Aslanlý Çeþme ve Üçler. Çeþmesi su ile buluþtu. Özcan: Belediye baþkaný hak hukuk devletini savunuyor ama bunlarla ilgisi yok ÝNSANI ANLAMAK

YIL:3 SAYI:751 35 YKR 13 EKÝM 2008 PAZARTESÝ Aslanlý Çeþme ve Üçler GÖREN ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 24 26 Cep Tel: 05558581898 Çeþmesi su ile buluþtu Fotoðraf: Aydýn Þimþek Hacý Bektaþ Veli Dergahý nda kutsal olduðuna inanýlan Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi yapýlan çalýþmalar sonucu yeterli olmasada suyuna kavuþtu. Hacý Bektaþ Veli Müzesi Müdürü Yusuf Bulut ve suyu akan Üçler Çesmesi Genco Erkal, 2 Temmuz 1993'te yaþanan Sývas katliamýný sahneye taþýdý. Görsel tasarýmýyla o günü ve duruþmalarý an an yaþatan Sývas 93'ün müzikleri Fazýl Say'a ait. Hacý Bektaþ Veli Dergahý nda kutsal olduðuna inanýlan Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi nin Küresel ýsýnmaya ve Çilehane den gelen suda % 240 kolibasili mikrop çýkmasýna baðlý olarak bir süre akmamamsýný gören ziyaretçiler ve Hacýbektaþlý vatandaþlar yetkililerden bu duruma önlem almalarýný istemiþlerdi.. Konuyla ilgili olarak Hacýbektaþ dýþýnda yaþayan Hacýbektaþlý vatandaþlarýn gazetemize yazdýklarý yazýlarla da kamuoyunun dikkati akmayan çeþmelere çekilmiþti. Þimdi sularý akan Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi nin suyla buluþmasýnýn hikâyesini dinlemek için gazetemiz yazarlarýndan Aydýn þimþek Müze Müdürü Yusuf Bulut ile bir söyleþi yaptý. Bu söyleþiyi sizlerle paylaþýyoruz. Haber söyleþi: Aydýn Þimþek >>7 DE Özcan: Belediye baþkaný hak hukuk devletini savunuyor ama bunlarla ilgisi yok Naci Özcan: Belediye baþkanýna sorunu götürdüðümde Meclis Üyesi Ali Demirci yanýmýzdaydý. Avukat ý Muarrem Yýlmaz ve Fen Memuru Mete vardý. Baþkan söz konusu yolun ne yapýlaçaðýný Ali Demirci ye sordu ve arkasýndan adeta benimle dalga geçercesine Yolun kapatýlmasý halinde buraya bina mý yaptýralým yoksa park mý yaptýralým diye Meclis üyesi Ali Demirci ye sordu. Bu laf bir belediye baþkanýna yakýþýr mý? Hacýbektaþlý Naci Özcan isimli vatandaþ komþusunun iki katlý ruhsatlý yere dört katlý bina yaptýðýný iddia ederek sýkýntý çektiðini belirtti. Evinin önünü kapattýðýný, binasýnýn deðer kaybýna neden olduðunu ve güneþ alamadýðýný söyleyen Naci Özcan kendi sorunu ile Belediye Baþkaný A.Rýza Salmanpakoðlu nun ilgilenmediðini gazetemize gelerek belirtti. Belediye baþkaný A.Rýza Salmanpakoðlu hak hukuk devletini savunuyor ama bunlarla ilgisi yok diyen Naci Özcan isimli vatandaþ Þimdi ben Hacýbektaþlý olarak burada bir sýkýntý çekiyorum. Bir hak hukuk devleti olduðumuzu belediye baþkanýmýz söylüyor hiç bunlarla ilgisi yok. Haber: Aydýn Þimþek >>6 DA Okullarda Alevilik öðretilecek Unutmayýn diye SÝVAS 93 Ama Türkiye de deðil, Almanya da... Türkiye Alevilik din mi, laik bir ülkede Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý olur mu diye tartýþadursun, Almanya da Alevilik müfredata >>2 DE Erkal'ýn amacý katliamýn unutulmasýný engellemek ve tüm Türkiye'yi bir yüzleþmeye çaðýrmak. Çünkü bu yüzleþme yaþanmadan ne gelecek var, ne de sükûnet... Unutmak sorumluluktan kaçmaktýr. Bunun için Sývas, toplumsal hafýzadan en çabuk, en hýzlý atýlan katliam oldu. Dahasý sözü ve erki elinde tutanlar 2 Temmuz 1993 ve o gün yakýlan 33 kiþiyi tarihten silmek istediler. Politikacýlar, köþe yazarlarý "Yeter artýk, unutun" dediler, hatýrlatmayý insan olmanýn sorumluluðu sayanlarý hain, bozguncu ilan ettiler ve bir daha tekrarlanmasýn diye bellekleri diri tutmak isteyenler giderek azaldý... >>5 DE Çukurovalý çiftçi, yüksek girdi maliyetleri sonucu karþýlaþtýklarý güçlükleri aþabilmenin Mehmet Ali Yazýcý yazici66@yahoo.com ÝNSANI ANLAMAK Köþa Yazýsý Gazi Baran gazibaran@mynet.com Köþa Yazýsý yolunu, yurt dýþýnda düþük bedellerle arazi kiralayýp cazip koþullarda üretime yönelmekte buldu. Adana Ziraat Odasý Baþkaný Yavuz Tezcan, tarla kirasý, mazot, gübre, ilaç, su, enerji ve iþçilik gibi girdilerdeki maliyetlerin çok yüksek olmasýnýn, Çukurova yöresindeki üreticileri kendilerine uygun þartlar sunan ülkelere yönlendirmeye baþladýðýný söyledi. >>2 DE ANTALYA DA ÝLHAN LA >>3 DE Zamlara karþý 2 bin imza ÖDP Beyoðlu ilçe binasý önünde toplanan ÖDP liler, Zam,zülüm,yoksulluk iþte AKP, Zengin dostu, yoksul düþmaný hýrsýz AKP sloganlarý eþliðinde BEDAÞ önünde yürüyerek AKP nin halka dayattýðý zamlarý protesto etti. >>8 DE Çukurovalý çiftçi sudan da tarla kiraladý >>8 DE

2 13 EKÝM 2008 PAZARTESÝ Mehmet Ali Yazýcý yazici66@yahoo.com ÝNSANI ANLAMAK Ýnsanlýk tarihi ayný zamanda insaný anlamanýn ve insanlaþma nýn da tarihidir. Ýnsanlaþma ise insanýn kendini anlama arzusu, tanýma ve tanýmlama çabasýyla baþlayan bir süreçtir. Bu süreç devam etmektedir çünkü insaný tanýma/tanýmlamaya yönelik kesin bilgilere henüz ulaþýlabilmiþ deðil. Ýnsan nedir? sorusu her dönem özellikle sosyal bilimlerin konusu olmuþ, birçok filozof ve düþünür bu soruya anlamlý yanýtlar bulmaya çalýþmýþlardýr. Gramsci, Ýnsan Nedir? sorusunu sorar ve þu þekilde yanýtlar: Aslýnda þunu sormak istediðimizi anlarýz: Ýnsan ne olabilir? Bu ise, kendi kaderinin efendisi olabilir mi, kendini yaratabilir mi, kendi hayatýna biçim verebilir mi anlamýna gelir. Öyleyse insan bir süreçtir ve tam olarak kendi edimlerinin sürecidir diyelim. Ýnsan bir süreç olduðuna göre insan bilgisine tam ve kesin olarak ulaþmak da mantýken mümkün deðildir. Bu nedenle sosyal bilimler insaný tanýma ve anlama konusunda insan, kendini yorumlayabilen bir varlýktýr tanýmý üzerinden hareket etmektedirler. Sosyal bilimler arasýnda yer alan psikoloji ve psikolojinin uygulama biçimi olan psikiyatri ise insanýn bilinebilirliði ve deðiþtirilebilirliði iddiasýný ileri sürmektedir. Ýnsan tarafýndan oluþturulan bilimler ailesi içerisinde (A.J.Ayer'in hayli ünlü makalesinin adýyla belirtecek olursak, bilim öznesi olarak insan görüþünün toplum bilimler için yalnýzca olasý deðil ayný zamanda tek itibarlý amaç olarak görülmesiydi) psikoloji ve psikolojinin uygulama alanlarýndan biri olan psikiyatri, insan bilgisini üretmekte, hem de bu bilgilere dayalý olarak insaný yorumlamada bilimsel yaklaþýmýn temelini oluþturduðu iddia edilmektedir. Bu bilimlerin etkinlik alanlarý ve çabalarý, bir baþka insaný yorumlayarak anlamaya çalýþmaktýr. Bunun için de bu alanda gerekli bilgileri oluþturur, biriktirir ve kullanýrlar. Bunu yaparken de, bireyin içinde bulunduðu siyasal, kültürel, toplumsal ve ekonomik atmosferi sürekli göz ardý ederler. Erdoðan Özmen, Psikiyatri, Psikoloji, Politika adlý kitabýnda bu durumu kesin bir dille eleþtirerek (P)sikiyatri/psikolojinin birey bahsinde (temel bir varsayým olarak) taþýdýðý felsefi baðlamýn burjuva düþünme biçiminin temel dayanaklarýndan birisini oluþturduðu, toplumsal eylemin/dönüþümün odak noktasýna birey i yerleþtirerek bir anlam kaydýrýcý vazifesine memur olduðu, toplumsal bütünlüðe dair analizler karþýsýnda epistemolojik bir mevzi olarak gördüðü ileri sürülebilir. demektedir. Dilthey, psikiyatride hasta-hekim iliþkisi içerisinde deðil de, genel olarak anlama kavramýný þu þekilde açýklamaktadýr: Her bir tekil insani ifade, birçok kimse için ortak olan bir þeyi ve bu nedenle de nesnel zihin alanýnýn bir bölümünü temsil eder. Her bir sözcük ya da cümle, her bir jest ya da iltifat tarzý, her bir sanat eseri ve her bir tarihsel eylem, yalnýzca kendisini ifade eden insan ile onu anlayan insan, ortaklaþa paylaþtýklarý bir þeyle birbirlerine baðlý olduklarýndan dolayý anlaþýlabilir; birey, her zaman, bu ortak alanda yaþar, düþünür, eylemde bulunur ve ayný zamanda anlar. Psikiyatride ki tek amaç karþýdaki insaný anlamak deðildir. Anlaþýlan noktadan sonra o insaný deðiþtirmeye yöneliktir ve asýl tehlike de bundan sonra ortaya çýkmaktadýr. Anlaþýlan ve var oluþsal(nesnel) bilgisine tam olarak ulaþýlan þey, deðiþtirilmeye/dönüþtürülmeye açýktýr. Bu iliþki tarzý ya da daha doðrusu müdahale tarzý, insan bilinebilir iddiasýna dayanýr. Ýnsan bilinebildiðine göre, insanda ki yerleþik deðerler dýþýnda geliþen yanlýþ/anormal kabul edilen davranýþlar ve düþünce biçimleri de deðiþtirilebilir. Ancak, böyle bir müdahalede bulunabilmek için insana dair bilgilerimizin doðru ve kesin olmasý gerekir. Oysaki bu bilgilerin ve müdahale yöntemlerinin hiçbirinin doðruluðu ve kesinliði test edilmiþ deðildir. Bunun eleþtirisini var oluþçu bir psikolojiye yönelen psikologlar yapmýþlardýr. Pozitivizmin yöntemine yönelik þüpheler öteden beri dile getiriliyordu. Tüm insan davranýþlarýný yasa benzeri, nedensel terimlerle açýklamak-r.d.laing ve arkadaþlarýnýn özellikle protesto ettiði gibinormal dýþý davranýþlarda sorulacak sorunun, her zaman hangi yanlýþ iþlevin(malfunction) ona neden olduðunu var saymaktýr. Fakat bu, söz konusu olan davranýþýnýn, dünyayla baþ etmeye çalýþmanýn bir yolu olarak, stratejik olabileceði özelliðini gözden kaçýrýr. Bu gözden kaçýrmanýn da, bilinçli özneler olarak ele alýnmalarý gerekirken, aktörleri, manipülasyon nesnelerine indirgemek olduðunu ileri sürer Laing. (Aktaran, Quentin Skinner, Teorinin Dönüþü) Ýnsan bilgisi söz konusu olduðunda doðru nasýl tanýmlanabilir? Öyle ya, doðru bilgiye sahip olmayan bir müdahale hakký kabul edilemez ve haklý da gösterilemez. Bilimin kabul ettiði gibi, insan bilgisini üretmek mümkün ancak bu bilginin doðruluðunu sýnamak ve test etmek zordur. Zorluk, bu bilgilerin doðruluðunu denerken karþýmýzdakine zarar verme ihtimalinden kaynaklanýr. Ýþte bu durum, tüm psikiyatri ve psikoloji alanýn da çok önemli tartýþmalar neden olmaktadýr. Bu noktada, felsefi açýdan doðru kavramýna nasýl yaklaþýldýðýný, nasýl tanýmlandýðýný kýsaca gözden geçirmek gerekiyor. Doðru kavramý daha çok doða bilimlerinin kullandýðý yöntem temel alýnarak tanýmlanmaktadýr. Doða bilimlerinde doðru bilgi ler tek tek örneklerden yola çýkýlarak ve bilimsel yönteme dayalý olarak evrensel yasa ve kuramlara ulaþmaktýr. Bu yöntemle ortaya çýkarýlan ve doðrulanan sonuçlar, bizim o olay ve olgulara yönelik doðru bilgilerimizdir. Bilimde ki pozitivist anlayýþ, ayný yöntemin insan bilimlerinde de(özellikle psikolojide) uygulanmasýný savunmaktadýr. Bu öneri büyük oranda kabul görmüþ ve uzun süre insan bilimleri alanýnda etkili olmuþtur. Bir dizi þaþýrtýcý ve ilginç olguyu açýklamak, onlarýn oluþum süreçlerinin ve meydana geliþlerinin bilinen bir doðal ya da istatiksel yasadan çýkarýlabileceðini ve böylece ön-denebileceðinin gösterme sorunu olarak ele alýndý. Bu analiz, toplum bilimcilerini, toplumsal olgularý açýklarken, tek kabul edilebilir bir temel olarak düzenlilikler aramaya yönlendirdi. Buna paralel olarak da, onlarýn, insan eylemlerinin, prensipte doða olaylarýnýn açýklanmasýna benzer bir yolla deðerlendirilmemesi ve açýklanmamasý için hiç bir nedenin olmadýðýna inanmalarýný da gerektirdi. (Alýntýlar, Quentin Skinner age.) Doða bilimlerinin kendilerine konu yaptýklarý tek tek ortaya çýkan olaylar maddi dünyanýn içindedir yani insanýn dýþýndadýr. Somut ve görünebilirdir. Ýnsanýn ruhsal durumunu yani iç dünyasýný konu eden bilimler ise, deyim yerindeyse görünmez olanla yani iç yaþantýlarla ilgilenirler. Doðayý açýklarýz, ruh olaylarýný ise anlarýz. diyordu Dilthey. Doða bilimlerinin nesnel dünyasý ile ruhsal bilimlerin konusu arasýndaki büyük ayrýlýðý ve onlarýn kavranýlmasýnýn da çeþitli olacaðýna vurgu yapmak istiyordu. Dilthey'e kadar yapýlan ruhbilim çalýþmalarýnda amaç bilgiye yönelikti. Dilthey'in öne sürdüðü yeni ruhbilim tanýmlamasý ise anlama ya yönelir ve anlamaya eriþmeye çalýþýr. Son yýllarda, mutlak doðru hevesinden oldukça uzaklaþan doða bilimleri þu þekilde savunulmaktadýr: Doða bilimcileri,tikel gözlemleri kümelendirme ve bir düzen(kosmos) varsayýmý çerçevesinde anlamlandýrma,böylece,kesinlik iddiasý kuþkulu olsa da iþe yarar bilgileri ve iletiþim ortamýnda iletilebilirliðini saðlama açýsýndan diðer bilgi türlerine göre bir üstünlük saðlamaktadýr.üstelik, doðrularýn kanýtlanabilirliði ile yetinmeyip,öyle önermeler içinde formüle ediliyor ki, bunlarýn Popperci anlamda yanlýþlanabilmeleri de mümkündür. Geçerken Popperci yaklaþýma da kýsaca deðinmek gerekiyor. Popper, bir inancýn doðru bilgi olabilmesi için tek koþul olarak, o inancýn yanlýþlaþabilmesi için düzenlenmiþ önemli bir deney e sunulmasýný ve bu testi baþarýlý olarak geçerse, bilimsel olarak itibarlý olacaðýný ileri sürer. Eðer bir önerme-ya da kuramda yer alan önermeler yýðýnýyanlýþlanabilirlik testinde baþarýsýz olursa ya da yanlýþlanabilirliðe sunulduðunda baþarýlý olmadýðý kanýtlanýrsa, sözünü ettiðimiz önermenin hiç bir anlam ifade etmediðinin açýk bir göstergesini elde ederiz. Bu tanýmlamayla birlikte, toplumsal bilimler, bildirisel olarak olgusal olaný, salt normatif ya da metafiziksel olan iddialardan ayýrt etmeye iliþkin hazýr ve kolay bir yolun kendileri için saðlanmýþ olduðunu gördüler ve böylece kendilerini hakiki bilimler olmaya doðru yönelen dar ve sýnýrlý bir patikaya yerleþtirdiler. Açýk toplum ve düþmanlarý konusunda ki polemiðinde bizzat Popper, bu ayrýmlar üzerinden kýþkýrtmalarda bulundu. Marksizm, psikanaliz ve ütopyacý toplum felsefesi tarihin çöplüðüne atýlýrken, yalnýzca bölük-pörçük ampirik araþtýrma öneriliyordu. Bu tartýþmalara yönelik geliþen tepkiyi Quentin Skinner, Teorinin Dönüþü baþlýklý makalesinde þu þekilde deðerlendiriyor: Bu genel dönüþümler arasýnda, belki de en önemli olaný, doða bilimlerinin toplum bilimlerinin pratiði için uygun hatta geçerli bir model sunduðu varsayýmýna karþý yaygýn bir tepkidir. Büyüyen þüphenin en büyük yansýmasý, insan davranýþlarýnýn açýklanmasý ile doða olaylarýnýn mantýksal olarak farklý giriþimler olduklarýna ve böylece tüm baþarýlý açýklamalarýn ayný tümdengelimci Modeli ifa etmesi gerektiðine dair pozitivist inancýn temelde yanlýþ kavrandýðýna iliþkin bir düþüncenin dirilmiþ olmasýydý. Sonuç olarak, kontrollü bir þüphecilikle karþýmýzdakini bilmek ve anlamak her zaman olanaklýdýr. Burada gözden kaçýrýlmamasý gereken tutum, karþýmýzdakini kendi gerçekliði içinde ve anlam dünyasýnda ele alýp anlamaya çalýþmak ve farklý bir birey olduðunu unutmadan, bireysel seçimleri ve kiþisel özellikleri çerçevesinde görmek, kendi deðer ve anlam dünyamýzý iþin içine katmamaya özen göstererek tanýmaktýr.

13 EKÝM 2008 PAZARTESÝ ÝHALE ÝLANI HACIBEKTAÞ KIZ MESLEK LÝSESÝ Parasýz yatýlý öðrencilerin Giyim/kuþam iþi Açýk ihale usulü ile ihale edilecektir. Ýhale kayýt numarasý* : 2008 / 163703 1-Ýdarenin a) adresi :Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR b) telefon ve faks numarasý :0384 441 30 12 / 0384 441 31 08 c) elektronik posta adresi (varsa) : hacibektaskml@hotmail.com 2-Ýhale konusu malýn a) niteliði, türü ve miktarý :Parasýz yatýlý öðrencilerin giyim malzemesi alýmý (140 er adet polar, 140 adet etek, 207 adet süveter, 222 adet badi, 222 adet külotlu çorap,222 adet gömlek ) b) teslim [yeri/yerleri] :Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi c) teslim[tarihi/tarihleri] :Sözleþme tarihinden sonra 15 gün içerisinde 3-Ýhalenin a) yapýlacaðý yer : Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi Hacýbektaþ/NEVÞEHÝR b) tarihi ve saati : 20.10.2008 Saat:15:20 4-Ýhaleye katýlabilme þartlarý ve istenilen belgeler ile yeterlik deðerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1-Ýhaleye katýlma þartlarý ve istenilen belgeler: 4.1.1 Tebligat için adres beyaný ve ayrýca irtibat için telefon ve varsa faks numarasý ile elektronik posta adresi, 4.1.2 Mevzuatý gereði kayýtlý olduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasý veya Meslek Odasý belgesi; a) Gerçek kiþi olmasý halinde, ihaleye iliþkin ilk ilanýn yapýldýðý yýl içerisinde alýnmýþ, Ticaret ve/veya Sanayi Odasý veya Meslek Odasýna kayýtlý olduðunu gösterir belge, Petrol KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ Otel Ýnþaatý Üniversite Üniversite Kampus Arazisi <-----------------BEÞTAÞ Dedebað Fýrýn ------>MERKEZ Kýz Öðrenci Yurdu Erkek Öðr.Yurdu Hüseyin Sümen in evi 634m2 638m2 643m2 b) Tüzel kiþi olmasý halinde, mevzuatý gereði tüzel kiþiliðin siciline kayýtlý bulunduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasýndan, ihaleye iliþkin ilk ilanýn yapýldýðý yýl içerisinde alýnmýþ, tüzel kiþiliðin sicile kayýtlý olduðuna dair belge, 4.1.3 Teklif vermeye yetkili olduðunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; a) Gerçek kiþi olmasý halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, b) Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgisine göre tüzel kiþiliðin ortaklarý, üyeleri veya kurucularý ile tüzel kiþiliðin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi veya bu hususlarý tevsik eden belgeler ile tüzel kiþiliðin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.4 Þartnamenin 10 uncu maddesinin (a), (b), (c), (d), (e), (g) ve (i) bentlerinde sayýlan durumlarda olunmadýðýna iliþkin yazýlý taahhütname, 4.1.5 Þekli ve içeriði Þartnamede belirlenen teklif mektubu, 587m2 626m2 617m2 609m2 610m2 SATILIK TARLA SATILIK ARSALAR Çep: 0535 764 26 72 Tel: 0384 441 32 65 250 dekar8 parça tarla satýlýktýr. Müracat: Hasan Danacý Tel: 0384 441 31 62 4.1.6 Bu þartnamede belirlenen geçici teminat, 4.2- Ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler: 4.3- Mesleki ve Teknik yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler: 4.4-Bu ihalede benzer iþ olarak. 5-Ekonomik açýdan en avantajlý teklif [ en düþük fiyat esasýna göre/] belirlenecektir. 6-[ihaleye sadece yerli istekliler katýlabilecektir 7-Ýhale dokümaný Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi nde görülebilir ve 50 YTL karþýlýðý [ayný adresten] temin edilebilir. Ýhaleye teklif verecek olanlarýn ihale dokümanýný satýn almalarý zorunludur. 8-Teklifler 20.10.2008 Pazartesi Günü, saat 15:20 a kadar Hacýbektaþ Kýz Meslek Lisesi ne verilebileceði gibi, iadeli taahhütlü posta vasýtasýyla da gönderilebilir. 9-Ýstekliler tekliflerini, mal kalem- kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. Ýhale sonucu, üzerine ihale yapýlan istekliyle mal kalemi-kalemleri için teklif edilen birim fiyatlarýn çarpýmý sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleþme imzalanacaktýr.] 10-Ýstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11- Verilen tekliflerin geçerlik süresi, ihale tarihinden itibaren en az 60 takvim günü olmalýdýr. 12- Konsorsiyumlar ihaleye teklif veremezler 13-Ýstekliler tekliflerini hazýrlamadan önce okuldaki numuneyi inceleyecek ve bu numuneler üzerinden tekliflerini vereceklerdir. ÝHALE YETKÝLÝSÝ ZEYNEP AYVAZOÐLU MÜDÜR V. B (283) GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 07 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 4413338 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97

ARAÞTIRMA 13 EKÝM 2008 PAZARTESÝ Dokuz günlük Þeker Bayramý dinlencesinde ailecek Antalya dayýz. Uzun yolda Siyasi bir tutuklu olarak dokuz yýl hapiste yatýp çýkan arkadaþým köylüm Ýlhan KARAKURT ve ailesiyle buluþmaya gidiyoruz. Hem onu görecek az da dinleneceðiz. Buluþtuk kocaman bir aile olduk. Acýlý günlerinde yanlarýnda olamamanýn utangaçlýðý ezikliði var üzerimizde. Buna karþýn hiçbir þey olmamýþ hiçbir zorluk görmemiþ gibi yine bizleri sakinleþtirip neþelendiren evine çaðýrýp yemeðe kalmamýzda ýsrar eden yine onlar. Düþünüyorum anlamaya çalýþýyorum. Neden niçin gidemedik Korkudan korku mu. O zaman olanaklý olmayan þimdi nasýl da olanaklý oldu. Kýrk yýl birlikteymiþiz gibi kaynaþýverdik. Bu nerden geliyor Bu Ýlhan ýn düþünce aydýnlýðýndan geliyor. Düþüncesi Marksist diyalektik yöntemden beslenip gürül gürül akýyor. Onu hapiste dinç ayakta tutan dostlarýn zayýflýðýný zaaflarýný anlayýþla karþýlatan iþsiz günlerinde bile güleryüzle dolaþtýran iþte bu düþünce aydýnlýðý Kendisiyle çevresiyle barýþýk kýlan bu. Fýrsat buldukça konuþtuk O benim büyüðüm sayýlýrdý. Saygýyla onu dinliyordum. Konuþmayý çevresine dinletmeyi biliyor bunu sevinçle yapýyordu. Bu onun karakteriydi. Daha çocukluðumuzun yýllarýnda öyküyle masalla bizlere kendini dinleten oydu. Öðretmen olmak için yaratýlmýþ bir karakterdi o. Ama hapislik sonrasý bu iþi elinden alýnmýþtý. Mevsimlik iþler bulsa da o artýk bir iþsizdi. Ýþsizlik kapitalist düzenin bellettiði bir kavramdý. Oysa kendini iþçi sýnýfý davasýna adamýþ Ýlhan a kim iþsiz diyebilirdi Bunca yýlýn acýlarý baskýlarý Ýlhan ý çözmemiþ daha da berkitmiþti. Ýnsanda karakter saðlamlýðý denilen bu olmalýydý Ýlhan, bendeki bir yazýn dergisi ve onun yazarýna hayranlýðý görünce, Kurtar kendini bu saplantýdan dedi, Unutma, Marks a göre aydýn insan, en baþta örgütlü insandýr... Bunu derken yazarýn örgütlü iþçi sýnýfýnýn dýþýnda kaldýðýný vurguluyordu. Böyle olunca önünde sonunda kendilerini akýl verenler konumunda görürler diyordu. Hiçbir þeye bulaþmadan akýl vermekse en kolay olandý. Burada Ýlhan ýn düþüncesini deðiþtirmenin olanaðý yoktu. Sýký bir örgütçü olduðuna yordum. Hep anlatacak bir þeyleri vardý. Ýlhan sa coþkun akan bir ýrmak gibi akmak istiyordu. Ýnsan bu ýrmakta nice yýkansa yine yýkanmak isterdi. Ýþte Ýlhanlarýn evindeyiz. Karþýmda hapishanede iþlenmiþ bir tablo. Ben deðil arkadaþlar yaptý dediði tabloda üçgensi bir çarmýhta Filistin askýsýna alýnmýþ bir genç adam iþkenceye direniyor. Üçgenin arka planý bir duvar. Hapishane duvarý Zeminde Hitler in gamalý haçý Faþizmin odaðýnda iþkenceden geçenleri temsil ediyor. Daha altta beyaz zemin üzerine kýrmýzý harflerle bir yazý iþlenmiþ özenle. Kimin olduðunu bilmediði yazý þöyle. Demiri demirle dövdüler Biri sýcak biri soðuktu Ýnsaný insanla kýrdýlar Biri aç biri toktu. Bu yazýya takýldý gözüm. Çok þeyin özeti gibi geldi bana. Belki Ýlhan ýn dokuz yýllýk hapisliðinin de özetiydi bu. Toplumumuzdaki bunca yanlýþ uygulama saðlam yanýnda zayýf kiþilikli insanlarýn çokluðuyla açýklanabilirdi. Hani Mevlana diyor ya, Nice insanlar gördüm üstünde elbise yok, nice elbiseler gördüm içinde insan yok Toplumumuzun kýsýrlýðýný çektiði konu, iyi yetiþmiþ saðlam karakterli insan kýsýrlýðýydý. Ben, yazar, edebiyatla bunu anlatmak istiyor, yapmaya çalýþtýðý iþ bu demeye getiriyordum. Sonra Ýlhan içerdeyken yazdýðým bir þiiri ezberden okumak istedim. Öyle ya, Deniz Gezmiþ ve Yusuf Aslan için yazýlmýþ bir aðýt (*) gibi belki bestesi bile yapýlabilirdi. Bu þiirle özgürlük dünyasý için tutsak düþen Ýlhanlara, 25 Aðustos 1978 günü Ankara Abidinpaþa da katledilen devrimci köylümüz Veli Karlý ya ve güzel bir gelecek kurmak isteyen köylülerime bir güzelleme yapmak istedim. Ýçimize iþlemiþ kahreden bir suskunluðu yazdýðým bu þiirle kendi içimde kýrmak, parçalamak istemiþtim. Sahiplerine ancak þimdi okuyabilsem de. Ne yapayým elimden gelen buymuþ demek. Adýna, Kurancýlým Türküsü diyebileceðimiz þiir þöyle Kurancýlým Kurancýlým Doðup büyüdüðüm köyüm Gitmesem de kalmasam da Olur musun memleketim Nerde güne yamaç baðlar Hani o güzel insanlar Güldü mü köylümün yüzü Hani nerde devrimciler Veli halký için öldü Ýlhan özgürlüðü seçti Gösterdiler doðru yolu Düþsün yola devrimciler Gazi Baran Gün günden kötü mü gelir Bu devran böyle mi sürer Sen durma çalýþ, vur ha vur Elbet bir gün yüzler güler Kurancýlým Kurancýlým Doðup büyüdüðüm köyüm Gidip emek vermedikçe gazibaran@mynet.com ANTALYA DA ÝLHAN LA Olamazsýn memleketim El ele sýrt sýrta verin Dayanýn omuz omuza Bitirelim bütün iþi Gelsin esenlik düzenlik Ýþte bugünlerde okudum Ece Temelkuran ýn Aðrý nýn Derinliði kitabýný. Yazarýn fotoðraflarla anlam katýp Ermenistan a Ermenilerin çektiði acýlara yaptýðý yolculuðu ben Antalya ya içime Ýlhanlarýn yaþadýðý adlandýrýlmamýþ acýlara yaptým. Ýlhan eþi kýzlarý neler yaþadýlar, hangi acýlarý çektiler. Ýlhan dokuz yýl içerdeydi onun yaþadýðý acýnýn bir yüzüydü.ya dýþarýda býraktýklarý eþi kýzlarý acýyý nasýl yaþadýlar. Eþi dimdik bir kadýn. Ne zaman görsem yaþadýklarýný gülümseyerek karþýlýyor. Acýlarýn örsünde piþip çelikleþmiþ. Yine de okurken bu yazdýklarýmý duygulanýyor Ýlhan ý beklerken benim de karaladýðým þiirlerim var deyip okuyor. Umarým bunlarý bir gün kendisi yazar. Ya kýzlarý onlar neler yaþadýlar. Büyüðünü göremedik bile koca kýz olup tek baþýna Ýsveç e uçmuþ dil öðrenmeye Ýþte küçük kýzlarý bu bayram gününde yanýmýzda. Gamzeli yüzü hep gülümsüyor gibi nanik yapar gibi hayata. Ya o geçip giden aðýr günlerin tortusunu da atýp geçebilecek mi Bu gülümsemenin altýndaki derin sessizlik suskunluk neyi anlatýyor. Onun pýrýldayan gözlerine bakýp iç dünyasýný görebiliyor muyuz. Bugün bunlarý söylememizin ne anlamý var Söyle Ýlhan sen söyle nasýl olmalýdýr bir devrimcinin yaþamý. Sýradan bir emekçiyle sýrasýnda okey oynamak, camiye gitmek, onun gibi küfretmek midir. Yoksa didikleyip içimizi sorgulamalý mý kendimizi Sokrates in dediði gibi, Sorgulanmamýþ bir yaþam, yaþanmamýþtýr Yanýnýzdayken bile düþünceli oluþum, kalkalým biz deyiþim, yemeðe gelmek istemeyiþim hep bundandý Ýlhan. Sorgulamak yüzleþmek demek deðil mi. Ýþte Aðrý nýn Derinliði nden Benim ülkemde Ýnsanlar, insanca yaþasýn, diyen insanlara kýyýlýyor hâlâ. Minnacýk çocuklara iþkence ediyorlar biliyor musun? Benim ülkem bugünüyle yüzleþemiyor sevgili kardeþim, senin yüzyýllýk acýný nasýl senin gibi canlý hissetsin? Al iþte dürüstçe söylüyorum. ( ) Benim Ermeni kýz kardeþim, ben sana ne diyeyim? (**) Ermenilerin acýlarýný anlatmaya çalýþan Gabudikyan bir yerde þöyle der. Ama insanlarýn birbirlerine baðlanmaya ihtiyacý vardýr. Neyle olursa olsun. (s.100) Benim yýllar sonra da olsa size gelmemin bir anlamý bu olabilir mi Ýlhan. Baðlanma geçmiþe ve geleceðe sýmsýký baðlanma ihtiyacý. Geçen köydeyken bir arkadaþla kýrlarý gezinirken, Keþke dile gelse aðaçlar taþlar dereler kim bilir ne çok anlatacak þeyleri olurdu köyün tarihine iliþkin dediðimin bir benzerini yazar kitabýnda soruyor: acaba hakikaten topraðýn bir belleði var mýdýr? (s.108) Olsa her birimizi anlatýrdý bize. Þurda þunu yaptýn þöyle þöyle biriydin bana da az çektirmedin diye. Kendi belleðimize az iþ düþerdi o zaman. Ama yanlýþýmýzý yüzümüze vurduðunda belki daha çok suçlu duyardýk kendimizi. Belki o zaman daha bir insan olurduk, her an ne olduðumuzu görüp kendimizi düzelterek. Ýþte bu sessizliðimiz bu suskunluðumuz yaþadýklarýmýzýn küllenmesi oluyor. Yüzleþememek yani kendimizle Ne diyor Ece Temelkuran, Anlatacaklarýma þaþýrmanýzý diliyorum. Çünkü hayret, insanýn en temiz halidir. Þaþýrýp merak etmenizi diliyorum. Merak edip dinlemenizi. Çünkü hayaletler artýk uykularýna dönmek istiyor. Çünkü hayaletlerin yaþayanlardan daha çok konuþtuðu topraklarda yaþamak beni, sizi, hepimizi, farkýna varmýyoruz belki ama, müthiþ yoruyor. (s.123) Ben de Ýlhan, konuþmak istiyorum seninle. Seni dinlemek istiyorum. Kolay deðil elbette dokuz yýlýn özetini çýkarmak. Bir yerinden anlatmaya baþlamaný diliyorum. Yaþadýklarýn hayal olarak kalmasýn, bizlerin bilincinde de ete kemiðe bürünsün. Yapýp yapamadýklarýmýzý sorgulatsýn bize. Acý çekenle çektirenlerin acýyý içlerinde duyanla duyamayanlarýn yüzleþmesi olsun anlatacaklarýn. Sonra anlatýp kalmak deðil yazmalýsýn da yaþayýp duyduklarýný Aðrý nýn Derinliði benzeri bir kitap neden çýkmasýn ortaya. Þimdi bu düþüncelerle sana geliyorum. Seni dinlemeye Ýþte beni rahatsýz eden bunlarý konuþamamaktý sanýyorum. Bunlar konuþulmadan ordan burdan konuþmak yiyip içmek hal hatýr sormak çok da anlamlý gelmiyor bana. Ýþte içimin sesi derken, bunlardý beni rahatsýz edenler. Sevdik Antalya yý Ýlhan onu daha da sevimli ve anlamlý kýlanýn siz ve dostlarýnýzýn varlýðý olduðunu bilerek Selam Ýlhanlara nerde kalmýþtýk (Gazi Baran, Nevþehir-07/10/2008) (*) Erdoðan Alkan, Deniz Gezmiþ Aðýtý nýn Gerçek Öyküsü, Papirüs Kültür Sanat Dergisi, Sayý 38, Nisan 2000 (**) Ece Temelkuran, Aðrý nýn Derinliði, Everest Yayýnlarý, 10.basým, Ýstanbul-2008, s.19 Okullarda Alevilik öðretilecek Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Ama Türkiye de deðil, Almanya da... Türkiye Alevilik din mi, laik bir ülkede Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý olur mu diye tartýþadursun, Almanya da Alevilik müfredata girdi bile... Madem ki o ders zorunlu, yukarýdaki baþlýðý Türkiye için de atmak isterdik. Ama burada yapýlamayaný Almanya yaptý ve Alevilik Kuzey Ren Vestfalya ile Hessen eyaletlerinde din dersi olarak okutulmaya baþladý. Darýsý Türkiye nin baþýna Almanya nýn nüfus yoðunluðu açýsýndan en büyük eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki okullarda Alevilik din dersleri verilmeye baþlandý. Baþkenti Düsseldorf ta bulunan eyalet yönetiminin internet sitesinde yayýnlanan habere göre, Bergkamen, Wuppertal ve Köln kentlerindeki dört ilkokulda Alevilik din derslerinin verilmeye baþlandýðý, sonbahar tatilinden sonra Duisburg kentindeki bir ilkokulda daha Alevilik din dersi verileceði kaydedildi. Eyalet Eðitim Bakaný Barbara Sommer Hükümet sorumluluðundaki Alevilik din dersi, uyum ve entegrasyonu güçlendirecektir dedi. DERS ALMANCA, ÖÐRETMEN ALEVÝ Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) tarafýndan hazýrlanan Alevilikle ilgili temel bilgilerin okullarda Almanca olarak okutulacaðý ifade edilen açýklamada, derslerin Alevi öðretmenler tarafýndan verileceði belirtildi. Açýklamada, Alevilik dersleri için uzun süren bir hazýrlýk aþamasýndan geçildi. Birinci sýnýftan dördüncü sýnýfa kadar dönemi kapsayan bir müfredat programý hazýrlamak üzere bir komisyon oluþturuldu. Komisyonda Müslüman, Hýristiyan eðitimcilerle birlikte Alevi çatý örgütü AABF nin üyeleri de yer aldý. Müfredat Evanjelist, Katolik ve Musevi din dersleri için geçerli olan ayný temel ilkeler üzerine kuruldu. Öðrencilerin diðer dinlerle uzlaþma içinde olabilmeleri, diðer dinleri de kabul edebilmeleri ve diðer inanç mezhebi mensuplarýyla diyaloða geçebilmeleri ve bu mezheplere saygý göstermeleri saðlanabilecek. KRV eyaleti, bu konuda Baden-Württemberg, Bavyera ve Hessen eyaletleriyle görüþ alýþveriþinde bulundu. Henüz Alevi öðrencilerin sayýsý tam olarak bilinmiyor ama derslerin baþlamasýyla bu açýklýk kazanacaktýr dendi. Açýklamada Hessen eyaletinin de ders yýlý baþýnda üç ilkokulda ilk kez Alevi din derslerini müfredata koyacaðý belirtildi. Alevilik din dersleri ilk aþamada Bergkamen Gerhard-Hauptmann-Schule, Pestalozzischule, Wuppertal Opphofer Strasse ve Köln Merianstrasse okulunda verilecek. Taraf/AA

13 EKÝM 2008 PAZARTESÝ Unutmayýn diye SIVAS 93 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Genco Erkal, 2 Temmuz 1993'te yaþanan Sývas katliamýný sahneye taþýdý. Görsel tasarýmýyla o günü ve duruþmalarý an an yaþatan Sývas 93'ün müzikleri Fazýl Say'a ait. Erkal'ýn amacý katliamýn unutulmasýný engellemek ve tüm Türkiye'yi bir yüzleþmeye çaðýrmak. Çünkü bu yüzleþme yaþanmadan ne gelecek var, ne de sükûnet... Unutmak sorumluluktan kaçmaktýr. Bunun için Sývas, toplumsal hafýzadan en çabuk, en hýzlý atýlan katliam oldu. Dahasý sözü ve erki elinde tutanlar 2 Temmuz 1993 ve o gün yakýlan 33 kiþiyi tarihten silmek istediler. Politikacýlar, köþe yazarlarý "Yeter artýk, unutun" dediler, hatýrlatmayý insan olmanýn sorumluluðu sayanlarý hain, bozguncu ilan ettiler ve bir daha tekrarlanmasýn diye bellekleri diri tutmak isteyenler giderek azaldý. Dahasý, otelin alt katýna bir kebapçý açýldý ve o gün misafirlerinin yakýlmasýný seyreden ve seslerini yükseltmeyen Sývaslýlar "Madýmak müze olsun" talebiyle hop oturup hop kalktýlar. Sonunda Kültür ve Turizm Bakanlýðý otelin müze olamayacaðýna dair gerekçelerini de hazýrladý ve mülk, insan hayatýnýn ve vicdanýnýn önüne geçti... Oysa yakýn tarihimiz bu unutmalarýn aðýr bedelleriyle yüklü, dahasý her unutulan katliam, yenisinin hazýrlayýcýsý oldu, Maraþ, Çorum, Malatya, Sývas, Gazi... Ancak 1993 Sývas'ýnýn unutulmasýna karþý duranlar da var. Genco Erkal bu duruþunu sahneye de taþýdý, Sývas katliamýný yazdý ve sahneye koydu. "Sývas 93" adlý belgesel-oyunun müziklerinde Fazýl Say imzasý var. "Sývas 93"ü Genco Erkal'la konuþtuk. - Muammer Karaca Tiyatrosu'nun sanat yaþamýnýzda önemli bir yeri var sanýrým. Evet, evet. Ben ilk profesyonel sahneye burada çýktým. 1959 yýlýnda Müþfik Kenter'in Devlet Tiyatrosu'ndan ayrýlýp Ýstanbul'a geldiði sezon, ben de profesyonel oldum. Neredeyse elli yýla geliyor. Buralardan çok geçtik, onun için Muammer Karaca Tiyatrosu'nun sanat yaþamýmda böyle bir yeri var. Bütün çabalar, Madýmak Oteli'nin müze olmasýnýn önüne çýkarýlan yasal engeller de geri tepti, Sývas katliamý unutturulmayacak. Genco Erkal katliamý, tanýklarýna, mahkeme tutanaklarýna ve yazýlanlara dayanarak oyunlaþtýrdý. Sývas 93 belgesel bir oyun, sahnede 2 Temmuz'u bire bir canlandýran görüntüler belleklerin üzerine atýlan örtüyü de kaldýracak. Oyunun müzikleri Fazýl Say'a ait... Genco Erkal "Eðer bir daha böyle bir þeyin yaþanmasý gerçekten istenmiyorsa, bu toplumun Sývas Katliamý ile sonuna kadar hesaplaþmasý gerekir" diyor "Oyunu yazmamýn nedeni de bu". - Geçmiþteki oyunlarýnýza baktýðýmýzda çok ilginç türde oyunlar görüyoruz. Tek kiþilik oyunlar, senfonilerin üzerine kurulmuþ oyunlar. Sývas Katliamýný "Sývas 93" adýyla sahneye koyuyorsunuz. Bu, belgesel tarzda ilk oyun mu? Ýlk deðil. Daha önce 1971'de, Küba Devrimi üzerine "Havana Duruþmasý" oyunumuz vardý. Bir yýl sonra "Soruþturma" diye bir oyun oynadýk, Almanya'da Nazizim'in iktidara gelmesini, toplama kamplarýný ve mahkemeleri konu alýyordu. Allende iktidarý ile ilgili bir oyun, "Þili'de Av"ý yaptýk. Bir de "Alpagut Olayý" diye Türkiye'deki maden iþçilerinin grevini anlatan bir oyunumuz vardý. - Kemal Türkler'i Türkiye'ye tanýtan iþçi eylemi... Evet. Sizin anlayacaðýnýz, yerli yabancý bir hayli belgesel oyun deneyimimiz var. Fakat, böyle baþtan sona görsel malzeme eþliðinde, tamamen gerçeklere dayanan bir belgesel oyun galiba ilk kez yapýlýyor. O nedenle biz de çok heyecanlýyýz. Nasýl üstesinden geleceðiz, bu iþin? Siz teksti okudunuz biliyorsunuz, ama sahnede, sözlerin ötesinde boydan boya o gün Sývas'ta çekilmiþ fotoðraflar, filmler akacak, izleyici gerçeði bire bir görebilecek. Ben oyunu yazarken bir tek cümlesini kafamdan uydurmadým. O gün orada bulunan kiþilerin tanýklýklarýndan, gazete söyleþilerinden, mahkeme tutanaklarýndan Þanal Saruhan'ýn giriþimiyle Barolar Birliði tarafýndan yayýmlanan ve konuyla ilgili yazýlmýþ diðer kitaplardan yararlandým. Her þey bire bir gerçektir. Çok üzülerek söylüyorum: Bir þey uydurdum zannedilmesin, maalesef bu acý bire bir gerçektir. Ýnsanlar bu gerçeði duysunlar, görsünler istiyorum. Bu gerçekle yüzleþmeden olmaz. Eðer gerçekten bir daha böyle bir þey yaþanmasý istenmiyorsa, bu toplumun Sývas Katliamý ile sonuna kadar hesaplaþmasý gerekiyor. Oyunu yazmamýn gerekçesi de bu. - Sývas Katliamýnýn belgesel tarzda sahnelenmesi bugüne iliþkin kurgunuz mu, yoksa ilk andan beri oyunu böyle mi tasarladýnýz? Katliamdan bu yana olan geliþmeler, genel gidiþin daha iyiye deðil, daha kötüye gittiðini gösteriyor. Özellikle son seçim sonuçlarýndan sonra ortaya çýkan tablo, sonraki politik geliþmeler, bu konularýn üzerinde çok dikkatlice durmamýz ve uyarý görevi yapmamýz, nasýl bir mücadele sürdürülecekse ona göre kendi yolumuzu çizmemiz gerektiðini gösteriyor. Ýlk düþüncem katliamýn 14. yýldönümünde, Cumhuriyet gazetesinde çýkan Dikmen Gürün Uçarer'in yazýsýyla oluþtu. "Bu kadar önemli konu var, niçin bizde belgesel oyun daha çok yazýlmaz" diyerek Madýmak olayýný örnek gösteriyordu. Böyle bir yazýyý daha önce de yazmýþtý, ben de her okuduðumda hak vermiþtim. Sonra kendi kendime "bunu niye ben yazmýyorum" dedim.. Bugüne kadar Can Yücel'den Aziz Nesin'den, Nâzým Hikmet'ten pek çok uyarlama çalýþmalarý yaptým. - Ama onlarýn sözleri, þiirleri, öyküleri vardý, size yol gösteren... Evet, ilk kez özgün bir oyun yazdým. "Buna nasýl cesaret edeceðim" diye çok düþündüm. Kendime bir süre koydum. Önce "Bütün belgeleri toplayayým, eve kapanýp okuyayým, inceleyeyim ve beþ on sayfalýk bir þey deneyeyim" dedim "Eðer gözüm keserse yapmaya kalkayým". Dostlar Tiyatrosu'ndan oyunculuk öðrencim, Sývas Davasý'nda ailelerin avukatlýðýný üstlenen Þanal Saruhan'a baþvurdum. Arkasýndan Zeynek Altýok, ve katliamdan kurtulan, kendisi de bir tiyatrocu olan Serdar ile kardeþi Serkan Doðan'la görüþtüm. Bu konuda yazýlmýþ bütün kitaplarý, dergileri bana, bu arkadaþlar saðladýlar. ben sahaflarý dolaþýp kitaplar topladým. Sývas üzerine yazýlmýþ þiirleri topladým. Eve kapandým, bir süre sonra nasýl bir oyun olacaðýný görmeye baþladým ve tam kararýmý verdim. O günden bugüne altý ay geçti ve oyun seyirci karþýsýna çýkmaya hazýr hale geldi. Bütün arkadaþlarým bu oyuna büyük bir tutkuyla baðlandýlar. Çok emek verdik, bu olayýn önemine yaraþýr bir oyun olmasýný istiyoruz. Artýk son sözü seyirci söyleyecek. - Yine tek kiþilik bir oyun mu bu? Hayýr hayýr, yedi kiþi görev alýyor bu oyunda. Hepimiz anlatýcý rolündeyiz, ama zaman zaman bazý kiþilikler deðiþiyor. Ben bir ara Aziz Nesin, bir ara Sývas Belediye Baþkaný Temel Karamollaoðlu oluyorum. Bütün arkadaþlar zaman zaman belli rollere girip çýkýyorlar, ama genelde bir anlatýcý tavrý içinde. Oyunda zaman Sývas'a geldikleri anda baþlýyor, mahkemenin sonuna kadar sürüyor ve oyuncular bütün olayý anlatarak oynuyorlar. Kimse belli bir kiþilik deðil. Herkes anonim. - Müzikler Fazýl Say imzasýný taþýyor. Daha önce de birlikte çalýþmýþtýnýz. Evet, Say þu sýralar yurtdýþýndaki yoðun konserleri nedeniyle yeni bir beste yapamayacaðýný, fakat bütün bestelerini istediðim gibi kullanabileceðimi söyledi. Ben de onun daha önce Can Dündar'ýn Nâzým belgeseli için yaptýðý müziklerinden, Metin Altýok ve beraber yaptýðýmýz Nâzým oratoryosundan, Kara Toprak bestesinden, Ýpek Yolu ve Anadolu'nun Sessizliði konçertosundan derleme bir müzik yaptým. Geçen gün onayýný almak için provaya çaðýrdýk, hem oyunun konusu, hem politik içeriði hem de tiyatro dilinde anlatma biçimimiz onu çok heyecanlandýrdý. Zaman zaman kareografi, dans giriyor oyunda, müzik aðýrlýklý bölümler var. Say bunlarý da sanatsal açýdan çok üst düzeyde buldu ve müziklerinin de çok yerli yerinde kullanýlmýþ olduðunu söyledi. Onun bu deðerlendirmesi bizi çok rahatlattý. TEPKÝLER OLACAKTIR... - Sývas 93 kaç kez sahnelenecek? Gazetelerde yedi oyun tarihi yer alýyor, bu kadar kýsa mý? Hayýr. Salonun sahibi olan Beyoðlu Belediyesi aylýk program yapýyor, biz de sadece Ocak ayýnýn programýný yaptýk. Þubat'ý Ocak ayýnýn sonunda planlayacaðýz. Tabii bu oyun gördüðü ilgiye baðlý olarak bu yakada da, karþý yakada da -Caddebostan Kültür Merkezi ile Kadýköy Halk Eðitim Merkezi- fýrsat buldukça oynayacak. Yurtdýþýnda bir iki festivalden çaðrý aldýk, bu çaðrý ve önerileri bir araya toplayýp bir program yapmamýz lazým. Ben oyunun çok ses getireceðine, büyük ilgi göreceðine inanýyorum. Bütün Anadolu'yu gezeceðiz, ay sonunda Ýzmir'e bir turne var. Biliyorsunuz, biz her yýl bütün Anadolu'yu iki kez dolaþýrýz. - Belki oyuna tepkiler de olacak? Mutlaka olacaktýr. Bu, yürekli bir oyun. Biz artýk bu yola baþ koyduk. Her türlü tepkiyi göðüslemeye hazýrýz. - Sanat yaþamýnýza baktýðýmýzda politik tiyatro Genco Erkal'ý, Genco Erkal da politik tiyatroyu öne çýkartmýþ ve ikisi özdeþleþmiþ gibiler. Son dönemlerde politik tiyatronun hýzý biraz kesilmiþ görünüyordu. Bu oyunla politik tiyatro yeniden perdelerini açýyor diyebilir miyiz? Bundan dört beþ yýl önce oynadýðýmýz "Yaþasýn Savaþ" oyunu tam Irak iþgalinin baþlamasýnýn arifesinde, insanlarý savaþa karþý uyaran, ABD emperyalizmini yargýlayan bir oyundu. Hemen hemen bütün oyunlarýmýzda politik bir duruþumuz, sözümüz vardýr, ama güncel ve bizden bir olay olarak uzun zamandýr bu kadar denk düþen bir oyun sahnelenmedi. Cumhuriyet Pazar - Miyase Ýlknur,

Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber: Aydýn Þimþek Belediye baþkanýna sorunu götürdüðümde Meclis Üyesi Ali D e m i r c i yanýmýzdaydý. Avukat ý Muarrem Yýlmaz ve Fen Memuru Mete vardý. Baþkan söz konusu yolun ne yapýlaçaðýný Ali Demirci ye sordu ve arkasýndan adeta benimle dalga geçercesine Yolun kapatýlmasý halinde buraya bina mý yaptýralým yoksa park mý yaptýralým diye Meclis üyesi Ali Demirci ye sordu. Bu laf bir belediye baþkanýna yakýþýr mý? Hacýbektaþlý Naci Özcan isimli vatandaþ komþusunun iki katlý ruhsatlý yere dört katlý bina yaptýðýný iddia ederek sýkýntý çektiðini belirtti. Evinin önünü kapattýðýný, binasýnýn deðer kaybýna neden olduðunu ve güneþ alamadýðýný söyleyen Naci Özcan kendi sorunu ile Belediye Baþkaný A.Rýza Salmanpakoðlu nun ilgilenmediðini gazetemize gelerek belirtti. Belediye baþkaný A.Rýza Salmanpakoðlu hak hukuk devletini savunuyor ama bunlarla ilgisi yok diyen Naci Özcan isimli vatandaþ Þimdi ben Hacýbektaþlý olarak burada bir sýkýntý çekiyorum. Bir hak hukuk devleti olduðumuzu belediye baþkanýmýz söylüyor hiç bunlarla ilgisi yok, bizim komþumuz yapý yapýyor,belediye baþkaný gidip onlara karþýlýk vermiyor. Hep tepkileri bize oluyor. Bundan önceki belediye baþkaný gitti imar müdürlüðünden mühendis geldi. Oranýn ilk temelden yükselttiðim halde gidip de durdurmadý inþaatýmý. Halbuki benimle beraber baþka yapýlan vardý onu durdurdular. Sonrada geri açýldý o bizi ilgilendirmez. dedi. Naci Özcan la Gazetemiz yazarlarýndan Aydýn Þimþek sözkonusu soruna iliþkin küçük bir röportaj yaptý. Bu röportajý siz okurlarýmýzla paylaþýtyoruz: -Siz neden þikâyetçisiniz? -Ýmara aitse benim evimi kapatýyor, güneþimi alýyor yani benim binama zarar veriyor, benim binamý deðerden düþürüyor, deðer kaybý oluyor. Bu konuyu Belediye Baþkaný A.Rýza Salmanpakoðlu na götürdünüz mü? -Defalarca gittim, bundan önceki baþkana da gittim, bu baþkana da gittim, mahkemedeydik, son kararý getirdi, ben orayý yýkacaðým dedi, yanýmda þahitlerim dahi var yani, ben yalnýz olarak da gitmedim, hep tedbir olarak yaptým. Belediye dosyalarýmý kaybetti. Bakanlýða þikayet ettim, bakanlýktan müfettiþ geldi, müfettiþ yapýlamaz dedi, müfettiþin yazýsýný istedim yazýyý vermediler, bizimnen özel, size veremeyiz dediler halbuki þikayetçi benim vermesi gerekirdi, banada açýk olsunlar, ben daha önceki benim anlattýðýmý geçtim, ilk defa buraya gelen mühendis Vali nin onayýynan bura yapýlamaz dedi, yazý bana da geldi. Belediyeye de geldi. Böyle olduðu halde inþaatý durdurmadýlar. Halen yapýldý. Ben bunlara sýkýntý vermeyin dedim, masraf oluyor, sonunda kötü olacak, davamdan vazgeçmeyeceðim, bunu yaptýrmayýn adamda zarar görmesin dedim. Defalarca dilekçe verdiðim halde durdurmadýlar hala yapýldý. Geçenseneye kadar inþaatlarý devam etti. Ruhsatý var mý? -Ruhsatý var, ruhsatý normal vaziyette, Mimarýda yeðenim Adnan Mete ÖZCAN dý o benim verdiðim dilekçeyi görünce inþaatýn korkusundan hemen ayrýldý istifa etti, belediye ruhsat vermiþ ama verdiði ruhsat normal bir ruhsat, bunlar ruhsattan taþýyor, 240 Metrekare. Mahkeme kararýný okudum, 800 metrekare yer yapýlýyor, iki katlý ruhsatlý yer dört katlý yapýlýyor. Bu konu ile ilgili Belediye Baþkaný size bir açýklama yaptýmý? -Yapmadý. Belediye orasýný ticari alana dönüþtürüyor, yani belediyenin yýkým kararý aldýðý tarihle ticari alana dönüþtürdüðü tarih arasýnda yaklaþýk bir ay var, size bu konu ile ilgili bir açýklama yapýldý mý? -Yapýlmadý, ben mahkemenin verdiði kararý belediyeye sunduðumda bana bir hafta sonra bir yazý geldi biz ticari alana çevirdik, hiçbir hakkýnýz yok, her þey bitmiþtir diye yazýyý bize gönderdiler. Þimdi bundan sonra yargýya baþvuracaðým. Þimdi haklý olan sýkýntýda kalýyor, haksýz olanýnda iþi yürüyor, ondan sonra yargý var, Atatürk var, devrim var, anlamýyorum bu iþten yani. Belediyenin iþinden, sahip çýkmasý gerekirdi, hiç olmazsa bizi yan yana getirsin, iyi davransýn öbürüde vatandaþ, ben öbürünün de yýpranmasýný istemiyorum ama tek taraflý bir þeyler yönetmek olmaz yani. Anlamýyom, bilmiyom. Son olarak eklemek istediðiniz neler var? -Belediye baþkanýna sorunu götürdüðümde Meclis Üyesi Ali Demirci yanýmýzdaydý. Avukat ý Muarrem Yýlmaz ve Fen Memuru Mete vardý. Baþkan söz konusu yolun ne yapýlaçaðýný Ali Demirci ye sordu ve arkasýndan adeta benimle dalga geçercesine Yolun kapatýlmasý halinde buraya bina mý yaptýralým yoksa park mý yaptýralým diye Meclis üyesi Ali Demirci ye sordu. Bu laf bir belediye baþkanýna yakýþýr mý. Yada bundan önce meclis kararý ile kapatýlan yollarý baþkan bina ve park yaparak mý deðerlendirdi. Baþkan sorunu çözmek yerine vatandaþ ile dalga geçiyor. Hacýbektaþ Belediye Baþkanlýðý önemli bir yerdir. Bu davranýþ belediye baþkanýna yakýþmamýþtýr. Vatandaþ da vatandaþtýr. Her vatandaþ ayný haklara sahiptir. Benim isteklerimi vatandaþlar bilsin, belediyemizi de bilsin, bizde bu vatanýn evladýyýz, herkes bu vatanýn evladý, ama normal bir þekilde herkesin hakký verilsin, haksýz yedirdikten sonra insaný ayýrt ederek yani iþler yürümesin. Ýþte yargýda meydanda her þey 13 EKÝM 2008 PAZARTESÝ Özcan: Belediye baþkaný hak hukuk devletini savunuyor ama bunlarla ilgisi yok meydanda, yargý meydanda. Yargýtay onayý meydanda hepsini sunuyrum ben size. Açýkça her þeyi gösteriyor. Daha bunun þeyi yok ki. Ondan sonra biz belediyeye ne yapabiliriz, belediye düþünsün orasýný. Belediye bizden vatandaþtan ne bekliyor, ben onu da anlamýþ deðilim, bilmiyorum yani. Hacýbektaþýmýzda böyle ilerliyor, yolu açýk olsun bakalým, gidiyoruz, nereye kadar gideriz. Bu konu ile ilgili Belediye Baþkaný sizinle ilgilendi mi? -Ýlgilendi, çay ýsmarladý, iç dedi, çay ýsmarladý, bizim yapacaklarýmýz bu kadar dedi, avukat belediyenin avukatý, hem benim karþý tarafýn avukatý, iki avukatta ayný yani, ikisi birden, yani mahkemeden kurtaramayýnca belediyeden kurtaracak yanlýþlýðý düzeltecek. Hem belediyenin hem de benim karþý tarafýn avukatý. Bende vatandaþ olarak belediyenin ne durumda olduðunu bilgilendirmek için gazeteye baþ vurdum. Buraya baþvurdum. Yoksa ben yine baþka türlü yargýynan neynen uðraþacaðým, daha olmazsa haber kanallarýna vereceðim, benimde kendime göre düþüncelerim var. Bu iþin sonunu býrakmayacaðým. Daha da elimden gelirse bu evi de satacaðým, bende Mucur a gidip yerleþeceðim. Ýbreti alem için buda. Hacýbektaþlý olarak bende gidip oraya yerleþeceðim. ÝLAN HACIBEKTAÞ MALMÜDÜRLÜÐÜNDEN 1-Ýlçemizde bulunan aþaðýda nitelikleri belirtilen Hazineye ait taþýnmaz mallarýn 2886 Sayýlý Devlet Ýhale Kanununun 45. Maddesi gereðince Açýk Teklif usulü ile satýþý yapýlacaktýr 2-Ýhale aþaðýda belirtilen gün ve saatte Malmüdürlüðü Makam odasýnda toplanacak Komisyonca dosyadaki mevcut þartname gereðince yapýlacaktýr. 3-Ýhaleye katýlabilmek için isteklilerin, ikametgah belgesi,nüfus cüzdan örneði veya T.C numaralý nüfus cüzdan fotokopisi,geçici teminat yatýrdýklarýna dair makbuzlarý veya geçici teminat mektubunu, tüzel kiþiler ise ayrýca yýl içinde onaylý sicil kaydý ile tüzel kiþilik adýna ihaleye katýlacak kiþiye verilmiþ noter onaylý yetki belgesi ve imza sürkülerinin örneðini,kamu kurumlarýnýn ise ihaleye katýlacak veya teklifte bulunacak kiþilerin tüzel kiþiliði temsile yetkili olduðu belgeyi ihale saatine kadar Ýhale Komisyon Baþkanlýðýna vermeleri zorunludur. 4-Ýstekliler Kanunun 37. Maddesine uygun olarak düzenleyecekleri teklifleri iadeli taahütlü bir mektupla gönderebilir.posta ile yapýlacak tekliflerde gecikme olmasý halinde teklif iþleme alýnmaz. 5-Taþýnmazmallarýn satýþý K.D.V ' ye tabi olmadýðý gibi bu satýþ ve devir iþlemleri sýrasýnda düzenlenen vergi,resim ve harçtan müstesnadýr. 6- Satýþý yapýlan taþýnmaz mallar 5 yýl süre ile Emlak Vergisine tabi deðildir. 7- Ýhale bedeli peþin ödenebileceði gibi talep üzerine 1/4 ' ü peþin kalan kýsma Kanuni faiz uygulanmak suretiyle, taksit tutarlarý eþit olarak belirlenmek suretiyle 3 er aylýk dönemler halinde taksitlendirme yapýlacaktýr. 8- Þartname ve ekleri Dairemizde bedelsiz olarak görülebilir. 9- Komisyon, ihaleyi yapýp yapmamakta serbesttir. Ayrýca ; Bu ihalelere iliþkin bilgiler http://milliemlak.gov.tr adresinden öðrenilebilir. (0 384 4413732) ÝLÝ : NEVÞEHÝR SIRA MAH/KÖY TAÞINMAZ NO NO: KASABA 1 Mikail Köyü 50060101943 ÝLÇESÝ: HACIBEKTAÞ PAFTA NO ÝHALEYÝ YAPAN ÝDARE HACIBEKTAÞ MALMÜDÜRLÜÐÜ ÝDARENÝN TELEFO NOSU 0 384 441 3732 GEÇÝCÝ ÝHALENÝN TEMÝNAT TARÝHÝ MEVKÝ ADA NO PARSEL CÝNSÝ YÜZÖLÇ HAZÝNE ÝMAR TAHMÝNÝ ÝHALE NÝN NO M2 HÝSSESÝ DURUMU BEDEL SAATÝ 1 Köyiçi 121 191 Arsa 480.00 Tam Ýmarsýz 800.00 160.00 27.10.2008 10.00 2 Mikail Köyü 50060101953 2 Köyiçi 147 8 Arsa 3960.00 Tam Ýmarsýz 6500.00 1300.00 27.10.2008 10.15 ÝLAN OLUNUR B (278)

13 EKÝM 2008 PAZARTESÝ Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi su ile buluþtu Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber söyleþi: Aydýn Þimþek 7 Hacý Bektaþ Veli Dergahý nda kutsal olduðuna inanýlan Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi nin Küresel ýsýnmaya ve Çilehane den gelen suda % 240 kolibasili mikrop çýkmasýna baðlý olarak bir süre akmamamsýný gören ziyaretçiler ve Hacýbektaþlý vatandaþlar yetkililerden bu duruma önlem almalarýný istemiþlerdi.. Konuyla ilgili olarak Hacýbektaþ dýþýnda yaþayan Hacýbektaþlý vatandaþlarýn gazetemize yazdýklarý yazýlarla da kamuoyunun dikkati akmayan çeþmelere çekilmiþti. Þimdi sularý akan Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi nin suyla buluþmasýnýn hikâyesini dinlemek için gazetemiz yazarlarýndan Aydýn þimþek Müze Müdürü Yusuf Bulut ile bir söyleþi yaptý. Bu söyleþiyi sizlerle paylaþýyoruz. Sulucakarahöyük - Dergâhta bir su sýkýntýmýz vardý, gördüðümüz kadarýyla da çeþmemizde su sorunu kalmadý, bu sorunu nasýl çözdünüz bizlere anlatabilir misiniz? Öncelikle bize göstermiþ olduðunuz hassasiyetten dolayý çok teþekkür ederim. Külliyemiz 13. yüzyýldan beri devam eden bir süreç var bu süreç içerisinde külliyenin ana hat olarak iki tane su kaynaðý var. Sulucakarahöyük - Bu kaynaklar hakkýnda bilgi verir misiniz? Su kaynaðýmýzýn bir tanesi Otman Baba Mevkii nde günümüze kadar süregeliyor, bir diðer kaynaðýmýz ise Çilehane tepesinin eteklerinden çýkýp külliyemize getirilmiþ. Ta o tarihten beri gelen bir süreç. Ancak ilçemizin geniþleyerek Çilehane bölgesinin su havzasý yerleþim alaný içerisinde kalmasýndan dolayý ve çeþitli etkenlerde buna ilave olarak suyun kaynaðýnda bir kirlenme söz konusu oldu, Çilehane den gelen suyu tahlil ettirdik, su nerdeyse % 240 kolibasili mikrop taþýmaya baþladý, halkýn saðlýðýný tehdit edeceðini düþünülerek o suyu biz çeþmeye vermedik, Sulucakarahöyük - Ýnsanlarda bu durumda suyun tamamen kesildiðini düþündüler sanýrým Bir dönem külliyede bayaðý bir su sýkýntýsý çektik, çok az bir þekilde geliyordu, küresel ýsýnmanýn verdiði zararla Otman Baba dan gelen suyla idare etmek zorunda kaldýk, ancak halkýmýz bunu eleþtirdi, haklý olarak eleþtirdi. Sulucakarahöyük - Neden eleþtirdi? Burada ziyarete gelen insanlarýmýz buradaki suyun þifalý olduðunu bilirler ve hastasýna, buraya gelemeyene, yaþlýsýna buradan su götürüp içirmek ister, onun þifa bulacaðýna, dileðinin kabul olacaðýna inanýr halk böyle bir inanç var, psikolojik bir olay tabi bu, kutsal olduðuna inanýrlar bu inanýþýndan dolayý da vatandaþlar tepki göstertmeye baþlamýþtý. "Su niye akmýyor, bakýlmýyor mu" gibi eleþtiriler geliyordu. Sulucakarahöyük - Eleþtiriler karþýsýnda siz ne yaptýnýz? Bende bu konuyu biliyordum konuyu Belediye Baþkanýmýza arz ettim, Belediye Hacý Bektaþ Veli Dergahý nda kutsal olduðuna inanýlan Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi nin Küresel ýsýnmaya ve Çilehane den gelen suda % 240 kolibasili mikrop çýkmasýna baðlý olarak bir süre akmayan Üçler Çeþmesi Hacý Bektaþ Veli Dergahý nda kutsal olduðuna inanýlan Aslanlý Çeþme ve Üçler Çeþmesi yapýlan çalýþmalar sonucu yeterli olmasada suyuna kavuþtu. Hacý Bektaþ VeliMüze Müdürü ve suyu akan Üçler Çesmesi Baþkanýmýz da sað olsun Hacýbektaþ ilçesinin öteden beri suyunu karþýlayan Keþlik Mevkii nden gelen cazibeli bir þekilde gelen suyu Müzeye tahsis Hacý Bektaþ Veli Dergahý ýnda kutsal olduðuna inanýlan Aslanlý Çeþme edebileceðini ifade etti, ben bunu ilçe kaymakamýmýza arz ettim, ilçe kaymakamýmýz da çok sað olsun Köye Hizmet Götürme Birliði nden suyumuzun Hacý Bektaþ Veli Müze Müdürü Yusuf Bulut maliyetini karþýladý. Sulucakarahöyük - Keþlik Mevkii nden getirdiðiniz su ile ilgili çalýþmanýzdan kýsaca bahseder misiniz? Keþlik Mevkii ndeki suyun kaynaðýný açtýk. Orada bir tadilat yaptýk.suyun gözünü bulduk, kapanmýþ olan drenaj borularýný deðiþtirdik, yeni bir kaptaj yaptýk, mevcut boruyla ilçenin su deposuna kadar gelen boruyla oradan keserek bizim kendi hattýmýza baðlamak suretiyle 450 metre bir harfiyat çalýþmasýyla 450 metre boru döþedik ve külliyenin mevcut borusuna baðlayarak suyun bir miktar artmasýný saðladýk. Bu þekilde þimdilik su sorununa çözüm bulmuþ olduk. Sulucakarahöyük - Su sorunu tamamen çözüldü diye bilir miyiz? Tabi yeterli deðil, özellikle Hacýbektaþ Veli anma törenlerinde buraya gelen insanlar su götürmek istediði için yine sýkýntý devam ediyor. Sulucakarahöyük - Kamuoyu ve özellikle Hacýbektaþ halký üçler çeþmesi akmýyor görüyor, gerçekten bu çeþme akmýyor mu yoksa sizin bu getirdiðiniz suyu daha tasarruflu kullanmak mý istiyorsunuz? Bunu da açýklar mýsýnýz? Mevcut suyumuz tabi ki debisi çok düþük, Aslanlý Çeþme den bunu Üçler Çeþmesi ne böldüðümüz takdirde suyun yarýsý dýþarýda yarýsý Aslanlý Çeþme de akacaðý için vatandaþta hep özellikle aslanlý çeþmeden suyu almak istiyor ve onun için bize sýkýntý yaratýyor. Ýstediðimiz zaman suyun tamamýný dýþarýya verebiliriz ya da gerektiði zaman ikiye bölüp hem Üçler Çeþmesi nde hem Aslanlý Çeþme nin akmasýný saðlarýz ama su imkânlarýmýz kýsýtlý olduðundan tek çeþmeye veriyoruz ve oradaki ziyarete gelen insanlarýn suyu doldurup hemen orayý terk etmesi için, sirkülasyonu saðlamak için böyle daha faydalý olacaðýný düþünüyoruz. Yani sonuçta da üçler çeþmesi akabilir. Sulucakarahöyük - Teþekkür ediyorum. Ben teþekkür ediyorum.

Zamlara karþý 2 bin imza ZEYNEP KURAY ÖDP Beyoðlu ilçe binasý önünde toplanan ÖDP liler, Zam,zülüm,yoksulluk iþte AKP, Zengin dostu, yoksul düþmaný hýrsýz AKP sloganlarý eþliðinde BEDAÞ önünde yürüyerek AKP nin halka dayattýðý zamlarý protesto etti. ÖDP Ýl Baþkaný Sinan Tutal, AKP nin sosyal devlet uygulamalarýný otadan kaldýrdýðýna dikkat çekerek, vatandaþýn paralarýný çalmaya devam etiðini söyledi. Tutal, özelleþtirme politikalarýyla kamusal varlýklarý yerli-yabancý sermaye gruplarýna adeta hibe eden AKP nin, pervasýzca zengin dostu, yoksul düþmaný uygulamalarýna devam ettiðini vurguladý. Özelleþtirmede sýranýn yerli-yabancý bütün tekellerin beklediði elektrik-enerji sektörüne geldiðine dikkat çeken Tutal, 1 Temmuz 2006 da iki daðýtým bölgesini özelleþtiren AKP nin, 1 Temmuz 2008 de ise elekriðe yaptýðý zamlarla bundan sonra yapacaðý zamlarý da otomatiðe baðladýðýný söyledi. Zamlarýn yoksul halký yoksullaþtýrdýðýna dikkat çeken Tutal, AKP ye Elekrik zammýný geri çek çaðrýsýnda bulundu. ÖDP liler zammýn geri çekilmesi için topladýklarý 2000 imzayý Enerji Bakanlýðý na ve Enerji Piyasasý denetleme Kurulu na yolladýlar. *** EMO: Türkiye enerjide fiyat artýþ þampiyonu ElektrÝk Mühendisleri Odasý (EMO), Türkiye nin enerjide fiyat artýþý þampiyonu olduðunu bildirdi. Açýklamada, OECD ye göre Eylül 2008 itibariyle enerji fiyatlarý endeksi 2007 sonundaki 470 deðerinden 603 deðerine fýrladý. Böylece 2002 den bu yana, yani AKP nin iktidar olduðu dönemde enerji fiyatlarý artýþý yüzde 115 e ulaþtý. OECD ülkelerinin 2002 den bu yana zam ortalamasý ise yüzde 77 de kaldý denildi. Açýklamada, þöyle denildi: Hükümet enerji politikasýný masaya yatýrarak vatandaþa fatura kesme anlayýþýndan uzaklaþmalý, egemenlerin çýkarýna odaklanmýþ, kamu üzerinden bu kesimlere kaynak aktarmaya dayalý politikalardan vazgeçmelidir. Çözüm, siyasal etkilerden arýndýrýlmýþ, yönetimde toplumun tüm örgütlü kesimlerinin temsil edildiði, þeffaf ve denetime açýk kamu örgütlenmesinden geçiyor. Bu yapý ile ülkede yaþayanlarýn bir kesiminin deðil tüm yurttaþlarýn ortak çýkarý gözetilebilir. Baþak Turan Ankara Birgün Çukurovalý çiftçi sudan da tarla kiraladý Çukurovalý çiftçi, yüksek girdi maliyetleri sonucu karþýlaþtýklarý güçlükleri aþabilmenin yolunu, yurt dýþýnda düþük bedellerle arazi kiralayýp cazip koþullarda üretime yönelmekte buldu. Adana Ziraat Odasý Baþkaný Yavuz Tezcan, tarla kirasý, mazot, gübre, ilaç, su, enerji ve iþçilik gibi girdilerdeki maliyetlerin çok yüksek olmasýnýn, Çukurova yöresindeki üreticileri kendilerine uygun þartlar sunan ülkelere yönlendirmeye baþladýðýný söyledi. Odalarýna kayýtlý 20 üyenin Sudan"da üretim yapmak için Ceyhan Cezire Medeni (CCM) Tarýmsal Üretim AÞ"yi kurduklarýný ve þirkete daha sonra kendisinin de hissedar olduðunu söyleyen Tezcan, ""Þirket ortaklarý Sudan"ýn Cezire kentinde kiraladýklarý 17 bin dekar alana ayçiçeði ekerek tarýmsal üretime baþladý"" dedi. Adana Ziraat Odasý Baþkaný Tezcan, çiftçilerin ayçiçeði üretimi için 6 adet çift çeker traktörün yaný sýra zirai ekipmanlarýný da Sudan"a götürdüklerini belirterek, ""Gönlümüz Türkiye"de ürettiðimiz tarýmsal ürünleri yurt dýþýna ihraç etmekti, ama girdi maliyetlerinden dolayý zarar ettiðimiz için tarýmsal ürün yerine Türk çiftçisi ihraç etmeye baþladýk"" diye konuþtu. TÜRKÝYE DE 200, SUDAN DA 50 YTL Sudan hükümetinin tarýmsal üretim yapmak için kendilerine oldukça cazip imkânlar sunduklarýný anlatan Tezcan, þunlarý kaydetti: ""Nil Nehri kýyýsýnda ayçiçeði ürettiðimiz araziyi dekarý 5 YTL"den kiraladýk. Sulama suyu sýkýntýmýz yok, akaryakýt ve gübre fiyatlarý oldukça ucuz. Girdi maliyetlerinin tamamý düþük olunca bize sadece üretim yapmak kalýyor, biz de Sudan"da bunu yapýyoruz. Türkiye"de 1 dönüme ayçiçeði eken çiftçinin maliyeti 200 YTL"yi bulurken, ayný ürün Sudan"da 50 YTL"ye mal oluyor."" Üretimini gerçekleþtirdikleri ayçiçeðinin hasadýna bir ay sonra baþlayacaklarýný ve 7 bin ton verim beklediklerini ifade eden Tezcan, ""Daha sonra bu ürünü Türkiye"ye satmanýn yollarýný arayacaðýz"" dedi. Tezcan, Çukurovalý çiftçiler olarak yurt dýþýndaki yatýrým ve üretimlerine devam edeceklerini de ifade etti.2009"da Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna gibi ülkelerde de tarla kiralayýp üretim sahalarýný geniþletmeyi hedeflediklerini vurgulayan Tezcan, ""Yatýrýmlarýmýzý bu ülkelere kaydýracaðýz. Bulgaristan ve Romanya"da meyve, Ukrayna"da ise mýsýr ve buðday ekeceðiz"" þeklinde konuþtu. Birgün Ýþkenceciler cezalandýrýlsýn ZEYNEP KURAY Anne Kamile Tekin ve baba Ali Tekin oðullarýnýn ölümünden devleti sorumlu tutarken, polise verilen sýnýrsýz yetkilerin geri çekilmesini ve oðullarýný döverek öldürenlerin cezalandýrýlmasýný istedi. Hatice Tekin aðýt yakarak gözyaþý döktü. BASKI SOYAD DEÐÝÞTÝRTTÝ Polis ve jandarmalar sürekli evlerini bastýðý için soyadlarýný deðiþtirmek zorunda kaldýklarýný söyleyen baba Tekin, oðlunun polis tarafýndan vurularak sakat býrakýlan Ferhat Gerçek için adalet istemesi nedeniyle tutuklanýp, iþkenceden geçirildiðini söyledi. Oðlumu düþüncelerini ifade ettiði gerekçesiyle dört duvar arasýna týkmayý biliyorlarsa, onun güvenliðini de saðlamak zorundalar diyen Tekin, polisin aileleri parçalamaya devam etiðini ifade etti. Tekin, polise sýnýrsýz yetkiler veren Polis Vazife ve Salahiyatlar Kanunu nun geri çekilmesini ve oðluna iþkence yapan jandarma ve gardiyanlarýn cezalandýrýlmasýný istedi. Bu arada Adalet Bakanlýðý konuyla ilgili soruþturma baþlattý. CENAZE BUGÜN KALDIRILIYOR Engin Ceber in cenazesi için bugün saat 11.00 de Ýstanbul Anadolu Yakasý nda Mustafa Kemal Mahallesi Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Cemevi nde bir tören düzenlenecek. Cenaze öðle namazýný müteakiben Ümraniye Kocatepe Mezarlýðý nda topraða verilecektir. *** Ceber in darp edildiði belgeli EngÝn Ceber 28 Eylül 2008 günü Ferhat Gerçek için basýn açýklamasý yaptýktan sonra Yürüyüþ dergisi daðýttý. Bu sýrada polis tarafýndan darp edilerek gözaltýna alýndý. Ýstinye Karakolu nda da feci þekilde dövülen Ceber ve arkadaþlarýna verilen adli tapip raporunda polisteki iþkence belgelendi. Zehra Þahindokuyucu Ankara Metal sektöründeki 100 bin iþçi adýna grup toplusözleþme görüþmeleri sürüyor. Görüþmelere Birleþik Metal Ýþ, Türk Metal Ýþ ve Çelik Ýþ Sendikalarý temsilcileri katýlýrken, iþvereni de Madeni Eþya Sanayicileri Sendikasý temsil ediyor. Birleþik Metal Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Adnan Serdaroðlu, BirGün e yaptýðý açýklamada, 2008-2010 dönemini kapsayacak toplusözleþme için iþverene taleplerimizi ilettik. Bunlar arasýnda enflasyonun üzerinde ücret zammý verilmesi ilk sýrayý alýyor. Çünkü Devletin açýkladýðý enflasyon rakamlarý gerçekleri yansýtmýyor. Ýþçilerin maðdur olmamasý için açýklanan rakamlarýn üstünde bir ücret Darp izlerinin ayrýntýlý olarak anlatýldýðý rapora raðmen Sarýyer Sulh Ceza Mahkemesi Ceber i Polise mukavemet suçundan tutukladý. Metris Cezaevi ne 3 arkadaþý ile birlikte gönderilen Ceber i önce jandarma ardýndan da gardiyanlar dövdü. Ve iþkence seanslarýnda komaya giren genç adam Þiþli Etfal Hastanesi nde 4 gün süren yaþam mücadelesini kaybetti. Ceber in ailesinin umutlu bekleyiþi en büyük acýyla son buldu. *** Ceber in arkadaþýna da iþkence Ferhat Geçek için adalet arayýþýyla 5 Ekim günü açýklama yapanlardan Veli Yýldýrým da feci þekilde dövüldü. Esentepe Yeþilkent Mahallesi"ndeki pazarda 10 arkadaþýyla Yürüyüþ dergisini daðýtýrken yaþadýklarýný anlatan Veli Yýldýrým, polisin birden hiçbir ihtar verilmeden üzerlerine coplarla saldýrdýklarýný, pazar yerinde yerlerde sürüklenerek tekmelerle dövüldüklerini belirtti. Veli Yýldýrým"a da adli tabip iþkence gördüðüne iliþkin rapor verdi. *** Sorumlular yargýlanmalý DÝSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, kamu görevlilerinin hukuksuz ve keyfi biçiimde yurtaþlarýn yaþama haklarýný ihlal ettiklerini söyledi. Görgün Bütün yurttaþlarýnýn yaþama hakkýný korumakla mükellef olan devletin, vatandaþýnýn canýna kast eden devlet görevlileri hakkýnda gerekli ve yeterli önlemleri almýyor. Polis devletine dönüþ riski barýndýran bu durum karþýsýnda yetkililer sorumlular hakkýnda derhal yasal iþlemler baþlatýlmalýdýr dedi. Birgün 100 Bin metal iþçisi hakkýný istiyor zammý yapýlmasý zorunlu dedi. Serdaroðlu, metal iþçilerinin aðýr koþullarda çalýþmalarýna raðmen hak ettikleri ücreti ve sosyal haklarý alamadýklarýný bildirdi, amaçlarýnýn bu toplu sözleþme döneminde maðduriyetlerin giderilmesini saðlamak olduðunu ifade etti. Birgün