yılının sonunda Başkan El Beşir hala serbestti ve hala kendisini yargılama çabasının politik bir motivasyonu olduğunu, Afrika ya karşı önyargılı davranıldığını iddia ediyordu. Darfur da yüzbinlerce yerlerinden edilmiş insan için daha fazla şiddet ve ihlallerin Güney Sudan da savaşın kaldığı yerden devam etmesi olasılığı ve zorlukların yoğunlaşması devam etti. Önümüzdeki sorunlar Tüm haklar için hesap verebilirlik Çatışmalardaki yığınsal katliamlar için hesap verilebilirliği uygulamanın önündeki engeller gerçek ama en azından tartışma kazanıldı: Kimse savaş suçlarının, insanlığa karşı suçların ve zorla kaybetmelerin cezalandırılması prensibini inkar etmiyor ama bizim meydan okuyuşumuz daha da büyük. Ekonomik ve sosyal hakların kitlesel reddine geldiğimizde, bir hukuk oluşturma ve hesap verebilirlikle ilgili kayda değer bir çaba görünmüyor. Çoğu insan, aynı şey değil diyecektir. Sivilleri katletmek koca bir nüfusun eğitim haklarının çiğnenmesiyle aynı şey olmadığı için de haklı da olacaklar. Ancak bu reddiye uluslararası hukuku hiçe sayarak, insanların hayatını kötü yönde etkiliyor. O halde bu sorunlar uluslararası hesap verebilirlikle takip edilmeliler. Görev, Darfur çatışmasından daha az olmamak üzere dünya liderlerini ilgilendiren bir insan hakları krizi olarak ortadadır. Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010 xvii

Sağlık ve özellikle de anne ölümleri felaketi üzerine düşünün. Her sene yarım milyondan fazla kadın hamilelik bağlantılı komplikasyonlardan dolayı ölüyor. Birçok ülke arasında Uluslararası Af Örgütü nün 2009 yılında odaklandığı Sierra Leone, Peru, Burkino Faso ve Nikaragua da anne ölümü oranları doğrudan insan hakları ihlalleri sebebiyle yeterince hızlı düzelmiyor. Sierra Leone ve Burkina Faso de şahsen gözlemlediğim üzere bu ülkelerin hükümetleri sorunla başa çıkmak için çabalıyorlar. Ancak -sivil toplumla birlikte- önlenebilir ölümlerle sonuçlanan temel insan hakları sorunlarını tanımlamak için daha büyük çaba gerekiyor. Cinsel ayrımcılık, erken evlilikler, kadının cinsellik ve üreme ile ilgili haklarının redd, temel sağlık hizmetlerine erişimle ilgili kısıtlar gibi sorunlar var. Bu çalışmalarında uluslararası toplumun desteğini almalılar. İnsan hakları için ekonomik, sosyal ve kültürel hakların bazı açılardan gerçekleştirilebilmesi için yeterli kaynakların olmasının can alıcı bir koşul olduğunu kabul ediyor ve bu hakların artan bir biçimde gerçekleşmesi için elde edilebilir kaynakların azamisini istiyoruz. Ama hükümetler basitçe kaynak yetersizliği konusunu bir bahane olarak kullanamazlar. Doğum sırasında gerçekleşen önlenebilir ölümler sadece bir ülkenin ne kadar fakir ya da zengin olduğuna dair göstergeler değildir. Örneğin Mozambik çok daha yoksul olmasına rağmen, Angola Mozambik ten çok daha yüksek bir anne ölüm oranına sahip. Ya da, Nikaragua nın GSMH nın iki katına sahip olmasına rağmen Guatemala da anne ölüm oranının daha fazla olmasını ele alabiliriz. Konut hakkını düşünün. 2009 yılında Uluslararası Af Örgütü Çad da N Djamena da zorla tahliyelerden sonra evsiz kalan binlerce ailenin kötü durumuna ve Mısır da, Kahire de gecekondu sakinlerinin yetkililerin uygun evler sağlamaması nedeniyle toprak kaymalarında ölme tehlikelerine dikkat çekmişti. Uluslararası Af Örgütü Kenya da, Nairobi de Afrika daki en büyük gecekondu bölgesi olan Kibera ve diğer gecekondu bölgelerinin sakinleri ile beraber yeterli konut ve hizmetler için yürüdü. Uluslararası Af Örgütü tarafından Gazze de 2008-2009 çatışmalarının sonuçlarından biri olarak yapı malzemelerinin Gazze ye girişine dair uygulanan ambargoyla korkunç boyutlara ulaşan evsizlik sorunu devam ediyor. Ambargo, toplu cezalandırma olduğundan uluslararası hukuka göre suçtur ve en zor durumda olanlara en ağır darbeyi indirir. Yukarda bahsettiğimiz ülkeler insanlar ve durumlar her şeyden fazla yoksullukta ortaklaşıyorlar. En çok ayrımcılığa uğrayanlar yoksullar ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi nde belirtilen hakların en çok koruması gerekenler de gene onlar olduğu çok belli. Ayrımcılık, yoksulluğun baş yol göstericisi olarak sıklıkla hükümet harcamalarının dağıtımında ve politikalarında kendini belli ediyor. Dünyada yoksulluk içinde yaşayan insanların çoğu, yasalar önünde ve pratikte ayrımcılıktan en çok eziyet çekenler kadınlar. Güvenli hamilelik, güvenli evler, eve ve işe güvenli gidiş, bunların hiçbiri erkeklerden ve zenginlerden sakınılmıyor. Temel ekonomik ve sosyal ve kültürel hakların inkarına karşı yasal hesap verilebilirliğin sağlanması için bazı olumlu adımlar atılıyor. Giderek artan bir biçimde ulusal mahkemeler bu hakların korunması için müdahale ediyor ve hükümetten sağlık, xviii Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010

ev, eğitim ve gıda için minimum hakların karşılanması amacıyla politika değişiklikler talep ediyor, uluslararası mekanizmalarca daha ileri gitmeleri için teşvik ediliyor. Örneğin 2009 yılının Mart ayında ortalığı sarsan bir kararla Abuja daki ECOWAS (Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu), Adalet için Toplum Mahkemesi bütün Nijeryalılar ın yasal bir insan hakkı olarak eğitim hakkı olduğunu ilan etti. Mahkeme eğitim hakkının mahkeme aracılığı ile zorlanabileceğine karar verdi ve hükümetin eğitimin vatandaşların yasal hakkı değil de sadece hükümet politikası olduğu itirazını reddetti. Örneğin, Romanya da Miercurea Ciuc da şehrin merkezindeki çok eski bir binadan zorla tahliye edildikten sonra 2004 yılından beri bir lağım arıtma tesisinin yanındaki metal kabinlerde ve kulübelerde yaşayan bir Roman topluluğu 2008 yılının Aralık ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne başvurdular. Bu alanda hesap verebilirlik için uluslararası bir gözetim olasılığı 2009 yılının Eylül ayında Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi Seçmeli Protokolü nün imzaya açılmasıyla ileri bir adım attı. Protokol, bireysel şikayetler için ilk defa uluslararası bir kontrol mekanizması kurdu. Protokol aynı zamanda ülkelerde mağdurlar için etkili düzeltici mekanizmaların olmasını destekleyecek. Temel ekonomik, sosyal ve kültürel hakların inkar edilmesine dair artan uluslararası hesap verilebilirlik öyle önemli hale geldi ki, gıda, enerji ve finans krizi dolayısıyla tahminlere göre milyonlarca insanın yoksulluğa itildiğini gördük. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar da dahil tüm insan hakları, krize karşı tüm ulusal ve uluslararası tepkilerin özünü oluşturmalıdır. Geçtiğimiz 15 yıl içinde, uluslararası yatırımların ve ticari anlaşmaların güçlendirilmiş mekanizmalar aracılığıyla hukukun, küresel ekonomik çıkarları korumak üzere genişlediğini gördük. Ancak, ekonomik çıkarlar, yasaları kendileri için çalıştırabilirken, eylemleri sebebiyle zarar görenler, şirketlerin gücü olarak hukukun alçalışını izlediler. 2009 yılının Aralık ayı Hindistan da Bhopal daki Union Carbide şirketinin böcek ilacı fabrikasından öldürücü kimyasal maddenin dışarıya sızmasının 25 inci yıldönümüydü. Binlerce insan öldü ve tahminen 100 bine yakın insan hala gaz sızıntısı sebebiyle acı çekiyor. Bhopal da sağ kalanların Hindistan da ve ABD de adaleti arama çabalarına rağmen gaz kaçağından çeyrek asır sonra yaraların sarılması yönündeki çabalar yapılması gerekenlere oranla hala yetersiz ve kimse kaçaktan ve sonrasından dolayı sorumlu tutulmadı. Şirketler için anlamlı bir hesap verebilirlik çok ender. Adaleti sağlama çabaları, bilgiye ulaşma olanağının olmaması, şirketlerin yasal düzene ve yönetmeliklere müdahalesi, yozlaşma ve güçlü devlet-şirket işbirliği gibi nedenlerle etkisiz yasal sistem tarafından engellendi. Ulusötesi iş çevreleri tanımları gereği sınırların ötesinde iş yapmalarına rağmen şirketleri mahkemeye çıkarmanın önündeki engeller çok fazlaydı. Her şeye rağmen ulusötesi şirketlerden etkilenen bireyler ve topluluklar çok büyük karşı direniş ve sivil eylemle hem şirketleri sorumlu tutmak için hem de az bile olsa tazminat alabilmek için yasal girişimlerde bulunuyorlar. Uluslararası Af Örgütü Raporu 2010 xix